19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zetlerinden bir kısmına kavuşmaları câizdir denildi. Bedenin<br />

Cennetine dünyâda kavuşulamaz. Cennet lezzetleri, dünyâ lezzetleri<br />

gibi değildir. Hattâ, dünyâ lezzetlerine hiç benzemezler.<br />

Allahü teâlâ, Cennetdeki lezzetleri, dünyâda işiterek anlıyabilmemiz<br />

için, dünyâda onlara benziyen lezzetler yaratdı. Böylece,<br />

o lezzetlere kavuşmak için çalışmamızı emr etdi. Cennet lezzetlerinin<br />

tadını alabilmek için, önce acı, sıkıntı çekmek lâzım değildir.<br />

Çünki, Cennetdeki bedenin yapısı, dünyâdaki gibi değildir.<br />

Dünyâdaki beden, yok olacak bir hâlde yaratıldı. Takrîben yüz<br />

sene dayanacak kadar sağlamdır. Cennetdeki beden ise, sonsuz<br />

kalacak, hiç yıpranmıyacak sağlamlıkdadır. Aralarındaki benzerlik,<br />

insan ile, aynadaki hayâli arasındaki müşâbehet gibidir.<br />

İnsan aklı, kıyâmetdeki varlıkları anlıyamaz. Akl, his organları<br />

ile duyulanları ve bunlara benziyenleri anlıyabilir. Cennet<br />

ni’metlerini, lezzetlerini, dünyâdakilere benzetmek, onlar üzerinde<br />

mantık, fikr yürütmek insanı, çürük, yanlış netîcelere götürür.<br />

Bilinmiyen şeyleri, bilinen şeylere benzeterek, fikr yürütmek,<br />

bâtıldır.<br />

Tesavvuf büyüklerine ve birçok âlimlere göre “rahime-hümullahü<br />

teâlâ”, dünyâda (Âlem-i misâl) denilen üçüncü bir âlem vardır.<br />

Bu âlem; gördüğümüz (Cism âlemi) gibi, maddeden yapılmamışdır.<br />

(Rûh âlemi) gibi mücerred de değildir. Ya’nî maddesiz de değildir,<br />

ikisi arasındadır. Oradaki mahlûklar parçalanabildikleri için, madde<br />

âlemine benzer. Ağırlığı olmadığı, yer kaplamadığı için ise, benzemez.<br />

Dünyâdaki her maddenin ve her ma’nânın, o âlemde bir misâli,<br />

şekli vardır. Suyun misâli, orada yine sudur. İlmin misâli, orada<br />

sütdür. İyi huyların ve iyi işlerin orada görünüşü, bostan, çiçek,<br />

meyva gibi lezzetli şeylerdir. Kötü huyların ve çirkin işlerin, o âlemde<br />

görünüşü, karanlık, yılan, akreb gibi sıkıntı verici şeylerdir. Herkesin<br />

gördüğü rü’yâlar, hep o âlemdendir. Tesavvuf büyüklerine<br />

göre, âlem-i misâl de, ikiye ayrılmakdadır. Tesavvufcular, bu âleme<br />

hayâl kuvveti ile girerse, (Hayâle bağlı) olan âlem-i misâl denir.<br />

Hayâlin ve başka iç his organlarının ilgisi olmadan hâsıl olursa,<br />

(Mutlak) olan âlem-i misâl denir. [(Mektûbât) kitâbının ikinci cildinin<br />

ellisekizinci mektûbunda, Âlem-i misâl hakkında geniş bilgi<br />

vardır. Bu uzun mektûbun tercemesi, (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbı,<br />

birinci kısm, 39.cu maddesinde mevcûddur.] Tesavvufculardan<br />

ba’zısı, (Riyâzet) çekerek ve (Mücâhede) yaparak, âlem-i misâle<br />

girdiklerini ve orada gördükleri şeyleri haber vermişlerdir. Din<br />

âlimleri de, bu âlemin varlığını ve ba’zı sırlarını bildirmişlerdir. Abdüllah<br />

ibni Abbâs “radıyallahü anhümâ” buyurdu ki, (Bu gördüğü-<br />

– 144 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!