09.11.2017 Views

Medikal Teknik Dergisi Kasım 2017 Sayısı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

İstmag Magazin Gazetecilik İç ve Diş Tic.<br />

Ltd. Şti. adına<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

HABER MÜDÜRÜ<br />

Gulçin COŞKAN<br />

gulcin.coskan@img.com.tr<br />

EDİTÖRLER<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

Prof. Dr. İsmail KAYA<br />

ismail.kaya@gmail.com<br />

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

GRAFİK TASARIM<br />

TAYFUN AYDIN<br />

tayfun.aydin@img.com.tr<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

Reklam Danışmanı<br />

Zekai ŞİMŞEK<br />

zekai.simsek@img.com.tr<br />

SORUMLU MÜDÜR<br />

CÜNEYT AKTÜRK<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />

EBRU PEKEL<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

FOREIGN RELATIONS<br />

İSMAİL ÇAKIR<br />

ismail.cakir@img.com.tr<br />

MUHASEBE FİNANS<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

muhasebe@img.com.tr<br />

ABONE<br />

İSMAİL ÖZÇELİK<br />

ismail.özcelik@img.com.tr<br />

BURSA BÖLGE<br />

ÖMER FARUK GÖRÜN<br />

fgorun@ihlas.net.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267<br />

BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211<br />

4481<br />

Printing<br />

Matsis Matbaa Hizmetleri San. Tic. Ltd Şti<br />

Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Cad.<br />

No:51 34290 Sefaköy -İstanbul/TURKEY<br />

Tel: 0 212 624 21 11<br />

www.matbaasistemleri.com<br />

ADRES<br />

Evren Mah. Bahar Cad.<br />

Polat İş Merkezi<br />

B-Blok - No:1 Kat:4<br />

Güneşli - Bağcılar - İstanbul<br />

Tel.:+90.212 604 50 50<br />

Faks:+90.212 604 50 51<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam<br />

verene aittir. İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong><br />

dergisinin bütün yayın hakları İstmag<br />

Magazin Gazetecilik İç Ve Dış Tic. Ltd.<br />

Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden<br />

yayınlanamaz.


AKTÜEL<br />

<strong>Kasım</strong>’da Aşk Başkadır!<br />

Otuz yılı aşkın süreden beri medikal sektörünün nabzını tutan ‘’<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong>’’, bu ay aynı yerde nefes<br />

almaya devam ediyor. Dünya medikal sanayiinin son noktasını görmek ve sizlere yansıtmak için de Duesseldorf<br />

yolcusuyuz. Medica Fuarı’nda 137 Türk katılımcı ile beraber binlerce katılımcının son ürün ve teknolojilerine şahit<br />

olacağız.<br />

Her zaman olduğu gibi medikal dünyasındaki gelişmelere zum yaptık ve sizlere taşıdık. Dergimizin bu ay ki<br />

sayısında, sizler için bazı araştırma ve çalışmalar yaptık. Önceliğimiz son yıllarda hızla artan kanser hastalığı<br />

oldu. Hepimizin bildiği gibi kanser maalesef dünyada yediden yetmişe pek çok kişide görülmeye başladı. Kanser<br />

ölümleri her geçen gün artıyor. Kanser hastaları tedavisinde her geçen gün yeni bir tedavi yöntemi gelişmesinin<br />

yanı sıra en iyi tedavi yöntemi ve uygulama yolları nasıl ve uzmanlar bu hastalığın tedavi yöntemlerinde hangi<br />

cihazları kullanıyor? Radyoterapide kullanılan ışın tedavisindeki en son teknolojik cihaz hangisi? Bu ayki<br />

sayımızda bu soruların cevaplarına yer verdik. Bunun dışında 38. Ulusal Radyoloji Kongresi’ne katıldık, fuarın<br />

nabzını sizler için tuttuk ve yaşananları size aktardık.<br />

Her alanda olduğu gibi, medikal alanının da kendine hars tarzı ve anlatımı var. Bunun en iyisini yapabilme<br />

gayretiyle, sizlere farklı alternatifler ürettik. Hastalık ve cihaz dışında farklı şeyler görmek isteyenler için;<br />

estetik, sağlık, magazin gibi pek çok farklı konuya sizler için kısa kısa değindik. Örneğin dünyada yaygınlaşan<br />

burun estetiği konusunda, ağrısız kanamasız tedavi yolu olan, “Ultrasonik Piazo Cerrahi” cihazının özelliklerini ve<br />

tedavi yöntemlerini araştırıp, uzmanından öğrendik. Uzmanımız cihazı ve tedavi yöntemlerini sizler için anlattı.<br />

<strong>Medikal</strong> Dünya, sürekli inovasyon içerisinde olan, hiç tükenmeyen bilgi birikimi ve heyecanıyla her ay kendini<br />

yenilemeye devam ediyor. Bu dünyada yaşananları keşfetmeye, alışılanın aksine çıkmaya, sıra dışı başarı ve<br />

haberlere yer vermeye devam edecek. Lütfen bizinle kalın.<br />

Sweet November!<br />

Taking the pulse of the medical sector for over three decades, ’<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> magazine continues to breathe in<br />

the same place this month. We are en route to Dusseldorf to observe and reflect the latest developments in the<br />

industry. We will be with 137 Turkish exhibitors to witness the latest technologies and products of thousands of<br />

exhibitors coming from all over the world.<br />

As always we have zoomed to the developments in the medical world. We did some research and work for you in<br />

this issue of our magazine. Our priority is Cancer disease, which rapidly grows in recent years. As we all know,<br />

cancer has unfortunately been seen in many people in the world. Cancer deaths is increasing day by day. This<br />

month we prepared a good issue to answer these questions such as development of new therapies to treat cancer<br />

patients, best treatment methods and which devices experts use, what the latest technological devices used in<br />

radiotherapy is. We attended 38th National Radiology Congress, kept the pulse of the event and shared you what<br />

happened.<br />

The medical field has the specific style and expression as in every field. We offer different alternatives for you as<br />

an effort to do the best. We cover many different topics such as aesthetics, health and magazines apart from<br />

disease and device for those who want to see different things. For example, we gave places for the widespread<br />

product in the aesthetics world, a painless way, ultrasonic PIEZOSURGERY® technique and methods of<br />

treatment, learned from the experts. Our specialist explained the device and treatment methods for you.<br />

With continuous innovation, Medical World continues to renew itself every month with inexhaustible knowledge and<br />

excitement. <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> magazine will continue to discover what happened in this world to go contrary to the<br />

usual and feature outstanding achievements and news every month. Please stay with us.<br />

Gülçin Coşkan


14<br />

DÜNYADA BİR İLKİ BAŞARMAK<br />

ACHIEVING A FIRST IN THE WORLD<br />

48<br />

İLK DERSİ DEMİRCAN VERDİ<br />

62<br />

RADYOTERAPİDE KULLANILAN<br />

SON TEKN0LOJİ<br />

86<br />

İLAÇ SEKTÖRÜNDE NELER<br />

OLUYOR<br />

90<br />

DİYABET HASTALARINA UMUT IŞIĞI<br />

NEW HOPE FOR DIABETICS<br />

100<br />

RADYOLOJİ KONGRESİ<br />

4<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

Farkında ol, geç kalma<br />

TGD (Türk Gastroenteroloji Derneği )Toplumsal Farkındalık<br />

Projeleri kapsamında “Farkında Ol, Geç Kalma!” sloganı<br />

ile yapılan “Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme<br />

Programı” Konya Büyükşehir Belediyesi’nin de katkılarıyla<br />

Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />

TGD Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, “Halk toplantılarının<br />

gerçekleştiği iller başta olmak üzere, hastalıklarla ilgili<br />

daha bilinçli bir toplum oluşturulmasına katkı sunulmasının<br />

planlandığı proje ile; kolon kanseri, reflü, irritabl bağırsak<br />

sendromu, ülser, dispepsi, ülseratif kolit, hepatit, siroz,<br />

pankreas kanseri ve diğer sindirim sistemi hastalıkları<br />

konusunda toplumda farkındalık oluşturulması, potansiyel<br />

ve mevcut hastaların hastalıklar konusunda yeterli bilgi<br />

seviyesine ulaşmasının sağlanması, hastalıklarda erken<br />

teşhisin öneminin vurgulanması, hasta yakınlarının da<br />

hastalık süreçlerine dair bilgilendirilmesi ve daha bilinçli<br />

olmalarının sağlanması hedefleniyor” dedi. Bor, Türkiye<br />

nüfusunun yaklaşık yüzde 9’unun kabızlık sorunu yaşadığını,<br />

bunun da her on iki kişiden birinin kronik kabızlık çektiği<br />

anlamına geldiğini söyledi.<br />

Modern tanı ve tedavi yöntemleri arasında önemli bir yer<br />

tutan endoskopik girişimlerin, yemek borusu, mide ve oniki<br />

parmak bağırsağının rahatsızlıklarında, nedenin ortaya<br />

çıkarılması amacıyla yapılan oldukça etkin ve güvenilir<br />

yöntemler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bor; “Bu işlem,<br />

hekimin doğru teşhis koymasını ve sağlık sorununun<br />

tedavisinin planlanmasını sağlamaktadır. Endoskopinin<br />

başarısı ve hastanın endoskopiden rahatsızlık duymaması<br />

kimin yaptığına, nerede yapıldığına, nasıl yapıldığına ve<br />

deneyimli bir yardımcı ekibinin olup olmamasına göre<br />

değişir. Endoskopiyi bu konuda eğitim görmüş olanlar<br />

yapmalıdır. Gastroenteroloji uzmanları üç yıl boyunca<br />

endoskopi eğitimi görürler ve bu alanda en iyi eğitilmiş<br />

hekimlerdir” şeklinde konuştu.<br />

Be aware, don’t be late<br />

Within the framework of Turkish Society of<br />

Gastroenterology (TSG) Community Awareness Projects,<br />

“Digestive System Diseases Information Program” was held<br />

at Mevlana Culture Center with the slogan of “Be Aware,<br />

don’t be late!” with the contribution of Konya Metropolitan<br />

Municipality.<br />

President of TGD Prof. Dr. Serhat Bor said, “With the project<br />

planned to contribute to the creation of a more conscious<br />

society about diseases, especially the ones realized by<br />

public meetings, it is aimed to raise awareness in society<br />

about diseases of colon cancer, reflux, irritable bowel<br />

syndrome, ulcer, dyspepsia, ulcerative colitis, hepatitis,<br />

cirrhosis, pancreatic cancer and other digestive system<br />

diseases, to reach the level of sufficient knowledge about<br />

potential and existing patients, inform the patients’ relatives<br />

about the disease processes and to make them more<br />

conscious. “ He said that about 9 percent of the population<br />

of Turkey is suffering from constipation, which means that<br />

one in every twelve people has chronic constipation.<br />

Recording that endoscopic procedures, which have an<br />

important place in modern diagnosis and treatment<br />

methods, are very effective and reliable methods for<br />

detecting the causes of gastrointestinal disorders such<br />

as food borne, stomach and duodenum, Prof. Dr. Bor said,<br />

“This process ensures that the physician makes the right<br />

diagnosis and the treatment of the health problem is<br />

planned. The success of the endoscopy and the patient’s<br />

discomfort with endoscopy depends on who does, where it<br />

is made, how it is done, and whether or not an experienced<br />

assistant is available. Those who trained in this field should<br />

do endoscopy. Gastroenterologists study endoscopy for<br />

three years and they are best trained physicians in this<br />

field.”<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

5


AKTÜEL<br />

MEDİKALİN NABZI<br />

<strong>Medikal</strong> teknoloji sektöründe toplam gelir 2016’da<br />

364,4 milyar dolara ulaştı<br />

Uluslararası denetim<br />

ve danışmanlık şirketi<br />

EY’nin “<strong>Medikal</strong> Teknoloji<br />

Sektörünün Nabzı” adlı raporuna<br />

göre; sektör geçen yıl %5 ile<br />

finansal kriz öncesinden bu yana<br />

en güçlü büyümeyi kaydetti. ABD ve<br />

Avrupa merkezli medikal teknoloji<br />

şirketlerinin toplam geliri 364,4<br />

milyar dolara ulaştı Dünyanın lider<br />

denetim ve danışmanlık şirketlerinden<br />

EY, “<strong>Medikal</strong> Teknoloji Sektörünün<br />

Nabzı” adlı raporunun sonuçlarını<br />

açıkladı. Raporun sonuçlarına<br />

göre; global medikal teknoloji<br />

(medtech) sektörünü 2016 yılında<br />

%5 ile finansal kriz öncesinden bu<br />

yana en güçlü büyümeyi kaydetti.<br />

Sektörün sergilediği olumlu<br />

performansta; birleşme ve satın<br />

alma faaliyetlerindeki hareketlilik<br />

ve uygulanan portföy optimizasyon<br />

stratejileri ile birlikte sermaye<br />

verimliliğine ve AR-GE çalışmalarına<br />

odaklanılmasının etkili olduğu<br />

belirtiliyor. AR-GE’ye on altı milyar(16)<br />

dolar harcandı. Rapora göre;<br />

ABD ve Avrupa merkezli medtech<br />

şirketleri, 2015 yılında %3’lük bir<br />

düşüş kaydetmelerinin ardından,<br />

gelirlerini geçen yıl 364,4 milyar<br />

dolara yükselttiler. Bununla birlikte<br />

söz konusu şirketlerin net geliri<br />

%17 artarak on altı milyar dolara<br />

ulaştı. 2015 yılında yaşanan %20’lik<br />

gerileme net gelirin 13,7 milyar dolara<br />

inmesinde neden olmuştu. Medtech<br />

şirketlerinin total AR-GE harcamaları<br />

ise 2016’da %5 yükselerek on altı<br />

milyar dolar olarak gerçekleşti.<br />

“Endüstri 4.0 geleceğin konusu<br />

olmaktan çıktı”<br />

EY Türkiye Sağlık Sektörü Lideri Ufuk<br />

Eren konu ile ilgili şunları söyledi:<br />

“Medtech şirketlerinin sektördeki<br />

belirsizlikleri birleşme ve satın alma<br />

faaliyetleri, yeni işbirlikleri ve teknoloji<br />

yatırımları ile ortadan kaldırmaya<br />

çalıştığını görüyoruz. Ancak<br />

sürdürülebilir büyümenin, veri odaklı<br />

stratejilerin benimsenmesinden<br />

ve kişiselleştirilmiş hizmetler<br />

sunulmasını sağlayan platformların<br />

kullanılmasından geçtiğini belirtmek<br />

gerekiyor. Ayrıca şirket içi AR-GE<br />

yatırımları ile artırılmış gerçeklik<br />

ve yapay zekâ gibi inovasyonlar<br />

arasındaki dengenin sağlanması,<br />

AR-GE çalışmalarının şirket için uzun<br />

vadeli rekabet avantajı getirmesine<br />

destek olacaktır. Fiziksel, dijital<br />

ve biyolojik platformları bir araya<br />

getiren yeni sanayi devrimi Endüstri<br />

4.0’ın medtech şirketleri için<br />

geleceğin konusu olmaktan çıkıp<br />

şirket gündemindeki yerini alması<br />

gerekiyor.” Medtech finansmanı %101<br />

arttı Raporda; medikal teknoloji<br />

şirketlerinin yeni kurulan şirketler de<br />

dâhil olmak üzere finansman bulmada<br />

sorun yaşamadığına dikkate çekiliyor.<br />

Rapora göre; ABD ve Avrupa merkezli<br />

medtech şirketlerine sağlanan<br />

finansman 2016’da %101 yükselerek<br />

43,9 milyar dolar olarak gerçekleşti.<br />

Söz konusu rakamın son on yılda<br />

kaydedilen en yüksek ikinci finansman<br />

seviyesi olduğu ifade ediliyor. Girişim<br />

sermayesi finansmanı ise bir önceki<br />

yıla göre %23 artış göstererek 7,7<br />

milyar dolara ulaştı.<br />

8<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

TÜRKİYE FUJIFILMLE BÜYÜYOR<br />

Her geçen gün artan teknoloji ile birlikte, teknolojik gelişmelerde<br />

artmaya başladı. Özellikle Fujifilmle birlikte, artan teknolojik<br />

gelişmeler; Türkiye’nin her anlamda büyümesi ve gelişmesine sebep<br />

oluyor.<br />

Dünyanın önde gelen teknoloji<br />

şirketlerinden Fujifilm,<br />

fotoğraftan medikale, grafik<br />

sistemlerden endüstriyel ürünlere<br />

kadar uzanan teknolojik alt yapısını<br />

girişimcilere açıyor.<br />

Yıllık global cirosunun yüzde yedisini<br />

AR-GE’ye ayıran Fujifilm, Japonya,<br />

Amerika, Hollanda, İspanya ve<br />

İngiltere’den sonra altıncı ‘Açık<br />

İnovasyon Merkezi’ni İstanbul’da<br />

hayata geçirdi. İnovasyona büyük<br />

önem verdiğinin, bir slogana<br />

dönüştürdüğünün altını çizen Fujifilm;<br />

Ortadoğu ve Türkiye Başkanı Jun<br />

Higuchi, “Value from Innovation’<br />

(İnovasyondan Gelen Değer)<br />

sloganı Fujifilm’in potansiyelini<br />

ortaya çıkarıyor. Bununla beraber,<br />

yarının iş kollarını ve yaşam tarzını<br />

yaratmak için yenilikçi teknolojileri,<br />

ürünleri ve hizmetleri sürekli olarak<br />

geliştirmeye yönelik taahhüdünü<br />

anlatıyor. İnovasyon merkezimiz,<br />

gelişmiş teknolojilerle geleceğe<br />

öncülük edecek. Devlet kurumları ile<br />

de iş birliği yaparak, ihtiyaç duyulan<br />

araştırma ve geliştirme projelerine<br />

katkı sağlamaktan mutluluk<br />

duyacağız” diyor<br />

“Misyonumuz; sürdürülebilir<br />

kurumsal faaliyetlerimiz sayesinde<br />

dünya çapındaki tüm insanların<br />

yaşam kalitesini arttırmaya yardımcı<br />

olmaktır.” diyen Fujifilm Ortadoğu<br />

ve Türkiye Başkanı Jun Higuchi,<br />

“Fujifilm Türkiye Açık İnovasyon<br />

Merkezi yaklaşık elli(50) ülkeye hizmet<br />

verecek. Kazakistan’dan Güney<br />

Afrika’ya uzanan ve Orta Doğu’yu<br />

da kapsayan geniş coğrafyada,<br />

potansiyelinden dolayı İstanbul’u<br />

inovasyonun merkezi olarak<br />

konumlandırdık. Fujifilm’in tüm global<br />

know-how’ını iş dünyasına ve fikirlere<br />

açıyoruz. Açık İnovasyon Merkezi’miz,<br />

küresel yeniliklerin keşfedilmesine<br />

olanak sağlayacak. Fotoğraf filmiyle<br />

başladık; medikale kadar uzanan<br />

çok sayıda temel teknoloji geliştirdik.<br />

Çok daha ileri ürünleri geliştirmek<br />

amacıyla bu teknolojileri etkin bir<br />

şekilde kullanıma soktuk. Bu merkez,<br />

Fujifilm’in teknik ilerlemelerini takip<br />

etmek isteyen geniş bir coğrafyadaki<br />

girişimcilere ve yeni teknolojiler<br />

ile yakın ilişki kurmak isteyenlere<br />

ilham verecek. Gelin, fikirlerinizi<br />

teknolojimizle harmanlayalım” dedi.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

9


AKTÜEL<br />

KEMİK HIRSIZI OSTEOPOROZ<br />

İnsan vücudunun çatısını oluşturan kemikler, en az kalp ve beyin kadar önem<br />

taşır. Kemik sağlığının bozulması; yaşam kalitesinde düşüş, güç kayıpları<br />

ve hatta ölüm gibi ciddi sonuçlara sebep olur. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon<br />

Uzmanı Dr. A. Şahap Demirboğan,‘20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü’ vesilesi ile,<br />

vücudumuzun gizli düşmanı olan ‘osteoporozu’ anlattı<br />

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon<br />

Uzmanı Dr. A. Şahap Demirboğan<br />

Kemik; yaşayan, büyüyen ve<br />

sürekli kendini yenileme<br />

özelliğine sahip olan bir dokudur.<br />

Yaşam boyunca belirli periyotlarla<br />

vücutta, eskimiş kemik dokusu yok<br />

edilerek, yerine yeni kemik dokusu<br />

yapılır. Bu yapım-yıkım terazi işlemi,<br />

otuz (30) yaşına kadar yapım tarafında<br />

ağır basar. Kısa süre dengede kalır,<br />

sonraki yıllarda ise; yıkım tarafında<br />

etkisini gösterir. Böylece kemik kitlesi<br />

azalır ve kolay kırılır hale gelir. Bu<br />

duruma osteopeni ve osteoporoz<br />

denir. Eğer kemik kitlesinde azalma<br />

-2,52’dan (yaklaşık yüzde 25) daha<br />

fazlaysa ve kırık varsa yerleşmiş<br />

osteoporoz olarak adlandırılır.<br />

KEMİK KIRILMASI KADINLARDA<br />

DAHA FAZLA GÖRÜLÜR<br />

Kadınlarda menopoz başladıktan<br />

sonra hızlı kemik kaybı başlar.<br />

Erkeklerde kemik kaybı sürekli ama<br />

az orandadır. Elli beş altmış (55-<br />

60) yaşlarında ise, kemik kaybında<br />

kadın erkek farkı kalmaz ve kayıp<br />

oranları aynı olur. Fakat buna rağmen,<br />

kadınların doruk kemik miktarlarının<br />

erkeklerden az olması nedeniyle<br />

kadınlarda kırık daha çok yaşanır.<br />

KEMİK KİTLESİNİ VE KALİTESİNİ<br />

ARTTIRMAK ÖNEMLİ<br />

Kişinin hayatı boyunca ulaşabildiği en<br />

fazla kemik, doruk kemik kitlesidir.<br />

Kemik kitlesi yüzde 60-80 genetik<br />

faktörlerce, geri kalanı ise beslenme,<br />

egzersiz gibi çevresel faktörlerce<br />

belirlenir. Doruk kemik kitlesinin yüzde<br />

doksanına, ergenliğe geçiş çağında;<br />

yüzde doksan dokuzuna, yirmi altı<br />

yirmi yedi (26-27) yaşlarında ulaşılır.<br />

Yani yaşlılığınızda harcayacağınız<br />

kemik kitlesini, bu yaşlarda en yüksek<br />

seviyeye çıkarmanız gerekir. Doruk<br />

kemik noktası ortalama değerlerden<br />

yüzde on fazla ise; kalça kırık riski<br />

yüzde elli daha azdır. Bu nedenle;<br />

kemiğin kitlesini ve kalitesini arttırmak<br />

için, doğumdan itibaren çaba sarf<br />

edilmeli, doktorlardan destek alınmalı<br />

ve artık çok geç denmemeli. Her yaşta<br />

mutlaka yapılacaklar vardır.<br />

KEMİK HIRSIZI; OSTEOPOROZ<br />

Osteoporoz kemiklerin sessiz hırsızıdır.<br />

Kemiklerin içindeki mikroskobik<br />

kırıklara bağlı bel ve sırt ağrısı, boyda<br />

kısalma ve sırtta kamburlaşma ilk<br />

belirtilerdir. Sonraki belirtiler ise el<br />

bileği, sırt, bel, kaburga ve kalçada<br />

görülen kırıklardır.<br />

OSTEOPOROZU ÖNLEMEK İÇİN BU<br />

ÖNERİLERE DİKKAT!<br />

• Osteoporoza karşı önlem almaya,<br />

anne karnındayken başlanmalı ve tüm<br />

yaşam boyu çaba sarf edilmelidir.<br />

• Emziren anneler yeterli miktarda<br />

kalsiyum almalıdır.<br />

• Anne sütü alan bebekler de dahil<br />

olmak üzere; büyüme sürecindeki<br />

tüm çocuklar, D vitamini ve protein<br />

açısından zengin beslenmelidir.<br />

• Çocuklar; erken yaşlardan<br />

başlayarak fiziksel aktivitelere<br />

yönlendirilmeli ve yaşam boyu da<br />

devam etmeye teşvik edilmelidir.<br />

• Alkol, yoğun kafein, kolalı içecekler<br />

ve sigaradan uzak durulmalıdır.<br />

• Osteoporoz ve kırık risk grupları riski<br />

kaldırmak aynı zamanda tedavi için;<br />

mutlaka bir uzmana başvurmalıdır.<br />

• Doktorun önerdiği medikal<br />

tedavilerden eksiksiz destek<br />

alınmalıdır.<br />

Ayrıca osteoporozla yakından<br />

ilgileri olan Fizik Tedavi, Ortopedi<br />

ve Kadın Doğum uzmanlarından<br />

yararlanılmalıdır.<br />

12<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

OSTEOPOROSIS: THE SILENT BONE THIEF<br />

The bones that make up the human body are as important as the heart and<br />

brain. Deterioration of bone health causes loss of life quality, loss of power, and<br />

even death. Physical Therapy and Rehabilitation Specialist A. Sahap Demirbogan<br />

informs about the silent bone thief, Osteoporosis on the occasion of The World<br />

Osteoporosis Day (20th Of October Each Year).<br />

Bone is a living, growing, and<br />

constantly renewing nature.<br />

During certain periods of life,<br />

the body is replaced with new bone<br />

tissue by replacing the old bone<br />

tissue. This construction-demolition<br />

scales operation is significant on<br />

the construction side until thirty (30)<br />

years old. It stays in balance for a<br />

short while; on the demolition side.<br />

Thus, the bone mass is reduced and<br />

easily broken. This condition is called<br />

osteopenia and osteoporosis. If the<br />

reduction in bone mass is greater than<br />

-2.52 (about 25 percent) and if broken,<br />

it is called established osteoporosis.<br />

Bone crushing seen more in women<br />

After menopause in women, rapid<br />

bone loss starts. Bone loss in men is<br />

constant but minimal. Fifty-six (55-60)<br />

years of age, there is no difference<br />

in bone loss between male and<br />

female, and loss rates are the same.<br />

Nevertheless, fractures are more<br />

common in women due to the fact that<br />

the peak bone amounts of women are<br />

less than men.<br />

Importance of bone growth and<br />

quality<br />

The greatest amount of bone that a<br />

person can reach throughout their<br />

lives is the peak bone mass. The bone<br />

mass is determined by genetic factors<br />

of 60-80 percent, and the rest is<br />

determined by environmental factors<br />

such as nutrition and exercise. Ninety<br />

percent of the peak bone mass, in the<br />

age of transition to puberty; ninetynine<br />

percent, twenty-six twenty-seven<br />

(26-27) years of age. In other words,<br />

you must spend the bulk of your age in<br />

bone, at this age, to the highest level.<br />

If the peak bone point is more than<br />

ten percent of the mean values; The<br />

risk of hip fracture is less than fifty<br />

percent. Therefore; efforts should be<br />

made from birth to increase the quality<br />

and quiddity of the bone, should be<br />

supported by doctors, and not too late.<br />

There are always things to do at every<br />

age.<br />

Silent Bone Thief; OSTEOPOROSIS<br />

Osteoporosis is the silent burglar of<br />

bones. Waist and back pain due to<br />

microscopic fractures in the bones,<br />

shortening in height and back hump<br />

are the first signs. The next signs are<br />

wrist, back, waist, ribs and fractures in<br />

the hips.<br />

BEWARE THIS PROPOSITION TO<br />

PREVENT OSTEOPOROSIS!<br />

• Preventing osteoporosis should be<br />

initiated when in the womb, and efforts<br />

should be made throughout the entire<br />

life span.<br />

• Sucking mothers should take enough<br />

calcium.<br />

• Including infants receiving breast<br />

milk; all children in the growth process<br />

should be fed rich in vitamin D and<br />

protein.<br />

• Children; should be directed to<br />

physical activities starting from early<br />

ages and encouraged to continue<br />

throughout life.<br />

• Alcohol, intensive caffeine, cola<br />

drinks and tobacco should be avoided.<br />

• Remove the risk of osteoporosis and<br />

fracture risk groups at the same time<br />

for treatment; you should definitely<br />

consult an expert.<br />

• Complete medical support from the<br />

doctor should be provided.<br />

• Physiotherapy, orthopedics and<br />

obstetrics specialists who are closely<br />

related to osteoporosis should be<br />

used.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

13


SIRADIŞI BAŞARILAR<br />

AKTÜEL<br />

DÜNYADA BİR İLKİ BAŞARMAK<br />

<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisi editörü Gülçin Coşkan, Amerika’da öldürülen bir<br />

kadının vücudundaki diş izlerinden katilini tespit eden, önce dünyanın<br />

sonra Türkiye’nin tanıdığı Adli Tıp doktoru Hüseyin Afşin’i buldu ve<br />

kendisine sordu:<br />

Sanırım yorgunluktan olacak tuhaf<br />

olmuştum, dişi de çıkartamadım<br />

odadan ayrıldım. Başka bir doktor<br />

arkadaşıma yorulduğumu söyledim<br />

dişi çıkarmasını rica ettim..<br />

Peki ceset canlı olsaydı ne<br />

yapardınız? Korkar mıydınız?<br />

Onun olması mümkün değil ama öyle<br />

bir durum olduğunu farz edersek,<br />

korkmam. Çünkü cesede bakarken,<br />

iş olarak bakıyorum duygusal<br />

yaklaşırsam zaten bu işi yapamam.<br />

Ve diğer bölgelere değil, sadece ağız<br />

boşluğu ve dişlere bakıyorum.<br />

Adli Tıpta çalışmaya nasıl karar<br />

verdiniz ?<br />

Ben adli tıpla uğraşmadan önce,<br />

İstanbul Eğitim ve Araştırma<br />

Hastanesi’nde çalışıyordum orda<br />

ek görev olarak adli tıpa başladım.<br />

Genelde darp nedeniyle zarar<br />

görmüş insanların yüz bölgesi,<br />

çeneler ve dişlere gelen zararların<br />

adli tbbi olarak değerlendirilmesi ve<br />

raporlanması ile uğraştım. Haftada<br />

üç gün kurul toplanma günlerinde<br />

2. kurula gidip geliyordum, gidip<br />

gelirken adli diş hekimliği bilimini<br />

bende bilmiyordum , Ancak diş<br />

hekimliğinin de adli tıbbı ilgilendiren<br />

konularını düşündüm merak ettim<br />

ve araştırmaya başladım. araştırdım.<br />

İngiltere’den adli diş hekimliği<br />

konularıyla ilgili çalışmalar yapan<br />

Prof. Dr. D. Whittaker ile tanıştım ve<br />

onu Türkiye’ye Adli tıp kongresine<br />

konuşmacı olarak 2003 yılında davet<br />

ettim.<br />

En çok etkilendiğiniz olay hangisi<br />

oldu ?<br />

Trabzon uçak kazasında, ağırlık olarak<br />

İspanyol askerleri ölmüştü. DNA<br />

için, dişlerden örnekler almamız<br />

gerekiyordu. Uçak Maçka’da yüksek<br />

bir tepeye çarpıp düşmüştü, bu<br />

yüzden yüksekten düşmeden dolayı;<br />

ciltte hiçbir bulgu görünmüyor fakat<br />

otopsi sırasında kemiklerin birçoğu<br />

parçalı kırıklıydı. Çenelerde öyle. DNA<br />

örneği almak için uygu diş örnekleri<br />

cesetlerden almaya başladım. Son<br />

üç ceset kalmıştı. Cesedin dişini<br />

çekmeye çalışırken, diş üst çenede<br />

olduğu için dişi örneği alırken ceset<br />

göz kırpıyor gibi hareket ediyordu. O<br />

an şaşkınlık yaşadım; bir an ceset<br />

bana canlı gibi gelmişti, Çene kırık<br />

olduğu için, yumuşak doku oynuyor,<br />

gözlerde açık olduğundan, ben<br />

örnek dişi almaya çalışırken gözü,<br />

göz kırpmış gibi oluyordu. tabi bu<br />

imkansız bir durumdu o an için.<br />

Dünyaya ve Türkiye ye damgasını<br />

vuran bir tıp geçmişiniz var. Dünyada<br />

bir ilki başardınız. ‘DİŞ İZİYLE<br />

‘cinayeti nasıl çözdünüz?<br />

Bu olay için Amerika’ya gittiğimde,<br />

yıllardır makalelerini okuduğum<br />

birbirinden değerli değişik ülkelerden<br />

bilim adamları oradaydı. Hepsi de bu<br />

konu için davetliydiler. Çoğu çalışmayı<br />

tek bir yöntemle çalışmışlardı. Az<br />

bir kısmı çalışmada iki-üç yöntem<br />

kullanmıştı. Yarıdan fazlası yanlış<br />

ısırık izi değerlendirilmesinde<br />

yanlış sonuca ulaşmışlardı. Benim<br />

kullandığım beş yöntem vardı. Beş<br />

yöntemden de en doğru sonucu<br />

‘canlıda oluşturduğum ısırık izleriyle’<br />

gerçek ısırık izinin karşılaştırma<br />

yöntemi olduğunu buldum. Ve bu olay<br />

o dönem Türkiye’de ‘ABD de diş iziyle<br />

çözülen cinayet’ olarak damgasını<br />

vurdu.<br />

14<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SIRADIŞI AKTÜEL BAŞARILAR<br />

Peki diş izi, bir cinayeti çözmek için<br />

her zaman yeterli mi?<br />

Kesinlikle değil. Isırık izinde<br />

dünyada özellikle Amerika birleşik<br />

devletlerinde DNA nın kullanılmadığı<br />

dönemlerde bir dönem yanlış kararlar<br />

verildi, yanlış mahkumiyetler çıktı. Bu<br />

yüzden biz kararları verirken şöyle<br />

veriyoruz<br />

• ısıran budur<br />

• Muhtemelen ısıran budur<br />

• Isıran bu olabilir<br />

• Isıran bu değildir<br />

Genellikle açıklanmayan en ufak bir<br />

şüphe görürsek burda biz üçüncü<br />

olasılığı kullanıyoruz. Mahkemeler<br />

tüm kanıtların (dosya içeriği, ifadeler<br />

ve diğer tıbbi kanıtlar) değerlendirerek<br />

bağımsız kararlarını verirler.<br />

ülkemiz son yıllarda, ciddi bir mesafe<br />

kat etti. Özellikle estetik alana giren<br />

konularda, örneğin; burun saç ekimi<br />

ve dişler. Bizde kullanılan cihazlar<br />

gelişmiş ülkelerde kullanılan<br />

cihazların benzeridir. Örneğin gelişmiş<br />

tomografi cihazını, Almanya’nın bir<br />

şehrinde ancak büyük hastanelerde<br />

görebilirken; bizde nerdeyse büyük<br />

dispanserlerde bile o cihazlardan<br />

var ve hekimlerimizde çok hasta<br />

gördüklerinden olsa gerek, kendi<br />

branşlarında çok iyiler. Diğer ülkelere<br />

nazaran bizdeki müdahaleler daha<br />

ekonomik olduğu için, ülkemizde çok<br />

fazla sağlık turizmi için gelen var.<br />

Bilimin çözemediği sırların, sırrı<br />

sizce nedir?<br />

Işık..<br />

Peki bizi aydınlattığınız için teşekkür<br />

ederiz.<br />

Ben teşekkür ederim.<br />

Son yıllarda ülkemizde çok fazla<br />

sağlık turizmi var. Sizce bunun<br />

nedeni nedir? Tıbbi cihazların bu<br />

duruma katkısı nasıl olmuştur?<br />

Uluslararası sağlık turizminde;<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

15


SIRADIŞI BAŞARILAR<br />

BREAKING NEW GROUND<br />

<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> magazine’s editor Gulcin Coskan found Huseyin Afsin, a<br />

Forensic Medicine doctor, who was recognized by Turkey after the world<br />

as a doctor who found murderer from his teeth mark on a woman’s<br />

body who was killed in America. Coskan asked him:<br />

How did you decide to work in forensic medicine?<br />

Before I deal with forensic medicine, was working at the<br />

Istanbul Education and Research Hospital, I started to work<br />

in forensic medicine as additional tasks. I was generally<br />

engaged to evaluate and report of damages in face, jaw and<br />

teeth due to beaten as forensic medicine. I was coming<br />

and going to the second committee in the days of meeting,<br />

three days of week, I did not know while I was going to<br />

forensic dentistry science, but I thought the subjects<br />

concerning forensic medicine in dentistry, I wondered, and<br />

I began to research. I met Prof. Dr. Whittaker from England<br />

who studies topics related to Forensic dentistry medicine<br />

and I invited him to speak at the forensics congress to<br />

Turkey in 2003.<br />

What was event you influenced most?<br />

Mostly the Spanish troops were killed in the plane crash<br />

in Trabzon. We need to take samples from the teeth for<br />

DNA. The plane hit a high hill in Macka, so because of the<br />

fall from the high; no signs of the skin during the autopsy<br />

and many piece of bones was fractured. Also the same in<br />

the jaws. I started to get dental samples from the bodies to<br />

get a DNA sample. The last three bodies were left. While I<br />

was trying to pull out a tooth from body, body was moving as<br />

winking due to tooth was in the upper jaw. At that moment I<br />

was amazed; I felt the corpse as live, besides jaw is broken,<br />

soft tissue was moving, because his eyes were open, I’m<br />

trying to get samples of eye, it seems to have blinked. But<br />

this was impossible situation for the moment. I think I was<br />

weird going from exhaustion, I could not pull out a tooth<br />

and left the room. I told my another doctor friend I’m tired, I<br />

asked him to pull out the tooth.<br />

What would you do if the corpse was alive? Are you<br />

frightened?<br />

Assuming it is not possible for her to be, but that is the case,<br />

I’m not afraid. Because when I’m looking at the corpse, I’m<br />

looking at as my business, I can not do this job if I already<br />

feel emotional. I look only to the oral cavity and teeth and not<br />

to other parts.<br />

You have a history of medicine which marking in the world<br />

and Turkey. You have succeeded a first in the world. How<br />

did you solve murder with “TOOTH MARK”?<br />

When I went to America for this event, there was<br />

esteemed scientists from different countries I read<br />

their articles for years. All of them were invited to this<br />

subject. Many studies have worked with a single method.<br />

Some of them used two three methods. More than half<br />

of them reached the wrong conclusion with wrong bite mark<br />

in the evaluation. There were five methods I used. I used five<br />

methods. I found comparison method, which is comprising<br />

bite marks that I created in the lively and the real bite marks,<br />

as the most accurate results among the five methods.<br />

And this event marked as “a murder solved through teeth<br />

mark in ‘USA’” at that time in Turkey.<br />

What teeth marks are always enough to solve a murder?<br />

Absolutely not. The bite in the footsteps of a<br />

period in time when the use of DNA in the world,<br />

especially the United States were given the wrong decisions,<br />

wrong convictions output. So we resolve as follows<br />

This is biting<br />

This is probably a biting<br />

This can be biting<br />

This is not biting<br />

Usually when we see the slightest doubt undisclosed, we<br />

use third possibility here. Courts assess all evidence (file<br />

content, expressions and other medical evidence) and make<br />

independent judgments.<br />

There are a lot of health tourism in our country in recent<br />

years. What is the reason for you? How medical devices<br />

contributed to this situation?<br />

Our country has taken a serious distance in international<br />

health tourism in recent years. Especially in subjects that<br />

enter the aesthetic field, for example; nose hair plantation<br />

and teeth. We used devices, which are similar to devices<br />

used in developed countries. For example, we can see<br />

enhanced tomography device in a city in Germany, but in<br />

only major hospitals; we can see even in big dispensaries<br />

in Turkey, we have those devices and our physicians are very<br />

good in their branches, besides they have many patients.<br />

There are many health tourism potential in our country<br />

besides treatments are more competitive compared to other<br />

countries.<br />

What is the secret of secrets which science can not solve?<br />

Light.<br />

Thank you for informing us.<br />

Thank you.<br />

16<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

DAHA SAĞLIKLI BİR GÖRÜNÜM İÇİN<br />

yaşam süresine sahip olabiliyor. O yüzden sedef yalnız deri<br />

hastalığı değil, bütün sistemi etkileyebilen bir hastalıktır<br />

diyoruz. Bu sistemi etkilemesinin en önemli nedeni de<br />

vücutta sebep olduğu inflamasyon yani yangıdır.<br />

Sedef hastalığında genetik yatkınlık önemli<br />

Genetik yatkınlık çok önemli bir faktördür. Anne veya<br />

babada sedef hastalığı varsa, çocuklarda da görülme<br />

ihtimali artıyor. Sedef hastalığı riskini artıran çok önemli<br />

2 faktör var: Bunlardan bir tanesi abdominal obezite, yani<br />

karın bölgesinde fazla yağlanma; diğeri ise sigara. Bunların<br />

yanı sıra stres de sedef hastalığını tetikleyen etkenlerden<br />

biridir. Hastalık genelde stres sonrasında başlar. Ayrıca<br />

aşırı güneş, özellikle çocuklarda boğazda bulunan<br />

bakterileri ve bazı ilaçlar sedef hastalığını tetikleyebilir.<br />

Sedef hastalığı çoğumuzun bildiği gibi, tedavisi en zor<br />

deri hastalıklarının başında gelir. En kolay tedavi yolu<br />

ve daha sağlıklı bir görünüm için Prof Dr Mehmet Ali<br />

Gürer in söylediklerine birlikte göz gezdirelim:<br />

Sedef hastalığının deride kırmızı renkli lekeler ve hastalığa<br />

ismini veren sedef renginde kepeklenmelerle kolay tanı<br />

koyulan bir hastalık olduğunu belirten Psoriasis Derneği<br />

Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, bu belirtilerin tanı<br />

için yeterli olmadığı durumlarda da biyopsi ile teşhis<br />

koyabileceğini söyledi.<br />

Sedef hastalığının pek çok çeşidi var<br />

Birincisi, yukarıda belirtilerini sıraladığım klasik sedef<br />

hastalığı var. Bu tür, deride kızartı ve kepeklenmelerle<br />

seyreder. Bunun yanında iltihaplı sedef hastalığı var; bu da<br />

iltihaplı sivilcelerle seyreder. Ayrıca bütün deriyi tutan ve<br />

sağlam deri kalmayana dek yayılan sedef hastalığı türleri<br />

de var. Bunlara ek olarak, eklem tutulumuna ve iltihaplı<br />

eklem romatizmasına yol açan sedef hastalığı vakalarını<br />

ayrı bir kategori olarak sayabiliriz.<br />

Sedef hastaları obezite, yüksek kolesterol, diyabet ve<br />

hipertansiyona daha yatkın<br />

Obezite, özellikle karın bölgesinde aşırı yağlanma olarak<br />

tanımladığımız abdominal obezite, yüksek kolesterol,<br />

kolesterol dengesinde bozukluk, diyabet ve hipertansiyon<br />

gibi hastalıkların bir arada görülmesini metabolik<br />

sendrom olarak adlandırıyoruz. Bu hastalıklara ve<br />

dolayısıyla metabolik sendroma sedef hastalarında daha<br />

sık rastlıyoruz. Bu nedenle, bu belirtileri taşıyan sedef<br />

hastaları, sedef hastası olmayan nüfusa göre daha kısa<br />

Sedef hastalığı psikolojik ve sosyal sorunlara da neden<br />

oluyor<br />

Yapılan çalışmalarda psoriasisin hastaların yaşam<br />

kalitesinde yarattığı düşüşün kronik böbrek hastalığı, KOAH<br />

hatta kanser gibi pek çok kronik hastalıkla boy ölçüşecek<br />

derecede yüksek olduğu ortaya koyuluyor.<br />

Hastalar, döküntüler görünmesin diye hep kapalı giyiniyor,<br />

topluma karışmıyor, çekingen davranıyor ve iş gücüne<br />

katılmakta güçlük çekiyor. Gündüzleri yatıyor, geceleri<br />

uyanık kalıyorlar. İşten çıkarılma, işe gidememe gibi<br />

sorunlar yaşıyor, sosyal yaşamlarını kuramıyorlar. Eş<br />

bulamayanlar ya da eşlerinden ayrılanlar oluyor.<br />

Bunun yanında kaşıntı hissi ve fiziksel şikayetlere neden<br />

oluyor, hastaların bazen merdiven çıkamama, yolda<br />

yürüyememe gibi şikayetleri oluyor. Bu nedenle yaşam<br />

kalitesini ileri derecede bozan bir hastalıktır sedef<br />

hastalığı.<br />

“Alternatif tedavi” vaatlerine itibar edilmemeli. Basında<br />

veya televizyonda gördüğümüz bazı umut tacirleri var.<br />

“Alternatif tedavi” dedikleri bazı bilim dışı yöntemlerle<br />

psoriasisi tedavi edeceklerini iddia ediyorlar. Bunlara asla<br />

itibar edilmemelidir. Tedavi olmanın yolu dermatoloğa<br />

gidip uygun tedaviye başlamaktır. Hafif sedef hastalarını<br />

biz dışardan kremlerle, pomatlarla tedavi etmeyi tercih<br />

ediyoruz.<br />

Kortizonlu pomadlar ve D vitamini preparatları kullanıyoruz.<br />

Ama hastalık şiddetlendikçe bağışıklık sistemini düzenleyen<br />

ilaçlarımızla hastalığı kontrol etmeye çalışıyoruz.<br />

2000’li yıllardan itibaren biyolojik ilaçlar dediğimiz birtakım<br />

ilaçlar kullanılmaya başlandı. Bağışıklık sistemi düzenleyen<br />

ilaçlarla kontrol edemediğimiz hastaları da biyolojik<br />

ilaçlarla kontrol edip, minimal lezyonla ya da lezyonsuz<br />

olarak yaşamlarını sürdürebilecek şekilde takip ediyoruz.<br />

18<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

FOR A MORE HEALTHY LOOK<br />

Psoriasis is known as a skin disease, which is one of<br />

the most difficult ones to treat. For the easiest way of<br />

treatment and for a more a healthier look, consider<br />

what Prof. Dr. Mehmet Ali Gurer says:<br />

Psoriasis is an immune-mediated disease that causes<br />

raised, red, scaly patches to appear on the skin. It typically<br />

affects the outside of the elbows, knees or scalp, though<br />

it can appear on any location. Some people report that<br />

psoriasis is itchy, burns and stings. Psoriasis is associated<br />

with other serious health conditions, such as diabetes,<br />

heart disease and depression. If you develop a rash that<br />

doesn’t go away with an over-the-counter medication, you<br />

should consider contacting your doctor.<br />

What are psoriasis causes and risk factors?<br />

The exact cause remains unknown. A combination<br />

of elements, including genetic predisposition and<br />

environmental factors, are involved. It is common for<br />

psoriasis to be found in members of the same family.<br />

Defects in immune regulation (white blood cells called T<br />

cells mistakenly target healthy cells instead of attacking<br />

foreign substances) and the control of inflammation are<br />

thought to play major roles. Despite research over the past<br />

30 years, the “master switch” that turns on psoriasis is still<br />

a mystery.<br />

What type of psoriasis do I have?<br />

Plaque psoriasis is the most common form of the disease<br />

and appears as raised, red patches covered with a silvery<br />

white buildup of dead skin cells. These patches or plaques<br />

most often show up on the scalp, knees, elbows and<br />

lower back. They are often itchy and painful, and they can<br />

crack and bleed. Guttate [GUH-tate] psoriasis is a form of<br />

psoriasis that appears as small, dot-like lesions. Guttate<br />

psoriasis often starts in childhood or young adulthood, and<br />

can be triggered by a strep infection. This is the secondmost<br />

common type of psoriasis, after plaque psoriasis.<br />

About 10 percent of people who get psoriasis develop<br />

guttate psoriasis.<br />

Where does psoriasis show<br />

up?<br />

Psoriasis can show up<br />

anywhere—on the eyelids,<br />

ears, mouth and lips, skin<br />

folds, hands and feet, and<br />

nails. The skin at each of these<br />

sites is different and requires<br />

different treatments.<br />

Light therapy or topical<br />

treatments are often used when psoriasis is limited to a<br />

specific part of the body. However, doctors may prescribe<br />

oral or injectable drugs if the psoriasis is widespread or<br />

greatly affects your quality of life. Effective treatments are<br />

available, no matter where your psoriasis is located.<br />

How severe is my psoriasis?<br />

Psoriasis can be mild, moderate or severe. Your treatment<br />

options may depend on how severe your psoriasis is.<br />

Severity is based on how much of your body is affected by<br />

psoriasis. The entire hand (the palm, fingers and thumb)<br />

is equal to about 1 percent of your body surface area.<br />

However, the severity of psoriasis is also measured by how<br />

psoriasis affects a person’s quality of life. For example,<br />

psoriasis can have a serious impact on one’s daily activities<br />

even if it involves a small area, such as the palms of the<br />

hands or soles of the feet.<br />

Will I develop psoriatic arthritis?<br />

About 11 percent of those diagnosed with psoriasis have<br />

also been diagnosed with psoriatic arthritis. However,<br />

approximately 30 percent of people with psoriasis will<br />

eventually develop psoriatic arthritis. Psoriatic arthritis<br />

often may go undiagnosed, particularly in its milder forms.<br />

However, it’s important to treat psoriatic arthritis early on to<br />

help avoid permanent joint damage.<br />

What are the psychological effects of psoriasis?<br />

Psoriasis is associated with a variety<br />

of psychosocial symptoms, including: Feelings of guilt,<br />

shame, embarrassment or helplessness, Poor self-esteem<br />

and low self-worth, sometimes leading to social isolation,<br />

Sexual dysfunction, due to self-consciousness or painful<br />

lesions, Suicidal ideation, which occurs in up to 10% of<br />

patients with psoriasis, Decreased vocational opportunities<br />

for people with psoriasis, due to discrimination or<br />

perceived restrictions on career choices, which can lead<br />

to employment and economic difficulties, Interference<br />

with activities of daily living,<br />

including dressing, bathing<br />

and sleeping, A negative<br />

impact on the patient’s family<br />

functioning, including financial<br />

hardship, caregiver burnout and<br />

degeneration of patient–family<br />

relationships, Stress — which<br />

can trigger flares of psoriasis<br />

— in 43–68% of patients and<br />

Depression, due to a decreased<br />

quality of life.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

19


(yağ, su, kas, kemik, kalori, BMI)<br />

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ<br />

www.nabiztip.com


M<br />

Y<br />

Y<br />

Y<br />

|<br />

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ<br />

www.nabiztip.com


AKTÜEL<br />

En fazla ölüm nedeni enfeksiyon<br />

Bir temizlik görevlisinin çeşitli nedenlerle işini iyi yapmaması veya<br />

yapamaması çok sayıda kişinin ölümüne sebep olabilir<br />

Ortadoğu Danışmanlık Birliği<br />

MECA (Middle East Consultancy<br />

Association) COO’su Abdul G.<br />

Ansari, her yıl 1.7 milyon kişinin<br />

enfeksiyona yakalandığını ve<br />

sadece ABD’de yaklaşık doksan<br />

dokuz (99) bin kişinin enfeksiyon<br />

kaynaklı rahatsızlıklardan dolayı<br />

hayatını kaybettiğini söyledi. ISSA/<br />

INTERCLEAN İstanbul Endüstriyel<br />

Temizlik Teknolojileri ve Hizmetleri<br />

Fuarı’nda konuşan Ansari, bu<br />

sayının trafik kazalarında veya göğüs<br />

kanserinden ölenlerden daha fazla<br />

olduğunu belirtti.<br />

ABD’nde silahlı saldırılara göre, üç kat daha<br />

fazla insan hastane enfeksiyonundan ölüyor…<br />

MECA COO’su Abdul G. Ansari anlattı: “Hastane<br />

enfeksiyonları çok tehlikeli. ABD’de silahlı saldırılara<br />

göre; üç kat daha fazla insan, hastane enfeksiyonundan<br />

ölüyor. Bir doktor kazayla bir kişinin ölümüne sebep<br />

olabilir ama bir temizlik görevlisinin çeşitli nedenlerle<br />

işini iyi yapmaması veya yapamaması çok sayıda kişinin<br />

ölümüne sebep olabilir diye konuştu.<br />

Ortadoğu Pazarı 2020 yılında seksen (80) milyar<br />

dolar ticari hacme ulaşacak. Endüstriyel temizlik<br />

sektöründeki fırsatlara da değinen Ansari; “Bölgede<br />

pek çok büyük proje, havaalanları, alışveriş merkezleri,<br />

tesisleri kuruluyor. Fırsatlar da büyük. Bunları kim<br />

temizleyecek? MECA olarak Ortadoğu temizlik sektörü<br />

platformunun bütününü temsil ediyoruz ve ISSA/<br />

Interclean katılımcı ve ziyaretçilerine pazara erişim<br />

imkanı sunuyoruz. Türk ve uluslararası partnerlerle<br />

birlikte çalışmayı çok istiyoruz”. dedi.<br />

22<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

The biggest cause of death is infection<br />

Failure or failure of a cleaning officer to perform well for various<br />

reasons may result in the death of a large number of people<br />

Abdul. G. Ansari, COO of the<br />

Middle East Consultancy<br />

Association, said that 1.7<br />

million people are infected each year<br />

and about ninety-nine (99) thousand<br />

people in the US have lost their<br />

lives because of infectious diseases.<br />

Speaking at the ISSA / INTERCLEAN<br />

Istanbul Industrial Cleaning<br />

Technologies and Services Fair, Ansari<br />

stated that this number is higher than<br />

those killed in traffic accidents or<br />

breast cancer.<br />

Three times more people than army<br />

attacks in the US die from hospital<br />

infection. Ansari said: “Hospital<br />

infections are very dangerous. Three<br />

times more than the armed attack<br />

in the US people die from hospital<br />

infection. A doctor may accidentally<br />

kill a person, but a cleaning officer<br />

may not be able to do a good job for<br />

a variety of reasons or cause many<br />

people to die.”<br />

The Middle East Market will<br />

reach eighty (80) billion dollars<br />

commercial volume in 2020.<br />

Stating on opportunities in the<br />

industrial cleaning sector, Ansari<br />

said, “Many large projects, airports,<br />

shopping centers, facilities are<br />

being established in the region.<br />

Opportunities are also great. Who will<br />

clean them? As MECA, we represent<br />

the whole platform of the Middle<br />

East cleaning industry and we offer<br />

access to exhibitors and visitors of<br />

ISSA/Interclean. We really want to<br />

work with Turkish and international<br />

partners.”<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

23


SAĞLIK<br />

ALERJİK HASTALIKLARDAN KORUNMAK<br />

MÜMKÜN<br />

Söz konusu alerji olunca, akla hep ilkbahar geliyor oysa sonbaharda da bu<br />

tür rahatsızlıklara sıkça rastlanabiliyor. Birtakım risk faktörleri nedeniyle<br />

alerjik bünyeye sahip kişiler sonbaharda da sokağa çıkamayacak hale<br />

gelebiliyor. Ancak alınacak önlemler ve tedavi yöntemleri kişilerin bu<br />

süreci konforlu bir şekilde atlatmasına yardımcı oluyor.<br />

Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Necla Songür, sonbahar alerjileri ve korunma<br />

yolları hakkında bilgi verdi.<br />

Güneşten maksimum yararlanmak gerekiyor<br />

Yaz döneminden sonbahara geçiş ve ısı değişimi gibi faktörler büyük önem taşır. Çünkü sonbaharda doğadaki kış hazırlığı<br />

ile birlikte insanlarda da bedensel değişiklikler ortaya çıkar. Dolayısıyla insan ile doğa arasında birbirine uyum süreci<br />

başlar. Yazın sürekli açık havada geçirilen zamanların ardından, sonbaharın gelmesi ve havaların aniden soğumasıyla<br />

yeniden kapalı ortamlara dönüş başlamaktadır. Dolayısıyla güneşten daha az yararlanılır oysa sonbaharda da güneşin<br />

faydalı etkilerinden yararlanmak çok önemlidir.<br />

Depresyona yol açabilir<br />

Mevsim sonbahar olsa da dışarıda zaman geçirmek hem güneşten daha fazla yararlanmaya, hem de mevsimsel<br />

depresyondan korunmaya yardımcı olur. Çünkü bazı hormonlar, bu mevsimde güneşin azalmasıyla birlikte daha çok<br />

salgılanır. Bu da kişiyi daha depresif bir duygu durumuna sokar. Ancak bu dönemde özellikle solunum yolu alerjisi olan<br />

kişilerin çevresel faktörlere karşı kendilerini korumaları gerekmektedir.<br />

Alerjiyi tetikleyen çevresel faktörlere dikkat etmek gerekiyor<br />

Sonbaharda alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasını tetikleyen başlıca alerjenler ev tozu akarlarıdır. Bir diğer neden<br />

de nem faktörüdür. Yağmurların artıp, özellikle de dökülen yaprakların nemli ortamda kalması küf mantarı sporlarının<br />

ortaya çıkmasına yol açar. Bu mantarlar rüzgarla yayıldığından, açık havada bulunmak küf mantarı alerjisi olan kişilerin<br />

şikayetlerini artırabilir. Ayrıca bu dönmede alerjik reaksiyonları tetikleyen bir diğer önemli alerjen ise yabani otlardır.<br />

Ağustos ayı ortasından başlayan ve <strong>Kasım</strong> ayı sonlarına kadar devam eden yabani otlardan yayılmaya başlayan polenler,<br />

yağışlarla birlikte artan küf mantarı sporları ve kapalı mekanda oluşan ev tozu akarları çevresel faktörler ile buluşarak üst<br />

solunum yolu alerjilerini ve astımı tetikler.<br />

Bu belirtilere dikkat!<br />

• Gözlerde kaşıntı ve sulanma<br />

• Burunda tıkanıklık<br />

• Aşırı burun ya da geniz akıntısı<br />

• Boğazda kaşıntı ya da takılma hissi<br />

• Kuru öksürük<br />

• Kronik yorgunluk<br />

• Nefes darlığı<br />

• Uzayan ya da geçmeyen kronik öksürük<br />

• Göğüste hırıltı ya da ıslık sesi<br />

• Tam göğsün ön tarafında kaşıntı hissi<br />

Alerji tedavisinde ilk yapılması gereken şey korunmadır<br />

Sonbaharda, havaların serinlemesi, ani ısı değişimleri, artan hava kirliliği ve salgına sebep olabilen virüs enfeksiyonları ile<br />

solunum sistemi alerjileri tetiklenir.<br />

24<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

Prof. Dr. Necla Songür<br />

Alerjik bünyeli kişiler bu dönemde çok dikkatli olmalı ve özellikle solunum yolu alerjisi olanlar çevresel faktörlere karşı<br />

kendilerini korumalıdır. Öncelikle alerjinin sebebi bulunmalı, polenlerin yoğun olduğu dönemde pencereleri kapalı tutmalı,<br />

ev içinde havalandırma sistemleri ve hava filtreleri kullanılmalı, polenlerin yoğun olduğu 10:00 ile 16:00 saatleri arasında<br />

mümkün olduğunca dışarıda bulunulmamalı, dışarıdan eve gelindiğinde duş alınmalı, bütün kıyafetler değiştirilmeli,<br />

polenlerin çok olduğu yerde spor yapılmamalı, ağız ve burunu koruyan maske kullanılmalıdır.<br />

Astım hastaları risk altında<br />

Bu dönemde enfeksiyonlar çok daha fazla öne çıkmaktadır. Çünkü havadaki ısı değişimi viral ve bakteriyel enfeksiyonların<br />

ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Özellikle astım ve solunum yolu alerjisi olan kişilerin her türlü solunum yolu enfeksiyonlarına<br />

karşı, alerjisi olmayan kişilere göre çok daha fazla dikkat etmesi gerekir. Çünkü bu kişiler daha kolay gribe yakalanabilir.<br />

Grip, mevcut alerjileri tetikliyor ve kişi hem grip hem de alerji ile mücadele etmek durumunda kaldığı için vücudun savunma<br />

sistemi de düşer. Savunma sistemindeki zayıflama hastalığın daha geç iyileşmesine ve daha fazla ilaç kullanımına neden<br />

olduğu gibi kronikleştiği takdirde yaşam kayıplarına bile yol açabilir.<br />

Alerjik rahatsızlıklardan korunmak için 9 öneri<br />

• Vücut direncini güçlendirmek için balık, süt, yumurta, kırmızı ve beyaz et gibi proteinden zengin gıdaların tüketilmesine<br />

özen gösterin.<br />

• Protein grubunun yanı sıra yeşil yapraklı mevsim sebzeleri, süt ve yoğurt gibi kalsiyum ağırlıklı besinleri ihmal etmeyin<br />

• Depolarda bekletilmiş ve dondurulmuş gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durun<br />

• Mevsimine uygun meyve-sebzelerden tüketin<br />

• Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için probiyotik, vitamin ve mineral takviyeleri alın<br />

• Günde en az 6-7 saat uyumaya çalışın<br />

• Gün içinde fırsat buldukça açık havada temiz havadan ve güneşten faydalanın<br />

• Haftada en az 5 gün spor yapın. Özellikle alerjik kişiler için tavsiye edilen yüzmeyi tercih edin<br />

• Sonbaharda da hava şartlarına uygun kıyafet seçin, ısı değişimlerinin olduğu süreçte ne çok kalın ne de çok ince giyinin<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

25


HEALTH<br />

Allergic disorders are preventable<br />

Prof. Dr. Necla Songür, from<br />

Memorial Antalya Hospital,<br />

Department of Chest Diseases<br />

provided information on fall allergies<br />

and ways of protection from them.<br />

One needs to get maximum benefits<br />

from the sun<br />

Factors such as transitioning from<br />

summer to fall and temperature<br />

changes carry a big importance,<br />

because while preparing for winter,<br />

fall brings out the physical changes<br />

in people. Consequently, a period<br />

of adaptation between human and<br />

nature starts. After spending long<br />

periods continuously outdoors in the<br />

summer, fall arrives, temperatures<br />

suddenly start cooling and causing<br />

people to return indoors. Therefore,<br />

fewer benefits are acquired from the<br />

sun, yet it is very important to benefit<br />

from the sun’s effect in the fall just as<br />

much.<br />

It can lead to depression<br />

Even if it is fall, spending time<br />

outdoors provides more benefits<br />

from the sun as well as protection<br />

from seasonal depression. During<br />

this season as the sun becomes<br />

less, some hormones are released<br />

more. That in turn places a person<br />

in a more depressive emotional<br />

position. However, during this period<br />

people who have respiratory allergies<br />

have to be more protective towards<br />

environmental factors.<br />

A need to pay attention to<br />

environmental factors that trigger<br />

allergies<br />

In the fall main allergens that cause<br />

allergic reactions to surface are house<br />

dust mites. Another cause is the<br />

moisture factor. With rains increasing,<br />

falling leaves staying in damp<br />

environments opens the road for mold<br />

spores come into the scene. Because<br />

these spores spread with the wind,<br />

being outdoors may increase the<br />

difficulties of those who suffer from<br />

mold spore allergies. Also during this<br />

period, another important allergen<br />

that triggers allergic reactions is<br />

wild weeds. The pollens from wild<br />

weeds that start to spread starting<br />

mid-August to end of November, with<br />

mold spores that increase with rain<br />

and dust mites which are formed in<br />

the home alongside environmental<br />

factors trigger upper respiratory<br />

allergies and asthma.<br />

Pay attention to these symptoms!<br />

• Itchy and watery eyes<br />

• Stuffy nose<br />

• Increase in runny nose and throat<br />

• Itchy or choky feeling in the throat<br />

• Dry cough<br />

• Chronic fatigue<br />

• Shortness of breath<br />

• Prolonged or persistent chronic<br />

cough<br />

• Wheezing or whistling sounds in<br />

the chest<br />

• Itchy feeling in front of the chest<br />

First treatment for allergy is<br />

prevention<br />

In the fall, with cooling weather,<br />

sudden temperature changes,<br />

increase in air pollution and viruses<br />

that can cause outbreaks, respiratory<br />

system allergies are triggered. People<br />

with allergic constitution must be<br />

very careful during this season and<br />

especially ones who have respiratory<br />

allergies must protect themselves<br />

against environmental factors. First<br />

of all the cause of the allergy must<br />

be found, windows should be kept<br />

closed during the time periods when<br />

pollens are intense, air conditioning<br />

systems and air filters must be used<br />

in the home, being outdoors between<br />

the hours of 10:00 - 16:00 when<br />

pollens are intense must be avoided,<br />

shower must be taken after reaching<br />

home, all clothes must be changed, no<br />

exercise should be made where pollen<br />

level is high, masks covering mouth<br />

and nose must be used.<br />

Asthma patients are under risk<br />

During this period infections stand<br />

out a lot more, as change in the<br />

temperature makes it easier for viral<br />

and bacterial infections to come out.<br />

People who suffer from asthma and<br />

respiratory allergies have to be more<br />

careful than others against respiratory<br />

infections, because, these people can<br />

catch the flu a lot easier. Because flu<br />

will trigger present allergies and as<br />

the body ends up having to fight the<br />

flu along with the allergy, the body’s<br />

immune system weakens. Weakining<br />

of the immune system will prolong<br />

healing, increase use of medication<br />

and if this turns chronic it can<br />

become fatal.<br />

9 preventive measures for<br />

protection from allergic disorders<br />

• In order to strengthen body’s<br />

resistance, pay attention to consuming<br />

protein-rich foods such as fish, milk,<br />

eggs, red and white meat<br />

• Besides protein group, do not<br />

neglect calcium-heavy nutrition such<br />

as green leafy seasonal vegetables,<br />

milk and yogurt<br />

• Stay away from foods that have been<br />

kept in storage and frozen, as much as<br />

possible<br />

• Consume seasonal fruits and<br />

vegetables<br />

• To strengthen the immune system,<br />

take pro-biotic, vitamin and mineral<br />

supplements<br />

• Try to get 6-7 hours of sleep each<br />

day<br />

• During the day whenever you get the<br />

chance, take benefits of fresh air and<br />

the sun<br />

• Exercise at least 5 days a week.<br />

Prefer to swim, which is especially<br />

advised to allergic individuals<br />

• Choose suitable clothing in the fall<br />

while the temperature changes are<br />

in effect, dress in clothes that are<br />

neither too thick nor too thin<br />

26<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SANAYİCİNİN GÜÇLÜ SESİ<br />

BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ<br />

pagev<br />

pagev1989<br />

pagevtv<br />

pagev<br />

www.pagev.org


?<br />

AKTÜEL<br />

GÖRME KAYBI YAŞAYANLAR NE YAPACAK<br />

Dünya Görme Günü’ne özel, Alcon’un bu yıl Ankara’da<br />

düzenlediği toplantının başlıkları: Presbiyopi ve Astigmatizma<br />

Ekim ayında gerçekleşen Dünya Görme Günü<br />

kapsamında, Alcon’un bu yıl üçüncüsünü düzenlediği,<br />

“Sizin Gözünüzden” başlıklı bilgilendirme toplantısı<br />

Ankara’da gerçekleştirildi. Dr. Yonca Akova, presbiyopi ve<br />

tedavi seçenekleri konusunda katılımcıları bilgilendirdi.<br />

Presbiyopi kimlerde görülür?<br />

Presbiyopi, kırk(40) yaş civarında yavaş yavaş başlar ve kırk<br />

beş elli(45-50) yaşlarda kişinin görmesini belirgin derecede<br />

etkiler ve ileri yaşlardaki herkesi etkileyebilir.<br />

Presbiyopi için tek çözüm ameliyat mı?<br />

Kontakt lens ve gözlük kullanılarak, kişinin farklı mesafeleri<br />

görmesi sağlanabilir; fakat kalıcı çözüm olarak cerrahi<br />

ile farklı mesafelerin görülmesi sağlanan, trifokal göz içi<br />

lensler ile düzeltilebilmektedir.<br />

Presbiyopi cerrahisi sonrasında dikkat edilmesi<br />

gerekenler nelerdir?<br />

Presbiyopi cerrahisi sonrasında, iyileşme süreci kısadır.<br />

Yapılan cerrahinin başarılı olması için, doktorunun yazdığı<br />

damlaları düzenli ve belirtilen süre boyunca kullanmak<br />

yeterlidir.<br />

Astigmatizma ve Katarakt kimlerde görülür?<br />

Astigmatizma, toplumda her yaşta bireyde<br />

görülebilmektedir. Katarakt ise ileri yaş, diyabet, sigara<br />

kullanımı, göz travması ve ultraviyole ışığa uzun süreli<br />

maruz kalmak gibi risk faktörleriyle gelişebilen bir<br />

hastalıktır.<br />

Kataraktta tek çözüm ameliyat mı?<br />

Kataraktın tek tedavisi, fonksiyonunu ve şeffaflığını yitirmiş<br />

doğal lensin cerrahi olarak temizlenmesi ve yerine yapay bir<br />

göz içi lens yerleştirilmesidir.<br />

Katarakt cerrahisi sonrasında dikkat edilmesi gerekenler<br />

nelerdir?<br />

Katarakt cerrahisi sonrasında iyileşme süreci kısadır.<br />

Katarakt için yapılan cerrahinin başarılı olabilmesi için,<br />

doktorun yazdığı damlaları düzenli ve belirtilen süre<br />

boyunca kullanmak yeterlidir..<br />

Astigmatizmada cerrahi uygulamaları yapılıyor mu?<br />

Katarakt ve presbiyopi ameliyatı ile birlikte, göze astigmatı<br />

düzelten göz içi lens yerleştirilerek, tek seferde astigmatın<br />

düzeltilmesi sağlanabilmektedir.<br />

28<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


MEDİKAL MAGAZİN<br />

ESTETİKTEN YEŞİLÇAMA<br />

Hepimizin gönlünde taht kurmuş, yeşilçamın en sevilen isimlerinin eski fotoğraflarını sizler için bulduk.<br />

Her ne kadar Yeşilçam filmleri ve sanatçıları doğallığıyla bilinse ve sevilse de estetiğin o dönemlerde de yaygın<br />

olduğuna dikkat çekmek istedik. Aslında biz farketmesekte, estetik hayatımızın her alanında var.<br />

Yeşilçamın ünlü yıldızlarının şimdiki ve eski hallerinin olduğu fotoğraflara dikkatle baktığımızda,<br />

bunu anlamak çokta güç değil.<br />

30<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


TEKNOLOJI<br />

ULTRASONİK PİEZO CERRAHİ CİHAZI<br />

Burun estetiği artık kadınların<br />

olmazsa olmazı. Dünyanın pek<br />

çok ülkesinde yaygın hale gelen<br />

burun estetiği için, kullanılan en<br />

yaygın cihazların başında ‘’ultrasonik<br />

piezo cerrahi cihazı’’ var. Bu cihazın<br />

diğerlerinden avantajı; ameliyatsız,<br />

ağrısız ve kanamasız olması. Sizin<br />

için bu cihazı araştırdık, bakalım<br />

uzmanlar neden bu cihazı tercih<br />

ediyorlar?<br />

NSK Türkiye Müdürü, Yusuf ÜNAL<br />

anlattı :<br />

• Eski cihazlardan ne gibi bir farkı<br />

var?<br />

Her alanda olduğu gibi medikal<br />

alanda da her geçen gün artan,<br />

kendini yenileyen pek çok gelişme<br />

oluyor. <strong>Medikal</strong>ın diğer alanlardan<br />

şöyle bir farkı var: Günümüzde<br />

medikal alanda yapılan hemen<br />

hemen bütün teknolojik gelişmeler,<br />

hekimlerin operasyon sırasında<br />

işlerini kolaylaştırmak amaçlı yapılır.<br />

Çünkü hekimler,operasyon sırasında<br />

ne kadar az yorulursa, el yorgunluğu<br />

o kadar azalır ve operasyonlardaki<br />

başarı oranı bir o kadar artar.<br />

Piezo sisteminin farkı ilk olarak<br />

burada başlıyor: Piezo sistemi, bilinen<br />

zor operasyonların aksine, doktorların<br />

işini kolaylaştırmak amaçlı geliştirildi.<br />

Bu yöntemi tercih eden hasta sayısı<br />

oldukça fazla. Çünkü; operasyon<br />

sonrası iyileşme süreci çok daha kısa<br />

sürüyor ve şişlik morluk ihtimalleri<br />

diğerleriyle kıyaslanamayacak boyutta<br />

az.<br />

Piezo sisteminin faydalarını şu<br />

şekilde özetlemek mümkün;<br />

Yumuşak doku travmasını azaltıyor.<br />

Böylece morluk şişlik neredeyse<br />

hiç olmuyor. Daha zarif burun sırtı<br />

ve burun ucu geçişi sağlıyor. Keski<br />

ve çekiç yöntemi veya mikromotor<br />

sistemleri ile oluşabilen kontrol<br />

dışı kemik kırıklarını tamamen<br />

önlüyor. Yumuşak dokulara çevredeki<br />

kan damarları ve kıkırdaklarda<br />

zedelenmeye neden olmadığı için<br />

ameliyat sonrası dönemde iyileşme<br />

daha hızlı oluyor.Milimetrik olarak<br />

ölçülebilen kemik şekillendirmesi<br />

ile daha öngörülü sonuçlar elde<br />

edilebiliyor. Rinoplasti sonrası görülen<br />

komplikasyon ve istemeyen durumları<br />

azaltıyor<br />

• Cihazın tercih edildiği yerler ve<br />

tercih edilme sebebi<br />

nedir?<br />

Son zamanlarda gerek Plastik<br />

Cerrahi alanında, gerek ise KBB<br />

alanında hekimlerimizden çok ciddi<br />

bir talep alıyoruz Piezo cihazı ile<br />

alakalı. Hekimlerimizin de özellikle<br />

araştırmaların sebebi “Rinoplasti<br />

yaptıracak kişiler.” Yumuşak dokuya<br />

ve kılcal damarlara zarar vermemesi,<br />

ameliyat sonrası şişlik, morluk<br />

gibi kötü görüntülerin olmasını<br />

minimize ediyor. Bu durum da<br />

hastalar için de önemli bir husus<br />

olmasından dolayı, hastalar hekim<br />

araştırırken; hekimlerin ameliyatı<br />

nasıl yaptıklarını “Piezo cerrahi”<br />

kullanıp kullanmadıklarını soruyorlar.<br />

Aslında bu konuda ameliyat olacak<br />

hastalarımızı da bir konuda uyarmak<br />

gerekir; ameliyatın nasıl ve hangi<br />

teknolojiyle yapıldığından daha<br />

çok , ameliyatı gerçekleştirecek<br />

hekimi de iyi araştırmaları gerekiyor.<br />

Unutulmamalı ki;“Kullanılacak cihaz,<br />

sihirli bir değnek değildir. Cihazı<br />

kullanan el, cihazın yapacağı işlemden<br />

daha önemlidir.”<br />

• Cihazın üretim hikayesi nasıl<br />

başladı?<br />

Cihazımız NSK firması tarafından<br />

üretilmektedir. NSK firması aslında<br />

dental alan üzerine üretim yapan<br />

bir şirket. Yedek parçaları dahil her<br />

malzeme Japonya’da üretilmektedir.<br />

Dünyanın her yerine ürün gönderen<br />

sektöründe lider bir şirket. Sektörde<br />

hekimlerimize sorduklarında NSK<br />

denildiğinde akla ilk gelecek şey<br />

“güven ve kalite’dir.”<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

31


Uyku Laboratuvarı<br />

Gün Işığı Lambaları<br />

|<br />

Kızılötesi Lamba<br />

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ<br />

www.nabiztip.com


Süt Pompaları<br />

Bebek Telsizi<br />

Beslenme<br />

Ağırlık<br />

|<br />

Ateş Ölçerler<br />

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ<br />

www.nabiztip.com


SEKTÖR<br />

“EMS Mobil Sistemler”<br />

Ambulans<br />

ve ambulans<br />

malzemelerinde 20<br />

yılı aşkın<br />

profesyonel çözüm<br />

ortağınız: EMS<br />

1997 yılında kurulan EMS<br />

Mobil Sistemler Türkiye’de ve<br />

uluslararası alanlarda Ambulans<br />

Üretimi, Ambulans Malzemeleri<br />

( Ambulans Sedyeleri, Sedye<br />

Platformları vb.), Mobil Sağlık ve<br />

Komuta Araçları (Panelvan, Midibüs,<br />

Otobüs, Kamyon, Treyler, Konteynır<br />

Tip) konusunda profesyonel hizmet<br />

sunuyor. Şirket faaliyetlerine, 20.000<br />

metrekarelik kapalı alana sahip<br />

fabrika sahasında, konusunda uzman<br />

personeller ve dünyaca ünlü çözüm<br />

ortakları ile devam ediyor. En büyük<br />

hedeflerinin, insan hayatını kurtarmak<br />

için kullandıkları ürünlerin kalitesini<br />

her zaman en yüksek seviyede tutmak<br />

olduğunu belirten Uluslararası Ticaret<br />

Müdürü Ahmet Aydın ile projelerine<br />

ve Arab Healt Fuarına dair keyifli bir<br />

söyleşi gerçekleştirdik.<br />

Türkiye’de ve uluslararası alanlarda<br />

sunduğunuz Ambulans ve Ambulans<br />

malzemeleri hizmetlerinizi<br />

öğrenebilir miyiz?<br />

“EMS Mobil Sistemler, özellikle<br />

ambulans ve donanımlarının<br />

imalatı üzerine uzmanlaşmış bir<br />

firmadır. Bunun yanında yine sağlık<br />

hizmetlerinin mobil olarak verildiği<br />

mobil sağlık araçları üretimi de<br />

yapmaktayız. Ambulanslarımızı<br />

dünyaca kabul gören Avrupa EN<br />

1789 kara ambulansları standardına<br />

uygun olarak üretmekteyiz. Bunun<br />

yanında son kullanıcının talepleri<br />

doğrultusunda özel donanımlı<br />

ambulansların da üretimini<br />

gerçekleştiriyoruz.”<br />

Ambulans ve Ambulans malzemeleri<br />

alanında yeni projeleriniz var mı?<br />

Varsa paylaşabilir misiniz?<br />

“Ambulans dizaynı ve donanımları<br />

teknolojinin gelişmesine paralel<br />

olarak her geçen gün önem<br />

kazanıyor. EMS olarak gelişen<br />

teknolojilerden faydalanarak<br />

ürettiğimiz ambulansların sahip<br />

olduğu özelliklerini artırıyor, yeni<br />

projeler başlatıyor ve sonuçlarını<br />

yeni ambulans dizaynlarımızda<br />

kullanıyoruz. Mobil sistemler,<br />

ambulans ve mobil sağlık araçları<br />

üretimi üzerine uzmanlaşmış<br />

kadromuzla büyümeye devam<br />

ediyoruz. Sürekli yeni projelerimiz<br />

oluyor. En son enfeksiyon ambulansı<br />

projemizi tamamlayarak piyasaya<br />

sunduk. Hali hazırda da 8 hasta<br />

taşıyabilecek kapasitedeki ambulans<br />

tasarımı projesini yürütmekteyiz.”<br />

İhracat yaptığınız ülkeler ve farklı<br />

projeleriniz hakkında bilgi verir<br />

misiniz? Satın alma sonrasında<br />

paydaşlarınıza ne tür avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

“Dünya genelinde 40-50 civarında<br />

ülkeye ihracat yapıyoruz. En önemli<br />

avantajımız uzaklığı ne olursa olsun<br />

pazara sunduğumuz ambulansların<br />

satış sonrasında bakım hizmetlerini<br />

anlaşmalı partnerlerimiz aracılıyla<br />

çözüme kavuşturmamız. Gerektiğinde<br />

teknisyenlerimizi aracımızın<br />

bulunduğu yere yollayarak yaşanan<br />

sıkıntıları kısa zamanda çözüyoruz.<br />

Bu konudaki en büyük avantajımız<br />

uluslararası pazarlara sunduğumuz<br />

ambulansların zaman içerisinde<br />

ihtiyaç duyabileceği bakımları, yerel<br />

pazarda edindiğimiz tecrübelerle<br />

önceden planlıyor ve bakımlarını<br />

yerinde gerçekleştiriyor olmamız.”<br />

34<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SEKTÖR<br />

“EMS Mobile Systems”<br />

Your professional solution partner for ambulance and ambulance<br />

equipment for over 20 years: EMS<br />

Founded in 1997EMS Mobile<br />

Systems provides professional<br />

services in ambulance<br />

production, ambulance equipment<br />

(ambulance stretchers, stretcher<br />

platforms etc.), mobile healthcare<br />

and command vehicles (panel van,<br />

midibus, bus, truck, trailer, container<br />

type). It continues its corporate<br />

actions in a factory field with 20.000<br />

square meters indoor space, with<br />

expert personnel and solution<br />

partners renowned worldwide. We<br />

had a cheerful conversation about<br />

Arab Health Fair and their projects<br />

with International Trade Manager<br />

Ahmet Aydın, stating that their biggest<br />

purpose is to keep the quality of<br />

products which they use for saving the<br />

lives of people at the highest level.<br />

Can we learn about your Ambulance<br />

and Ambulance equipment services<br />

in Turkey and worldwide?<br />

“EMS Mobile Systems is an expert<br />

firm especially specialized on<br />

manufacturing ambulance and<br />

its equipment. Aside from that,<br />

we are manufacturing the mobile<br />

healthcare vehicles which provide<br />

mobilized healthcare services. We<br />

are conducting our manufacture<br />

with accordance to the globally<br />

recognized Europe EN 1789 land<br />

ambulances standards. Besides, we<br />

are manufacturing specially equipped<br />

ambulances according to the requests<br />

of the end user.”<br />

Do you have any new projects in the<br />

field of Ambulance and Ambulance<br />

equipment? If there is would you<br />

mind sharing them with us?<br />

“Ambulance design and equipment<br />

gains importance in parallel to the<br />

improvement of the technology. As<br />

EMS, we are enhancing the current<br />

features of the ambulances, starting<br />

new projects and use their results<br />

on our new ambulance designs by<br />

taking advantage of the developing<br />

technologies. We continue to grow<br />

with our teams specialized in mobile<br />

systems, ambulance and mobile<br />

healthcare vehicle manufacturing.<br />

We continuously have a new project.<br />

Recently we have completed and<br />

launched our infection ambulance<br />

project. Right now, we are conducting<br />

the project of an ambulance design<br />

capable of carrying 8 patients.”<br />

Can you inform us about your<br />

export markets? What kinds of<br />

advantages are you offering to your<br />

shareholders after the purchasing<br />

transaction?<br />

“We are doing exports to 40-<br />

50 countries globally. Our most<br />

important advantage is to provide<br />

the maintenance services for<br />

our launched ambulances by our<br />

contractual partners no matter how<br />

far they are. We are resolving the<br />

problems by sending our technicians<br />

to the location of our vehicles if<br />

necessary. Our biggest advantage<br />

about this subject is that we are<br />

planning the necessary maintenance<br />

that our internationally launched<br />

ambulances may need periodically by<br />

the experiences that we acquired from<br />

the local market and we carry out the<br />

maintenances on the spot.”<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

35


AKTÜEL TEŞHİS<br />

Op. Dr. Murat Üstün<br />

OBEZİTE NEDEN ÖLDÜRÜYOR?<br />

Obezite dünya genelinde trafik kazaları, terör saldırıları ve Alzheimer’ın<br />

toplamından daha çok sayıda insanı öldürüyor<br />

Obezite ile ilgili olarak bugüne<br />

kadar yapılmış en büyük<br />

çalışma, obezitenin artık<br />

görmezden gelinemeyeceği kadar<br />

ciddi bir salgın haline gelmesi.<br />

Malesef dünya nüfusunun %10’undan<br />

fazlası obez. Obezitenin ne kadar<br />

büyük bir problem haline geldiğini<br />

görmek için etrafımıza bakmak<br />

yeterli. İnsanlar giderek daha şişman<br />

hale gelirken, obeziteyle ilişkili<br />

hastalıklardan da şimdiye kadar hiç<br />

olmadığı kadar zarar görüyorlar.<br />

Obezite zengin fakir ayrımı yapmadan<br />

dünyanın neredeyse her köşesinde,<br />

giderek büyüyen bir salgına dönüşüyor.<br />

New England Journal of Medicine’de<br />

yayınlanan kapsamlı çalışmada çok<br />

önemli bulgular elde ediliyor. (Çalışma<br />

Bill ve Melinda Gates vakfı tarafından<br />

finanse edilen uluslararası bir ekip<br />

tarafından düzenlendi.) En çarpıcı<br />

sonuç, bugüne kadar yapılan en iyi<br />

tahminleme olan çalışmaya göre;<br />

dünya nüfusunun %10’dan fazlasının<br />

obez olması. 1980 yılından bu yana<br />

düşük ve orta gelirli yetmişden fazla<br />

ülkede, obezite sıklığının iki katına<br />

çıkıyor, diğer bölgelerde de sabit bir<br />

hızla artmaya devam ediyor. Obezite<br />

krizinin başından beri hareket azlığı ve<br />

fazla kalori alımı eşit faktörler olarak<br />

suçlanıyor. Ancak araştırmacılar<br />

bunun böyle olmadığını; fiziksel<br />

aktivite düzeyleri küresel obezite<br />

sıklığı artmaya başlamadan önce<br />

düşmeye başladığını söylüyor. Bu da<br />

gıdayla ilişkili değişimlerin obezite<br />

krizinde esas suçlu olduğunu<br />

gösteriyor. Normalden fazla kiloya<br />

sahip olmak diyabet, kalp-damar<br />

hastalıkları, kronik böbrek hastalıkları<br />

ve bazı kanser türleri gibi hastalıklar<br />

için risk faktörüdür. Obezite giderek<br />

yaygınlaştıkça bu hastalıklar da<br />

tırmanıyor. Üstelik en yoksul ülkelerde<br />

dahi obezite oranları yükseliyor.<br />

Araştırmacılar 2015’de dünya çapında<br />

dört milyon ölümün obeziteyle<br />

ilişkili olduğunu hesapladılar. Bu<br />

ölümlerin büyük çoğunluğu kalp<br />

damar hastalıklarından kaynaklandı.<br />

Hemen arkasından diyabet, böbrek<br />

hastalıkları ve kanserler geliyor.<br />

36


AKTÜEL TEŞHİS<br />

Bu rakamın korkunçluğunu<br />

anlayabilmek için trafik kazaları, terör<br />

saldırıları ve Alzheimer nedeniyle<br />

ölenlerin toplamından fazla olduğunu<br />

söylersek, sanırım durumun ciddiyeti<br />

anlaşılır.<br />

Erişkinlerle kıyaslandığında, obezite<br />

çocuklar arasında daha az görülüyor.<br />

Çocukluk çağında obezite oranlarının<br />

artışı, birçok ülkede erişkinlerden<br />

yüksek. En büyük yirmi (20) ülke<br />

arasında ABD, çocukluk çağı obezitesi<br />

açısından en kötü durumda olan<br />

ülke.Çocukların %13’ü obez. Mısır<br />

ise %35 ile erişkinlerde obezitenin<br />

en yüksek olduğu ülke konumunda.<br />

ABD gibi gelişmiş ülkelerde obezitede<br />

oranlarındaki patlama düzeyinde<br />

artışa karşın, yirmi yıllık süreçte<br />

obeziteyle ilişkili ölüm oranları<br />

azaldı. Elbette bu durum hastalığın<br />

günümüzde daha az tehlikeli olduğu<br />

anlamına gelmiyor. Aslında tıptaki<br />

gelişmeler, bu hastaların yüksek<br />

tansiyon ve diğer kalp damar<br />

problemlerini daha iyi yönetmesine<br />

imkan sağlıyor. Henüz hiçbir<br />

ülke obeziteyi tamamen ortadan<br />

kaldıramamış olsa da, bazı ülkelerde<br />

obezite oranları halen düşük. Örneğin<br />

orta gelir düzeyinde bir ülke olan<br />

Vietnam’da erişkinler arasında,<br />

yoksul bir ülke olan Bengladeş’te ise<br />

çocukluk çağında obezite oranları<br />

%1’ler civarında. Bu bulgu, hala<br />

umutlu olmamız için bir neden.<br />

Bu ülkelerde neyin farklı olduğunu<br />

bulabilirsek, obezite salgısının<br />

şifresini de çözebiliriz.<br />

Tarihte ilk kez çok fazla sağlıksız gıda<br />

tüketmekten ölen insanlar, açlıktan<br />

ölenlerden daha fazla..<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

37


HEAD OFFICE/FACTORY<br />

Maltepe Mah. Litros Yolu Aile Çay Bahçe Sk. No:10 Topkapı 34010 İstanbul-TURKEY<br />

Tel: 0 (212) 544 30 50 (pbx) Fax: 0 (212) 544 90 20<br />

E mail: info@variteks.com<br />

Web: www.variteks.com


Our Group, which started out in a small workshop 59 years ago, today meets the need from<br />

different countries all over the world after meeting the needs in general of Turkey, primarily<br />

the European countries, together with its state-of-the-art production equipment in the<br />

modern plants exceeding 8000 square meters and with its specialist staff and the<br />

Research & Development department following the innovations continuously. Variteks<br />

obtained a position in 74 countries in the world where it is looked for and sought after with<br />

its name. With the rightful pride of being the leader company of Turkey on its own subject,<br />

VARİTEKS became and will become the most correct solution on the subject of orthopedic<br />

products.<br />

Seamless knitted system<br />

providing heat and moisture<br />

control<br />

Embedded Aloe Vera<br />

microcapsules<br />

Gradual adjustment of<br />

length<br />

Easy adjustment by one touch<br />

Support and comfort together<br />

with Circular Knitting System


SOSYAL<br />

ELLİ YAŞINDAN SONRA<br />

HAYATIMIZA GİREBİLECEK İHTİMALLER<br />

Belki elli olmadık diyebilirsiniz ama bunları erken öğrenmekte fayda var.<br />

Çünkü bütün hastalıkların tedavisinde erken teşhis önemli yer tutuyor.<br />

Elli olmadan önce bu hastalıkları iyice tanır ve o şekilde yaşarsak,<br />

kimbilir belki ihtimallerin yanımızdan geçmesine dahi izin vermeyiz<br />

Erken dönemde<br />

belirtilerini vermeden<br />

ilerleyen ve genellikle<br />

elli yaşlarından sonra<br />

aniden hayatımıza<br />

girebilen, kendilerini<br />

duyuran hastalıkları<br />

Hastane Derindere İç<br />

Hastalıkları Uzmanı Dr.<br />

Ergün Kasapoğlu’ndan<br />

öğrendik:<br />

Kalp krizi<br />

En çok karşılaşılan bulgular göğüs ağrısı, nefes darlığı, sırt, omuz veya boyun<br />

ağrısıdır. Ayrıca ani gelişen terleme, baş dönmesi de belirtiler arasında yer<br />

alabilir. Sağlıklı bir kilodaysanız, sigaradan uzak duruyor ve düzenli egzersiz<br />

yapıyorsanız kalp krizi yaşama riskinizi azaltabilirsiniz.<br />

İnme (felç)<br />

Kan, beynin gereken bölümlerine ulaşamadığında o bölgedeki beyin hücreleri<br />

ölmeye başlar. Tansiyonunuzu kontrol altında tutarsanız, düşük kolesterollü<br />

bir diyetle beslenmeyi tercih ederseniz, stresinizi yönetirseniz, sigarayı<br />

bırakıp düzenli egzersiz yapmaya başlarsanız inme riskini düşürebilirsiniz.<br />

Anevrizma<br />

Beyin damarlarının duvarı zayıflar ve dışarıya çıkıntı yaptığında bir anevrizma<br />

olur. Eğer bu duvar ortaya çıkarsa, ciddi iç kanamalara ya da felce neden<br />

olabilir. Belirtiler şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi, kontrolsüz<br />

terleme ve hızlı bir kalp atışını içerir<br />

40<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SOSYAL<br />

Akut Pankreatit<br />

Pankreasın iltihaplanması, enzimlerin<br />

ve hormonların insülin gibi sindirime<br />

karışmasına neden olur. Ciddi mide<br />

ağrısı, mide bulantısı, kusma ve ateşe<br />

yol açarak hayati tehlike oluşturabilir.<br />

Bu belirtilere sahipseniz derhal tıbbi<br />

yardım isteyin.<br />

Baş dönmesi (Vertigo)<br />

İç kulağınızda dengenizi kontrol<br />

etmenize yardımcı olan küçük<br />

kristaller hareket ederse şiddetli<br />

baş dönmesi olarak da bilinen<br />

vertigo problemiyle karşı karşıya<br />

kalabilirsiniz. Doktorunuz, bu<br />

kristalleri yerine geri getiren bir dizi<br />

manevrayla sizi tedavi edebilir.<br />

Retina Dekolmanı<br />

Retinanız, gözünüzün ışığa duyarlı<br />

katmandır ve beyninize gördüklerini<br />

söyler. Gözünüzün dış duvarından<br />

çekilirse oksijen ve ihtiyaç duyduğu<br />

diğer şeyler olmaz. Yüzen lekeler<br />

veya ışık flaşları görebilir; gözlerini<br />

kalıcı olarak kaybetme tehlikesiyle<br />

karşılayabilirsiniz. Bu nedenle hemen<br />

bir hekime başvurun.<br />

Böbrek taşı<br />

Böbrek taşları böbreklerinizdeki<br />

kalsiyumlardan oluşan sert<br />

kümelerdir. Çoğu zaman zararsız<br />

bir şekilde vücudunuz bunları dışına<br />

atar; ancak daha büyük olanlar aşırı<br />

derecede ağrıya yol açarak; kanama<br />

veya enfeksiyonlara neden olabilir veya<br />

idrar akışını engelleyebilir. Erkeklerde<br />

kadınlara göre daha yaygın görülen bu<br />

problemden her gün bol miktarda sıvı<br />

içerek korunabilirsiniz.<br />

Zatürre<br />

Pnömokok pnömoni olarak<br />

adlandırılan bu durum, hayati tehlike<br />

oluşturabilir. Yaşla birlikte bağışıklık<br />

sistemi zayıfladığı için yaşlı insanlarda<br />

görülme sıklığı daha yüksektir.<br />

Korunmak için düzenli olarak aşı<br />

yaptırabilirsiniz.<br />

Kemik kırıkları<br />

Her yaşta görülebilecek kemik kırıkları<br />

özellikle menopoz döneminde yaşanan<br />

kemik kayıplarıyla birlikte daha sık<br />

görülebilir. Kalsiyum ve D vitamini<br />

yavaşlatmaya ya da kötüye gitmesini<br />

önlemeye yardımcı olabilir.<br />

Omurilik daralması<br />

Yavaş yavaş gelişen bu durum kendini<br />

aniden fark ettirebilir. Omurganızda<br />

omurga ve diğer sinirlerinizi tutan<br />

kanal genellikle artrit nedeniyle<br />

daraldığında olur. Sırtınız veya<br />

boynunuzda ağrı, uyuşma veya<br />

kramplara neden olan sinirler<br />

sıkışabilir. Daralmanın ölçüsüne<br />

göre medikal ve fizik tedavi veya ileri<br />

durumlarda ameliyatla tedavi edilebilir.<br />

Gut<br />

Genellikle ayak başparmağında olmak<br />

üzere tüm eklemlerde ani bir ağrı ve<br />

şişlik ile ortaya çıkar. Vücudunuzdaki<br />

ürik asit birikiminin neden olduğu<br />

artrit formudur. Yüksek tansiyon için<br />

belirli ilaçları kullananlar, kırmızı et ve<br />

kabuklu deniz hayvanları tüketenler ve<br />

günde iki kadehten fazla alkol alanlar<br />

yüksek risk altındadır.<br />

Pulmoner embolizm<br />

Bir pıhtının akciğerlerinizden<br />

birinde bir kan damarına sıkışması<br />

durumudur. Bu nedenle ani gelişen<br />

göğüs ağrısı, nefes darlığı ve baş<br />

dönmesi söz konusuysa hemen<br />

hekime başvurun. Ayrıca kanlı<br />

öksürük, bacak ağrısı veya mavimsi<br />

görünen cildiniz olabilir. Kan pıhtısı<br />

sıklıkla bacağınızda başlayabilir, şişlik<br />

ya da ağrı olabilir. Ameliyat olduysanız<br />

ya da kalp hastalığınız varsa riskinizi<br />

kontrol altında tutmak için belirtileri<br />

dikkate alın.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

41


AKTÜEL<br />

İDRAR KAÇIRMA HAYATINIZI<br />

KABUSA ÇEVİRMESİN<br />

Tıbbi olarak Üriner İnkontinas olarak tanımlanan idrar kaçırma,<br />

hayatınızı kabusa çevirerek; sosyal ve cinsel anlamda yaşam kalitesini<br />

düşürürken, sürekli ıslaklık ve kullanılan pedlere bağlı olarak vajinal ve<br />

üriner enfeksiyonlara yakalanma riskini de yükseltmektedir.<br />

Bayrampaşa Kolan Hastanesi Üroloji<br />

Uzmanı Op. Dr. Mesut Tül<br />

Birçok kadının utandığı için dile<br />

getirmekten çekindiği ve çaresiz<br />

katlanmak zorunda olduğunu<br />

düşündüğü idrar tutamamanın<br />

tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu<br />

belirten Bayrampaşa Kolan Hastanesi<br />

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Tül<br />

hastalığa neden olan faktörler ve<br />

tedavisi ile ilgili bilgiler verdi.<br />

İlerleyen yaş ile birlikte görülme<br />

sıklığı artan idrar kaçırmanın<br />

ortalama her 4 kadından 1’inde<br />

(%25) görülürken vajinal doğum,<br />

yaş, obezite, sigara kullanımı<br />

kronik kabızlık ve menapoz gibi<br />

faktörler hastalığın görülme sıklığını<br />

arttırmaktadır.<br />

İdrar kaçırmaların büyük bir<br />

kısmının Stress İnkontinans, Sıkışma<br />

İnkontinansı ve Mixt Tip (karışık) gibi<br />

üç kısımda değerlendirildiğini belirten<br />

Op. Dr. Mesut Tül bunların nedenleri<br />

ve teşhisleri ile ilgili şu bilgileri verdi;<br />

• Stress İnkontinans: Öksürme,<br />

hapşırma, ıkınma gibi karın içi<br />

basıncının arttığı durumlarda<br />

görülen idrar kaçırmadır. Tüm idrar<br />

kaçırmaların %40 ı bu şekildedir. İdrar<br />

kanalının etrafındaki adale yapılarının<br />

zayıflaması sonucu gelişir. Bu<br />

hastaların bir kısmında idrar kesesi<br />

ve rahimde de sarkıklık genellikle<br />

muayenede tespit edilebilmektedir.<br />

• Sıkışma İnkontinansı: Aniden<br />

gelişen idrar yapma isteği ile birlikte<br />

tuvalete gidene kadar idrarını<br />

yetiştirememe şeklinde tarif edilir.<br />

İdrar kesesi kaslarının kontrolsüz /<br />

istem dışı kasılmasına bağlı olarak<br />

gelişir. Tüm idrar kaçırmaların %20<br />

-30’u bu şekildedir.<br />

• Mixt Tip (Karışık): Yukarıda anlatılan<br />

her iki idrar kaçırma türünün beraber<br />

görülmesi şeklinde tanımlanır. Bu tip<br />

idrar kaçırmada tüm kaçırmaların<br />

yaklaşık %25-30 oranında görülür.<br />

Teşhis<br />

Uzman doktorlar tarafından iyi<br />

bir anamnez ile idrar kaçırmanın<br />

tipi genel olarak anlaşılabilir, fizik<br />

muayene ile idrar kesesi ve rahimde<br />

herhangi bir sarkıklık olup olmadığını<br />

kas yapılarının zayıfladığı tespit<br />

edilebiliyor. Bunun dışında bazı<br />

hastalarda mesane fonksiyonlarının<br />

değerlendirilmesi için ürodinami gibi<br />

daha ileri tetkiklerde yapılabiliyor.<br />

Tedavi<br />

İdrar kaçırma tedavisinde günlük<br />

sıvı alımının ayarlanması, alkollü<br />

içecek, süt/süt ürünleri, çay ve<br />

kafeinli içecekler, baharatlı gıdaların<br />

azaltılması gibi günlük diyette yapılan<br />

düzenlemeler ve mümkünse kilo<br />

verme, sigarayı bırakma gibi genel<br />

konservatif önlemler bulunmaktadır.<br />

Uzman doktorlar tarafından yapılması<br />

gerekli değerlendirmeler sonucunda<br />

tespit edilen idrar kaçırma tipi ve<br />

kaçırmanın derecesine göre bazı<br />

hastalarda pelvik taban egzersizleri<br />

yapılarak idrar kaçırma şiddetini<br />

azaltabilmek mümkündür. Özellikle<br />

sıkışma inkontinansı dediğimiz tipte<br />

medikal tedavi (ilaç tedavisi) ile çok<br />

başarılı sonuçlar alınabilir.<br />

Yaşam kalitesini ciddi olarak etkileyen<br />

şiddetli stres inkontinans ve mixt<br />

inkontinans tiplerinde hastalara<br />

cerrahi tedavi önerilebilir.<br />

Cerrahi tedavi ile idrar kesesi<br />

ve idrar kanalı arasındaki açı<br />

düzeltilerek idrar kaçırmanın<br />

önlenebildiğini belirten Op. Dr. Mesut<br />

Tül, bu sırada idrar kesesi veya<br />

rahim sarkıklığı varsa eşzamanlı<br />

düzeltme yapılabileceğini belirtiyor.<br />

Bu cerrahideki temel amaç idrar<br />

kanalının altındaki zayıflamış kas<br />

dokularının desteklenmesidir. Bunun<br />

için yaklaşık 2-3 cm lik bir alandan<br />

girilerek bu bölgeye destekleyici bir<br />

bant yerleştirilmektedir. Bu bant<br />

idrar kanalı ve idrar kesesi boynunun<br />

altını destekleyerek öksürme veya<br />

hapşırmayla karın içi basıncının<br />

arttığı durumlarda idrar kaçırmayı<br />

engeller. Sıklıkla yapılan ve TOT olarak<br />

isimlendirilen bu tip askı ameliyatı ile<br />

idrar kaçırma tedavisinde %90 gibi<br />

yüksek bir oranda düzelme sağlar.<br />

Bu tip operasyonların en önemli<br />

özelliklerinin operasyon için genellikle<br />

spinal /regional anestezinin yeterli<br />

olduğunu ifade eden Op. Dr. Tül,<br />

10-15 dakika gibi kısa bir sürede<br />

tamamlanabilen işlem sonrasında<br />

hastaların maksimum bir gün sonra<br />

taburcu edilebildiklerini belirtti.<br />

42<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

DO NOT LET INCONTINENCE<br />

TURN YOUR LIFE INTO A NIGHTMARE<br />

While incontinence, medically known as Urinary Incontinence, can turn<br />

your life into a nightmare, lowering life quality socially and sexually, it<br />

also raises the risk of catching vaginal and urinary infections because of<br />

continuous dampness and pads used.<br />

Bayrampaşa Kolan Hospital<br />

Urology Specialist Op. Dr.<br />

Mesut Tül shared information<br />

on factors and treatment of urinary<br />

incontinence as a treatable syndrome,<br />

which is a topic many women are too<br />

embarrassed to discuss and feel that<br />

it is something inevitable and must be<br />

endured.<br />

As the cases of urinary incontinence<br />

with aging increase to 1 in every<br />

4 women (25%), factors such as<br />

vaginal births, age, obesity, smoking,<br />

chronic constipation and menopause<br />

have increased the incidents of this<br />

ailment.<br />

While explaining that the large portion<br />

of urinary incontinence is evaluated<br />

in three types as Stress Incontinence,<br />

Urge Incontinence and Mixed Type,<br />

Op. Dr. Mesut Tül gave the information<br />

below regarding the causes and<br />

diagnosis thereof;<br />

• Stress Incontinence: Caused by<br />

actions such as coughing, sneezing<br />

and pushing where the pressure on<br />

the lower abdomen is increased.<br />

40% of all incontinence happens<br />

this way. It develops from weakening<br />

of the muscle around the urinary<br />

canal. In some of these patients<br />

sagging of the bladder and the uterus<br />

can be generally determined during<br />

examination.<br />

• Urge Incontinence: Described<br />

as a sudden urge to urinate but not<br />

being able to quite make it to the<br />

bathroom. It develops from bladder<br />

muscle contracting with no control/<br />

involuntarily. 20-30% of all urinary<br />

incontinence is of this type.<br />

• Mixed Type: Defined as both of the<br />

types above being present together.<br />

This type of incontinence is usually<br />

seen as 25-30% of all incontinence.<br />

Diagnosis<br />

The type of the incontinence can<br />

usually be determined by a well-kept<br />

medical history. Whether there is<br />

sagging or muscle weakening in the<br />

bladder and uterus can be diagnosed<br />

with physical examination. Other<br />

than these, for some patients more<br />

advanced diagnostic examinations<br />

such as urodynamic can be performed<br />

to evaluate bladder functions.<br />

Treatment<br />

Making adjustments in daily liquid<br />

intake and daily diet such as<br />

decreasing alcoholic beverages, milk/<br />

milk products, tea and caffeinated<br />

beverages, spicy foods and if possible<br />

losing weight, quitting smoking etc.<br />

are general conservative preventive<br />

measures available.<br />

After necessary evaluations are made<br />

by specialists, depending on the<br />

type and degree of incontinence, it is<br />

possible to decrease the severity of<br />

it with the help of some basic pelvic<br />

exercises.<br />

Especially in the type we call urge<br />

incontinence, very successful results<br />

may be achieved with medicinal<br />

(medication) treatment.<br />

Surgical treatment may be advised to<br />

patients whose life quality is seriously<br />

affected by severe stress incontinence<br />

and mixed incontinence.<br />

Op. Dr. Mesut Tül who explains how<br />

incontinence can be prevented with<br />

surgical treatment where the angle<br />

between the bladder and the bladder<br />

canal is corrected, adds that if there is<br />

sagging in the bladder or the uterus it<br />

also can be corrected simultaneously.<br />

The main objective of<br />

this surgery is supporting the<br />

weakened muscle tissue under the<br />

urinary canal. For this, a supportive<br />

band is placed by going in through an<br />

area of 2-3 cm. This band prevents<br />

incontinence during coughing or<br />

sneezing from the pressure that<br />

increases inside the lower abdomen<br />

by supporting the urinary canal and<br />

the bottom of the bladder neck.<br />

This type of lifting surgery called<br />

TOT provides a high improvement<br />

rate of 90% in urinary incontinence<br />

treatment.<br />

Op. Dr. Tül, says spinal/regional<br />

anesthesia is usually sufficient for<br />

these types of surgeries, and then<br />

he adds once the procedure which<br />

takes approximately 10-15 minutes is<br />

completed, patients can be discharged<br />

after a maximum of one day stay.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

43


SAĞLIK<br />

Opr. Dr. M. Melih Çiçek<br />

Kulak Burun Boğaz Uzmanı<br />

KULAK KİRİNİZİN RENGİ NE ANLAMA GELİYOR?<br />

Çoğu vücut sıvısı gibi, kulaklarınızdaki kirin (sıvının) rengi<br />

ve dokusu, sağlığınızla ilgili ilginç ipuçları veriyor: “Kulak<br />

kiri, enfeksiyonu önleyen su geçirmez bir astar sağlayan<br />

uzun zincirli yağ asitleri, skualen ve alkollerden oluşur.<br />

Kulak kiri halk arasında kullanılan bir tabirdir ve kulağın<br />

temiz olmadığı manasına gelmez. Her sağlıklı kulak, kulak<br />

kiri diye tabir edilen bu sıvıyı üretmektedir. Kulak kirlerinin<br />

amacı, dış kulak kanalınızı ve zarınızı bakterilerden<br />

ve yabancı cisimlerden korumaktır. Kulak kiri, kulaklarınızı<br />

zararlı cisimlerden uzak tutmanın yanında, ölü cilt hücrelerini<br />

yakalar. Kulak kiri yardımıyla, kulaklarınız temiz,<br />

sağlıklı ve işlevsel kalır.<br />

Yumuşak ve sarı renkli kir, en sık çocuklarda görülür. Çocukların<br />

kulaklarının yetişkinlerden daha fazla kulak kiri<br />

üretmesi normaldir ve sağlıklıdır. Çocuklar büyüdükçe,<br />

üretilen kulak sıvısı miktarı azalacaktır.<br />

Islak, yapışkan ve sarı kulak kirleri çoğu insanda bulunan<br />

yaygın kir çeşitlerindendir. Islak ve yapışkan doku, özellikle;<br />

kulak kanalının yağlanması açısından iyidir, bu da kurumayı<br />

ve kaşıntıyı önler.<br />

Koyu kulak kiri vücudunuzun ter atma biçimini gösterir.<br />

Renk ne kadar koyu ise, vücudunuzun ter üretme yeteneğinin<br />

yüksek olması o kadar muhtemeldir. Daha koyu kulak<br />

kiri olan insanların hafif kulak kiri olan insanlara göre,<br />

vücutları daha fazla ter üretme eğilimindedir. Bununla<br />

birlikte; her iki çeşit de mükemmel derecede sağlıklıdır.<br />

Beyaz, kuru, pul pul kulak kiri, kulaklarınızda bulunan en<br />

yaygın kir türüdür. Kirin bu çeşidi resesif bir gen ile bağlantılıdır.<br />

Kulak kirinin bu rengi genellikle vücudu daha az<br />

ter üreten insanlarda görülür. Kulaklarınızın içindeki apokrin<br />

bezler, kiri üreten yapılardır. Stresli olduğunuzda veya<br />

korktuğunuz zaman, bu bezler normalden daha fazla kir<br />

üreterek tepki verirler. Basınç altında terlemeye benzer bir<br />

reaksiyon gerçekleştirir ve kulak kiri oluşabilir. Çok fazla<br />

kulak kiri tıkanmaya ve geçici işitme kaybına neden olabilir.<br />

Koyu kulak kiri, stresin belirtisi olabilir. Ayrıca kirin kulağınızda<br />

bir süre kaldığının bir işaretidir. Kulak tıkacındaki<br />

yağlar, oksijene tepki verir ve bu da kirin koyulaşmasına neden<br />

olur. Kir; kulak kanalınızda ne kadar uzun süre kalırsa,<br />

o kadar oksijene maruz kalır ki daha koyu bir tona bürünür.<br />

Daha koyu bir kulak kirinin, kana benzer bir görünüşü ol-<br />

ması normaldir. Bununla birlikte; enfeksiyon veya travma<br />

gibi sebeplerle delinmiş bir kulak zarının veya dış kulak<br />

kanalında herhangi bir sebeple kanama olduğunun göstergesi<br />

olabilir. Emin olmak için derhal bir doktora gitmek en<br />

iyisidir.<br />

Kulak kirinin kulak kanalından bazen küçük derecelerde<br />

sızması normaldir, bu; kulakların doğal temizleme mekanizmasıdır.<br />

Bununla birlikte; büyük miktardaki sıvı akışı,<br />

rüptüre veya delinmiş bir kulak zarının işaretidir. Kulak<br />

zarı delikse orta kulak boşluğu dış çevreyle ilişkilenecek<br />

ve enfeksiyona yatkınlık oluşturacaktır. Derhal bir doktora<br />

görünmeniz gerekir.<br />

Kulak kiriniz genellikle daha nemli, yapışkan bir tür olsa<br />

da, rengin gri renkte olduğunu fark ederseniz, muhtemelen<br />

toz birikiminin sonucudur. Gri olağandışı görünebilir, ancak;<br />

kulak kirinin kulak zarını yabancı nesnelerden koruyarak,<br />

işini yaptığının bir işaretidir. Öte yandan gri kir; kulak kanalının<br />

içindeki çatlamaya, kuru veya kaşıntılı cilde neden<br />

olursa, bu seboreik egzama olabilir. Bu durumda bir doktora<br />

görünmekte yarar vardır.<br />

44<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

GÜNDE OTUZ<br />

DAKİKA YÜRÜ,<br />

FELÇ OLMA<br />

BEYİNDER (Beyin Damar Hastalıkları<br />

Hasta Derneği) in beyin ve beyin<br />

hastalıkları üzerine yaptığı çok güzel<br />

çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi<br />

Prof. Dr. Derya Uğurlu Uludüz ün<br />

son zamanlarda çok konuşulan ve<br />

tartışılan ‘inme’ konusuna açıklık<br />

getirmesi oldu<br />

• İnme tedavisi, hem sürecin iyi değerlendirilmesi ve<br />

hem de kullanılacak tedavi yöntemlerinin hastadan<br />

hastaya değişkenlik göstermesinden dolayı, kişiye<br />

özgüdür. İnme ile mücadelede tek bir hekim değil<br />

multidisipliner konusunda yetkin bir ekip birlikteliği<br />

önemlidir. Ülkemizde inme konusunda sadece 2<br />

merkezde Eskişehir Üniversitesi Tıp Fakültesi ve<br />

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde<br />

Vasküler Nöroloji Bilim Dalı mevcuttur.<br />

• Felcin önlenmesinde yaşam tarzı değişiklikleri olarak<br />

beslenmede doymuş yağ asitleri içeren yiyeceklerden<br />

kaçınmak, lifli besinler yemeye özen göstermek, meyve<br />

ve sebze ağırlıklı beslenmek, tuzu kısıtlamak önem<br />

taşır.<br />

• Günde en az otuz(30) dakikalık yürüyüşlerin<br />

yapılması ya da kalori kaybı olarak buna eş değer<br />

fiziksel aktiviteyi içeren egzersizlerin düzenli<br />

uygulanması gerekmektedir.<br />

• Hipertansiyon, kontrolsüz şeker hastalığı,<br />

kolesterol yüksekliği gibi risk faktörlerinin kontrol<br />

altına alınması, tansiyonun 140/90 mmHg altında<br />

tutulması, sigara ve alkol tüketiminden kaçınılması,<br />

kilo fazlalığının diyetlerle uygun sınırlara çekilmesi<br />

inmenin önlenmesinde temel prensipler arasında yer<br />

almaktadır.<br />

• İnme son yirmi yıla kadar dünya sağlık örgütü<br />

listesinde ölüm nedenleri arasında 3. sırada iken<br />

günümüzde toplumun bilinçlenmesi, inmeye ilişkin<br />

semptomların öğretilmesi ve akut inme tedavisinin<br />

daha yaygın kullanıma girmesi ile tanı ve tedavide<br />

önemli gelişmeler kaydedilmiştir.<br />

• İnme özellikle son yirmi yıldır tanı ve tedavi alanında<br />

hızlı gelişmeler sayesinde tedavi edilebilir bir hastalık<br />

durumundadır ve bu tedavinin başarılı olması için erken<br />

davranmak hayati önem taşır.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

45


TEKNOLOJI<br />

MEDİKALDE<br />

GELİNEN<br />

SON<br />

NOKTA<br />

Türk mühendisler, biyologlar ve hekimler<br />

el ele verdi, kan hastalıklarına hızlı tanı<br />

koymada kullanılacak ve klinik veriler ile<br />

eğitilmiş yapay zeka kullanarak analiz eden<br />

yerli medikal cihaz üretti.<br />

On sekiz ayda yerli teknoloji<br />

ile geliştirilen medikal<br />

cihazın prototipi üretilmiş<br />

ve çalışır durumda. Cihaz, lösemi,<br />

lenfoma, talasemi, diğer anemiler<br />

ve trombosit hastalıkları gibi bir çok<br />

kan hastalığına tanı konulmasında ve<br />

tedavi sürecinde kullanılacaktır.<br />

Doç. Dr. Emre Tekgündüz,’’Kan sayımı,<br />

dünyada olduğu gibi Türkiye’de çok<br />

yaygın şekilde yapılıyor. Ülkemizde<br />

kan sayımı değerlendirilip, bazı<br />

anormallikler tespit edildikten<br />

sonra, hastalar genellikle kan bilimi<br />

uzmanına yönlendiriliyor.<br />

Ülkemizde bunun sayısı son derece<br />

sınırlı. Seksen (80) milyonluk<br />

ülkemizde, beş yüz (500) ü aşmayan<br />

bir hematolog sayısı olduğundan,<br />

hastalara hizmet vermek için doğru<br />

hastanın bize yönlendirilmesi büyük<br />

önem taşıyor.<br />

O zamanda bu kan sayımına bütün<br />

hekimler bakıyor. Bu sistemin güzel<br />

tarafı yapay zekayı kullanması. Burada<br />

bir algoritma oluşturarak şüpheli ve<br />

gerçekten önemli bir durum varsa,<br />

o zaman hematologa göndermek<br />

şeklinde sonuç çıkartıyor. Bu bizim<br />

iş yükümüzü çok hafifletecektir.<br />

Şu haliyle hematologlardan çok<br />

hematoloji dışı alanlarda daha<br />

büyük kullanım alanı bulacağını ve<br />

doğru hastanın bizimle buluşmasını<br />

sağlayacağını düşünüyorum’’ dedi.<br />

46<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

İLK DERSİ DEMİRCAN VERDİ<br />

Üsküdar Üniversitesi <strong>2017</strong>-2018 Akademik Yılı, Sağlık Bakanı<br />

Dr. Ahmet Demircan’ın da katıldığı bir törenle başladı.<br />

Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi Nermin Tarhan<br />

Konferans Salonu’nda düzenlenen <strong>2017</strong>-2018 Akademik<br />

Yılı Açılış Töreni, Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan’ın<br />

katılımıyla gerçekleşti.<br />

Rektör Prof.Dr. Nevzat Tarhan: “Dünya standartlarında<br />

eğitimle bilim insanı yetiştirmeyi hedefliyoruz” dedi ve<br />

devam etti : “Öğrencilerimize proje kültürü ve girişimciliği<br />

öğreterek bu anlamda öğrencilerimizin bir kimliği<br />

olmasını istiyoruz. Girişimciik alanında ve proje kültüründe<br />

yetiştirmek gençlere heyecan katıyor ve daha araştırma<br />

odaklı oluyorlar. Bu nedenle müfredatımıza Pozitif psikoloji<br />

ve Proje Kültürü dersi koyduk. Üniversite sadece meslek<br />

edindiren bir kurum değildir. Meslek edindirmenin<br />

yanı sıra AR-GE’ye yani bilginin ürüne dönüşmesini de<br />

önemsiyoruz. Örneğin Türkiye’de ilk yerli enzimi üretecek<br />

projemiz bulunuyor. Bu çalışmaların artmasını ve gençlerin<br />

de bu çalışmaların içinde olmasını istiyoruz.”dedi<br />

Sağlık Bakanı Demircan’dan ilk ders<br />

Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan da törende akademik<br />

yılın ilk dersini verdi. Türkiye’nin konumu gereği çok<br />

pahalı bir coğrafyada bulunduğunu belirten Demircan,<br />

tıp öğrencisi olduğu 1970’li yıllarda Sultan Abdülhamit’in<br />

yazdığı hatıratı okuduğunu söyledi.<br />

Sultan Abdülhamid’in hatıratında “Ne yapalım ki atalarımız<br />

çadırlarını sırtlanların yolu üzerine kurmuş” dediğini<br />

belirten Dr. Ahmet Demircan, şunları söyledi:“Bu cümle<br />

beni çok etkilemişti ben de bunun üzerine şöyle bir<br />

fikri metafor oluşturuyordum: Osmanlı bu coğrafyayı<br />

sırtlanlardan koruyan bir aslandı ama koruyamadı ömrü<br />

vefa etmedi, Osmanlı tarih sahnesinden çekilirken bu<br />

aslanın yavrusu Türkiye Cumhuriyeti doğdu, elbette onun<br />

üzerine gelecekler. Onlar biliyorlar ki aslanın yavrusu<br />

büyüyünce aslan olacak, oluyor da. Onu bildikleri için<br />

uğraşıyorlar ama biz bu coğrafyanın kıymetini bilen<br />

özgür yaşamayı bilen, onun diyetini ödeyen bir milletin<br />

torunlarıyız, çocuklarıyız. Bu sadece fiziki bir mücadeleyle<br />

olmuyor. Bu mücadelenin önemli ayaklarından biri ki gücü<br />

temin edecek en önemli unsur bilgi. Bilgiye hakimseniz<br />

bilgi üretebiliiyorsanız bilgiyi teknolojiye dönüştürüyorsanız<br />

elbette ki gücü elde edersiniz.”<br />

48<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

Bakan Demircan: “Bilgiye bilgi katmalıyız!”<br />

Bu coğrafyada atalarımızın büyük medeniyetler inşa ettiğini belirten Bakan Demircan, “Biz bu büyüklüğün faturasını<br />

ödüyoruz. Çaresi için zihin yormamız lazım. Bir dönem bilgi ile akıl ile çok iyi işler yapan bu coğrafyayı inşa eden insanlar,<br />

bir dönem ayağı takılmış. Ayağı takıldığı yer sendeleyip sıkıntı yaşadığımız yer, bilgi üretiminden kopmak sorgulayıcı<br />

akılla aramızda sıkıntı doğması. Bilgi üretimini tekrar yakalamalıyız. Bilgiyi elde etmekten daha öte bir şey söylemeye<br />

çalışıyorum. Var olan bilgiye ulaşırsınız öğrenirsiniz elbette ama bilgiye bilgi katmanın görevimiz olduğunu unutmayalım. Bu<br />

noktada değilsek daima arkadan gideriz. Bu coğrafyanın parlayan yıldızı, umudu mazlumlara umut vaad eden Türkiye siz<br />

gençlersiniz. Bu coğrafyanın umudusunuz. Bilgi üretecek insanların hizmetine sunacaksınız biz gençleri bu noktada bulmak<br />

görmek istiyoruz. Eğer biz bunu yakalayamaz başaramazsak etrafta bu konuda zaafa uğrayan örnekleri görüyoruz. Parça<br />

parça ediliyorlar, birbirine düşürülüyorlar” diye konuştu.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

49


AKTÜEL<br />

AMELİYATTAN ÖNCE NELER YAPMALIYIZ ?<br />

Önce iyi bir doktor kontrolü şart. Alanında uzman olmuş doktorlara ameliyat olmadan önce<br />

görünmekte fayda var. Ameliyattan sonra sorun yaşamamak için bunu mutlaka yapmalısınız.<br />

Türk Cerrahi Derneği ‘ne göre; Obezite Ve Diyabet Ameliyatlarının Kararını Genel Cerrahi,<br />

Endokrinoloji Ve Psikiyatri Bölümleri Multidisipliner Bir Sistem İçerisinde Hastayı<br />

Değerlendirerek Vermelidir<br />

• Günümüzde obezitenin insan<br />

sağlığını bozan ve yaşam<br />

kalitesini düşüren önemli bir<br />

sorun olduğu gerçektir. Türkiye’de<br />

yaklaşık toplumun %30’u obezdir.<br />

Morbidobezite sınırı tanımlaması,<br />

vücut kitle endeksi kırk elli yaş arası<br />

olan bireyler için kullanılmaktadır ve<br />

ameliyat için asgari şart budur.<br />

• Son yıllarda obezite ve buna bağlı<br />

diyabet için yapılan ameliyatlarda<br />

anormal, kontrolsüz bir geometrik<br />

artış saptanmaktadır. Maalesef,<br />

dünyaca kabul edilmeyen bazı<br />

ameliyatlar, Türkiye’de kontrolsüz<br />

olarak yapılabilmektedir. Geçmişte<br />

reflü cerrahisi adı altında<br />

endikasyonsuz ve yetersiz şartlarda<br />

yapılmış olan, günümüzde nedense<br />

sayısı azalan, ameliyatlarda yapılan<br />

hataların tekrarlanmakta olduğu<br />

görülmektedir. Kilo verilmesi,<br />

psikolojik destek ve egzersiz ile<br />

diyet uygulamaları kombine edilerek<br />

sağlanabilir. Bunun başarılamadığı<br />

hallerde ve morbidobezlerde, dünyaca<br />

kabul edilmiş ameliyatlar gündeme<br />

gelebilir.<br />

• Obezite cerrahisinde hataları<br />

önlemek sıkı bir denetim<br />

mekanizmasının devreye girmesiyle<br />

mümkün olabilecektir.<br />

• Obezite ve Diyabet ameliyatlarının<br />

kararını Genel Cerrahi, Endokrinoloji<br />

ve Psikiyatri bölümleri multidisipliner<br />

olarak hastayı değerlendirerek<br />

vermek durumundadırlar.<br />

• Gerektiğinde diğer bölüm<br />

konsültasyonları (sıklıkla Kardiyoloji,<br />

Göğüs Hastalıkları ve Anestezi)<br />

yapılmalıdır. Aynı zamanda bu<br />

ameliyatların yapılacağı hastaneler<br />

optimal şartlara sahip olmalı, yoğun<br />

bakım üniteleri ve yoğun bakım<br />

personelleri yeterli olmalıdır.<br />

• Ülkemizde doğru endikasyonlarla<br />

doğru ve başarılı birçok obezite ve<br />

diyabet ameliyatı yapılmaktadır. Ancak;<br />

son zamanlarda eksik ve yanlış<br />

endikasyonla yapılan ve ölümcül<br />

komplikasyonlarla sonuçlanan<br />

olgu sayıları artmıştır. Bu nedenle<br />

uygun yapılanmaya sahip olmayan<br />

hastanelerde, özetlenen şartlara<br />

sahip olmayan ve endikasyonsuz<br />

yapılan ameliyatlara kesinlikle<br />

yaptırım uygulanması gerekmektedir.<br />

Bu konuda derneğimiz üzerine düşen<br />

görevi yapacaktır.<br />

50<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

KAMERUN’DAN ANKARA’YA ZİYARET<br />

Göz sağlığı konusunda yaptığı atılımlar ile Türkiye’nin sağlık turizmi<br />

konusunda, dünyanın önde gelen merkezlerinden biri haline gelmesine<br />

büyük katkılarda bulunan Dünyagöz Hastaneler Grubu, Kamerun’dan<br />

gelen resmi heyeti ağırladı.<br />

Kamerun Sosyal Güvenlik Kurumu (CNPS) Genel Direktörü Mekulu Mvondo Akame Noël tarafından Dünyagöz Ankara’da<br />

gerçekleşen ziyaret sırasında, sağlık turizminin geliştirilmesi konusunda atılacak adımlar ve gelecekte beraber<br />

yürütülebilecek projeler masaya yatırıldı<br />

Dünyagöz Hastaneler Grubu Ankara Bölge Direktörü Hüseyin Kılavuz ise, “Dünyagöz olarak, Türkiye’nin sağlık turizminde,<br />

son yıllarda yaptığı büyük atılımın önemli bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz toplantıda,<br />

sayın Noël ile gelecekte birlikte gerçekleştirebileceğimiz projeleri tartıştık. Benzer temaslarımızı sürdürerek, ülkemizi göz<br />

sağlığı konusunda dünyanın önemli merkezlerinden biri haline getirmeyi amaçlıyoruz” dedi.<br />

52<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

ANNE ADAYLARININ OLMAZSA OLMAZI<br />

DİŞ SAĞLIĞI<br />

Anne adaylarının hamilelik döneminde en çok dişlerine dikkat etmesi<br />

gerekiyor. Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Doktor Rukiye Parlak bu dönemde<br />

anne adaylarını dikkatli olmaları konusunda uyardı:<br />

Diş çürümesi en çok hamilelik döneminde görülüyor<br />

• Bu dönemde dişlerin daha çabuk çürümelerinin<br />

nedenleri arasında şunlar gelmektedir; Bebek beslenen<br />

dönemde tatlıya, abur cubura aşırı istek belirir ve bunlar<br />

yendikten sonra diş fırçalama ihmal edilir. İlk aylarda<br />

görülen kusmalardan sonra anne ağız bakımına yeterince<br />

özen göstermeyebilir. Gebelik hormonlarının etkisi ile<br />

dişetleri daha çabuk kanayan anne, dişlerini fırçalamaktan<br />

kaçınır. İşte bu nedenlerden ötürü bu dönemde diş<br />

sağlığına daha fazla özen göstermek gerekir.”<br />

• Dengeli beslenme, C ve B12 desteği ile dişlerinizi<br />

koruyun<br />

• Hamilelik döneminde diş ve ağız bakımına özen<br />

gösterilmemesi ve temizliğinin aksatılması durumunda<br />

anne adaylarının dişeti iltihabı ile karşı karşıya kalacağını<br />

belirten Rukiye Parlak diş sağlığını korumak için şu<br />

önerilerde bulundu: “ Her gün en az iki kez, mümkün olan<br />

durumlarda her yemekten sonra dişler fırçalanmalıdır.<br />

• Her gün tüm dişlerde diş ipliği ile de temizlik işlemi<br />

yapılmalıdır. Sabah diş fırçalamak rahatsızlık veriyorsa ağız<br />

su veya anti-plaque ve floridli gargaralarla çalkalanmalıdır.<br />

• Dengeli beslenme ile birlikte C ve B12 vitamin destekleri<br />

de ağız sağlığının sürdürülmesi açısından önemlidir.<br />

Diş hekimine daha sıklıkla gidilmesi de etkin plak<br />

kontrolünü sağlayarak gingivitis gelişimini önler. Plak<br />

kontrolünün sağlanması aynı zamanda dişeti irritasyonunu<br />

ve hamilelik tümörlerinin oluşma riskini de azaltır.”<br />

• “Bebeğinizin sağlıklı dişlere sahip olması sizin elinizde”<br />

• Hamilelik döneminde anne hem kendi sağlığı hem de<br />

bebeğinin diş gelişimi için dengeli beslenmeye dikkat<br />

etmelidir. Diş sağlığı için protein, A vitamini (et, süt,<br />

yumurta, sarı sebze ve meyveler), C vitamini (narenciye,<br />

domates, çilek), D vitamini (et, süt, yumurta, balık) ve<br />

kalsiyumdan (süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler)<br />

zengin gıdaların yeterince alınması gerekir. Bunun yanı sıra<br />

bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır.<br />

• Kullanılan ilaçlar bebeğin diş sağlığıyla beraber genel<br />

vücut gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilecektir.<br />

54<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR!<br />

Uyuşturucu ile mücadele ederken,<br />

daha tehlikelisi çıktı : FENTANİL<br />

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Bağımlılık Merkezi’nin haberine<br />

göre; uygunsuz kullanımı durumunda eroinden daha ölümcül bir opioid<br />

olan ‘’fentanil’’ maddesinin yaygınlaşması korkutuyor!<br />

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji<br />

Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Cavid<br />

Guliyev şunları söyledi: “Son yıllarda<br />

ABD’de fentanil isimli bir ilaca bağlı<br />

ölümler giderek artıyor.<br />

Fentanil, daha çok genel anestezide<br />

analjezik destek olarak veya şiddetli<br />

ağrı yaşayan kanser hatalarında<br />

ağrı kesici olarak kullanılan bir ilaç.<br />

Ancak fentanil aynı eroin gibi opioid<br />

reseptörlerini etkiliyor ve uygunsuz<br />

kullanımı sonucunda bağımlılık<br />

gelişebiliyor. Sokaklarda fentanil<br />

tedavi dışı kullanımı kullanımı ve buna<br />

bağlı ölümler artıyor. Örneğin ABD’de<br />

Ohio kentinde aşırı doz kullanıma<br />

bağlı ölümlerin %90’ı fentanil’e bağlı<br />

bulunmuş. Eroin kullanımına bağlı<br />

ölümler, sadece %6 olarak saptanmış.<br />

Bu bulgu durumun ciddiyetini<br />

gösteriyor. Fentanil, morfinden elli<br />

yüz kat daha güçlü etkiye sahip. Bu<br />

haliyle eroinden daha tehlikeli olarak<br />

görülüyor. Sokakta eroin yerine<br />

fentanil verilen veya eroinle fentanili<br />

karıştıran kişi sayısı giderek artıyor.<br />

Eroin aşırı dozunda hayat kurtaran<br />

naloksan isimli ilaç bile fentanil<br />

entoksikasyonunda yetersiz kalabiliyor.<br />

dedi<br />

Guliyev ‘e göre fentanil ülkemizde<br />

henüz yaygınlaşmadı ancak bu<br />

yaygınlaşmayacağı anlamına gelmez.<br />

Tehlike çanları çalıyor! Ve son olarak<br />

Guliyev konu ile ilgili şunları söyledi:<br />

Fentanil, ülkemizde sokakta henüz<br />

çok sık kullanılan bir madde değil.<br />

Ancak sağlık personeli arasında<br />

kullanımına sık rastlıyoruz. Bildiğimiz<br />

ve tedavisiyle uğraştığımız bir<br />

madde. ABD’de gözlenen bu sorunun<br />

ülkemize de yansıması olabileceğini<br />

düşünüyorum. Bu nedenle gerekli<br />

önlemleri almalıyız.” diye konuştu.<br />

56<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

ÇOCUKLARIN VÜCUDUNDAKİ<br />

MORLUKLARA DİKKAT !<br />

(2-8 KASIM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI)<br />

En sık çocuklarda görülen ‘’lösemi’’ halk arasında ‘’kan kanseri’’<br />

için nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenmek için yazımızı dikkatle<br />

okumanızı tavsiye ederiz:<br />

Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı<br />

Prof. Dr. Cengiz Canpolat, löseminin teşhisindeki en önemli olduğunu<br />

vurguluyor ve uyarıyor :<br />

• Morluk diz üstünde yer alıyorsa: Morlukların belirdiği bölgeye çok<br />

dikkat edilmesi gerekiyor. Diz üzerinde, vücudun yumuşak bölgelerinde<br />

çıkan morlukları şüpheyle karşılamak ve hematolojik hastalıklardan<br />

kaynaklanabileceği için çocuğu zaman kaybetmeden hekime götürmek<br />

şart. Çocuklar oyunun heyecanıyla da çoğu kez bir darbeye maruz<br />

kaldıklarını hatırlamayabiliyorlar.. Anne babalar elbette diz altında olan<br />

morlukları da yakından takip etmeli ancak özellikle sıkı takibi almaları<br />

gereken bölge diz üstü bölgesi olmalı.<br />

• Orantısız ve sayıca fazlaysa: Özellikle dizin üzerinde ve vücudun<br />

yumuşak bir yüzeyinde büyük ve sayıca fazla olan morluklar<br />

dikkatten kaçmamalı.Küçük bir çarpmaya rağmen dikkat çekici<br />

şekilde beliren, darbenin şiddeti ile büyüklüğü ve rengi orantılı<br />

olmayan morluklar anne babaları mutlaka alarma geçirmeli. Çünkü<br />

bu morluklar birçok kan hastalığının habercisi olabiliyor.<br />

• Burun ve diş eti kanamaları eşlik ediyorsa : Bu tür morluklara burun<br />

ve diş eti kanamaları ile idrar ve dışkıda kanama gibi bulguların da<br />

eşlik etmesi durumunda ailelerin hiç zaman kaybetmeden hekime<br />

başvurmaları gerektiğini vurguluyor. Nedeni belli olmayan ve uzun<br />

süren ateş, karaciğer, dalak ve lenf bezlerinin büyümesi, vücutta<br />

geçmeyen küçük noktasal kanamalar, kol ve bacak ağrıları, çabuk<br />

yorulma, halsizlik ve solukluk gibi belirtilerin de yakından takip<br />

edilmesi gerektiğini vurgulayan “Özellikle çok esmer çocuklarda oluşan<br />

morluklar zaman zaman gözden kaçabilmektedir. Bu nedenle aileler<br />

yakın takipte olmalıdır. Tanıda süratli olmak ve tedaviye erken başlamak<br />

kritik önem taşımaktadır” diyor.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

57


(NEM ALMA CİHAZLARI)<br />

|<br />

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ<br />

www.nabiztip.com


Nebulizatörler<br />

Ateş Ölçerler<br />

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ<br />

www.nabiztip.com


AKTÜEL<br />

O TELAFİSİZ HÜZÜN<br />

Benim başıma gelmez demeyin, bu hastalık kimlerin başına gelmedi ki…<br />

Son yıllarda pek çok evi ziyaret eden<br />

ve etmeye devam eden…<br />

Onu hiç beklemeyen ve ansızın<br />

karşısında gören insanlar..<br />

Ve sonrasında yaşanılan ‘’o telafisiz<br />

hüzün..’’<br />

Evet maalesef bunun adı ‘’kanser’’<br />

Onu yakından tanıyanlar daha iyi bilir<br />

bu kelimenin anlamını..<br />

Son yıllarda ülkemizde her geçen<br />

gün yaygınlaşmakta ve en fazla<br />

ölüm nedenleri arasında yer alan bu<br />

hastalığın, uzmanlara göre bir çok<br />

sebebi var; sağlıksız beslenme, sigara,<br />

alkol kullanımı, stres ve en önemlisi<br />

genetik faktörler. Ve uzmanlar<br />

uyarıyor, bu tür hastalıklarda erken<br />

teşhis çok önemli. Kendinizi ihmal<br />

etmeyin sık sık kontrollerinizi yaptırın.<br />

Benim başıma gelmez demeyin bu<br />

hastalık kimlerin başına gelmedi ki !<br />

Kanserin bu kadar yaygınlaşması ve<br />

insan ölümlerine sebep olması çok<br />

üzücü.<br />

Kanserden kaybettiğimiz<br />

ünlülerimizden bazıları:<br />

60<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


TEKNOLOJİ<br />

RADYOTERAPİDE TEKNOLOJİK YENİLİK<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

61


TEKNOLOJİ<br />

RADYOTERAPİDE TEKNOLOJİK YENİLİK<br />

<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong> kasım ayı sayısında size günümüzde yaygınlaşan ve<br />

çağın hastalığı olarak nitelendirilen kanser hastalığı tedavi süreçlerini ve<br />

bu süreçlerde kullanılan cihazları araştırdık. Bu hastalığın tedavi sürecinde,<br />

radyoterapinin çok önemli yere sahip olduğunu öğrendik. Radyoterapide<br />

kullanılan en son teknolojiyle üretilmiş cihazı konunun uzmanı Prof.<br />

Dr.Mustafa Vecdi Ertekin, bizler için anlattı:<br />

Trilogy Cihazı<br />

• Kanser hastalığında radyoterapinin<br />

yeri çok önemlidir. Radyoterapi<br />

ile kanser hastalarına profilaktik<br />

(koruyucu) polyatif (destekleyici) ve<br />

radikal (kür alıcı, temizleyici) tedaviler<br />

yapılmaktadır. Kemoterapi öncesinde,<br />

sonrasında veya tek başına tedavi<br />

yöntemidir. Hastalığının tedavisinde<br />

kullanılmak üzere, farklı cihazlar<br />

üretiliyor. Bu cihazlar içerisinde en<br />

önemlisi Trilogy cihazıdır.<br />

• Radyoterapi, malign neoplazi ve bazı<br />

benign hastalıların tedavisinde ionize<br />

radyasyon kullanılarak yapılan klinik<br />

tedavi yöntemidir.<br />

• Bilgisayar teknolojisinin gelişmesine<br />

parelel olarak radyoterapi planlaması<br />

ve tedavisinde kullanılan ionizan<br />

radyasyon oluşturan eksternal<br />

radyoterapi cihazlarının teknolojisinde<br />

de gelişmeler olmuştur . bu<br />

gelişmelerle birlikte linak tabanlı<br />

cihazlar geliştirilerek TRuebeam<br />

,Trilogy , Tomoterapi ve cyberknife<br />

gibi eksternal radyoterapi cihazları<br />

kullanılmaya başlanmıştır. Bu<br />

cihazların ortak özellikleri IMRT ve<br />

IGRT yapabilmeleridir. Bu tedavi<br />

yöntemleri ile güvenilir ,kaliteli<br />

radyoterapi yapılabilmektedir.<br />

• Bu gelişmeler doğrultusunda<br />

hastanemiz son teknolojik<br />

özelliklere sahip rapidarc lisansıyla<br />

beraber VARİAN TRİLOGY cihazını<br />

hastane(Avrasya Hastasi) bünyesine<br />

62<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


TEKNOLOJİ<br />

kazandırmıştır. Gerekli alt yapısı<br />

oluşturulmuş olan cihazımız<br />

Kalibrasyon ölçümlerinden sonra<br />

Hasta alımına hazır hale getirilmiştir.<br />

VARİAN TRİLOGY<br />

Trilogy eksternal(dışarıdan) uygulanan<br />

radyoterapide kullanılan bir lineer<br />

Accelerator (LİNAC) yani lineer<br />

hızlandırıcıdır.<br />

6MV ve 15MV foton (X ışını) ve<br />

4,6,9,12,16,20 MeV elektron enerjisi<br />

üretmektedir .<br />

Trilogy ismini donanım özellikleri<br />

sayesinde 3 farklı tedaviyi de<br />

yapabilmesinden dolayı almıştır. Bu<br />

tedaviler IMRT ,IGRT ,SRS tir.<br />

Bu tedavilerin yanında Rapidarc<br />

lisansıyla beraber cihazımızda<br />

Modulated Arc Therapy (VMAT) de<br />

yapılabilmektedir.<br />

Bu tedavi şekillerini kısaca özetlersek;<br />

Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi (IMRT)<br />

Vücudun bazı bölgelerinde tümör ve<br />

çevre normal dokular birbirine çok<br />

yakın olabilirler. Böyle bir durumda<br />

3B KRT’de olduğu gibi üç boyutlu<br />

görüntüler oluşturulduktan sonra<br />

lineer hızlandırıcı tarafından üretilen<br />

ışının alan boyunca yoğunluğunun<br />

değiştirilmesi ve ayarlanması<br />

sağlanır. Bu prensiple oluşturulan<br />

tedavi tekniğine yoğunluk ayarlı<br />

radyoterapi (IMRT) denir. IMRT tekniği<br />

sayesinde tümöre istenilen yüksek doz<br />

verilirken tümör sağlam doku birleşim<br />

bölgesinde ani doz düşmesi sayesinde<br />

ve çoklu alan kullanımı ile komşu<br />

normal dokularda dozların düşük<br />

seviyede tutulması sağlanır.<br />

Görüntü Kılavuzluğunda Radyoterapi<br />

(IGRT)<br />

Bu yöntemle hastanın tedavi<br />

öncesinde alınan görüntüleri ile tedavi<br />

sırasında cihazdaki görüntüleme<br />

sistemleri sayesinde alınan görüntüleri<br />

karşılaştırılarak ışınlanacak bölgenin<br />

her gün uygunluğu kontrol edilir ve<br />

tedavi alanın doğruluğu sağlanır.<br />

Hasta tedavi masasındayken, kesitsel<br />

görüntü alınarak kayma hataları<br />

saptanır ve bu hatalar otomatik olarak<br />

düzeltilerek radyoterapi uygulanır.<br />

Böylece yüksek dozlar her gün aynı<br />

hedefe odaklanmış olur.<br />

Stereotaktik Radyocerrahi (SRS)<br />

ve Stereotaktik Beden Radyoterapi<br />

(SBRT)<br />

Radyocerrahi, tümörlerin ve bazı<br />

damarsal bozuklukların tedavisinde<br />

kullanılan bir radyoterapi tekniğidir.<br />

Bu teknikte çok yüksek dozlarda<br />

yoğunlaştırılmış iyonize radyasyon,<br />

odaklı bir ışınlama tekniği ile hedefe<br />

yöneltilir. Radyocerrahi beyindeki<br />

lezyonların tedavisinde kullanıldığında<br />

stereotaktik radyoterapi (SRS/SRT),<br />

vücuttaki lezyonların tedavisi için<br />

kullanıldığında stereotaktik vücut<br />

radyoterapisi (SBRT) adını alır. Sağlıklı<br />

dokuların maruz kaldığı radyasyon<br />

oranı en aza indirilerek birkaç seansta<br />

gerçekleştirilen radyocerrahinin<br />

tedavi sonuçları, doğru seçilmiş hasta<br />

gruplarında ve iyi bir uygulama ile<br />

cerrahi sonuçları ile eşdeğerdir.<br />

Rapidarc<br />

Volümetrik Yoğunluk Ayarlı Ark<br />

Tedavisi (VMAT) anlamına gelmekte<br />

olup çok kısa zamanda görüntü<br />

kılavuzluğunda yoğunluk ayarlı<br />

radyoterapi yapılmasına olanak<br />

sağlayan bir ışınlama tekniğidir.<br />

Rapidarc ile görüntü alma ve tedavi<br />

süreleri toplam 4 dakika gibi çok kısa<br />

bir sürede tamamlanabilmektedir.<br />

Cihazın hasta etrafında bir veya<br />

daha fazla dairesel olarak dönmesi<br />

ile gerçekleştirilen bu teknikte<br />

tümörün daha hassas ve yüksek<br />

dozda ışınlanması sağlanırken komşu<br />

normal dokuların da yüksek oranda<br />

korunması sağlanır.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

63


AKTÜEL<br />

Funda DURMAZ<br />

“DEĞİŞİM TASARIMCISI”<br />

ALLAH’IN EN BÜYÜK LÜTFU: NEFES<br />

Ne mutlu bize..<br />

Her sabah güneşin doğuşunu<br />

görüyoruz, nefes alıyoruz ve yeni bir<br />

güne yepyeni düşüncelerle uyanıyoruz.<br />

Belki yeni umutlar, hayaller ve daha<br />

fazlası.. Her geçen gün güne bilinçli<br />

olarak doğan yalnızca güneş değil<br />

elbette..<br />

Her an aldığımız ve farkına bile<br />

varmadığımız nefes, Allah’ın bize<br />

verdiği en büyük lütuf.. Şükredecek<br />

ne çok şeyimiz var. Fakat biz o şükrü<br />

ve yaşatacaklarını çok çok uzaklarda<br />

arıyoruz.. Sanki mutlu olmak ve<br />

gülümsemek için hiç sebebimiz<br />

yokmuş gibi.. Şikayetler ediyoruz çoğu<br />

zaman…Sanki sahip olduğumuz, sahip<br />

olacağımız hiçbir şey yokmuş gibi..<br />

Halbu ki ne çok şeyimiz var ! Kim bilir<br />

farkına varamadığımız ?<br />

Peki, neden böyleyiz(?)<br />

Korku maalesef korku !<br />

En önemli sorunlarımızdan birisidir.<br />

Korkuyu önleyebilir, yok edebilir,<br />

onunla yaşamayı öğrenebilir miyiz ?<br />

Ölüm, iflas, işsiz kalmak, yalnızlık,<br />

kaybetme, terk edilme, boşanma,<br />

hastalık, tüm yaşamımızda ne çok<br />

korku var..<br />

Aman Allah’ım (!)<br />

Bunlardan korkmak bir açıdan<br />

doğal gibi görünebilir, ama korkuyla<br />

yaşanmaz bunu da belirtmek isterim.<br />

Allah’ın en büyük lütfu nefes olduğu<br />

için, Allah ın en büyük lütuflarından<br />

birisi de nefes alamamak yani ölüm<br />

korkusudur .Ölüm korkusunun<br />

arkasında zaman korkusu ve<br />

yaşayamamışlık yatar. Yetmiş yıllık<br />

yaşam, 1/3 ü uyku, yirmi yılı eğitim,<br />

çalışma, aile ve evlilik derken;<br />

hayallerimizi ertelediğimizi düşünür,<br />

korkmaya başlarız çünkü hayat<br />

geçmektedir. Bu nedenle ölmeden<br />

önce yapılacaklar listeleri yayılmaya<br />

başladı. Güzelliğin, sevginin, neşenin,<br />

mutluluğun yaşanmasına izin vermez.<br />

Aslında yaşanmamış bir yaşamdan<br />

korkuyoruz, bu yüzden de hayatı<br />

doyasıya yaşamalıyız.<br />

Dünyanın sonumu geliyor (?)<br />

Elbet gelecek, biz o günleri görür<br />

müyüz bilinmez. Konfüçyüs ‘ün<br />

dediği gibi biz de onunla birlikte<br />

sona ereceğiz, endişelenecek bir<br />

şey kalmıyor geriye.. Korkmak yerine<br />

Dünyamıza sevgiyle yapılacaklara<br />

odaklanmak daha doğru.. Her zaman<br />

olmakla olmamak arasında fark<br />

var.. Biz olanlardan olalım, olgun<br />

olalım.. Ve öyle düşünelim, çünkü;<br />

olgunluk kendimizi korkuyla bağlantılı<br />

her şeyden koparmamızı sağlar.<br />

İçimizi dinlemeli, davranışlarımızı<br />

ve inançlarımızı izlemeliyiz. Bunlar<br />

gerçeklere, deneyimlere mi yoksa<br />

korkulara mı dayanıyor bunu iyi<br />

bilmeli, iç dünyamızı tanımalı ve<br />

kendimizle derinleşmeliyiz.. Bilmek;<br />

korkusuz, sevgi dolu ve başarılı olmayı<br />

kendiliğinden getirir.<br />

Şimdi hemen oturun, korkularınızın<br />

bir listesini yapın(!)<br />

Hastalık, ölüm, ayrılık, aldatılma,<br />

parasızlık, işsizlik hepsini listeleyin.<br />

Ya başaramazsam, ya olmazsam, ya<br />

beni terk ederse gibi hayatınızdaki<br />

tüm korkuları yazın.<br />

64<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

Korkularınız nereden geliyor, ne<br />

mesaj veriyor, odaklanın.<br />

Üzerlerinde bilinçli düşünün,<br />

yersiz korkularınızı bırakın ve<br />

olgunlaşın. Örneğin öldüğünüzde ne<br />

olacağını tam olarak bilmiyorsanız,<br />

bilmediğimiz bir şeyden neden<br />

korkuyoruz? Korkuların sonucunda<br />

panik atak, kaygı bozuklukları,<br />

odaklanamama, stres ve öfke gibi<br />

durumlar ortaya çıkar. Bu durumda ve<br />

tüm yaşamımızda , nefes egzersizleri<br />

sağlıklı yaşamanızı hem de nefes<br />

kontrolü ile farkındalık kazanmanızı<br />

sağlayacaktır. Kontrolün bizde<br />

olmadığı sistemleri vücut ısınızı,<br />

kalp atış hızınızı, tansiyonunuzu,<br />

hormon salgılarınızı azaltabilir ve<br />

çoğaltabilirsiniz. Zinde, mutlu,<br />

huzurlu olabilmek için diyafram nefesi<br />

almak son derece önemli.<br />

Nefes egzersizleri önemli (!)<br />

Nefes egzersizleri önemli. Çünkü;<br />

dikkat, motivasyon, odaklanma, bilgiyi<br />

hafızaya kodlama, sınav anı heyecanı<br />

durdurma ve kontrol altına alma,<br />

doğru ve düzgün konuşma ve sporda<br />

başarılı olma gibi olumlu katkıları var.<br />

Satrançta, yüzmede, atletizmde nefes<br />

kontrolü ve nefes egzersizleri artı<br />

başarı sağlıyor. Nefes egzersizlerini<br />

yaşınız kaç olursa olsun, çok kolay<br />

öğrenip hayatınıza geçirebilirsiniz.<br />

Mevlana’mızın dediği gibi;<br />

“Sen düşünceden ibaretsin,<br />

Geri kalan et ve kemiksin,<br />

Gül düşünürsen gülistan olursun,<br />

Diken düşünürsen diken olursun.”<br />

Korkuyla hareket ederek büyüyemeyiz,<br />

gelişemeyiz, keşfedemeyiz, işimizde<br />

ilerleyemeyiz. Dünya tarihindeki onca<br />

keşfe bakın, korkunun esiri olsa insan;<br />

kim bilir şimdi nerede olurdu ya da<br />

şuan gelebildiği noktaya gelebilir<br />

miydi? Daha çok yaşayın, ertelemeyin,<br />

daha yoğun yaşayın, sevgi dolu<br />

yaşayın.<br />

Ölmek cesaret gerektiren bir<br />

şey değil, yaşarken ölmeyin,<br />

esas cesaret gerektiren doyasıya<br />

yaşamaktır.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

65


AKTÜEL<br />

Çocukluk çağı yüksek tansiyonun<br />

sebebi böbrek reflüsü<br />

İdrar kesesi içinde depolanan idrarın geriye doğru idrar kanalları ve<br />

böbreğe doğru kaçmasına vezikoüreteral reflü (VUR) ya da böbrek reflüsü<br />

deniyor. İstanbul Aydın Üniveristesi Florya Hastanesi Üroloji Uzmanı<br />

Prof. Dr. Semih Ayan, bu hastalığın daha çok genetik olarak oluştuğunu<br />

belirterek teşhisinin anne karnında da koyulabildiğini söyledi.<br />

Böbrek reflüsü, böbreğe bakteri<br />

ulaşmasını kolaylaştırarak<br />

böbrekte efeksiyonlar<br />

oluşmasına, böbrek dokusunda<br />

kalıcı hasara neden olurken, böbrek<br />

fonksiyonunda azalmaya ve idrar<br />

kanallarıyla böbreğin genişlemesine<br />

yol açıyor. İstanbul Aydın Üniveristesi<br />

Florya Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof.<br />

Dr. Semih Ayan, böbrek reflüsünün<br />

en önemli nedeninin böbrekten idrar<br />

kesesine idrarı taşıyan kanalının idrar<br />

kesesi ile birleştiği kısımda doğumsal<br />

bir gelişim kusurunun bulunması<br />

olduğunu kayderek, hastalıkla ilgili<br />

önemli bilgiler verdi:<br />

Kardeşinde görülme riski yüzde 30<br />

Böbrek reflüsünün, genetik olarak<br />

oluştuğu ve bu nedenle aynı aile içinde<br />

görülme sıklığının normalden daha<br />

yüksek olduğu bilinmektedir. Böbrek<br />

reflüsü (VUR) olan bir çocuğun,<br />

kardeşinde de aynı durumun görülme<br />

olasılığı yüzde 30 civarındadır ve bu<br />

nedenle bu hastalık teşhis edilen<br />

çocukların kardeşleri de mutlaka<br />

kontrol edilmelidir.<br />

Teşhis anne karnında koyulabiliyor<br />

Günümüzde hemen hemen<br />

tüm gebeliklerde ciddi bir takip<br />

yapılıyor olması bebek henüz anne<br />

karnındayken böbreklerindeki sorunun<br />

tespitini de kolaylaşıyor. Kadın doğum<br />

uzmanı hekimlerimizden böbrek<br />

genişlemesi nedeni ile takip etmemiz<br />

için bize gönderilen fötüslerin bir<br />

kısmında doğum sonrası testlerle<br />

böbrek reflüsü teşhis edilmektedir.<br />

Doğum öncesi böyle bir şüphe<br />

duyulmayan bir bebeğin ateşli idrar<br />

yolu enfeksiyonu geçirmesi halinde<br />

ise mutlaka böbrek reflüsünden<br />

şüphelenmek gerekir.<br />

Kız çocuklarında daha yaygın<br />

En sık karşılaştığımız hasta grubu,<br />

okul öncesi yaşta sık tekrarlayan<br />

enfeksiyonlar ile gelen kız<br />

çocuklarıdır. Bu çocuklarda gündüzgece<br />

idrar kaçırmaları da görülebilir<br />

ve genellikle kabızlık da tabloya eşlik<br />

eder. Teşhis için yapılan çalışmalara<br />

çocuklar için hiçbir yan etki ve zararı<br />

olmayan ultrasonografi ile başlanır<br />

ve bu yöntemle böbrekte genişleme<br />

görülebilir. Ancak ileri derecede<br />

olmayan reflülerde bu bulgu ortaya<br />

çıkmayacağı için, ultrasonografi<br />

teşhis için yeterli değildir. Bebekler<br />

ve çocuklar için biraz zahmetli<br />

olmakla birlikte şu anda tüm dünyada<br />

böbrek reflüsü şüphesi olanlar için<br />

kullanılabilen en iyi teşhis yöntemi,<br />

idrar kanalından mesaneye ince<br />

bir kateter takılması ile ilaç verilip,<br />

doldurma ve işeme esnasında<br />

görüntülerin alınması şeklinde yapılan<br />

radyolojik uygulamadır.<br />

Çocukluk çağındaki yüksek<br />

tansiyonun sebebi<br />

Tedavide öncelikli amacımız böbrek<br />

reflüsüne yol açabilecek mesane<br />

problemleri olup olmadığını anlamak<br />

ve bunları çözmek olmalıdır. Mesane<br />

çıkışında tıkanıklığa neden olan<br />

anormallik varsa ortadan kaldırılır,<br />

aşırı kasılmalar oluyorsa gevşetici<br />

ilaç tedavisi başlanabilir. Tedavi<br />

için cerrahi müdahale gereken<br />

durumlarsa şöyledir; birincisi teşhis<br />

edildiğinde yüksek dereceli olan<br />

VUR’ler, ikincisi 3. derecede olsa da iki<br />

taraflı olan ya da ağır böbrek dokusu<br />

kaybı olan ve böbrekte yeni enfeksiyon<br />

risklerinin göze alınamadığı durumlar<br />

ve üçüncüsü ise koruyucu antibiyotik<br />

tedavisine rağmen engellenemeyen<br />

enfeksiyon ataklarının olması. Ayrıca<br />

VUR’a bağlı olarak böbrekte doku<br />

kaybı olan çocukların kan basıncı<br />

ölçümleri de mutlaka düzenli olarak<br />

yapılmalıdır. Çocukluk çağında yüksek<br />

tansiyonun başta gelen nedenlerinden<br />

birisinin böbrek reflüsü ve geçirilmiş<br />

enfeksiyonlar sonrası skar (yara izi)<br />

gelişimi olduğu unutulmamalıdır.<br />

66<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

Reason for childhood high blood<br />

pressure is kidney reflux<br />

Back flushing of urine stored in the bladder, towards the urinary tracts<br />

and the kidneys is called vesicoureteral reflux (VUR) or kidney reflux.<br />

Istanbul Aydın University Florya Hospital, Urology Specialist Prof. Dr.<br />

Semih Ayan, said this disease is caused more by genetics and can be<br />

diagnosed during pregnancy.<br />

While Kidney reflux makes it<br />

easy for bacteria to reach<br />

the kidney and cause kidney<br />

infections, permanent damage to the<br />

renal tissue, it also opens the way<br />

for kidney functions to deteriorate<br />

and enlarges the kidney through<br />

the urinary tracts. Istanbul Aydin<br />

University Florya Hospital Urology<br />

Specialist Prof. Dr. Semih Ayan noting<br />

that the most important reason is<br />

a birth defect where the tract that<br />

carries the urine meets the bladder,<br />

gave important information related to<br />

this disorder:<br />

The risk of it being seen in a sibling<br />

is 30 percent<br />

Kidney reflux is formed genetically<br />

and because of that, incidents within<br />

a family are higher than normal. A<br />

child with kidney reflux (VUR), having<br />

a sibling with the same affliction is<br />

around 30 percent and because of<br />

that when a child is diagnosed, other<br />

siblings must also be tested.<br />

Diagnosis can be made during<br />

pregnancy<br />

Presently, the serious follow-up<br />

during almost all pregnancies<br />

makes it easier to detect any kidney<br />

problems the baby may have while still<br />

in the mother’s tummy. A number<br />

of fetuses that are sent to us for a<br />

follow-up by obstetricians due to<br />

kidney enlargements are diagnosed<br />

with kidney reflux by tests conducted<br />

after birth. In a baby, who has a<br />

feverish urinary tract infection but<br />

showed no indication before birth,<br />

kidney reflux should be suspected.<br />

It is more common in female<br />

children<br />

The most common patient group<br />

that we see with frequent recurring<br />

infections in the pre-school age<br />

is female children. Day and night<br />

incontinence may be present in<br />

these children and constipation may<br />

accompany thereto. The work for<br />

diagnosis starts with ultrasonography<br />

that has no side effects and harm for<br />

the children and with this method<br />

enlargement of the kidney may be<br />

seen. However, because this finding<br />

will not be present in reflux that is<br />

not advanced, ultrasonography is not<br />

enough for diagnosis. Even though<br />

it is a bit inconvenient for babies and<br />

children, presently the best diagnostic<br />

method for suspicion of kidney reflux,<br />

used all over the world, is a radiology<br />

application where medication is<br />

administered<br />

through a<br />

catheter installed<br />

from the urinary<br />

tract to the<br />

bladder and<br />

visuals taken<br />

during filling and<br />

emptying actions.<br />

The cause of high<br />

blood pressure<br />

in childhood<br />

Our objective in<br />

treatment should<br />

be to understand if there are any<br />

bladder issues that may cause kidney<br />

reflux and if so, to resolve them. If<br />

there is a blockage at the exit from<br />

the bladder it should be eliminated, if<br />

there are excessive contracting taking<br />

place, relaxant drug treatment may<br />

be started. These are the surgical<br />

treatments that are necessary; first<br />

one is when VUR is high level at<br />

time of diagnosis, second one is for<br />

situations where even though it is at<br />

level 3 but it is two sided, or there<br />

is high level of renal tissue loss and<br />

new infections in the kidney cannot<br />

be risked and the third one is due<br />

to infection attacks that cannot be<br />

stopped with anti-biotic treatments.<br />

Also, in children with renal tissue loss<br />

related to VUR, blood pressure must<br />

be monitored regularly. The fact that<br />

one of the leading causes of childhood<br />

high blood pressure is kidney reflux<br />

and scarring developed from past<br />

infections, must never be forgotten.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

67


SAĞLIK<br />

HEMOROİTE DOĞAL ÇÖZÜM: PROPOLİS<br />

Günümüzün en yaygın rahatsızlıklarından biri olan hemoroit sorunu,<br />

erken farkındalıkla ciddi boyuta ulaşmadan çözülebiliyor. Yara<br />

iyileştirmeyi hızlandırıcı özelliği insanoğlu tarafından binlerce yıldır<br />

bilinen ve bilinen en iyi doğal antibakteriyellerden biri olan Propolis,<br />

içeriğindeki 150 farklı doğal etken bileşik ile hemoroit rahatsızlığına<br />

etkili çözüm sunuyor.<br />

Genetik faktörler, çalışma<br />

koşulları, fazla kilolar ve<br />

hareketsiz yaşam nedeniyle<br />

ortaya çıkan hemoroit, günümüzde<br />

en yaygın rahatsızlıklardan biri<br />

haline geldi. Toplumun yüzde 75’inin<br />

hayatının bir döneminde mutlaka<br />

bu rahatsızlıkla tanıştığını belirten<br />

uzmanlar, hemoroitin kadın ve<br />

erkeklerde eşit olarak görüldüğüne<br />

dikkat çekiyor.<br />

Doğal takviye<br />

Bağışıklık sistemini ve cilt sağlığını<br />

desteklemek için de kullanılan<br />

Propolis’in yara iyileştirmeyi<br />

hızlandırıcı özelliği yapılan<br />

araştırmalarla da ortaya konulmakta.<br />

Özellikle sindirim sistemindeki<br />

iç yaralara karşı kullanılan<br />

Propolis, bu sayede mide-bağırsak<br />

sorunlarında destekleyici takviye<br />

görevi görülebiliyor. Uzmanlar,<br />

hemoroit sorunlarına karşı da uzun<br />

süredir kullanımı bilinen bu mucizevi<br />

maddenin hemoroit problemlerinde,<br />

yara iyileştirici, antiinflamatuar<br />

(iltihapla savaşan), kılcal damarları<br />

güçlendirici, antioksidan ve<br />

antibakteriyel özellikleri sayesinde<br />

son derece ideal bir doğal takviye<br />

olarak kullanıldığını dile getiriyor.<br />

Şifası tarih kadar eski<br />

Reçineli ve mum kıvamında olan,<br />

arılar tarafından ağaçların tomurcuk<br />

ve kabuklarından toplanan bir madde<br />

olan Propolis’i arılar, kovandaki<br />

çatlakların kapatılması, zararlı<br />

bakteri, virüs ve mantarlardan kovanın<br />

korunması amacıyla kullanıyor.<br />

İnsanoğlu tarafından binlerce<br />

yıldır bilinen Propolis’i, Asur’lular<br />

yara iyileştirmek için, Mısırlılar<br />

mumyalama için kullandı. Eski Yunan<br />

yazıtları bu maddeyi iltihaplanan<br />

yaralar ve çürükler için kür olarak<br />

tanımlarken Roma’da yara üzerine<br />

konulan lapa benzeri karışımın<br />

yapımında kullanıldı. Avrupa’daki 12.<br />

yüzyıl kayıtları ise Propolis’in ağız ve<br />

yara enfeksiyonlarının tedavisinde<br />

kullanıldığından bahsediyor.<br />

Propolis içerikli kremler hızlı etki<br />

ediyor<br />

Yağ bazlı uygun taşıyıcılar (saf<br />

vazelin ve lanolin) ile Propolis –<br />

papatya ekstreleri içeren kremler, bu<br />

sayede hemoroit nedeniyle oluşan<br />

kanama, yanma, kaşıntı ve kanama<br />

gibi semptomlarının başarıyla<br />

yok edilmesini sağlıyor. Florence<br />

Nightingale Hastaneleri Genel<br />

Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ediz Altınlı<br />

‘Propolis’e dikkat çekerek bilinen<br />

en iyi doğal antibakteriyellerden biri<br />

olan bu maddenin genel bağışıklık<br />

güçlendirici olarak yara iyileştirme<br />

gibi birçok nedenle kullanıldığını,<br />

ayrıca antioksidan ve ödem giderici<br />

özellikleri bulunduğunu vurguluyor.<br />

Prof. Dr. Altınlı, “Cerrahi<br />

müdahalenin gerekmediği hemoroit<br />

rahatsızlıklarında kullanılan propolis<br />

içerikli kremler, birinci ve ikinci<br />

derece hemoroit hastalarının yüzde<br />

87’sinde rahatsızlığın kaybolmasına<br />

yardımcı oluyor. Rektal mukoza<br />

tahrişini azaltan ve bu yolla iyileşmeyi<br />

hızlandıran propolis içerikli kremler<br />

hamileler dahil olmak üzere tüm yaş<br />

gruplarınca rahatlıkla kullanılabilir”<br />

şeklinde belirtti.<br />

68<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

GET RID OF HEMORRHOIDS FOREVER BY USING<br />

THIS EFFECTIVE NATURAL REMEDY: PROPOLIS<br />

Hemorrhoids are a very common disease, and around twelve percent<br />

of the world’s population will develop hemorrhoids during a lifetime.<br />

Hemorrhoids develop as a result of swollen and inflamed veins around<br />

the anus. This can be caused by straining, weight gain, prolonged sitting,<br />

and diarrhea. Once these veins are inflamed and swollen, they are also<br />

called piles, since they often resemble a bunch of grapes or stones.<br />

If you’ve ever found yourself suffering<br />

from hemorrhoids, then you know<br />

how uncomfortable they can be.<br />

Pressure, itching, and pain are<br />

common symptoms of this condition,<br />

as well as bleeding around the anus.<br />

While men typically experience this<br />

condition, women often develop<br />

hemorrhoids during pregnancy,<br />

due to the pressure of the enlarged<br />

uterus. Honey is not only a delicious<br />

treat and food additive. It has been<br />

used for centuries as an antiseptic,<br />

and is well-known for healing both<br />

hemorrhoids and anal fissures.<br />

Raw, unprocessed honey is the best<br />

choice for this recipe, and if you can,<br />

purchase Mukuna or buckwheat honey,<br />

which are the most beneficial.<br />

Propolis<br />

Our friends the bees also produce<br />

the second ingredient in this helpful<br />

recipe- propolis. While making honey,<br />

bees also make this substance, which<br />

comes from the sap of evergreens.<br />

Bees combine beeswax and this sap<br />

into a sticky product that is sued to<br />

coat their hives. Like honey, propolis<br />

has been used since ancient times to<br />

treat abscesses, wounds, and tumors.<br />

Because the sap used to make<br />

propolis protects trees for infection,<br />

it has been proven in various medical<br />

studies to fight infection in humans<br />

as well. St. John’s wort is a shrub<br />

found in Europe, Asia, Africa, and the<br />

western United States. The oil derived<br />

from this plant is antibacterial and<br />

reduces inflammation. In addition to<br />

fighting the inflammation and swelling<br />

associated with hemorrhoids, it has<br />

also been shown to relieve minor skin<br />

irritations and wounds.<br />

How to use your natural ointment<br />

Soak a piece of gauze in your mixture<br />

and apply it to your anus at night.<br />

Repeat this procedure every night,<br />

and be sure to remove the gauze<br />

each morning when you wake up. You<br />

may do this every night until your<br />

hemorrhoids are cured.<br />

Propolis-containing creams<br />

are fast acting<br />

Creams containing propolischamomile<br />

extracts with appropriate<br />

oil-based carriers (pure vaseline<br />

and lanolin), as well as bleeding,<br />

burning, itching and bleeding due<br />

to hemorrhoids, are successfully<br />

eliminated. Attracting attention<br />

to Propolis, Florence Nightingale<br />

Hospitals General Surgery Specialist<br />

Dr. Prof. Dr. Ediz Altınlı emphasizes<br />

that this material, which is one of the<br />

best natural antibacterials known,<br />

is used for many reasons such as<br />

wound healing as a general immunity<br />

enhancer and also has antioxidant<br />

and anti-edema properties.<br />

Professor Altınlı said, “Propoliscontaining<br />

creams used in<br />

hemorrhoid disorders, where<br />

surgical intervention is not needed,<br />

helps to relieve discomfort in 87<br />

percent of first- and second-degree<br />

hemorrhoids. Propolis-containing<br />

creams that reduce rectal mucosa<br />

irritation and accelerate healing in<br />

this way can be easily used by all age<br />

groups, including pregnant women.”<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

69


AKTÜEL<br />

HASTANE SAYISI ARTIYOR<br />

On sekiz yıldır Küçükyalı’da<br />

hizmet vermekte olan, İBNİ<br />

SİNA Sağlık Grubu engin<br />

tecrübesiyle büyük bir atılım yaparak,<br />

Kartal’da tam teşekküllü yeni bir<br />

hastaneyi halkın hizmetine açıyor.<br />

Hastane; elli altı yatak kapasiteli,<br />

üç ameliyathane, iki doğumhane,<br />

yeni doğan ve erişkin yoğun<br />

bakım, görüntüleme merkezi,<br />

biyokimya laboratuarı ve ambulans<br />

hizmetleri ile bölgede sağlık<br />

alanıyla halkın ekonomik gücünü<br />

zorlamayacak şartlarda, kaliteli,<br />

güvenilir ve branşlarında uzman<br />

hekim kadrosuyla yola çıktı. İBNİ<br />

SİNA Sağlık Grubu Yönetim Kurulu<br />

Başkanlığını yapan Tevfik Sulu, yıllarca<br />

danışmanlığını yaptığı merhum Adnan<br />

Kahveci ile geliştirdiği “çalışanın iş<br />

yenine ortak olması” projesini yeni<br />

hastanesiyle hayata geçiriyor. On<br />

sekiz yıldan beri beraber çalıştığı<br />

bir kısım mesai arkadaşlarını;<br />

başhekimden aşçısına, muhasebe<br />

müdüründen banka görevlisine,<br />

diş hekiminden hemşiresine yeni<br />

hastanesine ortak yaparak, kimsenin<br />

kabullenemediği örnek bir davranış<br />

sergiledi. Çevresinde oldukça heyecan<br />

uyandıran bu davranışı, büyük takdir<br />

topladı.Hastanenin açılışına, saygın<br />

akademisyenler ses sanatçıları,<br />

bestekarlar ve bürokratların yanı<br />

sıra bazı politikacıların da yoğun<br />

iştiraki bekleniyor. Tevfik Sulu, “hasta<br />

memnuniyetini her şeyin üzerinde<br />

tutarak, kapıdan giren herkesi misafir<br />

olarak kabul edip, hizmet vereceğiz”<br />

dedi.<br />

Tevfik Sulu<br />

70<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

GRİBİ HAFİFE ALMAYIN !<br />

Astım, KOAH, şeker hastalığı ya<br />

da kronik kalp hastalıklarının<br />

dışında hastaneye en çok<br />

yatanlar arasında Grip hastaları<br />

mevcut. Grip hastalığına ve grip<br />

aşısına dikkat çekmek için haberimize<br />

Medical Park Fatih Hastanesi İç<br />

Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr.<br />

M. Genco Erdem’in grip hakkında<br />

söylediklerine yer verdik :<br />

Sonbahar geldi çattı; grip aşısı<br />

tartışmaları alevlendi. Her yıl olduğu<br />

gibi bu yıl da “grip aşısı olmayın!”<br />

diyen meslektaşlarımı şaşkınlıkla<br />

izliyorum. Grip, nam-ı diğer influenza,<br />

influenza virüsünün sorumlu<br />

olduğu ciddi bir hastalıktır. İnfluenza<br />

tiplerinden A ve B bizim bildiğimiz<br />

gribin esas sorumlularıdır. İnfluenza<br />

A virüsü, meşhur domuz gribi (H1N1,<br />

H1N2, H3N1, H3N2 ve H2N3) ve kuş<br />

gribi (H5N1 ve H7N9)<br />

tiplerini barındırır;<br />

Dünya’daki tüm ünlü<br />

grip salgınlarından<br />

sorumludur. İnfluenza<br />

B virüsü ise genellikle<br />

genç erişkinlerde ve<br />

çocuklarda hastalık<br />

yapar.<br />

Tarihteki Unutulmaz Grip<br />

Salgınları<br />

Grip çağlar boyunca grip,<br />

insanoğlunun baş belası<br />

olmuştur:<br />

• 1889-1990 yıllarında<br />

görülen Rus Gribi<br />

(H3N8/H2N2), 1 milyon<br />

insanı öldürdü.<br />

• 1918-1920 yılları<br />

arasında görülen İspanyol gribi<br />

(H1N1), 20 – 100 milyon insanı<br />

öldürdü.<br />

• 1957-1958 yılları arasında görülen<br />

Asya gribi (H2N2), 1 – 1,5 milyon<br />

insanı öldürdü.<br />

• 1968-1969 yıllarında görülen Hong-<br />

Kong Gribi (H3N2), yaklaşık 1 milyon<br />

insanı öldürdü.<br />

• 2009 yılında görülen H1N1 kaynaklı<br />

Domuz Gribi Salgını 100 bin ila 400 bin<br />

arasında insanın ölümünden sorumlu<br />

oldu.<br />

6 Aydan Büyük Olan Herkes…<br />

Gripten korunmanın ilk ve en önemli<br />

basamağı, 6 aylıktan büyük olan (ve<br />

aşı olmasına engel bir sağlık durumu<br />

olmayan) herkesin grip aşısı olmasıdır.<br />

Özellikle aşı olması önerilen kişiler:<br />

• 6-59 aylık çocuklar<br />

• 50 yaşın üstündeki yetişkinler<br />

• KOAH ve astım hastaları<br />

• Şeker hastaları<br />

• Kalp hastaları<br />

• Böbrek, karaciğer veya kan hastalığı<br />

olan kişiler<br />

• Felç geçirmiş kişiler<br />

• Bağışıklık sistemi baskılanmış<br />

kişiler (kemoterapi alanlar, steroid<br />

kullananlar veya HIV ile enfekte<br />

hastalar)<br />

• Grip mevsiminde gebe kalanlar veya<br />

gebe kalacaklar<br />

• Bakım evi sakinleri<br />

• İleri derecede obez olan kişiler (VKİ<br />

40’tan büyük olanlar)<br />

• Risk altındakilerin bakıcıları ve<br />

temas ettikleri kişiler<br />

• Sağlık personeli<br />

• 5 yaşın altındaki çocukların aileleri<br />

ve bakıcıları<br />

• Bu listede yer alan yüksek riskli<br />

kategorilerden birinde olan kişilerle<br />

aynı evde yaşayan kişiler<br />

Grip Aşısının Faydaları<br />

Grip aşılaması, grip olsanız dahi<br />

hastalığı hafif geçirmenizi; grip<br />

nedeniyle hastaneye yatırılmışsanız<br />

hastanede daha kısa süre kalmanızı<br />

sağlar. <strong>2017</strong> yılında yapılan bir<br />

çalışmada bu net olarak gösterilmiştir.<br />

• 2014 yılında yapılan bir çalışma, grip<br />

aşısının 2010-2012 yılları arasında<br />

çocuklarda griple ilişkili yoğun bakım<br />

ünitesine yatma riskini yüzde 74<br />

oranında azalttığını gösterdi.<br />

• 2016 yılında yapılan bir başka<br />

çalışma ise grip aşısı olan 50<br />

yaşından yaşlı kişilerin, grip nedeniyle<br />

hastaneye yatma riskini yüzde 57<br />

oranında azalttığını gösterdi.<br />

• Aşılama kalp hastalığı olan<br />

hastalarda kalp krizlerinin daha<br />

düşük oranlarda oluşmasına neden<br />

oldu.<br />

72<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


SAĞLIK<br />

ANNE SÜTÜ ÖNEMLİ<br />

Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr.<br />

Gonca Özmen anne sütünün önemini vurguladı :<br />

Hastalıkların kol gezdiği sonbahar ve kış mevsiminde, henüz<br />

tam olarak gelişmemiş bağışıklık sistemleriyle bebekler en<br />

büyük risk grubunda yer alıyor. Bu nedenle vücutlarının en<br />

önemli savunma mekanizması olan bağışıklık sistemlerinin<br />

bilinçli şekilde güçlendirilmesi çok önemli. Anne ve babaların<br />

bebeğe karşı en önemli sorumluluğu ise; hastalıklara karşı<br />

tek mücadele silahı olan bağışıklık sisteminin gelişimine<br />

destek vermek.<br />

Vücudu koruyan kalkan: Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık<br />

sisteminin gelişimi anne karnında başlar.Bağışıklık sistemi<br />

vücudun savunma sistemidir ve bağışıklık sisteminin gelişimi<br />

anne karnında başlar. İlk aylarda bağışıklık sistemi zayıftır<br />

ve zamanla geçirilen enfeksiyonlar ile giderek olgunlaşarak,<br />

vücudu korumaya başlar. Annenin gebelikteki beslenmesi,<br />

geçirdiği enfeksiyonlar ve stresi bağışıklık sisteminin<br />

oluşmasında etkili olur. Bebek doğduktan sonra da çocuğun<br />

beslenmesi, yaşadığı ortamın fiziksel durumu, geçirilen<br />

enfeksiyonlar, kullanılan ilaçlar ve aşılar ile bağışıklık sistemi<br />

gelişir.<br />

Yetersiz beslenme ve kronik hastalıklara dikkat :Yetersiz<br />

beslenme, çeşitli kronik hastalıklar gibi bağışıklık sistemini<br />

baskılayan durumlar dışında doğuştan bağışıklık sistemi<br />

bozuklukları da olabilir. Bu tip hastalıklar genellikle yaşamın<br />

ilk 6.-9. ayları sonrasında tekrarlayan, alt ve üst solunum yolu<br />

hastalıkları olarak karşımıza çıkar. Bunun dışında yaşamın ilk<br />

aylarında ortaya çıkan daha ağır ve acil müdahale gerektiren<br />

hastalıklar da vardır.<br />

2 yaşına kadar anne sütü: Bebeklerin güçlü bir savunma<br />

sisteminin olması için sağlıklı bir vücuda sahip olması<br />

gerekir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için; anne sütüyle<br />

iyi ve dengeli beslenmeli, hijyen kurallarına da dikkat<br />

edilmelidir. Bunların yanında bebeğin aşılanmasının ihmal<br />

edilmemesi, iyi bir uyku uyuması ve dinlenmesi sağlanmalı,<br />

mutlu-huzurlu yaşam ve sağlıklı çevre koşullarına önem<br />

verilmesi gerekir.<br />

Bağışıklık sistemini ve dengesini bozan bazı durumlar<br />

vardır. Bunlar;<br />

• Anne sütü alınmaması<br />

• Yetersiz ve dengesiz beslenme<br />

• Çocukluk çağı aşılarının yapılmaması<br />

• Yetersiz uyku<br />

• Hijyen kurallarına uymama<br />

• Kalabalık ortam<br />

• Sağlıksız çevre koşulları, sigaralı ortam<br />

• Mutsuz ve huzursuz yaşam<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

73


AKTÜEL<br />

GÖZ SAĞLIĞI OKUL BAŞARISINI ETKİLİYOR<br />

Göz sağlığı bütün hayat kalitesini etkileyen ve son derece önemli bir<br />

durum. Çocuğunuzun göz sağlığı ilgili ihmaller ileride hiç de istenmeyen<br />

sonuçlara neden olabilir. Doğumdan itibaren göz muayenesinin çok<br />

önemli olduğunu söyleyen Liv Hospital Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.<br />

Dr. Tuğrul Altan özellikle okul zamanı çocuklarda göz ardı edilen göz<br />

sağlığının çocuğun başarısını etkileyebileceğini söylüyor.<br />

Düzeltilebilecek sorunların erken<br />

tanısı tıbbın tüm diğer alanlarında<br />

olduğu gibi göz hastalıklarında<br />

da büyük önem taşıyor. Bunların<br />

başında miyopi, hipermetropi ve<br />

astigmatizma gibi kırma kusurları<br />

gelir. Eğer varsa okul çağı öncesi<br />

bu sorunların saptanması çocukluk<br />

çağında mümkün olduğu halde<br />

ileri yaşlarda tedavisi mümkün<br />

olmayan göz tembelliğine bağlı<br />

kayıpların yaşanmasına engel olur.<br />

Gözlerdeki kaymalar da bazen<br />

ebeveynler tarafından net olarak<br />

anlaşılamayabilir. Düzeltilmemiş<br />

kaymalar da görme fonksiyonunda<br />

ileri yaşlarda düzeltilemeyecek<br />

kayıplara neden olabilir.<br />

Işık hassasiyeti, gözlerde<br />

kısma varsa dikkat!<br />

En çok bilineni televizyonu yakından<br />

izlemektir. Fakat bu, TV’yi yakından<br />

izleyen tüm çocukların kırma<br />

kusuru olduğu anlamına gelmez.<br />

Çocuklar izledikleri şeye daha<br />

konsantre olabilmek için de yaklaşır.<br />

Çocuğun uzaktaki nesneleri ayırt<br />

edememesi en önemli bulgudur.<br />

Fakat bazen dikkat eksikliği, ilgisizlik<br />

görme bozuklarıyla karıştırılabilir.<br />

Kreş öğretmenleri çocuğun<br />

görmesini bazen aileden daha<br />

iyi değerlendirebilir. Çocukların<br />

gözlerini sık oğuşturması, bir yere<br />

dikkatli bakarken gözlerini kısması,<br />

normalden fazla ışık hassasiyeti ve<br />

aşırı sulanma da göz bozukluklarına<br />

işaret edebilen diğer bulgulardır.<br />

Görme kalitesi yaşam boyu başarıyı<br />

etkiler<br />

Görme derecesi ve kalitesinin<br />

yüksekliği; görsel uyaranların daha<br />

iyi, daha hızlı ve daha doğru şekilde<br />

algılanmasını sağlar. Bu da yalnızca<br />

okulda değil, tüm alanlarda ve yaşam<br />

boyunca başarıyı etkiler. İyi görme<br />

hedeflenen nesnenin görüntüsünün<br />

hızlı ve doğru bir biçimde beyne<br />

aktarılmasını ve bilginin işlenmesini<br />

sağlar. Bu da öğrenmenin hızını ve<br />

niteliğini olumlu yönde etkiler.<br />

Çocuğunuzun göz sağlığını koruyun<br />

• Uzun süre yakına odaklanmanın<br />

miyopinin gelişimini artırdığı biliniyor.<br />

Bu nedenle özellikle günümüzde<br />

çok kullanılan akıllı telefon, tablet<br />

ve bilgisayar kullanımına kısıtlama<br />

getirilmesi ve çocukların açık hava<br />

aktivitelerine yönlendirilmesi uygun<br />

olacaktır.<br />

• Ellerin gözlere teması, göz<br />

enfeksiyonlarının oluşumunda önemli<br />

bir kaynaktır. Bu nedenle çocukların<br />

buna karşı uyarılması gerekir. Çocuk<br />

gözüne eliyle çok sık temas ediyorsa<br />

bunun nedeni göz muayenesiyle<br />

araştırılmalıdır.<br />

• Çocukluk çağının en önemli<br />

sorunlarından biri de travmalardır.<br />

Travma evde, okulda veya sokakta<br />

olabilir. Eğitim ve alınacak basit<br />

koruyucu önlemlerle bu olayların<br />

çoğunun önüne geçilebilir. Bunlar<br />

delici, sivri, fırlatılabilen, patlayıcı<br />

maddelere çocukların ulaşımının<br />

ve oynamasının engellenmesi,<br />

çocukların oyun esnasında izlenmesi<br />

gibi önlemlerdir. Böyle bir olayla<br />

karşılaşıldığında da mutlaka bir göz<br />

muayenesinden geçilmesi gereklidir.<br />

• Büyük çocuklarda spor<br />

aktivitelerinde, yapılan spora uygun<br />

önlemler alınmalıdır. Örneğin<br />

yüzmede konjonktivitten korunmak<br />

için yüzücü gözlüğü, teniste hem<br />

ultraviyole ışınlarını bloke eden hem<br />

de darbelere dayanıklı gözlükler gibi.<br />

74<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

EYE HEALTH AFFECTS STUDENT SUCCESS<br />

Eye health is an extremely important condition that affects all quality of<br />

life. Neglecting your child’s eye health may cause undesirable results in<br />

the future. Declaring that eye examination is very important since birth,<br />

Professor Dr. Tugrul Altan of Eye Diseases at Liv Hospital says that eye<br />

health, which is ignored especially in school-age children, can affect the<br />

success of the child.<br />

Early diagnosis of problems that may<br />

be corrected is of great importance<br />

in eye diseases as well as in all<br />

other areas of medicine. These<br />

include myopia, hypermetropia and<br />

fracture defects such as astigmatism.<br />

Presence of these problems, if any,<br />

before school-age prevents the loss of<br />

eye libido, which can not be treated in<br />

childhood when possible in older ages.<br />

Slides in the eyes may sometimes not<br />

be clearly understood by the parents.<br />

Uncorrected shifts can also cause<br />

loss of vision in the elderly that can<br />

not be corrected.<br />

Light sensitivity, be careful if eyes<br />

are diminished!<br />

The most familiar is watching<br />

television closely. This does not mean,<br />

however, that all children watching<br />

TV closely are in breach. Children<br />

approach it to concentrate on what<br />

they see. The most important finding<br />

is that the child can not distinguish<br />

distant objects. But sometimes<br />

attention deficit, indifference can be<br />

confused with visual impairments.<br />

Nursery teachers may sometimes<br />

better evaluate the child’s view from<br />

the family. Their frequent eyebrows<br />

are other parts of the eye, eyebrows,<br />

normal light sensitivity, and excessive<br />

watering, which can point to eye<br />

disorders.<br />

better, faster and more accurately.<br />

This is not only in school, it affects<br />

success in all areas and throughout<br />

life. Good vision ensures that the<br />

image of the targeted object is<br />

transferred quickly and accurately<br />

to the brain and the information is<br />

processed. This affects the speed and<br />

quality of learning positively.<br />

Keep your child’s eye healthy<br />

• It is known that long-term close<br />

focus has improved the development<br />

of myopia. For this reason, it would<br />

be appropriate to restrict the use of<br />

smartphones, tablets and computers,<br />

which are widely used today, and to<br />

direct children to outdoor activities.<br />

• Hand contact with eyes is an<br />

important source of eye infections. For<br />

this reason, children must be warned<br />

against it. If the child is in contact with<br />

his or her hands very often, it should<br />

be investigated with eye examination.<br />

• Trauma is one of the most important<br />

problems of childhood. Trauma can<br />

be at home, at school or on the street.<br />

With education and simple protective<br />

measures to be taken, most of these<br />

events can be prevented. These<br />

are precautions such as punishing,<br />

pointed, throwable, explosive materials<br />

to prevent children from reaching<br />

and playing, and watching children<br />

during play. When such an event<br />

is encountered, it is absolutely<br />

necessary to go through an eye<br />

examination.<br />

• In older children, precautions<br />

should be taken in sports activities,<br />

in accordance with the spore. For<br />

example, swimmer glasses to protect<br />

against conjunctivitis in the face, such<br />

as those that block both the ultraviolet<br />

rays and the puncture-resistant<br />

glasses.<br />

Vision quality influences lifetime<br />

success<br />

The degree of sight and height;<br />

enabling visual stimuli to be perceived<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

75


AKTÜEL<br />

UZUN YAŞIN SIRRI ZEYTİNYAĞI<br />

Zeytinyağının faydaları saymakla bitmiyor, ömrü uzatıyor, kalp damar<br />

hastalıklarına iyi geliyor, doğal bir anti aging etkisi yapıyor. Liv Hospital<br />

Beslenme ve Diyet Uzmanı Serap Güzel zeytinyağının faydalarını anlattı.<br />

Liv Hospital Beslenme ve<br />

Diyet Uzmanı Serap Güzel<br />

Yemekleri zeytinyağı ile yapın<br />

Tükettiğimiz yağlar bitkisel<br />

ve hayvansal kaynaklı olmak<br />

üzere iki çeşittir. Artık sağlık için<br />

faydası kanıtlanmış olan bitkisel<br />

yağları beslenmemizin temeli olması<br />

gerekir. Bunlardan zeytinyağı mucize<br />

gibi bir besindir. Mümkün olduğunca<br />

yemeklerin zeytinyağı ile yapılması<br />

gerekir. Çünkü tüm dünyada önerilen<br />

en sağlıklı beslenme şekli olan<br />

Akdeniz tipi beslenmenin temelinde<br />

de zeytinyağı vardır.<br />

Doğal bir anti - aging<br />

Zeytinyağı içerdiği A ve E vitamini<br />

ve diğer pek çok fenolik bileşen<br />

ile iyi bir antioksidandır. Bu da<br />

immün sistemin kuvvetlenmesini,<br />

hastalıklara karşı vücudun daha<br />

dirençli olmasını sağlar. Hücre<br />

hasarını önleyerek yaşlanmasını<br />

geciktirir yani doğal bir anti-agingdir.<br />

Zeytinyağının sindirimi kolay olduğu<br />

için mide ve sindirim sistemi için de<br />

rahatlatıcı, koruyucudur. Aynı zamanda<br />

bağırsakları çalıştırarak kabızlığı<br />

önler ve yine antioksidan özelliği ile<br />

buradaki immünitenin (bağışıklık<br />

sistemi) oluşmasını sağlar. Unutmayın<br />

ki bütün vücudun bağışıklığı bağırsak<br />

sağlığından başlar. Zeytinyağının<br />

kansere ve obeziteye karşı önleyici<br />

olduğu da çalışmalarda bildirilir.<br />

Zeytinyağlı sebze sağlık deposu<br />

Zeytinyağlı yemekler genelde sebze<br />

ağırlıklı olduğu için, hem zeytinyağı<br />

hem sebze tüketmek bizim için iki<br />

kere sağlık demektir. Çünkü sebzeler<br />

içerdikleri posa, vitamin, mineral ve<br />

fitokimyasallar ile beslenmemizin<br />

önemli antioksidanlarıdır.<br />

Sebzelerin kalorileri düşük olduğu<br />

için tüketiminde sınır da yoktur.<br />

Günlük 2-3 porsiyon sebze ve salata<br />

tüketilebilir. Zeytinyağlı yemeklerde<br />

tüketilen domates en fazla likopen<br />

içeren sebzelerdendir. Domates<br />

pişirildiğinde ısı ile bu likopen miktarı<br />

artar. Dolayısıyla kansere, kalp damar<br />

hastalıklarına ve yaşlanmaya karşı<br />

koruyucu en güçlü antioksidanlardan<br />

olan likopeni de fazlasıyla almış<br />

oluruz.<br />

Tüketimi artırılmalı<br />

Ülkemizde de yaşlı nüfusun en<br />

fazla olduğu yerler, zeytinyağının en<br />

fazla kullanıldığı Ege bölgesindeki<br />

şehirlerdir. Zeytinyağı için uzun yaşın<br />

sırrı diyebiliriz. Biz dünyada zeytinyağı<br />

üreten Akdeniz ülkelerinin başında<br />

sayılırız ama hala kişi başı tüketim<br />

diğer Akdeniz ülkelerine göre düşük<br />

miktarda. Zeytinyağı tüketimini<br />

artırmakta fayda var.<br />

Kalp damar hastalıkları için<br />

koruyucudur<br />

Zeytinyağı tekli doymamış bir yağ<br />

türüdür ve yapısının çoğu oleik asitten<br />

oluşur. Zeytinyağı öncelikle kalpdamar<br />

hastalıkları için koruyucudur.<br />

Çünkü tekli doymamış yağ asitleri<br />

kan kolesterolü LDL’yi düşürür ve iyi<br />

kolesterol dediğimiz damarlarımız<br />

için koruyucu olan HDL’yi yükseltir.<br />

Kan yağları yüksek ve kalp-damar<br />

hastalığı gelişme riski olan kişiler için<br />

tüketmesi oldukça faydalıdır.<br />

76<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

THE SECRET OF LONGLIFE OLIVE OIL<br />

Benefits of olive oil do not end with counting, extending life, good for<br />

cardiovascular diseases, natural anti aging effect. Liv Hospital Nutrition<br />

and Diet Expert Serap Guzel explained the benefits of olive oil.<br />

Make food with olive oil<br />

The oils we consume are of vegetable<br />

and animal origin. Vegetable oils, now<br />

proven to be beneficial for health,<br />

must be based on nutrition. Olive oil is<br />

a miracle food. As much as possible,<br />

the food should be made with olive<br />

oil. Olive oil is also the basis of the<br />

Mediterranean type of diet, which<br />

is the healthiest nutritional form<br />

recommended all over the world.<br />

Protective for cardiovascular<br />

diseases<br />

Olive oil is a type of monounsaturated<br />

fat and most of its structure is made<br />

up of oleic acid. Olive oil is primarily<br />

protective for cardiovascular diseases.<br />

Because monounsaturated fatty acids<br />

reduce blood cholesterol LDL and<br />

elevate HDL which is protective for<br />

our well-cholesterol-containing veins.<br />

It is very beneficial for people with<br />

high blood fat and risk of developing<br />

cardiovascular disease.<br />

A natural anti-aging<br />

It contains olive oil and is a good<br />

antioxidant with vitamins A and E and<br />

many other phenolic ingredients. This<br />

strengthens the immune system and<br />

makes the body more resistant to<br />

diseases. Prevents cell damage and<br />

delays its aging, so it is a natural antiaging.<br />

Because the olive oil is easy to<br />

digest, it is also a relaxing, protective<br />

for stomach and digestive system.<br />

At the same time, the intestines are<br />

activated to prevent constipation, and<br />

the antioxidant properties enable<br />

the formation of immunity (immune<br />

system) there. Do not forget that the<br />

whole body’s immunity starts from<br />

bowel health. It is also reported that<br />

olive oil is preventive against cancer<br />

and obesity.<br />

Olive oil vegetable health<br />

Since olive oil foods are mainly<br />

vegetables, consuming both olive<br />

oil and vegetables means health for<br />

us twice. Because vegetables are<br />

important antioxidants to feed with<br />

the fiber, vitamins, minerals and<br />

phytochemicals they contain. Because<br />

the calories of vegetables are low,<br />

there is no limit on consumption.<br />

2-3 servings of vegetables and salad<br />

per day can be consumed. Vegetables<br />

consumed in olive oil dishes are<br />

the vegetables containing the most<br />

lycopene. When the tomato is cooked,<br />

the amount of lycopene is increased<br />

by heat. Therefore, we take lycopene,<br />

which is one of the strongest<br />

antioxidants that protect against<br />

cancer, cardiovascular diseases and<br />

aging.<br />

Consumption should be increased<br />

The places where the elderly<br />

population is the most in our country<br />

are the cities in the Aegean region<br />

where olive oil is most used. For<br />

olive oil, we can call it a secret of<br />

old age. We are one of the leading<br />

Mediterranean countries producing<br />

olive oil in the world, but still per<br />

capita consumption is low compared<br />

to other Mediterranean countries. It is<br />

beneficial to increase consumption of<br />

olive oil.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

77


SAĞLIK<br />

OKULDA ENFEKSİYON RİSKİNE DİKKAT!<br />

Özellikle ilkokula yeni başlayan<br />

öğrencilerin bulaşıcı<br />

hastalıklara yakalanma riskinin<br />

çok fazla olduğuna dikkat çeken<br />

Nişantaşı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve<br />

Hastalıkları Uzmanı Dr. Birsen Öztürk,<br />

bu hastalıkların bulaşma yollarını ve<br />

korunma yöntemlerini anlattı.<br />

Okullarda görülen rahatsızlıkların<br />

başında solunum yolu<br />

enfeksiyonlarının geldiğini söyleyen<br />

Dr. Birsen Öztürk, soğuk algınlığı,<br />

grip, kızamık, kızamıkçık, kabakulak,<br />

herpes gibi pek çok viral enfeksiyonlar<br />

ile boğmaca, tüberküloz, suçiçeği,<br />

menenjit gibi hastalıkların solunum<br />

yolu salgıları ile etrafa yayılmakta<br />

olduğuna dikkat çekti. Sindirim<br />

sistemi yolu, direkt temas ve<br />

yaralanmalar sonucu oluşan<br />

hastalıkların da küçümsenmeyecek<br />

kadar çok olduğuna dikkat çeken Dr.<br />

Birsen Öztürk, tuvaletlerdeki hijyen<br />

koşulları, ellerin ve eşyaların kirli<br />

olması, gıda ürünlerindeki hijyen<br />

koşulları gibi nedenlerden dolayı;<br />

ishal, hepatit A, impetigo, siğil, uyuz,<br />

mantar enfeksiyonları, konjonktivit ve<br />

gıda zehirlenmeleri gibi hastalıkların<br />

ortaya çıktığını belirtti.<br />

Enfeksiyon hastalıklarının<br />

önlenmesi ve azaltılabilmesi için<br />

ailelerin, öğretmenlerin, diğer<br />

okul çalışanlarının ve çocukların<br />

bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen<br />

Dr. Birsen Öztürk, yapılması<br />

gerekenleri şöyle sıraladı:<br />

• Çocuklar okula başlamadan önce<br />

eksik olan aşıları tamamlanmalıdır.<br />

Aynı şekilde çocuklarla yakın temasta<br />

olan erişkinler de hepatit, suçiçeği,<br />

kızamık-kızamıkcık-kabakulak,<br />

boğmaca ve grip enfeksiyonuna karşı<br />

aşılanmalıdır.<br />

• Bulaşıcı hastalığı olan çocuk veya<br />

erişkinlerin okuldan uzaklaştırılması<br />

ve evde dinlendirilmesi gerekir. Ateş,<br />

kusma, ishal, boğaz ağrısı, öksürük,<br />

döküntü olan çocuklar hemen doktora<br />

yönlendirilmelidir.<br />

• El hijyeni eğitimi vurgulanmalıdır.<br />

Enfekte olabilecek eşyalar<br />

uzaklaştırılmalı, standartlara uygun<br />

olarak temizlenmelidir.<br />

• Yemekhanelerde gıda güvenliğine<br />

önem verilmeli, uygun numune<br />

kontrolleri yapılmalı, yemek<br />

hazırlayıcılar enfeksiyon taşıyıcılığı<br />

açısından belli aralarla tetkik<br />

edilmelidir.<br />

• Tuvalet ve lavaboların düzenli kontrol<br />

ve temizliği yapılmalı ve kontrol<br />

edilmelidir.<br />

Sağlıklı beslenme ve sağlıklı uyku<br />

alışkanlığının da bu süreçte önemli<br />

olduğunu belirten Dr. Birsen Öztürk,<br />

çocuğun bağışıklık sisteminin kuvvetli<br />

olması hastalıklarla mücadelede<br />

önemli bir faktör diyerek sözlerini<br />

tamamladı.<br />

ATTENTION TO INFECTION RISK IN SCHOOL!<br />

Pointing out that the risk of<br />

catching infectious diseases is<br />

especially high, Birsen Ozturk<br />

of Nişantaşı Hospital Child Health<br />

and Disease Specialist, informs<br />

about mode of transmission of<br />

these diseases and the methods of<br />

protection.<br />

She said that respiratory tract<br />

infections came at the beginning of<br />

the illnesses seen in the schools. Dr.<br />

Birsen Ozturk noted that many viral<br />

infections such as colds, flu, measles,<br />

rubella, mumps, herpes and other<br />

diseases such as whooping cough,<br />

tuberculosis, varicella and meningitis<br />

are spreading through the respiratory<br />

tract secretions. The digestive tract,<br />

direct contact and injuries resulting<br />

in injuries, too, is not underestimated,<br />

remarking Dr.. Birsen Öztürk, hygiene<br />

conditions in toilets, contamination of<br />

hands and objects, hygiene conditions<br />

in food products; diarrhea, hepatitis<br />

A, impetigo, warts, scabies, fungal<br />

infections, conjunctivitis and food<br />

poisoning.<br />

She said that families, teachers, other<br />

school staff and children should be<br />

informed about the prevention and<br />

reduction of infectious diseases.<br />

Birsen Ozturk, ordered the following<br />

things to do:<br />

• The missing vaccines must be<br />

completed before the children begin<br />

the study. Likewise, adults with<br />

close contact with children should<br />

be vaccinated against hepatitis,<br />

chickenpox, measles-rubella,<br />

pertussis, and influenza infection.<br />

• Children or adults with infectious<br />

diseases should be removed from<br />

school and rested at home. Children<br />

with fever, vomiting, diarrhea, sore<br />

throat, cough, rash should be<br />

immediately referred to the doctor.<br />

• Hand hygiene education should<br />

be emphasized. Items that may be<br />

infected should be removed and<br />

cleaned in accordance with standards.<br />

• Food safety should be given<br />

importance to food safety, appropriate<br />

sample controls should be made, and<br />

food preparers should be examined<br />

with certainty from the point of<br />

infection carrier.<br />

• Toilets and washbasins should be<br />

regularly inspected and cleaned.<br />

Healthy eating and healthy sleeping<br />

habits are also important in this<br />

process. Birsen Ozturk, said that the<br />

strong immunity of the child’s disease<br />

is an important factor in combating<br />

the disease.<br />

78<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

LÖSEMİ HASTALARINA UMUT IŞIĞI<br />

AbbVie, VENCLYXTO <br />

(Venetoclax) Tablet ile<br />

tuxan ® (rituksimab)<br />

Kombinasyonunu Relaps/<br />

Refrakter Kronik<br />

Lenfositik Lösemi<br />

Hastalarının Tedavisinde<br />

İnceleyen<br />

Faz 3 Çalışmasının Pozitif<br />

İlk Sonuçlarını Açıkladı<br />

Relaps / refrakter KLL hastalarında<br />

VENCLYXTO (Venetoclax) tablet<br />

ile Rituxan ® kombinasyonunu<br />

değerlendiren çok merkezli,<br />

açık etiketli, randomize bir Faz 3<br />

çalışmanın sonuçları bendamustin<br />

ile kombinasyon halinde Rituxan’la<br />

karşılaştırıldığında progresyonsuz<br />

sağkalımın daha uzun olması<br />

şeklindeki primer sonlanım noktasına<br />

ulaştı.<br />

Sonuçlar, ruhsatlandırma<br />

başvurularına temel oluşturacak ve<br />

tam veriler önümüzdeki bir medikal<br />

konferansta sunulacak.<br />

Araştırma ve geliştirmeye dayalı<br />

global biyofarma şirketi AbbVie (NYSE:<br />

ABBV), VENCLYXTO (Venetoclax)<br />

tablet ile Rituxan ® (rituksimab)<br />

kombinasyonunu değerlendiren Faz<br />

3 MURANO çalışmasının primer<br />

sonlanım noktasına ulaştığını<br />

duyurdu. Sonuçlar, VENCLYXTO‘nun<br />

Rituxan ile kombinasyon halinde<br />

relaps/refrakter (R/R) kronik<br />

lenfositik lösemi (KLL) hastalarında<br />

progresyonsuz sağkalımı (PFS)<br />

Rituxan ile kombinasyon halinde<br />

bendamustin’e oranla uzattığını<br />

gösterdi. Bağımsız bir veri inceleme<br />

komitesi, çalışmayı gözden geçirdi<br />

ve pozitif sonuçlara dayanarak<br />

körlemenin kaldırılması tavsiyesinde<br />

bulundu. Doktorlar, uzun dönemli ek<br />

güvenlik ve etkinlik bilgileri almak için<br />

MURANO çalışmasında aktif kalan<br />

hastaları izlemeye devam edecekler.<br />

AbbVie Araştırma ve Geliştirmeden<br />

sorumlu İcra Başkan Yardımcısı<br />

Dr. Michael Severino, ”AbbVie,<br />

VENCLYXTO’nun KLL ve başka<br />

hematolojik maligniteleri olan<br />

hastalardaki tam potansiyelini<br />

hem monoterapi olarak, hem<br />

de kombinasyon tedavisi olarak<br />

araştırmayı taahhüt etmektedir”<br />

dedi. “MURANO çalışmasının<br />

analizleri VENCLYXTO’nun Rituxan<br />

ile kombinasyon halinde R/R KLL<br />

hastaları için yeni bir seçenek<br />

olabileceğini ve potansiyel olarak<br />

kemoterapisiz bir tedavi sunabileceğini<br />

göstermiştir.”<br />

KLL, batı dünyasında en yaygın<br />

görülen lösemi türü olarak ABD’deki<br />

yeni olguların yaklaşık dörtte<br />

birini oluşturmaktadır. 1,2 KLL,<br />

yavaş ilerleyen bir lösemi (kan<br />

kanseri) türüdür ve özellikle kan<br />

ile kemik iliğinde çok fazla sayıda<br />

olgunlaşmamış lenfosit (bir tür<br />

akyuvar) bulunur.3 KLL, genelde ileri<br />

yaştaki hastaları ve kadınlara oranla<br />

daha çok erkekleri etkiler. Ortalama<br />

tanı konma yaşı 70’tir.1<br />

MURANO çalışmasının tam verileri,<br />

R/R KLL’ye yönelik VENCLYXTO ile<br />

Rituxan’ın kombinasyon tedavisi<br />

için yapılacak ruhsatlandırma<br />

başvurularını destekleyecek ve<br />

önümüzdeki bir medikal konferansta<br />

sunulacaktır. Ciddi ve en yaygın<br />

görülen advers olaylarla ilacı bırakma<br />

oranları dahil güvenlik verileri halen<br />

incelenmektedir.<br />

82<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


AKTÜEL<br />

NEW HOPE FOR MORE EFFECTIVE TREATMENT OF LEUKEMIA<br />

AbbVie Announces Positive Topline Results from Phase 3 Trial Evaluating<br />

VENCLEXTA/VENCLYXTO (Venetoclax) Tablets in Combination with<br />

Rituxan ® (rituximab) for the Treatment of Patients with Relapsed/<br />

Refractory Chronic Lymphocytic Leukemia<br />

AbbVie, a global research<br />

and development-based<br />

biopharmaceutical company,<br />

today announced that the Phase 3<br />

MURANO study of VENCLEXTA/<br />

VENCLYXTO (Venetoclax) Tablets<br />

in combination with Rituxan ®<br />

(rituximab) met its primary endpoint.<br />

Results showed that VENCLEXTA/<br />

VENCLYXTO in combination with<br />

Rituxan prolonged progressionfree<br />

survival (PFS) in patients with<br />

relapsed/refractory (R/R) chronic<br />

lymphocytic leukemia (CLL) compared<br />

with bendamustine combined<br />

with Rituxan. An independent data<br />

monitoring committee reviewed this<br />

study and made the recommendation<br />

to unblind the trial based on the<br />

positive results. Doctors will continue<br />

to monitor patients who remain<br />

active in the MURANO trial in efforts<br />

to obtain additional, longer-term<br />

safety and efficacy information.<br />

VENCLEXTA/VENCLYXTO is being<br />

developed by AbbVie and Roche. It<br />

is jointly commercialized by AbbVie<br />

and Genentech, a member of the<br />

Roche Group, in the U.S. and by AbbVie<br />

outside of the U.S.<br />

“AbbVie is committed to researching<br />

the full potential of VENCLEXTA/<br />

VENCLYXTO both as monotherapy<br />

and combination therapy in patients<br />

with CLL and other hematologic<br />

malignancies. The analysis of<br />

the MURANO trial showed that<br />

VENCLEXTA/VENCLYXTO in<br />

combination with Rituxan may offer<br />

another option for patients with R/R<br />

CLL, potentially providing them with<br />

a chemotherapy-free therapy,” said<br />

Michael Severino, M.D., executive vice<br />

president, research and development,<br />

and chief scientific officer, AbbVie.<br />

“We are looking forward to working<br />

with regulatory authorities around<br />

the world to bring this additional<br />

treatment regimen to R/R CLL<br />

patients.”<br />

The most common type of leukemia<br />

in the Western world is CLL, which<br />

accounts for approximately onequarter<br />

of new cases of leukemia in<br />

the U.S. CLL is a slow-growing form<br />

of leukemia, or blood cancer, in which<br />

too many immature lymphocytes<br />

(type of white blood cells) are found<br />

predominantly in the blood and bone<br />

marrow.3 CLL usually affects older<br />

patients, with more men than women<br />

affected. The median age at diagnosis<br />

is approximately 70 years.<br />

Full data from this study will<br />

support regulatory submissions for<br />

ENCLEXTA/VENCLYXTO in combination<br />

with Rituxan therapy in R/R CLL, and<br />

will be presented at an upcoming<br />

medical conference. Safety data,<br />

including serious and most common<br />

adverse events and discontinuation<br />

rates, are currently being analyzed.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

83


PHARMA<br />

Pfizer Türkiye’nin 60. yılında, Zonguldak Mithatpaşa<br />

Pfizer 50. Yıl Ortaokulu’na anlamlı ziyaret<br />

Pfizer Türkiye Nadir Hastalıklar Takımı’ndan 20 gönüllü, “Beni<br />

de Say- Count Me In” başlığı altında yıl boyunca tüm Pfizerlerde<br />

gerçekleştirilen kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında<br />

Zonguldak Mithatpaşa Pfizer 50. Yıl Ortaokulu’nu ziyaret etti. Pfizerliler,<br />

Pfizer’in 50. yılı anısına kurulan okulda, Pfizer’in 60. yılını çocuklarla<br />

birlikte kutlamak için çeşitli etkinliklere katıldı ve onların ihtiyaçlarını<br />

karşılamak için bağışta bulundu.<br />

Pfizer Türkiye Nadir Hastalıklar<br />

Takımı, Pfizer’in Türkiye’deki 50. yılı<br />

anısına kurulan Zonguldak Mithatpaşa<br />

Pfizer 50. Yıl Ortaokulu’nu ziyaret<br />

etti. Pfizerin global “Count Me In”<br />

programı kapsamında düzenlenen<br />

bu etkinlikte 20 kişilik Pfizer Türkiye<br />

Nadir Hastalıklar Takımı, tüm<br />

okula eşofman takımı, anaokuluna<br />

eğitici oyun setleri, Atatürk köşesi,<br />

spor malzemesi desteği (voleybol,<br />

basketbol, futbol topları) ve masa<br />

tenisi masası bağışında bulundu.<br />

Hediyelerini teslim eden ekip daha<br />

sonra anaokulu öğrencileriyle oyunlar<br />

oynadı, ortaokul öğrencileriyle ise<br />

masa tenisi, futbol, voleybol ve<br />

basketbol maçları yaptı.<br />

Pfizer Türkiye Nadir Hastalıklar İş<br />

Birimi Lideri Mehmet Can Aslantaş<br />

şunları söyledi: “Pfizer’in en önemli<br />

sorumluluklarının başında faaliyet<br />

gösterdiği tüm ülkelerde toplumun<br />

gelişmesine katkı sağlamak vardır.<br />

Toplumsal duyarlılık ve sosyal<br />

sorumluluk Pfizer’in vazgeçilmez bir<br />

değeri ve geleneğidir. Daha sağlıklı<br />

bir yaşam için çalışma vizyonu<br />

çerçevesinde Pfizer, ülkemizde<br />

sağlık ve eğitim alanındaki sosyal<br />

sorumluluk projelerine odaklanmaya<br />

devam etmektedir. Bu yıl dünya<br />

genelindeki tüm Pfizerlerdeki nadir<br />

hastalıklar takımları, “Beni de<br />

Say- Count Me In” adı altında birçok<br />

farklı sosyal sorumluluk projesi<br />

gerçekleştiriyor. Biz de Türkiye’deki<br />

50. yılımızın anısına kurulan bu<br />

okulda, çocukların ihtiyaçlarını<br />

karşılamak ve onlarla vakit geçirmek<br />

için bir araya gelmek istedik.<br />

Türkiye’deki 60. yılımızı doldururken,<br />

içinde yaşadığımız toplumla bir arada<br />

ve omuz omuza çalışmaya devam<br />

edeceğiz.” dedi.<br />

84<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


PHARMA<br />

A meaningful visit to Zonguldak Mithatpaşa Pfizer 50th<br />

Year Secondary School in the 60th year of Pfizer Turkey<br />

20 volunteers from the Pfizer Turkey Rare Disease Team visited<br />

Zonguldak Mithatpaşa Pfizer 50th Year Secondary School within the<br />

scope of corporate social responsibility activities carried out throughout<br />

the year under the heading “Count Me In”. The Pfizer team attended<br />

various events to celebrate Pfizer’s 60th anniversary with the children,<br />

and donated to meet their needs at the school, commemorating Pfizer’s<br />

50th anniversary.<br />

Pfizer Turkey Rare Disease Team<br />

visited Zonguldak Mithatpaşa Pfizer<br />

50th Year Secondary School, which<br />

was founded in memory of Pfizer’s<br />

50th anniversary in Turkey. Pfizer’s<br />

global “Count Me In” program<br />

included a 20-person Pfizer Turkey<br />

Rare Disease Team donated to<br />

all school children’s tracksuits,<br />

educational sets for kindergarten,<br />

Atatürk’s corner, sports equipment<br />

support (volleyball, basketball,<br />

soccer balls). The team that handed<br />

in the gifts then played games with<br />

kindergarten students, and table<br />

tennis, football, volleyball and<br />

basketball games with middle school<br />

students.<br />

Mehmet Can Aslantas, Rare Disease<br />

Country Lead at Pfizer Turkey, said,<br />

“Pfizer has one of the most important<br />

responsibilities in all countries to<br />

contribute to the development of the<br />

community. Social sensitivity and<br />

social responsibility are indispensable<br />

values ​and traditions of Pfizer. Within<br />

the vision of working for a healthier<br />

lifestyle, Pfizer continues to focus on<br />

social and accountability projects<br />

in healthcare and education in our<br />

country. This year, all the Pfizer’s rare<br />

disease teams around the world are<br />

carrying out a number of different<br />

social responsibility projects under<br />

the name “Count Me In”. We wanted<br />

to come together to meet the needs of<br />

children and to spend time with them<br />

in this school which was founded in<br />

memory of our 50th year in Turkey.<br />

As we finish our 60th year in Turkey,<br />

we will continue to work together<br />

with the society we live in shoulder to<br />

shoulder.”<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

85


PHARMA<br />

İLAÇ SEKTÖRÜNDE NELER OLUYOR ?<br />

Geçtiğimiz günlerde AİFD derneği bir toplantı düzenledi.<br />

Toplantıya önemli isimlerin katılımının yanısıra sektörü ilgilendiren<br />

önemli konular konuşuldu<br />

AK Parti Ekonomik<br />

İşlerden Sorumlu Başkan<br />

Yardımcısı Cevdet Yılmaz,<br />

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme<br />

ve Koordinasyon Başkanlığı Başkanı<br />

Hakan Yurdakul ve Türkiye İlaç ve<br />

Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı<br />

Gürsöz gibi önemli isimler katılımıyla<br />

gerçekleşen toplantıda<br />

AİFD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete<br />

Hüsemoğlu şunları söyledi:“Temel<br />

hedefimiz araştırma, yenilikçilik<br />

ve inovasyondur. Bu hedeflerimizi<br />

ise üç farklı öncelik alanımıza göre<br />

şekillendiriyoruz: Birinci önceliğimiz<br />

yenilikçiliğe erişim, ikinci önceliğimiz<br />

sağlığın ve ilacın finansmanı, üçüncü<br />

önceliğimiz ise Türkiye’nin ilaçta<br />

global rekabetçiliğidir. Yenilikçi ilaçlar<br />

insanın yaşamına hem süre olarak<br />

hem de kalite olarak değer katan<br />

ilaçlardır. Dünyada Ar-Ge faaliyetleri<br />

giderek daha karmaşık ve zorlu<br />

hastalıklara odaklanıyor. Türkiye’nin<br />

ise çok organize ve iyi bir sağlık<br />

sistemi var. AİFD üyesi şirketler<br />

olarak yenilikçi ilaçların bu sistem<br />

içinde daha fazla yer bulabileceğine<br />

inanıyoruz. ‘’dedi<br />

Türkiye ilaç sektöründeki<br />

istihdamın %33’ünü AİFD üyesi<br />

şirketler sağladığını söyleyen<br />

Hüsemoğlu; Türkiye ve dünya ilaç<br />

sektöründeki son gelişmelerin e<br />

alınarak bir yol haritası belirlenen<br />

bu toplantıda; AİFD’nin ve üye<br />

şirketlerinin Türkiye ilaç sektörüne<br />

yönelik katkılarnı anlattı. Bu katkılar<br />

rakamsal değerlerle şöyle özetlendi:<br />

AİFD üye şirketleri son on beş ( 15)<br />

yılda Türkiye’de yerli üretime yönelik<br />

toplam 2,5 milyar dolarlık yatırım<br />

yaptı. Türkiye’deki ilaç sektöründeki<br />

toplam istihdamın %33’ünün AİFD<br />

üyesi şirketler tarafından sağlandığı<br />

vurgulandı.<br />

86<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


PHARMA<br />

İLKO İLAÇ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR !<br />

Elli (50)yıllık bir birikim ve tecrübenin<br />

bugünkü temsilcisi İLKO İlaç,<br />

sektör ve insanlık için yaptığı<br />

çalışmalara bir yenisini daha ekledi.<br />

Bu doğrultuda İLKO İlaç etkin<br />

kalite güvence anlayışı, modern<br />

ve yenilikçi yaklaşımları, alternatif<br />

ve gelişmekte olan, teknolojik ve<br />

alt yapı donanımları sayesinde; TS<br />

EN ISO 13485 Tıbbi Cihazlar Kalite<br />

Yönetim Sistemi belgesine sahip oldu.<br />

Uluslararası geçerliliği olan bu belge<br />

ile, İLKO İlaç’ın; ürün tasarımından<br />

başlayarak, satış sonrası gözetime<br />

kadar üretimin her aşamasında,<br />

‘Toplam Kalite Yönetimi’ prensiplerine<br />

ve GMP kurallarına uygun olarak,<br />

Tıbbi Cihaz üretimi yapabilme<br />

kapasitesine ve yetkinliğine sahip<br />

olduğu tescillendi. Böylece İLKO İlaç<br />

ulusal ve uluslararası standartlara<br />

uygun tıbbi cihaz üretimi yaparak,<br />

kendi ihtiyaçlarının yanı sıra mevcut ve<br />

gelecekteki müşterilerinin gereksinim<br />

ve beklentilerini karşılayabilecek.<br />

İLKO İlaç Genel Müdürü Hatice Öncel<br />

konuyla ilgili şunları söyledi: ‘Atmış<br />

olduğumuz bu adımın gücüyle, her<br />

zaman olduğu gibi birlikte daha<br />

fazla değer üretebileceğimiz yeni<br />

bir döneme büyük bir heyecanla<br />

bakıyoruz. Kendi ihtiyaçlarımızın<br />

yanı sıra; mevcut ve gelecekteki<br />

müşterilerinin gereksinim ve<br />

beklentilerini karşılayabilecek<br />

nitelikte, ulusal ve uluslararası<br />

standartlara uygun tıbbi cihaz üretimi<br />

gerçekleştirme yolundaki bu adım,<br />

İLKO İlaç’ın olduğu kadar ülkemiz ilaç<br />

endüstrisinin de başarısıdır.<br />

88<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


middle east & africa<br />

<br />

Book<br />

Your<br />

Stand<br />

3 - 5 September 2018<br />

Abu Dhabi, United Arab Emirates


PHARMA<br />

Röportaj: Gizem Yıldız<br />

DİYABET HASTALARINA UMUT IŞIĞI<br />

Novo Nordisk <strong>Medikal</strong> Direktörü ‘Rabia Demet Özkaya’ diyabet tedavisi<br />

ile ilgili yapılan çalışmalar için neler söyledi (?)<br />

Öncelikle bilmeyen<br />

okuyucularımız için,<br />

Novo Nordisk’ten kısaca<br />

bahseder misiniz ?<br />

Novo Nordisk, diyabet<br />

tedavisinde dünya lideri;<br />

obezite, büyüme hormonu<br />

eksikliği, hemofili ve hormon<br />

replasman tedavilerinde de<br />

öncü global bir sağlık şirketi.<br />

Ürettiği yeni tedavilerle milyonlarca<br />

hastaya umut ışığı olmanın yanında<br />

çalışanlarına sunduğu imkanlarla da<br />

öne çıkıyor.<br />

Novo Nordisk için olmazsa olmazlar<br />

nelerdir ?<br />

Novo Nordisk, İskandinav kültürüyle yönetilen<br />

Rabia Demet Özkaya<br />

bir şirket. Açık, dürüst iletişim yanında insan<br />

odaklı, kişilere saygılı, hiyerarşinin minimumda<br />

olduğu bir ortamda çalışmaya önem veriyor.<br />

Elbette ki hasta sağlığına verdiği önem gibi,<br />

çalışanlarının sağlığı da Novo Nordisk’in temel önceliklerinden birini oluşturuyor. Sağlıklı ve düzenli beslenmelerini<br />

sağlamak adına; çalışanlara gün içinde kahvaltı, sağlıklı atıştırmalıklar, meyve, sebze ve sağlıklı içecek ikramları sunuyor.<br />

Bize biraz kendi hikayenizden bahseder misiniz? Siz nasıl tanıştınız Novo Nordisk ile ?<br />

Onbeş(15) yıldır ilaç sektöründe, pazarlama ve medikal departmanlarda farklı görevlerde rol aldım. Aynı sektörde olmamız<br />

itibarıyla, Novo Nordisk’i yakından tanıyorum. Bilimi ön planda tutan, profesyonel ve yenilikçi anlayışı sebebiyle; her<br />

profesyonelin çalışmak isteyeceği bir şirket. Buradaki yeni görevimde klinik, medikal, ruhsatlandırma, farmakovijilans ve<br />

kalite alanlarından sorumluyum.<br />

Genel olarak kaç tane ülkede hizmet veriyorsunuz ve global olarak kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?<br />

Genel merkezi Danimarka’da bulunan şirketimiz; yetmiş yedi (77) ülkede, yaklaşık kırk iki (42)bin çalışanla, yüz altmış beş<br />

(165)’in üzerinde ülkede, diyabet hastalarına hizmet sunuyor.<br />

Türkiye’de neler yapıyorsunuz?<br />

1995 yılından bu yana, Türkiye’de hastaların ve bilimin hizmetindeyiz. Ayrıca Yakın Doğu ülkeleri, Rusya ve Bağımsız<br />

Devletler Topluluğu’ndan oluşan toplam altı yüz yetmiş (670)milyonluk bir nüfusu kapsayan yirmi iki (22) ülke, global<br />

ölçekteki en önemli yönetim şehirlerinden biri olarak konumlanan İstanbul’daki BANEC bölge ofisimizden yönetiliyor.<br />

Öncü olduğunuz hemofili tedavisi, büyüme hormonu tedavisi ve hormon replasman tedavisi alanlarında yaptığınız<br />

çalışmalardan bahseder misiniz?<br />

Novo Nordisk Türkiye, inhibitörlü hemofilide hastalara en güncel teknoloji olan rekombinant faktör ile, tedavi olma imkanını<br />

sağlıyor. Büyüme hormonu eksikliği alanında; on beş (15)yıllık tecrübesi ve çocuk endokrin hedef kitlesine adanmışlığı ile,<br />

ürünün kolay kullanım özellikleri ve hasta destek servisi oldukça önemli. Son olarak aktif tanıtımda olmayan HRT portföyü<br />

ile hastalara ve hekimlere geniş tedavi seçeneği sunuyor.<br />

90<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


PHARMA<br />

NEW HOPE FOR DIABETICS<br />

Medical Director of Novo Nordisk, ‘Rabia Demet Ozkaya’ informs about<br />

study on the treatment of diabetes<br />

Firstly, could you briefly tell about<br />

Novo Nordisk?<br />

The global leader in diabetes<br />

medications, Novo Nordisk has five<br />

product areas such as Diabetes care,<br />

Obesity and weight management,<br />

Haemophilia management, Growth<br />

hormone therapy and Hormone<br />

replacement therapy. Standing out with<br />

opportunities offered to employees, with<br />

its new treatment Novo Nordisk is a<br />

new hope for millions of patients.<br />

What are the sine qua non for Novo<br />

Nordisk?<br />

Novo Nordisk, a company governed<br />

by Scandinavian culture. It pays<br />

attention to work in an environment<br />

where open, honest communication,<br />

people-oriented, respectful to people<br />

the hierarchy is at its minimum. The<br />

health of employees is one of the main<br />

priorities for Novo Nordisk as well as<br />

the importance to patient health. In<br />

order to make a healthy and regular<br />

diet; the staffs are offered breakfast,<br />

healthy snacks, fruits, vegetables and<br />

healthy drinks during the day.<br />

Could you tell us a little about your<br />

own story? How do you meet Novo<br />

Nordisk?<br />

I have been working in marketing<br />

and different tasks in the medical<br />

department for fifteen years in the<br />

pharmaceutical industry. Besides we’re<br />

in the same sector, I know Novo Nordisk<br />

closely. Novo Nordisk is a company,<br />

which every professional wants to<br />

work with its innovative approach that<br />

gives particular importance to science,<br />

professionals and innovative approach.<br />

I am in charge of clinical, medical and<br />

regulatory affairs, pharmacovigilance<br />

and quality in my new assignment.<br />

Overall, how many countries do you<br />

serve and how many people do you<br />

provide employment globally?<br />

Our company headquarters are<br />

located in Denmark, we offer services<br />

to diabetes patients in seventy-seven<br />

country with about forty-two thousand<br />

employee, in hundred and sixty five<br />

countries.<br />

What is your business in Turkey?<br />

We have been serving patients and<br />

sciences in Turkey since 1995. Also<br />

twenty-two countries in Near East,<br />

Russia and the Commonwealth of<br />

Independent States with a population<br />

of six hundred and seventy million is<br />

managed from our BANEC Region Office<br />

in Istanbul which is positioned as one of<br />

the most important administrative city<br />

on a global scale.<br />

Could you tell us about your studies<br />

on growth hormone therapy and<br />

hormone replacement therapy you<br />

are leading the way?<br />

Novo Nordisk Turkey provides the<br />

opportunity for patients to be treated<br />

with recombinant factors, the most<br />

current technology, in hemophilia<br />

inhibitor. Fifteen years of experience<br />

and dedication to children endocrine<br />

target audience, easy to use product<br />

features and support service to patients<br />

are very important in the field of Growth<br />

hormone therapy. Finally, we offer a<br />

wide range of treatment options to<br />

patients and physicians with the nonactive<br />

promotion of HRT portfolio.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

91


PHARMA<br />

YÜRÜYEMEMEYE KARŞI<br />

EN BÜYÜK SİLAH YÜRÜMEK<br />

Hayatta hiçbir şey çaresizliğin kendisi kadar, çaresiz değildir.<br />

Bu haberimizi okuduğumuzda, ne demek istediğimizi daha iyi<br />

anlayacaksınız:<br />

Hayatta en büyük kabuslardan<br />

birisi yürüyememe korkusu.<br />

Fakat uzmanlara göre bu<br />

aşılamayacak bir durum değil.<br />

Korkmayın, korkunun üstüne gidin<br />

diyen uzmanlar; gelişen tedaviler,<br />

fizik tedavi ve egzersiz sayesinde,<br />

ağır yürüme problemlerinin artık<br />

çok azaldığını ve bu soruna karşı en<br />

önemli silahın yine yürümek olduğunu<br />

belirtiyor.<br />

Dr. Melih Tütüncü’ye göre ise;<br />

yürüme bozukluğu hastaların<br />

hayatını kısıtlayan engellerin başında<br />

geliyor. Engellenemeyen ataklar ve<br />

hastalığın ilerlemesi sonucu yürüme<br />

bozuklukları, gerekli önlemler<br />

alınmazsa hastayı yardımsız dışarı<br />

çıkamayacak, tekerlekli sandalyeye<br />

bağlı yaşayacak hale getirebiliyor.<br />

Yorgunluk, kas güçsüzlüğü, kas<br />

gerginliği, denge bozukluğu gibi<br />

sebepler yürüme problemlerine<br />

yol açıyor. Ancak uzmanların bu<br />

konuda güzel haberleri var: Yıllar<br />

önce hastalarımızın yarısından<br />

çoğu hastalığın ilerlemesi sebebiyle<br />

yürüyemez hale gelirdi. Yeni<br />

tedavilerin gelişimiyle bugün artık ağır<br />

yürüme problemleriyle karşılaşan<br />

hastalarımızın oranı yüzde 20’lerin<br />

altına indi. Hasta başta yürüyemez<br />

hale gelse bile fizik tedavi<br />

egzersizleri ve hareketle bu durumu<br />

geri döndürmek mümkün. Ancak<br />

maalesef hastalarımızın çoğu fizik<br />

tedavi egzersizlerine devam etmiyor,<br />

yürümekten kaçınıyor. Bu da yürüme<br />

bozukluklarının gelişmesine neden<br />

oluyor. Multiple Skleroz alanında yeni<br />

pek çok ilacın Türkiye’ye erişimini<br />

sağlayan Gen İlaç ve Türkiye MS<br />

Derneği bu konuya dikkat çekmek<br />

amacıyla 39. Vodafone İstanbul<br />

Maratonu’nda MS İçin Bir Adım<br />

kampanyasıyla katılıyor.<br />

92<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


PHARMA<br />

KOAH HASTALARI ORMANA GİTSİN<br />

İlerleyen yaşlarda daha sık görülen ve özellikle erkeklerde daha çok<br />

rastlanılan KOAH, maalesef en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer<br />

alıyor. Bu yüzden hastalığa pek çok tedavi yöntemi aranıyor.<br />

Bakalım bilime ve tıp dünyasına farklılığıyla katkı sağlamış, her geçen<br />

gün kendini yenileyen ‘’AstraZeneca ‘’ koah hastaları için ne yapmış (?)<br />

AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı<br />

Serkan Barış anlattı:<br />

AstraZeneca olarak bir yandan bilimin<br />

sınırlarını zorlayarak yaşama değer<br />

katan ilaçları keşfetmek ve ihtiyaç<br />

sahiplerine ulaştırmak için çalışırken,<br />

bir yandan da faaliyetlerimizin çevre<br />

ve doğal varlıklar üzerinde olumsuz<br />

etkiler yaratmaması için en büyük<br />

çabayı göstermeye devam ediyoruz.<br />

Şimdi de, solunum konusundaki<br />

geniş portföyümüzden aldığımız<br />

güçle, sağlıklı nefesler çoğalsın diye<br />

TEMA Vakfı aracılığıyla Balıkesir’de<br />

AstraZeneca Solunum Hatıra<br />

Ormanı’nı kurmak için harekete<br />

geçtik. Tüm faaliyetlerimizi çevresel<br />

sürdürülebilirliği, doğal varlıkları<br />

ve iklim dengelerini önemseyen ve<br />

koruyan bir şekilde gerçekleştirmek<br />

en önemli ilkelerimizden biri ve bu<br />

hatıra ormanı bu anlamda çok önemli<br />

bir yerde duruyor. Balıkesir’deki<br />

hatıra ormanımızın hepimize daha<br />

sağlıklı nefesler ve daha temiz ve<br />

sürdürülebilir bir çevre için ilham<br />

vermesi dileğiyle…”<br />

2025 global çevresel<br />

sürdürülebilirlik hedefleri:<br />

•Karbon salımı: Daha önce sera gazı<br />

ayak izini 2015 itibariyle %20 oranında<br />

azaltmayı hedefledi ve bunu başararak<br />

sera gazı ayak izini %21 oranında<br />

azaltarak 704.073 tona düşürdü.5<br />

Şimdiki hedef ise karbon ayak izini<br />

2015 değerleriyle aynı seviyede<br />

tutmak ve 2025 itibariyle toplam<br />

karbon yoğunluğunu %30 azaltmak.<br />

• Kaynak tasarrufu: enerji ve yakıt<br />

tasarrufunu artırmak ve düşük<br />

karbonlu alternatifler bulmak<br />

• Yenilenebilir enerji: 2025 itibariyle<br />

%100 oranında yenilenebilir enerji<br />

kullanmak<br />

• Atık üretimi: 2015 değerleri<br />

üzerinden %10’luk düşüş sağlamak<br />

• Su tüketimi: operasyonlar büyüse<br />

de su tüketiminin 2015 değerlerinin<br />

aşmaması<br />

• Ürünlerin üretim öncesi<br />

aşamasından ürün kullanım süresinin<br />

sonuna kadar olan sürecinde etkin<br />

çevresel yönetimin sağlanması<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

93


PHARMA<br />

Novartis Türkiye’den ABD’ye Üst Düzey Atama<br />

Dünyanın lider ilaç şirketlerinden biri olan Novartis, Türkiye’de insana<br />

yaptığı yatırımlarla ön plana çıkıyor. Bu kapsamda, Novartis Türkiye’de<br />

Kardiyo Metabolizma ve Solunum İş Birimi Direktörü olarak görev<br />

yapmakta olan Fatma Ocak, Novartis ABD’ye Onkoloji İş Birimi Direktörü<br />

olarak atandı.<br />

Novartis Türkiye bünyesinde 9 yıl boyunca<br />

çeşitli görevlerde bulunan ve son olarak<br />

Kardiyo Metabolizma ve Solunum İş Birimi<br />

Direktörü olarak görev yapan Fatma Ocak,<br />

2 Ekim <strong>2017</strong> itibarı ile Novartis ABD’de<br />

Onkoloji İş Birimi Direktörü olarak atandı.<br />

İlaç sektöründeki kariyerine 2008<br />

yılında Boehringer Ingelheim Kardiyoloji<br />

grubunda başlayan ve o tarihten bu yana<br />

Türkiye’de Ürün Yönetimi, Satış ve Ticari<br />

Operasyonlar alanlarında giderek artan<br />

sorumluluklar üstlendiği pozisyonlarda<br />

görev yapan Fatma Ocak, son olarak<br />

Novartis Türkiye’de, Kardiyo Metabolizma<br />

ve Solunum İş Birimi Direktörlüğü<br />

görevini yürütüyordu.<br />

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası<br />

İlişkiler ve Sosyoloji bölümünden mezun<br />

olan Fatma Ocak, ardından Georgetown<br />

Üniversitesi McDonough İşletme<br />

Fakültesinde işletme yüksek lisans<br />

eğitimini tamamladı.<br />

94<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


PHARMA<br />

AKILLI ILAÇLARLA UMUTLAR ARTIYOR<br />

Bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan lenf<br />

bezlerinden kaynaklanan lenfoma, tüm dünyada kan<br />

kanserlerinin en yaygın görüleni. Çok fazla alt türü<br />

bulunması nedeniyle lenfoma tipinin doğru saptanarak<br />

doğru tedavi edilmesi yaşam süresini ve kalitesini<br />

doğrudan etkiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi<br />

Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Siret Ratip, erken evrede tespit<br />

edilen lenfoma hastalarında tedavi başarısının yüzde<br />

80’e ulaştığını söylüyor. Özellikle son yıllarda kullanımı<br />

yaygınlaşan akıllı ilaçlarla gelecekte lenfoma tedavisinde<br />

çok daha başarılı sonuçlara ulaşılabileceği düşünülüyor.<br />

Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Siret Ratip<br />

Dünyada yaygın görülen kanser<br />

türlerinden biri olan lenfoma nedeni<br />

tam olarak bilinmeyen kanserlerden<br />

biri. Kalıtsal bir geçiş göstermediği<br />

biliniyor. Ancak yaptığımız ya da<br />

yapmadığımız bir şey sonucunda<br />

lenfoma geliştiğini gösteren çok az<br />

kanıt bulunuyor. Üstelik 60’ın üzerinde<br />

alt türünün bulunması da lenfomanın<br />

nedenine ilişkin gizemini korumasını<br />

sağlıyor. Tüm kanserlerde olduğu<br />

gibi lenfoma için de erken teşhisi<br />

sağlayabilecek işaretlere dikkat<br />

edilmesi gerektiğini söyleyen Acıbadem<br />

Altunizade Hastanesi Hematoloji<br />

Uzmanı Prof. Dr. Siret Ratip, “15 Eylül<br />

Dünya Lenfoma Farkındalık Günü”<br />

dolayısıyla önemli bilgiler verdi.<br />

Kesin nedeni hala bilinmiyor<br />

Lenfomayla gelen hastaların büyük<br />

bir çoğunluğunda kesin neden<br />

saptanamıyor. Ancak hastaların küçük<br />

bir bölümünde kalıtsal veya edinsel<br />

bağışıklık yetersizliği hastalıkları,<br />

bazı kromozom bozuklukları, Epstein-<br />

Barr virüs enfeksiyonu ve midedeki<br />

helikobakter virüsünün lenfomaya<br />

yol açabildiği düşünülüyor. Bunların<br />

dışında hastanın daha önce medikal<br />

nedenler ya da başka nedenlerden<br />

dolayı radyasyona maruz kalması,<br />

kemoterapi alması da lenf tümörü için<br />

risk faktörleri arasında gösteriliyor.<br />

Sigara da, bazı lenfoma çeşitlerinden<br />

sorumlu tutuluyor. Dolayısıyla<br />

iyi beslenme başta olmak üzere<br />

sağlıklı yaşam tarzı sürdüren ve<br />

enfeksiyonlardan korunan bağışıklık<br />

sistemi güçlü kişilerde lenfoma<br />

gelişme riskinin de daha düşük olduğu<br />

düşünülüyor.<br />

Boyun, kasık, koltuk altındaki<br />

şişliklere dikkat!<br />

Hodgkin ve Non-Hodgkin lenfoma<br />

adı altında iki gruba ayrılan hastalık,<br />

erişkinlerde çocuklara göre daha çok<br />

görülüyor, yaş ilerledikçe görülme<br />

sıklığı da artıyor. Boyun, kasık, koltuk<br />

altı, karın ve göğüs içi dahil olmak<br />

üzere vücudun birçok yerinde bulunun<br />

lenf düğümlerinde kansere neden<br />

olan habis tümörler gelişebiliyor.<br />

Dolayısıyla insanlar genellikle büyüyen<br />

ve büyümeye devam eden bir lenf<br />

bezesi nedeniyle doktora başvuruyor.<br />

Boyunda, kasıkta ya da koltuk altında<br />

ortaya çıkabilen şişliğin yanı sıra, ateş,<br />

gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı<br />

da hastada görülebilecek şikayetler<br />

arasında sıralanıyor. Ancak birçok<br />

şişliğin nedeninin lenfoma olmadığını<br />

söyleyen Prof. Dr. Siret Ratip,<br />

“Koltukaltı, boyun, kasık bölgesinde<br />

şişlik tespit edenler hekime geliyorlar<br />

ama birçok şişliğin nedeninin de<br />

lenfoma olmadığını biliyoruz. Bazı<br />

viral veya bakteri enfeksiyonları da<br />

şişliklere neden olabiliyor” diyor. Bu<br />

nedenle, lenf bezleri sebepsiz olarak<br />

büyür ve büyümeye de devam ederse,<br />

basit enfeksiyonlardan ayırabilmek için<br />

mutlaka ayrıntılı inceleme gerekiyor<br />

Tedavide ilk sırada kemoterapi yer<br />

alıyor<br />

Lenfoma tanısının konabilmesi için<br />

lenf bezesinden ya da kemik iliğinden<br />

biyopsi ile örnek alınması gerekiyor.<br />

Yayılımını gösterebilmek için de<br />

tomografi ya da PET tomografi yapılıyor.<br />

Hastalığın tedavisinde ilk sırada<br />

kemoterapi ve kök hücre naklinden<br />

yararlanıldığını söyleyen Prof. Dr.<br />

Siret Ratip, “Hastanın ve hastalığın<br />

durumuna göre kemoterapi türü<br />

ve süresi belirleniyor. Kemoterapi<br />

tedavisiyle hastaların önemli bir<br />

bölümünde başarılı sonuçlara<br />

ulaşılıyor. Bu şekilde kurtulamayan<br />

hastalarda yüksek doz kemoterapi ve<br />

kök hücre naklinden yararlanıyoruz”<br />

diyor.<br />

Akıllı ilaçlar umut vaat ediyor<br />

Son zamanlarda hedefe yönelik<br />

tedavilere odaklanıldığını söyleyen Prof.<br />

Dr. Siret Ratip, “Klasik kemoterapiye<br />

ek olarak verilen bir tedavidir. Ayrıca,<br />

belirli lenfoma türlerinde, hastalığın<br />

biyolojisine göre geliştirilmiş yeni<br />

ilaçlar ön plana çıkıyor. Bu ilaçlar<br />

günümüzde genellikle tedaviye dirençli<br />

hastalarda kullanılsa da önümüzdeki<br />

yıllarda ilk tedavi seçeneği olarak<br />

kullanılma olasılıkları da yüksek. Son<br />

10 yılda bu alanda geliştirilen birçok<br />

yeni türev ilaç sayesinde, tedavinin<br />

başarısında gelecek vaat eden sonuçlar<br />

alınabileceğini umuyoruz” diye<br />

konuşuyor.<br />

96<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


PHARMA<br />

HOPES RAISING WITH SMART DRUGS<br />

An important part of the immune system, the lymphoma originating from lymph glands, is the most<br />

common of blood cancer all over the world. Due to the presence of too many subtypes, correct<br />

identification of the lymphoma type directly affects the quality of life and quality of life. Prof. Dr. Siret<br />

Ratip of Acıbadem Altunizade Hospital Hematology, says that 80 percent of treatment outcomes<br />

in patients with early stage lymphoma have been reached. Especially in recent years, with the<br />

widespread use of smart drugs is expected to achieve much more successful results in the treatment<br />

of lymphoma in the future.<br />

One of the most common types of<br />

cancer in the world, lymphoma<br />

is one of the unknown cancer.<br />

It is known that he did not show a<br />

hereditary transition. But there is<br />

little evidence that we have developed<br />

lymphoma as a result of what we do<br />

or do not do. Moreover, the presence of<br />

over 60 subspecies allows the mystery<br />

of the cause of the lymphoma to be<br />

preserved. Stating that all the cancers<br />

as well as the signs that can provide<br />

early diagnosis for lymphoma should<br />

be taken into consideration, Expert<br />

Hematologist Professor Dr. Siret Ratip,<br />

Acıbadem Altunizade Hospital informed<br />

on “September 15th World Lymphoma<br />

Awareness Day”.<br />

The exact reason is still unknown<br />

The vast majority of patients with<br />

lymphoma have no definite cause.<br />

However, a small proportion of patients<br />

are thought to have inherited or<br />

acquired immunodeficiency disorders,<br />

some chromosomal disorders, Epstein-<br />

Barr virus infection, and a helicobacter<br />

virus on the side leading to lymphoma.<br />

Apart from these, previous exposure of<br />

the patient to radiation due to medical<br />

or other reasons, and chemotherapy<br />

are also among the risk factors for<br />

lymphoma. Smoking is also responsible<br />

for some types of lymphoma. Therefore,<br />

it is thought that the risk of developing<br />

lymphoma is also lower in people<br />

with strong immune system who<br />

maintain healthy lifestyle, especially<br />

good nutrition, and are protected from<br />

infections.<br />

is seen more in adults than in children,<br />

the frequency of seeing increases with<br />

age. Malignant tumors can develop<br />

in the lymph nodes that are found in<br />

many parts of the body including the<br />

neck, groin, armpit, abdomen and<br />

chest. So people usually go to a doctor<br />

for a lymph node that is growing and<br />

growing. In addition to the swelling that<br />

can occur in the neck, in the groin,<br />

or under the seat, fever, night sweats,<br />

loss of appetite and weight loss are<br />

among the complaints that can be<br />

seen in the patient. However, many of<br />

the cause of the swelling is not the<br />

lymphoma, Professor. Dr. Siret Ratip<br />

said, “Arrhythmia, neck, swelling in the<br />

crotch region of the doctors come, but<br />

we know that many swelling is not the<br />

cause of the lymphoma. Some viral<br />

or bacterial infections can also cause<br />

swelling.” For this reason, if the lymph<br />

nodes are enlarged for no reason and<br />

continue to grow, thorough examination<br />

is necessary to distinguish them from<br />

simple infections<br />

Chemotherapy is in the first place in<br />

treatment<br />

In order to diagnose lymphoma, it is<br />

necessary to take a biopsy specimen<br />

from the lymph node or bone marrow.<br />

Tomography or PET tomography<br />

is performed to show the spread.<br />

Declaring that chemotherapy and stem<br />

cell transplant were the first place in<br />

the treatment of the disease, Dr. Siret<br />

Ratip said, “The type of chemotherapy<br />

and the duration of the disease and the<br />

condition of the disease is determined.<br />

With chemotherapy treatment,<br />

successful results are achieved in a<br />

significant proportion of patients. In<br />

this way, we can benefit from highdose<br />

chemotherapy and stem cell<br />

transplantation.”<br />

Smart drugs promise hope<br />

Recording that he focused on targeted<br />

therapies, Dr. Siret Ratip said, “Classical<br />

chemotherapy is an adjunct therapy. In<br />

addition, new drugs that are developed<br />

according to the biology of the disease<br />

come to the forefront in certain types of<br />

lymphoma. Although these drugs are<br />

currently used in treatment-resistant<br />

patients, they are likely to be used<br />

as first-line treatment options in the<br />

coming years. We hope that with the<br />

many new derivatives developed in this<br />

area over the past decade, promising<br />

results will be achieved in the success<br />

of treatment.”<br />

Watch your neck, crotch, underarm<br />

swellings!<br />

Hodgkin and Non-Hodgkin lymphoma<br />

is divided into two groups, the disease<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

97


TURKEY<br />

Radioldgy journal


IMAGING<br />

38. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ<br />

TÜRKRAD (31 EKİM-4 KASIM)<br />

<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong> olarak, kongreye katıldık; sağlık<br />

sektörüne hizmet eden pek çok firma oradaydı. Gerek<br />

üretici, gerek tüketici olsun; dergimize ilgi büyüktü. Bu<br />

fuarların amacı; doğru hizmet verebildiğini gösterebilmek,<br />

doğru üretim yapabilmek ve kalıcı başarılara imza<br />

atabilmek .İnsanların kendilerini böyle fuarlarda sadece<br />

ülke genelinde değil, yurt dışında ki firmalara da tanıtıyor<br />

olması çok heyecan verici. Yabancı ülkeler ve gelen<br />

insanların Türk firmalarına karşı yoğun ilgisi vardı. <strong>Medikal</strong><br />

<strong>Teknik</strong> <strong>Dergisi</strong> de bunlardan biri olmanın haklı gururunu<br />

yaşıyor. Gösterdikleri ilgi için kendilerine teşekkür ederiz.<br />

Kongreye katılan firmalar arasında, özellikle ‘’SIMENS’’ e<br />

karşı aşırı ilgi vardı.<br />

Kongre başkanı Tamer Kara’nın kongreden önce yayınladığı<br />

metni sizler için derledik:Keyifli Okumalar<br />

100<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


IMAGING<br />

Değerli Meslektaşlarım,<br />

Bir kongrede daha bir arada olmanın güzel beklentisi<br />

içerisindeyim. Derneğimizin yıllık olarak üyelerimize en<br />

kapsamlı bilimsel, eğitimsel, mesleki ve sosyal birlikteliği<br />

sağladığı etkinliğimiz olan 38. Ulusal Radyoloji Kongremiz<br />

bu yıl TÜRKRAD <strong>2017</strong> adı altında, 31 Ekim-4 <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

tarihleri arasında, Sueno Deluxe Otel ve Kongre Merkezi,<br />

Belek, Antalya’da gerçekleştirilecektir. Bu yıl kongremizin<br />

bilimsel kurul başkanı Dr. Can Çevikol, Kongre Bilimsel<br />

Kurulu ile birlikte başarılı bir program hazırladılar. Bu yıl<br />

belirlenen iki ana konudan birisi “Sistemik Hastalıklar”<br />

diğeri ise “Tetkik Uygunluğu ve Algoritma”dır.<br />

Katılımınızla zenginleşeceğine inandığımız kongremizde<br />

konu içerikleri sizlerden gelen geri bildirimlere göre<br />

belirlendi. Bu şekilde, kongre programımız içerisinde<br />

tam gün sürecek olan “Baş-Boyun Radyolojisi” ve “Kas-<br />

İskelet Radyolojisi” kursları yapılacaktır. Programda temel<br />

konuların yanı sıra güncel konulara ve yeni gelişmelere<br />

de yer ayrılacaktır. Konu başlıkları, ilgili konuya ait temel<br />

başlıklar ve daha spesifik ve ileri düzey başlıklar şeklinde<br />

iki seviyeli olacak şekilde planlanmıştır. Diğer yandan “olgu<br />

temelli” sunumların sayısı da arttırılacaktır.<br />

Bu mesleğin üyeleri olarak bizler, uzmanlık eğitiminden<br />

pratiğine, üniversite ortamından özel sağlık sistemindeki<br />

çalışmalara kadar değişen geniş bir spektrumda, sağlık<br />

hizmetlerinin omurgasını oluşturan yüksek sorumluluk<br />

gerektiren bir faaliyetin içindeyiz. Bu şekildeki bir çalışma<br />

süreci, mesleki ve hukuksal birçok sorunu da yanında<br />

getirmektedir. Bu amaçla önceki yıllarda olduğu gibi bu<br />

yıl da kongremizde bu sorunlarımızın tartışıldığı ve çözüm<br />

önerilerinin görüşüldüğü “Aramızda Konuşacaklarımız”<br />

oturumuna katılım ve katkılarınızı bekliyoruz.<br />

Kongrelerin ana amaçlarından birisi de sosyal<br />

bütünleşmedir. Bu bağlamda, bir arada olabileceğimiz<br />

sosyal ve sportif etkinlikler için daha fazla zaman<br />

yaratmaya çalışacağız. Güzel bir kongrede bir arada olmak,<br />

kongremizi donanımlı ve doymuş olarak sonlandırabilmek<br />

dileğiyle,<br />

Saygılarımla,<br />

Dr. Tamer KAYA<br />

Türk Radyoloji Derneği Başkanı<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

101


IMAGING<br />

LG, EKRANDAKI UZMANLIĞINI TIBBI<br />

GÖRÜNTÜLEME PAZARINA AKTARIYOR<br />

LG’nin pazara yeni sunduğu medikal görüntüleme cihazları hastanelerde<br />

her alanda kullanılabilecek yüksek çözünürlüklü ve doğru görüntüler<br />

sunuyor.<br />

18 – 21 Ekim tarihlerinde<br />

Antalya’da düzenlenen 26. ESGE<br />

(Avrupa Jinekolojik Endoskopi<br />

Derneği) Kongresi’nde kontrol ve<br />

tedavi alanındaki son yenilikler tıp<br />

dünyasının ileri gelenleriyle paylaşıldı.<br />

LG Electronics Türkiye, kongrede<br />

özellikle görüntüleme sektöründeki<br />

liderliği ve uzmanlığı sonucunda<br />

geliştirdiği medikal görüntüleme<br />

sistemlerini tanıttı.<br />

LG 8MP Klinik Görüntüleme Monitörü<br />

nöbetlerin yorgunluğunu azaltıyor<br />

LG 8MP Klinik Görüntüleme<br />

Monitörü’nün 27 inçlik IPS ekranı,<br />

sahip olduğu 3840 x 2160 piksel<br />

çözünürlükle hastane çalışanlarının<br />

verimliliğini artırmak için tasarlandı.<br />

Daha iyi hale getirilmiş parlaklık<br />

seviyesine ek olarak sağlık<br />

çalışanlarına geniş görüntüleme<br />

açıları, asgari renk değişimi ve<br />

doğru görüntüler sağlıyor. Monitör,<br />

Sağlık Hizmetlerinde Dijital<br />

Görüntüleme ve İletişim (DICOM<br />

Part 14) kurallarına uygun olarak<br />

görüntüyü daha doğru hale getirmek<br />

amacıyla gri tonlamalarını düzeltiyor.<br />

Farklı cihazlarla uyum sağlayabilen<br />

monitör, sahip olduğu arkadan<br />

aydınlatmalı denge teknolojisiyle<br />

sabit parlaklık seviyesi sağlıyor ve<br />

Dynamic Sync Mode girdi gecikmesini<br />

azaltıyor, Flicker Safe ve Reader<br />

Mode ayarları uzun saatler çalışan<br />

doktor ve hemşirelerin yaşadığı göz<br />

yorgunluğunun azalmasına yardımcı<br />

oluyor.<br />

LG 8MP Cerrahi Monitör<br />

ameliyatlarda farklı açılardan bile aynı<br />

görüntüyü veriyor<br />

27 inçlik LG 8MP Cerrahi Monitör,<br />

cerrahide geniş kullanım alanları<br />

için geliştirildi. Özellikle minimal<br />

laparoskopik cerrahi ile ilgilenen<br />

cerrahlar LG’nin geniş ve en doğru<br />

görüntüyü sağlayan monitörleriyle çok<br />

daha kesin gözlemler yapabilecekler.<br />

LG’nin 8MP UHD panelinin<br />

benzersiz netliği doktorların teknik<br />

olarak karmaşık prosedürleri<br />

gerçekleştirmelerine yardımcı<br />

olurken, monitörün IPS teknolojisi<br />

ameliyatlar sırasında birçok tıp<br />

profesyonelinin monitörü farklı<br />

açılardan en az renk değişikliğiyle<br />

görerek konsültasyonların en doğru<br />

şekilde yapılmasına imkan veriyor.<br />

LG’nin cerrahi monitörü 800 nits’e<br />

kadar çıkan güçlü parlaklık seviyesiyle<br />

parlak ameliyat odaları için ideal. Bu<br />

monitor sRGB renk tayfının yüzde<br />

115‘ini kapsıyor. Böylece doktorlar<br />

farklı tipteki doku ve kan damarlarını<br />

çok daha kolayca ayrıştırabiliyor.<br />

LG’nin Röntgene Özel DXD’si su ve<br />

toza karşı dayanıklı<br />

LG DXD (dijitalleştirilmiş X-ışını<br />

dedektörü) 16-bit görüntü işleme<br />

yetkinliği ve 127 mikrometre’ye<br />

ulaşan piksel aralığı ile saniyeler<br />

içinde yüksek kaliteli röntgen<br />

görüntüleri sağlayarak uzmanların<br />

ve radyologların hızlı ve doğru<br />

bir şekilde sağlık sorunlarını<br />

belirlemelerini sağlıyor. Magnezyum<br />

ve karbon fiber gövdesiyle LG DXD,<br />

farklı medikal ayarlara sahiptir. Su<br />

ve toza dayanıklılık standardı olan<br />

IP 41’e uygunluğu sayesinde de toz<br />

ya da sıvıyla temas ettiğinde bile en<br />

üst performansı sağlamaya yardımcı<br />

oluyor.<br />

102<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


IMAGING<br />

LG leverages display expertise, enters<br />

medical imaging market<br />

Built to international medical digital image standards, the LG medical<br />

monitor supports fast, positive medical judgement through a myriad of<br />

functions designed for accurate diagnosis.<br />

The latest innovations in control<br />

and treatment shared with the<br />

leaders of the medical world<br />

in the 26th The European Society of<br />

Gastrointestinal Endoscopy (ESGE)<br />

held in Antalya on October 18 to 21.<br />

LG Electronics Turkey presented the<br />

medical imaging systems developed<br />

in the congress, especially as a result<br />

of its leadership and expertise in the<br />

imaging sector.<br />

LG 8MP Clinical Review Monitor<br />

The LG 8MP Clinical Review Monitor<br />

is a 27-inch IPS monitor driving 3840<br />

x 2160 pixels specifically designed to<br />

increase hospital staff efficiency by<br />

enabling streamlined work flows and<br />

multitasking. In addition to enhanced<br />

brightness levels, this monitor<br />

provides healthcare professionals<br />

with wide viewing angles, minimal<br />

color shift and accurate images.<br />

The monitor is Digital Imaging<br />

and Communications in Medicine<br />

(DICOM) compliant, which means<br />

that grayscale tones are corrected<br />

to maintain image accuracy.* Finely<br />

calibrated to ensure consistency<br />

across multiple devices, the monitor<br />

is equipped with backlight stabilization<br />

technology to guarantee stable<br />

luminance levels. Dynamic Sync<br />

Mode reduces input lag, while Flicker<br />

Safe and Reader Mode settings help<br />

reduce eye strain experienced by<br />

doctors and nurses working long<br />

shifts.<br />

LG 8MP Surgical Monitor<br />

The 27-inch LG 8MP Surgical<br />

Monitor was developed for a wide<br />

range of uses in the operating<br />

theater. In particular, surgeons who<br />

favor minimally invasive surgical<br />

techniques will benefit greatly as<br />

they make precise observations<br />

while viewing LG’s wide and highly<br />

accurate monitor. The unparalleled<br />

clarity of LG’s 8MP UHD panel helps<br />

doctors perform technically complex<br />

procedures and the monitor’s IPS<br />

technology enables multiple medical<br />

professionals to view the monitor<br />

from different angles with minimal<br />

color shift. Boasting brightness<br />

levels of up to 800 nits, LG’s surgical<br />

monitor is ideally suited for bright<br />

operating rooms. This monitor covers<br />

over 99 percent of the sRGB color<br />

space with additional space dedicated<br />

to the deep red spectrum, enabling<br />

doctors to more easily distinguish<br />

different types of tissue and blood<br />

vessels.<br />

LG Digitalized X-Ray Detector for<br />

Radiography<br />

In today’s hospitals, medical<br />

technology that is portable, lightweight<br />

and durable is key to providing<br />

outstanding patient care. Previewed<br />

at RSNA 2016, the LG DXD (digitalized<br />

X-ray detector) produces high quality<br />

radiography images within seconds<br />

using its 16-bit image processing<br />

capabilities and a pixel pitch range as<br />

small as 127 micrometers, producing<br />

super-high-resolution images for<br />

radiographers and radiologists to<br />

quickly and accurately identify health<br />

issues. A magnesium and carbon fiber<br />

body make the LG DXD well-suited to<br />

serve patients in a range of medical<br />

settings and the IP41 rating for water<br />

and dust resistance helps assure<br />

optimal performance even when this<br />

DXD comes in contact with powders<br />

or liquids.<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

103


Uluslararası Katılımlı<br />

III.Tıbbi Tedarik Zinciri<br />

Yönetimi Kongresi<br />

3 rd Medical Supply Chain Management<br />

Congress & Exhibition, Antalya, TURKEY<br />

7-9 Aralık <strong>2017</strong><br />

SUSESİ LUXURY RESORT BELEK / ANTALYA<br />

Tüm sağlık<br />

yöneticileri davetlidir<br />

SAĞLIK YÖNETİMİNDE<br />

BÜYÜK BULUŞMA<br />

Satınalma, finans, bilgi işlem ve<br />

üst düzey yöneticilerle, sektöre ürün<br />

ve hizmet sağlayıcılar, etkin ve<br />

sürdürülebilir kaynak yönetimi için<br />

bir araya geliyor...<br />

2016 yılında Antalya’da ikincisi düzenlenen Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi Kongresi yoğun katılımla gerçekleşti.<br />

www.tibbitedarikkongresi.org


KONGRE<br />

KASIM AYI KONGRELERİ<br />

8-12 KASIM<br />

39. Türk Ulusal Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi<br />

Kongresi<br />

Lokasyon: Sueno Deluxe Otel,<br />

Şehir: Belek, Antalya<br />

Web Sitesi: kbb<strong>2017</strong>.kbb.org.tr<br />

23-25 KASIM<br />

4. Ulusal Ve Uluslararası Katılımlı Evde Sağlık Ve Bakım<br />

Kongresi<br />

Lokasyon: Beşiktaş Fulya Sanat Merkezi - İstanbul<br />

Şehir: İSTANBUL / TÜRKİYE<br />

Web Sitesi: www.evdebakimkongresi<strong>2017</strong>.com<br />

8-11 KASIM<br />

2. Uluslararası Sağlık Bilişim ve Bilgi Güvenliği Kongresi /<br />

08-11 <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

Lokasyon: Limak Atlantis Resorts Hotels Belek- Antalya<br />

Şehir: Antalya<br />

Web Sitesi: www.hcs-antalya.org<br />

8-11 KASIM<br />

9. Uluslararası Hasta ve Çalışan Hakları Kongresi<br />

Lokasyon: Limak Atlantis Resorts Hotels Belek- Antalya<br />

Şehir: Antalya<br />

Web Sitesi: www.hastahaklarikongresi.org<br />

8-10 KASIM<br />

Uluslararası Katılımlı 27. Ulusal Özel Eğitim Kongresi<br />

Lokasyon: Samsun / Anemon Hotel<br />

Şehir: SAMSUN<br />

Web Sitesi: www.uoek<strong>2017</strong>.org/<br />

8-12 KASIM<br />

13. Üroonkoloji Kongresi / 8-12 <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> – Antalya<br />

Lokasyon: Regnum Carya Otel - Belek<br />

Şehir: Antalya<br />

Web Sitesi: www.uroonkolojikongresi.org<br />

23-26 KASIM<br />

2. İstanbul Ulusal Beslenme ve Diyetetik Kongresi<br />

Lokasyon: Silence İstanbul Hotel & Convention Center<br />

Şehir: İSTANBUL / TÜRKİYE<br />

Web Sitesi: www.ibdk<strong>2017</strong>.org<br />

23-25 KASIM<br />

Trakya Üniversiteler Birliği 1. Uluslararası Sağlık Bilimleri<br />

Kongresi<br />

Lokasyon: Edirne/Balkan Kongre Merkezi<br />

Şehir: Edirne/Türkiye<br />

Web Sitesi: atuc<strong>2017</strong>.trakya.edu.tr<br />

24-26 KASIM<br />

Health 4.0 Sağlıkta Yenilikler Kongresi <strong>2017</strong><br />

Lokasyon: İstanbul / Hilton İstanbul Bosphorus<br />

Şehir: Türkiye<br />

Web Sitesi: www.health40con.com<br />

10. Uluslararası Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi<br />

Lokasyon: Sueno Hotel ve Kongre Merkezi<br />

Şehir: Belek/Antalya<br />

Web Sitesi: www.das.org.tr/<strong>2017</strong><br />

106<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


KONGRE<br />

KONGREYE DAMGA VURAN TEKNOLOJİ<br />

21. Uluslararası Estetik Diş Hekimliği Kongresi, dünya çapında<br />

konuşmacıları bir araya getirmeye devam ediyor.<br />

3D teknolojisi ile üretilen şeffaf apareyler katılımcılar tarafından yoğun<br />

ilgiyle karşılaşarak kongreye damgasını vurdu.<br />

21. Uluslararası Estetik Diş Hekimliği<br />

Kongresi, 13-15 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında ‘’Wyndham Grand’’<br />

İstanbul’da gerçekleşiyor. Türkiye’nin<br />

ilk ve tek 3D yazıcı teknolojisiyle<br />

üretilen şeffaf apareyler, üç(3) boyutlu<br />

teknolojilerin güçlü potansiyelini,<br />

ileri mühendislik yöntemleriyle<br />

birleştirerek, hastaların diş<br />

çapraşıklığını kısa bir sürede tedavi<br />

ediyor<br />

Prof. Dr. Selim Pamuk, kongre ile ilgili;<br />

“Hızla gelişen teknoloji ile birlikte<br />

estetik diş hekimliği alanındaki<br />

değişim ve gelişimlerin, dünya ile<br />

aynı diş hekimlerine ulaştırılması<br />

misyonuyla çıktığımız bu yolda, yirmi<br />

bir(21) yılda çok önemli mesafeler<br />

katettik. Bu kongrede; tüm diş<br />

hekimlerine, akademik düzeyden<br />

ödün vermeden, bilginin muayenehane<br />

pratiğinde kullanılabilir şekle<br />

dönüşebileceğini gösteriyoruz” dedi.<br />

ORTHERO hastaların koltukta<br />

kalma süresini yüzde 40 azaltıyor<br />

ve hastaların dişlerini ideal hale<br />

getiriyor. Dr. Betül As, “Türkiye’nin<br />

3D teknolojisi ile üretilen ilk ve tek<br />

şeffaf apareyi olan ORTHERO, metal<br />

diş telleriyle kıyaslandığında acısız ve<br />

konforlu bir tedavi olanağı sunuyor.’’<br />

dedi.<br />

108<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


43. Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

20 Ocak-1 Şubat 2018<br />

Dubai World Trade Center<br />

Dubai-B.A.E.<br />

Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

2. Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

11. Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

5-8 Şubat 2018<br />

2-4 Nisan 2018<br />

14-16 Nisan 2018<br />

30 Nisan-2 Mayıs 2018<br />

Dubai International Convention &<br />

Exhibition Centre<br />

Suntec Convention & Exhibition<br />

Centre<br />

Cairo International<br />

Convention Center (CICC)<br />

Manchester Central Center<br />

Dubai-B.A.E.<br />

Singapur, SİNGAPUR<br />

Kahire-Mısır<br />

Manchester, İNGİLTERE<br />

8. Uluslararası Sağlık<br />

Ekipmanları ve <strong>Medikal</strong><br />

Malzemeler Fuarı<br />

7. Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

28. Uluslararası Sağlık<br />

Ekipmanları ve <strong>Medikal</strong><br />

Malzemeler Fuarı<br />

6. Uluslararası<br />

Sağlık Fuarı<br />

29-31 Mayıs 2018<br />

10-12 Ekim 2018<br />

17-19 Temmuz 2018<br />

25-27 Eylül 2018<br />

Gallagher Convention Centre<br />

Eko Hotel<br />

Orange County Convention<br />

Center - West Concourse<br />

Oshwal Center<br />

Johennesburg, GÜNEY AFRİKA<br />

Lagos-NİJERYA<br />

Orlando - ABD<br />

Nairobi-KENYA<br />

/ Tgexpofuarcilik / Tgexpo_official / company/tgexpo / +TgexpoUluslararasiFuarcilik<br />

TG Expo Uluslararası Fuarcılık A.Ş.<br />

Eğitim Mahallesi Poyraz Sokak Ertogay İş Merkezi Kat: 9 Daire: 27<br />

Kadıköy İstanbul / Türkiye Tel: +90 216 338 45 25 www.tgexpo.com.tr - info@tgexpo.com


KONGRE<br />

KONGRE’YE EN YÜKSEK KATILIM<br />

TÜRKİYE’DEN !<br />

4. Avrupa Kulak Burun Boğaz Kongresi, Prof. Dr. Ferhan Öz<br />

başkanlığında, 7-11 Ekim tarihlerinde, Barcelona’da düzenlendi.<br />

Kongreye bir çok ülkeden uzmanlar katıldı.<br />

Katılımcıların çoğunluğunun bilimsel<br />

programdan sorumlu olduğu<br />

oturumlara en yüksek katılım ise;<br />

253 kişi ile Türk hekimler tarafından<br />

gerçekleştirildi. Rinoloji, Larengoloji<br />

ve Yüz plastiği başta olmak üzere<br />

düzenlenen dokuz bilimsel kursa<br />

genç hekimler yoğun ilgi gösterdi.<br />

Kongrenin onur konuğu,<br />

Prof. Dr. Eugene Myers açılış<br />

konuşmasında;“Kongredeki<br />

temel amacımız eğitim yoluyla<br />

uzmanlığımızın klinik uygulamasının<br />

standardını ilerletmektir. Eğitim<br />

birincil hedef olmakla birlikte bu<br />

toplantılar ve bilimsel oturumlar<br />

kendi alanımızdaki uzmanlarla<br />

iletişim ve etkileşim kurma, bilgi<br />

ağı oluşturma ve paylaşma, sinerji<br />

oluşturma ve işbirlikçi çabaları<br />

geliştirme konusunda harika bir<br />

fırsat sunmaktadır.” dedi.<br />

Kongrede gerçekleşirken , Avrupa<br />

Kulak Burun Boğaz Baş Boyun<br />

Cerrahisi yeterlilik sınavı sonrası<br />

,Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (UEMS)<br />

Başkanı Ulrik Pedersen, 2016<br />

yılında en yüksek sınav başarısı<br />

gösteren iki uzmana birincilik<br />

ödülünü verdi.<br />

110<br />

<strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


NÜVE embraces the world<br />

with its instruments<br />

Strong Foundation<br />

Established 49 years ago in<br />

1968, NÜVE is one of the<br />

fastest expanding manufacturers<br />

of laboratory and sterilization<br />

instrumentation in the world today<br />

with a steadily increasing product<br />

range. Quickly becoming market<br />

leader in our home country, the<br />

major proportion of our production<br />

is today exported to over 100<br />

countries worldwide and the brand is<br />

established as a driving force in the<br />

development of new products.<br />

NF 1200R Multi Purpose<br />

Bench Top Centrifuge<br />

Quality & Reliability<br />

Quality is a keyword for NÜVE.<br />

This is proven by its certification to<br />

ISO 9001:2008 and ISO 13485:2003.<br />

Combining this with a strong ethic of<br />

providing outstanding value, NÜVE<br />

incessantly strives to increase<br />

efficiency through evolution of its<br />

working practices and investment<br />

in the latest machine tools. Top<br />

class components and high grade<br />

raw materials ensure that the final<br />

product is something that the user<br />

can be proud of. An important factor<br />

in the high level of reliability is<br />

the commitment of the production<br />

team, half of which has been with the<br />

company for over 20 years.<br />

Investment & Expansion<br />

Substantial investment in R&D<br />

enables NÜVE to offer an everwidening<br />

range of quality products.<br />

A team of highly qualified and<br />

experienced engineers has been<br />

producing instruments with unique<br />

characteristics bringing additional<br />

benefits to our customers. The offer<br />

in the field of biology in particular<br />

has significantly expanded and the<br />

level of technological innovation is<br />

proven by the large number of trademarked<br />

features recently introduced<br />

in the range.<br />

NÜVE has been growing<br />

continuously and strongly, even<br />

during the recent worldwide<br />

economic crisis. With its dedication<br />

to customer service, NÜVE is<br />

committed to ensuring the supply<br />

to its customers on time. During<br />

the last seven years, the size of the<br />

production plant was doubled as<br />

were the number of machine tools for<br />

production.<br />

developed for a broad spectrum<br />

of markets including clinical<br />

laboratories, medical research,<br />

biotechnology, agriculture,<br />

veterinary labs, food, beverage<br />

and dairy, chemicals, automotive,<br />

aerospace, ceramics, water and<br />

pharmaceutical industries.<br />

A complete range<br />

NÜVE product range is<br />

comprehensive, covering the<br />

essential core products for most<br />

laboratories, whether this is for<br />

ovens, incubators,CO 2<br />

incubator,<br />

centrifuges, climatic and test<br />

chambers, dry or steam sterilization<br />

devices, -41°C and -86°C freezers,<br />

laminar flow and safety cabinets,<br />

water baths and distillers, blood bank<br />

instruments... you are certain to find<br />

a product to your needs.<br />

DF 490 Ultra Low Temperature Freezer<br />

Wide Ranging Markets<br />

NÜVE products are designed and<br />

NF 800 Multi Purpose Bench Top Centrifuge<br />

EC 160 CO 2<br />

Incubator

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!