Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.
I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.
II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.
III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
cededir. Îmânın ve îmân ile birlikde olan işlerin dünyâda da, âhıretde<br />
de, fâideleri vardır. İnsanı se’âdete ulaşdırırlar. Îmânsız olan<br />
iyi işler insanı dünyâda se’âdete kavuşdurabilir. Âhıretde fâidesi<br />
olamaz. Dinde reformcular, âhırete inanmadıkları için olacak ki,<br />
yalnız iyi işleri yapmağı düşünüyorlar. Yalnız dünyâ huzûrunu,<br />
se’âdetini düşündükleri için, ameli, ya’nî iyi işleri yapmağı i’tikâdın<br />
üstünde görüyorlar.<br />
İttihadcılar zemânında çıkarılan (Kavm-ı Cedîd) adındaki kitâbda,<br />
îmânı ve ameli olan hakîkî müslimânlara (Kavm-ı Atîk)<br />
ya’nî eski kafalılar, gericiler diyor. Bunlarla alay ederek, îmânı<br />
olan bir adam, ne kadar fenâlık yapsa, kıyâmetde kurtulur. Îmânı<br />
olmayan kimse, dünyânın her iyiliğini yapsa, fâidesini görmez<br />
derler diyor. Nûr sûresi otuzdokuzuncu âyetinde meâlen, (Kâfirlerin<br />
dünyâda yapdıkları iyi işleri, [insanlara fâideli keşfleri], çölün<br />
ilerisinde görünen serâba benzer. Susuz kalan adam onu<br />
uzakdan su sanır. Fekat, yanına varınca, umduğunu bulamaz. Kâfirler<br />
de, kıyâmet günü, dünyâda yapdıkları iyilikleri serâb gibi<br />
yapan, ya’nî yok eden Allahı bulur ve hesâbını Ona verir) ve İbrâhîm<br />
sûresi onsekizinci âyetinde meâlen, (Allaha îmân etmeyenlerin<br />
yapdıkları fâideli işler, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu<br />
küller gibidir. Âhiretde o işlerin hiçbir fâidesini bulamazlar)<br />
ve Furkan sûresi yirmiüçüncü âyetinde meâlen, (Kıyâmet günü<br />
onların iyi işlerini, bizim için yapmadıklarından kimler için<br />
yapdılar ise, onlara doğru saçılan ince toz hâline getiririz) ve<br />
Kehf sûresi yüzüçüncü ve sonraki âyet-i kerîmelerinde meâlen,<br />
(Emekleri en ziyâde boşa gidenleri haber verelim mi? Onlar<br />
dünyâda güzel iş yapdıklarını sanır. Hâlbuki boşuna uğraşan<br />
kimselerdir. Onlar, Rablerinin âyetlerine ve kıyâmetde Onun<br />
huzûruna çıkacaklarına inanmadılar. Biz de onların iyiliklerini<br />
yok ederiz. İyilikleri ile kötülüklerini ölçmeyiz) buyurulmakdadır.<br />
Bu âyet-i kerîmeler, Ehl-i sünnet i’tikâdının doğru olduğunu<br />
göstermekdedir.<br />
Kâfirlerin dünyâda yapdıkları iyiliklerin yok olacağını bildiren<br />
âyet-i kerîmeler, bu iyiliklerin onlara sevâb ve fâide vermeyeceğini<br />
gösteriyor ise de, ba’zı âlimlerimize göre, Bekara sûresindeki<br />
seksenaltıncı ve Âl-i İmrân sûresindeki (Onların azâbı hafîfletilmeyecekdir)<br />
meâlinde olan seksensekizinci âyet-i kerîme gösterilince,<br />
zemân bakımından hafîfletilmeyecek, sonsuz azâb göreceklerdir<br />
demişlerdir. Bu âlimler, Enbiyâ sûresinde, kırkyedinci âyet-i<br />
kerîme olan, (Kıyâmet günü adâlet ölçüsünü ortaya koyarız. Kim-<br />
– 245 –
Change language