19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tinin nelerde olduğunu anlatmak için, üç makam yazıyoruz:<br />

Birinci makam: Kalb [gönül] ve rûh nedir? Bu iki varlığa eski<br />

yunan feylesofları ve onların taklîdcileri, (Nefs-i nâtıka) veyâ kısaca<br />

Nefs de demişlerdir. [Hâlbuki, tesavvuf ve ahlâk bilgilerinin<br />

mütehassısı, İmâm-ı Rabbânî “rahime-hullahü teâlâ”, nefsin, kalbin<br />

ve rûhun birbirinden farklı varlıklar olduklarını ve (Nefs-i nâtıka),<br />

nefsin ismi olduğunu bildirmekdedir.] İsrâ sûresinin seksenbeşinci<br />

âyetinde meâlen, (Sana rûhdan soruyorlar. Rûh, Rabbimin<br />

yaratdığı varlıklardan biridir diye cevâb ver) buyuruldu. Bu âyet-i<br />

kerîme, rûhun ne olduğunu anlatmağı men’ etmekdedir. Bunun<br />

içindir ki, turuk-ı aliyye meşâyıhından ve islâm âlimlerinden çoğu,<br />

rûhun ne olduğunu konuşmakdan ictinâb etmişlerdir. Fekat,<br />

Kur’ân-ı kerîmden anlaşılıyor ki, rûhun yalnız hakîkatini, ne olduğunu<br />

konuşmak yasakdır. Yoksa hâssalarını, özelliklerini anlatmak<br />

yasak değildir. Bunun için, âlimlerin çoğu, talebeye ve süâl<br />

edenlere, kalbin ve rûhun cism olmadıklarını, bir (Cevher-i basît)<br />

olduklarını söylediler. Aklın erdiği bilgileri anlıyan, his organlarından<br />

beyne gelen duyguları alan, bedendeki bütün kuvvetleri, hareketleri<br />

idâre eden, kullanan hep bu ikisidir. Tesavvuf büyükleri ve<br />

kelâm âlimleri böyle söylemişlerdir. [Kalb ve rûh hakkında geniş<br />

bilgi almak istiyenin, şâfi’î mezhebi âlimlerinden şeyh Şihâbüddîn<br />

Ömer Sühreverdînin (Avârif-ül me’ârîf) kitâbını ve İmâm-ı Rabbânî<br />

Ahmed Fârûkî Serhendînin (Mektûbât) kitâbını okuması tavsiye<br />

olunur. Sühreverdî, hicrî kamerî 539 [m. 1145] senesinde tevellüd,<br />

632 [m. 1234] de Bağdâdda vefât etmişdir. Abdülkâdir-i Geylânîden<br />

feyz almışdır. İmâm-ı Rabbânî hicrî kamerî 971 [m. 1563]<br />

senesinde Hindistânda Serhend şehrinde tevellüd ve 1034 [m.<br />

1624] senesinde, orada vefât etdi. Abdülkâdir Geylânî hicrî kamerî<br />

561 de Bağdâdda vefât etdi.]<br />

Kalbin ve rûhun ta’rîfini, altı madde içinde îzâh edeceğiz:<br />

1 - Evvelâ kalbin ve rûhun mevcûd olduklarını bildirelim. Rûhun<br />

varlığı meydândadır. Belli olan şeyi isbât etmeğe lüzûm yokdur.<br />

İnsana en ma’lûm olan şey, kendi varlığıdır. İnsan bir ân kendini<br />

unutmaz. Uykuda iken, serhoş iken de, rûh kendisini unutmaz.<br />

İnsanın kendi kendini tanıması için, birşey isbât etmeğe lüzûm<br />

yokdur. Fekat, rûh madde midir, madde değil midir. Kendi<br />

kendine var mıdır, yoksa başka şey ile mi bulunur gibi ve dahâ başka<br />

sıfatlarını isbât etmek câizdir. Çoğu meydânda ise de, hâtırlatmak<br />

lâzımdır. Bunun içindir ki, aşağıdaki beş madde zikr edilmekdedir.<br />

2 - Kalb ve rûh, cevherdir. Ya’nî kendileri vardır. Rûha fârisî<br />

dilinde (Cân) denir. Hayvân ölünce, cânı çıkdı denir. Rûhu bede-<br />

– 129 – İslâm Ahlâkı - F:9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!