22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

evinde parasız oturtsa, kirâ almasa, kabûl olmaz. Çünki, fakîre mal<br />

vermesi lâzımdır.<br />

Dört çeşid zekât malından, zekât hayvanlarının ve toprak mahsûllerinin<br />

zekâtlarını ve şehre dışardan gelen ticâret eşyâsının zekâtını,<br />

hükûmet alır. Fekat, hükûmet de aldığını yalnız müslimân<br />

fakîrlere dağıtır. Ya’nî hükûmet, fakîrlerin vekîli olarak almakdadır.<br />

Zekât parası ile câmi’, köprü, çeşme, yol, baraj, hac, cihâd gibi<br />

hayr işlerinin ve âmme hizmetlerinin hiçbiri yapılmaz. Her çeşid<br />

zekâtı, yedi kimseden birine veyâ vekîline teslîm etmek lâzımdır.<br />

Devlet topladığı zekâtı başka işlerde kullanamaz. Yedi sınıfdan bir<br />

kimseye verir. Zenginin, zekâtını, fakîr olan akrabâya, sâlihlere,<br />

ilm öğrenen fakîrlere vermesi dahâ sevâbdır.) Hadîs-i şerîfde, (Ey<br />

ümmetim! Beni Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemîn<br />

ederim ki, fakîr akrabâsı varken, başkalarına verilen zekâtı,<br />

Allahü teâlâ kabûl etmez) buyuruldu. Ya’nî sevâbı olmaz. Müşebbihe<br />

gibi kâfir olan bid’at sâhiblerine (Mülhid) denir. Mülhidlere<br />

zekât verilmez.<br />

Devleti devirip yok etmeğe ihtilâl denir. Meşrû’ devletin emrlerine<br />

uymıyan müslimânlara âsî, bâgî denir. (İbni Âbidîn)de diyor<br />

ki, (Bâgîlerin veyâ zâlim hükûmetlerin baskısı altında veyâ<br />

Dâr-ül-harbde bulunan müslimân, hayvan zekâtını ve uşru onlara<br />

vermeyip, fakîrlere kendisi dağıtmış ise veyâ verdiğinin, onlar tarafından<br />

yedi belli kimseden birine verilmiş olduğunu biliyor ise,<br />

bu zekâtları ve uşru meşrû’ hükûmet tekrar alamaz. Fekat altın ile<br />

gümüşün ve ticâret eşyâsının zekâtını almış iseler, zenginin bunları<br />

tekrâr fakîrlere vermesi lâzım olur. Ba’zı kitâblar, bâgîlerin ve<br />

zâlimlerin, eğer müslimân iseler, her zekâtı almaları ve başka yerlere<br />

de sarf etmeleri câiz olur demişlerdir. Bunları, fakîr saymışlardır).<br />

Buradan da, zekâtın fakîrlere verilmesi lâzım olduğu anlaşılmakdadır.<br />

Türkçe ilmihâl kitâblarının en kıymetlilerinden olan (Dürri<br />

yektâ) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Dört çeşid zekât<br />

mallarından ikisine, ya’nî altın ile gümüşe ve ticâret eşyâsına,<br />

(Emvâl-i bâtına) gizli mallar denir. Bir kimsenin gizli mallarını<br />

araşdırmak ve zekâtlarını istemek câiz değildir. Böyle malların<br />

mikdârını hesâb etmek ve zekâtını vermek işi, bunların sâhiblerine<br />

bırakılmışdır. Sâhibi, zekâtını dilediği fakîre vermekde serbestdir.<br />

Zekât hayvanlarına ve toprakdan yetişen maddelere (Emvâl-i<br />

zâhire) denir. Emvâl-i zâhirenin mikdârını anlamak ve fakîrlere<br />

dağıtmak, bunların sâhiblerine bırakılmamışdır. Bu işleri müsli-<br />

– 370 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!