22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dir. Kâfirlerin bu sözleri, Cebriyye fırkasının inanışına uygundur.<br />

İhtiyârları, ya’nî seçip yapma hakları olmadığını söylemişlerdir.<br />

Allahü teâlâ da, bu sözlerini reddetmiş, yüzlerine çarpmışdır. Çünki,<br />

böyle inanmanın yanlış olduğu yukarıda bildirildi.<br />

Kâfirlerin bu sözleri, belki de alay etmek içindir. İnançlarını<br />

bildirmek için değildir. Çünki kendi işlerini kötü bilmiyorlar. İyi<br />

birşey yapdıklarına inanıyorlar. Bu işleri, Hak teâlâ beğeniyor, seviyor<br />

diyorlar.<br />

Süâl: İnsanların her işi, Hak teâlânın dilemesi ile olmakdadır.<br />

Hayr ve şer ezelde takdîr edilmiş, yazılmışdır. Böyle olunca, insanın<br />

ihtiyârı, seçme hakkı kalır mı? Herkesin, ezelde takdîr edilmiş<br />

olan iyi ve kötü şeyleri yapması lâzım gelmez mi?<br />

Cevâb: Ezeldeki, ya’nî sonsuz öncelerdeki takdîr, (Filân kimse,<br />

kendi isteği ile filân işi yapacakdır) şeklindedir. Görülüyor ki, ezeldeki<br />

takdîr, insanda ihtiyâr, ya’nî seçmek hakkı bulunmadığını değil,<br />

ihtiyârın bulunduğunu göstermekdedir. Ezeldeki takdîr, insanlarda<br />

ihtiyâr bulunmadığını gösterseydi, Hak teâlânın da, her gün<br />

yaratdıklarında, yapdıklarında ihtiyârsız olması, mecbûr olması lâzım<br />

gelirdi. Çünki, Allahü teâlâ da, herşeyi, ezeldeki takdîre uygun<br />

olarak yaratmakdadır. Allahü teâlâ muhtârdır. Diler, seçer, dilediğini<br />

ve seçdiğini yaratır. Seksenüçüncü mektûbun tercemesi burada<br />

temâm oldu.<br />

Ehl-i sünnet mezhebi, mu’tezile ile cebriyye arasındadır. Ehl-i<br />

sünnete göre, insan kendi işlerinin hâlıkı olmadığı gibi, bu işleri<br />

yapmağa mecbûr da değildir. Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyhim ecma’în” sözlerini biraz açıklıyalım: Dîn-i islâmda<br />

ve semâvî olan bütün dinlerde herşey, her iş Allahü teâlânın<br />

takdîri ile, irâdesi ile hâsıl oluyor. Fekat, insan bir işin ezelde nasıl<br />

takdîr edildiğini bilmediği için, Allahü teâlânın emrine uyarak çalışması<br />

lâzımdır. Kazâ ve kader, insanın çalışmasına mâni’ değildir.<br />

İnsanlar, kazâ ve kaderi, bir işi yapmadan önce değil, yapdıkdan<br />

sonra düşünmelidir. Hadîd sûresinin yirmiikinci âyet-i kerîmesinde<br />

meâlen, (Dünyâda olacak herşey, dünyâ yaratılmadan evvel<br />

ezelde Levh-i mahfûza yazılmış, takdîr edilmişdir. Bunu size bildiriyoruz<br />

ki, hayâtda kaçırdığınız fırsatlar için üzülmeyesiniz ve kavuşduğunuz<br />

kazançlardan, Allahın gönderdiği ni’metlerden mağrûr<br />

olmayasınız. Allahü teâlâ kibrlileri, egoistleri sevmez) buyuruldu.<br />

Bu âyet-i kerîme gösteriyor ki, kazâ ve kadere îmân eden<br />

bir kimse, hiçbir zemân ye’se, ümmidsizliğe düşmez ve şımarmaz.<br />

Kazâ ve kadere inanmak, insanın çalışmasına mâni’ olmaz.<br />

Çalışmasını kamçılar. (Çalışınız! Herkes, kendisi için takdîr edil-<br />

– 234 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!