19.03.2018 Views

Islam Ahlaki - Ali Bin Emrullah - Muhammed Hadimi

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir. I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır. II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır. III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.

I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.

II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.

III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tulur). (Fitnecilere karışmıyan, se’âdete kavuşur. Fitneye yakalanıp,<br />

sabr eden de, se’âdete kavuşur). (Allahü teâlâ, Kıyâmet günü,<br />

bir kuluna soracak: Günâh işliyeni gördüğün zemân, niçin mâni’<br />

olmadın diyecek. O kul, onun zararından, düşmanlık yapmasından<br />

korkdum ve senin afv ve magfiretine güvendim diyecek). Bu hadîs-i<br />

şerîf, düşmanın kuvvetli olduğu zemânlarda, emr-i ma’rûfu ve<br />

nehy-i münkeri terk etmek câiz olacağını göstermekdedir.<br />

(Şir’atül-islâm) şerhinde diyor ki, farzın yapılmasını, harâmdan<br />

sakınılmasını emr etmek, farz-ı kifâyedir. Sünnetin yapılmasını<br />

emr, mekrûhdan nehy, men’ etmek, sünnetdir. Harâm işlemekde<br />

olan, el ile men’ edilmez. Söz ile men’ edilir. Ya’nî, kötülüğü, zararı<br />

anlatılır. Harâm işlemeğe hâzırlanan, el ile men’ edilir. Söz ile,<br />

el ile nehy ederken, fitne, zarar çıkarmamak lâzımdır. Nehyin fâideli<br />

olacağını önceden bilmek lâzımdır. Zann-ı gâlib, ya’nî çok<br />

zan etmek de, bilmek demekdir. Hubb-u fillah, buğd-u fillah olmayınca,<br />

yapılan ibâdetlerin fâidesi olmaz. Emr-i ma’rûf özrsüz terk<br />

edilirse, düâlar kabûl olmaz. Hayr ve bereket kalmaz. Cihâdda ve<br />

müşkil işlerde zafer nasîb olmaz. Gizli işlenen günâh, bunu işleyene<br />

zarar verir. Açıkca işlenirse, herkese zararı dokunur. Bir kimsenin<br />

kötülemesi ile, bir insanı kötü bilmemelidir. Bir kimsenin<br />

kötülemesi gîbet olur. Bunu dinlemek de harâm olur. Bir insanın<br />

fâsık olduğu, iki âdil şâhidin, bunun bir münker işlediğini gördüklerini<br />

bildirmeleri ile veyâ kendi tecribesi ile anlaşılır. Günâh işliyeni<br />

görüp de, gücü, kudreti olduğu hâlde, nehy etmemek, (Müdâhene)<br />

olur. Müdâhene edenlerin, kabrden maymûn ve hınzır şeklinde<br />

kalkacakları, hadîs-i şerîfde bildirilmişdir. Emr-i ma’rûf yapanı,<br />

arkadaşları sevmez. Müdâhene yapanı severler. Zâlim olan<br />

hükûmet adamlarına söz ile emr-i ma’rûf yapmak, cihâdın en kıymetlisidir.<br />

Nasîhat vermeğe gücü yetmezse, kalbi ile red etmek de<br />

cihâd olur. Devlet adamları el ile, âlimler söz ile, diğer müslimânlar<br />

kalb ile emr-i ma’rûf yapar. Emr-i ma’rûfu Allah rızâsı için yapmak<br />

ve söylediğinin kitâbdan vesîkasını bilmek ve fitneye sebeb<br />

olmamak lâzımdır. Sözünün fâidesi olmıyacağını ve fitne çıkmasına<br />

sebeb olacağını bilen kimsenin emr-i ma’rûf yapması vâcib olmaz.<br />

Hattâ, ba’zan harâm olur. Böyle zemânda, fitneye sebeb olmamak<br />

için, evinden çıkmamalıdır. [Ya’nî, fitnecilerin arasına karışmamalıdır.]<br />

Fitne çıkarsa veyâ hükûmet zulm yapar, fesâd çıkarırsa,<br />

o şehrden, beldeden hicret etmek lâzım olur. Hicret mümkin<br />

iken, hükûmetin ikrâh etmesi, zorlaması, günâh işlemek için özr<br />

olmaz. Hicret mümkin olmazsa, bir kenâra çekilmeli, kimseye karışmamalıdır.<br />

Sözünün fâidesi olmıyacağını ve fitne çıkacağını bilirse,<br />

emr-i ma’rûf yapmak vâcib olmaz, müstehab olur. Sözünün<br />

fâideli olacağını, fekat fitneye sebeb olacağını da bilirse, yine vâcib<br />

– 102 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!