Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.
I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.
II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.
III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
oğlu Muhammedin düşünceleri, köylülere ve Der’iyye ehâlîsi ile<br />
reîsleri Muhammed bin Sü’ûde yayılmışdır. Vehhâbîlik ismini<br />
verdiği fikrlerini kabûl edenlere (Vehhâbî) ve (Necdî) denir. Kendini<br />
kâdî, Sü’ûd oğlu Muhammedi emîr ve hâkim tanıtmışdır.<br />
Kendilerinden sonra, hep çocuklarının bu makâmlara geçmelerini<br />
kabûl etdirmişdir.<br />
Muhammedin babası Abdülvehhâb, sâlih bir müslimân idi. Bu<br />
ve Medînedeki âlimler, Abdülvehhâb oğlunun yanlış bir yol tutacağını<br />
anlamış, herkese, bununla konuşmamalarını nasîhat etmişlerdi.<br />
Fekat, binyüzelli 1150 [m. 1737] senesinde Vehhâbîliği i’lân<br />
etdi. Din âlimlerinin ictihâdlarını kötüledi. Ehl-i sünnet vel-cemâ’ate<br />
kâfir diyecek kadar ileri gitdi. Peygamberlerin ve Evliyânın<br />
mezârlarına gidip de, ona karşı (Yâ Nebiyyallah), (Yâ Abdelkâdir!)<br />
gibi söyliyen müşrik olur, dedi.<br />
Vehhâbîlere göre, Allahü teâlâdan başka birşeyin bir iş yapdığını<br />
söyliyen, müşrik, kâfir olur imiş. Meselâ (Filân ilâç ağrıyı kesdi)<br />
veyâ (Filânca Peygamberin veyâ Velînin mezârı yanında Allahü<br />
teâlâ düâmı kabûl etdi) diyen müşrik olur imiş. Bu düşüncelerini<br />
isbât için, Fâtiha sûresindeki (İyyâke neste’în), ya’nî (Biz yalnız<br />
senden yardım bekleriz) meâlindeki âyet-i kerîmeyi ve tevekkül<br />
etmeği bildiren âyet-i kerîmeleri sened gösterdi. Ehl-i sünnet<br />
âlimlerinin bu âyet-i kerîmelere verdiği doğru ma’nâlar ve tevhîd<br />
ve tevekkül mes’eleleri (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının ikinci kısm,<br />
Tevekkül maddesinde uzun yazılıdır. Buradan okuyanlar, tevhîdin<br />
doğru ma’nâsını öğrenir. Kendilerine muvahhid diyen vehhâbîlerin,<br />
muvahhid olmadıklarını görür.<br />
Âyinesi işidir kişinin, lâfa bakılmaz.<br />
Şahsın görünür rütbe-i aklı, eserinde!<br />
(El-Üsûl-ül-erbe’a fî-terdîd-il-vehhâbiyye) kitâbında ikinci aslın<br />
sonunda, fârisî olarak diyor ki: Vehhâbîler ve bunlar gibi mezhebsizler<br />
(Mecâz) ve (İsti’âne) ne demek olduğunu anlıyamıyorlar.<br />
Bir kimsenin bir iş yapdığını söylemeğe, bu söz mecâz olarak<br />
söylenmiş olsa bile, hemen şirk ve küfr diyorlar. Hâlbuki Allahü<br />
teâlâ, Kur’ân-ı kerîmin birçok yerinde, bir işin hakîkî yapıcısının<br />
kendisi olduğunu, mecâzî yapıcısının da kullar olduğunu bildirmekdedir.<br />
En’âm sûresinin elliyedinci âyetinde ve Yûsüf sûresinde,<br />
bir âyetde meâlen, (Hükm, ancak Allahındır), yanî hâkim yalnız<br />
Allahü teâlâdır, buyuruldu. Nisâ sûresinin altmışdördüncü<br />
âyetinde meâlen, (Aralarındaki anlaşmazlıklarda, seni hâkim<br />
yapmadıkça, îmân etmiş olmazlar) buyurulmuşdur. Birinci âyet-i<br />
– 58 –
Change language