22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dan sonra, sultânlar, milletin gözünde yarım ma’bûd gibi oldular.<br />

Onların bir işâreti ile, servet, haysiyyet, şeref, hattâ can dahî yok<br />

edilirdi. Bu dikta işkencesi, Allahın Cehennemlerinden ziyâde<br />

korku verirdi) diyor.<br />

Cevâb: İslâm dîni (İslâmiyyetin yasak etdiği emrlere itâ’at<br />

olunmaz. Bunlara karşı da gelinmez) maddesini anayasaların başına<br />

koymuşdur. İslâm milletlerinin başında bulunanlar, ister pâdişâh,<br />

ister halîfe veyâ başka ism taşısınlar, her istediğini yapdırmak<br />

derecesine çıkamazlar. Hiçbir vakt, yarı ma’bûd olamazlar. Pâdişâhlar<br />

arasında böyle aşırı davrananlar aslâ görülmedi. Çok merhametli<br />

olanları, afv edicileri oldu. Çöküntü, zulmden değil, merhametden<br />

doğdu. Bu hâlleri, dinden değil, dîni dinlememelerinden<br />

olmuşdur. İslâmiyyetin, devlet reîslerini de içine koyduğu şartlar,<br />

sınırlar, islâm milletlerinin hepsi tarafından her zemân bilinmekde<br />

idi. İslâmiyyet, islâmiyyete uymayan, kanûnsuz hareket eden devlet<br />

başkanlarının keyfî emrlerini tanımamağı, dahâ Avrupalılar<br />

(İnsan hakları beyânnâmesi)ni yazmadan çok evvel, müslimânlara<br />

yalnız bir hak değil, bir vazîfe olarak da vermişdir.<br />

24 — Reformcu diyor ki, (Dînin kendisi değil, fekat müslimânlardaki<br />

din anlayışı ve dîne dayanan dikta idâresi, kökünü yine dinden<br />

alan âile terbiyesi, ferdi, sosyal hayâtda başarısız bir hâle düşürmüşdür.)<br />

Cevâb: (Vur abalıya) ata sözünü hâtırlatacak şeklde, her kabâhati<br />

dîne yükletmek ve dînin kendisi değil de, din anlayışı gibi kaçamak<br />

kelimeler arkasında maskelenmek, dinde reformcuların<br />

başlıca prensibidir. Dînin, dikta idâresini değil, adâleti emr etdiği,<br />

güneş gibi meydândadır. Bu hakîkati reformcunun inkâr etmesi,<br />

kör olanın güneşi inkâr etmesi gibidir. Bu inkâra ilm değil, maskaralık<br />

denir.<br />

25 — (Kazâ ve kader bilgisi karşısında boynu bükük, elinde<br />

birşey olmadığına inanan müslimânlar, asrlarca korku altında yaşayarak,<br />

orta çağlarda, Avrupada kırbaç altında titreyen esîrler<br />

gibi, mutî’, zelîl, yaltakçı ve yalancı oldular. Osmânlıları fenâlığın<br />

bu derecelerine kadar sürükleyen sebeb, dindeki kazâ, kader, tevekkül,<br />

kanâat etmek ve müslimân olmak için, yalnız kalble inanıp<br />

bunu kısaca söyleyivermek husûslarıdır. Kazâ ve kader ile tevekkül,<br />

müslimânların azm ve irâdesini yok etmiş, çalışmalarına,<br />

varlıklarına güveni kaldırarak, işkencelere ve her dürlü aşağılığa<br />

katlanmak derecelerine düşürmüş. Aza kanâat etmek, milleti tenbel<br />

yapmış. Îmânın bu kadar basît olması da, müslimân olmak<br />

için, medenî ve ahlâkî meziyyetlerden hiçbirinin lâzım olmadığı<br />

– 223 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!