22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yip, hazret-i Abbâsı vesîle etmesi, kendini çok aşağı bildiği ve Resûlullahın<br />

akrabâsını kendinden üstün gördüğü için idi. Hazret-i<br />

Abbâs ile tevessül etmesi, aslında Resûlullah ile tevessül etmekdir.<br />

Tevessül, teveccüh ve istigâse sözleri, kendisi ile teveccüh, istigâse<br />

edilen kimsenin her zemân, teveccüh ve istigâse edenlerden dahâ<br />

üstün tutulduğunu gösteriyor denilemez. Resûlullah, bir düâsının<br />

kabûl olması için, Mekke muhâcirlerini vesîle yapmışdır. İstigâse,<br />

birisinden birşey istemek için, bunun çok sevdiği bir kimseden yardım<br />

istemekdir. Ya’nî bu kimse vâsıtası ile istemekdir. Bu kimse<br />

vâsıtası ile istenince, o şeye kavuşmak kolay olur. Düânın kabûl olması<br />

için, Resûlullah ile veyâ kabrdeki bir Velî ile istigâse olunur.<br />

Böylece düâ kabûl olunur. Düâyı kabûl eden, yalnız Allahü teâlâdır.<br />

Buna sebeb, vesîle olan, Peygamberdir. Allahü teâlâ, hakîkî<br />

gavsdır. Resûlullah, mecâzî gavs olmakdadır. Buhârînin haber verdiği<br />

hadîs-i şerîfde, (Kıyâmet günü, önce Âdem ile, sonra Mûsâ ile<br />

ve sonra Muhammed aleyhimüsselâm ile istigâse ederler) buyuruldu.<br />

Bundan başka, Resûlullah ile tevessül, istigâse etmek demek,<br />

Onun düâ etmesini istemek demekdir. Çünki O, kabrinde diridir,<br />

istiyenin istediğini anlar. Sahîh haberde bildirildi ki: (Emîr-ülmü’minîn<br />

Ömer “radıyallahü anh” zemânında kaht [kıtlık] oldu.<br />

Eshâb-ı kirâmdan birisi, Resûlullahın kabri yanına gelip, yâ Resûlallah!<br />

Ümmetine yağmur yağması için düâ eyle! Ümmetin helâk<br />

olmak üzeredir, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, buna<br />

rü’yâda görünüp yağmur yağacağını haber verdi. Öyle de oldu.<br />

Rü’yâda ayrıca (Ömere git, Selâm söyle! Yağmur yağacağını müjdele.<br />

Keys ile hareket etmesini söyle!) de buyurdu. Keys, yumuşak<br />

davranmakdır. Ömer “radıyallahü anh” sert idi. Dînin emrlerini<br />

yerine getirmekde şiddet gösterirdi. Bu kimse, Halîfenin yanına<br />

geldi. Olanı anlatdı. Halîfe dinledi ve ağladı. Bir habere göre rü’yâyı<br />

gören, Eshâbdan Bilâl bin Hâris Müzenî idi. Burada, rü’yâyı değil,<br />

Sahâbînin, Resûlullahın kabrine gelerek tevessül etmiş olduğunu<br />

bildirmek istiyoruz. Görülüyor ki, Resûlullahdan, hayâtda<br />

iken olduğu gibi vefâtından sonra da, dileklerin hâsıl olmaları için<br />

düâ buyurması istenilir. Onun düâ ve şefâ’at etmesi ile dilekler<br />

hâsıl olduğu gibi, hayâta gelmeden önce ve hayâtda iken ve vefâtından<br />

sonra, Onu vesîle ederek yapılan düâ ve tevessüller de kabûl<br />

olmakdadırlar. Kıyâmet günü de ümmeti için Rabbinden, şefâ’atde<br />

bulunacak ve şefâ’ati kabûl olunacakdır. Böyle olduğunu,<br />

islâm âlimleri (İcmâ’) ile ya’nî sözbirliği ile bildirmişlerdir. Abdüllah<br />

ibni Abbâsın “radıyallahü anhümâ” bildirdiği hadîs-i şerîfde<br />

buyuruldu ki, (Allahü teâlâ Îsâ aleyhisselâma, yâ Îsâ! Muhammed<br />

aleyhisselâma îmân et! Senin ümmetinden, Onun zemânına<br />

– 317 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!