22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kıldıracaklar. Müslimânlığa sığmayan, asl tehlükeli şey, Kur’ân-ı<br />

kerîmi türkçeye terceme etmek değil, belki her hangi bir tercemenin,<br />

nemâzda Kur’ân yerine okunmasına kalkışmakdır. Kur’ân-ı<br />

kerîmdeki kelâm-ı ilâhî, belâgat ve i’câzın zirvesinde bulunan o<br />

arabî kelimelerin ve cümlelerin içindedir. Bu kelimeler ve cümleler,<br />

kul yapısı değildir. Hepsi Allahü teâlâ tarafından konulmuş, dizilmişdir.<br />

Herbiri, başka başka ma’nâlar taşımakdadır. Bu ma’nâlardan<br />

hangisinin murâd-ı ilâhî olduğu kesdirilemez. Başka başka<br />

ma’nâlara göre yapılan başka başka tercemelerden herhangi birisine<br />

Kur’ân-ı kerîm denilemez.<br />

Başka başka ictihâdlara göre, din imâmları tarafından Kur’ân-ı<br />

kerîmdeki âyetlere, başka başka ma’nâlar verilerek her birinden<br />

birer hükm çıkarılmış ve mezhebler, o hükmlerden meydâna gelmiş<br />

ise de, Kur’ân-ı kerîmdeki topluluk, birlik hep muhâfaza edilmişdir.<br />

Her mezhebin çıkardığı hükme göre Kur’ân tercemesi yapılacak<br />

olursa, meselâ Hanefîlerin nemâzlarında okuyacağı Kur’ân<br />

ile, Şâfi’îlerin nemâzlarında okuyacağı Kur’ân başka olurdu. Böylece,<br />

müslimânların her fırkasının ve her mezhebin başka başka kitâbı<br />

bulunurdu. İslâm dîni de, hıristiyanlık gibi, karma karışık olurdu.<br />

Dinde reformcular, yoksa islâmiyyeti bu hâle sokmak için mi,<br />

terceme edilmeli diye direniyorlar? Müslimânların kitâbındaki birliği<br />

korumak ve kitâbullahı herhangi ufak bir şübheden uzaklaşdırmak<br />

için islâm âlimleri, Kur’ân-ı kerîmi Resûlullahdan “sallallahü<br />

teâlâ aleyhi ve sellem” geldiği gibi muhâfaza buyurmuşlardır. Hattâ,<br />

Abdüllah ibni Abbâs gibi ve Abdüllah ibni Mes’ûd gibi ve hazret-i<br />

Alî gibi Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”<br />

ayrı ayrı bildirdikleri Kur’ân-ı kerîmlerin, Eshâb-ı kirâmın çoğunun<br />

sözbirliği ile bildirdikleri, bugün elimizde bulunan Kur’ân-ı<br />

kerîmden pek az ayrılıkları bulunduğu için, bunlara (Kırâet-i şâzze)<br />

denilmişdir. Bunlar, fıkh âlimleri için bir sened oldukları ve<br />

Kur’ân-ı kerîmin tefsîri için kullanıldıkları hâlde bile, nemâzda<br />

okunmaları câiz görülmemişdir. Şunun bunun yapdığı ve bugün<br />

beğenilen, yarın beğenilmeyecek olan, türkçe hattâ arabca tercemelerin,<br />

Kur’ân-ı kerîm yerine nemâzlarda okunması nasıl câiz<br />

olabilir? Hiç bir islâm âlimi, buna câiz dememişdir. Nemâzda<br />

Kur’ân-ı kerîmin fârisî olarak okunabileceği, imâm-ı a’zam ebû<br />

Hanîfeden rivâyet edilmiş ise de, İmâm-ı a’zamın bu ictihâddan geri<br />

döndüğü, Nûh bin Meryem tarafından bildirilmiş ve usûl âlimleri<br />

fârisî okumağı bile kabûl etmemişlerdir.<br />

Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını anlamadan okunmasına bile sevâb<br />

verileceği bildirilmişdir. Bu da, müslimânlığın anayasası demek<br />

– 255 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!