DECOR – Ocak/Şubat 2018 Sayısı

JANUARY 

FEBRUARY 

2018 

ISSN 2147-3609

4 DECOR • January - February 2018


Yeni bir yıl, yeni bir heyecan… 

Herkesin heyecanla beklediği 2018 sonunda geldi. Belli ki son yıllarda daralan sektör, tabiri 

caizse acısını 2018’den çıkartacak. Tabii ki her sene olduğu gibi bu yıl da Domotex Hannover 

ile fuarlara start veriyoruz. Umuyorum ki hem fuara katılan markalar hem de ziyaretçiler için 

faydalı bir Domotex geride bırakırız. Sadece Domotex değil, Masion&Objet Paris’te de sizlerle 

olacağız. Toplamak gerekirse bu Ocak ayında Frankfurt, Hannover, Köln ve Paris arasında 

mekik dokuyacağız. Herkese umut ettiği gibi bir yıl ve fuar sezonu diliyorum. 

Enes Karadayı 

Hereke’ne sağlık… 

Bu yılın bir yeniliği de Decor Dergisi’nden… Yaptığımız bunca yayında halının çok emeği var. 

Peki, biz halıya ne kadar değer veriyoruz? Ocak ayında dünyaca meşhur “Hereke” ile başlayacağım 

yeni yazı dizisine her sayıda Türk halı kültürünü dünyaya altın harflerle yazan değerlerimizi 

anlatarak devam edeceğim. Bir sayıda Ayşe teyzenin zorluklarla büyüttüğü bebesini, bir 

diğerinde nişanlısını askere gönderen Fatma’nın yaşadığı özlemi nasıl halıya düğüm düğüm 

işlediğine şahit olacağız belki de. Türk halıları üzerinde okuyabileceğimiz farklı hikayelerin yer 

alacağı bu diziyi kaçırmamanız temennisi ile… 

A new year, a new excitement... 

Long awaited 2018 has finally arrived. It seems that the sector, which was fairly narrowed in 

recent years, will take its revenge from 2018. Naturally we are starting the new event rally 

with Domotex Hannover as we do every year. I hope we can experience a lucrative fair from 

the standpoints of both exhibiting brands and visitors. Not only at Domotex, we will be together 

with the sector reps at Maison&Object Paris as well. In other words, we will be shuttling 

between Frankfurt, Hannover, Cologne and Paris this January. 

We have a new effort for this year. The carpet has contributed to us throughout our publishing 

life but how much value do we add to the carpet? I am starting with world famous “Hereke” 

with this issue and I will continue to talk about our values which tells our culture with capital 

letters to the world. In one issue I will talk about how Aunt Ayşe reflected missing her child 

as motifs to the carpet and in another issue I will make you feel the reflection of Fatma over 

the carpet about her missing feelings for her fiancée at the military service. I will offer many 

different stories that we can read on Turkish carpets. 

ENES KARADAYI 

enes.karadayi@img.com.tr 


İçindekiler / Index 

9 

Hereke; 

Saraylara Layık 

94 

CIFF, the flagship furniture 

trade fair of exceptional quality 

26 

Dometex Türkiye 

için geri sayım 

100 

IMM cologne to display 

new trends in interior decoration 

36 

New products 

at DOMOTEX asia 2018 

120 

DU&KA’dan 

doğal materyaller 

54 

Heimtextil 2018 

has more interest 

130 

Ercan Uyan: 

“Kar zamanı değil, arz zamanı” 

Furkan YALDIZ 

furkan.yaldiz@img.com.tr 


Hereke; saraylara layık 

TBMM Milli Saraylar Hereke Halı ve İpekli Dokuma Fabrikası’nda 15 kişinin 18 milyon 

816 bin 480 düğüm atarak 9 ayda tamamladığı 52,27 metrekarelik kırmızı zeminli yayla 

çiçeği desenli Hereke halısı, tezgahtan indi. 

Halı, Türk kültürünün en önemli temsilcilerinden… 

Bunların başında da kuşkusuz Hereke 

geliyor. Dolmabahçe Sarayı‘nın tefrişinde 

kullanılacak 52 metrelik bu halı, sarayın yıllanmış 

duvarlarıyla birlikte özüne dönecek. Peki, 

Hereke’yi ne kadar tanıyoruz? Nedir özelliği? 

İsterseniz baştan başlayalım… 

Hereke Fabrika-i Hümâyûnu 

1843 yılında kurulan Hereke Fabrikası, 1845’de 

yeni yapılmakta olan sarayların döşemelik ve 

perdelik ihtiyacını karşılamak üzere Hereke 

Fabrika-i Hümâyûnu adıyla üretime geçmişti. 

Osmanlı İmparatorluğu’nun o tarihe kadar 

ipekli dokuma alanında kurduğu en kapsamlı 

fabrika olan Hereke Fabrikası için Fransa’dan 

jakar tezgâhları ve tasarımcılar getirilerek 

üretim başlatılmıştı. 

Geleneksel Osmanlı halıcılığında bir dönüm 

noktası sayılabilecek 1891 yılında, Hereke Fabrika-i 

Hümâyûnu, kuruluşundan yaklaşık yarım 

asır sonra, yüz adet yeni tezgâhla halı üretimine 

başladı. Sultan II. Abdülhamid’in (1876- 

1909) himayesinde, Sivas, Ladik ve Manisa’dan 

getirilen ustalarla başlanan bu üretimde, 

ustalara önce saray tarafından verilen desen 

örnekleri dokutturulmuş ve bu desenler daha 

sonra geliştirilerek özgün bir Hereke üslubu 

oluşturulmaya çalışıldı. Böylece, saraylar için 

ipekli döşemelik ve perdelik üreten Hereke 

Fabrikası’na halı dokuma birimleri eklenmiş 

ve dünyaca tanınan Hereke halıcılığının temelleri 

atılmıştı. O dönemde Dolmabahçe Sarayı 

içinde de Hereke Dokumahânesi adıyla bilinen 

ve fabrikaya bağlı olarak çalışan bir dokuma 

atölyesi bulunduğu bilinmektedir. 

Dolmabahçe için ilk Hereke değil 

Aslında Dolmabahçe Sarayı’nın Hereke halısı 

var. Yaklaşık 124 metrekareyi bulan ölçüsü 

ile Dolmabahçe Sarayı’nın en büyük halısı 

olma özelliğini taşır. Madalyonlu ve kabartma 

desenli halı tamamen Avrupa tarzında dokunmuştur. 

Oval madalyon, istiridye motifleri, S 

ve C kıvrımlarıyla, aynı rengin farklı tonlarının 

kullanımıyla elde edilmiş resimsel tasarımı ile 

halı Hereke’nin Batı’dan aldığı desenleri en iyi 

yansıttığı uygulamasıdır. Bazı bölümlerinde 

havların yüksek kesilmesiyle motifler kabartma 

olarak verilmiştir. II. Abdülhamid’in emri 

ile Hereke’de bunlara benzer kabartma, belgelerde 

geçen adı ile kadife halılar dokunmuştur. 

Bir köşesinde “Hereke sene 1318” yazılıdır. 

Yün Hereke Halı 

Milli Saraylar Koleksiyonu’nun en dikkat çekici 

eserleri arasında Yıldız Şale1 numaralı Tören 

Salonu’nda yer alan, ölçü ve tasarımı ile eşsiz 

Hereke halısının şeması saray ressamı Emil 

Meinz tarafından 1898 tarihinde yapılmıştır. 

Halının tasarımı tören salonunun tavan ve 

duvar resimleri ile birlikte çizilmiştir. Halının 

merkezinde elips madalyon ile birlikte toplam 

üç madalyonu, salonun avizelerinin izdüşümlerine 

denk düşürerek tasarlanmıştır. Eserin 

bir diğer özelliği ise gerek Yıldız Şale Tören 

Salonu gerekse Dolmabahçe Sarayı’nda yer 

alan bazı oda ve salonlarda olduğu gibi tüm zemini 

kaplayacak şekilde dokunmuş olmasıdır. 

Halının orta zemini tek parça, yan bordürler 

ve kule çıkmalarına denk gelen bölümleri ek 

olarak yapılmıştır. Ek yerleri kaliteli bir işçilik 

yapılarak belirsizce yerleştirilmiş ve desen 

bütünlüğü sağlanmıştır. Hereke Fabrikası’nın 

üsluplaşmış Hereke saray halıları desen ve 

renk özelliğindedir. Krem renkli zemin, kırmızı 

zeminli köşe dolguları, madalyon ve köşelerde 

yer alan iri rumi kıvrımları Hereke saray halılarında 

klasikleşmiş unsurlar olarak görülmektedir. 

Halının madalyonları, rozetler ve köşe 

dolgularında daha ziyade rumi motifleri kullanılmıştır. 

Oval madalyonun dört yanında rozetler yer alır. 


Madalyonda iri rumi kıvrımların arasında natüralist serpme 

çiçek motifleri yer alır. Ortadaki geniş bordür krem zemin 

üzerine hatayi ve Çin bulutu motiflerinden oluşmaktadır. 

Hatayiler bir krem ve mavi zeminli atlamalı olarak devam 

etmekte, araları ve kenarları Çin bulutlarıyla işlenmiş geniş 

rumiden oluşmaktadır. Geniş bordürün iki yanında yer alan 

ince bordürler kendi içinde bölümlere ayrılır. Dış bordürün 

ortasındaki geniş bordür rozet ve gül motiflerinden oluşur. 

Saraylarımıza layık halı kültürümüzün en nadide eserlerinden 

olan Hereke halısının ne kadar ince ve titiz bir çalışma 

ile yapıldığına şaşırmamak elde değil. Halı şuan evlerde dekoratif 

bir ürün olma yolunda ilerlerken, en önemli eserlerimizin 

değişmez parçaları olmuş tarih sayfalarında. Halıdaki 

deseni, tavandaki avizeye denk gelecek şekilde dokuyan ve 

özenen sanatçılara saygı ile… 


Hereke; deserving palaces! 

The exclusive carpet of 52.27 square meters woven at TGNA National Palaces Hereke 

Carpet and Silk Fabric Factory where 15 people tied 18 million 816 thousand 480 knots 

has been released from the loom. 

Carpet is one of the most important 

representatives of the Turkish 

culture. The 52 square meter 

carpet to be used at the furnishing 

of the Dolmabahce Palace will 

be back to the basic with ancient 

walls of the palace. 

Okay, how familiar 

are we with Hereke? 

What is special with 

it? Let’s start from 

the beginning… 

History 

Hereke carpets 

reflecting mostly the 

style characteristics 

of the period constitute 

an important 

part of the National 

Palaces Collection. 

But as the constructions 

of the palaces, 

pavilions and the 

summer palaces 

date long ago from 

1891 when the Hereke 

Factory begun 

the production of the 

carpets, considering 

the trade based on the political 

relations of the period and in the 

light of the objects found in the 

depots of the National Palaces 

and as to the evaluation during 

the formation period of the depots, 

it appears that the first carpet 

examples in the decoration of the 

palaces, pavilions and the summer 

palaces are made of English, 

Uşak and Gordes carpets. Before 

the beginning of the carpet production 

by the factory, the fact 

that many carpets were bought 

from various places and countries 

for the palaces, can be followed 

from the archives documents as 

regards the dates and the types. 

Among them European carpets 

named as “Frenk” (mostly French 

carpets), English carpets, Gördes 

carpets and Uşak carpets stand 

for the mostly bought types. Apart 

them, in the collection, you can 

find among local carpets Sivas, 

Demirci, Kayseri, Avanos, Kırşehir, 

Kula carpet and prayer rugs. 

Besides, Feshane Factory in 

Defterdar ensured carpets to the 

palaces. 

In the collection among the carpets 

with an eastern origin, Iran, 

Hamedan, Khorasan, Siraz, Tabriz, 

Keşan, Samarkand carpets 

are also found. Especially, 

the examples 

of Samarkand carpets 

with a rare color and 

size are found today 

in Yıldız Chalet, Dolmabahçe 

Palace and 

Beylerbeyi Palace. 

Tebriz carpets, Şiraz 

prayer rugs, Keşan 

carpet and prayer rugs 

among these kind of 

carpets, continue to 

exist as the eastern 

representative of the 

“Last Ottoman Palaces 

and Pavilions” that 

gather the eastern and 

Western civilizations. 

Among the carpets of 

European origin of the 

collection, for instance 

French Aubusson, 

Savonnerie carpets and English, 

Brussels Greece (1 example) carpets 

are found. 

The collection that was formed 

through buying, the production of 

Hereke Factory and presents, was 

transported by the carriage of the 

objects between the palaces and 

the pavilions and finally gained its 

actual appearance. 


Hereke Carpet 

Among the most popular art 

works in the National Palaces 

Collection, the scheme of the 

Hereke carpet unique by its measure 

and conception is made by 

Emil Meinz, the palace painter, 

in 1898 and it is situated in Yıldız 

Şale number 1 Ceremony Hall. 

The conception of the carpet is 

made together by the pictures of 

the roof and of the wall decorating 

the ceremony hall. In the center 

of the carpet, together with the 

ellipse locket and in total three 

lockets are conceived by taking 

into account the projections of 

the hall’s chandeliers. Another 

feature of the art work is that both 

in Yıldız Şale Ceremony Hall and 

in some of the rooms and halls of 

Dolmabahçe Palace, it is weaved 

as to cover all over the ground. 

The middle section of the carpet 

is made of one part, the side bordure 

and the emerging tower are 

made as supplement. The supplement 

parts are situated skillfully 

with a qualified handwork 

and the wholeness of the pattern 

is ensured. The Hereke Palace 

carpets, the stylized production 

of the Hereke Factory, are designed 

in unique pattern and color. 

Cream-colored ground, corner 

stuffs with red ground, large curls 

in rumi style found on lockets 

and on the corners are seen as 

the classical elements in Hereke 

palace carpets. 

As long as the lockets, emblems 

and the filling of the corners are 

concerned, rumi style is used. 

On four sides of the oval locket 

emblems are situated. Among 

the large curls in rumi style on 

the locket we can see scattered 

flower motifs in naturalist style. 

The large bordure ın the middle is 

made of hatayi and Chinese cloud 

motifs on a cream ground. Hatay 

is continue alternately with cream 

and blue ground, the distance 

and the sides is made of a large 

rumi style ornated with Chinese 

clouds. The fine bordures situated 

on both sides of the large bordure 

are separated into sections. The 

large bordure in the middle of the 

outside bordure is made of emblem 

and rose motifs. 

Woolen Hereke Carpet 

With approximately 124 m² it 

bears the characteristic to be the 

biggest carpet in Dolmabahçe Palace. 

This carpet with locket and 

in relief motifs is weaved completely 

in European style. The carpet 

with the oval locket, oyster motifs, 

with its S an C curlings, with its 

design reflecting a painting by 

the use of different tones of the 

same color, is the best application 

where the Western patterns are 

reflected. In some sections by the 

cutting high of naps, the motifs 

are given as in relief. In Dolmabahçe 

Palace, the first examples 

of European style carpets in relief 

are English and French carpets. 

Later, with the orders of Abdülhamid 

II in Hereke carpets in relief 

that look like them, velvet carpets 

as named in the documents are 

weaved. In a corner, “Hereke year 

13181 is inscribed. 

It is not possible not to be surprised 

how strictly and carefully a 

Hereke carpet, one of the most 

distinguished artworks of our carpet 

culture is made. As a decorative 

item for homes carpet is one 

of the inevitable elements found 

in history pages. With respect to 

the artists who weave the motifs 

of the carpet in harmony with the 

chandelier on the ceiling. 


DOMOTEX 2018 yeni etkinlikler 

ve özelliklerle açılıyor 

Bu yıl otuzuncu defa kapılarını açacak etkinlik öncesi fuardaki yerleşimler ve salonlar 

yeniden düzenlendi. Katılımcı firmalardan gelen yoğun istek üzerine fuarın açılış kapanış 

tarihleri de değişti. Domotex 2018 bu yıl 12 Ocak Cuma günü başlayıp, 15 Ocak 

Pazartesi kapanıyor. 

Halı ve yer kaplama malzemeleri alanında dünya 

lideri olarak bilinin Domotex fuarı bu yıl otuzuncu 

organizasyonuna bir dizi yenilikler ve değişikliklerle 

giriyor. Ziyaretçilerin firmalara, pazar trendlerine 

ve sergilenen ürünlere daha etkin ulaşabilmelerini 

sağlamak amacıyla fuardaki sergi alanları ve 

yapılarında fark edilir düzenlemeler yapıldı. Bu yıl 

fuarda ana tema olarak seçilen, “Unique Youniverse” 

aynı zamanda halı ve yer kaplamaları alanındaki 

bireyselleşme mega trendini her açıdan ziyaretçi ve 

katılımcılara hissettirmeyi amaçlıyor. Ziyaretçiler 

bu temayı özellikle 9 numaralı salondaki sergiler, 

sanatçılar ve genç tasarımcıların çalışmaları yoluyla 

yoğun olarak hissedecekler. Domotex’ten sorumlu 

direktör Dr. Andreas Gruchow’un ifadesiyle, “bu yılki 

etkinlikle ziyaretçiler, trendler, yenilikler ve yeni 

yaşam tarzları dünyasına derinden dalma fırsatı 

bulacaklar. Bu yıl fuara katılımcı sayısında beklentilerin 

ve geçen dönemin üstünde bir artış yaşıyoruz. 

Bu husus, Domotex’in halı ve yer kaplamaları 

sektörleri için global bir pazaryeri olma ve trend 

belirleyici gücü açısından önemini kanıtlıyor. Alman 

katılımcılar dışında, kapsadıkları sergileme alanları 

itibariyle Türkiye, Hindistan, Belçika, Çin, Hollanda, 

İran, İtalya, Mısır ve ABD önde gelen isimler arasında 

yer alıyor.” 

Özel sergi alanı 

Fuardaki hallerden birinde, “Framing Trends” başlıklı 

özel bir sergi alanında öncü firmalar, endüstriye 

yeni giren firmalar, tasarımcı ve sanatçılar, genç yetenekler, 

yeni ürünlerini, yeniliklerini özel sunum ve 

temalarla izleyicileriyle paylaşacaklar. Fuar süresince, 

değişik başlıklar altında, dikkate değer ürün, 

Fuarda bu yıl yeni bir anlayışla düzenlenen sergileme 

alanlarında ziyaretçilere sunulan ürün grupları 

arasında dünyanın dört bucağından el dokuma 

halılar, dünyanın en ünlü tasarımcılarının elinden 

çıkmış makina halıları, dayanıklı yer örtüleri, lamine 

ve tasarım ürünü yer kaplamaları, parkeler, ahşap 

zemin malzemeleri, son model uygulama ve montaj 

teknolojileri dikkatleri çekiyor. 


sunum, firma ve uygulamaların yarıştığı ödül programları 

ve ödül dağıtım etkinlikleri de yer alacak. 

Bu yılki Domotex’de ilklerden biri de fuarın açılış ve 

kapanış günlerindeki anlamlı değişme olacak. Katılımcı 

firmalardan gelen yoğun istek üzerine fuarın 

açılış kapanış tarihleri bu yıldan itibaren değişti. 

Yıllardır Pazartesi – Cuma arası hafta içi günlerde 

düzenlenen Domotex fuarı bu yıl 12 Ocak Cuma 

günü başlayıp, 15 Ocak Pazartesi kapanıyor. 


DOMOTEX 2018 to open with an array of 

new highlights and features 

The 30th edition of the world’s leading tradeshow for 

carpets and floor coverings will be a very strong and 

innovative show, sporting an extensive lineup of new 

features. The show has a new exhibition layout and 

hall restructuring that will make it a lot easier for 

visitors to survey the market and connect with the 

exhibitors and trends that matter to them. The show 

will also have a strong overarching focus on the megatrend 

of individualization, as reflected in the keynote 

theme of “UNIQUE YOUNIVERSE”. This theme will find 

concentrated expression in Hall 9, which will house an 

inspiring world of creatively staged display zones by 

exhibitors, artists and budding young designers. “The 

upcoming show will immerse its visitors in a totally 

new and captivating world of trends, innovations and 

lifestyle,” commented Dr. Andreas Gruchow, the director 

in charge of DOMOTEX at Deutsche Messe, Hannover. 

“Exhibitors and visitors alike can look forward 

to a wealth of concrete ideas that will help them grow 

their business and keep up with the trends and innovations 

that are shaping the future of their industry,” 

he added. 

Exhibitor registrations trending much higher than 

expected 

The enhanced DOMOTEX format has been well received 

by the carpet and floor coverings industry – as can 

be seen from the high level of exhibitor registrations. 

“We are well up on the number of exhibitors confirmed 

at the same time in the build-up to the previous 

year. We’re also significantly above expectation on 

booked display space,” Gruchow said. “This further 

underscores DOMOTEX’s importance as a global 

marketplace and setter of trends for the carpet and 

floor coverings industry. At this rate, we are on track 

for around 1,400 exhibitors from over 60 nations,” he 

added. Apart from Germany, the show’s biggest exhibiting 

nations in terms of display space are Turkey, 

India, Belgium, China, the Netherlands, Iran, Italy, 

Egypt and the USA. 

New hall restructuring boosts market 

transparency 

The new hall restructuring physically clusters allied 

product groups, making it much easier for visitors 

from all professional backgrounds – whether wholesale 

or retail, architecture, interior design, the skilled 

trades, or furniture or furnishing retail – to find their 

way around and survey the market. Getting down to 

specifics, halls 2 to 4 now house the biggest offering 

of hand-made carpets and rugs seen anywhere in 

the world. Halls 5 through 7 are home to a unique 

selection of machine-made carpets and rugs. Hall 8 

is the gateway to the latest carpet creations from the 

world’s most innovative designers and labels. The 

displays of resilient floor coverings, design flooring / 

LVT and laminate flooring are concentrated in halls 11 

and 12. And halls 12 and 13 house the show’s displays 

of parquet and wood flooring. Hall 13 also houses 

displays of the latest flooring application and installation 

technnology. The convenience factor will be 

further enhanced by the venue’s excellent integration 

into the local public transport system and by the new 

MY DOMOTEX Shuttle, which will transport visitors 

and exhibitors quickly and directly to wherever they 

want to go on the exhibition grounds. 

“UNIQUE YOUNIVERSE” – wall-to-wall 

individualization 

With its keynote theme of “UNIQUE YOUNIVERSE”, 

DOMOTEX 2018 is focusing on the individualization 

megatrend and its effects on the flooring industry. In 

today’s globalized and digitized world, consumers are 

increasingly looking for ways to express their individuality. 

Consequently, the products and services they 

use to shape their lives – including their home lives – 

are becoming more and personalized and tailored to 

their needs and preferences. “DOMOTEX is picking up 

on this trend, because if other products can be tailored 

to lifestyle preferences, then the same should also 

be true of floor coverings,” explained Gruchow. 

Immersive showcase of creative ideas 

Hall 9 is the new jewel in the crown of DOMOTEX. It 

is the home of the “Framing Trends” special display 

area, a richly diverse and immersive showcase in 

which established companies, industry newcomers 

and artists will engage with the keynote theme in an 

array of creatively staged displays. “Framing Trends” 

comprises four distinct zones, where visitors will be 

able to experience and interact with all kinds of outof-the-box 

ideas and designs. In the “Flooring Spaces” 

zone, companies from the floor coverings industry will 

stage extraordinary product showcases that play with 

and reflect on the individualization trend. Next-door, 


exhibitors will partner with interior designers to craft 

inspiring spaces and lifestyle realms in the “Living 

Spaces” zone. Then there’s the “NuThinkers” zone, 

where students and young designers will redefine 

interior design with a dazzling array of unconventional 

ideas and product prototypes. And finally, the “Art & 

Interaction” zone will present the keynote theme of 

“UNIQUE UNIVERSE” in a sensory feast of exhibits 

from the worlds of art and design, paired with interactive 

multimedia displays. To ensure that “Framing 

Trends” delivers a consistently high-quality visitor 

experience, the organizers have appointed a panel of 

experts under the leadership of Peter Ippolito, of Büro 

Ippolito Fleitz Group (Stuttgart, Germany), who will 

determine which of the ideas and designs submitted 

are worthy of going on display. 

As its name suggests, the “NuThinkers” zone is for 

alternative thinkers who can envisage a world beyond 

the main stream. The exciting new ideas on display 

there will include a new kind of floor heating system 

inspired by reptilian thermoregulation, a self-driving 

robotic painter that can create personalized floors, 

and a virtual reality software that uses body movement 

to create individualized spaces in real-time. 

When it comes to exploring the keynote theme, the 

sky is – literally – the limit in the “Art & Interaction” 

zone. “Meanwhile in the YOU-niverse”, for instance, is 

an installation in which visitors can open a window to 

catch their own little glimpse of infinity – in the form of 

a live feed of outer space from NASA. 

The “Endless Uniqueness” installation offers a similarly 

interactive perspective on the keynote theme. 

For this, 50 creatives, including Germany’s ten best 

interior designers, were each asked build their own 

personal interpretation of the “UNIQUE YOUNIVERSE” 

keynote theme in the form of their favorite items and 

flooring staged inside an open mirror box. The boxes 

are arrayed opposite a giant mirror kaleidoscope that 

reflects the boxes and the visitors walking among 

them. As they walk through this mirror installation, 

visitors can change and rearrange the materials in 

the boxes, thereby creating their own unique design 

universe. 

Captivating supporting program in Hall 9 

To add to the inspiration on offer, the upcoming show 

will feature a captivating program of speaking events – 

the DOMOTEX Talks – inspired by the “UNIQUE YOU- 

NIVERSE” keynote theme. The speaker lineup includes 

industry experts, founders of amazing startups and 

trailblazing next-generation designers. Held on the 

“Framing Trends” stage in Hall 9, each day’s Talks 

will comprise three speed presentations followed by a 

moderated discussion panel. The Talks will explore a 

range of highly topical and innovative projects and ideas 

from architecture and design. They will be grouped 

into three main theme areas: “Modular design: individual 

versus mass-produced?”, “New one-off originals: 

handmade versus digital?” and “Retail interactive: 

virtual versus real?” The Talks are aimed primarily at 

architects, interior and product designers, but are also 

of interest to forward-thinking exhibitors and visitors. 

There will also be daily Guided Tours of the show, led 

by big-name architects and designers. For visitors, 

the tours are a great way to gain deeper insights into 

the keynote theme and the products on display and, 

of course, to make contact with key exhibitors. In the 

center of the “Framing Trends” area, visitors and exhibitors 

will find lounge-style meeting areas and a café 

– the ideal settings for relaxed, informal dialogue. 

The Carpet Design Awards are another Hall 9 highlight. 

The internationally coveted award honors the 

world’s best new designer carpets in eight categories. 

The 24 carpets shortlisted for the award will be on 

display in Hall 9 for the duration of DOMOTEX. Hall 9 

will also have a key focus on the exciting promise of 

virtual reality as an interior design tool. Virtual reality 

is set to transform the way we shop for floor coverings 

and furnishings and how we connect with one another 

and perceive the world. On the subject of virtual 

reality, it is worth noting that DOMOTEX’s organizer, 

Deutsche Messe, has developed the “hackvention 

event series” – a new international series of events in 

which, among much else, companies from the skilled 

trades, commerce and industry can use virtual and 

augmented reality to develop concepts and prototypes 

for individualized products. DOMOTEX exhibitors also 

benefit from this opportunity. First results will be presented 

at DOMOTEX 2018. 

New show days 

Starting in 2018, DOMOTEX is moving from its traditional 

Saturday-to-Tuesday format to a new Friday-to-Monday 

format. This means DOMOTEX 2018 

will open on Friday 12 January and remain open until 

Monday 15 January. The change comes in response to 

calls from many exhibitors to switch the official DO- 

MOTEX opening day to Friday. 


Yasin Kaplan Halı Türkiye’nin 

en parlak 100 firması arasında 

Modernizasyon ve yenileme çalışmalarına hızla devam eden Yasin Kaplan Halı, son 

yıllarda daha hızlı gelişen sektörün, bu sürecine kendini adapte ediyor. 

1983 yılında girdiği 

halı sektöründe 

devraldıkları mirası 

günümüzün 

modern çizgileri 

ile birleştiren 

Yasin Kaplan Halı, 

teknoloji ve satış 

stratejileri anlamında 

da marka 

olma yolunda ilerliyor. 

Türkiye’nin en 

Mustafa Kaplan 

parlak 100 firması 

arasında olduklarını 

belirten Yönetim 

Kurulu Üyesi Mustafa Kaplan, dünyanın birçok 

noktası ile kaliteyi buluşturduklarını söyledi. Marka 

olarak Ar-Ge departmanlarını güçlendirdiklerini de 

ifade eden Kaplan, yeni yapılanma çalışmaları ile 

hızlı gelişen değişim sürecine kendilerini hazırladıklarını 

söyledi. 

Teknoloji le birlikte ne gibi değişimler oldu? 

Önceleri tekstil yer döşemeleri arasında yer alan 

ve daha çok ihtiyaca bağlı olarak zemin kaplaması 

olarak kullanırken, şimdilerde iç dekorasyonun 

bir parçası olarak kullanılmaktadır. Bu da halının 

kullanım amacına bağlı olarak tüketim ömrünü 

kısaltmıştır. Bu anlamda makine halısı pazarının 

büyüdüğü ve yaygınlaştığı söylenebilir. Tabi böyle 

bir gelişme kendisiyle beraber yenilenme süresini 

kısaltmış ve makine halısında modanın ve trendlerin 

daha çabuk değişmesine yol açmıştır. 

Bu kısa zaman aralığına tüketiciler nasıl uyum 

sağlıyor? 

Günümüzde internetin her yerde her alanda ulaşılabilir 

olması ve güvenli alışveriş imkanı sağlaması 

“mağazaları” her an ulaşılabilir ve günün her 

saatinde sipariş verilebilir hale getirmiştir. Sanal 

medyanın tanıtım ve promosyon amacıyla kullanılması 

ile görsel sunum zenginliği ortaya çıktı. Bu da 

ürünlerin daha iyi ve sağlıklı tanıtılmasına neden 

olmuştur. Buna bağlı olarak tüm ürünlerde olduğu 

gibi internet üzerinden satış alanında makine halısı 

da kayda değer bir yer bulabilmiştir. 

Bu kadar hızlı sirkülasyon sizi nasıl etkiliyor? 

Böyle bir açılım üreticiler için hızlı bir yenilenmeyi 

ve inovasyonu değerli ve birincil öncelik haline 

getirdi. Artık makine halısı üreticileri renk ve desen 

trendlerini, ev tekstili sektöründeki gelişmeleri 

daha yakından takip eder hale geldiler. Ürün ömrünün 

kısalmasına da neden olan bu gelişmeler 

aslında üretimleri daha riskli hale getirdi. Firmalar 

daha esnek ve değişlere daha çabuk reaksiyon verecek 

bir forma gelmek zorunda kaldılar. Bu noktada 

stratejik, inovasyon ve Ar-Ge’ye dayalı yatırım ve 

üretimlerin piyasaya hakim pozisyona gelebileceklerini 

söyleyebiliriz. 

Marka olarak bu anlamda ne gibi yatırımlar 

yaptınız? 

Yasin Kaplan Halı firması olarak biz de bunların 

bilinci ile yatırımlarımızı ve satış kanallarımızı buna 

yönlendirmeye gayret ediyoruz. Ar-Ge departmanlarımızı 

güçlendirerek ve yeni yapılanma çalışmaları 

yanında üretim bandında yapılan modernizasyon ile 

hızlı gelişen bu sürece kendimizi hazırlıyoruz. Türkiye’nin 

En Parlak 100 Firması arasında yer almak 

bizi bu anlamda motive eden güzel bir gelişme oldu. 

Almanya’nın Hannover şehrinde düzenlenecek 

Domotex 2018 fuarında önceki yıllara göre çok 

daha geniş bir alanda ve çok daha yeni ve geniş bir 

ürün yelpazesi ile çıkmayı planlıyoruz. Bu vesileyle 

de konuyla ilgili tarafları standımıza ziyarete davet 

ediyoruz. 



DİKKAT! 

Görünmüyor olması var 

olmadığı anlamına gelmez. 


İnsanların genel kanısına göre 

halılar her türlü kir, alerjen ve 

bakterileri barındırmaktadır. 

Astım veya alerji rahatsızlıkları olan 

kişiler için her zaman tozludur. Sert 

yüzeyli zeminlerin her zaman iyi 

olduğu düşünülür ama gerçekten 

iyi midir? Sert yüzeylerin üzerindeki 

toz, polenler ve diğer partiküller 

sürekli olarak havaya karışırlar. Buna 

karşın halılar her türlü partikülü 

hapseden pasif hava filtreleri görevi 

görürler. Bu durumda hangisi 

daha iyidir? Biraz daha detaylı bilgi 

verelim: Modern üretim teknikleri 

aynı zamanda ses yalıtımı, izolasyon 

direnci, yumuşaklık, serinletme 

etkisi gibi özellikleri ile halıları 

donatmaktadır. Sihirli gibi değil mi? 

Halılarda yeni bir çağ hepimizin 

sağlığı için ayaklarımızın altına 

seriliyor. 

Boyteks halılarda kullanılmak üzere 

Probiyotik Teknolojiyi geliştirmiştir. 

Zararlı organizmalara karşı etkin 

bir koruma sağlar. Bu teknoloji 

“Proaktif” olarak adlandırılmaktadır. 

Boyteks Proaktif Halı’nın sağladığı 

avantajlar ise şöyledir: 

• Sıradan anti-bakteriyel yöntemlerin 

aksine, oldukça doğal bir 

uygulamadır. 

• Zararlı bakteri, mantar ve toz 

akarları gelişimini etkin bir şekilde 

önleyerek doğal koruma sağlar. 

• Toz akarlarının alerjik etkilerinin 

minimize edilmesine yardımcı olur. 

• Bakterilerin neden olduğu 

istenmeyen kokuların azaltılmasına 

yardımcı olur. 

• İnsan sağlığı için tamamen 

zararsızdır. 

2005 yılında, DAAB (Alman Alerji 

ve Astım Derneği) tarafından 

gerçekleştirilen bir çalışmadan elde 

edilen sonuç ve bulgular Alman 

ALLERGIE Konkret Dergisinde 

yayımlanmıştır. Sözü geçen 

çalışmanın yer aldığı makalede 

halıların hava kalitesini iyileştirdiği 

olgusuna vurgu yapılmıştır: 

“Çalışmanın en önemli sonucu 

oldukça açık: çıplak zemine sahip 

bir odada havadan gelen çok küçük 

partiküllerin havalanma riski oldukça 

fazla iken halılar bu riski minimize 

etmektedir.” 

Birçok kişi halıların toz, kepek, saç, 

vb. alerjen maddeleri tuttuğunu 

bilmektedir. Aslında bu durum halılar 

açısından bir dezavantaj olmaktan 

çok özellikle bu tür alerjenlere karşı 

hassas kişiler için oldukça büyük bir 

avantajdır. 

Sert ahşap veya vinil zemin kaplama 

gibi sert yüzeylerin üzerindeki 

aynı alerjenler rahatlıkla etrafta 

gezinebilmektedir. Açık bir pencere 

veya hatta insanların etrafta yürümesi 

ile birlikte meydana gelen hava akımı 

sayesinde zemin üzerinde bulunan 

toz, saçlar ve diğer her türlü madde 

kolaylıkla havaya karışmakta ve ev 

halkı tarafından solunmaktadır. 

Bunun aksine halılar alerjenleri tutar, 

hapseder ve havaya iletilmelerini 

ve bunun sonucunda solunmalarını 

önler. Bu sayede, halı ile kaplı 

zeminler bulunan alanlar aslında halı 

bulunmayan alanlara göre daha iyi bir 

hava kalitesi sağlar. 


CAUTION! 

Being invisible doesn’t mean it 

doesn’t exist. 


People consider as carpets 

contain all kind of stains, 

allergens and bacteria and they 

are always dirty and bad for people 

with asthma or allergies. Hard 

surfaced floors are better solution 

or are they? Dust, pollens and other 

particles on hard surfaces are 

constantly moving into the air. While 

carpets work like passive air filters 

that can trap all kind of particles. 

Which is better, dirty carpets or 

airborned particullers? Modern 

production techniques also enhance 

carpets with noise reduction, 

insulation, stain resistance, softness, 

cooling effect. Isn’t that magic? A new 

era of carpets is laying the ground for 

the health of all of us. 

Boyteks set out to develop probiotic 

technology for use in carpets. It is 

completely natural and effective 

protection against hazardous 

organisms. This technology called as 

“Proactive”. 

Boyteks Proactive Carpet Advantages 

• Unlike ordinary antibacterial 

methods, it is a completely natural 

application. 

• Provides natural protection by 

effectively preventing the growth of 

hazardous bacteria, fungi and dust 

mites. 

• Helps to minimize the allergic 

effects of dust mites. 

• Helps reduce the incidence of 

unwanted odors caused by bacterias. 

• Entirely harmless for human 

health. 

In 2005, results of a study conducted 

by the DAAB (German Allergy and 

Asthma Society) were published in 

the German Magazine ALLERGIE 

Konkret. The article outlined the 

specifics of the study, and highlighted 

the message that carpet actually 

improves air quality: 

“The core result of the study is, 

however, clear: In a room with a bare 

floor, the risk of more airborne fine 

particulate rises, while the use of 

carpeting minimizes this risk.” 

Most people understand that carpet 

holds allergens such as dust, dander, 

hair, etc. But instead of being a 

drawback to carpet, that is actually a 

huge advantage, especially to those 

who are sensitive to such allergens. 

The same allergens on a hard surface 

floor, such as hardwood or vinyl 

flooring, are free to move around. 

As the air stirs, caused by a breeze 

through an open window or even just 

people walking around, the dust, 

hair, and everything else on the floor 

gets blown up into the air, where they 

are then breathed in by those in the 

home. 

By contrast with carpet holds onto 

the allergens and does not release 

them into the air, thereby trapping 

them where they cannot be inhaled. 

Thus, the air quality in carpeted areas 

is actually better than that of noncarpeted 

areas. 


Sektörün takım elbiseli genç 

oyuncusu; Atlantik Halı 

Yeni yapılanma sürecini tamamlayan Atlantik Halı, yenilenen yüzü ile 2018 yılında 

tüketicinin karşısında olacak. 

Huseyin Kaplan 

2015 yılında Kayseri’den halının 

başkenti Gaziantep’e taşınan 

Atlantik Halı, 2018 yılına yeni 

yapılanması ile giriyor. Logo ve 

tecrübeli genç kadrosu ile markayı 

daha üst sıralara taşıma hedefinde 

olduklarını belirten Atlantik 

Halı Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin 

Kaplan, çalışanları ile gerçek 

bir aile olduklarını, bunun da yaptıkları 

işlere olumlu yansımalarını 

gördüklerini söyledi. Hali hazırda 

7 kıta, 50 ülkede bulunduklarını 

da sözlerine ekleyen Kaplan, marka 

bünyesinde klasik desenlerin 

yanı sıra, modern desenlerin de 

üretimini yaptıklarını ve Atlantik 

Halı’nın tüm dünyada adından söz 

ettireceğini ifade etti. 

Öncelikle Atlantik Halı’nın Gaziantep’e 

taşınması ve yeni yapılan 

üretim tesisleri hakkında bilgi 

verir misiniz? 

Atlantik Halı 1987 yılından 2015 

yılına kadar Kayseri’de üretim yapıyordu. 

2015 yılında Gaziantep‘e 

taşındı. Bu taşınma esnasında 

tüm üretim tesisinin modernizasyonu 

gerçekleştirildi ve yeni 

dokuma tezgahları eklendi. Konfeksiyon 

sürecinde teknolojinin 

gerisinde kalan makineler parkur 

dışında bırakıldı. Son teknoloji 

tam bilgisayar destekli makineler 

alınarak üretimin bu sürecine 

dahil edildi. Yeni tesis tamamen 

baştan inşa edildi ve gerek yangın, 

sel vb. afetlere karşı, gerekse 

siber güvenlik noktasında son 

teknoloji güvenlik sistemleri ile 

donatıldı. Sonuçta işimiz sanat 

dedik ve idari personellerimizin 

hayallerini dört duvar arasına 

almamak, üretim kaslarını zayıflatmamak 

için ferah iç mekanıyla, 

bahçesi ve kamelyaları ile modern 

bir idari bina inşa ettik. 

Üretim personellerimiz için en 

başta iş güvenliği olmak üzere 

yemekhane vb. ortak kullanım 

alanlarının hijyeni ve kişisel alanlarındaki 

rahatlıklarına kadar her 

ayrıntı gözetildi. Personellerimize 

Atlantik ailesinin üyesi olmanın 

ayrıcalıklarını tesisimizde de hissettirmek 

istedik. Tüm bu projelerde 

ülkemizce tanınmış iç ve dış 

mimarlar ile birlikte çalıştık. 

Böylelikle Atlantik Halı 45.000 

metrekare kapalı ve 5.000 metrekare 

açık olmak üzere toplamda 

50.000 metrekarelik çok daha 

modern ve yeni bir üretim tesisine 

sahip oldu. 

22 DECOR • January - February 2018 

Atlantik Halı şu anda tüm ürünlerini 

tasarım aşamasından başlayarak, 

iplik üretimi, dokuma, 

konfeksiyon, son işlemler ve 

lojistik dahil olmak üzere üretim 

ve sonrası süreçlerinin tamamını 

bu tesisten çözüyor ve yönetiyor. 

Tüm dünyaya da buradan hizmet 

veriyoruz.

Atlantik Halı sektöre ne zamandan 

beri hizmet veriyor? Atlantik 

markasını kısaca özetler misiniz? 

Atlantik halı olarak yüksek kaliteli 

makine halısı üretiminde Türkiye’nin 

önde gelen tesislerinden 

birine sahibiz. 1987 yılından bu 

güne 7 kıta, 50 ülkede ülkemizi 

başarıyla temsil eden Atlantik 

Halı, sektörün ilk uluslararası 

ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi 

belgesine sahip kuruluşudur. 

2013 yılında sektörün en güçlü 

markalarını içinde barındıran grup 

şirketlerimiz arasına dahil olan 

marka, 2015 yılına kadar Kayseri’de 

üretime devam etti. 

Bu sayede sektördeki bilgi ve birikimimiz 

Atlantik Halı’ya yeni bir 

enerji kazandırmış ve tecrübesine 

dinamikliği de eklemiştir. Atlantik 

Halı, işinin ehli yöneticilerimiz 

kontrolünde, alanlarında uzman 

teknik personellerimiz tarafından 

yeniden ele alınarak yeni bir vizyona 

büründürüldü. 

Bu markayı grup şirketinize kattıktan 

sonra ne gibi 

değişimler yaptınız? 

Yaş ortalaması 33 olan tecrübeli 

genç Atlantik ailesinin dinamik 

yapısının ilk yansıması logomuzun 

değişimi ile oldu. Halının ata mirası 

olduğunu unutmayan ve bu işi 

gelecek nesillere teslim edilecek 

bir emanet olarak benimsemiş, 

geleneklerine bağlı, olgun ve bir 

o kadar da modern ve yenilikçi 

olan Atlantik Halı’yı yeni logosu ile 

hissettirmek istedik. 

Logodaki renkler ile olgunluğunu 

ve ağır duruşunu, yeni yazı karakteri 

ile de genç ve dinamikliğini 

yansıttık. Ben Atlantik’e takım 

elbiseli genç diyorum. 

2. dokunuş ürün gamına yapıldı. 

Ürün çeşitliliği arttırıldı, desenler 

ve renkler modernleştirildi. 

Atlantik’in güçlü olduğu ve tüm 

dünyada adından söz ettirdiği 

geleneksel yün ürünlerinin modernizasyonu 

yapıldı. Aslında yün, 

sağlık ve dayanıklılık demektir. 

Kendi doğal yapısından dolayı 

dışarıdan hiçbir katkı maddesine 

ihtiyaç duymadan işleyebiliyoruz. 

Dolayısı ile tamamen organik bir 

ürüne temas ediyor vücudunuz. 

Yine kendinden helezonik bir yapıya 

sahip olduğundan, reciliansı 

yüksektir. 

Yani üzerine uygulanan kuvveti 

emiyor ve kırılma vs. gözlenmiyor. 

Ben yünü bu noktada çok seviyorum 

ve bu geleneksel ürünü 

yaşatmak istiyorum. Tüketicilere 

de bunu tecrübe ettirmeyi amaçlıyoruz. 

Bu amaçla da yün ürünlerimizi 

lacivert, bordo gibi koyu renk ve 

klasik desenlerinin yanı sıra modern 

renk desenlerde ekleyerek 

genç tüketicilerin de beğenisine 

sunduk. 

Sizi diğer markalardan ayıran 

özelliğiniz ne desek? 

Atlantik ailesi olarak basılmamış 

çimenlerde gezinmeyi kendimize 

düstur edindik. Zamanın gerisinde 

kalındığında gerilemeye, zamana 

ayak uydurmaya çalıştığınızda da 

yerinizde saymaya başlıyorsunuz. 

Fakat zamanın ilerisinde hareket 

etmeyi başarabilirseniz hep ilklere 

imza atıp, hep yenilikler ile anılırsınız. 

Çok şükür bu noktada da 

patent başvurularında da bölgede 

önde gelen firmalardan biriyiz. 

Atlantik ailesi olarak tüm bu çalışmalarımızın 

ülkemizle birlikte 

tüm dünyada olumlu reaksiyon 

alması ve ülkemizi temsil yeteneklerimizin 

haklı gururunu yaşıyoruz. 

Bunun da temelinde disiplinli 

olmak kadar mütevazi olmak 

ve eleştirilere açık olmak var. O 

zaman gerçek bir aile oluyorsunuz 

ve bunun bereketi işlerinize 

yansıyor. 

Atlantik ailesinin bu enerjisi ile 

adımızdan uzun yıllar söz 

ettireceğiz. 


A young and smart player in the 

carpet sector: Atlantik Hali 

Completed its restructuring process Atlantik Hali will be on the market with its renewed 

face in 2018 

Moved from Kayseri to Gaziantep, 

the capital of carpet industry in 

2015, the company renewed its 

logo, young and talented staff and 

raised the bar for the year 2018. 

Member of the board, Huseyin 

Kaplan informed us about their 

business and export activities 

existing in 50 countries on all 

continents. 

Would you first give us information 

about the move of your 

company to Gaziantep and about 

the new facility you had? 

We had been producing in Kayseri 

since 1987 and moved the facility 

to Gaziantep in 2015. Meanwhile, 

the production plant was updated 

and new looms and latest technology 

computer aided machinery 

were added. Some machines in 

apparel sections that were outdated 

were replaced with the new 

ones. The building was built from 

starch and equipped with several 

technological systems for better 

protection against, fire, flood, and 

other disasters. 

A new administrative building was 

designed to motivate our staff 

to help them feel in peace and 

pleasure for their imaginations to 

produce new designs and products 

having vast spaces, gardens 

and green plants, including their 

hygiene in dining hall and common 

places. 


Now we have a factory that has 45 

thousand sqm covered space and 

5 thousand sqm open air section. 

All stages of production starting 

from design step, yarn milling, 

looming, finishing and logistics 

operations are managed and carried 

out in our fully integrated factory. 

We serve to the world from 

this facility. 

How long has Atlantik Hali been 

serving to the industry? Would 

you brief us about your Atlantik 

brand? 

We have one of the major carpet 

manufacturing facilities in Turkey 

certified by ISO 9001 Quality Assurance 

System. Atlantik Hali has 

been active in the carpet sector 

since 1987 and became one of the 

powerful brands by the year 2015. 

It is now managed by a professional 

team and expert technical 

personnel, as part of group of 

companies. 

What kinds of changes have you 

made after joining the brand into 

the group? 

The first sign of change was seen 

on our new logo reflecting the 

dynamic structure and younger 

managerial team that are 33 years 

old on average. Our new logo 

aims to produce a sentiment of 

a mature, modern, and innovative, 

respecting traditions and has

the responsibility to carry out the 

heritage they got from their forefathers. 

On the other hand, the 

color, the fonts of the logo reflect 

a young and dynamic brand perception. 

So, I call the Atlantik, the 

brand in smart suit. 

The second touch was on the product 

range of the company. New 

products were added; patterns 

and colors have been modernized. 

Traditional woolen products that 

have a reputation in the world 

markets were also updated. 

Actually, wool means health and 

long life. It can be processed into 

useful products through simple 

and natural ways. Your skin touches 

to fully organic products. 

Since it has a spiral structure, its 

resilience is high, and reduces the 

pressure applied. A love wool so 

much and want to enliven more 

this traditional product. We want 

our customers experience the 

real comfort of our products. 

Meanwhile, we offer our customers 

the products made of 

modern colors in addition to the 

classical forms and colors such 

as dark blue, bordeoux, etc. 

What is the distinguishing point 

in your brand from others? 

It is our policy to walk on pristine 

grasses as Atlantik family. We do 

not want to stay back to the developments 

in time. We want to run 

faster the era, running for being 

first in the market. 

We are one of the companies that 

have more patents than others in 

the region. We are proud to represent 

our county in export markets 

successfully. 

Because we are disciplined, modest 

and open to criticisms. Then you 

become a real family. We will be 

talked about more in the years 

ahead with the high level of energy 

of Atlantik family. 


Domotex Turkey için 

geri sayım başladı! 

Türkiye’nin lider halı ve zemin kaplamaları fuarı DOMOTEX Turkey, makine halısı 

üretiminin merkezi olan Gaziantep’te kapılarını 5. kez açmaya hazırlanıyor. Sektörün 

büyük randevusu 24-27 Nisan 2018 tarihlerinde. 

Gaziantep Ticaret Odası, Güneydoğu Anadolu Halı 

İhracatçıları Birliği ile Gaziantep Halıcılar ve Dokumacılar 

Odası tarafından desteklenen DOMOTEX 

Turkey sektörün öncü firmalarının katılımları ile 

Türkiye’nin makine halısı üretimi ve ihracatındaki 

gücünü bir kez daha gözler önüne sermeye hazırlanıyor. 

24-27 Nisan 2018 tarihleri arasında Gaziantep Ortadoğu 

Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek sektörün 

lider fuarı olan DOMOTEX Turkey 2018’e katılmak 

için acele edin. 

Halı ve zemin kaplama sektörünün önde gelen 

firmalarının katılımıyla, fuarda en güncel ürün ve 

tasarımlar DOMOTEX markası altında sergileniyor. 

Ziyaretçiler, yün, ipek, kaşmir, bambu lifi ve polyester 

gibi farklı malzemelerden üretilmiş binlerce 

modern veya klasik halı tasarımlarını da görme 

fırsatı yakalıyor. 

Makine halılarının yanı sıra; el-dokuma halıları, 

kilim, tekstil yer döşemeleri, elastik yer döşemeleri, 

laminant, ahşap ve parkeler de fuar boyunca sergileniyor. 



Counting down starts for 

Domotex Turkey! 

DOMOTEX Turkey – the country´s leading trade fair for carpets and floor coverings 

will open its doors for the 5th time at the center of the Turkish machine-made carpets 

production, Gaziantep! Important rendezvous of the sector is at 24-27 April 2018 

Supported by Gaziantep Chamber of Commerce, 

The Southeastern Anatolia Carpet Exporters’ Association 

and Gaziantep Carpets and Weavers’ Chamber, 

DOMOTEX Turkey is preparing to show Turkey’s 

power in production and export of machine-made 

carpets with the participation of the leading companies 

of the sector. 

Hurry to join DOMOTEX Turkey 2018, the industry’s 

leading trade fair to be held in Middle East Exhibition 

Center between 24-27 April 2018. 

By the participation of the prominent companies of 

the carpet and flooring industry, the latest products 

and diversified designs are showcased under the 

DOMOTEX brand. The visitors find the opportunity to 

see thousands of modern or traditional carpet designs 

made of different materials such as wool, silk, 

cashmere, bamboo fibers, and polyester. 

Besides machine-made carpets, the other product 

groups in the flooring industry such as rugs and 

hand-made carpets, mats and resilient floorings, 

laminate, wood and parquet are presented in the 

show as well. 



Ahenk Halı, frize halı alanında 

rakip tanımıyor 

Halıyla tanışması 2011 yılına 

dayanan firma, 2013 yılında 

Ahenk markası adı altında halı 

üretimine başladı. İki elektrik 

mühendisinin kurduğu Ahenk 

Halı, kurulduğu yıldan beri gerileyen 

halı piyasasına rağmen 

yukarı yönde ivme yakalayarak, 

bugün dünyanın tüm coğrafyalarıyla 

temas kuruyor. Marka, 

yöresel ve müşteri odaklı tasarımlarıyla 

kendini kısa sürede 

kanıtladı. 

“Ana gayemiz, çok şey yapmaya 

çalışıp, hepsini yarım 

yapmaktansa, bir şey yapıp en 

iyisini yapmaktır” diyen Ahenk 

Halı Firma Yetkilisi Ali Ünal, bu 

maksatla frize halıda uzmanlaşıp, 

gerek renk gerek kalitede 

bakımından bu alanda söz 

sahibi olarak, müşterilerin her 

çeşit ihtiyaçları ve beklentilerini 

karşılayabilmeyi hedeflediklerini 

belirtti. 

Frize halıda uzman! 

Kullandığı hammaddeyi ithal 

eden Ahenk Halı, yıllık yaklaşık 

olarak 2.000.000 m2 halı kapasitesiyle 

frize halı üretiyor. 

Bu alanda uzman olan marka, 

müşterilerin tüm isteklerine 

hızlı cevap veriyor. 

Lüks, orta ve ekonomik segmentte 

frize halı üretimiyle 

Ahenk Halı, bunun tamamını 

ihraç ederek uluslararası arenada 

aktif aktörlerden olmayı 

hedefliyor. 

Ülkenin gelişmesine önem 

verdiklerini ifade eden Ali Ünal, 

“Firmamızın ana hedefi, ülkemizin 

gelişmesinde belki de en 

çok ihtiyaç duyduğu sanayi ve 

ihracat kalemlerinde daha çok 

katma değer sağlayabilecek 

adımlar atmaktır” diyor. 

Avrupa ülkeleri başta olmak 

üzere Amerika, Avustralya, 

Asya ve Afrika kıtasında halıları 

bulunan ve beğenilen Ahenk 

halı, özellikle Amerika kıtasına 

uygun üretimiyle bu coğrafyaya 

daha fazla hizmet vererek 

tanınmayı amaçlıyor. 


Tasarımlar o dönemin tarzını 

yansıtıyor 

Marka, halıyı ihtiyacın dışında, 

ev ve işyeri dekorasyonunun en 

belirleyici öğelerden biri olarak 

görerek hareket ediyor. 

İlaveten yapılan tasarımlar 

daima müşteri odaklı ve o dönemin 

tarzına uygun olmasıyla 

dikkat çekiyor. 

Bu maksatla takip eden değil, 

takip edilen firma olma düşüncesiyle, 

başarılı yolunda basamakları 

hızla tırmanıyor. 

Doğru ürünü doğru şekilde 

müşteriye ulaştırmak 

gerekir. 

Bu nedenle marka ve tanıtım 

noktasına önem verdiklerini 

söyleyen Ali Ünal, sözlerini 

şöyle noktaladı; “2017 yılını 

daha büyük kitlelere ulaşmada 

sıçrama yılı olarak görüyoruz. 

Gerek Almanya gerek Gaziantep 

fuarları bizi bu hedefe 

ulaştırmada gayet başarılı 

olmuştur.” 


Ahenk Carpet unrivaled in the 

The company started to 

produce carpets under the 

name of Ahenk brand in 

2013. 

Ahenk Carpet, founded by 

two electrical engineers, 

is in contact with all the 

geographies of the world 

today, captures momentum 

in the upward direction 

since its foundation despite 

the declining carpet market. 

The brand proved itself 

in a short time with local 

and customer oriented 

designs. 

Ali Unal, a company official 

of Ahenk Carpet, said, “Our 

main aim is to do one best, 

instead of doing a lot of 

things in not enough good 

way.” They aimed to meet 

the expectations. 

shagpile carpet field 

Expert in shagpile carpet! 

Importing raw materials, 

Ahenk Carpet produces the 

annual capacity of approximately 

2,000,000 m 2 of 

shagpile carpet. The brand, 

which is an expert in the 

field, responds quickly to all 

requests of customers. 

With the production of shagpile 

carpets in the luxury, 

medium and economic segments, 

Ahenk Carpet aims 

to be one of the active actors 

in the international arena by 

exporting the whole of it. 

“Our company’s main goal is 

to take steps that can provide 

more added value in the 

development of our country, 

perhaps in the most needed 

industry and export items” 

said Ali Unal. 


Popular mainly in Europe, 

America, Australia, Asia and 

Africa, Ahenk Carpet aims to 

be recognized by giving more 

service to this geographical 

area with its production 

especially suitable for the 

American continent. 

The designs reflect the style 

of that period 

The brand acts by seeing the 

carpet as one of the most 

decisive elements of home 

and office decorations. 

In addition, the designs are 

always customer-focused 

and attract attention with its 

style. 

For this purpose, not following 

but being followed the 

company strives to be successful, 

the steps are climbing 

rapidly for that. 

It is necessary to deliver the 

right product to the customer 

in the right way. 

Pointing out that they attach 

more importance for brand 

and promotion subjects, Ali 

Unal said, “We see the year 

2017 as a leap year in reaching 

larger masses. Both 

Germany and Gaziantep fairs 

have been successful in reaching 

this goal.” 


Domotex/Asya 2018’de 

yeni ürünler ve özel etkinlikler 

Domotex Asya Çin Zemin Fuarı yirminci yılını popüler InnovAction Zemin Kaplamaları 

kampanyası, Materi ve Codex adlı eğitim konferanslarıyla kutluyor. 

InnovAction, zemin malzemeleri endüstrisinin 

gelecekteki manzarasını bugünden göstermeyi 

amaçlayan bir etkinlik. Bu etkinliğin mimarı 

Kostas Chatzigiannis, insan beyninin her gün 

karşılaştığı çevre içinde öne çıkan yapı ve görüntülere 

dikkatini yoğunlaştırdığını söylüyor. 

Bu anlayıştan yola çıkılan etkinlikte dikkat çelici 

yapılar inşa ediliyor. Fuara katılan firmalar yeni 

konseptlerinin tutundurulmasına destek olmak 

için bu düzenlemeler ilgi gösteriyor. 

Domotex Asya Çin Yer Zeminleri fuarı, Şanghaydaki 

Huangpu nehrinin iki yakasına bakıldığında 

görünen, çok katlı alışveriş merkezlerinden, 

açık hava pavyonlarından ve lüks apartmanlardan 

oluşan manzarayı inşa eden mimari uzmanlığın 

en iyi örneklerinin yaşandığı bir lokasyonda 

düzenleniyor. 

Yeni Pavyonlar, Yeni Ürünler 

“InnovAction mimarı Kostas Chatzigiannis, 

“InnovAction, geleceğinin yer döşemelerinin 

bir enstantane resmidir ve maksadımız bunun 

önemini vurgulamaktır” diyor ve ekliyor “İnsan 

beyni doğal olarak her gün etrafımızdaki resim 

ve yapılara odaklanır. Bunu aklımızda tutarak 

yeni adetler, yenilikler yapıyoruz zira katılımcılar 

yeni konseptlerinin tanıtımını güçlendirmek 

için desteğimizi bekliyorlar.” 

Etkinlik üç alanda gerçekleşiyor. Bu alanların 

her biri belli bir ürün grubuna odaklı. Halılar, 

Ahşaplar ve Esnek zeminler bunların başlıcaları. 

Ziyaretçiler ve katılımcılar, kendi favori malzemelerini 

oylama imkanı bulacaklar. 

Sürekli yenilikler, ilgi çekecek, daha dayanıklı, 

daha esnek, daha geçirgensiz çözümlerin her 

gün hayata girdiği bir dünyaya hizmet eden fuarda 

Materia bütün bu yenilikleri bir anda görebilme 

fırsatı sunuyor. 


2017 yılındaki fuara dört binden fazla ziyaretçi 

düzenlenin eğitim konferanslarına katılarak 

uzman mimarlar, üreticiler ve uzmanlarla 

görüşme fırsatı bulmuşlardı. 

Fuar ve etkinlikler hakkında daha fazla bilgi 

için fuarın web adresine müracaat edilebilir: 

www.domotexasiachinafloor.com 


New products and special events 

at DOMOTEX asia 2018 

To commemorate the 20th Anniversary of the event, show organizers re-introduce the 

widely popular InnovAction Flooring Campaign, Materia, and cadex educational conferences. 

New Pavilions, New Products 

“InnovAction is a snapshot of the flooring industry’s 

future, and our goal is to highlight the 

importance of this”, said InnovAction architect 

Kostas Chatzigiannis. “The human brain is 

naturally wired to fix attention on images and 

structures that stand out from everyday surroundings. 

With this idea in mind, we are building 

these custom areas because exhibitors 

are counting on our support to strengthen the 

promotion of their new concepts”, concluded 

Chatzigiannis. 

The InnovAction Flooring Campaign and high-profile 

displays are located in 3 locations 

throughout the exhibition with the purpose of 

unveiling future market leading products in 

CARPET, WOOD, and RESILIENT flooring. InnovAction 

exhibitors are automatically enrolled in 

the Top-10 Best Products Competition during 

the show. While onsite, 55,000+ fair attendees 

have the opportunity to visit each showcase and 

cast a vote for their favorite InnovAction products. 

Floor Covering Weekly Magazine (FCW), a 

leading international industry publication since 

1952, is the main sponsor of the showcase and 

will formally announce the winners of the Top- 

10 New Product Competition. 

The Essential Ingredients 

The flooring industry is never in a static state 

due to constant innovation and the creative 

combination of raw materials that make surfaces 

more environmentally-friendly, water/ 

fire-proof, flexible, and durable. Materia is the 

one-stop shop to see and even touch the materials 

that make up the “DNA” of the finished 

goods used in our office buildings and homes. 

Materia at DOMOTEX asia/CHINAFLOOR offers 

an abundant preview of metals, ceramics, plastics, 

woods, and more, all varying in texture, 

structure, resistance, weight, and acoustics. 

Architects @ cadex 

Looking on either side of the Huangpu River in 

Shanghai, it is clear that demand for architectural 

expertise in the city has increased for projects 

ranging from multi-level shopping malls, 

outdoor pavilions, and luxury apartments. Flooring 

project leaders in Asia have come to notice 

and respect the power international architects 

and designers bring to a variety of construction 

ventures. 

DOMOTEX asia/CHINAFLOOR and cadex create 

a 2-day platform geared toward providing global 

architects and flooring experts a meeting place 

to exchange ideas and best practices. In 2017, 

over 4,000 people attended the educational 

conferences to update themselves on current 

events and discover ways to collaborate on future 

projects in the Asian-Pacific Region. 

For more information about the show visit www. 

domotexasiachinafloor.com 


DOM OTEX asi a/CHINAFLOOR 

Your key to new opportunities 

All types of machine-made and hand-made 

carpets,rugs,mats,carpet raw materials and 

carpet production technologies exhibited at the 

- 

20-22 March 2018 20th Edition 

Shanghai - China 

domotexasiachin a r.com 

! 

Visitor 

Registration 

is Open Now ! 


Rengin Lideri artık Türkiye’de 

2001 yılında Hindistan’da kurulan ve geliştirdiği renk referans sistemleri ile renge yön 

veren ARS Colors artık Türkiye’de. 

seçiminde yaratıcı ve yapıcı olarak 

yol gösterir. Standart bir renk 

onayı, kanıtı ortaya koyar” dedi. 

Türkiye’de iş ortağı olarak kendisine 

halı sektöründe önemli projelere 

imza atan Tasarım Akademisi’ni 

seçen ARS Colors, Türkiye 

pazarına oldukça önem veriyor. 

Tasarım Akademisi kurucusu ve 

ARS Türkiye temsilcisi Ali Hayta 

“ARS Colors, Shangai, Dubai, 

Nepal ve Londra’dan sonra Türkiye’de 

de yapılanma kararı aldı. 

Bu yapılanmanın merkezi İstanbul 

değil, Gaziantep oldu. Bu tercihte 

Tasarım Akademisi’nin Gaziantep 

merkezli olmasının payı büyük. 

Biz, ARS Colors’ı halı sektöründen 

başlayarak yapılandıracağız ve 

sonra diğer sektörlere geçeceğiz” 

dedi. 

Renklerde hatalar minimize 

ediliyor 

Renk Referans Sitemleri işi renk 

olanlar için vazgeçilmez sistemlerdir. 

Bu sistemlerin çıkış noktası; 

yün ve pamukta boyanmış 

ipliğin eşleştirilmesindeki hataları 

ortadan kaldırmak. Referans 

sistemi kullananların sayısının 

her geçen artış gösterdiğini belirten 

Ali Hayta: “Neden renk referans 

sistemi kullanmalıyız? Bu 

soruya verilebilecek en iyi cevap; 

insandan kaynaklanan hataları 

minimize etmek içindir. Gözümüz 

rengi ileri teknoloji ile üretilmiş 

tüm cihazlardan çok daha hassas 

olarak görüyor, fakat kayıt altına 

alamaz. 

Bir renge tasarım aşamasında 

karar verdiğimizi varsayalım. Bu 

renk açık pembe olsun, bu rengi 

sipariş aşamasında üretici firmaya 

nasıl tarif edeceğiz hayal 

edelim, açık pembe, çok kırmızıya 

kaçmasın, içerisinde biraz mavi 

olsun, sofistike gözüksün vb. 

Bu şekilde bir iletişim günümüz 

şartlarında son derece zor. Referans 

sistemleri kullanıcılara; renk 

6.551 adet renk mevcut 

Renk skalasının genişliğine de 

değinen Hayta: “Yün, pamuk ve 

viscose gibi farklı ürün grupları 

ile üreticilere hizmet vermeye 

çalışan ARS Colors bünyesinde; 

yün 3200 ton, viskon 2020 ton ve 

pamukta 1331 ton olmak üzere 

toplam 6551 tonlu bir renk kitaplığı 

var. Bu kadar geniş bir renk 

kitaplığını başka hiçbir firmada 

bulmak mümkün değil. Ürün 

çeşitliliği fazla olması, bugün ARS 

Color’un tercih edilmesinin en büyük 

nedenlerinden birisidir.” dedi. 

50’den fazla ülkede ürün satıyor 

ARS Colors’un global pazardaki 

yerine de değinen Ali HAYTA, 

“ARS Colors Hindistandan Amerkiya, 

Dubai’den İngiltere’ye kadar 

50’den fazla ülkede var olan bir 

marka. Halı, Tekstil ve ev eşyaları 

sektörlende renge yön veriyor. 

ARS Colors, Shangai, Dubai, 

Nepal ve Londra’dan sonra Türkiye’de 

de ofis açtı. ARS Colors zaten 

Türk halı sektörünün kısmen 

tanıdığı bir marka. Biz, bu denli 

geniş bir ürün grubuna sahip bir 

markayı Türkiye de yapılandırırken 

ilk olarak Halı sektöründe yün 

ve viscose ile ilerlemeyi istedik. 

Önümüzdeki dönemlerde Tekstil 

ve ev eşyaları sektörlerinde de 

üreticiler ile buluşturmayı hedefliyoruz.” 

dedi. 


Müşteriye özel renk üretiliyor 

Özel renk üretimlerine de değinen Ali Hayta söylerine 

şu şekilde son verdi: “Standart renk çantalarının 

yanı sıra müşterilerinin istekleri doğrultusunda 

müşterilere özel renk çalışmaları da yapan ARS 

Color, bu bağlamda dünyanın en büyük üreticilerine 

hizmet sağlıyor. 

Bunun önemli bir hizmet olduğunu belirten Ali Hayta 

“ Müşterilerimiz istediği renkleri seçerek kendilerine 

özel renk çantaları oluşturabilirler. Bu kutular 

üzerine firma logosunu ve firmalarıyla ile ilgili 

bilgileri ekleyebilirler. Kutu içerisindeki renklerin 

sayılarına ve nasıl yerleştirileceğine kadar kendileri 

karar verebilirler” 


The Leader in Color is now in Turkey 

ARS Colors, a company that was established in India in 2001 and guides color with the 

color reference systems it has developed, is now in Turkey. 

ARS Colors, which has chosen 

as its partner in Turkey Tasarım 

Akademisi a company that has 

important achievements in the 

carpet sector, places great importance 

on the Turkish market. Tasarım 

Akademisi founder and ARS 

Turkey representative Ali Hayta 

said “ARS Colors has decided 

after Shangai, Dubai, Nepal and 

London to establish a presence in 

Turkey. The headquarters is not in 

Istanbul but in Gaziantep. The Tasarım 

Akademisi being centered 

in Gaziantep was influential in its 

establishment here. We are going 

to build ARS Colors on the carpet 

sector first and then we will move 

on to other sectors”. 

Errors in color are minimized 

Color Reference Systems are 

a must have for anyone whose 

work is colors. These systems are 

critical in eliminating the errors 

in matching dyed thread from 

wool and cotton. Ali Hayta, who 

pointed out that the number of 

people using reference systems 

was growing every day, said: “Why 

should we use color reference 

systems? The best answer to this 

question is to minimize human 

error. Our eyes see colors more 

sensitively than any device produced 

with advanced technology 

but cannot record them. Let’s say 

we decide on a color in the design 

stage. Say the color is light pink. 

Now let’s imagine how we are 

going to describe this color to the 

producer at the ordering stage – 

light pink, not too red, a little blue 

in it, make it look sophisticated, 

etc. This kind of communication 

is very difficult in our present day. 

Reference systems guide users 

in color selection creatively and 

constructively. A standard color 

confirmation creates proof”. 

There are 6,551 colors 

Emphasizing how wide the color 

scale is Hayta said: “ARS Colors, 

which strives to serve producers 

with different product groups like 

wool, cotton and viscose has a 

library of 3200 tones in wool, 2020 

tones in viscose and 1331 tones 

in cotton. It is not possible to find 

any other company with such an 

expansive library. The wide range 

of products is what makes ARS 

Color so in demand today.” 

Products sold in over 50 

countries 

Ali Hayta, who explained the position 

of ARS Colors in the global 

market said “ARS Colors is a 

brand that is present in over 50 

different countries from India to 

America, from Dubai to England. 

The company guides color in the 

carpet, textile and home accessories 

sectors. ARS Colors has 

now opened an office in Turkey 

after Shangai, Dubai, Nepal and 

London. ARS Colors is already a 

brand that is familiar to the Turkish 

carpet sector. While building 

up a brand with such a wide product 

range in Turkey we first wanted 

to move forward in the carpet 

sector with wool and viscose. We 

aim to move on to the textile and 

homes accessories sectors in the 

future”. 

Customized colors are produced 

for customers 

Ali Hayta also spoke about customized 

color production as follows: 

“ARS Color which works with 

standard colors as well as customized 

colors in line with customer 

demands, provides services 

to some of the largest producers 

in the world in this context”. Pointing 

out what an important service 

this is Ali Hayta continued, “ Our 

customers can select the colors 

they want to create customized 

color bags. They can add the company 

logo and information about 

their company on these boxes. 

They can decide themselves the 

number of colors in the box and 

how they are going to place them” 



Seroni Domotex Hannover’de 

boy gösterecek 

Tüm müşterilerimizi günlük 

olarak buraya davet etmekte ve 

yaptığımız tüm trendleri kendilerine 

sunmaktayız. Fabrikamız 

gerekli olan tüm makine ekipmanına 

sahip olmakla beraber 

kendi bünyemizde profesyonel 

dizaynırlarımızın hazırlamış 

olduğu koleksiyonlarımızı, konfeksiyon, 

paketleme ve sevkiyat 

depolarındaki hızlı işlem akışı ile 

müşterilerimize ulaştırmaktayız. 

Yeni yatırım planlarınız var mı? 

Üretim fabrikaları yatırım yapmak 

zorundadır. Taşkın Halı, ilk 

kurulduğu günden bu yana hep 

krizlerde büyümeyi alışkanlık 

haline getirmiştir. 

Bu süreçte öncelikle varlığını 

korumak, akabinde ise oluşan 

pazar boşluklarını doldurma 

adına temel nitelikte adımlar 

atmaktadır. Üretimde ve pazarlamada 

yapılan revizyonlar ve yeni 

yatırımlarımız da bunu desteklemektedir. 

Yeni endüstriyel baskı 

tesisimizi 3 ay içerisinde faaliyete 

geçireceğiz. 

40 yıllık firma tecrübesiyle 

dekoratif halı 

sektörüne öncülük eden 

Taşkın Halı Yönetim 

Kurulu Başkanı Şevket 

Taşkın ile dekoratif halıların 

sektördeki yerini 

ve firmanın hedeflerini 

konuştuk. 

Bize biraz kendinizden ve fabrikanızdan 

bahseder misiniz? 

1978 yılından beri sektörde 

üretici kimliğimizle faaliyetlerimize 

devam etmekteyiz. 2017 yılı 

itibari ile 7000 m2 kapalı ve 3000 

m2 açık alana sahip bir tesis 

içerisinde, yıllık 3 milyon metrekare 

yeni makine parkurumuz 

ile üretimimiz tüm hızıyla devam 

ediyor. Aynı bina içerisinde bir 

showroom’a sahibiz. 

3. bir baskı ünitemiz yılbaşı 

itibari ile devreye girmiştir. 

Hangi marka ile faaliyet gösteriyorsunuz? 

Ürün gamınızda 

neler yer alıyor? 

“SERONİ” adında tek bir markamız 

var. Hem yerel hem de 

uluslararası pazarlarda kalitesini 

kanıtlamış bir marka. Kaliteli 

polyester iplikten dokunmuş parlak, 

mat ve fantazi shaggy tarzı 


pek çok ürün gamımız mevcut. 

Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda 

alternatif üretimler 

de yapmaktayız. 

Kaliteniz ve müşteri memnuniyet 

politikanız hakkında bilgi 

verebilir misiniz? 

Bu konu hakkında pek çok şey 

söylenebilir fakat kısaca özetlemek 

gerekirse “Müşterilerimiz 

bizim tercümanımızdır”. Biz 

“Kalite olmadan üretim olmaz” 

anlayışı ile yola çıktık ve halen 

bu anlayış ile yolumuza devam 

ediyoruz. Merdiven altı tabir 

ettiğimiz üreticilerle ürünlerimizin 

hiçbir şekilde mukayese dahi 

edilemez. 

Firmanız Ocak 2018 de Almanya’nın 

Hannover şehrinde düzenlenecek 

olan DOMOTEX fuarında 

yeni ürünleri ile boy gösterecek. 

Müşterilerinize sunacağınız 

ürünlerin diğer rakip ürünlerden 

ayıran özelliği ne 

olacaktır? 

Türkiye’deki üreticilere rakip 

gözüyle bakmıyoruz, onlar sektörden 

meslektaşlarımız. Rakiplerimiz 

Çin, Hindistan vs. Ürünlerimizin 

özelliği tabii ki öncelikle 

KALİTE’miz. Hem yerel hem de 

uluslararası pazarlarda kalitemizi 

kanıtlamış bir firmayız. Kesinlikle 

kaliteden taviz vermiyoruz. 

Tabi bunun yanında modern bir 

çizgimizin olması ve müşteri 

istek ve ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde 

cevap verebilmemiz. 

Ayrıca pek çok ürün yelpazesinde 

yapmış olduğumuz sürdürülebilir 

yenilikler bizi diğer firmalardan 

ayıran özelliğimiz olmaktadır. 

Bu sektörde başarının sırrı 

sizce nedir? 

Biz bu sırrı öncelikle güven sonra 

tasarım ve inovasyon olarak görüyoruz. 

Günümüzde üretmekten 

ziyade tasarım, renk ve teknik 

özellikler de sizi kaliteli kılıyor. 

Hedefimiz hep daha kaliteli ve 

farklıyı yakalamak olduğu için 

ürün çeşitliliğimiz, tasarım gücümüz 

ve hızlı hareket edebilen 

Ar&Ge miz sayesinde üst segment 

kaymaz taban halı ve paspas 

sektöründe dünyanın önemli 

firmaları arasına girmeyi başardık. 

Bu gerçekten gurur verici.. 

Tasarım ve Ar&Ge ekibinizden 

bahseder misiniz? 

Sektörümüzün geleceği Ar&Ge, 

inovasyon ve tasarıma verdiği 

önem oranında şekillenecektir. 

Uluslararası pazarlarda yer 

almak isteyen firmaların rekabet 

ortamına ayak uydurabilmeleri 

için sürekli yeni ve özgün tasarımlar 

oluşturmaları gerekmektedir. 

Ar&Ge ekibimiz müşteri odaklı 

tasarım yaptığı gibi ülke bazlı 

ürünler de geliştiriyor. 

Bazı firmaların desenlerimizi 

kopya etmesi bizim doğru yolda 

ilerlediğimizi gösteriyor ve 

bu bize motivasyon olarak geri 

dönüyor. 


Seroni will appear at Domotex Hannover 

We talked about the position of decorative carpets in the sector and the goals of the 

company with Şevket Taşkın, the Board of Directors Chairman of Taşkın Halı, a leading 

company in the sector with 40 years of experience. 

Would you tell us a little about yourself and your 

factory? 

We have been operating as a producer since 1978. As 

of 2017 we have been producing at full speed in a facility 

with 7000 m2 indoor and 3000 m2 outdoor space 

and a new machine park of 3 million square meters 

annually. We have a showroom in the same building. 

We invite all our customers here on a daily basis and 

present all the trends we make to them. Our factory 

has all the necessary mechanical equipment and we 

supply the collections prepared our own professional 

designers with the expedient process flow of our ready-garment, 

packaging and dispatch warehouses. 

Do you have plans for new investments? 

Production factories have to make new investments. 

Taşkın Halı has made it a habit to grow during crises 

since the day it was established. During this process 

the company takes basic steps first to maintain 

its existence then to fill the gaps in the market. The 

revisions made in production and marketing and our 

new investments support this. We will start operating 

our new industrial printing facility within 3 months. 

Our 3rd printing unit was commissioned as of the New 

Year. 

What brand are you operating under? What is in your 

product range? 

We have a brand called “SERONİ”. This brand has 

proven its quality both in the domestic and international 

markets. We have a wide range of products that 

shiny, matt, exotic and shaggy style woven from quality 

polyester thread. We do alternative productions in 

line with customer demand. 

Could you tell us about your quality and customer 

satisfaction policy? 

Many things could be said on this subject but to 

summarize, “Our customers are our translators”. We 

set out with the approach that “Production cannot be 

without quality” and we are still continuing on this 

path with the same approach. Our products cannot be 

compared in any way with the products made by under 

the counter producers. 

Your company will be making an appearance at the 

DOMOTEX fair taking place in Hannover, Germany in 

January 2018. 

What will distinguish the products you are going to 

present to your customers from the rivals? 

We do not see the producers in Turkey as rivals, they 

are colleagues in the sector. Our rivals are China, 

India, etc. Our distinction is of course our QUALITY. 

We are a company that has proven our quality both 

in the domestic and international markets. We never 

compromise on quality. In addition to this our modern 

line and our ability to respond quickly to customer 

requests and demands make out stand out. Plus the 

sustainable innovations we have brought to many of 

our product lines make us distinctive from other companies. 

What do you think is the secret to success in this 

sector? 

We see this secret as being trust and then design and 

innovation. In our present day design, color and technical 

features more than production make you good 

quality. Since our goal is always to produce better 

quality and achieve distinction, we have succeeded in 

becoming one of the world’s important companies in 

the upper segment non slip carpets and mats sector 

thanks to our product variety, design strength and fast 

moving R&D. This is a great source of pride.. 

Would you tell us about your Design and R&D Team? 

The future of our sector will be shaped by the importance 

our sector places on R&D, innovation and 

design. Companies have to constantly create new and 

unique designs to keep up with the competition if they 

want to be included in international markets. Our R&D 

team not only does customer oriented designing but 

also develops country based products. 

The fact that some companies are copying our work 

shows we are advancing on the right path and this 

motivates us. 



Stäubli DOMOTEX 2018’de 

Esnek ve daima müşterinin yanında 

Zemin kaplama dünyası, bu yıl yeni salon düzeniyle Domotex’de en 

güncel inovasyonlarını, tasarımlarını ve teknolojilerini sunuyor. Stäubli, 

Schönherr halı sistemi markasıyla birlikte bu yıl yine müşterilerine 

yakın ancak yeni bir bir stantta. İlgilenen herkesi Salon 6, Stant H28’i 

ziyaret etmeye bekliyoruz. 

ALPHA halı dokuma makineleriyle Stäubli, 

emsalsiz esnekliği ile tüm dünyada biliniyor. 

Bukle veya düz dokunmuş, düşük veya 

yüksek havlı, geleneksel pazarlara yönelik 

yüksek sıklıklı halılar ve yüzey deseni 

efektli ultra modern tek renkli halılara 

yönelik ALPHA 500 serisi dokuma sistemlerinde 

her türlü dokuma projesine uygun 

model bulunur ve bu sistemler fabrikalara 

her türden uygulamanın üstesinden gelecek 

esnekliği sunar. 

Düşük havlı uygulamalara yönelik trendleri 

belirleyen teknoloji 

Düşük havlı uygulamalar popüler eskitilmiş 

görünümlü halılardan düşük hav ve yüksek 

sıklığı bir arada gerektiren taşımacılık 

sektörüne yönelik duvardan duvara hafif 

halılardan, seccade gibi geleneksel ürünlere 

kadar birçok formda olabilir. Bunların 

her biri spesifik ihtiyaçlara yönelik knowhow 

ve dokuma teknolojisi gerektirir. Geniş 

ALPHA halı dokuma sistemleri yelpazesinde 

bu uygulamaların her biri ve sayısız 

diğer uygulamalar için mükemmel şekilde 

uyarlanmış çözümler bulunur. 

Mükemmel bir halı yüzeyi sağlamaya 

yönelik kayış kılavuzlu kesme aparatı veya 

mükemmel hizalanmış 2 mm mini bukleler 

oluşturmaya yönelik özel aygıt veya ultra 

esnek ve hassas ağızlık oluşturma makineleri 

gibi kilit bileşenlerin tümünde, şirketin, 

çekici ve rekabetçi bir halı yelpazesi yaratmak 

ve pazarın gelecekteki taleplerine 

hızla yanıt vermek için ideal pozisyonlarını 

korumak isteyen dokumacılara sunduğu 

Stäubli know-how’ı kullanılır. 

Fabrikanın ihtiyaçlarına yanıt veren son 

derece esnek ve duyarlı iş ortağı 

Makine ne kadar iyi olursa olsun potansiyelini 

tam olarak kullanmak için bu makineyi 

kusursuz bir şekilde çalıştırmak gerekir. 

İşte bu yüzden müşteri desteği Stäubli’de 

asıl önceliktir. Danışman ortak olarak 

şirket, fabrikanın ihtiyaçlarını belirlenen 

hedefleri karşılayacak etkin maliyeti ve 

en uygun makineleri seçerek müşteri ile 

analiz eder. ALPHA serisi tıpkı diğerleri 

gibi her türden fabrika için akıllı çözümlere 

yönelik ideal zemini oluşturur. 

Stäubli uzmanları, ilk planlamadan ekipmanın 

nihai teslimine kadar tüm süreçte 

yardımcı olmak için oradadır. 

Makinenin kurulum, testler ve ince ayarını 

denetledikten sonra Stäubli, operatörleri ve 

üretim planlama personelini eğiterek (CSS 

yazılımı) fabrikanın bu yüksek performanslı 

ekipmandan maksimum faydayı almasını 

mümkün kılar. Eğitim programları fabrikanın 

istek ve ihtiyaçlarına göre şekillendirilir 

ve fabrikada veya Bayreuth, Almanya’daki 

Stäubli eğitim merkezinde yürütülür. 

İşinin ehli servis teknisyenleri (Çin, İran, 

Türkiye ve ABD’de sürekli konumlanmış 

bulunan) Stäubli’nin tüm dünyaya sunulan 

kapsamlı servis teklifini tamamlar. 



Stäubli at Domotex 2018 – 

Flexible and always close to the customer 

The world of floor coverings is showing its latest innovations, designs, and technologies 

at Domotex, this year with a new hall layout. Stäubli, along with its brand 

Schönherr carpet systems, has a new booth location, one that is still close to its customers. 

All interested persons are invited to visit Stäubli in Hall 6 at Booth H28. 

With its ALPHA carpet weaving machines, Stäubli 

is renowned worldwide for unsurpassed flexibility. 

Whether for weaving loop or flat carpeting, low or 

high pile, high-density rugs for traditional markets, 

or ultra-modern uni-coloured rugs with surface 

design effects, the ALPHA 500 series of weaving 

systems includes the ideal model for any carpet weaving 

project – while also giving mills the flexibility 

to handle all sorts of future applications. 

Trend-setting technology for any low-pile 

application 

Low-pile applications take various forms, from 

trendy used-look rugs to lightweight wall-to-wall 

carpeting for the transportation sector or light 

carpets, which require a combination of low pile and 

high density. Each of these requires know-how and 

weaving technology suited to specific needs. The 

broad range of ALPHA carpet weaving systems includes 

perfectly adapted solutions for each of these 

applications as well as uncounted others. The key 

components, such as the cutting device guided by 

a belt to ensure perfectly plane carpet surfaces, or 

a special device for forming perfectly aligned 2mm 

mini-loops, or the ultra-flexible and precise shed 

formation machines, all incorporate Stäubli knowhow, 

which the company offers to weavers aiming 

to create an attractive and competitive carpet range 

and remain ideally poised to swiftly respond to future 

market demands. 

That’s why customer support is a top priority at 

Stäubli. As a consultancy partner, the company 

analyses the mill’s needs with the customer to choose 

the best machines and solutions to cost-effectively 

meet the stated goals. 

The ALPHA range is as comprehensive as any, 

forming the ideal basis for intelligent solutions for 

any mill. Stäubli’s experts are there to assist – from 

initial planning all the way through to final handover 

of the equipment. And after overseeing installation, 

testing, and fine tuning of the machinery, Stäubli 

trains the operators and production planning staff 

(using CSS software) so that the mill is sure to derive 

the fullest benefit from the high-performance 

equipment. 

Training programmes are tailored to the mill’s 

wishes and needs and conducted in the mill or at 

Stäubli’s training centre in Bayreuth, Germany. 

Highly competent service technicians (permanently 

stationed in China, Iran, Turkey, and the USA) 

complete Stäubli’s comprehensive service offer, 

which is delivered worldwide. 

Highly flexible and responsive partner answering 

the mill’s needs 

No matter how good a machine is, its full potential 

can be realised only through perfect operation. 





Ev ve kontrat tekstil dekorasyonunda 

dünyanın en önemli platformu 

Heimtextil 2018 açılıyor 

Türkiye 250 katılımcısıyla yine en büyük milli katılımcılardan birisini gerçekleştiriyor. 

9 – 12 Ocak 2018 tarihleri arasında Frankfurt’ta düzenlenecek 

Heimtextil fuarı bu yıl uyku ürünleri için 

9 salon ayırdı. Yatak satıcıları, toptancıları, çevrimiçi 

perakendeciler, butik operatörler, hotel endüstrisinden 

satına lmacılar ve işletmeciler fuarda ihtiyaç 

duyacakları ürünlerden geniş bir seçim imkanına 

sahip olacaklar. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen 

yaklaşık 1.500 üretici firma yatak, banyo, masa 

segmentlerinde yeni koleksiyonlarını tanıtacaklar. 

Organizatör firma Messe Frankfurt’ direktörü Meike 

Kern, bu yılki fuarın yataklar, uyku ürünleri, 

yataklar, banyo tekstilleri ve mutfak tekstilleri alanında 

dünyanın en geniş organizasyonu olacağını 

ifade ediyor. 

Fuarın 8.0 salonu fuarın temasına uygun ürünleri 

üreten önde gelen firmalar tarafından tamamen 

rezerve edildi. Fuarda ürünlerini teşhir etmek için 

Almanya, İspanya, Japonya ve Belçika’nın başlıca 

firmaları fuardaki yerlerini aldılar. Türkiye’den de 

birçok firmanın yer aldığı 8.0 uyku ürünleri konusunda 

makineden yatağa geniş bir ürün yelpazesi 

sunuyor. 



Heimtextil 2018 has more interest 

in sleep products 

Halls 8 to 11 including the Galleria has been allocated to bed linen, bedding, mattresses, 

bathroom textiles, and table and kitchen linen. 

The upcoming Heimtextil (9-12 January 2018) in 

Frankfurt am Main will sparkle with a wide range 

of finished products. In Halls 8 to 11, bed dealers, 

wholesalers and online retailers, boutique operators 

as well as buyers and housekeepers from 

the hotel industry will find a wide selection of ready-made 

products. ‘Almost 1,500 international 

manufacturers will present their new collections 

from the bed, bath and table segments on nine hall 

levels. This means that Heimtextil now offers the 

world’s largest selection of bed linen and bedding, 

mattresses, bathroom textiles and table and kitchen 

linen’, says Meike Kern, Director Heimtextil/Messe 

Frankfurt. 

Hall 8.0, which is completely booked out, has become 

the central contact point for the bedding 

industry. Numerous market-leading companies 

such as Irisette, Billerbeck and Frankenstolz (all 

Germany) will be present. Mascioni (Italy) and Dún 

or Fior (Iceland) are new to the fair. Numerous 

international suppliers of bathroom textiles and 

accessories will also be presenting their wares. In 

Rössle & Wanner (Germany), Heimtextil also welcomes 

a renowned supplier of premium mattresses 

and a market leader in the field of manually and 

motor-driven adjustable slatted frames. Rössle & 

Wanner will exhibit its Röwa brand products in Galleria 

1. Growth is also evident in the table segment. 

In hall 9.0, Towa (Japan) and Aramis (Spain) are 

among the highlights with non-textile table coverings 

as well as Textil Vidal Rius (Spain) and Mistral 

Home (Belgium) with table linen. 

The Asian premium area for household textiles can 

be found in hall 10.2. Yunus Textile Mills (Pakistan) 

and Synergy Lifestyles (India) are also returning. 

Synergy Lifestyles is known for its “Bandit Queen” 

home collection that company owner Sunita 

Namjoshi developed together with designer Valérie 

Barkowski. New at Heimtextil is Vini Exports (India), 

which will also present its new bedding and table 

linen collection in hall 10.2. 

Home collections by international fashion labels 

such as Joop Living or Marc O’ Polo and Esprit 

(licensee Van Es Home, Netherlands) can be seen 

in hall 11.0. In addition, premium providers will also 

be presenting their new products in a lifestyle-oriented 

environment. The companies will present 

their contemporary and modern as well as classic 

and elegant approaches in hall 11.1. Among those 

represented with collections of the highest quality 

are Schlossberg (Switzerland), Collection Stiegler 

and Curt Bauer (both Germany), Kas International 

(Australia), Martinelli Ginetto (Italy), Sorema (Portugal) 

and Welspun (Great Britain). 



Merinostan 50 milyon 

Euro’nun üzerinde yeni yatırım 

Dünyanın en büyük halı fabrikası olan Merinos yeni yılda 

yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyor. 

Halı sektörü denilince akla gelen 

ilk markalardan biri olan Merinos, 

iç piyasa ve yurtdışında büyümeye 

devam ediyor. 2018 yılında 50 milyon 

Euro’nun üzerinde bir yatırım 

yaparak üretimi arttıracak olan 

markanın hedefi, yüzde 20 ila 30 

arasında büyüme rakamına ulaşmak. 

Üretimlerinin % 70’e yakınının 

yurtdışı pazarlarına gittiğini 

belirten Merinos Halı Pazarlama 

Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Bakar, 

5 kıtada 78 ülkeye ihracat yaptıklarının 

altını çizdi. 

Öncelikle yeni bir yatırım planınız 

var. Bu konuda bilgi verir misiniz? 

2018- 2019 yılında Gaziantep’teki 

fabrikamıza 50 Milyon Euro üzerinde 

ilave 40 tezgahlık yatırım 

yapılacaktır. Ayrıca Rusya’daki 

fabrikamızda 15 adet üretim yapan 

tezgahımız var. 2019 yılı sonu 

itibariyle sektörde toplamda 160 

tezgahla hizmet veriyor olacağız. 

Çerkezköy’de de duvardan duvara 

ve parça halı üretimimiz bulunuyor. 

Çerkezköy’deki fabrikamıza (Dinarsu) 

duvardan duvara halı üretimine 

ilave olarak parça halı dokuma tezgahı 

satın alımı gerçekleştirdik. İki 

adetle başlamış olduğumuz yatırım 

gelişmelere göre artarak devam 

edecektir. Parça halı dokuma 

tezgahlarında ekru olarak dokunan 

halılara baskı teknolojisi ile farklı 

uygulamalar yapılarak ürünlerimiz 

tüketici beğenisine sunulmaktadır. 

Baskılı halılarla pazarda akrilik halılara 

uygulamakta zorlanılan renk 

gruplarını daha küçük metrajlarda 

çalışarak tüketicilerin bulmakta 

zorlandığı renklerde halıları üretebiliyoruz. 

Dünya çok hızlı değişiyor, 

bununla birlikte tüketici alışkanlıkları 

da farklılık göstermeye başladı. 

Bu nedenle üretim kabiliyetimizi 

yukarılara çekmek için böyle bir 

strateji geliştirdik. Fuarda sergilediğimiz 

ürünlere baktığınızda her 

yeni renk grubu için yaklaşık 40 

– 50 ton iplik hazırlanması gerekmektedir. 

Seri üretim ve sürekli 

üretimin sağlanması için 40 – 50 

ton iplikte tezgah arkasında hazır 

olması gerekiyor. Tüketimi az 

olan renk gruplarından kaçınmak 

zorunda kalınıyor, bu riski baskı 

teknolojisi ile ortadan kaldırmayı 

ve Pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. 

Bu alt yapıyı hazırlamadan 

rekabet avantajlarını oluşturma 

şansınız yok. Ar-Ge ekiplerimiz 

renk gruplarını oluştururken bütün 

riskleri değerlendirerek planlarımızı 

yapmaktadır. 

Bu yatırım ile birlikte 2018 yılı için 

büyüme hedefleriniz nelerdir? 

Bunun için belirlediğiniz alternatif 

bir pazar var mı? 

Her sene grup olarak yaklaşık 

olarak yüzde 20 ila 30 arasında bir 

büyüme öngörüyoruz. 2018 yılında 

da hedefimiz bu yönde olacaktır. 

2017 yılı içerisinde halı sektöründe 

bir büyüme olmadı. 2018 yılında da 

bunun çok değişeceğini sanmıyoruz. 



Fakat büyümenin olmaması bizim 

de büyümeyeceğimiz anlamına 

gelmiyor. Hedeflerimizi ona göre 

belirliyoruz ve iç piyasaya yönelik 

planlarımızı da buna göre 

şekillendiriyoruz. Saha analizleri 

yapıyoruz, yeni ürünlerimizle yola 

devam ediyoruz. Sektörde büyüme 

olmasa da yapacağımız yeniliklerle 

ve satış stratejilerimizle 

biz 2018 de de büyümeye devam 

edeceğiz. 

Başarılı bir ihracat ağınız var? 

Üretimin ne kadarı ihracata gidiyor? 

Markanın ihracat profilini 

nasıl değerlendirirsiniz? 

Bu planlamaları yaparken bütün 

üretimimizi sadece iç piyasa 

olarak kurgulamıyoruz. Ülkedeki 

tüm gelişmeleri yakından takip 

ediyoruz ve ön görüler doğrultusunda 

planlamalarımızı yapıyoruz. 

Üretimimizin büyük bir çoğunluğunu 

yurtdışına satıyoruz. Sadece 

yurtiçinde değil, yurtdışında 

da pazar arayışlarımız var. 2017 

yılında halı pazarı bir büyüme 

kaydetmedi ve aynı noktada kaldı 

diyebiliriz. Yüzde 30’luk bir büyüme 

öngördük. Bu doğrultuda da 

hedeflerimize yürüyoruz. Tezgah 

planlamalarına baktığımızda % 

70’e yakını yurtdışı pazarlarına 

gidiyor. Yurtdışıdaki çok mağazalı 

firmalarla çalışıyoruz. Dünyada 

hemen hemen ihracat yapmadığımız 

çok az ülke kalmıştır. 5 kıtada 

78 ülkeye ihracatımız var. Bu 

pazarları sürekli takip eden ekip 

arkadaşlarımız var. Almanya’da 

kendimize ait olan 16.000 metrekarelik 

alanda ürünlerin dağıtımını 

yaptığımız Medipa şirketimiz 

ve depolarımız bulunuyor. Avrupa 

ülkelerine dağıtımı bu yapı üzerinden 

yapıyoruz. Avrupa dışındaki 

bölgelerde dağıtım yapan distribütörlerimiz 

var. 

Bu kadar farklı bölgeye hitap 

ediyorsunuz. Gittiğiniz her 

bölgede halı kültürü farklılık 

gösteriyor. Bu konuda nasıl bir 

çözümleme sunuyorsunuz? 

Her ülkenin kendi renk grupları 

ve kendi kaliteleri var. Her bölge 

için sorumluluk verdiğimiz distribütörlerimiz, 

gerek ekip arkadaşlarımız 

gerek Ar-Ge ekibimizle 

sürekli ürün geliştiriyoruz. Her 

bölge kendi bölgesinde satışını 

yapabileceği ürünü tüketici alışkanlıklarına 

göre belirliyor ve ona 

göre siparişlerini oluşturup satın 

alımını gerçekleştiriyor. 

Ar-Ge çalışmalarına distribütörleriniz 

de mi katılıyor? 

Distribütörlerimiz ticaretin kazası 

olmayacağını bilen, üstün iş 

ahlakına sahip, dürüst çalışmayı 

ilke edinmiş bölgelerine hakim, 

bölge insanlarını yakından tanıyan 

ve bulunduğu bölgenin en güçlü 

ve saygın firmalarıdır. Merkezden 

ne kadar Ar-Ge çalışmaları 

yapılsa da bölgelerindeki tüketici 

davranışlarını ve tercihlerini bilen 

kişilerin tecrübelerini de dahil 

etmemiz gerektiğini düşünerek 

ekip çalışmaları yapıyoruz. Bu 

yaklaşımda başarımızın temelini 

oluşturuyor. 

Peki, ne tarz halılar üretiyorsunuz? 

Bu seneki halı trendleri 

neler? 

Yurtdışındaki firmalara genellikle 

polipropilen ve polyester bazlı 

ürünler sevk ediliyor. Türkiye’de 


ürünler henüz yurt dışı tüketim 

seviyesine gelmedi iç pazarda 

ağırlıklı olarak Akrilik ürünler 

tüketilmektedir. Yurt dışında 


ürünler hav tozuması yapmadığından, 

sağlık açısından ve ekonomik 

ürün yapısından dolayı tercih 

edilmektedir. Akrilik ürünler 

genellikle yurtdışında pek tercih 

edilmiyor. Polipropilen ve polyester 

ürünler anti bakteriyel, antistatik, 

anti alerjik, alev almazlık, 

tozumaz özellikleri ve ekonomik 

fiyatları nedeniyle talep görüyor. 

Akrilik Halı, Ortadoğu ve yurt 


dışında yaşayan Türk, ve Ortadoğu 

ülke insanları dışında pek talep 

görmüyor. Bu nedenle Akrilik 

Halının satışı ağ ırlıklı olarak 

yurtiçine ve Ortadoğu ülkelerine 

yapılıyor. Yurtdışındaki satışlarımızın 

%95’i polipropilen ve polyester 

bazlı ürünlerden oluşuyor. 

Her bölge için renk ve desen çok 

önemli. Mobilya üretimide gerçekleştirdiğimiz 

için dünyadaki 

trendleri yakından takip ediyoruz. 

Yenilikleri hızlıca halıya entegre 

ederek sektör ile buluşturuyoruz. 

Halının yanı sıra İzmir Torbalı da 

mobilya, Çerkezköyde duvardan 

duvara halı, Alaplı’da triko ipliği, 

Gaziantep’te akrilik ve polipropilen 

iplik, Uşakta battaniye ve 

battaniye kumaşı olarak üretimlerimiz 

var. 

Peki, Türk insanı nasıl halılardan 

hoşlanıyor? Son zamanlarda 

tüketicilerin talepleri nasıl? 

Türk insanımız yoğun olarak 

Akrilik ürünleri tercih ediyor. 

Günümüzde tüketici alışkanlıkları 

çok değişti. Yeni çıkan bir ürünün 

ortalama yaşam süresi 6 ayı 

geçmiyor. Artık ürünler çok çabuk 

yenilenmek zorunda kalıyor. Bu 

ürün tüketiminin genellikle gençler 

tarafından yapıldığını görüyoruz. 

Gençlerin tercihleri geçmişte 

olduğu gibi çok kalabalık ve karışık 

desenlere değil, daha sade, 

modern ve geometrik desenlerden 

oluşmakta. Kataloglarımıza 

bakıldığında, pembeden maviye, 

yeşilden sarıya renge renk tona 

ton soft renkte halıların yer aldığı 

görülecektir. Ar-ge çalışmalarımızla 

A, B, C, D Sosyo Ekonomik 

Statü olmak üzere her tüketici 

grubuna hitap edecek ürün 

grupları oluşturuyoruz. Tüketici 

tercihlerinde geçmişe göre çok 

farklılıklar var. Geçmişte tüketici 

eğilimi üründen maksimum fayda 

sağlamaya yönelikti, satın alınan 

ürünlerin10-15 sene kullanması 

öngörülüyordu. Günümüzde gençler 

aynı düşüncede değil. Halının 

kullanıldığı mekana uyumlu olmasına 

ve dekoratif bir katkı yapmasına 

daha çok önem veriyorlar. 

Bu nedenle ürünleri tasarlarken 

görselliğin ve renk uyumlarının 

ön planda olması gerekiyor. Evin 

dekorasyonu ile uyum içerisinde 

olan, güncel renkleri ve motifleri 

desende barındıran sade görünümlü 

ve ekonomik fiyatlı ürünler 

tüketici tercihlerinde öne çıkıyor. 

Tüm gelişmeleri yakından takip 

ederek ve uygulayarak desen ve 

renk gruplarını oluşturmak zorundasınız 

aksi takdirde başarılı 

olma şansınız çok zor. Kataloglarımızda 

18-19 kalite ile tüketicilerin 

karşısına çıkıyoruz. Amaç 

mağazaya gelen her sosyo ekonomik 

statüye sahip tüketici grubuna 

ürün sunabilmek ve tercihlerin 

markalarımıza yönelmesini sağlamaktır. 

Yaptığımız araştırmalara 

göre satılan halıların 10’da 65’i 

bizim markalarımızın halılarından 

oluşuyor bu oranı 10’ 7 ye çıkarmayı 

hedefliyoruz. Bu konuda iddialıyız. 

Merinos, Padişah, Dinarsu 

ve Efsane olarak dört marka ile 

sektörde hizmet veriyoruz. 

Bu markaların birbirlerinden 

farkları nedir? 

Merinos markasıyla A, B ve C, Padişah 

markasıyla C ve D, Dinarsu 

markasıyla B ve C, Efsane markasıyla 

da C ve D sınıfındaki tüketici 

gruplarına koleksiyonlar ve fiyatlar 

oluşturarak ürünlerimizi bu 

tüketicilerle buluşturuyoruz. Tüm 

tüketicileri yakalayabilmek adına 

farklı markalarla hizmet üretiyoruz. 

Türkiye’de halı sektöründe 

hizmet veren çok fazla perakendeci 

mağaza var. Farklı markalarla 

mağazalarda daha fazla ürünle 

yer alabilme şansı oluyor. Böylece 

sahadaki hâkimiyetimizi arttırıyoruz. 

Daha fazla perakende noktayla 

aynı marka ile değil, farklı 

markalarla perakendecilerin 

gereksiz rekabet içerisinde olarak 

para kazanamama risklerini de 

azaltmış oluyoruz. 


Merinos launches a series of new 

investments over 50 million euros 

Merinos, having world’s largest carpet factory, continues to grow with new investments 

in the New Year. 

Ömer Bakar 

Merinos, one of the most leading 

brands to come to mind when 

it comes to the carpet sector, 

continues to grow in the domestic 

market and abroad. The 

target of the brand is to increase 

its production volume by making 

an investment of over 50 million 

Euros in 2018, thereby reaching 

the growth rate of 20-30 percent. 

Ömer Bakar, Member of the 

Board, Merinos Carpet Marketing 

underlined that the Company 

exports to 78 countries in 5 

continents, indicating that 70% 

of the production volume goes to 

foreign markets. 

The interview follows: 

You have a new and far reaching 

investment plan. Could you give 

us information about this process? 

In 2018-2019, our factory in Gaziantep 

will make investment on an 

additional 40 looms totaling over 

50 million euros. We also have 15 

production units in our factory in 

Russia. As of the end of 2019, we 

will be serving with a total of 160 

looms in the sector. 

We also have wall to wall carpets 

production unit in Çerkezköy. 

In addition to the production of 

wall carpets in our factory located 

in Çerkezköy (Dinarsu), we 

have purchased a special carpet 

weaving loom. The investment we 

have started with two looms will 

continue to increase, depending 

on the demand from the market. 

Our products are presented to 

consumers with different applications 

by using printing technology. 

The world is changing very 

fast, and consumer habits have 

begun to vary. For this reason, 

we have developed such a strategy 

to upgrade our production 

capability. When you look at the 

products we exhibit at the Fairs, 

about 40 - 50 tons of yarn is 

needed to prepare for each new 

color group. 40 to 50 tons of yarn 

must be ready behind the loom 

for mass production. We have 

to avoid color groups with low 

consumption; we aim to remove 

this risk by increasing our market 

share. You do not have a chance 

to produce competitive advantages 

without preparing the necessary 

changes. Our R&D teams 

are making plans by evaluating 

all risks while producing variety 

of color groups. 

Based on new investments, what 

are your growth targets for 

2018? Do you have an alternative 

market for that? 

We predict a growth of approximately 

20-30 percent as a group 

in 2018. There was no growth in 

the carpet sector in 2017. We do 

not think that will change much 

in 2018 either. The fact that the 

sector does not grow up does 

not mean that we will not grow. 

We set our targets in line with 

the changing conditions, and we 

shape our plans for the domestic 

market accordingly. We conduct 

market research, we continue 

with our new products. We we 

will continue to grow in 2018 with 

our innovation and sale strategies. 

Do you have a successful export 

network? How much of your 

production is exported? How do 

you evaluate the brand’s export 

profile? 

While doing these plans, we do 

not organize all of our production 

as only domestic market. 

We follow closely all the developments 

in the country and we 

determine our strategy. We sell a 

large majority of our production 

abroad. We predicted an annual 

growth of 30 percent. In this 

direction, we are walking towards 

our targets. We work with very 

big companies abroad. There are 

very few countries in the 


world where we do not export. We 

export to 78 countries in 5 continents. 

We have teams who follow 

these markets all the time. Our 

company Medipa operates in Germany 

to distribute our products. 

We are distributing to European 

countries through our network of 

marketing. We have also distributors 

who distribute in areas outside 

Europe. 

You appeal to so many different 

regions. Carpet culture in every 

region you go is different. What 

kind of analysis do you offer in 

this regard? 

Each country has its own color 

groups and its own qualities. Our 

distributors who assume responsibility 

for each region. Our R&D 

teams constantly develop products. 

Each region determines the 

product that it can sell in its own 

region according to the consumer 

habits. 

Do your distributors also participate 

in R&D work? 

Our distributors are the most 

powerful and respected companies 

in the region, who know the 

region’s people well. This approach 

is the basis of our success. Our 

distributors cooperate with our 

R&D department in this regard. 

Well, what kind of carpets are 

you producing? What are these 

trendy carpets? 

Polypropylene and polyester 

based products are usually shipped 

abroad. The volume of polypropylene 

and polyester based 

products consumed in Turkey are 

below to overseas consumption 

of our products. Polypropylene 

and polyester based products 

are preferred abroad because of 

their healthy structure since they 

do not make pile powder. Acrylic 

products are generally not preferred 

abroad. Polypropylene and 

polyester products are demanded 

because of antibacterial, antistatic, 

anti-allergic, anti-flammability, 

dust-free properties. The sale 

of acrylic carpet is predominantly 

directed to the domestic market 

and Middle East countries. 95% of 

our sales abroad consist of polypropylene 

and polyester based 

products. The color and pattern 

are very important for each region. 

We are closely following 

trends in the world as we have 

embarked on furniture production 

as well. We integrate innovations 

into the carpet quickly and bring 

them to the sector. We also produce 

furniture in Izmir Torbali, 

wall carpet in Çerkezköy, knitwear 

in Alaplı, acrylic and polypropylene 

yarn in Gaziantep, blankets in 

Uşak and blanket fabrics. 

Could you give information on 

the preferences of Turkish people 

as for the carpet varieties? 

Turkish people prefer acrylic 

products. Today, consumer habits 

have changed a lot. The average 

lifetime of a new product does 

not exceed 6 months. Now the 

products have to be renewed 

very quickly. These products are 

usually preferred by young people. 

The preferences of young 

people are not mixed as they were 

in the past, but they are made up 

of simpler, modern and geometric 

patterns. With our 

R&D activities, we are producing 

product groups that will appeal to 

every consumer group including 

A, B, C, D socio economic status. 

Consumer preferences vary a lot 

compared to the past. In the past, 

the consumers aimed at maximizing 

the benefit from the product, 

and it was predicted that the purchased 

products would be used 

for 10-15 years. Today, young people 

do not have the same approach. 

They attach more importance 

to the harmony of the place. 

For this reason, when designing 

products, visual and color harmonies 

must be given priority. 

They should be in harmony with 

the home decoration. You have to 

follow all the developments closely 

and apply them to produce 

pattern and color groups. In our 

catalogs, we are facing consumers 

with 18-19 different quality 

segments. The aim is to be able 

to offer products to the consumer 

group with every socio-economic 

status coming to the store and to 

ensure that preferences are directed 

towards our brands. According 

to our research, 65% of the 

carpets sold in domestic market 

are made of carpets of our brands 

and we aim to increase this share 

to 70%. With Merinos, Sultan, 

Dinarsu and Efsane, we serve in 

the sector with four brands 

What are the differences between 

these brands? 

We offer our products to consumers 

by producing different 

collections and prices for consumer 

groups A, B and C with the 

Merinos brand, C and D with the 

brand of the Sultan, B and C with 

the Dinarsu brand and C and D 

brands with the Efsane brand. We 

produce services with different 

brands in order to serve all consumers. 

With different brands, 

there is a chance to get more products 

in stores. So we increase, 

our market share in the field. We 

are reducing the risk of not being 

able to earn money due to unnecessary 

competition of retailers 

with different brands. 


“Filback Halı Tabanı Kumaşı” 

halının kalitesini arttırıyor 

Abdioğulları tarafından üretilen “Filback Halı Tabanı Kumaşı” duvardan duvara halı 

üreticileri için sunduğu avantajlar ile dikkat çekiyor. 

Salih Sütçü 

Temelleri 1963 yılında Abdi Sütcü 

tarafından atılan Abdioğulları 

Plastik Ambalaj Sanayi A.Ş’nin 

6 tesisinde yaklaşık 1100 işçi istihdam 

ediyor. Firmanın Yönetim 

Kurulu Üyesi olan Salih Sütcü, 

aynı zamanda Adana Sanayi Odası 

Yönetim Kurulu Üyesi’dir. 

Firmanın ürün gamında, birçok 

endüstriyel ve tarımsal ambalaj 

malzemeleri yer alıyor. Ürünleri 

arasında PP ve PE’den imal 

edilen un, yem, kömür, çimento, 

alçı, kireç çuvalları gibi ürünlerin 

yanı sıra sebze ve meyvelerde 

kullanılan torbalar da var. Firma 

son olarak 5 yıl önce kurduğu 6. 

fabrikası ile “FİLBACK” markası 

“Halı Tabanı” üretmeye de başladı. 

Kumaşta 5.40 metreye kadar 

üretim mümkün 

FİLBACK’in tüfte halı üreticileri 

için önemli bir ürün olduğunu 

vurgulayan Sütcü, taban kumaşının; 

halının kalitesine, dokuma 

deseni, mukavemeti ve boyutsal 

kararlılığı ile doğrudan etki ettiğini 

belirtti. Salih Sütcü, kullandıkları 

teknolojilerin 2.12 metre, 3.86 

metre, 4.18 metre gibi standart 

enlerin yanında 5.40 metreye 

kadar enlerde kumaş üretimini 

mümkün kıldığını ifade etti. 

FİLBACK ile kullanıcılar avantajlı! 

Sütcü, FİLBACK doğru rulo uzunluğu, 

güçlü kenarı ile kullanıcıya 

temel avantajlar sunuyor. Tufting 

sırasında iğne saptırmayı önlemek 

için tek ve çift fibrilizasyon 

alternatifi de sağlıyor. Optimal 

rulo uzunluğu ve rulo çapı ile 

nakliyede de tüketiciye üstünlük 

kazandırıyor” dedi. 

Halı tabanında fuarın gözdesi, 

FİLBACK 

Almanya’nın Hannover kentinde 

Ocak ayında düzenlenen ve dünya 

halı sektörünün en gözde fuarları 

arasında yer alan “Uluslararası 

Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları 

Fuarı’na dördüncü kez katılan 

Abdioğulları A.Ş. 4 yıl önce 

üretime başladığı “FİLBACK” 

markasıyla, ürettiği halı tabanı 

kumaşı, temsilcilerinin büyük 

ilgisini çekti. 

Dünyanın çeşitli ülkelerinden 

yüzlerce sektör temsilcisinin yanı 

sıra Türkiye’den de 100’ün üzerinde 

firmanın katıldığı fuar, alıcı 

ve satıcı halı firmalarını bir araya 

getirdi. Domotex Halı Fuarı’nda 

üçüncü kez stant açan Abdioğulları; 

duvardan duvara halıların, 

banyo tekstili ürünlerinin ve suni 

çim halıların üreticilerinin önemli 

bir girdisi olan FİLBACK halı 

tabanı kumaşını sergiledi. 

Yeni yıl ile ihracat çalışmaları 

hızlanıyor 

Yurt içi ve dışındaki mevcut müşterilerinin 

yanı sıra farklı ülkelerden 

gelen yeni müşterilerine 

tanıtım yapan Abdioğulları, fuardaki 

görüşmeleri ile yeni pazarlara 

göz kırptı. 

Salih Sütcü, verimlilik ve üretim 

olarak halı tabanı kumaşında 

Avrupa’nın en son teknolojisini 

kullandıklarını belirtti. Sütcü, 5 yıl 

önce yaptıkları yatırımlarla piyasaya 

sürdükleri ürünün iç ve dış 


piyasada müşterilerinin beğenisini 

toplayan Filback’ın bu yıl ihracat 

çalışmalarını daha da hızlandıracaklarını 

ifade etti. 

Abdioğulları başarıdan başarıya 

koşuyor 

İstanbul Sanayi Odası’nca (İSO) 

her yıl açıklanan Türkiye’nin 500 

Büyük Sanayi Kuruluşları listesindeki 

yerini 462.sıradan 448.sıraya 

taşıdı. 

Abdioğulları Plastik ve Ambalaj 

Sanayi A.Ş’ye bağlı Filpa Ambalaj 

ve Dış Ticaret A.Ş, başta Avrupa 

ülkeleri başta olmak üzere 4 

kıtada yer alan 40 ülkeye gerçekleştirdiği 

ihracatıyla, geçtiğimiz 

günlerde açıklanan Türkiye İhracatçılar 

Meclisi’nin (TİM) Türkiye’nin 

en başarılı ilk 1000 ihracatçı 

firması listesinde, ilk 500’deki 

yerini 397. Sıradan 375. sıraya 

yükseltmiştir. 

Ekonomist Dergisi’nin her yıl Türkiye 

Ekonomi Bankası işbirliği ile 

gerçekleştirdiği “Anadolu’nun En 

Büyük 500 Şirketi” araştırmasında, 

130. Sırada yer alıyor. 

CRIF ve Dun & Bradstreet ve Fortune 

Türkiye Dergisi işbirliği ile 

belirlenen “Fortuna 500” listesinde 

de 368. sırada yer alıyor. 

Türkiye Ekonomi Politikaları 

Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından 

hazırlanan Türkiye’nin en hızlı 

büyüyen 100 şirketi listesinde de 

yer alıyor. 

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu 

ve Londra Borsası 

işbirliği ile hazırlanan Türkiye’nin 

“En Parlak” 100 şirketi arasında 

yer alıyor. 


“Filback Carpet Backing” 

fabric increases the quality of carpet 

“Filback Carpet Backing” Fabric by Abdioğulları draws attention with the advantages 

it presents to wall-to-wall carpet manufacturers. 

Approximately 1100 workers are 

employed in 6 facilities of Abdioğulları 

Plastik Ambalaj Sanayi A.Ş. 

which got its foundations laid by 

Abdi Sütçü in the year of 1963. Salih 

Sütçü is one of the board member 

of the Company, as well as Adana 

Chamber of Industry. 

Many industrial and agricultural packaging 

materials are in the product 

range of the company. Aside from 

the products such as flour, feed, 

coal, cement, plaster and lime sacks 

that are produced from PP and PE, 

also vegetable and fruit bags are 

among the products of the company. 

Lastly, the company has started to 

produce “Carpet Backing” under 

“FİLBACK” brand at its 6th factory 

which was established 5 years ago. 

Up to 5.40 meter-width production 

for the fabric is possible 

Sütçü has emphasized that FİLBACK 

is a very important product for tufted 

carpet manufacturers and stated 

that backing fabric directly affects 

the quality of carpet with its weaving 

design, endurance and dimensional 

stability. Salih Sütçü stated that the 

technology which they use makes 

fabric production up to 5.40 meter-width 

possible aside from the 

standard widths like 2.12 meter, 

3.86 meter and 4.18 meter. 

Users are in advantage with 

FİLBACK! 

Sütçü said that “FİLBACK presents 

basic advantages with its accurate 

roll length and strong edges. It also 

provides single and double fibrillation 

alternative for preventing needle 

deviation during the process of tufting. 

It grants superiority to the consumers 

also in transportation with its optimal 

roll length and roll diameter.” 


FILBACK is the favorite in the field 

of carpet backing 

The carpet backing fabric that Abdioğulları 

A.Ş. has started producing 

4 years ago with “FİLBACK” brand 

has attracted considerable attention 

from the representatives in one of 

the most popular exhibitions of the 

global carpet sector “Domotex International 

Carpet and Flooring Exhibition” 

at which they have participated 

for the fourth time in January in 

Hannover, Germany. 

Aside from the hundreds of sector 

representatives from various 

countries, the exhibition has also 

received more than 100 participant 

companies from Turkey and brought 

buyer and seller carpet companies 

together. 

Abdioğulları has opened a booth for 

the third time in Domotex Carpet 

Exhibition and presented FİLBACK 

carpet backing which is an important 

semi raw material for wall to 

wall carpet, bathroom textile product 

and artificial grass carpet manufacturers. 

Exportation processes are 

accelerating with the New Year 

Aside from the current customers 

in abroad and domestic markets, 

Abdioğulları has advertised to its 

new customers coming from different 

countries and gave green light 

to new markets with its meetings at 

the fair. 

Salih Sütçü stated that they are 

using the latest European technology 

for productivity in the production 

for the carpet backing. Sütçü 

said that this year they will increase 

the production of FİLBACK that has 

won the recognition of customers in 

domestic and foreign markets which 

they have launched to the market 

with the investments they have done 

5 years ago. 

Abdioğulları achieves numerous 

successes 

Abdioğulları has carried its place 

from 462th to 448nd in the List of 

500 Biggest Industrial Establishments 

of Turkey which is being 

announced every year by Istanbul 

Chamber of Industry. 

With its exportations to 40 countries 

(mainly European countries) in 

4 continents, Filpa Ambalaj ve Dış 

Ticaret A.Ş., which is associated with 

Abdioğulları Plastik ve Ambalaj Sanayi 

A.Ş., has carried its place from 

397th to 375th with its exportation 

in the list of Top 1000 Successful 

Exporters of Turkey which has been 

announced recently by Turkish 

Exporters Assembly. 

Abdioğulları placed 130th in the “The 

Biggest 500 Companies of Anatolia” 

research conducted every year with 

the collaboration of Ekonomist Magazine 

and Turkish Economy Bank. 

Abdioğulları placed 368th in the 

list of “Fortuna 500” prepared with 

the collaboration of CRIF and Dun 

& Bradstreet and Fortune Turkey 

Magazine. 

Abdioğulları is among 100 companies 

in TEPAV’s (The Economic Policy 

Research Foundation of Turkey) 

Fastest Growing Companies list. 

Abdioğulları is among 100 companies 

in the list of “Elite” prepared 

with the collaboration of Turkish Enterprise 

and Business Confederation 

and London Stack Exchange.


Hint Halıları dünya 

zeminlerini süslüyor 

Hindistan’ın el yapımı halı dokuma 

mirası, özenle hazırlanmış 

tasarımları, ince zarafetleri ve 

olağanüstü canlı renkleri ile insan 

dokunuşunun ön plana çıktığı 

bir zanaatkarlık olarak dünya 

genelinde takdir edilmektedir. 

Hindistan, gönülleri fetheden bir 

işçilikle, gerek değer, gerekse de 

hacim bakımından el yapımı halılıların 

dünyadaki en büyük üreticisi 

ve ihracatçısı olarak kendisini 

kabul ettirmiştir. Hindistan’da 

üretilen halıların %85-90’a yakın 

bir bölümü ihraç edilmektedir 

ve Hindistan yaklaşık 4.5 milyar 

dolarlık küresel el yapımı halı 

ve zemin kaplamaları pazarında 

yaklaşık %32’lik bir paya sahiptir. 

Bu ev içi küçük ölçekli üretim sanayi 

son yıllarda önemli ilerlemeler 

kaydetmiş olup, 2016-2017 

halı ihracatı 1491.22 milyon ABD 

doları olarak gerçekleşmiştir. 

Oldukça emek yoğun olan sektör 

kırsal bölgelerde iki milyonun 

üzerinde çalışana istihdam sağlamaktadır 

ve ülkenin en önemli 

döviz kaynaklarından biri olarak 

öne çıkmaktadır. Hindistan gelişmiş 

altyapı, kalite ve teknolojinin 

desteği ile tekstil ihracatında 

küresel bir sıçrama gerçekleştirmeyi 

başarmıştır. 

Hindistan başlıca ABD, Almanya, 

Kanada, İngiltere, Avustralya, 

Güney Afrika, Fransa, İtalya ve 

Brezilya olmak üzere 70’den fazla 

ülkeye el yapımı halı ihracatı gerçekleştirmekte 

olup, son yıllarda 

bu ülkelerin arasına Çin’i de dahil 

etmiştir. 

Hint El Yapımı Halı Endüstrisi 

yoğun bir şekilde beceri gelişimine 

odaklanmakta ve büyük 

pazarlama girişimlerini yürütmektedir. 

Halı Endüstrisi Jayapura, 

Bhadohi ve Mirzapur’da halı 

dokuma eğitimi merkezleri açmış 

ve özellikle kadın zanaatkarların 

eğitiminde önemli rol üstlenmiştir. 

El Yapımı Halı Endüstrisi ayrıca, 

ufak ve orta ölçekli üretici/ 

ihracatçılara ürünlerini denizaşırı 

alıcılarla buluşturmak amacıyla 

çeşitli yerel ve uluslararası pazarlama 

girişimlerini üstlenmektedir. 

Yılda iki kez, birincisi Yeni 

Delhi, ikincisi Varanasi’de alıcı ve 

satıcıları buluşturan India Carpet 

Expo’yu düzenleyen, Üreticilerin 

Hindistan ve Hindistan dışında 

sektörel fuar ve sergilere katılımına 

aracılık eden, halı ihracatçılarına 

ihracat teşviki, pazarlama 

ve girişimcilik eğitimlerine yönelik 

seminer ve atölye çalışmaları 

düzenleyen Carpet Export Promotion 

Council bu girişimlerden 

birisidir. 

Hindistan hükumetinin destekleriyle, 

kültürel mirasın devamlılığını 

sağlamak ve Hint el yapımı 

halı zanaatkarlarının dokumadaki 

hünerlerini denizaşırı el yapımı 

halı alıcılarına sergilemek 

amacıyla CEPC tarafından düzenlenen 

India Carpet Expo’nun 

34’cüsü (Hindistan Halı Fuarı) 

Sampurnanand Sanskrit Üniversitesi 

kampüsünde 10-13 Ekim 

2017 tarihleri arasında düzenlendi. 

Fuar, 10 Ekim 2017’de Tekstilden 

Sorumlu Devlet Bakanı Shri 



Ajay Tamta tarafından, Majhawan, 

Mirzapur milletvekili Sushmita 

Maurya, Hindistan Hükümeti’nin 

El Sanatlarından sorumlu Gelişim 

Komitesi Üyesi Shri Shantmanu, 

Tekstilden Sorumlu Devlet Bakanı 

Basın Sözcüsü Nidhi Mani Tripathi, 

CEPC Yönetim Kurulu Başkanı 

Mahavir Pratap Sharma ve CEPC 

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı 

Siddh Nath Singh ve diğer kurulu 

üyeleri, medya ve katılımcıların 

huzurunda açıldı. 

Tekstilden Sorumlu Devlet Bakanı 

Shri Ajay Tamta açılış konuşmasında 

hükümetin El Yapımı Halı 

Endüstrisi’ne yönelik proaktif bir 

yaklaşımı benimsediğini ve Mal 

ve Hizmet Vergisi rejimine tabi 

olan ihracatçılarının endişelerini 

dikkate aldıklarını bildirdi. Parça 

başı işlere (Taşeron) yönelik 

mal ve hizmet vergisi oranının 

%18’ten %5’e düşürüldüğünü 

müjdelerken, Shri Ajay Tamta 

Tekstil Bakanlığı’nın kaygıların 

giderilmesine yönelik perspektifini 

şekillendiren diğer tedbirlere 

de dikkat çekti. Halı Endüstrisinde 

Mal ve Hizmet Vergisi rejimine 

tabi olan küçük ölçekli üreticiler 

ve zanaatkarların iyileştirilmesine 

yönelik çabalar için halı endüstrisine 

hükümetin tam desteğinin 

teminatını verdi. 

CEPC Yönetim Kurulu Başkanı 

Mahavir Pratap Sharma, bu fuarın 

sektöre sürekli bir boyut ve irtifa 

kazandırdığını ve girişimcileri 

değişen trendlerden haberdar 

ettiğini ve mal ve hizmet vergisi 

döneminde yeni iş uygulamalarına 

uyum sağlamaya yardımcı 

olduğunu vurguladı. “Bu tip fuar 

bir taraftan ihracatçılar arasında 

koordinasyonu artırırken, öte yandan 

dünya pazar gereksinimlerini 

analiz etmektedir.” diyen Mahavir 

Pratap Sharma bu fuardaki ana 

odak odasının yeni ülkeler olduğuna 

ve bunun etkisinin de bu 

fuarda görüldüğüne dikkat çekti. 

Sharma, “Bu fuar, sanayi için yeni 

pazar fırsatlarının açılmasına ve 

küçük ve Orta Ölçekli hint halı 

ihracatçılarının ürünlerini yurt dışı 

ülkelerde tanıtmalarına yardımcı 

olmaktadır. Bu devam eden süreç 

,“Hint Malı” markasının denizaşırı 

ülkelerde, daha geniş bir ölçekte 

akıllarda kalmasını sağlanmasına 

aracılık etmektedir,” dedi. Sharma, 

ayrıca India Carpet Expo’nun 

uluslararası halı alıcıları, alım 

evleri ve acentelerin, mimarların 

ve Hint halı üreticileri ve ihracatçıların 

tanışıp, uzun dönemli iş 

ilişkileri kurmaları için ideal bir 

platform olduğunu vurguladı. 

Mevcut resesyon trendinde dünya 

genelinden 317 uluslararası alıcının 

India Carpet Expo’daki mevcudiyetinin 

fuarının önemini ve 

uluslararası pazarda Hint ürünlerine 

olan talebi ortaya koyduğuna 

değinen Sharma, ayrıca bu 

etkinliğin bir taraftan ürünlerini 

uluslararası fuarlarda sergilemek 

için mali imkanı olmayan orta ve 

küçük ölçekli ihracatçılar için gerekli 

olduğunu ve kaliteli ürünleri 

zamanında üretme ve sağlamada 

Hindistan’ın kapasitesini göstermede 

etkili olduğunu ifade etti. 

Exports of Handmade Carpets and other Floor Coverings 

Yıllara Göre Hindistan’ın El Yapımı Halı ve Diğer Zemin Kaplamaları İhracatı 


Indian carpets adorns the world floors 

India’s heritage of handmade 

carpet weaving has been recognized 

worldwide for its elaborate 

designs, subtle elegance, and 

exquisite vibrant colours craftsmanship 

with a human touch. 

India has established itself as 

world’s largest producer and 

exporter of handmade carpets in 

terms of value and voluame with 

a heart winning workmanship. 

Around 85-90 per cent of carpets 

manufactured in India are being 

exported and India accounts to 

around 32% share in the global 

market of handmade carpets and 

other floor coverings of approximately 

US$ 4.50 billion. 

This cottage industry has made 

significant strides in the recent 

years and export of carpets in 

2016-17 was US$1491.22 million. 

The industry is highly labour intensive 

and provides employment 

to over two Million workers in the 

rural area and is an important 

source of foreign exchange earnings 

for the country. India takes 

a global leap in its textile exports 

with the strong base of improved 

infrastructure, quality and technology. 

India is exporting to more than 

70 countries in the world, mainly 

to USA, Germany, Canada, U.K., 

Australia, South Africa, France, 

Italy, Brazil etc. In the recent years 

India has also started exporting 

to China. 

Indian Handmade Carpet Industry 

is concentrating strongly on Skill 

Development and has undertaking 

big Marketing initiatives. 

Carpet Industry has initiated and 

opened Carpet Weaving Training 

Centers in Jayapura, Bhadohi 

& Mirzapur, imparted training 

to artisans especially women. 

Handmade Carpet Industry undertakes 

various domestic and 

international marketing initiatives 

for helping small and medium 

manufacturers / exporters for 

showcasing their products to the 

overseas buyers. Not only organizing 

India Carpet Expo under 

Reversed Buyer Seller Meet twice 

a year one at New Delhi and 

other at Varanasi and organizing 

participation in specialized fairs/ 

exhibitions in India and abroad, 

but also organizing Seminars/ 

Workshops to Educate Carpet 

Exporters on export promotion, 

marketing, training to entrepreneurs, 

credit risk and undertaking 

Market Study for exploring 

new markets and enhancing 

share of Handmade Carpets and 

other floor coverings in existing 

markets as well, Carpet Export 

Promotion Council is one of the 

remarkable and leading initiatives, 

whose efforts are undeniable 

in the booming exports of the 

Indian Handmade Carpets and 

floor coverings. 

Carpet Export Promotion Council 

under the aegis of Govt. of 

India organized the 34th Edition 

of India Carpet Expo from 

10th to 13th October, 2017 in the 

Sampurnanand Sanskrit University 

Ground with an aim to 

promote the Cultural Heritage 

and showcase the weaving skills 

of Indian hand-knotted carpet 

artisans amongst the overseas 

hand-knotted carpet buyers. This 

Expo was inaugurated on 10th 

October, 2017 by the Hon’ble 

Minister of State for Textiles Shri 


Ajay Tamta in the gracious presence 

of Smt. Sushmita Maurya, 

MLA, Majhawan, Distt. Mirzapur, 

Shri Shantmanu, IAS, Development 

Commissioner (Handicrafts), 

Ms. Nidhi Mani Tripathi, 

IAS, PS to Hon’ble Minister of 

State for Textiles, Mr. Mahavir 

Pratap Sharma, Chairman, CEPC, 

Mr. Siddh Nath Singh, 1st Vice-Chairman, 

CEPC, along with Members 

of the Committee of Administration, 

Media & Participants. 

Shri Ajay Tamta, Hon’ble Minister 

of State for Textiles said that the 

government is proactive regarding 

the Handmade Carpet Industry 

and the government is considering 

the concerns of the exporters 

in the GST regime. He hailed the 

decision of GST rate reduction 

from 18 to 5% on the job works 

and other measures that gave 

direction to the perspective of 

the Textiles ministry being more 

accommodative to the concerns. 

Shri Ajay Tamta assured that 

support to the carpet industry 

for their efforts for the betterment 

of small Manufacturers and 

artisans” in the GST regime and 

understood the concerns of the 

industry. 

Mr. Mahavir Pratap Sharma, 

Chairman, CEPC pointed out that 

this fair gives new heights to the 

industry and update the changing 

trends to the entrepreneurs and 

adjusting to the business practices 

in GST era. Mahavir Pratap 

Sharma, said, “Such type of expo 

on the one hand increases the 

coordination between the fellow 

exporters and on the other hand 

to analyze the world market requirements,” 

and also informed that 

the main focus on this Expo was 

new countries and its effect was 

seen in this Expo. 

“This expo will lead to opening 

up of new market opportunity for 

the industry and shall help small 

and Medium Indian carpet exporters 

in promoting their products 

to overseas countries. Eventually, 

this ongoing process, on a 

broader scale, is instrumental in 

projecting ”Make in India Brand” 

in overseas markets” said Sharma. 

Sharma further emphasized 

that India Carpet Expo is an ideal 

platform for international carpet 

buyers, buying houses, buying 

agents, architects and Indian carpet 

manufacturers & exporters 

to meet and establish long-term 

business relationship. 

Sharma also mentioned that in 

the current recessionary trend the 

presence of 317 Overseas Buyers 

from all over the world in India 

Carpet Expo establish the status 

of India Carpet Expo and demand 

of Indian Products in International 

Market and expressed that 

this event will be beneficial to 

the medium and small exporters 

who can’t afford to display their 

products in overseas Exhibitions 

on the one hand and on the other 

hand show the capability of India 

in producing and supplying quality 

products in time. 



Gökkuşağı halı el halısına değer katıyor 

İpliğinden, boya ve dokuması ile beraber kültürel klasik anadolu halı ve kilimlerinin 

yüzde yüz yerli malzeme ile üretimini yapan Gökkuşağı Halı, tarihsel el halı ve kilimlerini 

de meraklıları ile buluşturuyor. 

Gökkuşağı Halı marka serüvenine ne zaman başladı? 

Markanın yakın tarihi ve faaliyetlerini sizden 

dinleyebilir miyiz? 

Gökkuşağı Halı 1994 yılından beri hizmet hayatını 

sürdürüyor. Üretimimiz Türkiye’de gerçekleştiriyor, 

üretimimizde yün,boya malzemesi ve dokuma 

işlemlerinin tamamı yüzde yüz Türk malı hammadde 

ile öne çıkıyoruz. Eskiye dayalı bir sistem, döngü 

var. Eskiden kullanılan kök boya ve teknikleri ile 

aslına uygun malzeme yaptırmaya çalışıyoruz.bir 

diğer faaliyetimiz ise eski halı ve kilimleri piyasadan 

tedarik edip, tamir ve bakımlarını yaptırıp tekrar 

pazara sunuyoruz. 

Bedri Yokuş 

Günümüzde el halısını anlamak için bazı önemli 

bilgilere sahip olmak gerekir.Geçmişin kültürünü 

ilmeklerinde ve motiflerinde taşıyan el halılarına 

sahip çıkan ve onları parlatan Gökkuşağı Halı, bu 

kültürel mirasın korumasında önemli aktörler 

arasında yer alıyor. 

Bu mirası korumakla da kalmıyor, halen bu özellikleri 

taşıyan üretim malzemesi ve dokuma tezgahlarında 

üretim yapıyor ve bunu yüzde yüz yerli hammadde 

kullanarak gerçekleştiriyor. 

Gökkuşağı firma sahibi Bedri Yokuş ile Türk kültüründe 

önemli bir yere sahip olan el halı ve kilimlerinin 

ve bu alandaki markanın faaliyetlerini konuştuğumuz 

keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Bünyenizde sıfırdan üretim gerçekleştiriyor 

musunuz? 

Tabii ki önceden söylediğim gibi uzmanlık alanımız 

üretim.Yıllardır üretim içinde olan bir firmayız. 

Bunun verdiği tecrübe ile her geçen gün halının 

üretimini daha da kalitesini arttırarak kendi tesislerimizde 

yapmaya çalışıyoruz. 

Üretim tesisi nerede konumlanmaktadır? 

Bu işe ilk adım attığımızda üretim tesisimiz Konya, 

Aksaray bölgesindeydi. Sonrasında ise o bölgede 

dokuma talebi azalınca üretimimizi Manisaya taşıdık.Şu 

anda Manisa ve İzmir bölgesinde üretimimizi 

gerçekleştiriyoruz. 

Bu tesiste ne kadarlık bir kapasitede hizmet sunuyorsunuz? 

Halılar ne kadarlık bir süreçte 

dokunuyor? 

El halısı mevsime bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. 

Dokuma mevsimi şuandan itibaren 5 aya inmiş 

durumda. Eskiden ise dokuma 6-7 ayda yapılırdı. 

Bundaki düşüşün ana sebebi, dokumacılar yazın 

genellikle bağ bahçe işleri ile meşgul oluyor. Hasat 

nedeniyle kendi işleri ile de ilgilenmeleri gerekiyor, 

haliyle dokumaya zaman kalmıyor. Ekipman noktasında 

ise sıkıntı yok, 150-170 adet tezgahımız mevcut. 

Bu da 150-200 arasında dokuyucu demektir. 


Eski halıları tedarik ettiğinizden de bahsetmiştiniz. 

Bu noktada nasıl bir süreç var? Elinize genellikle 

ne tarz halılar geçiyor? 

Halı ve Kilimler gezgindir.Dünyanın hemen her 

bölgesinde ihtiyaçtan dolayı üretilmiştir.Bu işin 

önemli noktası işin ehli olmak, halıyı iyi bilmekte 

ve tanımakta yatıyor. Aldığınız her halı ve kilim ilgi 

görmeyebilir.Çünkü her halının özelliklerinden 

dolayı bir ismi vardır, bunu da boyasından,dokumasından,modelinden,malzemesinden 

ve insanların 

yaşantısından alır ve bir kültür oluşur.Böylece halıyı 

bilen birisi takribi olarak yaşını ve yöresini bilebilir. 

Tabii ki günümüzde yapılan yozlaşma dahil değildir. 

Yani yeni modern üretimler bu özellikleri göstermeyebilir.Bu 

noktada bir halı ve kilimi isimlendirmek ve 

değerlendirmek için bilgi ve tecrübe gerekir.Siz öncelikle 

bunu bilmeli ve özümsemelisiniz, ancak öyle 

halıyı doğru hedef kitleye satabilirsiniz. Bu bilgi ve 

tecrübe, halının içinde yoğrulup, bu işin biraz tozunu 

yutmaktan geçer. Bugün eski bir halı gördüğümde 

onun nereden geldiğini, hangi kültürü taşıdığını ve 

kaç yaşında olduğunu genellikle söyleyebilirim. Bu 

bir Anadolu Halısı, Kafkas ya da İran halısı olabilir, 

bunu ancak işin ehli biri anlayabilir. Bunun analizi 

yapılırken kullanılan malzeme, model, boya ve desen 

gibi kriterler referans oluyor. Dediğim gibi bu işin 

sırrı halının dilini anlamak, 37 sene içinde öğrendiklerizin 

dışında daha çok bilgiye ihtiyacımız var, 

El halısına yönelik en fazla rağbet hangi ülkelerde 

var? 

El halısında bizim asıl pazarımız Amerika. Avrupa 

son yıllarda azaldı, diğer hitap ettiğimiz pazarlar 

arasında Japonya ve birazda Avustralya yer alıyor. 

Türkiye’de kaç çeşit eski halı var? 

Halı gezen bir nesne olduğu için, İran, Amerika, 

Avrupa, Çin, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Azerbaycan, 

Özbekistan, Türkmenistan ve Afrika ülkeleri 

gibi birçok farklı ülkeden el halısı ve kilim elimize 

geçebiliyor. Daha öncesinde böyle halılar vardı ve 

sattık. Daha öncede belirttiğim gibi nereden geldiğini, 

hangi kültürün izlerini taşıdığını bilmek gerekir. 

Ülke olarak baktığımızda el halısında en bilinen 

pazar İran fakat son dönemlerde daha ucuz olması 

nedeniyle Hindistan,Pakistan, Afganistan ve özellikle 

Çin’de el halısı piyasasında yerini aldı. Oralarda dokunan 

halı ve kilimler gerek kullanılan hammadde 

gerek kalite olarak ucuz bir işçilik ile birlikte makine 

halısı görünümü veriyor. 

Ürettiğiniz ve tamiratlarını yaptığınız halılar, gerçekten 

Türk kültürünü ve çok eski zamanlardaki yaşanmışlıkları 

anlatan bir ürün. 

Peki, biraz maziye gitsek, halı sektöründe bulunduğunuz 

zamandan bu yana karşılaştığınız ilginç 

hikayeler var mı? 

Tabii ki bu zaman zarfına çok hikaye sığmıştır.En 

aklımda kalanı ve üzüldüğüm ise bir gün bir esnafın 

sırf elindeki halının değerini bilmeden sadece bir çift 

Hereke halısı satabilmek için Selçuklu döneminden 

kalma fragman bir halıyı turiste hediye etmesiydi. 

Tabii ki bununla beraber halının tarihçesini bilmeden 

satan tüccarlar yüzünden bugün dünya üzerinde 

değeri bilinmeyen çok fazla diğer eserler gibi Türk 

halısı ve kilimide var.Halı bizim en önemli miraslarımızdan 

birisi,bunları gelecek nesillere ulaştırmak ve 

korumak en büyük vazifemiz olmalıdır. 

Halıları yurtdışına ihraç ediyor musunuz? 

Genellikle halıların yüzde 80-90’ınını yurtdışına ihraç 

ediyoruz. İhracat yaparken genellikle sipariş üzerine 

çalışıyoruz. Amerika, Avrupa ve Japonya ihracat 

yaptığımız başlıca pazarlarımızdır. 


Siz bu konuda ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? Türk 

imajını dünyaya doğru tanıtmak ve Türk halısını iyi 

anlatmak için sizce neler yapılması 

gerekiyor? 

Geleneksel el halısı mirasına sahip çıkmak adına 

çok emek verdik. Aynı kalitede kilimler ve halılar 

üretmeye çalıştık. Bu husustaki mücadelemiz halen 

devam ediyor. Fakat buna değinmekte de fayda var; 

son dönemlerde gelişen teknoloji ve dekorasyondaki 

yeniliklere entegre olarak halı ve kilimle aslında 

çokta özdeşmeyen ürünler yapıldı. Yeni nesil halılar 

birkaç yıl kullanıldıktan sonra bir kenara atılıyor, 

sonrasında hiçbir değeri yok. Oysaki kültürel mirasımız 

el halıları yıllandıkça değerleniyor, dönüşümlü 

kullanılabiliyor. 

özellikle dokuyucu bulma konusunda zorlanıyoruz. 

Temiz kullanıldığında değerlenen bu halılar bizim 

gibi bu işe gönül vermiş halı tutkunları tarafından 

meraklılarına satılıyor. 

Yabancılar, en çok Anadolu’da kullanılmış eski 

halılara rağbet gösteriyor, kendi ülkemizde maalesef 

böyle bir kültür yok. Bizim öncelikli amacımız, 

kök boyaya dayalı, tamamen katma değeri olan ve 

Anadolu’da çıkan ürünler ortaya koymak. Bu konuda 


Gökkuşağı Halı adds value to 

hand-made carpets 

Producing one hundred percent domestic products from the thread to the raw materials 

Gökkuşağı Halı also provides enthusiasts with vintage hand-made carpets. 

To understand hand-made carpets that still maintain 

their value in our present day you have to understand 

its soul. Gökkuşağı Halı, a company that 

preserves carpets carrying the culture of the past 

in its knots and motifs and makes them shine is 

among the important actors that protect our cultural 

heritage. Not only does the company preserve 

this heritage but still produces at looms with one 

hundred percent raw materials. We conducted a 

pleasant interview in which we spoke to Gökkuşağı 

owner Bedri Yokuş about the carpets that hold an 

important place in Turkish history and the activities 

of their brand in this field. 

When did the Gökkuşağı Halı brand start out on 

this adventure? Can we hear about the brand’s 

recent history and activities? 

Gökkuşağı Halı has been serving since 1996. Our 

production is in Turkey, we are also distinctive in 

that we use only one hundred percent domestic raw 

materials in production. There is a system, a cycle 

that goes way back. In the old days a material called 

root dye was used. Also old Anatolian carpets are 

procured from the market and after they have been 

repaired and maintained they are presented back to 

the market. 

Do you produce entirely from scratch? 

Our specialty is production. We are a company that 

has been in production for years. The production 

and labor for the carpet takes place in our facilities 

with the experience we have gained from this process. 

Where is the production facility located? 

When we first entered this field our facility was in 

the Konya, Aksaray region. Later due to the lack of 

qualified weavers in the area we moved production 

to Manisa. Presently our production still continues 

in the Manisa and Izmir region. 

What capacity of services to you provide at this 

facility? What period of time are the carpets woven 

in? 

Hand-made carpets vary according to the season. 

Currently the weaving season has gone down to 5 

months. In the old days the weaving would be done 

in 6-7 months. The main reason why this went down 

is weavers generally do farming work in the summer. 

They have to set aside time for their own work 

so there is no time left for weaving carpets. There is 

no shortage of equipment, we have 150-170 looms. 

This means 150-200 weavers. 

You had said that you supply old carpets too. What 

kind of process is involved in that? What kind of 

carpets usually come into your possession? 

The secret to this work is to be an expert, to know 

carpets well. Every kilim you get may not sell. Every 

carpet has a story, a soul according to the place and 

the culture it comes from. You must know this and 

embrace this first that is the only way you can sell a 

carpet to a target audience. This knowledge and experience 

comes a little from being closely involved 

with carpets an eating a little of their dust. Today 

when I see an old kilim I can tell you where it came 

from, what kind of culture it carries and how old it 

is. This could be an Anatolian carpet, a Caucasus or 

Iranian carpet and only an expert can identify this. 

When analyzing carpets criteria like the material, 

model, dye and pattern are references. As I said 

the secret to this is understanding the language of 

carpets, we have figure out the language of carpets 

in 37 years. 

Let’s go back in time for a bit, do have some interesting 

stories from all the time you have been 

involved with carpets? 

Many stories have come to pass in this long time. 

The one that stayed in my mind the most and sad- 


dened me most was a merchant one day selling a 

Seljuk carpet to a tourist just to make money without 

even knowing the value of it. There are many 

Turkish carpets and kilims in the world for which the 

value is not known because of merchants who didn’t 

know the value of the carpet in their possession. 

Carpets are our most important cultural heritage 

and we should protect them with this knowledge. 

Do you export carpets abroad? 

We generally export 80-90 percent of the carpets 

abroad. When exporting we work by order. America, 

Europe and Japan are our main export markets. 

Which countries have the most demand for 

hand-made carpets? 

Our main market for hand-made carpets is America. 

Europe has decreased in recent years, among other 

countries we serve are Japan and a little in Australia. 

How many kinds of old carpets are there in Turkey? 

Since carpets are a traveling object, hand-made 

carpets from many different countries like America, 

China, Malaysia and Africa can come into our possession. 

There were carpets like this before and we 

sold them. As I said before you need to know where 

they came from and what culture they have traces 

of. As a country the most well known market is Iran 

but recently the lower prices have also made Pakistan, 

Afghanistan and China enter the hand-made 

carpet market as well. The carpets and kilims that 

are woven there have the appearance of cheap labor 

and machine made carpets in terms of the quality 

and raw materials used. 

The carpets you produce and repair are really products 

that convey the Turkish culture and life experiences. 

What challenges do you have concerning this? 

What do you think needs to be done to introduce 

the Turkish image and carpets well to the world? 

We have put a lot of effort into keeping the traditional 

hand-made carpet heritage alive. We have tried 

to produce the same quality kilims and carpets. Our 

struggle to do this continues. But it is important 

to point out that many products have been made 

recently in integration with the innovations in developing 

technology and decoration that are not in 

keeping with carpets and kilims. The new generation 

carpets are thrown aside after being used a few years 

and have no value after that. But the carpets that 

are our cultural heritage gain value as they age and 

can be used in rotation. When they are used with 

care these carpets are sold by people like us who 

are devoted to this work to enthusiasts. 

The used old carpets from Anatolia are in demand 

the most with foreigners, we do not have this culture 

here unfortunately. Our main purpose is to create 

products based on root dye completed with added 

value that come from Anatolia. We are having difficulties 

finding workmanship and workers for this. 



Mekana anlam katan dokunuş 

Avrupa’daki ilk 10 handtuft fabrikasından biri olarak adından söz ettiren Yıldızlux, bir 

dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor. 

konusunda en eski ve en deneyimli 

kişiler olmak bizim için onur 

verici. 

Eda Anjel 

Mükemmel halıyı bulmak ve 

yaşam alanlarını kişiselleştirmek 

için 1985 yılından bu yana faaliyet 

gösteren Yıldızlux, özgün tasarımların 

yanı sıra işlevsellik ve konfor 

anlamında da çıtayı yükseltiyor. 

Handtuft tekniğinin Türkiye’deki 

en eski temsilcisi olan, aynı zamanda 

Yıldızlux’ün ikinci kuşak 

temsilcilerinden Eda Anjel ile bu 

tekniğin ülkemize gelişi ve dünyadaki 

yansımalarını konuştuk. 

Üretimde kullanılan yünün hem 

sağlık hem de konfor anlamında 

çok önemli olduğunun altını çizen 

Anjel, hammadde tedariğinde 

yünlerin yıkanması ve kalitesi 

konusunda açık ara önde olan 

Yeni Zelanda’yı tercih ettiklerini 

açıkladı. 

Yıldızlux markasını daha yakından 

tanıyabilir miyiz? 

Yıldızlux markasının temellerini 

1985 yılında attık. Markanın kurucusu 

olan babam Uğur Fıratlı, 

eskiden çalıştığı Gümüşsuyu 

Ece Fıratlı 

markası sayesinde halıyla tanışmış. 

Markanın tasarım tarafını ise 

sanatçı kimliğiyle annem üsteleniyor. 

Bugün halen bir aile şirketi 

olarak varlığımızı sürdürüyoruz. 

İlk zamanlar köylerde kültürel desenlerle 

yapılan halılar haricinde 

şehirlerde satışı kolay olabilecek 

makine halıları tasarlanırken, biz 

yaptığımız bir hotel projesi ile Türkiye’ye 

farklı bir teknik getirdik. 

Annem işin içine girdikten sonra 

babam fabrikayı küçülttü ve İstanbul’a 

getirdi. Annemin tamamen 

sanatçı ruhuyla tasarlayıp dokuduğu 

halılar, teker teker alınıp satılmaya 

başlıyor. Sektörün tekrar 

hareketlenmesiyle tekrar birlikte 

büyüyüp şirket haline geliyoruz. 

Ortaokul döneminde okul sonrası 

atölyemize annemin yanına gelip 

elimize makaslarla halıları oymak, 

rutin ve keyifli oyunumuzdu. 

Şuan yönetimde İtalya’da tasarım 

eğitimi alan kardeşim Ece Fıratlı 

ve ben varız. Türkiye’de handtuft 

Bu tekniğin çıkış yeri neresidir? 

Türkiye’ye getirdiğiniz teknik 

tam olarak nedir? 

Babam gençlik yıllarında bu 

tekniği Almanya’dan getiriyor 

ve ardından Bolu’da büyük bir 

fabrika kuruyor. Handtuft olarak 

adlandırılan bu dokuma sistemi 

Avrupa’da doğan modern el halısı. 

Aynı zamanda bu teknik, el dokumalarını 

daha hızlı yapmak için 

tasarlanmış bir sistem. İstenen 

her renk ve ebatta yapılabiliyor. 

Türkiye’de ilk kez böyle bir şey 

yaptığımız için bunu tanıtmak 

zaman aldı. Uzun süre Türkiye’de 

handtuft yapan tek şirkettik. 

Sonra yavaş yavaş bu alana giren 

firmalar oldu ve teknik daha çok 

bilinirlik kazandı. Bu bizi mutlu 

eden bir gelişmeydi. Çünkü tek biz 

varken imkanları tanıtmak kolay 

değildi. Sonrasında sektöre yeni 

katılan firmalar baktı ki bu iş biraz 

da delilik. Çünkü çok ince detayları 

var ve müşteriyi anlayıp istediğini 

verebilmek zor. Mesela müşterinin 

odasında kullandığı desenler 

ve renkleri görüp tam renk tonuna 

göre iplik seçiliyor ve 2 metrelik 

bir halı oluşturuluyor. Bu normalde 

seri üretim yapan halıcıların 

hoşuna giden bir sistem değildir. 

Tamamen müşterilerimizin zevkine 

hitap edecek deseni tasarlayıp 

dokuyoruz. Malzemelerimizin 

hepsini Yeni Zelanda’dan tedarik 

ediyor ve doğal malzeme kullanı- 


yoruz. Ürünlerimizin farklı, kaliteli 

ve en önemlisi el işi olmasına 

özen gösteriyoruz. Bu çizgimizi 

bozmadan ilerlemek niyetindeyiz. 

Bu üretim için nasıl bir tesise 

sahipsiniz? 

Üretimimizi Tarabya’da gerçekleştiriyoruz. 

15 kişilik bir üretim 

ekibimiz var. Hiçbir zaman işin 

kolayına kaçan veya kar marjını 

artırmak için kaliteden ödün 

veren bir firma olmadığımızdan 

tanıtım yapma ihtiyacımız dahi 

yok. İstanbul’daki iyi mimarların 

hepsi ile çalışma imkanı bulmuş 

olmanın gururunu taşıyoruz. Ne 

ala ki sektörde Yıldızlux sorulduğunda 

kalite ve iyi servis ile takdir 

toplamaktayız. Aynı zamanda 

markamıza yurtdışından da çok 

fazla talep var. Piyasa araştırması 

yapıp numune yaptırdıklarında 

ürünümüzün farkını net bir şekilde 

görebiliyorlar. 

Hammaddede neden Yeni Zelanda 

yününü tercih ediyorsunuz? 

Kullandığınız yünlerin diğerlerinden 

farkı ne? 

Yeni Zelanda’da yünlerin yıkanması 

konusunda endüstri çok iyi 

yerleşmiş durumda. İşlerini çok 

ciddiye alıyorlar ve profesyoneller. 

Koyunyünü kullanıyoruz ve bildiğiniz 

gibi bunun standartları var. 

Maalesef Türkiye’de ve Avrupa’da 

bizim kullandığımız kalitede olmuyor. 

Sunduğumuz ürünler hav 

çıkarmaz çünkü elyafı uzundur, 

sırt kılından ve kalitelidir. Aldığımız 

hammaddeler bize gelmeden 

önce o kadar temiz yıkanıyor ki 

ipte herhangi bir yağlanma, koku 

olmuyor ve düzgün renk alıyor. 

Yağlı olduğu zaman havada ki 

isten bile leke oluşabiliyor. Bu 

anlamda tedarikçilerimizden çok 

memnunuz. 


Renkler de aynı şekilde talebiniz 

doğrultusunda mı oluşuyor? 

Bizim bu zamana kadar oluşmuş 

çok iyi bir renk kartelamız var. Endüstriyel 

bir iplikçi kadar çok değil. 

Ama zamanla ihtiyaçları doğru 

tespit ederek oluşturduğumuz renk 

kartelamızın içinde 200 adet renk 

vardır. Siparişin belli bir miktarın 

üstüne çıkması sebebi ile istenilen 

her renk de boyanabilir. 

Halıların tasarımı nasıl yapılıyor? 

Bilgisayar ortamında mı? Elde 

çizerek mi? 

Her iki şekilde de çiziyoruz. Açıkçası 

tasarım aşamasında deseni büyütüp 

küçültmek anlamında bilgisayarın 

avantajı var ama bu işin asıl kafası 

insan. O sebeple daha çok elde çizim 

yapılıyor. Müşteri buraya geldiğinde 

bazen ne istediğini anlamak 

çok kolay olmuyor. Biz evlere de 

gidiyoruz. Müşterimizin kendi evinin 

ışığında renklere bakıyoruz ve tasarımları 

belirliyoruz. Müşterilerimizin 

evini ziyaret ettiğimiz esnada evin 

ihtiyacını ve müşterimizin zevkinin 

detaylarını daha kolay ve hızlı anlıyoruz. 

O zaman burada bir halı mühendisliği 

var diyebilir miyiz? 

Evet diyebiliriz. Müşteri bize ne istediğini 

anlatıyor fakat evine gidince 

isteğinin aslında bambaşka bir şey 

olduğunu görüyoruz. Eve gidip bakmak 

en doğru rengin bulunmasına 

vesile oluyor. 1 halıdan fazlaysa eve 

kesin bakıyoruz çünkü onların mutluluğu 

bizim için çok önemli. Yaptığımız 

aslında minik bir mimarlık 

gibi çünkü o eve bir şeyler katarak 

dönüyoruz. Tasarım ekibi toplanıyor 

ve çalışma yapıyorlar, müşteriyle 

bizzat görüştüğüm için çalışmalar 

önce benden geçiyor. Sonra çalışmamızı 

sunuyoruz, genelde beğeniyorlar 

ama değişiklik isterlerse de 

düzenleniyor. 

Yurtdışında yaptığınız projeler var 

mı? 

Ortadoğu’dan bazı devlet büyüklerinin 

evlerini, camileri ve kral evi 

dedikleri mekanları yaptık. Avrupa 

da ve İngiltere de bazı önemli mimarlıklarla 

süregelen bir çalışma 

mevcut. Dünya da her gecen gün 

handtuft tekniği daha geçerli hale 

geliyor. Bu sektörün en eskilerinden 

olmak bizi bir adım önde kılıyor. 

Bu ara oldukça sık karşılaştığımız 

en az 2000 metrekarelik Ortadoğu 

projeleri için teklif verirken müşterilerimize 

imalat süreçlerini ve fiyatı 

belirleyen ayrıntıları da anlatıyoruz. 

Çünkü bazı yeni doğmuş firmaların 

kendilerinin bile deneyimlemeden 

ve emin olmadan yanlış fiyatlarla 

ortaya çıktıklarını görüyoruz. 

Bunca senedir bu sektörün içerisindesiniz. 

Tüketicilerinizin alışkanlıklarında 

ne gibi değişiklikler 

oldu? Elle dokuma yapıyorsunuz 

ama teknolojide günden günde 

gelişiyor. Bu gelişimin size katkısı 

oldu mu? 

İşin ilginç tarafı teknoloji handtuft 

a çok fazla hizmet etmiyor. Evet, 

gelişme tabi ki var; ama Autotuft 

tarafında. Autotuft makinaları, 

Handtuft tabancaları elde dokuduğumuz 

sistemin otomatik makinalar 

sayesinde dokunmasını sağlıyor. 

Autotuft imalatçılarının hedefi yüksek 

miktarda seri üretim yapmak. 

Otomatikman bu sefer de kalite düşüyor 

ve bizim sunduğumuz ürünle 

arasında büyük faklar ortaya çıkıyor. 

Onlar sürümden, biz ise müşteriden 

kazanıyoruz. 



The touch that adds meaning to a space 

Yıldızlux, a company that is being talked about as one of the first 10 hand tuft factories 

in Europe, is rapidly moving forward on the path to becoming a world brand. 

A company that has been operating 

since 1985 to find excellent 

carpets and personalize living 

spaces, Yıldızlux is raising the 

bar on unique designs as well 

as comfort and functionality. We 

talked to Eda Anjel, the second 

generation representative of 

Yıldızlux which is the oldest representative 

of the hand tuft technique 

in Turkey, about the arrival 

of this technique in our country 

and its reflections on the world. 

Anjel, who underlined the importance 

of wool used in production 

both in terms of health and comfort, 

explained that they preferred 

wool from New Zealand, a country 

that is ahead by a long shot in 

terms of washing wool and the 

wool’s quality for raw material 

supply. 

Can we get to know the Yıldızlux 

brand a little better? 

We established the Yıldızlux brand 

in 1985. My father Uğur Fıratlı, 

who was the founder of the 

brand, first got acquainted with 

carpets through the Gümüşsuyu 

brand that he used to work for. 

My mother undertook the design 

aspect of the brand with her 

artistic character. We still operate 

as a family company today. In the 

beginning we started designing 

machine made carpets that could 

sell easily in the city in addition 

to the carpets with cultural designs 

in the villages but with a 

hotel project that we did we developed 

a whole new technique 

for Turkey. Once my mother got 

involved with the work my father 

downsized the factory and moved 

it to Istanbul. The carpets that 

my mother wove entirely with her 

artistic spirit started being bought 

and sold over and over. When the 

sector started getting active again 

we grew and became a company. 

When I was in middle school and 

my mother came to work we 

would grab scissors after school, 

go join her and play by doing 

the cutting. Currently my sister 

Ece Fıratlı, who received design 

training in Italy, and I are on the 

management of the company. We 

are the most experienced, knowledgeable 

person in Turkey about 

hand tuft and this is a source of 

pride for us. 

Where did this technique come 

from? What exactly is the Technique 

you brought to Turkey? 

My father brought this technique 

from Germany in his youth and 

then established a large factory in 

Bolu. This weaving system called 

hand tuft is a type of modern 

handmade carpet that came from 

Europe. It is a system that was 

designed to make handmade carpets 

faster. They can be made in 

any color and size. Since we were 

doing this for the first time in 

Turkey it took us some time to introduce 

it. For a long time we were 

the only company in Turkey that 

did hand tufting. Then later other 

companies started entering this 

field and the technique became 

better known. This development 

pleased us because it was difficult 

to explain when it was just us. The 

companies that joined this sector 

later took a look and considered 

it a bit insane because there are 

very intricate details and it is difficult 

to understand the customer 

and give them what they want. For 

example the patterns and colors 

that are used in the customer’s 

room are looked at and the thread 

is selected according to the tone 

to produce a 2 meter carpet. This 

is not something that mass produced 

carpet producers like. We 

find the pattern that will appeal 

to our customer’s enjoyment and 

weave it. We produce all our materials 

from New Zealand and we 

use natural materials. 

There are some companies that 

do auto tuft under the guise of 

hand tuft. They are doing this to 

create a larger product for less 

cost in order to increase profit 

margins. We have never gotten 

into that because we wanted to 

keep pleasing everyone and not 

get too far from art. We are careful 

to make sure our products are 

different and more importantly 

handmade. We intend to continue 

this way without spoiling our style. 

What kind of facility do you have 

for this production? 

We do our production in Tarabya. 

We have a production team of 15 

people. Since we are a company 

that never takes the easy way or 

compromises on quality to incre- 


ase profit margins we don’t even 

need to promote ourselves. You 

can find our invoices at every good 

architect in Istanbul. When you 

ask about Yıldızlux they will tell 

you the best carpets come from 

us. 

Why do you prefer New Zealand 

for wool? How is the wool you 

use different from others? 

The industry is very well settled 

for washing wool in New Zealand. 

They take their work seriously and 

are very professional. 

If you use sheep’s wool there are 

standards to this as you know. 

Unfortunately the wool in Turkey 

and Europe is not in the quality we 

use. The products we present do 

not have pile because the fibers 

are long, they are from the back 

and they are good quality. The raw 

materials we get are washed so 

cleaned before they reach us that 

there is no oiliness or smell and 

the wool takes color well. When 

it is oily the wool can get stained 

just from air so we are very satisfied 

with our supplier. 

Are the colors also created in 

line with your demands? 

We have such a good color chart 

that has been created up to now. 

Not as much as an industrial 

thread producer but it does not 

matter because they have around 

4 similar to one of our colors 

although none of them are useful 

plus they do not have the colors 

that are actually needed. It is 

important to determine the needs 

over time. This is why we have 

created our own chart by trial and 

error. There is a lot of demand 

from abroad. When they investigate 

the market and get sample 

made they can see the distinction 

of our product very clearly. Know 

how has been our greatest advantage 

up to now. 

How are the carpets designed? 

In computer setting? By hand? 

We draw designs using both methods. 

There are advantages to the 

computer in terms of making the 

design smaller or larger but the 

real intelligence behind this work 

is people, so we do drawings by 

hand mostly. When the customer 

comes here they sometimes cannot 

explain what they want. We go 

to their home, look at the color 

and lights that have been used 

and determine what their colors 

are. When we look at their home 

we usually see what the customer 

wants anyway. 

So we could call this a kind of 

carpet engineering right? 

Yes we could. The customer tells 

us what they want but when we go 

to their home we sometimes see 

that what they want is something 

completely different. Going to the 

home to see helps find the most 

suitable color. If it is more than 

1 carpet we definitely look at the 

home because it is very important 

for us to make them happy. What 

we are doing is actually just like 

small scale architecture because 

we add something to that home. 

The design team meets and works 

together. Since I am the one in 

touch with the customer all the 

work goes through me first. Then 

we present our work and they 

generally like it but if they want 

changes this is arranged. 

Do you have projects outside of 

the country? 

We provided services to several 

kings in the Middle East. Mostly 

we worked with higher government 

officials. Now we are getting 

demands for larger areas 

like mosques and spaces called 

king homes. But right now they 

are experiencing some confusion 

because there are products on 

the market for 100 dollars and 

products for 300 dollars. They do 

not really understand the price 

difference yet. After they make a 

few mistakes they will come back 

to us and say we were right, this 

has happened before. 

You have been in the sector for 

so many years. What changes 

have there been in consumer 

habits? You do hand weaving but 

the technology changes day by 

day. Has this development helped 

you? 

Interestingly enough technology 

does not really serve hand tuft 

very much. Yes there is some 

development but the auto tuft 

side is developing. In other words 

they are doing everything we 

do by hand with machines. Their 

objective is to produce in large 

amounts and make a profit. As 

a result the quality goes down 

and this is where out distinction 

stands out. They make profit from 

mass production, we make profit 

from customers. 


Geçmişin izleri bugünün kıymeti 

Atıl durumdaki halıları toplayıp çeşitli işlemlerden geçiren Fatih Halı’nın ürünlerinin 

kıymeti geçmişinden geliyor. 

El tezgahlarında dokunan unutulmaya 

yüz tutmuş halıları zamanla 

barıştıran bir trend olan Patchwork, 

birçok alanda ilham kaynağı 

oldu. Bu trendi takip ederek 

Anadolu’daki partner firmaları 

aracılığıyla eski halıları toplayan 

ve çeşitli işlemlerden geçirerek 

fuarlarda binlerce kişinin beğenisine 

sunan Fatih Halı’nın hikayesini 

ve sektör yorumlarını firma 

sorumlusu Muzaffer Akçay’dan 

dinledik. El halısının Türkiye için 

büyük bir değer olduğunu vurgulayan 

Akçay, şuan sektörün 

sekteye uğradığını, bu durumdan 

ancak inovasyon ve devlet desteğiyle 

çıkılabileceğini belirtti. 

Fatih Halı’nın kuruluş hikayesi 

nedir? 

Fatih Halı 1991 yılında İstanbul 

Çembertaş’ta faaliyete başladı. 

Mehmet Mustafa Akçay tarafından 

kurulan marka, gelişerek 

ve çoğalarak yaklaşık 26 yıldır 

doğduğu topraklarda büyüyor. 

Yakalanan bu ivmede ve sektörde 

güçlü bir konuma gelinmesinde 

fuarların olumlu yönde katkısı 

oldu. Özellikle uzun yıllardır katılım 

gösterdiğimiz yurtdışı fuarlarında 

iyi bir müşteri portföyü 

yakaladık, müşterilerin istekleri 

doğrultusunda üretim yaparak en 

iyi şekilde hizmet veriyoruz. 

Avrupa ve Çin gibi bölgelerde 

el halısında düşüş yaşanırken, 

Amerika’da yükseliş var. Amerika’daki 

sektörde yer edinmemiz 

gerekiyor, bununla ilgili olarak ön 

pazar araştırması gerçekleştiriyoruz. 

El halısı çok değerli, makine 

halısının da en büyük ilham 

kaynağı konumunda. Dolayısıyla 

sektörün en önemli lokomotifi 

olan el halısı zaman zaman 

sıkıntılı süreçlerden geçse de 

değeri hiçbir zaman kaybolmayacak. 

Fakat içinde bulunduğumuz 

ortamda el halısı üretmek eskisi 

kadar kolay değil, Hindistan ve 

Çin gerçeği yanında işçiliğin daha 

yüksek olması zorluyor. Almanya 

ve uluslararası tüm fuarlarda kalite 

ve inovasyon anlamında öne 

çıksak da fiyat anlamında rekabet 

edemiyoruz. 

El halısında yaşanan inovasyonlar 

ve sektörün gelişimini nasıl 

yorumluyorsunuz? 

Bence son 6-7 yılın en büyük 

inovasyonu Isparta halılarının 

işlenerek modern halıya dönüştürülmesi 

oldu. Bu yenilik dünyayı 

etkiledi. Yıllardır kullanılmış, 

yıpranarak yırtılmış, atıl duruma 

gelmiş halıları Türk halıcıları traş 

edip boyayıp vintage hale getirerek 

müthiş bir inovasyon yaptı. 

Bu modeller dünyada müthiş bir 

ilgi uyandırdı ve hatta makina halıcıları 

bugün bu modelleri takip 

ediyor. 

Uşak halılarının modernize edilişi 

de keza önemlidir. Bugün Uşak 

halıları bir nevi Borak halılarına 

benzer. Bu Türk halıcılarının 

fikriydi ve şuan Amerika’da çok 

yoğun satıyor. Konya tülü halıları 

da mobilya dekorasyonuna uyum 

sağlayacak şekilde modernize 

edildi. Bunlar el halısının gelişimindeki 

en önemli olaylar, bundan 

sonra da gelişmeye devam 

edecektir. Geçen gün Antepli iyi 

bir halıcı abimiz geldi müthiş 

fotoğraflar çekiyor, bunları el halısını 

da uygulayacaklar. El halısı 

inovasyona çok açık bir sektör ve 

makine halıları için de bir ilham 

kaynağı. 

Bahsettiğiniz takip durumu sizi 

rahatsız ediyor mu? 

Aksine hoşumuza gidiyor çünkü 

biz onlardan çok öndeyiz. Onlar 

bizim ürünümüzü yapmaya çalışırken 

biz başka ürünlere geçmiş 


oluyoruz. Fakat şu da bir gerçek 

Türkiye’de el halısı sektörü şuanda 

sıkıntı yaşıyor. Bu anlamda 

devletin ve halıcılar birliğinin 

desteğiyle ortak projeler üretilmesi 

ve yeni fikirlere açık olunması 

lazım. Sektör olarak sıkıntılı 

bir süreçteyiz, Çin ve Hindistan 

rekabet şartlarını ciddi anlamda 

zorluyor. 

Halının maliyetinin %90’ı işçilik 

geriye kalan %10’u ise yün parasıdır. 

Anadolu’daki birçok üretim 

yeri kapandı. Adıyaman’da 

Erzurum’da Malatya’da el halısı 

üretimi yapan yerlerin hepsi kapandı. 

Ege bölgesindeki ihracatçı 

firmaların da birçoğu kapattı ama 

bazı bölgelerde üretim devam 

ediyor. Bu anlamda halk eğitim 

merkezleri ve meslek edindirme 

kurslarıyla işbirliği halinde üretim 

yapılabilir. 

Böyle bir organizasyon olursa 

kimlerin rol alması gerekir? 

Hocalar halk merkezlerinde 

eğitim verecek, iş garantisi de 

verilecek. Hammadde sağlanacak 

ve eğitim adı altında üretim yapılacak. 

Bu şekilde sektörde kalkınma 

sağlanabilir. Ayrıca el halısının 

üretimine katkı sağlayacağını 

düşündüğüm farklı bir olay daha 

var. Bugün sınır kamplarında bir 

sürü Suriyeli var. Oralara tezgah 

kurularak üretim yapılması hem 

insanlara hem de sektöre katkı 

sağlar. 

Ne tarz ürünleriniz var? Bir 

halıyı ne kadar zamanda dokuyorsunuz? 

Biz daha çok atıl ürünleri toplayarak 

işliyoruz. Anadolu’da beraber 

çalıştığımız partner firmalar var. 

Partner firmalarımız atıl halıları 

belli bir sürede tedarik ediyorlar. 

Sonrasında alıyor ve Anadolu’nun 

belli yerlerinde çalıştığımız yıkamalara 

sevk ediyoruz. Orada yıkanıyor, 

traş ediliyor ve boyanıyor. 

Akabinde 3 ay güneşte kalıyor. 

Bağcılar’daki depomuza geldikten 

sonra da kesim dizayn ve dikim 

işlemleri yapılıyor. En son sistemde 

stoklama işlemi yapılıyor ve 

fuarlara gidiyor. Üretim kapasitesini 

talebe göre çoğaltıp azaltabiliyoruz. 

Bunun dışında tülü dediğimiz özel 

imalatlarımız var. Uşak yöresinde 

dokunan bu modelde yurtdışındaki 

fuarlarda rekabet şansımız 

çok düşük, bu sebeple üretimi 

azalttık. Hatta durma noktasında 

olduğumuzu söyleyebilirim. Ama 

Ispartalılarda özellikle vintage ve 

patchwork anlamında atıl malı 

olduğu için maliyeti düşürerek 

rekabet şansı yakaladık. Hindistan’da 

eski halı yok fakat bizim 

Isparta şansımız vardı, dolayısıyla 

bu anlamda satışlarımız başarılıydı. 

Peki, bu bir gün bitecek doğru 

mu? 

Isparta bitmedi; ama moda 8-10 

senede bitti. Şimdi yeni ürünler 

bulmak zorundayız. Kesinlikle bu 

aşamada yeni Ar-Ge çalışmaları 

yapılması lazım. Bireysel olarak 

herkes uğraş içerisinde belki 

toplu bir şeyler yapılabilir. Bu 

anlamda hep dönüp dolaşıyoruz, 

devlet ufak teşvikler veriyor ama 

bu yeterli değil. Türkiye’de halıcılık 

çok zor ve bu mesleğin kaybolmaması 

adına belirli destekler 

(olmalı.bekliyoruz. 

Halıda moda sürekli değişiyor. Eskiden 

klasik anlamda halı da dolar 

gibi yatırım aracıymış. Halıya yatırım 

yapılıyor ve zaman geçtikçe 

değerleniyormuş. Bu kültür artık 

kalmadı. Dünyada el halısına müthiş 

ilgi vardı ama son 8-10 yıldır 

halı artık sadece renk oldu. Kimse 

artık kalite, yün ve işçiliğe bakmıyor. 

Bu anlamda dünyada söz 

sahibi olmak için inovasyon yapmak 

gerekiyor. Kalitenin ötesinde 

yeni modeller ve farklı desenler 

keşfetmek gerekiyor. 

Türkiye’de el halısı sektöründeki 

sıkıntıları çözmek adına bir şeyler 

yapılmalı. Üretimin daha çok desteklenmesi 

gerektiğini düşünüyorum. 

Türkiye’nin ikinci halı ticaret 

merkezi olabileceğine inanıyorum. 

Müşterilerimizin yorumları ve 

sektörel gözlemlerimize dayanarak 

yurtdışında Türk halısına karşı 

bir güven olduğunu düşünüyoruz. 

Özetle İstanbul için uluslararası 

bir fuar şart. Antep’te yapılan 

fuara bir itirazım yok fakat İstanbul’da 

daha merkezi ve güçlü bir 

fuar düzenlenebilir. Halı Türkler 

için müthiş bir değer bunu korumak 

ve ilerletmek anlamında 

daha çok çabalanabilir. 


The traces of the past, valued today 

The products produced by Fatih Halı through several processes to collect and 

repurpose old disposed of carpets get their value from the past. 

Patchwork, a trend that reconciles 

old forgotten hand-made 

carpets with time, is giving inspiration 

to many different fields. 

We listened to the story and 

sector views of Muzaffer Akça, a 

company official from Fatih Halı, 

a company that has followed this 

trend by collecting old carpets 

through partner companies in 

Anatolia and subject them to 

various processes after which the 

end products are displayed for 

all to admire at trade fairs. Akça, 

who emphasized how valuable 

hand-made carpets are for 

Turkey, said the sector had some 

setbacks recently which could be 

overcome with innovation and the 

support of the government. 

What is the story of Fatih Halı’s 

Establishment? 

Fatih Halı began operating in 

1991, in Istanbul Çembertaş. The 

brand that was established by 

Mehmet Mustafa Akçay developed 

and increased while it grew 

for 26 on the land where it was 

first born. Fairs definitely had a 

positive impact on speed of the 

company’s growth and its rising 

to a powerful position in the 

sector. We have achieved a good 

customer portfolio, especially in 

the international fairs we have 

been participating in for many years, 

and by producing in line with 

customer demands we provide 

the best service. 

While there has been a drop in 


hand-made carpets throughout 

Europe and China, these carpets 

are on the rise in America. We 

need to take part in the American 

market so we are doing 

some preliminary research in 

this market. Hand-made carpets 

are very valuable and also 

an inspiration to machine woven 

carpets. This is why despite having 

some challenges from time 

to time hand-made carpets, the 

most important locomotive of the 

sector, will never lose its value. 

Unfortunately it is no longer 

so easy to produce hand-made 

carpets in our present day. The 

high labor costs compared to 

India and China are a factor. Even 

though we stand out for innovation 

and quality in all the fairs that 

take place in Germany and other 

international fairs, we cannot 

compete with the prices. 

How would you interpret the 

innovations in hand weaving and 

the development of the sector? 

I think the biggest innovation in 

the past 6-7 years is the processing 

of Isparta carpets to transform 

them into modern carpets. 

This innovation has impressed 

the world. Turkish carpet producers 

are taking old worn out 

carpets ready to be thrown out 

and shaving and dying them to 

achieve a vintage state making 

them an amazing innovation. 

These models have attracted 

great attention throughout the 

world and even machine weave 

carpet producers are now following 

these models. 

Likewise, the modernization of 

Uşak carpets is very significant. 

Today the Uşak carpets resemble 

a type of Borak carpets. This idea 

came from 

Turkish carpet 

producers and 

is now a best 

seller in America. 

Konya 

tulle carpets 

have been 

modernized to 

adapt to furniture 

decoration. 

These 

developments, 

which are very 

significant for 

the hand-made 

carpet 

sector, will continue to advance. 

Just the other day a gentleman 

who is a good carpet producer 

from Antep came and took amazing 

photographs, they will apply 

these to hand-made carpets too. 

The hand-made carpet sector is 

very open to innovation and provides 

inspiration to machine woven 

carpets. 

Does this following bother you 

at all? 

On the contrary, we like it because 

we are ahead of them. 

While they are trying to make our

product we are already onto something 

else. But it is also a fact 

that the carpet sector in Turkey is 

having difficulties. Joint projects 

need to be undertaken and we 

need to be open to new ideas with 

the support of the government 

and carpet producer associations. 

We are in a challenging time as a 

sector, China and India are really 

challenging the conditions of 

competition. 

90% of the cost for making carpets 

is labor, the remaining 10% 

is wool. Many production places in 

Anatolia have shut down. All of the 

hand-made 

carpet producers 

in Adıyaman, 

Erzurum 

and Malatya 

have shut 

down. Most 

of the exporters 

in the 

Aegean region 

have closed 

as well but 

production is 

continuing in 

some regions. 

Production 

could continue 

in collaboration with public 

education centers and vocational 

training centers. 

Who should take a role in this if 

such an organization exists? 

Teachers would provide training 

in the public education centers 

and there would be guaranteed 

work. Raw materials would be 

provided and production would 

be done as training. This may 

help achieve development. There 

is also another idea I have for 

contributing to carpet production. 

Currently there are many Syrians 

at our border camps. Setting up 

weaving stations for them could 

help contribute to the sector and 

to the people. 

What styles of products do you 

have? How long does it take you 

to weave a carpet? 

We mostly collect disposed of 

products and process them. 

We have partner companies in 

Anatolia that we work with. Our 

partner companies supply the 

carpets within a certain time. 

Then we collect them and send 

them to washing centers we work 

with in certain places throughout 

Anatolia. There they are washed, 

shaved and dyed. Following this 

they are left in the sun to dry for 

3 days. After arriving at our warehouse 

in Bağcılar the cutting, 

design and sewing work is done. 

Finally the stocking work is done 

on the system and then we participate 

in fairs. We can increase or 

decrease the production capacity 

according to demand. 

We also have special productions 

called tulle. The chance for us 

to compete with this model produced 

in the Uşak region is very 

low in international fairs so we 

have cut back production. In fact 

I could say we are at the point of 

stopping production all together. 

But since there is a significant 

amount of vintage and patchwork 

disposed of in Isparta we can cut 

costs and increase our competitive 

edge. There were no old 

carpets in India but we had this 

change with Isparta so our sales 

were successful. 

So this will end someday, right? 

Isparta did not run out; but the 

style went out in 8-10 years. Now 

we have to find new products. We 

definitely need R&D work at this 

stage. People are struggling on an 

individual level, maybe more can 

be accomplished as a group. We 

are always debating this because 

the government offers a few tiny 

incentives but it is not enough. 

Carpet production is very hard in 

Turkey and we expect there to be 

certain kinds of support to prevent 

this profession from disappearing. 

The fashion is always changing in 

carpets. In the old days carpets 

used to be an investment tool 

like the dollar is now. Investment 

would be made in carpets and 

they would gain value over time. 

This culture no longer exists. In 

the world there used to be tremendous 

interest in hand-made 

carpets but in the last 8-10 years 

carpets have become just color. 

Nobody notices quality, wool and 

labor anymore. In this sense you 

need to innovate in order to have 

a say in the world. New models 

and different patterns have to be 

explored in addition to quality. 

Something needs to be done 

to solve the problems in the 

hand-made carpet sector in Turkey. 

I think production should be 

given more support. I think Turkey 

could be the second carpet trade 

center in the world. We believe, 

based on the feedback from our 

customers and our observations 

of the sector, there is trust n Turkish 

carpets. 

To summarize there has to be an 

international fair for Istanbul. I 

have no objections to the fair in 

Antep but a more centralized and 

more powerful fair could be organized 

in Istanbul. Carpets are an 

outstanding value for Turks, more 

effort should be put into maintaining 

this and taking it forward. 


Yıllanmış halılar Patternhouse 

ile evlerinize geliyor 

Patterhouse, 10 ila 90 yıllık eski Anadolu ve diğer medeniyetlerin halılarını internet 

üzerinden evlerinize ulaştırıyor. 

İşte o kategoriler: 

Vintage Anadolu Halıları: Hereke, Konya, Kayseri Halıları ve Elazığ Cezaevi halıları. 

Vintage Eğin Halıları: Doğu Anadolu’nun Kemaliye ilçesinden özgün el dokuması yün halılar. 

Vintage Buhara Halıları: Premium kalitede ve 5 ayrı boyutta. Small to Large, m² de 1.000.000 a yakın düğüm 

vardır ve bu sık dokuma tekniğiyle ipek hissi verir. 

İpek Hereke Halıları: Minyatür 100% İpek halılardır, m² de 1.000.000 a yakın düğüm vardır. 

Şirvan Halıları & Yollukları: Geometrik madalyon tasarımı ve Kazak Motifleri ile bilinir. 

Kilim & Yolluklar: 100% İpek ve 100% Yün seçenekleri mevcuttur. 

Yörük Halıları & Yollukları: 100% yün seçenekleriyle mevcuttur. 

Minyatür Yörük Halıları: 100% yün seçenekleriyle mevcuttur. 

www.patternhouseistanbul.com adresinden Patterhouse’nin tüm ürünlerine ulaşabilirsiniz. 

88 88 DECOR •• January November - February - Deceber 20182017


Aged carpets come to your house 

by Patternhouse 

Patternhouse brings the carpets of 10 to 90 year old Anatolian and other civilizations to 

your homes through the internet. 

Rugs categories; 

Vintage Anatolian Rugs: Vintage, hand woven rugs from the Turkish provinces of Hereke, Konya, Kayseri 

and Elazig. Persian and Caucasian influences with local master craftsmanship. 

Vintage Egin Rugs: Unique mid-century rugs from the famed Eastern Anatolian province of Egin (Kemaliye). 

Fine Bukhara Rugs: Super-thin, premium rugs with the characteristic deep-red field and repeated “Gül” 

motifs of Bukhara, Uzbekistan. 

Silk Hereke Rugs: Premium quality miniature silk rugs, hand-woven by the famed craftsmen of Hereke. 

Shirvan Rugs & Runners: Woven on unique looms in Shirvan. Featuring geometric medallion designs and 

traditional Kazak motifs. 

Kilims & Runners: Hand-woven with pure, fine silk & natural dyes. 

Yoruk Rugs & Runners: Yoruks are a Turkish ethnic group, some of whom are nomadic, primarily inhabiting 

the mountains of Anatolia. Hand-woven with pure wool on cotton with natural dyes. 

Miniature Yoruk Rugs: Small, 100% wool, decorative rugs used in a myriad of settings by Yoruks. 

You may find detailed information/photos of our collection from this website 

www.patternhouseistanbul.com 



Dünya mobilya sektöründe olağanüstü 

kalitenin bayraktarı CIFF ticaret fuarı 

Çin’in Guangzhou (Kanton) şehrinde yapılacak olan China International Furniture Fair 

(CIFF), mobilya, ev tekstili ve iç dekor konusunda muhteşem bir performans sergiliyor. 

Bu yıl 18-21 Mart tarihlerinde 41. defa düzenlenecek. 

Çin Uluslararası Mobilya Fuarı, 

CIFF ilk defa 1988 yılında kapılarını 

ziyaretçilere açmıştı. Aradan 

geçen 40 yıllık süre içinde fuar 

gelen talepleri karşılamak için 

yirmi yıl kadar sonra, yılda iki kere 

düzenlenmeye başlamıştı. 

Bu yıl 41inci buluşmalar için 

hazırlanan fuar, dünyanın en 

büyük mobilya pazarının sunduğu 

potansiyeli yakından görmeleri 

ve değerlendirmeleri için üretici 

firmaları ve müşterilerini şimdiden 

heyecanlandırıyor. 

Yılda iki kez yapılan CIFF, her yıl 

Mart ayında Guangzhou’da, Eylül 

ayında ise Şangay’da düzenleniyor. 

1998 yılında kurulan China 

International Furniture Fair (CIFF) 

tam 40 defa büyük bir başarıyla 

gerçekleştirildi. Her yıl Guangzhou’da 

yapılan ilkbahar edisyonu 

3900’dan fazla markayı teşhir 

ediyor ve mobilya sanayiine çok 

büyük değer üretiyor. 

750 bin metrekare alanı kaplayan 

CIFF (Guangzhou), sektörün alt 

ve üst segmentlerini bünyesinde 

barındırıyor ve ev mobilyası, ev 

dekoru, ev tekstili, dış mekan mobilyası, 

ofis mobilyası, kontrat mobilyalar, 

otel mobilyası ve mobilya 

makine ve ham maddeleri sunan 


dünyanın önde gelen markalarının 

en son ürünlerini sergiliyor. 

CIFF’in geçen yılın Mart ayında 

Guangzhou’da düzenlenen 40’ncı 

etkinliğine bütün dünyadan 192 

bine yakın ziyaretçi dört bine yakın 

sayıda da firma katılmıştı. Bu 

rakamlar, 2016 yılındaki performansa 

kıyasla % 13’lük bir artışa 

da işaret ediyordu. 

Fuarın Eylül 2017 de Şanghay’da 

düzenlenen ve 20inci defa kapılarını 

açan ikinci bölümüne rakor 

düzeyde 2000 firma ve yaklaşık 92 

bin profesyonel ziyaretçi katılmıştı. 

Rakamlar bir yana, fuarın asıl hoş 

yanı, fuar idaresinin sıradan bir 

fuar deneyiminin ötesine geçmek 

için gösterdiği isteklilik ve bu 

yolda giriştiği işbirliği geliştirme 

çabalarında kendini gösterdi. 

CIFF, her zamankinden daha 

güçlü bir şekilde, katılımcıları için 

yeni iş fırsatları bulup geliştirme 

konusunda sürekli arayış içinde 

olmasıyla da öne çıkıyor. 

CIFF’in 2017 versiyonunda ziyaretçiler 

fuar idaresi ile Amerikan 

Mobilya Tasarımcıları Derneğinin 

işbirliği ile geliştirdikleri “Asya 

Pasifik Zirve Ödülleri”nin büyük

aşarısına şahit oldular. Binden 

fazla aday parça arasında seçilen 

30 özel tasarımlı ürün, “altın 

anahtar” ödülünü almayı başararak, 

dünya çapında ünlerine ün 

katmışlardı. 

Bu ödül dışında ayrıca, CIFF ve 

Tmall Deko Modası, Büro yaşamı 

temalı pavyon, global bahçe 

yaşam tarzı festivali, Çİn dekorasyon 

ve tasarım konferansı, 

ticari eşleşmeler gibi uygulama ve 

faaliyetlerle birlikte fuara katılan 

firma ve ziyaretçiler mobilya sektöründeki 

trendleri yakından yorumlamak 

ve hem kendileri hem 

de ziyaretçiler için büyük yararlar 

sağlamak imkanını bulmuşlardı. 

Dünya mobilya endüstrisi şu 

sıralar 18 ila 21 ve 28 ila 31 Mart 

2018’deki Çin Uluslararası Mobilya 

Fuarının 41nci yılı aktivitelerine 

odaklanmış durumda. Guangzhou 

daki fuar bu yıl 750 bin ayak 

karelik bir alanda 4000 firmayı ve 

190.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlamaya 

hazırlanıyor. Bu yıl fuarda, 

firmalar ürünlerini “daha iyi bir 

hayat ve daha iyi bir iş” temaları 

altında sergileyecekler. 

Fuarda ürünleriyle yer alacak 

firmalar ve yoğunlaştıkları alanlar 

arasında öne çıkan seğmenler 

arasında, çağdaş ve klasik eve 

mobilyaları, mobilya aksesuarları, 

açıkhava mobilyaları, tatil mobilyaları, 

ofis mobilyaları, otel mobilyaları, 

metal mobilyalar, ortak 

alanlar için mobilyalar, mobilya 

endüstrisi makina ve malzemeleri 

yer alıyor. 

Bu geniş kapsamıyla, CIFF mobilya 

endüstrisini topluca ve bir 

bütün halinde gözlemleme imkanı 

da sunuyor. 

Çin’deki mobilya fuarlarını lideri, 

mobilya sektörünün amiral gemisi 

rolüyle Çin Uluslararası Mobilya 

Fuarı dünya mobilya endüstrisi 

için temel ve tercih edilen güçlü 

bir ticari bir platform olarak istisnai 

kaliteler arayışındaki firmalar 

ve ziyaretçilerini bekliyor. 


CIFF, the flagship furniture trade 

fair of exceptional quality 

Organized in Guangzhou city of China, China International Furniture Fair (CIFF) realizes 

an excellent performance in the fields of furniture, home textiles and interior 

decoration. 

Founded in 1998, CIFF, the bi-annual 

furniture and furnishings 

event, has been held for 40 editions 

and is well received by the 

industry as a tangible business 

platform where you can check out 

the potential offered by the world’s 

largest furniture market. 

In previous CIFF Guangzhou concluded 

in March 2017, 3,992 exhibitors 

attracted 191,950 visitors 

from all over the world, 13.7% 

more than the 2016 edition; The 

September edition in Shanghai, 

marking the 20th anniversary, 

hosted 2,000 exhibitors from 

all over the world and received 

91,623 professional visitors, hitting 

a record high. 

Quite apart from the numbers, the 

truly pleasant aspect was the new 

collaboration initiatives that demonstrated 

the desire to provide 

much more than a simple exhibition. 

Today, more than ever, CIFF 

sees itself as a constantly developing 

reality, committed to looking 

for new business opportunities for 

its exhibitors. 

CIFF 2017 witnesses the great 

success of “Pinnacle Awards 

Asia-Pacific”, thanks to the collaboration 

between CIFF and 

American Society of Furniture 

Designers (ASFD); 30 exquisitely-designed 

works stood out 


from over one thousand pieces, 

successfully obtaining the “golden 

key” to exploit new opportunities 

to gain world recognition. 

Apart from the successful cooperation 

with ASFD, great events 

like The CIFF & Tmall Deco Fashion, 

Office Life Theme Pavilion, 

Global Garden Lifestyle Festival, 

China Decoration Design Conference, 

Trade Matching, also perfectly 

interpreted the trends in the 

sector and brought great benefits 

to visitors and exhibitors. 

The focus now moves on to the 

41th edition of CIFF, from 18 to 

21 and from 28 to 31, March 2018. 

Themed with Better Life, Better 

Work, CIFF Guangzhou 2018 covers 

750,000 sqm with 4000 quality 

exhibitors on stage to present 

a fantastic feast for over 190,000 

visitors from all over the world. 

Bringing the incredible quantity 

of commodity sectors (furniture 

for modern and classic home, 

furnishing accessories, furnishing 

fabric, furniture for outdoors 

and leisure, office furniture, hotel 

furniture, metal furniture, furniture 

for public spaces, materials 

and machinery for the furniture 

industry), CIFF provides a full view 

of the furniture sector and of the 

industry as a whole. 

According to the latest data from 

the Ministry of Industry & Information 

Technology of China, the 

main business income of the 

furniture industry reached RMB 

674.23 billion in January-October 

2016, up 8% year on year; the 

total profit reached RMB 40.27 

billion, up 10.9% year on year. The 

furniture export delivery value 

reached RMB 143.67 billion, up 

4.4% year on year. 

Along with the slow recovery of 

the international market and the 

continuous breakthrough of China’s 

furniture manufacturers in 

products, China’s furniture export 

sees new growth.


IMM Köln 2018 iç dekorasyonda 

yeni trendleri sergileyecek 

Ürünlerin, projelerin, ve enerji, güvenlik, yaşam tarzı, kolaylık ve eğlence boyutlarındaki 

ürünlerin, projelerin, sistemlerin ve çözümlerin sergilendiği fuar 15-21 Ocak 

2018 tarihlerinde. 

Akıllı evler günümüzde nasıl işliyor? Akıllı evlerdeki 

uygulamalar, güvenlik, kolaylık, maliyetlerde 

tasarruf ve katma değer açılarından neler 

getiriyor? Hangi konularda ne gibi uygulamalar 

var? Bu uygulamalardan yararlanmak ne kadar 

kolay? Ne gibi ön şartlar gerekiyor? Kullanılan 

teknolojiler ne derecede gözler önünde? Kaça 

mal oluyor? Bu ve benzeri sorular, imm 2018 

fuarında cevaplarını buluyor. Ziyaretçiler bütün 

bu soruların cevaplarını fuardaki gerçek bir 

evde bulabilecekler, yaşayabilecekler ve keşfedebilecekler. 

Bu ünlü uluslararası dekorasyon 

fuarı birbirine bağlı şeyler üzerinden geliştirilen 

uygulamalı teknolojilerin insan hayatındaki 

yerine dair son durumunu sergilemekle kalmıyor 

aynı zamanda konutlardaki akıllı çözümlerin 

geleceğine dair öngörüleri de izlemeye imkan 

veriyor. 

Fuar organizatörü Kölnmesse, akıllı evleri geleceğin 

devrimi olarak görüyor. Bu gelişen alanın 

önemini vurgulamak için fuar idaresi imm Köln 

2018 de üçüncü akıllı ev tesislerini sergiliyor. 

“Gelecekte evlerdeki sistemler ve cihazlar 

birbirleriyle daha sıkı iletişim içinde olacaklar. 

Teknolojik altyapıdaki gelişmeler sayesinde 

akıllı evlerdeki çözümler giderek daha fazla 

kişiselleştirilebilir ve mukimlerin ihtiyaçlarına 

göre düzenlenebilir hale gelecek.” Bu sözler, 



Kölnmesse Başkanı ve CEO’su Gerald Böse’ye 

ait. Ürünlerin, projelerin, ve enerji, güvenlik, 

yaşam tarzı, kolaylık ve eğlence boyutlarındaki 

ürünlerin, projelerin, sistemlerin ve çözümlerin 

sergilendiği fuarın bu yılki temel sloganı, “Haydi 

akıllı olalım!” 

Pazar araştırmaları akıllı ev uygulamalarının 

kitlesel pazar boyutlarında yayılma aşamasının 

eşiğinde bulunulduğunu ortaya koyuyor. Üründen 

ürüne değişebilmekle beraber, bazılarında 

dinamik, bazılarında büyük dalgalar halinde olarak, 

pazarda yüzde on ila yüzde elle aralığında 

değişen oranlarda büyüme yaşanacağı öngörülüyor. 

Akıllı ev uygulamalarında sıklıkla görülen 

uygulamalar arasında, ısıtma, havalandırma, 

iklimlendirme, soğutma, iletişim ve güvenlik 

teknolojileri başı çekiyor. 

2018 tarihlerinde gerçekleştirilecek imm Köln 

2018 fuarında ziyaretçiler bu yıl üçüncü defa 

oluşturulacak akıllı evi bizzat ziyaret edip gerçek 

yaşamı deneyimleyebilirlerken, isterlerse sanal 

ortamda arttırılmış gerçeklik uygulamalarıyla 

letsbesmart.de platformunda üç boyutlu olarak 

gezinti yapabilecekler. 

Tüketiciler cephesinde ise, güvenlik ve enerji 

tasarrufu kavramları en fazla ilgi çeken konular 

arasında yer alıyor. Uzaktan telefon veya tabletlerle 

kontrol edilebilen, kullanıcı dostu, kullanıcının 

alışkanlıklarını öğrenen ve buna göre 

kendini ayarlayan cihazlar pazardaki hakimiyetlerini 

arttıracaklar gibi görünüyor. 14 ve 25 Ocak 



IMM cologne to display new trends 

in interior decoration 

IMM cologne will showcase products, projects and real-time scenarios related to 

energy, security, lifestyle, convenience and entertainment, 15-21 January 2018 

What does a functioning smart home look like 

today? What does it offer in terms of security, convenience, 

cost savings and added value? What 

fields of application does it have? How easy are the 

applications to use, what are the prerequisites and 

above all: how visible is the technology? And: how 

much does it cost? Answers to these questions can 

be found at the Smart Home at imm cologne 2018: 

in the form of a real house that is open for visitors 

to enter and explore. The forum for connected living 

at the international interiors show imm cologne not 

only examines the current state of the art in applied 

technologies for the home. It also looks ahead 

to future issues such as smart home solutions for 

accessible living. 

Koelnmesse is emphasizing the importance of this 

emerging field that has been heralded as a growth 

market by presenting the third Smart Home installation 

at imm cologne 2018. “It will increasingly be 

a matter of course for different devices to be connected 

to, and communicate with, each other. The 

technological infrastructure is becoming more and 

more personally tailored to residents’ needs,” says 

Gerald Böse, President and Chief Executive Officer 

of Koelnmesse. 

There can be no connected home living unless the 

industry is connected 

Taking “Let’s be smart” as its slogan, imm cologne 

will showcase products, projects and real-time 

scenarios related to energy, security, lifestyle, 

convenience and entertainment. “The spectrum 

covered by the smart home is constantly expanding 

and becoming more and more complex. We will 

present the smart home’s current possibilities in a 

fully functional architect’s house alongside an architect’s 

smart office and a self-contained flat with a 

supportive environment provided by assisted living 

technologies, which allow the older generation to 

remain in their own homes until a very old age. But 

we’re also looking ahead to the future,” says Thomas 

Postert, Director at Koelnmesse. 

Almost anything seems possible today, but genuinely 

outstanding examples of the technology in 

action are still a rare thing – even among professionals. 

To change this, the industry needs concepts 

that demonstrate how different providers can communicate 

and collaborate with each other. “We’ve 

seen that the smart home can only work if all those 

involved in it work closely together. Communication 

isn’t just crucial between the smart products 

themselves – the whole industry needs to network 

and agree on common standards and customer 

needs. We provide the perfect forum for this at imm 

cologne 2018.” In addition to the numerous example 

applications that visitors can touch and try out 

in the Smart Home installation, many consultants 

from the companies represented in the showcase 

will be on hand to answer questions from professionals 

and private individuals. The programme for 

the dedicated talks forum compiled by imm cologne 

is designed to stimulate a forward-looking and 

solutions-oriented debate, but also a critical discussion 

about the smart home’s opportunities and its 

stumbling blocks. 

New location in pure architects: the smart home 

installation is where architects and clients meet 

“Technologically oriented people who welcome the 

convenience and the idea of connecting media and 

home technology will quickly be enthralled by the 

concepts that we will present in the private Smart 



Home installation,” says imm cologne Creative 

Director Dick Spierenburg. The 2018 edition of the 

fair will mark the third time that the Smart Home 

– Let’s be smart – will be constructed at imm cologne. 

It will be equipped with the latest developments 

from major companies and start-ups. New this time 

is its location in the Pure Architects segment (Hall 

4.2), which is celebrating its premiere in 2018. The 

lifestyle-oriented showcase at the interiors show 

is closely modelled on the realities of home living 

today. Many partners and companies are collaborating 

on the installation, which ties in perfectly with 

the architecture-related ranges such as lighting and 

bathrooms that will be on show in the Pure Architects 

hall. Partners who have already confirmed their 

participation include Rehau, Häfele, Grohe, Biffar, 

Miele, Atomé and Nolte. 

On the threshold of the mass market 

Market researchers see the smart home as being on 

the threshold of penetrating the mass market. The 

market volume forecasts vary widely depending on 

the fields of application analysed. But there is agreement 

that dynamic and, in some cases surging, 

growth of between 10 and 50 per cent is to be expected, 

depending on the product area. The smart home 

generally refers to the intelligent networking of 

electrical appliances in the home including building 

services – heating, ventilation, air conditioning, cooling 

and sanitary installations – as well as communications 

and security technology. Consumers are 

currently most interested in security and energy-saving 

concepts. The smart home can be controlled 

in the residence itself via built-in interfaces or on 

the go via a smartphone or tablet for convenience. 

Self-learning devices – devices that adapt to their 

owners’ usage habits – will increasingly dominate 

the market. 

imm cologne provides an orientation for the analogue 

and the digital 

“With the ‘Let’s be smart’ seal of quality, we want to 

help users orient themselves in the growing range 

of smart home products,” says Thomas Postert. He 

adds that imm cologne will be open to the public at 

the weekend, when consumers are welcome to view 

the exhibits for themselves. To accompany the walkin 

Smart Home installation at the interiors show, in- 



terested companies and individuals can find further 

information on the letsbesmart.de platform. During 

imm cologne itself (14–25 January 2018), there will 

be a tour of the latest three-dimensional Smart 

Home installation. The guided tour will be directly 

linked to relevant products and brands. The interiors 

show also cooperates closely with the Connected 

Living innovation centre, which provides its more 

than 60 members with a cross-industry network of 

partners. 

With the Smart Home installation, imm cologne is 

underlining its claim to represent the whole spectrum 

of interior design. Koelnmesse sees products 

for living in the digital world as an integral part of 

this. This not only includes applications such as automated 

security and climate control and enhanced 

comfort in the home: “Just as people are embedded 

in the social and political world through digital 

communication, home living itself is increasingly 

connected to the outside world,” predicts Dick Spierenburg. 

“The extent to which this happens will be 

a personal decision.” The Creative Director of imm 

cologne moves full circle as he outlines the trade 

fair’s future direction: “And for that reason, imm 

cologne will always show both sides of the coin: the 

analogue and the digital worlds of home living.”Koelnmesse 

– Global Competence in Furniture, Interiors 

and Design: Koelnmesse is the world’s top trade 

fair organiser for the areas of furnishing, living and 

lifestyle. At the trade fair hub of Cologne, the leading 

international fair imm cologne as well as the trade 

fair formats of LivingKitchen, ORGATEC, spoga+gafa, 

interzum and Kind + Jugend rank among the internationally 

renowned and established industry meeting 

places. These fairs comprehensively represent 

the upholstered and case furniture segment, the 

kitchen industry, the office furniture sector and outdoor 

living as well as the innovations of the furniture 

supply industry. Over the last few years, Koelnmesse 

has specifically added international fairs in the 

most important fast-expanding markets to its portfolio. 

These include the LivingKitchen China/CIKB in 

Shanghai, interzum guangzhou in Guangzhou and 

Pueri Expo in Sao Paulo. With ambista, the network 

of the interior decorating industry, Koelnmesse 

offers direct access to relevant products, contacts, 

competence and events. 

Discover interior ideas through imm cologne 

Cologne is the perfect place to start the new season: 

imm cologne provides crucial momentum for a 

successful 2018 with its unique combination of the 

latest trends, highly sought-after design and international 

business opportunities. 

Cologne is the only city where you can experience 

the global interior design market live in one place: 

Innovative furniture, visionary interior design concepts 

and the finest solutions for bathrooms, floorings 

and lighting await you. 

More than 1,200 exhibitors from around 50 countries 

will be in Cologne to present their new collections, 

market-ready products and concepts. The big 

names will be represented at the event as well as 

exciting newcomers and premium designers. 

You can also discover the state of the art in e-commerce 

at imm cologne with the new “smart” format 

TOUCH by IMM — an additional new format that 

focuses on the digital relationship between information 

and purchase. Successful speakers will present 

exclusive best practice cases from the online furniture 

trade at the 5th imm cologne Congress. 

Trendsetting designers and experts appearing in the 

event program will offer insights into the design of 

future living spaces and the latest developments in 

forms, materials and colors. 





12. HOMEDECO KAZAKISTAN FUARI 

HAZIRLIKLARI HIZLA SÜRÜYOR 


Supported by Gaziantep Chamber of Commerce, 

The Southeastern Anatolia Carpet Exporters’ Association 

and Gaziantep Carpets and Weavers’ Chamber, 

DOMOTEX Turkey is preparing to show Turkey’s 

power in production and export of machine-made 

carpets with the participation of the leading companies 

of the sector. 

Hurry to join DOMOTEX Turkey 2018, the industry’s 

leading trade fair to be held in Middle East Exhibition 

Center between 24-27 April 2018. 

By the participation of the prominent companies of 

the carpet and flooring industry, the latest products 

and diversified designs are showcased under the 

DOMOTEX brand. The visitors find the opportunity to 

see thousands of modern or traditional carpet designs 

made of different materials such as wool, silk, 

cashmere, bamboo fibers, and polyester. 

Besides machine-made carpets, the other product 

groups in the flooring industry such as rugs and 

hand-made carpets, mats and resilient floorings, 

laminate, wood and parquet are presented in the 

show as well. 


12th Homedeco Kazakhstan Fair 

runs on its timetable 

Fast becoming an international brand in Kazakhstan, 

Homedeco, the International Home Textiles, 

Decorations and Glassware Fair, organized by Turkel 

Fairs Co. Inc., opens its doors for the 12th time 

on 26th to 29th of March 2018 in Atakent fair venue 

in Almaty. 

During the four days, the fair is expected to be 

visited by five thousand professional people from 

the related sectors where the products of the companies 

coming from Kazakhstan, China, Italy, Uzbekistan, 

Russia and India along with Turkey are to be 

exhibited. 

The fair targets only professional buyers who will 

be brought from Almaty, Chimkent, Atirau, Aktobe, 

Astana, Bishkek, Karaganda, Sucinsk, Kaskelen, 

Kostanay, Kizilordu, Moscow, Kiev, Pavlodar, Semey, 

and Taraz regions. 



İKİNCİ HOMEDECOR & GİFTWARE 

KASIM 2018’DE 


Türkel Fuarcılık A.Ş. 2018 yılında 2.kez ev tekstili sektörünü Nijerya pazarında tekrar 

ağırlamaya devam edecek 

14-16 Kasım 2017 tarihlerinde Nijerya-Lagosta 

düzenlenen Homedecor & Giftware Fuarı, İngiltere-Londra 

merkezli dünyanın en büyük etkinlik 

organizatörlerinden olan Clarion Events ve Türkel 

Fuarcılık A.Ş işbirliği organizasyonu olarak düzenlendi. 

Homedecor & Giftware Fuarı; ev tekstili, dekorasyon, 

zücaciye, mobilya ve aydınlatma sektörlerini 

bir araya toplayıp, Nijerya pazarında yüzlerce ziyaretçi 

ve delege ile alıcı ve satıcıları buluşturdu. 

Türkiye, Nijerya, Güney Afrika, DENIM ( Defining 

The Nigerian İnterior Design Market) pavilyonları ve 

birçok uluslararası firmaların katılımı, fuarı destekleyici 

partnerler, sponsorlar ve 3 gün boyunca 

yapılan seminer programları ile Nijerya Homedecor 

& Giftware Fuarı tedarikçilerin birçok sektörde ürün 

temini yapmasını sağladı. 

Sektörün Afrika pazarına giriş anahtarı olan Nijerya 

ve Homedecor & Giftware Fuarı, 13-15 Kasım 2018 

tarihleri arasında The Landmark Exhibiton Centre’de 

tekrar kapılarını açmaya hazırlanıyor. 


Turkel Fairs keeps hosting home textile 

sector in Nigeria for 2nd time 

Homedecor & Giftware Fair, organized jointly by 

Turkel Fuarcilik and Clarion Events, a London-based 

firm, one of the largest event organizations in 

the world, was held in Lagos, Nigeria from 14th to 

16th November 2017. 

Homedecor & Giftware Fair hosted the companies 

in home textiles, decorations, furniture and lighting 

companies in Nigerian market and convened hundreds 

of companies and visitors for more businesses. 

Special pavilions of Turkey, Nigeria, Soft Africa and 

DENIM, the Nigerian Interior Design Market, and 

exhibitions of several international fairs, their supporting 

partners, sponsors and the seminars held 

during the show, contributed to the trade talks of 

buyers and their suppliers resulting fruitful contracts. 

Nigeria, the gateway to enter African market, and 

the Homedecor & Giftware Fair are preparing for 

the next edition that will be held from 13th to 15th 

November 2018 on the Landmark Exhibition Centre. 


Zarif parıltısıyla evinize ışıltılı 

katacak Fame halı koleksiyonu, 

yeni yılda evlerinizin en şık 

konuğu olacak. 

Işıltılı 

Lüks 

Duvardan duvara halılar ile evlere lüks bir görünüm 

katan Jab Anstoetz, yeni Fame halı koleksiyonu ile 

yeni yılda konforun ölçülerini belirlemeye geliyor. 

17 farklı modern renk çeşidi ile sizi kendisine aşık 

edecek Fame halı koleksiyonu, metrekareye düşen 

2,000 gram ağırlığı ile rahatlığı doruklarda yaşamanızı 

sağlayacak. Zarif parıltısıyla her odaya ışıltı katacak 

FAME koleksiyonundaki halılar, kadife dokusu ile 

de ayaklarınızda hoş bir his bırakacak. 

Yaşamınıza yıldızların zarafetini katın 

El işçiliği ile büyük bir ustalıkla yapılan ve aşınmalara 

karşı oldukça dayanıklı olan FAME halı koleksiyonu, 

yeni yılda evinize sofistike bir etki kazandıracak. 


The Fame carpet collection 

adding sparkle to your home 

with its elegant shine, will be the 

most stylish guest in your home 

in the New Year. 

Sparkling 

Luxury 

Adding a luxurious look to homes with wall to wall 

carpet Jab Anstoetz is coming to set the new scale 

for comfort in the New Year with its new Fame carpet 

collection. The Fame carpet collection, which will 

make you fall in love with 17 different modern color 

varieties, will take comfort to the limit with a 2,000 

gram per square meter weight. Carpets in the FAME 

collection that will add light to every room with their 

brilliance make your feet feel good with a velvety 

texture. 

Add the elegance of stars to your life 

With excellent workmanship and high resilience, the 

FAME carpet collection will add sophistication to 

your home in the New Year. 


Vivense’den özel Robin&Merlin serisi 

İtalyan tasarımcı Emanuele Patton ve Vivense iş birliğiyle hayata geçen koleksiyon, 

evinizin en temel ihtiyaçlarına en makul çözümlerle yanıt verirken, tarzınızdan ödün 

vermemeniz için her türlü detayı odağında tutuyor. 

Modüler, hafif ve pratik tasarımlı; Robin Sofa Concept 

Robin Sofa Concept, modüler formülü sayesinde 

yaşam alanını verimli bir şekilde değerlendirme ve 

ihtiyaca göre yerleştirme imkanı sunuyor. Evinizde 

koltuk için ayıracağınız bölümün ebatları, Robin söz 

konusuysa önemli değil. Modüllerin 60 cm - 180 cm 

arasında değişen genişliği ile dilediğiniz yere ihtiyacınıza 

göre şekil verebilirsiniz. Parçaları istediğiniz 

gibi birleştirerek ister bir koltuk takımı isterseniz de 

dinlenme bölümü olan bir köşeye sahip olabilirsiniz. 

Yapacağınız kol seçimi için de sizi özgür bırakan 

Robin Sofa Concept ile köşe koltuğunuzun bir tarafını 

kolsuz bırakarak alandan kazanabilir ya da ekstra 

kol alarak, ihtiyacınız olduğunda tekli modülü şık bir 

berjere dönüştürebilirsiniz. Seçilen farklı renklerdeki 

çerçeve ve minderler ile modüleri tamamlayarak 

tasarıma boyut kazandırabilirsiniz. 

Yaşamla iç içe bir tasarım; Merlin Sofa Concept 

Şehirli evlerde sadeleşen deko-senaryolarda sakinlik, 

konfor ve uyumun önemi yükseliyor. 

Merlin Sofa Concept tam olarak bu mizansenler 

için tasarlanmış bir koleksiyon olarak öne çıkıyor. 

Hiçbir abartıya ve süslemeye ihtiyacı olmadan, yalın 

görünümünde gizli bir ışıltı taşıyor. Yumuşak hatlarını 

tamamlayan ahşap retro ayaklar ve fonksiyonel 

sehpa modülü ise tasarımın ayrıcalıklı yönlerini 

oluşturuyor. Modüler karakteri sayesinde, mekana 

ve ihtiyaçlarınıza göre şekil verebileceğiniz Merlin 

Sofa Concept tekli, üçlü, köşe modülü ve dinlenme 

koltuğu gibi parçalardan oluşuyor. Parçaları bağımsız 

seçerek bir koltuk takımı yaratabilir ya da birbirine 

ekleyerek köşe koltuk oluşturabilirsiniz. Döşeme 

renginde de kararı size bırakan Merlin Sofa Concept 

ile sakin, pastel tonlarından oluşan kartelasından 

dilediğinizi seçebilirsiniz. Kol yerine kullanılan kitaplığı 

ve hem ara modül hem de köşe olarak yerleştirilebilen 

sehpası ile kullanım özgürlüğü sunuyor. 

Kapaklı tasarımı ile de kumanda, dergi, koltuk şalı 

gibi eşyalar için gizli depolama alanı sağlıyor. Merlin 

Sofa Concept sadece sizi değil, en sevdiğiniz bitkiyi, 

keyif kahvenizi ve kitaplarınızı da kucaklıyor. 


Robin&Merlin sofa concept by Vivense 

Italian designer Emanuele Patton and Vivense, the collection meets the primary needs 

of your home with the benefit of optimum cost and tasteful style. 

Modular, light-weight and functional: Robin Sofa 

Concept 

Robin Sofa Concept’s modular form enables the 

most efficient use of life space with the flexibility of 

arrangement. Robin does not care about the size 

of your room. You can decorate your home to your 

taste and need, using modules of varying sizes from 

60 cm to 180 cm combine your Robin to form a sofa 

set or a comforting sectional. You are free to choose 

your own arm style, or gain additional space by not 

using any arm at all. Or buy an extra arm to turn 

your single module into an elegant accent chair! Add 

dimension to your design by using a different frame 

and seating selection… 

In touch with life: Merlin Sofa Concept 

Serenity, comfort and harmony are the rising trends 

in the ever-minimalizing deco-scenarios of town 

houses. And Merlin Sofa Concept collection is designed 

to address such scenes. 

Purified of fuzz or frills, Merlin is highlighted with 

its subtle elegance.The exquisite design is enhanced 

with the wooden retro legs complementing the 

smooth lines and the functional coffee table module. 

The modularity of Merlin Sofa Concept enables full 

flexibility depending on the shape of the interior and 

the user’s needs, combining single, three-seater, 

corner and relax modules. Feel free to combine 

your own sofa set or piece them together to form a 

sectional! Choose among the cool, pastel hues of 

the fabric swatch in line with your taste. Replace 

the arm with the bookshelf or the coffee table module 

for enhanced user liberty. Contain your remote 

control, magazines or throw under the lid for convenience. 

After all, Merlin Sofa Concept is designed to 

embrace your favorite plant, cup of coffee and your 

books, too… 


Duvardaki çevre dostu 

Türkiye’nin duvar kağıdı markası Du&Ka doğal materyalleri 

kullanarak ürettiği duvar kağıtlarını tüm Türkiye’de satışa sunuyor. 

Doğanın eşsiz mucizesi olan toprak, hava, su elementlerinin 

verdiği ilhamla, renkler ve dokular 

belirleniyor. Du&Ka duvar kağıtları doğal malzemeler 

kullanarak üretiliyor. Ürünler su bazlı olduğu 

için kolay silinebiliyor. Silivri’de bulunan fabrikada 

en üst kalitede üretilen duvar kağıtları, buradan yut 

dışında bir çok ülkeye de ihraç ediliyor. 

Du&Ka tasarımlarda sınırları zorluyor. Birbirinden 

farklı tasarım ve renk seçenekleriyle her zevke hitap 

edebiliyor. Gelişen dekorasyon trendleri ile birlikte, 

duvar kağıdında hayalleri süsleyen desen, ton ve 

ikonik unsurlar farklılık gösteriyor. 

Bu yıl duvar kağıdında yenilikçi çizgisiyle Freedom, 

Inception, Legend, Grace, Design Plus, Messina ve 

Novelty serileri ön plana çıkıyor. Du&Ka duvar kağıtları 

tüm Evdema Mağazalarında satışa sunuluyor. 

Evdema yetkili ekibi burada müşterilerine duvar 

kağıdını uygulama konusunda destekler de veriyor. 

Hangi mekana göre, hangi duvar kağıdını almanız 

gerektiği konusunda sizleri bilgilendiriyor. 



İşte meraklısı için bazı ipuçları: 

Kaliteli bir duvar kağıdı en az 10 yıl dayanır, ona göre planlama yaparsanız tasarruf edersiniz 

Büyük ve görkemli desenler için, tek duvar kullanabilirsiniz 

Renk tonu ve desenler, yaşam alanının amacına göre seçilmeli 

Antre ve koridor gibi dar ve çok kapılı alanlarda, daha sade desenler kullanılmalı 

Mağazada sizi yönlendirebilecek satış danışmanlarından destek almanızda fayda var 

Seçimi mutlaka kendi zevkinize göre yapın, siz duvarda ne görmek istiyorsanız onu alın 

Kaliteli ve sağlam duvar kağıdı, rahatça uygulanabilir ve uzun yıllar bakım gerektirmez 

Markayı iyi araştırın. Sertifikalar, teknik özellikleri ve garanti önemli 

Kaliteli markalar desen takibi sorunu çıkarmaz ve renk tonu problemi yaşamazsınız. 



Environment friendly walls 

Du&Ka, a wallpaper brand, offers its wallpapers made of natural 

materials throughout the country. 

Colors and textures are decided by inspiring from 

earth, air and water. Products can be cleaned 

easily because they are water-based. Produced 

in Silivri factory, products are exported to several 

countries. The range of product portfolio addresses 

to all who seek different design and colors. 

With trendy products fill all the dreams of buyers 

with their patterns, tones, and iconic elements. 

Major series of products this year includes Freedom, 

Inception, Legend, Grace, Design Plus, Messina 

and Novelty. Du&Ka wallpapers are offered for 

sale at all Evdema stores. 

Tips for better wallpaper applications: 

. Plan for long term; a quality paper are durable up to ten years. 

. One-piece paper is good for larger patterns. 

. Colors and patterns should be determined to the objective of the space. 

. Simpler patterns are good for narrow passages and corridors. 

. It is good to get advice of the sales people. 

. Decide by yourself depending on your taste and preferences. 

. A quality and durable wallpaper can be applied easily and needs no care for years. 

. Search about the brand, certificates, specs and guarantees. 

. Quality brands are more secure for pattern arrange and color differences than others. 



“2018’de, Dünya mobilya sektörünün 

kalbi Italya’da üreterek pazarın 

yüzde 20’sini hedefleyeceğiz” 

The world of floor coverings is showing its latest innovations, designs, and technologies 

at Domotex, this year with a new hall layout. Stäubli, along with its brand 

Schönherr carpet systems, has a new booth location, one that is still close to its customers. 

All interested persons are invited to visit Stäubli in Hall 6 at Booth H28. 

Ağaç bazlı panel sektörünün 

lideri Kastamonu Entegre, gerçekleştirdiği 

yatırımlarla global 

pazardaki gücünü arttırıyor. 2017 

yılında İtalya’nın üçüncü büyük 

yonga levha üreticisi olan Gruppo 

Trombini’yi satın alan şirket, yapılacak 

modernizasyon ve bakım 

çalışmalarından sonra faaliyete 

geçirmeye hazırlanıyor. 

Gruppo Trombini, Pomposa’da 

bulunan yılda 480 bin m3, Frossasco’da 

bulunan yılda 320 bin 

m3 kapasiteli iki ayrı yonga levha 

tesisiyle, toplamda yıllık 800 bin 

m3 kapasiteye sahip yapısıyla öne 

çıkıyor. Kastamonu Entegre, 150 

milyon euro yatırımla, ilk aşamada 

2018’in ilk yarısında, Pomposa’daki 

tesiste, mobilya sektörüne 

yönelik ham ve melamin kaplı 

yonga levha üretecek. 

Haluk Yıldız 

Kastamonu Entegre’nin gerçekleştirdiği 

yatırımla, İtalya’da 

yüzde 20 pazar payı hedeflediklerini 

belirten Kastamonu Entegre 

CEO’su Haluk Yıldız, “Bu satın 

alma ile birlikte şirketimizin üretim 

haritasına İtalya’yı eklemenin 

gururunu yaşarken, mobilya sektörünün 

kalbinde, İtalya’da üretim 

yapacak olmanın heyecanı içinde 

olduğumuzu vurgulamak isterim. 


Satın alınan tesislerin 2018 yılından itibaren 

devreye alınması ile birlikte orta vadede 

şirketimiz toplam 5.8 milyon m3/yıl üretim 

kapasitesiyle global pazardaki konumunu 

güçlendirecek.” dedi. 

2017 yılında gerçekleştirilen ikinci yatırımla 

Fransa’da Darbo şirketine ait yonga levha 

üretim hattını da satın aldıklarını hatırlatan 

Yıldız, “500 bin m3/yıl kapasiteli bu hattı Bulgaristan’daki 

mevcut yonga levha tesisimize 

taşıdık. Modernizasyon ve bakım çalışmalarından 

sonra 2019 yılında devreye alacağız”. 

dedi. 

Adana MDF Tesisi’nde devreye alınan yeni 

laminat parke hattı ile ilgili de bilgi veren 

Yıldız, “Üretim kapasitesini arttırmaya yönelik 

gerçekleştirdiği yatırımlarla öne çıkan 

şirketimiz, sektörde ilk kez seramik fayans 

ebatlarında parke üretimine 

başladı. 

Statik elektriklenmeyi önleyici, bakteri barındırmayan 

parke üretimi de bu hat ile mümkün 

olacak.” açıklamasında bulundu. 

“2017 yılında sektörümüz % 10’dan fazla 

bir büyüme gerçekleştirdi…” 

Sektörün 2017 yılında, hem ağaç bazlı panel 

endüstrisi ve hem de mobilya sektörü olarak 

güçlü bir ivme kazandığını belirten Yıldız, 

“Beklentiler, sektörün yeni yıla % 10’dan 

fazla bir büyüme ile girmesi yönünde. Mobilya 

sektöründe KDV indirimine gidilmesi, 

2016 yılında ertelenen taleplerin 2017 yılına 

kayması, Türkiye’de seçim döneminin biterek, 

yeniden istikrarın sağlanması, sektörün büyümesini 

tetikleyen unsurlar olarak öne çıktı. 

2018 yılında ise bu ivmenin kısmen azalacağını 

öngörüyoruz.” dedi. 


“We aim to start production in Italy, the 

heart of the World furniture sector with 

the target of 20 % market share “ 

Kastamonu Entegre, the leader of the wood based panel sector is increasing its strength 

through the investments realized in the the global market. The company, which 

acquired in year 2017 Gruppo Trombini, the third biggest particle board manufacturer 

of Italy, is getting ready to start the operations after the completion of the modernization 

and maintenance which will be executed. 

Haluk Yıldız 

Gruppo Trombini is remarked for 

the total annual capacity of 800 

thousand cubic meters of its two 

different particle board facilities, 

of which one is in Pomposa with 

an annual capacity of 480 thousand 

cubic meters and the other 

is in Frossasco with an annual 

capacity of 320 thousand cubic 

meters. In the first stage, during 

the first half of 2018, Kastamonu 

Entegre, having made an investment 

of 150 million Euro, will 

produce at Pomposa factory raw 

and melamine coated particle 

boars for the furniture industry. 

Kastamonu Entegre’s CEO Haluk 

Yıldız, who mentioned that as a 

result of their actualized investment, 

their target for year 2018 

will be a market share 20% in 

Italy, said “ I would like to point 

out that, along with being proud 

of having included Italy in our 

production map through this 

acquisition, we are very excited 

that we will be producing in Italy. 

By putting in function the purchased 

facilities in year 2018, our 

company will be able to reach a 

total production capacity of 5.8 

million cubic meters per year in 

the medium term, thus strengthening 

its position in the global 

market.” 

Yıldız, who reminded that their 

second investment in year 2017 

was the acquisition of the particle 

board production line of the 

company Darbo in France, said: 

“ We transferred this line with a 

capacity of 500 thousand cubic 

meter per year, to our facilities 

in Bulgaria. After completing its 

modernization and maintenance, 

we will put it in function in year 

2019.” 

Yıldız who gave information about 

their new laminate flooring line 

which was run- up at the Adana 

MDF Plant explained: “Our company 

which comes up front with 

its capacity increasing investments, 

has started to produce 

flooring of ceramic tile size for 

the first time in the sector. This 

line will give us the possibility to 

produce also antistatic, antibacterial 

flooring materials.” 

“In year 2017 our sector succeeded 

to achieve a growth rate 

higher than 10% …” 

Yıldız, who pointed out that in 

year 2017 both the wooden panel 

industry and the furniture sector 

gained remarkable speed, said 

. “The expectations point to a 

sector growth rate start figure of 

more than 10% in the new year. 

The VAT discount implemented in 

the furniture sector, the transfer 

of the postponed 2016 demands 

to year 2017, the end of the 

elections period in Turkey, the re 

achievement of the balance, are 

noted as the factors which triggered 

the sector growth. However, 

we foresee that this acceleration 

would slow down a bit in year 

2018.” 



Decovita’dan yatırım üzerine yatırım 

2015 yılında 40 milyon Euro’luk bir yatırım ile ithalattan üretici firma konumuna geçen 

Decovita, 2018 yılında kapasitesini iki buçuk kat daha artıracak. 

Ercan Uyan 

İnşaat sektörünün en önemli aktörlerinden 

biri olan Makro İnşaat, 2014 yılından 

itibaren Türkiye’de ve uluslararası 

arenada gayrimenkul alanında birçok 

projeye imza attı. 3 milyon metrekare 

üzerinde bir üretim tesisine geçen marka, 

inşaat sektöründe çok sık kullandığı 

ürünlerden biri olan seramik alanında 

kaliteli ürün bulmak konusunda sıkıntı 

yaşayınca üretime yöneldi. 2015 yılında 

başladığı seramik üretimine kısa 

sürede binlerce ürün kazandıran marka, 

uluslararası arenada da Türkiye’nin bu 

alandaki yüzü olacak. 

Dünyanın birçok yerindeki eşsiz doğal 

taşları seramikle buluşturarak 3000’in 

üzerinde doku ve desen çeşidini mimariye 

taşıyan marka yeni yılda da yatırımlarına 

hız kesmeden devam edecek. Şu 

anda 1861 adet farklı ürün ortaya çıkarttıklarını 

söyleyen Decovita Seramik 

Kurucu Ortağı Ercan Uyan, bir mimarın 

Decovita’da istediği desen ve renkte 

ürün bulamama olasılığının olmadığını 

söyleyerek bu konudaki iddialarını belirtti. 

2018 yılında üretimi iki buçuk kat 

daha arttıracaklarını sözlerine ekleyen 

Uyan, A’dan Z’ye Decovita markası ile 

alakalı her şeyi anlattı. 

Öncelikle sizi seramik üretimine yönelten 

faktörler nelerdi? 

Seramiğin kalitesini gösteren en önemli 

unsurlardan biri kalibrasyondur. Almış 

olduğumuz ürünler farklı partilerde, 

farklı üretimlerde ve farklı ölçüde 

gelebiliyordu. Bu tarz farklı ebatlama 

gerek işçiliği gerekse kaliteyi bozabiliyor. 

Çeşitlilik noktasında da çok fazla 

alternatif yoktu. Trend olan 20-25 ürüne 

ancak ulaşılabiliyordu. Türkiye’de seramik 

sektöründe çeşitlilik olarak firmalar 

yıllık 80 ila 100 çeşit ürün belirliyor. Bunun 

içerisinde zaman zaman mimarlık 

tarafında konsepte uygun ürün bulmak 

zor olabiliyordu. Herhangi bir dönemde 

yapmış olduğumuz konut projesinde 

ileride bir tamirat ve tadilat olması durumunda 

fabrikadan tekrar aynı ürünü 

bulmak konusunda zorlanabiliyorduk. 

Bulduğumuzda da ürünler arası tonlama 

farkı ortaya çıkıyordu. Bu durumda 

da müşteriden şikayet alıyorduk. Bunlar 

bizim başlıca seramik üretimine girmemize 

sebep olan unsurlar. 

Ercan Uyan “Kâr zamanı değil, arz 

zamanı” 

Krizin hissedildiği bir zamanda seramik 

için büyük bir yatırım yaptınız. Bir 

sanayici için bu ciddi bir karar. Bu kararı 

almanızda önemli bir sebep var mı? 

Türkiye ekonomisinin hafif daralmaya 

başladığı bir dönemde; biraz da milli 

duygularla hareket ederek, üretebiliyorsak 

üretelim düşüncesiyle böyle bir 

yolculuğa çıktık. 

Bu süreçte de, darbe teşebbüsünün olduğu 

zamanlarda da ekonomik anlamda 

hiçbir tereddüt ve sıkıntı yaşamadık. 

Ticarette karlılık her zaman önemli 

değildir. 

“Kâr zamanı değil, arz zamanı” diye bir 

terim var, bazı zamanlarda bu durum 

geçerlidir. Ülke ekonomisi için ne yapılması 

gerekiyorsa, gerekli fedakârlıkları 

yaparak üretime yöneldik. 

Peki, üretime başlamadan önce nasıl 

bir fizibilite çalışması yaptınız? 

Öncesinde seramiğin dünyadaki üretim 

konumu, kapasitesi, tüketimi gibi tüm 

detayları titizlikle araştırdık. Üretim 

kalitesi ve tekniğini en iyi şekilde nasıl 

yapabiliriz üzerinde kafa yorduk. Üretimin 

ve tasarımın merkezlerinden olan 

İtalya’da bir şirket ile görüştük. Bu 

şirket bizim seramik üretiminde kullanacağımız 

fırınları üretiyordu. Biz işin 

üretim tarafında kullanılacak bu fırınların 

katmanlarının nasıl olması gerektiği 

yönünde firmaya önemli yönlendirmeler 

yaptık. 

Kısacası nasıl bir şey istediğimizi anlattık. 

Yapılan her şeyde amaç mükemmeli 

yakalamaktı. Belirlenen standartları ve 

hayalimizdekini yakalamak konusunda 

çok emek verdik ve bugün hayalimizdeki 

gibi, standartlara uygun üretim 

yapıyoruz. İşin başlangıcından fabrikanın 

kurulumu ve sonrasına kadar tüm 

süreç profesyonellikle devam etti. Bu 

işte standartları yakalamak kolay değil. 

Çok ince bir işçilik ve titizlik gerektiriyor. 

Bizim bu titizliğimiz, hedeflerimizin üzerinde 

bir kalite yakalamamızı sağladı. 

Fabrikayı 2015 yılında açmamıza rağmen 

lansmanı bir yıl sonra yaptık. Çünkü 

biz ürettiğimiz ürünlerle herkesin 

karşısına çıkmak istedik. “Üreteceğiz” 

değil, “Ürettik” dedik. Bununla da yetinmedik 

ve 1861 desen ile işe başladık. 

Hiçbir rakibimizin kolay yakalayabileceği 

ve inanabileceği bir rakam değildi bu. 

Tüm bu desenlerin hepsini internet sayfamızda 

sergiledik ve “İstediğiniz ürünü 

beğenin, gönderelim” dedik. 

Böylece, çeşitliliğin az olduğu bir sektörde 

bu anlamda oldukça iddialı bir 

giriş yaptık. 

Ercan Uyan: “Bir mimarın Decovita’da 

istediği desen ve renkte ürün bulamama 

olasılığı yok.” 


Dünyanın çeşitli bölgelerinden çıkan 

doğal taş madenlerinden üretim yapıyorsunuz. 

Bunu seçmenizdeki amaç 

neydi? 

Doğadaki güzelliklerin orijinal renklerini 

hiçbir ressam tuval üzerinde bire 

bir gösteremiyor. Bu nedenle tercihimiz 

doğal taşlardan yana oldu. Bu taşlardaki 

doğallık, geçişler ve desenlerin uyumu, 

insana farklı bir dinginlik ve his veriyor. 

Dünyanın birçok farklı yerinde birbirinden 

farklı ve eşsiz doğal taşlar var. 

Bunun üzerine özel araştırmalar yaptık. 

Dizayn laboratuvarlarımızda bununla 

ilgili çeşitlemeler yaptık. Doğal taşla 

da sınırlı kalmadık, ahşabı da işin içine 

kattık. Yine dünyanın farklı bölgelerinde 

birbirinden farklı ağaç türleri, renkleri 

var. Zengin bir ürün gamı oluşturduk, 

koleksiyonlarımızda mozaik desene ve 

metalik etkilere de yer verdik. Bir mimarın 

Decovita’da istediği desen ve renkte 

ürün bulamama olasılığı yok. Her desen 

ve dokunun farklı reçetesi var. Yani hepsi 

farklı pişirme teknikleri ile oluşturuluyor. 

Desen uyumu ve yüzeydeki yumuşaklık, 

girinti ve çıkıntıları da bu konuda oldukça 

önemlidir. 

İşin özü 1861 tane desen değil, 1861 tane 

ürün geliştirdik. Sıfır hata olsun istedik. 

Bu üretimde imkansız bir şeydir. Tedarik 

ettiğimiz fırın üreticisini yönlendirmemiz 

ve bununla ilgili hesaplamalar yapmamız 

sayesinde fabrikada sıfır hataya yakın 

ürünler üretiliyor. Biz müşterilerimize 1 

mm derz garantisi de veriyoruz. Buradaki 

amacımız kalibrasyondaki iddiamızı 

ortaya koymaktır. 

Üretimde dikkat ettiğiniz unsurlar 

nelerdir? Hedeflerinizden bahseder 

misiniz? 

Avrupa’da ihracattaki en büyük kozumuz 

desen çeşitliliği ve kalibrasyondur. 

Avrupa bu iki hususta da oldukça hassas 

davranır. Tüm ürünlerimiz niş pazarlar 

da olmak üzere dünyanın birçok yerinde 

hızla dikkat çekiyor. Türkiye’de seramik 

denildiğinde üretim kapasitesi oldukça 

fazladır. Ülkemiz yıllık 400 milyon 

metrekare üretim kapasitesine sahipken 

tüketim ise yılda yaklaşık olarak 250 

milyon civarındadır. Türkiye’de üretim 

kapasitesi ve tekniği bakımından 

teknolojiye çok ayak uydurulamadığını 

görüyoruz. Üretmiş olduğumuz porselen 

garantili seramik oldukça ilgi gören ve 

bu anlamda Türkiye’de çok fazla üretilmeyen 

bir üründür. Bu ürünle alakalı iç 

pazarda ciddi bir talep ile karşılaştık. 81 

vilayetin tamamında bayi yapılanmamızı 

oluşturduk. Zengin ürün portföyü olduğu 

için bayilerimiz müşterilerine istedikleri 

ürünleri kolaylıkla sunabiliyorlar. Ürünlerin 

kalitesine yönelik olumlu geri bildirimler 

aldıklarını duyuyoruz. Bu anlamda 

iç pazardaki hedeflerimize hızla ulaştık. 

Bizim asıl hedefimiz ise ihracat anlamında 

ülkemizde değer oluşturmaktır. Satış 

stratejimizi yüzde 50 iç pazar, yüzde 50 

ihracat olarak dengelemeyi planlıyoruz. 

Yurt dışı pazarında ciddi bir kalite kriteri 

var. Almanya’ya bir ürün satabilmeniz 

için onların belirlemiş olduğu kalite 

kriterlerini belgelemek zorundasınız. 

Bu anlamda bugüne kadar herhangi bir 

sorun yaşamadık. Hedeflerimize doğru 

hızla yürüyoruz. Şu anda yaşadığımız tek 

sıkıntı mevcut talebi karşılama noktasında. 

Peki, bu yatırımın üzerine başka bir 

yatırım daha yapacak mısınız? 

Cumhurbaşkanımızın zamanında yapmış 

olduğu istihdam çağrısına hem Makro 

İnşaat hem de Decovita olarak ilk kulak 

veren firmalardan biriyiz. Decovita olarak 

normalde hedeflediğimiz ikinci yatırım 

olan kapasite artırımını bu yıl itibariyle 

gündemimize aldık. Fabrika ile ilgili ilave 

ekipman bağlantılarımızın büyük bir 

kısmını anlaştık. 

2018 yılının ikinci çeyreğinde fabrikanın 

kapasitesini iki buçuk katına çıkartmayı 

hedefliyoruz. Burada ciddi bir istihdam 

oluşturarak, şu anki taleplere ve planlanan 

ihracat rakamlarına ulaşacağız. 

Daha sonra oluşacak talebi karşılayabilmek 

adına da bu yatırımı yapıyoruz. 

Çünkü ülke olarak ekonomik yönden 

rahatlamaya başladık. 

Çok titiz ve düzenli bir üretim anlayışına 

sahip olduğunuzu söylediniz. Bu özelliğiniz 

ile başka firma ve markalar adına da 

üretim yapmayı düşünüyor musunuz? 

Milliyetçi ve vatansever duygularımızla 

fason üretime karşıyız. Birçok firmanın 

sıcak baktığı fason üretim teklifi bize geldiğinde 

bu sebeple reddettik. Dolayısıyla 

fason üretime hayır dedik ve dünyanın 

dört bir yanında ürünlerimizi kendimiz 

tanıtıyoruz. Bu anlamda önümüzdeki yıl 

itibarıyla uluslararası fuarlara da katılım 

sağlamaya başlayacağız. Decovita’nın 

dünyanın en seçkin firmaları arasında 

yer alması en büyük hedefimizdir. 

Bu kadar çeşit arasına yenileri girecek 

mi? Bununla alakalı yaptığınız çalışmalar 

var mı? 

Dünyada en fazla desen üreten markayız 

ve mevcutta 3 binin üzerinde ürüne 

sahibiz. Çok desen eklemek adına verimi 

düşürmek niyetinde değiliz, Ar-Ge ve 

Ür-Ge ekibimiz içerisinde özel mimari 

tasarım kadromuz var. Bu kadro dünyayı 

dolaşarak farklı motivasyonlarla desen 

geliştiriyor. Önümüzdeki yıl desen çeşitliliğine 

Türkiye’de ağırlık vermek istiyoruz. 

Mesela Urfa’daki bir mimar arkadaşımızla 

Urfa yöresindeki doğal taşlarla bir 

dış cephe kaplaması yapılabilir. 

Patenti tamamen ona ait olacak ve o 

mimara üründen pay da vereceğiz. Hem 

mimarlarımıza maddi destek olacağız 

hem de o taşın dünyada trend olması için 

çalışacağız. Çünkü doğal taşı ebatlamak 

ve dünya pazarına çıkacak miktarda 

üretmek çok zor. Decovita porselen ve 

seramik olarak biz dünyadaki bütün 

üreticilere kalibrasyon ve çeşitlilik olarak 

rakibiz. 

Seramikte en beyaz ve en siyahı yakalamak 

zordur. Seramik içerisindeki üretim 

tekniklerini bilenler bu iddialarımızı 

çok iyi anlar. Dünyada binlerce seramik 

fabrikası var. Beyazlık ölçümünde %95’in 

üzerinde bir beyazlık yakaladık ki, şimdiye 

kadar yakalanmış en yüksek beyazlık 

%88’di. Biz her ebatta seramik üretiyoruz. 

Fakat asıl derdimiz üretim tekniğimiz, 

kalitemiz ve renk çeşitliliğimizle 

tüketicinin aradığını sunmak. Ülkemize 

güveniyor ve yarınlarına inanıyoruz. Dünyanın 

en iyi markaları arasında yer almak 

adına da hızlı adımlarla ilerliyoruz. 


AGT’den Yeni Yılda 

Yeni Ürünler 

Dünyanın modasını sizlerle buluşturan, Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası 

AGT, yeni yılda yeni ürünleriyle yaşam alanlarına konuk olmaya devam edecek. 

Türkiye’nin önde gelen mobilya 

bileşenleri markası 

AGT, 2018’e yepyeni ürünleriyle 

merhaba diyecek. AGT, 

doğadan ilham aldığı renkleriyle, 

leke tutmayan, kolay 

temizlenen parkeleriyle ve 

yeni panel renk seçenekleriyle 

önümüzdeki yıla damgasını 

vuracak. 

Özgün tasarımlarıyla modanın 

öncüsü AGT’nin yeni 

parke serilerinden Bella; 8 

mm kalınlığı, doğadan ilham 

alan renkleriyle yaşam alanlarınızdaki 

mutluluğa eşlik 

ediyor. 

Dar ve geniş ölçüleri bulunan 

Natura Slim & Large Serisi, 

gerçek ağaç hissi veren, 

senkronize yüzey dokusu, 8 

mm kalınlığı ile yaşam alanlarına 

doğanın huzurunu 

getiriyor. 

Natura Slim & Large Serilerinin 

parke tasarımlarının 

aynı olması sebebiyle birlikte 

de kullanılabiliyor. 14 mm 

kalınlığı ile fark yaratan Legno 

Lamine Serisi ise dünya 

ormanlarından izler taşıyor. 

AGT parkeler, patentli klik 

sistemi sayesinde çok kolay 

uygulanıyor, zamanla açılma 

yapmıyor ve zamandan tasarruf 

sağlıyor. 


Aynı zamanda ısıya ve aşınmaya 

dayanıklı, üstün sızdırmazlık 

özelliği olan AGT 

Parkeler, uzun yıllar boyunca 

kullanım kolaylığı sağlıyor. 

Ahşabı teknoloji ve tasarımla 

buluşturan AGT yeni parkelerinin 

yanı sıra, panel kartelasına 

yeni eklediği; metalik 

renk ve dokular taş hissini 

veren uygulamalar ile yaşam 

alanlarınızın atmosferini 

değiştiriyor. 

Yüksek leke dayanımı sayesinde 

kolay temizlenebilen, 

üstün yüzey kalitesine sahip 

AGT Panel ile mekanlar artık 

daha ferah. 

AGT’nin yeni parke serileri 

ve panel renkleri 2018’in ilk 

haftalarında satış noktalarında 

yerlerini alacak. 


Newest Products 

from AGT in 2018 

Introducing you to the latest trends in global furniture industry, Turkey’s leading 

furniture components brand AGT is to bring a charming elegance to your living spaces 

with its new products for the new year. 

Turkey’s leading furniture components 

brand AGT welcomes 

2018 with brand new products. 

AGT is set to make its mark 

on 2018 with its stain-resistant 

and easy-to-clean flooring 

series with colors inspired by 

nature, and new panel color 

options. 

Always saying the last word 

in furniture fashion with its 

unique designs, AGT’s new 

flooring series Bella will complement 

your happy moments in 

your living spaces. The 8-mm 

thick Bella floorings are available 

in a rich variety of colors 

inspired by nature. Available in 

narrow and wide widths, Natura 

Slim and Large Series bring 


the peace of nature to your 

living spaces. The 8-mm thick 

Natura Slim and Large Series 

offer synchronized surface texture 

with the feel of real wood. 

Natura Slim and Large Series 

can be combined as they share 

the same design. Standing out 

with its 14-mm thickness, Legno 

Wood Flooring Series take 

inspiration from trees native to 

many parts of the world. AGT 

flooring can be easily installed 

thanks to its patented click 

system and saves money as it 

doesn’t wear out over time. 

Heat- and abrasion-resistant 

AGT flooring series offer ease 

of use for long years with superior 

quality. 

Bringing together the wood, technology, 

and design, AGT brings 

a new atmosphere to your 

living spaces with stone-like 

applications with metallic color 

and texture, new additions to 

its shade card. Highly resistant 

to stain and easy-to-clean, AGT 

Panels create spacious spaces 

with outstanding surface quality. 

AGT’s new hardwood flooring 

series and panel colors will be 

on sale throughout the dealers 

in the opening weeks of 2018.


TETSIAD Türk ev tekstili 

sektörüne rehberlik ediyor 

Ali Aydın: “Türkiye halıdan yatak odası, banyo ve mutfak tekstillerine, dekoratif 

ürünlerden katma değerli ve akıllı kumaşlara kadar her alanda güçlü ve kaliteli.” 

Ali Sami Aydın 

Türk ev tekstili sektörünün tek 

temsilcisi, birleştiricisi ve en 

büyük yardımcısı olan Türk Ev 

Tekstili Sanayici ve İşadamları 

Derneği (TETSIAD) bir yandan 

sektörün bütün sorunlarıyla 

ilgilenirken bir yandan da yurt 

dışı pazarlarda rehberlik görevi 

yürütüyor. 

Derneğin başarı hikayesini 

Başkan Ali Sami Aydın’a sorduk. 

TETSİAD’ın ana görevi, ana 

misyonu nedir? 

TETSİAD bini aşkın üyesiyle, 

Türk Ev Tekstili sektörünün % 

97 üretim gücünü çatısı altında 

toplayan, önemli bir sivil 

toplum kuruluşu. Ülkemizin, 

sürdürülebilir rekabet gücüne 

sahip, üretim girdisinin % 75’i 

milli olan, teknik yeterlilik ve 

kapasite olarak tüm ihtiyaçlara 

cevap verebilen sektörlerinden 

biriyiz. Türk Ev Tekstili, 200’ün 

üzerinde ülkeye ihracat yapan 

güçlü bir sektör. Bu denli 

önemli bir sektörün tüm paydaşlarını 

birleştiren, tek çatı 

altında toplayan bir sivil toplum 

kuruluşunun başkanı olmak, 

beraberinde çok fazla yükümlülük 

getiriyor. Bizde, sorumluluk 

bilincimizle, üstlenmiş 

olduğumuz bu onurlu görevi 

başarmak için çalışmalarımıza 

devam ediyoruz. %95’ini imalatçıların 

oluşturduğu, 



1030 üyemiz ile birlikte sektörümüz 

için çalışmaya ve üretmeye 

devam ediyoruz. 

TETSİAD’ın fuarları dışında 

sektöre hizmetleri nelerdir? 

Tasarım, eğitim, ar-ge ve 

benzeri sektörün gelişmesine 

katkılarınız nelerdir? 

Türkiye’de 2017 Temmuz ayı 

itibariyle faaliyette olan 545 AR- 

GE merkezinin içinde 29 tekstil 

firması bulunuyor. Bu firmalardan 

11’i ev tekstili sektöründe 

faaliyet gösteren TETSİAD üyesi 

kurumlar. 53 tasarım merkezinin 

sektörlerine baktığımızda 

ise 6’sı ev tekstil sektöründen 

olan 17 tekstil firmasının yer 

aldığını görüyoruz. Bu çalışmaların 

oldukça sevindirici 

olduğu kanaatindeyiz. Sektörümüzde 

hızla sıradan mallardan 

uzaklaşıp, inovatif ve AR-GE’ye 

dayalı mal üretimine geçiş 

var. Örneğin, iplik karışımları 

farklılaştırılıyor. Dokumaya 

farklı teknikler getiriliyor. Ama 

daha önemlisi, akıllı tekstiller 

dediğimiz üretim tarzı önem 

kazanıyor. Örneğin antibakteriyal 

çarşaf, havlu. Kendi kendini 

temizleyen perde. Özel hastane 

çarşafları, Leke tutmayan 

döşemelik ve daha pek çok 

örnek verebiliriz. 

Derneğimiz kurulduğu günden 

bu yana sektörün gelişimine 

yönelik pek çok etkinlik gerçekleştirmektedir. 

Özellikle aile 

anayasası, kurumsallaşma gibi 

herkesi kapsayan konularda 

ve dış ticaretten fuarları etkin 

değerlendirmeye kadar pek çok 

özel konuda üyelerine yönelik 

eğitimler düzenlemektedir. 

Dünyanın en önemli ev tekstili 

etkinliklerinden biri olan 

EVTEKS’i fuar kuruluşu ile 

birlikte siz yapıyorsunuz. Bu 

fuarın daha da geliştirilmesi 

için planlarınız var mı? 

Dünyanın dördüncü büyük ev 

tekstili üreticisi olan Türkiye’de 

Derneğimiz tarafından CNR 

Holding işbirliği ile İstanbul’da 

üç kıtanın birleştiği lokasyonda 

düzenlenen EVTEKS, katılımcı 

firma ve markaların hem tasarım 

hem üretim kalitesi hem de 

üretim kapasitesi ile dünya çapında 

markalarla son tüketiciye 

ulaşan ziyaretçi ve alıcıların 

buluştuğu ve tasarım sunum 

yönü yüksek olan bir fuardır. 


SİSTEM 9 

DİJİTAL YAYIN VE BİLGİLENDİRME EKRANLARI İLE 

KURUMUNUZU GELECEĞE TAŞIYIN! 

Sistem 9’un profosyonel ekran çözümleriyle 

kurumunuza özel tv kanalına sahip olun, satışlarınızı artırın, 

kurumsal iletişiminizi güçlendirin. 

40.000+ ekran yönetimi 

18 ülkede hizmet 

PERAKENDE MAĞAZACILIK SEKTÖRÜNE ÖZEL ÇÖZÜMLERİMİZ 

KURUMSAL TV 

VIDEO WALL 

İNTERAKTİF UYGULAMALAR 

VİTRİN ÖNÜ DİJİTAL POSTER 

LED EKRAN 

Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile görsellerinizi tek merkezden güncelleyebilir, 

afiş veya postere dayalı matbaa ile operasyonel maliyetlerinizi ortadan kaldırabilir, satışlarınızı artırabilir 

ve kurumsal iletişiminizi en üst düzeye taşıyabilirsiniz. 

Sistem 9; donanım, yazılım, sistem kurulumu, içerik üretim ve yönetimi, satış sonrası 

7/24 teknik servis desteği ile anahtar teslim çözümlerinin arkasında, müşterilerinin yanında. 

info@sistem9.com www.sistem9.com 0212 691 64 00 


EVTEKS, 23 yıldır dünya ev 

tekstili sektöründe öncü, büyük 

kapasitesi ile ev tekstilinin 

tüm taraflarını, Mayıs ayında bir 

araya getirdi. Yeni bir düzenleme 

ile EVTEKS, nisan konumlaması 

ile 2018 yılından itibaren 

Nisan ayında gerçekleştirilmeye 

başlanacak. 

Home&Tex Fuarımız ise kaydettiği 

büyük başarıyla şimdiden 

dünyanın dördüncü büyük 

ev tekstili fuarı konumuna 

ulaşmıştır. Fuarlar sektörümüz 

açısından çok büyük önem 

taşımakta ve ihracat potansiyelimizin 

önemli bir kısmını oluşturmaktadır. 

Yaklaşık 5 milyar 

dolarlık dış ticaretin ve bir o 

kadar da iç piyasa hareketinin 

en önemli buluşma noktaları 

EVTEKS ve Home&Tex 

fuarlarıdır. 

Türkiye’nin 2023 için büyük 

hedefleri var. Bu hedefler 

doğrultusunda ev tekstilinin 

gidişatı nasıldır? İhracat hedefi 

nedir ve 2023’e bu kadar 

yaklaşmışken o hedefi hala 

gerçekçi buluyor musunuz? 

Rekabetin gün geçtikçe arttığı 

ev tekstili sektöründe evrensel 

bilgiyi anlık takip ederek, üretime 

adapte ettiğimiz teknolojik 

gelişmeler sayesinde sürekli 

birkaç adım önde olmayı kendimize 

düstur edindik. Bu amaçla 

katma değeri yüksek ürünlere 

yönelen Türk ev tekstili, dünyaya 

yüksek teknolojili ürünler ve 

akıllı ev tekstilleri sunabilmek 

için çaba sarf etmektedir. 

Hedefimiz, çalışmalarımızı 

sürdürülebilir kılmak ve dünyada 

ilk iki sıraya yerleşmektir. 

Koleksiyon üreten, tasarım ve 

üretimi aynı anda yapabilen tek 

ülke olarak; gün geçtikçe artan 

yatırımlarımız ile AR-GE, tasarım 

ve inovasyon odaklı büyümeyi 

hedefliyor, katma değerli 

ürünlerimizle ihracatımızı artırarak 

ülke ekonomisine katkı 

sağlamak için tüm gücümüzle 

çalışmaya, üretmeye devam 

ediyoruz. 



TETSIAD leads the way for 

Turkish home textile industry 

Ali Aydin: “Turkey is strong and competitive in all of home and contract textile products 

from carpets and rugs to bed, bath and kitchen textiles, from decorative items to 

value added smart and intelligent fabrics.” 

The only representative organization 

of the Turkish home 

textile industry TETSIAD, the 

Association of Turkish Home 

Textiles Industrialists, deals 

with the problems of the industry 

and acts a leader in foreign 

markets for its members. 

We asked about the success 

story of the association to Mr. 

Ali Sami Aydin, Chairman of the 

Board. 

What is the mission of 

TETSIAD? 

Having more than a thousand 

members, TETSIAD is a civic 

association who represents 

97% of Turkish home textile 

industry. Having a sustainable 

competition power by using 

domestic inputs by 75%, we 

are one of the industries that 

have the technical capabilities 

and capacities to answer all 

the needs. The Turkish home 

textiles industry is powerful 

enough to serve to more than 

200 countries with its exports. 

Being at the helm of this organization 

that convenes all 

stakeholders of the industry 

puts a great responsibility on 

our shoulders. We keep our 

efforts to be successful in this 

honorable job and assume all 

responsibilities. By watching 

the import and export activities 

in the country and in the world 

we publish several reports to 

inform our members. We have 

1030 members of whose 75% 

are manufacturers. 

What are other services that 

TETSIAD offers to the members 

besides fair organizations? 

What are your contributions 

in the fields of design, 

training, research and development, 

etc. in the development 

of the industry? 

Out of 545 R&D centers that 

are active as of July 2017 in 

Turkey 29 are textile firms. 11 

out of them are members of 

TETSIAD and active in home 

textiles business. Out of 53 design 

centers in the country 17 

are in the textile industry and 6 

of them are home textiles companies 

who are our members. 

All of these are promising; the 

industry has been getting away 

from commodities and moving 

towards more value added, 

innovative product categories. 

Mixtures of yarns are changing, 

looming techniques are developing, 

and most importantly, 

smart textiles such as antibacterial 

linens, towels, self 

cleaning draperies, special bed 

linens for hospitals, stain free 

fabrics for upholstery, and others 

are becoming widespread. 

You have also been organizing 

Evteks fair jointly CNR Holding. 

Evteks is one of the most 

important events on home 

textiles in the world. What are 

your plans for improving the 

fair? 

Turkey is the fourth largest 

producer of home textiles in 

the world. Evteks is organized 

in Istanbul, located on a 

central position among three 

continents, in cooperation with 

CNR Holding. It is a good opportunity 

for exhibitors, visitors 

and buyers to meet each other. 

The fair attracts consumers, 

designers, producers and 

brands in home textile indust- 


ies worldwide. Recently we 

reorganized the timing of the 

fair. Evteks will now be held in 

April 2018. Evteks April aims to 

convene the worldwide players 

in home textiles and meet them 

with innovations that set the 

trends in home textiles fresh 

at the season representing the 

nature and to provide a fresh 

breath to the designers and 

producers of those brands who 

will use Turkish home textile 

products. Evteks 2017 was held 

on 160 thousand sqm space 

with 750 firms, 1000 brands, 

130 thousand visitors from 120 

countries, 11,835 personnel, 20 

seminars, 20 design presentations, 

exhibits, trend announcements, 

special meetings, 

networking sessions etc. and 

have had an impressive impact 

in the sector. 

Our organization, Home&Tex 

has become already the fourth 

largest home textiles in the 

world. Fairs are highly important 

for our industry and they 

account an important share in 

our exporting potential. Evteks 

and Home&Tex fairs are important 

meeting opportunities 

for both 5 billion dollars of 

foreign trade and the economic 

transaction in domestic market. 

Turkey has great targets for 

the year 2023, the centennial 

for the republic. How fares the 

home textile industry toward 

this target? How large is the 

targets for exports? Is this 

a realistic forecast, because 

deadline seems so near? 

In home textile industry where 

the competition is rising gradually, 

we assumed to be some 

steps ahead of the technologic 

development and their adaption 

to the production processes, 

and to follow up the global data 

and knowledge as our main 

principle. Aiming to value added 

products the Turkish home 

textile industry is working hard 

to develop and to offer smart 

home textiles to the world they 

produce by using the tools of 

high technologies. Our objective 

is to keep our efforts going 

and to get the second rank in 

the world. Turkey is the only 

country who is able to produce 

collections, designs and productions 

as a whole and aims to 

grow by following a design and 

innovation focused strategy and 

with growing investments. 


SUBSCRIPTION FORM 

Firm :.............................................................................................................................................. 

Name - Surname :.............................................................................................................................................. 

Occupation :.............................................................................................................................................. 

Address :.............................................................................................................................................. 

....................................................................................................................................................................................... 

...................................................................................................................................................................................... 

Tel :.............................................................................................................................................. 

Fax :............................................................................................................................................ 

60 E year / 6 issues) Euro has been transferred to your below bank account. 

Please debit 60 Euro to my credit card: 

VISA MASTER / EUROCARD 

Card No :............................................................................ Expiry Date:............... CV Code:............................................ 

Bank account name / Hesap adı : İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. 

YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ (TL) 

GARANTİ BANKASI KUYUMCUKENT ŞUBESİ ŞUBE KODU: 301 HESAP NO: 6299783 

IBAN NO: TR90 0006 2000 3010 0006 2997 83 

BANK ACCOUNT NO 

TURKIYE GARANTI BANKASI Bank account: 9097457 (EURO) 

Swift code: TG BATRIS XXX KUYUMCUKENT BRANCH Branch code: 301 

IBAN NO: TR90 0006 2000 3010 0009 0974 57 

TURKIYE GARANTI BANKASI Bank account: 90297451 (USD) 

Swift code: TG BATRIS XXX KUYUMCUKENT BRANCH Branch code: 301 

IBAN NO: TR58 0006 2000 3010 0009 0974 51 

DATE :........../.............../............... 

SIGNATURE.................................................................................................................

SAYI FUAR ADI TARİH ŞEHİR ve ÜLKE ORGANİZATÖR 

OCAK 

ŞUBAT 

Domotex Hannover 

Heimtextil 

IMM Mobilya Fuarı 

IMOB 

12-15 Ocak 




Hannover - ALMANYA 

Frankfurt - ALMANYA 

Köln - ALMANYA 

İstanbul - TÜRKİYE 

HANNOVER MESSE 

MESSE FANKFURT 

KÖLN MESSE 

CNR 

MART 

NİSAN 

Domotex Asia Chinafloor 

Home Deco Kazakhstan 

CIFF-China Int. Furniture 

20-22 Mart 

20-26 Mart 

28-31 Mart 

Şangay - ÇİN 

Almatı - KAZAKİSTAN 

Guangzhou - ÇİN 

VNU 

TÜRKEL 

CHİNA FOREİGN TRD. 

CORP. 

MAYIS 

HAZİRAN 

Domotex Turkey 

Evteks 

24-27 Nisan 

24-28 Nisan 

Gaziantep - TÜRKİYE 


HANNOVER MESSE 

CNR 

TEMMUZ 

AĞUSTOS 

Int.Area Rug Market 

Intertextile Shanghai 

Temmuz 

Ağustos 

Atlanta - ABD 

Şangay - ÇİN 

AMERİCASMART 

MESSE FRANKFURT 

EYLÜL 

EKİM 

Maison&Objet 

MoOD (Decosit) 

Heimtextil Russia 

7-11 Eylül 

11-13 Eylül 

18-20 Eylül 

Brüksel - BELÇİKA 

Paris - FRANSA 

Moskova - RUSYA 

TEXTIRAMA 

SAFI 

MESSE FRANKFURT 

KASIM 

ARALIK 

Home&Tex 

Design Living Tendency 

Furniture Istanbul 

26 -29 Eylül 

Ekim 

6-11 Kasım 


Kiev-UKRAYNA 


CNR-TETSIAD 

TURKEL 

CNR

DECOR – Ocak/Şubat 2018 Sayısı

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?