22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

niz! Şâmda yehûdîler bu çocuğu tanır, öldürür) dediler. Bunlar da,<br />

ticâretlerini orada yapıp geriye döndüler. (Busrâ), Şâmın 90 kilometre<br />

cenûb-i şarkîsinde, Kudüsün 130 km. şimâl-i şarkîsindedir.<br />

Ondört veyâ onyedi yaşında iken, Yemene giden amcası Zübeyr,<br />

ticâreti bereketli olmak için, Resûlullahı da berâber götürdü. Yirmi<br />

yaşından sonra, Mekke dışında koyun güdüp geçinirdi. Bahreyne<br />

gitdiğini bildiren güvenilir haber olmadığı gibi, Habeşistâna seyâhat<br />

buyurduğunu da, nübüvvetine inanmıyanlardan başka, kimse<br />

düşünmüş değildir. Habeş dilinden konuşduğu görüldü. Bu da,<br />

Habeşistâna gitmiş olduğunu düşündürür diyenler, yanılmakdadır.<br />

Çünki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kendisine gelen<br />

yabancılara, onların değişik konuşmalarına uygun olarak cevâb verirdi.<br />

Böyle konuşması, Allahü teâlânın kendisine ihsân etdiği, sayısız<br />

mu’cizelerden birisi idi. Yukarıdaki üç veyâ dört seyâhatin<br />

hiçbirisine kendiliğinden katılmamışdı. Vücûd-i şerîfi ile bereketlenmek<br />

için götürülmüşdü. Şâma olan son yolculukda, kervan başkanı<br />

olan Meysere, Hadîceye müjdeci olarak Resûlullahı “sallallahü<br />

teâlâ aleyhi ve sellem” göndereceği zemân, kervanda bulunan<br />

Ebû Cehlin, Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” dahâ gencdir.<br />

Bir yere yolculuk yapmamışdır. Yolu şaşırır. Başkasını gönder<br />

demesi de, Hamîdullahın yanlış ve sapık düşündüğünü göstermekdedir.<br />

Bizansa, Aceme, Habeşe ve Yemene gidip, oralarda öğrendiklerini<br />

ortaya koyarak, kavmini islâha kalkışdı demek ve Resûlullah<br />

efendimiz için (tecribeli adam) diyerek edebsizce davranmak,<br />

bir müslimânın yapacağı şey değildir.<br />

(Kısas-ı Enbiyâ)nın üçyüzdoksanbirinci sahîfesinde diyor ki,<br />

(Resûlullah ümmî idi. Ya’nî kimseden birşey öğrenmemişdi. Yazı<br />

yazmazdı. Okumazdı. Ümmî olan insanların arasında yetişdi.<br />

Mekkede, geçmiş insanların hâllerini bilen bir âlim yokdu. Başka<br />

yerlere giderek kimseden birşey öğrenmemişdi. Kazanç için bir iş<br />

tutmamışdı. Böyle iken, Tevrâtda ve İncîlde ve gökden inmiş olan<br />

başka kitâblarda bulunan bilgileri ve eski insanların hâllerini haber<br />

verdi. O zemânlarda târîh bilgileri, karışmış, bozulmuşdu.<br />

Doğrusunu iğrisinden ayırabilen pek az kimse vardı. Her dinden<br />

adamlara cevâblar verip, hepsini susdurdu. Bu başarıları, kendisinin<br />

Allahdan gönderilmiş bir Peygamber olduğunu göstermekdedir.<br />

Zemânındaki edebiyyâtcılara, şâ’irlere meydân okuduğu hâlde,<br />

hiçbiri onun getirdiği Kur’ân-ı kerîm gibi, bir satır bile söyliyemediler.<br />

Hâlbuki Mekkeliler, şi’r okumağa, nutk söylemeğe meraklı<br />

olup, bu yolda çok çalışırlar ve yarışırlardı. Düzgün konuşmakla<br />

öğünürlerdi. Kur’ân-ı kerîm, bütün şâ’irlere gâlib geldi.<br />

Kur’ân-ı kerîme karşı koyamadılar. Şaşkınlıklarından, kılıca sarı-<br />

– 446 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!