22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olmadığını hadîs-i şerîf haber vermekdedir. Büyük islâm âlimi İbni<br />

Âbidîn (Dürr-ül-muhtâr hâşiyesi), beşinci cild, ikiyüzotuzikinci<br />

sahîfesinde buyuruyor ki, (Âlimlerden birkaçı, sâlihlerin ve<br />

Velîlerin kabrleri üzerine örtü sermek, başlık, sarık koymak<br />

mekrûhdur dedi. (Fetâvâ-yı hucce)de, kabrlerin üzerine örtü örtmek<br />

mekrûhdur, diyor. Fekat, bize göre, kabrdekinin kıymetini<br />

herkese bildirmek için örtülürse ve ona hakâret olunmaması, ziyâret<br />

edenlerin saygılı, edebli davranmaları için ise, câizdir.<br />

(Edille-i şer’ıyye) ile yasak edilmemiş olan ameller, işler, niyyete<br />

göre değerlendirilir. Evet, kabrler üzerine türbe yapmak, sanduka,<br />

örtü koymak, Eshâb-ı kirâm zemânında yokdu. Fekat, Resûlullahın<br />

ve Şeyhaynın odaya defn edilmelerini inkâr edenleri de<br />

hiç olmadı. Bunun için ve (Kabrler üzerine basmayınız!), (Ölülerinize<br />

saygısızlık etmeyiniz!) emrlerini yerine getirmek için ve yasak<br />

edilmiş olmadıkları için, bunların sonradan yapılmaları bid’at<br />

olmaz. Vedâ tavâfından sonra Mescid-i harâmdan hemen çıkmak,<br />

böylece Kâ’be-i mu’azzamaya saygı göstermek lâzım olduğunu<br />

bütün fıkh kitâbları haber veriyor. Hâlbuki, Eshâb-ı kirâm<br />

böyle yapmazdı. Çünki, onlar her hareketlerinde, Kâ’beye saygı<br />

gösterirlerdi. Sonra gelenler, böyle saygı gösteremedikleri için,<br />

âlimlerimiz, mescidden geri geri çıkarak saygı gösterilmesini bildirdiler.<br />

Eshâb-ı kirâm gibi saygılı olmağı böylece sağladılar. Sâlihlerin,<br />

Velîlerin kabrlerine, Eshâb-ı kirâm gibi saygılı olabilmek<br />

için, üzerlerine örtü serilmesi, türbe yapılması da, bunun gibi câiz<br />

oldu. Büyük âlim Abdülganî Nablüsî hazretleri, (Keşf-ün-nûr) kitâbında,<br />

bunu uzun anlatmakdadır). (Keşf-ün-nûr), Celâlüddîn-i<br />

Süyûtînin “rahimehullahü teâlâ” (Tenvîr-ul-halek fî imkân-ı<br />

rü’ye-tin-nebî cihâren vel-melek) kitâbı ile birlikde arabî olarak<br />

1393 [m. 1973] de (Minhat-ül-vehbiyye) ile birlikde İstanbulda<br />

neşr edilmişdir. Arabistânda, türbeye (Meşhed) denir. Medîne-i<br />

münevverede, (Bakî’) kabristânında, meşhed dolu idi. Vehhâbîler<br />

hepsini yıkdı. Hiçbir İslâm âlimi, türbe yapmanın ve türbe ziyâret<br />

etmenin şirk, küfr olacağını söylememişdir. Türbe yıkan hiç görülmemişdir.<br />

İbrâhîm Halebî “rahime-hüllahü teâlâ” (Halebî-i kebîr) sonunda<br />

diyor ki, (Bir kimse tarlasını kabristân yapsa, birisi mevtâ<br />

defn için buraya türbe yapsa, kabristânda boş yer varsa, câiz olur.<br />

Başka yer yoksa, türbe yıkılıp, yerine kabr kazılır. Çünki burası,<br />

kabr yapmak için vakf edilmişdir). Türbe şirk olsaydı, put olsaydı,<br />

her zemân yıkılması lâzım olurdu.<br />

– 79 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!