22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Vehhâbîlerin en çok takıldıkları şey, (İstigâse) kelimesidir. Allahdan<br />

başkasından yardım istemek, ona sığınmak şirkdir diyorlar.<br />

Evet, hakîkî istigâse olunacak, yalnız Allahü teâlâdır. Bunu<br />

bilmiyen hiçbir müslimân yokdur. Fekat, başkasından da istigâse<br />

olunacağını, mecâz olarak söylemek câizdir. Çünki, Kasas sûresinin<br />

onbeşinci âyetinde meâlen, (Onun kavminden olan, düşmanına<br />

karşı, ondan istigâse eyledi) buyuruldu. Hadîs-i şerîfde de,<br />

(Mahşer yerinde, Âdem aleyhisselâmdan istigâse edeceklerdir)<br />

buyuruldu. (Hısn-ül-hasîn)de yazılı hadîs-i şerîfde, (Yardım isteyen<br />

kimse, Ey Allahın kulları bize yardım ediniz desin!) buyuruldu.<br />

Bu hadîs-i şerîf, yanında olmıyan kimseye seslenerek, ondan<br />

yardım istemeği emr etmekdedir. (El-Üsûl-ül-erbe’a) kitâbından<br />

terceme burada temâm oldu. Bu kitâb, fârisî olup, 1346 [m. 1928]<br />

da Hindistânda basılmış, 1395 [m. 1975] de, İstanbulda ofset üsûlü<br />

ile ikinci baskısı yapılmışdır. Bu kitâbın yazarı, imâm-ı Rabbânî<br />

hazretlerinin torunlarından Muhammed Hasen Cân sâhibdir<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”. Cân sâhib, (Tarîk-un-necât) kitâbında<br />

da, vehhâbîlere ve diğer mezhebsizlere kıymetli cevâblar<br />

vermekdedir. Bu kitâbı, arabî olup, urdu diline tercemesi ile birlikde,<br />

1350 senesinde Hindistânda basılmış ve 1396 [m. 1976] da<br />

İstanbulda, ofset baskısı yapılmışdır. [1]<br />

[Her kelimenin belli bir ma’nâsı vardır. Buna hakîkî ma’nâsı<br />

denir. Bir kelime, kendi hakîkî ma’nâsında kullanılmayıp da, bir<br />

bağlantısı, ilişkisi bulunan başka bir ma’nâda kullanılınca, bu kelimeye<br />

(Mecâz) denir. Allahü teâlâya mahsûs olan bir kelime, mecâz<br />

olarak, insanlar için kullanılınca, vehhâbîler bunu hakîkî<br />

ma’nâda kullanıldı sanıyorlar. Bunu söyliyene müşrik, kâfir diyorlar.<br />

Böyle kelimelerin, âyet-i kerîmelerde ve hadîs-i şerîflerde de<br />

insanlar için mecâz olarak kullanıldıklarını düşünmüyorlar].<br />

Resûlullahdan “aleyhisselâm” ve Evliyâdan şefâ’at istemek,<br />

(İsti’âne) etmek, ya’nî yardım istemek, Allahü teâlâyı bırakmak,<br />

Onun yaratıcı olduğunu unutmak demek değildir. Bulut vâsıtası<br />

ile Allahü teâlâdan yağmur beklemek, ilâç içerek Allahü teâlâdan<br />

şifâ beklemek, top, bomba, füze, tayyâre kullanarak Allahü teâlâdan<br />

zafer beklemek, hep Allahü teâlâdan İsti’ânedir. Bunlar sebebdir.<br />

Allahü teâlâ, herşeyi sebeble yaratmakdadır. Bu sebeblere<br />

yapışmak, şirk değildir. Peygamberler “aleyhimüsselâm” hep<br />

sebeblere yapışdılar. Allahü teâlânın yaratdığı suyu içmek için<br />

[1] Hasen Cân 1349 [m. 1931] de vefât etdi.<br />

– 60 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!