04.12.2017 Views

Yapı Malzeme Dergisi Aralık 2017 Sayısı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İmtiyaz Sahibi<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />

H. Ferruh Işık<br />

Genel Müdür<br />

Mehmet Söztutan<br />

mehmet.soztutan@img.com<br />

Reklam Müdürü<br />

Hakan Girgin<br />

hakan.girgin@img.com.tr<br />

Yayın Editörü<br />

Tarık Oral<br />

tarik.oral@img.com.tr<br />

Art Direktör<br />

İsmail Gürbüz<br />

ismail.gurbuz@img.com.tr<br />

Sorumlu Müdür<br />

Cüneyt Aktürk<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

Dış İlişkiler Müdürü<br />

Yusuf Okçu<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

Kurumsal İletişim Müdürü<br />

Ebru Pekel<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

Muhasebe ve Finans Müdürü<br />

Mustafa Aktaş<br />

mustafa.aktas@img.com<br />

Bilgi İşlem<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Abone<br />

İsmail Özçelik<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

CTP - Baskı<br />

Vizyon Basımevi<br />

Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3<br />

No:309 Başakşehir<br />

Tel: 0212 671 61 51<br />

info@vizyonbasimevi.com.tr<br />

Adres<br />

Evren Mahallesi Bahar Caddesi<br />

Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />

Güneşli - Bağcılar<br />

İSTANBUL / TURKEY<br />

Tel : +90 212 604 51 00<br />

Fax : +90 212 604 51 35


editör<br />

Sektör yine çok dinamik<br />

Bu ay içerisinde Türkiye Seramik Federasyonu, Türkiye’de ilk kez ihracat katkı endeksi hazırlayarak, kamuoyuna<br />

sundu. Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından hazırlanan endekste 17 sanayi sektörü değerlendirildi.<br />

Bu değerlendirmede inşaat seramikleri 18,27’lik oranla üçüncü çeyrekte katkı oranı en yüksek sektör oldu.<br />

Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı ile birlikte “Kışla<br />

Mücadele Çalıştayı” düzenledi. İki gün süren çalıştayda, kış bakımı ile ilgili dünyada uygulanan yöntemler ve<br />

stratejiler ele alındı. Bu kış olumlu sonuçlarını görmeyi umut ediyoruz...<br />

Bu yıl 5.cisi düzenlenen ‘Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nda Danfoss Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge<br />

Başkanı Levent Taşkın’da bir konuşma yaptı. Kendisiyle sürdürülebilir şehirlerin olmazsa olmazı ‘binalarda<br />

enerji verimliliği’ kapsamında gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızı okumanızı tavsiye ederim.<br />

Gayrimenkul projeleri yine son sürat. Toplumun bir kısmının projelerin satış hızı noktasında tam olarak tatmin<br />

edici cevapları olmasa da, işler kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.<br />

Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri, 3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı’nda buluştu. Ünlü İngiliz<br />

mimarlar Bob Allies ve Peter Barber’ın yanısıra, Türk mimarlığının ve yapı sektörünün önde giden isimleri<br />

kentlerin geleceğini tartıştılar.<br />

Yine geçtiğimiz ay içerisinde gerçekleşen “Geleceğe Dünden Bakmak: Mimarlıkta Yeni Nedir?” adlı bir başka<br />

konferansda İstanbul’da yaşanan yapılaşmanın yoğunluğu ve kalitesi masaya yatırıldı. “Modernleşmek adına<br />

hızla büyüyen şehirde yapılar kimliğini kaybediyor mu?”, “Yeni yapı malzemesi ürünleri çevresel faktörlere<br />

uygun mu?”, “Değişen iklim koşulları mimariyi nasıl etkileyecek?” gibi sorulara yanıt arandı.<br />

Dosya konularımız ve zengin içeriğimiz ile yılın bu son sayısında sizlerin karşısına çıkıyoruz.<br />

Faydalı bir sayı olması dileğiyle…<br />

Tarık Oral


İçindekiler<br />

22 - Seramik Federasyonu Türkiye’de bir ilke<br />

imza atarak, “Türkiye İhracat Katkı<br />

Endeksi”ni hazırladı<br />

46 - İklimlendirme devi Daikin<br />

200 bayisiyle Türkiye’yi ısıtacak<br />

50 - “Binalarda ısıtma, soğutma ve akıllı enerji<br />

akışının kontrolüne yönelik ekipmanlar ve sistemler<br />

üretiyoruz.”<br />

56 - Hilti,Türkiye’de yatırımlarını artırıyor<br />

120 - Serdar Oran: “Mimarlıkta biz yeni ne<br />

yapabiliriz?’ diye düşündük. Yalıtım 4.0 devrimini<br />

DYOTHERM markamızla başlattık.”<br />

114 - Kentlerin geleceği, ‘3. Yeşil binalar ve<br />

ötesi’ konferansı’nda konuşuldu<br />

REKLAM İNDEKSİ<br />

ABS YAPI ELEMANLARI.............................25<br />

AGT.........................................................53<br />

ASSAN ALÜMİNYUM.................................77<br />

BOSCH INDUSTRIAL...............................103<br />

CANON....................................................11<br />

CANON & ADVERTORIAL...........................10<br />

ÇİMSA...................................................111<br />

DAIKIN........................160 – ARKA KAPAKİÇİ<br />

DOKA KALIP ve İSKELELERİ... ÖN KAPAKİÇİ - 1<br />

ECA.......................................................127<br />

ERYAP.....................................................45<br />

ESEREKLAM................................ 136 – 137<br />

GN YAPI&MANTOLAMA KONFERANSI’2018.145<br />

HP........................................... ARKA KAPAK<br />

HUZURLU İNŞAAT...................................149<br />

İKLİMSA..................................................97<br />

INTEK KALIP ve İSKELE......................... 2 – 3<br />

İSTANBUL HIRDAVAT FUARI’2018............147<br />

KARGROUP...................................... 60 – 61<br />

KİLSAN....................................................85


KÖLN HIRDAVAT FUARI.............................95<br />

KUZULUK TERMAL OTEL.........................151<br />

LAYHER...................................................41<br />

ME-SA İMALAT...................................... 6 – 7<br />

ÖZLER KALIP ve İSKELE.................... 12 – 13<br />

PERİ DUO.........................................28 - 29<br />

PERİ KALIP ve İSKELELERİ.............ÖN KAPAK<br />

R+T ASIA’2018......................................139<br />

SARAY ALÜMİNYUM.......................... 66 – 67<br />

SODEX’2018.........................................143<br />

TAYF ÇATI................................................87<br />

TMS TÜFEKÇİOĞLU MÜHENDİSLİK......... 4 – 5<br />

TÜM PLASTİK............................... 116 – 117<br />

TÜRKİYE HASTANESİ..............................153<br />

UNICERA’2018........................................21<br />

URTİM KALIP VE İSKELE........................ 8 – 9<br />

YAPI KATALOĞU.....................................123


“Her<br />

anlamda<br />

yalıtım<br />

bilincini<br />

artırmalıyız”<br />

Levent Pelesen / İZODER Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Depreme karşı binaların dayanıklı hale getirilmesi için; ‘Su Yalıtımı’. Kontrolsüz ses ve gürültüye<br />

karşı; ‘Ses Yalıtımı’. Yangına karşı ‘Yangın Yalıtımı’. Enerjinin verimli kullanımı için ‘Isı<br />

Yalıtım’ konularında yaklaşık 30 yıldır faaliyet gösteren İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları<br />

Derneği); Türkiye ekonomisi için kritik bir role sahip.<br />

Enerji verimliliği ve iklim değişikliği gibi herkesi<br />

ilgilendiren temel konular çerçevesinde<br />

kendi sektörü içerisinde çözümler geliştiren<br />

İZODER, bu misyon ışığında doğru yapıların<br />

ve daha sağlıklı yaşam alanlarının oluşumu<br />

için önemli çalışmalar ortaya koyuyor.<br />

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen<br />

ile biraraya gelerek gündemdeki çalışmaları<br />

ve yeni oluşumları üzerine sohbet<br />

ettik. Bize vakit ayırdıkları için kendilerine<br />

teşekkür ediyor, sektöre sunmuş oldukları<br />

hizmetlerde kendilerine başarılar diliyoruz.<br />

Dernek çalışmalırınız hakkında bizleri<br />

biraz bilgilendirir misiniz?<br />

Sektörel derneklerde yönetim kurulunda olmak<br />

demek zamanınızın %10 civarında bir<br />

bölümünü oraya ayırmanız demek. Eğer yönetim<br />

kurulu başkanlığı yapıyorsanız bu sefer<br />

zamanınızın %40’ını bu işlere ayırmanız<br />

gerektiği anlamına gelir. Bizim derneğimizde<br />

de işler hemen hemen bu şekilde ilerlemekte.<br />

Ancak özellikle belirtmek isterim ki<br />

İZODER’in Yönetim Kurulu’nun yanısıra çok<br />

güçlü profesyonel bir kadrosu bulunmakta.<br />

Ben bunu derneğimizin sahip olduğu en büyük<br />

avantajlardan biri olarak değerlendiriyorum.<br />

Böylesi değerli üyelere sahip olmak,<br />

biz yöneticilerin işlerini gerçekten çok kolaylaştırıyor.<br />

Üye yapınızdan ve çalışmalarınızdan<br />

biraz bahseder misiniz?<br />

İZODER üye profili içinde sanayicilerin yanısıra<br />

satıcı, ithalatçı, uygulayıcı ve ustalar da<br />

bulunmakta. Sektörün hemen hemen tüm<br />

oyuncularının kendilerini ait hissedecekleri<br />

geniş ve iletişimi güçlü kapsayıcı bir çatı<br />

misyonu yüklenmiş durumdayız. Bu bağlamda,<br />

aynı sektörde bulunsalarda farklı ihtiyaç<br />

ve hedefleri bulunan tüm bu üyelerimize<br />

karşı adil olabilmek bizim birinci kriterimiz.<br />

Faaliyet alanlarınız hakkında neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

Faaliyet alanlarımız herkesin malumu olduğu<br />

gibi; Isı Yalıtımı, Su Yalıtımı, Ses Yalıtımı,<br />

Yangın Yalıtımı, Tesisat Yalıtımı ayrıca<br />

çok fazla deklare etmesek de Sızdırmazlık<br />

alanlarında gerçekleşmekte. İZODER olarak<br />

bizler bu alanların hepsine eşit ve adil olarak<br />

hizmet vermeye çalışıyoruz. Ve tüm yaklaşımlarımız<br />

bu yönde gerçekleşmekte. Gerek<br />

Yönetim Kurulu Üyelerimizi seçerken,<br />

gerekse temsilciliklerimizi oluştururken bu<br />

konuda çok fazla titizlik gösterdik, göstermekteyiz.<br />

Bu anlamda başarılı olduğumuzu<br />

20<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

da düşünüyorum. Bu dönem başladığımız<br />

önemli bir sorumluluk olarak, önceden bölge<br />

temsilcilerini bölgelerdeki üyelerimizden<br />

seçerdik. Şimdi artık Yönetim Kurulu yapımız<br />

tüm bölgeleri temsil ettiği için dolayısıyla<br />

o yönetim kurulu üyelerimiz kendi bölgelerinin<br />

temsilcileri de olmuş oluyor.<br />

Örneğin Yönetim Kurulumuz’da yukarda<br />

bahsetmiş olduğum hizmet alanlarımızın tamamını<br />

temsil noktasında her alandan 3’er<br />

üyemiz bulunmakta. Temsilcilik noktasında<br />

ise Anadolunun tamamına yayılmış durumdayız.<br />

Elazığ’dan Adana’ya, Kayseri’den<br />

İzmir’e kadar yurdumuzun tüm bölgelerini<br />

temsil edebilmek amacıyla faaliyetlerimizi<br />

sürdürmekteyiz. Yalnız Karadeniz bölgesinde<br />

biraz zayıfız. Bu biraz da bölgedeki<br />

sanayi kuruluşlarının azlığından ve mevcut<br />

orta ve küçük girşimcinin de derneklere karşı<br />

mesafeli olmalarından kaynaklanmakta.<br />

Dernekleşmeye karşı sıcak bakan bölgedeki<br />

kuruluşların çoğunluğunun da maalesef<br />

bizim standartlarımızı karşılayamıyor olmaları<br />

bu konuda etkili bir faktör. O bölgelerde<br />

mevcut sanayi kuruluşları adına belli standartları<br />

oluşturabilmek için dernek olarak<br />

bizlerde katkıda bulunmaya çalışıyoruz.<br />

Son dönemde gerçekleştirdiğiniz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiziniz?<br />

Bizler yönetim olarak bünyemizde, usta eğitiminden<br />

denetime, standartizasyon uygulamalarından<br />

belgelendirmeye kadar sektörün<br />

ihtiyaç duyduğu tüm adımlarda hizmet<br />

üretmekteyiz.<br />

Önümüzdeki günlerde Anadolu illerinde<br />

‘Tüm Yönleriyle Yalıtım’ konulu programlar<br />

gerçekleştirme hedefimiz var. İlk programı<br />

İzmir’de başlatacağız. Sonrasında<br />

Adana’da, Elazığ’da ve Kayseri’de gerçekleştireceğiz.<br />

Ve zaman<br />

içerisinde programı gerçekleştireceğimiz<br />

şehir<br />

sayısı artacak. Anadolu’nun<br />

hemen hemen<br />

tüm illerinde bu tür faaliyetlerimiz<br />

olacak.<br />

13’ncü dönemde<br />

odak noktanız neler<br />

olacak?<br />

Öncelikle geçtiğimiz<br />

dönemlerde başarıyla<br />

gerçekleştirdiğimiz ve<br />

takip ettiğimiz çalışmalara<br />

kısca değinmek<br />

isteri. Şöyleti genel manada; Binalarda ısı<br />

yalıtım kullanım standartlarının dünya ve<br />

ülke gerçeğine göre revize edilmesi. Isı Yalıtım<br />

Yönetmeliği’nin çıkarılması. Ayrıca Bina<br />

Enerji Performansı Yönetmeliği, Enerji Kimlik<br />

Belgesi kullanımı çalışmaları bulunmakta.<br />

Bunların muhakka takipçisi olup sürdürülebilirliğini<br />

yönetmemiz gerekmekte.<br />

13’ncü dönem hedeflerimiz ise;<br />

Öncelik verdiklerimizden bazları hatta en<br />

önemlisi; Derneğimizi Anadoluya daha çok<br />

açmak ve ülke geneline yaymak. Biz bunu<br />

gerçekleştirmekteyiz. Şu an ülkemizin hemen<br />

hemen tüm bölgesi derneğimizin hem<br />

yönetim kurulunda bulunmakta, hem de<br />

üye olarak temsil edilmektedir. Bu adil ve<br />

geniş temsil durumu bizler için hayati önem<br />

arz ediyor. Biz bu işlere çok önem veriyoruz.<br />

Derneğimizin gücünün adil ve güçlü bir temsil<br />

ile yükseleceğine inanmaktayız.<br />

Bunların yanısıra; Standardı ve yönetmeliği<br />

olmayan branş kalmasın istiyoruz. Maalesef<br />

ülkemizde hala bir Ses Yalıtım Yönetmeliği<br />

bulunmamakta. Biz bunun çalışmalarını<br />

geniş katılımlar ve uzun çalışmalarla<br />

gerçekleştirdik. Çok şükür bizim dönemimizde<br />

yönetmelyiği çıkardık ve bu elzem işi<br />

de başarmış olduk. Maalesef Su Yalıtımı<br />

Yönetmeliğimiz hala yok. Biz bu konudaki<br />

çalışmalarıda tamamladık ve bakanlığın<br />

onayına sunduk. Bakanlıkda gerekli çalışmaları<br />

ve değerlendirmelirini yaptıktan sonra<br />

umuyoruz ki bizlere en kısa sürede bir<br />

yanıt verecektir. Şu an yönetmeliğin yayınlanmasını<br />

beklemekteyiz.<br />

Dernek olarak sektörde çalışan<br />

işçilerin mesleki eğitimleri için ne tür<br />

projeler geliştiriyorsunuz?<br />

Mesleki yeterlilik kavramı çerçevesinde<br />

ülke şartlarına ve insanımıza uygun bir şekilde<br />

eğitim çalışmaları gerçekleştirmekteyiz.<br />

Yalıtım Ustaları, Su Yalıtımcısı, Ses Yalıtımcısı<br />

ve Isı Yalıtımcısı daha önceleri meslek<br />

kategorisinde değildi. Şuan bunlar artık<br />

tanımlı meslekler grubunda yer alıyor. Bu<br />

alandaki ustalarımızın yeterliliklerini belirlemek<br />

için sınavlar yaparak belgelendirme<br />

çalışmaları yapıyoruz.<br />

TEBAR, yalıtım sektöründe çalışan ustalar için belgelendirme merkezi haline geldi<br />

Yalıtım sektörünün belirli standartlarda ürün üretmesi, kalitenin artırılması ve haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına katkı sağlamak<br />

amacıyla faaliyet gösteren TEBAR (Test Belgelendirme Araştırma ve Geliştirme Ticaret A.Ş.), aynı zamanda yalıtım sektöründeki<br />

mesleki yeterlilik belgelerini veriyor.<br />

İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) bünyesinde faaliyet gösteren TEBAR, yalıtım sektöründeki meslek standartlarının<br />

belgelerini verebilen Türkiye’deki sayılı kurumlardan biri olarak, sektör için önemli bir adres haline geldi. Yalıtım sektöründe<br />

çalışan ustalara ‘Isı Yalıtımcısı’, ‘Su Yalıtımcısı’, ‘Ses Yalıtımcısı’ ve ‘Yangın Yalıtımcısı’ olmak üzere 4 ayrı meslekte ‘Mesleki<br />

Yeterlilik Belgesi’ vermeye yetkili olan TEBAR; 25 Mayıs 2015’te yayımlanan tebliğe göre zorunlu hale getirilen belgeye, her ustanın<br />

sahip olması için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.<br />

‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin zorunlu hale getirildiği 81 meslek içinde, yalıtım sektörünün 4 ana başlığı olan ‘Isı Yalıtımcısı’,<br />

‘Su Yalıtımcısı’, ‘Ses Yalıtımcısı’ ve ‘Yangın Yalıtımcısı’ mesleklerinin de bulunduğunu belirten TEBAR Genel Müdürü Timur Diz,<br />

“Son 10 yılda 10 kat büyüyen yalıtım sektöründeki 4 mesleğin standart ve yeterliliklerinin hazırlanmasınnda aktif görev almış ve<br />

2011’den itibaren de personel belgelendirme kuruluşu oluşturma çalışmalarına başlamıştık. Bugün, CE belgelendirmesi sürecinde<br />

hizmet veren laboratuvar altyapısıyla TEBAR olarak, ikinci akreditasyonu da personel belgelendirme alanında için aldık. Yani<br />

kaliteli, standartlara uygun ürünler için sunulan hizmetlerin dışında, doğru ürünü uygulayacak kişiyi de belgelendirme yetkisine<br />

sahibiz” dedi.<br />

Yalıtım sektöründe belge zorunluluğu ile ilgili 1 senelik süre doldu ve artık 26 Mayıs 2016 tarihinden itibaren belgesiz usta çalışamayacağını<br />

hatırlatan Timur Diz, “TEBAR olarak ustalarımıza her türlü kolaylığı sunmaya çalışıyor, onlara yol gösteriyoruz. ‘Mesleki<br />

Yeterlilik Belgesi’ almak isteyen ustalarımız, www.tebar.com.tr adresinden ‘Persolen Belgelendirme Hizmetleri’ bölümüne girip,<br />

‘Sınav Başvuru Formunu İndirmek İçin Tıklayın’ butonuna tıkladıklarında açılan ‘TEBAR Personel Belgelendirme Başvuru Formu’nu<br />

kolaylıkla doldurup, başvuruda bulunabiliyor” diye konuştu.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 21


İZODER<br />

‘Tüm yönleriyle yalıtım seminerleri’nin<br />

ilkini İzmir‘de gerçekleştirdi<br />

Yalıtım sektörünün çatı örgütü İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), İzmir Çevre<br />

ve Şehircilik İl Müdürlüğü işbirliği ile İzmir’de ‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’ düzenledi.<br />

Yalıtım sektörünün çatı örgütü olarak bu yıl Anadolu’ya yöneldiklerini belirten İZODER Başkanı<br />

Levent Pelesen, “Amacımız, sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirerek, ısı, su, ses ve yangın<br />

yalıtımını hep birlikte masaya yatırmak; Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip bir<br />

konuda tarafların görüşlerini ortaya koymak ve sorunlara çözüm önerileri getirmektir” dedi.<br />

Aktüel<br />

BASF, BETEK, BTM, WEBER ve İZOCAM’ın<br />

sponsorluğunda, İzmir MMO Tepekule<br />

Kongre-Sergi Merkezi Akdeniz Salonu’nda<br />

16 Kasım Perşembe günü düzenlenen<br />

‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’, İZODER<br />

Başkanı Levent Pelesen, İzmir Çevre ve<br />

Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, öğretim<br />

üyeleri, mimar, mühendis, kamu ve<br />

sektör temsilcilerinin yanı sıra STK temsilcilerinin<br />

katılımıyla gerçekleştirildi.<br />

Yalıtım seferberliğinde hamle sırası<br />

bizde<br />

Konuşmasına ısı, su, ses ve yangın yalıtımı<br />

branşlarından ısı yalıtımı ile başlayan<br />

Levent Pelesen, “Isı yalıtımı, her şeyden<br />

önce Türkiye’nin geleceği için stratejik<br />

öneme sahip bir konudur. Bugün Türkiye,<br />

ısı yalıtımı sektöründe Avrupa’nın en büyüğü<br />

konumunda. Bunun bir nedeni de gelişmiş<br />

ülkelerin, uzun yıllar önce başlayan<br />

seferberlikte epey yol almalarıdır. Şimdi<br />

hamle sırası bizde. Bu farkı kapatmalıyız.<br />

İZODER Başkanı Levent Pelesen:<br />

“Yalıtım, Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip”<br />

Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu<br />

binalara sahip olabilmek için önümüzde<br />

kentsel dönüşüm gibi çok önemli<br />

bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı<br />

iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek<br />

tüm binalara, doğru malzeme ve Mesleki<br />

Yeterlilik Belgesi’ne sahip ustalarla doğru<br />

uygulama yaptırırsak, ülke ekonomimize<br />

her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz”<br />

diye konuştu.<br />

Su yalıtımı yoksa, yapı kullanma izni<br />

belgesi verilmeyecek<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı<br />

ve 27 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan<br />

‘Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliği’<br />

ile binaların kaderinin değişeceğini vurgulayan<br />

Levent Pelesen, konuşmasını şöyle<br />

sürdürdü: “Bu yönetmelik, ülkemizde büyük<br />

bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan<br />

binalarda, yönetmelikte öngörülen esaslara<br />

uyulmadığının tespit edilmesi halinde,<br />

bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya<br />

yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek.<br />

Artık su yalıtımı uygulamalarının doğru ve<br />

standartlara uygun yapılması sayesinde,<br />

binalarımızın ömrü uzayacak. Asgaride<br />

80–100 yıl gibi süre için tasarlanması ve<br />

ömrünü bu sürede tamamlaması gereken<br />

yapılarımızın, bu süre içinde güvenli şekilde<br />

fonksiyonunu sürdürmesi için öncelikte<br />

suyun yaratacağı korozyon etkisine karşı<br />

korunmuş olmalı. Bugün ülke genelindeki<br />

15 milyon konutta halen su yalıtımı yok.<br />

6.5 milyon konut ise deprem açısından<br />

riskli bina statüsünde. Yönetmeliğin amacına<br />

ulaşması; tasarım aşamasında doğru<br />

ürün ve sistem seçiminden başlayıp, standarda<br />

uygun ürünlerin doğru şekilde uygulanması<br />

etkin denetim ile sağlanabilir.”<br />

İzmir’de 45 milyon metrekarelik<br />

alanda dönüşüm yapılacak<br />

Bugün yalıtım ile enerji verimliliği sağlanan<br />

binalarda %50’ye yakın bir tasarruf<br />

sağlandığını belirten Selahattin Varan,<br />

İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü<br />

Selahattin Varan: “Sürdürülebilir binalar için<br />

İzmir’de 45 milyon metrekarelik alanda dönüşüm<br />

yapılacak”<br />

şöyle konuştu: “Anadolu’da ciddi bir gelişim,<br />

değişim ve dönüşüm yaşandığını ifade<br />

eden Varan, “Afetlere dayanıklı binalar<br />

yaparken, daha konforlu, sürdürülebilir ve<br />

enerji verimliliğini artıracak binalara ihtiyacımız<br />

var. Artık geri dönüş yok. İzmir’de<br />

yaklaşık 4 bin 500 hektar, yani 45 milyon<br />

metrekarelik alanda dönüşüm yapılacak.<br />

<strong>Yapı</strong> stokunun yaklaşık 2 milyon 500 bin<br />

olduğu İzmir’de, yaklaşık 1 milyon 500<br />

bininin dönüşümü olacak. Bu süreçte aç<br />

gözlülüğe gerek yok. Dönüşüm, sabırla,<br />

metanetle, teknik konuların ilkesine uyarak<br />

gerçekleşmeli. Bu ülkeye hizmetin çeşitli<br />

yolları var. Bunların en önemlisi de,<br />

yapılan işin en doğrusunu, en güzelini yapmaktır.<br />

Bunu bizim insanımız hak ediyor.”<br />

‘Tüm Yönleriyle Yalıtım Semineri’, güncel<br />

bilgilerin paylaşıldığı oturum ve sunumlarla<br />

devam etti.<br />

22<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Seramik Federasyonu Türkiye’de bir ilke imza atarak,<br />

“Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ni hazırladı<br />

Türkiye Seramik Federasyonu, Türkiye’de ilk kez ihracat katkı endeksi hazırlayarak, kamuoyuna<br />

sundu. Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından hazırlanan endekste 17 sanayi<br />

sektörü değerlendirildi. İnşaat seramikleri 18,27’lik oranla üçüncü çeyrekte katkı oranı en<br />

yüksek sektör oldu. Seramiği; giyim eşyası, mobilya ve gıda ürünleri takip ediyor.<br />

“Türkiye Seramik Sektörü”nü; üreticileri,<br />

satış kanalları, bilim adamları ve seramik<br />

sanatçıları dahil bütün kolları ile dünyada<br />

temsil eden Türkiye Seramik Federasyonu<br />

(TSF) “Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ni<br />

Raffles Otel’de yapılan basın toplantısıyla<br />

kamuoyuna duyurdu. Federasyon Başkanı<br />

Erdem ÇENESİZ’in ev sahipliğinde gerçekleşen<br />

toplantıya; Kale Grubu Başkanı ve<br />

CEO’su Zeynep BODUR OKYAY, Sersa Başkanı<br />

Mehmet MERCAN, Serkap Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Göksen YEDİGÜLLER, Federasyon<br />

Genel Sekreteri Germiyan SAATÇİOĞLU<br />

ve Federasyon üyeleri katıldı. Türkiye’nin<br />

sürdürülebilir büyüme ve gelişimi adına<br />

sektörlerin sunduğu katkıyı net bir şekilde<br />

gözler önüne seren “Türkiye İhracat Katkı<br />

Endeksi” Ekonomist Dr. Can Fuat GÜRLE-<br />

SEL tarafından sunuldu.<br />

Taşı Toprağı Dövize Çeviren Sektör<br />

Sektörlerin Türkiye dış ticaretine katkı değerlerinin<br />

ölçümlenmesi amacıyla bu çalışmayı<br />

hayata geçirdiklerini açıklayan TSF<br />

Başkanı Erdem ÇENESİZ, “Seramik sektörünün<br />

ihracata katkısını analiz edebilmek<br />

için ortaya net bir tablo koymak istedik.<br />

Ekonomistlerce 2012 yılından itibaren 5<br />

yıllık verilerin tarafsızca incelenerek hazırlandığı<br />

bu endekste, seramik sektörü en<br />

üst sırada yer alarak, Türkiye için ne kadar<br />

önemli bir sektör olduğunu ortaya koyuyor”<br />

dedi.<br />

Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir bir büyüme<br />

ve gelişme için yüksek katma değerli<br />

ürün üretimi ve bu ürünlerin net ihracatını<br />

artırmak gerektiği ile sözlerine devam eden<br />

ÇENESİZ; “Seramik sektörü, milli katma<br />

değer yaratmakta yani yerel kaynaklarla<br />

üretim yapmakta ve bunu ihraç etmekte<br />

en başta gelen sektörlerden biri. Çok az<br />

ithal girdi ile çok yüklü ihracat yapabilme<br />

kabiliyetine sahibiz. Basit tabirle taşı toprağı<br />

dövize çeviren bir sektör. Son yıllarda<br />

artan yatırımlar sayesinde daha üst seg-<br />

24<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

ment ürünlerin üretimini takiben katma değeri<br />

daha yüksek ürünlerin ihracatında artış<br />

sağlayacağız” açıklamasında bulundu. “İhracat<br />

hedeflemeden yapılan yatırımlar milli<br />

servet kaybına sebep olabiliyor. Seramik ve<br />

benzeri kapasite fazlası olan sektörlerde<br />

yatırım teşvikleri mutlaka ihracat taahhüdüne<br />

bağlanmalıdır. Bu endeks ile de ortaya<br />

konmuştur ki; seramik sektörü desteklenirse<br />

10 yıl sonra şu anki durumundan çok<br />

daha fazla mutlak katkı sağlar hale gelecektir.”<br />

Endekse Göre İlk 3 Sektör; Seramik,<br />

Giyim Eşyası ve Mobilya<br />

“Türkiye İhracat Katkı Endeksi”ne göre;<br />

18,27 puanlık katkı oranı ile inşaat seramikleri<br />

birinci sırada yer aldı. İnşaat seramiklerini<br />

5,77 katkı oranı ile giyim eşyası<br />

ve 3,81 katkı oranı ile mobilya sektörü<br />

takip etti. İnşaat seramikleri 2016 yılı son<br />

çeyreğinden bu yana sürekli artan değerlere<br />

sahip tek sektör oldu.<br />

Hem Üretiyor, Hem İhraç Ediyoruz<br />

“Türkiye seramik sanayisi Dünya’da kaplama<br />

malzemelerinde 8’inci, sağlık gereçlerinde<br />

4’üncü en büyük üretici ülke<br />

konumunda” diyen TSF Başkanı Erdem ÇE-<br />

NESİZ, “Seramik karolarda ve sağlık gereçlerinde<br />

Dünya’nın 4’üncü büyük ihracatçısı<br />

olurken, karolarda Avrupa üçüncüsü, sağlık<br />

gereçlerinde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi<br />

ve ihracatçısı konumundayız. Vitrifiye<br />

üretimindeki Avrupa liderliğimiz sağlamlaşarak<br />

devam ediyor. Özetle hem üretiyor,<br />

hem de ihraç ediyoruz. Önümüzdeki 10<br />

yıllık dönemde de bu başarılı yükselişimizi<br />

devam ettireceğiz. 2016 yılı verilerine göre;<br />

seramik kaplama malzemelerinde 330<br />

milyon m2 üretim gerçekleşirken, seramik<br />

sağlık gereçlerinde bu miktar 310 bin ton<br />

olarak gerçekleşti. Seramik kaplamada<br />

üretim içinde ihracatın payı %24,5, seramik<br />

sağlık gereçlerinde ise %40,5 oldu” dedi.<br />

Erdem Çenesiz / Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı<br />

Seramik Sektöründe <strong>2017</strong> Yılı<br />

Büyüme Beklentisi % 8-9<br />

“Seramik ihracatı yılın ilk dokuz ayında geçen<br />

yılın aynı dönemine göre seramik kaplama<br />

malzemelerinde %4,2, seramik sağlık<br />

gereçlerinde ise %6,3 oranında değer bazında<br />

büyüme gerçekleştirdi. Sanayi üretiminde<br />

ise yine yılın ilk 9 ayında geçen yılın<br />

aynı dönemine göre seramik kaplamada<br />

%0,6, seramik sağlık gereçlerinde %10,1<br />

oranında büyüme kaydedildi. <strong>2017</strong> yılının<br />

tamamında ise büyümelerin son çeyrekteki<br />

performansının olumlu katkısı ile ilk 9 aylık<br />

oranların her birinin, 1,2’şer puan daha artarak<br />

gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Böylece<br />

yıl genelinde ihracatın desteğiyle sektör<br />

genelinde %8-9 arasında bir büyüme olacağını<br />

beklemekteyiz. Sektördeki bu büyüme<br />

beklentimiz <strong>2017</strong> yılındaki %6-7’lik inşaat<br />

sektörü büyümesi ile de uyumludur.”<br />

Sektörün Sorunları ve Çözüm<br />

Önerileri<br />

Başkan Erdem ÇENESİZ, sektöre ilişkin<br />

önemli sorunlara, çözüm önerilerine değindi.<br />

“Seramik sektörü yerli hammaddeler<br />

kullanarak ülkemiz ekonomisine önemli<br />

ölçüde katma değer kazandıran bir iş<br />

koludur. Sektörün devamlılığı adına üretim<br />

yapma şartlarını ağırlaştıran bazı yönetmelikler<br />

var. AB hazırlıkları kapsamında<br />

ILO gibi uluslararası kuruluşlardan edinilen<br />

referansların bazen maksadını aşacak<br />

şekilde yorumlanması milli sanayimizin<br />

önünde engel haline geliyor. Gerek insan<br />

kaynakları yönetiminde gerekse hammadde<br />

temininde yaşadığımız bürokratik ve<br />

sistemsel sorunları çözmemiz ihracat katkımızı<br />

artıracaktır. Biz Federasyon olarak<br />

bu konularda raporlar hazırlayarak çözüm<br />

önerilerimizle kamuya gidiyor ve üretimin<br />

önündeki engellerin kaldırılması için var<br />

gücümüzle çalışıyoruz.”<br />

Seramik Federasyonu’ndaki yeni dönemi<br />

de değerlendiren ÇENESİZ, “87 büyük sanayi<br />

işletmesi, 900 KOBİ, 140 akademisyen<br />

ve sanatçıdan oluşan çatı organizasyon<br />

olarak, 31.000 kişiye direkt, 250 bin<br />

kişiye endirekt istihdam sağlayarak, 1 milyona<br />

yakın kişiye geçim kapısı olan bir sektör<br />

olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz.<br />

Öncelikle kamu yönetimi ile sektörün<br />

sorunlarını çözmek üzere iletişim çalışmalarına<br />

ağırlık verdik. Akademik bir çalışmanın<br />

hazırlıkları içindeyiz. Bu çalışma da 6 ay<br />

içinde sonuçlanacak. Federasyon olarak,<br />

uluslararası alanda pazara giriş konusunda<br />

sektör olarak karşılaştığımız tarife dışı<br />

engelleri de bir raporla ortaya koyacak ve<br />

çözümlerini arayacağız” dedi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 25


Aktüel<br />

Türkiye İmsad, Kasım <strong>2017</strong> Sektör Raporu’nu açıkladı<br />

Sektörde canlılık sürerken<br />

finansman sorunları risk oluşturuyor<br />

Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık sektör<br />

raporunu açıkladı. Türkiye İMSAD Kasım <strong>2017</strong> Sektör Raporu’nda; inşaat sektöründe, talep<br />

tarafında canlılığın devam ettiği vurgulandı. Buna karşın finansman sorunlarının faaliyetleri<br />

kısıtlayan önemli bir engel haline geldiğine de dikkat çekildi.<br />

Türkiye İnşaat <strong>Malzeme</strong>si Sanayicileri<br />

Derneği (Türkiye İMSAD)’nin, sektörün en<br />

önemli çatı kuruluşu olarak hazırladığı ‘Kasım<br />

<strong>2017</strong> Sektör Raporu’nda; inşaat işlerinde<br />

talep seviyesinin bu yılın en yüksek<br />

seviyelerinde gerçekleşmeye devam ettiği,<br />

bunun da inşaat malzemeleri sanayisi<br />

için olumlu bir gelişme olduğu ifade edildi.<br />

Türkiye İstatistik Kurumu’nun inşaat sektörü<br />

güven endeksi verilerinin bu önemli<br />

gelişmeleri yansıttığı belirtilen raporda,<br />

olumlu talep koşullarına karşın finansman<br />

sorunlarının, faaliyetleri kısıtlayan en<br />

önemli engel haline geldiği ve <strong>2017</strong>’nin<br />

başında yaşanan sıkıntılı dönemlerdeki<br />

seviyelere ulaştığı belirtildi.<br />

Finansman sorunları inşaat<br />

malzemesi sanayisi için risk haline<br />

geldi<br />

Yaz aylarında görece hafifleyen finansman<br />

sorunlarının son üç ayda arttığına dikkat<br />

çekilen raporda, şu tespitlere yer verildi:<br />

İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan<br />

finansman sorunları birkaç nedenden<br />

kaynaklanıyor. Öncelikle yılın ilk yarısında<br />

hızla genişleyen banka kredisi olanakları<br />

son aylarda önemli ölçüde sıkılaştı. Bu<br />

gelişmeden inşaat sektörü de olumsuz etkilendi.<br />

Bir diğer neden faiz oranlarında ve<br />

döviz kurlarında görülen artışların yarattığı<br />

maliyet baskısı iken üçüncü neden üretici<br />

firmaların uyguladıkları kampanyaların yarattığı<br />

nakit sıkışıklığı oldu. Konut üretimi<br />

tarafında yüzde 5 peşinatlı, peşinatsız<br />

ve hatta 2019’a kadar ötelenen ödeme<br />

kampanyalı satışlar yoğun bir rekabet yaratırken<br />

nakit akışlarını da bozdu. Ayrıca<br />

yoğun kampanyalar nedeniyle konut fiyat<br />

artışları çok sınırlı kaldı. İnşaat sektöründeki<br />

finansman sorunları, tüm iş ortaklarını<br />

etkileyebileceği gibi inşaat malzemesi<br />

sanayisi için de yakından izlenmesi gereken<br />

bir risk haline geldi.<br />

İnşaat malzemesi sanayi üretimi<br />

Eylül’de sıçrama gösterdi: Yüzde<br />

13,8<br />

<strong>2017</strong> yılı Eylül ayında inşaat malzemesi<br />

ortalama sanayi üretimi 2016 yılı Eylül<br />

ayına göre yüzde 13,8 arttı. Böylece Eylül<br />

ayında yılın en yüksek ikinci aylık üretim<br />

artışı gerçekleşti. Eylül ayı üretim artışı, iç<br />

ve dış talebin de istikrarlı şekilde arttığını<br />

gösterdi. Üretim artışında mevsimsellik<br />

ve baz etkisinden çok sektörün kendi iç<br />

dinamikleri belirleyici oldu. Eylül ayındaki<br />

üretim artışı ile birlikte Ocak-Eylül dönemi<br />

üretimi de geçen yılın yüzde 4,8 üzerinde<br />

gerçekleşti.<br />

<strong>2017</strong> yılı Eylül ayında inşaat malzemeleri<br />

alt sektörlerindeki sanayi üretiminde artış<br />

eğilimi ağırlık kazandı. 26 alt sektörden<br />

22’sinde üretim geçen yıla göre artarken,<br />

4 alt sektörde üretim geçen yıla göre geriledi.<br />

Ocak-Eylül döneminde ise 21 alt<br />

sektörde üretim geçen yılın üzerinde gerçekleşti.<br />

İnşaat malzemeleri sanayisinde ağırlıklı<br />

yeri olan sektörlerden düz cam, soğutma<br />

ve ısıtma donanımları, merkezi ısıtma<br />

radyatörleri, kilit ve menteşeler, seramik<br />

sıhhi ürünleri, inşaat amaçlı beton ürünleri<br />

ile kablo üretimleri, yılın ilk dokuz ayında<br />

önemli ölçüde arttı. Buna karşın mermerler,<br />

hazır beton ile seramik karolarda üretim<br />

artışı çok zayıf kaldı. İlk dokuz ayda<br />

üretimi gerileme gösteren 5 alt sektör<br />

içinde ise diğer camlar ile metalden kapı<br />

ve pencere gibi önemli alt sektörler yer almaya<br />

devam ediyor.<br />

Konut yapı ruhsatlarında da sıçrama<br />

yaşandı<br />

<strong>2017</strong> yılının ilk çeyreğindeki gerilemenin<br />

ardından, ikinci ve üçüncü çeyrek dönemlerde<br />

alınan konut yapı ruhsatları sayısında<br />

sıçrama yaşandı. İlk 9 ayda alınan yapı<br />

ruhsatı sayısı 1,1 milyon daireyi geçti. Tamamlanarak<br />

yapı izni alınan daire sayısı<br />

ise bu sayının neredeyse yarısında kaldı.<br />

1 Ekim tarihinde değişen İmar Yasası nedeniyle<br />

önceki koşulları içeren ruhsatların<br />

alınması için gösterilen talep, sıçramanın<br />

ana nedeni oldu. Bu çerçevede alınan yapı<br />

ruhsatı ile yapı izni, daire sayısı arasındaki<br />

fark stokların şişmesi riskini taşıyor.<br />

26<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


İstanbul kışa hazır<br />

Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı<br />

ile birlikte “Kışla Mücadele Çalıştayı” düzenledi. Alanında uzman yerli ve yabancı katılımcıların<br />

yer adlığı çalıştaya İSFALT ev sahipliği yaptı. İki gün süren çalıştayda, kış bakımı ile ilgili<br />

dünyada uygulanan yöntemler ve stratejiler konuşuldu.<br />

Uluslararası Yol Federasyonu (IRF), 26-27<br />

Eylül <strong>2017</strong> tarihleri arasında İstanbul’da<br />

“Kışla Mücadele Çalıştayı” düzenledi.<br />

Dünya çapında yol politikaları ve gelişimi<br />

ile ilgili çeşitli organizasyonlar düzenleyen<br />

IRF, Kışla Mücadele Çalıştayı’nı İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Altyapı<br />

Koordinasyon Daire Başkanlığı ile ortaklaşa<br />

gerçekleştirdi.<br />

Kışla Mücadele Çalıştayı’nda alanında deneyimli<br />

uzman konuşmacılar, kışla mücadele<br />

yönetimi, kentlerde uygulanan en yeni<br />

metotlar, yollardaki buzlanmayla mücadele<br />

gibi konularda katılımcıları bilgilendirdi. İBB<br />

Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire<br />

Başkanlığı ekiplerinin yıllardır başarıyla yürüttüğü<br />

kışla mücadele çalışmalarından da<br />

örneklerin aktarıldığı çalıştayda, kışla mücadelede<br />

kullanılan teknolojiler ve ekipmanlar<br />

konusunda bilgi alışverişi yapıldı. İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden biri<br />

olan ve yıllardır kışla mücadele çalışmalarında<br />

İBB’nin yanında yer alan İSFALT’ın ev<br />

sahipliğinde gerçekleşen çalıştayda, Kışla<br />

Mücadele Yönetimi ve Planlaması, Yol Kaplaması<br />

ve Hava Koşullarının Değerlendirilmesi,<br />

Kışla Mücadele Operasyonlarında En<br />

Yeni Teknolojilerin Kullanımı, Kentlerde Kışla<br />

Mücadele Hizmetleri, Tünel ve Köprüler,<br />

Kışla Mücadelede Çevresel Etkilerin En Aza<br />

İndirilmesi konuları ele alındı.<br />

Stratejik hareket planı<br />

Kışla mücadele sürecinde ihtiyaçların belirlenmesinin<br />

hayati bir öneme sahip olduğuna<br />

dikkat çeken Helsinki Yol Bakım<br />

Müdürü Ville Alatyppö, “Peki, İstanbul’un<br />

neye ihtiyacı var? Bunun için öncelikleri belirlemek<br />

çok önemli. Yayalar, araç trafiği,<br />

kamyon trafiği, şehir merkezleri ve benzeri<br />

önceliklerle stratejik bir hareket planı oluşturmak,<br />

kışla mücadelede son derece etkili<br />

bir yöntemdir” dedi. Bir şehrin kışla mücadelesi<br />

ile sadece yolların kışla mücadelesi<br />

arasında ciddi bir fark olduğunu hatırlatan<br />

Alatyppö, “Bir şehrin bakımı ile yolun bakımı<br />

birbirinden çok farklı. Şehirde son derece<br />

karmaşık durumlarla mücadele etmeniz<br />

gerekebiliyor. Ancak yol, tamamıyla farklı<br />

bir alan. Birbirinin stratejisi de çok farklı”<br />

dedi. Helsinki’de kışın kar ve buzla mücadelede<br />

farklı yöntemler kullandıklarını dile<br />

getiren Alatyppö, yaygın olarak tuzlama, kar<br />

küreme, kumlama ve ısıtmalı kaldırım uygulamalarının<br />

yaygın olduğuna dikkat çekti.<br />

Karla mücadele sürecinde buzun çözünmesi<br />

için çeşitli solüsyonların kullanıldığını<br />

ifade eden Alatyppö, bu kimyasalların çok<br />

dengeli ve ihtiyaç kadar kullanılmasının son<br />

derece önemli olduğunu ifade etti. Kimyasalların<br />

çok kullanılıyor olmasının asfalta<br />

zarar vereceğini ifade eden Alatyppö, “Helsinki’de<br />

yaşadığımız en büyük sorun, yola<br />

dökülen kumun, kar eridikten sonra toza<br />

dönüşmesiydi. Yıllardır bu konuda ciddi<br />

araştırmalarımız oldu ve artık tozla mücadele<br />

etmenin yollarını geliştirdik. Son yıllarda<br />

şehirde oluşan olumsuz toz etkilerini son<br />

derece aşağılara indirdik” dedi.<br />

28<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

Kışla mücadelede uluslararası standartlar<br />

Çalıştayda bir diğer önemli konuşmacı<br />

olarak yer alan Uluslarası Varlık Yönetimi<br />

Danışmanı Pekka Pakkala, kışla mücadelede<br />

uluslararası standartlar hakkında açıklamalarda<br />

bulundu. Kış mücadelelerinde<br />

ülkelerin ağırlıklı olarak iki farklı yöntem<br />

uyguladıklarını ifade eden Pakkala, “Bazı<br />

ülkeler, kışla mücadelede kendi makine ve<br />

ekipmanlarını ve personelini kullanmayı tercih<br />

ederken bazı ülkeler ise bu işi tamamıyla<br />

taşeron firmalara yaptırıyor. Taşeronların<br />

iş yapma becerileri ise çoğunlukla performansa<br />

dayalı bir yöntemle denetleniyor”<br />

dedi. Performansa dayalı olan sistemlerde<br />

denetimin çok önemli olduğunu ve gerekli<br />

cezaların caydırıcı nitelikte olması gerektiğine<br />

dikkat çeken Pakkala, şöyle devam<br />

etti: “Mesela biz Finlandiya’da uzun yıllardır<br />

kışla olan mücadelede tamamıyla taşeron<br />

firmalarla çalışıyoruz ve onları performansa<br />

dayalı olarak denetliyoruz. Bundan dolayı<br />

işini iyi yapmayan ve standartları yakalayamayan<br />

firmalara ağır ceza yaptırımlarımız<br />

bulunuyor.” Küresel çapta bütün ülkelerin<br />

tek bir amacının olduğunu ve bunu sağlamak<br />

için yöntemlerin sürekli değiştiğini hatırlatan<br />

Pakkala, “Sonuçta herkesin tek bir<br />

amacı var; kış şartlarında güvenli bir ulaşım<br />

sağlamak. Bunu gerçekleştirmek için çok<br />

farklı yöntemler olsa da hepsinin amacı<br />

aynı” şeklinde konuştu.<br />

İstanbul’da neler yapılıyor?<br />

Çalıştayda konuşma yapan isimler arasında<br />

yer alan İSFALT Genel Müdür Yardımcısı<br />

Dr. İbrahim Sönmez, İstanbul’da gerçekleştirdikleri<br />

çalışmalar hakkında katılımcıları<br />

bilgilendirdi. İstanbul’un 14.8 milyon kişilik<br />

bir nüfusa sahip olduğunu belirten Sönmez,<br />

“7.373 km yol ağımız var ve İstanbul’un<br />

günlük yolculuk hareketi de yaklaşık 32 milyon<br />

yolcu. Ayrıca her gün trafiğe ortalama<br />

500’ün üzerinde yeni araç katılıyor.” dedi.<br />

İstanbul’un kış mevsiminde farklı ve hızlı<br />

değişen hava koşullarınsa sahip olduğuna<br />

dikkat çeken Sönmez, “Genel olarak değerlendirdiğimizde,<br />

ağırlıklı olarak <strong>Aralık</strong> ayının<br />

son haftası ve Ocak – Şubat ayları, İstanbul’da<br />

kar yağışlarının yaşandığı dönemler<br />

olarak öne çıkıyor. Kar yağışının şiddeti yıllara<br />

göre değişmekle birlikte yılda ortalama<br />

15 günlük bir karla mücadele süreci yaşıyoruz”<br />

dedi.<br />

“En büyük öncelik yolların açık<br />

olması”<br />

İstanbul’da en büyük önceliklerinin yolların<br />

ulaşıma açık olması olduğuna değinen Sönmez,<br />

“İstanbul’da kar yağmaya başladığında,<br />

biz daha kar yere değmeden müdahale<br />

etmeye başlıyoruz. Bütün önceliğimiz de<br />

yolların açık kalmasını sağlamak ve karın,<br />

İstanbul’da yaşayanların günlük hayatını<br />

olumsuz etkilemesini engellemek” dedi.<br />

Kışla mücadelede doğru ekipman ve ekiple<br />

doğru yöntemi uygulamanın son derece<br />

önemli olduğunu hatırlatan Sönmez, “Bunu<br />

belirlemek için de her şeyden önce en düşük<br />

sıcaklığa, kar yağışı miktarına, don ve<br />

buz oluşumu gibi özelliklere bakarak ve tecrübelerimizden<br />

yola çıkarak karar veriyoruz.<br />

Sonuçta İstanbul çok büyük bir şehir ve her<br />

bölge aynı anda aynı miktarda yağış almıyor.<br />

Bölgeler arası yağış farklılıkları, bizim<br />

de müdahale planlamamızı etkiliyor. Çok<br />

detaylı planlar yapıyoruz ancak İstanbul<br />

çok büyük ve kalabalık bir şehir. Biz plana<br />

uygun hareket ederken ana arter yolların<br />

birinde bir tırın devrilmesi, planların da değişmesine<br />

neden olur. Bu nedenle plansız<br />

“Değerli bilgiler<br />

aktarıldı”<br />

İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon<br />

Daire Başkanı Muhammed<br />

Şahin, çalıştay ile ilgili görüşlerini<br />

paylaştı. Belediye’nin her yıl Kasım<br />

ayından başlayıp Mart sonuna<br />

kadar kışla mücadele çalışması<br />

yaptıklarını kaydeden Şahin, “Bu<br />

yıl üye olduğumuz IRF ile birlikte bir<br />

çalıştay düzenlemeye karar verdik<br />

ve uluslararası alanda yapılan çalışmalar<br />

hakkında var olan bilgilerimizi<br />

geliştirmek istedik” dedi. Çalıştayda<br />

yer alan konuşmacıların IRF ile<br />

ortaklaşa belirlendiğini dile getiren<br />

Şahin, çalıştayda katılımcılara<br />

değerli bilgiler aktarıldığını söyledi.<br />

Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon<br />

Daire Başkanlığının İSFALT ekipleri<br />

ile beraber kış boyunca yolları açık<br />

halde tutmak için karla mücadele<br />

çalışmaları gerçekleştirdiklerini<br />

belirten Şahin, “AKOM ve meteorolojiden<br />

gelen veriler doğrultusunda<br />

tüm ekiplerimizle kar başlamadan<br />

bekleme noktalarına araçlarımızı<br />

yerleştiriyoruz ve ekiplerimizle de<br />

müdahaleye başlıyoruz” dedi.<br />

gelişebilecek bütün olaylara açık olmak ve<br />

sürekli yeniden plan yapmaya hazır olmamız<br />

gerekiyor” dedi.<br />

1347 araçla müdahale<br />

İstanbul’da kışla mücadelede toplam 1347<br />

adet araç bulunduğunu ifade eden ve aralarında<br />

617 adet stratejik araç bulunduğunu<br />

hatırlatan Dr. İbrahim Sönmez, “Stratejik<br />

araçlarımız özellikle buz serpme, kar küreme<br />

ve benzeri olan araçlardan oluşuyor.<br />

Bunların dışında vinçler, kazıcı yükleyiciler,<br />

traktörler ve benzeri araçlarımızın sayısı da<br />

toplam 527 adet. Ayrıca itfaiyeye ait olan<br />

ön çekicilerinin bulunduğu araçlarımız var”<br />

dedi. Araçların İstanbul’un hangi bölgesinde<br />

bulunduğu, ne iş yaptığı, hızı ve geri<br />

kalan bütün sistemlerin anlık olarak takip<br />

edildiğini belirten Sönmez, araç sürücüleri<br />

ile de anlık olarak iletişim halinde bulunduklarını<br />

ve gerekli yönlendirmelerin anlık<br />

olarak yapıldığını kaydetti. İstanbul’un belirli<br />

bölgelerinde buzlanma erken uyarı sistemi<br />

olduğunu ve 43 farklı noktada bulunan<br />

sensörlerin, buzlanmaya karı erken uyarı<br />

sinyali gönderdiğini hatırlatan Sönmez,<br />

“Teknik olanaklarımızın ve uygulamalarımızın<br />

yanı sıra sosyal bir belediye olarak<br />

hizmet vermeye çalışıyoruz. Çok yoğun kar<br />

yağışlarında yolda kalmış vatandaşlara sıcak<br />

çorba, çay ve kumanya ikramında bulunuyoruz<br />

ve olası bir tehlikenin yaşanma<br />

riskini azaltmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Maliyetlerin yıllara göre değişkenlik<br />

gösterdiğini ve iklimsel olayların bu maliyeti<br />

belirlemede önemli olduğunu kaydeden<br />

Sönmez, kar yağışının daha fazla olması ve<br />

kışın sert geçmesinin, maliyetleri arttırdığını<br />

söyledi. Çalıştayda ayrıca Helsinki Finavia<br />

Havaalanı Bakım Şefi Jani Elasmaa, WRI<br />

Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Yol Güvenliği<br />

Projeleri Yöneticisi Celal Tolga İmamoğlu,<br />

İSBAK Bakım Onarım Müdürü Mahmut Yılmaz<br />

ve International Road Federation – IRF<br />

Müdür Yardımcısı Magid Elabyad konuşma<br />

yaparak kendi ilgili oldukları alanlarda katılımcıları<br />

bilgilendirdi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 29


PERI DUO<br />

Tek bir sistem ile<br />

perde, kolon ve döşeme imalatı<br />

DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa<br />

sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme<br />

yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir<br />

sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,<br />

perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.<br />

Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu<br />

DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen<br />

ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma<br />

kapasitesine sahiptir.<br />

<strong>Malzeme</strong> yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde<br />

tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.<br />

DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici<br />

alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça<br />

kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye<br />

sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde<br />

çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem<br />

elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği<br />

arttırır.<br />

DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.<br />

Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini<br />

de en aza indirir.<br />

Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir<br />

olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için<br />

kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi<br />

malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde<br />

tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı<br />

azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.<br />

DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin<br />

bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi<br />

ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme<br />

alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli<br />

derecede azalır.<br />

Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım<br />

Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı<br />

iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.<br />

DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.<br />

Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller<br />

için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,<br />

günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş<br />

kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde<br />

keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma<br />

indirir.<br />

Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli<br />

vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da<br />

azaltılabilir.<br />

DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının<br />

çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.<br />

DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,<br />

hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek<br />

monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya<br />

getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı


ir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay<br />

istiflenebilmelerine olanak tanır.<br />

Bağlantı elemanları;<br />

, Panelleri birbirine bağlamak için,<br />

, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,<br />

, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,<br />

kullanılır.<br />

DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme<br />

imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının<br />

monte edildiği yer olarak görev yapar.<br />

DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,<br />

kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.<br />

Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine<br />

bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa<br />

doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm<br />

sunar.<br />

Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı<br />

DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey<br />

elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay<br />

bir şekilde değiştirilmesidir.<br />

DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden<br />

yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım<br />

ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.<br />

Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir<br />

edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.<br />

Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar<br />

DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda<br />

gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.<br />

Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer<br />

Strip Kolon imalatı için kullanılır.<br />

2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.<br />

Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.<br />

Köşe bağlayıcısı kolayca panele<br />

takılır ve sonra çok amaçlı<br />

panele DUO köşe saplaması ile<br />

bağlanır ve güvenli hale gelir.<br />

DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum<br />

DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı<br />

olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren<br />

diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu<br />

bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde<br />

görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu<br />

oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan<br />

bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.


Su <strong>Yapı</strong>ları Projelerinde<br />

‘PERİ’ işbirliği<br />

İşin Adı<br />

Yeri<br />

İşveren<br />

Yüklenici<br />

Proje Müdürü<br />

Şantiye Şefi<br />

: MELEN BARAJI İNŞAATI<br />

: ORTAKÖY KOCAALİ SAKARYA<br />

: DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ/ ANKARA<br />

: ECE TUR ECE TURIZM İNŞ. TIC. VE MAĞ. İŞLT. A.Ş.<br />

: YUSUF YAŞAR ÇEMBER<br />

: KÖKSAL VEREP<br />

32<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

PROJEDE KULLANILAN PERI KALIP SİSTEMİ:<br />

KONSOL ASKI SİSTEM<br />

İSKELE SİSTEMLERİ<br />

: SB + SKS TEK TARAFLI PAYANDA SİSTEMİ<br />

: PERIUP ROSETT FLEKS İSKELE+ SLS AĞIR YÜK PAYANDALARI<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 33


PROJE İLE İLGİLİ BİLGİLER:<br />

Günümüz ve geleceğin en önemli ihtiyaçlarından<br />

birisi olan su temini için yapılan<br />

bu proje DSİ Genel Müdürlüğü tarafından<br />

hayata geçirilmektedir. Bu önemli projede<br />

daha önceden olduğu üzere bir çok baraj,<br />

gölet, sulama kanalı, endüstriyel tesis,<br />

havalimanı, karayolu demiryolu vb projelerde<br />

köklü tecrübelere sahip olan Ece Tur<br />

Ece Turizm İnş. Tic. ve Mağ. İşlt. A.Ş. tarafından<br />

inşaa edilmektedir.<br />

Proje İstanbul’un yaklaşık 200 km doğusunda<br />

ve Sakarya iline bağlı Kocaali ilçesinin<br />

Ortaköy beldesine 5 km mesafede Cumayeri<br />

ilçesi – Uğurlu köyü arasında Büyük<br />

Melen Çayı üzerindedir. Baraj yerine ulaşımı<br />

sağlayan yolların çoğu asfalt kaplıdır yer<br />

yer stabilize yollar da mevcuttur.<br />

Melen Barajı İnşaatı Trakya yakasındaki<br />

Çerkezköy ve Silivri yerleşimleri ile Anadolu<br />

yakasındaki Gebze yerleşimi arasında uzanan<br />

İstanbul metropolitan alanının içme,<br />

kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının<br />

34<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

karşılanması amacıyla geliştirilen “Büyük<br />

İstanbul Su Temin Projesi” kapsamında yer<br />

almaktadır. Projenin amacı, Batı Karadeniz<br />

Havzası’nın önemli akarsularından Büyük<br />

Melen Çayı su potansiyelinden istifade ederek<br />

İstanbul metropolitan alanı dahilinde<br />

2071 yılına kadar olan içme, kullanma ve<br />

endüstri suyu ihtiyaçlarının öncelikle karşılanmasını<br />

hedefleyen su teminine ilaveten<br />

hidroelektrik enerji üretimi yapılmasıdır. Ayrıca<br />

yörenin su ve toprak kaynaklarının geliştirilerek<br />

bu yörede yaşayan halkın ekonomik<br />

ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamaktır.<br />

Melen Barajına ait karakteristikler aşağıda<br />

verilmiştir.<br />

• Yeri: Sakarya<br />

• Maksadı: İçmesuyu, Enerji<br />

• Toplam Rezervuar Hacmi: 693,5 hm 3<br />

• Baraj Tipi: SSB (Silindirle Sıkıştırılmış<br />

Beton)<br />

• Baraj Gövde Hacmi: 2.100.000 m3<br />

• Temelden Yükseklik: 124 m<br />

• Kurulu Güç: 45 MW<br />

Ece Tur Ece Turizm İnş. Tic. ve Mağ. İşlt.<br />

A.Ş. tecrübeli ekibi ve profesyonelliği ile birçok<br />

başarılı projeye imza atmış bulunmaktadır,<br />

bu projelerin içerisinde birlikte çalışmaktan<br />

gurur duyar, Sayın İbrahim TAŞBAŞI,<br />

Sayın Yunus Emre ULUKÜTÜK, Sayın Yusuf<br />

Yaşar ÇEMBER, Sayın Köksal VEREP ve ekibine<br />

bizi tercih ettikleri için teşekkür ederiz.<br />

PERI KALIP SİSTEMİ İLE İLGİLİ<br />

BİLGİLER:<br />

SB tek taraflı payanda sistemi tek taraflı beton<br />

dökümleri için geliştirilmiş A0, A, B, C ile<br />

SB1 ve SB2 kuvvet payandaların kombinasyonundan<br />

oluşan bir sistemdir. Sistem farklı<br />

payandaların farklı yükseklikler için uygun<br />

kombinasyonlarından teşkil edilir. Bu kombinasyonlar<br />

ile 8.75 m. yüksekliğe kadar<br />

SB sistem kullanılarak döküm yapılabilir.<br />

Bu çerçeveler üzerlerinde yer alan bağlayıcı<br />

elamanlar vasıtası ile son derece pratik bir<br />

şekilde birbirlerine kolayca bağlanıp demonte<br />

edilebilirler. Her bir çerçeve boyutları ve<br />

hacimleri itibari ile, kamyonlara kolaylıkla<br />

yüklenebilecek şekil ve ebattadır.<br />

Aynı sistem payandaları gerekli ekipmanlar<br />

ile desteklenerek köprü başlık kirişi, yüksekte<br />

yer alan geniş konsollu döşemelerde de<br />

güvenli bir şekilde kullanılmaktadır.<br />

SB payanda sistemi üzeründe bulunana<br />

beton yüküne, beton döküm hızına ve beton<br />

döküm yüksekliğine uygun ankraj takımları<br />

Proje Müdürü Yusuf Yaşar Çember’in yorumu:<br />

ile birlikte kullanılır. DW15, DW20 ve DW26<br />

sistemleri ile yüksek değerli yükleri karşılayabilmektedir.<br />

Bu hesaplara ait DIN ve EURO<br />

norm normlarına uygun abakları mevcuttur.<br />

Proje kapsamında +113 kotunda yer alan<br />

döşeme ve bu konsol döşemeyi taşıyacak<br />

olan konsol kirişlerin altına SB ve SKS<br />

sistem payandaları ile taşıyıcı platform yapılmıştır.<br />

Döşeme kalınlığı 60 cm-100cm<br />

arasında, kriş derinlikleri ise 100cm den<br />

300cm civarında dır. Konsollar betonarme<br />

perdeden 670cm çıkmaktadır.<br />

Bu taşıyıcı platform üzerine kiriş derinlik ve<br />

kotlarına bağlı olarak PERIUP rosett fleks iskele<br />

ve SLS ağır yük payandalarının desteklediği<br />

döşeme/kiriş altı platformları monte<br />

edilmiştir.<br />

Melen Barajı İnşaatı proje kapsamında, 113 kotunda yer alan<br />

döşeme ve bu konsol döşemeyi taşıyacak olan konsol kirişlerin<br />

kalıp ve kalıp iskelesi işlerimizde partnerimiz olan PERI ile başarılı<br />

bir performans ile çalıştık. Betonarme perdeden 670cm<br />

konsollar üzerine oturan, kriş derinlikleri ise 100cm den 300cm<br />

civarında olan döşeme kalınlığı 60cm-100cm arasında değişen<br />

ve zeminden 92m yükseklikte olan su alma yapısı platformumuzu<br />

kısa zamanda tamamladık. İş emniyeti ve sağlığı kuralları<br />

açısından da bizi çok rahatlatan, SB + SKS Tek taraflı payanda<br />

sistemi ve PERIUP rosett fleks iskele ve SLS ağır yük payandaları<br />

ile 1 adet kule vinç ve 2 adet mobil vinç kullanarak bu<br />

başarıyı yakaladık. PERI deneyimi sayesinde, ekiplerimizin de<br />

sistemleri kolay ve güvenli montaj-demontaj yapabilmesi bize<br />

rahat ve süratli çalışma imkanı yarattı. Bu nedenle başarılı bir<br />

projeyi daha gerçekleştirirken bizlere destek olan, proje – süpervizör<br />

desteği ile hizmet sunumunda her zaman öz verili olan partnerimiz PERI ve tüm ekibine<br />

teşekkürlerimizi iletiriz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 35


36<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Dev medya grubu yeni lokasyonuna<br />

Doka sistemleri ile kavuşuyor<br />

Dev medya grubu, Tem’deki yeni lokasyonuna kavuşuyor. 58.000 m² alana sahip Medya<br />

Merkezi projesinde; ofisler, matbaa, TV stüdyoları ve otopark alanları bulunuyor. Tüm bu yapıların<br />

hızla tamamlanabilmesi için Doka’nın hız ve güvenliği ile fark yaratan kalıp ve iskele<br />

sistemleri kullanılıyor.<br />

<strong>Sayısı</strong>z projedeki kanıtlanmış mühendislik<br />

tecrübesi ve tedarik hızı ile Doka, Medya<br />

Merkezi projesinde de tercih sebebi haline<br />

geliyor. 270.000 m² döşeme alanına<br />

sahip projenin tüm kalıp ve iskele ihtiyacına<br />

çözüm sunan ve projenin tek tedarikçisi<br />

unvanına sahip olan Doka, projeye<br />

toplamda 105 tır malzeme gönderiyor.<br />

Son zamanların en çok gelişen semtinde<br />

Tem’in hemen yanında hızla inşa edilen<br />

bu büyük projenin 2019 yılında tamamlanması<br />

bekleniyor.<br />

Farklı yükseklilere en ideal çözüm<br />

Farklı boyut ve şekildeki yapılardan oluşan<br />

projenin kalıp ihtiyaçları da farklılık gösteriyor.<br />

Kolon ve perde boyutlarının değişiklik<br />

göstermesine Doka’nın her şekle ve<br />

boyuta adapte edilebilen sistemleri ile çözüm<br />

sağlanıyor. 3-12 metre arası kolonlar<br />

için 400 m² Framax Xlife Kolon Kalıbı ve<br />

1.100 m² Top 50 Kolon Kalıbı temin ediliyor.<br />

Farklı ölçülerle ideal çözümü sunan<br />

Framax Xlife aynı zamanda sahip olduğu<br />

özel Xlife yüzeyi sayesinde plywood değişimi<br />

gerektirmeden 300 döküm yapılabilmesine<br />

olanak sağlıyor. Geniş yüzeyli kalıp<br />

Top 50 ile boyutlandırma işlemi her taze<br />

beton basıncına göre kolayca yapılabildiği<br />

için betonlama hızı istenildiği şekilde<br />

düzenlenebiliyor. Ayrıca yeri değiştirilecek<br />

üniteler, büyük ve optimum boyutlarda olduğundan<br />

vinç ihtiyacını minimum seviyeye<br />

indiriyor.<br />

Projenin perde kalıbı ihtiyacını da karşılayan<br />

Doka, yine farklı ihtiyaçlara ideal çözümü<br />

sunmayı başarıyor. 4-6 metre boylarında<br />

perde dökümleri için 3.200 m² Framax<br />

Xlife Perde Kalıbı tercih edilirken, 6 metreden<br />

yüksek perdelere kurulumu ve montajı<br />

oldukça kolay olan MF240 Tırmanır Kalıp<br />

Sistemi ile çözüm sunuluyor. Tırmanır<br />

Kalıp MF240, entegre yürütme üniteleri<br />

sayesinde vinç kullanımı gerektirmeden<br />

hızlı ve güvenli şekilde kalıp kurulumu ve<br />

sökülümü sağlar. Bu sistemde kalıp ve<br />

tırmanır iskele birbirine bağlıdır ve bütün<br />

ünite olarak vinçle kaldırılıp tek seferde<br />

yeri değiştirilebilir. Her tarafı kapalı, 2,40<br />

m genişliğindeki çalışma platformu sayesinde<br />

de güvenli çalışma ortamı yaratılır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 37


Alışveriş Merkezi Projelerinde<br />

TMS Kalıp ve İskele Sistemleri<br />

TMS olarak Dünya’nın dört bir yanında çalışmalarımızı hızla sürdürmeye devam ediyoruz. Körfez<br />

bölgesinde devam etmekte olan alışveriş merkezi projesi de bunlardan bir tanesi. Kalıp ve<br />

iskele sistemleri olarak bütün ihtiyaçlarını karşıladığımız projede; Simpex Kolon ve Perde Kalıbı,<br />

Vinci 70 Kolon Kalıbı, MK-H Masa Kalıbı, temellerde ise Combi kalıbı kullanılmaktadır.<br />

Tuncay Arar / Tms Kalıp ve İskele<br />

Projeden bahsetmek gerekirse , 136,000<br />

m2 arazi üzerine kurulacak ve 3 katlı olacak<br />

alışveriş merkezi toplamda 400 farklı<br />

mağazaya ev sahipliği yapacaktır. Özellikle<br />

Körfez bölgesinin en çok ziyaret edilen<br />

alışveriş merkezi projesinde yer almaktan<br />

gurur ve mutluluk duyuyoruz.<br />

KULLANILAN SİSTEMLER VE<br />

ÖZELLİKLERİ<br />

SIMPEX PERDE VE KOLON KALIPLARI<br />

SIMPEX İLE HIZLI VE ÇOK YÖNLÜ<br />

KALIPLAMA KOLAYLIĞI<br />

TMS SIMPEX Perde ve Kolon Kalıplarının<br />

farklı yükseklik ve kesitlere kolay adapte<br />

edilebilir olması, vinç ile kullanılan sistemler<br />

arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip<br />

olmasını sağlamıştır. Sistemi oluşturan<br />

düşey KAUFMANN HT20 plus Ahşap Kirişlerin<br />

ve YK çelik kuşaklarının ara mesafeleri<br />

değiştirilerek yüksek beton basınçlarına<br />

ve beton döküm hızlarına göre sistemi<br />

dizayn etmek mümkündür. Villalar, Konut<br />

Projeleri, Yüksek <strong>Yapı</strong>lar, Endüstriyel İnşaatlar,<br />

Yol Projeleri, Arıtma Tesisleri, Enerji<br />

Projeleri gibi birbirinden çok farklı karak-<br />

38<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

terdeki yapı ve inşaatlar SIMPEX sisteminin<br />

esnekliği sayesinde kolayca kalıplanabilir.<br />

Sistem TMS TRK tırmanma iskeleleri<br />

ve şaft platformları ile tırmandırılabildiği<br />

gibi TMS CLIMBEX ® hidrolik tırmanır sisteme<br />

de adapte edilebilmektedir. SIMPEX<br />

sisteminin getireceği kolaylıklar; büyük panoların<br />

deplase edilebilmesi,<br />

• Kamalarla sabitlenen panoların arasından<br />

beton sızmasının önlenir olması,<br />

• Ahşap kiriş, çelik kuşak ve saplama mesafeleri<br />

değiştirilerek istenen dayanımların<br />

elde edilebilmesi.<br />

• Eğri yüzlü perdelerin bile sistemle kalıplanabilir<br />

olması.<br />

VINC’I 70 KOLON KALIBI<br />

VINC’I 70 Kolon Sistemi panoları özel<br />

şekillendirilmiş, burulmaya mukavim yüksek<br />

dayanımlı yassı çelik çerçevelerden<br />

oluşmuş olup enlemeler kutu profillerden<br />

yapılmıştır. VINC’I panolar plastik yüzeyli<br />

plywood WISA® – Form UPM plywood kaplıdır.<br />

Çelik çerçeve profili elemanın istenilen<br />

her çerçeve noktasında bir diğeri ile bağlantısını<br />

temin edecek şekilde tasarlanmıştır.<br />

Pano genişlikleri 75, 90, 105 cm<br />

ve yükseklikleri ise 300, 270, 180, 150,<br />

120 cm olarak seçilmiştir. Bütün panoların<br />

köşeleri massif olup bir yandan çerçeveyi<br />

sağlamlaştırmakta ve diğer yandan<br />

da panonun, bir levye veya inşaat demiri<br />

ile yer değiştirmesini sağlamaktadır.<br />

Kalıp kavraması TAMON panoların düşeyde<br />

bağlantısını sağlar ve çerçevenin<br />

herhangi bir noktasına yerleştirilebilir ve<br />

bir çekiç darbesiyle açılır veya kapatılabilir.<br />

Panolarda açılmış ankraj delikleri<br />

DW15’lik tie‐rod kullanımı için uygun olup<br />

70KN/m2’ye kadar beton basıncını karşılamaktadır.<br />

COMBI HAFİF PANO SİSTEMİ<br />

ÇELİK ÇERÇEVELİ PLYWOOD YÜZEYLİ<br />

PANO SİSTEMİ<br />

COMBI Hafif Pano Sistemi elle kullanılabilir<br />

bir system olmasına rağmen, panolar<br />

bir araya getirilerek vinç kullanımına uygun<br />

büyük panolar halinde deplase edilebilir.<br />

Panolar kolay kullanılabilir, pano kilitleri<br />

ile bir araya getirilmektedir.<br />

Pano kenarlarında her 5 cm’ de bir sırasıyla<br />

yuvarlak ve uzun delikler yer almaktadır.<br />

Böylece panolar olası zemin bozukluklarından<br />

etkilenmeden kolayca bir araya gelir.<br />

COMBI, vinç kullanımının düşünülmediği<br />

villa ve konut projeleri, temel ve istinat<br />

duvarı işlerinde verimliliği artırır.<br />

Sistem TMS Tırmanma Konsolları ve Şaft<br />

Platformları ile uyum içinde tırmandırılabilmektedir.<br />

MKH SİSTEMİ<br />

MKH ELEMANLARI İLE MASA KALIBI, AĞIR<br />

YÜK İSKELESİ ve MERDİVEN KULESİ<br />

OLUŞTURULABİLMEKTEDİR.<br />

MKH Sistemi, Masa Kalıbı olarak kurulduğunda<br />

hızlı devir periyotları sağlarken, müstakil<br />

taşıyıcı kule veya mütemadi döşeme<br />

iskelesi kurumlarında yüksek taşıma kapasitesi<br />

ile yüksek ve ağır döşeme kalıbı ihtiyaçlarına<br />

cevap vermektedir. MKH Sistemi,<br />

ayrıca son derece emniyetli Merdiven Kulesi<br />

sisteminin de ana elemanlarını oluşturmaktadır.<br />

MKH sistem elemanları ile çok farklı<br />

boyutlarda Masa Kalıbı oluşturmak, değişken<br />

döşeme alanlarına ve taşıma kapasitelerine<br />

uygun dizaynlar yapmak mümkündür.<br />

İskele kurumu dilli pimlerle son derece basit<br />

ve hızlı olarak yapılabilmektedir. Değişken<br />

döşeme yüksekliklerine adaptasyonmodül<br />

ilave ve eksiltmeleri ile kolayca yapılabilirken,<br />

işin hızını artırmak için MKH Masa ve<br />

Kuleleri vinç ile deplase edilebilmektedir.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 39


3S Kale Firuze Konakları<br />

Özler Safetyscaff Güvenlikli İskele Sistemleri<br />

ile güvenle inşaa ediliyor<br />

3S Kale hâlihazırda Avcılar’ da devam eden Firuze Konakları projesi dış cephe işlerinde daha<br />

önce Fenerbahçe’de tamamlanan kentsel dönüşüm projeleri AND Apartmanı, Poyraz Apartmanı<br />

ve Huzur Apartmanı projelerinde olduğu gibi yine ÖZLER markalı Safetyscaff Güvenlikli<br />

Dış Cephe iskelelerini tercih etmiştir.<br />

40<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Cengiz Türe / Proje Müdürü<br />

Sami Server / Şantiye Şefi<br />

Proje Müdürü Sayın Cengiz Türe ile yapılan<br />

görüşmede 3S Kale’nin Firuze Konakları<br />

projesini tanıtırken Projenin 28.050<br />

m2 alan üzerinde inşa edildiği ve farklı<br />

seçeneklerde 523 konut ve 45 adet mağazanın<br />

bulunduğu bir konsepti içerdiğini<br />

belirtmiştir.<br />

Projenin özellikle balkon mimarisi ve 3,50<br />

metre brüt kat yüksekliği ve yere kadar<br />

uzanan pencereleri, ortak kat bahçeleri<br />

ve muhteşem göl manzarası ile bölgede<br />

önemli bir proje olduğunu belirten Sayın<br />

Türe diğer projelerinde olduğu gibi bu proje<br />

de de Tuna <strong>Yapı</strong> Cephe Sistemleri’ni çözüm<br />

ortağı olarak seçtiklerini belirtmiştir.<br />

Projede Bloklardaki balkonların her iki<br />

katta bir değişkenlik göstermesinden dolayı<br />

tüm cephelerde konsol uygulaması<br />

yapılmış ve her balkonda kombi yerleşimi<br />

yapılacağından özel panolar kullanılarak,<br />

balkon döşemelerine pano ayakları bastırılmamıştır.<br />

Projede tamamlandığında Özler Safetyscaff<br />

markalı 50.000 m2 iskele kullanılması<br />

hedeflenirken projenin kendine özgü<br />

mimarisinden dolayı Özler Kalıp ve İskele<br />

Sistemleri A.Ş. proje çözümlenmesi ve<br />

saha uygulamaları konusunda projeye<br />

önemli bir mühendislik desteği katmıştır.<br />

A Blok kurulumu esnasında montajı gerçekleştiren<br />

İKS İskele Sistemleri A.Ş.<br />

saha ve teknik personelinin de bu projenin<br />

İskele Sistemlerinin oluşturulmasındaki<br />

katkısı Proje Yönetimi tarafından takdir<br />

edilmiştir.<br />

Özler Kalıp ve İskele Sistemleri Safetyscaff<br />

markalı dış cephe güvenlikli iskelesi<br />

ve yaptığı mühendislik desteği, projelendirme,<br />

montaj ve de montaj hizmetleri ile<br />

Firuze Konakları projesinde de diğer tüm<br />

özel kurulum gerektiren projelerdeki gibi<br />

öncelikle sıfır iş kazası hedefine uygun<br />

sağlıklı çalışma ortamları hazırlamış ve<br />

dolayısıyla müşteri memnuniyetini bir kez<br />

daha kazanmıştır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 41


Çözüm Ortağı<br />

Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü,<br />

sıcak su ihtiyacını DemirDöküm<br />

ile güneşten karşılayacak<br />

Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü’nde kullanılan DemirDöküm LYKIA 2,25 solar kolektörleri,<br />

sıcak su üretiminde, doğal gaz kullanımında büyük tasarruf sağlarken, yıllık karbon emisyonunu<br />

182 bin kilo azaltacak.<br />

Enerji verimliliği odaklı çalışmalarıyla dikkat<br />

çeken DemirDöküm, Bozüyük fabrikasında<br />

ürettiği termal güneş kollektörleri<br />

ile yenilenebilir enerji kullanımını desteklemeye<br />

devam ediyor. Üstün teknolojiye<br />

sahip ürünleriyle Türkiye’de ve dünyanın<br />

50 ülkesindeki yüzbinlerce aileye ve kuruma<br />

ısıl konforu sunan DemirDöküm, Kayseri<br />

Entegre Sağlık Kampüsü Termal Solar<br />

Sistem projesini tamamladı.<br />

DOĞALGAZ TÜKETİMİNDE YILLIK<br />

71 BİN METREKÜP TASARRUF<br />

SAĞLAYACAK<br />

YDA Group tarafından Kamu Özel İşbirliği<br />

(PPP-Public Private Partnership) modeliyle<br />

hayata geçirilen, Türkiye’nin ilk Entegre<br />

Sağlık Kampüs Projesi olan Kayseri Entegre<br />

Sağlık Kampüsü’nde kullanılan DemirDöküm’ün<br />

LYKIA 2,25 Termal Solar<br />

Kollektörleri ile sıcak suyun üretilmesi için<br />

harcanacak enerjinin %69,4’ü güneşten<br />

alınan enerji ile karşılanacak. Kampüse,<br />

doğalgazdan yıllık 71 bin 532 metreküp<br />

oranında tasarruf sağlatacak proje, aynı<br />

zamanda karbon emisyonunu da 182 bin<br />

914 kilogram azaltılacak.<br />

Sıcak su ihtiyacının karşılanması için güneş<br />

ışığını %95 oranında absorbe ederek<br />

hava sıcaklığı ne olursa olsun maksimum<br />

seviyede güneş ışığını enerjiye dönüştürmek<br />

üzere tasarlanarak hizmet vermek<br />

için kurulan sistem, merkezi kazan sistemi<br />

ile entegre edilerek hastane konforunun<br />

en üst seviyede olacak şekilde hibrit<br />

çalışması sağlandı.<br />

DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyesi Erdem<br />

Ertuna hayata geçirilen projeyle ilgili olarak<br />

şunları kaydetti;<br />

“Sonsuz, sınırsız, yenilenebilir, temiz ve<br />

aynı zaman ücretsiz bir enerji kaynağı olan<br />

güneşten, hedeflenen ısıl konforu şartlarının<br />

oluşturulması için DemirDöküm olarak<br />

6 yıl önce 1 milyon 390 bin Euro yatırım ile<br />

Termal Solar Kollektör üretimine başladık.<br />

DemirDöküm Ar-Ge mühendislerince geliştirilen<br />

solar kollektörlerimiz sıcak suyun<br />

dışında; biyogaz tesislerinde, şişe, yün,<br />

iplik yıkama prosesleri için sıcak suya ihtiyaç<br />

duyan fabrikalarda da kullanılabiliyor.<br />

Şirket olarak bu alana yatırım yapmaya<br />

devam ediyoruz. Sistemlerimiz ile 2023<br />

yılında ortaya çıkacak enerji ihtiyacının en<br />

az %30’unu solar enerji projeleri ile yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarından elde etmeyi<br />

amaçlayan ülkemizin hedeflerine katkı<br />

sağlamayı istiyoruz.<br />

En yeni teknolojiyle donatılan ve Türkiye’nin<br />

ilk Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nde<br />

yer almaktan gurur duyuyoruz.<br />

Projede emeği geçen tüm iş ortaklarımıza<br />

teşekkür ederiz. Kampüsün başta Kayseri<br />

olmak üzere çevre illere hayırlı olmasını<br />

dileriz.”<br />

42<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Rönesans<br />

Küçükyalı Hilltown Avm Projesinde<br />

Layher’i tercih etti<br />

Gayrimenkul sektörünün en büyük<br />

yatırımcılardan Rönesans Gayrimenkul<br />

Yatırım’ın, 250 milyon dolar<br />

yatırım değeriyle Küçükyalı’da<br />

hayata geçirdiği Rönesans Teknik<br />

‘in yüklenicisi olduğu<br />

HILLTOWN AVM 27 Ekim<br />

‘de kapılarını misafirlerine<br />

açarak bölgeye yeni bir<br />

soluk kazandırdı.<br />

Modern mimari anlayışıyla tasarlanmış<br />

projenin zorlu ve kompleks betonarme<br />

ve çelik yapılara sahip olması ve yüklenici<br />

firmanın iş güvenliği konusunda tavize<br />

yer vermemesi, nitelikli çalışma iskelesi<br />

ve geniş aksesuar ihtiyacını beraberinde<br />

getirdi.<br />

Projenin iskele servis sağlayıcısı Layher’in<br />

partneri MOD İskele ‘nin şantiye şefi Samet<br />

Çelik ile yaptığımız röportajın detaylarını<br />

onun ağzından sizinle paylaşmak<br />

istiyoruz. Öncelikle sizin huzurunuzda Layher’in<br />

tüm çalışanlarına MOD İskele olarak<br />

teşekkür etmek istiyoruz. Satış, teknik<br />

ve lojistik ekibine kadar her projede olduğu<br />

gibi bu projede de bize sonsuz destek<br />

sağlayarak istediğimiz her an şantiyemizde<br />

olup bizimle bir takım gibi çalıştılar.<br />

Mühendisinden, süpervizörüne kadar<br />

cumartesi pazar fark etmeksizin çalışan<br />

ekibiyle, müşterimizin anlık taleplerine<br />

hem malzeme anlamında hem de iskele<br />

mühendisliği anlamında çok iyi cevap verdiğimizi<br />

düşünüyorum.<br />

44<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Aynı şekilde, Hilltown AVM cephelerin oldukça<br />

hareketli olması nedeniyle birçok<br />

özellikli iskele kurulumu yaptık, tabi burada<br />

da Layher’in aksesuar zenginliğinin<br />

ciddi avantajını gördük.<br />

Layher’in partner tipi çalışma modelinin<br />

tüm faydasını bu projede fazlasıyla tecrübe<br />

ettiğimizi düşünüyorum. Bildiğiniz<br />

üzere, normalde müşterilerimiz malzemeyi<br />

üreticiden, işçiliği ise ayrıca dışarıdan<br />

başlangıcında yönetim tarafından öngörülmüştü.<br />

Bu anlamda, Küçükyalı projesi, tek<br />

bir firma üzerinden (projelendirme, malzeme<br />

kiralama, kurma & sökme işlerini aynı<br />

anda) anahtar teslim iskele çözümü anlamında<br />

örnek bir yere sahip oldu. Burada<br />

Mod İskele, Layher’in malzeme zenginliği,<br />

süpervizörlük ve eğitim desteğini direkt<br />

olarak sahada Rönesans’a sunmuş oldu.<br />

Mod İskele olarak, bizler bu projede Rönesans<br />

Teknik saha ekibiyle çok yakın<br />

çalıştık. Her cephe alanını yapısı ve sahanın<br />

talebine göre ayrı ayrı tasarladık. İşin<br />

planlaması anlamında sayısız toplantılar<br />

görüşmeler gerçekleştirdik.<br />

Mod İskele olarak bizler bu projede bulundurduğumuz<br />

~25bin metrekare malzeme<br />

ile (295 ton) geçtiğimiz 15 aylık süreçte<br />

toplamda yaklaşık 85bin metrekare alana<br />

iskele kurulum ve söküm hizmetinde bulunduk.<br />

Proje kapsamında sadece şantiyede<br />

toplam yaklaşık 37bin saat mesai harcadık.<br />

Sadece cephe müteahhidi olarak<br />

girdiğimiz bu projede ilave olarak, galeri<br />

boşlukları, merdiven boşlukları, asansör<br />

ve şaft boşluklarına (toplamda 20bin metreküp)<br />

iskeleler kurarak, diğer firma çalışanların<br />

güvenlikli erişim alanları sunduk.<br />

Yüksek güvenlikli Layher Şimşek® (cephe)<br />

İskele, cephe çalışmaları yaparken<br />

karşılaştığımız zorluklara bir çok tamamlayıcı<br />

aksesuarı ile farklı çözümler sundu.<br />

Cephe giydirmelerinin geniş olduğu durumlarda<br />

farklı ebatlarda konsol uygulamaları<br />

yaptık. 12-13 m ye varan açıklıkları<br />

farklı ebatlardaki alüminyum kafes uygulamaları<br />

ile geçtik. Çalışanların iskeleden<br />

kaynaklı giriş çıkış yapamama durumlarına<br />

ve inşaat malzemelerinin taşınmasındaki<br />

problemli durumlara bu makaslar ile<br />

çözüm ürettik.<br />

Layher Şimşek ®(cephe) iskele , Layher<br />

Allround® (flanşlı) İskele ve aksesuarlarının<br />

kusursuz uyumu, iç kısımlarda bulunan<br />

asansör, merdiven ve galeri boşluklarında<br />

kurduğumuz çalışma iskelelerinin<br />

kurulum sürelerini, montaj kolaylığı ve<br />

ürünlerinin hafifliği ile minimuma indirerek<br />

projeye hem hız hem de işçilik maliyeti anlamında<br />

büyük katkı sağladı. Tabi bu aynı<br />

şekilde müşterimiz olan Rönesans Teknik<br />

‘in maliyetlerine de yansımış oldu. Kapsamımızda<br />

yer alan tüm iskele işlerinin<br />

projelendirme, kiralama, kurma & sökme<br />

işlerini anahtar teslim yaparak inşaat endüstrisinde<br />

de profesyonel iskele servisi<br />

anlayışının olabileceğini bir önceki Rönesans<br />

İzmir Optimum AVM projesinde olduğu<br />

gibi, bu projede de bir kez daha göstermiş<br />

olmamızın haklı gururunu yaşıyoruz.<br />

farklı bir taşerona vererek operasyonlarını<br />

sürdürüyorlar. Bu gibi hareketli ve özellikli<br />

kurulumların, ve bir çok farklı noktada<br />

anlık çözümlerin istendiği bir şantiye sahasında,<br />

malzeme ve işçiliğin ayrı firmalar<br />

tarafından sağlanmasının ciddi verimsizlik<br />

yaratacağı ve iş kaybı yaratacağı proje<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 45


Çözüm Ortağı<br />

Sağlık Üssü’nün yalıtımı<br />

Bonus Membran’dan<br />

1 milyon 400 bin metrekarelik alana inşa edilen Dünyanın en büyük hastane projelerinden<br />

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nün su yalıtımı ihtiyacı Bonus|Focus Membran<br />

ile karşılandı. ‘Sağlık Üssü’ olarak nitelendirilen dev projenin çatı ve teras gibi kritik<br />

detaylarının su yalıtımı, Türkiye’nin prestijli projelerinin tercihi Bonus|Focus Membran<br />

tarafından sağlandı.<br />

Sektörde 10. Yılını dolduran ve bu süre içerisinde<br />

çok sayıda prestijli projenin tercihi<br />

olan Bonus Membran, Dünyanın en büyük<br />

hastane projelerinden biri olarak nitelendirilen<br />

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nün<br />

de tercihi oldu. Sağlık Bakanlığı<br />

Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı önderliğinde<br />

Astaldi SPA ve Türkerler Holding iş<br />

ortaklığı tarafından - yapılan Etlik Entegre<br />

Sağlık Kampüsü projesinin çatı ve teras<br />

gibi kritik detaylarının su yalıtımı ihtiyacı için<br />

50.000 m2’yi aşan miktarda Bonus Membran<br />

Premium serisi kullanıldı. Bünyesinde<br />

yer alacak kalp damar hastalıkları, ortopedi<br />

ve nörolojik bilimler, onkoloji, kadın doğum,<br />

çocuk, rehabilitasyon, psikiyatri ve yüksek<br />

güvenlikli adli psikiyatri gibi 9 dal hastanesi<br />

ve 3.566 yatak kapasitesi ile dünyanın<br />

en büyük hastane projelerinden olan Etlik<br />

Entegre Sağlık Kampüsü içerisinde aynı zamanda<br />

Sağlık Bilimleri Üniversitesi, kongre<br />

merkezleri ve ticari alanlar, Yüksek Teknoloji<br />

Merkezi ve Ar-Ge Merkezi de yer alacak.<br />

Prestijli Projelerin Çözüm Ortağı : Bonus<br />

Membran<br />

Yalıtım sektöründe lider markaların üreticisi<br />

Eryap Grup’un su yalıtımındaki iddialı<br />

markası Bonus Membran yapıları 10 yıldır<br />

suyun zararlı etkilerinden koruyor. Bonus<br />

Membran yapıların dayanıklılığını azaltıp<br />

ömrünü kısaltan su tehdidini ortadan kaldırırken<br />

daha sağlıklı, güvenli ve konforlu<br />

alanlar sağlayarak yapıların ömrünü uzatıyor.<br />

Plus, Platin ve Premium ve Pro olmak<br />

üzere 4 ayrı seride üretilen Bonus Membran,<br />

içerisinde yapısını güçlendirici çok farklı<br />

polimerler içeriyor. Etlik Entegre Sağlık<br />

Kampüsü’nde tercih edilen, -20˚C’a dayanımı<br />

ile öne çıkan Bonus Membran Premium<br />

serisi, SBS (stiren bütadien stiren) polimer<br />

katkılı modifiye bitümden yüksek teknoloji<br />

ile üretilmekte olup, formülündeki özel polimer<br />

karışımı ve polyester/cam tülü taşıyıcılar<br />

sayesinde çok düşük sıcaklıklarda dahi<br />

esnek kalabiliyor ve bükülme değerlerinin<br />

avantajlarını yapı ömrü boyunca koruyor.<br />

Bonus Membran Premium serisi yapısı itibari<br />

ile yüksek esneme yapan, titreşen ve<br />

genleşen çatılar için ideal yalıtım sağlıyor.<br />

46<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su<br />

İklimlendirme devi Daikin<br />

200 bayisiyle Türkiye’yi ısıtacak<br />

Tüm dünyada kaliteli ve yüksek teknolojiye sahip iklimlendirme çözümleriyle tanınan<br />

Daikin, soğutmadaki iddiasını ısıtma alanında da sürdürüyor. Bu yıl kendi markasını<br />

taşıyan ilk yoğuşmalı kombiyi ‘segmentinin en küçük hacimli cihazı’ olarak piyasaya sunan<br />

Daikin, geniş ısıtma ürün gamını yıl sonuna kadar 200 bayisi ile kullanıcılarına ulaştırmayı<br />

İklimlendirme sektörünün öncü firması<br />

Daikin, soğutma grubu ürünlerindeki iddiasını<br />

ısıtma alanında da pekiştiriyor. Geçtiğimiz<br />

Eylül ayında Daikin markasını taşıyan<br />

ilk kombisini piyasaya sunan Japonya<br />

merkezli şirket, bayilerini de yeniden yapılandırıyor.<br />

Bir yandan ısıtma alanında<br />

faaliyet gösteren yeni bayileri bünyesine<br />

katarken, mevcut soğutma bayilerinin<br />

40’ında ısıtma ürünlerini tüketiciyle buluşturmaya<br />

başlayan Daikin, ısıtmada yıl<br />

sonuna kadar ısıtma ürünlerinde uzman<br />

200 bayiden oluşan bir dağıtım kanalına<br />

ulaşmayı hedefliyor.<br />

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, ısıtma<br />

alanında uzun süredir devam eden<br />

çalışmaların <strong>2017</strong> yılı itibariyle hayata geçirildiğini<br />

belirtirken, “Daikin, 2008 yılında<br />

Almanya’da Rotex’i, 2011 yılında Türkiye’de<br />

Airfel’i bünyesine katarak çok güçlü<br />

bir ısıtma know-how’ının da sahibi oldu.<br />

Şimdi bu bilgi ve deneyimi kullanarak<br />

kendimizi ısıtmanın da en büyük markası<br />

olacak şekilde konumladık. Hedefimiz, üç<br />

yıl içinde bu alanda da liderlik bayrağını<br />

almak” diye konuştu. Bu hedef doğrultusunda<br />

Daikin Türkiye’nin büyük bir görev<br />

üstlendiğini vurgulayan Önder, şunları söyledi:<br />

“Kısa bir süre önce tanıttığımız Daikin<br />

Kombi ile bunun ilk somut adımını attık.<br />

Daikin Avrupa Tasarım Merkezi EDC ve<br />

Türkiye’deki Ar-Ge mühendislerinin 3 yıllık<br />

çalışması sonucunda tüketicilerle buluşturduğumuz<br />

Daikin Premix Tam Yoğuşmalı<br />

Kombi’yi Türkiye pazarı ile eş zamanlı olarak<br />

Avrupa pazarında da piyasaya sunduk.<br />

Daikin Kombi, halen Türkiye’nin yanı sıra<br />

Almanya, İtalya ve İngiltere pazarlarında<br />

tüketicilerle buluşuyor. 2018 yılı içerisinde<br />

diğer Avrupa ülkelerinde de satışa sunmayı<br />

planlıyoruz.”<br />

ISITMANIN PAYI ARTIYOR<br />

Isıtma alanında yaptıkları yatırımların<br />

sonuçlarını şimdiden almaya başladıklarını<br />

da açıklayan Önder, sözlerine şöyle<br />

devam etti: “Daikin’in geçen yıl 1 milyar<br />

lira olan cirosunun 200 milyonu ısıtma<br />

ürünlerinden oluşuyordu. Bu yüzde 20’lik<br />

oranın 2020 yılına kadar yüzde 30’a çıkmasını<br />

öngörüyoruz. <strong>2017</strong> yılına yüzde 20<br />

büyüme hedefi ile başlamıştık. Daha ilk<br />

8 ayda bu hedefi geçerek yüzde 25 büyümeyi<br />

yakaladık. Buradaki yüzde 5‘lik fark<br />

da ısıtma ürünlerinden geldi. Soğutmada<br />

olduğu gibi ısıtmada da çok iddialıyız. Daikin<br />

Kombi ile inovasyon ve teknolojisi ile<br />

48<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

tanınan bir markaya yakışacak bir cihaz<br />

geliştirdik ve tam da bu nedenle ‘Isıtmayı<br />

yeniden tasarladık’ diyebiliyoruz. Bu ilk<br />

adımdı, devamı gelecek. Daikin’in ısıtmadaki<br />

Ar-Ge üssü Türkiye olacak.”<br />

PAZARDA DÖNÜŞÜM BAŞLAYACAK<br />

Bu arada Türkiye’de ısıtma sektöründe<br />

önemli bir değişim yaşanacağına da dikkat<br />

çeken Önder, halen yüzde 64’ü yoğuşmasız<br />

kombilerden oluşan kombi pazarında,<br />

Nisan 2018 itibariyle yoğuşmalı<br />

kombi zorunluluğunun devreye gireceğini<br />

hatırlattı. Böylece pazarın yüksek verimliliğe<br />

sahip yoğuşmalı kombiler ile yeniden<br />

şekilleneceğini dile getiren Önder, şöyle<br />

konuştu: “Türkiye’de 13 milyon doğalgaz<br />

abonesi var. Sayıları giderek artan bilinçli<br />

tüketici, tercihini artık teknoloji, güvenlik<br />

ve yüksek verim sunan cihazlardan yana<br />

yapıyor. Yasal mevzuatın da değişmesi<br />

ile birlikte kombi pazarında büyük bir dönüşüm<br />

başlayacak. Biz de bu talebi karşılayacak<br />

şekilde yapılanarak, hem kombi<br />

pazarının gelişimine öncülük etmeyi hem<br />

de liderliği hedefliyoruz. Bunun yanı sıra<br />

odaklandığımız alanlardan biri de duvar<br />

tipi kazanlar. Ayrıca pazar lideri olduğumuz<br />

ısı pompasında da hibrit ve multi<br />

hibrit cihazlarla sektörün öncüsü olmaya<br />

devam edeceğiz.”<br />

BAYİLER YENİ DÖNEME HAZIR<br />

Daikin Türkiye Isıtma Departman Müdürü<br />

Umut Ertür ise, devam eden yeniden yapılanma<br />

çalışmalarına ilişkin şu bilgileri<br />

verdi: “Bayilerimize yönelik yeniden yapılanma<br />

çalışmamız 3 aşamadan oluşuyor.<br />

İlk aşama; ana işi ısıtma sistemleri olan<br />

firmaların bünyemize katılması. Hedefimiz,<br />

<strong>2017</strong> yılı sonuna kadar 100 ısıtma<br />

bayisini Daikin bünyesine katmak. Şu ana<br />

kadar bu bayilerin 75’inin showroom çalışmasını<br />

bitirdik. Bölgesel olarak çok güçlü<br />

bir dağıtım kanalımız var. Türkiye’nin 7<br />

bölgesinde 10 distribütör ile çalışmalarımızı<br />

sürdürüyoruz. İkinci aşamada Daikin<br />

Ailesi’nde yer alan 187 adet soğutma<br />

bayimizi bu yeniden yapılanmaya adapte<br />

edeceğiz. Şu anda bu bayilerin 40’ı ısıtma<br />

ürünlerimizle tüketiciye hizmet verebilir<br />

durumda. Üçüncü aşamada ise; Kadın Girişimci<br />

Programımız ile bünyemize katılan<br />

Sakura bayilerimizin de ısıtma ağımıza katılımı<br />

gerçekleşecek. Hedefimiz yıl sonuna<br />

kadar Türkiye genelinde Daikin ısıtma<br />

ürünlerinin satışını yapan 200 Daikin ısıtma<br />

bayi sayısına ulaşmak. Çalışmalarımız<br />

2018 yılında da devam edecek.”<br />

Eylül ayında lansmanı yapılan Daikin Premix<br />

Tam Yoğuşmalı Kombi, segmentinin<br />

“en küçük hacimli yoğuşmalı kombisi”<br />

olma özelliğini taşıyor. Eni 40 cm, boyu 59<br />

cm, derinliği 25,5 cm, ağırlığı ise sadece<br />

27 kg. olan Daikin Kombi, aynı zamanda<br />

39 desibellik çalışma sesiyle, piyasadaki<br />

en sessiz kombiler arasında yer alıyor.<br />

Daikin, Türkiye’de kendi markasını taşıyan<br />

kombisinin yanı sıra Airfel markalı kombi,<br />

kazan, şofben ve radyatörler ile Daikin Altherma<br />

grubu ısı pompalarını, Hoval marka<br />

kazanları ve Daylux markalı kazan ve kombileri<br />

de tüketicilerle buluşturuyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 49


GROHE’nin, evlerdeki su<br />

içme ihtiyacı en iyi şekilde<br />

karşılayan ödüllü su sistemi<br />

Blue Home, düzenlenen su<br />

tadım etkinliği ileTürkiye’de<br />

profesyonellere ve tüketicilere<br />

tanıtıldı.<br />

Su dağıtıcılarına telefon etmek, su getirmelerini<br />

beklemek, beklerken susuz kalmak, gelen<br />

ağır su damacanalarını taşımak, plastik şişeler<br />

çevreyi kirletmesin diye boş şişeleri geri<br />

dönüşüme atmak artık sona eriyor. İsteğinize<br />

göre filtrelenmiş ve soğutulmuş su ile beraber<br />

orta sodalı veya sodalı suyu doğrudan<br />

mutfak bataryasından almayı sağlayan, mutfakta<br />

bir devrim yaratan GROHE’nin modern<br />

filtrelenmiş su sistemi GROHE Blue Home,<br />

Türkiye’de de tüketicilere ve profesyonellere<br />

tanıtıldı. Şişelenmiş içme suyu tüketen ailelerin<br />

içme suyu faturalarından yüzde 60 oranında<br />

tasarruf etmelerine ve tüketicilerin karbon<br />

ayak izine de katkı yapan sistem,Göttingen<br />

Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya<br />

göre ayak izinin şişe suyuna oranla yaklaşık<br />

yüzde 61 oranında azaltılmasını sağlıyor.<br />

GROHE Blue Home’un Türkiye’de piyasaya<br />

sürülmesi dolayısıyla düzenlenen su tadım<br />

etkinliğinde konuşan GROHE Türkiye Başkan<br />

Yardımcısı Serhat Sabaz, GROHE Blue Home<br />

filtrelenmiş su sağlayan sisteminin içme<br />

suyu harcamalarını çok azaltacağına dikkat<br />

çekerek,” Kendi adıma söylersem, soğuk<br />

bir bardak su içmek için mutfak musluğunu<br />

kullanmayalı çok oldu, eminim sizler için de<br />

öyledir. Bunun verdiği rahatlığı ve konforu<br />

unutmuşuz. GROHE Blue Home sayesinde bu<br />

keyfi yeniden hatırlayacağız.Biz GROHE Türkiye<br />

olarak, GROHE Blue Home su sisteminin<br />

hem yeni projelerde hem de genel olarak<br />

tüketiciler açısından Türkiye’de tercih edileceğine<br />

ve unuttuğumuz çeşmeden su içme<br />

keyfini geri getireceğine inanıyoruz.”.dedi.<br />

Şebeke suyunu filtrelenmiş<br />

içme suyuna çeviren,<br />

“GROHE Blue Home”<br />

Türkiye’de<br />

Hem su hem soda<br />

Şişelenmemiş suyun doğrudan mutfak bataryasından<br />

elde edilmesine olanak veren<br />

GROHE Blue Home filtrlenmiş su sistemi, bir<br />

mutfak bataryası, entegre filtre ve CO2tüpü<br />

entegre edilen bir soğutucudan oluşuyor. Tek<br />

bir düğmeye dokunularak, mükemmel içme<br />

sıcaklığına kadar soğutulmuş, lezzetli filtrelenmiş<br />

su, orta sodalı su ve sodalı su olmak<br />

üzere üç farklı tipte su tedarik ediyor.<br />

Her mutfakta yeri hazır<br />

Evin içme suyu harcamalarından tasarruf sağlayan,<br />

büyük damacanalara ve yedeklerine<br />

mutfakta ya da balkonda yer bulma derdine<br />

son veren GROHE Blue Home içme suyu sistemi,<br />

çok kısa bir sürede en küçük mutfaklara<br />

bile kolayca yerleştirilebiliyor. Kompakt<br />

bir tasarıma sahip olan GROHE Blue Home’<br />

yerleştirmek için 30 cm genişliğinde bir mut-<br />

50<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

fak dolabı yeterli. Dakikalar içinde kolayca<br />

monte edilebilen sistem, zarif tasarımı,<br />

krom ve çelik seçenekleri ile her mutfağa<br />

uyum sağlayabiliyor.<br />

Faturaları yüzde 60 oranında karbon<br />

salınımlarını ise yüzde 61 oranında<br />

azaltıyor<br />

Gezegenimizin yavaşça plastik içinde<br />

boğulduğu göz önünde bulundurulduğunda,<br />

GROHE Blue Home, çevre korumaya<br />

çok önemli bir katkıda bulunuyor. Ayrıca<br />

tek bir litre şişelenmiş maden suyu üretmek<br />

için toplamda yedi litre su gerektiği,<br />

üretim sırasındaki enerji maliyetleri ve<br />

salınan CO2dikkate alındığında çevreye<br />

katkısı katlanarak artıyor. Evdeki içme<br />

suyu kaynağı GROHE Blue Home, en sürdürülebilir<br />

ve en yüksek kaynak tasarrufu<br />

ile öne çıkıyor. Her bir litre GROHE Blue<br />

suyu için ihtiyaç duyduğunuz tek şey sadece<br />

yine bir litre su. GROHE su sistemi<br />

Göttingen Üniversitesi tarafından yürütülen<br />

araştırmaya göre CO2salımlarını da<br />

%60’ın üzerinde düşürüyor. Bu çerçevede<br />

bakıldığında GROHE Blue Home, sağladığı<br />

pek çok faydanın sonucunda gelecekteki<br />

içme suyumuzu da güvence altına alıyor.<br />

Mutfakta yılın inovasyonu ödülü<br />

GROHE Blue Home bütün bu özellikleriyle<br />

pek çok ödülün de sahibi. <strong>2017</strong> yılında<br />

Green Good Design Ödülünü, yenilikçi ve<br />

son derece fonksiyonel özellikleriyle “mutfak<br />

lavabo ve bataryaları” kategorisinde<br />

en iyi skorları elde ederek. İconic Ödüllerde<br />

“En İyinin İyisi Altın Ödülü”nü elde etti.<br />

Ayrıca LifeCare girişimi tarafından 11’incisi<br />

düzenlenen Mutfakta Yılın İnovasyonu<br />

(KitchenInnovation of the Year) ödülünün<br />

de sahibi oldu.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 51


“Binalarda ısıtma, soğutma ve akıllı<br />

enerji akışının kontrolüne yönelik<br />

ekipmanlar ve sistemler üretiyoruz.”<br />

Şehirlerde sürdürülebilir kaliteli bir yaşam için hem mevcut olan her potansiyeli enerjiye<br />

çevirmeli, hem de dekarbonize yakıtlar ile karbondioksit salınımını minimize etmeliyiz. Bu iki<br />

faydayı bir arada sunan tek çözüm; ‘bölgesel ısıtmadır.’<br />

Yapmış oldukları işi bir tutku haline dönüştürmüş<br />

ve bu duyguyu “Geleceği tasarlıyoruz.<br />

İtibar ve sonuçlar üzerine sınırlarımızı<br />

tutkuyla zorluyoruz.” sözleriyle ilan etmiş<br />

olan Danfoss, faaliyet alanlarını tamamen<br />

sürdürülebilir sonuçlar üzerine kurgulamış<br />

durumda. Danfoss Türkiye, Ortadoğu Ve Afrika<br />

(TMA) Bölge Başkanı Levent Taşkın ile<br />

genel bir ifadeyle ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘Akıllı<br />

Şehirler’ üzerine konuştuk. Sayın Taşkın’ın<br />

konuya olan hakimiyeti ve popüleriteden<br />

uzak tamamen bilimsel ve gerçekçi yaklaşımları<br />

bizleri geleceğe dair umutlandırdı.<br />

Kendilerine bizlere vakit ayırdıkları için teşekkür<br />

ediyor, ülkemiz için elzem olan bu konulardaki<br />

çalışmalarında başarılar diliyoruz.<br />

Enerjiye olan bağımlılığın her<br />

geçen gün katlanarak artması,<br />

çarpık yapılaşma, göç ve benzeri<br />

toplumsal hareketlilikleri de hesaba<br />

kattığımızda yakın dönemde bizleri<br />

nasıl bir tablo bekliyor?<br />

Düşük karbonlu bir geleceğin enerji verimliliğine<br />

ve yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />

bağlı olduğu günümüz dünyası artık akıllı<br />

enerji teknolojisini ve akıllı enerji sistemlerini<br />

gerekli kılıyor. Ama sadece akıllı bir<br />

şebekeye değil birleşik, esnek ve geleceğin<br />

akıllı enerji sistemlerine ihtiyaç duyuyoruz.<br />

Düşük karbonlu geleceğe giden yol, yalnızca<br />

ne kadar rüzgâr veya güneş enerjisi üretebileceğimizle<br />

değil, ne kadar rüzgâr veya<br />

güneş enerjisi kullanabileceğimizle ilgilidir.<br />

Bu nedenle, merkezi enerji gibi ısı depolamasına<br />

izin veren ve binaları depolama kapasitesi<br />

olarak entegre eden enerji sistemleri<br />

kilit öneme sahip. Yenilenebilir enerji<br />

oranı yüksek olduğunda, enerji sisteminin<br />

esnek olması çok önemlidir, aksi takdirde<br />

daha fazla yenilenebilir enerji eklemenin<br />

önemi azalacak ve çözüm muhtemelen etkisini<br />

yitirecek. Bu durumda “bölgesel enerji”,<br />

gereken esnekliği sağlayabilir.<br />

Elektriği, ısıtmayı ve soğutmayı, talep ve<br />

arzı birleştirerek sistem piklerini öngörmek<br />

ve dengelemek amacıyla büyük veriden yararlanmak<br />

ve tüketicileri üreten tüketici haline<br />

getirmek, verimliliği çarpıcı biçimde artıracak.<br />

Bunun için daha önce görülmemiş<br />

bir boyutta iş birliğine ihtiyaç duyulacak.<br />

Bütün bu teknolojiler hali hazırda mevcut<br />

ancak genellikle silo tarzında kullanılmaktadır.<br />

Bu konuda iş birliğinin getirdiği muazzam<br />

sinerji, geleceğin akıllı enerji sistemin<br />

ortaya çıkaracak. Artan nüfus ve enerji ihtiyacı,<br />

daha çok enerji üretmekten ziyade,<br />

akıllı sistemler ile nasıl daha fazla enerji<br />

tasarrufu yapılacağını ön plana çıkaracak.<br />

Bunun için bölgesel ısıtma ve soğutma<br />

sistemleri, yenilenebilir enerjilerin mevcut<br />

sistemlerle daha fazla entegrasyonu ve<br />

tüm bu enerji sistemindeki akışın verimli<br />

yönetim sistemleri, gelecekteki en önemli<br />

konular olacaktır.<br />

Sempozyumlarda ortaya konulan<br />

çözümler, ülkemiz özelinde plansız<br />

hızlı kentleşme göz önüne alındığında<br />

sizce uygulanabilir çözümler mi? Bu<br />

birbirini derinden etkileyen sorunların<br />

tamamını ele alırsak ilk olarak<br />

nereden başlamalıyız?<br />

İlk olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

kullanımının teşvik edilmesi Türkiye’de geç<br />

kalınmış ama doğru bir karar. Doğalgaz kullanımından<br />

önce bu yapılsaydı bugün %20<br />

-30 daha az doğalgaz ithal eder durumda<br />

52<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

olacaktık. Teşvik ve özendirme bu şekilde<br />

devam ederse ülke ekonomisine büyük<br />

tasarruf olarak katkıda bulunulacak. Diğer<br />

taraftan jeotermali enerji kullanımı ve atık<br />

ısı konuları çok önemli hale geldi. Enerji Bakanlığı’nın<br />

strateji belgesinde önümüzdeki<br />

birkaç yıl içerisinde bölgesel ısıtma ve bölgesel<br />

soğutma sistemlerine dönük doğru<br />

alınmış kararlar olması bu anlamda güzel<br />

bir gelişme.<br />

Ülkemizde 40 ila 50 milyon kadar eski bina<br />

var. Maalesef bu binaların çoğu, enerji verimliliği<br />

ve bina enerji performans yönetmeliğine<br />

uymayan koşullara sahip. Bugünkü<br />

teknolojilerle, ürünlerle ve kontrol sistemleriyle<br />

bu binalarda %40 enerji tasarrufu<br />

elde etmek mümkün. Endüstriyel tesislerde<br />

yapılacak iyileştirmelerle %30 ila %50 arasında<br />

enerji tasarrufu elde etmek bugünkü<br />

ürünlerle mümkün. Bunun için teşvik, özendirici<br />

yönetmelikler, bilgi, eğitimli denetimciler<br />

ve istikrarlı bir politika gereklidir.<br />

Biz de uzmanlığımızı ve tecrübemizi kullanarak<br />

bu alandaki uygulamaların artmasını<br />

sağlamaya çalışacağız. Danfoss enerji<br />

verimli ürünler ve sistemler üreten, daha<br />

önemlisi; binalarda ve endüstride enerjinin<br />

akışını kontrol eden ekipmanlar üreten bir<br />

firma. Dolayısıyla enerjinin yenilenebilir kaynaklardan<br />

veya karbon temelli yakıtlardan<br />

elde edilmesi bizim için çok fark etmiyor.<br />

Çünkü biz enerjiyi yönetiyoruz. Ama yenilenebilir<br />

kaynaktan gelen enerjiyi kullanacaksak<br />

içerideki bütün sistemlerin de ona<br />

uygun sistemler olması gerekiyor. O zaman<br />

verimlilik daha fazla artıyor. Yenilenebilir<br />

enerjiyi düşük verimli bir cihaza bağlayamazsınız.<br />

Ya yoğuşmalı cihaza ya da otomatik<br />

kontrol sistemi olan bir mekanizmaya<br />

bağlayacaksınız. Dolayısıyla sistem verimliliği,<br />

bina enerji verimliliği ve ülkeye iletilen<br />

kazanç artıyor. Bu da temelde bizim işimiz.<br />

Yaşanabilir Şehirler ve Enerji<br />

Verimliliği konusunda net<br />

hedeflerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

İlk olarak Soma Kömür Santrali’ni bölgesel<br />

ısıtma anlamında kullandık ve Soma’da 10<br />

bin konutu atık ısıyı kullanarak %60 daha<br />

ucuza ısıttık. Teknopark İstanbul’un birinci<br />

etabının bölgesel ısıtma projesinde bina<br />

altı DSE enerji istasyonu yaptık. Bazı belediyelerle<br />

görüştük. Arkadaşlarımızla şehirleri<br />

analiz ettik. Jeotermal olan, ağır sanayi<br />

olan, atık ısının şehri ısıtabilme potansiyeli<br />

olan yerlerde doğalgazın şehrin ısıtmasındaki<br />

payının azalacağını görüyoruz. Bazı belediye<br />

başkanları buna sıcak baktı. Onları<br />

Danimarka’ya götürdük, bu tip uygulamaları<br />

gösterdik. Dolayısıyla bir yandan yerel<br />

yönetimleri diğer yandan bakanlığı düşündürüyoruz.<br />

Birkaç şehirde örnek projeler<br />

geliştirerek ve verimliliğini göstererek ülke<br />

ekonomisine büyük kazanımlar katabileceğimizi<br />

düşünüyoruz.<br />

Daha önce de belirttiğim gibi, sadece ülkemizdeki<br />

eski binaların radyatörlü sistemlerinde<br />

termostatik radyatör vanası<br />

kullanılırsa yaklaşık 2 milyar dolar tasarruf<br />

edilebilir, ki bu sadece bir ürün ile mümkün.<br />

Bu tasarrufla eğitimden alt yapıya,<br />

sağlıktan üretime birçok alanda yeni yatırımlar<br />

ülkemize her yıl kazandırılabilir. Ayrıca<br />

binalarda enerji santrallerinin, üretim<br />

tesislerinin ve hatta süpermarketlerin atık<br />

enerjilerinin bölgesel ısıtma sistemleriyle<br />

şehirlerde kullanılmasıyla milyarlarca dolar<br />

ilave tasarruf imkanı bulunuyor. Yani %30<br />

ila 50 arasında enerji tasarruf edilebilir. Şehirlerde<br />

sürdürülebilir kaliteli bir yaşam için<br />

hem mevcut olan her potansiyeli enerjiye<br />

çevirmeli, hem de dekarbonize yakıtlar ile<br />

karbondioksit salınımını minimize etmeliyiz.<br />

Bu iki faydayı bir arada sunan tek çözüm<br />

bölgesel ısıtmadır. Bölgesel ısıtma ile şehirlerde<br />

var olan sanayiden veya enerji üretim<br />

tesisinden, ya da jeotermal kaynaktan<br />

boşuna havaya atılan atık ısıları kullanarak,<br />

o şehri ısıtmanız ve o şehrin sıcak su ihtiyacını<br />

karşılamanız mümkündür. Böylece bedava<br />

atık ısının enerjisi kullanılırken, daha<br />

önce orada binaları ısıtmak için kullanılan<br />

doğalgazı veya kömürü kullanmayarak hem<br />

tasarruf edilir hem de karbondioksit salınımının<br />

azaltılması sağlanır.<br />

Levent Taşkın<br />

Danfoss Türkiye, Ortadoğu ve<br />

Afrika (TMA) Bölge Başkanı<br />

“Düşük karbonlu geleceğe giden yol, yalnızca ne kadar<br />

rüzgâr veya güneş enerjisi üretebileceğimizle değil,<br />

ne kadar rüzgâr veya güneş enerjisi<br />

kullanabileceğimizle ilgilidir.”<br />

Bu tür makro ölçekteki çalışmalar<br />

ve çözümler karşısında ilgili<br />

kurumlardan istediğiniz tepkiyi<br />

alabiliyor musunuz?<br />

Türkiye bir inşaat ülkesi… Gelecek için<br />

yapılan yapılarda şu anda boşa sarf edilen<br />

enerjilerin şimdiden düşünülüp ülkeye<br />

kazandırılması önemli. Çünkü enerjinin<br />

%70’ini ithal ediyoruz. Bu %70’in %40’ı binalarda<br />

kullanılıyor ve bu %40’ın %30’unu<br />

da tasarruf edebilme olanağımız bulunuyor.<br />

Ülkede büyük bir potansiyel var. Enerji<br />

kaynaklarını üretip satabilen bir ülke konumunda<br />

değilken neden bu kadar bol enerji<br />

harcayalım?<br />

Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate<br />

alıyor olmamız, bunun için de ilgili bazı<br />

bakanlıkların birlikte çalışması gerekiyor.<br />

Enerji Bakanlığı enerji verimliliği konusuyla<br />

ilgileniyor; temennimiz, Çevre ve Şehircilik<br />

Bakanlığı’nın da bu çalışmalara dahil olması<br />

ve teşvik sistemi konusunda da Maliye<br />

Bakanlığı’nın bu sistemde yer almasıdır.<br />

Enerji Bakanlığı bölgesel ısıtma çözümleri,<br />

ısı pompaları ve yenilenebilir enerjiler üzerinde<br />

daha kalıcı ve uygulanabilir çözümler<br />

üzerinde çalışıyor. Umuyoruz bugün tüm<br />

Dünya’da uygulanan ve ülke ekonomisine<br />

büyük kazanç sağlayan bu çözümler en<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 53


kısa sürede yeni yönetmeliklerle ülkemize<br />

kazandırılacaktır.<br />

Şehir yaşamını bir bütün olarak ele<br />

alırsak örneğin ‘ulaşım çözümleri’<br />

konusunda bir planınız var mı?<br />

Danfoss, araçların enerji verimli çalışmasını<br />

sağlayan, daha az yakıt ile daha fazla<br />

güce ulaştıran güç çözüm ekipmanları<br />

ile dünyada bu kapsamda en büyük ve en<br />

güçlü üreticilerden biri. Araç verimliliği ve<br />

hız kontrol sistemleri için özel yazılımlar<br />

geliştiren ve bunları uluslararası ve yüksek<br />

imaj sahibi üretici markalarla paylaşan bir<br />

yapımız var. Bizim ekipmanlarımız bugün inşaat<br />

ve tarım sektöründe faaliyet gösteren<br />

önemli araç üreticilerinin makina ve araçlarında<br />

ilk tercihleri olarak kullanılmaktadır.<br />

Yapmış olduğunuz faaliyetlerde şehrin<br />

resmi idarecileri ile ortak çalışmalar<br />

yürütüyor musunuz?<br />

9 Haziran’da Birleşmiş Milletler girişimi alt<br />

platformu Bina Verimliliği Çalışmalarının İvmelendirilmesi<br />

Projesi (BEA) kapsamında<br />

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ile eğitim<br />

semineri düzenledik. Birleşmiş Milletler<br />

tarafından 2011 yılında oluşturulan Herkes<br />

için Sürdürülebilir Enerji (Sustainable<br />

Energy for All - SE4ALL) girişiminin alt platformu<br />

“Bina Verimliliği Çalışmalarının İvmelendirilmesi<br />

Projesi (BEA)”, binalarda enerji<br />

verimliliğini artırarak daha sağlıklı ve yaşanabilir<br />

şehirler oluşturmayı hedefleyen çalışmalar<br />

yürütmeye başladı. Bu kapsamda<br />

Eskişehir, kapsamlı teknik destek alacak<br />

şehir olarak seçilerek 2016 yılının Haziran<br />

ayında uluslararası BEA ağına dahil oldu ve<br />

şehrin ihtiyaçlarına göre binalarda enerji<br />

verimliliği planını ve hedeflerini geliştirme<br />

çalışmalarına başladı. Her eğitimin içeriği<br />

birbirinden farklıydı ve yine farklı kuruluşlar<br />

tarafından işlenen serinin ilk eğitimiydi ve<br />

ilki Danfoss ile başlamıştı. Etkinliğe belediye<br />

ve özel sektör temsilcileri, İller Bankası,<br />

Mimarlar-Mühendisler Odası yetkilileri<br />

ile çeşitli üniversitelerden çok sayıda kişi<br />

katılım göstermişti. Bu çalışmalara devam<br />

etmeyi arzuluyoruz.<br />

Kentsel tasarım çözümleri ve<br />

bina verimliliği arasında nasıl bir<br />

ilişki kuruyorsunuz? Bu konuda<br />

Danfoss olarak ne gibi çözümler<br />

üretmektesiniz?<br />

Kentsel tasarım yapılırken şehirde atık<br />

ısı üreten tesisler veya kaynaklar dikkate<br />

alınarak binaların ısıtma ve soğutma çözümleri<br />

tasarlanmalı. Yakınındaki atık ısıyı<br />

kullanarak ve başka hiçbir enerji kaynağı<br />

kullanmadan bu binaların ısıtılmasına özen<br />

gösterilmeli. Bununla birlikte, tüm binalarda<br />

fotovoltaik güneş panelleri ve ısı pompaları<br />

ile binaların kendi elektriğini sağlaması<br />

ve ısıtmaya destek verecek kaynakları beslemesine<br />

yönelik sistemler bina tasarımında<br />

yer almalıdır. Günümüzde yeni dizayn<br />

edilen her binanın olmazsa olmazı bir enerji<br />

yönetim ve kontrol sistemi olmalıdır. Binadaki<br />

enerji akışı akıllı otomatik kontrol sistemleri<br />

ile kontrol edilebilir olmalıdır ve yeni<br />

yapılan tüm binalar mevcut yönetmeliklere<br />

göre sıkı bir şekilde denetlenmelidir, bu konuda<br />

taviz verilmemelidir.<br />

Biz Danfoss olarak binalarda ısıtma, soğutma<br />

ve akıllı enerji akışının kontrolüne<br />

yönelik ekipmanlar ve sistemler üretiyoruz.<br />

Dünyada binalarda enerji verimliliği sağlayan<br />

cihaz ve ekipman üreten en büyük<br />

firmalardan biriyiz. Sadece enerji verimliliğine<br />

yönelik yeni ürün geliştirmek için her<br />

yıl ciromuzun %4,3 gibi çok büyük kısmını<br />

araştırma ve geliştirmeye ayıran en büyük<br />

üreticiyiz diyebilirim. Şehirlerde bölgesel<br />

ısıtma ve soğutma çözümleri; endüstride<br />

motor kontrol çözümleri, konut ve villalarda<br />

bireysel enerji verimli ısıtma ve sıcak<br />

su çözümleri, sanayide ve binalarda enerji<br />

verimli soğutma çözümleri, araçlarda enerji<br />

verimli hidrostaik ve güç çözümleri üreten<br />

bir firma olarak, her sektöre fayda sunacak<br />

geniş bir ürün çeşitliliğine sahibiz.<br />

Türkiye’nin de müdahil olduğu<br />

uluslararası anlaşmalar, sizce<br />

Türkiye’nin Yaşanabilir Şehirler<br />

noktasındaki hedeflerine hizmet<br />

ediyor mu?<br />

Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye bir<br />

inşaat ülkesi ve gelecek için yapılan yapılarda<br />

şu anda boşa sarf edilen enerjilerin<br />

bugünden düşünülüp ülkeye kazandırılması<br />

önemli. Ülkede büyük bir potansiyel var.<br />

Enerji kaynaklarını üretip satabilen bir ülke<br />

konumunda değilken bu kadar bol enerji<br />

harcanmamalı.<br />

Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate<br />

alıyor olmamız, bunun için de bazı bakanlıkların<br />

birlikte çalışması, Türkiye’nin Yaşanabilir<br />

Şehirler noktasındaki hedeflerine<br />

hizmet etmesi için önemlidir. Yine daha<br />

önceki soruda belirttiğim gibi, Enerji Bakanlığı<br />

enerji verimliliği konusuyla ilgileniyor,<br />

ancak temennimiz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın<br />

da bu çalışmalara dahil olması,<br />

teşvik sitemi konusunda da Maliye Bakanlığı’nın<br />

da bu sistemde yer almasıdır.<br />

Teşvik sistemi konusunda Avrupa’da uygulanmış<br />

ve başarılı olmuş modeller bulunuyor.<br />

Teşviki birkaç alanda gerçekleştirebilmeniz<br />

mümkün. Birincisi yenilenebilir enerji<br />

kaynakları kullanımı. Türkiye’de de devreye<br />

yeni girmiş, elektrik enerjisini üretip ihtiyaç<br />

fazlası olan elektriği dağıtım şirketleri aracılığıyla<br />

satışının gerçekleştirilebilmesini sağlamış<br />

bir yapı mevcut. Konutlarda üretilen<br />

elektriğin daha iyi fiyata satın alınıp ihtiyaç<br />

olan elektriğin ise üreticiye daha düşük fiyatlarla<br />

satılıp, yapılan yatırımın 3 yıl içerisinde<br />

geri dönüşümünün sağlanabileceği<br />

sitemlerinin daha fazla olması gerekiyor.<br />

Böylece sözü geçen hedeflere hizmet edilecektir.<br />

Dünyanın herhangi bir yerinde bu<br />

konular üzerinde başarılı örnekler var<br />

mı?<br />

Danimarka’da Kopenhag şehri sırf atık ısı<br />

ile ısınabiliyor. Çin’de birçok şehirde de bizim<br />

atık ısı çözümlerimiz kullanılıyor. Birçok<br />

Avrupa ülkesinde ve özellikle Almanya’da<br />

atık ısı ile bölgesel ısıtma ve soğutma çözümlerimiz<br />

oldukça yaygın.<br />

Danfoss olarak Türkiye’de de bir kömür<br />

santralinden çıkan atık ısıyla bir kasabanın<br />

ısıtılmasını sağlıyoruz halihazırda. İstanbul’da<br />

Teknopark’ta, 200 dairelik bir binanın<br />

ısıtılmasını sağlıyoruz bu şekilde. Bu<br />

yapıların akıllı sistemlerle ve yönetimlerle<br />

kontrol edilmesi gerekiyor. Yani dijitalleşen<br />

ortamdan uzaktan kumanda ile istediğiniz<br />

gibi yönetebiliyorsunuz yapıları. Bu ikisini<br />

birleştirdiğiniz ve bu durumu bir devlet politikası<br />

haline getirdiğiniz zaman; yeni yapılan<br />

tüm binalarda öncelikle yapılan yerde<br />

mevcut bir ısı kaynağı var mı, ben bunu nasıl<br />

kullanabilirim, bunu kullanarak mevcut<br />

binaya nasıl daha az doğalgaz ya da başka<br />

bir yakıtı sokabilirim ve bunu nasıl kontrol<br />

edebilirim konusunu düşünüyorsunuz, böylece<br />

şehirlerde hem enerji tasarrufu hem<br />

de sürdürülebilir konfor ile çevreye yönelik<br />

yeşil bir yaşam sağlayabiliyorsunuz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Türkiye hızlı büyüyor, dolayısıyla biz bölgemiz<br />

içerisinde Türkiye’ye oldukça önem<br />

veriyoruz. Danfoss Türkiye’de DAF ve Sondex<br />

satın alımlarını gerçekleştirdi ki bunlar<br />

önemli yatırımlar olarak nitelendiriliyor. Aynı<br />

zamanda ekip çok hızlı büyüyor. Müşteri<br />

memnuniyetimiz gittikçe artıyor. Bizim şu<br />

anda yapmak istediğimiz, Türkiye’deki bütün<br />

başarıyı çevre ülkelere nasıl taşıyabiliriz<br />

sorusunu yanıtlamak ve bunu faaliyete dökmektir.<br />

Eğitimler, satış sonrası hizmetler ve<br />

seminerler dahil olmak üzere tüm hizmetlerimizden<br />

sektörün mümkün olduğu kadar<br />

yararlanmasını hedefliyoruz. Katılım ne kadar<br />

artıyorsa biz insanlara ne kadar ulaşabiliyorsak<br />

o kadar faydalı oluyoruz, Danfoss<br />

olarak bu stratejimiz devam edecek.<br />

54<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


İlham veren ahşap çözümleri...<br />

MDF<br />

MDF-Lam<br />

Panel<br />

Profil<br />

Parke<br />

agt.com.tr<br />

/agtthinkwithus<br />

444 8 248


AGT’den<br />

yeni yılda<br />

yeni ürünler<br />

Dünyanın modasını sizlerle<br />

buluşturan, Türkiye’nin önde<br />

gelen mobilya bileşenleri<br />

markası AGT, yeni yılda yeni<br />

ürünleriyle yaşam alanlarınıza<br />

büyüleyici bir güzellik katacak.<br />

Doğadan ilham alan renklerin<br />

ve dokuların kullanıldığı<br />

AGT’nin yeni parke serileri;<br />

Bella, Natura Slim & Large ve<br />

Legno Lamine ahşabın doğallığını<br />

mekanlarınıza taşıyacak.<br />

Yepyeni Panel renkleriyle ise<br />

farklı zevklere hitap edecek.<br />

56<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, 2018’e<br />

yepyeni ürünleriyle merhaba diyecek. AGT, doğadan ilham aldığı<br />

renkleriyle, leke tutmayan, kolay temizlenen parkeleriyle ve yeni<br />

panel renk seçenekleriyle önümüzdeki yıla damgasını vuracak.<br />

Özgün tasarımlarıyla modanın öncüsü AGT’nin yeni parke serilerinden<br />

Bella; 8 mm kalınlığı, doğadan ilham alan renkleriyle yaşam<br />

alanlarınızdaki mutluluğa eşlik ediyor. Dar ve geniş ölçüleri<br />

bulunan Natura Slim & Large Serisi, gerçek ağaç hissi veren,<br />

senkronize yüzey dokusu, 8 mm kalınlığı ile yaşam alanlarına doğanın<br />

huzurunu getiriyor. Natura Slim & Large Serilerinin parke<br />

tasarımlarının aynı olması sebebiyle birlikte de kullanılabiliyor. 14<br />

mm kalınlığı ile fark yaratan Legno Lamine Serisi ise dünya ormanlarından<br />

izler taşıyor. AGT parkeler, patentli klik sistemi sayesinde<br />

çok kolay uygulanıyor, zamanla açılma yapmıyor ve zamandan<br />

tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda ısıya ve aşınmaya dayanıklı,<br />

üstün sızdırmazlık özelliği olan AGT Parkeler, uzun yıllar boyunca<br />

kullanım kolaylığı sağlıyor.<br />

Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan AGT yeni parkelerinin<br />

yanı sıra, panel kartelasına yeni eklediği; metalik renk ve dokular<br />

taş hissini veren uygulamalar ile yaşam alanlarınızın atmosferini<br />

değiştiriyor. Yüksek leke dayanımı sayesinde kolay temizlenebilen,<br />

üstün yüzey kalitesine sahip AGT Panel ile mekanlar artık<br />

daha ferah.<br />

AGT’nin yeni parke serileri ve panel renkleri 2018’in ilk haftalarında<br />

satış noktalarında yerlerini alacak.<br />

AGT ödüle doymuyor<br />

Türkiye’nin önde gelen mobilya<br />

bileşenleri markası<br />

AGT, ödüle doymuyor. AGT<br />

bu yıl İSO 500 listesindeki<br />

yükselişiyle bölgede birincilik,<br />

İhracat Döviz Geliri<br />

dalında üçüncülük, “Pazarlama<br />

İnovasyonu” kategorisinde<br />

birincilik ödüllerine layık<br />

görüldü. AGT, Türkiye’nin<br />

saygın teknoloji etkinliği SAP<br />

Forum’da da Success Factors<br />

projesiyle Silver Winner<br />

ödülünün sahibi oldu.<br />

Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan<br />

AGT, teknolojiyi yakından takip ederek,<br />

dijitalleşmede, ürün inovasyonunda sektöre<br />

getirdiği yeniliklerle başarı dolu bir yıl<br />

geçirmeye devam ediyor. Bu yıl kazandığı<br />

çok önemli ödüllerle başarısını perçinleyen<br />

AGT, dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirmekte<br />

olduğu çalışmalarını da hız<br />

kesmeden sürdürüyor.<br />

AGT, İSO 500 listesindeki bu yıl<br />

30 sıra birden yükselişiyle bölgede<br />

birincilik ödülünü, “Döviz<br />

Kazandırıcı Hizmetler” kategorisinde<br />

İhracat Döviz Geliri dalında<br />

ise üçüncülük ödülünü aldı. Aynı<br />

zamanda, dünyaya daha kolay<br />

hizmet vermek ve sınırları ortadan<br />

kaldırmak amacıyla hayata<br />

geçirdiği “Dijital Platform Projesi”yle<br />

de bu sene ilk kez verilen<br />

İnovasyon Ödülü’nün sahibi oldu.<br />

Böylelikle AGT, kendi sektöründe<br />

pazarlama inovasyonu alanında<br />

ödül alan ilk marka oldu.<br />

AGT, Türkiye’nin en büyük teknoloji<br />

etkinliği olan SAP Forum’dan<br />

bu sene de ödülle<br />

döndü. Geçtiğimiz yılın “Yılın<br />

İnovasyon Şampiyonu” marka;<br />

SAP <strong>2017</strong> Kalite Ödülleri kapsamında<br />

İnsan Kaynakları süreçlerinde<br />

başarılı sonuçlar elde<br />

etmeyi amaçlayan Success<br />

Factors projesiyle bu yıl “Hızlı<br />

İmplementasyon” kategorisinde<br />

Silver Winner ödülünün sahibi<br />

oldu. Avrupa’nın en büyük iş uygulamaları<br />

şirketi olan SAP’nin insan kaynakları yazılımı<br />

Success Factors’u kullanan<br />

tek ulusal marka olan<br />

AGT aynı zamanda, SAP’nin<br />

bu proje ile ödül verdiği ilk ve<br />

tek marka oldu. Firma ayrıca<br />

Business Life <strong>Dergisi</strong> tarafından<br />

gerçekleştirilen Türkiye’nin<br />

En Sosyal 500 Şirketi<br />

Araştırması’na göre sektörünün<br />

en beğenilen ve en sosyal<br />

şirketi olmayı başardı.<br />

AGT’nin başarılarında inovasyona<br />

verdikleri önemin yattığının<br />

altını çizen AGT Genel<br />

Müdürü Şirzat Subaşı şunları<br />

söyledi: “Sürekli gelişen ve<br />

değişen dünya pazarına uyum<br />

sağlamak için teknolojiyi yakından<br />

takip ediyoruz ve inovasyona<br />

çok önem veriyoruz.<br />

Dijital Dönüşüm Projemiz kapsamında<br />

sürdürülebilir büyüme<br />

stratejisi ve operasyonel<br />

verimlilik üzerine dijitalleşme<br />

çalışmalarımıza devam ediyoruz.<br />

Bu çalışmaların sonucunda<br />

kazandığımız ödüller bizim<br />

için gurur verici.”<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 57


Hilti,Türkiye’de yatırımlarını artırıyor<br />

Üç çeyrek asrı geride bırakarak, sürekli inovasyon, ileri teknoloji ve uzman ekiplerle çalışma<br />

ilkeleri doğrultusunda küçük ve yerel bir şirketten uluslararası bir gruba dönüşen Hilti, Türkiye’deki<br />

20. yılı olan <strong>2017</strong> yılında ve 2018’de yüzde 25 ve üzeri büyüme hedefliyor.<br />

İnşaat sektörünün yaklaşık yüzde 5, el aletleri<br />

sektörünün ise yüzde 15 büyümesinin<br />

öngörüldüğü <strong>2017</strong> yılı ve sonrasındaki iddialı<br />

büyüme rakamları ile dikkat çeken Hilti,<br />

10 ülkeden sorumlu bölgesel üs konumunda<br />

olan Türkiye’ye güveniyor ve yatırımlarını<br />

artırıyor. Bu yılı Türkiye genelinde 13 mağaza<br />

ve 332 çalışanla kapatacak olan Hilti,<br />

Türkiye’deki büyüme hedeflerine paralel<br />

olarak 2018’de mağaza sayısını 16’ya ve<br />

çalışan sayısını 380’in üzerine çıkarmayı<br />

planlıyor. <strong>2017</strong>’de 30 yeni ürün piyasaya<br />

sunan marka, gelecek yıl da yine 30 ürün<br />

lansmanı gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Hilti’nin<br />

Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

yaklaşık 5 milyon TL’lik yatırımla hayata<br />

geçirdiği, 3 bin 500 metrekare kapalı alana<br />

sahip yeni Teknik Servis ve Eğitim Merkezi’nin<br />

yıllık 120 bin makine tamir kapasitesi<br />

bulunuyor. 2018’de sadık müşterilerine VIP<br />

hizmetler sunacak olan Hilti, “3 gün veya<br />

ücretsiz” hizmeti ile de sektörde bir ilke<br />

imza atmaya hazırlanıyor.<br />

Dünyanın en küçük ülkelerinden Lihtenştayn<br />

Prensliği’nde bundan 76 sene önce<br />

küçük bir torna tezgahında çivi çakma sistemleri<br />

imalatıyla yola çıkan ve bugün 6<br />

kıtada 120’den fazla ülkede 24 bini aşkın<br />

çalışanıyla faaliyet gösteren Hilti, bu yıl Türkiye’deki<br />

20. yaşını kutluyor. 10 ülkenin<br />

bağlı olduğu bölgesel bir üs konumunda<br />

olan Hilti Türkiye’nin 20. yılı kapsamında<br />

Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian<br />

Barth ve Hilti Türkiye ve Orta Asya<br />

Pazarlama Direktörü Talat Özkan, markanın<br />

gündemindeki yenilikler ve hedefleri ile ilgili<br />

açıklamalarda bulundu.<br />

Hilti’nin yaklaşık 10 bin ürünü ile global<br />

inşaat endüstrisine ileri teknoloji inovatif<br />

çözümler sunduğunu ifade eden Hilti Türkiye<br />

ve Orta Asya Genel Müdürü Sebastian<br />

Barth, şu bilgileri aktardı; “Hilti olarak kalite,<br />

güvenlik, inovasyon ve müşterilerimizin<br />

çözüm ortağı olmak bizim olmazsa olmazlarımızı<br />

oluşturuyor. Ar-Ge’ye çok fazla yatırım<br />

yapıyor, yatırımlarımızı her yıl ortalama<br />

yüzde 5 arttırıyoruz. 2016 yılında Ar-Ge yatırımlarımızı<br />

bir önceki yıla göre yüzde 17<br />

oranında artırdık. <strong>2017</strong>’nin ilk 8 ayında ise<br />

net karlılığımızın yüzde 60’ını Ar-Ge’ye ayırdık.<br />

Bugüne kadar ekstra güvenlik ve kullanıcının<br />

daha uzun süre konforlu bir şekilde<br />

çalışmasını sağlayan birçok patentli sistem<br />

geliştirdik. 120 milyon İsviçre Frangı (yaklaşık<br />

413,45 milyon TL*) yatırım tutarıyla<br />

Hilti tarihinin en büyük yatırımı olan Hilti<br />

İnovasyon Merkezi, şirketimizin inovasyon<br />

kabiliyetini ve ilerleme hızını güçlendiriyor.”<br />

2018’de 16 mağazaya ve 380<br />

çalışana ulaşacak<br />

Hilti’nin Türkiye pazarına ilk kez 1982 yılında<br />

girdiğini ve 15 yıl boyunca distribütörlükle<br />

temsil edildiğini ifade eden Sebastian<br />

Barth, 1997 yılından itibaren ise yüzde 100<br />

yabancı sermayeli bir firma olarak faaliyet<br />

göstermeye başladıklarının altını çizdi.<br />

Barth, bu yıl Hilti Türkiye’nin 20. yılını kutladıklarını<br />

belirterek sözlerine şöyle devam<br />

etti; “Hilti Türkiye olarak göstermiş olduğumuz<br />

hızlı gelişimle 2011 yılından bu yana;<br />

Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan,<br />

Moğolistan, Kırgızistan, Ermenistan, Gür-<br />

58<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

cistan, Tacikistan, Moldova ve Kuzey Irak<br />

olmak üzere 10 ülkenin bağlı olduğu bölgesel<br />

bir üs konumundayız. Her yıl ortalama<br />

yüzde 20 oranında sürdürülebilir büyüme<br />

hedefiyle yola çıkıyor ve çoğunlukla da hedefimizin<br />

üzerinde bir büyümeyle yılı kapatıyoruz.<br />

20. yılımızı kutladığımız <strong>2017</strong> yılında<br />

ve 2018’de yüzde 25 ve üzeri büyüme<br />

hedefliyoruz. <strong>2017</strong> yılını Türkiye genelinde<br />

13 mağaza ve 332 çalışanla kapatacağız.<br />

Türkiye’deki büyüme hedeflerimiz paralelinde,<br />

2018 yılında mağaza sayımızı 16’ya ve<br />

çalışan sayımızı 380’in üzerine çıkarmayı<br />

planlıyoruz.”<br />

Bölgesel üs Türkiye’deki yatırımlarını<br />

artıracak<br />

Türkiye’de inşaat sektöründe istikrarlı şekilde<br />

gelişme yaşandığını belirten Barth,<br />

sektörü değerlendirdiği açıklamalarında<br />

şunları ifade etti; “Türkiye İstatistik Kurumu<br />

(TUİK) verilerine göre; inşaat sektörü <strong>2017</strong><br />

yılının ilk yarısında yüzde 6,4 büyüdü. <strong>2017</strong><br />

yılında GSYİH büyümesi yüzde 5 olarak tahmin<br />

ediliyor ve inşaat sektörünün de buna<br />

paralel büyümesi öngörülüyor. Hilti Türkiye<br />

olarak inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri<br />

ve büyümeyi hem Türkiye ekonomisi ve<br />

konut üreticilerine hem de el aletleri sektörüne<br />

etkisi açısından değerli buluyoruz.<br />

Türkiye’de el aletleri sektörünün gittikçe<br />

daha da büyüyeceğini ve gelişeceğini düşünüyoruz.<br />

Bizim öngörümüz, önümüzdeki<br />

dönemde elektrikli el aletleri pazarının yıllık<br />

büyümesinin yaklaşık yüzde 15 olacağı<br />

yönünde.<br />

Türkiye’nin stratejik konumu, genç ve dinamik<br />

nüfusu, inşaat sektörünün lokomotif<br />

konumunda olması, büyük çaplı markalı<br />

projeler, kentsel dönüşüm ve alt yapı yatırımlarının<br />

giderek daha hızlı artıyor olması<br />

sonucu inşaat sektörünün gelecek yıllar<br />

için de büyük bir potansiyel taşıması nedeniyle<br />

Türkiye Hilti için çok değerli bir ülke.<br />

Hilti olarak, bölgesel bir üs konumunda<br />

olan Türkiye’ye olan yatırımlarımızı artırmaya<br />

devam edeceğiz. Sürdürülebilir, kaliteli<br />

bina üretimine katkı sağlamak için özellikle<br />

deprem ve kentsel dönüşüm konusunda<br />

üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve<br />

devlet kurumları ile ortak çalışmalarımızı da<br />

sürdüreceğiz.”<br />

Hilti Türkiye, Hilti Global için yetenek<br />

havuzu olmaya hazırlanıyor<br />

“Başarımızın arkasında, yüksek teknoloji<br />

ile donatılmış inovatif ürün ve hizmetlerimizden<br />

aldığı güçle markamızın gerçek birer elçisi<br />

olarak büyük bir adanmışlık duygusuyla<br />

çalışan ekibimiz var” diyen Barth, sözlerini<br />

şöyle sürdürdü; “Geliştirdiğimiz her stratejide<br />

öncelikle çalışanlarımızın mutluluğunu<br />

ve onları başarıya götürecek faktörleri dikkate<br />

alıyoruz. Hilti Türkiye olarak, geçtiğimiz<br />

yıl Great Place to Work Enstitüsü tarafından<br />

belirlenen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri”<br />

listesinde 4. sırada yer aldık. Sıradışı konsepti<br />

ile Hilti Corporation ofisleri içerisinde<br />

bir ilk olan İstanbul’daki merkez ofisimizde,<br />

çalışanlarımızın dinlenme, eğlenme ve sosyalleşmelerine<br />

olanak sağlayan geniş bir<br />

mutfak, oyun alanı ve rekreasyon alanının<br />

yanı sıra anne bakım ve siesta odası bulunuyor.<br />

Mevcut çalışanlarımızı geliştirmek<br />

ve bünyemize yeni yetenekler katmak üzere<br />

gerçekleştirdiğimiz çalışmaların bir sonucu<br />

olarak, Hilti Türkiye’deki yetenekli çalışanların<br />

META Bölgesi (Middle East, Turkey<br />

and Africa / Ortadoğu, Türkiye ve Afrika)<br />

içindeki diğer Hilti organizasyonlarına atamaları<br />

yapılıyor. Bu sayede Hilti Türkiye’nin<br />

Hilti Global için bir yetenek havuzu haline<br />

gelmesini hedefliyoruz.”<br />

Talat Özkan / Hilti Türkiye ve Orta Asya Pazarlama Direktörü<br />

Tasarım dünyasının en prestijli<br />

ödüllerini alıyor<br />

Ağırlıklı olarak inşaat sektörüne hizmet<br />

veren Hilti’nin ürün gamı hakkında bilgi<br />

veren Hilti Türkiye ve Orta Asya Pazarlama<br />

Direktörü Talat Özkan; “Ürünlerimizi; akülü<br />

sistemler, direkt tespit sistemleri, delici-kırıcılar,<br />

dübel sistemleri, elmaslı delme-kesme<br />

sistemleri, barutlu ve gazlı çivi çakma<br />

sistemleri, kesme ve taşlama sistemleri ve<br />

lazerli ölçme sistemleri ile yapılarda yangın<br />

güvenliği amacıyla kullanılan pasif yangın<br />

durdurucu ürünler olarak sıralayabiliriz. Ar-<br />

Ge’ye büyük yatırım yapan bir marka olarak<br />

sürekli patentli sistemler geliştiriyor, ileri<br />

teknolojiye sahip inovatif ürünlerimizle Red<br />

Dot, iF Product Design gibi tasarım dünyasının<br />

en prestijli ödüllerini alıyoruz. Ürünlerimizi<br />

tasarlarken insan sağlığı ve güvenliği<br />

ile kullanım kolaylığını en üst seviyede tutuyoruz.<br />

Hilti olarak iş kazalarını önlemeye<br />

büyük katkı sağlayan ürünlerimizi inşaat<br />

profesyonellerine en doğru şekilde anlatarak<br />

olası iş kazalarını azaltmayı hedefliyoruz”<br />

dedi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 59


Kordsa,<br />

açık inovasyon yaklaşımı<br />

ve dünya çapında iş<br />

birlikleriyle büyümesini<br />

sürdürüyor<br />

Lastik, kompozit ve inşaat güçlendirme pazarının teknoloji<br />

lideri Kordsa, <strong>2017</strong> yılının ilk dokuz ayında finansal<br />

başarısının yanı sıra Continental ile birlikte geliştirdiği<br />

sürdürülebilir formül ile lastik sektörüne damgasını vuran bir<br />

yeniliğe imza atması ile dikkat çekiyor.<br />

Ali Çalışkan / Kordsa CEO’su<br />

Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa,<br />

<strong>2017</strong> üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını<br />

açıkladı. Açık inovasyon anlayışıyla ve teknolojik<br />

yetkinlikleriyle endüstriyi yeniden<br />

şekillendiren Kordsa, dokuz aylık cirosunu<br />

2016 yılının aynı dönemine göre %31<br />

artırarak 1.838 milyon TL’ye ulaştı. Güçlü<br />

sermaye yapısı ile istikrarlı büyümesini<br />

sürdüren şirketin, geçen yılın aynı dönemine<br />

göre operasyonel kârı %28 artarak<br />

219 milyon TL’ye ulaştı. Kordsa’nın dokuz<br />

aylık net kârı ise %25 artarak 160 milyon<br />

TL oldu. Sonuçları değerlendiren Kordsa<br />

CEO’su Ali Çalışkan, şirketin aynı dönemde<br />

imza attığı başarılara da değindi. Çalışkan<br />

şunları söyledi: “Yaşamı Güçlendiriyoruz’<br />

vizyonumuzla, <strong>2017</strong> yılı üçüncü çeyreğini<br />

istikrarlı bir büyüme trendi ile tamamladık.<br />

Bu dönem içerisinde Küresel Raporlama<br />

İnisiyatifi’nin (GRI) 2016 yılında yayınladığı<br />

yeni standartlara uygun olarak hazırladığımız<br />

üçüncü sürdürülebilirlik raporumuzu<br />

yayımladık. Şirketimizin dünya genelinde<br />

bu standartlara uygun rapor hazırlayan<br />

ilk 100 şirket arasında yer alması ayrıca<br />

gurur verici. Olumlu finansal göstergelerimizin<br />

yanı sıra; katma değerli ve yenilikçi<br />

güçlendirme teknolojilerimizle müşterilerimize,<br />

çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve<br />

içinde yaşadığımız topluma sürdürülebilir<br />

biçimde değer yaratmaya devam ettik. Bunun<br />

en güçlü yansıması olarak 2008’den<br />

beri üzerinde çalıştığımız resorsinol ve formaldehit<br />

kullanılmayan yapıştırıcı formülü<br />

neticelendirdik. Bizim kimyasal yapısını<br />

geliştirdiğimiz, Continental’in de uygulamayla<br />

ilgili teknolojileri geliştirdiği bu formül,<br />

80 yıldır lastik kord bezi banyosunda<br />

kullanılan resorsinol ve formaldehit esaslı<br />

formüle alternatif olabilecek, çevre dostu<br />

ve devrim niteliğinde bir formül. Açık inovasyon<br />

anlayışının güçlü bir takipçisi ve<br />

uygulayıcısı olarak, bu teknolojiyi ücretsiz<br />

kullanıma açacağız.<br />

Yine açık inovasyon anlayışımızın bir yansıması<br />

olarak, Kompozit Teknolojileri<br />

Mükemmeliyet Merkezi’miz bünyesinde,<br />

Sabancı Üniversitesi ile birlikte Avrupa Birliği<br />

destekli bir projeye dahil olduk. Directional<br />

Composites Through Manufacturing<br />

Innovation (DiCoMi) projesi kapsamında<br />

kompozit malzemelerin 3 boyutlu yazıcı<br />

teknolojisiyle üretilmesine yönelik olarak<br />

sistem, yazılım ve malzeme geliştirilmesi<br />

konularında Sabancı Üniversitesi ile birlikte<br />

çalışacağız. 2 yıl sürecek olan ve Avrupa<br />

Birliği’nde 3 milyon avro destek alan proje,<br />

yerli ve yabancı nitelikli insan gücünün<br />

AB’ye üye ve asosiye ülkeler içerisinde<br />

değişimine olanak sağlayacak. DiCoMi<br />

projesi, Horizon 2020 programı kapsamında<br />

11 ülkeden toplam 16 proje ortağının<br />

katılımıyla gerçekleştirilecek. Bu heyecan<br />

verici projenin çıktılarının da sektöre yeni<br />

bir soluk getireceğini düşünüyoruz.<br />

Sektörel<br />

Textile 4.0<br />

Konferansı’nda<br />

dijital dönüşüm<br />

konuşuldu<br />

Lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit<br />

teknolojileri lideri Kordsa, Amsterdam’da<br />

WTIN tarafından düzenlenen Textile 4.0<br />

Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşmacı<br />

ve panelist olarak yer alan Global<br />

IT ve Kurumsal Planlama Direktörü<br />

Tekin Gülşen, katılımcılara Kordsa’dan<br />

ve Kordsa’daki Sanayi 4.0 dijital dönüşümünden<br />

bahsetti.<br />

Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa,<br />

lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit<br />

teknolojileri alanlarındaki çalışmalarını<br />

paylaşmak üzere 25-26 Ekim’de Amsterdam’da<br />

gerçekleşen Textile 4.0 Konferansı’na<br />

katıldı.<br />

WTIN (World Textile Information Network)<br />

tarafından, tekstil sektöründeki yeni<br />

uygulamaların paylaşılması ve Sanayi<br />

4.0’ın etkilerinin tartışılması amacıyla<br />

düzenlenen konferansa 31 ülkeden 150<br />

delege katıldı.<br />

İki gün boyunca konusunda uzman birçok<br />

konuşmacı, sektördeki ilham verici<br />

uygulamalar, fırsatlar ve akıllı teknolojiler<br />

konusunda bilgi verdi. İlk gün konuşma<br />

yapan ve bunun yanı sıra tekstilde dijitalleşme<br />

konulu bir panele katılan Kordsa,<br />

Global IT ve Kurumsal Planlama Direktörü<br />

Tekin Gülşen, katılımcılara Kordsa’nın 44<br />

yıllık tecrübesiyle “hayatı güçlendirme”<br />

misyonundan bahsetti, açık inovasyon ve<br />

sürdürülebilirlik vizyonuyla geliştirdiği teknolojiler<br />

ve dijital dönüşüm uygulamaları<br />

hakkında bilgi verdi.<br />

60<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Şenol Üçüncü / Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Kar Group, 2018 yılında<br />

180 milyon TL’lik yatırım planlıyor<br />

Türkiye’nin en büyük müteahhitlik firmalarının tedarikçisi konumunda bulunan Kar Group;<br />

yeni yatırımlar için kolları sıvadı. Kar Group, 2018 yılında madencilik, yapı kimyasalları ve<br />

inşaat alanında 180 milyon TL’lik yatırım yapmayı planlıyor.<br />

Yarım asır önce Pendik’te madencilik faaliyetleriyle<br />

iş hayatına adım atan ve bugün<br />

Marmara Bölgesi’nin en büyük entegre tesisinin<br />

de sahibi olan Kar Group, atılım yılı<br />

ilan ettiği 2018’de180 milyon TL’nin üzerinde<br />

yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı.<br />

Agregadan hazır betona, kireçten, asfalta<br />

prefabrik beton elemanlarından yapı kimyasallarına<br />

kadar geniş üretim faaliyetlerinin<br />

yanı sırayol müteahhitliği ve hafriyatçılık<br />

faaliyetlerini de yürüten Kar Group, inşaat<br />

sektöründe de büyüme kararı aldı.<br />

Çalışmaları ve yatırım planlarıyla ilgili bilgi<br />

veren Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Şenol Üçüncü,Türkiye’nin en büyük müteahhitlik<br />

firmalarının tedarikçisi konumunda<br />

bulunduklarını söyledi.<br />

Üçüncü “Karadeniz İnşaat ve Beton Sanayi<br />

Anonim Şirketi(KİBSAŞ) olarak İstanbul<br />

Sanayi Odası’nın düzenlediği İSO 500’ün<br />

içerisinde yer almaktayız. Çalışmalarımızı<br />

İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Yalova’da hazır<br />

beton, agrega, asfalt, kireç, yapı kimyasalları<br />

ve prefabrik beton elemanları fabrikalarımızda<br />

ve 15 farklı bölgede faaliyetlerimizi<br />

yürütüyoruz. Şimdi bunlara ek olarak yeni<br />

yatırımlarımız da olacak. Üretimi seven bir<br />

firma olduğumuzdan sanayi yatırımlarımıza<br />

durmadan devam ediyoruz.<br />

İnşaatta da büyüyecek<br />

2018 yılında Elazığ’da yapı kimyasalları<br />

üretecek bir fabrikayı Elazığ Organize Sanayi<br />

Bölgesi’nin içerisine açacağız, ürettiğimiz<br />

malzemeler ile Doğu bölgelere hizmet vermeyi<br />

hedeflediğimiz teknolojik bir fabrika<br />

olacak. Oradaki yatırımımızın tutarı20milyon<br />

TL’yi bulacak.<br />

Bursa’nın Kayapa bölgesinde çevreye duyarlı<br />

olarak hayata geçireceğimiz agrega<br />

ve beton Tesislerinin yatırım tutarının ise<br />

40milyon TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz.<br />

Bunun yanı bir yandan da fabrikalarımızda<br />

revizyon çalışmalarımız devam ediyor.<br />

Öte yandan; ön talep toplama aşamasında<br />

olduğumuz ve 120milyon TL’lik bir yatırım<br />

değeriyle Pendik’te hayata geçireceğimiz<br />

‘Kar<strong>Yapı</strong> Edonia Garden’ projemiz var. Bu<br />

projelerin devamı gelecek, inşaatta da büyüyeceğiz.<br />

Tüm bu yatırımların tutarının180milyon<br />

TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz. Bunların<br />

dışında iş alanlarımızdan biri olan yol müteahhitliğinde<br />

devam eden 10’a yakın şantiyemiz<br />

ile asfalt ve beton yollar yapmaya<br />

devam ediyoruz. Kocaeli Kandıra’dan İstanbul<br />

Beykoz ilçesine kadar olan tüm ilçe ve<br />

Büyükşehir ihalelerine iştirak sağlamaya<br />

çalışıyoruz. Kendi hinterlandımız içinde hareket<br />

etmeyi seviyoruz” diye konuştu.<br />

<strong>2017</strong> yılını 500 milyon TL ciroyla kapatmayı<br />

planladıklarını belirten Şenol Üçüncü,<br />

2018’de de bu rakamların yüzde 5’in üzerinde<br />

tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.<br />

Üçüncü, yaklaşık bin kişiye istihdam sağladıklarını<br />

da sözlerine ekledi.<br />

61<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


DOSYA<br />

KONULARIMIZ<br />

Alüminyum ve Cephe Sistemleri & Ekipmanları …<br />

Pencere Sistemleri ve Kapı Sistemleri & Ekipmanları …<br />

Çelik Konstrüksiyon ve Prefabrik <strong>Yapı</strong>lar & Ekipmanları …<br />

64<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 65


Talin Saraylı Dikici / Saray Yönetim Kurulu Üyesi<br />

“Vizyonumuz;<br />

Herkesin<br />

kullanmak<br />

isteyeceği ve<br />

son trendlere<br />

uygun ürünler<br />

üretmek”<br />

“Saray Alüminyum olarak temel prensibimiz<br />

kaliteden asla ödün vermemektir. En iyi ve en<br />

doğru ürünlerle tüketicilerimizi buluşturmaya<br />

çalışıyoruz. Bugün insanlara Saray Alüminyum<br />

dediğinizde zihinlerinde oluşan algı “kalite”<br />

oluyor. Saray Alüminyum ürünlerinin var olduğu<br />

her ülkede bu böyle...”<br />

Saray Alüminyum, 30 seneyi aşkın deneyimiyle<br />

giydirme cephe ve kapı pencere<br />

sistemleri, alüminyum kompozit panel,<br />

kış bahçeleri, güneş kırıcılar ve solar<br />

sistemler gibi mimari uygulamalarla ilgili<br />

üretim yapan; boya, kaplama, eloksal,<br />

ekstrüzyon, biyet döküm, levha boyama<br />

ve kompoze levha üretim tesislerini de<br />

bünyesinde bulunduran tam entegre bir<br />

kuruluş. Saray Yönetim Kurulu Üyesi Talin<br />

Saraylı Dikici ile Türk Alüminyum Sektörü<br />

ve Saray Grup özelinde bir röportaj çalışması<br />

gerçekleştirdik.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

İstanbul Güneşli ve Tekirdağ Çerkezköy’<br />

de, toplam 89.000 m² kapalı alanda, 30<br />

bin ton alüminyum profil, 20 bin ton PVC<br />

profil ve 3,5 milyon metrekare alüminyum<br />

kompozit panel üretim kapasitesiyle faaliyet<br />

gösteren Saray Alüminyum olarak,<br />

geliştirdiğimiz yenilikçi ve öncü iç ve dış<br />

cephe çözümleri ile 1980 yılından bugüne<br />

inşaat sektörüne hizmet veriyor, geleceğin<br />

mimari yapılarının inşa edilmesinde büyük<br />

rol oynuyoruz. Giydirme cephe ve kapı pencere<br />

sistemlerinden güneş kırıcılar ve solar<br />

sistemlere 13 bin çeşit alüminyum profil,<br />

PVC kapı pencere sistemleri ve A2, B1<br />

ve B2 alüminyum kompozit paneller üretiyor,<br />

tüm üretim süreçlerimizde kaliteden<br />

ödün vermeden ve çevreci uygulamalarla<br />

doğaya ve insana katkı sağlamak misyonu<br />

ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2001<br />

yılından bu yana İSO’nun ilk 500 büyük<br />

firması arasında yer alıyor ve üretimimizin<br />

%35’ini farklı ülkelere ihraç ediyor.<br />

Türk Alüminyum Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Alüminyum sektörü inşaat sektörü ile<br />

yüksek korelasyon göstermektedir. 2016<br />

yılında yaşanan konut talebi, kentsel dönüşüm<br />

ve Üçüncü Havaalanı gibi mega<br />

yatırımların alüminyum sektörünü de canlı<br />

tutmaktadır. Söz konusu yatırımların piyasaya<br />

etkisi <strong>2017</strong>’de de kendini göstermeye<br />

devam ediyor. Gelecek dönemlerde de<br />

devam edecek.<br />

Alüminyum 1820’ler gibi geç bir tarihte<br />

keşfedildi. Madeni cevherinden ayırmak<br />

çok zor ve masraflı olduğu için uzun yıllar<br />

boyunca alüminyum altından çok daha pahalı<br />

bir malzeme olarak kaldı. Günümüzde<br />

66<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ise alüminyum demirden sonra dünyanın<br />

en fazla tükettiği ikinci metal. Hafif olması<br />

sayesinde sanayide çok geniş bir kullanım<br />

alanı bulmakta ve kullanıldığı alanlar yeni<br />

teknolojilerin de etkisiyle gün geçtikçe artmaktadır.<br />

Günümüzde uçak, uzay araçları<br />

ve otomobil de dâhil olmak üzere bütün<br />

hava ve kara taşıtlarında, ambalaj, inşaat<br />

ve iletkenlik özelliği sebebiyle de elektrik-elektronik<br />

sektöründe yaygın şekilde<br />

kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra alüminyum,<br />

demir-çelik, kimya ve tarım ürünleri<br />

sanayilerinde ve ayrıca parlak ve şık<br />

görüntüsü sebebiyle dekoratif amaçlı süs<br />

ve ev eşyaları yapımında da kullanılmaktadır.<br />

Özetle, hem bugünün hem de geleceğin<br />

malzemesi olan alüminyum, 5 milyar<br />

dolarlık iş hacmi ile Türkiye’nin lokomotif<br />

sektörlerinden biri ve bir süre daha da<br />

böyle olacak gibi görünüyor.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Saray Alüminyum olarak temel prensibimiz<br />

kaliteden asla ödün vermemektir;<br />

neredeyse 40 yıldır en iyi ve en doğru<br />

ürünlerle tüketicilerimizi buluşturmaya çalışıyoruz.<br />

Bugün insanlara Saray Alüminyum<br />

dediğinizde zihinlerinde oluşan algı “kalite”<br />

oluyor. Saray Alüminyum ürünlerinin var olduğu<br />

her ülkede bu böyle. Girdiğimiz her<br />

pazarda şirketimize duyulan bu güvenin<br />

karşılığını eksiksiz olarak müşterilerimize<br />

vermek için azimle çalışıyoruz. Farklı coğrafyalardaki<br />

tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına<br />

odaklanıp, yenilikçi ürünler geliştiriyoruz.<br />

Dünyanın dört bir yanında Saray Alüminyum<br />

ürünleri ile yükselmiş yapıların sayısını<br />

her geçen gün artırmak amacıyla herkesin<br />

kullanmak isteyeceği ve son trendlere uygun<br />

ürünler üzerinde çalışıyoruz. Bu vizyonla<br />

geliştirdiğimiz ürünlerle rakiplerimizden<br />

ayrıldığımızı söyleyebilirim. İstanbul gibi<br />

deniz kenarı, egzoz ve hava kirliliğinin yüksek<br />

olduğu asit yağmurlarına maruz kalan<br />

şehirlerde yapıların dış cephelerinde kullanılacak<br />

olan alüminyum kompozit panelin<br />

imalatında Polivinilden Florür (Pvdf) boya<br />

kullanılması gerekir. Pvdf boya nem dayanımı,<br />

asit dayanımı, UV dayanımı renk ve<br />

parlaklık stabilitesi açısından alüminyum<br />

kompozit panel imalatında kullanılabilecek<br />

en dayanıklı boyadır. Saray Alüminyum<br />

olarak biz alüminyum kompozit imalatında<br />

sadece Pvdf boya kullanıyor, binaların dış<br />

cephe dayanımını ve kalitesini maksimum<br />

seviyeye ulaştırıyoruz. Görünüşte Pvdf boya<br />

gibi gözüken ikame boya ile boyanmış alüminyum<br />

kompozit panellerin boya dayanımı<br />

Pvdf boya ile boyanmış alüminyum kompozit<br />

panellere göre daha düşüktür.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Neredeyse 40 senedir giydirme cephe ve<br />

kapı pencere sistemleri, alüminyum kompozit<br />

panel, kış bahçeleri, güneş kırıcılar<br />

ve solar sistemler gibi mimari uygulamalarla<br />

ilgili üretim yapıyor; alüminyum biyet<br />

döküm, ekstrüzyon, boya eloksal, pvc ve<br />

kompozit panel üretim tesislerini de bünyemizde<br />

bulunduran tam entegre global<br />

bir kuruluş olarak yurt içi ve yurt dışına<br />

hizmet veriyoruz.<br />

Yurt içinde pek çok konut projesi Saray<br />

Alüminyum’un ısı verimliliği yüksek ürünleri<br />

ile giydiriliyor. Projeye özel olarak<br />

geliştirdiğimiz giydirme cephe, bondingli<br />

cephe, panel cephe, kapı ve pencere sistemleri<br />

ve alüminyum kompozit panelleri<br />

ile mimar ve tasarımcılara estetik, güvenlik<br />

ve ısı yalıtımının ön planda tutulduğu<br />

yaratıcı ve özgün binalar yapmak için sınırsız<br />

fırsatlar sunuyoruz.<br />

2008 yılının ilk çeyreğinde en son teknolojiden<br />

faydalanarak ayda 240 bin metrekare<br />

kapasite ile dünyada halen bilinen en<br />

dayanıklı boya olan PVDF esaslı boya ile<br />

kaplanmış alüminyum kompozit panel üretimine<br />

başladık. A2,B1 Yangın Sınıfı alüminyum<br />

kompozit panelleri ile NANO (kendiliğinden<br />

temizlenen / antigraffiti) yüzey<br />

kalitesine sahip alüminyum kompozit panellerin<br />

üretimi Türkiye’de ilk olarak bizim<br />

tarafımızdan gerçekleştirildi. 3D efektli<br />

ahşap desenli kompozit paneller ve beton<br />

efektli, paslanmaz çelik efektli kompozit<br />

panellerimizi de kısa bir süre önce satışa<br />

sunmaya başladık.<br />

Ses ve ısı yalıtımını sağlayan ve çevre<br />

dostu geri dönüşümü olan, bakım gerektirmeyen<br />

alüminyum kompozit paneller<br />

hem Türkiye’de hem de dünyada mimarlar<br />

tarafından en çok tercih edilen yapı malzemesi<br />

arasında yer alıyor. Yeni yapılan<br />

binalarda özellikle dekoratif olarak kullanılan<br />

paneller binaların daha şık, estetik ve<br />

modern görünmesini sağlıyor. Darbe ve kırılmaya<br />

karşı dayanıklı ve uzun ömürlüdür,<br />

diğer malzemelere göre daha hafiftir cepheye<br />

ek yük getirmez, imalat aşamasında<br />

işlenmesi kolaydır, kullanım esnasında<br />

bakımı gerektirmez ve temizliği kolaydır.<br />

Önümüzdeki dönem için üretim ve<br />

yatırım planlarınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Bu sene alımını gerçekleştirdiğimiz panjur<br />

üretim hattımızı 2018 yılının ilk çeyreğinde<br />

devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca bu yılın<br />

son çeyreğinde devreye alacağımız yalıtımlı<br />

alüminyum profil imalatında kullanılacak<br />

olan poliüretan dolgu makinası ithalatımız<br />

oldu. Artan talebi hızla karşılayabilmek<br />

için yeni bir kompozit hattı alımı yönünde<br />

görüşmelerimiz ve kapasite artırımına yönelik<br />

yeni yatırımlarımızın görüşmeleri de<br />

devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra, Saray<br />

Ar-Ge’si yeni ürün geliştirmek için aralıksız<br />

olarak çalışıyor, yeniliklerin takipçisi<br />

ve üreticisi olarak sektörümüze hizmet<br />

vermeye devam edeceğiz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 67


“Ar-Ge yatırımlarımızı<br />

aralıksız sürdüreceğiz”<br />

Ürün standardizasyonundan termine, güvenli lojistikten, satış sonrası hizmetlere ve garantiye<br />

kadar iş akışımızı daha akıcı hale getirecek süreç takibi otomasyonları yapıyor ve geliştiriyoruz.<br />

Erdoğan Yılmaz<br />

Mimari Sistemler<br />

Satış Müdürü<br />

1994 yılından bugüne cephe<br />

mimari sistemleri ve endüstriyel<br />

kullanım için alüminyum profil<br />

ve kompozit sandviç panel<br />

üretimi yapan Sistem Alüminyum,<br />

günümüzde halen 70.000<br />

m2’si kapalı olmak üzere Çorlu<br />

OSB’de 300 dönümlük alanda<br />

kurulu fabrikasında üretim faaliyetlerini<br />

sürdürmekte. Mimari<br />

Sistemler Satış Müdürü Erdoğan<br />

Yılmaz ile bu ayki dosya<br />

konumuz çerçevesinde Sistem<br />

Alüminyum’daki yenilikleri, üretim<br />

süreçlerini, yeni ürünlerini<br />

ve gelecek döneme dair planlarını<br />

ele almaya çalıştık.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi<br />

ile birlikte çalışma<br />

sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder<br />

misiniz?<br />

Halen faaliyette olan 6 ekstrüzyon presimize<br />

ilave olarak 2 yeni pres hattı ile Alutech<br />

System Series profil üretim kapasitemizi<br />

2018’de yıllık 43.000 tonun üzerine çıkarmayı<br />

hedefliyoruz.<br />

Yıllık 4.2 milyon m2 kapasite ile üretimini<br />

sürdüren Alutechbond kompozit panel bölümümüzde<br />

ise B2, geç alev alan B1 ve<br />

yanmaz nitelikteki A2 sınıfı kompozit panelleri,<br />

çeşitli renk ve dokularda üretilerek yapı<br />

sektörüne sunuyoruz.<br />

Her iki ürün grubumuzda da yoğun ihracat<br />

çalışmalarımız bulunuyor. Şu anda 40 ülkeye<br />

yaptığımız ihracat ile Orta doğudan Avrupa’ya,<br />

Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar<br />

geniş bir pazarda hizmet veriyoruz.<br />

Türk Alüminyum Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Ülkemiz hammadde alüminyum ithalatında<br />

ABD, Japonya, Almanya, Hollanda,G.Kore<br />

70<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ve İtalya’nın ardından 7. sırada gelmektedir.<br />

2014 rakamlarıyla ülke olarak 1.1 milyon<br />

ton alüminyum ithal etmişiz. İhracatta<br />

kat etmemiz gereken daha çok mesafe<br />

bulunuyor. Türkiye %2’lik satış payıyla 21.<br />

sırada yer almakla birlikte ara-mamul ve<br />

son mamul seviyelerinde dünyada önemli<br />

ihracatçı ülkeler arasındadır. Alüminyum<br />

Ekstrüzyon ürünlerde ise toplam satışın<br />

%4’ünü gerçekleştiren ülkemiz 7. sıradadır.<br />

İhracatımızın yoğunlaştığı ülkeler ise Almanya,<br />

Irak ve Türkmenistan gibi ülkelerdir.<br />

2008 küresel krizinden güçlenerek çıkmış<br />

bir sektörüz. Bununla beraber; ithal ettiğimiz<br />

alüminyum hammaddenin ancak %60<br />

kadarını mamul olarak ihraç edebiliyoruz.<br />

Tabii ki iç pazar talebinin büyüklüğü de<br />

bunda bir etken. Alüminyum hammaddede<br />

ithal bağımlılığımız son yıllarda dünya çapındaki<br />

büyüme etkisiyle maalesef hızla artan<br />

alüminyum ton fiyatlarıyla kötü bir senaryo<br />

çizmektedir.<br />

Sistem Alüminyum olarak ara-mamulün<br />

yanı sıra son mamul gruplarına yapacağımız<br />

araştırma ve geliştirme yatırımlarıyla,<br />

katma değeri yüksek ürünler üretmenin<br />

ve bunu başarabilmek için de tasarım ve<br />

personel yatırımlarını aralıksız sürdürmemiz<br />

gerektiğinin bilincindeyiz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Ar-Ge laboratuarımız için yaptığımız yatırımlarla<br />

metal alaşım kalitemizde hep yüksek<br />

standartları sağlayacak tedbirlerimizi aldık.<br />

Alutech System Series profil<br />

üretim kapasitemizi ve<br />

hızımızı artıracak makine<br />

parkı ve personel yatırımlarımızı<br />

aralıksız sürdürüyoruz.<br />

Alutechbond Kompozit panel<br />

ürünlerimizde geç alev<br />

alan ve A2 yanmaz sınıfı<br />

için yaptığımız ürün geliştirme<br />

çalışmaları başarılı bir<br />

seri oluşturmamızı sağladı.<br />

Ürün standardizasyonundan<br />

termine, güvenli lojistikten,<br />

satış sonrası hizmetlere<br />

ve garantiye kadar<br />

iş akışımızı daha akıcı hale<br />

getirecek süreç takibi otomasyonları yapıyor<br />

ve geliştiriyoruz.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

İçinde bulunduğumuz yıl itibariyle pazarlama<br />

çalışmalarımız kapsamında markalarımızda<br />

bir sadeleştirmeye gittik. Alüminyum<br />

profil mimari sistemler ve endüstriyel ürün<br />

gruplarımızı Alutech System Series markası<br />

ile piyasaya sunmaya devam ediyoruz.<br />

Alüminyum kompozit panel markamız Alutechbond<br />

adı altında B2, B1 (Flame Retardant-Geç<br />

alev alan) ve A2 (Non-combustable<br />

– Alev almaz) nitelikte ürünlerimizi ulusal<br />

ve uluslar arası piyasalara sunuyoruz.<br />

İlk 500 büyük İhracatçı Şirket listesinde<br />

bulunan Sistem Alüminyum olarak her iki<br />

mimari cephe uygulama sistemi pazarında<br />

da yaygın bilinirliğe ve güvenilirliğe sahip<br />

olduğumuzun bilincinde olarak “yüksek kalite”<br />

standartlarımızı muhafaza ederek üretimimizi<br />

sürdürüyoruz.<br />

Önümüzdeki dönem için üretim ve<br />

yatırım planlarınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Ar-Ge yatırımlarımızı aralıksız sürdüreceğiz.<br />

Özellikle 7.xxx serisi alüminyum alaşımları<br />

kullanarak yapı dışındaki sektörlerde de faaliyetlerde<br />

bulunmak üzere çalışmalarımız<br />

aralıksız devam ediyor.2018 yılının ilk aylarında<br />

yıllık 7 ve 8 inçlik iki yeni pres hattımızın<br />

kurulumunu tamamlamış ve devreye<br />

almış olacağız.Yanmaz ve geç alev alan A2<br />

ve B1 sınıfı Alutechbond kompozit panellere<br />

yaptığımız ar-ge ve üretim yatırımlarının<br />

olumlu sonuçlarını satışlarımızda almaya<br />

başladık, bu ürünlerde pazarlama faaliyetlerimizi<br />

artırarak sürdüreceğiz.<br />

Yurtdışı ve yurtiçinde inşaat sektörünü bir<br />

araya getiren fuar organizasyonlarına katılımımız<br />

devam edecek. Şubat ayı sonunda<br />

Stuttgart R+T fuarında bulunacağız.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 71


“Her yıl bir önceki üretim miktarımızın<br />

üstüne çıkmayı hedefliyoruz”<br />

“Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz, en önemlisi kendimizi müşterilerimizin yerine<br />

koyup, müşterilerimize en hızlı, en kaliteli ve en uygun çözümleri sunuyor olmamız pazarlama<br />

stratejimizin temelini oluşturmaktadır.”<br />

Kalite’ye şirket misyonu olarak gören Pekintaş<br />

Şirketler Grubu bu felsefe ile ürünlerini,<br />

en iyi biçimde, en sağlıklı ortamda<br />

üretebilmek için tüm tedbirleri büyük bir<br />

hassasiyetle almakta. Pekintaş Şirketler<br />

Grubu bünyesinde faaliyetlerini gerçekleştiren<br />

Aluform Satış ve Pazarlama Yöneticisi<br />

Gürsel Türkoğlu ile dosya konumuz<br />

çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Pekintaş Şirketler Grubu olarak, bünyemizde<br />

sekiz farklı firma bulundurmaktayız.<br />

Bu firmalardan; Pekintaş A.Ş, endüstriyel<br />

sanayi yapılarına anahtar teslimi hizmet<br />

veren müteahhitlik firmamızdır. Pekintaş<br />

Dış Ticaret, ülkemizde bulunan serbest<br />

bölgelerde antrepo inşaatlarına devam<br />

etmektedir. Pekin İnşaat Limited Şirketi,<br />

Devlet Su İşleri (DSİ) ve Karayolları<br />

(TCK) projelerinde, otoyol, köprü, baraj<br />

ve sulama gibi konularda taahhüt hizmeti<br />

vermektedir. Pekinsan, lojistik olarak inşaat<br />

firmalarımıza destek vererek ekip ve<br />

ekipman sağlamaktadır. 2013 senesinde<br />

kurulan Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri<br />

A.Ş ise yüksek teknoloji kullanılan yeni<br />

fabrikamızda fotovoltaik paneller üretmekte<br />

ve gerekli ekipman tedarikini yapmakta,<br />

güneş enerjisiyle elektrik üretecek olan<br />

tüm sistemlere yönelik proje ve kurulum<br />

hizmetlerine katkı vermektedir.<br />

ALUFORM, Pekintaş grubunun bir üyesi<br />

olarak 1996 yılında Alman Sanayi devi<br />

VIAG Group, Türk ve Alman ortaklığı şeklinde<br />

kuruldu. 1999 yılında hisselerin tümünü<br />

satın alarak %100 Türk sermayeli olacak<br />

şekilde yoluna devam eden Aluform,<br />

<strong>2017</strong> yılı itibari ile 40.000 m2 kapalı ve<br />

140.000 m2 açık alana sahip tam entegre<br />

bir sanayi tesisi şeklini aldı.<br />

Aluform, Taş Yünü izolasyonlu, PIR (Polyisocyanurate)<br />

izolasyonlu ve Poliüretan<br />

izolasyonlu, çatı ve cephe panelleri üretip,<br />

bu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında yüzden<br />

fazla noktaya pazarlayan, bayileri ve<br />

çözüm ortakları vasıtası ile bu ürünlerin<br />

montajını yapan müteahhitlik firmamızdır.<br />

Özellikle çatı ve cephe kaplama sektöründe<br />

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek tek<br />

lokasyonda dört farklı (çeşit) üretim hattı<br />

ile (soğuk depo panel hattı, tek kat trapez<br />

ve sinüs hatları, PU ve PIR panel hattı ve<br />

taşyünü panel hattı) üretim yapan firma<br />

konumundayız.<br />

Türk çatı ve cephe kaplamaları<br />

hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir<br />

miyiz? Rakamsal olarak mevcut<br />

durumu nasıl buluyorsunuz?<br />

Türkiye’de çatı ve cephe sektörü çok güçlü<br />

ve büyük bir sektör haline geldi. <strong>2017</strong><br />

yılı içerisinde yaklaşık 30 milyon m2 çatı<br />

72<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ve cephe paneli üretimi gerçekleşti. Son<br />

yıllarda yapılan yasal değişiklikler ve enerji<br />

verimliliğine verilen önemin artmasıyla<br />

birlikte izolasyonlu çatı ve cephe kaplama<br />

malzemeleri önemli bir potansiyele ulaştı.<br />

Fakat sektörde çok fazla ürün ve farklı<br />

fiyat seviyesinin bulunması karışıklık ve<br />

algılama zorluğu yaratıyor. Bu konuda sektörün<br />

ortak bir noktada buluşması ve bir<br />

standart oluşması için kurucu üyesi olduğumuz<br />

Panelder kuruldu.<br />

Avrupa’da olduğu gibi üretim kriterleri<br />

herhangi bir yoruma açık olmadan okunduğunda<br />

ve kanun koyucu tarafından denetlendiğinde,<br />

problemlerin önemli bir kısmının<br />

ortadan kalkacağını düşünüyoruz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve öncelikler<br />

nelerdir?<br />

Aluform, hammaddelerin tedariğinden,<br />

üretimine ve nihai ürünün paketlenmesine<br />

kadar ciddi bir kalite kontrol mekanizmasına<br />

sahiptir. Ürünlerin tamamlayıcı<br />

malzemeleri (aksesuarlar) için makine<br />

parkımızda sahip olduğumuz Abkant Preslerimizle<br />

6 (altı) metre tek parça aksesuar<br />

bükebilen tek firma konumundayız. Bu<br />

özellik cephelerde kullanılan tamamlayıcı<br />

malzemelerin (aksesuarların) daha az ek<br />

yapılarak kullanılabilmesine ve estetik<br />

görünüm sağlamasına imkan vermektedir.<br />

Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz,<br />

en önemlisi kendimizi müşterilerimizin<br />

yerine koyup, müşterilerimize en<br />

hızlı, en kaliteli ve en uygun çözümleri<br />

sunuyor olmamız pazarlama stratejimizin<br />

temelini oluşturmaktadır.<br />

Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri A.Ş.<br />

(Alusolar) fotovoltaik panellerimizin, Aluform<br />

sandviç panelleriyle uyumlu olması<br />

yatırımcı firmalara kendi elektriğini üretme<br />

imkanı verip, ısı, ses ve su izolasyonu<br />

sağlayan güçlü ve modern yapılar inşa<br />

edebilme avantajı sunmaktadır.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Çatı ve cephe kaplama sektöründe Türkiye’de<br />

bir ilki gerçekleştirerek Düzce de tek<br />

lokasyonda dört farklı specific üretim hattı<br />

ile (soğuk depo panel hattı, tek kat trapez<br />

ve sinüs hatları, PU ve PIR (Polyisocyanurate)<br />

panel hattı ve taşyünü panel hattı)<br />

üretim yapan firma konumunda yer almaktayız.<br />

Üretimlerimizi izolasyon türüne<br />

göre 5 ana grupta toplayabiliriz<br />

Her ürün kendi içerisinde<br />

üstün detaylara ve üretim<br />

proseslerine sahiptir. Bu<br />

üstün detay özellikleri sayesinde<br />

dikey ya da yatay<br />

monte edilebilen ürünlerimizle<br />

mimarlarımıza alternatif<br />

çözümler sağlıyoruz.<br />

Dolayısıyla kıymetli tasarımcılarımız<br />

ürünlerimizle,<br />

her türlü rengi birbiriyle<br />

kombine edebilme, yatay<br />

uygulamalarla cepheye istediği<br />

hareketi kazandırabilme<br />

özgürlüğüne sahip<br />

oluyor<br />

Önümüzdeki dönem<br />

için üretim ve yatırım<br />

planlarınızdan biraz<br />

bahseder misiniz?<br />

Aluform her yıl hedeflerini<br />

belirleyerek ve arttırarak<br />

yoluna devam etmektedir.İhracat<br />

oranlarımızı<br />

%30’ların üzerine çıkardık.<br />

Komşu ülkelerdeki<br />

ekonomik ve siyasi çalkantılar<br />

ülke ihracatımızın tamamını etkilemese<br />

de hatırı sayılır oranda zarar vermiştir.<br />

Döviz kurundaki belirsizlik yerli ve<br />

yabancı yatırımcının daha dikkatli ve yavaş<br />

hareket etmesine neden olmuştur. Bu sürecin<br />

2018 yılında etkisini kaybetmesini<br />

temenni ederek her yıl bir önceki üretim<br />

miktarımızın üstüne çıkmayı hedefliyoruz.<br />

Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo <strong>2017</strong><br />

Fuarı’ hakkında neler söylemek istersiniz?<br />

Alüminyum sektöründe Ülkemiz’in tek ve<br />

Avrasya’nın en büyük fuarı olan Aluexpo<br />

Alüminyum sektörünün üreticilerini, sektörün<br />

global oyuncularını ve tüm tedarikçi<br />

firmalarını bir araya getirmektedir.<br />

Katılımcı firmaların profilleri, fuara ilgi gösteren<br />

kitlenin profil ve ilgi alanları, sektördeki<br />

firmaların konumunu ve önümüzdeki<br />

Gürsel Türkoğlu / Aluform Satış ve Pazarlama Yöneticisi<br />

süreçte izlemesi gereken yol hakkında<br />

daha net bilgi ve fikir sahibi olmasına yardımcı<br />

olmaktadır. Bu sebeple sektöre yön<br />

veren bu fuar organizasyonunun ülkemiz<br />

için çok önemli olduğunu düşünüyorum<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Ürettiğimiz tüm ürünlerin yaklaşık %35 ini,<br />

dünyanın 5 kıtasındaki, 32 farklı ülkeye<br />

ihraç etmekteyiz. Bu ihracat rakamlarını<br />

%elli seviyesine getirebilmeyi hedefliyoruz.<br />

Ülke olarak bir üst segmente ulaşabilmemiz<br />

için yapılan ihracat miktarlarının<br />

artması gerektiğinin farkında ve sorumluluğumuzun<br />

bilincindeyiz. Yurt içi ve yurt<br />

dışı distribütörlerimiz vasıtası ile ürünlerimizi<br />

yeni pazarlara sunarak bu hedeflerimize<br />

ulaşmayı planlamaktayız.<br />

1. Poliüretan izolasyonlu çatı, cephe ve<br />

soğuk depo panelleri<br />

2. Pır izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk<br />

depo panelleri<br />

3. Taş yünü izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk<br />

depo panelleri,<br />

4. Yalıtımsız tek kat trapezler ve sinüsler<br />

5. Aksesuarlar ve bağlantı elemanları<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 73


Teknik Alüminyum Mükemmellik Kültürü;<br />

‘TAM’<br />

“Firmamızı rakiplerinden ayran en önemli özelliğinin kültüründen geldiğini söyleyebiliriz. Her<br />

bir çalışanımızın işine maksimum değeri katma potansiyelini ortaya çıkarmak, tabana yayılmış<br />

liderlik anlayışı ile çözümü problemin kaynağında sunmak işimize hız kattığı gibi müşteri<br />

memnuniyetini en üst seviyelere taşıyor.”<br />

1960 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk alüminyum<br />

yassı mamul üreticisi olan Teknik<br />

Alüminyum insan odaklı bir çalışma anlayışına<br />

sahip. İnsanı merkeze alan yaklaşımlarıyla,<br />

sektöre yeni bir heyecan ve anlayış<br />

getiren Teknik Alüminyum’un üretim faaliyetlerinde<br />

de aynı heyecanı ve yenilikleri<br />

görmekteyiz. Teknik Alüminyum Satış Pazarlama<br />

Direktörü Mert Demirci ile tamda<br />

bu konulara değindik. Keyifli okumalar.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Teknik Alüminyum, Tekirdağ Çorlu’da bulunan<br />

ve son teknoloji hatları ile Avrupa’nın<br />

en modern yassı alüminyum tesislerinden<br />

birine sahiptir. 50 bini kapalı olmak üzere<br />

toplam 140 bin m2’lik Çorlu tesislerinde<br />

otomotiv, inşaat, dayanıklı tüketim, ambalaj,<br />

elektrik elektronik alanından mühendislik<br />

uygulamalarına kadar birçok sektör<br />

için katma değerli yassı alüminyum ürünleri<br />

üretimini gerçekleştirmektedir. Yıllık<br />

60.000 ton bitmiş ürün 100 bin ton haddeleme<br />

kapasitesine sahip olan Teknik<br />

Alüminyum, satışlarının %70’ini, aralarında<br />

ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinin olduğu<br />

48 farklı ülkeye ihracat olarak gerçekleştirmektedir.<br />

Bu alanda 2015 ve 2016 yıllarında<br />

kendi sektöründe İstanbul Demir<br />

ve Demir Dışı Metal İhracatçıları Birliği’nin<br />

vermiş olduğu ihracatın yıldızları ödül törenlerinde<br />

birincilik ödülünü almıştır. Göstermiş<br />

olduğu kurumsal yönetim anlayışı<br />

ve global marka olma potansiyeli ile <strong>2017</strong><br />

yılında devlet destekli markalaşma programı<br />

olan Turquality programına dahil olmaya<br />

hak kazanmıştır. Teknik Alüminyum, yine<br />

<strong>2017</strong> yılında Ar-Ge ve inovasyona verdiği<br />

önem neticesinde Çorlu tesisleri içerisinde<br />

Ar- Ge Merkezini kurmuş ve ilgili bakanlık<br />

onayını almıştır.<br />

Türk Alüminyum sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Türkiye, alüminyum sektöründe yarı mamul<br />

alüminyum ürünlerinin üretiminde ve<br />

ihracatında önemli ve güçlü bir pozisyona<br />

sahip. Diğer yandan yarı mamul alüminyum<br />

ürünlerinin hammaddesi olan birincil<br />

alüminyumda bir dışa bağımlılık da söz konusu.<br />

Dışa bağımlılığın en önemli nedenlerinin<br />

başında birincil alüminyum üretiminde<br />

harcanan yüksek enerji ve enerji maliyetlerinin<br />

ülkemizde yüksek olması geliyor.<br />

Bu değerlendirme sonrasında konunun<br />

kapsamını biraz daraltıp Teknik Alüminyum’un<br />

faaliyet gösterdiği yassı mamul<br />

alüminyum ürünlerinde dış ticarette istatistiksel<br />

olarak ne durumda olduğumuzu<br />

değerlendirecek olursak konuyu iki temel<br />

başlıkta değerlendirmek faydalı olacaktır.<br />

Öncelikli olarak dünya ithalatını, hedef<br />

pazar potansiyeli açısından, ardından da<br />

dünya ihracatını, rekabet açısından değerlendirmek<br />

gerekiyor.<br />

Dünya ithalatı ile başlayacak olursak; Dünya<br />

yarı mamul alüminyum ticaretinin en<br />

yüksek payına sahip olan yassı mamuller<br />

dünya ithalatı 2016 yılında toplam 7,73<br />

milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Toplam<br />

ithalatın %12’sini gerçekleştiren Almanya<br />

931.405 ton ile ilk sırada yer almaktadır.<br />

Amerika ise yine aynı oran ile ikinci sırada<br />

yer alırken, Türkiye 17. sırada yer alarak<br />

dünya yassı alüminyum ithalatından %2’lik<br />

bir pay almıştır.<br />

2016 yılı dünya yassı alüminyum ithalatı<br />

toplamda 23 milyar dolar seviyesine inerken<br />

bu tutar son beş yılın en düşük seviyesidir.<br />

Türkiye’nin ise 2016 yılı yassı<br />

alüminyum ithalat tutarı 419 Milyon Dolar<br />

olmuştur. 2015 - 2016 yılları arasında Türkiye<br />

yassı alüminyum ithalatında %10’luk<br />

bir artış göstermiştir. Bu oran ilk 20 ithalatçı<br />

ülke arasında oransal artış açısından<br />

Türkiye’nin 5. sırada yer almasını sağlamıştır.<br />

Dünya yassı alüminyum ithalatında ülkelerin<br />

tedarik mesafeleri ve tedarikçi konsantrasyonları<br />

analizini yaptığımızda en yüksek<br />

seviyede konsantrasyonun, dolayısı ile en<br />

büyük tedarikçi bağımlılığının Kanada’da<br />

olduğunu görmekteyiz. En düşük seviye<br />

tedarikçi bağımlılığı Almanya’da iken en<br />

uzun mesafe ithalatı Avustralya, en yakın<br />

mesafe ithalatı ise Avrupa ülkeleri gerçekleştirmiştir.<br />

Türkiye ise dünya ortalaması<br />

olan 3.372 km ile aynı seviyede bir tedarik<br />

mesafesinden ithalatını yapmaktadır. Aynı<br />

zamanda orta seviyede bir tedarikçi ülke<br />

konsantrasyonuna sahiptir.<br />

Dünya yassı alüminyum ithalatı açısından<br />

hızlı büyüme gerçekleştiren ve ithalat pazar<br />

payı yüksek olan ülkeler, Amerika, Almanya<br />

ve Birleşik Krallık’tır. Bu ülkeler hedeflenecek<br />

en öncelikli pazarlar olma özelliği<br />

taşırken Kanada, Fransa ve Meksika yüksek<br />

pazar payına sahip olmalarına rağmen<br />

düşük büyüme hızları sebebiyle tedarikçilerinin<br />

kar maksimizasyonu hedefleyeceği<br />

pazarlar konumundadır. Türkiye ise yassı<br />

alüminyum ithalatında yüksek büyüme<br />

hızına rağmen düşük pazar payı ile belirsizler<br />

bölümünde yer almaktadır. Özellikle<br />

Türkiye’deki kurulu yassı alüminyum kapasitesinin<br />

kendi ihtiyacının üzerinde olması,<br />

tedarikçileri açısından Türkiye’yi istenildi-<br />

74<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ği kadar cazip kılmamaktadır. Türkiye’nin<br />

daha çok ithal ettiği yassı mamul ürünleri,<br />

ülkemizde bulunmayan sıcak hadde teknolojisi<br />

ürünleridir.<br />

Almanya’nın 2016 yılında gerçekleştirmiş<br />

olduğu 931.405 ton yassı alüminyum ithalatı,<br />

düşük tedarikçi konsantrasyonu<br />

seviyesinde olması sebebiyle idealdir. En<br />

yüksek ithalat yaptığı ülkenin payı %24’ü<br />

geçmemiştir. Almanya, Türkiye’den de<br />

33.411 ton yassı alüminyum ithal etmiştir.<br />

Bu oran kendi toplam tedariğinin %4’ü seviyesindedir.<br />

Türkiye’nin yassı alüminyum<br />

ihracatında Almanya’nın payı ise %20 ile ilk<br />

sırada gelmektedir. Bu durum Almanya’ya,<br />

Türkiye için stratejik pazar kimliği kazandırmaktadır.<br />

Rakip ülkelere baktığımızda<br />

2016 yılı toplam dünya yassı alüminyum<br />

ihracatının %19’unu oluşturan 1,64 milyon<br />

ton ile Çin lider olarak görülmektedir. İkinci<br />

sırada ise dünyanın en büyük yassı alüminyum<br />

ithalatçısı konumunda olan Almanya’yı<br />

yine görmekteyiz. Almanya, 1,5 milyon tonun<br />

üstündeki ihracatı ile 1 milyon tonluk<br />

ihracat barajını aşan iki ülkeden biri olmuştur.<br />

Türkiye ise 2016 yılında 200.241 ton<br />

ihracatı ile dünya yassı alüminyum ihracat<br />

pazarından %2’lik pay alarak 10. sırada yer<br />

almıştır. Türkiye, yassı alüminyum ihracatında<br />

son 5 yıl içerisinde ortalama yıllık %6<br />

oranında büyüme göstermiştir.<br />

Dünya yassı alüminyum ihracatında Çin<br />

ve Almanya en büyük ihracatçı olmalarının<br />

yanı sıra ihracat pazarlarını çeşitlendirme<br />

başarısı da göstermiştir. Her iki ülke arasında<br />

Çin’in Almanya’ya göre dezavantajı<br />

uzak mesafelere ihracat yapıyor olmasıdır.<br />

Türkiye de yassı alüminyum ihracatında düşük<br />

müşteri konsantrasyon ve yakın mesafe<br />

avantajlarını yakalamış konumdadır. Bu<br />

da Türkiye’yi yassı alüminyum ihracatçısı<br />

olarak güçlü bir konumda tutmaktadır.<br />

Yassı alüminyum ithalatındaki yüksek pazar<br />

payları ve hızlı büyüme oranları ile Çin<br />

ve Almanya en ciddi rakip pazarlar olarak<br />

görünmektedir. Bahreyn, İspanya ve İsviçre<br />

düşük ihracat pazar payına rağmen hızla<br />

artan ihracat oranları ile gelecek dönemde<br />

rekabetçi alternatifler olma yolunda tehdit<br />

oluşturmaktadır. Türkiye ise dünya ortalamasında<br />

büyüme hızına rağmen ortalamanın<br />

altındaki pazar payı ile rekabette yol<br />

kat etme potansiyeline sahip ülkeler arasında<br />

yer almaktadır.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Bilginin kolaylıkla temin edildiği çağımızda<br />

fark yaratmak artık teknolojiye, makinaya<br />

bağlı olmaktan hızla çıkıyor. Birçok firma<br />

elinde yüksek teknoloji olmasına rağmen<br />

bu potansiyeli iyi değerlendirememenin sıkıntısını<br />

yaşıyor. Teknik Alüminyum olarak<br />

bizler en son teknolojiye sahip makine parkının<br />

yanı sıra insanın bir şirketin en önemli<br />

değeri olduğuna inanıyoruz. İşte bu anlayış<br />

ile firmamızı rakiplerinden ayran en önemli<br />

özelliğinin kültüründen geldiğini söyleyebiliriz.<br />

Her bir çalışanımızın işine maksimum<br />

değeri katma potansiyelini ortaya çıkarmak,<br />

tabana yayılmış liderlik anlayışı ile çözümü<br />

problemin kaynağında sunmak işimize<br />

hız kattığı gibi müşteri memnuniyetini en<br />

üst seviyelere taşıyor. Biz bu iş mükemmelliğini<br />

hedefleyen kültüre Teknik Alüminyum<br />

Mükemmellik Kültürü, kısaca TAM diyoruz.<br />

Bu model 4 ana unsurda birleşiyor. Bunlar:<br />

TAM Performanslı, TAM Sürdürülebilir, TAM<br />

Rekabetçi ve TAM Güvenilir. Diğer bir deyişle<br />

rakiplerimizden daha performanslı, daha<br />

sürdürülebilir, daha rekabetçi ve güvenilir<br />

olmayı iş yapış biçimimizin bir parçası haline<br />

getirmeyi hedefliyoruz.<br />

Mert Demirci / Satış Pazarlama Direktörü<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Teknik Alüminyum Çorlu yassı mamul üretim<br />

tesisi, Düz Rulo ve Şerit, Gofrajlı Rulo<br />

ve Şerit, Düz ve Gofrajlı Rulo alanlarında<br />

1000, 3000, 5000 ve 8000 serisi alaşımları,<br />

müşteri ihtiyacına göre 0,10 mm ile 4<br />

mm arası kalınlık ve 12,5 ile 2300 mm enlerde<br />

ürünler üretmektedir. Bu ürünler yarı<br />

mamul olduğundan dolayı müşterilerimize<br />

Teknik Alüminyum markası adı altında sunulmaktadır.<br />

En fazla satış yaptığımız ürünlerimiz<br />

1000, 3000 ve 5000 alaşımlarla<br />

farklı sektörlere hizmet etmektedirler.<br />

1 yıl kadar süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda<br />

otomotiv sektöründe Alman dünya<br />

devi bir marka ile ortak geliştirdiğimiz PA<br />

3754 ürünü bu alanda standartları ve şartnamelerin<br />

yeniden yazıldığı bir ürün olma<br />

özelliğini taşıyor.<br />

PA 3754, günümüzün yaygın kullanılan<br />

5754 sıcak hadde levha ürünlerinin yerini<br />

tutabilecek özellikte bir ürün. Performans<br />

beklentilerinden ödün vermeyerek geliştirilen<br />

PA 3754 yurt içindeki kullanıcısı için<br />

yerli üretim, dayanıklı ve esnek bir çözüm.<br />

Bu ürün ile Türkiye’nin 5754 ithalat mecburiyetine<br />

de son vermiş oluyoruz.<br />

Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo<br />

<strong>2017</strong> Fuarı’ hakkında neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

Aluexpo <strong>2017</strong> Fuarı’nda ağırlıklı olarak<br />

yurt içindeki paydaşlarımızla, mevcut yılın<br />

değerlendirmesini yapma fırsatını bulduk.<br />

Aynı zamanda 2018 yılı için yeni iş fırsatlarını<br />

geliştirecek aksiyonları planlayarak<br />

fuarı verimli bir şekilde değerlendirdik.<br />

Bunun dışında orta doğu pazarından yeni<br />

potansiyel müşteriler ile tanışma fırsatını<br />

yakaladık.<br />

Aluexpo <strong>2017</strong> Fuarı’nın bizim için ayrı bir<br />

önemi daha vardı. Sektörümüzde bir ilki<br />

gerçekleştirerek sürekli döküm teknolojimiz<br />

ile Türkiye’de daha önce üretilmeyen,<br />

Ar-Ge departmanımızın 1 yıldır üzerinde<br />

çalışarak geliştirdiği ithal ikamesi, katma<br />

değerli ve inovatif ürünü olan PA 3754<br />

ürününün paydaşlarımıza sunumunu gerçekleştirdik.<br />

Fuarda çok büyük ilgi gören ve<br />

otomotiv sektöründe ağırlıklı olarak kullanılan<br />

5754 alaşımının birçok alanda birebir<br />

ikamesi olan 3754, Teknik Alüminyum’un<br />

alüminyum yassı mamuller sektöründe<br />

farklılaşma stratejisinin bir ürünüdür.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 75


“Doğru bir<br />

ürün, ancak<br />

doğru<br />

uygulama<br />

ile bir bütün<br />

olabilir”<br />

“Doğru ürünü laboratuvarda<br />

üretebiliriz. Bu üretimle<br />

tasarım, faydalı ürün ödülleri<br />

de alabiliriz. Ancak bu<br />

ürünün kullanım ve uygulama<br />

inceliklerini anlatmadan,<br />

yazmadan, uygulamadan<br />

geliştirdiklerimiz sadece<br />

kağıt üzerinde kalır.”<br />

Amaçlarını, “Edindiğimiz bilgi ve birikimi<br />

uzman kadromuzun desteği ile kaliteli<br />

ve yenilikçi ürünler üreterek mekanlara<br />

taşımak ve yaşam konforunu artırmak”<br />

şeklinde belirlemiş ve tüm faaliyetlerini bu<br />

doğrultuda gerçekleştiren IQ Alüminyum,<br />

yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte.<br />

IQ Alüminyum Pazarlama ve Satış Müdürü<br />

Hakan Nurhan’a merak ettiklerimizi<br />

sorduk.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Ege Profil Tic. ve San. A.Ş., olarak<br />

36 yıldır Türkiye’nin pencere ve kapı<br />

sektörüne yön veriyoruz. Bundan 17 yıl<br />

önce 2000 yılında dünyanın en büyük<br />

profil üreticisi Deceuninck Grubu ile<br />

güçlerimizi birleştirdik. Profesyonel teknik<br />

ekip ve uzman çalışanlarla birlikte yoğun<br />

Ar-Ge çalışmaları neticesinde sürekli<br />

yenilikçi ürünler geliştiren Deceuninck,<br />

inovatif ürünlerini 4 binden fazla<br />

müşteriyle buluşturuyor. Deceuninck<br />

bugün, dünya çapında 35 iştiraki ve 3<br />

bin 500’den fazla çalışanıyla 91 ülkede<br />

faaliyet gösteriyor.<br />

Deceuninck Grubu’nun Türkiye temsilcisi<br />

olan Ege Profil, 2014 yılında alüminyum<br />

sektörüne de adım attı ve Deceuninck Alüminyum<br />

Sistemleri ve Winsa Alüminyum<br />

Sistemleri ile sektöre yenilikler getirerek<br />

2016’da IQ Alüminyum Sistemleri’ni yarattı.<br />

IQ Alüminyum Sistemleri çok kısa<br />

zamanda tüm ihtiyaçlara cevap veren 10<br />

değişik açılır sistem, tüm kullanım kolaylıklarını<br />

içerisinde barındıran 7 değişik sürme<br />

sistem, hem katlanır cam hem katlanır<br />

kapı hem de nostaljik kepenk uygulamalarına<br />

izin veren 1 katlanır sistem, bunun<br />

yanında; vitrin sistemleri, menfez sistemleri,<br />

güneş kırıcılar, sineklik sistemleri,<br />

denizlik, pervaz, panjur profilleri, skylight<br />

sistemleri, ahşap kapı kasaları, basit ofis<br />

bölmeler ile silikon cephe, kapaklı cephe<br />

ve entegre cephe sistemlerini satış portföyüne<br />

alarak geniş bir alüminyum sistem<br />

ağına sahip oldu. Ege Profil böylece hem<br />

PVC hem de alüminyum sektöründe birbirinden<br />

değerli markaları ile yüzde yüz<br />

müşteri memnuniyeti hedefi doğrultusunda<br />

hizmet ağını daha da güçlendirdi.<br />

Türk Alüminyum Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Alüminyum otomotiv, yapı, beyaz eşya,<br />

paketleme, savunma, enerji, havacılık ve<br />

76<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ulaştırma gibi çok farklı alanlarda kullanıldığı<br />

için kritik bir hammadde ve dolayısıyla<br />

önemli bir sektör. Son 5 yılda Avrupa’da<br />

ortalama 4,4 büyüyen alüminyum sektörünün<br />

Türkiye’de yüzde 7’nin üzerine çıkmasını<br />

bekliyoruz. Türkiye’de ortalama 1<br />

milyon 300 bin ton iş hacmi olan sektörün<br />

ithalatı 2,5 milyar dolar, ihracatı ise 2<br />

milyar dolar düzeyinde. Avrupa ile kıyasladığımızda<br />

Türkiye’de kişi başı alüminyum<br />

tüketiminin yüksek olduğunu baz alırsak,<br />

sektörün Türkiye’de büyüme potansiyeli<br />

taşıdığını söyleyebiliriz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Yakın zamana kadar, doğru ürün denince<br />

Avrupa, Amerika ya da Uzakdoğu akla gelirdi.<br />

Ancak Türkiye’nin şartları ve iklimine<br />

bağlı olarak doğru ürünü üretmek kaçınılmaz<br />

hale geldi. Artık kendimize güvenmeli<br />

ve doğru ürünü kendimiz üretmeliyiz. Bu<br />

amaçla sektördeki ilklerden birini gerçekleştiren<br />

Ege Profil, geçtiğimiz aylarda kendi<br />

alanında Türkiye’de kurulu Ar-Ge merkezi<br />

unvanını aldı. Yani bu demek oluyor<br />

ki artık kapı pencere sektöründe Türkiye<br />

şartlarında en iyisini tasarlayıp üretebilen<br />

bir Ar-Ge merkezi var. Biz tüm sistemlerimizle<br />

zaten hedefimiz olan doğru ürün<br />

ve başarılı uygulama için çalışmalarımıza<br />

ara vermeden devam ediyoruz. Ancak<br />

bir püf nokta var; ortaya çıkan her doğru<br />

ürün ancak doğru ellerle ve doğru uygulama<br />

ile bir bütün olabiliyor. Bu sebeple<br />

tüm bayilerimize ürün imalat ve montaj<br />

eğitimleri veriyoruz. Doğru ürünü laboratuvarda<br />

üretebiliriz. Bu üretimle tasarım,<br />

faydalı ürün ödülleri de alabiliriz. Ancak bu<br />

ürünün kullanım ve uygulama inceliklerini<br />

anlatmadan, yazmadan, uygulamadan geliştirdiklerimiz<br />

sadece kağıt üzerinde kalır.<br />

Böylelikle şunu söyleyebiliriz ki Ar-Ge merkezimiz<br />

ve bayi eğitimlerimizle fark oluşturuyoruz.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Öncelikle tam performans sağlayan ve<br />

marka bilinirliği en yüksek sürme sistemimiz<br />

olan Renovatio’dan örnek vermek<br />

istiyorum. Düşünün ki Ankara’da oturuyor<br />

ve İzmirli arkadaşlarınızın evlerinde kullandığı<br />

sürme kapı ve pencereleri görüyorsunuz.<br />

Hiçbir yer kaybı yaratmadan açılıp<br />

kapanabilen ve geniş alanlar yaratabilen<br />

bu sürme sistemlerinin bugüne kadar<br />

tek olumsuz tarafı yalıtım yönünden sağlayamadığı<br />

yüksek performanstı. Ancak<br />

Ar-Ge’miz tarafından tasarlanan Renovatio<br />

ile artık yüksek performansa ulaşmak<br />

mümkün. Çünkü Renovatio sürme sistemleri,<br />

kullanım kolaylığının yanı sıra aynı zamanda<br />

açılır sistemlerin sağladığı yüksek<br />

performans değerlerine de sahip. Böylece,<br />

örneğin soğuk kış iklimiyle bilinen<br />

Ankara’da sürme sistemlerini kullanmak<br />

verimli olmaya başladı. Bir diğer örneğimiz<br />

de her türlü katlanır ve açılır sistemlerini<br />

yapabildiğiniz Vival serimiz ki; bu ürünümüzde<br />

unutulmaya yüz tutmuş geleneksel<br />

kepenk uygulamalarını modern aksesuarlarla<br />

birleştirerek evlerimize, işyerlerimize,<br />

yaşam alanlarımıza getiriyoruz. Pratik<br />

açılıp kapanabilme imkanı ile katlanır cam<br />

sistemlerinin kullanımı gün geçtikçe artıyor.<br />

Restoran ve teras kullanımları için<br />

mükemmel uyumluluk sağlayan Vival katlanır<br />

cam sistemlerimiz ile sınırsız renk<br />

seçenekleri, kapama profilleri ve işlevsel<br />

conta yapısı sayesinde yalıtımın en güvenilir<br />

halini sunuyoruz.<br />

Önümüzdeki dönem için üretim ve<br />

yatırım planlarınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Ege Profil Tic. ve San. A.Ş. olarak 36 yıllık<br />

tecrübemizin gücüyle yurt içi ve yurt<br />

dışında önemli yatırımlar yapıyoruz. Son<br />

yıllarda alüminyuma olan talep neticesinde,<br />

Deceuninck Grubu PVC sektöründeki<br />

başarısını alüminyumda da göstermek için<br />

farklı yatırımlar yapmaya karar verdi. Bunun<br />

neticesinde, grubun da büyük desteği<br />

ve yatırımları ile IQ Alüminyum Sistemleri’ni<br />

Türkiye’de daha da büyük ve önemli<br />

projelerde görüyor olacağız. Teknolojiye<br />

yaptığımız yatırımlar, AR-GE çalışmalarımız,<br />

kalite anlayışımız ve sürdürülebilirlik<br />

politikalarımız ile Türkiye’de sektörün nabzını<br />

değiştirmeye devam edeceğiz.<br />

Geçtiğimiz ay düzenlenen ‘AluExpo<br />

<strong>2017</strong> Fuarı’ hakkında neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

AluExpo <strong>2017</strong>, Türk alüminyum sanayisinin<br />

önde gelen temsilcilerinin ve yan sanayi<br />

firmalarının katıldığı, çok sayıda ülkeden<br />

gelen ziyaretçilerin olduğu önemli bir fuar.<br />

Sektör temsilcileri arasında sürdürülebilir<br />

bilgi alışverişinin sağlandığı ve yeni iş birliklerinin<br />

geliştirildiği bu fuarları önemsiyoruz.<br />

Diğer yandan, çok sayıda ülkenin katılımıyla<br />

uluslararası bir statüye bürünen<br />

fuarın, Türkiye alüminyum sektörünü de<br />

dünyaya açacağı fikri biz sektör temsilcilerini<br />

heyecanlandırıyor. Türkiye’nin alüminyum<br />

sektöründeki büyümesini ve sektöre<br />

yönelen uluslararası ilgiyi takip ediyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 77


Dosya<br />

Assan Alüminyum<br />

yeni yatırımlarıyla zirveyi hedefliyor<br />

Kibar Holding şirketlerinden Assan Alüminyum’un Antalya’da gerçekleştirdiği İş Ortakları Toplantısı’nda<br />

şirketin bugünü ve yarını adına önemli mesajlar verildi. Toplantıda ayrıca Assan<br />

Alüminyum’un yeni logo ve mottosunu da ilk defa tanıttı.<br />

Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından<br />

Kibar Holding bünyesinde faaliyet<br />

gösteren yassı alüminyum sektörünün<br />

lider kuruluşu Assan Alüminyum, İş Ortakları<br />

Toplantısı’nı 24-27 Ekim tarihleri<br />

arasında Antalya’da Rixos Premium Belek<br />

Hotel’de gerçekleştirdi. Geniş katılım<br />

ile gerçekleşen etkinliğin ev sahipliğini ve<br />

açılış konuşmasını Kibar Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ali Kibar yaptı. Kibar Holding<br />

CEO’su Dr. Tamer Saka’nın Hoşgeldiniz<br />

Konuşması’nı yaptığı toplantıda Assan<br />

Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör<br />

ise pazarın ve şirketin geleceği konusunda<br />

bir sunum gerçekleştirdi. Toplantıda<br />

Assan Alüminyum’un yeni logosunun lansmanı<br />

yapıldı ve ilk olarak iş ortaklarına<br />

tanıtıldı.<br />

Dijitalleşme Çağının Getirilerini Hızlı<br />

Bir Şekilde İş Alanlarımıza Entegre<br />

Etmemiz Gerekiyor<br />

İlk iki gün yetkili satıcılarla yapılan toplantıların<br />

ardından, üçüncü gün programı tüm<br />

iş ortaklarının katılımıyla Ali Kibar’ın açılış<br />

konuşması ile başladı. Kibar Grubu’nun<br />

amiral gemisi olan Assan Alüminyum’un<br />

dünden bugüne geldiği noktayı ve bunda iş<br />

ortakları ile olan uzun süreli ilişkilerin önemine<br />

değinen Kibar Holding Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ali Kibar, “45 yıl öncesinde<br />

“Güven” üzerine kurduğumuz ilişkilerimiz<br />

bugün “Büyük Bir Aile” olmamıza vesile<br />

oldu. Bu uzun yolculuğumuzda, siz değerli<br />

paydaşlarımızla bugüne kadar yakaladığımız<br />

başarılarımızı sürdürülebilir kılmamız,<br />

karlı bir büyüme için tüm kaynaklarımızı etkin<br />

kullanmamız ve<br />

dijitalleşme çağının<br />

getirilerini hızlı bir<br />

şekilde iş alanlarımıza<br />

entegre etmemiz<br />

gereken bir döneme<br />

girmiş bulunmaktayız.<br />

Stratejilerimizi<br />

ve iddialarımızı, hedeflerimizden<br />

ödün<br />

vermeksizin hayata<br />

geçirebilmemiz ve iş<br />

sonuçlarına yansıtabilmemiz<br />

“Güvene<br />

Dayalı Birlikteliğimizin”<br />

bir sonucu olacaktır”<br />

dedi.<br />

Yatırımlarla Pazardaki Rekabet<br />

Gücümüzü Korumaktayız<br />

Ali Kibar ayrıca, “Ulaşımdan gıda ürünlerine<br />

kadar geniş bir yelpazede ürün geliştirdiğimiz,<br />

Assan Alüminyum’da hem<br />

yeni hem de mevcut üretim içerisinde<br />

yaptığımız yatırımlarla pazardaki rekabet<br />

gücümüzü korumaktayız. Değişen piyasa<br />

koşullarına göre bizlerde hedeflerimiz doğrultusunda<br />

çalışmalarımıza devam ediyoruz.<br />

Şirketlerimizde yaptığımız çalışmalarda<br />

ve yatırımlarda Endüstri 4.0 trendlerine<br />

uyum sağlayacak yönlendirmeleri öncelikli<br />

yol haritamız içinde görüyoruz.” dedi.<br />

“Rekabetin Her geçen Gün Arttığı<br />

Bir Dönem Yaşıyoruz”<br />

Etkinlikte iş ortaklarına konuşan Kibar<br />

Holding CEO’su Dr. Tamer Saka ise iş hayatının<br />

hem gerekli, hem de kaçınılamaz<br />

bir parçası olan değişime vurgu yaptı. Çalışanlarının<br />

yaratıcı yenilikçi fikirlerini ortaya<br />

çıkarmak, ödüllendirmek ve başarı hikâyelerini<br />

grup şirketleriyle paylaşmak üzere<br />

Mavi Damla Ödülleri projesini hayata geçirdiklerini<br />

anlatan Tamer Saka, “Rekabetin<br />

her geçen gün arttığı bir dönem yaşıyoruz.<br />

Grubumuzu hedeflerine taşıyabilmek<br />

için stratejik önceliklerimiz doğrultusunda<br />

şirketlerimizi ileriye taşıyacak atılımları belirli<br />

bir plan çerçevesinde gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu kapsamda çalışanlarımızın yaratıcı<br />

yenilikçi yaklaşımlardaki başarılarının grup<br />

genelinde tanınması ve ödüllendirilmesi<br />

en önemli önceliklerimizdendir” dedi.<br />

78<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Serdar Süsoy / Proje Müdürü<br />

“Bilinçli yapılaşma<br />

ancak bilinçli yapılarla olur”<br />

“İyi bir ekip olmanın her şeyden önemli olduğuna inanıyorum. İyi bir ekibin başında olabilmek<br />

en önemli kriterlerin başında gelmektedir. İlgili ekibin altyapısı, teknik bilgi ve becerisi,<br />

sorumluluklarının farkında olması ve çalışkanlığı yapmakta olduğunuzu projeye ve o projeyi<br />

yapan markaya çok ciddi katkılar sağlayacaktır.”<br />

Kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesi ile<br />

hızla değişen ve yenilenen Acıbadem’de<br />

modern bir konut projesi daha yükseliyor.<br />

1.2 milyar TL yatırımla Avrasya Tüneli’nin<br />

Anadolu yakası çıkış noktasında iki etap<br />

olarak inşa edilen The Mandarins Acıbadem<br />

projesinde bin 115 daire yer alacak.<br />

Alışılmışın dışında bir cephe tasarım modeliyle<br />

ön plana çıkan projede, kullanılan<br />

ürünleri ve niteliklerini Proje Müdürü Serdar<br />

Süsoy’dan hep birlikte öğrenelim.<br />

Kısaca kendinizden ve<br />

projelerinizden bahsedebilir misiniz?<br />

Yüksek Mimar Mühendisim. Eğitimimi<br />

Almanya ve Avusturya’da tamamladım.<br />

Yaklaşık 22 yıldır bu sektördeyim ve birçok<br />

farklı projede de görev aldım. Bunların<br />

arasında ilaç fabrikaları (toplam 14 ilaç<br />

fabrikası projesinde bulundum ve 2 tanesini<br />

de sıfırdan inşa ederek teslim ettim),<br />

otel – restaurant projeleri, fabrikalar ve<br />

konut projeleri bulunuyor. Toplamda 1,5<br />

milyon m2 üzerinde kapalı alan inşaatına<br />

katkılarım söz konusudur.<br />

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde<br />

öncelikleriniz nelerdir? Kaliteli<br />

bir proje ortaya çıkartırken<br />

referanslarımız neler olmalı?<br />

İyi bir ekip olmanın her şeyden önemli olduğuna<br />

inanıyorum. İyi bir ekibin başında<br />

olabilmek en önemli kriterlerin başında<br />

gelmektedir. İlgili ekibin altyapısı, teknik<br />

bilgi ve becerisi, sorumluluklarının farkın-<br />

80<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

da olması ve çalışkanlığı yapmakta olduğunuzu<br />

projeye ve o projeyi yapan markaya<br />

çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Kaliteli<br />

bir projeyi ortaya çıkartırken öncesinde<br />

yapacağınız çalışmalar ve buna harcanacak<br />

süre de büyük önem taşımaktadır.<br />

Profesyonel ve bilinçli bir ön hazırlık kaliteli<br />

projeyi de beraberinde getirecektir. Bu<br />

hazırlık sonrasında da projeniz start aldığı<br />

an itibariyle sektörde ki gelişmeleri çok<br />

iyi takip ediyor olmanız gerekiyor. Günümüzde<br />

teknik çok hızlı ilerlemekte olduğu<br />

için güncel projeler, güncel malzemeler ve<br />

uygulamalar hakkında sürekli olarak kendimizi<br />

güncellemek ve bu gidişatı iyi takip<br />

ederek ayak uydurmak zorundayız. Aksi<br />

takdirde bu rekabet içerisinde var olmamız<br />

mümkün olmayacaktır.<br />

Bulunduğunuz bölgede ‘Solar dış<br />

cephe kontrol sistemi’ni ilk defa siz<br />

kullanıyorsunuz. Sistem hakkında<br />

ve sistemin bina sakinlerine dönük<br />

avantajlarından biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Bildiğiniz üzere günümüzde en önemli<br />

konu enerji . Enerjiyi elde etmek veya bu<br />

enerjiyi bilinçli kullanmak ve bu enerjiden<br />

en uygun şekilde faydalanmak için çok<br />

ciddi yatırımlar yapılıyor. Artık yenilenebilir<br />

enerji projelerinin ardı arkası kesilmiyor<br />

ve yatırımlar dünya çapında trilyonları<br />

buluyor. İşte bu mantık çerçevesinde projemizde<br />

üretilecek olan enerjiyi (örneğin<br />

ısıtma ve soğutma için harcanacak elektrik)<br />

bilinçli bir şekilde kullanmak ve bu<br />

enerjiyi de tasarruflu bir şekilde tüketebilmek<br />

adına “Solar camlı stick cephe”<br />

sistemini seçtik. İlgili cam-cephe sistemimiz<br />

özellikle yaz aylarında daire cephelerinden<br />

girecek olan güneş UV ışınlarını %<br />

91 mertebelerinde kırabilmektedir, bu da<br />

içeride soğutma ve ısıtma için harcanacak<br />

giderlere yönelik olarak %40 tasarruf sağlamaktadır.<br />

Birçok avantajı olmasına rağmen,<br />

bu sistemin kullanım oranının çok<br />

düşük seviyelerde olmasını hangi<br />

sebeplere bağlıyorsunuz?<br />

Kullanım oranının düşük olmasının maliyetlerden<br />

dolayı olduğunu düşünüyorum.<br />

Türkiye de bu tarz yatırımları yapan firmalar<br />

teknik ve kalite anlamında uzun soluklu,<br />

dayanıklı yapılara yüksek maliyetler<br />

sebebiyle girmek istemiyorlar. Kanunlar<br />

çerçevesinde olması gerekeni yerine getirerek<br />

asgari müşterekte bir an önce ilgili<br />

yatırımı paraya çevirmeye çalışıyorlar, eğer<br />

proje sonunda fiyatlarda uygunsa açıkçası<br />

ilgili projeden daire alacak vatandaşta kalkıp<br />

“sizde solar cam varmı” diye sormuyor.<br />

Bizler daha Türkiye de “akıllı ev” in<br />

ne demek olduğunu bilmiyoruz. Dairenin<br />

panjuru ev otomasyon sistemi üzerinden<br />

açılıp kapandığı zaman o ev akıllı olmuyor.<br />

Akıllı ev; kendi enerjisini ürettiği zaman<br />

akıllı oluyor, kendi suyunu kendi toplayıp<br />

filtreledikten sonra tekrar kullanım suyuna<br />

kattığında akıllı oluyor, solar cam kullanarak<br />

maliyetleri %40 mertebelerinde aşağıya<br />

çektiğinde akıllı oluyor.<br />

Sürdürülebilirlik ve inovasyon<br />

anlamında da bu tarz sistemler<br />

genel kabül görmüş cephe<br />

sistemlerinin bir parçası haline<br />

gelemez mi?<br />

Kesinlikle gelebilir, ama bunu önümüzde<br />

ki süreç gösterecektir.<br />

Burada bu sistemin sürdürüleblirliğinin<br />

oluşabilmesi için sistemin yapıya verdiği<br />

katkı analitik bir şekilde takip edilmelidir<br />

diye düşünüyorum.<br />

Hızla artan ve birbirine benzeyen<br />

projeler hakkında neler<br />

düşünüyorsunuz?<br />

Temelinde bir ticaret mantığı söz konusu<br />

olduğu için işin estetik yönü maliyetlere<br />

bağlı olarak monotonlaştırılıyor diye düşünüyorum.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

İnşaat sektörü şu anda Türkiye ekonomisinin<br />

çarkını döndürmekte olan en büyük<br />

sektörlerin başında geliyor.<br />

Ancak bilinçli yapılaşma, bilinçli yapılarla<br />

oluyor, bu yüzden bu işlerin bu işi bilen<br />

uzmanlara yaptırılması ve bu uzmanlara<br />

kulak verilmesi bahsi geçen “bilinç” in artmasına<br />

ve bilinçli tüketicilerin oluşmasına<br />

sebebiyet verecektir.<br />

Tabii bu bilinç çerçevesinde işler yapılırken<br />

de devletin kanunlar ile bu çalışmalara<br />

ciddi anlamda destek vermesi gerekiyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 81


“Bizi farklı kılan;<br />

müşterilerimiz ile kurduğumuz birebir<br />

sıcak ilişkiler”<br />

Katma değeri yüksek ürünler üretmek amacıyla bu yıl Ar&Ge Merkezimizi faaliyete geçirdik.<br />

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından onaylı Ar&Ge Merkezimizde bundan böyle inovatif ve<br />

katma değeri yüksek ürünlerle iç ve dış pazarda yer almaya devam edeceğiz.<br />

Türkiye’nin en büyük entegre tesisleri<br />

arasında yer alan Zahit Alüminyum, ‘İstikrar-Güven-Kalite’<br />

politikası ile pazardaki<br />

yerini her geçen gün sağlamlaştırarak ilerlemektedir.<br />

Zahit Alüminyum Genel Müdürü<br />

Zeki Akbulut ile şirketteki son yenilikleri ele<br />

almaya çalıştık.<br />

Türk Alüminyum Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Alüminyum günümüzde kullanım alanları<br />

gittikçe artan bir metal. Estetik görünüm ve<br />

dayanıklılık alüminyum pazarını her geçen<br />

gün daha cazip hale getiriyor. Otomotiv,<br />

inşaat, enerji, reklamcılık, beyaz eşya, mobilya,<br />

elektrik-elektronik, makine imalatı,<br />

havacılık ve savunma sanayi gibi alanlarda<br />

en önemli ürünler arasında yer alıyor.<br />

Bu olumlu gelişmelere rağmen her sektörde<br />

olduğu gibi alüminyum sektöründe de<br />

bir daralma söz konusu. Bunun en önemli<br />

nedeni 2016 yılında yaşanan menfur darbe<br />

girişimidir. Bunun yanında sınırlarımızda yaşanan<br />

olaylar da etken tabiki…<br />

PAZARDAKİ DARALMA<br />

Rakamlara baktığımızda 2016 yılında pazarda<br />

daralma yaşandı. 2015’te 5,5 milyar<br />

USD olan ihracat hacmi geçen yıl daralma<br />

gösterdi. 2016’da ihracat 2,2 milyar USD,<br />

ithalat 2,9 milyar USD olarak gerçekleşti.<br />

Toplam ihracat hacmi 5,1 milyar dolara geriledi.<br />

Bu yıl sonuna kadar ise 2015 rakamlarını<br />

yeniden yakalayacağımızı umuyoruz.<br />

Ülkemizde alüminyum sektörünü dünya ile<br />

kıyasladığımızda daha iyi bir tablo görüyoruz.<br />

Geçen yıl hariç Dünya’da Alüminyum<br />

pazarı ortalama %6 büyürken ülkemizde<br />

%10 büyüme gösteriyor.<br />

HAMMADDEDE DIŞA BAĞIMLILIK<br />

Bu olumlu büyümeye karşın hammaddede<br />

dışa bağımlılığımız sürüyor. Ülkemizin cari<br />

açığının geçen sene 700 milyon USD kısmı<br />

Alüminyum sektöründen kaynaklı. Bu rakamın<br />

toplam ticaret hacmi ile doğru orantılı<br />

olarak artışı dikkate alınırsa 5 sene sonra<br />

1 milyar dolar civarında olur. Bunun nedeni<br />

ise Alüminyum hammaddesinde halen<br />

%90’ın üzerinde bir oranla dışa bağımlılığımızın<br />

söz konusu olmasıdır.<br />

KİŞİ BAŞI TÜKETİMDE GERİDEYİZ<br />

Bu yüzyılın metali Alüminyumun, gelişmiş<br />

ülkelerde kişi başına kullanım miktarı 30 kilolarda,<br />

Türkiye’de ise 15 kilo civarında. Bu<br />

durumda, bırakın ihracatı ülkemizde alüminyum<br />

kullanımının gelişmiş ülkeleri yakalaması<br />

için bile yani iç piyasa ihtiyacı için<br />

biz milyar dolarları Alüminyum hammaddesi<br />

için vermeye devam edeceğiz. Bu nedenle<br />

hammadde arz güvenliği önem kazanıyor.<br />

FİYATLAR BİR YILDA YÜZDE 45-50<br />

ARTTI<br />

Geçen yıldan bu yana alüminyum fiyatı yüzde<br />

45-50 oranında arttı. Bir ton alüminyumun<br />

fiyatı yuvarlak hesapla 2.500 USD<br />

yükseldi ve alüminyum hammaddesi USD<br />

üzerinden peşin alınıp çoğunlukla TL vadeli<br />

satılıyor Üstelik döviz fiyatındaki son 7-8<br />

ayda yaşanan gelişmeler de rekabet şansımızı<br />

düşürüyor. Bu da işletme sermayesi<br />

ihtiyacını ciddi anlamda tavan yaptırıyor.<br />

Bizim sektör olarak artık bazı şeyleri sorguluyor<br />

olmamız gerekiyor. Birim zamanda<br />

üretilen malzeme miktarları, fire oranlarını<br />

ve karlılıkları, başa baş noktalarını, verimliliklerini<br />

tekrar gözden geçirmemiz lazım.<br />

Kendi sektörümüz ile ilgili örnek vermek<br />

gerekirse; Avrupa’da ekstrüzyon işletmeleri<br />

%11-13 fire ile üretim yaparken, Türkiye’de<br />

ekstrüzyon işletmeleri %18-23 fire ile üretim<br />

yapıyor; Avrupa’da ekstrüzyon işletmeleri<br />

zımba ucu hızı 15-30 mm/s ile üretim yaparken<br />

,Türkiye’de ekstrüzyon işletmeleri zımba<br />

ucu hızı 3-13 mm/s ile üretim yapıyor.<br />

MARKALAŞMA VE ARGE<br />

Diğer bir konu; ülkemiz ara mamul ihracatında<br />

iyi bir konumda ancak markalaşma<br />

ve içinde daha fazla bilgi ve teknoloji barındıran<br />

katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz<br />

gerekiyor. En azından kendimize<br />

hedef olarak cari açığın Alüminyum kısmını<br />

kapatmak zorundayız. Günümüzde rekabetin<br />

hızla artmasıyla birlikte markaların bu<br />

yarışta kendilerini öne çıkartacak ve fark<br />

oluşturacak en önemli unsuru inovasyondur<br />

ve bunun yolu ise AR&GE’den geçmektedir.<br />

Biz de Zahit Alüminyum olarak, katma<br />

değeri yüksek ürünler üretmek amacıyla bu<br />

yıl AR&GE Merkezimizi faaliyete geçirdik.<br />

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından<br />

onaylı AR&GE Merkezimizde bundan böyle<br />

inovatif ve katma değeri yüksek ürünlerle iç<br />

ve dış pazarda yer almaya devam edeceğiz.<br />

AR&GE kültürü, nitelikli personel altyapısı<br />

ve laboratuvar imkanları ile ülkemiz için<br />

katma değeri yüksek, özellikli alüminyum<br />

malzeme üretimi için çok sayıda test ve<br />

simülasyon kabiliyetlerini kullanarak çalışmalarımızı<br />

sürdürüyoruz. Bunları yaparken<br />

ülkemizin bir birinden değerli üniversiteleriyle<br />

işbirliği halindeyiz.<br />

İNSANSIZ FABRİKALAR<br />

Yani bir noktadan sonra maliyetleri yeterince<br />

düşük dahi olsa Endüstri 2.0 ve Endüstri<br />

3.0 olan klasik bir firma ile Endüstri 4.0 a<br />

geçmiş, nesnelerin iletişimi ile işleyen bir<br />

firma bir biri ile çalışamaz hale gelecek.<br />

Endüstri 4.0 ile no man, no touch, no light<br />

sloganı kullanılıyor. Yani insansız fabrikalar<br />

devreye girecek, ürünler el değmeden üretilecek<br />

ve hiç bir insanın çalışmadığı fabrikalarda<br />

ışık yakmaya bile gerek olmadığı için<br />

‘no light’ özellikle vurgulanıyor.<br />

Endüstri 4.0 ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin<br />

yardımıyla üretim maliyetlerinin düşürülmesi<br />

önem kazanmıştır. Bazı hesaplamalara<br />

göre, yeni ürünleri pazara sunma<br />

süresi %25 ile % 50 arasında azalabilecekken,<br />

mühendislik giderleri %30’a kadar düşebilecek<br />

ve % 70’e kadar enerji tasarrufu<br />

sağlanabilecek. Endüstri 4.0 ile 2018 Sanayide<br />

kullanılacak robot sayısının yaklaşık<br />

3 milyona, birbirine bağlı cihaz sayısının 13<br />

milyardan 29 milyara çıkması bekleniyor.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Türkiye’de alüminyum profil ile ilgili stan-<br />

82<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

dart bilinci ve kültürü hem biz imalatçılar,<br />

hem de müşteri tarafında oturdu. Profil kalitesi<br />

çok farklılık göstermiyor. Satış fiyatını<br />

ele alırsak %75 sadece hammadde maliyeti<br />

söz konusu. Bu hammaddeyi Dolar ve Borsa<br />

üzerinden peşin alıp vadeli satış yaptırıyorsunuz.<br />

Artık sadece fiyat ve kalite ile<br />

müşteriyi ikna edemiyorsunuz. Bu durum<br />

neredeyse diğer sektörlerde de böyle. Bu<br />

nedenle müşteriye çok farklı iş modelleri,<br />

yeni enstrümanlar kullanmanız gerek. Bizim<br />

farklı tarafımız müşteri ile kurduğumuz birebir<br />

sıcak ilişkilerdir. Proje detay, finans çözümleri<br />

ve sunduğumuz farklı iş modelleri<br />

ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Maalesef<br />

şimdilik detayını veremeyeceğim ancak<br />

şunu söyleyebilirim özellikle son 1 senedir<br />

girdiğimiz projelerle bunun semeresini almaya<br />

başladık.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Aluminance, Zahit ve Vetrina markaları ile<br />

alüminyum profil; Aluminance ve Vetrina<br />

markaları ile kompozit panel ve ZahitSolarfield<br />

ve Solarfield markaları ile fotovoltaik<br />

panel üretimi yapıyoruz.<br />

Uzun ömürlü, kullanışlı, çevreci ve ekonomik<br />

özellikleri nedeniyle modern mimaride<br />

kullanımı hızla artan prestij markamız ‘Aluminance’dır.<br />

Birinci kaliteyi temsil eden A<br />

ve İngilizce’de parlaklık anlamına gelen Luminancenin<br />

birleşiminden doğan Aluminance<br />

markası artık Zahit markası gibi güvenle<br />

ve kalite ile eşdeğer anılıyor.<br />

“Aluminance”, çevresel koşullar, boyutsal<br />

talebi karşılayabilen dayanım, mimari estetik,<br />

kullanım kolaylığı ve optimum fayda<br />

faktörleri dikkate alınarak tasarlanan sistemleri<br />

ile kullanıcıyı cezbediyor. Aluminance<br />

ile tüm sektörel gelişmeleri, teknolojik<br />

yenilikleri ve müşteri taleplerini dikkate alarak<br />

proje bazlı yenilikçi çözümler sunuyoruz.<br />

Siparişin başından teslimatına kadar geçen<br />

süreçte müşteri memnuniyetini en üst seviyede<br />

tutuyoruz.<br />

İnovatif bakış açısıyla yürütülen Ar&Ge ve<br />

Ür&Ge çalışmaları ile marka değerini geliştirmeye<br />

yönelik yatırımlar yapıyor ve yenilikçi<br />

ürünleri piyasaya sunuyoruz. Bu kapsamda<br />

ürün portföyümüzü sürekli geliştiriyoruz.<br />

Bu kapsamda prestijli sistem markamız<br />

Aluminance ürün portföyünden bahsetmek<br />

isterim. 2015 yılında mimari sistem kategorisinde<br />

Aluminance LS55, S32 +, S32<br />

sürme ve Aluminance W55 + yalıtımlı, W55<br />

yalıtımsız kapı pencere sistemlerini lanse<br />

ettik. Bu çalışmaların devamı niteliğinde<br />

ise 2016 yılında Aluminance F50 klasik<br />

kapaklı cephe ve F60 silikon cephe sistemlerini<br />

ürettik. Aluminance F50 klasik kapaklı<br />

cephe sistemi, sektörel taleplere cevap<br />

verebilecek ölçüde içeriden ve dışarıdan 50<br />

mm genişliğe sahip profillerle oluşturuldu.<br />

Sektörel bazda birçok benzer sistemden<br />

farklı şekilde dizayn edilen Aluminance F60<br />

silikon cephe sistemi ise optimum verimlilik,<br />

kolay imalat ve montaj faktörleri dikkate<br />

alınarak 60 mm profiller ile tasarlandı.<br />

<strong>2017</strong> yılında yüksek su ve hava geçirimsizlik<br />

değeri ile sektörün en iyi performanslı<br />

sürme sistemi olan Aluminance Eco Slide<br />

serisini geliştirdik ve tüm ral renkleri, eloksal<br />

renkleri veya ahşap görünümlü yüzey<br />

işlemi seçenekleri ile müşterilerimizin beğenisine<br />

sunduk.<br />

Kompozit panel<br />

<strong>Yapı</strong> sistem markamız olan “Aluminance”<br />

adı altında alüminyum profilin yanı sıra<br />

Aluminance Plus” ve “Aluminance Class”<br />

markaları ile kompozit panel üretimi de yapıyoruz.<br />

Zeki Akbulut<br />

Zahit Alüminyum Genel Müdürü<br />

Önümüzdeki dönem için üretim ve<br />

yatırım planlarınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Alüminyum Kompozit panel, daha çok yapı<br />

sektöründe kullanılan bir ürün olmasına<br />

karşın, kolay uygulama özelliği, modern<br />

görünümü, ekonomik fiyatları, geniş renk<br />

seçenekleri, modern tasarımları, ucuz işçiliği<br />

ve hafif yapısı gibi çeşitli avantajları<br />

nedeniyle dekorasyon ve reklam başta olmak<br />

üzere birçok alanda tercih ediliyor. Bu<br />

yoğun kullanım olanakları bize kompozit panelde<br />

yeni yatırımların yolunu açtı.<br />

Hafif yapısı ile taşıyıcı sistem ve kolonlara<br />

ekstra yük bindirmeden yüksek standartlı<br />

binaların yapılmasına olanak sağlayan alüminyum<br />

kompozit panelde, şu anda B1 ve<br />

B2 normlarında üretim yapıyoruz. Buna ek<br />

olarak, yeni yılın ilk aylarında tamamlanacak<br />

yeni yatırımımızla birlikte A2 normlarında<br />

üretime de geçeceğiz.<br />

Yeni trend bir yapı malzemesi olan kompozit<br />

paneller, yapıların dış yüzeyleri için taş,<br />

tuğla, ytong gibi ağır ve mali külfetli malzemelerin<br />

yerine kullanılarak hem daha modern<br />

hem dayanıklı hem de düşük maliyetli<br />

projelerin ortaya çıkarılmasını sağlıyor.<br />

Dış cephenin yanı sıra iç mimaride de yine<br />

aynı kullanım avantajları nedeniyle tercih<br />

edilen kompozit paneller, geniş renk kartelasıyla<br />

da kullanıcıları cezbediyor.<br />

Kompozit paneller;<br />

<strong>Yapı</strong>ların iç ve dış cephe uygulamalarında,<br />

Ticaret, iş ve alışveriş merkezlerinde,<br />

Dükkânlarda, banka ve otel cephe uygulamalarında,<br />

Havaalanları, tren garları, otobüs terminallerinde,<br />

Tünel - Metro istasyonları iç yüzey kaplamalarında,<br />

Stadyum ve spor kompleksi uygulamalarında,<br />

Eski binaların yenileme uygulamalarında,<br />

Her türlü balkon dekorasyon uygulamalarında,<br />

Kolon - kiriş kaplamalarında, saçak, tavan<br />

kaplama uygulamalarında,<br />

Ofis uygulamalarında, reklam ve ilan pano<br />

tasarım ve uygulamalarında,<br />

Akaryakıt istasyonlarında, otobüs, metro<br />

duraklarında, sergi ve fuar merkezlerinde,<br />

Her türlü işaret yönlendirme levhalarında,<br />

yürüyen merdiven ve asansörlerde rahatlıkla<br />

kullanılıyor.<br />

2018 yılı için planladığımız yatırımların ikincisi<br />

ise Dikey Boyahane Hattıdır. Mevcuttaki<br />

yatay boyama tesisimizi, dikey boyama<br />

tesisi ile değiştiriyoruz. Bu yenilenme ile<br />

ürünlerimizin boya kalitesinde iyileşmenin<br />

yanı sıra, yüksek kapasitesi sebebiyle de<br />

çok kısa terminlerle müşteri memnuniyetini<br />

artıracağız. Dikey Boyahane Hattındaki üretimle,<br />

250 gramın altındaki ince profillerin<br />

orta kısmında meydana gelen askı izleri de<br />

ortadan kalkmış olacak. Bu da doğal olarak<br />

Zahit Alüminyum’un ürünlerini tercih eden<br />

firmaların firesini azaltacaktır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 83


“A+ projelerde<br />

belirgin şekilde<br />

tercih ediliyoruz”<br />

İlhan Bilici / Satış ve Pazarlama Müdürü<br />

“Seçilmiş ve yoğun eğitimlerden geçirilmiş belirli<br />

sayıda uygulayıcı bayi ile çalışıyoruz Fazla tabana<br />

yayıldığınızda kaliteyi kontrol edememe riskini göze<br />

almanız gerekmekte. Bu bizim arzu ettiğimiz bir<br />

çalışma şekli değil.”<br />

ARYA Alüminyum Mimari Sistemler Paz. Ve<br />

Tic. A.Ş. 200 yıllık bir Alman markası olan<br />

HUECK firması ile işbirliğine girerek, HUE-<br />

CK firmasının markası altında alüminyum<br />

giydirme cephe ve doğrama profil üretim<br />

ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmakta.<br />

Satış ve Pazarlama Müdürü İlhan Bilici ile<br />

dsoya konumuz çerçevesinde firmalarının<br />

faaliyetleri, ürünleri ve önümüzdeki döneme<br />

dair planları hakkında konuştuk.<br />

HUECK Hakkında bilgi alabilir miyiz?<br />

1814 yılında kurulmuş olan Hueck 200 yılı<br />

aşan geçmişiyle Avrupa’nın köklü işletmelerinden<br />

birisidir. Bir Alman firması olan<br />

Hueck, bugün dünyanın birçok coğrafyasında<br />

faaliyette bulunan büyük alüminyum<br />

üreticilerinden birisi konumundadır. 2014<br />

yılında, Hueck mimari sistem bölümü<br />

ayrı bir şirket olarak yeniden yapılanmış<br />

ve yapılan bu büyük yatırımla müşterilerine<br />

pencere, kapı ve cephe sistemlerinde<br />

daha esnek, daha ekonomik ve daha<br />

başarılı ürünlere ulaşmasını sağlamıştır.<br />

Türkiye’de distribütörlük yapısı ile inşaat<br />

sektörü için “mimari alüminyum sistemler”<br />

alanında çözüm sağlamaktadır.<br />

Türkiye’deki çalışmalarınızı<br />

özetleyebilir misiniz?<br />

2016 yılında Türkiye’de mimari alüminyum<br />

sistemleri alanında Hueck ile birlikte<br />

çıktığımız yolda <strong>2017</strong> yılında da arzu<br />

ettiğimiz hedefleri tutturmuş olmamızın<br />

mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye Hueck Ofisi<br />

olarak daha çok işin mühendisliği ve<br />

pazarlamasıyla uğraşıyoruz. Seçilmiş ve<br />

yoğun eğitimlerden geçirilmiş belirli sayıda<br />

uygulayıcı bayi ile çalışıyoruz Fazla tabana<br />

yayıldığınızda kaliteyi kontrol edememe<br />

riskini göze almanız gerekmekte. Bu bizim<br />

arzu ettiğimiz bir çalışma şekli değil.<br />

Hueck tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de<br />

de A+ projelerde belirgin şekilde tercih<br />

ediliyor. 2016-<strong>2017</strong> yıllarında Seba Ofis<br />

Projesi, Tarlabaşı 360 kentsel dönüşüm<br />

projesi, Bulvar G Blok kule projesi, Göztepe<br />

İskele 9 projesi, Forum AVM projesi<br />

gibi çok özel projelerde Hueck sistemleri<br />

tercih edildi.<br />

Sektörünüzün mevcut konumu ve<br />

geleceği hakkında görüş bildirmek<br />

ister misiniz?<br />

Rakiplerimiz içerisinde yer alan yerli firmalar<br />

da ürünlerini teknik açıdan geliştirerek<br />

pazardan daha fazla pay almayı hedeflemektedirler.<br />

İnşaat sektörü Türkiye için<br />

her zaman dinamik bir sektör olmuştur.<br />

Bunun sebebi kendi ile birlikte 35 iş alanını<br />

daha besleyerek ekonomiyi yönlendiren<br />

bir yapısı olmasıdır. Türkiye Hueck olarak<br />

geleceğe ve alüminyum sektörüne pozitif<br />

olarak bakıyoruz. Ülke içerisinde zaman<br />

zaman durağanlıklar olsa da, biz Türkiye’nin<br />

genç nüfus potansiyelinin inşaat<br />

sektörünün büyümesini destekleyeceğine<br />

inanıyoruz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

84<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Bildiğiniz gibi ülke olarak enerji konusunda<br />

dışa bağımlı bir ülkeyiz. Bu nedenle<br />

önümüzdeki dönemde enerji zengini olan<br />

ülkeler bile enerji verimliliği üzerine yoğunlaşırken,<br />

Türkiye’nin kendini bu trendin<br />

dışında bırakması söz konusu olamaz.<br />

Yalıtım değerlerinin iyileştirilmesi, enerji<br />

tüketimini azaltan sistemlerin geliştirilmesi<br />

Hueck Ar-Ge departmanının önceliğidir.<br />

Bugün tüketici çok daha bilinçli. Hem teknik<br />

olarak hem de estetik olarak ne istediğini<br />

daha iyi bilen ve bunu sizden talep<br />

eden bir müşteri portföyü bulunmakta ve<br />

Hueck Alüminyum Sistemleri ihtiyaçlar kolaylıkla<br />

karşılanabilmekte.<br />

Örneğin Lambda sisteminin başarısı, uygulayıcıların<br />

taleplerini, müşterilerin talepleri<br />

ile birlikte karşılayabilmesindedir. Modüler<br />

pencere ve kapı sistemi, yalıtım için yüksek<br />

talepleri karşılarken zarif estetiği ile<br />

ikna edicidir. Çeşitli profil derinlikleri ve<br />

yalıtım özellikleri ile planlama için gerekli<br />

olan esnekliği sağlar. Uygulama firmaları<br />

için Lambda sisteminin gerçek anlamı<br />

özellikle iyi düşünülmüş basit işleme<br />

ve modüler yapısından gelir. Tamamen<br />

simetrik profil yapısı ile özdeş bağlantı<br />

elemanlarının kullanımına olanak sağlar.<br />

Geçtiğimiz ay düzenlenen<br />

‘AluExpo <strong>2017</strong> Fuarı’ hakkında<br />

neler söylemek istersiniz?<br />

AluExpo Fuarı alüminyum sektörü için<br />

her zaman önemli olmuştur, organizasyonda<br />

gerek müşterilerimizden gerekse<br />

ziyaretçilerden çok olumlu tepkiler<br />

aldık. İnşaat sektörüne ve Türkiye’nin<br />

büyüme potansiyeline inan bir firma<br />

olarak AluExpo Fuarının bizim için son<br />

derece verimli geçtiğini belirtebilirim.<br />

Son olarak eklemek<br />

istedikleriniz?<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> derginizin yayın hayatındaki<br />

başarılarının devamını diliyor ve<br />

ilginiz için teşekkür ediyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 85


Dosya<br />

Kale Kilit’e<br />

Design Turkey’den<br />

Tasarım Ödülü<br />

Türkiye’de güvenliğin lider markası<br />

Kale Kilit, bu yıl altıncısı düzenlenen<br />

Design Turkey Endüstriyel Tasarım<br />

Ödülleri’nde <strong>Yapı</strong> Bileşenleri<br />

kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülüne<br />

layık görüldü. Kale Alarmlı Silindir,<br />

art niyetli girişimlerde aktivasyon<br />

çubuğunun kırılmasıyla silindir içindeki<br />

alarm devresini tetikliyor. Patent<br />

koruması altına alınmış olan Kale<br />

Alarmlı Silindir’de kullanılan teknoloji,<br />

dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.<br />

Güvenlikle ilgili her alanda entegre ürünler ve hizmetler<br />

sunan Kale Kilit, Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar<br />

Meclisi (TİM) işbirliği ile düzenlenen Türkiye Tasarım Haftası<br />

kapsamında yapılan Design Turkey <strong>2017</strong> Endüstriyel<br />

Tasarım Ödülleri’nde Alarmlı Silindir ürünü ile <strong>Yapı</strong> Bileşenleri<br />

kategorisinde ‘İyi Tasarım’ ödülünü almaya hak<br />

kazandı.<br />

Bu yıl altıncısı düzenlenen yarışmada ödülü Ekonomi<br />

Bakanı Nihat Zeybekçi, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi<br />

ve ETMK Başkanı Sertaç Ersayın’dan alan Kale Endüstri<br />

Holding Pazarlama Direktörü Billur Kaymak Burkutoğlu:<br />

“Dijitalleşme ile dönüşen yenidünya düzeninden tasarım<br />

ve estetik anlayışı da payını aldı. Bu dönüşümün etkilerinin<br />

en fazla yansıdığı alanlardan biri de şüphesiz endüstriyel<br />

tasarım, özellikle de hayatı her alanda kolaylaştırmaya<br />

yönelik ürün ve çözümler. Kale Kilit olarak biz de<br />

bu yaklaşımla yeni nesil teknolojileri güvenlik sistemlerimize<br />

entegre ederken, ürünün temel işlevini en doğru<br />

biçimde yerine getirecek tasarımlarla müşterilerimizin<br />

hayat kalitesini artırıyoruz. Kullandığımız teknoloji açısından<br />

kilit ve silindirde dünyada bir ilk olan Alarmlı Silindir<br />

ürünümüz, içerisindeki elektronik sistem ile devreye giren<br />

alarm özelliği ile kapıda silindir kırılarak yapılan art<br />

niyetli girişimlerde büyük oranda caydırıcılık sağlıyor. Ürünümüzün<br />

başarısının böyle önemli bir ödülle taçlandırılmasının<br />

gururunu yaşıyoruz. Yenilikçi ürün yaklaşımımız<br />

ile üretimdeki deneyim ve uzmanlığımızı harmanlayarak<br />

sunduğumuz katma değerli ürünler ile Türkiye’de güvenlik<br />

sektörünü geleceğe taşımaya devam edeceğiz” dedi.<br />

Teknolojisi ile kilit ve silindir sektöründe<br />

dünyada bir ilk<br />

Kale Tuzaklı Silindir’in geliştirilmiş bir versiyonu olan<br />

Kale Alarmlı Silindir, silindirin kırılmasıyla kilide ulaşılmasının<br />

engellenmesinin yanı sıra içindeki alarm sisteminin<br />

devreye girmesiyle iki aşamalı koruma sağlıyor. Tuzaklı<br />

kısmı kırıldığında mekanik olarak da kilide kolayca<br />

ulaşılmasını engelliyor. Devreye giren alarm ile art niyetli<br />

kişilerin başka açma yöntemlerini denemesini engelliyor,<br />

çevreyi de ikaz ediyor. 80 dBA şiddetindeki ses, yaklaşık<br />

olarak 30 dakika boyunca çevreyi uyarıyor. Kale Alarmlı<br />

Silindir herhangi bir ek aparata, kablo ya da vidalamaya<br />

ihtiyaç duyulmadan standart bir silindiri değiştirir gibi kolayca<br />

değiştirilebiliyor. TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek<br />

Programları (TEYDEB) çerçevesinde desteklenmiş ve<br />

patent koruması altına alınmış olan Kale Alarmlı Silindir<br />

’in teknolojisi, silindirde dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.<br />

86<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


“Üretime yönelik yatırımlarımızı büyük<br />

ölçüde tamamladık”<br />

Dosya<br />

“AR-GE konusuna önem veren bir firmayız. Hem tasarım hem de işlevsellik konusunda<br />

sürekli en iyiyi yakalama çabasındayız. Ürünlerimizin ve tasarımlarımızın tamamı patentlidir.”<br />

İsmail Aktolga / Formet Grup Şirketleri Koordinatörü<br />

ve Dış Ticaret Yöneticisi<br />

Formet Çelik Kapı, sektörde 20 yıllık deneyime<br />

sahip, sektörünün öncü ve köklü<br />

firmalarından. Formet’te Grup Şirketleri<br />

Koordinatörü ve Dış Ticaret Yöneticisi olarak<br />

görev yapmakta olan İsmail Aktolga ile<br />

şirket faaliyetleri ve Kapı/Pencere Sistemleri<br />

üzerine konuştuk.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Firmamız başlangıçta bir Çelik Kapı firması<br />

iken yıllar içinde sektör içinde hatırı sayılır<br />

bir konuma gelmiştir. Önceki yıl bir iç kapı<br />

fabrikasını satın alarak iç kapı sektöründe<br />

de üretime başlamıştır. 2016 yılında Star<br />

Çelik Kapı da grubumuza katılmıştır. Hem<br />

finansal çeşitlilik hem de üretimde çeşitlilik<br />

sağlamak üzere 2015 de ısıtıcı-pişirici<br />

ürün gruplarında üretim yapan bir fabrikayı<br />

da satın alarak elektrikli-gazlı ev aletleri<br />

konusunda da üretime başladık. Ayrıca<br />

Avrupa, Afrika ve Amerikada da şirket<br />

yapılanmalarımız oldu. Mevcut durum itibariyle,<br />

farklı sektörlerde farklı ülkelerde<br />

de ticari faaliyetleri olan grup şirketi haline<br />

geldik Çelik Kapı konusunda en yaygın<br />

markayız. Sadece İstanbulda yüzün üzerinde<br />

showroom mevcuttur ve direk fabrikamız<br />

tarafından yönetilmektedir. Amacımız<br />

Türkiye’deki bilinen marka imajımızı yurt<br />

dışında da pekiştirmek. Yine yangın çıkış<br />

kapılarıyla ilgili olarak dünyada en son<br />

nokta olan 240 dakika uluslararası yangın<br />

sertifikamız mevcuttur.<br />

Pencere ve Kapı Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Türkiye genelinde, yeni tamamlanmış<br />

binalar nedeniyle verilen yapı kullanma<br />

izin belgelerinin sayısı 2016 yılı itibariyle<br />

750.000 adedi geçmiştir. Yeni konut satışı,<br />

600.000 adetlerin üzerindedir. Bu<br />

resmi rakamlar üzerinden değerlendirdiğimiz<br />

zaman, gelecek yıllarda da konut üretiminin<br />

düşmesi beklenmemelidir. Türkiye<br />

de hane halkı sayısı 3,8 olarak hesaplanmaktadır.<br />

Avrupa ortalamalarının 2,9 civarında<br />

olduğu dikkate alındığında, konut talebinin<br />

gelecek yıllarda da en azından bu<br />

gerekçe ile artmaya devam edebileceğini<br />

söyleyebiliriz. Konut talebinin artış göstermesi<br />

elbette kapı ve pencere satış rakamlarını<br />

da artıracaktır doğal olarak.<br />

Çelik kapı, iç oda kapıları, ve diğer kapı<br />

çeşitleri de dahil edildiğinde toplam kapı<br />

sektörünün büyüklüğü, sektör temsilcileri<br />

tarafından 2,5 milyar dolar olarak tahmin<br />

edilmektedir. Konut arzı devam ettiği<br />

sürece bu rakamın önümüzdeki yılda da<br />

azalmayacağını en azından korunacağını<br />

düşünmekteyim.<br />

Yeni ürün projelendirme ve<br />

üretim aşamasında öncelikleriniz<br />

neler oluyor? Bu anlamında sizi<br />

rakiplerinizden farklı kılan en önemli<br />

faktör nedir?<br />

AR-GE konusuna önem veren bir firmayız.<br />

Hem tasarım hem de işlevsellik konusunda<br />

sürekli en iyiyi yakalama çabasındayız.<br />

Ürünlerimizin ve tasarımlarımızın tamamı<br />

patentlidir. Hatta geçtiğimiz yılarda Türk<br />

Patent Enstitüsü tarafından en çok patent<br />

ve tasarım tescili alan firma olarak ödüllendirildik.<br />

Ayrıca Fransa’da Kalite Liderliği<br />

Yıldızı ödülü aldık. Firmamız için kalite<br />

standartları vazgeçilmez önceliklerden<br />

olup ISO:9001 dışında, ISO:1401 Çevre<br />

Yönetimi sertfikasıyla çevreye duyarlı<br />

üretim anlayışını benimseyen bir üretim<br />

anlayışımız vardır. Formet OHSAS 18001<br />

iş sağlığı ve iş Güvenliği sertifkasına da<br />

sahiptir. Bunlar bizi rakiplerimizden ayıran<br />

belirgin özelliklerdir.<br />

Kapı sistemleri konusundaki tüm yenilikleri<br />

sürekli takip etmekteyiz. Kilit konusunda<br />

da birçok yeniliği yakından izlemekteyiz.<br />

Ürünlerimizde klasik kilitlerin yanısıra,<br />

parmak izli sistemler, digital kilitler, uzaktan<br />

kontrol edilen kapılar gibi birçok farklı<br />

sistemi de kullanmaktayız.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Çelik kapı da Formet marka bilinirliği yüksek,<br />

sağlamlık ve estetik açısından tercih<br />

edilen bir üründür. Beyaz eşya sektöründe<br />

de yeni konumlandırdığımız markamız FLA-<br />

TELLİ dir. Çelik kapı konusunda uluslararası<br />

sertifikasyonlarımızla yurt dışında da tanınan<br />

ve tercih edilen bir markayız. Batı Afrika’da<br />

ve Orta Doğuda birçok devlet ve özel<br />

sektör projelerini başarıyla tamamladık.<br />

Üretim ve yatırım planlarınız<br />

hakkında neler söylemek istersiniz?<br />

Üretime yönelik yatırımlarımızı büyük ölçüde<br />

tamamladık. Formet’in 2018 de sektördeki<br />

büyük süprizi halka arz olacaktır.<br />

Şu anda bağımsız denetim aşamasını tamamladık<br />

SPK ya başvurduk. İnşallah SPK<br />

tarafından da onaylandığında 2018’in ilk<br />

aylarında Formet’in bir bölümü halka arz<br />

edilecek, böylece sahip olduğumuz değerleri<br />

daha geniş bir kitleyle paylaşmış<br />

olacağız.<br />

Satış ve pazarlama çalışmalarnızdan<br />

biraz bahseder misiniz? Hangi<br />

ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar<br />

arayışlarınız var mı?<br />

Formet Türkiye’nin hemen hemen tamamına<br />

satış kanalı olarak ulaşmaktadır. İstanbul’da<br />

Avrupa ve Anadolu Bölge müdürlüklerinin<br />

yönetiminde yüzü aşkın shoroom<br />

bulunmakta. Tüm Türkiye’de bölge müdürlüklerine<br />

bağlı olarak çalışan kurumsal pazarlama<br />

ekiplerimiz bulunmaktadır.<br />

Yurt dışında 50 nin üzerinde ülke ile çalışmaktayız.<br />

Avrupa satış ve pazarlama faaliyetlerimiz<br />

Formet France tarafından Paris<br />

merkezden yürütülmektedir.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Formet olarak kapıda bir dünya markası<br />

olma gayretimiz sürüyor. Ayrıca yurtdışında<br />

oluşan distribütörlükler dışında kendi<br />

şirketlerimizi de oluşturmaktayız. Şu anda<br />

4 kıtada Formet temsilciliklerimiz var.<br />

Markamızı ve ülkemiz sanayini en iyi şekilde<br />

temsil etme gayretimiz artarak devam<br />

edecek…<br />

88<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


u yana Türkiye’nin PVC sektöründeki<br />

öncü kuruluşu Ege Profil’in bünyesi altında<br />

hizmet veriyoruz. 2000 yılında dünyanın<br />

en büyük PVC profil üreticisi Deceuninck<br />

Grubu’nun şirketimizin en büyük hissedarı<br />

olmasıyla birlikte Türkiye’deki PVC sektörünün<br />

seyrini değiştirdik. Türkiye’de yaşanan<br />

dört mevsimde PVC kullanımının ısı<br />

yalıtımındaki önemini vurguladık ve “Türkiye’nin<br />

Penceresi” söylemini bugünlere taşıdık.<br />

Egepen Deceuninck olarak, yüksek<br />

teknoloji ve kalite ile ürettiğimiz ürünlerle<br />

bugün Türkiye’de PVC üreticileri arasında<br />

ilklerin öncüsü konumunda yer alıyoruz.<br />

Pencere ve Kapı Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Rakamsal<br />

olarak mevcut durumu nasıl<br />

buluyorsunuz?<br />

Tamer Özen<br />

Egepen Deceuninck<br />

Pazarlama ve Satış Grup Müdürü<br />

“Yeni projelerimiz ile<br />

sektöre dinamizm<br />

katacağız”<br />

“Yeni ürün projelendirme ve üretim aşamasında en önemli<br />

önceliğimiz teknolojik üstünlük ve tasarım. Nitelikli ekibimiz<br />

ve yenilikçi yaklaşımlara verdiğimiz önemle kurduğumuz Ar-<br />

Ge Merkezimiz ile bu ihtiyaca cevap vermeyi hedefledik.”<br />

Profesyonel teknik ekip ve uzman çalışanlarla<br />

birlikte yoğun Ar-Ge çalışmaları neticesinde<br />

sürekli yenilikçi ürünler geliştiren<br />

Deceuninck, inovatif ürünlerini 4 binden<br />

fazla müşteriyle buluşturmakta. Dünya<br />

çapında 35 iştiraki ve 3 bin 500’den fazla<br />

çalışanıyla 91 ülkede faaliyet gösteren<br />

firma, ülkemizde de fabrika ve ofisleri il faaliyetlerini<br />

gerçekleştirmekte. Egepen Deceuninck<br />

Grup Pazarlama ve Satış Müdürü<br />

Tamer Özen ile şirket faaliyetleri, ürünleri<br />

ve yeni dönem planlarını konuştuk.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Ege Profil Tic. Ve San. A.Ş. olarak, bu yıl<br />

36’ıncı yaşımızı kutluyoruz. 1981 yılından<br />

Türkiye, pencere ve kapı sektörü konusunda<br />

dünyanın en büyük ihracatçılarından<br />

biri. Buna ek olarak, son 10 yılda yapımı<br />

artan konutlar ve hızlı kentsel dönüşüm<br />

çalışmaları PVC ve kapı sektörüne de yansıdı.<br />

<strong>2017</strong> rakamları henüz belli olmadı<br />

fakat, 2016 yılında 1,760 milyon mekan<br />

için 31,7 milyon metrekare PVC pencere<br />

üretildi. Ege Profil, ciro itibariyle İSO’nun<br />

yayınladığı listede, 2016’nın verileriyle<br />

birlikte Türkiye’nin 192’inci sırasındaydı.<br />

Plastik sektörünün önümüzdeki yıl daha<br />

da iyi olacağını düşünüyor, 192’nin üzerine<br />

çıkmayı hedeflediğimizi de belirtmek<br />

istiyorum. Son yıllara baktığımızda sektörümüzün<br />

en önemli problemlerinden biri<br />

olan merdiven altı üretimin azaldığını görüyoruz.<br />

Bu da kaliteden ve teknolojiden<br />

ödün vermeyen bizim gibi markalar için<br />

çok büyük bir avantaj. Sektörümüzün büyümesini<br />

sürdürdüğünü gözlemliyor, buna<br />

paralel olarak gelecekte yatırımların da artacağını<br />

tahmin ediyoruz.<br />

Yeni ürün projelendirme ve<br />

üretim aşamasında öncelikleriniz<br />

neler oluyor? Bu anlamda sizi<br />

rakiplerinizden farklı kılan en önemli<br />

faktör nedir?<br />

Yeni ürün projelendirme ve üretim aşamasında<br />

en önemli önceliğimiz teknolojik<br />

üstünlük ve tasarım. Nitelikli ekibimiz ve<br />

yenilikçi yaklaşımlara verdiğimiz önemle<br />

kurduğumuz Ar-Ge Merkezimiz ile bu ihtiyaca<br />

cevap vermeyi hedefledik. Umuyoruz<br />

ki Ar-Ge Merkezimiz, PVC sektöründe Türkiye<br />

ve dünya pazarını belirleyen trendler<br />

oluşturmaya devam ederek ilklerin öncülüğünü<br />

taşıyan konumumuzu daha da ileriye<br />

götürecek. Ege Profil olarak kurmuş olduğumuz<br />

Ar-Ge Merkezi ile PVC sektörünün<br />

ihtiyacı olan teknolojileri üretmeyi amaçlıyoruz.<br />

Böylece sektöre dinamizm katacağımız<br />

inancındayız.<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

90<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Egepen Deceuninck olarak Legend, Legend<br />

Sürme, Zendow, Everest Max, Fusion,<br />

pencere ve kapılarımızda kullanılan<br />

başlıca serilerimiz arasında bulunuyor.<br />

Ayrıca evlerin hem dekoratif hem de farklı<br />

ihtiyaçlarını gideren Storbox (panjur), kepenk,<br />

sineklik ve de dekor lambri de ürün<br />

gamımız içinde bulunuyor. Legend ve Legend<br />

Sürme Sistemlerimiz marka bilinirliği<br />

en yüksek ürün grubumuz. Sürme sistemlerde<br />

Türkiye’nin en geniş ürün yelpazesine<br />

sahip Egepen Deceuninck olarak,<br />

doğadan esinlendiğimiz 13 farklı renk seçeneği<br />

ile tüm mekanlara alternatif dekor<br />

imkanı sunuyoruz.<br />

Üretim ve yatırım planlarınız hakkında<br />

neler söylemek istersiniz?<br />

Menemen Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

200 milyon TL’lik yatırımla faaliyete açtığımız<br />

yeni fabrikamız, PVC kapı ve pencere<br />

profil üretimi yapan Avrupa ve Amerika’nın<br />

en büyük fabrikası olma özelliğini taşıyor.<br />

Yeni fabrikamızın lojistik merkezi 30 bin<br />

metrekare arsa üzerine 22 bin 300 metrekare<br />

kapalı alan, üretim fabrikası ve idari<br />

alanı ise 80 bin metrekare arsa üzerine<br />

56 bin metrekare kapalı alana kuruldu. Bu<br />

fabrika ile İzmir’de 50 – 55 ton aralığında<br />

olan üretimimizi 100 bin tona, yani iki katına<br />

çıkaracağız. Yeni fabrikamız ile aynı<br />

zamanda birçok kişiye istihdam da sağlamış<br />

oluyoruz. İlk ihracatımızı Amerika Birleşik<br />

Devletleri’ne yaptık, yılsonuna kadar<br />

33 milyon TL’lik bir ihracat hedefliyoruz.<br />

Şili, Hindistan, Tayland, Avustralya’da ve<br />

Güney Amerika’nın belli bölgelerinde yatırımlarımız<br />

var. Yatırım planlamalarımız<br />

çerçevesinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.<br />

Satış ve pazarlama çalışmalarınızdan<br />

biraz bahseder misiniz? Hangi ülkelere<br />

ulaşıyorsunuz? Yeni pazar arayışlarınız<br />

var mı?<br />

Egepen Deceuninck olarak dünya standartlarında<br />

üretim gerçekleştiriyoruz. Üretim<br />

konusundaki bu standardımızı satış ve<br />

pazarlama faaliyetlerinde de uyguluyoruz.<br />

Türkiye’nin önde gelen PVC markalarından<br />

biri olarak işimiz üretimden teslimata kadar<br />

ciddi bir süreç gerektiriyor. Bu yönde<br />

hız, kalite ve müşteri memnuniyetini her<br />

zaman ön planda tutuyoruz. Egepen Deceuninck<br />

kullanıcılarının ürün hakkındaki<br />

memnuniyetleri bizler için son derece<br />

önemli. Güçlü bir müşteri ilişkileri yönetimimiz<br />

bulunuyor. Bu nedenle hem yerel<br />

hem de global pazarda tercih sebebiyiz.<br />

Bu kapsamda sektörde bir ilk olan “Egepen<br />

Deceuninck Assist” projemiz ile tüm<br />

PVC profil kapı ve pencerelerin sorunlarını<br />

çözüyoruz. Başlattığımız Assist projesiyle<br />

birlikte tüm Türkiye’ye yayılan teknik servis<br />

bayileri ile kullanıcıların yaşadığı sorunlara<br />

kısa sürede çözüm buluyoruz. Türkiye’nin<br />

55 ilinde, 150 bayide başlatılan<br />

ve PVC sektöründe ilk kez gerçekleştirilen<br />

Assist projesiyle birlikte kullanıcıların PVC<br />

ürünlerinde yaşadığı tüm sorunları gidermeyi<br />

hedefliyoruz. Yatırımlarımızla Güney<br />

Asya, Avustralya ve Güney Amerika’ya ulaşıyoruz.<br />

Önümüzdeki yıl pazarımızı daha<br />

da genişletmeyi planlıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 91


“REHAU, gücünü<br />

Ar-Ge’ye verdiği değerden alıyor”<br />

“Kendimizi öncelikle müşterilerimize, iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza yönelik<br />

sorumluluğumuz ile tanımlıyoruz. Attığımız her adımda gelecek kuşaklar açısından düşünüyor<br />

ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz.”<br />

Olağandışı yenilikler ve yüksek güvenirlik<br />

sayesinde müşterilerine uzun süreli rekabet<br />

avantajları sağlayan Rehau, yaklaşık<br />

70 yıldır bu ilke doğrultusunda çalışmalarını<br />

sürdürmekte. REHAU Pencere Çözümleri<br />

Bölümü Satış Yöneticisi Mevlüt Topbaşlı<br />

ile Kapı ve Pencere Sistemleri üzerine bir<br />

röportaj çalışması gerçekleştirdik.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

REHAU olarak sürdürülebilir inşaat ve modernizasyon<br />

için ileriye yönelik ve bütünsel<br />

çözümler sunuyoruz. Yaklaşık 70 senelik<br />

geçmişi olan Almanya menşeili şirketimiz<br />

enerji tasarruflu inşaat, yenilenebilir enerjilerin<br />

kullanılması ve su yönetimine odaklanmaktadır.<br />

Pencere, yapı teknolojisi ve<br />

inşaat mühendisliği alanlarında sistem<br />

çözümlerimiz ve kapsamlı hizmetlerimiz<br />

ile müşterilerimizin güçlü bir iş ortağıyız.<br />

Dünyada 170’i aşkın lokasyonda yaklaşık<br />

20.000 çalışanı ile bağımsız bir aile şirketi<br />

olan REHAU, Türkiye’deki operasyonunu<br />

da 1990 senesinde başlattı.<br />

Pencere ve Kapı Sektörü hakkında<br />

düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?<br />

Rakamsal olarak mevcut durumu<br />

nasıl buluyorsunuz?<br />

Sektörü global olarak değerlendirdiğimizde<br />

bugün en çok ısı yalıtımı, ses yalıtımı,<br />

hırsızlığa karşı koruma, enerji verimliliği<br />

ve geniş görüş açısı özellikleri öne çıkıyor.<br />

Sektör oyuncuları, talep sahipleri ve son<br />

kullanıcılar bu özellikler açısından eski<br />

dönemlere göre çok daha bilinçli hale<br />

geldiler ve ürünleri bu özelliklere göre sınıflandırıyorlar.<br />

Müşteriler bir pencereyi<br />

değerlendirirken öncelikle uzun vadedeki<br />

faydalarının ne olduğunu sorgulamaya<br />

başladılar. Bu eğilimin bir çıktısı olarak<br />

sektör “nitelikli ürün” üretmeye odaklanıyor<br />

ve bu ortak bilinç sayesinde enerji<br />

tasarrufu sağlayan kayma değerli ürünler<br />

rağbet görüyor.<br />

Ancak ülkemizde durum maalesef biraz<br />

farklı. Ülkemizdeki plastik profil sektörü<br />

hacim açısından her ne kadar Avrupa’nın<br />

en büyük pazarlarında biri olsa da arz edilen<br />

ürünler açısından kalite sorunu olduğu<br />

çok açık. Az önce bahsettiğim “bilinç düzeyi”<br />

ile ilgili çalışmalar yapmamız ve son<br />

kullanıcıyı nitelikli ürün talep etmeye yönlendirmemiz<br />

gerektiğini düşünüyorum. RE-<br />

HAU olarak mesaimizin büyük bölümünü<br />

sektör paydaşlarına pencerenin yapıdaki<br />

en önemli unsurlardan biri olduğunu anlatmak<br />

için ayırıyoruz ve bu noktada ciddi<br />

bir başarı yakaladık. Buna çok önem veriyoruz.<br />

Yeni ürün projelendirme ve<br />

üretim aşamasında öncelikleriniz<br />

neler oluyor? Bu anlamında sizi<br />

rakiplerinizden farklı kılan en önemli<br />

faktör nedir?<br />

Bugüne kadar en çok söylediğimiz konulardan<br />

biri; Ar-Ge. REHAU gücünü Ar-Ge’ye<br />

verdiği değerden alıyor. Bu vizyonla RE-<br />

HAU, sürekli araştıran ve süzgecinden geçen<br />

fikirlerden geliştiren bir işletmedir ve<br />

92<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

var olan ürünlerimizin ortak özelliği enerji<br />

verimliliğine odaklanmış olmalarıdır. Çünkü<br />

pencere, yapıdaki bir boşluğu herhangi<br />

bir şekilde kapatan bir ürün değildir.<br />

Pencere, bir yapıdaki toplam enerji kayıplarının<br />

yaklaşık %35’ini kapsar. Yani bir<br />

başka değişle, doğru ürün ile binanızdaki<br />

toplam enerji kayıplardan yaklaşık %35<br />

kadar enerji tasarrufu sağlarsınız. REHAU<br />

dünyasında bu yaklaşım hem son kullanıcı<br />

açısından, hem doğal kaynakların korunması<br />

bakımından hem de ülke ekonomisi<br />

açısından hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla<br />

üzerinde çalıştığımız aday ürünlerimizde<br />

de önceliğimiz yine enerji verimliliği<br />

ve doğal kaynakların korunması olacaktır.<br />

İster ısı yalıtımı, ister hırsızlığa karşı koruma,<br />

ister ses yalıtımı olsun; pencerelerimiz<br />

müşterilerimizin ihtiyaçlarınıza tam<br />

uyum sağlar. Synego, Geneo, Euro-Design,<br />

Brillant gibi yaşam alanlarına değer<br />

katan, her biri farklı özellikleriyle öne çıkan<br />

ürün gamına sahibiz. Örneğin Geneo<br />

Inovent aslında REHAU’nun bakış açısını<br />

birebir karşılayan bir ürün. Dünyada bir<br />

muadili olmayan, gelişmiş Ar-Ge süreçlerinin<br />

sonucu ortaya çıkan bu ürün standart<br />

plastik pencerelerden farklı olarak<br />

içinde cam elyaf muhteva ediyor ve kendiliğinden<br />

havalandırma sistemine sahip.<br />

Pencere profiline entegre havalandırma<br />

sistemi ufak bir motorla çalışıyor ve bu<br />

sistem partikülleri ve pis havayı temizleyip<br />

evin içine o şekilde alıyor. Havayı içeri<br />

alırken de ev ısısı seviyesine getiriyor. Bu<br />

nedenle evin içindeki havanın ısısında bir<br />

değişiklik yaşanmıyor. Sistem bir ampul<br />

kadar bir enerji harcadığından ek bir maliyet<br />

getirmiyor.<br />

Satış ve pazarlama çalışmalarınızdan<br />

biraz bahseder misiniz? Hangi<br />

ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar<br />

arayışlarınız var mı?<br />

Kendimizi öncelikle müşterilerimize, iş<br />

Mevlüt Topbaşlı / REHAU Pencere Çözümleri Bölümü Satış Yöneticisi<br />

ortaklarımıza ve çalışanlarımıza yönelik<br />

sorumluluğumuz ile tanımlıyoruz. Attığımız<br />

her adımda gelecek kuşaklar açısından<br />

düşünüyor ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz.<br />

Satış ve pazarlama faaliyetlerimizde<br />

özellikle üstünde durduğumuz en önemli<br />

konu bu. Dünyanın hemen hemen tüm<br />

ülkelerinde satışımız var. 170’in üstünde<br />

ülkede ya üretim tesisi ya da Türkiye’de<br />

olduğu gibi hem üretim tesisi hem de idari<br />

ofis şeklinde yer alıyoruz. Bazı ülkelerde<br />

ise sadece idari ofislerimiz bulunuyor.<br />

REHAU Türkiye’de 1990 senesinden beri<br />

faaliyet gösteriyor; pencere, yapı tekniği,<br />

mobilya, beyaz eşya, otomotiv gibi birçok<br />

alanda piyasaya ürün sunuyoruz.<br />

Ürün gruplarınız<br />

hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka<br />

bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz<br />

hangisi?<br />

İster ısı yalıtımı, ister<br />

hırsızlığa karşı koruma,<br />

ister ses yalıtımı olsun;<br />

pencerelerimiz müşterilerimizin<br />

ihtiyaçlarınıza<br />

tam uyum sağlar. Synego,<br />

Geneo, Euro-Design,<br />

Brillant gibi yaşam<br />

alanlarına değer katan,<br />

her biri farklı özellikleriyle<br />

öne çıkan ürün gamına<br />

sahibiz. Örneğin<br />

Geneo Inovent aslında<br />

REHAU’nun bakış açısını<br />

birebir karşılayan<br />

bir ürün. Dünyada bir muadili olmayan,<br />

gelişmiş Ar-Ge süreçlerinin sonucu ortaya<br />

çıkan bu ürün standart plastik pencerelerden<br />

farklı olarak içinde cam elyaf muhteva<br />

ediyor ve kendiliğinden havalandırma sistemine<br />

sahip. Pencere profiline entegre<br />

havalandırma sistemi ufak bir motorla çalışıyor<br />

ve bu sistem partikülleri ve pis havayı<br />

temizleyip evin içine o şekilde alıyor.<br />

Havayı içeri alırken de ev ısısı seviyesine<br />

getiriyor. Bu nedenle evin içindeki havanın<br />

ısısında bir değişiklik yaşanmıyor. Sistem<br />

bir ampul kadar bir enerji harcadığından<br />

ek bir maliyet getirmiyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 93


“Sektörde kendi şirketiyle<br />

Türkiye’de bulunan tek markayız”<br />

“Sunduğumuz hizmet yanında doğru ürün portföyü ile pazarda olmanın önemini kısaca<br />

açıklamak isterim. Ülkemiz, ısıdan korunmanın, özellikle çatıdan gün ışığı alınıyorsa,<br />

önemli olduğu bir iklim kuşağında. Bu sebeple tüm çatı pencerelerimizde<br />

standart olarak ısıdan koruyan camları pazara sunuyoruz.”<br />

Çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma sağlayan ürünler konusunda uzman olan VELUX; 1942 yılından bu yana<br />

sektörde faaliyet göstermekte VELUX Pazarlama Sorumlusu Hasan Kamiş ile bu spesifik alandaki ürünleri ve<br />

teknik özelliklerini ele almaya çalıştık.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder<br />

misiniz?<br />

Havalandırma (VEntilation) ve latince aydınlık anlamına gelen LUX’ün birleşiminden doğan VELUX<br />

ismi yaptığımız işi iyi bir şekilde tanımlıyor. Uzmanlaşmanın getirdiği bilgi birikimi, pazarın ihtiyaçlarını<br />

iyi anlama ve buna uygun inovatif ürün geliştirme sonucunda bugün 40 ülkede şatış şirketi,<br />

9 ülkede üretim tesisi ve 10.000’e yakın çalışanımızla global pazar lideri konumundayız.<br />

Ürün gamımızda en büyük pay eğimli veya düz çatılar için özel üretilen çatı pencereleri.<br />

Bunun yanında çatı pencelerimizle uyumlu perde, panjur, kumanda gibi tamamlayıcı<br />

aksesuarlar, ticari binalara uygun çözümler olan VMS (VELUX Modular Skylight) ürün<br />

yelpazemiz içinde.<br />

Çatı pencere sektöründe kendi şirketiyle Türkiye’de bulunan tek markayız ve<br />

bu yıl 18. yılımızı doldurduk. Bunun altını çizmek isteyişimin nedeni çatıda<br />

açılacak bir boşluktan ışık ve hava alma konusunda ülkemizin önceden<br />

gelen tecrübesinin iyi olmayışı. Uygun olmayan ürünler, yanlış uygulamalar<br />

sebebiyle çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma sağlamak<br />

isteyen kullanıcılar anlaşılır bir şekilde tereddüt yaşıyorlar.<br />

94<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Konusunda dünya pazar lideri markanın ülkede<br />

bulunması hem mimarlar hem müteahhitler<br />

hem de son kullanıcılar için önemli<br />

konularda (satış öncesi hizmet, doğru ürün<br />

gamı, satış sonra hizmet) cevap bulmalarını<br />

kolaylaştırıyor.<br />

Sunduğumuz hizmet yanında doğru ürün<br />

portföyü ile pazarda olmanın önemini kısaca<br />

açıklamak isterim. Ülkemiz, ısıdan<br />

korunmanın, özellikle çatıdan gün ışığı alınıyorsa,<br />

önemli olduğu bir iklim kuşağında.<br />

Bu sebeple tüm çatı pencerelerimizde standart<br />

olarak ısıdan koruyan camları pazara<br />

sunuyoruz. Ek olarak ısıdan koruyan aksesuarlarımız<br />

(panjur, gölgelik) tam konfor<br />

sağlıyor. Buna ek olarak ürünlerimizin çatıda<br />

maruz kalacağı dış etkenler göz önüne<br />

alındığında kışın da ısı kaybı olmamasını<br />

sağlayan hem cam, hem doğrama, hem de<br />

montaj aksesuarları standart olarak ürün<br />

gamımızda mevcut.<br />

Türk Çatı Penceresi Sektörü<br />

hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir<br />

miyiz? Rakamsal olarak mevcut<br />

durumu nasıl buluyorsunuz?<br />

Sektörün büyüme trendi içerisinde olduğunu<br />

söyleyebilirim. Bunun en önemli sebepleri;<br />

- Çatı penceresine uygun artan inşaat (konut)<br />

faaliyeti<br />

- Yaptığımız yatırımlar sonucu bilinirliğin artması<br />

Sektörün büyüyor olmasına rağmen henüz<br />

çok küçük olduğunu söyleyebilirim. Bunun<br />

en önemli sebebi çatı katlarının kullanımını<br />

sınırlayan yönetmelikler. Neredeyse<br />

80-90 yıl öncesinden gelen ve geçerliliği<br />

kalmamış yönetmelikler çatı katlarının atıl,<br />

en iyi ihtimalle kısmi kullanılmasına sebep<br />

oluyor. Binalarımızı (özellikle çatı katlarını)<br />

azami şekilde kullanmanın ülke ekonomisine<br />

değer katacağını görüyoruz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Türkiye özelinde konuşacak olursak, başta<br />

da söylediğim gibi, kendi şirketi ile pazarda<br />

olan tek markayız ve pazar lideriyiz. Diğer<br />

birkaç marka, ürünlerini burada oluşturdukları<br />

bayiler aracılıyla satıyorlar. Bu<br />

da satış öncesi, doğru ürün ve<br />

satış sonrası gibi hizmetler için<br />

buraya yatırım yapmak istemediklerinden<br />

kaynaklanıyor. Satın<br />

alan veya tasarlayan kişiler için<br />

bizi ayıran özellikler;<br />

- Özellikle mimar ve müteahhitlere<br />

binalarını tasarlar ve inşa ederken<br />

en iyi etkiyi almaları için hem<br />

mimari tasarım desteği hem de<br />

şantiyede süpervizörlük hizmeti.<br />

- VELUX Türkiye garantisi. Başka<br />

markaların bayilerinin “fabrika<br />

garantisi” adı altında garanti söylemleri<br />

oluyor ancak fabrika başka<br />

ülkelerde olduğundan kullanıcı için pek<br />

bir anlam ifade etmiyor.<br />

- Türkiye iklim koşullarına uygun (özel cam/<br />

doğrama/montaj aksesuarları) ürün gamı<br />

- Kullanıcı ihtiyacına göre çatı pencerleri için<br />

çabuk ulaşılır aksesuarımızın olması (perde,<br />

panjur, kumanda, v.b.)<br />

- Türkiye’nin önde gelen çatı markaları ile<br />

yaptığımız iş ortaklıkları çatının tek bir elden<br />

sistem olarak kullanıcıya sunulması.<br />

Hakan Yantir / Genel Müdür<br />

Ürün gruplarınız hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Marka bilinirliği en yüksek<br />

ürün grubunuz hangisi?<br />

Daha önce de belirttiğim ürün grupları arasında<br />

en fazla bilinirlik “çatı pencereleri”<br />

ürünlerimizde. Bu sebepten dolayı bu ürün<br />

grubumuzda müşteri ihtiyaçlarına göre 3<br />

“aile” tanımladık.<br />

- Standart: Ahşap doğrama, alüminyum dış<br />

yüzey ve low-e çift cam özellikleri olan bu<br />

ürün en küçük ayrıntısına kadar VELUX kalite<br />

ve standartlarını barındıryor.<br />

- Comfort: Ahşap doğrama üzerine dayanıklı<br />

beyaz boya (tavan rengi ile uyumlu),<br />

alüminyum dış yüzey ve solar lamine low-e<br />

çift cam özellikleri olan bu ürün estetik ve<br />

güvenliği ön plana çıkarıyor.<br />

- Premium: Ahşap doğrama üzerine dayanıklı<br />

beyaz boya (tavan rengi ile uyumlu),<br />

alüminyum dış yüzey ve solar lamine low-e<br />

çift cam ve en önemlisi kumanda ile kontrol<br />

edilebilen ve yağmur sensörlü bu ürün konforlu<br />

kullanım için ideal.<br />

Genelde ürün grubu çok bilinmediğinden,<br />

özelliklere bakarak ürünün olduğundan çok<br />

pahalı olduğunu tahmin edenler çoğunlukta.<br />

Fiyat ile ilgili örnek vermem gerekirse<br />

orta büyüklükte bir çatı odasını aydınatacak<br />

“standart” bir ürün maliyeti yaklaşık 1.500<br />

TL civarında.<br />

Önümüzdeki yıllar için büyüme<br />

hedefinizden bahsedebilir misiniz?<br />

Önümüzdeki dört yılda ürün adet satışımızı<br />

2 katına çıkarma planımız var. Geçmiş iki<br />

yıla baktığımızda doğru adımlarla ulaşılabilir<br />

bir hedef olduğunu görüyoruz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Çatıdan gün ışığı ve doğal hava alma istek<br />

ve bilincinin her geçen gün arttığını görüyoruz.<br />

Çatı katlarını köhne ve kullanılmayan<br />

mekanlardan yaşanabilir cazip mekanlara<br />

dönüştürmede etkimizin olması bizi mutlu<br />

ediyor. Dileğimiz önümüzdeki zamanlarda<br />

yönetmeliklerdeki değişiklikler ile çatı katlarının<br />

daha fazla kullanılması.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 95


Dosya<br />

“2018 yeni yatırımlarımızın<br />

olduğu bir yıl olacak”<br />

“Alüminyum rüzgar dayanımı daha iyi bir malzeme. Yüksek katlı yerler için ısı bariyerli<br />

alüminyumlar üretiliyor. Alüminyumun girmediği sektör yok. Görselliği iyi, sağlıklı bir ürün.<br />

Üretimi çok zor. Ancak satış pazarlaması daha kolay bir ürün...”<br />

1995 yılında kurulan Karpen,bir süre sonra<br />

kendi üretimini yapmaya başladı. Üretim<br />

süreçleri ve bu alanda kat ettikleri mesafeyi<br />

Karpen Genel Müdürü Fahrettin Cankar’dan<br />

dinledik.<br />

Firmanızı tekrar bir hatırlayalım?<br />

2004 yılında üretime başladık. Pvc’de 17<br />

hattımız var. İki hat da contada var. İnşaat<br />

sektöründe alüminyum ve pvc birbirini tamamlayan<br />

ürünler olduğu için alüminyum<br />

işine girmeye karar verdik. Şu an aylık 500<br />

ton üretimimiz var. Yeni gelecek bir makineyle<br />

beraber alüminyumda üretim kapasitemizi<br />

900 tona çıkarmayı hedefliyoruz.<br />

Pvc’de ise aylık 1500 ton üretimimiz var.<br />

Satış politikanız hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Türkiye genelinde 7 tane depomuz, iki tane<br />

de distribütör bayimiz bulunmaktadır.güneydoğuanadolu<br />

bölgesi Çukurova bölgesi<br />

iç Anadolu bölgesi karadeniz bölgesi ege<br />

bölge akdeniz bölgesi batı Marmara bölgesi<br />

doğu Marmara bölgesi güney maramara<br />

bölgesi olmak üzere satış depolarımız bulunmaktadır.<br />

Ne tür profiller üretiyorsunuz?<br />

Sandalye ayağından otomotive, makineye,<br />

doğramaya ve inşaata dek pek çok çeşit<br />

mevcut. Şu an profilini çektiğimiz 1500<br />

farklı ürün var.<br />

Firmalara fason üretim yapıyor<br />

musunuz?<br />

Hayır, biz fason çekmiyoruz. Kendimiz çekiyoruz,<br />

pazarlamasını yapıyoruz. Bizden alan<br />

toptancı var. Kapasiteyi sürekli artırmak<br />

istiyoruz.<br />

İhracat yapınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Pvc alanında ihracatımız fena değil, %50-<br />

50, yarı yarıya. Alüminyumda o noktaya ulaşamadık<br />

henüz ancak Türkiye’ye yetiyoruz,<br />

üretimimizi yetiştiremiyoruz.<br />

Sektöre büyük bir destek var,<br />

verilen krediler var bu konuda neler<br />

söylersiniz?<br />

Onun etkisi var tabii ki. KGF adı altında hükümet<br />

bankalara kefil oldu, bankalar ciddi<br />

bir para dağıttı piyasaya. Bu rahatlık sürekli<br />

böyle devam etmez. Bu para tekrar bankaya<br />

dönecek, döndüğünde tekrar bir daralma<br />

başlayacak. Her şey güllük gülistanlık değil<br />

ki. İniş çıkışlar olacak, iş hayatı böyle.<br />

Sektörün kendisini düzeltmesi gerekiyor.<br />

2016’ya nazaran <strong>2017</strong> yılı daha iyi. Türkiye’de<br />

her sene kriz var, burada sanayici<br />

olmak zor.<br />

2018 yılından beklentileriniz nelerdir?<br />

Biz yatırım yapıyoruz. Yeni makine geliyor,<br />

Urfa’ya yeni bir tesis kuruyoruz, kompozitli<br />

iç kapı ve oda kapıları üreteceğiz. Hem<br />

cnc, hem de pvc şeklinde kapılar yapacağız.<br />

Günlük 500 kapı gibi bir kapasiteyi hedefliyoruz.<br />

İyi olacak diye bekliyoruz, sonuç<br />

ne olur bilmiyoruz. Türkiye’de sanayicilerin<br />

sıkıntısı öz kaynaklarının %50’nin altında olmasıdır.<br />

Öz kaynak %60 ve üzeri olmalıdır.<br />

Öz kaynağı %50’nin altında olan bir firma,<br />

krediyle dönmeye çalışıyor bir müddet sonra<br />

da sıkışmaya başlıyor.<br />

Fuarları nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Fuarın her zaman faydası var, burada çok<br />

fazla satış yapamıyoruz ama, uzun soluklu<br />

dönüşler oluyor. Hemen anında iş olmuyor.<br />

Adam kartviziti alıp gidiyor, çalıştığı yerle ilgili<br />

bir sıkıntı yaşarsa seni arıyor. Veya fiyatlardan<br />

dolayı seni tercih ediyorsa dönüyor,<br />

göz aşinalığı oluyor. Fuarlar aynı zamanda<br />

buluşma yeri. Hammaddecisi geliyor, makinecisi<br />

geliyor, burada buluşuyoruz.<br />

Yurtdışı fuarlarına katılıyor musunuz?<br />

Tabii. Şu an Şili’de bir ekibimiz de mevcut.<br />

Pvc sektörü hakkında neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

Pvc iyiye gitmiyor. Türkiye’de önceden ahşap<br />

değişimi vardı. Pencerelerdeki ahşaplar<br />

değişiyordu. Yeni inşaatlar olunca, büyük<br />

bir kapasitede üretim başladı. Şu an<br />

Türkiye’nin tüketiminin üç katı kapasite<br />

var. Şimdi değişim tamamlandı, ihracatta<br />

zorlanmaya başladık. Sebebi de şu; bizim<br />

pazarımız Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerdi.<br />

Türki Cumhuriyetler ekonomik sıkıntıya<br />

girdi. Arap ülkelerinin yarısı savaşta.<br />

Doğal olarak dış pazarı yavaş, yavaş kaybediyoruz.<br />

İran, Azerbaycan gibi ülkelerde<br />

Fahrettin Cankar / Karpen Genel Müdürü<br />

fabrikalaşma başladı. Pvc’nin geleceği çok<br />

parlak değil. Geçmişte Avrupa’da da bunun<br />

bir benzeri yaşanmış, 100 firma düşmüş 5<br />

firmaya. Belki Türkiye de firmalar birbirini<br />

satın alacak, piyasa toparlanacak. Bazı firmalar<br />

çok iyi gidiyor. Biz de ağımızdan dolayı<br />

iyi gidiyoruz.<br />

Yüksek katlı binaların çoğalmasından<br />

dolayı alüminyuma yönelim artışı<br />

bulunmakta. Bu konuda neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

Mutlaka, alüminyum rüzgar dayanımı daha<br />

iyi bir malzeme. Yüksek katlı yerler için ısı<br />

bariyerli alüminyumlar üretiliyor. Alüminyumun<br />

girmediği sektör yok. Görselliği iyi,<br />

sağlıklı bir ürün. Üretimi çok zor. Ancak satış<br />

pazarlaması daha kolay bir ürün. Çünkü<br />

ürün yelpazesi çok geniş.<br />

Ürün gruplarınızdan bahseder misiniz?<br />

İnşaat büyük bir kalem. Dış cephe var, ısı<br />

yalıtımlı profiller var, sistemsel ısı var, cam<br />

balkon var, küpeşte var, sineklik var, tente<br />

profilleri var, kepenk profilleri var…<br />

Önümüzdeki döneme dair hedefleriniz<br />

neler?<br />

Alüminyum kapasitesini büyütüyoruz ve ihracatını<br />

hedefliyoruz. Pvc’den daha iyi olacağını<br />

tahmin ediyoruz.<br />

96<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Leono Architect@Work<br />

fuarı’nda boy gösterdi!<br />

Kapı kilitleri, kapı menteşeleri, kapı kolları gibi kapı ve pencere sektöründe<br />

hizmet veren LEONO, 3-4 Kasım <strong>2017</strong> tarihlerinde Yeşilköy<br />

İstanbul Fuar Merkezi’nde, bu yıl 2.si düzenlenen Avrupa’nın en<br />

saygın tasarım fuarı Architect@Work Istanbul’un sponsoru oldu.<br />

Mimarlar, iç mimarlar, tasarımcılar ve alanının uzmanları için Belçika,<br />

Hollanda, Lüksemburg, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya,<br />

İsviçre, İtalya ve Danimarka gibi 65 ülkede düzenlenen Architect@<br />

Work, Türkiye’de de 2. defa gerçekleşti. Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde<br />

3-4 Kasım <strong>2017</strong> tarihleri arasında düzenlenen fuara, Architect@Work’ün<br />

seçici kurulu tarafından seçilen kaba yapı, dış cephe,<br />

yapı sistemleri, bitirme işleri, aydınlatma gibi alanlardaki firmalar<br />

katıldı. Fuarın sponsoru ve yaklaşık 30 yıldır kapı sektörüne getirdiği<br />

yeniliklerle adından söz ettiren Aslandağ Grubu’nun markalarından<br />

biri olan LEONO da, 10. Hall’de 51 Numaralı stantta yerini aldı.<br />

Kurulduğu 2012 yılından bu yana kapı kilitleri, kapı menteşeleri,<br />

kapı kolları, kapı yalıtım sistemleri, kapı kontrol ve kaçış sistemleri,<br />

sürme kapı sistemleri, kapı stopperları, banyo aksesuarları ve özel<br />

üretim çözümlerinde satış, ithalat ve ihracat konularında faaliyet<br />

gösteren, LEONO’nun Genel Müdürü Hakan Lonca, fuar hakkında<br />

“Mimari ve tasarım alanında Avrupa’nın en saygın fuarlarından biri<br />

olan Architect@Work’e AGB by LEONO markamızla sponsor olduk.<br />

Biliyorsunuz Emaar Square,<br />

Batum Hilton, Eroğlu Skyland,<br />

Türkerler Çiftçi Towers, Nuvo<br />

Dragos gibi birçok projede yer<br />

alıyoruz. Aynı zamanda Ortadoğu,<br />

Türki Cumhuriyetler ve Afrika<br />

ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz.<br />

Sektörümüzdeki lider<br />

pozisyonumuzla fuarda yerimizi<br />

almak istedik. Fuarda, kapı sektörüne<br />

inovatif bir yaklaşım getirdiğimiz<br />

İtalyan AGB firmasına ait Hakan Lonca / LEONO’nun Genel Müdürü<br />

kapı kapatıcı özellikli gizli menteşe<br />

ECLIPSE SELF modelimizle yer aldık. Fuar boyunca yaklaşık<br />

1000’e yakın firmayla iletişim kurarak sektördeki yerimizi daha da<br />

güçlendirdik.” açıklamalarında bulundu.<br />

WWW.EISENWARENMESSE.COM<br />

WORK HARD!<br />

ROCK HARD!<br />

EISENWARENMESSE – Köln<br />

Uluslararası Hırdavat Fuarı<br />

4 – 7 MART 2018<br />

Koelnmesse GmbH Türkiye Temsilciliği, tezulaş fuar danışmanlık hizmetleri ltd. şti., Bağdat Cad. No: 181/6,<br />

34730 Çiftehavuzlar – Kadıköy / İSTANBUL, Tel: 0216-385 66 33, Fax: 0216-385 74 00, info@tezulas-fuar.com


Proje<br />

Nef’in Çekmeköy’deki yeni projesi<br />

Nef Çamlıtepe rekor kırdı<br />

Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, rekor satışın Nef olarak gurur verici olduğunu ancak<br />

ülke için daha büyük anlamı olduğunu belirtti. Timur, “Bu satış hem Nef’e hem de ülke ekonomisine<br />

duyulan güvenin bir göstergesi. Halkın ihtiyacına cevap verecek projeler ürettiğinizde<br />

bunun karşılığını görüyorsunuz” dedi.<br />

Erden Timur / Nef İcra Kurulu Başkanı<br />

Gayrimenkul sektörü, hafta sonunda 474<br />

konutluk projenin 2 günde satılmasıyla son<br />

yılların rekorunu kırdı. Son 3 yıldır konut satış<br />

adedi ve ciro bazında sektör lideri olan<br />

Nef tarafından, İstanbul’un yeni yaşam ve<br />

eğitim vadisi Çekmeköy’de yapılacak üç ayrı<br />

projenin ilk ayağı olan Nef Çamlıtepe’deki<br />

474 konutun tamamı bir hafta sonunda satıldı.<br />

Talep bırakan Nef müşterilerine öncelikli<br />

olarak sunulan proje, noterin de hazır<br />

bulunduğu ve yerinde tespit yaptığı iki gün<br />

boyunca oldukça fazla talep gördü. 2 günde<br />

yapılan 260 milyon liralık satışın sektörün<br />

geleceği için ümit verdiğini anlatan Nef İcra<br />

Kurulu Başkanı Erden Timur, “Bu başarı<br />

hem Türkiye ekonomisine, hem de Nef’e<br />

duyulan güvenin en somut göstergelerinden<br />

biridir.Nef ve Fiba Grubu gibi iki önemli<br />

markanın bu projede bir araya gelmesi, projeye<br />

duyulan güvenin ve heyecanın artmasında<br />

da önemli rol oynadı. İhtiyaca cevap<br />

veren projelere imza attığınızda karşılığını<br />

görüyorsunuz” dedi.<br />

Toplam proje değeri 1.2 milyar TL olan, 230<br />

bin metrekarelik arazi üzerinde yükselecek<br />

Nef Çekmeköy’ün ilk projesi Nef Çamlıtepe’de<br />

1+1’den 4+1’e kadar farklı tiplerde,<br />

bahçeli, teraslı ve balkonlu 474 adet konut<br />

yer alıyor. Anadolu Yakası’nın Göktürk’ü olmaya<br />

aday projede yer alan biyolojik göletler<br />

ve yeşil omurga ile proje çevresinde yer<br />

alan Alemdağ Ormanı, Nef Çamlıtepe sakinlerine<br />

rahat bir nefes alma imkanı sunacak.<br />

Yeni proje de çok yakında<br />

Nef Çamlıtepe’de 279 bin TL’den başlayan<br />

ödeme planları, 36 ay vadeli şirket<br />

finansmanı veya 120 ay vadeli kredide<br />

%0.99 oran avantajı, sadece talep bırakan<br />

Nef müşterilerine öncelikli olarak sunuldu.<br />

Çok yakında Nef’in Çekmeköy’deki ikinci<br />

projesi Nef Ormantepe ve sonradan karar<br />

değiştiren Nef Çamlıtepe müşterilerinin yeniden<br />

satışa açılacak konutları; ön talep<br />

bırakıp hızlı satış nedeniyle istediği konutu<br />

alamayan Nef müşterilerine öncelikli olarak<br />

satışa açılacak.<br />

Türkiye’nin en çok ve en hızlı satış yapan<br />

gayrimenkul markası olarak, İş GYO ile<br />

ortak gerçekleştirilen İnistanbul projesinin<br />

bir günlük rekor satışını tazelediklerini<br />

belirten Timur, “Sektörümüzde, bugünkü<br />

piyasa ve ekonomide böyle bir satış rekoruna<br />

imza atmamız bizim için büyük moral<br />

oldu.<br />

Böylece emlak piyasasını canlandırdığımız<br />

ve sektörümüzün hala çok güçlü olduğunu<br />

bir kez daha gösterdiğimiz için ayrıca mutluluk<br />

duyuyoruz.” açıklamasını yaptı.<br />

98<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Türkiye’nin iklimlendirme merkezi İklimSA,<br />

tüzel kişiliklere “klima kiralama” seçeneği sunarak sektörde yine bir ilke imza atıyor.<br />

15 aydan 60 aya kadar sabit ücret ve taksitlendirme imkânıyla<br />

noter, sigorta vb. gibi ek masraf gerektirmeyen ve vergi avantajı sunan yeni uygulama,<br />

sektöre yepyeni bir bakış açısı getiriyor.<br />

Ayrıntılı bilgi iklimsa.com’da.


“Ar-Ge ve inovasyonun,ilerlemenin en<br />

önemli parçası olduğunu düşünüyoruz”<br />

“İnovasyonun her aşamada sürdürülebilirliğin anahtarı olduğunu, aynı zamanda kurumları<br />

sarsabilecek ani değişimlere ve etkilere karşı koruyucu bir kalkan görevi üstlendiğini kabul<br />

eden Vefa Holding, kurulduğu ilk günden beri inovasyonu kurum kültürünün en önemli<br />

parçası yapmıştır.”<br />

Yaklaşık 30 yıl önce yola çıkarken benimsedikleri<br />

prensipten taviz vermeden sürekli<br />

çağın gereklerine uygun yeni fonksiyonel<br />

ürünler geliştiren ve sektörüne öncülük<br />

eden Vefa Holding; sergilediği başarılı<br />

performansında, müşteri memnuniyetini<br />

esas alan kalite anlayışı ve beklentilere<br />

dünya standartlarında çözümler üretme<br />

gayreti yatmakta. Vefa Holding’in başarı<br />

dolu hikayesini Vefa Holding İcra Kurulu<br />

Başkanı Turan Koçyiğit’den dinledik.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Vefa, iki girişimcinin üniversite yıllarından<br />

güçlü bir iş ortaklığına uzanan bir başarı<br />

hikayesi. Orhan Güner ve Turan Koçyiğit’in<br />

1990 yılında “Estetik, uzun ömürlü, depreme<br />

dayanıklı, kısa sürede kurulan prefabrike<br />

yapılar” prensibi ile başlattığı süreç;<br />

zorlu rekabet koşulları, ekonomik krizler<br />

ve sektöre yönelik yargılara karşın prefabrike<br />

yapılar, yaşam konteynerleri, pratik<br />

hazır konutlar, hafif çelik yapılar üretimi<br />

ile gelişerek devam ediyor. İşçi kampları,<br />

petrol kampları, askeri kamplar, mülteci<br />

kampları ve afetzedeler için yaşam alanları,<br />

okullar hastaneler sosyal tesis binaları<br />

üretimini kapsayan geniş bir ürün yelpazesi<br />

ile çalışmalarını sürdürüyor.<br />

Bugün ön üretimli yapılar ve yapı malzemeleri<br />

sektöründe faaliyet gösteren Vefa,<br />

üretimlerini son teknolojiler ile yapıyor ve<br />

90’nın üzerinde ülkeye ürün ve çözümleri-<br />

100<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ni ulaştırarak ihracat gerçekleştirip birçok<br />

ülkede kurduğu çözüm ortaklıkları ile uluslararası<br />

düzeyde projeler yürütüyor.<br />

27 yıl önce yola çıkarken benimsenen<br />

prensipten taviz vermeden sürekli çağın<br />

gereklerine uygun yeni fonksiyonel ürünler<br />

geliştiren ve sektörüne öncülük eden<br />

Vefa’nın gelişiminde, başarısında müşteri<br />

memnuniyetini esas alan kalite anlayışı ve<br />

müşterilerinden gelen talep ve beklentilere<br />

dünya standartlarında çözümler üretme<br />

gayretinin büyük payı var. Bu anlayış ve<br />

gayrete, optimum malzeme ve insan kaynağı<br />

ile maksimum verimliliğe ulaşmak için<br />

yapılan yatırımlar, titizlikle seçilen tedarikçiler,<br />

tecrübe ile uzmanlığa verilen öncelik,<br />

üretim ve uygulama hızı da eklenince ortaya<br />

aynı zamanda ekonomik ve pratik çözümler<br />

de çıkmış oluyor.<br />

Vefa, yaptığı her işte zirve olma gayreti ve<br />

öncü olma hedefi ile çıktığı yolda 27 yılı geride<br />

bıraktı. Kurulduğu günden bu yana yaşanan<br />

pek çok ekonomik, siyasi ve uluslararası<br />

krizlerin üstesinden gelmeyi başardı,<br />

büyümesini sürdürdü ve pek çok yeniliğe<br />

imza atarak sektöründe Türkiye’nin öncü<br />

şirketleri arasında yerini aldı.<br />

Sürdürülebilir inovasyon, teknoloji<br />

ve yatırım konularını kurum<br />

kültürü olarak belirledi. Sadece<br />

Türkiye’de değil dünyanın pek<br />

çok yerinde de birçok başarılı<br />

projeye imza attı. Dünya çapında<br />

gerçekleştirilen yeni uygulamalar<br />

ve geliştirilen son teknolojileri yakından<br />

takip etti.<br />

Hafif çelik yapı sistemini Türkiye<br />

ile tanıştırdı1999 yılında meydana<br />

gelen Marmara Depremi’nin<br />

ardından Türkiye’de doğan alternatif<br />

yapı sistemi ihtiyacı ile<br />

birlikte Vefa, Avrupa merkezli<br />

yeni bir teknoloji arayışına girdi.<br />

<strong>Yapı</strong>yı endüstrileştiren şirket,<br />

alışılagelmiş yapı sistemini önceden<br />

planlanabilir ve kontrol<br />

edilebilir hale getirdi. Teknolojiyi<br />

maksimum düzeyde kullanarak<br />

doğru malzeme ile doğru iş gücünü<br />

entegre eden bir yapı sistemi<br />

ortaya koydu.<br />

Vefa, işçinin hata yapma olasılığını<br />

minimuma indirme adına da<br />

çeşitli yöntemler geliştirdi. Örneğin;<br />

Profacto profilleri ile kaynaksız<br />

yapı teknolojisine geçti. Akabinde<br />

de dünyada ilk tasarım ve<br />

patenti Vefa’ya ait olan Neopan<br />

panel teknolojisi ile kompozit<br />

panel üretmeye başladı. Kendi<br />

enerjisini kendisi üreten ve ısı<br />

pompalarıyla ısıtılıp soğutulabilen<br />

Ekolojik Ev’i yaptı. Katlanabilir olma<br />

özelliğiile lojistik maliyetlerinde avantaj<br />

sağlayan katlanabilir Vekonas ve Vekonant<br />

konteynerlerinin tasarımını, patentini ve<br />

üretimini gerçekleştirdi. Taklit edilemeyen<br />

pratik hazır konut Nestavilla ile Türkiye için<br />

dönüm noktalarından birine imza attı ve bu<br />

sektörde kritik öneme sahip Fibercement<br />

levhaların üretimine Ekobord markası ile<br />

başladı. Vefa’nın bu ürünleri ve geliştirdiği<br />

teknolojiler sektörün büyümesi noktasında<br />

önemli adımlar oldu.<br />

Kısaca Vefa, sektörü dünya çapında bir<br />

noktaya ulaştırdı. Sektörün okulu oldu, eğitimler<br />

verdi, mimarlar, mühendisler, teknik<br />

elemanlar yetiştirdi. Kendi alanıyla ilgili<br />

teknik detay kitapları hazırladı. Geliştirdiği<br />

ürünler yüksek lisans ve doktora tezlerine<br />

konu oldu. Her zaman en basit afet barınağından<br />

en konforlu kalıcı yapılara kadar<br />

insan doğasına uygun yaşam alanları üretmeyi<br />

hedefledi. Bugün itibariyle de dünyadaki<br />

her kıtada her türlü iklim koşulunda<br />

başarıyla test ettiği malzemeleri ve yapıları<br />

üretmektedir. Know-how ihracatı alanına<br />

da girerek değer üretim merkezi haline gelmiştir.<br />

Ön üretimli yapılar sektörünün bileşenleri<br />

olan prefabrike panel, modüler konteyner,<br />

hafif çelik ve yapısal çeliği tek çatı altında<br />

uluslararası arenada gerçekleştirebilen nadir<br />

kuruluşlardan biridir.<br />

Turan Koçyiğit / Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı<br />

Vefa, gelişen ve değişen sektörün ihtiyaçlarını<br />

optimum şekilde karşılayabilmek adına<br />

organizasyonel ve yönetimsel yapılanmasını<br />

da geliştirmeye devam etmektedir.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

ENR’ın yayınladığı “Dünyanın En Büyük<br />

250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde<br />

40 Türk müteahhit firması yer almaktadır.<br />

Bunların yüzde 90’ı ile çalışıyoruz. Summa<br />

ile Venezuela’da, Rönesans ile Gabon’da<br />

toplu konut projelerini hayata geçirdik.<br />

Bechtel, Bouygues ve Astaldi gibi yabancı<br />

firmalar ile de dünyanın değişik yerlerindeki<br />

projelerinde çözüm ortağı olarak yer<br />

alıyoruz.<br />

Vefa Holding’in ön üretimli yapı çözümleri<br />

sunan markası Vekon, Fildişi Sahili’nin<br />

en büyük şehri olan Abidjan’da projesini<br />

tamamladı. 21-30 Temmuz’daki 8’inci<br />

Fransızca Konuşan Ülkeler Oyunları <strong>2017</strong><br />

(Francophone) dolasıyla ülkeye gelen<br />

4000 sporcunun konaklayabileceği her<br />

biri üç katlı toplam 33 ayrı bloktan oluşan<br />

olimpiyat köyü projesini gerçekleştirdik.<br />

Projenin değeri 12 milyon dolardı. Projede<br />

binaların cephelerinde kırmızı, mavi,<br />

sarı, gri ve bej olmak üzere beş farklı renk<br />

kullanıldı. Tüm binaların prefabrik sistemle<br />

projelendirildi, iç ve dış duvarlarda taş<br />

yünü sandwich panel uygulaması yapıldı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 101


Ayrıca, projede dikkat çeken bir ayrıntı ise<br />

tamamen kendi tasarımımız olan ve İngiliz<br />

Warrington’dan A1 yanmazlık sertifikalı Neopan<br />

panel duvarlar kullanıldı.<br />

Ayrıca; Asya’nın en büyük projesine imza<br />

atacak olan Petronas için Malezya’da da<br />

1.800 adet modüler yaşam ünitesi ve 80<br />

bin metrekarelik hafif çelik yapılardan oluşan<br />

lüks bir işçi kampının yapımı bu yıl içerisinde<br />

tamamlandı.<br />

Öte yandan Vefa, know how da ihraç ediyor.<br />

Vefa olarak Afganistan ile ülke genelinde<br />

prefabrike binalar inşa edebilecek bir fabrika<br />

kurmak üzere sözleşme imzaladık. Afgan<br />

Devleti’ne son teknolojilerle donatılmış<br />

prefabrik binalar inşa edebilecek bir fabrika<br />

kuracağız. Yaklaşık 3 yıl bu fabrikanın yönetiminde<br />

bulunacağız, sonra Afganistan<br />

Devleti’ne devredeceğiz. Bu anlaşma ile biz<br />

know how da ihraç etmiş oluyoruz.<br />

Afganistan dışında Cezayir’de de bir projemiz<br />

var. Geçen yıl Özgün İnşaat ve Cezayir<br />

Kamu Kesimi Endüstri Yerleşimleri (Divindus)<br />

ile kamuya ait altı iştirakin üretim<br />

süreçlerini iyileştirme, modernize etme ve<br />

birlikte üretim yapmaya yönelik bir anlaşma<br />

imzaladık. Ortaya koyduğumuz değerleri,<br />

altyapımızı ve birikimimizi paylaşmak ve<br />

Cezayir’in teknolojik gelişimine ve ihracat<br />

potansiyelini arttırmasına katkıda bulunabilmek<br />

bizim için büyük önem taşıyor. Bununla<br />

ilgili çalışmalarımız devam ediyor.<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya<br />

ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

Şirket olarak AR-GE ve inovasyonun, büyüme<br />

ve ilerlemenin en önemli parçası olduğunu<br />

düşünüyoruz. Günümüzde rekabetçi<br />

piyasa koşullarında, büyük organizasyonların<br />

ayakta kalabilmesinin en önemli unsuru<br />

kendi know how’ını üretiyor olmaları. Katma<br />

değerli ürün üretmede ar-ge çalışmaları olmazsa<br />

olmaz durumda. Vefa’nın geliştirdiği<br />

teknolojilerden biri Profacto teknolojisi.<br />

Vefa, Profacto teknolojisi ile mühendislik<br />

metotlarını en verimli şekilde kullanarak<br />

yüzde 40’a varan maliyet avantajı sağladı.<br />

Kaynaksız yapı teknolojisi ile üretim imkanı<br />

sunan İtalya, Amerika ve Avustralya menşeli<br />

profil hatlarında, ÜR-GE çalışmaları<br />

sonucunda geliştirilen 250’ye yakın profil<br />

tasarımı sayesinde daha az malzeme ile<br />

hiç kaynak kullanılmayan, boya gerektirmeyen,<br />

cıvata bağlantıları ile birleştirilen daha<br />

estetik ve sağlam çözümler üretiliyor. Böylece<br />

yapılarda kullanılan çelik sarfiyatında<br />

eski teknolojilere oranla yüzde 40’a varan<br />

tasarruflar sağlanıyor. Vefa’nın, sektörünü<br />

çok iyi analiz ederek yürüttüğü AR-GE ve<br />

ÜR-GE çalışmaları sonucunda ortaya çıkan<br />

ve 2009 yılının ortalarında devreye alınan<br />

kompozit panel hattı ise prefabrike yapılar<br />

ve yaşam konteynerlerinde duvar olarak kullanılabilecek<br />

uygun formlara sahip olan panellerin<br />

seri şekilde üretilmesi hedefinin bir<br />

sonucu. Türkiye’de ilk olan ve tam otomatik<br />

duvar üretim makinası dediğimiz panel hattı,<br />

sandviç panel hatlarının özelliklerine ek<br />

olarak kompozit panel form ve açılımlarını<br />

da sağlıyor. Dakikada 5 metre duvar üretebilme<br />

kapasitesine sahip panel hattından<br />

çıkan duvarlar, yüksek izolasyon değerleri,<br />

montaj aşamasında sağladığı işgücü tasarrufu<br />

ve getirdiği yüzde 30’a yakın maliyet<br />

avantajı ile dikkat çekiyor. Vefa, 2000 yılının<br />

Mayıs ayında düzenlenen <strong>Yapı</strong> Fuarı’nda,<br />

dünyanın deprem kuşaklarında yer alan<br />

gelişmiş ülkelerinde sıklıkla tercih edilen<br />

hafif çelik yapı sistemi ile üretilmiş binayı<br />

Türkiye’de ilk defa kurarak, çelik yapı sisteminin<br />

kullanımı konusunda bir ilke imza<br />

attı. 2004 yılında ise en son prefabrike teknolojisinin<br />

kullanıldığı bir konut sistemi geliştirdi.<br />

Pratik hazır konut teknolojisi, ortaya<br />

koyduğu detaylar ve çözümler, uyguladığı<br />

uluslararası standartlar ve sunduğu konforla<br />

bir konutta olması gereken tüm şartları<br />

yerine getiriyor. Ekolojik ev ise kendi enerjisini<br />

kendisi üreterek ve enerjiyi en verimli<br />

şekilde kullanarak enerji verimliliği esaslarını<br />

en üst düzeyde karşılıyor. Ekolojik Ev,<br />

düşük enerji tüketimi ve dolayısıyla düşük<br />

karbon salımı olan bir bina üretimi gerçekleştirilmesi<br />

hedefiyle geliştirildi. Binanın<br />

tasarım ve üretimine ışık tutan enerji verimliliği<br />

kavramını, ısıtma, soğutma ve aydınlatmada<br />

enerji ihtiyaçlarını azaltmak, enerjiyi<br />

verimli kullanmak, enerjiyi verimli ve temiz<br />

kaynaklar ile üretmek başlıkları altında değerlendirdi<br />

ve uygulandı. Güneş enerjisinden<br />

maksimum seviyede yararlanan binanın<br />

karbon salımı minimum seviyede. <strong>Yapı</strong>,<br />

doğalgaz ya da başka herhangi bir enerjiye<br />

ihtiyaç duymadan kendi kendine yetebiliyor.<br />

Vefa’nın geliştirdiği bir diğer ürün ise katlanır<br />

sistem Vekonas ve Vekonant konteynerler.<br />

Afet sonrası barınma başta olmak<br />

üzere kamp, şantiye ve benzeri durumlardaki<br />

konaklama ihtiyacının kolay ve hızlı<br />

bir şekilde giderilmesi amacıyla geliştirilen<br />

katlanır konteynerler piyasada hemen karşılık<br />

buldukları görüldü. Vekonas, tek odalı<br />

katlanabilir yaşam konteynerleridir. Benzer<br />

ebatlara sahip mevcut demonte konteynerlere<br />

göre 10 kat daha hızlı kurulur. Uluslararası<br />

nakliye standartlarına uygundur.<br />

Katlanabilir olması sayesinde, 1 tırda aynı<br />

anda 10 adet taşınabilir. 2 kişilik bir ekiple<br />

çok hızlı bir şekilde kurulur. Vekonant ise<br />

ıslak hacimli çekirdeğe sahip, uluslararası<br />

nakliye standartlarına uygun olarak geliştirilmiş<br />

yaşam konteyneridir. Uluslararası<br />

nakliye standartlarına uygundur. Katlanabilir<br />

olması sayesinde, 1 tırda aynı anda 5<br />

adet taşınabilir. 4 kişilik bir ekiple çok hızlı<br />

bir şekilde kurulur. Gerektiğinde birleşimli<br />

ve çok katlı olarak da üretilebilir. Vefa uzun<br />

AR-GE ve tasarım faaliyetleri sonrasında ortaya<br />

çıkmış olan sayısız ürün ile yenilikçi<br />

ve inovatif bir marka algısını oluşturmayı<br />

başarabilmiş bir firmadır. İnovasyon merkezi<br />

ile inovasyon ve Ar-Ge’yi sadece belirli<br />

ekiplerin çalıştığı bir konu olmaktan çıkarıp,<br />

tüm şirket çalışanlarının aktif olarak dahil<br />

olduğu, şirketin genetik kodlarına işlenmiş<br />

bir unsur haline getirmekteyiz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Vefa Holding, inovatif düşünce sistemi<br />

102<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ışığında pazardan gelen talepleri, var olan<br />

ürünlere maliyet, kalite ve uygulama avantajı<br />

sağlayıcı optimizasyon çalışmaları olarak<br />

ele almaktadır. Böylece sektöre yeni<br />

ürünler kazandırarak rekabet avantajı sağlayabilmektedir.<br />

Vefa, inovasyonu sürdürülebilirliğin anahtarı<br />

olarak görmektedir. İnovasyon kavramının<br />

AR-GE ve ÜR-GE departmanlarına sığdırılamayacak<br />

kadar önemli ve anahtar bir<br />

kavram olduğuna inanan Vefa, inovasyonu<br />

kurum kültürünün bir parçası olarak ele almaktadır.<br />

İnovatif yaklaşımların böylece kurumun<br />

tüm süreçlerine ve birimlerine nüfuz<br />

etmesini sağlayan Vefa, standartların yükselmesi<br />

ile birlikte çok hızlı değişen müşteri<br />

ihtiyaçları ve beklentilerine aynı hızla<br />

cevap verebilmek için bunun şart olduğunu<br />

bilmektedir.<br />

İnovasyonun her aşamada sürdürülebilirliğin<br />

anahtarı olduğunu, aynı zamanda<br />

kurumları sarsabilecek ani değişimlere ve<br />

etkilere karşı koruyucu bir kalkan görevi<br />

üstlendiğini kabul eden Vefa Holding, kurulduğu<br />

ilk günden beri inovasyonu kurum<br />

kültürünün en önemli parçası yapmıştır.<br />

27 yıldır sektöre kazandırdığı yeni ürün ve<br />

teknolojiler ile kurumsal olarak sağladığı<br />

başarıyı inovatif düşünce sistemine bağlayan<br />

Vefa, böylece büyüdükçe hantallaşan<br />

bir yapıya dönüşmekten kurtulmaktadır. Çoğunlukla<br />

müşterilerin beklentileri ve ihtiyaçlarının<br />

tespiti ile başlayan inovasyon süreci<br />

Vefa’da doğası gereği bir keşif maratonuna<br />

dönüşmektedir. Tüm iş süreçleri, sunulan<br />

ürün ve hizmetler öncelikle müşterilerin<br />

perspektifinden bakarak ele alınmaktadır.<br />

Vefa’nın merkezine konumlanan İnovasyon<br />

ve Teknoloji Geliştirme birimi, en üst<br />

düzeyde desteklenmektedir. Görevi kurum<br />

içindeki tüm birimler ile etkileşimi sağlayarak<br />

inovasyon çalışmalarını yürütmek olan<br />

birimde akademik düzeyde çalışmalara da<br />

imza atmış mühendis, mimar ve endüstriyel<br />

tasarımcılardan oluşan geniş bir ekip<br />

çalışmaktadır. Bunun yanında danışmanlar<br />

ve akademisyenler ile işbirlikleri yapılarak<br />

inovasyon sürecine katılmaları sağlanmaktadır.<br />

Üretim ve yatırım planlarınız hakkında<br />

neler söylemek istersiniz?<br />

2016 yılının sonunda tüm şirketlerimizde<br />

yeniden yapılanma sürecini tamamladık.<br />

Verimliliğe odaklanarak müşteri bazlı yapılanmaya<br />

gittik. Müşterilerimizin taleplerine<br />

ve ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmeye<br />

devam ediyoruz <strong>2017</strong> yılına daha da güçlenerek<br />

girdik. AR-GE ve ÜR-GE ekiplerimizle<br />

daha hızlı daha güvenli ve daha kaliteli<br />

ürünler üreterek müşterilerimizin işlerini<br />

kolaylaştırıyoruz. Dünyadaki yenilikçi teknolojileri<br />

yakından takip ediyor, fonksiyonel<br />

ürünler geliştiriyoruz. Bunu da sektörel bir<br />

sorumluluk olarak görüyoruz.<br />

Yolumuza sağlam ve emin adımlarla devam<br />

ediyoruz. Bu yılı da geçen yıllarda olduğu<br />

gibi büyüyerek kapatmayı hedefliyoruz.<br />

Küresel pazarlarda ve farklı kültürlerdeki<br />

potansiyel müşterilerimize sürdürülebilir iş<br />

modelleriyle yenilikçi ürünler sunarak 2023<br />

yılında sektörün en çok tercih edilen lider<br />

oyuncusu olmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda<br />

da yurtiçi ve yurtdışında yatırımlarımıza<br />

devam ediyoruz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

İnovasyon kurum kültürümüzün önemli bir<br />

parçasıdır. İnovatif ürünlerimiz, sürekli yenilediğimiz<br />

üretim teknolojilerimiz ve AR-GE<br />

yatırımlarımızla birçok ödülün de sahibi olduk.<br />

Yaptığımız inovatif çalışmalarımızla<br />

Türkiye’nin AR-GE Şampiyonları listesinde<br />

yer aldık. Turkishtime tarafından gerçekleştirilen<br />

Türkiye’nin İnovasyon Raporu AR-GE<br />

250 Araştırması’nda listeye giren Türkiye’nin<br />

ilk 250 firmasından biri olduk. Ayrıca<br />

geliştirdiğimiz iki farklı ürünümüz olan<br />

Vekonar ve Modüler Ev ile Design Turkey<br />

Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde Kurumsal<br />

ve Ticari Ürünler kategorisinde İyi Tasarım<br />

Ödülünün sahibi olduk. Türkiye’nin ihracat<br />

liderleri arasında yer aldık. Türkiye İhracatçılar<br />

Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ilk<br />

1000 ihracatçı firması arasına Vefa Prefabrike<br />

<strong>Yapı</strong>lar şirketimiz olarak 610.sıradan<br />

girdik. 2016 yılı İSO verilerine göre ikinci<br />

500 sanayi kuruluşu içerisinde 28.sırada<br />

yer aldık. Sürdürülebilir bir büyüme ile Türkiye’nin<br />

en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında<br />

yer aldık. Öte yandan İstanbul Ticaret Odası<br />

tarafından açıklanan 2014 verilerine göre<br />

en çok vergi ödeyen İTO üyesi firmalar arasında<br />

Vefa Holding’in şirketi Vefa Prefabrike<br />

<strong>Yapı</strong>lar San. Tic. A.Ş, Bronz madalyaya<br />

hak kazandı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 103


Proje<br />

Sinpaş’dan<br />

Sancaktepe’ye<br />

pırlanta değerinde<br />

bir proje:<br />

‘Metrolife’<br />

Gayrimenkul sektöründeki 44<br />

yıllık uzmanlığı ve deneyimi ile<br />

yenilikçi projelere imza atan<br />

Sinpaş, gelişmesine öncülük<br />

ettiği, İstanbul’un değeri ve<br />

prestiji hızla yükselen bölgesi<br />

Sancaktepe’de, yine çok<br />

konuşulacak bir projeye imza<br />

atıyor.<br />

Sancaktepe’nin kent merkezinde yer alacak<br />

Metrolife, hem konfor ve ayrıcalıklı bir<br />

yaşam, hem de kazançlı bir yatırım fırsatı<br />

sunacak. Metronun hemen yanında konumlanan<br />

Metrolife, kapılarını yepyeni bir yaşama<br />

açacak.<br />

Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer,<br />

Sinpaş’ın yenilikçi ve cesur vizyonu ile bugüne<br />

kadar birçok bölgeyi cazibe merkezi<br />

haline getirdiğini belirterek, “Sancaktepe,<br />

Sinpaş’ın öncülüğünde hızla yükselen bir<br />

bölgemiz. Lagün, Kelebekia, Köyceğiz, Egeboyu<br />

projelerimizle bölgeye değer kattık.<br />

Şimdi metrosuyla, şehir Hastanesi ile Sancaktepe,<br />

İstanbul’un en gözde yaşam merkezlerinden<br />

biri haline geliyor. Metrolife’da<br />

yaşayan bir kişi Üsküdar’daki işine 27 dakikada,<br />

Zincirlikuyu’ya ise sadece 45 dakikada<br />

ulaşacak. Hem şehrin merkezinde hem<br />

de şehrin dışında hissedeceğiniz size özel<br />

peyzajı, çarşı alanı ve meydanıyla doğayı ve<br />

kentli hayatı birlikte yaşayacaksınız’ dedi.<br />

“Yılın her günü, günün her saati<br />

keyifle geçecek”<br />

Gacemer, Metrolife projesinde, hem yetişkinler,<br />

hem de çocuklar için her türlü detayın<br />

titizlikle planlandığını belirterek, şöyle<br />

konuştu:<br />

“Geniş teraslı ve bahçeli evleri, sağlık ve<br />

sporla iç içe bir yaşama imkan tanıyan bisiklet<br />

parkuru ve yürüyüş yolları, yemyeşil<br />

park alanı, her türlü ihtiyacın karşılanabileceği<br />

ve sevdiklerinizle sosyalleşeceğiniz<br />

14000 m2lik çarşı alanı ve meydanıyla,<br />

Sancaktepe’de ayrıcalıklı bir yaşamın kapılarını<br />

açıyor. Çocukların nitelikli ve eğlenceli<br />

zaman geçirmesini sağlayacak meydan parkı<br />

ve korupark; hem yeşilin hem de kentli<br />

modern yaşamın bir arada özenle işlendiği<br />

özel peyzaja sahip.<br />

Metrolife’da yılın her günü, günün her saati<br />

keyifle geçecek. Bu özel yaşamda yerini almak<br />

isteyenlere sunacağımız indirimler ve<br />

ödeme kolaylığı ile yepyeni bir hayata adım<br />

atmayı çok kolaylaştırdık. Trafik stresinden<br />

uzak, zamanın size kalacağı bir hayatın ve<br />

yatırım merkezinde olacaksınız.”<br />

VIP Havuzunuzda güneşin batışını<br />

izleyecek, rooftop konforunu<br />

yaşayacaksınız.<br />

Büyük şehirlerde yaşayanların hayali, Metrolife<br />

ile gerçek olacak. Metrolife sakinleri,<br />

aileleri ve sevdikleri ile rooftoplarda yer<br />

alan VIP özel havuz, Spa ve dinlenme alanı<br />

gibi sosyal alanlarda sosyalleşirken, keyifli<br />

ve zinde bir yaşamın kapılarını aralayacak.<br />

Sancaktepe’nin merkezinde kentli<br />

ayrıcalıklar<br />

Metrolife, benzersiz sosyal imkanları ile<br />

yaşamınızı özel kılacak. Yansıma havuzları,<br />

çim amfi ve seyir terası, ateş kuyusu,<br />

çocuk oyun alanı, açık spor alanı, fitness<br />

merkezi, bisiklet ve yürüyüş parkuru ile kendinizi<br />

özel hissederek yaşayacaksınız.<br />

Doğanın pozitif enerjisini<br />

hissedeceksiniz<br />

Metrolife projesinin peyzajında, doğanın insana<br />

pozitif enerji veren gücü, her detayda<br />

kendini gösteriyor. Huş ağaçları, kokulu lavantalar,<br />

sazlı bitkiler, mor salkımlı, güllü<br />

ve yaseminli pergolalar, renk ve koku bahçeleri<br />

ile doğanın güzelliğini her an yanınızda<br />

hissedeceksiniz. Mis kokular eşliğinde<br />

yürüyüş yaparken şehrin merkezinde yaşadığınızı<br />

unutacaksınız.<br />

Saygın eğitim kurumları çok<br />

yakınınızda<br />

Metrolife sakinleri, çocuklarının okul tercihini<br />

de güvenle yapabilecek. Bölgede,<br />

Bahçeşehir, Bilfen, Doğa, Anabilim, Küçük<br />

Prens gibi köklü ve saygın eğitim kurumları<br />

yer alıyor.<br />

104 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


“Müşterilerimizle birlikte büyüyor,<br />

birlikte gelişiyoruz”<br />

“Artık büyük balığın küçük balığı yediği devir değil; hızlı balığın yavaş balığı yediği<br />

dönemdeyiz. Biz çok hızlı çözümler üretiyoruz. Dolayısıyla yapı en kısa sürede kullanıcısının<br />

hizmetinde oluyor. Bu da inşaat firmalarına zaman kazandırıyor.”<br />

Hekim Holding’in amiral gemisi Prefabrik<br />

<strong>Yapı</strong> A.Ş., Türkiye’de ve dünyada yüksek<br />

kalite standartlarında prefabrike yapılar,<br />

konteynerler ve çelik konstrüksiyon yapılar<br />

üretmektedir. Hazır yapıların üretiminde<br />

kullanılan ana hammaddelerin tamamına<br />

yakınını kendi bünyesinde üreten Prefabrik<br />

<strong>Yapı</strong> A.Ş.’nin Genel Müdürü Mustafa<br />

Tolunay ile dosya konumuz çerçevesinde<br />

röportaj çalışması gerçekleştirdik.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Prefabrik <strong>Yapı</strong> İnşaat Sanayi ve Ticaret<br />

A.Ş., 1989 yılında kurulmuştur. Hazır yapı<br />

sektörüne kazandırdığı ilkleri, yüksek kalite<br />

standartları ve inovasyonu ile dünyanın sayılı<br />

kuruluşları arasındadır.<br />

Prefabrik <strong>Yapı</strong> A.Ş. ön üretimli hazır yapı<br />

üretiminde, geliştirdiği teknoloji, kapasite,<br />

makine ekipmanları, profesyonel kadrosu,<br />

25.000 m2 alanda kurulmuş olan üretim<br />

tesisleri ve 6.000 m2 alanda kurulu bulunan<br />

hazır yapı tanıtım alanı ile 6 kıtada 110<br />

ülkeye ihracat yapmaktadır. 28 yıldır süre<br />

gelen başarı grafiğinde ilkelerinden vazgeçmeyen,<br />

kalite ve sürdürülebilir iş modeli<br />

hedefleri ile yüksek kalite standartlarında<br />

prefabrike yapılar, konteynerler ve çelik<br />

konstrüksiyon yapılar üretmektedir.<br />

106<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Merkezinde insan odaklı yaklaşımı, satış,<br />

pazarlama, üretim, AR-GE ve ÜR-GE yatırımları<br />

ile alanında üstün faaliyetler göstermektedir.<br />

Prefabrik <strong>Yapı</strong> A.Ş. yüksek teknolojili<br />

üretimin yanı sıra; planlama, tasarım,<br />

yükleme, lojistik, montaj, demontaj, bina içi<br />

tesisat, boya ve satış sonrası hizmetleri ve<br />

müşteri odaklı yaklaşımıyla Türkiye’de ve<br />

uluslararası platformlarda hizmet sunmaya<br />

devam etmektedir. Prefabrik <strong>Yapı</strong> A.Ş. olarak<br />

sektörde öncü olmanın vermiş olduğu<br />

sorumluluk ve bilinç ile her zaman daha iyiyi<br />

hedefliyor, bu yaklaşım ve anlayış doğrultusunda<br />

hareket ediyoruz. Müşterilerimizin<br />

ve iş ortaklarımızın beklentilerinin ötesinde<br />

ürün ve hizmet sunarak, kalitemizden ödün<br />

vermiyoruz. Birlikte büyüyerek, birlikte gelişiyoruz.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Bugün itibarıyla 6 kıtada 110 farklı ülkede<br />

ürünlerimiz bulunmaktadır. -30 C _ +55 C<br />

arası iklim bölgelerinde yapılarımız konforlu<br />

bir şekilde kullanılmaktadır.<br />

Şantiye yapıları – kamp yapıları – askeri<br />

yapılar – eğitim yapıları – sağlık yapıları –<br />

kamu ve idari yapılar – acil yerleşim yapıları<br />

– çok katlı yapılar – toplu konut yapıları –<br />

ekolojik yapılar adı altında petrol kampları<br />

– okul – hastane – üniversite yapıları – itfaiye<br />

binaları – askeri kamplar –- Türkiye<br />

ve Avrupa ülkeleri mülteci binaları gibi her<br />

alanda birçok projeyi başarıyla bitirdik.<br />

Mustafa Tolunay<br />

Prefabrik <strong>Yapı</strong> A.Ş. Genel Müdürü<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya<br />

ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

Firma olarak sürdürülebilir yapı malzemeleri<br />

kullanıyoruz. Hekim Holding bünyesinde<br />

üretilen Türkiye’nin ilk otoklavlı fibercement<br />

doğal çimento levhası olan HekimBoard<br />

kullanıyoruz. A1 sınıfı yanmazlığın yanında<br />

her türlü iklim bölgelerinde konforlu<br />

ve estetik çözümler üretebiliyoruz. Kaynaksız<br />

yapı teknolojisi ile yapılarımız daha uzun<br />

ömürlü oluyor. Zamanı geri getirme şansı<br />

maalesef yok. Artık büyük balığın küçük<br />

balığı yediği devir değil; hızlı balığın yavaş<br />

balığı yediği dönemdeyiz. Biz çok hızlı çözümler<br />

üretiyoruz. Dolayısıyla yapı en kısa<br />

sürede kullanıcısının hizmetinde oluyor. Bu<br />

da inşaat firmalarına zaman kazandırıyor.<br />

Tek bir ürün grubumuz yok. Steelin – Preform<br />

– Lifecase – Hekim Profil gibi markalarımızın<br />

her biri kendi içinde de segmentlere<br />

sahiptirler. Böylelikle; her iklim bölgesine<br />

ve ekonomik duruma göre uygun çözümler<br />

ve çok fazla alternatif sunabiliyoruz.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Kurulduğu ilk yıldan itibaren takip eden değil;<br />

örnek olan- ülkeye teknoloji getiren ve<br />

son zamanlarda ise kendi çıtasını bir üste<br />

taşıyarak teknoloji üreten bir şirket haline<br />

geldik. Kaynaksız yapı teknolojisi – poliüretan,<br />

eps ve taşyünü dolgulu sandviç paneller-<br />

Mars konteynerleri ile 0 karbon yapılar<br />

– Steelin ile çok katlı hafif çelik yapı sistemleri<br />

– Hekim Profil ile ezber bozan yapı<br />

profilleri ile sektöre örnek olmaya çalışıyoruz<br />

ve klasik yapı sistemlerine alternatifler<br />

üretiyoruz. Bunları yapmak için pazar araştırmaları<br />

ve pazarın beklentilerini çok iyi<br />

irdeliyoruz. Sürdürülebilirlik denince maalesef<br />

sadece çevre performansı akla geliyor.<br />

Çevresel performans, ekonomik kalkınma,<br />

toplumsal katılım aynı anda gerçekleşirse<br />

o zaman sürdürülebilir kalkınma gerçekleşebilir.<br />

Bunun neticesinde de Arge - Ürge<br />

çalışmaları yön kazanıyor. Endüstri 4.0’ın<br />

sadece şirketimiz için değil; ülkemiz için de<br />

fırsat olduğunu düşünüyoruz. Ancak Türkiye’deki<br />

sektör çalışanlarının özellikle kalfa-ustaların<br />

eğitilmesi gerektiğinin de bilincindeyiz.<br />

Bu noktada gerçekçi olmak lazım.<br />

Önce durumun fotoğrafını iyi çekip; yetişmiş<br />

insan gücüne ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz.<br />

İnsanları sadece çalışanlar olarak<br />

değil; gerçekten kaynak olarak görmeliyiz.<br />

Sadece Arge - Ürge odaklı bir inovasyona<br />

odaklı bir firma değiliz. Aynı zamanda ürün,<br />

süreç ve pazarlama inovasyonun da bütünleyici<br />

parçalar olduğunu biliyor ve ona göre<br />

yol haritamızı belirliyoruz. Faktör analizleri<br />

ile de inovasyon süreçlerinin etkilerini ölçüyoruz.<br />

Entegre tesislerimizle hammaddemizin<br />

neredeyse %90 ını kendi tesislerimizde<br />

üretiyoruz. Böylelikle malzeme temini<br />

– kalite bizim güvencemizde oluyor, sürekli<br />

pazarın nabzını tutuyoruz. Hem ihtiyaçlara<br />

göre yeni ürün / hizmet sistemlerini geliştiriyoruz,<br />

hem de pazara yön verecek çevre<br />

dostu yapıları pazarın hizmetine sunuyoruz.<br />

Kısacası hem pazarı dinliyor / takip ediyor<br />

hem de gerekli olduğu yerde yönlendirmemizi<br />

de yapıyoruz.<br />

Üretim ve yatırım planlarınız<br />

hakkında neler söylemek istersiniz?<br />

Çevre bilinci yüksek, sürdürülebilir üretime<br />

ulaşma hedefimiz doğrultusunda farklı<br />

platformlarda farklı ihtiyaçlara çözümler<br />

üretiyoruz ve üretmeye devam edeceğiz.<br />

Eskiden maalesef makine gücü önemli olarak<br />

düşünülürdü. Birbiriyle konuşan akıllı<br />

sistemler, veri farkındalığıyla karar verme<br />

devrini yaşadığımız bu dönemde, Endüstri<br />

4.0’ın bizden beklediği teknolojiyi her alanda<br />

tasarlayacak, geliştirecek, üretecek ve<br />

üretilen teknolojiyi kullanabilecek insan<br />

gücünün eğitimi kaçınılmaz bir gerçektir.<br />

Bizler de çalışanlarımızın kapasitelerini ve<br />

bakış açılarını geliştirebilecekleri eğitimlerle<br />

üretim sürecinde yer almalarını destekliyoruz.<br />

Ayrıca teknolojik yenilikleri yakından takip<br />

ederek üretim ve montaj süreçlerimizin<br />

hızlılık ve verimliliğinde sürekli geliştirme<br />

yapıyoruz.<br />

AR-GE & ÜR-GE faaliyetlerine büyük önem<br />

veren Prefabrik <strong>Yapı</strong> A.Ş.’nin temel ilkeleri<br />

arasında; sürdürülebilirlik ve teknolojik yenilik<br />

yer almaktadır. Sıfır karbon salınımlı<br />

modüller ve kendi enerjisini üretebilen<br />

doğa dostu ekolojik yapılar konularında çalışmalarımıza<br />

devam etmekteyiz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Ülkemiz için her zaman daha iyisine ulaşmayı<br />

hedefleyen bir şirket olarak ülkemizi<br />

en iyi şekilde dünyada temsil etmeye, ülkemiz<br />

insanına yatırım yapmaya, 4. Sanayi<br />

devrimi çağına hem kendimizi adapte etmeye,<br />

hem de paydaşlarımızı geliştirmeye,<br />

böylelikle yine sektörümüze ve Türkiye’ye<br />

hizmet etmeye devam edeceğiz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 107


“Bir firmanın sürdürülebilir rekabet üstünlüğünün önemli bir kaynağı;<br />

sahip olduğu temel yeteneğidir”<br />

“Çelik yapılar her tür amaçlı yapılarda uygulanabilir. Konut, okul, hastane, depo, yurt,<br />

otel v.b. kullanım amacı çok farklı olup çelikle yapılan ve şu anda kullanılmakta olan çok<br />

fazla yapı örneği bulunmaktadır. Bir yapının sağlaması gereken minimum ekonomik ömrü<br />

rahatlıkla sağlar ve çok daha uzun süre kullanılabilir.”<br />

Aksay Çelik <strong>Yapı</strong>, stratejik planı doğrultusunda<br />

yapısal çelik(hafif çelik) sektörüne<br />

ilk adımını 2008 yılında Egem Çelik olarak<br />

atmış. O tarihden bugüne pek çok nitelikli<br />

projeyi hayata geçiren Aksay Çelik <strong>Yapı</strong>,<br />

tüm personel, tesis, araç ve sertifikasyon<br />

donanımlarını da yapısal çelik sektörüne<br />

hizmet verme üzerine kurgulamış durumda.<br />

Aksay Çelik <strong>Yapı</strong> Genel Müdürü Fatma<br />

Altun ile şirket faaliyetleri üzerine pekçok<br />

konuyu ele alma şansımız oldu. Bizlere<br />

vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür<br />

ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.<br />

Firmanızın kısa tarihçesi ile<br />

birlikte çalışma sahalarından ve<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Ulusal ve uluslararası birçok projede yer<br />

aldık ve almaya da devam ediyoruz Müşterilerimiz<br />

genellikle yapısal çelik evlerin<br />

avantajlarının farkında olan ve çoğu şehir<br />

hayatından yorulan insanlardır... Bu durum<br />

bize tüm süreçlerimizde yüksek standardizasyon<br />

sorumluluğu getirmektedir.<br />

Aksi durumların kabulü de mümkün değildir.<br />

Özellikle ne istediğini bilen müşterilerimizin<br />

gerçek anlamda süreçlerimize ciddi<br />

pozitif katkıları söz konusudur.<br />

Aksay Çelik olarak sektörde tam olarak<br />

yerimizi almış durumdayız. Gerek Türkiyede<br />

gerekse Avrupada ve körfez ülkelerinde<br />

iyi ve olumlu yapı sistemleri üzerine<br />

sonuçlar aldığımızı düşünüyoruz.Gelen talepler<br />

ve müşterilerimizin görüşleri bizim<br />

şirket politikası ve ARGE olarak aldığımız<br />

veriler doğrultusunda haklılığımızı 0rtaya<br />

koymaktadır.Yıllardır çelik sektöründe,<br />

özellikle hafif çelik sektöründe yaşanan<br />

gelişmeleri halen yakından takip etmekteyiz.<br />

Gelişmiş ülkelere yapmış olduğumuz<br />

ziyaretlerde, özellikle ABD, Kanada ve<br />

Avustralya’da bu sistemin ciddi anlamda<br />

bir kullanımı olduğunu ve büyük bir Pazar<br />

payı olduğunu gördük. Sistemin Türkiye’ye<br />

entegrasyonunu sağlamak bakımından<br />

birçok teknik çalışmalarımız oldu. Üretim<br />

teknolojisinin ülkemize taşınması, yazılım<br />

alt tabanı ile üretim konusunda teknik<br />

eleman yetiştirilmesi, bina teknik detaylarının<br />

çözümlenmesi vb. çalışmalar uzun<br />

bir zamanımızı aldı. Fakat buna değdiğini,<br />

hatta az bile çalıştığımızı şimdi daha iyi<br />

görebiliyoruz. Aksay Çelik’in, hafif çelik<br />

konstrüksiyon binalar konusunda uzman<br />

hale gelmesi, yurt içi ve yurt dışı pazarda<br />

karşılığını hemen buldu aslında bunu daha<br />

önceki röportajımızda da belirtmiştim,Türkiye’nin<br />

dört bir tarafından, her iklim bölgesinden,<br />

çeşitli adetlerde ve metrajlarda<br />

projelerimiz devam ediyor.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Hatay’ın Defne ilçesinde sayın Dr. İlker Zen<br />

ve sayın Mimar Nebil Çekmece ile müşterek<br />

başlayacağımız 20 adet villa projemiz..<br />

Hali hazırda devam eden projelerimizin dışında<br />

asıl beni ve tüm ekibimi çok heyecanlandıran<br />

ülkemiz adına uluslararası böylesi<br />

özel bir projede yer aldığımız için çok mutluyuz<br />

projenin tanımı kısaca 39 adet villadan<br />

oluşan herbiri 1000m 2 alan üzerine oturumu<br />

olan sosyal alan ve tesisleri daha önceki<br />

uygulamalarımız çok dışında ve farklı bir<br />

konsepte olan çok özel bir proje projemizin<br />

uygulama ülkesi fransa paristir.<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya<br />

ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

Çelik yapı sistemi, yapı elemanlarının taşıyıcı<br />

nitelikte olduğu (duvar, döşeme) ve<br />

galvanize çelikten soğuk şekillendirme yöntemi<br />

ile üretildiği bir yapı türüdür. Fabrikada<br />

CNC tezgahlarda modern makinelerle kontrol<br />

ve denetim altında üretilen yapı elemanları,<br />

korunaklı bir şekilde inşaat sahasına<br />

108<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

getirilip monte edilir. Geleneksel yapım sistemlerine<br />

göre hassasiyet avantajı vardır.<br />

Kendi de ön üretimli bir sistem olduğundan,<br />

üretimi esnasında projelerin kapı, pencere<br />

ve diğer ekipmanlarının siparişlerinin verilmesi<br />

mümkündür.Çelik yapıların tasarımları<br />

tıpkı betonarme binalarda olduğu gibi<br />

kalıcı yapı şartnamelerine göre tasarlanır.<br />

Taşıma gereken yüke göre hesaplamalar<br />

yapılır. Ayrıca betonarmeye göre çok önemli<br />

oranda hafif oldukları için deprem yüklerine<br />

çok daha az maruz kalırlar. Bu da deprem<br />

dayanımlarını betonarme yapıya göre çok<br />

önemli ölçüde arttırır. Çelik yapılar her tür<br />

amaçlı yapılarda uygulanabilir. Konut, okul,<br />

hastane, depo, yurt, otel v.b. kullanım amacı<br />

çok farklı olup çelikle yapılan ve şu anda<br />

kullanılmakta olan çok fazla yapı örneği bulunmaktadır.<br />

Bir yapının sağlaması gereken<br />

minimum ekonomik ömrü rahatlıkla sağlar<br />

ve çok daha uzun süre kullanılabilir. Sadece<br />

kullanılan çelik için yapılan bazı yaşlandırma<br />

testlerinde 180 yıl gibi bir süre dayanımını<br />

koruduğu ortaya konmuştur. Ayrıca<br />

tüm kesitler kapalı olduğu için ömrü daha<br />

da uzamaktadır. Çelik <strong>Yapı</strong> elemanlarının<br />

kalitesi sürekli denetim altındadır. Fabrika<br />

koşullarında standartlara uygun ölçü<br />

ve degerlerle üretilir Homojen ve izotrop<br />

bir malzeme olduğundan kendinden beklenilen<br />

davranışı gösterir ve statik hesaplamalardaki<br />

hata payı çok düşüktür.<br />

Daha küçük kesitlerle çalışıldığından yapının<br />

kullanım alanı artar. Geniş açıklıkları,<br />

daha küçük kesitlerle kolonsuz geçme imkanı<br />

olduğundan, büyük mekan ve istenilen<br />

dizaynı düşük maliyetle oluşturmada<br />

alternatifler sağlar.Çok daha hafif yapılar<br />

inşa edilebilir. Bu temel maliyeti düşürdüğü<br />

gibi deprem yüklerine karşı da önemli<br />

avantaj sağlar.Her türlü hava koşullarında<br />

ve çok hızlı şekilde inşa edilebilir. Bu da<br />

işçilik maliyetlerinin düşük olmasını ve<br />

ihtiyaçlara kısa sürede cevap verebilme<br />

olanağını sağlar.Kalifiye işçilik gerekir.<br />

Bu da uygunlama hatalarını en aza indirir.<br />

<strong>Malzeme</strong> her zaman kolayca denetlenebilir.Herhangi<br />

bir nedenle hasar gören yapı<br />

elemanı rahatlıkla değiştirilebilir. Bu işlem<br />

hızlı,kolay ve düşük maliyetlidir.Çelik yapı<br />

Fatma Altun / Aksay Çelik <strong>Yapı</strong> Genel Müdürü<br />

istenildiğinde kolayca takviye edilebilir;<br />

demontajı ve istenildiğinde başka bir alana<br />

tekrar montajı mümkündür.Çelik yapı<br />

elemanları, montajı tamalandığı anda tam<br />

yük kapasiteyle çalışabilir.<br />

Rekabet noktasında firmanızı diğer<br />

markalardan ayıran özellikler ve<br />

öncelikler nelerdir?<br />

Artan globalleşme ve yoğun rekabet uzun<br />

sürelerden beri firmaları rekabet üstünlüklerini<br />

artırmak için temel yeteneklerini<br />

geliştirecek gerekli araçları araştırmaya<br />

yöneltmektedir. Çünkü bir firmanın sürdürülebilir<br />

rekabet üstünlüğünün önemli bir<br />

kaynağı sahip olduğu temel yeteneğidir.<br />

Temel yetenek rekabet edebilirliğin temelidir.<br />

Bireysel firmanın mal ve hizmetleri firma<br />

temel yeteneğinin ürünüdür. Temel yeteneğin<br />

önemli kaynakları etkin teknoloji<br />

yönetimi, insan, organizasyonel öğrenme<br />

ve stratejik esnekliktir. Bu çalışma temel<br />

yeteneğe ilişkin literatürü incelemekte,<br />

dünya ve Türkiye’den temel yetenekle ilgili<br />

örnek olayları içermektedir.<br />

Üretim ve yatırım planlarınız<br />

hakkında neler söylemek istersiniz?<br />

Kısa vadede işimize hakimiyetimiz ile pazar<br />

ihtiyaçlarına en hızlı bir biçimde karşılamak,<br />

müşteri memnuniyetini nasıl en<br />

üst düzeye çıkarabiliriz hayata geçirebilmektir.<br />

Uzun vadede imalat alışkanlıklarının<br />

değişimine ayak uydurabilecek yeni<br />

teknolojileri müşterilerimiz ile buluşturabilmek...<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Son olarak sayın Tarık Oral bey ve ekibine<br />

ikinci defa bana bu kadar kitleye hitaben<br />

eden bir dergide röportaj şansı verdikleri<br />

için sonsuz teşekkürler.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 109


Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi<br />

‘Ahes Misal İstanbul’ hayata geçiyor<br />

Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi, Ahes Misal İstanbul adıyla Gaziosmanpaşa’da<br />

yükseliyor. Süleyman Ekşi İnşaat tarafından 2 milyar TL yatırım değeriyle inşa edilen<br />

projede konut fiyatları 340 bin TL’den başlıyor<br />

2000 yılından bu yana başta İstanbul, Sakarya,<br />

Kocaeli, Erzurum, Bilecik ve Rize<br />

olmak üzere toplamda 4 milyar TL değerinde<br />

üst ve alt yapı projelerine imza atan<br />

Süleyman Ekşi İnşaat Ahes Misal İstanbul<br />

projesi ile kapalı inşaat alanı bazında bu<br />

güne kadar gerçekleşen en büyük kentsel<br />

dönüşüme imza atıyor.<br />

Alper Aksoy Mimarlık imzalı Ahes Misal<br />

İstanbul, Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı Bölgesi’nde<br />

100 dönüm arsa alanı üzerinde<br />

520 bin metrekare inşaat alanına sahip.<br />

Projede 2 bin 400 konut, 359 odalı otel,<br />

cadde dükkanları ve 20 bin metrekare ofis<br />

bloğu yer alıyor.<br />

2019 yılının sonunda 1600 dairelik 1.<br />

etabı teslim edilecek olan Ahes Misal<br />

İstanbul’da toplamda 13 blok yer alıyor.<br />

Projenin ilk etabında inşa edilecek 8 bloğun<br />

3 tanesi 18, 2 tanesi 19 ve 3 tanesi<br />

20 katlı olacak. 22 bin metrekare alan<br />

üzerinde toplam 60 adet dükkanın da yer<br />

aldığı Ahes Misal İstanbul’da mağaza büyüklükleri<br />

70 ila 800 metrekare arasında<br />

değişiyor. TEM ve çevreyollarının yanı başında<br />

Haliç’e komşu olan Ahes Misal İstanbul<br />

Vialand’in yanıbaşında, Giyimkent<br />

ve Tekstilkent gibi bölgenin önemli finans<br />

noktalarına yakın mesafede yer alıyor.<br />

Metrekaresi 5 bin 230 TL’den<br />

başlayan konutlar<br />

12 bin metrekare sosyal tesis alanına sahip<br />

projede cep sineması, kütüphane, çocuk<br />

oyun alanları, spor salonları, hamam,<br />

yüzme havuzu, kafeler, cami, restoranlar,<br />

2500 araç kapasiteli otopark ve iş dünyasına<br />

yönelik toplantı salonları bulunuyor.<br />

Metrekaresi 5 bin 230 TL’den başlayan<br />

fiyatlarla satışa sunulan Ahes Misal İstanbul’un<br />

1. etabında alanları 65 ila 90 metrekare<br />

arasında değişen 343 adet 1+1,<br />

alanları 93 ila 149 metrekare arasında<br />

değişen 950 adet 2+1 ve alanları 131<br />

ila 171 metrekare arasında değişen 327<br />

adet 3+1 konut tipi mevcut. Ayrıca konut<br />

alıcıları daha büyük yaşam alanlarını natamam<br />

ya da tamam daire olarak teslim<br />

alabilecekler.<br />

İstanbul’un en büyük riskli alanını<br />

biz dönüştürüyoruz<br />

Gaziosmanpaşa Bölgesi’nin ölçek olarak<br />

İstanbul’un ilan edilen en büyük riskli alanı<br />

olma özelliğini taşıdığına dikkat çeken<br />

Süleyman Ekşi İnşaat Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Süleyman Ekşi, ‘’Bu nedenle İs-<br />

110<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

tanbul’a örnek olacak bir model üzerinde<br />

çalışıyoruz. Tüm kentsel dönüşüm alanlarını<br />

kendi özel alanı içinde ele alan kapalı<br />

sistemler oluşturma anlayışını değiştirerek<br />

kent bütünü ve çevresi ile birlikte<br />

düşünülmüş planlar uyguluyoruz. Mevcut<br />

alanı ekonomik, sosyal ve kültürel değerleri<br />

ile birlikte ele alıyor sadece bir zümreye<br />

ait olmayan tüm halkı kucaklayan bir<br />

dönüşüm gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.<br />

Gaziosmanpaşa 2. derece deprem bölgesinde<br />

olmasına karşın, tüm hesapları<br />

Gaziosmanpaşa Belediyesi plan notları<br />

doğrultusunda 1. derece deprem bölgesine<br />

göre hazırladık. Proje bütünlüğünü<br />

sağlamak açısından proje çevresindeki<br />

yollar, caddeler ile 1000 kişilik ilkokul,<br />

1000 kişilik kültür merkezi ve 1000 kişilik<br />

camiyi, sosyal sorumluluk kapsamında<br />

bedelsiz Gaziosmanpaşa ilçemize hibe<br />

ediyoruz” dedi. Projenin tamamlanmasıyla<br />

%40 oranında prim yapacağını ifade eden<br />

Ekşi ‘’Gaziosmanpaşa, sahip olduğu dönüşüm<br />

potansiyeli ve kentin ana ulaşım<br />

odaklarına çok yakın mesafede bulunması<br />

sebebiyle metropol ölçeğinde önemli<br />

bir ilçedir. Bu sebeple projenin teslim zamanında<br />

%40 prim yapmasını bekliyoruz’’<br />

şeklinde konuştu.<br />

5 bin kişi istihdam ediyoruz<br />

Sadece konut değil sağlık, eğitim, kültür,<br />

altyapı, fabrika ve üretim tesisleri de inşa<br />

ettiklerinin altını çizen Ekşi, “Ülkemize<br />

katma değer sağlıyor, inşaatın devam ettiği<br />

şantiyelerimizde 5 bin kişiye iş imkanı<br />

sağlıyoruz” dedi.<br />

Süleyman Ekşi / Süleyman Ekşi İnşaat<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Aidatlar düşük olacak<br />

Ahes Misal İstanbul projesinde çatılara<br />

kurulacak güneş panelleri ile kendi elektriğini<br />

üreten bir sistem uygulayacaklarını<br />

belirten Ekşi “Asansör, havuz ve ortak<br />

alanların elektriğini bu sistemden temin<br />

etmeyi hedefliyoruz. Konutlarda ısınma<br />

radyatörlerle yapılacak ve radyatörler merkezi<br />

sistemden beslenecektir. Her daire<br />

için kat istasyonu (substation) sistemi projelendirilecektir.<br />

Bu sistem sayesinde, ısı<br />

kayıplarını ve ısıtma masrafları azalacak,<br />

%40 oranına enerji ekonomisi sağlanacak<br />

ve binaların enerji tüketimi azalacaktır.<br />

İşletme maliyeti geleneksel sistemlere<br />

göre %10 daha avantajlı olacaktır. Pis su<br />

sistemi gri su siyah su ve mutfak pis su<br />

olarak ayrı toplanacaktır. Dairelerin ıslak<br />

hacimlerinden toplanan gri sular, gri su<br />

arıtma sisteminden geçilerek arıtılacak ve<br />

yeşil alanların sulamasında kullanılacaktır.<br />

Ayrıca yağmur suyunu toplayarak bahçe<br />

sulamasında kullanacağız. Tüm bu uygulamalar<br />

ile proje aidatlarını minimum seviyede<br />

tutmayı planlıyoruz. Projede sürdürülebilirliğe<br />

de önem vererek dış cepheleri<br />

mekanik sistemle giydirme cephe, komposit<br />

panel, prekast ve porselen seramik<br />

türü bir malzeme ile kaplayacağız.<br />

Bu malzemeler kar, dolu gibi olumsuz<br />

hava koşullarına normal dış cephe kaplamalarına<br />

göre 6 kat daha dayanıklı bir<br />

ürün.<br />

Binalarda dış cephe yenileme problemi yaşanmayacak”<br />

şeklinde konuştu.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 111


Proje<br />

Emlak konut,<br />

Saraçoğlu Mahallesini yeniden canlandıracak<br />

Türkiye’nin başkenti Ankara’nın merkez semti Kızılay’ın kalbinde yer alan Saraçoğlu Mahallesi,<br />

Emlak Konut’un geliştireceği proje ile özgün dokusu korunarak yeniden hayat buluyor.<br />

Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı<br />

Emlak Konut 03 Temmuz <strong>2017</strong> tarih<br />

ve <strong>2017</strong>/10562 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi<br />

ile Ankara’da Maliye Bakanlığı’yla<br />

beraber yeni bir dönüşüm projesine daha<br />

imza atmaya hazırlanıyor. Ankara’nın yoğun<br />

gündemi ve karmaşası içerisinde 121.000<br />

metrekarelik alanda çınar ve kestane ağaçlarıyla<br />

çevrelenmiş doğal klima etkisiyle<br />

yemyeşil dokusuyla ön plana çıkan Saraçoğlu<br />

Mahallesi tüm bu özelliklerine rağmen,<br />

günümüzde kullanılamayan atıl alanlar<br />

olarak varlığını sürdürüyor. Geleneksel<br />

Türk Evi kurgusuyla 1940’lı yıllarda Emlak<br />

Bankası tarafından kamu çalışanları için<br />

hayata geçirilen ve cumhuriyetin ilk toplu<br />

konut uygulamalarından biri olarak ön plana<br />

çıkan Saraçoğlu Mahallesi, Emlak Konut<br />

ile yeniden eski görkemine kavuşuyor.<br />

Saraçoğlu Mahallesi, geçmişine<br />

uygun olarak projelendiriliyor<br />

Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili açıklamada<br />

bulunan Emlak Konut GYO Genel Müdürü<br />

Murat Kurum: “Türkiye’nin en büyük gayrimenkul<br />

yatırım ortaklığı olarak geliştirdiğimiz<br />

projelerimizde öncelikli misyonlarımızdan<br />

biri kültürel mirasımızın devamlılığını<br />

sağlamak. Cumhuriyetimizin ilk dönemleri<br />

olan 1940’lı yıllarda kamu çalışanlarına ev<br />

sahipliği yapmak için tasarlanan ve milli<br />

mimarlık anlayışının örneklerinden olan<br />

Saraçoğlu mahallesini geçmişine uygun<br />

olarak Türk Evi temasının yansımalarını göreceğimiz<br />

şekilde yeniden projelendiriyoruz.<br />

Süreci çok yakından titizlikle takip eden<br />

Sayın Maliye Bakanımız Naci Ağbal’ın da<br />

açıklamalarında belirttiği gibi bütün yapılar<br />

korunarak bugünden daha yeşil ve tüm Ankara<br />

halkının daha aktif bir halde kullanacağı<br />

bir mahalle olarak yapılmasını planlıyoruz.<br />

Baktığımız zaman Saraçoğlu mahallesi<br />

günümüzde Ankara gibi büyük bir şehrin<br />

ortasında gürültüden ve yoğunluktan uzak<br />

olması sayesinde huzur veren bir mekan<br />

olarak nitelendirilse de, aynı zamanda bölgenin<br />

atıl kalmasına ve zamanla yenilenme<br />

ihtiyacı duymasına sebep olmuştur. Bu bağlamda<br />

Saraçoğlu mahallesine; geçmişin<br />

izleri, mevcut yapılar ve ağaçlar korunarak<br />

ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik<br />

çerçevesinde makro ölçekte ülkemizin<br />

başkentine yakışır kentin tarihini yaşatan,<br />

dinamizmine ayak uyduran ve başkent halkının<br />

ihtiyaçlarına yönelik, nefes alacağı<br />

yeşil alanlarıyla 7/24 yaşayan nitelikli bir<br />

yaşam alanı kazandırmış olacağız. Geleneksel<br />

Türk evlerinin örneklerinden olan proje<br />

alanındaki yapılar ve ağaçlar tescilli durumda<br />

olduğundan, Tabiat Varlıkları Koruma<br />

Bölge Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma<br />

Bölge Kurulu’ndan alınacak onaylar<br />

doğrultusunda özgün Türk mimarisi ve örnek<br />

bir şehircilik yaklaşımıyla uygun olarak<br />

yapacağız.” dedi.<br />

İnsan odaklı cazibe merkezi<br />

Saraçoğlu mahallesinin, yapılacak çalışmalar<br />

ile doğayla birlikte yaşama imkanı<br />

sunan, insan odaklı ve bölge esnafıyla<br />

bütünleşen bir cazibe merkezi haline dönüştürülmesi<br />

planlanmaktadır. Proje alanı<br />

Kızılay’da yer aldığı için oldukça kuvvetli bir<br />

toplu taşıma ağına yakın bir noktada yer<br />

alıyor. Güçlü metro bağlantıları ve otobüs<br />

hatları ile beraber çevresindeki geniş karayolu<br />

bağlantıları sayesinde alana erişim de<br />

kolaylıkla sağlanmaktadır.<br />

112<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

50 yılı aşkın Makyol tecrübesiyle yeni yaşam projesi:<br />

Makyol Santral<br />

Makyol, 50 yılı aşan sektör deneyimini Makyol Santral’e taşıdı. İstanbul’un değerli yatırım<br />

bölgelerinden Bahçeşehir – Esenyurt’un yeni merkezinde 5 bloktan ve 407 daireden oluşan<br />

Makyol Santral, 7.500 metrekarelik peyzaj alanının yanı sıra yeni nesil sosyal kulüp konseptiyle<br />

de dikkat çekiyor.<br />

Türkiye’nin taahhüt sektöründe uluslararası<br />

markası Makyol, 50 yılı aşkın deneyimiyle<br />

geliştirdiği yeni yaşam projesi Makyol<br />

Santral’i yatırımcıların ilgisine sundu. Bahçeşehir-Esenyurt<br />

bölgesinin en avantajlı<br />

lokasyonunda bulunan Makyol Santral, 16<br />

bin 906 metrekare arsa üzerinde 5 bloktan<br />

ve 407 daireden oluşuyor. Makyol Santral,<br />

7.500 metrekare alana sahip peyzajı ve<br />

sosyal kulüp deneyimini yeraltından yer üstüne<br />

taşıyan yeni nesil sosyal kulüp-yaşam<br />

alanı, merkezi lokasyonu, özgün tasarımı<br />

ve getiri potansiyeli ile yatırımcıların yeni<br />

gözdesi olacak. Kaba inşaatı tamamlanan<br />

Makyol Santral, 2019 başında, yani bir yıla<br />

yakın bir zaman içerisinde daire sahiplerine<br />

anahtar teslimi yapmayı hedefliyor.<br />

Mahmutbey-Esenyurt metrosu<br />

kapısına gelecek<br />

D-100, TEM Otoyolu bağlantısının yanı sıra,<br />

yapımı 2019 yılında Makyol tarafından tamamlanacak<br />

olan Mahmutbey-Esenyurt<br />

metrosunun kapısına kadar geleceği Makyol<br />

Santral, Esenkent metro çıkışı ile, sakinlerine<br />

İstanbul’un her yerine kolay ve<br />

konforlu bir ulaşım imkanı sunacak. Bölgenin<br />

tek ve en büyük sağlık merkezi İstinye<br />

Üniversite Hastanesi’ne iki dakikalık mesafede<br />

bulunan Makyol Santral, TED, MEF,<br />

FMV Işık, Bilfen ve Bahçeşehir Okulları gibi<br />

birçok eğitim kurumuna yakınlığı ile de değerli<br />

bir konumda yer alıyor. Çevresinde pek<br />

çok restoran, cafe gibi sosyal ve ticari alanlar<br />

bulunan Makyol Santral, Türkiye’nin en<br />

önemli tenis organizasyonu olan İstanbul<br />

Cup’a ev sahipliği yapan spor ve tenis arenasının<br />

da yanı başında yeralıyor.<br />

Yeni nesil sosyal kulüp: Connect<br />

Makyol Santral, sosyal kulübü “Connect”<br />

ile bölgede yeni nesil bir yaşam alanını<br />

hayata geçirecek. Londra merkezli I AM<br />

firması tarafından tasarlanan Connect,<br />

bünyesindeki çok sayıda farklı fonksiyonu<br />

ile daire sahiplerine konforlu bir yaşam<br />

merkezi sunacak. Sosyal kulüp deneyimini<br />

çok fonksiyonlu bir hale getirmenin yanında<br />

yerüstüne taşıyacak olan Connect, kullanıcılarına<br />

barbekü alanlarından, cep sinemasına,<br />

özel tasarlanmış etkinlik ve kutlama<br />

alanlarından, sakin çalışma alanlarına kadar<br />

farklı imkanlar sunacak.<br />

Merkezi lokasyonda butik yaşam<br />

Projenin lansman toplantısında konuşan<br />

Makyol Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme<br />

Genel Müdürü Gürler Ünlü, 50 yılı aşkın<br />

Makyol deneyimi, merkezi lokasyon, özgün<br />

tasarım ve bahçe düzenlemesi ve yeni nesil<br />

yaşam alanıyla Makyol Santral’in bölgede<br />

bulunan diğer projelerden ayrıştığını söyledi.<br />

Projenin bulunduğu bölge ve ulaşım<br />

olanakları sebebiyle yatırım değeri yüksek<br />

olduğuna dikkat çeken Ünlü, “Makyol Santral;<br />

Bahçeşehir-Esenyurt bölgesinin yeni<br />

merkezinde bulunuyor. Merkezi konumu itibariyle<br />

Metro, TEM, 3. Havalimanı gibi ulaşım<br />

ağlarına yakın olan Makyol Santral, özgün,<br />

butik bir yaşam merkezi olacak” dedi.<br />

Yatırımcılara iyi bir getiri fırsatı<br />

Makyol’un tüm projelerini zamanında, yüksek<br />

kalite standartlarında tamamlayıp teslim<br />

ettiğine dikkat çeken Ünlü, Makyol Santral’in<br />

de 2019 yılı başında ev sahiplerine teslim<br />

edileceğini vurguladı. Finansal olarak Türkiye’nin<br />

en güçlü taahhüt şirketlerinden biri<br />

olan Makyol’un yatırımcılarına uygun fiyat ve<br />

ödeme seçenekleri sunduğunu belirtti.<br />

114<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

ÜNLÜ & Co<br />

iştiraki ÜNLÜ<br />

Portföy Birinci<br />

Gayrimenkul<br />

Yatırım Fonu,<br />

gayrimenkul<br />

sektörünün<br />

öncülerinden olan<br />

Tahincioğlu’nun<br />

Emlak Konut<br />

GYO’nun<br />

güvencesiyle<br />

hayata geçirdiği<br />

Nidapark<br />

Küçükyalı<br />

projesine toplam<br />

değeri 45 milyon<br />

TL’lik yatırım<br />

yaptı.<br />

Özcan Tahincioğlu / Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mahmut L. Ünlü / ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su<br />

ÜNLÜ Portföy’den,<br />

Nidapark Küçükyalı’ya<br />

45 milyon TL’lik yatırım<br />

Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri<br />

ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co iştiraki<br />

ÜNLÜ Portföy’ün kurucu ve yöneticisi<br />

olduğu Ünlü Portföy Yönetimi A.Ş. Birinci<br />

Gayrimenkul Yatırım Fonu, Türkiye’nin<br />

önde gelen gayrimenkul şirketi Tahincioğlu’nun<br />

Emlak Konut GYO’nun güvencesiyle<br />

hayata geçirdiği Nidapark Küçükyalı<br />

projesine 45 milyon TL’lik yatırım yaptı.<br />

<strong>Yapı</strong>lan yatırıma ilişkin değerlendirmede<br />

bulunan ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı<br />

ve CEO’su Mahmut L. Ünlü, gayrimenkul<br />

sektöründeki yatırım fırsatlarına işaret<br />

ederek, “İştirakimiz ÜNLÜ Portföy’ün çıkardığı<br />

Birinci Gayrimenkul Yatırım Fonu’nda<br />

yerli ve yabancı yatırımcıların birikimlerine<br />

değer katacak projelere yatırım yapmaya<br />

özen gösteriyoruz. Yatırımlarımızda her<br />

zaman getiri ve fiyat potansiyeli birinci<br />

önceliğimiz olmuştur. Bu anlamda gayrimenkul<br />

sektöründe nitelikli projeleri ile<br />

adından söz ettiren Tahincioğlu’nun Nidapark<br />

Küçükyalı projesi, bizim için doğru bir<br />

adresti. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırım ile<br />

portföy yatırımcılarına cazip getiri imkanları<br />

sunmayı öngörüyoruz” dedi.<br />

Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı Özcan<br />

Tahincioğlu ise portföy yönetim şirketlerinin<br />

Tahincioğlu projelerine yoğun ilgi<br />

gösterdiklerine dikkat çekerek şu bilgileri<br />

verdi: “Nidapark Küçükyalı, Emlak Konut<br />

GYO’nun kampanyasında rekor satış gerçekleştiren<br />

projemizdi. Portföy yönetim<br />

şirketleri de bu projelerimize yoğun ilgi<br />

gösteriyor. İkinci fazını yeni satışa çıkardığımız<br />

projemizin, Ünlü Portföy fon yatırımcılarına<br />

cazip getiri imkanı sunacağına<br />

inanıyoruz.”<br />

Nidapark Küçükyalı: Çevre dostu,<br />

ayrıcalıklı ve nitelikli bir proje<br />

İstanbul Anadolu yakasının en prestijli<br />

bölgelerinden biri olan Küçükyalı’da yer<br />

alan Nidapark Küçükyalı projesi; ofis ticaret-konut<br />

alanları ile birlikte okul, meydan,<br />

belediye hizmet ve park alanlarından<br />

oluşuyor. Projede; Kınalı, Sedef, Burgaz<br />

ve Heybeli’den oluşan konut etaplarının<br />

yanı sıra 4 adet ofis kulesi bulunuyor.<br />

Nidapark Küçükyalı Kınalı etabında 2+1,<br />

3+1 ve 4+1 seçenekleri ile toplam 296<br />

daire yer alıyor. Nidapark Küçükyalı Burgaz<br />

2+1, 3+1 ve 4+1 seçenekleriyle 328<br />

daireden, Nidapark Küçükyalı Heybeli etabı,<br />

2+1 ve 1+1 seçenekleriyle toplam 207<br />

daireden, Nidapark Küçükyalı Sedef ise<br />

1+1 ve 2+1 seçenekleri ile toplam 329<br />

daireden oluşmaktadır. Proje içerisinde<br />

350 m uzunluğunda yer alacak alışveriş<br />

caddesi üzerinde mağaza, restoran ve kafelerin<br />

yer alması planlanıyor. Projedeki<br />

etapların içinde bulunan sosyal tesislerde;<br />

açık yüzme havuzu, fitness salonu,<br />

spor sahası, kafeterya, yürüyüş ve bisiklet<br />

yolları, çocuk oyun kompleksi bulunuyor.<br />

Ayrıca proje içerisinde kent meydanı, zaman<br />

meydanı, yeşil alanların yer aldığı geniş<br />

alanlar yer alıyor. Projede “Şimdi Al<br />

Ocak 2019’da öde” avantajı ile ev sahibi<br />

olunabiliyor. Nidapark Küçükyalı’dan daire<br />

sahibi olmak isteyenler, satış fiyatının<br />

%5’ini peşin, %15’ini satış tarihinden itibaren<br />

12. ayda yaparak kalan %80’lik kısmı<br />

için ise banka kredisi kullanabilecek,<br />

516.000 TL’den başlayan fiyatlarla satın<br />

alacakları evin kredi taksit ödemelerine<br />

Ocak 2019’da başlayabilecekler.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 115


Kentlerin geleceği,<br />

‘3. Yeşil binalar ve ötesi’<br />

konferansı’nda konuşuldu<br />

Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanan 8 Kasım<br />

<strong>2017</strong> tarihinde “Future & Cities - Geleceğin Kentleri, Kentlerin Geleceği” temasıyla gerçekleştirilen<br />

3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı’nda buluştu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar<br />

Üniversitesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda gerçekleşen etkinlikte, ünlü İngiliz mimarlar<br />

Bob Allies ve Peter Barber’ın yanısıra, Türk mimarlığının ve yapı sektörünün önde giden<br />

isimleri kentlerin geleceğini tartıştı.<br />

Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri<br />

tüm dünyada Şehircilik Günü olarak<br />

kutlanan 8 Kasım <strong>2017</strong> tarihinde,<br />

sürdürülebilir mimari ve kentsel tasarımı<br />

konuşmak üzere “3. Yeşil Binalar ve Ötesi<br />

Konferansı”nda bir araya geldi. Ekoyapı<br />

<strong>Dergisi</strong> tarafından Mimar Sinan Güzel<br />

Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık<br />

Fakültesi iş birliği ve Schindler sratejik ortaklığı,<br />

Ytong, BoardeX, Şişecam Düzcam,<br />

Işıklar Tuğla, E.C.A. Serel, Alligator, Saray<br />

Alüminyum, Kasso, Koleksiyon Mobilya ve<br />

Bummerang firmalarının sponsorluğu ile<br />

gerçekleştirilen etkinlik, MSGSÜ Fındıklı<br />

Yerleşkesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda<br />

düzenlendi.<br />

Hızlı nüfus artışı nedeniyle daha fazla insanı<br />

barındırabilmek için genişleyen kentlerde<br />

refahın adil bir şekilde dağılması ve<br />

sosyal adalet gün geçtikçe daha da önem<br />

kazanıyor.<br />

Şehirlerimiz bir yandan günümüz sorunlarına<br />

çözüm ararken, bir yandan da geleceği<br />

şekillendirmeye çalışıyor. Bu nedenle,<br />

bu yılki üçüncü ayağında “Future & Cities<br />

- Geleceğin Kentleri, Kentleri Geleceği”<br />

temasını ele alan ve kentlerin sürdürülebilirliğine<br />

dikkat çekmek amacıyla Dünya<br />

Şehircilik Günü’nde gerçekleştirilen “Yeşil<br />

Rapido, 3. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı”,<br />

bir kez daha sürdürülebilirlik ve<br />

daha yaşanabilir yapılı çevre kavramlarının<br />

altı çizildiği, sonuç odaklı paylaşımlara<br />

sahne oldu.<br />

Ünlü İngiliz Mimarlar, Bob Allies ve<br />

Peter Barber’ın Konuşmaları Büyük<br />

İlgi Gördü...<br />

Ülkemizin önde gelen STK’larının, proje<br />

geliştiricilerinin, mimarların, akademisyenlerin,<br />

yapı sektörünün profesyonellerinin<br />

ve karar verici kamu kurumlarının<br />

yetkililerinin, geleceğin şehirlerini yapı,<br />

enerji ve yönetimi, toplu taşıma, çevre,<br />

atık yönetimi gibi konular üzerinden ele aldığı<br />

konferans, MSGSÜ Rektör Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Deniz İncedayı, MSGSÜ Mimarlık<br />

Fakültesi Dekanı Prof Dr. Sema Ergönül ve<br />

Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun<br />

açılış konuşmalarıyla başladı.<br />

Ardından “Geleceğin kentlerini öyle tasarlamalıyız<br />

ki, uzay yolculuğu ‘kurtuluş’<br />

116<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

anlamına gelmesin” diyen Prof Dr. Emre<br />

Alkin’in ilham verici konuşmasıyla devam<br />

eden etkinliğin “Geleceğin Şehirleri Nasıl<br />

Gözükecek?” konulu ilk oturumu AYD. E.<br />

Genel Sekreteri Nihat Sandıkçıoğlu’nun<br />

başkanlığında CRE Consultancy Kurucu<br />

Ortağı Gülcemal Alhanlıoğlu, Aydemirler<br />

A.Ş. İş Geliştirme Yöneticisi ve Yazar Rahmi<br />

Aydemir, Mental Design Works Kurucusu<br />

Salih Çıkman ve WRI Yol Güvenliği<br />

Projeleri Yöneticisi Tolga İmamoğlu’nun<br />

katılımıyla gerçekleşti.<br />

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi<br />

Hinginar’ın oturum başkanlığını yürüttüğü<br />

ikinci oturumda ise ERKE Sürdürülebilir<br />

Bina Tasarım Kurucusu Cemil Yaman,<br />

META Gayrimenkul Genel Müdürü Önal<br />

Yılmaz, iki design group Kurucu Ortağı<br />

Mimar Murat Kader ve Schindler Türkiye<br />

Genel Müdürü Zafer Kabadayı “<strong>Yapı</strong> Sektörü,<br />

<strong>Malzeme</strong> Üreticileri ve Tedarikçileri<br />

Geleceğe Nasıl Hazırlanmalı?” konusunu<br />

tartıştı.<br />

Konferansın bu yılki yıldız konuşmacıları<br />

ise iki ünlü İngiliz Mimar Bob Allies ve<br />

Peter Barber oldu. İngiltere’nin en büyük<br />

mimarlık ve kentsel planlama ofislerinden<br />

biri olarak 1984 yılında kurulan ve bugüne<br />

kadar 41 kez RIBA ödülüne layık görülen<br />

Allies and Morrison Mimarlık ve Kentsel<br />

Tasarım Ofisi’nin kurucu ortağı olan Bob<br />

Allies, konferansta yaptığı “Bir Süreklilik<br />

Olarak Şehir: Allies and Morrison’dan Mimarlık<br />

ve Şehircilik” (City as Continuum:<br />

The Architecture and Urbanism of Allies<br />

and Morrison) başlıklı konuşmasında gelecekteki<br />

yapıların ‘yüksek performanslı’<br />

binalar olması gerektiğinin altını çizdi.<br />

Konuşmasında, mimarların en önemli görevinin<br />

uzun ömürlü, kuşaklar boyunca koşullara<br />

adapte olabilen yapılar tasarlamak<br />

olduğunu söyleyen Allies, bu binaların gelecekteki<br />

küresel iklim değişikliklerine ve<br />

beklenmedik koşullara karşı esnek olmalarının<br />

yanı sıra iklimle birlikte çalışabilmeleri<br />

gerektiğini de savundu.<br />

Yüksek yoğunluklu alanlarda düşük katlı<br />

kentsel konut planları geliştiren, uluslararası<br />

birçok ödüle layık görülen bu tasarımları<br />

İngiliz konutlarının geleceği için birer<br />

model olarak lanse edilen dünyaca ünlü<br />

İngiliz Mimar Peter Barber, 3. Yeşil Binalar<br />

ve Ötesi Konferansı’nın bir diğer yıldız<br />

ismiydi. Mimarlığı bir yandan tasarım, zanaatkârlık<br />

ve malzemelerin birleşimi iken;<br />

bir yandan da ekonomik, sosyal ve politik<br />

boyutları olan bir meslek olarak tanımlayan<br />

Peter Barber, konuşmasında kentlerin<br />

geleceği temasını yapıların ve kentlerin<br />

sürdürülebilirliği üzerinden ele aldı.<br />

“Future & Cities - Geleceğin Kentleri,<br />

Kentleri Geleceği” ana konusu çerçevesinde<br />

gerçekleşen konferansta, geleceğin<br />

şehirlerinin nasıl evrileceğinin tartışıldığı<br />

“Geleceğin Şehirleri Nasıl Evrilecek?”<br />

oturumunun başkanlığı ise Avcı Architects<br />

Kurucusu Mimar Selçuk Avcı yaptı. Peter<br />

Barber’ın da yeniden konuşmacı olarak<br />

katıldığı panelin diğer konukları ise Akyürek<br />

Elmas Mimarlık Ortağı Mimar Can Elmas,<br />

Kolektif House Kurucu Ortağı Civan<br />

Orhan, Mimar Emir Drahşan ve Mimar Nilüfer<br />

Kozikoğlu oldu.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 117


The Ritz-Carlton Istanbul’un<br />

tasarım hikayesi yeniden yazılıyor<br />

Mimari<br />

Nefis Boğaz manzarasına sahip İstanbul’un en lüks otellerinden biri olan The Ritz-Carlton, İstanbul’un<br />

yeni oda ve suitlerinin tasarım hikayesi İstanbul’un şehrin içinde barındırdığı renk<br />

skalası ve şekillerden aldığı ilham ile yeniden başlıyor.<br />

projesine destek verdi. Bugüne kadar Bin<br />

850 çalışanı istihdam eden Ritz- Carlton,<br />

Türkiye’nin turizm potansiyeline inanarak<br />

yatırımlarını artırmaya da devam ediyor.<br />

Özlem Öktem / The Ritz-Carlton İstabul<br />

Satış ve Pazarlama Direktörü<br />

Türkiye’de faaliyete başladığı günden bugüne<br />

kusursuz servis kalitesi ve yemekleri<br />

ile fark yaratan, turizm sektörüne ve insan<br />

unsuruna güvenini kesintisiz sürdüren The<br />

Ritz-Carlton, İstanbul, 10 milyon dolarlık<br />

yatırımla yeniden oluşturuldu.<br />

The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve Pazarlama<br />

Direktörü Özlem Öktem’in verdiği bilgilere<br />

göre;<br />

Misafirperverlik ve sofistike anlayışın<br />

kusursuz birleşimin temsil eden The<br />

Ritz-Carlton İstanbul’un tüm oda, suit ve<br />

balo salonları, İstanbul şehrinin ve tarihinin<br />

yansıtıldığı, değerli mimar ve sanatçıların<br />

dokunuşları ile yeniden tasarlandı.<br />

Dünyanın en köklü otelcilik geleneğine sahip<br />

The Ritz-Carlton, İstanbul’un iç dizaynı<br />

özellikle ülkemizin ve tarihimizin dokusuna<br />

atıfta bulunuyor.<br />

30 ülkede dünya genelinde 91 oteli bulunan<br />

The Ritz-Carlton, İstanbul; açıldığı tarihten<br />

bugüne kadar 2 milyonun üzerinde<br />

yerli ve yabancı misafiri ağırladı. Avrupa<br />

otelleri arasında “misafir memnuniyeti<br />

en yüksek otel” olma başarısını gösterdi<br />

ve çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülün<br />

sahibi oldu. Misafirleri kadar çalışan<br />

memnuniyetine verdiği değerle turizm sektöründe<br />

öncü oldu. 360 sosyal sorumluluk<br />

The Ritz-Carlton, Istanbul’un<br />

tasarım hikayesi İstanbul’dan ilham<br />

aldı.<br />

The Ritz-Carlton, İstanbul’un tasarımına<br />

Şehirle ve İstanbul’un tarihiyle örtüşen,<br />

farklı renk katmanlarından feyz alınmış<br />

altın, bakır materyaller, güneşin doğuşu<br />

ve batışı sırasındaki renkler can verdi.<br />

Oda Yatak başları tasarlanırken ise kobalt<br />

mavisi çini ve Osmanlı İmparatorluğu’nun<br />

görkemli kumaşları kadife ve ipekler kullanıldı.<br />

Portekizli ünlü Mimar ve Marriott otellerinin<br />

de daha önce iç dekorasyonunu yapan<br />

Patricia Pina, oda ve suitlerin iç tasarımını<br />

yaparken Balo salonunun tasarımı da değerli<br />

mimar Hakan Yürüoğlu imzasını taşıyor.<br />

Oda ve suitlerde; sanatçı Süleyman<br />

Sait Tekcan’ın “At Nağme” serisi eserleri<br />

ve Endüstri Tasarımı sanatçısı Doç. Dr.<br />

Gülname Turan’ın Anadolu çiniciliğinde<br />

kullanılan gökyüzü ve toprak rengini temsil<br />

eden panolar bulunuyor. Yeni tasarlanan<br />

oda ve suitlerde ayrıca III. Selim dönemi<br />

parasının büyültülerek yapıldığı üzeri<br />

antik sırlı replikalar göze çarpıyor.<br />

The Ritz-Carlton, İstanbul’un dizaynı özellikle<br />

ülkemizin ve tarihimizin dokusuna<br />

atıfta bulunuyor. Enfez boğaz manzarasına<br />

karşı olan oda ve suitler Türk tarihinden<br />

gelen ve hayranlık uyandıran motifler<br />

ile süsleniyor. Otelin konaklayacak konukları<br />

da hem tarihimizi daha iyi anlarken<br />

hem de geliştirilmiş konforu birlikte yaşamaya<br />

devam ediyorlar.<br />

120 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

Şişecam Düzcam<br />

Dünya Mimarlık Haftası’nı kutladı<br />

Türkiye düzcam pazarının lideri ve Avrupa’nın en büyük üreticisi Şişecam Düzcam, Dünya<br />

Mimarlık Haftası’nı kutladı. Şişecam Düzcam <strong>Yapı</strong> Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen<br />

“Bence Mimarlık” etkinliğindeki standıyla ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.<br />

Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam<br />

Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren,<br />

Türkiye düzcam pazarının lideri ve<br />

Avrupa’nın en büyük üreticisi konumunda<br />

olan Şişecam Düzcam, bu yıl “İklim Değişikliği<br />

İçin Harekete Geç” temasıyla düzenlenen<br />

Dünya Mimarlık Haftası’nı enerji<br />

tasarrufu sağlayan ürünleriyle kutladı.<br />

Dünya Mimarlık Haftası kapsamında <strong>Yapı</strong><br />

Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen<br />

“Bence Mimarlık” etkinliğindeki standında<br />

cephe camlarından dekorasyon camlarına<br />

kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle ısı<br />

ve güneş kontrolü, emniyet, güvenlik ve<br />

gürültü kontrolü sağlayan mimari ürünlerine<br />

de yer veren Şişecam Düzcam ziyaretçilere,<br />

doğru cam seçiminin en hızlı ve<br />

kolay biçimde yapılmasını sağlayan “Cam<br />

Danışmanı, Performans Hesaplayıcı, Cam<br />

Akustik ve Isıcam Seçim Sihirbazı” gibi<br />

mobil aplikasyonları ile ilgili bilgiler de<br />

aktardı. “<strong>Malzeme</strong> Üreticileriyle Mimarlık”<br />

paneli kapsamında da mimarlarla buluşarak,<br />

enerji tasarrufu, emniyet, güvenlik,<br />

gürültü kontrolü, konfor ve estetik gibi çok<br />

farklı ihtiyaçları karşılayacak doğru cam<br />

seçiminin önemini paylaştı.<br />

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Şişecam<br />

Düzcam Kaplamalı Camlar ve Franchise<br />

Ürün Müdürü Esra Aydınoğlu “Mevcut<br />

durumda Türkiye’deki 19 milyon konut<br />

stokunun % 45’inin tek cam, % 50’sinin<br />

çift cam ve yalnızca %5’inin Low-E kaplamalı<br />

yalıtım camından oluştuğu gerçeği ile<br />

karşı karşıyayız. Bugün, tek ve çift camlı<br />

konutların camlarını, ısı ve güneş kontrolü<br />

sağlayan camlarla değiştirdiğimiz takdirde,<br />

sadece ısıtma giderlerinden yılda 5<br />

milyar TL tasarruf şansı elde ediyoruz. Bu<br />

sayede sağlanan enerji tasarrufu ile ayrıca<br />

8,2 milyon ton CO2 emisyonunun azaltılması<br />

da mümkün olabiliyor” dedi.<br />

Mimaride camda, şeffaflıktan ödün vermeden<br />

en etkin ısı ve güneş kontrolü<br />

arayışının devam ettiğine dikkat çeken<br />

Esra Aydınoğlu sözlerine şöyle devam etti:<br />

“Konut sektörünün yanı sıra ticaret, eğitim,<br />

havacılık, kamu ve turizm sektörüne<br />

yönelik projelerin enerji tasarrufu, emniyet,<br />

güvenlik, gürültü kontrolü, konfor ve<br />

estetik gibi çok farklı ihtiyaçları için doğru<br />

çözümler sunan ürünler geliştirmeye devam<br />

ediyoruz.<br />

Şişecam Düzcam olarak, “cam danışmanlığı”<br />

ile cama hayat veren değerli mimarların,<br />

cephe danışmanlarının projenin tasarım<br />

aşamasından, binanın kullanılır hale<br />

gelmesine kadar ve hatta kullanım sonrasındaki<br />

süreçte dahil cam ile ilgili her<br />

konuda ve ihtiyaç duydukları her zaman,<br />

yanlarında yer alıyoruz”.<br />

Bu yıl ikincisi düzenlenen Mimarlık Haftası<br />

etkinliklerinin sekizinci oturumunda, “<strong>Malzeme</strong><br />

Üreticileriyle Mimarlık” paneline katılan<br />

Şişecam Düzcam Mimari Cam Projeleri<br />

Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol,<br />

camın mimarlıkta alternatifi olmayan bir<br />

malzeme olduğunu hatırlatarak konuşmasına<br />

başladı. “Mimarlar camın sınırlarını<br />

zorlamayı seviyor. Camdan beklentilerimiz<br />

giderek artıyor. Mimarlar, cephe danışmanları,<br />

yatırımcılar mümkün olduğunca<br />

şeffaf, büyük ebatlı, etkin enerji tasarrufu,<br />

gürültü kontrolü, emniyet ve güvenlik<br />

sağlayan camlar talep ediyorlar. Şişecam<br />

Düzcam bu taleplerin hepsini birden geniş<br />

ve nitelikli ürün gamı ile karşılayabiliyor”<br />

dedi.<br />

“Araştırmalara göre doğal ışık alan ve doğru<br />

cam kullanılan bir ofiste çalışanların<br />

konsantrasyonu artıyor, hastalar daha çabuk<br />

iyileşiyor, öğrenciler daha başarılı oluyor”<br />

sözleriyle doğru cam seçiminin insan<br />

sağlığına etkisine değinen Demirkol, proje<br />

özelinde verdikleri cam danışmanlığının<br />

kapsamını şöyle anlattı: “Şişecam olarak<br />

Avrupa’nın en büyük firmasıyız, dünyanın<br />

en büyük beş firması arasındayız. Cam<br />

statiği, performans ve ısıl kırılma hesapları<br />

yaparak, projenin ihtiyaçları doğrultusunda<br />

en uygun ve doğru cam çözümleri sunuyoruz.<br />

Geleceğin mimarlarına ürünlerimiz<br />

ve üretimimiz ilgili bilgi aktarmak amacıyla<br />

fabrikalarımıza teknik geziler düzenliyor,<br />

ayrıca mimarlara yönelik pek çok etkinliği<br />

hayata geçiriyoruz. Cam çözüm önerilerimizi<br />

anlatmak için İTÜ Cephe Tasarımı ve<br />

Teknolojisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı<br />

sektörel danışma kurulunda yer alıyor,<br />

derslere katılarak bilgi ve tecrübelerimizi<br />

paylaşıyoruz. Üniversitelerin mimarlık ve<br />

inşaat mühendisliği fakültelerinde camla<br />

şeffaf çözümlere değindiğimiz seminerler<br />

veriyoruz.<br />

Ayrıca Cam Danışmanı, Performans Hesaplayıcı,<br />

Cam Akustiği ve Isıcam Seçim<br />

Sihirbazı’ndan oluşan dört yeni mobil uygulamayla<br />

hayatı kolaylaştırıyoruz.”<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 121


İstanbul’daki yapıların geleceği bu konferansta tartışıldı<br />

“Geleceğe dünden bakmak: Mimarlıkta yeni nedir?”<br />

<strong>Yapı</strong>-Endüstri Merkezi (YEM)’de 7 Kasım <strong>2017</strong> tarihinde gerçekleşen “Geleceğe Dünden<br />

Bakmak: Mimarlıkta Yeni Nedir?” adlı konferansta dünyanın en büyük metropollerinden<br />

İstanbul’da yaşanan yapılaşmanın yoğunluğu ve kalitesi masaya yatırıldı. “Modernleşmek<br />

adına hızla büyüyen şehirde yapılar kimliğini kaybediyor mu?”, “Yeni yapı malzemesi ürünleri<br />

çevresel faktörlere uygun mu?”, “Değişen iklim koşulları mimariyi nasıl etkileyecek?” gibi<br />

sorulara yanıt aranan konferansta binaların ömrünü uzatan çevre dostu ürünler hakkında<br />

görüşler de paylaşıldı.<br />

Moderatörlüğünü CNN TÜRK Program <strong>Yapı</strong>mcısı-Gazeteci<br />

Ahu Özyurt’un üstlendiği<br />

oturuma Mimar Alpaslan Ataman, GAD<br />

Mimarlık Kurucusu Gökhan Avcıoğlu, Tasarımcı,<br />

Tarihçi ve Kuramcı Gökhan Karakuş,<br />

KPM-Kerem Piker Mimarlık Kurucusu<br />

Kerem Piker, Tabanlıoğlu Mimarlık Kurucu<br />

Ortağı Melkan Gürsel ve Kadir Has<br />

Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi<br />

Müdürü, Şehir Plancısı Prof. Dr. Murat H.<br />

Güvenç konuşmacı olarak katıldı.<br />

Alpaslan Ataman: “Mimaride yeni<br />

referansa göre şekilleniyor”<br />

Mimaride icat yok keşif vardır. Ne yaparsanız<br />

yapın 15 bin yıldır muhakkak yapılmıştır.<br />

Yeniyi kabul edelim ama takıntı haline<br />

getirmeyelim. Bir Roma atasözü der ki<br />

‘Güneşin altında yeni bir şey yok’. Doğan<br />

Kuban da ‘Rönesans’tan sonra yeni bir<br />

şehir yapılmadı’ diyor. İlave şeyler yapılıyor.<br />

Yeninin tabiatı bir şeyin üstüne gelmesidir.<br />

İçinde eskiyi ihtiva etmezse yeni<br />

olmuyor. Yeni eskinin yanında şahsiyetini<br />

koruyor. Bir referansa göre şekilleniyor.<br />

Eskiden bir ayda yapılan, bugün bir dakikada<br />

yapılıyor. Bizim meslek sıkıştı kaldı.<br />

Yeni yapmak adeta bir mecburiyet ve bir<br />

misyon olmaya başladı. Önümüze gelen<br />

binanın adı ‘fırsat’ oldu. Bu fırsat kelimesini<br />

açtığınız zaman korkunç bir skala açılıyor.<br />

Bir kaosun içinde yaşadığımız ayan<br />

beyan ortada. Geçmişi, tarihi olmayan bir<br />

yerleşime şehir denmez. Mimar rahat davranabiliyordu<br />

kendisine yardımcı bir eski<br />

şehir vardı. O referans ortadan kalktı.<br />

Gökhan Avcıoğlu: “Bizi bir araya<br />

getirecek unsur, yeni bir şehir<br />

kurgusunda anlaşmak”<br />

Mimarlıkta ‘yeni konusu’ yeni bir konu<br />

değil. İlk mağaradan beri tartışılan bir<br />

konu. Mimarlıkta ileriye dönük düşünüyoruz<br />

ama geçmişte yakaladığımız ve tekrar<br />

kullanılması gereken formüller var. İlerisi<br />

için düşünüyoruz, geçmişten ders alıyoruz,<br />

bugün için inşa ediyoruz. Sanattan<br />

farklı olarak hızlı gelişmiyor. Ağır hareket<br />

122<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

ediyor. Kitleleri ilgilendiriyor. İçine insan<br />

giriyor. Modasının hiç geçmemesi esas<br />

olan. İnşa ederken yenide aradığımız şu:<br />

daha iyi nasıl yapabiliriz? Onun için yeni<br />

kavramı aslında yeni bir şey bulmak değil.<br />

İnsan davranışı değişmediği için çok şeyin<br />

değişmesi zor. Şehir plancıları bağımsız<br />

çalışıyorlar. Oysa iş birliği yapmamız gerekiyor.<br />

Deprem geçirmiş bir Van’ı yeniden<br />

inşa etmenin anlamı yok. Şehir kurgusu<br />

olarak yeni bir Van lazım. Ataşehir’de finans<br />

merkezi var ama mimarların hiçbiri<br />

birbirinden haberdar değil. Fikirtepe de<br />

öyle. Şehir içindeki hıza ayak uydurmak<br />

kolay değil. Belki bizi bir araya getirecek<br />

unsur, yeni bir şehir kurgusunda anlaşmak.<br />

Gökhan Karakuş: “Herkesin söz<br />

sahibi olması lazım.”<br />

Mimarlık eleştirmeni ve kuramcısı olarak<br />

bizim işimiz değerlendirme. Bitmiş bir<br />

binayı değerlendiriyoruz. Batı’dan gelen<br />

300 yıllık yeni bir meslek bu. Üç ana kavram<br />

üzerinde; görsellik, bilim ve kullanıcı<br />

gözüyle eleştiririz. Biz eleştiri olarak, kuram<br />

olarak, akademik olarak, mimarlara<br />

geri bildirim veremiyoruz. Onlara yardım<br />

etmemiz, yön göstermemiz lazım. Bu iş<br />

herkese hitap ediyor. Doktor gibi insanların<br />

günlük hayatını iyileştirmeye çalışıyoruz.<br />

Herkes bu mekanların içinde yaşıyor.<br />

Herkesin söz sahibi olması lazım. “New<br />

York’ta Carnegie Hall çatısında neden<br />

değişiklik yapmıyorsunuz?” diye sorduğumda,<br />

orada oturanlardan oluşan kamu<br />

kurulunun istemediğini söylediler. Halk<br />

karar mekanizmasının içinde. Bizde bu<br />

kararlar nasıl alınıyor? Bu konunun daha<br />

çok popüler kültürün içine girmesi lazım.<br />

1960’larda modern mimarlığın Türkiye’deki<br />

rolü kafalarında netti. Yine bu netliğin<br />

oluşması lazım.<br />

Kerem Piker: “Kazmayı hızlı<br />

vurmaktan değil, kazmaktan<br />

vazgeçmeliyiz.”<br />

Mimarlıkta yeninin ne olduğunu bilmiyorum.<br />

Olsa olsa mimarlar arasında yeni<br />

vardır. Mimarlıkta yeni zihinlerdedir ancak.<br />

<strong>Yapı</strong>ldığı an eskiyor. Mimarlık hızlı bir<br />

şey değil. Yeninin olma ihtimalini seviyorum.<br />

Yeninin arayışını, pratiğinin merkezine<br />

koymak mümkün olmayabilir ama var<br />

olduğunu düşünmeyi seviyorum. 19’ncu<br />

yüzyılda pasajlar yeniydi. Kent hayatının<br />

dönüştüğünü gösteriyordu. Reasürans<br />

Çarşısı yapıldığı zaman yeni bir şey oldu,<br />

yeni bir kamusallık yaratıldı. Bu bildiğiniz<br />

araçlarla yapılabilir. Bizim peşine düştüğümüz<br />

yeni, aslında böyle bir yeni. Tekniği<br />

çok da küçümsememek lazım. Bugünün<br />

yeni araçları var. O araçlar yeni örgütlenme,<br />

toplumsal uzlaşma biçimleri kuruyor.<br />

Bizim ihtiyacımız olan akıl ve o aklın yeni<br />

araçları. Dünün aklıyla bu araçları kullanamayız.<br />

Bugünün kentini dünün kavramla-<br />

Serdar Oran: “Mimarlıkta<br />

biz yeni ne yapabiliriz?’<br />

diye düşündük. Yalıtım<br />

4.0 devrimini DYOTHERM<br />

markamızla başlattık.”<br />

“Mimarlıkta Yeni Nedir?” konsepti çerçevesinde<br />

çevre dostu ürünlerin kullanımına<br />

dikkat çekilen konferansta, örnek ürün<br />

olarak etkinliğin destekçisi DYO Boya yeni<br />

yalıtım markası DYOTHERM’in lansmanını<br />

gerçekleştirdi. DYOTHERM markasının; A<br />

sınıfı yangın direnci, ses yalıtımına katkılı,<br />

yüksek termal koruması ile hibrit teknoloji<br />

ile üretilen çevre dostu yenilikçi ısı yalıtım<br />

ürünü DYOTHERM ISOLTECO 110 tanıtıldı.<br />

DYO olarak yeni teknolojilerle mimarların<br />

tasarımlarına destek olmak istediklerini<br />

belirten DYO Boya Fabrikaları Başkan<br />

Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran<br />

“Çevreye yararlı ürünler üretmek için çok<br />

çalışıyoruz. Ciromuzun %2.2’sini AR-GE<br />

için ayırıyoruz. Dünya ölçeğine baktığımızda<br />

sektördeki devlerin harcadığı bir miktar bu.<br />

Bunu insanların hayatına katkıda bulunmak<br />

Serdar Oran / DYO Boya Fabrikaları<br />

Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü<br />

için<br />

yapıyoruz,” diye konuştu. Boyanın tüm alt sektörüne hizmet veren Türkiye’deki tek<br />

şirket olduklarını belirten Oran, sözlerine şöyle devam etti: “Size dokunduğumuz<br />

alanlar çok fazla. Bugün ısı yalıtımla ilgili geleceğe değer katacak bir ürün tanıtmak<br />

istiyoruz. ‘Mimarlıkta biz yeni ne yapabiliriz?’ diye düşündük. Değişen pazar ihtiyaçlarına<br />

yönelik yenilik yapmaya çalıştık ve 4.0 devrimini DYOTHERM markası ile<br />

başlattık. DYOTHERM ile daha iyi, daha temiz bir gelecek için yeni nesil çözümler<br />

üretiyoruz. Bu ürünün en büyük özelliği çevreci olması. Yenilikçi yalıtım geleceğe<br />

yatırım diyerek ürünlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.<br />

Isı yalıtımını sağlarken binaya ekstra ağırlık vermeyen DYOTHERM ISOLTECO 110,<br />

binanın ömrünü uzatıyor. İklim koşullarının içeriye nüfus etmesini en aza indiren<br />

DYOTHERM ISOLTECO 110, enerji tasarrufu sağlayan, çevreci bir ürün. Kışın binayı<br />

soğuktan koruyarak doğalgaz faturalarının artmasını engellerken, yazın güneş ışınlarından<br />

koruyarak elektrik tasarrufu yapılmasını sağlıyor. Her yüzeye uygulanabilen<br />

DYOTHERM ISOLTECO 110, yangın dayanımını A sınıfı yapıyor ve ses yalıtımına<br />

katkıda bulunuyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 123


ıyla konuşamayız. Kazmayı hızlı vurmaktan<br />

değil, kazmaktan vazgeçmeliyiz.<br />

Melkan Gürsel: “Mimari yeni bir<br />

duygu üretiyor.”<br />

Teknoloji insanlara ne imkân sunarsa<br />

sunsun biz onun belli bir oranını algılıyor<br />

ve kullanıyoruz. İnsana dair şeyler çok da<br />

değişmiyor. Mimari, insanları mutlu etmek<br />

için vardır. Mimari eserler, sosyal heykellerdir.<br />

İçinde yaşam vardır. Her yerde yeni<br />

aynı olmak zorunda değildir. İstanbul’da<br />

bir bina yenilik katarken, dünyanın başka<br />

bir yerinde başka anlamlandırılabilir. Hayatlara<br />

nasıl dokunduğunuz ve ne gibi nitelikler<br />

getirdiğiniz önemli olan. Bir şehirde<br />

35 bin kişi yan yana gelmemiştir. Siz bir<br />

stadyum yaparsınız ve bunu onlara yaşatırsınız.<br />

Bu yeni bir duygudur. Gelişen dünyada<br />

malzemeler farklılaşıyor fakat mimari<br />

yeni bir duygu üretiyor, hayatınıza yenilik<br />

getiriyor. Mimari, insanların mutluluğu ve<br />

rahatı içindir. Hayatlarına ne kattığınız ne<br />

gibi kolaylık getirdiğinizdir yeni olan. Yeni,<br />

insana dokunana dairdir. Hayatı güzelleştirendir.<br />

Kullanıcıya yeni duygu yaşatan<br />

binadır.<br />

Prof. Dr. Murat H. Güvenç: “Yeni<br />

teknolojiyle eskiden yapmadığım<br />

neyi yapabilirim diye bakmalıyız.”<br />

‘Modern’, ‘çağdaş’, ‘güncel’ gibi kelimeler<br />

tarih boyunca kullanıldı. Her zaman ‘yeni’<br />

var ve var olacak. 18’nci yüzyılda da modernden<br />

bahsediliyordu. Bizim ‘an’ dediğimiz<br />

zamana, İngilizce ‘moment’ deniyor.<br />

Moment hem bir zaman dilimi hem de<br />

fizikte gerilim anlamına geliyor. Neyle ne<br />

arasında gerilim? Belli bir anda doğru bildiğimiz<br />

ideoloji. O anda kullandığımız araçlar<br />

ve teknoloji. Üçüncü olarak da hayatımızı<br />

idame ettiğimiz toplumsal pratikler. Anlar;<br />

bu fikir, teknoloji ve gündelik ihtiyaçlar<br />

arasında kurulan gerilimli bir şey. Bunlar<br />

birbirleriyle ilişkili ama bağımsız şeyler.<br />

Bunlardan biri değişebiliyor. Fikirler ve toplumsal<br />

pratikler orada duruyorken teknoloji<br />

gelişiyor. Biz de teknolojiye ayak uydurmaya<br />

çalışıyoruz. Bilgisayar öncesine geri<br />

dönemeyeceğiz, onunla yaşayacağız. Yeniyle<br />

karşılaştığımızda ilk tepkimiz eskiden<br />

yapmaya çalıştığımız işleri daha kolay ve<br />

daha hızlı yapmak. Bu teknolojinin kullanımında<br />

bir çocukluk hastalığı. Teknolojinin<br />

potansiyeli bu değildir. “Eskiden yapmadığım<br />

neyi yapabilirim?” diye bakmalıyız.<br />

Dünyanın en iyi bilgisayarını getirin, bizim<br />

algılayabildiğimizdir önemli olan. Mimaride<br />

değişmeyen sınırlar var. Yeniyi bu sınırlarla<br />

nasıl örtüştüreceğiz, mesele bu.<br />

124<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Yenilenen yapısıyla<br />

yapı dünyasında<br />

aradığınız herşey<br />

yepyeni <strong>Yapı</strong> Kataloğu’nda<br />

Daha detaylı bilgi<br />

Daha fazla görsel<br />

Tek sayfada tek ürün<br />

Yenilenen firma ve ürün sayfaları<br />

Güncellenen arama motoru<br />

Teklif ve numune talebi<br />

www.yapikatalogu.com


Sektörün<br />

İKLİMLENDİRME<br />

SİSTEMLERİ<br />

Baymak<br />

Buderus<br />

Daikin<br />

SERAMİK & MERMER<br />

Geberit / Bien<br />

Duravit / Decovita<br />

Graniser / Seramiksan<br />

BOYA<br />

Dyo<br />

Kale<br />

AHŞAP<br />

Peli Parquet<br />

AYDINLATMA<br />

ELEMANLARI<br />

Viko


’ leri<br />

KİMYASALLAR<br />

Rigips<br />

VİTRİFİYE<br />

Ege Vitrifiye<br />

ARMATÜR<br />

E.C.A<br />

ELEKTRİKLİ<br />

EL ALETLERİ<br />

Panasonic


Ürün<br />

E.C.A.’nın iki yeni serisi<br />

Avrupa’dan ödüllerle döndü<br />

Geliştirdiği teknoloji ve yeniliklerle insan sağlığını ve çevresel<br />

duyarlılığı ön planda tutan E.C.A, armatür ürün ailesine ezber<br />

bozan 2 yeni seri ekledi. Dünya’da ilk kez E.C.A. tarafından<br />

geliştirilen Hygiene Plus teknolojisine de sahip Icon ve Purity<br />

armatürler A Design Awards, Iconic Awards ve German<br />

Design tasarım yarışmalarından ödülle döndü.<br />

SEREL<br />

EasyWash’tan<br />

%100 yıkama<br />

teknolojisi ile<br />

360 derece temizlik<br />

Uluslar arası tasarım yarışmalarının en<br />

prestijlilerinden İtalyan A Design Award<br />

ve Alman Iconic Awards tasarım yarışmalarında<br />

E.C.A. Icon ve Purity serilerindeki<br />

ürünlerine ödül aldı. A Design Awards’ta<br />

Icon serisi lavabo, banyo, eviye armatürleri<br />

Gold seviyesinde; Purity serisi, lavabo,<br />

banyo, eviye armatürleri Silver seviyesinde<br />

ödüle layık görülürken; Iconic Award tasarım<br />

yarışması ürün kategorisinde Purity<br />

Lavabo Bataryası ve Icon Banyo bataryası<br />

ödül aldı.<br />

German Design Awards’tan<br />

Özel Davet<br />

Avrupa’nın en prestijli<br />

tasarım yarışmalarından<br />

biri olarak<br />

görülen German<br />

Design Awards’a<br />

özel olarak davet<br />

edilen markalar<br />

arasında yer alan E.<br />

C.A.; Purity lavabo<br />

bataryası ve Icon<br />

banyo bataryasına<br />

“Special Mention”<br />

ödülü alırken; Icon<br />

lavabo bataryasıyla<br />

da “Winner” ödülüne<br />

layık görüldü.<br />

E.C.A. armatürlerinin<br />

yurt içi satış ve<br />

pazarlamasından<br />

sorumlu Elmor’un Genel Müdürü Enver<br />

Öz, temsilcisi oldukları markanın ödüllendirilmesinden<br />

duydukları mutluluğu<br />

şu şekilde ifade etti;<br />

“Sektöründe daima ilkleri gerçekleştiren<br />

ve trendlerin belirleyicisi olan E.C.A.’nın<br />

estetik ve fonksiyon çözümlerinin uluslararası<br />

arena tarafından da takdir edilmesi<br />

memnuniyet verici. Bu ödüller bizim<br />

sektördeki motivasyonumuzu arttıran<br />

ve adımlarımızın doğruluğunu kanıtlayan<br />

göstergeler bizce. E.C.A. her şeyden<br />

önce “yıllarca beraber” lik ilkesi gereği<br />

kullanıcılarına sağlamlık ve dayanıklılık<br />

vaad ediyor. Bununla beraber tasarımın<br />

ve uygulamadaki kolaylığın öneminin farkında<br />

ürünler geliştiriyor. Sanırım bu çok<br />

yönlü düşüncenin ürünü olan bu armatürlerin<br />

tasarım ödülüne layık görülmelerinin<br />

bir sebebi de bu. Sürdürülebilirlik ilkesi<br />

kapsamından üretimden son kullanıcıya<br />

doğaya ve insana saygılı ürünler geliştiren<br />

E.C.A. mimar ve iç mimarların ihtiyaçlarının<br />

da farkında ürünler geliştiriyor. Bu<br />

sebepledir ki E.C.A.; farklı renk ve boyut<br />

çeşitlerindeki armatürleriyle, her banyo<br />

ve mutfak tipine uygun, her segmente<br />

ve ihtiyaca çözüm üreten yüzde yüz yerli<br />

marka olarak sektör liderliğini sürdürmeye<br />

devam ediyor.”<br />

SEREL EasyWash lavabolar kullanıcı<br />

dostu yeni fonksiyonuyla, temizlik anlayışını<br />

değiştiriyor. Türkiye’de bir ilki<br />

teşkil eden kendi kendini temizleyen<br />

yeni nesil yıkama teknolojisi ile EasyWash<br />

lavabolar, otomatik olarak devreye<br />

girerek hijyen sağlıyor.<br />

Maksimum temizlik konsepti ile yola<br />

çıkılarak tasarlanan SEREL EasyWash<br />

lavabo serisi, su sıçratmadan %100<br />

yıkama teknolojisi sunuyor. Kendi kendini<br />

temizleme özelliği uzaklaştıktan<br />

sonra devreye girerek 360 0 ’lik hijyen<br />

sağlıyor.<br />

Helios Serisi, multifonksiyonel<br />

tasarımı banyolara taşınıyor<br />

SEREL Helios lavabo serisi, tasarımı<br />

ile banyolarda multifonksiyonel kullanım<br />

sağlıyor. Farklı kullanım alanlarına<br />

yönelik tasarlanan, daire ve kare formlu<br />

çanak lavaboları bulunan seri, her<br />

zevke ve beğeniye göre alternatif seçenekler<br />

sunuyor. Çocuk lavabosu seçeneğiyle<br />

evde ve ev dışındaki alanlarda<br />

da çocuklara özel mekânlar yaratıyor.<br />

128<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Baymak, “Lectus Plus 160”<br />

yoğuşmalı kazan<br />

ile yüksek verimlilik ve tasarruf<br />

Baymak’ın, BDR Thermea tarafından geliştirilen ve Türkiye için özel olarak<br />

uyumlandırdığı Lectus Plus 160 duvar tipi yoğuşmalı kazanlar, %109‘a varan<br />

verimliliği ile yakıt tasarrufunu en üst noktaya taşıyor.<br />

Lectus kazanlar özellikleri sayesinde, Binaların Enerji Performansı (BEP)<br />

yönetmeliği ile toplam kullanım alanı 2.000 m²’den büyük olan binalarda<br />

merkezi ısıtma sistemlerinin zorunlu hale gelmesiyle, kullanıcılara avantaj<br />

sunuyor. Premix teknolojisine sahip Baymak Lectus Plus, verimliliği belirleyen<br />

teknoloji sayesinde ideal yanmada, doğru hava-gaz dengesini sağlıyor.<br />

Premix teknolojili Lectus Plus bir birim gaz için eşit düzeyde havayı alıp<br />

önceden karıştırıyor ve ideal yanma sağlıyor. Dolayısıyla Lectus Plus kazanlar,<br />

eski kazanlarla karşılaştırıldığında ilk yatırım maliyetini, düşük işletme<br />

maliyeti ile kısa sürede bu farkı amorti ediyor. Yüksek güç ve performansın<br />

bir arada olduğu Lectus Plus 160 yoğuşmalı kazan, geniş renkli LCD ekranı<br />

sayesinde kullanım kolaylığı sunuyor. Tek kazanda yüksek kapasite .<br />

Baymak için özel üretilen RVS serisi kaskad kontrol paneliyle 15 adet yoğuşmalı<br />

Lectus kazan tam otomasyona bağlı olarak kontrol edilebiliyor ve<br />

her kazan da kendi içinde modüle edilebiliyor. Hem bina yöneticileri hem de<br />

görevlileri için de idare kolaylığı sunan RVS kaskad kontrol paneli ısıtma,<br />

kullanım sıcak suyu veya farklı zonların ayrı ayrı kontrol edilip, günlük ve<br />

haftalık olarak programlanmasını da sağlıyor.<br />

Buderus enerji<br />

tasarrufu için<br />

‘oda kumandası’<br />

öneriyor<br />

Buderus, kombi sahiplerine, mekanın sıcaklığını kullanıcının<br />

ayarladığı derecede sabit tutmak için kombiyi optimum<br />

sürede çalıştıran, bu sayede doğalgaz ve enerji tasarrufu<br />

sağlayan oda kumandası kullanımı öneriyor.<br />

Oda kumandası kullanılmayan kombilerde, ısıtılacak mekanda<br />

ortam sıcaklığını ölçebilecek bir cihaz olmadığı için,<br />

tesisat, gidiş-dönüş suyu sıcaklığını referans alarak çalışır.<br />

Kombi, oda sıcaklığını takip edemediği için mekânı sürekli<br />

olarak ısıtmaya devam eder. Bu da cihazların gereğinden<br />

fazla çalışarak daha çabuk yıpranmasına, yakıt sarfiyatının<br />

ve elektrik tüketiminin artmasına sebep olur.<br />

Oda kumandası ile odanızın sıcaklığını takip edin!<br />

Oysa özellikle bahar aylarında, güneş ışığının mekânı<br />

ısıtması sonucu ciddi miktarda ısı kazanımı olur. Oda kumandası<br />

olan mekânlarda bu sıcaklık artışı anında tespit<br />

edilerek ısıtma cihazının durdurulup ortamın gereğinden<br />

fazla ısınması önlenir. Bu şekilde tasarruf ve konfor<br />

sağlanır. Kullanıcılar, haftalık program saatli oda kumandası<br />

sayesinde ısıtma cihazını gün içerisinde farklı zaman<br />

dilimlerinde farklı derecelere ayarlayabilirler..<br />

Kablosuz oda kumandası ile kolay montaj imkanı..<br />

130 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Decovita’dan kırmızı dokunuş!<br />

Trendleri belirleyen tasarımlarını mükemmel baskı ve renk kalitesiyle<br />

sunan Decovita, kırmızının güçlü ve pozitif enerjisini yaşam<br />

alanlarına taşıyor.<br />

Decovita’nın doğal taş grubunda yer alan Rosso Royal, zengin<br />

damarlı yapısı ve sıcak renk geçişleriyle üç boyutlu bir görünüm<br />

oluşturuyor. Ürünün en önemli özelliklerinden biri de, duvar panosu<br />

olarak kullanılabilmesi. Soft tonlardaki bir duvar üzerinde<br />

zıt renklerin eşsiz uyumunu yansıtan Rosso Royal, küçük bir dokunuşla<br />

yaşam alanlarının tüm havasını değiştirmek isteyenler<br />

için ideal bir seçenek sunuyor.<br />

Decovita’nın tüm ürün gruplarında olduğu gibi hem yer hem de<br />

duvarda kullanılabilen Rosso Royal, iç mekanların yanı sıra binaların<br />

dış cephelerinde de uzun yıllar boyunca ilk günkü canlılığını<br />

ve kalitesini koruyor. Özel bir sır tekniği uygulanan parlak<br />

ve pürüzsüz yapıdaki ürün, bahar yağmurlarından, dondurucu<br />

soğuklardan ya da yakıcı güneşten etkilenmiyor.<br />

DYO’nun Mavi-Turkuaz renk damlası kartelası ile<br />

huzurlu ve dingin mekanlar<br />

Renkler kullanıldıkları alanları estetik ve<br />

anlam olarak değiştirme gücüne sahip.<br />

Her rengin kendine ait özel bir enerjisi<br />

var. DYO’nun doğadan ilham alarak hazırladığı<br />

Renk Yağmuru kartelasında yer alan<br />

Mavi-Turkuaz Renk Damlası kartelasında<br />

mavinin 24 değişik tonunu bulabilir, dilerseniz<br />

kendi mavinizi yaratabilir ve renginizi<br />

kişiselleştirebilirsiniz.<br />

Özgürlüğün rengi olarak tanınan mavi-turkuaz,<br />

insana evrenin bir parçası olduğunu<br />

en çok hissettiren renk olarak tanınıyor.<br />

Mavi, kendi sınırlarını aşarak kitaplara,<br />

filmlere, şiirlere de konu olan bir renk. Denizin<br />

ve gökyüzünün rengi olan mavi-turkuaz<br />

yaşamın geçtiği her alanda sakin, dinlendirici<br />

aynı zamanda temiz ve aydınlık,<br />

hislerini beraberinde getiriyor.<br />

DYO’nun, doğayı referans alarak hazırladığı<br />

Mavi-Turkuaz Renk Damlası, tercih<br />

edildiği mekana sağlık ve temizlik hissini<br />

de getiriyor. İnsanın yaratıcılık duygularını açığa çıkartırken yeteneklerin gelişmesine de olumlu katkı sağlıyor. Bu yılın trend renkleri<br />

arasında yer alan mavi-turkuaz, özellikle turuncu rengi ile birlikte kullanıldığında mekanlarınızda etkin bir kontrastlık elde etme imkanı<br />

da sunacak.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 131


Ürün<br />

Bien’in koleksiyonları 2018’in habercisi niteliğinde<br />

Doğallığın ön planda olduğu 2018 dekorasyon trendlerinde, mermerin<br />

asaleti, ahşabın sıcaklığı, doğal taşın sahiciliği yaşam alanlarında<br />

seçenekler olarak karışımıza çıkıyor. Özellikle, son dönemlerde cazibesini<br />

artıran mermer, yaşam alanlarına doğal ve asil bir görünüm kazandırırken,<br />

ahşabın sıcaklığı ve doğal taşın sahiciliği mekanlarınızı sahici<br />

bir kimliğe büründürüyor. Bien Seramik’in tasarladığı yeşil, krem, mavi<br />

ve gri tondaki tasarımlar yılın gözde renklerini vurgularken, bordürlerde<br />

kullanılan altın ve gümüş yaldızlar mekana hem şıklık hem de ışıltı<br />

kazandırıyor. Doğal konseptin parıltılarla kombine edildiği Bien Koleksiyonları’ndan<br />

Amazon, Anabell, Antique Carrara, Arch, Pietra Venata,<br />

Zebra Wood Serileri yılın iddialı koleksiyonları arasında yer alıyor.<br />

Danimarkalıların Mutluluk Felsefesi “Hygge”<br />

Duravit ile Banyolara Yansıyor<br />

Hygge, Danca bir kavram olup, samimi ortamlar yaratma, ruhun<br />

huzurlu hissetmesi, tüm dert, sıkıntı ve sinir bozucu şeylerden<br />

uzak olma durumu, rahatlatıcı ve mutluluk veren şeylerden keyif<br />

alma ve en sevdiklerinizle birlikte olma durumu anlamlarına<br />

geliyor. Bu felsefeyi uygulayan Danimarkalılar<br />

dünyanın en mutlu 2. ülkesi olmayı başarmışlar.<br />

Yaşam alanlarının Hygge felsefesi ile daha<br />

samimi ve cazip hale gelmesi için birkaç küçük<br />

düzenleme yapmak yeterli oluyor. Duravit,<br />

bu düzenlemeleri banyolar için Luv serisi<br />

ile yorumlamış. Yormayan ve sakinleştirici<br />

etkili tipik İskandinav renkleri olan bej ve gri<br />

tonlarından oluşan Luv serisinin Hygge mottosu<br />

ise “dinlen, yarışa girme, rahatla ve stres<br />

yapma”.<br />

İskandinav iç mekan tasarımında önemli rol<br />

oynayan sadelik prensibi, Danimarkalı tasarımcı<br />

Cecilie Manz imzalı Duravit Luv banyo<br />

serisinde de güçlü bir şekilde hissediliyor.<br />

Bu serinin tasarımının çıkış noktasını ise su<br />

ile doldurulmuş bir çanak hayali oluşturuyor.<br />

Seri, sade ve elegan tasarımıyla konforlu, sıcak<br />

ve samimi bir ortam vadediyor.<br />

Yeni renkler: mat açık mavi ve gri<br />

Luv serisinin DuraCeram lavabolarının dış yüzeylerinde<br />

Duravit ilk kez açık tonlarda mat sır kullandı. Mat açık<br />

mavi veya mat gri gibi açık tonlardaki yeni renkler Luv’un mobilya<br />

seçeneklerinde de bulunuyor. Bu renkler havlu, battaniye ve banyo<br />

aksesuarı gibi objelerle de rahatlıkla kombine edilebiliyor.<br />

132 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Kale Boya’dan mekanlara metalik efektler<br />

İç cephede birçok yüzeyde kullanılabilen İs7anbul Aura, kadife<br />

dokusu ile mekanlara son derece zarif bir görünüm kazandırıyor.<br />

Kale Boya, İS7ANBUL Efekt serisinin yenilikçi ürünlerinden ‘Orion’<br />

ile ışıltılı mekanlar yaratıyor. Binlerce renk alternatifini farklı<br />

dokularla buluşturan Kale Boya, İs7anbul Aura ile parıltılı ve<br />

degrade görünümlü mekanlar yaratırken, kumlu, metalik dokuya<br />

sahip ‘İS7ANBUL Orion’ ile tüketicileri alışılmışın dışında dekorasyon<br />

alternatifleri ile buluşturuyor.<br />

Akrilik emülsiyon esaslı, sedef efekti ve kadife<br />

dokusuna sahip son kat iç cephe dekorasyon<br />

boyası İs7anbul Aura; iç cephede, uygun<br />

bir şekilde hazırlanmış kara sıva, beton,<br />

çimento levha, alçı panel gibi mineral yeni<br />

yüzeylere, eski boyalı yüzeylere, cam tekstili,<br />

macun ve duvar kâğıdı üzerine dekoratif etki<br />

yaratmak amacıyla uygulanıyor. İlhamını yıldızlardan<br />

alan ‘İS7ANBUL Orion’ ise ışıltılı ve<br />

grenli dokusu ile farklı desenler oluşturulmasına<br />

imkan sağlıyor. Yaşam alanlarını farklılaştırmak<br />

isteyenlerin özellikle tercih ettiği<br />

‘Orion’, binlerce renkte ve fırçayla kolaylıkla<br />

uygulanabiliyor. Kale Boya’nın her iki ürünü<br />

İs7anbul Aura ve Orion mekan içerisinde oluşan<br />

nemi dışarıya atma kabiliyetiyle binaların<br />

nefes almasını sağlıyor.<br />

Solvent içermediği ve su ile seyreltildiği için kokmayan, insan<br />

ve çevre sağlığına zarar vermeyen İs7anbul Aura; 1, 2,5 ve 5<br />

kg’lık plastik kovalarda satışa sunuluyor. Dekoratif etki yaratmak<br />

amacıyla uygulanan ‘İS7ANBUL Orion’, modern evlerden kafelere,<br />

özel mekanlardan otellere kadar estetiğin ön planda olduğu her<br />

noktada karşımıza çıkıyor.<br />

Hayatınıza yeni<br />

bir boyut katın<br />

Belçika’nın dünyaca ünlü dayanıklılığı,<br />

kalitesi ve görünümüyle fark yaratan<br />

doğal taşlarından esinlenen Seramiksan,<br />

yepyeni bir ürün ile klasik mekanların<br />

dışına çıkıyor. Antrasit rengi ve taş<br />

efektiyle kullanıldığı alana şıklık ve asalet<br />

katan Belgium Stone, sahip olduğu<br />

özellikleriyle de dikkat çekiyor.<br />

Kırılma ve çatlamaya karşı dayanıklılığı<br />

ve kaymaz dokusuyla ön plana çıkan<br />

Belgium Stone özellikle garaj, otopark,<br />

bahçe, teras, iş yerleri gibi mekanlarda<br />

rahatlıkla kullanılıyor. İç mekanlarda da<br />

dekor etkisi yaratan seri, taşın hem sadeliğine<br />

hem de şıklığına vurgu yapıyor.<br />

60 x 60, 60 x 120 ve 120x 120 cm ebatında<br />

üretilen Belgium Stone, 20 mm<br />

gövde kalınlığına sahip full body ürün<br />

olma özelliğiyle de iç ve dış mekanlarda<br />

farklı bir ambiyans yaratmak isteyenlerin<br />

ilgisini çekiyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 133


Ürün<br />

Zevkinize göre,<br />

Elektrik anahtarınıza farklı çerçeve…<br />

Evinizin dekorasyonunu son trendlere göre yeniden düzenlemek<br />

ya da birkaç detayı değiştirerek yaşam alanınıza yepyeni bir soluk<br />

getirmek isteyebilirsiniz. Üstelik şimdi elektrik anahtarlarınızı ve<br />

prizlerinizi de kolayca zevkinize ve yeni dekorasyon tarzınıza uygun<br />

hale getirebilirsiniz. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lideri Panasonic<br />

Eco Solutions Türkiye, VİKO marka<br />

NOVELLA serisi ile size çok özel bir olanak<br />

sunuyor. NOVELLA serisi elektrik anahtarları,<br />

farklı çerçeve seçenekleri ile kolayca<br />

bambaşka bir tarza bürünebiliyor.<br />

Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin, yalın<br />

tasarımı ile dikkat çeken VİKO marka NO-<br />

VELLA serisi, yaşam alanını ufak dokunuşlarla<br />

değiştirmek isteyenlere özel… Seride<br />

cam, eloxal, corian ve masif ahşap olmak<br />

üzere 4 farklı çerçeve malzemesi çeşidi<br />

göze çarpıyor. Cam malzemede; beyaz,<br />

açık yeşil, dore, bordo ve siyah renk seçenekleri<br />

sunuluyor. Eloxal malzemede ise<br />

gümüş, bronz ve siyah renk seçebilmeniz<br />

mümkün. Corian malzeme tercih edenler<br />

aurora, black quartz, dusk ve sandstone<br />

renklerinden dilediğini seçebiliyor. Masif<br />

ahşap malzemede ise akçaağaç, ceviz,<br />

kiraz ve meşe alternatifleri yaşam alanlarında<br />

sıcak bir atmosfer için yeterli oluyor.<br />

NOVELLA, tüm çerçeve seçeneklerini anahtarda farklı renkler ile<br />

değerlendirerek zevkinize özel kombinasyonlar oluşturmanıza imkan<br />

tanıyor. Böylece evinizin ve odanızın dekorasyonuna uygun<br />

alternatifler oluşturmak da size kalıyor. Yaşam alanınız, sizin dünyanız…<br />

Yeni yıl için<br />

en kullanışlı hediye;<br />

Kombo El Aletleri Seti<br />

Panasonic’te…<br />

Beyler evlerdeki ufak tefek tamirat işlerini üstleniyor. Ancak<br />

tüm bu işleri olabildiğince kolaylaştıracak el aletlerine de<br />

mutlaka ihtiyaç duyuyor. Dünyanın önde gelen markalarından<br />

PANASONIC, yeni yıla girerken beylere özel bir hediye<br />

düşünenlere, Panasonic Kombo Set ile son derece kullanışlı<br />

bir alternatif sunuyor.<br />

İçinde matkap vidalama (EY 75A1 X model), darbeli somun<br />

sıkma / vidalama (EY 75A2 X model), şarj aleti iki adet<br />

akü seti ve adaptör) bulunan taşıma çantası ile satışa<br />

sunulan PANASONIC Kombo Set, beyler için en uygun yeni<br />

yıl hediyesi… Pratik tasarımlarıyla evdeki birçok tamirat ve<br />

tadilat işinde kullanılabilen ürünler, üstün performansı ile<br />

de dikkat çekiyor. Öte yandan 55 dakika kullanılabilirlik ve<br />

70 dakikalık tam şarj edilebilirlik özelliği ile kablosuz ve<br />

akülü çalışan aletler, dayanıklılığı ile de rakipleri arasından<br />

sıyrılıyor. Sağanak yağmur altında bile sorunsuzca çalışabilen<br />

ürünler, aynı zamanda tozdan da etkilenmiyor. Yüksek<br />

seviye toz ve su koruması, zorlu saha koşullarında çalışırken<br />

artırılmış sağlamlığı da beraberinde getiriyor. PANASO-<br />

NIC, profesyonel el aletlerine 3 yıl garanti verirken, Türkiye<br />

genelinde oluşturulmuş 21 yaygın servis noktası ağı ile de<br />

satış sonrası destek sağlıyor.<br />

134 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası faturalar %25 düşürüyor<br />

İklimlendirme sektörünün öncü firması Daikin, ısıtmadaki iddiasını<br />

hibrit sistemler ile sürdürüyor. Premix tam yoğuşmalı kombi<br />

ile entegre bir şekilde çalışan Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası,<br />

enerji maliyetlerini yüzde 25’e kadar düşürüyor. Eski kombinizin<br />

yerine kolayca kurulan sistem, istenirse ısıtmanın yanı sıra soğutma<br />

da gerçekleştirebiliyor.<br />

Havadan suya ısı pompalarının mucidi Daikin, Avrupa ve Türkiye’de<br />

en çok tercih edilen ısı pompası olan Altherma’dan sonra<br />

şimdi de hibrit sistemlerle ısıtmada yeni bir dönem başlatıyor.<br />

Yüksek verimliliği ile öne çıkan ısı pompası sistemleri ile premix<br />

tam yoğuşmalı kombi bir araya geldi ve Daikin Altherma Hibrit<br />

Isı Pompası ortaya çıktı. Yenilikçi ürünleri ile soğutmada olduğu<br />

gibi ısıtmadaki iddiasını da artıran Daikin, iki üstün teknolojinin<br />

kombinasyonu ile kullanıcılarına daha yüksek verim ve tasarruf<br />

olanağı sunuyor.<br />

Daikin Altherma Hibrit Isı Pompası, bir yandan geniş alanların ısıtılması<br />

ve sıcak su talebinin karşılanması için esnek bir çözüm sunarken,<br />

iç ünite seçimine bağlı olarak soğutma da gerçekleştirebiliyor.<br />

Böylelikle ev ve iş yerlerinin hem ısıtma, hem soğutma, hem de<br />

sıcak su ihtiyacı aynı sistemle karşılanabiliyor. Sistemde kullanılan<br />

hydrobox ve kombi, toplamda klasik duvar tipi kombiler kadar<br />

yer kaplıyor ve bina içinde eski kombinin yerine, hızlı ve kolay bir<br />

şekilde monte edilebiliyor. Bu sayede 25 dereceden 80 dereceye<br />

kadar sıcaklıkta kalorifer suyu elde edilebilmesini sağlayan Daikin<br />

Altherma Hibrit Isı Pompası ile binalarını yenilemeyi tercih eden kullanıcılar,<br />

boru ve radyatörlerini değiştirmeye gerek duymuyor.<br />

Ege Vitrifiye’den,<br />

9 farklı<br />

alternatiften<br />

oluşan renkli<br />

lavabolar<br />

Renklerin insanlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik<br />

etkileri biliniyor. Örneğin yeşil rengin dinlendirdiği<br />

veya mavinin özgürlük hissini uyandırırken,<br />

huzur verdiği bilinen örnekler arasında…<br />

Ege Vitrifiye geliştirdiği mat renk skalasıyla kişilerin<br />

kullanırken mutlu ve huzurlu hissettiği<br />

alanlar yaratmayı hedefliyor. Kullanıcıların kendi<br />

tarzlarında banyolar tasarlaması amacıyla geliştirilen<br />

lavabolar, fonksiyonel yapıları ve estetik<br />

duruşlarıyla bulundukları atmosferi kişiye özel<br />

hale getiriyor. Mobilya üzerinde kullanılan ürünler<br />

minimal çizgileriyle dikkat çekiyor.<br />

Ege Vitrifiye’ nin lavabo ve klozetlerde sunduğu<br />

mat sırlı banyo çözümlerini deneyimlemenin şimdi<br />

tam zamanı!<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 135


Ürün<br />

İstediğiniz yerden<br />

kolay kullanım<br />

Ar-Ge destekli inovatif bakış açısını ürünlerine<br />

yansıtan Geberit, yaşam alanlarında kullanıcılarının<br />

hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor.<br />

Son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği uzaktan<br />

deşarj kumandalarıyla Geberit, kullanıcısına<br />

istediği yerden uzaktan deşarj kumandasını<br />

kullanım imkanı tanıyor. Geberit Type 01 ve<br />

Type 10 kumanda kapakları pnömatik teknolojiyle<br />

sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlarken<br />

Geberit Type 70, bir akıllı telefon kadar küçük<br />

tasarımının yanı sıra servo hidrolik kaldırma<br />

sistemi sayesinde de deşarj sistemini harekete<br />

geçiriyor.<br />

Rezervuardan iki metre çapına kadar konumlandırılabilen<br />

Geberit Type 01 ve Geberit Type<br />

10 kumanda kapağı, mobilya üzerine montaj<br />

için 88 mm çapında veya tuğla ya da alçıpan<br />

duvar için 94 mm çapındaki iki seçeneğiyle<br />

büyük beğeni topluyor. Pnömatik teknoloji ile<br />

küçük bir dokunuşla aktive edilebilen Type 01,<br />

sade ve yuvarlak tasarımının yanı sıra çeşitli<br />

renk seçenekleri ve materyal tasarımıyla da<br />

görenleri kendine hayran bırakıyor.<br />

Graniser Seramik Ella Serisi ile<br />

mutfaklarda retro rüzgarı<br />

Dekorasyonda ve mimaride tarihi dokuların öne çıkmasıyla<br />

birlikte iç mekan tasarımlarının odak noktası<br />

olan seramiklerde de nostaljik detaylar popülerlik kazanıyor.<br />

Graniser Seramik, hayatımıza girişi 19. yüzyıla<br />

dayanan ve uygulandığı alanlarda samimi bir atmosfer<br />

oluşturan desenli karolar ile dekorasyonda nostaljiye<br />

vurgu yapıyor. Gri, mavi ve kum bejinin birlikteliği ile<br />

tasarlanan desenli karo Ella Serisi, mutfaklarda retro<br />

rüzgarı estiriyor.<br />

Türkiye’nin lider seramik karo üreticileri arasında bulunan<br />

Graniser Seramik, özgün tasarım çizgisine sahip<br />

ürün yelpazesini el emeğinin bir yansıması olarak tasarlanan<br />

‘Ella Serisi’ ile genişletiyor. Ürün gamına yeni<br />

eklenen Ella Serisi, geleneksel ve nostaljik desenlerin<br />

fırça efektiyle modernize edilmesiyle hayat buluyor. 30<br />

x 60 ebatlarında karolar şeklinde üretilen Ella, uygulandığı<br />

her mekana uyum sağlıyor.<br />

İlk olarak 19. yüzyılda Levanten yapılarda kullanılan<br />

desenli karolar, 19. yüzyılın son çeyreğinde ‘karosiman<br />

sanatı’ adıyla Rum zanaatkarlar tarafından İstanbul ve<br />

İzmir’de üretilmeye başlanmış. O zamanlarda bitmiş karoları<br />

preslemek için makine kullanılsa dahi kol gücü gerektirdiğinden dolayı oldukça zahmetli bir üretim sürecinden geçen desenli<br />

karolar, yıllar geçtikçe daha da değerlenmiş ve şehirlerle özdeşleşen desenler ortaya çıkarmışlardır. Başlangıçta basit geometrik şekillerle<br />

üretilen karolar, zamanla daha özgün, şehrin tarzını yansıtan stil ve renklere doğru evrilmişlerdir. Geçmişi yıllara dayanan bu<br />

değerli sanatı tasarım gücü ve üretim altyapısı ile yeniden şekillendirerek gün yüzüne çıkaran Graniser Seramik, Ella serisi ile yaşam<br />

alanlarında retro tarzını yansıtıyor.<br />

136 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Rigips Türkiye yeni ürünü Glasroc X ile fark yaratıyor<br />

Dış cephe sistemleri için özel olarak üretilen Glasroc X; uygulama<br />

yüzeyine ekstra bir işlem yapılmadan 12 ay boyunca açıkta bırakılabiliyor.<br />

Glasroc X’in suya ve neme karşı güçlendirilmiş çekirdek<br />

yapısı ve levhayı koruyan özel üretim cam elyaf yüzeyi bulunmakta.<br />

Ayrıca UV dayanımlı yüzeyi, levhaların güneş ışınlarından zarar görmesini<br />

de engelliyor. Rigips Türkiye kalitesini yansıtan ürün, aynı zamanda<br />

A1 sınıfı yangın dayanımına sahip. Yüzey su emilimi %5’ten<br />

küçük olan Glasroc X, küf ve mantar oluşumuna karşı maksimum<br />

direnç sağlarken hava koşullarına karşı dayanıklılığıyla öne çıkıyor.<br />

Glasroc X, yalıtımlı dış cephe sistemlerinde, dış cephe duvar ve tavan<br />

uygulamalarında, saçak altı kapatma işlemlerinde ve dış cephe<br />

kaplama uygulamalarında kullanılabiliyor.<br />

Yüksek dayanım, bütünlük ve sağlamlığın yanı sıra hızlı ve kolay<br />

uygulama sunan Rigips Türkiye, ileri üretim teknolojileriyle müşterilerine<br />

daha konforlu yaşam alanları yaratmak için ilham vermeye<br />

devam edecek.<br />

Peli parquet kış konsepti ile içiniz ısınacak!<br />

Son yıllarda ürün ve hizmetleri ile ön planda olan Peli Parquet,<br />

özlediğimiz sıcak ortamları yaratmaya yardımcı olacak zengin parke<br />

alternatifleriyle yaşam alanlarına benzersiz bir hava katacak.<br />

Farklı ebat ve renklerdeki inovatif ürünleriyle pazara yön veren<br />

Peli Parquet’nin özellikle Wood Koleksiyonu ile doğal ahşabın sıcaklığını<br />

hissedebilirsiniz. 15 adet farklı dekoru ve üç ayrı ahşap<br />

karakteri bulunan Wood Koleksiyonu’nun kilit sistemi ve kolay<br />

döşenebilmesi bunların yanı sıra ürünü lamine parkeye yaklaştıran<br />

kalınlığı, genişliği ve yüzey dokusu ürünü seçkin ve ayrıcalıklı<br />

kılar. Wood Koleksiyonu 14 cm genişlik ve 10 mm kalınlığı ile<br />

zeminde ısı izolasyonuna da yardımcı olma özelliğini barındırır.<br />

Türkiye’de zemin sektöründe hiçbir firmada bulunmayan UNIFIT<br />

Contalı Kilit Sistemi sayesinde herkesin kolayca uygulayabileceği<br />

koleksiyon yapı marketlerinde DO IT YOURSELF sloganıyla öne<br />

çıkan bir üründür.<br />

Birçok konuda öncü olan Peli Parquet yaşam alanları için ideal<br />

zemin oluştururken, kullanım ve temizlik kolaylığını da beraberinde<br />

getiriyor.<br />

Peli Parquet koleksiyonlarında yer alan Comfort, Elegance, Wood<br />

Collection serileri birçok renk ve desen alternatifler ile yaşam<br />

alanlarınızdan ofislere, otellerden restoranlara mekanlarınıza değer<br />

katacak.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 137


Fuar<br />

URTİM yeni ürünlerini İngiltere’de<br />

görücüye çıkardı<br />

İngiltere’de düzenlenen UK Construction Week fuarına katılan URTİM, AR-GE departmanı<br />

tarafından hazırlanan yeni ürünlerini görücüye çıkardı.<br />

Aralarında Haydar Aliyev Kültür Merkezi,<br />

Tüpraş Rafinerisi, Çamlıca Camii ve Star<br />

Rafinerisi gibi dev projelere hizmet veren<br />

URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri İhracat<br />

Müdürü Umut Söylemez, “Katılımcı olarak<br />

bulunduğumuz Britanya’nın en önemli iş<br />

platformlarından biri olan UK Construction<br />

Week bizim açımızdan çok verimli geçti.<br />

Ar-Ge çalışmalarımızın meyvesini aldığımız<br />

yeni ürünlerimizle yoğun ilgi gördük’’ dedi.<br />

Brexit kararı sonrası İngiltere’de alt yapı<br />

yatırımlarının yüzde 70’e yakın artırılacağını<br />

belirten Umut Söylemez, “İngiltere<br />

çıkan Brexit kararı ile yeni bir yapılanma<br />

içerisine giriyor. 2020 yılına kadar 70<br />

milyar dolara yakın bir yatırım yapılması<br />

söz konusu. Biz de kalitemiz ve inovatif<br />

ürünlerimiz ile bu pazardaki yerimizi almayı<br />

hedefliyoruz. 10-12 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında İngiltere’nin Birmingham şehrinde<br />

gerçekleşen UK Construction Week<br />

fuarına AR-GE departmanı tarafından hazırlanan<br />

yeni ürünlerimiz ile güçlü bir katılım<br />

gerçekleştirdik. İngiltere’nin, inşaat<br />

sektöründeki en önemli fuarında hali hazırdaki<br />

müşterilerimiz ve potansiyel alıcılarla<br />

buluşma fırsatı bulduk. URTİM, Türk<br />

sermayesi ve Türk mühendisleri ile uluslararası<br />

pazarlarda gelişen iş hacmi ile yer<br />

almaya devam edecek’’ diye konuştu.<br />

52 ülkeye ihracat<br />

52 ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden<br />

Umut Söylemez, “İnşaatın yanı sıra endüstriyel<br />

tesisler, tersaneler, rafineriler<br />

ve çevrim santralleriyle de çalışıyoruz.<br />

Farklı sektörlere ve farklı ülkelere odaklanmış<br />

olmanın avantajlarını her zaman<br />

yaşıyoruz. Yurtdışında; Azerbaycan Socar<br />

Polymer HDPE Projesi, Rusya’daki Sibur<br />

Zapsib Projesi ve yine Rusya’da Yamal<br />

LNG Projeleri, İsrail’deki Ashalim Projesi,<br />

Irak Besmaya Enerji Santrali, Türkmenistan<br />

Aşgabat Gas to Gasoline gibi büyük<br />

projelere ürün tedarik ediyoruz” dedi.<br />

“CM-EXPO’da iş ortaklarımız ve<br />

potansiyel alıcılarımız ile buluştuk”<br />

Antalya’da 04-08 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri arasında<br />

gerçekleşen ve birçok iş ortağıyla<br />

buluşma fırsatı sağlayan CM-EXPO İş, İnşaat<br />

Makinaları ve Ekipmanları Fuarı’na da<br />

katıldıklarını belirten Umut Söylemez, “Cibuti,<br />

Nijer, Benin, Cezayir, Mısır, Zambia,<br />

Umman, Irak, Etiyopya, Afganistan, İran,<br />

Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan ülkelerinden<br />

iş ortaklarımız ve potansiyel alıcılar<br />

ile buluşma fırsatı elde ettik. URTİM olarak<br />

bahsi geçen ülkelerde hali hazır varlığımızı<br />

koruyarak, ürünlerimizi rekabetin çok yoğun<br />

yaşandığı bu bölgelerde alıcılarla buluşturmaya<br />

devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

Umut Söylemez<br />

URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri<br />

İhracat Müdürü<br />

140<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


WHERE THE ENTIRE<br />

INDUSTRY COMES TOGETHER<br />

R+T ASIA MAXIMIZES YOUR SUCCESS<br />

■ Best purchasing platform in the Asia – Pacific Region<br />

■ Exclusively B2B format<br />

■ Matchmaking initiatives<br />

■ Easy access to effective information<br />

■ Excellent service and business support<br />

■ Educational and international<br />

■ Outstanding exhibitors and professional visitors<br />

50,000 square meters<br />

31,149 visitors from 92 countries<br />

9,291 international visitors<br />

524 exhibitors from 20 countries<br />

Don’t miss this opportunity! Join an unparalleled<br />

combination of exhibition and educational events.<br />

Pre-registration system<br />

available from October <strong>2017</strong>.<br />

Get your FREE entrance ticket<br />

and win a trip to R+T Asia 2018!


R + T Asia 2018’de Akıllı Yenilikler<br />

20-22 Mart 2018 tarihleri arasında R + T Asia, Şangay’daki Yeni Uluslararası Fuar Merkezi’nde<br />

(SNIEC) panjur, kapı / pencere kapıları ve güneş koruma sistemleri için dünyanın en<br />

yeni vitrinini piyasaya sürmeye hazırlanıyor.<br />

İnternet dönemi “akıllı” güneş koruma<br />

sistemleri için muazzam bir pazarı ve sınırsız<br />

iş fırsatlarını teşvik etmeye yardımcı<br />

oldu. Geleneksel pencereler ve kapılar da<br />

hızla “akıllı” teknolojiler geliştiriyor. Akıllı<br />

sistem tedarikçileri şimdi modern ve daha<br />

basit bir yaşam tarzı sunarak büyük bir pazar<br />

meydana getiriyorlar. Günümüzde evin<br />

tamamı enerji tasarrufu için otomatik hale<br />

getirilebilir!<br />

Mart ayında R + T Asia, Dooya, Wistar ve<br />

Zigbee gibi tüketicilerin konforunu, güvenliğini<br />

ve rahatlığını artırabilen standartlara<br />

dayalı kablosuz çözüm olan büyük markalara<br />

sahip en yeni teknolojiyi piyasaya<br />

sürdü. 2018 fuarı, Doğu Çin pazarında tek<br />

olan bir tedarik platformu kurarak yenilikçiliğe<br />

vurgu yapmaya devam edecek.<br />

Büyük bir network ağı oluşturmanın yanı<br />

sıra, R + T Asia tasarımcıları iki yıl önce<br />

cezbetmeye başlamıştı. Bu çaba, pencere<br />

dekorasyonunun ve iç mekan tasarımının<br />

entegrasyonunu tartışmak için 1.000’den<br />

fazla yumuşak dekorasyon tasarımcısı<br />

toplayan “Yumuşak Kıyafet” kavramlarını<br />

geliştirmeyi amaçlıyor. Yuanzhicheng<br />

Home Textile (Oteller için en yüksek kalitede<br />

ürün sunan büyük dekorasyon tedarikçisi),<br />

Midtex Textile (kaliteli pencere<br />

kumaşı ihracatçısı), DOMA Pencere Kapağı,<br />

Zhongyang Pencere <strong>Malzeme</strong>leri,<br />

Zhengzhou Mingyang Perde Aksesuarları<br />

<strong>Malzeme</strong>leri ve inşaat ve perakende pazarın<br />

önde gelen markaları Itelisi, Juyada<br />

ve diğerleri gibi önde gelen şirketler 2018<br />

yılında fuarda yer alacak.<br />

Kapı ve kapı sektöründeki katılımcılar hızla<br />

artıyor ve geleneksel endüstriyel ve otomatik<br />

kapak markalarını ve yeni mekanik<br />

ve elektrik donanım ürünlerini cezbediyor.<br />

2018 fuarı depo, hastane ve otel pazarları<br />

üzerine yoğunlaşacak. Hastane inşaat<br />

tasarımı ve hastane kapısı uygulamalarını<br />

kapsayan hastane forumu, 200’den fazla<br />

hastane sahibi ve katılımcısı için interaktif<br />

bir tartışma platformu olacak.<br />

R + T Asia 2018’de mevcut eğilimleri, en<br />

son yenilikleri ve en yeni ürün lansmanlarına<br />

tanık olacaksınız. Bize www.rtasia.org<br />

adresinden ulaşabilirsiniz veya Facebook<br />

ve LinkedIn’deki yeni yayınlarımızı takip<br />

edebilirsiniz.<br />

Ön Kayıt!<br />

Ön kayıt, yalnızca paradan tasarruf<br />

sağlamakla kalmaz, fuarın ilk<br />

gününde kuyruktan uzak durmanızı<br />

sağlar ve e-uyarılarla en son şov<br />

haberleri, teklifleri ve avantajları<br />

için siz ilk sıraya<br />

yerleştirir. Ön kayıt<br />

yaptıranlar, tam show<br />

önizlemelerini, ayrıca<br />

networking imkanını<br />

ve özel gösteri<br />

promosyonlarına<br />

davetiye alacaklar.<br />

Buna ek olarak, şanslı bir ön kayıt<br />

yapan kişi R + T Asia 2018'e bir gezi<br />

kazanıyor. Aşağıdaki QR kodunu tara<br />

ve çevrimiçi ön kayıt yaptırmak için iki<br />

dakikanızı ayırın.<br />

142<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Advertorial<br />

Trends and innovation at R+T Asia 2018<br />

The forthcoming 2018 edition of the show will be the most comprehensive show in its<br />

history. With continued attention to new materials, new technologies and new applications,<br />

the show is committed to generating new value for the industry.<br />

The rise of China and the Asia Pacific region<br />

has attracted worldwide attention for<br />

the last several decades, as the area has<br />

become a prominent and major international<br />

market through One Belt/One Road Initiative<br />

and BRICS countries. From March 20-22,<br />

2018, R+T Asia brings its impressive global<br />

showcase for roller shutters, doors/gates,<br />

windows, and sun protection systems to<br />

Shanghai, one of the most dynamic and<br />

strategic cities in the world.The 2018 show<br />

will be the most comprehensive show in<br />

its history. With continued attention to new<br />

materials, new technologies, and new applications,<br />

the show is committed to creating<br />

new value for the industry. With the region’s<br />

rich high-quality trade resources, exhibitor<br />

satisfaction increases every year. Many of<br />

the most-desired booth locations have been<br />

already booked; 70% of the 2018 exhibiting<br />

space was booked onsite at the <strong>2017</strong> show.<br />

The exhibition area of R+T Asia 2018 is expected<br />

to reach 50,000 square meters, attracting<br />

more than 520 exhibitors and more<br />

than 30,000 professional visitors.<br />

Highlights of the sun-protection<br />

sector<br />

The dynamic “Soft Outfit” summit will gather<br />

more than 1,000 soft decoration designers<br />

to discuss the integration of window<br />

decoration and interior design. Leading<br />

companies will be involved in 2018, such<br />

as Yuanzhicheng Home Textile (a top soft<br />

decoration supplier for high-end hotels), Midtex<br />

Textile (a leading exporter of high-end<br />

window fabric), DOMA Window Covering,<br />

Zhongyang Window Blinds Article, Zhengzhou<br />

Mingyang Curtain Accessory Materials<br />

(the leading brands in the construction and<br />

retail market) Itelisi, Juyada, and others.<br />

The market for Smart Home products is<br />

estimated to reach 122 billion dollars by<br />

2022. In March, R+T Asia will bring the<br />

latest technology to the Smart Home,featuring<br />

big brands like Dooya, Wistar, and<br />

Zigbee—the only global, standards-based<br />

wireless solution that can improve comfort,<br />

security, and convenience for consumers.<br />

Furthermore, China made significant progress<br />

in energy saving in the past twenty years.<br />

Other Asian countries also put a high<br />

priority on energy efficiency, and they have<br />

set ambitious efficiency targets.The energy<br />

efficiency policy brings tremendous benefits<br />

to the exterior sun protection sector as the<br />

Chinese government seeks to achieve its<br />

ambitious energy conservation and emission<br />

reduction targets. This is helping companies<br />

such as Zhongheng Building Material,<br />

WuYue Building Energy Saving Technology,<br />

Hewei Technology, Lucheng Industrial and<br />

Trading, Dulun Metal Products, YongFeng<br />

Aluminium, Shuangcheng Awning Products,<br />

and many others. Once again, the traditional<br />

sector featured a varied range of products.<br />

Several companies have announced their<br />

participation, such as Yuma, Mingcheng, Xidamen<br />

(window decoration products), A-OK,<br />

NOVO (drive and operator products), and Jie<br />

Shu, Zhen Fei, De Shenglong (accessories<br />

and machinery). Many international brands,<br />

such as Shadelab (Italy), Phifer (USA), Para<br />

(Italy), Gale (Australia), and Wintec, Dongwon,<br />

Industry, Sambo, Xera, Daekyeong<br />

(as part of the Korean Pavilion), will be able<br />

to meet with thousands of buyers as well as<br />

potential global partners.<br />

More door & gate companies<br />

A great year is coming for the doors & gates sector. Exhibiting at the 2018<br />

show will be traditional brands (such as Baisheng, Sookow, Paddor, Deper,<br />

Weidawaite, etc.) and new brands (such as Nabco, Jinkaixuan, Heng Jie,<br />

Hongfa, Moteck, etc.). Their participation is bringing more attention to the<br />

show, along with companies such as Russian Doorhan, Aland, and Marsdekor.<br />

The show is expected to feature new industrial and automatic doors as well as new<br />

mechanical and electrical hardware products. R+T Asia 2018 will benefit from new medical<br />

reform policy, which should bring long-term growth opportunities and the development of<br />

the warehousing, hospital, and hotel markets. The hospital forum, which covers hospital<br />

construction design and hospital door applications, will be an interactive discussion platform<br />

for over 200 hospital owners and exhibitors. For the first time, the show’s "industrial<br />

building" will showcase the latest technology and materials for industrial construction.<br />

It is expected to attract over 500 businesses that specialize in several sectors such as<br />

hazardous chemicals, medical, and finance, boosting business opportunities. Helping to<br />

expand the hardware and mechanical sector is the China Hardware and Electromechanical<br />

Chamber of Commerce. The global meeting place for all these developments is R+T Asia,<br />

in March 20-22, 2018, at Shanghai New International Expo Center. To know more, visit<br />

http://rtasia.org.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 143


Sektörün tüm paydaşları<br />

ISK-SODEX 2018’de bir araya geliyor<br />

Avrasya’nın en önemli ve en büyük iklimlendirme fuarı ISK-SODEX, 1997 yılından bu yana<br />

sektörün gelişimine rehberlik etmeye ve HVAC-R sektöründeki yeniliklere ışık tutmaya devam<br />

ediyor. 7-10 Şubat 2018 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek<br />

olan ISK-SODEX 2018, yeni yer ve yeni tarihinde, her zamankinden çok daha farklı ve<br />

güçlü bir deneyim vaad ediyor.<br />

Fuar<br />

Fuarın eş organizatörleri ve destekleyen<br />

dernekleri -ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZO-<br />

DER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD,<br />

MTMD ve KBSB- ISK-SODEX fuarının sektör<br />

adına önemini ve 2018 yılında ziyaretçileri<br />

bekleyen yenilikleri değerlendirdi.<br />

EROĞLU: “Yalnızca ulusal değil, uluslararası<br />

aktörler de ISK-SODEX’i tercih ediyor”<br />

İklimlendirme sektörünün kurumsallaşması,<br />

yurtdışına açılması ve yurtdışındaki rekabet<br />

ortamında etkin bir pozisyon alması<br />

açısından ISK-SODEX’in ciddi bir katma<br />

değer oluşturduğunu belirten ISKAV Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Vural Eroğlu, “ISK-SO-<br />

DEX fuarında ziyaretçiler sektörün önde<br />

gelen tüm firmalarını aynı çatı altında<br />

bulabilmektedirler. Yalıtım, pompa, vana<br />

ve bağlantı parçaları, su arıtma ve güneş<br />

sistemleri de dâhil olmak üzere ısıtma,<br />

soğutma, havalandırma ve klima teknolojilerindeki<br />

son gelişmeler yerli ve yabancı<br />

katılımcıların ilgisine sunuluyor. Sektörün<br />

yalnızca ulusal değil aynı zamanda uluslararası<br />

aktörleri de yeni ürün tanıtımları<br />

için ISK-SODEX’i tercih ediyorlar,” diye<br />

belirtti.<br />

Pazarda oldukça yoğun bir rekabet yaşandığını<br />

ve bu nedenle firmaların yürüttükleri<br />

pazarlama aktivitelerinin büyük önem<br />

taşıdığına dikkat çeken Eroğlu, ISK-SO-<br />

DEX fuarının bu noktadaki önemini şu<br />

sözlerle ifade etti: “ISK-SODEX Fuarı yapılmaya<br />

başladığı ilk günden beri sektör<br />

firmalarımızın mal ve hizmet üreticilerinin<br />

ve tüketicilerinin buluştukları bir pazar niteliğindedir.<br />

Katılımcı firmalara ilgili talebi<br />

doğrudan, kısa sürede ve en etkili biçimde<br />

yakalama imkânı vermekte; bu sayede de<br />

hem satış hem tanıtım açısından önemli<br />

kazanımlar elde edilmesini sağlamaktadır.<br />

Bu açıdan ISK-SODEX, tanıtım kapsamlı<br />

olması sebebiyle katılımcıların satış<br />

grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile<br />

artmasına aracılık etmektedir.”<br />

VARDAN: “ISK SODEX, üretici kimliğimizin<br />

daha da güçlenmesine katkı sağlıyor”<br />

Türkiye’de iklimlendirme sektörünün; dernekleri,<br />

vakıfları, meclisi ve ihracatçılar<br />

birliği ile en organize sektörlerden biri<br />

olduğunu ifade eden DOSİDER Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ömer Cihad VARDAN, sektörün<br />

bu şekilde bir arada olmasında, ISK<br />

SODEX fuarının önemli katkıları olduğunu<br />

vurguladı ve fuarın önemine şu sözlerle<br />

dikkat çekti: “Türkiye şu anda ısıtma konusunda<br />

Avrupa’nın üretim merkezi konumuna<br />

gelmiş durumda. 2 milyon adetten<br />

fazla kombi üretimi ile Avrupa’nın en büyük<br />

üretici ülkesi olma yolunda hızla ilerliyoruz.<br />

Aynı şekilde anel radyatörde Avrupa<br />

pazarının yaklaşık %50’lik ihtiyacını karşılıyoruz.<br />

Üye firmalarımızın toplam ihracatı<br />

yaklaşık 1 milyar Euro seviyesini bulmaktadır.<br />

Bu açıdan bakıldığı zaman, ülkemizde<br />

düzenlenen bu önemli organizasyonun<br />

değeri daha da artıyor. ISK SODEX fuarının<br />

üretici kimliğimizin daha da güçlenmesine<br />

ve bu konuda daha da gelişmemize önemli<br />

katkısı olduğunu düşünüyorum.” ISK-SO-<br />

DEX fuarının sektördeki yenilikleri öne<br />

çıkardığını söyleyen VARDAN, “2018 yılı<br />

Türkiye ısıtma sektöründe yüksek verimli<br />

cihazlara geçiş yılı olacak; bu çerçevede<br />

Türkiye’de ısıtma alanında ErP uygulamasına<br />

geçilmesi ve paralelinde dijital dönüşüm<br />

sürecinin başlaması gibi konuların<br />

ışığında yeniliklerin fazlaca sergileneceği<br />

dinamik bir fuar olmasını bekliyoruz. Üyelerimiz<br />

de fuarda özellikle yüksek verimli<br />

yeni nesil ürünlerini ve yeni projelerini sergileme<br />

fırsatı bulacaklar,” diye ekledi.<br />

YÖNET: “ISK-SODEX, geniş bir coğrafyaya<br />

tanıtım imkanı sağlıyor”<br />

ISK-SODEX’in HVAC&R sektörünün ortak<br />

çabasıyla ortaya çıkmış ve sahiplenilmiş<br />

yegâne fuarı olduğunu belirten İSKİD Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Taner YÖNET, “gelişen<br />

sektörle birlikte ISK-SODEX fuarı da<br />

hızla büyüdü ve konusunda Avrupa’nın<br />

üçüncü büyük fuarı haline geldi,” diye vurguladı.<br />

ISK-SODEX fuarının en büyük başarılarından<br />

biri de hem katılımcı hem de ziyaretçileri<br />

açısından uluslararası bir platform<br />

sağlaması. Sektörü bir bütünlük içerisinde<br />

iki yılda bir buluşturan ISK-SODEX fuarının,<br />

komşu ülkelerin, Kuzey Afrika’nın,<br />

Körfez ülkelerinin ve Avrupa’nın ilgi gösterdiği<br />

geniş bir coğrafyaya tanıtım imkânı<br />

sağladığını belirten YÖNET, “İSKİD olarak<br />

bu yıl Rusya’dan alım heyeti getirilmesi<br />

için çalışmalarımızı başarıyla devam ettiriyoruz,”<br />

dedi.<br />

İZODER Yönetim Kurulu Başkası Levent<br />

PELESEN de ISK-SODEX’in ihracattaki rolüne<br />

dikkat çekti: “Yurtdışından katılımcıların<br />

da ilgiyle takip ettiği fuarın, yeni iş<br />

birliklerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağı<br />

gibi ihracatın artırılmasında da önemli<br />

bir rolü olduğunu düşünüyorum,” diye<br />

belirten PELESEN, “Yalıtım sektörünün<br />

çatı örgütü İZODER olarak sektörümüzü<br />

profesyoneller ve tüketicilerle layıkıyla<br />

buluşturan bu fuara destek vermekten<br />

ve içinde yer almaktan mutluluk duyuyoruz.<br />

Özellikle enerji verimliliği konusu ile<br />

birlikte yalıtım sektörü, ısıtma ve soğutma<br />

sektörünün ayrılmaz bir parçası haline geldi”<br />

diye belirtti. Yeni ürün ve hizmetlerin<br />

sergilendiği fuarda bu yıl Enerji Verimliliği<br />

ve Bina Otomasyon konuları da öne çıkarılıyor.<br />

Her iki konu dahilinde ürün gruplar<br />

da özel sergi alanları çerçevesinde bu yıl<br />

fuara dahil ediliyor.<br />

TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol<br />

KILKIŞ, “Dünyamız, küreselleşme sürecinin<br />

sıkıntıları yanında yararlarını da fark<br />

etmektedir. Bu bağlamda karbondioksit<br />

salınımlarının küreselleşme sonunda arttığını<br />

görmekte buna karşın gene küreselleşme<br />

kapsamında çözümler bulmaktadır.<br />

Bu ikilem arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

harmanlamasında bütüncül ve<br />

melez yaklaşımların önemini görmektedir.<br />

Bu çerçevede bu yılki fuarda güneş, rüzgâr,<br />

jeotermal, atık ısı ve benzeri kaynak<br />

ve sistemlerin enerjinin niteliği tabanında<br />

olmak üzere en uygun ve akılcı kullanımında<br />

da önemli bir katalizör görevi üstlenmesi<br />

beklenmelidir,” diye belirtti. KILKIŞ,<br />

fuarın katılımcılar için önemini ise “Fuara<br />

katılan sektör firmaları ürün ve tasarımlarının,<br />

yenilikçi fikirlerinin açıklıkla paylaşılmasında<br />

iş birliği ortamının, güç birliğinin<br />

ne denli yararlı olduğunu somut biçimde<br />

fark ederek gelişimlerinde aşama sağlamaktadırlar,”<br />

söyleriyle ifade etti.<br />

POMSAD Başkanı Kutlu KARAVELİOĞLU<br />

fuarın pompa ve vana sektörü için önemini<br />

ise şu sözlerle belirtti: “Domestik uygulamalar<br />

ve tesisat, iklimlendirme sistemleri<br />

pompa ve vana imalatçıları için oldukça<br />

önemli bir segmenttir. Küresel pazarımızın<br />

%10’a yakını bu segmentte oluşuyor.<br />

ISK-SODEX de, ülkemizde, bu segmentin<br />

en önemli fuarı durumunda.”<br />

144 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


ISK-SODEX ISTANBUL 2018<br />

Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri<br />

Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma,<br />

Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma ve Güneş<br />

Enerjisi Sistemleri Fuarı<br />

7-10 Şubat 2018<br />

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi<br />

Beylikdüzü İstanbul<br />

sodex.com.tr<br />

Yeni Yer<br />

Yeni Tarih!<br />

<br />

Hannover-Messe<br />

Sodeks Fuarcılık A.Ş.<br />

Destekleyenler<br />

Eş Organizatörler / Destekleyen Dernekler<br />

Resmi<br />

Havayolu<br />

Resmi Seyahat<br />

Acentesi<br />

Bizi Takip Edin!<br />

Tel. +90 212 334 69 00<br />

Fax +90 212 347 10 96<br />

info@sodex.com.tr<br />

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.


Fuar<br />

Kastamonu Entegre, Ecomondo Fuarı’ndaydı<br />

Kastamonu Entegre, İtalya’nın Rimini şehrinde Kasım ayında<br />

düzenlenen Ecomondo Fuarı’na katılım gösterdi. Pazarda lider<br />

konumda olan firmaları aynı çatı altında buluşturan fuarda, son<br />

trendler, yenilikler ve teknolojik gelişmeler ile ilgili deneyim ve<br />

projelerini aktaran Kastamonu Entegre’nin standı, uluslararası<br />

katılımcı ve ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bu sene odak noktası<br />

“<strong>Malzeme</strong> ve Enerji Geri Kazanımı ile Sürdürülebilir Kalkınma”<br />

olarak belirlenen fuar, Yeşil Ekonomi alanında Akdeniz Bölgesi’nde<br />

düzenlenen en büyük uluslararası fuar olma özelliği ile öne<br />

çıkıyor.<br />

Bu yıl 22.’si düzenlenen Ecomondo Fuarı’nı, uluslararası normlara<br />

sahip, sektörün buluşma noktası olarak tanımlayan Kastamonu<br />

Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “İtalya, yeşil ekonomi sektöründe<br />

bilhassa enerji verimliliği, atıkların geri dönüştürülmesi ve kaynakların<br />

verimli kullanılması konusunda Avrupa’da ilk sıralarda<br />

yer alıyor. Kastamonu Entegre olarak biz de üretim süreçlerinde<br />

sarf etiğimiz ham madde ve enerji gibi kaynakları minimize etmek,<br />

atıkların geri dönüşümünü etkinleştirmek, üretim süreçleri<br />

neticesinde ortaya çıkan salınımları ve çevresel etkileri sıfıra<br />

yaklaştırmak adına pek çok proje gerçekleştiriyoruz. Bu önemli<br />

fuarda projelerimizi aktarmanın heyecanını yaşadık.” dedi.<br />

BTM Architect@Work Fuarı’nda<br />

BTM, bu yıl “Mimari & Işık” temasıyla düzenlenen<br />

ve her ürünün sergilenemediği,<br />

jürinin onayladığı inovatif, yenilikçi, çağdaş<br />

ve çevreci özellikleri ile öne çıkan<br />

ürünlerin sergilendiği Architect@work<br />

Fuarı’na Optigreen Yeşil Çatı Sistemi,<br />

Bituproof ve Alfahibrit Şeffaf ürünlerini<br />

mimarların beğenisine sundu. İstanbul<br />

Fuar Merkezi’nde 3-4 Kasım tarihlerinde<br />

düzenlenen Architect@work Fuarı iki gün<br />

boyunca dünyanın her yerinden profesyonel<br />

ziyaretçilere ev sahipliği yaptı.<br />

Architect@work İstanbul farklı konsepti<br />

ile ilgi odağı oldu. 3 Kasım Cuma 778<br />

ve 4 Kasım Cumartesi 918 olmak üzere<br />

toplamda 1696 mimar ve iç mimar<br />

fuar alanını ziyaret etti. Özenle seçilen<br />

200’den fazla yeniliğin 2 gün boyunca<br />

seçkin bir kitleye tanıtıldığı bu etkinliğin<br />

sunum ve sergileri de ilgi odağı oldu.<br />

Tema bazlı ilham verici seminerlerin yanı<br />

sıra malzeme ve fotoğraf sergilerinin her<br />

ziyaretçi için eşsiz bir deneyim oldu.<br />

BTM standı ise 2 gün boyunca oldukça<br />

yoğun geçti. BTM Yeşil Çatı Ürün Yöneticisi<br />

Gül Şenel fuarın BTM’nin inovatif<br />

ürünlerini tanıtmak için çok uygun bir<br />

platform oluşturduğunu, birebir mimar<br />

ve içmimarlar ile iletişim kurulabildiği<br />

için etkileşimi yüksek bir 2 gün geçirdiklerini<br />

belirtti.<br />

146 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


MANTOLAMA BEDELİNDE<br />

1 BİNAYA %50<br />

3 BİNAYA %25<br />

İNDİRİM<br />

1 KİŞİYE<br />

I PHONE 7<br />

1 KİŞİYE<br />

I PAD AIR 2<br />

1 KİŞİYE<br />

HYUNDAI İ10<br />

,<br />

yeni evinizin adresi


Fuar<br />

Akçansa Port, 2018’de hedef büyüttü<br />

Akçansa, İstanbul Fuar<br />

Merkezi’nde düzenlenen<br />

11. Logitrans Uluslararası<br />

Lojistik Fuarı’na Akçansa<br />

Port markasıyla katıldı.<br />

Mmodern limancılık anlayışıyla<br />

hareket eden Akçansa<br />

Port markası ile genel kargo,<br />

dökme yük, proje yükü,<br />

uluslararası ve dahili Ro-<br />

Ro, depolama, ardiye, konteyner<br />

operasyonları, CFS,<br />

dökme sıvı yük hizmetleri<br />

veriyor.<br />

Kabotaj deniz taşımacılığı<br />

ve lojistik taşımacılık ağıyla<br />

da uluslararası standartlara<br />

sahip olan Akçansa’nın,<br />

uluslararası standartlarda<br />

‘butik hizmet’ anlayışına<br />

sahip limanlarından üçüncü<br />

şahıslar da hizmet alabiliyor.<br />

Akçansa Genel Müdürü Şahap Sarıer, limancılık iş kolunu 2018<br />

yılında büyütmeyi hedeflediklerini belirterek, “Akçansa Port ile<br />

müşterilerimizin talep ve beklentilerini her zaman göz önünde bulunduruyor,<br />

tüm taleplere cevap vermek için çalışıyoruz. En kaliteli<br />

ve hızlı şekilde hizmet vermek için alt yapı yatırımlarımız devam<br />

ediyor.” dedi.<br />

Bosch Termoteknik, INGAS <strong>2017</strong>’de ilgi odağı oldu<br />

Isıtma soğutma sektörünün<br />

önde gelen şirketlerinden<br />

ve yoğuşmalı<br />

kombinin Pazar lideri*<br />

olan Bosch Termoteknik,<br />

sektörü destekleyici aktivitelerine<br />

devam ediyor.<br />

Bu kapsamda 2-3 Kasım<br />

tarihinde Haliç Kongre<br />

Merkezi’nde düzenlenen<br />

İGDAŞ’ın ev sahipliğini<br />

yaptığı “Doğalgazın Geleceğine<br />

Köprü” temasıyla<br />

yola çıktığı 7. Uluslararası<br />

Doğalgaz Kongre ve Fuarı<br />

olan INGAS <strong>2017</strong>’ye<br />

sponsor oldu.<br />

Doğalgazın küresel liderlerini<br />

bir araya getiren,<br />

Türkiye’nin enerjide merkez<br />

ülke olma stratejisine<br />

katkıda bulunan ve<br />

sektörün geleceğine ışık<br />

tutan organizasyona T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Berat<br />

Albayrak, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı<br />

Fatih Dönmez, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Sayın Mevlüt Uysal, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz<br />

ve protokol üyeleri katıldı.<br />

Doğalgaz sektörünün önemli<br />

paydaşlarından gaz şirketi yetkilileri<br />

ve dernek başkanlarının<br />

da konuşmacı olarak yer aldığı<br />

organizasyona uluslararası<br />

platformlardan da önemli konuşmacılar<br />

katıldı. Bosch Termoteknik<br />

Pazarlama Direktörü<br />

Ali Aktaş’ın “Sürdürülebilir İç<br />

Tesisat” panelinde sektörün<br />

değerli oyuncularından yetkili<br />

servisler ve tesisat ustalarının<br />

önemine dikkat çeken sunumu<br />

katılımcılar tarafından ilgi<br />

ile dinlendi.<br />

Bosch Termoteknik organizasyonda<br />

en yeni ürünü olan<br />

Condens 7000i W yoğuşmalı<br />

kombisi ile CT100 Akıllı oda<br />

kumanda cihazlarını ilk kez bu<br />

fuarda ziyaretçiyle buluşturdu.<br />

Ziyaretçiler tarafından yoğun<br />

ilgi gören ürün titanyum cam ön panele sahip şık tasarımı ve üstün<br />

teknolojisiyle yeni Condens 7000i W mekanlara estetik katıyor.<br />

Kombiye uzaktan erişim sağlayan CT100 Akıllı oda kumandası<br />

da tek tuşla kontrol ve tasarruf imkânı tanıyor.<br />

148 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


15-18 MART<br />

2018<br />

9.-10. HALL<br />

Dünya Markaları İstanbul’da buluşuyor!<br />

İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy / İstanbul<br />

Platinum Sponsor<br />

Ana Sponsor<br />

Gold Sponsorlar<br />

+90 212 604 50 50<br />

www.voli.com.tr<br />

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB<br />

(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ)<br />

DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR


Sitelerde toplanan milyarlarca lira nereye gidiyor?<br />

Kısa Kısa<br />

Şehirler büyüdükçe yaşamın ve yaşama alanlarının şekli değişiyor. Özellikle büyükşehirlerde<br />

yeni yapılan konutların büyük bölümü yüksek katlı ve çok haneli yapılardan oluşuyor. Bu yapıların<br />

bazılarında ısınma, otopark, temizlik, güvenlik gibi hizmetlerin yanı sıra spor salonu, havuz, hamam,<br />

sauna gibi ayrıcalıklar da kat maliklerine imkan olarak sunuluyor. Tabi bu hizmetlerin bir<br />

karşılığı var, aidat. Sitelerde toplanan aidat miktarları kat maliklerinin oluşturduğu genel kurullar<br />

tarafından, Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre belirleniyor. Ancak sorun tam olarak bu noktada başlıyor.<br />

Avukat Cevat Kazma ilgili kanunun en fazla 6-7 katlı, 15-20 haneli yapılara uygun olduğunu<br />

birkaç düzenleme yapılmış olsa da hala günümüz yapılarına uygun halde olmadığını söyledi.<br />

Günümüzde yapıların 300-400 haneli şehirlere dönüştüğünü ifade eden Cevat Kazma, bu yapılarda<br />

toplanan aidat bedelleri toplamının inanılmaz rakamlara, milyarlarca liraya ulaştığını<br />

belirtiyor. “Siteler büyüdükçe giderleri de artıyor olarak düşünülebilir ama yapılan incelemeler<br />

durumun öyle olmadığını gösteriyor.<br />

Kanundaki boşluklar nedeniyle birçok site yönetimi bunu kötüye kullanıyor. 1 lira harcanan<br />

yerden 50 liralık fatura alınıyor. Aradaki 49 liranın nereye gittiği belirlenemiyor. Kat malikleri bir<br />

açık bulup yönetimi şikayet etse de kanundaki boşluklar nedeniyle yönetime ceza verilemiyor.”<br />

diyen Cevat Kazma, Türkiye’de neredeyse hiç kimsenin verdiği aidat rakamından dolayı mutlu<br />

olmadığının da altını çizdi.<br />

En Başarılı Temalı Konut<br />

Projesi Ödüllendiriliyor<br />

Baymak’tan “Enerji Eğitimi<br />

Projesi” ne Destek<br />

Santralistanbul Enerji Müzesi’nde 2007 yılından bu yana, enerji<br />

konusunda farkındalık ve bilinç oluşturulmasına destek sağlamak<br />

amacıyla düzenlenen “Enerji Eğitimi Programı”, bu yıl Baymak’ın<br />

katkılarıyla tüm devlet okullarında okuyan öğrencilere<br />

ücretsiz olarak sunulacak.<br />

Sektöründe 48 yıllık tecrübesiyle öncü isimler arsında yer alan<br />

Baymak, ürün ve üretim politikasıyla sürdürdüğü temiz enerji ve<br />

enerji tasarrufu anlayışını gelecek nesillere de aktarmak için<br />

çocukların bilinçlenmesine katkıda bulunuyor. Proje kapsamında<br />

Baymak ve İnformel Eğitim-Çocuk iş birliği ile santralistanbul<br />

kampüsü- Enerji Müzesi’nde enerji temalı eğitim veriliyor. Eğitim<br />

dönemi süresince devlet okullarında okuyan öğrencilerin ücretsiz<br />

katılım sağlayabileceği program, farkındalık ve bilinç oluşturulmasını<br />

hedefliyor. Yaş grubu özelliklerine göre (3-6, 7-12 ve 13-15<br />

yaş grubu) interaktif yöntemler ve grup çalışmaları ile tasarlanan<br />

programda, eğitimler hafta içi 2 saat süreyle gerçekleştiriliyor.<br />

Enerji eğitim programının içeriği çocukları enerji tasarrufu, enerji<br />

verimliliği, alternatif enerji kaynakları, sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik<br />

kavramları ile tanıştırmayı kapsıyor.<br />

İnşaat Projelerinin sosyal alanlar, peyzaj düzenlemeleri, çocuk<br />

oyun alanları, parklar, tematik alanları için gereken tüm ekipman<br />

ve hizmetleri içeren ATRAX ile bu alanlarda gerçekleştirilen etkinlikleri<br />

farklılaştıran ve etkinliğe dair tüm ürün-hizmetleri sunan EVENT<br />

PRO kapsamında organize edilen “Shining Star Awards’ 18- Eğlence,<br />

Etkinlik ve Rekreasyon Ödülleri” bu yıl 5. kez gerçekleşecek.<br />

Türkiye eğlence ve rekreasyon sektöründe ilk ve tek olan yarışma;<br />

eğlence temalı tesisler, parklar, belediye parkları, otel ve<br />

AVM eğlence alanları, müze ve ören yerleri, hayvanat bahçeleri, su<br />

parkları, lunapark, paintball, sinema, go-kart, bowling, akvaryum<br />

tesislerini, etkinlik firmalarını-mekanlarını-organizatörlerini, kurumsal<br />

firmaları, üniversiteleri, sektör firmalarının ürünlerini ve yatırımcılarını,<br />

aynı zamanda belediye, otel, AVM, toplu konut ve diğer<br />

kapalı/açık eğlence alanı için tasarlanmış uygulanmaya başlanmış<br />

ya da henüz uygulanmamış; bünyesinde eğlence, aktivite ve spor<br />

alanları, bilim-kültür parkları, özel aktivite ve dinlenme alanları, rekreasyon<br />

alanları vb. bulunduran yeni projeleri ve ATRAX ile EVENT<br />

PRO Fuarları katılımcılarını kapsamaktadır. Tüm başvurular www.<br />

eglenceodulleri.com adresinden online olarak yapılmaktadır.<br />

150 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Bostik, Amerikalı XL Brands’ı satın aldı<br />

XL Brands, Amerika Birleşik Devletleri’nde<br />

esnek ve yumuşak döşeme yapıştırıcıları<br />

konusunda lider bir marka. Dalton’da<br />

(Georgia eyaleti) son derece rekabetçi ve<br />

yepyeni bir üretim tesisi olan XL Brands,<br />

Bostik’in Amerika’daki ürün yelpazesini<br />

tamamlayan yenilikçi ve çevre dostu çözümler<br />

sunmaktadır. Bunların başında,<br />

parke döşeme yapıştırıcıları, zemin hazırlama,<br />

sızdırmazlık ve benzeri ürünler<br />

geliyor.<br />

Geçen Mayıs ayında CMP markasının devralınmasını<br />

tamamlayıcı nitelikte olan bu<br />

ek satın alma, Bostik’in Amerika‘daki zemin kaplama yapıştırıcıları liderlerinden biri olmasına yardımcı olacak. Bu önerilen satın alımın<br />

<strong>2017</strong> yılının sonunda tamamlanması beklenirken, anti tröst makamlarının mevzuata uygun onayına da tabi olacak. Bu işlemle Arkema,<br />

2023 yılına kadar yapıştırıcıların grup satışlarının üçte birini aşması konusundaki kalkınma stratejisini aktif olarak sürdürmüş oluyor.<br />

Graniser Seramik<br />

başarısını artırıyor<br />

Geliştirdiği kaliteli, tasarım odaklı, çevreci ve fonksiyonel ürünleriyle<br />

Türk seramik sektörünün güçlü markası olan Graniser Seramik,<br />

gerçekleştirdiği insan kaynakları yatırımlarıyla ekip ruhuna verdiği<br />

önemin altını çiziyor. Bayiler ve seramik ustaları dahil tüm personelin<br />

eğitim etkinliklerini düzenleyen Graniser Akademi projesinden,<br />

geleceğin yöneticilerini yetiştiren Stars Grubu programına kadar<br />

birçok çalışmaya imza atan Graniser Seramik, kadın inisiyatifi çalışmaları<br />

kapsamında Birleşmiş Milletler kadının güçlenmesi prensiplerini<br />

destekleyen WEP’sin imzacısı oldu.<br />

Birleşmiş Milletler’in İş Dünyasına Yönelik Küresel İlkeleri (Global<br />

Compact) ve UN Women ortaklığında oluşturulan Kadının Güçlenmesi<br />

Prensipleri (WEP’s)’ne Türkiye’den üye şirket bulunuyor. Graniser<br />

Seramik, kadının iş yaşamında tüm sektörlerde ve her düzeyde<br />

güçlenmesini ve cinsiyet eşitliğini ön plana çıkaran söz konusu<br />

maddeleri her koşulda sağlayacağını taahhüt etti.<br />

Üyelik dahilinde Graniser Seramik; iş yaşamında cinsiyet eşitliği<br />

için üst düzeyde liderlik oraya koymak, kadın ve erkek tüm çalışanlara<br />

adil ve eşit davranmak, insan hakları ve ayrımcılık yasağı ilkelerine<br />

itibar etmek ve destek vermek, kadın erkek tüm bireylerin<br />

sağlık, güvenlik ve refahlarını garantilemek, eğitim ve mesleki gelişim<br />

konusunda teşvik etmek, firmadaki tüm süreçlerin kadınların<br />

güçlenmesine yarayacak şekilde yürütülmesini sağlamak, eşitliği<br />

ve savunuculuk haklarını teşvik etmek, cinsiyet eşitliliğine ilişkin<br />

ilerlemeyi ölçmek ve kamuoyu ile paylaşmak konularında prensiplere<br />

uymaya devam edecek.<br />

Gizem Dolu Anadolu:<br />

81 İl Türkiye Sergisi’nin<br />

Yeni Durağı Cenevre<br />

Gayrimenkul sektörünün öncü ve yenilikçi firmalarından Ege <strong>Yapı</strong>,<br />

kültür – sanat faaliyetlerine desteğini sürdürüyor. Bu kapsamda<br />

Ege <strong>Yapı</strong>’nın ana sponsorluğunda hazırlanan 81 İl Türkiye: Gizem<br />

Dolu Anadolu Fotoğraf Kitabı’nın sergisi, 9 Kasım’da yurt dışında<br />

Cenevre’de sergilenecek. Kitap, fotoğraf sanatçısı Resul Çelik’in<br />

21 yıllık meslek hayatındaki, tam 11 yıl süren fotoğraf çekimleri<br />

sonucunda ortaya çıkardığı binlerce fotoğraf arasından seçilerek<br />

meydana getirildi.<br />

H. İnanç Kabadayı: “Çok özel bir çalışmaya destek olduk”<br />

Ege <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Başkanı H. İnanç Kabadayı;<br />

“Kültür ve sanata duyduğumuz hassasiyet çerçevesinde sponsor<br />

olduğumuz 81 İl Türkiye: Gizem Dolu Anadolu kitabı, şehirlerimizin<br />

kendine has tarihi, doğal, kültürel güzelliklerin yaşam<br />

öyküleri ile görselleştirdiği eşsiz bir eser oldu. Kitabı hazırlayan<br />

Resul Çelik’in 11 yıl boyunca büyük emek verdiği çalışmalarıyla<br />

bir araya getirilen bu kitap, gezip görülmesi, bilinmesi ve değer<br />

verilmesi gereken ülkemizin her şehrinden farklı güzellikler sunuyor.<br />

Her fotoğrafta farklı bir öykü ve güzellik yer alıyor. Kültür<br />

ve sanat faaliyetlerinin ülke tanıtımına ne denli katkı sağladığını<br />

biliyor, ülkemize katma değer sağlayacak her projeyi gönülden<br />

destekliyoruz” dedi.<br />

Fotoğraf Sanatçısı Resul Çelik ise;<br />

Türkiye’nin kültür ve sanatıyla ön plana çıkarılması ve dünyaya<br />

Türkiye’nin tarihi ve turistik yerlerin güzelliklerini tanıtmak amacıyla<br />

böyle bir hedef oluşturduklarını belirterek; “21 yıllık meslek<br />

hayatımda edindiğim bilgi ve tecrübeyle, tarihe ve kültüre ışık tutan<br />

böylesi bir çalışmayı öncelikle bir kitapta topladık. Ardından<br />

11 yıl süren bu çalışmayı sergi haline getirip Türkiye’nin önemli<br />

merkezlerinde ve yurt dışında sergiledikten sonra şimdi de Cenevre’ye<br />

taşıyoruz. Ülkemizdeki geleceğe miras kalacak anıları<br />

fotoğraflamak, benim için büyük bir tutku ve onur. Gittiğim tüm<br />

ülkelerde yaşam hikâyelerini fotoğraflamaya devam ediyorum.<br />

Yine ses getirecek farklı bir kitabın ve serginin hazırlıklarını yapıyorum.<br />

Cenevre’nin ardından dünyanın farklı noktalarında sergilerimiz<br />

olacak” şeklinde konuştu.<br />

152 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Ayvaz “Globally Local” sempozyumunu gerçekleştirdi<br />

Adını tesisat sektörü tarihine kazandırdığı “ilk”lerle kazıyan firma<br />

Ayvaz, büyüklüğü ve geniş katılımcı kitlesiyle alanında “ilk<br />

ve tek” olma özelliğini taşıyan “Globally Local” sempozyumunu<br />

bu sene 16-19 Kasım tarihleri arasında Rixos Downtown Hotel<br />

Antalya’da düzenledi. Özel sektörün ve kamu sektörünün<br />

dev projelerinde ve endüstriyel tesislerde söz sahibi üst düzey<br />

temsilcilerin yer aldığı bu büyük organizasyon kapsamında farklı<br />

disiplinlerde uzman yöneticiler ve akademisyenler mesleki ve<br />

teknik bilgiler paylaştı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya’da<br />

düzenlenen sempozyumun açılış programında İTÜ Makina Fakültesi<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, Akdeniz Üniversitesi<br />

Mak. Müh. Fak. Termodinamik Anabilim Başkanı ve aynı<br />

zamanda MMO Antalya Şubesi Başkan Vekili Doç. Dr. İbrahim<br />

Atmaca’nın yanı sıra Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut<br />

yer aldı. İlk konuşmayı yapan Serhan Alpagut, öncelikle organizasyonun<br />

bu sene de gördüğü yoğun ilgiden çok memnun olduklarını<br />

söyledi ve emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.<br />

Yüksek binalara, Kone<br />

Highrise Minispace<br />

ile yüksek konfor<br />

Bugün ilerleyen inşaat teknolojisi, çok yüksek binaların şehirlerde<br />

boy göstermesine olanak tanıyor. Bu binaların doğal olarak en<br />

önemli ihtiyacı ise bina içi erişim ve ulaşım şeklinde ortaya çıkıyor.<br />

1910 yılında Finlandiya’da kurulan ve dünyada olduğu gibi<br />

ülkemizde de asansör pazarının önde gelen isimlerinden biri olan<br />

KONE, ufak makine daireli yüksek hızlı asansör modeli Highrise<br />

MiniSpace ile yüksek binalar için de en ideal asansör çözümünü<br />

sunuyor. Asansör sektöründe yüksek kaliteye sahip teknolojik çözümleri<br />

ile adından söz ettiren KONE, çok katlı yüksek binalar için<br />

geliştirdiği Highrise MiniSpace asansör modeli ile de fark yaratıyor.<br />

Highrise MiniSpace saniyede 10 metre mesafe kat ediyor,<br />

400 metreye kadar aynı anda 26 yolcu ve 2 tona kadar yük taşıyabiliyor.<br />

Model, enerji tüketimi açısından etkin çalışmaya yönelik<br />

kaldırma teknolojisi, aydınlatma ve hazırda bekleme çözümleri ile<br />

üstün eko-verimlilik sağlıyor. En yeni asansör teknolojisi ve her<br />

montaj sonrasında gerçekleştirilen kalite testleri sayesinde sarsıntısız<br />

ve sessiz çalışma özelliği mükemmel seyir konforunu beraberinde<br />

getiriyor. Ayrıca asansörünüz için mükemmel bir iç dizayn<br />

yaratılmasını sağlayan geniş bir göz alıcı malzeme ve aksesuar<br />

yelpazesi de bulunuyor.<br />

Hayat Kimya Nijerya’da<br />

pazar lideri oldu<br />

Hayat Kimya Nijerya Genel Müdürü Hakan Mısri, şirketin 180 milyonluk<br />

genç nüfusu ve ortalama 6 çocuklu aile yapısı ile Nijerya<br />

pazarındaki başarılarını şöyle anlattı: “Nijerya’da 13 milyon bebek<br />

var ve günde 3 bez kullanılıyor, bu da 8 saatte 1 bez değiştiriliyor<br />

demek. Oysa Türkiye’de günde 4-5 bez kullanılıyor, hatta<br />

yeni doğanda bu rakam günde 8’e kadar çıkıyor. Nijerya’da hijyen<br />

alışkanlıklarını geliştirmek için çok yoğun farkındalık programları<br />

ile 450 bini aşkın anneye ulaştık. 9 eyalette 2.200 hastanede<br />

350 bine yakın anneye bebek bakımı bilgilendirmesi yaptık. Nijerya’nın<br />

alışılagelmiş açık pazarlarında 100 bin anneye hijyen<br />

eğitimi ve bebeklerinin bez değişimini yerinde gerçekleştirdik. Nijerya’da<br />

hijyenik ve mutlu bir bebeklik yaşayabilmeleri için, ülke<br />

çapında 2 milyon adete yakın bebek bezi dağıttık.”<br />

Hayat Kimya’nın girdiği her pazarda markalarını ilk iki oyuncudan<br />

biri haline getirdiğini belirten Mısri, “Nijerya’da 100 milyon dolarlık<br />

yatırımla bebek bezi ve kağıt konverting tesisi açılışı sırasında<br />

100 kişiye istihdam sağlamıştık, bugün istihdam sayımızı 500<br />

kişiye yükselttik. 200 bin dönüm üzerine kurulu tesisimiz 1,3<br />

milyar adet çocuk bezi ve 13 bin ton temizlik kağıdı üretim kapasitesine<br />

sahip.” dedi.<br />

154 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Komatsu’nun hibrit iş makinaları<br />

Temsa İş Makinaları güvencesiyle satışta<br />

Temsa İş makinaları, 44 yıldır distribütörlük hizmeti verdiği<br />

Komatsu’nun HB sınıfı, 20-38 ton arası makina ağırlıklarındaki<br />

hibrit ekskavatörlerinin hem satışını hem de eğitimli<br />

teknisyenleri ile satış sonrası hizmetlerini Türkiye’de başarıyla<br />

yürütüyor.<br />

%100 hibrit olarak tasarlanan ekskavatörler, üzerindeki dizel<br />

motor ve bağlı olduğu jeneratör sayesinde ihtiyaç duyduğu<br />

600-700 Amperlik elektrik gücünü kendisi üreterek, kapasitörlerde<br />

depoluyor ve makinenin hareketleri için bu elektrik<br />

gücünü kullanıyor. Araç ihtiyaç duyduğu elektriği kendisi üretirken,<br />

tasarruf amaçlı frenleme hareketleriyle de kapasitörleri<br />

besleyebiliyor. Bu özellikleriyle Komatsu hibrit ekskavatörler,<br />

aynı sınıf Komatsu standart makinadan tonajına göre yaklaşık<br />

%30-35 oranında dizel yakıtta tasarruf ve verimlilik sağlıyor.<br />

Vaillant ısı pompası<br />

çalıştayında<br />

deneyimlerini paylaştı<br />

Isıtma-soğutma ve havalandırma sektörünün öncü kuruluşu Vaillant’ın<br />

da sponsor olduğu, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Genel<br />

Müdürlüğü tarafından Ankara’da düzenlenen “Isı pompası Teknolojileri<br />

ve Kullanım Alanları Çalıştayı”nda ülke genelinde enerji<br />

verimliliği konularına ısı pompasını da dahil ederek ulusal eylem<br />

planları oluşturulması için çalışmalar başlatıldı. Çalıştayda<br />

Vaillant Group Türkiye Ürün Yönetimi Müdürü Ahmet Bozgeyik,<br />

Vaillant’ın ısı pompaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiği<br />

önemi anlattı ve ısı pompası teknolojileri ve ilgili standartlar<br />

konusunda bilgiler paylaştı.<br />

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından, Türkiye’de<br />

enerji verimliliği alanında yapılan çalışmalara ısı pompasının<br />

da dahil edilmesi ve bu konuda eylem planlarının oluşturulması<br />

amacıyla, Ankara’da “Isı pompası Teknolojileri ve Kullanım<br />

Alanları Çalıştayı” düzenlendi. Yenilenebilir enerji alanında yenilikçi<br />

çözümler sunan Vaillant’ın da sponsor olduğu çalıştayda, ısı<br />

pompası konusunda farkındalık yaratmak, ulusal eylem planları<br />

oluşturmak ve ülke stratejilerinin oluşturulması başlıkları sektör<br />

temsilcileri tarafından görüşüldü.<br />

ŞişecamTopluluğu’ndan<br />

bursa yenişehir’e okul<br />

Türkiye’nin en köklü kuruluşlarından Şişecam Topluluğu, düzcam<br />

ve cam ambalaj üretim tesislerinin yer aldığı Bursa’nın Yenişehir<br />

ilçesine eğitim yatırımı gerçekleştirecek. İlçede Mesleki ve<br />

Teknik Anadolu Lisesi yapılması amacıyla Şişecam Topluluğu ile<br />

Bursa Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yenişehir Belediyesi<br />

arasında protokol imzalandı. Bursa Valiliği’nde 13 Kasım Pazartesi<br />

günü düzenlenen protokol imza törenine, Bursa Valisi İzzettin<br />

Küçük, İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya, Yenişehir Belediye<br />

Başkanı Süleyman Çelik ve Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu<br />

Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman katıldı.<br />

İmza töreninde konuşan Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, 22 bine<br />

yakın çalışanı, 13 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeyi<br />

aşan satışlarıyla uluslararası ölçekte bir Topluluk olduklarını belirterek,<br />

“Bugün dünyanın cam ev eşyasında üçüncü, cam ambalaj<br />

ve düzcamda beşinci büyük üreticisiyiz. Krom kimyasallarında<br />

dünya lideri olmamızın yanı sıra dünyadaki en büyük 10 soda<br />

üreticisi arasında yer alıyoruz” dedi.<br />

156 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Bodrum’da ev sahibi olun, kazanın!<br />

Bodrum’un en eski gayrimenkul-turizm yatırımcısı Sianji Group, şimdi de Sianji<br />

Residence ile ses getiriyor. Türkiye’de ilk kez “İster yaşa, ister kirala” konseptiyle<br />

hayata geçirilen Sianji Residence ile ilgili olarak Sianji Group Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Recai Çakır, “25 milyon Euro yatırım değeri bulunan ve 2009’da oturumun<br />

başladığı Sianji Residence’da şu an 20 residence’ı satışa çıkardık. Fiyatların<br />

minimum 400 bin Euro’dan başladığı projemizde, ev sahipleri isterlerse bize<br />

evlerini yüzde 8 Euro bazlı kira garantisiyle verebiliyorlar. Böylece yılda minimum<br />

30 bin Euro kazanç elde edebiliyorlar.” açıklamalarında bulunuyor. Bodrum’daki<br />

evlerin amortisman süresinin 20 yıl, ancak Sianji Residence’ta bu sürenin sadece<br />

10 yıl olduğuna dikkat çeken Çakır, “Tamamı deniz veya havuz manzaralı<br />

rezidans ve villalar, 1+1, 2+1, 3+1 olarak daire ya da dubleks villa olarak tasarlandı.<br />

1+1 daireler 74 m2’den başlıyor. 2+1’ler 93 ila 180 m2 arasında, 3+1<br />

dairelerin büyüklüğü ise 109 ila 197 m2 arasında değişim gösteriyor. Residence<br />

alan misafirler aynı gün tapularını alıp yerleşebiliyor. Tüm residence’larda kartlı<br />

kapı sistemi, tam ankastre beyaz eşyalar, klima sistemleri, LCD TV’ler, son sistem<br />

mutfaklar, jakuzi ve duşakabinler, elektrikli küçük ev aletleri, tüm mobilyalar<br />

ve bahçe mobilyaları gibi her detay bulunuyor.” diyor.<br />

Royal Group’a<br />

2 dev ödül!<br />

Prysmian Group Türkiye,<br />

güneş enerjisine<br />

dikkat çekti<br />

Enerji sektörünün farklı alanlarından temsilcilerini bir araya getiren<br />

10. Enerji Kongresi ve Fuarı (EIF <strong>2017</strong>), 8-10 Kasım <strong>2017</strong><br />

tarihleri arasında Ankara’da Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk<br />

Özlü’nün katılımı ile gerçekleştirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleşen ve enerji sektörünün temsilcilerinin<br />

yoğun ilgi gösterdiği organizasyonda Prysmian Group<br />

Türkiye, uzmanlığı ile öncü bir rol üstlendi. 250’ye yakın firmayı<br />

aynı platformda buluşturan kongrede enerji sektörünün üst düzey<br />

şirket yöneticileri, karar alıcıları, enerji sektörü kanaat önderleri,<br />

sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, akademisyenler ve düzenleyici<br />

kuruluşlar bir araya geldi. Enerji ve telekomünikasyon kabloları<br />

sektörünün dünya çapında lideri Prysmian Group’un Türkiye operasyonu<br />

Prysmian Group Türkiye, kongre ve fuar kapsamında yeni<br />

ürün ve teknolojilerini tanıttı. Fuar kapsamında oluşturulan Solar<br />

Cadde üzerindeki standında, hedef kitlesiyle birebir görüşme fırsatı<br />

yakalayan Prysmian Group Türkiye’den Endüstriyel Kablolar Satış<br />

Direktörü Mert Erden, Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Tamer<br />

Yavuztürk, Endüstriyel Kablolar Satış Yetkilisi Canberk Belibağlı,<br />

Ürün Müdürü Ender Eraslan fuarda hazır bulundu.<br />

Dünya’da İnşaatın Oscar’ları olarak nitelendirilen ve sektörün en<br />

saygın ödülleri arasında gösterilen Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri<br />

( International Property Awards) bu yıl 22. kez sahipleriyle buluştu.<br />

Sadece en iyilerin yarıştığı ve uluslararası arenada büyük<br />

yankı bulan yarışma İngiltere’de<br />

gerçekleşti.<br />

Türkiye’yi 2 ayrı rezidans projesiyle<br />

temsil eden Royal Group,<br />

toplamda 7 farklı kategoride<br />

mücadele etti. Belirlenen 7<br />

kategori arasında, ilk projesi<br />

Sky Blue İstanbul ile ‘Çoklu<br />

Konut Mimari’( Architecture<br />

Multiple Residence) ödülünü<br />

alırken ikinci projesi olan Royal<br />

Garden Kartal ile Yüksek Katlı<br />

Konut Geliştirme (Residential<br />

High-rise Development) alanında<br />

birinciliği göğüsledi.<br />

Royal Group, hayat verdiği ilk<br />

projesi Sky Blue İstanbul ve hemen<br />

ardından Kartal’da yükselen<br />

projesi Royal Garden Kartal<br />

ile zincirleme ödüller alarak bu<br />

anlamda da bir ilki yaşattı.<br />

80 kişilik profesyonel bir heyetten<br />

oluşan uluslararası jüride;<br />

Caithness Lordu, Liverpool Lordu,<br />

Google İngiltere’den James<br />

Bacon, İngiliz Uluslararası Gayrimenkul<br />

Uzmanları Federasyonu<br />

Başkanı Peter Bolton King<br />

ve İngiltere Parlamentosundan<br />

birçok saygın isim yer aldı. Hayallerden ilham alarak yeni yaşam<br />

alanlarının temelini atan Royal Group’un iki büyük projesiyle yer<br />

aldığı yarışmanın ödülleri, 26 Ekim Perşembe günü muhteşem bir<br />

geceyle sahiplerini buldu. Dünya’nın en önemli TV kanallarında<br />

canlı olarak gösterilen törende, ödüller İngiltere Kraliyet Ailesi tarafından<br />

takdim edildi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 157


AquaTherm Bakü’den GF Hakan Plastik’e ödül<br />

<strong>2017</strong> yılında ihracata destek amacı ile Türkmenistan,<br />

Almanya, Vietnam, Cezayir, Ukrayna gibi farklı<br />

ülkelerde sektörün uluslararası bilinirliğe sahip fuarlarına<br />

katılım gerçekleştiren GF Hakan Plastik, son<br />

olarak Azerbaycan’daydı. Bakü’de bu yıl 10.’su düzenlenen<br />

Aqua Therm Uluslararası Isıtma, Soğutma,<br />

Havalandırma ve Tesisat Ürünleri Fuarı’na katılan GF<br />

Hakan Plastik, üst yapı ve alt yapı ürünleri ile yer aldı.<br />

18-21 Ekim tarihlerinde gerçekleşen ve 26 farklı ülkeden<br />

12 bine yakın katılımcının ziyaret ettiği fuarda<br />

GF Hakan Plastik standı müşterilerin yoğun ilgisini<br />

görürken, bir de ödül aldı. Stand, En iyi tasarım ve en<br />

iyi ürün sunumu kategorisinde, En İyi Stand Tasarımı<br />

ödülüne layık görüldü.<br />

Yıl içerisinde yoğun ve başarılı bir fuar programı sürdüren<br />

GF Hakan Plastik, gerçekleştirdiği yurtdışı müşteri<br />

seminerleri ile de güçlü işbirlikleri sağlamış oldu.<br />

<strong>Yapı</strong> sektöründe hedef<br />

20 milyar dolar<br />

Türk yapı malzemeleri sektörü ve ihracatçılar, Paris’te düzenlenen<br />

Batimat Paris <strong>2017</strong> Fuarı’na adeta çıkarma yaptı. Beşinci<br />

kez milli katılımın gerçekleştiği fuarda, Türkiye’den 71 firma<br />

ürünlerini ,150 bini Afrika ülkelerinden olmak üzere 350 bin kişinin<br />

ziyaret ettiği fuarda ürünlerini görücüye çıkardı. Bu yıl yapı<br />

malzemelerinde ihracatın 20 milyar dolara çıkması bekleniyor.<br />

Fransa’nın Paris kentinde iki yılda bir düzenlenen ve Avrupa’nın en<br />

büyük yapı fuarlarından biri olan Batimat Paris <strong>2017</strong>-International<br />

Building Exhibition’a Türk şirketler yoğun ilgi gösterdi.<br />

6-10 Kasım <strong>2017</strong> tarihleri arasında düzenlenen Batimat Paris<br />

<strong>2017</strong>’ye Türkiye’den 71 firmanın katıldığı bilgisini veren İDDMİB<br />

Başkanı Rıdvan Mertöz, “Fuara Türkiye bu yıl beşinci kez milli katılım<br />

gerçekleştirdi. Batimat hedef pazarları arasında Afrika olan firmaların<br />

kesinlikle kaçırmaması gereken bir fuar. Fuar idaresinden<br />

aldığımız bilgilere göre bu yıl 150 bin Afrikalı ziyaretçi Batimat’ı gezmiş.<br />

Katılımcı ve ziyaretçi sayısı da %10 artmış. 2015 yılında fuara<br />

64 Türk firması katılmıştı. Bu fuar, sektörün daha fazla tanınırlık<br />

kazanması, Türk ürünlerinin kalitesini gösterebileceği en kaliteli<br />

platformlardan biridir. Çin, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nde de<br />

bu fuar yapılıyor ama Almanya ve Fransa fuarları en gözde fuarlar.<br />

Bunun nedeni ulaşım kolaylığı, diğer ülkelerde fuarlar daha bölgesel.”<br />

diye konuştu.<br />

Isıdem yalıtım iş ortakları<br />

ile Phuket’te buluştu<br />

ISIDEM Yalıtım ilk yurtdışı bayi gezisini Tayland’ın dünyaca ünlü<br />

turizm adası Phuket’e yaptı.<br />

ISIDEM Yalıtım yurt içinde güçlendirdiği bayi ağıyla birlikte ilk yurtdışı<br />

bayi gezisini Tayland’ın dünyaca ünlü turizm adası Phuket’te<br />

yaptı. <strong>2017</strong> yılı içerisinde gerçekleştirilen satış kampanyası ile<br />

bayilerine stresten uzak bir hafta dinlenme ve eğlenme imkânı<br />

sunan ISIDEM Yalıtım, farklı bir kültürü keşfetmenin ayrıcalığını<br />

bayilerine yaşattı.<br />

Uzakdoğu gezisiyle, yıl boyu yoğun çalışma temposundan sıyrılarak<br />

dinlenme şansı bulan başarılı bayiler, ISIDEM Yalıtım yetkilileriyle<br />

birlikte önümüzdeki dönem performansının daha da artırılması<br />

konusunda da görüş alışverişinde bulundular.<br />

158 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Sektör profesyonelleri ve fikir liderleri Wilo’da buluştu<br />

Wilo, pompa sistemleri sektörüne öncülük yapmanın sorumluluğuyla<br />

sektörün profesyonellerine yönelik etkinlikler düzenliyor.<br />

Tuzla’daki yeşil binasında proje, tasarım ve taahhüt firmalarından<br />

profesyoneller ve sektörün fikir liderlerini ağırlayan<br />

Wilo, teknik bilgi paylaşımının yanı sıra katılımcılara ürünleri<br />

deneyimleme fırsatı da sundu.<br />

2 Kasım <strong>2017</strong> tarihinde Tuzla Orhanlı’daki Wilo merkez binasında<br />

gerçekleştirilen etkinliğe 70 sektör profesyonelinin<br />

yanı sıra sektörün önde gelen fikir liderleri de katıldı. <strong>Yapı</strong>lan<br />

seminerde, “yeni nesil pompalar” hakkında teknik bilgiler aktarıldı<br />

ardından Wilo Eğitim Merkezinde ürünler ve uygulamalar<br />

hakkında bilgiler verildi ve fabrika gezisi yapıldı. Özellikle<br />

yeni akıllı pompa Wilo Stratos Maxo etkinliğin ilgi odağı oldu.<br />

Katılımcılar, Wilo mühendislerinin eşliğinde Stratos Maxo’nun<br />

çalışma sistemini yakından görebilme ve ürün üzerinde ayarlamalar<br />

yaparak menüsünü birebir deneyimleme fırsatı buldu.<br />

Baumit’den<br />

Ankara’ya yatırım<br />

Baumit, <strong>2017</strong> yılı hedefleri içerisinde yer alan Ankara Bölgesi<br />

büyüme planları dahilinde önemli bir adım atarak Ankara Bölge<br />

Müdürlüğü ve Lojistik Merkezi’ni hizmete açtı.<br />

Baumit, bu merkezle çevre illere lojistik bakımdan daha yakın<br />

olmayı hedefliyor. Özellikle Kayseri ve Konya gibi inşaat sektörünün<br />

hızlı şekilde yükseldiği illerde bayi yapılanmasını güçlendirmeyi<br />

amaçlayan Baumit, iş ortaklarına Bölge Müdürlüğü ve<br />

Lojistik Merkezi ile daha hızlı ve ekonomik çözümler sunuyor.<br />

Yaklaşık 300 metrekare kapalı alana sahip lojistik merkezinde<br />

paketli ürünlerin yanı sıra Baumit dış cephe boyaları da bulunuyor.<br />

888 renk çeşitliliğine sahip Baumit Life içinden seçilecek<br />

renkler yine merkezde hazırlanarak sevk edilebiliyor.<br />

Ayrıca Baumit, İstanbul ve Gebze’den sonra üçüncü eğitim merkezini<br />

de Ankara Bölge Müdürlüğü ve Lojistik Merkezi bünyesinde<br />

konumlandırıyor: Baumit Akademi Ankara.<br />

Sektör profesyonellerin yanı sıra, öğrenciler ve özellikle dışı cephe<br />

ısı yalıtımı konusunda bilgi sahibi olmak isteyenlere kapılarını<br />

da açan Baumit Akademi Ankara yine çevre illerden gelecek taleplere<br />

de yanıt verebiliyor.<br />

Üniversitelerle de temas halinde olan firma, mimarlık ve inşaat<br />

fakültesi öğrencilerinin de eğitimlerine bilgi ve deneyimlerinden<br />

yola çıkarak katkı sağlamayı amaçlıyor.<br />

Baumit, İleriye yönelik fikirler.<br />

Bosch Termoteknik,<br />

İklimlendirme Sektörünün<br />

gelecekteki meslektaşlarıyla<br />

buluştu<br />

Türkiye iklimlendirme Sektörünün geleceğine yön verecek nitelikli<br />

iş gücünü ve bu gücün sürdürülebilirliğini sağlamak; geleceğin<br />

makine mühendislerine, iklimlendirme sektörünü “parlak<br />

bir kariyer fırsatı” olarak tanıtmak amacıyla düzenlenen etkinlik,<br />

24 Ekim <strong>2017</strong> tarihinde TMMOB Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde<br />

gerçekleşti.<br />

12 mühendislik fakültesinden yaklaşık 500 öğrencinin katılımıyla<br />

gerçekleşen etkinliğe, 9 Eylül Üniversitesi Makine ve Endüstri;<br />

Ege Üniversitesi Makine; İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Makine;<br />

Yaşar Üniversitesi Makine ve Enerji Sistemleri; Celal Bayar<br />

Üniversitesi Makine ve Endüstri; Adnan Menderes Üniversitesi<br />

Makine; Balıkesir Üniversitesi Makine ve Endüstri; Uşak Üniversitesi<br />

Makine ve Pamukkale Üniversitesi Makine Mühendisliği<br />

öğrencileri katılım sağladılar.<br />

Organizasyonda Bosch standı öğrenciler tarafından yoğun ilgi<br />

gördü. Bosch Termoteknik yetkilileri öğrencilere şirket ve istihdam<br />

olanakları hakkında da çeşitli bilgiler paylaştı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Aralık</strong> <strong>2017</strong> 159


Akıllı bir tercihi yapın<br />

HP DesignJet T730 Yazıcı<br />

Küçük ölçekli işletmeler için akıllı bir yatırım<br />

Dayanıklı ve kompakt, 910 mm (36 inç) HP DesignJet T730 Yazıcı, iş<br />

yerinize ve ihtiyaçlarınıza uyarak size çalışma alanı sağlar. Kullanıcı dostu,<br />

akıllı telefon benzeri dokunmatik ekran zaman tasarrufu sağlar ve entegre<br />

A3/B+ tepsisi baskı işini kolaylaştırır. Dahası, ofis dışındayken mobil<br />

cihazınızdan baskı yapabilirsiniz1. Üstelik bunların tümü çok hesaplı bir<br />

fiyata; işte bu akıllıca!<br />

Daha fazla bilgi alın: hp.com/go/designjetT730<br />

1. Yerel yazdırma mobil cihazın ve yazıcının aynı ağda olmasını veya doğrudan bir kablosuz bağlantıya sahip olmasını gerektirir. Kablosuz performansı, fiziksel çevre ve erişim noktasına olan mesafeye<br />

bağlıdır. Kablosuz işlemler yalnızca 2,4 GHz altında çalışma ile uyumludur. Uzaktan baskı Internet bağlantısı ile web bağlantılı HP yazıcı gerektirir. Kablosuz geniş bant kullanımı, mobil cihazlar için ayrıca<br />

satın alınmış bir hizmet sözleşmesi gerektirir. Bulunduğunuz yerdeki kapsam ve kullanılabilirlik açısından servis sağlayıcınıza danışın. Ayrıntılar için bkz. http://www.hp.com/go/mobileprinting.<br />

© Telif Hakkı 2015 HP Development Company, L.P.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!