22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lıların ve puta tapan Romalıların kötülükleri, Arabistân yarımadasına<br />

yayılmışdı. Îrânda (Mejdek) adındaki bir kimse, yeni bir din<br />

uydurarak, mal ve kadın ortaklığını heryere yaymışdı. Mülkiyyet<br />

hakkını yasaklamışdı. Bugünkü komünistliği dahâ o zemân Îrâna<br />

yerleşdirmişdi. Îrânın sosyal hayâtını ve ahlâkını altüst etmişdi.<br />

Sonra (Nûşirvân) Şâh, bu kötü akıntıyı durdurmağa çalışdı.<br />

Romalılara gelince, bunların ahlâkı dahâ kötü olmuşdu. Bu kötülük,<br />

Yunanlılardan gelmişdi. Kıyrevanlı (Aristip) adındaki bir<br />

feylesof, bir ahlâk teorisi kurarak, hayâtın ve ahlâkın gâyesi, zevk<br />

ve safâdır. Herşeyden lezzet almakdır. İnsanın ihtirâsını, arzûlarını,<br />

lezzetlerini yerine getiren herşey iyi şeydir. İnsan bunların peşinde<br />

koşmalıdır diyordu. Bu ise, ahlâkın iflâsı demekdi. Gayr-i<br />

meşrû’ olan lezzetler nasıl iyilik olabilir? Yalnız bunun için çalışanlar,<br />

gâyelerine kavuşabilmek için, hırsızlık, hiyânet, iffetsizlik ve<br />

adam öldürmek gibi kötülükleri hoş görüyorlardı. İşte Yunan medeniyyetinin<br />

ahlâk prensibi böyle idi. Dinsiz olan medeniyyet böyle<br />

olur. Bu yolda olanlar çok kimseleri ye’se ve intihâra sürüklemişdi.<br />

Çünki, herkes, elemsiz, kedersiz olamaz. İstediği lezzete kavuşamaz.<br />

Gâyesine kavuşamayınca, hayâtdan kurtulmak ister. Bu<br />

yolda olanlardan (Ajeryas) adındaki bir Yunan feylesofu, zevk ve<br />

safâ gâyesine kavuşamıyanların, intihâr etmesini yiğitlik sayarmış.<br />

Söylediği heyecânlı nutkların te’sîri ile, dinleyicileri arasında hemen<br />

intihâr eden olurmuş. Yirminci asrda da aşağı bir lezzete, şehvânî<br />

bir isteğe kavuşamadığı için, karşısındakini öldürenler ve intihâr<br />

edenler çoğalmışdır. İşte bu yüzden, Yunanlılar ve Romalılar<br />

zevk ve safâya dalmışdı. Bunun sonu, sosyal hayâtın bozulması,<br />

ekonominin yıkılması olmuşdu. İki medeniyyet de böylece sönmüşdü.<br />

Romalılar bu kötü huyları Arab yarımadasına da götürürken,<br />

islâmiyyet imdâda yetişdi.<br />

İslâmiyyet gelince, Arab yarımadasındaki cehâlet bulutları dağıldı.<br />

Fazîlet ve irfân ışıkları parladı. İnsanlar ve kabîleler arasına<br />

kardeşlik yerleşdi. Asrlarca geride kalmış olanlar, Resûlullaha<br />

“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” itâ’at ederek yükseldiler, kuvvetlendiler.<br />

Bir zemânlar saltanatlarına hayretle bakdıkları şâhlara,<br />

krallara meydân okudular. Memleketlerini alarak islâm medeniyyetini<br />

oralara yaydılar. Târîh meydândadır! Kitâblar, vesîkalar,<br />

eserler ortadadır!<br />

Mevdûdî, (İslâmda İhyâ Hareketleri) kitâbının 37. nci sahîfesinde:<br />

(Yunan felsefesi ve manastır hayâtına âid ahlâk ve umûmî<br />

olarak hayâta karşı kötümser davranışlar, müslimân cem’iyyetlerde<br />

tabî’î bir hâle geldi. Böylece, islâmî ilmi ve edebiyyâtı dalâlete<br />

– 332 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!