19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mak, muhârebede ve yolculukda, oturarak da kılmağa imkân bulamamakdır.<br />

Bu özrlerden birisinden dolayı nemâzın fevt edilmesi,<br />

günâh olmaz. Fekat, özr bitince, bu nemâzı kazâ etmek hemen<br />

farz olur. Özr ile fevt edilen nemâzların kazâlarını, çoluk çocuğunun<br />

ihtiyâcını kazanacak kadar, gecikdirmek câiz olur. Özr ile kaçırılan<br />

nemâzların kazâlarını, müekked sünnetler yerine kılmak lâzım<br />

olmaz. Fıkh kitâblarının (müekked sünnetler yerine kılmamak<br />

dahâ iyi olur) demesi, özr ile kılınamıyan nemâzlar içindir. Özrsüz<br />

terk edilen farzları, hemen kazâ etmek farzdır. Bunları, sünnet yerine<br />

de kılmak lâzımdır. İmâm-ı Rabbânî 123. cü mektûbda buyuruyor<br />

ki, (Nâfile ibâdet, bir farzı terk etmeğe sebeb olursa, ibâdet<br />

olmaz. Mâ-lâ-ya’nî, zararlı olur.)]<br />

[Büyük âlim, İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki,<br />

(Câmiye girince, iki rek’at nemâz kılmak sünnetdir. Buna (Tehıyyetül-mescid)<br />

denir. Câmiye girince, farz, sünnet, kazâ gibi herhangi<br />

bir nemâz kılmak, tehıyyetül-mescid yerine geçer. Bunlara,<br />

ayrıca tehıyyetül-mescid diye niyyet etmek lâzım değildir. Hâlbuki,<br />

bir vaktin farzı ve sünneti diye iki niyyet edilen bir nemâz böyle<br />

değildir. Burada yalnız farz nemâz sahîh olur. Bir mescide girince,<br />

herhangi bir nemâz kılarken, ayrıca niyyet etmeden, bunlarla<br />

tehıyyetül-mescid nemâzı da kılınmış olur. Fekat, sevâb hâsıl olması<br />

için, buna da niyyet edilir. Çünki, niyyet edilmiyen ibâdete sevâb<br />

verilmez). Abdülhakîm efendi “rahmetullahi aleyh” buyurdu<br />

ki, (Sünnet nemâz demek, farzdan başka kılınan nemâz demekdir.<br />

Farzdan evvel veyâ sonra olan sünnet yerine kazâ kılan, bu kazâ<br />

nemâzı ile, sünnet nemâzın ta’rîfine uyduğu için, sünneti de kılmış<br />

olmakdadır.) Görülüyor ki, sünnet yerine kazâ kılınca, sünnet terk<br />

edilmiş olmuyor. Hem kazâ, hem de sünnet niyyet edilince, sünnetin<br />

sevâbı da hâsıl olmakdadır.]<br />

Kazâları, yukarıda bildirilen şeklde ödemeğe niyyet eden ve<br />

başlıyan kimse, ağır hasta olursa, öldükden sonra nemâz keffâreti<br />

yapılması için (vasıyyet) etmesi, Velîsinin de bu vasıyyeti yerine<br />

getirmesi lâzımdır. Velî, vasıyyet olunan kimse veyâ vârislerden birisi<br />

demekdir. Nemâz kılarken, vâciblerinden biri terk edilmiş veyâ<br />

mekrûh işlenmiş ise, vaktinin içinde i’âde edilmesi vâcib olur.<br />

Nâfile nemâzı dahî kılarken, fâsid olursa, ya’nî bozulacak bir şey<br />

olursa, i’âde etmesi vâcib olur. Zekâtı, sadaka-i fıtrı, nezri ve kurbanı<br />

da, her zemân kazâ etmek lâzım olur. Sonradan fakîr olanın,<br />

(Hîle-i şer’ıyye) denilen kolaylıkla, bunları kazâ etmeleri lâzımdır.<br />

Fakîr olmazlarsa, hîle-i şer’ıyye yapmaları mekrûh olur.<br />

Allahü teâlâ ile kul arasında olan, ya’nî kul hakkı bulunmıyan<br />

günâhların afv olması için, gizlice tevbe etmek kâfîdir. Başkala-<br />

– 120 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!