22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mez. Dilediği kimselerin, şirkden ya’nî îmânsızlıkdan başka günâhlarını<br />

afv eder) buyuruluyor. Bir hadîs-i şerîfde, (Cebrâîl aleyhisselâm<br />

bana geldi. Şöyle müjdeledi ki, Allahü teâlâya hiçbir şeyi<br />

şirk etmeden, ya’nî kâfir olmadan ölen bir kimse, zinâ etmiş ise<br />

de, hırsızlık etmiş ise de, sonunda gideceği yer Cennetdir) buyuruldu.<br />

Yukarıdaki âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, îmân ile amelin<br />

başka başka olduklarını göstermekdedir. Amelin îmânın parçası<br />

olduğunu söyleyen mu’tezile fırkası ile hâricîler vesîka olarak<br />

meâl-i şerîfi, (Bir kimse kâfir olursa, Allahü teâlâya bir zararı olmaz.<br />

Çünki, Allahü teâlâ hiçbir şeye muhtâç değildir) olan (Âl-i<br />

İmrân) sûresinin doksanyedinci âyetini ve meâl-i şerîfi, (Allahü<br />

teâlâ size îmânı sevdirdi, onu kalbinize yerleşdirdi ve size küfrü,<br />

füsûku ve isyânı çirkin gösterdi) olan (Hucurât) sûresinin yedinci<br />

âyetini sened gösteriyorlar. Âl-i İmrân sûresindeki doksanyedinci<br />

âyetden anlaşılan ma’nâyı, hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ<br />

anh” şu sözü de kuvvetlendirmekdedir: (İsterim ki, dışarıya<br />

me’mûrlar, müfettişler göndereyim. Malı olup da, hac etmeyenleri<br />

bulup, cizye verdireyim. Çünki onlar, müslimân değildirler) diyorlar.<br />

Hâlbuki, âyet-i kerîmedeki ve hazret-i Ömerin “radıyallahü<br />

anh” sözündeki küfr kelimesi, haccı inkâr etmek demekdir.<br />

Son âyetde, îmân ile fısk birbirine karşı tutulmuş ise de, îmânın<br />

fısk ile zıd olduğu anlaşılmaz. Çünki, güzellik ve çirkinlik bakımından<br />

birbirinden ayrılan nice şeyler vardır ki, bir yerde toplanabilirler.<br />

Yine bu sûrede, (Îmân etdikden sonra, fısk, ne fenâ<br />

ismdir) meâlindeki âyet-i kerîme, îmân ile fıskın yerlerini çok<br />

açık bildirmişdir. Fıskın mü’minlere yakışmaz bir sıfat olduğunu<br />

anlatmışdır. Fâsıkın îmânlı olduğunu anlatmışdır. Fâsıkın îmânı<br />

olduğu buradan da anlaşılmakdadır. Çünki, asl fenâlık ve yolsuzluk,<br />

îmân ile fıskın biraraya gelmesindedir. Kâfirdeki fısk, o kadar<br />

fenâ olmaz.<br />

Allahü teâlânın var olduğunu ve bir olduğunu ve Peygamberi<br />

ile bildirdiği ahkâmı tasdîk eden bir mü’min, bu ahkâma uymakda<br />

kusûr ederse, elbette üzülür. Allahı ve Peygamberi tanımayan ve<br />

yapdığı iyilikleri, Allahın emri olduğu için değil de, başka sebeble<br />

yapan bir kimse, Allaha kul olmağı bile kabûl etmiyor. Bu ikisine<br />

karşı Allahü teâlânın mu’âmelesi, elbette bir olmaz. Bir adamın iki<br />

evlâdı olsa, birisi okumaz, yazmaz, çalışmaz, kimseye fâidesi olmaz.<br />

Fekat, babasının yanında edebli durur. Kabâhatlerini düşünerek<br />

mahcûb olur. Babası, bu çocuğun kahrını çeker. İkinci çocuğu<br />

çalışkan, gözü açık, herkesin işine yarar. Fekat, birgün babası-<br />

– 247 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!