Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.
I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.
II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.
III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
dâda yetişici bilerek, ta’zîm, saygı ve edeb ile salât ve selâm söylemelidir.<br />
Bu makâmda, en uygunu, esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü<br />
demekdir...) diyor.<br />
Ârif-ü billah Seyyid Muhammed Osmân Mirgânî Mekkî Hanefî,<br />
1268 [m. 1852] de Mekkede vefât etmişdir. (Akreb-üt-turuk-ı<br />
ilelhak) kitâbının ondördüncü sahîfesinde diyor ki, (Resûlullahın<br />
karşısında olduğunu, seni gördüğünü ve sesini işitdiğini düşün!<br />
Uzakda isen de, Allahü teâlâ sesini işitdirir ve seni gösterir. Burada,<br />
yakın ile uzak arasında fark yokdur). Bütün bu yazılar, Resûlullahı<br />
“sallallahü aleyhi ve sellem”, kendilerinin karşısında düşünenleri<br />
gördüğünü, seslerini işitdiğini göstermekdedir. Cemâ’at-ütteblîgıyyeyi<br />
kurmuş olanın buna inanmadığı anlaşılmakdadır. O,<br />
aşırı muhabbet ile olsa bile, bunu yasaklamakda, kendisini düşünenleri<br />
görmez ve seslerini işitmez demekdedir. Bu sözü ise, vehhâbîlik<br />
inançlarının temeli olan (Ölü işitmez) demekdir. Bu konuda<br />
sözün en doğrusu, derin âlimlerin sonuncusu olan <strong>Ahmed</strong> ibni<br />
Hacer-i Heytemînin (Fetâvelkübrâ) kitâbının, ikinci cild, dokuzuncu<br />
sahîfesinde yazılı olan fetvâsı olup şöyledir:<br />
Süâl — İnsanın rûhu çıkacağı zemân, Resûlullahı görür mü?<br />
Görünce, Ona, bu zât için ne dersin denirmiş. (Bu zât) kelimesi,<br />
yanında bulunan kimse için kullanılır. Aynı zemânda pekçok kimse<br />
ölmekdedir. Bunların herbirine (Bu zât) denildiğine göre, Resûlullahın,<br />
bir anda çeşidli yerlerde görüldüğü anlaşılmakdadır. Bu<br />
nasıl oluyor?<br />
Cevâb — (Evet Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ölmek<br />
üzere olan herkese görünmekde ve (Bu zât için ne dersin?) denilmekdedir.<br />
Böyle olması, Allahü teâlânın kudretinin büyüklüğünü<br />
göstermekdedir. (Bu) kelimesi, yanında bulunan kimseyi göstermekde<br />
kullanılır. Bu söz, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />
çeşidli yerlerde, çeşidli şekllerde bir anda görülebileceğine<br />
inanmayana cevâbdır. Hâlbuki, akl yolu ile de buna inanılır. Resûlullahın<br />
“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” zât-i şerîfi bir ayna gibi<br />
olmakda, herkes bu aynada kendi güzelliğinin, çirkinliğinin sûretini<br />
görmekdedir. Aynanın güzelliğinde hiç değişiklik olmaz. Kabr<br />
hayâtı ve âhıret hayâtı, dünyâ hayâtına benzemez. Dünyâda, her<br />
insanın tek bir şekli vardır. Evliyânın, dünyâda da, çeşidli şekller<br />
aldığı çok görülmüşdür. Kadîb-ül-ban Hasen Mûsulînin ve başkalarının<br />
böyle göründükleri meşhûrdur). 570 de Mûsulda vefât etmişdir.<br />
Yirmidokuzuncu sahîfedeki iki fetvâsından birincisinde diyor<br />
ki, (Ölüler, kendilerini ziyâret edenleri tanırlar. İbni Ebiddünyâ-<br />
– 418 –
Change language