22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize islâmiyyet<br />

nedir diye soruldukda, (Müslimânlık, Allahü teâlânın emrlerini<br />

büyük bilmek ve Allahü teâlânın mahlûklarına acımakdır) buyurdu.<br />

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” bu hadîs-i şerîfde<br />

gösterdiği ışıklı yolda ilerliyen insanlar, hangi kavm, hangi millet,<br />

hangi dinden olursa olsun, Allahın kullarının haklarına dokunmanın,<br />

âhiretde büyük suç olacağını bilirler. Bu insanlardan kimseye<br />

zarar gelmiyeceğini yukarıdaki vesîka açıkça göstermekdedir. İslâmiyyetde<br />

şahsların ve cem’iyyetin menfe’atlerine çalışılmakla berâber,<br />

müslimânların gâyesi, bu menfe’atlerden dahâ üstün ve ilâhî<br />

bir şeydir. Menfe’ati düşünmek, tabî’î ve lâzım ise de, bunu her<br />

gâyenin üstünde görmek ayb, kusûr ve fenâ bir egoistlik olduğu gibi,<br />

dinden ayrı olan milliyyet hissini herşeyin üstünde görmekle de,<br />

bu egoistlikden kurtulamaz. Böyle olan milliyyet hissi ile hareket<br />

eden adam, kendinin de o milletin içinde olduğunu düşünmüş, bunun<br />

için az çok egoistce hareket etmişdir. Müslimânları harekete<br />

getiren maksad ise dahâ temiz ve dahâ necîbdir. Herşeyin üstünde<br />

olarak, din için, ya’nî Allah için çalışan her müslimân, büyük bir<br />

aşk ve fedâkârlıkla hareket eder. Milletinin yükselmesi dahâ kolay<br />

ve sağlam olur. Başka milletlere de zararı dokunmaz. Müslimân,<br />

her adımını Allah için atan, her hesâbını Allah için yürüten bir insan<br />

demekdir. Böyle bir insanın ne kendine, ne de hiçbir kimseye<br />

zararı olamaz. Hâlbuki, dîni ve Allahı bırakıp da, dinden ayrı olan<br />

milliyyeti düşünenler, hiç olmazsa, başka milletlere karşı, hakka ve<br />

adâlete bağlı davranmayabilirler. Din sâhibi olmak, Fransızların,<br />

(Chacun pour soi et Dieu pour tous) ata sözünde olduğu gibi herkes<br />

için fâideli olmakdır.<br />

(Âl-i İmrân) sûresi, altmışdördüncü âyetinde meâlen, (Ey Allahın<br />

kitâbına inanıyoruz diyen yehûdî ve hıristiyanlar! Aramızda<br />

ayrılık olmıyan söze, ya’nî îmâna geliniz!) buyuruldu. İşte insanlık<br />

karşısında, dîne hürriyyet veren ile din hürriyyeti tanımıyan milliyyetciliğin<br />

farkı!<br />

38 — Dinde reformcu diyor ki; (İslâmiyyetdeki âile hayâtında<br />

erkek tam hâkim, kadın da tam mahkûmdur. Anadolu köylerinde<br />

erkeğinden çok çalışan, erkeği gibi çift süren kadınlar da vardır.<br />

Erkek dışarda, kadın ev içinde çalışır. Gezmeğe ve eğlenmeğe<br />

vaktleri kalmaz. Maddî ve ma’nevî ihtiyâçları da azdır. Fakîrlik ve<br />

baskı altında ezilen erkekler, intikâmlarını kadınlardan alır gibi,<br />

onlara işkence ederler. Kadın isyândan ziyâde itâ’at gösterir. Erkeğin<br />

düşüncesi, onu kadına karşı haklı, şefkatli davrandıracak<br />

kadar değildir. Kadının zekâsı ve düşüncesi de, bu meşakkatlere<br />

– 279 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!