SAYI:63 ACIBADEM Yaşam ve Kent Kültürü Dergisi

Yıl: 12 Sayı: 63 Mart 2018 

İki Ayda Bir Yayınlanır ÜCRETSİZDİR 

www.acibademdergisi.com 

Zamana İnat 

Kuzguncuk 

70 Hane 

Gürle 

Doğal Ürünler 

Restoranı 

Çocuklara 

Oda Tasarımı 

Çiftlik Rüyası 

Renklerin Efendisi 

Kadıköy’ün Son Müzikçisi 

İletişim Tel: 0216 326 59 34 

Acıbadem Koşuyolu Altunizade Çamlıca Bağdat Caddesi Kadıköy 

Stressiz Tatil 

Planı 

Kadınlar 

Günü 

Kampanyası 

Soy Kayıtları 

12yıldır 

birlikteyiz. 

e-dergi 

elinizin altında

. 

İçindekiler 

10 

O8 

08 

10 

12 

14 

16 

Yeni Girişim 

Çocuklar İçin Yaşam Alanları 

Mimar Kalde Kayaalp ile 

Lezzet 

Yayık Ağası 

Doğal Ürünler Restoranı 

Tatil 

Stressiz Tatil Planı 

Kunet Turizm ile 

Gez-Gör 

Haftasonu Keşfi 

70 Hane Gürle 

Sağlık 

Hastalıklar Bağırsakta Başlar 

Eczacı Figen Şirin Bal ile 

26 

28 

30 

32 

34 

Tarih 

Soy Bilgi Sistemi 

Eğitimci Yazar Yusuf Yıldırım ile 

Sağlık 

İşitme Cihazı Seçerken 

Acıbadem İşitme Cihazları Merkezi ile 

İpucu 

Yurtdışından Telefon Alanlar 

Ne Yapmalı? 

Doğadan 

Çiftlik Rüyası 

Diyet 

Diyetisyen Kübra Bal ile 

18 

14 

18 

20 

22 

24 

Güzellik 

Kuaför Ergin Badur ile 

Şehir Turu 

Yakın Rota 

Kuzguncuk 

Lezzet 

Beyran Geleneği 

Çanak Restoran ile 

Güzellik 

Kuaför İlhan Akbulut ile 

35 

36 

38 

40 

Spor 

Kung Fu Eğitmeni 

Erdem Süsem ile 

Yaşam 

Güzel Günler Köşkü 

Nostalji 

Kadıköy’ün Son Müzikçisi 

Manuk Ohanoğlu ile 

Eğitim 

Eğitimde Yeni Rota 

Avustralya 

22 24 

32 

38 

2 ACIBADEM DERGİSİ • Acıbadem Koşuyolu Altunizade Çamlıca Bağdat Caddesi Kadıköy

Özel Acıbadem Anadolu Lisesi 

ACIBADEM ANADOLU LİSESİ 

ÜNİVERSİTE Hayali Kuran Öğrencilerin Tercihi 

2016 - 2017 Gurur Tablomuz 

2018- 2019 

Eğitim Öğretim Yılı 

Erken 

Kayıtlarımız 

Başlamıştır. 

MEHMET GÜMÜŞ CERRAHPAŞA TIP TIP 

BETÜLAY DEMİRAL CERRAHPAŞA TIP TIP 

REHA ŞAHİN MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP 

LEDEYNA AYDOĞMUŞ MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP 

RECEP BERKAY ŞEN SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TIP 

EFE BOYACI BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ TIP 

MEHMET ESAT KILIÇ DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP 

BERRA ÖZTÜRK MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ TIP 

GÖZDE ESMER OKAN ÜNİVERSİTESİ TIP 

İREM AÇIKALIN YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP 

BATUHAN GÖKÇE İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ TIP 

ZEYNEP ORDUSEVEN YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP 

GİZEM AKOVA İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÇAPA DİŞ HEKİMLİĞİ 

ECMEL BERİL ÖNER İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÇAPA DİŞ HEKİMLİĞİ 

SELMA MEREY MARMARA ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

TUNA KOÇ OKAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

GİZEM AKYILDIZ OKAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

ECE KÖSE OKAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

MERAL KESKİN OKAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

ELİF İREM DÖLCÜ BİRUNİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

HAZAL KÜÇÜKOĞLU BİRUNİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ 

İPEK GÖRGÜLÜ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 

BENGİSU SAVRAN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ SİYASET VE ULUS.İLİŞKİLER 

HARUN ŞENOL BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İŞLETME 

BERK FİDAN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI 

BERFU ÇETE ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ ÜRÜN TASARIMI 

SENA ÖZGE TOPYAY ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ 

EMRE ÜNAL ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ PETROL VE DOĞALGAZ MÜHENDİSLİĞİ 

ECEM ALKAŞ BİLKENT ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK ELEKTRONİK 

ARDA SÜLECİK KOÇ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 

ARDA ÇETİN KOÇ ÜNİVERSİTESİ KİMYA-BİYOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ 

MURAT ŞAHİN İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKT. VE HABERLEŞME MÜHENDİSLİĞİ 

SİNAN SÖZER İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKT. ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ 

DİNÇ DOĞRUSEVEN İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 

ALPER TAN İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ MÜH.(SUNY) 

BİLGE ALPARSLAN İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MATEMATİK MÜHENDİSLİĞİ 

GÜLCE DALGIÇ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MATEMATİK MÜHENDİSLİĞİ 

ZEREN GÜLEREN İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ 

ÖMER TÜNTÜL İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FİZİK MÜHENDİSLİĞİ 

BERK ÇETE İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ 

YUSUF ELMAS İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ(SUNY) 

CEREN SARAÇ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA 

YAĞIZ YAŞAR SABANCI ÜNİVERSİTESİ MÜH. VE DOĞA BİLİMLERİ 

ÖMER KÖSE SABANCI ÜNİVERSİTESİ MÜH. VE DOĞA BİLİMLERİ 

LAL KAYA SABANCI ÜNİVERSİTESİ MÜH. VE DOĞA BİLİMLERİ 

EFECEM RUŞEN SABANCI ÜNİVERSİTESİ MÜH. VE DOĞA BİLİMLERİ 

DOĞAN SÖZER SABANCI ÜNİVERSİTESİ SANAT SOSYAL BİLİMLER PROGRAMI 

MİHRİNUR BAL SABANCI ÜNİVERSİTESİ SANAT SOSYAL BİLİMLER PROGRAMI 

İREM BENGİSU YILMAZGİL MİMARSİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ İÇ MİMARLIK 

NAZ ÇAMÖZÜ MİMARSİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ İÇ MİMARLIK 

EZGİ ÇELEBİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ 

SARP TAMER ZAMAN MARMARA ÜNİVERSİTESİ İŞLETME 

HİRA NAZ ÇAMOĞLU YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ BİYOMÜHENDİSLİK 

ALPTUĞ SOYSAL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT 

TALHA MERT ERDENER KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ 

SELEN ÇİÇEK GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KİMYA 

SENEM KALKAN BEZM-İ ALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK 

MERVE UÇEV ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK 

SERCAN ÇEVİK ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ 

DİLARAY AKMAN ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ İÇ MİMARLIK 

MELİKE NUR ERSOY ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ 

SARP DOĞRUSEVEN ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ ULUSLAR ARASI TİCARET VE İŞLETMECİLİK 

SENA AYAZOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ FİZYOTERAPİ 

SENA DADANDI ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ 

KERİM AKTUNA BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ 

ECE GÜNER BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ 

BERK ALTUĞLU BAHÇESEHİR ÜNİVERSİTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ 

DOĞUHAN ELMAS BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ 

ŞEVVAL YAMAK BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ 

ASYA ÇİFTÇİ BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ 

MELİKENUR BÜYÜKBAKKAL SEHİR ÜNİVERSİTESİ 

PSİKOLOJİ 

ASİYE YAREN CANTÜRK İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK 

PINAR DUYGULU İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ BESLENME VE DİYETETİK 

BEDİİ ERDİL İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLİMLER VE KAMU YÖNETİMİ 

KERİM YAĞCI İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ 

MERVE SENA GÜNENÇ YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK 

BESTE POLAT YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ İÇ MİMARLIK 

BATUHAN AYDIN YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ ULUSLAR ARASI TİCARET VE İŞLETMECİLİK 

BARIŞ ÖZER İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ 

AHMET HAKAN AKBULUT İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ 

İŞLETME 

İSMAİL AKYILDIZ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ 

GİZEM DEMİRDÖĞEN IŞIK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK 

SİMAY AVCI IŞIK ÜNİVERSİTESİ İÇ MİMARLIK 

EZGİ KALKAN DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ İŞLETME 

SAADET GÜMÜŞ DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ 

ESRA MELİS ERDİM OKAN ÜNİVERSİTESİ GÖRSEL İLETİŞİM TASARIMI 

SENEM SENA GÜMÜŞ BİRUNİ ÜNİVERSİTESİ DİYETİSYENLİK 

HAYATİ BARIŞ UYAR KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER 

SENA SORAL İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 

OĞUZHAN GÖÇ İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ DIŞ TİCARET 

AEK ACIBADEM ANADOLU LİSESİ 

Acıbadem Cad. Itır Sk. No:1 Acıbadem - Kadıköy 

Tel: +90 216 545 00 71 / 72 

www.acibademanadolulisesi.com

Editörden 

Nalan Fidan 

Genel Yayın Yönetmeni 

Doğal yaşam özlemi 

İmtiyaz Sahibi ve 

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü 

Nalan Fidan 

Yönetim 

İkibin7 Medya Basın Yayın Danışmanlık 

Acıbadem Cad. Bayır Sok. Dağcı Apt. 18/1 D: 1 

Acıbadem/Üsküdar/İstanbul 

Abonelik - Reklam 

Tel: 0216 326 59 34 

info@acibademdergisi.com 


Yayın Tarihi 

MART 2018 

Katkıda Bulunanlar 

Pınar Bulut 

Arif Atılgan 

Kayahan Bölükbaşı 

Berk Fidan 

Yayın Periyodu 

İki Ayda Bir 

Yayın Türü 

Yerel Süreli Yayın 

Baskı 

Ege Basım Matbaa ve Reklam Sanatları Ltd. Şti 

Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 

Ataşehir/istanbul 

Tel: 0216 470 44 70 

Sertifika No: 12468 

Acıbadem Yaşam ve Kent Kültürü Dergisi, 

Acıbadem, Koşuyolu, Çamlıca, Altunizade, Bağdat 

Caddesi ve Kadıköy bölgelerinde ev ve iş yerlerine 

ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. 

Doğa ile iç içe yaşamak, şehir insanlarının son zamanlarda en çok özlediği 

yaşam şekli olarak karşımıza çıkıyor. Birçok kişi, emekliliğini bile beklemeden 

kendine zaman ayırabildiği, domates, biber yetiştirip, tavuk yumurtası 

yiyerek, doğal gıdalarla beslenerek yaşamanın hayalini kuruyor. 

Kaliteli yaşamın artık kriterleri de değişti. Eskiden kaliteli yaşam daha çok 

konforu ifade ederken, artık doğal beslenme kaliteli yaşamın en anlamlı 

parçası haline geldi. 

Doğal gıda üzerine kelimelerin tüketildiği ülkemizde, az da olsa gerçekten 

işini hakkıyla yapan yerler de yok değil. Doğal kelimesinin içini doldurmuş, 

gece gündüz kaliteli üretim yapmak için uğraş verenler, alınteri dökenler de 

var, sayfalarımızda bulacaksınız. 

Yaşam sadece bizim için değil, birlikte yaşadığımız tüm canlılar için 

zorlaşıyor. Penceremde her gün bir kaç martı belli saatlerde ziyarete 

geliyorlar. Her defasında camı tıklatıyorlar, bir tanıdık gibi. İrkiliyorum. 

Seslerini duyuramayınca uzun uzun gagalarını açarak sesler çıkartıyorlar. 

Ta ki benden doyacak kadar ekmeği alana kadar. Denizde balıkla beslenen 

martılar, artık pencere önündeki ekmeği bekler oldular… 

Kapaktaki konuğumuz martı ise zamanın adeta durduğu Kuzguncuk’tan. 

Boğaza nazır, vakurlu bir duruşla semtin zamana direndiğini müjdeliyor 

ve kendi yaşam alanına sahip çıkıyor. Hala eski dokusunu koruyabilen 

Kuzguncuk bir solukta gezilecek kadar küçük, ama bıraktığı etki ile çok 

büyük. Sayfalarımızda, sevgiyle, dostlukla, sıcacık karşılayacak sizi… 

Geçen sayımızda Norveç Fiyortlarından sizlere seslenen Seyahat Yazarımız 

Gezgin Kutubalığımız Pınar Bulut da, bu defa sizlere Gürle’den sesleniyor. 

Hepi topu 70 haneli köyden. 

Okuyun! iyi gelecek… 

Bir zamanlar kaset, plak satan dükkanlardan müzik sesleri cadde ve sokaklara 

yükselirdi. O zamanlar müzik, dinlemek isteyenlerin bizzat satın aldığı bir 

üründü. Yıllar itibariyle internet yaygınlaşınca müzik çalan dükkanlar da tek 

tek yok olup gittiler hayatımızdan. Yitip giden pek çok renk gibi. Araştırmacı 

Yazar-Mimar Arif Atılgan “Kadıköy’ün Son Müzikçisi” Manuk Ohanoğlu’nun 

hikayesini taşıdı sayfalarımıza. 

Güzel bir kare görmeye, güzel bir ses duymaya gerçekten çok ihtiyacımız var. 

Bu yüzden sizlerle olmaya devam edeceğiz. 

Sevgilerimle. 

Her hakkı saklıdır, alıntı yapılamaz. 


Kısa Kısa 

Validebağ’da “Kitap Okuma 

Atölyesi” Açıldı 

Validebağ Korusu içinde bir zamanlar elektrik 

atölyesi, marangoz atölyesi olarak kullanılan ve 

bugün kültür varlığı olarak tescilllenen atölye 

binalarının bir bölümü kitap okuma atölyesi 

oldu. Validebağ Gönüllüleri’nin önderliğinde 

kurulan atölye, kitap okumak ve sessiz sakin 

çalışmak isteyenler için düzenlendi. Her gün 

açık olan Kitap Okuma Atölyesi’nde gönüllülerin katkıları ile şimdilik 

küçük bir kitaplık oluşturuldu. Kitaplığın daha da büyüyüp, gelişmesi için 

siz de atölyede kitap okuyarak ve kitap bağışlayarak destek verebilirsiniz. 

Nadire - Ahmet Uzun Sağlık Ocağı’nda 

Rutubet Sorunu Devam Ediyor 

Yıllardır Acıbadem sakinlerine hizmet 

veren Nadire - Ahmet Uzun Sağlık 

Ocağı binası bir süredir küf ve rutubet 

sorunu yaşıyor. Erdem Çıkmazı Sokak’ta 

yer alan parkın hemen alt katında yer 

alan sağlık ocağı, duvar ve tavanlarında 

yalıtımın iyi yapılmamış olması nedeni 

ile sağlıksız bir görüntü sergiliyor. Sağlık 

Bakanlığı’na bağlı olan binada bir kaç 

kez tadilat yapılmış olsa da, binlerce 

hastaya hizmet veren bina yeniden pırıl 

pırıl olacağı günleri bekliyor. 

Emin Ongan Üsküdar Musiki 

Cemiyeti 100.Yılını Kutluyor 

1918 yılından bu yana musikiye hizmet eden 

Emin Ongan Üsküdar Musiki Cemiyeti bu yıl 100. 

yılını kutluyor. 100. yılını Cemil Reşit Rey Konser 

Salonu’nda verdiği büyük bir konserle kutlayan 

Üsküdar Musiki Cemiyeti, dinleyicilerine keyifli 

saatler yaşattı. İcra Korosu’nun Şef Yıldırım Bekçi 

yönetiminde verdiği konserde, 56 yıl cemiyete 

hizmet etmiş Emin Ongan Hoca da saygı ve 

sevgiyle anıldı. Bünyesinde, icra korosu, çocuk 

korosu, meşk topluluğu ve Üsküdar Musiki 

Gönüllüleri gibi pek çok koroyu barındıran 

cemiyet, aynı gece hep birlikte Yönetim Kurulu 

Başkanı Amir Ateş önderliğinde harika bir konser 

gerçekleştirdi. Cemiyet 100. yılında da 7’den 70’e 

yaş sınırı olmadan musikiseverlere solfej, usul ve 

enstrüman dersleri vermeye devam ediyor. 

İnşaat alanından Lahit Çıktı 

Acıbadem’de General Ali Rıza Ersin Teknik ve Mesleki Lisesi’nin inşaat alanında kazı yapılırken 

tarihi bir mezar olan lahit ortaya çıktı. Şikayetler üzerine kazı alanına gelen İstanbul Arkeoloji 

Müzesi uzmanları inşaat çalışmalarını durdurarak incelemelerde bulundu. Tarihi parçaların hangi 

döneme ait olduğu yapılan incelemelerden sonra ortaya çıkacak. 

ÜCRETSİZ ABONELİK sistemiyle 

sadece ev ve iş yerlerine doğrudan ulaşan dergi 

Reklam ve Abonelik Tel: 0216 326 59 34 

Abonelik için iletişim bilgilerinizi e-mail atabilir ya da telefonla arayabilirsiniz. 

12yıldır 

birlikteyiz. 

E-dergi 

elinizin altında 

Dergimiz 12 yıldır basılı 

format ve E-dergi ile 

okuyucusuna ulaşmaya 

devam ediyor. 

Sosyal Medya Takip 

@acibademdergisi 


Ücretsiz DAĞITIM Noktaları 

ACIBADEM 

Çanak Kebap, Dedem Eczanesi, Yayık Ağası, Bike Restoran, Fıstıkzade, 

Acıbadem İşitme Merkezi, Kuaför İlhan Akbulut, Konoha Restoran, 

Neta Art Sanat Merkezi, Vethouse Veterinerlik. 

KOŞUYOLU 

Kunet Jolly Tur, Ergin Badur Kuaför, Gözde Adana Kebap, 

Koşuyolu Mantı, Nezih Gurme Market. 

MODA 

Chocca Cafe 

GÖZTEPE 

Çanak Kebap 

MUHTARLIKLAR 

Acıbadem, Altunizade ve Barbaros Mahallesi Muhtarlıkları. 

*Dergimiz bağımsızdır. Hiçbir kurum, kuruluş ve internet üzerinde Acıbadem isimli veya uzantılı 

başka hiçbir platform ve adresle ilişkisi bulunmamaktadır. 


Yeni Girişim 

Çocuklar için 

yaşam alanları tasarlıyor 

Yatağından, dolabına; zemin döşemesinden, duvarına ve ev tekstiline kadar 

çocuğunuzun dünyasına renk katıyor. 

Çocuk odaları için piyasada hazır alınabilecek 

mobilyaların çok kısıtlı olmasından yola çıkarak, 

bebek ve çocuk 

mobilyaları 

ve odaları 

tasarlamaya 

başlayan Mimar 

Kalde Kayaalp, 

“İlk Adım 

Tasarımları” 

adıyla 

birbirinden özel 

tasarımlara imza 

atıyor. 

20 yıldır villa, 

konut ve otel projeleri yapan Kalde Hanım, şimdi 

de mobilyadan, ev tekstiline kadar çocukların 

dünyasına renk katıyor. 

Neden çocuklar için tasarım yapmayı düşündünüz? 

Ülkemizde bebek ve çocukların yaşam alanları için çok 

fazla tasarım yapılmadığını görüyorum. Piyasada hep aynı 

tip mobilyalar ve tarzlar var. Oysa ki çocukların dünyası çok 

sınırsız. Bu sınırsız dünyaya yepyeni bir şeyler tasarlamak ve 

üretmek benim için çok keyif verici. 

Neler yapıyorsunuz? 

0 - 17 yaş arası çocukların renkli ve hassas dünyaları için, 

güvenlik, konfor ve estetiği ön planda tutarak, onlara özel 

yaşam alanları tasarlıyorum. Mobilya, aksesuar, duvar kağıdı 

ve tekstil ürünleri bir bütün olarak düşünülüyor ve talebe 

göre farklı boyutta, renkte ve şekilde kişiye özel üretiliyor. 

Müşterinizi nasıl 

yönlendiriyorsunuz? 

Öncelikle müşteriyle birlikte ihtiyaçları 

belirliyoruz. Bir odayı alıp baştan 

sona tasarlayacaksam, müşterinin 

zevki, isteği ve benim fikirlerim 

doğrultusunda bir proje hazırlıyorum. 

Proje onaylandıktan sonra da malzeme 

seçimleri ve üretim aşaması başlıyor. 


Yeni Girişim 

Nasıl teslim ediyorsunuz? 

Mobilyasından duvar kağıdı ya da boyasına, tüm tekstil 

ürünlerinden aydınlatmasına kadar, kurulumu tarafımızdan 

yapılmış, kullanılmaya hazır bir oda teslim ediyorum. 

Ne tür malzemeler kullanıyorsunuz? 

Mobilyalar genellikle kayın ağacından üretiliyor. Su bazlı 

kokusuz boya kullanıyoruz. 

Ev tekstiline yönelik neler yapıyorsunuz? 

Odalarda kullanılacak yatak örtüsü, dekoratif yastıklar, 

bebek yatakları için yan korucular ve perde gibi tekstil 

ürünlerini odanın tarzına göre tasarlayıp, pamuklu ve kolay 

temizlenebilen kumaşlardan üretiyoruz. 

Çocuk odaları dışında evin diğer bölümleri için de 

çalışma yapıyor musunuz? 

Elbette yeni mekanlar yaratmak benim için büyük keyif. 

20 yıldır mimar olarak villa, konut, otel gibi pek çok 

alanda proje ürettim ve gelen talebe göre üretmeye devam 

ediyorum. Mimari ve iç mimari olarak, proje aşamasından, 

uygulama aşamasına kadar hizmet vermekteyim. 

Montessori yatağınızın 

özelliğinden 

söz eder misiniz? 

Montessori yatağının 

amacı, çocuğun hayatını 

kolaylaştırmaktır. Çocuğun 

yaşam alanındaki eşyaları 

çocuğun boyutlarına 

uygun olarak düzenlemek, 

çocuğun günlük işlerini ya da ihtiyaçlarını yardım almadan 

yapabilmesini ve ona ait eşyalara istediği zaman kimseye 

bağımlı kalmadan ulaşabilmesini sağlar. Bu düzenlemeler 

sayesinde çocuk daha özgür, mutlu ve özgüvenli olacaktır. 

Çocuğunuz yer yatağında ya da yere yakın alçak bir yatakta 

yatarsa, yatağa kendisi girip çıkarken rahat eder. Böylece 

bağımsız hareket edebilme özgürlüğü kazanır. 

Yatak, gitmek için istekli oldukları davetkar bir mekan haline 

gelir. Çünkü yatak, sadece uyku için değil, aynı zamanda 

oyuncaklarıyla da oynayabilecekleri ya da dinlenebilecekleri 

yumuşak bir alandır. 

Mimar Kalde Kayaalp kimdir? 

1997 yılında Lefke Avrupa Üniversitesi Mimarlık 

Fakültesi’nden derece ile mezun oldu, mesleki kariyerine 

Yaşarbank İnşaat Emlak Müdürlüğü’nde başladı. Farklı 

firmaların villa, yalı, konut, ofis, otel; mimari ve iç mimari 

projelerinde çalıştı. 2007’den itibaren serbest mimar olarak 

çalışmakta. 2017 senesinde İlk Adım Tasarımları’nı kurdu. 

İki çocuk annesidir. 

Bilgi için: 0533 311 85 69 

www.ilkadimtasarimlari.com 

Acıbadem Koşuyolu Altunizade Çamlıca Bağdat Caddesi Kadıköy ACIBADEM DERGİSİ 

9

Lezzet 

Yepyeni bir konsept: 

Restoran ve şarküteri bir arada 

Tohumdan sofraya 

Doğal Ürünler Restoranı 

Ülkemizde “doğal gıda” üzerine gerçekten işini hakkıyla 

yapan yerler de yok değil. Giresun’da ve Çanakkale Biga’da 

kendi arazi ve çiftliğinde bizzat tarım, hayvancılık yapan 

Yayık Ağası, ürettiği ürünleri Ataşehir ve Acıbadem’de açtığı 

restoranlarında, doğal gıda özlemi çeken İstanbullulara 

ulaştırıyor. Atalık tohumları 

bizzat toplayarak, sağlıklı 

gıda üretimi yaparken, 

bölgedeki küçük üretici 

ve çiftçilerle de iş birliğine 

gidiyor. Tohumdan sofraya 

aracısız gıda sunan Yayık 

Ağası, çiftliğinde yetiştirdiği sertifikalı Jersey cinsi ineklerden 

elde ettiği sütleri, geleneksel yöntemlerle işleyerek süt, 

tereyağı, yoğurt, ayran ve peynir olarak tüketiciye sunuyor. 

Günün her saatinde kahvaltı 

Şeffaf yapı, açık mutfak 

Satın aldığınız ve yiyip içtiğiniz 

bir çok ürünün protein ve 

probiyotik değerlerinden, 

yetişme ve üretim metodlarına 

kadar herşey analiz raporlarıyla 

açık bir şekilde paylaşılıyor. 

Açık mutfağı ile de oldukça 

şeffaf bir yapısı var. 

Yemek yemek, çay kahve içip dostlarınızla bir araya gelmek ya da sakin bir ortamda 

tek başına çalışmak isteyenler için oldukça rafine bir ortam hazırlanmış. İçecekler 

arasında katkısız özel yapılmış meyve suları, doğal ayran ve Jersey sütü gibi sağlıklı 

seçenekler de var. İki katlı restoranın, açık ve kapalı alanları oldukça ferah. Çocuk oyun 

alanı ile otoparkı da bulunuyor. Sabah, öğle ve akşam günün tüm saatlerinde uğrak 

noktanız olabilir. 

Doğal ve katkısız malzemeden 

Sağlıklı Menü 

Beyaz Kiraz Kavurması 

Evinizde yemek yapmak için fırsat 

bulamıyorsanız 

Günün her saatinde kahvaltı, et 

yemekleri, salatalar, börekler, komposto 

ve tatlılara kadar oldukça sağlıklı bir menüsü var ve restoranın 

en büyük özelliği, yemeklerin tamamının çiftlikte üretilen doğal 

ve katkısız malzemelerden yapılıyor olması. Evinizde yemek 

yapmak için fırsat bulamıyorsanız, 

doğal ortamda yetişmiş tavuktan 

yapılmış çorbadan, komposto ve 

tatlılara kadar pek çok yemeği 

menüde bulabilirsiniz. Üstelik 

fiyatlar kalitesine göre hiç de 

abartılı değil. Çocuklu aileler için de 

oldukça ideal. 

Dağ Çilekli Cheesecake 


Lezzet 

Etler doğal ortamda yetişmiş 

Kokusuz kuzu eti ve seçme dana eti 

Biga’dan ince kuyruk 

kıvırcık kuzu eti ve 

seçme büyükbaş 

hayvanlardan elde 

edilen etler, restoranda 

kilo usulü ve porsiyon 

olarak sunulmakta. Eğer 

kendi mutfağınızda 

pişirmek isterseniz 

kasap bölümünden özenle hazırlanmış pek çok çeşidi güvenle 

tüketebilirsiniz. 

Doğal Şarküteri Ürünleri 

Tüm ürünler kültürsüz, antibiyotiksiz ve katkısız 

Şarküteri bölümünde şehir yaşamında artık bulmakta 

zorlandığımız doğal ürünlere yer veriliyor. İsterseniz evinize 

sipariş edin, isterseniz restoranda yiyin. Hemen her ürünün 

üzerinde katkısızdır ibaresi var. 

Bol Probiyotikli Ürünler 

Alasüt Çiftliği / Çanakkale - Biga 

Alasüt Çiftliği’nden Jersey inek sütü ve bu 

sütten elde edilen doğal tereyağı, ev tipi yoğurt, 

peynir, yayık ayranı ile mevsiminde üretilmiş 

sebze meyvelerden yapılmış, turşu, konserve, 

meyve suları, kompostolar, zeytinyağı, sirke 

ve Biga yöresinden seçme kuzu ve dana etleri, 

sucuk, bal, serseri tavuk ve yumurtası, Giresun 

ekmeği, Giresun su böreği… 

Jersey Sütü: Bir bardakta %20’ye kadar daha fazla protein, 

kalsiyum, fosfor ve yağ oranına sahiptir. Alasüt çiftliğinde 45 

dönümlük arazi içinde, açık ahır sisteminde, sertifikalı Jersey 

cinsi ineklerden elde edilen sütler, otomatik sağım ünitesi ile 

sağılmaktadır. 

Yayık Tereyağı: Ev tipi mayalanmış yoğurttan elde edilen 

tereyağı, yayık ile elde edilmektedir. Probiyotik oranı 

1.3x10 7 ’dir. 

Yayık Ayranı: Ev tipi mayalanan yoğurttan Yayık Ağası’nın 

patentli ürünü yayık makinesi ile elde edilir. Probiyotik oranı 

1.3x10 8 ’dir. 

Jersey Peyniri: Jersey inek sütü ile şirden mayası kullanılarak 

yapılır. En az 10 ay olgunlaştırılır. Probiyotik değeri 5.9x10 7 ’dir. 

Taze Kaşar: Sütün kreması çekilmeden, 80 derecede sulu 

haşlama usulü ile üretilir. 11-12 kg.sütten 1 kg kaşar peyniri 

elde edilmektedir. 

Serseri Tavuk ve Yumurtası: Düzce’nin Gölyaka Köyü’nde 

50 dönüm arazi içinde doğal ortamda yaşayan tavukların 

kümes kapıları gündüz kapanmaz. Elle yolunur ve eti koyu 

renklidir. Kesinlikle takviye besi ve antibiyotik verilmez. 

Restorana ait tüm menüyü ve satın alabileceğiniz şarküteri ürünlerini dergimiz içinde yer alan Yayık Ağası broşüründen inceleyebilirsiniz. 

SİPARİŞ 0216 540 10 10 ACIBADEM Acıbadem Cad. No:94 ATAŞEHİR Şerifali Mah. Bayraktar Blv. Şehit Sok. No:1 

www.yayikagasi.com.tr 

Acıbadem Koşuyolu Altunizade Çamlıca Bağdat Caddesi Kadıköy ACIBADEM DERGİSİ 11

Tatil 

Siz strese girmeyin, 

gelin tatil planınızı 

birlikte yapalım… 

Tatile çıkma fikri 

her zaman güzeldir. 

İnternetten bol bol 

arama yapsak da 

bazen gideceğimiz 

otel konusunda 

yardım almak, 

emin olmak 

istiyoruz. 

Koşuyolu’nda yıllardır kurumsal müşterilere hizmet veren Kunet 

Turizm, şimdi de Koşuyolu Caddesi’nde açtığı Jolly Tur acentesi 

ile tatil planı yapacak olan herkese birebir hizmet vermeye 

başladı. Hemen uğrayıp, çay, kahve eşliğinde keyifle acentedeki 

danışmanınızla tüm seçenekleri birlikte değerlendirip, en iyi otel 

önerilerini aldıktan sonra güvenle tatile çıkabilirsiniz. 

Kunet Turizm’in Kurucusu ve Başkanı Ali Kemal Kutlu 

sorularımızı cevaplandırdı. 

Tatil planı yapanlara nasıl yardımcı oluyorsunuz? 

Tatil planı yapan müşterilerimiz genelde internette çok fazla 

seçenek arasında kaybolmuş olarak bize gelmiş oluyorlar. Böyle 

durumlarda kendilerine, otel ve ulaşım şartlarını birlikte, yüz yüze 

en iyi şekilde değerlendirip, isabetli bir tatil planı hazırlıyoruz. En 

iyi fiyatla gideceği otelden ve alacağı hizmetten emin bir şekilde, 

huzurla tatile çıkmalarını sağlıyoruz. Satış sonrası hizmetimizle 

de; misafirimiz tesise gittiği zaman bir sıkıntı yaşarsa, bizi arıyor 

ve problemi biz çözmeye çalışıyoruz. Amacımız misafirlerimizin 

stresten uzak tatil yapabilmelerini sağlamak. 

“İptal güvence paketi hediyemizdir.” 

Avantajlı fiyat kampanyanız var mı? 

Şu an %45’e varan erken rezervasyon indirimimiz var. Güvence 

paketi ile 72 saat kala tatil iptali yapılabiliyor. Acente olarak 

seyahat iptal güvence paketini hediye ediyoruz. Ayrıca seçili 

otellerde %5 bonus kampanyamız devam ediyor. 

Yurt içi ve yurt dışı planlarda daha çok 

nereler talep görüyor? 

Jolly Tur Koşuyolu acentesi olarak portföyümüzde 

dünyanın hemen yerine pek çok tur ve tatil seçeneğimiz 

var. Şu an mevsim itibariyle de yurt dışı tatilde daha çok 

İtalya, İspanya, Dubai, Orta Avrupa ve Balkan turları tercih 

ediliyor. Yurt içinde ise kültür turlarımız çok revaçta. 

Akdeniz’deki oteller ise daha çok sezonun Nisan ayında 

başlamasıyla birlikte hareket kazanıyor ve bu hareketlilik 

Kasım ayına kadar devam ediyor. Mayıs’ın ikinci 

haftasından sonra Ege turları ve otelleri rağbet görüyor. 

Yine bu aylarda termal oteller de talep görüyor. Ayrıca 

Yunan Adaları’ndan, Uzakdoğu, Amerika ve Karayipler’e 

kadar cruise gemi turları yaz aylarının lüks tatil tercihleri 

arasında yer alıyor. Kim nereye gitmek isterse istesin, 

herkese ve her bütçeye uygun sınırsız seçenek var. 

Kültür turlarının yanı sıra lezzet turları da 

öne çıkmaya başladı. Nerelere lezzet turları 

düzenleniyor? 

Kültür turları için 

ülkemiz gerçekten 

bir cennet ve biz de 

Jolly Tur acentesi 

olarak pek çok rota 

sunuyoruz. Bunun yanı 

sıra başta Antakya, 

Antep, Adana, Trabzon 

gibi bir çok şehrimize 

tek gece ya da 2 

gece konaklamalı 

yöresel tatlar ve gurme 

turlarımız var. Bu turlar 

festival tarihlerine ya 

da gelen taleplere 

göre değişiklik 

göstermektedir. 


En İyi Tatil, Otel, Tur için 

Koşuyolu’ndayız! 

Bekleriz… 

Tatlı dil, güleryüz 

çay, kahve ikramımızdır. 

%45’e 

varan 

ERKEN Rezervasyon İNDİRİMİ 

Sosyal medya takipçilerimize 

İptal Güvence Paketi HEDİYEMİZ’dir. 

jollyturkosuyolu jollytur_kosuyolu 0549 372 49 00 

YURTİÇİ YURTDIŞI TURLAR, TATİL PAKETLERİ, ŞEHİR OTELLERİ, VİZE, UÇAK BİLETİ (tüm hava yolları), 

TRANSFER, ARAÇ KİRALAMA. 


Gez-Gör 

99 Pencereli Konak 

Hafta sonu keşfine hazır mısınız? 

Hepi topu 70 hane 

Yazı: Pınar Bulut 

@gezgin_kutubaligi 

Gürle 

İstanbul’a yakın gizli bir cennet arayanlara müthiş bir 

sırrım var: Gürle Köyü. 

Mis gibi havası, nostaljik köy kahvesinde leziz köy 

kahvaltısı, tarihi konakları, hamamı, zamanın ağırlığına 

rağmen hala musluklarından şifa damlayan köy 

çeşmeleri ve bakir sokaklarıyla tam bir hafta sonu 

keşfi burası. Üstelik İstanbul’a keyifli bir yolculukla 

yalnızca bir saat uzaklıkta. 

İstanbul’dan gelirken Osmangazi Köprüsü otobanında 

Gemlik çıkışından tam karşı yöne doğru çıkın. İznik 

Gölü’ne doğru ilerlerken hemen 10 dakika sonra sağda 

Gürle Köyü levhasını göreceksiniz. Zeytin ağaçları 

arasından ilerlerken etekleri ıhlamur ağaçlarıyla kaplı 

Sivri Kaya’nın Gürle Köyü üzerine hala nasıl ihtimamla 

eğildiğini hemen farkedersiniz. 


Gez-Gör 

99 pencereli konak 

Maalesef yeni nesil pek köyde yaşamıyor. Bu yüzden 

çoğu ev boş. Köy sokaklarında keyifli bir gezinti 

sırasında 99 pencereli büyük konağı görmeden sakın 

geçmeyin. Anneannemin gelin gittiği bu yıkılmaya 

yüz tutmuş konak yaklaşık 200 yıllık. Bunun gibi bir 

çok tarihi ahşap ev kaderine terkedilmiş Gürle’de. 

Köy Kahvesi 

Büyük Konak 

Çocukluğumun geçtiği köy kahvesi şimdilerde tadilat görmüş. 

Köyümüzün muhtarı tarafından işletilen et mangal restoranında 

hafta sonları köy kahvaltısı da veriliyor. Bahçesindeki minik 

havuza ayaklarımı uzatıp, dedemin aldığı gazozu iştahla içişim 

geliyor gözümün önüne. 

Tarihe tanıklık eden köy 

Tarihi Hamam 

Cumhuriyet Çeşmesi 

Ortaçağ’ın en büyük seyyahı olan İbn’i Batuta da 

seyahatnamesinde Gürle’de büyük bir kervansarayda 

konakladığından bahsediyor. Yukarı sokaklara 

yürürken bizzat Orhan Gazi tarafından 14. yüzyılda 

yapılmış köy camisini de göreceksiniz. Bahçesinden 

İznik Ovasını ve eşsiz İznik Gölü gözüken 

camide ve köyün pek çok yerinde halen Bizans 

döneminden kalan taşların aralara gizlendiğini 

bakalım farkedecek misiniz? 

Almadan dönme 

Köyde yakın zamana kadar (benim çocukluğumda bile) 

ipekböceği, tütün, pirinç yapılırdı. Şimdilerde bunlar bulunmasa 

bile mevsimine göre ballı incirden tutun da kara duta, hatta 

enginara kadar dalından yeni kopmuş her şeyi bulabilirsiniz. Sele 

zeytinin en lezizini, halis sızma zeytinyağı ve ev yapımı zeytinyağlı 

anneanne sabunu ise 4 mevsim köy kahvesinde satılıyor. 

Tatmadan dönme 

Gürle’de meyvelerin yanı sıra etler de lezzetlidir. Hemen 

Gürle’nin 3 km ilerisindeki Yeni Gürle’de çok sayıda kasap 

var. İster kasaplardan kendi etinizi alın, isterseniz zeytinlikler 

içinde kurulmuş Köfteci Muammer’e uğrayın. Ya da hiç köyden 

çıkmadan direkt köy kahvesinde et mangal yaptırın. Ama 

ne yerseniz yiyin yanında peynir kalıbı gibi gelen doğal köy 

yoğurdunu ihmal etmeyin. 

Tarihi Sultan Çeşmesi 


Sağlık 

Bütün hastalıklar bağırsakta başlar 

Bağırsak floramızda yararlı bakterilerimiz fazla ise sağlık, zararlı bakterilerimiz fazla ise birçok 

hastalık ortaya çıkmaktadır. “Bağırsak hasta ise, vücudun geri kısmı da hastadır” 

diyerek devam eder Hipokrat. 

Probiyotik takviyeleri sağlığımıza yararlı ve düzeltici etkileri 

nedeni ile günden güne hayatımıza daha fazla girmiş 

durumda ve ishalden, allerjit rinit, konjuktivit, ekzama, 

atopik dermatit, ev akarlarına, inek sütü alerjilerinden, laktoz 

intoleransına, bağırsak geçirgenliğinin önlenmesinden, 

bağışıklığın güçlendirilmesine kadar olumlu verileri olan çok 

geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. 

Dünya Sağlık Örgütü WHO, probiyotikleri bağırsakta 

üreyerek, yarar sağlayan canlı mikroorganizmalar olarak 

tanımlıyor. Probiyotikler mikrofloranın oluşumunda önemlidir 

ancak, vücudumuza takviye olarak aldığımız probiyotikler 

insan kökenli olmalıdır. Canlı, mide ve safra asidine dirençli 

olması, ince bağırsak epitel hücrelerine tutunma özelliği 

göstermesi, WHO tarafından önerilen uyulması zorunlu 

güvenlik kriterleridir. 

“Üretim teknolojileri 

yüksek olmalıdır.” 

Probiyotiklerin ilaç 

haline getirilme, 

dağıtım süreci ve son 

kullanım sürecine 

kadar sahip olduğu 

kriterler bozulmamalı, 

bağırsakta metabolik 

faaliyetlere girebilecek, 

antimikrobiyal faaliyetlerde bulunabilecek özellikte olmalıdır. 

Probiyotiğin kullanım alanları 

Probiyotiklerin fayda getirdiğine ait birçok çalışma mevcuttur. 

Turist ishalinden, antibiyotik kaynaklı ishalin önlenmesine, 

laktoz intoleransına karşı, alerjik hastalıklarda, bağışıklık 

sisteminin güçlendirilmesinde, B grubu vitaminlerin ve 

K vitamininin üretilmesinde, hazımsızlık, şişlik, bağırsak 

geçirgenliğinin düzenlenmesinde ve kabızlık tedavisinde iyi 

sonuçlar vermektedir. 

Kullanılacak probiyotiğin seçiminde çeşitli kriterler 

bulunmaktadır. Lactobacillus rhamnosus GG üzerinde en 

çok çalışma yapılan probiyotik olarak öne çıkmakta olup, 

kullanılması tavsiye edilmektedir. 

L.rhamnosus GG ile yapılan çalışmalardan benim için öne 

çıkan atopik dermatit üzerine olanlardır. Atopik dermatit 

bebeklik döneminde başlayan, cilt kuruluğu, kızarıklıklık 

gösteren ileri dönemlerde pul pul dökülme, kaşıntı ve 

yaraların görüldüğü 

bir cilt hastalığıdır. 

Bebeklerde çok 

sık karşılaştığımız 

atopik dermatit, bir 

yaşına kadar önlem 

alınamadığı takdirde, 

beş yaşına kadar 

sürdüğü bilgileri 

mevcuttur. Allerjik 

hastalıklar da, bebek 

veya çocukta atopik 

dermatit eşliğinde 

örneğin allerjik 

rinit ve astım da 

görülebilmektedir. 

Probiyotiklerin 

hamile ve yeni doğan 

bebeklerde de atopik 

dermatinin görülme sıklığı ve şiddetini azalttığına dair bir 

çok sonuç bulunmaktadır. Ayrıca, inek sütü alerjisi gibi 

gıda alerjisi olan hastaların tedavisinde de etkili bir yöntem 

olabileceği görülmüştür. 

“Antibiyotiklerin yanında mutlaka probiyotik 

kullanılmalıdır.” 

Antibiyotiklerin yanına mutlaka probiyotik kullanalım 

diyoruz; çünkü antibiyotikler mikrobiyotamızdaki hem 

zararlı, hem de yararlı bakterilerin ölümüne neden 

olmaktadır. Antibiyotik kullanımından sonra tekrar sağlıklı 

mikrobiyotamıza kavuşmak sekiz ay kadar zaman almaktadır. 

Bağışıklık sistemimiz zayıflayacağından, bir çok hastalığın 

oluşması için de zemin hazırlayacaktır. 

Antibiyotikler ve probiyotikler birlikte kullanılsın diyoruz 

ama probiyotiklerin canlılığını korumaları için, antibiyotiği 

takiben en az iki saat sonra alınması önerilmektedir. 

Doğal yoldan bol probiyotikli, yararlı bakterileri 

artırmak için nasıl beslenmeliyiz ? 

Ev yapımı yoğurt, kefir, turşu, ve sirke bol bol tüketilebilir. 

Ayrıca yararlı bakterilerin sayılarını artıracak prebiyotik ihtiva 

eden; pırasa, enginar, soğan, sarımsak, kereviz ve hindiba 

gibi gıdaları mutlaka tüketmeliyiz. 

DEDEM Eczanesi Acıbadem Cad. No. 145 (HSBC karşısı) Tel: 0216 326 33 51 


DÜNYADA EN ÇOK KLİNİK ÇALIŞMASI YAPILAN 

Bağırsağın dengesini 

geri getirin! 

PROBiYOTİK 

1 

KAL.İlan.0218 

 

 

 

1. Guandalini S. Probiotics for Prevention and Treatment... J Clin Gastroenterol 2011;45(3):S149-S153. 

www.iemenarini.com.tr 

Lactobacillus rhamnosus GG 


Güzellik 

“Renklerin Efendisi” 

Kuaför Ergin Badur Koşuyolu’nda 

Uyguladığı birbirinden güzel ombrelerle kendinden söz ettiren ve 

“Renklerin efendisi” olarak anılan Kuaför Ergin Badur, özellikle bebeksi 

sarı tonlarla ve platinlerle saçlara şıklık katıyor. 

Genç olmasına rağmen 20 yıllık tecrübesini, yurtiçi ve 

yurtdışında aldığı eğitimlerle pekiştiren ve sürekli kendini 

yenileyen Badur, şimdi de Koşuyolu’nda son trend saçlara 

imza atıyor. 

Instagram’da birbirinden ilginç videolarıyla çokça ilgi gören ve 

takip edilen Ergin Badur, Başakşehir’den sonra Koşuyolu’nda 

açtığı 2. şubesinde hizmet veriyor. 

Koşuyolu Parkı’nın hemen karşısında yer alan salonda bay 

ve bayanlar için oluşturulmuş ünitelerde, boyadan, kesime, 

manikür, pedikürden, microbladingden, micro kaynağa kadar 

pek çok uygulamaya yer veriliyor. 


Güzellik 

Koşuyolu’na 

Mutluluk Geldi 

Gelinler için de harika çözümler 

ürettiğinizi görüyoruz… 

Pek çok kadının isteği bebeksi, doğal sarı renklerde saçlar. 

Ombreyle çok doğal sonuçlar elde ediliyor. İyi bir ombre 

nasıl olmalı? 

Sarının pek çok tonu var ve kişinin yüzüne, tenine, yaptığı 

işe ve saçın yoğunluğuna göre ton seçilmeli ve en önemlisi 

diplerde kızıllık olmamalıdır. Doğal görünüm için diplerin 

küllü kumral olması gerekir. Uyguladığımız ilaçlarımız çok 

kaliteli olduğundan, saçları hiç yıpratmadan uygun teknikle, 

istediğimiz tona getiriyoruz. 

Bebeksi sarıları elde etmek zor mudur? 

Hayır hiç zor değil. Saça pigmentasyon yükleyerek 

bebek sarıları elde ediyoruz. Tabii burada uygun tekniğin 

uygulanması çok önemli. 

Genelde siz mi yönlendirirsiniz? 

Hanımlar genelde çok beğendikleri bir fotoğrafla geliyorlar. 

Bu da işimizi kolaylaştırıyor aslında. Ancak kişinin saçına 

uygun olmayan bir istek olursa kendisini mutlaka ikna ederim 

ve doğru yönlendiririm. Müşterimin buradan mutlu ayrılması 

benim için çok önemli. 

Kesimlerde daha çok neyi öneriyorsunuz? 

Asimetrik, düz kesim ve yeniden perçem modası var şu 

anda. Saçlarda kat pek yok artık. Ben düz ve belirgin saçların 

hanımları daha enerjik gösterdiğini düşünüyorum. 

Saç bakımı için ne tavsiye ediyorsunuz? 

Evde hiçbir bakım tavsiye etmiyorum. Nasıl ki doktora 

gitmeden ilaç almıyorsak, saçlarımızı da bir bilene teslim 

etmeliyiz. Bakım için artık elimizde çok çözüm var. Saçta 

üç ay kalan yüzde 100 sonuç aldığımız malzemelerle bakım 

yapıyoruz. 

Evet gelinlerimizin buradan 

mutluluk içinde çıkmaları için 

bizimle çalışan, daha önce 

setlerde çalışmış, çok iyi bir 

make-up çalışanımız var. Birinci 

sınıf makyaj malzemeleri ile 

çalışıyoruz ve saçından makyajına 

kadar gelinlerimiz prensesler gibi 

buradan ayrılıyorlar. 

“Koşuyolu’na mutluluk getirdik” 

sloganıyla çok enerjik bir açılış 

yaptınız. Biraz ekibinizden söz 

eder misiniz? 

Koşuyolu bizim evimiz ve 

Başakşehir Ağaoğlu’ndan 

sonra ikinci şubemizi 

Koşuyolu’nda açmayı 

tercih ettik. Burada tümü 

profesyonellerden oluşan, 

sürekli kendini yenileyen, 

geliştiren 10 kişilik ekibimizle 

hanımlara ve beylere hizmet 

veriyoruz. 

Acıbadem Dergisi okurlarına özel... 

İNDİRİM ve HEDİYE KUPONU 

Bu kuponla gelenlere Profesyonel Saç Bakımı hediye. 

6 ay kalıcı Amerikan Fönü 199 TL 

3 ay kalıcı Native Base Mucize Bakım 199 TL 

Ombre ve Sombre 249 TL 

Manikür Pedikür el ayak bakım 59 TL 

Bu kupon 15 Nisan 2018 tarihine kadar geçerlidir. 

Koşuyolu: Mehmet Akman Sok. No:15/17 (Koşuyolu Parkı karşısı) Tel: 0216 326 26 29 

@erginbadur 

Başakşehir: Ağaoğlu My World Europa AVM D-1 Blok 12 Tel: 0850 224 77 99 


Şehir Turu 

Yazı: Nalan Fidan 

Yakın rota 

Zaman durmuş 

Kuzguncuk’ta 

Zamanın işlemediği bir semtimiz var hemen 

yanı başımızda. Boğaza nazır zamanı durdurmuş 

bekliyor sanki. Dünyanın değiştiğinden adeta 

habersiz, halen öyle içten, öyle samimi. Mavi 

sularla iç içe, tüm sokakların denize çıktığı yerde 

ve rengarenk mimarisi ile de dünü bugüne 

taşımanın vakurlu duruşu içinde. 

Son yıllarda kafelerin istilasına uğramış ve kendini 

diğer semtler gibi yeme içmeye teslim etmiş olsa 

da, sokakları, evleri, camisi, kilisesi, kedileri ve 

martılarıyla hala çok özel. 

Güzel dostlukların kurulduğu semt 

Küçük, samimi duygusu uyandıran bu semt 

hakkında anlatılacak pek çok detay olsa 

da hoşgörünün, tarihin, dinlerin buluşup 

kaynaşmalarının, hiçbir ayrılık gütmeden insanlar 

arasında kurulan güzel dostlukların kurulduğu 

içten bir semt desek yanlış olmaz. 

En sevdiğim tarafı Çarşısı ile Boğaz’ın sanki 

kaynaşmış gibi durması. Denize paralel bir 

yol ayırıyor sadece birbirinden. Hemen cadde 

üstünde yer alan Kuzguncuk Camii ve Surp 

Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi yan yana. Çarşıya 

girip yavaşça ilerliyorum sağda Ayios Panteleimon 

Rum Kilisesi ve Beth Ya’akov Sinagogu. 

Kök salmış, asırlık ıhlamur ağaçları ile çınar 

ağaçları da eşlik ediyor yıllardır buradaki yaşama. 


Şehir Turu 

Rengarenk açık hava müzesi 

Cumbalı evler halen yerli yerinde. 

Geçmişten haber verircesine, mahalle 

duygusu içinde… Kendini adeta kendi 

içinde korumaya almış. Bir solukta 

gezilecek kadar küçük, ama bıraktığı 

etki büyük. Her yer fotoğraf karesi, 

sanki açık hava müzesi. Rengarenk az 

katlı evlerin hemen hepsi bakımlı, Çoğu 

restore edilmiş. En çok da bu renklilik 

sarıyor beni. 

Bir karış yeşile muhtaç çok yer varken, 

Kuzguncuk’ta bostan 

İcadiye Caddesi’nden yukarı doğru çıkarken 

soldadır Kuzguncuk Bostanı. Evet çok şaşırtıcı 

değil mi, bir çok semtte bir karış yeşile 

muhtaçken, burada bir de bostanın olması. Bu 

kadar da olmaz demeyin… Kuzguncuk Bostanı, 

Kuzguncuk sakinlerinin verdiği mücadeleden 

sonra bostan olarak kalmış. Şimdi mahalle 

sakinleri bu alanda dönemlik kura ile kendi 

küçük bahçelerine sahip olabiliyorlar. Bostana 

girer girmez masmavi bir gökyüzü de 

aydınlatıyor etrafı. Burası gerçek mi demeden 

alamıyor insan kendini. 

Sevgiyle, dostlukla, sıcacık bir semt 

karşılıyor beni… 


21

Lezzet 

Gece, gündüz 

7/24 açık restoran 

Beyran, Ciğer ve Kadayıf 

Çanak Restoran, bünyesine yepyeni 

bir şube daha ekledi ve beyran, 

işkembe, kelle paça, ayak paça, 

tuzlama gibi günün her saatinde 

çokça rağbet gören çorbaları 

İstanbullularla buluşturdu. 

Acıbadem, Kozyatağı ve Göztepe şubelerinden sonra 

Acıbadem’de açtığı ikinci şubesinde, beyran, ciğer, kadayıf gibi 

lezzetlerle Antep mutfağının tüm zenginliğini ortaya koyan 

Çanak Restoran, yeni şubesinde 7/24 hizmet veriyor. 

Her gün Antep usulü kahvaltı 

Antep usulü kahvaltı beyranla 

başlar. Bu geleneği yaşatan 

Çanak Restoran, kahvaltı dahil 

tüm gün beyran sunuyor. 

Kahvaltınıza dilerseniz Antep’te 

olduğu gibi ciğer, nohut dürüm 

gibi lezzetler de eşlik edebiliyor. 

Menüsünde seçebileceğiniz 

Antep peyniri, menemen, 

omlet, bal kaymak, poğaçalar 

ve kahkelerden oluşan oldukça 

zengin seçenekler var. 

Ciğer kebaplar, söğüş ve 

nohut dürüm sevenler… 

Ustaların maharetli ellerinden 

çıkan mumbar dolması, içli 

köfte ve çiğ köfte gibi lezzetler 

de menüde geleneksel 

yemekler arasında yer alıyor. 

Kadayıfın binbir türlüsü 

Çanak Restoran’ın tatlılardaki 

başarısı hep bilinir. Havuç 

dilimi, bol fıstıklı baklava 

çeşitleri ve meyve tatlılarının 

yanına bu defa kadayıfın binbir 

türlüsünü ilave etmiş. Hepsi de 

bol fıstıklı. Belluriye ve kaymaklı 

hasır tatlısını mutlaka 

denemelisiniz. 

Çanak Restoran yeni şubesinde 

diğer şubelerinde olmayan 

lezzetlere yer veriyor. Antep’in 

zengin lezzet hazinesini tümüyle 

İstanbullular ile buluşturan 

restoranın menüsünde 

çorbalardan sonra sakatatlar başı 

çekiyor. Ciğer kebap, arnavut 

ciğer, ciğer kavurma, uykuluk, 

böbrek, yürek, beyin kavurma, 

kelle kavurma, beyin söğüş, 

kelle söğüş, dil söğüş ve nohut 

dürüm gibi sevilen lezzetler var. 

Belluriye 

Ayak Paça 

Kelle Söğüş 

www.canakbeyran.com.tr 

Mumbar 

Uykuluk 


Beyran 

Bakır Sahanda Beyran Geleneği 

Gaziantep’te sabahın ilk ışıkları ile birlikte kahvaltıda tüketilen beyran, yüzyıllardır bir 

gelenek olarak devam etmektedir. Kısık ateşte pişen kuzu eti, et suyu, sarımsak, pul biber ve 

bir parça pirinç ile buluşarak tam bir şifa kaynağı olarak beyran ortaya çıkmaktadır. 

Tek tek bakır sahanlarda hazırlanan her beyran, neredeyse kaynar şekilde servis edilir ve bir 

çorba olarak anılsa da, oldukça doyurucu ve besleyicidir. 

Restoranımızın mesaisi gece gündüz aralıksız 7/24 devam etmektedir. Antep’e özgü 

geleneksel tatlarımız beyran, ciğer, nohut dürüm ve pek çok sakatat söğüş, kadayıf ve diğer 

tatlılar restoranımızda gün boyunca sunuma hazırdır. 

Restoranlarımız uluslararası kalite sertifikalarına sahip olup, tüm yemekler orijinaline sadık 

kalınarak hazırlanmaktadır. 

Acıbadem Koşuyolu Altunizade Çamlıca Bağdat Caddesi Kadıköy ACIBADEM DERGİSİ 23 

Acıbadem Cad. No:109/A Kadıköy Tel: 0216 450 00 40 - 41 www.canakbeyran.com.tr @canakbeyran

Güzellik 

Hair Stylist 

İlhan Akbulut 

Bay, bayan ve çocuklar için 

hizmet vermeye başladı. 

Meslekte 30 yılı aşan Kuaför İlhan Akbulut, Acıbadem Caddesi’ndeki 

mekanında yenilenmeye giderek, bayanların yanı sıra baylar ve 

çocuklar için de hizmet vermeye başladı. 

Bizler için iyi bir 

kuaför çok önemli. 

Tarzımızı, zevkimizi 

anlayan, doğru iletişim 

kurabildiğimiz. Sadece 

usta elleriyle değil, bilgi 

birikimi ve iletişimdeki 

becerisi ile de adını 

sıkça duyduğumuz 

Kuaför İlhan Akbulut 

halen Psikoloji okuyor 

ve İngilizce biliyor. 

Yeni mekanınızda baylar için de oluşturduğunuz özel bir 

bölümünüz var artık… 

Evet, uzun yıllardır bayanlara kuaförlük hizmeti 

vermekteyiz. İstedik ki tümüyle bay, bayan, ya da çocuk 

kuaförü olarak herkese hizmet verelim. Ailecek gelen 

müşterilerimiz var. Anne, baba, çocuk hep birlikte 

kuaförümüze gelerek, aynı anda değişimi yaşayabiliyorlar. 

Bay ve bayan bölümlerimiz tamamen ayrıdır. 

Beyler için tanışma fiyatımız: 

Saç kesim 30 TL 

Siz yabancılara da hizmet 

veriyorsunuz… 

Evet müşterilerimiz arasında 

yabancı olan, Türkçe bilmeyen 

müşterilerimiz de var. İngilizce 

bildiğim için, benimle rahat 

iletişim kurabildikleri için bizi 

tercih ediyorlar. 

Kalıcı makyaj ve microblading konusunda da çalışma 

yapıyorsunuz. Kalıcılığı konusunda ne söylersiniz? 

Bütünüyle güzel olmak isteyenler için sunduğumuz pek 

çok çözümümüz var. Kalıcı makyajı özellikle hanımlarımız 

tercih ediyor. Kaşlar yüzümüzün ifadesini belirleyen en 

önemli unsur ve 

kaş kontürü, dudak 

kontürü ve eye liner 

gibi uygulamalarımız 

bulunuyor. Kaş 

şekillendirmede kıl 

tekniği uyguluyoruz. 

Oldukça doğal 

bir görünüm 

vermektedir. Kişinin 

yüz şekline ve 

rengine uygun yapılan estetik bir uygulamadır. Cildin 

yapısına göre 6 ay ile 2 yıl arasında kalıcılığı vardır. 

Kaşa yeni şekil verilecekse kıl tekniği, eğer kaşınızın 

daha belirgin olmasını istiyorsanız pudralama tekniğini 

kullanıyoruz. Acısız ve kısa süren bir işlemdir. 


Hair Stylist 

İlhan Akbulut 

Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun! 

Kadınlar Gününe Özel 

• kaş kontür • dudak kontür • eyeliner 

Kalıcı makyaj 

kampanyamız 

31 Mayıs’a kadar devam edecektir. 

750 TL 500 TL (kredi kartı) 

600 TL 400 TL (nakit) 

Randevu: 

0216 

326 05 60 

ilhanakbulutkuafor 

Acıbadem Cad. No:139 Acıbadem (PTT yanı) 


Tarih 

Eğitimci, yazar, 

arşivci 

Yusuf Yıldırım ile… 

Röportaj: Nalan Fidan 

Fotoğraflar: Yusuf Yıldırım arşivi 

Soy bilgi sistemine dair merak edilenler; 

Sülale adı aile tarihinizi aydınlatabilir! 

Beklenen soy ağacı sorgulama bilgi sistemi hizmete girer girmez, 

milyonlarca vatandaş karanlıkta kalan aile tarihine nihayet 

ulaştı. Ancak soy ağacı aramalarının 1850’lere kadar gittiğini 

görmek bir çok vatandaş için hayal kırıklığı yaratsa da, daha geri 

tarihlere kadar soy ağacı bilgisine ulaşanlar da var. 

Bu vesileyle ilginç bir meslek kolunu da farkettik. Arşivcilik. 

Pek farkında değildik ama bu mesleğin bilgiye kolayca ulaşma 

imkanına sahip olduğumuz çağımızda ne kadar önemli 

olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Biz de işin uzmanı 

eğitimci, yazar ve arşivci Yusuf Yıldırım’ın kapısını çaldık ve soy 

bilgi sistemine ilişkin merak edilenleri kendisine sorduk. 

“Bugünkü anlamda nüfus kayıtları ilk kez 

1884’de tutulmaya başlandı.” 

Kayıtların en son 1850’li yıllara kadar gittiğini görüyoruz. 

Soy bilgileri kayıtlarda neden daha geriye gitmiyor? 

Bugünkü anlamda nüfus kayıtları, 1884 yılında Nüfus-ı 

Umumiye Müdüriyetinin kurulması ile başlamıştır. Dolayısı ile 

kurumun arşivi de o tarihte kütüğe kaydettiği kişi bilgileri ile 

başlamaktadır. 1884 yılında, bir yaşında olan da 80 yaşında olan 

da kütüğe kaydedilmiştir. 

Nüfus mukayyidleri de denilen nüfus memurları kütüklere hane, 

doğum, sülale, meslek, sanat, engellilik/hastalık ve okur-yazarlık 

gibi insanların temel kimlik özelliklerini esas alacak biçimde 

kayıtlar yapmıştır. Nüfus kütüklerine hem erkekler, hem de 

kadınlar yazılmıştır. 

Osmanlı’daki nüfus sayımları ile nüfus kayıtları birbirine 

karıştırılmamalıdır. Nüfus-ı Umumiye Müdüriyeti’nin kayıtları 

kütük esaslıdır. Nüfus sayımları daha çok vergi amaçlı hane ya 

da arazi merkezlidir. Bu sayımlarda kişinin mevcut yaşı, sülalesi 

ve baba adı gibi birkaç temel özellikleri kayıtlara alınmıştır. 

Kadın nüfus sayılmamıştır. Kütük esaslı nüfus kayıtlarından 

daha az bilgi vardır. 

“Soy geçmişinizi 1831 Nüfus Defteri üzerinden 

de tespit edebiliyorsanız çok şanslısınız.” 

1850’li yıllardan ne kadar öncesine gidebiliriz? Nasıl bir 

yol izlememiz gerekir? Örneğin siz Osmanlıca bilen bir 

arşivci olarak soy ağacınızda ne kadar geriye gidebildiniz? 

Türkiye’de iki sülalenin soy geçmişi kesintisiz bilinmektedir. 

Bunlar Osmanlı hanedanı ile Mevlana’nın soyudur. Bir de Fuat 

Köprülü’nün sülalesi Köprülüler gibi birkaç şanslı sülalenin 

geçmişi 300-400 yıl geriye doğru bilinmektedir. 

Bunun haricindeki insanlar, çok şanslı olacak ki, doğru arşiv 

kaynakları üzerinden iz sürerek 

belki 1600’lere kadar geçmişini 

tespit edebilecektir. Bunun için 

de önce Osmanlı döneminde, 

sülalesinin adını bilmesi gerekir. 

Osmanlı döneminde insanların 

izinin sürülebildiği ana arşiv 

kaynakları, vergiye dayalı tutulan 

defter usulü kaynaklardır. 

Bunların başında Tapu Tahrir 

Defterleri, Temettuat Defterleri 

ve Nüfus Defterleri gelmektedir. 

Ancak bu kaynakların da 

istisnasız herkesi kaydettiği 

sanılmasın. 

İstanbul Üniversitesi Arşivcilik mezunu olduğum için ben, soy 

araştırmasında normal vatandaşlara göre daha avantajlıyım. 

Osmanlı arşiv kaynaklarına ve Osmanlı Türkçesi’ne hakim 

olmamdan dolayı araştırmalarım kolaylaşmaktadır. Dolayısı 

ile soyağacı bilgi sisteminden çok önce de soy geçmişimi 

1750’lere kadar biliyordum. Sülalem 1800’lerin hemen öncesinde 

Aydın’dan Karaman’a geldiği için ve daha geriye gidebilmek 

için sülale tarihinin Aydın tarafını tespit edebilmem gerekiyor. 

Türkiye’deki nüfusun en az çeyreği, başta savaşlar olmak üzere 

bazı nedenlerden dolayı yer değiştirdiğinden soy geçmişini 

izleyebilmek çok zordur. Yani soy geçmişinizi 1831 Nüfus 

Defteri üzerinden de tespit edebiliyorsanız çok şanslısınız. 


Tarih 

“Osmanlı arşivini okuyabilmek 

hiç de kolay değil!” 

“Soyadı Kanunu öncesi insanların tanınırlıkları lakap, unvan ve sülaleye dayalı 

olduğundan geçmiş kuşakların izleri bu bilgiler üzerinden sürülebiliyor. Soy 

sorgulama bu bilgilerinizi vermiyor. Mevcut hali ile sistemde, lakap ve sülale 

isimlerinin olmaması büyük bir eksiklik. 

1833 Nüfus Defteri 

Bir Avrupa ülkesi vatandaşı, sağlam ve düzenli kilise kayıtları sayesinde kendi soy 

geçmişinde 1000-1500 yıl geriye gidebilmektedir. Bizde ise Nüfus ve Vatandaşlık 

İşleri Genel Müdürlüğü 1884’te kurulduğundan sadece elindeki kaynakları 

işlemiştir. 1831 tarihli nüfus defterleri üzerinden sülale kayıtlarına ulaşmak 

büyük başarıdır. 1831-36 Nüfus Tahrir Defterleri’nin tamamı Devlet Arşivleri 

Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi fonları içinde bulunmaktadır. Beş yılı aşkındır 

da araştırmaya açıktır. Ancak Osmanlı arşivinde araştırma yapmak özel uzmanlık 

gerektiren bir aşamadır. Bu araştırmayı ancak Osmanlı Türkçesi bilen, profesyonel 

bir tarih araştırmacısı yapabilir.” 

Soyadı Kanunu’ndan önce doğmuş, Osmanlı vatandaşlarına soyadı verildiğini 

görüyoruz. Neden? Lakap bilgileri neden görünmüyor? 

Bunlara ulaşmak mümkün mü? 

Ben de yeni öğrendim. Arkadaşımız Avukat Serdar Ceylan’ın söylediğine göre Osmanlı 

vatandaşlarına T.C. Kimlik numarası ve soyadı verilmesi miras işlemlerinde kolaylık 

sağlayan rutin yasal bir uygulamadır. Ancak bunun yanında Osmanlı vatandaşlarının 

günlük hayatta kullandığı sülale, lakap, unvan ve meslek adları, soyağacı bilgi sistemine 

yüklenmemiş. bu büyük bir eksikliktir. Yakın gelecekte bu eksiklik bir sorun olarak sisteme 

mutlaka yansıyacaktır. 

Nüfus idaresi yakın zamanda daha geniş bir bilgiye ulaşabileceğimiz bir sistemi açabilir 

mi? Arşivlerde böyle bir imkan var mı? 

Sürecin ne durumda olduğuna dair en iyi bilgi kurumların kendisindedir. BİMER ve CİMER’den 

ayrıntılı bilgi alınabilir. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, mevcut otomasyon sistemiyle elektronik 

ortamda araştırma yapıp belge satın almanıza imkan sağlamaktadır. 

“Birleşmiş Milletler’in yayımladığı bildirge gereği; bilgi toplumunda her birey, her üretilen 

bilgiye ücretsiz ve doğrudan erişebilme hakkı vardır. Türkiye de bu karara imza atmıştır.” 

Osmanlı Arşivine daha fazla erişim mümkün mü? 

Osmanlı Arşivinde o kadar çok belge fonu var ki, kurumun kendisi bile açılmamış yüzbinlerce belge koleksiyonlarının 

ne olduğunu bilmemektedir. Osmanlı Arşivinde öncelikli hedef; 100 milyona yakın belgenin kataloglanarak araştırma 

hizmetlerine açılmasıdır. Bundan sonraki aşama açık erişimdir. Birleşmiş Milletler’in 12 Aralık 2003’te yayımladığı Bilgi 

Toplumu Dünya Doruk Toplantısı Bildirgesi gereği bilgi toplumunda her birey, her üretilen bilgiye ücretsiz ve doğrudan 

erişebilme kararı vardır. Türkiye de bu karara imza atmıştır. Bu karar Osmanlı Arşivini kapsamasa da yakın gelecekte bilgi 

ve iletişim teknolojileri arşiv kaynaklarımıza ve içeriğine doğrudan erişimi kaçınılmaz hale getirecektir. 

Tapu Tahrir Konya Defteri 


27

Sağlık 

İşitme Cihazı 

Seçerken! 

İşitme sorunu kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkileyen bir faktör. Piyasada bulunan farklı marka ve 

fiyatlardaki işitme cihazları soruna çare olmak için var olsa da, cihaz kadar önemli olan bir başka 

unsur da cihaz ayarının uzman kişiler tarafından yapılmış olmasıdır. 

Acıbadem İşitme Cihazları Merkezi’nin Kurucusu Ayşe Şaşar, bakın cihaz seçimi ve uygulaması 

konusunda neler söylüyor... 

İşitme cihazını nereden almalıyım? 

İşitme cihazı alırken satış sonrası hizmeti alabileceğinize 

emin olduğunuz bir işitme merkezi tercih etmelisiniz. 

Kurumsal yapıda bir firma cihaz adaptasyon sürecinde 

ve sonrasında daima yanınızda 

olacaktır. 

Siz dünya çapında lider konumda 

bir markanın cihazını da almış 

olsanız bile, işitme cihazının 

uygulaması, uygulayacak uzmanın 

bilgisi dahilinde yapılacaktır. Bu 

nedenle cihazınızın ayarları mutlaka 

Sağlık Bakanlığı ruhsatlı işinin 

uzmanı kişiler yapılmış olmalıdır. 

Cihaz seçimi nasıl yapılmalıdır? 

Uzmanınız, sizin için en doğru 

cihazı seçmeden önce ihtiyacınızı 

belirlemek üzere bir çalışma 

yapacaktır ve çıkan sonucu işitme kaybınız ile tekrar 

değerlendirecek ve sizin için en uygun cihazı tespit 

edecektir. 

Bundan sonraki deneme ve uygulama kısmı da yine 

uzmanınızın bilgi ve donanımı ile doğru orantıda olacaktır. 

En iyi cihaz nasıl olmalıdır? 

“En iyi cihaz” tanımı kişiden kişiye değişmektedir. En 

iyi ürün; kişinin işitme kaybı, sosyal yaşantısı, estetik 

kaygıları ve kulak yapısına göre bir uzman eşliğinde 

değerlendirilerek seçilmesi 

demektir. Sadece fiyat kriterine 

göre seçim yapılmamalıdır. İşitme 

cihazlarının fiyatı teknolojisine 

göre değişmekle birlikte, en pahalı 

cihaz, sizin için en iyi cihazdır 

kanısı doğru değildir. En iyi cihaz, 

ihtiyacınıza en uygun olandır. 

SGK desteği var mı? 

SGK ile anlaşmalı işitme merkezine 

rapor ve reçeteniz ile birlikte 

müracaat ettiğinizde emekli iseniz 

675 TL, çalışan iseniz 600 TL cihaz 

desteğinden faydalanabilirsiniz. 

18 yaş altı kullanıcılar için detaylı 

bilgi, web sitemizden ya da telefon 

ile merkezimizden alınabilir. 

Her iki kulağımda kayıp var, tek cihaz 

kullansam olur mu? 

Her iki gözümüzde kayıp olduğunda nasıl ki tek gözümüze 

göre gözlük almıyoruz, her iki kulakta kayıp varsa mutlaka 

iki cihaz kullanılmalıdır. Çünkü kulağın bir denge organı 

olduğu göz ardı edilmemelidir. 


Uzman kadro ile 

doğru yaklaşım 

Danışanlarımız rahat ve 

cam bölmelerden oluşan 

şeffaf bir ortamda, iyi bir 

işitme testi, doğru cihaz 

ve doğru uygulamalarla, 

kendilerini uzman ellere 

teslim etmenin rahatlığı 

içinde hizmet alıyorlar. 

Acıbadem’den sonra şimdi de 

Maltepe’deyiz! 

Uzman kadromuz eşliğinde 

bünyemizde, işitme testi kabini, 

özel ses yalıtımlı cihaz deneme ve 

adaptasyon odası ile yurtdışından 

eğitim amaçlı gelen uzmanların 

çalışma imkanı bulduğu eğitim 

odası bulunmaktadır. 

www.acibademisitme.com 

acibademisitmecihazlari 

acibademisitmecihazlari 

Acıbadem Cad. No:173/A Nişantaşı Durağı - Acıbadem Tel: 0216 326 50 99 

Bağdat Cad. No:505/A Dragos - Maltepe Tel: 0216 441 30 01

İpucu 

Gezgin Pınar Bulut’tan İpuçları 

Yurt dışından telefon alanlar 

Ne yapmalı? 

Teknolojinin hızına yetişmek imkansız. Hele söz konusu cep telefonu 

olunca üç beş yılda bir yenilemeden olmuyor. Zaten siz ne kadar ısrar 

etseniz de yazılımlar, güncellemeler yeni uygulamalar derken cihaz 

neredeyse kendi kendini yok edecek kıvama geliyor. 

Ancak teknolojik ürünlerde dünya piyasası fiyat konusunda adil 

değil. Amerika, Çin, Dubai gibi ülkelerde elektronik cihazlar, cep 

telefonları Türkiye’den çok daha ucuza bulunabiliyor. Tabi dışardan 

alıp Türkiye’de kullanabilmek için mutlaka kayıt yaptırmalısınız. Yoksa 

telefon kilitlenir ve kullanılamaz. 

Yazı: Pınar Bulut 

@gezgin_kutubaligi 

Peki kayıt işlemi çok mu zor? Nasıl yapmalı? Nereye başvurup ne 

kadar ödemeli? Yolunu yöntemini bilince beş dakika içinde internet 

üzerinden telefonunuzu kaydedip tıkır tıkır kullanmaya devam 

edebilirsiniz. 

Adım Adım Cep Telefonu 

Kayıt Rehberi 

Pasaport 

Yurt dışına ister kendiniz, ister bir yakınınız gitmiş olsun. Üzerine 

telefon kaydedilecek pasaportta aranan şartlar yalnızca son 4 

ay içinde yurt dışından gelmiş olması ve son 2 yılda üzerine bir 

telefon kaydedilmemiş olması. (18 yaş altı pasaportlara da telefon 

kaydedilebilir, ancak anne babanın e-devlet sayfasına “çocuğumun 

bilgileriyle başvuru yapacağım” sekmesi işaretlenmelidir) 

Ancak unutmayın telefonu hangi pasaport üzerine kaydedecekseniz 

kayıtlar da ona ait gözükecektir. 

Cep telefonu imei kodu 

Yeni aldığınız telefonun imei kodunu öğrenmek için 

telefonununuza *#06# tuşlamanız yeterli. Çıkan 15 haneli numara 

telefonunuzun kayıt için kullanacağınız imei kodu olacaktır. 

Telefon vergisi yatırma 

İster yakınındaki bir banka şubesinden, istersenizde hemen internet 

üzerinden yeni telefonunuzun vergisini kolayca yatırabilirsiniz. 

2018 itibariyle cep telefonu vergi ücreti 170,70 TL’dir. İnternetten 

telefon harcı yatırmak için Gelir İdaresi Başkanlığı internet vergi 

dairesi sayfasına girip pasaport sahibinin TC kimlik nosu ile hemen 

ödeme yapabilirsiniz. Eğer girdiğiniz bilgiler doğru ise e-devlet 

sayfasında vergi ödeme bilginiz zaten gözükecektir. 

Telefonu e-devlet kaydı yapmak 

Telefonu hangi pasaport 

üzerine kayıt yaptırıyorsanız 

o kişinin e-devlet sayfası 

üzerinden kayıt yapmalısınız. 

Sayfayı açıp sisteme şifrenizle 

giriş yapın. Sonra sol üstteki 

e-hizmetler-Bilgi teknolojileriimei 

kaydet-çıkan form 

üzerinden bilgilerinizi doğru 

ve eksiksiz doldurarak 

kaydınızı kolayca yapın. Bu işlem 

tamamen ücretsizdir. 

İşte hepsi bu kadar! Telefonunuzun kaydını yine internet üzerinden 

“telefon kaydı sorgulama” ekranından kolayca yapabilirsiniz. Ancak 

kayıtlara geçmesi kimi zaman 1 haftayı buluyor. 

Telefonumu kaydetmezsem 

ne zaman kilitlenir? 

Yurtdışından alınan cep telefonunu Türkiye’de 

kayıt yaptırmak için 120 gün yani 4 ay 

süreniz var. Bu süre içinde kayıt yapılmazsa 

telefonunuz kilitlenecek ve bir daha yurt içinde 

kullanılamaz hale gelecektir. 


giysilerin sevgilisi 

KURU TEMİZLEME 

Ütü 

Ev Tekstili ve Halı Yıkama 

%15 

İNDİRİM 

KIŞ 

KAMPANYASI 

60 TL ve üzeri hizmet 

alımlarında geçerlidir. 

*Ücretsiz servisimiz 30 TL ve üzeri 

hizmet alımlarında geçerlidir. 

Zeamet Sok. No: 32 Acıbadem 

www.ihsanyildirim.com.tr 

/İhsanYıldırımKuruTemizleme 

Acıbadem Koşuyolu Altunizade Çamlıca Bağdat Caddesi Kadıköy ACIBADEM DERGİSİ31 

31 

/İhsanYKT

Doğadan 

Hayalinizdeki 

çiftliği kurmaya 

hazır mısınız? 

Şehirde yaşamanın hepimizi fazlasıyla yorup tükettiği günümüzde birçok kişi, emekliliğini bile beklemeden kendi ile 

daha çok vakit geçirebileceği huzurlu bir hayatın hayalini kuruyor. Doğa ile iç içe yaşamak, biraz deniz, biraz toprak 

kokusu şehir insanlarının son zamanlarda en çok özlediği yaşam şekli olarak karşımıza çıkıyor. Metropol yaşamının 

tüm enerjisini tükettiğini düşünenler, domates biber yetiştirip tavuk yumurtası yiyerek yaşamak için “şöyle minik bir 

çiftlik” sahibi olmayı hayal ediyor. Tabii hayallerin pembesi kadar gerçeğin grilerini de göz önünde tutarak! 

Çiftlik sahipliği bir rüya değil, özgürlük arzusunu tatmin eden ve 

gelir elde etmeden yaşamanın mümkün olmadığı gerçeğini de 

hesaba katan bir alternatif olarak öne çıkıyor. Çiftlik kurma hayali 

yaş, eğitim, sosyo ekonomik düzey tanımıyor ama eyleme geçme 

cesareti en çok, orta yaş grubunda yer alan, yükseköğretim 

mezunu, hatta lisansüstü ve doktora sahibi, ekonomik açıdan belli 

standardın üzerindeki kişilerde ortaya çıkıyor. 

Başarılı bir örnek “AYŞE DELİİSMAİL ÇİFTLİĞİ” 

Bodrum’un Milas ilçesindeki Ayşe Deliismail Çiftliği markası 

ile harikalar yaratan Serin Durmay Preleviç, bu hayali 

gerçekleştirenlerden biri. Başarılı eğitim döneminin ardından 

yurtdışında başladığı parlak kariyerini terk ederek aile 

çiftliğinin başına geçen bir isim Serin Durmay Preleviç. Tek bir 

keçiyle yola çıkarak doğal tarım ve doğal hayvan yetiştiriciliği 

alanında bir marka haline gelen Ayşe Deliismail Çiftliği, onun 

vizyonuyla sadece beş senede bambaşka bir aşamaya ulaşmış. 

Zeytin, zeytinyağı, süt, tereyağı, peynir, sebze, meyve gibi 

ürünler Ayşe Deliismail Çiftliği markasıyla pazarlanırken, 

çiftlik bünyesindeki manej at tutkunlarına hitap ediyor, butik 

konaklama tesisi ise çiftlik hayatını deneyimlemek isteyenleri 

cezbediyor. Serin Durmay Preleviç geleneksel yöntemlerle 

üreterek sağlıklı yaşam hayalini gerçekleştirirken modern 

yöntemleri kullanarak da işin ekonomik yanını karşılıyor. 


Doğadan 

Emekli olmayı beklemeden 

Pembe çiftlik rüyası 

Emekli olmayı beklemeden, bugün sahip olunan enerjiyle 

bir an önce gerçekleştirilecek bir çiftlik hayalinin getirileri 

ömrünüze ömür katabilir. 

Bu rüyanın gri yanları 

Hiçbir hayal gerçeğe dönüşürken göz alıcı 

renklerini koruyamaz. Gerçek hayat, gri gibi 

istenmeyen renkleri de önünüze serecektir. 

Doğayla iç içe yaşamak: Bitki-hayvan yetiştirmeye ve üzerine 

küçük de olsa bir ev kondurmaya uygun bir arazi en az 

birkaç on dönüm büyüklüğünde olmalı. Fiyatı elverişli bu tür 

araziler yerleşim yerlerinden görece uzakta bulunduğu için 

doğayla iç içe olmak opsiyonel değil zorunluluk. 

Doğal beslenmek: Eğer doğal tarım ve hayvan yetiştiriciliğini 

önemsiyorsanız organik olmayan gübre ve GDO’suz yem 

kullanır, böylece doğal ürünlerle beslenmeyi garantiye 

alırsınız. Domates bahçeden, yumurta kümesten, süt ahırdan 

geleceği için yiyip içtikleriniz konusunda içiniz rahat olur. 

Temiz hava almak: Doğru yerde yapılacak arazi seçimi, egzoz 

gazlarıyla zehirlenmemiş, bol oksijen yüklü havayı garanti eder. 

Bedeninize iyi davranmak: Birçok yardımcınız bulunsa bile 

çiftlik sahibi olarak yapmanız gereken işler mutlaka vardır. 

Sabahları erken kalkar, uzun uzun yürür, sürekli toprakla 

ve hayvanlarla ilgilenir, doğanın canlılığını her gün tekrar 

keşfedersiniz. 

Emek vererek kazanmak: 

Yatırımınızı akıllıca yaptıysanız 

sizin ve sevdiklerinizin yanı sıra 

başkalarının da yararlanmak 

isteyebileceği ürünleriniz var 

demektir. İster online alışverişle 

ister semt pazarlarına katılarak 

isterseniz anlaşmalı marketler 

aracılığıyla ürünlerinizi piyasaya 

sunabilirsiniz. 

Şehirdeki konforu aramayın: Size bu hayali 

kurduranın şehir hayatı olduğunu aklınızdan 

çıkarmayın ve kaymak gibi yollar, nefis iç-dış 

dekorlar, yüzde yüz konfor, yerden ısıtma vb. inşa 

etmeye çalışmayın. Doğada mutlu olmak, konforla 

değil doğaya uyumla mümkündür. 

Planınızın dışına çıkmayın: Onlarca kitap, 

araştırma, inceleme okuyarak ve deneyimli 

kişilerden tavsiye alarak geliştirdiğiniz plana sadık 

kalın. Atak bir şehir insanı olarak önerdiğiniz 

projeler iş hayatında sizi yukarılara taşımış olabilir 

ama doğanın kuralları çok farklıdır. Mevsim 

döngüsünden toprağın yapısına, fazla yağıştan 

kuraklığa daha pek çok attığınız cesur adımları 

felakete dönüştürebilir. 

Mottonuz çok değil yeteri kadar olsun: Çiftlik 

işletmenin altın kuralı, “yeteri kadar” ölçüsünü 

hayata geçirmektir. Hayvanlarınız, meyve ve 

sebzeleriniz, tarım ürünleriniz, kısacası her şey 

yeteri kadar olmalıdır. Kısa sürede tüketime uygun 

doğal ürünlerde ortaya çıkan her fazlalık sorun 

yaratmaya adaydır. 

Yardımcılarınızı özenle seçin: Herkes gibi siz de 

çiftliği işletme konusunda yardımcı olacak ekibi 

yakın köylerden seçmeye yöneleceksiniz. Çok 

akıllıca ama köylülerin doğuştan toprak, hayvan 

uzmanı olmadığını unutmayın. Tarım, hayvan 

yetiştiriciliği gibi işlerde deneyimli elemanlar 

seçmezseniz önemli sorunlarla karşılaşabilirsiniz. 


Diyet 

Verdik, koruyabilecek miyiz? 

“Verilen kiloyu korumak demek, bir sene boyunca en fazla üç kilo almak demektir.” 

Kilo vermek isteyenlerin veya bu sürece girmiş olanların akıllarındaki en büyük sorulardan birisidir “kilo 

koruma”. “Zayıfladıktan sonra, verdiğimiz kiloları geri alır mıyız?” “Ömür boyu hep diyet mi yapacağız?” 

“Canımızın istediği bir şeyi hiçbir zaman doya doya yiyemeyecek miyiz?” gibi sorular kurcalar durur aklımızı. 

Diyetle verilen kiloların kalıcı olması için neler yapılması gerektiğini ve püf noktalarını 

Diyetisyen Kübra Bal ile konuştuk. 

“Kaçamak yaptığınız günlere dikkat!” 

Zayıflama süreci bittikten sonra, diyetisyeninizle olan irtibatı 

hemen koparmamanız 

gerekir. Elbette ömür 

boyu diyet yapılmaz, 

fakat sağlıklı ve dengeli 

tercihler yapma 

alışkanlığı kazanılabilir. 

Verilen kiloyu korumak 

demek, bir sene 

boyunca en fazla üç kilo 

almak demektir. Eğer 

daha fazla alıyorsak, 

kilo almaya başlamışız 

anlamına gelir. Kilo 

verdikten sonra; yazıyla 

kışıyla, yurt içi yurt dışı 

seyahatiyle, Ramazan 

ayıyla, açık büfe tatiliyle, 

dört mevsim boyunca, 

belirli periyotlarda bir 

uzmandan yardım almak gerekir. Bu süreçte diyetisyeniniz 

size kilonuzu nasıl koruyacağınızı öğretecektir. 

Örneğin bol kaçamaklı geçen günün ertesi günü, 30 dakika 

daha fazla tempolu yürüyebilir ve üç litre su içebilirsiniz. 

Hamurlu ve şekerli bir kaçamağın ardından ertesi 

öğününüzde proteinli ve hafif bir besin tercih etmelisiniz; 

yulaflı yoğurt, ton balıklı salata gibi. Örneğin ben merkezime 

gelen danışanlarıma, kaçamaklarını toparlamak için üç günlük 

detoks suları gönderiyorum. 

“Hareketsiz yaşam kiloları geri getirir.” 

Kilo koruma dönemine girilmediği takdirde, eski beslenme 

alışkanlıklarına ve hareketsiz yaşama dönülürse, verdiğiniz 

kilolar fazlasıyla geri gelecektir. Vücudunuz, yüksek bir kiloyu 

tanıdığında, o kiloya tekrar ulaşmak isteyecektir. Bu nedenle 

hep tetikte olmakta, diyetisyeninizle irtibatı kesmemenizde 

yarar var. 

Kilo Korumanın Püf Noktaları 

Yürüyüşlerinizi bırakmayın. Her zaman spor salonuna gidemeyebilirsiniz veya her mevsim yüzemeyebilirsiniz. 

Fakat açık hava yürüyüşleriniz haftada üç gün, dört mevsim yaparak kilonuzu koruyabilirsiniz. 

Su içmeyi unutmayın. Kilonuzu 30 ile çarparak günde kaç ml. su içmeniz gerektiğini hesaplayabilirsiniz. 

Şişeyle veya matarayla içmek, bardakla içmekten çok daha kolaydır. Su içtikçe, metabolizmanızı zinde 

tutar, barsaklarınızın yavaşlamasının önüne geçmiş olursunuz. 

Günde bir fincan beyaz çay için. Günde bir fincan beyaz çay içmek, metabolizmanızı hızlandırarak 

kilonuzu korumanıza yardımcı olur. 

Kan tahlillerinizi atlamayın. Yılda bir defa, tiroid hormonlarınızı, 

vitamin-mineral değerlerinizi ve insülin direncinizi kontrol ettirin. 

İki üç günde bir tartılın. Gün içerisinde değil, sabahları aç karna tartılarak 

kilonuzu takip edin. Tartıya çıktığınızda düzenli olarak kilo artışı görüyorsanız 

tehlike çanları çalıyor demektir. Eski kilonuza dönmeden, hemen bir diyet 

uzmanından yardım alın. 

Akasya Kent Kule 29. Kat A-179 Acıbadem Üsküdar 0216 428 36 84 www.kubrabal.com 


Spor 

Kendini korumak isteyenler 

Kung Fu sizler için! 

Bugün ülkemizde ve özellikle büyükşehirlerde karşı karşıya kaldığımız 

tehlikelerde kendimizi savunabileceğimiz en etkili savunma 

sanatlarından biri de Kung fu. Özellikle kadınlar, karşı karşıya 

kaldıkları kapkaç ve tacize karşı kendilerini bu sporla çok rahat bir 

şekilde savunabiliyorlar. 

7’den 70’e herkesin yapabileceği bir spor olan Kung Fu’yu daha yakından tanımak için Kung Fu Eğitmeni Erdem Süsem 

ile görüştük. Kendisi 1987 yılından beri Kung Fu ile ilgileniyor. Hocası Remzi Karataşoğlu’ndan aldığı eğitimlerle kendini 

geliştiren Erdem Süsem, çeşitli salonlarda Kung Fu eğitmenliği yapıyor. 

Kung fu kendini koruma eğitimi almak isteyenler için 

uygun bir spor dalı mıdır? 

Evet Kung fu etkili bir savunma sanatıdır. Tüm dünyada ve 

ülkemizde kişilerin özellikle de kadınların kapkaç ve tacize 

karşı kendilerini rahatlıkla savunabilecekleri bir spordur. 

Daha çok kimler bu sporla ilgileniyorlar? 

7’den 70’e tüm insanların yapabileceği bir spor dalıdır. 

Her kesimden yaş ve statüye bakılmaksızın öğrencilerimiz 

mevcuttur. Erkekler, kadınlar ve öğrencilerden oluşmaktadır. 

Tehlikeli midir? Eğitim alanlar nasıl bir süreçten 

geçiyorlar? 

Hayır, tehlikeli bir spor dalı değildir. Eğitimler aşama aşama 

verilmektedir. Herhangi bir sakatlanma veya benzeri bir 

durumla karşılaşılmamaktadır. Tek dezavantajı dersler 

aksatıldığında kas ağrıları meydana gelmektedir. Dersin ilk 30 

dakikası ısınma ve 45 dakikası esnetme ve teknik çalışmalar 

son 15 dakikası tao ve ikili mücadele çalışmaları şeklinde 

geçmektedir. 

Eğitimler ne şekilde yapılıyor? 

Eğitimlerimiz gruplar halinde veya bireysel olarak 

yapılmaktadır. Haftada 3 gün 1,5 saatlik eğitim süresi 

bulunmaktadır. 

Kung Fu’yu diğer savunma sanatlarından ayıran 

yanları nelerdir? 

Karate, Taekwondo, Kick Box ve diğer savunma sanatlarına 

baktığımızda dünyanın 

neresine giderseniz gidin 

sistemleri değişmez. 

Ancak Kung fu bölge ve 

coğrafi olarak değişiklik 

göstermekle birlikte aynı 

zamanda her ustanın 

da kendine göre bir stili 

vardır. 

Yararları 

Güç geliştirme sporudur, vücut için çok önemli 

olan büyüme bormonunun (GH) düzenli 

üretilmesine ve bu hormonun tetiklenmesiyle 

devreye giren pek çok hormonunda üretilerek 

vücudun sağlıklı işlemesine yardımcı olur. 

Kas ve kemik yapısının zaman içinde 

zayıflamasını engellemesi özelliği ve hormon 

üretimine katkısıyla en etkin yaşlanmayı önleyici 

etkendir. 

Dikkat ve konsantrasyon gelişimine katkıda 

bulunur. 

Zihni ve bedeni aynı anda çalıştıran en eski ve 

etkili spor dallarından biri. 

Stresi kovar, psikolojik rahatlama 

sağlar. 

Sporcuların mutlu hissetmeleri 

yalnızca psikolojik değil aynı 

zamanda biyolojik etkiler 

sonucudur. 

Terleme vasıtasıyla vücuttaki 

toksinlerin atılmasına yardımcı 

olur. 

Duruş bozukluklarını, bel boyun 

fıtığı ve astım gibi hastalıkları 

iyileştirici güce sahiptir. 

Çocukların ve gençlerin 

biomotor özelliklerinin gelişmesine katkı 

sağlar, yaşlılarda fiziksel aktivitenin artmasına 

ve daha sağlıklı bir yaşama vesile olur. Fiziksel 

uygunluğu artırır. 


35


Ahmet Rasim “Sakın geç kalma erken gel” şarkısını bu köşkte bestelemiş… 

GÜZEL GÜNLER KÖŞKÜ 

Kadıköy Belediyesi’nin restore ederek ilçeye 

kazandırdığı tarihi köşkler, kent hafızasının 

yaşamasına vesile oluyor. Hasanpaşa’daki 

Karikatür Evi, Acıbadem’deki Gençlik 

Sanat Merkezi ve şimdi de Rasimpaşa İskele 

Sokak’ta yer alan Rasimpaşa Sosyal Hizmet 

Merkezi adını alan tarihi köşk, Kadıköy 

Belediyesi’nin restore ettiği tarihi kültür 

varlıkları arasında yer alıyor. 

Kadıköy Belediyesi’nin restore ederek Rasimpaşa Sosyal Hizmet Merkezi’ne 

dönüştürdüğü köşkte doğan ve burada büyüyen Gönül Öztürk Kızılağaç, 

köşkle ve Kadıköy’le ilgili anılarını anlattı. 

Peki bu binalarda daha önce kimler 

yaşamıştı? Neler yaşamıştı? Harabe haldeyken 

belediye tarafından restore edilerek 

25 Kasım’da açılan Rasimpaşa Sosyal Hizmet 

Merkezi’nde uzun yıllar yaşayan Gönül 

Öztürk Kızılağaç ile konuştuk, hem köşkün 

hem de ailesinin hikayesini anlattı. 

BEYRUT’TAN KADIKÖY’E 

Gönül Öztürk Kızılağaç’ın babası Osmanlı İmparatorluğu ve 

Türkiye Cumhuriyeti’nde üst düzey memurluk yapan Hikmet 

Memduh Kızılağaç. 

Gönül Kızılağaç’ın 

anlatımlarına göre, 

1930’lu yıllarda 

Darülbedayi 

Müdürlüğü 

görevinde de 

bulunan baba 

Hikmet Memduh 

Kızılağaç, uzun 

yıllar o dönem 

Osmanlı toprakları olan ülkelerde görev yapmış. Beyrut’tan 

döndükten sonra Kadıköy’e gelerek Rasimpaşa’daki bu 

köşkü satın almış. Gönül Öztürk Kızılağaç iki ablasıyla 

beraber bu köşkte büyümüş. 

“ÇOK GÜZEL GÜNLER YAŞADIK” 

Kızılağaç o yılları şöyle anlatıyor: “Esasen burası iki ayrı 

binadır. Ön taraftaki bina Rıhtım Caddesi 168 numaradır. Şu 

an içinde olduğumuz kısım ise İskele Sokak 2 numaraydı. 

Ben Rıhtım Caddesi’ndeki köşkte doğdum. Öndeki oda 

benimdi.Çok güzel manzarası vardı. Burada çok güzel 

günler yaşadık. Kapılar açılıyordu sonuna kadar. Güneşin 

tüm ışıkları içeri doluyordu. Aşağı koridorda büyük bir 

soba vardı. Bir de bahçede küçük bir havuzumuz vardı. 

Ablalarımla oyunlar oynardık bu havuzda. Ben evlendikten 

sonra Yeniköy’e gittim ama Kadıköylüyüm hala. İlkokulu da 

Osmangazi İlkokulu’nda okudum.” 

ATATÜRK’LE KARŞILAŞMA 

Kızılağaç bir dönem tramvayların geçtiği Haydarpaşa 

Köprüsü’nün açıldığı zamanı da hatırlıyor; “Tramvaylar vardı 

ama köprü çok önceden yapılmıştı. Tramvaylar sonradan 

geçmeye başladı. Hatta bu köprüden Atatürk de geçti. Afgan 

kralı İstanbul’a gelmişti. 

Biz de çocuğuz tabii, 

Atatürk’ü karşılamak 

için elimize çiçekleri 

verdiler. Camlarında 

perde olan askeri 

araçlarla geçtiler. Arka 

koltukta oturduklarını 

hatırlıyorum. Hızlıca 

yanımızdan geçtiler. 

Ben arkalarından 

koşturdum ama 

yetişemedim, sadece 

çiçeği arkalarından 

attım.” 



AHMET RASİM’İN GEÇİCİ EVİ 

Kızılağaç ailesinin yaşadığı ve Gönül Öztürk Kızılağaç’ın Beyaz Köşk 

dediği bu tarihi binada ünlü isimler de ikamet etmiş. Kızılağaç’ın 

anlatımlarına göre, şair Ahmet Rasim ve ilk kadın ressamlardan Bedia 

Güleryüz de bunlardan birkaçı. 

Kızılağaç, Ahmet Rasim ile ilgili bildiklerini şöyle aktarıyor: “Bizden 

evvel yazar Ahmet Rasim bu binada kiracı olarak oturmuş. Akşamcılığı 

severmiş. Babacığım söylerdi; eşi Ahmet Rasim’e “sakın geç kalma 

erken gel” dermiş. Meşhur o şarkıyı da Ahmet Rasim burada bestelemiş. 

İlk kadın ressamlarımızdan Bedia Güleryüz de burada kiracı olarak 

yaşadı. Çok başarılı bir ressamdır biliyorsunuz.” 

BERİA KIZILAĞAÇ TARAFINDAN GENÇLİK OTELİ YAPILMIŞ 

Memduh Kızılağaç’ın ölümünden sonra aile gelir elde edebilmek için köşkü farklı şekillerde değerlendirmiş. Gönül Hanım’ın 

ablası Beria Kızılağaç köşkü, yurtdışından gelen öğrenciler için gençlik otelleri yapmış. Beria Kızılağaç için 1960’da yayınlanan 

bir haberde, gazeteci ve öğretmen olan Beria Kızılağaç’ın Houston'da toplumsal hizmet üzerine çalıştığı bilgilerine yer 

veriliyor. Yine aynı haberde Kızılağaç’ın İstanbul’a dönmeden önce iki yıl boyunca Japonya, Hindistan ve İran’da da toplumsal 

hizmet metotları üzerine çalıştığı yazılmış. 

“VASİYETİNİ YERİNE GETİRİYORSUNUZ” 

Gönül Öztürk Kızılağaç, ablası Beria Hanım’ın köşkün toplumsal 

hizmet için kullanılmasını istediğini söylüyor. Köşkün aslına 

uygun restore edildiğini ve birçok şeyin değişmediğini söyleyen 

Kızılağaç, köşkün Rasimpaşa Sosyal Hizmet Merkezi olarak 

kullanılmasından duyduğu mutluluğu da şu sözlerle anlatıyor: 

“İyi ki burayı böyle yaptılar. Çünkü harap bir vaziyette Kadıköy’ü 

çirkinleştirmekten başka işi olmayan iki tane binaydı. Hiçbir şey 

yapamıyorsunuz ne maddi gücünüz var, ne de beden gücünüz. 

Bir tek hafızam yerinde en zengin tarafım o. Ama tabi bazı 

şeyler uzaklaşıyor benden, buna da şükürler olsun. Bu şekle 

gelmesi beni çok memnun etti. Ablam da hep müze yapacağım 

derdi. Kadınlar üzerine çalışmak isterdi, bütün isteği buydu. 

Burayı bu şekilde kullanmakla bir nevi ablamın vasiyetini yerine 

getiriyorsunuz.” 


37

Nostalji 

KADIKÖY’ÜN SON MÜZİKÇİSİ 

Manuk Ohanoğlu 

Yazı: Arif Atılgan 

Araştırmacı Yazar-Mimar 

Bu küçücük dükkan, 

kocaman bir müzik dünyası 

“Bir zamanlar kaset, plak satan dükkanlardan 

müzik sesleri cadde ve sokaklara yükselirdi. 

O zamanlar müzik, dinlemek isteyenlerin bizzat 

satın aldığı bir üründü. Yıllar itibariyle internet 

yaygınlaşınca müzik çalan dükkanlar da tek tek 

yok olup gittiler hayatımızdan. 

Bu dükkanlardan geriye sadece, Bahariye’nin 

göbeğinde 46 yıldır müzik esnaflığı yapan Minimo 

Müzik kaldı. Bu dükkana uğrarsanız, müziği bir 

kültür ve geçmişi bir nostalji olarak yaşatmaya 

devam eden dükkanın sahibi Manuk Bey tarafından 

hazırlanmış, 60,70, 80 ve 90’lı yıllara ait; Fransızca, 

İtalyanca, İspanyolca ve Türkçe şarkılardan 

oluşan nefis bir müzik ziyafetine hazır olmalısınız. 

Eskilerden çok beğendiğiniz bir şarkı mı var? Kimin 

söylediğini mi bilmiyorsunuz? Hemen alabilirsiniz 

cevabını. 

Dükkana adım attıktan sonra çıkmak 

istemeyeceksiniz. Çünkü Manuk Bey’in muhabbeti 

de saracaktır sizi.” 

1948 Kadıköy doğumlu 

Manuk Ohanoğlu, doğma 

büyüme Kadıköylü; Saint 

Joseph mezunu. Müzik 

tutkusu sebebiyle üniversiteye 

gitmemiş. Babası ve dedesi 

de Kadıköy doğumlu. Annesi İzmitli. 1963 yılında 

Agop Asdıroğlu’nun Bahariye Caddesi’ndeki Melodi 

Plak dükkanında, yaz tatillerinde çalışarak plakçılıkla 

tanışıyor. 1970 yılında yine aynı caddedeki Gündüz 

Gülener’e ait İstanbul Plak’ta çalışıyor. 

“Manuuk, yeni plak geldi mi?” 

O yıllarda önlerinden Kadıköy-Moda tramvayları 

geçmektedir. Müşteriler tramvaydan seslenip 

‘Manuuk, yeni plak geldi mi?’ diye sorarlarmış. 

Cevap “Evet” ise ertesi gün satın almaya gelirlermiş. 

Sinemadan çıkanlara plak satmak için, saat 24’e 

kadar suareye gidenlerin dağılmasını beklerlermiş. 

Bahariye, sinemaların çarşısıdır o yıllarda. Opera, 

Süreyya, Yurt, Reks sinemaları vardır. Suare saat 20, 

22’de çift, ya da 21’de tek matine olarak oynar. 

1971 yılında askere gider. Kulakla ilgili geçirdiği 

rahatsızlık müzik tutkusunu engellemez. 

1972 yılında askerden dönünce kendi işini kurmak 

ister. Serasker Caddesi’nin girişindeki küçük 

dükkanı kiralar. Sıra isim bulmaya gelir. İyi futbol 

oynayan Manuk, Ermeni Derneği’nin takımındadır. 

Moda’daki Aramyan Ermeni Okulu ve Kadıköy 

Spor sahalarında top oynarken izleyicilerinden biri 

hara sahibi olan Sadık Eliyeşil’dir. Sadık Bey, 1971 

yılındaki Gazi ve Cumhurbaşkanlığı koşuları dahil 

birçok yarış kazanmış olan Minimo isimli şampiyon 

atın sahibidir. Manuk’u sürati dolayısıyla Minimo’ya 

benzetir. Yani Minimo efsane atın ismi, Manuk’un 

lakabıdır. Dükkana Minimo adını koymaya karar 

verir. O yıllarda 45’lik plak ve 33’lük longplay 

denilen plaklar satılmaktadır. 


Nostalji 

1970’li yıllarda onun dükkanına yakın bir yerde 

iş yerim vardı. Orada tanışmıştık. Öğlenleri 

önümüzden geçerek yemek yemeye evine 

giderdi. Oradaysam laflardık. Acelesi olduğunda 

elinin keskin tarafını midesine sürter, “kayıntı” 

der devam ederdi. Yılda bir kere dükkanı kilitler, 

birkaç haftalığına Fransa’ya abisinin yanına giderdi. 

Kendisi burada annesiyle yaşardı. 

94 yaşında vefat eden annesiyle hep Manuk 

ilgilendi. Yaşam böyle bir şey işte. Roller değişiyor. 

Kaset dönemi 80’ler ve Minimo Plak Evi 

1980’lerde kasetçilik başlar. Eski büyük makaralı 

teyplerin bandı küçük kasetin içine sıkıştırılmıştır. 

Teyp yerine de daha küçük ebatta kasetçalar 

üretilmiştir. Manuk o yıllarda kasetlere kendi 

seçtiği parçalarla özel dolum yapardı. Fransız - 

İtalyan - İspanyol parçaları özellikle sevdiği müzik 

türleridir. Bir yandan da Türk Hafif Müziği parçaları 

doldururdu. Tarzı vardı ve çok tutulmuştu. 

1985’te başlayan CD modası 2000’lerde hızlanmıştır. 

2018 yılına geldik... Müzikle uğraşısı 55 yıl, müzik 

esnaflığı 46 yıllıktır Manuk’un. 

Minimo Nostaljik Müzik Dükkanı 

Deşiyorum biraz. “Altıyol’da Mahmut Paşa Çarşısı 

tipi dükkanlar oluşmuş. Halbuki burada eskiden 

Vakko vardı.” diyorum. Dediğimi doğruluyor 

ve özellikle 10 yıldır müşteri tipinin değiştiğini 

söylüyor. Bir anı anlatıyor. Uzun hava isteyen 

birine Safiye Ayla’nın CD’sini vermiş. Akşam 

müşteri telefonla aramış. “Şarkıları beğendim. Ama 

hatalı CD vermişsin. Sadece tek yüzü çalışıyor.” 

demiş. “Telefonda zor anlattım CD’nin tek taraflı 

olduğunu.” diyor Manuk. 

“Tezgah’ta kalan son ustayım” 

“Etrafım telefoncu, yeme-içmeci doldu. Her gün 

gelip ‘Dükkanı devrediyor musun?’ diye soruyorlar.” 

diyor. Kadıköylülerin ilgisi ona değişik bir çözüm 

düşündürmüş. Bulunduğu binanın üst katlarından 

bir ofis kiralayarak ticaret düşünmeden işe devam 

etmek. Dükkanını terk etmemesi için kendimce akıl 

öğretiyorum, “o yıllarda nasıl kaset dolduruyorsan, 

şimdi de CD doldursan?” Cevabından anlıyorum 

ki o bu işi kafasında bitirmiş: “Türkiye’de tezgahta 

kalan son ustayım. Bu 

kiralarla bu işler 

mümkün değil. Sektör 

benimle bitmiştir.” 

Ne yıllardı… Caddeden 

her yerden duyulurdu. 

Minimo Plak Evi’nin 

müzik sesleri. 

O, Kadıköy’ün son 

müzikçisidir. 


Eğitim 

Eğitimde Yeni Rota 

Avustralya 

Yüksek öğretimde Türkiye’den Avustralya’ya giden öğrenci 

sayısında ise son 3 yılda yüzde 15 artış görülmekte. 

Çocuklarının yüksek öğrenimini yurt 

dışında yapmalarını isteyen ailelerin en 

önemli sorunlarından biri ülke seçimi. 

Veliler eğitim kalitesi ve fiyat kriteri 

konusunda ince eleyip sık dokurken, 

güvenlik konusu da ülke seçiminde 

önemli rol oynuyor. Dünyanın en iyi 

400 üniversitesi arasında 22 üniversitesi 

ile önemli bir ayrıcalığa sahip olan 

Avustralya, güvenlik, kalite ve fiyat 

avantajı ile artık akla ilk gelen ülkeler 

arasında başı çekiyor. 

Yüksek lisans öğrencisine 2 yıl çalışma izni 

Avustralya'da eğitim ve kariyer danışmanlığı hizmeti veren 

Hub-Edu'nun Direktörü Simon Boncukçu, Avustralya’nın; 

bilinçli, hedefleri olan ve kendi ayakları üzerinde durabilecek 

öğrenciler için doğru bir adres olduğunun altını çiziyor. 

Avustralya’daki üniversitelerin eğitim kalitesiyle ve 

araştırmalara yaptıkları yatırımlar sayesinde uluslararası 

bir başarı ve üne sahip olduklarını söyleyen Boncukçu, 

“Avustralya'da eğitimin diğer ülkelere kıyasla bazı avantajları 

var. Avustralya’da öğrenci 

olan bir kişi öğrenimi 

süresince yarı zamanlı 

işler bularak iş deneyimi 

kazanabiliyor. Yani 

okulda aldığınız eğitimi 

günlük yaşamda pratiğe 

dönüştürebilirsiniz. Bu 

çalışma, eğitiminize katkı 

sağladığı gibi bütçenize de 

katkı sağlamakta. Ayrıca 

lisans eğitimi bitiminde ya 

da yüksek lisans yaptıktan 

sonra da mezunlara fazladan 

2 yıl çalışma ve oturma izni 

veriliyor.” dedi. 

Fiyatlar 13 – 50 bin Avustralya doları arasında değişiyor 

Doktora yapanların 4 yıla kadar çalışma iznine sahip 

olduklarını vurgulayan Boncukçu, Avustralya’nın, Türkiye’de 

ABET ve MUDEK akreditasyonu bulunan mühendislik lisans 

programlarından mezun olan öğrencilere çalışma deneyimi 

kazanabilmeleri için 18 aylık yaşama ve çalışma fırsatı 

sunulduğunu kaydediyor. Boncukçu Avustralya’dan alınan 

diplomalarla dünyanın hiçbir ülkesinde denklik anlamında bir 

sıkıntı yaşanmadığını kaydederken, yüksek öğretim fiyatlarının 

birçok ülkeden daha avantajlı olduğunu ve yıllık eğitim 

ücretlerinin 13 bin Avustralya doları ile 50 bin Avustralya 

doları arasında değiştiğini ifade ediyor. 

Popüler bölümler ise, IT (bilgi teknolojileri), işletme, 

pazarlama, turizm ve mühendislik. Ek olarak SAP tabanlı 

IT eğitimi verilen ve İş Analisti olarak adlandırabileceğimiz 

“Business Analyst” bölümü de ön plana çıkıyor. 


Acıbadem, Koşuyolu, Altunizade, Çamlıca, Bağdat Caddesi Moda, Kadıköy sakinleriyle 12 yıldır buluşuyoruz. 

Evde, Ofiste, İnternette 

Her yerde elinizin altında! 

Ücretsiz DAĞITIM Noktaları 

ACIBADEM 

Çanak Kebap, Dedem Eczanesi, Yayık Ağası, Bike Restoran, 

Fıstıkzade, Acıbadem İşitme Merkezi, Kuaför İlhan Akbulut, 

Konoha Restoran, Neta Art Sanat Merkezi, Vethouse Veterinerlik. 

İster abone olun 

İster E-dergiden okuyun 

İsterseniz dağıtım noktalarımızdan alabilirsiniz. 

KOŞUYOLU 

Kunet Jolly Tur, Ergin Badur Kuaför, Gözde Adana Kebap, 

Koşuyolu Mantı, Nezih Gurme Market. 

MODA 

Chocca Cafe 

GÖZTEPE 

Çanak Kebap 

MUHTARLIKLAR: 

Acıbadem, Altunizade ve 

Barbaros Mahallesi Muhtarlıkları. 

Sosyal Medya Takip 

@acibademdergisi 

www. 

acibadem 

dergisi. 

com 

12.yıl 

Acıbadem Cad. Bayır Sok. 

Dağcı Apt. No:18/1 Acıbadem 

www.acibademdergisi.com

SAYI:63 ACIBADEM Yaşam ve Kent Kültürü Dergisi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?