22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sözlerin yanlış olduğunu aklı olan herkes kolayca anlar. Elin titremesi<br />

ile, eli istekle kaldırmak başka olduğu meydândadır. Elin titremesi,<br />

insanın dilemesi ile değildir. Eli yukarı kaldırmak ise, insanın<br />

istemesi ve dilemesi iledir. Cebriyye fırkasının yanlış yolda olduğu,<br />

âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşılmakdadır. Ahkâf sûresinin<br />

ondördüncü âyetinde meâlen, (Yapmış oldukları iyiliklerin karşılığını<br />

görürler) buyuruldu. Kehf sûresinin yirmidokuzuncu âyetinde<br />

meâlen, (İstiyen inanır, istiyen inanmaz. Biz, zâlimler [ya’nî inanmayanlar]<br />

için ateş hâzırladık) buyuruldu. Nahl sûresinin otuzüçüncü<br />

âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ onlara zulm etmedi. Onlar<br />

[küfr ederek ve günâh işliyerek] kendilerine zulm etdiler) buyuruldu.<br />

İnsanlarda ihtiyâr etmek, seçmek kuvveti bulunmasaydı, Allahü<br />

teâlâ bu âyet-i kerîmede, (Onlar, kendilerine zulm eyledi) demezdi.<br />

Çok kimseler Cebriyye fırkasına uyarak, insanlar dilediğini<br />

yapamaz, diyor. Günâh işlemeğe mecbûr olduklarını, zorla günâh<br />

işlediklerini söylüyorlar. Kendilerini özrlü, suçsuz gösteriyorlar.<br />

Hâlbuki, Allahü teâlâ, emrleri ve yasakları yapabilecek kadar insanlara<br />

ihtiyâr ve kuvvet vermişdir. Kalbin atması ile insanın yürümesi<br />

elbette başka başka hareketdir. Kalbin atması insanın elinde<br />

değildir. Fekat insan, isterse yürür, istemezse yürümez. Allahü teâlâ,<br />

kerîm olduğu, merhameti çok olduğu için, güçleri yetişmeyen<br />

şeyleri insanlara emr etmemişdir. Yapabilecekleri şeyleri istemişdir.<br />

Bekara sûresinin son âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ kullarına,<br />

yapabilecekleri şeyleri emr etmişdir) buyuruldu. Cebriyye fırkasına<br />

çok şaşılır ki, kendilerini dinlemiyenlere, kendilerine sıkıntı verenlere<br />

güceniyorlar, onlara karşı koyuyorlar. Çocuklarını terbiye<br />

etmek, yetişdirmek için dövüyorlar. Yabancı erkekleri kendi kadınlarına,<br />

kızlarına yaklaşdırmıyorlar. Böyle yapanların canını yakıyorlar.<br />

Bunlar ma’zûrdur, mecbûrdurlar diyerek göz yummuyorlar.<br />

Fekat, âhiret işlerine gelince, bizim elimizde birşey yokdur,<br />

herşeyi Allah yapıyor diyerek, islâmiyyetin yasak etdiği kötülükleri<br />

sıkılmadan yapıyorlar. Emrleri, ibâdetleri yapmakdan kaçıyorlar.<br />

İnsanlarda dilemek, istemek yokdur derken, her diledikleri<br />

kötülüğü yapıyorlar. Tûr sûresinin yedinci âyetinde meâlen, (Allahü<br />

teâlânın azâb yapacağı gün elbette gelecekdir. Onu kimse önleyemez)<br />

buyuruldu. Bir deliyi kendi evlerinde görseler veyâ bir<br />

günâh işlediğini görseler, aklı yokdur, ihtiyârı yokdur diyerek ses<br />

çıkarmazlar. Fekat aklı başında olan kimseler suç işleyince, cezâsını<br />

verirler. Demek ki buna, ihtiyârı olduğu için, isteyerek yapdığı<br />

için, cezâ veriyorlar. Cebriyye fırkası, insanlarda ihtiyâr yokdur<br />

dediği için ve Mu’tezile fırkası ise kazâ ve kadere inanmadıkları<br />

– 232 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!