22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sözlerinden, yazılarından sızan parolalı kelimelerden, dîne inanmadıkları<br />

anlaşılmakdadır. Meselâ (Şarklılar çok zekî olur. Altıbin<br />

seneden beri, insanların rûhlarını ve ma’neviyyâtını idâre eden<br />

kudsî eller, hep orta Asyada yükseldi. Tapınmak ihtiyâcında olan<br />

beşeriyyete şarkın keskin zekâları ma’bûdlar yaratdı ve yâdigâr bırakdı.<br />

Şarkdaki zekâlar, madde üzerinde çalışmak imkânını bulmayınca,<br />

hayâlleri çok geniş ve parlak oldu. Bunun için, şi’r, felsefe,<br />

ilm-i nücûm, ilm-i rûh, simyâ, sihr, mu’cize, kerâmet gibi şeyler,<br />

doğuda başladı ve dünyâya yayıldı. Bununla berâber, güzel huylar,<br />

iyi düşünceler, ma’nevî oldukları için, bunları kuvvetlendirecek,<br />

din gibi fâideli birşey yokdur. İnsan, dinsiz yaşıyamaz) diyorlar.<br />

Görülüyor ki, dinde reformcular, islâmiyyetin Allah tarafından,<br />

Peygamber vâsıtasıyla bildirilmiş bir din olduğuna inanmadıkları<br />

hâlde, güzel ahlâkın, iyi geçinmenin ve dünyâ işlerinde yükselmenin<br />

başarılması için, din lâzımdır diyorlar. Kısaca dîne, dünyâ<br />

için inanmalıdır diyorlar. Dînin aslı olmamakla berâber, iyi huylu<br />

olmak, sosyal fâideler sağlamak için, dîne inanmak îcâb eder diyorlar.<br />

Bu inanmak, yalancıkdan olduğu hâlde, fâidesi çok olmak<br />

için, doğru imiş gibi inanılacakdır. (Yalancıkdan olsa da, inanmak<br />

lâzımdır) demeleri, Avrupalıların ve Amerikalıların, dinlerine çok<br />

saygılı olduklarını gördükleri için olsa gerekdir.<br />

Her ne olursa olsun, islâm düşmanları da, dînin lâzım olduğunu<br />

söylemeğe mecbûr kalmakdadır. Çünki, insanları câzibesi ile bağlayan<br />

ve işlerini düzenlemeğe mecbûr eden bir kuvvet kudsîleşmedikçe<br />

ve kudsîliği yayılmadıkça za’îf kalır.<br />

İyi huyları ilm yolu ile de yerleşdirmek istiyenler vardır. İlm,<br />

ahlâkı bir fazîlet olarak göstermekdedir. Fekat, bu bir teori şeklinden<br />

ileri gidemez. (Kurtuluş ancak doğrulukdadır) hadîs-i şerîfindeki<br />

kuvvet derecesine ulaşamaz. Bu kadar lüzûmlu, bu kadar fâideli<br />

olduğunu söyledikleri dînin aslı yokdur denilebilir mi? Bir şeye<br />

inanılmadığı hâlde, inanmış gibi hareket etmek olur mu? Bunların<br />

sözü, doğru ile yalanın eşid olacağını kabûl etmek gibi mantıksızdır.<br />

İnsanları vecde getirici, insanın varlığına ve ahlâkına bu kadar<br />

çok hâkim bir şeyin aslı olmaması, insanlar tarafından yapılmış olması<br />

nasıl kabûl edilebilir? İnsanlar mı dîne tâbi’ olacak? Yoksa<br />

dîni insanlar mı yapacak? İnsanların kendi yapdıkları şeylere tapınmaları,<br />

sapıklıkdır. Bu sapıklık islâmiyyetden evvel putlara,<br />

ya’nî heykellere tapmış olanlarda vardı ve onların aşağı ve aklsız<br />

olduklarını gösteriyordu.<br />

– 205 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!