22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dan yeni hükmler çıkarması, niçin mümkin olmasın?) diyor.<br />

Cevâb: Dinde reformcu, evvelâ Kur’ân-ı kerîmin tercemesini ele<br />

alıyor. Bugün müslimânım diyenlerin çoğu Kur’ân-ı kerîmin şimdiye<br />

kadar terceme edilmemesinden, din bilgilerinin gizli kalmış olduğundan<br />

şikâyet etmekdedir. Kur’ân-ı kerîmin başka dillere çevrilmesini<br />

islâm âlimleri yasak etmiş gibi konuşuyorlar. Bu şikâyetleri<br />

temâmen yanlışdır. Evet, islâm âlimleri, Kur’ân-ı kerîmi başka dillere<br />

terceme etmeğe kalkışmamışdır. Çünki, Allah kelâmının, kendi<br />

lisânındaki beyân, belâgat ve mükemmeliyyet bozulmaksızın, terceme<br />

edilmesini göze alamamışlardır. Terceme ne kadar başarılı olursa<br />

olsun, Allah kelâmının i’câzına varılabilmesi imkânsız görülmüşdür.<br />

Kur’ân-ı kerîm, diğer semâvî kitâblarda bulunmayan bir i’câza<br />

mâlikdir. Arabistânda belâgat yarışları yapıldığı bir zemânda nâzil<br />

olmuş, hepsini geride bırakmışdır. Böyle bir kitâbın tercemesinin<br />

de, böyle olması lâzımdır. Bu ise, mümkin değildir. İnsan gücünün<br />

üstünde bir belâgati olan Kur’ân-ı kerîme lâyık bir terceme yapabilmek<br />

için, insan gücünün üstünde bir kuvvet lâzımdır. Bu iş, bir iktidâr<br />

problemi, ya’nî Kur’ân-ı kerîmin üstünlüğünü korumak mes’elesidir.<br />

Kur’ân-ı kerîmin belâgat ve i’câz zevkini tatmak isteyenlerin<br />

arab edebiyyâtını ve tefsîr, usûl-i fıkh gibi dahâ nice islâm ilmlerini<br />

öğrenerek, Kur’ân-ı kerîmin huzûruna çıkmaları lâzımdır. Kur’ân-ı<br />

kerîmin ayaklarına gelmesini beklememelidirler.<br />

Kur’ân-ı kerîmin türkçe tefsîrini yazmakla türkçe tercemesini<br />

yapmak, başka başka şeylerdir. Tercemesi tefsîrinden dahâ güçdür.<br />

Şimdiye kadar, türkçe tefsîri ve tercemesi yazılmamış da değildir.<br />

Yazılmış, fekat ehli tarafından beğenilmemişdir. Bu reformcular,<br />

bu işin ilk olarak moskof reformcusu tarafından yapılmağa<br />

başlandığını sanmakla aldanıyorlar. Bunların dediği gibi, müslimânların<br />

fikrleri, vicdanları bir terceme ile esâretden kurtulacak<br />

ise, dahâ evvelki tercemelerle kurtulmuş olmaları lâzım gelirdi.<br />

Hem de, vaktîle (Mevâkib) gibi ve (Tıbyân) gibi türkçe tefsîrleri<br />

yapmış olanlar, şimdi tercemeye kalkışan ahlâk ve din bilgilerinde<br />

kara câhil olanlar gibi değillerdi. Yirmi ana ilmde ve çok sayıdaki<br />

âlet bilgilerinde söz sâhibi olan salâhiyyetli, kıymetli kimseler idi.<br />

Müslimânlar bunları okuyup, istifâde ediyorlardı. O türkçe tefsîrleri<br />

beğenmeyen dinde reformcuların istediği, yoksa başka dürlü,<br />

ya’nî kendi görüşlerine uygun bir terceme mi olacak? Arabcanın<br />

dahâ gramerini bilmeyen câhillerin yapacağı bir terceme, bütün<br />

müslimânlara, Kur’ân-ı kerîm olarak kabûl etdirilecek, dinde reformcular,<br />

Kur’ân-ı kerîmin türkçe herhangi bir tercemesine<br />

Kur’ân diyecekler. Türklerin nemâzlarını işte bu türk Kur’ânı ile<br />

– 254 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!