22.02.2018 Views

Hakikat Kitabevi Yayinlari - Faideli Bilgiler - Ahmed Cevdet Pasa - Huseyin Hilmi Isik

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir. I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır. II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir. III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.

I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.

II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.

III. kısımda, (Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yenlere ne demelidir? Yoksa uydurma hadîs yazacak kadar ve<br />

böyle yapanlar için Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

bildirdiği ağır cezâlara aldırış etmiyecek kadar, dîninin kuvveti ve<br />

Allahdan korkusu yokmu idi? Yokdu demek, ne kadar şenâ’at,<br />

çirkinlik olur. Böyle söyliyen kimsenin dar havsalası, kalın kafası,<br />

bu hadîs-i şerîflerdeki ma’nâları çok gördüğü için, mevdû’ demekden<br />

başka çâre bulamaz).<br />

19 — Dinde reformcu (Âhıreti görmedik ki, Şa’rânînin Mevkıf<br />

denilen yerin coğrafî durumuna âid sözlerini, Sırât, Mîzân, Cehennem<br />

ve Cennet için yapdığı harîtayı, oraya tatbik edelim. Biz bu<br />

gibi şeyler için, Kitâb, Sünnet, Akl ve Hikmet delîllerinden hiçbir<br />

delîle rastlamadık. Ne garîbdir ki, sizin şeyhlerinizin çoğu, dünyânın<br />

en meşhûr ve fâideli coğrafyasından yüz çeviriyor, görülemeyen<br />

âhıret için harîtalar çiziyorlar) diyor.<br />

Bu sözleri ile Evliyâ-i kirâma ve bunların kerâmetlerine saldırmakda,<br />

müslimânların bunlara olan îmânlarını, i’timâdlarını yıkmağa<br />

çalışmakdadır. Hâlbuki, bu davranışında da çok haksızdır.<br />

Çünki, bir âyet-i kerîmede meâlen, (Çok zikr ediniz. Zikr etmekle<br />

kalb itminâna kavuşur) buyuruldu. Hadîs-i şerîfde, (Allah sevgisinin<br />

alâmeti, Onu çok zikr etmekdir) buyuruldu. Hadîs âlimleri<br />

(Resûlullah, her an zikr ederdi) buyurdu. İşte bunun için bu<br />

ümmetin büyükleri çok zikr ederdi. Böylece, islâmiyyetin bu emrini<br />

de yerine getirmeğe çalışırlardı. Çok zikr edince, mubârek<br />

kalbleri itmînâna kavuşurdu. (Her derdin şifâsı vardır. Kalbin şifâsı,<br />

zikr-ullahdır) ve (Takvânın kaynağı, âriflerin kalbleridir) hadîs-i<br />

şerîflerinin haber verdiği gibi, kalb hastalığından, günâhlardan<br />

kurtuldular. Allahü teâlânın sevgisine kavuşdular. İşte takvâ<br />

sâhibi olan, kalbleri temiz olan, Allahü teâlânın çok sevdiği bu<br />

büyük âlimler diyorlar ki, (Çok zikr ederken, dünyâyı, herşeyi<br />

unutuyoruz. Kalbimiz ayna gibi oluyor. İnsan uykuda, herşeyi<br />

unutunca, rü’yâ gördüğü gibi kalblerimizde birşeyler görünüyor).<br />

Bu gösterilenlere (Keşf), (Mükâşefe), (Şühûd) ismlerini veriyorlar.<br />

Böyle olduğunu, her asrda binlerle Velî haber veriyor. Çok<br />

zikr etmek ibâdetdir. Çok zikr edenleri Allahü teâlâ sever. Bunların<br />

kalbleri, takvâ kaynağı olur. Bunları Kitâb ve Sünnet haber<br />

veriyor. Bunlar (Ümûr-i teşrî’iyye)dir. Bunlara inanmıyan, Kitâba<br />

ve sünnete inanmamış olur. Kalbde keşf ve şühûd hâsıl olduğunu<br />

da, Allahü teâlânın sevdiği doğru müslimânlar haber veriyor.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Çok zikr edenin kalbinde nifâk kalmaz) buyuruldu.<br />

Bunları haber verenler, münâfık olmıyan, özü, sözü doğ-<br />

– 108 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!