Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.
I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.
II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.
III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
sizlikleri, ahlâksızlıkları gazete sütunlarını doldurmakdadır. Çocukları<br />
hoş tutmak ve sıkıntıya düşürmemek, onları tenbelliğe alışdırmak<br />
yolundaki âdetlerimizin zararını da islâmiyyete yüklemek<br />
çok insâfsızlıkdır. Çünki, islâmiyyetde baba, âkıl ve bâliğ olan çocuğunu<br />
beslemeğe mecbûr değildir. Onun çalışıp kazanması lâzımdır.<br />
Bunun için, her baba, çocuğuna ilm, edeb öğretdiği gibi, san’at<br />
öğretmeğe de mecbûrdur.<br />
İnsanların yapdığı işlerde, irâdelerinin te’sîrini bildirmek bakımından,<br />
başlıca üç yol vardır: (Mu’tezile) fırkası, (Cebriyye) fırkası,<br />
(Ehl-i Sünnet) fırkası.<br />
Mu’tezile mezhebine göre, Allahü teâlâ insanlara kudret ve irâde<br />
vermişdir. İnsanlar bütün işlerini kendileri yaratır. (Kul, fi’linin<br />
hâlıkıdır) derler. Kolun titremesi, kalbin atması kendiliğinden oluyor.<br />
Fekat kolu kaldırmağı, ayağın yürümesini insan yaratıyor dediler.<br />
İnsan, istekli işlerini kendi yaratmasaydı, Allahü teâlânın iyiliklere<br />
mükâfât, kötülüklere azâb yapması adâletsizlik olurdu, dediler.<br />
Böyle inanışlarına vesîka olarak, (Allahü teâlâ insanlara<br />
zulm etmez. İnsanlar kendilerine zulm ediyorlar) ve (Yapdıklarının<br />
cezâsıdır) meâlindeki âyet-i kerîmeleri öne sürüyorlar.<br />
Cebriyye fırkasında olanlar ise diyor ki, (Bütün olacak şeyleri<br />
kalem ezelde yazdı ve sonradan değişdirilmemesi için mürekkebi<br />
de kurudu. Herşey ezelde takdîr olunmuşdur. Allahü teâlânın ilminde<br />
olanlar ve ezelde takdîr etdiği herşey, öylece hâsıl olacakdır.<br />
Bunu kimse değişdiremez dediler. Ra’d sûresi onsekizinci âyetinde,<br />
(Allah herşeyin hâlıkıdır) buyuruldu. İnsanı yaratan, insana<br />
kudret ve irâde veren ve insanın bütün işlerini yaratan odur) dediler.<br />
Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî “rahmetullahi aleyh” (Mektûbât)ının<br />
ikinci cildi seksenüçüncü mektûbunda buyuruyor ki:<br />
Cebriyye fırkasından olanlar, insanda irâde ve ihtiyâr, ya’nî seçmek<br />
ve dilemek yokdur dediler. İnsan her işini yapmakda mecbûrdur.<br />
İnsan, rüzgârla sallanan ağaca benzer. İnsan bir işi yapdı<br />
demek doğru değildir. Her işini Hak teâlâ yapar dediler. Bu sözleri<br />
küfrdür. Böyle inanan, kâfir olur. Bunlara göre, insanın iyi işlerine<br />
sevâb verilir. Kötü işlerine azâb yapılmaz. Kâfirler ve günâh<br />
işleyenler ma’zûrdur. Suçlu sayılmazlar ve cezâ görmezler. Çünki<br />
bu kötülükleri, onlar yapmıyor, Allah yapıyor. İnsanlara zorla<br />
yapdırıyor diyorlar. Bu sözleri de küfrdür. Sâffât sûresinin yirmidördüncü<br />
âyetinde meâlen, (Onlar inanışlarından ve yapdıklarından<br />
sorulacaklardır) buyuruldu. Hadîs-i şerîfde, Cebriyye fırkasında<br />
olanlara, yetmiş Peygamberin la’net etdiği bildirilmişdir. Bu<br />
– 231 –
Change language