22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dan uzak kalmış olan ve borclu olan kimse ve âzâd olacak köledir.<br />

Sekizinci sınıf, (Müellefe-i kulûb) denilen kimseler olup, kalblerine<br />

îmân yerleşdirilmesi istenilen veyâ kötülükleri önlenmek istenilen<br />

ba’zı kâfirler ve yeni îmân etmiş olan ba’zı za’îf müslimânlar<br />

idi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bunların üçüne de zekât<br />

verirdi. Fekat, hazret-i Ebû Bekr zemânında, Beyt-ül-mâl emîni<br />

olan hazret-i Ömer, İbni Âbidînde yazılı âyet-i kerîmeyi ve (Kütüb-i<br />

sitte)nin hepsinde bulunduğunu haber verdiği, Mu’âz hadîsini<br />

okuyarak, Müellefe-i kulûb olanlara zekât verilmesini Resûlullah<br />

nesh eylemişdir dedi. Halîfe ve Eshâb-ı kirâmın hepsi, bunu<br />

kabûl ederek, nesh edilmiş olduğuna ve artık bunlara zekât verilmemesi<br />

için icmâ’ hâsıl oldu. (Nesh), Resûlullah hayâtda iken olur.<br />

(İcmâ’) ise, vefâtından sonra olur. Bu inceliği anlamıyanlar, bunu<br />

hazret-i Ömerin nesh etdiğini sanıyorlar. Eshâb-ı kirâma ve fıkh<br />

âlimlerine dil uzatıyorlar. (Bedâyı’) ve diğer kitâblarda bildirildiği<br />

gibi, islâmiyyete yardım için, düşmanın zararını önlemek için, onlara<br />

mal, para her zemân ödenir. Fekat bu Beyt-ül-mâlın zekât bölümünden<br />

değil, başka bölümünden ödenir. Görülüyor ki, Müellefe-i<br />

kulûb denilen kimselere ödeme yapılması yasak edilmemiş,<br />

onlara zekât verilmesi yasak edilmişdir.<br />

Dört dürlü (Zekât malı) vardır: Altın ve gümüş, ticâret eşyâsı,<br />

dört ayaklı kasab hayvanları, toprak mahsûlleri. Toprakda yetişen<br />

maddelerin zekâtına (Uşr) denir. (Mecma’ul-enhür)de ve (İbni<br />

Âbidîn)de buyuruyor ki, (Zenginlerden her çeşid zekâtı devlet<br />

topluyordu. Halîfe Osmân “radıyallahü anh” (Altın ile gümüş ve<br />

ticâret eşyâsı) zekâtlarının verilmesini sâhiblerine bırakdı. Zekât<br />

toplayan me’mûrların millete zulm etmemeleri ve kul borcu olanın<br />

malından zekât almamaları için böyle yapdı. Borcluları da hapse<br />

girmekden kurtardı. Eshâb-ı kirâmın hepsi böyle yaparak, icmâ’<br />

hâsıl oldu. Bu malların zekâtını sâhibi verince, hükûmet istiyemez.<br />

İsterse, icmâ’a karşı gelmiş olur). Mal sâhibi, zekâtını kendi veremez<br />

demek, hazret-i Osmân zemânındaki Eshâb-ı kirâmın sözbirliğini<br />

hiçe saymak olur. (Ehl-i sünnet) âlimleri, Eshâb-ı kirâmın<br />

büyüklüğünü anlamış, kendi görüşlerine, anladıklarına uymayıp,<br />

Eshâb-ı kirâmın icmâ’ına uymuşlardır.<br />

(Ehl-i sünnet) âlimleri bildiriyor ki, (Zenginin, zekâtını fakîrin<br />

eline vermesi lâzımdır. Zengin olan bir kimse velîsi olduğu yetimi<br />

zekât niyyeti ile doyurursa, zekât vermiş olmaz. Yemeği çocuğa<br />

vermeli, çocuk kendi malını yimelidir. Zengin, altını masa üstüne<br />

koysa, bir fakîr de gelip, masadan alsa, kabûl olmaz. Fakîr veyâ<br />

vekîli alırken, zenginin görmesi lâzımdır. Zekât niyyeti ile fakîri<br />

– 369 – Fâideli <strong>Bilgiler</strong> - F:24

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!