22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

saydı bir iki kişiye emr olunurdu. Yalnız (Sa’d için) denirdi. (Reîsiniz)<br />

demeğe lüzûm olmazdı.<br />

Abdüllah bin Ömer “radıyallahü anhümâ” hac için Medîneden<br />

Mekkeye giderken, yoldaki mubârek yerlerde, Resûlullahın<br />

oturduğu yerlerde durur, nemâz kılar, düâ ederdi. Buralarla bereketlenirdi.<br />

Resûlullahın minberine ellerini koyar, sonra yüzüne<br />

sürerdi. İmâm-ı <strong>Ahmed</strong> bin Hanbel, Hucre-i se’âdeti ve minberini<br />

öperek bereketlenirdi. Hem Hanbelî mezhebinde olduklarını<br />

söyliyorlar, hem de, bu mezhebin imâmının yapdığına şirk diyorlar.<br />

(Hanbelîyiz) demelerinin sahte olduğu anlaşılıyor. İmâm-ı<br />

<strong>Ahmed</strong> bin Hanbel, imâm-ı Şâfi’înin gömleğini ıslatıp, bu suyu içdi.<br />

Bununla bereketlendi. Hâlid ibni Zeyd Ebû Eyyûb-el-Ensârî<br />

“radıyallahü anh”, Resûlullahın mubârek kabrine yüzünü sürdü.<br />

Biri gelip kaldırmak isteyince, (Beni bırak! Taşa, toprağa gelmedim.<br />

Resûlullahın huzûruna geldim) buyurdu.<br />

Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân”, Resûlullahın eserleri ile teberrük<br />

ederlerdi. Abdest alırken kullandığı su ile, mubârek teri ile<br />

bereketlenirlerdi. Gömleği, asâsı, kılıncı, na’lınları, kadehi, yüzüğü<br />

ile ve kullanmış olduğu herşeyle bereketlenirlerdi. Mü’minlerin<br />

annesi Ümm-i Selemenin “radıyallahü anhâ” yanında mubârek<br />

sakalından bir kıl vardı. Hasta gelince, kılı suda bırakır. Sonra çıkarıp<br />

bu suyu ona içirirdi. Mubârek kadehine su kor, şifâ için içerlerdi.<br />

İmâm-ı Buhârînin kabrinden misk kokusu duyulurdu. Bereketlenmek<br />

için toprağından alıp götürürlerdi. Hiçbir âlim ve müftî<br />

buna mâni’ olmazdı. Hadîs ve fıkh âlimleri, bunlara izn vermişdir.<br />

(Üsûl-ül-erbe’a)dan terceme burada temâm oldu.<br />

[Eshâb-ı kirâm ve Tâbi’în-i izâm zemânlarında, hattâ bin senesine<br />

kadar, Evliyâ, Sulehâ çokdu. Herkes bunları ziyâret ederek<br />

bereketlenir, düâlarını alırlardı. Kabrle tevessül etmeğe, cansız<br />

eşyâ ile bereketlenmeğe lüzûm kalmazdı. O zemânlarda bunların<br />

az yapılması, câiz olmadıklarını göstermez. Câiz olmasalardı, mâni’<br />

olanlar bulunurdu. Hiçbir âlim mâni’ olmadı. Âhır-zemân<br />

yaklaşdıkça, küfr alâmetleri, bid’atler çoğaldı. İslâm düşmanları,<br />

fen adamı, din adamı şekline girip, gençler aldatıldı. Bunlara<br />

(Zındık) denildi. Fen adamı şekline girip aldatanlara (Fen yobazı),<br />

din adamı şekline girip aldatanlara (Din yobazı) denildi. Dinsizlik,<br />

irtidâd, nefslerine uyan azgınların, diktatörlerin işlerine yaradığı<br />

için, bu felâketi körüklediler. Âlimler, Velîler “rahimehümullahü<br />

teâlâ” azaldı. Son zemânlarda, hiç görünmez oldular.<br />

– 85 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!