22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tâbi’ olmak şerefine kavuşamadılar. Onların doğru yollarından<br />

sapdılar. Yüzbinlerle müslimânın da Cehenneme gitmelerine sebeb<br />

oldular.<br />

Dört mezhebin âlimleri, derin ilmlerini Kur’ân-ı kerîmden ahkâm<br />

çıkarmakda kullanmadılar. Buna cesâret edemediler. Resûlullahın<br />

ve Eshâb-ı kirâmın bildirdiklerini anlamakda kullandılar.<br />

Allahü teâlâ, insanlara Kur’ân-ı kerîmden hükm çıkarınız diye<br />

emr etmiyor. Resûlümün ve Eshâbının çıkardığı hükmlere uyunuz,<br />

bunları kabûl ediniz diyor. Bid’at sâhiblerinin, ya’nî mezhebsizlerin,<br />

bu inceliği anlıyamamaları, kendilerini felâkete sürüklemişdir.<br />

Bir âyet-i kerîmede meâlen, (Resûlüme itâ’at ediniz!),<br />

(Resûlüme tâbi’ olunuz!) buyuruldu. Bu âyet-i kerîme ve Resûlullahın<br />

(Eshâbımın yoluna sarılınız!) emri, bu sözümüzün vesîkasıdır.<br />

Mezheb imâmlarına uymak, Allahı ve Resûlü bırakıp,<br />

kula kul olmak olsaydı, Eshâb-ı kirâma uymak da böyle olurdu.<br />

Böyle olmadığı için, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bunu<br />

emr etmişdir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, insanların<br />

kısaca îmân etmelerini ve gördükleri gibi ibâdet yapmalarını<br />

emr ederdi. Bunların delîllerini bilmeği hiç teklîf etmezdi. Bunu<br />

imâm-ı Gazâlî (Kimyâ-ı se’âdet) kitâbında uzun bildiriyor.<br />

Cenâb-ı Hak, kâfirlerin analarını, babalarını taklîd etmelerini<br />

takbîh ediyor. Böylece, küfrü bırakıp, îmân etmelerini emr ediyor.<br />

Peygamberini taklîd etmeği takbîh etmiyor. Bunu emr ediyor.<br />

Resûlullah da, Eshâbını taklîd etmemizi emr ediyor. Şakîleri<br />

taklîd fenâdır. Fekat bunun fenâ olması se’âdet yolcularını taklîde<br />

mâni’ olamaz. Îmân kısmının delîllerini anlamak kolay olsaydı,<br />

Beyrutdaki hıristiyan arabların kolayca îmâna gelmeleri lâzım<br />

olurdu. Îmân edilecek şeylerin delîllerini anlamak kolay olmadığı<br />

için, delîllerini anlamadan îmân etmemiz emr olundu ve böyle<br />

îmân edenlere mü’min ve müslimân denildi. Allahü teâlâ, ahkâm-ı<br />

islâmiyyenin delîllerini öğrenmek ve anlamak ile de müslimânları<br />

mükellef kılsaydı, Onun Resûlü de, bunu teklif ederdi.<br />

Hâlbuki, hiç teklif etmediğini, yukarda bildirdik. Reşîd Rızâ,<br />

(Peygamberler yanılmaz, müctehidler yanılır) diyerek, müctehidlerin<br />

bildirdiği ahkâmın, Peygamberlerin bildirdiğinden başka olduğunu<br />

sanıyor. Hâlbuki, müctehid demek, mezheb imâmı demek,<br />

ömrünü sarf ederek, gece gündüz çalışarak, Peygamberin ve<br />

Eshâb-ı kirâmın bildirdikleri ahkâmı araşdırıp bulan ve bunları<br />

müslimânlara bildiren büyük âlim demekdir. Hiçbir müctehid,<br />

hiçbir ibâdete, hiçbir şey ilâve etmemişdir. Bunun bid’at olduğunu<br />

ve büyük günâh olduğunu sözbirliği ile bildirmişlerdir. Mücte-<br />

– 118 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!