22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

de böyle, dördüncü, beşinci... hep böyle. Bu bilgi, İhlâs sûresindeki,<br />

(Allah vardır ve birdir) âyetini isbât etmekdedir.<br />

Âdem aleyhisselâmın varlığı da, yukarıda bildirilen düşünce ile<br />

kolayca anlaşılır. Âdem aleyhisselâm olmayıp da, insanların babaları<br />

sonsuz olsaydı, yer yüzünde hiç insan bulunmazdı. Çünki, baba<br />

sayısı sonsuz demek, ilk baba yok demekdir. İlk baba olmayınca,<br />

bunun çocukları da, ya’nî insanlar da, yok demekdir. İnsanlar<br />

var olduğundan, ilk babanın da var olması lâzım olur.<br />

Âhırete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir.<br />

Âhıret olmazsa, dünyâda mükâfatlandırılmıyan iyilikler ve cezâsı<br />

çekilmeyen fenâlıklar, haksızlıklar, karşılıklarını göremiyecekdir.<br />

Bu hâl, en ince san’atları, en ince düzenleri bulunan, bu gördüğümüz<br />

âlem için çok büyük bir kusûr olur. En küçük bir hükûmetin,<br />

hattâ herhangi bir topluluğun bir adâlet mahkemesi bulunuyor da,<br />

kâinat dediğimiz şu muazzam âlemin bir mahkeme-i adâleti bulunmaz<br />

mı? İnsanların hakkını vermek için âhırete ihtiyâç o kadar<br />

mühimdir ki, Avrupanın fikr adamları fen yolu ile Allahü teâlânın<br />

varlığını anlayamadıkları hâlde, ahlâk ve adâlet üzerinde düşünerek,<br />

bu varlığı söz birliği ile kabûl etmekdedirler. Ahlâk üzerinde<br />

düşünerek, Allahü teâlânın varlığını anlamak demek, dâimâ aldanabilen<br />

ve ma’nevî mes’ûliyyetleri kontrol edemeyen ve herkesdeki<br />

kuvveti başka başka olan (Vicdân)ın, ahlâkı korumağa kâdir<br />

olamaması ve dünyâda herşey çok düzgün, çok güzel yaratılmış<br />

iken, fazîletlerin değerlendirilmemesi ve nice kötülüklerin yayılmış<br />

ve muhterem olması görüldüğünden, bu yolsuzlukların âhıretde<br />

ödenmesine ihtiyâc bulunması demekdir.<br />

Avrupalıların fen yolu ile Allahın varlığını anlamamalarına<br />

çok şaşılır. Çünki, atomdan Arşa kadar, canlı cansız her varlıkdaki<br />

düzgünlüğü ve birbirine aklları şaşırtan kanûnlarla bağlılıklarını<br />

meydâna çıkaran fen bilgileri, Allahü teâlânın varlığını açıkca<br />

göstermekdedir. Dünyâdaki haksızlıkların ödenmesi için âhıret<br />

adında bir âlemin lâzım olduğu anlaşılarak, buradan da, bunların<br />

bir yaratıcısı bulunacağı düşünüldüğü gibi, varlıkların düzgün, ince<br />

yapılarına ve birbirleri ile olan hesâblı bağlantılarına, olaylarına,<br />

kanûnlarına bakarak, bunları yaratana inanmak dahâ kolay<br />

olur. Ya’nî insanların ahlâkında görülen noksanlık ve aşağılıklardan<br />

âhiretin ve dolayısıyla bir yaratanın varlığı anlaşılıp da, bunlardaki<br />

güzellikleri ve düzgünlükleri görerek, bunların bir yaratıcısı<br />

olacağını anlamamak, şaşılacak bir şeydir. Bu hâl, insanların<br />

muhtâç oldukları zemân, Hakkı tanımaları, muhtâc olmadıkları<br />

zemân, Hakkı tanımamaları ve küfrân-ı ni’mete kalkışmaları gibi,<br />

– 268 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!