22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mezârlarda yapılıyor. Sâlih insanların kabrleri ile teberrük etmek,<br />

lât putuna tapınmak gibidir. Bu müşrikler, Evliyânın düâyı<br />

işiteceğini ve cevâb vereceğini zan ediyorlar. Kabrlere nezr yaparak,<br />

sadaka vererek, ölülere yaklaşılır diyorlar. Bunların hepsi<br />

büyük şirkdir. Müşrik, kendine başka ism verse de, yine müşrikdir.<br />

Ölülere saygı ve sevgi göstererek düâ etmeğe, hayvan kesmeğe,<br />

adak ve benzeri işler yapmağa ne ism verirlerse versinler,<br />

hepsi, şirkdir. Zemânımız müşrikleri, bu yapdıklarına ta’zîm ve<br />

teberrük ismi vererek câizdir diyorlar. Bu şübheleri yanlışdır).<br />

Ehl-i sünnet olan müslimânlara yapılan bu saldırılara ve iftirâlara,<br />

islâm âlimlerinin verdikleri cevâblardan ba’zılarını türkçeye<br />

terceme ederek, çeşidli kitâblarımızda yazdık. Burada, (Üsûl-ülerbe’a<br />

fî terdîd-il vehhâbiyye) kitâbının birinci aslından, bir mikdâr<br />

terceme ediyoruz. Dikkat ile okunursa, vehhâbîlerin aldandıkları,<br />

doğru yoldan ayrıldıkları ve müslimânları felâkete sürüklemekde<br />

oldukları hemen anlaşılır.<br />

Allahü teâlâdan başkasını ta’zîm etmenin câiz olduğunu,<br />

Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler ve Selef-i sâlihînin sözleri ve işleri<br />

ve âlimlerin çoğu bildirmişlerdir. Hac sûresinin otuzikinci<br />

âyetinde meâlen, (Bir kimse, Allahü teâlânın Şe’âirini ta’zîm<br />

ederse, bu iş, kalblerin takvâsındandır) buyuruldu. Bunun için,<br />

Allahü teâlânın şe’âirini ta’zîm etmek vâcib oldu. Şe’âir, nişanlar,<br />

alâmetler demekdir. Abdülhak-ı Dehlevî “rahime Rabbüh” buyuruyor<br />

ki, (Şe’âir, Şa’îreler demekdir. Şa’îre, alâmet demekdir.<br />

Görülünce, Allahü teâlâ hâtırlanan her şey, Allahü teâlânın<br />

Şe’âiri olur). Bekara sûresinin yüzellisekizinci âyetinde meâlen,<br />

(Safâ ve Merve, Allahü teâlânın Şe’âirindendir) buyuruldu. Bu<br />

âyet-i kerîmeden anlaşılıyor ki, Allahü teâlânın Şe’âiri, yalnız Safâ<br />

ve Merve tepeleri değildir. Bunlardan başka Şe’âir de vardır.<br />

Bunun gibi, Şe’âir yalnız Arafât, Müzdelife ve Minâ denilen yerler<br />

değildir. Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî, (Huccetullah-il-bâliga) kitâbının<br />

altmışdokuzuncu sahîfesinde diyor ki, (Allahü teâlânın<br />

Şe’âirinin en büyükleri dörtdür: Kur’ân-ı kerîm, Kâ’be-i mu’azzama,<br />

Peygamber “aleyhissalâtü vesselâm” ve nemâz). Şâh Veliyyullah<br />

“rahimehüllahü teâlâ”, (Eltâf-ül-kuds) kitâbının otuzuncu<br />

sahîfesinde diyor ki, (Allahü teâlânın Şe’âirini sevmek demek,<br />

Kur’ân-ı kerîmi ve Peygamberi “sallallahü teâlâ aleyhi ve<br />

sellem” ve Kâ’beyi sevmek demekdir. Hattâ, Allahü teâlâyı hâtırlatan<br />

herşeyi sevmekdir. Allahü teâlânın evliyâsını sevmek de<br />

böyledir). [Çünki, (Evliyâ görülünce, Allah hâtırlanır) hadîs-i şe-<br />

– 81 – Fâideli <strong>Bilgiler</strong> - F:6

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!