01.11.2017 Views

Yapı Malzeme Dergisi Kasım 2017 Sayısı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

‘Oce Colorado 1640’<br />

Printtek’in yıldızı oldu!<br />

Canon’un, hızlı baskı ihtiyacı olan firmalara yönelik olarak geliştirdiği ileri teknoloji<br />

baskı makinesi ‘Oce Colorado 1640, LED’li kurutma sistemi ve hızı ile Printtek Baskı<br />

Teknolojileri ve Kağıt Fuarı’nın ilgi odağı oldu. Printtek’te lansmanı yapılan, rulodan ruloya<br />

baskı makinesi Colarado 1640’ta, Canon patentli UVgel teknolojisi de ilk kez kullanılıyor.<br />

Advertorial<br />

Canon, teknolojinin hızlı ilerleyişi ve günümüzde hızın daha fazla<br />

önem kazanmasıyla, çağa uygun özelliklerde geliştirdiği UV Jel<br />

teknolojisiyle çalışan ilk baskı makinesi Oce Colorado 1640’ı<br />

Printtek Baskı Teknolojileri ve Kağıt Fuarı’nda tanıttı. ‘Oce Colorado<br />

1640’ kurutma sistemi ve hızı ile fuar ziyaretçilerinin ilgi<br />

odağı oldu. Canon ‘Oce Colorado 1640’ın gördüğü ilgiden mutluluk<br />

duyduklarını aktaran Canon Eurasia B2B Pazarlama Müdürü<br />

İsmet Özdemir, “Canon patentli UV Jel teknolojisi, baskının<br />

anında kurumasını sağlıyor ve kullanıma hızla hazır hale getiriyor.<br />

Canon UVgel, baskı yapılan yüzeye hızlı tutunması ve hızlı kuruması<br />

sayesinde teslimat sürelerini kısaltarak zamandan tasarruf<br />

sağlıyor,” dedi.<br />

Canon, baskı makinesinde çıtayı yükseltti<br />

Canon’un tüm baskı makinelerinde iddialı olduğu pürüzsüz ve<br />

yüksek görüntü kalitesine ek olarak, endüstriyel hız ilkesi ile geliştirilen<br />

Oce Colorado 1640’ın, LED’li kurutma sistemi ile buharlaştırmalı<br />

kurutmaya ihtiyaç bırakmayarak kullanım kolaylığı<br />

sağladığını aktaran Özdemir, şu bilgileri verdi:<br />

“Baştan sona verimlilik için Baskı Hizmeti Sağlayıcıları (PSPler)<br />

tek bir cihazla; birçok farklı uygulama üretmek, işletim maliyetlerini<br />

düşürmek, anında kurutma özelliği ile verimlilikte artış ve<br />

yüksek baskı hızına ihtiyaç duymaktalar. Bilişim çağında baskı<br />

sektörünün en akıllı, en hızlı ve en dayanıklı ürünü Oce Colorado<br />

1640 ile bu ihtiyaçlara tam anlamıyla cevap verebiliyoruz.”<br />

Canon UVgel teknolojisi hakkında<br />

-Canon UVgel teknolojisinde düşük ısıtmalı bir sistem kullanılır.<br />

Canon UVgel mürekkep damlacıkları, 28°C’deki medya<br />

plateni tarafından kontrol edilen malzeme üzerine bırakılır.<br />

-Teknolojideki bu temel fark, Canon UVgel teknolojisini duvar<br />

kağıdı gibi yüksek geometrik doğruluk gerektiren uygulamalar<br />

için ideal bir seçenek haline getirir.<br />

-Canon UVgel mürekkep, su bazlı değildir. Diğer teknolojilerle<br />

kıyaslandığında bu, medya kabarmasıyla bağlantılı sorunları<br />

ortadan kaldırır.<br />

-Mevcut teknolojilerde kullanılan mürekkeplere kıyasla dış mekan<br />

baskı kalitesi, laminasyonsuz kullanımda dahi aşınma direnci<br />

ve yıkanabilme/silinebilme kapasitesi daha yüksek düzeydedir.<br />

-Koku yaymayacak şekilde geliştirilmesi nedeniyle sağlık açısından<br />

hassas ortamlar dahil tüm iç mekanlarda kullanılabilmektedir.


İmtiyaz Sahibi<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />

H. Ferruh Işık<br />

Genel Müdür<br />

Mehmet Söztutan<br />

mehmet.soztutan@img.com<br />

Reklam Müdürü<br />

Hakan Girgin<br />

hakan.girgin@img.com.tr<br />

Yayın Editörü<br />

Tarık Oral<br />

tarik.oral@img.com.tr<br />

Art Direktör<br />

İsmail Gürbüz<br />

ismail.gurbuz@img.com.tr<br />

Grafik Tasarım<br />

Sami Aktaş<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

Sorumlu Müdür<br />

Cüneyt Aktürk<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

Dış İlişkiler Müdürü<br />

Yusuf Okçu<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

Kurumsal İletişim Müdürü<br />

Ebru Pekel<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

Muhasebe ve Finans Müdürü<br />

Mustafa Aktaş<br />

mustafa.aktas@img.com<br />

Bilgi İşlem<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Abone<br />

İsmail Özçelik<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

CTP - Baskı<br />

Vizyon Basımevi<br />

Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3<br />

No:309 Başakşehir<br />

Tel: 0212 671 61 51<br />

info@vizyonbasimevi.com.tr<br />

Adres<br />

Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş<br />

Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />

Güneşli - Bağcılar<br />

İSTANBUL / TURKEY<br />

Tel : +90 212 604 51 00<br />

Fax : +90 212 604 51 35


editör<br />

Sektördeki gelişmeler umut verici<br />

Sektörde zaman zaman gerçekleşen şirket birleşmelerine son dönemde daha sık şahit olmaya başladık. Global ölçekte<br />

kendini ispat etmiş yabancı şirketlerin ülkemizdeki yerli firmalarla birlikteliğe gitmeleri aslında sevindirici bir durum.<br />

Sanayi devrimini kaçırmış bir ülkenin iş adamları olarak, bu tür şirket birleşmelerini teknoloji transferi olarak değerlendirmekte<br />

fayda var. Rekabetin her alanda fiyat ve kalite ekseninde gerçekleşiyor olması üreticiyi hızlı ve sürekli bir değişim<br />

ve gelişim sürecinin içine alıyor. Ülke olarak her ne kadar coğrafya ve sahip olduğumuz genç nüfus gibi kendimize özgü<br />

avantajlarımız bulunsa da global pazarda güçlü bir aktör olabilmemiz, teknolojik bakımından belli bir çıtaya yükselmedikçe<br />

mümkün gözükmüyor.<br />

Uluslararası şirketlerin ülke sınırlarını sanallaştırdığı bu dönemde rekabet arenası da global bir ölçeğe bürünmekte. Böylesi<br />

geniş bir alanda hegemon şirketler ve hızlı üretilebilen taklik ürünler arasında marka olarak var olabilmek gerçekten<br />

zor. Kaliteli ürünü uygun fiyata üretme zorunluluğu yine bizi en başa, teknoloji sahibi ve sürdürülebilir olmaya götürmekte.<br />

Sektörde gerçekleşen yarışmalar, kongreler, sempozyum gibi çabalar belli bir bilincin ve standartın oluşmasına hizmet<br />

etmekte. Bu tarz çalışmaların sayısı arttıkça sektör, tüm bileşenleriyle birlikte her anlamda daha verimli ve daha zengin<br />

bir hale gelecektir. Bu tür oluşumlara imkan sağlamak ve içinde yer almak takdire şayan hiç şüphesiz. Ancak böylesi güzel<br />

amaçlara hizmet eden bu tür organizasyonlar zaman zaman manüpilasyonlara da maruz kalabiliyor. Bu türk faaliyetlerde<br />

görev alırken eğitim/öğretim ve ait olduğu kültür sonucu bir şekilde edindiği üslubunu destur edinerek ziyaretçi kitlesini<br />

hesaba katmayan tutumlar sergilemek, her kesimden takdirle karşılanan bu çalışmaların itibarını da gölgelemekte. Sektöre<br />

hizmet eden her oluşuma karşı tek tek ihsanda bulunamasakda en azından gölge etmemeyi becerebilmeliyiz.<br />

Faydalı bir sayı olması dileğiyle…<br />

Tarık Oral


İçindekiler<br />

18 - “Düşük karbonlu ekonomiye geçiş için<br />

faaliyetler gerçekleştiriyoruz”<br />

22 - TOKİ’den 35 “Mahalle” projesine ödül<br />

96 - Çimsa, <strong>Yapı</strong> Kimyasalları<br />

Sektörüne ışık tutuyor<br />

103 - Şişecam Topluluğu<br />

4. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı<br />

106 - Vezirköprü Orman Ürünleri<br />

<strong>2017</strong>’de %26 büyüdü<br />

112 -“21.yüzyıl şımarma yüzyılı değildir,<br />

kaynakları iyi kullanmalıyız”<br />

REKLAM İNDEKSİ<br />

ABS YAPI ELEMANLARI.............................45<br />

ABS YAPI ELEMANLARI.............................47<br />

ARMUTLU TATİL KÖYÜ............................135<br />

ASSAN ALÜMİNYUM.................................99<br />

BAUMIT.................................................115<br />

BOSCH INDUSTRIAL.................................55<br />

BRAAS.....................................................93<br />

BUDERUS................................................57<br />

CANON....................................................11<br />

CANON ADVERTORIAL...............................10<br />

ÇİMSA.....................................................97<br />

DAIKIN........................160 – ARKA KAPAKİÇİ<br />

DOKA KALIP ve İSKELELERİ............ÖN KAPAK<br />

ERYAP...................................................105<br />

ESER REKLAM............................. 150 – 151<br />

GNYAPI & MANTOLAMA KONFERANSI ’ 2018.. 159<br />

HAKAN PLASTİK.......................................67<br />

HP........................................... ARKA KAPAK<br />

HUZURLU İNŞAAT...................................131<br />

İKLİMSA..................................................63


INTEK KALIP VE İSKELE........................ 2 – 3<br />

KAR GROUP..................................... 84 – 85<br />

KİLSAN..................................................121<br />

KUZULUK TERMAL OTEL.........................137<br />

LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ.....................43<br />

ME-SA İMALAT...................................... 6 – 7<br />

ONDULINE.............................................109<br />

ÖZLER KALIP VE İSKELE...................12 – 13<br />

PERİ KALIP ve İSKELELER ... ÖN KAPAKİÇİ –1<br />

R+T ASIA...............................................157<br />

R+T ASIA ADVERTORIAL..........................156<br />

SAMSUNG...............................................79<br />

SARAY ALÜMİNYUM.......................... 72 – 73<br />

SERAMİKSAN.........................................127<br />

SODEX 2018.........................................155<br />

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM KOLEKTİFİ.........23<br />

TAYF ÇATI..............................................123<br />

TMS TÜFEKÇİOĞLU MÜHENDİSLİK......... 4 – 5<br />

TÜMSAN.......................................128 - 129<br />

UNICERA ’ 2018....................................147<br />

URTİM KALIP VE İSKELE........................ 8 – 9<br />

VİKO.......................................................89


“Düşük karbonlu ekonomiye geçiş<br />

için faaliyetler gerçekleştiriyoruz”<br />

“Türk çimento sektörü olarak, mega projelerin hayata geçirilmesi, güvenli yapı<br />

stoğunun geliştirilmesi ve ülkemiz yollarının sağlam ve güvenli hale getirilmesinde rol<br />

almanın yanı sıra, doğal hayatın korunması ve insanlığın geleceği için sorumluluklarımızı<br />

da yerine getiriyoruz.”<br />

1964 yılında çimento sektöründe faaliyette<br />

bulunmak üzere kurulan Çimento<br />

Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS),<br />

Türkiye çapında faaliyetlerini sürdürmekte.<br />

ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Tufan<br />

Ünal ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızda<br />

kedilerine merak ettiklerimizi sorduk.Bize<br />

vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür<br />

ediyor, tüm çalışmalarında kendilerine başarılar<br />

diliyoruz.<br />

ÇEİS’in çevreye yönelik<br />

çalışmalarından bahseder misiniz?<br />

Çevre, enerji verimliliği, yenilenebilir<br />

enerji kullanımı gibi konular ne<br />

zamandan bu yana ÇEİS’in öncelikli<br />

konuları arasında?<br />

ÇEİS olarak, verimliliğin doğal hayat ve insanlığın<br />

geleceği için önemini biliyor, bu<br />

bilinçle de çeşitli çalışmalar yürütüyoruz.<br />

Örneğin, yukarıda da bahsetmiş olduğum<br />

gibi, atıktan ürettiğimiz enerjinin kapsamını<br />

genişletmek amacıyla Çevre ve Şehircilik<br />

Bakanlığı ile görüşmelerimizi aralıksız<br />

sürdürüyoruz.<br />

ÇEİS tarafından yürütülen faaliyetlerin<br />

yanı sıra, üye şirketlerimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz<br />

yatırımlar da söz konusu.<br />

Türk çimento sektörü olarak, yatırımlarımızı<br />

yeni fabrika alımı, mevcut fabrika modernizasyonu<br />

ve verimliliği artırmaya yönelik<br />

çalışmalar olarak üç başlığa ayırıyoruz.<br />

Yatırımlarımızı yönetirken dikkat ettiğimiz<br />

husus ise talep fazlası arz yaratmamak.<br />

Sektörümüzün kapasite kullanım oranına<br />

baktığımızda 2007 yılında %100 seviyesine<br />

ulaştığını görüyoruz. Arz-talep dengesizliğinin<br />

ise 2008-2009 yılı itibariyle baş<br />

gösterdiğini söyleyebiliriz. Sektörümüzün<br />

2016 yılında klinker kapasite kullanım<br />

oranının %87 civarında gerçekleştiğinin<br />

de altını çizmek isterim. Tüm bunlar şu<br />

anlama geliyor; sektörümüzde yeni yatırıma/yatımcıya<br />

değil, verimliliğe yönelik<br />

yatırımların ön plana çıkarılmasına ihtiyaç<br />

var. Bu itibarla, özellikle 2008 yılından bu<br />

yana çevresel verimliliği arttırmaya yönelik<br />

yatırımlarımıza hız kazandırdık.<br />

Sektörümüz özellikle atıktan enerji üretiminde<br />

önemli bir ivme yakaladı. Bu konudaki<br />

çevre politikamızı şöyle özetleyebilirim:<br />

İlk etapta güvenli depolama veya<br />

kapsülleme gerçekleştiriyoruz, ardından<br />

bu atıkları enerjiye dönüştürüyoruz ve<br />

böylece kaynak kazanımı gerçekleştirmiş<br />

oluyoruz. Bundan sonraki aşamalar ise<br />

18<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

atıkların hammadde olarak geri kazanımı,<br />

birden çok defa yeniden kullanımı, daha<br />

az tüketme ve tüketimden kaçınma olarak<br />

devam ediyor. Daha açık bir ifadeyle, atıkları<br />

yakarak enerjisinden faydalanırken,<br />

kül olarak kalan kısım hammadde olarak<br />

kullanılarak son ürünü de çimentoya dönüştürüyoruz.<br />

Atıkların çimento fabrikalarında<br />

bertaraf edilmesiyle, kullanılan fosil<br />

yakıt miktarında önemli azalma sağlıyoruz.<br />

Çimento sektöründe atık ısının<br />

enerjiye dönüştürülmesi ne<br />

zamandan bu yana gündemde?<br />

Atık ısıdan enerji üretimi de sektörümüzün<br />

CO2 salınımının azaltılması konusunda<br />

yürüttüğü en önemli uygulamalardan biri.<br />

İlk olarak Akçansa Çimento Fabrikası’nda,<br />

Eylül 2011 yılında devreye alındı.<br />

2016 yılı sonu itibariyle, sektörümüzde 10<br />

fabrikada 18 hat ile toplam 100,7 MW gücünde<br />

atık ısı geri kazanım tesisi yatırımı<br />

daha gerçekleştirildi. Toplam 5 hatta 34,0<br />

MW elektrik üretimine imkân tanıyacak 4<br />

fabrikaya ait yatırımların da birkaç yıl içinde<br />

devreye alınmasını bekliyoruz, böylece<br />

135 MW lık bir enerji hiçbir fosil yakıt kullanılmadan<br />

üretilmiş olacak ve bu da yıllık<br />

yaklaşık 400 bin hanenin elektriğinin sıfır<br />

karbon salınımı ile karşılanması anlamına<br />

gelecektir.<br />

“Bir yılda ülkemizde ortaya çıkan<br />

belediye çöplerinden 7 milyon ton<br />

ek yakıt üretmek ve kullanmak<br />

mümkün. Üretilen 7 milyon ton ek<br />

yakıt ile yıllık 1,7 milyon ton CO2<br />

azaltımı yapmak ve belediye katı<br />

atıklarını %80 oranında azaltmak<br />

mümkün olacak. Atık ikame oranı<br />

Avrupa’da %60 seviyelerine ulaştı.<br />

Türkiye’de ise bu oran henüz<br />

%4 civarında. Bu oranı yukarı<br />

seviyelere çıkardıkça hem çevreye<br />

hem ülke ekonomisine büyük<br />

katkı sağlanacak” diyorsunuz.<br />

Türkiye neden Avrupa’nın bu kadar<br />

gerisinde? Bu konuda özel sektöre /<br />

kamuya düşen görevler neler? Doğru<br />

atık yönetiminin ekonomik katkısı<br />

ne boyutta olacak?<br />

Çevresel sürdürülebilirlik anlamında referans<br />

niteliğinde olan Avrupa Birliği, yapı<br />

olarak, yürüttükleri ekonomik faaliyetlerin<br />

çevreye olan etkisini inceleyen ülkelerden<br />

oluşmaktadır. AB atık yönetimine baktığımızda<br />

düzenli depolama, kompostlama,<br />

geri dönüşüm, geri kazanım, yakma, atıklardan<br />

enerji üretimi teknolojileri geliştirme,<br />

uygulama ve eğitim yöntemleri ile<br />

çevreyi korumaya yönelik iyi uygulama örneklerini<br />

oluşturduklarını görüyoruz.<br />

Türkiye’de atık yönetimine ilişkin düzenlemeler<br />

de AB direktifleri doğrultusunda<br />

geliştirilmiş ve ülke şartlarına uygun yönetmelikler<br />

yayımlanmıştır. Ancak yakma,<br />

kompostlama, düzenli depolama gibi yöntemler<br />

bazı kentlerde kullanılmaya başlamakla<br />

birlikte yeterli düzeye henüz erişememiş,<br />

uygun katı atık hazırlanmasındaki<br />

sorunlar yeterince çözülememiştir.<br />

Atık yönetimi konusunda Avrupa ülkeleri<br />

ile aramızda ciddi bir mesafe olduğu gerçeğine<br />

ek olarak, AB çevre mevzuatının<br />

gerektirdiği atık su arıtma tesisleri, düzenli<br />

çöp depolama alanları vb. yatırımların<br />

tamamlanması için büyük mali kaynaklara<br />

ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Gelişmiş ülkelere baktığımızda, çevresel<br />

sürdürülebilirlik konusunun çoğunlukla<br />

özel şirketlere emanet edildiğini görüyoruz.<br />

Türk çimento sektöründe de alternatif<br />

yakıt kullanımı giderek yaygınlaşmakta.<br />

Tufan Ünal / ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Söz konusu alternatif yakıtlar arasında belediye<br />

atıkları, endüstriyel atıklar, ömrünü<br />

tamamlamış lastikler gibi pek çok atık yer<br />

alıyor. Sendika olarak, atıktan ürettiğimiz<br />

enerjinin kapsamını genişletmek için Çevre<br />

ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmelerimizi<br />

devam ettiriyoruz.<br />

Kamuya düşen görev ise belediyelerin<br />

toplama ve bertaraf yükümlülüğünde olan<br />

atıkların entegre bir yaklaşımla yönetilmesi<br />

esasıdır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar<br />

doğrultusunda, katı atık düzenli<br />

depolama tesisi sayısının yıldan yıla artış<br />

gösterdiğini de gözlemleyebiliyoruz.<br />

“Çevreyle dost çimento” nasıl olur?<br />

Türk çimento sektörü olarak, mega projelerin<br />

hayata geçirilmesi, güvenli yapı stoğunun<br />

geliştirilmesi ve ülkemiz yollarının<br />

sağlam ve güvenli hale getirilmesinde rol<br />

almanın yanı sıra, doğal hayatın korunması<br />

ve insanlığın geleceği için sorumluluklarımızı<br />

da yerine getiriyoruz.<br />

ÇEİS’e üye 32 kuruluşa bağlı 63 tesiste,<br />

yukarıda detaylı olarak anlatmış olduğum<br />

çeşitli yatırımlarla, çevresel sürdürülebilirlik<br />

ve enerji verimliliğine yönelik çalışmalar<br />

gerçekleştiriliyor. Enerjinin ve suyun<br />

verimli kullanılması, Karbon salımının<br />

azaltılması, alternatif yakıt ve hammadde<br />

kullanımı, atıkların azaltılması, habitatın<br />

korunumu gibi çeşitli faaliyetlerle doğal<br />

hayatın sürdürülebilirliğine katkı sağlıyoruz.<br />

Tüm bu çalışmalarımıza paralel olarak,<br />

karbon ayak izine karşı tüm dünyada<br />

giderek yaygınlaşan harekete destek kapsamında,<br />

daha çevreci bir çimento türü<br />

olan katkılı çimento kullanımını da sektör<br />

genelinde artırıyoruz.<br />

Çimento üretimindeki CO2 salımınının ana<br />

kaynağı yüksek ısıda pişirilen klinkerden<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 19


Aktüel<br />

kaynaklanmaktadır. Klinker ve katkıların<br />

beraber öğütülmesi ile elde edilen çimentonun<br />

katkı oranı yüksek, klinker oranı<br />

düşük tiplerinde CO2 salımı daha azdır.<br />

Alternatif yakıtlardan olan arıtma çamuru,<br />

karbondioksit emisyonu açısından nötr olduğu<br />

kabul edilen saf biyokütleden oluşmakta<br />

ve buna ek olarak pek çok alternatif<br />

yakıtta, içinde bulunan odun ya da kağıt<br />

parçaları nedeniyle yüksek miktarda biyokütle<br />

içermekte olup, CO2 emisyonlarının<br />

azaltılmasını sağlamaktadır. Çimento üretimi<br />

sonucu açığa çıkan CO2 emisyonunu<br />

azaltmak ve doğal kaynakları daha verimli<br />

kullanmak için alternatif yakıt ve alternatif<br />

hammadde kullanımı sektörümüzde giderek<br />

artış göstermektedir.<br />

Ayrıca, yukarıda da bahsetmiş olduğum<br />

çimento fabrikalarında hızla yaygınlaşan<br />

atık ısıdan enerji üretimi, sektörümüzün<br />

CO2 salınımının azaltılması konusunda yürüttüğü<br />

en önemli uygulamalardan biridir.<br />

Diğer taraftan, gerek şehirleşme ve artan<br />

nüfus, gerekse de teknolojik gelişmelerin<br />

etkisiyle, ülkemizde mega projelerin<br />

ve konut inşaatlarının arttığını görüyoruz.<br />

Söz konusu dönüşüm çevremizde “betonlaşma”<br />

algısıyla yönlendiriliyor. Ancak,<br />

betonun kullanımı, yapıların estetik görünümü<br />

ve dayanıklılığını artırma amacıyla<br />

da yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle, beton<br />

kullanımına yönelik algının, bu etkenler<br />

göz önüne alınarak değişmesi gerektiğini<br />

düşünüyorum.<br />

Düşük karbon ekonomisi; döngüsel<br />

ekonomi bugün gelişmiş ülkelerin<br />

öncelikli hedefleri arasında.<br />

Türkiye’de tablo nasıl?<br />

Döngüsel ekonomik modele doğru daha<br />

fazla ilerlemek, dünyanın en büyük ekonomileri<br />

arasında yer alan 19 ülke ve Avrupa<br />

Birliği Komisyonu’ndan oluşan G20 ülkelerinin<br />

ana stratejilerinden biri olarak karşımıza<br />

çıkıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu<br />

bu oluşumun, 2016 yılında gerçekleştirdiği<br />

zirvede, en önemli başlıklar arasında<br />

düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve yeşil<br />

büyüme ile enerji ve iklim değişikliği konuları<br />

yer aldı.<br />

Climate Transperency, G20 zirvesine katılan<br />

her ülke için bir rapor hazırladı. Bu<br />

rapora baktığımızda Türkiye’nin düşük karbonlu<br />

ekonomi performansının geçmişini,<br />

mevcut durumunu ve gelecek performans<br />

göstergelerini, emisyonları ve iklim politikası<br />

performansı hakkında bilgi sahibi<br />

olabiliyoruz. Türkiye’nin Climate Transperency<br />

karnesinde sera gazı emisyonlarının<br />

hızla artış gösterdiği ve önümüzdeki<br />

yıllarda daha da hızla artması beklendiği<br />

dikkat çekiyor, buna karşın halen G20 ortalamasından<br />

düşük görünüyor. Türkiye<br />

ekonomisinin enerji yoğunluğu da G20<br />

ortalamasının altında kalıyor. Gelecek<br />

dönem modelleri kömürün enerji arzındaki<br />

payında bir düşüş öngörmüyor; bu,<br />

hâlihazırda planlama aşamasında olan<br />

yeni termik santrallerden kaynaklanacak<br />

büyük enerji miktarı beklentisine dayandırılıyor.<br />

Türkiye’nin yenilenebilir enerjileri<br />

ise görece iyi olarak değerlendiriliyor<br />

ve hatta pozitif bir trend olarak görülüyor.<br />

Türkiye’de kişi başı 833 kWh başlangıç<br />

noktasıyla, kişi başı elektrik tüketiminin<br />

giderek arttığını da rapordan çıkartabiliyoruz<br />

ancak diğer G20 ülkelerine kıyasla<br />

hala görece düşük kalıyor. Tüm bu verilerden<br />

çıkan sonuç, Türkiye’yi iklim politikalarındaki<br />

düşüş trendini belirlemede<br />

uluslararası zayıf aktörlerden biri olarak<br />

göstermektedir. Dünyanın gelişmiş ülkelerine<br />

baktığımızda çevre bilinci, güvenlik<br />

ve sürdürülebilirlik ilkelerini iş dünyasına<br />

emanet ettiklerini gözlemliyoruz. Türk çimento<br />

sektörü de gelişmekte olan ülkemizin<br />

en önemli gelir kaynağını oluşturan<br />

inşaat sektörünün bir kolu olarak önemli<br />

bir yer tutuyor. Ve biz de sektör olarak,<br />

düşük karbonlu ekonomiye geçiş için<br />

yukarıda bahsettiğim faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.<br />

Söz konusu faaliyetlerimiz,<br />

enerji maliyetlerinde azalmanın yanı sıra,<br />

enerji fiyatlarındaki yükselişin yaratacağı<br />

ilave maliyet riskinin azalması, elektrik<br />

arz güvenilirliğinin arttırılması, çevresel<br />

vizyonun güçlenmesi, CO2 emisyonlarının<br />

azaltılması ve CO2 ticaretine olanak<br />

sağlaması amaçlarına da hizmet etmekte<br />

ve çevre korumasının özünü oluşturmaktadır.<br />

Verimliliğe yönelik söz konusu<br />

yatırımlarımız ile sektör olarak dünyadaki<br />

rekabetçi gücümüzü önümüzdeki dönemde<br />

daha da artıracağımız gibi, ülkemizin<br />

döngüsel ekonomiye geçiş sürecine de<br />

katkı sağlayacağımıza olan inancım<br />

tamdır.<br />

20<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

B: Levent Pelesen / İZODER Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İZODER Başkanı Levent Pelesen:<br />

“Sağlıklı ve güvenli evlerde yaşamak herkesin hakkı”<br />

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1985 yılında aldığı kararla ilan ettiği ’13 Ekim Dünya<br />

Konut Günü’ dolayısıyla bir açıklama yapan İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Herkese<br />

yetecek konut üretimi ve çevreci kentleşmenin daha da önem kazandığı günümüzde; sağlıklı<br />

ve güvenli evlerde yaşamak tüm insanların hakkı” dedi.<br />

Tüm dünyada hükümetlere ve yerel yönetimlere<br />

insan yerleşiminin önemini<br />

hatırlatmak amacı ile Birleşmiş Milletler<br />

tarafından ilan edilen ‘World Habitat Day’<br />

ülkemizde ‘Dünya Konut Günü’ adı altında<br />

kutlanıyor. İnsan yerleşimi ile ilgili konuların<br />

tümünü içeren Dünya Konut Günü, her<br />

yıl bir konu veya sorunlardan birine vurgu<br />

yapıyor.<br />

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent<br />

Pelesen, ‘Dünya Konut Günü’ dolayısıyla<br />

yaptığı açıklamada, ‘’Barınma, tüm insanların<br />

hakkıdır. Dünya Konut Günü, bu hakkı<br />

tüm insanlığa hatırlatmak için ilan edilmiş<br />

bir gündür. Barınma hakkı bilincinin<br />

geliştirilmesi için daha çok çalışmalıyız.<br />

Her birey için yeterli konut üretimi gerçekleştirmeli,<br />

çevreye duyarlı kentleşmeye<br />

özen göstermeliyiz’’ dedi. Barınma ihtiyacını<br />

karşılarken doğa ile barışık olabilmenin<br />

sırrının yine doğada gizli olduğunu<br />

ifade eden Levent Pelesen, “Barındığımız<br />

ya da bizleri koruyan alanları oluştururken,<br />

doğa ile uyumu yakalayan canlıları örnek<br />

alırsak; daha sağlıklı, güvenli ve en önemlisi<br />

doğaya saygılı yapılar meydana getiririz”<br />

diye konuştu.<br />

İZODER olarak, çevre dostu yapıların en<br />

önemli unsuru haline gelen ‘yalıtım’ konusunda<br />

kamu ve kamuoyunu bilinçlendirmeyi<br />

görev edindiklerini belirten İZODER Başkanı<br />

Levent Pelesen, şunları söyledi: “Yalıtım<br />

bilincini yaygınlaştırmak amacıyla 24 yıldır<br />

faaliyet gösteren ‘Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları<br />

Derneği İZODER’ olarak; günümüzde,<br />

dünyanın en önemli gündem konuları<br />

haline gelen ‘enerji’, ‘çevre’ ve ‘istihdam’<br />

kavramlarıyla direkt ilişkili bir sektörü temsil<br />

ediyoruz. Yalıtım sektörü, önemli ölçüde<br />

enerji ithal eden Türkiye ekonomisi için kritik<br />

önem taşıyor. Bugün gelişmiş ülkeler sıfır<br />

enerjili konutlar, pasif evler gibi konseptlere<br />

yönelmiş durumda. Türkiye’nin, İklim Değişikliği<br />

Paris Anlaşması’ndaki gibi uluslararası<br />

taahhütlerini yerine getirmesi, binalarda<br />

enerji verimliliği açısından yalıtımın sağlıklı<br />

gelişmesi yaşamsal önemdedir. Ayrıca ülke<br />

olarak tüm binalarımızın debreme karşı dayanıklı<br />

hale getirilmesi için su yalıtımı hayati<br />

önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra hızlı<br />

kentleşmenin en önemli sorunlarından biri<br />

haline gelen kontrolsüz ses ve gürültüye karşı<br />

ses yalıtımı uygulamalarıyla başta çocuklarımız<br />

olmak üzere sağlığımızı korumalıyız.<br />

Yangına karşı ise en hızlı ve en güvenli şekilde<br />

yangın mahallinin terk edilmesini sağlayacak<br />

önlemler yangın yalıtımı ile mümkün<br />

olacaktır. Daha güvenli, sağlıklı, konforlu ve<br />

çevre dostu yapılara kavuşmamız için ülke<br />

olarak yalıtım bilincini artırmalıyız.”<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 21


TOKİ’den 35 “Mahalle” projesine ödül<br />

Bu yıl “Mahalle” temasıyla gerçekleştirilen ‘7 İklim 7 Bölge Ulusal Mimari ve Kentsel Tasarım<br />

Fikir Yarışması’nın ödülleri sahiplerini buldu. TOKİ ve iştirak şirketi Emlak Konut GYO tarafından<br />

düzenlenen ve 123 projenin değerlendirildiği yarışmada, 35 eser ödül almaya hak kazandı.<br />

Aktüel<br />

ve gayretin ürünü olan ödüllü eserlerin<br />

hayata geçirilmeden rafa kalkmasından<br />

mustarip olan mimarlık dünyamıza verdiğimiz<br />

sözü yerine getiriyoruz. Projeler kağıt<br />

üzerinde kalmayacak. 2014’te düzenlediğimiz<br />

mimari yarışmasının ödüllü eserleri,<br />

11.250 konutu kapsayan özgün tasarımlar<br />

olarak üretimdedir. Aynı şekilde ödüllü<br />

mahallerimizi de, nihai bir değerlendirmeyi<br />

takiben katıldıkları coğrafi bölgelerde inşa<br />

etmeye başlayacağız.” dedi.<br />

Ergün Turan / TOKİ Başkanı<br />

Mimarlık ve şehircilik uygulamalarında<br />

“mahalle” odaklı fikir ve arayışların önünü<br />

açabilmek amacıyla TOKİ ve iştirak şirketi<br />

Emlak Konut GYO tarafından “Mahalle”<br />

teması ile düzenlenen 7 İklim 7 Bölge<br />

Ulusal Mimari Kentsel Tasarım Fikir Yarışması<br />

sonuçlandı. 19 Ekim Perşembe TOKİ<br />

İstanbul Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen<br />

ödül töreninde, mimarlık dünyası ve<br />

sektör temsilcileri bir araya geldi.<br />

TOKİ Başkanı Ergün Turan törende, 2014<br />

yılında yeniledikleri üretim yaklaşımlarıyla<br />

yeni bir çizgide konut üretimine başladıklarını<br />

vurgulayarak, az katlı yapılanmayı<br />

esas alan, bölgelerin yerel mimari çizgilerinden<br />

esinlenilen, mahalle konseptinde<br />

yeni yerleşimler kurulmakta olduğunu<br />

belirtti.<br />

“Mahalle, şehir modelinde en temel<br />

ölçek”<br />

2014’teki 7 İlkim 7 Bölge Ulusal Mimari<br />

ve Kentsel Tasarım Fikir Yarışması’nı<br />

‘Gelenekten Geleceğe’ konsepti ile düzenlediklerini<br />

hatırlatan Turan, “Kentsel<br />

yaşamla birlikte unutmaya başladığımız<br />

komşuluk ve mahalle olgusunu tekrar hayata<br />

geçirmek için bu yıl ‘Mahalle’ konseptiyle<br />

düzenlemeye karar verdik. Mahalle,<br />

şehirlerimizin geleneksel ve kadim değerlerinin<br />

günümüz yaşam koşullarına taşınmasında,<br />

bütün değerleri barındırması bakımından<br />

model olan en temel ölçekti. Bu<br />

nedenle, ‘mahalle’ dedik.” açıklamasında<br />

bulundu.<br />

Ödüllü Mahalle Projeleri<br />

Turan, Mahalle temasına mimarlık dünyasının<br />

gösterilen ilgi ve ortaya çıkan başarılı<br />

sonuçların, insan ölçeği- aidiyet- nitelikli<br />

sosyal çevre uyumu bakımından bu<br />

alandaki toplumsal arayışı da yansıttığına<br />

işaret etti. Ekiplerin, mimar, şehir plancısı,<br />

sosyolog, restoratör vb. ile disiplinler<br />

arası bir planlamayla yarışmaya katıldığını<br />

söyleyen Turan, yüksek katılımla gerçekleşen;<br />

123 projenin katıldığı yarışmanın<br />

ödüllü “Mahalle” projelerinin, önceki yarışmada<br />

olduğu gibi inşa edileceğini açıkladı.<br />

Turan, “TOKİ olarak, büyük bir emek<br />

Genç mimarlara fırsat<br />

“Projelerde önceliğimiz bölgesel çizgiler ve<br />

iklim koşullarıyla uyumlu, insanların uzun<br />

yıllar boyunca kaliteli ve huzurla yaşayabileceği<br />

bir yaşam alanının olmasıdır.” diyen<br />

Turan, şöyle devam etti: “Çok katlı yapılar<br />

yerine yatay mimari ile daha düşük katlı,<br />

hastanesi, okulu ve ibadethaneleriyle kendi<br />

içinde merkezi bulunan hayat merkezleri<br />

kurmayı hedefliyoruz. Yarışmalarla birlikte<br />

mimarlık öğrencileri ve genç mimarlarımıza<br />

kendilerini geliştirme ve ülkemiz mimarisini<br />

hak ettiği noktalara çıkarma fırsatı sunuyoruz.<br />

Ülke olarak elimizde yüzyıllara dayanan<br />

Türk mimari örnekleri var ve biz bunu bir<br />

fırsat olarak görüp iyi değerlendirmeliyiz.”<br />

Ödül alan projeler inşa edilecek<br />

Her bölgeye ayrı ayrı verilen ödüllerde, 1’inci<br />

125 bin TL, 2’nci 100 bin TL, 3’üncü 75 bin<br />

TL ve mansiyon sahipleri 35 bin TL ödül aldı.<br />

Ödül almaya hak kazanan projeler, kendi<br />

bölgelerinde inşa edilecek.<br />

Yarışmacıların disiplinler arası bir planlama<br />

ile katıldıkları yarışmada, ekiplerde en az bir<br />

mimar, şehir plancısı ve peyzaj mimarı bulunması<br />

şartı arandı. Mimarlık öğrencileri ise<br />

yarışmaya yardımcı olarak katılabildi.<br />

22<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Atılgan Royal<br />

Doka Kalıp - İskele Genel Müdürü Ender Özatay:<br />

“2018’i ‘Verimlilik Yılı’ ilan ettik”<br />

“Önümüzdeki yılı, müşterilerimizle olan ilişkilerimizi güçlendireceğimiz bir yıl olarak<br />

görüyoruz. Müşterilerimizin bugüne kadar bize karşı takındıkları olumlu tutumun karşılığı ve<br />

geri bildirimi şeklinde değerlendirmeye çalışacağız. 150 yıldır bize karşı duyulan güveni teyit<br />

eden çalışmalar içerisinde olacağız.”<br />

1868 yılında Avusturya’da ahşap işletme<br />

atölyesi olarak faaliyete başlayan Doka,<br />

günümüzde sektöründe marka bilinirliği<br />

ve güvenilirliği en yüksek olan uluslararası<br />

bir kalıp-iskele firmasıdır. İlk olarak 1985<br />

yılında ülkemizde faaliyetlerine başlayan<br />

Doka, o tarihten bu güne kadar Doka Türkiye<br />

olarak kendi sorumlu olduğu Türkmenistan,<br />

Azerbaycan ve Irak’a uzanan geniş<br />

bölgede faaliyetlerini başarılı bir şekilde<br />

gerçekleştirmekte. Doka Türkiye Genel<br />

Müdürü Ender Özatay ile Doka Türkiye’nin<br />

<strong>2017</strong> yılındaki faaliyetlerini ve gelecek yıla<br />

dönük planlarını ele almaya çalıştık. 2018<br />

yılının Doka’nın 150. yaşını kutlayacağı bir<br />

24<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

yıl olacağından bahseden Sayın Özatay;<br />

önümüzdeki yıla dönük farklı ve renkli pek<br />

çok faaliyetlere ve projelere imza atacaklarını<br />

ifade etti. Tüm stratejilerinin<br />

Doka’nın 150. yılı çerçevesinde şekilleneceğinin<br />

altını çizen Özatay, önümüzdeki<br />

yılın Doka Türkiye için büyümenin<br />

değil, karlılığın ve niteliğin konuşulduğu<br />

bir yıl olacağını anlattı.<br />

Türk kalıp-iskele sektörü hakkında<br />

kısaca bilgi verir misiniz?<br />

Türkiye, dünya kalıp ve iskele sektöründe<br />

çok önemli bir yerde. Ülkemizin bu<br />

alandaki tüm ihtiyacı yerli üreticilerin<br />

üretimleriyle karşılanmakta. Böylelikle<br />

endüstrimiz de bu yönde sürekli bir<br />

gelişim içerisinde bulunuyor. Global ölçekte<br />

bir kıyaslamaya gidildiğinde, sektörümüz<br />

dünyada sayılı Kalıp ve İskele<br />

üreticilerinden birisi durumunda. Tabii<br />

bu durum her şeyin kusursuz olduğu<br />

anlamını taşımıyor. Ülkemiz bu anlamda<br />

bir taraftan önemli bir üretim gücüyken<br />

diğer taraftan da ürün teknolojisi<br />

olarak dışa bağımlı halde. Maalesef<br />

Ar&Ge yapmak yerine sadece yurt dışında<br />

Ar&Ge’si yapılan ürünlerin üretimini<br />

yapıyor olmamız, yurt dışında geliştirilen<br />

ürünlerin ülkemizde üretilmesi dışında<br />

teknolojik anlamda bir değer ifade etmiyor.<br />

Umarım yerli firmalar, gerek yabancı<br />

firmalarla bilgi paylaşımı şeklinde<br />

bir iş birliği çerçevesinde gerekse kendi<br />

çalışmalarını hızlandırarak, bu alandaki<br />

eksikliklerini giderme yoluna giderler.<br />

Böylece kısa süre içerisinde sahip olduğumuz<br />

potansiyel ve iş gücünü daha verimli<br />

ve etkili kullanabiliyor hale geliriz.<br />

Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarında<br />

hangi konulara ağırlık<br />

veriyorsunuz?<br />

Biz geleceğin artık şantiyelerde insan<br />

gücüyle değil tamamen robotlarla imal<br />

edilen konutlarda olacağını düşünüyoruz.<br />

Bu perspektifimiz doğrultusunda<br />

<strong>2017</strong> yılında Amerika’da Contour Crafting<br />

firmasını satın aldık. Bu firma hali<br />

hazırda konut üretimi yapacak robotların<br />

üretimini yapıyor ve bu konuda teknoloji<br />

geliştiriyor.<br />

Dünyanın nüfus artış hızının sürekli<br />

yükselmesiyle konut ihtiyacı da artmakta.<br />

Şu an kullanılan geleneksel üretim<br />

şekli belli bir süre sonra yetersiz kalacak.<br />

Altyapı ve konut üretimlerinde zamanla<br />

insan gücü olmadan daha hızlı<br />

bir üretim şekline ihtiyaç duyulacak.<br />

Doka bunu şimdiden ön görerek bu<br />

alandaki yatırımlarını yapmaya başladı.<br />

Üretim hızını biraz daha somutlaştırmak<br />

adına örnek vermek gerekirse, bu<br />

sistemle 100 m 2 bir konut 20 saat gibi<br />

kısa bir sürede yapılabiliyor. Şu an bu<br />

sistemle kurulmuş Dubai’de bir medya<br />

merkezi dahi bulunmakta. Az önce de<br />

bahsettiğim gibi, insan gücü olmaksızın<br />

yapı üretimi robotla gerçekleştiren<br />

teknolojiyi üreten, tamamen bu alanda<br />

faaliyet gösteren bir firmayı satın aldık<br />

ve Ar&Ge’mizi orta ve uzun vadeli periyodlarla<br />

bu yeni sisteme entegre etmenin<br />

altyapısını oluşturuyoruz.Ayrıca;<br />

geçen yıl geliştirdiğimiz başka bir inovasyona<br />

daha değinmek isterim. Concremote<br />

adlı, betonun içine önceden<br />

yerleştirdiğimiz sensörlerle tüm bilgileri<br />

bir merkezde toplayıp işledikten sonra,<br />

cep telefonunuza indirdiğiniz bir uygulama<br />

aracılığıyla betonun ne zaman priz<br />

aldığı, kalıbın sökülüp sökülmemesine<br />

dair bilgilere erişebiliyorsunuz. Bu teknoloji<br />

sektörde şu anda sadece bizde<br />

bulunmakta. Biz isteriz ki, sektördeki<br />

rakiplerimiz olan diğer aktörler de,<br />

bu tarz önemli verilerin işlenebileceği<br />

teknolojilere sahip olsunlar. Bu inovasyonlar<br />

sektörün genel standartlarını<br />

yükseltecek en önemli etkenler. Bu<br />

anlamda kapımızı çalan herkese elimizden<br />

gelen hizmeti sunmaktan da mutluluk<br />

duyarız.<br />

Sektörde dernekleşme çabası hala<br />

sürmekte. Maalesef, kapsayıcı ve<br />

güçlü bir ses duyamıyoruz. Bu konuda<br />

neler söylemek istersiniz?<br />

Sektörümüzün dernekleşmesinde ne<br />

yazık ki sektörü kapsayacak bir çalışma<br />

yapılmadı. Bunların en önemlisi,<br />

tüzüklerinde de yer verdikleri şekliyle<br />

Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı<br />

firmaları dernek üyeliğine kabul etmemeleri.<br />

Yerli ya da yabancı diye bir<br />

takım sebeplerden firmaları ayırarak<br />

bir dernek oluşumuna gitmenin kapsayıcılıktan<br />

ve temsilden uzak kısır bir<br />

organizasyondan öteye gidebileceğini<br />

sanmıyorum. Bu bağlamda mevcut<br />

dernek oluşumlarının kalıp ve iskele<br />

sektörünü temsil etmekten uzak olduğunu<br />

belirtmek isterim. Dernekleşme<br />

çalışmalarının başarılı bir örneğini<br />

tüm sektörlerde görebilirsiniz. İzoder,<br />

Suder, Çatıder, İmsad gibi organizasyonlar<br />

mevcut sektörlerinde yerli & yabancı<br />

firma ayrımını yapmaksızın tüm<br />

sektörleri temsil eden yapılardır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 25


Ülkemizde gerçekleşen büyük<br />

ölçekli projelerin hemen hemen<br />

tamamında yer alıyorsunuz.<br />

Buralardan aldığınız geri dönüşler ne<br />

yönde gerçekleşiyor?<br />

Gayet başarılı ve olumlu geri dönüşler almaktayız.<br />

Örnek vermek gerekirse, İzmit<br />

Doka Kalıp - İskele<br />

Genel Müdürü Ender Özatay<br />

Körfez Geçişi, Kuzey Marmara Otoyolu ve<br />

3. Havalimanı gibi projeler birbiriyle ilişkili<br />

projeler. Biz bunların tamamında yer aldık.<br />

Bizim çalışmalarımızdan gayet memnun<br />

kaldılar. Bu tür büyük ve nitelikli projelerde<br />

tercih edilmeye devam edeceğimize inanıyorum.<br />

Özellikle alt yapı çalışmaları olan<br />

otoyollar, tüneller, hastaneler gibi projelerde<br />

tercih ediliyoruz ve önümüzdeki sene<br />

için de bu şekilde devam edeceğimizi düşünüyorum.<br />

Özellikle son 3 yıldır zorlu ve<br />

spesifik projelerin yanında pazar payımızı<br />

artırmak adına tabana da yayılmaya başladık.<br />

Köprü ve konut projeleri gibi genel projelere<br />

karşı da olumlu yaklaşıyor, çalışmayı<br />

üstlenmekten çekinmiyoruz. Şu an faal olduğumuz<br />

247 tane şantiyemiz mevcut.<br />

Dünya genelinde sektör sizce<br />

en hızlı hangi bölgede büyüme<br />

kaydetti?<br />

Global ölçekte baktığımızda, bu yıl en çok<br />

büyüme sürpriz bir şekilde Avrupa Bölgesinde<br />

gerçekleşti. Mülteci akınlarının olması,<br />

yeni konut ihtiyaçları ve az da olsa<br />

kentsel dönüşüm çalışmalarının etkisiyle<br />

Avrupa’da bir inşaat furyası başlamış<br />

durumda. Özellikle Almanya’da Kalıp ve<br />

İskele sektörü tarihinde görülmemiş bir<br />

şekilde Euro bazında %20 bir büyüme<br />

gerçekleştirdi. Aslında bu gelişme Türk firmaları<br />

için de büyük bir fırsat oluşturmuş<br />

durumda. Yerli firmalar için bu yeni durum<br />

Avrupa pazarında rekabet edebilmek adına<br />

bir avantaj olarak görülmeli. Biraz geç<br />

kalınmış olsa da hala bir fırsat var diye<br />

düşünüyorum.<br />

Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlarınız<br />

veya projeleriniz neler olacak?<br />

Önümüzdeki yılın da bu yıl gibi iyi bir yıl<br />

olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin genel<br />

Mersin Liman Köprüsü<br />

26<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

3. Havalimanı<br />

büyümesi, <strong>Yapı</strong> ve İnşaat Sektörü’ne tamamen<br />

yaslanmış durumda. Bu sebepten<br />

bu sektördeki büyümenin hız kesmeden<br />

devam edeceğini öngörüyoruz.<br />

Biz ayrıca sektördeki gelişmeleri sayısal<br />

bazda da takip edebiliyoruz. Elimizdeki<br />

verilere dayanarak 2018 yılında gerçekleşecek<br />

projelerin bu yılkinden daha az<br />

olmayacağını söyleyebiliriz.<br />

Yeni yatırım ve proje anlamında ise,<br />

2016 yılında yaptığımız 74 milyon TL<br />

yatırıma ilave olarak <strong>2017</strong> yılında da ülkemizde<br />

40 milyon Liranın üzerinde bir<br />

yatırım gerçekleştirdik. Aynı zamanda,<br />

yılbaşında hedeflediğimiz oranın üzerinde<br />

hemen hemen 3 katı bir büyüme<br />

gerçekleştirdik. Bu hızlı büyümenin kendi<br />

içinde riskleri de bulunmakta. Bu sebepten<br />

önümüzdeki yıl tamamen karlılığı ve<br />

verimliliği artırmaya odaklanacağız.<br />

O halde, 2018 yılında odak<br />

noktanız ne olacak?<br />

2018 yılı için iki ana stratejimiz bulunmakta.<br />

Bir tanesi ‘İş Stratejisi’ ve diğeri<br />

‘İletişim Stratejisi’ olacak. 2018 yılının<br />

150. Yılımız olması hasebiyle ‘İletişim’<br />

alanındaki tüm çalışmalar ve stratejileri<br />

bu perspektifte ele almayı planlıyoruz.<br />

Gerçekleşecek tüm faaliyetlerimiz bu<br />

ana fikir etrafında şekillenecek. Oluşturacağımız<br />

tüm stratejilerimiz de bu alanda<br />

kümelenecek. Müşterilerimizle olan<br />

ilişkilerimiz ve medyayla olan bağımızı<br />

yine bu zeminde daha da güçlendirmeyi<br />

planlıyoruz. Bu yılı, müşterilerimizle ilişkilerimizi<br />

güçlendirme ve bir geri bildirim/<br />

besleme şeklinde değerlendirmeye çalışacağız.<br />

150 yıldır bize karşı duyulan<br />

güven ve itimadı teyit eden çalışmalar<br />

içerisinde olacağız.<br />

İş Stratejimize geldiğimizde ise; 2018<br />

yılını ‘Verimlilik Yılı’ olarak ilan etmiş<br />

durumdayız. Tüm iş birimleri ve üretim,<br />

iç organizasyonlarımız, müşterilerimize<br />

olan yaklaşımlarımız ve pazarda seçeceğimiz<br />

projelerimiz gibi tüm süreçlerde<br />

hedef ve odak noktamız, verimliliğimizi<br />

daha yüksek noktaya taşımak şeklinde<br />

olacak. Genel ciromuzu artırmak yerine<br />

karlılığımızı esas alacağız. Yine bu bağlamda<br />

şu anda 78 olan personel sayımızı<br />

yeni yıla girmeden 110’a çıkarmayı planlıyoruz.<br />

Daha fazla istihdam ile verimliliğimizi<br />

artırırken iç yapımızda da niteliksel<br />

farklılıklara gideceğiz. <strong>2017</strong> yılının ilk 9<br />

ayına baktığımızda çok güçlü çift haneli<br />

bir büyüme kaydettiğimizi görüyoruz.<br />

2018 yılında bu büyümenin tek haneye<br />

yakın çift haneli olmasını planlıyoruz.<br />

Hızlı ve ciro bazında bir büyüme yerine,<br />

karlılık odaklı ve istihdamı da artırarak<br />

niteliğin ve verimliliğin ön plana çıkacağı<br />

bir çalışma yılı olacak.<br />

Doka Kalıp ve İskele Sistemleri<br />

olarak kurumsal sosyal sorumluluk<br />

alanında önemli çalışmalara<br />

imza atıyorsunuz. Biraz da sosyal<br />

sorumluluk çalışmalarınızdan<br />

bahsetmek ister misiniz?<br />

Şirketimiz (Doka Genel Merkezi) geçen<br />

yıl Doka Vakfı adında bir vakıf kurdu. Bu<br />

vakıf her ülkede 2018 yılı içerisinde eğitim<br />

projelerine destek verme kararı aldı.<br />

Bizler de Doka Türkiye olarak, Ege bölgesinde<br />

bir köyde gerçekleşmek üzere eğitimle<br />

ilgili bir proje çalışması yaptık. Şu<br />

an geliştirilme aşamasındayız. Doka Genel<br />

Merkezinden onay aldığımız takdirde<br />

projemiz planlanan faaliyetlerine başlayacak.<br />

Bunun yanı sıra her yıl düzenli olarak<br />

mühendislik gruplarına, üniversitelere ve<br />

meslek kulüplerine maddi yardım ve Ar&-<br />

Ge hizmeti anlamında destekler veriyoruz.<br />

İstihdam ve personel eğitimi<br />

anlamında ne tür sıkıntılar<br />

yaşıyorsunuz?<br />

Bahsettiğim gibi önümüzdeki yıla 110 personel<br />

ile girmeyi planlıyoruz. Bu alandaki<br />

en çok alım mühendis ve üretim ustası<br />

şeklinde gerçekleşecek. İstihdamında<br />

en çok zorlandığımız personeller genelde<br />

üretim ustaları oluyor. Bu alanda yetişmiş<br />

insan bulabilmek gerçekten zor. Bu alanda<br />

atılması gereken adımların farkında<br />

olmakla birlikte, gerek meslek odaları,<br />

gerekse üniversiteler ve özel sektör anlamında<br />

bir araya gelerek yeterli çalışmaları<br />

gerçekleştiremediğimizi de üzülerek ifade<br />

etmeliyim.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 27


Çözüm Ortağı<br />

Doka Kalıp - İskele Sistemleri<br />

Amasya ve Tokat’ı kavuşturdu<br />

Ülkemizde sayısız köprü ve viyadük projesine kalıp-iskele sistemleri ve mühendislik hizmeti<br />

sunan Doka, Amasya Çevre Yolu projesinin de çözüm ortağı oldu. Karayolları 7. Bölge<br />

Müdürlüğü tarafından yapılan Amasya’daki projenin kilit noktalarından biri olan Amasya-<br />

Tokat Kavşak Yolu Köprüsü Doka sistemleri ile hızlı ve en güvenli şekilde inşa edilecek.<br />

Amasya Çevre Yolu projesi trafik çilesine<br />

son verecek. Karadeniz Bölgesi’nin, Türkiye’nin<br />

iç ve güney bölgeleriyle bağlantı<br />

noktası olan Amasya-Tokat arasındaki<br />

şehirlerarası geçişin şehir merkezinin içinden<br />

geçmesi sebebiyle oluşan trafiğe son<br />

verecek projenin, hem şehirlerarası ulaşımı<br />

kolaylaştırması hem de şehir içi trafiğini<br />

rahatlatması bekleniyor.<br />

Amasyalılar tarafından büyük bir heyecanla<br />

beklenen bu büyük projenin en önemli<br />

noktalarından biri olan 264 m uzunluğundaki<br />

Kavşak Yolu Köprüsü, çevre yolunun<br />

mevcut Amasya- Tokat yoluna katılımını<br />

sağladığı için ayrı bir önem teşkil ediyor.<br />

Zorlu şekillere uygun kalıp sistemi 2 adet<br />

kenar ayak ve 5 adet orta ayaktan oluşan<br />

Kavşak köprüsünün sahip olduğu eğri<br />

geometrik yapının ve projenin bulunduğu<br />

arazinin yarattığı zorluklara Doka mühendisleri<br />

yine en uygun çözümü buldu.<br />

Projeye temin edilen Top 50 Kalıp Sistemi,<br />

Frami Xlife Çerçeveli Kalıp Sistemi<br />

ve d2 Yüksek Kapasiteli Ağır Yük Taşıyıcı<br />

İskele Sistemi sayesinde kavşak köprüsünün<br />

inşaatı en hızlı ve en güvenli şekilde<br />

sürdürülüyor.<br />

Bağlantı köprüsü olması nedeniyle çok<br />

hareketli bir geometriye sahip olan köprü<br />

inşaatı için farklı geometrilere uyum sağlayabilen<br />

yapısı ile Doka d2 Yüksek Kapasiteli<br />

Ağır Yük Taşıyıcı İskelesi en ideal çözüm<br />

sağlandı. İskele sisteminde yer alan<br />

ve her yüksekliğe hitap eden 3 tip 1,53<br />

m genişliğindeki ana çerçeve, krikolu ayak<br />

ve krikolu başlık sayesinde yükseklik ayarları<br />

istenilen şekilde yapılabiliyor. Böylelikle<br />

içerisinde farklı yükseklikler barındıran<br />

projeler için en ideal ve kolay çözüm sağlanabiliyor.<br />

Ayrıca galvanizli yapısı ve milimlik et kalınlığı<br />

sayesinde burkulma veya herhangi bir<br />

bozulmaya olanak sağlamadığı için işçiler<br />

için de en güvenli çalışma ortamı sağlanmış<br />

oldu.<br />

28<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

THBB’den<br />

sektöre özel iş sağlığı ve güvenliği eğitimi<br />

Türkiye Hazır Beton Birliği, üye firmaların 18 binden<br />

fazla personelini iş sağlığı ve güvenliği konusunda<br />

eğitmeyi hedefliyor.<br />

Yavuz Işık / Avrupa Hazır Beton Birliği<br />

(ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi<br />

ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının<br />

sağlanması için çalışan Türkiye<br />

Hazır Beton Birliği (THBB), beton ve ilgili<br />

sektörlerin gelişimine yönelik faaliyetlerine<br />

devam ediyor. Kalite, çevre, iş sağlığı<br />

ve güvenliği, eğitim ve sürdürülebilirlik<br />

uygulamalarıyla hazır beton sektörünün<br />

gelişimine büyük katkı sağlayan THBB,<br />

kuruluşundan bu yana örnek çalışmalara<br />

imza atıyor. THBB son olarak, üye firmaların<br />

tesislerindeki tüm çalışanların özel<br />

bir iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden geçirilmesi<br />

hedefiyle yola çıktı. Bu kapsamda<br />

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu<br />

ile uyumlu hazır beton sektörüne yönelik<br />

temel iş sağlığı ve güvenliği eğitim içeriği<br />

hazırlandı. Hazırlanan eğitim dokümanları<br />

ve ekleri 30 adet video ile zenginleştirilerek<br />

daha verimli hale getirildi. Hazır beton<br />

sektörüne özel bu içeriğin hazırlanmasının<br />

ardından THBB, “6331 Sayılı İSG Kanunu<br />

Kapsamında Temel İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Eğitimi” kapsamında “Hazır Beton Sektörüne<br />

Yönelik İSG Eğiticisinin Eğitimi Semineri”<br />

düzenleyecek. THBB tarafından<br />

hazırlanan özel eğitim içeriği kullanılarak<br />

ekim ayından itibaren 3 ayrı gruba birer<br />

günlük eğiticinin eğitimi semineri verilecek.<br />

Düzenlenecek özel eğitimlerle üye<br />

firmaların hazır beton tesislerinde iş sağlığı<br />

ve güvenliğinden sorumlu personellerin<br />

eğitilmesi ve bu eğitmenlerin çalıştıkları<br />

tesislerdeki personeli bu özel içeriği kullanarak<br />

eğitmesi hedefleniyor. <strong>Yapı</strong>lan çalışma<br />

sonunda Türkiye Hazır Beton Birliği<br />

üyesi 87 firmanın 18 binden fazla çalışan<br />

iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilmiş<br />

olacak.<br />

İş sağlığı ve güvenliği konularına<br />

dikkat çekilecek<br />

THBB’nin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki<br />

çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde<br />

bulunan Avrupa Hazır Beton<br />

Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Yavuz Işık, “THBB olarak kalite,<br />

çevre, eğitim ve sürdürülebilirlik konularında<br />

çalışmalarımızı sürdürürken, sektörümüzde<br />

iş sağlığı ve güvenliği konularına<br />

dikkat çekmek için de çalışmalar gerçekleştiriyoruz.<br />

2010 yılından bu yana hazır<br />

beton sektöründe iş kazalarını önlemek<br />

ve farkındalığı artırmak amacıyla üyelerimizin<br />

katıldığı Mavi Baret İş Güvenliği Yarışmalarını<br />

düzenliyoruz. Son olarak, üye<br />

firmaların tesislerindeki tüm çalışanların<br />

özel bir iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden<br />

geçirilmesi hedefiyle yola çıktık. Bu kapsamda<br />

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Kanunu ile uyumlu hazır beton sektörüne<br />

yönelik özel bir temel iş sağlığı ve güvenliği<br />

eğitim içeriği hazırladık. Hazır beton<br />

sektörüne yönelik olarak eğitim dokümanı<br />

hazırlanması ve sonrasında eğitim verilmesi<br />

vesilesiyle sektörümüzde iş sağlığı<br />

ve işçi güvenliği uygulamaları konusundaki<br />

hassasiyeti artırmayı ve insana verilen<br />

değerin altını çizmeyi hedefliyoruz. Bu çalışmamız<br />

hazır beton ve ilgili sektörlerde<br />

iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının artmasına<br />

katkı sağlayacak.” dedi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 29


Merzifon’da AB Projesinde PERI İmzası!<br />

Merzifon Evsel Atıksu Arıtma Tesisi<br />

İnşaatı Projesi<br />

30<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Proje hakkında genel bilgiler:<br />

PROJE<br />

: MERZİFON EVSEL ATIKSU ARITMA TESİSİ İNŞAATI İŞİ<br />

YERİ<br />

: MERZİFON / AMASYA<br />

İŞVEREN<br />

: ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI AB BİRLİĞİ YATIRIMLARI DEPARTMANI<br />

ANA YÜKLENICI FIRMA : GEZER ENDÜSTRİ İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.<br />

KALIP SISTEMLERI : TRIO PERDE KALIP SİSTEMİ<br />

SERVİS<br />

: PERI ANKARA<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 31


Merzifon Evsel Atıksu Arıtma Tesisi projesi<br />

ile Türk mevzuatı ve AB müktesebatına<br />

uygun olarak Merzifon Belediyesi için bir<br />

Atıksu yönetim sisteminin kurulması, bölgedeki<br />

çevre kirliliğinin kademeli olarak<br />

azaltılması hedeflenmektedir. Proje Merzifon’un<br />

geleceği için büyük bir önem taşımaktadır.<br />

Projeyi GEZER Endüstri İnşaat<br />

San. Ve Tic. A.Ş. üstlenmiştir.<br />

Şantiye şefi Cihangir Emre AKYÜZ projenin<br />

8952 m³/gün kapasiteli (44.760 nüfus<br />

eşdeğer) karbon içeriği giderimi yapan<br />

Biyolojik Arıtma Tesisi İnşaatı olduğunu<br />

belirtti. Ayrıca proje kapsamında;<br />

•Tüm mekanik ekipman ve enstrümantasyon<br />

temini, PLC ve SCADA kullanımı ile tesisin<br />

otomatik kontrolünün yapılması,<br />

•Havalandırmalı Kum ve Yağ Tutucu binası<br />

inşaatı,<br />

•Havalandırma Havuzları (3936m³) inşaatı,<br />

•Son Çökeltme Havuzları inşaatı,<br />

•Aerobik Çamur Çürütücü Sistemi binası<br />

inşaatı,<br />

•Çamur Susuzlaştırma Binası inşaatı,<br />

•Koku Giderim Sistemi Binası inşaatı,<br />

•Havalandırma Havuzları ve Blower Binası<br />

inşaatı,<br />

•İşletme Binası inşaatı,<br />

•Atölye Binası inşaatı,<br />

•Diğer tüm inşaat işleri,<br />

•Tesisin 90 gün işletilmesi,<br />

•Tesisin 1 yıl süre ile teknik takip ve refakatının<br />

yapılması,<br />

İşlerinin yapılacağını aktardı.<br />

Uzman gücü, kaynakları, tecrübeli çalışan<br />

kadrosu ve bilgi birikimini bünyesinde toplayan<br />

GEZER Endüstri İnşaat San. Ve Tic.<br />

A.Ş. 30 yıldır çağdaş ilkeleri, ileri teknolojisi,<br />

kalite bilinci ve yansıttığı güvenle<br />

endüstriyel tesisler, inşaat ve çevre teknolojileri<br />

sektöründe büyük projelere imza<br />

atarak bu AB projesini de hızlı ve kaliteli<br />

bir şekilde yürütmektedir.<br />

POJEDE KULLANILAN PERI KALIP<br />

SİSTEMLERİ HAKKINDA TEMEL<br />

BİLGİLER<br />

TRIO PERDE KALIBI<br />

TRIO kalıp sistemi; çelik veya alüminyum<br />

karkas sisteminin üzerine 18 mm’lik kalıp<br />

kontraplağının “plywood 240 gr/m² fenol<br />

kaplı” özel perçinler yardımıyla sabitlenmesi<br />

ile oluşur. TRIO kalıp sistemindeki<br />

perçin aplikasyonunun bir özelliği de beton<br />

yüzeyinde hiçbir iz bırakmamasıdır.<br />

Böylece beton döküm esaslarına uyulduğu<br />

taktirde yüzeyde en ufak bir pürüze<br />

bile rastlanmaz. TRIO kalıp sistemi genel<br />

olarak 60cm, 120 cm, 270 cm, 330 cm<br />

olmak üzere 4 yükseklikten ve 30 cm den<br />

başlayıp 30 ar cm aralıklarla artan 6 ge-<br />

32<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

nişlikten oluşur. Ayrıca bu panel yüksekliklerine<br />

ait TWE ve TGE köşe elemanları<br />

mevcuttur. TRIO 270 cm’lik panel max<br />

81.0 kN/m2 , TRIO 330 cm‘lik panel ise<br />

max 83.0 kN/ m2 lik taze beton basınçlarına<br />

karşı dayanıklıdır. TRIO 2.70 x 2.40<br />

cm’lik standart çelik panelin ağırlığı 328<br />

kg, TRIO 2.70 x 0.90 cm’lik alüminyum<br />

panelin ağırlığı ise 70 kg’dır.<br />

TRIO kalıp sisteminde kullanılan tek bağlantı<br />

elemanı BFD kilittir. Tek bir bağlantı<br />

elemanı ile bütün sistem yatayda ve düşeyde<br />

aynı hizaya getirilir ve paneller sıkıca<br />

birleştirilir. BFD kilit sistemi, panellerin<br />

yatayda ve düşeydeki bağlantılarını sağlamasının<br />

yanı sıra iki panel arasındaki<br />

10cm’ ye kadar olan boşluklarda ahşap<br />

dolgu elemanı konarak bu paneller arasındaki<br />

bağlantıyı sağlar, maksimum çekme<br />

kuvveti kapasitesi 20kN dur. TRIO kalıp<br />

sistemi 12.00 m lik bir yüksekliğe ek bir<br />

önlem alınmasına ihtiyaç duymadan BFD<br />

kilit sistemi ile ulaşabilir. BFD kilit sisteminin<br />

tek bir kişi tarafından ve sadece bir<br />

çekiç yardımıyla monte ve demonte edilebilmesi<br />

TRIO kalıp sisteminin şantiyedeki<br />

aplikasyonunun büyük ölçüde hızlandırır.<br />

Aşağıda BFD kilit ve BFD kilit ile panellerin<br />

bağlanmasına ait bir uygulama görülmektedir.<br />

TRIO kalıp sisteminin bir yüzünde, kalıp<br />

sistemini şaküle almak için şakül payandaları<br />

ve beton dökümü esnasında çalışanların<br />

güvenliğini ve rahat çalışmasını<br />

sağlamak amacıyla betonlama konsolu<br />

bulunur. Payandalar sisteme tespit kafaları<br />

yardımı ile kolayca adapte edilir. TRIO<br />

kalıp sistemi, diğer PERI sistemlerinde olduğu<br />

gibi tie-rod lar ile ankre edilir. Tie-rod<br />

ların çekme yükü 90 kN dur.<br />

TRIO kalıp sisteminin diğer PERI sistemleri<br />

ile CB, SB, FB180-2, ASG160, KGF240,<br />

SKS gibi senkronize olabilmesi, karmaşık<br />

ve özel projelerde kullanıcıya çok geniş<br />

bir çözüm yelpazesi sunar. TRIO kalıp sistemi,<br />

perde, temel ve kolon kalıpları için<br />

ideal ve pratik bir çözümdür.<br />

Proje Müdürü Serkan Bolsoy;<br />

Atıksu arıtma tesisleri karakteri gereği zorlu ve deneyim gerektiren imalat metotları barındırmaktadır.<br />

Kalıp ve iskele alanında yıllardır çözüm ortağımız olan PERI ile projemizde<br />

emniyetli ve kaliteli imalatlar yapıyoruz. Özellikle betonarme perde duvar imalatlarında,<br />

projemizde bulunan değişik kesit, geometri ve yüksekliklere TRIO kalıp sistemi sayesinde<br />

kolay çözümler bulabildik. TRIO sistemin kolay ve güvenli montaj-demontaj yapılabilmesi,<br />

bizlere emniyetli, süratli ve rahat çalışabilme imkânı sundu. Teşekkürler PERI.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 33


PERI DUO<br />

Tek bir sistem ile<br />

perde, kolon ve döşeme imalatı<br />

DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa<br />

sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme<br />

yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir<br />

sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,<br />

perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.<br />

Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu<br />

DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen<br />

ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma<br />

kapasitesine sahiptir.<br />

<strong>Malzeme</strong> yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde<br />

tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.<br />

DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici<br />

alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça<br />

kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye<br />

sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde<br />

çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem<br />

elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği<br />

arttırır.<br />

Advertorial<br />

DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.<br />

Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini<br />

de en aza indirir.<br />

Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir<br />

olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için<br />

kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi<br />

malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde<br />

tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı<br />

azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.<br />

DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin<br />

bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi<br />

ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme<br />

alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli<br />

derecede azalır.<br />

Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım<br />

Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı<br />

iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.<br />

DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.<br />

Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller<br />

için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,<br />

günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş<br />

kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde<br />

keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma<br />

indirir.<br />

Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli<br />

vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da<br />

azaltılabilir.<br />

DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının<br />

çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.<br />

DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,<br />

hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek<br />

monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya<br />

getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı


ir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay<br />

istiflenebilmelerine olanak tanır.<br />

Bağlantı elemanları;<br />

, Panelleri birbirine bağlamak için,<br />

, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,<br />

, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,<br />

kullanılır.<br />

DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme<br />

imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının<br />

monte edildiği yer olarak görev yapar.<br />

DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,<br />

kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.<br />

Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine<br />

bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa<br />

doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm<br />

sunar.<br />

Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı<br />

DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey<br />

elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay<br />

bir şekilde değiştirilmesidir.<br />

DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden<br />

yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım<br />

ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.<br />

Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir<br />

edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.<br />

Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar<br />

DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda<br />

gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.<br />

Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer<br />

Strip Kolon imalatı için kullanılır.<br />

2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.<br />

Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.<br />

Köşe bağlayıcısı kolayca panele<br />

takılır ve sonra çok amaçlı<br />

panele DUO köşe saplaması ile<br />

bağlanır ve güvenli hale gelir.<br />

DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum<br />

DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı<br />

olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren<br />

diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu<br />

bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde<br />

görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu<br />

oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan<br />

bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.


Kuzey Marmara Otoyolu Projesi<br />

‘TMS’ ile yol alıyor<br />

Ülkemizin en büyük metropolleri ve sanayi<br />

bölgelerini barındıran Marmara Bölgesinin<br />

ulaşımını rahatlatmak adına yapılan Yavuz<br />

Sultan Selim Köprüsü ve bağlantı yolları<br />

ile faaliyete alınan Kuzey Marmara Otoyolu<br />

Projesinin devamı niteliğindeki projede Avrupa<br />

yakasında E-5 ile TEM ve 15 Temmuz<br />

Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet<br />

Köprüsü üzerindeki trafik yoğunluğunu<br />

azaltacak, bununla birlikte yapılan Üçüncü<br />

Havalimanına da yolcu ulaşımının hızlı<br />

olarak aktarımını sağlayacaktır. Anadolu<br />

Yakasında ise Kurtköy – Liman Bağlantı<br />

yolu ile Adapazarı - Akyazı kesimleriyle<br />

Karadeniz ve Anadolu bölgelerine ulaşımı<br />

sağlayacak ülkemiz için önemli bir ulaşım<br />

yatırımıdır. Proje toplam olarak 7 kesimden<br />

oluşmaktadır. Bu kesimlerin 3. Kesim<br />

kapsamında Yavuz Sultan Selim Köprüsü<br />

ve bağlantı yolları aktif olarak kullanılmaktadır.<br />

TMS Kalıp ve İskele sistemleri bu<br />

önemli projenin Liman – İzmit arasındaki<br />

5.kesimde çözüm ortağı olmaktadır. 5.kesim<br />

37 km anayol, 7 km bağlantı yolları ve<br />

17 km kavşak kolları olmak üzere toplam<br />

61 km uzunluktan ve 43 m yol genişliğinden<br />

oluşmaktadır.<br />

TMS Kalıp ve İskele sistemleri bu önemli<br />

proje de Menfez, Viyadük Temel ve Viyadük<br />

Ayaklarının tüm kalıp ihtiyaçlarını sağlamaktadır.<br />

Vermiş olduğumuz sistemler ;<br />

Simpex Menfez Perde Kalıpları: Proje de<br />

L: 12,10 m. uzunluğunda h: 3,00 m yüksekliğinde<br />

toplam 8 takım menfez perde<br />

kalıbı tedariği sağlanmıştır.<br />

Simpex Viyadük Temel Kalıpları: 18m.x<br />

18m. ebatlarında h: 3,00 m yüksekliğinde<br />

36<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

toplam 2 takım temel kalıbı projede kullanılmaya<br />

devam etmektedir.<br />

Simpex Viyadük Ayak Kalıpları: Projede 2<br />

tip ayak için kalıp üretimi ve çözümü firmamız<br />

tarafından yapılmıştır. Bunlardan ilki 4<br />

takım h:3,60 m. yüksekliğinde “H” kesit,<br />

ikincisi 3 takım h:4,20 m yüksekliğinde<br />

kutu kesittir. “H” kesit Kocaeli Sevindikli<br />

köyü bölgesinde, kutu kesit Kocaeli Sepetçi<br />

köyü bölgesinde kullanılmaktadır.<br />

Ayak kalıpları ayrıca sistemimizin bütünleyici<br />

parçası olan tırmanma gruplarına<br />

da sahiptir. Simpex Temel, Perde ve Ayak<br />

kalıpları Kaufmann HT-20 ahşap kiriş ile<br />

çelik kuşakların kelepçe ile bağlantısıyla<br />

oluşturulan beton yüzey kısmında 18<br />

veya 21 mm plywood ile kullanıma imkan<br />

sağlayan sistemimizdir. İlk kurulum aşamasından<br />

sonra saha da bulunan vincin<br />

kapasitesine göre büyük paneller halinde<br />

kolaylıkla deplase edilmekte ve işçiliği büyük<br />

oranda avantajlı konuma getirmektedir.<br />

Bu paneller düz perdeler de bağlantı<br />

elemanı ve kama ile, köşelerde köşe panoları<br />

ile, alın kısımlarında alın panosu ve<br />

çektirme elemanlarıyla birleştirilip kalıp<br />

haline getirilmektedir. Sistemin bütünlüğünü<br />

sağlamak için 90 kN çekme yükü<br />

kapasiteli SAH Tie-rod ile kalıp karşılıklı<br />

birleştirilmektedir ve payanla sistemlerimiz<br />

ile birlikte şaküle alınmaktadır. Simpex<br />

sisteminin en büyük avantajı diğer<br />

projelerde çözüm ortaklarımızın sorunsuz<br />

halde ufak revizyonlarla tekrar bu kalıp<br />

sistemini kullanabilmesidir. Sistemin en<br />

büyük temel parçası olan HT-20 Kirişler,<br />

yaklaşık 25 yıldır Türkiye distribütörü olduğumuz<br />

Avusturya menşeili Kauffmann<br />

marka olup orta gövdesi masif ahşaptır ve<br />

uçlarında standart plastik koruma başlıkları<br />

bulunmaktadır. Ayak Kalıplarında kullanılan<br />

tırmanma sistemlerimiz 160 cm<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 37


Çözüm Ortağı<br />

(TR-K 160) ve 240 cm (TR-K 240) genişliğindedir.<br />

Projeye uygun olarak özel ankrajlar<br />

ile yapıya sabitlenmektedir ve yapıda<br />

kalıcı olarak kalmamaktadır. Kullanılan<br />

ankrajlar kendi özel anahtarı vasıtasıyla<br />

sökülüp bir üst dökümde birçok kez kullanılabilmektedir.<br />

240 cm genişliğindeki<br />

tırmanma grubumuz da kalıbın ileri-geri<br />

gitmesini sağlayan özel itme – çekme<br />

sistemi bulunmakta olup bu sistem sayesinde<br />

kalıp sisteminde sadece tie-rodların<br />

sökülmesiyle kalıp açılabilmekte ve<br />

hızlıca bir üst döküme deplase edilerek<br />

kullanıma hazır hale getirilebilmektedir.<br />

Kutu kesitli ayak kalıplarımızın iç kısımda<br />

hem çalışma alanı hem de iş güvenliği açısından<br />

SP-K şaft platform kiriş sistemimiz<br />

kullanıma öngörülmüştür ve sorunsuz kullanılmaktadır.<br />

Bu projede ayrıca Türkiye distribütörü olduğumuz<br />

Strukturas firması ile birlikte<br />

MSS(Movable Scaffolding System) sistemini<br />

kurmaktayız ve yakın zamanda faaliyete<br />

alacağız. Norveç menşeili firma köprü<br />

yapım ekipmanları konusunca oldukça<br />

tecrübeli bir firma olup dengeli konsol ve<br />

MSS sisteminde Dünya’daki öncü firmalardan<br />

biri olduğunu bir çok projesinde<br />

ispatlamıştır.<br />

TMS Kalıp ve İskele sistemleri olarak tırmanır<br />

kalıp sistemleri ve özel mühendislik<br />

çözümleriyle Dubai’deki köprü projemiz ile<br />

birlikte ülkemizin önemli yatırımlarından<br />

biri olan Kuzey Marmara Otoyolu projesinde<br />

yer almaktan büyük mutluluk ve gurur<br />

duymaktadır.<br />

38<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

<strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri Kalkınma<br />

Bakanı Lütfi Elvan ile bir araya geldi<br />

İnşaat sektörünün en önemli oyuncularından oluşan <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri Federasyonu<br />

(YÜF) tarafından düzenlenen, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın onur konuşmacısı olarak<br />

katıldığı yemekte sektöre dair önemli açıklamalar yapıldı.<br />

YÜF Yönetim Kurulu Başkanı Şefik<br />

Tüzün; “Ülke Ekonomisine 9.6<br />

Milyar Ciro 92 Bin Kişiye İstihdam<br />

Sağlıyoruz.’’<br />

Sektör değerlendirmesi hakkında bir sunum<br />

yapan <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri Federasyonu<br />

(YÜF) Yönetim Kurulu Başkanı M.<br />

Şefik Tüzün, TÜİK tarafından son açıklanan<br />

verilere göre, <strong>2017</strong> yılının ilk 8 ayında<br />

Türkiye’de satılan konut sayısı %7,7 oranında<br />

artış ile 890 bine yükseldiğine dikkat<br />

çekti. Buna paralel olarak yapı ürünleri<br />

üreticileri sektörünün de 2016 yılında 9,6<br />

milyar dolarlık ciroya ulaştığını <strong>2017</strong> yılı<br />

hedefinin ise 10 milyar dolar olduğunu<br />

açıkladı.<br />

YÜF Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Şefik Tüzün<br />

Sürdürülebilir büyümesi ile Türkiye ekonomisinin<br />

lokomotifi olan inşaat sektörünün<br />

bütününü oluşturan temsilcilerin bir araya<br />

gelmesiyle kurulan <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri<br />

Federasyonu (YÜF) tarafından düzenlenen<br />

yemekte gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde<br />

bulunuldu. Kalkınma Bakanı<br />

Lütfi Elvan’ın onur konuşmacısı olarak katıldığı<br />

yemekte poroz beton, beton yollar<br />

ve bariyerler, konutta kaliteli beton kullanımı,<br />

belediye çöplerinin sektörde atık<br />

yakıt olarak kullanımı, yapı malzemeleri<br />

üretiminin sürdürülebilir ekonomik katkısı<br />

gündem maddelerini oluşturdu.<br />

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ; “<strong>Yapı</strong><br />

Ürünleri Üreticileri 6 milyar dolara<br />

yakın ihracat gerçekleştirerek<br />

ekonomimizin mimarı olmuştur”<br />

Sektör temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye<br />

Cumhuriyeti Kalkınma Bakanı Lütfi<br />

Elvan, yapı malzemeleri sektörü, ülke için<br />

oluşturduğu istihdam ve katma değere ek<br />

olarak, önemli bir ihracat potansiyeline de<br />

sahip olduğuna dikkat çekerek : “ Özellikle<br />

çimento ihracatında önemli bir konumda<br />

olan ülkemiz, uluslararası piyasalarda<br />

konumunu güçlendirerek yapı malzemesi<br />

ihracatını çok daha ileri seviyelere çıkarmayı<br />

hedeflemektedir. <strong>Yapı</strong> malzemeleri<br />

sektöründe büyük ölçüde yerli hammadde<br />

kullanılmaktadır. Net ihracat fazlası veren<br />

Türkiye Cumhuriyeti<br />

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan<br />

sektör, ülkemize döviz girdisi sağlamaktadır.<br />

Özellikle çimento, hazır beton, kireç<br />

sektörlerinde 2010-2016 yılları arasında<br />

toplam olarak 6 milyar dolara yakın ihracat<br />

gerçekleştirilmiştir. Buna karşın aynı<br />

dönemde bu malzemeler bazında ithalat<br />

toplamı 170 milyon dolar dolaylarındadır.<br />

Bu ciddi bir başarıdır” dedi.<br />

Beton Yol Kullanım Önerisine Açığız<br />

Yıllık üretim hacmiyle Türkiye Avrupa’daki<br />

beton üretiminin lideri konumunda yer alıyor.<br />

Ayrıca ülkemiz, Dünya genelinde ise<br />

Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’nden<br />

sonra en çok beton üreten üçüncü ülke<br />

konumda bulunuyor. Konuyla ilgili YÜF yönetiminden<br />

bilgi alan Bakan Elvan, gerekli<br />

ülkenin milli değerlerine sahip çıkarak,<br />

beton yol kullanım öneri tekliflerine açık<br />

olduklarının da altını çizdi.<br />

Sel Felaketleri Poroz Beton<br />

Kullanımıyla En Aza İndirilebilir<br />

Türkiye’nin milli değerlerine sahip çıkma<br />

misyonuyla hareket ettiklerini söyleyen<br />

Tüzün: ‘Uzun yıllar poroz beton kullanımını<br />

gündeme taşıyoruz. Son yıllarda özellikle<br />

İstanbul gibi metropollerde yaşanan sel<br />

felaketleri poroz beton kullanımını tekrar<br />

gündeme getirdi. Çünkü özellikle alt yapı<br />

sorunu ve yollarda kullanılan malzemelerin<br />

su geçirmez oluşu felaketin boyutunu<br />

artırmıştır. Yollarda ve geniş yüzey alanı<br />

bulunan parklarda, otoparklarda poroz<br />

beton kullanımının yaygınlaşmasıyla bu<br />

tarz olumsuzlukların yaşanmasının önüne<br />

geçilebilecektir. Poroz beton uygulamaları<br />

geçirimsiz klasik kaplama yüzeylerinin aksine<br />

yağmur suyunun kaplama yüzeyinden<br />

geçişine izin vererek suyu kirletmeden yeraltı<br />

suyuna ulaştırmaktadır” dedi.<br />

Beton Yol Kullanımıyla 1,3 Milyar<br />

Dolardan Fazla Tasarruf Sağlanabilir<br />

Sunumunda Türkiye’nin 2016 yılı sonunda<br />

cari açığının 32,6 milyar dolar olarak açıklandığına<br />

değinen Tüzün, bu tablonun içinde,<br />

petrol ürünleri ithalatı hatırı sayılır bir<br />

yer tuttuğunun altını çizdi. Türkiye’de her<br />

yıl 25 milyon ton petrol ithal edildiğini ve ithalata<br />

bağımlılık oranının yüzde 98 seviyesinde<br />

seyrettiğine de dikkat çeken Tüzün,<br />

:“Beton yol ve beton bariyer teknolojilerinden<br />

yeterince faydalanılması halinde ülke<br />

ekonomisine özellikle hammaddenin yerli<br />

sermayeden karşılanabilmesi adına önemli<br />

avantajlar sağlayacak, uzun ömürlü olması<br />

nedeniyle siz uygulayıcılara ciddi zaman<br />

kazandıracak ve en önemlisi ülkemizde etkin<br />

kullanımı halinde her 3 yılda bir Avrasya<br />

tüneli projesi kadar tasarruf sağlayarak<br />

cari açığın azalmasına neden olacaktır. Bu<br />

nedenle beton yolların alternatif bir seçenek<br />

olarak kullanılması gündemimizde yer<br />

almalı. Ayrıca trafikte güvenliği arttırmak<br />

için beton bariyer kullanımının önemi acı<br />

gerçeklerle karşımıza çıkmaktadır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 39


Markalı projelerin öncelikli tercihi<br />

Özler Kalıp ve İskele Sistemleri<br />

Kadıköy ilçesine bağlı Fikirtepe mahallesinde yaklaşık 7 yıl önce başlayan Kentsel Dönüşüm<br />

Projeleri hız kesmeden yükselmesiyle devam ediyor. ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri,<br />

hayata geçirilen bu markalı konut projelerinde de firmaların öncelikli tercihi…<br />

Son yıllardaki projelerinde ÖZLER’i Kalıp<br />

ve İskele Sistemleri konusunda çözüm ortağı<br />

olarak gören Haldız İnşaat, Transform<br />

Fikirtepe projesinde de ÖZLER Kalıp ve<br />

İskele Sistemlerinin ürünlerini tercih etti.<br />

2016 yılının Mart ayında başlayan projenin<br />

bitiş tarihi Mart 2018 olarak ön görülmekte.<br />

22,5 dönüm arazi üzerine kurulacak<br />

olan Transform Fikirtepe 160.500 m² lik<br />

inşaat alanına sahip. 1.080 konut ve 12<br />

ticari ünite içeren 4 bloktan oluşmakta.<br />

Hayatın değişimine yön verecek ve yalnızca<br />

Fikirtepe’nin değil İstanbul’un da geleceğine<br />

çok yakışacak bu proje Kadıköy’ün<br />

kalbinde ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri<br />

ile yükseliyor. Projede tercih dilen tescilli<br />

ürünümüz Rapido Panel Perde Kalıp Sistemi,<br />

kalıp montaj aşamalarını ve süresini<br />

azaltan, kule vinç sistemi ile kolaylıkla kullanılan<br />

betonarme yapıların inşa süresini<br />

kısaltan, iş gücünden tasarruf eden özel-<br />

40<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Neden Rapido ® Panel Perde Kalıp Sistemi tercih edilmeli?<br />

- Kalıp işçiliği süresini azaltır.<br />

- Kalıp sirkülasyon süresini düşürür.<br />

- Kalıp kurulumu için özel montaj gerektirmez.<br />

- Zamandan ve işçilikten kazanç sağlar.<br />

- Kalıp kurulumu hızlı ve kolaydır.<br />

- Kullanım ömrü uzundur.<br />

- Esnek bir sistemdir. Tüm ebatlardaki perde ve kolon imalatında rahatlıkla<br />

kullanılabilir.<br />

likleri ile inşaatlarda benzersiz kolaylıklar<br />

sağlıyor. Üstelik tek bir projede değil farklı<br />

projelerde de rahatlıkla kullanılabilen vibrasyona<br />

dayanıklı düzgün beton yüzey sağlayan<br />

ve en-boy fark etmeksizin her türlü<br />

ebada ve yüksekliğe uyarlanabilen özellikleri<br />

bir arada barındırıyor. Rapido ® Panel<br />

Perde Kalıp Sistemi panellerimiz 25 farklı<br />

tipte üretiliyor. 30-45-60-75-90-120 cm<br />

genişlik ve 60-90-120-150-270-300-330<br />

cm yükseklik ölçüleri ile hazırlanan ürünlerimiz,<br />

şantiyelere kullanıma hazır olarak<br />

gönderiliyor. Panel kalıp sistemi ana çerçevesinde<br />

Welser Profile’ in ÖZLER için<br />

özel olarak tasarladığı mukavemet değeri<br />

yüksek profiller ve panellerin yüzeyinde<br />

21 mm Birch Plywood kullanılıyor. Tüm<br />

panel kalıp sistemleri otomatik gazaltı<br />

kaynak makineleri kullanılarak üretiliyor.<br />

Fırın Boya teknolojisi kullanılarak boyanan<br />

ürünlerimiz isteğe bağlı olarak galvaniz ile<br />

de kaplanabiliyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 41


Çözüm Ortağı<br />

Basit ve hızlı çerçeveli iskele:<br />

Layher Şimşek ® İskele<br />

Basit ve tartışmasız en hızlı monte edilen geçmeli çerçeveden oluşan bu sistem cepheler<br />

için mükemmel çözümler sunar. Sadece altı temel element ile -çerçeve, platform, korkuluk,<br />

tekmelik, çapraz ve ayarlı ayak mili- Layher klasiği olarak “şimşek hızında” iskele kurulur.<br />

Her türlü ihtiyaca cevap verecek geniş<br />

yelpazede ara elemanlar, kelepçeler ya<br />

da konsol gibi parçalar bütün sistemi<br />

tamamlar. Sistemin tüm parçaları korozyona<br />

karşı 60-80 µm sıcak daldırma galvaniz<br />

ile korunmaktadır. Kurulumunu tek<br />

bir kişinin bile yapabileceği şekilde tasarlanan<br />

bu sistem çok hızlı kurulur ve sökülür.<br />

Sistemin tamamı TS EN 12810,<br />

TS EN 12811 ’e uygun üretilmiştir. Tüm<br />

diğer Layher sistem ve ürünleriyle birlikte<br />

kullanılabilir. Çelikten üretilmiş Layher<br />

Şimşek ® (İnşaat) İskele’nin yanı sıra<br />

aynı teknik özelliklere sahip alüminyum<br />

Layher Şimşek ® (İnşaat) İskele de, daha<br />

hafif olması sayesinde, size hem kurum<br />

ve söküm, hem de taşıma kolaylığı sağlamaktadır.<br />

42<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Saray Alüminyum<br />

ürünlerinin ortak noktası: ‘Kalite’<br />

Kaliteden ödün vermeden, tüketicilerini daima en kaliteli ürünlerle buluşturan Saray,<br />

alüminyum kompozit panel imalatında nem dayanımı, asit dayanımı, UV dayanımı renk ve<br />

parlaklık stabilitesi açısından dünyada bilinen en dayanıklı boya olan Polivinilden Florür<br />

(Pvdf) tercih ederek binaların dış cephesinin uzun yıllar ilk günkü gibi kalmasını sağlıyor.<br />

Talin Saraylı / Saray Grup Yönetim Kurulu Üyesi<br />

İstanbul Güneşli ve Tekirdağ Çerkezköy’de<br />

toplam 90 bin m² kapalı alanda üretim yapan<br />

Saray Alüminyum, ürettiği iç ve dış<br />

cephe sistemleri ile sektörün önde gelen<br />

kuruluşlarından biri olarak tüketicilerini<br />

daima en iyi ürünlerle buluşturmaya devam<br />

ediyor. Yaklaşık 40 senedir sektöre<br />

hizmet veren Saray Alüminyum, binalarda<br />

dayanıklılığı ve estetiği bir arada sunuyor.<br />

Ürettiği ürünlerde şehirlerin ihtiyacını göz<br />

önünde bulunduruyor.<br />

İstanbul gibi deniz kenarı, egzoz ve hava<br />

kirliliğinin yüksek olduğu şehirlerde, yapıların<br />

dış cephelerinde kullanılacak olan<br />

alüminyum kompozit panelin imalatında<br />

mutlaka Polivinilden Florür (Pvdf) boya kullanılması<br />

gerektiğine dikkat çeken Saray<br />

Grup Yönetim Kurulu Üyesi Talin Saraylı<br />

şunları ifade etti:<br />

“Alüminyum kompozit panel imalatında<br />

kullanılabilecek en dayanıklı boya, kimyasal<br />

dayanım, nem dayanımı, renk ve parlaklık<br />

kalıcılığıyla Polivinilden Florür (Pvdf)<br />

boyadır. Pvdf boyalar nem dayanımı, asit<br />

dayanımı, UV dayanımı renk ve parlaklık<br />

stabilitesi ile de diğer boyalardan kalite<br />

olarak ayrılıyor. <strong>Yapı</strong>nın dış cephesinin<br />

kısa zamanda deforme olmasını önlemek<br />

amacıyla, özellikle İstanbul gibi deniz kenarı<br />

ve asit yağmurunun yüksek olduğu<br />

yerlerde, binaların dış cephesinde mutlaka<br />

Pvdf boya tercih edilmelidir.”<br />

44<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

İstanbul Lojistik 10 araçlık yeni<br />

yatırımında da yine MAN’ı tercih etti<br />

Lojistik sektörünün kurumsal ve çok yönlü markalarından İstanbul Lojistik’in 10 araçlık yeni<br />

yatırımında da tercihi yine MAN oldu. Alınan yeni araçlarla birlikte İstanbul Lojistik’in 70<br />

araçlık güçlü filosundaki MAN sayısı 55’e ulaştı.<br />

İstanbul Lojistik’in aldığı 10 adet MAN<br />

TGX 18.460 4x2 LLS-U çekicinin teslimat<br />

töreni, Ankara Akyurt’taki MAN tesislerinde<br />

gerçekleştirildi. Törende MAN Kamyon<br />

ve Otobüs Ticaret A.Ş. Araç Teslimat Sorumlusu<br />

Salim Kibar, 10 aracı temsilen<br />

dev MAN anahtarını İstanbul Lojistik Hizm.<br />

Tas. Ltd. Şti. Satın Alma Müdürü Onur<br />

Alemdar’a teslim etti.<br />

2005 yılında kurulan İstanbul Lojistik’in,<br />

başta Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa<br />

ve İspanya olmak üzere birçok ülkeye<br />

hizmet verdiğini vurgulayan Onur Alemdar,<br />

“Almanya’daki firmamız İstanbul Lojistik<br />

GmbH’ın da çekicilerinin tamamı, Almanya<br />

plakalı MAN TGX 18.500’lerden oluşuyor.<br />

MAN araçları ile olan tüm tecrübelerimiz,<br />

yeni yatırımlarımız için de önemli bir referans<br />

oluşturuyor. MAN araçları, sundukları<br />

yüksek nitelikler, üstün performans ve konfor<br />

olanaklarının yanı sıra yakıt tasarrufu ve<br />

düşük işletme giderleri de fark yaratıyor. Üstelik<br />

MAN sunduğu tüm bu ayrıcalıklarda çıtayı,<br />

Euro 6C ile çok daha yükseklere taşıdı”<br />

dedi. MAN’ın müşterilerine karşı sergilediği<br />

‘yaşam boyu iş ortağı’ yaklaşımına da vurgu<br />

yapan Salim Kibar da, “Bu nedenle MAN<br />

Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.’nin gerek<br />

bireysel ve gerekse kurumsal müşterileri ile<br />

işbirlikleri çok uzun soluklu olur. İstanbul Lojistik<br />

de uzun yıllara dayanan köklü ve güçlü<br />

işbirliği içinde olduğumuz, sektörün güzide<br />

kuruluşları arasında yer alıyor. İki firma<br />

arasındaki bu güzel işbirliğinin önümüzdeki<br />

yıllarda da güçlenerek süreceğine inancımız<br />

tamdır” açıklamasında bulundu.<br />

46<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


DOSYA KONULARI:<br />

İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİ<br />

ASANSÖR SİSTEMLERİ<br />

GENİŞ FORMAT YAZICILAR


İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİ<br />

Günümüzde pek çok insanın yaşamının önemli bir bölümü kapalı mekanlarda<br />

geçmekte. Bu mekanlar gerek hacim, gerekse barındırdıkları insan sayısı olarak<br />

büyük boyutlara ulaşmış durumda. Başlıca fuar, konferans, tiyatro, sinema salonları,<br />

alışveriş merkezleri ve pencereleri açılmayan yüksek binaların yaşanabilir hâlde<br />

tutulması için ‘İklimlendirme Sistemleri’ mecburi hale gelmiş durumda.<br />

ASANSÖR SİSTEMLERİ<br />

Asansörler, dikey olarak yük ve insan taşımada kullanılan bir araçtır. Daha<br />

yüksek ve derin yapıların yapılmasıyla, insanların ve yüklerin üst ve alt<br />

katlara ulaşabilmesi ihtiyacı asansörleri zorunlu kılmış.<br />

GENİŞ FORMAT YAZICILAR<br />

Mimari, mühendislik ve inşaat firmaları, zemin planlarından CAD çizimleri,<br />

CAM detaylı planları ve yerleşim planlarına kadar birçok işlem için geniş format<br />

yazıcıları kullanmakta.


“Sektörü bir araya getirici çeşitli<br />

organizasyonlar gerçekleştiriyoruz”<br />

“Memnuniyetle belirtmek isterim ki, 60-70 ülkeye ihracat yapan hatta ismini kolay telaffuz<br />

edemediğimiz birçok ülkeye mal satan firmalarımız mevcut. Her yeni pazarın kendileri için<br />

bir şans olduğunu gören ve riski yaymak için çalışan firma sayımız oldukça fazla.”<br />

Salih Zeki Poyraz / İklimlendirme Sanayi<br />

İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Günümüzde insan yaşamının olmazsa olmaz<br />

parçası haline gelen İklimlendirme, kaliteli<br />

ve sağlıklı bir yaşamın da şartlarından<br />

bir tanesi. İklimlendirme Sektörü, günlük<br />

yaşantımızın %90’ını geçirdiğimiz iç ortamlarda,<br />

hava kalitesinin daha konforlu ve<br />

hijyenik olabilmesi için faaliyet göstermekte.<br />

Bu bağlamda bizler de dosya konumuz<br />

çerçevesinde İklimlendirme Sanayi İhracatçıları<br />

Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Salih<br />

Zeki Poyraz’a Türkiye İklimlendirme sektörü<br />

hakkında merak ettiklerimizi sorduk.<br />

Birliğinizin kuruluş amacı ve<br />

misyonundan bahsederek, şu an<br />

gündemdeki faaliyetleriniz hakkında<br />

bizi bilgilendirir misiniz?<br />

Öncelikle İklimlendirme deyince biz sektör<br />

olarak ne anlıyoruz ona değinmek gerekir.<br />

Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Tesisat<br />

ve Yalıtım ürünlerini barındıran ve içinde<br />

bulunulan ortamın kullanıcı ihtiyaçlarına<br />

göre şartlandırılmasını sağlayan bir sektör.<br />

Sanayi dışı elektrik kullanımından yaklaşık<br />

olarak %55 oranında pay alan ve çevre ile<br />

direk temas halinde olan bir sektör. Sektörümüzün<br />

ihracatı çok parçalı bir yapıya sahipti.<br />

Firmalarımız Elektrik-Elektronik, Makine,<br />

Demir-Demir Dışı Metaller, Kimya gibi<br />

sektörlere üyeydi ve buralardan ihracat gerçekleştiriyordu.<br />

Birçok sektör altına yayılmış<br />

sektörümüz sesini duyuramayan, kendini<br />

ifade edemeyen bir konumdaydı. İSİB<br />

Sektör ihracatını bir çatı altına toplamak,<br />

sektör sorunlarına tek elden çare aramak,<br />

sektörümüz ile ilgili bilgilere daha rahat<br />

ulaşmak amacıyla kuruldu. Sektör ürünlerini<br />

6 ana ürün grubu altında ifade ediyoruz.<br />

Bunlar; Isıtma, Soğutma Klima, Tesisat ve<br />

Havalandırma Sistem ve Elemanları ile Yalıtım<br />

<strong>Malzeme</strong>leri olarak sıralanabilir.<br />

Sektördeki hızlı gelişmeler nedeniyle iklimlendirme<br />

sektörü bağımsız bir sektör haline<br />

gelmiştir. Bu kapsamda, sektörün yoğun<br />

çalışmaları ile İklimlendirme Sanayi İhracatçıları<br />

Birliği (İSİB) 2011 yılı Ekim ayında<br />

kurulmuş ve 2012 yılı Ocak ayı itibariyle faalliyetlerine<br />

başlamıştır.<br />

50<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Birliğinizin üye yapısı ve üyelerinize<br />

sunulan olanaklardan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği öncelikle<br />

firmalara bir arada bulunma, birlikte<br />

daha güçlü olma şansı sunuyor. Sektörü<br />

bir araya getirici çalıştaylar, üye toplantıları,<br />

STK’lar ile çeşitli organizasyonlar ve faaliyet<br />

gerçekleştiriyoruz. Sektörümüzü yurt<br />

dışında gerek fuar katılımları ve sektörel<br />

heyet organziasyonları gerekse uluslararası<br />

sektörel örgütler nezdinde temsil ediyoruz.<br />

Ülke notları, ürün raporları hazırlıyor ve üyelerimize<br />

servis ediyoruz. İhracatçı Birliği firmalarımızın<br />

sadece beyanname onaylattığı<br />

bir yapı olarak görülmemeli. Firmalarımızın<br />

bilgi edinebilecekleri, kendilerini tanıtan ve<br />

sorunlarına çare arayan bir yapı olarak görülsün<br />

istiyoruz. Bununla birlikte sektör firmalarımızın<br />

bazılarının bilgi sahibi olmadığı<br />

başka bir konu var. Firmalar ihracatları sırasında<br />

belli oranda nispi aidat ödüyor. İSİB’e<br />

üyelik olmaması durumunda bu kaynağın<br />

bir kısmı diğer sektör Birliklere aktarılıyor<br />

ve başka sektörlerin faaliyetleri için kullanılıyor.<br />

İSİB üyeliği ile bu kaynak yine sektör<br />

firmaları için kullanılsın istiyoruz.<br />

Bilindiği gibi İhracatçı Birlikleri Devlet Yardımları<br />

kapsamında da çeşitli hizmetleri<br />

yürütüyor. Bu alanda Genel Sekreterliğimiz<br />

çok hızlı ve doğru bir şekide bu işlemleri<br />

gerçekleştiriyor. Bu konuda bir de mobil<br />

uygulama yazılımı yapılarak firmalarımızın<br />

kullanımına sunuldu.<br />

Ayrıca İSİB bünyesinde oluşturduğumuz üye<br />

veri tabanı sayesinde ihracatçı firmalarımızın<br />

tanıtımını sağlıyoruz. Ayrıca sektörde<br />

faaliyet gösteren firmalarımızın kullanımına<br />

açtığımız insan kaynakları modülü de güzel<br />

bir proje oldu. Üye firmalarımız hedef ülke<br />

belirlerken ve ihracat pazarlarını genişletirken<br />

Birliğimize bilgi ve veri sağlanması<br />

anlamında her an danışabilirler. Bu konuda<br />

da gereken tüm desteği veriyoruz. Her yıl<br />

düzenledğimiz Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni<br />

ile de üyelerimize ihracat performanslarına<br />

göre ödül veriyoruz.<br />

Sektörünüzün ihracat yapısı ve<br />

üyelerinizin ihracata yönelik<br />

çalışmaları hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Her firmanın kendine özgü bir ihracat planlaması<br />

ve stratejisi var. Fuarlara katılmak,<br />

alıcı firmaları ziyaret etmek ve/veya misafir<br />

etmek, yurtdışında yerel ortak ile çalışmak<br />

vs. Tabiki bu çalışmaların başarısı firmanın<br />

yapısı ve yapılan çalışmanın sürekliliği ile<br />

alakalı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki,<br />

60-70 ülkeye ihracat yapan hatta ismini<br />

kolay telaffuz edemediğimiz birçok ülkeye<br />

mal satan firmalarımız mevcut. Her yeni pazarın<br />

kendileri için bir şans olduğunu gören<br />

ve riski yaymak için çalışan firma sayımız<br />

oldukça fazla. Tek ülke ile sınırlı kalmanın<br />

risklerini de biz her fırsatta ihracatçımıza<br />

anlatıyoruz.<br />

Üretim kalitesini artırmak ve kalifiye<br />

eleman yetiştirebilmek için ne gibi<br />

çalışmalar yapıyorsunuz?<br />

İklimlendirme ürünleri ve sistemleri doğru<br />

uygulama yapılmasını gerektiren bir yapıya<br />

sahip. Bu nedenle işinin ehli olmayan kişiler<br />

tarafından uygulama yapılması sektörümüz<br />

hakkında olumsuz intiba oluşmasına<br />

sebep oluyor. Biz bu problemi çözmek<br />

amacıyla ülkemizde uzman mühendislik<br />

uygulamasının başlatılmasını istiyoruz.<br />

Bizim bu konuda tamamlanmış bir projemiz<br />

mevcut ve işin yürüyüşüne yönelik<br />

tüm akış şeması oluşturulmuş durumda.<br />

Ancak halen makine mühendisleri odasından<br />

konunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na<br />

aktarılmasını bekliyoruz.<br />

Türkiye olarak bir yerlere geleceksek bunu<br />

mühendislik ile başaracağız. Daha nitelikli<br />

ürün üretmek için genel mühendislik disiplinleri<br />

yerine daha alt disiplinler için mühendislik<br />

yapılarına ihtiyacımız var. Otomobili<br />

de iklimlendirme sistemini de aynı<br />

eğitimi almış kişilerin tasarlaması, üretmesi<br />

beklenmemeli. Biz sektör olarak iklimlendirme<br />

mühendisi programına ihtiyaç<br />

duyuyoruz. Bu konuda bazı üniversitelerde<br />

pilot uygulamalar yapılıyor ve akademisyenlerimizle<br />

program oluşturulması için bir<br />

araya gelerek çalışmaya devam ediyoruz.<br />

Sektörün acil çözüm bekleyen<br />

sorunları neler? Bu sorunların<br />

çözümü için ne tür adımlar atılmalı?<br />

Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde<br />

de bir çok sorun var. Dünyanın<br />

200’den fazla noktasına ihracat gerçekleştiren<br />

sektörümüz yurt içinde ürün<br />

satmakta büyük sorunlar yaşamaktadır.<br />

İhalelerde yerli ürünlerin %15 oranında<br />

avantajlı fiyatla alınması hususunda kararlar<br />

varken biz daha düşük bedelle daha<br />

kaliteli ürünlerimizi satamıyoruz. Biz ülkemizin<br />

de bizim ürettiğimiz kaliteli ürünleri<br />

kullanmasını sektörümüzün farkına varmasını<br />

istiyoruz.<br />

Bununla birlikte ÖTV uygulamasında bazı<br />

sorunlar devam ediyor. Bazı ürünlerimiz<br />

ÖTV uygulamasına tabi iken bazı ürünler<br />

bu uygulama kapsamında yer almıyor. Bu<br />

durum kaliteli ve doğru üretim yapan üreticimize<br />

zarar vermektedir. Konuyla ilgili<br />

olarak vergi idaresi ile görüşmelere devam<br />

ediyoruz.<br />

Sektörümüzün bir çok sektör ile ortak<br />

sorunları olduğu gibi özel sorunları da<br />

mevcut. Ortak sorunlarımızdan bir kaçı da<br />

şöyle sıralanabilir. Nitelikli personel eksikliği,<br />

ulaşım ağının geliştirilmesi, merdiven<br />

altı üretimin engellenememesi, yeni yapılan<br />

binalarda yalıtım malzemesi ve ısıtma<br />

için baca gazlarının kullanımının yeterince<br />

teşvik edilmemesi, uzman mühendis uygulamasına<br />

ihtiyaç duyulması bazı önemli<br />

sektörel sorunlar olarak sıralanabilir. Bu<br />

sorunların çözümleri için halen girişimlerimiz<br />

devam ediyor ve her platformda da<br />

gündeme getiriyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 51


Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su<br />

“Türkiye’yi Avrupa’nın iklimlendirme üssü<br />

yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz”<br />

“Türkiye’de 50 milyon dolarlık yatırım yapmayı ve 2018-2019 yıllarında Avrupa’daki üretimin<br />

bir kısmını Türkiye’deki üretim tesislerine kaydırmayı planlıyoruz. VRV dediğimiz merkezi sistemler<br />

ürünlerinin Türkiye’de üretilmesi için harekete geçtik.”<br />

Isıtma, soğutma ve havalandırma alanında<br />

Türkiye’nin en geniş ürün gamına sahip<br />

olan Daikin, 2011 yılında Airfel’i satın<br />

alarak Türkiye iklimlendirme sektörünün<br />

iddialı bir yatırımcısı konumuna gelmiştir.<br />

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder’e Daikin<br />

Türkiye’deki son gelişmeleri ve önümüzdeki<br />

dönem için planlarını sorduk. Her<br />

zaman olduğu gibi yine samimi cevaplarıyla<br />

bizleri karşılayan sayın Önder’e teşekkür<br />

ediyoruz.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyet alanlarından ve hedef<br />

kitlenizden bahseder misiniz?<br />

Daikin, 1924 yılında Japonya’da kurulmuş<br />

bir şirket. Isıtma, soğutma, havalandırma<br />

ve florokimyasal ürünlerinde dünya lideri<br />

konumundayız. 150 ülkede 60 bin çalışanımız<br />

ile faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’nin<br />

de aralarında yer aldığı 90 ülkede üretim<br />

tesisimiz mevcut, global ciromuz ise 20<br />

milyar doları buluyor.<br />

Daikin, 2011 yılında Türkiye’de Airfel’i<br />

satın alarak doğrudan yatırımcı oldu. Köklü<br />

ve büyük bir Japon şirketi ile Türk insanının<br />

sinerjisi bir araya geldi ve Daikin<br />

Türkiye; üretim tesisleri, Ar-Ge’ye verdiği<br />

önem ve sürekli yeni ürünler geliştirmesiyle<br />

Avrupa’nın yıldızlarından biri oldu.<br />

Bugün Sakarya’da bulunan üretim tesislerimiz,<br />

7 bölge müdürlüğümüz, 300 bayimiz,<br />

22 kadın girişimci Sakura bayimiz,<br />

500 satış noktamız ve 500’ün üzerindeki<br />

yetkili servisimizle Türkiye’nin geniş bir<br />

coğrafyasında faaliyet gösteriyoruz. Ciromuz<br />

2016 sonunda 2015’e kıyasla yüzde<br />

34 artış göstererek 1 milyar TL’ye ulaştı.<br />

52<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Daikin’in hedef kitlesi ise, iklimlendirme<br />

çözümlerine ihtiyaç duyan bireysel ve<br />

ticari kullanıcılar. Daikin Türkiye olarak<br />

konut, ofis, turizm, eğitim, AVM, hastane<br />

ve endüstriyel sanayi alanları gibi<br />

birçok alanda faaliyet gösteren pek çok<br />

önemli marka ile işbirliği içindeyiz. Dünyanın<br />

en büyük fizik laboratuvarı olan<br />

CERN’de bile 2012 yılından bu yana Daikin<br />

kullanılıyor. Birlikte çalıştığımız tüm<br />

iş ortaklarımıza enerji verimliliği yüksek,<br />

yatırım ve çalışma maliyeti düşük, aynı<br />

zamanda tasarımı ile de beğeni toplayan<br />

çözümler üretiyoruz.<br />

Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />

ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />

geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Daikin olarak soğutma ve havalandırma<br />

alanında Türkiye’nin en geniş ürün gamına<br />

sahip şirketiyiz. Ürün portföyümüzde<br />

bireysel kullanım amaçlı ürünlerimizin<br />

yanı sıra, ticari ve endüstriyel iklimlendirme<br />

çözümleri bulunuyor. Ar-Ge ve inovasyon<br />

çalışmalarımız ile Ururu Sarara<br />

ve Emura gibi az elektrik tüketerek yüksek<br />

verimlilik sağlayan ve nem düzeyini<br />

ayarlama, havayı bakterilerden temizleme,<br />

hareketli kanatlar, internet üzerinden<br />

programlanabilme gibi avantajlar<br />

sunan cihazlar üretiyoruz. Daikin patentli<br />

VRV uygulamaları, Altherma hava<br />

kaynaklı ısı pompaları, fancoil üniteleri<br />

ve hava temizleyiciler de müşterilerimize<br />

sunduğumuz ürünler arasında. Daikin<br />

olarak yalnızca soğutma değil, ısıtma<br />

alanında da yatırımlar gerçekleştiriyoruz.<br />

Daikin Türkiye olarak 2016 yılında<br />

elde ettiğimiz 1 milyar liralık cironun<br />

yaklaşık 200 milyonunu ısıtma ürünlerinden<br />

elde ettik. Bu alanda hedefimiz<br />

net: soğutmada olduğu gibi ısıtmada da<br />

dünyanın 1 numarası olmak. Bunun için<br />

attığımız en önemli adım ise Daikin Avrupa<br />

Tasarım Merkezi EDC ve Türkiye’deki<br />

Ar-Ge mühendislerinin 3 yıllık çalışması<br />

sonucunda ortaya çıkan sonucunda Daikin<br />

Premix Tam Yoğuşmalı Kombi. Bu<br />

ürünümüzü <strong>2017</strong>’nin Eylül ayında kullanıcıların<br />

beğenisine sunduk. sonucunda<br />

Daikin Kombi, 40 cm’lik eni, 59 cm’lik<br />

boyu, 25.5 cm’lik derinliği ve 27 kg’lık<br />

ağırlığıyla segmentinin en küçük hacimli<br />

yoğuşmalı kombisi. Bu ürünümüz Daikin<br />

markamız altında piyasaya sürdüğümüz,<br />

doğalgaz ile çalışan ilk cihaz olma niteliği<br />

de taşıyor. 7 milyon liralık yatırımla<br />

ortaya çıkan bu seriyi genişletmeyi planlıyoruz.<br />

2020 yılına kadar ısıtma grubuna<br />

5 milyon liralık yatırım daha yapacağız.<br />

Bunun yanı sıra, Daikin iştiraki olan<br />

Airfel ve Daylux markalarımızın kombi<br />

ve kazan serileri de ısıtma grubundaki<br />

ürünlerimiz arasında yer alıyor. Airfel<br />

markamızla ayrıca şofben ve radyatör<br />

üretimi de gerçekleştiriyoruz.<br />

En son piyasaya sunmuş olduğunuz<br />

en küçük kombiniz hakkında ne tür<br />

geri bildirimler alıyorsunuz?<br />

Daikin Premix Tam Yoğuşmalı Kombi, piyasaya<br />

sunduğumuz ilk günden beri büyük ilgiyle<br />

karşılanıyor. Bu ürünümüz, yer sorunu<br />

olan mekanlarda rahatlıkla kullanılabildiği<br />

gibi, tasarım harikası oluşuyla da mekanların<br />

ve yapıların modern görünümüne katkıda<br />

bulunuyor. Bu ürünümüzle tanışan ve ısıtma<br />

sorunu yaşayan kullanıcıların eski kombileriyle<br />

vedalaşacağını düşünüyoruz.<br />

Önümüzdeki dönemde yeni<br />

yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />

olacak?<br />

Türkiye, Daikin için önemli bir üretim merkezi<br />

ve biz de bu konumu daha da güçlendirmek<br />

için yatırımlarımızı sürdürüyoruz.<br />

Daikin tüm dünyada Fusion20 isimli bir<br />

program yürütüyor. Daikin Türkiye olarak<br />

bu program doğrultusunda 2020 yılına<br />

ilişkin hedeflerimizi belirledik. Bu yol haritası<br />

doğrultusunda üretim tesislerimizden<br />

yurtdışı satış kanallarımıza kadar pek<br />

çok yeniliğe gittik. Türkiye’de 50 milyon<br />

dolarlık yatırım yapmayı ve 2018-2019<br />

yıllarında Avrupa’daki üretimin bir kısmını<br />

Türkiye’deki üretim tesislerine kaydırmayı<br />

planlıyoruz. VRV dediğimiz merkezi sistemler<br />

ürünlerinin Türkiye’de üretilmesi<br />

için harekete geçtik. Türkiye’yi Avrupa’nın<br />

iklimlendirme üssü yapmak için var gücümüzle<br />

çalışıyoruz. 2020 yılı ciro hedefimiz<br />

1.6 milyon TL’ye ulaşmak. Çalışan sayımızı<br />

1.500 kişiye, ihracatımızı da 200 milyon<br />

dolara çıkarmayı hedefliyoruz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Daikin, yüksek teknolojisi ve kalitesiyle<br />

hep takdir edilen bir marka. Gelecekte<br />

çevre dostu ürünler ve sistemler herkes<br />

için vazgeçilmez hale gelecek. Biz Daikin<br />

olarak bugünden yatırımlarımızı yapıyoruz.<br />

Özel bir önem atfettiğimiz çevre dostu ve<br />

yüksek teknolojiye sahip akıllı ürünlerle<br />

gelecekte de öncü marka olacağımıza ve<br />

sektöre yön vereceğimize inanıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 53


Dosya<br />

Sıcakta, soğukta güvenli tesisat sistemlerinde<br />

GF Hakan Plastik Flexa ®<br />

PEX-B Boru Sistemleri<br />

Günümüz tesisat sistemlerinin ihtiyaçlarına güvenli ve ekonomik şekilde yanıt veren<br />

GF Hakan Plastik Flexa ® PEX-B Boru Sistemleri, iki farklı ürünü ile mobil tesisat sistemleri,<br />

yerden ısıtma sistemleri, sıcak su ve soğuk su hatları için kolay uygulama, yüksek performans,<br />

düşük bakım maliyeti gibi avantajları da beraberinde sunuyor.<br />

Flexa®, GF Hakan Plastik’in silan yöntemi<br />

ile polietilenden üretilen çapraz bağlı<br />

boru sistemi olarak ürün grubunda yer<br />

alıyor. EN ISO 15875-2 ve DIN 16892 sistem<br />

standartlarına uygun olarak üretilen<br />

Flexa ® ,<br />

-Standart PEX-B Boruları,<br />

-Oksijen bariyerli PEX-B Boruları olarak iki<br />

farklı şekilde 16mm’den 32mm’ye kadar<br />

değişik ebatlarda kullanıma sunuluyor.<br />

Flexa®, sıcak ve soğuk su dağıtım sistemleri,<br />

yerden ısıtma sistemleri, içme<br />

suyu sistemleri gibi alanların yanı sıra buz<br />

pistleri, kar eritme sistemleri gibi değişik<br />

alanlar için de tercih ediliyor. %100 hijyenik<br />

özelliğe sahip olan borularda, oksijen<br />

bariyer katmanı ile ortamdaki oksijenin<br />

borudan geçen suyun ve dolayısı ile tesisatın<br />

içerisine geçmesi, tesisatın metalik<br />

aksamlarının korozyona uğraması ve<br />

paslanması engelleniyor. Bu sayede hem<br />

tesisatın ömrü uzuyor, hem de gereksiz<br />

bakım ve tadilat masraflarının önüne geçilebiliyor.<br />

Yaşam alanı konforu için döşeme<br />

altı ısıtma<br />

Isıtma sistemlerinin amacı, gerekli sıcaklığı<br />

sağlayarak konforlu iç mekan şartlarını<br />

yaratmaktır. Oda içerisindeki havanın sıcaklığı<br />

ile duvarların yüzey sıcaklıkları arasında<br />

düşük sıcaklık farklarının olması da<br />

önemlidir. Döşeme altı ısıtma sistemleri,<br />

konforlu oda ortamlarının yaratılması açısından<br />

en ideal çözüm olarak gösteriliyor.<br />

Alerji ve astımı olan kişiler ve çocukların<br />

güvenliği açısından da koruma sağlıyor.<br />

Sistem ayrıca, bina içi ısıtma sistemleri<br />

için daha az enerji tüketimi ile uygun maliyetli<br />

bir çözüm sunuyor. PEX-B Boru Sistemleri,<br />

döşeme altı ısıtma sistemlerinde<br />

hafif olması, yüksek ısı direnci göstermesi,<br />

hızlı ve kolay montaj yapılabilmesi açısından<br />

öne çıkıyor. GF Hakan Plastik Flexa ®<br />

çapraz bağlı PEX borular, kullanım ve uygulama<br />

esnasında herhangi bir fiziksel<br />

bozulma meydana geldiğinde ısı ile eski<br />

hallerine döndürülebiliyor. Bu şekilde hafıza<br />

özelliğine sahip boruların, kılıflı kullanım<br />

alternatifi de bulunuyor. Kılıflı çapraz bağlı<br />

PEX-B borularda kılıflar, tesisat sisteminde<br />

bir hasar söz konusu olduğunda zemin yüzeyine<br />

zarar vermeden boruların değiştirilmesini<br />

sağlıyor. Kılıf borulu PEX-B sistemi,<br />

uygulamalarda kılıf ile PEX boru arasında<br />

hava boşluğu yaratarak ısı izolasyonu yapıyor<br />

ve suyun ısı kaybını azaltıyor.<br />

54<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Bosch Termoteknik;<br />

yoğuşmalı kombide yine pazar lideri<br />

Dosya<br />

Termoteknik iş kolunda dünyanın ve Türkiye’nin önde<br />

gelen şirketleri arasında yer alan Bosch Termoteknik,<br />

Manisa fabrikasında gerçekleştirdiği, Bosch ve<br />

Buderus markalı yoğuşmalı kombi üretimleri ile açık<br />

ara pazar lideri konumunda bulunuyor.<br />

Bosch Grubu’nun termoteknik iş kolunda faaliyet gösteren şirketi Bosch Termoteknik,<br />

pazardaki diğer rakipleriyle arasını giderek açıyor.<br />

İngiliz BRG Building Solutions firması tarafından <strong>2017</strong> yılında Avrupa Isıtıcı Pazarına<br />

ilişkin olarak yayımlanan raporuna göre Bosch Termoteknik, yoğuşmalı<br />

kombi kategorisinde Bosch ve Buderus markalarıyla pazarda liderliği elinde<br />

bulunduruyor. Bosch 2016 yılı genelinde sektörde birinci olurken, Buderus ise<br />

ikincilikle onu takip etti.<br />

Bosch Termoteknik, 2016 yılında 700 bin adet kombi üretimiyle tarihi bir rekor<br />

kırdı. Bosch’un dünyadaki en büyük kombi üretim merkezi olan Manisa Fabrikasında<br />

25 yılda üretilen kombi sayısı 6 milyon adedi aştı.<br />

Termoteknik iş kolunda dünya çapında öne çıkan tesisler arasında yer alan<br />

Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası’nda, dünyanın dört bir yanındaki 41 ülke<br />

için, 551 ayrı tip kombinin imalatı yapılıyor. Üretimde kullanılan ana komponent<br />

ve parçaların imalatı da fabrikada yapılıyor. Bu hammadde ve komponentlerin<br />

yaklaşık %70’i yerli yan sanayiden temin edilerek üretim gerçekleştiriliyor.<br />

Bosch Termoteknik’in Deventer’deki fabrikasına<br />

Türk Gaz Şirketlerinden ziyaret<br />

Isıtma soğutma sektörünün önde gelen şirketlerinden<br />

Bosch Termoteknik, sektörü destekleyici<br />

aktivitelerine devam ediyor. Bu kapsamda Gazmer<br />

iş birliği ile düzenlenen Türkiye’nin farklı şehirlerindeki<br />

gaz şirketlerinde çalışan yetkililerden<br />

oluşan 30 kişilik uzman kadrosunu 28 – 30 Eylül<br />

tarihlerinde Bosch’un Hollanda’nın Deventer kentindeki<br />

fabrikasında ağırladı. Üretim süreçlerini<br />

yerinde görme fırsatı yakalayan yetkililere fabrika<br />

ve süreçleri hakkında da bilgi verildi. Bosch Termoteknik’in<br />

konusunda uzman ekibi tarafından<br />

katılımcılara ürünler, Hollanda pazarı ve gaz onay<br />

süreçlerindeki işleyişler hakkında da detaylı bilgi<br />

paylaşılıp katılımcılardan gelen sorular cevaplandı.<br />

Fabrika turunun ardından katılımcılar fabrikadan<br />

ayrıldılar. Fabrika ziyareti sonrasında kısa bir<br />

şehir turu yapan katılımcılar birlikte yenen akşam<br />

yemeği ile keyifli vakit geçirdiler. Katılımcılar verimli<br />

geçen bu organizasyon sonunda memnuniyetlerini<br />

de dile getirdiler.<br />

56<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


“Wilo’da yenilikler hiçbir zaman bitmez”<br />

“Hangi ihtiyaç için olursa olsun tüm ürünlerimizin ortak özelliği yüksek performanslı, verimli,<br />

bakımı kolay, uzun ömürlü ve güvenilir olmalarıdır. Bunlarla birlikte satış sonrası hizmet<br />

konusunda çok hassas davranıyoruz.”<br />

Isıtma, soğutma, klima, su temini, atıksu<br />

arıtma ve tahliyesi gibi ihtiyaçlara yönelik<br />

hizmet ve çözümleri ile 145 yıldır faaliyetlerini<br />

sürdüren Wilo’yu endüstri ve altyapı<br />

projelerinde, toplu konut inşaatlarında,<br />

stadyumlarda veya dev ulaşım projelerinde<br />

değişmez bir çözüm ortağı olarak görmek<br />

her zaman mümkün. Wilo Türkiye<br />

Genel Müdür Ercüment Yalçın’a bu büyük<br />

başarının arkasında yatan değerleri sorduk.<br />

Türkiye’deki faaliyetleri ve geleceğe<br />

dair planlarını da ele aldğımız bu çalışmamız<br />

için kendilerine teşekkür ediyoruz.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyet alanlarından ve hedef<br />

kitlenizden bahseder misiniz?<br />

Wilo olarak 145 yıllık deneyimimizle, pompa<br />

ve pompa sistemleri alanında oyun<br />

kurucu markalardan biriyiz. Müşterilerimize<br />

özel, sistem verimliliği ve azami enerji<br />

tasarrufu sağlayacak ürünler sunuyoruz.<br />

Wilo Türkiye olarak grubumuzun Yakın<br />

Doğu Satış Bölgesi’nin merkezinde yer alıyoruz.<br />

Azerbaycan, Türkmenistan, Lübnan,<br />

Ercüment Yalçın / Wilo Türkiye Genel Müdürü<br />

İsrail, Suriye ve Irak’ı kapsayan 7 ülkenin<br />

faaliyetleri bize bağlı olarak yürüyor. Türkiye’deki<br />

25. yılımızı kutladığımız <strong>2017</strong><br />

yılında hizmet alanımızı genişletmek için<br />

önemli bir proje başlattık. Yeni dönem<br />

stratejimizde bireylerin de hayatında Wilo<br />

kalitesinin farkını hissettirmeyi amaçlıyoruz.<br />

Bunun için “Initial Line” adını verdiğimiz<br />

domestik bir ürün kataloğu oluşturduk.<br />

B2B’de lider bir marka olan Wilo<br />

perakende pazarına da adım atmış oldu.<br />

Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />

ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />

geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Isıtma alanında sunduğumuz ürünleri; evlerde,<br />

ticari yapılarda ve endüstri alanında<br />

ihtiyaç duyulan çözümlere yönelik olarak<br />

farklı başlıklara ayırabiliriz. Ev sahipleri<br />

için akıllı çözümlerle konutlarda kısa süre<br />

içinde enerji tasarrufu sağlıyoruz. Bir ve<br />

iki katlı evler için ihtiyaca uygun çözümler<br />

sunarken inşaat firmaları da ürünlerimizi<br />

kolay montaj özelliği ve uzun ömürlü olmaları<br />

nedeniyle tercih ediyor.<br />

58<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Ticari yapılarda da sistemlerimiz, maksimum<br />

verimlilik sağlıyor. Bu sayede son<br />

kullanıcılar ve müteahhitler işletim maliyetlerini<br />

önemli ölçüde azaltabildiği gibi<br />

gayrimenkullerinin değerini de uzun vadede<br />

artırabiliyorlar.<br />

Bildiğiniz gibi artan enerji fiyatları, özellikle<br />

endüstri sektörü için büyük maliyet oluşturuyor.<br />

Biz Wilo olarak, endüstri alanında<br />

da kârlı ve uzun vadeli çözümler sunarak<br />

şirketlerin başarısına katkı sağlamaya çalışıyoruz.<br />

Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />

ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />

inşaat firmalarına ve kullanım<br />

aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />

avantajlar sunuyorsunuz?<br />

Hangi ihtiyaç için olursa olsun tüm ürünlerimizin<br />

ortak özelliği yüksek performanslı,<br />

verimli, bakımı kolay, uzun ömürlü ve güvenilir<br />

olmalarıdır. Bunlarla birlikte satış<br />

sonrası hizmet konusunda çok hassas<br />

davranıyoruz. Düzenli olarak eğitimler vererek<br />

servislerimizin donanımlarını geliştiriyoruz.<br />

Müşterilerimizin ihtiyaç duydukları<br />

anlarda 7/24 yanında oluyoruz.<br />

Portföyünüze eklemeyi<br />

düşündüğünüz farklı ürünler olacak<br />

mı? Ürün portföyünüzü genişletirken<br />

hangi kıstaslara dikkat ediyorsunuz?<br />

Grubumuz dünyada ve Türkiye’de sektörün<br />

dijital öncü kuruluşu olma yolunda ilerliyor.<br />

Sektörde enerji verimliliği ile birlikte<br />

dijitalleşme konusunu da sahiplendik.<br />

İçinde bulunduğumuz dijital çağda kullanıcıların<br />

hayatını kolaylaştıracak akıllı ürünlerle<br />

portföyümüzü genişletiyoruz. Wilo’da<br />

yenilikler hiçbir zaman bitmez. Portföyümüze<br />

standartları yükselten yeni ürünler<br />

eklemeye devam edeceğiz.<br />

Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />

nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />

yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />

bizlerle paylaşır mısınız?<br />

Grubumuzun global cirosu 1.3 milyar<br />

Euro’yu geçiyor. Türkiye’de sektörün lideri<br />

olarak bu ciroya önemli oranda katkı sağlıyoruz.<br />

2015, yüzde 25 büyüme ile bizim<br />

için adeta bir sıçrama yılı olmuştu. Dünyada<br />

ve Türkiye’de pek çok ekonomik zorluğun<br />

yaşandığı 2016’da ve <strong>2017</strong>’de de<br />

istikrarımızı bozmadan büyüme başarısını<br />

gösterdik. Biz kendini işine adamış, kaliteli,<br />

genç ve dinamik bir grubuz. Bu özelliklerimizle<br />

2018’de de faaliyet gösterdiğimiz<br />

alanlarda yeni başarılar elde edeceğimize<br />

şüphem yok.<br />

Önümüzdeki dönemde yeni<br />

yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />

olacak?<br />

Önümüzdeki dönemde en çok üzerinde<br />

duracağımız proje, Ekim <strong>2017</strong>’de<br />

lansmanını yaptığımız Initial Line ürün<br />

serisi olacak. Bu serideki yeni ürünler,<br />

su temini ile atıksu pompa ve sistemlerinden<br />

oluşuyor. Başlangıç olarak 13<br />

ürün ve 35 farklı model ile pazara giriş<br />

yaptık. Initial Line ürün serimizle “Artık<br />

perakende pazarında da varız” diyoruz.<br />

Bundan böyle son kullanıcıların hayatına<br />

dokunacağız. Bu segmentte müşterilerimizin<br />

ihtiyaçlarına yönelik kaliteli ürünleri<br />

ulaşılabilir fiyatlarla sunacağız. Yaygın<br />

satış noktalarımız ve yetkin teknik<br />

servislerimizle müşterilerimizi memnun<br />

etmeyi, perakende pazarına ağırlığımızı<br />

koymayı hedefliyoruz.<br />

Wilo, perakende pazarına adım<br />

atacağı ürün serisi “Initial Line”ı tanıttı<br />

Uzman ve öncü kimliğiyle pompa sistemleri sektöründe en çok tercih edilen marka<br />

olan Wilo, daha fazla kullanıcıya fayda sağlamak için yeni bir projeye başladı.<br />

Wilo’nun Tuzla’daki merkezinde Kadir Çöpdemir’in sunuculuğunda gerçekleştirilen<br />

lansmanda, domestik segmentteki bu yeni ürün gamıyla daha önce yer almadıkları<br />

perakende pazarına adım attıkları belirten Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın,<br />

şu açıklamaları yaptı:<br />

“Wilo olarak dünyada 145 yılımızı, Türkiye’de ise 25. yılımızı kutluyoruz. Teknoloji ve<br />

enerji verimliliğinde fark yaratarak büyük projelerin çoğunda yer aldığımız bu dönemde,<br />

yeni ürün gamımız Initial Line serisiyle birlikte hizmet alanımızı daha da genişletiyoruz.<br />

Bu segmentte müşterilerimizin ihtiyacını daha da doğru analiz ederek onlara<br />

kaliteli ürünleri ulaşılabilir fiyatlarla sunmayı hedefliyoruz.”<br />

“Yaygın servis ağımızdan son kullanıcılarımız da faydalanacak”<br />

Wilo Türkiye olarak domestik ürün gamıyla son kullanıcıların hayatına dokunarak,<br />

ürünlerin kullanım safhasında problem yaşanmaması ve ürün ömrü boyunca hizmet<br />

ve kalitenin maksimum seviyede olması için sistemler geliştirdiklerini de söyleyen<br />

Ercüment Yalçın sözlerine şu şekilde devam etti:<br />

“Yaygın satış noktaları ve yetkin teknik servislerimizle birlikte domestik alanda da<br />

müşterilerimizi memnun etmeye devam edeceğiz.”<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 59


“Biz ürün değil, çözüm sağlayan<br />

bir anlayışa sahibiz”<br />

“Tüm ürünlerde güvenlik ve verimlilik en önemli farklılığımız. Biz şirket felsefesi olarak<br />

çevrenin bizlere emanet edildiğinde inanıyoruz ve bu emaneti bizden sonraki nesillere daha<br />

iyi bırakmak için ciddi ARGE faaliyeti yaparak ürünlerimizi geliştiriyoruz.”<br />

90 yıllık bir firma olan Ariston Thermo<br />

Grubu; Ariston – Chaffoteaux – Elco –Atag<br />

gibi markalar ile sektörde en fazla ülkeye<br />

ihracat yapan şirket konumunda. 170’den<br />

fazla ülkeye ihracat yapan şirketin özellikle<br />

‘Ariston’ markası birçok ülkede firma<br />

isminin önüne geçmiş ve ürün grubunun<br />

tanımlamasında kullanılır hale gelmiş durumda.<br />

Ariston Genel Müdürü Turgay Dağ<br />

ile şirket faaliyetleri, markaları ve önümüzdeki<br />

döneme yönelik planları hakkında<br />

konuştuk.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyet alanlarından ve hedef<br />

kitlenizden bahseder misiniz?<br />

Dünyanın birçok yerinde 22 tane stratejik<br />

fabrikamız ve 19 tane ARGE merkezimiz<br />

bulunmakta. ARGE çalışmaları grup içinde<br />

çok önemli, Arge harcamalarımızın oranı<br />

toplam ciromuzun %5 ine ulaşıyor. Bu<br />

konu biliyorsunuz gelişmiş ve gelişmekte<br />

olan ülkelerin ayrılmasında kullanılan<br />

önemli bir KPI ve gelişmekte olan birçok<br />

ülkede %3 seviyelerinde. %5’lik olan harcama<br />

bu sebeple sizlerin de bizi tanımanız<br />

için kritik bir değer. Şirketimizin büyümesi<br />

son dönemlerde oldukça hızlı olmakta ve<br />

genel büyüme satın almalardan gelmekte.<br />

Geçen sene ve bu sene Kanada ve Amerika’da<br />

firmalar satın aldık, bir ay önce kadar<br />

da İsrail’de bir firmanın satın alması<br />

gerçekleşti. Şirketimizin en önemli fokus<br />

alanları elektrikli ısıtıcılar + yenilenebilir<br />

enerji + gazlı ısıtıcılar + güneş enerji sistemleri<br />

ve brülör grupları.<br />

60<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />

ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />

geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Isıtma konusunda çok ciddi bir ürün grubumuz<br />

var. Dünyanın her yerinde bizim bir<br />

ürünümüz kullanılıyor. Termosifon ve kombi<br />

ürünleri ciromuzun önemli bir bölümünü<br />

oluşturuyor. Ürünlerimiz Avrupa pazarında<br />

kullanıldığı için, ulaştığımız enerji –güvenlik<br />

ve çevre duyarlılığı en üst standartlarda.<br />

Fonksiyonellik ve İtalyan dizayn anlayışımız<br />

hemen fark ediliyor. Şu an piyasada<br />

olan X ve ONE serileri yıllarca kapalı dolaplar<br />

içinde kalan Kombileri bir anda beyaz<br />

eşya gibi evin en önemli lokasyonlarına taşıdı.<br />

Enerji ve verimlilik konularında kendi<br />

üretimimiz olan ısı pompaları rakiplerimize<br />

göre bizi farklı kılıyor.<br />

Markalarımız her bölge için özel bir strateji<br />

ile pazarda yerini alıyor. Birçok markanın<br />

olmadığı Nijerya (140 milyon Nüfus) – Endonezya<br />

(250 milyon Nüfus) – Çin (1milyardan<br />

fazla) - Hindistan (1.2 Milyar) gibi<br />

marketlerde biz ilk sıralarda yer alıyoruz.<br />

Yeni stratejimiz ile aynı başarıyı Amerika<br />

pazarında da göstermek için, son 2 senedir<br />

bu pazarlara da ağırlık verdik.<br />

Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />

ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />

inşaat firmalarına ve kullanım<br />

aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />

avantajlar sunuyorsunuz?<br />

Biz ürün değil, çözüm sağlayan bir anlayışa<br />

sahibiz. Ciddi büyüklükteki kazanlar<br />

20 dakika içinde sökülüp monte edilerek<br />

çok dar alanlarda rakipsiz bir avantaj sağlıyor.<br />

Tüm ürünlerde güvenlik ve verimlilik<br />

en önemli farklılığımız. Biz şirket felsefesi<br />

olarak çevrenin bizlere emanet edildiğinde<br />

inanıyoruz ve bu emaneti bizden sonraki<br />

nesillere daha iyi bırakmak için ciddi ARGE<br />

faaliyeti yaparak ürünlerimizi geliştiriyoruz<br />

Portföyünüze eklemeyi<br />

düşündüğünüz farklı ürünler<br />

olacak mı? Ürün portföyünüzü<br />

genişletirken hangi kıstaslara<br />

dikkat ediyorsunuz?<br />

Isı pompalarında üretim şirket bünyesinde<br />

başladı. Bu sene termosifonlarda<br />

da ısı pompalı modellerimiz pazarda ilk<br />

defa yer alacak. En büyük farklılık tüm<br />

ürünlerin birlikte çalışabilmesi ve tüketicinin<br />

her daim ulaşabileceği sistemlere<br />

sahip olması.<br />

Turgay Dağ / Ariston Genel Müdürü<br />

Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />

nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />

yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />

bizlerle paylaşır mısınız?<br />

Türkiye de bir üretim tesisimiz yok, ısı<br />

pazarında lokalde fabrikanız yok ise ve<br />

radyatör üretmiyorsanız pazar şartları sizin<br />

için herkesten farklı gelişiyor. Biz şu<br />

anda %6,5’luk bir pazar payına sahibiz<br />

kombi ürün grubunda %14 kadar da termosifonlarda<br />

Pazar payımız var. Kombide<br />

Türkiye’de stratejik bir firma olmak için uğraşıyoruz<br />

ve hedefimiz %10’luk bir pazar<br />

payına ulaşmak.<br />

Önümüzdeki dönemde yeni<br />

yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />

olacak?<br />

En büyük yatırımımızı Türkiye’de saha ekibine<br />

yaptık. Yeni ürünler ve yeni ekibimiz<br />

ile bu sene adetsel bazda ciddi büyüme<br />

yakaladık. 2018 yılı bizim için en iyi yıllarımızdan<br />

birisi olacak gibi duruyor.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

ERP dediğimiz, Avrupa’da uzun süre önce<br />

geçişi yapılan yüksek enerji verimli ürünlerin,<br />

Türkiye’de de kullanılması en büyük<br />

arzum. Ülkemizin en büyük cari açığı enerjiden<br />

geliyor ve bu yeni yüksek verimli ürün<br />

uygulaması ile ciddi bir enerji tasarrufu<br />

sağlanacak..<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 61


Dosya<br />

Baymak’tan yeni nesil ısı pompaları<br />

Baymak, havadan aldığı enerji ile dört mevsim iklimlendirme sağlayan ısı pompası serisine<br />

yepyeni iki model daha ekledi. Baymak’ın en son DC inverter teknolojisine sahip yeni Split<br />

ve Monoblok ısı pompaları düşük enerji tüketimi, çevre dostu teknolojisi, ekonomik mod<br />

özelliği ve taşınabilir paneli sayesinde kullanıcılarına konfor sunuyor.<br />

Geniş ürün gamıyla her türlü<br />

ihtiyaca yönelik çözümler sağlayan<br />

Baymak, hava kaynaklı<br />

ısı pompası serisinin iki yeni<br />

modeli enerji sınıfı ısıtmada<br />

A++, soğutmada A+ özelliği<br />

ve EN 14511’e göre 4,4 ile<br />

4,8 arasında değişen yüksek<br />

COP değerleri sayesinde yüksek<br />

verim sunarken düşük<br />

enerji tüketimiyle de kazanç<br />

sağlıyor.<br />

LCD ekrana sahip kontrol paneli<br />

kablo ile taşınarak harici<br />

bir şekilde de kullanıma olanak<br />

sağlayan Baymak’ın yeni<br />

nesil Split ve Monoblok hava<br />

kaynaklı ısı pompası ürünleri,<br />

kontrol altyapısı ve ErP uyumlu<br />

düşük enerji tüketimli frekans<br />

konvertörlü sirkülasyon<br />

pompası ile verimlilik<br />

değerlerinde öne çıkıyor.<br />

Baymak’ın yeni nesil ısı<br />

pompaları, -2°C dış hava<br />

sıcaklığında 60°C gibi yüksek<br />

çıkış suyu sıcaklığı ve<br />

düşük sesle çalışma özelliğiyle<br />

en zorlu hava koşullarında<br />

bile kesintisiz konfor<br />

ve yüksek performans<br />

sunuyor. Monoblok tip<br />

ürünler akışkan borulaması<br />

gerektirmeyen kompakt<br />

bir tasarıma sahipken<br />

Split tip modeller ise, hafif<br />

dış ünite tasarımıyla kullanıcılara<br />

kolay montaj imkanı<br />

da sağlıyor. En son DC inverter kompressör<br />

teknolojisine sahip Baymak ısı<br />

pompaları, ne kadar ısıtma yüküne ihtiyaç<br />

olduğunu hassas bir şekilde hesaplayarak<br />

yalnızca evin ihtiyacı kadar elektrik tüketiyor.<br />

Baymak hava kaynaklı ısı pompaları<br />

6,8,9,10,12,14 ve 16 kW kapasiteleri ile<br />

apartman dairesinden villaya farklı mekanlarda<br />

hem ısıtma hem de soğutma için<br />

merkezi sistem konforunu tek çatı altında<br />

sağlıyor. Dört mevsim ideal iklimlendirme<br />

konforunu yaşatan yeni nesil Baymak ısı<br />

pompaları iki farklı ortam için gerekli olabilecek<br />

çıkış suyu sıcaklıklarını birbirinden<br />

bağımsız olarak ayarlayabiliyor. Kullanım<br />

sıcak suyunda ise kullanıcı tercihine göre<br />

boylerde bakteri oluşumunun önlenmesi<br />

için suyun sıcaklığını istenilen zamanlarda<br />

yüksek sıcaklık seviyelerine çıkartabiliyor.<br />

62<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Kubilay Çiftci / İklimlendirme Teknolojileri Genel Müdürü<br />

“Ar-Ge çalışmaları ve yatırımları ile<br />

daha rekabetçi hale geleceğiz”<br />

“Sektörün 2023’te hedeflediği büyüklüğün %60’ının Türkiye’de üretilen ürün ve hizmetlerle<br />

karşılanması bekleniyor. Bu gelişmeler sektörün Türkiye için istihdam açısından da önemli<br />

bir öneme ulaşacağı anlamına geliyor”<br />

Yüksek kalite anlayışı ile üretim yapan<br />

AIRPLUS, Havalandırma ve Klima Sektöründe<br />

daima zirvede olma hedefi doğrultusunda<br />

çalışmalarıın sürdürmekte. AIRPLUS<br />

Genel Müdürü Kubilay Çiftci ile dosya konumuz<br />

çerçevesinde röportaj gerçekleştirdik.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyet alanlarından ve hedef<br />

kitlenizden bahseder misiniz?<br />

İklimlendirme sektöründe 10 senedir %100<br />

Türk Sermayesi ile üretim yapan ve hizmet<br />

veren AIRPLUS İKLİMLENDİRME TEKNO-<br />

LOJİLERİ’nin ürünleri, Türkiye’nin yanısıra,<br />

Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Kazakistan,<br />

Irak ve İran gibi farklı iklimlere sahip<br />

bir çok ülkede yıllardır kullanılıyor. AIRPLUS,<br />

üretimini halihazırda İstanbul Çekmeköy’deki<br />

tesisinde kalifiye personeli ile yapıyor.<br />

Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />

nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />

yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />

bizlerle paylaşır mısınız?<br />

AIRPLUS’ın 2016 yılında kendi markasıyla<br />

yaptığı üretiminin yüzde 82’sini iç pazara<br />

kanalize ettiklerini kaydeden Kubilay ÇİFT-<br />

Cİ, söz konusu yılda %31 büyüklerini dile<br />

getirdi. ÇİFTCİ, <strong>2017</strong>’yi ise %20’nin üzerinde<br />

büyüme ile bitirmeyi hedefledikleri<br />

bilgisini verdi.<br />

Büyüme hedeflerine ulaşmadaki temel<br />

faktörün yine satış sonrası hizmet ve inovatif<br />

ürünler olacağının altını çizen ÇİFTCİ,<br />

“İstikrarlı büyüme, AIRPLUS için önemli bir<br />

konu. Bunun yanı sıra Türkiye’de Avrupa<br />

teknolojisini kullanmaya devam ederek,<br />

yeni ürünlerimizi de pazara sunmayı planlıyoruz”<br />

diye konuştu. 2018’de ise yapacağımız<br />

lokasyon ve makina yatırımı ve ile<br />

%25 oranında büyümeyi hedefliyoruz.<br />

Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />

ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />

geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Portföyünüze eklemeyi düşündüğünüz<br />

farklı ürünler olacak mı? Ürün portföyünüzü<br />

genişletirken hangi kıstaslara dikkat<br />

ediyorsunuz?<br />

Çok Fonksiyonlu DX Hijyenik Paket Klima<br />

Santrali ve Düşük Gürültü Seviyeli Kompakt<br />

Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı’nı<br />

2015 yılında pazara sunduklarını anlatan<br />

Kubilay ÇİFTCİ, “2016’da ise Elektrostatik<br />

Filtreli Davlumbaz Santrali’nin tanıtımını<br />

gerçekleştirdik. <strong>2017</strong> başında AIRPLUS’ın<br />

özel tasarımıyla pazara sunduğumuz Ta-<br />

64<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

van Tipi Fan Coil Ünitesi ve yine <strong>2017</strong>’de<br />

pazara sunduğumuz “Isı pompalı tavan<br />

tipi ısı geri kazanım cihazı”nın yanında<br />

Aralık <strong>2017</strong>’de de ‘Aksiyal Fan’ımızı müşterilerin<br />

beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz”<br />

şeklinde konuştu. AIRPLUS’ın ürün<br />

gamı HVAC projelerinin tamamını kapsayacak<br />

şekilde oldukça geniş: Klima Santrali<br />

(müşteri isteğine bağlı olarak otomatik<br />

kontrol panolu / ihtiyaca göre özel tasarım),<br />

DX Bataryalı Klima Santrali (otomatik<br />

kontrol panolu / ihtiyaca göre özel tasarım),<br />

Çatı Tipi Paket Klima Santrali (Rooftop),<br />

Hijyenik Tip Paket Klima Santrali,<br />

Tavan Tipi Fan Coil Ünitesi, Havuz Nem<br />

Alma Santrali, Davlumbaz Santrali (Elektrostatik<br />

Filtreli), Tavan Tipi Isı Geri Kazanım<br />

Cihazı, DX Bataryalı Tavan Tipi Isı Geri<br />

Kazanım Cihazı, Dik Tip Isı Geri Kazanım<br />

Cihazı, Hücreli Aspiratör, Vantilatör, Sıcak<br />

Hava Apareyi (Aksiyal/Radyal Fanlı), Yer<br />

Konvektörü, Şaft Damperi, Sığınak Fanı,<br />

Kanal Tipi Fan, Kanal Tipi Isıtıcı (Elektrikli/<br />

Sulu Tip), HEPA Filtre Kutusu.<br />

“Uluslararası standartlarda ürün imal<br />

etmek şart”<br />

Sektör hakkında da bilgiler veren Kubilay<br />

ÇİFTCİ, Türkiye iklimlendirme sektörünün<br />

ihracatta, uluslararası ölçekli şirketleri,<br />

nitelikli ve genç iş gücü, Ar-Ge çalışmaları<br />

ve yatırımları ile daha rekabetçi hale geldiğini<br />

söyledi. Tüketici bilincinin artması ve<br />

kişi başına düşen milli gelirin yükselmesi<br />

ile ‘konforlu yaşam’ koşullarının ‘alt limit’<br />

haline geldiğini anlatan ÇİFTCİ, “İç pazarda<br />

oluşan bu durum iklimlendirme sektörü<br />

için bir fırsat oluyor fakat, ekonomik dalgalanmalar<br />

göz önüne alındığında ihracat<br />

yine de zorunluluk haline geliyor. İhracat<br />

ve iç pazara satışları dengelişekilde devam<br />

ettirmenin şartı ise güncel teknolojiyi<br />

takip ederek, uluslararası standartlarda<br />

ürün imal edebilmek” dedi.<br />

Öte yandan küresel ısınmanın etkisinin<br />

her geçen gün daha da fazla hissedildiği<br />

bir değişim süreci içine girildiğinin altını<br />

çizen Kubilay ÇİFTCİ, , “Sektörün 2023’te<br />

hedeflediği büyüklüğün %60’ının Türkiye’de<br />

üretilen ürün ve hizmetlerle karşılanması<br />

bekleniyor. Bu gelişmeler sektörün<br />

Türkiye için istihdam açısından da önemli<br />

bir öneme ulaşacağı anlamına geliyor”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Önümüzdeki dönemde yeni<br />

yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />

olacak?<br />

2018 başında yine İstanbul’daki yeni<br />

lokasyonumuzda üretime devam etmeyi<br />

planlıyoruz. Yeni lokasyonun vereceği<br />

avantajlar, öncelikle daha büyük üretim<br />

alanında adetsel olarak üretim hatlarımızın<br />

artışı gerçekleşecek. Mevcut makina<br />

parkımızı daha verimli kullanabileceğiz ve<br />

üretimi ilave makina yatırımı ile destekleyeceğiz.<br />

Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />

ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />

inşaat firmalarına ve kullanım<br />

aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />

avantajlar sunuyorsunuz?<br />

İlk yatırım maliyeti, ekipman ve işçilik<br />

kalitesi, enerji verimliliği, projeye uygun<br />

esnek çözüm alternatifleri, uygun teslim<br />

süreleri ve AIRPLUS’ın özgün tasarımı pazarda<br />

öne çıkan ve bizi farklılaştıran özelliklerimiz<br />

ama bence AIRPLUS markası en<br />

çok, kaliteli bir ürünü satın aldıktan sonra<br />

sorunsuz işletmenin de elde edileceğinin<br />

garantisini vermemiz sebebiyle tercih ediliyor.<br />

Kurulum ve devreye almanın ardından,<br />

çözüm ortaklığı anlayışıyla, yurtiçi ve<br />

yurtdışında, gerek talep üzerine gerekse<br />

bakım hizmet anlaşmalarıyla servis hizmeti<br />

vermekteyiz. Ürünlerimizin garanti süresinden<br />

sonraki dönemde de sürekli olarak<br />

sağlıklı ve verimli şekilde çalışmaya devam<br />

etmesini temin etmek amacıyla AIRP-<br />

LUS bakım-hizmet anlaşmaları yapılmakta<br />

ve bu sayede ürünlerimizde iş sürekliliği<br />

maksimum seviyeye ulaşmaktadır. Bu hizmet,<br />

AIRPLUS’ın merkezi servis ekibi tarafından<br />

verildiği gibi yetkili servislerimiz<br />

tarafından da verilmektedir.<br />

Satış sonrası hizmetleriniz hakkında<br />

kısaca bilgi verir misiniz?<br />

Uzman servis kadromuz ve yetkili servislerimizle,<br />

yeterli teknik donanım, yedek<br />

parça-işçilik garantisi, uygun fiyatlı yedek<br />

parça-servis ücretleri, güleryüzlü hizmet ve<br />

profesyonel yaklaşım ile en kısa sürede hizmet<br />

verilerek yüksek müşteri memnuniyeti<br />

sağlanmaktadır. Müşterilere sunduğumuz<br />

servis hizmetleri için 1 senelik işçilik garantisi<br />

vermekteyiz.<br />

Ürünlerimizin çoğu, uzaktan bağlantı yapılarak<br />

çalışma şartları tarafımızdan online<br />

olarak izlenebilmekte, arıza halinde sistem<br />

AIRPLUS servis ekibine otomatik olarak<br />

alarm göndermektedir. Bu erişim sayesinde<br />

belirli arızalara müdahale uzaktan yapılabilmekte,<br />

zaman ve masraftan tasarruf<br />

sağlanmakta, müdahale anlık olabilmektedir.<br />

Ürünlerin tasarım aşamasından devreye<br />

alınmasına kadar geçen süreçte sürekli<br />

müşteri ile temasta kalan AIRPLUS, bu süreçte<br />

belirlenen bazı dinamik ihtiyaçların da<br />

giderilmesini sağlayarak müşteri memnuniyeti<br />

oluşturmaktadır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 65


Dosya<br />

Vaillant Group Türkiye, Sürdürülebilirlik<br />

Ödülü’ne layık bulundu<br />

Bu yıl ilk kez düzenlediği “İş Yaşamında Kadın Liderliği” paneli büyük ilgi gören ve<br />

kadın çalışan sayısını artırmaya öncelik veren Vaillant Group Türkiye, Vaillant Group<br />

Sürdürülebilirlik Ödülleri Çalışanlar kategorisinde ödül kazandı. Vaillant Group Türkiye İK<br />

Direktörü Nilüfer Birdal ödülü Vaillant Group CEO’su Dr Carsten Voigtländer’ın elinden aldı.<br />

Vaillant Group Türkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar<br />

Günü nedeniyle düzenlediği “İş Yaşamında<br />

Kadın Liderliği” paneli ile Vaillant<br />

Group şirketleri arasında verilen S.E.E.D.S<br />

Ödülü’ne layık bulundu. Dört kategoride<br />

ödüllerin dağıtıldığı organizasyonda, bu yıl<br />

yapılan 34 başvuru arasından seçilen Vaillant<br />

Group Türkiye; panele gösterilen yüksek<br />

katılım, ulusal basında çok sayıda habere<br />

konu olma ve kadın çalışan oranını artırma<br />

önceliği nedeniyle ödüle hak kazandı. Vaillant<br />

Group Türkiye’nin Çalışanlar kategorisindeki<br />

ödülünü, düzenlenen törenle İK Direktörü<br />

Nilüfer Birdal Vaillant Group CEO’su<br />

Dr Carsten Voigtländer’dan aldı. Adını, filizlenerek<br />

değişimi başlatma özelliği taşıyan “tohum”dan<br />

alan S.E.E.D.S Ödülleri, Vaillant<br />

Group bünyesinde iki yılda bir düzenleniyor.<br />

S.E.E.D.S organizasyonu; Çevre, Çalışanlar,<br />

Geliştirme ve Ürünler ile Toplum kategorilerinde<br />

sürdürülebilirlik yaklaşımına gösterilen<br />

katkıya ödül veriyor. Bu yarışmayla birlikte<br />

Vaillant Group; çalışana, çevreye, ürün gelişimine<br />

ve topluma karşı sorumluluklarını<br />

yerine getirerek karlı ve dengeli bir şekilde<br />

büyümeyi hedeflediğini ortaya koyuyor.<br />

Öncelik, kadın çalışan oranını<br />

artırmak<br />

Vaillant Group Türkiye’nin, kadınların kurumsal<br />

yaşamdaki varlıklarını ve ilham veren<br />

hikayelerini daha geniş kitlelere ulaştırmalarına<br />

destek olmak amacıyla 8 Mart Dünya<br />

Kadınlar Günü’nde düzenlediği “İş Yaşamında<br />

Kadın Liderliği” panelinde, kadın kimliğinin<br />

liderliğe etkisi, ön yargılara rağmen fark<br />

yaratan kadın hikayeleri ele alındı. Vaillant<br />

Group Türkiye’nin farklı bölümlerinde çalışan<br />

ve kariyer imkanlarını iyi değerlendirerek<br />

yüksek performans gösteren kadın çalışanlar,<br />

kendi hikayelerini katılımcılarla paylaştı.<br />

Kadının aile içinde yakaladığı eğitim ve gelişim<br />

fırsatları, kurumsal ortamda kadının hayatı,<br />

kadının diğer rolleriyle kurumsal rolün<br />

etkileşimi, iş ve özel yaşam dengesi, onları<br />

başarıya götüren kişilik özellikleri, yetkinlikleri,<br />

değerleri ve erdemleri de konu başlıkları<br />

arasında yer aldı. Panele dinleyici olarak katılan<br />

tüm çalışanlara, kendi biricik hikayelerini<br />

oluşturma ve güzel bir geleceği birlikte<br />

şekillendirme konusunda aktif rol alma çağrısı<br />

yapıldı. Vaillant Group Türkiye, panelde,<br />

1709 çalışanın sadece yüzde 13’ünü oluşturan<br />

226 kadın çalışanı olduğunu belirterek,<br />

sektör geneline uyumlu olan bu oranı yeterli<br />

görmediklerini ve yükseltmek için çaba harcayacaklarını<br />

da açıkladı. İK departmanı,<br />

kadın çalışanları başarıya giden yolculuklarında<br />

güçlendirmeyi ve kadın çalışan oranını<br />

artırmayı öncelikleri arasına aldı. Kadınlara<br />

‘daha fazla fırsat vermek’ için neler yapılabileceği<br />

konusundaki çalışmalar da Vaillant<br />

Group Türkiye’nin liderlik gündemine girdi<br />

66<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


“2018 yılını ortalama %15 büyüme ile<br />

kapatmayı hedefliyoruz”<br />

“Uygulama esnasında inşaat firmalarının ihtiyaçlarına yönelik en uygun çözümleri tek elden<br />

sunabiliyoruz. Kendimize ait üretim tesisimiz olduğu için, uygulanacak projede bizden ne tür<br />

bir ısıtma çözümü bekleniyor ise buna en uygun ürünleri en hızlı biçimde üretebiliyoruz.”<br />

ile de toplu konut, otel, hastane, yurt gibi<br />

yerlerin de ısıtma ve sıcak su ihtiyaçlarına<br />

kurumsal çözümler sunuyoruz.<br />

2004 yılında kurulan Daxom, ülke geneline<br />

yayılan 50’ye yakın toptancı bayisinin<br />

yanı sıra yaklaşık 350 satış noktası<br />

ve yaygın servis ağı ile hizmet vermekte.<br />

Daxom Genel Müdürü Aydın Çetin ile gerçekleştirdikleri<br />

faaliyetler ve önümüzdeki<br />

döneme dair plan ve projeleri üzerine konuştuk.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyet alanlarından ve hedef<br />

kitlenizden bahseder misiniz?<br />

DAXOM ticari markası ile 2004 yılından bu<br />

yana ısı cihazları sektöründe faaliyet gösteren<br />

firmamız, başlangıçta, yurt dışından<br />

ithal ettiği ürünleri Türkiye pazarına sunarken,<br />

şu anda İstanbul Ümraniye’deki yaklaşık<br />

2 bin 500 metrekarelik kapalı alanda<br />

yılda ortalama 17-18 bin adet yoğuşmalı<br />

duvar tipi kazan, elektrikli kombi, hermetik<br />

şofben, yoğuşmalı şofben ve elektrikli şofben<br />

üretimi gerçekleştiriyor. DAXOM, ülke<br />

geneline yayılan 50’ye yakın toptancı bayisinin<br />

yanı sıra yaklaşık 350 satış noktası<br />

ve yaygın servis ağı ile hizmet veriyor. Daire<br />

ve villalar için bireysel kullanım dışında<br />

yüksek kapasiteli yoğuşmalı şofbenlerimiz<br />

Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />

ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />

geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Ürün gamımızda farklı ısıtma çözümlerine<br />

yönelik modellerimiz bulunuyor. Sıcak su<br />

ihtiyacı için hermetik ve yoğuşmalı şofbenlerimiz<br />

bulunuyor. Bu modeller içinde, yerli<br />

üretimimiz olan ve Dünyanın en ince hermetik<br />

şofbeni özelliğine sahip Daxom Plus<br />

da yer alıyor. Tercihe göre doğalgaz veya<br />

LPG ile çalışan şofbenlerin yanı sıra bir de<br />

elektrikli şofben grubumuz var. Isıtma tarafındaki<br />

ana ürünlerimiz iki tip. Bunlardan<br />

birisi özellikle doğalgaz hattı bulunmayan<br />

bölgelerdeki binaların ısıtması için geliştirilen<br />

elektrikli kombilerimiz. Bu gruptaki<br />

ürünler, aynı zamanda güneş enejisi sistemleriyle<br />

de uyumlu olduğu için kullanıcılarına<br />

önemli ölçüde tasarruf sunuyor. Bir<br />

diğeri ise duvar tipi yoğuşmalı kazanlar.<br />

Bunlar doğalgaz veya lpg ile uyumlu olarak<br />

çalışıyor. Kaskad bağlantıları ile 256 taneye<br />

kadar kazan birbirine bağlanabiliyor.<br />

Bu sayede örneğin bir kazan 400 metrekarelik<br />

bir villanın ısıtılmasına yeterken,<br />

kaskad bağlantıları ile birlikte aynı anda<br />

çalışan çok sayıda kazan 40 bin metrekarelik<br />

bir alanı ısıtabiliyor.<br />

Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />

ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />

inşaat firmalarına ve kullanım<br />

aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />

avantajlar sunuyorsunuz?<br />

Uygulama esnasında inşaat firmalarının<br />

ihtiyaçlarına yönelik en uygun çözümleri<br />

tek elden sunabiliyoruz. Kendimize ait<br />

üretim tesisimiz olduğu için, uygulanacak<br />

projede bizden ne tür bir ısıtma çözümü<br />

bekleniyor ise buna en uygun ürünleri en<br />

hızlı biçimde üretebiliyoruz. Son tüketici<br />

tarafındaki en önemli avantajımız ise<br />

yaygın servis ağımız sayesinde montaj ve<br />

bakım konusunda bir sorun yaşanmıyor.<br />

Yerli üretimden ötürü yedek parça tedariği<br />

de hızlı ve uygun maliyetli oluyor.<br />

68<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Portföyünüze eklemeyi<br />

düşündüğünüz farklı ürünler olacak<br />

mı? Ürün portföyünüzü genişletirken<br />

hangi kıstaslara dikkat ediyorsunuz?<br />

Evet farklı ürünler üzerinde çalışıyoruz. Isıtıma<br />

cihazlarına paralel olarak endüstriyel<br />

ürünler ve solar enerji ile ilgili çalışmalarımız<br />

devam ediyor.<br />

Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />

nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />

yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />

bizlerle paylaşır mısınız?<br />

Şu anda yılda ortalama 17-18 bin<br />

adetlik bir üretimimiz söz konusu.<br />

Bu da pazarın %20’sine denk geliyor.<br />

Ülke ekonomimizin büyüme modeli<br />

içinde inşaat sektörünün önemli bir<br />

payı var. Markalı konut projelerinin ve<br />

sayıları sürekli artan kentsel dönüşüm<br />

alanlarının yanı sıra, devlet eliyle yapılan<br />

çok sayıda toplu konut, yurt şehir<br />

hastanesi ve okul gibi projeler söz<br />

konusu. Bunun yanı sıra başta turizm<br />

bölgelerimiz olmak üzere ülke genelinde<br />

pek çok yeni otel projesi de hayata<br />

geçiriliyor. Ve tüm bu projelerin ortak<br />

noktası, ısıtma sistemlerine ihtiyaç<br />

duyuluyor olması. Dolayısıyla bu saydığım<br />

alanlardaki büyüme sürdükçe, yerli<br />

bir tedarikçi olarak bizim de üretim<br />

ve satış hedeflerimiz her yıl daha yukarı<br />

çıkıyor. Daxom olarak 2018 yılını<br />

ortalama %15 büyüme ile kapatmayı<br />

hedefliyoruz.<br />

Aydın Çetin / Daxom Genel Müdürü<br />

Önümüzdeki dönemde yeni<br />

yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />

olacak?<br />

Önümüzdeki dönemlerde mevcuttaki ürün<br />

gamımızdan farklı olarak endüstriyel alanda<br />

kullanılabilecek gazlı ve elektrikli cihazlarla<br />

ilgili ve solar enerji üzerine yatırımlarımız<br />

söz konusu olacak.<br />

Manisa Büyükşehir Belediyesi’de<br />

Alarko Carrier imzası<br />

Manisa Büyükşehir Belediyesi, içme suyu temini için yapılan projenin ikinci etabında yine<br />

Alarko Carrier ürünlerini tercih etti.<br />

Geniş ürün yelpazesiyle su basınçlandırma<br />

segmentinde Türkiye’nin lider markalarından<br />

Alarko Carrier’ın 90 adet noryl<br />

fanlı dalgıç pompası, Manisa Büyükşehir<br />

Belediyesi’ne bağlı merkez ilçe ve köylerinde<br />

kullanılacak. Ürünler, Alarko Carrier’ın<br />

Gebze’deki üretim merkezinde yapılan<br />

tüm fabrika ve kontrol testlerinin ardından<br />

belediye yetkililerine teslim edildi.<br />

İçme suyu ihtiyacının karşılanmasında büyük<br />

şehir belediyelerinin tercih ettiği noryl<br />

fanlı Alarko dalgıç pompalar, yatırımı kısa<br />

sürede geri ödeyen kesintisiz bir su kaynağı<br />

olarak öne çıkıyor. İşletmelerde gerekli<br />

suyun sağlanmasında yüksek verimi<br />

ve uzun ömrüyle kullanıcıların tercih ettiği<br />

pompalar, özellikle içme ve kullanım suyu<br />

temininde sıkça tercih ediliyor. Müstakil<br />

evlerden gökdelenlere kadar tüm binalarda<br />

çeşitli amaçlarla kullanılan pompalar,<br />

hidrofor gibi suyun depolanmasını da sağlıyor.<br />

Alarko Carrier, ürünlerindeki tüm bu üstün<br />

teknik özelliklerin yanı sıra, sağladığı sürekli<br />

ve kaliteli hizmet ve hızlı yedek parça<br />

teminiyle de en çok tercih edilen markalar<br />

arasında yer alıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 69


Dosya<br />

Beko tam yoğuşmalı kombi ile evler bu kış da sımsıcak<br />

Özel seçenek ve avantajlarla tüketicilere sunulan Beko premix tam yoğuşmalı<br />

kombi, ısınırken tasarruf sağlıyor.<br />

4 yıldız enerji verimliliği sınıfında bulunan<br />

Beko BK 20 Y PRMX tam yoğuşmalı kombi<br />

yüzde 109,1 (%30 kısmi yükte) verimlilik<br />

sunuyor. Geniş modülasyon aralığı ile yüksek<br />

verim ve yakıt tasarrufu sağlayan üründe<br />

bulunan Cold Burner Door teknolojisi,<br />

kapağın ısınmasını engelleyerek ısı kayıplarını<br />

minimum seviyede tutuyor.<br />

Çevre Dostu özellikleriyle öne çıkan Beko<br />

kombi, premix yanma teknolojisi sayesinde<br />

zararlı baca gazı çıkışını en aza indiriyor.<br />

Böylece karbondioksit salınımını azaltarak<br />

sera etkisini de minimize ediyor.<br />

Premix yanma teknolojisi, hermetik baca<br />

sistemi, elektronik ateşleme ve alev modulasyonu,<br />

LCD ekran, arıza uyarı sistemi<br />

ürünün diğer önemli özellikleri arasında<br />

yer alıyor. Akış sensörü ile yüksek konforlu<br />

sıcak su imkanı sağlayan Beko kombide<br />

baca tıkanmasına karşı emniyet sistemi,<br />

aşırı ısınma emniyet sistemi ve alev kontrol<br />

emniyet sistemi bulunuyor.<br />

Beko’nun kombi kampanyasında eski kombisini<br />

getirenlere, enerji tasarruflu Beko<br />

yoğuşmalı kombilerde 200 TL indirim ve<br />

Bonus’a özel peşin fiyatına 10 ay taksit<br />

avantajı da sunuluyor. Bu kampanyadan<br />

faydalanan tüketicilere aynı zamanda ütü<br />

de hediye ediliyor.<br />

Beko, tüketicinin montaj hizmetiyle ilgili hayatını<br />

kolaylaştıran ‘’Kombi Montaj Hizmet<br />

Kartı’’ uygulamasını da Ekim ayı itibarıyla<br />

tüketiciyle buluşturuyor.Tüketiciler, satın<br />

alacakları kombiyi tesisatçı yerine Beko<br />

yetkili servisine montaj yaptırmak istediği<br />

durumda bayi, kombiyle birlikte Kombi<br />

Montaj Hizmet Kartını da 240 TL fiyatla<br />

tüketiciye ulaştırıyor. Beko servisi aşağıda<br />

maddeler halinde belirtilen hizmetleri Beko<br />

servis güvencesi ve hizmet kalitesiyle<br />

tüketicilere sunuyor.<br />

Danfoss Soğutma Sistemleri’nden yeni Verimlilik Formülü<br />

Danfoss Soğutma Sistemleri, profesyonellerin<br />

endüstriyel defrost performansını iyileştirmelerine<br />

yardımcı olacak yeni bir Verimlilik Formülü geliştirdi.<br />

Endüstriyel soğutmada Verimliliğin Formülü, etkileyici sonuçlar veren ve birlikte<br />

üstün verimlilik sağlayan ayrı iki kısımdan oluşuyor. Bilinen en verimli<br />

defrost metodu olan likit tahliyesi, Danfoss ICF Valf İstasyonunun ile birleştirilerek<br />

modern ve verimli çözümler sunan bir formül ortaya çıkıyor.<br />

Verimlilik Formülünün bir sonucu olarak Danfoss’un yeni ICFD<br />

Defrost Modülü<br />

Danfoss’un yeni ICFD Defrost Modülü, Danfoss’un Verimlilik Formülünün bir<br />

sonucu olarak ortaya çıkıyor. Geniş çapta kabul gören ICF Valf İstasyonuna<br />

likit bazlı tahliye modülünün eklendiği bu çözüm, profesyonellerin ıslak emiş,<br />

likit, sıcak gaz ve defrost tahliye hatlarında ICF Valf İstasyonu ile donatılmış bir<br />

evaporatör kullanmalarına izin verir. Yeni ICF Defrost Modülü, karşılaştığınız<br />

zorlukların üstesinden gelmek ve endüstriyel soğutmada optimum verimlilik<br />

sağlamak üzere geliştirilmiştir. Artan verimliliğin sağladığı avantajların bir kısmı,<br />

enerji tüketiminin azalması, kompresör yükünün düşürülmesi ve kompresöt<br />

kapasitesinin rahatlatılması, çalışma ve tesisat verimliliğinin artırılması ile<br />

defrost performansının iyileştirilmesi olarak dikkat çeker.<br />

70<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

DemirDöküm Erzurum’daki iş ortaklarıyla buluştu<br />

“Erzurum’da iş ortaklarımızla birlikte<br />

büyümeye devam edeceğiz”<br />

DemirDöküm, Erzurum’daki 100’ü aşkın iş ortağı ile bir araya geldi. Toplantıda<br />

DemirDöküm Satış Direktörü Ufuk Atan; “2018’de merkez ve ilçelerde varlığımızı artırıp,<br />

iş ortaklarımızla yatırıma devam edip, yüksek enerji tasarrufu sağlayan ürünlerimizi<br />

Erzurumlularla buluşturacağız” dedi.<br />

Türkiye’de Bozüyük fabrikasında iklimlendirme<br />

sektörü için geliştirdiği ürünleriyle<br />

50 ülke ihracat gerçekleştiren DemirDöküm,<br />

iş ortakları ve müşterileri ile buluşmalarına<br />

devam ediyor. <strong>2017</strong>’yi yatırım yılı<br />

ilan eden DemirDöküm, üst düzey yöneticileri<br />

ve bölge sorumlularının katılımıyla<br />

Erzurum’daki iş ortakları ve müşterileri ile<br />

buluştu. 100’ü aşkın yetkili satıcı, müteahhit<br />

ve ustanın katılımı ile gerçekleşen<br />

toplantıda, şirketin satışa sunduğu yeni<br />

ürünler tanıtılırken, ürünlerin teknik eğitimleri<br />

verildi. Etkinlikte DemirDöküm’ün<br />

<strong>2017</strong> ve 2018 yılı hedefleri, Ar-Ge, inovasyon,<br />

dijital dönüşüm çalışmaları, kombi,<br />

şofben, panel radyatör, merkezi sistem ve<br />

ERP geçişi hakkındaki detaylar katılımcılarla<br />

paylaşıldı.<br />

“1965 YILINDAN BUGÜNE<br />

ERZURUMLULARIN HİZMETİNDEYİZ”<br />

Toplantıda DemirDöküm’ün Türkiye yapılanmasında<br />

önemli bir yere sahip olan<br />

Erzurum’da 1965 yılından bugüne hizmet<br />

verdiğini belirten DemirDöküm Satış Direktörü<br />

Ufuk Atan; “Erzurum’da ilk olarak<br />

Tesmal <strong>Yapı</strong> ile yaptığımız iş ortaklığı bugün<br />

52’nci yılına ulaştı.<br />

Yarım asırdır Erzurum’daki değerli iş ortaklarımızla<br />

birlikte kombi, şofben, panel radyatör,<br />

merkezi sistemlerimiz ile Erzurumlu<br />

tüketicilerimize konfor sağladık.<br />

Şanlı tarihi, eserlerinin yanı sıra kış sporlarıyla<br />

da son yılların gözdesi olan Erzurum,<br />

büyümeye, yenilenmeye devam ediyor.<br />

Şehir merkezinin yanı sıra 2018 yılında<br />

Horosan, Oltu ve Pasinler ilçelerinde doğalgazın<br />

aktif olarak kullanıma geçmesi<br />

bekleniyor.<br />

DemirDöküm olarak bu geçiş sürecinde<br />

Erzurumluları yüksek enerji tasarrufu<br />

sağlayan cihazlarımızla buluşturmak<br />

için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.<br />

Son olarak yetkili satıcı ailesine Tespa<br />

Ticaret’in eklendiğini belirten Atan şöyle<br />

konuştu; “Bu önemli iş birliğinin hayırlara<br />

vesile olmasını ve uzun soluklu olmasını<br />

temenni ediyoruz.<br />

DemirDöküm olarak merkezde ve ilçelerde<br />

Erzurumluların iklimlendirme ihtiyaçlarını<br />

yenilikçi ürünlerimizle karşılamaya;<br />

daha da yoğun bir şekilde devam<br />

edeceğiz” dedi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 71


“Kurumsal yaklaşımımızla,<br />

ülkemizde asansör sektörünün<br />

gelişmesine katkıda bulunuyoruz”<br />

“Köklü bir firma olarak, Türkiye’de önemli yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün Türkiye’nin en<br />

büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alan tek asansör firmasıyız. ‘Önce emniyet’ ilkesi ile<br />

kendi fabrikamızda geliştirdiğimiz ürünler ve sunduğumuz servis hizmetiyle, kullanıcıların<br />

güvenini kazandık.”<br />

Dünya çapında sadece asansör şirketleri<br />

içinde değil tüm şirketler arasında hizmet<br />

ve servis mükemmelliği noktasında piyasanın<br />

lideri konumunda olan Otis, müşterilerinin<br />

her anlamda tam güvenini kazanmayı<br />

amaç edinmiş. Otis Türkiye Genel<br />

Müdürü Özgür Aren ile şirketin son dönemdeki<br />

faaliyetleri ve sektöre dair konuştuk.<br />

Öncelikle, firmanızın kısa<br />

tarihçesiyle birlikte sizleri tanıyabilir<br />

miyiz?<br />

1865’te İstanbul’da kurulan ve 1921’den<br />

bu yana kesintisiz olarak asansör sektöründe<br />

faaliyet gösteren Türk firması Buga,<br />

1991 yılında Buga Otis (Otis Türkiye) adını<br />

aldı. Otis, 1975’te yürüyen merdiven imalatı<br />

yapan ilk firma oldu. Bugün Otis Türkiye,<br />

yılda 2.000 adet asansör ve yürüyen merdiven/yol<br />

kapasitesi ile bulunduğu bölgede<br />

önemli bir üretim üssü olarak konumlanıyor.<br />

Türkiye’nin ‘en yüksek’, ‘en hızlı’, ‘çift<br />

katlı’ ve ‘akıllı yolcu yönlendirme’ sistemine<br />

sahip asansörlerini üreten öncü bir firma<br />

olarak; yenilikçi asansörlerimizi, konut<br />

sektörünün de beklentilerini dikkate alarak<br />

geliştiriyoruz. En yüksek binalarda olduğu<br />

gibi en gözde konut projelerinde de Otis<br />

Türkiye’nin asansörleri kullanıyor.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Akmerkez, Finansbank Kristal Kule, Sabancı<br />

Center, İş Kuleleri, Kanyon, İstanbul<br />

Sapphire, Zorlu Center ve Levent 199<br />

gibi yüksek binaların yanı sıra, Türkiye<br />

genelindeki prestijli AVM’lerin ve konut<br />

projelerinin servis hizmeti Otis tarafından<br />

veriliyor. 30 yıl önce <strong>Yapı</strong> Kredi Bankası<br />

Genel Müdürlük binasının asansörleri Otis<br />

tarafından inşa edilmişken, 30 yıl sonra<br />

modernizasyon çalışmaları da yine Otis tarafından<br />

yapıldı.<br />

74<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya ne gibi<br />

farklılıklar ve avantajlar sunuyorsunuz?<br />

Otis Türkiye; ‘asansör’, ‘yürüyen merdiven’<br />

ve ‘yürüyen yol’ üretimi ile birlikte,<br />

‘montaj’ ve ‘servis’ alanındaki çalışmalarını<br />

da aralıksız sürdürüyor. Türkiye’nin<br />

en geniş servis ağıyla 5 Bölge Müdürlüğü<br />

ve Gaziantep, Trabzon ve Erzurum’da açılan<br />

Otis şubeleri ile birlikte İstanbul’daki<br />

Boğaziçi, Çekmeköy, Maltepe, Atakent,<br />

Bahçeşehir şubeleriyle kaliteli servis hizmetini<br />

en hızlı şekilde sağlıyor. Ayrıca büyük<br />

projelere servis hizmeti sağlamak için<br />

İstanbul’da ‘Majör Proje’ servis şubesini<br />

açan Otis Türkiye, dev projelere uzman bir<br />

ekiple servis hizmeti veriyor.<br />

+++Güvenlik, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik<br />

konuları çerçevesinde son dönemde<br />

ne gibi yenilikleriniz bulunmakta?<br />

Her yapının ihtiyacına özel çözümler üretmeye<br />

önem veriyoruz. Elektrik kesildiğinde<br />

dahi 100 defa daha çalışma kapasitesine<br />

sahip olan ‘Gen2 Switch’ asansörler, yüksek<br />

enerji sarfiyatı ve asansörde kalma<br />

korkusunu geride bırakıyor. Yolculuğunuza<br />

güvenle devam etmenizi sağlayan yeni nesil<br />

asansörümüz, saç kurutma makinesinden<br />

daha az enerji harcıyor.<br />

Yüksek Otis teknolojisi ile üretilen asansörlerde<br />

bulunan ReGen tahrik sistemi, tam<br />

yüklü kabinin aşağı, hafif yüklü kabinin yukarı<br />

doğru hareketi esnasında açığa çıkan<br />

elektriği şebekeye geri kazandırıyor. Böylece<br />

enerji tasarrufu yüzde 75’e ulaşıyor.<br />

Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan<br />

kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli<br />

buluyor musunuz? Daha iyisi için<br />

neler yapılmalı?<br />

Günümüzde dünya bambaşka bir yöne<br />

gidiyor ve enerji verimli ürünler önem kazanıyor.<br />

Biz de enerji verimli ünitelerimizle<br />

sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz.<br />

Otis Türkiye olarak, mühendislik uygulamalarımızı<br />

ve Ar-Ge faaliyetlerimizi genişletiyor,<br />

enerji verimli üniteler geliştirmeyi<br />

sürdürüyoruz. Şu an firmamızda çalışan<br />

sayısı 1000’e yaklaştı. İnsana yatırım yapmaya<br />

devam ediyoruz. Asansör sistemlerinde<br />

geldiğimiz son teknolojiyi en yeni<br />

projelerde hayata geçiriyoruz.<br />

Yurtiçinde ve yurtdışında eğitimlere dahil<br />

olduk, regülasyonlara hızlı uyum sağladık.<br />

Uzman ekibimizle başarılı bir dönem geçirdik.<br />

Türkiye’nin prestijli projelerine özel<br />

asansör üretimi yapmaya devam ettik.<br />

Bir projeye başlamadan önce en çok<br />

nelere dikkat edersiniz?<br />

Proje tipine göre ünitelerin adet ve özelliklerini<br />

değerlendiriyoruz. Otis mühendislerince<br />

geliştirilen özel bir logaritmaya sahip<br />

Otis Plan+ trafik analiz programımız sayesinde<br />

doğru kapasite, hız ve adet bilgisini<br />

projenin henüz dizayn aşamasında müşterimizle<br />

paylaşıyoruz. Örneğin AVM’lerin<br />

otoparka iniş katlarında çocuk arabası ve<br />

alışveriş arabası kullanılacağını öngörerek<br />

yürüyen merdiven yerine yürüyen yol öneriyoruz.<br />

Kültür sanat merkezlerinde müzik<br />

aletlerinin taşımasına elverişli büyüklükte<br />

ama aynı zamanda çok sessiz üniteler tercih<br />

ediyoruz. Yüksek katlı ofis binalarında<br />

CompassPlus Akıllı Yolcu Yönlendirme<br />

Sistemi kullanıyoruz. Bugün asansör sektörünün<br />

lideri olarak, binalardaki ulaşımı<br />

hızlandırıp kullanıcıya vakit kazandırıyoruz.<br />

‘CompassPlus’ sistemiyle de uzun asansör<br />

kuyruğuna son veriyoruz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Mühendislik uygulamalarımızı ve Ar-Ge faaliyetlerimizi<br />

daha da geliştireceğiz. Asansör<br />

sistemlerinde geldiğimiz son teknolojiyi<br />

en yeni projelerde hayata geçiriyoruz.<br />

Binalardaki ulaşımı hızlandırarak kullanıcıya<br />

vakit kazandırmaya devam ediyoruz. 1<br />

saniyede 7 metre katederek ‘Türkiye’nin<br />

en hızlı asansörü’ unvanını elde eden<br />

ve aynı kuyu içinde iki kabinin yer aldığı<br />

‘Double Deck’ asansörlerimizle ilklere<br />

imza atıyoruz. ‘Double Deck’ sistemi ile<br />

birlikte kullanıcıyı tanıyan ‘Compass’ sistemiyle<br />

de, yoğun binalarda oluşan uzun<br />

asansör kuyruğuna son veriyoruz. Bugün<br />

İstanbul’daki gökdelenlerin yoğun olarak<br />

yer aldığı Büyükdere Caddesi’ndeki yüksek<br />

binaların ve yeni inşa edilen dev projelerin<br />

çoğunda Otis asansörleri kullanılıyor.<br />

Özgür Aren / Otis Türkiye Genel Müdürü<br />

Köklü bir firma olarak, Türkiye’de önemli<br />

yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün Türkiye’nin<br />

en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde<br />

yer alan tek asansör firmasıyız. ‘Önce<br />

emniyet’ ilkesi ile kendi fabrikamızda geliştirdiğimiz<br />

ürünler ve sunduğumuz servis<br />

hizmetiyle, kullanıcıların güvenini kazandık.<br />

Kurumsal yaklaşımımızla, ülkemizde<br />

asansör sektörünün gelişmesine katkıda<br />

bulunduk. Emniyet ve performansını artırdığımız<br />

enerji verimli ürünlerimizle, en<br />

fazla asansör ihracatı yapan Türk firması<br />

olduk. Üretimimizin yüzde 25’ini ihraç<br />

ediyoruz. Öncü kimliğimizle sürdürdüğümüz<br />

çalışmalar sonucu, bugün dünya devi<br />

Otis’in Avrupa’daki en önemli 3 üretim<br />

üssünden biri haline geldik.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 75


“Misyonumuz;<br />

Kentsel yaşamın akışını geliştirmek”<br />

“Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz her projemizde, “Müşterilerimize nasıl değer katabiliriz,<br />

müşterilerimize ve çevreye nasıl daha faydalı olabiliriz?” sorularını sorarak yola çıkarız.”<br />

Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe<br />

global bir lider olan KONE, asansör, yürüyen<br />

merdiven ve otomatik bina kapıları<br />

alanında müşterilerine modern çözümler<br />

sunmakta. KONE Türkiye Genel Müdürü<br />

Haldun Ulusoy ile, müşterilerine sundukları<br />

hizmetler, genel şirket faaliyetleri ve<br />

önümüzdeki döneme dair yeni plan ve projelerini<br />

konuştuk.<br />

Öncelikle, firmanızın kısa tarihçesiyle<br />

birlikte sizleri tanıyabilir miyiz?<br />

KONE, asansör ve yürüyen merdiven sektörünün<br />

global liderlerinden biri konumunda.<br />

1910 yılında Finlandiya’da kurulmuş olan<br />

şirketimiz, yüzyılı aşkın bir süredir kendisini<br />

müşterilerinin ihtiyaçlarını anlamaya<br />

adamış bulunuyor. Şirketimiz asansörler,<br />

yürüyen merdivenler ve otomatik bina kapıları<br />

için yenilikçi ve eko-etkin çözümler<br />

sunuyor. Hedefimiz; gittikçe kentleşen bir<br />

ortamda insanların binaların içinde sorunsuz,<br />

güvenli, rahat ve bekleme olmaksızın<br />

hareket etmelerini mümkün kılan çözümler<br />

geliştirmek ve sağlamak suretiyle en iyi<br />

insan akışı deneyimini sunmak.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Avrupa’nın en büyük ve kapsamlı projesi<br />

olan Ağaoğlu Maslak 1453 projesinde<br />

KONE olarak ürünlerimizle yer alıyoruz.<br />

Bunun yanı sıra birçok otel, konut ve hastane<br />

projesinde de yer aldık ve yer almaya<br />

devam edeceğiz<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya<br />

ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

KONE Asansör olarak, inovasyona ve dolayısıyla<br />

AR-GE çalışmalarına büyük değer<br />

veriyoruz. FORBES dergisinin her sene düzenlediği<br />

dünyanın en inovatif 100 şirketi<br />

sıralamasında KONE ilk 50 firma arasına<br />

girmeyi başaran tek asansör firmasıdır ve<br />

bunu 2011 yılından beri her sene ilk 50’ye<br />

girerek tekrarlamaktadır. Bu sebeple KO-<br />

NE’nin en güçlü yanlarından birisi yenilikçi<br />

ürünler üretmesidir diyebilirim.<br />

KONE olarak, son dönemde “Erişim Çözümleri”<br />

ile sektörde adımızdan söz ettiriyoruz.<br />

İnsan erişiminde asansör, yürüyen<br />

merdiven, turnike ve kartlı geçiş sistemlerimiz<br />

ile hizmet veriyoruz. Turnike ve kartlı<br />

geçiş sistemleri, ürün yelpazemize eklendi.<br />

Günümüz teknolojisinde bu sistemler,<br />

asansöre ulaşmadan önceki durak olduğundan<br />

bir bütünlük taşıyor ve zaman yönetimi<br />

ile konfor konusunda oldukça iddialı<br />

çözümler sunuyor. Gelecek dönemde de<br />

yeni “Erişim Çözümleri” ile sektörde fark<br />

yaratmayı hedefliyoruz.<br />

IBM ile imzaladığımız anlaşma son derece<br />

heyecan verici ve en iyi insan akışı deneyimini<br />

sunmaya yönelik önemli bir adımı<br />

teşkil ediyor. Birbirine bağlı bir dünyada faaliyet<br />

gösteriyoruz ve IBM ile yaptığımız bu<br />

ortaklık sayesinde gelişmiş uzaktan arıza<br />

tespit ve öngörülebilirlik gibi yeni çözümlere<br />

sahip olmamız, müşterilerimize daha<br />

iyi hizmetler ve ekipmanlarımızı kullanan<br />

insanlar için mükemmel deneyimler sunmamız<br />

anlamına geliyor.<br />

Polaris destinasyon kontrol sistemimiz,<br />

trafik kontrol performansı ile sektöründe<br />

lider konumda. Ayrıca açık ve anlaşılır yönlendirme<br />

ve akıllı yolcu gruplandırma özellikleriyle<br />

yüksek konfor da sağlıyor. Yenilikçi,<br />

dokunmatik ekranlar ve yeni bir akıllı<br />

telefon uygulaması dahil, kullanıcı dostu<br />

ve çekici kullanıcı arayüzleri ile de dikkat<br />

çekiyor. Mevcut asansörlerin performans<br />

ve verimlilik artışını hemen sağlayacak şekilde<br />

sorunsuz ve kesintisiz modernizasyon<br />

gerçekleştiriyor.<br />

Turnike çözümlerimiz, hızlı ve konforlu<br />

erişim sağlarken, inanları doğru yöne yönlendiriyor<br />

ve entegre kart okuyucular ile<br />

erişim haklarını kontrol edebiliyor. KONE<br />

tasarım ekibi tarafından en kaliteli malzemeler<br />

kullanılarak geliştirilen turnike<br />

çözümlerimiz; erişim, esneklik ve insan<br />

akışının kontrolü konularında bilinen standartların<br />

üzerine çıkıyor. Göze hoş gelen<br />

tasarımlarıyla da modern ofis binaları, plazalar,<br />

havalimanları vb. yapıların mimari<br />

tarzını ideal şekilde tamamlıyor. Ayrıca yenilikçi<br />

özellikleriyle kullanıldığı binaları çok<br />

daha verimli hale getirerek değer katıyor.<br />

İleriki dönemlerde “KONE Residential<br />

Flow” adını verdiğimiz çözümümüz ile akıllı<br />

erişim sistemlerimizi müşterilerimizin evlerine<br />

kadar ulaştırıyor olacağız.<br />

Güvenlik, enerji verimliliği<br />

ve sürdürülebilirlik konuları<br />

çerçevesinde son dönemde ne gibi<br />

yenilikleriniz bulunmakta?<br />

KONE olarak, eko etkin teknolojilerimizle<br />

tanınıyoruz. Yenilenen asansör çözümlerimiz,<br />

sektör lideri enerji tüketim düzeylerine<br />

ek olarak %35 oranında düşüş<br />

sağlıyor. Eko etkin bir KONE asansörün<br />

takılması, binaların karbon ayak izini dü-<br />

76<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

şürebilir, enerji maliyetlerinden tasarruf<br />

edebilir ve LEED –BREEAM gibi önemli<br />

yeşil bina akreditasyonlarının alınmasına<br />

yardımcı olabilir.<br />

Bir binanın tüm enerji tüketiminin %2’si<br />

ile %10’u asansör ve yürüyen merdivenler<br />

tarafından gerçekleştirilir ve binalar<br />

dünyadaki enerji tüketiminin %40’ından<br />

sorumludur. Kent alanları büyüyüp enerji<br />

fiyatları giderek artarken, KONE’nin önündeki<br />

sorun, çevresel olarak etkin olmanın<br />

yanı sıra insan akışını da sorunsuz şekilde<br />

gerçekleştirecek binalar tasarlamaktır.<br />

Bugün satın alınan bir KONE asansör ya<br />

da yürüyen merdiven, 2050 yılına ve hatta<br />

sonrasına uzanacak bir kullanım ömrüne<br />

sahip olacak şekilde tasarlanıyor. Sistemlerimiz,<br />

binaların ekolojik ayak izini düşük<br />

tutarken, toplam maliyeti düşük tutacak<br />

enerji tasarrufu çözümlerini de içerisinde<br />

barındırıyor. Bakım ve modernizasyon servisleri,<br />

ekipmanların kullanım ömrü boyunca<br />

etkili bir şekilde çalışmasına ve estetik<br />

görünmesine yardımcı oluyor.<br />

Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan<br />

kaynağını ve teknolojik altyapıyı<br />

yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi<br />

için neler yapılmalı?<br />

Sektörde kalifiye ara eleman sıkıntısı çekiliyor.<br />

Özellikle montajda usta çırak ilişkisi<br />

ile yetişmiş elemanlar çoğunlukta. Bunu<br />

bir nebze olsun gidermek için, KONE olarak<br />

meslek liseleri ile iş birliği yapıyoruz.<br />

Samandıra Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde<br />

bir asansör ve yürüyen merdiven<br />

laboratuvarımız bulunuyor. Her sene 30’u<br />

aşkın okul öğrencisi eğitim görüyor, 10’u<br />

aşkın son sınıf öğrencisi de KONE’de 1 yıl<br />

boyunca staj yapıyor. Bizler de yeni işe aldığımız<br />

her elemanı bu eğitim merkezimizde,<br />

sahada eğiterek ve her çalışanımıza<br />

her yıl 40 saati aşkın eğitim vererek, sektöre<br />

eleman yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeni<br />

Haldun ULUSOY / KONE Türkiye Genel Müdürü<br />

çıkan yönetmelikle, her bakım teknisyeni<br />

ve montaj elemanının eğitim durumuna<br />

göre bir merkezden sertifikalandırılması<br />

ve yetkinliğinin test edilmesi gerekiyor. Bu<br />

sayede sadece yetkin elemanların sahaya<br />

çıkmasına izin veriliyor ki bu son derece<br />

olumlu bir uygulama.<br />

Sertifikasyon merkezlerinin artmasını,<br />

meslek liseleri ve meslek yüksek okullarında<br />

asansör, yürüyen merdiven bölümlerinin<br />

açılmasını, artan işsizlik oranlarının<br />

azalmasında ve sektörün kalifiye eleman<br />

ihtiyacının karşılanmasında faydalı olacak<br />

adımlar olarak görüyorum.<br />

Bir projeye başlamadan önce en çok<br />

nelere dikkat edersiniz?<br />

Şirketimizin amacı, gün geçtikçe daha çok<br />

kentleşen bir çevrede insanların sarsıntısız,<br />

güvenli ve rahat bir şekilde binalarda<br />

beklemeden hareket etmelerini sağlayan<br />

çözümler geliştirerek sunmak ve en iyi<br />

People Flow ® deneyimini sunmaktır. Misyonumuz;<br />

kentsel yaşamın akışını geliştirmek.<br />

Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz<br />

her projemizde, “Müşterilerimize<br />

nasıl değer katabiliriz, müşterilerimize ve<br />

çevreye nasıl daha faydalı olabiliriz?” sorularını<br />

sorarak yola çıkarız. Projelerimiz<br />

öncesi, projelerin tamamlanması için yeterli<br />

kaynaklarımızın olup olmadığını doğru<br />

analiz ederek, ürünlerimizi zamanında ve<br />

düzgün teslim etmeye azami gayret gösteririz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

KONE olarak, son dönemde “Erişim Çözümleri”<br />

ile sektörde adımızdan söz ettiriyoruz.<br />

İnsan erişiminde asansör, yürüyen<br />

merdiven, turnike ve kartlı geçiş sistemlerimiz<br />

ile hizmet veriyoruz. Turnike ve<br />

kartlı geçiş sistemleri, ürün yelpazemize<br />

yeni eklendi. Günümüz teknolojisinde bu<br />

sistemler, asansöre ulaşmadan önceki<br />

durak olduğundan bir bütünlük taşıyor ve<br />

zaman yönetimi ile konfor konusunda oldukça<br />

iddialı çözümler sunuyor. Gelecek<br />

dönemde de yeni “Erişim Çözümleri” ile<br />

sektörde fark yaratmayı hedefliyoruz.<br />

Asansör sektöründe birçok ürünümüzün<br />

yanı sıra farklılık yaratacak 2 ürünümüzden<br />

özellikle bahsetmek isterim. Üstün<br />

teknoloji ile donatılmış Nanospace adını<br />

taşıyan asansör çözümümüz, en dar kuyular<br />

için en büyük kabin ölçülerini müşteriye<br />

sunuyor. Asansör kuyusunun da paketin<br />

içinde olduğu yeni ürünümüz Prospace<br />

ise sadece 10 cm kuyu dibi ölçüsüne sığabiliyor.<br />

Ayrıca KONE CombiSpace adını<br />

verdiğimiz yeni bir modernizasyon ürünü<br />

geliştiriyoruz. Tasarımında kullanışlılık<br />

olan ürünümüz, ayrıca mevcut makine dairelerinin<br />

kullanılması sayesinde maliyete<br />

karşı duyarlı bir seçenek.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 77


“Her projeyi ince eleyip sık dokuruz”<br />

“Devletimizin teşviki ile tüm yeni yapı ve kurulu mimari projeler engelileri de düşünülerek<br />

dizayn ediliyor. Bu doğrultuda belediyeler , müteahhit firmalar ve bizlerin üçgenin de yeni<br />

atılımlar oluşuyor. Her yer, her mekan ve her alan engellilerin de erişebileceği yer olmalı.”<br />

Dosya<br />

Uygulama<br />

teknikleriniz ve<br />

kullanmış olduğunuz<br />

ürünler açısından<br />

inşaat firmalarına<br />

ve son kullanıcıya<br />

ne gibi farklılıklar<br />

ve avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

Hali hazırda sürdürdüğümüz<br />

engelli asansörü<br />

üretimimize, yurt dışından<br />

ithal ettiğimiz koltuk<br />

merdiven asansörlerini<br />

ekledik. Bu asansörler<br />

sayesinde mimari dar<br />

Doğan Hüseyin Kazan<br />

Nur Asansör Sistemleri Genel Müdürü<br />

alanlardan erişmesi<br />

mümkün olmayan yerlerde<br />

de bu hizmetlere yer vermeye başladık. Dolayısıyla inşaat firmalarının<br />

sıklıkla arzu ettiği kibar ve az maliyetli çözümleri kendilerine<br />

sunmuş olduk. Nur Asansör olarak bu bakış açısıyla tüm alanlarda<br />

mimari anlamda bazı dezavantajlı olan bölgelere müdahale edebiliyoruz.<br />

İnşaat firmalarını da bu ölçüde epey rahatlattğımızı düşünüyoruz.<br />

Kurulduğu günden bu yana kaliteden ödün vermeden profesyonel iş<br />

ahlakı ile engelli asansör kurulumu ve tamiri alanında hizmet veren<br />

Nur Asansör, engelli vatandaşlarımız için doğru tespit yapıp, konforlu<br />

ve kaliteli bir asansör hizmeti sunmakta. Nur Asansör Sistemleri<br />

Genel Müdürü Doğan Hüseyin Kazan ile ülkemizde maalesef gerektiği<br />

kadar önemi görememiş olan bu spesifik alanda gerçekleştirdikleri<br />

faaliyetler üzerine konuştuk.<br />

Öncelikle,firmanızın kısa tarihçesiyle birlikte sizi<br />

tanıyabilir miyiz?<br />

2015 sene itibari ile engelli asansörleri sistemleri ve erişilebilirlik<br />

üzerine faaliyetlerimiz başladı.Kısa vadede büyük işler ve projeler<br />

üstlendik. Genç ,dinamik ve kararlı yapımız sayesinde tüm projelerin<br />

altından azmimizle çıktık. Nur Asansör olarak bu dinamik yapıyı<br />

tecrübe ile birleştirerek daha iyi bir geleceğe adım atma arzusundayız.<br />

Birkaç örnekle üstlenmiş olduğunuz projelerinizden biraz<br />

bahseder misiniz?<br />

Yurt genelinde birçok projeye imza attık. Bu projelerin tamamından<br />

alnımızın akıyla çıkmayı başardık. Bütün yurt genelinde devam eden<br />

SSK-SGK yenileme çalışmaları bu projelerin başında gelmektedir.<br />

Onlarca asansör ve platform yenilemeleri ve tedariğini karşılayan<br />

Nur Asansör daha birçok farklı projeye de imza atmıştır.<br />

Güvenlik, enerji verimliliği ve sürdürebilirlik konuları<br />

çerçevesinde son dönemde ne gibi yenilikleriniz<br />

bulunmakta?<br />

Basit bir dille ifade edecek olursak kullanılan motorların elektrik<br />

tüketiminde epey bir yol katettik. Daha sonra motorlarda kullanılan<br />

380 V tritaze elektriği 220 V monotaze elektriğe çevirerek bu konuda<br />

büyük bir adım attığımızı düşünüyoruz. Ülke ekonomisine de<br />

büyük bir katkıda bulunduğumuzu bilmekteyiz. Ürünlerimizin hepsi<br />

güvenlik paketleridir. Bu sayede refleksleri düşük olan vatandaşlarımızında<br />

güvenliğini sağlamayı Nur Asansör olarak vazife ediniyoruz.<br />

Bu bağlamda üstümüze düşeni yapmaya devam ediyoruz.<br />

Bir projeye başlamadan önce en çok nelere dikkat<br />

edersiniz?<br />

Bize gelen projelerin tamamı mimar ve mühendis arkadaşlarımız<br />

tarafından itina ile inceleniyor. Bazı mimari problemler olan yerlere<br />

küçük dokunuşlarla daha kolay hale getiriyoruz. Bizim için önemli<br />

olan projenin onaylarının ve evraklarının tam olmasıdır. Hata kabul<br />

etmeyen bir sektör olduğu için her projeyi ince eleyip sık dokuruz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz ne<br />

doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Devletimizin teşviki ile tüm yeni yapı ve kurulu mimari projeler engelileri<br />

de düşünülerek dizayn ediliyor. Bu doğrultuda belediyeler,<br />

müteahhit firmalar ve bizlerin üçgenin de yeni atılımlar oluşuyor.<br />

Her yer, her mekan ve her alan engellilerin de erişebileceği yer<br />

olmalı. Bu doğrultuda yeni yılla beraber kanuni zorunluluk haline<br />

gelecek mimari yapıların dönüşmesini doğru buluyoruz. Bu konuda<br />

devletimize minnettarız. Çünkü artık engellileri de düşünen doğru<br />

bir politika izleniyor.<br />

78<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


“Türkiye genelinde prestijli projelere<br />

imza atıyoruz”<br />

“Mitsubishi Electric Asansör olarak amacımız; Dünya’nın en büyük asansör firması olmak<br />

veya en çok asansörü satan firması olmak değil, Dünya’nın en kaliteli asansör üreticisi<br />

unvanını bu sektörde faaliyet gösterdiğimiz zaman boyunca elimizde tutmaktır.”<br />

yürüten Eta Melco Dış Ticaret Ltd. Şti. olarak,<br />

Mitsubishi Electric Asansör ve Yürüyen<br />

Merdiven Sistemleri’nin Türkiye’deki<br />

tek yetkili temsilcisi konumundayız. 1988<br />

yılında İstanbul’da kurulan şirketimiz Eta<br />

Melco Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin Ankara<br />

temsilcilik ofisi 2002 yılında, Antalya ofisi<br />

2006’da ve İzmir ofisi 2016’da hizmete<br />

girdi. Merkez ofisimiz ve temsilciliklerimizin<br />

yanı sıra Bursa’da bulunan teknik ofisimizle<br />

birlikte Türkiye genelinde prestijli<br />

projelerin asansör ve yürüyen merdiven<br />

projelerine imza atıyoruz.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

<strong>2017</strong> yılı içerisinde almış olduğumuz projelerin<br />

birkaçından bahsedersek; İstanbul<br />

Şehir Üniversitesi, Ankara Söğütözü<br />

Residence, Elite World Hotel Asia, Nisa<br />

Hastanesi, Bulgurlu İş Merkezi, Acıbadem<br />

Maslak Etap 2 Hastane Projesi, Avrupa<br />

Konutları Kale 2 gibi konut, sağlık, otel ve<br />

hastane sektörünün öncü projelerinde yer<br />

almaktayız.<br />

Japonya’nın en büyük asansör ve yürüyen<br />

merdiven üreticilerinden biri olarak bugüne<br />

kadar birçok ilke imza atan Mitsubishi<br />

Electric, dünya genelinde pek çok farklı<br />

sektöre yönelik ürünler üretmektedir. Ülkemizde<br />

ise Mitsubishi Electric Corporation<br />

ortaklığı ile kurulan Eta Melco Elevator<br />

CO LLC’ nin Türkiye operasyonlarını yürüten<br />

Eta Melco Dış Tic. Ltd. Şti. Mitsubishi<br />

Electric Asansör ve Yürüyen Merdiven<br />

sistemlerinin tek yetkili temsilci konumundadır.<br />

Eta Melco Dış Tic. Ltd. Şti. Genel<br />

Müdür Yardımcısı H. Avni BEZMEZ ile geliştirdikleri<br />

sistemler, Türkiye’deki faaliyetleri<br />

ve sektöre dair konuştuk.<br />

Öncelikle, firmanızın kısa<br />

tarihçesiyle birlikte sizleri tanıyabilir<br />

miyiz?<br />

1930’lardan bu yana asansör ve yürüyen<br />

merdiven sektörünün gelişimine yüksek<br />

katma değer sağlayan markamız; konfor,<br />

güvenlik ve dizayn konularındaki yenilikleriyle<br />

öne çıkıyor. Sektöre kazandırmış<br />

olduğumuz yeniliklere örnek olarak; Mitsubishi<br />

Electric’e özgü bir mühendislik<br />

harikası olan spiral yürüyen merdiveni, ilk<br />

zigzag asansörü, Yokohama Tower’ın saniyede<br />

12,5 metreyle Guinness Rekorlar<br />

Kitabı’na giren yüksek hızlı asansörünü<br />

verebiliriz. Bu örneklere; dünyanın ilk tristör<br />

ile kontrol edilen asansörü, “değişken<br />

voltaj değişken frekans” teknolojisinin<br />

icadı ve bu teknolojinin ana tahrik motorlarına<br />

ve kapı motorlarına da uygulanması<br />

gibi pek çok madde eklemek mümkün.<br />

Mitsubishi Electric Corporation ortaklığıyla<br />

kurulan Eta Melco Elevator CO LLC ise<br />

asansör ve yürüyen merdiven alanında uzman,<br />

global bir kuruluş olarak faaliyet gösteriyor.<br />

Dünyanın önde gelen mimarlık ve<br />

inşaat şirketleriyle işbirliği yaparak otel,<br />

çarşı, iş merkezi gibi büyük ve görkemli<br />

yapılara asansör ve yürüyen merdiven<br />

sistemleri tesisi gerçekleştiren Eta Melco<br />

Elevator CO LLC, aynı zamanda bakım ve<br />

danışmanlık hizmeti de veriyor. Merkezi<br />

Dubai’de bulunan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde<br />

24 temsilcilik ofisi bulunan Eta<br />

Melco Co LLC’nin Türkiye operasyonlarını<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya ne gibi<br />

farklılıklar ve avantajlar sunuyorsunuz?<br />

İnşaat firmaları ile proje aşamasında çalışmaya<br />

başlıyoruz ve süreç boyunca çözüm<br />

odaklı bir yaklaşım sergiliyoruz. Projelerin<br />

başlangıcından sonuna kadar asansör,<br />

yürüyen merdiven ve yürüyen bant sistemlerinin<br />

dizayn, tesis/montaj, bakım ve diğer<br />

tüm teknik hizmetleri konusunda tüm<br />

sorumluluğu üstlenerek yüksek kalitede<br />

hizmet sunuyoruz. Dünyada pek çok ilke<br />

imza atarak sektöre öncülük eden Mitsubishi<br />

Electric’in ileri teknolojisiyle dizayn<br />

edilen yenilikçi ve çevreci asansörlerimizle<br />

inşaat firmalarının projelerine katma değer<br />

sağlıyoruz. Dolayısıyla inşaat firmaları,<br />

tüm proje süreci boyunca kesintisiz ve<br />

doğru bilgiler ışığında almış olduğu hizmet<br />

ve nitelikli ürünler sayesinde çalışmalarına<br />

sağlıklı bir şekilde devam edebiliyor.<br />

Güvenlik, enerji verimliliği<br />

ve sürdürülebilirlik konuları<br />

çerçevesinde son dönemde ne gibi<br />

yenilikleriniz bulunmakta?<br />

Asansör, yürüyen merdiven ve yürüyen<br />

80<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

bant sistemlerinin satış, montaj, bakım ve<br />

servis alanlarında hizmet veriyoruz. Kalite<br />

politikamız kapsamında müşterilerimize,<br />

hizmet verdiğimiz her alanda en üst seviyede<br />

kalite, güvenlik ve konforu taahhüt<br />

ediyoruz. Mitsubishi Electric’in ileri teknolojisiyle<br />

üretilen inovatif ürünlerimizi,<br />

uzman kadromuzun danışmanlık, montaj<br />

ve bakım konularındaki deneyimiyle birleştirerek<br />

yüksek müşteri memnuniyeti sağlıyoruz.<br />

Asansörlerde VVVF Invertör kontrol<br />

teknolojisini başarıyla geliştiren ilk firma<br />

konumundayız.<br />

Teknoloji öncüsü Mitsubishi Electric’in,<br />

Original Expert System ve Fuzzy-Logic teknolojisini<br />

kullanarak geliştirdiği Supervisory<br />

System, operasyonda verimlilik sağlıyor<br />

ve kullanıcı memnuniyetini artırıyor.<br />

Asansörlerimizde kullandığımız özel bir<br />

tasarım olan Al Supervisory System sayesinde,<br />

mevcut trafik akışı sistem bilgisayarında<br />

hafızaya alınarak bekleme süreleri<br />

ve enerji sarfiyatı minimuma indiriliyor, sorunsuz<br />

servis hizmeti sağlanıyor. Endüksiyon<br />

motorlarını, yüksek verimli sabit manyetik<br />

alan teknolojisine sahip motorlarla<br />

değiştirerek bir ilke imza atan ve sektöre<br />

öncü olan Mitsubishi Electric, bu teknoloji<br />

sayesinde daha küçük ve daha az enerji<br />

harcayan dişlisiz tahrik mekanizmaları geliştirdi.<br />

En önemli özelliklerimizden biri de<br />

asansörlerimizin sahip oldukları ileri teknoloji<br />

sayesinde yaklaşık 20-25 sene boyunca<br />

modernizasyona ihtiyaç duymuyor<br />

olması. Asansörlerimizin üretimi, nakliyesi<br />

ve yerinde montaj aşamalarının tümünde<br />

çevreye duyarlı bir şekilde hareket ediyoruz.<br />

Mitsubishi Electric asansörlerinde<br />

sabit manyetik alan teknolojisine sahip<br />

dişlisiz motorlar kullanıldığı için yağlama<br />

minimize edilmiş oluyor. Asansörlerin<br />

belirli bir süre çağrı almaması durumunda<br />

aydınlatma ve fanlar otomatik olarak<br />

kapatılıyor, kat gösterge aydınlatmaları<br />

bir kademe düşürülüyor. Kabin içerisinde<br />

yanlış çağrı butonuna tekrar basılması<br />

durumunda çağrı iptal edilip asansörün<br />

gereksiz yere durması önleniyor. Asansör<br />

tavanlarında LED aydınlatma kullanılarak<br />

hem tasarruf sağlanıyor hem de aydınlatma<br />

maliyetleri minimuma indiriliyor.<br />

Enerji tasarrufu açısından önem taşıyan<br />

tüm bu özellikler, sahip olduğumuz çevreci<br />

yaklaşımı özetliyor. Az enerji harcayan<br />

çevreye duyarlı asansörlerimiz sayesinde<br />

aynı zamanda işletme maliyetlerinin azaltılmasına<br />

ve ülke ekonomisine de katkıda<br />

bulunuyoruz.<br />

Asansörlerimiz rejeneratif (frenleme enerjisinin<br />

geri kazanımı) özelliği sayesinde,<br />

ısı enerjisinin bina elektrik şebekesine<br />

kullanılabilir enerji olarak geri verilmesine<br />

imkan tanıyor. Bu sistem ile yüzde 35’e<br />

varan oranlarda enerji tasarrufu yapılarak<br />

yılda yaklaşık 1.400 kg CO2 salımı azaltılabiliyor.<br />

Dünyanın tek spiral yürüyen merdiven<br />

üreticisi olan Mitsubishi Electric, dikey<br />

taşımacılık sektöründe de lider markalardan<br />

biri konumunda. Geleneksel ve özel<br />

yapım düz yürüyen merdivenlerden spiral<br />

yürüyen merdivenlere kadar farklı ürünler<br />

geliştiren bir marka olarak, sistemlerimizde<br />

en yüksek güvenilirlik, dayanıklılık ve<br />

emniyetle birlikte işletim etkinliği sağlayan<br />

yenilikçi mühendislik uygulamaları ve<br />

enerji verimli teknolojiler kullanıyoruz.<br />

Dünya genelinde dikkat çeken ileri teknolojimizin<br />

yanı sıra Türkiye’de de hizmet<br />

yeterliliğini Türk standartlarına göre kanıtlayıp<br />

belgelendirmiş bir firmayız. Şirket<br />

yönetimimizi uluslararası standartlar doğrultusunda<br />

standardize ederek ISO 9001<br />

Belgesi almaya hak kazandık. Son olarak<br />

ise uluslararası arenada kabul görmüş İş<br />

Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi Standardı<br />

OHSAS 18001 ve Uluslararası Çevre Yönetimi<br />

Standardı ISO 14001 belgelerini<br />

aldık. Şirket vizyonumuz çerçevesinde, ülkemiz<br />

ve insanımıza verdiğimiz değerin bir<br />

ifadesi olan bu standartlara bağlı kalarak<br />

faaliyetlerimize devam ediyoruz.<br />

Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan<br />

kaynağını ve teknolojik altyapıyı<br />

yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi<br />

için neler yapılmalı?<br />

Türkiyede asansör sektöründe nitelikli<br />

eleman problemi uzun yıllardır yaşanan bir<br />

gerçek. Asansör sektörü çok tehlikeli işler<br />

sınıfında. Bu sebeple istihdam edilen personelin<br />

sertifikasyonu gerekli. Teknolojik<br />

altyapı olarak ta belli kategorilerde üretim<br />

yeterli olsa da gelişimi için üretim yapan<br />

firmaların Ar-Ge harcamalarını arttırmaları<br />

gerekiyor.<br />

H. Avni BEZMEZ<br />

Nitelikli eleman problemi ise Asansör sistemleri<br />

Mesleki ve Teknik Liselerinin arttırılması<br />

ile olabilir. Bu konuda da Asansör<br />

derneklerinin bazılarının önemli ve yapıcı<br />

çalışmalarını medyadan öğrenmek mutluluk<br />

verici. Ancak bunlarının sayısının daha<br />

da arttırılması gerekiyor.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz<br />

ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız<br />

olacak mı?<br />

Mitsubishi Electric Asansörlerinin sürekli<br />

gelişen ileri teknolojisi ile yeni ürünler ve<br />

sistemler kullanıcıların hizmetine sunulmaktadır.<br />

Önümüzdeki yıllar için yeni ürün<br />

ve sistemler tasarım ve geliştirme aşamasında<br />

olup bunlar ile ilgili duyurular daha<br />

sonra yapılacaktır.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Mitsubishi Electric Asansör olarak amacımız;<br />

Dünya’nın en büyük asansör firması<br />

olmak veya en çok asansörü satan firması<br />

olmak değil, Dünya’nın en kaliteli asansör<br />

üreticisi unvanını bu sektörde faaliyet<br />

gösterdiğimiz zaman boyunca elimizde<br />

tutmaktır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 81


“Çevreye zararlı hiçbir malzeme<br />

üretimin hiçbir noktasında kullanılmıyor”<br />

“En çok dikkat ettiğimiz, kişinin ihtiyacını tam olarak anlayıp anlamadığımız ve doğru ürünü<br />

sunup sunamadığımız. Sonrasında ise güvenlik ve kişinin konforu geliyor.”<br />

LiftArt isminden de anlaşılacağı gibi asansör<br />

sistemleri konusunda uzmanlaşmış,<br />

almış olduğu işleri asansör sanatı olarak<br />

gören ve sanatçı titizliğinde çalışan bir firma<br />

konumunda. Liftart Asansör ve Kaliteli<br />

Yaşam Sistemleri Genel Müdürü Serdar<br />

Süreyya ile dosya konumuz çerçevesinde<br />

röportaj çalışması gerçekleştirdik. “Ürettiğimiz<br />

ve sattığımız tüm ürün ve hizmetler<br />

ile insanların yaşamlarını daha konforlu<br />

hale getirmek istiyoruz” diyen sayın Süreyya,<br />

tüm insanların ve engellilerin yaşam<br />

standartlarının yükseltilmesi için çalışmalarına<br />

devam edeceklerinin altını çiziyor.<br />

Öncelikle, firmanızın kısa<br />

tarihçesiyle birlikte sizleri tanıyabilir<br />

miyiz?<br />

Şirketimiz 1958 den beri taşıma, kaldırma<br />

ve istifleme konularında uzmanlaşmıştır.<br />

Merdiven kullanmakta zorlanan kişiler için<br />

katlar arası seyahati kolaylaştırıcı metotlar<br />

sunmaktayız. Bu konudaki çözümlerimiz<br />

kullanıcılar ihtiyaçları doğrusunda<br />

şekillenmektedir; dikey çalışan asansör<br />

yani ev asansörü, merdivenler için merdiven<br />

asansörü, birkaç basamaklık kot farkı<br />

olan yerler için de sahne asansörü çözümlerini<br />

sunmaktayız. 2004 yılında Hollandalı<br />

merdiven asansörü konusunda dünya<br />

devlerinden Handicare firmasının Türkiye<br />

Temsilcisi, <strong>2017</strong> yılının başında da Avrupa’nın<br />

en büyük engelli asansörü üreticisi<br />

olan İtalyan Vimec firmasının Türkiye Ana<br />

Temsilcisi olduk.<br />

Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />

projelerinizden biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Öncelikle merdiven asansörü konusunda<br />

birçok ünlü iş adamı, sanatçı, milletvekili<br />

ve kurumlara koltuklu merdiven asansörü<br />

ve engelli platformu ile engelli asansörü<br />

montajı yaptık. Bunların içerisinde Enka Holding’den<br />

tutunda, Alman Hastanesi, Tiyatro<br />

Sanatçısı Ahmet Gülhan, ünlü besteci Mustafa<br />

Sağyaşar gibi birçok ismi bilinen kişiler<br />

var, burada hepsinin ismini veremiyorum,<br />

bazıları isimlerinin gizli kalmasını istiyorlar.<br />

Ayrıca birçok belediye, valilik, kaymakamlık,<br />

müze gibi kuruluşlar da var. Örnek vermek<br />

gerekirse Edirne Valiliği, Çorum Valiliği, Çorum<br />

Kaymakamlığı, Kadir Has Müzesi, Harbiye<br />

Askeri Müze vs.<br />

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />

olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />

firmalarına ve son kullanıcıya<br />

ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

En önemli ve farklı olduğumuz nokta,<br />

asansör sistemlerimizin dünyadaki en<br />

gelişmiş sistemler olması, arıza riskinin<br />

82<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

çok çok az olması, diğer markalardan en<br />

az 2 kat uzun ömürlü olması ve sorunsuz<br />

çalışması. Örneğin diğer markaların asansörlerinde<br />

1 adet sürüş motoru yani ana<br />

motor bulunurken bizde 2 adet ana motor<br />

vardır. Bunu yedek motor gibi düşünmeyin,<br />

2 motor senkronize çalışıyor ama her<br />

birisi %50 randımanla çalışıyor. Böylece<br />

motorlar hiçbir zaman yorulmuyor, kapasiteleri<br />

düşmüyor ve uzun ömürlü oluyorlar.<br />

Ve en önemlisi de bunun için fark ücreti<br />

ödemiyorsunuz. Yani şöyle düşünün 1500<br />

motor araba yerine 3000 motor araba alıyorsunuz<br />

ve aynı parayı ödüyorsunuz. Üstelik<br />

harcadıkları enerji de aynı. Böylece<br />

sistemimiz diğer markalardan çok daha<br />

fazla tercih ediliyor.<br />

Güvenlik, enerji verimliliği<br />

ve sürdürülebilirlik konuları<br />

çerçevesinde son dönemde ne gibi<br />

yenilikleriniz bulunmakta?<br />

Çevreye zararlı hiçbir malzeme üretimin<br />

hiçbir noktasında kullanılmıyor. 9000, IP,<br />

CE, EN, EMT gibi belgelerimiz mevcut. Bu<br />

belgeler periyodik olarak yenilenmektedir.<br />

Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan kaynağını<br />

ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor<br />

musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı?<br />

Her asansör firmasında çalışan montörler,<br />

teknik servis personelleri kısa zaman<br />

çalıştıktan sonra ayrılıp kendi başlarına iş<br />

yapmaya çalışıyorlar. Bu da yapılacak işin<br />

ve hizmetin kalitesini düşürüyor. Çünkü<br />

yeterli eğitimleri, tecrübeleri yok. Ve bazı<br />

arkadaşların vergi mükellefi olmadıklarını<br />

da duyuyoruz.<br />

Bir projeye başlamadan önce en çok<br />

nelere dikkat edersiniz?<br />

En çok dikkat ettiğimiz, kişinin ihtiyacını<br />

tam olarak anlayıp anlamadığımız ve doğru<br />

ürünü sunup sunamadığımız. Sonrasında<br />

ise güvenlik ve kişinin konforu geliyor.<br />

Montajın düzgün ve kaliteli yapılmasını ise<br />

hiç bahsetmiyorum bile; bu zaten olmazsa<br />

olmaz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Merdiven asansörü ve engelli asansörü<br />

sektöründe iyi bir ismimiz var ve sektördeki<br />

payımızı her geçen gün arttırıyoruz. Bayi<br />

ağımız genişlemekte ve fiyatlarımız makul<br />

seviyede. Dolayısı ile satış hedeflerimize<br />

çabuk ulaşıyoruz ve yeni hedefler belirliyoruz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Bize bu fırsatı verdiğiniz için öncelikle<br />

size teşekkür ederim. Özellikle koltuklu<br />

merdiven asansörü ülkemizde yeni yeni<br />

tanınmaya başladığı için engelli asansörü<br />

gibi düşünülüyor, buradaki engelli<br />

kelimesinin sakat anlamında kullanıyorum.<br />

Oysa engel kelimesi çok geniştir,<br />

yaşlılık, spor yaralanmaları, fiziksel geçici<br />

rahatsızlıklar da insanın önünde bir<br />

engeldir ve bazıları sırf engelli denmesin<br />

diye bu tip asansörleri satın almak istemiyorlar.<br />

Ve aslında engellerine engel<br />

katıyorlar. Bu sebeple merdiven asansörünü<br />

engelli asansörü gibi düşünmemek<br />

gerekli. Bu konunun iyice anlaşılması ve<br />

özümsenmesi gerekir.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 83


“Epson olarak son derece iddialıyız”<br />

“Mimari çizimlerde, projelerde en önemli konular detay hakimiyeti ve renk ayrımları.<br />

Baskıda maksimum hassasiyet gerekli. Epson olarak geniş format yazıcılarımızdan bu<br />

sektöre uygun ve oldukça tercih edilen birçok modelimiz var.”<br />

Ersel Şamiloğlu / Epson Türkiye Pro-Grafik Kanal Müdürü<br />

Ev tipi yazıcılardan geniş format yazıcılara,<br />

POS’tan kurumsala uzanan ciddi bir<br />

ürün gamına sahip olana Epson, satış<br />

sonrası hizmetlerde de fazlasıyla iddialı.<br />

Epson Türkiye Pro-Grafik Kanal Müdürü<br />

Ersel Şamiloğlu’na Epson hakkında merak<br />

ettiklerimizi sorduk.<br />

Firmanızın genel faaliyetleri ve<br />

Türkiye’deki tarihçesi hakkında<br />

kısaca bilgi verir misiniz?<br />

Epson merkezi Japonya’da bulunan, inovasyon<br />

odaklı bir teknoloji devi aslında.<br />

Dünya genelinde 72 bine yakın istihdam<br />

ve AR-GE’ye günde ortalama 1.3 milyon<br />

$ ayrılıyor olması büyüklüğümüzün altını<br />

çizecek verilerden sadece ikisi. Şirketimiz<br />

mürekkep püskürtmeli ve dijital baskı<br />

sistemlerinden 3LCD projeksiyonlara,<br />

akıllı gözlüklerden endüstriyel robotlara<br />

kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor.<br />

Türkiye’de özellikle odaklandığımız ana<br />

ürün gruplarımız tüm yazıcı çözümlerimiz<br />

ki ev tipinden geniş formata, POS’tan<br />

kurumsala uzanan ciddi bir yelpaze söz<br />

konusu, projeksiyonlar ve tarayıcılar.<br />

Türkiye ofisimiz 2000 yılından bu yana<br />

faaliyette. Bizim yapılanmamızda ürünlerimiz<br />

distribütörlerimiz ve bayilerimiz üzerinden<br />

satılmakta. Uzun süreye dayalı ve<br />

güçlü bir ağımız var. Değinmek istediğim<br />

bir konu da satış sonrası hizmetler.<br />

Ürünlerinizin ihtiyaçları karşılayacak kalitede<br />

ve son teknolojide olması elbette<br />

ki ana şart ancak satış yapıldıktan sonra<br />

da müşterinizin yanında olmalısınız. Bizim<br />

satış sonrası teknik servis ağımız da<br />

oldukça güçlü ve elbette kullanıcılarımız<br />

için son derece büyük avantaj.<br />

86<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Yeni nesil ürünlerinizden örnekler<br />

verebilir misiniz?<br />

Bizim ana hedefimiz sürekli gelişen ve<br />

değişen ihtiyaçlara bire bir cevap verebilmek.<br />

Dolayısıyla sürekli yeni ürün geliştiriyoruz.<br />

Geniş format yazıcı tarafını<br />

ele alırsak eğer Epson olarak bu alanda<br />

signage ve tekstil baskı olmak üzere iki<br />

ana segmentte ürünlerimiz mevcut. Son<br />

yeniliklerden birkaç örnek vermek gerekirse<br />

tekstil tarafında geniş format yazıcı<br />

modellerimizden SC-F2000’i tamamen yeniledik.<br />

Bu sayede 27 saniyede 1 t-shirt<br />

üretmek mümkün şimdi. Dış mekan baskı<br />

ve yapı malzemeleri tarafında Epson geniş<br />

format yazıcıların kalitesi ve yapabildikleri<br />

ise yine oldukça ayrıştırıcı. Dış mekan<br />

baskıda laminasyon gerekmeksizin 3 yıl<br />

kalıcılık garantisi veren SC-S40610, SC-<br />

S60610 ve SC-S80610 modelimiz var<br />

mesela. Veya tek bir makineyle neredeyse<br />

bir dekorasyon merkezi açabilecek kadar<br />

fazla ürün üretebilirsiniz. Misal ahşaba,<br />

seramiğe, mermere vb. aklınıza gelebilecek<br />

birçok malzemenin tasarıma dökülmüş<br />

hali transfer baskı tekniği ile bizim<br />

F6200, F7200 ve F9200 modellerimizle<br />

yapılabiliyor.<br />

Mimarlık ve mühendislik ofislerinin<br />

tercih ettiği ürünleriniz hangileri?<br />

Mimari çizimlerde, projelerde en önemli<br />

konular detay hakimiyeti ve renk ayrımları.<br />

Baskıda maksimum hassasiyet gerekli.<br />

Epson olarak geniş format yazıcılarımızdan<br />

bu sektöre uygun ve oldukça tercih<br />

edilen birçok modelimiz var. SC-T3200<br />

SC-T5200 ve SC-T7200 serileri uygun örnekler<br />

olacaktır. Bu sektörde fotoğraf baskısı<br />

da bir o kadar önemli malum ve Epson<br />

olarak bu alanda da son derece iddialıyız.<br />

<strong>Yapı</strong> Sektörüne özel sunmuş<br />

olduğunuz çözümler nelerdir?<br />

<strong>Yapı</strong> sektörü çok geniş bir alan. Burada<br />

son dönemin yükselen trendi olan ‘kişiselleştirilmiş<br />

tasarım ve baskı’ konusuna<br />

değinmek isterim. İnsanlar kitlesel üretim<br />

mamullerini elbette halen kullanıyor ancak<br />

herkes kıyafetinde, evinde, ofisinde<br />

kendisine özel üretilmiş, farklı ürünler arıyor.<br />

Mesela evinizin banyosunu ele alalım.<br />

Banyonuzun bir duvarının en sevdiğiniz<br />

manzara resmiyle, istediğiniz ölçülerdeki<br />

seramikle donatılması artık mümkün.<br />

Veya çocuğunuzun odasındaki gardrobun<br />

kapağını kendi yaptığı bir resimle tamamen<br />

kaplayıp farklılaştırabilirsiniz. Oturma<br />

grubunuzun döşemelerini, yastıklarınızı,<br />

perdelerinizi ve duvar kâğıtlarınızı Epson<br />

yazıcıların sahip olduğu üstün baskı teknolojileri<br />

sayesinde rahatlıkla yaratabilir,<br />

yani kişiye özel dediğimiz baskıları yapı<br />

sektöründe de uygulayabilirsiniz Epson<br />

olarak geniş format yazıcılarımızla bu konuda<br />

oldukça iddialıyız.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 87


Dosya<br />

Konica Minolta,<br />

‘Printtek <strong>2017</strong>’de yepyeni bir vizyon sundu<br />

04 - 08 Ekim tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenen Printtek <strong>2017</strong> Fuarı’na katılan Konica<br />

Minolta, baskı profesyonellerinin ihtiyaçlarına yönelik en yeni donanım ve yazılım çözümlerini<br />

tanıttı. Yeni ürünlerin lansmanını yapan Konica Minolta standına ilgi yoğun oldu.<br />

Lansmanı yapılan yüksek üretim kapasitesi<br />

ve renk tutarlılığı ile öne çıkan AccurioPress<br />

C6100 ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği<br />

ürünlerden biri oldu. Entegre Color Care<br />

ünitesi ile gerçek zamanlı otomatik renk yönetimi<br />

ve ön-arka baskı düzeltme gibi özellikleri<br />

olan cihaz,<br />

ofsete yakın baskı kalitesine sahip.<br />

350 gsm dubleks baskı özelliğine sahip<br />

AccruioPrint C2070 ise tek geçiş çift taraflı<br />

tarama, USB’den yazdırma ve USB’ye<br />

tarama özelliği ile ürün gamındaki diğer<br />

cihazlardan farklılaştı. Fogra sertifikasına<br />

sahip AccruioPrint C2070 yüksek hacimli<br />

iş yüküne sahip profesyonellerin beğenisini<br />

kazandı.<br />

Konica Minolta standında lansmanı yapılan<br />

bir diğer cihaz, dakikada 136 sayfa baskı<br />

hızına sahip AccurioPress 6136 oldu. Ürün<br />

özellikle yüksek hacimli siyah beyaz üretim<br />

yapan profesyoneller için ideal bir çözüm<br />

sunuyor.<br />

Kuru toner tabanlı, geniş format, plan kopya<br />

ve poster baskıları için siyah beyaz ve renkli<br />

dijital baskı sistemi olan, yüksek üretkenlik<br />

sunan KIP 860 da stantta yer alarak cazip<br />

işletme maliyeti ile dikkat çekti.<br />

Lansmanını geçen sene yaptığı bizhub PRO<br />

958 de stantta yer alan bir diğer ürün oldu.<br />

Giriş seviyesi veya daha düşük hacimli fotokopi<br />

ve çoğaltma işleri için uygun bizhub<br />

PRO 958’e uygun maliyeti nedeniyle özellikle<br />

kopyalama merkezleri rağbet etti.<br />

88<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Türkiye inovasyonun üssü oluyor<br />

Fujifilm Ortadoğu ve Türkiye başkanı Jun Hiuchi: “Kazakistan’dan Güney Afrika’ya uzanan ve<br />

Ortadoğu’yu da kapsayan geniş coğrafyada, potansiyelinden dolayı İstanbul’u inovasyonun<br />

merkezi olarak konumlandırdık.”<br />

Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden<br />

Fujifilm, fotoğraftan medikale, grafik<br />

sistemlerden endüstriyel ürünlere kadar<br />

uzanan teknolojik alt yapısını girişimcilere<br />

açıyor. Yıllık global cirosunun yüzde 7’sini<br />

AR-GE’ye ayıran Fujifilm, Japonya, Amerika,<br />

Hollanda, İspanya ve İngiltere’den<br />

sonra altıncı ‘Açık İnovasyon Merkezi’ni<br />

İstanbul’da hayata geçirdi.<br />

Fujifilm’in İstanbul merkez binasında faaliyet<br />

gösterecek olan “Açık İnovasyon<br />

Merkezi”nin açılışı önceki gün yapıldı. Fujifilm<br />

Ortadoğu ve Türkiye Başkanı Jun Higuchi’nin<br />

ev sahipliğinde gerçekleştirilen<br />

davete Bağcılar Belediye Başkanı Lokman<br />

Çağırıcı, İstanbul Ticaret Odası ve Sağlık<br />

Bakanlığı yetkilileriyle farklı üniversitelerden<br />

üst düzey yetkililer katıldı. Konuklara,<br />

Jun Higuchi, Fujifilm Türkiye Genel Müdürü<br />

Cengiz Metin ve Fujifilm Avrupa İnovasyon<br />

Merkezi Direktörü Sander Vermeulen tarafından<br />

Açık İnovasyon Merkezi’nin faaliyetleri<br />

hakkında bilgi verildi.<br />

TÜRKİYE 15 ÜLKENİN YÖNETİM<br />

MERKEZİ<br />

Başarılı çalışmalar nedeniyle daha önce<br />

Kazakistan, Özbekistan ve Azerbaycan’ın<br />

da içinde bulunduğu 15 ayrı ülkenin yönetim<br />

merkezi olan Fujifilm Türkiye, şimdi<br />

de “İnovasyon Üssü” oldu. Açık İnovasyon<br />

Merkezi, Türkiye’nin yanı sıra Kafkaslar,<br />

Orta Asya, Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika<br />

ülkelerinden gelen fikirlerle farklı teknolojilerin<br />

geliştirilmesine ev sahipliği yapacak.<br />

Fujifilm’in Türkiye’deki ana faaliyet alanları<br />

olan medikal sistemler, grafik sistemler,<br />

endüstriyel ürünler, dijital kamera ve<br />

fotoğraf baskı ürünlerinin dışında; global<br />

know-how’ı da tüm şirketlere, üniversitelere<br />

ve girişimcilere açık olacak. Öncelikli<br />

olarak “Sağlık, enerji, çevre ve endüstri”<br />

konularında çalışmaları, projeleri ve fikirleri<br />

olan potansiyel iş ortakları; iş birliği<br />

fırsatlarını değerlendirmek için bu merkezi<br />

ziyaret edebilecek.<br />

İNOVASYONDAN GELEN DEĞER<br />

Fujifilm’in inovasyona büyük önem verdiğinin<br />

ve bunu logosuyla birlikte kullandığı<br />

global bir slogana dönüştürdüğünün altını<br />

çizen Fujifilm Ortadoğu ve Türkiye Başkanı<br />

Jun Higuchi, “Value from Innovation’ (İnovasyondan<br />

Gelen Değer) sloganı Fujifilm’in<br />

90<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Cengiz Metin / Fujifilm Türkiye Genel Müdürü<br />

potansiyelini ortaya çıkarıyor. Bununla beraber,<br />

yarının iş kollarını ve yaşam tarzını<br />

yaratmak için yenilikçi teknolojileri, ürünleri<br />

ve hizmetleri sürekli olarak geliştirmeye<br />

yönelik taahhüdünü anlatıyor. İnovasyon<br />

merkezimiz, gelişmiş teknolojilerle geleceğe<br />

öncülük edecek. Devlet kurumları ile<br />

de iş birliği yaparak, ihtiyaç duyulan araştırma<br />

ve geliştirme projelerine katkı sağlamaktan<br />

mutluluk duyacağız” dedi.<br />

“İLHAM VERECEK”<br />

“Misyonumuz; sürdürülebilir kurumsal faaliyetlerimiz<br />

sayesinde dünya çapındaki<br />

tüm insanların yaşam kalitesini arttırmaya<br />

Jun Higuchi / Fujifilm Ortadoğu ve Türkiye Başkanı<br />

yardımcı olmaktır.” diyen Fujifilm Ortadoğu<br />

ve Türkiye Başkanı Jun Higuchi, “Fujifilm<br />

Türkiye Açık İnovasyon Merkezi yaklaşık<br />

50 ülkeye hizmet verecek. Kazakistan’dan<br />

Güney Afrika’ya uzanan ve Orta Doğu’yu<br />

da kapsayan geniş coğrafyada, potansiyelinden<br />

dolayı İstanbul’u inovasyonun<br />

merkezi olarak konumlandırdık. Fujifilm’in<br />

tüm global know-how’ını iş dünyasına ve<br />

fikirlere açıyoruz. Açık İnovasyon Merkezi’miz,<br />

küresel yeniliklerin keşfedilmesine<br />

olanak sağlayacak. Fotoğraf filmiyle başladık;<br />

medikale kadar uzanan çok sayıda<br />

temel teknoloji geliştirdik. Çok daha ileri<br />

ürünleri geliştirmek amacıyla bu teknolojileri<br />

etkin bir şekilde kullanıma soktuk.<br />

Bu merkez, Fujifilm’in teknik ilerlemelerini<br />

takip etmek isteyen geniş bir coğrafyadaki<br />

girişimcilere ve yeni teknolojiler ile yakın<br />

ilişki kurmak isteyenlere ilham verecek.<br />

Gelin, fikirlerinizi teknolojimizle harmanlayalım”<br />

dedi.<br />

AÇIK ÇAĞRI<br />

Fujifilm Türkiye Genel Müdürü Cengiz Metin<br />

de iş birliği çağrısı yaparak, “Öncelikli<br />

olarak devlet kurumları ve üniversitelerle<br />

iş birliği halinde olacağız” dedi. İnovasyon<br />

alanında buluşmak için ortak bir platform<br />

oluşturduklarını, Fujifilm’in oldukça zengin<br />

teknolojik alt yapısını ve bilgi birikimini<br />

geniş bir yelpazede sunacaklarını belirten<br />

Cengiz Metin şöyle devam etti, “Sağlık,<br />

endüstri ve teknoloji alanında çözümlerimiz<br />

var. Burada iş ortaklarımızla önemli<br />

projeleri geliştirerek anlaşmalar yapmayı<br />

hedefliyoruz. Buradan açık çağrı yapmak<br />

istiyorum, mevcut fikirleri olanlarla karşılıklı<br />

ürün geliştirmeleri yaparak inovatif<br />

çözümler sunmak istiyoruz. Fujifilm’in<br />

derin teknolojisini Türkiye ile paylaşmaya<br />

hazırız.”<br />

“TÜRKİYE ÇOK AVANTAJLI”<br />

İnovasyon merkezinin açılışı için Hollanda’dan<br />

gelen Fujifilm Avrupa İnovasyon<br />

Merkezi Direktörü Sender Vermeulen<br />

ise, Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle<br />

çok avantajlı olduğunu belirterek,<br />

“İnanıyoruz ki, Türkiye’de çok olumlu<br />

gelişmeler kaydedeceğiz. Buradaki bilgi<br />

alışverişlerini sürekli araştırıyor ve geliştiriyor<br />

olacağız” dedi<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 91


Japon baskı sistemleri devi Riso,<br />

Türkiye’de büyümeye devam ediyor<br />

Dosya<br />

Türkiye’de 25 yıldır baskı sistemleri alanında faaliyet gösteren Japonya merkezli Riso, gelişmekte<br />

olan pazarlarda büyüme hedefinin bir parçası olarak Türkiye’de dağıtım ağını genişletiyor.<br />

Tamer Kuş / Riso Türkiye Ülke Satış Müdürü<br />

Japonya merkezli baskı sistemleri devi<br />

Riso, Türkiye’de hızlı büyüme kararı aldı.<br />

25 yıldır Türkiye’de faaliyette bulunan<br />

Riso, yeniden yapılanarak satışlarını artırmayı<br />

hedefliyor. Bu kapsamda Türkiye’nin<br />

lider baskı çözümleri şirketi Elektroser ile<br />

satış ve satış sonrası servis hizmeti alanında<br />

işbirliği anlaşması imzaladı. Riso<br />

Türkiye ve Elektroser, hızla büyüyen inkjet<br />

pazarında lider konumlarını güçlendirmeyi<br />

planlıyor.<br />

%25 büyüyecek<br />

Riso Türkiye Genel Müdürü Tomohiro Yoshikai<br />

işbirliğini şöyle açıkladı: “1946 yılında<br />

Japonya’da kurulan ve baskı sistemlerinde<br />

dünya lideri olan Riso, Türkiye’de<br />

hızlı büyüme kararı aldı. Bu kapsamda<br />

satış ağımızı da güçlendirmeye<br />

başladık. Baskı makineleri<br />

ve yazıcı üretiminin<br />

ötesinde kendi sarf malzemelerimizi<br />

de üretiyoruz. Riso’nun<br />

global deneyimiyle<br />

Elektroser’in yerel gücünü<br />

birleştireceğiz. Riso Türkiye<br />

ve Elektroser bu işbirliğiyle<br />

dağıtım yapısını genişletiyor.<br />

Hedefimiz avantaj<br />

sağlayan teknolojilerimizi<br />

iş ortaklarımızla ve son kullanıcı<br />

ile buluşturmak ve<br />

iş akışlarına pozitif katkıda<br />

bulunmak. Orta vadede<br />

Riso Türkiye olarak yüzde<br />

25 büyümeyi planlıyoruz.”<br />

Elektroser Genel Müdürü<br />

Öncü Güyer ise şöyle konuştu:<br />

“Elektroser olarak<br />

1981 yılından bu yana<br />

müşterilerin kopyalama<br />

işlemlerinde ihtiyaçlarına<br />

göre baskı çözümleri sunuyoruz.<br />

500 kişiyi aşkın<br />

uzman kadromuz, Türkiye<br />

çapında 15 farklı bölge<br />

müdürlüğü ve bayilerimizle<br />

Öncü Güyer<br />

Elektroser Genel Müdürü<br />

satış öncesi ve sonrası servis hizmeti<br />

veriyoruz. Hedefimiz daha fazla son kullanıcıya<br />

ulaşmak.”<br />

Tomohiro Yoshikai<br />

Riso Türkiye Genel Müdürü<br />

PRINTTEK <strong>2017</strong>’de açıklandı<br />

Söz konusu anlaşma, Avrasya ve Türkiye’nin<br />

en önemli sektör buluşması olan<br />

PRINTTEK <strong>2017</strong> Uluslararası Baskı Teknolojileri<br />

ve Kâğıt Fuarı’nda açıklandı. Anlaşmayı<br />

Riso Türkiye Genel Müdürü Tomohiro<br />

Yoshikai ve Elektroser Genel Müdürü<br />

Öncü Güyer imzaladı. Riso Türkiye, pazarda<br />

hedeflediği büyümeyi Elektroser ile gerçekleştirmeyi<br />

planlıyor. Elektroser’in geniş<br />

müşteri portföyü, uzman kadrosu ve geniş<br />

dağıtım yapısı ile birlikte daha fazla son<br />

kullanıcıya ulaşma ve dokunma imkânı<br />

bulacak olan Riso Türkiye, büyüyen inkjet<br />

pazarında daha da güçlenecek.<br />

92<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Çimsa; Türkiye ve dünya beyaz çimento<br />

pazarına öncülük etmeye devam ediyor<br />

Türkiye’de ve dünyada önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden biri olan<br />

Çimsa’nın bugün ulaştığı başarının ardında yenilikçi yaklaşımı yatıyor. Çimsa, Türkiye’nin ilk<br />

ve tek T.C. Bilim, Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Çimento Araştırma ve Uygulama<br />

Merkezi Formülhane’de 2000 yılından bu yana, katma değeri yüksek ve özel ihtiyaçlara yönelik<br />

özel ürünler geliştiriyor.<br />

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, özel<br />

ürünleri ve farklı hizmet anlayışı ile global<br />

bir marka olarak uluslararası arenada<br />

güçlü bir oyuncu konumunda olduklarını<br />

belirterek, “45 yıldır Türkiye coğrafyasına<br />

yayılmış olan çimento ve hazır beton tesisleriyle<br />

ülke ekonomisine katkı sağlarken,<br />

65’ten fazla ülkeye yaptığımız ihracatla, 6<br />

farklı ülkede bulunan 7 terminalimizle aynı<br />

zamanda uluslararası bir çimento üreticisiyiz.<br />

Özel çimentolar konusunda dünyanın<br />

sayılı üreticilerinden biri olarak, inovasyon<br />

ve müşteri destek hizmetlerinde de uluslararası<br />

standartlarda hizmet vermekteyiz.<br />

Hem çimento hem çimentonun kullanıldığı<br />

her alanda yüksek bilgi ve beceriye sahip<br />

olan Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezimiz<br />

Formülhane’de karlılığı yüksek,<br />

çimento sektöründe ve son kullanıcılarda<br />

fark yaratacak yeni ürün geliştirme programları<br />

hazırlayarak üretim, pazarlama ve<br />

kalite birimleri ile bu çalışmaları son ürün<br />

haline getirmekteyiz. Aynı zamanda yurt içi<br />

ve yurt dışında, Çimsa ürünlerini kullanan<br />

müşterilerimize hem laboratuvar desteği<br />

vermekte hem de bizzat işletmelerine giderek<br />

müşterilerimizin üretimlerini geliştirmekteyiz.”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Özel performans içeren çözümler<br />

Özel ürünlerde Çimsa’nın global bir marka<br />

olmasının en önemli nedenini, ürünlerin<br />

performans odaklı yapısı ve güvenilirliği<br />

olarak açıklayan Çimsa Beyaz Çimento<br />

ve Özel Ürünler Satış ve Pazarlama Genel<br />

Müdür Yardımcısı Ülkü Özcan, “«Formülün<br />

adı» çatısı altında yapmış olduğumuz çalışmalar<br />

sonucunda en uygun çözümleri<br />

geliştirmeye çalıştık. Bu sayede iş ortaklarımıza<br />

tek bir üründen oluşan portföyler<br />

yerine, her bir sektörün ihtiyaçlarına odaklanılarak<br />

titizlikle formülize edilmiş ve o<br />

segmente özel performans içeren çözümler<br />

sunuyoruz.<br />

Türkiye’nin ilk kalsiyum alüminat çimento<br />

94<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

markası olan Isıdaç40’ı, aynı özellikleri ve<br />

yeni yüzüyle Çimsa Aluminates adı altında<br />

pazara sunduk. Çimsa Aluminates ailesi<br />

altında yapı kimyasalları uygulamalarına<br />

özel olarak geliştirdiğimiz RECIPRO, refrakter<br />

uygulamalarına özel olarak geliştirdiğimiz<br />

REFRO, teknik beton uygulamalarına<br />

özel olarak geliştirdiğimiz RESISTO ve<br />

genel kullanıma uygun kalsiyum alüminat<br />

çimento agregası REGO yer almaktadır.<br />

Dünyanın en güçlü beyaz çimento markası<br />

Çimsa Süper Beyaz’ı da yüksek beyazlık<br />

gerektiren reçetelerde yer almak üzere<br />

çatı marka olarak konumlandırdık. Çimsa<br />

Süper Beyaz ailesi altında, yapı kimyasalları<br />

uygulamalarına özel olarak MOTIVA,<br />

tamamen özel bir klinkerden prekast uygulamaları<br />

için üretilmiş olan INSPIRA, karo<br />

uygulamaları için özel olarak, yine özel<br />

klinkerden üretilmiş olan yeni ürünümüz<br />

MONDA bulunmaktadır. GRC uygulamaları<br />

için EXTERA, genel kullanıma yönelik geliştirdiğimiz<br />

kendini ve havayı temizleyen<br />

ürünümüz NONA, antibakteriyel ürünümüz<br />

CEMENTHA ile iş ortaklarımıza değer yaratmaktayız.<br />

Betonda ise global trendleri<br />

takip ederek yurtiçindeki kamu ve özel<br />

projelerin brüt beton uygulamalarına yönelik<br />

geliştirdiğimiz, yüksek dayanıklılığa<br />

sahip Çimsa Süper Beyaz çimentomuzla<br />

üretilen BEYSADE markası ile kullanıcılara<br />

daha az çimento dozajı ile maliyet avantajı<br />

sağlarken, betonda estetiği yakalamayı<br />

hedefliyoruz. Hız gerektiren uygulamalarda<br />

yüksek erken dayanımı sayesinde, kalıpta<br />

kalma ve kür süresini azaltarak son<br />

kullanıcılara katma değerli ürünler üretme<br />

fırsatını sunmaktayız.<br />

<strong>Yapı</strong> Kimyasalları Semineri ile sektörün<br />

önde gelen üreticileri biraraya geldi<br />

Gerek yurtiçinde gerekse yurt dışında katıldığımız<br />

seminer, sempozyum ve fuarlarla<br />

farklı sektörlerdeki iş ortaklarımızla bir<br />

araya geliyoruz. Daha önceki yıllarda da<br />

katılım sağladığımız, 2018’de ABD’de düzenlenecek<br />

olan World of Concrete Fuarı<br />

için hazırlıklarımıza başladık. Yıl ortasında<br />

yurtiçindeki iş ortaklarımızla bir araya<br />

gelerek yıl değerlendirmesini yapıyor, ge-<br />

Nevra Özhatay / Çimsa Genel Müdürü<br />

liştirebileceğimiz ortak projeler üzerinde<br />

çalışıyoruz. Her sene gerçekleştirdiğimiz<br />

ve bu sene de 21 Eylül’de 3.’sünü düzenlediğimiz<br />

<strong>Yapı</strong> Kimyasalları Semineri<br />

ile sektörün önde gelen üreticilerini ve bu<br />

konudaki akademik çalışmaları bir araya<br />

getirerek sektördeki yenilikleri konuşuyor<br />

aynı zamanda karşılıklı bilgi paylaşımında<br />

bulunuyoruz. Bu platform katılımcılar tarafından<br />

beklediğimizin çok üstünde bir ilgiyle<br />

gerçekleşti. Farklı sektörlerdeki üreticilerin<br />

de katılımı ile bu platformların daha<br />

da yaygınlaştırılmasını planlıyoruz. ’’ dedi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 95


Sektörel<br />

Çimsa,<br />

<strong>Yapı</strong> Kimyasalları Sektörüne ışık tutuyor<br />

Nevra Özhatay / Çimsa Genel Müdürü<br />

<strong>Yapı</strong> malzemeleri sektörünün global oyuncusu,<br />

Sabancı Holding iştiraki olan Çimsa,<br />

iş ortaklarıyla birlikte sektörün geleceğine<br />

ışık tutan trendleri ve dinamikleri değerlendirdiği<br />

3. <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Semineri’ni<br />

21 Eylül’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde<br />

gerçekleştirdi. Yüksek katılımla gerçekleşen<br />

seminerde, yapı kimyasalları sektöründeki<br />

inovatif uygulamalar ve teknik<br />

gelişmeler hakkında bilgi verildi.<br />

Sabancı Holding Çimento Grup<br />

Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu:<br />

“Mersin’deki Ar-Ge Merkezimiz<br />

Formulhane, tam bir inovasyon<br />

üssü olarak faaliyet gösteriyor ve<br />

yapı kimyasalları sektörüne yön<br />

veren ürünler geliştirerek dünyada<br />

da topluluğumuzu başarıyla temsil<br />

ediyor. ” dedi.<br />

Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı<br />

Mehmet Hacikamiloğlu, seminer açılışında<br />

yaptığı konuşmada,<br />

“Biz, Sabancı Grubu olarak 2000’li yılların<br />

başından itibaren teknoloji ve inovasyon<br />

konularını odağımıza aldık. Ekonomik, toplumsal<br />

ve çevresel değer yaratma misyonuyla<br />

hareket ederken; inovasyon ve sürdürülebilirlik<br />

gibi alanlara düzenli olarak<br />

yatırım yaptık.<br />

Çimsa, bu açıdan birçok ilke imza atan,<br />

sektör tredlerine öncülük eden bir Sabancı<br />

Holding iştirakidir. Mersin’deki Formülhane,<br />

çimento sektörünün onaylı ilk Ar-Ge<br />

Merkezi olarak, tam bir inovasyon üssü<br />

Mehmet Hacıkamiloğlu / Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı<br />

olarak faaliyet gösteriyor ve yapı kimyasalları<br />

sektörüne yön veren ürünler geliştirerek<br />

dünyada da topluluğumuzu başarıyla<br />

temsil ediyor.<br />

Çimsa olarak, ülkemiz çimento sektörünün<br />

gelişimine öncülük ediyor; yenilikçi<br />

ürün ve hizmet kapasitemiz ile yatırımlarımıza<br />

aralıksız devam ediyoruz. Bu yaklaşımımız<br />

ile sadece Türkiye’de değil aynı<br />

zamanda tüm dünyada Türkiye çimento<br />

sektörünü gururla temsil ediyoruz.<br />

Sürdürülebilirlik anlayışımız ise Çimsa’yı<br />

Formülün Adı yapıyor. Bizler çalışmalarımızla,<br />

toplumumuza, çevremize ve ülkemize<br />

değer yaratmak vizyonuyla hareket<br />

ediyoruz. “ şeklinde konuştu.<br />

Özhatay: “Tüm iş süreçlerimizde<br />

bize ışık tutan sürdürülebilirlik<br />

anlayışımız, Çimsa’yı Formülün Adı<br />

yapıyor.”<br />

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay<br />

yaptığı konuşmada Türkiye çimento sektörünün<br />

global bir oyuncusu olarak inovasyona<br />

yaptıkları yatırımlara ve çimento<br />

sektörüne öncülük eden yenilikçi uygulamalara<br />

değinerek, “2000 yılında kurulan<br />

ve bu yıl Mart ayında T.C. Bilim, Sanayi ve<br />

Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen,<br />

Türkiye çimento sektöründeki yegâne Ar-<br />

Ge Merkezi Formülhane, inovasyon üssü<br />

olarak bize Formülün Adı çatısı altında çeşitli<br />

özellikte çimentolar sunuyor.<br />

Formülün Adı aslında yenilikçi ve ihtiyaca<br />

özel ürünler olarak genişleyen ürün portföyümüzdür.<br />

Yenilikçi çözümlerimizin sizin<br />

ürünlerinize sağladığı performans ve sizin<br />

müşteride yarattığınız değer bizim asıl hedefimizdir.”<br />

dedi.<br />

Formülhane’de sektöründe ve son kullanıcıda<br />

fark yaratacak yeni ürün geliştirme<br />

programları hazırladıklarını sözlerine<br />

ekleyen Özhatay, “Yurt içi ve yurt dışında<br />

Çimsa ürünlerini kullanan müşterilerimize<br />

hem laboratuvar desteği veriyor hem bizzat<br />

işletmelerine giderek müşterilerimizin<br />

üretimlerini geliştirmelerine destek oluyoruz.<br />

Bu çalışmalarımızla, pazarın gelişimi<br />

için katma değer yaratıyoruz. Yarattığımız<br />

bu değeri zenginleştirmenin yanı sıra, bugün<br />

65’ten fazla ülkeye ihracat yapan bir<br />

şirket olarak ürünlerimiz dünyanın dört bir<br />

yanında, geleceğin inşasında kullanılırken;<br />

merkezimizin tescillenmesini rekabet<br />

gücümüzü artırmak adına çok değerli buluyorum.”<br />

şeklinde konuştu.<br />

96<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Temsa İş Makinaları<br />

ekonomiye değer katıyor<br />

Türkiye’nin önde gelen iş makinaları şirketi olan Sabancı Holding iştiraklerinden<br />

Temsa İş Makinaları, hizmet verdikleri lojistik sektöründen madene, inşaat sektöründen<br />

depo çözümlerine kadar gerçekleştirdikleri iş birliklerini ve yarattıkları sinerjiyi paylaşmak<br />

amacıyla 23 Ekim’de bir basın toplantısı gerçekleştirdi.<br />

Geniş bir katılımla Çırağan Kempinski İstanbul’da<br />

gerçekleşen toplantıda, Temsa<br />

İş Makinaları Genel Müdürü Eşref Zeka,<br />

iş makinaları sektörüne giriş hikayesinden,<br />

sektörler arası yarattıkları sinerjiyle<br />

çözüm ortaklığına uzanan yolculuklarını<br />

basın mensuplarıyla paylaştı.<br />

Eşref Zeka konuşmasında, 1983’teki<br />

Komatsu distribütörlüğüyle başlayan,<br />

2013’te de Japon Marubani Grubu iştirakiyle<br />

bir ortaklığa dönüşen, bugün ise<br />

iş makinaları ve maden makinaları üretiminde<br />

dünyanın lider markası Komatsu ile<br />

birlikte, Volvo Trucks, Crown, Terex Finlay<br />

ve Dieci markalarının distribütörlüğüne<br />

uzanan başarı hikayesine değindi. Global<br />

iş birlikleri ile birçok sektörün ihtiyaçlarına<br />

bütünsel olarak cevap verebilecek bir sinerji<br />

yarattıklarını belirten Zeka, “Bugün<br />

burada farklı sektörlerin bir araya gelmesinden<br />

doğan sinerjinin ne kadar anlamlı<br />

ve önemli olduğunu vurgulamak için toplandık.<br />

İş kolları arasında bir sinerji yaratarak,<br />

müşterilerimize sadece bir ürün<br />

ya da hizmet sunmuyoruz, beraberinde<br />

işlerine değer katmayı hedefliyoruz. Bu<br />

anlayışla yola çıkarak, iş yapış şeklimizi<br />

geliştirdik. Birçok farklı sektörde uçtan<br />

uca çözüm sunar hale geldik. Marka iş<br />

birliklerimiz ile müşterilerimize hem performans<br />

ve verimliliklerini arttırabilecekleri<br />

hem de işletim maliyetlerinde tasarruf<br />

sağlayabilecekleri ürünler ve güçlü bir<br />

satış sonrası destek hizmeti sunuyoruz.<br />

Müşterilerimize bütünsel hizmet vermek<br />

için çalışıyoruz,” dedi.<br />

Eşref Zeka<br />

98<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


“Yatırım fırsatlarını değerlendirmeye<br />

devam ediyoruz”<br />

“Assan Alüminyum olarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmanın ve korumanın,<br />

markayı güçlendiren ve bağlılık yaratan en temel ilke olduğuna inanıyoruz. Tescillenen Ar-Ge<br />

merkezimizde müşterilerimize özel, katma değerli çözümler tasarlıyor olacağız.”<br />

Assan Alüminyum, Kibar Grubu çatısı altında<br />

1988 yılında kuruldu. İstanbul Tuzla ve<br />

Kocaeli Dilovası tesislerinde üretim yapan<br />

Assan Alüminyum, yassı alüminyum sektöründe<br />

yıllık 300 bin tona ulaşan kurulu<br />

kapasitesi ile Türkiye’nin açık ara lider<br />

kuruluşu durumunda. Yine yakın bir dönemde<br />

ulaşacağı 100 bin ton alüminyum<br />

folyo üretim kapasitesi ile ise Avrupa’nın<br />

ilk üç üreticisinden biri olacak. Assan Alüminyum<br />

Genel Müdürü Göksal Güngör bizlere<br />

önümüzdeki dönem hedefleri, şirket<br />

faaliyetleri ve fuardaki izlenimlerini anlattı.<br />

Firmanızın tarihçesi hakkında kısaca<br />

bilgi verir misiniz?<br />

1300’ü aşkın çalışanı bulunan Assan Alüminyum,<br />

rulo, levha, folyo ve boyalı rulo<br />

ürünleri ile distribütör, inşaat, ulaştırma,<br />

dayanıklı tüketim ve ambalaj gibi çok çeşitli<br />

sektörlere hizmet veriyor. Avrupa’nın<br />

en önemli üreticilerinden biri olarak, her<br />

yıl birçok müşterimiz tarafından yılın tedarikçisi<br />

unvanına layık görülüyoruz.<br />

Ayrıca Assan Alüminyum olarak her geçen<br />

yıl verimliliğimizi ve kapasite kullanımımızı<br />

artırıyoruz. 2016 yılını 258.400 ton satış<br />

rakamıyla ve yüzde 6,2 büyüme göstererek<br />

tamamladık. 2016 senesini hedeflerimize<br />

paralel olarak tamamlayarak, çeyrek<br />

milyon tonu aşan ilk Türk yassı alüminyum<br />

üreticisi olduk. 2016 itibariyle ISO Türkiye’nin<br />

en büyük sanayi kuruluşları listesinde<br />

41. sırada yer alırken <strong>2017</strong> yılında<br />

hedefimizi daha da yükselterek 266.000<br />

ton seviyelerine çıkardık.<br />

Ürün gruplarınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Bahsetmiş olduğum gibi Assan Alüminyum,<br />

rulo, levha, folyo ve boyalı rulo ürünleri<br />

ile distribütör, inşaat, ulaştırma, dayanıklı<br />

tüketim ve ambalaj gibi çok çeşitli<br />

sektörlere hizmet veriyor. Sağladığı avantajlar<br />

nedeniyle kalite odaklı üretim yapan<br />

alanlarda alüminyum tercih sebebi oluyor.<br />

İnşaat sektöründe de sürdürülebilirliğin ön<br />

planda olduğu bir ürün olması nedeniyle<br />

alüminyum sıklıkla tercih ediliyor. Isı iletkenliği,<br />

korozyona yüksek direnci, kolay<br />

şekil verilebilir olması, estetik oluşu ve<br />

yangın dayanımı inşaat uygulamalarında<br />

öne çıkan özellikleri oluyor. Isı iletkenliği<br />

sayesinde ısıtma, soğutma, izolasyon<br />

malzemelerinin ve dış cephe malzemele-<br />

100<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

rinin üretiminde önemli enerji tasarrufu<br />

sağlıyor. Plastik çerçeveli çift cam uygulamalarında<br />

bile cam çıtalarının alüminyumdan<br />

üretilmesi iki cam arasındaki<br />

oksijen ve nem geçirgenliğini engelliyor.<br />

Yüksek korozyon direnci, parlak ve boyalı<br />

görünümleri ile sadece rutin bakımlarının<br />

yapılarak görünümünü uzun yıllar koruyor.<br />

Kolay şekil verilebildiği için inşaat sektöründe<br />

tasarım esnekliği sağlıyor. Avrupa<br />

Birliği EN normlarına göre alüminyum A1,<br />

yani yanmaz ve yangına katkıda bulunmaz<br />

malzemeler sınıfındadır. Bu sayede konvansiyonel<br />

inşaat malzemelerine göre alüminyum<br />

bir adım öne geçiyor. Ayrıca alüminyum<br />

üretimi endüstriyel uygulamalar<br />

arasında çevreyi en az etkileyen endüstrilerden<br />

biridir.<br />

Tüm bu üstün özelliklerinden dolayı alüminyum<br />

yapı malzemeleri üretiminde özel<br />

bir yere sahiptir.<br />

Assan Alüminyum olarak ise inşaat sektörüne<br />

sunduğumuz ürünler, işlendikten<br />

sonra dış cephe kaplama, reklam panosu,<br />

boyama, izolasyon, cam çıtası, sıva<br />

ve köşe profilleri, asma tavan, sandwich<br />

panel, cami kubbesi, trapez, kenetli çatı,<br />

çatı aksesuarları, yağmur oluğu, kompozit<br />

panelpanjur ve garaj kapısı gibi birçok<br />

farklı ürüne dönüşebiliyor.<br />

Artan rekabet koşulları ve piyasa<br />

şartları doğrultusunda firmanızı<br />

ön plana çıkaran ayrıcalıklarınız<br />

nelerdir?<br />

Assan Alüminyum’un temel marka değerlerinden<br />

biri olan yenilikçilik ilkesinden<br />

yola çıkarak, tecrübe ve uzmanlığımızı<br />

kullanarak ürün ve süreçlerin her boyutunda<br />

faydalı yenilikler yapıyoruz. Bu sayede<br />

müşterilerimizin gözünde hem hızlı<br />

değişen rekabet koşullarına göre esnek<br />

çözümler sunan, hem de uzun süreli ve<br />

güvene dayalı ilişkilere önem veren bir iş<br />

ortağı olarak konumlanıyoruz.<br />

Assan Alüminyum olarak, müşteri memnuniyetini<br />

en üst seviyede tutmanın ve korumanın,<br />

markayı güçlendiren ve bağlılık<br />

yaratan en temel ilke olduğuna inanıyoruz.<br />

Tescillenen Ar-Ge merkezimizde müşterilerimize<br />

özel, katma değerli çözümler<br />

tasarlıyor olacağız. Daha kaliteli ve daha<br />

verimli çıktılar elde etme amacıyla sürekli<br />

iyileştirme çalışmaları yapıyor, proses<br />

inovasyonları sayesinde sektöre ve müşterilerimize<br />

özel geliştirdiğimiz ürünler,<br />

müşterilerimizin nihai üretimlerinden ve<br />

ürünlerinden daha iyi performans almalarına<br />

olanak sağlıyoruz.<br />

Göksal Güngör / Assan Alüminyum Genel Müdürü<br />

AluExpo <strong>2017</strong> Fuarını ziyaret eden<br />

yurt içi ve yurt dışı ziyaretçi oranlarını<br />

nasıl buldunuz? Sizin için yeterli bir<br />

ziyaretçi rakamına ulaşıldı mı?<br />

ALUEXPO <strong>2017</strong> Fuarı, 33 ülkeden 156’sı<br />

yabancı olmak üzere toplam 314 katılımcıyı,<br />

77 ülkeden 11 bin sektörü yakından takip<br />

eden ziyaretçi ile buluşturdu. AluExpo<br />

Türkiye yassı alüminyum sektörünün üretiminin<br />

yarısından fazlasını gerçekleştiren<br />

Assan Alüminyum için de çok önemli bir<br />

fuar.<br />

AluExpo fuar her geçen sene daha global<br />

bir bakış açısı kazanıyor. Aynı zamanda<br />

fuarla eş zamanlı olarak düzenlenen, Yürütme<br />

Kurulu Başkanlığı görevinde yer aldığım<br />

ALUS’08 Alüminyum Sempozyumu<br />

da bu sene oldukça başarılı geçti. Hem<br />

ülkemizden, hem de yurt dışından kendi<br />

konusunda uzman ve tanınmış 6 konuk<br />

konuşmacı sunumlar gerçekleştirdi. Aynı<br />

zamanda yine kendi alanlarında uzman kişiler<br />

tarafından 50 bildiri sunuldu.<br />

AluExpo <strong>2017</strong> fuarının ve Alüminyum Sempozyumu’nun<br />

Assan Alüminyum açısından<br />

başarılı ve verimli geçtiğini söyleyebiliriz.<br />

Assan Alüminyum’un yakın<br />

gelecekte yapmayı düşündüğü<br />

atılımlar hakkında bilgi alabilir<br />

miyiz?<br />

Öncelikle yatırımlarımızda dünyamızdaki<br />

kaynakların hızla tükendiğini göz önünde<br />

bulundurarak çevreye verdiğimiz önemi<br />

her zaman ön planda tutuyoruz. Alüminyum<br />

%100 geri dönüştürülebilirliği sayesinde<br />

doğası gereği çevre dostu bir üründür.<br />

Assan Alüminyum bünyesinde hali<br />

hazırda faaliyet gösteren geri dönüşüm<br />

tesisimizde, geri dönüşümün en etkili biçimde<br />

yapılması sağlanıyor. Bunun yanı<br />

sıra 2016 senesinde bünyemize bir de yenilenebilir<br />

enerji üretim tesisi dahil ederek<br />

sürdürülebilirliği sağlamak için bir önemli<br />

adım daha atmış olduk. Sürdürülebilirliğe<br />

verdiğimiz önem artarak devam ediyor.<br />

Önümüzdeki yıllarda katma değeri yüksek<br />

alanlarda yatırım yapmayı hedefliyoruz.<br />

Küresel pazarlarda söz sahibi bir oyuncu<br />

olma hedefiyle önemli kararlara imza<br />

atıyoruz. Ülkemizde pazar liderliğimizi pekiştirerek,<br />

Batı Avrupa’daki kuvvetli varlığımızı<br />

devam ettireceğiz. Kuzey Amerika’da<br />

ise başlangıç aşamasında bir yapı kurarak<br />

önümüzdeki dönemde satış kanallarının<br />

oluşturulması projemizi başlatıyoruz. Ayrıca<br />

kapasite artırımı yatırımlarımızla beraber<br />

mümkün olabilecek her coğrafyada<br />

yatırım fırsatlarını da değerlendirmeye devam<br />

ediyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 101


Şişecam Türkiye’deki cam ambalaj<br />

kapasitesini 1,2 milyon tona çıkaracak<br />

Şişecam Topluluğu, Eskişehir Cam Ambalaj Fabrikası’nda yapacağı yeni fırın yatırımıyla<br />

Türkiye’deki yatırımlarına bir yenisini daha ekliyor. Topluluk bünyesinde faaliyet gösteren<br />

Şişecam Cam Ambalaj’ın yeni fırını yaklaşık 240 milyon TL’lik yatırımla 2018 yılının ikinci<br />

yarısında faaliyete geçecek.<br />

Şişecam Topluluğu, Eskişehir Cam Ambalaj<br />

Fabrikası’nda hayata geçireceği dördüncü<br />

fırınla Türkiye’deki yatırımlarına bir<br />

yenisini daha ekliyor. Şişecam Topluluğu<br />

bünyesinde faaliyet gösteren Şişecam<br />

Cam Ambalaj’ın yeni fırınının yaklaşık 240<br />

milyon TL’lik yatırımla 2018 yılının ikinci<br />

yarısında faaliyete geçmesi planlanıyor.<br />

Türkiye dahil toplam dört ülkedeki 2,3<br />

milyon ton/yıl üretim hacmiyle dünyanın<br />

beşinci büyük cam ambalaj üreticisi olan<br />

Şişecam Cam Ambalaj, Eskişehir Fabrikası’nda<br />

yapacağı son fırın yatırımıyla Türkiye’deki<br />

yıllık üretim kapasitesini yaklaşık<br />

1,2 milyon tona ulaştırmış olacak.<br />

Bursa, Eskişehir ve Mersin’de kurulu üç<br />

fabrikasıyla Türkiye’nin en büyük cam ambalaj<br />

üreticisi Şişecam Cam Ambalaj, Haziran<br />

ayında gerçekleştirdiği 120 milyon<br />

TL’lik yatırımla Türkiye’deki kapasitesini 1<br />

milyon ton seviyesine çıkarmıştı.<br />

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet<br />

Kırman, yatırıma ilişkin yaptığı açıklamada,<br />

bugün dünyanın cam ev eşyasında<br />

üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci<br />

büyük üreticisi olduklarına dikkat<br />

çekerek, “Dünyadaki en büyük 10 soda<br />

üreticisi arasında yer almamızın yanı sıra<br />

krom kimyasallarında da dünya lideriyiz.<br />

13 ülkede üretim faaliyetlerini sürdüren<br />

Topluluğumuz, ulaştığı kapasite büyüklüğünü<br />

ve teknolojik gücünü yenilikçilik, yaratıcılık,<br />

uzmanlık ve yetişmiş insan gücü<br />

gibi özellikleriyle pekiştirmekte ve değişen<br />

102<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

pazar koşullarına uygun ürün ve hizmet<br />

kalitesiyle geleceğe güvenle bakmaktadır”<br />

dedi.<br />

“Hem ülke ekonomisine hem de<br />

üretime yaptığımız katkılara bir<br />

yenisini ekledik”<br />

Türkiye için değer yaratmayı sürdürdüklerinin<br />

altını çizen Kırman, Topluluğumuz,<br />

kuruluşundan bu yana geçen 81 yılı aşkın<br />

sürede kazanımlarını yine ülkemize yatırmış<br />

ve dünyada kendi alanında söz sahibi<br />

konuma gelmiştir. Şişecam Topluluğu olarak<br />

sürdürülebilir büyüme hedefiyle çalışmalarımızı<br />

yürütüyoruz. Bu yatırımla Türkiye’deki<br />

en büyük cam ambalaj fırınımızı<br />

açmış olacağız ve ülke ekonomisine yaptığımız<br />

katkılara bir yenisini daha ekleyeceğiz”<br />

dedi. Eskişehir Cam Ambalaj Fabrikası’nın<br />

2013 yılında kurulduğunu hatırlatan<br />

Kırman, “Bu fabrikadaki dördüncü fırın yatırımımız<br />

ile dört yıldır üretim faaliyetlerimizi<br />

gerçekleştirdiğimiz Eskişehir’de hem ülke<br />

ekonomisine hem de üretime yaptığımız<br />

katkılara bir yenisini daha ekleyecek olmanın<br />

mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.<br />

Şişecam Topluluğu’nun mevcut tesislerini<br />

teknolojik gelişmelerin gereği olarak sürekli<br />

olarak yenilediğini belirten Kırman, “Eskişehir<br />

Cam Ambalaj Fabrikası’nda hayata<br />

geçireceğimiz dördüncü fırın ile son teknoloji<br />

ile üretim yapmaya devam edeceğiz.<br />

Söz konusu fırını Endüstri 4.0 stratejisine<br />

uygun şekilde donatacağız” diye konuştu.<br />

Prof. Dr. Ahmet Kırman<br />

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü<br />

Şişecam Topluluğu 4. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı<br />

Dünyanın cam ev eşyasında üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci büyük üreticisi<br />

konumundaki Şişecam Topluluğu’nun, Sürdürülebilirlik Raporu bu yıl dördüncü kez yayınlandı.<br />

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü<br />

Prof. Dr. Ahmet Kırman “Şişecam Topluluğu sürdürülebilir büyüme<br />

modeli kapsamında, küresel pazarda ilk üç arasında yer alma<br />

hedefimize ulaşmak için yürütmekte olduğumuz stratejik planın<br />

öncelikli unsurları arasında, sürdürülebilirlik ilkelerine uyum yer<br />

alıyor. Yarattığımız değerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla,<br />

süreçlerimizin sürdürülebilirlik perspektifinden değerlendirilmesine<br />

ve önceliklendirdiğimiz unsurların iş stratejilerimize entegre edilmesine<br />

kararlılıkla devam ediyoruz. 2016-<strong>2017</strong> döneminde BİST<br />

Sürdürülebilirlik Endeksi’ne girmiş olmamız, bu bağlamdaki yüksek<br />

performansımızın en önemli göstergelerinden biridir” dedi.<br />

Şişecam Topluluğu küresel bir aile<br />

Topluluk adına sürdürülebilirlik faaliyetlerini değerlendiren Şişecam<br />

Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü<br />

Prof. Dr. Ahmet Kırman, topluluk olarak faaliyetlerini sosyal sorumluluk,<br />

insana ve çevreye duyarlı bir yaklaşımla sürdürdüklerini ifade<br />

etti. Kırman sözlerine şöyle devam etti: “13 ülkede 22.000’e yakın<br />

çalışanımızla dünyanın önde gelen sanayi kuruluşları arasında yer<br />

alan küresel bir aileyiz. Yarattığımız küresel değeri artırarak devam<br />

ettirmenin en önemli unsuru olan çalışanlarımız için mutlu,<br />

üretken, verimli, güvenli ve farklılıklara saygılı bir çalışma ortamı<br />

oluşturmaya yönelik uygulamalarımıza devam etmekteyiz. Bir dünya<br />

şirketi olarak, yarattığımız değeri bugünkü seviyesine taşımamızın<br />

ve sürdürülebilir kılmamızın temelinde faaliyetlerimizi sosyal<br />

sorumluluk bilincinin yanı sıra insana ve çevreye duyarlı bir yaklaşımla<br />

sürdürmemiz yatıyor. Paydaşlarımız için yarattığımız değerin<br />

sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, süreçlerimizin sürdürülebilirlik<br />

perspektifinden değerlendirilmesine ve önceliklendirdiğimiz<br />

unsurların iş stratejilerimize entegre edilmesine kararlılıkla devam<br />

ediyoruz.”<br />

Topluluğun 2011 yılından bu yana sürdürdüğü Türkiye’nin en kapsamlı<br />

sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projelerinden biri olan<br />

“Cam Yeniden Cam” Projesi ile toplumsal davranış değişikliği yaratarak<br />

geri dönüşüm toplumuna geçişe destek olmaya 2016 yılında<br />

da devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr Kırman, “Proje başlangıcından<br />

bu yana, toplamda 233.000 ilköğretim öğrencisine geri dönüşüm<br />

konusunda eğitimler verilmiş, 17.400 adet kumbara hibe edilmiş<br />

ve 740.000 ton cam ambalaj atığının geri dönüşümü sağlanmıştır.<br />

Diğer taraftan, Raporlama döneminde gerçekleştirdiğimiz enerji verimliliği<br />

projeleri ile toplam 590.700 GJ enerji tasarrufu sağlanmış<br />

ve 25.800 t CO2 salımı engellenmiştir” diye konuştu.<br />

Kurumsal yönetim ilkeleri topluluğun temel taşlarından biri<br />

Kurumsal yönetim ilkelerinin Topluluğun temel taşlarından birini<br />

oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Kırman, “Hayata geçirilen yönetim<br />

uygulamaları sonucunda 2015 yılında yapılan değerlendirmeye<br />

göre 93,53 (10 üzerinden 9,35) olan Kurumsal Yönetim Derecelendirme<br />

notumuz 2016 yılı içerisinde 94,41’e yükseldi. Elde ettiğimiz<br />

bu başarıyı daha ileri noktalara taşımak için Topluluk olarak<br />

dürüstlük, şeffaflık, tarafsızlık ile yasalara ve düzenlemelere uyum<br />

ana prensipleri çerçevesinde çalışmalarımızı geliştirerek sürdürmek<br />

öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Sürdürülebilir<br />

büyüme anlayışımızın temelinde, iş süreçlerimizi esnek ve çözüm<br />

odaklı bir yapıyla daha etkin bir şekilde yönetmek ve verimliliğimizi<br />

üst seviyelerde korumak yer alıyor” dedi.<br />

Görme engelliler için hazırlanan ilk sürdürülebilirlik raporu<br />

Görme engelli çalışanların rapora erişebilmesini sağlamak amacıyla<br />

rapor, sesli kitap olarak da hazırlatıldı ve Şişecam’ın kurumsal<br />

web sitesinde yer aldı. Ayrıca, dağıtılan tüm broşürlere braille alfabesi<br />

ile yazılmış bir bölüm eklenerek, rapora sesli kitap olarak<br />

erişilebilecek web sayfasının adresi verildi. Görme engelli paydaşların<br />

daha kolay erişebilmesini sağlamak amacıyla Rapor, Türkçe<br />

ve İngilizce dillerinde sesli kitap” olarak hazırlatıldı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 103


Sektörel<br />

Su yalıtımının adı 10 yıldır aynı<br />

<strong>Yapı</strong> sektöründe 10. yılını dolduran Bonus|Focus Membran bitümlü su yalıtımı örtüleri,<br />

üretildiği ilk günden beri yapıları suyun yıpratıcı etkilerinden koruyor, yapıların ömrünü<br />

uzatmaya devam ediyor.<br />

Jeolojik konumu gereği dünyanın en etkin<br />

deprem kuşaklarından birinde yer alan ülkemizde<br />

sık sık yaşanan şiddetli depremlerde<br />

bilinçsiz yapılaşma nedeniyle evler<br />

yıkılıyor, can kayıpları yaşanıyor. Depreme<br />

karşı can ve mal kaybı yaşanmaması<br />

için gerekli tedbirleri almak büyük önem<br />

taşıyor. Bunların başında ise binalara su<br />

yalıtımı yaptırmak geliyor. Suyun yapılara<br />

verdiği hasar, özellikle deprem tehdidinin<br />

bulunduğu bölgelerde can ve mal güvenliği<br />

açısından tehdit oluşturuyor. Herhangi bir<br />

yoldan yapıya sızan su, donarak veya kimyasal<br />

tepkimelere girerek yapının özelliğini<br />

yitirmesine yol açıyor. Bu durum da yapının<br />

taşıma kapasitesine ve bina ömrüne<br />

olumsuz etkilerde bulunuyor.<br />

Bonus|Focus Membran, yapıların suyun<br />

neden olduğu olumsuz etkilere karşı korunması<br />

ve yaşam alanlarında konforlu bir<br />

su izolasyonu sağlanması amacı ile kullanılan,<br />

her detaya uygun çözümler sunan<br />

su yalıtımı malzemesi olarak karşımıza<br />

çıkıyor. Bonus|Focus Membran yapıların<br />

temel, perde, bodrum, bahçe, teras ve<br />

çatıları ile köprü, viyadük gibi farklı yüklere<br />

maruz kalan alanlar için de 10 yıldır en<br />

uygun su yalıtım çözümü sunuyor.<br />

Üretimine başlandığı 2007 yılından bugüne<br />

60 Milyon m2’nin üzerinde kullanımı<br />

ile ülkemizin su yalıtımı alanındaki lider<br />

markalarından olan Bonus Membran, yarım<br />

asırlık sanayicilik tecrübesi ve yalıtım<br />

sektöründe 17 yıla yaklaşan üretici kimliğine<br />

sahip Eryap Grup’un Silivri’deki %100<br />

Türk sermayeli ve yüksek teknolojiye sahip<br />

tesislerinde üretiliyor. Bonus Membran<br />

ulusal ve uluslararası geçerliliği olan<br />

tüm sertifikasyonunu tamamlayarak tescilli<br />

bir marka olmanın tüm gereklerini on<br />

yıldır yerine getiriyor. Yurt içindeki kullanımının<br />

yanı sıra çeşitli ülkelere ihraç edilen<br />

Bonus Membran, AB normlarına uygunluk<br />

anlamına gelen CE standartlarına sahip<br />

olarak yalıtımın “iyisini” sunuyor.<br />

Sağlıklı ve konforlu yapılar için su<br />

yalıtımı, su yalıtımı için BONUS<br />

Depreme karşı yapıların en önemli koruyucu<br />

kalkanı olan su yalıtımı, taşıyıcı donatıyı<br />

paslanmaktan koruyor. Türkiye’de<br />

yapıların yüzde 85’inde su yalıtımı bulunmazken<br />

yalıtım yapılmayan binalar 10 yıl<br />

içinde taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını<br />

kaybediyor. Bonus|Focus Membran bitüm<br />

esaslı bir yalıtım malzemesi olup, içerisinde<br />

yapısını güçlendirici farklı dayanımdaki<br />

taşıyıcılar ve polimerler içermektedir. Bu<br />

polimerler malzemeye farklı dayanımlar<br />

katmakla beraber ürünün kolay uygulanmasında<br />

ve mükemmel bir su izolasyonu<br />

sağlamasında başrol oynuyor.<br />

104<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Vezirköprü Orman Ürünleri<br />

<strong>2017</strong>’de %26 büyüdü<br />

Turanlar Group Yönetim Kurulu Başkanı Murat Turan üretim tesislerinin bulunduğu<br />

Samsun’un Vezirköprü ilçesinde İstanbul’dan gelen basın mensuplarını ağırladı. Basın<br />

mensupları ile sohbet eden Turan, grubun üretim hacmi, yeni yatırımları, ihracattaki<br />

durumları, sektördeki hizmetleri ve yeni ürünleri hakkında bilgi verdi.<br />

7-8 Ekim tarihleri arasında fabrikayı ziyarete<br />

gelen basın mensuplarını önce yemekte<br />

ağırlayan Murat Turan gazetecilerin sorularını<br />

yanıtladı. Vezirköprü Orman Ürünleri<br />

Üretim Tesisleri’nin bahçesinde düzenlenen<br />

öğle yemeğinde davetlerine katılan<br />

basın mensuplarına teşekkür ederek söze<br />

başlayan Murat Turan ‘’Bugünlere nasıl<br />

geldiğimizi, neler yaptığımızı, neler başarmaya<br />

çalıştığımızı dilimizin döndüğünce<br />

sizlere anlatmaya çalışacağız. Öncelikle<br />

şunu ifade etmek isterim ki çok ayrıcalıklı<br />

bir ilçedesiniz. Tarihi, kültürü M.Ö. 2000’li<br />

yıllara dayanan bir ilçede Türkiye’nin çok<br />

özel tesislerinden birindesiniz. Burada güzel<br />

bir hikaye var umarım bizim Vezirköprü’de<br />

20 yıldır aldığımız keyfi sizlerde bu<br />

hafta sonu alırsınız. Bizler de tüm program<br />

boyunca sizlerle olacağız. Hepiniz tekrar<br />

hoş geldiniz’’ dedi.<br />

KARADENİZ’İN TEK ENTEGRE<br />

TESİSİ<br />

Yemek süresince ve fabrika gezisi sırasında<br />

basının sorularını yanıtlayan Murat<br />

Turan ‘’Vezirköprü’de 200 bin m 2 açık<br />

alan olmak üzere 160 bin m 2 kapalı alanda<br />

üretim yapıyoruz’’ dedi. Vezirköprü’de<br />

500 kişiyi doğrudan istihdam ettiklerini,<br />

bunun yanı sıra orman köylüsü, nakliyecisi<br />

ve kooperatifleri ile düşünürseniz binlerce<br />

kişiye istihdam sağladıklarını ifade eden<br />

Turan ‘’Burası birçok açıdan Türkiye’de<br />

model fabrikalardan biridir. Orman ürünleri<br />

sektörü ormana yakın olmalı, bizde<br />

orman bölgesinde olduğumuz için daha<br />

ekonomik çalışabiliyoruz. Bu da bize avantaj<br />

sağlıyor. Bu fabrikaların ormanlara sağladığı<br />

çok önemli bir katkısı vardır. Bunu<br />

sık sık dile getiriyorum. Bizler ormanların<br />

çöpçüsüyüz. Fabrikaya yoğun olarak gelen<br />

hammadde ormanların bakımı sonucu ortaya<br />

çıkan atıklardır. Ağaçlar budanır, dalları<br />

bizlere gelir. Biz bunları parayla satın<br />

alırız. Bize hammaddeyi sağlayan orman<br />

köylüsüdür. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon<br />

orman köylüsü var. Devlet orman köylüsünü<br />

çalıştırır, ağaçların bakımını yaptırır.<br />

Ormanları temizletir. Bizler bu atıklarla<br />

beraber hem ormana finansman sağlarız,<br />

hem orman köylülerini istihdam ederiz,<br />

hem de bu çöpten parke yapar, ihraç eder<br />

ve ülkeye döviz kazandırırız. Bu fabrikalar<br />

106<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

neredeyse sıfırdan ülkeye katma değer yaratan<br />

fabrikalardır’’ dedi.<br />

“<strong>2017</strong>’DE %26 BÜYÜDÜK’’<br />

Vezirköprü Orman Ürünleri’nde MDF, sunta,<br />

kontrplak ürettiklerini söyleyen Turan<br />

“Tutkalımızın hammaddesini dahi burada<br />

kendimiz üretiyoruz. Tamamen entegre bir<br />

tesisiz. Böyle bir tesis dünyada yok denecek<br />

kadar az. Rusya ile rekabet edebilmenin<br />

yolu tamamen entegre olmaktan geçiyor.<br />

Turanlar Group olarak 1953’ten beri<br />

soruları şöyle yanıtladı. “Kağıt hiç aklımızda<br />

olmayan bir projeydi. Kağıdın çok fazla<br />

çeşidi var. Bizim burada ürettiğimiz kağıt<br />

nitelikli ve özellikli dediğimiz filtre kağıtları<br />

grubuna giriyor. Bu tesisi 2008 yılında<br />

Gürcistan’dan aldık. Tesisi Türkiye’ye taşıyıp<br />

üzerine ciddi yatırımlar yaparak poşet<br />

çay kağıdı üretmeye başladık. Bugün Güney<br />

Amerika’dan Çin’e kadar ihracat yapıyoruz.<br />

Bizim için yepyeni bir endüstri dalı<br />

ve hedefleri çok büyük olan bir yatırım. Çin<br />

ile Almanya arasında böyle bir üretim yok.<br />

“Kağıt hiç aklımızda olmayan bir projeydi. Kağıdın çok fazla<br />

çeşidi var. Bizim burada ürettiğimiz kağıt nitelikli ve özellikli<br />

dediğimiz filtre kağıtları grubuna giriyor. Bu tesisi 2008<br />

yılında Gürcistan’dan aldık. Tesisi Türkiye’ye taşıyıp üzerine<br />

ciddi yatırımlar yaparak poşet çay kağıdı üretmeye başladık.<br />

Bugün Güney Amerika’dan Çin’e kadar ihracat yapıyoruz.”<br />

sektördeyiz. 10 yıldır da laminat parke<br />

üretiyoruz. 10 yıl önce Türkiye’de laminat<br />

parke kullanılıyordu ama bunun %50’si<br />

ithaldi. Bugün geldiğimiz noktada üretimimizle,<br />

ürün kalitemizle artık bizler yurtdışına<br />

ihracat yapıyoruz. İhracat oranımız her<br />

yıl artıyor. Bu tesiste sadece parke olarak<br />

yılda 25 milyon m 2 parke üretiyoruz.<br />

Şu anda üretilen parkenin neredeyse tamamını<br />

satıyoruz. Bu yıl 2016 yılına göre<br />

%26 büyüme gösterdik. Bu oran da her yıl<br />

artıyor. <strong>2017</strong>’de 10 milyon dolarlık ihracatımız<br />

var. Önümüzdeki yıl bu rakam çok<br />

daha büyüyecek’’ diye konuştu.<br />

Parke olarak ihracata Doğu Avrupa ile başladıklarını<br />

dile getiren Murat Turan, Orta<br />

Doğu Bölgesi’ne, İran’a, Kuzey Afrika ve<br />

Doğu Avrupa’ya ihracat yaptıklarını sözlerine<br />

ekledi.<br />

“ÜRETTİĞİMİZ KAĞIDI DÜNYADA<br />

SADACE 5 FİRMA ÜRETEBİLİYOR”<br />

Çay poşeti üretimine nasıl başladıklarının<br />

hikayesini anlatan Murat Turan sorulan<br />

Bizim için ufku açık bir konu. Üretimimiz<br />

belli bir büyüklüğe ulaştığı zaman tesisi<br />

başka bir yere taşıyacağız. Dünyada sadece<br />

5 firma filtre kağıdı üretiyor. Üretimi<br />

çok zor bir ürün. 2008 yılından 2015’e kadar<br />

üretime geçme çalışmalarımız sürdü.<br />

Yapacağımız yeni yatırımlarla bu alanı büyütüp,<br />

çeşitlendireceğiz. Örneğin otomobil<br />

firmaları filtre kağıdını dışarıdan alıyor.<br />

Çok büyük bir pazar biz ilerleyen dönemde<br />

bu sektöre de hizmet verip dışa bağımlılığı<br />

keseceğiz” dedi.<br />

“SATIŞ VE PAZARLAMA<br />

STRATEJİLERİMİZİ DEĞİŞTİRDİK”<br />

Parke üretiminde çok ciddi rekabet olduğuna<br />

değinen Turan ‘’Sektörün eskilerinden<br />

olarak sektöre bir değişim getirdik. Satış<br />

şeklini ve pazarda var olma şeklini değiştirdik.<br />

Peli Parke Türkiye’nin her tarafında<br />

bayileri kanalıyla satılıyor. Toptancılar kanalı<br />

ile dağıtımları yapılıyor. Parkenin marka<br />

değerini artırdık. Bu marka bilinirliliğiyle<br />

beraber kapı üretmeye başladık. Parke ile<br />

Murat Turan / Turanlar Group Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“Devlet orman köylüsünü çalıştırır, ağaçların bakımını<br />

yaptırır. Ormanları temizletir. Bizler bu atıklarla beraber hem<br />

ormana finansman sağlarız, hem orman köylülerini istihdam<br />

ederiz, hem de bu çöpten parke yapar, ihraç eder ve ülkeye<br />

döviz kazandırırız. Bu fabrikalar neredeyse sıfırdan ülkeye<br />

katma değer yaratan fabrikalardır.’’<br />

kapı uyumu istenen bir üründü. Kapı konusunda<br />

Türkiye’de çok fazla marka yok.<br />

Bu eksikliği görüp kapı üretmeye başladık.<br />

Parke ile kombine, renkleri ve desenleri<br />

birbirine uyumlu kapı üretelim dedik. Ve<br />

bunu başardık. Bugün Peli Parke, Peli DK<br />

(dekoratif iç mekan kapıları) Türkiye’nin<br />

her yerinde satılmaya başlandı.<br />

“ÖZEL ORMANCILIK TEŞVİK<br />

EDİLMELİ’’<br />

Sektörün eksikliğine de değinen Turan<br />

‘’Orman bizde devletin. Devletin yüksek<br />

maliyetini hammadde olarak yüklenmek<br />

durumunda kalıyoruz. Özel ormancılık Türkiye’de<br />

daha yoğun bir şekilde teşvik edilse<br />

yurt dışında daha rekabetçi olabiliriz.<br />

Ve daha kolay ihracat yapabiliriz. Çünkü<br />

aynı üstün teknoloji, kaliteli üretim bizde<br />

de mevcut. Şimdilik baş edebiliyoruz. Ama<br />

gelecekte özel ormancılık mutlaka desteklenmeli,<br />

teşvik edilmeli’’ diye konuştu.<br />

“BU YILKİ PARKE CİROMUZ 400<br />

MİLYON TL”<br />

Vezirköprü Orman Ürünleri’nin <strong>2017</strong> yılında<br />

sadece parke grubunda 350-400<br />

milyon lira cirosu olduğunu belirten Turan<br />

Turanlar Group olarak 750 milyon ciroları<br />

olduğunu da belirtti. Genç ekiple yola<br />

devam ettiklerini dile getiren Murat Turan<br />

sohbet sonrası basın mensuplarıyla beraber<br />

üretim tesislerini dolaştı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 107


Sektörel<br />

Çatılarınızı Isoline ve Rufoline ile koruyun!<br />

Onduline Avrasya’nın kiremitler için özel olarak ürettiği kiremit altı su yalıtım levhaları<br />

Isoline ve Rufoline, dayanıklı ve sağlam yapıları ile kiremitlerinizin ihtiyaç duyduğu<br />

%100 su geçirimsiz bir sistem sunuyor.<br />

Türkiye’de TS 562 standardında üretilen tüm Marsilya tipi kiremitlerle<br />

uyumlu olan Isoline, aynı zamanda Onduline Avrasya ürün<br />

ailesinin diğer yüksek kaliteli kiremitleri, Isoporto, Isoflorans ve<br />

San Marco kiremitleriyle; Rufoline ise, alaturka kiremitlerle gerçekleştirilen<br />

renovasyon projelerinde yapının tarihi dokusuna uygun<br />

olarak kolay ve hızlıca uygulanabiliyor.<br />

Kiremit altı su yalıtım ürünlerinde sıklıkla görülen delinme (perforasyon)<br />

problemi Isoline ve Rufoline’in uygulama yöntemi sayesinde<br />

ortadan kalkıyor. Çatı konstrüksiyonuna oluk tepelerinden<br />

monte edilen Isoline ve Rufoline su yalıtım levhaları, suyun çivi<br />

deliklerine ulaşmasına izin vermeden olukları vasıtasıyla tahliye<br />

edilmesini sağlıyor.<br />

Isoline ve Rufoline’nin oluklarının altında bulunan boşluklar, ısı<br />

yalıtım malzemelerinin üzerinde hava sirkülasyonu meydana getirerek<br />

yapı içindeki buharın yoğuşmadan atılmasına yardımcı<br />

oluyor. Ayrıca, kiremitlerle levhalar arasında oluşan hava akımı<br />

kiremitlerin çabuk kurumasına imkan veriyor.<br />

Yüksek mukavemetli yapılarının mümkün kıldığı uygulama sistemiyle<br />

kaplama tahtasından %70’e varan oranlarda tasarruf ettiren<br />

Isoline ve Rufoline kiremit altı su yalıtım levhaları bu sayede<br />

toplam çatı maliyetini azaltıyor. Boşluklu konstrüksiyon, ahşabın<br />

nefes almasını sağlıyor ve böylece kullanıcılara uzun ömürlü bir<br />

sistem sunuyor.<br />

Onduline Avrasya garantisiyle pazara sunulan Isoline ve Rufoline,<br />

tüm Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye’de geçerli olan standartlara<br />

göre üretilmekte ve CE belgesine sahip.<br />

108<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Sektörel<br />

Baumit Makine Sıvaları:<br />

<strong>Yapı</strong> ömrü boyunca yüksek performans<br />

Baumit’in yüksek mukavemet hedefleyen formüllere sahip mineral esaslı makine sıvaları<br />

ile maksimum güçte duvarlar.<br />

Tümüyle mineral esaslı Baumit ince sıvaları,<br />

sağlığa zararlı bir madde içermemeleri<br />

ve doğal alkali özellikleri ile ortamdaki<br />

nem oranını dengede tutarak sağlıklı ortamlar<br />

yaratıyor. Hassas ayarlanmış hammadde<br />

dağılımı ile doğru şartlarda uygulandığında<br />

yüzey çatlaklarının minimum<br />

seviyede olduğu duvarlara en ağır eşyalar<br />

bile güvenle asılabiliyor. Çünkü sürdürülebilir<br />

bir kalite anlayışı ile geliştirilen<br />

sistemlerle oluşturulan duvarların her bir<br />

metrekaresi aynı güce sahip oluyor. Farklı<br />

yüzey tipleri için geliştirilen Baumit makine<br />

sıvaları, gaz beton, tuğla ve beton zeminlerin<br />

tamamına kolaylıkla uygulanabiliyor.<br />

Baumit’in iç mekanlar için geliştirdiği,<br />

yüksek tutunma özelliğine sahip olması<br />

nedeni ile projelerin özellikle tercih ettiği<br />

ürün Primo 1, iç mekanda sıva olarak en<br />

iyi fiyat-performans seviyesini sunuyor.<br />

MPI 25 ise ince dokulu yapısı ve kolay uygulanabilme<br />

özelliği ile duvarların son kat<br />

boyaya hazırlanmasında rahatlık sağlıyor.<br />

Dış cepheler için Baumit’in gaz beton<br />

duvarlar üzerine ön serpmesiz uygulama<br />

imkanına olanak vermesi açısından MPA<br />

35L sıvası da öne çıkan ürünleri arasında.<br />

Ayrıca yüksek aderans özelliği ile MPA<br />

35; iri taneli yapısı ile dolgu kabiliyeti ve<br />

zorlu iklim şartlarına gösterdiği yüksek direnç<br />

ile Primo 2 ürünleri dış cephelerde<br />

yüksek performans gösteriyor. 40 kg’lik<br />

paketlerde sunulan sıva sistemlerinin<br />

büyük projeler için silolu sevkiyatı da yapılabiliyor.<br />

Proje alanında dolumu yapılan<br />

silolarda ürün, silo altı ürün taşıma sistemi<br />

ile kullanım noktasına taşınıyor. 140<br />

metreye kadar ürün sevk edebilen sistem,<br />

daha yüksek noktalara ara pompa ile ürün<br />

basabiliyor. Silolu ürün kullanımı projelere<br />

stok alanı, nakliye, ürün kullanımı, güvenlik<br />

gibi konularda da avantajlar sağlıyor.<br />

110<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 10


Sektörel<br />

E.C.A.’nın iki yeni serisi Avrupa’dan<br />

ödülle döndü<br />

Geliştirdiği teknoloji ve yeniliklerle insan sağlığını ve çevresel duyarlılığı ön planda tutan<br />

E.C.A, armatür ürün ailesine ezber bozan 2 yeni seri ekledi. Dünya’da ilk kez E.C.A.<br />

tarafından geliştirilen Hygiene Plus teknolojisine de sahip Icon ve Purity armatürler<br />

A Design Award ve Iconic Awards tasarım yarışmalarından ödülle döndü.<br />

İşlevsellik ve ergonomik kullanım sunmasının<br />

yanı sıra, sade geometrik formların<br />

minimalist çekiciliğine ve elegant görünüme<br />

sahip olan ürünler kullanıldıkları<br />

mekânlara estetik katkı sağlıyor. Özgün<br />

tasarımının yanı sıra 3 farklı boyda lavabo<br />

bataryası, çıkış ucundan yön değiştiricili<br />

özel banyo bataryası ve ankastre banyo-lavabo<br />

ürünleriyle farklı ve özel hissetmek<br />

isteyenler yeni bir seri.<br />

Uluslar arası tasarım yarışmalarının en<br />

prestijlilerinden İtalyan A Design Award<br />

ve Alman Iconic Awards tasarım yarışmalarında<br />

E.C.A. Icon ve Purity serilerindeki<br />

ürünlerine ödül aldı. A Design Award’ta<br />

Icon serisi lavabo, banyo, eviye armatürleri<br />

Gold seviyesinde; Purity serisi, lavabo,<br />

banyo, eviye armatürleri Silver seviyesinde<br />

ödüle layık görülürken; Iconic Award tasarım<br />

yarışması ürün kategorisinde Purity<br />

Lavabo Bataryası ve Icon Banyo bataryası<br />

ödül aldı.<br />

E.C.A. Purity, modern mekanlara<br />

kusursuz estetik sunuyor<br />

Geometri ve estetiğin kusursuz birleşimiyle<br />

meydana gelen E.C.A. Purity armatür<br />

serisi, modern mekanlar için ideal bir tercih<br />

oluşturuyor. Minimalizmin temel alındığı<br />

seride, pürüzsüz yüzeyler ve yumuşak<br />

hatlar ile yalın bir görünüm hedeflenirken,<br />

kullanım ergonomisi ürünleri ön plana çıkartıyor.<br />

İnovatif E.C.A. Purity serisi kullanıcı dostu<br />

ürünleri, ince ve zarif çizgileri ile dikkat<br />

çekiyor. Tüm şıklığının yanında sunduğu<br />

3 boy lavabo alternatifi ve ankastre banyo-lavabo<br />

ürünleriyle Purity özel mekanlara<br />

sahip olmak isteyenler için çok güçlü<br />

bir aday..<br />

Sektöre yenilikçi bir bakış açısı ile tasarlanan<br />

seri, E.C.A. kalitesi ile beğenilere<br />

sunuluyor.<br />

Armatürde özgün tasarımın yeni<br />

çizgisi: E.C.A. Icon serisi<br />

İnce ve şık tasarımıyla dikkatleri üzerine<br />

çeken E.C.A. Icon serisi, özgün tasarımıyla<br />

armatür dünyasında fark yaratıyor.<br />

Süreklilik ve bütünlük konseptini ayrıntılarında<br />

yansıtan E.C.A. Icon koleksiyonu<br />

ürünleri, dinamik ve net çizgilerle yuvarlak<br />

hatların estetik birleşiminden oluşan detaylar<br />

barındırıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 111


YEM’de düzenlenen mimarlık haftası oturumlarında<br />

paydaşlar mimarlarlardan beklentilerini dile getirdi…<br />

“21.yüzyıl şımarma yüzyılı değildir,<br />

kaynakları iyi kullanmalıyız”<br />

<strong>Yapı</strong>-Endüstri Merkezi (YEM)’de 2-6 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri arasında<br />

gerçekleşen “Mimarlık Haftası” etkinliklerinde mimarlık,<br />

paydaşların gözünden mercek altına alındı.<br />

Architect’ isimli filmde söylenildiği gibi bir<br />

mimar için müşteriyi mükemmel yapan ilham<br />

vermesidir. Bu ilişkiyi ne kadar doğru<br />

yürütürseniz sonuç o kadar başarılı olur.”<br />

Şengül Öymen Gür: “21. yüzyıl<br />

şımarma yüzyılı değildir”<br />

Farklı meslek disiplininden temsilcilerinin<br />

ağırlandığı bir hafta süren etkinlikte ilk<br />

gün ERA Mimarlık Kurucusu Prof. Dr. Ertun<br />

Hızıroğlu moderatörlüğünde başlayan<br />

“Eğitimcilerle Mimarlık” konulu oturumda<br />

mimarlık, eğitim profesyonelleriyle masaya<br />

yatırıldı. 2 Ekim <strong>2017</strong> Dünya Mimarlık<br />

Günü temasının “İklim Değişikliği için Harekete<br />

Geç!” olduğunu anımsatan Beykent<br />

Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık<br />

Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şengül<br />

Öymen Gür, dünyanın giderek ısındığını<br />

ve enerji sıkıntısı yaşandığını belirtti. “21.<br />

yüzyıl şımarma yüzyılı değildir” diyen Gür,<br />

dünyanın doğal kaynaklarının dört gezegen<br />

daha varmış gibi umarsızca kullanıldığının<br />

altını çizdi.<br />

Enis Öncüoğlu’nun yönettiği “İşverenlerle<br />

Mimarlık” konulu ikinci oturumda<br />

ise başarılı projelerde, işveren ve mimar<br />

ilişkisindeki uyumun önemine dikkat çekildi.<br />

Oturumda ilk sözü alan İBB Üstyapı<br />

Projeler Müdürlüğü Müdür Yardımcısı<br />

Mimar Kadriye Karabulut, “İşveren dokuyu,<br />

malzemeyi tanıyınca mimara yardımcı<br />

olabiliyor. Ne istediğinizi bildiğiniz zaman,<br />

işveren-mimar ilişkisi hızlı ilerliyor. ‘The<br />

Güzin Konuk: “İnsan ve çevre odaklı<br />

yeni bir yaşam modeli inşa edilecek”<br />

Mimarlığın tasarımcılarla tartışıldığı ikinci<br />

günde; aydınlatma, akustik, iç mimarlık ve<br />

peyzaj mimarlığı konuları ele alındı ve kentsel<br />

tasarımın mimarlık açısından önemi<br />

masaya yatırıldı. “Kentsel Tasarımcılarla<br />

Mimarlık” oturumunun moderatörlüğünü<br />

üstlenen MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Şehir<br />

Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi<br />

Prof. Dr. Güzin Konuk, kentlerin 21. yüzyılda<br />

mutlaka stratejik açıdan ele alınması<br />

gerektiğinin altını çizdi. Bunun için de bilgi<br />

tabanlı değişimin esas alınmasının önemine<br />

dikkat çeken moderatör, “Geleceğin en<br />

önemli mekânları kentlerdir. Önümüzdeki<br />

112<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

yüzyıl boyunca, makine ve araç değil, insan<br />

ve ekolojik çevre odaklı yeni bir kent<br />

ve yeni yaşam modeli inşa edilecek,” diye<br />

konuştu.<br />

Ali Faruk Göksu: “Kentlerimiz İçin<br />

Yeni Hikâyeler Yazmalıyız”<br />

Ali Faruk Göksu, ‘Etki’ ve ‘Etkileşim’ kavramlarının<br />

bugünün kent sorunlarını yeni<br />

bir bakış açısıyla ele almada önemli bir<br />

rol üstlendiğini belirterek yeni nesil mimar<br />

ve şehir plancılarına seslendi: “Artık<br />

tasarımcının bilindik rolü değişime uğradı.<br />

Bir tasarımcı sadece kendi başına<br />

oturup tasarım yapmaya odaklanmanın<br />

ötesinde farklı bir ‘Etkileşim’ ortamında<br />

neler yapabileceğini, hangi rolleri üstlenebileceğini<br />

düşünmeli. Bunun için de yeni<br />

kavramlara ve bu yeni kavramları yaratacak<br />

kent kuramcılarına, hikâye yazıcılığına<br />

ihtiyaç var. Kentlerin hikâyelerini yeniden<br />

yazacak gençler sayesinde ancak yeni bir<br />

kent modeli oluşturabiliriz. Ancak bu sayede<br />

karakteri ve estetiği olmayan kentler<br />

yaratmaktan kurtulabiliriz.” Göksu, “Tasarımın<br />

artık pek çok alt dalı var. Sosyal<br />

Etki tasarımcısı olun. Tasarım bir strateji<br />

geliştirme, bir çözüm bulma işidir,” diye<br />

konuştu.<br />

Tasarım süreçlerinin entegre olmasının ve<br />

takım çalışmasının öneminin vurgulandığı,<br />

aydınlatma tasarımı, akustik, içmimarlık<br />

ve peyzaj mimarlığı disiplinlerinin ele alındığı<br />

“Tasarımcılarla Mimarlık” oturumunu<br />

yöneten Oğuz Bayazıt Mimarlık Kurucusu<br />

Oğuz Bayazıt ise bir sanat dalı olan mimarlığı<br />

bilimle bezemek gerektiğini söyledi ve<br />

şöyle devam etti: “Mesleğin neresinde<br />

olursak olalım yaptığımızla hayal ettiğimiz<br />

her zaman örtüşmeyebilir. Mimarlık<br />

diploması, ehliyet almak gibi. Arabayı kullanmayı<br />

yıllar içinde öğreniyorsunuz. Tasarım<br />

hangi diplomaya sahip olursak olalım<br />

his ve düşünceyle ortaya çıkan bir sonuç.<br />

Entegre tasarım süreci günümüzde çok<br />

önemli.”<br />

Etkinliğin üçüncü gününde ise mimarlık,<br />

mühendislerle masaya yatırılırken; elektrik,<br />

mekanik cephe, yangın, inşaat mühendisliği<br />

ve statik konuları ele alındı.<br />

Mimar ve mühendislerin ortak çalışmasını<br />

büyük bir orkestraya benzeterek “Mühendislerle<br />

Mimarlık” konulu oturumu açan<br />

moderatör Aydan Volkan, mimarlığı ortak<br />

üretim modeli olarak gördüğünü söyledi<br />

ve “Hayal ettiğiniz yapının işverenin ihtiyaç<br />

programına uygun olması için mühendislik<br />

disipliniyle entegre çalışmak gerekiyor. Bu<br />

entegrasyona önem vermeliyiz,” diye konuştu.<br />

Ekotasarım Genel Müdürü Gürkan<br />

Görgün, bir mimari tasarımın başarısının<br />

bu mimari tasarımı oluşturan paydaşların<br />

birbiriyle olan ilişkisinde yattığına dikkat<br />

çekti ve “Tasarım sürecinin en önemli unsurlarından<br />

biri koordinasyon toplantıları<br />

ve bilgi akışının her paydaşa zamanında<br />

doğru olarak ulaşması. Oysa son zamanda<br />

yapılan hatalardan biri işverenin ucuz<br />

olsun diye birbirini tanımayan ekipler kurması<br />

ve herkesin ayrı telden çalması. Mimar<br />

kendi ekibini kurmalı, tasarımın ruhu<br />

çok önemli,” dedi.<br />

Yusuf B. Tımbır: “Mimarlar tasarımın<br />

daha başında mühendisleri işin içine<br />

sokmalıdır”<br />

YEM’in Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında<br />

üçüncü gününde “İnşaat Mühendisleriyle<br />

Mimarlık” konulu ikinci oturumunda<br />

mimar ve mühendislerin aynı dili<br />

konuşmasının önemi vurgulandı. Mimarlarla<br />

mühendisler arasında çekişme olduğu<br />

iddialarını sorgulayarak oturumu başlatan<br />

Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık Kurucu<br />

Ortağı Hasan Çalışlar, “Eskiden mimar ve<br />

mühendis aynı kişiydi; çelik icat edildi ve<br />

farklı meslekler ortaya çıktı,” dedi.<br />

YBT <strong>Yapı</strong>sal Tasarım Hizmetleri Kurucusu<br />

Yusuf B. Tımbır, “Mühendisler mimarlarla<br />

çalışmaya başladıkları zaman mimarın<br />

mühendise tasarım için pay bırakması<br />

gerekiyor. Eğer hesap makinesiymiş gibi<br />

bakarsanız çözümsüzlük yaşanabiliyor.<br />

Tasarımın başında yapı mühendisin fikrini<br />

almak gerekir” diye konuştu. İTÜ Mimarlık<br />

Fakültesi <strong>Yapı</strong> ve Deprem Mühendisliği<br />

Birimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Cem<br />

Çelik ise “Güvenlik açısından en ağır sorumluluğu<br />

alarak tasarım sürecine katılı-<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 113


Mimari<br />

yor, yapı mühendisliği yapıyoruz,” diyerek<br />

sözlerine başladı ve gençlere şu tavsiyelerde<br />

bulundu: “Mimar ve mühendislerin<br />

öğrencilikten itibaren birlikte çalışmayı<br />

öğrenmesi lazım. Birlikte yarışmalara katılabilir<br />

ve ortak ders alabilirler. Staj imkânlarından<br />

maksimim fayda sağlayacak<br />

şekilde yararlanmalılar.”<br />

Mimarlık Haftası etkinliklerinin dördüncü<br />

gününde mimarların yeni teknolojiler<br />

ve malzeme üreticileriyle ilişkisi üzerine<br />

odaklanıldı. “Yeni Teknolojilerle Mimarlık”<br />

konulu ilk oturumu mimarların tarih<br />

ve sosyoloji bilmesi gerektiği kadar artık<br />

yeni teknolojiye de kendisini hazırlaması<br />

gerektiğini vurgulayarak açan moderatör<br />

Gökhan Avcıoğlu, bu gelişmenin mimarlık<br />

eğitiminin gözden geçirilmesi anlamına<br />

geldiğini söyledi.<br />

Salih Küçüktuna: “Mimarlar<br />

teknoloji kullanımında geriden<br />

geliyor”<br />

Mimarlığın çok tutucu ve en eski mesleklerden<br />

biri olduğunu ve yeniliklere direnç<br />

gösterdiğini dile getiren Salih Küçüktuna,<br />

“Bu nedenle mimarlar teknoloji kullanımında<br />

geriden geliyor. Teknolojinin kullanımının<br />

tüm üniversite eğitimine yayılması<br />

gerekiyor,” dedi. Oturumun devamında<br />

sözü alan Yüksek Mimar İnşaat Leyla İlman<br />

Yörür de artık inşaat sektöründe robotların<br />

devreye girdiğini belirterek inşaat<br />

sektörünü muhafazakar kalmak ve yeni<br />

teknolojiye entegre olamamakla eleştirdi.<br />

Aydonat Atasever: “3D Printer ile ev basabilir<br />

hale geleceğiz”<br />

Söyleşinin en ilginç açıklaması ise 3D<br />

Printer’ın çok yakında mimarlığa daha fazla<br />

faydası olacağının haberini veren Zaxe<br />

3D Teknolojileri Kurucusu Aydonat Atasever’den<br />

geldi: “Mimarın tasarım safhasında<br />

kafasında düşündüğü unsurlar bugün<br />

üç boyutlu maketler halinde basılabiliyor.<br />

Çok yakın zamanda ev de basılabilecek.<br />

<strong>Yapı</strong> küçük boyutlar halinde parçalanacak,<br />

bunlar birleştirilip ev oluşturulacak. Bu bileşkelerin<br />

her biri 3D printer’ın kütüphanesinde<br />

yer alacak.”<br />

“Mimar tasarımına sahip çıkarsa o<br />

ürün standart haline geliyor”<br />

TUŞPA Nilüfer Kozikoğlu Mimarlık ve Urban<br />

Atölye Kurucusu Nilüfer Kozikoğlu’nun<br />

moderatörlüğünde başlayan “<strong>Malzeme</strong><br />

Üreticileriyle Mimarlık” konulu oturumda<br />

mimarların tedarikçilere karşı talepkar<br />

olmasının ürün geliştirme sürecine katkısı<br />

ve etkileri vurgulandı. Assa Abloy İş<br />

Birim Yöneticisi Bilal Kafalıer, Işıklar <strong>Yapı</strong><br />

Ürünleri Pazarlama Müdürü Dilek Karaköz<br />

Toruş, Braas Çatı Sistemleri Pazarlama<br />

ve Satış Müdürü Hamdullah Abiş, Türk<br />

Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak<br />

ve Şişecam Düzcam Mimari Cam<br />

Projeleri Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol’un<br />

konuşmacı olarak katıldığı oturumda,<br />

verilen ortak mesaj, hayalim var diye<br />

gelen mimarın tedarikçiyi zorladığı, bunun<br />

da gelişime yön verdiği oldu. Üreticileri<br />

zorlayan faktörlerin bina tasarımcıları ve<br />

mimarlar olduğuna işaret eden yorumlarda,<br />

estetikten yoksun zihniyet anlayışının<br />

değiştiği, ürünün mimari ve tasarım kısmının<br />

ön plana çıktığı belirtildi. Projesine<br />

sahip çıkan, ağırlığını koyan ve işvereni<br />

malzeme seçiminde yönlendiren mimarların<br />

her geçen gün arttığının ifade edildiği<br />

oturumda, eğitim aşamasında malzemeyle<br />

tanışılması gerektiği vurgulanırken,<br />

mimarların malzeme seçimi sonrasında<br />

dahi sahada olmaları, malzemesini iyi tanıması<br />

gerektiği çağrısı yapıldı. Mimarların<br />

yeni taleplerinin, yapı malzemesi üreticisi<br />

sektör paydaşlarını yeni ürünler yapmaya<br />

teşvik ettiği vurgulanan panelde, geleceğe<br />

yönelik ortak mesaj, hem üretim hem<br />

tasarım aşamalarında dijitalleşmenin geleceğin<br />

konusu olduğu, ürün sistem ve<br />

performansı üzerine söz sahibi olanların<br />

mimarlar olması gerektiği oldu.<br />

“Yeni <strong>Yapı</strong>lan Statların Ruhu Yok”<br />

Etkinliğin son gününde Uğur Vardan, Caner<br />

Eler ve Can Öz’ün katıldığı “Bir Kültür<br />

Fizik Alanı Olarak Spor” konulu ilk oturumda<br />

ise spor bir kültür olarak ele alındı ve<br />

mimarlığın tipolojilerinden biri olarak spor<br />

yapılarının iyi örnekleri üzerine konuşuldu.<br />

Yurtdışındaki stadyumların ulaşım sorunu<br />

olmadığına dikkat çeken Can Yayınları ve<br />

Socrates Genel Müdürü Can Öz, stadyum<br />

yeri seçilirken öncelikle toplu taşımaya<br />

önem verilmesi gerektiğini vurguladı.<br />

Stadyumların şehirden uzakta ve şehir kültüründen<br />

izole bir şekilde yapılmasına karşı<br />

olduğunu belirten Öz, “Müsabaka öncesinde<br />

ve sonrasındaki taraftarın yarattığı<br />

festival havası bir şehircilik kültürüdür ve<br />

çok güzeldir. Şehre de katkı sağlar,”dedi.<br />

Uğur Vardan “Yeni yapılan stadları “çok<br />

güzel yapılar” olarak nitelendiren Vardar,<br />

bu spor yapılarının birbirlerine çok benzediğini<br />

ve ruhlarını kaybettiğini” ekledi. Caner<br />

Eler ise genel anlamda eski stadyumlara<br />

bir özlemin olduğunu ama taraftarın<br />

sayıca artması ve artık daha konforlu yapılara<br />

ihtiyaç duyulması ile bu eski yapıların<br />

yerine yenilerin gelmesinin bir zorunluluk<br />

arz ettiğini söyledi. Engellilere yönelik tasarımın<br />

her zaman göz ardı edildiğini ifade<br />

eden Eler, engelli bir birey olarak yaşadığı<br />

sıkıntıları dinleyicilerle paylaştı.<br />

Ahu Bade Nilgün: “Y kuşağı<br />

değerleriyle yaşıyor ama değerlerinin<br />

ne olduğunun farkında değil”<br />

“Y Kuşağı ve Mimarlık” konulu son oturumda<br />

ise dönemin en popüler konusu<br />

kuşaklar arası iletişim tartışıldı ve Y kuşağı<br />

odağında mimarlık perspektifinden<br />

sektörün insan kaynağı ele alındı. Antik<br />

dönem Yunan filozofu Aristo’nun 2300 yıl<br />

önce “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış,<br />

yetişkinlere karşı saygısızlar,” dediğini<br />

hatırlatan Bakırküre Mimarlık Kurucusu<br />

Gürhan Bakırküre, moderatörlüğünü yaptığı<br />

oturumu, kuşaklar arası problemlerin<br />

her dönemde karşımıza çıktığını söyleyerek<br />

açtı. NBS İnsan Kaynakları ve Yönetim<br />

Danışmanlığı Kurucu Ortağı, Eğitmen<br />

Ahu Bade Nilgün “1980-2000 arasında<br />

doğanlar Y kuşağını oluşturuyor. Bu nesil<br />

işi, güzel ve keyifli bir hayat yaşamak,<br />

eğlenmek için kullanılacak bir araç olarak<br />

görüyor. Başarı odaklılar ama günümüzde<br />

bu başarının tanımı değişmiş durumda,”<br />

dedi ve ekledi: “Yeni nesli güruh değil,<br />

birey olarak görmekte fayda var. Y kuşağı<br />

değerleriyle yaşıyor ama bu değerlerin<br />

ne olduğunun farkında değil. Y kuşağının<br />

işten ayrıldığı yerler, değerleriyle uyuşmayan<br />

firmalardır. Önce kendi değeriniz nedir<br />

onu bulmalısınız. Çalışan memnuniyetine<br />

önem veren şirketler, bunun farkında olarak<br />

insan kaynağını planlıyor.”<br />

114<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


TAGO Architects’ten Sharjah’a<br />

Kentsel Dönüşüm Projesi<br />

TAGO Architects tarafından Sharjah’ta tasarlanan “Sharjah Kentsel Dönüşüm Projesi” barındırdığı<br />

açık ve yarı açık sosyal alanlar, konutlar, ticari fonksiyonlu alanlar ve eğitim yapıları ile, bölgenin<br />

köklü sanayi merkezi Sharjah’ın ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlayacak.<br />

İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo,<br />

Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde<br />

Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler<br />

üreten Mimar Gökhan Aktan Altuğ<br />

önderliğindeki Tago Architects, Birleşik<br />

Arap Emirlikleri’ni oluşturan 7 emirlikten<br />

biri olmakla birlikte, üçüncü en büyük ve<br />

kalabalık kenti olan Sharjah’ta 75.000<br />

m²’lik alanda uygulanacak olan bir kentsel<br />

dönüşüm projesine imza attı. 2020<br />

yılında inşaatına başlanacak olan projenin,<br />

tamamlandığında bünyesinde bulundurduğu<br />

açık ve yarı açık sosyal alanlar,<br />

konutlar, ticari fonksiyonlu alanlar ve eğitim<br />

yapıları ile, bölgenin sanayi merkezi<br />

Sharjah’ın gelişimine önemli katkılar sağlaması<br />

hedefleniyor.<br />

Mevcut durumda niteliksiz sanayi yapılarının,<br />

konutların ve küçük ticari birimlerin<br />

116<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

bulunduğu, toplam 4 adada, 75.000 m²<br />

‘nin üzerinde tasarlanan kentsel dönüşüm<br />

projesi, masterplan çalışması ve mimari<br />

avan projelerinin tasarımını içeriyor.<br />

Coğrafi ve kültürel veriler ana<br />

kriter<br />

Tago Architects’in ilk olarak, adaların kendi<br />

içindeki dağılımlarını ve fonksiyonlarını<br />

ele aldığı projenin önemli unsurlarından<br />

biri olan eğitim fonksiyonunu oluşturan 2<br />

adet eğitim yapısının konumlandırılması,<br />

detaylı ve büyük alanlar kaplayan yapılar<br />

olmaları nedeniyle öncelik kazanmış.<br />

Eğitim yapılarının dışında kalan alanlara<br />

ise konut ve ticari birimler yerleştirilmiş.<br />

Proje kapsamında, T şeklindeki ana hatların<br />

üzerinde yer alan yaya geçitlerinin,<br />

alt geçitlerin ve trafik ışıklarının konumlarına<br />

kadar incelen nitelikte bir planlama<br />

çalışması yapılmış.<br />

Proje kapsamında tasarlanan adalar,<br />

şehir planına göre köşelerde geriye çekilerek<br />

küçük ölçekte meydanlar oluşturulmuş.<br />

Böylece planlı bir şekilde gridal<br />

olarak gelişmesi istenen kent yapısına<br />

uyulmuş. Coğrafi ve kültürel verilerin ana<br />

tasarım kriterlerinden biri olduğu projede<br />

AVM yapısının üzeri kapatılarak kontrollü<br />

bir iç bahçe yaratılmış. Mahremiyetin<br />

sağlanması için bahçe kotu konut kotundan<br />

1,5 metre aşağıya çekilmiş. İç<br />

bahçe iki parçalı bir paravanla ayrılarak<br />

ve iki adet havuz kullanılarak kadınlar ve<br />

erkekler için ayrı alanlar oluşturulmuş.<br />

Merkezde bir meydan oluşturularak sosyal<br />

alan ihtiyacı karşılanmış.<br />

Proje, bölgenin çok sıcak ve güneşli iklim<br />

koşullarına uygun olarak tasarlanmış.<br />

Masterplanda, özellikle yaya yolları üzerinde<br />

dar sokaklar oluşturularak doğal<br />

ventilasyon sağlanmış. Cephede kullanı-<br />

Mimar Gökhan Aktan Altuğ<br />

lan GRC kaplama malzemesi, değiştirilebilir<br />

olmasıyla cephede yıl boyunca sıcak<br />

hava ve güneşe maruz kalmaktan dolayı<br />

oluşacak hasarların giderilmesi için iyi<br />

bir çözüm olmuş. Cephe tasarımında<br />

konforlu iç mekanların önemsendiği, çok<br />

şeffaf olmayan bir yaklaşım benimsenmiş.<br />

Ticari alanlara yerleştirilen arkatlar<br />

ile de gölge alanlar oluşturulularak gün<br />

içinde hareketli sokaklar hedeflenmiş.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 117


““Bu projede yaşayacak kişilerin tüm<br />

ihtiyaçlarına nasıl cevap verebiliriz?”<br />

sorusunu her zaman soruyoruz.”<br />

“Ulaşımı kolay ve sosyal hayattan kopmadan şehrin<br />

imkânlarından kolaylıkla faydalanılabilecek konut projeleri<br />

inşa ediyoruz. Çukurova Balkon projemizde de sunduğumuz<br />

tüm bu olanaklarla, şehir yaşamının zorluklarını<br />

kolaylaştırıyoruz.”<br />

Tamer Son / Çukurova Gayrimenkul<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Kuruluşundan bugüne sektörünün öncü<br />

firmaları arasında yer alan Çukurova Gayrimenkul,<br />

günümüz modern yaşamının tüm<br />

gerekliliklerini tespit ederek konumdan<br />

ulaşıma, merkezi noktalara yakınlıktan<br />

sağladığı sosyal olanaklara kadar ihtiyaç<br />

duyulan tüm öncelikleri projelerinde bir<br />

araya getirmeyi başarıyor. 1993 yılından<br />

beri faaliyetleri sürdüren Çukurova Gayrimenkul’ün<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Tamer<br />

Son ile genel şirket faaliyetleri ve son dönemde<br />

gerçekleştirdikleri Çukurova Balkon<br />

Projesi özelinde konuştuk.<br />

Öncelikle kendinizden ve<br />

şirketinizin kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyetlerinden bahseder misiniz?<br />

1965 Adana doğumluyum. Marmara Üniversitesi<br />

Fen-Edebiyat Fakültesi mezunuyum.<br />

İlk iş hayatıma öğretmen olarak başladım.<br />

Daha sonra aileme destek olmak<br />

amacıyla gayrimenkul danışmanlığı alanında<br />

faaliyet gösteren şirketimizde görev<br />

aldım. Adana, Mersin ve İstanbul’da toplamda<br />

10 gayrimenkul danışmanlığı ofisi<br />

kurarak işlerimizi büyüttük. Bu dönemde<br />

edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak<br />

daha büyük bir açılım yapmaya karar verdik<br />

ve inşaat sektörüne giriş yaptık.<br />

SON Grup bünyesindeki şirketlerimizden<br />

biri olan Çukurova Gayrimenkul, inşaat<br />

sektöründe 1993 yılından beri faaliyet<br />

gösteriyor. Kuruluşundan bugüne sektörünün<br />

öncü firmaları arasında yer alan<br />

118<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

Çukurova Gayrimenkul, günümüz modern<br />

yaşamının tüm gerekliliklerini tespit ederek<br />

konumdan ulaşıma, merkezi noktalara<br />

yakınlıktan sağladığı sosyal olanaklara kadar<br />

ihtiyaç duyulan tüm öncelikleri projelerinde<br />

bir araya getiriyor.<br />

Çukurova Gayrimenkul olarak bugüne<br />

kadar Adana, Mersin ve İstanbul’da pek<br />

çok prestijli konut projesine imza attık.<br />

Mersin’de ortaklarımızla birlikle hayata<br />

geçirdiğimiz yazlık projesi Liparis 2 ve Liparis<br />

4’ün yanı sıra yine Adana’da proje<br />

ortaklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz<br />

TMT Park Life, TMT Gölvadi, Yüzevler,<br />

Platinkent, Eserkent gibi projelere imza<br />

attık. Ayrıca Çukurova Gayrimenkul olarak<br />

Çukurova Residence, Çukurova Kent,<br />

Çukurova Park ve Çukurova Villaları gibi<br />

nitelikli konut projeleri gerçekleştirdik.<br />

Kartal’da inşa ettiğimiz adalar ve deniz<br />

manzaralı Adanuspark ile rotamızı İstanbul’a<br />

çevirdik ve ardından yine bölgenin<br />

sembol projelerinden biri olan Çukurova<br />

Tower’ı hayata geçirdik. 2015 yılının Mayıs<br />

ayında yine Kartal’da Çukurova Balkon<br />

projesine başladık. Yenilikçi, çevreci ve<br />

müşteri odaklı bir yaklaşımla faaliyetlerimizi<br />

sürdürüyoruz. Şehircilik anlayışına<br />

sahip projelerimizi insana ve doğaya saygılı<br />

konseptlerle geliştiriyoruz. Keyifli ve<br />

kaliteli yaşam alanlarını kârlı yatırım fırsatları<br />

ile birleştirmeyi misyon edinen firmamız,<br />

bilgi birikimini ve deneyimini estetik,<br />

teknoloji, lüks ve konfor ile bütünleyerek<br />

bulunduğu bölgeye değer katan modern<br />

projeler inşa ediyor.<br />

‘Çukurova Balkon Projesi’ hakkında<br />

biraz bilgi verir misiniz?<br />

Kartal’da 19 ve 20 katlı iki bloktan oluşan<br />

bir rezidans projesi olan Çukurova Balkon,<br />

1+1’den 4+1’e kadar çeşitli büyüklük ve<br />

özellikte 261 konuttan ve sosyal yaşam<br />

alanlarından oluşuyor. Ön tarafı Marmara<br />

Denizi ve adalar, arka tarafı ise orman<br />

manzaralı olan Çukurova Balkon’da tüm<br />

daireler balkonlu. Bazı dairelerde konumuna<br />

ve büyüklüğüne göre iki ya da üç<br />

balkon, bazı 2+1 ve 3+1 dairelerde ise<br />

30 metreye kadar teras bulunuyor. Bahçe<br />

katlarında 20 metrekare bahçe kullanım<br />

alanı ve bahçe çıkışları da mevcut.<br />

Kartal Adliye Sarayı’na ve Maltepe Park<br />

AVM’ye 1,5 kilometre, Kartal metrosuna<br />

ve yeni açılacak İKEA’ya 600 metre, Aydos<br />

Ormanı yürüyüş parkuruna 2 dakika<br />

mesafede konumlanan Çukurova Balkon,<br />

merkezi konumu sayesinde kolay ulaşım<br />

imkânı sağladığı gibi aynı zamanda şehrin<br />

gürültüsü ve trafiğinden uzak, ormanın<br />

yanı başında oksijen deposu gibi bir bölgede<br />

eşsiz manzara sunuyor. Çevresindeki<br />

hastane, alışveriş merkezi, okul gibi<br />

sosyal imkanlar ile her türlü ihtiyaca cevap<br />

verebiliyor. Araçla Bağdat Caddesi’ne<br />

yaklaşık 15 dakika, köprülere ortalama<br />

20 dakika uzaklıkta olan projemiz, Sabiha<br />

Gökçen Havaalanı’na ve Kartal-Pendik<br />

Deniz Otobüsü İskelelerine de çok yakın.<br />

%85’i yeşil alandan oluşan projemizde<br />

ayrıca 750 metrekarelik iki katlı kapalı<br />

sosyal tesis alanı mevcut. Projenin sosyal<br />

alanları içinde; yarı olimpik açık yüzme<br />

havuzu, açık alanda tenis kortu, basketbol<br />

sahası, çok amaçlı saha, barbekü ve<br />

yürüyüş alanı yer alıyor. Hobi odası, çocuk<br />

oyun alanları, çocuk yüzme havuzu,<br />

fitness merkezi, sauna ve buhar odası,<br />

kafeterya, toplantı odaları, fotokopi odası,<br />

hobi odaları, kapalı otopark ise projenin<br />

diğer sosyal alanlarını oluşturuyor. Kapalı<br />

otoparklarda 1+1, 2+1 ve 3+1 daireler<br />

için birer, 4+1 daireler içinse ikişer araçlık<br />

park yeri bulunuyor. Kameralı güvenliğin<br />

bulunduğu projemizde, zemin katta bulunan<br />

depo alanları ardiye olarak kullanabiliyor.<br />

Çukurova Gayrimenkul olarak, müşterilerimizden<br />

aldığımız geri bildirimleri her<br />

zaman gelecek projelerimizde kendimize<br />

rehber ediniyoruz. Bugüne kadarki tecrübelerimizden<br />

de biliyoruz ki, bazı müşterilerimiz<br />

için mutfağın geniş olması çok<br />

önemli, bazıları içinse salonun ya da çocuk<br />

odalarının. Biz de bu noktadan hareketle<br />

Çukurova Balkon’da büyüklükleri 65<br />

ila 273 metrekare arasında değişen tüm<br />

dairelerin iç mimarisini birbirinden farklı<br />

şekilde kurguladık. Aynı büyüklükteki dairelerin<br />

bile iç mimarisi ve metrekare dağılımının<br />

değiştiği projemizde, tercihe göre<br />

kimi dairelerin salonu, kimi dairelerin ise<br />

mutfak ya da yatak odaları farklı büyüklüklerde<br />

bulunuyor.<br />

Bu projenin çevresine ve şehir<br />

yaşamına etkileri sizce nasıl<br />

gerçekleşecek?<br />

Yaşanılan bölgede güven ve huzur içinde<br />

kaliteli zaman geçirilebilecek sosyal donatıların<br />

olması özellikle büyük şehirlerde<br />

motivasyon açısından avantaj sağlıyor.<br />

Ayrıca çocuklu ailelerin oturacakları konutların<br />

aktif ve güvenilir sosyal ortamlara<br />

sahip olmaları, çocukların özgüvenli bireyler<br />

olarak yetişmesi açısından da oldukça<br />

önemli. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde<br />

trafik ciddi bir problem. Bu doğrultuda<br />

ulaşımı kolay, merkezi lokasyonu<br />

ve hayatı kolaylaştıracak nitelikleriyle ön<br />

plana çıkan konut projeleri şehir yaşamına<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 119


Mimari<br />

olumlu yönde etki ediyor. Çukurova Gayrimenkul<br />

olarak her zaman merkezi lokasyonlarda<br />

ve gelişime açık bölgelerde prim<br />

potansiyeli yüksek projeler inşa ediyoruz.<br />

Projelerimizi hayata geçirirken detaylara<br />

büyük önem veriyoruz. “Bu projede yaşayacak<br />

kişilerin tüm ihtiyaçlarına nasıl<br />

cevap verebiliriz?” sorusunu her zaman<br />

soruyoruz ve projelerimizi konumundan<br />

mimarisine, sosyal donatılarından yaşamı<br />

kolaylaştıracak diğer tüm detaylarına kadar<br />

bu bakış açısıyla oluşturuyoruz. Ulaşımı<br />

kolay ve sosyal hayattan kopmadan<br />

şehrin imkânlarından kolaylıkla faydalanılabilecek<br />

konut projeleri inşa ediyoruz.<br />

Çukurova Balkon projemizde de sunduğumuz<br />

tüm bu olanaklarla, şehir yaşamının<br />

zorluklarını kolaylaştırıyoruz. Ayrıca projemiz<br />

deniz ve orman manzaralı balkonları,<br />

geniş terasları ve bahçe kullanım alanları<br />

ile şehrin içinde doğanın güzelliklerini yaşama<br />

ve stresten arınma imkanı sunuyor.<br />

Dünya genelinde yaygın hale<br />

gelen kentsel dönüşüm projeleri<br />

hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />

Başarılı olduğunu düşündüğünüz bir<br />

kaç örnek projeyi bizimle paylaşır<br />

mısınız?<br />

Kentsel dönüşüm ülkemiz, ekonomimiz<br />

ve insanımız için zorunlu bir süreç. Geçmişten<br />

gelen çarpık kentleşme sorununun<br />

çözülmesi, gecekonduların ve sosyal donatılardan<br />

yoksun yaşam alanlarının yeniden<br />

yaratılması, kentlerin kültürümüze ve<br />

mimarimize uygun, çağdaş yapılara kavuşması<br />

için bu fırsat çok iyi değerlendirilmeli<br />

ve bu konuya milli bir dava gözüyle bakmalıyız.<br />

Türkiye’nin son 10 yılda çok büyük bir<br />

gelişme kat ettiğini ve önemli bir noktaya<br />

ulaştığını söyleyebiliriz. Özellikle kentsel<br />

dönüşüm konusunda yaşanan gelişmeler<br />

sayesinde lüks konut projeleri, gerek inşaat<br />

kaliteleri gerekse sosyal donatıları ve<br />

sunduğu diğer hizmetlerle Avrupa ülkeleri<br />

ile yarışır duruma geldi. Ulaşım ağındaki<br />

gelişmelere paralel olarak alternatif yaşam<br />

alanları oluşturuldu ve pek çok bölgenin<br />

yatırım değeri hızla artış göstermeye<br />

başladı.<br />

Türk Mimarisinin geleceği,<br />

kullanılan malzemeler ve estetik<br />

açıdan sizce nasıl şekillenecek?<br />

Ülkemizde küreselleşmenin bir yansıması<br />

olarak mimari ve tasarımın gittikçe geliştiğini<br />

görüyoruz. Artık projeler modern mimari<br />

tarzı yansıtan yapılar olarak şekilleniyor.<br />

Şehre modern bir görünüm kazandıran<br />

kullanışlı yaşam alanları planlanıyor. Yürütülen<br />

kentsel dönüşüm çalışmaları sonucunda<br />

ise kültürümüze uygun, çağdaş<br />

tasarımlar yapılmaya özen gösteriliyor.<br />

Proje Künye Bilgileri:<br />

İklimlendirme Sistemleri<br />

: Arçelik<br />

Yalıtım / Çatı&Cephe Sistemleri :<br />

Schüco marka PVC ve TSE Belgeli ısı yalıtımlı camlar<br />

Kapılar<br />

: Sur Kapı<br />

Oda Kapıları<br />

: Negna<br />

Ankastre<br />

: Arçelik leisure<br />

Vitrifiye<br />

: Vitra<br />

Armatürler<br />

: Vitra, Artema<br />

Seramikler<br />

: Vitra<br />

Oda Otomasyon Sistemleri : Oda termostadı - Rehau<br />

Servis Asansörleri<br />

: Kone<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Genç nüfusa sahip ülkemizde yılda yaklaşık<br />

600 bin konut ihtiyacı bulunuyor. Kentsel<br />

dönüşümü ve yenilenmesi gereken<br />

konutları da düşündüğümüzde bu rakam<br />

yılda yaklaşık 1 milyon konuta ulaşıyor.<br />

Bu noktada gerek inşaatın sürdürülebilir<br />

büyümesi ve ekonomik kalkınmaya katkı<br />

sağlaması gerekse ülke insanımızın güvenli,<br />

dayanıklı, sağlıklı, konforlu ve uzun<br />

ömürlü konutlara sahip olmasının kolaylaştırılması<br />

için sektörün önündeki engellerin<br />

kaldırılması ve cazip teşvikler sağlanması<br />

şart. Deprem ülkesi Türkiye’de<br />

inşaat sektörünün bekleme lüksü yok.<br />

Arsa maliyetlerinin yüksek olması sektörü<br />

ciddi anlamda zorluyor. Öncelikle arsa<br />

maliyetlerinin düşmesi için devletin arsa<br />

üretmesi çok faydalı olur. Devlet arsa<br />

üretip inşaat firmalarına satmaz ya da<br />

uygun şartlarda kat karşılığı vermezse konut<br />

fiyatlarının düşmesini beklemek hayal<br />

olur. <strong>Yapı</strong>lan son düzenlemelerle sektöre<br />

nefes aldıran tapu harcı, noter bedeli ve<br />

satıştaki KDV rakamı konusundaki oran<br />

ve uygulamaların önümüzdeki dönemde<br />

eskiye dönmesiyle sektörün yükü tekrar<br />

artacak. Mevcut iyileştirmelerle süreli de<br />

olsa düşen bu oranların bir miktar daha<br />

düşürülmesi ve genele yayılmasına ek<br />

olarak sıkı bir denetim sistemi kurulması<br />

da sağlanırsa hem devletin harç kazanımı<br />

hem de yerel yönetimlerin emlak vergileri<br />

reel olarak artar. İnşaat sektöründe çok<br />

yaygın olan kayıt dışılık, kayıt altındaki firmalar<br />

için haksız rekabete neden olurken<br />

aynı zamanda devleti ciddi anlamda vergi<br />

kaybına uğratıyor. İnşaat sektöründeki<br />

tüm düzenlemelerin süreli teşvikler yerine<br />

kalıcı uygulamalarla hayata geçirilmesi<br />

çok daha etkili olur.<br />

Yurtdışında belli bir sermaye yapısına<br />

ulaşmadan, yeterli kadrolara sahip olmadan<br />

ve belli oranda iş bitirmeden inşaat<br />

sektörüne giriş yapılamıyor. Ancak maalesef<br />

ülkemizde yıllardır süregelen alışkanlıkla<br />

hangi sektörde hareketlilik varsa o<br />

sektöre akın edilir. İnşaat sektörü de en<br />

cazip sektörlerden biri olarak görülür. 80<br />

milyona yakın nüfusa sahip Türkiye’de bugün<br />

yaklaşık 330 bin müteahhit varken,<br />

80 milyonu aşkın nüfuslu Almanya’da bu<br />

sayı sadece 2.700, tüm Avrupa’da ise 25<br />

bin civarında. Türkiye, yaklaşık 1 milyar<br />

375 milyon nüfuslu Çin’den sonra inşaat<br />

sektöründe dünya ikincisi konumundayken,<br />

müteahhit sayısı olarak da Çin’den<br />

sonra ikinci. Bu müteahhit enflasyonu engellenmeli.<br />

Sektörün en büyük sıkıntısının<br />

çözülmesi için gerekli düzenlemelerin en<br />

kısa sürede yapılması ve isteyen herkesin<br />

kolaylıkla bu sektöre girişinin önlenmesi<br />

gerekiyor. Uygun şartları sağlayanlar gayrimenkul<br />

yatırımcısı olabilir, ancak her isteyen<br />

inşaatını yapamamalı.<br />

120<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

Ataşehir’in Yeni Çekim Merkezini<br />

Studio Vertebra tasarladı:<br />

Ataşehir Belediyesi Kent Parkı<br />

Studio Vertebra imzalı Ataşehir Belediyesi Kent Parkı, toplam 61.000 m²’lik bir alanda<br />

barındırdığı sergi alanları, performans merkezi, gastronomi merkezi ve çocuklar için etkinlik<br />

alanları gibi fonksiyonlarıyla, tamamlandığında Ataşehir için bir çekim merkezi oluşturacak<br />

ve bölgenin sosyal hayatına nitelikli bir kamusal alan kazandıracak.<br />

ofisi Studio Vertebra tarafından, İstanbul<br />

Ataşehir’de 61.000 m²’lik bir alanda tasarlanan<br />

Ataşehir Belediyesi Kent Parkı,<br />

birçok fonksiyonu içinde barındırıyor. Bulunduğu<br />

bölgeyi canlandırıp bir çekim merkezi<br />

oluşturması hedeflenerek tasarlanan<br />

projede, bölgenin sosyal hayatına nitelikli<br />

bir zemin kazandırmak amacıyla sergi<br />

alanları, performans merkezi, gastronomi<br />

merkezi, şef restoranları, kitap kafe ve<br />

çocuklar için etkinlik alanları gibi fonksiyonlar<br />

planlanmış. Kendine has niteliklere<br />

sahip olan her kütle, cephe ve form hissi<br />

olarak bir bütünlük oluşturuyor. Yerleştirilen<br />

tüm işlevlerin kendi başlarına çekim<br />

oluşturması ve armonik olarak birbirlerini<br />

desteklemesi, Studio Vertebra’nın “tümel<br />

proje anlayışı”nı yansıtıyor.<br />

Nitelikli, büyük bir park olarak tanımlanabilecek<br />

projenin yaklaşık %85’ini yeşil<br />

alanlar oluşturuyor ve yapılaşma belirli<br />

bir noktada toplanarak yeşil alan bütünlüğü<br />

sağlanıyor. Arazide yer alan mevcut<br />

eğim, yapıların kademeli olarak yerleşmesine<br />

imkân sağlamış. Projenin ana<br />

odağı olan meydan ve etrafındaki birimler<br />

bodrum katta bütünleşerek bölgenin<br />

otopark ihtiyacını karşılamış. Endüstriyel<br />

bir yaklaşım ile tasarlanan yapılarda<br />

geniş saçaklara, taş duvarlara ve çelik<br />

kolonlara yer verilmiş.<br />

Proje bir park olması bakımından; yürüyüş<br />

parkurları, bisiklet yolları gibi uzamsal düzenlemeler<br />

barındırıyor. Parkurlarda, noktasal<br />

sosyal bileşke noktaları oluşturmak<br />

ve hat boyunca dinamik bir tecrübe yaşatmak<br />

için “seyyar”, küçük ölçekli yeme –<br />

içme birimlerine yer verilerek, küçük avlular<br />

da oluşturulmuş.<br />

5.000 kişilik açık aktivite alanı, yeşil zemine<br />

sahip olarak tasarlanmış ve ses izolasyonu<br />

doğal bitkilerle sağlanacak şekilde<br />

düzenlenmiş. Bu alan çok amaçlı düşünülerek<br />

toplu spor aktiviteleri, festivaller,<br />

konserler gibi aktivitelere imkân verecek<br />

şekilde planlanmış.<br />

Kuruluşundan bu yana mimari, iç mimari<br />

ve restorasyon alanlarında ulusal ve uluslararası<br />

ölçekte ‘çok disiplinli’ çalışmalar<br />

yürüten, Baş Mimar Gencer Yalçın, Y. Mimar<br />

Dilşad Öktem Aslaner, Y. Mimar Bahar<br />

Yücel ve İç Mimar Efe Kağan Hızar’ın<br />

ortaklığındaki İstanbul merkezli tasarım<br />

Proje Künyesi:<br />

Proje : Ataşehir Belediyesi Kent Parkı<br />

Konum : İstanbul, Türkiye<br />

İşveren : Hel Mimarlık ve Çalışkan İş Ortaklığı<br />

Proje Tipi: Kentsel Düzenleme<br />

Toplam İnşaat Alanı: 11.000 m²<br />

Toplam Düzenleme Alanı: 61.000 m²<br />

122<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


“Kentsel dönüşüm ve kentsel korumanın<br />

büyük ölçekte beraber ele alınması doğru<br />

sonuca ulaşmada etkili olacaktır”<br />

“Kentsel dönüşüm sanayi devrimiyle birlikte gelen şehirleşmenin getirdiği bir sonuç ve<br />

ihtiyaç. Bu duruma savaşlar da ayrı bir boyut kazandırmış. Guangzou, La Defense bunun<br />

dünya çapındaki örnekleri.”<br />

İstanbul’un pekçok farklı noktasında ses<br />

getiren projelere imza atan Royal Group,<br />

iddialı projeleriyle faaliyetlerini sürdürmekte.<br />

Tüm projelerini hayallerden ilham alarak<br />

gerçekleştirdiklerini ifade eden Royal<br />

Group Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Çehreli<br />

ile keyifli bir söyleşi düzenledik.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesi ile birlikte<br />

çalışma sahaları ve faaliyetleri<br />

hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Biz 2013 yılında geçmişleri inşaat, sanayi<br />

ve ticaret olan 3 yatırımcının proje bazlı<br />

sermayede güç birliği yaptığı bir oluşumuz.<br />

Bugüne kadar birlikte birçok projeye imzamızı<br />

attık. Royal Group olarak farkımız,<br />

sadece iyi yapılar inşa etmek değil. Farkımız;<br />

hayallerden ilham almak. Amacımız<br />

ise müşterilere sadece bir konut değil bir<br />

yaşam tarzı sunmak.<br />

<strong>Yapı</strong>m ya da plan aşamasında olan<br />

projelerinizden birkaç örnek verebilir<br />

misiniz?<br />

Royal Group, ilk olarak Topselvi’deki Skyblue<br />

İstanbul Rezidans projesiyle işe başladı.<br />

Başarı ve memnuniyetle kule inşaatını<br />

bitirerek konut sahiplerine anahtarlarını<br />

teslim ettik.<br />

Şu anda Royal Garden Kartal Rezidans<br />

projesi, 400’den fazla daire inşaatı ile<br />

devam ediyor. İnşaatın %70’i tamamlandı<br />

diyebilirim. <strong>2017</strong> yılının sonunda anahtar<br />

teslimi yapacağız. Ayrıca Kartal’ın yeni<br />

trendi olan Yakacık bölgesinde iki büyük<br />

proje; Royal Garden Yakacık ve Royal<br />

Garden Yaka Park’ın hazırlıkları tüm hızıyla<br />

devam ediyor. Birkaç ay içerisinde bu<br />

projelerimizin yapımına başlamayı düşünüyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong>mı tamamlanmak üzere olan<br />

Royal Marin Business Center projesi de<br />

yakında hizmete girecek. Özellikle bu proje,<br />

bizim için İstanbul genelinde bir ilk olacak.<br />

Mimari çizimi ile fark yaratan proje,<br />

Tolga Çehreli / Royal Group Yönetim Kurulu Başkanı<br />

fonksiyonel büyük ofis alanları ile büyük<br />

lüks bir yat formunda tasarlandı. Projenin<br />

planı ve tasarımı çok beğenildi. Şimdiden<br />

çok fazla taleple karşı karşıyayız ve tüm<br />

bu talepleri değerlendiriyoruz.<br />

‘Royal Garden Yakacık Projesi’<br />

hakkında biraz bilgi verir misiniz?<br />

70 milyon TL yatırımla hayata geçirilen<br />

proje, 13 kattan oluşan 5 ayrı bloğu ile<br />

Yakacık’ta hayata geçiriliyor. Royal Garden<br />

Yakacık projesinde, insanların yaşam<br />

alanlarındaki konforları düşünülerek en<br />

küçük daire 125, en büyük daire ise 300<br />

124<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

metrekare şeklinde tasarlandı. Üstelik<br />

tüm daireler; ileri teknoloji, yüksek kalite<br />

ve güvenlik ile donatılmış durumda. Ayrıca<br />

tüm dairelere kapalı otopark imkanı sunuluyor.<br />

Toplamda 242 dairenin yer alacağı<br />

projede 2+1, 3+1, 5+1dairelerin yanı sıra<br />

3+1, 4+1, 5+1 dubleks daireler bulunuyor.<br />

Deniz görme seviyesinin 4.kattan itibaren<br />

başladığı proje, Dragos, Kadıköy ve<br />

Çamlıca Tepesi’nin de içinde olduğu 360<br />

derece panoramik bir manzara sunuyor.<br />

Royal Garden Yakacık projesinde, hem<br />

konutlara hem de iş yerlerine yer veriliyor.<br />

Dairelerin yanı sıra blokların altında yer<br />

alacak cafe, restaurant ve mağazalarla bir<br />

yaşam merkezi kurmayı hedefleyen Royal<br />

Group bölgeye farklı bir yapı anlayışı getiriyor.<br />

Ayrıca lokasyon itibariyle zengin bir<br />

ulaşım ağıyla çevrili proje önemli bağlantı<br />

yollarına, metro, okul, hastane ve AVM’lere<br />

çok yakın bir mesafede yer alıyor.<br />

Bu projenin çevresine ve şehir<br />

yaşamına etkileri sizce nasıl<br />

gerçekleşecek?<br />

Royal Garden Yakacık projesi, çevresinde<br />

yükselen birçok projeden farklı olarak<br />

konut ve iş yerlerini birlikte ele alıyor. Bu<br />

durum; hem daire sahipleri için hem de<br />

bölge sakinleri için büyük bir alışveriş kolaylığı<br />

sağlayacak. Ayrıca blokların altında<br />

yer alacak kafe ve restaurantlar Yakacık<br />

semtini önemli bir buluşma noktası haline<br />

getirecek. Bunun dışında ekonomik<br />

anlamda da ciddi bir hareketlenme getirecek<br />

olan proje yüksek yatırım değeriyle de<br />

yatırım hedefiyle gelen kişiler için oldukça<br />

büyük avantajlar sunuyor.<br />

Kentsel Dönüşüm Yönetmeliği’nde<br />

birtakım değişiklikler yapıldı. Siz bu<br />

değişimi nasıl<br />

yorumluyorsunuz?<br />

Yatay yapılaşmaya yönelik düzenleme<br />

kapsamında hafriyat ve iksa işlerinin ayrı<br />

bir ruhsata bağlanması, cephe bütünlüğü<br />

için alınan kararlar bizim açımızdan olumlu<br />

yönleri diyebilirim. Ancak geçiş süreci<br />

için tanınan zaman çok kısıtlı. Kentsel dönüşüm<br />

kapsamındaki etkisini ise zaman<br />

içinde göreceğiz .<br />

Dünya genelinde yaygın hale gelen<br />

kentsel dönüşüm projeleri hakkında<br />

neler düşünüyorsunuz? Başarılı<br />

olduğunu düşündüğünüz bir kaç<br />

örnek projeyi bizimle paylaşır<br />

mısınız?<br />

Kentsel dönüşüm sanayi devrimiyle birlikte<br />

gelen şehirleşmenin getirdiği bir sonuç<br />

ve ihtiyaç. Bu duruma savaşlar da ayrı bir<br />

boyut kazandırmış. Guangzou, La Defense<br />

bunun dünya çapındaki örnekleri. Ülkemiz<br />

de sanayileşme ile gelen nüfusun belli<br />

bölgelerde yoğunlaşması ise büyükşehirlerde<br />

ciddi bir dönüşümü zorunlu kıldı.<br />

Özelikle İstanbul’ da deprem gerçeğiyle de<br />

birlikte son dönemde kentsel dönüşüm<br />

ayrıca ele alınıyor. Kentsel dönüşüm ve<br />

kentsel korumanın büyük ölçekte beraber<br />

ele alınması doğru sonuca ulaşmada etkili<br />

olacaktır.<br />

Türk Mimarisinin geleceği, kullanılan<br />

malzemeler ve estetik açıdan sizce<br />

nasıl şekillenecek?<br />

Türk inşaat sektörü yurt içinde ve yut dışında<br />

başarılı projelere imza atıyor. Bunun<br />

en önemli ayağı mimari projeler. <strong>Malzeme</strong><br />

sektöründeki gelişmeler konfor ve estetik<br />

anlamda daha da iyi projelerin gelişmesine<br />

imkan sağlayacak.<br />

Proje Künye Bilgileri:<br />

İklimlendirme Sistemleri<br />

Yalıtım / Çatı&Cephe Sistemleri<br />

hazırlandı.<br />

Kapılar<br />

Oda Kapıları<br />

Ankastre<br />

Işık Sistemleri<br />

Vitrifiye<br />

Armatürler<br />

Seramikler<br />

Yangın Güvenlik Ekipmanları<br />

Bina Otomasyonu<br />

Bariyer Ve Otopark Sistemleri<br />

Servis Asansörleri<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Biz Royal Group olarak her projemizin<br />

merkezine ‘insan mutluluğunu’ koyan ve<br />

‘önce insan’ diyerek yola çıkan büyük bir<br />

aileyiz. Ve ailemize katılacak üyelerimize<br />

bir evden çok daha fazlasını vadediyoruz.<br />

Biz, rotasına hayallerin yön verdiği ve doğanın<br />

kalbinde bir yaşam sunan işlere<br />

imzasını atarak mutluluğun gölgesinde bir<br />

yaşam standardı vadediyoruz.<br />

: Mitsubishi Elektric<br />

: AB shomburg, kenet çatı sistemi ile çatı örtüsü<br />

: Yüksek güvenlikli dış kapı<br />

: Ahşap kaplama, dekoratif ve modern<br />

: Franke<br />

: Schneider, GMled, Pelsan<br />

: KALE<br />

: KALE<br />

: ÇANAKKALE SERAMİK<br />

: COFEM<br />

: CH-TECH<br />

: Dorma KABA, Ch tech, BFT<br />

: KONE<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 125


Urban Atölye’den mimarlık ve yapı<br />

sektörü için inovatif organik bir ürün:<br />

Alve0sis<br />

Mimari<br />

Dünya GRC sektörünün lider şirketi Fibrobeton tarafından<br />

üretilen Alve0sis, kanopi ve çardak pavyon uygulamaları ile<br />

cephe strüktürlerinde kullanılabilecek yeni bir sistem olarak<br />

öne çıkıyor. İnovatif ürün ilk olarak IV. Antalya Uluslararası<br />

Mimarlık Bienali’nde sergileniyor.<br />

Mimar Nilüfer Kozikoğlu / Urban Atölye Kurucusu<br />

Nilüfer Kozikoğlu’nun vizyonunda çalışan,<br />

zanaat odaklı tasarım stüdyosu Urban<br />

Atölye, mimarlık ve yapı sektörünü yeni<br />

bir inovatif ürünle tanıştırıyor. Alve0sis<br />

adlı ürün, IV. Antalya Uluslararası Mimarlık<br />

Bienali’nde sektörle buluştu. Çok yönlü<br />

boru yapının adı olan Alve0sis,mantar<br />

miselleri gibi canlıların üreyebildiği kumaş<br />

bir ağ üzerinde yenilikçi bir teknikle üretildi.<br />

Ürün, kodla üretilen sayısal modelinden,<br />

sonunda mantar miselleribarındıran<br />

ve kemik yapısına kadar organik-dinamik<br />

yapısal özelliğiyle öne çıkıyor. Alve0sis,<br />

ilk kez 22 Eylül - 13 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında IV. Antalya Uluslararası Mimarlık<br />

Bienali’nde ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.<br />

Fibrobeton üretti<br />

Türkiye’nin yeni nesil mimarlık ve şehircilik<br />

alanında radikal üretim ve tasarımlarıyla<br />

tanınan Urban Atölye kurucusu<br />

Mimar Nilüfer Kozikoğlu’nun dizayn ettiği<br />

Alve0sis, dünya GRC sektörünün lider şirketi<br />

Fibrobeton tarafından üretildi. Ürünün<br />

formu; sayısal modelden, otomatik olarak<br />

elde edilen kumaş kalıplarının metal bir<br />

çerçeveye asılarak gerilmesi ile ortaya<br />

çıktı, beton püskürtülerek katı biçim kazandırıldı.<br />

Kozikoğlu, “Üründe kullandığımız<br />

dolgu mantarlar, formun yüzeyindeki<br />

deliklerden görülebilir. Ürün, hem dıştan<br />

boşluklu hem de içi boş bir yapıyı oluşturma<br />

sürecini anlatıyor” dedi.<br />

Hangi alanlarda kullanılacak?<br />

Mimarlık ve yapı sektöründe güncel mimari<br />

gelişmelere açık her kesimin Alve0sis’in<br />

hedef kitlesini oluşturduğunu vurgulayan<br />

Nilüfer Kozikoğlu, ürünün patent başvurusunu<br />

da yaptıklarını ifade etti. Kozikoğlu,<br />

şunları söyledi: “Alve0sis taşıyıcı sisteminin<br />

boşluklu olması, binalarda tesisat<br />

alanında olanaklar vaat ediyor. Kanopi,<br />

pavyon ve cephe uygulamalar, ürünün ilk<br />

akla gelen kullanım alanlarıdır. Yenilikçi<br />

tasarım ve üretim yöntemi, yerinde imalatta<br />

olduğu kadar hazır bileşen üretimlerinde<br />

de kullanılabiliyor.”<br />

Teknolojik ve çevreci üstünlükleri<br />

Nilüfer Kozikoğlu, ürünün teknolojik üstünlükleri<br />

konusuna da değindiği konuşmasında<br />

“AlveOsis, hafiflik/sağlamlık oranı<br />

yüksek bir ağyapıdır. Minimal yüzeylerde<br />

söz konusu olan süreklilik kalitesi, karmaşık<br />

geometrileri üretmemizi sağlayan sayısal<br />

tasarım ve kalıp üretme yöntemiyle,<br />

güncel bir araştırmanın sonucunda sağlanmıştır”<br />

şeklinde konuştu.Ürünün doğal<br />

döngülerle iç içe olmasını hedeflediklerinikaydeden<br />

Kozikoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:<br />

“AlveOsis’in üretildiği kalıp teknolojisi daha<br />

az karbon ayak izi getiriyor. Günümüzde<br />

‘doğayı yapıyı çürüten değil ayakta tutan,<br />

canlandıran özne olarak görmeye doğru bir<br />

akıl değişimi’ söz konusudur. Alveosis, bu<br />

düşünce biçiminin bir ürünüdür.”<br />

126<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

“Pendik, gayrimenkul<br />

yatırımcılarının yeni gözdesi oldu”<br />

Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığınınyanı sırayeni yapılan bağlantı yollarıyladikkat çeken<br />

Pendik; gayrimenkul yatırımcılarının gözdesi haline geldi. 20’den fazla nitelikli konut projesinin<br />

yükseldiği Pendik, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin çok konuşulacak projelerine ev sahipliği yapacak.<br />

Şenol Üçüncü / Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Gayrimenkul yatırımları açısından İstanbul’un<br />

parlayan yıldızı haline gelen Pendik;<br />

nitelikli ve yatırım potansiyeli yüksek<br />

konut projelerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.<br />

Sabiha Gökçen Havalimanı’nın<br />

yanı sıra, bölgede ulaşımı kolay hale getiren<br />

yeni bağlantı yolları sayesinde bölgede<br />

bir yandan arsa stokları erirken, bir yandan<br />

da değerli konut projeleri yükseliyor.<br />

Değerleme raporları, inşaat sektörünün<br />

İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki yeni<br />

genişleme bölgesinin Pendik hattı olduğunu<br />

ortaya koyuyor. Bunda Sabiha Gökçen<br />

Havalimanı’nın uçuş trafiğinin artmasının,<br />

sanayi bölgelerine yakın konumunun, eğitim<br />

kurumlarına yakınlığının katkısı bulunuyor.<br />

Öte yandan; Türkiye’nin teknoloji geliştirme<br />

kapasitesine katkı yapmak amacıyla<br />

Sabiha Gökçen Havalimanı’nın hemen<br />

yanı başında 250 hektarlık alan üzerinde<br />

oluşturan İstanbul Teknopark’da bölgeye<br />

istihdam ve nitelik açısından ayrı bir değer<br />

kazandırıyor. Geniş arsa stokuyla dikkat<br />

çeken bölgede üretim aşamasında 20’nin<br />

üzerinde konut projesiyer alıyor.<br />

Yarım asırlık bilgi ve tecrübenin ardından<br />

bölgeye yatırım yapma kararı alan firmalardan<br />

biri de; Kar Group… İnşaat sektörüne<br />

hazır betondan, yapı kimyasallarına ve<br />

hatta asfalta kadar üretici olarak hizmet<br />

veren Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi Şenol<br />

Üçüncü, Pendik bölgesinin gelişiminin<br />

devam edeceğine dikkat çekti. Bölgeyle<br />

ilgili değerlendirmelerde bulunan Şenol<br />

Üçüncü, “Sabiha Gökçen Havalimanı’nın<br />

yanı sıra sanayi bölgeleri ile eğitim kurumlarına<br />

olan yakınlığı nedeniyle istihdam ve<br />

ikamet sayısının artacağını ve yeni konutlara<br />

ihtiyaç olacağını düşünüyoruz. Ayrıca;<br />

Körfez Geçişi Projesi’yle kara ulaşımının<br />

yanı sıra bölgedeki liman ve marinaların<br />

da etkinliği artacak. Güllübağlar’dan geçecek<br />

yeni bağlantı yolu sayesinde ise havaalanına<br />

ulaşım kısalacak.<br />

Bu bölgede Türkiye’nin bu sektördeki en<br />

büyük oyuncularından en küçük inşaat firmalarına<br />

kadar herkes yer bakıyor. Önümüzdeki<br />

yıllarda Türkiye’nin çok konuşulacak<br />

projeleri bu bölgede yer alacak.<br />

Bölgeye yatırımlar sürecek<br />

Tüm bu verilerden yola çıkarak biz de<br />

bölgeye inandık ve bundan 50 yıl önce<br />

Trabzon’dan İstanbul’a geldiğimizde ticaret<br />

hayatına başladığımız Pendik’e yatırım<br />

yapma kararı aldık.<br />

Önümüzdeki günlerde ön talep toplama<br />

sürecine başlayacağımız ‘Kar<strong>Yapı</strong> Edonia<br />

Garden’ projemiz; Sabiha Gökçen Havalimanı’na<br />

4 km, Marmara Üniversitesi Hastanesi’ne<br />

1.5 km, hızlı feribota 7 km ve<br />

Gedik Üniversitesi’ne yürüme mesafesinde<br />

bulunuyor.<br />

Pendik hızlı tren garı ile Pendik Devlet<br />

Hastanesi’ne yakınlığıyla dikkat çeken<br />

proje; Pendik Marina, Tuzla Marina ve<br />

Marmaray’a da kolay ulaşım sağlayan bir<br />

konumda inşa ediliyor.<br />

‘Kar<strong>Yapı</strong> Edonia Garden’, yapımı devam<br />

eden Şeyhli metro istasyonu projeye birkaç<br />

dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor.<br />

Bu metro istasyonu, site sakinlerine<br />

Kadıköy’e kadar çok rahat yolculuk etme<br />

ve İstanbul Anadolu Yakası’nın en büyük<br />

alışveriş merkezi Viaport’a ve Sabiha Gökçen<br />

Havaalanına çok kısa sürede ve kolay<br />

bir şekilde ulaşma imkânı sunuyor. Sabiha<br />

Gökçen-Pendik metrosunun 2018’de,<br />

Pendik Kaynarca-Tuzla metrosunun ise<br />

2020’de tamamlanmasıyla bölgenin daha<br />

da değerli hale gelmesini bekliyoruz.<br />

Projemizin hemen yanında okul, afet koordinasyon<br />

merkezi, yakınında otobüs ve<br />

minibüs durakları yer alıyor. Projenin etrafı,<br />

ulaşımı kolay hale getiren yeni bağlantı<br />

yollarıyla çevrili. Projeden E-5’eve sahile<br />

araçla 5 dakikada, yürüyerek ise yine dakikalar<br />

içinde ulaşmak mümkün oluyor. Biz<br />

de fırsat çıktıkça bu değerli bölgede yeni<br />

yatırımlar gerçekleştirmeyi planlıyoruz”<br />

diye konuştu.<br />

130<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

Meydan Ardıçlı görücüye çıktı<br />

Özyurtlar Bahaş Ortak Girişimi, Esenyurt’ta inşa ettiği Meydan Ardıçlı projesini satışa sundu.<br />

Bin 683 konut ve 121 ticari üniteden oluşan Meydan Ardıçlı, şirket bünyesinde 60 aya varan<br />

vade imkanıyla lansmana çıktı.<br />

Bugüne kadar 60 bin kişiyi ev sahibi yapan<br />

Özyurtlar Holding ve sekiz ayrı sektörde<br />

faaliyet gösteren Bahaş Holding,<br />

merakla beklenen Meydan Ardıçlı projesini<br />

görücüye çıkardı. Özyurtlar ve Bahaş iş<br />

birliğiyle hayata geçirilen Meydan Ardıçlı,<br />

Esenyurt’un en önemli akslarından Doğan<br />

Araslı Bulvarı üzerinde inşa ediliyor. Konut<br />

blokları, rezidans ve alışveriş merkezinden<br />

oluşan Meydan Ardıçlı, bin 683 konut<br />

ve 121 ticari üniteyi bünyesinde barındırıyor.<br />

2019 yılının son çeyreğinde teslim<br />

edilmesi planlanan Meydan Ardıçlı, 1+0,<br />

1+1, 2+1, 3,5+1 ve 4,5+1 olmak üzere<br />

beş ayrı daire seçeneği sunuyor. Meydan<br />

Ardıçlı projesinde alışılagelmiş olan<br />

3+1 ve 4+1 daireler yer almazken, fazladan<br />

altı metrekarelik odalarla konutlar<br />

çok daha kullanışlı hale geliyor. Projenin<br />

metrekare birim fiyatı 3 bin ila 4 bin TL<br />

arasında değişirken, konutların metrekare<br />

büyüklükleri ise 41 ila 228 metrekare<br />

arasında farklılık gösteriyor. Konutlarla eş<br />

zamanlı olarak satışa sunulan ticari alanların<br />

büyüklükleri ise 35 ila bin 122 metrekare<br />

arasında planlandı.<br />

Yatırım değeri 545 milyon TL<br />

67 bin metrekare alan üzerinde 230 bin<br />

metrekare kapalı alanda inşa edilecek<br />

olan Meydan Ardıçlı, toplam 27 bloktan<br />

oluşuyor. Yatırım değeri 545 milyon TL<br />

olan proje, iki ila yedi kat arasında değişen<br />

yatay mimariye uygun bloklar şeklinde<br />

inşa ediliyor. İstanbul’un gelişen bölgesi<br />

Esenyurt Doğan Araslı Bulvarı üzerine<br />

konumlandırılan Meydan Ardıçlı, ulaşım<br />

rahatlığı açısından dikkat çekiyor. Hem<br />

oturumcu hem de yatırımcı için cazip imkanlar<br />

sunan projede F bloklar prestij kitlesine,<br />

A ve D bloklar genç kitleye, B ve C<br />

bloklar ailelere hitap ediyor.<br />

60 aya kadar vade fırsatı<br />

Meydan Ardıçlı projesinde lansmana özel,<br />

sınırlı sayıda daire için fazladan indirim<br />

fırsatı sunuluyor. 60 aya kadar şirket bünyesinde<br />

vade imkanı sunulan projede, peşin<br />

alımlarda ise ekstra yüzde 10 indirim<br />

fırsatı var. 15 Ekim’e kadar sürecek olan<br />

kampanyada ayrıca kişiye özel ödeme planı<br />

da seçenekler arasında yer alıyor.<br />

Meydan Ardıçlı projesini, Bahaş Holding<br />

iş birliğiyle gerçekleştireceklerini belirten<br />

Özyurtlar Bahaş Ortak Girişimi Eş Başkanı<br />

Tamer Özyurt, projenin hem modern mimariyi<br />

hem de geçmişin estetiğini içinde<br />

barındırdığını söyledi. Bölgenin ulaşım<br />

akslarıyla dikkat çektiğini vurgulayan Özyurt,<br />

projenin içinde yer alan metronun<br />

Ardıçlı İstasyonu’yla ulaşım sorununu kökten<br />

çözdüğünü ifade etti. Özyurt, bölgenin<br />

iş ve sosyal yaşamı bir arada sürdürmeye<br />

olanak sağladığını kaydetti.<br />

Bahaş Holding Yönetim Kurulu Başkan<br />

Yardımcısı Abdüssamet Bahadır ise lokasyona<br />

vurgu yaparak, temeli atılarak yapımına<br />

başlanan Meydan Ardıçlı projesinin<br />

Ardıçlı Evleri’ne komşu konumda yer aldığını<br />

bildirdi. Meydan Ardıçlı projesi içinden<br />

metronun geçtiğini anlatan Bahadır, “Sosyal<br />

yaşamın hareketli olduğu bu bölgede<br />

Meydan Ardıçlı projesi ev sahipleri hayatın<br />

dinamik temposunu yaşarken, aynı zamanda<br />

evlerinden uzaklaşmadan günlük<br />

ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. Meydan<br />

Ardıçlı’nın kalbi olarak görülen meydanlar,<br />

kamuya açık yapısıyla sosyal hayatı daha<br />

da zenginleştirecek” dedi.<br />

Merkezi noktalara çok yakın<br />

Esenyurt’un Doğan Araslı Bulvarı üzerinde<br />

Bahçeşehir girişi ve TEM bağlantı yolu<br />

üzerinde hayata geçirilen Meydan Ardıçlı,<br />

yeni hizmete geçen İstinye Üniversitesi Liv<br />

Hastanesi’ne 200 metre uzaklıkta yer alıyor.<br />

TEM Otoyolu’na 850 metre, Esenyurt<br />

İlköğretim Okulu’na 320 metre mesafede<br />

yer alan proje, toplu taşımanın sağladığı<br />

kolay ulaşım avantajıyla da dikkat çekiyor.<br />

Alışveriş noktalarına çok yakın mesafede<br />

yer alan Meydan Ardıçlı, Akbatı AVM’ye<br />

800 metre, Torium AVM’ye, Marmarapark<br />

AVM’ye, 5M Migros’a, Carrefour’a, Bauhaus<br />

ve Koçtaş <strong>Yapı</strong>market’e ise 5 dakika<br />

mesafede bulunuyor.<br />

132<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

Yeşil ve gökyüzü<br />

‘Gökorman’la buluşuyor<br />

Gayrimenkul sektöründeki 43 yıllık deneyimi ile daima yeniliklere<br />

öncülük eden ve proje geliştirdiği bölgeleri cazibe<br />

merkezi haline getiren Sinpaş, Anadolu yakasındaki 18.<br />

projesi Gökorman ile yine yepyeni bir konsepte imza atıyor.<br />

Sinpaş GYO’nun Anadolu Yakası’ndaki en<br />

yeni projesi Gökorman; yeşil ve modern<br />

mimarisiyle dünyanın en güzel kentlerinden<br />

İstanbul’a yakışacak bir proje olarak<br />

hayata geçmeye hazırlanıyor. Gökorman,<br />

şehri ve doğayı buluşturan modern mimari<br />

anlayışıyla yaşam konforu ve yatırım arayışında<br />

olan herkesi cezbediyor.<br />

Şile yolu üzerinde yükselecek Gökorman<br />

ağaçlarla çevrili katları, Türkiye’de ilk kez<br />

gökyüzüne uzanan yeşil mimarisiyle İstanbul<br />

Anadolu Yakası’nın göz kamaştıran<br />

yıldızı olmaya aday.<br />

“Pencerenizi uçsuz bucaksız orman<br />

manzarasına açın’’<br />

Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer:<br />

‘Sinpaş’ın farkı; kimsenin girmeye<br />

cesaret edemediği yerlere girip, oraları cazibe<br />

merkezi haline getirmek. Bundan 40<br />

yıl öncesinin Türkiye’sinde ev inşa etmek,<br />

adeta ustaların elinde olan, küçük ve bireysel<br />

girişimlerdi. O dönemde kurumsal<br />

firmalar hele hele ülke düzeyinde markalaşmış<br />

kurumlar yoktu. Sinpaş, böyle bir<br />

ortamda marka projelerle yazlık evler ve<br />

siteler yapma hedefi ile yola koyulan ilk<br />

şirket oldu. 43 yıldır hep farklı ve yenilikçi<br />

olabilmek için çalıştı ve sayısız ilklere<br />

imza attı. Bu illkler Superbrands 2016<br />

Türkiye’de bize, gayrimenkul alanında özel<br />

sektörün iki defa üst üste seçilen tek ‘süper<br />

marka’sı ünvanını kazandırdı.’ dedi.<br />

Dünyada çevre dostu ve kendine yeten<br />

binaların ihtiyaç haline geldiğini, yaşayan,<br />

nefes alan ve oksijen üreten dikey<br />

Seba Gacemer / Sinpaş GYO Genel Müdürü<br />

projelerin geleceğin mimarisine aday olduğunu<br />

vurgulayan Gacemer, bu mimarinin<br />

bir örneği olan Gökorman’ı şöyle<br />

anlattı:<br />

“Gökorman; ağaçlarla çevrili katları, Türkiye’de<br />

ilk kez gökyüzüne uzanan doğası,<br />

modern mimarisi ve yatırım değeriyle,<br />

yeşili gökyüzüyle buluşturuyor. Projemiz<br />

özgün mimarisiyle İstanbul’a nefes aldıracak.<br />

Pencerenizi gökyüzü ve orman<br />

manzarasına açacağınız Gökorman’da<br />

doğanın güzelliklerine komşu olacaksınız.<br />

Cephesinde taşıdığı 200 ağaç ve<br />

2000’den fazla peyzaj bitkisiyle yılda 4<br />

tona yakın karbonu oksijene dönüştürecek<br />

Gökorman size nefes aldıracak. Gökorman,<br />

sakinlerine Anadolu Yakası’nın<br />

kalbinde kentli kimliğin yanı sıra doğaya<br />

ne kadar yakın olduklarını da hissetme<br />

olanağı sunacak. Yatırımcısına da giderek<br />

artan değer kazandıracak. ”<br />

Avantajlı lokasyon, yatırım<br />

değerini de artırıyor<br />

1+1 daireden 4+1 daire tipine kadar<br />

farklı seçeneklerle planlanan Gökorman’da<br />

yer alan ev tiplerinin %70’i<br />

100 m2’den büyük dairelerle ailelere<br />

seslenirken, geri kalan daireler ise iş<br />

merkezlerine ve metroya yakınlığı ile<br />

genç profesyonelleri hedefliyor.Şile yolu<br />

üzerinde Çekmeköy-Ümraniye aksında<br />

yükselecek Gökorman, Ataşehir’e 10<br />

dakika, Ikea ve Metro’ya 4 dakika, 3.<br />

Köprü ve TEM’e birkaç dakika mesafede<br />

olmasıyla çok avantajlı bir lokasyona sahip.<br />

Gökorman’ın kolay ulaşım sağlanan<br />

avantajlı konumu, aynı zamanda ideal<br />

bir yatırım fırsatı da sunuyor. Gökorman,<br />

köklü eğitim kurumlarına, gelişmiş donanımlı<br />

sağlık kuruluşlarına, alışveriş ve iş<br />

merkezlerine yakınlığıyla da öne çıkıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 133


Proje<br />

Kartal’ın çehresi değişiyor<br />

Zer Kartal Adi Ortaklığı’ndan<br />

60 milyon TL’lik dev yatırım<br />

Zer Kartal Adi Ortaklığı’nın Ceylan İnşaat ve Artuklu Yatırım işbirliğiyle hayat bulan projesi<br />

Zer Kartal Projesi kapsamında büyük bir özveriyle çalıştıklarını belirten stratejik iş ortakları;<br />

işbirliklerinin geçmişi ve Zer Kartal’ın kentsel dönüşüm kapsamında önemli bir proje<br />

olduğunun altını çizdi.<br />

Muammer Ceylan / Ceylan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Kenan Kösen / Artuklu Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Zer Kartal Adi Ortaklarından Ceylan İnşaat<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ceylan,<br />

Artuklu Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Kenan Kösen, Artuklu Yatırım Emlak<br />

A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Keleşoğlu,<br />

Artuklu Yatırım Emlak A.Ş Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Süleyman İbrahim, Ceylan<br />

İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Ozan Ceylan, Artuklu Yatırım Emlak A.Ş<br />

Genel Müdürü Fuat Taştan ve Mutlu Er’in<br />

yanı sıra çok sayıda davetlinin de hazır bulunduğu<br />

lansmanda; projenin bütün detayları<br />

paylaşıldı.<br />

‘Zaman’ın değerini biliyor…<br />

75 m² ile 155 m² aralığındaki 1+1, 2+1 ve<br />

3+1 daire seçenekleriyle, çekirdek ailelerden<br />

kalabalık ailelere kadar farklı kesimlere<br />

hitap edecek proje; konumuyla da kullanıcılarına<br />

konfor sağlayacak. Metro, E-5<br />

ve otoban bağlantı yolu sayesinde sakinlerinin<br />

hayatını kolaylaştıracak Zer Kartal;<br />

sahile 15 dakika mesafede olmasının yanı<br />

sıra sakinlerini özel güvenlik tarafından<br />

7/24 korunma imkanı da sunacak. Site<br />

içerisinde, hareket sensörlü kameralar ve<br />

görüntülü konuşma sistemlerine sahip<br />

Zer Kartal, güvenli bir yaşamı sahipleriyle<br />

buluşturuyor. Sosyal donatılarıyla farklılaşan<br />

Zer Kartal; açık yüzme havuzu, çocuk<br />

yüzme havuzu, çocuk oyun alanları mini sinema<br />

salonu, fitness center, SPA (sauna,<br />

buhar odası, şok havuzu, hamam) gibi pek<br />

çok sosyal alanı bünyesinde barındırıyor.<br />

Muammer Ceylan: “Zer Kartal’da<br />

mahalle kültürü yeniden hayat<br />

bulacak”<br />

Lansmanda açıklamalarda bulunan Ceylan<br />

İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer<br />

Ceylan, “Kartal’ın tarihi değerinin<br />

farkında olunması ve eskiden olduğu gibi<br />

yeniden değer görmesi en büyük arzumuz.<br />

Bu denli önemli bölgelerin yeniden hatırlanması<br />

ve hak ettiği itibarı yeniden kazanması<br />

gerektiği görüşündeyiz. İşte bu projeye<br />

başlamamızın en büyük sebeplerinden<br />

biri de bu bakış açımızın ve medeniyetlerin<br />

beşiği olan İstanbul’umuza duyduğumuz<br />

saygıdır. Bu projeyle birlikte Ceylan İnşaat<br />

olarak, 35 yıllık tecrübesini Zer Kartal’a<br />

yansıtıyor ve İstanbul’un yükselen bölgesinde<br />

yeni bir değere imza atıyoruz. Bunu<br />

yaparken de semtin geçmişten bugüne<br />

dokusunu korumaya ve yaşatmaya özen<br />

gösterdik. Konseptini ise yine bölgenin<br />

ihtiyaçlarına paralel olacak şekilde karma<br />

kullanım olarak belirledik. Öte yandan İstanbullular<br />

için eski mahalle kültürü çok<br />

önemli. Biz o mahallelerin içinde doğduk,<br />

doyasıya yaşadık ve büyüdük. Şimdilerde<br />

ise o sıcak mahalle hayatını, insanların<br />

birbirleriyle yakalayacağı samimi komşuluk<br />

ilişkisini, çocukların sokaklarda keyif<br />

içinde oynadığı oyunları özlemle anar olduk.<br />

Bu açıdan da Zer Kartal’ın İstanbul<br />

önemli bir açığı kapatacağına gönülden<br />

inanıyoruz. Projemizin sakinlerine sunduğu<br />

sosyal donatılarla, bu kültürü yeniden<br />

yaşatacağımızı biliyoruz. Ve herkesin ev<br />

sahibi olmasını isteyen iki stratejik iş ortağı<br />

olarak, projemize 10 yıllık kullanım<br />

garantisi; 90 ay faizsiz firma taksit avantajıyla<br />

taçlandırıyoruz” dedi.<br />

“İstanbul’u yepyeni ve bambaşka bir<br />

yaşam merkezi ile buluşturuyoruz”<br />

Artuklu Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Kenan Kösen ise Zer Kartal’ın Türkiye<br />

ekonomisine olduğu kadar vatandaşların<br />

yaşam kalitesine de katkı sağlayacak<br />

olan bir proje olduğunu söyledi. Zer Kartal’ın<br />

kentsel dönüşüm kapsamında üstlenilen<br />

bir proje olduğunu söyleyen Kösen,<br />

“Projemiz özellikle İstanbul’un en büyük<br />

sorunlarından biri olan çarpık kentleşme<br />

ile mücadele konusunda atılmış çok<br />

önemli bir adımdır. Bu büyük proje sayesinde<br />

gecekondu alanları şehir planlaması<br />

ile yeniden düzenlenerek, daha konforlu,<br />

daha nezih ve daha kaliteli yaşam alanları<br />

haline getiriliyor. Kalitenin, doğru bir<br />

ekip ile daha da değerleneceği anlayışı ile<br />

Artuklu olarak Zer Kartal projesinde Türkiye’nin<br />

en seçkin firmalarından biri olan<br />

Ceylan İnşaat ile emek ortaklığı yaptık. Bunun<br />

dolayı çok mutluyuz. Zer Kartal ayrıca<br />

konumu, mimarisi ve teknik özellikleri ile<br />

sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin de en<br />

prestijli projelerinden biri olarak yaşama<br />

biraz daha değer katmak için hayata geçirildi.<br />

İstanbul’un ortasından İstanbul’u<br />

seyreden, ilk katından son katına kadar<br />

Marmaray’a ve adalara hakim, hem şehrin<br />

göbeğinde hem şehrin karmaşasından<br />

uzak konum özellikleri ile Zer Kartal, farkını<br />

kendiliğinden ortaya koydu.”<br />

134<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

aksına komşu bir karma proje. Tahincioğlu’nun<br />

karma projelerdeki uzmanlığıyla<br />

geliştirilen Nidapark Bomonti, iyi düşünülmüş<br />

ve doğru planlanmış projesiyle isteyene<br />

manzara, isteyene teras, isteyene de<br />

bahçe keyfi sunuyor.”<br />

Nidapark Bomonti’den Tarihi<br />

Yarımada Manzarası<br />

Nidapark Bomonti projesi; Nidapark Bomonti<br />

Teras, Nidakule Bomonti Ofis, Nidapark<br />

Bomonti Kule, Nidapark Bomonti<br />

Meydan, Nidapark Bomonti Suit olmak<br />

üzere 5 bölümden oluşuyor. İstanbul ve<br />

tarihi yarımada manzarasını gözler önüne<br />

seren Nidapark Bomonti Kule’de 1+1’den<br />

4,5+1’e kadar daire tipleri bulunuyor. Nidapark<br />

Bomonti Teras ise geniş terasları<br />

ve yatay yerleşimiyle iç bahçedeki peyzaj<br />

alanıyla keyifli bir ortam sunarak 1+1’den<br />

4+1’e kadar değişen daire tipleriyle alternatif<br />

sunuyor. Proje içerisinde kapalı<br />

ve açık yüzme havuzu, havuz çevresinde<br />

dinlenme ve güneşlenme terası, fitness<br />

Tahincioğlu’ndan tarihi<br />

semte yakışır proje:<br />

Nidapark Bomonti<br />

Hayata geçirdiği ayrıcalıklı projelerle gayrimenkul sektörünün<br />

öncülerinden olan Tahincioğlu’nun, 100 yılı aşkın tarihiyle<br />

İstanbul’un prestijli semti ve şehrin yeni gözdesi Bomonti’de<br />

hayata geçirdiği yeni projesi Nidapark Bomonti’de satışlar<br />

başladı.<br />

Gayrimenkul sektörünün önde gelen isimlerinden<br />

Tahincioğlu imzasıyla İstanbul’un<br />

100 yılı aşkın tarihi semti Bomonti’de hayata<br />

geçirilen lüks konut projesi Nidapark<br />

Bomonti projesinde satışlar başladı. Farklı<br />

bölümlerden oluşan ve mülk sahiplerine<br />

şehrin kalbinde konforlu yaşam alanları<br />

sunan Nidapark Bomonti’de daire fiyatları<br />

KDV dâhil 714.000 TL’den başlıyor. Projenin<br />

3 yıl sonra teslim edilmesi planlanıyor.<br />

Projenin tanıtımı amacıyla düzenlenen<br />

basın toplantısında konuşan Tahincioğlu<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu,<br />

İstanbul’un merkezi noktalarından Şişli<br />

Bomonti’de yükselen Nidapark Bomonti<br />

projesiyle rezidans, ofis ve alışveriş alanlarıyla<br />

ayrıcalıklı bir yaşam alanı sunduklarını<br />

söyledi. Özcan Tahincioğlu projeye<br />

ilişkin şu bilgileri verdi: “100 yılı aşkın<br />

tarihiyle, İstanbul’un en eski semtlerinden<br />

prestij sahibi semti Bomonti, şehrin<br />

yeni gözdesi konumunda. İstanbul’un en<br />

önemli ulaşım akslarının üstünde, şehrin<br />

eğlence, kültür ve sanat hayatının kalbinde<br />

yer alan Bomonti’de ‘Kolay Ulaşılan,<br />

Zor Vazgeçilen’ Nidapark Bomonti projemizle<br />

hem semt, hem de mülk sahiplerine<br />

konforlu bir yaşam sunmaya hazırlıyor,<br />

dedi.<br />

100 yıllık tarihin içinde Nidapark<br />

Bomonti<br />

Nidapark Bomonti; 100 yılı aşkın tarihiyle,<br />

eski İstanbul’un prestij sahibi semti Bomonti’nin<br />

ve şehrin yeni gözdesi olmaya<br />

aday bir proje olduğunu dile getiren Tahincioğlu<br />

Genel Müdürü Alpaslan Çalım şu<br />

bilgileri verdi: “Nidapark Bomonti Kule, Nidapark<br />

Bomonti Teras, Nidapark Bomonti<br />

Suit, Nidakule Bomonti Ofis, Nidapark<br />

Bomonti Meydan’dan oluşan Nidapark<br />

Bomonti; Beyoğlu, Beşiktaş ve Maslak<br />

Özcan Tahincioğlu<br />

Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı<br />

salonu bulanan projede 1+1 ve 2+1 daireler<br />

için birer adet, 3+1 daireler için ikişer<br />

adet ve 4+1 daireler için üç otopark yeri<br />

tahsis edilirken, kapalı otoparklardan doğrudan<br />

tüm dairelere asansör ile ulaşım imkânı<br />

bulunuyor. Ödemelerde cazip ödeme<br />

avantajları da dikkat çekiyor. Projede %5<br />

peşinat, 6 ay sonra %5 ara ödeme, 12 ay<br />

sonra %10 ara ödeme, %80’lik kısmı 60<br />

aya kadar<br />

% 0 faiz, 61-120 aylık seçilen vadelerde<br />

ise % 0.45 aylık faiz imkânı yer alıyor. Satışlarda<br />

anlaşmalı olan Vakıfbank, Halkbank,<br />

Akbank’tan kredi seçeneklerinden<br />

yararlanılabiliyor. Projede peşin alım yapmak<br />

isteyenlere ise %15 indirim yapılıyor.<br />

136 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Sektörün<br />

İKLİMLENDİRME<br />

SİSTEMLERİ<br />

Baymak<br />

Bosch<br />

Daikin<br />

Form<br />

SERAMİK & MERMER<br />

Decovita Decovita<br />

Bien<br />

Çanakkale Seramik<br />

Graniser<br />

Tureks Stone<br />

BOYA<br />

Dyo<br />

AHŞAP<br />

AGT<br />

AYDINLATMA<br />

ELEMANLARI<br />

Legrand


’ leri<br />

SIHHİ TESİSAT<br />

Danfoss<br />

VİTRİFİYE<br />

Kale<br />

OTOMASYON<br />

Panasonic<br />

ELEKTRİKLİ<br />

EL ALETLERİ<br />

Hilti


Ürün<br />

Kale Banyo, yeni koleksiyonu ‘Anglosaxon’<br />

Ece Yalım Design Studio tarafından tasarlanan Anglosaxon koleksiyonu,<br />

klasik çizgileriyle banyolara sanatsal bir bakış açısı kazandırıyor.<br />

Krom ve altın renklerin bir arada sunulduğu koleksiyonda,<br />

hem metal ayaklı konsolda hem de boy dolabı üzerinde kullanılan<br />

mermer tezgah, banyolara seçkin bir görünüm katıyor.<br />

İsmini taşıyan döneme tasarımda öykünen Anglosaxon, kullanıldığı<br />

mekana gösteriş getiriyor. Seriyi tamamlayan havluluk özelliği<br />

entegre edilmiş aplik seçeneği ise mekana yenilikçi çözümler<br />

getiriyor.<br />

Anglosaxon koleksiyonu, 90 cm ebatlı mermer tezgahlı metal<br />

ayaklı konsol, yuvarlak ayna, aydınlatmalı boy dolap (ultra lake),<br />

kumaş aplik (pirinç), cam aplik (pirinç ve buzlu cam) modülleri ile<br />

tüketicinin beğenisine sunuluyor.<br />

Stil ve özgürlük için Valena<br />

Legrand, geleneksel ve modern çizgilerin mükemmel uyumunu sunan Valena<br />

anahtar-priz serisi ile yaşam alanlarına farklı bir stil katıyor.<br />

Gelişmiş teknolojisi, farklı renk seçenekleri, sade ve şık tasarımıyla evinizi ve<br />

yaşam alanlarınızı renklendiren Valena, kübik ve satine alüminyum renklerinin<br />

yanı sıra barok altın, kızıl ahşap ve mat altın seçenekleriyle modern tasarımlara<br />

yenilikçi çözümler sunuyor. Beyaz, beyaz inci ve kazayağı desenli yeni çerçeveleriyle<br />

de beğeni toplayan Valena; beyaz rengin parıltısı ve özgün tasarımıyla size<br />

yeni kombinasyonlar yapmanız için daha çok alan sunuyor.<br />

Kullanıcısına montaj kolaylığı da sunan Valena, sürdürülebilirlik bakış açısıyla<br />

tasarlanarak yüzde 30’a kadar enerji tasarrufu sağlıyor. Şık, güvenli, modern<br />

ve estetikte üst segmente yer alan Valene, bu bileşenleriyle beğeni topluyor.<br />

140 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Çanakkale Seramik’in yeni serisi Sanremo<br />

içi ve banyolarda kullanılıyor. Estetik ve şık bir görünüm arayanlar<br />

için özel olarak üretilen Sanremo, 3 modülden oluşan floral dekor<br />

seçeneği ile alternatif bir tarz yaratma olanağı sağlıyor.<br />

Çanakkale Seramik yenilikçi duvar ve yer karolarından oluşan<br />

Sanremo, beyaz ve gri renk seçenekleriyle sunuluyor.<br />

Gelişmiş ürün teknolojisiyle tüketicilerin beğenisine hitap eden<br />

Çanakkale Seramik derinlikli tasarıma sahip yeni karo serisi Sanremo<br />

ile mekanlara yepyeni bir soluk getiriyor.<br />

Sanremo serisi; 30x90 cm rektifiyeli parlak duvar karoları ve<br />

60x60 cm rektifiyeli, sırlı granit yer karolarından oluşuyor. Dekoratif<br />

ve stil sahibi beğeniye hitap eden Sanremo, özellikle konut<br />

Kışın ‘Gri-Beyaz’ hakimiyeti<br />

Türkiye’nin en köklü boya markası<br />

DYO, kasım ayında mekanlarını<br />

yenileyecek olanlara<br />

‘’gri-beyaz’’ Renk Damlası kartelasındaki<br />

renkleri öneriyor.<br />

DYO’nun, doğadan ilham alarak<br />

hazırladığı Renk Yağmuru<br />

kartelasında yer alan gri beyaz<br />

renkler mekanı asil bir hale getirirken,<br />

saf ve temiz bir ortam<br />

yaratılmasına yardımcı oluyor.<br />

Beraber kullanıldığı tüm renklerin<br />

etkilerini artıran beyaz, griyle<br />

birlikte kullanıldığında mekana<br />

iyilik ve mükemmellik katıyor.<br />

UYUM VE AHENK<br />

DYO’nun “gri-beyaz” Renk Damlası<br />

kartelasını tercih edenler<br />

bu açık tonlarla, mekanlara duruluğu<br />

taşıyor. Saflığı ve dinginliği<br />

temsil eden ‘’gri- beyaz’’ kullanıldığı alanlarda rahatlatıcı bir atmosfer yaratıyor.<br />

Grinin tonları özellikle ışığı yansıtan beyaz renk ile kombine edildiğinde mekana gerçeklik ve sahicilik<br />

kazandırıyor. Yalın mekanlar tercih eden sofistike seçim sahibi insanlar, yaşam alanlarında ‘’gri-beyaz’’<br />

tonlarını kullanarak uyum ve ahengi bir arada yaşıyorlar.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 141


Ürün<br />

Panasonic’ten güvenliğinizi düşünen<br />

kablosuz duman dedektörü…<br />

Yangına karşı güvenliği sağlamak için basit bir alarmdan çok daha<br />

fazlası gerekiyor. PANASONIC yangın algılama çözümleri, tüm<br />

alanlarda çok yönlü koruma sağlamak üzere tasarlanmış bulunuyor.<br />

PANASONIC kablosuz adreslenebilir interaktif fotoelektrik<br />

duman dedektörü 4611, özellikle kabloları saklamanın zor olduğu<br />

ve uzatmaların gerektiği binalar için ideal… 85 dB dahili sireni<br />

olan ürün, 170 m’ye kadar transmisyon aralığı (açık hava) ve 6 yıllık<br />

pil ömrü ile dikkat çekiyor. Ürünün bir diğer özelliği ise yüksek<br />

esneklik… Her bir COM devresine 4’e kadar baz istasyonu ve her<br />

bir baz istasyonunda 16’ya kadar dedektör konumlandırılabiliyor.<br />

PANASONIC kablosuz adreslenebilir interaktif fotoelektrik duman<br />

dedektörü 4611, tüm PANASONIC dedektörlerde olduğu gibi algılama<br />

işlevselliğini artıran esnek dedektör algoritması sayesinde<br />

yapay zeka yeteneğiyle donatılmış olarak satışa sunuluyor. Dedektörün<br />

içinde 54 ayrı çalışma modu bulunuyor ve dedektör ilgili<br />

modu çevreden ‘öğrenerek’ otomatik olarak seçebiliyor. Yüksek<br />

doğruluk ve yanlış uyarı vermeme konusundaki başarısı ürünün<br />

kanıtlanmış özellikleri arasında... Kurulumu ve bakımı kolayca yapılabildiği<br />

için de ürün, toplam maliyette yüksek avantaj sağlıyor.<br />

Mutfak ve banyolarda mermer şıklığı<br />

dinamizmle buluştu<br />

banyolara hareket kazandırıyor. İnovatif yeni tasarımlar arasında<br />

dikkat çeken Monument, mermer deseni ve rölyefli yapısıyla uygulandığı<br />

alanlarda sadeliği dinamizmle buluşturuyor. Geliştirdiği kaliteli,<br />

şık ve özgün tasarımlarıyla sektörünün en güçlüleri arasında<br />

yer alan Graniser Seramik, ürün yelpazesini sade ve şık mermer<br />

desenini rölyef dinamizmi ile hareketlendiren ‘Monument’ ile genişletiyor.<br />

Geçmişten günümüze mutfak ve banyoların vazgeçilmezi<br />

olan mermer dokuları sade şıklığını rölyef efekti ile hareketlendiren<br />

tasarım, modern dekorasyona tam uyum sağlıyor. Gri ve<br />

beyaz renk seçeneği bulunan Monument’in duvar karoları 30x60<br />

düz veya rölyefli, yer karoları ise 60x60 ölçülerinde mevcut.<br />

Türkiye’nin lider seramik karo üreticileri arasında bulunan Graniser<br />

Seramik, koleksiyonuna eklediği yeni tasarımlarıyla mutfak ve<br />

142 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Yepyeni tasarımıyla Bosch Condens 7000i W çok sessiz<br />

Condens 7000i W uygun boyutları sayesinde çok az yer<br />

kaplıyor. Ön kapağı tamamen dayanıklı ve kırılmaz camdan<br />

yapılan Condens 7000i Yoğuşmalı kombi modern<br />

tasarımı ile dikkat çekiyor. Siyah ve beyaz olmak üzere<br />

iki farklı renk seçeneği bulunan Condens 7000i W kombileraynı<br />

zamanda 36 desibel sessizlik sunuyor.<br />

CT100 oda kumandası ile uzaktan kontrol<br />

Condens 7000i w Yoğuşmalı Kombiler, hem oda sıcaklığı<br />

hem de dış hava sıcaklığına göre ayarlanabilen CT100<br />

akıllı oda kumandası ile kullanılabiliyor. Bu kumandanın<br />

en dikkat çekici özelliği, mobil telefona ya da tablete yüklenen<br />

bir uygulama ile kombiyi, istenilen yerden istenilen<br />

anda açıp kapatabilmesi.<br />

Bu uygulama sayesinde ev ya da işyerlerindeki Condens<br />

7000i w, kilometrelerce uzaktan bile istenilen ortam sıcaklığına<br />

ayarlanabiliyor. Böylece, ısıtma sezonu boyunca<br />

gerekli olan ısıtma ihtiyacı kadar ısı üretilirken, hem yakıt<br />

tasarrufu hem de ısınma konforu bir arada sağlanıyor.<br />

Sonbahar kokan evler!<br />

taş grubundaki Rainforest ise, ismini aldığı yağmur ormanlarında<br />

şekillenen taşların desenini, kahverengi ve gold seçenekleriyle<br />

seramiğe aktarıyor. Aydınlık ve ışıltılı bir görünümü olan seri, özellikle<br />

mutfaklara sıcacık bir hava katıyor.<br />

Dört mevsim Decovita<br />

Decovita’nın tüm ürün gruplarında olduğu gibi hem yer hem de<br />

duvarda kullanılabilen seriler, iç mekanların yanı sıra binaların<br />

dış cephelerinde de uzun yıllar boyunca ilk günkü canlılığını ve<br />

kalitesini koruyor. Özel bir sır tekniği uygulanan ürünler, bahar<br />

yağmurlarından, dondurucu soğuklardan ya da yakıcı güneşten<br />

etkilenmiyor.<br />

Trendleri belirleyen tasarımlarını mükemmel baskı ve renk kalitesiyle<br />

sunan Decovita, doğanın eşsiz bir güzelliğe büründüğü sonbaharın<br />

huzurunu yaşam alanlarına getiriyor.<br />

Decovita’nın mermer grubunda yer alan yeni serisi New Age, toprak<br />

tonlarındaki renk seçenekleri ve üç boyut hissi veren zengin<br />

damarlı yapısıyla salonlarda zamansız bir şıklık sunuyor. Doğal<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 143


Ürün<br />

Daikin’den Daylux Premix Yoğuşmalı<br />

Kazan ile yüksek performans ve düşük<br />

yakıt tüketimi<br />

İklimlendirme devi Daikin, soğutmada olduğu gibi ısıtmadaki iddiasını da artırırken, geniş<br />

ürün gamı ile farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunmaya devam ediyor. Daikin Isıtma Ailesi’nin<br />

merkezi sistemle ısınan binalar için geliştirdiği Daylux premix brülörlü tam yoğuşmalı duvar<br />

tipi kazan, verimlilik ve tasarruf oranlarını en üst düzeye taşıyor.<br />

Doğru hava uzmanı Daikin’in ısıtma konusundaki iddiasını yansıtan Daylux premix brülörlü<br />

tam yoğuşmalı duvar tipi kazan; sahip olduğu üstün özellikler sayesinde, kullanıcılarının ısıtma<br />

ve sıcak su ihtiyacını en verimli şekilde karşılıyor. Premix yoğuşma teknolojisi ile yüzde<br />

109’a varan yüksek verimlilik ve düşük yakıt sarfiyatı sağlayan Daylux kazan, düşük emisyon<br />

oranıyla da ısıtmanın çevreye etkisini en aza indiriyor.<br />

Danfoss’dan, yeni nesil iSave 21 Plus<br />

Temiz su kaynaklarının kıtlığı, birçok bölgede hayati önem taşımakla<br />

birlikte yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler gerektirir. Desalinasyon<br />

teknolojisinin öncülerinden olan Danfoss, temiz su<br />

kaynağına karşı artan talebi çevreye zarar vermeden karşılamak<br />

için en yüksek enerji verimliliğine sahip yüksek basınçlı çözümler<br />

sunuyor.<br />

Danfoss, son olarak Deniz Suyu Ters Ozmos Sistemleri (SWRO)<br />

tesislerinin giderek artan enerji tasarrufu talebini karşılamak<br />

amacıyla kıyı ve açık denizlerde kullanılmak üzere yeni nesil iSave<br />

21 enerji geri kazanım cihazını geliştirdi.<br />

Enerji maliyetlerinde yüzde 60’a varan oranda tasarruf sağlayan<br />

yüksek verimli iSave 21 Plus, mevcut SWRO çözümlerine kolayca<br />

entegre edilerek ilk dakikadan itibaren tasarrufa başlıyor. Tek bir<br />

kompakt ünitede entegre basınç eşanjörünü, destek pompasını<br />

ve motoru bir araya getiren yeni iSave 21 Plus ERD, büyüklüğü<br />

110 ila 350 m3 arasında değişen tesislerde optimum verimlilik<br />

sağlıyor ve kısa sürede kendini amorti ediyor.<br />

Hilti ölçme cihazlarında yeni bir sayfa açıyor<br />

Üstün performans ve dayanıklılığa sahip ürünleriyle fark yaratan inovatif marka Hilti, Ar-Ge temelli kaliteli çözümleriyle<br />

inşaat ve el aletleri sektörüne katma değer sağlamaya devam ediyor. Hilti’nin <strong>2017</strong> ürün gamında<br />

yer alan yeni ürünü PD-CS Lazermetre, benzersiz dokunmatik ekranının yanı sıra ön ve arka kameralarıyla<br />

ölçme cihazlarında yeni bir sayfa açıyor.<br />

Hilti PD-CS Lazermetre’nin kameralı ölçüm özelliği, bir yapının<br />

sadece uzaklığını kamera ile ölçtükten sonra cephe alanını,<br />

cephedeki pencerelerin alanlarını ve bina yüksekliğini<br />

lazermetre üzerinden ölçme fırsatı sunuyor. Aynı zamanda<br />

bu ölçüler ürünün dokunmatik ekranı sayesinde çekilen<br />

fotoğraf üzerine not alınıp, ister maille ister dropbox ile<br />

paylaşılabiliyor. Android işletim sistemine sahip olan Hilti<br />

PD-CS Lazermetre’ye mail adresi, dropbox ve farklı ölçüm<br />

uygulamaları kolaylıkla yüklenebiliyor.<br />

144 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

AGT ile sonbaharın trend renkleri evinizde<br />

Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, dekorasyonda<br />

bu sonbaharın moda renklerini açıkladı. Yaz sezonunda<br />

açık, soft renkler oldukça popülerken; sonbaharda ise daha koyu<br />

meşe-gri tonları ve bunlarla kombinlenebilen renkler ön plana çıkacak.<br />

Daha sıcak ve koyu tonlarda mobilya ve yer döşemeleri<br />

yükselişe geçecek, pastel tonlar popülerliğini koruyacak.<br />

AGT, sonbaharla birlikte mevsimin doğal güzelliğinden ilham<br />

alarak tasarladığı, ahşabın sıcaklığını yansıtan yepyeni ürünlerini<br />

tüketicilerin beğenisine sunuyor. AGT, tabiatın doğal renk ve<br />

dokusunu taşıyan, derzler yardımıyla birbirinden ayrılan “Natura<br />

Line/ Plus” serisiyle evlere bambaşka bir havaya büründürüyor.<br />

Natura Line ve Natura Plus serisinin Ilgaz meşe, Selge, Meriç<br />

gibi sekiz farklı renk seçeneği bulunuyor. Milano’dan esinlenerek<br />

tasarlanan yeni “Concept” parke serisi dünyanın modasını evlere<br />

taşıyor. Scala, Loreto, Moderna gibi farklı seçenekleri barındıran<br />

Concept Serisi, eşsiz tasarımı ve özel renkleriyle göz alıyor. Kir ve<br />

leke dayanımı yüksek parkeler, kolay temizlenmeleri sayesinde<br />

hijyenik bir yaşam alanı yaratmanıza yardımcı oluyor.<br />

Baymak’tan Yer Tipi Premix Brülörlü Yoğuşmalı<br />

Kazan Teknolojisi “Magnus”<br />

Dünyamızda çevre dostu ürünlerin giderek daha da önem kazandığı bu dönemde Magnus<br />

kazanlar, düşük emisyon değerleri ile çevre dostu ürün özelliklerine sahiptir. Baymak<br />

Magnus hastane, okul, otel, yüksek katlı konut ve bina projeleri, endüstriyel tesislerde<br />

ve yüksek çalışma basıncı ile özellikle de gökdelenlerde rahatlıkla kullanılmaktadır.<br />

Magnus enerji tasarrufu ve yüksek verimliliği ile “yenilenebilir enerjili binalarda ve LEED<br />

projelerinde” kullanılabilme özelliğine de sahiptir.<br />

Tek cihazla 285 kw kapasiteden 1300 kw kapasiteye kadar 12 farklı kapasitede binanın<br />

ısı ihtiyacına cevap verebilen Magnus yoğuşmalı kazanlar, kapasite ihtiyacına bağlı<br />

olarak, tek kaskad kontrol paneli ile 15 adet kazanı kaskad olarak çalıştırabilir. Farklı<br />

ısıtma ihtiyaçlarını karşılayabilir, projelere komple çözüm üretebilir. Yüksek kapasitesinin<br />

yanında, kompakt boyutları ve kazana montajlı taşıma tekerlekleri sayesinde kolay<br />

taşınma imkanı da vermektedir.<br />

Magnus; kazan eşanjörü maksimum 7 bar çalışma basıncıyla özellikle yüksek katlı binalarda<br />

kullanım kolaylığı sağlar. Silindirik paslanmaz fiber kaplı brülörü ve modülasyonlu<br />

fan kontrol sistemi ile beraber enerji tasarruflu sağlayarak, sessiz çalışır. Kazanlar ısı gücü kapasitesine bağlı olarak %20-100 oranlarına<br />

varan değerlerde modülasyon yaparak; yakıt tasarrufu sağlar.<br />

Bien koleksiyonları ile zeminlerde ‘Hareket zamanı’<br />

Seramik sektörünün önemli oyuncularından, tasarımları ile iddialı<br />

ve ödüllü marka Bien Seramik rustik, retro tarzı özel koleksiyonlarıyla<br />

sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Üstün kalite ve son<br />

teknoloji ile ürünlerini tasarlayan Bien Seramik’in bu özel koleksiyonları<br />

zeminlere hareket kazandırıyor.<br />

Mekanlara özgün bir karakter de kazandıran retro ve rustik tarzı<br />

karolar, yaşam alanlarının yanı sıra kafe, restoran, teraslar ve<br />

ofisler için de ideal bir seçenek oluşturuyor. En yeni koleksiyonları<br />

ile dikkatleri üzerine çeken Bien’in renkli tasarımları bohem tarz<br />

yaratmak isteyenlerin de beğenileri arasında yer alıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 145


Ürün<br />

Tureks Stone evlerinizi modern çizgilerle buluşturuyor<br />

Dünyanın en popüler ikilileri arasında yer alan siyahla beyaz, Tureks Stone ile mekanlarınıza<br />

geliyor. Tureks Stone’nun yeni koleksiyonlarında yer alan siyah ve beyaz mermer karolar<br />

modern görüntüsüyle göz kamaştırıyor. Beyazın sadeliğini siyahın şıklığı ile bütünleyen farklı<br />

geometrik formlara sahip<br />

koleksiyonlar, hem klasik<br />

hem de modern bir görünüm<br />

isteyenlerin tercihi<br />

oluyor.<br />

Farklı doku ve tasarım<br />

alternatifleriyle farklı<br />

zevklere zengin alternatifler<br />

sunan koleksiyon,<br />

duvar, zemin ve tezgah<br />

arkalarında rahatlıkla kullanılabiliyor.<br />

Güvenli ve<br />

uzun ömürlü kullanımıyla<br />

mekanlara kalıcı çözümler<br />

sunan seri, Tureks<br />

Stone’in 1.Levent ve Tuzla’da<br />

bulunan showroomunda<br />

kullanıcılarını<br />

bekliyor.<br />

FORM’dan TROKE Duman Tahliye Sistemleri<br />

FORM’un İzmir Pancar Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında<br />

ürettiği TROKE Duman Tahliye Kapakları, Türkiye’deki ilk yerli<br />

CE Sertifikalı duman tahliye kapağı olma özelliği taşıyor.<br />

TROKE pnömatik duman tahliye kapağının yapısı “nanojel dolgulu”<br />

polikarbon olduğundan ısı iletimi düşüktür. Bu özelliği ile iklimlendirme<br />

sistemine ek yük getirmez. Güneşin olumsuz etkilerini<br />

binaya yansıtmaz. EN12101-2 sertifikalı ilk ve tek Türk Malı duman<br />

tahliye kapağı TROKE, endüstriyel tesisler, lojistik depolar,<br />

ticari binalar, turizm tesisleri, kültür ve spor merkezleri için yangınlara<br />

karşı güvenli, mimari açıdan da estetik çözümler sunar.<br />

146 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Aslandağ Grup ihracatını 3 katına çıkardı<br />

Son dönemde katma değeri yüksek ihracat ürünlerine bir yenisi<br />

daha eklendi: Altın Mutfak. Aslandağ Grubu’nun hazır mutfak sektörüne<br />

kazandırdığı yüzde 100 yerli üretim olan Tresette Mutfak,<br />

yurt içinde lüks konut projelerinin vazgeçilmez markası olurken Ortadoğulu<br />

tüketicilerin de merceğine girdi. Kapaklarında kullanılan<br />

altın tozuyla şaşaalı bir görünüme kavuşan Altın Mutfak, beden<br />

ve el ergonomisine uygun kullanıcı dostu tasarımı, enerji tasarrufu<br />

sağlayan hareket algılayıcılı aydınlatmalı led sistem teknolojisi,<br />

kalın ve dayanıklı kapakları, çevreye sağlık açısından uygunluğu bulunan<br />

kanserojen madde kullanılmadığını belirten CE belgesi, 70<br />

kg taşıyacak kapasitede çekmece rayları, bluemotion teknolojisi<br />

kullanılarak geliştirilen frenli kapaklar ile üst düzeyde güvenlik ve<br />

kapak kapandığında ses çıkarmama özelliği, sararmayan, dayanıklı<br />

üst yüzey, kırılmaz camıyla dikkat çekiyor. 200 bin TL’lik Altın Mutfak’ın<br />

yapımı için tam 3 ay sıra beklenilmesi gerekiyor.<br />

Akçansa’nın Biyoçeşitlilik Proje<br />

Yarışması başvuruları için son<br />

gün 20 <strong>Kasım</strong><br />

Akçansa’nın, maden<br />

sahalarının biyolojik<br />

değerini artırmayı<br />

amaçlayan projeler<br />

üretilmesi ve bu yöndeki<br />

farkındalıkların<br />

artırılması amacıyla<br />

düzenlediği Biyoçeşitlilik<br />

Proje Yarışması’na<br />

başvurular<br />

başladı.<br />

Biyoçeşitlilik Proje<br />

Yarışması’nda bu<br />

yıl iki kategori yer<br />

alıyor. Yarışmaya,<br />

madencilik ekolojisi<br />

konusundaki bilgileri<br />

artıracak ve/veya<br />

madencilik alanlarında<br />

gelişmiş biyoçeşitlilik,<br />

peyzaj ve su<br />

yönetimi sağlayacak<br />

bilimsel projeler için<br />

Bilimsel Araştırma Kategorisi’ne öğrenciler, akademisyenler, bilim<br />

adamları, uzmanlar ve STK’lar başvurabiliyor.<br />

Maden sahaları ve gerçekleştirilen faaliyetlerin toplumla daha iyi<br />

bağlantı kurması ve madencilik alanlarındaki biyoçeşitlilik konularında<br />

daha geniş bir kitleyi bilinçlendirmeye ve eğitmeye yardımcı<br />

olacak projeler için açılan Sosyal Fayda Kategorisi’ne ise<br />

tüm birey ve okullar, öğrenciler, STK’lar, gençlik kulüpleri, çevre<br />

örgütleri katılabiliyor.<br />

Büyük ödül 30.000 Euro<br />

Ulusal düzeyde, bilimsel araştırma ve sosyal fayda kategorilerinde<br />

ilk iki sırayı alan projelere 2.500 ve 5.000 Euro ödül verilecek.<br />

BASF, WorldSkills yarışması ile genç<br />

boya teknisyenlerini destekliyor<br />

Akademik olmayan mesleklere yönelik bir dünya şampiyonası<br />

olan WorldSkills, 1950’den bu yana dünyanın dört bir yanındaki<br />

stajyerler, genç ve yetenekli işçilerin birçok kategoride birbirleriyle<br />

yarışarak bireysel mesleklerdeki becerilerini ölçüyor.<br />

Yarışma aynı zamanda, dünya genelindeki gençleri ticari veya<br />

teknik bir meslek kazanma konusunda motive etmeyi amaçlıyor.<br />

Yarışmacılar, ulusal ve bölgesel ön elemeler sonrasında<br />

iki yılda bir gerçekleştirilen dünya şampiyonasına katılmaya<br />

hak kazanıyor. Geleceğin boya teknisyenlerini ve genç yetenekleri<br />

desteklemek amacıyla BASF Boya Bölümü, 2019 yılı<br />

sonuna kadar WorldSkills yarışmasının global sponsoru olmasını<br />

sağlayacak sözleşmeyi imzaladı.<br />

148 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Kılıçoğlu 90. yılını bir kez de bayileri ile kutladı<br />

Geçtiğimiz aylarda Eskişehir’de özel bir resepsiyonla 90. yılını kutlayan<br />

Kılıçoğlu Kiremit, Türkiye’nin dört bir yanından davet ettiği 300<br />

bayisi ile 90. yıla özel bir buluşma düzenledi. Kılıçoğlu 90 yılını bu<br />

kez paydaşları ile birlikte Antalya Belek’te bulunana Susesi Luxury<br />

Resort Otel’de kutladı. 300 bayinin eşleri ve aileleriyle katıldığı<br />

organizasyon 5 Ekim Perşembe akşamı düzenlenen ‘’Hoş Geldiniz’’<br />

kokteyli ile başladı. Düzenlenen kokteylde tüm misafirleri selamlayan<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Özaydemir bayilere ve ailelerine<br />

katılımları için teşekkür etti. Kılıçoğlu’nun 90 yıllık köklü tarihinde<br />

bayilerin çok önemli bir rolü olduğunu belirten Savaş Özaydemir<br />

100. yılı da hep birlikte kutlamayı dilediklerini sözlerine ekledi.<br />

Özaydemir konuşmasını bitirmeden önce Kılıçoğlu Yöneticilerini ve<br />

Satış Ekibini ve Bölge Distribütörlerini sahneye davet etti. Tüm paydaşların<br />

da iştirak ettiği kutlama coşkulu ve renkli geçti.<br />

“Geleceğin Kentleri, Kentlerin<br />

Geleceği”<br />

Nüfus artışı şehirlerin daha fazla insanı barındırabilmesi için<br />

genişlemesine neden oluyor. Refahın adil bir şekilde dağılması,<br />

sosyal adalet daha da önem kazanıyor. Şehirlerimiz bir<br />

yandan günümüz sorunlarına çözüm ararken, bir yandan da<br />

geleceği şekillendirmeye çalışıyor. İşte bu doğrultuda Mimar<br />

Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi iş birliği<br />

ile gerçekleştirilecek 3.Yeşil Binalar Ötesi Konferansı’nda Geleceğin<br />

Kentleri, Kentlerin Geleceği ele alınacak.<br />

Yeşil Rapido, 3.Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı, Dünya Şehircilik<br />

Günü olarak kutlanan 8 <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> tarihinde “Future<br />

& Cities - Geleceğin Kentleri, Kentleri Geleceği” teması<br />

çerçevesinde yine sürdürülebilirlik ve daha yaşanabilir yapılı<br />

çevre kavramının altını çizerek, sonuç odaklı paylaşımlara<br />

sahne olacak. Konferansa konuk konuşmacı olarak iki ünlü<br />

İngiliz Mimar Bob Allies ve Peter Barber katılacak. <strong>Yapı</strong>, enerji<br />

ve yönetimi, toplu taşıma, çevre, atık yönetimi konuları yetkili<br />

isimler tarafından ele alınacak. Konferans’ta, Peter Barber’in<br />

yanı sıra ülkemizin önde gelen STK’ları, proje geliştiricileri, mimarları<br />

ve akademisyenleri, yapı sektörünün profesyonelleri,<br />

karar verici kamu kurumlarının yetkilileri, geleceğin şehirlerini<br />

konuşmak üzere bir araya gelecekler.<br />

Daikin efsanevi Japon Grubu<br />

Ondekoza’yı İstanbullular ile<br />

buluşturdu<br />

Japonya İstanbul Başkonsolosluğu ve iklimlendirme sektörünün<br />

devi Daikin işbirliği ile Türkiye turnesine çıkan Ondekoza,<br />

23 Ekim Pazartesi akşamı çok özel bir konser ile İstanbullu<br />

müzikseverlerle buluştu.<br />

Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve iki saat süren<br />

konserde, Ondekoza geleneksel davul ritimleri ve hareket<br />

dolu olağanüstü performansı ile İstanbullu müzikseverlere eğlence<br />

dolu anlar yaşattı.<br />

İstanbul’da dinleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Ondekoza,<br />

24 Ekim Salı akşamı saat 19:00’da İstanbul Beşiktaş Akatlar<br />

Kültür Merkezi’nde bir konser daha gerçekleştirecek.<br />

Ondekoza, Ekim ayında çıktığı Türkiye turnesi kapsamında 19<br />

Ekim’de Bursa ve 22 Ekim’de İzmir’de birer konser gerçekleştirmiş,<br />

Uzakdoğu’nun eşsiz ritimlerinden oluşan performansları<br />

ile sanatseverlerin büyük beğenisini kazanmıştı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 149


Ege Vitrifiye’den <strong>2017</strong> Cersaie Fuarı’nda tasarım şöleni!<br />

Merter Savaş / Ege Vitrifiye Genel Müdürü<br />

Her sene olduğu gibi bu sene de Cersaie Fuarı’nda kendini tüm<br />

dünyaya tanıtan firma, Premium serilerini, kanalsız klozetlerini,<br />

ince bantlı ve renkli lavabolarını 25-29 Eylül tarihlerinde profesyonellerin<br />

beğenisine sundu. Avrupa tasarım ödülüne layık görülen Finikia<br />

serisi, denizden ilham alan Catamaran serisi, Anti-bakteriyel<br />

Selge serisi ve özenle hazırlanan tüm ürünler ziyaretçilerden tam<br />

not aldı. Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş; “Cersaie fuarı<br />

sektör profesyonellerini bir araya getiren büyük ve önemli bir organizasyon.<br />

1983’ten beri düzenlenen fuar, hem seramik sektörü<br />

hem de inşaat sektörü için önemli bir buluşma noktası olmaktadır.<br />

Firmamız özel tasarlanan yeni standıyla Cersaie fuarında fark yaratmış,<br />

markasını ve ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen ilgililerin<br />

beğenisine sunmuştur. Fuar süresince standımızda aldığımız<br />

görüşler ile 2018 ürün portföyüne yön verilecektir” diye belirtiyor.<br />

Dünyanın en büyük seramik fuarı Cersaie’de Seramiksan farkı<br />

Tüm yaşam alanları ve kamusal alanlar için geniş ürün yelpazesine<br />

sahip olan Seramiksan, seramiğin başkenti Bologna’da<br />

düzenlenen Cersaie’de sektör temsilcilerinden ve ziyaretçiler tarafından<br />

yoğun ilgi gördü. Güçlü Ar-Ge çalışmaları sonucu Seramiksan’ın<br />

koleksiyonunda yer alan özellikle çok yoğun yaya trafiği<br />

olan havalimanları, istasyonlar,<br />

metro sistemleri ve AVM’lerde kullanılmak<br />

üzere tasarlanan 60x60,<br />

60x120 ve 120 x120 ve 60x60 20<br />

mm porselen karolar ve 20 x 120,<br />

30 x 120 ebatlarıyla renkli gövdeleriyle<br />

fark yaratan ahşap görünümlü<br />

seramikler oldukça beğenildi.<br />

Dünyadaki en modern vitrifiye üretim<br />

tesisi ile el değmeden vitrifiye<br />

üretebilen Seramiksan’ın farklı<br />

renk ve modeldeki vitrifiye gurubunu<br />

da fuarda sergiledi. Su tasarrufu<br />

sağlayan ürünleri, kanalsız Rimles<br />

klozetleri ve farklı modellerdeki lavaboları,<br />

2,5 – 4 lt. su ile fonksiyon<br />

yapan yeni oval ve kare takımları<br />

büyük beğeni topladı.<br />

Seramiksan İhracat Müdürü Rifat<br />

Noyan: “Dünyadaki en son trendleri<br />

yakından takip ederek oluşturduğumuz yenilikçi ürünlerimizle<br />

Cersaie’ye 10. kez katılmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Güçlü<br />

Ar-Ge çalışmalarımız sonucu oluşturduğumuz koleksiyonumuza<br />

dünyanın en önemli seramik fuarında ziyaretçilerin ve sektör profesyonellerinin<br />

yoğun ilgi göstermesi bizi çok mutlu etti.<br />

152 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


Fuar<br />

Cersaie Fuarı’nın sonbahar trendleri Ege Seramik’te!<br />

Autumn <strong>2017</strong> Koleksiyonu<br />

kapsamında 30 yeni<br />

serisinin lansmanını gerçekleştiren<br />

firma Cersaie’<br />

de trend rüzgarları estirdi.<br />

Özellikle fosilleşmiş<br />

ahşap görünümlü tam<br />

parlak yüzeyli yeni serisi<br />

Symi ile tüm dikkatleri<br />

üzerine çeken Ege Seramik,<br />

yine yeni bir trendin<br />

öncüsü olacak gibi görünüyor.<br />

Fuarın bekledikleri gibi<br />

çok yoğun bir ilgi ile<br />

geçtiğini belirten Genel<br />

Müdür Göksen Yedigüller<br />

‘Ege Seramik olarak<br />

Göksen Yedigüller / Ege Seramik Genel Müdürü<br />

yeni trendlerin öncüsü ve<br />

yaratıcısı olma iddiamızın ne kadar haklı ve gerçekçi olduğunu<br />

geçirdiğimiz Cersaie Fuarı ile bir kere daha görmüş olduk. Çok yoğun<br />

ilgi gördüğümüz ve Autumn <strong>2017</strong> Koleksiyonumuza tam not<br />

aldığımız bir fuar geçirdik. Özellikle fosilleşmiş ahşap görünümlü<br />

yeni Symi Serimizin gördüğü ilgi yeni bir trendin daha öncüsü olacağımızı<br />

kanıtlar nitelikteydi.’ dedi.<br />

Seranit Grup Cersaie Fuarı’na damgasını vurdu<br />

<strong>Yapı</strong> sektörünün köklü kuruluşlarından ve Türk seramiğinin önemli<br />

temsilcilerinden Seranit Grup, sektörün en büyük ve önemli fuarı<br />

Cersaie’de yeni koleksiyonlarını sergiledi. Her yıl İtalya’nın Bologna<br />

kentinde dünyanın çeşitli ülkelerinden sektör profesyonellerini<br />

buluşturan Cersaie Fuarı’nda Seranit Grup, Seranit Porselen ve<br />

Serra Seramik’in 2018 koleksiyonlarını sektöre tanıtarak büyük<br />

beğeni topladı. Fuarda Seranit’in yenilikçi porselen duş karosu<br />

Aquanit’e olan ilgi bu sene de oldukça fazlaydı.<br />

2018 koleksiyonu görücüye çıktı<br />

Bu yılki fuarda Seranit Porselen ve Serra Seramik’in yeni serilerinden<br />

oluşan 2018 koleksiyonları ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.<br />

Seranit Grup standında ebat çeşitliliği ön plana çıktı. Bu yıl<br />

40x120, 30x90, 30x120, 90x90, 60x120 ve 70x70 ebatlarına<br />

ek olarak üretimine yeni başlanan 22,5x135 ebatlı ürünler de<br />

stantta sergilendi.<br />

Seranit Grup; Seravista ve Duostone gibi ödüllü ve inovatif ürünlerinin<br />

yanı sıra, Aquanit porselen duş karosu ile geçtiğimiz yıl<br />

olduğu gibi bu yıl da ilgi odağı oldu.<br />

Aquanit, zeminde kullanılan karo ile aynı hizada uygulanıyor ve uygulanma<br />

yöntemi sayesinde banyolarda kesintisiz bir mekan hissi<br />

uyandırıyor. 80x80 cm, 90x90 cm, 80x120 cm,90x135 cm gibi<br />

dört farklı standart üretim ölçüsüne ek olarak standart dışı özel<br />

ebatlarda istenilen mekana uygun olarak da kesilebilen Aquanit,<br />

küçük banyolardan büyük banyolara kadar her yerde uygulanabiliyor.<br />

6 farklı modeli ile hastane, otel, bakım evi, ev, spor merkezleri,<br />

spa alanları ve havuz duşları gibi alanlarda da kullanım<br />

olanağı sağlıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 153


Fuar<br />

ISIDEM Yalıtım 25 Eylül’de Polonya’nın<br />

Krakow şehrinde düzenlenen Global Insulation<br />

konferansına katılarak, elastomerik<br />

kauçuk köpüğü kalite kontrol test metotları<br />

ile ilgili sunum gerçekleştirdi. Tüm<br />

dünyadan yalıtım sektörü üst düzey yöneticilerinin,<br />

hammadde tedarikçilerinin,<br />

akademisyenlerin, analistlerin ve finansçıların<br />

ağırlandığı konferansta, yalıtım uygulamaları,<br />

teknolojileri ve sektörün geleceği<br />

değerlendirildi.<br />

Elastomerik kauçuk köpüğü kalite kontrol<br />

süreçlerinin yeni test metotlarıyla sektörün<br />

geleceğine yön verdiklerini dile getiren<br />

ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü Murat<br />

Erenoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:<br />

“Teknolojik üretim prosesleri, nitelikli iş<br />

Murat Erenoğlu / ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü<br />

Isıdem Yalıtım Global<br />

Insulation’da<br />

Türkiye’yi temsil etti<br />

ISIDEM Yalıtım, yalıtım sektöründe dünyanın en önemli<br />

organizasyonlarından biri olan bu yıl Polonya’nın Krakow<br />

şehrinde düzenlenen Global Insulation organizasyonuna<br />

katılarak, sunum gerçekleştiren tek Türk firması oldu.<br />

gücü, güçlü Ar-Ge altyapısı ve başarılı ihracat<br />

performansıyla Türkiye ekonomisine,<br />

sanayisine ve global yalıtım sektörüne<br />

verdiğimiz katkıyı her geçen gün artırıyoruz.<br />

TS EN 14304 standardının Su Buharı<br />

Difüzyon Direnç testlerini uluslararası akredite<br />

laboratuvarları kullanarak ve kendi<br />

kalite ve Ar- Ge laboratuvarımızda Coolflex<br />

elastomerik kauçuk köpüğü levhaları<br />

için TS EN 12086 standardına ve boruları<br />

için TS EN 13469 standardına göre ölçmekteyiz.<br />

Bu testler uzun süren (2 – 3<br />

ay), toleransları çok sıkı olan ve sonuçları<br />

birçok parametreden etkilenebilen testlerdir.<br />

TS EN 14304 standardında su buharı<br />

difüzyon direnci testlerine bir de EN ISO<br />

15106-3 standardında indirek test metodu<br />

tanımlanmıştır. ISIDEM Yalıtım olarak<br />

direk ve indirek test metodu arasında<br />

korelasyon oluşturmak için bir dizi başarılı<br />

testler gerçekleştirdik. Bu çalışmanın<br />

sonucunda elastomerik kauçuk köpüğü<br />

yalıtım malzemesi Su Buharı Difüzyon Direnç<br />

testinde zaman ve maliyet anlamında<br />

verimlilik sağladık. Yalıtım malzemesi üreticilerinin<br />

bu çalışmamızdan faydalanması<br />

için konferansta, çalışmamızın sonuçlarını<br />

katılımcılar ile paylaşma imkânı yakaladık.<br />

Global Insulation, yalıtım malzemesi üreticilerinin<br />

katıldığı ve yalıtım sektörünün<br />

her açısından tartışıldığı, dünya üzerinde<br />

yalıtım pazarının trendlerinin belirlendiği,<br />

hatta yön verildiği ve her yıl farklı şehirlerde<br />

gerçekleştirilen uluslararası bir<br />

platformdur. Krakow’daki konferansta<br />

sunum gerçekleştiren tek Türk markası<br />

olarak ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik.<br />

Gelecek yıllarda, Global Insulation<br />

konferanslarında kalite güvence ve Ar-Ge<br />

konularında yaptığımız çalışmaları sektör<br />

ile paylaşmak üzere benzer platformlarda<br />

yer alacağız.”<br />

Sektörün en yüksek su buharı<br />

difüzyon direnç katsayısı Coolflex’te<br />

Coolflex elastomerik kauçuk köpüğü Yüksek<br />

Su Buharı Difüzyon Direnci Katsayısı<br />

ile korozyon riskini minimuma indirmek<br />

adına μ ≥ 10.000 değeri ile üretiliyor.<br />

Bu değer şu ana kadar TSE tarafından<br />

tescillenmiş ürünler arasında sektörün en<br />

yüksek su buharı difüzyon direnç katsayısı<br />

olma özelliği taşıyor. Kapalı gözenekli ve<br />

homojen dağılımlı hücre yapısı sayesinde<br />

uygulandığı tesisatlarda maksimum<br />

termal performans ve yoğuşma kontrolü<br />

sağlayan Coolflex ürünleri, TS EN 13501-<br />

1 yangın yönetmeliğine göre levhalarda<br />

B,s3-d0, borularda BL,s2-d0 yangın performansıyla<br />

uluslararası standartlara uygunluğuyla<br />

öne çıkıyor.<br />

154<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>


R + T Asya her zaman gündemde<br />

Advertorial<br />

Bir önceki fuara göre neredeyse %15 daha<br />

fazla artışla 31149 (2016: 27.088) ziyaretçi<br />

fuara katıldı. Ziyaretçilerin sayısı, son iki yılda<br />

% 39 artarak, bu fuarın Asya’daki en önemli<br />

sektörel etkinlik olduğunu gösterdi.<br />

9,291 uluslararası konukla (2016: 6,850)<br />

yurtdışından gelen ziyaretçileri de bir önceki<br />

fuardan daha yüksekti.<br />

Çin dışında, ziyaretçiler çoğunlukla Tayvan,<br />

Hindistan, Avustralya, Kore ve ABD’den geldi.<br />

Bir sonraki R + T Asya fuarı 20-22 Mart<br />

2018’de Şanghay’da yapılacak.<br />

http://rtasia.org/en/visitor-pre-registration-yapi


AGT’nin “Dijital Platform Projesi”<br />

İntermob Fuarı’nda büyük ilgi gördü<br />

Fuar<br />

Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, dünya pazarında önemli bir yere<br />

sahip olan İntermob Fuarı’na katıldı. AGT, yeni ürünlerinin ve dijital dönüşüm projelerinin<br />

lansmanını gerçekleştirdiği fuarda ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.<br />

Şirzat Subaşı / AGT Genel Müdürü<br />

Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan<br />

AGT, 14-18 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri arasında<br />

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />

İntermob Fuarı’na katıldı. Ahşap,<br />

orman ürünleri ve teknolojileri alanlarında<br />

trendlerin belirlendiği, mobilya yan sanayi<br />

ve aksesuarları sektörlerinin öncü firmalarının<br />

en yeni ürün ve hizmetlerini görücüye<br />

çıkardığı İntermob Fuarı’nda AGT, dünyaya<br />

daha kolay hizmet vermek ve sınırları ortadan<br />

kaldırmak amacıyla hayata geçirdiği<br />

Dijital Platform Projesi’nin lansmanını gerçekleştirdi.<br />

Dijital Platform’da sektörde bir ilk<br />

Türkiye’nin En Sosyal 500 Şirketi arasında,<br />

mobilya bileşenleri sektöründe ise<br />

birinci sırada yer alan AGT’nin Dijital Dönüşüm<br />

Projesi kapsamında oluşturduğu,<br />

müşterilerine ürünü satın almadan önce<br />

kendi mekanlarında döşenmiş halini görüntüleme<br />

imkanı tanıyan dijital platform,<br />

ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.<br />

Ziyaretçiler markanın yeni ürünlerini canlı<br />

olarak deneyimleme ve yakından tanıma<br />

şansı buldu. İnovasyona büyük önem veren<br />

AGT, bu uygulamanın sektörün dünyaya<br />

açılan penceresi olmasını hedefliyor.<br />

Sonbahar renkleri, kış trendleri<br />

AGT, sonbaharla birlikte mevsimin doğal<br />

güzelliğinden ilham alarak tasarladığı,<br />

ahşabın sıcaklığını yansıtan yepyeni ürünlerini<br />

katılımcıların beğenisine sundu. Tabiatın<br />

doğal renk ve dokusunu taşıyan,<br />

derzler yardımıyla birbirinden ayrılan “Natura<br />

Line/ Plus” ve Milano’dan esinlenerek<br />

tasarlanan “Concept” parke serileriyle<br />

dünya modası ziyaretçilerle buluşurken<br />

markanın yeni parke serileri fuarın ilgi<br />

odağı oldu. Doğanın mucizesi 14 mm yeni<br />

lamine parke serisi Legno, farklı kalınlıklarda<br />

tercih edebileceğiniz Natura Slim/<br />

Large ve bu sezon mekanlarınıza taptaze<br />

renkleri taşıyacak olan Bella Serileri<br />

fuarda ilk defa ziyaretçilerin beğenisine<br />

sunuldu. AGT’nin dünya standartlarındaki<br />

MDF’si kullanılarak üretilen AGT Panel’e<br />

yeni eklenen taş dokular, metalik tonlar<br />

gibi trend olan 11 farklı renk ise katılımcılardan<br />

tam not aldı.<br />

Dijital Dönüşüm sürecek<br />

Sektörün öncülerini ve dünya markalarını<br />

buluşturan İntermob Fuarı’nın AGT için<br />

son derece verimli geçtiğini söyleyen AGT<br />

Genel Müdürü Şirzat Subaşı, “Öncü ve<br />

trendleri belirleyen marka olma misyonumuzu;<br />

yatırımda, Ar-Ge’de, dijitalleşmede,<br />

ürün inovasyonunda sektöre getirdiğimiz<br />

yeniliklerle sürdürüyoruz. Bu yıl Türkiye’nin<br />

En Sosyal 500 Şirketi arasında mobilya<br />

bileşenleri sektöründe ise birinci sırada<br />

yer almayı başardık. Sosyal medyayla entegreyiz<br />

ve dijital pazarlama faaliyetlerimiz<br />

sayesinde de, sosyal medyada sektörün<br />

en beğenilen ve en çok takip edilen markasıyız.<br />

Lansmanını İntermob Fuar’ında<br />

gerçekleştirdiğimiz Dijital Dönüşüm Projemizde<br />

bu iletişimi daha da güçlendirecek.<br />

Endüstri 4.0 kapsamındaki Dijital Dönüşüm<br />

Projemiz ile sürdürülebilir büyüme<br />

stratejisi ve operasyonel verimlilik üzerine<br />

dijitalleşme çalışmalarımıza devam ediyoruz.<br />

Hem Dijital Platform Projemize olan<br />

ilgi hem de yeni ürün ve renklerimize gelen<br />

beğeniler beklediğimizin üzerindeydi. Bunun<br />

yanı sıra ulusal ve uluslararası sektör<br />

profesyonelleriyle iletişim halinde olmak;<br />

yepyeni projelerle karşılaşmak bizim için<br />

oldukça verimliydi.”<br />

158<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!