22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

için cihâd edenler, oturup ibâdet edenlerden dahâ üstündür) buyuruldu.<br />

Cihâd, gazâ, kâfirlere güç kullanarak (emr-i ma’rûf) yapmakdır.<br />

Cihâdı ferdler değil, devlet yapar. Seyyid Kutb, yine (Cihân<br />

Sulhu) kitâbında:<br />

(İslâmın hiçbir zemânında harbden gâyesi, zor ile müslimânlığı<br />

insanlara kabûl etdirmek değildir. Böyle bir zorlamaya islâmın ne<br />

nazarî prensiblerinde, ne de târihî inkişâfında rastlamak mümkindir.<br />

İslâm, islâmı bilmeyen câhillerin ve islâm düşmanlarının zan<br />

etdiği gibi, aslâ kılınç ile intişar etmiş değildir. Dînin tabî’atinde olmıyan<br />

harb, hiçbir zemânda dîne da’vet vesîlesi olarak kullanılmamışdır)<br />

diyor.<br />

Seyyid Kutbun, âyet-i kerîmelerde ve hadîs-i şerîflerde açıkca<br />

bildirilen ve milyonlarca kitâbda sözbirliği ile yazılmış olan ve her<br />

milletin târîhlerinde sürülerce misâlleri bulunan islâm cihâdını tersine<br />

çevirmesi, beyâza kara demek gibi, şaşılacak birşeydir. Yukarıdaki<br />

yazılar, hiçbir müslimânın, hattâ hiçbir okumuş insanın inanacağı<br />

birşey değildir. Bunları yâ hiç okumamış bir câhil veyâ bir<br />

ahmak, yâhud da islâmiyyetle ilişiği olmıyan, Kâdıyânî (<strong>Ahmed</strong>iyye)<br />

adındaki Hindistânda İngilizlerin ortaya koyduğu uydurma<br />

dindeki kimseler söyler.<br />

Kendisi de Nisâ sûresinin yetmişüçüncü ve sonraki âyetlerini<br />

açıklarken, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi hakîkati yazmak<br />

zorunda kalmışdır. Fekat, bir yandan (Müslimân harbe, Allah<br />

yolunda döğüşmek, Allahın kelâmını yüceltmek için, Allahın<br />

nizâmını beşerî hayâta hâkim kılmak için çıkar. Sonra bu yolda öldürülür<br />

ve şehîd olur. Cihâd her zemân lâzımdır. İlâhî da’vet ile<br />

birlikde yürüyen bir unsurdur) derken ve cihâda teşvîk eden hadîs-i<br />

şerîfleri yazarken, bir yandan da, (Tevhîd ve hicretden yüz<br />

çevirirlerse, onları yakalayıp bulduğunuz yerde öldürün!) meâlindeki<br />

âyetin tefsîrinde, yine kendi fikrlerini aşılamakda ve (Kâfirler<br />

islâmı kabûle zorlanmaz. Kat’iyyen dinlerine ta’n edilmez. İslâm,<br />

kendisine inanmıyanları saflarına zorla da’vet etmez. Bu din,<br />

başkalarını, kendisini kabûle zorlamaz) diyerek islâmiyyete iftirâ<br />

etmekde, bir sahîfe önce yazdıklarını inkâr etmekdedir. Yüzüncü<br />

âyet-i kerîmeyi, (Her kim Allah yolunda hicret ederse, yer yüzünde<br />

bereket ve vüs’at bulur. Yolda ölürse, Allahü teâlâ ecrini verir)<br />

güzel tefsîr ederek, kâfir memleketinde kalan müslimânların,<br />

Dâr-ül-islâma hicret etmelerinin vâcib olduğunu doğru anlatıyor.<br />

Görülüyor ki, kâfir memleketinde bulunanlar islâm memleketine<br />

hicret edecekdir. Hükûmete karşı çıkarak, fitne uyandırmıyacakdır.<br />

Seyyid Kutb, bu fitneye, cihâd demekdedir. Hâlbuki, cihâd, is-<br />

– 363 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!