22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

doğru okuyarak anlamak için okutuyorlar. İctihâd kapısı kapandı<br />

diyorlar. Medresede okuyanların çoğu bu ilmlerin ilk basamağında<br />

kalmışdır. Yüz hocadan bir dânesi doğru okuyup yazmasını bilmez.<br />

Hayâtları medresede geçen hocaların çoğu yazıp okumağı, sâhilsiz<br />

bir deniz gibi geçemezler. Bunların ma’nâsı ise, kutublar gibi, onlara<br />

mechûl kalır. Tenbel, câhil ve müte’assıbdırlar. Te’assubları, bildikleri<br />

şeyleri savunmak için olsaydı neyse. Lâkin bilmedikleri bir<br />

şeyi korumak için te’assub yapıyorlar. Bundan da maksadları, müslimânları<br />

sömürmek, râhat yaşamakdır. Bu hocalar, fikren ve ahlâken<br />

câhil oldukları hâlde, din âlimi kılığındadırlar. Bunların içinde<br />

hakîkî âlimler de yok değildir. Onlara hürmet etmek borcumuzdur.<br />

Şimdi medreselerde islâmiyyetden birşey kalmadı. Din, edeb ve<br />

Kur’ân öğretmek için yapılmış olan minberlerin, müslimânları aldatmakdan<br />

başka vazîfeleri kalmadı) diyor.<br />

Cevâb: Kazanlı koca moskof reformcu Beykiyef bu sözleri söylediği<br />

zemân, dünyânın hangi yerinde müslimânlık kalmış ise, onun<br />

beğenmediği medreselerde kalmış idi. Şimdi ise, programlarının başında<br />

dîni kökünden yok etmek yazılı bulunan komünist Rusyada,<br />

bu koca reformcunun gözüne batan o medreselerden, o câmi’lerden<br />

hiç biri kalmadı. Dinde reformcular şunu da bilmelidir ki, her bakımdan<br />

gerici dedikleri din adamları halkı soymakda da, onlardan<br />

geridedirler. Hayâtları kanâat üzere geçdiğinden, halkdan istifâdeleri<br />

azdır. Buna karşılık da onlara az bile olsa, hizmet etmekden geri<br />

kalmazlar. Birinci cihan harbinin, dört sene içinde, köylerde cenâze<br />

yıkayacak hoca bırakmadığı görülünce, câhil dedikleri hocaların bile<br />

lüzûmsuz ve fâidesiz olmadığı anlaşıldı. Sultân Vahîdeddîn hân<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyh” zemânında İstanbuldaki medreselere, liselerde<br />

okunan derslerden birçoğu konulduğu hâlde, ihtiyâcı eskisi<br />

kadar da karşılayacak din adamı yetişmediği görülmüşdü. Vaktîle<br />

Molla Fenârîler, Molla Hüsrevler, Ebûssu’ûdlar, İbni Kemâller, Gelenbevîler<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” yetişdirmiş olan bu<br />

ilm yuvalarını çökdüren sebebleri, çeşidli kitâblarımızda bildirdik.<br />

Masonlar, medreseleri parasız, ilmsiz bırakmakla kalmayıp, (talebeler)<br />

ismi yerine (softalar) adını yaymışlardı. Bu kadar bozgunculuk,<br />

bu kadar bakımsızlık içinde medreselerden yine din düşmanlarını<br />

azçok susduracak ilm adamı yetişmesi şaşılacak şeydir. Bunu da<br />

mesleğin yüksekliğindeki feyz ve berekete bağlamak lâzım gelir.<br />

Medreselerden yetişen din adamları, resmî dillerle kendilerine yapılan<br />

hakârete dayanamıyarak, haysiyyet ve şereflerini korumak için,<br />

başka iş sahâlarına sarılmışlardır. Bir kısmı da, hakâretlere aldırmamış,<br />

dînî ve millî an’anelerine sarılarak bir nefs mücâhedesi içinde<br />

yaşamışlardır. Müşterisiz kalan mal hâline getirilen ve ilmden, fen-<br />

– 262 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!