Solarex Magazine Eylül-Ekim 2017 Sayısı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
14<br />
Smart Energy ilk ayında güneş paneli<br />
teslimatına başladı<br />
16<br />
ABB endüstriyel dijitalleşmenin<br />
geleceğini yazıyor<br />
26<br />
Mutlu şehir Osmaniye’nin<br />
güneş ile gülen yüzleri<br />
34<br />
Enerjisa’nın güneşi hızla büyüyor<br />
40<br />
8. Türkiye Enerji Zirvesi’nde<br />
Sosyal Sorumluluk alanında<br />
Altın Voltaj ödülünü Bordo Enerji<br />
A.Ş. aldı<br />
46<br />
Yerli enerji projeleri<br />
Türkiye’nin ilacı olacak<br />
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK<br />
İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.<br />
HÜSEYİN FERRUH IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR / GENERAL MANAGER<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com<br />
SORUMLU MÜDÜR<br />
CÜNEYT AKTÜRK<br />
cuneyt.akturk@img.com.tr<br />
REKLAM MÜDÜRÜ<br />
YASEMİN ALBAYRAK<br />
yasemin.albayrak@ img.com.tr<br />
EDİTÖR<br />
GİZEM YILDIZ<br />
gizem.yildiz@img.com.tr<br />
ART DİREKTÖR<br />
İSMAİL GÜRBÜZ<br />
ismail.gurbuz@img.com.tr<br />
CONSEPT TASARIM<br />
SAMİ AKTAŞ<br />
sami.aktas@img.com.tr<br />
FOREIGN RELATIONS<br />
MUSTAFA ATİK<br />
mustafa.atik@voli.com.tr<br />
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />
EBRU PEKEL<br />
ebru.pekel@ img.com.tr<br />
MUHASEBE VE FİNANS MÜDÜRÜ<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
mustafa.aktas@img.com.tr<br />
ABONE<br />
İSMAİL ÖZÇELİK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
BİLGİ İŞLEM<br />
EMRE YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
CTP-Baskı<br />
İhlas Gazetecilik A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Cad.<br />
İhlas Plaza No:11 A / 41<br />
Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul<br />
Tel: 0 212 454 30 00<br />
ADRES<br />
Polat İş Merkezi | Evren Mah. Bahar Cad. No: 3 K: 1<br />
34197 Güneşli- Bağcılar | Istanbul | Turkey<br />
Tel: +90 212 604 50 50 | Fax: +90 212 604 50 51<br />
www.solarexmagazine.com.<br />
e-mail: yasemin.albayrak@img.com.tr<br />
<strong>Solarex</strong> <strong>Magazine</strong> yer alan<br />
makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir.<br />
<strong>Solarex</strong> <strong>Magazine</strong>’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin<br />
San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. İki ayda bir yayınlanır. Yazılar<br />
kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Güneş hep bizimle!<br />
Güneş enerjisi ve teknoloji her geçen gün ilerliyor. Depolama, güneş<br />
takip sistemleri ve hücre verimliliği gibi teknolojilerle güçlenen sektör<br />
enerjide dışa bağımsızlığı sağlamaktan da öte, hızla ilerleyen iklim değişikliği<br />
ve hava kirliliği gibi maruz kaldığımız olumsuzlukları aşmakta da<br />
çok önemli bir araç. Dolayısıyla toplumsal fayda da düşünüldüğünde aslında<br />
sektörün biraz daha halka indirgenmesini ve her üç çatıdan birinde<br />
güneş panelleri görmeyi umut ediyoruz. Üniversitelerin bu anlamda<br />
düzenlediği panelleri gençlerin bilinçlenmesi ve duyarlılık kazanması<br />
adına çok faydalı buluyor ve fakat bu bilincin çok daha erken yaşlarda<br />
geliştirilmesi gerektiğine de inanıyorum. Temiz enerji bilgisi ve doğa<br />
sevgisi daha küçük yaşlardan aşılanmalı ki geleceğimizi kurtaralım.<br />
Öztüketim amacıyla tavuk çiftlikleri, benzin istasyonları gibi pek çok<br />
yerde rastladığımız güneş enerjisi, giysiler, sokak aydınlatmaları ve trafik<br />
ışıkları gibi uygulamalarla daha çok rutinimize girmekte. Bu gibi geç<br />
kalmış uygulamaların hızla artmasını temenni etmekle birlikte yeni sayımızı<br />
keyifle okumanızı dilerim.<br />
Güneşli günlerimiz daim olsun…<br />
Sevgiler,<br />
Editör<br />
Gizem Yıldız<br />
REKLAM İNDEKSİ<br />
ABB…………………………. 17<br />
Alka Group………………. 27<br />
BİA…………………………… 35<br />
Fronius…………………….. 41<br />
Huawei…………………….. A.K.<br />
Phoenix Contact………. 21<br />
SMA…………………………. Ö.K.<br />
<strong>Solarex</strong> İstanbul……….. Ö.K.İ.<br />
Tekno Ray Solar……….. 1
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Dünya Markaları, <strong>Solarex</strong> İstanbul’da<br />
11. buluşmaya hazırlanıyor…<br />
4
<strong>Solarex</strong> İstanbul<br />
İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek<br />
olan SOLAREX İSTANBUL<br />
Fuarı kapılarını açmaya hazırlanıyor.<br />
Yerli ve yabancı güneş enerjisi<br />
dünyasının profesyonellerini ağırlayacak<br />
olan fuar, 5 – 7 Nisan tarihleri<br />
arasında güneş enerjisi sektörünün<br />
buluşma noktası olacak. Fuar, sergilenen<br />
ürünlerin yanı sıra, Özel<br />
Alım Heyetleri ile de geniş iş bağlantılarına<br />
imkan tanıyor. Onbirinci<br />
kez düzenlenen <strong>Solarex</strong> İstanbul<br />
Fuarı yerli ve yabancı güneş enerjisi<br />
sanayiinin liderlerini ağırlıyor.<br />
Sergilenen ürün ve gerçekleşen etkinliklerle<br />
sektörün nabzını tutan<br />
SOLAREX İSTANBUL; Avrupa ve<br />
Asya bölgelerini birleştiren noktada<br />
sektörün en önemli buluşması<br />
olarak öne çıkıyor. Yerli ve uluslararası<br />
katılımcılar yeniliklerini SOLA-<br />
REX İSTANBUL fuarında sergiliyor.<br />
Yerli ve yabancı katılımcı firmaların,<br />
yeni pazarlara ulaşması için,<br />
önemli olanaklar sunan SOLAREX<br />
İSTANBUL’da; Alım Heyeti programı<br />
kapsamında Afganistan, Almanya,<br />
Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan,<br />
Fransa, Gürcistan, Irak, İran,<br />
İspanya, İtalya, Kazakistan, Mısır,<br />
Suudi Arabistan ve Yunanistan’dan<br />
firma yetkililerinin getirilmesi planlanıyor.<br />
<strong>Solarex</strong> İstanbul, seminerleriyle<br />
ve panelleriyle de oldukça yoğun<br />
geçen bir organizasyon. Ortadoğu<br />
ve Asya pazarları için de oldukça<br />
dikkat çekici olan fuarda planlanan<br />
seminerler ile hem katılımcı firmalara<br />
hem de ziyaretçilere temiz<br />
enerjinin öneminin anlatılması hedefleniyor.<br />
Fuara İlgi Yüksek, Stand<br />
Satışları Tamamladı!<br />
<strong>Solarex</strong> istanbul Fuarı yetkilileri,<br />
Türkiye’de güneş enerjisi yatırımlarındaki<br />
hızlanma ve buna ilişkin<br />
beklentilerin Fuar’ın önemini artırdığını<br />
belirtiyor. Yetkililer, iç pazarın<br />
yanı sıra, çevre ülkelerdeki gelişmelerin<br />
de <strong>Solarex</strong> İstanbul’u küresel<br />
solar oyuncuları için önemli hale<br />
getirdiğinin altını çiziyor. <strong>Solarex</strong><br />
2018 çalışmalarının erken başladığını<br />
kaydeden yetkililer, ilginin yüksek<br />
olduğunu ve stand satışlarının<br />
tamamlandığını vurguladı.<br />
Yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />
önemi konusunda gerek kamuda<br />
gerekse özel sektördeki hassasiyet<br />
son yıllarda hızla arttı. Yenilenebilir<br />
enerji yatırımlarının hem sayısı<br />
hem büyüklükleri giderek artarken,<br />
5
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
sektöre yönelik etkinlikler de giderek<br />
daha çok öne çıkıyor.<br />
Yerli ve yabancı katılım<br />
“Yenilenebilir bir dünya için” sloganıyla<br />
gerçekleştirilen <strong>Solarex</strong> İstanbul<br />
Fuarı, kamu, özel sektör, akademik<br />
isimler ve finans dünyasının<br />
profesyonellerini yeniden bir araya<br />
getirecek. İstanbul Fuar Merkezi’nin<br />
9 – 10 – 11. Salonlarda ve Çadır<br />
salonlarda gerçekleşecek fuar,<br />
üç gün boyunca yerli ve yabancı<br />
ziyaretçilerini ağırlayacak. <strong>Solarex</strong><br />
İstanbul, güneş enerjisi sektörüne<br />
yönelik seminer ve panellere de ev<br />
sahipliği yapacak. Seminerler, tüm<br />
ziyaretçilere açık ve ücretsiz olacak.<br />
Türkiye’de, Güneş Enerjisi<br />
Konusuna Yoğunlaşan Tek<br />
Fuar, <strong>Solarex</strong> İstanbul<br />
Avrupa’daki ve dünyadaki gelişmeleri<br />
yakından takip ettiklerini söyleyen<br />
Güneş Enerjisi ve Teknolojileri<br />
Fuarı katılımcısı pek çok firma, fuar<br />
sayesinde bir araya geldiklerini ve<br />
“<strong>Solarex</strong> İstanbul”’da yeni yatırım-<br />
6
<strong>Solarex</strong> İstanbul<br />
lar konusunda görüşebildiklerini, bu<br />
görüşmeler sonrasında da gelecek<br />
yıllarda sektör için olumlu bir takım<br />
gelişmeler yaşanacağını belirtiyorlar.<br />
Avrupa’nın en güneşli ülkelerinden<br />
biri olarak kabul edilen Türkiye’de,<br />
güneş enerjisi konusuna yoğunlaşan<br />
tek bir fuarın olması, Dünya çapında<br />
tanınmış ve Türkiye’de yatırım<br />
yapmaya gönüllü çok sayıda dünya<br />
markası tarafından da yoğun bir ilgi<br />
ile karşılaşıyor. <strong>Solarex</strong> İstanbul, güneş<br />
enerjisi sektörünü ve özellikle<br />
güneş alma bakımından zengin olan<br />
ülkemizi de, dünya çapında ön plana<br />
çıkararak, hak ettiği ilgiyi görmesine<br />
sebep oluyor. Güneşlenme alanı<br />
oldukça yüksek olan ülkemiz, bu<br />
coğrafi özelliği avantaja dönüştürme<br />
konusunda en büyük desteği <strong>Solarex</strong><br />
İstanbul ile alıyor.<br />
7
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
Tekno Ray Solar Altınekin<br />
GES ile verimlilik sınırlarını zorluyor<br />
Kurmuş olduğu ileri teknoloji santrallerle, Fotovoltaik<br />
Güneş Enerjisi Sektörünün en önemli oyuncularından<br />
biri olarak adından söz ettiren Tekno Ray Solar,<br />
toplamda 8,4 MW kapasiteli Konya Altınekin Güneş<br />
Enerjisi Santralini devreye aldı. Konya Altınekin GES,<br />
kurulumu esnasında yapılan ileri teknoloji testler<br />
sayesinde, hesaplanan verimlilik değerlerinin<br />
%5 üzerine çıkmayı başardı.<br />
Kurulduğu günden bu yana 185<br />
MW gücünde anahtar teslimi güneş<br />
enerjisi santrali proje referansına<br />
imza atarak sektöre liderlik eden<br />
Tekno Ray Solar, Konya’da bulunan<br />
ve yılda toplam 14.200.000 kWh<br />
elektrik üretmesi ön görülen Altınekin<br />
GES’ in kurulumunu tamamladı.<br />
Kurulduğu günden bu yana<br />
ön görülen üretim değerlerinin %5<br />
üzerine çıkmayı başaran Altınekin<br />
GES, bu verimlilik değerleri çerçevesinde,<br />
yatırım karlılığını Türkiye<br />
standartlarının üzerine taşıyacak.<br />
Tekno Ray Solar mühendislik standartları<br />
ile hayata geçirilen Altınekin<br />
santralinde, özellikle gölgelenme<br />
konusuna dikkat edilerek,<br />
sıra aralıkları standart değerlerin<br />
üzerinde tasarlanarak, gerek arızaya<br />
müdahale kolaylığı gerekse gölgelenmeden<br />
kaynaklı oluşabilecek<br />
üretim kayıplarının önüne geçilmiş<br />
oldu. Santral bileşenlerini oluşturan<br />
Dağıtım Merkezi ve Toplama<br />
Merkezlerinin optimum noktalarda<br />
yer alması da, kablolama konusunda<br />
avantaj sağladı.<br />
İleri teknoloji testlerin yanı sıra, Altınekin<br />
GES’te uygulamaya alınan<br />
özel numaralandırma sistemi, olası<br />
arızaların yer tespitini kolaylaştırarak,<br />
anında müdahale çalışmalarını<br />
maksimum verimliliğe çıkardı.<br />
Teknolojik donanımı ve kusursuz<br />
yerleşim düzeni sebebiyle Tekno<br />
Ray Solar tarafından bir eğitim<br />
üssü olarak da kullanılan Altınekin<br />
GES, gerek Türkiye’deki dernekler<br />
gerekse yurt dışından gelen ziyaretçilerin<br />
de büyük ilgisini görüyor.<br />
Türkiye standartları üzerinde ve<br />
özel olarak tasarlanan, tüm santrallerde<br />
verimliliği artıran Scada ve<br />
Uzaktan izleme sistemi ile, üretim<br />
değerlerine anlık ulaşabilme imkânı<br />
sağlayan Altınekin Güneş Enerjisi<br />
Santrali, yıllık ortalama 21 bin<br />
üzerinde ağacın kurtarılmasını ve<br />
ortalama 9 bin ton CO2 salınımının<br />
engellenmesini sağlayacak.<br />
En kaliteli santraller, en iyi ürünler<br />
ve en verimli tasarım stratejisiyle<br />
Tekno Ray Solar tarafından yapılandırılan<br />
ve direkt şebekeye bağlı<br />
olarak kurulan santral, ürettiği tamamen<br />
yerli ve yeşil enerji ile ülke<br />
ekonomisine katkı sağlamaya uzun<br />
yıllar devam edecek.<br />
8
Sektör Haber<br />
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Akiş Enerji dağ yamacına GES kurdu<br />
ELAZIĞ<br />
Akiş Enerji yeni yatırımlarıyla sektördeki etkinliğini artırıyor.<br />
NİĞDE<br />
Güneş ve rüzgar enerjisinde sektörün lider oyuncularından<br />
Akiş Enerji, Türkiye’nin bir çok bölgesinde güneş<br />
enerji santrallerini devreye almaya devam ediyor. Yakın<br />
zamanda Bor’da bir GES teslim eden Akiş Enerji, santralin<br />
yatırımcısı As İnşaat ile beraber %20’lik eğim ile tamamen<br />
kayalardan oluşan zorlu arazi koşullarında enerji<br />
santralini iki aylık süre içerisinde tamamladı. Santral<br />
kurulumunda beton bloklara çakma konstrüksiyon kullanarak<br />
çözüme giden Akiş Enerji, uzman ve deneyimli<br />
ekibiyle beraber kurulumun üstesinden geldi. Santralin<br />
yıllık olarak yaklaşık 2.000.000 kWh üretim yapması beklenmektedir.<br />
Zorlu kayalık arazide adeta bir çatı projesi<br />
kurulumu yapar gibi hareket eden Akiş Enerji, böylelikle<br />
sektördeki etkinliğini tescillemiş oldu.<br />
Fabrika çatıları fatura dostu<br />
Arazilerde anahtar teslim güneş enerji santrali projeleriyle<br />
öne çıkan Akiş Enerji, yatırımcılarına çatı uygulamaları<br />
da sunmaya devam ediyor. Bu yıl Kayseri’de<br />
Silteks Tekstil ve Kaydöksan fabrikasının çatısına 2,3<br />
MW’lık kurulum gerçekleştiren Akiş Enerji, bu kurulumun<br />
yıllık üretiminin yıllık olarak yaklaşık 3.700.000<br />
kWh olduğunu duyurdu. Bu üretimin Kayseri’de 5000 kişilik<br />
bir bölgeyi bir yıl boyunca besleyebileceğini belirten<br />
Akiş Enerji Genel Müdürü Berk Eyilik, fabrikalar için bu<br />
üretimin ne denli büyük bir tasarruf olabileceğini sözlerine<br />
ekledi.<br />
9
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
“Ekonomik büyümeye paralel enerji talebi<br />
artık çok daha yoğun bir şekilde<br />
Batı’dan Doğu’ya kayıyor”<br />
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından<br />
her yıl düzenlenen IICEC Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nun 8’incisi bu yıl<br />
“Global enerji yatırımları? Sırada ne var?” temasıyla yapılıyor.<br />
Forumun açılışında konuşan Enerji<br />
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat<br />
Albayrak, küresel enerji ihtiyacının<br />
2050 yılına gelindiğinde günümüzün<br />
yaklaşık 2 katı olmasının beklendiğini<br />
belirterek, bu ihtiyacın<br />
karşılanması için son dönemde<br />
atılan adımların, özellikle enerjide<br />
dengelerin büyük oranda değişmesine<br />
zemin hazırladığını söyledi.<br />
Bakan Albayrak, şöyle konuştu:<br />
“Yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve<br />
sürekli inovasyon ile birlikte daha<br />
önce ulaşılamayan alanlarda üretimin<br />
artık mümkün olması ve yeni<br />
enerji kaynaklarının doğuşu, daha<br />
önce net ithalatçı olan benzer ülkelerin<br />
enerji ihracatçısı durumuna<br />
gelmelerinin önünü açtı.<br />
Ekonomik büyümeye paralel enerji<br />
talebi artık çok daha yoğun bir<br />
şekilde Batı’dan Doğu’ya kayıyor.<br />
Çin, Hindistan, Afrika, Ortadoğu ve<br />
Güneydoğu Asya ekonomilerinin<br />
belirledikleri ve ortaya koydukları<br />
büyüme, kalkınma hedeflerine ulaşabilmeleri<br />
ve gelişen sanayilerin<br />
gereksinimlerini karşılayabilmeleri<br />
için enerji kaynaklarını çeşitlendirmeleri,<br />
büyük bir önem arz etmeye<br />
10
Sektör Haber<br />
başladı.” Türkiye gibi enerjide yüksek<br />
oranda dışa bağımlı ülkeler için<br />
enerji ihtiyacının uygun bir şekilde<br />
karşılanmasının sürdürülebilir bir<br />
büyüme için kritik bir değer taşıdığını<br />
belirten Bakan Albayrak, şöyle<br />
konuştu:<br />
“2002 yılından bu yana Türk ekonomisi<br />
yılda yaklaşık %6’lık bir büyüme<br />
gösterdi. Peki, bu ekonomik büyüme<br />
beraberinde bir enerji talebi<br />
doğurmadı mı? Türkiye olarak orta<br />
ve uzun vadeli enerji projeksiyonumuzda,<br />
arz güvenliğimizi sağlarken<br />
ülke olarak karbon izimizi de anlamlı<br />
bir şekilde azaltıyoruz. 2016<br />
yılında kurulu gücümüze eklenen<br />
kapasitenin %55’ini yenilenebilir<br />
enerji kaynakları oluşturdu. Bu yılın<br />
ilk 8 ayında devreye aldığımız<br />
enerji üretim tesislerimizin de %<br />
64’ü yine yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />
dayalı tesisler oldu. Türkiye<br />
olarak devreye alınan rüzgar<br />
enerjisi kapasitesi büyüklüğüne<br />
göre 2016 yılında Dünyada 7., Avrupa’da<br />
üçüncü olduk.<br />
Türkiye’nin <strong>2017</strong> Ağustos sonu itibariyle<br />
81.355 megavatlık kurulu<br />
gücünün, kapasitesinin %45’ini yenilenebilir<br />
enerji kaynakları oluşturuyor.<br />
Bu oran, Avrupa Birliği ülkelerinde<br />
ortalama %42. İşte 2016 yılı<br />
rakamlarına göre Avrupa Birliği’nde<br />
üretilen toplam elektriğin %29’u yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarından.<br />
Türkiye bu alanda da Avrupa Birliği’nin<br />
üzerinde bir performansla<br />
%33’ü yakalamış durumda ve büyümeye<br />
devam ediyor.”<br />
“Yenilenebilir enerji kapasitesiyle<br />
ilgili hedeflerimiz ve YEKA modelimiz,<br />
Türkiye’nin temiz çevreci ve<br />
enerji yatırımları da bu bağlamdaki<br />
hedeflere ulaşmak için ne kadar<br />
ciddi bir hedef ortaya koyduğunu<br />
ifade ediyor” diyen Bakan Albayrak,<br />
konuşmasını şöyle sürdürdü:<br />
“Gelecek 10 yılda hükümetimizin<br />
önemli hedeflerinden biri olan,<br />
10 yılda 10 bin megavat güneş, 10<br />
bin megavat rüzgar enerjisi başta<br />
olmak üzere yenilenebilir enerji<br />
kaynaklarının azami oranda enerji<br />
sepetine katkıda bulunmasını sağlayacağız.<br />
YEKA modeliyle sadece<br />
yenilenebilir kaynağın kapasite<br />
olarak portföy olarak artışını değil,<br />
aynı zamanda teknolojilerinin de<br />
Türkiye’de üretilmesi sağlanacak.<br />
Bu yıl içinde gerçekleştirdiğimiz<br />
rüzgar ve güneş ihalelerine dünyanın<br />
önde gelen şirketlerinin tamamının<br />
başvurması ve ortaya çıkan<br />
rekabetçi fiyatlar, ne kadar doğru<br />
adımlar attığımızı teyit ederken,<br />
Türk ekonomisine duyulan güvenin<br />
de en net resmi oldu.”<br />
Türkiye’de kurulu eski nesil termik<br />
santralleri de çevreci teknolojilerle<br />
dönüştürme sürecini başlattıklarını<br />
belirten Bakan Albayrak, şunları<br />
söyledi:<br />
“2019 yılına kadar hedefimiz eski<br />
nesil termik santrallerin tamamını,<br />
tüm çevre yatırımları, filtre yatırımları,<br />
kalibrasyon yatırımları, hepsini<br />
tamamlamak. Bu santralleri insan<br />
sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi<br />
olmayan ve en son uyumlu teknolojik<br />
anlamda santral haline getireceğiz.<br />
Gelişmekte olan bir ülke olarak<br />
elbette tüm yerli kaynaklarımızı,<br />
enerji ihtiyacımızı karşılamak için<br />
azami ölçüde kullanacağız.”<br />
“Paris İklim Zirvesi ile istenilen sonuçlara<br />
ulaşılabilmesi için, uygulamada<br />
hakkaniyet ilkesi kesinlikle<br />
göz önünde bulundurulmalıdır”<br />
diyen Bakan Albayrak, şöyle devam<br />
etti: “2015 Paris İklim Zirvesi’nde<br />
ortaya çıkan, Türkiye’nin daha<br />
önce atıf yapılan özel statüsünün<br />
ortadan kalkması, gelişmekte olan<br />
bir ülke olmasına rağmen, gelişmiş<br />
ülkeler arasında sayılması konusu<br />
kabul edilebilir değildir. Türkiye<br />
dünyanın en az kirleten ülkeleri<br />
arasında yer alırken, en fazla kirletenlerle<br />
aynı kategoride aynı külfete<br />
tabi tutulması kabul edilebilir<br />
bir şey değildir. <strong>2017</strong> verilerine göre<br />
Türkiye’nin kişi başına düşen sera<br />
gazı salımı 5,90 ton civarında. Kişi<br />
başı sera gazı salınımında aynı sınıfta<br />
görüldüğümüz ABD 16,2 ton,<br />
Almanya yaklaşık 9 ton, Rusya 11,2<br />
ton. Türkiye hem iç ekonomik dinamikler<br />
açısından büyüme potansiyeliyle<br />
hem bölge ve pazar altyapısı<br />
noktasındaki büyüme ihracat ve<br />
iş birliği potansiyeliyle dünyadaki<br />
sayılı ülkelerden biri. Bu anlamda<br />
enerji piyasaları üzerinde de Türkiye<br />
bu noktada dünyadaki en güvenilir,<br />
yatırım yapılabilirlik noktasında<br />
en cazip ülkelerden biri olmaya<br />
bundan sonra da devam edecek.”<br />
11
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş<br />
paneli fabrikası üretime başladı<br />
Smart Energy’nin, Türkiye ve Avrupa’nın en büyüğü<br />
olarak kurduğu güneş paneli fabrikası üretime<br />
geçerken, stratejik ortak SUMEC de yeni yatırım<br />
planlarını açıkladı. İlk üretim gününde Gebze’deki<br />
fabrikayı ziyaret eden ve Cumhurbaşkanlığı<br />
Başdanışmanı Davut Kavranoğlu ile görüşen SUMEC<br />
yöneticileri, Türkiye’de büyüme kararı aldı. Çinli<br />
yöneticiler, Smart Energy ile birlikte güneş panelinin<br />
ardından güneş hücresi üretimini gündeme<br />
aldıklarını da açıkladı.<br />
Yenilenebilir enerji sektörünün<br />
önde gelen şirketlerinden Smart<br />
Energy, stratejik ortağı SUMEC ile<br />
beraber, Gebze Organize Sanayi<br />
Bölgesi (GOSB) Tembelova’daki<br />
fabrikasında yerli güneş paneli üretimine<br />
başladı. Yıllık üretim kapasitesi<br />
1.2 GWp olacak şekilde planlanan<br />
fabrika, Türkiye’nin yanı sıra<br />
Avrupa ve ABD’ye ihracat yapmak<br />
üzere faaliyete geçti.<br />
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük<br />
panel üreticisi unvanına sahip<br />
olacak fabrika, ilk üretim gününde<br />
önemli konuklara ve önemli kararlara<br />
ev sahipliği yaptı. Dünyanın<br />
en büyük 500 şirketinden biri olan<br />
SUMEC’in en üst düzey yöneticilerinin<br />
yanı sıra SINOSURE yöneticisi<br />
Difan Wang da Türkiye’ye<br />
12
Sektör Haber<br />
gelerek ilk üretim gününde Smart<br />
Energy’nin yanında yer aldı. Cumhurbaşkanlığı<br />
Başdanışmanı Davut<br />
Kavranoğlu da, 19 Ağustos, Cumartesi<br />
günü fabrikayı ziyaret ederek<br />
Çinli yöneticiler ile bir araya geldi.<br />
Kavranoğlu, devletin yerli ve yeşil<br />
enerjiye verdiği desteği vurguladı.<br />
Bu ziyaret sırasında Türkiye’ye ilişkin<br />
yatırım planlarını da açıklayan<br />
SUMEC CEO’su Jibo Cai, Çin’in iki<br />
bin yıl boyunca iki kıtayı birbirine<br />
bağlayan Doğu ile Batı arasında<br />
medeniyet köprüsü olan ‘İpek Yolu’nu<br />
yeniden canlandırmak istediğine<br />
dikkat çekerek, “Yeni İpek<br />
Yolu projesinde Türkiye’yi en büyük<br />
ortağımız olarak görüyoruz” dedi.<br />
Jibo Cai, Smart Energy ile birlikte<br />
Gebze’de hayata geçirdikleri güneş<br />
paneli fabrikasının bu açıdan büyük<br />
önem taşıdığını vurguladı.<br />
“Bu ilk adım, hedefte hücre<br />
üretimi var”<br />
SUMEC iştiraklerinden Phono Solar’ın<br />
CEO’su RongKun Li de, bu<br />
fabrikada üretilen güneş panellerinin<br />
bir alıcısının da Avrupa ülkeleri<br />
olacağına dikkat çekerek, “Türkiye<br />
bizim için Avrupa’ya açılan bir<br />
kapı” dedi. Yenilenebilir enerjinin<br />
Türkiye’de gelişimine katkıda bulunacak<br />
bu fabrikanın ihracat konusunda<br />
da önemli bir rolü olacağına<br />
dikkat çeken RongKun Li, sözlerine<br />
şöyle devam etti: “Smart Energy ile<br />
birlikte gerçekleştirdiğimiz bu yatırımın<br />
devamı gelecek. Bu fabrikayı<br />
yatırımlarımızın ilk adımı olarak<br />
görüyoruz. Önümüzdeki dönemde<br />
ikinci, üçüncü hatta dördüncü fabrikayı<br />
da açmak istiyoruz. Amacımız<br />
güneş enerjisi alanında önemli<br />
çalışmalara imza atmak. Smart<br />
Energy ile ilk etapta 400 MW’lık<br />
hattı devreye alıyoruz. Ancak hedefimiz<br />
kısa sürede üretim kapasitesini<br />
1.200 MW’a çıkarmak. Attığımız<br />
bu ilk adımın devamı gelecek; en<br />
büyük hedefimiz güneş hücrelerini<br />
Türkiye’de üretmek.”<br />
İlk yerli güneş panelleri<br />
Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Halil Demirdağ ise, Gebze’de 23<br />
bin 500 metrekarelik alanda üretime<br />
geçen Smart Solar fabrikası ile<br />
ilk yerli üretim panel konusunda<br />
önemli bir iş birliğine imza attıklarını<br />
belirterek, “Güneş enerjisi alanında<br />
Smart Energy ve SUMEC gibi<br />
deneyimli iki şirketin güçlerini birleştirmiş<br />
olması, sadece bizlere değil<br />
ülkemize de katmadeğer sağlayacak<br />
bir işbirliği” dedi. Gebze’deki üretim<br />
tesislerinde daha başlangıçtan itibaren<br />
tüm dünyada kabul görmüş<br />
kalite standartlarında PERC, bifacial,<br />
çift-cam gibi yeni nesil modüller,<br />
yeni jenerasyon çift yönlü güneş<br />
panellerinin üretimini yapacaklarını<br />
belirten Demirdağ, şu bilgileri verdi:<br />
“Bu durum bize ihracatta da büyük<br />
avantajlar sağlayacak. İlk üretim<br />
panellerimizin alıcıları Türkiye’den,<br />
ancak hedefimiz ilk yılın sonunda<br />
Avrupa’ya hatta ABD’ye ihracat yapmak.<br />
Gebze’de ürettiğimiz panelleri<br />
dünyanın birçok ülkesine satarak,<br />
ülkemize yeni bir ihracat kapısı<br />
açmış olacağız. Phono Solar markasının<br />
üretim haklarını devraldık<br />
ve Avrupa’ya yönelik tüm satışlarını<br />
buradan yapacağız. Bu yatırım<br />
stratejik ortaklarımıza hem lojistik<br />
hem de maliyet açısından büyük<br />
bir avantaj sağlarken, ülkemiz açısından<br />
da önemli bir katma değer<br />
sağlayacak. Hedeflediğimiz kapasite<br />
artırımı için gerekli izin ve yatırım<br />
teşvik belgemizi aldık. Fabrikamızı<br />
kurarken tüm yatırımlarımızı geleceği<br />
düşünerek yaptık. Bugüne<br />
kadar olduğu gibi bundan sonra da<br />
hem kendi güneş enerjisi santrallerimizi<br />
(GES) kurarak hem de bu<br />
alana girmek isteyen yatırımcılara<br />
hizmet vererek yenilebilir enerji sektörünün<br />
Türkiye’de gelişimi için çalışmaya<br />
devam edeceğiz. Bunlardan<br />
biri de hücre üretimi olacak.”<br />
13
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Smart Energy ilk ayında güneş paneli<br />
teslimatına başladı<br />
Yenilenebilir enerji<br />
sektörünün önemli<br />
yatırımcılarından biri<br />
olan Smart Energy,<br />
üretime başladığı<br />
ilk ay ilk teslimatını<br />
da gerçekleştirdi.<br />
Gebze’deki güneş<br />
paneli fabrikasından<br />
ilk tırlarını yolcu eden<br />
Smart Energy, ilk yılın<br />
içinde ilk ihracatını<br />
gerçekleştirmeye de<br />
hazırlanıyor. Smart<br />
Energy Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Halil Demirdağ,<br />
“İlk teslimatımızı<br />
yurtiçine yaptık,<br />
hedefimizde Avrupa ve<br />
Amerika var” dedi.<br />
Kurduğu güneş enerji santralleri ile<br />
yenilebilir enerji sektörünün önde<br />
gelen şirketlerinden biri olan Smart<br />
Energy, üretici kimliği ile de sektördeki<br />
yerini aldı. Çinli ortağı SUMEC<br />
ile birlikte Türkiye’deki fabrikasında<br />
yerli güneş paneli üretimine başlayan<br />
Smart Energy, daha ilk ayında<br />
ilk teslimatını yapmayı başardı.<br />
Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Halil Demirdağ, Gebze’de 23<br />
bin 500 metrekarelik alanda üretime<br />
geçen Smart Solar fabrikasının<br />
14
Sektör Haber<br />
önemli bir ihtiyacı karşılayacağını<br />
belirtti ve şu bilgileri verdi: “Daha<br />
üretime başlamadan ön siparişleri<br />
almaya başlamıştık. 21 Ağustos’ta<br />
üretime başladığımız günden bu<br />
yana da yoğun bir şekilde çalışıyoruz.<br />
İlk sevkiyatımızı Osmaniye<br />
Organize Sanayi Bölgesi’ne gerçekleştirdik.<br />
Sırada anlaşmasını yaptığımız<br />
diğer müşterilerimiz var,<br />
onların ürünleri de üretim aşamasında.”<br />
Smart Energy’nin ürettiği panellerin<br />
büyük ilgi görmesinin en önemli<br />
nedeninin ürün kalitesi olduğuna<br />
dikkat çeken Demirdağ, şunları söyledi:<br />
“Türk malı olan panellerimiz,<br />
dünyanın en büyük 500 şirketinden<br />
biri olan ortağımız SUMEC’e ait ve<br />
Bloomberg Tier 1 listesinde yer alan<br />
Phono Solar markasını taşıyor. Üretim<br />
haklarını devraldığımız Phono<br />
Solar markası tüm dünyada kalitesi<br />
ile bilinen bir marka. Ürünlerimizin<br />
arkasında hem SUMEC’in, hem de<br />
Smart Energy’nin gücü ve tecrübesi<br />
var. Bu nedenle büyük ilgi görüyor.”<br />
İlk üretim yılında ilk ihracatı yapmayı<br />
da hedeflediklerini açıklayan<br />
Halil Demirdağ, bu konudaki gelişmeleri<br />
şöyle aktardı: “Gebze’deki<br />
üretim tesislerinde daha başlangıçtan<br />
itibaren tüm dünyada kabul<br />
görmüş kalite standartlarında<br />
PERC, bifacial, çift-cam gibi yeni<br />
nesil panellerin üretimini yapabilmemiz<br />
bize yurtiçinde olduğu<br />
gibi, yurtdışı pazarlarda da büyük<br />
avantajlar sağlıyor. İlk üretim panellerimizin<br />
alıcıları Türkiye’den,<br />
ancak hedefimiz ilk yılın sonunda<br />
Avrupa ve ABD’ye ihracat yapmak.<br />
Türkiye’de ürettiğimiz panelleri<br />
dünyanın birçok ülkesine satarak,<br />
ülkemize yeni bir ihracat kapısı açmış<br />
olacağız. Hedef pazarlarımız<br />
Avrupa ve Amerika ile de sınırlı<br />
değil. Afrika ve Arap ülkelerindeki<br />
pek çok müşteri ile de görüşüyoruz.<br />
Türkiye’de ürettiğimiz panelleri<br />
dünyanın birçok ülkesine satarak,<br />
ülkemize yeni bir ihracat kapısı<br />
açmış olacağız. Her pazarın kendine<br />
göre dinamikleri var. Hepsi için<br />
ayrı ürün gamımız mevcut. Üretici<br />
olmanın ve güçlü ortaklığımızın<br />
avantajlarından ihracatçı olarak<br />
yararlanacağız.” Demirdağ, bu gelişmeler<br />
doğrultusunda 400 MW olan<br />
yıllık üretim kapasitesini ilk etapta<br />
800 MW, ardından da 1.200 MW seviyesine<br />
çıkaracaklarını belirtirken,<br />
“Böylece Türkiye ve Avrupa’nın en<br />
büyük güneş paneli üreticisi olarak<br />
ülkemize değer katmaya devam<br />
edeceğiz” dedi.<br />
15
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
ABB endüstriyel dijitalleşmenin<br />
geleceğini yazıyor<br />
ABB Elektrifikasyon Ürünleri Bölümü, ABB AbilityTM<br />
Electrical Distribution Control System platformunun<br />
tanıtımını iki farklı organizasyonla Kozyatağı Hilton ve<br />
Gebze Ramada otellerinde gerçekleştirdi.<br />
ABB Elektrifikasyon Ürünleri Global<br />
Devre Kesici Ürün Müdürü Nicola<br />
Scarpelli ve ABB Türkiye Devre<br />
Kesici Ürün Pazarlama Uzmanı<br />
Aslı Yağlı tarafından gerçekleştirilen<br />
lansmanda proje firmaları, endüstri<br />
alanındaki son kullanıcı firmalar<br />
ve ana müteahhit firmaları<br />
yer aldı.<br />
ABB AbilityTM dijital ürün ve çözümlerinin<br />
bir parçası olan Electrical<br />
Distribution Control System,<br />
genel özellikleri, sistem mimarisi,<br />
kullanıcılara sağladığı avantajları<br />
ile tanıtıldı. Sistem mimarisi örnek<br />
lansman panosu üzerinde incelendikten<br />
sonra ilgili web sitesi üzerinden<br />
mevcut tesislere erişilerek<br />
platform tüm detayları ile katılımcılara<br />
aktardı.<br />
ABB AbilityTM EDCS bir elektrik<br />
sistemini izlemek, optimize etmek<br />
ve kontrol etmek için tasarlanmış<br />
yenilikçi bulut-bilgi işlem tabanlı<br />
bir platformdur. ABB AbilityTM<br />
EDCS, bir tesisteki alçak gerilim<br />
elektrik ekipmanlarını Nesnelerin<br />
İnternetine bağlar ve müşterilere<br />
sistem performansını bütünüyle<br />
geliştirmek için gerçek zamanlı<br />
bilgi ve geçmiş trendleri sunar. Bu<br />
platform ayrıca raporlama fonksiyonları,<br />
dokümanlara anında erişim<br />
ile varlıkların uzaktan teşhis<br />
edilmesi gibi özelliklerle bakımın<br />
daha basit ve daha etkili olmasını<br />
sağlar.<br />
İlk kez 2016 yılında Hannover’de<br />
Ekip SmartVision olarak piyasaya<br />
sürülmüştür ve ABB AbilityTM<br />
platformu altında elektrik dağıtım<br />
çözümünün daha geniş bir potansiyelini<br />
karşılayacak şekilde yeniden<br />
isimlendirilmiştir.<br />
ABB elektrifikasyon ürünleri, robotik<br />
ve hareket, endüstriyel otomasyon<br />
ve güç şebekeleri alanlarında<br />
kamu hizmetleri, sanayi, ulaşım ve<br />
altyapı sektörlerindeki müşterilerine<br />
global çapta hizmet veren öncü<br />
bir teknoloji lideridir. 125 yılı aşan<br />
inovasyon tarihine sahip olan ABB,<br />
bugün endüstriyel dijitalleşmenin<br />
geleceğini yazıyor ve Enerji ve Dördüncü<br />
Endüstri Devrimini harekete<br />
geçiriyor. ABB, yaklaşık 132,000<br />
çalışanı ile 100’den fazla ülkede faaliyet<br />
göstermektedir.<br />
16
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Güneş ülkesinde zeytine<br />
yakışır çevreci üretim<br />
Sağlıklı ve kaliteli<br />
zeytinleri sofralarımıza<br />
taşıyan Fora Zeytin,<br />
sürdürülebilir bir dünya<br />
için en büyük yatırımını<br />
doğaya yaptı. Doğadan<br />
aldığı lezzetin karşılığını<br />
yine doğaya yaptığı<br />
yatırımı ile veren Fora<br />
Zeytin, dünyanın en<br />
büyük zeytin işleme<br />
fabrikasında üretim<br />
artık güneş enerjisi ile<br />
gerçekleşecek.<br />
Fora Zeytin Genel Müdürü Efe Yazıcı<br />
ile üretim sonrası da çevreci olan<br />
Fora Zeytin, doğaya hak ettiği saygıyı<br />
gösteriyor.<br />
Dünyanın en büyük zeytin işleme<br />
tesisi Balıkesir’in Havran ilçesindeki<br />
fabrikasında yer alan arıtma<br />
tesisi ile çevrenin temiz kalmasına<br />
destek olan Fora Zeytin, yine en<br />
büyük yatırımını doğaya yapıyor.<br />
Fora Zeytin’in yüksek kaliteli zeytin<br />
ve zeytinyağı ürünlerini ürettiği<br />
fabrikasında kullandığı elektrik<br />
enerjisini, çatısına yerleştirilen güneş<br />
panelleri ile kendisi üretecek.<br />
Türkiye’nin ve dünyanın tercihi<br />
Fora Zeytin; tüketiciyi kaliteli, sağlıklı<br />
ve lezzetli ürünleri ile buluştururken,<br />
çevre politikaları ile de doğaya<br />
uygun üretim gerçekleştiriyor.<br />
Çevreci ambalajlar ve cam ürünleri<br />
Yılda 400 otomobilin karbon<br />
salınımını önlemiş olacak<br />
<strong>Ekim</strong> ayı itibari ile çalışmaya başlayan<br />
sistem ile Fora Zeytin, sınırsız<br />
enerji kaynağı olan güneşten faydalanarak<br />
ihtiyacı olan elektrik enerjisini<br />
kendi üretiyor. Toplam 4500<br />
18
Sektör Haber<br />
m² bir alan üzerine 2.400 adet panelden<br />
oluşan enerji üretim tesisi<br />
sayesinde, temiz enerjiye geçerek,<br />
bir yılda atmosfere 540.000 kg/yıl<br />
CO₂ emisyonu salınımını engellemiş<br />
oluyor. Bu miktar 400 otomobilin<br />
yıllık karbon salınımına denk<br />
geliyor.<br />
%75 tasarruf sağlanacak<br />
Projelendirme aşaması 1 yıl, kurulumu<br />
ise 2 ay süren panel sisteminin<br />
yatırım maliyeti 600.000 Euro<br />
olmasına karşın, yıllık 900.000,00<br />
Kw/h elektrik enerjisi tasarrufu<br />
sağlanacak. Yenilenebilir enerji<br />
kaynakları içerisinde kurulumu,<br />
bakımı ve işletmesi en kolay sistem<br />
olduğundan, minimum yatırımla<br />
işletme maliyetleri de azaltılacak.<br />
Ortalama saatlik 600Kw/h enerji<br />
üretilecek, bunun 460 Kw/h’ni fabrika<br />
tarafından kullanılırken, kalanı<br />
ise dağıtım şebekesine verilecek.<br />
Elektrik faturalarında yıllık %75<br />
oranında tasarruf sağlanmış olacak.<br />
“Güneş ülkesinde” zeytine<br />
yakışır üretim<br />
Sürdürülebilir bir dünya için verimliliğin<br />
sürekli gündemlerinde<br />
olduğunu söyleyen Fora Zeytin Genel<br />
Müdürü Efe Yazıcı; “Verimlilik<br />
bugün tüm firmaların bir numaralı<br />
gündeminde bulunuyor. Fabrikamızda<br />
devraldığımızdan beri üretim<br />
verimliliğini artırmak amacıyla<br />
altyapı yatırımlarına önem veriyoruz.<br />
Yılda 10 -15 bin ton zeytin işliyoruz,<br />
üretim sürecinde elbette<br />
yüksek miktarda elektrik enerjisine<br />
ihtiyacımız var. Enerji ihtiyacımızı<br />
temiz ve ekonomik bir kaynaktan<br />
sağlama fikri önümüze geldiğinde<br />
heyecanla işe koyulduk. <strong>Ekim</strong><br />
ayı itibari ile fabrikanın çatısında<br />
kurulan güneş panelleri sayesinde<br />
ihtiyacımız olan elektrik enerjinin<br />
büyük bir kısmını güneş enerjisi ile<br />
sağlamış olacağız. Böylece bizim<br />
gibi bir “güneş ülkesinde” en temiz<br />
enerji kaynaklarından birine geçiş<br />
yapmış oluyoruz” diye konuştu.<br />
19
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Röportaj<br />
Zahit Alüminyum yeni<br />
pazarlar keşfediyor<br />
Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Elif Balbay Öz: “Avrupa ve Güney<br />
Afrika hedef pazarımız”<br />
Türkiye’nin sektöründe lider kuruluşları<br />
arasında yer alan ve yaklaşık<br />
35 yılı bulan deneyimi ile yurt içinin<br />
yanı sıra yurt dışı pazarlarda da<br />
rekabet avantajlarını en iyi şekilde<br />
kullanan Zahit Alüminyum, yeni<br />
pazarlara yelken açtı.<br />
Adana OSB’de, 65 bin metrekaresi<br />
kapalı, toplam 100 bin metrekare<br />
alanda yer alan iki ayrı tesiste;<br />
alüminyum profil, kompozit panel<br />
ve güneş ışığını elektrik enerjisine<br />
dönüştüren fotovoltaik güneş paneli<br />
üreten Zahit Alüminyum’un<br />
yönetim kurulu üyesi Elif Balbay<br />
Öz, kaliteli üretim kozunu dünya<br />
pazarlarında en iyi şekilde değerlendirdiklerini<br />
bildirdi.<br />
Hedef pazarlar<br />
Elif Balbay Öz, Almanya, Romanya,<br />
Avusturya, İsviçre, Bulgaristan,<br />
İtalya, Polonya, Kıbrıs, Gana, Suriye,<br />
Etiyopya, Gürcistan, Kosova,<br />
Togo, Cezayir, Filistin, Tunus, Türkmenistan,<br />
İsrail, Mısır, Irak, İran,<br />
Azerbaycan ve Suudi Arabistan<br />
ağırlıklı olarak yaptıkları ihracatla<br />
yetinmediklerini, yeni pazarlara<br />
yelken açtıklarını belirtti.<br />
Avrupa pazarı için Berlin’e ofis<br />
Yüksek alım gücü nedeniyle Türk<br />
sanayicisi için her zaman en büyük<br />
ihracat kapısı olan Avrupa pazarını<br />
çok önemsediklerini belirten Elif<br />
Balbay Öz, “Bu pazarda yenilikçi<br />
ürünlerimizle etkinliğimizi artırmak<br />
istiyoruz. Onun için Almanya<br />
Berlin’i merkez seçtik. Avrupa pazarına<br />
yönelik tüm operasyonlarımızı,<br />
2016 yılında Berlin’de açtığımız<br />
bu ofisimizden yürütüyoruz.<br />
Buradan Avrupa’da bizim sektörümüzde<br />
faaliyet gösteren firmaların<br />
büyük bölümüne ulaşmayı hedefliyoruz.<br />
Yoğun gayretimiz ve yüksek<br />
kaliteye sahip ürünlerimizle, diğer<br />
pazarlarda elde ettiğimiz başarıyı<br />
Avrupa’da da tekrarlayacağımıza<br />
inanıyoruz” dedi. Elif Balbay Öz,<br />
Avrupa’nın yanı sıra Güney Afrika’nın<br />
da hedef pazarları arasında<br />
yer aldığını, ayrıca Amerika pazarı<br />
için fizibilite çalışmalarının devam<br />
ettiğini vurguladı.<br />
Üretimin yüzde 20’si ihraç<br />
ediliyor<br />
Balbay Öz, pazarlarda en büyük<br />
kozlarının kaliteli ve inovatif<br />
ürünler olduğuna dikkati çekerek,<br />
geçtiğimiz aylarda kurdukları AR-<br />
GE Merkezi ile bu kozlarını daha<br />
da güçlendirdiklerine dikkati çekti.<br />
Hammaddede dışa bağımlılık<br />
ve yüksek enerji maliyetlerine<br />
rağmen dünya pazarlarında boy<br />
gösterdiklerini belirten Elif Balbay<br />
Öz, şunları kaydetti:<br />
“Hali hazırda üretimimizin % 20’lik<br />
kısmını ihraç ediyoruz. Geriye kalan<br />
kısım yurtiçi pazarında satışa<br />
sunuluyor. Önümüzde kısa, orta ve<br />
uzun vadeli hedeflerimiz var. İhracattaki<br />
hedefimiz ise bunu kademeli<br />
olarak her yıl artırmak. Çünkü<br />
yapılan her ihracatı, ülkemizin dış<br />
ticaret açığına sunduğumuz bir<br />
katkı olarak değerlendiriyoruz.”<br />
20
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Temel İhtiyaç Derneği’nin yolu<br />
güneş enerjisiyle de kesişebilir…<br />
TİDER Müdürü Ezgi Özkök<br />
Gıda bankacılığı ile israfı önleme, yoksullukla<br />
mücadele ve meslek edindirmeye kadar çok yönlü<br />
bir profil çizen Temel İhtiyaç Derneği<br />
(TİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Süzer, ilkleri<br />
hayata geçirerek sunduğu etkili çözümlerle farklı<br />
sektörlere dokunuyor.<br />
TİDER’i anlatmak kolay değil. Zira<br />
birçok koldan temel ihtiyaçları gidermek<br />
hususunda anlamlı çalışmaları<br />
var. Temel ihtiyaç alanında oluşturduğu<br />
farkındalık ile herkesin takdirini<br />
kazanan TİDER, bu çalışmalarına<br />
yenilerini de eklemeye ve gıda bankacılığını<br />
tanıtmaya devam ediyor. Merak<br />
ettiğimiz TİDER’i daha yakından<br />
tanımak için sorularımızı yönelttiğimiz<br />
TİDER Kurucusu Serhan Süzer<br />
ve Genel Müdürü Ezgi Özkök anlattıkları<br />
ile bizleri aydınlattı.<br />
TİDER birçok koldan ihtiyaç<br />
sahiplerine ulaşıyor. Mesela<br />
uluslararası ödül alan<br />
Destek İK, örnek teşkil eden<br />
projelerinizden. Bu noktada<br />
sizi besleyen ne oluyor?<br />
Serhan Süzer: Derneğimizin ana misyonu<br />
logoda da yansıttığımız gibi,<br />
kendi ayakları üzerinde durabilen<br />
insanları ortaya çıkarmak. Gıda bankacılığı<br />
ve bu tip yardımlar insanların<br />
TİDER Kurucusu Serhan Süzer<br />
ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir.<br />
Ama biz diyoruz ki, “Kendi ayaklarınızın<br />
üzerinde durun. İş bulma konusunda<br />
destek olduktan sonra bize<br />
ihtiyacınız olmayacak.” Yani aslında<br />
insanların bize ihtiyacı olmamasını<br />
sağlamak istiyoruz. Ana modelimiz<br />
bu, tabi bu model ile israfı da önlüyoruz.<br />
Bu şirketleri teşvik eden bir modeldir.<br />
Gıda bankacılığı kanunu 2004<br />
yılında çıktı ve şirketler yaptıkları<br />
bağışı vergi matrahlarından düşebiliyorlar.<br />
Bu anlamda özel sektörü de<br />
teşvik ediyoruz. İnsanların süreli bir<br />
şekilde temel ihtiyaçlarını karşılıyor<br />
ve meslek edindirerek kendi ayaklarının<br />
üzerinde durmalarını sağlıyoruz.<br />
Bir anlamda balık verirken balık<br />
tutmasını öğretiyoruz. Bunu Türkiye<br />
geneline yaymak istiyoruz. Bu anlamda<br />
uluslararası bir ödül de kazandık,<br />
yaptığımız iş uluslararası olarak da<br />
taçlandırılmış oldu. Global FoodBan-<br />
22
Sektör Haber<br />
king Network tarafından inovasyon<br />
ödülü aldık. Sağlıklı bir şey çıktı ortaya,<br />
bunu daha fazla yayabilmek ve<br />
daha fazla insana yardımcı olabilmek<br />
temennisi ile devam ediyoruz.<br />
Aslında bu sistemi 2015 yılından beri<br />
Maltepe’de çok güzel ilerletiyoruz ve<br />
bu sistemin çok net bir şekilde oturduğunu<br />
görüyoruz.<br />
Ezgi Özkök: 20 <strong>Eylül</strong>’de Destek Market<br />
Bağcılar’ı açtık. Kaymakamlıklarda<br />
ihtiyaç sahiplerini belirleyen,<br />
onların evlerine ziyaretler gerçekleştiren<br />
ve onları daha yakından tanıyan<br />
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma<br />
Vakıfları var. Destek Marketlerimizden<br />
yararlanmak isteyen kişiler ve<br />
aileleri için oluşturduğumuz başvuru<br />
formu ve gerekli evraklar listemizi<br />
onlara bıraktık. Başvuran kişileri bize<br />
yönlendirebiliyorlar. Sadece Kaymakamlıklar<br />
değil, Belediyeler, Muhtarlıklar<br />
ya da bölgede bulunan STK’lar<br />
ve farklı kurumlar bizi bu konuda<br />
destekliyorlar.<br />
Bölge bazlı mı çalışıyorsunuz?<br />
Bağcılar dışından da katılım<br />
olabiliyor mu?<br />
Ezgi Özkök: Bölgesel çalışıyoruz evet.<br />
Bunun şöyle bir sebebi var; biz yerelin<br />
bir parçası olmak istiyoruz. Yani<br />
insanların o ilçede “bizim Destek<br />
Market”, “bizim TİDER” dedikleri bir<br />
yapı olmak istiyoruz çünkü marketlerimizde<br />
sadece temel ihtiyaç ürünleri<br />
yok, orada çocukların oynayabileceği<br />
bir çocuk bölümü var, kişilerin<br />
danışıp görüşebileceği Sosyal Hizmet<br />
Uzmanımız var, kütüphane var.<br />
Dolayısıyla orası insanların zaman<br />
geçirebileceği bir toplum merkezi.<br />
İlçe bazlı çalışıyoruz ki insanlar orayı<br />
benimsesin. Sayılar çok fazla, Bağcılar<br />
Kaymakamlığı’nın verilerine göre<br />
Bağcılar’da yoksulluk sınırı altında<br />
yaşayan kişi sayısı 100 bin. Maltepe’de<br />
bu sayı 5 bindi. Dolayısıyla tek<br />
bir Destek Market’le o 100 bin aileye<br />
ulaştığımız noktada zaten çok güzel<br />
bir iş başarmış olacağız.<br />
Bölgeyi neye göre atadınız?<br />
Ezgi Özkök: Burada en önemli kriter<br />
yoksulluk sınırının altında yaşayan<br />
ailelerin sayısı. Maltepe pilot bir uygulamaydı.<br />
Sayı 5 bindi ve biz 5 bin<br />
ailenin neredeyse tamamına temel<br />
ihtiyaç ürünlerini ulaştırdık. Pilot uygulamayı<br />
başarıyla tamamladıktan<br />
sonra ihtiyacın daha yoğun olduğu<br />
bir bölge seçelim ve orada modelimizi<br />
uygulayalım istedik. Dolayısıyla<br />
bu noktada da aklımıza gelen ilk yer<br />
Bağcılar oldu.<br />
Sponsorlardan bahseder<br />
misiniz?<br />
Ezgi Özkök: Destek Market’in raflarında<br />
görülen bütün ürünler bağış<br />
olarak alınıyor. Hiçbir şekilde<br />
satın alma yapmıyoruz. Çünkü<br />
gıda bankacılığı temelinde iki kollu<br />
bir iş, bir yanda israfı önlemek bir<br />
yanda yoksulluğu aşmak var. Dolayısıyla<br />
israfa gidecek, imha edilecek<br />
ama kullanılabilir durumda<br />
olan ürünleri biz marketlerimizde<br />
sergiliyoruz. Bu alanda bize destek<br />
olan çok firma var; Unilever,<br />
Carrefour, Evyap, Barilla, Mondelez,<br />
Komşu Fırın, Jacobs, Peyman<br />
önemli ürün bağışçılarımız. Onun<br />
dışında sadece ürün olarak değil,<br />
örneğin çocuk köşesini kurmak<br />
gibi durumlarda da bize destek<br />
olan farklı lojistik firmaları var.<br />
Cargill, Chep, Green Chemicals<br />
da ürün bağışı dışında bize destek<br />
olan diğer firmalar. Daha çoğuna<br />
da ulaşmayı hedefliyoruz. Temel<br />
ihtiyaç ürünleri dediğimiz bütün<br />
ürünleri üretebilen ya da bunun<br />
satışını marketlerde yapan perakendeci<br />
ve üretici firmaların bize<br />
ulaşmasını çok istiyoruz. Çünkü<br />
ne kadar bağış alırsak o kadar fazla<br />
insana ulaşabiliyoruz.<br />
23
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Derneğin daha farklı<br />
noktalarda Destek Market<br />
açma hedefi var mı?<br />
Ezgi Özkök: Modelimizi Türkiye’ye<br />
yaymak istiyoruz. Hatta önce Türkiye<br />
sonrasında dünyaya örnek olmasını<br />
istiyoruz ki aldığımız inovasyon ödülü<br />
de bunun bir göstergesi ve dünyada<br />
da uygulanabileceği anlamına<br />
geliyor. Modeli Türkiye’ye iki yolla<br />
yaymak istiyoruz, bir yanda destek<br />
marketler açmaya devam edeceğiz ve<br />
bundan sonrakini de İstanbul dışında<br />
Anadolu’da bir yerde açacağız. Fakat<br />
Destek Marketlerimizi çok fazla sayıya<br />
ulaştırmayacağız. Hali hazırda<br />
Türkiye’de zaten birçok gıda bankası<br />
var. Yani bu işi yapan dernek ve vakıflar<br />
var. Onların oluşturduğumuz ulusal<br />
gıda bankaları ağına üye olmaları<br />
için çalışıyoruz. Bu gıda bankalarına<br />
edindiğimiz deneyim ve bilgileri aktararak,<br />
eğitim ve danışmanlıklarla<br />
destekleyerek bizim modelimizi uygulamalarını<br />
sağlamaya çalışıyoruz.<br />
24
Sektör Haber<br />
Teknoloji kullanımından raporlamaya<br />
kadar, ailelerin belirlenmesi sürecinden<br />
depo yönetimi ve konum seçimine<br />
kadar birçok konuda destek<br />
veriyor ve bunu sürdürüyoruz. Kurulduğumuzdan<br />
beri bizden mevzuatlar<br />
gibi çeşitli konularda danışmanlık ve<br />
bilgi isteyenler oldu. Gıda bankalarının<br />
en çok zorlandıkları kısım ürün<br />
bağışı. Ürün bağışı alamayıp satın almaya<br />
geçen birçok gıda bankası var.<br />
Bunun için yazılımını bizim yaptığımız<br />
Destek Bulutu platformumuzda<br />
bir yanda ürün bağışı yapan üreticiler<br />
ve perakendeciler ile diğer yanda bizim<br />
Destek Marketlerimiz ve destek<br />
olduğumuz gıda bankalarını buluşturuyoruz.<br />
Platform üzerinden ürün<br />
bağışı yapıldığında yakın konumdaki<br />
gıda bankaları bu bağışı görebiliyorlar<br />
ve rezerve ediyorlar. Destek Bulutu<br />
platformuyla yaygınlaşmayı ve<br />
diğer gıda bankalarına ulaşmayı hedefliyoruz.<br />
Dernek ve yaptığı çalışmalar<br />
Türkiye’de yeterince biliniyor<br />
mu?<br />
Ezgi Özkök: Bilinirliğimizi artırmak<br />
için iletişim çalışmalarımız devam<br />
ediyor. Tabi ki daha çok bilinmek her<br />
derneğin, her STK’nın olduğu gibi bizim<br />
de ihtiyacımız. Ne kadar bilinirsek<br />
o kadar destekçiye ulaşabilir ve o<br />
kadar fazla aile ve bireyi temel ihtiyaç<br />
ürününe ulaştırabiliriz. Gıda bankacılığının<br />
yaygınlaşması alanında da<br />
çalışmalarımız sürüyor. Gıda, Tarım<br />
ve Hayvancılık Bakanlığı ile görüşmelerimiz<br />
devam ediyor. Gıda bağışı<br />
konusunda devlet teşviklerinin artması<br />
gerekiyor. Vergi teşviki mevcut,<br />
bunun arttırılması ya da daha farklı<br />
teşvikler olabilir. İsrafa yönelik farkındalık<br />
artırılmalı. Dünyada üretilen<br />
bütün gıdaların 3’te biri israf ediliyor.<br />
Bugün yoksulluk ve açlık çeken 868<br />
milyon insan var ve israf edilen gıdalar<br />
bu kişilerin ihtiyacının 4 katıdır.<br />
Yani biz şuan israf edilen ürünlerin<br />
4’te birini bile kurtarabilsek dünyada<br />
yoksulluk ve açlık diye bir problem<br />
kalmayacak. Dolayısıyla bu farkındalığın<br />
artması gerekiyor ki bağış daha<br />
fazla olsun.<br />
TBMM’de Gıda Bankacılığının araştırılmasıyla<br />
ilgili bir dilekçe komisyonu<br />
kuruldu. Onlarla ilişkilerimiz çok iyi<br />
çünkü araştırma yaparken karşılarına<br />
çıkan ilk dernek biz oluyoruz.<br />
Hem bizim modelimizi hem de sahada<br />
yaşanılan problemleri aktarıyoruz<br />
ki gıda bankacılığını yaygınlaştırmaya<br />
yönelik daha genel çalışmalar ve<br />
değişiklikler yapılabilsin.<br />
Son olarak size destek olmak<br />
isteyecek kişilere vermek<br />
istediğiniz bir mesaj var mı?<br />
Ezgi Özkök: Temel ihtiyaç anlamında<br />
destek olacak veya destek olabilecek<br />
kurumlarla bizi tanıştırabilecek kişilerin<br />
bizimle iletişime geçmesi büyük<br />
bir destek olur. Her STK gibi biz de<br />
bireysel bağışlarla ayakta duran bir<br />
derneğiz. Web sitemizde bununla ilgili<br />
çok kolay ulaşılabilir bir sayfamız<br />
var. Ayrıca gönüllü destek de alabiliriz.<br />
Belli alanlarda uzman kişiler ya<br />
da kurulumlar o uzmanlık alanında<br />
bize gönüllü destek olabilir. Hukuki<br />
işler, kaynak geliştirme veya iletişim<br />
desteği olabilir. Ya da bilgisi tecrübesi<br />
varsa bize aktarabilir. Onun dışında<br />
gönüllülerimizle her ayın son cumartesi<br />
günü gönüllü günü düzenliyoruz.<br />
Bu şekilde gönüllümüz olabilirler.<br />
Her türlü desteğe açığız.<br />
Serhan Süzer: Öncelikle güneş enerjisi<br />
benim profesyonel alanım olduğu<br />
için şunu eklemek istiyorum. Aslında<br />
elektrik de bir temel ihtiyaçtır. Bizim<br />
konsepte çok uyuyor. Elektrikle ısınma<br />
ve birçok ihtiyacı da beraberinde<br />
sağlamış oluyorsunuz. Zamanında<br />
Amerika’da bir etkinliğe katılmıştım.<br />
Bir yardım kuruluşunun etkinliğinde<br />
fakir bir aile tespit ediyorlar ve biz<br />
sana yardım edeceğiz diyorlar. Birçok<br />
güneş enerjisi firması da destekliyor.<br />
Ben bizzat kendim bir ailenin çatı<br />
kurulumunu yaptım ve onun faturalarını<br />
sıfıra indirdik. Bir anlamda<br />
benim yaptığım güneş enerjisi Tİ-<br />
DER’in kesişimi gibi bir şey... İlerde<br />
böyle bir program başlatabiliriz.<br />
Çünkü gıda, temizlik ürünü ve kıyafet<br />
temel ihtiyaçtır ama elektriğin de ihtiyaç<br />
olduğu yerde böyle bir program<br />
başlatabiliriz. Aslında bizim iki tane<br />
platformumuz var. Biri Destek Bulutu<br />
yazılımıyken diğer yazılımımız Kariyer.net’in<br />
mavi yaka versiyonu. Bu<br />
yazılımla insan kaynakları yöneticileri<br />
gidip bir kariyer.net veya eleman.<br />
net’e, bir de TİDER’e bakayım diyecekler.<br />
Bütün illerde ilçelerdeki kuruluşlar<br />
bizim veritabanımızdan profilleri<br />
görüp mülakata çağırabilecekler,<br />
aynı zamanda oradaki ihtiyaç sahibi<br />
kişiler de açık pozisyonları bulup<br />
başvurabilecekler. O sebeple firmaların<br />
bizim Destek İK platformuna entegre<br />
olmalarını rica ediyoruz.<br />
25
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
Mutlu şehir Osmaniye’nin<br />
güneş ile gülen yüzleri<br />
Ekore’nin Osmaniye’deki 1.2 MW kurulu kapasiteli GES’i devreye girdi<br />
Osmaniye Belediyesi 2015-2019<br />
Stratejik Planı’nda hedefini “Mutlu<br />
Şehir Osmaniye” olarak belirlemiş<br />
ve çıkılan bu yolda çağdaş, modern<br />
ve bölgesel yaşam merkezi olan bir<br />
Osmaniye inşa etmek için çalışmalarını<br />
yürütmekte. EkoRE olarak biz<br />
de Osmaniye’nin “Mutlu Şehir” hedefine<br />
katkıda bulunmak istedik.<br />
Doğanın cömert davrandığı ve<br />
medeniyetlerin beşiği bu bereketli<br />
topraklarda “Mutluluk”; yine şehrin<br />
ekonomik gelişmesine katkıda<br />
bulunacak teknolojide temiz enerji<br />
ile üretilmiş elektriği “Mutlu Kentin<br />
Mutlu İnsanları”’na sunabilmektir.<br />
Doğanın bize armağanı olan güneş<br />
enerjisi ile santrallerimizden birini<br />
Osmaniye’ye kurarken “Mutlu Şehir<br />
Osmaniye’nin Güneşle Gülen Yüzleri”’ne<br />
vesile olmak istedik. Eko-<br />
RE’nin Osmaniye Düziçi’ndeki 1.2<br />
MW kurulu kapasiteye sahip güneş<br />
enerjisi santrali devreye girdi. 1,980<br />
MWh/yıl elektrik üretirken 1,346.4<br />
ton/yıllık Karbondiyoksit (CO2)<br />
salımını önleyen Osmaniye GES’de<br />
EkoRE hem EPC (Mühendislik, Tedarik<br />
ve Kurulum) firması hem de<br />
yatırımcı konumundadır. Daha yaşanılabilir<br />
bir gelecek için çalışan<br />
EkoRE hem Türkiye’de hem de diğer<br />
ülkelerde yenilenebilir enerji projeleri<br />
geliştirmeye devam etmektedir.<br />
26
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
TGDF’den İklim Değişikliği<br />
konusunda çarpıcı rapor!<br />
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri<br />
Federasyonu (TGDF), “Türkiye’de İklim Değişikliği<br />
ve Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu ile tarım ve<br />
gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya<br />
kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koydu, çözüm<br />
önerilerinde bulundu. Raporda, sürdürülebilir tarım<br />
ve gıda güvencesi için “günübirlik politikalarla<br />
değil, uzun vadeli ve bilimsel bir yaklaşımla hemen<br />
harekete geçilmesi” gerektiğinin altı çizildi.<br />
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri<br />
Federasyonu (TGDF) Çevre<br />
ve Tarım Komisyonu adına; İTÜ<br />
Meteoroloji Mühendisliği Bölümü<br />
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat<br />
Kadıoğlu başkanlığındaki bir ekip<br />
tarafından hazırlanan “Türkiye’de<br />
İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik”<br />
Raporu, TGDF Çevre ve<br />
Tarım Komisyonu Başkanı Ayhan<br />
Sümerli, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı<br />
Dr. Ayşegül Selışık ile Prof.<br />
Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun katılımıyla<br />
düzenlenen basın toplantısında<br />
kamuoyuna açıklandı.<br />
“İklim değişikliği göçü<br />
tetikliyor”<br />
Konuşmasında, BM Gıda ve Tarım<br />
Örgütü’nün (FAO) bu yıl için 16<br />
<strong>Ekim</strong> Dünya Gıda Günü temasını<br />
“Göçün geleceğini değiştirin, gıda<br />
güvenliği ve kırsal kalkınmaya yatırım<br />
yapın” olarak belirlediğine<br />
dikkat çeken Dr. Ayşegül Selışık,<br />
söz konusu tema ile göçün engellenmesinde<br />
gıda güvenliği ve kırsal<br />
kalkınmaya yapılan yatırımların<br />
öneminin vurgulandığını söyledi.<br />
Dünyadaki göç hareketlerine ilişkin<br />
verileri paylaşan Selışık, “İklim<br />
değişikliği, tarım ve gıda üretimine<br />
olumsuz etkileri ile göçü tetikleyen<br />
unsurların başında geliyor. Savaş ve<br />
çatışmalardan, iklim değişikliğinin<br />
yol açtığı tarım ve gıda üretimindeki<br />
azalmalardan en fazla kırsal<br />
kesimdeki insanlar etkileniyor. Bu<br />
nedenle iklim değişikliği ile mücadele<br />
kapsamında atılacak adımlar,<br />
hem ulusal sınırlar içerisinde hem<br />
de uluslararası göçün önlenmesi<br />
bakımından büyük önem taşıyor”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
“Şimdi harekete geçmeliyiz”<br />
“Türkiye’de İklim Değişikliği ve<br />
28
Sektör Haber<br />
Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu’nun<br />
sunumunu yapan Prof. Dr.<br />
Mikdat Kadıoğlu da, “İş işten geçmeden<br />
sürdürülebilir bir tarım ve<br />
gıda güvencesi için günübirlik politikalara<br />
göre değil, uzun vadeli ve<br />
bilimsel bir yaklaşımla şimdi harekete<br />
geçmeliyiz” dedi. Kadıoğlu,<br />
rapordan bazı önemli başlıkları da<br />
şöyle açıkladı:<br />
“Türkiye’de hava sıcaklıkları en kötü<br />
iklim senaryosuna göre 2100 yılına<br />
kadar yaz aylarında 4-7 °C aralığında<br />
artacak. En yüksek sıcaklık artışları;<br />
Güneydoğu, Ege ve Akdeniz<br />
bölgelerinde meydana gelecek.<br />
Toplam yağış miktarlarında, Karadeniz<br />
Bölgesindeki 150 mm civarındaki<br />
küçük artış hariç, 2050’den<br />
itibaren özellikle kış aylarında 250-<br />
300 mm’ye varacak olan azalmalar<br />
yüzünden, Ege ve Akdeniz kıyılarında,<br />
Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde<br />
yağış eksikliği/kuraklık yaşanacak.<br />
Karla kaplı alanlarda, kar yağışlı<br />
gün sayısı ve kar yağışı miktarlarında<br />
azalmalar olacak, kıyılarımızda<br />
deniz su seviyesi yükselecek.<br />
Meteorolojik afetler, Türkiye’nin<br />
güneyinden kuzeyine doğru sayı ve<br />
şiddet bakımından artış̧ gösterecek.<br />
Artan nüfus, iklim değişikliği ve<br />
azalan su kaynakları nedeniyle kişi<br />
başına kullanılabilir yıllık su miktarının<br />
~1.000 m3’ün altına inmesi ile<br />
Türkiye’nin ‘su fakiri’ olması bekleniyor.”<br />
“Tarım ve gıda üretimi<br />
sınırlanacak, fiyatlar artacak”<br />
Tarım ve gıdanın, Türkiye’de iklim<br />
değişikliğinden en çok etkilenecek<br />
ve en savunmasız sektörler olduğunun<br />
altını çizen Prof. Dr. Kadıoğlu,<br />
olası sonuçları da şöyle özetledi:<br />
“Yağış yetersizliği, su sıkıntısı ve<br />
aşırı hava olaylarındaki artış; bitkisel<br />
üretime uygun alanların azalması<br />
ve kuzeye doğru kaymasına<br />
yol açarak, tarım ve gıda üretimimizi<br />
sınırlayacağı için fiyatlar yükselecek,<br />
ithalat artıp ihracat düşecektir.<br />
Sıcaklıktaki artış,̧ insan, bitki ve<br />
hayvan sağlığı üzerinde olumsuz<br />
etkiler yapacak, haşere, hastalık<br />
ve ölüm oranları artacak, yarı kurak<br />
bölgeler daha kurak hale gelecek,<br />
sulama suyu talebi bugüne<br />
göre yaklaşık iki katına çıkacaktır.<br />
Türkiye’nin mevcut su kaynakları<br />
ve gıda sorunlarına yeni sorunlar<br />
eklenecek, sulama, içme ve kullanma<br />
suyunda sıkıntılar yaşanacak,<br />
sektörler ile birlikte iller/ bölgeler<br />
arasında su için büyük bir rekabet<br />
ortaya çıkacak. Ayrıca, artan hava<br />
sıcaklığından büyükbaş hayvancılık<br />
olumsuz bir şekilde etkilenecek.<br />
Şiddetli sağanaklar ile hortum, dolu<br />
ve ani yağışlardaki artışlar da, Türkiye’de<br />
güvenli gıdaya ulaşma imkanlarını<br />
azaltacaktır.<br />
Türkiye’nin tarımsal üretimindeki<br />
mavi su ayak izi oranının pamuk ve<br />
şeker pancarı gibi bazı ürünlerde<br />
çok yüksek olması, sulama gerektiren<br />
ve sadece yağmur suyu ile yetiştirilemeyen<br />
ürünlerinin doğru yerlere<br />
ekilmediğini göstermektedir.”<br />
“TGDF üzerine düşeni yapmaya<br />
hazır”<br />
Toplantıda konuşan TGDF Çevre<br />
ve Tarım Komisyonu Başkanı Ayhan<br />
Sümerli ise BM’nin <strong>Eylül</strong> ayında<br />
açıkladığı “Gıda Güvenliği ve<br />
Beslenme” Raporunun, dünyada<br />
10 yıldan uzun bir süredir gerileyen<br />
açlığın, 2016 yılında yükselişe<br />
geçtiğini ve 815 milyon insanın aç<br />
olduğunu ortaya koyduğunu hatırlattı.<br />
Sümerli, “Bu kadar aç insanın<br />
varlığı bir yana, 2050 yılında 10 milyara<br />
ulaşacak dünya nüfusunu beslemek<br />
için tarım ve gıda üretiminin<br />
en az yüzde 50 oranında artırılması<br />
gerekiyor.” dedi.<br />
Buna karşılık iklim değişikliğinin<br />
tarım ve gıda üretimi için büyük<br />
tehdit oluşturduğunun altını çizen<br />
Sümerli, “Türkiye’de İklim Değişikliği<br />
ve Tarımda Sürdürülebilirlik<br />
Raporu”nun, ülkemiz tarım ve gıda<br />
üretimini bekleyen tehlikeyi ortaya<br />
koyduğunu bildirdi.<br />
Başta Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu<br />
olmak üzere raporu hazırlayan<br />
isimlere teşekkür eden Sümerli,<br />
“Türkiye gıda sektörü olarak gıda<br />
güvenliğinden taviz vermeden, gelecek<br />
nesillerin en ekonomik ve en<br />
sağlıklı nasıl beslenecekleri sorusuna<br />
yanıt arayışımız kapsamındaki<br />
çalışmalarımızın bir ürünü olan<br />
raporun, bu alandaki çalışmalarda<br />
yol gösterici olacağına inanıyoruz.<br />
Ülkemiz için bir İklim Değişikliği<br />
Acil Eylem Planı vakit yitirilmeden<br />
hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır.<br />
Aksi halde yarın çok geç<br />
olacak. TGDF olarak biz üzerimize<br />
düşeni yapmaya hazırız” diye konuştu.<br />
29
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Kesintisiz enerji kahramanları UPS’lerin<br />
Türkiye’de pazar lideri İNFORM, Ar-Ge ile büyüyor<br />
Legrand Ülke Müdürü Levent Ilgın<br />
Günlük hayatta, üretimde ve toplu yaşam<br />
alanlarında kısacası yaşamın sürdürülebilirliğinde<br />
en önemli öğe, ‘kesintisiz güce sahip olmak’ ve<br />
bu güce sahip olabilmenin yolu ise UPS’lerden<br />
(Uninterruptible Power Supply: Kesintisiz Güç<br />
Kaynağından) geçiyor.<br />
Bu noktada elektrik yükünün bağlı<br />
bulunduğu şebekede meydana gelen<br />
veya gelebilecek olası gerilim<br />
dalgalanmalarının yanı sıra kısa<br />
veya uzun süreli kesintiler gibi durumlarda<br />
yükü bu değişimlerden<br />
koruyan ve yükün sağlıklı ve kesintisiz<br />
çalışmasını sağlayan UPS’lerin<br />
önemi ortaya çıkıyor. Bu bilinçle<br />
yüzde 40 pazar payıyla Türkiye’de<br />
tartışmasız sektör lideri İnform,<br />
Ar-Ge destekli inovatif bakış açısını<br />
benimseyerek beş yıl içinde dünyanın<br />
ilk 5 UPS firmasından biri olmak<br />
için çalışmalarını sürdürüyor.<br />
Elektrik ile çalışan hassas cihazların<br />
kesintisiz ve sağlıklı çalışmasını<br />
sağlamak için kullanılan UPS’ler<br />
(Uninterruptible Power Supply:<br />
Kesintisiz Güç Kaynağı) farkına<br />
varmasak da yaşamımızda büyük<br />
öneme sahip. Gelişen ve değişen<br />
dünya şartlarında elektriğin yaygın<br />
kullanımı, hayati önem taşıyan ya<br />
da sürekli çalışması gereken cihaz<br />
ve sistemlerde uygulanması, bu<br />
enerjiyi üreten kaynakların da güvenilirlik<br />
sorununu gündeme getiriyor.<br />
Bu nedenle kritik yük olarak<br />
nitelendirilen elektronik cihaz ve<br />
sistemlerin Kesintisiz Güç Kaynakları<br />
(UPS) üzerinden beslenmesi<br />
zorunlu. Gerek hayati önem taşıyan<br />
kuruluşlarda, gerekse endüstriyel<br />
uygulamalarda gittikçe yaygın kullanım<br />
alanı bulan UPS’lerin kullanım<br />
alanları arasında; bilgisayarlar<br />
ve bilgisayar destekli otomasyon<br />
sistemleri, tıbbi elektronik cihazlar,<br />
hastaneler, havaalanı aydınlatması,<br />
hava trafik kontrol merkezleri, askeri<br />
radar sistemleri, haberleşme ve<br />
yayın kuruluşları, asansörler, yazar<br />
kasalar, acil durum aydınlatma sistemleri,<br />
ısıtma ve soğutma cihazları<br />
vb. geliyor.<br />
Sürdürülebilirlik ilkesini tüm iş<br />
süreçlerine entegre eden İnform,<br />
enerjinin, insana ve çevreye zarar<br />
vermeden, en verimli şekilde ve<br />
kesintisiz olarak kullanımına olanak<br />
sağlayan ürünleriyle sektördeki<br />
duruşunu net bir şekilde ortaya<br />
30
Sektör Haber<br />
koyuyor ve 37 yıllık deneyimini<br />
ülke lideri konumuyla taçlandıran<br />
İnform, geliştirdiği ürünlerle sektöründe<br />
takip eden değil, takip edilen<br />
bir firma...<br />
“Ar-Ge destekli büyüme<br />
stratejisini benimsiyoruz…”<br />
İnform’un yüzde 40 pazar payıyla<br />
Türkiye’de tartışmasız sektör lideri<br />
olduğunu söyleyen Legrand Ülke<br />
Müdürü Levent Ilgın, İnform’un<br />
beş yıl içinde dünyanın ilk beş UPS<br />
firmasından biri olması için strateji<br />
geliştirdiklerini söylüyor ve ekliyor,<br />
“İnform, tesislerinde ve özellikle de<br />
Ar-Ge Departmanı’nda büyümeyi<br />
sürdürmüş, dış pazarlardaki varlığını<br />
çok daha güçlü biçimde vurgulamış<br />
bir markadır. Bu sene Nisan<br />
ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji<br />
Bakanlığı’ndan onaylı, sertifikalı<br />
bir Ar-Ge Merkezi olduk. Bu kapsamda<br />
TÜBİTAK Teydeb projelerimiz<br />
var. 27.500 m2’lik kapalı alana<br />
kurulu tesislerinde, kesintisiz güç<br />
kaynakları başta olmak üzere, GSM<br />
ve telekomünikasyon sektöründe<br />
kullanılan özel enerji sistemleri,<br />
doğrultucular, 19’’ Rack kabinleri,<br />
otomatik ve statik voltaj regülatörleri,<br />
alçak gerilim panoları, IT Hastane<br />
sistemleri, aktif harmonik<br />
filtre, transformatörler, elektronik<br />
kartlar, enerji tasarruf sistemleri,<br />
yenilenebilir enerji sistemleri vb.<br />
ürünleri üreterek satışa sunmakta<br />
ve her türlü özel projeye cevap<br />
verebilmektedir. Her anı Kalite<br />
Müdürlüğü tarafından denetlenen<br />
İnform, ISO-9001: 2008, ISO 14001:<br />
2004, ISO 27001: 2013, OHSAS<br />
18001: 2007 ROHS, , EAC, Soncap,<br />
CE ve TSE kalite belgelerine sahiptir.<br />
İnform’ un Toplam Kalite Yönetimi<br />
ilkeleri ve koşulsuz müşteri<br />
memnuniyeti beklentisi, üretimin<br />
her anında kusursuzluğun temelini<br />
oluşturmaktadır”.<br />
Levent Ilgın: İnform<br />
Türkiye’nin en büyük ve<br />
güvenilir çözüm ortağı<br />
İnform’un Türkiye çapında 81 ili de<br />
kapsayacak şekilde yapılanması olduğunun<br />
altını çizen Ilgın, “Yüzde<br />
100 müşteri memnuniyeti çerçevesinde<br />
çalışan İnform, satış ve satış<br />
sonrası hizmetlerde uzman kadroları<br />
bünyesinde barındırmaktadır.<br />
Dünya ölçeğinde ise 85’i aşkın ülkeye<br />
yapılan ihracat ile genişlemesini,<br />
ürün kalitesine hizmet kalitesini de<br />
ekleyerek sürdürmektedir. İnform,<br />
kesintisiz ve temiz enerji ihtiyacında,<br />
Türkiye’nin en büyük ve güvenilir<br />
çözüm ortağı olmak, bu güvenilirliği<br />
tüm dünyada yaygınlaştırmak<br />
için, dünya standartlarında kaliteden<br />
ödün vermeden ilerlemeyi<br />
kendine ilke edinmiştir.<br />
31
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Yenilenebilir enerjinin merkezi Türkiye:<br />
Saniyede şarj, hayal olmaktan çıkıyor<br />
Dünyada en büyük sorun enerjiyi depolamak ve doğal<br />
enerjiler için depolama çözümleri bulmak. Diğer yandan<br />
uzun şarj süreleri ve kısa sürede tüketim özellikle<br />
elektrikli araç teknolojisinin hızlı gelişmesinin önünde<br />
en büyük engel. Tüm dünya pil ve şarj teknolojileri<br />
üzerine yoğunlaşırken, yakın gelecekte saniyeler<br />
içinde şarj olmaları ve daha uzun süre dayanabilmeleri<br />
mümkün görünüyor. Ülkemiz de bu gelişmelere katkı<br />
sunan ülkeler arasında…<br />
Türkiye’nin lider ülke olmak için yoğunlaştığı<br />
yenilenebilir enerji, yeşil<br />
dostu bir teknoloji. Yenilenebilir<br />
enerji ile iklim değişikliğinin önüne<br />
geçilerek, dünyayı daha yaşanabilir<br />
halde tutma amaçlanıyor.<br />
Türkiye’nin yerli yeniliğini temsil<br />
eden MMG Ar Ge İnovasyon<br />
Zirvesi ve Sergisi’nde “Enerjinin<br />
Depolanması ve Yeni Nesil Batarya<br />
Teknolojileri” sektörünün liderleri<br />
konuşacak.Türkiye’nin en çok<br />
ihtiyaç duyduğu ve yatırımların<br />
artmaya başladığı “Enerjinin Depolanması<br />
ve Yeni Nesil Batarya<br />
Teknolojileri” hakkında, aynı konu<br />
başlığında düzenlenecek panel, Mimar<br />
ve Mühendisler Grubu Genel<br />
Başkan Yardımcısı Bülent Şen’in<br />
32
Sektör Haber<br />
oturum başkanlığında Yenilenebilir<br />
Enerji Genel Müdürü Dr. Oğuz Can,<br />
EPDK Elektrik Dairesi’nden Afşin<br />
Burak Bostancı, GE İnovasyon Lideri<br />
Ussal Şahbaz, GER Partners<br />
Strateji ve Araştırma Direktörü<br />
Emin Emrah Danış’ın katılımıyla<br />
yapılacak.Bütün dünyanın enerji<br />
altyapısını değiştirmeyi hedefleyen<br />
yeni nesil bataryalar, rüzgar ve güneş<br />
santrallerinde enerji depolama<br />
sistemleri ve Türkiye’nin yenilenebilir<br />
enerji ihaleleriyle yapmak istedikleri<br />
üzerinde durulacak.<br />
Yenilenebilir enerjinin merkezi<br />
Türkiye<br />
Özellikle son günlerde yenilenebilir<br />
enerjinin depolanması ve ihtiyaç<br />
halinde kullanılması konusunda<br />
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,<br />
Türkiye’yi yenilebilir enerjinin<br />
merkezi yapmak için çeşitli çalışmalar<br />
yürütüyor. Hedef, milyarlarca<br />
dolarlık ekonomi oluşturularak<br />
geleceğin en büyük güçlerinden biri<br />
olacak yenilebilir enerjinin merkezinde<br />
yer almak. Yenilenebilir enerjinin<br />
depolanabilmesi çevre doğru<br />
yeşil teknolojilerinin kullanımının<br />
önünü açacak. Yeşil teknolojilerin<br />
kullanımının arttırılmasıyla ile iklim<br />
değişikliğinin durdurularak,<br />
özellikle son yıllardaki iklim değişikliğine<br />
bağlı doğal afetlerin azalması<br />
öngörülüyor.<br />
Dünya otomobillerin daha çok<br />
gidebilmesi üzerinde çalışıyor<br />
Dünyada birçok otomotiv<br />
üreticisi, elektrikli ve hibrit araçlar<br />
konusunda yoğun bir şekilde<br />
Ar-Ge çalışmaları yaparken<br />
Türkiye’de de elektrikli ve hibrit<br />
araçlar üzerinde benzer çalışmalar<br />
yürütülüyor. Bu çalışmaların<br />
odağında ise elektrikli araçlar için<br />
“enerji verimliliği yüksek, maliyeti<br />
düşük” batarya ve enerji yönetim<br />
sistemlerinin geliştirilmesi geliyor.<br />
Batarya Yönetim Sistemleri<br />
(BYS), hem bataryanın verimli<br />
ve güvenli kullanımını sağlaması<br />
hem de araçların güvenliğini riske<br />
atmayacak şekilde tasarlanmasını<br />
gerektiriyor. Son yıllarda ulusal<br />
destekler başta olmak üzere<br />
ülkemizde de bu konuda<br />
girişimler olmaya başladı. Zirve<br />
bu girişimlerin nasıl ticarileşip,<br />
ülkemizde katma değerli sektör<br />
haline gelmesi ile ilgili alt yapılar<br />
ve yol haritası tartışılacak.<br />
Ayrıca uluslararası pazarlarda bu<br />
ürünlerin kabul görebilmesi için<br />
uluslararası arenada ülke olarak<br />
sertifikasyonda öz yeterliliği nasıl<br />
kazanacağız o da konuşulacak.<br />
33
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
Enerjisa’nın güneşi hızla büyüyor<br />
Enerjisa Üretim, Bandırma’daki ilk güneş enerjisi<br />
santralinin ardından 3 ayda inşaatını tamamladığı<br />
ikinci güneş enerjisi santralini Karabük’te işletmeye<br />
aldı. Yerli ve yenilenebilir enerji portföyüyle milli<br />
kaynakların kullanımını önceliklendiren Enerjisa<br />
Üretim, Karabük’te devreye aldığı 7 megavatlık güneş<br />
enerjisi santraliyle yılda 5.000 hanenin elektrik<br />
ihtiyacını karşılayabilecek enerji üretecek<br />
Toplam 3.600 MW’lık kurulu gücüyle<br />
Türkiye’nin en büyük özel<br />
sektör elektrik üretim portföyüne<br />
sahip olan Enerjisa Üretim, güneş<br />
enerjisi yatırımlarını sürdürüyor.<br />
Geçtiğimiz ay ilk güneş enerjisi<br />
santralini (GES) Bandırma’da işletmeye<br />
alan Enerjisa Üretim, ikinci<br />
güneş enerjisi santralini Karabük’te<br />
devreye aldı. Milli ve yenilenebilir<br />
enerji yatırımlarına öncelik veren<br />
Enerjisa Üretim, yaklaşık 6,5 milyon<br />
dolarlık yatırımla 3 ayda tamamladığı<br />
Karabük GES ile güneş<br />
enerjisine dayalı üretim gücünü 9<br />
megavata çıkarmış oldu.<br />
7 megavat kurulu güce sahip Karabük<br />
GES, yılda toplam 11,4 GWh<br />
elektrik üreterek 5.000 hanenin<br />
tüm enerji ihtiyacını karşılayacak.<br />
Karabük’teki en büyük GES<br />
yatırımı<br />
Bandırma’da devreye aldıkları ilk<br />
güneş enerjisi santralinden kısa<br />
bir süre sonra ikinci güneş enerjisi<br />
santralini işletmeye alan Enerjisa<br />
Üretim, yatırımlarına hız kesmeden<br />
devam edecek. Bölgeye yapılan<br />
en büyük GES yatırımı olan<br />
Karabük GES, Türkiye’nin elektrik<br />
üretiminde milli kaynakların kullanımı<br />
hedefine katkıda bulunmaya<br />
devam edecek. Enerjisa Üretim,<br />
güneş enerjisine yatırım yapmaya<br />
devam edecek.<br />
Avrupa ve diğer dünya devletlerine<br />
göre ülkemizin güneş enerjisi potansiyeli<br />
ve yıllık güneşlenme süresi<br />
oldukça yüksek. Güneş Enerjisi Potansiyeli<br />
Atlası’na (GEPA) göre ülkemizde,<br />
yıllık toplam güneşlenme<br />
süresi 2737 saat ve ortalama toplam<br />
gelen güneş enerjisi miktarı ise<br />
1527 kWh/m²yıl. Türkiye, konumu<br />
itibariyle güneş enerjisi için Avrupa’da<br />
İspanya’dan sonra en verimli<br />
ülkelerden bir tanesi. Dünyada ve<br />
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynakları<br />
arasında oldukça önemli<br />
bir yere sahip olan güneş enerjisinin<br />
elektrik üretimindeki payı gün<br />
geçtikçe artmaya devam ediyor ve<br />
Enerjisa Üretim’in de bu alanda<br />
yaptığı yatırımlar devam ediyor.<br />
34
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Enerji Depolama: İşletmeleri güç<br />
verimliliğiyle şekillendirmek<br />
Enerji piyasası elektriğin hangi kaynaktan sağlandığının ve nasıl kullanıldığının<br />
kolaylaştırılması ve izlenmesiyle son yıllarda on misli büyümüştür. İklim<br />
değişiklikleri, yenilenebilir kaynaklara yönelik enerji seçimlerimiz konusunda bizi<br />
daha duyarlı hale getirirken, teknoloji; akıllı izleme sistemleri ve mobil batarya<br />
paketleriyle kamu hizmetleri pazarına da girmiştir. Bu durum, bizim tüketiciler<br />
olarak değişen enerji zeminini kucakladığımızı gösterirken, işletmelerin neden<br />
bunu benimsemediği sorusunu da akıllara getirmektedir.<br />
36
Sektör Haber<br />
Taleplerden dolayı gereğinden fazla<br />
çalıştırılan güç şebekeleriyle, işletmeler<br />
özellikle talebin arzdan fazla<br />
olabileceği durumlarda kendi güç<br />
kaynaklarını kontrol edecek gerekli<br />
adımları atarak bu baskının hafifletilmesinde<br />
rol oynamalıdır. Akü<br />
depolamanın azalan maliyeti, hem<br />
ticari kullanıcıların hem de tüketicilerin<br />
enerji kullanımları ve faturalarını<br />
kontrol etmelerine daha<br />
fazla vererek, yenilenebilir enerji<br />
kaynaklarının kullanımı ve şebeke<br />
denkliğini arttırmak için uygun zamanlı<br />
bir fırsat oluşturmaktadır. Bu<br />
durum da, şu halde Birleşik Krallık’taki<br />
eskimekte olan güç şebekesini<br />
güçlendirme ve güvenli hale<br />
getirme potansiyeline sahiptir.<br />
Ticaret sahnesinde yatırım yapmak<br />
çevreyi kurtarmaya yardım etme<br />
çağrısının ötesindedir - akü depolama<br />
sistemlerini işletme içinde depolama<br />
ve enerji kapasitesini izlemede<br />
geçerli ve uygun bir yaklaşım<br />
haline getiren gerçek iş faydaları<br />
mevcuttur, bu da bir bütün dahilinde<br />
hem işletme hem de toplum için<br />
dönüşümsel değişikliğin kapılarını<br />
açacaktır.<br />
İşletmeleri Güçlendirmek<br />
Yerinde enerji depolama sistemleri<br />
iş yerinin sorunsuz bir şekilde çalıştırılmasını<br />
sağlamaktadır.<br />
Faturaları ve tedarik risklerini yedek<br />
güç olarak kontrol ederek ticari<br />
ve endüstriyel işletmelerin daha<br />
sürdürülebilir hale getirme yeteneği<br />
enerji verimliliğinin en üst noktasıdır.<br />
Buna rağmen akü depolamanın en<br />
bariz avantajı esnekliğidir, bu da<br />
akü depolamayı pompalanan hidroelektrik<br />
veya doğal gaz rezervleri<br />
gibi daha yavaş fakat daha yüksek<br />
kapasiteli enerji depoları için ideal<br />
bir tamamlayıcı haline getirmektedir.<br />
Bununla birlikte, akü depolamanın<br />
çoklu faydaları bulunmaktadır,<br />
bunlar; güç şebekesinin<br />
stabilitesinin arttırılması ve yenilenebilir<br />
enerjiyi emecek arttırılmış<br />
kapasite, güç jeneratörleri için geliri<br />
azami masrafları asgari seviyeye<br />
çekme fırsatı, doğal afetler veya ana<br />
şebekenin kaybolması halinde bile<br />
daha dirençli yerel şebekeler ve tabii<br />
ki şirketler için ayak izlerini karbonize<br />
etme fırsatıdır.<br />
Enerji depolamaya yatırım yapmak<br />
şirketlerin işletimsel masraflardan<br />
tasarruf etmelerini, ek gelirler yaratabilmelerini<br />
ve ciddi anlamda<br />
direnci temin etmelerini sağlamaktadır.<br />
Şebekelerin yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarını desteklemeye<br />
başlamasıyla, pek çok işletme şebeke<br />
elektriğinin kesilmesinden kaynaklanan<br />
finansal kayıpları veya<br />
üretkenlikteki aksaklıkları karşılayamamaktadır.<br />
Depolamayla birlikte,<br />
toplayıcılarla birlikte çalışan<br />
işletmeler sadece kendilerini korumakla<br />
ve elektrik faturalarını azaltmakla<br />
kalmamakta, aynı zamanda<br />
yatırımı da karlı hale getirmektedir<br />
çünkü bu işletmeler şebeke yan hizmetlerini<br />
de satabilmekte ve yeni<br />
bir gelir alanı sağlayabilmektedir.<br />
Önümüzdeki engel nedir?<br />
Britanya’da bulunan pek çok işletmenin<br />
farkına varmadığı şey (ister<br />
güneş paneli, ister klima ister<br />
dondurucu olsun) tesiste bulunan<br />
enerjiyi depolamanın sahip olunan<br />
ve enerjiyi hem üreten hem de<br />
kullanan varlıkların değerini hızla<br />
arttırmada kullanılabilecek bir yöntem<br />
olduğudur. Bu yüzden, daha<br />
fazla yöneticinin enerji yatırımına<br />
daha fazla yatırım yapma şansını<br />
neden değerlendirmediği sorusu<br />
akılla gelmektedir. Özetle, bu teknoloji<br />
ticari perspektiften bakıldığında<br />
pek anlaşılmamaktadır.<br />
Bu teknolojinin çok sayıda faydası<br />
olmasına rağmen, verimli enerji<br />
depolamasının meyvelerini uygun<br />
bir şekilde toplamak için işletmeler<br />
yatırım yapmalı ve akülerin organizasyonların<br />
alt yapısına entegrasyonuna<br />
dahil olan karmaşık yapıları<br />
anlamak için çalışmalıdır. Bununla<br />
birlikte, kapsayıcı bir stratejiye entegre<br />
olduğunda, depolama organizasyon<br />
içinde öz yeterliliği bir üst<br />
seviyeye taşıyacaktır.<br />
Toplumumuz gitgide elektrik enerjisine<br />
bağımlı hale gelirken, akıllı teknolojilerinin<br />
en yoğun zamanlarda<br />
arzı dengeleyebilmesini sağlamak<br />
için daha fazla çaba harcanmalıdır.<br />
İşletmeler işte tam bu noktada<br />
devreye girmektedir. Enerji depolama,<br />
şirketleri masraflarını optimize<br />
etme konusunda desteklemekte ve<br />
gelecek için onlara esneklik sağlamaktadır.<br />
Daha akıllı ve çevre dostu<br />
bir enerji şebekesine geçişi desteklerken<br />
işletmeleri elde edilecek<br />
ekstra gelirler konusunda eğitmek<br />
ve bilgilendirmek için işletmelerle<br />
birlikte çalışan gelişmiş toplayıcıları<br />
halihazırda görmekteyiz.<br />
Değişimin istikameti evrilmeye devam<br />
ederken, fosil yakıtların rekabet<br />
gücü azaldıkça depolama daha<br />
da uygulanabilir hale gelecektir.<br />
37
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Eray reklamın güneş yatırımları<br />
devam edecek<br />
Eray Reklam sektöründe Türkiye<br />
çapında tanınan köklü bir firma.<br />
Röportaj gerçekleştirdiğimiz Eray<br />
Reklam Firma Sahibi Erkut Çakır’ın<br />
asıl mesleği ise Ziraat Mühendisliği.<br />
Ankara merkezli bir firma olan<br />
Eray Reklamın İstanbul’da da bir<br />
şubesi bulunuyor. Reklam sektöründen<br />
sonra Muğla’da Elif Hanım<br />
Hotel & SPA ile konaklama sektörüne<br />
girdiklerini belirten Çakır,<br />
aldığı ödül ve yorumlarla Elif Hanım’ı<br />
Ege’nin en iyi otellerinden biri<br />
olarak tanımlıyor. Birçok sektörde<br />
yatırım yapan Erkut Çakır’ın güneş<br />
enerjisi sektörüyle tanışması da bir<br />
vesileyle gerçekleşmiş. Hem bu vesileyi<br />
öğrenmek hem de yatırımın<br />
detaylarını dinlemek üzere Erkut<br />
Çakır’ın İstanbul ofisine konuk olduk.<br />
Eray Reklam Firma Sahibi Erkut Çakır<br />
Eray Reklam, Halk Enerji’nin Polatlı tesisini<br />
1 milyon 320 bin dolara satın aldı.<br />
Reklam ardından otel<br />
sektörüne girdiniz. Güneş<br />
enerjisi sektörüyle yolunuz<br />
nasıl kesişti?<br />
Bu işin içinde olan kuzenim Elektrik<br />
Mühendisi Birgi Çakır yönlendirdi.<br />
Bilgi sahibi oldukça yatırım<br />
yapılabilir bir iş olduğunu anladım.<br />
Fakat bunu hemen gerçekleştiremeyeceğimizi<br />
de kavradım. Sektörle<br />
ilgili ciddi bir kota sıkıntısı olduğu<br />
ortaya çıktı. Ancak yeni bir talep<br />
açılırsa sıfırdan bir tesis kurabileceğimi<br />
öğrendim ve bu konuda yapılmış<br />
tesislerden en iyisini bulup, alıp<br />
en azından bu hevesimi gidermek<br />
istedim.<br />
Yatırım için Halk Enerji Polatlı tesisini<br />
tercih etme sebebiniz nedir?<br />
Halk Enerji Sahibi Mustafa Bey çok<br />
samimi, bilgili ve donanımlı biri.<br />
Birçok tesis gezdim ve hakikaten<br />
kataloğa konulacak güzellikte ve<br />
kullanılan malzemelerin de kaliteli<br />
olduğuna kanaat getirdim. Bu<br />
kriterler beni çok etkiledi. Ankara<br />
merkezli bir firmayız, bu yüzden<br />
konumu itibariyle daha sempatik<br />
geldi. Aslında otelimizin konumu<br />
ve bölgeyi tanımamız sebebiyle<br />
Muğla’ya yatırım yapmayı düşün-<br />
38
Röportaj<br />
müştük. Ama Ankara’da sempatik<br />
geldi ve Halk Enerji’ye yöneldik.<br />
Yatırımın rakamsal değeri ne<br />
oldu? Tesis hakkında bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Yatırımımızın rakamsal değeri 1<br />
milyon 320 bin dolardır.<br />
Satın aldığımız 1 MW’lık bir tesis.<br />
Bu tesisin 3 aylık getirisi KDV hariç<br />
yaklaşık 259 bin TL, üç ay fatura<br />
kesilmiş. Yatırımımız karşılığını<br />
kesinlikle veriyor. Bu anlamda yatırımcıların<br />
bu sektöre yönelmesini,<br />
sektörün daha da gelişmesini ve<br />
ülkemizin dışa bağımlı olan enerji<br />
ihtiyacını doğal kaynaklardan karşılayabiliyor<br />
olduğunu görmek istiyorum.<br />
Üretim arttıkça sürümden<br />
kaynaklanan maliyetler düşecektir.<br />
Teknoloji, maliyet düşüşü ve yeni<br />
sahaların açılmasıyla birlikte hızlı<br />
bir şekilde enerji üretiminde istenilen<br />
hedeflere ulaşılmasını umut<br />
ediyorum. Yeter ki bu konuda benim<br />
gibi yatırımcıların önü açılsın.<br />
Önümüzdeki günlerde açılacak<br />
böyle bir imkan için bu günden hazırlıklarımı<br />
yapmaya başladım. Bununla<br />
ilgili yine Muğla ilinde yeni<br />
bir arazi satın aldım. İlk kota ilavesi<br />
söz konusu olduğunda müracaat<br />
edip oraya bir güneş enerji santrali<br />
kurmak istiyorum.<br />
Bundan sonraki yatırımlarınız<br />
nasıl şekillenecek hedefleriniz<br />
tam olarak neler?<br />
Sıfırdan kendi tesisimizi kurmak<br />
üzere Muğla bölgesinde arazi satın<br />
aldık. Bununla ilgili önümüzdeki<br />
günlerde açılacak talepleri<br />
bekleyeceğiz. Ama bunun dışında<br />
yine aynı bölgede öz tüketimle bir<br />
tesis daha kurma projemiz var. Bu<br />
bir hayvancılık tesisi üzerine çatı<br />
kurulumu olacak. Yatırım adıyla<br />
başladığımız proje duygusal anlamda<br />
memleketimizin enerjiye<br />
olan ihtiyacının karşılanmasına<br />
yönelik olarak da motivasyon<br />
sağladı. Hayvancılık tesisi de yine<br />
memleketimizin bir ihtiyacı olan<br />
ithal ettiğimiz hayvan ihtiyacına<br />
fayda sağlayacak bir proje olması<br />
açısından yine manevi bir haz<br />
verdi. Sırf maddi yönünü değerlendirdiğimizde<br />
yatırıma uygun<br />
tesisler ama işin bir de manevi<br />
boyutu var.<br />
Artık güneş enerjisi her alanda<br />
karşımıza çıkıyor. Sizin güneş<br />
enerjisini görmeyi hayal<br />
ettiğiniz bir alan var mı?<br />
Güneş gerçekten çok temiz bir<br />
enerji kaynağı. Ben çevreci bir insanım,<br />
Ankara’da Elif Hanım isimli<br />
küçük bir ormanımız var. Dolayısıyla<br />
bu bizden sonraki nesile<br />
güzel bir dünya bırakmak için ihtiyacımız<br />
olan enerjinin en temizi.<br />
Her alanda kullanılmasını arzu<br />
ederim. Otomobillerimiz elektrikle<br />
çalışacak, makinalarımız zaten<br />
elektrikle çalışıyor.<br />
Eklemek istedikleriniz?<br />
Enerji ihtiyacı olan ülkeme, enerjisini<br />
karşılamada bir nebze olsun<br />
fayda sağladığımı düşünüyorum.<br />
Bu beni çok mutlu ediyor.<br />
39
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
8. Türkiye Enerji Zirvesi’nde<br />
Sosyal Sorumluluk alanında Altın Voltaj<br />
ödülünü Bordo Enerji A.Ş. aldı<br />
Türkiye Enerji Zirvesi’nin Sekizincisi bu yıl 10 -11 <strong>Ekim</strong><br />
<strong>2017</strong> tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi.<br />
Başta elektrik ve doğal gaz sektörleri olmak üzere<br />
yenilenebilir enerji ve nükleer enerji alanlarında<br />
birbirinden önemli konuların yer aldığı zirve<br />
kapsamında verilen Başarı Ödülleri’nde Bordo Enerji<br />
A.Ş., sektöre olan katkılarından dolayı “Altın Voltaj”<br />
ödülüne layık görüldü.<br />
Düzenlenen törende Altın Voltaj<br />
ödülü TBMM Enerji Komisyonu<br />
Başkanı Sn. Ziya Altunyaldız<br />
tarafından Bordo Enerji A.Ş.<br />
Yönetim Kurulu üyesi ve Genel<br />
Müdürü Sn. Alper Aydınalp’e verildi.<br />
GÜRİŞ Holding bünyesinde<br />
hizmet veren Bordo Enerji A.Ş.,<br />
tamamı yenilenebilir enerji kaynağı<br />
kullanılan enerji santrallerinde<br />
üretilen elektrik enerjisinin<br />
toptan satışını gerçekleştiriyor.<br />
Tüm Türkiye’de üretimden son<br />
kullanıcıya kadar yüksek kalitede<br />
hizmet verme anlayışıyla<br />
faaliyet gösteren Bordo Enerji<br />
A.Ş., aynı zamanda Türkiye’nin<br />
ilk ISO 9001 Belgeli Toptan Satış<br />
Şirketi unvanına sahip. İndirimli<br />
elektrik satışıyla ülkemizi hem<br />
ucuz hem de kaliteli elektrik ile<br />
tanıştıran Bordo Enerji, aynı<br />
zamanda çok sayıda kamu kurumuna<br />
da hizmet vermekte.<br />
Çağrı merkezi hizmeti, maliyet<br />
bazlı fiyatlandırması, kredi kartı<br />
kullanabilme, taksitli ödeme,<br />
on-line tüketim analizi ve fatura<br />
ödeme e-arşiv, e-fatura, faturam<br />
cepte ve mobil ödeme imkanlarının<br />
yanı sıra, Tüketim itirazında<br />
bulunan müşterilerinin<br />
itirazları sonuçlanıncaya kadar<br />
tahsilat erteleme, hizmetleriyle<br />
de kolaylık sağlıyor.<br />
40
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Boğaziçi Üniversitesi sanayi işbirliği ile<br />
düşük ısıda yenilenebilir enerji üretti<br />
Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos’da bulunan Sarıtepe Kampüsü’nde yer alan<br />
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nda (BURET) düşük<br />
sıcaklıklardaki ısı kaynaklarını kullanan Organik Rankine Çevrimi teknolojisi ile düşük<br />
maliyetli enerji üretimini gerçekleştirdi. Güneş, jeotermal, atık ısı gibi yenilenebilir enerji<br />
kaynaklarının kullanımı ile güç üreten ısıl çevirim teknolojisi hem otomotiv hem de<br />
enerji sektörünün organik rankine çevriminin sanayide kullanılması için uygulamaya<br />
yönelik araştırmalar ve tasarruflu enerji için çok önemli bir proje olacak.<br />
Boğaziçi Üniversitesi sürdürülebilir<br />
ve yeşil kampüs olma yolundaki<br />
vizyonu ve uygulamalarıyla Kilyos’ta<br />
bulunan Sarıtepe Kampüsü’nü<br />
bir araştırma merkezine dönüştüren<br />
Boğaziçi Üniversitesi’nin<br />
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri<br />
Araştırma Laboratuvarı’nda (BU-<br />
RET) enerji teknolojileri üzerine<br />
öncü araştırmalar yürütülüyor.<br />
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Günay<br />
Anlaş, ve Kilyos Sarıtepe Kampüsü<br />
Koordinatörü Doç. Dr. Hasan Bedir,<br />
BURET’de süren “Güneş, jeotermal,<br />
atık ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını<br />
kullanarak güç üreten<br />
ısıl çevirim teknolojileri’’ Projesi’ni<br />
tamamladı. Çalışma çerçevesinde,<br />
teknolojisi sanayi işbirliği ile düşük<br />
sıcaklıklardaki ısı kaynaklarının<br />
kullanıldığı Organik Rankine Çevrimi<br />
enerji teknolojileri geliştirildi.<br />
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Günay<br />
Anlaş, Boğaziçi Üniversitesi Kilyos<br />
Sarıtepe Kampüsü’nün Yeşil Kampüs<br />
olarak tasarlandığını ve burada<br />
yenilenebilir enerji teknolojileri<br />
alanında araştırma ve uygulamalar<br />
42
Sektör Haber<br />
geliştirildiğini belirtti. Boğaziçi Üniversitesi<br />
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri<br />
Araştırma Grubu bünyesinde<br />
2015 yılında hayata geçirilen<br />
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri<br />
Araştırma Laboratuvarı’nda Makine<br />
Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği’nden<br />
bir proje ekibinin çalışmalar<br />
yürüttüğünü aktaran Anlaş ve<br />
Bedir şu bilgileri verdiler: “BURE T<br />
Laboratuvarı güneş, jeotermal, atık<br />
ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını<br />
güce dönüştüren teknolojileri<br />
araştırmak amacıyla kuruldu.<br />
Bu enerji kaynaklarının nasıl ve ne<br />
yönde kullanılacağı konusunda endüstriye<br />
hizmet eden araştırmalar<br />
yapmak hedefiyle yola çıkıldı.<br />
BURET Laboratuvarı’nda Anlaş ve<br />
Bedir yürütücülüğünde İSTKA destekli<br />
‘Güneş, jeotermal, atık ısı gibi<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarını<br />
kullanarak güç üreten ısıl çevirim<br />
teknolojileri’ projesi tamamlandı.<br />
Bu doğrultuda, düşük sıcaklıklardaki<br />
ısı kaynaklarını kullanabilen<br />
Organik Rankine Çevrimi teknolojisi<br />
üzerine çalışmalar yapılıyor. Su<br />
ve yüksek basınçlı buhar yerine, organik<br />
akışkan kullanıldığı için Organik<br />
Rankine Çevrimi olarak adlandırılan<br />
bu sistemde sudan daha<br />
düşük sıcaklıkta kaynayan, organik<br />
akışkanlar kullanılıyor. Elektrik üretimi<br />
için geleneksel olarak çok düşük<br />
kabul edilen ısı kaynaklarının<br />
başında jeotermal kaynaklar, atık<br />
ısı ve güneş geliyor.<br />
Avustralya’daki Queensland Üniversitesi,<br />
ABD’de ise Arizona State<br />
ve Washing Universitesi (St. Louis)<br />
ile yenilenebilir enerjiler kapsamında<br />
akademik işbirliği içinde olan<br />
Boğaziçi Üniversitesi Yenilenebilir<br />
Enerji Teknolojileri Araştırma Grubu,<br />
hali hazırda Türkiye’de hem otomotiv<br />
hem de enerji sektörünün organik<br />
rankine çevriminin sanayide<br />
kullanılması için uygulamaya yönelik<br />
araştırmalar gerçekleştiriyor.<br />
Avrupa’da bir benzerine nadir rastlanabilecek<br />
laboratuvar ortamında<br />
üretilen veri sanayi ile paylaşılıyor.<br />
Laboratuvarda Organik Rankine<br />
Çevrimi’nin yanı sıra Rüzgâr Tüneli,<br />
Genleştirici Test Sistemi ve Yoğunlaştırıcı<br />
Güneş Sistemi gibi ekipmanlarla<br />
çalışmalar yürütülüyor.”<br />
43
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Güneş enerjisi her zaman revaçta olacak”<br />
EkoRE CEO’su Serhan Süzer<br />
Proje geliştirme ve EPC hizmetlerinin yanında yatırımcı<br />
kimliğiyle de güneş enerjisi sektöründe bulunan<br />
EkoRE, panel, hücre ve wafer üretimine de yeşil<br />
ışık yaktı.<br />
EkoRE CEO’su Serhan Süzer girişimci<br />
ve sosyal girişimci. Aile şirketi<br />
Süzer Holding’de 2001-2011 yılları<br />
arasında 10 yıl çalıştıktan sonra<br />
kendi girişimleriyle yoluna devam<br />
eden ve ilk olarak ‘gönlümdeki iş’<br />
olarak tanımladığı güneş enerjisi<br />
sektörüne yatırım yapan Serhan<br />
Süzer, EkoRE’nin kuruluşunu 2013<br />
yılında gerçekleştirdi. 2013 yılından<br />
beri EkoRE’yi yöneten ve akabinde<br />
finansal teknolojiler (FinTech)<br />
alanında faaliyet gösteren Moka ve<br />
Wi-Fi bazlı analiz firması olan Bonbon<br />
Tech firmalarına yatırım yapan<br />
ve yöneten Süzer, devraldığı çağrı<br />
merkeziyle 125 markaya da hizmet<br />
sunuyor. Sosyal girişimci kimliğiyle<br />
de Yönetim Kurulu Başkanı olduğu<br />
Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ve<br />
buna paralel olarak hizmet veren<br />
Destek Market ve Destek İK platformlarını<br />
yöneten Süzer, temel<br />
ihtiyaç kavramının aslında enerjiyi<br />
de içerdiğini ve güneş enerjisi<br />
sektörünün de ihtiyaç sahiplerine<br />
yardım amaçlı çok büyük bir kapı<br />
açabileceğini belirtti.<br />
İlk olarak güneş enerjisine<br />
yatırım yaptığınızı söylediniz.<br />
Bu alana ilginizin sebebi<br />
neydi?<br />
Benim her zaman kalbimde olan bir<br />
işti, dolayısıyla kendi girişimlerimi<br />
başlattığım noktada da ilk olarak<br />
güneş enerjisine yatırım yaptım.<br />
Her zaman bu alanın çok iyi yerlere<br />
geleceğini biliyordum. Başladık,<br />
iyi işler yaptık ve yolumuza devam<br />
ediyoruz. Güneş enerjisinin her zaman<br />
kalbimde olmasının sebebi de<br />
her şeyin kaynağının güneş olması.<br />
44
Röportaj<br />
Yaşamın kaynağı olarak gördüğüm<br />
için her zaman güneşe karşı bir hassasiyetim<br />
var. Güneş enerjisinin var<br />
olan teknolojilerle iyi bir yerlere geleceğini<br />
düşünüyordum ve şu anda<br />
da o döneme geldik. Dolayısıyla güneş<br />
enerjisi her zaman revaçta olacak.<br />
Yapacak daha çok iş var, yolun<br />
başındayız. Rakamları söylemeye<br />
gerek yok ama biz belki 2 GW’lara<br />
ulaşacakken Almanya rahat bir şekilde<br />
40 GW’ı devirmiş durumda.<br />
Bunu bütün sektör biliyor. Hele ki<br />
Almanya’nın güneş ışıma oranları<br />
bizim Karadeniz bölgesinden bile<br />
daha düşük durumda iken. Ona<br />
rağmen daha çatı üstü piyasalar<br />
var. Lisanssızlar belki önümüzdeki<br />
sene itibariyle artık son bulmaya<br />
başlayacak. Ama YEKA’yı saymazsak<br />
çatı üstlerinin ivme kazanacağını<br />
düşünüyor ve umuyoruz.<br />
Türkiye’de mevzuatlar ve<br />
yeni yayınlanan taslakları<br />
değerlendirdiğinizde güneş<br />
enerjisi sektörünün önü açık mı?<br />
Bence Türkiye’de güneş hak ettiği<br />
değeri almıyor. Güneş doğası gereği<br />
yeryüzündeki bütün canlıları<br />
beslediği ve enerjinin ana kaynağı<br />
olduğu için, doğasında dağıtık sistem<br />
var. Aslında lisanssız projeler<br />
de bir anlamda dağıtıktı çünkü<br />
1’er MW’ı geçmeyeceğiniz şekilde<br />
santraller yapabiliyordunuz. Şimdi<br />
dağıtık sistem modelinden YEKA<br />
gibi çok büyük 1000 MW’lık ihalelere<br />
döndük. Bu ihalenin çıkması ve<br />
bunun bir firmaya veriliyor olması<br />
çok sağlıklı bir şey değil. Güneşi dağıtık<br />
sisteme uygun bir şekilde konumlandırmak<br />
lazım. Lisanssızlar<br />
hepimiz için kapıdan içeri girmek<br />
için bir adımdı ve çarpıklıklar olsa<br />
da bir anlamda sektöre iyi geldi.<br />
Dağıtık sistem olmayacaksa da çatı<br />
üstü piyasaların önünün hemen<br />
açılması gerekiyor. Bunun dışında<br />
yatırımcıların ve bu işe gönül veren<br />
firmaların önünün açılması için<br />
bir firmaya lisans vermek yerine<br />
lisanslar makul bir şekilde dağıtılmalı.<br />
İlla 13.3 dolar cent olmasına<br />
gerek yok ama uygun bir fiyat belirlenerek<br />
devam edilmesi gerekiyor.<br />
Burada Almanya’dan örnek<br />
vereceğim; Alman firmaları kendi<br />
ülkelerinde bütün bu işleri yaptılar,<br />
hepsi bir yerlere geldiler, daha sonra<br />
uluslararası projeler yapmaya<br />
başladılar. Biz nereye gitsek Alman<br />
firması var. Çünkü kendi ülkende<br />
bu işleri ne kadar çok yaparsan o<br />
kadar deneyimlersin, ekibin deneyimlenir<br />
ve verimli hale gelirsin. Biz<br />
şimdi hep mehter marşı gibi gidiyoruz.<br />
Yani tam gideceğimiz noktada<br />
durmaya başladık. Türk firmaları<br />
olarak önce kendi ülkemizde iş yapabilelim<br />
ki bunu uluslararası ölçeğe<br />
dönüştürebilelim. Ama sektörün<br />
olması gerektiği gibi desteklendiğini<br />
düşünmüyorum.<br />
Yerli üretim için anti-dumping<br />
uygulaması yapıldı. Sizin<br />
buna bakış açınız nedir?<br />
Bu karar kendi içerisinde<br />
ölçeklendirilmeli midir?<br />
Anti-dumping uygulaması düşünce<br />
olarak doğru, yerli firmaları korumak<br />
için düşünülmesi gereken bir<br />
olay ama nasıl icra edildiği önemli.<br />
Zamanlaması çok erken oldu. Daha<br />
üretim Türkiye’de tam oturmadan<br />
bu işi başlattılar ve biranda biz ülkede<br />
panelsiz kaldık. Bunu üretim<br />
yapmak isteyen bir firma olarak<br />
size söylüyorum. Hatta hücre ve<br />
wafer üretimi yapmak gibi düşünce<br />
ve planlarımız vardı. Fakat dedik ki<br />
bu çok erken, önce kendi projelerimizi<br />
tamamlayalım. Türkiye’de üretim<br />
otursun, sonrasında anti-dumping<br />
koyulsun. Şu anda karaborsa<br />
gibi bir pazar oluştu. Böyle olunca<br />
işin icrası çok yanlış oldu bence.<br />
Anti-dumping olayını anlıyorum,<br />
saygı da duyuyorum ama zamanlama<br />
çok yanlış ve model olarak da<br />
doğru kurgulanmadığını düşünüyorum.<br />
Kısaca Bonbon Tech’ten<br />
bahseder misiniz?<br />
Bonbon bir Wi-Fi bazlı analiz firması.<br />
Aslında Wi-Fi ile başladı fakat<br />
bluetooth entegrasyonu üzerinde<br />
de çalışıyoruz. İnsanların kullanmakta<br />
olduğu cep telefonlarından<br />
bir takım anlamlı bilgiler elde edip<br />
onu faydalı bilgi haline dönüştürüyor.<br />
Örneğin bir alışveriş merkezine<br />
girdiniz, tüketici tarafındaysanız<br />
anında ihtiyacınız olan indirim<br />
promosyon gibi şeyleri görebiliyorsunuz.<br />
Perakende tarafındaysa en<br />
çok nereye talep gösterilmiş bunun<br />
analizini çıkarıyoruz. Bu veriler<br />
üzerine firma o reyonunu sürekli<br />
güncelleyerek satışlarını artırabiliyor<br />
veya hastanelerde mesela operasyonda<br />
çok fazla yığılma var. Biz<br />
ilgili amire mesaj yollayıp yönlendirebiliyoruz.<br />
O katta dışarı çıkmaması<br />
gereken bir ekipman varsa<br />
hareket ettiği an biz bunu tespit<br />
edip bildirebiliyoruz. Şu an bunu<br />
kullanan 15 firmamız mevcut. Anlaşmak<br />
üzere olduğumuz da çok<br />
firma var.<br />
Dış mekan sensörlerimiz üzerinde<br />
de çalışıyoruz. Isı, nem, trafikteki<br />
yoğunluk ya da otoparka girdiniz,<br />
kapalı alan ve arabanızı bulamıyorsunuz.<br />
Harita yardımıyla bu sorunu<br />
çözüyoruz. Herhangi bir uygulama<br />
yüklemeye gerek kalmıyor, Wi-Fi<br />
aktifliği bağlantı için yeterli oluyor.<br />
Güvenlik anlamında da yaptığımız<br />
bir çalışma var. Kamerayla entegre<br />
ediyoruz. Son zamanlarda sayısı<br />
artan aile içi şiddet gibi sorunlarda<br />
uzaklaştırma alan kişi eve yaklaştığında<br />
kamera olsun ya da olmasın<br />
sensörlerimizle tespit edip, polise<br />
ve madura mesaj atıp güvenliği sağlamak<br />
gibi bir projemiz var.<br />
Perakende firmalarının ilgisi<br />
ne düzeyde?<br />
Çok ciddi anlamda. Hem cirolarına<br />
katkı sağlıyoruz hem de optimizasyon<br />
yapabiliyorlar. Mesela bazı<br />
şubelerinde çok talep olmadığını<br />
görebiliyorlar. Bazı bankalar hangi<br />
şubelerinin iyi çalıştığını göremiyorlar.<br />
Bizim sistemle daha net bir<br />
şekilde ortaya çıkıyor.<br />
Çalışma daha sonrasında bir<br />
iletişim ağına dönecek mi?<br />
Öyle bir iletişim ağı kurmadık ama<br />
rahatlıkla o noktaya evrilebilir.<br />
Hatta kendi aramızda bunun<br />
istişaresini yaptık. Yapılacak o<br />
kadar çok şey var ki! Bir anlamda<br />
sosyal medyanın fiziksel ortamı<br />
gibiyiz. İnsanların güvenliği<br />
ve verilerin doğru kullanılması<br />
çok önemli, bu anlamda iletişim<br />
ağına evrilmesi gerekiyorsa bir<br />
organizasyon için bunu yapabiliriz.<br />
Amacımız Türkiye’den dünya<br />
çapında markalar çıkarabilmek.<br />
İnsanlığa faydalı olacak projeler<br />
ortaya çıkarmak amacındayım.<br />
TİDER de bu anlamda çok<br />
önemli bir model. Wi-Fi bazlı<br />
analiz ve güneş enerjisi de keza<br />
insanlık adına önemli işler.<br />
45
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
Yerli enerji projeleri<br />
Türkiye’nin ilacı olacak<br />
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre<br />
Sanayi Üretim Endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde<br />
2,3; bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,5 arttı.<br />
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış<br />
sanayinin alt sektörleri<br />
incelendiğinde, en büyük artışın<br />
enerji sektöründe gerçekleştiği gözlemlendi.<br />
Konuyla ilgili açıklama<br />
yapan Tüm Sanayici ve İş Adamları<br />
Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı<br />
Yaşar Doğan “HES’lerin ve barajların<br />
kapasitesinin aktif olarak kullanılmasıyla<br />
enerji kapasitesinin artırılması<br />
sonuç verdi. Bu da sanayi<br />
üretimimize katkı sağladı” açıklamasında<br />
bulundu.<br />
Enerji kapasitesi artışının sağladığı<br />
Sanayi Üretim Endeksinin olumlu<br />
verilerini değerlendiren Doğan,<br />
“Açıklanan veriler; Enerji ve Tabii<br />
Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat<br />
Albayrak’ın özellikle üzerinde durduğu<br />
rüzgâr enerjisi projelerinin ülkemizin<br />
gelişmesi ve büyümesi için<br />
ne kadar önemli, hayati olduğunu<br />
göstermektedir” dedi.<br />
Yerli enerji projeleri ile cari<br />
açığın önüne geçilebilir<br />
Ekonominin büyümesi için enerjinin<br />
en önemli kalem olduğunu<br />
belirten Yaşar Doğan; “Bizim dış ticaret<br />
açığımız enerji sıkıntısından<br />
dolayı istediğimiz seviyelere gerilemiyor.<br />
Yerli enerji projeleri ile enerjimizin<br />
büyük kısmını kendimiz<br />
elde ettiğimizde ekonomimizin cari<br />
açığı da azalacaktır. Temmuz verileri<br />
enerjinin önemini gözler önüne<br />
sermektedir. 13 <strong>Eylül</strong> tarihinde de<br />
Sanayi Ciro Endeksi açıklanacak.<br />
Diğer endekslerin gösterdiği olumlu<br />
gidişatla ve ticarette artan hareketliliğin<br />
ışığında Sanayi Ciro Endeksi<br />
verilerinin daha da artmasını<br />
bekliyorum” şeklinde konuştu.<br />
46
Sektör Haber<br />
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Aksa Enerji’nin<br />
2016 Faaliyet Raporu’na uluslararası iki ödül!<br />
Türkiye’nin halka açık en büyük serbest<br />
elektrik üreticisi Aksa Enerji,<br />
faaliyet raporlarıyla kazandığı başarılarına<br />
bir yenisini daha ekledi.<br />
Aksa Enerji, “Afrika’ya Açılan Pencere” temalı 2016<br />
Faaliyet Raporu ile Uluslararası ARC Ödülleri’nde iki<br />
ödülün birden sahibi oldu. 33 ülkeden 1.987 başvurunun<br />
yapıldığı ARC Ödülleri’nde Aksa Enerji, faaliyet<br />
raporuyla “Kapak Fotoğrafı/Tasarımı” kategorisinde<br />
Gümüş Ödül’e, “Geleneksel Faaliyet Raporu”<br />
kategorisinde de Onur Ödülü’ne layık görüldü.<br />
Aksa Enerji’nin “Afrika’ya Açılan<br />
Pencere” temalı 2016 Faaliyet Raporu,<br />
dünyanın tek bağımsız ödül şirketi<br />
MerComm tarafından düzenlenen<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu<br />
Yarışması ARC Ödülleri’nde iki ödül<br />
birden aldı.<br />
“Geleneksel Faaliyet Raporu” kategorisinde<br />
Onur Ödülü kazanan<br />
Aksa Enerji, “Enerji-Kapak Fotoğrafı/Tasarım”<br />
kategorisinde de<br />
Gümüş Ödül’ün sahibi oldu. Aksa<br />
Enerji, 2015 yılında da “Doğanın<br />
Gücünü Enerjiye Dönüştürme<br />
Sanatı” temalı faaliyet raporuyla,<br />
yine MerComm tarafından<br />
düzenlenen Galaxy Awards’da<br />
“Avrupa- Geleneksel Olmayan<br />
Faaliyet Raporu” kategorisinde<br />
Gümüş, “Enerji” kategorisinde<br />
ise Bronz olmak üzere iki ödüle<br />
layık görülmüştü.<br />
Faaliyet Raporlarının Oscar’ı<br />
Her yıl farklı sektörlerde faaliyet<br />
gösteren şirketlerin, kamu kurumlarının,<br />
kâr amacı gütmeyen<br />
kuruluşlar ve derneklerin katıldığı<br />
ve faaliyet raporlarının Oscar’ı<br />
olarak kabul edilen ARC Ödülleri’ne<br />
bu yıl tam 33 ülkeden 1.987<br />
başvuru yapıldı. ARC ödülleri, 30<br />
yıldır en iyi Faaliyet Raporlarını<br />
ödüllendirerek bu alanda en yüksek<br />
standartları belirliyor.<br />
47
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
Turkcell ve DMA - OveO’dan kesintisiz enerji çözümü<br />
Turkcell’in elektrik tedariki ve enerji çözümleri sağlamayı<br />
hedeflediği şirketi Turkcell Enerji Çözümleri ile<br />
“Enerji Depolama Sistemleri” (EDS) konusunda faaliyet<br />
gösteren DMA - OveO, tüketiciye kesintisiz ve kaliteli<br />
enerji sunmak üzere bir araya geldi. Tamamen yerli ve<br />
milli olan bu işbirliğinde, kesintisiz elektrik tedarikinin<br />
yanı sıra şebeke dalgalanmalarının cihazlara verdiği zararın<br />
da önüne geçilerek tüketicilerin kaliteli ve sürekli<br />
elektrikle tanıştırılması planlanıyor. Turkcell, Ar-Ge ve<br />
Ür-Ge süreçlerinde ürünlerin birlikte geliştirilmesi için<br />
Turkcell Enerji Çözümleri ve DMA - OveO’ ya uzun yıllara<br />
dayanan müşteri ve perakende tecrübesiyle destek<br />
oluyor.<br />
Cihazlar zarar görmeyecek<br />
Turkcell Enerji Çözümleri ve DMA - OveO, lityum iyon<br />
pil tabanlı Enerji Depolama Sistemleri’ni, tüm teknolojisi<br />
milli olan “Batarya Yönetim Sistemi” yazılım ve<br />
donanımlarını kullanarak, elektrik kesintisinin hissedilmeyeceği<br />
şekilde geliştirmeyi planlıyor. Tüketicilerin<br />
ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanacak<br />
EDS’lerin farklı kapasitelerde ürün çeşitliliği olacak.<br />
Tüketiciler elektrik kesintilerinin hiçbir şekilde hissedilmeyeceği<br />
EDS’ler sayesinde kesintisiz ve voltaj/frekans<br />
dalgalanmalarından etkilenmeyen kaliteli elektrik kullanacaklar<br />
ve bu sayede elektrikli cihazların kullanım<br />
ömürleri de uzayacak.<br />
Nihai tüketiciye kesintisiz enerji<br />
çözümleri sunmak amacıyla Turkcell<br />
Enerji Çözümleri ve DMA - OveO<br />
yeni nesil batarya sistemlerinin<br />
geliştirilmesine yönelik Ar-Ge ve<br />
Ür-Ge süreçleri için ortak çalışmalara<br />
başladı. Cihazların elektrik<br />
dalgalanmalarından etkilenmeyeceği<br />
kaliteli elektrik enerjisi kapıda.<br />
“Türkiye’yi kesintisiz, kaliteli elektrikle<br />
tanıştıracak ilk adımımızı atıyoruz”<br />
Turkcell’in yerli üretimi destekleme vizyonu doğrultusunda,<br />
konusunda uzman DMA - OveO ile çalışmayı<br />
tercih ettiklerini ve DMA - OveO Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Önder Yol ile yapılan görüşmeler sonucunda birlikte<br />
Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerine girdiklerini belirten Turkcell<br />
Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Entegre iletişim ve teknoloji<br />
sunma vizyonumuz çerçevesinde, enerji yönetimi<br />
teknolojilerini hizmet olarak götürebilmek amacıyla<br />
Turkcell Enerji Çözümleri şirketimizi bu yıl içerisinde<br />
hayata geçirdik. Şimdi de tüketiciler için vadettiğimiz<br />
kesintisiz elektriği sunmak amacıyla ilk adımımızı DMA<br />
– OveO ile birlikte atıyoruz. Bu ortak çalışmayla tüm<br />
Türkiye’deki nihai tüketicilere şebeke kaynaklı problemlerden<br />
etkilenmeksizin, kaliteli elektrik enerjisi sağlamış<br />
olacağız. Ayrıca Turkcell Enerji Çözümleri’nin vizyonu<br />
doğrultusunda geliştirilecek Enerji Depolama Sistemleri,<br />
dijital sistemlere entegre edilecek” dedi.<br />
Lisansı kapsamında mesken dahil tüm serbest tüketicilere<br />
elektrik tedarik edecek Turkcell Enerji Çözümleri’nin<br />
sunacağı hizmetlerin bununla sınırlı kalmayacağını<br />
söyleyen Terzioğlu, evde enerjinin daha verimli<br />
kullanılmasını sağlayacak sistemleri de tüketicilere sunacaklarını<br />
ifade etti: “Elektrikte verimliliği ön plana çıkarıp<br />
bunu hizmete dönüştüreceğiz. Diğer hizmet alanlarımızda<br />
olduğu gibi elektrik hizmetimizi de yepyeni<br />
bir değer modeli içinde sunmak istiyoruz. Yapmak istediğimiz,<br />
müşterilerimize sadece elektrik tedarik etmek<br />
değil, bugüne kadar hiç tanışmadıkları yenilikçi ürün<br />
ve hizmetleri hayatlarının bir parçası haline getirmek.<br />
Enerji Depolama Sistemleri, yakın gelecekte yaygınlaşması<br />
öngörülen elektrikli araçların şarjı ve şarj altyapısı<br />
konusunda da bir çözüm olacaktır.”<br />
48
Sektör Haber<br />
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Zahit Alüminyum TÜBİTAK’la<br />
ortak proje hazırlığında<br />
Bilimsel üretim<br />
Zahit Alüminyum’un 35 yıla yaklaşan<br />
köklü bir geçmişe sahip olduğunu<br />
ifade eden Akbulut, kuruluşundan<br />
itibaren gelişime açık,<br />
sektördeki yenilikleri ve teknolojik<br />
gelişmeleri yakından takip eden bir<br />
firma olduklarını söyledi.<br />
Zahit Alüminyum’un sektördeki<br />
varlığını hissettirmesindeki en büyük<br />
faktörün ise inovasyona verdiği<br />
önem olduğuna dikkat çeken<br />
Zeki Akbulut, yenilikçi çalışmaların<br />
yolunun ise Ar-Ge’ye yatırımdan<br />
geçtiğine işaret etti. Akbulut, üretim<br />
safhasında sürdürülen test ve<br />
simülasyon çalışmalarını da Türkiye’nin<br />
önde gelen üniversiteleri ile<br />
iş birliği içerisinde yürüttüklerini<br />
kaydetti.<br />
Türk alüminyum ve enerji sektörünün saygın<br />
kuruluşları arasında yer alan Zahit Alüminyum,<br />
TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar<br />
Kurumu) ile ortak proje geliştirmeye hazırlanıyor.<br />
Zahit Alüminyum Genel Müdürü<br />
Zeki Akbulut, geçmişe dayalı<br />
dostlukları bulunan TÜBİTAK<br />
Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin’i ziyaret<br />
etti. TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde<br />
gerçekleşen ziyarette, Genel<br />
Müdür Zeki Akbulut, TÜBİTAK<br />
Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin ile<br />
sektörel konuları görüşerek, Zahit<br />
Alüminyum’un bilime ve ARGE<br />
çalışmalarına verdiği önemden<br />
söz etti.Akbulut, Zahit Alüminyum<br />
olarak geçtiğimiz aylarda<br />
Adana’nın 3’üncü, Türkiye’nin<br />
512’nci AR-GE (Araştırma Geliştirme)<br />
Merkezini kurarak, yenilikçi<br />
farklarını bir kez daha gösterdiklerini<br />
vurguladı.<br />
Projeler konuşuldu<br />
Akbulut, TÜBİTAK ile ortaklaşa<br />
gerçekleştirmeyi planladıkları projelerden<br />
de söz etti. TÜBİTAK Başkanı<br />
Prof. Dr. Arif Ergin ise, en kısa<br />
zamanda Adana’ya ziyaret gerçekleştirebileceğini<br />
vurguladı. Ergin,<br />
daha sonra Marmara Teknokent<br />
(MARTEK) Genel Müdürü Dr. Orhan<br />
Çömlek ile konunun detaylarının<br />
görüşülebileceğini bildirdi.<br />
Genel Müdür Akbulut, Başkan Ergin<br />
ile görüşmesinin ardından ziyaret<br />
ettiği MARTEK Genel Müdürü<br />
Dr. Orhan Çömlek ile Zahit Alüminyum<br />
ve TÜBİTAK tarafından<br />
yürütülecek ortak projelerle ilgili<br />
görüş alışverişinde bulundu.<br />
49
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Kayseri OSB Müdürlüğü<br />
MAZAKA’yı tercih Etti<br />
Kayseri Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’ne ait Türkiye’nin en<br />
büyük kurulu lisanssız GES santralinin (50 MW) panel temizliği için<br />
MAZAKA MP40 panel yıkama makinesi tercih edildi.<br />
50
Sektör Haber<br />
MAZAKA, Kayseri Organize Sanayi<br />
Bölge Müdürlüğü’ne ait Türkiye’nin<br />
en büyük kurulu GES santrali olan<br />
50 MW lisanssız GES santralinin<br />
panel temizliği için Mazaka MP40<br />
panel yıkama makinesini teslim<br />
etti. Kullanılan komponentlerin<br />
yüksek kalitede olması ve panele<br />
direkt nüfus eden fırçanın Avrupa<br />
standartlarında olup, panele hiçbir<br />
şekilde zarar vermemesi önemli<br />
tercih sebeplerinden biriydi. Makine,<br />
mesafe yaklaşım sensörleri sayesinde<br />
her ne sebep olursa olsun,<br />
fırça kısmının kullanan operatörün<br />
kontrolünde olmayıp, panele fırça<br />
yaklaştığında otomatik olarak mesafesine<br />
kalkmasını sağlamaktadır.<br />
Fırçanın testi Avrupa’da yapılmış<br />
olup Sulu – Kuru – Kumlu olarak<br />
yıkama testleri mevcut.<br />
51
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Sektör Haber<br />
Pekintaş Marmara Bölgesi’nde kurulan en büyü<br />
çatı santralinin kabulünü yaparak devreye aldı<br />
Pekintaş Grup<br />
bünyesinde bulunan<br />
Aluform Pekintaş<br />
fabrikasının çatısına 1<br />
MW’lık GES kurulumu<br />
gerçekleştiren firma, bu<br />
uygulama referansıyla<br />
Marmara Bölgesi’nde<br />
kurulan en büyük çatı<br />
santralinin kabulünü<br />
TEDAŞ bünyesinde<br />
yaparak devreye aldı.<br />
Çatıların sunduğu potansiyeli değerlendirmek<br />
adına Pekintaş Grup<br />
bünyesinde bulunan Aluform Pekintaş<br />
fabrikasının çatısında 1<br />
MW’lık güneş enerji santrali kurulumunu<br />
gerçekleştiren firma,<br />
bu uygulama sayesinde Marmara<br />
Bölgesi’nde kurulan en büyük çatı<br />
santralinin kabulünü TEDAŞ bünyesinde<br />
yaparak devreye aldı. Bu<br />
uygulama ile sanayici ve yatırımcılara<br />
bu sistemlerin getirilerini<br />
örnekleyerek anlatmayı ve yerinde<br />
gösterebilmeyi hedefliyor.<br />
Aluform GES, 2016 yılının <strong>Eylül</strong><br />
ayında tamamlandı. Burası yıllık 1<br />
milyon 280 bin kWh elektrik üretecek.<br />
Üretilen elektriğin bir bölümü<br />
öz tüketimde kullanılacak. Sistem<br />
sayesinde ayrıca yıllık 666 ton karbon<br />
salınımı ve 202 tona eşdeğer<br />
fosil yakıt kullanımını engelleyen<br />
firma, çevreye olan duyarlılığını da<br />
ortaya koyuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin<br />
ilk yeşil ve çevreci sandwich<br />
panel fabrikası konumunda.<br />
52
Sektör Haber<br />
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
Güneş enerjili araçlar, Bridgestone<br />
desteğiyle Avustralya kıtasını kuzeyden<br />
güneye kat edecek<br />
Bridgestone’un temiz enerji ve sürdürülebilirlik alanındaki vizyonunun bir yansıması olarak 2013<br />
yılından bu yana desteklediği Bridgestone World Solar Challenge, bu yıl 8-15 <strong>Ekim</strong> tarihlerinde 6 ülkeden<br />
11 takımın katılımıyla gerçekleşiyor. 30 yıldır gerçekleştirilen uluslararası yarışlarda, 2. ve 3. sınıf<br />
mühendislik öğrencilerinin geliştirdiği ve sadece güneş enerjisi ile çalışan araçlar mücadele ediyor.<br />
Takımların Bridgestone’un çevreci lastiği ECOPIA Ologic ile katılacağı yarışlarda, Brisa da İTÜ GAE<br />
takımını destekleyerek Türkiye’nin yarışlardaki gücüne güç katıyor.<br />
Dünya lastik devi Bridgestone, 30<br />
yıldır gerçekleştirilen ve mühendislik<br />
öğrencileri tarafından geliştirilen<br />
güneş enerjili araçların yarıştığı<br />
World Solar Challenge’ı isim sponsoru<br />
olarak destekliyor. İki yılda bir<br />
Avustralya’da düzenlenen yarışlara<br />
her yıl farklı ülkelerden takımlar<br />
katılıyor. Bridgestone ECOPIA<br />
Ologic lastiklerinin kullanıldığı bu<br />
yılki yarışlarda, Brisa da İstanbul<br />
Teknik Üniversitesi öğrencilerinin<br />
oluşturduğu ve Türkiye’den katılan<br />
tek takım olan İTÜ GAE takımının<br />
destekçisi oldu.<br />
Bridgestone World Solar<br />
Challenge, 30. yılını kutluyor<br />
Bridgestone World Solar Challenge,<br />
dünyanın en ünlü güneş enerjili<br />
araç etkinliklerinden biri ve <strong>2017</strong>’de<br />
30. yıl dönümünü kutluyor. Yarışlar,<br />
Avustralya kıtasında 3.000 kilometreyi<br />
kapsayacak ve 8-15 <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
tarihlerinde, ‘Challenger’, Gezi ve<br />
Macera sınıflarında gerçekleştirilecek.<br />
Avustralya’nın en kuzey noktası<br />
olan Darwin’den başlayan yarışta<br />
takımlar, 3021 km’yi aşarak Adelaide’e<br />
ilk varan olmak için mücadele<br />
edecek. 3 kategoride yapılacak<br />
yarışlarda takımlar; hız için tasarlanmış<br />
araçlarla ‘Challenger’, enerji<br />
verimliliği ve pratikliğini test etmek<br />
için tasarlanmış araçlarla “Gezi”<br />
ve önceki müsabakalar için geliştirilmiş<br />
araçların yarış-dışı parkuru<br />
deneyimlemeleri için oluşturulan<br />
“Macera” Sınıflarında mücadele<br />
edecek.<br />
Türkiye’den tek takım<br />
Bridgestone’un destekleriyle bu<br />
yılki yarışlara Avustralya, Amerika<br />
Birleşik Devletleri, Japonya, Kanada,<br />
Türkiye ve Tayvan’dan 11 takım<br />
katılacak. Yarışlara Türkiye’den tek<br />
katılacak takım İstanbul Teknik<br />
Üniversitesi Güneş Araçları Ekibi,<br />
Brisa desteği ile mücadele edecek.<br />
İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü<br />
öğrencileri tarafından 2004 yılında<br />
kurulan İTÜ Güneş Arabası Ekibi<br />
(İTÜ-GAE), kurulduğu yıldan itibaren<br />
7 güneş enerjili araç tasarladı<br />
ve üretti. Türkiye’de düzenlenen<br />
TÜBİTAK Formula-G Güneş Arabaları<br />
Yarışlarında 6’sı birincilik olmak<br />
üzere 19 ödül alan İTÜ-GAE,<br />
WSC’de 2009 yılında “en iyi yeni<br />
katılımcı” ödülünü alırken, 2016<br />
yılında gerçekleştirilen European<br />
Solar Challenge yarışlarında en<br />
hızlı tur rekorunu kırdı. 18 <strong>Eylül</strong>’de<br />
Avustralya’ya giden ekip, 8 <strong>Ekim</strong>’deki<br />
yarışlara dek, saatte 140 km hıza<br />
ulaşabilen aracını test ederek yarışa<br />
hazır hale getirecek ve 3.000<br />
km’lik bu parkurda Türkiye’yi temsil<br />
edecek.<br />
Bridgestone ECOPIA Ologic:<br />
Enerji verimli lastik teknolojisi<br />
Bridgestone’un enerji verimli lastik<br />
teknolojisi “Ologic” ile tasarlanan<br />
ECOPIA Ologic, güneş enerjili<br />
araçlar gibi temiz enerji ile çalışan<br />
araçlara özel geliştirildi. “Ologic”<br />
teknolojisi, ıslak koşullarda optimal<br />
yol tutuş sağlıyor. Aynı zamanda<br />
sunduğu ideal aerodinamik ile<br />
de yuvarlanma direncini azaltarak<br />
enerji ve yakıt tüketiminden tasarruf<br />
sağlıyor.<br />
Bridgestone ECOPIA Ologic lastikleri,<br />
güneş enerjili araçların yanı<br />
sıra lüks segmentte üretilen elektrikli<br />
otomobillerde de orijinal<br />
ekipman olarak kullanılıyor.<br />
53
<strong>Eylül</strong> - <strong>Ekim</strong> <strong>2017</strong><br />
IQ Teknolojisi ile Quint Güç Kaynakları<br />
Akıllı Akü Yönetimi Sistem Kullanılabilirliğini Artırır<br />
Kerem KÖKEL, Endüstriyel Elektronik Ürün Grubu Yönetmeni, Phoenix Contact Türkiye<br />
Şekil 1<br />
İlk akıllı kesintisiz güç kaynağı olarak, Quint UPS-IQ sizin için düşünür.<br />
Phoenix Contact tarafından geliştirilen IQ Teknolojisi,<br />
kesintisiz güç kaynaklarını (UPS) akıllı hale getirdi. Şebeke<br />
hatlarında problem çıkması durumunda, akü kendisine<br />
bağlı yüklerin tamamını besleyeceğinden, kullanıcılar<br />
sistem yeni iken aküye %100 güvenebilirler.<br />
Şebeke düşüşleri veya besleme gerilimi kesintileri işlemlerde<br />
kesintilere hatta duruşlara sebep olabilir. Bu tip bir<br />
sorunu gidermek ve kesintileri en aza indirmek amacıyla,<br />
kesintisiz güç kaynakları (UPS) kullanılabilir. Böyle<br />
bir çözümde üç işlev birimi olur, güç kaynağı, elektronik<br />
geçiş ünitesi ve enerji depolama aygıtıdır (Şekil 1).<br />
Güç kaynağı, primer gerilim mevcut olduğu sürece yüklere<br />
güç sağlar. Şebeke geriliminde bir kesinti olursa,<br />
elektronik geçiş birimi müdahale eder ve bağlı yüklerin<br />
sürekli olarak beslenmesi için enerji depolama aygıtı sorunsuzca<br />
devreye alır.<br />
Hesap Edilemez Bir Komponent Olarak Akü<br />
Bu örnek bir kesintisiz güç kaynağının nasıl çalıştığını<br />
gösterecektir. Bir şişeleme tesisinde kullanılan endüstriyel<br />
PC’nin gerilim dalgalanmaları sırasında bile sürekli<br />
olarak 24 V DC ile beslenmesi gerekmektedir. Şebeke<br />
hattı uzun bir süre için kesilirse şişeleme tesisi mevcut<br />
şekilde çalışmaya devam eder ya da kontrollü bir şekilde<br />
yavaş yavaş çalışmayı durdurur. Kullanıcı gerekli yük<br />
akımı ve belirtilen tampon süresine bağlı olarak uygun<br />
aküyü seçer. Bu özel uygulama örneğinde, 3,4 Ah akü<br />
modülü 20 dakika için 5A’ilk bir yük akımını tamponlayabilecektir.<br />
Kısa kesintiler bile işletmeciye para kaybettirebileceği<br />
için güvenilir bir güç kaynağı ile ilgili olarak<br />
tesisinin tam olarak korunması için her iki yılda bir yeni<br />
akü yatırımı yapılmaktadır.<br />
Ne yazık ki, deneyimler her zaman akü değişiminin sorunların<br />
oluşumunu önlemediğini göstermiştir. Bunun<br />
sebebi piyasada şu anda bulunan tüm çözümlerde bilinmeyen<br />
bir unsurun yani akünün varlığıdır. Çünkü<br />
aşağıdaki sorular geleneksel UPS çözümleri kullanılarak<br />
cevaplanamaz:<br />
•Akü tamamen şarj edilmiş durumda mı?<br />
•Eğer değilse; Giriş gerilimi kesildiğinde akü bağlı yükleri<br />
ne kadar uzun süre destekleyebilecektir?<br />
• Akü halihazırda oldukça eski mi ya da yüksek ortam sıcaklıklarının<br />
bir sonucu olarak önemli ölçüde eskidi mi?<br />
Hala yeterli enerji sağlayabilir mi?<br />
Eskime sürecinin bir sonucu olarak, akünün 20 dakika<br />
yerine beş dakika boyunca 5 A yük akımı besleyebilir<br />
hale gelmesi mümkündür. Güvenilmez bir güç kaynağının<br />
yaratacağı en kötü durumda, şişeleme tesisinde ilgili<br />
proses verilerini yedeklemek mümkün olmadan sistem<br />
durma noktasına gelecektir.<br />
IQ Teknolojisi Şarj Durumu ve Beklenen Ömür<br />
Hakkında Bilgi Sağlar<br />
Akıllı Quint UPS-IQ güç kaynağı ilgili akü durumlarının<br />
hepsini belirler. Böylece her zaman için kararlı besleme<br />
ve optimal akü kullanımı için gerekli ortam sağlanır.<br />
Akıllı batarya yönetimi, bağlı akünün gerçek şarj durumunu<br />
bilir ve bu verilere dayanarak kalan tampon zamanını<br />
hesaplar. Böylece yük besleme kesintileri ve endüstriyel<br />
PC’lerin zamansız çalışması tamamen önlenir.<br />
Şişeleme tesisi örneğinde operasyon şirketi arabellek<br />
süresini gerçekten 20 dakika veya, belirli koşullar altında,<br />
sadece 15 dakika olup olmadığını Quint UPS-IQ kesintisiz<br />
güç kaynağından öğrenir. Ayarlanabilir bir limit<br />
değere ulaşıldığında, bir röle kontağı veya yazılım kullanarak<br />
kullanıcıya eyleme geçmek için bol vakit bırakan<br />
bir şekilde alarm mesajı verilebilir.<br />
Akünün kalan ömrü bilinip, servis dönemleri planlanabilir.<br />
Akü optimum zamanda değiştirilirse, erken akü<br />
değişimi veya akü yetmezliğinden kaynaklanan maliyetler<br />
önlenebilir. Özellikle geniş bir alana dağılmış olan<br />
uygulamalarda, bir akünün güvenilir bir şekilde 2 yıl - ya<br />
da sadece 2 ay için çalışmaya devam edip etmeyeceğini<br />
bilmek önemlidir. Örneğin, rüzgar türbini sistemlerinde,<br />
kule içindeki acil aydınlatma sistemleri için sağlanan<br />
elektrik, akü ile beslenir. Bir sorun oluşursa, teknisyen<br />
güvenle motorun bulunduğu yere erişebilir. Enerji depolama<br />
aygıtlarının değiştirilmesi yüksek maliyetlere<br />
sebep olur. Burada, akünün gerçek beklenen ömrünün<br />
54
Makale<br />
iletilmesi sayesinde gereksiz servis ve malzeme maliyetleri<br />
önlenebilir.<br />
Daimi İletişim Şarj Sürecini Hızlandırıyor<br />
Quint UPS-IQ ve akü arasındaki sürekli iletişim kesintisiz<br />
izleme ve akıllı yönetim için ön koşuldur. Akü ile akü<br />
kontrol modülünün arasında haberleşmenin sağlanması<br />
için Artı ve eksi kablolara ek olarak, ek bir haberleşme<br />
kablosu mevcuttur. Quint UPS-IQ güç kaynağı bağlanan<br />
aküyü hemen tanımlar. Akü daha sonra seri numarasını<br />
ve kapasitesini gönderir. Özellikle akü türü ve çevresel<br />
koşullara bağlı olarak, UPS artık otomatik olarak akü<br />
ömrünü önemli ölçüde uzatacak şarj özelliklerini seçer.<br />
Şarj durumunu belirlemek amacıyla, akü gerçek akım ve<br />
gerilim değerlerinin yanı sıra sıcaklığı da iletir. Şarj akımını<br />
hesaplamak için, Quint UPS-IQ akü ve güç kaynağı<br />
girişi ile iletişim kurar. Bunun bir sonucu olarak, akü<br />
konvansiyonel UPS sistemleri için gerekli sürenin yarısında<br />
hazır duruma gelir.<br />
Güç ünitesinin çıkış akımı, yükler için her zaman yeterli<br />
gücün mevcut olacağı ve akünün en kısa sürede şarj olacağı<br />
şekilde kontrol edilir.<br />
Kesintisiz Quint UPS-IQ, ideal olarak 5, 10, 20 ve 40 A çıkış<br />
akımlarıyla 24 V uygulamalarda kullanılır. 400 W/500<br />
VA ve 85 ila 264 V AC çıkış gücüne sahip modül AC uygulamalar<br />
için de kullanılan bir model mevcuttur<br />
(Şekil 2).<br />
Şekil 3<br />
UPS-CONF konfigürasyon ve yönetim yazılımı ile<br />
kullanıcılar PC’de UPS çözümünü izleyebilir ve yapılandırabilirler.<br />
Daha Çok Esneklik İçin Parametrelendirilebilir<br />
İşletmeci şirketler UPS-CONF yazılımını kullanarak<br />
UPS çözümünü izleyebilirler. Örneğin, yazılım akülerin<br />
gerçek durumlarını firmalara bildirir (Şekil 3).<br />
Operasyon süreçlerinin iyileştirilmesi için, ilgili işletim<br />
parametrelerinin hepsi grafiksel olarak görüntülenir ve<br />
önemli mesajlar öne çıkarılır. Quint UPS-IQ tak ve çalıştır<br />
çözümü destekler dahası kullanıcılar, Quint UPS-IQ’<br />
yu yapılandırabilirler. Alarm mesajları için eşik değerleri<br />
ya da tampon zaman değerleri tek tek PC üzerinden<br />
değiştirilebilir. Bu sayede bunlar en iyi şekilde belirli bir<br />
sisteme adapte edilebilir hale gelir. Maksimum şarj akımı<br />
ve bir akünün şarj gerilim sonu da ayarlanabilir parametrelerdir.<br />
Quint UPS-IQ, şebeke arızalarını, ne zaman<br />
ve ne kadar tamponladığı gibi olay ve bilgileri bir günlük<br />
dosyasında arşivler. Ücretsiz olarak kullanılabilen bu yazılım<br />
Phoenix Contact E-Shop indirme alanında internetten<br />
indirilebilir.<br />
Sonuç<br />
En kötü durumda, kısa süreli bile olsa şebeke düşüşleri<br />
ve arızaları sonucu üretim durma noktasına gelir. Eğer,<br />
üreticiler, uluslararası rekabet içinde olumsuz çevresel<br />
koşullar altında bile makina ve sistemlerini güvenli bir<br />
şekilde işletebilirlerse, önemli bir avantaja sahip olurlar.<br />
Bu sebeple Phoenix Contact, IQ Teknolojisi ile tesis veya<br />
sistem kullanılabilirliğini önemli ölçüde artıran yeni nesil<br />
kesintisiz güç kaynaklarını geliştirmiştir.<br />
Şekil 2<br />
500 VA çıkış gücü ile Quint UPS-IQ güç kaynağı yazılımı<br />
ile iletişim kurmak için veri portunu kullanır.<br />
Tüm üniteler VRLA teknolojili 1,3 ila 38 Ah arasında<br />
enerji depolama cihazlarıyla veya yüksek ortam sıcaklıkları<br />
için güçlü LI-ION akülerle kombine edilebilir.<br />
Tampon süresi 5 A yük için 8 saat veya 40 A yük için 30<br />
dakikadır.<br />
Efektif Maliyet ve Seçici Koruma İçin<br />
SFB Teknolojisi<br />
Kullanıcılar Quint-Power güç kaynağı üniteleri ile Quint<br />
UPS-IQ kesintisiz güç kaynağını birleştirirlerse, bağlı<br />
yükler için Quint-Power güç kaynağının ayırt edici özelliklerinden<br />
faydalanabilirler. Bunun sebebi Quint güç<br />
kaynaklarının nominal akımdan önemli ölçüde daha<br />
fazlasını sağlamasıdır. Bu, zorlu yükler statik Power-Boost<br />
işlevi kullanarak nominal akımın yüzde 150’si ile başlatılabilmesi<br />
demektir. Ayrıca güç kaynakları, standart<br />
devre kesicileri manyetik olarak ve çabuk bir biçimde açtırabilmek<br />
amacıyla nominal akımlarının katlarını kısa<br />
süre boyunca verebilmelidir. 12 milisaniye için nominal<br />
akımın yüzde 600’üne kadar sağlayabilmekte olan Seçici<br />
Sigorta Attırma Teknolojisi (SFB) ile Quint Power dinamik<br />
bir güç rezervi sunmaktadır. Örneğin güç kaynağına<br />
bağlı yüklerden birinde kısa devre olması durumunda, o<br />
kolda bulunan ilgili sigorta, güç kaynağı tarafından attırılır.<br />
Böylece arızalı kısım devreden çıkartılmış olur ve<br />
diğer yükler herhangi bir kesintiye uğramadan güvenli<br />
bir şekilde beslenmeye devam eder.<br />
55