22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dîs-i şerîfdeki evin kalb olduğunu ve köpeğin de, kötü huylar demek<br />

olduğunu söylemiyorum. Açık ma’nâlarına inanmakla berâber,<br />

yukarıdaki ma’nâları da ilâve ediyorum. Bu sözüm, Ehl-i sünnet<br />

vel-cemâ’ati, Bâtınî denilen bid’at fırkasından ayırmakdadır.<br />

Bâtınîler açık ma’nâları terk edip, sapık ma’nâlar uydurmakdadırlar.<br />

Bir âyetin açık ma’nâsı, başka âyetlerin açık ma’nâlarına uymazsa,<br />

o zemân bu açık ma’nâsı bırakılıp te’vîl edilmesi, ya’nî çeşidli<br />

ma’nâlarından uygun olanın verilmesi lâzım olur. Böyle zarûret<br />

olduğu zemân, açık ma’nâ vermekde isrâr edenlere (Hışvî) denir.<br />

Bunun için, Kur’ânın zâhir ve bâtın ma’nâları vardır denilmişdir.<br />

Hep zâhir ma’nâsını veren Hışvî olur. Hep bâtın ma’nâsını veren<br />

(Bâtınî) olur. Yerine göre, ikisini cem’ eden, kâmil müslimân<br />

olur). Tesavvuf adamının sözünün ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olmadığını<br />

ancak zâhir ve bâtın ilmlerinde mütehassıs olan anlar.<br />

Tesavvuf âlimlerinin kullandıkları kelimelerin ma’nâlarını bilmiyen<br />

anlıyamaz. Böyle zül-cenâhayn olmıyan [İbni Teymiyye ve<br />

Abdülvehhâb oğlu gibi] kimseler, Bâyezîd-i Bistâmînin (Sübhânî<br />

mâ a’zama şânî) sözünü islâmiyyete uymuyor sanır. Muhyiddîn-i<br />

Arabî, bu sözün ma’nâsının kemâl-i tenzîh olduğunu uzun anlatmakdadır.<br />

İslâmiyyete uymıyan kimse, hârik-ul-âde şeyler yapabilir.<br />

Bunlara kerâmet denmez. (İstidrâc) denir. Evliyâ olarak bilinen<br />

birisini görmek için, Bâyezîd-i Bistâmî giderken, onun karşıdan<br />

geldiğini ve Kıbleye karşı tükürdüğünü gördü. Geriye dönüp,<br />

bu adam, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” edeblerinden<br />

birine uymadı. Velî olamaz dedi.<br />

Bâyezîd-i Bistâmî buyuruyor ki, (Kerâmetler gösteren biri, meselâ<br />

su üstünde yürüse, bir anda uzaklara gitse, havâda uçsa, islâmiyyete<br />

uymadıkca, bunu Velî sanmayınız!). İslâmiyyete uymak<br />

için, dört mezhebden birini taklîd etmek lâzımdır. Müctehid olmıyanların,<br />

Eshâb-ı kirâmı taklîd etmelerinin câiz olmadığı sözbirliği<br />

ile bildirildi. [Çünki, Eshâb-ı kirâmın mezhebleri bilinmiyor.]<br />

İctihâd kıyâmete kadar bâkîdir. [Fekat, ictihâd edebilmek<br />

şartlarını hâiz olan âlim azdır. Bunların yeni ictihâdlar yapmalarına<br />

da lüzûm yokdur. Kıyâmete kadar, hâsıl olacak herşeyin<br />

hükmü dört mezhebden birinde mevcûddur.] Allahü teâlânın ençok<br />

sevdiği ibâdet, farzları yapmakdır. Nâfile ibâdetlerin kıymetlisi,<br />

farzlarla birlikde yapılıp, farzların içinde bulunan ve onları temâmlıyan<br />

nâfilelerdir.<br />

Muhammed bin Fadl Belhî, 319 [m. 931] senesinde vefât etdi.<br />

Buyuruyor ki, (İslâmiyyet nûrlarının kalblerden ayrılıp, kalblerin<br />

– 187 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!