22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mânların imâmı tarafından gönderilen me’mûr yapar. Bu me’mûra<br />

(Âmil) denir.)<br />

Mal demek, insanlara, lâzım olan ve kullanmak için saklanabilen<br />

şey demekdir. Birkaç buğday dânesi, bir kaşık toprak, bir içim<br />

su, mal değildirler. Çünki, insanların hepsi veyâ birkaçı, bunları<br />

saklamaz.<br />

Kâğıd paralar, üzerinde yazılı kıymet ile kullanılmazsa, kendileri<br />

kıymetsiz olur. Çünki para olarak kullanılması yasak edilen, çarşıda,<br />

pazarda geçmiyen bu kâğıd parçaları bir işe yaramaz ve kullanmak<br />

için saklanılmaz. (İbni Âbidîn) “rahmetullahi teâlâ aleyh”, sarf<br />

ya’nî sarraflık satışını anlatırken, (Fülûs ya’nî bakır paralar, geçer<br />

akçe ise, üzerindeki değere göre para olur. Üzerindeki değeri kaldırılırsa,<br />

kıymetsiz mal olur) diyor. Kâğıd liralar da böyledir. Onüçüncü<br />

sahîfesinde diyor ki, (Ödenecek senedlerin iki ma’nâsı vardır:<br />

Üzerinde yazılı olan değeri ve kâğıdın kendi değeri. Üzerindeki değer<br />

(Deyn) olan, ya’nî insanın kendinde bulunmıyan malını göstermekdedir.<br />

Kâğıdın kendi değeri ise pek azdır.) Hükûmetden alınacak<br />

aylıkların senedleri, çekleri üzerinde yazılı değerlerin, deyn<br />

olan malı gösterdiği, İbni Âbidînin ondördüncü sahîfesi başında yazılıdır.<br />

Kâğıd liraların üzerindeki değerler de böyledir.<br />

İnsanın tam mülkü olan, ya’nî tesarrufu, istifâdesi câiz ve mümkin<br />

olan malın zekâtı verilir. İnsanın tam mülkü değilse, zekâtı verilmez.<br />

Zekât malı insanın kendinde bulunuyorsa, (Ayn) denir.<br />

Başkasında bulunuyorsa (Deyn) denir. Alışverişde, malın ayn ve<br />

deyn olması başkadır. (Mebi’) ya’nî satın alınan mal, akd ya’nî sözleşme<br />

yapılınca müşterinin mülkü olur ise de teslîm alınmadan önce,<br />

kullanılması câiz değildir. Bunun için teslîm almadan önce tam<br />

mülkü değildir. Teslîm almadan, zekât hesâbına katılmaz. Satılan<br />

bir malın (Semen)i, ya’nî karşılığı, teslîm alınmadan önce, alışverişde<br />

ayn ise, ya’nî satış peşin ise, herkese verilebilir. Semen söz<br />

kesilirken deyn ise, ya’nî satış veresiye ise yalnız borcluya, ya’nî satıcıya<br />

verilebilir. Bunun için semen, teslîm alınmadan önce de zekât<br />

hesâbına katılır.<br />

İster ayn olsun, ister deyn olsun, tam mülk olan (Emvâl-i bâtına),<br />

nisâb mikdârı oldukdan bir sene sonra, elde bulunanın kırkda<br />

birini ayırıp, zekât olarak vermek farz olur. Bunların zekâtlarının<br />

beş şeklde verilebileceği, (Dürr-ül-muhtâr) kitâbında şöyle yazılıdır:<br />

1 — Deyn olan mal, fakîrde ise, hepsi veyâ bir kısmı, bu fakîre<br />

bağışlanırsa, bağışlanan malın zekâtı da deyn olarak verilmiş olur.<br />

– 371 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!