22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ildirmişdik. Kureyş kâfirleri, (Şu Kur’ân, Mekkenin veyâ Medînenin<br />

ileri gelenlerinden birine indirilseydi) diyorlardı. Bu âyet-i<br />

kerîme, insanlarda, kimin Peygamber olacağını seçmek irâdesinin<br />

bulunmadığını bildirmekdedir. (Allahü teâlâ, insan ile kalbi arasına<br />

girer) meâlindeki âyet-i kerîme de, Beydâvî tefsîrinde bildirildiği<br />

gibi, Allahü teâlânın, kalblerdeki en gizli şeyleri gördüğünü, bildiğini<br />

anlatmak için gönderilmişdir.<br />

Âdem aleyhisselâm ile Mûsâ aleyhisselâmın konuşmalarını ve<br />

Âdem aleyhisselâmın kazandığını bildiren hadîs-i şerîfe gelince:<br />

Ehl-i sünnet âlimlerine göre “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”,<br />

Âdem aleyhisselâmın beğenilmeyen işinde, kesb, kazâ ve<br />

kader ve tevbe bir araya toplandı. Tevbe ile kesb birleşince, iki zıd<br />

elektrik yükü gibi, birbirlerini yok etdiler. Ortada yalnız kader<br />

kaldı. Kazâ ve kader için de, kimseye birşey denilemiyeceğini bildiriyorlar.<br />

Âdem aleyhisselâmın yapdığı işin kendine olan tarafı<br />

tevbe ile düzeldikden sonra, evlâdına olan tarafı, ya’nî insanların<br />

yeryüzünde yaşamalarına sebeb olması, insanlar için bir kader-i<br />

ilâhîdir.<br />

Yukarıda geçen âyet-i kerîmelerde işlerin yalnız Allahın irâdesi<br />

ile olacağının bildirilmesi de, kaderin kazâ hâlini aldığı hâller<br />

içindir. İnsanlar, kendi irâdeleri ile kaderdeki işleri yapmağa başlar.<br />

Allahü teâlâ da bunları irâde etdikden sonra, iş kazâ hâlini alır.<br />

Ya’nî meydâna gelir. İşte kaderdeki işler, kazâ hâline gelince, insanların<br />

irâdesi artık bunu değişdiremez. Se’âdet veyâ felâket geri<br />

dönemez. (Yasîn) sûresinin, (Onların önlerine ve arkalarına sed<br />

çekdik. Gözlerini perdeledik. Artık görmezler) meâlindeki âyet-i<br />

kerîmesi ile Bekara sûresinin baş tarafındaki (Allahü teâlâ onların<br />

kalblerini mührledi. Kulaklarını ve gözlerini perdeledi) meâlindeki<br />

âyet-i kerîme, bu hâli haber vermekdedir. Bu âyet-i kerîmeler,<br />

ayrıca gösteriyor ki, kendilerini herhangi bir sûretle, Allahü teâlâya<br />

sevdirenler himâye edilir ve dahâ çok hidâyete kavuşdurulur.<br />

Gadab-ı ilâhîye sebeb olanlar da, kötü işlerinde terk edilirler. Pek<br />

nâzik ve ince işler, bu sevgiye veyâ gadaba sebeb olabilir. Bunun<br />

için, insanın Allahına karşı çok uyanık olması lâzımdır. Kaderde<br />

bulunan işler, kazâ hâline gelmeden önce, insan dış etkilerin baskıları<br />

altında kalsa bile, irâde ve ihtiyârı elindedir.<br />

İnsanlar irâde sâhibidir. Düşüncelerinde ve hareketlerinde<br />

hürdür. Fekat, düşünceleri ve işleri, bir sebebe bağlıdır. Bu sebebler<br />

insanı hür olmakdan çıkarmaz. Çünki, bu sebebler olmadan da,<br />

irâde sâhibidirler ve sebebsiz olarak da irâde eder ve yaparlar. Sebebler<br />

varken, insan istemezse, iş çok zemân olmaz. Sebeblerin<br />

– 239 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!