EgeYön Dergisi Ocak Sayısı

EgeYöN Dergisi Aralık 2017 - Ocak 2018 

İÇİNDEKİLER 

GİRİŞ....................................................2 

GÜNDEMİMİZ ÜRETİM OLMALI / ...... 

Ahmet DEDA........................................4 

EGE ÖDÜLE DOYMUYOR.....................6 

Egeli İhracatçılar Hedefi ..................... 

12’DEN VURDU....................................16 

DENİB’DEN BİR REKOR DAHA!...........18 

İNOVASYON ÖDÜLÜ DENİZLİ’YE .......20 

İZMİR DEĞİŞİM ŞÖLENİ İLE ............... 

GERÇEK DEĞİŞİMİ YAKALAYIN! .........22 

İLK DERS LAODİKYA’DA......................24 

Türk Halk Müziği’nin Hizmetkarı ........ 

İLHAN YOLCU .....................................26 

İZMİR’DE DENİZLİ RÜZGARI ..............28 

MÜHENDİS GÖZÜYLE ........................30 

EXPONAZAGRO .................................. 

NAZİLLİ TARIM FUARI........................36 

IF Wedding Fashion 12. Yılında ..........37 

DOĞRU BİLGİ, DOĞRU ÜRETİM, ........ 

DOĞRU PAZAR ....................................38 

YERLİ OTOMOBİLDE EGE FARKI .......40 

Denizli'nin Yıldız Projesinde .............. 

GÜNEŞ OSGB .......................................48 

ŞARAPTA ............................................ 

DÜNYA MARKASI OLACAĞIZ .............50 

TURİZM SEKTÖRÜ FUAR İZMİR'DE ... 

UMUT TAZELEDİ .................................52 

SAĞLIK TURİZMİNİN .......................... 

LOKOMOTİFİ NOBEL TIP MERKEZİ....60 

TERMALDE BAŞKENT OLACAĞIZ .......62 

EGE’DE BELEDİYELER.........................68 

BOZKURT, DENİZLİ’NİN ..................... 

YÜKSELEN İLÇESİ ...............................70

EgeYöN Dergisi 

Aralık 2017 - Ocak 2018 

GİRİŞ 

Egeyön Yayıncılık olarak Egeyön Dergisi 

ile masa üstü yayıncılığa yeniden 

merhaba diyoruz. 

Uzun bir aranın ardından yeni bir 

dergi ile okurlarımızla buluşuyoruz. Elinizde 

bulunan bu pilot çalışmanın ardından 

aylık periyotla çıkarartmaya devam 

edeceğimiz Egeyön Dergisi bölgemizin 

önemli konularını gündeme almaya 

devam edecek. 

Yeni medyanın geliştiği bu dönemde 

geleneksel bir mecra olan masaüstü 

dergi çıkartma fikri hazırlık aşamamızda 

epey eleştiri aldı. Geleneksel yayınların 

sönümlendiği, artık her şeyin internet 

üzerinden geçtiği dile getirildi bu eleştirilerde. 

Çağı takip eden bir şirket olarak elbet 

biz de bu değişimin bilincindeyiz. Haber 

sitelerimizle zaten bu değişimi yakalıyoruz. 

Lakin eleştirenlerin bilmediği bir 

husus vardı Dergi çalışmamamızda. O da 

hazırlanan bu derginin aslında interaktif 

tabanlı olduğu idi. Birçok haberimizin altında 

bulunan qr kodları ile haberlerin 

videoları ve dergiye sığdıramadığımız 

içerikleri ile birlikte akıllı telefonlardan 

görüntülenebilmekte. 

Bunun yanında egeyonhaber.com adresimizden 

dileyen online olarak dergimize 

ulaşabilmekte. Ve dahi dijitatal 

dergi olarak da pdflerimiz her ay en az 

50bin kişiye ulaşmakta. Haberlerimizin 

videoları yine hem pdflerle, hem qr kodları 

ile hem de egeyonhaber.com haber 

sitemizde okurlara sunulmakta. 

Egeyön olarak iletişim alanların pek 

çoğuna hakimiz. Tecrübelerimizle çok 

boyutlu bir mecra olarak kurguladığımız 

Egeyön Dergisi gündem yaratacak dosya 

konuları, araştırmaları ve ekonomiden 

yaşama, siyasetten spora pek çok farklı 

alanda haberleri ile, 

EGE’YE YÖN VERMEYE 

DEVAM EDECEK. 

Bizlerler kalın. 

Derviş Can DEDA 

Genel Yayın Yönetmeni 


Egeyön Yayıncılık, Matbaacılık, Tanıtım, Danışmanlık, Reklamcılık, 

San. Tic. Ltd. Şti. adına 

İmtiyaz Sahibi Fatma Çetin 

Genel Yayın Yönetmeni Derviş Can Deda 

Yayın Danışmanı Ahmet Deda 

Haber Editörü 

Oral Can Tatar 

Kreatif Direktör 

Serkan Urgancı 

Hukuk Danışmanı 

Can Çapar 

Adres: Gazi Mustafa 

Kemal Bulvarı Yeni Asır 

İş Hanı No:3 D: 613 

Çankaya İzmir 

egeyonhaber.com 

denizlidedahaber.com 

Haber ve Reklam 

İletişim 

0532 257 01 41 

0507 243 40 63 

Basım Yeri: Hürriyet Matbaacılık 

Adres: 

Baskı Tarihi: 

2 egeyondergisi.com



GÜNDEMİMİZ 

ÜRETİM OLMALI 

Gündem ne hızlı değişiyor. Günlük gündemler... 

Bu gündemler kimi, nasıl etkiliyor? 

Türkiye gündemi Anadolu’da yaşayan 

milyonları etkiliyor mu? Kahvede, sokaktaki 

on binlerce insanın gündemi ne? Kafalarda 

büyüyen gündemler içinde benimli ÜRE- 

TİM. 

Ey güzel kardeşlerim, ne olursa olsun bu 

ülke için, yarınlar için üretelim. Neden mi? 

Kurtuluş Savaşı’nda dedelerimiz, nenelerimiz 

cephe gerisinde toprakta üretmişler. 

Anadolu üretimi cepheye moral olmuş. 

Şimdi ne yapıyoruz? Topraklar boş. Dağlarda 

sürüler yok. Nohudu, fasulyeyi, mercimeği 

dıştan alıyoruz. Cevizi, bademi 

dıştan alıyoruz. Bu hak mı? Bize reva mı? 

Ege’den başlayalım. Mesela sadece Ege 

bütün uygun arazilerinde zeytin yetiştirse, 

kimi yerlerde buğday, ceviz. Sorarım size, 

Ege olarak dünyada zeytinyağı, ceviz, 

badem pazarını elegeçirebilir miyiz? 

Ege bir cennet ama ne tarımda ne turizmde 

ne de sanayide dünyada bir güç olamıyoruz. 

Çünkü nedenlerini araştırmıyoruz. 

Yarınlar için bugünden çok ciddi Ege 

planı gerekli. Ege’de tarım ürünleri üretimi 

acilen Pazar payına göre yeniden gözden 

geçirilmeli. Yurt dışına ve iç pazara satılacak 

ürünler belirlenmeli. İşte bu noktada, Türkiye 

Haller Yasası acilen değiştirilmeli. 

Üretim hallere bağlı anlaşmalı çiftçiler 

tarafından yapılmalı. Ne ihtiyaç ise o ürünler 

üretilmeli. Ürün fiyatlarını da aracı, tefeci 

veya tüccarlar değil Haller Birliği 

belirlemeli. 

Tarımda yurt dışı satış planlamalarını 

haller yapmalı. Tarım tesadüf değildir. Bölgelere 

göre yeniden planlanmalı ve yapılandırılmalı. 

Adını ne koyarsak koyalım 

ivedilikle yapılmalıç Beş yıl içinde dünyanın 

tarım ürünlerinde En AZ beş markası 

içinde yer alınmalı. 

4 egeyondergisi.com 

Ahmet DEDA 

Ege'nin belli bölgeleri küçük baş hayvancılıkta 

pilot bölge olmalı. Bütün çobanlar 

Et-balık kurumu anlaşmalı olmalı. 

Sigortalı iş ortağı olmalı. Dağlarımız köylülerle 

ortak kullanılmalı. Bölgemiz küçükbaş 

hayvancılıkta dünyanın bir numaralı merkezi 

olmalı. Peki neden olmuyor? 

Ege Bölgesinin gündemi tarım, hayvancılık 

ve yayla seracılığı olmalı. Peki neyi 

bekliyoruz? Açlıktan yok olup, dünyadan 

gıda dilenmeyi mi? 

Dağlardan yağ bal kestane toplarken bugünlere 

geldik. Aklımızı başımıza almanın 

zamanı çoktan geldi geçiyor bile. 

Bölgemizde termal turizm el yordamı ile 

yol alıyor. Çalışmalar şimdi olduğu gibi 

planlı gider ve ssüreç hızlanırsa Denizli 

Termal Sağlık’ta dünyanın bir numarası 

olacak. 

PAÜ bahçesine en büyük cami yaptımakla 

övünenlerle algı mücadelesi peşine 

düştü. Ama asıl olan neydi? Karahayıt bölgesi 

için geç kalınmasıydı. Fizik Tedavisi 

modelleri şimdiye çoktan hizmet veriyor 

olmalıydı. 

Ege termal sağlıkta dünyanın neden bir 

numarası olmuyor. Çünkü Ege’nin bir birlik 

planı yok. Akıl birliği yok! 

Ege en farklı alternatif turizmle dünyanın 

merkezi olur mu? Ege özel yerleriyle 

dünyanın kültür merkezi olur mu? Güneşkum, 

tarih, kültür, farkındalıklarla birleşirse 

bir de buna insan sevgisini katarsak bu 

işler güzel olur mu? Güzel değil 10 numara 

olur. 

Egede ikinci serbest bölge kuruluyor. 

Demek ki serbest bölge yolunda sunni değil 

gerçek gündemlerle sanayicinin önü açılmalı. 

Peki asıl gündem ne olmalı Egede? 

Egenin gündemi tüm egeyi içine alan 

Ege EXPO için tüm ege bu gündem hazırlığına 

başlamalı. Ege’de bir bütün olunmalı. 

Doğru hedeflerle, lafta değil dünyanın gündemini 

iyi okuyan, Ege için birlik olunan bir 

politika ile devam edilmeli. 

Bizim planımız Ege'de birlik. Tarımda, 

hayvancılıkta, turizmde, uzun lafın kısası 

dünya pazar için güçlü olunmalı. EXPO Ege 

olmalı. İsmini yarattığı ve ürettiği değerlerle 

dünyaya duyurmalı. 

Üreten bir Ege üreten bir Türkiye olamazsak 

emperyalistlerinin güdümünde dilenci, 

ellerinde oyuncak oluruz. 

Herkese esenlikler diliyorum.



YILIN BAKANI 

ZEYBEKCİ 

YILIN DEVLET ADAMI 

EROĞLU 

YILIN BÜROKRATI 

YILDIRIM 

Turcomoney ödülleri dağıtıldı. “Türkiye’ye Değer Katanlar” kategorisinde 

isi Ege’den önemli isimlere ödüller dağıtıldı. Ekonomi Bakanı 

Nihat Zeybekci “Yılın Bakanı” seçilirken, Orman ve Su İşleri 

Bakanı Veysel Eroğlu yılın “Devlet Adamı” seçildi. Eximbank Genel 

Müdürü Adnan Yıldırım ise “Yılın Bürokratı” oldu. 

Uluslararası ekonomi ve finans dergisi 

Turcomoney’in geleneksel Turcomoney 

Türkiye’ye ve Dünyaya Değer Katanlar 

Ödülleri'ne layık görülen kurumlar 

ile kişiler açıklandı. 

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 

"Yılın Bakanı" seçildi. Turcomoney’in 

6'ncı kuruluş 

yıldönümü dolayısıyla düzenlenen 

Turcomoney Türkiye’ye ve 

Dünyaya Değer Katanlar Ödülleri 

Töreni, İstanbul'da gerçekleştirildi. 


Turcovision 2016 Ödülleri'nde 

ekonomi yönetiminde etkinlik 

sağlanması yönünde önemli çalışmalar 

gerçekleştirdiği ve iş 

dünyası ile hükümet arasındaki 

ilişkilerin güçlendirilmesine 

katkı sağladığı için Ekonomi Bakanı 

Nihat Zeybekci'ye "Yılın Bakanı" ödülü 

verildi. 

Bakan Zeybekci, 2015'te de Uluslararası 

aylık ekonomi ve iş dergisi Ekovitrin 

tarafından yapılan ankette "Yılın Bakanı" 

seçilmiş, ödülünü de o yıl 14’üncüsü 

düzenlenen Yılın Starları Ödül 

Töreni’nde İstanbul'da almıştı. 

DENİZLİ, 2 ÖDÜL BİRDEN 

ALDI 

Turcovision 2016 Ödülleri'nde 

Eximbank Genel Müdürü Adnan 

Yıldırım da ihracatçılara yönelik 

faaliyetlerini yoğunlaştırdığı ve 

uluslararası pazarlarda rekabet 

eden Türk firmalarına kredi desteğini 

artırdığı için "Yılın Bürokratı" 

ödülüne layık görüldü. 

“TÜRKİYE DÜNYANIN 10 

BÜYÜK EKONOMİSİ ARA- 

SINDA GİRECEKTİR” 

Yılın “Devlet Adamı” seçilerek memleketi 

Afyon’un ve Ege’nin gururu olan 

Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu 

ödül töreninde yaptığı konuşmada Türkiye 

Cumhuriyeti 100. Yılında dünyadaki


en büyük 10 ekonomi arasına girecektir. 

Ayrıca iş dünyamız da hedeflenen 500 

milyar dolarlık ihracatı gerçekeltirecektir” 

dedi. Dünyanın öbür ucuna gidilse de 

mutlaka iş adamlarımızın görüldüğünü 

ifade eden Bakan Eroğlu, “Bu durum bizleri 

mutlu ediyor. . Cumhurbaşkanımızla 

Rusya, İran ve Katar’daydık orada 

Limak’ın yaptığı dünyanın en ileri havaalanını 

bizzat gördük gerçekten gurur 

duyduk. Bizden başka o kadar kısa sürede 

o kadar muhteşem bir havaalanı kimse 

yapamaz” dedi. 

YILDIRIM’A BİR YILIN BÜRO- 

KRATI ÖDÜLÜ DAHA 

Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım’a 

Turcomoney “Türkiye’ye ve Dünyaya 

Değer Katanlar” Yılın Bürokratı 

ödülünün ardından Bursa Ticaret ve Sanayi 

Odası tarafından ‘Yılın Bürokratı 

Ödülü’ verildi. 

Türkiye ihracatının yüzde 22.9’unu finanse 

eden Eximbank’ı bir yılda Türkiye 

ihracatının yüzde 26’sını finanse eden 

görünüme kavuşturan Yıldırım, 2017 yılının 

ilk on ayında 20,4 milyar doları 

kredi, 12 milyar doların üzerinde de sigorta 

desteği olmak üzere toplam desteğini 

yıllık bazda 32,5 milyar dolara 

yükseltti. 

Yıldırım, “İki yıl üst üste yılın bürokratı 

seçilmenin gururunu yaşıyorum” dedi. 

TURCOMONEY TÜRKİYE’YE 

VE DÜNYAYA DEĞER KATANLAR 

ÖDÜL TÖRENİNİN AMACI 

Bu etkinlikten amaç, Türk ekonomisine, 

dünyaya, insanlığa yüksek katma 

değer sağlayan kuruluşları ve kişileri 

ödüllendirmek suretiyle teşvik etmektir. 

KİMLERE ÖDÜL VERİLİYOR? 

Değişik alanlarda üretim ve yatırım 

yapan, istihdam gerçekleştiren, ihracat 

yapan, yenilikçi, çevreci, sosyal sorumluluk 

projeleriyle topluma katkı sağlayan, 

söylem ve davranışlarıyla toplumsal barışa 

katkı sağlayan devlet adamlarına, 

yani Türkiye’ye ve dünyaya değer katan 

kuruluşlara ve kişilere ödül veriliyor. 

ÖDÜL SAHİPLERİ NASIL 

BELİRLENDİ? 

Turcomoney yazarları ve bu isimlere 

eklenen Türkiye’nin saygın isimlerinden 

oluşturulan jüri, tamamen objektif kriterlere 

ve uluslararası standartlara göre 

üç ay süren değerlendirmelerden sonra 

“TÜRKİYE’YE VE DÜNYAYA DEĞER KA- 

TANLAR”ı belirledi. 

TURCOMONEY TÜRKİYE’YE 

DEĞER KATANLAR ÖDÜLLERİ 

TURCO VISION 2016 JÜRİSİ 

- Jüri Onursal Başkanı: Ali Coşkun / Sanayi ve Ticaret 

eski Bakanı, Turcomoney yazarı 

- Jüri Başkanı : Dr. Berra Doğaner/ Turkish Yatırım 

İcra Kurulu Üyesi, Turcomoney yazarı 

- Dr. Kazım Kılınç / Turcomoney Genel Yayın Yönetmeni 

- Hulusi Kılıç / T.C. Kişinev Büyükelçisi 

- Orhan Ökmen / JCR Eurasia Başkanı, Turcomoney 

yazarı 

- Zuhal Mansfield / Türkiye-Mısır İş Konseyi 

Başkanı, Turcomoney yazarı 

- Sefa Gömdeniz / Türkiye-Belarus İş Konseyi 

Başkanı 

- Gürdoğan Yurtsever / Turcomoney yazarı 

- Prof. Dr. Kenan Aydın / Yıldız Teknik Üniversitesi, 

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı, Turcomoney 

yazarı 

- Doç. Dr. Ömer Bolat, MÜSİAD eski Başkanı, Albayrak 

Holding CEO’su, Turcomoney yazarı 

- Dr. Yaşar Erdinç / Boğaziçi Üniversitesi Öğretim 

Üyesi, Turcomoney yazarı 

- Alper Nergiz / GCM Menkul Kıymetler Genel 

Müdürü, Turcomoney yazarı 

- Ali Fatinoğlu / Fatinoğlu Holding Yönetim Kurulu 

Başkan Vekili 

- Yrd. Doç. Dr. Fatih Anıl / Bahçeşehir Üniversitesi 

Öğretim Üyesi, Turcomoney yazarı 

- Selin Yıldırım / Medikal Turizm Derneği USA 

Avrupa Başkanı, Turcomoney yazarı 

- Celal Toprak / Ekonomi Gazetecileri Derneği 

Başkanı 

- Vahap Munyar / Hürriyet Gazetesi yazarı 

- Şaban Çağıran / Denizbank Grup Müdürü, Turcomoney 

yazarı 

- Doç. Dr. Mehmet Yazıcı / Esenyurt Üniversitesi 

Öğretim Üyesi, Turcomoney yazarı 

- Dr. Ramazan Başak / Bilgi Üniversitesi Öğretim 

Üyesi, Turcomoney yazarı 

- Canan Sunay / Türk-Arap İşadamları Derneği 

Başkanı, Turcomoney yazarı 

Kaynak: Turcomoney ödülleri veriliyor 

egeyondergisi.com 7



Başkan Osman Zolan: 

"Bu gurur Denizli’mizin" 

DENİZLİ'YE AKILLI 

ŞEHİR ÖDÜLÜ 

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Çevre ve Şehircilik 

Bakanlığının düzenlediği "Bilgi Toplumunun Yaşam Alanı: Akıllı Şehirler" 

temalı sempozyumda ödül aldı. 

belediyeler, üniversiteler, sivil toplum 

kuruluşları ve özel sektörden çok sayıda 

kurum katıldı. 

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı 

Osman Zolan'ın "Türkiye'de Örnek Akıllı 

Şehir Uygulamaları" konulu panele konuşmacı 

olarak katıldığı sempozyumun 

ana teması "Bilgi Toplumunun Yaşam 

Alanı: Akıllı Şehirler" olarak belirlendi. 

İki gün süren programda kurumlar akıllı 

şehir uygulamalarını tanıttı. 

23 ayrı akıllı şehir uygulaması ile 

büyük takdir toplayan Denizli Büyükşehir 

Belediyesinin Akıllı Şehir Uygulamaları 

ödülünü Çevre ve Şehircilik Bakanı 

Mehmet Özhaseki verdi. 

Denizli'de hayata geçirdiği proje ve 

çalışmalarla birçok ödül alan Denizli Büyükşehir 

Belediyesi, başarılarına bir yenisini 

daha ekledi. Denizli Büyükşehir 

Belediyesi akıllı şehir uygulamaları ile 

Akıllı Şehir Uygulamaları ödülüne layık 

görüldü. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, 

Dünya Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) 

Günü dolayısıyla gerçekleştireceği "CBS 

Günü Sempozyum ve Fuarı" Ankara'da 

yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet 

Özhaseki'nin ev sahipliğinde gerçekleşen 

törene, kamu kurumları, 


Denizli Büyükşehir'in akıllı 

şehir uygulamaları takdirle karşılandı 

23 ayrı akıllı şehir uygulamasını tanıtan 

Denizli Büyükşehir Belediyesi, Çevre 

ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki 

tarafından takdirle karşılandı. Trafik Yönetim 

Sistemi,Ulaşım Portalı,Okul Yolu 

Projesi,Toplu Taşıma Denetim 

Sistemi,Yeşil Dalga Sistemi, Scada Sistemi, 

Akıllı Damla Sulama Sistemi, Adres 

Bilgi Sistemi, Mezarlık Bilgi Sistemi, Sorumluluk 

Haritası, Denizli’m Projesi, İtfaiye 

Bilgi Sistemi, 

Aykome-Takbis-Nubis Projeleri, Akıllı 

Şehir Denizli- CBS Portalı, E-İmza Projesi, 

112’nin tek numarada toplanması, 

Atıksu Arıtma Sistemi, Biyogazdan Enerji 

Üretimi, Gücümüzü Güneşten Alıyoruz, 

Ücretsiz İnternet ve Cep Telefonu Şarj İstasyonu, 

İlan/Reklam Mobil Denetim 

Sistemi, Su Sayaçların Online Sistem 

Üzerinden Okunması ve Mobil Saha Denetim 

Sistemi tanıtıldı.



MUĞLA BÜYÜKŞEHİR 

SOSYAL SORUMLULUKTA 

BİRİNCİ 

Muğla Büyükşehir Belediyesi 

Muğla Atölye Bir Kırsal Kalkınma 

Projesi ile Sign Of The City 

Awards gayrimenkul yarışması 

“Sosyal Sorumluluk Projesi” kategorisinde 

birinci oldu. 

Muğla Büyükşehir Belediyesi Muğla genelinde 

gerçekleştirdiği hizmetler ve projelerle 

ülkemizin önde gelen etkinlikleri ve 

yarışmalarında ödüller almaya devam ediyor. 

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 13 ilçede 

kırsal kalkınmaya destek olmak, 

kıyısal ve kırsal Muğla’yı birleştirmek, üreticilerin 

geleneksel yöntemler yerine yenilikçi 

bakış açısı ile toprağından daha fazla 

verim alarak emeğinin karşılığını alması 

için başlattığı Muğla Atölye Bir projesi Hürriyet 

gazetesi öncülüğünde gerçekleştirilen 

“Sign of the City Awards" gayrimenkul yarışması 

“Sosyal Sorumluluk projesi” kategorisinde 

birinci oldu. İstanbul’da 

düzenlenen ödül töreninde Birincilik ödülünü 

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı 

Dr. Osman Gürün aldı. 

İnşaat ve gayrimenkul sektörünün en 

iyiye teşvik edilmesi; kaliteli, çevreci ve 

sürdürülebilir vizyona sahip projelerin yaratılmasına 

katkı sağlamak amacıyla Hürriyet 

gazetesi öncülüğünde ve Lineadecor 

proje ortaklığında bu yıl dördüncüsü düzenlenen 

“Sign of the City Awards”ın 

(SotCA) Gayrimenkul Yarışması’na 

101farklı proje ile 140 başvuru yapıldı. 

SIGN of the City Awards’ta 21 kategoride 

ödüller sahiplerini buldu. Çok değerli jüri 

üyelerinin değerlendirmeleri sonucu Muğla 

Büyükşehir Belediyesi Atölye Muğla Bir 

Projesi “Sosyal Sorumluluk Projesi” kategorisinde 

birinci oldu. 


“İnsan ve Şehir Odaklı, Vatandaşlarımıza 

Dokunan, Şehrimizi 

Koruyan Projeler Üretiyoruz.” 

Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman 

Gürün; “İnsan ve şehir odaklı, vatandaşlarımıza 

dokunan, yaşadığımız şehri koruyan 

projelerimizden biri de sosyal sorumluluk 

projesi birincilik ödülünü alan Muğla 

Atölye Bir kırsal kalkınma projemiz. 

Muğla’nın sadece turizm kenti olmadığı, 

kırsalı ile Türkiye’nin önemli bir tarım kenti 

olduğunu ele aldığımız projemiz ile 13 ilçemizde 

kırsalda üreticilerimizle bir araya 

geldik. Onların geleneksel yöntemler yerine 

yenilikçi, modern ekipman ve tekniklerle 

toprağından daha fazla verim alarak 

emeğinin karşılığını fazlasıyla almasını, 

toprağını değil yetiştirdiği ürününü satmasını 

sağlamaya çalıştık ve çalışıyoruz. Muğla’nın 

kırsalında, verimli topraklarında 

üretilen başat ürünlerin kıyısal Muğla’da 

tüketilmesi ile kırsal, kıyısal Muğla’nın birlikte 

kalkınabilmesi ve birlikte üreten bir 

Muğla için çalışmalarımıza ara vermeden 

devam ediyoruz. Projede emeği geçen çalışma 

arkadaşlarımıza ve değerli jüri üyelerine 

“Sosyal Sorumluluk projesi” birincilik 

ödülü için teşekkür ediyorum. Üreten bir 

Muğla ve Türkiye için topraklarımızın, üreticilerimizin 

değerini, kıymetini bilmeli ve 

yerelde kalkınmaya hep birlikte destek olmaya 

devam etmeliyiz.” dedi.



Merkezefendi Kültür Merkezi ve Nikah 

Sarayı’na birincilik ödülü… 

İNŞAAT 

SEKTÖRÜNÜN 

OSCAR’I 

M.EFENDİ’YE GELDİ 

Merkezefendi Belediyesi tarafından inşaatı sürdürülen Merkezefendi 

Kültür Merkezi ve Nikâh Sarayı, İstanbul’da düzenlenen ‘Sign Of The 

City Awards’ın ‘En İyi Hizmet Yapıları’ kategorisinde ‘Devam Eden En 

İyi Sosyo-Kültürel Yapı’ ödülüne layık görüldü. Merkezefendi Belediye 

Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, ödülünü Hürriyet Gazetesi Yönetim 

Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı’nın elinden aldı. 

Hürriyet Gazetesi tarafından bu yıl 

4.cüsü düzenlenen ‘Sign Of The City 

Awards 2017’ ödül töreni İstanbul Hilton 

Bomonti’de gerçekleştirildi. Ödül törenine 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet 

Özhaseki, Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu 

Üyesi Vuslat Doğan Sabancı, belediye 

başkanları, gayrimenkul şirketleri 

temsilcileri ve davetliler katıldı. 

Merkezefendi Belediyesi tarafından 

vizyon projeler arasında yer alan ve yapımı 

devam eden Merkezefendi Kültür 

Merkezi ve Nikah Sarayı, Sign Of The 

City Awards 2017 jürisi tarafından ödüle 

layık görüldü. Bu çerçevede ‘Sign Of The 

City Awards’ ın ‘En İyi Hizmet Yapıları’ 

kategorisinde ‘Devam Eden En İyi Sosyo- 

Kültürel Yapı’ olarak Merkezefendi Kültür 

Merkezi ve Nikâh Sarayı, ilk sırada yer 

aldı ve ödülün sahibi oldu. 

Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet 

Subaşıoğlu, İstanbul’da düzenlenen 

ödül törenine katıldı. Başkan 

Subaşıoğlu, Merkezefendi Kültür Merkezi 

ve Nikâh Sarayı için verilen ‘Devam 

Eden En İyi Sosyo-Kültürel Yapı’ ödülünü 

almak üzere sahneye çıktı. Subaşıoğlu, 

ödülünü Hürriyet Gazetesi Yönetim 

Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı’nın 

elinden aldı. 

12 egeyondergisi.com



MÜKEMMEL 

ESBAŞ 

İzmir başta olmak üzere tüm ülkeye değer kazandıran ESBAŞ’a (Ege 

Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A. Ş.) Mükemmelik ödülü verildi. 

Kal-Der tarafından verilen 2017 Türkiye 

Mükemmelik ödülünün sahibi olan 

ESBAŞ, yarattığı katma değerle, sağladığı 

istihdam ve büyümesi ile Türkiye’ye 

örnek olma yolunda hızla ilerliyor. 


BERGAMA’YA DA 

ESBAŞ İMZASI 

2017 Mükemmlik ödülünü kazanan 

ESBAŞ geçtiğimiz aylarda Bergama’da 

kurulması planlanan Batı Anadolu Serbest 

Bölgesi’nin kurulması için çalışmalarını 

başlatmıştı. “Bizim için serbest 

bölge demek Türkiye için ihracat, büyüme, 

refah ve en önemlisi istihdam demektir” 

diyen ESBAŞ’ın CEO’su Faruk 

Güler Bergama’da kurulacak Batı Anadolu 

Serbest Bölgesi’nde de ESBAŞ’taki 

gibi bilgi ve teknoloji içeren, yüksek 

katma değerli ürünler üreten yatırımcılara 

yer vereceklerini dile getirdi. 

EGE BÖLGESİ’NİN TOPLAM İH- 

RACATININ %11’İ ESBAŞ’TAN 

Türkiye’de 18 serbest bölgede çalışan 

her 3 kişinin Ege Serbest Bölgesi’nde çalışıyor. 

37 ilin ihracatının toplamı kadar 

ihracatı bulunan ESBAŞ, İzmir’in de toplam 

ihracatının %22’sini gerçekleştiriyor. 

İHRACATTA KATMA DEĞER 

YARATILIYOR 

Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması 

için katma değerli ürün üretilmesi 

gerekiyor. ESBAŞ’ta bu 

sorumluluğu üzerine alarak Türkiye’de 

katma değerli ürün üretiminin arttırılması 

için bölgedeki firmaları ile çalışıyor. 

ESBAŞ’taki şirketlerin ihracatının ithalatı 

karşılama oranının yüzde 165 olduğunu 

söyleyen Güler, “Türkiye ortalaması 

yüzde 68’dir. Biz Türkiye’ye katma değer


yaratıyoruz. Türkiye olarak 1 kilogram 

ihracatımız 1,68 dolar, Ege Serbest Bölgesi’nden 

ihraç edilen ürünün kilogram 

ihracat değeri ise 8. 53 dolardır. Ege Serbest 

Bölgesi’nde bir değer yaratıyoruz’ 

dedi. 

2017 MÜKEMMELLİK ÖDÜLÜ 

ESBAŞ’A 

2016’da 19 bin 640 kişiye istihdam 

sağlayan ESBAŞ bu rakamı 2017 yılında 

20 bin 527’ye yükseltti. “Türkiye’de tüm 

serbest bölgeler içinde istihdamın yüzde 

29’unu sağlıyoruz” diyen ESBAŞ CEO’su 

Faruk Güler, amacımız bölgemizi mükemmelliyet 

bölgesi yapmaktır. Sadece 

şirketlerimizi değil bölgemizde çalışan 

20binin üzerindeki çalışanımızı da mutlu 

ediyoruz. Kendini mutlu hisseden çalışan, 

şirketini de başarıya taşır. 

Bu noktada Mükemmellik yolundaki 

her adımımızı, Bölgemizde faaliyet gösteren 

şirketlere katkı sağlamak, kendilerine 

Bölgemizde ve Türkiye’de rahat bir 

iş ortamı hazırlamak, beklentilerini en 

iyi şekilde karşılamak için attık. Bu 

adımlarımızı atarken, bütün paydaşlarımızın 

beklentilerini karşılamak üzere 

çaba harcıyor, onları gözetiyoruz” dedi. 

Dr. Güler “Biz ESBAŞ olarak, mükemmellik 

modelini bir yönetim biçimi olarak 

aldık. Gelişimimizin temel gücü olan 

500’e yakın çalışanımızın katkısı ve katılımını 

sağladık. Hizmetlerimizi Ege Serbest 

Bölgesi kullanıcılarına ve onların 

çalışanlarına, artan bir değer sunarak 

mükemmellik felsefesi ile geliştirdik ve 

sunduk. Başarılarımızı çalışanlarımız ve 

müşterilerimiz başta olmak üzere tüm 

paydaşlarımızla paylaştık. Bu ödül bizim 

için çok değerli ve önemlidir. Bizi sevindirmiş 

ve mutlu etmiştir. Biz bu ödülü bir 

ara değerlendirmesi olarak, uzun soluklu 

koşumuza büyük enerji katan bir adım 

olarak görüyoruz, çünkü biz Mükemmellik 

yolundaki çalışmalarımıza aynı heyecanla 

devam edeceğiz” dedi. 

Türkiye Mükemmellik Ödülü 

Nedir? 

Türkiye Mükemmellik Ödülleri, 

EFQM Mükemmellik Modeli esas 

alınarak ve benzer değerlendirme 

süreci uygulanarak, KalDer tarafından 

Türkiye’de faaliyette bulunan 

ve en iyi performans gösteren, 

kâr amaçlı ya da kâr amacı olmayan, 

her ölçekte ve her sektördeki 

kuruluşlara veriliyor. Türkiye Mükemmellik 

Ödülünün amacı özel, 

kamu ya da kâr amacı gütmeyen en 

iyi performans gösteren kurum ve 

kuruluşları tanımaktır. Performansını 

sürekli iyileştiren ve stratejiyi 

eyleme dönüştürerek tartışmasız 

üstün başarı göstermiş sektör liderlerini 

tanır. Türkiye Mükemmellik 

Ödülü EFQM Mükemmellik 

Modelinin 8 Temel Kavramı esas 

alınarak verilir. Saha ziyareti ile 

gerçekleştirilen değerlendirme sonunda 

belirli bir puan barajını 

aşan kuruluşlar, iyi uygulama veya 

örnek model tespit edilen yaklaşım 

ve uygulamaların ilgili olduğu 

Temel Kavram doğrultusunda Türkiye 

Mükemmellik Ödülü almaya 

hak kazanırlar. 

egeyondergisi.com 15



Egeli İhracatçılar Hedefi 

12’DEN VURDU 

Egeli İhracatçılar Hedefi, Kasım ayında 1 milyar 182 milyon dolarlık 

ihracatla 78 yıllık tarihinin ay bazında rekorunu kırdı. 

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Kasım 

ayında ihracatını, 2016 yılı Kasım ayına 

göre yüzde 29’luk artışla b1 milyar 182 

milyon 852 bin dolara çıkardı. Kasım 

ayındaki ihracat rakamı Ege İhracatçı 

Birlikleri’nin tarihinde ay bazında en 

yüksek ihracat rakamı oldu. EİB’nin bundan 

önceki rekoru ise 2013 yılı Kasım 

ayında gerçekleştirdiği 1 milyar 135 milyon 

223 bin dolarlık ihracattı. 

Kasım ayında, Türkiye’nin ihracatı 

yüzde 14’lük artışla 13 milyar 629 milyon 

dolar olurken, Ege İhracatçı Birlikleri’nin 

yüzde 29’luk ihracat artış hızı Türkiye 

ortalamasının iki katına çıktı. 

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Kasım 

ayında sağladığı en büyük başarılardan 

bir diğeri ise; EİB bünyesindeki 12 ihracatçı 

birliğinin tamamının 2016 yılı 

Kasım ayına göre ihracatlarını arttırması 

oldu. 

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2017 yılı 

Ocak – Kasım döneminde kayda aldığı 

ihracat geçen yılın aynı dönemine göre 

yüzde 8’lik artışla 9 milyar 978 milyon 

dolardan, 10 milyar 761 milyon dolara 

yükseldi. Egeli ihracatçıların son 1 yıllık 

ihracatı ise; yüzde 7’lik artışla 10 milyar 

890 milyon dolardan 11 milyar 683 milyon 

dolara ulaştı. 

Kasım ayında EİB’nin Sanayi ürünleri 

ihracatı yüzde 38’lik artışla 451 milyon 

dolardan, 622 milyon dolara tırmanırken, 

Tarım ürünleri ihracatı yüzde 22’lik yükselişle 

400 milyon dolardan 488 milyon 

dolara yükseldi. Madencilik sektörünün 

ihracatı ise yüzde 11’lik artışla 63 milyon 

dolardan 71 milyon dolara çıktı. 

Zeytinyağı sektörü rekora 

abone oldu, Demir ihracatı zirve 

yaptı 

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları 

Birliği (EZZİB), Kasım ayında ihracatını 

yüzde 100 arttırdı ve 25 milyon 877 bin 

dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. 

EZZİB ihracat artış rekortmeni olurken, 

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları 

Birliği (EDDMİB) yüzde 80’lik 

ihracat gelişimi gösterdi ve 144 milyon 

325 bin dolarlık ihracatla en fazla ihracat 

yapan birlik oldu. EDDMİB, yıllık bazda 

ise uzun bir aradan sonra 1 milyar dolar 

barajını geçti ve 1 milyar 7 milyon dolarlık 

ihracata ulaştı. 

Ege İhracatçı Birlikleri’nin ihracat 

şampiyonu Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon 

İhracatçıları Birliği (EHKİB) Kasım 

ayında 108 milyon 60 bin dolarlık ihracata 

imza attı. Kasım ayında ihracatını 

yüzde 18 arttırarak ikinci olan EHKİB, 

yıllık bazda ise 1 milyar 267 milyon dolarlık 

tutarla zirvedeki yerini korudu. 

Kuru meyve ihracatı 106 milyon 

dolara ulaştı 

Kuru meyve ihracat sezonunun başlaması 

ile birlikte ihracatta yoğun bir 



dönem yaşayan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri 

İhracatçıları Birliği (EKMİB) 

Kasım ayında ihracatını yüzde 14 arttırdı 

ve 106 milyon 632 bin dolarlık ihracatı 

ülkemize kazandırdı. 

İhracatta her ay yeni bir başarı hikayesi 

yazan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal 

Mamuller İhracatçıları Birliği (ESUH- 

MİB), Kasım ayında başarı hikayelerine 

bir yenisini ekledi. İhracatını yüzde 

21’lik artışla 92 milyon 906 bin dolara çıkaran 

su ürünleri ve hayvansal mamuller 

ihracatçıları son bir yılda Türkiye’ye 926 

milyon dolar döviz getirdi. 

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri 

İhracatçıları Birliği yüzde 5’lik ihracat 

artış hızı yakaladı ve Kasım ayında ihracat 

hanesine 51 milyon 795 bin dolar 

yazdırdı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar 

ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 

ise; yüzde 13’lük ihracat artışı ile 27 milyon 

722 bin dolara ulaştı. 

Yaş meyve sebze sektöründe 

URGE Projesi meyvelerini verdi 

Katma değerli ürün ihracatı için 2017 

yılında taze kiraz ve yaş üzüm sektörlerinde 

URGE Projesi yürüten Ege Yaş 

Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, URGE 

Projesi sonrasında odaklandığı Hava 

Kargo sayesinde ihracatını arttırmaya 

devam ediyor. Kasım ayında yüzde 17’lik 

ihracat artış hızı yakalayan Egeli yaş 

meyve sebze ve mamulleri ihracatçıları 

91 milyon 278 bin dolarlık ihracata imza 

attı. 

Son aylarda ihracatta ciddi bir gelişme 

gösteren Ege Tütün İhracatçıları 

Birliği ise; 89 milyon 919 bin dolarlık ihracat 

yaptı. Tütün sektörü, Kasım ayında 

ihracatını 2016 yılı Kasım ayına göre 

yüzde 46 arttırdı. 

24-25 Kasım 2017 tarihlerinde Enerji 

ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın 

katılımıyla “Madencilik Çalıştayı”nda 

2023 ihracat hedefleri için yeni 

bir yol haritası belirleyen Ege Maden İhracatçıları 

Birliği üyeleri Kasım ayında 71 

milyon 36 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 

Deri ve deri mamulleri ihracatı 

yüzde 42 arttı 

Emek yoğun sektörlerin başında gelen 

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları 

Birliği yüzde 19’luk ihracat gelişimi 

ile 21 milyon 986 bin dolarlık ihracat 

kayda alırken, Ege Deri ve Deri Mamulleri 

İhracatçıları Birliği yüzde 42’lik rekor 

ihracat artış hızını yakaladı ve 11 milyon 

769 bin dolar ihracat yaptı. 

Ünlütürk; "İhracatçılarımız 

yeni yıl hediyesini 1 ay önceden 

verdi" 

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör 

Başkanı Sabri Ünlütürk, Ege İhracatçı 

Birlikleri’nin Kasım ayı ihracat rakamlarını 

kamuoyu ile paylaşmaktan büyük 

mutluluk duyduğunu, EİB’nin ihracat rakamlarındaki 

başarıyı, Egeli ihracatçıların 

yeni yıl hediyesini bir ay önceden 

vermesi olarak yorumladığını kaydetti. 

“Kasım ayı ihracat rakamları sayesinde 

aynı anda üç mutluluğu birden yaşıyoruz” 

diyen Ünlütürk, “İhracat artış 

hızımız, Türkiye ortalamasının iki katına 

ulaştı. EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği 

de ihracatını arttırdı. Aylık bazda tarihimizin 

en yüksek ihracat rakamına 

ulaştık. Yılsonu için ortaya koyduğumuz 

11.5-12 milyar dolar ihracat hedefine 

ulaşacak olmanın da huzurunu yaşıyoruz. 

” diye konuştu. 




DENİB’DEN 

BİR REKOR DAHA! 

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından kasım 

ayı ihracat rakamları açıklandı. 

Daha önceki değerlendirmelerimde, 

dünya ekonomisinin yeniden büyüme 

yönünde güçlü sinyaller vermesinin yılın 

geri kalanı için yeni rekorların ipucu niteliğinde 

olduğunu belirtmiştim. İhracatta 

Atılım Yılı ilan edilen 2017’de üst 

üste rekorlar kırmak son derece sevindirici 

ve cesaret verici. 

TİM tarafından açıklanan Denizli ihracatı 

ise kasım ayında yüzde 23,7 artarak 

300 milyon USD olarak gerçekleşti. 

Yılın ilk 11 aylık döneminde ise Denizli 

ihracatı bir önceki senenin aynı dönemine 

kıyasla yüzde 10,6 artışla 2 milyar 

792 milyon USD oldu. 

Ağustos ayında 224 milyon USD’lik 

ihracatla tüm zamanların rekorunu kıran 

Denizli İhracatçılar Birliği, kasım ayında 

gerçekleştirilen ve bir önceki seneye kıyasla 

yüzde 20 artarak 230 milyon USD’yi 

geçen ihracatıyla yeni bir rekora imza 

atmış oldu. Ocak-Kasım dönemi ihracatı 

ise yüzde 14,7 artarak 2 milyar 247 milyon 

USD’ye ulaştı. 

GÜÇLÜ İHRACAT BÜYÜMEYİ 

DESTEKLİYOR! 

Ülkemiz ihracatında da güçlü artışlar 

yaşandığına ve hedeflerimize emin 

adımlarla ilerlediğimize şahit oluyoruz. 

Kasım ayında yüzde 14,2 artan ülkemiz 

ihracatı 13 milyar 629 milyon USD’ye 

ulaştı. Yılın geride bıraktığımız ilk on bir 

ayında ise yüzde 10,7 artan ihracatımız 

142 milyar 663 milyon USD olarak gerçekleşti. 

Böylelikle, 2016 yılının genelinde 

ulaşılan toplam ihracat rakamını 

kasım ayı itibariyle yakalamış olduk. 

Değinmek istediğim bir diğer 

önemli husus da ihracatımızın büyüme 

rakamlarına pozitif katkı sağlaması. İlk 

çeyrekteki yüzde 5,2’lik büyümenin 2,3 

puanının, ikinci çeyrekteki yüzde 5,1’lik 

büyümenin ise 1,7 puanlık kısmının ihracat 

katkısıyla olması motivasyonumuzu 

daha da artırdı. Birkaç gün sonra 

açıklanacak güçlü ve dünya ortalamasını 

geride bırakacak üçüncü çeyrek büyüme 

rakamlarımızda ihracatın yine pozitif 

katkı sağladığını göreceğiz. 




İNOVASYON ÖDÜLÜ 

DENİZLİ’YE 

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen İnovasyon ve İnovalig 

ödülleri sahiplerini buldu. Türkiye çapında bine yakın firmanın 

katıldığı yarışmada “KOBİ Özel Ödülü” Denizli İhracatçılar Birliği Yönetim 

Kurulu Üyesi İsa Dal’ın firması Evteks Limited Şirketi’nin oldu. 

Bu ödülün uzun soluklu bir çalışma 

sonucunda, hayallerin tecrübe ve inanç 

ile birleşmesi neticesinde kazanıldığına 

değinen İsa Dal, ülkemizdeki en inovatif 

KOBİ seçilmenin ve Anadolu’dan bunu 

gerçekleştirmenin son derece gurur verici 

olduğunu belirtti. 

“Denizli, bilindiği gibi ihracatta çok 

önemli bir potansiyel barındırıyor. Türkiye’nin 

dört bir yanından ve binin üzerinde 

başvuru arasından “KOBİ Özel 

Ödülü” nün Denizli’ye gelmesi son derece 

önemli ve gurur verici. İlimizde inovasyon 

bilincinin ne denli artmaya 

başladığının somut bir göstergesi. 

Bizim için ayrı bir gurur kaynağı da, 

ödülün sahibi olan İsa Dal’ın DENİB Yönetim 

Kurulu’nda aktif olarak görev yapması. 

Yoğun ve planlı bir çalışma sonucunda 

“KOBİ ÖZEL Ödülü” nün sahibi 

olan İsa Dal ve çalışma arkadaşlarını gönülden 

tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının 

devam etmesini diliyoruz.” 

İNOVASYON BİLİNCİ ARTIYOR! 

Konuyla ilgili Türkiye İhracatçılar 

Meclisi Başkan Vekili ve Denizli İhracatçılar 

Birliği Başkanı Süleyman Kocasert 

şu ifadelere değindi: 



Alzheimer Hastalığı ve 

Demansta 

Bakımevlerinin yeri 

Hastalık ilerledikçe, hastanın 

evde bakılması daha da 

güçleşebilir. Bir demans hastasının 

bakımı 24 saatlik bir efor 

ve profesyonel eğitim gerektirir. 

Bir gün aile, gerekli bakımı 

sağlamayacak duruma gelebilir. 

Aile bireyleri, hastalarının 

kötüleşmesiyle karşılaştığında 

durumu kabullenmekte çok zorlanırlar, 

bu onlarda büyük bir keder yaratır. Çoğu 

zaman aile bireylerinin bakımevi konusunda 

karmaşık duyguları vardır. Bakımevi 

fikri başlangıçta aileyi öfkelendirse 

de hastasının sağlık takibi ve güvenliğinin 

sağlanması onları rahatlatacaktır. 

Sanılanın aksine ailelerimizin çoğu 

büyüklerini bakımevine yatırmadan önce 

ellerinden geleni yaparak tüm imkânlarını 

denemektedirler. Hastayı bakımevine 

yatırdıktan sonra onu terk 

etmeyip, düzenli olarak ziyaret etmektedirler. 

Aile içinde bakımevi konusunda ki 

anlaşmazlıklar bütün bireylerin tartışmasıyla 

çözümlenmelidir. 

Aile içinde herkesin şu üç konuyu 

tartışması gerekir: 

- Bakımevinin ücreti ve bu ücretin 

nereden tedarik edileceği, 

- Bakımevine yatırılmanın getireceği 

bireysel değişiklikler, 

- Seçilecek bakımevinin özellikleri. 

Bakımevinde yaşamak hastanın hayatında 

çok büyük değişiklik 

yaratacaktır. Bu durumun 

seyri, hastalığın seviyesine 

ve ailenin yeni rollerine uyumuna 

bağlıdır. 

Bir bakımevi aramaya 

karar verdiyseniz, aşağıdakileri 

yapmanız gerekir: 

- Bütün finansal kaynaklarınızı 

inceleyin, 

- Hastanızı bir doktora götürüp tedaviyi 

ve bakım sürecini planlayıp, mümkünse 

huzurevinde kalabilir raporu alınız, 

- Sağlık bakım hizmetlerinin birlikte 

verilebileceği bir bakımevi araştırınız. 

Bakımevi hekimleriyle de başlangıçta 

ve sonrasında hastanızın sağlık durumunu 

takip ediniz. Bakımevi dışındaki 

sağlık takipleri için de aileden birini görevlendiriniz. 

Hastanız bakımevine yerleştikten 

sonra hastanın ve sizin yeni yaşam dönemine 

uyumu için danışmanlık ve psikolojik 

destek alınız. 

Hastayı bakımevine yatırmak için gereğinden 

uzun beklerseniz, hastanın 

uyumu zorlaşabilir, sizin de tükenmişlik 

sendromuna girmeniz kaçınılmaz olur. 

Şimdiden bir bakımevi ihtiyacınız olmasa 

bile, önceden plan yapmanız 

önemlidir. Örneğin; herhangi bir nedenle 

hastanede yatışını takiben doğacak 

ihtiyaç içinde bu araştırma önceden 

yapılmalıdır. 

ÖZEL ANILAR HUZUREVİ VE YAŞLI BAKIM MERKEZİNİN BAKIM 

SÜRECİ REHBERLİK HİZMETLERİNDEN YARARLANARAK, YAŞA- 

MINIZA KALDIĞINIZ YERDEN DEVAM EDEBİLİRSİNİZ. 

Dr. Aysel GÜRSOY Dr. Mehmet GÜRSOY Dr. Banu KINAY 

NÖROLOJİ UZMANI GÖĞÜS HAST. UZMANI AİLE HEKİMİ 




İZMİR DEĞİŞİM 

ŞÖLENİ İLE 

GERÇEK DEĞİŞİMİ 

YAKALAYIN! 

Gündelik yaşamın yoğun temposu 

içinde sağlığa zaman ayırmak büyük 

önem taşıyor. Günümüz dünyasının 

yoğun ve stresli yaşamı, gerek bedensel 

sağlık, gerekse de insan psikolojisi üzerinde 

olumsuz etkiler yaratabiliyor. Bu 

kapsamda, daha sağlıklı ve mutlu bir 

yaşam için değişim ve farkındalığın yükselmesi 

şart. İşte tam bu noktada, 

Ege'nin güzel kenti İzmir'de, Dünya Değişim 

Akademsi tarafından düzenlenen 

İzmir Değişim Şölenleri ile gündelik yaşamın 

yoğun temposuna küçük bir mola 

vermek, uygulanan farkındalık çalışmaları 

ile sağlık ve neşe ile dolmak mümkün. 

Değişim Şölenleri, başta İzmir 

olmak üzere, Ege Bölgesi, tüm Türkiye ve 

uluslararası alandan oldukça geniş bir 

katılım ile gerçekleşiyor. Organizasyonda, 

nefes, biyoenerji, konsantrasyon, 

gevşeme gibi temel alanlarda yürütülen 

farkındalık çalışmaları, mükemmel sağlığa 

ulaşmak isteyenler için müthiş bir 

fırsat. Şölende, altı temel enerji merkezini 

arındırma ve aktifleştirme için uygulanan 

teknikler, özgüven, yaratıcılık, 

kararlılık, sevgi, iletişim yeteneği ve zihinsel 

gücün geliştirilmesini sağlıyor. 

Çalışmalara katılabilmek için daha önceden 

edinilmiş bir deneyim gerekmiyor. 

Dolayısıyla çalışmalar, bu teknikleri ilk 

kez uygulayacak olanlar için de son derece 

uygun. 

Dünya Değişim Akademisi yetkilileri, 

İzmir Değişim Şöleni'nde yer alan farkındalık 

çalışmalarının yararlarını şöyle sıralıyor: 

"Doğru nefes alıp vermek çok 

önemlidir. Nefes çalışmaları ile, akciğerlerin 

nefes alıp verme kapasitesi artar ve 

solunum farkındalığı gelişir. Böylece, vücudun 

bütün hücreleri arınır, beslenir ve 

yaşam gücü kazanır. Doğru nefes, stres 

ve gerilimin azaltılmasına büyük katkı 

koyar. Nefes çalışmaları ile sinir sistemi 

gevşer. Böylece kişi olaylara daha pozitif 

ve çözüm odaklı bakmaya başlar. Öfke 

kontrolü sağlanır. Vücut çalıştırma teknikleri 

ile, eklemler esner, kaslar güçlenir, 

omurga problemleri giderilir, 

bedenin genel duruşu düzelir, iç organlar 

canlanır ve bedensel gerilim atılır. Böylece 

beden hem güçlenir, hem esneklik 

kazanır. Öte yandan bu teknikler, forma 

girmek ve formda kalmak için de etkili 

bir araçtır. Fazla kilolar giderilir, sağlıklı 

ve kalıcı bir zayıflama sağlanır. Biyoenerji 

teknikleri ile insanın enerji alanı 

güçlenir ve arınır. Organizma enerji ile 

dolar ve kişi yaptığı her işte daha verimli 



hale gelir. Bilindiği üzere dağınık zihin 

ve düşünceler sağlığı olumsuz etkilemektedir. 

Konsantrasyon teknikleri, daha 

odaklı olmaya, zihinsel gücün ortaya 

çıkıp güçlenmesine, olumsuz düşüncelerin 

kontrol altına alınmasına ve pozitif 

düşünmeye yardımcı olur. Böylece kişinin 

gerek kişisel, gerekse de iş yaşamındaki 

verimliliği ve başarısı artar. 

Günümüz dünyasında rahatsızlıkların 

önemli bir bölümü sinirseldir. Uygulanan 

gevşeme teknikleri, stres ve gerilimin 

atılmasını sağlar. Günümüzün en sık 

rastlanan problemlerinden olan uykusuzluk 

giderilir. Gevşeme çalışmaları, fiziksel 

ve zihinsel yorgunluğun 

giderilmesine çok iyi gelir. Tüm çalışmalar, 

günümüz dünyasının en temel problemlerinden 

öfke ve stresle baş etmede 

büyük yararlar sunar. Herkes pozitif, 

mutlu, sağlıklı, başarılı ve neşeli bir 

hayat sürmek ister. İzmir Değişim Şölenleri'nde 

uygulanan farkındalık çalışmaları, 

bireyin tüm bunlara ve daha 

fazlasına sahip olmasını sağlar. Bu kapsamda, 

kişi en başta fiziksel sağlığını kazanır, 

hastalıklardan ve hastalıkların yarattığı 

psikolojik rahatsızlıklardan kurtulur. 

Hayata daha pozitif, neşeli ve yapıcı 

bakmaya başlar. Söz konusu çalışmalar; 

hamilelerden çocuklara, ergenlik dönemindeki 

bireylerden gençlere, orta ve 

ileri yaştakilere, dolayısıyla herhangi bir 

sınırlama olmaksızın 0'dan 100'e herkesin 

uygulayabileceği, sağlık odaklı bilimsel 

temellere dayanan bir çerçevede 

sunulmaktadır". 

Bu kapsamda en yakın İzmir Değişim 

Şöleni, yeni yıla merhaba dediğimiz Ocak 

ayı içinde, 12-13-14 Ocak tarihlerinde, 

İzmir körfezinin kalbinde yer seçmiş 

olan İzmir Yeni Kent Merkezi'ndeki 

MyPlaza'da gerçekleşecek. Ayrıca Şölen 

sırasında, Dünya Değişim Akademisi'nin 

İzmir'deki ilk merkezi de açılacak. İzmir 

Değişim Şöleni'ne katılarak, günümüz 

dünyasının yoğun ve stresli temposu 

içinde kendinize küçük bir mola verebilir, 

farkındalığınızı artırarak, yaşamınızda 

sağlık ve mutluluk odaklı gerçek bir değişime 

yer açabilirsiniz. 




MERKEZEFENDİLİ ÖĞRENCİLER LAODİKYA’DA 

TARİHİ KEŞFEDİYOR 

İLK DERS 

LAODİKYA’DA 



ilçedeki 10. sınıflara yönelik gerçekleştirilen 

‘İlk ders Laodikya’da’ projesi çerçevesinde 

Merkezefendili lise öğrencileri, 7 

bin 500 yıl öncesine dayanan bir geçmişe 

sahip olan Laodikya Antik Kenti’ni keşfediyor. 

Gezi başladığından bu güne 

kadar yaklaşık bin 200 öğrenci ilk dersini 

Laodikya’da işledi. 

Merkezefendi Belediyesi’nin eğitime 

verdiği destekler çerçevesinde Denizli’nin 

önemli turizm merkezlerinden biri 

olan Laodikya’da 10. Sınıf öğrencileri tarihi 

keşfe çıkıyor. ‘İlk ders Laodikya’da’ 

projesi kapsamında Merkezefendi ilçesindeki 

10. sınıf öğrencileri 7 bin 500 yıl 

öncesine dayanan bir geçmişe sahip olan 

Laodikya Antik Kenti’ni geziyor, Kazı Heyeti 

Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek’in anlatımıyla 

ilk dersini burada yapıyor. Gezi 

başladığından bu güne kadar yaklaşık 

bin 200 öğrenci ilk dersini Laodikya’da 

işledi ve arkeolojik kazılar hakkında da 

bilgi aldı. Bu gezide Merkezefendi Belediye 

Başkanı Muhammet Subaşıoğlu da 

öğrencilere eşlik ediyor.


ÖĞRENCİLER LAODİKYA DER- 

SİNDEN MUTLU 


gerçekleştirilen ‘İlk ders Laodikya’da’ 

projesinden öğrenciler de oldukça 

memnun. Geziye katılan öğrenciler ve 

öğretmenler, 7 bin 500 yıl öncesinin 

izlerini taşıyan ve tarihi kalıntılarla 

Denizli’nin önemli bir turizm merkezi 

olan Laodikya’da ilk dersi işlemenin 

ve tarihe daha yakından temas etmenin 

önemini vurguluyor. 

Geziye katılan Beden Eğitimi Öğretmeni 

Fatma Dağ Ceyhan, “Bugün 

Laodikya’da ülkemizdeki zenginliklerin 

bir kez daha farkına vardık. Bizden 

önceki medeniyetlerde de günümüzdeki 

yaşanmışlıkların olduğunu gördük. 

Spor, ticaret ve sanatsal 

faaliyetlerinde günümüzden önce yaşandığını 

ama asırlar sonra gömülü bir 

tarihin yeryüzüne çıktığını Laodikya’da 

daha iyi öğrenmiş olduk. Öğrencilerimiz 

adına ne kadar yararlı bir 

ders olduğunu gördüm. Merkezefendi 

Belediye Başkanımız Muhammet Subaşıoğlu’na 

böyle bir projeden dolayı 

teşekkür ederim” dedi. Öğrencilerden 

Yağmur Topuz “Buraya gelmeden önce 

internetten Laodikya fotoğraflarına 

baktım. Açıkça söylemek gerekirse önyargıyla 

geldim. Laodikya’da her attığım 

adımdan sonra burada 

yaşanmışlık olduğunu gördüm. Böyle 

bir gezi düzenlediği için Belediye Başkanımıza 

teşekkür ederim” dedi. Düşüncelerini 

dile getiren İbrahim 

Yıldıztepe “Profesyonel kişilerden 

Laodikya’nın tarihini öğreniyoruz. Burası 

Denizli’nin kültürel turizmi açısından 

çok önemli bir yer. Okuldaki 

derslerimize önemli katkıları oluyor. 

Okulda ders dinlerken dikkatimiz dağılabiliyor, 

burada ders görmek çok 

faydalı oldu” şeklinde konuştu. Yine 

10. Sınıf öğrencisi Simge Öztürk 

“Okuldaki derslerde gördüğümüz konuları 

burada gördüğümüzde anlamamız 

daha kolaylaşıyor. Şimdiki 

dönemdeki oynanan sanatsal oyunlar 

o zamanda oynanmış, bunları canlı 

görmek derslerimizde etkili oldu” diyerek 

İlk Ders Laodikya Projesi’nde tarihi 

öğrenme imkânı sunulduğunu 

kaydetti. 




Türk Halk Müziği’nin Hizmetkarı 

İLHAN YOLCU 

Tarım sektöründe iş yapan başarılı bir iş adamı İlhan Yolcu. İzmir ve 

Ege Bölgesinde iş dünyasında adından söz ettiren Yolcu, yoğun çalışmalarının 

yanında müzikten özellikle halk müziğinden kopmayarak 

Ege müzikleri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. 

Her fırsatta beste ve derleme çalışmaları 

yapan İlhan Yolcu otantik tarzı ve 

yörelere sadık kalarak gerçekleştirdiği 

kayıt çalışmaları ile ege türkülerini sevenleri 

ile buluşturuyor. 

HALK MÜZİĞİNİ SEVDİRMEK 

İÇİN ÇALIŞIYORUZ 

Yoğun iş yaşamının yanında müziğe 

zaman ayırarak çalışmalarını sürdüren 

İlhan Yolcu “müziği müzik olduğu için, 

hiç bir karşılık beklemeden yapmayı seviyorum” 

diyor. Yeni nesiller tarafından 

unutulmaya yüz tutmuş eserleri derleyen 

ve yeni besteler ile kültürü tanıtmak 

istediğini ifade eden İlhan Yolcu, 

“amacım halk müziğimize katkıda bulunmak, 

vatandaşlarımıza sevdirmektir. 

Bütün bunları yapraken de hiç bir karşılık 

beklemiyorum. Sevdiğim şeyleri 

yapıyor ve bunları halkımıza sevdirmek 

için çalışıyorum. Tabiri caizse Halk Müziğinin 

hizmetkarlığını yapıyorum” 

dedi 

Ege Yolcusu albümünde Şaka Şuka 

Derken, Yaka Bağlar Asmalı, Bu Dağlar 

Neden Oldu, Çakırların Odunu, Gıyıların 

Harımıyım, Gumuruda Guşlar Gu- 

26 

egeyondergisi.com


murumu, Yakalarda Yerim Yok, Mavi 

Küf, Oggalı Donlu Ummanim, Çal Karası, 

İlimonun Gurusu, O Cavır Anan 

parçalarını albüme alan İlhan Yolcu, 

Ege Yolcusu 2 albümünde ise Damardını 

Doleştim, Denizlinin Horozları, 

Ağlama Sen Anam, Çöz De Al Mıstavali, 

Kerimoğlu, Çal Karası, Dudu Gız, 

Şu Dalmada Dan Geçtinmi(Yörük Ali), 

Sana Diyom Gözel Yarim Ben Sana, 

Oynan Gari, Mapushane Çeşmesi, 

Yandım Ayşam, Gumuruda Guşlar Gumurumu 

parçalarını dinleyicileri ile 

buluşturdu. 

Kezban Yenge ile üçüncü kez albüm 

çalışması yapan İlhan Yolcu müzik çalışmalarına 

hızla devam edeceğini belirtiyor. 

DESTEK OLAN HERKESE TE- 

ŞEKKÜR EDİYORUZ 

Yeni albümünde de İzmir Marşı, 

Mili Mili Millidir, Kezban Yenge, Goca 

Pınar Gaşları, Fatmam, Öyle Bir Yar 

Sevdim, Hıkkıdık Duttu Beni, Mendil 

Verem mi, Adım Adım Denizlinin Yolları, 

Hergün Sarhoş, Yeni Camii Avlusunda, 

Gelme Doktor Gelme isimli 

parçalara yer veren İlhan Yolcu “gerek 

derleme gerekse kendi bestelerimizle 

kendi kültürümüzü yaşatmaya devam 

edeceğiz. Karşılık beklemeden yaptığımız 

bu çalışmalarda bizlere destek 

olan herkese teşekkür ediyoruz” dedi. 

İLHAN YOLCU KİMDİR? 

İlhan Yolcu 1961 yılında Denizli’nin 

Çal ilçesinde doğdu. İlkokulu Bekill bağlı 

Çoğaşlı Köyünde, ortaokulu Alaşehir’de 

ve liseyi Denizli’de tamamlayarak1978 

yılında Almanya’ya Tekstil Mühendisliği 

öğrenimi için gitti. Türkiye ve Almanya’da 

önce amatörce daha sonra da 

profesyonel olarak çeşitli takımlarda 

efutbol oynadı. Üniversite yıllarından 

sonra 90’lı yılların başlarına kadar Almanya’da 

yaşadı. Ardından Türkiye’ye 

dönerek Orkim Kimya,Biokim Tarım ve 

Philadelphia Ltd.Şti firmalarını kurdu. 

Ortaokul zamanlarında amatörce müziğe 

başlayan İlhan Yolcu, üniversite yıllarında 

arkadaşları ile amatör bir Rock 

Grubu oluşturarak uzun yıllar müzik 

üzerine çalıştı. 

Bir çocuk babası olan İlhan Yolcu, 

halen İzmir'de iş yaşantısını sürdürmektedir. 

İş hayatının yoğunluğu içerisinde 

yinede müzikten kopamayan İlhan 

Yolcu, bulduğu her fırsatta beste ve derlemeler 

yaptı. 

Bu arada sanat yaşantısına kendisi 

gibi müzikseverlere daha geniş çerçeveden 

hizmet verebilmek için Cem Cansız 

ile ortak kurduğu CY Müzik’i kurdu. Şu 

anda iş ve müzik yaşantısına İzmir 

devam ediyor. 




İZMİR’DE 

DENİZLİ 

RÜZGARI 

İzmir’de yaşayan Denizlililerin bir araya geldiği İzmir Denizlililer 

Derneği İzmir’de Denizli rüzgarı estiriyor. 



Yıl içerisinde pek çok kez çeşitli organizasyonlarla 

bir araya gelen Denizlililer 

sosyal yardımlarda da bulunuyor. Dernek 

İzmir’de okuyan 12 Denizlili öğrenciye 

aylık burs veriyor. 

Amacımız Denizlileri Bir Çatı 

Altında Toplamak 

Bir çok etkinlikte ve sosyal faaliyette 

hemşerileri ile bir araya gelen İzmir Denizlililer 

Derneği Başkanı Veli Kasap, 

“Amacımız İzmir’deki bütün Denizlili 

hemşerilerimizi derneğimizin çatısı altında 

buluşturmak” diyor. Bu çalışmalarında 

kendilerine destek veren herkese 

teşekkürlerini sunan Kasap, “İzmir’de 

yaşayan bütün Denizlililerle bir şekilde 

temas kurmak istiyoruz. İzmir’de 150bin 

civarında Denizlili yaşıyor. Birlikte hareket 

etmek istiyoruz. Böylelikle hem 

memleketimize hem de milletimize daha 

iyi çalışmalar sağlayabiliriz” dedi. 

Öğrenci Bursları Devam Edecek 

İzmir Denizlililer Derneği hayırsever 

hemşerilerinin destekleri ile bu sene 12 

öğrenciye burs veriyor. Denizli’de doğmuş 

olmak şartı ile İzmir’de öğrenim 

gören üniversite öğrencilerine verilen 

burslarda Dernek öğrenciler ve hayırseverler 

arasında köprü oluyor. İzmir’de 

okuyan öğrencilerimize destek olmak 

hepimizin görevi diyen Dernek Başkanı 

Veli Kasap, “bizler birlikte hareket ettikçe, 

Derneğimizi güçlendirdikçe çok 

daha fazla sosyal sorumluluk projesinin 

altına imza atacağız. Şu anda hayırseverlerimiz 

sayesinde 12 öğrencimize burs 

sağlıyoruz. Bu onların iyi bireyler olarak 

yetişmesi için bizden bir destek. Umarız 

gelecek nitelikli nesiller için bir nebze 

desteğimiz olur” diye konuştu. 

Çalışmaya Ara Vermeden 

Devam Edeceğiz 

Memleketleri için çalışmaya devam 

edeceklerini vurgulayan Dernek Başkanı 

Veli Kasap, “Memleketimiz için birlik olmamız 

gerek. Bir arada olmamız güçlü 

olmamız demek. Sadece Denizli için 

değil, İzmir için, Türkiye için çalışmamız 

demek. Buluşmalarımızda toplantılarımızda 

‘neler yapabiliriz, memleketimize 

nasıl fayda sağlayabiliriz?’ diye konuşuyoruz 

ve bu şiarla da çalışmalarımıza ara 

vermeden devam edeceğiz” dedi. 




MÜHENDİS 

GÖZÜYLE 

Mühendislik alanındaki güncel gelişmeleri, bunun yanında hayatın 

içinden teknik konuları dopdolu içerikleri ile ele alan Mühendis Gözüyle 

Pamukkale TV ekranlarından yayın hayatına devam ediyor. 

Mühendisler için bilgi paylaşımının 

sağlandığı Mühendis Gözüyle, aynı zamanda 

gündelik hayat için pratik bilgiler 

sunarak pek çok alanda kamuoyunu aydınlatıyor. 

Teknik bakımdan izolasyona, inovasyondan 

teknoloji yaklaşımlara kadar 

dolu dolu içerikleri ile Mühendis gözüyle 

farklı mecralarda takipçileri ile buluşuyor. 

Pamukkale TV ekranlarında her hafta 

Pazar günleri ekrana gelen Mühendis 

Gözüyle TV programı farklı konu ve alanında 

uzman konukları ile televizyon ekranlarından 

izleyenleri ile buluşuyor. 


İş güvenliğinden bakıma, asansörden 

enerjiye, inşaat sektörünün pek çok 

farklı alanından bakım teknolojilerine 

kadar pek çok alanda hem alternatif mühendislik 

bilgisi hem de gündelik pratik 

bilgiler aktaran Mühendis Gözüyle Makina 

Mühendisi Fatih Yaşa’nın sunumuyla 

ekranlara geliyor. 

Aynı zamanda muhendisgozuyle.com 

internet adresi ile alanında pek çok alternatif 

bilginin kaynaklığını yapan Mühendis 

Gözüyle, sektörel gelişmelerin ele 

alındığı kongreleri yaptığı yayınlar ile 

Türkiye’nin dört bir yanından mühendislere 

aktarıyor.



Açılıştan gerçekleştirilen canlı yayının 

yanı sıra sektör temsilcileri, sergi katılımcıları 

ve kongre bileşenleri ile 

gerçekleştirilen röportajlar ve sergiye katılan 

firmaların stant tanıtımları Mühendis 

Gözüyle programında ve internet sitesinde 

yayınlandı. 

PAÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde üç 

gün boyunca süren kongrede 4 ayrı salonda 

paralel oturumlarda konusunda 

uzman kişiler bilgi ve deneyimlerini paylaştığı 

40 bildiri, 14 seminer, 1 panel gerçekleştirildi. 

Kongre boyunca 

katılımcılara 7 ayrı kurs da verildi. Kongre 

kapsamında, 32 firmaya ait ürün ve 

faaliyetler de sergi alanında yer aldı. 

Gerçekleştirilen yayınları ve BTKS 

hakkında detaylı bilgileri www.muhendisgozuyle 

.com’dan ve EgeyönTV Youtube 

kanalından izleyebilirsiniz. 


Mühendis Gözüyle BTKS’de 

Türkiye Makina Mühendisleri Odası’nın 

8.’sini Eylül ayında Denizli’de düzenlediği 

Bakım Teknolojileri Kongresi 

ve Sergisi Mühendis Gözüyle’nin odak 

konusu oldu. Pamukkale Üniversitesi 

Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen 

etkinlikte Mühendis Gözüyle gerçekleştirdiği 

yayınlarla 8. BTKS’yi Türkiye’ye 

anlattı.



Hidrolik Pnömatik Kongresi İzmir’de 

Gerçekleşti 

8. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi 

İzmir’de gerçekleşti. 22-25 Kasım 2017 

tarihlerinde gerçekleşen kongreyi 528 

kayıtlı delege ve 3328 ziyaretçi takip etti. 

Firma katıldı. 

45 bildiri sunumu, 15 atölye çalışması, 

1 panel, 6 kurs, 5 yuvarlak masa 

toplantısı ve 1 forumun düzenlendiği 

kongrenin sergisinde de 1085 metrekarelik 

bir alan içinde 45 firma yer aldı. 

Kongre kapsamında; “Pnömatik ve 

Elektrik Tahrikli İş Elemanları ve Karşılaştırılması”, 

“Mobil Hidrolikte Endüstri 

4.0 Uygulamaları”, “Pnömatik Teknolojisinde 

Devrim, Dijital Pnömatik, Motion 

Termina (VTEM)”, Medikal Sistemler ve 

Laboratuvar Alanlarında Otomasyon Çözümleri”, 

“Mobil Uygulamalarında Elektronik 

Çözümler” “Medikal Proses 

Ekipmanları, İlaç Hazırlama (Kemoterapi) 

ve Temiz Oda Uygulamaları”, “Sızıntı 

Bulma Teknikleri”, ”Radyal Pistonlu 

Hidrolik Motorlarda Elektronik Deplasman 

Kontrolü”, “Vinç ve İş Makinalarında 

Yük Kontrol ve Yük Tutma Valfleri”, 

”Yeni Nesil Servo Performanslı Oransal 

Valfler”, “Mobil Araçlarda Soğutma Uygulamaları”, 

”Pick&Place Uygulamalarında 

Vakum Seçimi”, “Kabin 

Stabilizasyonu”, Filtrasyon” konularında 

15 Atölye Çalışması düzenlendi. 

Kongrede düzenlenen kurslarda; 

“Pnömatik Devre Elemanları ve Uygulama 

Teknikleri”, “Hidrolik Devre Elemanları 

ve Uygulama Teknikleri”, 

“Hidrostatik Tahrik ve Kapalı Devre Tekniği”, 

“Sıozdırmazlık Elemanları Seçiminde 

Yenilikçi Yaklaşımlar ve Uygulama 

Örnekleri” “Hidrolik Boru Bağlantı Elemanları” 

“Hidrolik Endüstrisinde Kullanılan 

Akışkan İletimi Elemanlarına 

Genel Bakış” konuları ele alındı. 

Dolu dolu geçen kongrenin ardından 

kongrede de ulaşılan çok yönlü birikimi 

içeren 519 sayfalık “Bildiriler Kitabı” tüm 

sektör ilgililerinin kullanımına sunuldu. 

İzmir’de gerçekleşen 8. Ulusal 8. Ulusal 

Hidrolik Pnömatik Kongresi’nden detayları 

www.muhendisgozuyle.com’dan 

takip edebilirsiniz. 




Tarımda ithalatı en aza indirmek için 

EXPONAZAGRO 

NAZİLLİ 

TARIM FUARI 

Tarımsal üretimin önemli olduğu Türkiye’de bölgelerde tarımsal bilinci 

artırmak, teknolojik gelişmeleri çiftçilere aktarmak ve tarımsal yeterliliği 

sağlamak konusunda düzenlenen tarım fuarlarının önemi büyük. 

Sahip olduğu geniş ve verimli arazileri 

ile Aydın şehrinin en önemli tarım 

ürünleri üretim merkezi olan, ürün çeşitliliğinin 

fazla olduğu ve farklı tahılların 

üretildiği, Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık 

da olduğu kadar kanatlı hayvancılık 

ve arıcılığın da ön plana çıktığı, 

dünya standartlarında mezbahaları ve 

süt çiftlikleriyle hizmet veren, sakin ve 

doğal yaşantısı, zengin tarihi ve kültürü 

ile göz kamaştıran bir ilçe olan Nazilli de 

Ocak ayında bir tarım fuarına ev sahipliği 

yapacak. 

FUARIN HEDEFİ ÜRÜNLERİN 

MARKALAŞMASI 

EXPONAZAGRO Nazilli Tarım Fuarı 

18-21 OCAK 2018 tarihlerinde Aydın- 

Nazilli Eşref Özel Çok Amaçlı Kapalı Alanında 

kapılarını açıyor. Tarım, büyükbaş 

ve küçükbaş hayvancılık ve gıda teknolojileri 

sektörlerini üreticilerle buluşturacak 

fuarın en büyük hedeflerinden 

birisi de Nazilli ve çevresinde yetiştirilen 

ve üretilen ürünlerin markalaştırılması 

olacak. 

Hayvancılık, tarım ve seracılık, tarım 

makinaları, hizmet ve lojistik, organik 

tarım ve diğer tarım uygulamaları konularında 

üreticilere bilgi sunacak olan fuar 

için İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa, Isparta, 

Afyonkarahisar, Uşak, Denizli’den 

ve Aydın’ın ilçelerinden otobüs organizasyonları 

gerçekleştirilecek. 

Odalardan, Borsa, Birlik ve kooperatiflerle 

ortak çalışmalarla üreticileri 

fuara davet eden organizatör firma Elit 

Fuarcılık, bu fuarla birlikte tarım ve hayvancılık 

sektöründe problemlerin nereden 

çıktığını tespit ederek, bu 

problemlerin çözümleri için konunun 

yeniden ele alınarak yatırımcıların önünün 

açılmasını sağlamayı amaçlıyor. 

Üreticimize Katkı Sağlayacak 

Fuarla ilgili açıklamalarda bulunan 

Elit Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı 

Kudret Çiçekçi Ege Bölgesi’ndeki tüm 

oda-borsa-birlik ve kooperatiflerin üyeleri 

ile birebir iletişim kurdukları bir ortamın 

yaratılmasını amaçladıklarını dile 

getirdi. Çiçekçi bu ortamın sağlanmasının 

da başta ülke ekonomisi olmak üzere 

Aydın’a, Nazilli’ye ve en nihayetinde de 

üreticimize, çiftçimize büyük katkı sağlayacağını 

ifade etti. 



IF Wedding 

Fashion İzmir 

12. Yılında 

Ocak ayında 12.si düzenlenecek olan IF Wedding Fashion İzmir 

Türk markalarını ve uluslararası markaları dünyaya duyurmaya 

devam ediyor. 

Her yıl dünyanın dört bir yanından 

ağırladığı yabancı alım heyetleri ile gelinlik 

ve abiye sektörü ihracatına katkı 

koyan IF Wedding Fashion İzmir, başta 

Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden 

ziyaretçi ağırlamaktadır. 

Dünyaca ünlü modacılara ev sahipliği 

yapan gala gecesi, genç stilistlere keşfedilme 

fırsatı sunan Gelinlik Tasarım Yarışması, 

katılımcı firmaların düzenlediği 

solo defileleriyle IF Wedding Fashion İzmir’de 

her sene olduğu gibi bu sen de 

moda rüzgarları esecek. 

Bu sene 16 - 19 Ocak 2018 tarihleri 

arasında Fuarizmir'de gerçekleştirilecek 

olan IF Wedding Fashion İzmir katılımcı 

ve ziyaretçilerini bekliyor. 

Katılımcı Profili 

Sektöre yönelik ve yalnızca profesyonel 

alıcıya hitap eden fuarda; gelinlik, 

damatlık, abiye giyim, aksesuar (duvak, 

çiçek, taç, eldiven, bindallı) ve çocuk 

abiye ürün gruplarından Türkiye'nin ve 

dünyanın önde gelen markaları katılımcı 

olarak yer almaktadır. 





DOĞRU BİLGİ, 

DOĞRU ÜRETİM, 

DOĞRU PAZAR 

Denizli’de örtü altı seracılığın gelişmesi için çabalayan ve bunun 

da olumlu sonuçlarını herkese gösteren Halil Öztürk, “doğru 

bilgi, doğru üretim, doğru pazar” diyor.


Türkiye Sebze, Meyve Komisyoncular 

Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve 

Demeskom’un sahibi Halil Öztürk, 

“Doğru bilgilerimizi paylaştığımız üreticilerimiz, 

doğru üretim yolları ile doğru 

pazara ulaşmanın rahatlığını yaşıyor. 

Denizli Beyağaç’ta kurduğumuz seralarda 

üretimle başarılı şekillerde gerçekleşiyor, 

hem de kaliteli bir şekilde” dedi. 

Beyağaç, Çameli, Çal ve Tavas bölgelerinde 

çiftçilerin alternatif yollarla üretim 

yapmalarını sağlamak adına sera 

kurulumlarında öncü olan Halil Öztürk 

çalışmalarının hem üreticiler için hem 

de Türkiye için başarılı olduğunu vurgulayarak, 

“Örtü altı üretim çiftçilerimiz 

için daha verimli. Biz de üreticilerimizi 

bu alanlarda üretim yapmaya teşvik 

ettik. Sonuçlarını da gayet olumlu bir şekilde 

alıyoruz. Bu üretim süreçlerinin 

bütün safhalarında da çiftçimizin yanında, 

onlara destek oluyoruz” dedi. 

“Önemli olan Ürün Modasını- 

Yakalamak” 

Üretilen ürünlerin değerinde satılabilmesi 

için üreticilere ve ziraat mühendisi 

adaylarına eğitimler de veren Halil 

Öztürk, “önemli olan Türkiye ve dünya 

pazarında tüketilen ürünün modasını yakalayabilmek. 

Bir sene bir biber türü çok 

satılırken bir sene bir başkası satılıyor. 

Bizler de üreticilerimizin bu tüketim modasına 

ayak uydurabilmeleri, ve piyasanın 

istediği ürünleri yetiştirmesi 

konusunda üreticilerimizi destekliyoruz” 

dedi. 

Uzman danışman kadroları ile üreticilerin 

girdi maliyetlerini düşürerek onların 

daha kaliteli üretim yapmalarını 

sağladılarını vurgulayan Öztürk, “çiftçilerimizin 

ürettiği ürünlerin değerinde 

satılması bizim asli görevimizdir. Onlarla 

paylaştığımız bilgiler ışığında üretim 

yapan çiftçilerimizin kaliteli ürünlerini 

doğru pazarlarda, ürünlerin hakettiği değerleri 

ile satılması için köprü oluşturuyoruz. 

Domates, Salatalık karpuz, 

sarımsak, marul, iceberg ve yeşillik türleri 

gibi ürünlerle üreticimizi teşvik etmekte 

ve desteklemekteyiz. 

“Yeni pazarlar için Çalışıyoruz” 

Denizli’de, Türkiye’de ve dünyada çalışmalarımızı 

sürdürüyoruz. Pazar alanlarımızın 

genişleyebilmesi için her türlü 

çalışmayı gerçekleştiriyoruz. Katıldığımızı 

yurt dışı fuarları ve Ekonomi Bakanımız 

Nihat Zeybekci’nin desteği ile 

özellikle sera domateslerine yeni pazarlar 

oluşturmak ve çiftçilerimize hakettiklerini 

vermek için var gücümüzle 

çalışıyoruz” dedi. 




YERLİ OTOMOBİLDE 

EGE FARKI 

Ege Bölgesi’nden yerli otomobil çalışmalarına 

destekler ve öneriler geliyor. 

Türkiye’nin uzun zamandır içinde 

uhde kalmış olan yerli bir otomobil üretimi 

çalışmaları büyük bir heyecanla başladı 

ve devam ediyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 

“yerli otomobil için 5 babayiğit istiyorum” 

açıklamasından sonra Zorlu 

Holding, Anadolu Grubu, BMC, Kıraça 

Holding ve Turkcell’den oluşan 5’li yerli 

otomobil için çalışmalara başladı. 

Fizibilite çalışmalarının yanı sıra çağı 

yakalamak için arabanın teknik ve teknolojik 

özellikleri üzerinden de araştırma 

ve çalışmalara devam edilirken, 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı 

Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı bir konuşmada 

yerli otomobilin prototipinin 

2019’da, seri üretim ve satışlarının ise 

2021’de gerçekleşeceğini ifade ederek 

net tarih verdi. 

Üzerinde çalışılacak otomobil’in 

elektrikli olması ve çağı yakalaması üzerine 

fikir birliği ve çalışmalar devam 


ederken, hem karlılık hesaplaması hem 

de pratiklik kazanması açısından AR-GE 

çalışmaları devam ediyor. Elektrikli bir 

otomobil üretilsi gündeme gündemde 

tartışılırken, Başbakan Yardımcısı Fikri 

Işık yerli otomobille ilgili yaptığı açıklamada 

kendi önerisi olan menzili uzatılmış 

elektrikli araç (hibrit araç) konusunu 

da dile getirdi. Geleceğin elektrikli otomobilde 

olduğunu ifade eden Işık: 

“Bizim de aracımızın elektrikli olması 

lazım. Ancak elektrikli otomobil için altyapı 

bu süre zarfında hazırlanamaz. Bu 

sebeple menzili uzatılmış elektrikli otomobil 

modelini benimsedik. Bu modelde,


araçta bir batarya var, 20 veya 30 kwh. 

Yapılan araştırmalara göre büyük şehirlerde 

insanlar günde ortalama 60 km, 

küçük şehirlerde ise 20 km yol yapıyor. 

Eğer araç 100 km menzili garanti altına 

alırsa, insanlar akşam evinde şarja 

takıp sabah arabasına binip gidebilir. 

Ama İstanbul'dan Ankara'ya gidecekseniz, 

her 100 km'de durup şarj edemezsiniz. 

Ona da menzilin uzatılması için 

benzinle çalışan küçük bir jeneratör koyuyorsunuz, 

aracın bataryası yüzde 

30'un altına düştüğünde jeneratör çalışıyor 

ve 15 dakikada bataryayı dolduruyor. 

Siz de her yere gönül rahatlığı ile 

gidebiliyorsunuz. Bu şekilde 1000 km'lik 

mesafeyi max 20 litre benzinle alabiliyorsunuz” 

dedi. 

Bu modelle araçların daha kolay ticarileşeceğini 

söyleyen Işık, “Benim önerim 

yerli otomobilin menzili uzatılmış 

elektrikli araç olması” dedi. 

Yerli Otomotiv çalışmalarında yer alacak 

5 babayiğitten biri olan Kıraça Holding Yönetim 

Kurulu Başkanı İnan Kıraç, yapacakları 

otombilin elektrikli olacağını belirtti. 

Kıraç, “Şu anda Türkiye'nin her yerinde bu 

otomobili kullanmak mümkün mü, değil, 

altyapı lazım. Benzin doldurur gibi elektrik 

dolumu yapılabilecek istasyonlar lazım. 

Önceden yan sanayimiz zayıftı. Ama şimdi 

sanayimizn geldiği nokta iyi. Doğru zamanda 

Türkiye bu işe giriyor.” dedi. 

Yerli otomobil için kurulan 5’li çalışma 

grubunun doğru bir grup olduğunu dile getiren 

Kıraç, “Hangi şehirde yapacağız, 

hangi modeli yapacağız gibi konularımız 

var. Birlik daha müşavir firmayı seçmeye 

çalışıyor, ona bir hazırlık yaptıracağız, 

ondan sonra şekillenecek” dedi. 

“Araba İsteyen Herkes Biner 

Dolar Versin” 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı 

Davut Çetin’den ise ilginç bir öneri geldi. 

Otomobil üretmenin kolay, satmasının zor 

olduğunu ifade eden Çetin, Türkiye’nin 

yerli otomobil hamlesi sayesinde elektrik 

pili, sensör, otonom sürüş gibi alanlarda 

teknoloji üretme yolunda ilerlese bile 

büyük kazanım olur. Projenin önemli bir 

yönü çok ortaklı bir kamu-özel sektör işbirliği 

modeli olmasıdır. Büyük özel sektör şirketlerinin 

bir çatı altında işbirliği yapması 

da bir ilktir. Umarım ki proje kurumsal bir 

yapıyla yönetilir ve başarılı olur. Proje açıklanır 

açıklanmaz bazı kuruluşlar yine '10 

bin araç biz alırız, 20 bin araç biz alırız' gibi 

beyanlar verdiler. Bence bunu sözde bırakmayalım 

ve herkes biner dolar yatırıp sipariş 

versin, bu proje gerçek bir milli proje 

olsun" diye konuştu. 




YERLİ OTOMOBİLİN PİLİNİ 

ZORLU ÜRETECEK 

Yerli otomobil üretecek 5 babayiğitten biri olan 

Zorlu Holding yerli otomobilin pilini geliştirecek. 

Yerli otomobilde güzel şeylerin olacağını 

dile getiren Zorlu Holding Yönetim 

Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, 

“Buna herkesin inanması lazım. İnanmazsanız 

bir şey olmaz. Yola çıktık. 'Ya 

Allah, Bismillah' diyoruz. İnşallah sonunu 

da iyi neticelendiririz. Ülkemiz ve 

grubumuz adına hayırlısı olsun diyorum" 

dedi. 

Gelecek elektrikli otomobilde 

Otomobil sektöründe geleceğin elektrikli 

ve sürücüsüz araçlarda olduğunu 

vurgulayan Zorlu, elektrikli araçların IT, 

pil ve motordan oluştuğunu belirtti. Yerli 

otomobil için pil üretimini üstleneceklerini 

dile getiren Zorlu, “Vestel, Türkiye'de 

ilk 4.0'a geçecek kurumlardan biridir. 

4.0'ın yazılımlarını da robotlarını da 

kendi içimizde yapıyoruz. Grubumuz bu 

hususta katkı sağlayacaktır. Bundan kimsenin 

şüphesi olmasın. Pil konusunda 

çalışmalarımız var. Geçen hafta Zorlu 

Meta Nikel Kobalt Tesisi açılışını gerçekleştirdik. 

Kobalt ve sülfat rafinerisi kurduk 

ve bunların ham maddesi de 

Türkiye'de"dedi. 

DENİZLİLİ BABAYİĞİT 

BİZLERİ GURURLANDIRDI 

Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan 

yerli otomobil projesinin kendilerini 

heyecanlandırdığını ifade ederek 

"Türkiye'nin yerli ve milli bir araba üretmesi 

çok önemliydi. Teknik altyapımız, 

mühendisimiz ve işgücümüz yerli otomobili 

üretecek seviyededir. Türk mühendislerimizin 

geliştireceği aracımız, en güzel 

tasarım ve işçilikle yollara çıkacaktır. Devletimizin 

desteği ve babayiğit sanayicilerimizin 

özverisi ile yerli otomobil, 2023 

hedefleri arasında önemli yer tutacaktır. 

Beşli ortak girişim grubu içinde, Denizlili 

Zorlu Holding'in yer alması bizleri ayrıca 

gururlandırmıştır. Zorlu Holding Yönetim 

Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu başta 

olmak üzere ortak girişimde yer alan Anadolu 

Grubu, BMC, Kıraça Holding ve Turkcell 

gruplarını tebrik ediyor, başarılar 

diliyorum” dedi. 



EGE’DEN 

YERLİ OTOMOBİLE ÇAĞRI 

Yerli otomobil tüm Türkiye’de olduğu gibi Ege’nin bir çok kentinde 

de heyecan yarattı. 

Çalışmaların yarattığı heyecanın yanı 

sıra otomobilin nerede yapılacağı da 

merak konusu. 

İzmir, Denizli ve Afyon’dan 

çağrı var 

Yerli otomobilin üretim yeri konusu 

şu an için kesin olmamakla birlikte ön 

hazırlıklar pek çok kentte heyecan yarattı. 

Türkiye’de üretimin yapılması için 

pek çok bölgeden çağrı yapılrken bu çağrılardan 

üçü İzmir, Denizli ve Afyon’dan 

gerçekleşti. 

Yerli Otomobil’de İzmir Farkı 

İzmir yerli otomobilin üretimi için 

harekete geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi 

öncülüğünde “Yerli Otomobil” üretim 

toplantısı gerçekleşti. Başkanlığını 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz 

Kocaoğlu’nun yaptığı toplantıda yerli 

otomobilin İzmir’de üretilmesi için yol 

haritası belirlendi. 

8 Kişilik Komisyon Kuruldu 

Yer seçimi konusunda istiare edilen 

toplantıda lobi faaliyetlerini yürütmek 

üzere 8 kişilik komisyon kuruldu. Komisyonda 

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, 

Tiryakiler Grubu Başkanı Mehmet Tiryaki, 

ESBAŞ CEO'su Faruk Güler, Norm 

Civata Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Uysal, 

İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı 

Neşe Gök, TERBAY Yönetim Kurulu Başkanı 

Abdullah Baysak, Sektör Danışmanı 

Mustafa Menku ve CMS Jant Yönetim 

Kurulu Başkanı Bertuğ Ösen yer alıyor. 

İzmirlilerin de Katkı Vermesini 

İstiyoruz 

Yer seçimi konusunda ise İzmir’de 

Aliağa, Kınık ve Bergama bölgelerinin 

fabrika içi uygun bulunduğunu açıklayan 

Kocaoğlu, “Burada hazineye ait arsalar 

değerlendirilebilir. Büyükşehir olarak biz 

böyle bir arsanın temininin ardından alt 

yapı çalışmalarına destek olup işleri kolaylaştırıcı 

şekilde hareket edeceğiz. Ama 

bu yatırımın İzmir'e yatırımın gelmesi 

için lobi faaliyetleri de yapılmalı. İzmirlilerin 

de bu yatırıma katkı vermesini istiyoruz. 

Çünkü onların da gelir düzeyi ve 

yaşam kalitesi artacaktır. İzmirlilerin de 

istek ve arzulu olarak çalışmasını istiyoruz" 

dedi. 




Ouşturulan 8 kişilik komitenin başkanlığını 

yapan EBSO Başkanı Ender 

Yorgancılar “İzmir'in çok önemli avantajları 

var. Liman, insan kaynakları, geçmişteki 

BMC ve Opel gibi yatırımlar ve 

son dönemde İzmir'deki otomobil yan 

sanayinin başarıları sonucu bu iş için en 

önemli yerin İzmir ve çevresi olduğunu 

gösteriyor" dedi. 

DENİZLİ YERLİ OTOMOBİLİ 

ÇAĞIRIYOR 

Denizli’nin Çardak İlçe Belediye Başkan 

Mahmut Öztürk yerli otomobilin Denizli’de 

yapılmasını istediklerini dil 

getirdi. Çardak Organize Sanayi Bölgesi’nin 

yerli otomotiv üretimi için son 

derece uygun olduğunu ifade eden Bakan 

Öztürk, “ Yerli otomotiv üretimi için Çardak’ta 

ortam oluşmuştur. Çardak Organize 

Sanayi Bölgesi’nde fabrika 

yapımları devam ediyor. Sayın Ekonomi 

Bakanımız Nihat Zeybekci’ye göstermiş 

olduğu büyük gayretlerden dolayı çok teşekkür 

ediyorum. Teşvik kapsamına 

alındı. 20 yıldır atıl durumda olan Organize 

Sanayi Bölgesi, 2017 yılında hayat 

buldu. Fabrikalar teker teker yapılmaya 

başlandı. Şuan bölgeye 3’üncü fabrika 

yapılmaktadır. Bir firma otomobilde kullanılan 

4-5 filtrenin tamamını yapan 

ulusal bir firma halinde faaliyetlerini 

Çardak’ta sürdürüyor. Ayrıca şu anda yatırımın 

yapılabileceği, devletin elinde 

olan yaklaşık bin dekar arazi var” dedi. 

Çardak’ın Yerli Otomobilin Bileşeni 

Olması Lazım 

Başkan Öztürk; “ Anadolu’da teknolojik 

yatırımların gelişmesiyle oluşan 

çağdaşlaşmadan bizim bölgemizin de 

faydalanması adına önemli bir proje olduğunu 

düşünüyorum. Talebimde son 

derece haklı olduğumu düşünüyorum. Bu 

projenin Çardak’ta hayata geçirilmesi sadece 

Denizli’ye değil, hinterlandımızdaki 

diğer iller için de lokomotif görevi görecektir. 

Ülkemizde yerli otomobille ilgili 

girişimlere bu kadar yaklaşılmışken yatırımların 

da eşit şekilde paylaşımı bizi 

de çok sevindirecektir” diye konuştu 



BAKAN EROĞLU AFYON’U ÖNERDİ 

Yerli otomobilin üretileceği yer konusunda 

bir öneri de Orman ve Su İşleri Bakanı 

Veysel Eroğlu'ndan geldi. Üretim yeri 

olarak Afyon’u öneren Bakan Eroğlu, “Babayiğitler 

meydana çıktı. Şimdi otomobilin 

imal edileceği yer konusunda çalışmalar 

yapılıyor. Biz de diyoruz ki, Afyonkarahisar’da 

her şey var” dedi. 

Teknolojik açıdan Türkiye’de gelişmelerin 

olumlu olduğunu ifade eden Eroğlu, 

yerli otomobilin bir sevda olduğunu dile 

getirdi. Türkiye’nin araba sanayinde geliştiğini 

vurgulayan Bakan Eroğlu, Türkiye’nin 

yerli otomobilini kendisinin 

üretebileceğini söyledi. Bakan Eroğlu, “Bu 

otomobillerin imal edileceği yer neresi olacak, 

bu konuda çalışmalar yapılıyor. Biz de 

diyoruz ki; Afyonkarahisar'da her şey var. 

Yolların kavşak noktası, burada teşvikler 

var. En önemlisi yer. yerimiz de var" dedi. 

Eroğlu, Afyonkarahisar'ın talep merkezlerine 

de yakın bir noktada yer aldığını vurguladı. 

Afyon’un Anadolu’nun merkezi olduğunu 

ifade eden Bakan Eroğlu, “dünyanın 

merkezi Afyonkarahisar. Dolayısıyla ben de 

bir Afyonkarahisar sevdalısı olarak bütün 

babayiğitlere diyorum ki 'gelin'. Sanayi ve 

ticaret odalarımız, milletvekillerimiz, valimiz, 

bütün Afyonkarahisarlılar tam destek 

vereceğiz. Yer bizden, suyu bizden, parası 

bizden, yapması onlardan” dedi. 




GERÇEK BAŞARI ÖYKÜSÜ 

DEVRİM ARABALARI 

Türkiye’nin ilk yerli arabası Devrim arabaları. Türk Mühendisler 

tarafından çok kısa zamanda üretilen ama seri üretime geçmesi 

engellenen bir başarı öyküsü. 

Türkiye’nin ilk yerli arabası Devrim 

arabaları. Türk Mühendisler tarafından 

çok kısa zamanda üretilen ama seri üretime 

geçmesi engellenen bir başarı öyküsü. 

Yerli otomobil tartışmalarının gündemi 

meşgul ettiği bu dönemde hala 56 

yıl öncesinin söylemleri ile karşılaşmak 

mümkün, “Yerli araba bir hayal.” Peki 

öyle mi? 

Olmaz Demek Yanıltmanın Sonucudur 

İlk yerli otomobil Devrim arabalarının 

mühendislerinden olan Kemalettin Vardar, 

“Türk tekniği, mühendisi ve kafasının 

bir otomobil yapamayacağını 

dillendirmek korkutmanın, yanıltmanın 

sonucudur” dedi. 

Vardar, "Türkiye her şeyin en güzelini 

yapabilecek potansiyele sahip. Ancak 

'Bizden bir şey çıkmaz, bir şeyler üretemeyiz' 

anlayışı nedeniyle neticeye ulaştıramıyoruz" 

dedi. 

Devrimin Başarı Öyküsü ve Önünün 

Kesilmesi 

İşte size Devrim’in Hikayesi 

• "Devrim" 

16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları 

Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici 

ve mühendislerinden 20 kadarı 

Ankara’ da bir toplantıya çağrıldılar. 

Toplantıya başkanlık eden Genel 

Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu, Ulaştırma 

Bakanlığından alınan bir yazıyı 

okudu. Yazıda “ Ordunun cadde binek ihtiyacını 

karşılayacak bir otomobil tipinin 

geliştirilmesi “ görevinin TCDD İşletmesine 

verildiği ve bu amaçla 1.400.000.-TL 

ödenek ayrıldığı belirtiliyordu. 

Verilen termin 29 Ekim 1961, yani tanınan 

süre 4.5 aydı. Bu süre içinde bu 

çapta bir geliştirme çalışması yapılabilir 

miydi ? 

Toplantıda söz alanların çoğu böyle 

bir projede seve seve çalışmaya hazır olduklarını, 

fakat böylesine kısa bir sürede 



sonuç alınabileceğini sanmadıklarını dile 

getirmeye çalışmış, bir kısmı da “ hayır “ 

demişlerdi. 

Tüm ülkede ise üniversitesinden, basınına, 

bir avuç sanayicisinden, politikacısına, 

sesini duyurabilen herkes 

Türkiye’de ne otomobil, ne de motor yapılabileceğine 

inanıyor, özel sohbetlerde, 

röportajlarda, hatta film gösterili konferanslarda 

bu görüş vurgulanıyordu. 

Fakat bu inanılmaz şey gerçekleşiyor 

ve 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye’ de yapılan 

bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa 

da, kendi tekerlekleri üzerinde ve 

yine Türkiye’ de yapılan kendi motorunun 

gücüyle Büyük Millet Meclisi binasının 

önüne götürülerek Cumhurbaşkanı 

Cemal Gürsel Paşa’ ya sunulabiliyor, bir 

ikincisi Paşa’ yı Anıtkabir’ e götürüyor, 

sonra da Hipodrom’ daki geçit resmine 

katılıyordu. 

Bu nasıl gerçekleşmişti ?. 

Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu yönetim 

grubunun başı olarak, projenin 

yürütülmesi ve sonucuna ulaştırılmasında 

da gruptaki öteki yöneticiler gibi 

bütün bürokratik engelleri cesaretle aşarak 

her türlü imkanı sağlamak ve kimi kişisel 

sorunlar, kimi görevin çok yanlılığı 

ve ivediliği gibi nedenlerle büyük gerilim 

altında bulunan 20 mühendisin olağanüstü 

bir tempoyla fakat gönül rahatlığı 

içinde çalışmalarını sağlamak suretiyle 

de birinci derecede rol oynamıştı. 

16 Haziran 1961 günü yapılan toplantıda, 

çalışmalar için en uygun yerin, 

(bugünkü TÜLOMSAŞ) Eskişehir Demiryolu 

Fabrikalarında dökümhane olarak 

yapılıp kullanılmayan bir bina, en uygun 

yöntemin de elden geldiğince çeşitli tipten 

otomobil yapısını yakından inceleyerek 

fikir edindikten sonra, yapılacak tipin 

boyutları, motor, şanzıman vb. öteki grup 

ve parçalarının nasıl tasarlanıp imal edileceği 

üzerinde durulması olduğu sonucuna 

varıldı. 

Önce otomobilin ana hatları saptandı. 

Dört ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kgağırlığında, 

orta boy denilebilecek bir tip 

üzerinde mutabık kalındı. Motor 4- zamanlı 

ve 4 silindirli olmalı, 50-60 BG vermeliydi. 

Montaja geçildiğinde karşılaşılan en 

büyük sorun, gövde – motor uyumunu 

sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda 

mekanizmalarını yerleştirmek ve direksiyonun 

en uygun konumunu bulmaktı. 

Ayarlı direksiyon önerisi kabul edilmedi. 

İki yıl sonra Cadillac bunu bir yenilik olarak 

getiriyordu. 

Nihayet Ekim ortalarında Devrim 

otomobillerinden ilki tecrübeye hazır 

duruma gelebildi. Elektrik donanımı ile 

diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları 

ve motor yatakları ile cam ve lastikleri 

dışında tüm parçaları yerli idi. 

29 Ekim sabahı, Devrimler motosikletli 

oldukça kalabalık bir trafik ekibinden 

oluşan eskortun arasında yola çıktı. 

Çıktı ama, eskorttakiler, benzin alma 

işinden haberleri olmadığı için, Mobil’ e 

uğramadan yola devam ettiler. Meclis’ in 

önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, 

acele getirilen benzin 1. Arabaya kondu. 

2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa 

Meclis’ in önüne gelmiş ve Anıtkabir’e 

gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobiline 

binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 m. 

Kadar sonra motor öksürerek durdu. 

Cemal Paşa’ nın “ Ne oluyor ? “ sorusuna 

direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat 

Serdaroğlu “ Paşam, benzin bitti. “ cevabını 

verdi. Paşa’ dan özür dilenilerek 1 

numaralı Devrim’ e geçmesi rica edildi. 

Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir’ e bu 

otomobil ile gitti. İnerken ünlü “ Batı kafasıyla 

otomobil yaptınız ama, doğu kafasıyla 

benzin ikmalini unuttunuz ” 

sözlerini söyledi. 

BASKILAR, İNANÇSIZLIK... 

Ertesi gün bütün gazetelerin söz birliği 

etmişçesine “ 100 metre gidip bozuldu 

“ başlığını attıkları 2 numaralı 

Devrim, aynı gün Hipodrom’ daki geçit 

törenine katılıyor, ne bundan, ne de 

Cemal Paşa’ nın Anıtkabir’ e bir başka 

Devrim otomobili ile gittiğinden söz ediliyor; 

yalnızca haber, yorum ve fıkralarda 

harcanan bunca paranın boşa gittiğinden 

dem vuruluyordu. 

Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine 

konmuş bulunan “ At neslinin ıslahı 

“ için 25 Milyon TL. ödenek ve sonucundan 

kimse söz etmiyordu. 

Devrim Arabaları için Kaynak: 

http://www.devrimarabasi.com/ 




Denizli'nin Yıldız Projesinde 

GÜNEŞ OSGB 

Denizlililerin uzun yıllardır beklediği Denizli Üçgen Kavşağı projesinde 

Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi olarak Güneş OSGB hizmet 

veriyor. 

Denizlililerin uzun yıllardır beklediği 

ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman 

Zolan’ın başlattığı Üçgen Köprülü Kavşakları 

çalışmasının Ortak Sağlık ve Güvenlik 

Birimi hizmetlerini Güneş OSGB 

veriyor. 

Denizli, İzmir ve Manisa’da hizmet 

üreten Güneş OSGB sadece Denizli’de 

değil diğer illerde de vizyon projelerde 

hizmetlerini eksiksiz yürütüyor. 


İzmir’in Dev AVM’si’de GÜNEŞ 

OSGB’de 

Odak İnşaat tarafından İzmir Çiğli Organize 

Sanayi Bölgesi’ne yapılacak olan dev 

AVM’nin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri 

de Güneş OSGB tarafından veriliyor. 

GÜNEŞ OSGB Batı Söke 

Çimento Fabrika İnşaatında 

Batı Söke Çimento Fabrikasının Günlük 

5000 ton kapasiteli fabrika inşaatının 

yapımında görev alan Terbay İnşaat, 

Ceta Makina İnşaat ve Doka Genkon 

Ortak girişimi firmaları İş Sağlığı ve Güvenliğinde 

Güneş OSGB ile birikte yürümekte. 

Manisa Yolları Yenileme Çalışmalarında 

GÜNEŞ OSGB 

Bölgenin en büyük Kavşak ve yol inşaatının 

yapıldığı projede toplamda 

600’e yakın çalışan sayısıyla Manisa’ya 

yapılan en büyük projelerinden biridir. İş 

Sağlığı ve Güvenliğinde Güneş OSGB 

hizmet vermektedir. 

GÜNEŞ OSGB HAKKINDA 

Güneş Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi, 

1997 yılından beri sağlık alanında 

hizmet vermekte olan Güneş Özel Halk 

Poliklinik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret 

Limited Şirketi tarafından Denizli’de 

kuruldu. 

Başarılı çalışmaları ile kısa zamanda 

Burdur ve Karamanlı şubelerini 

açan Güneş OSGB, müşterilerinin talepleri 

ile Manisa ve İzmir şubelerini 

de açarak Ege bölgesinde İş Sağlığı ve 

Güvenliğinin yerleşmesine katkıda bulundu. 

Güneş OSGB ailesiolarak Ege bölgesinde 

kurumsal İş Sağlığı ve Güvenliği 

Hizmetlerinin tek adresi olmanın gururunu 

yaşıyor.



ŞARAPTA 

DÜNYA MARKASI 

OLACAĞIZ 

Gazi Gürcan Kayıbağ Şarapları’nın sahibi. 2004 yılında kurdukları 

fabrikaları ile her geçen yıl daha da yükselerek Çal bölgesinde 

şarapçılığı geliştirmeye devam ettiler. 

Şaraplık üzüm ve şarapçılık konusunda 

deneyim sahibi Gazi Gürcan ile 

bölgemizdeki şarapçılık üzerine bir söyleşi 

gerçekleştirdik. Bölgenin güzelliklerinin 

yanı sıra şaraplık üzüm üretiminin 

sıkıntılarından ve Şarapçılığın hızlı gelişmemesinin 

önündeki engellerden 

bahseden Gazi Gürcan, “Çal’ın Şarapçılıkta 

bir dünya markası olacağına inanıyorum” 

dedi. 

Şarap Diyarı Çal 

Gazi Gürcan bölgedeki şarapçılığı 

günden güne büyüdüğünü ifade ederek 

söze başlıyor. “Çal artık bir şarap diyarı” 

diyen Gürcan, Türkiye’de üretilen şarapların 

%40’ının Çal, Bekilli ve Güney bölgesinden 

üretildiğini ifade ediyor. Bunun 

yanında başka bölgelerde üretilen Türk 

şaraplarının üzümlerinin de %40’ının 

Çal bölgesi üzümlerinden yapıldığını dile 

getiren Gürcan, “Çal rakım olarak yüksek 

olduğundan toprağı, havası şaraplık 

üzüm yetiştiremeye uygun, iyi bir bölge. 

Bu topraklar sulanmıyor. Onun için yetişen 

üzümlerde şeker ve asit dengesi çok 

iyi ” diyor. 

Çal Karası... 

Bölgenin kendi ismiyle kendine ait 

üzüm türü olan çal karasının dünyaca 

meşhur bir üzüm türü olduğunu dile getiren 

Gürcan, “ Özellikle rose şarapta 

kullanılan çok iyi bir üzümdür çal karası. 

Bu üzümle yapılan pek çok şarap dün- 


yada ödül aldı. Ama biz daha doğru dürüst 

yetiştiremiyoruz bile. 

Aracılar Üreticiyi Kötü Etkiliyor, 

Birlik Olmak Lazım 

Şarapta dünya standartlarını yakalamak 

için önce bağcıların şaraplık üzümü 

kaliteli üretmesi gerektiğini ifade eden 

Gürcan, üzüm ticaretinin sorunlarından 

da bahsetti. Üreticilerin üzümleri üretirken 

kaç paraya satacağını bilmeden 

üretm yaptığını söyleyen Gürcan, “bu 

durum üreticilere zarar veriyor. Üzümü 

yetiştiriyor fakat 50 kuruştan mı 1 liradan 

mı satacağını bilemiyor. Bu şartlarda 

üretim yapılır mı, ticaret yapılır mı? Ülkenin 

en büyük problemi burada. Birisi 

üzümü yetiştiriyor 1 liradan satıyor, 

ondan alan 2 liraya satıyor. Aracılar üreticilerin 

kazanması gereken paranın neredeyse 

yarısını alıyor. Bu bütün üretim 

alanlarında bu şekilde. Buradaki sorunu 

çözmek için üreticilerin birleşmesi lazım. 

Çal’da üzüm üreticileri birliği kurulması 

lazım. Bu birliklerin halkı yönlendirmesi 

gerekiyor” dedi. 

“Güzel Üzümden Güzel Şarap 

Olur” 

Üzüm üreticilerinin fiyat konusunda 

ezilmesinin kendileri için de kötü bir 

durum olduğunu dile getiren Gürcan, 

“üretici fiyat konusunda mağdur olunca 

üzümün kalitesi de düşüyor. Üreticilerin 

birlikte hareket etmesi lazım ki güzel


üzüm üretebilelim. Güzel üzümden 

güzel şarap olur. O zaman şarap fabrakaları 

da üzüm alırken daha iyi fiyata üzüm 

alır. Şeker oranı yüksek olmayan üzüme 

şarap fabrikaları para vermez. 

Çal karasının üretimini arttırmak için 

önce şu anda ki Çal karası üzümü yetiştiren 

üreticilerin yetiştirdiği üzümü iyi 

paraya satmalı ki diğer arkadaşı ondan 

görüp bağına Çal karasını aşılaması 

lazım. Her şey sonuçta para. Üreticiye 

para lazım. Niye üzüm yetiştiriyor? Hayatını 

devam ettirmek için. İşe ordan 

başlamak lazım” dedi. 

Fransa 40 Milyar, Türkiye 15 

Milyon Dolar Para Kazanıyor 

Bölgede şarap sektörünün geliştiğini 

ama bunun büyük sorunlarla karşılaştığını 

dile getiren Gürcan, bizim ülkemizin 

havası, doğası her şeyi çok güzel. Cennet 

gibi bir ülke. Ama Fransa şaraptan 40 

milyar dolar dış satımı varken, Türkiye’nin 

sadece 15 milyon dolar. Bizim 

şarap konusunda Fransızlardan neyimiz 

eksik? 

Belki Fransa’dan daha güzel üzümler 

ve şaraplar Türkiye’de var. Ama burada 

olmuyor. Neden? Bu iş reklam işi çünkü. 

Şarabın Türkiye’de reklamı yok. İnsanlar 

kendini nasıl tanıtacak? Daha iyi şarap 

yapıyorum belki bunu kim bilir? Tadımcılar 

bilir. Bunun tanıtımın yolu da reklam. 

Gazeteler, televizyonlar, dergilerde 

şarap demeye herkesin korktuğu bir ülkedeyiz. 

Dolayısıyla yavaş ilerliyoruz ve 

Fransa’dan iyi şarap yaptığımızı kimseye 

anlatamıyoruz” dedi. 

Alınan ÖTV’ler Üreticilere 

Verilse.. 

Şarap yapımının tam bir ekip işi olduğunu 

vurgulayan Gürcan, “ bağdan başlıyoruz, 

fabrikadaki ekipmanlardan 

şarabı iyi yapan gıda mühendislerine, 

pazarlamasından reklam tanıtımına. Bu 

Pazar ciddi yönlendirmeler ve desteklerle 

çok çok iyi bir konuma gelebilir durumda. 

Mesela Türkiye’de şaraptan çok 

fazla vergi alınıyor. Şaraptaki bu vergi 

bazen işletmelerin belini büküyor. Biz 

onu başka oturumlarda da dile getirdik. 

En azından bu kadar yüksek ÖTV alınırken 

bunun bir kısmını şaraplık üzüm 

üreten üreticilere vererek kaliteli üzümler 

yetiştirmesini sağlamak lazım. Çal’da 

ki şaraplık üzümleri havuz sistemine alıp 

desteklemesi lazım devletin ki bu insanlarda 

daha güzel üzümler yetiştirsin. 

Üreticinin biz üzümünü işaretlediğimiz 

zaman seyreltmiyor. Niye? Köylüye tonaj 

lazım. Kaliteli üzüm lazım biz burda çakışıyoruz. 

Ben şarabı çok pahalı satamadığım 

için köylüye çok para 

veremiyorum, üretici de ucuz sattığı için 

salkım seyreltmesi yapmıyor. 1 ton olacağına 

1 buçuk ton olsun istiyor o da. 

Burda bir çelişkiye düşüyoruz. Bunların 

bence köylü, işletmeci, ilçe tarım, ziraat 

odası bir masanın etrafında toplanarak 

kim ne istediğini bilmesi lazım ilk önce. 

Çal Şarap’ta Dünya Markası 

Olacak 

Çal bölgesi şarapta dünya markası 

olacak. Ben buna inanıyorum. Zaten 

Çal’dan giden şaraplar Türkiye ve dünya 

çapındaki yarışmalarda, dünya markası 

şarapların olduğu yarışmalarda çok madalyalar 

kazandı. Çal Karasında birincilikler 

var. Buranın üzümleri ile kazanıldı 

bu ödüller. Neden Çal’dan bir fabrika bu 

ödülleri kazanmasın ki? Zamanla ve dediğim 

gibi birlikte hareket ederek ve devletin 

destekleri ile Çal şarapta dünya 

markası olacak” dedi. 




TURİZM SEKTÖRÜ 

FUAR İZMİR'DE 

UMUT 

TAZELEDİ 

Çıtasını her geçen yıl daha da yükselten Travel Turkey İzmir, 

binden fazla katılımcı ve 36 ülkenin turizm profesyonelini İzmir 

Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İzmir’de buluşturdu. 

10 Aralık'ta sona eren fuar, İzmir Büyükşehir 

Belediyesi ev sahipliğinde, 

İZFAŞ ve TÜRSAB ortaklığıyla, Kültür ve 

Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlendi. 

Fuarda, seyahat acenteleri, tur 

operatörleri, iş ve kongre turizmi firmaları, 

bakanlıklar, konsolosluklar, oteller, 

tatil köyleri, yat ve kurvaziyer 

turizmi/marina, uluslararası turizm otoriteleri 

ve borsaları, kafe ve restoranlar, 

aktif ve macera turizmi, belediyeler, bankacılık 

ve sigorta firmaları, kültür turizmi, 

valilikler, il kültür turizm 

müdürlükleri, dalış okulları, spor turizmi, 

kalkınma ajansları, havayolları, turizm 

teknolojisi, turizm birlik ve 

dernekleri, kafe, bar, otel ekipman firmaları, 

turizm taşımacılığı, turizm medyası, 

eğitim turizmi, bilgi ve enformasyon teknolojileri, 

medikal kuruluşlar ve sağlık 

kuruluşları yer aldı. 


Dünya İzmir'de buluştu 

Fuara bu yıl 36 ülkeden ve 54 ilden 

toplam 1284 katılımcı dahil oldu. Kültür 

ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde 

gerçekleşen fuarda, Almanya, Avusturya, 

Bahreyn, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, 

Çin Halk Cumhuriyeti, Etiyopya, 

Fransa, Gana, Gürcistan, Endonezya, Fas, 

Filistin, Güney Afrika, Güney Kore, Irak, 

İngiltere, İsrail, İtalya, Kırgızistan, Makedonya, 

Malezya, Namibya, KKTC, 

Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, 

Tayland, Tunus, Türkiye, Özbekistan, Vietnam, 

Uganda, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan 

yer aldı. 

36 ülkeden katılımcının bir araya geldiği 

Travel Turkey'in açılış töreninde konuşan 

İzmir Büyükşehir Belediye 

Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu yıl 20 bin 

metrekare gibi dev bir alanda yapılan 

fuarı daha da büyütmek için çalışacaklarını 

söyledi. 

Çin ve Tayland gibi dünya turizminin 

önemli oyuncularının ilk kez katıldığı, 

dünyanın dört bir yanından katılımcıyı 

Fuar İzmir çatısı altında buluşturan Travel 

Turkey'de renkli görüntüler yaşandı.


Daha da büyütmek için çalışacağız 

Açılış töreninde konuşan Başkan Aziz 

Kocaoğlu, "Bu yıl 20 bin metrekareye 

ulaştık. Bize düşen görev her sene biraz 

daha geliştirerek, ev sahipliğini daha iyi 

yapmaya çalışarak ülkemizin turizm ve 

hizmet sektöründe kalkınmasına katkıda 

bulunmaktır” dedi. 

Dünyanın En Büyük Arşivi Türkiye'nin 

Kendisidir 

Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. 

Numan Kurtulmuş, "Türkiye dünyada 

başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı 

zenginliklere sahiptir. Dünyada aynı 

anda en çok balonun havalandığı şehir 

Nevşehir'dir. Kapadokya peri bacalarıyla 

dünyanın en önemli turizm destinasyonlarındandır. 

Destanlara konu 

olmuş büyük uygarlığa Troya'ya ev sahipliği 

yapan Çanakkale dünyadaki 

ender şehirlerinden biridir. Her türlü 

güzelliğe ve zenginliğe sahip bir ülkeyiz. 

Dünyanın en büyük arşivi Türkiye'nin 

kendisidir. Dünyanın en zengin 

kütüphanesi ise Anadolu topraklarının 

kendisidir" diye konuştu. 

Yeni atılımlar ve işbirlikleri 

İzmir Valisi Erol Ayyıldız,"Çanakkale’den 

Batman’a, Nevşehir’den Kahramanmaraş’a 

her şehrimiz ayrı bir 

güzelliğe sahip. Özellikle İzmir ve yöresi 

eşsiz doğal, kültürel ve tarihi güzellikleri, 

uygun iklim şartları, tüm yıla yayılan turizm 

olanakları, konaklama ve ulaşım alt 

yapısıyla turizme geniş bir potansiyel 

sunmaktadır. Travel Turkey de yeni atılımlara 

yeni işbirliklerine olanak sağlayacaktır" 

dedi. 

İzmir bunu hak ediyor 

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği 

Başkanı Başaran Ulusoy "Travel Turkey 

için İzmir'i seçerken 'yer bakmaya gerek 

yok, o yer İzmir' dedik ve fuarı İzmir'e taşıdık. 

Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan 

Aziz Kocaoğlu’na şükranlarımı 

iletiyorum. 11 yıldır aralıksız gelmiş olduğum 

bu fuarda İzmirlilere şükranlarımı 

sunuyorum. 1000 metrekarede 

başlayıp, 20 bin metreye ulaşarak salonları 

doldurduğumuz bu fuar başarıya 

ulaşmıştır" dedi. 




LEZZET ve SANAT 

Türkiye'nin lezzetleri, Dünya Gurme Şehirler Birliği üyesi İzmir'de 

vitrine çıktı. Fuar İzmir'de düzenlenen 3. Uluslararası 

Gastronomi Turizmi Kongresi'nde, hem yöresel lezzetler tanıtıldı 

hem de dünyaca ünlü şefler yeteneklerini sergiledi. 

İspanyol, Yunan, Japon ve Hollandalı 

şeflerin yemekleri İzmir'in ünlü boyozu, 

Gaziantep’in kebabı, Hatay’ın künefesi, 

Edirne’nin ciğeri ile boy ölçüşüyor. Genç 

şeflerin şeker hamurundan yaptığı ve 

hepsi birer sanat eserini andıran heykeller 

ise görenleri hayran bıraktı. 

Kongre kapsamında düzenlenen yarışmalarda 

genç şefler de yeteneklerini 

sergiledi. Sunumu sanata dönüştüren 

pasta ustalarının şeker hamurundan 

yaptığı heykeller görenleri hayran bıraktı. 

Lezzetli yarışmalar 

Travel Turkey İzmir ve Gastronomi 

Turizmi Kongresi’nin yanı sıra Türkiye 

Aşcılar Federasyonu (TAFED) ve İzmir 


Aşçılar Derneği desteğiyle birbirinden 

lezzetli yarışmalar gerçekleştirdi. "Butik 

Pastacılık Yarışması", "Serbest Bireysel 

Yemek Yarışması" ve "Profesyoneller 

Ekip Yarışması" büyük ilgi gördü. Ayrıca"Bireysel 

Öğrenciler Yarışması", "Serbest 

Bireysel Yemek Yarışması", 

"Üniversiteliler En İyi Ekip Yarışması", 

"Liseler Ekip Yarışması" düzenledin. 

Destinasyon sponsorlarıyla yöresel 

lezzetler 

Kongrede ziyaretçiler İzmir'in boyozunu, 

Gaziantep’in lahmacun, baklava ve 

kebap çeşitlerini, Hatay’ın künefesini, 

Edirne’nin ciğerini, Kastamonu’nun 

çekme helvası ve oğmaç çorbası gibi kendine 

has lezzetlerini tatma imkanı buldu.


AFYONKARAHİSAR 

ZENGİNLİĞİNİ 

FUAR’DA GÖRÜCÜYE ÇIKARDI 

Afyonkarahisar 11. Travel Turkey Fuarı’nda sahip olduğu 

güzellikleri tüm dünyaya tanıttı. 

5 Bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip 

olan Afyonkarahisar sahip olduğu doğal, 

kültürel, turistik ve gastronomik güzelliklerini 

11. Travel Turkey Fuarı’nda ziyaretçilerin 

beğenisine sundu. 

Afyonkarahisar İl Kültür Kültür 

Müdür Mehmet Yanır, “farklı bir gezi 

yapmak isteyen herkesi Afyonkarahisar’a 

bekliyoruz” dedi. Afyonkarahisar’ın 5bin 

yıllık tarihi geçmişine atıfta bulunan 

Yanır, “şehirimiz tarihi ile, özellikle milli 

mücadele yıllarındaki tarihi ile, doğa turizmi 

ile, termali ile, gastronomisi ile, 

Frigya Vadisi ile, el sanatları ile, mermeri 

ve termali ile öne çıkıyor. 

Afyonkarahisar’da toplam 24bin 

yatak kapasiteli termal tesislerin bulunduğunu 

vurgulayan Yanır, 5 yıldızlı 

otellerin sayısında Türkiye’de 6. Sırada 

olduklarını ifade etti. 

AŞIKLAR DİYARI 

TURİZMİNİ GELİŞTİRİYOR 

11. Travel Turkey fuarında açtığı stantla dikkatleri üzerine çeken 

Uşak, dünyanın kanyon izlenebilen en büyük 2. Cam balonunun 

maketini de ziyaretçilere gösterdi. 

Fuarda Uşak’ın sahip olduğu değerleri 

ziyaretçilere sunan Uşak standında katılımcılara 

Uşak’ın kendine has aroması 

olan tarhanasında da dağıtıldı. 

Fuarı ve yapılan çalışmaları Egeyön 

Dergisi’ne değerlendiren Uşak Valisi Salim 

Baldemir, “Uşak doğal güzellikleri, termal 

kaynaklarıi ve antik kentleri ile çok güzel 

değerlere sahip bir ilimiz. Bu açılardan turizm 

açısından ciddi bir potansiyeli var. 

Biz de bu potansiyeli değerlendirmek 

adına alt yapı çalışmalarına hız verdik. 

Uşak Belediyelerinin ve İl Özel İdaresi’nin 

ortak olduğu Turizm Altapı birliği kurduk. 

Turizm ile ilgili ihtiyaç duyulan altyapı ve 

tesis çalışmalarını bu birlik yürütecek. Çalışmalarımız 

hızla devam ediyor. Bunları 

zaman içinde takviye edeceğiz ama ancak 

bunun lokomotifi olan turisti de bir an 

evvel Uşağa çekmek gerekiyor. 




KÜTAHYA 

ÇİNİNİN BAŞKENTİ 

Dünyadaki tüm şehirler arasında yaratıcı şehirler arasına girmeyi 

başaran 184 ülkeden birisi olan Kütahya, sahip olduğu kültürel 

ve turistik değerleri 11. Travel Turkey fuarında tanıttı. 

Kütahya Belediyesi Kültür ve Sosyal 

İşler Müdürü Mehmet Zenci, “yaratıcı 

şehirler arasına girmek ciddi bir prestij 

bizim için. Zanaat ve halk sanatlarımızın 

başında da dünyaya mal olmuş çini 

gelmektedir. Çini artık Kütahya’nın en 

önemli simgesidir. Hatta biz bunu bir 

adım daha öteye taşıyoruz ve çininin 

başkenti Kütahya’dır diyoruz. Çininin 

yanında sağlık kaplıcalarımız da var. 

Öte yandan şehrimizin özelliklerini 

say say bitiremeyiz. Bizler herkesi Kütahya’nın 

sahip olduğu değerleri yerinde 

görmesi için Kütahya’ya 

bekliyoruz” dedi. 

MANİSA’YI 

HİSSEDİN 

Bu yıl 11.’si gerçekleştirilen Travel Turkey Fuarı’nda Manisa Büyükşehir 

Belediyesi standı, fuar ziyaretçilerinin gözdesi oldu. 

Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin turizm 

potansiyelini anlatan Manisa Belediyesi 

Basın Daire Başkanı Erdinç 

Karaköse, “Manisa geçmişten günümüze 

çok sayıda medeniyete evsahipliği yapmış 

kültür ve uygarlıklar beşiği bir coğrafya. 

Biz de bu coğrafyayı tüm türkiyeye 

ve coğrafyaya tanıtmaya çalışıyoruz” 

dedi. 


Karaköse, “Manisa turizmin ana konusu 

olan bir çok değere sahip. Bizim 

doğa değerlerimiz, tarihi kültürel değerlerimiz 

ve bugün insanların ilgi duğduğu 

kırsal turizm ve yeme içme olarak da ele 

alabileceğimiz pek çok değeri ile Manisamız 

gelecekte turizm merkezi olacak. 

Biz de bu değerleri ile Manisa’mızı tanıtmaya 

çalışıyoruz. 

Biz de herkesi yılın çeşitli dönemlerinde 

ki her dönem turizme açıktır, Manisa’nın 

değerlerini yaşamak görmek 

hissetmek için Manisa’ya davet ediyoruz” 

dedi. 

Manisa Büyükşehir Belediyesi ziyaretçilere, 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 

ölümsüz eseri ‘Nutuk’ da hediye etti.


DENİZLİ’Yİ 

DÜNYAYA TANITACAĞIZ 

Denizli bu yıl 11'ncisi düzenlenen Travel Turkey İzmir Turizm 

Fuar ve Kongresi'ne damga vurdu. Denizli Büyükşehir Belediye 

Başkanı Osman Zolan, Denizlili turizmcilerle birlikte yer aldıkları 

fuarda Denizli'yi dünyaya tanıttıklarını söyledi. 

Fuarda en çok ziyaret edilen stantlardan 

biri olan Denizli standında; beyaz 

cennet Pamukkale başta olmak üzere 

Denizli’nin tüm turizm değerleri tanıtıldı. 

Stantta, Denizli Kayak Merkezi, Denizli 

Teleferik ve Bağbaşı Yaylası Oteli ile 

birlikte Denizli Turistik Otelciler ve İşletmeciler 

Derneği'ne (DENTUROD) üye 

oteller yer aldı. Denizli standında misafirleri 

ağırlayan Denizli Büyükşehir Belediye 

Başkanı Osman Zolan, Denizli 

standında yer alan turizm işletmecilerine 

fuarın verimli geçmesini diledi. 

götürmek amacıyla bu fuarlara katılıyoruz. 

Denizli’nin potansiyeli çok yüksek. 

Belki bu potansiyelin yüzde 10’unu kullanıyoruz. 

Biz bu potansiyelin tamamını 

kullanmak adına bir hedef edindik. Alternatif 

turizm ile ilgili yatırımlar yaptık ve 

yapmaya da devam ediyoruz. Denizli turizmini 

bütün yönleri ile burada tanıtmaya 

gayret edeceğiz." 

"Denizli'nin her ilçesi ayrı güzellikleri 

barındırıyor" 

“Fuarda en güzel şekilde yerimizi 

aldık” 

Fuarların şehirlerin tanıtımı açısından 

önemli olduğunu vurgulayan Denizli 

Büyükşehir Belediye Başkanı Osman 

Zolan, “Denizli bu fuarda en güzel şekilde 

yerini aldı" dedi. Denizlili turizmcilerin 

de Büyükşehir Belediyesi 

standında yer alarak işletmelerini tanıttığına 

dikkati çeken Başkan Zolan, şöyle 

konuştu: "Denizli’nin güzelliklerini, Pamukkale’yi, 

Hierapolis'i, Denizli Kayak 

Merkezi’ni ve Denizli mutfağını tanıttık. 

Burada Denizli’nin bütün güzelliklerini 

ziyaretçilere anlattık. Denizli’nin turizmine 

destek olmak ve turizm sektörümüzü 

daha iyiye ve daha güzele 

Denizli'nin her ilçesinin de ayrı güzellikleri 

barındıran bir kent olduğunu vurgulayan 

Başkan Zolan, "Denizli’ye 

gezmek için gelen bir vatandaşımız bir 

hafta boyunca her gününü dolu dolu geçirerek 

şehrimizden ayrılabilir. Biz buraya 

gelen misafirleri Denizli’ye davet 

ediyoruz. Denizli’ye gelenler Pamukkale’yi 

Denizli Kayak Merkezi’ni görmeden 

gitmemeli, termal suya dokunmadan 

Teleferik ile Denizli’yi izlemeden kentten 

ayrılmamalı. Şehrimizde altyapısı ile 

üstyapısı ile çalışmalarımızı tamamlama 

noktasına geldik. Bundan sonra artık Denizli’yi 

dünyaya tanıtarak daha fazla misafiri 

ağırlamak istiyoruz. Denizli 

Büyükşehir Belediyesi olarak turizme 

katkı sunmaya devam ediyoruz” dedi. 




HEDEFİMİZ BİR 

MUĞLA BİR 

Muğla Büyükşehir Belediyesi 11. Travel Turkey Fuarı’nda kurduğu 

stant ile Muğla’nın tüm ilçelerini tanıttı. Her ilçesi için ayrı 

bir banko ile tanıtım materyallerini ziyaretçilere dağıtan Muğla 

standı yoğun ilgi gördü. 

Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün 

Ege bölgesi’nin bütününde çok büyük değerleri 

olduğunu vurgulayarak, EXPO çalışmalarının 

Ege bölgesi’ne yayılması 

gerektiğini dile getirdi. 

Muğla’nın ciddi bir turizm bölgesi olduğunu 

ifade eden Başkan Gürün, bu turizmin 

sadece deniz, kum, güneşten 

ibaret olmadığını belirtti. Deniz, kum, güneşten 

ibaret turizmin sürdürülebilir olmadığını 

belirten Gürün, “sahip 

olduğumuz değerleri, kültürümüzü, tarihi 

dokularımızı, antik kentlerimizi öne çıkartmalıyız” 

dedi. 

Tanıtım çalışmalarının uzun vadeli bir 

çalışma olduğunu ifade eden Başkan 

Gürün , “önümüzdeki yıllarda turizm hedeflerimizin 

Çin, Hindistan ve Japonya olmalı. 

Bu turistler tabiat turizmi diyor. Dağ 

turizmi, kültür turizmi diyor. Dolayısıyla 

bizim turizmdeki yatırımlarımızı ve girişimlerimizi 

bu yeni turist şekline göre 

evirmemiz gerekiyor. Bu alanlarda müthiş 

bir zenginliğe sahibiz. Yeter ki ülkemizde 

barış olsun, demokrasi olsun” dedi. 



Menteşe Belediyesi, 77 ülkeden yaklaşık 40 bin ziyaretçinin katıldığı 

“11. Travel Turkey İzmir Fuarı”nda açtığı tanıtım standıyla 

fuar katılımcılarının ilgi odağı oldu. 

MUĞLA MENTEŞE 

FUARIN İLGİ ODAĞI OLDU 

Muğla evi, Muğla bacası, kuzulu kapı 

gibi Muğla mimarisinin örneklerinin tanıtıldığı 

fuarda, ziyaretçilere Muğla tarhanası, 

cevizli sucuk, Muğla halkası, 

Muğla Saraylısı, bal, zerde ve zeytinyağı 

gibi yöresel lezzetler ikram edildi. 

Fuarda ziyaretçilerle sohbet ederek 

Menteşe ile ilgili bilgiler aktaran Başkan 

Gümüş, Menteşe’nin ulusal ve uluslararası 

alanda tanınması ve marka bilinirliğinin 

artması için çalıştıklarını belirtti. 

Menteşe Belediyesi olarak kentin tarihi 

ve turistlik değerleri ile yöresel lezzetlerini 

tanıtarak marka değerini 

arttırmayı hedeflediklerini ifade eden 

Başkan Gümüş, “Belediye olarak ülkemizin 

dört bir köşesinde ki fuarlara katılım 

sağlıyoruz. 

11. Travel Turkey İzmir Turizm Fuarı, 

uluslararası ölçekte bir fuar olması ve 

farklı ülkelerden binlerce ziyaretçiyi ağırlaması 

bakımından büyük önem arz ediyor. 

Geçtiğimiz günlerde Antalya YAPEX 

fuarındaydık. Stantımız çok büyük ilgi 

görmüş, kentimizin tarihi ve kültürel mirasına 

yapmış olduğumuz katkılarımızdan 

dolayı fuardan Tarihi Kentler Birliği 

tarafından verilen başarı ödülü ile dönmüştük. 

Bugün de İzmir’deyiz. Farklı ülkelerden 

katılımcıların stantımıza ve ikramlarımıza 

olan ilgisi bizleri sevindiriyor. 

Fuarlar, yöresel değerlerimizin ön plana 

çıkması ve tanıtılması bakımından en 

büyük fırsat. Bizler de bu fırsatı en iyi şekilde 

değerlendirip Menteşemizi tanıtıyoruz.” 

dedi. 

Menteşe Belediyesi’nin kentin tarihi, 

kültürel ve turistik değerleri ile yöresel 

lezzetlerinin tanıtımını yaptığı stantta, 

Muğla evi, kuzulu kapı ve ziyaretçilere 

ikram edilen Muğla tarhanası, cevizli 

sucuk, Muğla halkası, Muğla Saraylısı, bal, 

zerde ve zeytinyağı büyük beğeni topladı. 




SAĞLIK TURİZMİNİN 

LOKOMOTİFİ 

NOBEL TIP 

MERKEZİ 

Ege Bölgesi’nde gelişen ve turizm hedefleri arasında 

önemli hedef haline gelen Sağlık turizmi’nin lokomotifi 

Nobel Tıp Merkezi. 

Nobel Tıp Merkezi doğal tedavi unsurlarıyla 

birlikte fizik tedavi ve reahabilitasyon 

hizmetleri vermekte. 

Pamukkale’ye günübirlik gelen hastaların 

yanısıra 7 günlük dinlenme kürlerinden, 

30 günlük rehabilitasyon 

kürlerine kadar pek çok farklı paket seçenekleri 

bulunan Nobel Tıp Merkezi, 

hastalarına eksiksiz hizmet veriyor. 

Nobel Tıp Merkezi’nin binası Sağlık 

Bakanlığı’nca A Tipi Tıp Merkezi olarak 

ruhsatlandırılmış olup Fiziksel Tıp ve 

Rehabilitasyon hizmetlerini doğal termal 

kaynakları ve havuz içi rehabilitasyon 

tekniklerini ileri robotik teknolojilerle 

buluşturan Türkiye’nin ilk ve tek tıp merkezidir. 

Ayrıca termal suyu ve çamuru da 

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı tarafından 

ruhsatlandırılmıştır. 

Konaklama Birimleri: 

Bünyesinde bulunduğu Pam Termal 

Otelin 236 adet odası, ortak kullanıma 

açık 3 adet restoranı, lobby, televizyon ve 

eğlence salonu, 120 kişilik toplantı salonu, 

1 adet kapalı ve 2 adet açık termal 

havuzu, 2 adet rehabilitasyon havuzu, 1 

adet açık yüzme havuzu, 2 adet sauna, 2 

adet buharlı sauna, 1 adet Türk hamamı, 

2 adet fitness salonu, 1 adet çamur havuzu 

bulunmaktadır. 

Kaplıca Suyu: Kırmızı termal su 

mikst formda sodyum, bikarbonat, sülfat, 

kalsiyum, magnezyum, karbondioksit, 

demir içerikli termomineralli sudur ve 

otelimizin bulunduğu arazinin sınırları 

içinden 58 derece sıcaklıkta yeryüzüne 

çıkan su soğutulma işlemi sonrası termal 



havuzlarda 38 ila 40 derecede kullanıma 

sunulmaktadır. Otelde ve tıp merkezinde 

toplam 2 adet kapalı ve 2 adet açık kaplıca 

havuzu bulunmaktadır. Kaplıca suyu 

içilebilir niteliktedir ve otelin bahçesinde 

içme kürlerimizin gerçekleştiği bir adet 

çeşme bulunmaktadır. 

Kaplıca Çamuru: Kırmızı-turuncu 

renkli çamurumuz banyo ve sarmalama 

uygulamalarıyla vücuda uygulanabilen 

bölgeye özgü doğal bir çamur olup 6,79 

PH değerinde, organik maddeleri, humik 

asit, bitumin, lignin, humin, hidrojen 

sülfid ve minerallerden oluşmaktadır. 

Mekanik ve termik etkisinin yanında 

kimyasal etkisi de vardır. Kıkırdak dokusundaki 

metabolik değişimi aktive eden, 

anti-inflamatuvar, ağrı kesici ve kas gevşetici 

özelliği bulunan çamur aynı zamanda 

hücre yenileyicidir ve toksin 

atılımını artırmaktadır. Çamurun sülfatlı 

mineralli yapıda olması ise özellikle cilt 

hastalıklarında (sedef ve egzama gibi) ve 

günlük cilt bakımı uygulamalarında hızlı 

ve etkili sonuçlar vermektedir. 

Nobel Tıp Merkezi’nin bünyesinde 

bulunduğu Pam Termal Otelin 236 adet 

odası, ortak kullanıma açık 3 adet restoranı, 

lobby, televizyon ve eğlence salonu, 

120 kişilik toplantı salonu, 1 adet kapalı 

ve 2 adet açık termal havuzu, 2 adet rehabilitasyon 

havuzu, 1 adet açık yüzme 

havuzu, 2 adet sauna, 2 adet buharlı 

sauna, 1 adet Türk hamamı, 2 adet fitness 

salonu, 1 adet çamur havuzu bulunmaktadır. 

Pam Termal Oteli ayrıca Sağlık Bakanlığı 

tarafından kaplıca oteli olarak 

ruhsatlandırılmıştır. 

Pam Termal Otel ile ilgili ayrıntılı 

bilgi için www.pamthermal.com sitesini 

ziyaret edebilirsiniz. 

Nobel Tıp Merkezi ile iletişime geçmek 

için ise 

http://www.nobeltermal.com/ internet 

adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Tedavi Edilen Hastalıklar: 

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: 

• Fibromiyalji sendromu, miyozit, 

tendinit gibi yumuşak doku hastalıkları 

• Serebral palsi, multiple skleroz, 

parkinson gibi nörolojik hastalıklar 

• Romatoid artrit, ankilozan 

spondilit gibi romatizmal hastalıklar 

• Ortopedik ameliyat (implant 

protez) sonrası rehabilitasyon 

• Diz, kalça, omuz ağrıları ve kireçlenmeleri 

• Ruhsal gerginlik ve genel 

stress ağrıları 

• Felçler (hemipleji, parapleji) 

• Bel-boyun fıtıkları ve ağrıları 

• Kaza sonrası sakatlıklar 

• Tükenmişlik sendromu 

• Spor sakatlıkları 

• Osteoporoz 

• Obezite 

Dermatoloji: 

• Sedef, egzema, nörodermit, 

atopik dermatit gibi dermatolojik 

hastalıklar 

Diş: 

• Diş ve protetik sorunlar 




TERMALDE 

BAŞKENT 

OLACAĞIZ 

Türkiye jeotermal kaynaklar açısından dünya çapında bir potansiyele 

sahip. Bu kaynakların pek çok kullanım alanı olduğu gibi 

bölgemiz için en önemlilerinden biri de Termal. 


Sağlık ve alternatif turizm açısından 

önemli bir değer olan termal turizmin 

gelişmesi adına çalışmalar da hızla 

devam etmekte. Turizm Bakanlığı 2007- 

2023 Termal Turizm Master Planı’nında 

ülke genelinde yürütülen çalışmalarla 

birlikte 2023 yılında toplam 500bin yataklı 

termal tesisin yaratılması hedeflenerek 

Türkiye’nin orta ve uzun vadede 

termal turizmde dünyanın en önemli konumuna 

oturması amaçlanıyor. 

Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmak 

için Denizli her alanda olduğu gibi termal 

ve sağlık turizminde de çalışmalarını 

sürdürüyor. Gerek alt yapı anlamında gerekse 

tanıtım faaliyetleri açısından yapılan 

çalışmalarda ise Pamukkale 

Belediyesi’nin yoğun çalışmaları dikkatleri 

çekiyor.


“TERMALDE BAŞKENT 

OLACAĞIZ” 

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin 

Gürlesin temal bölgesi olan ve turizm çalışmalarına 

yoğunluk verilen bölge için 

“turizm bölgemizde planlarımızı adım 

adım uyguluyoruz. Gönül hepsinin bir 

anda olmasını istiyor ama bazı şeylerin 

zamana ihtiyacını olduğunu kabul etmemiz 

gerekiyor. Pamukkale Belediyesi olarak, 

binaların mimarisinden tutun da 

rengine kadar planlı çalışmalar gerçekleştirerek 

Termal Sağlık turizminde Türkiye’de 

başkent olmak istiyoruz. Buna 

ilaveten de uzun vade de Dünya’da da 

önde gelen merkezlerden biri olması çalışmalarımızı 

aralıksız sürdürüyoruz” 

dedi. 

BİR YANDA KIRMIZI BİR 

YANDA BEYAZ 

Başkan Gürlesin “2 bin yıldır dünyanın 

dört bir yanından hastalara şifa dağıtan 

ve UNESCO’nun dünya kültür 

mirası listesinde yer alan bölgemiz, antik 

kaplıcaları ile günümüzde çekici bir tedavi 

merkezi olma özelliğini sürdürüyor. 

Pamukkale’nin ünlü beyaz travertenleri 

dağlardan ovaya dökülen kaplıca suyuyla 

beyazlaşırken hemen yanı başında çıkan 

kırmızı suyu ve bu doğal suyun oluşturduğu 

doğal çamur alanları da bu bölgemizi 

dünyada eşi ve benzeri olmayan bir 

tedavi merkezine dönüştürüyor. Dinlenmek 

ve zindelik kazanmak için bölgemizi 

ziyaret eden misafirlerimiz, beyaz ve kırmızı 

termal sudan, çamur ve içme kürlerinden 

hekimlerin önerileri 

doğrultusunda hazırlanan kür programları 

ve egzersizlerle birlikte birer tedavi 

unsuru olarak yararlanıyor. Tedavi edici 

iklimi, yüksek oksijen oranı, farklı nitelikteki 

termal suları ve doğal çamuru, 

başta ortopedik, nörolojik, dermatolojik 

gibi çok sayıda hastalıkların tedavisinde 

önemli rol oynamaktadır. Dünyanın en 

zengin doğal tedavi kaynaklarına sahip 

bölgemizde, aynı zamanda ileri teknolojik 

tedavi yöntemleriyle fizik tedavi ve 

rehabilitasyondan, ortopedik operasyonlara, 

estetikten diş tedavilerine kadar 

büyük bir hastalık yelpazesine hizmet 

verilmektedir” diye konuştu. 




“SAĞLIK İÇİN PAMUKKALE’YE 

GELİN” 



Gürlesin, “1990 yılından itibaren özel 

çevre koruma bölgesi olarak korunan ve 

sağlık kenti olarak tasarlanan bölgemizi 

Pamukkale belediyesi olarak yoğun bir 

üst ve alt yapı çalışmaları ile misafirlerimiz 

için dünyanın en zengin turistik bileşenleri 

ile hazır hale getiriyoruz” 

diyerek çarpık yapılaşma yerine sağlık 

turizmine yönelik hizmete sundukları 

olanaklar dışında, sosyal yaşamları da 

göz önünde tutarak, yaşlı ve engellilerin 

kullanımına uygun çevre düzenlemeleri, 

yürüyüş ve bisiklet parkurları, spor alanları, 

parklar ve yeşil alanlar, kültür tesisleri 

ile bölgeye yatırım yaparak, bölgenin 

gelişimine katkı sağladıklarını belirtti. 

Bölgede altı adet 5 yıldızlı otel ve toplamda 

14 bin yatak kapasitesi bulunduğu 

ifade eden Gürlesin, “Bölgemiz, belediyemizin 

üniversite ile yaptığı işbirliği ve 

ekonomi bakanlığımızın desteği ile yakın 

zamanda 510 dönüm alana yayılan bir 

kent ormanına ve kür parkına kavuşacaktır. 

Bunun yanında yapmış olduğumuz 

girişimler sayesinde bölgemiz 10 

ülkeden 31 termal şehrin yer aldığı Avrupa 

Termal Kentler Birliği’ne kabul edilmiştir. 

2018 Mayıs ayında kongrede üyeliğimiz 

resmiyete kavuşacak ve bölgemiz 

eşsiz tarihi ve mirasıyla bu alanda da 

örnek olacaktır. Sağlık unsurlarını bütünüyle 

yerine getiren belediyemizle, önümüzdeki 

dönemde tamamlanacak olan 

üniversitemizin fizik tedavi ve rehabilitasyon 

hastanesi ile; şifa bulmak, zindelik 

kazanmak veya dinlenmek için 

bölgemize herkesi bekliyoruz” dedi. 

“ÖRNEK OLMAK İSTİYORUZ” 


Gürlesin, “Yeni kurulan bir belediyeyiz. 

İlk bir yılı dikkate almazsak, Karahayıt’taki 

şu anda gelinen nokta, son 2 

yılda ki çalışmalarımızın sonucu ortaya 

çıkan değişim ve dönüşümdür. Karahayıt’ı 

hem görsellik hem de yaşanabilirlik 

anlamında çok daha bir boyuta getirmek 

için çalışmalarımız devam ediyor. Hedefimiz 

çarpık yapılaşmanın önüne geçilerek, 

Avrupa’daki düzeyli ortamın çok 

daha önüne geçmek. Bu konuda üniversitemizle 

birlikte çalışarak 3-5 yıl sonra 

Karahayıt’ın bugünkü halinde çok daha 

güzel bir noktaya geleceğini iddia ediyorum” 

dedi.


“BAŞKAN GÜRLESİN’E 

TURİZM KONUSUNDAKİ 

DESTEKLERİ İÇİN TEŞEKKÜR 

EDERİZ” 

Denizli Turistik Otel ve İşletmeciler 

Derneği (DENTUROD) Yönetim Kurulu 

Başkanı Gazi Murat Şen, Pamukkale ve 

Karahayıt bölgesinin turizm alanında, 

olduğundan daha iyi noktalara taşımak 

adına turizmciler olarak sürekli çalıştıklarını 

belirtti. Pamukkale bölgesine gelen 

turist sayısının her geçen gün arttığına 

dikkat çeken Şen, “Karahayıt ve Pamukkale 

bölgesine geçtiğimiz seneye oranla, 

bu yıl gelen yerli turist sayısında yüzde 

30-35’lik bir artış oldu. Bu da bizim için 

önemli bir gelişmedir. Bölgenin turizm 

açısından tanıtılması adına sürekli yanımızda 

olan Pamukkale Belediye Başkanı 

Hüseyin Gürlesin’e, Denizli Valiliğimize 

ve Büyükşehir Belediyemize çok teşekkür 

ediyorum” dedi. 

“TERMAL SAĞLIK TURİZMİ 

İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAYA 

HAZIRIZ” 


Gürlesin, bölgenin sağlık turizmi açısından 

önemine değinerek, “Elimizde Karahayıt, 

Pamukkale gibi büyük bir nimet var. Bu 

merkezlerimiz bu güne kadar hakkıyla değerlendirilememiş. 

Karahayıt’ın termal 

sağlık turizmi konusunda ön plana çıkması 

gerektiğini, her ortamda dile getiriyorum. 

Karahayıt’ın termal turizm noktasında 

Dünya’nın sayılı en iyi merkezlerinden biri 

olacağına inanıyorum. Türkiye’de termal 

sağlık konusunda bir numara olması gereken 

yer bana göre Karahayıt’tır. Bunun için 

de, yerel yönetim olarak, bölgemizin gelişmesi 

açısından biz yerel yöneticilere ne düşüyorsa 

yapmaya hazırız. Pamukkale 

Belediyesi olarak turizm konusunda Karahayıt 

ve Pamukkale’nin tanıtımı yaparak, 

bölgenin daha iyi yerlere gelmesi noktasında 

çalışmalarımız devam ediyor” dedi. 




Geleceğin en önemli sektörlerinden 

birisi olacağına inandığım sağlık turizmi, 

2023 Türkiye vizyonunda çok önemli bir 

yere sahiptir. Amacımız, ülkemizde sağlık 

turizmi için donanımlı alanlar yaratmak 

ve diğer turizm çeşitleri ile 

entegrasyonunu sağlayarak hizmet kalitemizi 

artırmaktır. 

Denizli bu anlamda en önemli şehirlerimizden 

birisi olarak öne çıkmaktadır. 

Termal kaynaklar ve gelişmiş sağlık hizmetlerinin 

yanı sıra, tarihi ve doğası ile 

birlikte 12 ay boyunca iki buçuk milyonu 

aşkın turist ağırlayan Denizli Karahayıt, 

Türkiye'nin ilk kür kenti olmaya adaydır. 


NE DEDİLER? 

NİHAT ZEYBEKCİ 

EKONOMİ BAKANI


HASAN KARAHAN 

DENİZLİ VALİSİ 

Günümüzde dünya hızla gelişirken 

aynı zamanda yaşlanmakta ve demografik 

yapısı hızla değişmektedir. 2050 yılında 

60 yaş üstü insan sayısının tüm 

dünyanın %21’ini oluşturması beklenmektedir. 

Demografik yapıda beklenen 

bu değişiklik başta sağlık sektöründe 

olmak üzere tüm sosyal ve ekonomik 

alanlar için önemli hazırlıklar gerektirmektedir. 

Bu noktada yapılacak hazırlıklar için 

60 yaş üstü kişilerin profillerinin göz 

önüne alınması büyük önem arz etmektedir. 

Bu kişilerin yüksek gelire sahip, seyahat 

etmeyi seven, kaliteli hizmet 

almayı arzulayan, değişik tecrübelere ve 

kültürlere merak duyan, sağlık ve güzellik 

ürünleri ile hizmetlerine ilgi duyan 

bir profile sahip olduğu bilinmektedir. Bu 

hususlar sağlık ve termal sağlık turizminin 

önemini ortaya koymaktadır. Tüm 

dünyada oldukça büyük pazara sahip 

olan sağlık turizmi, sadece Almanya’da 

yaklaşık 30 Milyar $’lık bir gelir sağlamaktadır. 

Tüm dünyada ise bu pazarın 

büyüklüğünün 450 Milyar $’ı bulduğu 

tahmin edilmektedir. 

Ülkemiz, cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağı 

2023 yılı için oluşturduğu vizyon 

doğrultusunda alternatif turizm 

çeşitleri ile turist sayısının ve turizm gelirlerinin 

artırılmasını hedeflemektedir. 

Alternatif turizm çeşitleri arasında, sağlık 

termal turizmi, ülkemizin jeotermal 

kaynakları ile sağlık sektöründeki tecrübeleri 

ile birlikte öne çıkmaktadır. 2023 

için ülkenin 20 Milyar $ sağlık turizmi 

geliri elde etmesi ile 2 milyon uluslararası 

hastaya ulaşması hedeflenmektedir. 

Bizler de ülkemizin bu vizyona 

ulaşmasına katkıda bulunmak ve turizmin 

payını arttırmak için çaba sarf ediyoruz. 

Her yıl iki buçuk milyonu aşan turisti 

ağırlayan Denizli, günümüzde kış, doğa, 

mağara, tarih ve kültür turizmi çeşitleri 

ile özel bir turizm kenti olarak öne çıkmaktadır. 

Şifa kaynağı termal suları, iyileştirici 

çamuru, temiz havası ve doğası 

ile modern sağlık ünitelerinin bir araya 

geldiği Karahayıt; dört ve beş yıldızlı 

otelleri, birçok butik otel ve pansiyonları 

ile günümüzde bir sağlık kenti dönüşümü 

geçirmektedir. Karahayıt UNESCO 

Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale, 

4000 yıl önce insanların şifa 

bulmaya geldiği antik kür kenti Hierapolis, 

7 kutsal kiliseden birisini barındıran 

kutsal antik kent Laodikya ve üç kentin 

kesişimi konumundaki Tripolis gibi tarihi 

ve doğal miraslara yakın konumu ile 

12 ay termal sağlık turizminin gerçekleştirilebileceği 

önemli bir destinasyondur. 




EGE’DE 

BELEDİYELER 

Egeyön Prodüksiyon’un bir yapımı olan ve Pamukkale TV’de yayınlanan 

Ege’de Belediyeler programı belediyecilik hizmetinde 

farkındalıkları ekrana getirmeye devam ediyor. Yayın hayatına 

pilot bölümleri ile başlayan Ege’de Belediyeler, Ege’den belediye 

başkanları ve farklı belediyecilik hizmetleri ile Pamukkale TV 

ekranlarında olacak. 

Deneyimli gazeteci Ahmet Deda’nın 

sunumuyla ekranlara gelen Ege’de Belediyeler’in 

program konuğu Pamukkale Belediye 

Başkanı Hüseyin Gürlesin oldu. 

“Termal’in Başkenti” Karahayıt’ta çekilen 

programda Gürlesin termal ile ilgili 

çalışmalarını anlattı. 

”Karahayıt Termalin Başkenti 

olacak” 

Programın başında Karahayıt’ı tanıtan 

Başkan Gürlesin;”Denizli çok önemli bir 

şehir, bu anlamda Denizli’nin ve Pamukkale’nin 

özdeşleştiğini söyleyebiliriz. Denizli 

söylendiğinde Pamukkale, 

Pamukkale söylendiğinde Denizli akla geliyor. 

Bugüne kadar Pamukkale öne çıkmış 

durumda. UNESCO Dünya Mirasları listesinde 

yer alan, hem Denizli, hem Türkiye 

hem de Dünya’nın bir değeri Pamukkale. 

Biz bunun farkındayız ve daha fazla turist 

getirilmesi için çalışıyoruz. Pamukkale’nin 

tanıtımı, ülkemizin tanıtımı ciddi katkılar 

vermek için çalışıyoruz. Pamukkale kadar 

Karahayıt’ta çok önemli. Şifa kaynağı olan 

merkezi ve iyi bir planlamayla bizim şuana 

kadar yaptığımız çalışmalar devam ettiği 

sürece bu ivmeyle, burası 10 yıl içerinde 

‘Termalin Başkenti” olacak. Karahayıt 25- 

250 derece arası sıcaklıkta suların bulunduğu, 

suların mineral anlamda bir çok 

hastalığın tedavisine iyi gelmesine rağmen 

bugüne kadar hak ettiği hizmeti alamamış.”dedi. 

“Geçmiş yıllarda verilen hizmetin 

fazlasını 2 yılda verdik” 

Başkan Gürlesin;”2014 yılından önce 

son 10 yılda sadece 1 belediye başkanının 

hizmet vermeye çalıştığı daha sonrada 

bize bu hizmet verildi. Karahayıt artık 

bizim bir mahallemiz, ben iddia ediyorum 

geçmiş 10-15 yılda almadığı hizmeti son 2 

yılda kat ve kat fazlasını almıştır. Turizm 

çok önemli bir değerdir.”dedi. 

Pilot bölümleri ile ekranlara gelen 

Ege’de Belediyeler’in bir diğer konuğu ise 

Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet 

Subaşıoğu oldu. Laodikya Antik 

Kenti’nde çekilen programda Subaşıoğlu 

Merkezefendi’ye yaptığı farklı çalışmaları 

anlattı. 



Merkezefendi Belediyesi’nin eğitimde 

ve sporda farklı projeleri ile dikkat çektiğini 

belirten Ahmet Deda, programın ilk 

kısmında Başkan Subaşıoğlu’ndan Merkezefendi’nin 

katkıları ile bu sene Denizli’yi 

basketbol 2. liginde temsil eden, 

yeni adıyla Merkezefendi Yüksekçıta Basketbol 

Kulübü hakkındaki düşüncelerini 

aldı. 

Denizlililerin basketbolu sevdiğini dile 

getiren Subaşıoğlu, “Geçtiğimiz dönemde, 

Denizli Basket diğer adıyla Simpaş Basket 

olarak 1. ligde mücadele etmiş Denizli’nin 

bir takımı vardı. Bizde bu sene Merkezefendi 

Belediyesi ve Yüksekçıta Basketbol 

takımı olarak basketbol federasyonuna 

başvuruda bulunarak, takımımızın 2.ligde 

bulunmasını kabul ettirdik. Denizli gerçekten 

basketbolu seviyor. Bunu nereden 

anlıyoruz Denizli Basket döneminde oynanan 

maçlarda, doluluk oranı açısından 

Denizli Basket seyircisi Türkiye’de 4. numarada 

bulunuyordu. Biz bu potansiyeli 

görererek, çocuklarımızın basketbola yönelmeleri 

için , Yüksekçıta ile birlikte bu 

birleşmeyi sağladık” dedi. 

”Amacımız Gençleri Basketbola 

kazandırmak” 

Başkan Subaşıoğlu;”Görünürde bir A 

takım seviyesinde bulunan basketbol takımımızın 

temelinde çocuklarımızı yetiştirmek 

var. Basketbola yeni oyuncular 

kazandırmak var. Maçlarımızı Recep Yazıcıoğlu 

Salonu’nda oynuyoruz. Tabi hedef 

sadece A takımın başarıları değil. Denizli’deki 

basketbol sevgisini salonlara taşımak. 

Buradan alacağımız ambiyansyla, 

çocuklarımız ve gençlerimizin basketbol 

sporuna kazandırmak. İnşallah birgün çok 

yetenekli çocuklarımızı basketbola kazandıracağız. 

İnşallah bir gün Denizlili bir çocuğumuz 

bizi Milli Takım’da temsil edece. Hedefimiz 

bu! Bir buna şehrin haftasonu 

eğlencesi dedik. Bizim hedeflerimizden 

biri de Denizli’de yaşayan hanımefendileri 

basketbol maçlarına getirebilmek. Şu anda 

Merkezefendi Yüksekçıta Basketbol takımının 

u11’den u18’e kadar 200 oyuncusu 

var. Biz de Merkezefendi Belediyesi Spor 

Kulübü altında alt yapı çalışmalarımızı 

başlattık. 2 ay içerinde açılacak olan, spor 

kompleksimiz açılıyor. Hem burada hem 

de kapalı spor salonu olan okullarda basketbol 

eğitimi yapacağız” dedi. 

Ahmet Deda’nın Türkiye nüfusunun 

yüzde 8-10’unu oluşturan engelli vatandaşlar 

olarak Merkezefendi Belediyesi’nin 

yaptığı çalışmaları sordu. 

”Engelliler için büyük bir kompleks 

yapıyoruz” 

Subaşıoğlu;” Biz belediye olarak hiç 

birşeyi şov yapmak için yapmayız. Biz sürüdülebilirliği 

olmayan hiç bir projeyi yapmadık. 

Bizim Merkezefendi Belediyesi 

olarak engelliler için bir projemiz var. Bağcılar 

Belediyesi’nin gerçekleştirdiği ‘Engelliler 

Sarayı’ projesinden esinlenerek, 

bizim ‘Engelsiz Yaşam Merkezi’ ismi verdiğimiz 

projemizi Gümüşçay ile Gültepe 

mahallelerimizin arasında FETÖ terör örgütünden 

Vakıflar Bölge Müdürlüğüne 

geçmiş yarım kalmış inşatı devraldık ve 

buraya bir merkez kuracağız. Buradaki hedefimiz 

devletimizin 23 yaşına kadar eğitim 

verdiği engellilerimizin, 23 yaşından 

sonra sosyalleşme ihitiyaçlarını karşılamak 

olacak. Burada çeşitli mesleki eğitimler 

verilecek. Market-reyon atölyesi, otel 

odası düzenlemesi, halı-kilim, müzik vs. 

gibi birçok eğitim verilecek. Burada bir 

spor salonu bulunacak ve engellilerin annelerin 

sosyalleşmesi için yerler olacak. 

Burada servislerimizle engellilerimizi ücretsiz 

olarak bu hizmetten faydalandıracağız.”dedi 

Egeyön Prodüksiyon’un yapımcılığını 

gerçekleştirdiği Ege’de Belediyeler programlarını 

Egeyön TV Youtube kanalından 

izleyebilirsiniz. 




BOZKURT 

DENİZLİ’NİN YÜKSELEN 

İLÇESİ 

Denizli'yi İç Anadolu'ya bağlayan Yükselen İlçe Bozkurt. 

Kendine has kültürü, bisiklet dolu sokakları, 

sahip olduğu değerleri ve son yıllarda 

Belediye Başkanı Birsen Çelik ile 

kalkınma hamlesi gerçekleştirmiş Bozkurt... 

Denizli- Ankara yolu üzerinde bulunan 

ve Denizli’ye sadece 50 kilometre 

mesafede olan Bozkurt, potansiyelini 

yeni yeni keşfediyor. Son yıllarda yapılan 

çalışmalarla adını sadece Denizli’ye değil 

neredeyse tüm Türkiye’ye duyurmuş durumda. 

Turizm faaliyetlerini de geliştirmek 

için çalışan Bokzurt, GEKA’nın desteği ile 

Bozkurt’u Keşfet projesi ile de alternatif 

turizm bölgesi olma yolunda ilerliyor. 

Egeyön Dergisi olarak yükselen değer 

Bozkurt’u ve gerçekleştirilen çalışmaları 

sizler için derledik. 




BOZKURT 

CAZİBE MERKEZİ 

HALİNE GELECEK 

Denizli Ankara yolunun 52. Kilometresinde bulunan Bozkurt 

kendine has kültürel özellikleri, doğal güzellikleri ile adeta keşfedilmeyi 

bekleyen bir cennet parçası. 

Ne var ki Denizli’de yaşayanlar, Ankara 

ve İstanbul’a gitmek için sürekli 

Bozkurt’tan geçenler, kısacası Bozkurt ve 

çevresinden uzak yaşayanların pek çoğu 

Bozkurt’tan ve Bozkurt’un güzelliklerinden 

habersiz. 

Halbuki lojistik açıdan kıymetli bir 

bölgede olma avantajı yıllar öncesinden 

kullanılabilir, Bozkurt halkı için yeni 

gelir kapıları oluşturulabilirdi. Ama artık 

bu makus tarih son bulacak ve yol üstü 

projelerle Bozkurtlular yeni projeler kazanacak. 

Belediye adına örnek projelere imza 

atan Başkan Birsen Çelik, kente gerçekleştirdikleri 

pek çok yatırımın yanında 


Denizli Ankara yoluna gerçekleştirecekleri 

projelerini anlattı. Bunca zaman yoldan 

geçenlerin burada Bozkurt diye bir 

ilçe olduğunu farketmeden geçtiklerini 

ifade eden Başkan Çelik, “Benim amaçlarımdan 

bir tanesi de kim geçerse geçsin 

Bozkurtu cazibe merkezi haline getirelim 

ki bilinirliğimiz tanınırlığımız artsın, bizi 

farketsin” dedi. 

Bozkurt’un lojistik olarak güzel bir 

konumda olmasına rağmen yoldan geçenlere 

yiyecek-içecek tarzında bir 

sunum yapamadıklarını ifade eden Başkan 

Çelik, bunu geliştirdikleri projelerle 

aşacaklarını dile getirdi. 

Başkan Çelik, yol üzerinde yaklaşık 13


bin metrekarelik bir alanı bu iş için tahsis 

ettiklerini dile getirerek bu alanda 2 

farklı proje için çalıştıklarını ifade etti. 

Bu alanın 6bin metrekarelik bölümünde 

iki katlı havuzlu bir restaurant projesini 

bitirdiklerini belirten Başkan Çelik, “teşebbüsçülerle 

görüşmelerimizi de tamamladık. 

Onlarla beraber 

restaurantımızı 2018 yılı içinde açacağız. 

Böylelikle de Bozkurt’tan geçen herkese 

yiyecek içecek tarzında bir sunumumuz 

olacak. Yani Bozkurt’ta durmaları, mola 

vermeleri ve kentimizi tanımaları için bir 

sebep yaratacağız” dedi. 

Diğer bir proje olarak da yöresel ürünlerin 

segileneceği bir alan oluşturmak istediklerini 

dile getiren Başkan Çelik, 

“toplumumuz muhacir ve Türkmenden 

oluşmakta. Hepimizin ağız tatları çok 

farklı. Kalan araziye de kendi el ürünlerimizin 

ağız tatlarımızın sunulduğu bir 

yer olsun istedik. 

KADINLARA POZİTİF 

AYRIMCILIK 

Bu projede sadece kadınların çalışacağının 

altını çizen Başkan Çelik, “Benim 

yöremdeki insanlar ki kadın belediye 

başkanı seçtilerse ben de pozitif ayrımcılık 

yapmalıyım. ve orada kadın üretim 

merkezinde üretilen ürünlerin kadınlar 

tarafından satışını yaptırmalıyım diye 

düşünüyorum ve orada sadece kadınlar 

çalışacak” dedi. 

Bu projenin de 2018 yılında görücüye 

çıkacağını ifade eden Başkan Çelik, Bozkurt’u 

gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirmeyi 

planladıkları projelerle cazibe 

merkezi haline getirmek için var güçleri 

ile çalışacaklarını söyledi. 

Örneğin muhacir toplumunda, biz de 

her şey kaymakla yapılır. Cızlamalarımız 

dolamalarımız muhacir somunlarımız 

çok önemlidir. Kayganalarımız çok 

önemlidir. Bunların satışını yapsın istiyorum 

kadınlarımız. Bizim giysilerimiz 

de çok önemlidir. Şalvarlar giyilir, üsküfeler 

giyilir. Bir de onlarla yapsın istiyorum. 

Tutluca tarafına geçtiğimizde 

kömbelerimiz vardır. Keşkeklerimiz vardır. 

İncelere geçtiğinizde başka bir et yemeğimiz 

vardır. Bunların tamamının 

orada segilenebileceği ve satışının yapılabileceği 

ama sadece kadınların çalışacağı 

bir yer olsun istedik” dedi. 




BOZKURT’TA 

ÖDÜLLÜ PROJE 

Bozkurt’un tarım alanında örnek projesi; Ceviz Bahçeleri 

Bozkurt Belediyesi gerçekleştirdiği 

projelerle Denizli’de olduğu gibi Türkiye’de 

de adından sıkça bahsettirmekte. 

Bu projelerden birisi de Ceviz Bahçeleri 

Projesi. Belediye bu proje ile 2016 yılında 

488 projenin içinden birinci seçilerek 

tüm Türkiye’ye örnek oldu. 

Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği’nin 

(SODEM) gerçekleştirdiği yarışmada 

110 Belediye’nin 488 projesinin 

arasında tarım alanında birinci seçilen 

Bozkurt Belediyesi adına Başkan Birsen 

Çelik ödülünü CHP Genel Başkanı Kemal 

Kılıçdaroğlu’nun elinden aldı. 

Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik 

projenin detaylarını sizler için anlattı. 

Ödüllü proje ceviz bahçeleri için öncelikle 

yine Bozkurt Belediyesi’nin bir ilkinden 

bahsetmek gerek. Bozkurt 

Belediyesi Başkan Birsen Çelik öncülü- 



ğünde Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıt 

olan Türkiye’de ilk belediye. ÇKS’ye 

kayıt olarak tarımsal üretimlere verilen 

destek ve teşviklerden faydalanmak 

amaçlanmış. 

6360 sayılı yasa ile birlikte köyler mahallelere 

dönmüştü. Bu yasa ile birlikte 

eski köy tarlaları Büyükehir ya da ilçe belediyelerine 

devredildi. Bozkurt Belediyesi 

de kendine devredilen bu tarlalarda 

neler yapabileceğini düşündü. O zaman 

için işin kolayı tarlaları satmaktı diyen 

Başkan Çelik, “ Ama biz işin kolayına 

kaçmadık. Hiçbir zaman günü kurtarmak 

için çalışmadık. Biz ne yaptık? Uzman arkadaşlarla 

anlaşarak bu topraklarda 

neler üretilebilir’in fizibilitesini yaptık. 

Bu çalışmalarımız devam ederken öğrendik 

ki ÇKS’ye kayıt yaptırırsak tarlalarda 

işleyeceğimiz ürünleri devlet destek ve 

teşvikleri ile gerçekleştirebiliyoruz. Tabi 

biz de bu alanda üreteceğimiz ürün sklasını 

teşvik kapsamındaki ürünlerden belirledik. 

Bu noktadan hareketle ceviz 

retimindeki destek bize bu ürün üzerine 

çalışmaya götürdü. Çünkü cevizde fidan 

desteği, damlama sulama desteği, mazot 

desteği gibi pek çok destek var. Biz de bu 

arazilerimizde hangi tür ceviz yetiştirebileceğimizi 

düşündük ve bu bilgiler ışığında 

bir çok mahallemizde Ceviz 

Bahçelerimizi oluşturmaya başladık. 

Bütün ceviz bahçelerimizde damlama 

sulama sistemleri var. Hepsinin sulaması, 

gübrelenmesi teşvikler kapsamında 

yapıldı.” 

Projenin başlangıç aşamasında 

ÇKS’ye kayıt yaptırmak için uzun uğraşlar 

verdiklerini belirten Başkan Çelik, 

“biz kayıt yaptırmak için uğraşırken, 

Tarım Bakanlığı bize dedi ki ‘sen belediyesin. 

Çiftçilik yapamazsın.’Bu yüzden 

onlar yapmamak için, biz de yaptırmak 

için uğraştık. Ama sonunda her işimiz 

doğru ve nizami olduğu için bizi kaydettiler. 

ÇKS’ye kayıt olduktan sonra da 

ceviz bahçelerimizi kurduk. 

Bu bahçelerimizi oluştururken de 

bizim projemiz ‘mahallemizde üretelim, 

mahalemiz kazansın’ projesi idi. Yani 

amacımız şuydu. 

Mahallelerimizde üretilen cevizlerin 

gelirleri yine o mahalleler için geliştirilecek 

projelerde kullanılacak. O mahallede 

üretilen ürün, o mahallenin 

kazancıdır. Bu şekilde bölgemizdeki birliğimizi 

beraberliğimizi ve bahçelerimizi 

koruyabilelim. Mahallelerimizdeki vatandaşlarımız 

bu şekilde bahçelerine 

sahip çıksın. 

Tabi arazilerimiz büyük araziler. Yaklaşık 

65bin metrekarelik bir alan. Bu 

alandaki cevizlerin budanması, çapalanması, 

otunun yolunması, aşılanması 

bunlar hep büyük emek gerektiren işler. 

Bunu da yine vatandaşlarımızla birlikte 

çözüyoruz. Halk Eğitim Merkezi, Bozkurt 

Ziraat Odası ve belediyemiz ortaklaşa 

kurs açıyoruz. Örneğin aşılama veya budama. 

Biz belediye olarak onlara tarlayı 

sunuyoruz. Kursa katılan kursiyerler de 

başlarında ziraat mühendisleri ile bu 

örnek tarlalara gidiyorlar ve eğitimlerini 

alıyorlar. Böylelikle hem bizim ceviz 

ağaçlarına bakmış oluyorlar hem de sertifikalı 

bir eğitim programını tamamlamış 

oluyorlar.” 




HAYVANCILIK 

GELİŞECEK 

KATMA DEĞERLİ ÜRÜN 

ÜRETİMİ ARTACAK 

Bozkurt’ta ekonomi genelde tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. 

Sulu tarım yapılabilen mahalleleri ile birlikte tarımsal üretimdeki 

ürünlerden başlıcaları ise arpa, buğday tritikale, haşhaş 

ve anasondur.Meyve üreticiliğinde ise ceviz, ayva ve armut üretimi 

gerçekleşmektedir. 

Tarımsal üretimin yanında hayvancılık 

bölge halkının temel faaliyetlerinden 

biridir. Öyleki Bozkurt’un nüfusu 13bin 

kişi iken, Bozkurt’ta yaşayan hayvan sayısının 

25bin civarında olduğu söylenmektedir. 

Hayvancılığın daha da gelişmesi ve 

Bozkurtluların gelirinin daha da artması 

için ise yeni bir proje yükselecek. 

Hayvansal üretim gelirlerinin Bozkurt’a 

daha çok gelir getirmesi amacı ile 

Entegre Et ve Süt tesisi kurulacak. 

Bozkurt Belediyesi adına projeyi oluşturan 

ve uygulama aşamasına getiren 

Başkan Birsen Çelik “halkımızın refah 

seviyesini arttırarak, Bozkurt’u mutlu insanların 

memleketi yapacağız” dedi. 



Projenin detaylarını anlatan Başkan 

Çelik entegre et ve süt tesisi için Milli 

Emlak’tan yaklaşık 5yüzbin metre karelik 

bir alanın tahsisini aldıklarını dile getirerek 

bu bölgeye entegre et, süt tesisi 

ve organize hayvancılık bölgesi açmayı 

düşündüklerini dile getirdi. Bu projenin 

en büyük hayalleri arasında olduğunu 

vurgulayan Başkan Çelik, “ Bozkurt’ta 

yaşayan hayvan sayısı, insan sayısının 

neredeyse iki katı. İnsanlara yerleşim 

bölgesi gerekiyorsa demekki bu sayıya 

göre hayvanlara da yerleşim bölgesi gerekiyor. 

Bu bölge hem insanlarımızın 

rahat etmesi hem de hijyenleri açısından 

gerekli. Ayrıca bu bölgenin inşaası ile birikte 

katma değerli ürün üretimini de 

arttırabileceğiz. Mesela bölgede süt üreticisi 

sütünü 1lira 10kuruştan satabiliyor. 

Bunun yağına bakılıyor ve fiyat 90 kuruşa 

kadar düşebiliryor. Ben de istiyorum ki 

bu fiyatları yukarıya çekecek çözümler 

bulalım. Halkımızla birlikte boğazımıza 

girecek lokmayı büyütecek projeler gerçekleştirelim. 

Bozkurtlu hemşerilerim sütünü, etini 

ucuza satmasın; ürününün katma değerini 

yükseltelim. Pazarlamasını halledelim 

ve kentimizin gelirini arttıralım. 

Belediye Başkanlığına gelirken en baştaki 

amacım Bozkurt’u mutlu insanların 

kenti yapmaktı. Nu proje ile de boğazımıza 

girecek lokma büyüyecek ve en baştaki 

hedefimize yani Bozkurt’u mutlu 

insanların memleketi yapma hedeflerimize 

bir adım daha yaklaşacağız” dedi. 




BOZKURT’TA ÖRNEK PROJE 

GÜNEŞ ENERJİ 

SANTRALLERİ 

İlklerin Belediyesi olan Bozkurt, halkına hizmette öncü çalışmalara imza 

atıyor. Bu çalışmalarla diğer belediyelere de örnek olan Bozkurt Belediyesi, 

kentini geliştirmek adına çalışmalarına hızla devam ediyor. 

İnsanlarımızın boğazından geçen lokmaları 

büyüteceğiz diyerek yaptığı çalışmaları 

dergimize anlatan belediye Başkanı 

Birsen Çelik, “çalışmalarımızdaki amacımız 

Bozkurt’tu mutlu insanların yaşadığı bir 

kent yapmak” diyor. Bu noktada karşımıza 

Bozkurt’ta ilk kez bir belediyenin teşebbüsü 

kurularak devletle bağlantı anlaşması yapılan 

Güneş Enerji Santralleri çıkıyor. 

Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak 

ve enerji ihtiyacında kendine yetebilir bir 

noktaya gelebilmesi için son yıllarda son 

derece önemlii bir noktaya gelen yenilenebilir 

enerji sistemlerinden olan güneş 

enerji santralleri, Bozkurt’a olduğu kadar 

Denizli ve Türkiye’ye de önemli katkılar 

sağlıyor. 



Yaklaşık olarak 20bin metrekarelik bir 

alan üzerine kurulan yaklaşık bir megawattlık 

Güneş Enerji Santrali’nin bütçesi 

de yaklaşık 4 milyon yüz altmış bin Türk 

Lira. Bu alanda bir belediye olarak ilki 

gerçekleştiren Belediye Başkanı Birsen 

Çelik, Güneş Enerji Santralini kurarken 

belediyeye de tek kuruş yük getirmediklerinin 

altını çiziyor. Başkan Çelik belediye 

olarak yaptıkları yatırımı şu şekilde 

anlatıyor: 

“Yenilenebilir enerji alanında güneş 

enerji santralini yaklaşık iki sene önce 

Türkiye’de bağlantı anlaşması ile yapan 

ilk belediyeyiz. Şu anda bazı yerel yönetici 

arkadaşlarımız yaptığımız çalışmayı 

örnek alarak arkamızdan gelmekteler. 

Biz ise bunu iki sene önce gerçekleştirdik. 

20bin metrekarelik bir alanda alanda 

yaklaşık 4milyon yüzaltmış bin liraya 

mal ederek Güneş Enerji Santralini hayata 

geçirdik. Bu büyük yatırımı da belediyemizin 

bütçesine hiç bir yük 

getirmeden sağladık. Belediyemizin kasasından 

tek bir kuruş harcamadan bir 

enerji santraline sahip olduk. 

Bunun anlaşmasını da şu şekilde gerçekleştirdik. 

Ürettiğimiz elektriği devlete 

satıyoruz. Sattığımız elektriğin gelirinin 

bir kısmı ile yatırım maliyetlerini ödüyoruz. 

Kalan geliri ise belediyemizin öz 

kaynağına devrederek yeniden Bozkurtlu 

hemşerilermize hizmet üretmek için 

harcıyoruz. Yani kendimizi ve halkımızı 

zor duruma sokmadan Bozkurtluların bir 

Güneş enerji Santrali oldu. Bu çok sevindirici 

bir olay. Bu santralin borcu bittikten 

sonra gelirin tamamı Belediye’nin öz 

sermayesine aktarılacak. Bizden sonra 

gelecek belediye başkanı arkadaşlarımız 

bu paranın tamamını belediye bütçesinde 

kullanabilecek. Bu para da yaklaşık 

olarak 80- 90 bin lira arasında değişek. 

Bu rakam da bizim gibi küçük belediyeler 

için önemli bir rakam.” 

Güneş Enerji Santrali Bozkurt’un 

önemli yatırımlarından sadece bir tanesi. 

Türkiye’de yenilenebilir enerji üretimi 

açısından diğer belediyelere örnek olacak 

bir proje. Türkiye’de yenilenebilir 

enerji yatırımlarının artması ve ülkemizin 

cari açığının bu yatırımlarla azalması 

dileklerimizle... 




BOZKURT 

İŞ ATÖLYELERİ 

İLE ÖRNEK OLMAYA DEVAM EDİYOR 

Bozkurt, Belediyecilik anlamında pek çok ilke imza atarken diğer belediyelere 

de hizmet satan güçlü bir belediye olma yolunda ilerliyor. İş Atölyelerinde 

üretilen Kent Mobilyaları Türkiye genelinde pek çok 

belediyeye satılıyor. Yapılan bu çalışma hem piyasanın kaliteli ürün ihtiyacını 

karşılıyor, hem de Bozkurtlulara kazandırıyor. 

Kurulan iş atölyeleri ve yapılan kent 

mobilyaları üretiminin başlangıcı ise yine 

bir mücadele ile başlıyor. “Eldekileri satmak 

kolay, önemli olan onları işlemek ve katma 

değerli ürün satarak halkımızın refahını 

arttırmak” diyen Bozkurt Belediye Başkanı 

Birsen Çelik, İş Atölyelerinin serüvenini 

Dergimize anlattı. 


HER ŞEY ORMAN KÖYLERİ İLE 

BAŞLADI 

Kent Mobilyaları üretimi ve iş atölyeleri 

serüveni Bozkurt Belediyesi’nin orman 

köylerinde bulunan ormanlarına sahip çıkmak 

istemesi ile başlıyor. Büyükşehir yasası 

ile mahalleye dönen orman köylerini korumak 

istediklerini dile getiren Başkan Çelik, 

“Bu amaçla Orman ve Su İşleri Bakanlığına 

başvurduk. Bu ormanları sahiplenmenin 

yolunu yöntemini öğrendik. Orman Mühendisleri 

ile amelanjman çalışması gerçekleştirip 

Bakanlığa başvurumuzu yaptık. 

Tabi bu süreç kolay olmadı. Bakanlık 

tamam ‘siz istiyorsunuz biz de veriyoruz’ 

demiyor. Burada büyük mücadeleler verdik 

ve ardından pek çok ormanımızın sahibi 

olduk. 

Bazı arkadaşlar bu mücadeleyi anlamadı. 

Dediler ki ‘ormanı ne yapacaksın?


Zaten senin memleketinde bu ormanlar.’ 

Ama öyle değil tabi durum. Mesela bizim 

şimdi 600bin metrekareye yakın kızılçam, 

300bin metrekareye yakın karaçam ve 

100bin metrekareye yakın da fıstık çamı ormanımız 

var. Biz her sene bu fıstık çamını 

toplayıp satıyoruz ve Bozkurt’a hiç düşünülmemiş 

bir gelir kazandırıyoruz. Bu işin 

bir boyutu. Diğer bir boyutu da bu ormanlarda 

Bakanlık yetkililerinin izin verdiği ölçüde 

seyreltmeler yapılıyor. Bu 

seyreltmeler genç ormanların daha verimli 

çıkması için belirlenen demonstrasyon 

alanlarında yapılıyor. Yani diyorlar ki ‘ormanlarınızı 

gürleştimek için şu alanlarda 

şu kadar ağaç seyreltmesi yapacaksınız.’ Biz 

de bu seyreltmeleri yapmaya başladık. Bu 

çalışmaların ardından her sene verimliliğe 

göre değişen 20 ila 60 tır arasında tomruğumuz 

olmaya başladı. Bu tomrukları satıp 

belediye bütçesine katkı sağlamayı düşünebilirdik. 

Ama bu işim kolayına kaçmak 

olurdu ve biz bunu yapmadık. 

Biz ne yaptık? İş Atölyelerini açtık. Bu 

atölyelerde park bahçe mobilyaları üretmeye 

başladık. Benim emekçi arkadaşlarım 

gerçekten ustadır. İlk başlarda üç tane ile 

başladığımız atölyelerin sayısı şu anda 12. 

Ve ustalarım bu atölyelerde park ve bahçe 

mobilyaları üretmekte. 

İş Atölyesi için kullandığımız alanın da 

güzel bir hikayesi var. Çok eskiden halı atölyesi 

olarak kullanılan yaklaşık 70- 80 sene 

önce daha sonra koyun ağılı yani bir ahır 

olan bir alan bize bağışlandı. Kötü bir taş 

yapıydı. Bu taş yapıyı yine benim kendi 

personelim bir iş atölyesine çevirdi. Şu 

anda 4 4lük. İçinde her türlü iş güvenliği ile 

ilgili eğitimin de olduğu, deponun olduğu 

hem açık hem de kapalı alanda iş yapan bir 

iş atölyemiz var. 

İlk başta ürün skalamız 10 civarında ike 

şimdi neredeyse 100’e yakın ürün üretiyor, 

sergiyliyor ve satıyoruz. Belediye ürünlerinin 

sergilendiği her türlü fuarlara katılarak 

ürünlerimizi orada da sergiliyoruz. Yani sadece 

laf olsun üretti desinler diye değil, 

Bozkurt’umuza artı değer kazandırarak vatandaşımızın 

boğazından geçen lokma büyüsün 

diye çalışıyoruz. 

2017 yılında yaklaşık 70’e yakın belediyeye 

bizim İş Atölyelerimizde üretilen park 

bahçe mobilyaları gönderdik. Bunlar tabi 

sadece park bahçe mobilyaları da değil. 

Köpek kulübesinden kuş yuvasına, bahçe 

çitinden oturma banklarına kadar pek çok 

ürün söz konusu. 




Mesela geçen sene İç Anadolu Belediyeler 

Birliği encümenince kabul edilen bir 

meclis kararına göre İç Anadolu Bölgesi’ndeki 

tüm belediyelere, Belediyeler Birliği 

tarafından dağıtılan banklar bizim iş 

atölyelerimizde üretildi. 

Bazen korkmuyor da değilim. Bu kadar 

çok siparişe nasıl yetişeceğiz diye. Çünkü 

ürünlerimiz bizim imzamız. İmzamızın da 

kaliteli olması gerek. Normalde park bahçe 

ürünlerinde 3er 4er santimken latalar bizde 

6 ve ya 8 cm. Yani kaliteden asla ödün vermiyoruz. 

Tabi belediye olduğumuz için KDV ödemiyoruz 

ve piyasadan daha ucuza mal ediyoruz. 

Yalnız dikkat ettiğimiz en önemli 

husus ise bu İş Atölyelerimiz çalışmaları ile 

Bozkurtlu esnaflarımızın önüne geçmemek. 

Bozkurttaki keresteci, marangoz, esnafımızın 

önüne geçmiyoruz. Onların 

yaptığı hiç bir ürünü biz yapmıyoruz. Biz 

sadece belediyelere ya da park bahçe mobilyası 

üretme ksımındayız. Çünkü esnafımız 

bizim baştacımız. Yani onların iş alanına 

giremeyiz. Bu onlar açısından haksız 

rekabet olur. Bizim isteğimiz Bozkurt’u 

mutlu insanların kenti yapmak. Bu yüzden 

esnafımızı mağdur etmeyiz. 

İŞ ATÖLYELERİMİZ GELİŞİYOR 

İş Atölyelerimizle Bozkurtlu hemşerilerimize 

güzel bir gelecek hazırlamak için çalışıyor 

ve giderek de yaptığımız işleri 

geliştiriyoruz. Mesela Atölyelerimizde kereste 

işleyip ferforje ve demiri dışarıdan 

temin ediyorduk. Yani sadece kereste ağaç, 

ahşap kısmını biz yapıyorduk. Yine benim 

emekçi arkadaşlarım dediler ki, ‘başkanım 

bunlar çok büyük para. Bunu da biz yaparız.’ 

Biz de bunun üzerine demir iş atölyesini 

açtık. Yani şu anda park bahçe 

mobilyalarında üretilen her türlü ferjorje ve 

demir ürünleri de dahil ikinci bir iş atölyemizde 

kendimiz tarafından üretilmekte.” 




DOKTOR OLMASAYDIM DA 

BOZKURT’TA 

YAŞARDIM 

Bozkurt’u anlatırken orada yaşayanları da dinlemek gerekir. Hele 

ki Bozkurtlu olmayıp, sonradan orada yaşamaya başlayanları 

dinlemek o kent için daha güzel bilgi verir. 

Biz de Bozkurt’u 15 yıldır Bozkurt’ta yaşayan 

Diş Hekimi Doktor Erdal Ersan’ndan 

dinledik. 

Ege Üniversitesi’den mezun olduktan 

sonra 2002 yılında Bozkurt’a gelerek kendi 

muayenehanesi’ni açan Ersan, askerlik görevi 

dışında o tarihten bu yana Bozkurt’ta 

yaşıyor. Bozkurt’ta evlenen Ersan, 15 yıldır 

yaşadığı Bozkurt’u tipik bir Ege kasabasına 

benzetiyor. 

Bozkurt’a gelmesinin nedeni kan bağı ya 

da akrabalık değil. 98 yılında Çardak’ta eczacılığa 

başlayan babasının tavsiyesi ile 

Çardak’a geliyor ama muayenehhanesini 

Bozkurt’ta açıyor. Civar yerleşim birimlerinden 

Bozkurt’a çok fazla insanın geldiğini 

dile getiren Ersan, Bozkurt’ta yaşamaktan 

gayet memnun. 

Lojistik olarak pek çok yere kolayca ulaşabildiğini 

dile getiren Ersan, “Mesleğimi 

büyükşehirlerde gerçekleştirsem her yerde 

ulaşım sıkıntısı çekeceğim. Ama burada 

evimden iş yerime yürüyerek gelip, gidiyorum. 

Denizli merkeze de 50 kilometre 

zaten. Her hangi bir durumda hemen ulaşabiliyorum. 

Gezme ihtiyacı hissettiğim zamanlarda 

da Fethiye ya da Antalya’ya 2-3 

saatte ulaşmak mümkün. Dahası havaalanı 


yakınımızda. Uçakla 1 saatte İstanbul’dasınız” 

diyor. Bozkurt’ta da güzel arkadaşlıklar 

ve dostluklar kurduğunu dile getiren Ersan, 

ulaşım kolaylığı ile önceki arkadaş çevresinden 

de kopmadan Bozkurt’ta yaşayabildiğini 

dile getiriyor. 

Bozkurt’un şehirleşme açısından güzel 

olduğunu ifade eden Ersan, “Bozkurt lüks 

bir yer değil ama sonuçta şehir planlaması 

güzel bir kent. Bu da burayı ferah yapıyor. 

İnsanlar temiz, titiz. Çoğu insan kentin düz 

olmasından dolayı bisiklet kullanıyor. Ayrıca 

kültürel özellikler açısından da zengin. 

Özellikle kaymaklı yemeklerinin farkındalığı 

daha da yükseltilebilir” diyor. 

“Doktor olmayıp bir tekstil işçisi olsaydım 

da Bozkurt’ta yaşamayı isterdim” 

diyen Ersan, “Organize Sanayi Bölgesi’nde 

çalışıp Denizli’nin Merkezi’nde yaşamaktansa, 

oraya buradan gidip gelmeyi tercih 

ederdim. Burası yerleşilebilecek bir yer. Şehirleşme 

de var. Çok daha ekonomik giderlerle 

burada da yaşanılabilir. Bunu yapanlar 

da var. Yabancılar geliyor huzurlu bir yaşam 

sürmek için. Tabi keyifli yaşamayı AVM 

kültürü ile eş tutanlar varsa o burada yok. 

Ama burada piknik yapılır, balık tutulur, 

doğa ile baş başa kalınır, alternatifler çok 

Bozkurt’ta” dedi.



BOZKURT ULUSAL 

OFF-ROAD 

YARIŞLARINA HAZIR 

Bozkurt bir çok proje ile olduğu gibi alternatif spor faaliyetleri 

ile de adından söz ettirmekte. Atıcılık ile nam salan Bozkurt, poligonları, 

alternatif kamp alanları çalışmaları ve geçtiğimiz senelerde 

gerçekleştirdiği off – road yarışları ile alternatif sporlarda 

Bozkurt ismini yükseltiyor. 

86 

egeyondergisi.com 

Doğal off – road parkuru ile göz dolduran 

ve muhteşem bir organizasyonla tüm 

katılımcı ve bileşenlerini tatmin eden Bozkurt 

artık ulusal off – road yarışlarını bekliyor. 

Bozkurt off – road yarışları pek çok 

kentte olduğu gibi iş makinaları ile hazırlanan 

bir saha değil. Tamamen doğal ve el 

deymeden oluşuş ve off road yarışları için 

yüksek verime sahip bir alan. Pistin çevresinin 

de kamp ve festival alanları için 

uygun olması, binlerce off – roadcuyu ağırlayabilecek 

potansiyele sahip olduğunu 

gösteriyor ve 2015’te de gösterdi. 

Off – road yarışlarına beklenenin çok 

üstünde, o kadar yoğun bir talep olmuştu 

ki Bozkurt üç gün boyunca civar kentlerden 

ekmek ve et takviyesi aldı. Kriz anlarında


içinde en iyi etap Bozkurt etabı oldu. Yarış 

tencere etabı şeklindeki alanda gerçekleşti. 

Kimse yarış alanına girmedi ve doğası ile 

hiç bir güvenlik sorunu yaşamadık” dedi. 

bile katılımcılarına sıkıntı yaşatmayarak 

büyük bir organizasyonu başarılı bir şekilde 

bitirdi. 

BOZKURT ULUSAL YARIŞLARA 

HAZIR 

Off – Road Kulübü Genel Sekreteri Cafer 

Sarıaltın yarışlar sonunda yağtığı açıklamada 

organizasyonun başarısı ile Bozkurt’un 

ulusal yarışlara hazır olduğunu 

belirtti. Türkiye’nin çok farklı bölgelerinde 

yarışlar düzenlediklerini ifade eden Sarıaltın, 

“Bu kadar seyircisi olan başka bir yarış 

görmedim. Bozkurt’un güzel halkı etkinliğin 

tam bir karnavala dönüşmesini sağladı. 

Bu güne kadar gerçekleştirdiğimiz etaplar 

ÇELİK OFF - ROADI BOZKURTA 

GETİRDİ 

Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik 

herkesin Bozkurt’ta bulunan doğal pistten 

faydalanması için bu yarışları geleneksel 

hale getireceklerini dile getirdi. Bozkurt’un 

ilk kez off – road yarışlarına ev sahipliği 

yaptığının altını çizen Başkan Çelik, “İlçemizin 

adı hem ülkemiz hem de yurt dışında 

bu etkinlik sayesinde duyuldu. Bu yarışın 

kusursuz geçmesi için her türlü desteği vererek 

tüm imkanlarımızı seferber ettik. 

Beni en çok mutlu eden gelimelerden biri 

de hanımların yarışlara gösterdikleri ilgi 

oldu. Yarışmacılarımızı ve yarışmayı izlemeye 

gelen tüm konuklarımızı en iyi şekilde 

ağırlayarak güzel bir gün ve zaman 

geçirttiğimize inanıyorum” dedi. 

GELENEKSELLEŞMESİ 

PLANLANMAKTA 

Ses getiren off – road yarışlarının gerçekleştirildiği 

pistin, iş makinesi değmeden 

tamamen doğal olması, federasyonun ve 

sporcuların ilgisini en çok çeken nokta oldu 

.Organizasyonun çok yüksek memnuniyet 

ve başarı ile tamamlanmasıyla, bu sporun 

Bozkurt’ta hayata geçmesi, gerek festivaller 

gerekse de Türkiye kupası etaplarının düzenlenmesi 

planlanıyor 




BOZKURT BELEDİYESİ’NİN 

HİZMETLERİ 

BOZKURT’UN TEK OTELİ 

Şehrin en önemli ihtiyaçlarından birisi 

dışarıdan gelen insanların kalacak yer sorunu. 

Bu sorun da Bozkurt Belediyesi’nin 

son yıllarda yaptığı otel çalışması ile bir 

nebze azaldı. Şu anda Bozkurt Belediyesi’ne 

ait 46 yataklı bir otel Bozkurt’ta hizmet etmekte. 

Bölgenin tek ve güzel bütik oteli olarak 

tanımlanabilecek otel neredeyse %100 doluluk 

oranında çalışıyor. Otel için şu anda 

duyulan tek eksik “keşke yatak kapasitesi 

çok daha fazla olsaydı.” 

HİZMET ARAÇLARI ARTIYOR 

Makinalar Kendi Parasını 

Ödüyor 

Kaynağı sınırlı bir belediye olarak Bozkurt 

Belediyesi tüm bu yatırımlarını da 

araçlarla dışarıya iş yaparak karşıladı. Belediye’nin 

üzerine yük bindirmeden, bir 

kısmı belediyenin işlerini yaparken, bir 

kısmı da piyasaya iş yaparak alınan makinaların 

borçları da sona yaklaşmış durumda. 

Şimdi Belediye araçlarına bir de 

Ekskavatör alınması için girişimler tamamlanmak 

noktasında. 

Bozkurt Belediyesi gerçekleştireceği 

hizmetler için kullandığı hizmet araçlarını 

arttırıyor. Son iki buçuk senede bir grayder, 

dört tane kepçe, beş tane kamyon, üç tane 

4x4 araç ve bir binek araç belediye hizmetlerine 

dahil edildi. 




GENÇLİK VE KADIN MERKEZİ 

Deniz Güneş Gençlik Merkezi Bozkurtlular 

için inşa ediliyor. 

Cumhuriyet halk Partisi Genel Başkanı 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun temelini attığı, 

Bozkurt Belediyesi’nin kaba inşaatını bitirdiği 

1500 metrekare kapalı alana sahip olacak 

gençlik merkezi 2018 yılının başlarında 

hizmete girecek. 

Deniz Güneş ismindeki çocuklarını iş 

kazasında kaybeden bir anne babanın da 

sponsor olduğu projeye, Deniz Güneş İsmi 

verilecek. 

En altta gençlerin ve kadınların yararlanacağı 

bir spor salonu, üst kısımda da lokal 

ve toplantı yerleri olacak merkez modüler 

sisteme sahip olacak ve ihtiyaca göre istenilen 

şekilde düzenlenebilecek. 

Gençlik Merkezi’nin tiyatro salonu cam 

fanus tavan sistemi ile yaz aylarında açılarak 

açık hava sinema sistemine dönüştürülebilecek.



ATATÜRK SEVDALISI BİR KENTTE 

GÖREV YAPMAK BENİM İÇİN 

ONURDUR 

Denizli Büyükşehir olmadan önce İl Genel Meclisi Üyeliği yapan, 

büyükşehir olduktan sonra da Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi 

üyesi olarak Denizli’ye hizmet etmiş ünlü avukat Bekir Çapar 

Bozkurt Noteri olarak göreve başladı. 

Bozkurt’un sakin ve güzel bir kent olduğunu 

dile getiren Bekir Çapar, “Bozkurt noteri 

olarak Atatürk sevdalısı bir kentte görev 

yapmak benim için bir onurdur” dedi. 

Bozkurt’un güzel insanların memleketi 

olduğunu ifade eden Çapar, “Bozkurt Belediye 

Başkanı Sayın Birsen Çelik hanımefendi 

de Bozkurt’un çehresini 

değiştirmekte. Atatürk devrimlerine bağlı, 

vizyonu geniş ve sürekli halkı için çalışan 

bir kadın belediye başkanı ile de aynı kentte 

görev yapmaktan memnunum” dedi. 

Bundan böyle Bozkurtlulara hukuken 

güvenli evrak düzenleme işlerinde yardımcı 

olacağını dile getiren Çapar, “tüm 

bilgi birikimim ile Bozkurt halkının yanındayım. 

Onlara hizmet etmek benim için bir 

mutluluk kaynağıdır” dedi. 

Bekir Çapar Kimdir? 

10.06.1965 Çal İlçesi, Üçkuyu köyünde 


doğdu. İlköğrenimini köy il okulunda tamamladı. 

Orta öğretimini Bekilli’de tamamlayan 

Çapar, lise eğtimini Denizli 

Endütri Meslek Lisesinde bitirdi. 

1986-1987 öğretim yılında Selçuk Üniversitesi 

Hukuk Fakültesi’nden mezun 

oldu. Denizli Barosuna kayıtlı avukatlık 

stajını tamamlayarak avukatlık hayatına 

başladı. 

Değişik kurumlarda ve en son T.C. Pamukkale 

Ünversitesi Rektörlüğü Hukuk 

Müşavirliği görevini yürütmekte iken istifa 

ederek 2001 yılında serbest avukatlıiğa 

başladı. 2009 yılında Cumhuriyet Halk Partisinden 

İl Genel Meclisi Üyesi oldu. 2014 

yılında Denizli Büyükşehir olduktan sınra 

Bekilli Belediyesi ve Denizli Büyükşehir Belediye 

Meclis Üyeliği görevinde bulundu. 

17.10.2017 tarihinde serbest avukatlık 

hayatına ve siyasi görevlerine son vererek 

Bozkurt İlçe Noterliğine başladı ve halen bu 

görevi yürütmekte.



BOZKURT’TA 

SPORÇOK ÖNEMLİ 

Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik spora verdiği önemi kısa olarak 

şu şekilde açıkladı; ''Maalesef ki ülkemizde 13 yaşına kadar düşmüş 

olan madde bağımlığını ilçemizde engellemektir. Spor ile 

gençlerimizi madde bağımlılığında uzak tutuyor ve fiziksel, zihinsel gelişimlerini 

sağlamaya çalışıyoruz''dedi. 

Bozkurt Belediyesi bünyenide spor 

branşları futbol, trap, izci kulübü bulunuyor. 

Belediye aynı zamanda voleybol, basketbol 

ve güreş branşları için çalışmalar 

yürütüyor. 


Futbolda yeni oluşum 

Başkan Birsen Çelik spora verdikleri 

önemin altını çizdi. Çelik; Bu önem sayesinde, 

futbolda daha önce Yeni Bozkurt 

Spor olarak akademi liglerine katılan takımımız, 

gerek maddi imkansızlık, gerekse 

ilgi gösterilmediği içinligin son sıralarında 

yer alıyordu. 2015-2016 sezonunda ligden 

düşmekten son maçta kurtulduk. 2015 yılında 

takımı sahiplenip, adını Bozkurt Belediye 

Spor olarak değiştirdik. Sadece adını 

değiştirmekle kalmadık tabiki, yeni yönetim 

oluşturduk ve başarı odaklı kişileri bu 

oluşama kattık.''dedi. 

''Amacımız gençleri spora 

kazandırmak'' 

Çelik Bozkurt esnafının spora desteğinin 

büyük olduğuna dikkat çekti. Çelik;'' Esnafımızın 

ve tüm halkımızın özveriyle bize 

destek vermesiyle bütçemizi güçlendirdik. 

Bu bütçeyi de en iyi şekilde kullandık. Hatırı 

sayılı bir başarı da yakaladık. Bir önceki 

sene ligde kalma mücadelesi veren takımımız, 

yeni oluşum ile ligin 10 takımlı grubunda 

2. oldu. Play-off oynamaya hak 

kazanan takımımız 9 takım arasında 4. 

oldu. Bunun yanı sıra alt yapımızı da oluşturduk. 

U11-U13 ve U16 yaş gruplarında 

liglere katılıp, Bozkurt ilçemizin adını en iyi 

şekilde duyurmaya çalıştık. Bizim futboldaki 

amacımız ilçemizde gittikçe yozlaşan 

bir spor dalı olmaktan kurtarmak ve istenildiğinde 

başarının gelebileceğini göstermek 

oldu. Bunların dışında dış 

transferlerde yaptık ama, bizim amacımız 

futbola eğimli gençlerimizi keşfedip onları 

spora kazandırmak olacak.''dedi.


İzcilik Kulübü kuruldu 

Başkan Çelik spor faaliyetlerinin 

bunlarla sınırlı olmadığını belirtti. 

Çelik kurdukları izcilik kulübü hakkında;'' 

Ülkemizde sayısı oldukça az 

olan ve tam anlamıyla gönüllülüğün 

esas olduğu İzcilik faaliyetlerini yaklaşık 

3 ay önce belediyemizin bünyesindeki 

Bozkurt Belediye Spor İzcilik 

Kulübü adı altında kurduk. Daha sonra 

Kayseri merkezli Kapadokya İzcilik ve 

Gençlik Federasyonuna(Kapif) kulubümüzü 

üye yaptık. Belediye personelimizden 

1 erkek ve 1 kadın olmak üzere 

liderlik eğitimleri almak üzere görevlendirdik. 

Her 2 personelimiz de eğitimleri 

başarı ile tamamlayarak lider 

sertifakası almaya hak kazandılar.'' 

dedi. 

Hatta bu oluşumu o kadar benimsediler 

ki, ekim ayında 12 personelimizin 

de isteği doğrultusunda, KAPİF ilçemize 

gelip 4 gün süren liderlik eğitimi 

verdi. Eğitimin sonunda 12 personelimiz 

daha izci lideri olmaya hak kazandı. 

Türkiye Trap Atıcılık Şampiyonu 

Muarrem Sarı 

Bozkurt’un Atıclıkta Türkiye 

Şampiyonu Var 

Futbolun yanında trap atışlarına da değinen 

Çelik;'' Trap atış takımımızı kurduk. 

Kurulduğumuz günden bu yana sayısız başarılara 

imza attık. İlçemizdeki belediyemize 

ait amatör atış poligonumuzu tadilat 

yaparak yeniden hizmete sunduk. Bunun 

yanısıra Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla 

tam otomatik atış poligonumuzun da 

hizmete açılmasıyla, sadece bölgesel değil, 

ulusal platformlarda kupa kazanmış başarılı 

atıcılarımızı yetiştirdik ve yetiştirmeye 

devam ediyoruz.''dedi.

EgeYön Dergisi Ocak Sayısı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?