22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

inden ba’zıları bildirdiği hâlde, tevâtür, ya’nî söz birliği hâlini almayan<br />

okuma şeklleri, ne kadar kuvvetli olsa bile, Kur’ândan olmak<br />

için kâfî görülmemişdir. Meselâ, yemîn keffâretini bildiren (üç gün<br />

oruc) âyet-i kerîmesini, Abdüllah ibni Mes’ûd “radıyallahü teâlâ<br />

anh”, (üç gün arka arkaya oruc) olarak bildirmiş ve bunu fıkh âlimleri<br />

vesîka bilerek, keffâret orucunun üç gün (mütetâbi’ât) olarak,<br />

ya’nî ard arda tutulması lâzım olmuşdur. Fekat Abdüllah ibni<br />

Mes’ûd hazretleri, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden, çok güvenilir ve<br />

çok sağlam bir zât olmakla berâber, sözünde yalnız kaldığı için<br />

(Mütetâbi’ât) kelimesi Kur’ân-ı kerîme girememişdir. İhtiyât olunarak<br />

bu kelimenin ma’nâsı alınmış ve yine ihtiyât olunarak<br />

Kur’ân-ı kerîme sokulmamışdır. Bunlara (Kırâet-i şâzze) denir.<br />

Resûlullahın kendi sözlerine (Hadîs-i şerîf) denir. Hadîs-i şerîfleri<br />

de öğrenmek ve muhâfaza etmek için, şaşılacak bir dikkatle çalışılmışdır.<br />

Fahr-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem” her sözü, huzûrunda<br />

bulunan Eshâb tarafından ezberlenmiş ve işitmeyenlere<br />

ve sonra gelenlere söylenmişdir. Böylece, sonsuz bir denize benzeyen<br />

(İlm-i hadîs) meydâna gelmişdir. Kur’ân-ı kerîmin eşsiz bir<br />

mu’cize olduğu meydânda olmakla berâber, Mûsânın ve Îsânın<br />

“aleyhimesselâm” karışık ve karanlık târîhlere dayanarak Peygamber<br />

olduklarına inanıyorlar da, bütün hayâtı ve sözleri inceden<br />

inceye meydânda olan ve her hâli Peygamberliğine şâhid olan Muhammed<br />

“aleyhisselâm” niçin Peygamber olmasın? Yehûdîlerle<br />

hıristiyanların bu inkârlarına ve inâdlarına hem şaşılır, hem de teessüf<br />

olunur.<br />

Milliyyet, insanın çalışması ile ve dilemesi ile elde edebileceği<br />

bir meziyyet değildir. Milliyyet, aynı vatanda, aynı toprakda doğup<br />

yetişenlerin, din, örf, âdet ve menfe’at birliğidir. Çalışmadan,<br />

doğuşda ele geçen bir ni’metdir. Bu ni’mete kavuşduran, Allahü<br />

teâlâya şükr etmek lâzımdır. Şükr etmek de, ni’metin devâm etmesi<br />

için ve kendisinden dahâ çok istifâde edilmesi için çalışmakla<br />

olur. İslâm dîni, Türk milliyetçiliğinin ayrılmaz parçasıdır ve bu<br />

milliyetçiliğin devâmı için ve kendisinden çok fâidelenmek için çalışmağı,<br />

sevişmeği, başka dinden olan vatandaşlara da, aynı hakları<br />

sağlamağı, adâletden, sosyal haklardan müsâvî olarak istifâde<br />

edilmesini emr etmekdedir. Bu emrlerin ve yukarıda yazılı millî<br />

vazîfelerin yapıldığı yerde yaşıyanların milliyyetcilikleri ile iftihâr<br />

etmeleri, bu ni’meti kendilerine bırakan ecdâdlarına, gâzîlerine,<br />

şehîdlerine, hayrlı düâ etmeleri lâzımdır. Bu birliklerinin, se’âdetlerinin<br />

sembolü olan istiklâl marşlarını ve bayraklarını sevmeli ve<br />

saymalıdırlar. Kendilerini idâre eden, se’âdetleri için çalışan dev-<br />

– 274 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!