22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

îfe girdi. Ben de birlikde girdim. Şeyh hazretleri, Kabr-i nebevîye<br />

karşı dönerek ve kıbleyi arkada bırakarak durdu. Sonra dışarı<br />

çıkdı. İbni Cemâ’a hazretleri (Mensek-i kebîr) adındaki kitâbında<br />

diyor ki: Ziyâret ederken minber yanında iki rek’at nemâz kılıp,<br />

düâdan sonra, Hucre-i se’âdetin kıble tarafına gelmeli, mubârek<br />

başını sol tarafa alıp, (Merkad-ı şerîf) dıvarından iki metre<br />

kadar uzak durmalı, sonra yavaş yavaş kıble dıvarını arkaya alıp,<br />

(Muvâcehe-i se’âdet)e karşı döndükde selâm vermelidir. Bütün<br />

mezheblerde de böyledir.<br />

(Hadîka)da, dil âfetlerinin yirmiüçüncüsünü anlatırken diyor<br />

ki, (Düâ ederken, Peygamberlerin hakkı için veyâ diri yâhud ölü<br />

olan bir Velînin hakkı için diyerek, Allahdan birşey istemek tahrîmen<br />

mekrûhdur. Ya’nî Allahü teâlâ hiç kimsenin istediğini yapmağa<br />

mecbûr değildir. Çünki, Allahü teâlâda hiçbir mahlûkun<br />

hakkı yokdur denildi. Evet öyledir. Fekat, Allahü teâlâ sevdiği<br />

kullarına söz vererek, kendinde onlar için hak tanımışdır. Ya’nî<br />

dileklerini kabûl edecekdir. Kullarına, kendinde hak ihsân etdiğini<br />

Kur’ân-ı kerîmde bildirmişdir. Meselâ, bir âyet-i kerîmede meâlen,<br />

(Mü’minlere yardım etmek, üzerimize hak oldu)buyuruldu.)<br />

(Bezzâziyye) fetvâsında diyor ki, (Ölü veyâ diri olan bir Velînin<br />

veyâ bir Nebînin ismini söyliyerek, bunun hürmeti için dilekde<br />

bulunmak câizdir). (Şir’a) şerhinde, (Peygamberlerini ve sâlih<br />

kullarını vesîle ederek düâ etmelidir. (Hısn-ül-hasîn)de de böyle<br />

yazılıdır) demekdedir. Görülüyor ki, İslâm âlimleri, Allahü teâlânın<br />

sevdiklerine verdiği hak ve hürmet için, Allahü teâlâya düâ<br />

etmek câizdir dediler. Kulların, Allahü teâlâ üzerinde hakları vardır<br />

sanıp, bu hakları için istemek şirk olur diyen hiçbir âlim yokdur.<br />

Bunu yalnız, vehhâbîler söylemekdedir.<br />

(Feth-ul-mecîd) kitâbında Bezzâziyye fetvâsını övdükleri, bunun<br />

fetvâlarını vesîka olarak ileri sürdükleri hâlde, burada, ona<br />

da karşı gelmekdedirler. (Berîka)da, yine dil âfetlerini açıklarken<br />

diyor ki, (Peygamberin, Velînin hakkı için demek, Onun nübüvveti<br />

hakdır, vilâyeti hakdır demek olur. Peygamberimiz de, bu<br />

niyyet ile (Peygamberin Muhammed hakkı için) demiş ve harblerde<br />

Allahü teâlâdan, Muhâcirlerin fukarâsı hakkı için yardım<br />

dilemişdir. İslâm âlimlerinden (Senden istedikleri zemân verdiğin<br />

kimseler hakkı için) ve (Muhammed Gazâlînin hakkı için) gibi<br />

düâlar yapanlar ve kitâblarına yazanlar çok olmuşdur.) (Hısn-ülhasîn)<br />

kitâbı böyle düâlarla doludur. (Rûh-ul-beyân) tefsîrinde,<br />

Mâide sûresinin onsekizinci âyetinde diyor ki, Ömer-ül Fârûkun<br />

– 75 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!