Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.
I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.
II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.
III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kur’ân, harbde hiyle olarak kullanıldı. Hak olan Kur’ân, bâtıl olan<br />
saltanat da’vâlarını kazanmak için âlet edildi).<br />
Cevâb: O muhârebeler saltanat için değildi. İslâmiyyetin emrlerinin<br />
yerine getirilmesi içindi. Reformcunun dediği gibi, saltanat<br />
savaşını kazanmak için, Kur’ân-ı kerîm âlet edilmedi. O muhârebelerde,<br />
her iki tarafın birbirine karşı her yapdığı şey, hakkı meydâna<br />
çıkarmak, islâmiyyete uymak içindi. O muhârebede dîn-i islâm,<br />
yaldızlı, sırmalı koltuklara ulaşdıran yolları açmak için, insan<br />
yığınları yapacak bir silâh olmamış, böyle silâha karşı koyan bir<br />
kalkan olmuşdur.<br />
[Hazret-i Alîye karşı harb edenler, günâha girmedi. Günâh demek,<br />
Allahü teâlâya karşı suç işlemek, ya’nî islâmiyyete uymamak<br />
demekdir. Onlar, hazret-i Alîyi “radıyallahü anhüm” halîfe seçmemişlerdi.<br />
Onu halîfe tanımadıkları için kılınca sarıldılar. Halîfe seçmiş<br />
olsalardı, halîfeye karşı gelmeleri günâh olurdu. Evet, onu halîfe<br />
seçmemekde, dînî sebeb göstermiş olmakla berâber, yanılmış<br />
idiler. Fekat bu yanılmaları ictihâd hatâsı idi. İslâmiyyete uymak<br />
için idi].<br />
Süâl: İslâmiyyet, insanları se’âdete kavuşdurmak, huzûr sağlamak<br />
için değil midir? İslâmiyyete sarılmak, kan dökülmesine sebeb<br />
olur mu?<br />
Cevâb: Onlar, islâmiyyete uymak istediler. Fekat, islâmiyyete<br />
uymakda yanıldılar. Kan dökülmesine, islâmiyyete uymaları sebeb<br />
olmadı. İslâmiyyete uyarken yanılmaları sebeb oldu. Bunun gibi,<br />
Uhud gazâsında, Resûlullahın bir geçidi tutmak için koyduğu kırk<br />
sahâbîden çoğu şehîd olmuşdu. Bunların ölümüne, Resûlullahın<br />
“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” emrine uymaları değil, bu emri<br />
yaparken bir kısmının yanılmaları sebeb olmuşdu. İslâmiyyete uymak,<br />
hiçbir zemân, hiçkimseye zarar vermez, fâide verir. İslâmiyyete<br />
uymamak veyâ uyarken yanılmak, insana zarar verir.<br />
Hazret-i Alînin “radıyallahü teâlâ anh” harb açdığı müslimânlar,<br />
islâmiyyete uymak istemişlerdi. Fekat, islâmiyyetin o işi yapmakda<br />
gösterdiği yolu seçerken yanıldılar. Allahü teâlânın sevdiği,<br />
seçdiği insanlar oldukları için, bu hatâları suç olmaz. İctihâd hatâsı,<br />
günâh değil, sevâb olur. O seçilmişlerin, sevilmişlerin hatâları,<br />
sonra gelen müslimânların, iyilerin ibâdetlerinden dahâ kıymetli,<br />
dahâ sevâbdır. (İyilerin, doğru, iyi işleri, seçilmişlerin yanılması gibidir)<br />
buyuruldu. Ya’nî, onların yanlış işleri, bunların doğru işlerinden<br />
dahâ fâideli, dahâ kıymetlidir. Bunun içindir ki, o muhârebelerde<br />
her iki tarafda ölenler şehîd oldu. Sevâb kazandı.<br />
– 207 –
Change language