18.10.2017 Views

HOTEL RESTAURANT MAGAZINE EKİM 2017 SAYISI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Editör<br />

HostMilano Fuarı’ndayız!<br />

Kurulalı henüz bir yıl oldu ama gastronomi turizmi<br />

kulvarında sektörün ilgisini çekebilecek söylem ve<br />

uygulamalarıyla adından sıkça söz ettirmeyi başardı. Belki<br />

de gastronomi turizmi kavramı Kurucu Başkanı Gürkan<br />

Boztepe’nin de söylediği gibi GTD’den önce hiç bu kadar<br />

popüler olmamıştı, öyle bir kavram dahi yoktu… Ya da<br />

öyleydi de vurgusu hiç bu kadar güçlü ve inançlı olmamıştı!<br />

Sektörün en başından beri dikkat çeken oluşumlarından<br />

GTD’nin yeni dönem projeleri ve 2018 hedefleri Başkan<br />

Boztepe’nin samimi ve iddialı söylemleriyle bu sayımızda…<br />

Üç yaşında başlayan mutfak yolculuğunda aşçılığı yemek<br />

yapmanın ötesinde kitaplarla keşfetmenin, paylaşımlarla<br />

çoğaltmanın, eğitmekle öğrenmenin, bilmekle sıfırdan<br />

başlamanın erdemine çok genç yaşlarda erişen genç ve<br />

deneyimli yemek uzmanı Ömür Akkor, Zennup 1844’te<br />

gerçekleştirdiğimiz özel yemek çekimi ve ilgi çekecek<br />

röportajı ile bu ayın şefin gözünden konuğu…<br />

Büyük yedi odalı üç salonlu eski bir Bursa evinde annenin<br />

maharetle kurduğu Türk ve Saray mutfağının en seçkin<br />

tatlarıyla geçer çocukluk ve ilk gençlik yılları. Akranları<br />

kek, poğaça yapmanın derdindeyken o başucu edindiği<br />

yemek kitaplarıyla ilk turşusunu kurar… Yine o kitaplarla<br />

Saray mutfağını işin ustalarından büyük bir iştahla<br />

hatmeder… Bir hobi olarak girdiği mutfak, yıllar geçtikçe<br />

kendi gibi yemeğin ruhundan, enerjisinden, ritminden<br />

anlayan gustosu geniş insanlara kapılarını açar, coşar sel<br />

olur. Tıpkı Türk ve Saray mutfağının Bodrum’daki usta<br />

temsilcisi Marmarina Saraylı Mutfak Koordinatörü Gülşen<br />

Coşanöz’ün hikayesi gibi. Coşanöz’ü işte kadın bölümüzde<br />

ağırladık…<br />

Türkiye turizminden en güncel gelişmeler, gündeme ilişkin<br />

makaleler, sektörel araştırmalar, özel çekimler ve röportaj<br />

konuları ile bu ay da dopdoluyuz! Üstelik otel, restoran,<br />

kafe, yiyecek/içecek hizmetleri, perakende, kitle piyasa<br />

ve otel endüstrilerine yönelik olarak bu yıl 20 -24 Ekim<br />

tarihleri arasında 40. sını Fieramilano’da gerçekleştirecek<br />

olan HostMilano Fuarı sebebi ile Türkçe-İngilizce olarak!<br />

Keyifli okumalar dilerim.<br />

We are in HostMilano Fair!<br />

Gastronomy has succeeded in making itself mentioned most<br />

often in tourism lane thanks to its discourse and applications<br />

which can attract the attention of the sector although it has been<br />

only one year since it was established. As Founding Chairman<br />

Gürkan Boztepe says, the concept of gastronomy tourism hasn’t<br />

been probably so popular before GTD; there hasn’t been such a<br />

concept, either… Or, it had been so but the emphasis hasn’t been<br />

so keen and strong! Among the formations which have attracted<br />

the attentions in the sector since the beginning, new-season<br />

projects and 2018 targets of GTD are available in this issue along<br />

with sincere and assertive expressions of Chairman Boztepe…<br />

Having reached to merit of discovering cookery through books<br />

beyond cooking through the path to cuisine starting at the age<br />

of three, scaling off through sharing, learning through teaching<br />

and starting over from scratch while knowing, Ömür Akkor,<br />

the gastronome, is the guest of ‘in chief’s eyes’ in this month<br />

with special cooking shot and interesting interview performed in<br />

Zennup 1884…<br />

He spent his childhood and early youth years with the most<br />

outstanding tastes of Turkish and Court cuisine created by his<br />

mother talentedly in an old and huge Bursa house with seven<br />

bedrooms and three living rooms. While his peers were troubled<br />

with making cake and pastry, he pickled for the first time with<br />

the help of cookery books used as reference books… Again<br />

with those books, he read court kitchen from the masters from<br />

cover to cover with a great appetite… The kitchen he took up<br />

as a hobby opens, over the years, its doors to people with wide<br />

gusto understanding the spirit, energy and rhythm of a meal<br />

like, lets itself go and floods. It is exactly like the story of Gülşen<br />

Coşanöz, the Coordinator of Marmarina Saraylı Mutfak, master<br />

representative of Turkish and Court cuisine in Bodrum. We have<br />

welcomed Coşanöz in our part ‘Here is the Woman’…<br />

We are pulsing with the most actual developments in Turkish<br />

tourism, articles about the agenda, sectorial researches, special<br />

shots and interview topics in this month, too! Top all, we are<br />

both in Turkish and English because of HostMilano Fair to be<br />

performed for 40th time in Fieramilano between September 20<br />

and 24 this year on hotels, restaurants, cafes, food / beverage<br />

services, retail, mass market and hotel industries!<br />

I wish you moments of pleasure through reading.<br />

Hatice Ünal Bilen<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK<br />

İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

SORUMLU MÜDÜR<br />

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />

YAYIN DANIŞMANLARI<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

YUSUF OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

HATİCE ÜNAL BİLEN<br />

hatice.unal@img.com.tr<br />

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />

Prof. Dr. İSMAİL KAYA<br />

Doç. Dr. Murat Doğdubay<br />

GÜRKAN BOZTEPE<br />

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />

TURGUT AY<br />

Türkiye Aşçılar ve Şefler<br />

Federasyonu Başkan Yrd.<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

CONSEPT TASARIM<br />

BİLGİ İŞLEM<br />

SOSYAL MEDYA<br />

FOTOĞRAF EDİTÖRÜ<br />

KAPAK FOTOĞRAFI<br />

KAPAK MEKANI<br />

EMİR ÖMER ÖCAL<br />

emir.ocal@img.com.tr<br />

FATMA DEMİRBAĞ<br />

fatma.demirbag@img.com.tr<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Songül ÇEK<br />

songul.cek@img.com.tr<br />

Hakkı GÜNERKAN<br />

hakki.gunerkan@img.com.tr<br />

Ümit Başer ALKAÇ<br />

Zennup 1844<br />

website<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com<br />

e-mail<br />

info@img.com.tr<br />

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />

MUHASEBE ve<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

ABONE ve DAĞITIM<br />

CTP - BASKI<br />

İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />

ADRES<br />

EBRU PEKEL<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

mustafa.aktas@img.com.tr<br />

NURTEN DEMİR<br />

nurten.demir@img.com.tr<br />

Vizyon Basımevi<br />

Deposite İş Merkezi A6 Blok<br />

Kat:3 No:309 Başakşehir<br />

Tel: 0212 671 61 51<br />

info@vizyonbasimevi.com.tr<br />

BURSA +90.224 211 44 50-51<br />

KONYA +90.332 238 10 71<br />

Evren Mah. Bahar Cad.<br />

Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4<br />

Güneşli-Bağcılar/İstanbul<br />

Tel: +90 212 604 51 00<br />

Faks: +90 212 604 51 35<br />

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın<br />

hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.


içindekiler<br />

30<br />

antre<br />

10 Sektörden kısa haberler<br />

gündem<br />

16 Zincir yerlilerin elinde<br />

18 Tunç Batum: Turist sayısı artarken<br />

kişi başı harcama düşüyor<br />

22 Doluluklar iki yıl öncesini yakaladı<br />

23 Çinli seyahat severler eski<br />

alışkanlıklarını değiştiriyor<br />

24 B2B Workshop İstanbul ve eğitim<br />

turları tamamlandı<br />

26 İstanbul aşkı yeniden alevlendi<br />

28 Timur Bayındır umut verdi!<br />

29 Artaş Grubu Otelleri, rotayı<br />

Asya’daki müslümanlara çevirdi<br />

yeni yatırımlar<br />

30 Adalet Turan Tekstil’den<br />

turizme 4’ü 1 arada yatırım<br />

36 44<br />

34 Sofa Hotel ve Marriott International<br />

güçlerini birleştirdi<br />

36 The Ritz-Carlton, Istanbul<br />

yenileniyor<br />

38 Hilton, Afrika Büyüme Girişimi’ni<br />

başlatıyor<br />

40 Muş Havalimanı’nın temel atma<br />

töreni gerçekleşti<br />

yatırım röportaj<br />

42 Deniz Dikkaya: Anadolu Yakası’nın<br />

liderliğini yeniden ele geçirdik<br />

iş’te kadın<br />

44 Saray mutfağının altın eli;<br />

Gülşen Coşanöz<br />

marka<br />

48 Şemsiye Evi, iç pazar gücünü<br />

uluslararası fuarlarla artırıyor<br />

52 RATIONAL mutfağınızı internet<br />

ağına bağlıyor<br />

56 SUNNY ileri teknoloji ve yüksek üretimde<br />

sınır tanımıyor<br />

60 Yunus Emre Dişkaya: Önceliğimiz ürün<br />

çıkarmak değil, tasarım ve fonksiyonelliği<br />

üst seviyeye taşımak<br />

62 Felda Iffco Horeca kanalında da iddialı<br />

adımlarla yürüyor<br />

64 İş kıyafetlerinde öncelik iş sağlığı ve<br />

güvenliği<br />

marka güncel<br />

66 Sektör firmalarından kısa haberler<br />

şef’in gözünden<br />

68 Özüyle yemek uzmanı: Ömür Akkor<br />

gastro güncel<br />

72 Gürkan Boztepe: GTD’den önce<br />

gastronomi turizmi diye<br />

bir kavram yoktu!<br />

76 Brandzone Türk tüketicisinin kahve<br />

alışkanlıklarını masaya yatırdı<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


gastro etkinlik<br />

80 Gastromasa için geri sayım başladı<br />

82 İstanbul Coffee Festival’de 40 bin<br />

kahvesever buluştu<br />

86 Nermin Yurtoğlu: Kahveyi bilmem<br />

ama bu festivalin hatırı<br />

40 yıl sayılabilir<br />

88 Ankara kahveye doydu<br />

90 Hellmann’s Burger Fest 3. kez<br />

gerçekleşti<br />

92 NESCAFÉ’den Dünya Kahve<br />

Günü’nde kışa özel reçeteler<br />

94 Polonez’den Gastro Entertainment’a<br />

özel lezzet şovu<br />

gastro aktüel<br />

96 Gastronomi sektöründen kısa<br />

haberler<br />

hijyen<br />

68 106<br />

yeni mekan<br />

104 İtalyan mutfağı tutkunlarının<br />

Ankara’daki yeni adresi: Rossetti<br />

hotel-tech<br />

106 Verifone hayatı kolaylaştıran yeni<br />

nesil çözümler sunuyor<br />

108 McDonald’s’ın tercihi Profilo S900<br />

ECR Yazar Kasa POS<br />

110 Dijital pazarlama yapmak için<br />

6 neden<br />

fuar<br />

112 Cersaie Fuarı’nın sonbahar<br />

trendleri Ege Seramik’te<br />

114 HotelEquipment ve FoodProduct<br />

dev etkinlikler için Ocak ayını<br />

bekliyor<br />

116 Avrupa’nın tadına bak<br />

kampanyasına Food İstanbul’da<br />

yoğun ilgi<br />

120 Travel Turkey İzmir turizme umut olacak<br />

122 3 sektörü buluşturan fuara<br />

25 bin ziyaretçi<br />

124 3 bin lezzet sever Lezita ürünleriyle<br />

tadım yaptı<br />

126 Danilo Zanna “Rama Krema ile<br />

Kazandıran Makarna” etkinliğine<br />

renk kattı<br />

ürünler<br />

128 Yeni ürünler<br />

82<br />

102 Diversey’den Çekmeköy’de Güvenli<br />

Gıda için anlamlı destek<br />

118 Sirha dünyanın en prestijli<br />

yarışmalarına ev sahipliği yapıyor<br />

104<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


10<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Setur Marinaları acil müdahale<br />

botlarını hizmete aldı<br />

Setur Marinaları, tesis içi ve yakınındaki teknelerin acil durum ihtiyaçlarına<br />

cevap vermek üzere Türkiye’de ilk kez çok maksatlı acil müdahale botlarını<br />

hizmete aldı. Başlangıçta Setur Marinaları’nın Antalya ve Marmaris Netsel<br />

marinalarında hizmete giren botlar, yangından hasta tahliyesine, tekne<br />

yedeklemeden yüksek debili su tahliyesine kadar pek çok hizmeti bir arada<br />

verebiliyor.<br />

The Marmara Bodrum<br />

sonbaharı “Sarı Yaz”<br />

fırsatlarıyla karşılıyor<br />

The Marmara Bodrum “Sarı Yaz” fırsatı ile sonbaharda<br />

kalabalıktan uzak tatil yapmak isteyenlere keyifli bir seçenek<br />

sunuyor. Üstelik misafirlerine bu dönemde %10 indirim imkanı<br />

veren otel, odalarda upgrade uyguluyor. Sonbaharın yumuşak<br />

esintileri eşliğinde dilerseniz The Marmara Bodrum’un doğayla<br />

manzaranın birleştiği terasında havuz kenarında güneşin tadını<br />

çıkarabilir; ya da shuttle imkanı ile plaja ücretsiz inebilirsiniz.<br />

Kerem Demircan, TÜROB<br />

Yönetim Kurulu’nda<br />

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Yönetim Kurulu’na yeni bir isim atandı. The-Ritz<br />

Carlton Almatı Genel Müdürlüğü görevine atanan Can Göktaş’ın TÜROB Yönetim<br />

Kurulu Üyeliği’nin sona ermesiyle İstanbul Midtown Hotel Genel Müdürü Kerem<br />

Demircan, yeni Yönetim Kurulu Üyesi oldu. 2007 yılında bu yana İstanbul Midtown<br />

Hotel Genel Müdürlüğünü sürdüren Demircan, kariyeri boyunca, Divan İstanbul,<br />

Hyatt Regency, Sheraton Hotels ve The Sofa Hotel’de yöneticilik pozisyonlarında<br />

görev aldı. İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği mezunu olan Demircan, gelir<br />

yönetimi, işletme yönetimi, satış&pazarlama, misafir memnuniyeti ve ağırlama,<br />

yiyecek-içecek alanlarında uzmanlaştı.<br />

TAV Havalimanları’nda yüzde 3,76 hisse satışı<br />

TAV Havalimanları’nın kurucu ortaklarından Tepe İnşaat ve Sera Yapı hisselerinin bir kısmını yabancı kurumsal yatırımcılara sattı. Tepe<br />

ve Sera yönetim kurulunda yer almaya devam ederken, Sani Şener 2020’ye kadar İcra Kurulu Başkanlığı görevini sürdürecek.


12<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Hilton Kozyatağı’na 3 yıl üst üste<br />

‘Türkiye’nin En İyi Şehir Oteli’ ödülü<br />

Dünyanın en prestijli turizm ödülleri olarak nitelenen World Travel<br />

Awards, Rusya’nın St. Petersburg kentinde düzenlenen ödül<br />

töreninde sahiplerini buldu. Bu yıl 24.’sü düzenlenen Dünya Turizm<br />

Ödülleri <strong>2017</strong>’de Hilton İstanbul Kozyatağı, Türkiye’nin En İyi Şehir<br />

Oteli seçildi. Eylül 2014’te, Hilton Hotels& Resort markasının İstanbul<br />

Anadolu Yakası’ndaki ilk oteli olarak kapılarını açan otel, 2015 ve 2016<br />

yılında da Türkiye’nin En İyi Şehir Oteli’ ödülünün sahibi olmuştu.<br />

“Masallar Diyarı Kapadokya”<br />

Tırı Samsunluları büyüledi<br />

Dünyanın en eşsiz rotalarından biri olarak kabul edilen Kapadokya ve Nevşehir<br />

bölgesinin tanıtımı için Nevşehir Valiliği’nin talimatı ve Ahiler Kalkınma<br />

Ajansının destekleri ile oluşturulan Masallar Diyarı Kapadokya projesi il il<br />

dolaşmaya devam ediyor. Proje kapsamında son teknoloji ile donatılan Mobil<br />

Kapadokya TIR’ı Samsun Cumhuriyet Meydanında eşsiz bir Kapadokya deneyimi<br />

sundu. Masallar Diyarı Kapadokya projesi ile Nevşehir’in tarihi ve doğal<br />

güzellikleri Türkiye’nin dört bir yanında son teknoloji ile tanıtmayı hedefliyor.<br />

Tanıtım TIR’ı Nevşehir’den hareket ederek sırasıyla Adana, Mersin, Antalya,<br />

Bodrum, İzmir, Bursa, İstanbul ve Ankara’da meydanlarda vatandaşlara ulaştı.<br />

Metin’s Gümüşlük sezon galasını ünlü sanatçı<br />

Recep Aktuğ ile yaptı<br />

Bodrum yarımadasının en güzel yeri Gümüşlük’te 700 kişilik misafir ağırlama alanı ile hizmet veren Metin’s Gümüşlük sezon<br />

galasına 23 Eylül Cumartesi akşamı, sanat camiasının önemli isimlerinden biri olan Recep Aktuğ ile imza attı. Taş yapısı ve ahşap<br />

dokusuyla hazırlanmış, gösterişli yapısına rağmen, titizlikle hazırlanmış, Bodrum’un taşlarıyla inşa edilmiş son derece sıcak ve şirin<br />

bir ortam ile kalplere dokunan Metin’s Gümüşlük, önümüzdeki sezon konaklama tesisiyle de hizmet vermeye başlayacak.<br />

Şah inn Paradise<br />

Tatil Köyü’ne<br />

10. sezonunda iki belge<br />

Alternatif turizmin öncüsü Kamer Holding, hizmet sektöründeki<br />

yolculuğunun 17. yılında yine bir ilki gerçekleştirerek bünyesinde<br />

bulunan Şah inn Paradise Tatil Köyü’ne Türk Standartları Enstitüsü<br />

& Avrupa Kalite Teşkilatından TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim<br />

Sistemi Belgesi ve TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi<br />

Belgesi almaya hak kazandı. 167 bin metrekare alan üzerine<br />

konumlanmış kendine özel 400 metre uzunluğunda Mavi Bayrak<br />

ödüllü plajı bulunan tatil köyü, aynı zamanda Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı’ndan çevre duyarlılığı ile 2014 yılından bu yana Yeşil Yıldız<br />

ödülüne sahip.


14<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Erciyes Çin’de görücüye çıktı<br />

Global çapta tanıtım ve pazarlama çalışmalarına ağırlık veren Erciyes Evrensel Kış<br />

Sporları ve Turizm Merkezi, Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen ve kış sporlarının<br />

en büyük buluşması olan ‘Dünya Kış Sporları Expo Pekin <strong>2017</strong>’ (World Winter Sport<br />

Expo <strong>2017</strong>) Fuar’ında tanıtıldı. Çin turizm ve kış sporları camiasında yoğun bir ilgiyle<br />

karşılandıklarını belirten Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid<br />

Cıngı, “Organizasyon ilk gününden itibaren çok yoğun bir tempoda geçti. Konferanslar,<br />

workshoplar, yuvarlak masa toplantıları düzenlendi. Kış sporlarının global gelişiminin de<br />

ele alındığı bu çalışmalarda çok faydalı bilgiler edindik ve camiadan çok önemli insanlarla<br />

tanıştık. Dünyanın dört bir yanından gelen profesyoneller ve ziyaretçilere Erciyes<br />

Kayak ve Kış Sporları merkezinin sportif ve turistik imkanları hakkında bilgilendirme<br />

faaliyetlerinde bulunduk. Erciyesimiz açımızdan çok verimli bir fuar oldu. Bu ve benzeri<br />

tanıtım çalışmaları ile Erciyes’in uluslararası alanda bilinirliğini artırıp, kış sporlarında<br />

bir marka haline getirme hedefiyle çalışmalarımızı durmaksızın sürdürüyoruz” dedi.<br />

Mövenpick Hotel Istanbul’a<br />

“Avrupa’nın En İyi İş Oteli” ödülü<br />

Mövenpick Hotel Istanbul, World Travel Awards <strong>2017</strong> “Avrupa’nın En İyi İş Oteli” ve<br />

“Türkiye’nin En İyi Konferans Oteli” ödüllerinin sahibi oldu. Bozkurt Atabek elde ettikleri<br />

bu başarıyla ilgili olarak “Mövenpick Hotel Istanbul kapılarını açtığı 2003 yılından bu<br />

yana, misafirlerinin beklentilerinin de ötesine geçen kişiye özel hizmet anlayışı ve özgün<br />

servisleriyle konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Her zaman mükemmelin peşinde koşan<br />

deneyimli ekibimizle birlikte, bizi konaklama, toplantı ve gastronomi alanında farklı kılan<br />

değerlerimizi ve misafir memnuniyetine yürekten bağlılığımızı hem iş hem de tatil amaçlı<br />

seyahat eden konuklarımıza yansıtmaya devam edeceğiz. Bu önemli başarıyı mümkün<br />

kılan ekibimize çok teşekkür ediyorum” dedi.<br />

Skal International<br />

İstanbul Kulübü yaza veda etti<br />

Skal International İstanbul Kulübü tarafından düzenlenen Dünya<br />

Turizm Günü ve Yaza Veda Partisi 27 Eylül 2016, Çarşamba<br />

akşamı Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’da üyelerin ve<br />

eşlerinin katılımıyla gerçekleşti. Bu anlamlı günde konuşma<br />

yapan Bahar Birinci, “<strong>2017</strong>-2018 sezonunun ilk buluşmasında<br />

tekrar bir arada olmaktan mutlu olduğumu ifade etmek isterim.<br />

Skal International İstanbul Kulübü olarak Türkiye’ye ve turizme<br />

katkıda bulunmaya, ülkemizin bu konuda gelişmesi için elbirliği<br />

ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu vesileyle hepinizin<br />

turizm gününü kutlarım. Ayrıca bu güzel günde, bu güzel<br />

mekanda, yaklaşan kış mevsimine merhaba demeden geride<br />

bıraktığımız yaza da hep beraber veda edelim” dedi.<br />

Haydi kayağa<br />

Kristalize kar dokusuna sahip Palandöken’in en güzel konumunda ve İstanbul’dan<br />

sadece 2 saat uzaklıkta bulunan Polat Erzurum Resort Hotel yeni sezon için hazır.<br />

Modern ve güvenli 4 kişilik liftleri, otelin hemen önünde yer alan telesiyej sistemi,<br />

herkesin ısıtmalı özel dolabı olduğu 500 metrekarelik modern kayak odası ve karda<br />

çocuk oyun alanı ile kayak tutkunlarının vazgeçilmez adresi. Suni Karlama Sistemi<br />

sayesinde kış sezonu boyunca kesintisiz kayak keyfi sunan Polat Erzurum Resort<br />

Hotel’de pistlerin ışıklandırılmış olması sebebi ile gece kayağı yapılabiliyor. Kolay,<br />

orta, zor kategorilerinde toplam 23 adet pist olan Palandöken’de 4 adette doğal<br />

pist bulunuyor. Otele ait olan telesiyej sistemi ile dağ üzerinde bulunan kayak<br />

noktalarına kolay ve hızlı ulaşım sağlanıyor.


hotel restaurant<br />

16 & hi-tech<br />

gündem<br />

Zincir yerlilerin elinde<br />

TÜROB’un zincir oteller araştırmasına göre, Türkiye’de 44’ü yerli, 16’sı yabancı<br />

olmak üzere 60 otel zinciri faaliyet gösteriyor. Zincir otellere bağlı olan 517 otel<br />

bulunuyor. Yerli zincirler yurt dışında da 30 otele sahip.<br />

Son iki yıldır turizm sektöründeki<br />

sıkıntılara rağmen Türkiye<br />

otelcilikteki cazibesini korumaya<br />

devam ediyor. Hemen hemen dünyanın<br />

tüm büyük otel markaları Türkiye’de<br />

faaliyet gösterirken, yerli zincirler de<br />

piyasadaki iddiasını sürdürüyor. Türkiye<br />

Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye’de<br />

faaliyet gösteren zincir otellerin haritasını<br />

çıkardı. TÜROB zincir oteller araştırmasına<br />

göre, Türkiye’de 44’ü yerli, 16’sı yabancı<br />

olmak üzere 60 otel zinciri faaliyet<br />

gösteriyor. Zincir otellere bağlı olan 517<br />

otelde oda sayısı ise 116 bin 310 adet<br />

düzeyinde bulunuyor. 517 otelin 205’si<br />

yabancı zincirlere ait. Yabancı zincirlerin<br />

oda sayısı ise 36 bin 968. Yani otelcilik<br />

piyasasında ağırlık 312 tesis ve 79 bin 342<br />

odayla yerli zincirlerin elinde bulunuyor.<br />

Hilton en büyük zincir<br />

Araştırmaya göre, hem oda hem otel<br />

sayısı açısından Hilton Worldwide zinciri,<br />

Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük<br />

zincir olarak öne çıkıyor. Bünyesinde Curio,<br />

Conrad, Waldorf, Hilton, Double Tree by<br />

Hilton, Hilton Garden Inn ve Hampton<br />

by Hilton markalarını bulunduran Hilton<br />

Worldwide’ın Türkiye’de toplam 10 bin 848<br />

odalı 54 oteli bulunuyor. Raffles, Fairmont,<br />

Sofitel, Pullman, Swissotel, Mercure,<br />

Novotel ve Ibis otellerinin sahibi Accor<br />

Grubu, tesis sayısı bazında ikinci sırada yer<br />

alıyor. Accor Grubu’nun 36 otelde toplam<br />

1.589 odası bulunuyor.<br />

Rixos toplamda üçüncü, yerlide ilk sırada<br />

Toplam sıralamada üçüncü olan Rixos,<br />

aynı zamanda Türkiye’nin en büyük yerli<br />

zinciri unvanını taşıyor. Rixos Grubu’nun<br />

15’i yurt dışında olmak üzere 26 otelinde<br />

8 bin 721 oda bulunuyor. Tesis sayısında<br />

toplam sıralamada üçüncü olan Rixos,<br />

oda sayısında ise Hilton’dan sonra ikinci<br />

sırada yer alıyor. En büyük zincir oteller<br />

sıralamasında daha sonra sırayla 23<br />

otel ile Wyndham, Wyndham Grand,<br />

TRYP by Wyndham, Ramada, Hawthorn<br />

markalarının sahibi Wyndham; 20 otel ile<br />

Sheraton, Westin, St. Regis, W Hotels, Le<br />

Meridien, Four Points, Aloft markalarının<br />

sahibi Starwood Hotel; 19 otel ile Anemon<br />

Hotels; 18 otel ile Divan Hotels; 17 otel ile<br />

Dedeman International geliyor. Listenin<br />

10’unca sırasında 4 zincir birden var. 13’er<br />

otel ile Crystal Hotels; Intercontinental,<br />

Crowne Plaza ve Holiday Inn markalarının<br />

sahibi Intercontinental Group; Radisson<br />

Blu ve Park Inn markalarının sahibi<br />

Rezidor ve Kaya Hotels 10’uncu sırayı<br />

paylaşıyor.<br />

Yerlilerin 30 oteli yurt dışında<br />

Yerli zincirlere ait 312 otelin 30’u, 79<br />

bin 342 odanın da 6 bin 394’ü yurt<br />

dışında yer alıyor. Yerli zincirlerden<br />

Rixos’un yurt dışında 8 ülkede 15 oteli,<br />

D Hotels&Resort’un 3 ülkede 4 oteli,<br />

Divan Hotels’in 3 ülkede 3 oteli, Dedeman<br />

International’in 2 ülkede 2 oteli faaliyet<br />

gösteriyor. Ayrıca Kaya Hotels, Titanic<br />

Hotels, The Marmara Hotels ve Prens<br />

Grup’un (Euphoria Hotels) yurtdışında 1’er<br />

oteli bulunuyor.


18<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Tunç Batum: “Turist sayısı<br />

artarken kişi başı harcama<br />

düşüyor”<br />

Yaşanan olumsuz gelişmeler neticesinde turist<br />

sayısında yaşanan ciddi düşüş önemli ölçüde<br />

giderilirken turist sayısındaki artış turizm gelirine<br />

yansımadı. <strong>2017</strong> turist rakamlarında 2015 yılı<br />

yakalanmasına rağmen kişi başı turist harcaması<br />

sürekli düşmesi nedeniyle gelirler 2015 gelirinin<br />

çok gerisinde kaldı.<br />

Türkiye’nin maruz kaldığı dış politika<br />

şoklarının ardından yaşanan turist<br />

kaybı yerini telafiye bırakırken<br />

gelir kaybındaki düşüş tam anlamıyla<br />

giderilemedi. Uzmanlara göre <strong>2017</strong><br />

yılında Türkiye’ye gelen turist sayısında<br />

büyük bir artış ile 2015 rakamları<br />

yakalanmasına rağmen oda başı fiyat<br />

düşüklükleri kurdaki değişiklik nedeniyle<br />

gelir kaybı yaşandı. Doluluk oranlarında<br />

artış devam etmesine rağmen turist başı<br />

harcama ve oda başı ortalama gelir de<br />

gelir kaybı telafi edilemedi.<br />

Konuyla ilgili açıklama yapan Hilton<br />

Dalaman Sarıgerme Resort & Spa<br />

Genel Müdürü Tunç Batum, “<strong>2017</strong><br />

başında yaptığımız tahminlerde “Bu yıl<br />

doluluklarda yüzde 20 cirolarda yüzde<br />

15 artış sağlarız” beklentisi vardı. Bu<br />

beklentimiz <strong>2017</strong> için gerçekleşecek<br />

gibi gözüküyor. Cirodaki bu artış<br />

yüzdesi, enflasyon etkisine rağmen<br />

gelirleri döviz cinsinden olan otellerde<br />

kur etkisi sebebiyle doğrudan karlılığa<br />

yansıyacaktır. Doluluklar 2015 yılı<br />

rakamlarını Akdeniz ve Marmara<br />

bölgelerinde yakaladı, Ege bölgesi<br />

dolulukları nispeten daha geriden takip<br />

etti. <strong>2017</strong> yılında ülkemizi ziyaret eden<br />

yabancı ziyaretçi sayıları geçtiğimiz<br />

yıla oranla yüzde 23 artı ile kapatır diye<br />

tahmin ediyoruz. <strong>2017</strong> yılında Avrupa<br />

pazarında yaşanan ciddi kayıp oranlarına<br />

karşı en büyük cankurtaran Rusya pazarı<br />

ve Ortadoğu pazarı oldu. İç pazarın<br />

sürekli gelişme trendi de otellerin nefes<br />

almasında önemli bir etkiydi” şeklinde<br />

açıklama yaptı.<br />

Batum açıklamasına şu şekilde<br />

devam etti: “Tur operatörleri <strong>2017</strong>’de<br />

dolulukların artmasına çok yardımcı<br />

oldular ancak oteller oda başı satış<br />

fiyatlarını ekonomik ve jeopolitik kriz<br />

nedeniyle artırmayı başaramadılar. Bu<br />

da, son yıllarda düşmeye devam eden kişi<br />

başı harcama oranlarının doluluk artışına<br />

rağmen aşağı yönlü seyrine devam<br />

etmesine neden oldu. Maalesef bu tablo<br />

2018’de de bu şekilde devam edecek gibi<br />

gözüküyor. Kişi başı gelirlerde, oda başı<br />

ortalama gelirde 2014-2015 rakamlarını<br />

ancak 2019-20 sezonunda yakalarız diye<br />

düşünüyorum.”<br />

Bu anlaşma Muğla’yı turizmde uçuracak!<br />

Turizm sektörü geçtiğimiz yıllarda yaşadığı kayıpları telafi yönünde adımlar<br />

atarken, sektör temsilcileri Hintli turistleri Türkiye’ye çekmek için kolları sıvadı.<br />

Son aylarda yaşanan gelişmeler sonucu Avrupalı ve Rus turist sayısında ciddi<br />

azalma sonucu zor günler yaşayan Türk turizmi atılan adımlar sonucunda <strong>2017</strong><br />

yılını kayıpları telafi yılı olarak tamamlamak üzere. Konuyla ilgili açıklamalarda<br />

bulunan Tunç Batum, “Bu nedenle biz de gözümüzü Hint pazarına çevirdik.<br />

Hint Pazarı tanıtımına ilk önce DOKTOB (Dalaman Ortaca Köyceğiz Turistik<br />

Otel ve işletmeciler Birliği) Başkanı Yücel Okutur ve Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Fulya Okutur ve Türk-Hindistan Turizm Konseyi (TITC) Başkanı Emin Çakmak<br />

öncülüğünde başladık. Muğla bölgesi Valiliği ve Belediyeleri, Ticaret Odaları,<br />

STK’lar, Turizm bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı seviyesinde devam<br />

eden büyük destekle pazarlama ve ilişki yatırımına ciddi katkılar sağladık. Bu<br />

katkıya sonrasında tüm büyük turizm şehirlerimiz de destek çıktı. Bu bağlamda<br />

Hindistan’ın en büyük seyahat acenteleri birliği TAFI’nin yıllık kongresi Hilton<br />

Dalaman’da, Muğla’mızda gerçekleşiyor. Hindistan’dan toplamda 600’ü aşkın<br />

acente ülkemizi ilk defa ziyaret etme fırsatı bulacak. Bu ciddi çaba ve emeğin<br />

sonucu gerçekleşen Kongrenin de çok hızlı geri dönüşleri olacağına inanıyoruz.<br />

Bununla birlikte Hindistan’ın dev bir endüstrisi olan film endüstrisinin de ileri<br />

gelenlerini bölgemizde ağırladık” şeklinde konuştu.


20<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

agenda<br />

Tunç Batum: “As numbers of tourists<br />

increase spending per person is<br />

decreasing”<br />

Although the decrease in the number of tourists that was experienced as a result of<br />

the unfavorable developments that have taken place has been resolved significantly,<br />

the increase did not reflect onto tourism revenue. Even though <strong>2017</strong> caught the<br />

tourist numbers of 2015, because spending per each tourist continuously dropped,<br />

the revenues were way behind 2015.<br />

Even though the tourist loss<br />

experienced, after the external<br />

politics Turkey was exposed to has<br />

been compensated, the loss in revenue<br />

has not been fully recovered. According<br />

to experts with the large increase in the<br />

number of tourists that visited Turkey<br />

in <strong>2017</strong> the 2015 numbers has been<br />

reached the reduction in prices of rooms<br />

due to the difference in the exchange<br />

rates caused a loss in revenues. While<br />

the increase in the occupancy rates<br />

continues, unfortunately spending per<br />

tourist and average revenue per room did<br />

not make up for the loss.<br />

General Manager of Hilton Dalaman<br />

Sarigerme Resort & Spa, Tunç Batum<br />

made a statement regarding the<br />

situation: “Our expectation within the<br />

projections we made early <strong>2017</strong> was that<br />

we would have an increase of 20 percent<br />

in occupancy and 15 in turnover. It looks<br />

as if this expectation for <strong>2017</strong> may be<br />

met. This percentage in turnover will<br />

reflect directly on profitability at hotels<br />

whose revenue is in foreign currency, due<br />

to the exchange rates, despite the effect<br />

of inflation. Occupancy caught the 2015<br />

numbers in Mediterranean and Marmara<br />

regions; Aegean region occupancy<br />

was following relatively behind. We are<br />

projecting that foreign visitors to our<br />

country will close <strong>2017</strong> with 23 percent<br />

more. In <strong>2017</strong> the biggest life savers<br />

against the serious European market loss<br />

were Russian and Middle East markets.<br />

The continuous development of the<br />

internal market trends was an important<br />

effect for the hotels to breathe easier.”<br />

Batum continued: “Tour operators were<br />

very helpful for increasing occupancy in<br />

<strong>2017</strong> however hotels were not successful<br />

in increasing their per room prices due to<br />

economic and geopolitical crisis. This in<br />

turn caused the downward continuation<br />

of the per person spending percentage<br />

that has been taking place in the last few<br />

years, despite the increase in occupancy<br />

rates. Unfortunately it looks like this<br />

scene will continue to play out the<br />

same way in 2018. I think we will catch<br />

the 2014-2015 numbers in per person<br />

revenue, per room average revenue only<br />

in the 2019-2020 season.”<br />

This agreement will make Muğla explode in tourism!<br />

While the tourism sector is taking steps to recover the losses experienced in the last few years, sector representatives<br />

have rolled up their sleeves to attract Indian tourists to Turkey. As a result of the developments experienced in the past<br />

few months, Turkish tourism which had lived some difficult days with the serious decrease in European and Russian<br />

tourist numbers is about to complete <strong>2017</strong>, as a loss recovery year. Tunç Batum made statements in regards to the<br />

situation: “For this reason we have turned to the Indian market. We started the Indian Market introduction first with the<br />

leadership of DOKTOB (Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Touristic Hotel and Operators Association) President Yücel Okutur and<br />

Member of the Board Fulya Okutur and Turkish-Indian Tourism Council (TITC) President Emin Çakmak. With the large<br />

amount of support from Muğla region Governor and Municipalities, Chambers of Commerce, STK’s (non-governmental<br />

organizations), Ministry of Tourism and continued even at the level of Prime Minister’s Office and President’s Office and<br />

we were able to provide serious contributions to the marketing and communication investments. Later on all our big<br />

tourism cities supported these contributions too. In this context India’s largest travel agencies association TAFI’s yearly<br />

conference will take place at Hilton Dalaman, in our very own Muğla. A total of over 600 agencies will have the opportunity<br />

to visit our nation for the first time. We believe this conference resulting from such serious effort and labor will bring us<br />

very fast returns. Along with this we have hosted the who’s who of the giant Indian film industry in our region.”


22<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Doluluklar iki yıl öncesini yakaladı<br />

Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) açıklamasına göre, henüz gelirlerde kayda<br />

değer bir artış yaşanmasa da aylık bazda doluluklar iki yıl önceki oranları aştı.<br />

Türkiye, turizmde yüksek sezon<br />

olarak kabul edilen yaz dönemini<br />

umutlanarak kapattı. Henüz<br />

gelirlerde kayda değer bir artış<br />

yaşanmasa da aylık bazda doluluklar iki<br />

yıl önceki oranları aştı. Dünya çapında<br />

veri ve analiz şirketi STR’nin Türkiye<br />

Otelciler Birliği (TÜROB) için hazırladığı<br />

‘Ağustos <strong>2017</strong> Ülke Performans<br />

Raporu’na göre, Türkiye’nin Ağustos<br />

<strong>2017</strong> otel dolulukları, 2016 yılının aynı<br />

dönemine yüzde 40.5 artarak yüzde<br />

75.3 olarak kaydedildi. Ağustos 2016’da<br />

bu oran yüzde 53.6 olmuştu. STR’nin<br />

sistemine dahil otellerin verilerinin<br />

ortalamasını veren bu artış oranı ile<br />

Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en<br />

yüksek artış oranını yakalamış oldu.<br />

İki yıl öncesini yakaladı ama…<br />

Otel doluluklarının iki yıl önceki oranı,<br />

yani Ağustos 2015’teki yüzde 72.9’u<br />

yakalayarak aştığı gözlendi. Fiyatlarda<br />

da henüz yıl geneline yansımasa da aylık<br />

bazda yükseliş başladı. Ağustos 2016’da<br />

87.1 Euro olan ADR (Average Daily Rate)<br />

denilen ortalama günlük satılan oda<br />

bedeli Ağustos <strong>2017</strong>’de hafif artışla 88.9<br />

Euro’ya, toplam oda sayısı üzerinden<br />

odabaşı elde edilen gelirler ise (RevPAR)<br />

46.7 Euro’dan 67.0 Euro’ya yükseldi.<br />

En büyük gelir kaybı bizde<br />

İlk sekiz aylık otel doluluklarında da en<br />

büyük artışı gösteren ülke yüzde 16.6<br />

artışla ve yüzde 58.3’lük doluluk oranıyla<br />

Türkiye oldu. Buna karşılık ilk 8 ayda oda<br />

fiyatlarında en büyük kaybı yüzde 14.6<br />

gerileme ile yine Türkiye kaydetti. 8 ayda<br />

Türkiye’de ortalama oda fiyatı 68.7 Euro<br />

olarak gerçekleşti. Bu rakam geçen yılın<br />

aynı döneminde 80.4 Euro olmuştu. Oda<br />

gelirleri ise aynı dönemde yerinde saydı<br />

ve 40.2’den 40.0 Euro’ya geriledi.<br />

İstanbul’a Ortadoğu turisti dopingi<br />

Turizmin lokomotif şehri İstanbul’un<br />

Ağustos 2016’da yüzde 50.2 olan<br />

doluluk oranı, Ağustos <strong>2017</strong>’de yüzde<br />

64.2 artarak, yüzde 82.5 olarak ölçüldü.<br />

Avrupa’da Ağustos <strong>2017</strong>’de doluluk<br />

oranlarında en yüksek artışı yaşayan<br />

destinasyon İstanbul oldu. İki yıl önce ise<br />

yani 2015’in aynı ayında ise yüzde 76.7<br />

olarak gerçekleşmişti. Ağustos <strong>2017</strong>’de<br />

ortalama günlük satılan oda bedeli 89.0<br />

Euro olarak, 2016’ya göre yüzde 4.2 artış<br />

gösterdi. Ağustos 2016’da bu rakam 85.4<br />

Euro olmuştu. Ancak 2015 yılı ağustos<br />

ayında bu rakamın 132.1 Euro olduğu<br />

düşüldüğünde gelir kaybı net bir şekilde<br />

anlaşılıyor. İstanbul’da toplam oda sayısı<br />

üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde<br />

ise geçen yıla oranla yüzde 71.2 artış<br />

yaşandı ve 73.4 Euro olarak ölçüldü.<br />

Ağustos 2016’da bu rakam 42.9 Euro,<br />

Ağustos 2015’te 101.3 Euro olmuştu.<br />

Ocak–Ağustos <strong>2017</strong>’u kapsayan 8<br />

ayda ise İstanbul’da doluluklar bir<br />

önceki yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

47.7’den yüzde 59.6’ya yükselirken,<br />

ortalama günlük satılan oda bedeli 93.9<br />

Euro’dan 76.8 Euro’ya geriledi. 8 ayda<br />

oda fiyatlarında en büyük kaybı yaşayan<br />

Avrupa destinasyonu yüzde 18.1 düşüş<br />

ile İstanbul oldu. Oda başı elde edilen<br />

gelirler ise 8 ayda hafif yükselerek 44.8<br />

Euro’dan 45.8’ya çıktı. 2015 yılının il 8<br />

ayında ise İstanbul’da doluluklar yüzde<br />

67.4, ortalama günlük satılan oda bedeli<br />

125.9 Euro, oda başı gelirler 84.9 Euro<br />

olmuştu.<br />

Antalya arttı ama 2015’i yakalayamadı<br />

Antalya’da Ağustos <strong>2017</strong>’de otel<br />

dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine<br />

kıyasla yüzde 16.8 artarak yüzde 76.5<br />

olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı<br />

ayında bu oran yüzde 65.5 olmuştu.<br />

Ancak Antalya’nın henüz 2015 oranlarını<br />

yakalayamadığı gözlendi. Ağustos 2015’te<br />

Antalya’da doluluklar ortalama yüzde<br />

85 olarak gerçekleşmişti. Antalya’da<br />

Ağustos ayında ortalama günlük satılan<br />

oda bedeli 141.5 Euro olarak, 2016’ya<br />

göre yüzde 6.6 artış gösterdi. Ağustos<br />

2016’da bu rakam 132.8 Euro olmuştu.<br />

Ağustos 2015’de ise 198.8 Euro gibi<br />

oldukça yüksek bir düzeydeydi. Antalya’da<br />

toplam oda sayısı üzerinden odabaşı<br />

elde edilen gelirlerde ise geçen yıla<br />

oranla yüzde 24.5 artış yaşandı ve 108.2<br />

Euro olarak ölçüldü. Ağustos 2016’da bu<br />

rakam 86.9 Euro, Ağustos 2015’te 168.9<br />

Euro olmuştu. Ocak-Ağustos <strong>2017</strong>’de<br />

ise Antalya’da doluluklar 2016’daki<br />

yüzde 53.6’dan yüzde 59.9’a yükselirken,<br />

ortalama günlük satılan oda bedeli<br />

86.1 Euro’dan 82.9 Euro’ya geriledi.<br />

Oda başı gelirler ise 46.2 Euro’dan<br />

49.6 Euro’ya yükseldi. Ocak-Ağustos<br />

2015’te Antalya’da doluluklar yüzde 60.4,<br />

ortalama günlük satılan oda bedeli 122.5<br />

Euro, oda başı elde edilen gelirler 74.0<br />

Euro olarak gerçekleşmişti.


Çinli seyahat<br />

severler eski<br />

alışkanlıklarını<br />

değiştiriyor<br />

Hotels.com’un yaptığı<br />

son araştırmaya göre,<br />

Çinli seyahat severler<br />

-seyahat etmek için<br />

daha fazla zaman,<br />

daha fazla yer ve daha<br />

egzotik deneyimlerin<br />

de aralarında<br />

bulunduğu- her şeyin<br />

daha fazlasını istiyor<br />

Hotels.com, son yaptığı Chinese<br />

International Travel Monitor<br />

(CITM- Çin Uluslararası Seyahat<br />

İzleme) araştırması, Çinli seyahat<br />

severlerin yaşadıkları değişimde yeni bir<br />

aşamaya geldiğini ortaya koyuyor. Zevk<br />

ve beklentileri konusunda giderek daha<br />

sofistike hale gelen Çinli seyahat severler<br />

artık seyahat için daha fazla zaman,<br />

daha fazla yer görme ve daha egzotik<br />

deneyimler dahil olmak üzere her şeyin<br />

daha fazlasını istiyorlar.<br />

Hotels.com’un altıncı yıllık Çin<br />

Uluslararası Seyahat İzleme araştırması<br />

raporunda, Çin’in ‘her şeyin daha fazlası’<br />

anlayışındaki yükseliş, önemli bir bulgu<br />

olarak ortaya çıkıyor. Bu anlayış şöyle tarif<br />

ediliyor:<br />

• Tüm yaş gruplarındaki Çinli seyahat<br />

severler daha sık ve daha uzun süre<br />

seyahat ediyor. Geçen yılki verilerle<br />

kıyaslandığında, 3 olan seyahat sayısı bu<br />

yıl 4’e, yolculuk başına düşen gün sayısı<br />

ise 5 günden 7 güne çıktı.<br />

• Çinli seyahat severler, seyahat başına<br />

çok sayıda şehri ziyaret ediyor ve<br />

%80’den fazlası sadece tek bir şehirde<br />

kalmayacaklarını söylüyor.<br />

• 2016’da Çinli seyahat severler<br />

gelirlerinin %28’ini uluslararası seyahate<br />

ayırdılar. Bu rakam bir önceki yıla göre %3<br />

arttı. 90’lar kuşağı ise, gelirlerinin %35’ini<br />

seyahate ayırarak en çok para harcayan<br />

grup oldu.<br />

• 1960’larda doğan Çinli seyahat severler<br />

bile, ucuz ve kolay seyahat trendinden<br />

etkilenerek daha özgür uluslararası<br />

seyahatleri tercih etmeye başladı.<br />

1960’larda doğanların %21’i önümüzdeki<br />

dönemlerde sırt çantasıyla seyahat<br />

edeceklerini söylüyor.<br />

Avrupa ve Amerika’ya ilgileri<br />

arttı<br />

Rapora göre, son 12 ayda Çinli turistlerin<br />

%82’si Asya Pasifik’i (APAC) ziyaret etmiş<br />

olmalarına rağmen, Avrupa ve Amerika’ya<br />

yapılan uzun mesafeli yolculuklara daha<br />

fazla ilgi göstermeye başladı.<br />

Son 12 ay içinde Avrupa’ya seyahat eden<br />

Çinli turist sayısı, bir önceki yıla göre<br />

%25; Amerika’yı ziyaret edenlerin sayısı<br />

ise %11 oranında arttı. Bu destinasyonlar,<br />

80’lerden sonra doğanlar arasında<br />

popüler hale geldi ve son 12 ay içinde bu<br />

yaş grubunda yer alan seyahat severlerin<br />

%42’si Avrupa’yı, %29’u ise Amerika’yı<br />

ziyaret etti. Çinli konuklar tarafından daha<br />

az rağbet görse de Latin Amerika da talep<br />

görme anlamında son 12 ay içinde ciddi<br />

bir büyüme gösterdi ve buradaki işletme<br />

sahipleri Çinli konuklarda %21’lik bir artış<br />

gözlemledi.


24<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

B2B Workshop<br />

İstanbul ve eğitim<br />

turları tamamlandı<br />

Bir milyon dolar üzeri bütçeli 150 tur operatörü 10 Eylül Pazar günü Elite Hotel<br />

Europe Hotel’de başlayan ve 13 Eylül Çarşamba günü sona eren B2B Tourism<br />

Networking ile önce yerli turizm yatırımcıları ile buluştu. Ardından beş günlük<br />

eğitim turları ile Türkiye’nin 10 ilini tanıma fırsatı buldular.<br />

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan<br />

Türkiye’de ilk defa organize edilen<br />

tüm turizm profesyonellerine<br />

yönelik B2B Tourism Networking<br />

Workshop etkinliği 10-13 Eylül tarihleri<br />

arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. 40<br />

ayrı ülkeden 200’e yakın turizm firması,<br />

Türkiye incoming pazarını canlandırmak<br />

üzere Türk turizm firmaları ile<br />

tanışmanın gerçekleştiği organizasyonda<br />

yabancı katılımcıların varış günü olan<br />

10 Eylül <strong>2017</strong> akşamında “Hosted<br />

Buyer”lar Double Tree Hilton Topkapı’da,<br />

Workshop’un ilk günü olan 11 Eylül <strong>2017</strong><br />

akşamı Gala Yemeği için tüm katılımcılar<br />

“Elite World Hotel Europe”da ve veda<br />

yemeği için ise “Pullman Hotel”de<br />

ağırlandılar. Organizasyon sürecinde<br />

katılımcılar arasında Trabzon İl Kültür<br />

ve Turizm Müdürü, Eskişehir İl Kültür ve<br />

Turizm Müdürü de yer aldı.<br />

40 ülkeden 150 tur operatörü<br />

katıldı<br />

Workshop ev sahipliğini üstlenen<br />

TravelShop Turkey Genel Müdürü<br />

Murtaza Kalender’in yanı sıra TÜRSAB<br />

Genel Sekreteri Çetin Gürcün ve TÜROB<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Zoto’nun<br />

da katılımıyla yapılan açılış konuşmaları<br />

ardından ilk gün görüşmeleri gerçekleşti.<br />

İkinci gün görüşmeler ardından Boğaz<br />

ve İstanbul Tarihi Yarımada turu<br />

ile İstanbul’un güzellikleri yabancı<br />

misafirlere tanıtıldı. Organizasyonun<br />

devamında şehir valiliklerinin katkıları<br />

ile beraber yabancı turizm firmaları,<br />

workshop görüşmeleri sonrası seçmiş<br />

oldukları şehirlerde en az 5’er gün<br />

süren eğitim turları ile Türkiye’nin 10<br />

ilini tanıma fırsatı yakaladılar. Sivas<br />

ve Düzce Valiliklerinin ve Türk Hava<br />

Yolları’nın da destekleri ile Workshop<br />

görüşmeleri sonrası yabancı turizm<br />

acenteleri sahipleri ve yetkilileri İstanbul,<br />

Sivas, Düzce, Konya, Çanakkale,


Antalya, Kuşadası, Nevşehir, Aydın<br />

şehirlerine eğitim turlarını tamamladılar.<br />

Organizasyonun İstanbul ayağının<br />

ardından yabancı “hosted buyer”lar için<br />

düzenlenen 7 ayrı eğitim turlarına 40<br />

ayrı ülkeden yaklaşık 150 yabancı tur<br />

operatörü ve Türkiye’den 50’nin üzerinde<br />

turizm firması katıldı.<br />

Kalender: “Türkiye ve dünyada<br />

bir ilkiz”<br />

Organizasyonla ilgili açıklama yapan<br />

TravelShop Turkey Genel Müdürü<br />

Murtaza Kalender, “Zor dönemler<br />

atlatan turizm sektörümüze dünyanın<br />

farklı noktalarında, turizm fuarları ve<br />

workshoplarında oluşan 20 yıllık tecrübe<br />

ve birikimleri katarak TravelShop Turkey,<br />

dünyada farklı ülkelerde uluslararası<br />

organizasyonlarda kullanılan B2B<br />

Workshop sistemini ülkemize getirerek<br />

katkıda bulunuyor. Bu sistem ile hedef<br />

odaklı bağlantılar için ön görüşmeler<br />

ve ardından yüz yüze görüşmeler<br />

tamamlandı. Organizasyon sonrasında<br />

yerli ve yabancı katılımcıların tamamının<br />

son derece pozitif ve verimli bir<br />

organizasyon geçtiğini belirtmeleri<br />

üzerine Workshop TravelShop etkinliği<br />

başarısı onaylanmış oldu. Yapmış<br />

olduğumuz workshop çalıştayında<br />

8505 B2B görüşme gerçekleşmiş olup;<br />

İstanbul, Düzce, Sivas, Kapadokya,<br />

Antalya, Konya, Pamukkale, Kuşadası,<br />

Truva ve Gelibolu gibi 10 ayrı turizm<br />

bölgesinde eğitim turlarını başarıyla<br />

tamamladık. Türkiye’de ve dünyada<br />

bir ilk niteliğindeki bu organizasyonu<br />

düzenlerken amacımız profesyonel<br />

firmaları karşılıklı olarak çok kısa süre<br />

içinde doğru firmalarla buluşturabilmek.<br />

Katılımdan ve sonuçlarından son derece<br />

memnunuz.” diye konuştu.<br />

Aralarında Hindistan’ın en güçlü<br />

düğün firmalarının da yer aldığı,<br />

dünyanın her bir noktasından<br />

kültür, dinlenme, golf, din, sağlık,<br />

kongre ve mice turları düzenleyen<br />

40 ayrı ülkenin tur operatörlerinin<br />

katılımıyla gerçekleşen B2B<br />

Workshop Istanbul etkinliğinin bir<br />

sonraki adımı 13-16 Kasım <strong>2017</strong><br />

Kıbrıs ve 2018 yılı Ocak ayı için<br />

geniş kapsamlı hazırlıkları süren<br />

büyük EMITT Fuarı.


hotel restaurant<br />

26 & hi-tech<br />

gündem<br />

İstanbul aşkı yeniden alevlendi<br />

TÜROB’un araştırmasına göre, İstanbul’da temmuz ayında 3 otel projesi teşvik<br />

aldı. 7 ayda ise İstanbul’daki yeni proje sayısı 12 oldu. Yatırımların gözdesi<br />

Antalya ve Muğla’nın aylık bazda listeye girememesi dikkat çekti.<br />

Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB)<br />

yatak kapasitesi açısından arz<br />

fazlasına dikkat çektiği İstanbul,<br />

en fazla otel yatırımı yapılan şehirler<br />

sıralamasında yeniden ilk sıraya yerleşti.<br />

TÜROB’un Ekonomi Bakanlığı’nın<br />

Temmuz <strong>2017</strong> yatırım teşvik verilerinden<br />

hareketle yaptığı araştırmaya göre,<br />

İstanbul’un tesis sayısı ve yatak sayısı<br />

bakımında uzun bir aradan sonra ilk<br />

sıraya yerleştiği görüldü. İstanbul’da<br />

temmuz ayında 3 otel projesi için teşvik<br />

alınırken, 7 aylık dönemde İstanbul’daki<br />

yeni proje sayısı 12 oldu. Temmuz<br />

ayında yatırımcıların gözdesi Antalya<br />

ve Muğla’nın listeye girememesi dikkat<br />

çekti.<br />

Proje sayısında büyük artış<br />

Toplam verilere bakıldığında, Temmuz<br />

<strong>2017</strong>’de ülke genelinde 10 şehirde toplam<br />

2 bin 332 yataklı 12 yeni otel projesi teşvik<br />

belgesi, 2 otel ise renovasyon belgesi aldı.<br />

Toplamda 157.4 milyon TL harcanarak<br />

tamamlanacak olan yeni yatırımlar<br />

sonrasında sektöre 625 yeni ek istihdam<br />

sağlanacak. Geçen yıl temmuz ayında<br />

5 ilde toplam yatak kapasitesi 1.847<br />

adet olan 6 otel projesi 153.9 milyon TL<br />

tutarında teşvik almıştı. Temmuz ayında<br />

yatırımlar proje sayısında yüzde 100 gibi<br />

önemli oranda artarken, yatırım miktarı<br />

yüzde 2.3 oranında artış gösterdi.<br />

7 ayda yatırım tutarı yüzde 12.5 arttı<br />

Ocak-Temmuz <strong>2017</strong>’yi kapsayan ilk 7<br />

ayda da yatırımlar artarak devam etti.<br />

Yatak sayısında 2016’nın ilk 7 aylık<br />

dönemine göre düşüş yaşanırken,<br />

yatırım tutarında artış meydana geldi.<br />

7 ayda 39 ilde toplam yatak kapasitesi<br />

18 bin 352 olan 113 otel projesi 1 milyar<br />

838 milyon TL’lik teşvik başvurusunda<br />

bulundu. Geçen yılın aynı döneminde 33<br />

ilde toplam 20 bin 971 yataklı 100 otel<br />

projesi 1 milyar 634 milyon TL tutarında<br />

teşviğe bağlanmıştı. Buna göre 7 ayda<br />

yatırımlar proje sayısında yüzde 13,<br />

yatırım miktarında yüzde 12.5 oranında<br />

artış gösterdi. <strong>2017</strong> yılının ilk yedi ayında<br />

teşvik belgesi alan oteller içerisinde 3<br />

yıldızlı oteller toplam 48 otel ilk sırada<br />

yer alırken, kapasite bakımından 7 bin<br />

409 yatak ile 4 yıldızlı oteller ilk sırayı<br />

aldı. 7 ayda İstanbul’da 12, Antalya, İzmir<br />

ve Muğla’da 9’ar proje teşvik belgesi<br />

aldı. Trabzon, 7 otel ile en fazla teşvik<br />

başvurusu yapılan iller sıralamasında<br />

beşinci oldu.<br />

Rağbet yüksek kapasiteli projelere<br />

TÜROB Başkanı Timur Bayındır, temmuz<br />

ayı yatırımları incelendiğinde yüksek<br />

kapasiteli 4 ve 5 yıldızlı otellere eğilimin<br />

arttığını belirtti. Bayındır, ilk 7 aylık<br />

dönemde ise toplam verilere göre,<br />

tesis sayısı bakımından 3 yıldızlı oteller<br />

ön planda olsa da, yüksek kapasiteli 4<br />

yıldızlı otellerin yatak sayısı bakımından<br />

üst sırada olduğunu vurguladı. Bayındır,<br />

gerekli mevzuat düzenlemeleri<br />

hayata geçirilemediği için sektördeki<br />

mevcut işletmelerin asıl ihtiyacı olan<br />

modernizasyon teşviklerinde ilerlemenin<br />

halen sağlanamadığını da dile getirdi.


hotel restaurant<br />

28 & hi-tech<br />

gündem<br />

TÜROB Geleneksel Buluşması’ndan Bayındır’dan<br />

umut verici konuşma!<br />

TÜROB Geleneksel Buluşması’nda konuşan Başkan Timur Bayındır, yaz dönemini umutlu<br />

kapattıklarını dile getirerek, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve İran’dan turist akınının süreceğini kaydetti.<br />

TÜROB’un geleneksel buluşması<br />

26 Eylül Salı günü Conrad İstanbul<br />

Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi.<br />

Etkinlikte konuşan TÜROB Başkanı Timur<br />

Bayındır, yaz dönemini umutlu kapattıklarını<br />

dile getirerek, “Ağustos ayında doluluk<br />

artışıyla yazı bitirdik. Yıllık bazda gelirlerde<br />

henüz artış başlamadı ama aylık bazda<br />

fiyat artışının olması ve doluluk oranlarının<br />

iki yıl önceki rakamları yakalaması umut<br />

verici oldu. Türkiye’nin Ağustos <strong>2017</strong> otel<br />

dolulukları, 2016 yılının aynı dönemine<br />

yüzde 40.5 arttı ve yüzde 75.3 olarak<br />

kaydedildi. Türkiye’nin doluluklarının iki<br />

yıl önceki oranı, yani Ağustos 2015’teki<br />

yüzde 72.9’luk oranı yakalayarak aştığı<br />

gözlendi” diye konuştu. Bu artışın büyük<br />

ölçüde Ortadoğu pazarından kaynaklı<br />

olduğuna dikkat çeken Bayındır, bu<br />

talebin önümüzdeki yıl da devam etmesini<br />

beklediklerini kaydetti. 2018 yılında özellikle<br />

Haziran-Ekim döneminde Ortadoğu’dan,<br />

Kuzey Afrika ile İran ve Irak’tan önemli<br />

oranda turist akımı olmasını beklendiğini<br />

belirten Bayındır, “Bu bölgelerden gelecek<br />

talebin artırılması için etkinliklerimizi<br />

artıracağız” dedi.<br />

Tanıtım seferberliği<br />

TÜROB olarak uluslararası platformda<br />

adeta tanıtım seferberliğine kalkacaklarına<br />

işaret eden Bayındır, “Ciddiyetle ele<br />

alacağımız pazarların başında Çin geliyor”<br />

diyerek şunları söyledi: “Uluslararası<br />

turizm harcamalarında Çinli turistlerin<br />

harcamaları, 2016 yılında yüzde 12 artarak<br />

261 milyar dolara ulaşırken, Çinli turistlerin<br />

sayısı yüzde 6 artarak, 135 milyona ulaştı.<br />

Bu rakamlar pazarın ne denli büyük<br />

olduğunu anlatmaya yetiyor. Bu kadar<br />

büyük hacimli bir kaynak pazardan ülkemiz<br />

aldığı pay ise yılda sadece 167 bin Çinli<br />

turist. Yaklaşık 3 ay önce 1 milyon Çinli<br />

hayal değil demiştik. Bu konu, Bakanlığımız<br />

tarafından da gündeme alındı. Çin, kültürü<br />

ve alışkanlıklarıyla kolay bir pazar değil.<br />

Ama bizler de misafir ağırlamayı en iyi<br />

bilen toplumlardan biriyiz. <strong>2017</strong> yılsonuna<br />

kadar ya da 2018 yılı başında, üst düzey<br />

kamu bürokratları ile birlikte özellikle<br />

Çinli şirketleri bir araya getirecek bir<br />

organizasyonu, Çin’de düzenleyeceğiz. 2018<br />

yılının Çin’de Türkiye yılı olması da bizlere<br />

avantaj sağlayacaktır.”<br />

Bayındır, Güney Kore, Endonezya, Malezya<br />

gibi diğer Asya ülkelerinin ve harcama<br />

alışkanlıkları ile yükselme gözlemlenen<br />

Nijerya ve Güney Amerika’nın yakın takibe<br />

aldıkları pazarlar arasında olduğunu<br />

vurguladı. Türkiye’nin en büyük turizm<br />

pazarlarından Rusya’nın 2016 yılındaki<br />

sert düşüşün ardından, <strong>2017</strong> yılında Güney<br />

bölgelerimizde toparlanma gösterdiğini<br />

hatırlattı. Diğer taraftan Yunanistan’a<br />

yönelik tanıtım çalışmalarını da kısa<br />

süre içerisinde tüm üyelerle birlikte<br />

arttıracaklarını kaydetti.<br />

“Kruvaziyer desteği olumlu”<br />

Ülkemize kruvaziyer gemi ile 750 kişi ve<br />

üstü sayıda turist getiren A Grubu seyahat<br />

acentalarına 31 Aralık <strong>2017</strong> tarihine kadar<br />

kişi başına 30 dolar destek sağlanması<br />

kararından da bahseden Bayındır, “Bu<br />

desteği yararlı buluyoruz. Ancak desteğin<br />

2018 yılını da kapsaması gerekiyor. Aynı<br />

şekilde desteğin otobüs ile Yunanistan,<br />

Bulgaristan, Romanya başta olmak üzere<br />

diğer ülkelerden de turist getiren otobüs<br />

işletmelerine verilmesi 2018 yılı için önemli<br />

bir cazibe oluşturacaktır” diye konuştu.<br />

“3. Turizm Şurası’na öneri listesiyle<br />

gideceğiz”<br />

Bayındır konuşmasında, turizm sektörünün<br />

mevcut durumunun değerlendirilmesi<br />

ve geleceğe yönelik ulusal bir turizm<br />

politikasının oluşturulabilmesi hedefiyle<br />

ilgili tüm tarafların katılımıyla Ankara’da,<br />

1-3 Kasım <strong>2017</strong> tarihleri arasında 3. Turizm<br />

Şurası düzenleneceğini de hatırlattı.<br />

Şura’da kamu kurum ve kuruluşları,<br />

turizm meslek örgütleri, sivil toplum<br />

kuruluşları, turizm sektörü ve akademik<br />

camianın katılımı ile güncel görüş ve<br />

öneriler paylaşılacağını ifade eden Bayındır,<br />

“Turizm sektöründe günümüzde yaşanan<br />

sorunların çözüm yollarının bulunması,<br />

dünya gerçekleri ile uyumlu sürdürülebilir<br />

turizm politikalarının tartışılarak turizm<br />

sektöründeki yeni trendleri yakalayacak<br />

geleceğe yönelik öngörü ve politikaların<br />

değerlendirilerek ülkemizin bu yönde<br />

izleyeceği yol haritasının çıkartılması 3.<br />

Turizm Şurası’nın ana hedefi olacaktır.<br />

Biz de uzun bir öneri listesiyle Şura’da<br />

olacağız” dedi.<br />

“1.2 milyar kişi seyahat etti”<br />

27 Eylül tarihinin Dünya Turizm Günü<br />

olduğunu belirten Bayındır, sözlerini<br />

şöyle sürdürdü: “Turizmin, dünyayı<br />

birleştiren, insanları bir araya getiren ve<br />

dostluğu çağıran gerçek güçlerden biri<br />

olduğu aşikar. Dünya nüfusunun, yüzde<br />

16’sı, yani 1.2 milyarı, 2016 yılında kendi<br />

ülkeleri dışına seyahat etti. <strong>2017</strong> yılında<br />

toplam turist sayısının 1.4 milyarı aşması<br />

beklenmektedir. Bu rakam, turizmin etki<br />

alanını açıkça ortaya koyuyor. Dünya’da<br />

siyasi sınırlar güçlerini korurken, seyahat<br />

özgürlüğü engelleri aşıyor. Kültürler ve<br />

sosyal yaşamlar arasındaki etkileşim<br />

artıyor. Uluslararası seyahat eden her 5<br />

kişiden 1’i, 25 yaşın altında. Bu gençler<br />

dünyayı gezmek ve gittikleri yerlerde yerel<br />

iletişim kurmak istiyorlar. Artık “dünya<br />

vatandaşı” kavramının hayat bulduğu<br />

genç kuşaklar yetişiyor. Turizm sayesinde<br />

kültürel bir dönüşüm yaşanıyor, dolayısıyla<br />

bu dönüşümün daha hoşgörülü ve kapsayıcı<br />

bir dünya yaratması gerekiyor. Ancak,<br />

büyüme ve gelişim, her alanda olduğu gibi<br />

turizm sektöründe de birtakım tedbirlerin<br />

gerekliliğini doğuruyor. İnsan, çevre ve<br />

kültür odaklı yaşayan turizm sektörünün,<br />

kendi kaynaklarını koruyabilmesi temel<br />

öncelik olmalıdır.”<br />

Truva Yılı’na destek<br />

2018 yılının ‘Truva’nın Dünya Tarih Mirası’<br />

listesine seçilmesinin 20.yıl dönümü<br />

olduğunu da değinen Bayındır, “Çanakkale<br />

Ticaret Odası öncülüğünde başlatılan ‘2018<br />

yılının Çanakkale için Truva Yılı’ olması<br />

çalışmasını destekliyoruz” dedi.


Artaş Grubu Otelleri, rotayı Asya’daki<br />

müslümanlara çevirdi<br />

Artaş Grubu otelleri, Asya’daki 1.1 milyar müslüman nüfusa odaklandı.<br />

Son yıllarda Avrupa pazarındaki<br />

turist kaybı, turizmcileri alternatif<br />

pazarlara yöneltti. Turizmciler,<br />

Ortadoğu, Afrika, Rusya, Uzakdoğu<br />

ülkelerinden gelen turistler ile derin<br />

bir nefes aldı. Artaş Grubu Turizm<br />

Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu,<br />

Asya kıtasındaki 1.1 milyar müslüman<br />

nüfusu mercek altına alarak, tanıtım ve<br />

pazarlama çalışması yaptıklarını açıkladı.<br />

İstanbul ve Kapadokya hayranlığına<br />

Kayseri’yi ekleyecek<br />

Türkiye’ye ve Türk halkına karşı ilgi<br />

ve hayranlık besleyen Asya kıtası<br />

ülkelerinden, son yıllarda yoğun talep<br />

aldıklarını anlatan Recep Arifoğlu,<br />

“İstanbul, Kapadokya ve Pamukkale’ye<br />

ilgi yüksek. Asya Kıtası’ndaki ülkelere,<br />

Kayseri’nin kış merkezi ile tarihi ve<br />

kültürel zenginliğini de anlatıyoruz<br />

ve Kayseri’ye olan talebi arttırmayı<br />

hedefliyoruz” dedi. Asya Kıtası’ndaki<br />

turizm fuarlarına katılmakta olduklarını<br />

kaydeden Recep Arifoğlu, şunları söyledi:<br />

“Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da,<br />

8 – 10 Eylül <strong>2017</strong> tarihleri arasındaki<br />

Matta Turizm Fuarı’na, grup otellerimiz<br />

adına katıldık. Fuar sırasında,<br />

ülkemize yoğun hayranlık duyduklarını<br />

gözlemledik. Dini birlikten dolayı<br />

yoğun ilgi görmekteyiz. Ağırlıklı olarak<br />

sonbahar ve ilkbaharda gezmeyi tercih<br />

eden Malezyalı turistler, otellerimizdeki<br />

dolulukların düşmeye başladığı bu<br />

tarihlerde sektörümüze can suyu olabilir.<br />

Malezya ve diğer Asya ülkelerinden,<br />

ülkemize gelecek turist sayısının<br />

artmasını istiyorsak, bu pazarlara karşı<br />

kaliteli ve standart hizmet anlayışını<br />

devam ettirmeliyiz. Bu noktada,<br />

turizmcilere büyük görevler düşüyor”<br />

diye konuştu. Gelecek yıl, Çin’deki turizm<br />

fuarının da aralarında olduğu fuarlara<br />

katılacaklarını belirten Recep Arifoğlu,<br />

aynı zamanda Avrupa ülkelerindeki<br />

mevcut turizm fuarlarında da yer<br />

alacaklarını ifade ederek, ülkemizin<br />

dünya genelinde tanıtılmasına katkı<br />

sağlamayı sürdüreceklerini anlattı.<br />

“Turizm markasıyız kavramına vurgu<br />

yapılmalıdır”<br />

Yurtdışı tanıtım ve pazarlama<br />

çalışmalarında “Turizm markasıyız”<br />

kavramına vurgu yapılması gerektiğinin<br />

altını çizen Recep Arifoğlu, konuşmasına<br />

şöyle devam etti: “Dünyanın sayılı<br />

turizm markalarından birisi olan<br />

Türkiye’nin, yurtdışındaki tanıtım ve<br />

pazarlama çalışmalarında, “güvenliyiz”<br />

yerine “turizm markasıyız” vurgusu ön<br />

plana çıkartılmalıdır. Sahip olduğumuz<br />

tarihimizi, kültürümüzü, eşsiz<br />

lezzetlerimizi ve misafirperverliğimizi,<br />

dünyada henüz keşfetmeyen milyarlarca<br />

insan var ve onlara tanıtmaya devam<br />

etmeliyiz” şeklinde konuştu. Ülkemizin<br />

tarihi ve kültürel potansiyelinin ön plana<br />

çıkartılması gerektiğini anlatan Recep<br />

Arifoğlu, şunları kaydetti: “Türk turizmini,<br />

deniz-güneş-kum üçgeninin yanı sıra;<br />

tarihi, kültürel, doğal zenginliklerimizin<br />

daha fazla keşfedilmesi üzerine<br />

kurgulamalıyız. Tarihe, kültüre, doğaya<br />

saygısı olan, topluma karşı sorumluluğu<br />

bulunan, korumacı bilinci bulunan bir<br />

stratejiyle; kültürel değerlere sahip<br />

çıkan turistleri ülkemize çekmeliyiz.<br />

Aynı zamanda, turizmde rekabetçi<br />

kalmayı istiyorsak, gelen turistlerde<br />

yeni bağımlılıklar yaratabilecek işler<br />

çıkartmalıyız” dedi.<br />

“Doluluklar, beklentilerin üzerinde<br />

gerçekleşiyor”<br />

Bu yıl dolulukların beklentilerin üzerinde<br />

gerçekleştiğini belirten Recep Arifoğlu,<br />

grubun bünyesinde İstanbul’daki BW<br />

PLUS The President Hotel, BW Citadel<br />

Hotel, Avrupa Residence Suites ve<br />

Radisson Blu Hotel Kayseri otellerinin<br />

olduğunu söyledi. Özellikle İstanbul’daki<br />

otellerde Ortadoğu ülkeleri ve Afrika’dan<br />

ciddi oranda misafir ağırlıklarını da<br />

anlatan Recep Arifoğlu, gelen turistlerin<br />

yaptığı harcamalarla, ülkemizin bu<br />

yılın Ağustos ayında gerçekleşen %5,1<br />

büyümesine katkısı olduğunu sözlerine<br />

ekledi.


30<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Turizmin 4’ü 1 arada yatırımı<br />

İki otelini açtı…<br />

Spor ve sağlık üniteleri için gün<br />

sayıyor!<br />

“İstanbul’un ihtiyacı<br />

olan bir tesisi tam<br />

anlamıyla Mart ayı<br />

gibi tamamlamış<br />

olacağız. Şu an<br />

dediğim gibi<br />

konaklama<br />

noktasında iki tane<br />

tesisin açılışını 29<br />

Eylül’de yaptık.<br />

Aralık ayında spor<br />

salonumuzu bitirip<br />

Mart ayında da<br />

sağlık merkezini<br />

açmış olacağız.”<br />

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan


Türkiye’nin spor, sağlık ve konaklama<br />

hizmetlerini bir arada sunmak üzere<br />

yatırım faaliyetlerini hızla sürdüren<br />

Adalet Turan Tekstil, 29 Eylül Pazar<br />

günü açılışını gerçekleştirdiği Tryp by<br />

Wyndham Istanbul Airport ve Hawthorn<br />

Suites by Wyndham Istanbul Airport<br />

otellerinin ardından tesisin spor ve sağlık<br />

birimleri için inşaat çalışmalarını hızla<br />

sürdürüyor. Toplam 80 milyon TL bütçeye<br />

mal olması hedeflenen 4’ü 1 arada<br />

yatırımın spor salonu Aralık <strong>2017</strong>’de<br />

devreye girecek, sağlık bölümlerinin<br />

ise Mart 2018’de hizmete girmesi<br />

planlanıyor.<br />

Turizmin ilk ve tek spor-sağlıkkonaklama<br />

tesisinin detaylarını<br />

işletmeler Genel Koordinatörü<br />

Muhammet Cüntay ile konuştuk.<br />

Tryp By Wyndham Istanbul Airport’un<br />

yatırımcı şirketini kısaca tanıtarak, oteli<br />

ana hatlarıyla anlatır mısınız?<br />

Yatırımcı firmamız Adalet Turan Tekstil.<br />

Piyasada Turan Tekstil olarak bilinen<br />

ve tekstil kanadında yaklaşık 1.000 kişi<br />

çalışanı olan büyük bir vergi mükellefi.<br />

Tekstil tarafında belli bir başarı noktasına<br />

ulaştıktan sonra Türk turizmine de katkı<br />

sağlamak amacıyla yatırımcımız Sayın<br />

Adalet Turan turizme girmeye karar<br />

vermiş.<br />

İlk tesisi 86 odalı Hampton By Hilton 2<br />

sene önce faaliyete başlamıştır. Bu sene<br />

de Tryp by Wyndham Istanbul Airport 192<br />

odalı otelimizi 29 Eylül’de hizmete açtık.<br />

Diğer bir tesisimiz de Hawthorn Suites<br />

by Wyndham Istanbul Europe, Wyndham<br />

Grubu’nun Türkiye’de şu an çok fazla<br />

bulunmayan bu bölgeye yeni giren bir<br />

marka.<br />

İçinde 52 tane konaklama ünitesi var.<br />

Konaklama ünitesi dememin sebebi bu<br />

ünitelerin her birinin içinde kendi mutfak<br />

alanı ve bazı ünitelerde balkonda dahil<br />

olmak üzere 1+1 ve 1+0 konaklama<br />

üniteleri bulunuyor. Oda konseptinin<br />

üzerinde bir yatırımdan bahsediyoruz.<br />

Bölgeye yatırım kararı nasıl<br />

gerçekleşti?<br />

Benim uzun süreden beri söylediğim, aynı<br />

zamanda da yatırımcıya tavsiye ettiğim bir<br />

söylem üzerine bu inşaat başladı. İnşaatın<br />

başladığı dönemde de zaten projeyi<br />

irdeleyip, destek oluyorduk. Tematik<br />

otelciliği yatırımcılara ben her zaman da<br />

tavsiye etmişimdir.<br />

Çünkü özellikle Basın Ekspres bölgesi<br />

spesifik örneğinde ve İstanbul örneğinde<br />

benim hep iddia ettiğim, yeteri kadar<br />

odanın, yatak arzının olduğuydu.<br />

Dolayısıyla bu projeyi farklı bir tema<br />

üzerinde şekillendirmemiz gerekiyordu.<br />

Bu da sağlık ve spor turizmiydi.<br />

Yatırımcılara ve turizm profesyonellerine<br />

her zaman şunu söylüyorum, bizim<br />

sadece yatırımcılara değil, Türk<br />

turizmine ve İstanbul’a hizmet etmek<br />

gibi bir misyonumuz var. Hal böyle<br />

iken biz yöneticilerin İstanbul’a sahip<br />

olamadıklarını kazandırmak gibi bir<br />

mükellefiyetimiz var. Otellerimizi soft<br />

openning şeklinde hizmete açtık, toplam<br />

192 odamızla misafirlerimizi ağırlıyoruz.<br />

Otelimizde NorthShield Pub, Solo Mio<br />

Cafe Bistro Nargile adlı mekanlar olacak.<br />

Ayrıca 600 kişilik balo salonumuz ve 3<br />

adet çok amaçlı toplantı salonumuz var.<br />

Aralık ayında da tesisimizin spor<br />

salonu devreye girecek. İki ayrı hedef<br />

kitlesine hizmet etmesi planlanan bu<br />

spor salonunda bir yanıyla sporcular,<br />

spor grupları müsabaka yapabilecek,<br />

bir yanıyla da konserler, etkinlikler ve<br />

kongrelere ev sahipliği yapacak.<br />

Spor turizmi konusunda İstanbul otel<br />

işletmeleri bazında ne tür bir eksiklik<br />

gördünüz ve yatırımı hayata geçirme<br />

kararı aldınız, bunu biraz daha açabilir<br />

misiniz?<br />

Spor organizasyonlarına yönelik<br />

konaklamalarla ilgili şöyle bir örnek<br />

vereyim, geçtiğimiz yıl bir acentacı<br />

dostum İran milli takımını konaklattı.<br />

Konaklamaları Taksim bölgesindeki bir<br />

otelde yaptılar, günlük idmanlarını da<br />

Bayrampaşa’da bir salonda gerçekleşti.<br />

Bizlerin görevi kentimize gelen kafileleri<br />

yeterince mutlu etmek. Aksi durumda<br />

sizler bu konuya gereken ehemmiyeti<br />

göstermeyip, gerekli fiziksel şartları<br />

oluşturamazsanız gelecek olan spor<br />

takımı arayışlarına devam eder ve farklı<br />

yerleri tercih eder.<br />

Kaldı ki İstanbul’un takım konaklamaları<br />

ile alakalı şöyle bir avantajı var, burada<br />

farklı spor branşında kamp yapmak<br />

için gereken hazırlık maçlarının<br />

programlanabilmesi ihtimali var. Kentsel<br />

bazda böyle bir potansiyele sahibiz<br />

Dolayısıyla birinci olarak kamplarda fiziki<br />

şartları yerine getirmeniz gerekiyor.<br />

İkincisi de müsabaka yapabilecek<br />

rakipleri bulmanız gerekiyor.<br />

“İstanbul’da spor turizmi için fiziki<br />

koşullar sınırlı”<br />

İstanbul’da bu müsabakaların yapılması<br />

mümkün iken bahsettiğim bu grupları<br />

mutlu edecek fiziki koşullar sınırlı. Biz bu<br />

açıyı göz önünde bulundurarak yaklaşık<br />

15 milyon TL gibi bir bütçeyle spor salonu<br />

yatırımımızı hayata geçiriyoruz. Komple<br />

yatırım maliyetimiz ise toplam 80 milyon<br />

TL civarında. Elbette spor salonuna<br />

yatırdığımız 15 milyon TL’lik yatırımın<br />

kısa ve orta vadede geri dönmesini<br />

beklemiyoruz. Çünkü amacımız spor<br />

salonu ile yatırıma bir kapital sağlamak<br />

değildi. İstanbul ve Türk turizmine hizmet<br />

etmeyi amaçladık. İstanbul’a gelen<br />

takımlar bizim otelimizde konaklayacak,<br />

10. kattan eksi birinci kata indiğinde<br />

toplam 50 metre yürüme mesafesini<br />

aşarak idman yapacağı salona varacak.<br />

Bu sayede de fiziki olarak dış atmosfere<br />

çıkmamış oluyorlar. Tesisin spor salonu<br />

ile konaklama ünitesi birbirine grift,<br />

koridordan bağlanmış olacak. Biraz önce<br />

de ifade ettiğim gibi spor salonumuz<br />

ikinci bir hedef olarak konserlerin,<br />

etkinliklerin ve kongrelerin düzenlenmesi<br />

için organize olacak.<br />

Şunu tekrardan vurgulamak isterim,<br />

çünkü bu çok önemli bir konu. İstanbul’da<br />

bir yeterli sayıda yatak arzı var, bundan<br />

sonra hayata geçirilecek yatırımların<br />

kesinlikle destekleyici unsurlarla inşa<br />

edilmesi gerektiğini başından beri<br />

savunuyordum. İstanbul’a gelmeyen<br />

kitleyi çekebilecek tesislere ihtiyaç<br />

olduğunu düşünüyorum. Bir turizmci


32<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

olarak benim misyonum, gelmeyen kitleyi<br />

getirecek tesisleri inşa ettirmek ve bir<br />

ikinci olarak gelen, gelmek durumunda<br />

kalan, gelecek olan ama tam anlamıyla<br />

fiziki koşullar sağlanmadığı için çok<br />

mutlu olmayan kitleyi mutlu hale getirip<br />

İstanbul’dan daha mutlu ayrılmalarını<br />

sağlamak. Dolayısıyla bu yatırımlarımız<br />

ile birlikte kafileler hem otel hizmetini<br />

en iyi şekilde alacak hem de idmanlarını,<br />

kamplarını gayet güzel bir şekilde<br />

yapabilecekler.<br />

Oteli konumlandırırken de spor ve<br />

sağlık turizmine hizmet eden bir otel<br />

konsepti olarak konumlandırabilir<br />

miyiz?<br />

Benim otelcilik anlayışımda tesislerin bir<br />

iki tane başlıkla tarif edilmemesi düsturu<br />

var. Dolayısıyla biz tesisimizi zaten spor<br />

ve sağlık noktasında ayrıcalıklı olduğunu<br />

düşünerek hayata geçiriyoruz. Bu alanda<br />

tesisimiz gereken doluluğu sağlayacaktır<br />

deyip tamamen spor ve sağlığa kanalize<br />

olmuş değiliz. Konumumuz itibari ile<br />

Atatürk Havalimanı’na yakınlığımız<br />

ortada. Burada aynı zamanda uçuş<br />

personeli ile beraber havaalanına<br />

yakın tesislerde ağırlanacak misafirleri<br />

de hedefliyoruz. Bununla alakalı<br />

da Hawthorn markası altında bazı<br />

planlamalarımız var.<br />

Onun haricinde İstoç bölgesine çok<br />

yakınız. Dolayısıyla hedefimizde sanayici<br />

ve işadamlarını ağırlamak da var.<br />

Dolayısı ile ben otelimi tamamen spor<br />

ya da sağlık oteli olarak tarif etmiyorum.<br />

Benim tesisim konsept olarak kaliteli<br />

malzemelerin kullanıldığı, kaliteli<br />

bir görüntüye sahip olan lifestyle bir<br />

tesis. Burada misafirlerin hem kaliteyi<br />

hissedecekleri hem de rahat edecekleri<br />

farklı bir konsept ortaya koymaya çalıştık.<br />

Bu konsepti destekleyecek şekilde de<br />

bir spor salonu yaptık. Belki de bizim<br />

tesisimizde konaklayan misafirlerimiz<br />

aynı zamanda spor salonu hizmetinde de<br />

faydalanacaklar.<br />

Gelelim sağlık yatırımlarımıza. Şu an<br />

tesisin sağlık tarafıyla ilgili kısmında<br />

görüşmelerimiz devam ediyor. İnşaat<br />

çalışmaları süren yatırımı Allah izin<br />

verirse 2018 Mart ayı gibi hayata<br />

geçirmeyi planlıyoruz.<br />

Bu alandan da kısaca bahsetmek isterim.<br />

Sağlık kısmımız iki bölümden oluşuyor.<br />

Bunlardan biri, otelin ana binasının içinde<br />

bulunan SPA alanımız. Burada ıslak<br />

zemin ve kuru zemin olmak üzere tüm<br />

ayrıntılar mevcut. Toplam 17 tane masaj<br />

odamız var. Düzgün ve profesyonelce<br />

kurulmuş bir alt yapıya sahibiz.<br />

İkincisi sağlık merkezimiz yani kliniğimiz.<br />

İnşaatı bitti sadece detaylandırılıp<br />

binanın kliniğe dönüştürülmesi ve<br />

planlandırılması çalışmaları üzerinde<br />

duruyoruz. Klinik hizmetleri içerisinde<br />

saç ekimi hizmeti vermek istiyoruz<br />

ki, Türkiye’de çok revaçta olan bir<br />

uygulama. Bunun dışında estetik, ağız,<br />

diş, çene cerrahisi ile ilgili şu an fiziki<br />

alan planlaması yapıyoruz. Net karar<br />

vermedik, muhtemelen o da olabilir.<br />

Spor ve sağlık konseptlerini içeren<br />

otellerin dünyadaki pazar payı nedir?<br />

Siz bu yatırımla Türkiye ve yurt dışı<br />

pazarından ne kadar pay almayı<br />

hedefliyorsunuz?<br />

İstanbul’da sağlık turizmine yönelik<br />

hizmet veren sayılı bir iki tesis var. Ancak<br />

onlar da yeterli oranda sağlık turizmine<br />

kanalize olup pazarlama geliştirmiyorlar.<br />

Bizde ise durum farklı tabii. Biraz önce de<br />

bahsettiğim gibi Ortadoğu coğrafyasında<br />

yaşayan insanların saç ekimi, ağız, diş,<br />

çene cerrahisi ve estetik gibi hizmetleri<br />

kendi ülkelerinde alınması pek mümkün<br />

olmuyor. Bu söz konusu potansiyeli<br />

elinde bulunduran ülkemiz için çok büyük<br />

bir avantaj. Biz de tesis olarak yurt içi ve<br />

yurt dışında sağlık turizmi noktasında<br />

bize partner olabilecek bazı pazarlama<br />

şirketleriyle çözüm ortaklığı yaparak<br />

bu tesisin hizmetlerini pazarlamayı<br />

düşünüyoruz. Hizmetleri web sitesine


ir şekilde son kullanıcılara ve aracılara<br />

tanıtımını yapacağız. Ekim ayı gibi<br />

özellikle Ortadoğu ülkelerine yönelik<br />

tanıtımlarımıza başlayacağız. Bununla<br />

alakalı olarak da bir satış pazarlama ekibi<br />

kurduk.<br />

Pazar payıyla ilgili olarak, İstanbul’un<br />

spor pazarında hak ettiğini alamadığını<br />

düşünüyorum. Yıllardan beri fuarlara<br />

gidiyorum, tanıtım pazarlama yapıyorum.<br />

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, spor<br />

turizmiyle alakalı çoğu profesyonelimiz<br />

şehirdeki amatör ve profesyonel sporcu<br />

sayısının Avrupa’nın tüm ülkelerinin<br />

önünde olduğunun farkında değiller.<br />

Hatta Istanbul’un, Ortadoğu’nun bile<br />

önünde olduğunu bilmiyorlar. Sadece<br />

İstanbul’daki sporcu sayısı birçok<br />

ülkedeki toplam sporcu sayısından daha<br />

fazla. Dolayısıyla İstanbul’daki müsabaka<br />

yapabilir takım sayısı da fazla. Bu gerçeği<br />

de göz ardı etmemek gerekiyor. Fiziki<br />

koşullar uygun olmasa bile rakip bulmak<br />

açısından İstanbul tercih edilir bir kent.<br />

Bir de diğer tarafıyla değerlendirelim<br />

olayı… İstanbul’da spor turizmi yapan<br />

acenta sayısı çok sınırlı. Bu yüzden<br />

de spor turizmi konusuna gereken<br />

önemin verilmediğini ve farkındalığın da<br />

olmadığını düşünüyorum. Bu konuyla<br />

alakalı bana göre Türkiye ve İstanbul<br />

turizminin spor ve sağlık turizmi<br />

noktasında uzmanlaşmış profesyonellere<br />

ihtiyacı var. Belki de önümüzdeki<br />

dönemlerde bazı turizm okullarında<br />

sağlık ya da spor turizmi üzerine bile<br />

çeşitli sayıda profesyonel yetiştirmek<br />

üzere bölümler, müfredatlar ve dersler<br />

bile konulabilir.<br />

hata payımız kalmadı. Bunun paralelinde<br />

yaptığımız eylemlerdeki doğruluk payımızı<br />

biraz daha artırmamız gerekiyor. Misal,<br />

bizim artık Türkiye olarak hiçbir fuarda<br />

tanıtım noktasında başarısız olmak gibi<br />

bir lüksümüz yok.<br />

Şu an sektör çalışanları olarak<br />

turizmin hangi yıl düze çıkacağını,<br />

eski gelir seviyelerini tekrar ne zaman<br />

yakalayacağımızı tartışıyoruz.<br />

Benim <strong>2017</strong> yılına ait gelir düzeyi ile<br />

alakalı öngörüm yılın başında 22 milyon<br />

dolar civarıydı. Yılın sonunda rakamları<br />

net bir şekilde göreceğiz. Önümüzdeki<br />

sene turist sayısıyla ilgili beklentim ise<br />

<strong>2017</strong>’de gerçekleşen turist sayısının<br />

yüzde 15 üzerine çıkılacağı yönünde.<br />

Fakat gelir noktasında ancak 3-4 senelik<br />

düzelme periyoduna gireceğimizi<br />

düşünüyorum. Bu noktada en hassas<br />

konu, yatak arzının dengeli bir şekilde<br />

büyümesini sağlamak.<br />

koyarak misafir beklemek günümüzde<br />

biraz hayalcilik olur. Biraz daha güçlü<br />

pazarlama yapmak gerekiyor. Fakat<br />

dediğim gibi biz Ortadoğu’daki bütün<br />

tanıtım ve pazarlama yapabileceğimiz<br />

etkinliklere katılıp buralarda kendimizi<br />

anlatacağız.<br />

Pazarı rekabetçi buluyor musunuz?<br />

Ben bu bahsettiğim noktada tesisimize<br />

herhangi bir rakip görmüyorum. Ne<br />

Türkiye’de var ne de coğrafyada var.<br />

Ortadoğu ülkelerinde bildiğim kadarıyla<br />

Katar’da buna benzer bir yatırım<br />

var. Fakat diğer bölgelerde böyle bir<br />

yatırım yok. Bizim üzerimize düşen<br />

öncelikle iç pazarda bu türlü bir yatırım<br />

olduğunu son kullanıcılara ve sağlık<br />

turizmi yapan çözüm ortaklarımıza<br />

anlatmak olacak. Ardından eş zamanlı<br />

Son olarak <strong>2017</strong> turizm sezonunu nasıl<br />

değerlendirirsiniz? 2018 yılı sizce<br />

sektör açısından nasıl geçer?<br />

2014-2015 yılları İstanbul turizmi için<br />

parlak dönemlerdi. Ardından bombalı<br />

eylemler, terör saldırıları sebebiyle<br />

turizmde duraklama dönemine girdik.<br />

Turistlerin cephesinde güvenlik güdüsü<br />

ortaya çıkmaya başladı. Bunca problem<br />

yaşanmasına rağmen İstanbul’un ayakta<br />

kalmasıyla alakalı olarak verilmiş<br />

sadakamızın olduğunu düşünüyorum.<br />

Hem yatırımcıların dik durması hem<br />

profesyonellerin vazgeçmemesi hem<br />

de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın<br />

sektöre yönelik faaliyetleri ile sektör<br />

tüm bileşenleriyle dik bir şekilde<br />

ayakta durmaya devam ediyor. Biraz<br />

daha sabırlı olmak gerekecek. Şunu<br />

kesinlikle unutmamalıyız ki, bundan<br />

sonra gerçekleştireceğimiz eylemlerde


hotel restaurant<br />

34 & hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Sofa Hotel<br />

ve Marriott<br />

International<br />

güçlerini birleştirdi<br />

Sofa Hotel, önemli bir işbirliğini<br />

hayata geçirerek dünyaca ünlü<br />

otel zincirlerinden Marriott<br />

International bünyesinde nitelikli<br />

otellerin yer aldığı Autograph<br />

Collection çatısı altına katıldı.<br />

Nitelikli hizmet, keyifli konaklama,<br />

merkezi konum ve çağdaş tasarım,<br />

yemek sanatı, teknik detaylar gibi<br />

kriterlere göre yapılan değerlendirmeler<br />

sonucunda Autograph Collection çatısı altına<br />

katılan Sofa Hotel, her biri kendi alanında<br />

kendini kanıtlamış özel ve farklı oteller arasına<br />

girerek iddiasını ortaya koydu. Sofa Hotel’in<br />

mükemmeliyetçi hizmet anlayışını Marriott<br />

International’ın uluslararası deneyimiyle<br />

birleştiren bu işbirliği sayesinde Sofa Hotel,<br />

önümüzdeki dönemde yurtiçi ve yurtdışında bu<br />

işbirliğinden aldığı güçle markasının sayısını<br />

artırmayı hedefliyor. Marriott International’ın<br />

seçkin ve tutkulu bağımsız otel koleksiyonu<br />

olan Autograph Collection’da şuan 30’a yakın<br />

ülkeden ve dünyanın en çok tercih edilen<br />

destinasyonlarında yer alan toplam 125 otel<br />

bulunuyor. Yakın gelecekte 5 otel daha açılmak<br />

üzere toplam 130 otele ulaşması hedefleniyor.<br />

Autograph Collection, 5 yıllık bir geçmişe<br />

rağmen dünyada en fazla tercih edilen<br />

Marriott ürünlerinin başında geliyor. Sahip<br />

olduğu niteliklerle benzersiz olan Autograph<br />

Collection otelleri, zengin karakterleri ve<br />

nadir ayrıntıları değerlendirilerek özel olarak<br />

seçiliyor. Otellerin benzersiz tasarımları,<br />

farklı konuk deneyimleri ve bulundukları<br />

lokasyolardaki anlamlı roller bu ayrıntıların<br />

omurgasını oluşturuyor.<br />

Demircan: “2020 hedefimizde otel sayısını<br />

50’nin üzerine çıkarmak istiyoruz”<br />

Marriott International Geliştirmeden Sorumlu<br />

Başkan Yardımcısı Poğda Demircan Marriott<br />

International ile ilgili olarak “Yaklaşık bir yıl<br />

önce Marriott International Starwood Hotels<br />

& Resort’u satın alarak dünyanın en büyük<br />

otel firması oldu” diyen Demircan sözlerine,<br />

“Marriott’un bugün 125 ülkede 30 marka<br />

altında 6,200’ün üzerinde otelle misafirlerine<br />

benzersiz konaklama seçenekleri ve eşsiz<br />

tecrübeler sunuyor. Ayrıca, Marriott Rewards<br />

ve SPG gibi sektörün en başarılı iki misafir<br />

sadakati programının bir araya gelmesi,<br />

100 milyonun üzerinde üyeyle dünyanın<br />

en büyük sadakat programlarından birine<br />

sahip olmamızı da sağladı” diyerek devam<br />

etti. Türkiye’de de hızla büyümeye devam<br />

ettiklerini belirten Demircan konuşmasına şu<br />

sözlerle devam etti; “13 marka altında 5,600’un<br />

üzerinde oda sayısıyla 26 otellik portföyümüze<br />

önümüzdeki 3 yılda açılması planlanan 11<br />

oteli daha ekleyecek olmanın memnuniyetini<br />

yaşıyoruz”. 2020 hedeflerinde otel sayısını<br />

50’nin üzerine çıkması olduğunu söyleyen<br />

Demircan, Türkiye’nin kendileri için çok önemli<br />

bir pazar olduğunu, özellikle de dönüşüm<br />

projelerinde büyük potansiyel gördüklerine<br />

dikkat çekti.<br />

Güreli: “Markamızı daha geniş kitlelere<br />

yaymamız için büyük bir fırsat”<br />

Türk turizminin içinden geçtiği bu süreçte<br />

Sofa Hotel için böylesine önemli bir işbirliğine<br />

imza attıkları için son derece mutlu olduğunu<br />

belirten Sofa Hotel Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ali Güreli, “Uluslararası alanda çok güçlü bir<br />

markayla yaptığımız bu işbirliği her iki taraf<br />

açısından da büyük avantajlar sağlayacak.<br />

Dünyanın en büyük otel zincirlerinden<br />

Marriott Grubu’nun niş otel markası olan<br />

Autograph felsefesi, bizim Sofa olarak ortaya<br />

çıkış hedeflerimizle örtüşüyor. Autograph<br />

Collection’la hayata geçirdiğimiz bu işbirliği<br />

sayesinde sunduğumuz kaliteli hizmetin de<br />

bir karşılığı olduğunu görüyoruz. Autograph<br />

Collection’un tüm dünyadaki ‘iyilerle çalışma’<br />

felsefesi de bizim hedeflerimizle örtüşüyor.<br />

Bu işbirliğini, markamızı dünyada daha geniş<br />

bir hedef kitleye yaymamız için büyük bir<br />

fırsat olarak görüyoruz. Hedeflerimiz bu otelle<br />

de sınırlı değil. Sofa ve Autograph olarak<br />

İstanbul dışındaki şehirler ve yurt dışında<br />

başka metropollerde de otel açma hedefiyle<br />

ilerleyeceğiz. Amacımız bu işbirliği ile beş yıl<br />

içerisinde bu markanın sayısını artırmak” dedi.<br />

Ali Sözmen: “Madem ilkiz, bu bayrağı<br />

başarıyla taşımayı hedefliyoruz”<br />

Toplantının kapanış konuşmasını yapan The<br />

Sofa Hotel’in ortağı Makpa Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ali Sözmen ise şunları söyledi:<br />

“Biliyorsunuz yaklaşık bir seneye yakın bir<br />

süredir bu çalışmalarımız devam ediyordu.<br />

Ali Bey olsun, Poğda Bey olsun, Cantekin Bey<br />

olsun da anlattılar. Biz de bu zaman içinde çok<br />

ciddi renovasyonlar yaptık. Tüm odalarımız,<br />

restoranımız yenilendi. Cantekin Bey’in de<br />

söylediği gibi çalışmalarımız daha da bitmedi,<br />

daha da devam edecek. Çeşitli aktiviteler<br />

ve etkinlikleri aktif olarak ve genç, dinamik<br />

olarak yapmayı planlıyoruz. İnşallah sizleri<br />

bundan sonra aramızda daha fazla göreceğiz.<br />

Marriott’cu arkadaşlarımıza da çok teşekkür<br />

ediyoruz. Madem biz burada ilkiz, ilk olarak da<br />

bu bayrağı başarıyla taşımayı düşünüyoruz ve<br />

hedefliyoruz.”


hotel restaurant<br />

36 & hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

The Ritz-Carlton, Istanbul yenileniyor<br />

İstanbul turizminde 16. senesini kutlayan The Ritz-Carlton, Istanbul 10 milyon<br />

dolarlık yatırımla yenileniyor.<br />

Nefis Boğaz manzarasına sahip İstanbul’un en lüks<br />

otellerinden biri olan The Ritz-Carlton, İstanbul’un yeni<br />

oda ve suitlerinin tasarım hikayesi İstanbul’un şehrin<br />

içinde barındırdığı renk skalası ve şekillerden aldığı ilham ile<br />

yeniden başlıyor. Türkiye’de faaliyete başladığı günden bugüne<br />

kusursuz servis kalitesi ve yemekleri ile fark yaratan, turizm<br />

sektörüne ve insan unsuruna güvenini kesintisiz sürdüren The<br />

Ritz-Carlton, İstanbul, 10 milyon dolarlık yatırımla yeniden<br />

yaratıldı.<br />

Öktem: “Tüm oda, suit ve balo salonları yeniden tasarlandı”<br />

The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve Pazarlama Direktörü Özlem<br />

Öktem’in verdiği bilgilere göre; misafirperverlik ve sofistike<br />

anlayışın kusursuz birleşimin temsil eden The Ritz-Carlton<br />

İstanbul’un tüm oda, suit ve balo salonları, İstanbul şehrinin ve<br />

tarihinin yansıtıldığı, değerli mimar ve sanatçıların dokunuşları<br />

ile yeniden tasarlandı. Dünyanın en köklü otelcilik geleneğine<br />

sahip The Ritz-Carlton, İstanbul’un iç dizaynı özellikle ülkemizin<br />

ve tarihimizin dokusuna atıfta bulunuyor.


The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve<br />

Pazarlama Direktörü Özlem Öktem<br />

Avrupa otelleri arasında ‘misafir memnuniyeti en yüksek otel<br />

olma’ başarısını gösterdi<br />

30 ülkede dünya genelinde 91 oteli bulunan The Ritz-Carlton,<br />

İstanbul; açıldığı tarihten bugüne kadar 2 milyonun üzerinde<br />

yerli ve yabancı misafiri ağırladı. Avrupa otelleri arasında<br />

“misafir memnuniyeti en yüksek otel” olma başarısını gösterdi<br />

ve çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülün sahibi oldu.<br />

Misafirleri kadar çalışan memnuniyetine verdiği değerle turizm<br />

sektöründe öncü oldu. 360 sosyal sorumluluk projesine destek<br />

verdi. Bugüne kadar Bin 850 çalışanı istihdam eden Ritz-<br />

Carlton, Türkiye’nin turizm potansiyeline inanarak yatırımlarını<br />

artırmaya da devam ediyor.<br />

Tasarım hikayesi İstanbul’dan ilham aldı<br />

The Ritz-Carlton, İstanbul’un tasarımına şehirle ve İstanbul’un<br />

tarihiyle örtüşen, farklı renk katmanlarından feyz alınmış altın,<br />

bakır materyaller, güneşin doğuşu ve batışı sırasındaki renkler<br />

can verdi. Oda Yatak başları tasarlanırken ise kobalt mavisi çini<br />

ve Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli kumaşları kadife ve<br />

ipekler kullanıldı. Portekizli ünlü Mimar ve Marriott otellerinin<br />

de daha önce iç dekorasyonunu yapan Patricia Pina, oda ve<br />

suitlerin iç tasarımını yaparken Balo salonunun tasarımı da<br />

değerli mimar Hakan Yürüoğlu imzasını taşıyor.<br />

Otel, Türkiye tarihinin dokusuna atıfta bulunuyor<br />

Oda ve suitlerde; sanatçı Süleyman Sait Tekcan’ın “At Nağme”<br />

serisi eserleri ve Endüstri Tasarımı sanatçısı Doç. Dr. Gülname<br />

Turan’ın Anadolu çiniciliğinde kullanılan gökyüzü ve toprak rengini<br />

temsil eden panolar bulunuyor. Yeni tasarlanan oda ve suitlerde<br />

ayrıca III. Selim dönemi parasının büyültülerek yapıldığı üzeri antik<br />

sırlı replikalar göze çarpıyor. The Ritz-Carlton, İstanbul’un dizaynı<br />

özellikle ülkemizin ve tarihimizin dokusuna atıfta bulunuyor. Enfez<br />

boğaz manzarasına karşı olan oda ve suitler Türk tarihinden gelen<br />

ve hayranlık uyandıran motifler ile süsleniyor. Otelin konaklayacak<br />

konukları da hem tarihimizi daha iyi anlarken hem de geliştirilmiş<br />

konforu birlikte yaşamaya devam ediyorlar.


hotel restaurant<br />

38 & hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Hilton,<br />

Afrika<br />

Büyüme<br />

Girişimi’ni<br />

başlatıyor!<br />

Konaklama sektörünün<br />

lider firmalarından Hilton,<br />

önümüzdeki beş yıllık<br />

süreçte Afrika’da 50<br />

milyon dolarlık yatırım<br />

yapmaya hazırlanıyor.<br />

Hilton Afrika Büyüme<br />

Girişimi adı verilen<br />

yatırım planı kapsamında,<br />

firmanın Sahra Altı<br />

Afrika’daki varlığının<br />

daha da güçlendirilmesi<br />

hedefleniyor.<br />

Bu girişim doğrultusunda, Afrika’nın<br />

farklı noktalarında yaklaşık 20 bin<br />

oda sunan 100 otel, Hilton markalı<br />

tesislere dönüştürülecek. Yenilen oteller,<br />

Hilton çatı markası altında yer alan Hilton<br />

Hotels & Resorts, DoubleTree by Hilton,<br />

Curio Curio Collection by Hilton gibi farklı<br />

markalar ile hizmet verecek.<br />

Fitzgibbon: “Hilton, Afrika genelinde<br />

büyümeye hız verecek”<br />

Hilton Avrupa, Ortadoğu ve Afrika<br />

Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan<br />

Yardımcısı Patrick Fitzgibbon, büyüme<br />

girişimini şöyle yorumladı: “Afrika’da<br />

50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren<br />

Hilton, kıta genelinde büyümeye hız<br />

verecek. Bu kapsamda halihazırda hizmet<br />

veren çok sayıda oteli Hilton markalı<br />

otellere dönüştüreceğiz. Geçmişte çeşitli<br />

pazarlarda başarıyla uyguladığımız bu<br />

modelin, Afrika’da da bizim için önemli<br />

fırsatlar yaratacağına eminiz.”<br />

Fitzgibbon sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Mevcut otelleri Hilton markalı tesislere<br />

dönüştürmek dönüştürmek, otel<br />

portföyümüzü hızla genişletmemize<br />

imkan sağlayacak. Otel sahipleri de<br />

bu dönüşüm aracılığıyla hem daha<br />

fazla yerli ve yabancı turiste hem de<br />

misafir sadakat programımız Hilton<br />

Honors’ın 65 milyonu aşkın üyesine<br />

ulaşma imkanını yakalayacak. Afrika’daki<br />

büyüme hamlemizi yalnızca büyük<br />

şehirlerle ve havalimanı otelleriyle de<br />

sınırlı tutmayacağız. Tatil yöreleri ve<br />

safari alanları gibi çeşitli bölgelerde de<br />

otellerimizle hizmet vermeyi hedefliyoruz.<br />

Diğer yandan yeni oteller, Hilton’un<br />

pazara liderlik eden ticari platformlarının<br />

da aralarında yer aldığı çeşitli marka<br />

avantajlarından faydalanabilecek. Otel<br />

konukları ise ise online check-in ve Hilton<br />

Honors mobil uygulamasının sağladığı<br />

imkanlar başta olmak üzere pek çok<br />

yenilikçi Hilton hizmetini kullanabilecek.<br />

Fitzgibbon şöyle dedi: “Otel sahipleri,<br />

Hilton çatı markası altında yer alan farklı<br />

markalarımız arasından kendi tesislerine<br />

en uygun markayı seçme imkanına sahip<br />

olacak. Son dönemde bu esneklikten<br />

faydalanan tesisler arasında Kenya’da<br />

açmaya hazırlandığımız ilk DoubleTree<br />

by Hilton markalı otelimiz ile Ruanda’da<br />

yine aynı marka altında ülkenin ilk Hilton<br />

tesisi olarak hizmet verecek yeni otelimiz<br />

de yer alıyor. Yıl sonuna doğru diğer otel<br />

projelerimizi de duyurmayı hedefliyoruz.<br />

DoubleTree by Hilton Nairobi<br />

Hurlingham<br />

Bu girişim kapsamında dönüştürülecek<br />

ilk otel, Nairobi’deki Ngong Road üzerinde<br />

yer alan Amber Hotel. 2016 yılında<br />

kapılarını açan 109 odalı otel, renove<br />

edildikten sonra DoubleTree by Hilton<br />

markası ile hizmet verecek. Yılsonuna<br />

doğru tamamlanması hedeflenen<br />

renovasyon çalışmasının ardından, otelin<br />

adı da DoubleTree by Hilton Nairobi<br />

Hurlingham olarak değişecek. Franchise<br />

modeliyle işletilecek otelin otelin şu anki<br />

Genel Müdürü Elisha Katam görevine<br />

devam edecek.<br />

DoubleTree by Hilton Kigali City Centre<br />

Kigali’de profesyonel hayatın merkezi olan<br />

bir noktada yer alan 153 odalı (134 konuk<br />

odası, 19 apartman) Ubumwe Grande<br />

Hotel, renovasyon çalışmalarının ardından<br />

2018 yılında DoubleTree by Hilton<br />

markası ile hizmet vermeye başlayaak.<br />

Kapılarını ilk olarak Eylül 2016’da açan<br />

ve dönüşümün ardından franchise<br />

sistemiyle işletilecek olan otel, Hilton’un<br />

Ruanda’daki ilk tesisi olma özelliğini<br />

taşıyacak. Çalışmaların tamamlanmasının<br />

ardından otel DoubleTree by Hilton Kigali<br />

City Centre adıyla hizmet verecek.


40<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Muş Havalimanı’nın<br />

temel atma töreni gerçekleşti<br />

Kuruluşundan bu yana İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali başta<br />

olmak üzere, Kahire, Üsküp, Ohrid, Roma, Medine, Riyad ve Kuveyt’in de aralarında<br />

olduğu uluslararası ve yerel ölçekte toplam 17 havalimanı projesine imza atan<br />

GMW MIMARLIK’ın, 11.400 m²’lik alanda tasarladığı Muş Havalimanı Yeni Terminal<br />

Binası’nın temel atma töreni gerçekleştirildi.<br />

Ali Evrenay Özveren, Dicle<br />

Demircioğlu ve Pınar İlki Emekçi<br />

liderliğinde, ulaşım sektörü<br />

yapılarında Türkiye’nin ve dünyanın önde<br />

gelen markalarından biri olarak başta<br />

havalimanları, tren istasyonları, alışveriş<br />

merkezleri, konut projeleri ve kurumsal<br />

yapılar olmak üzere farklı fonksiyonlarda<br />

pek çok nitelikli mimari ve iç mimari<br />

proje üreten GMW MIMARLIK tarafından<br />

tasarlanan, DHMİ tarafından toplam<br />

11.400 m²’lik bir alanda inşa edilmesi<br />

planlanan Muş Havalimanı Yeni Terminal<br />

Binası’nın temel atma töreni, 4 Ağustos<br />

<strong>2017</strong> Cuma günü gerçekleştirildi.<br />

Özellikle yılın belli dönemlerinde artan<br />

yolcu ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz<br />

kalmaya başlayan mevcut terminal<br />

binası yerine DHMİ tarafından inşa<br />

ettirilmesi planlanan Muş Havalimanı Yeni<br />

Terminal Binası’nın, esas olarak iç hatlar<br />

terminali işlevi görmesi ve özellikle hac<br />

dönemlerinde dış hatlar terminali olarak<br />

da işletilebilecek şekilde planlanması<br />

istenmiş.<br />

Kolay ulaşılır planlama<br />

GMW MIMARLIK, zemin katı tüm yolcu<br />

hareketlerini toplayacak, kolay ulaşılır ve<br />

yolcu alanları bina içinde bütün olarak<br />

algılanır şekilde planlamış. Bu sayede<br />

yolcu alanlarının birbirine akması ve<br />

tek bir büyük hol olarak algılanması<br />

sağlanmaya çalışılmış. Bu büyük hol; bir<br />

ucunda VIP salonuyla, diğer ucunda ise<br />

bir iç avluya bakan geniş cam yüzeyle<br />

sınırlandırılmış. Yolcu bekleme salonu,<br />

gerektiğinde iç hat-dış hat bekleme salonu<br />

olarak bölünebilirken; bagaj alım salonu<br />

da gerektiğinde dış hat uçuşlarına hizmet<br />

verebilecek şekilde düzenlenmiş.<br />

Muş Havalimanı Yeni Terminal Binası’nın<br />

dar ve uzun bir bant olarak planlanan<br />

birinci katında ise ofisler yer alıyor. Ortada<br />

bir koridor üzerinde planlanan ofislerin bir<br />

kanadı doğrudan aprona cephe verirken,<br />

diğer kanattaki ofisler ise yolcu alanlarına<br />

bakacak şekilde yerleştirilmiş.<br />

Muş Havalimanı projesinde, terminal<br />

binalarında kütleyle ilgili en kritik konu<br />

olan çatı formu, olabildiğince sade bir<br />

şekilde ele alınmış; sert kış koşullarını<br />

da dikkate alarak geleneksel eğimli<br />

çatıdan yola çıkılarak tasarlanmış. Çatıda<br />

kullanılan kenetli alüminyum kaplamanın,<br />

eğik yüzeyler olarak planlanan dış<br />

duvarlarda da kullanılmasıyla çatının ‘yere<br />

akması’ sağlanmış. Tüm köşelerin yay<br />

formunda dönülmesiyle birlikte de, bütün<br />

işlevleri sarmalayan tek bir örtü düşüncesi<br />

desteklenmiş. Binayı saran bu örtü ile yer<br />

düzlemi arasında, yer düzlemine dik ve<br />

cepheden geri çekilmiş geniş cam yüzeyler<br />

planlanmış, bu sayede binanın kontrollü<br />

bir güneş ışığı alması hedeflenmiş.<br />

Çevreci, özgün<br />

GMW MIMARLIK, ilk eskiz aşamasından<br />

detayların oluşturulmasına kadar tüm<br />

proje süreci boyunca Muş Havalimanı Yeni<br />

Terminal Binası’nın hem sade, çevreci,<br />

kolay ulaşılabilir, işletme maliyetleri<br />

düşük, hem de özgün bir tasarım diline<br />

sahip olmasını amaçlamış.


42<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yatırım röportaj<br />

Deniz<br />

Dikkaya<br />

“Anadolu Yakası’nın<br />

liderliğini yeniden<br />

ele geçirdik”<br />

Anadolu Yakası’nın gözde<br />

lokasyonlarından Kalamış’ta<br />

hizmet vermeye devam eden<br />

Wyndham Grand İstanbul Kalamış<br />

Marina, grubun İstanbul’daki ilk otel<br />

markası olarak popülaritesini halen<br />

koruyor. Bunda elbette otelin kalite<br />

ve konforu sürdürülebilir bir servis ve<br />

hizmet anlayışıyla sunma gücü ve etkisi<br />

kadar satış ve pazarlama konusundaki<br />

profesyonel iş yaklaşımının da etkisi<br />

büyük. Beş yıldızlı otele açılışından bu<br />

yana yapılan iş gücü ve ünite yatırımları<br />

bunun birer açık göstergesi. Peki<br />

turizmdeki son dönem gelişmeler<br />

paralelinde Wyndham Grand İstanbul<br />

Kalamış Marina’da neler oluyor,<br />

<strong>2017</strong> yılını kapatmaya hazırlandığımız<br />

bugünlerde ve 2018’de beş yıldızlı otel<br />

konuklarını hangi yeni sürprizler ve<br />

hizmetleriyle ağırlayacak, otelin Satış<br />

ve Pazarlama Direktörü Deniz Dikkaya<br />

anlattı…<br />

“Hazirandan itibaren Anadolu Yakası’nın<br />

liderliğini tekrar ele geçirdik”<br />

2016 tüm Türkiye için olduğu gibi bizleri<br />

de çok üzdü. <strong>2017</strong>’de hepimiz çok umutlu<br />

olmak istiyorduk. Yıla Reina saldırısı<br />

gibi maalesef kötü bir olayla başladık.<br />

Ancak Haziran ayı sonrası özellikle<br />

de referandum kaynaklı sektörden<br />

artışlarla beraber olumlu sinyaller<br />

almaya başladık. İstanbul turizminde<br />

yaşanan yerli ve yabancı turist artışı<br />

memnun edici oldu. Bu dönemde peki biz<br />

Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina<br />

olarak neler yaptık? Haziran ayından<br />

itibaren Anadolu Yakası’nın liderliğini<br />

tekrar ele geçirdik. Her ayı hem bölge<br />

hem doluluk hem de fiyatlar anlamında<br />

güzel rakamlarla kapatıyoruz. Şu anda<br />

doluluklarımız % 90 ve üzeri devam<br />

ediyor. Bunda sadece otelin kalitesi değil,<br />

özellikle vurgulamak isterim ki satış,<br />

pazarlama ve operasyon başarısının<br />

büyük payı var. Şöyle söyleyeyim, biz<br />

operasyonel manada otelimize gelen<br />

bir misafiri memnun ederek ikinci kez<br />

getirebilme başarısına sahibiz.<br />

Satış ve pazarlama konusundaki<br />

çalışmalarınızı biraz daha<br />

detaylandırabilir misiniz? Başarı<br />

iddianızı temellendirdiğiniz<br />

faaliyetleriniz arasında neler var?<br />

Satış bir sanattır, biz de satış konusunda<br />

tecrübeli en iyi sanatçıları bir araya<br />

getirerek İstanbul’da ses getirecek<br />

çok iddialı bir ekip kurduk. Ben de<br />

satış pazarlama direktörü olarak bu<br />

güzel ekibin başındayım. Biz birbirini<br />

olduğu kadar otelini de çok seven ve iyi<br />

anlaşan bir ekibiz. Ben de dahil olmak<br />

üzere otelden ayrılmayı pek sevmiyoruz.<br />

Çünkü bu otelin içinde zaman<br />

geçirmek gerçekten çok keyifli. Hem<br />

misafirlerimiz bu keyfi yaşıyorlar hem<br />

de satış ekibi olarak bu keyfi yaşıyoruz.<br />

Hatta şunu samimiyetle söyleyeyim,<br />

Cuma-Cumartesi günleri evime biraz<br />

geç gidiyorum. O yüzden eşimden özür<br />

diliyorum. Ama bu oteli bırakmak inanın<br />

çok kolay değil. Zaten burayı yaşayan<br />

misafirlerimiz de aynı şeyi söylüyorlar.<br />

Sorunuza dönersem; yine<br />

tekrarlayacağım ve bu konuda da çok<br />

alçak gönüllü olmayacağım. Otelimiz<br />

Anadolu Yakası’nın en güzel otellerinden<br />

bir tanesi, ama bu unvanı korumak için<br />

de hem yeni sadakat projelerini hayata<br />

geçirirken hem de kalitemizi misafir<br />

memnuniyet oranımızı arttırmaya<br />

odaklanıyoruz. Bu çok zevkli bir yarış,<br />

bütün beş yıldızlı oteller gerçekten çok<br />

kaliteli ama bu yarışta ipi göğüslemek<br />

için hep çalışmak, daha çok çalışmak


gerektiğinin de bilincindeyiz. Kalamış<br />

ve Anadolu Yakası’nın sahil hattındaki<br />

ışıldayan bir otel olmaktan büyük<br />

memnuniyet duyuyoruz. Bunun da hakkını<br />

vermemiz gerekiyor. Biz yönetimimiz,<br />

tüm satış ekibimiz ve operasyon<br />

kadromuzla birlikte bu memnuniyeti<br />

devam ettirmek için çalıştık. Çok kısa<br />

zamanda da yepyeni güzel projeleri<br />

hayata geçirdik. Bizi izlemeye devam edin<br />

diyoruz.<br />

“Otelimizi Kalamış vurgusuyla<br />

pazarlıyoruz”<br />

Bunlardan en önemlisi, aslında lokasyonu<br />

öne çıkarma projemiz oldu. Bildiğiniz<br />

üzere, biz turizm fuarlarına gittiğimiz<br />

zaman sadece Türkiye’yi tanıtıcı işler<br />

yapardık. Sonra lokasyon öneminin<br />

farkına vararak iller tanıtımı öne çıkmaya<br />

başladı. Kalamış’ın tek oteli olmamız<br />

ve Türkiye’nin en özel lokasyonlarından<br />

birinde konumlanmamız sebebi ile<br />

satış ve pazarlama faaliyetlerimizde<br />

Kalamış vurgusu üzerine çalışıyoruz.<br />

Bu doğrultuda “Kalamış’ta hayat başka”<br />

diye bir slogan oluşturduk. “Kalamış’ta<br />

toplantı başka, Kalamış’ta düğün başka,<br />

Kalamış’ta eğlence başka” diyoruz.<br />

Tüm markalarımızı da bunun altında<br />

vurgulamaya çalışıyoruz. Bunda da<br />

başarılı olduğumuzu düşünüyorum.<br />

Son dönemde aldığımız tepkiler ve ileri<br />

döneme yönelik yapacağımız pazarlama<br />

çalışmaları da hep Kalamış vurgusu<br />

üzerine olacak. Çünkü bu otel dediğim<br />

gibi Kalamış’ta ve bölgesinin de tek oteli.<br />

Buraya insanlar bir tatlı huzur bulmaya<br />

geliyorlar. Biz de zaten onlara o tatlı<br />

huzuru vermeye çalışıyoruz. Otelimiz<br />

lokasyon ruhuyla son derece örtüşen<br />

butik bir otel konseptinde ama beş yıldızlı<br />

bir işletmeyiz.<br />

“Anadolu Yakası’nda yeniden bir<br />

numarayız”<br />

Neredeyse %70’i Kalamış manzarasına<br />

sahip 210 odamız var, her biri de süit<br />

kalitesindeler. Yiyecek ünitelerimiz çok<br />

farklı. Eğer siz bir otelin yiyecek içecek<br />

ünitelerin iyi satmak ve pazarlamak<br />

istiyorsanız onların kendi markalarını<br />

da oluşturmak zorundasınız. Wyndham<br />

Grand İstanbul Kalamış Marina, tabii<br />

bütün ekibi ile birlikte bunu çok iyi<br />

başarmış durumda Mehmet Yalçınkaya<br />

gibi harika bir şefimiz var, onunla<br />

çalıştığımız için çok şanslıyız. Netice<br />

olarak içinde bulunduğumuz lokasyonu<br />

ön plana çıkararak tanıtımlarımızı<br />

sürdürüyoruz, çok kısa bir zamanda da<br />

karşılığını aldık. Anadolu Yakası’nda şu<br />

anda gerek doluluklar gerekse fiyatlar<br />

anlamında bir numara olma özelliğimize<br />

tekrar sahip olduk.<br />

Bu yılı ne şekilde tamamlarsınız,<br />

yılsonuna ilişkin tespit ve önerileriniz<br />

neler?<br />

İstanbul’da genel manada bir yoğunluk<br />

başladı. Bu da bizi ve sektörümüzü<br />

çok sevindiriyor. Kaldı ki ben bildiğiniz<br />

üzere sadece otelde çalışan bir yönetici<br />

değilim. Aynı zamanda çeşitli sivil toplum<br />

kuruluşlarında da görev yapıyorum.<br />

Ama bayrağı diğer arkadaşlarımıza<br />

teslim ettik çünkü burada çok farklı bir<br />

dünya var. Anadolu Yakası otelciliğinde<br />

de çok ciddi bir rekabet var. <strong>2017</strong>’nin<br />

Eylül ayını bitiriyoruz. Ekim ve 3 aylık<br />

dönemde 2016’da özlediğimiz tabloyu<br />

<strong>2017</strong> yılı sonuna kadar yaşatmak için<br />

çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok<br />

yakında Kalamış vurgusu ile ön plana<br />

çıkmayı hedeflediğimiz bir pazarlama<br />

çalışmasıyla sektörde kendimizden<br />

bahsettireceğiz. Sözünü ettiğim,<br />

hem yazılı hem de görsel medyada<br />

yer almak ve sinema reklamlarına<br />

girmekle alakalı bir proje. Bu doğrultuda<br />

Kalamış LIVE’ı tekrardan hayata<br />

geçirdik. Kalamış LIVE, otelimizdeki<br />

canlı müzik performanslarımız. Bunun<br />

hakla ilişkiler yönetimini ayrı yapıyoruz.<br />

Sadece İstanbul’dan değil, şehir<br />

dışından konaklamalı misafir ağırlıyoruz.<br />

Bunlardan bir tanesi OUZO Restaurant.<br />

Özellikle Çarşamba-Cuma-Cumartesi<br />

olmak üzere haftanın üç günü Kalamış<br />

LIVE günlerinin olduğu, Yunan ve Balkan<br />

müzikleriyle canlı programın yapıldığı,<br />

Ege ve Türk lezzetlerinin servis edildiği<br />

bir konsept. İnsanlar “Wyndham Grand<br />

Kalamış Marina’nın terasına gidiyorum<br />

demiyor, OUZO’ya gidiyorum” diyor.<br />

Bir de Jigger Roof barımız var. Burası<br />

Kalamış manzarasıyla özel davet ve<br />

organizasyonlara ev sahipliği yaptığı<br />

gibi haftanın dört günü caz müzik<br />

dinletileri ile de oldukça popüler.<br />

Bunların dışında otelimizin içinde toplam<br />

altı tane yiyecek içecek markamız var.<br />

Bunların üç tanesi kendi işletmemiz,<br />

geriye kalanlar kiracılarımız. Fakat<br />

bunlar Günaydın Kebap, Sushico, Özgür<br />

Şef, Divan Pastaneleri gibi oteli marka<br />

değerini yükselten işletmeler. Biz bu<br />

markaları kendi otel markalarımızın<br />

içine bütünleştirerek güzel bir karışımı<br />

misafirlerimize sunuyoruz, geri<br />

dönüşünden de son derece memnunuz.<br />

Son olarak 2018 yılına dair neler<br />

söyleyebilirsiniz?<br />

2018’de aynı başarımızın devam etmesi<br />

için hem ülkesel bazda hem de bu ülkeye<br />

hizmet eden ürünler olarak çalışacağız.<br />

İstanbul’un ve Türkiye’nin eğlenceli, güzel<br />

yüzünü daha fazla göstererek, yaşanan<br />

kötü senaryoların hepsini unutarak<br />

pazarlama politikalarımıza devam etmek<br />

önceliğimiz olmalı diye düşünüyorum.<br />

Paris’te de bombalar patladı,<br />

Barselona’da da… Ama baktığınızda biz<br />

maalesef ki moral motivasyon anlamında<br />

çabuk düşen bir milletiz. Bu noktada<br />

halkla ilişkiler yapanların ve turizm<br />

sektörünün bu olumsuz gelişmelerden<br />

etkilenmemesi lazım. Burada biz ürün<br />

verenler olarak buna çok dikkat edeceğiz.<br />

2018’de pazarlama politikamızı sürekli<br />

çeşitlendirerek yol aldığımızda bunun<br />

da karşılığında iyi sonuçlar alacağımıza<br />

eminim.


hotel restaurant<br />

44 & hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Saray mutfağının ‘altın eli’<br />

Gülşen Coşanöz<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen / Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

Büyük yedi odalı üç salonlu eski bir<br />

Bursa evinde annenin maharetle<br />

kurduğu Türk ve Saray mutfağının<br />

en seçkin tatlarıyla geçer çocukluk ve<br />

ilk gençlik yılları. Akranları kek, poğaça<br />

yapmanın derdindeyken o başucu edindiği<br />

yemek kitaplarıyla ilk turşusunu kurar…<br />

Yine o kitaplarla Saray mutfağını işin<br />

ustalarından büyük bir iştahla hatmeder…<br />

Bir hobi olarak girdiği mutfak, yıllar<br />

geçtikçe kendi gibi yemeğin ruhundan,<br />

enerjisinden, ritminden anlayan gustosu<br />

geniş insanlara kapılarını açar, coşar sel<br />

olur…<br />

Tıpkı Türk ve Saray mutfağının<br />

Bodrum’daki usta temsilcisi Marmarina<br />

Saraylı Mutfak Koordinatörü Gülşen<br />

Coşanöz’ün hikayesi gibi…<br />

Gülşen Hanım, gastronomi hayatınız<br />

ilk nasıl başladı? Geçmişe kısa<br />

bir yolculukla o günleri bize nasıl<br />

anlatırsınız?<br />

Aslen Bursalıyım, atalarım Saraybosnalı.<br />

Bursa’da annem eski kültürümüzü aynen<br />

devam ettiren bir kadındı. Yemek bizim<br />

için çok önemliydi. Daha çok küçüktüm<br />

ama iyi hatırlarım, evimizde yemek<br />

odamız, yemek hazırlanan mutfağımız<br />

ve yemek bölümümüz ayrıydı. Büyük,<br />

eski bir Bursa evinde dünyaya gelmişim<br />

ve o evde büyüdüm. Annemin yemekleri<br />

muhteşemdi, bize çok özel yemekler<br />

yapardı, saray lezzetlerini ve Türk<br />

mutfağının en zor yemeklerini layıkıyla<br />

başarırdı.<br />

“Gastronomi hayatım bir turşuyla<br />

başladı”<br />

Ben boğa burcuyum. Boğa burcu<br />

biliyorsunuz, mutfağa meraklıdır,<br />

gastronomiyi çok önemser. Henüz daha<br />

orta birinci sınıf öğrencisiyken herkes<br />

kek, poğaça yapma derdindeyken ben<br />

daha değişik şeyler yapmanın telaşıyla<br />

ilk turşumu kurdum. Benim için o çok<br />

kıymetlidir, hiç unutamam. O aralar<br />

ülkemizin medarı iftarı Necip Ertürk<br />

ustanın yemek kitabı bir şekilde elime<br />

geçti. Devamında ustanın ansiklopedi<br />

değerinde bilgilerle dolu olan bütün<br />

yemek kitaplarını edindim ve zamanla<br />

kendisi benim idolüm oldu. Oradaki<br />

tariflerden birinden de ilk turşumu<br />

kurmaya karar verdim. Hiç unutmam,<br />

bizim Bursa’da bir köylü pazarı vardı.<br />

Tarifnamede gerekli ne malzeme<br />

varsa ama çocuk aklımla da çok daha<br />

güzel yapacağıma inanarak, ustanın<br />

yazdığı malzemelerin iki mislisini satın<br />

aldım ve kullandım. Sebzeler aynı ama<br />

baharatlar tam tamına iki katıi… Turşuyu<br />

kurduktan sonra bir 15-20 gün geçti.<br />

Büyük bir seremoniyle ailece açtık ama<br />

bütün ev ahalisi kaçtı. Etrafa yayılan<br />

olağanüstü kötü bir kokuydu çünkü.<br />

Ben çok üzüldüm, çok bozuldum. Nasıl<br />

başarısız olurdum, kahroldum. Rahmetli<br />

annem orada beni çok güzel motive etti,<br />

“Hayır, tadı pek güzel evladım, üzülme,<br />

bir dahaki sefere daha da güzel olur,<br />

hemen bunu sofraya koyacağız” diyerek<br />

adeta beni yüceltti. Bu gerçekten benim<br />

içi unutulmaz bir anıdır. Annemin o<br />

sözleri beni ihya etti ve böylelikle benim<br />

gastronomi merakım başladı. Ondan<br />

sonra ben roman okur gibi Necip Usta’nın<br />

beş cilt halindeki kitaplarını her fırsatta<br />

o kadar çok okudum ki, kitaplar hep<br />

yıprandı, inanır mısınız üç kez aldım,<br />

onlar benim başucu kitabım oldular. Her<br />

boş anımda roman okur gibi okudum ve<br />

uyguladım. Yıllarca… Son üçüncü kez<br />

aldığım beş cildi artık kütüphanemde<br />

muhafaza ediyorum, çok kıymetli benim<br />

için çünkü az bulunuyor.


Eğitim de devam ediyor tabii…<br />

Aslında ben Çocuk Gelişimi okudum.<br />

Ankara Üniversitesi’ni kazandım, gittim<br />

ancak üniversiteyi bitirmedim, yarım<br />

kaldı. 70’li yıllarda terör olayları çok<br />

yoğundu. Sağ sol çatışmalarından çok<br />

zamanlar müthiş bir yatak sıkıntısı var.<br />

Üç tane otel var, Türkiye’ye de acayip bir<br />

talep var. Uçak dolusu insanlar geliyor,<br />

ancak turistleri konaklatacak yatak yok.<br />

Hatta o dönemlerde Dedeman Otel vardı,<br />

çalıştığımız acenta doluluklardan dolayı<br />

hatta 1000 kişiyi ağırlıyorduk. 35 tane<br />

elemanımız, üç de şefimiz vardı.<br />

“Hep Türk mutfağını tanıtmak istedim”<br />

Bu yoğunluğa rağmen ben milliyetçi<br />

duygularımla hareket ederek, şeflerimize<br />

etkilendik. Ancak yemek aşkım aynen<br />

devam etti. Her vesileyle mutfağa<br />

giriyordum, evde partiler veriyordum,<br />

kutlamalar yapıyordum.<br />

Anneniz bu gelişimden son derece<br />

memnun olmalı.<br />

Fevkalade memnun. Zaten biz dört<br />

kız kardeşiz. Her kardeşimizin ayrı bir<br />

özelliği var. Kız kardeşim ressam, ablam<br />

moda evi sahibi. Her birimiz sanatın farklı<br />

bir dalıyla uğraşıyor. Yine Necip Usta’nın<br />

kitaplarında okumuştum, “gastronomi bir<br />

sanattır” diye… Yemek yapmanın güzel bir<br />

sanat olduğunu fark edince çalışmalarım<br />

da aynı hızla devam etti. Yıllarca hobi<br />

şeklinde yemek yapmayı sürdürdüm.<br />

Daha sonra eşimin işi icabı Antalya’ya<br />

taşındık, kendisi turizm sektöründe<br />

yiyecek içecek müdürüydü ve orada<br />

benim turizm hayatım başladı. Sene<br />

1986, Mesut Yılmaz Turizm Bakanı,<br />

turizmin en popüler yılları… Kemer’in<br />

tek oteli var ve eşim oranın müdürü,<br />

Bakan Beye ve heyete yemek verilecek<br />

ama o kadar hiçbir şey yok ki! Gerçek<br />

turizmin yapıldığı dönemler… O yıllarda<br />

hep eşime yardım ettim. Sonra 1993<br />

yılında Antalya’da ortağımız ile beraber 27<br />

odalı bir pansiyon satın aldık, bunu ciddi<br />

emeklerle restore ettik ve küçük bir butik<br />

otel haline getirdik. Turizm sektöründe<br />

ilk bağımsız emeğim böyle başladı. Otelin<br />

müdire hanımı oldum. Antalya’da da o<br />

müşteriyi önce bize getiriyordu, 2-3 gün<br />

sonra yer açılınca Dedeman’a taşıyordu.<br />

Kaldı ki biz Antalya’da 2, 3 yıldızlı bir<br />

oteldik.<br />

“Gece 3’te haldeki yegane sarı saçlı<br />

kadın bendim”<br />

Otel müdiresiydiniz ama mutfakta<br />

değildiniz…<br />

Mutfakta değildim ama bilgimi devamlı<br />

geliştiriyorum, sürekli okuyorum,<br />

araştırıyorum, bilgilerimi mutfakçılarla<br />

devamlı paylaşıyorum. Ben kendi<br />

işletmemizi yürütürken, eşim Talya<br />

Otel’in Yiyecek İçecek Müdürüydü. O<br />

aralar günlük tura çıkan turistler perişan,<br />

gezdikleri güzergahlarda doğru düzgün<br />

lokanta yok! Akşam otelde herkes hasta,<br />

sindirim sistemi bozukluğu yaşıyorlar.<br />

Acentacı arkadaşlarımızın ısrarları<br />

üzerine, onların gruplarına hizmet<br />

vermek üzere 1995’te Akdeniz bölgesinin<br />

ilk grup konseptli restoranını, 10<br />

dönüm arazi üzerine kurduk. Restoran,<br />

Kurşunlu Şelalesi Perge Antik Kent ve<br />

alışveriş merkezlerine yakın olduğu<br />

için iyi bir lokasyon seçmiştik, ayrıca<br />

Çiftlik Restaurant olarak bir bölümünde<br />

geleneksel tarım yaptık. İçinde her daim<br />

10-12 köpek, 35-40 ördek, 40-50 horoz<br />

tavuk, bir kaç kuş ve papağan, 3 at, 2<br />

adet te eşeğimiz vardı. Turizmin altın<br />

yılları, her gün öğle yemeğinde 800- 900<br />

Türk lezzetlerinden oluşan, açık büfe<br />

kurduruyordum. Hep Türk mutfağını<br />

tanıtmak istedim, Türk kahvemizi<br />

duyurmak istedim. Düşünün ki,<br />

imambayıldıdan zeytinyağlı yaprak<br />

sarması ve pastırmalı kuru fasulyeden<br />

karnıyarığa kadar menümde hep gerçek<br />

Türk mutfağını uygulattım. Mutfakta<br />

genelde denetleyen, menüleri çıkartan<br />

kişi konumundaydım. Bazı geceler eşimle<br />

beraber hale ben de giderdim. Gece 3’te<br />

haldeki yegane sarı saçlı kadın bendim ve<br />

daima şunu çok önemsedim, tarla ürünü,<br />

mevsimsel ürün… Antalya’da etrafımız<br />

seralarla dolu olmasına rağmen yakınen<br />

yaşadığım için tercih etmedim, halen de<br />

tercih etmem. Tamamen mevsimsel ve<br />

doğal ürün kullanmaktan yanayım.<br />

“Ne mutlu ki, Marmarina<br />

Saraylı’ya gelenlerin yüzde<br />

80’i gustosu çok gelişmiş<br />

insanlar. Konuya çok vakıf,<br />

damak zevkleri müthiş. Sizi<br />

takdir edebilecek insanlar,<br />

bu da benim bütün<br />

yorgunluğumu alıyor.”


46<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Bu arada lafınızı bölerek, sizi biraz daha<br />

yakından tanımak ve tanıtmak isterim.<br />

İş ve gündelik yaşamında Gülşen<br />

Coşanöz nasıl biridir, bize kendinizi<br />

anlatır mısınız?<br />

Aslında zor bir insanım. Mükemmeliyetçi<br />

oluşum etrafımda çoğu zaman sıkıntı<br />

oluşturabiliyor. Bu yüzden benimle<br />

çalışmak, personele zor geliyor. Hele<br />

ki günümüz personelini çok fazla<br />

rapta zapta alamıyorsunuz. Oldu, bitti<br />

felsefesiyle çalışıyorlar. Maalesef sektör<br />

olarak bu konuda çok geri kaldık. İyi<br />

şefler, iyi müdürler yetiştirdik ama<br />

onların alt kadrosunu yetiştiremiyoruz.<br />

Bu bilinci yaymamız lazım. Sezonluk<br />

yerlerde özellikle ne yazık ki elemanlar<br />

bir cep telefonu için çalışıyor, işi<br />

öğrenmek çok da umurlarında değil<br />

ki… İnşallah üyesi olduğum Gastronomi<br />

Turizmi Derneği olarak gençlerin<br />

eğitimine el vereceğiz. Ülkemi gerçekten<br />

çok seviyorum. Ülkemin değerlerinin<br />

dünya çapında yer bulmamasından<br />

müthiş hayıflanıyorum. Bunun için<br />

de kesinlikle bir şeyler yapmamız<br />

gerektiğine inanıyorum. Bu ülke<br />

bizim felsefesiyle bugüne kadar pek<br />

çok aktivite yaptım. Hala bu yaşımda<br />

devam ediyorum. Yaşımı söylemekten<br />

hiç çekinmiyorum, 64 yaşımdayım.<br />

Ama keşke bu kadar bilgiyle, bu kadar<br />

deneyimle 38 yaşımda olsaydım. Çok<br />

büyük hayallerim, hedeflerim var.<br />

İnşallah ömrüm yetecek, onları da<br />

yapacağım diyorum. Gün 24 saat ama<br />

ben böyle 18 saat filan çalışıyorum ki,<br />

yapmak istediklerimi enerjim azalmadan<br />

bitirebileyim. Çünkü çok konu başlığım<br />

var, bunları gerçekleştirmek istiyorum.<br />

Bu bahsettiğiniz konu başlıklarını biraz<br />

daha açabilir misiniz?<br />

Son beş yıldır Bodrum’da yaşıyorum.<br />

Bodrum mandalinasının kıymet<br />

görmemesi beni çok üzdü. Çünkü<br />

olağanüstü bir lezzet. Tek kusuru fazla<br />

çekirdekli olması. Bu sebeple hemen<br />

#bodrummandalinasıyaşamalı şeklinde<br />

bir hastagh yaptım. Marmarina Saraylı’da<br />

da son 3-4 senedir Bodrum mandalinalı<br />

menüler yapıyorum, etkinliklerimde<br />

konuklarıma yine Bodrum mandalinalı<br />

ürünler sunuyorum. İncecik bir kabuğu<br />

var ama muhteşem bir aroması<br />

var oysaki… Onun dışında tarladan<br />

tabağa olayını, atalık tohumları çok<br />

önemsiyorum; bu tohumlara sahip<br />

çıkılması ve daha da yaygınlaştırılması<br />

gerektiğini düşünüyorum. Çiftçimiz<br />

özendirilmeli! Yeni yetişen neslin<br />

taze fasulyenin veya patlıcanın hangi<br />

mevsim sebzesi olduğunu bilmemeleri<br />

beni fevkalade üzüyor. Oysa bizler<br />

menülerimizi mevsimsel ürünlerle<br />

hazırlasak, çocuklarımızı doğal ürünlerle<br />

beslersek, tohumlarımızın kıymetini<br />

bilirsek, küçük üreticilerin desteklersek,<br />

Onları da turizm sektörünün içine<br />

katarsak, elbirliği ile tarla ürünlerini<br />

kullanırsak daha geniş çevrelere<br />

ulaşabiliriz. Yani “Turizm Tarım El Ele”<br />

verebiliriz. Burada Palmarina’da Saray<br />

mutfağı, Türk mutfağı, Ege ve Bodrum<br />

mutfağını uyguluyorum. Saray mutfağının<br />

turizme katkısının çok önemli olduğuna<br />

inanıyorum. Türk mutfağı olağanüstü.<br />

Saray mutfağının Gastronomi sektöründe<br />

daha çok yer almasını arzu ediyorum.<br />

Büyük yatırımcılarımıza ulaşmaya<br />

çalışıyorum. Bir yığın İtalyan zincirlerle<br />

dolu ülkemiz. Kaldı ki bunu da layıkıyla<br />

yapamıyorlar. Niye zincir olarak bir Türk<br />

mutfağı yok? Türk mutfağını uygulayan<br />

işletmelere bakarsanız, hep kişisel bazda<br />

gayretlerle yürüyen 3-4 tane işletme<br />

var. Bu bizim kültürümü ama bu işe<br />

değer veren ünlü yatırımcı veya holding<br />

veya zincir sahibi işletmecilerimiz yok.<br />

Bazıları yeni yeni menülerine 1-2 tane<br />

yemek koymaya başladılar. Gönül ister<br />

ki, imkanlarını Türk mutfağı için de<br />

kullansınlar. Bunu çok önemsiyorum,<br />

inşallah sesimizi de duyuracağız. Ben de<br />

bu konuda seve seve fedakarlık yapmaya<br />

hazırım. Saray mutfağının da işletmelerin<br />

bölge bazında yayılması halinde<br />

turizmde bir çıkış noktası olacağına<br />

inanıyorum. Bugün dünyada “gastronomi<br />

turizmi” var, insanlar değişik mönüleri<br />

tadımlayabilmek için ülkeler arasında<br />

geziyorlar. Bütçeleri yüksek, 6 euroya kaç<br />

kişi doyarız diye bakmıyor.<br />

Bunun haricinde küçük işletmelerin<br />

kendi atölyelerinde yaptıkları ürünlerinin<br />

ne kadar kıymetli olduklarını anladım.<br />

İlhan Koçulu müthiş takdir ettiğim<br />

bir beyefendi. Kars kaşarını bütün<br />

dünyaya tekrar tanıttı. Her bölgede<br />

bunun gibi bir İlhan Koçulu çıkartmamız<br />

gerektiğini düşünüyorum. Bunun için<br />

de “Coğrafi İşaretli Ürünlerin Turizme<br />

Kazandırılması” şeklinde başka bir başlık<br />

attım. Hiç olmazsa butik işletmelerin<br />

bu ürünleri kullanması konusunu çok<br />

önemsiyorum. Bazı marketler ayrı bir<br />

bölüm halinde bu ürünleri sunmaya<br />

başladılar, nispeten mutlu eden bir<br />

gelişme.<br />

Hedefleriniz ana başlıklar halinde<br />

böyleydi. Peki Çiftlik Restaurant’tan<br />

sonrası nasıl gelişti, Marmarina Saraylı<br />

hikayesi nasıl başladı, devam edecek<br />

olursak?<br />

14 sene boyunca Çiftlik Restaurant’ımızı<br />

devam ettirdik. Ancak maalesef<br />

2003’ten sonra her şey dahil sistemi<br />

Türkiye turizminin sonunu getirdi.<br />

Türk kültürünü yaşamak, öğrenmek<br />

yerine, denize girip güneşlenmek için<br />

ülkemize gelen vasıfsız turistlerle Türk<br />

turizmi değer yitirdi. Harcama yeteneği<br />

olan misafirleri kaybettik. Kitle turizmi<br />

ile beraber kayıplar başladı. Gelen<br />

misafirler tura çıkmıyor, gezmiyor,<br />

havaalanı-otel, otel-havaalanından<br />

ülkelerine geri dönüyorlardı. Bunun<br />

üzerine 2008 yılında, eşim ve oğlumla<br />

işyerimizi kapatma kararı aldık ve<br />

hepimiz profesyonel yaşama döndük.<br />

Oğlum Mardan Palace’ın açılış ekibinde<br />

yer aldı. Ben Kemer Çamyuva’da bulunan<br />

ve şu an ismini vermekte hiçbir sakınca<br />

görmediğim Naturland Otel’in Country<br />

bölümüne işletme müdürü olarak işbaşı<br />

yaptım. Country, benim tarzımdı, doğal<br />

tarım yapıyorlardı. Seve seve o görevi


aldım ve çalıştım. Fakat çok üzgünüm,<br />

yatırımcımız Cemil Çakmaklı hepimizin<br />

emeğini harcadı, hiçbirimizin maaşını<br />

ödemedi, küçük tedarikçilerin iflasına<br />

dahi sebep oldu. Tesiste çok şık villada<br />

kalıyorum, inanılmaz olaylara şahit<br />

oluyorum, 6 aydır maaş almıyorum!<br />

O ara babam Bursa’da rahmetli oldu,<br />

cenazesine gideceğim, koordinatör<br />

Meral hanıma durumu anlattım, hiç<br />

umursamadı! Onun üzerine otelden<br />

ayrıldım. Hiç unutmam kendi kendime<br />

şunu söyledim: “Bu Antalya’da çalışılmaz<br />

artık!” hala daha hiçbirimiz alacağımızı<br />

tahsil edemedik, mahkemeleri<br />

kazandığımız halde, koca tesis bankanın<br />

ipoteği altında, çürümeğe terk edildi, iflas<br />

masası kuruldu ama nafile…<br />

“Antalya’dan yola çıktık, nereye<br />

gideceğimizi bilmeden 3.500 km yaptık”<br />

Oğlum Mardan Palace’ta çalışıyor, o<br />

da maaşını alamıyor. Eşimden ayrılıp<br />

Antalya’yı terk etme ve yeni bir yerde<br />

kendime yeni bir yaşam kurmak üzerine<br />

radikal kararlar aldım. Oğlum da bana<br />

katılmak istedi ve 2011 yılında onunla<br />

birlikte Antalya’dan yola çıktık, 3.500 km<br />

yol yaptık. Bundan sonraki hayatımızı, bu<br />

bilgilerimizle, deneyimlerimizle nerede<br />

mutlu olabiliriz, kimlere hitap edebiliriz<br />

şeklinde araştırmalarımıza başladık.<br />

Yolun sonunda bir ışık görebildiniz mi<br />

peki?<br />

Evet tabii. Yola çıktık ama nereye<br />

gideceğimizi bilmiyoruz. Elimde<br />

bilgisayarım, Google haritadan bütün<br />

Akdeniz ve Ege’yi tarıyorum. Küçük bir<br />

yer arıyorum ama yapmak istediğim<br />

işlerin o bölgenin insanlarıyla da bir<br />

şekilde bağdaşması gerekiyor. Selimiye,<br />

Alaçatı ve Yalıkavak olmak üzere üç yer<br />

ilgimizi çekti. Hepsinin doğası muhteşem<br />

ama içlerinde en çok Yalıkavak’ı sevdik.<br />

Yalıkavak Palmarina’yı 2011 yılında<br />

Mübariz Bey yeni almıştı. Daha önce<br />

orada yemek yemişliğim de vardır.<br />

Marinaya girdik, yönetimden yer istedik,<br />

bize konsept sordular, zaten da çok arzu<br />

ediyorum, “Ben Osmanlı Saray mutfağı<br />

yapacağım” deyince Mübariz Bey’den<br />

ivedilikle onay çıktı. O kışı Antalya’da<br />

geçirdik. Kurşunlu Şelalesi’ndeki<br />

Dreamland Restaurant devam ederken<br />

çok yüksek volümlü çalıştığımız yıllarda<br />

Unilever şirketi bana bir kitap hediye etti.<br />

Yemek merakımı da biliyorlar. Mehmet<br />

Kamil Efendi’nin 1844 yılında yazdığı<br />

Mevcehüt Tabbahin. Kitap benim için çok<br />

ilginçti. O güne kadar başucu kitabım<br />

olarak Necip Usta’yı okurken artık yerini<br />

Mevcehüt Tabbahin almıştı. Kitabın<br />

arkasında bir sözlük var; bir sözlüğe<br />

bakıyorum, bir dönüyorum reçeteye<br />

bakıyorum ve gözümün önünde yemekleri<br />

canlandırmaya çalışıyorum. Mutfağa<br />

gidiyorum, o yemekleri yapıyorum. Saray<br />

mutfağı çok önemli. Bu arada çocukken<br />

annemin yaptığı yemekleri o kitapta<br />

bulmaya başladım. Her gün mutfağa<br />

girdim, Osmanlı saray yemeği yaptım,<br />

düşünün 7-8 ay boyunca, günde 3-4 çeşit<br />

tatlı, şerbet, pilav yapıyorum, deniyorum.<br />

Neticede muhteşem bir menü hazırladım.<br />

Mart 2012’de Palmarina ile kontratımızı<br />

yaptık ve Mayıs ayında Bodrum’a geçici<br />

olarak taşındık. Marmarina Saraylı<br />

Restaurant’ımızı böylelikle açmış olduk.<br />

Ancak çok büyük bir sıkıntım var. Kıştan<br />

itibaren bir şef arıyorum, çalışıyorum,<br />

deniyorum ama fevkalade başarısız,<br />

hiçbir yemek benim yaptığım şekilde<br />

olmuyor. Çok üzüldüm, oğlum pişman<br />

oldu. Bu işi hakkıyla yapacak şefler<br />

İstanbul’da var biliyorum tanıyorum ama<br />

ciddi maaş alan şefler bunlar! Bizim<br />

bütçemiz onları karşılayamıyor! Çok<br />

üzgünüz… Birgün evdeki yardımcım bana<br />

“En büyük şef sizsiniz. Niçin mutfağa siz<br />

girmiyorsunuz?” dedi “Çok enteresan, bu<br />

kadın doğru söylüyor” dedim ve alt yapımı<br />

sağlayacak yardımcıyla ister istemez<br />

kendim şef oldum, mutfağa girdim. İki<br />

yardımcıyla o gün bugündür mutfaktayım.<br />

Mutfakta olmak, kendi mutfağının şefi<br />

olmak nasıl bir duygu diye sorsam?<br />

Mutfak benim en mutlu olduğum yer.<br />

İnanılmaz yoruluyorum ama en keyif<br />

aldığım yer. Günlük akış içinde mutlaka<br />

yapmam gereken işler oluyor. Hayır,<br />

hepsini öteliyorum, önce mutfağa<br />

giriyorum. Şimdi yeni tasarım yemeklerim<br />

var mesela. Ege yöresinin unutulmuş<br />

yemeklerini şimdilerde keşfetmeye<br />

başladım, onları uygulamaya çalışıyorum.<br />

Özetle Saray mutfağı maceramız böyle<br />

başladı. Çok enteresan, 2011 kışında<br />

Saray yemeklerini araştırırken kavun<br />

dolmasını gördüm. “Bu bizim imza<br />

yemeğimiz olacak “bunu bütün dünyaya<br />

tanıtmaya niyet ediyorum” dedim ve<br />

gerçekten azmettim. Yurt içinden ve<br />

yurt dışından 100’lerce insan “kavun<br />

dolması ile Osmanlı saray mutfağını”<br />

duydu! Vesile ile bütün dünyaya<br />

kültürümüzü anlatıyoruz. Türk olarak<br />

mutfağımızı anlatmaktan, yaşatmaktan<br />

gurur duyuyorum ve Allah ömür verdiği<br />

müddetçe de tanıtacağım. Bugün<br />

Palmarina içinde yegane aile işletmesi<br />

biziz. Oğlum Alphan ile sırt sırta verdik,<br />

ünlü holdinglerin arasındaki küçük<br />

işletmemizde, doğal ve mevsimsel<br />

ürünler ile gerçek yemekler yaparak<br />

işletmemizi idame ettiriyoruz. Ne mutlu<br />

ki, Marmarina Saraylı’ya gelenlerin<br />

yüzde 80’i gustosu çok gelişmiş insanlar.<br />

Konuya çok vakıf, damak zevkleri müthiş.<br />

Sizi takdir edebilecek insanlar, bu da<br />

bizim bütün yorgunluğumu alıyor.<br />

Son olarak gastronomi sektöründe<br />

kadın olmak üzerine neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

Benim için fark etmiyor. Zorlukları var<br />

tabii ama ben hiç önemsemiyorum.<br />

Çünkü başarı odaklı çalışmayı severim ve<br />

atalarım Boşnak, biz biraz inatçı oluruz,<br />

çabuk pes etmeyiz. Neticede önemli olan<br />

istemek, çalışmak ve sonuca varmak…<br />

Şu sıralar gastronomi sektörü için çok<br />

önemli bir çalışma yapıyorum. Bodrum’da<br />

kışları biraz zayıf geçer biliyorsunuz, son<br />

bir yıldır her ay bir etkinlik yapıyorum.<br />

Bunun yanı sıra Marmara Koleji ve<br />

Mutlu Keçi İlkokulu ile gönüllü mutfak<br />

atölyesi çalışıyorum. Okullara haftada<br />

bir gün gidiyorum, çocuklarla yemek<br />

yapıyorum. Gastronomi merakı çocuk<br />

yaşlarda başlamalı. Kendi işletmemde<br />

de tanık olduğum üzere, maalesef aileler<br />

benim menümden 17-18 yaşlarındaki<br />

çocukları için yemek bulamıyorlar,<br />

düşünebiliyor musunuz? Çocuklar sadece<br />

hamburger, pizza biliyor, Onun üzerine<br />

okullarla bir çalışma başlattım ve 6 yaş<br />

grubundan başlayarak mutfak atölyesi<br />

çalışmaları yapıyorum. Doğal ürünler,<br />

sağlıklı beslenme esaslı çalışmalar<br />

bunlar. Derken çocuklarda farkındalık<br />

oluşturmak amacıyla “coğrafi işaretli<br />

ürünler” ile her hafta bir şeyler yapıyoruz.<br />

Bu konuda bir öğretmenden de destek<br />

alıyorum ve çocuklara bölgeleri ve<br />

ürünleri tanıtarak eğitimlerine katkıda<br />

bulunmaya çalışıyorum.<br />

“Mutfak benim en mutlu<br />

olduğum yer. İnanılmaz<br />

yoruluyorum ama en keyif<br />

aldığım yer. Günlük akış içinde<br />

mutlaka yapmam gereken<br />

işler oluyor. Hayır, hepsini<br />

öteliyorum, önce mutfağa<br />

giriyorum.”


hotel restaurant<br />

48 & hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Şemsiye Evi, iç pazar<br />

gücünü uluslararası<br />

fuarlarla artırıyor<br />

39 yıldır şemsiye sektörüne imalat<br />

gerçekleştiren Şemsiye Evi, iç<br />

pazardaki gücünü uluslararası<br />

fuarlarla artırıyor. Bu yılı yoğun bir<br />

fuar takvimiyle geçiren üretici firmanın<br />

hedefinde Kasım ayında Yunanistan’da<br />

düzenlenecek olan XENIA Fuarı var…<br />

Yurt dışı fuarlara yönelik ürün portföyleri<br />

ile iç pazardaki etki ve gücünü daha da<br />

artırmak istediklerini söyleyen Şemsiye<br />

Evi Genel Müdürü Uğur Çevik ile bu yılın<br />

performansını, fuar çalışmalarını ve 2018<br />

yılı planlarını konuştuk.<br />

Şemsiye Evi için <strong>2017</strong> yılı fuar<br />

katılımları ve verimliliği açısından<br />

nasıl geçti? Yurt içi ve yurt dışı fuarlara<br />

yönelik mevcut ve devam eden<br />

çalışmalarınızdan bahseder misiniz?<br />

Bu yıl toplamda altı adet fuara katıldık,<br />

bunların üç tanesi Avrupa’daydı.<br />

İç pazardaki payımızı artırırken,<br />

piyasa zorluklarından dolayı yurt dışı<br />

fuarlarına da ağırlık verdik. Bu fuarlarda<br />

yabancı müşterilerimizin bizden<br />

farklı talepleri oldu, bu doğrultuda<br />

ürünlerimizi geliştirme fırsatı bulduk. Bu<br />

ürünlerimizle de iç pazarda daha fazla yer<br />

edinmeye çalışıyoruz. Aslına bakarsanız,<br />

her bölgenin kendine ait ritüelleri var.<br />

Müşterilerin çok kullandıkları ürünler<br />

var, olmazsa olmaz kumaş seçenekleri<br />

var... Bunları dönem dönem de çözmeye<br />

çalışıyoruz. Genel olarak baktığımızda<br />

piyasadaki reaksiyonlar pozitif, olumlu<br />

tepkiler alıyoruz. Yeni modeller yaparken<br />

elimizdeki modelleri güncelliyoruz. Tabii<br />

bunlar hem zaman hem de belli oranda<br />

maliyet oluşturuyor. Örneğin biz verimlilik<br />

oranını yükseltmek maksadıyla birçok<br />

ürünümüze dişli sistemler eklerken,<br />

görüyoruz ki Avrupa birçok üründe<br />

manuel sistemlere geçmiş. Bu sebeple<br />

ürünlerimizin güncellemesini yapmak<br />

bizim için önemli ve hassas bir konu<br />

haline dönüşüyor.<br />

“Avrupa ve komşu ülkelere mal<br />

satmanın tek yolunun ölçüsel esneklik<br />

olduğunu gördük”<br />

Yine aynı şekilde biz çok büyük ölçüler<br />

imal etmeye çalışırken, diğer taraftan<br />

kafe ve restoranlar bazında orta<br />

seçenekli ölçüler talep görüyor. Buna da<br />

sebep olarak özellikle Avrupa’da geniş<br />

restoran önü alanların olmamasını,<br />

Türkiye’deki gibi belli işgaliyelerle geniş<br />

alanları kapatamamasını gösterebiliriz.<br />

Bilindiği üzere, Türkiye iç pazarında<br />

genelde restoranlar önlerini pergola ve<br />

tente sistemleriyle kapatıp, bir önüne<br />

de şemsiye koyarak geniş bir alanı<br />

müşterilerinin kullanımına sunabiliyor.<br />

Oysa Avrupa’da bu oluşuma çok fazla<br />

izin verilmiyor. Restoranın bittiği<br />

noktada tentesi olabiliyor ya da izinler<br />

dahilinde pergolası olabiliyor. Genel<br />

olarak çok turistik yerlerde bu ikisine<br />

de izin verilmiyor ve şemsiye iyi bir<br />

alternatif oluyor. Yere sabitlemenize


gerek kalmıyor, tekerleklerinden sağa<br />

sola çekebiliyorsunuz, küçük de olsa bir<br />

inşaat yapmanıza lüzum kalmıyor. Biz<br />

Türkiye’de 5X5 gibi, 4X4 gibi büyük ölçüler<br />

kullanırken, Avrupa’daki restoranların<br />

önlerindeki alan çok daha kısıtlı. 3<br />

metreler, 2.5 metreler, 3.5 metreler<br />

gibi buçuklu, küsuratlı ölçüler bizden<br />

talep ediliyor. Bu türlü talepler gelmeye<br />

başlayınca, ilk olarak bu pazarın varlığını<br />

doğrulamak istedik. Gördük ki, bizim<br />

gibi salon, salomanje alan kullanımları<br />

yok. Onların küsuratlı ölçülerine göre<br />

de imalatlar yapmaya başladık. Bu bir<br />

yandan üretimi yordu, elimizde çok<br />

çeşitte metreler oldu, ama bir yandan da<br />

Avrupa’ya veya diğer komşu ülkelere mal<br />

satabilmenin tek yolunun bu olduğunu<br />

gördük.<br />

“Bu yılı Yunanistan XENIA Fuarı ile<br />

bitiriyoruz”<br />

Fuar takvimimizden bahsedersem, bu yılı<br />

Yunanistan’da düzenlenen XENIA Fuarı ile<br />

bitiriyoruz. 25-27 Kasım tarihleri arasında<br />

Atina’da düzenlenecek olan fuarda yine<br />

katılımcıyız, bir standımız var.<br />

Yunanistan kararı da şöyle oldu,<br />

Almanya’daki Spoga Fuarı’nda gördük<br />

ki, bizim gerçekten iyi bir Yunanistan<br />

potansiyelimiz var. Köln’de 7-8 tane yeni<br />

müşteri edindik. Bunların 5-6 tanesiyle<br />

de güzel bir enerji yakalayınca, biraz<br />

da onların zorlamasıyla 11. ayda sezon<br />

kapanışımızı XENIA Fuarı ile yapmaya<br />

karar verdik. Bir de şu var; Avrupa’da,<br />

tam olarak dünyada diyebilir miyim<br />

bilmiyorum ama ekonomik anlamda<br />

tatil yapılabilecek üç bölge var. Fiyatları<br />

aşağıdan yukarıya doğru sayarsam,<br />

içlerinde en ekonomiği Yunanistan.<br />

Bunun alternatifi Türkiye. Bir üst sınıfta<br />

da İspanya geliyor. Onun dışında İtalya<br />

var. Avrupa’nın diğer bölgelerinde<br />

deniz turizmi çok fazla yapılmıyor<br />

veyahut ülke deniz turizminden çok<br />

fazla nemalanamıyor. En kötü ihtimal,<br />

bu üç ülkeden bir tanesi zaten Türkiye,<br />

iç piyasada çalışmalarımız var.<br />

Yunanistan dibimiz, araştırdık ki her<br />

gün Yunanistan’a ülkemizden tırlarla<br />

sevkiyatlar yapılıyor. Gelen siparişler<br />

stoklarımızda mevcutsa aynı gün sevk<br />

etme şansımız oluyor. Yunanistan’da<br />

küçük bir yatırımımız vardı ama bunu<br />

biraz daha genişletmeye, pazar payımızı<br />

artırmaya çalışıyoruz. Umuyorum ki,<br />

XENIA’da gerek ürün tanıtımlarımız<br />

gerek Almanya’da tanıştığımız müşteri<br />

ziyaretlerimiz gerekse bölgedeki yeni<br />

müşteri ziyaretlerimizle portföyümüzü<br />

biraz daha genişleteceğiz.<br />

Biraz önce yurt dışı fuarlarına yönelik<br />

geliştirdiğiniz ürün portföyleri ile iç<br />

pazardaki etki ve gücünüzü artırmak<br />

istediğinizden bahsettiniz. Yeni<br />

dönemde yurt içine yönelik pazar<br />

payınız ve üretim stratejileriniz ne<br />

olacak?<br />

Önümüzdeki yılın ilk fuarı Antalya ANFAŞ<br />

Fuarı. Biz ülkeyi stratejik manada<br />

Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz<br />

bölümü olmak üzere üç parçaya<br />

ayırıyoruz. Antalya’da ciddi bir potansiyel<br />

var. Bu yıl bölgedeki pazarlamacımız<br />

ve aracımızla 4-5 yıldızlı otellerin ve<br />

tatil köylerinin tamamıyla bir kere de<br />

olsa yüz yüze görüşme sağladık. Kart,<br />

katalog trafiği oldu. Belli projelerine<br />

fiyat verdik ve bunların birkaç tanesini<br />

de gerçekleştirdik. Bu problemlerin<br />

çözülmesi ile birlikte bölge biraz daha<br />

heyecanlanıyor. Biz de Şemsiye Evi<br />

olarak, bölgesel bazda yatırımlarımızı,<br />

dahil olduğumuz fuarlarla ciromuzu,<br />

sattığımız şemsiye adedi ve proje<br />

adedimizi artırmak istiyoruz.<br />

“2018’den beklentimiz yüksek”<br />

Aslında önümüzdeki yıl için beklentimiz<br />

çok yüksek. Bölgedeki işlerin de<br />

artmasıyla beraber Antalya’daki pazar<br />

payımızı artırmak istiyoruz. Çünkü bu<br />

yılın son dönemleri otellerde biraz daha<br />

heyecanlı kapandı. Onlar kazançlarını<br />

muhakkak tadilata ve yenilemeye<br />

harcayacaklar, özellikle de Antalya<br />

bölgesi için böyle olacağını düşünüyorum.<br />

Ege bir miktar daha yerli turist ağırlıklı<br />

olduğu için söz konusu çalkantılardan<br />

çok fazla etkilenmedi. İnşallah Rus<br />

turistle Akdeniz’in yaraları sarılır. Yerli<br />

turist başta olmak üzere Avrupalı turist<br />

ile beraber hem Ege hem de Akdeniz’in<br />

özellikle Anadolu’daki kültür turlarının<br />

tamamının belli bir toparlanma seviyesi<br />

içine gireceğini düşünüyorum. Buna<br />

karşılık talepler olacak. Biz de Şemsiye<br />

Evi olarak stoklarımızla, hızlı imalatımızla<br />

bu taleplere cevap vermeye çalışacağız,<br />

hazır olacağız.<br />

Son olarak gündeminizde yeni yatırım<br />

planlamalarınız var mı?<br />

İmalat metrekaremizi büyüttük. Bununla<br />

birlikte yeni 1-2 modelimiz var. Biz<br />

yatırımlarımızı ağırlıklı ürünlerimize<br />

yapıyoruz, elimizdeki ürünleri biraz daha<br />

modernize ediyoruz. Kısaca, 2018 yılında<br />

bu yıl yaptığımız yatırımın karşılığını<br />

almayı hedefliyoruz.


hotel restaurant<br />

50 & hi-tech<br />

brand interview<br />

Şemsiye Evi, increases its strength with international fairs<br />

Şemsiye Evi that has been producing<br />

for the umbrella sector since 39 years<br />

ago is increasing its market power with<br />

international exhibitions. Spending this year with<br />

a heavy exhibition calendar, the producing firm is<br />

now targeting the XENIA Fair organized in Greece,<br />

this November...<br />

We spoke about this year's performance,<br />

exhibition workings and their 2018 plans with<br />

General Manager of Şemsiye Evi, Uğur Çevik, who<br />

told us they want to raise their effect and power in<br />

the internal market with their product portfolios<br />

aimed at foreign fairs.<br />

How was <strong>2017</strong> for Şemsiye Evi from the point<br />

of fair attendance and productivity? Could you<br />

tell us about your work present and continuing,<br />

targeting internal and foreign exhibitions?<br />

This year we attended siz fairs in total, three of<br />

these were in Europe. While we are increasing our<br />

share of the internal market, due to the difficulties<br />

in the market we concentrated on foreign fairs.<br />

In these exhibitions our customers had different<br />

requests from us, which gave us the opportunity to<br />

develop our products. We are trying to make more<br />

of a place for ourselves in the internal market. As<br />

a matter of fact every region has its own rituals.<br />

There are products used widely by customers,<br />

there are absolute must fabric choices... We are<br />

trying to resolve these from time to time.<br />

In general the reactions on the market are<br />

positive, we are receiving positive reactions. While<br />

making new models we are updating our available<br />

models. Naturally these create, to a certain extent,<br />

cost of time and money. For example, while we<br />

add gear systems to increase the efficiency, we<br />

see that Europe in many products has gone to<br />

manual systems. For this reason, updating our<br />

products turns into an important and sensitive<br />

topic.<br />

“We saw that, the only way for selling to<br />

Europe and neighboring nations is dimensional<br />

flexibility”<br />

Similarly, on one hand while we are trying to<br />

produce very large sizes, on the other hand at<br />

cafe and restaurant level mid-sized options are<br />

requested. The reason for that is lack of large<br />

areas in fronts of restaurants in Europe. Certain<br />

occupancy of large areas are not tolerated as in<br />

Turkey.As known, in Turkey internal markets,<br />

generally restaurant fronts can be covered<br />

with arbors or awning systems, then by adding<br />

umbrellas a large area can be offered for<br />

customers' use. But in Europe this kind of set up<br />

is not widely permitted. At the point where the<br />

restaurant ends it can have awning or an arbor<br />

for permitted areas. Generally in many touristic<br />

places neither is permitted and umbrella becomes<br />

a good alternative. You don't need to secure it to<br />

the ground, it can be moved by use of its wheels,<br />

you don't need even need to construct something<br />

small. While we use measurements such as 5x5,<br />

4x4 in Turkey, the areas in front of restaurants in<br />

Europe are much more limited. 3 meters or 2.5,<br />

3.5 type of fractional measurements are requested<br />

from us. Once we started receiving orders of this<br />

type, first we wanted to verify the existence of this<br />

market. We saw that there is no area use of large<br />

salons as ours. We started producing suitable to<br />

their fractional measurements. On one hand it<br />

tired the production we had many measurements<br />

in our hands; but on the other hand we saw this<br />

was the only way for selling to Europe and other<br />

neighboring nations.<br />

“We are ending this year with the Greece XENIA<br />

Fair”<br />

If we talk about our exhibition calendar, we are<br />

ending this year with the XENİA Fair organized in<br />

Greece. We are participants again with a stand, at<br />

this fair being organized in Athens, on the dates of<br />

25-27 November.<br />

Greece decision happened like this: We saw at<br />

the Spoga Fair in Germany, we really have a good<br />

Greece potential. We acquired 7-8 customers<br />

in Cologne. When we caught a nice energy with<br />

5-6 of them and a little with their insistence<br />

we decided to finish our season on the 11th<br />

month with the XENIA fair. Then there is this to<br />

consider; I am not sure if I can say in the world<br />

but in Europe there 3 regions to have economical<br />

vacations. If I list the prices from bottom up, the<br />

most economical is Greece. The alternative to<br />

that is Turkey. One more step up is Spain. Outside<br />

of that there is Italy. In other regions of Europe<br />

there is not much beach tourism or the country<br />

cannot benefit too much from beach tourism. The<br />

worst possibility is one of these three countries is<br />

already Turkey and we have work in the internal<br />

market. Greece is right next to us, we researched<br />

and found out there are transport trucks making<br />

deliveries to Greece every day. If we have the<br />

product in stock, we have the opportunity to ship it<br />

out the same day. We did have a small investment<br />

in Greece, but now we are working on expanding<br />

that a little more and increase our market share. I<br />

am hoping, at XENIA, we will expand our portfolio<br />

with our product introductions, with the customer<br />

and visitors we met in Germany and with new<br />

customer visits from the region.<br />

You just mentioned wanting to increase your<br />

effect and power in the internal market with<br />

the product portfolios you have developed for<br />

foreign fairs. In the new term how much will<br />

your internal market share and what will be<br />

your production strategies?<br />

First fair of next year is the Antalya ANFAŞ Fair.<br />

We divide the country strategically into three parts<br />

as Aegean, Mediterranean, and Central Anatolia<br />

with Black sea. There is a serious potential in<br />

Antalya. This year we were able to arrange face<br />

to face meetings with 4-5 star hotels and vacation<br />

villages with our marketing expert in the region<br />

and our middleman. There was business car<br />

and catalogue traffic. We gave prices on certain<br />

project they had and won a few of them. With the<br />

problems being resolved the region is starting<br />

to get a little excited. As Şemsiye Evi, we want<br />

to increase our investments on regional basis,<br />

increase our turnover with fairs we participate in,<br />

increase number of umbrellas and projects.<br />

“Our expectations for 2018 are high”<br />

In reality our expectations for the next year is<br />

very high. As the business increases in the region<br />

we want to raise our market share in Antalya.<br />

Because, the last segment of this year ended<br />

with a little more excitement in hotels. I think,<br />

it is for sure that they will use their earnings<br />

on renovations and renewals, especially in the<br />

Antalya region. Because Ege is a little heavier in<br />

local tourism, it wasn't affected as much from<br />

the turmoil in question. Hopefully with Russian<br />

tourists Mediterranean’s wounds will heal. I think<br />

starting with local tourists along with European<br />

tourists, culture tours in Aegean, Mediterranean<br />

and especially in Anatolia will bring it all to a<br />

particular recovery level. As a result there will<br />

be requests. We as Şemsiye Evi will do our best<br />

to answer those requests and be ready with our<br />

stocks and fast production<br />

Lastly do you have any new investment plans in<br />

your agenda?<br />

We have expanded our production area. Along<br />

with that we have 1-2 new models. We invest<br />

more heavily in our products; we modernize our<br />

products at hand. In short, we are targeting to get<br />

the returns in 2018, for the investment we made<br />

this year.


52<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

RATIONAL mutfağınızı<br />

internet ağına bağlıyor!<br />

ConnectedCooking ve Club RATIONAL güçlerini birleştirerek profesyonel mutfaklara<br />

yönelik en büyük çevrimiçi portallardan birini oluşturuyor. Artık bu platformlar<br />

mükemmel bir şekilde birbirini tamamlayarak tek tıkla, profesyonel mutfaklara ve<br />

RATIONAL ünitelerine ilişkin çok çeşitli hizmetler sunuyor.<br />

RATIONAL Türkiye Genel Müdürü<br />

Ertan Özdemir, “RATIONAL’in<br />

geleceğe yönelik odak<br />

noktalarından biri mutfakların internet<br />

ağına bağlanmasıdır.” açıklamasını<br />

yapıyor. “Müşterilerimizin bu sisteme<br />

erişimini mümkün olduğunca<br />

kolaylaştırmak bizim için önemli.”<br />

Bu sistemde bütün erişim bilgileri<br />

geçerliliğini koruyacak ve hem eski hem<br />

de yeni kullanıcılar bir kez kaydolduğunda<br />

her özelliğinden yararlanabilecek.<br />

Kapsamlı bir yemek tarifi veri tabanı,<br />

uygulama videoları, ayrıca mutfak<br />

profesyonellerinden ipuçları ve püf<br />

noktaları, cihazlarınızı internet ağına<br />

bağlamaksızın da kullanılabilecek.<br />

Özdemir: “Mutfaktaki bu<br />

bağlantıya alışanlar artık daha<br />

azına razı olamaz”<br />

Özdemir, “ConnectedCooking sistemine<br />

müşterilerimiz şimdiden büyük ilgi<br />

göstermekte ve sistem, mutfaktaki<br />

günlük rutin işlerde yardımcı olacağına<br />

dair kendini kanıtlamış durumda.<br />

Bir kez mutfaktaki bu bağlantıya<br />

alışanlar artık daha azına razı olamaz.”<br />

diyor. Sonuç olarak dünya çapında<br />

profesyonel mutfaklara yönelik en büyük<br />

platformlardan biri, çok çeşitli avantajlar<br />

sunuyor. Kişisel pişirme programları ve<br />

uluslararası yemek tarifi veri tabanında


RATIONAL mutfağınızı internet<br />

ağına bağlıyor. ConnectedCooking<br />

2.0 sayesinde dijital dünyada daha<br />

fazla olasılık.<br />

yer alan binlerce tarif doğrudan<br />

bilgisayar, tablet veya akıllı telefonlardan<br />

ünitelere aktarılarak merkezi olarak<br />

yönetilebiliyor. Bu işlemler son derece<br />

kolay olmakla kalmıyor, aynı zamanda<br />

bütün RATIONAL üniteleriyle aynı<br />

standartlarda çalışılmasına olanak<br />

sağlıyor. Üstelik yazılım güncellemeleri<br />

otomatik ve ücretsiz olarak kullanıma<br />

sunulduğundan, USB bellek yardımıyla<br />

ünitelere aktarma zahmeti de ortadan<br />

kalkıyor. Ayrıca ConnectedCooking<br />

kullanıcıları, bilgi mesajları sayesinde<br />

ünitelerde gerçekleşen güncel işlemleri<br />

gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor.<br />

Bu da çok sayıda şubeye merkezi olarak<br />

müdahale etmek isteyenler için ideal.<br />

Çok sayıda şubeye sahip işletmeler<br />

için, belirli ünite fonksiyonlarına<br />

sadece tanımlanmış belirli bir kullanıcı<br />

tarafından erişilebilmesini sağlayabilmek<br />

de önemli. Bu sayede, farklı deneyim<br />

seviyelerinde personele rağmen kalitenin<br />

aynı kalması garantileniyor. RATIONAL,<br />

başka bir noktada da güvenlik kavramının<br />

altını çiziyor: hijyen. Bu nedenle her ünite<br />

için otomatik olarak ayrı HACCP belgeleri<br />

oluşturuluyor. Ünitelerden birinde teknik<br />

servis yardımına ihtiyaç olduğunda<br />

yetkili servis ortağıyla otomatik olarak<br />

iletişime geçilip, iletilen servis verilerine<br />

dayalı olarak hızlı ve verimli bir şekilde<br />

müdahale edilebiliyor.<br />

Machold: “Kesinlikle tavsiye<br />

ederim”<br />

Torsten Machold, aveato Business<br />

Catering Ürün Yönetimi Direktörü,<br />

ConnectedCooking hakkındaki<br />

izlenimlerini şöyle anlatıyor:<br />

“ConnectedCooking ilk defa bahar<br />

döneminde hizmete sunulduğunda,<br />

mutfağını ilk ağa bağlayanlardan biriyim.<br />

Beni etkileyen şey yalnızca şubelerimdeki<br />

günlük çalışmaları kolaylaştırmaya<br />

yönelik fonksiyonlar değil, aynı zamanda<br />

en modern şifreleme teknolojileri<br />

kullanıldığından dolayı verilerimin<br />

kesinlikle güvende olmasıydı.” Kendisine,<br />

sistemi meslektaşlarına tavsiye edip<br />

etmeyeceği sorulduğunda, “Kesinlikle<br />

tavsiye ederim.” diyor ve sözlerini, “Bu<br />

sistem olmasaydı günlük çalışmalarım<br />

bambaşka olurdu,” diye tamamlıyor. Ağa<br />

bağlanmak, özellikle yeni kullanıcılar<br />

için oldukça kolay. 09/2011 tarihinden<br />

itibaren üretilen SelfCookingCenter ve<br />

CombiMasterPlus üniteleri LAN kablosu<br />

veya W-LAN aracılığıyla bilgisayar, tablet<br />

veya akıllı telefonla bağlantı kurabiliyor.<br />

Sadece üniteleri sisteme modülü<br />

kaydetmek yeterli. Kayıt tamamlanır<br />

tamamlanmaz her şey otomatik olarak<br />

gerçekleşiyor ve tek tıkla çeşitli faydalı<br />

fonksiyonlara anında erişiliyor. Bu güçlü<br />

platform hakkında daha ayrıntılı bilgi<br />

edinmek içinse connectedcooking.com<br />

adresi ziyaret edilebilir.


hotel restaurant<br />

54 & hi-tech<br />

brand<br />

RATIONAL connects<br />

your kitchen to the web!<br />

ConnectedCooking and Club RATIONAL joined their powers towards professional kitchens,<br />

creating one of the biggest online portals. Now these platforms, while completing one another<br />

perfectly with one click, offer various services to professional kitchens and RATIONAL units.<br />

General Manager of RATIONAL<br />

Turkey, Ertan Özdemir makes a<br />

statement: "One of RATIONAL's<br />

focus points towards the future is<br />

kitchens connected to the web. It is<br />

very important for us the make our<br />

customers' access to this system as<br />

easy as possible." On this system<br />

validity of all access information will<br />

be protected; old or new all users<br />

will be able to take advantage of all<br />

the features, once registered. The<br />

extensive recipe data base, application<br />

videos, also tips and tricks from<br />

kitchen professionals will be available<br />

for use, even without connecting your<br />

device to the web.<br />

Özdemir: “Those who get used to this<br />

connection once, cannot settle for<br />

anything less”<br />

Özdemir says: "Our customers are<br />

already showing great interest in<br />

ConnectedCooking system and the<br />

system has proven itself as a helper in<br />

routine daily activities in the kitchen.<br />

Those who get used to this connection<br />

once can no longer settle for less." As<br />

a result, one of the biggest platforms<br />

for world-class professional kitchens<br />

offers many varieties of advantages.<br />

Personal cooking programs and<br />

international recipes in its recipe<br />

database made of thousands can<br />

be transferred directly from the<br />

computer, tablet or smart phone to<br />

the units and managed centrally.<br />

These procedures are not only very<br />

easy but at the same time, they offer<br />

working with all RATIONAL units under<br />

the same standards. Furthermore,<br />

because software updates are offered<br />

automatically and free, with the<br />

help of a USB memory, transferring<br />

them to the units is no bother. Also,<br />

ConnectedCooking users, thanks to<br />

information messages, can follow daily<br />

transactions in real time. This is also<br />

ideal for those who want to intervene<br />

centrally to a number of branches.<br />

It is important to provide access to<br />

a specific user for particular unit<br />

functions in businesses with a large<br />

number of branches. This way even<br />

with personnel that carry different<br />

levels of experience, keeping quality<br />

the same is ensured. On another<br />

point RATIONAL underlines the safety<br />

aspect: hygiene. For this reason, a<br />

separate HACCP document is created<br />

for each unit. When technical service<br />

is needed for one of the units, contact<br />

is automatically established with the<br />

authorized service partner, based<br />

on the service data communicated,<br />

intervention can take place fast and<br />

productively.<br />

Machold: “I definitely recommend it”<br />

Torsten Macold, aveato Business<br />

Catering Product Managing<br />

Director, told his impressions<br />

of ConnectedCooking: "When<br />

ConnectedCooking was in service<br />

first in the spring, I was one of the<br />

first to connect his kitchen to the<br />

web. I was not only affected the<br />

functions that eased daily work at<br />

may branches, it was the absolute<br />

safety of my data, due to the latest<br />

encryption technologies used.” When<br />

asked, if you would recommend this<br />

system to his colleagues, He said "I<br />

would definitely recommend it." and<br />

continued: "Without this system my<br />

daily work would be very different."<br />

Connecting to the web, especially<br />

for new users is quite easy. Since<br />

09/2011 all SelfCookingCenter and<br />

CombiMasterPlus units produced<br />

can be connected with computers,<br />

tablets and smart phones with a<br />

LAN cable or W-LAN interface. It is<br />

sufficient to register the module units<br />

to the system. Once the registration<br />

is completed all will take place<br />

automatically and various useful<br />

functions are reached within moments,<br />

with one click. For more information<br />

about this powerful platform,<br />

connectedcooking.com can be visited.


56<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

Türkiye’nin 3. büyük elektronik<br />

üreticisi SUNNY<br />

İleri teknoloji ve yüksek üretimde sınır tanımıyor<br />

İstanbul’da 110 bin metrekarelik bir alana yayılan, yüksek teknolojiyle<br />

donatılmış üretim tesislerine sahip olan Atmaca Elektronik A.Ş, SUNNY<br />

markası adı altında gerçekleştirdiği küçük ev aletleri, televizyon, uydu<br />

alıcısı, telefon, tablet gibi elektronik ürünler ve derin dondurucu grubundaki<br />

üretimleri sayesinde Türkiye’nin 3. büyük elektronik üreticisi…<br />

1979 yılında kurucusu Hayrettin<br />

Atmaca tarafından kişisel bir girişim<br />

olarak ticari hayata dahil olmuş,<br />

kısa bir süre içinde vergi rekortmenleri<br />

listesine adını yazdıran Atmaca<br />

Elektronik A.Ş, SUNNY markası adı<br />

altında gerçekleştirdiği küçük ev aletleri,<br />

televizyon, uydu alıcısı, telefon, tablet gibi<br />

elektronik ürünler ve derin dondurucu<br />

grubundaki üretimleri sayesinde<br />

Türkiye’nin 3. büyük elektronik üreticisi<br />

firmaları arasında geliyor.<br />

Türkiye ve dünyanın önde gelen<br />

şirketlerine hizmet veriyor<br />

İstanbul’da 110 bin metrekarelik bir<br />

alana yayılan, yüksek teknolojiyle<br />

donatılmış üretim tesislerine sahip<br />

olan firma; Türkiye’deki en modern<br />

yüzey montaj hatları ile yüksek üretim<br />

ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeyde<br />

olup; Samsung, ZTE, Digiturk gibi Türkiye<br />

ve dünyanın önde gelen şirketlerine<br />

hizmet vermeye devam ediyor. İç pazarda


üyümesini günden güne sürdüren<br />

marka, ihracata verdiği önem ile de<br />

tanınıyor. Atmaca Elektronik A.Ş. hali<br />

hazırda 78 ülkeye ürünlerini ihraç ederek<br />

bu alandaki başarısını da ispatlamış<br />

bulunuyor.<br />

48 ekrandan 218 ekrana kadar LED<br />

TV’ler üretiyor<br />

Tüketici beklentilerinin sürekli geliştiği<br />

ve yenilendiği günümüz koşullarında<br />

bünyesindeki AR-GE departmanı<br />

ile bu beklentileri karşılamak için<br />

sürekli yeni projeler geliştiren Atmaca<br />

Elektronik A.Ş., elektronik grubunda 48<br />

ekrandan 218 ekrana kadar LED TV’ler<br />

üretmektedir. 1994 yılında elektrikli<br />

ev aletleri üretimine başlayan Atmaca<br />

Elektronik A.Ş; yalın üretim tekniklerini<br />

kullanıp Once Piece Flow (tek parça<br />

akış sistemi) prensibi ile tasarlanan<br />

ve tam otomasyonlu robot teknolojisi<br />

ile çalışan sistemle; SUNNY Esfera ve<br />

SUNNY Cascada elektrikli süpürgelerini<br />

tüketicilere üstün özellikli ürünler olarak<br />

sunuyor.<br />

Müşteri memnuniyeti öncelik<br />

Müşteri memnuniyetine büyük önem<br />

veren SUNNY, 2007 yılında kurmuş<br />

olduğu ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi<br />

ile toplam kalite yönetimi anlayışını<br />

benimseyerek bu alana yaptığı yatırımları<br />

artırdı. SUNNY konusunda uzman<br />

müşteri ilişkileri personelleri ve ülke<br />

genelinde 500’den fazla satış sonrası<br />

hizmet merkezi ile koşulsuz müşteri<br />

memnuniyeti hedefine doğru emin<br />

adımlarla ilerliyor.<br />

Çevreye duyarlı marka<br />

2011 yılı itibari ile ISO 14001 Çevre<br />

Yönetim Sistemi belgesine sahip olarak<br />

ekolojiye de sahip çıkan SUNNY, çevreye<br />

karşı sorumluluklarının bilinci ile hareket<br />

etmekte olup tüm yasal şartlara da uyum<br />

sağlamaktadır. Ayrıca 2013 yılında OHSAS<br />

18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim<br />

Sistemi belgesine sahip olarak bu konuda<br />

tüm firma genelinde risklerini belirlemiş<br />

ve kontrol altına almıştır.<br />

İstihdam ve çalışana saygı<br />

Türkiye’nin üçüncü büyük “yerli” üreticisi<br />

olan Atmaca Elektronik A.Ş; istihdama<br />

verdiği önem, ülke insanına olan inancı,<br />

38 yıllık üretim-pazarlama deneyimi,<br />

binlerce çalışanı, milyonlarca mutlu<br />

müşterisi, sosyal sorumluluk ve etik<br />

değerlere olan saygısıyla Türkiye’nin<br />

sayılı üreticilerinden biridir.<br />

İç pazarda büyümesini<br />

günden güne sürdüren<br />

marka, ihracata verdiği<br />

önem ile de tanınıyor.<br />

Atmaca Elektronik A.Ş.<br />

hali hazırda 78 ülkeye<br />

ürünlerini ihraç ederek<br />

bu alandaki başarısını<br />

da ispatlamış bulunuyor.<br />

PTV’lerin Özellikleri ve Menü Yapısı<br />

Welcome Screen<br />

1- Tv/Radyo<br />

2- Film İzleme<br />

3- Oda Servisi<br />

4- Otel Tanıtım Sayfaları<br />

5- Uçuş Bilgileri / Haberler / Hava Durumu / Döviz<br />

Kurları<br />

6- Uyandırma Servisi<br />

7- Express Checkout<br />

8- Kampanya Tanıtımları<br />

9- Mesaj ve Bilgilendirme servisi.<br />

10- Fatura Bilgilendirme servisi.<br />

Otel yönetim yazılımları ile IPTV nin entegrasyonu.<br />

PMS yazılımından checkin sonrası misafirin odasına<br />

Welcome Screen gönderilmesi. Oda harcamalarının<br />

PMS yazılımına otomatik düşmesi. İlgili odaya PMS<br />

yazılımından mesaj ve bilgilendirme gönderilmesi.<br />

İngilizce - Fransızca - Almanca - İtalyanca - İspanyolca -Rusça - Arapça - Azerice - Flamenkçe ve eklenebilir diğer dil destekleri.<br />

Checkin yapılan misafirin uyruk ve diline göre menü dilinin otomatik ayarlanması. Ayrıca dilediği zaman menüden misafirin de dil<br />

değişimi yapabilmesi.<br />

Misafirin uyruğuna göre Kanal Listesinin otomatik oluşturulması. Örneğin Arap bir misafirin arap kanallarını listenin ilk sıralarında<br />

görmesi.<br />

Misafirin dil seçimine göre kanal seslendirilmesinin veya altyazı seçiminin otomatik set edilmesi.<br />

Tam dinamik ve güncellenebilir altyapı.<br />

Customize edilebilir arayüz.


58<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

brand<br />

SUNNY, the 3rd biggest<br />

electronic manufacturer of Turkey<br />

Cutting across all the boundaries<br />

of hi-tech and high production<br />

Having production plants equipped with high technologies spreading over an<br />

area of 110 thousand square meters in İstanbul, Atmaca Elektronik A.Ş. ranks 3rd<br />

as the electronic manufacturer in Turkey thanks to its production of electronic<br />

products such as small home appliances, television, satellite receiver, phone and<br />

tablet as well as productions of deep-freezer group under SUNNY trade name…<br />

Being included in business life as an<br />

individual enterprise by Hayrettin<br />

Atmaca, the founder, in 1979 and<br />

listed among tax champion in a short<br />

time, Atmaca Elektronik A.Ş. ranks<br />

3rd among electronic manufacturers<br />

in Turkey thanks to its production of<br />

electronic products such as small home<br />

appliances, television, satellite receiver,<br />

phone and tablet as well as productions<br />

of deep-freezer group under SUNNY<br />

trade name…<br />

It provides services for prime<br />

companies in Turkey and all over the<br />

world<br />

Having production plants equipped with<br />

high technologies spreading over an<br />

area of 110 thousand square meters in<br />

İstanbul, the firm has the capacity to<br />

satisfy high-production needs thanks to<br />

its cutting-edge surface mounting line in<br />

Turkey and keeps up providing services<br />

for prime companies in Turkey and all<br />

over the world such as Samsung, ZTE<br />

and Digiturk.<br />

Enlarging in domestic market day by


day, the trade name is best known for<br />

giving importance to exportation. Atmaca<br />

Elektronik A.Ş. proves its success also<br />

in this field exporting its products to 78<br />

countries currently.<br />

It manufactures LED TVs from<br />

48-Screen to 218-Screen<br />

Developing new projects continuously<br />

with RE-DE Department under its<br />

structure to meet the expectations under<br />

current conditions where consumer<br />

expectations are ever-growing and<br />

ever-renewing, Atmaca Elektronik A.Ş.<br />

manufactures LED TVs from 48-Screen to<br />

218-Scren in electronic range.<br />

Starting the production of electric home<br />

appliances in 1994, Atmaca Elektronik<br />

A.Ş. provides consumers with SUNNY<br />

Esfera and SUNNY Cascada hoovers<br />

as high-performance products with<br />

the system designed on the basis of<br />

Once Piece Flow principle using simple<br />

production techniques and operated with<br />

full-automated robot technology.<br />

Priority to Customer Satisfaction<br />

Giving utmost importance to customer<br />

satisfaction, SUNNY has adopted total<br />

quality management attitude with ISO<br />

9001 Quality Management System<br />

established in 2007 and increased its<br />

investments in this field. SUNNY is<br />

taking firm steps forward to the target of<br />

unconditional customer satisfaction with<br />

the help of expert customer relations<br />

staff and more than 500 post-sale service<br />

centers all over the country.<br />

Environment-friendly trade name<br />

Protecting ecology with its ISO 14001<br />

Environment Management System<br />

certificate since 2011, SUNNY is aware of<br />

its environment-related responsibilities<br />

and acts in compliance with all the legal<br />

requirements. In addition, it has obtained<br />

OHSAS 18001 Occupational Health and<br />

Safety Management System certificate in<br />

2013, identified all the firm-related risks<br />

and taken such risks under control.<br />

Employment and respect for the<br />

employee<br />

Being 3rd biggest ‘domestic’<br />

manufacturer of Turkey, Atmaca<br />

Elektronik A.Ş. is among the special<br />

manufacturers of Turkey due to<br />

its attitude of giving importance to<br />

employment, its belief in countryman, 38-<br />

year production-marketing experience,<br />

its thousands of employees, millions of<br />

happy customers, its social responsibility<br />

and respect for ethical values.<br />

Enlarging in domestic<br />

market day by day, the<br />

trade name is best known<br />

for giving importance<br />

to exportation. Atmaca<br />

Elektronik A.Ş. proves its<br />

success also in this field<br />

exporting its products to<br />

78 countries currently.<br />

Characteristics and Menu Structure of IPTVs<br />

Welcome Screen<br />

1- Tv/Radio<br />

2- Movie Watching<br />

3- Room Service<br />

4- Hotel Display Pages<br />

5- Flight Details / News / Weather Forecast / Exchange<br />

Rates<br />

6- Wake up Service<br />

7- Express Checkout<br />

8- Campaign Announcements<br />

9- Message and Information system.<br />

10- Invoice Information System .<br />

Integration of hotel management software with UPTV.<br />

Sending Welcome Screen to guest room from PMS<br />

software after check-in. Automatic display of room<br />

expenses on PMS software. Sending message and<br />

information from PMS software to relevant room.<br />

English – French – German – Italian – Spanish – Russian<br />

– Arabian – Azerbaijanese – Dutch and other addable<br />

languages support<br />

Automatic adjustment of menu language according to<br />

nationality and language of checked-in guest. In addition,<br />

language change by the guest from the menu at any<br />

time.<br />

Automatic formation of Channel List according to<br />

nationality of the quest. For example, an Arab guest can<br />

see Arabian channel in the first place of the list.<br />

Automatic channel dubbing or subtitle set according to<br />

language preference of the guest.<br />

Full dynamic and updatable infrastructure.<br />

Customizable interface


hotel restaurant<br />

60 & hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Fodinox Genel Müdürü<br />

Yunus Emre Dişkaya<br />

Önceliğimiz<br />

Ürün çıkarmak değil,<br />

tasarım ve<br />

fonksiyonelliği üst<br />

seviyeye taşımak!..<br />

“Fodinox çalışma prensibi olarak kalite-fiyat orantısını genelde kalite lehine<br />

kullanmaya çalışarak, 1.000 tane memnuniyetsiz müşteri yerine 100 tane memnun<br />

müşteri olmasını tercih ediyoruz.”<br />

1978 yılında yaklaşık 50 m2’lik alanda<br />

endüstriyel mutfak ekipmanları<br />

malzemeleri üretimine yönelik<br />

başladığı faaliyetlerini <strong>2017</strong> yılı itibariyle<br />

2.500 metrekare kapalı alanda sürdüren<br />

Fodinox, bugün 70 kişilik profesyonel<br />

ekibi ile sektöre hizmet vermeye devam<br />

ediyor. Ürün portföyünün %85’ini iç<br />

piyasada, %15’ini ise yaklaşık 17 ülkeye<br />

yaptığı ihracatlarla dış piyasalarda<br />

değerlendiren firmanın Horeca<br />

sektörüne yönelik faaliyetlerini Fodinox<br />

Genel Müdürü Yunus Emre Dişkaya ile<br />

konuştuk.<br />

Yunus Bey öncelikle Fodinox’u<br />

tanıtarak faaliyetlerinden<br />

ve ürün gamından bahseder<br />

misiniz?<br />

1978 yılında yaklaşık 45 - 50 metrekarelik<br />

bir alanda, dört kardeşten sadece ikisinin<br />

aktif çalışabildiği şartlarda, üretim olarak<br />

başlayan ticaret serüvenimiz <strong>2017</strong> yılı<br />

itibariyle yaklaşık 2.500 metrekare kapalı<br />

alanda, 70 kişilik profesyonel ekibimiz ile<br />

sektöre hizmet vermeye devam ediyoruz.<br />

Firmamız endüstriyel mutfak ekipmanları<br />

kategorisi altında varyantları ile beraber<br />

yaklaşık 1.500 kalem malzemenin<br />

üretimini yapmakta olup, bunların<br />

haricinde de dış alımlarımız ve<br />

bayiliklerini yapmış olduğumuz firmaların<br />

ürünleri ile beraber portföyümüzdeki<br />

kalem sayısı 25.000 civarında<br />

seyretmektedir.<br />

Ürün portföyünün %85’i iç<br />

piyasaya hitap ediyor<br />

Ürün portföyümüzün %85’lik kısmını


Kalite standartlarınızdan<br />

bahseder misiniz kısaca?<br />

Makine ve ekipman parkımızı her<br />

geçen gün biraz daha genişletmekteyiz.<br />

Halihazırda üretim tesisi olarak<br />

kullandığımız alan gerek büyüklük<br />

gerekse teknik açılardan yeterli<br />

gelmediğinden inşallah kısmet olursa<br />

2018 yılı ortalarına kadar, yani 1 yıl süre<br />

içerisinde daha rantabl çalışabileceğimiz,<br />

5-6 bin metrekarelik bir alana taşınmayı<br />

ve bu doğrultuda kadrolarımızı da<br />

artırarak yeni bir yapılanmayı planlıyoruz.<br />

Böylelikle hem hedeflerimizi katlamak<br />

hem de ülkemizin temel sorunlarından<br />

biri ve bizce en önemlisi olan istihdam<br />

konusundaki seferberlik projelerine az<br />

da olsa karınca kararınca katkımız olsun<br />

istiyoruz.<br />

iç piyasada, %15’lik kısmını ise 16- 17<br />

ülkeye yapmış olduğumuz ihracatlarla<br />

dış piyasalarda değerlendirmekteyiz. Yurt<br />

içi, İstanbul İSTOÇ ve Topkapı’da, Kocaeli<br />

Çarşı Yapı ve Turan Güneş Caddesi’ndeki<br />

toplam dört mağazamız, Anadolu’da ise<br />

yaklaşık 60 ilimizdeki çözüm ortaklarımız<br />

ile oluşturduğumuz satış noktalarında<br />

sektörün beğenisine ve kullanımına<br />

sunmaktayız. Üretimimiz içerisinde<br />

özellikle kafe, market, otel ve restoran<br />

gibi yerlerde ağırlıklı olarak kullanılan<br />

teşhir dolapları, buzdolapları, bulaşık<br />

makinaları, çiğköfte, pilav tezgahları ve<br />

yine mutfaklarda kullanılan elektrikli,<br />

gazlı ocaklar, profesyonel çay kazanları,<br />

tezgahlar, profesyonel tost makinaları,<br />

fırınlar, fritözler, tabak, kaşık, çatal vs.<br />

ürünler ile bunların sarf malzemeleri yer<br />

almaktadır. Ayrıca A’dan Z’ye mutfak,<br />

kafe, restoran, pastane vs. işler de<br />

müşterilerimizin talepleri doğrultusunda<br />

projelendirilerek her biri konusunda<br />

uzman kadromuz ile danışmanlık ve<br />

taahhüt hizmetleri de verilmektedir.<br />

“Kalite ve görsellik ne yazık ki<br />

fiyattan sonra geliyor”<br />

Ar-Ge konusunda ise, yeni bir ürün<br />

çıkarmaktan ziyade, üretimdeki<br />

modellerimizi hem tasarım hem de<br />

fonksiyonellik anlamında bir iki kademe<br />

daha üst segmente çıkarmayı planlıyoruz<br />

demek daha doğru olur sanıyorum.<br />

Kanaatimce, bu sadece HORECA sektörü<br />

için de geçerli değil, tüm sektörlerimizde<br />

birinci önceliğimiz ne yazık ki, fiyat. Kalite<br />

ve görsellik fiyattan sonra geliyor diye<br />

düşünüyorum. Ürün gamları da genellikle<br />

buna göre dizayn edilmesi sebebi ile aynı<br />

ürün ismi altında onlarca alt türevleri<br />

olabiliyor. Biz ise firma prensibi olarak<br />

kalite-fiyat orantısını genelde kalite<br />

lehine kullanmaya çalışarak, 1.000<br />

tane memnuniyetsiz müşteri yerine 100<br />

tane memnun müşteri olmasını tercih<br />

ediyoruz.<br />

Teknolojiye ve Ar-Ge’ye<br />

yatırımlarınız konusunda<br />

bilgiler verebilir misiniz?<br />

HORECA sektöründe ürün<br />

tercihlerini fonksiyonellik ve<br />

görsellik anlamında en çok<br />

neler belirliyor? Sizin üretim<br />

kriterlerinizi neler belirliyor?


62<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

Felda Iffco ev dışı tüketim kanalında da iddialı<br />

adımlarla yürüyor<br />

Bitkisel sıvı yağ, katı yağlar ve margarin üretimi yapan çok uluslu bir şirket olan<br />

Felda Iffco Türkiye, 2009 yılından beri uluslararası kalite standartlarını koruyarak<br />

geniş ürün portföyü ve güçlü dağıtım ağı ile endüstriyel müşterilere, ev dışı tüketim<br />

noktalarına ve yurt dışı perakende ve endüstriyel noktalarına hizmet veriyor. Sektöre<br />

her gün yenilikler sunan uluslararası şirket Felda Iffco, Alfa markasıyla ev dışı tüketim<br />

kanalında da sektörün en iyi tedarikçilerinden biri konumuna ulaştı.<br />

Alfa markası ile pastacılık<br />

kanalında kısa zamanda elde<br />

edilen başarılar ev dışı tüketim<br />

kanalında da devam ediyor. Bu alanda<br />

işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda<br />

yağlar geliştirilip formüller hazırlanıyor.<br />

Başarının arkasındaki sır bu konudaki<br />

uzmanlık, tecrübe ve profesyonellikleri.<br />

Şirket ev dışı tüketim kanalında da<br />

bu profesyonellikle ilerlemeye devam<br />

ediyor. Özellikle turistik bölgelerde<br />

yaptıkları özel distribütör oluşumlarıyla<br />

iyi bir hizmet anlayışı ve müşteri odaklı<br />

çalışma ve kaliteli servis sağlanıyor.<br />

Bunun sonucunda çok kısa sürede ev<br />

dışı tüketim kanalında sektörün en iyi<br />

tedarikçisi konumuna ulaşıldı.<br />

Ev dışı tüketim kanalında profesyonellere<br />

yönelik bitkisel margarin, katı ve sıvı<br />

yağlar olarak tam bir portföye sahip<br />

olan şirket, Alfa markası ile şeflerden<br />

onaylı ürünlere sahip. Yemeklik margarin<br />

olarak Alfa Chef ve Alfa Chef Extra<br />

özel aromalarıyla beğeni topluyor.<br />

Aynı portföyde yer alan Alfa Kızartma<br />

yine profesyonellere yönelik yenilenen<br />

ambalajı ve yüksek performansı ile çok<br />

tercih edilen duman, koku ve köpürme<br />

yapmadan yüksek sıcaklıklara dayanıklı<br />

kızartma yağıdır. Ev dışı tüketim<br />

kanalındaki bir diğer ürün ise yenilenen<br />

fomülü ile dikkatleri üzerine çeken Alfa<br />

Tatlı Kızartma Yağı’dır. Yumurtalı ve<br />

kızartılarak hazırlanan hamurlu tatlılara<br />

özel yüksek performans sağlayan Alfa<br />

Tatlı Kızartma yenilenen ambalajı ve özel<br />

geliştirilmiş formülü ile dikkatleri üzerine<br />

çekmektedir.<br />

Doğru strateji ve ürünlerle pazarda<br />

daha da büyümeyi hedefliyor<br />

Felda Iffco, Alfa markası ile ev dışı<br />

tüketim kanalında da doğru strateji ve<br />

ürünlerle pazarda daha da büyümeyi<br />

hedefliyor. Ürünleri şefler ve ustalar<br />

tarafından çok beğenilen Alfa markası<br />

yaptığı yeniliklerle sektöre değer katmaya<br />

devam ediyor ve bu yeniliklerin güzel geri<br />

dönüşleri ile sektöre her konuda yenilik<br />

getirmeye devam edecektir.


64<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

İş kıyafetlerinde<br />

öncelik iş sağlığı<br />

ve güvenliği<br />

İş kıyafetlerinin iş sağlığı ve güvenliği gibi ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte üretilmesi<br />

gerektiğine dikkat çeken Form Kurumsal İş Elbiseleri Sahibi Oğuzhan Dadaş, “İş<br />

kıyafetleri sadece kumaştan ibaret olmamalı, aynı zamanda çalışanın güvenliğini de<br />

sağlamalı” diyerek Türkiye’nin hala daha bu konuda eksik olduğuna dikkat çekti.<br />

Dünyada ve Türkiye’de iş sağlığı ve<br />

güvenliği konusuna gün geçtikçe<br />

daha da önem verilmeye başlandı.<br />

Bununla birlikte özellikle çalışanların<br />

iş kazalarının sıfıra indirilmesi için<br />

yapılan önlemler ve çalışmalar artık iş<br />

kıyafetlerine de yansıdı. Gerek gelişen<br />

teknolojiye gerekse konuya verilen<br />

hassasiyetler doğrultusunda üretimler<br />

gerçekleştirdiklerini dile getiren Oğuzhan<br />

Dadaş, iş sağlığı ve güvenliği konusunda<br />

Avrupa ile aynı düzeye gelmeye<br />

çalıştıklarını söyleyerek çalışanların<br />

gün boyu üzerinde bulundurdukları<br />

kıyafetlerin de bu şartlara uygun olması<br />

gerektiğine vurgu yaptı.<br />

Dadaş: “İş güvenliği konusundaki<br />

denetimler az”<br />

Türkiye’deki iş güvenliğinin özellikle<br />

maden kazalarından sonra daha da<br />

arttırıldığını vurgulayan Dadaş, “tabi son<br />

zamanlarda iş güvenliği artık daha çok<br />

ön plana çıkmaya başladı. Bu konuda<br />

özellikle inşaat sektörü çok sıkı bir<br />

denetimde. Fakat yine de bu denetimler<br />

hala daha az. Büyük kurumsal inşaat<br />

firmaları korunma amaçlı bu kurallara<br />

ve tedbirlere uyuyor yalnız küçük<br />

kapsamlı inşaatlarda daha bu durum<br />

gelişmedi. Baret ve çelik burunlu ve<br />

korumalı ayakkabılar kullanılmıyor.<br />

Bunların kullanılması da her inşaatta<br />

şart” diyerek konunun önemine vurgu<br />

yaptı. İş elbiselerinin kişisel koruyucu<br />

donanım ürünleri özelliğinin alması ile<br />

birlikte el, ayak, göz ve kulak gibi birçok<br />

organın korunması gerektiğinin artık şart<br />

olduğunu dile getiren Dadaş, “Mesela<br />

dışarıda çalışan işçiler için reflektif<br />

kıyafetler, kaynak ve demir saç yapanlar<br />

için yanmaz özelliği olan kumaşlardan<br />

elde edilen kıyafetler, medikal ve gıda<br />

sektörü içerisinde lekeleri kolay çıkaran<br />

ve çok ütü istemeyen kumaşlar gibi<br />

kendi içerisinde fazlaca önemli detaylar<br />

var. Bunun yanı sıra sadece kumaşların<br />

özellikleri değil sahip olduğu yapı<br />

ile birlikte çalışanın sağlığı da artık<br />

korunuyor” ifadelerini kullandı.<br />

“İş kıyafetlerini giyimden çıkarıp<br />

koruma ve teknik özelliklerine önem<br />

veriyoruz”<br />

Gelişen ve yenilenen teknolojilerin de<br />

zamanla iş kıyafetlerine yansıdığına<br />

değinen ve bu konudaki gelişmeleri<br />

yakından takip ettiklerini de söyleyen<br />

Dadaş, “Mesela daha önce dış mekan<br />

montları sadece dikilirdi ama biz artık<br />

kendi bünyemizde kaynak bant makinesi<br />

kullanarak dikişleri alttan izole ediyor<br />

ve su geçirmez hale getiriyoruz. Aynı<br />

şekilde çeşitli yöntemlerle çabuk alev<br />

almayan ve yanmama özelliğini taşıyan<br />

kumaşlardan da faydalanıyoruz. İş<br />

elbiselerini biz giyimden çıkarıp daha<br />

koruyucu daha teknik özellikler kapsayan<br />

farklı kıyafetler olarak meydana çıkardık.<br />

Yaptığımız işleri Avrupa’yı takip ederek<br />

yapıyoruz. Bu şekilde de aynı kulvarda<br />

olmaya gayret ediyoruz. Bu bağlamda tabi<br />

ihracatımızda söz konusu. Avrupa’ya ve<br />

yurt içi piyasasına üretim yapıyoruz” diye<br />

konuştu. Son olarak da iş elbiselerine<br />

verdikleri önemden dolayı açmış oldukları<br />

mağazan da bahseden Dadaş, “İş giyim<br />

market adı altında 600 metrekare<br />

mağazamızda KKD ve iş elbiselerinin<br />

tamamını kapsayan ilk mağazamızı da<br />

açtık. Bu oluşumu da zincir mağazalar<br />

haline getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca<br />

işgiyimmarket.com sanal alışveriş<br />

sitemizi de önümüzdeki günlerde aktif<br />

hale getirip müşterilimize daha da<br />

kolaylık sağlayacağız” diyerek sözlerini<br />

tamamladı.


Priority in work attire is<br />

occupational health and safety<br />

Owner of Form Corporate Occupational Attire, Oğuzhan Dadaş, explained that work clothes<br />

must be produced to meet occupational health and safety needs: "Work attire must not only<br />

be made of cloth, it must also provide safety for the worker" and raised concerns over the<br />

fact that Turkey still has some catching up to do in this area.<br />

With each passing day more<br />

importance is being placed<br />

on occupational health and<br />

safety in the world and in Turkey.<br />

At the same time the preventive<br />

measures taken and studies made<br />

to bring workplace accidents down<br />

to zero have reflected on to work<br />

attire too. Oğuzhan Dadaş speaks<br />

out about the productions carried out<br />

based on developing technology and<br />

the sensitivity devoted to this topic.<br />

While adding that they are trying to<br />

get to the same level as Europe on<br />

occupational health and safety, he<br />

underlined the importance of making<br />

sure the attire, workers use all day<br />

long, meet these regulations.<br />

Dadaş: “Inspections on occupational<br />

safety are insufficient”<br />

Emphasizing how occupational<br />

safety in Turkey has been increased,<br />

especially after the mining<br />

accidents, Dadaş while underlining<br />

the importance of this topic said:<br />

“Naturally, occupational safety has<br />

come to the forefront much more<br />

as of lately. Regarding this topic,<br />

construction industry is under<br />

very tight control. Even so, these<br />

controls still are not enough. Big<br />

construction firms abide by these<br />

rules and measures for protection,<br />

however in small construction firms<br />

this situation has not improved yet.<br />

Helmets, steel toes and protective<br />

shoes are not being used; use of these<br />

at every construction site is a must".<br />

Voicing that work clothes must take<br />

on the features of personal protection<br />

products and along with that many<br />

organs such as hands, feet, eyes<br />

and ears must be protected, Dadaş<br />

continued: “There are many important<br />

details and options available for<br />

example for workers performing<br />

duties outside there must be reflective<br />

clothing, for those who do welding and<br />

iron plates, clothing made of fireproof<br />

cloths, for medical and food industry,<br />

attire made of cloths that are easy to<br />

remove stains from and don't need<br />

much ironing. Besides these worker's<br />

health is now protected not only by the<br />

features of the cloths but also their<br />

structure.".<br />

“We consider work attire not only as<br />

clothing but place importance to its<br />

protective and technical features”<br />

Dadaş explained that developing<br />

and renewed technologies are also<br />

reflecting on work attire and that<br />

they are following them closely<br />

and said: "For example outdoor<br />

jackets used to be only sewn but<br />

we are presently using a band<br />

welding machine and isolating the<br />

seams underneath making them<br />

waterproof. Also, similarly with<br />

various methods we take advantage<br />

of cloths that are flame retardant<br />

and non-flammable We took work<br />

attire from being only clothing and<br />

turned them into different outfits<br />

that are more protective and carry<br />

more technical features. We do our<br />

work by following Europe. This way<br />

we strive to be in the same league. In<br />

this sense, export is naturally on the<br />

table. We are producing for European<br />

and local markets." Lastly, speaking<br />

of the store they opened due to the<br />

importance they placed on work attire,<br />

Dadaş finished his words with the<br />

following statement: "Under the name<br />

work attire market we opened our<br />

first 600 square meter store carrying<br />

KKD and full work attire. We plan on<br />

turning this development into a chain<br />

of stores. Also, we will activate our<br />

shopping website isgiyimmarket.com<br />

within the next few days to provide<br />

convenience to our customers."


hotel restaurant<br />

66 & hi-tech<br />

marka güncel<br />

Turizm sektörüne kalifiye<br />

elemanlar kazandırıldı<br />

190 üzeri ülkede hizmet veren ve bu sene 30. yılını kutlayan, küresel<br />

seyahat endüstrisinin lider teknoloji çözümleri sağlayıcılarından biri<br />

olan Amadeus’un destekleriyle, Plaza Akademi’nin turizm sektöründe<br />

uzman kadrolar yetiştirmek amacıyla başlattığı ‘Rezervasyon ve Otomatik<br />

Fiyatlandırma Eğitimi Sertifika Programı’ tamamlandı. Türkiye’de 1994<br />

yılından beri faaliyet gösteren, küresel seyahat endüstrisinin lider<br />

teknoloji çözümleri sağlayıcılarından biri olan Amadeus’un Türkiye<br />

Pazarlama ve İletişim Müdürü Çiğdem Cengiz, “30 yıldır dünyada 190<br />

üzeri ülkede teknoloji, inovasyon ve eğitim alanında seyahat endüstrisinin<br />

geliştirmek üzere yatırım yapıyoruz. Eğitimdeki yatırıma çok önem ve<br />

değer veriyoruz. Sadece 2015 yılı içerisinde eğitime 9.6 milyon euro<br />

değerinde yatırım yaptık. Teknoloji ve inovasyonun arkasındaki itici gücün<br />

eğitim olduğunun bilinciyle eğitim alanındaki yatırımlarımız önümüzdeki<br />

günlerde de devam edecek. Gençler geleceğimiz biz de geleceğe<br />

yatırım yapıyoruz. Bu eğitim sonrası sertifikalarını alan gençlere turizm<br />

alanındaki kariyerlerinde başarılar diliyoruz” dedi.<br />

Bosch Termoteknik, Türkiye’nin en<br />

iyi kombi ustasını seçti<br />

Bosch Termoteknik’in bir ilke imza attığı Türkiye’nin en iyi kombi ustası<br />

yarışması 12 Eylül tarihinde Manisa Fabrika’daki Bosch Termoteknik<br />

İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. 10 Temmuz- 10 Ağustos tarihleri<br />

arasında ön elemesi gerçekleşen yarışmaya 700 usta katıldı. Ödülleri<br />

teslim eden Bosch Termoteknik Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya Satış<br />

Genel Müdürü Zafer Polat, “Isıtma, soğutma ve havalandırma sektörü için<br />

ustalarımızın sadece montaj yapan değil, aynı zamanda son kullanıcıya en<br />

kaliteli ve en doğru hizmet vermesini amaçladığımız marka temsilcileri<br />

olduğunun altını çizmek isterim. Biz de Bosch Termoteknik olarak<br />

ustaların sektörümüz için önemini tekrar vurgulamak, onlarla bağımızı<br />

kuvvetlendirmek ve yetkinliklerini artırmak amacıyla yarışmamızı<br />

yapmaya karar verdik. Yarışmamıza katılan tüm ustalarımıza teşekkür<br />

eder ve Türkiye’nin en iyi kombi ustası yarışmasını kazanan ustamızı<br />

tebrik ederim.” diye konuştu.<br />

Life Fitness Akademi Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor<br />

Dünyanın en büyük fitness cihazları üreticisi Life Fitness’ın eğitim platformu<br />

olan Life Fitness Akademi Türkiye’de, yeni bir dönem başlıyor. Ülkemizdeki<br />

fitness profesyonelleri, EKS Dış Ticaret Merkez Ofis’teki yeni akademi alanında,<br />

kurumlarca akredite edilmiş ve alanında uzman eğitmenlerce verilecek<br />

sertifika programları sayesinde global endüstriye yön veren dünya trendleri ve<br />

ihtiyaçlarına çözüm olacak ortaklıklar ile tanışacaklar. Life Fitness Türkiye- EKS<br />

Dış Ticaret Yönetim Kurulu Üyesi Emre Özdeş , “Dünyadaki fitness trendlerini<br />

ve egzersiz uygulamalarını, ülkemizdeki eğitmenlerimiz ve profesyonellerimiz<br />

ile paylaşmaya ve onların mesleki gelişimlerine her açıdan katkı sunmaya;<br />

yenilenen eğitim salonumuz, müfredatımız ve başarılı eğitmen kadromuzla<br />

devam edeceğiz. Bir fitness profesyoneli için henüz hedef belirleme noktasında<br />

devreye girip gerek ihtiyaç duyduğu eğitimleri talep etmesi, gerekse trendlere<br />

dair en güncel bilgileri edineceği bir platforma dahil olmasına imkan tanıyarak,<br />

hedefine ulaşması adına gerçek ve değerli çözüm ortaklıkları sunacağız.” dedi.


hotel restaurant<br />

68 & hi-tech<br />

şef’in gözünden<br />

Özüyle<br />

yemek uzmanı<br />

Ömür<br />

Akkor<br />

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

Üç yaşında başlayan mutfak<br />

yolculuğunda aşçılığı yemek<br />

yapmanın ötesinde kitaplarla<br />

keşfetmenin, paylaşımlarla<br />

çoğaltmanın, eğitmekle<br />

öğrenmenin, bilmekle sıfırdan<br />

başlamanın erdemine çok<br />

genç yaşlarda erişen genç<br />

ve yetenekli yemek uzmanı<br />

Ömür Akkor, Zennup 1844’te<br />

gerçekleştirdiğimiz özel<br />

yemek çekimi ve ilgi çekecek<br />

röportajı ile bu ayın şefin<br />

gözünden konuğu…


Gaziantepli geleneksel bir ailenin<br />

çocuğu iseniz, öyle pazar günleriniz<br />

parkta bahçede oyunla geçmez.<br />

Evin bir günlük yemek ustası, babanızla<br />

mutfağa girer ya lavabonun içinde<br />

ıslak ayaklarınızla maydonos, yeşil<br />

soğan yıkar veyahut getir götür işlerine<br />

koşturulursunuz. 3’e 5’e bakmazlar da<br />

öyle, ufak da olsanız Antep mutfağında<br />

bir vazife çıkarılır elbet, sözleriyle<br />

başlıyor aşçılık yolundaki ilk adımlarını<br />

anlatmaya…<br />

Doğu kültürlerinin mutfak ritüelleri içinde<br />

yoğurulmuş bir mutfak erbabı, değerli<br />

yemek uzmanı Ömür Akkor’dan dökülen<br />

ilk sözcükler bunlar… Benim de aslında<br />

kendisini yakinen takip ettiğim, yemekleri<br />

kadar araştırmacı, paylaşımcı ve eğitimci<br />

kimliğini takdirle karşıladığım biri ki,<br />

kendisini ve birbirinden seçkin tatlarını bu<br />

ayın ‘şefin gözünden’ bölümünde keyifle<br />

ağırladığımızı söylemek isterim.<br />

Ömür Akkor, sadece bir şef, aşçı değil!<br />

Kendi anlatımıyla “bir yazar, bir aşçıbaşı,<br />

bir yemek tarihçisi, bir arkeolog, bir<br />

gazeteci.” Tastamam bir yemek uzmanı<br />

o. “Bizde aile geleneğidir. 6 yaşında<br />

başlarsın, 7-8 yaşında soğanın uçlarını<br />

soydururlar sana. 10-11 yaşlarında salata<br />

yaparsın. 14-15 mangal yakma yaşlarıdır.<br />

Sonra et terbiyele derken bakmışsın bir<br />

okul talebesiyken profesyonel manada<br />

et -kebap ustası olmuşsun, babanın<br />

okulundan mezun olmuşsun.” sözleri<br />

de bu güçlü alt yapının temellerini<br />

anlatmak için yeter de artar bence. Bir<br />

tarafı babadan Gaziantep’e, bir tarafı<br />

babaanneden Halep hudutlarına, bir tarafı<br />

anneanneden Kayseri’ye, hatta Adana’ya<br />

kadar uzanınca mutfak zenginliğindeki bu<br />

başarılı sonuç hiç de şaşırtıcı gelmiyor.<br />

Mutfakla 20 yıl boyunca kurulacak<br />

gönül bağları böyle filizlenmeye<br />

başlıyor başlamasına da sonra birgün<br />

mevzu okul seçimine gelince tercihini<br />

iktisat okumaktan yana kullanıyor.<br />

“Tabii bundan 20 yıl önce bugünkü gibi<br />

gastronomi, mutfak okulları yoktu” diyen<br />

Akkor, bir miktar ailenin vizyon sahibi<br />

olmakla ilgili eğitim telkinleri bir miktar<br />

da satış ve pazarlama hevesiyle Uludağ<br />

Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin yolunu<br />

azim ve istekle tuttuğunu söylüyor.<br />

“Benimki tamamen bir<br />

hevesti…”<br />

Bu aralıkta yemekler pişirilmeye, sofralar<br />

kurulmaya devam ediliyor, zaman ve<br />

koşullar el verdiğince. Bütün yazlar,<br />

bütün ara tatiller onun nasıl olsa! Komilik<br />

mi istersiniz, garsonluk, otoparkçılık,<br />

bulaşıkçılık… Bir lokantanın görevler<br />

menüsünde ne varsa layıkıyla yapıyor,<br />

bir an bile hevesini kırmadan… Akkor<br />

bu hal ve gidişatı ise samimiyetle şöyle<br />

yorumluyor: “İktisat okuyan bir öğrenci<br />

olsam da günün birinde bu işi yapacağımı<br />

biliyordum. O yüzden de mutfakla alakalı<br />

Zennup’ta hamsi köy<br />

sütlacı Ömür Akkor’un<br />

mutfağında 36 saat<br />

bekletilerek özel bir çini<br />

koleksiyon tabağı üzerinde<br />

eski bakır kaplarda servis<br />

ediliyor. Bu kadarı da değil!<br />

Vişneli yaprak sarmayı 48<br />

saatte servis eden ellerden<br />

bir zeytinyağlı tabağı 24<br />

saat bekletilmeden masaya<br />

taşınmıyor.<br />

ne öğrenmem gerekiyorsa öğrenmek<br />

istiyordum. Sanıyorum benimki tamamen<br />

bir hevesti. Bir işi en iyi şekilde yapmak<br />

için her şeyi öğrenmem gerektiğinin<br />

farkındaydım. Ya da farkında olmadan<br />

oldu tüm bunlar. Bir bakmışım,<br />

hayatımın koca bir beş senesi lokantada<br />

sadece kuru patlıcan dolması yaparak<br />

geçmiş… Her çarşamba 500 tane dolma<br />

doldurmuşum… Mutfaktı, temizlikti,<br />

bulaşık yıkamaktı, kasa, maliye, vergi,<br />

yöneticilik, belediye işleriydi derken ne<br />

gerekiyorsa yapmışım.”<br />

“En büyük sorunumuz plansızlık,<br />

programsızlık”<br />

Her çalıştığı yerde patronların güvenini<br />

kazanmayı başaran Ömür Akkor’un iş<br />

prensipleri ve yaşam mottosu aklıma<br />

takılmıyor değil. “Hep kendi işim gibi<br />

çalıştım, sahiplendim. Hiçbir zaman<br />

patronun cebinden bir para almadım.<br />

İşletmeye ekstra para kazandırmayı<br />

hedefleyip, o paranın içinden kazancımı<br />

elde etmesini bildim. Gideyim, paramı<br />

kazanayım sonra keyfime bakayım değildi<br />

benimkisi. Daima yoğun mesailerle<br />

çalışan biri oldum, 13-14 saatti benim<br />

mesaiden anladığım.” şeklinde çalışma<br />

prensiplerini anlatan Akkor, ya iç<br />

dünyasında hangi özelliklere sahip<br />

biri, onu daha da yakından tanıtmak<br />

düşüncesiyle soruyorum. Kendisini<br />

çalışkan ve disiplinli biri olarak<br />

tanımlayan Akkor, “Kuralları yazılı<br />

uygulayan, harfiyen uyan, yorumlamayan<br />

biriyim. Zaten bu memlekette başarıya<br />

gidecek bir yol çizmek istiyorsanız belli<br />

bir plan ve kurallar dahilinde çalışmak<br />

zorundasınız. Bence Türkiye’deki çalışma<br />

hayatındaki en büyük sorunlardan biri<br />

plansızlık, programsızlık. Yorumlamaya<br />

çok açık bir mesleğimiz var, yetkileri<br />

olmayan insanlar kuralları değiştirip<br />

duruyorlar. Oysaki kurallara uyduğun<br />

müddetçe güvenilir adam olursun,<br />

mesleki anlamda sürekli ilerlersin.”<br />

diyor ve aşçılık mesleğinde başarılı olmak<br />

isteyenlere programlı çalışmayı, kurallara<br />

uymayı, çok okumayı tavsiye ediyor.<br />

Yemek uzmanlığı noktasında da mutfağa<br />

gönül verenlere ve genç adaylara<br />

önerilerde bulunan Akkor, “Ben Türk<br />

mutfağı uzmanıyım ama bunun için<br />

sadece Türk mutfağını da bilmek<br />

yeterli olmuyor. Yemek konusunda<br />

uzmanlaşmak için dünyadaki en iyi<br />

mutfakları tanımanız gerekiyor.” diyor.<br />

“İktisat okumak büyük<br />

avantajlar sağladı”<br />

Bir tek yemek bilgisiyle dünyada<br />

birçok firmayla çalışma yetkinliğine<br />

erişilemeyeceğinin de altını çizen Akkor,<br />

destekleyici alt donanımların mesleki<br />

gelişimde tampon görevi göreceğini<br />

belirterek, “İktisat bu anlamda benim<br />

en büyük avantajım oldu. Sadece işimde<br />

öğrendiğim genel verimlilik ve planlama<br />

teorilerini kendi mesleğime uyguladım.<br />

Azalan Birimler Kanunu, Arz-Talep<br />

dengesi gibi iktisatta öğrendiğim temel<br />

birkaç teoriyi tamamen mutfağın içinde<br />

uyguladım. Şu an Pınar, Coca Cola,<br />

Komili, Starwood otel zinciri birlikte<br />

çalıştığım markalar. Burada beni öne<br />

çıkaran şey, aslında iki tarafın bilgisini<br />

birbirine harmanlamam oldu.” diyor.<br />

“22 yaşımda profesyonel aşçı<br />

oldum”<br />

Ömür Akkor’u profesyonel mutfağa<br />

taşıyan babaannesine ait bir tarif olan<br />

vişne kebabı olur. Üniversite son sınıfta<br />

22 yaşında genç bir delikanlıyken yaptığı<br />

bu Halep yemeğiyle patronun hem<br />

gönlünde hem de midesinde taht


hotel restaurant<br />

70 & hi-tech<br />

şef’in gözünden<br />

kurduğunu anlatan Akkor, böylelikle Sui<br />

Restaurant’ın mutfağına profesyonel bir<br />

aşçı olarak girmeyi de başarır… Ömür<br />

Akkor’un iktisat okuduğu yıllardan<br />

köklü bir gönül bağı oluşturduğu<br />

Bursa’ya vefa duygusu kendine ait bir<br />

işletme olan Semsek Restaurant ile<br />

devam eder. Gaziantep yerel dükkanı<br />

olarak baklavası, kebabı, semseki<br />

ve dolmasıyla çok kısa sürede ikinci<br />

memleketim dediği Bursa’da nam salan<br />

Akkor, altı yıllık bu serüvene yurt dışında<br />

eğitim idealleriyle veda eder… “Katar,<br />

Almanya, Fransa, İtalya, artık neresi<br />

olursa, koşullarımı zorlayıp gitmeye<br />

çalıştım. Çoğu zaman parasız çalıştım.<br />

Para kazanma mottosuyla hayatımda<br />

hiçbir zaman hareket etmedim ama<br />

hep de kazandım. En başından beri tek<br />

derdim, taşın üstüne taş koyma telaşı<br />

oldu.” diyerek sözlerine devam eden<br />

Akkor’un kariyerimin 20. yılında yeni<br />

bir restoranla Bursa’ya dönüşünün bu<br />

defa ki sebebi, üç ortak hizmete açtığı<br />

Zennup Restaurant olur. Rahmetli<br />

babaannesinin adını yaşatmak için 28<br />

Mayısta Zennup ismiyle Bursa’ya yeni<br />

bir işletme daha kazandıran Akkor,<br />

“yüzde 100 yerli dükkan” olma özelliği<br />

ile pazartesi günleri hariç haftanın<br />

altı günü tıka basa lezzet tutkunlarını<br />

ağırlıyor. Zennup’un bu başarısında<br />

biraz önce sözünü ettiği yüzde 100<br />

yerli dükkan olma halinin etkisi büyük<br />

şüphesiz. Her sabah gittiği otogardan<br />

Türkiye’nin 41 farklı şehrinden gelen<br />

yöresel malzemeleri mutfağa taşıdığını<br />

belirten Akkor için diğerleri gibi mutfağı<br />

yenilemek, füzyon yapmak, tabakları<br />

uçurmak bir şef olarak kafa yorulacak<br />

konuların başında gelmiyor<br />

çünkü, anlattığına göre… Yüzde 100<br />

yerli kalmak prensibine sadık kalarak<br />

Türk mutfağının çok daha başarılı<br />

olabileceğini düşündüğünü söyleyen<br />

Akkor, bu söylemlerinde o kadar<br />

iddialı ki “Bu dükkanı Bursa’da değil;<br />

Manhattan ya da Londra’da açsam<br />

kapalı gişe oynar, o kadar inanarak<br />

söylüyorum” diye ekliyor.<br />

“Ben tabağa sadece yemeği<br />

koymayı seviyorum”<br />

Sunumda geleneksel değerlere sadık<br />

kalmayı en başından beri düstur<br />

edindiğini söyleyen Akkor, “Türklerin<br />

sofraya bir saygısı vardır. Orada sakin<br />

olunur, küfür edilmez, çok konuşulmaz.<br />

Çünkü sofra nimettir. Tabağı süslemek,<br />

şekilden şekilde sokmak Türklerin<br />

çokça benimsediği bir sunum tarzı<br />

olsa da ben tabağa sadece yemeği<br />

koymayı seviyorum” diyor. Tabaktan<br />

bahsederken öyle alalade, beyaz, düz<br />

bir porselenden de söz etmiyor, Akkor.<br />

Zennup 1844’te yemek yiyenler iyi bilir,<br />

Ömür Akkor’un mutfağından çıkan<br />

tabaklar neresinden baksanız 200-300<br />

yıllık çini, bakır, antika ve eski tahta


Üç ortaklı bir yapıyla hizmete açılan Zennup’un mutfağını usta aşçı Ömür<br />

Akkor yönetirken, geleneksel ekmeklerin unutulmaz lezzetini Şevki Dilmaç’a<br />

borçlu. İşin finans, belediye, valilik gibi prosedürlerinde ise bir diğer isim<br />

olarak Cüneyt Aksoy var.<br />

kaşık koleksiyonlarından oluşuyor. Sunumda son derece<br />

doğal ve geleneksel bir tarz benimseyen Akkor için<br />

tabağın görüntüsü kadar yemeğin tazeliği ve ısı<br />

derecesi de çok önemli. “Türkiye’de şefler,<br />

aşçılar tabağı hazırlamak için o kadar<br />

vakit kaybediyor ki, şu an gittiğiniz en iyi<br />

lokantalarda bile ılık yemek zorunda<br />

kalıyorsunuz.” Dile getirerek, “İnsanlar<br />

tabağın içinde o an yapılmış<br />

yemekleri yiyorlar. Süslemeyle<br />

vakit kaybetmediğimiz için de<br />

tabak mutfaktan çıktıktan 40<br />

saniye sonra masada oluyor.<br />

Mutfaktaki düsturumuz bu.”<br />

diyor.<br />

Ya pişirme teknikleri?<br />

Zennup’ta odun fırını, taş<br />

fırın ve ocaklar olmak<br />

üzere hemen hemen bütün<br />

yöntemleri kullandıklarını<br />

anlatan Akkor, ”Şayet<br />

yoğurdu Hatay’dan<br />

getiriyorsak odun<br />

ateşinde bakır kazanda<br />

pişirip, ardından tuzlayıp<br />

saklanmasını sağlıyoruz.<br />

Antep’te salçamızı,<br />

reçelimizi güneşte<br />

kurutturuyoruz. İmkanlar<br />

ölçüsünde geleneksel<br />

yöntemleri kullanmaya<br />

devam ediyoruz.” diyor.<br />

“Bir Türk ansiklopedisi<br />

yapmak istiyorum”<br />

Şu ana kadar 81 ili dolaşarak<br />

yemek seyyahı unvanına layıkıyla<br />

sahip olan Ömür Akkor’un<br />

bundan sonraki hayallerinde 81<br />

ille ilgili vesikalar yayınlamak, bir<br />

Türk mutfak ansiklopedisi yapmak<br />

varmış. Bu yıl kitap sayısını 27’ye<br />

çıkardığını söyleyen Akkor, beş yıl içinde bu<br />

sayıyı 50’ye çıkarmak istediğini anlatıyor ve<br />

“İnşallah mutfak kültürüyle ilgili 100’e yakın kitap<br />

yazmak istiyorum. Çünkü bizim sahip olduğumuz<br />

mutfak kültürü, dünya ile karşılaştırılmayacak kadar<br />

eşsiz ve paha biçilmez. Bunu ispatlamak için yazamaya<br />

devam edeceğim. Bundan da herhangi bir maddi kazanç<br />

beklentim yok. Taş üstüne taş koyabiliyorsam, insanlara<br />

eskiye saygı duydurabiliyorsam, geleneksel yemeklerimizi<br />

sevdirebiliyorsam bundan büyük mutluluk yok benim için.” diye<br />

de ekliyor.


72<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel röportaj<br />

Gürkan<br />

Boztepe<br />

“GTD’den önce<br />

gastronomi turizmi<br />

diye bir kavram yoktu!”<br />

Kurulalı henüz bir yıl oldu ama<br />

gastronomi turizmi kulvarında<br />

sektörün ilgisini çekebilecek söylem<br />

ve uygulamalarıyla adından sıkça söz<br />

ettirmeyi başardı…<br />

Belki de gastronomi turizmi kavramı<br />

Kurucu Başkanı Gürkan Boztepe’nin de<br />

söylediği gibi GTD’den önce hiç bu kadar<br />

popüler olmamıştı, öyle bir kavram dahi<br />

yoktu… Ya da öyleydi de vurgusu bu kadar<br />

güçlü ve inançlı olmamıştı!<br />

Sektör içinde bit gibi türeyen sivil toplum<br />

yapılanmaları varken ne yalan söyleyeyim<br />

ben de kendi adıma “lafta mı olur icraatta<br />

mı” endişesini taşımadım değil!..<br />

Ama geçtiğimiz yıl eylül ayında<br />

kuruluşunu resmen duyuran GTD<br />

kısa sürede önemli etkinliklere<br />

imza atarak oluşumunu ispatlamayı<br />

başardı başarmasına da görünen o ki<br />

gastronomi turizmi konusunda hem Türk<br />

gastronomisinin hem de derneğin önünde<br />

alacağı daha çok yol var…<br />

Bu yolda GTD nasıl ilerliyor, yeni döneme<br />

ilişkin projeleri arasında neler var,<br />

sektörün son yıllarda geçirdiği önemli<br />

değişimler neler, Gürkan Boztepe ile<br />

konuştuk.<br />

Birinci yaşında Gastronomi Turizmi<br />

Derneği cephesinde neler oluyor?<br />

Derneği kurarken de konuşmuştuk,<br />

üstüne basa basa ‘icraat’ vurgusu<br />

yapmıştınız. O bahsettiğiniz icraatlar,<br />

vaatler yılını doldururken meyve<br />

vermeye başladı mı?<br />

Gastronomi Turizmi kelimesini Türkiye’de<br />

ilk biz kullanarak Türk mutfağını<br />

dünyaya tanıtma hedefiyle yola çıktık.<br />

Vaat ettiğimiz şey aslında gastronomi<br />

turizminin hareket oranını artırmak ve<br />

hak ettiğimiz yere gelmek için çalışmaları<br />

başlatmaktı. Bizim aslında somut<br />

olarak bir vaadimiz yok. Biz sadece hak<br />

etmediğimiz yerde olduğuna inandığımız<br />

bir derneğiz. Bildiğiniz üzere gastronomi<br />

turizmi ve Türk mutfağı Türkiye için çok<br />

yeni bir kavram. Bunu da ilk etapta Kültür<br />

ve Turizm Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı,<br />

Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı’na<br />

aktarmaya çalışıyoruz. Bu kavramın<br />

içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın<br />

işine yarayacak çok büyük argümanlar<br />

sunuyoruz. Bunlardan bir tanesi<br />

gelen turistin tercihleri. Şu anda İl<br />

Kültür ve Turizm Müdürümüz Coşkun<br />

Yılmaz ile çok iyi diyalog halindeyiz.<br />

Shopping Fest Genel Müdürü, Ticaret<br />

Odası, TÜRSAB, Belediyeler ve<br />

Büyükşehir Belediyeleri’nin tamamıyla<br />

iletişim halinde çalışıyoruz. Bizler bu<br />

ülkenin marka olması için ana şartın<br />

gastronomiden geçtiğine ve ekonomisinin<br />

güçlü olması gerektiğine inanıyoruz.<br />

“GT Belgesini uluslararası<br />

standartlarda sunan tek kurumuz”<br />

Bu anlamda da Gastronomi Turizmi<br />

Derneği olarak TÜRSAB’da 22.<br />

Komite’yi başlatan kişi olarak diyorum<br />

ki; gastronomi turizmi şu an tatil<br />

tercihlerinde ilk sıraya oturmuş<br />

durumda. Bu konuyla ilgili olarak da<br />

bizden sonra benzeri söylemlerle pek<br />

çok dernek, kurum, kuruluş ortaya<br />

çıktı ama biz gerçekten sektöre somut<br />

faydalar sağlayacak çalışmalara imzamızı<br />

koymak istiyoruz. Bunlardan bir tanesi,<br />

restoranların derecelendirme sistemi.<br />

Bununla ilgili KALDER (Türkiye Kalite<br />

Derneği) ile çalışmalara başladık.<br />

Yaklaşık sekiz aylık çalışmanın<br />

meyvelerini yeni yeni almaya başlıyoruz.<br />

KALDER ile yaptığımız protokolün<br />

ardından restoranlara diyoruz ki, “Size<br />

gizli denetmen yollamamızı istiyor<br />

musunuz? Gerçekten derecelendirme<br />

istiyor musunuz yoksa para karşılığında<br />

ödüller mi almak istiyorsunuz?” İşin<br />

özeti bu. Biz diyoruz ki, “Gerçekten<br />

derecelendirme istiyorsanız Avrupa<br />

kalite standartlarında en yetkili kurum<br />

olarak KALDER, GTD ile iş birliği


içerisinde, onlar bize modeli çıkarttı. Biz<br />

de Gastronomi Turizmi Derneği olarak<br />

GT Belgesini uluslararası standartlarda<br />

sunan tek kurumuz.”<br />

GTD ile sektör gerçek gizli denetmenler<br />

ile tanışacak!<br />

KALDER toplantınızda restoran<br />

yeterlilik sınıflandırması,<br />

sertifikalandırılması ve gizli<br />

denetmenler gibi sektöre kalite ve<br />

mükemmeliyet sağlayacak bir dizi<br />

uygulamalardan söz etmiştiniz. O<br />

konuda nasıl bir aşama kaydettiniz?<br />

Bununla ilgili gizli denetmenler<br />

yetiştirmeye başlıyoruz. Yaklaşık 30 gün<br />

sonra başlamış olacak. USLA Akademi<br />

ile protokol yapıldı. Bu ortak girişimle<br />

USLA (Uluslararası Servis ve Lezzet<br />

Akademisi) Türkiye’de ilk defa gerçek<br />

gizli denetmen yetiştirmeye başlayacak.<br />

Projenin başında da danışman şef<br />

Murat Bozok olacak, kendisiyle bu proje<br />

kapsamında bir iş birliği içinde olacağız.<br />

Gençlerimiz Bozok’tan birebir eğitim<br />

alacaklar. “Akıllı telefonu olan, kendini<br />

gurme zanneden herkes kenara” diyoruz.<br />

“Bu işten ticari rant elde eden, gittiği<br />

restorandan para alan herkes bir kenara”<br />

diyoruz. Gerçek gizli denetmenleri<br />

yetkinlik derecelendirmesi ile profesyonel<br />

okulundan mezun ediyoruz ve gerçekten<br />

restoranların içine salıyoruz.<br />

USLA’nın yaptığı şey, aslında gizli<br />

denetmen yetiştirmek. Gittim bu<br />

yemeği beğendim, sonra koydum<br />

sosyal medyaya değil. Sen kimsin?<br />

Senin yetkinliğin ne? “Benim takipçi<br />

sayım fazla.” Tamam da tatlı nedir,<br />

tuzlu nedir biliyor musun arkadaş,<br />

bilmiyorsun. Gerçek bir gurme misin?<br />

Değilsen önce kursuna gideceksin,<br />

bu kadar basit. O kurstan çıkarsın,<br />

diplomanı alırsın, tadımlamalarla ilgili<br />

yorum yapabilecek kapasiten olur.<br />

Bizim herkese kapımız açık. USLA bizim<br />

üyemiz oldu ve dediler ki, “Ben bu işi<br />

hakkıyla yapacağım.” Murat Bozok da<br />

aynı şekilde “Ben bu işin başında olmak<br />

istiyorum” dedi. Türkiye’nin gururu,<br />

biz de “Buyurun” dedik. Bu şekilde<br />

restoran derecelendirme sistemini<br />

başlattık, bunun da lansmanını Feriye<br />

Lokantası’nda yaptık. Hatta bizden sonra<br />

bu konuyla ilgili bizi taklit eden, arkasında<br />

kimin olduğu belli olmayan gruplar da<br />

çıkmış olmasına rağmen biz diyoruz ki<br />

“Gastronomi Turizmi Derneği Türkiye’nin<br />

derneğidir. Bu konuyla ilgili yetkin kurum<br />

bizim derneğimizdir.” Bugüne kadar<br />

ağzına gastronomi turizmi kelimelerini<br />

almayan pek çok kişi, kurum, grup,<br />

dernek ne tesadüfse bir anda gastronomi<br />

turizminin şovenisti oldu. Hayırlısı olsun<br />

ama üst grup, Gastronomi Turizmi<br />

Derneği’dir.<br />

“Türkiye ve İstanbul’un lezzet haritasını<br />

çıkarıyoruz”<br />

Bunların dışında Türkiye Lezzet Haritası<br />

ve İstanbul Lezzet Haritası olarak iki ayrı<br />

çalışma üzerinde duruyoruz. Bu konuyla<br />

ilgili bizim beş tane komitemiz var. Örnek<br />

vermek gerekirse; İstanbul’da taksicilerle<br />

beraber taksicilerin aracılığıyla gelen<br />

turisti doğru yönlendirmek için yetkin<br />

restoranların listesini oluşturup<br />

veriyoruz. Sistem bu. Çünkü öncesinde<br />

taksici yanlış yerlere yönlendirebiliyor.<br />

Biz bunu taksiyi kullanan şahsın bilgi<br />

ve tecrübesine bırakamayız. Bugün<br />

Paris’e gittiğimizde en iyi restoranları<br />

nasıl ki oradaki her taksici bilmiyorsa<br />

Türkiye’deki her taksici de bunu bilmek<br />

zorunda değildi. Bir taksiciye normalde<br />

balık ekmek de güzel gelebilir, Sunset<br />

Restaurant da güzel gelebilir. Ama<br />

bizler taksicinin kendi yaşamına göre<br />

buna karar verdiremeyiz. Türkiye<br />

standartlarına göre turistik restoranların<br />

listesini çıkartıyoruz, bunlarla da birebir<br />

denetleme yapıldıktan sonra öneri<br />

getiriyoruz zaten.<br />

Gurme taksiciler derneğin ses getiren<br />

projelerinden biri oldu ama benim<br />

asıl merak ettiğim Lezzet Haritası için<br />

desteğini alacağınız diğer paydaşlar.<br />

GTD olarak önümüzdeki dönemde proje<br />

için yeni iş birliktelikler de söz konusu<br />

olacak mı yoksa sadece taksicilerle mi<br />

sınırlı kalacak?<br />

Bize zaman zaman farklı önerilerle<br />

geliniyor tabii. Yönetim kurulu olarak<br />

bunları değerlendiriyoruz. Taksiciler<br />

Odası bizim kafa yapımıza uygun. Hızlı ve<br />

icraatçı somut olan bir nokta. Çünkü bir<br />

şehirde havalimanından indikten sonra<br />

karşılaştığınız ilk nokta taksi olduğu<br />

için onun içinde olmak bizim için çok<br />

değerliydi. Daha farklı öneri ve fikirler de<br />

varsa da elbette onlara da açığız.<br />

Otellerle ilgili özellikle de işlemeyen<br />

restoranlarıyla ilgili farklı projelerimiz<br />

söz konusu. TÜROB Başkanımız Timur<br />

Bayındır ile daha önce de konuştuk, en<br />

kısa zamanda masaya oturup, otellere<br />

yönelik neler yapabileceğimizi konuşmak<br />

istiyoruz. Çünkü o alana müdahale etmek<br />

bizim için önemli. Gastronomi Turizmi<br />

Derneği olarak otel restoranları imaj<br />

olarak halkın gözünde pahalı kalıyor,<br />

herkesin de bildiği üzere Şu anda The<br />

Marmara Oteli’ndeyiz. Otele çıkıp çay<br />

kahve içeceğimize alttaki restorana gidip<br />

Kitchenette’te çay kahve içiyoruz. Neden?<br />

The Marmara bana o imajı verse ben niye<br />

yukarıda içmeyeyim, öyle değil mi?<br />

İstanbul’da durum böyle. Peki Türkiye<br />

Lezzet Haritası için nasıl bir çalışma<br />

yürütmektesiniz?<br />

Los Angeles’ten Nepal’e kadar olan<br />

hatta çalışmaları başlattık zaten.<br />

Mesela Berlin’deki Türk restoranlarının<br />

derecelendirilmesi başlı başına bir konu.<br />

Sadece Lezzet Haritası’nı çıkartmakla<br />

iş bitmiyor. Yemek son derece lezzetli<br />

olabilir ama hijyen önemli bir sorundur,<br />

bu bir bütün. Ben dernek olarak Türk<br />

restoranlarının yurt dışında doğru temsil<br />

edilmesini istiyorum. İkinci olarak da<br />

yurt dışından gelen insanların doğru<br />

adreslere yönlendirilmesini istiyorum.<br />

Bize İstanbul’dan sonra farklı şehirlerden<br />

de talepler geliyor. Misal bu hafta içinde<br />

Bursa’da bir konferansta konuşmacıyım.<br />

İstanbul projelerini örnek proje olarak<br />

kabul ediyoruz. Çünkü İstanbul zaten<br />

Türkiye’nin ekonomi üssü konumunda.<br />

Bu şehirde başlayan her proje farklı<br />

bir yere gidiyor. Ama biz bunu biraz<br />

daha ileriye götürürsek marka şehirler<br />

projesi söz konusu. Bizim Antakya’dan<br />

üyemiz Özgür Hanım şehirlerin<br />

markalaşmasından sorumlu. Bir gazeteye<br />

gidip de ticari olarak para alması gibi<br />

projeleri kabul etmiyoruz. Gidelim, x<br />

bir gazete, popüler köşe yazarlarını<br />

götürelim ve bununla ilgili para alalım,<br />

olmaz. Bu bir marka şehir değil. Kimin<br />

şehrini kime satıyorsun? Bu şehirleri yurt<br />

dışına pazarlayabiliyor musun, bunları<br />

konuşalım.<br />

“Türk Hava Yolları iş birliği ile<br />

gastronomi turizmini uçuracağız”<br />

Bunların dışında Türk Hava Yolları ile<br />

yeni bir iş birliği yaptık. THY bizim hem<br />

üyemiz hem de sponsorumuz şeklinde<br />

faaliyet gösterme yönünde bir karar aldı.<br />

Bu konuyla ilgili de müteşekkiriz. Çünkü<br />

biz THY’nin içerisinde hem menülere<br />

karışabiliyoruz hem uçuşlarındaki satış<br />

oranlarını artırabileceğimizi hem de<br />

uçuş gerçekleştirdiği hatlardaki özellikle<br />

gastronomik şehirlerde gastronomi tur<br />

paketlerinin bizimle beraber çok daha<br />

verimli olacağına inanıyoruz. Bugün


74<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel röportaj<br />

Antep’e baklava yemeye giden de var,<br />

kebap yemeye giden de var. Bunların<br />

hepsinin istatistiklerini çıkaracak bir<br />

sistem kuruyoruz. Bunlar THY’nin<br />

satışlarını etkileyecek. Onun haricinde<br />

farklı özel hava yolları da önümüzdeki<br />

haftalarda 2., 3. görüşmelerine<br />

geçiyorlar. Bu çalışma sadece THY ile<br />

sınırlı kalmayacak. THY, bence neferdir,<br />

Türkiye’nin önemli bir markasıdır. Ama<br />

iç hatlarda uçuş yapan farklı farklı<br />

hava yolları da gastronomi turizminin<br />

önemini fark ettiler.<br />

“GTD’den önce gastronomi turizmi bu<br />

kadar popüler değildi”<br />

Samimiyetle sormak isterim,<br />

nihayetinde tüm projeler kıymetlidir<br />

ama derneğin içinize sinen en etkili ve<br />

verimli projesi hangisi oldu?<br />

Biz hiçbir şey yapmasak Turizm<br />

Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nın<br />

dikkatini çekip, onlara “Dünyada<br />

gastronomi turizmi diye bir şey<br />

var. İtalyanlar, Çinliler, Perulular,<br />

Vietnamlılar kendi ülkesinin kültürlerini<br />

gastronomiyle tanıtıyor, biz niye<br />

tanıtmıyoruz?” dedik. Şu anda bana<br />

göre gastronomi turizmi Türkiye’de en<br />

popüler turizm çeşidi oldu ve bunu bir<br />

senede yaptık.<br />

TÜRSAB’ta kurduğumuz Gastronomi<br />

Turizmi Komitesi vardı. Komiteyi kuran<br />

tüm arkadaşlarımızı derneğimize kattık<br />

bu bir yılda. TÜRSAB da değerlidir,<br />

diyaloğumuz da halen iyidir. Ama<br />

sadece seyahat acentaları bu işte<br />

yetmez dedik. Restoranlardan tutun<br />

üreticilere hatta taksicilere kadar<br />

bu işte herkes bir bütündür. Çünkü<br />

gastronomi turisti bugün tek başına<br />

elinde fotoğraf makinesiyle Cihangir’i<br />

dolaşan bir münferit kesim de olabilir.<br />

Adam acentayla gelmemişse ona<br />

gastronomi turisti diyemeyecek miyiz?<br />

Atlamış uçağa New York’tan gelmiş!..<br />

GTD’den önce Türkiye’de gastronomi<br />

turizmi diye bir kavram yoktu. Bunu<br />

Başaran Ulusoy’a ilk getiren kişi benim<br />

zaten. Akabinde komiteyi kurdurttuk,<br />

baktık ki komite yetmiyor. Arkasından<br />

Gastronomi Turizmi Derneği’ni kurduk.<br />

GTD’den önce Gastronomi Turizmi<br />

bu kadar popüler değildi. Münferit<br />

yapılıyordu. Mesela Bilecik’ten Bedriye<br />

abla kendi kendine beş tane oda açmış,<br />

yurt dışındaki müşterilere sabahları<br />

inek sağdırıyordu. O yapıyordu ama<br />

bunu Turizm Bakanlığı bir iş kolu<br />

olarak, bir turizm çeşidi olarak kabul<br />

etmemişti. Şu anda diyoruz ki, Turizm<br />

Şurası da dahil olmak üzere hatta<br />

2023 ve 2050 Türkiye’nin hedefleri<br />

arasına gastronomi turizminin önemini<br />

koydurttuk, yazılı olarak da bunu yaptık.<br />

Türkiye hedeflerinde artık gastronomi<br />

turizmi de yerini almaya başladı.<br />

Olay şu anda artık fiziksel olarak var.<br />

Gastronomi turizmi diye bir şey var.<br />

Önümüzdeki dönemde bunun ötesi<br />

de olacak. Biz İstanbul’da gastronomi<br />

turisti için Gastronomi Müzesi açacağız.<br />

2018 yılı planlamalarınızda neler var?<br />

Önümüzdeki dönem GTD için nasıl<br />

geçecek?<br />

Türkiye’de adı ‘gastro’yla başlayan,<br />

sonunun ne olduğu hiç önemli değil,<br />

irili ufaklı organizasyonlar var. Bu<br />

etkinliklerin hepsinin Gastronomi<br />

Turizmi Derneği tarafından onaylanmış<br />

olarak çıkması onlara fayda sağlar.<br />

Yani biz iki tane sponsor bulduk, şurayı<br />

kapattık, bir de konser yapalım, B2B<br />

görüşmeler yapalım, bu işten de para<br />

kazanalım dönemi bitti. Gerçekten Türk<br />

mutfağını tanıtmak istiyor muyuz, yurt<br />

dışında bununla ilgili nitelikli kurumları<br />

Türkiye’ye çekebiliyor muyuz, yurt dışı<br />

basınını ülkemize çekebiliyor muyuz, biz<br />

bunların her birini masaya yatırmadan<br />

hiçbir organizasyona destek vermiyoruz.<br />

Bana iki tane kurum geldi, biz bir ay<br />

sonra bunu yapacağız, iki ay sonra<br />

şunu yapacağız… Bir kere uluslararası<br />

organizasyonlar bir ay sonra filan<br />

olamaz. Her organizasyon firması<br />

kendi kafasına göre çıkıp, bunların<br />

içinde eski seyahat acentaları da var.<br />

Birileri de çıkıp “ben gastronomiyle<br />

ilgili uluslararası bir kongre yapacağım,<br />

bir konferans yapacağım” diyebilirler.<br />

Bunların yapılmasında olumsuz bir<br />

durum yok ama gastronomi enflasyonu<br />

da doğdu.<br />

“Restoran derecelendirmesini<br />

GTD’den başkası yapamaz”<br />

Uluslararası markalaşma anlamında<br />

somut projeleriniz var mı?<br />

Var. TÜBİTAK Başkanı ile masadayız.<br />

Onlara diyoruz ki, “Türk ürünlerinin,<br />

tescilli ürünlerin yurt dışına satılması,<br />

paketlenmesi ve doğru sunulması<br />

konusunda bize destek olun.” Bize<br />

acayip destek oluyorlar.<br />

Bizde inanılmaz enteresan fikirler<br />

uçuşuyor ama önceliğimiz Türkiye’ye,<br />

derneğimize katkıları var mı, nitelikli<br />

bir iş mi, ona bakıyoruz. Çünkü bunların<br />

hepsi bir bütün. Bize “Muhallebi festivali<br />

yapalım mı?” şeklinde gelen adamlar da<br />

oluyor çünkü. 2018’de bir defa restoran<br />

derecelendirmesini herkes bilsin ki,<br />

Gastronomi Turizmi Derneği’nden<br />

başkası yapamaz, sistem bu. Çünkü<br />

acayip bir alt yapı gerektiriyor. Alt yapı<br />

olmadan olmaz bu işler. Hevesle basına<br />

çıkalım filan değil, gerçekten alt yapı<br />

gerektiren bir iş. İkinci olarak, yurt içi<br />

haricinde yurt dışı organizasyonları,<br />

yurt dışı ağı gerektiriyor. Üçüncü olarak<br />

ise, Türk mutfağını tanıtmak, Türkiye’yi<br />

gezmek gerekiyor. İstanbul’da oturup<br />

da “Ben Türk mutfağını savunuyorum”<br />

gene olmaz. Hakikaten mutfakta olmak<br />

lazım. Ben burada özellikle TÜRES,<br />

TURYİD, TAŞFED, TAFED olmak üzere<br />

hepsine tek tek teşekkür ediyorum,<br />

çünkü her biri değer katıyor. Ama<br />

Gastronomi Turizmi Derneği şu an<br />

sistem olarak hepsine eşit mesafede ve<br />

sevgiyle de yaklaşıyor.<br />

Türkiye’nin gastronomi alanındaki<br />

son dönem gelişmelerini nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Biz her şeyden önce GTD olarak<br />

bizden sonraki genç jenerasyon için<br />

de gayret gösteren bir yapılanmayız.<br />

Herkesin de bunun farkına varması<br />

lazım. Örnek, çocuklarımız için de<br />

çalışıyoruz. Bakıyorsunuz, çocuk<br />

bizim yoğurdumuzu bilmiyor. 2018’de<br />

çok bomba projelerimiz olacak.<br />

Ama bunlardan en önemlisi sağlıklı<br />

beslenme. Hem Türk mutfağı hem<br />

gastronomi hem de sağlıklı beslenmeyi<br />

içeren bir projeyle bomba gibi geliyoruz.<br />

Üç gün kahve festivaline gidip sosyal<br />

medyaya birkaç fotoğraf atarak<br />

kendini gurme hisseden ya da gurme<br />

olmak için yanlış kaynaklardan<br />

bilinçsizce beslenen genç bir nesille<br />

karşı karşıyayız. Biz de bu doğrultuda<br />

gastronomi konusundaki farkındalığı<br />

artırmak, ilgiyi doğru bilgilendirme ve<br />

etkili bir algı yönetimiyle sunmak adına<br />

GTD olarak gastronomi fotoğrafçılığı<br />

kursu, ‘gizli-denetçi sertifikası’<br />

semineri, aşçılık kursları vb. çalışmalar<br />

yürütüyoruz. Burada amacımız, bir<br />

ucundan da olsa gençlerimiz ve<br />

çocuklarımızın gelişimlerine katkı<br />

ve destek sağlayarak bireysel bazda<br />

da yarının gastronomiyi özümsemiş<br />

ve ileriye taşıyacak bilinçli bireylerini<br />

yetiştirmek elbette ki.


hotel restaurant<br />

76 & hi-tech<br />

gastro güncel<br />

BrandZone Türk tüketicisinin kahve<br />

alışkanlıklarını masaya yatırdı<br />

Tüm basılı ve online fiyat verilerini araştırıp takip eden, en güncel pazar araştırma<br />

BrandZone, Ocak-Eylül <strong>2017</strong> tarihlerini kapsayan kahve kampanyalarını masaya<br />

yatırdı. BrandZone verilerine göre; kahve kampanyalarına hazır kahveler damga<br />

vururken, en fazla kampanya düzenleyen marka NESCAFE oldu.<br />

Türkiye’deki markalar için fiyat/<br />

rekabet araştırma hizmetleri sunan<br />

BrandZone, 1 Ocak <strong>2017</strong>-15 Eylül<br />

<strong>2017</strong> tarihlerini kapsayan dönemdeki<br />

kahve kampanyalarını masaya yatırdı.<br />

BrandZone verilerine göre; Ramazan<br />

ve Kurban Bayramı dönemlerinde<br />

Türk kahvesi kampanyalarının arttığı<br />

görülürken, soğuk kahve kampanyalarının<br />

yaz aylarında önemli rakamlara ulaştığı<br />

ortaya çıktı. 9 aylık süreçte toplamda 4<br />

bin 625 kahve kampanyası düzenlenirken,<br />

bin 534 kampanyayla hazır kahveler en<br />

fazla kampanyası düzenlenen kategori<br />

oldu. Bin 251 kampanyayla karışımlı<br />

kahveler ikinci sırada, 997 kampanyayla<br />

Türk kahvesi üçüncü sırada yer aldı. 393<br />

kampanyayla soğuk kahveler dördüncü,<br />

203 kampanyayla sıcak çikolata&salep<br />

beşinci sırada yer aldı.<br />

Kahve kampanyalarına NESCAFE<br />

damgası<br />

1 Ocak <strong>2017</strong>-15 Eylül <strong>2017</strong> tarihlerini<br />

kapsayan BrandZone verilerine göre; 2<br />

bin 117 kampanyayla NESCAFE en fazla<br />

kampanya düzenleyen marka olurken,<br />

425 kampanyayla Kuru Kahveci Mehmet<br />

Efendi ikinci, 393 kampanya ile Jacobs<br />

üçüncü sırada yer aldı. 345 kampanyayla<br />

VİP dördüncü, 209 kampanya adetiyle<br />

Kahve Dünyası beşinci sırada kendine yer<br />

buldu. NESCAFE’nin en fazla kampanyası<br />

yapılan kategorisi bin 95 kampanya<br />

adediyle hazır kahveler olurken, 762<br />

kampanyayla karışımlı kahveler ikinci<br />

sırada, 110 kampanyayla soğuk kahveler<br />

üçüncü sırada yer aldı. Jacobs’un en<br />

fazla kampanyası yapılan kategorisi 182<br />

kampanyayla hazır kahveler olurken, 173<br />

kampanyayla karışımlı kahveler ikinci, 38<br />

kampanyayla filtre&espresso kahveler<br />

üçüncü sırada yer buldu.<br />

Nescafe Gold Kahve zirvede<br />

Hazır kahveler kategorisinde en fazla<br />

kampanyası yapılan ürün Nescafe<br />

200 Gr Gold Kahve olurken, karışımlı<br />

kahvelerde ise NESCAFE 3’ü 1 Arada<br />

Tek İçimlik 10’lu Kahve ilk sırada<br />

yer aldı. Türk kahvesi kategorisinde<br />

Kurukahveci Mehmet Efendi Türk<br />

Kahvesi, soğuk kahvelerde Nescafe<br />

250 Ml Xpress Soğuk Kahve, sıcak<br />

çikolata&salep kategorisinde Sek 1 L<br />

Salep, filtre kahve&espresso’da Jacobs<br />

Monarch 500 Gr Filtre Kahve en fazla<br />

kampanyası yapılan ürünler oldu. Latte<br />

kategorisinde Nescafe 17 Gr Latte Kahve,<br />

Cappuccino’da Nescafe 14,5 Gr Şekerli<br />

Cappuccino, Mocca’da Nescafe 17,9 Gr<br />

Mocha Kahve ilk sırada yer aldı.<br />

Bayramların gözdesi Türk kahvesi<br />

Ramazan ve Kurban Bayramı<br />

dönemlerinde Türk kahvesi<br />

kampanyalarının arttığı görüldü.<br />

BrandZone verilerine göre; Mayıs ayında<br />

128 olan Türk kahvesi kampanya sayısı<br />

Ramazan Bayramı’nın olduğu Haziran<br />

ayında 244’e yükseldi. Haziran ayında<br />

Türk kahvesi tüm kategorilerde en fazla<br />

kampanyası düzenlenen kahve kategorisi<br />

oldu. Temmuz ayında 62 Türk kahvesi<br />

kampanyası düzenlenirken, kampanya<br />

sayısı Kurban Bayramı’nın yer aldığı<br />

Ağustos ayında 194’e çıktı.


hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro current<br />

BrandZone<br />

put Turkish<br />

consumers<br />

coffee habits<br />

on the table<br />

The most up to date market researcher that researches and follows all printed and<br />

online price data, BrandZone put all its coffee campaigns covering the January-<br />

September <strong>2017</strong> dates on the table. According to BrandZone data, while instant<br />

coffees hit the mark on coffee campaigns, the brand that organized the most<br />

campaigns, turned out to be NESCAFE.<br />

BrandZone, offering price/competition<br />

research services for brands in<br />

Turkey, put coffee campaigns that<br />

covered the period January 1 - September<br />

15, <strong>2017</strong> on the table. According to the<br />

BrandZone data, while during Ramadan<br />

and Eid al-Adha periods Turkish coffee<br />

campaigns increased, cold coffee<br />

campaigns reached important numbers<br />

during summer months. While there<br />

were 4 thousand 625 coffee campaigns<br />

organized during the 9 month period, with<br />

1 thousand 534 campaigns, instant coffees<br />

made the category with the highest<br />

number. With 1 thousand 251 campaigns<br />

mixed coffees took second place and with<br />

997 campaigns Turkish coffee took third.<br />

With 393 campaigns cold coffees took<br />

fourth place and with 203 campaigns hot<br />

chocolate and salep were in fifth.<br />

NESCAFE stamp on coffee campaigns<br />

According to the BrandZone data that<br />

covered January 1 - September 15, <strong>2017</strong>,<br />

while with 2 thousand 117, NESCAFE<br />

was the brand with the most campaigns<br />

organized, Kuru Kahveci Mehmet Efendi<br />

second with 425 and Jacobs took third<br />

place with 393. As NESCAFE’s most<br />

campaigned category was instant<br />

coffees with 1 thousand 95 numbers of<br />

campaign, mixed coffees with 762 were<br />

in second place and cold coffees in third<br />

with 110 campaigns. As Jacobs’ most<br />

campaigned category was cold coffees<br />

with 182 campaigns, mixed coffees with<br />

173 campaigns took second and filter<br />

and espresso coffees took third with 38<br />

campaigns.<br />

Nescafe Gold is at the top<br />

While in the instant coffee category<br />

the most campaigned product was<br />

NESCAFE 200 Gr. Gold, in mixed coffees<br />

NESCAFE 3 in 1 10-Pack took first place.<br />

In the category of Turkish coffee Kuru<br />

Kahveci Mehmet Efendi, in cold coffees<br />

NESCAFE 250 MI Xpress Cold Coffee, in<br />

hot chocolate and salep category Sek 1<br />

L Salep, in filtered and espresso Jacobs<br />

Monarch 500 Gr. Filter Coffee was the<br />

one with the most campaigns. In Latte<br />

category NESCAFE 17 Gr. Latte Coffee, in<br />

Cappuccino NESCAFE 14.5 Gr. Cappuccino<br />

with sugar, in Mocha NESCAFE 17.9 Gr.<br />

Mocha Coffee took first place.<br />

The favorite for the holidays Turkish<br />

coffee<br />

It was noted that during the Ramadan and<br />

Eid al-Adha, Turkish coffee campaigns<br />

increased. According to the BrandZone<br />

data, while the Turkish coffee campaigns<br />

were 128, it went up to 244 during June<br />

which is when Ramadan Holiday was.<br />

In June Turkish coffee was the one with<br />

the most campaigns in all categories. In<br />

July, while there were 62 Turkish coffee<br />

campaigns organized, that number went<br />

up to 194 in August which was the month<br />

Eid al-Adha took place.


80<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

III. Uluslarararası Gastromasa<br />

Gastronomi Konferansı için<br />

geri sayım başladı<br />

Sözen Organizasyon tarafından bu yıl 3.’sü düzenlenecek olan<br />

“Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı” 2 Aralık <strong>2017</strong>’de Haliç<br />

Kongre Merkezi’nde, gastronomi sektörünün dünyaca ünlü yıldızlarını<br />

“ürün”ü konuşmak üzere bir araya getiriyor.<br />

Bu yıl “ürün” teması ile 2 Aralık’ta<br />

gerçekleşecek olan Gastromasa<br />

Konferansı; otel, restoran<br />

profesyonellerini, yatırımcıları,<br />

yöneticileri, gastronomi profesyonellerini<br />

ve yerli-yabancı şefleri ortak bir<br />

platformda buluşturmak, Türkiye’de<br />

gastronominin gelişimine katkı sağlamak,<br />

Türk mutfak kültürünü dünyaya<br />

tanıtmak, dünya gastronomisini Türk<br />

gastronomisiyle buluşturarak bir sinerji<br />

oluşturmak, Türkiye’nin önemli turizm<br />

ve gastronomi destinasyonları arasında<br />

yer almak amacıyla yeniden tüm gözleri<br />

İstanbul’a çevirmeye hazırlanıyor.<br />

Bu seneki teması “ürün” olacak<br />

Dünyanın en iyi 10 gastronomi konferansı<br />

arasında gösterilen Gastromasa’ya<br />

bu sene konuşmacı olarak dünyaca<br />

ünlü 19 yabancı şef ve konferansı takip<br />

etmesi için uluslararası medya davet<br />

edildi. Toplamda 1.500 kişinin izlemesi<br />

hedeflenen konferansın bu seneki<br />

teması ise “ürün” olacak. Konferansın<br />

konuk şehri ise, UNESCO tarafından<br />

dünyanın ‘Yaratıcı Şehirler’ ağına<br />

eklenen, Türkiye’nin gastronomi başkenti<br />

Gaziantep!<br />

Konferansta, dünyanın en iyi şefleri<br />

kendi bölgelerinin özel ürünlerini<br />

kullanarak sahnede workshop etkinliği<br />

gerçekleştirecek. Etkinliğin bir diğer<br />

ilgi çekici içeriği ise Chef Chat olacak.<br />

Konferansta ulusal ve uluslararası birçok<br />

marka stantlarda özel tadım etkinlikleri<br />

gerçekleştirerek konferansa renk<br />

katacak.


hotel restaurant<br />

82 & hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

İstanbul Coffee<br />

Festival’de 40 bin<br />

kahvesever buluştu<br />

İstanbul’un marka festivalleri arasında<br />

yerini alan İstanbul Coffee Festival, 40<br />

bin ziyaretçi ile yeni bir rekora imza<br />

atarak dünyanın en büyük açık hava<br />

festivali konumuna yükseldi.


Türkiye’nin yaratıcı etkinlik<br />

ajanslarından dsm group’un bu<br />

yıl “Kahvenin Yaşam Döngüsü”<br />

mottosuyla 21-24 Eylül <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında KüçükÇiftlik Park İstanbul’da<br />

düzenlediği İstanbul Coffee Festival,<br />

40.000 ziyaretçi ile rekor katılıma<br />

sahne oldu. Türkiye’nin lider markası<br />

Paşabahçe’nin ana sponsorluğunda<br />

gerçekleştirilen festivalde, kahveyle<br />

ilgili 124 marka yer aldı, MUUD<br />

Sahne’de 28 konser verildi.<br />

Dünyanın en büyük açık hava<br />

festivali<br />

İstanbul Coffee Festival’in her yıl<br />

daha da zenginleşerek geliştiğini ve<br />

eğlence yaşamında yeni bir kulvar<br />

açtığını söyleyen dsm group Kurucusu<br />

ve Başkanı Alper Sesli, şunları<br />

belirtti: “Bu yılki 40.000 ziyaretçisiyle<br />

İstanbul Coffee Festival, sayısal<br />

verilere göre dünyanın en büyük açık<br />

hava festivali konumuna yükseldi.<br />

250.000 bardak, 7,5 ton süt ve 50.000<br />

şişe suyun tüketildiği festivalde,<br />

dört gün boyunca katılımcılara en iyi<br />

hizmeti sunabilmek için 140’ı dsm<br />

group personeli olmak üzere 1.500’e<br />

yakın çalışan görev aldı. Bu çapta bir<br />

organizasyonu gerçekleştirmemiz<br />

için bizlere her türlü desteği ve<br />

katkıyı sağlayan Paşabahçe, Hyundai,<br />

Pınar Süt, Türk Telekom, Eti Karam,<br />

Uludağ Su, A.O.Smith, La Marzocco<br />

ve Promocup başta olmak üzere<br />

tüm destekçilerimize teşekkürlerimi<br />

sunuyorum. Festivale Etiyopya’dan<br />

El Salvador’a, Güney Afrika’dan<br />

Endonezya’ya kadar çeşitli ülkelerden<br />

gelen, lezzet dolu kahveleri üreten<br />

çiftliklere ve üreticilerini de buradan<br />

selamlıyor ve teşekkür ediyorum.<br />

On binlerce kahveseverin İstanbul<br />

Coffee Festival’e ilgi göstermesi<br />

üzerimize düşen sorumluluğu daha<br />

da artırıyor. Bu büyük ilgi, her yıl çok<br />

daha yenilikçi, çok daha kapsamlı<br />

bir festival düzenlemek için bizleri<br />

baskı altına alıyor ve aynı zamanda<br />

motive ediyor. Festivalimize büyük<br />

emek veren baristalarımıza ve tüm<br />

katılımcılara sevgilerimizi sunuyoruz.”<br />

Kent kültürü ve eğlence<br />

yaşamına katkı<br />

İstanbul Coffee Festival’in bir İstanbul<br />

markası olduğunu kaydeden Sesli,<br />

şunları belirtti: “İstanbul Coffee<br />

Festival, İstanbul’un kent kültürü<br />

ve eğlence yaşamı haritasında<br />

dopdolu içeriği ve yaratıcı bakış<br />

açısıyla yerini sağlamlaştırdı. Bu<br />

yılki rekor katılımcı ve ziyaretçi sayısı<br />

da bunu ortaya koyuyor. Farklılık<br />

yaratan, endüstriyel markalardan<br />

nitelikli kahve üreticilerine, artisan<br />

kavurmacılardan İstanbul’un kahve<br />

dükkanlarına, sanat etkinliklerinden<br />

sahne performanslarına kadar tüketici<br />

odaklı bir etkinlik olan İstanbul Coffee<br />

Festival, önümüzdeki yıllarda da çıtayı<br />

yükseltmeye devam edecek. En güçlü<br />

alkışlar ise bizlerden.”


hotel restaurant<br />

84 & hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

Arçelik, Kahve Festivali’nde kahve teknolojilerini sergiledi<br />

Geliştirdiği yenilikçi teknolojilerle tüketicilerin hayatında fark ortaya koyan,<br />

Türkiye’nin inovasyon alanındaki lider şirketi Arçelik A.Ş., İstanbul Coffee<br />

Festival’de kahve severlerle buluştu. Arçelik, Türk kahvesi tutkunlarının<br />

vazgeçilmezi olan Telve, özellikle otel, restoran, kafeler ve kahve zincirleri<br />

için tasarladığı Telve Pro ve yeni Ankastre Kahve Makinesi’ni tüketicilerin<br />

beğenisine sundu. Festivalin birinci gününde Arçelik standında bulunan<br />

barista gün boyunca ziyaretçilere kahve ikramında bulundu.<br />

Paşabahçe’nin ana sponsorluğunda<br />

düzenlenen festival, bu yıl 124 marka,<br />

52 workshop ve seminer, MUUD<br />

Sahne’de 28 konser, İCF Instagram<br />

Fotoğraf Yarışması sergisi, tadım<br />

etkinlikleri, Türkiye ve dünyadan usta<br />

baristaların gösterilerinin yanı sıra<br />

İstanbul’un artizan kavurmacılarından<br />

kahve dükkanlarına kadar nitelikli<br />

kahveyle ilgili tüm kesimleri<br />

ziyaretçilerle buluşturdu.<br />

Festivalde Barista Şampiyonası’nın kahve<br />

çekirdekleri NESCAFÉ’den<br />

KüçükÇiftlik Park’ta kahveseverleri ağırlayan festival<br />

alanını ziyaret edenler, Türkiye’nin en iddialı ve en yetenekli<br />

baristalarının hünerlerini sergilediği Türkiye Barista<br />

Şampiyonası’nı izleme fırsatı da buldu. Baristaların kahve<br />

hazırlama sürecinin farklı aşamalarına yönelik uzmanlıklarını<br />

sergiledikleri şampiyonanın kahve çekirdekleri NESCAFÉ<br />

tarafından tedarik edildi. NESCAFÉ’nin sağladığı yüksek<br />

kaliteli kahve çekirdekleriyle özel lezzetlerin ortaya çıkarıldığı<br />

şampiyona ana başlıklar halinde Kahve Kavurma Şampiyonası,<br />

Barista Şampiyonası, Kahve Demleme Şampiyonası, Latte Art<br />

Şampiyonası, Cezve/İbrik Şampiyonası kategorilerinden oluştu.<br />

Mühle Barber Zone’da kahve eşliğinde<br />

tıraş keyfi<br />

Tüm dünyada 72 yıldır tıraş olma ritüelini erkekler<br />

için tutkuya dönüştüren ıslak tıraş aksesuarları<br />

markası Mühle, İstanbul Coffee Festival’de bir ilke<br />

imza atarak festival ziyaretçilerine kahve kokuları<br />

arasında benzersiz bir tıraş deneyimi yaşattı. Festival,<br />

Coffee and More bölümünde festival ziyaretçileriyle<br />

buluşan Mühle Barber Zone ıslak tıraş ritüelini<br />

festivale taşıdı.


86<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro makale<br />

Kahveyi bilmem ama bu festivalin<br />

hatırı 40 yıl sayılabilir!<br />

Nermin Yurtoglu<br />

Son yıllarda kahvenin üçüncü boyuta<br />

geçmesiyle dört bir yandan kahve kokuları<br />

gelmeye başladı ve tutkunlarınin sabırsızlıkla<br />

bekledikleri kahve festivali de dördüncü<br />

kez (İstanbul Coffee Festival) Maçka Küçük<br />

Çiftlik Parkı’nda arz-ı alem eyledi. Mahalle<br />

aynı olunca komşuya kahve içmeye gider gibi<br />

gittim festivale.<br />

Tabii birde aynı sektörden olunca haliyle<br />

sadece tadım için değil, yenilikleri yakından<br />

takip etmek için…<br />

Kahve markalarının yer aldığı standların<br />

yanı sıra çikolata, pasta ne ararsanız vardı<br />

festivalde… Kaçırılmaması gereken söyleşiler<br />

ve konserler ve oldukça keyifli bir kalabalık!<br />

Türkiye’de kahve tutkusunun geldiği aşama<br />

festivale giriş yaptığım an itibariyle beni yine<br />

şaşırtmayı başardı!<br />

Öyle ki mesleğe yıllar önce oldukça büyük<br />

bir otelin içinde bulunan Café Strauss’un<br />

yöneticiliği ile başlayan Avusturyalı bir<br />

ustadan tüm kahve çeşitlerini yapılışını<br />

öğrenmiş Cimbali denilen o efsane kahve<br />

makinasından 24 farklı kahve çeşidini<br />

hazırlayabilen biri olarak sorsanız, ileride bu<br />

kahve Türkiye’de bu kadar ilgi görür mü diye,<br />

hayatta inanmazdım. Neyse ki böyle düşünen<br />

yalnızca ben değilmişim. Geçtiğimiz günlerde<br />

bir söyleşisine katıldığım Stratejik Pazarlama<br />

ve Yönetimi Uzmanı Yelda İpekli, yıllar önce<br />

Starbucks yöneticileri kendisinden Türkiye’de<br />

pazara girebilir miyiz diye bir araştırma<br />

istediklerinde mümkün değil. Burada Türk<br />

Kahvesi ve çay tutkusu varken bu mümkün<br />

olamaz diye geri çevirdiğinden bahsetti.<br />

Starbucks’un bugün Türkiye’de geldiği nokta<br />

ortada. 300’den fazla şubesi ve bağımlıları<br />

mevcut!.. Bense genelde kahve içmenin<br />

koşturmaca içinde, ayaküstü değil de, bir<br />

ritüel ve bol sohbet ortamında, muhakkak<br />

porselen fincanda olması gerektiğine inanan<br />

ve genelde Türk Kahvesi içmeyi tercih eden<br />

biri olsam da yenilikçi ve gözlemci tarafım<br />

mesleğime ilk başladığım yıllardan bugüne<br />

kahve ile ilgili tüm yenilikleri yakından takip<br />

etmemi ve deneyimlememi destekliyor.<br />

Kısaca gerektğinde karton bardakta da kahve<br />

içebiliyorum!<br />

Gelelim kahve festivalindeki diğer detaylara…<br />

Festival geleneksel kahve kültürünün yanı<br />

sıra yeni nesil kahve akımının yaşam stilini de<br />

interaktif bir şekilde biraraya getiriyor. 4 gün<br />

boyunca süren festivalde (perşembe-pazar)<br />

yoğun ilgi ve talep nedeniyle ziyaretçiler<br />

10:00-13:00 ve 15:00-19:00 olmak üzere<br />

iki saatte içeri alındılar. Her geçen yıl bu<br />

çizgiden hiç bir şey kaybetmeden şehrin<br />

ilgisini çekmeyi başaran festivalin kuşkusuz<br />

en belirgin özelliği organizasyondaki başarısı.<br />

DMS grubun başarılı bir şekilde<br />

organizasyonunu yaptığı ve tam bir<br />

‘woodstock’ havasında geçen festival de<br />

aldığım bilgiye göre, 150’ye yakın marka<br />

standları ile yer almış.<br />

Kurukahveci Mehmet Efendi’den Starbucks’a,<br />

Gloria Jeans’ten Tchibo’ya pek çok firmanın<br />

içinden ben ilk önce ülkemizi 3. dalga<br />

kahve ile tanıştıran ve bugün neredeyse her<br />

sokakta kahveci açılmasına sebep olan Sam<br />

Çeliköz’ün markası Federal Coffee Company<br />

standını ziyaret etmek istiyorum. Harika<br />

kahvemi yudumlarken sohbete dalıyorum.<br />

3. nesil kahve nedir ?, iyi kahvenin özelikleri<br />

nelerdir ? sizlerde merak ettiniz değil mi,<br />

hemen kısaca anlatayım: Son dönemlerde<br />

sıkça duyduğumuz sosyal medyanın kahve<br />

adına en fotojenik hali olan bu üçüncü nesil<br />

kahve akımını anlayabilmek için öncelikle<br />

birinci ve ikinci nesil kahveden bahsetmek<br />

lazım. Neticede her akım bir öncekine tepki<br />

olarak doğarmış değil mi?<br />

Söylenen o ki birinci nesil kahvede ne yazık<br />

ki kahve hakettiği değeri bulamamış, kahve<br />

kalitesine bakılmaksızın sadece tüketilmiş.<br />

İkinci nesil kahve deyince ise granül olarak<br />

tüketilen markalaşmıs kahveler görüyoruz.<br />

Burada karşımıza franchise şeklinde kurulan<br />

kahve zincirleri çıkıyor.<br />

Kahveye dair farkındalık ortaya koyan bu<br />

akım hala popülerliğini korusa da iyi kahvenin<br />

tadını bilenler için bu akım sonlanmış bir<br />

akım olarak kabul ediliyor.<br />

Gelelim kahvenin bu zamana kadarki en iyi<br />

aşaması olan üçüncü nesile! Önce yüksek<br />

kalitede kahve cekirdeği üretmek ve ithal<br />

etmekle başlayıp, uygun tat profiline göre<br />

cekirdeği kavurmak son aşamada uygun<br />

yöntemle demlemek ve bu akımı tüketiciye<br />

anlatmakla son buluyor. Peki elimizdeki<br />

kaliteli kahve mükemmel tattaki kahveyi<br />

yudumlamamız için yeterli mi?Elbette<br />

degil! İşte iyi kahvenin 5 koşulu; İyi seçilmiş<br />

çekirdek, doğru kavurma, iyi barista, iyi<br />

makina, iyi su. (PH seviyesi 7.5’in altında<br />

olmamalı) Her köşede gördüğümüz<br />

kahvecilerin kaçta kaçı bu koşullara dikkat<br />

ediyordur soruları kafamda dolaşırken<br />

teşekkür ederek festivali dolaşmaya devam<br />

ediyorum. Her yer Peru, Brezilya, İtalyan<br />

kahve çekirdekleri hazırlanan kahvelerle dolu<br />

elbette. Türk kahvesi de var, dibek kahveciyi<br />

de görüyorum. Dikkatimi çeken diğer bir<br />

detay ise, Türk Kahvesinin en iyi anlatılan<br />

bilgilerin, kitapların Starbucks standının<br />

içinde yer alması. Bunu çok yadsıdım ve<br />

rahatsız oldum. Keşke ayrı bir stand açılsa ve<br />

kahvemizin yapımı daha iyi anlatılabilseydi…<br />

Festivalde sadece kahve standları olmadığını<br />

belirtmiştim. Kahve makinaları, pişirme<br />

tekniklerinin yanı sıra dört bardan oluşan<br />

Artisan Barda seanslar halinde değişerek<br />

farklı kahve dükkanlarının yetenekli<br />

baristalarının ağırlandığı ve profesyonel<br />

kahvelerin yapıldığı bölüm. Bunlardan<br />

birini sizinle paylaşmak istiyorum. İsteyen<br />

deneyebilir… Coffee Martini Coctail<br />

Vee tabii ki hepsinden tattığım şahane<br />

çikolata standları.. Hem gözünüz hem<br />

mideniz doyuyor, mutluluk katsayınız<br />

çarpılarak artış gösteriyor.<br />

Bununla da bitmiyor! Tam organik ekmekler,<br />

kokteyller, lokumlar, kurabiyeler, bisküviler<br />

ve daha neler neler…<br />

Tüm bunların yanında ise, çim alanda<br />

kocaman bir sahne çimlere atılmış<br />

minderler... Gençlerin ilgi gösterdiği pek çok<br />

genç akım sanatçıların konserleri…<br />

Kısaca bolca yenilik, eğlence, workshoplar ve<br />

müzik...<br />

Neyse ki tüm bunları bir arada yaşamak<br />

için İstanbul’da olmaya gerek yok. Bundan<br />

böyle Ankara ve İzmirliler de doyasıya<br />

lezzetli kahve tadıp, unutulmayacak etkinligi<br />

yaşayabilecekler.<br />

Kahveyi bilmem ama bu festivalin hatırı 40 yıl<br />

sayılabilir…


88<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

Ankara<br />

kahveye<br />

doydu<br />

29-30 Eylül ve Dünya Kahve Günü olan 1 Ekim’de Bilkent Station’da ikincisi<br />

düzenlenen Ankara Coffee Festival başkentte yoğun ilgi gördü. Üç gün boyunca<br />

başkentlilerin kapısında uzun kuyruklarda bekleyerek akın ettiği kahve festivaline<br />

yaklaşık 25 bin kişi katıldı.<br />

Ankara Coffee Festival yerel ve<br />

uluslararası kahve markalarını<br />

ve lezzetleri, kahve tutkunlarıyla<br />

buluşturdu. Geleneksel Türk<br />

kahvelerinden, Kıbrıs kahvelerine, üçüncü<br />

nesil kahvelerden kahvenin yanına en<br />

yakışan çaylı çikolatalar ile başkentliler<br />

kahvenin tüm farklı tatlarını deneyimleme<br />

şansı yakaladı. Festival boyunca,<br />

hurmalı, balkabaklı, baharatlı kahveler<br />

en çok tercih edilen tatlar oldu. Ödüllü<br />

baristaların ellerinden kahve yudumlama<br />

şansı bulan kahve tiryakileri festival<br />

boyunca sahne alan müzikseverlerin<br />

yakından tanıdığı Jabbar, Allen Hulsey<br />

gibi isimlerin yanı sıra DJ performansları<br />

ile kahveye ve müziğe doydu.<br />

Uzmanlarıyla söyleşiler…<br />

Festivalde ayrıca “İyi Kahve, Kime Göre,<br />

Neye Göre?”, “Kahve Fotoğrafı Nasıl<br />

Çekilir”, “Kahve ve Spor İlişkisi” gibi daha<br />

birçok keyifli konuda kahve tutkunları<br />

kahve alanında uzman isimler ile söyleşi<br />

gerçekleştirme şansı yakaladı. “Evde<br />

Kahve Demleme Teknikleri” söyleşisi<br />

kapsamında kahve severler evde kahve<br />

keyfine varabilmek için demleme<br />

teknikleri konusunda tüyolar aldı. Üçüncü<br />

nesil kahvelerde uzman baristalar festival<br />

katılımcılarına demlemenin iki aşamadan<br />

oluştuğunu kahve çekirdeklerini belirli bir<br />

oranda öğüttükten sonra bir ön demleme<br />

sürecinden geçirilerek dinlendirildiğini<br />

ardından kahvenin ikinci kez demlenerek<br />

sunuma hazır hale getirildiğini kahve<br />

severlere anlattı.<br />

Aytekin: “Her yıl kahve festivali yapmayı<br />

hedefliyoruz”<br />

Bilkent Center Alışveriş Merkezi<br />

Müdürü Ayhan Aytekin, Bilkent Center<br />

olarak her yıl kahve festivali yapmayı<br />

hedefleyerek kahve festivalini Bilkent<br />

Center’da gelenekselleştireceklerini<br />

söyledi. Alışveriş merkezlerinin insanların<br />

yalnızca alışveriş yaptığı ticari alanlar<br />

olmaktan çıkarak sosyal alanlara<br />

dönüştüğünün altını çizen Aytekin,<br />

“Coffee Festival Ankara’nın konukları<br />

için sosyalleşebilecekleri festivallerden<br />

bir tanesi olduğunu” belirtti. Aytekin<br />

ayrıca, kahvenin insanlar için bir kültür<br />

ve sosyalleşme aracı olduğuna işaret<br />

ederek festivalde dünyanın farklı<br />

yerlerinden kahvelerin tadılıp kahvenin<br />

hazırlanma ve demleme tekniklerinin de<br />

öğrenilebildiğini ifade etti.


90<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

“Hellmann’s Burger Fest”<br />

3. kez gerçekleşti<br />

Türkiye’nin ilk ve tek hamburger festivali “Hellmann’s Burger Fest” 3. kez burger<br />

severler ile buluştu…<br />

Türkiye’nin ilk ve tek hamburger<br />

festivali olan Hellmann’s Burger<br />

Fest, 30 Eylül - 1 Ekim tarihleri<br />

arasında , Zorlu Center’da burger<br />

severlerle üçüncü kez bir araya geldi.<br />

Gurme burgerleri, Hellmanns’ın lezzetli<br />

soslarıyla deneyimleme fırsatı bulan<br />

4000’e yakın burger sever, Burger Fest<br />

3’te burger, müzik ve eğlence dolu<br />

unutulmaz 2 gün geçirdi. Yağmura<br />

rağmen yüksek bir ilgi gören festivalde<br />

hamburger noktalarına sabahtan akşama<br />

kadar büyük ilgi vardı; toplamda 30<br />

binden fazla burger tüketildi.<br />

Özel tasarımlı burgerler sunuldu<br />

İstanbul’un en seçkin restoran ve burger<br />

noktalarını aynı çatı altında burger<br />

severlerle buluşturan Hellmann’s Burger<br />

Fest’e; Big Chefs, Virginia Angus,<br />

Cookshop, Bakermill Burgershop, B&B<br />

Burger, Burger House, Burgerillas,<br />

Daily Dana, Hayal Kahvesi, Kev Snack,<br />

Kitchenette, Komşu Kasap Burger,<br />

Mezzaluna, Route Burger House,<br />

Shakespeare, numnum ve Midpoint<br />

gibi çok sevilen lezzet ustaları, hem<br />

en sevilen hem de festivale özel<br />

tasarladıkları burgerlerle katıldılar.<br />

Canlı müzik eşliğinde lezzetli bir<br />

etkinliğin ev sahibi oldu<br />

Burger severler, 30 Eylül Cumartesi<br />

ve 1 Ekim Pazar günü Zorlu Center’da<br />

düzenlenen ‘Hellmann’s Burger Fest<br />

3’ kapsamında canlı müzik eşliğinde<br />

birbirinden lezzetli 40’a yakın gurme<br />

burger çeşidini deneyimleyemenin yanı<br />

sıra, ünlü şef Maksut Aşkar ve Ayhan<br />

Sicimoğlu’nun birlikte gerçekleştirdiği<br />

workshoplara ve daha pek çok farklı<br />

lezzetli etkinliğe katılarak keyifli vakit<br />

geçirdiler. 1 Ekim Pazar akşamı ise<br />

Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars<br />

Orkestrası yağmur altında, harika bir<br />

ambiyansta burger severlerle unutulmaz<br />

bir buluşma gerçekleştirdi.<br />

4. sü için hazırlıklara başladı bile…<br />

Hellmann’s Burger Fest; Burger’in<br />

lezzetli bir o kadar da zengin dünyasını<br />

keşfetmek, birbirinden lezzetli sosları<br />

deneyimlemek, doyasıya eğlenmek için<br />

tüm burger severleri 30 Eylül-1 Ekim<br />

tarihlerinde Zorlu Center’da bir araya<br />

getirdi. Yıl boyu burger aşkını burger<br />

severlerle paylaşacak farklı etkinlikler<br />

planlayan Hellmann’s, her sene büyüyen<br />

festivalin 4. sü için hazırlıklara başladı<br />

bile…


92<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

NESCAFÉ’den Dünya Kahve Günü’nde kışa özel reçeteler<br />

NESCAFÉ Türkiye’nin 3’üncüsünü gerçekleştirdiği ve geleneksel hale getirdiği Dünya Kahve<br />

Günü kutlamasının bu yılki ana teması doğallık ve sürdürülebilirlik oldu. ahvenin çekirdekten<br />

fincana doğal yolculuğunu yakından hissetme imkanı sunan bir etkinlikle kutlanan bu özel günde<br />

sonbahar ve kış aylarına özel kahve tarifleri de kahveseverlerle paylaşıldı.<br />

Dünyada sudan sonra en fazla<br />

tüketilen içecekler arasında kahve<br />

ilk sırada yer alıyor. 1.200 yıllık<br />

tarihiyle, dünyanın farklı bölgelerinde<br />

farklı hazırlama yöntemleriyle de olsa<br />

günlük hayatın önemli bir parçası haline<br />

gelen kahvenin kendine özel bir günü var.<br />

İlk olarak 1983 yılında Japon Kahveciler<br />

Derneği’nin girişimiyle 29 Eylül’de<br />

kutlanmaya başlanan Dünya Kahve<br />

Günü, 2014 yılında Uluslararası Kahve<br />

Örgütü’nün, dünya çapında diğer kahve<br />

örgütleriyle de bir araya gelerek aldığı<br />

kararla birlikte 1 Ekim olarak belirlendi.<br />

Üç yıldır tüm dünyada kutlanan bu özel<br />

gün için, bu yıl 1 Ekim tarihinin Pazar<br />

gününe gelmesi nedeniyle etkinlikler 29<br />

Eylül’den başlayarak çeşitli etkinliklerle<br />

kutlanıyor.<br />

“Kahvedeki uzmanlığımızı her geçen<br />

gün derinleştirirken vazgeçilmezlerimiz<br />

kalite ve doğallık”<br />

NESCAFÉ de üç yıldır gelenekselleştirdiği<br />

kutlamayı 29 Eylül Cuma günü İstanbul<br />

Bomontiada’da gerçekleşen davetle<br />

sürdürdü. Doğallık ve sürdürülebilirlik<br />

ana temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte<br />

konuşan Nestlé Türkiye İçecekler Genel<br />

Müdürü Pınar Öney Bilsel, şunları<br />

kaydetti: “NESCAFÉ bundan yaklaşık 80 yıl<br />

önce ilk çözünür kahveyi üretti ve yepyeni<br />

bir kahve kategorisi yarattı. O günden<br />

bu yana da kahvedeki uzmanlığımızı<br />

giderek derinleştirdik. Bu uzmanlığı her<br />

gün yeni keşifler ve araştırmalarla daha<br />

da derinleştirmek ve zenginleştirmek<br />

için çalışırken vazgeçilmezlerimiz kalite<br />

ve doğallık. Kaliteli kahve çekirdeklerini<br />

çekirdekten fincana tamamen doğallığını<br />

koruyarak ulaştırıyoruz. Sekiz yıllık<br />

bir araştırma döneminin sonucunda<br />

geliştirilen yöntemimizle ağaçta yetişen<br />

kahve meyvesi toplanmasından itibaren<br />

kurutma, kavurma, öğütme, pişirme<br />

ve kurutma aşamalarından geçiyor. Ve<br />

bu süreçte sadece su ile temas ediyor.<br />

Sürecin sonunda ise saf çözünebilir<br />

kahve elde ediliyor. Hem kahvenin<br />

kalitesinin korunması hem de uzun yıllar<br />

sürdürülebilir tedariğinin sağlanması<br />

için kahve üreticileriyle de yakın temas<br />

halindeyiz. Bu kapsamda 2010 yılında<br />

iki önemli ayağı olan NESCAFÉ Planı’nı<br />

devreye aldık. Bir yandan kahve tarımının<br />

ve operasyonlarımızın çevresel ayak<br />

izini azaltarak genel sürdürülebilirliğe<br />

katkıda bulunuyoruz. Diğer yandan<br />

gelecek nesiller için kahve tarımını daha<br />

çekici kılarak ve üreticileri destekleyerek<br />

kahve keyfini tüm dünyanın uzun yıllar<br />

sürdürmesi için çalışıyoruz. 500 milyon<br />

dolarlık bu kırsal kalkınma odaklı projede<br />

çiftçilere yüksek verimli ve hastalıklara<br />

karşı dirençli kahve fideleri dağıtıyor;<br />

çiftçilere eğitim veriyor; doğrudan<br />

çiftçilerden ve üretici birliklerinden<br />

aldığımız kahve miktarını artırıyoruz.<br />

Sözün özü; NESCAFÉ olarak doğal kahve<br />

tadını nesiller boyu sürdürmek ve değişen<br />

damak tatlarına hitap eden yeni lezzetler<br />

yaratmak için tutkuyla çalışmaya devam<br />

ediyoruz.”<br />

Sonbahar ve kış kahveleri<br />

Konsantrasyon ve enerji seviyesini<br />

destekleyen özelliğiyle kahve her mevsim<br />

olduğu gibi sonbahar ve kış aylarında<br />

da vazgeçilmez bir içecek. 100 ml’sinde<br />

ortalama 5 kcal ile son derece düşük<br />

kaloriye sahip kahveyi çeşitli besinlerle<br />

zenginleştirerek farklı tat deneyimleri<br />

yaşamak mümkün. Bunlar arasında ilk<br />

akla gelenler tarçın, karanfil, portakal<br />

kabuğu, kakule gibi kışın tükettiğimiz,<br />

aroma kazandıran yararlı içerikler.<br />

Sonbaharın etkisini hissettirmeye<br />

başladığı tarihlerde düzenlenen etkinlikte<br />

NESCAFÉ baristaları tarafından sonbahar<br />

ve kışa özel kahve içerikleri de paylaşıldı.


hotel restaurant<br />

94 & hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

Polonez’den Gastro<br />

Entertainment’a özel lezzet şovu<br />

Gastronomi Başkenti İstanbul’un vazgeçilmez şarküteri lezzeti Polonez, 16-17<br />

Eylül’de Wolkswagen Arena’da gerçekleştirilen Gastro Entertainment’ta hem<br />

ürünleri ile göz doldurdu hem de 17 Eylül’deki Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars<br />

şovunun sponsoru oldu.<br />

Gastro Entertainment Istanbul, Türkiye’den ve<br />

yurt dışından markaları, dünyaca ünlü şefleri<br />

ve uluslararası gurme medyasını bir araya<br />

getiren en önemli etkinliklerden biri. Polonez, Gastro<br />

Entertainment kapsamında pastırmadan sucuğa,<br />

jambondan kavurmaya, fit yaşam ürünlerinden<br />

glutensiz ürünlere varıncaya kadar çok geniş bir<br />

yelpazede sunduğu ürünlerini etkinlik boyunca<br />

ziyaretçilerle buluşturdu.<br />

Etkinliğe özel lezzetler…<br />

Geleneksel ürünleri modern insan sağlığı kriterlerine<br />

uygun hale getirme amacıyla fonksiyonel ve inovatif<br />

gıdaların çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmalarıyla<br />

dikkat çeken Polonez, Gastro Entertainment’a özel<br />

olarak hazırladığı lezzetlerle de şölen tadında bir<br />

etkinliğe imza attı.<br />

Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars’ şovunun sponsoru:<br />

Polonez<br />

Etkinliğin ikinci gününde dans ve eğlenceyi muhabbetle<br />

harmanlayan ‘Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars’ şovunun<br />

sponsoru Polonez oldu. Lezzet, eğlence ve sohbetle<br />

taçlanan ve bir festival havasında geçen etkinlikle<br />

Ayhan Sicimoğlu’nun şovu katılımcılara unutulmaz<br />

anlar yaşattı.


hotel restaurant<br />

96 & hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin<br />

en yeni imzacısı Polonez oldu<br />

Polonez, gıda sektöründeki sürdürülebilirlik ve kurumsal sorumluluk<br />

çalışmalarını dünya çapına taşıyarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler<br />

Sözleşmesi’ne imza attı. Birleşmiş Milletler (BM) Küresel İlkeler Sözleşmesi<br />

Global Compact, iş dünyasında ortak bir kalkınma kültürü oluşturmak üzere<br />

bir dizi evrensel ilkeler öneren, yenilikçi bir kurumsal sorumluluk yaklaşımı.<br />

Vizyonu, “yaşamak istediğimiz dünyaya ulaşmak adına küresel çapta<br />

sürdürülebilir şirketler ve paydaşlar hareketi yaratmak’’ olan sözleşmeye taraf<br />

olmak tamamen gönüllülük esasına dayanıyor.<br />

Mövenpick Hotel Istanbul’dan<br />

Şanlıurfa Mengelli İlkokulu’na destek<br />

Mövenpick Hotel Istanbul, dünya üzerindeki diğer 46 Mövenpick otelinin<br />

de dahil olduğu “Kilolarca İyilik” <strong>2017</strong> sosyal sorumluluk projesi ile<br />

1-15 Eylül <strong>2017</strong> tarihleri arasında otel misafirleri ve yerel sakinlerden,<br />

ihtiyaç sahipleri için giyecek ve eğitim malzemeleri yardımı topladı. Bu<br />

global kampanya kapsamında otelde toplanan 429 kilodan fazla kıyafet<br />

ve okul gereçleri, 19 Eylül <strong>2017</strong> tarihinde Şanlıurfa Birecik’te bulunan<br />

Mengelli İlkokulu’nda eğitim gören 35 öğrenciye bizzat ulaştırıldı. Otel<br />

Genel Müdürü Bozkurt Atabek konuyla ilgili olarak, “Bu sene Şanlıurfa<br />

Mengelli Köyü öğrencileriyle buluştuk, önümüzdeki sene de ihtiyaç<br />

sahibi köy okullarına destek olmaya devam edeceğiz” dedi.<br />

Simit<br />

Sarayı<br />

Sırbistan<br />

pazarına<br />

girdi<br />

Ege’nin tadına doyamayanlara<br />

yeni “Gurme Lezzetler”<br />

30 yıllık tecrübesi ve kalite anlayışıyla mutfakların vazgeçilmezi<br />

Yudum, lezzet dünyasında fark yaratmaya devam ediyor. Ayçiçek yağı<br />

kategorisinin değişmez lideri, zeytinyağı kategorisinde standartları<br />

yükseltirken; Egemden Gurme Lezzetler serisi ile iddiasını bir adım<br />

öteye taşıyor. Sofrasında harikalar yaratmak isteyenler için Egemden<br />

şimdi de Erken Hasat, Soğuk Sıkım ve Organik çeşitlerinin yer aldığı<br />

Gurme Lezzetler serisi ile öne çıkıyor.<br />

<strong>2017</strong> yılına yurt dışında 150 yeni mağaza hedefiyle yola çıkan<br />

Simit Sarayı, Sırbistan pazarına da hızlı bir giriş yaptı. Geniş<br />

ürün yelpazesi, ticari stratejisi ve yüksek kalite anlayışıyla<br />

bir dünya markasına dönüşen marka, Sırbistan’daki Costa<br />

Cofee’leri alarak Simit Sarayı mağazalarına dönüştürdü. Simit<br />

Sarayı, Amerika, Almanya, Hollanda, Belçika, Kıbrıs, Kuveyt,<br />

Mısır ve Suudi Arabistan’ın aralarında yer aldığı 22 ülkede, en<br />

ünlü kentlerinde, dev meydanlarında, yer alıyor. İngiltere’nin<br />

başkenti, dünya finans ve turizm merkezi Londra’daki mağaza<br />

sayısını 8’e çıkaran Simit Sarayı’nın, 4 adet inşaatı devam<br />

eden mağazası kısa sürede açılacak. Londra’daki mağaza<br />

sayısı bu yılsonuna kadar 20’ye ulaşacak.


hotel restaurant<br />

98 & hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Barilla Gıda’nın yeni Genel Müdürü<br />

Piero Mirra oldu<br />

Türkiye’deki Bolu fabrikası da dahil olmak üzere dünya çapında toplam 28 tesisinde<br />

ürettiği ürünleriyle, her gün 100’ü aşkın ülkede milyonlarca sofraya ulaşan Barilla’da<br />

2002 yılından bugüne farklı sorumluluklar üstlenen Piero Mirra, Barilla Türkiye’nin yeni<br />

Genel Müdürü olarak atandı.<br />

Beyaz Bosphorus, İstanbul’un en iddialı<br />

restoranları arasına girmeye aday<br />

Dünya Mutfağı, Brasserie, Restoran ve Kafe konseptiyle geçtiğimiz Temmuz ayında<br />

Çengelköy’de hizmete giren ve sunduğu muhteşem lezzetleriyle İstanbul’daki iddialı<br />

mekanlar arasına girmeyi hedefleyen Beyaz Bosphorus, menüsüne yeni eklediği et ve<br />

balık yemekleriyle et ve balık konusunda İstanbul’un en iddialı restoranları arasına<br />

girmeye aday. Uzman mutfak ekibi tarafından, en kaliteli etlerin seçilmesi, özel teknik<br />

ve uygulamalar ile pişirilen lezzetleriyle göz dolduran Beyaz Bosphorus, menüsüne yeni<br />

eklenen, antrikot, lokum ızgara, t-bone, dallas, newyork ve kuzu kafes gibi etine dolgun<br />

ve doyurucu lezzetleriyle et konusunda ne kadar iyi olduğunu göstermeye başladı.<br />

Beslenmesine önem<br />

verenler için<br />

Nakd Barlar<br />

Evde, işte veya spordaki enerji ihtiyacınızı karşılamak için her türlü<br />

çözümler sunan Nakd Barlar; vegan, glutensiz ve şeker ilavesizdir. Aynı<br />

zamanda içindeki vitamin ve mineraller doğal olarak korunmuştur. Taze<br />

portakal ve kakao karışımlı CocoaOrange ve %18 protein oranıyla leziz<br />

CocoaCrunch atıştırmalıkları beslenmesine önem verenler için ideal bir<br />

seçenek.<br />

Metro Toptancı Market’ten<br />

Uşak Coğrafi İşaretler Bilgilendirme<br />

Toplantısına destek<br />

Metro Toptancı Market’in eğitimleri ile destek verdiği<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türk Patent ve Marka<br />

Kurumu’nun birlikte düzenlediği ‘Coğrafi İşaretlerde<br />

Bilgilendirme’ toplantısının ikincisi Uşak’ta düzenlendi.<br />

81 ildeki 365 Ticaret Oda ve Borsası’nın katılımıyla 26 ilde<br />

düzenlenecek Coğrafi Bilgilendirme Toplantıları’nda Metro<br />

Toptancı Market coğrafi işaretli ürünlerin ticari değer<br />

kazanması, pazarlanması ve Avrupa Birliği’ne açılması<br />

konularında eğitimler veriyor.


hotel restaurant<br />

100 & hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Enerjide Verimlilik Ödülü Besler Gıda’nın<br />

Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik enerji kaynaklarının verimli kullanılması<br />

amacıyla İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen “İSO Enerji<br />

Verimliliği Ödülleri”nde “Kurumsal enerji hareketiyle sıfır kayıp yolculuğu”<br />

projesiyle birincilik Türkiye’nin halka açık en büyük ikinci gıda şirketi<br />

Kerevitaş’ın iştiraki Besler Gıda’nın oldu. Ödülü, ISO Odakule binasında<br />

düzenlenen törende, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak Yıldız<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’e takdim etti.<br />

Zeytinyağı sektöründe<br />

dev bir oyuncu<br />

Kuveyt’in en büyük gruplarından Murabahat Yatırım’ın Türkiye<br />

yapılanması Mresco Türkiye, zeytinyağı sektörüne hızlı bir<br />

giriş yaptı. Şirket Olivoyage markasıyla zeytinyağı üretmeye<br />

başladı. Türkiye’de ceşitli sektörlerde faaliyet gösteren Mresco<br />

Türkiye, tarım sektöründe de önemli yatırımlar yapacağını<br />

duyurmuştu. Şirket bu doğrultuda ilk adımı Olivoyage markasıyla<br />

zeytinyağı üreterek attı. Mresco Türkiye CEO’su Oya Zingal<br />

liderliğinde girişilen bu yatırımda hedefler hayli iddialı.<br />

Geleneksel lezzetler<br />

Scarlet’te yeniden yorumlanıyor<br />

Dünya mutfağından seçkin lezzetleri ve birbirinden özel<br />

kokteylleri ile dikkat çeken Scarlet ayrıcalıklı ambiyansı,<br />

zengin menüsü, özgün dekorasyonu ve servis ayrıcalığı ile<br />

şehrin en favori adreslerinden biri. Yeni nesil steakhouse<br />

& şehir kulübü “Scarlet” yeni açılmasına rağmen kısa<br />

sürede sanat, spor ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin<br />

buluşma noktası oldu. Aşkın, tutkunun ve ateşin rengi<br />

kırmızıdan ilham alan mekanın adı kıpkırmızı anlamına<br />

geliyor. Mekanda, Brezilya Döneri, Küşleme, Dana ilik<br />

dikkat çekiyor.<br />

Yüksek dozda lezzet<br />

TOI İstanbul<br />

Alametifarikası ‘Chef’s Table’ı ile adı kısa sürede geniş kitlelere ulaşan<br />

TOI İstanbul, yenilenen menüsü ile misafirlerini, yeniden deneyimlemek<br />

isteyeceği gerçek bir lezzet deneyimi sunuyor. Restoranın en özel bölümü<br />

olan altı kişilik şef masasında; Şef İsmet Saz, yemeklerinizi gözünüzün<br />

önünde iştah kabartan ve güven veren bir ortamda hazırlıyor. TOI İstanbul’un<br />

kurucusu ve şefi İsmet Saz önderliğinde özenle yenilenen menüde her damak<br />

zevkine hitap eden seçenekler misafirlerini bekliyor.


hotel restaurant<br />

102 & hi-tech<br />

hijyen<br />

Diversey’den Çekmeköy’de Güvenli Gıda için<br />

anlamlı destek<br />

Gıda güvenliği ve tesis hijyeni alanlarında dünya standartlarında çözümler geliştiren<br />

Diversey, Çekmeköy’de Şeffaf Mutfak Festivali kapsamında eğlenceli bir etkinlik<br />

düzenledi.<br />

Çekmeköy Belediyesi işbirliğiyle<br />

geçtiğimiz günlerde düzenlenen<br />

2. Şeffaf Mutfak Güvenli<br />

Gıda Festivali yoğun ilgi görürken,<br />

katılımcılar gıda güvenliği ve bu<br />

alanda oluşan riskler konusunda<br />

bilinçlendirildi. Sürdürülebilir bir yaşam<br />

yaratma ilkesiyle gıda güvenliği ve tesis<br />

hijyeni alanlarında öncü uygulamaları<br />

hayata geçiren Diversey, eğlenceli<br />

ve eğitici bir etkinliğe daha imza attı.<br />

Sağlıklı ve güvenilir bir mutfak için<br />

yapılması gerekenlerin anlatıldığı 2.<br />

Şeffaf Mutfak Güvenli Gıda Festivali,<br />

yoğun bir katılımla gerçekleşti.<br />

Çekmeköy Belediyesi işbirliğiyle<br />

düzenlenen etkinlikte mutfağın insan<br />

sağlığındaki önemi tüm detaylarıyla<br />

anlatılırken, her yaş grubuna hitap<br />

eden aktiviteler tam not aldı. Çocuklar<br />

festival alanında kurulan mini mutfakta<br />

doğru el yıkamayı öğrendikten sonra kek<br />

yaparken, büyükler de usta şeflerden<br />

yemek tarifleri aldı.<br />

Özdöl: “Öncü uygulamalarla halkımızı<br />

bilinçlendirmeye devam edeceğiz”<br />

Temiz mutfak ve gıda güvenliği<br />

konusunda böylesine önemli bir<br />

etkinliği düzenledikleri için son derece<br />

mutlu olduklarını belirten Diversey<br />

Genel Müdürü Gökhan Özdöl, “Bu<br />

sene ikincisini gerçekleştirdiğimiz<br />

Şeffaf Mutfak Festivali ile projede<br />

gösterdiğimiz başarıyı kutlama fırsatı<br />

bulduk. Geçen sene çok ses getiren bir<br />

festival olmuştu, bu sene de katılımın<br />

yüksek olduğu eğlenceli ve eğitici bir<br />

festival gerçekleştirdik. Bu konuda<br />

bizimle işbirliklerinden ötürü Çekmeköy<br />

Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’a, güler<br />

yüzlü ve çalışkan ekibine ve projeye<br />

destek veren kendi ekip arkadaşlarıma<br />

teşekkür ediyorum. Diversey olarak<br />

önümüzdeki dönemde de öncü ve<br />

örnek uygulamalarla mutfak temizliği<br />

ve gıda güvenliği konusunda halkımızı<br />

bilinçlendirmeye devam edeceğiz.” dedi.<br />

Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet<br />

Poyraz ise şunları söyledi: “Projeye 2<br />

yıl önce başladığımızda bize inanan<br />

ve denetimlere gönüllü olarak<br />

katılan işletmelerimizle her geçen<br />

gün Çekmeköyümüz için daha güzel<br />

adımlar atıyoruz. Ücretsiz danışmanlık<br />

hizmeti verdiğimiz ve yıl içindeki düzenli<br />

denetimlerimizde insan sağlığına önem<br />

veren bu işletmelerimizin kapısına<br />

astığımız Şeffaf Mutfak bayrağı altında<br />

güvenle gıda tüketimi yapabilirsiniz.”<br />

dedi.


hotel restaurant<br />

104 & hi-tech<br />

yeni mekan<br />

İtalyan mutfağı<br />

tutkunlarının<br />

Ankara’daki<br />

yeni adresi<br />

Rossetti<br />

Panora Alışveriş Merkezi, keyifli yaşam alanlarına bir yenisini daha<br />

eklendi. Panora AVM’de İtalyan mutfağı konseptiyle ziyaretçilerine<br />

kapılarını açan Rossetti, yeni lezzet meraklılarını bekliyor.


Sahibi Endüstri Mühendisi Selbin<br />

Rossetti, “Yemek her zaman benim<br />

en büyük hobim ve merakım oldu…<br />

Bolulu olmamın mutfağa düşkünlüğümde<br />

etkisi sanırım çok. Farklı ülke ve şehirlere<br />

yaptığım iş seyahatlerimde bile yeni tat<br />

ve lezzetlerin peşinde koştum ve döner<br />

dönmez kendimi mutfağa atıp, o lezzetleri<br />

hemen ailem ve dostlarıma tattırdım.<br />

Evimde ağırladığım bütün misafirlerim,<br />

benim mutlaka bir restoran açmam<br />

gerektiğini yıllardır tavsiye ediyorlardı”<br />

diyerek Rossetti’nin hikayesini paylaştı.<br />

Mutfak ekibindeki en önemli unsurun,<br />

ekip ruhuna ve kendilerini devamlı<br />

geliştiren bir yapıya sahip olması<br />

gerektiğini söyleyen Rossetti, “İtalyan<br />

mutfağında uzman bir ekibiz ve birlikte<br />

yemek yaparken çok eğleniyoruz.<br />

Mutfakta hijyen, kaliteli malzeme,<br />

öğrenme ve yenilik devam ettiği sürece<br />

başarı kaçınılmaz” dedi. Dünya mutfakları<br />

arasında en çok Türk ve İtalyan mutfağını<br />

seven Selbin Rossetti, menülerini<br />

hazırlarken, misafirlerin müzik ve<br />

ambiyansla bir bütünlük içinde geleneksel<br />

İtalyan lezzetlerini tadarken, kendilerini<br />

İtalyan restoranında yemek yediklerini<br />

hissetmeleri için çabaladıklarını söyledi.<br />

“İnsanlar mutlu olduğu işi yapmalı”<br />

Evinde ağırladığı misafirleri tarafından<br />

büyük beğeni toplayan Selbin Rossetti’nin<br />

yemekleri, usta kadrosu ile Panora<br />

Alışveriş Merkezi’ndeki yeri aldı. Roma’da<br />

oturduğu 10 sene boyunca profesyonel<br />

iş hayatının yoğunluğundan bulduğu her<br />

fırsatta mutfakta zaman geçiren Rossetti,<br />

“Yemek yaparken çok mutlu olduğumu<br />

fark ettim. İnsanın mutlu olduğu işi<br />

yapması kadar güzel ne olabilir ki?” dedi.<br />

Endüstri Mühendisi olarak uzun yıllar<br />

Çimento, Madencilik ve Mühendislik<br />

gibi ağır sanayi sektörlerinde Fransa,<br />

İtalya ve Türkiye’de üst düzey yöneticilik<br />

yapan Rossetti’nin hobisi, mesleği oldu.<br />

Arkadaşlarının tavsiyelerine uyan ve<br />

karşısına çıkan fırsatları değerlendiren<br />

Selbin Dinçtürk, hedefinin bir klasik<br />

olmak ama sürprizlerle ve yeniliklerle de<br />

şaşırtmak olduğunu söyledi.<br />

Selbin Rossetti


hotel restaurant<br />

106 & hi-tech<br />

hotel-tech<br />

Verifone<br />

hayatı<br />

kolaylaştıran<br />

yeni nesil<br />

çözümler<br />

sunmaya<br />

devam ediyor<br />

Ödeme sistemleri lideri Verifone, perakende dünyasının tercihi olmaya devam<br />

ediyor. Son olarak B&G, Mendos ve Ekol Giyim de yeni nesil ödeme sistemlerini<br />

Verifone’a emanet etti. Verifone, B&G, Mendos ve Ekol Giyim mağazalarına<br />

kurulumunu yapacağı Olivetti Verifone MX915 ECR yazarkasa POS çözümüyle hem<br />

işletmelere hem de müşterilerine 360 derece perakendecilik deneyimi sunacak.<br />

Verifone, perakende sektörünün ve<br />

müşterilerin ihtiyaç ve taleplerine<br />

yönelik çözümler üretmeye devam<br />

ediyor. Son olarak B&G, Mendos ve<br />

Ekol Mağazaları ile yeni bir işbirliğine<br />

imza atan Verifone bu üç markanın<br />

mağazalarını yeni nesil ödeme<br />

çözümleriyle buluşturacak.<br />

Hem işletme hem de müşteri farklı bir<br />

alışveriş deneyimi yaşayacak!<br />

Ergonomik ve kullanıcı dostu olmasıyla ön<br />

plana çıkan Olivetti Verifone MX 915 ECR<br />

bütünleşik yazarkasa POS cihazı, mevcut<br />

tüm bankaların uygulamalarına uygun<br />

altyapısı ile ayrı ayrı POS alınmasına<br />

gerek kalmadan tek cihaz ile tüm<br />

bankalarla çalışıyor. Saniyede 30 satır fişi<br />

yazma özelliği ile hem mağaza sahibi hem<br />

de müşteriyi bekleme derdinden kurtaran<br />

Olivetti Verifone MX 915 ECR, ekstra<br />

kazanç sağlayan katma değerli servisler<br />

ve sadakat programlarının yanı sıra<br />

operatörler ile entegrasyon sağlandığında<br />

kontör yükleme kolaylığı ile de hem<br />

işletmeyi hem de müşteriyi memnun<br />

ediyor.<br />

360 derece perakende çözümü<br />

MX 915 ECR tüm bu avantajlarının yanı<br />

sıra Verifone Perakende çözümüyle de<br />

fark yaratıyor. Tüm muhasebe işlemlerini<br />

düzenleyen MX 915 ECR, bankalar arası<br />

ciro yönlendirmesi de yapıyor. Terminal<br />

bazında anlık ödeme işlemlerinin PC,<br />

tablet veya mobil üzerinden online<br />

takibi, komisyonlu işlem, detaylı işlem,<br />

gün sonu ve özet Z raporları sunan MX<br />

915 ECR, işletmecinin en güvenilir iş<br />

arkadaşı oluyor. İşyeri sahibi dilerse<br />

fatura ödeme uygulamasını yükleyip<br />

elektrik, su vb. fatura ödemelerini de<br />

işletmesinde kabul edebiliyor. 4 milyon<br />

ve 10 milyon seçenekli EKÜ (mali hafıza)<br />

kapasitesiyle alanında fark yaratan<br />

MX 915 ECR, opsiyonel olarak sadece<br />

Verifone’da bulunan 180 derece dönebilen<br />

standıyla mağaza sahibinin POS cihazını<br />

uzatmasına gerek kalmadan müşteriye<br />

yönlendirilebilmesini sağlıyor.<br />

NFC temassız ödeme seçeneğine de sahip<br />

olan MX 915 ECR, mağaza sahiplerinin<br />

hayatını kolaylaştırırken müşterilere de<br />

keyifli bir alışveriş deneyimi yaşatıyor.


Verifone<br />

continues<br />

to offer new<br />

generation<br />

solutions<br />

Leader of payment systems Verifone, continues to be the favorite of the retail<br />

world. Finally B&G, Mendos and Ekol Clothing also entrusted their new generation<br />

payment systems to Verifone. With the Olivetti Verifone MX 915 ECR cash<br />

register POS solution it will setup at B&G, Mendos and Ekol Clothing stores,<br />

Verifone will offer both to businesses and customers 360 degree retail experience.<br />

Verifone continues to produce<br />

solutions for the needs and requests<br />

of the retail industry and customers.<br />

Finally signing a new collaboration with<br />

B&G, Mendos and Ekol Stores, Verifone<br />

will introduce the stores of these three<br />

brands to new generation of solutions.<br />

Both the business and the customer will<br />

experience a different way of shopping!<br />

Olivetti Verifone MS 915 ECR integrated<br />

cash register POS device, with its<br />

platform that is compatible to all banks’<br />

applications, works with all banks,<br />

eliminating the need for another POS<br />

to be purchased. With its 30 line invoice<br />

print feature, Olivetti Verifone MX 915 ECR<br />

saves the shop owner and the customer<br />

from the problem of waiting. Besides its<br />

extra gain providing added value services<br />

and loyalty programs, once integration<br />

is established with operators, its ease<br />

of topping up minutes on a mobile,<br />

makes both the business owner and the<br />

customer happy.<br />

360 degree retail solution<br />

Along with all its advantages, MX 915 ECR<br />

creates a difference with Verifone Retail<br />

solution. While organizing all accounting<br />

transactions, MX 915 ECR also does<br />

interbank revenue transfers. MX 915<br />

ECR, with the ability of online tracking<br />

of momentary payment transactions<br />

on PC, tablet or mobile, commission<br />

transactions, detailed transactions,<br />

end of day and summary Z reports, is<br />

becoming the operator’s best friend in<br />

business. If the owner wishes, the bill<br />

payment application may be downloaded<br />

and electric, water etc. payments could<br />

be accepted at the business. MX 915 ECR<br />

creating a difference in its field, with the<br />

choices of 4 million or 10 million ECU<br />

(financial memory), allows the POS device<br />

to be directed towards customer without<br />

being handed, with an optional 180 degree<br />

turning stand.<br />

Having the choice of NFC contactless<br />

payment, MX 915 ECR while making<br />

business owners lives easier, provides<br />

customers an enjoyable shopping<br />

experience.


hotel restaurant<br />

108 & hi-tech<br />

hotel-tech<br />

McDonald’s’ın tercihi<br />

Profilo S900 ECR Yazar Kasa POS<br />

Profilo Ödeme Sistemleri’nin sektöre benzersiz yenilikler getiren yeni nesil yazar kasa POS<br />

cihazı Profilo S900 ECR zincir marka McDonald’s’ın Türkiye’deki restoranlarında hizmet<br />

vermeye başladı. Profilo Ödeme Sistemleri ile yapılan işbirliği ile McDonald’s restoranlarında<br />

artık kesintisiz ve son teknoloji hizmetin en başarılı örneği olan Profilo S900 ECR kullanılıyor.<br />

Kullanıcıya maksimum<br />

düzeyde kolaylık ve kesintisiz<br />

hizmet sağlamayı hedefleyen<br />

Profilo S900 ECR kullanıldığı her<br />

işletmede olduğu gibi McDonald’s<br />

restoranlarında da hizmet kalitesini<br />

arttıracak özellikleriyle ön plana<br />

çıkıyor. BKM tarafından Profilo<br />

S900 ECR için geliştirilen TechPOS<br />

uygulaması ile de farklı bankaların<br />

ayrı ayrı entegrasyon yapması<br />

yerine, bankaların ortak bir platform<br />

üzerinden yeni nesil yazar kasa<br />

POS sistemine uyum sağlamalarına<br />

olanak tanıyor. Uygulamanın en<br />

büyük avantajı, tek bir uygulama ile<br />

BKM TechPOS bünyesindeki tüm<br />

bankalar ile entegrasyon sağlaması,<br />

çalışılmak istenen her banka<br />

için ayrı ayrı uygulama yükleyip<br />

kaldırma zorunluluğunu tamamıyla<br />

ortadan kalkması. Artık McDonald’s<br />

restoranları, Profilo S900 sayesinde<br />

bütünleşik GPS ile haricen takma<br />

masrafını üstlenmeden kurye takibi<br />

yapabiliyor ve 1.2 milyon satırdan<br />

40 milyon satıra yükselen EKÜ<br />

kapasitesiyle kesintisiz hizmet<br />

veriyor. S900 ECR, yüksek batarya<br />

ömrü ve uzun rulo kapasitesi ile<br />

evlere serviste büyük avantaj sağlıyor.<br />

Profilo S900 ECR Hakkında<br />

Hem masaüstü hem de mobil olarak kullanılabilen<br />

Profilo S900 ECR yüksek çözünürlüklü<br />

hassas dokunmatik ekranı, basitleştirilmiş<br />

menüsü, dâhili GPS ve barkod okuyucu<br />

opsiyonu, yeni nesil güvenlik yazılımı ve<br />

çift SIM kart kullanım alternatifi ile birçok<br />

özelliği tek bir cihazda topluyor. Profilo<br />

S900 ECR, kullanıcıya maksimum düzeyde<br />

kolaylık ve kesintisiz hizmet sağlamayı<br />

hedeflerken, uzun ömürlü bataryası ve 32<br />

metreye yükseltilmiş rulo kapasitesi ile tam<br />

dolu şarjla uzun süre kesintisiz fiş kesebilme<br />

olanağı sunuyor. Ayrıca, Profilo S900 ECR<br />

40 milyon satırlık EKÜ kapasitesine sahip.


McDonald’s prefers Profilo S900 ECR<br />

POS Cash Register<br />

Known for bringing unique innovations to the industry,<br />

Profilo Payment Systems’ new generation POS device<br />

Profilo S900 ECR is now in service at McDonalds’<br />

restaurants in Turkey. In collaboration with Profilo<br />

Payment Systems, the most successful example of<br />

uninterrupted service and latest technology, Profilo S900<br />

ECR is now being used at McDonald’s restaurants.<br />

Profilo S900 ECR, with its maximum<br />

level of ease for the user and<br />

uninterrupted service, will stand<br />

out due to its features that will increase<br />

the quality of service at McDonald’s<br />

restaurants as in all the other businesses<br />

it is used in. Profilo S900 ECR, with<br />

its TechPOS application developed by<br />

BKM, provides communication with all<br />

banks on a common platform to the new<br />

generation POS cash register, instead of<br />

separate integration. The best advantage<br />

of the application is integration with<br />

all the banks with the single software<br />

BKM TechPOS, totally eliminating<br />

the obligation for uploading separate<br />

software for each bank. Now McDonald’s<br />

restaurants can do courrier tracking<br />

thanks to Profile S900 integrated GPS,<br />

without external loading costs and gives<br />

uninterrupted service through its ECU<br />

that has been increased to 40 million<br />

lines from 1.2 million. S900 ECR provides<br />

great advantage in delivery service with<br />

its long battery life and long paper roll<br />

capacity.<br />

About Profilo S900 ECR<br />

Profile S900 ECR which can<br />

be used as a desktop or<br />

mobile, collects many features<br />

in one device, such as high<br />

resolution, sensitive touch<br />

screen, simplified menu,<br />

internal GPS and barcode<br />

reader options, new generation<br />

security software and dual SIM<br />

card use option. While Profile<br />

S900 ECR targets providing<br />

maximum level of ease for<br />

user and uninterrupted service,<br />

with its long battery life and<br />

roll capacity increased to 32<br />

meters, offers the opportunity<br />

for making invoices for a long<br />

time once fully charged. Also,<br />

Profilo S900 has the capacity<br />

for a 40 million line ECU.


hotel restaurant<br />

110 & hi-tech<br />

hotel-tech<br />

6<br />

Dijital pazarlama<br />

yapmak için<br />

neden<br />

Dijital pazarlamanın, marka ve<br />

bireylerin hedeflerine ulaşması için<br />

doğru kanallardan birisi olduğunu<br />

kaydeden Dijital Pazarlama Okulu<br />

Kurucusu Yasin Kaplan, şunları söyledi:<br />

“Pazarlama dünyasının vazgeçilmezi<br />

haline gelen “Dijital Pazarlamayı” bir üst<br />

birim olarak düşünürsek, altında onlarca<br />

uzmanlık alanları bulunuyor. Arama<br />

motoru pazarlaması (SEM, Search Engine<br />

Marketing), arama motoru optimizasyonu<br />

(SEO, Search Engine Optimization), mobil<br />

pazarlama, e-posta pazarlaması, sosyal<br />

medya pazarlaması, içerik pazarlaması,<br />

dijital reklam kanalları (display),<br />

programatik, dönüşüm optimizasyonu<br />

ve gelir ortaklığı modeli (affiliate<br />

marketing) gibi bir çok uzmanlık alanı<br />

mevcut. Bu alanların her birinin kendi<br />

içinde performans metrikleri var. Bu<br />

sonuçlara göre, stratejiler ve yol haritası<br />

belirleniyor” dedi.<br />

Ölçülebilirlik: Geleneksel pazarlamaya<br />

kıyasla, dijital pazarlamada performans<br />

ölçmek mümkün. Bir billboardda reklam<br />

verdiğimizi düşünelim. Reklamı, hedef<br />

kitlenizden kaç kişinin gördüğünü,<br />

ancak size gelen verilere göre tahmin<br />

edebilirsiniz ve bunun sonucunda da<br />

markanızla kim iletişime geçmiş net<br />

olarak bilemezsiniz. Dijital pazarlamada<br />

ise, durum tam tersidir. Google<br />

Analytics veya benzer web analytics<br />

portallarını kullanarak, kampanyaların<br />

performansını, kampanyanın kaç kişiye<br />

gösterildiğini, görenlerinin kaçının<br />

reklama tıkladığını, hatta alışveriş<br />

yaptığını veya form doldurduğunu<br />

ölçebilirsiniz. Web sitesi içerisindeki<br />

kullanıcı davranışları, hangi sayfayı<br />

ne sıklıkla ziyaret ettiğini, ne kadar<br />

vakit geçirdiği gibi detaylı verilere de<br />

ulaşabilirsiniz. Bu da kampanyanızın<br />

geleceği konusunda size strateji<br />

konusunda fikir verecektir.<br />

Hedefleme: Yine billboard örneğinden<br />

ilerleyecek olursak, reklamınızı belki<br />

günde 1 milyon kişi görebilir. Ama<br />

bunun kaçı doğrudan hedef kitleniz?<br />

Dijital pazarlamayı kullanarak, şehir,<br />

ilçe, ilgi alanı, zaman, meslek, cinsiyet,<br />

yaş gibi birçok kritere göre sınırlama<br />

yapıp, reklamınız istediğiniz kitleye<br />

gösterebiliyorsunuz. Öncesinde, hedef<br />

kitlemizi doğru bir şekilde tanımlamamız<br />

gerekiyor.<br />

Yeniden Pazarlama: Remarketing veya<br />

retargeting olarak da bilinen yöntem<br />

ile web sitenizi daha önce ziyaret<br />

eden kişilere yeniden reklamlarınızı<br />

gösterebiliyorsunuz. Bu hedefleme<br />

teknolojisi ile hem marka bilinirliğinizi,<br />

hem satışlarınızı arttırabilirsiniz.<br />

Maliyet Avantajı: Dijital pazarlama<br />

bütçeleri, geleneksel mecralara kıyasla,<br />

çok daha ekonomik oluyor. Ayrıca,<br />

sadece tıklamalara ödeme yaptığınız<br />

için reklamları gören kişiler reklama<br />

tıklamazlarsa ek maliyet oluşturmuyor.<br />

Daha düşük maliyetlerle, yüksek<br />

performanslar yakalayabilirsiniz.<br />

Müşteri İletişimi: Sosyal medya<br />

hesaplarınız üzerinden veya web<br />

sitenizden ziyaretçileriniz/takipçileriniz<br />

ile doğrudan iletişim kurabiliyorsunuz.<br />

Geleneksel pazarlamada tek yönlü<br />

iletişim varken, günümüz pazarlaması<br />

artık iki yönlü iletişime izin veriyor.<br />

Marka Bilinirliği: Dijitalin sürekli<br />

olarak yaygınlaştığı günümüzde, her<br />

an internet kullanımı yaygınlaşıyor.<br />

Öyle ki IAB verilerine göre; Her 5 Akıllı<br />

Telefon Kullanıcısından 1’i, Cihazını<br />

5 Dakikada Bir Kullanıyor. Haberleri<br />

okurken, bir konuyu araştırırken sürekli<br />

online durumdayız. Bir haber sitesinde<br />

yayınlanan bir reklam, marka bilinirliğini<br />

artırmak için iyi bir kaynaktır.


6<br />

reasons to do<br />

digital marketing!<br />

The founder of the Digital<br />

Marketing School, Yasin<br />

Kaplan, who noted that<br />

digital marketing is one of the<br />

right channels for brands and<br />

individuals to reach targets said:<br />

“If we consider “Digital Marketing”,<br />

which has become an indispensable<br />

part of the marketing world, as<br />

a top unit, it holds many expert<br />

areas underneath it. It contains<br />

many expert areas such as Search<br />

engine marketing (SEM), search<br />

engine optimization (SEO), mobile<br />

marketing, e-mail marketing,<br />

social media marketing, content<br />

marketing, digital advertising<br />

channels (display), programmatic,<br />

conversion optimization and<br />

revenue sharing model (affiliate<br />

marketing). Each one of these areas<br />

has their own performance metrics.<br />

Based on these results, strategies<br />

and road maps are determined.”<br />

Measurability: Compared to<br />

traditional marketing, it is possible<br />

to measure performance in digital<br />

marketing. Let us think of an ad we<br />

have placed on a billboard. You can<br />

only guess how many people among<br />

your target group have seen your<br />

add based on the data that comes to<br />

you but in the end you will not have<br />

clear knowledge of who may have<br />

communicated with your brand.<br />

In digital marketing the situation<br />

is exactly the opposite. By use of<br />

Google Analytics or comparable<br />

web analytics portals, performance<br />

of the campaigns, how many people<br />

were shown the campaign, how<br />

many viewers have clicked on the<br />

ad, even shopped or filled a form<br />

can be measured. You can reach<br />

detailed data such as user behavior<br />

on the web site, which page he/she<br />

visits and how often, how long he/<br />

she spends there. This will give you<br />

an idea on strategy for the future of<br />

your campaign.<br />

Targeting: If we continue with<br />

the billboard example, maybe 1<br />

million will view your ad daily. But<br />

how many of them belong to your<br />

direct target group? Using digital<br />

marketing, you can show your ad<br />

to the group you wish by creating<br />

limits based on many different<br />

criteria such as city, township, area<br />

of interest, time, profession, sex,<br />

age. We first need to define our<br />

target group correctly.<br />

Re-marketing: With the method<br />

known as re-marketing or retargeting<br />

you can show your ads<br />

to individuals again, who have<br />

visited your website previously.<br />

With this targeting technology<br />

you can increase both your brand<br />

awareness and your sales.<br />

Cost Advantage: Digital budgets are<br />

much more economical compared<br />

to traditional channels. Also,<br />

because you only pay for the clicks,<br />

if the users don’t click on the ad<br />

there are no additional charges. You<br />

may catch high level performance<br />

with much lower costs.<br />

Customer Communication:<br />

Through your social media accounts<br />

or your website, you can establish<br />

direct contact with your visitors/<br />

followers. While in traditional<br />

marketing there is only one way<br />

contact, today’s marketing allows<br />

for two-way communication.<br />

Brand Awareness: Today, as<br />

digital is continuously expanding,<br />

internet use is also getting wider.<br />

Based on IAB data, 1 out of 5 Smart<br />

Phone users uses his/her device<br />

every 5 minutes. Reading the<br />

news, researching a topic we are<br />

constantly online. An ad published<br />

on a news site is a good source for<br />

increasing brand awareness.


hotel restaurant<br />

112 & hi-tech<br />

fuar<br />

Cersaie Fuarı’nın<br />

sonbahar trendleri<br />

Ege Seramik’te<br />

Autumn <strong>2017</strong> Koleksiyonu<br />

kapsamında 30 yeni serisinin<br />

lansmanını gerçekleştiren firma<br />

Cersaie’ de trend rüzgarları estirdi.<br />

Özellikle fosilleşmiş ahşap görünümlü<br />

tam parlak yüzeyli yeni serisi Symi ile tüm<br />

dikkatleri üzerine çeken Ege Seramik,<br />

yine yeni bir trendin öncüsü olacak gibi<br />

görünüyor.<br />

Fuarın bekledikleri gibi çok yoğun bir<br />

ilgi ile geçtiğini belirten Genel Müdür<br />

Göksen Yedigüller ‘Ege Seramik olarak<br />

yeni trendlerin öncüsü ve yaratıcısı olma<br />

iddiamızın ne kadar haklı ve gerçekçi<br />

olduğunu geçirdiğimiz Cersaie Fuarı<br />

ile bir kere daha görmüş olduk. Çok<br />

yoğun ilgi gördüğümüz ve Autumn <strong>2017</strong><br />

Koleksiyonumuza tam not aldığımız<br />

bir fuar geçirdik. Özellikle fosilleşmiş<br />

ahşap görünümlü yeni Symi Serimizin<br />

gördüğü ilgi yeni bir trendin daha öncüsü<br />

olacağımızı kanıtlar nitelikteydi.’ Dedi.<br />

Boston; Yeni dekorasyon trendi spor<br />

şık mekanlar yaratabilmek. Boston<br />

Serisi ile artık trendleri yakalamak çok<br />

kolay. Ahşap dokulu rölyefleri ve beton<br />

görünümlü yüzeyi ile Boston, spor şıklığı<br />

yakalamanın en kalıcı yolu.<br />

York; Ahşap ve betonun buluşması York<br />

Serisinde hayat buldu. Sezonun trendi<br />

olan bu buluşma York serisinin 5 renk ve<br />

3 ebat seçeneği ile yaşam alanlarınızdaki


Ege Seramik, Autumn <strong>2017</strong><br />

Koleksiyonu ile İtalya’da<br />

dünya trendlerini ne kadar<br />

yakından takip ettiğini bir<br />

kere daha kanıtlamış oldu.<br />

25-29 Eylül tarihlerinde<br />

İtalya Bologna’da gerçekleşen<br />

Cersaie Fuarı beklendiği<br />

şekilde yüksek bir katılım<br />

oranı ile tamamlandı.<br />

Göksen Yedigüller<br />

alışılmış tarzı kökten değiştirmeye<br />

geliyor.<br />

London; Mekanlarınızda tuğlanın getirdiği<br />

sıcak görünümü yakalamak artık çok<br />

kolay. Ege Seramik London Serisi,<br />

6x25cm ölçüsü ile tuğlanın yeni alternatifi.<br />

Üstelik seramiğin uzun ömürlü kullanım<br />

avantajı ile birlikte.<br />

Santa Fe; Doğal taş görünümlü karoları<br />

ve etnik desenli dekorları ile yeni Santa<br />

Fe Serisi Autumn koleksiyonunun en<br />

modern serilerinden biri. 6x25cm ölçüsü<br />

ile tuğla boyutunu doğal taş görünümü ve<br />

dekorları ile farklılaştıran Santa Fe, bej ve<br />

gri renk seçenekleri ile ferah ve modern<br />

mekanlar yaratmanın yeni adı.<br />

Symi; İlklerin öncüsü Ege Seramik’ten<br />

ahşap görünümlü seramikleri yeniden<br />

yorumlayan yepyeni bir trend; fosilleşmiş<br />

ahşap görünümü. Autumn koleksiyon<br />

kapsamında sunulan Symi, fosilleşmiş<br />

ahşap görünümün yanı sıra tam parlak<br />

yüzeyi ile alanında benzersiz. 60x120cm<br />

boyutu ve 2 renk seçeneği ile Symi Serisi<br />

alışılmış ahşap görünümünde farklılık<br />

arayanların yeni favorisi olacak.<br />

Iron; Seramikte beton görünüm modası<br />

bu sezonda hakimiyetini koruyor. Beton<br />

konseptinin yeni üyesi Iron en siyah<br />

tonuyla karşınızda! Beton dokunun<br />

siyahla yakaladığı asi görünüm sizi çok<br />

etkileyecek. Iron Serisi 3 renk ve 2 ebat<br />

alternatifi ile beton görünümün en iddialı<br />

üyesi.


hotel restaurant<br />

114 & hi-tech<br />

fuar<br />

HotelEquipment ve FoodProduct<br />

dev etkinlikler için<br />

Ocak ayını bekliyor!<br />

Antalya’nın markalaşan fuarları 29. HotelEquipment ve 25. FoodProduct; dev etkinliklerle eş<br />

zamanlı olarak kapılarını açmaya hazırlanıyor. Bu yıl HotelEquipment’ta Hotel Design Show<br />

ile tasarıma yön verilirken, FoodProduct’taki iki dev etkinlikle gastronomi sektörün nabzı<br />

tutulacak.<br />

Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım<br />

A.Ş. tarafından organize edilen<br />

Antalya’nın markalaşan fuarları<br />

29. HotelEquipment – Uluslararası<br />

Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları<br />

İhtisas Fuarı ile 25. FoodProduct-<br />

Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı<br />

bu yıl dolu dolu etkinlik programlarıyla<br />

17-20 Ocak 2018 tarihleri arasında<br />

kapılarını açmaya hazırlanıyor.<br />

Hotel Design Show heyecanı<br />

2018’de tam gaz<br />

29. HotelEquipment kapsamında<br />

organize edilen Hotel Design Show<br />

heyecanı 2018’de de devam edecek.<br />

Otel yatırımcısı, turizm işletmecisi,<br />

mimarlar, İçmimarlar ve müteahhitler ve<br />

çok sayıda sektör profesyonelinin yoğun<br />

ilgi gösterdiği Hotel Design Show’da<br />

fuar alanı içerisinde bin metrekarelik<br />

alanda, 10 otel odası, karşılama bankosu<br />

(resepsiyon) ve lobiden oluşan özel alan<br />

kurulacak. TMMOB İçmimarlar Odası’na<br />

üye 10 farklı iç mimari grup tarafından<br />

projelendirilen10 farklı otel odası,<br />

uygulamaya sponsor olacak tedarikçiler<br />

ile işbirliği içerisinde tamamlanarak<br />

HotelEquipment Fuarı ile birlikte<br />

açılacak. Her sene farklı bir temayla<br />

kapılarını açan Hotel Design Show, bu yıl<br />

retro tasarım temasıyla açılacak.


FoodProduct’ta iki dev etkinlik<br />

25. FoodProduct kapsamında TAFED<br />

- Türkiye Aşçılar Federasyonu iş<br />

birliğiyle Sanayi Sempozyumu ve Ustaya<br />

Danış olmak üzere iki dev etkinlik<br />

gerçekleştirilecek. Sanayi Sempozyumu<br />

ile firmalar; TAFED aracılığıyla getirilecek<br />

100 etkin şefe, ekipmanlarının doğru<br />

kullanımı ve doğru bilinen yanlışlarını<br />

anlatma fırsatı yakalayacak.<br />

Sanayi Sempozyumu’nun yanı sıra Ustaya<br />

Danış Masası etkinliği kapsamında<br />

katılımcılar; kurulacak özel masalarda,<br />

TAFED tarafından getirilecek 10 Exclusive<br />

Chef’e, yeni ürünlerini bire bir tanıtma<br />

imkanı bulacak.<br />

Tunus, Umman’dan, BAKA – Batı<br />

Akdeniz Kalkınma Ajansı iş birliği ile<br />

Kuzey Afrika (MENA), Orta Doğu ve<br />

Arap Yarımadası bölgesine ait Birleşik<br />

Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Suudi<br />

Arabistan ve Yemen’den, DEİK - Dış<br />

Ekonomik İlişkiler Kurulu iş birliği ile<br />

İran’dan 100’ün üzerinde profesyonel<br />

alım heyeti getirilecek.<br />

ATSO - Antalya Ticaret ve Sanayi Odası<br />

ve ANFAŞ’ın yurt dışındaki acente iş<br />

birliktelikleriyle; Almanya, Balkanlar<br />

(Arnavutluk, Bosna – Hersek, Hırvatistan,<br />

Karadağ, Kosova, Makedonya, Sırbistan),<br />

Brezilya, Bulgaristan, Çin, Hindistan,<br />

İran, K.Irak, Letonya, Mısır, Özbekistan,<br />

Tayland ve Tunus’tan profesyonel<br />

ziyaretçi ve alım heyetleri getirilecek.<br />

81 ilden profesyonel alım heyeti<br />

hazır!<br />

Yurt dışı çalışmalarının yanı sıra yurt<br />

içinde Ekonomi Bakanlığı, TOBB –<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve<br />

Antalya Ticaret Borsası aracılığıyla hedef<br />

illerdeki ticaret ve sanayi odalarından,<br />

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar<br />

Federasyonu, GİMAT - Gıda ve İhtiyaç<br />

Maddeleri Ankara Toptancılar Derneği,<br />

TAFED – Türkiye Aşçılar Federasyonu,<br />

ANFAŞ’ın yapmış olduğu anlaşmalar<br />

ile 25 hedef ilde yaptığı gerçekleştirdiği<br />

basın ve sektör toplantıları aracılığıyla;<br />

81 ilden gıda toptancıları, kurumsal satın<br />

almacılar, otel ve restoran zincirleri, şef<br />

ve aşçılar, sektörel ziyaretçi heyetleriler<br />

getirilecek.<br />

Yeni hedef pazarlara yoğun<br />

çalışmalar sürüyor<br />

Fuarlar kapsamında geçekleşecek<br />

etkinlikler, yurt dışından gelecek alım<br />

heyetleri ve ziyaretçilerin ilgi odağı<br />

olması bekleniyor. 29. HotelEquipment<br />

ve 25. FoodProduct’ta BAİB - Batı<br />

Akdeniz İhracatçılar Birliği aracılığıyla<br />

Bulgaristan, Filistin, Kırgızistan, Kosova,<br />

İki dev eş zamanlı<br />

Bu yıl iki fuar eş zamanlı olarak<br />

gerçekleştirilecek. Önceki yıllarda alan<br />

yetersizliği nedeniyle farklı tarihlerde<br />

gerçekleştirilen fuarlar, bu yıl yüzde yüz<br />

büyüyerek 20.000 metrekareden 40.000<br />

metrekare kapalı 20.000 metrekare<br />

açık olmak üzere toplam 60.000<br />

metrekarelik alana ulaşan Antalya<br />

Expo Center sayesinde tek çatı altında<br />

gerçekleştirilecek. Katılımcı ve ziyaretçi<br />

profilleri benzerlik gösteren fuarlar,<br />

sektörün talebi doğrultusunda 17-20<br />

Ocak 2018 tarihilerinde eş zamanlı olarak<br />

kapılarını açacak. Fuara katılan sektör<br />

profesyonelleri; konaklama, ağırlama<br />

ve gıda sektörüne dair tüm paydaşlara,<br />

ikili iş görüşmelerine, etkinliklere,<br />

konferanslara eş zamanlı olarak<br />

ulaşabilecek.


hotel restaurant<br />

116 & hi-tech<br />

fuar<br />

“Avrupa’nın tadına bak”<br />

kampanyasına Food İstanbul Fuarı’nda yoğun ilgi<br />

Food İstanbul Fuarı’na katılan “Avrupa’nın tadına bak” kampanyası, et sektörü uzmanlarının katılımıyla<br />

düzenlediği açık oturum, B2B görüşmeler, medya bağlantılarının yanı sıra Avrupalı şeflerin yemek tadımlarıyla<br />

büyük ilgi gördü.<br />

20-23 Eylül tarihleri arasında CNR<br />

EXPO İstanbul’da düzenlenen<br />

Food İstanbul Fuarı’na katılan<br />

“Avrupa’nın tadına bak” kampanyası,<br />

bilgilendirme standının yanı sıra, fuar<br />

süresince gerçekleştirdiği et sektörü<br />

uzmanlarının katılımıyla düzenlediği<br />

açık oturum, B2B görüşmeler, medya<br />

bağlantılarının yanı sıra Avrupalı şeflerin<br />

yemek tadımlarıyla Türkiye ile ticaret<br />

platformunu geliştirmek anlamında<br />

önemli adımlar attı. 80 metrekarelik<br />

bir alanda organizatörler ve üreticiler<br />

başta olmak üzere her gün çok sayıda<br />

ziyaretçiyi ağırlayan “Avrupa’nın tadına<br />

bak” kampanyası standında her bir<br />

ziyaretçisi doğrudan görüşme fırsatı<br />

ve bilgilendirme materyalleri paketi<br />

sayesinde kampanya ve işbirliği yapma<br />

imkanları konusunda kapsamlı bilgi<br />

edinme şansı buldular.<br />

Oponowicz: “Türkiye ile ticaret<br />

platformunu geliştiriyoruz”<br />

“Avrupa’nın tadına bak” kampanyası<br />

organizatörü Polonya Et Derneği<br />

Ofis Başkanı Katarzyna Oponowicz<br />

“İletişimimiz; yüksek kalite, güvenilir<br />

ürün, sıkı üretim standartları, şeffaf ve<br />

dürüst işbirliği koşulları gibi Avrupa dana<br />

etinin başlıca ayırt edici özelliklerine<br />

dayanır. Fuarın ikinci günü bu değerlerin<br />

ruhuyla Türk sektör iş örgütleri, medyası,<br />

diplomatlar ve etin Türk ithalatçı<br />

temsilcilerinden oluşan mükemmel<br />

misafirlerinin katıldığı bir açık oturum<br />

düzenledik. Güvenilir, esaslı yaptığımız<br />

konuşmalar ve tespit ettiğimiz pazarın<br />

ihtiyaçları sayesinde sürekli ürünümüzün<br />

farkındalığını ve Avrupalı üreticiler<br />

ile Türk müşterileri arasında ticaret<br />

platformunu geliştirmekteyiz. Bu konu,<br />

Türkiye’nin kendi piyasasını açmaya karar<br />

vermesinden ötürü şu anda son derece<br />

önemlidir” dedi.<br />

“Halka etkin bir şekilde<br />

ulaşmak için sürekli medyayla iş<br />

birliğindeyiz”<br />

Avrupa’nın tadına bak kampanyasının<br />

B2B faaliyetlerin yanı sıra, Türk<br />

halkıyla Avrupa dana etine ilişkin tam<br />

bilgi aktarmayı amaçlayan iletişimden<br />

oluştuğunu belirten Oponowicz, “Halka<br />

etkin bir şekilde ulaşmak için, sürekli<br />

medya ile işbirliği yapmaktayız. Bu<br />

sene en önemli sektör medyaları ile<br />

bireysel görüşmeler dizisi yapmaya karar<br />

verdik. Bu esnada derinlemesine sohbet<br />

yapmaya ve editörlerin ilgisini çeken tüm<br />

sorulara cevap vermeye imkanımız olur.<br />

Kanımızca, bu işbirliği şekli her iki taraf<br />

için de son derece etkilidir” şeklinde<br />

sözlerini tamamladı.<br />

Avrupalı şefler lezzetli<br />

sunumlarıyla ilgi çekti<br />

Fuar boyunca Avrupalı şefler Macin<br />

Budynek ve Mariusz Olechno tarafından<br />

yapılan pişirme şovları ziyaretçilerin<br />

yoğun ilgisiyle karşılaştı. Etkinlikler<br />

sırasında ziyaretçiler oryantal<br />

baharatlarda kızarmış kabak, ince bulgur<br />

ve dana etli köfte, patlıcan ezmeli, Türk<br />

koyun peynirli mini dana etli burgerler,<br />

tost ekmeği üzerinde kızarmış kaparili,<br />

kırmızı soğan turşulu, yabani sarımsaklı<br />

dana eti tartarı gibi olağanüstü lezzetleri<br />

tatma fırsatı buldular.


Positive reception<br />

of Savor Europe<br />

campaign during<br />

Food Istanbul <strong>2017</strong><br />

A tasting menu, a discussion panel with the meat industry<br />

specialists, meetings with the media, a special business<br />

talks area – these are the offers that the Organizers<br />

of the promotional and information campaign - Savor<br />

Europe - presented during the Food Istanbul fair that took<br />

place from 20 to 23 of September <strong>2017</strong>. The positive<br />

feedback was immediate! During the first day, the Guests<br />

appreciated an exquisite tasting menu. After the discussion<br />

panel that took place on the 21st of September, the<br />

participants univocally praised the contents focused on the<br />

specificity of the Turkish market. The aim of the campaign<br />

conducted on the territory of Turkey until January 2018 is<br />

the popularization of the European beef.<br />

Food Istanbul is a 4-day long<br />

celebration of the food industry<br />

that gathers over 1000 exhibitors<br />

from Turkey and other countries. On the<br />

area of 60 000 m2 in the CNR Expo hall<br />

in Istanbul, the visitors have a chance<br />

to encounter companies that represent<br />

all the businesses that cover the chain:<br />

production, storing, and distribution.<br />

This event is an occasion to conduct<br />

trade negotiations, diplomatic meetings,<br />

and market discussions. Thanks to<br />

the partnership of the Association of<br />

Exporters and the cooperation with the<br />

embassies, the Fair introduced a new<br />

quality in the realm of B2B. Savor Europe<br />

Campaign, apart from the information<br />

point, hosted a discussion panel focused<br />

on the European meat and organized a<br />

series of individual meetings with the<br />

media.<br />

Our campaign is based on the key<br />

exceptional qualities of the European<br />

beef – high quality, safe products,<br />

strict production norms, and honest<br />

cooperation. Following these standards,<br />

during the second day of the Fair we<br />

organized a discussion panel that was<br />

attended by the outstanding guests – the<br />

representatives of the Turkish trade<br />

organizations, the media, diplomats, and<br />

Turkish meat importers. Thanks to the<br />

honest, factual discussion and active<br />

understanding of the market needs, we<br />

build the awareness of our product and<br />

we build a trade platform between the<br />

European producers and Turkish clients.<br />

This is an up-to-date subject as Turkey<br />

decided to open its market – explains<br />

Katarzyna Oponowicz, the Polish Meat<br />

Association office director, the Organizer<br />

of Savor Europe campaign.<br />

The main source of information during the<br />

Fair is the official stand of the Campaign.<br />

On the area of 80 m2, the Organizers<br />

and producers with a help of hostesses<br />

welcome a crowd of visitors. Thanks to<br />

the face-to-face conversation and the<br />

information pack, each guest of Savor<br />

Europe stand has a chance to obtain<br />

complex information about the campaign<br />

and the possibilities of cooperation. All<br />

the guests may observe a culinary show<br />

of the European chefs – Marcin Budynek<br />

and Mariusz Olechno who treat the guests<br />

with outstanding flavors of beef kofta<br />

with buckwheat groats and fried zucchini<br />

in orient spices, mini beef burgers with<br />

babaganoush and Turkish sheep cheese,<br />

beef tartar served on emek with wild<br />

garlic, fried capers, and pickled red onion.<br />

Savor Europe campaign does not only<br />

conduct B2B activities, but it also puts<br />

en emphasis on the communication with<br />

the Turks that aims at presenting them<br />

with knowledge about the European<br />

beef. In order to reach the public opinion<br />

effectively, we cooperate with the media.<br />

We decided to organize a series of<br />

individual meetings with the key branch<br />

media in order to conduct in-depth talks<br />

and address all the questions of the<br />

journalists. We consider this form of<br />

cooperation to be the most effective for<br />

both parties – summarizes Katarzyna<br />

Oponowicz, the Polish Meat Association<br />

office director, the Organizer of Savor<br />

Europe campaign.<br />

The stand number of the Savor Europe<br />

campaign is 2-A02 and it is open to<br />

visitors during the Food Istanbul until 23<br />

September <strong>2017</strong>.


hotel restaurant<br />

118 & hi-tech<br />

fuar<br />

Sirha 5. kez dünyanın en prestijli<br />

yarışmalarına ev sahipliği yapacak<br />

Gastronomi sektörünün en büyük buluşması olarak nitelendirilen ve üstün kalite<br />

anlayışı ile Türkiye’de fark ortaya koyan Sirha İstanbul, 16-18 Kasım tarihleri<br />

arasında 5. kez Türkiye’nin zenginliklerini dünya mutfakları ile buluştururken,<br />

dünya mutfaklarındaki yenilikleri de Türkiye’de sergileyecek.<br />

Ziyaretçi sayısının bu yıl 13 bine<br />

ulaşması beklenen Sirha İstanbul’da<br />

geçen yıl ilgi gören pek çok etkinlik<br />

bu yıl içerikleri daha da geliştirilmiş<br />

olarak yer bulacak. Heyecanla beklenen<br />

etkinlikler arasında şeflerin dünyada<br />

da bir prestij olarak nitelendirdikleri<br />

Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı), en önemli<br />

etkinliklerden biri olarak ön plana çıkıyor.<br />

30 senedir düzenlenen etkinlikte finale<br />

kalan şef, Avrupa’daki büyük finalde<br />

Türkiye’yi temsil edecek. Tıpkı Bocuse<br />

d’Or gibi yolculuğu Sirha Lyon’da başlayan<br />

ve “Pasta Şeflerinin Olimpiyatı” olarak<br />

nitelendirilen “Dünya Pastacılık Kupası”nın<br />

(Coupe du Monde de la Pâtisserie) Türkiye<br />

finali de merakla beklenen etkinlikler<br />

arasında yer alıyor. Kazanan aday, yine<br />

Avrupa’daki büyük finalde Türkiye için<br />

yarışacak.<br />

Fransa Ticaret Ataşesi olan Sayın Pascal<br />

Lecamp Sirha’nın Türkiye’de öneminin<br />

altını çizdi: “İstanbul’da beşincisi<br />

düzenlenen Sirha’nın bu kadar az zamanda<br />

kat etmiş olduğu yol için tebrik etmeyi borç<br />

bilirim. Lyon’da başlayan ve uluslararası<br />

bir isim haline gelmiş Sirha’nın Türkiye’de<br />

varlığından mutluluk duyuyorum ve<br />

eminim ki <strong>2017</strong>’de de Bocuse d’Or (Şef<br />

Olimpiyatı) ve Dünya Pastacılık Kupası<br />

(Coupe du Monde de la Pâtisserie) gibi<br />

öncü etkinlikler sayesinde Türkiye’nin<br />

başarılı şef ve pastacılarını uluslararası<br />

platformlarda öne çıkaracak. Bu güzel<br />

başarılar sayesinde tarih ve mutfak<br />

bakımından zengin Fransa ve Türkiye gibi<br />

iki ülkelerinin daha da yakınlaşmasına<br />

vesile olacak.”<br />

Dünyanın en prestijli lezzet<br />

yarışmalarında sayı giderek artıyor<br />

Sirha Lyon’un gördüğü ilgide bir diğer<br />

önemli etken ise bugün kendi alanlarında<br />

dünyanın en prestijli yarışmalarının<br />

düzenlenmesi. Fuar esnasında


Sirha İstanbul’un 5. buluşması için ortaya çıkan rakamlar, Sirha İstanbul’a<br />

yönelik büyük ilginin somut kanıtı niteliğinde. Fuara yüzde 30 artışla 400<br />

markanın katılması beklenirken, ciroda yüzde 64’lük artış gerçekleşmesi<br />

bekleniyor. Bir diğer büyüme ise ziyaretçi sayısında. 2016’da 10.815 profesyonelin<br />

ziyaret ettiği fuarı bu yıl 13.000 kişinin ziyaret edeceği tahmin ediliyor.<br />

düzenlenen yarışma sayısı 21. Bunlar<br />

içinde “Bocuse d’Or” (Şefler Olimpiyatı),<br />

“Dünya Pastacılık Kupası” (Coupe du<br />

Monde de la Pâtisserie), “Uluslararası<br />

Catering Kupası” (International Catering<br />

Cup); en önemli yarışmalar olarak ön<br />

plana çıkıyor. Bir bu kadar önemlisi,<br />

ödül almak için yarışanlar kadar ödül<br />

alacakları belirleyecek jüri üyelerinin kendi<br />

alanlarında dünyanın en iyileri arasında yer<br />

alması. Ayrıca, büyüyen ilgi ve gelişerek<br />

genişleyen alanlar nedeniyle yarışma<br />

sayısının giderek arttığının altını çizmek<br />

gerekiyor. Mesela, Sirha Lyon <strong>2017</strong>’ye<br />

“Maitred’HotelTrophy”, “Best Young<br />

International Bakers Contest” ve “Global<br />

Young Challenge” olmak üzere 3 yeni<br />

yarışma katıldı. Bunlar içinde dünyanın en<br />

büyük şef yarışması olarak nitelendirilen<br />

Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı) 30.<br />

yaşını kutladı. Yarışmanın yaratıcısı Paul<br />

Bocuse’den sonra günümüzde Jerome<br />

Bocuse’nin başkanlık ettiği yarışma için 18<br />

aylık zaman zarfında 5 kıtada ve 63 ülkede<br />

şef mirasının çeşitliliğinin kutlandığı ve<br />

mutfağın genel yaratıcı zenginliğinin<br />

vurgulandığı etkinlikler düzenleniyor.<br />

Sonrasında ise ülke bazında elemeler<br />

yapılıyor. Uzun bir sürece yayılan bu<br />

titiz çalışmanın sonucu olarak Sirha<br />

<strong>2017</strong>’de Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı)<br />

Altın’ı kazanan isim, yarışmaya ABD’yi<br />

temsilen katılan Mathew Peters oldu.<br />

Peters, Bocuse d’Or Altın’ı, “kabuklu deniz<br />

mahsüllü Bresse tavuğu” ve sebzeyi ön<br />

plana çıkaran tabakta servis edilen “sebze<br />

yemeği” ile kazandı. Bocuse d’Or Gümüş’ü<br />

Norveç’i temsilen katılan 3 restoran şefi<br />

alırken, Bocuse d’Or Bronz’un sahibi<br />

ise İzlanda’yı temsilen ViktorAndresson<br />

oldu. Bu arada Bocuse d’Or (Şefler<br />

Olimpiyatı) kapsamında En İyi Komi Ödülü<br />

Fransa’dan Benjamin Vakanas, Özel Sebze<br />

Tabağı Ödülü Fransa, Özel Tabak Ödülü<br />

Macaristan, En İyi Promosyon Kampanyası<br />

Ödülü Avusturalya, En İyi Afiş Ödülü ise<br />

Macaristan’ın oldu. Bu sene Türkiye<br />

finalinde ise kazanan finalist Avrupa<br />

finalinde Türkiye’yi temsil edecek.<br />

İlk olarak 1989’da düzenlenen “Dünya<br />

Pastacılık Kupası”nın (Coupe du Monde de<br />

la Pâtisserie) Uluslararası Organizasyon<br />

Komitesi’ne ise 2005 şampiyonu<br />

PhilippeRigollot başkanlık etti. Dört<br />

kıtadan katılan ve her biri 3 uzmandan<br />

oluşan 22 takımın şeker, çikolata ve<br />

dondurmayla hünerlerini sergilediği 10<br />

saatlik yarışmada Altın Madalya Fransa,<br />

Gümüş Madalya Japonya ve Bronz<br />

Madalya İsviçre’nin oldu. “Uluslararası<br />

CateringKupası”nda (International<br />

Catering Cup) ise Altın Kupa İsviçre’nin<br />

Gümüş Kupa Fransa’nın olurken, Bronz<br />

Kupa’yı Singapur aldı. Bu sene Türkiye<br />

finalinde ise yine kazanan finalist Avrupa<br />

finalinde Türkiye’yi temsil edecek.


hotel restaurant<br />

120 & hi-tech<br />

fuar<br />

Travel Turkey İzmir<br />

turizme umut olacak<br />

Bu yıl 11. kez düzenlenecek olan Travel Turkey İzmir’in partner ili Nevşehir olarak belirlendi.<br />

Nevşehir, turistik ve kültürel değerlerini Travel Turkey İzmir’de sergileme olanağı bulacak.<br />

Bu yıl 11. kez düzenlenecek olan<br />

Travel Turkey İzmir’in partner<br />

ili Nevşehir olarak belirlendi.<br />

Olağanüstü güzellikte tarihi ve doğal<br />

değerlere sahip olan, peribacaları,<br />

çömlekçilik ve dokumacılığı ile ünlü olan<br />

Nevşehir, turistik ve kültürel değerlerini<br />

Travel Turkey İzmir’de sergileme olanağı<br />

bulacak. Ayrıca, Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı tarafından Troia’nın, UNESCO<br />

Dünya Mirası Listesi’ne girişinin 20.<br />

yılı olması nedeniyle ilan edilen 2018<br />

Troia Yılı, 7-10 Aralık <strong>2017</strong> tarihlerinde<br />

düzenlenecek olan ‘Travel Turkey<br />

İzmir’de yer alıyor.<br />

Dünyanın en önemli antik<br />

yerleşimlerinden biri olan antik Troia<br />

kenti, beş bin yıllık tarihi ile yalnız<br />

Türkiye’nin değil dünyanın da en önemli<br />

turistik ve tarihi değerlerinin başında<br />

geliyor.<br />

Alım heyetleri gelecek<br />

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev<br />

sahipliğinde, İZFAŞ ve TÜRSAB<br />

ortaklığında düzenlenen fuar, yeni ürün<br />

ve hizmetleri tanıtırken; yeni işbirliği<br />

anlaşmalarına da zemin oluşturacak.<br />

Her yıl gerçekleştirilen Alım Heyetleri<br />

Programı ile Travel Turkey İzmir,<br />

dünyanın dört bir yanından gelen turizm<br />

sektörü temsilcileri ve satın alma<br />

heyetlerini, katılımcı firmalar ile bu yıl da


uluşturmaya devam edecek.<br />

Ekonomi Bakanlığı ve Türk Hava<br />

Yolları’nın desteği ile organize edilen Alım<br />

Heyetleri Programı ile fuar alanı içinde<br />

ayrılacak özel bir bölümde görüşmeler<br />

yapılacak. 10. Travel Turkey İzmir Turizm<br />

Fuar ve Kongresi’nde 52 ülkeden 197<br />

yabancı, 518 yerli satın alıcı bin 200 metre<br />

karelik VIP Lounge alanında katılımcı<br />

firmalar ile görüşme yapmıştı.<br />

Sağlıklı ve uzun yaşam bölgeleri<br />

Fuar süresince bu yıl da sağlıkla ilgili özel<br />

bir bölüm hazırlanıyor. Sağlık Turizmi<br />

özel bölümünde, kamu hastaneleri,<br />

özel, vakıf ve üniversite hastaneleri,<br />

sağlık turizmi seyahat acenteleri,<br />

göz hastaneleri, diş sağlığı ve estetik<br />

merkezleri, saç ekim klinik ve merkezleri,<br />

tüp bebek hastaneleri ve merkezleri,<br />

termal oteller ve tesisleri, sigorta<br />

şirketleri, zayıflama ve diyet klinikleri<br />

konusunda faaliyet gösteren firmalar<br />

ziyaretçilerle buluşacak. Bu yıl ilk kez<br />

“Sağlıklı ve Uzun Yaşam Bölgeleri”<br />

oturumu düzenlenecek. Tek oturum<br />

şeklinde gerçekleşecek olan etkinlikle<br />

sağlık sektörü temsilcileri bir araya<br />

gelecek.<br />

Gastronomi Kongresine ev<br />

sahipliği yapacak<br />

3. Uluslararası Gastronomi Turizmi<br />

Kongresi Travel Turkey İzmir ile eş<br />

zamanda, 7-9 Aralık <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında fuarizmir’de düzenleniyor.<br />

İZFAŞ, TÜRSAB ve İzmir Ekonomi<br />

Üniversitesi (İEÜ) tarafından dünyanın<br />

önde gelen gastronomi ve turizm<br />

uzmanları ile eğitimcileri bir araya<br />

getirecek olan Uluslararası Kongre, Ege<br />

kültürünün gastronomi ile ilişkisini ve bu<br />

ilişkinin bölge turizminin kalkınmasına<br />

etkisini tartışmayı amaçlıyor.<br />

Çeşitli kültürlerin yeme içme<br />

alışkanlıklarını, gastronomi<br />

geleneklerinin yerel ve bölgesel turizme<br />

etkisinin işleneceği Gastronomi Turizm<br />

Kongresi, bilimsel programı yanı sıra<br />

sosyal programıyla da ziyaretçilerine<br />

keyifli anlar yaşatacak.


hotel restaurant<br />

122 & hi-tech<br />

fuar<br />

3 sektörü buluşturan fuara<br />

25 bin ziyaretçi<br />

Türkiye’de ilk defa gıda, paketleme, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörlerini aynı tarihte, tek çatı altında toplayan<br />

“CNR Food İstanbul, CNR Ambalaj İstanbul ve Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri buluşması” yaklaşık 25<br />

bin sektör profesyonelini ağırladı.<br />

CNR Expo Yeşilköy’de toplam<br />

80 bin metrekarelik alanda<br />

gerçekleşen, Türkiye’de ilk<br />

defa gıda, paketleme, ambalaj ve ev<br />

dışı tüketim sektörlerini aynı tarihte,<br />

tek çatı altında toplayan “CNR Food<br />

İstanbul, CNR Ambalaj İstanbul ve Ev<br />

Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri<br />

buluşması” 104 ülkeden yaklaşık 25 bin<br />

sektör profesyonelini ağırladı. Dört gün<br />

süren fuarda düzenlenen seminerler,<br />

şovlar ve yarışmalar renkli görüntülere<br />

sahne olurken, yaklaşık 1500 markanın<br />

yer aldığı fuara Ekonomi Bakanlığı ve<br />

İstanbul İhracatçılar Birliği’nin desteğiyle<br />

4 milyar dolar ithalat hacmine sahip alıcı<br />

katıldı.


800’ün üzerinde B2B görüşme<br />

Ekonomi Bakanlığı ve İstanbul<br />

İhracatçılar Birliği’nin desteğiyle 45<br />

ülkeden 4 milyar dolar ithalat hacmine<br />

sahip alıcılar fuara katıldı. Başta ABD,<br />

Almanya, İngiltere, Fransa, Kanada,<br />

Rusya, Polonya, Ukrayna, Yunanistan,<br />

Bosna Hersek, Karadağ, Güney Kore,<br />

Çin, Tayvan, Singapur, Meksika,<br />

Ülker, Doğuş, Beypiliç gibi firmaların<br />

ürünlerinin 5 bin noktaya dağıtımını<br />

sağlayan Tajero LLC gibi dünyanın en<br />

önemli gıda alıcıları CNR Food İstanbul’a<br />

alım yapmaya geldi. Sudan’da 25<br />

süpermarket işletmesi bulunan Alamar<br />

Center şirketi Cosby şirketi ile Sudan için<br />

temsilcilik anlaşması yaptı.<br />

CNR FOOD ISTANBUL ve<br />

AMBALAJ Fuarı önümüzdeki<br />

sene yepyeni ürünler ve ilgi<br />

çekici etkinlikler ile 5-8 Eylül<br />

2018 tarihleri arasında ihracatın<br />

merkezi CNR EXPO<br />

Yeşilköy’de düzenlenecek.<br />

Brezilya, Kolombiya, Cezayir, Birleşik<br />

Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan,<br />

Ürdün, Azerbaycan, Katar, Bahreyn,<br />

Mısır, Filistin, Malezya, Hindistan,<br />

Tacikistan, Kazakistan, Afganistan,<br />

Nijerya, Panama, Dominik Cumhuriyeti,<br />

Etiyopya, Kosta Rika, Kenya, Nepal,<br />

Peru, Lübnan ve Tunus olmak üzere,<br />

45 farklı ülkeden 4 milyar dolar ithalat<br />

yapma potansiyeline sahip, 500 ithalatçı<br />

firma fuara katkı sağladı. Alım Heyetleri<br />

B2B Eşleştirme Programı ile 800’ün<br />

üzerinde iş görüşmesi gerçekleştirildi.<br />

Şeker kralı olarak bilinen Raul Rojas’ın<br />

oğlu Ricardo Renzo Rojas da CNR Food<br />

İstanbul’da ağırlanan önemli isimler<br />

arasındaydı. Güney Amerika kapılarını<br />

Türk gıda sektörüne ilk kez açan, Peru<br />

şeker piyasasının önemli firması olan<br />

Wayki en Golosinas SAC, Türk şeker<br />

üreticileri ile ikili iş görüşmelerinde bir<br />

araya geldi. Hindistan’da, uluslararası<br />

markaların distribütörü olan SHS<br />

firması da fuara katıldı. Türk ürünlerinin<br />

Hindistan distribütörü olmaya aday SHS<br />

firması fuarda özellikle şekerli ürün<br />

mamulleri ile ilgilenerek, yoğun ikili iş<br />

görüşmelerinde yerini aldı. Fuarın onun<br />

adına çok başarılı geçtiğini ifade etti.<br />

Orta Doğu’da 16 bin zincir mağazası<br />

bulunan Suudi Arabistan’daki Carrefour<br />

mağazalarının tedariğini sağlayan<br />

Balsharaf Group ve Unilever, Ferrero,<br />

4 günde 3 yarışma<br />

Dört gün süren fuarda düzenlenen<br />

seminerler, şovlar ve yarışmalar renkli<br />

görüntülere sahne oldu. ETÜDER ve<br />

CNR Holding’in Sözen Organizasyon<br />

ile düzenlediği EDT yarışmalarında<br />

uluslararası şefler her yıl olduğu gibi<br />

Mutfağın Yıldızları’nı seçti. Türkiye’nin<br />

verimli topraklarında yetişen ve tarımda<br />

önemli bir yere sahip olan baharat<br />

temasının hâkim olduğu Local Chef,<br />

Pastry of İstanbul ve Chefs of the<br />

Future yarışmalarında yarışmacılar 3<br />

etapta hazırladıkları sunumları jürilerin<br />

beğenilerine sundu. Türkiye’nin değerli<br />

şeflerini jüri ve moderatör olarak bir<br />

araya getiren Local Chef yarışmasının<br />

birincisi Four Seasons Bosphorus<br />

oldu. Yarışmasının ikincisi ise Fairmont<br />

Quasar olurken üçüncülüğün sahibi<br />

ise Hyatt Regency oldu. Local Chef<br />

yarışmasının ardından gerçekleşen<br />

Pastry of İstanbul’da ise birinciliğin yanı<br />

sıra en iyi pralin, en iyi trüf ödüllerinin<br />

de sahibi olan, Le Meridien Etiler oldu.<br />

Bu yıl ’baharat’ temalı Pastry of İstanbul<br />

yarışmasının ikincisi sunumlarıyla<br />

dikkatleri üzerine çeken Mövenpick<br />

Istanbul oldu! Üçüncülük ödülü The Ritz<br />

Carlton oldu. En iyi pasta ödülü Hilton<br />

Kozyatağı’nın olurken mansiyon ödülünün<br />

sahibiyse Marriot Şişli oldu.<br />

Türkiye’nin üniversiteli şef adaylarının<br />

yarışması Chefs of Future’da ise en<br />

iyi başlangıç ödülünün sahibi olan<br />

Özyeğin Üniversitesi, birinciliğin de<br />

sahibi oldu. İkincilik ve en iyi tatlı<br />

ödülünü Gelişim Üniversitesi’nin aldığı<br />

yarışmada üçüncülük ise Bülent Ecevit<br />

Üniversitesi’nin oldu. Mansiyon ve en iyi<br />

ana yemek ödülünün sahibi olan Akdeniz<br />

Üniversitesi’nin oldu.<br />

Fuar seminer ve etkinliklerle<br />

daha da renklendi<br />

Fuar sırasında gerçekleşen seminerlerde<br />

gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim<br />

sektörleriyle ilgili inovasyon, tasarım,<br />

üretim aşamaları, sağlık konularında<br />

çarpıcı noktalar masaya yatırıldı.<br />

International Cooking Show etkinliği<br />

kapsamında yer alan Bruno Santa Cruz<br />

ile Peru yemekleri, Sebahattin Güney<br />

ile American Rise, Serkan Çetintaş ile<br />

American Cranberry ve Vinod Kumar<br />

Chouhan ile Hint yemekleri tadımları<br />

fuar süresince lezzetli anlar yaşattı.<br />

Florian Belgard “Candy Man” fuar<br />

sırasında yapacağı şovda 140 derecede<br />

kaynatılmış şekere çeşitli renkler katarak<br />

şekil vermek suretiyle farklı figürlerde<br />

lolipoplar yaparak ziyaretçilerin ilgi odağı<br />

oldu.


hotel restaurant<br />

124 & hi-tech<br />

fuar<br />

3 bin lezzet<br />

sever Lezita<br />

ürünleriyle<br />

tadım yaptı<br />

Ev dışı tüketim sektörünün<br />

önemli markalarını aynı çatı<br />

altında buluşturan EDT Fuarı<br />

yeni iş geliştirme fırsatları<br />

sağlarken, 4 gün boyunca<br />

aralıksız bir şekilde tadım<br />

yapan Lezita’nın yeni ürünleri<br />

ziyaretçilerden tam not aldı.<br />

Abalıoğlu Grubu’nun bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Lezita<br />

markası, 20-23 Eylül tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de<br />

yapılan EDT – Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri buluşması’nda yerli ve<br />

yabancı katılımcılarla buluştu. Sektörünün en büyük et entegre tesisine<br />

sahip olan Lezita, taze ve dondurulmuş piliç etinden şarküteri ve<br />

köfte ürünlerine, modern kaplamalı ürünlerden döner gibi geleneksel<br />

tatlara kadar birçok ürününü ziyaretçilerin deneyimine sundu. Şeflerin<br />

hazırladığı özel menülerle aralıksız olarak tadımlar yapan Lezita’nın<br />

standı, fuarın çekim alanı haline geldi. 4 gün boyunca 3 bin lezzet sever<br />

Lezita ürünlerinin tadına bakma fırsatı buldu.<br />

Cumhur Uzunoğlu: “Ev dışı tüketime ciddi yatırım<br />

yapıyoruz”<br />

Üçüncü kez katıldıkları EDT’nin kendileri için oldukça verimli geçtiğini<br />

söyleyen Lezita Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Cumhur<br />

Uzunoğlu fuarı şu sözlerle değerlendirdi: “EDT Fuarı’nda sevilen<br />

ürünlerimizi ve önümüzdeki dönemde sektörde fark yaratacak<br />

yeniliklerimizi katılımcılarla buluşturduk. İş ortaklarımızla yeni fırsatlar<br />

yaratacak kritik görüşmeler yaptık. Hem sektör temsilcileri hem<br />

de lezzet severler fuar boyunca bizi yalnız bırakmadı. Şeflerimizin<br />

hazırladığı özel menüler çok beğenildi; 4 gün boyunca standımızın<br />

önünde uzun kuyruklar oluştu. Lezita olarak ev dışı tüketim kategorisine<br />

ciddi yatırımlar yapıyoruz. Lezita’nın et entegrasyon halkasının bir<br />

zinciri olan ileri işlenmiş ürünler grubunun kaplama hattında yapılan<br />

yatırımlarla <strong>2017</strong>’nin Ağustos ayında kapasitemizi %100’ün üzerinde<br />

artırdık. EDT Fuarı’nda gördüğümüz yoğun ilgi, bu yatırımların ardından<br />

beklediğimiz başarının bir işareti oldu. Bu nedenle çok mutluyuz.”


hotel restaurant<br />

126 & hi-tech<br />

fuar<br />

İtalyan Şef<br />

Danilo Zanna,<br />

“Rama<br />

Krema ile<br />

Kazandıran<br />

Makarna”<br />

etkinliğine<br />

renk kattı<br />

Şeflerin içindeki<br />

yaratıcı ruhu<br />

canlandıran<br />

Rama Krema ile<br />

Kazandıran Makarna<br />

etkinliği, İtalyan Şef<br />

Danilo Zanna’nın<br />

eğlenceli makarna<br />

sunumlarıyla EDT<br />

Expo Ev Dışı Tüketim<br />

Fuarı kapsamında<br />

Fasdat Standı<br />

Rama Mutfağında<br />

gerçekleştirildi.<br />

Rama Krema ile istediği lezzet ve kıvamda kremalı makarna sunumları yapan<br />

Danilo Zanna, fuar davetlilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte hünerlerini<br />

sergiledi. Zanna, makarna hazırlıkları sırasında katılımcılarla sohbet ederken,<br />

fındıklı ve pastırmalı makarnanın tadına tüm katılımcılarla birlikte bakmaktan kendini<br />

alamadı.<br />

Lezzet ve kıvamda Rama Krema’dan daha iyisi yok!<br />

Ipsos Kör Tadım Testinde kremalı makarna, kremalı domates çorbası ve tiramisuda<br />

tat ve kıvam kriterlerine göre Rama Krema’dan daha iyisi olmadığı kanıtlandı. Unilever<br />

Food Solutions, artan gıda fiyatları ve maliyetlere karşı, yenilikçi ürün ve çözümleriyle<br />

şeflerin ve işletmelerin yanında olmaya devam ediyor. Rama Krema ile hazırladığı<br />

çözümlerini restoranlarda en çok tercih edilen yemeklerden biri olan ve menülerde<br />

önemli yer tutan makarna için uyguluyor. Lezzetli makarnaları menülerinde ön plana<br />

çıkaran işletmelerin hem müşteri memnuniyetini hem de işletme karlılığını artıran<br />

çözümlerini ‘Kazandıran Makarna’ konsepti altında sunuyor.<br />

Hem leziz hem de kârlı!<br />

Unilever Food Solutions, ‘Kazandıran Makarna’ ile ev dışı tüketim sektörüne katkı<br />

sağlama misyonunu bir kez daha yerine getiriyor. Lezzetli makarnaları menüsünde ön<br />

plana çıkararak işletme kârlılığını artırmak isteyen farklı restoran tiplerine göre özel<br />

reçeteler sunuyor. Küçük ölçekli işletmeler için ‘Hızlı ve Kolay Reçeteler’, orta ölçekli<br />

işletmeler için ‘Fark Yaratan’ ve premium noktalar içinse ‘İmzalık’ lezzet reçeteleri<br />

hazırlıyor. İster sıcak ister soğuk olsun tüm uygulamalara yakışan Rama Krema, Knorr<br />

Sebzeli Çeşni ile makarna yemeklerinizde pratik bir şekilde lezzet veriyor. Lezzetli<br />

makarnalar ise müşterileri memnun ederken, işletmelere de karlılık sağlıyor.<br />

Her zaman şeflerin yanında…<br />

Türkiye’de Knorr, Lipton, Carte d’Or, Calve, Hellmann’s, Rama, Sana ve Becel’i<br />

bünyesinde bulunduran Unilever Food Solutions’a ait ürünler, her iki işletmeden<br />

biri tarafından tercih ediliyor. Sunduğu profesyonel malzemelerle yoğun rekabet<br />

ortamında müşterilerini ve onların misafirlerini anlayarak, ev dışı gıda sektörünün<br />

referans merkezi konumunda olan Unilever Food Solutions, ‘her gün ilham kaynağınız’<br />

sloganıyla mutfak ve beslenme konularında iş ortaklarına ilham kaynağı olmaya devam<br />

ediyor.


hotel restaurant<br />

128 & hi-tech<br />

ürünler<br />

Hem zarif hem multifonksiyonel<br />

Thea Optima<br />

Elektrik anahtar ve priz sektörünün lider ismi Panasonic Eco<br />

Solutions Türkiye, Thea markasının üstün teknolojisi ile iş ve yaşam<br />

alanlarına son derece pratik ve fonksiyonel bir çözüm sunuyor. Thea<br />

Optima serisi, ince hatları ve yalın tasarımı ile hem dekorasyona<br />

zarafet katıyor hem de duvarlarda fazla yer kaplamıyor. İtalyan tipi<br />

modüler tasarımıyla dikkat çeken Thea Optima modüler seriler,<br />

genel olarak daha küçük modül ebatlarına sahip olduklarından<br />

duvar üzerinde çok daha kısıtlı bir hacimde, daha fazla fonksiyon<br />

ortaya koyuyor. Modüler ürünler için temel ürünleri ve geniş renk<br />

seçenekleri ile tüm dekorasyonlara uyabilecek çeşitliliği de sunan<br />

ürün, istenildiğinde sadece çerçevelerin değişimi ile elektrik montajı<br />

etkilenmeden dekorasyona farklı bir hava da katılabiliyor.<br />

Legrand LED’li emniyet aydınlatma<br />

armatürleri ile güvenlik emin ellerde<br />

Legrand, sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamanın ötesinde LED’li emniyet<br />

aydınlatma armatürlerini çevresel etkileri de düşünerek tasarlıyor. Tamamen geri<br />

dönüştürülebilen Legrand Aydınlatma Armatürleri, her türlü yapıda rahatlıkla<br />

kullanılıyor. İnce tasarımıyla da büyük beğeni toplayan armatürler; hastanelerden<br />

okullara, havalimanlarından AVM’lere kadar tüm mekanlarda bireyleri risksiz<br />

bölgelere yönlendiriyor. Legrand, LED’li emniyet aydınlatma armatürlerini uzun<br />

ömürlü LED’lerle donatarak kullanıcısına düşük enerji tüketimi sağlamanın<br />

ötesinde bakım masraflarını da en aza indirgemeyi amaçlıyor.<br />

Oteller için kolay yönetilen WiFi çözümü<br />

Kablosuz ağ pazarının dünya lideri olan TP-Link, çok sayıda farklı kişinin kablosuz ağa bağlandığı<br />

kamuya açık yerler, işletmeler için geliştirdiği, kolay yönetilen EAP serisi erişim noktalarına yeni<br />

bir model daha ekledi. EAP245 model erişim noktası (access point-AP), diğer EAP serisi ürünler<br />

gibi ücretsiz denetleyici yazılımı sayesinde çok kolay yönetilebilen, hızlı, güvenli bir WiFi çözümü.<br />

Oteller ve kafeler gibi geniş alana yayılmış işletmelerde güvenli ve düzenli bir WiFi bağlantısı<br />

sağlamak için kullanılan ürün, tavan ya da duvara monte ediliyor ve beyaz, şık kasası sayesinde<br />

her dekorasyona uyuyor. Bu tür işletmeler için birden fazla erişim noktasının denetimi ve<br />

yönetimi önemli bir konu. EAP245 (diğer EAP serisi modeller gibi), ücretsiz verilen EAP<br />

Denetleyici Yazılımı sayesinde, tek bir bilgisayardan tüm erişim noktalarının (yüzlerce AP<br />

olabiliyor) yönetilmesi avantajına sahip.<br />

KLEEMANNPARK ile otoparklar<br />

kat kat rahat, konforlu<br />

Ürün yelpazesini her geçen gün artırarak, yüksek standartlar<br />

için yepyeni çözümler üreten KLEEMANN, yeni park sistemi<br />

KLEEMANNPARK ile otopark alanlarının kapasitesini maksimum<br />

düzeye ulaştıran bir devrim yapıyor. Yeterli park alanı bulunmayan<br />

yerlerde, hidrolik park asansör sistemlerinin kurulumuyla 1 ya<br />

da 2 araçlık park alanlarına 2 ya da 4 araç park edebilme olanağı<br />

sağlayan bu sistem, park alanlarının kapasitesini iki katına çıkarıyor.<br />

Firma, park edilecek bölgeye rampa inşa edilememesi durumunda<br />

da 2 ve daha fazla katlar arasında dikey araç taşınması için özel oto<br />

sistemleri ile çözüm getiriyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!