HOTEL RESTAURANT MAGAZINE EKİM 2017 SAYISI
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Editör<br />
HostMilano Fuarı’ndayız!<br />
Kurulalı henüz bir yıl oldu ama gastronomi turizmi<br />
kulvarında sektörün ilgisini çekebilecek söylem ve<br />
uygulamalarıyla adından sıkça söz ettirmeyi başardı. Belki<br />
de gastronomi turizmi kavramı Kurucu Başkanı Gürkan<br />
Boztepe’nin de söylediği gibi GTD’den önce hiç bu kadar<br />
popüler olmamıştı, öyle bir kavram dahi yoktu… Ya da<br />
öyleydi de vurgusu hiç bu kadar güçlü ve inançlı olmamıştı!<br />
Sektörün en başından beri dikkat çeken oluşumlarından<br />
GTD’nin yeni dönem projeleri ve 2018 hedefleri Başkan<br />
Boztepe’nin samimi ve iddialı söylemleriyle bu sayımızda…<br />
Üç yaşında başlayan mutfak yolculuğunda aşçılığı yemek<br />
yapmanın ötesinde kitaplarla keşfetmenin, paylaşımlarla<br />
çoğaltmanın, eğitmekle öğrenmenin, bilmekle sıfırdan<br />
başlamanın erdemine çok genç yaşlarda erişen genç ve<br />
deneyimli yemek uzmanı Ömür Akkor, Zennup 1844’te<br />
gerçekleştirdiğimiz özel yemek çekimi ve ilgi çekecek<br />
röportajı ile bu ayın şefin gözünden konuğu…<br />
Büyük yedi odalı üç salonlu eski bir Bursa evinde annenin<br />
maharetle kurduğu Türk ve Saray mutfağının en seçkin<br />
tatlarıyla geçer çocukluk ve ilk gençlik yılları. Akranları<br />
kek, poğaça yapmanın derdindeyken o başucu edindiği<br />
yemek kitaplarıyla ilk turşusunu kurar… Yine o kitaplarla<br />
Saray mutfağını işin ustalarından büyük bir iştahla<br />
hatmeder… Bir hobi olarak girdiği mutfak, yıllar geçtikçe<br />
kendi gibi yemeğin ruhundan, enerjisinden, ritminden<br />
anlayan gustosu geniş insanlara kapılarını açar, coşar sel<br />
olur. Tıpkı Türk ve Saray mutfağının Bodrum’daki usta<br />
temsilcisi Marmarina Saraylı Mutfak Koordinatörü Gülşen<br />
Coşanöz’ün hikayesi gibi. Coşanöz’ü işte kadın bölümüzde<br />
ağırladık…<br />
Türkiye turizminden en güncel gelişmeler, gündeme ilişkin<br />
makaleler, sektörel araştırmalar, özel çekimler ve röportaj<br />
konuları ile bu ay da dopdoluyuz! Üstelik otel, restoran,<br />
kafe, yiyecek/içecek hizmetleri, perakende, kitle piyasa<br />
ve otel endüstrilerine yönelik olarak bu yıl 20 -24 Ekim<br />
tarihleri arasında 40. sını Fieramilano’da gerçekleştirecek<br />
olan HostMilano Fuarı sebebi ile Türkçe-İngilizce olarak!<br />
Keyifli okumalar dilerim.<br />
We are in HostMilano Fair!<br />
Gastronomy has succeeded in making itself mentioned most<br />
often in tourism lane thanks to its discourse and applications<br />
which can attract the attention of the sector although it has been<br />
only one year since it was established. As Founding Chairman<br />
Gürkan Boztepe says, the concept of gastronomy tourism hasn’t<br />
been probably so popular before GTD; there hasn’t been such a<br />
concept, either… Or, it had been so but the emphasis hasn’t been<br />
so keen and strong! Among the formations which have attracted<br />
the attentions in the sector since the beginning, new-season<br />
projects and 2018 targets of GTD are available in this issue along<br />
with sincere and assertive expressions of Chairman Boztepe…<br />
Having reached to merit of discovering cookery through books<br />
beyond cooking through the path to cuisine starting at the age<br />
of three, scaling off through sharing, learning through teaching<br />
and starting over from scratch while knowing, Ömür Akkor,<br />
the gastronome, is the guest of ‘in chief’s eyes’ in this month<br />
with special cooking shot and interesting interview performed in<br />
Zennup 1884…<br />
He spent his childhood and early youth years with the most<br />
outstanding tastes of Turkish and Court cuisine created by his<br />
mother talentedly in an old and huge Bursa house with seven<br />
bedrooms and three living rooms. While his peers were troubled<br />
with making cake and pastry, he pickled for the first time with<br />
the help of cookery books used as reference books… Again<br />
with those books, he read court kitchen from the masters from<br />
cover to cover with a great appetite… The kitchen he took up<br />
as a hobby opens, over the years, its doors to people with wide<br />
gusto understanding the spirit, energy and rhythm of a meal<br />
like, lets itself go and floods. It is exactly like the story of Gülşen<br />
Coşanöz, the Coordinator of Marmarina Saraylı Mutfak, master<br />
representative of Turkish and Court cuisine in Bodrum. We have<br />
welcomed Coşanöz in our part ‘Here is the Woman’…<br />
We are pulsing with the most actual developments in Turkish<br />
tourism, articles about the agenda, sectorial researches, special<br />
shots and interview topics in this month, too! Top all, we are<br />
both in Turkish and English because of HostMilano Fair to be<br />
performed for 40th time in Fieramilano between September 20<br />
and 24 this year on hotels, restaurants, cafes, food / beverage<br />
services, retail, mass market and hotel industries!<br />
I wish you moments of pleasure through reading.<br />
Hatice Ünal Bilen<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK<br />
İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR<br />
SORUMLU MÜDÜR<br />
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />
YAYIN DANIŞMANLARI<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
YUSUF OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
HATİCE ÜNAL BİLEN<br />
hatice.unal@img.com.tr<br />
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />
Prof. Dr. İSMAİL KAYA<br />
Doç. Dr. Murat Doğdubay<br />
GÜRKAN BOZTEPE<br />
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />
TURGUT AY<br />
Türkiye Aşçılar ve Şefler<br />
Federasyonu Başkan Yrd.<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
CONSEPT TASARIM<br />
BİLGİ İŞLEM<br />
SOSYAL MEDYA<br />
FOTOĞRAF EDİTÖRÜ<br />
KAPAK FOTOĞRAFI<br />
KAPAK MEKANI<br />
EMİR ÖMER ÖCAL<br />
emir.ocal@img.com.tr<br />
FATMA DEMİRBAĞ<br />
fatma.demirbag@img.com.tr<br />
Emre YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Songül ÇEK<br />
songul.cek@img.com.tr<br />
Hakkı GÜNERKAN<br />
hakki.gunerkan@img.com.tr<br />
Ümit Başer ALKAÇ<br />
Zennup 1844<br />
website<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com<br />
e-mail<br />
info@img.com.tr<br />
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />
MUHASEBE ve<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
ABONE ve DAĞITIM<br />
CTP - BASKI<br />
İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />
ADRES<br />
EBRU PEKEL<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
mustafa.aktas@img.com.tr<br />
NURTEN DEMİR<br />
nurten.demir@img.com.tr<br />
Vizyon Basımevi<br />
Deposite İş Merkezi A6 Blok<br />
Kat:3 No:309 Başakşehir<br />
Tel: 0212 671 61 51<br />
info@vizyonbasimevi.com.tr<br />
BURSA +90.224 211 44 50-51<br />
KONYA +90.332 238 10 71<br />
Evren Mah. Bahar Cad.<br />
Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4<br />
Güneşli-Bağcılar/İstanbul<br />
Tel: +90 212 604 51 00<br />
Faks: +90 212 604 51 35<br />
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın<br />
hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler<br />
30<br />
antre<br />
10 Sektörden kısa haberler<br />
gündem<br />
16 Zincir yerlilerin elinde<br />
18 Tunç Batum: Turist sayısı artarken<br />
kişi başı harcama düşüyor<br />
22 Doluluklar iki yıl öncesini yakaladı<br />
23 Çinli seyahat severler eski<br />
alışkanlıklarını değiştiriyor<br />
24 B2B Workshop İstanbul ve eğitim<br />
turları tamamlandı<br />
26 İstanbul aşkı yeniden alevlendi<br />
28 Timur Bayındır umut verdi!<br />
29 Artaş Grubu Otelleri, rotayı<br />
Asya’daki müslümanlara çevirdi<br />
yeni yatırımlar<br />
30 Adalet Turan Tekstil’den<br />
turizme 4’ü 1 arada yatırım<br />
36 44<br />
34 Sofa Hotel ve Marriott International<br />
güçlerini birleştirdi<br />
36 The Ritz-Carlton, Istanbul<br />
yenileniyor<br />
38 Hilton, Afrika Büyüme Girişimi’ni<br />
başlatıyor<br />
40 Muş Havalimanı’nın temel atma<br />
töreni gerçekleşti<br />
yatırım röportaj<br />
42 Deniz Dikkaya: Anadolu Yakası’nın<br />
liderliğini yeniden ele geçirdik<br />
iş’te kadın<br />
44 Saray mutfağının altın eli;<br />
Gülşen Coşanöz<br />
marka<br />
48 Şemsiye Evi, iç pazar gücünü<br />
uluslararası fuarlarla artırıyor<br />
52 RATIONAL mutfağınızı internet<br />
ağına bağlıyor<br />
56 SUNNY ileri teknoloji ve yüksek üretimde<br />
sınır tanımıyor<br />
60 Yunus Emre Dişkaya: Önceliğimiz ürün<br />
çıkarmak değil, tasarım ve fonksiyonelliği<br />
üst seviyeye taşımak<br />
62 Felda Iffco Horeca kanalında da iddialı<br />
adımlarla yürüyor<br />
64 İş kıyafetlerinde öncelik iş sağlığı ve<br />
güvenliği<br />
marka güncel<br />
66 Sektör firmalarından kısa haberler<br />
şef’in gözünden<br />
68 Özüyle yemek uzmanı: Ömür Akkor<br />
gastro güncel<br />
72 Gürkan Boztepe: GTD’den önce<br />
gastronomi turizmi diye<br />
bir kavram yoktu!<br />
76 Brandzone Türk tüketicisinin kahve<br />
alışkanlıklarını masaya yatırdı<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
gastro etkinlik<br />
80 Gastromasa için geri sayım başladı<br />
82 İstanbul Coffee Festival’de 40 bin<br />
kahvesever buluştu<br />
86 Nermin Yurtoğlu: Kahveyi bilmem<br />
ama bu festivalin hatırı<br />
40 yıl sayılabilir<br />
88 Ankara kahveye doydu<br />
90 Hellmann’s Burger Fest 3. kez<br />
gerçekleşti<br />
92 NESCAFÉ’den Dünya Kahve<br />
Günü’nde kışa özel reçeteler<br />
94 Polonez’den Gastro Entertainment’a<br />
özel lezzet şovu<br />
gastro aktüel<br />
96 Gastronomi sektöründen kısa<br />
haberler<br />
hijyen<br />
68 106<br />
yeni mekan<br />
104 İtalyan mutfağı tutkunlarının<br />
Ankara’daki yeni adresi: Rossetti<br />
hotel-tech<br />
106 Verifone hayatı kolaylaştıran yeni<br />
nesil çözümler sunuyor<br />
108 McDonald’s’ın tercihi Profilo S900<br />
ECR Yazar Kasa POS<br />
110 Dijital pazarlama yapmak için<br />
6 neden<br />
fuar<br />
112 Cersaie Fuarı’nın sonbahar<br />
trendleri Ege Seramik’te<br />
114 HotelEquipment ve FoodProduct<br />
dev etkinlikler için Ocak ayını<br />
bekliyor<br />
116 Avrupa’nın tadına bak<br />
kampanyasına Food İstanbul’da<br />
yoğun ilgi<br />
120 Travel Turkey İzmir turizme umut olacak<br />
122 3 sektörü buluşturan fuara<br />
25 bin ziyaretçi<br />
124 3 bin lezzet sever Lezita ürünleriyle<br />
tadım yaptı<br />
126 Danilo Zanna “Rama Krema ile<br />
Kazandıran Makarna” etkinliğine<br />
renk kattı<br />
ürünler<br />
128 Yeni ürünler<br />
82<br />
102 Diversey’den Çekmeköy’de Güvenli<br />
Gıda için anlamlı destek<br />
118 Sirha dünyanın en prestijli<br />
yarışmalarına ev sahipliği yapıyor<br />
104<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
10<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Setur Marinaları acil müdahale<br />
botlarını hizmete aldı<br />
Setur Marinaları, tesis içi ve yakınındaki teknelerin acil durum ihtiyaçlarına<br />
cevap vermek üzere Türkiye’de ilk kez çok maksatlı acil müdahale botlarını<br />
hizmete aldı. Başlangıçta Setur Marinaları’nın Antalya ve Marmaris Netsel<br />
marinalarında hizmete giren botlar, yangından hasta tahliyesine, tekne<br />
yedeklemeden yüksek debili su tahliyesine kadar pek çok hizmeti bir arada<br />
verebiliyor.<br />
The Marmara Bodrum<br />
sonbaharı “Sarı Yaz”<br />
fırsatlarıyla karşılıyor<br />
The Marmara Bodrum “Sarı Yaz” fırsatı ile sonbaharda<br />
kalabalıktan uzak tatil yapmak isteyenlere keyifli bir seçenek<br />
sunuyor. Üstelik misafirlerine bu dönemde %10 indirim imkanı<br />
veren otel, odalarda upgrade uyguluyor. Sonbaharın yumuşak<br />
esintileri eşliğinde dilerseniz The Marmara Bodrum’un doğayla<br />
manzaranın birleştiği terasında havuz kenarında güneşin tadını<br />
çıkarabilir; ya da shuttle imkanı ile plaja ücretsiz inebilirsiniz.<br />
Kerem Demircan, TÜROB<br />
Yönetim Kurulu’nda<br />
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Yönetim Kurulu’na yeni bir isim atandı. The-Ritz<br />
Carlton Almatı Genel Müdürlüğü görevine atanan Can Göktaş’ın TÜROB Yönetim<br />
Kurulu Üyeliği’nin sona ermesiyle İstanbul Midtown Hotel Genel Müdürü Kerem<br />
Demircan, yeni Yönetim Kurulu Üyesi oldu. 2007 yılında bu yana İstanbul Midtown<br />
Hotel Genel Müdürlüğünü sürdüren Demircan, kariyeri boyunca, Divan İstanbul,<br />
Hyatt Regency, Sheraton Hotels ve The Sofa Hotel’de yöneticilik pozisyonlarında<br />
görev aldı. İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği mezunu olan Demircan, gelir<br />
yönetimi, işletme yönetimi, satış&pazarlama, misafir memnuniyeti ve ağırlama,<br />
yiyecek-içecek alanlarında uzmanlaştı.<br />
TAV Havalimanları’nda yüzde 3,76 hisse satışı<br />
TAV Havalimanları’nın kurucu ortaklarından Tepe İnşaat ve Sera Yapı hisselerinin bir kısmını yabancı kurumsal yatırımcılara sattı. Tepe<br />
ve Sera yönetim kurulunda yer almaya devam ederken, Sani Şener 2020’ye kadar İcra Kurulu Başkanlığı görevini sürdürecek.
12<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Hilton Kozyatağı’na 3 yıl üst üste<br />
‘Türkiye’nin En İyi Şehir Oteli’ ödülü<br />
Dünyanın en prestijli turizm ödülleri olarak nitelenen World Travel<br />
Awards, Rusya’nın St. Petersburg kentinde düzenlenen ödül<br />
töreninde sahiplerini buldu. Bu yıl 24.’sü düzenlenen Dünya Turizm<br />
Ödülleri <strong>2017</strong>’de Hilton İstanbul Kozyatağı, Türkiye’nin En İyi Şehir<br />
Oteli seçildi. Eylül 2014’te, Hilton Hotels& Resort markasının İstanbul<br />
Anadolu Yakası’ndaki ilk oteli olarak kapılarını açan otel, 2015 ve 2016<br />
yılında da Türkiye’nin En İyi Şehir Oteli’ ödülünün sahibi olmuştu.<br />
“Masallar Diyarı Kapadokya”<br />
Tırı Samsunluları büyüledi<br />
Dünyanın en eşsiz rotalarından biri olarak kabul edilen Kapadokya ve Nevşehir<br />
bölgesinin tanıtımı için Nevşehir Valiliği’nin talimatı ve Ahiler Kalkınma<br />
Ajansının destekleri ile oluşturulan Masallar Diyarı Kapadokya projesi il il<br />
dolaşmaya devam ediyor. Proje kapsamında son teknoloji ile donatılan Mobil<br />
Kapadokya TIR’ı Samsun Cumhuriyet Meydanında eşsiz bir Kapadokya deneyimi<br />
sundu. Masallar Diyarı Kapadokya projesi ile Nevşehir’in tarihi ve doğal<br />
güzellikleri Türkiye’nin dört bir yanında son teknoloji ile tanıtmayı hedefliyor.<br />
Tanıtım TIR’ı Nevşehir’den hareket ederek sırasıyla Adana, Mersin, Antalya,<br />
Bodrum, İzmir, Bursa, İstanbul ve Ankara’da meydanlarda vatandaşlara ulaştı.<br />
Metin’s Gümüşlük sezon galasını ünlü sanatçı<br />
Recep Aktuğ ile yaptı<br />
Bodrum yarımadasının en güzel yeri Gümüşlük’te 700 kişilik misafir ağırlama alanı ile hizmet veren Metin’s Gümüşlük sezon<br />
galasına 23 Eylül Cumartesi akşamı, sanat camiasının önemli isimlerinden biri olan Recep Aktuğ ile imza attı. Taş yapısı ve ahşap<br />
dokusuyla hazırlanmış, gösterişli yapısına rağmen, titizlikle hazırlanmış, Bodrum’un taşlarıyla inşa edilmiş son derece sıcak ve şirin<br />
bir ortam ile kalplere dokunan Metin’s Gümüşlük, önümüzdeki sezon konaklama tesisiyle de hizmet vermeye başlayacak.<br />
Şah inn Paradise<br />
Tatil Köyü’ne<br />
10. sezonunda iki belge<br />
Alternatif turizmin öncüsü Kamer Holding, hizmet sektöründeki<br />
yolculuğunun 17. yılında yine bir ilki gerçekleştirerek bünyesinde<br />
bulunan Şah inn Paradise Tatil Köyü’ne Türk Standartları Enstitüsü<br />
& Avrupa Kalite Teşkilatından TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim<br />
Sistemi Belgesi ve TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi<br />
Belgesi almaya hak kazandı. 167 bin metrekare alan üzerine<br />
konumlanmış kendine özel 400 metre uzunluğunda Mavi Bayrak<br />
ödüllü plajı bulunan tatil köyü, aynı zamanda Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı’ndan çevre duyarlılığı ile 2014 yılından bu yana Yeşil Yıldız<br />
ödülüne sahip.
14<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Erciyes Çin’de görücüye çıktı<br />
Global çapta tanıtım ve pazarlama çalışmalarına ağırlık veren Erciyes Evrensel Kış<br />
Sporları ve Turizm Merkezi, Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen ve kış sporlarının<br />
en büyük buluşması olan ‘Dünya Kış Sporları Expo Pekin <strong>2017</strong>’ (World Winter Sport<br />
Expo <strong>2017</strong>) Fuar’ında tanıtıldı. Çin turizm ve kış sporları camiasında yoğun bir ilgiyle<br />
karşılandıklarını belirten Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid<br />
Cıngı, “Organizasyon ilk gününden itibaren çok yoğun bir tempoda geçti. Konferanslar,<br />
workshoplar, yuvarlak masa toplantıları düzenlendi. Kış sporlarının global gelişiminin de<br />
ele alındığı bu çalışmalarda çok faydalı bilgiler edindik ve camiadan çok önemli insanlarla<br />
tanıştık. Dünyanın dört bir yanından gelen profesyoneller ve ziyaretçilere Erciyes<br />
Kayak ve Kış Sporları merkezinin sportif ve turistik imkanları hakkında bilgilendirme<br />
faaliyetlerinde bulunduk. Erciyesimiz açımızdan çok verimli bir fuar oldu. Bu ve benzeri<br />
tanıtım çalışmaları ile Erciyes’in uluslararası alanda bilinirliğini artırıp, kış sporlarında<br />
bir marka haline getirme hedefiyle çalışmalarımızı durmaksızın sürdürüyoruz” dedi.<br />
Mövenpick Hotel Istanbul’a<br />
“Avrupa’nın En İyi İş Oteli” ödülü<br />
Mövenpick Hotel Istanbul, World Travel Awards <strong>2017</strong> “Avrupa’nın En İyi İş Oteli” ve<br />
“Türkiye’nin En İyi Konferans Oteli” ödüllerinin sahibi oldu. Bozkurt Atabek elde ettikleri<br />
bu başarıyla ilgili olarak “Mövenpick Hotel Istanbul kapılarını açtığı 2003 yılından bu<br />
yana, misafirlerinin beklentilerinin de ötesine geçen kişiye özel hizmet anlayışı ve özgün<br />
servisleriyle konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Her zaman mükemmelin peşinde koşan<br />
deneyimli ekibimizle birlikte, bizi konaklama, toplantı ve gastronomi alanında farklı kılan<br />
değerlerimizi ve misafir memnuniyetine yürekten bağlılığımızı hem iş hem de tatil amaçlı<br />
seyahat eden konuklarımıza yansıtmaya devam edeceğiz. Bu önemli başarıyı mümkün<br />
kılan ekibimize çok teşekkür ediyorum” dedi.<br />
Skal International<br />
İstanbul Kulübü yaza veda etti<br />
Skal International İstanbul Kulübü tarafından düzenlenen Dünya<br />
Turizm Günü ve Yaza Veda Partisi 27 Eylül 2016, Çarşamba<br />
akşamı Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’da üyelerin ve<br />
eşlerinin katılımıyla gerçekleşti. Bu anlamlı günde konuşma<br />
yapan Bahar Birinci, “<strong>2017</strong>-2018 sezonunun ilk buluşmasında<br />
tekrar bir arada olmaktan mutlu olduğumu ifade etmek isterim.<br />
Skal International İstanbul Kulübü olarak Türkiye’ye ve turizme<br />
katkıda bulunmaya, ülkemizin bu konuda gelişmesi için elbirliği<br />
ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu vesileyle hepinizin<br />
turizm gününü kutlarım. Ayrıca bu güzel günde, bu güzel<br />
mekanda, yaklaşan kış mevsimine merhaba demeden geride<br />
bıraktığımız yaza da hep beraber veda edelim” dedi.<br />
Haydi kayağa<br />
Kristalize kar dokusuna sahip Palandöken’in en güzel konumunda ve İstanbul’dan<br />
sadece 2 saat uzaklıkta bulunan Polat Erzurum Resort Hotel yeni sezon için hazır.<br />
Modern ve güvenli 4 kişilik liftleri, otelin hemen önünde yer alan telesiyej sistemi,<br />
herkesin ısıtmalı özel dolabı olduğu 500 metrekarelik modern kayak odası ve karda<br />
çocuk oyun alanı ile kayak tutkunlarının vazgeçilmez adresi. Suni Karlama Sistemi<br />
sayesinde kış sezonu boyunca kesintisiz kayak keyfi sunan Polat Erzurum Resort<br />
Hotel’de pistlerin ışıklandırılmış olması sebebi ile gece kayağı yapılabiliyor. Kolay,<br />
orta, zor kategorilerinde toplam 23 adet pist olan Palandöken’de 4 adette doğal<br />
pist bulunuyor. Otele ait olan telesiyej sistemi ile dağ üzerinde bulunan kayak<br />
noktalarına kolay ve hızlı ulaşım sağlanıyor.
hotel restaurant<br />
16 & hi-tech<br />
gündem<br />
Zincir yerlilerin elinde<br />
TÜROB’un zincir oteller araştırmasına göre, Türkiye’de 44’ü yerli, 16’sı yabancı<br />
olmak üzere 60 otel zinciri faaliyet gösteriyor. Zincir otellere bağlı olan 517 otel<br />
bulunuyor. Yerli zincirler yurt dışında da 30 otele sahip.<br />
Son iki yıldır turizm sektöründeki<br />
sıkıntılara rağmen Türkiye<br />
otelcilikteki cazibesini korumaya<br />
devam ediyor. Hemen hemen dünyanın<br />
tüm büyük otel markaları Türkiye’de<br />
faaliyet gösterirken, yerli zincirler de<br />
piyasadaki iddiasını sürdürüyor. Türkiye<br />
Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye’de<br />
faaliyet gösteren zincir otellerin haritasını<br />
çıkardı. TÜROB zincir oteller araştırmasına<br />
göre, Türkiye’de 44’ü yerli, 16’sı yabancı<br />
olmak üzere 60 otel zinciri faaliyet<br />
gösteriyor. Zincir otellere bağlı olan 517<br />
otelde oda sayısı ise 116 bin 310 adet<br />
düzeyinde bulunuyor. 517 otelin 205’si<br />
yabancı zincirlere ait. Yabancı zincirlerin<br />
oda sayısı ise 36 bin 968. Yani otelcilik<br />
piyasasında ağırlık 312 tesis ve 79 bin 342<br />
odayla yerli zincirlerin elinde bulunuyor.<br />
Hilton en büyük zincir<br />
Araştırmaya göre, hem oda hem otel<br />
sayısı açısından Hilton Worldwide zinciri,<br />
Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük<br />
zincir olarak öne çıkıyor. Bünyesinde Curio,<br />
Conrad, Waldorf, Hilton, Double Tree by<br />
Hilton, Hilton Garden Inn ve Hampton<br />
by Hilton markalarını bulunduran Hilton<br />
Worldwide’ın Türkiye’de toplam 10 bin 848<br />
odalı 54 oteli bulunuyor. Raffles, Fairmont,<br />
Sofitel, Pullman, Swissotel, Mercure,<br />
Novotel ve Ibis otellerinin sahibi Accor<br />
Grubu, tesis sayısı bazında ikinci sırada yer<br />
alıyor. Accor Grubu’nun 36 otelde toplam<br />
1.589 odası bulunuyor.<br />
Rixos toplamda üçüncü, yerlide ilk sırada<br />
Toplam sıralamada üçüncü olan Rixos,<br />
aynı zamanda Türkiye’nin en büyük yerli<br />
zinciri unvanını taşıyor. Rixos Grubu’nun<br />
15’i yurt dışında olmak üzere 26 otelinde<br />
8 bin 721 oda bulunuyor. Tesis sayısında<br />
toplam sıralamada üçüncü olan Rixos,<br />
oda sayısında ise Hilton’dan sonra ikinci<br />
sırada yer alıyor. En büyük zincir oteller<br />
sıralamasında daha sonra sırayla 23<br />
otel ile Wyndham, Wyndham Grand,<br />
TRYP by Wyndham, Ramada, Hawthorn<br />
markalarının sahibi Wyndham; 20 otel ile<br />
Sheraton, Westin, St. Regis, W Hotels, Le<br />
Meridien, Four Points, Aloft markalarının<br />
sahibi Starwood Hotel; 19 otel ile Anemon<br />
Hotels; 18 otel ile Divan Hotels; 17 otel ile<br />
Dedeman International geliyor. Listenin<br />
10’unca sırasında 4 zincir birden var. 13’er<br />
otel ile Crystal Hotels; Intercontinental,<br />
Crowne Plaza ve Holiday Inn markalarının<br />
sahibi Intercontinental Group; Radisson<br />
Blu ve Park Inn markalarının sahibi<br />
Rezidor ve Kaya Hotels 10’uncu sırayı<br />
paylaşıyor.<br />
Yerlilerin 30 oteli yurt dışında<br />
Yerli zincirlere ait 312 otelin 30’u, 79<br />
bin 342 odanın da 6 bin 394’ü yurt<br />
dışında yer alıyor. Yerli zincirlerden<br />
Rixos’un yurt dışında 8 ülkede 15 oteli,<br />
D Hotels&Resort’un 3 ülkede 4 oteli,<br />
Divan Hotels’in 3 ülkede 3 oteli, Dedeman<br />
International’in 2 ülkede 2 oteli faaliyet<br />
gösteriyor. Ayrıca Kaya Hotels, Titanic<br />
Hotels, The Marmara Hotels ve Prens<br />
Grup’un (Euphoria Hotels) yurtdışında 1’er<br />
oteli bulunuyor.
18<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Tunç Batum: “Turist sayısı<br />
artarken kişi başı harcama<br />
düşüyor”<br />
Yaşanan olumsuz gelişmeler neticesinde turist<br />
sayısında yaşanan ciddi düşüş önemli ölçüde<br />
giderilirken turist sayısındaki artış turizm gelirine<br />
yansımadı. <strong>2017</strong> turist rakamlarında 2015 yılı<br />
yakalanmasına rağmen kişi başı turist harcaması<br />
sürekli düşmesi nedeniyle gelirler 2015 gelirinin<br />
çok gerisinde kaldı.<br />
Türkiye’nin maruz kaldığı dış politika<br />
şoklarının ardından yaşanan turist<br />
kaybı yerini telafiye bırakırken<br />
gelir kaybındaki düşüş tam anlamıyla<br />
giderilemedi. Uzmanlara göre <strong>2017</strong><br />
yılında Türkiye’ye gelen turist sayısında<br />
büyük bir artış ile 2015 rakamları<br />
yakalanmasına rağmen oda başı fiyat<br />
düşüklükleri kurdaki değişiklik nedeniyle<br />
gelir kaybı yaşandı. Doluluk oranlarında<br />
artış devam etmesine rağmen turist başı<br />
harcama ve oda başı ortalama gelir de<br />
gelir kaybı telafi edilemedi.<br />
Konuyla ilgili açıklama yapan Hilton<br />
Dalaman Sarıgerme Resort & Spa<br />
Genel Müdürü Tunç Batum, “<strong>2017</strong><br />
başında yaptığımız tahminlerde “Bu yıl<br />
doluluklarda yüzde 20 cirolarda yüzde<br />
15 artış sağlarız” beklentisi vardı. Bu<br />
beklentimiz <strong>2017</strong> için gerçekleşecek<br />
gibi gözüküyor. Cirodaki bu artış<br />
yüzdesi, enflasyon etkisine rağmen<br />
gelirleri döviz cinsinden olan otellerde<br />
kur etkisi sebebiyle doğrudan karlılığa<br />
yansıyacaktır. Doluluklar 2015 yılı<br />
rakamlarını Akdeniz ve Marmara<br />
bölgelerinde yakaladı, Ege bölgesi<br />
dolulukları nispeten daha geriden takip<br />
etti. <strong>2017</strong> yılında ülkemizi ziyaret eden<br />
yabancı ziyaretçi sayıları geçtiğimiz<br />
yıla oranla yüzde 23 artı ile kapatır diye<br />
tahmin ediyoruz. <strong>2017</strong> yılında Avrupa<br />
pazarında yaşanan ciddi kayıp oranlarına<br />
karşı en büyük cankurtaran Rusya pazarı<br />
ve Ortadoğu pazarı oldu. İç pazarın<br />
sürekli gelişme trendi de otellerin nefes<br />
almasında önemli bir etkiydi” şeklinde<br />
açıklama yaptı.<br />
Batum açıklamasına şu şekilde<br />
devam etti: “Tur operatörleri <strong>2017</strong>’de<br />
dolulukların artmasına çok yardımcı<br />
oldular ancak oteller oda başı satış<br />
fiyatlarını ekonomik ve jeopolitik kriz<br />
nedeniyle artırmayı başaramadılar. Bu<br />
da, son yıllarda düşmeye devam eden kişi<br />
başı harcama oranlarının doluluk artışına<br />
rağmen aşağı yönlü seyrine devam<br />
etmesine neden oldu. Maalesef bu tablo<br />
2018’de de bu şekilde devam edecek gibi<br />
gözüküyor. Kişi başı gelirlerde, oda başı<br />
ortalama gelirde 2014-2015 rakamlarını<br />
ancak 2019-20 sezonunda yakalarız diye<br />
düşünüyorum.”<br />
Bu anlaşma Muğla’yı turizmde uçuracak!<br />
Turizm sektörü geçtiğimiz yıllarda yaşadığı kayıpları telafi yönünde adımlar<br />
atarken, sektör temsilcileri Hintli turistleri Türkiye’ye çekmek için kolları sıvadı.<br />
Son aylarda yaşanan gelişmeler sonucu Avrupalı ve Rus turist sayısında ciddi<br />
azalma sonucu zor günler yaşayan Türk turizmi atılan adımlar sonucunda <strong>2017</strong><br />
yılını kayıpları telafi yılı olarak tamamlamak üzere. Konuyla ilgili açıklamalarda<br />
bulunan Tunç Batum, “Bu nedenle biz de gözümüzü Hint pazarına çevirdik.<br />
Hint Pazarı tanıtımına ilk önce DOKTOB (Dalaman Ortaca Köyceğiz Turistik<br />
Otel ve işletmeciler Birliği) Başkanı Yücel Okutur ve Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Fulya Okutur ve Türk-Hindistan Turizm Konseyi (TITC) Başkanı Emin Çakmak<br />
öncülüğünde başladık. Muğla bölgesi Valiliği ve Belediyeleri, Ticaret Odaları,<br />
STK’lar, Turizm bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı seviyesinde devam<br />
eden büyük destekle pazarlama ve ilişki yatırımına ciddi katkılar sağladık. Bu<br />
katkıya sonrasında tüm büyük turizm şehirlerimiz de destek çıktı. Bu bağlamda<br />
Hindistan’ın en büyük seyahat acenteleri birliği TAFI’nin yıllık kongresi Hilton<br />
Dalaman’da, Muğla’mızda gerçekleşiyor. Hindistan’dan toplamda 600’ü aşkın<br />
acente ülkemizi ilk defa ziyaret etme fırsatı bulacak. Bu ciddi çaba ve emeğin<br />
sonucu gerçekleşen Kongrenin de çok hızlı geri dönüşleri olacağına inanıyoruz.<br />
Bununla birlikte Hindistan’ın dev bir endüstrisi olan film endüstrisinin de ileri<br />
gelenlerini bölgemizde ağırladık” şeklinde konuştu.
20<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
agenda<br />
Tunç Batum: “As numbers of tourists<br />
increase spending per person is<br />
decreasing”<br />
Although the decrease in the number of tourists that was experienced as a result of<br />
the unfavorable developments that have taken place has been resolved significantly,<br />
the increase did not reflect onto tourism revenue. Even though <strong>2017</strong> caught the<br />
tourist numbers of 2015, because spending per each tourist continuously dropped,<br />
the revenues were way behind 2015.<br />
Even though the tourist loss<br />
experienced, after the external<br />
politics Turkey was exposed to has<br />
been compensated, the loss in revenue<br />
has not been fully recovered. According<br />
to experts with the large increase in the<br />
number of tourists that visited Turkey<br />
in <strong>2017</strong> the 2015 numbers has been<br />
reached the reduction in prices of rooms<br />
due to the difference in the exchange<br />
rates caused a loss in revenues. While<br />
the increase in the occupancy rates<br />
continues, unfortunately spending per<br />
tourist and average revenue per room did<br />
not make up for the loss.<br />
General Manager of Hilton Dalaman<br />
Sarigerme Resort & Spa, Tunç Batum<br />
made a statement regarding the<br />
situation: “Our expectation within the<br />
projections we made early <strong>2017</strong> was that<br />
we would have an increase of 20 percent<br />
in occupancy and 15 in turnover. It looks<br />
as if this expectation for <strong>2017</strong> may be<br />
met. This percentage in turnover will<br />
reflect directly on profitability at hotels<br />
whose revenue is in foreign currency, due<br />
to the exchange rates, despite the effect<br />
of inflation. Occupancy caught the 2015<br />
numbers in Mediterranean and Marmara<br />
regions; Aegean region occupancy<br />
was following relatively behind. We are<br />
projecting that foreign visitors to our<br />
country will close <strong>2017</strong> with 23 percent<br />
more. In <strong>2017</strong> the biggest life savers<br />
against the serious European market loss<br />
were Russian and Middle East markets.<br />
The continuous development of the<br />
internal market trends was an important<br />
effect for the hotels to breathe easier.”<br />
Batum continued: “Tour operators were<br />
very helpful for increasing occupancy in<br />
<strong>2017</strong> however hotels were not successful<br />
in increasing their per room prices due to<br />
economic and geopolitical crisis. This in<br />
turn caused the downward continuation<br />
of the per person spending percentage<br />
that has been taking place in the last few<br />
years, despite the increase in occupancy<br />
rates. Unfortunately it looks like this<br />
scene will continue to play out the<br />
same way in 2018. I think we will catch<br />
the 2014-2015 numbers in per person<br />
revenue, per room average revenue only<br />
in the 2019-2020 season.”<br />
This agreement will make Muğla explode in tourism!<br />
While the tourism sector is taking steps to recover the losses experienced in the last few years, sector representatives<br />
have rolled up their sleeves to attract Indian tourists to Turkey. As a result of the developments experienced in the past<br />
few months, Turkish tourism which had lived some difficult days with the serious decrease in European and Russian<br />
tourist numbers is about to complete <strong>2017</strong>, as a loss recovery year. Tunç Batum made statements in regards to the<br />
situation: “For this reason we have turned to the Indian market. We started the Indian Market introduction first with the<br />
leadership of DOKTOB (Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Touristic Hotel and Operators Association) President Yücel Okutur and<br />
Member of the Board Fulya Okutur and Turkish-Indian Tourism Council (TITC) President Emin Çakmak. With the large<br />
amount of support from Muğla region Governor and Municipalities, Chambers of Commerce, STK’s (non-governmental<br />
organizations), Ministry of Tourism and continued even at the level of Prime Minister’s Office and President’s Office and<br />
we were able to provide serious contributions to the marketing and communication investments. Later on all our big<br />
tourism cities supported these contributions too. In this context India’s largest travel agencies association TAFI’s yearly<br />
conference will take place at Hilton Dalaman, in our very own Muğla. A total of over 600 agencies will have the opportunity<br />
to visit our nation for the first time. We believe this conference resulting from such serious effort and labor will bring us<br />
very fast returns. Along with this we have hosted the who’s who of the giant Indian film industry in our region.”
22<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Doluluklar iki yıl öncesini yakaladı<br />
Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) açıklamasına göre, henüz gelirlerde kayda<br />
değer bir artış yaşanmasa da aylık bazda doluluklar iki yıl önceki oranları aştı.<br />
Türkiye, turizmde yüksek sezon<br />
olarak kabul edilen yaz dönemini<br />
umutlanarak kapattı. Henüz<br />
gelirlerde kayda değer bir artış<br />
yaşanmasa da aylık bazda doluluklar iki<br />
yıl önceki oranları aştı. Dünya çapında<br />
veri ve analiz şirketi STR’nin Türkiye<br />
Otelciler Birliği (TÜROB) için hazırladığı<br />
‘Ağustos <strong>2017</strong> Ülke Performans<br />
Raporu’na göre, Türkiye’nin Ağustos<br />
<strong>2017</strong> otel dolulukları, 2016 yılının aynı<br />
dönemine yüzde 40.5 artarak yüzde<br />
75.3 olarak kaydedildi. Ağustos 2016’da<br />
bu oran yüzde 53.6 olmuştu. STR’nin<br />
sistemine dahil otellerin verilerinin<br />
ortalamasını veren bu artış oranı ile<br />
Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en<br />
yüksek artış oranını yakalamış oldu.<br />
İki yıl öncesini yakaladı ama…<br />
Otel doluluklarının iki yıl önceki oranı,<br />
yani Ağustos 2015’teki yüzde 72.9’u<br />
yakalayarak aştığı gözlendi. Fiyatlarda<br />
da henüz yıl geneline yansımasa da aylık<br />
bazda yükseliş başladı. Ağustos 2016’da<br />
87.1 Euro olan ADR (Average Daily Rate)<br />
denilen ortalama günlük satılan oda<br />
bedeli Ağustos <strong>2017</strong>’de hafif artışla 88.9<br />
Euro’ya, toplam oda sayısı üzerinden<br />
odabaşı elde edilen gelirler ise (RevPAR)<br />
46.7 Euro’dan 67.0 Euro’ya yükseldi.<br />
En büyük gelir kaybı bizde<br />
İlk sekiz aylık otel doluluklarında da en<br />
büyük artışı gösteren ülke yüzde 16.6<br />
artışla ve yüzde 58.3’lük doluluk oranıyla<br />
Türkiye oldu. Buna karşılık ilk 8 ayda oda<br />
fiyatlarında en büyük kaybı yüzde 14.6<br />
gerileme ile yine Türkiye kaydetti. 8 ayda<br />
Türkiye’de ortalama oda fiyatı 68.7 Euro<br />
olarak gerçekleşti. Bu rakam geçen yılın<br />
aynı döneminde 80.4 Euro olmuştu. Oda<br />
gelirleri ise aynı dönemde yerinde saydı<br />
ve 40.2’den 40.0 Euro’ya geriledi.<br />
İstanbul’a Ortadoğu turisti dopingi<br />
Turizmin lokomotif şehri İstanbul’un<br />
Ağustos 2016’da yüzde 50.2 olan<br />
doluluk oranı, Ağustos <strong>2017</strong>’de yüzde<br />
64.2 artarak, yüzde 82.5 olarak ölçüldü.<br />
Avrupa’da Ağustos <strong>2017</strong>’de doluluk<br />
oranlarında en yüksek artışı yaşayan<br />
destinasyon İstanbul oldu. İki yıl önce ise<br />
yani 2015’in aynı ayında ise yüzde 76.7<br />
olarak gerçekleşmişti. Ağustos <strong>2017</strong>’de<br />
ortalama günlük satılan oda bedeli 89.0<br />
Euro olarak, 2016’ya göre yüzde 4.2 artış<br />
gösterdi. Ağustos 2016’da bu rakam 85.4<br />
Euro olmuştu. Ancak 2015 yılı ağustos<br />
ayında bu rakamın 132.1 Euro olduğu<br />
düşüldüğünde gelir kaybı net bir şekilde<br />
anlaşılıyor. İstanbul’da toplam oda sayısı<br />
üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde<br />
ise geçen yıla oranla yüzde 71.2 artış<br />
yaşandı ve 73.4 Euro olarak ölçüldü.<br />
Ağustos 2016’da bu rakam 42.9 Euro,<br />
Ağustos 2015’te 101.3 Euro olmuştu.<br />
Ocak–Ağustos <strong>2017</strong>’u kapsayan 8<br />
ayda ise İstanbul’da doluluklar bir<br />
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde<br />
47.7’den yüzde 59.6’ya yükselirken,<br />
ortalama günlük satılan oda bedeli 93.9<br />
Euro’dan 76.8 Euro’ya geriledi. 8 ayda<br />
oda fiyatlarında en büyük kaybı yaşayan<br />
Avrupa destinasyonu yüzde 18.1 düşüş<br />
ile İstanbul oldu. Oda başı elde edilen<br />
gelirler ise 8 ayda hafif yükselerek 44.8<br />
Euro’dan 45.8’ya çıktı. 2015 yılının il 8<br />
ayında ise İstanbul’da doluluklar yüzde<br />
67.4, ortalama günlük satılan oda bedeli<br />
125.9 Euro, oda başı gelirler 84.9 Euro<br />
olmuştu.<br />
Antalya arttı ama 2015’i yakalayamadı<br />
Antalya’da Ağustos <strong>2017</strong>’de otel<br />
dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine<br />
kıyasla yüzde 16.8 artarak yüzde 76.5<br />
olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı<br />
ayında bu oran yüzde 65.5 olmuştu.<br />
Ancak Antalya’nın henüz 2015 oranlarını<br />
yakalayamadığı gözlendi. Ağustos 2015’te<br />
Antalya’da doluluklar ortalama yüzde<br />
85 olarak gerçekleşmişti. Antalya’da<br />
Ağustos ayında ortalama günlük satılan<br />
oda bedeli 141.5 Euro olarak, 2016’ya<br />
göre yüzde 6.6 artış gösterdi. Ağustos<br />
2016’da bu rakam 132.8 Euro olmuştu.<br />
Ağustos 2015’de ise 198.8 Euro gibi<br />
oldukça yüksek bir düzeydeydi. Antalya’da<br />
toplam oda sayısı üzerinden odabaşı<br />
elde edilen gelirlerde ise geçen yıla<br />
oranla yüzde 24.5 artış yaşandı ve 108.2<br />
Euro olarak ölçüldü. Ağustos 2016’da bu<br />
rakam 86.9 Euro, Ağustos 2015’te 168.9<br />
Euro olmuştu. Ocak-Ağustos <strong>2017</strong>’de<br />
ise Antalya’da doluluklar 2016’daki<br />
yüzde 53.6’dan yüzde 59.9’a yükselirken,<br />
ortalama günlük satılan oda bedeli<br />
86.1 Euro’dan 82.9 Euro’ya geriledi.<br />
Oda başı gelirler ise 46.2 Euro’dan<br />
49.6 Euro’ya yükseldi. Ocak-Ağustos<br />
2015’te Antalya’da doluluklar yüzde 60.4,<br />
ortalama günlük satılan oda bedeli 122.5<br />
Euro, oda başı elde edilen gelirler 74.0<br />
Euro olarak gerçekleşmişti.
Çinli seyahat<br />
severler eski<br />
alışkanlıklarını<br />
değiştiriyor<br />
Hotels.com’un yaptığı<br />
son araştırmaya göre,<br />
Çinli seyahat severler<br />
-seyahat etmek için<br />
daha fazla zaman,<br />
daha fazla yer ve daha<br />
egzotik deneyimlerin<br />
de aralarında<br />
bulunduğu- her şeyin<br />
daha fazlasını istiyor<br />
Hotels.com, son yaptığı Chinese<br />
International Travel Monitor<br />
(CITM- Çin Uluslararası Seyahat<br />
İzleme) araştırması, Çinli seyahat<br />
severlerin yaşadıkları değişimde yeni bir<br />
aşamaya geldiğini ortaya koyuyor. Zevk<br />
ve beklentileri konusunda giderek daha<br />
sofistike hale gelen Çinli seyahat severler<br />
artık seyahat için daha fazla zaman,<br />
daha fazla yer görme ve daha egzotik<br />
deneyimler dahil olmak üzere her şeyin<br />
daha fazlasını istiyorlar.<br />
Hotels.com’un altıncı yıllık Çin<br />
Uluslararası Seyahat İzleme araştırması<br />
raporunda, Çin’in ‘her şeyin daha fazlası’<br />
anlayışındaki yükseliş, önemli bir bulgu<br />
olarak ortaya çıkıyor. Bu anlayış şöyle tarif<br />
ediliyor:<br />
• Tüm yaş gruplarındaki Çinli seyahat<br />
severler daha sık ve daha uzun süre<br />
seyahat ediyor. Geçen yılki verilerle<br />
kıyaslandığında, 3 olan seyahat sayısı bu<br />
yıl 4’e, yolculuk başına düşen gün sayısı<br />
ise 5 günden 7 güne çıktı.<br />
• Çinli seyahat severler, seyahat başına<br />
çok sayıda şehri ziyaret ediyor ve<br />
%80’den fazlası sadece tek bir şehirde<br />
kalmayacaklarını söylüyor.<br />
• 2016’da Çinli seyahat severler<br />
gelirlerinin %28’ini uluslararası seyahate<br />
ayırdılar. Bu rakam bir önceki yıla göre %3<br />
arttı. 90’lar kuşağı ise, gelirlerinin %35’ini<br />
seyahate ayırarak en çok para harcayan<br />
grup oldu.<br />
• 1960’larda doğan Çinli seyahat severler<br />
bile, ucuz ve kolay seyahat trendinden<br />
etkilenerek daha özgür uluslararası<br />
seyahatleri tercih etmeye başladı.<br />
1960’larda doğanların %21’i önümüzdeki<br />
dönemlerde sırt çantasıyla seyahat<br />
edeceklerini söylüyor.<br />
Avrupa ve Amerika’ya ilgileri<br />
arttı<br />
Rapora göre, son 12 ayda Çinli turistlerin<br />
%82’si Asya Pasifik’i (APAC) ziyaret etmiş<br />
olmalarına rağmen, Avrupa ve Amerika’ya<br />
yapılan uzun mesafeli yolculuklara daha<br />
fazla ilgi göstermeye başladı.<br />
Son 12 ay içinde Avrupa’ya seyahat eden<br />
Çinli turist sayısı, bir önceki yıla göre<br />
%25; Amerika’yı ziyaret edenlerin sayısı<br />
ise %11 oranında arttı. Bu destinasyonlar,<br />
80’lerden sonra doğanlar arasında<br />
popüler hale geldi ve son 12 ay içinde bu<br />
yaş grubunda yer alan seyahat severlerin<br />
%42’si Avrupa’yı, %29’u ise Amerika’yı<br />
ziyaret etti. Çinli konuklar tarafından daha<br />
az rağbet görse de Latin Amerika da talep<br />
görme anlamında son 12 ay içinde ciddi<br />
bir büyüme gösterdi ve buradaki işletme<br />
sahipleri Çinli konuklarda %21’lik bir artış<br />
gözlemledi.
24<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
B2B Workshop<br />
İstanbul ve eğitim<br />
turları tamamlandı<br />
Bir milyon dolar üzeri bütçeli 150 tur operatörü 10 Eylül Pazar günü Elite Hotel<br />
Europe Hotel’de başlayan ve 13 Eylül Çarşamba günü sona eren B2B Tourism<br />
Networking ile önce yerli turizm yatırımcıları ile buluştu. Ardından beş günlük<br />
eğitim turları ile Türkiye’nin 10 ilini tanıma fırsatı buldular.<br />
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan<br />
Türkiye’de ilk defa organize edilen<br />
tüm turizm profesyonellerine<br />
yönelik B2B Tourism Networking<br />
Workshop etkinliği 10-13 Eylül tarihleri<br />
arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. 40<br />
ayrı ülkeden 200’e yakın turizm firması,<br />
Türkiye incoming pazarını canlandırmak<br />
üzere Türk turizm firmaları ile<br />
tanışmanın gerçekleştiği organizasyonda<br />
yabancı katılımcıların varış günü olan<br />
10 Eylül <strong>2017</strong> akşamında “Hosted<br />
Buyer”lar Double Tree Hilton Topkapı’da,<br />
Workshop’un ilk günü olan 11 Eylül <strong>2017</strong><br />
akşamı Gala Yemeği için tüm katılımcılar<br />
“Elite World Hotel Europe”da ve veda<br />
yemeği için ise “Pullman Hotel”de<br />
ağırlandılar. Organizasyon sürecinde<br />
katılımcılar arasında Trabzon İl Kültür<br />
ve Turizm Müdürü, Eskişehir İl Kültür ve<br />
Turizm Müdürü de yer aldı.<br />
40 ülkeden 150 tur operatörü<br />
katıldı<br />
Workshop ev sahipliğini üstlenen<br />
TravelShop Turkey Genel Müdürü<br />
Murtaza Kalender’in yanı sıra TÜRSAB<br />
Genel Sekreteri Çetin Gürcün ve TÜROB<br />
Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Zoto’nun<br />
da katılımıyla yapılan açılış konuşmaları<br />
ardından ilk gün görüşmeleri gerçekleşti.<br />
İkinci gün görüşmeler ardından Boğaz<br />
ve İstanbul Tarihi Yarımada turu<br />
ile İstanbul’un güzellikleri yabancı<br />
misafirlere tanıtıldı. Organizasyonun<br />
devamında şehir valiliklerinin katkıları<br />
ile beraber yabancı turizm firmaları,<br />
workshop görüşmeleri sonrası seçmiş<br />
oldukları şehirlerde en az 5’er gün<br />
süren eğitim turları ile Türkiye’nin 10<br />
ilini tanıma fırsatı yakaladılar. Sivas<br />
ve Düzce Valiliklerinin ve Türk Hava<br />
Yolları’nın da destekleri ile Workshop<br />
görüşmeleri sonrası yabancı turizm<br />
acenteleri sahipleri ve yetkilileri İstanbul,<br />
Sivas, Düzce, Konya, Çanakkale,
Antalya, Kuşadası, Nevşehir, Aydın<br />
şehirlerine eğitim turlarını tamamladılar.<br />
Organizasyonun İstanbul ayağının<br />
ardından yabancı “hosted buyer”lar için<br />
düzenlenen 7 ayrı eğitim turlarına 40<br />
ayrı ülkeden yaklaşık 150 yabancı tur<br />
operatörü ve Türkiye’den 50’nin üzerinde<br />
turizm firması katıldı.<br />
Kalender: “Türkiye ve dünyada<br />
bir ilkiz”<br />
Organizasyonla ilgili açıklama yapan<br />
TravelShop Turkey Genel Müdürü<br />
Murtaza Kalender, “Zor dönemler<br />
atlatan turizm sektörümüze dünyanın<br />
farklı noktalarında, turizm fuarları ve<br />
workshoplarında oluşan 20 yıllık tecrübe<br />
ve birikimleri katarak TravelShop Turkey,<br />
dünyada farklı ülkelerde uluslararası<br />
organizasyonlarda kullanılan B2B<br />
Workshop sistemini ülkemize getirerek<br />
katkıda bulunuyor. Bu sistem ile hedef<br />
odaklı bağlantılar için ön görüşmeler<br />
ve ardından yüz yüze görüşmeler<br />
tamamlandı. Organizasyon sonrasında<br />
yerli ve yabancı katılımcıların tamamının<br />
son derece pozitif ve verimli bir<br />
organizasyon geçtiğini belirtmeleri<br />
üzerine Workshop TravelShop etkinliği<br />
başarısı onaylanmış oldu. Yapmış<br />
olduğumuz workshop çalıştayında<br />
8505 B2B görüşme gerçekleşmiş olup;<br />
İstanbul, Düzce, Sivas, Kapadokya,<br />
Antalya, Konya, Pamukkale, Kuşadası,<br />
Truva ve Gelibolu gibi 10 ayrı turizm<br />
bölgesinde eğitim turlarını başarıyla<br />
tamamladık. Türkiye’de ve dünyada<br />
bir ilk niteliğindeki bu organizasyonu<br />
düzenlerken amacımız profesyonel<br />
firmaları karşılıklı olarak çok kısa süre<br />
içinde doğru firmalarla buluşturabilmek.<br />
Katılımdan ve sonuçlarından son derece<br />
memnunuz.” diye konuştu.<br />
Aralarında Hindistan’ın en güçlü<br />
düğün firmalarının da yer aldığı,<br />
dünyanın her bir noktasından<br />
kültür, dinlenme, golf, din, sağlık,<br />
kongre ve mice turları düzenleyen<br />
40 ayrı ülkenin tur operatörlerinin<br />
katılımıyla gerçekleşen B2B<br />
Workshop Istanbul etkinliğinin bir<br />
sonraki adımı 13-16 Kasım <strong>2017</strong><br />
Kıbrıs ve 2018 yılı Ocak ayı için<br />
geniş kapsamlı hazırlıkları süren<br />
büyük EMITT Fuarı.
hotel restaurant<br />
26 & hi-tech<br />
gündem<br />
İstanbul aşkı yeniden alevlendi<br />
TÜROB’un araştırmasına göre, İstanbul’da temmuz ayında 3 otel projesi teşvik<br />
aldı. 7 ayda ise İstanbul’daki yeni proje sayısı 12 oldu. Yatırımların gözdesi<br />
Antalya ve Muğla’nın aylık bazda listeye girememesi dikkat çekti.<br />
Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB)<br />
yatak kapasitesi açısından arz<br />
fazlasına dikkat çektiği İstanbul,<br />
en fazla otel yatırımı yapılan şehirler<br />
sıralamasında yeniden ilk sıraya yerleşti.<br />
TÜROB’un Ekonomi Bakanlığı’nın<br />
Temmuz <strong>2017</strong> yatırım teşvik verilerinden<br />
hareketle yaptığı araştırmaya göre,<br />
İstanbul’un tesis sayısı ve yatak sayısı<br />
bakımında uzun bir aradan sonra ilk<br />
sıraya yerleştiği görüldü. İstanbul’da<br />
temmuz ayında 3 otel projesi için teşvik<br />
alınırken, 7 aylık dönemde İstanbul’daki<br />
yeni proje sayısı 12 oldu. Temmuz<br />
ayında yatırımcıların gözdesi Antalya<br />
ve Muğla’nın listeye girememesi dikkat<br />
çekti.<br />
Proje sayısında büyük artış<br />
Toplam verilere bakıldığında, Temmuz<br />
<strong>2017</strong>’de ülke genelinde 10 şehirde toplam<br />
2 bin 332 yataklı 12 yeni otel projesi teşvik<br />
belgesi, 2 otel ise renovasyon belgesi aldı.<br />
Toplamda 157.4 milyon TL harcanarak<br />
tamamlanacak olan yeni yatırımlar<br />
sonrasında sektöre 625 yeni ek istihdam<br />
sağlanacak. Geçen yıl temmuz ayında<br />
5 ilde toplam yatak kapasitesi 1.847<br />
adet olan 6 otel projesi 153.9 milyon TL<br />
tutarında teşvik almıştı. Temmuz ayında<br />
yatırımlar proje sayısında yüzde 100 gibi<br />
önemli oranda artarken, yatırım miktarı<br />
yüzde 2.3 oranında artış gösterdi.<br />
7 ayda yatırım tutarı yüzde 12.5 arttı<br />
Ocak-Temmuz <strong>2017</strong>’yi kapsayan ilk 7<br />
ayda da yatırımlar artarak devam etti.<br />
Yatak sayısında 2016’nın ilk 7 aylık<br />
dönemine göre düşüş yaşanırken,<br />
yatırım tutarında artış meydana geldi.<br />
7 ayda 39 ilde toplam yatak kapasitesi<br />
18 bin 352 olan 113 otel projesi 1 milyar<br />
838 milyon TL’lik teşvik başvurusunda<br />
bulundu. Geçen yılın aynı döneminde 33<br />
ilde toplam 20 bin 971 yataklı 100 otel<br />
projesi 1 milyar 634 milyon TL tutarında<br />
teşviğe bağlanmıştı. Buna göre 7 ayda<br />
yatırımlar proje sayısında yüzde 13,<br />
yatırım miktarında yüzde 12.5 oranında<br />
artış gösterdi. <strong>2017</strong> yılının ilk yedi ayında<br />
teşvik belgesi alan oteller içerisinde 3<br />
yıldızlı oteller toplam 48 otel ilk sırada<br />
yer alırken, kapasite bakımından 7 bin<br />
409 yatak ile 4 yıldızlı oteller ilk sırayı<br />
aldı. 7 ayda İstanbul’da 12, Antalya, İzmir<br />
ve Muğla’da 9’ar proje teşvik belgesi<br />
aldı. Trabzon, 7 otel ile en fazla teşvik<br />
başvurusu yapılan iller sıralamasında<br />
beşinci oldu.<br />
Rağbet yüksek kapasiteli projelere<br />
TÜROB Başkanı Timur Bayındır, temmuz<br />
ayı yatırımları incelendiğinde yüksek<br />
kapasiteli 4 ve 5 yıldızlı otellere eğilimin<br />
arttığını belirtti. Bayındır, ilk 7 aylık<br />
dönemde ise toplam verilere göre,<br />
tesis sayısı bakımından 3 yıldızlı oteller<br />
ön planda olsa da, yüksek kapasiteli 4<br />
yıldızlı otellerin yatak sayısı bakımından<br />
üst sırada olduğunu vurguladı. Bayındır,<br />
gerekli mevzuat düzenlemeleri<br />
hayata geçirilemediği için sektördeki<br />
mevcut işletmelerin asıl ihtiyacı olan<br />
modernizasyon teşviklerinde ilerlemenin<br />
halen sağlanamadığını da dile getirdi.
hotel restaurant<br />
28 & hi-tech<br />
gündem<br />
TÜROB Geleneksel Buluşması’ndan Bayındır’dan<br />
umut verici konuşma!<br />
TÜROB Geleneksel Buluşması’nda konuşan Başkan Timur Bayındır, yaz dönemini umutlu<br />
kapattıklarını dile getirerek, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve İran’dan turist akınının süreceğini kaydetti.<br />
TÜROB’un geleneksel buluşması<br />
26 Eylül Salı günü Conrad İstanbul<br />
Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi.<br />
Etkinlikte konuşan TÜROB Başkanı Timur<br />
Bayındır, yaz dönemini umutlu kapattıklarını<br />
dile getirerek, “Ağustos ayında doluluk<br />
artışıyla yazı bitirdik. Yıllık bazda gelirlerde<br />
henüz artış başlamadı ama aylık bazda<br />
fiyat artışının olması ve doluluk oranlarının<br />
iki yıl önceki rakamları yakalaması umut<br />
verici oldu. Türkiye’nin Ağustos <strong>2017</strong> otel<br />
dolulukları, 2016 yılının aynı dönemine<br />
yüzde 40.5 arttı ve yüzde 75.3 olarak<br />
kaydedildi. Türkiye’nin doluluklarının iki<br />
yıl önceki oranı, yani Ağustos 2015’teki<br />
yüzde 72.9’luk oranı yakalayarak aştığı<br />
gözlendi” diye konuştu. Bu artışın büyük<br />
ölçüde Ortadoğu pazarından kaynaklı<br />
olduğuna dikkat çeken Bayındır, bu<br />
talebin önümüzdeki yıl da devam etmesini<br />
beklediklerini kaydetti. 2018 yılında özellikle<br />
Haziran-Ekim döneminde Ortadoğu’dan,<br />
Kuzey Afrika ile İran ve Irak’tan önemli<br />
oranda turist akımı olmasını beklendiğini<br />
belirten Bayındır, “Bu bölgelerden gelecek<br />
talebin artırılması için etkinliklerimizi<br />
artıracağız” dedi.<br />
Tanıtım seferberliği<br />
TÜROB olarak uluslararası platformda<br />
adeta tanıtım seferberliğine kalkacaklarına<br />
işaret eden Bayındır, “Ciddiyetle ele<br />
alacağımız pazarların başında Çin geliyor”<br />
diyerek şunları söyledi: “Uluslararası<br />
turizm harcamalarında Çinli turistlerin<br />
harcamaları, 2016 yılında yüzde 12 artarak<br />
261 milyar dolara ulaşırken, Çinli turistlerin<br />
sayısı yüzde 6 artarak, 135 milyona ulaştı.<br />
Bu rakamlar pazarın ne denli büyük<br />
olduğunu anlatmaya yetiyor. Bu kadar<br />
büyük hacimli bir kaynak pazardan ülkemiz<br />
aldığı pay ise yılda sadece 167 bin Çinli<br />
turist. Yaklaşık 3 ay önce 1 milyon Çinli<br />
hayal değil demiştik. Bu konu, Bakanlığımız<br />
tarafından da gündeme alındı. Çin, kültürü<br />
ve alışkanlıklarıyla kolay bir pazar değil.<br />
Ama bizler de misafir ağırlamayı en iyi<br />
bilen toplumlardan biriyiz. <strong>2017</strong> yılsonuna<br />
kadar ya da 2018 yılı başında, üst düzey<br />
kamu bürokratları ile birlikte özellikle<br />
Çinli şirketleri bir araya getirecek bir<br />
organizasyonu, Çin’de düzenleyeceğiz. 2018<br />
yılının Çin’de Türkiye yılı olması da bizlere<br />
avantaj sağlayacaktır.”<br />
Bayındır, Güney Kore, Endonezya, Malezya<br />
gibi diğer Asya ülkelerinin ve harcama<br />
alışkanlıkları ile yükselme gözlemlenen<br />
Nijerya ve Güney Amerika’nın yakın takibe<br />
aldıkları pazarlar arasında olduğunu<br />
vurguladı. Türkiye’nin en büyük turizm<br />
pazarlarından Rusya’nın 2016 yılındaki<br />
sert düşüşün ardından, <strong>2017</strong> yılında Güney<br />
bölgelerimizde toparlanma gösterdiğini<br />
hatırlattı. Diğer taraftan Yunanistan’a<br />
yönelik tanıtım çalışmalarını da kısa<br />
süre içerisinde tüm üyelerle birlikte<br />
arttıracaklarını kaydetti.<br />
“Kruvaziyer desteği olumlu”<br />
Ülkemize kruvaziyer gemi ile 750 kişi ve<br />
üstü sayıda turist getiren A Grubu seyahat<br />
acentalarına 31 Aralık <strong>2017</strong> tarihine kadar<br />
kişi başına 30 dolar destek sağlanması<br />
kararından da bahseden Bayındır, “Bu<br />
desteği yararlı buluyoruz. Ancak desteğin<br />
2018 yılını da kapsaması gerekiyor. Aynı<br />
şekilde desteğin otobüs ile Yunanistan,<br />
Bulgaristan, Romanya başta olmak üzere<br />
diğer ülkelerden de turist getiren otobüs<br />
işletmelerine verilmesi 2018 yılı için önemli<br />
bir cazibe oluşturacaktır” diye konuştu.<br />
“3. Turizm Şurası’na öneri listesiyle<br />
gideceğiz”<br />
Bayındır konuşmasında, turizm sektörünün<br />
mevcut durumunun değerlendirilmesi<br />
ve geleceğe yönelik ulusal bir turizm<br />
politikasının oluşturulabilmesi hedefiyle<br />
ilgili tüm tarafların katılımıyla Ankara’da,<br />
1-3 Kasım <strong>2017</strong> tarihleri arasında 3. Turizm<br />
Şurası düzenleneceğini de hatırlattı.<br />
Şura’da kamu kurum ve kuruluşları,<br />
turizm meslek örgütleri, sivil toplum<br />
kuruluşları, turizm sektörü ve akademik<br />
camianın katılımı ile güncel görüş ve<br />
öneriler paylaşılacağını ifade eden Bayındır,<br />
“Turizm sektöründe günümüzde yaşanan<br />
sorunların çözüm yollarının bulunması,<br />
dünya gerçekleri ile uyumlu sürdürülebilir<br />
turizm politikalarının tartışılarak turizm<br />
sektöründeki yeni trendleri yakalayacak<br />
geleceğe yönelik öngörü ve politikaların<br />
değerlendirilerek ülkemizin bu yönde<br />
izleyeceği yol haritasının çıkartılması 3.<br />
Turizm Şurası’nın ana hedefi olacaktır.<br />
Biz de uzun bir öneri listesiyle Şura’da<br />
olacağız” dedi.<br />
“1.2 milyar kişi seyahat etti”<br />
27 Eylül tarihinin Dünya Turizm Günü<br />
olduğunu belirten Bayındır, sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “Turizmin, dünyayı<br />
birleştiren, insanları bir araya getiren ve<br />
dostluğu çağıran gerçek güçlerden biri<br />
olduğu aşikar. Dünya nüfusunun, yüzde<br />
16’sı, yani 1.2 milyarı, 2016 yılında kendi<br />
ülkeleri dışına seyahat etti. <strong>2017</strong> yılında<br />
toplam turist sayısının 1.4 milyarı aşması<br />
beklenmektedir. Bu rakam, turizmin etki<br />
alanını açıkça ortaya koyuyor. Dünya’da<br />
siyasi sınırlar güçlerini korurken, seyahat<br />
özgürlüğü engelleri aşıyor. Kültürler ve<br />
sosyal yaşamlar arasındaki etkileşim<br />
artıyor. Uluslararası seyahat eden her 5<br />
kişiden 1’i, 25 yaşın altında. Bu gençler<br />
dünyayı gezmek ve gittikleri yerlerde yerel<br />
iletişim kurmak istiyorlar. Artık “dünya<br />
vatandaşı” kavramının hayat bulduğu<br />
genç kuşaklar yetişiyor. Turizm sayesinde<br />
kültürel bir dönüşüm yaşanıyor, dolayısıyla<br />
bu dönüşümün daha hoşgörülü ve kapsayıcı<br />
bir dünya yaratması gerekiyor. Ancak,<br />
büyüme ve gelişim, her alanda olduğu gibi<br />
turizm sektöründe de birtakım tedbirlerin<br />
gerekliliğini doğuruyor. İnsan, çevre ve<br />
kültür odaklı yaşayan turizm sektörünün,<br />
kendi kaynaklarını koruyabilmesi temel<br />
öncelik olmalıdır.”<br />
Truva Yılı’na destek<br />
2018 yılının ‘Truva’nın Dünya Tarih Mirası’<br />
listesine seçilmesinin 20.yıl dönümü<br />
olduğunu da değinen Bayındır, “Çanakkale<br />
Ticaret Odası öncülüğünde başlatılan ‘2018<br />
yılının Çanakkale için Truva Yılı’ olması<br />
çalışmasını destekliyoruz” dedi.
Artaş Grubu Otelleri, rotayı Asya’daki<br />
müslümanlara çevirdi<br />
Artaş Grubu otelleri, Asya’daki 1.1 milyar müslüman nüfusa odaklandı.<br />
Son yıllarda Avrupa pazarındaki<br />
turist kaybı, turizmcileri alternatif<br />
pazarlara yöneltti. Turizmciler,<br />
Ortadoğu, Afrika, Rusya, Uzakdoğu<br />
ülkelerinden gelen turistler ile derin<br />
bir nefes aldı. Artaş Grubu Turizm<br />
Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu,<br />
Asya kıtasındaki 1.1 milyar müslüman<br />
nüfusu mercek altına alarak, tanıtım ve<br />
pazarlama çalışması yaptıklarını açıkladı.<br />
İstanbul ve Kapadokya hayranlığına<br />
Kayseri’yi ekleyecek<br />
Türkiye’ye ve Türk halkına karşı ilgi<br />
ve hayranlık besleyen Asya kıtası<br />
ülkelerinden, son yıllarda yoğun talep<br />
aldıklarını anlatan Recep Arifoğlu,<br />
“İstanbul, Kapadokya ve Pamukkale’ye<br />
ilgi yüksek. Asya Kıtası’ndaki ülkelere,<br />
Kayseri’nin kış merkezi ile tarihi ve<br />
kültürel zenginliğini de anlatıyoruz<br />
ve Kayseri’ye olan talebi arttırmayı<br />
hedefliyoruz” dedi. Asya Kıtası’ndaki<br />
turizm fuarlarına katılmakta olduklarını<br />
kaydeden Recep Arifoğlu, şunları söyledi:<br />
“Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da,<br />
8 – 10 Eylül <strong>2017</strong> tarihleri arasındaki<br />
Matta Turizm Fuarı’na, grup otellerimiz<br />
adına katıldık. Fuar sırasında,<br />
ülkemize yoğun hayranlık duyduklarını<br />
gözlemledik. Dini birlikten dolayı<br />
yoğun ilgi görmekteyiz. Ağırlıklı olarak<br />
sonbahar ve ilkbaharda gezmeyi tercih<br />
eden Malezyalı turistler, otellerimizdeki<br />
dolulukların düşmeye başladığı bu<br />
tarihlerde sektörümüze can suyu olabilir.<br />
Malezya ve diğer Asya ülkelerinden,<br />
ülkemize gelecek turist sayısının<br />
artmasını istiyorsak, bu pazarlara karşı<br />
kaliteli ve standart hizmet anlayışını<br />
devam ettirmeliyiz. Bu noktada,<br />
turizmcilere büyük görevler düşüyor”<br />
diye konuştu. Gelecek yıl, Çin’deki turizm<br />
fuarının da aralarında olduğu fuarlara<br />
katılacaklarını belirten Recep Arifoğlu,<br />
aynı zamanda Avrupa ülkelerindeki<br />
mevcut turizm fuarlarında da yer<br />
alacaklarını ifade ederek, ülkemizin<br />
dünya genelinde tanıtılmasına katkı<br />
sağlamayı sürdüreceklerini anlattı.<br />
“Turizm markasıyız kavramına vurgu<br />
yapılmalıdır”<br />
Yurtdışı tanıtım ve pazarlama<br />
çalışmalarında “Turizm markasıyız”<br />
kavramına vurgu yapılması gerektiğinin<br />
altını çizen Recep Arifoğlu, konuşmasına<br />
şöyle devam etti: “Dünyanın sayılı<br />
turizm markalarından birisi olan<br />
Türkiye’nin, yurtdışındaki tanıtım ve<br />
pazarlama çalışmalarında, “güvenliyiz”<br />
yerine “turizm markasıyız” vurgusu ön<br />
plana çıkartılmalıdır. Sahip olduğumuz<br />
tarihimizi, kültürümüzü, eşsiz<br />
lezzetlerimizi ve misafirperverliğimizi,<br />
dünyada henüz keşfetmeyen milyarlarca<br />
insan var ve onlara tanıtmaya devam<br />
etmeliyiz” şeklinde konuştu. Ülkemizin<br />
tarihi ve kültürel potansiyelinin ön plana<br />
çıkartılması gerektiğini anlatan Recep<br />
Arifoğlu, şunları kaydetti: “Türk turizmini,<br />
deniz-güneş-kum üçgeninin yanı sıra;<br />
tarihi, kültürel, doğal zenginliklerimizin<br />
daha fazla keşfedilmesi üzerine<br />
kurgulamalıyız. Tarihe, kültüre, doğaya<br />
saygısı olan, topluma karşı sorumluluğu<br />
bulunan, korumacı bilinci bulunan bir<br />
stratejiyle; kültürel değerlere sahip<br />
çıkan turistleri ülkemize çekmeliyiz.<br />
Aynı zamanda, turizmde rekabetçi<br />
kalmayı istiyorsak, gelen turistlerde<br />
yeni bağımlılıklar yaratabilecek işler<br />
çıkartmalıyız” dedi.<br />
“Doluluklar, beklentilerin üzerinde<br />
gerçekleşiyor”<br />
Bu yıl dolulukların beklentilerin üzerinde<br />
gerçekleştiğini belirten Recep Arifoğlu,<br />
grubun bünyesinde İstanbul’daki BW<br />
PLUS The President Hotel, BW Citadel<br />
Hotel, Avrupa Residence Suites ve<br />
Radisson Blu Hotel Kayseri otellerinin<br />
olduğunu söyledi. Özellikle İstanbul’daki<br />
otellerde Ortadoğu ülkeleri ve Afrika’dan<br />
ciddi oranda misafir ağırlıklarını da<br />
anlatan Recep Arifoğlu, gelen turistlerin<br />
yaptığı harcamalarla, ülkemizin bu<br />
yılın Ağustos ayında gerçekleşen %5,1<br />
büyümesine katkısı olduğunu sözlerine<br />
ekledi.
30<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Turizmin 4’ü 1 arada yatırımı<br />
İki otelini açtı…<br />
Spor ve sağlık üniteleri için gün<br />
sayıyor!<br />
“İstanbul’un ihtiyacı<br />
olan bir tesisi tam<br />
anlamıyla Mart ayı<br />
gibi tamamlamış<br />
olacağız. Şu an<br />
dediğim gibi<br />
konaklama<br />
noktasında iki tane<br />
tesisin açılışını 29<br />
Eylül’de yaptık.<br />
Aralık ayında spor<br />
salonumuzu bitirip<br />
Mart ayında da<br />
sağlık merkezini<br />
açmış olacağız.”<br />
Fotoğraflar: Hakkı Günerkan
Türkiye’nin spor, sağlık ve konaklama<br />
hizmetlerini bir arada sunmak üzere<br />
yatırım faaliyetlerini hızla sürdüren<br />
Adalet Turan Tekstil, 29 Eylül Pazar<br />
günü açılışını gerçekleştirdiği Tryp by<br />
Wyndham Istanbul Airport ve Hawthorn<br />
Suites by Wyndham Istanbul Airport<br />
otellerinin ardından tesisin spor ve sağlık<br />
birimleri için inşaat çalışmalarını hızla<br />
sürdürüyor. Toplam 80 milyon TL bütçeye<br />
mal olması hedeflenen 4’ü 1 arada<br />
yatırımın spor salonu Aralık <strong>2017</strong>’de<br />
devreye girecek, sağlık bölümlerinin<br />
ise Mart 2018’de hizmete girmesi<br />
planlanıyor.<br />
Turizmin ilk ve tek spor-sağlıkkonaklama<br />
tesisinin detaylarını<br />
işletmeler Genel Koordinatörü<br />
Muhammet Cüntay ile konuştuk.<br />
Tryp By Wyndham Istanbul Airport’un<br />
yatırımcı şirketini kısaca tanıtarak, oteli<br />
ana hatlarıyla anlatır mısınız?<br />
Yatırımcı firmamız Adalet Turan Tekstil.<br />
Piyasada Turan Tekstil olarak bilinen<br />
ve tekstil kanadında yaklaşık 1.000 kişi<br />
çalışanı olan büyük bir vergi mükellefi.<br />
Tekstil tarafında belli bir başarı noktasına<br />
ulaştıktan sonra Türk turizmine de katkı<br />
sağlamak amacıyla yatırımcımız Sayın<br />
Adalet Turan turizme girmeye karar<br />
vermiş.<br />
İlk tesisi 86 odalı Hampton By Hilton 2<br />
sene önce faaliyete başlamıştır. Bu sene<br />
de Tryp by Wyndham Istanbul Airport 192<br />
odalı otelimizi 29 Eylül’de hizmete açtık.<br />
Diğer bir tesisimiz de Hawthorn Suites<br />
by Wyndham Istanbul Europe, Wyndham<br />
Grubu’nun Türkiye’de şu an çok fazla<br />
bulunmayan bu bölgeye yeni giren bir<br />
marka.<br />
İçinde 52 tane konaklama ünitesi var.<br />
Konaklama ünitesi dememin sebebi bu<br />
ünitelerin her birinin içinde kendi mutfak<br />
alanı ve bazı ünitelerde balkonda dahil<br />
olmak üzere 1+1 ve 1+0 konaklama<br />
üniteleri bulunuyor. Oda konseptinin<br />
üzerinde bir yatırımdan bahsediyoruz.<br />
Bölgeye yatırım kararı nasıl<br />
gerçekleşti?<br />
Benim uzun süreden beri söylediğim, aynı<br />
zamanda da yatırımcıya tavsiye ettiğim bir<br />
söylem üzerine bu inşaat başladı. İnşaatın<br />
başladığı dönemde de zaten projeyi<br />
irdeleyip, destek oluyorduk. Tematik<br />
otelciliği yatırımcılara ben her zaman da<br />
tavsiye etmişimdir.<br />
Çünkü özellikle Basın Ekspres bölgesi<br />
spesifik örneğinde ve İstanbul örneğinde<br />
benim hep iddia ettiğim, yeteri kadar<br />
odanın, yatak arzının olduğuydu.<br />
Dolayısıyla bu projeyi farklı bir tema<br />
üzerinde şekillendirmemiz gerekiyordu.<br />
Bu da sağlık ve spor turizmiydi.<br />
Yatırımcılara ve turizm profesyonellerine<br />
her zaman şunu söylüyorum, bizim<br />
sadece yatırımcılara değil, Türk<br />
turizmine ve İstanbul’a hizmet etmek<br />
gibi bir misyonumuz var. Hal böyle<br />
iken biz yöneticilerin İstanbul’a sahip<br />
olamadıklarını kazandırmak gibi bir<br />
mükellefiyetimiz var. Otellerimizi soft<br />
openning şeklinde hizmete açtık, toplam<br />
192 odamızla misafirlerimizi ağırlıyoruz.<br />
Otelimizde NorthShield Pub, Solo Mio<br />
Cafe Bistro Nargile adlı mekanlar olacak.<br />
Ayrıca 600 kişilik balo salonumuz ve 3<br />
adet çok amaçlı toplantı salonumuz var.<br />
Aralık ayında da tesisimizin spor<br />
salonu devreye girecek. İki ayrı hedef<br />
kitlesine hizmet etmesi planlanan bu<br />
spor salonunda bir yanıyla sporcular,<br />
spor grupları müsabaka yapabilecek,<br />
bir yanıyla da konserler, etkinlikler ve<br />
kongrelere ev sahipliği yapacak.<br />
Spor turizmi konusunda İstanbul otel<br />
işletmeleri bazında ne tür bir eksiklik<br />
gördünüz ve yatırımı hayata geçirme<br />
kararı aldınız, bunu biraz daha açabilir<br />
misiniz?<br />
Spor organizasyonlarına yönelik<br />
konaklamalarla ilgili şöyle bir örnek<br />
vereyim, geçtiğimiz yıl bir acentacı<br />
dostum İran milli takımını konaklattı.<br />
Konaklamaları Taksim bölgesindeki bir<br />
otelde yaptılar, günlük idmanlarını da<br />
Bayrampaşa’da bir salonda gerçekleşti.<br />
Bizlerin görevi kentimize gelen kafileleri<br />
yeterince mutlu etmek. Aksi durumda<br />
sizler bu konuya gereken ehemmiyeti<br />
göstermeyip, gerekli fiziksel şartları<br />
oluşturamazsanız gelecek olan spor<br />
takımı arayışlarına devam eder ve farklı<br />
yerleri tercih eder.<br />
Kaldı ki İstanbul’un takım konaklamaları<br />
ile alakalı şöyle bir avantajı var, burada<br />
farklı spor branşında kamp yapmak<br />
için gereken hazırlık maçlarının<br />
programlanabilmesi ihtimali var. Kentsel<br />
bazda böyle bir potansiyele sahibiz<br />
Dolayısıyla birinci olarak kamplarda fiziki<br />
şartları yerine getirmeniz gerekiyor.<br />
İkincisi de müsabaka yapabilecek<br />
rakipleri bulmanız gerekiyor.<br />
“İstanbul’da spor turizmi için fiziki<br />
koşullar sınırlı”<br />
İstanbul’da bu müsabakaların yapılması<br />
mümkün iken bahsettiğim bu grupları<br />
mutlu edecek fiziki koşullar sınırlı. Biz bu<br />
açıyı göz önünde bulundurarak yaklaşık<br />
15 milyon TL gibi bir bütçeyle spor salonu<br />
yatırımımızı hayata geçiriyoruz. Komple<br />
yatırım maliyetimiz ise toplam 80 milyon<br />
TL civarında. Elbette spor salonuna<br />
yatırdığımız 15 milyon TL’lik yatırımın<br />
kısa ve orta vadede geri dönmesini<br />
beklemiyoruz. Çünkü amacımız spor<br />
salonu ile yatırıma bir kapital sağlamak<br />
değildi. İstanbul ve Türk turizmine hizmet<br />
etmeyi amaçladık. İstanbul’a gelen<br />
takımlar bizim otelimizde konaklayacak,<br />
10. kattan eksi birinci kata indiğinde<br />
toplam 50 metre yürüme mesafesini<br />
aşarak idman yapacağı salona varacak.<br />
Bu sayede de fiziki olarak dış atmosfere<br />
çıkmamış oluyorlar. Tesisin spor salonu<br />
ile konaklama ünitesi birbirine grift,<br />
koridordan bağlanmış olacak. Biraz önce<br />
de ifade ettiğim gibi spor salonumuz<br />
ikinci bir hedef olarak konserlerin,<br />
etkinliklerin ve kongrelerin düzenlenmesi<br />
için organize olacak.<br />
Şunu tekrardan vurgulamak isterim,<br />
çünkü bu çok önemli bir konu. İstanbul’da<br />
bir yeterli sayıda yatak arzı var, bundan<br />
sonra hayata geçirilecek yatırımların<br />
kesinlikle destekleyici unsurlarla inşa<br />
edilmesi gerektiğini başından beri<br />
savunuyordum. İstanbul’a gelmeyen<br />
kitleyi çekebilecek tesislere ihtiyaç<br />
olduğunu düşünüyorum. Bir turizmci
32<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
olarak benim misyonum, gelmeyen kitleyi<br />
getirecek tesisleri inşa ettirmek ve bir<br />
ikinci olarak gelen, gelmek durumunda<br />
kalan, gelecek olan ama tam anlamıyla<br />
fiziki koşullar sağlanmadığı için çok<br />
mutlu olmayan kitleyi mutlu hale getirip<br />
İstanbul’dan daha mutlu ayrılmalarını<br />
sağlamak. Dolayısıyla bu yatırımlarımız<br />
ile birlikte kafileler hem otel hizmetini<br />
en iyi şekilde alacak hem de idmanlarını,<br />
kamplarını gayet güzel bir şekilde<br />
yapabilecekler.<br />
Oteli konumlandırırken de spor ve<br />
sağlık turizmine hizmet eden bir otel<br />
konsepti olarak konumlandırabilir<br />
miyiz?<br />
Benim otelcilik anlayışımda tesislerin bir<br />
iki tane başlıkla tarif edilmemesi düsturu<br />
var. Dolayısıyla biz tesisimizi zaten spor<br />
ve sağlık noktasında ayrıcalıklı olduğunu<br />
düşünerek hayata geçiriyoruz. Bu alanda<br />
tesisimiz gereken doluluğu sağlayacaktır<br />
deyip tamamen spor ve sağlığa kanalize<br />
olmuş değiliz. Konumumuz itibari ile<br />
Atatürk Havalimanı’na yakınlığımız<br />
ortada. Burada aynı zamanda uçuş<br />
personeli ile beraber havaalanına<br />
yakın tesislerde ağırlanacak misafirleri<br />
de hedefliyoruz. Bununla alakalı<br />
da Hawthorn markası altında bazı<br />
planlamalarımız var.<br />
Onun haricinde İstoç bölgesine çok<br />
yakınız. Dolayısıyla hedefimizde sanayici<br />
ve işadamlarını ağırlamak da var.<br />
Dolayısı ile ben otelimi tamamen spor<br />
ya da sağlık oteli olarak tarif etmiyorum.<br />
Benim tesisim konsept olarak kaliteli<br />
malzemelerin kullanıldığı, kaliteli<br />
bir görüntüye sahip olan lifestyle bir<br />
tesis. Burada misafirlerin hem kaliteyi<br />
hissedecekleri hem de rahat edecekleri<br />
farklı bir konsept ortaya koymaya çalıştık.<br />
Bu konsepti destekleyecek şekilde de<br />
bir spor salonu yaptık. Belki de bizim<br />
tesisimizde konaklayan misafirlerimiz<br />
aynı zamanda spor salonu hizmetinde de<br />
faydalanacaklar.<br />
Gelelim sağlık yatırımlarımıza. Şu an<br />
tesisin sağlık tarafıyla ilgili kısmında<br />
görüşmelerimiz devam ediyor. İnşaat<br />
çalışmaları süren yatırımı Allah izin<br />
verirse 2018 Mart ayı gibi hayata<br />
geçirmeyi planlıyoruz.<br />
Bu alandan da kısaca bahsetmek isterim.<br />
Sağlık kısmımız iki bölümden oluşuyor.<br />
Bunlardan biri, otelin ana binasının içinde<br />
bulunan SPA alanımız. Burada ıslak<br />
zemin ve kuru zemin olmak üzere tüm<br />
ayrıntılar mevcut. Toplam 17 tane masaj<br />
odamız var. Düzgün ve profesyonelce<br />
kurulmuş bir alt yapıya sahibiz.<br />
İkincisi sağlık merkezimiz yani kliniğimiz.<br />
İnşaatı bitti sadece detaylandırılıp<br />
binanın kliniğe dönüştürülmesi ve<br />
planlandırılması çalışmaları üzerinde<br />
duruyoruz. Klinik hizmetleri içerisinde<br />
saç ekimi hizmeti vermek istiyoruz<br />
ki, Türkiye’de çok revaçta olan bir<br />
uygulama. Bunun dışında estetik, ağız,<br />
diş, çene cerrahisi ile ilgili şu an fiziki<br />
alan planlaması yapıyoruz. Net karar<br />
vermedik, muhtemelen o da olabilir.<br />
Spor ve sağlık konseptlerini içeren<br />
otellerin dünyadaki pazar payı nedir?<br />
Siz bu yatırımla Türkiye ve yurt dışı<br />
pazarından ne kadar pay almayı<br />
hedefliyorsunuz?<br />
İstanbul’da sağlık turizmine yönelik<br />
hizmet veren sayılı bir iki tesis var. Ancak<br />
onlar da yeterli oranda sağlık turizmine<br />
kanalize olup pazarlama geliştirmiyorlar.<br />
Bizde ise durum farklı tabii. Biraz önce de<br />
bahsettiğim gibi Ortadoğu coğrafyasında<br />
yaşayan insanların saç ekimi, ağız, diş,<br />
çene cerrahisi ve estetik gibi hizmetleri<br />
kendi ülkelerinde alınması pek mümkün<br />
olmuyor. Bu söz konusu potansiyeli<br />
elinde bulunduran ülkemiz için çok büyük<br />
bir avantaj. Biz de tesis olarak yurt içi ve<br />
yurt dışında sağlık turizmi noktasında<br />
bize partner olabilecek bazı pazarlama<br />
şirketleriyle çözüm ortaklığı yaparak<br />
bu tesisin hizmetlerini pazarlamayı<br />
düşünüyoruz. Hizmetleri web sitesine
ir şekilde son kullanıcılara ve aracılara<br />
tanıtımını yapacağız. Ekim ayı gibi<br />
özellikle Ortadoğu ülkelerine yönelik<br />
tanıtımlarımıza başlayacağız. Bununla<br />
alakalı olarak da bir satış pazarlama ekibi<br />
kurduk.<br />
Pazar payıyla ilgili olarak, İstanbul’un<br />
spor pazarında hak ettiğini alamadığını<br />
düşünüyorum. Yıllardan beri fuarlara<br />
gidiyorum, tanıtım pazarlama yapıyorum.<br />
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, spor<br />
turizmiyle alakalı çoğu profesyonelimiz<br />
şehirdeki amatör ve profesyonel sporcu<br />
sayısının Avrupa’nın tüm ülkelerinin<br />
önünde olduğunun farkında değiller.<br />
Hatta Istanbul’un, Ortadoğu’nun bile<br />
önünde olduğunu bilmiyorlar. Sadece<br />
İstanbul’daki sporcu sayısı birçok<br />
ülkedeki toplam sporcu sayısından daha<br />
fazla. Dolayısıyla İstanbul’daki müsabaka<br />
yapabilir takım sayısı da fazla. Bu gerçeği<br />
de göz ardı etmemek gerekiyor. Fiziki<br />
koşullar uygun olmasa bile rakip bulmak<br />
açısından İstanbul tercih edilir bir kent.<br />
Bir de diğer tarafıyla değerlendirelim<br />
olayı… İstanbul’da spor turizmi yapan<br />
acenta sayısı çok sınırlı. Bu yüzden<br />
de spor turizmi konusuna gereken<br />
önemin verilmediğini ve farkındalığın da<br />
olmadığını düşünüyorum. Bu konuyla<br />
alakalı bana göre Türkiye ve İstanbul<br />
turizminin spor ve sağlık turizmi<br />
noktasında uzmanlaşmış profesyonellere<br />
ihtiyacı var. Belki de önümüzdeki<br />
dönemlerde bazı turizm okullarında<br />
sağlık ya da spor turizmi üzerine bile<br />
çeşitli sayıda profesyonel yetiştirmek<br />
üzere bölümler, müfredatlar ve dersler<br />
bile konulabilir.<br />
hata payımız kalmadı. Bunun paralelinde<br />
yaptığımız eylemlerdeki doğruluk payımızı<br />
biraz daha artırmamız gerekiyor. Misal,<br />
bizim artık Türkiye olarak hiçbir fuarda<br />
tanıtım noktasında başarısız olmak gibi<br />
bir lüksümüz yok.<br />
Şu an sektör çalışanları olarak<br />
turizmin hangi yıl düze çıkacağını,<br />
eski gelir seviyelerini tekrar ne zaman<br />
yakalayacağımızı tartışıyoruz.<br />
Benim <strong>2017</strong> yılına ait gelir düzeyi ile<br />
alakalı öngörüm yılın başında 22 milyon<br />
dolar civarıydı. Yılın sonunda rakamları<br />
net bir şekilde göreceğiz. Önümüzdeki<br />
sene turist sayısıyla ilgili beklentim ise<br />
<strong>2017</strong>’de gerçekleşen turist sayısının<br />
yüzde 15 üzerine çıkılacağı yönünde.<br />
Fakat gelir noktasında ancak 3-4 senelik<br />
düzelme periyoduna gireceğimizi<br />
düşünüyorum. Bu noktada en hassas<br />
konu, yatak arzının dengeli bir şekilde<br />
büyümesini sağlamak.<br />
koyarak misafir beklemek günümüzde<br />
biraz hayalcilik olur. Biraz daha güçlü<br />
pazarlama yapmak gerekiyor. Fakat<br />
dediğim gibi biz Ortadoğu’daki bütün<br />
tanıtım ve pazarlama yapabileceğimiz<br />
etkinliklere katılıp buralarda kendimizi<br />
anlatacağız.<br />
Pazarı rekabetçi buluyor musunuz?<br />
Ben bu bahsettiğim noktada tesisimize<br />
herhangi bir rakip görmüyorum. Ne<br />
Türkiye’de var ne de coğrafyada var.<br />
Ortadoğu ülkelerinde bildiğim kadarıyla<br />
Katar’da buna benzer bir yatırım<br />
var. Fakat diğer bölgelerde böyle bir<br />
yatırım yok. Bizim üzerimize düşen<br />
öncelikle iç pazarda bu türlü bir yatırım<br />
olduğunu son kullanıcılara ve sağlık<br />
turizmi yapan çözüm ortaklarımıza<br />
anlatmak olacak. Ardından eş zamanlı<br />
Son olarak <strong>2017</strong> turizm sezonunu nasıl<br />
değerlendirirsiniz? 2018 yılı sizce<br />
sektör açısından nasıl geçer?<br />
2014-2015 yılları İstanbul turizmi için<br />
parlak dönemlerdi. Ardından bombalı<br />
eylemler, terör saldırıları sebebiyle<br />
turizmde duraklama dönemine girdik.<br />
Turistlerin cephesinde güvenlik güdüsü<br />
ortaya çıkmaya başladı. Bunca problem<br />
yaşanmasına rağmen İstanbul’un ayakta<br />
kalmasıyla alakalı olarak verilmiş<br />
sadakamızın olduğunu düşünüyorum.<br />
Hem yatırımcıların dik durması hem<br />
profesyonellerin vazgeçmemesi hem<br />
de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın<br />
sektöre yönelik faaliyetleri ile sektör<br />
tüm bileşenleriyle dik bir şekilde<br />
ayakta durmaya devam ediyor. Biraz<br />
daha sabırlı olmak gerekecek. Şunu<br />
kesinlikle unutmamalıyız ki, bundan<br />
sonra gerçekleştireceğimiz eylemlerde
hotel restaurant<br />
34 & hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Sofa Hotel<br />
ve Marriott<br />
International<br />
güçlerini birleştirdi<br />
Sofa Hotel, önemli bir işbirliğini<br />
hayata geçirerek dünyaca ünlü<br />
otel zincirlerinden Marriott<br />
International bünyesinde nitelikli<br />
otellerin yer aldığı Autograph<br />
Collection çatısı altına katıldı.<br />
Nitelikli hizmet, keyifli konaklama,<br />
merkezi konum ve çağdaş tasarım,<br />
yemek sanatı, teknik detaylar gibi<br />
kriterlere göre yapılan değerlendirmeler<br />
sonucunda Autograph Collection çatısı altına<br />
katılan Sofa Hotel, her biri kendi alanında<br />
kendini kanıtlamış özel ve farklı oteller arasına<br />
girerek iddiasını ortaya koydu. Sofa Hotel’in<br />
mükemmeliyetçi hizmet anlayışını Marriott<br />
International’ın uluslararası deneyimiyle<br />
birleştiren bu işbirliği sayesinde Sofa Hotel,<br />
önümüzdeki dönemde yurtiçi ve yurtdışında bu<br />
işbirliğinden aldığı güçle markasının sayısını<br />
artırmayı hedefliyor. Marriott International’ın<br />
seçkin ve tutkulu bağımsız otel koleksiyonu<br />
olan Autograph Collection’da şuan 30’a yakın<br />
ülkeden ve dünyanın en çok tercih edilen<br />
destinasyonlarında yer alan toplam 125 otel<br />
bulunuyor. Yakın gelecekte 5 otel daha açılmak<br />
üzere toplam 130 otele ulaşması hedefleniyor.<br />
Autograph Collection, 5 yıllık bir geçmişe<br />
rağmen dünyada en fazla tercih edilen<br />
Marriott ürünlerinin başında geliyor. Sahip<br />
olduğu niteliklerle benzersiz olan Autograph<br />
Collection otelleri, zengin karakterleri ve<br />
nadir ayrıntıları değerlendirilerek özel olarak<br />
seçiliyor. Otellerin benzersiz tasarımları,<br />
farklı konuk deneyimleri ve bulundukları<br />
lokasyolardaki anlamlı roller bu ayrıntıların<br />
omurgasını oluşturuyor.<br />
Demircan: “2020 hedefimizde otel sayısını<br />
50’nin üzerine çıkarmak istiyoruz”<br />
Marriott International Geliştirmeden Sorumlu<br />
Başkan Yardımcısı Poğda Demircan Marriott<br />
International ile ilgili olarak “Yaklaşık bir yıl<br />
önce Marriott International Starwood Hotels<br />
& Resort’u satın alarak dünyanın en büyük<br />
otel firması oldu” diyen Demircan sözlerine,<br />
“Marriott’un bugün 125 ülkede 30 marka<br />
altında 6,200’ün üzerinde otelle misafirlerine<br />
benzersiz konaklama seçenekleri ve eşsiz<br />
tecrübeler sunuyor. Ayrıca, Marriott Rewards<br />
ve SPG gibi sektörün en başarılı iki misafir<br />
sadakati programının bir araya gelmesi,<br />
100 milyonun üzerinde üyeyle dünyanın<br />
en büyük sadakat programlarından birine<br />
sahip olmamızı da sağladı” diyerek devam<br />
etti. Türkiye’de de hızla büyümeye devam<br />
ettiklerini belirten Demircan konuşmasına şu<br />
sözlerle devam etti; “13 marka altında 5,600’un<br />
üzerinde oda sayısıyla 26 otellik portföyümüze<br />
önümüzdeki 3 yılda açılması planlanan 11<br />
oteli daha ekleyecek olmanın memnuniyetini<br />
yaşıyoruz”. 2020 hedeflerinde otel sayısını<br />
50’nin üzerine çıkması olduğunu söyleyen<br />
Demircan, Türkiye’nin kendileri için çok önemli<br />
bir pazar olduğunu, özellikle de dönüşüm<br />
projelerinde büyük potansiyel gördüklerine<br />
dikkat çekti.<br />
Güreli: “Markamızı daha geniş kitlelere<br />
yaymamız için büyük bir fırsat”<br />
Türk turizminin içinden geçtiği bu süreçte<br />
Sofa Hotel için böylesine önemli bir işbirliğine<br />
imza attıkları için son derece mutlu olduğunu<br />
belirten Sofa Hotel Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ali Güreli, “Uluslararası alanda çok güçlü bir<br />
markayla yaptığımız bu işbirliği her iki taraf<br />
açısından da büyük avantajlar sağlayacak.<br />
Dünyanın en büyük otel zincirlerinden<br />
Marriott Grubu’nun niş otel markası olan<br />
Autograph felsefesi, bizim Sofa olarak ortaya<br />
çıkış hedeflerimizle örtüşüyor. Autograph<br />
Collection’la hayata geçirdiğimiz bu işbirliği<br />
sayesinde sunduğumuz kaliteli hizmetin de<br />
bir karşılığı olduğunu görüyoruz. Autograph<br />
Collection’un tüm dünyadaki ‘iyilerle çalışma’<br />
felsefesi de bizim hedeflerimizle örtüşüyor.<br />
Bu işbirliğini, markamızı dünyada daha geniş<br />
bir hedef kitleye yaymamız için büyük bir<br />
fırsat olarak görüyoruz. Hedeflerimiz bu otelle<br />
de sınırlı değil. Sofa ve Autograph olarak<br />
İstanbul dışındaki şehirler ve yurt dışında<br />
başka metropollerde de otel açma hedefiyle<br />
ilerleyeceğiz. Amacımız bu işbirliği ile beş yıl<br />
içerisinde bu markanın sayısını artırmak” dedi.<br />
Ali Sözmen: “Madem ilkiz, bu bayrağı<br />
başarıyla taşımayı hedefliyoruz”<br />
Toplantının kapanış konuşmasını yapan The<br />
Sofa Hotel’in ortağı Makpa Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ali Sözmen ise şunları söyledi:<br />
“Biliyorsunuz yaklaşık bir seneye yakın bir<br />
süredir bu çalışmalarımız devam ediyordu.<br />
Ali Bey olsun, Poğda Bey olsun, Cantekin Bey<br />
olsun da anlattılar. Biz de bu zaman içinde çok<br />
ciddi renovasyonlar yaptık. Tüm odalarımız,<br />
restoranımız yenilendi. Cantekin Bey’in de<br />
söylediği gibi çalışmalarımız daha da bitmedi,<br />
daha da devam edecek. Çeşitli aktiviteler<br />
ve etkinlikleri aktif olarak ve genç, dinamik<br />
olarak yapmayı planlıyoruz. İnşallah sizleri<br />
bundan sonra aramızda daha fazla göreceğiz.<br />
Marriott’cu arkadaşlarımıza da çok teşekkür<br />
ediyoruz. Madem biz burada ilkiz, ilk olarak da<br />
bu bayrağı başarıyla taşımayı düşünüyoruz ve<br />
hedefliyoruz.”
hotel restaurant<br />
36 & hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
The Ritz-Carlton, Istanbul yenileniyor<br />
İstanbul turizminde 16. senesini kutlayan The Ritz-Carlton, Istanbul 10 milyon<br />
dolarlık yatırımla yenileniyor.<br />
Nefis Boğaz manzarasına sahip İstanbul’un en lüks<br />
otellerinden biri olan The Ritz-Carlton, İstanbul’un yeni<br />
oda ve suitlerinin tasarım hikayesi İstanbul’un şehrin<br />
içinde barındırdığı renk skalası ve şekillerden aldığı ilham ile<br />
yeniden başlıyor. Türkiye’de faaliyete başladığı günden bugüne<br />
kusursuz servis kalitesi ve yemekleri ile fark yaratan, turizm<br />
sektörüne ve insan unsuruna güvenini kesintisiz sürdüren The<br />
Ritz-Carlton, İstanbul, 10 milyon dolarlık yatırımla yeniden<br />
yaratıldı.<br />
Öktem: “Tüm oda, suit ve balo salonları yeniden tasarlandı”<br />
The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve Pazarlama Direktörü Özlem<br />
Öktem’in verdiği bilgilere göre; misafirperverlik ve sofistike<br />
anlayışın kusursuz birleşimin temsil eden The Ritz-Carlton<br />
İstanbul’un tüm oda, suit ve balo salonları, İstanbul şehrinin ve<br />
tarihinin yansıtıldığı, değerli mimar ve sanatçıların dokunuşları<br />
ile yeniden tasarlandı. Dünyanın en köklü otelcilik geleneğine<br />
sahip The Ritz-Carlton, İstanbul’un iç dizaynı özellikle ülkemizin<br />
ve tarihimizin dokusuna atıfta bulunuyor.
The Ritz-Carlton, İstabul Satış ve<br />
Pazarlama Direktörü Özlem Öktem<br />
Avrupa otelleri arasında ‘misafir memnuniyeti en yüksek otel<br />
olma’ başarısını gösterdi<br />
30 ülkede dünya genelinde 91 oteli bulunan The Ritz-Carlton,<br />
İstanbul; açıldığı tarihten bugüne kadar 2 milyonun üzerinde<br />
yerli ve yabancı misafiri ağırladı. Avrupa otelleri arasında<br />
“misafir memnuniyeti en yüksek otel” olma başarısını gösterdi<br />
ve çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülün sahibi oldu.<br />
Misafirleri kadar çalışan memnuniyetine verdiği değerle turizm<br />
sektöründe öncü oldu. 360 sosyal sorumluluk projesine destek<br />
verdi. Bugüne kadar Bin 850 çalışanı istihdam eden Ritz-<br />
Carlton, Türkiye’nin turizm potansiyeline inanarak yatırımlarını<br />
artırmaya da devam ediyor.<br />
Tasarım hikayesi İstanbul’dan ilham aldı<br />
The Ritz-Carlton, İstanbul’un tasarımına şehirle ve İstanbul’un<br />
tarihiyle örtüşen, farklı renk katmanlarından feyz alınmış altın,<br />
bakır materyaller, güneşin doğuşu ve batışı sırasındaki renkler<br />
can verdi. Oda Yatak başları tasarlanırken ise kobalt mavisi çini<br />
ve Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli kumaşları kadife ve<br />
ipekler kullanıldı. Portekizli ünlü Mimar ve Marriott otellerinin<br />
de daha önce iç dekorasyonunu yapan Patricia Pina, oda ve<br />
suitlerin iç tasarımını yaparken Balo salonunun tasarımı da<br />
değerli mimar Hakan Yürüoğlu imzasını taşıyor.<br />
Otel, Türkiye tarihinin dokusuna atıfta bulunuyor<br />
Oda ve suitlerde; sanatçı Süleyman Sait Tekcan’ın “At Nağme”<br />
serisi eserleri ve Endüstri Tasarımı sanatçısı Doç. Dr. Gülname<br />
Turan’ın Anadolu çiniciliğinde kullanılan gökyüzü ve toprak rengini<br />
temsil eden panolar bulunuyor. Yeni tasarlanan oda ve suitlerde<br />
ayrıca III. Selim dönemi parasının büyültülerek yapıldığı üzeri antik<br />
sırlı replikalar göze çarpıyor. The Ritz-Carlton, İstanbul’un dizaynı<br />
özellikle ülkemizin ve tarihimizin dokusuna atıfta bulunuyor. Enfez<br />
boğaz manzarasına karşı olan oda ve suitler Türk tarihinden gelen<br />
ve hayranlık uyandıran motifler ile süsleniyor. Otelin konaklayacak<br />
konukları da hem tarihimizi daha iyi anlarken hem de geliştirilmiş<br />
konforu birlikte yaşamaya devam ediyorlar.
hotel restaurant<br />
38 & hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Hilton,<br />
Afrika<br />
Büyüme<br />
Girişimi’ni<br />
başlatıyor!<br />
Konaklama sektörünün<br />
lider firmalarından Hilton,<br />
önümüzdeki beş yıllık<br />
süreçte Afrika’da 50<br />
milyon dolarlık yatırım<br />
yapmaya hazırlanıyor.<br />
Hilton Afrika Büyüme<br />
Girişimi adı verilen<br />
yatırım planı kapsamında,<br />
firmanın Sahra Altı<br />
Afrika’daki varlığının<br />
daha da güçlendirilmesi<br />
hedefleniyor.<br />
Bu girişim doğrultusunda, Afrika’nın<br />
farklı noktalarında yaklaşık 20 bin<br />
oda sunan 100 otel, Hilton markalı<br />
tesislere dönüştürülecek. Yenilen oteller,<br />
Hilton çatı markası altında yer alan Hilton<br />
Hotels & Resorts, DoubleTree by Hilton,<br />
Curio Curio Collection by Hilton gibi farklı<br />
markalar ile hizmet verecek.<br />
Fitzgibbon: “Hilton, Afrika genelinde<br />
büyümeye hız verecek”<br />
Hilton Avrupa, Ortadoğu ve Afrika<br />
Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan<br />
Yardımcısı Patrick Fitzgibbon, büyüme<br />
girişimini şöyle yorumladı: “Afrika’da<br />
50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren<br />
Hilton, kıta genelinde büyümeye hız<br />
verecek. Bu kapsamda halihazırda hizmet<br />
veren çok sayıda oteli Hilton markalı<br />
otellere dönüştüreceğiz. Geçmişte çeşitli<br />
pazarlarda başarıyla uyguladığımız bu<br />
modelin, Afrika’da da bizim için önemli<br />
fırsatlar yaratacağına eminiz.”<br />
Fitzgibbon sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
“Mevcut otelleri Hilton markalı tesislere<br />
dönüştürmek dönüştürmek, otel<br />
portföyümüzü hızla genişletmemize<br />
imkan sağlayacak. Otel sahipleri de<br />
bu dönüşüm aracılığıyla hem daha<br />
fazla yerli ve yabancı turiste hem de<br />
misafir sadakat programımız Hilton<br />
Honors’ın 65 milyonu aşkın üyesine<br />
ulaşma imkanını yakalayacak. Afrika’daki<br />
büyüme hamlemizi yalnızca büyük<br />
şehirlerle ve havalimanı otelleriyle de<br />
sınırlı tutmayacağız. Tatil yöreleri ve<br />
safari alanları gibi çeşitli bölgelerde de<br />
otellerimizle hizmet vermeyi hedefliyoruz.<br />
Diğer yandan yeni oteller, Hilton’un<br />
pazara liderlik eden ticari platformlarının<br />
da aralarında yer aldığı çeşitli marka<br />
avantajlarından faydalanabilecek. Otel<br />
konukları ise ise online check-in ve Hilton<br />
Honors mobil uygulamasının sağladığı<br />
imkanlar başta olmak üzere pek çok<br />
yenilikçi Hilton hizmetini kullanabilecek.<br />
Fitzgibbon şöyle dedi: “Otel sahipleri,<br />
Hilton çatı markası altında yer alan farklı<br />
markalarımız arasından kendi tesislerine<br />
en uygun markayı seçme imkanına sahip<br />
olacak. Son dönemde bu esneklikten<br />
faydalanan tesisler arasında Kenya’da<br />
açmaya hazırlandığımız ilk DoubleTree<br />
by Hilton markalı otelimiz ile Ruanda’da<br />
yine aynı marka altında ülkenin ilk Hilton<br />
tesisi olarak hizmet verecek yeni otelimiz<br />
de yer alıyor. Yıl sonuna doğru diğer otel<br />
projelerimizi de duyurmayı hedefliyoruz.<br />
DoubleTree by Hilton Nairobi<br />
Hurlingham<br />
Bu girişim kapsamında dönüştürülecek<br />
ilk otel, Nairobi’deki Ngong Road üzerinde<br />
yer alan Amber Hotel. 2016 yılında<br />
kapılarını açan 109 odalı otel, renove<br />
edildikten sonra DoubleTree by Hilton<br />
markası ile hizmet verecek. Yılsonuna<br />
doğru tamamlanması hedeflenen<br />
renovasyon çalışmasının ardından, otelin<br />
adı da DoubleTree by Hilton Nairobi<br />
Hurlingham olarak değişecek. Franchise<br />
modeliyle işletilecek otelin otelin şu anki<br />
Genel Müdürü Elisha Katam görevine<br />
devam edecek.<br />
DoubleTree by Hilton Kigali City Centre<br />
Kigali’de profesyonel hayatın merkezi olan<br />
bir noktada yer alan 153 odalı (134 konuk<br />
odası, 19 apartman) Ubumwe Grande<br />
Hotel, renovasyon çalışmalarının ardından<br />
2018 yılında DoubleTree by Hilton<br />
markası ile hizmet vermeye başlayaak.<br />
Kapılarını ilk olarak Eylül 2016’da açan<br />
ve dönüşümün ardından franchise<br />
sistemiyle işletilecek olan otel, Hilton’un<br />
Ruanda’daki ilk tesisi olma özelliğini<br />
taşıyacak. Çalışmaların tamamlanmasının<br />
ardından otel DoubleTree by Hilton Kigali<br />
City Centre adıyla hizmet verecek.
40<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Muş Havalimanı’nın<br />
temel atma töreni gerçekleşti<br />
Kuruluşundan bu yana İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali başta<br />
olmak üzere, Kahire, Üsküp, Ohrid, Roma, Medine, Riyad ve Kuveyt’in de aralarında<br />
olduğu uluslararası ve yerel ölçekte toplam 17 havalimanı projesine imza atan<br />
GMW MIMARLIK’ın, 11.400 m²’lik alanda tasarladığı Muş Havalimanı Yeni Terminal<br />
Binası’nın temel atma töreni gerçekleştirildi.<br />
Ali Evrenay Özveren, Dicle<br />
Demircioğlu ve Pınar İlki Emekçi<br />
liderliğinde, ulaşım sektörü<br />
yapılarında Türkiye’nin ve dünyanın önde<br />
gelen markalarından biri olarak başta<br />
havalimanları, tren istasyonları, alışveriş<br />
merkezleri, konut projeleri ve kurumsal<br />
yapılar olmak üzere farklı fonksiyonlarda<br />
pek çok nitelikli mimari ve iç mimari<br />
proje üreten GMW MIMARLIK tarafından<br />
tasarlanan, DHMİ tarafından toplam<br />
11.400 m²’lik bir alanda inşa edilmesi<br />
planlanan Muş Havalimanı Yeni Terminal<br />
Binası’nın temel atma töreni, 4 Ağustos<br />
<strong>2017</strong> Cuma günü gerçekleştirildi.<br />
Özellikle yılın belli dönemlerinde artan<br />
yolcu ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz<br />
kalmaya başlayan mevcut terminal<br />
binası yerine DHMİ tarafından inşa<br />
ettirilmesi planlanan Muş Havalimanı Yeni<br />
Terminal Binası’nın, esas olarak iç hatlar<br />
terminali işlevi görmesi ve özellikle hac<br />
dönemlerinde dış hatlar terminali olarak<br />
da işletilebilecek şekilde planlanması<br />
istenmiş.<br />
Kolay ulaşılır planlama<br />
GMW MIMARLIK, zemin katı tüm yolcu<br />
hareketlerini toplayacak, kolay ulaşılır ve<br />
yolcu alanları bina içinde bütün olarak<br />
algılanır şekilde planlamış. Bu sayede<br />
yolcu alanlarının birbirine akması ve<br />
tek bir büyük hol olarak algılanması<br />
sağlanmaya çalışılmış. Bu büyük hol; bir<br />
ucunda VIP salonuyla, diğer ucunda ise<br />
bir iç avluya bakan geniş cam yüzeyle<br />
sınırlandırılmış. Yolcu bekleme salonu,<br />
gerektiğinde iç hat-dış hat bekleme salonu<br />
olarak bölünebilirken; bagaj alım salonu<br />
da gerektiğinde dış hat uçuşlarına hizmet<br />
verebilecek şekilde düzenlenmiş.<br />
Muş Havalimanı Yeni Terminal Binası’nın<br />
dar ve uzun bir bant olarak planlanan<br />
birinci katında ise ofisler yer alıyor. Ortada<br />
bir koridor üzerinde planlanan ofislerin bir<br />
kanadı doğrudan aprona cephe verirken,<br />
diğer kanattaki ofisler ise yolcu alanlarına<br />
bakacak şekilde yerleştirilmiş.<br />
Muş Havalimanı projesinde, terminal<br />
binalarında kütleyle ilgili en kritik konu<br />
olan çatı formu, olabildiğince sade bir<br />
şekilde ele alınmış; sert kış koşullarını<br />
da dikkate alarak geleneksel eğimli<br />
çatıdan yola çıkılarak tasarlanmış. Çatıda<br />
kullanılan kenetli alüminyum kaplamanın,<br />
eğik yüzeyler olarak planlanan dış<br />
duvarlarda da kullanılmasıyla çatının ‘yere<br />
akması’ sağlanmış. Tüm köşelerin yay<br />
formunda dönülmesiyle birlikte de, bütün<br />
işlevleri sarmalayan tek bir örtü düşüncesi<br />
desteklenmiş. Binayı saran bu örtü ile yer<br />
düzlemi arasında, yer düzlemine dik ve<br />
cepheden geri çekilmiş geniş cam yüzeyler<br />
planlanmış, bu sayede binanın kontrollü<br />
bir güneş ışığı alması hedeflenmiş.<br />
Çevreci, özgün<br />
GMW MIMARLIK, ilk eskiz aşamasından<br />
detayların oluşturulmasına kadar tüm<br />
proje süreci boyunca Muş Havalimanı Yeni<br />
Terminal Binası’nın hem sade, çevreci,<br />
kolay ulaşılabilir, işletme maliyetleri<br />
düşük, hem de özgün bir tasarım diline<br />
sahip olmasını amaçlamış.
42<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yatırım röportaj<br />
Deniz<br />
Dikkaya<br />
“Anadolu Yakası’nın<br />
liderliğini yeniden<br />
ele geçirdik”<br />
Anadolu Yakası’nın gözde<br />
lokasyonlarından Kalamış’ta<br />
hizmet vermeye devam eden<br />
Wyndham Grand İstanbul Kalamış<br />
Marina, grubun İstanbul’daki ilk otel<br />
markası olarak popülaritesini halen<br />
koruyor. Bunda elbette otelin kalite<br />
ve konforu sürdürülebilir bir servis ve<br />
hizmet anlayışıyla sunma gücü ve etkisi<br />
kadar satış ve pazarlama konusundaki<br />
profesyonel iş yaklaşımının da etkisi<br />
büyük. Beş yıldızlı otele açılışından bu<br />
yana yapılan iş gücü ve ünite yatırımları<br />
bunun birer açık göstergesi. Peki<br />
turizmdeki son dönem gelişmeler<br />
paralelinde Wyndham Grand İstanbul<br />
Kalamış Marina’da neler oluyor,<br />
<strong>2017</strong> yılını kapatmaya hazırlandığımız<br />
bugünlerde ve 2018’de beş yıldızlı otel<br />
konuklarını hangi yeni sürprizler ve<br />
hizmetleriyle ağırlayacak, otelin Satış<br />
ve Pazarlama Direktörü Deniz Dikkaya<br />
anlattı…<br />
“Hazirandan itibaren Anadolu Yakası’nın<br />
liderliğini tekrar ele geçirdik”<br />
2016 tüm Türkiye için olduğu gibi bizleri<br />
de çok üzdü. <strong>2017</strong>’de hepimiz çok umutlu<br />
olmak istiyorduk. Yıla Reina saldırısı<br />
gibi maalesef kötü bir olayla başladık.<br />
Ancak Haziran ayı sonrası özellikle<br />
de referandum kaynaklı sektörden<br />
artışlarla beraber olumlu sinyaller<br />
almaya başladık. İstanbul turizminde<br />
yaşanan yerli ve yabancı turist artışı<br />
memnun edici oldu. Bu dönemde peki biz<br />
Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina<br />
olarak neler yaptık? Haziran ayından<br />
itibaren Anadolu Yakası’nın liderliğini<br />
tekrar ele geçirdik. Her ayı hem bölge<br />
hem doluluk hem de fiyatlar anlamında<br />
güzel rakamlarla kapatıyoruz. Şu anda<br />
doluluklarımız % 90 ve üzeri devam<br />
ediyor. Bunda sadece otelin kalitesi değil,<br />
özellikle vurgulamak isterim ki satış,<br />
pazarlama ve operasyon başarısının<br />
büyük payı var. Şöyle söyleyeyim, biz<br />
operasyonel manada otelimize gelen<br />
bir misafiri memnun ederek ikinci kez<br />
getirebilme başarısına sahibiz.<br />
Satış ve pazarlama konusundaki<br />
çalışmalarınızı biraz daha<br />
detaylandırabilir misiniz? Başarı<br />
iddianızı temellendirdiğiniz<br />
faaliyetleriniz arasında neler var?<br />
Satış bir sanattır, biz de satış konusunda<br />
tecrübeli en iyi sanatçıları bir araya<br />
getirerek İstanbul’da ses getirecek<br />
çok iddialı bir ekip kurduk. Ben de<br />
satış pazarlama direktörü olarak bu<br />
güzel ekibin başındayım. Biz birbirini<br />
olduğu kadar otelini de çok seven ve iyi<br />
anlaşan bir ekibiz. Ben de dahil olmak<br />
üzere otelden ayrılmayı pek sevmiyoruz.<br />
Çünkü bu otelin içinde zaman<br />
geçirmek gerçekten çok keyifli. Hem<br />
misafirlerimiz bu keyfi yaşıyorlar hem<br />
de satış ekibi olarak bu keyfi yaşıyoruz.<br />
Hatta şunu samimiyetle söyleyeyim,<br />
Cuma-Cumartesi günleri evime biraz<br />
geç gidiyorum. O yüzden eşimden özür<br />
diliyorum. Ama bu oteli bırakmak inanın<br />
çok kolay değil. Zaten burayı yaşayan<br />
misafirlerimiz de aynı şeyi söylüyorlar.<br />
Sorunuza dönersem; yine<br />
tekrarlayacağım ve bu konuda da çok<br />
alçak gönüllü olmayacağım. Otelimiz<br />
Anadolu Yakası’nın en güzel otellerinden<br />
bir tanesi, ama bu unvanı korumak için<br />
de hem yeni sadakat projelerini hayata<br />
geçirirken hem de kalitemizi misafir<br />
memnuniyet oranımızı arttırmaya<br />
odaklanıyoruz. Bu çok zevkli bir yarış,<br />
bütün beş yıldızlı oteller gerçekten çok<br />
kaliteli ama bu yarışta ipi göğüslemek<br />
için hep çalışmak, daha çok çalışmak
gerektiğinin de bilincindeyiz. Kalamış<br />
ve Anadolu Yakası’nın sahil hattındaki<br />
ışıldayan bir otel olmaktan büyük<br />
memnuniyet duyuyoruz. Bunun da hakkını<br />
vermemiz gerekiyor. Biz yönetimimiz,<br />
tüm satış ekibimiz ve operasyon<br />
kadromuzla birlikte bu memnuniyeti<br />
devam ettirmek için çalıştık. Çok kısa<br />
zamanda da yepyeni güzel projeleri<br />
hayata geçirdik. Bizi izlemeye devam edin<br />
diyoruz.<br />
“Otelimizi Kalamış vurgusuyla<br />
pazarlıyoruz”<br />
Bunlardan en önemlisi, aslında lokasyonu<br />
öne çıkarma projemiz oldu. Bildiğiniz<br />
üzere, biz turizm fuarlarına gittiğimiz<br />
zaman sadece Türkiye’yi tanıtıcı işler<br />
yapardık. Sonra lokasyon öneminin<br />
farkına vararak iller tanıtımı öne çıkmaya<br />
başladı. Kalamış’ın tek oteli olmamız<br />
ve Türkiye’nin en özel lokasyonlarından<br />
birinde konumlanmamız sebebi ile<br />
satış ve pazarlama faaliyetlerimizde<br />
Kalamış vurgusu üzerine çalışıyoruz.<br />
Bu doğrultuda “Kalamış’ta hayat başka”<br />
diye bir slogan oluşturduk. “Kalamış’ta<br />
toplantı başka, Kalamış’ta düğün başka,<br />
Kalamış’ta eğlence başka” diyoruz.<br />
Tüm markalarımızı da bunun altında<br />
vurgulamaya çalışıyoruz. Bunda da<br />
başarılı olduğumuzu düşünüyorum.<br />
Son dönemde aldığımız tepkiler ve ileri<br />
döneme yönelik yapacağımız pazarlama<br />
çalışmaları da hep Kalamış vurgusu<br />
üzerine olacak. Çünkü bu otel dediğim<br />
gibi Kalamış’ta ve bölgesinin de tek oteli.<br />
Buraya insanlar bir tatlı huzur bulmaya<br />
geliyorlar. Biz de zaten onlara o tatlı<br />
huzuru vermeye çalışıyoruz. Otelimiz<br />
lokasyon ruhuyla son derece örtüşen<br />
butik bir otel konseptinde ama beş yıldızlı<br />
bir işletmeyiz.<br />
“Anadolu Yakası’nda yeniden bir<br />
numarayız”<br />
Neredeyse %70’i Kalamış manzarasına<br />
sahip 210 odamız var, her biri de süit<br />
kalitesindeler. Yiyecek ünitelerimiz çok<br />
farklı. Eğer siz bir otelin yiyecek içecek<br />
ünitelerin iyi satmak ve pazarlamak<br />
istiyorsanız onların kendi markalarını<br />
da oluşturmak zorundasınız. Wyndham<br />
Grand İstanbul Kalamış Marina, tabii<br />
bütün ekibi ile birlikte bunu çok iyi<br />
başarmış durumda Mehmet Yalçınkaya<br />
gibi harika bir şefimiz var, onunla<br />
çalıştığımız için çok şanslıyız. Netice<br />
olarak içinde bulunduğumuz lokasyonu<br />
ön plana çıkararak tanıtımlarımızı<br />
sürdürüyoruz, çok kısa bir zamanda da<br />
karşılığını aldık. Anadolu Yakası’nda şu<br />
anda gerek doluluklar gerekse fiyatlar<br />
anlamında bir numara olma özelliğimize<br />
tekrar sahip olduk.<br />
Bu yılı ne şekilde tamamlarsınız,<br />
yılsonuna ilişkin tespit ve önerileriniz<br />
neler?<br />
İstanbul’da genel manada bir yoğunluk<br />
başladı. Bu da bizi ve sektörümüzü<br />
çok sevindiriyor. Kaldı ki ben bildiğiniz<br />
üzere sadece otelde çalışan bir yönetici<br />
değilim. Aynı zamanda çeşitli sivil toplum<br />
kuruluşlarında da görev yapıyorum.<br />
Ama bayrağı diğer arkadaşlarımıza<br />
teslim ettik çünkü burada çok farklı bir<br />
dünya var. Anadolu Yakası otelciliğinde<br />
de çok ciddi bir rekabet var. <strong>2017</strong>’nin<br />
Eylül ayını bitiriyoruz. Ekim ve 3 aylık<br />
dönemde 2016’da özlediğimiz tabloyu<br />
<strong>2017</strong> yılı sonuna kadar yaşatmak için<br />
çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok<br />
yakında Kalamış vurgusu ile ön plana<br />
çıkmayı hedeflediğimiz bir pazarlama<br />
çalışmasıyla sektörde kendimizden<br />
bahsettireceğiz. Sözünü ettiğim,<br />
hem yazılı hem de görsel medyada<br />
yer almak ve sinema reklamlarına<br />
girmekle alakalı bir proje. Bu doğrultuda<br />
Kalamış LIVE’ı tekrardan hayata<br />
geçirdik. Kalamış LIVE, otelimizdeki<br />
canlı müzik performanslarımız. Bunun<br />
hakla ilişkiler yönetimini ayrı yapıyoruz.<br />
Sadece İstanbul’dan değil, şehir<br />
dışından konaklamalı misafir ağırlıyoruz.<br />
Bunlardan bir tanesi OUZO Restaurant.<br />
Özellikle Çarşamba-Cuma-Cumartesi<br />
olmak üzere haftanın üç günü Kalamış<br />
LIVE günlerinin olduğu, Yunan ve Balkan<br />
müzikleriyle canlı programın yapıldığı,<br />
Ege ve Türk lezzetlerinin servis edildiği<br />
bir konsept. İnsanlar “Wyndham Grand<br />
Kalamış Marina’nın terasına gidiyorum<br />
demiyor, OUZO’ya gidiyorum” diyor.<br />
Bir de Jigger Roof barımız var. Burası<br />
Kalamış manzarasıyla özel davet ve<br />
organizasyonlara ev sahipliği yaptığı<br />
gibi haftanın dört günü caz müzik<br />
dinletileri ile de oldukça popüler.<br />
Bunların dışında otelimizin içinde toplam<br />
altı tane yiyecek içecek markamız var.<br />
Bunların üç tanesi kendi işletmemiz,<br />
geriye kalanlar kiracılarımız. Fakat<br />
bunlar Günaydın Kebap, Sushico, Özgür<br />
Şef, Divan Pastaneleri gibi oteli marka<br />
değerini yükselten işletmeler. Biz bu<br />
markaları kendi otel markalarımızın<br />
içine bütünleştirerek güzel bir karışımı<br />
misafirlerimize sunuyoruz, geri<br />
dönüşünden de son derece memnunuz.<br />
Son olarak 2018 yılına dair neler<br />
söyleyebilirsiniz?<br />
2018’de aynı başarımızın devam etmesi<br />
için hem ülkesel bazda hem de bu ülkeye<br />
hizmet eden ürünler olarak çalışacağız.<br />
İstanbul’un ve Türkiye’nin eğlenceli, güzel<br />
yüzünü daha fazla göstererek, yaşanan<br />
kötü senaryoların hepsini unutarak<br />
pazarlama politikalarımıza devam etmek<br />
önceliğimiz olmalı diye düşünüyorum.<br />
Paris’te de bombalar patladı,<br />
Barselona’da da… Ama baktığınızda biz<br />
maalesef ki moral motivasyon anlamında<br />
çabuk düşen bir milletiz. Bu noktada<br />
halkla ilişkiler yapanların ve turizm<br />
sektörünün bu olumsuz gelişmelerden<br />
etkilenmemesi lazım. Burada biz ürün<br />
verenler olarak buna çok dikkat edeceğiz.<br />
2018’de pazarlama politikamızı sürekli<br />
çeşitlendirerek yol aldığımızda bunun<br />
da karşılığında iyi sonuçlar alacağımıza<br />
eminim.
hotel restaurant<br />
44 & hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Saray mutfağının ‘altın eli’<br />
Gülşen Coşanöz<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen / Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
Büyük yedi odalı üç salonlu eski bir<br />
Bursa evinde annenin maharetle<br />
kurduğu Türk ve Saray mutfağının<br />
en seçkin tatlarıyla geçer çocukluk ve<br />
ilk gençlik yılları. Akranları kek, poğaça<br />
yapmanın derdindeyken o başucu edindiği<br />
yemek kitaplarıyla ilk turşusunu kurar…<br />
Yine o kitaplarla Saray mutfağını işin<br />
ustalarından büyük bir iştahla hatmeder…<br />
Bir hobi olarak girdiği mutfak, yıllar<br />
geçtikçe kendi gibi yemeğin ruhundan,<br />
enerjisinden, ritminden anlayan gustosu<br />
geniş insanlara kapılarını açar, coşar sel<br />
olur…<br />
Tıpkı Türk ve Saray mutfağının<br />
Bodrum’daki usta temsilcisi Marmarina<br />
Saraylı Mutfak Koordinatörü Gülşen<br />
Coşanöz’ün hikayesi gibi…<br />
Gülşen Hanım, gastronomi hayatınız<br />
ilk nasıl başladı? Geçmişe kısa<br />
bir yolculukla o günleri bize nasıl<br />
anlatırsınız?<br />
Aslen Bursalıyım, atalarım Saraybosnalı.<br />
Bursa’da annem eski kültürümüzü aynen<br />
devam ettiren bir kadındı. Yemek bizim<br />
için çok önemliydi. Daha çok küçüktüm<br />
ama iyi hatırlarım, evimizde yemek<br />
odamız, yemek hazırlanan mutfağımız<br />
ve yemek bölümümüz ayrıydı. Büyük,<br />
eski bir Bursa evinde dünyaya gelmişim<br />
ve o evde büyüdüm. Annemin yemekleri<br />
muhteşemdi, bize çok özel yemekler<br />
yapardı, saray lezzetlerini ve Türk<br />
mutfağının en zor yemeklerini layıkıyla<br />
başarırdı.<br />
“Gastronomi hayatım bir turşuyla<br />
başladı”<br />
Ben boğa burcuyum. Boğa burcu<br />
biliyorsunuz, mutfağa meraklıdır,<br />
gastronomiyi çok önemser. Henüz daha<br />
orta birinci sınıf öğrencisiyken herkes<br />
kek, poğaça yapma derdindeyken ben<br />
daha değişik şeyler yapmanın telaşıyla<br />
ilk turşumu kurdum. Benim için o çok<br />
kıymetlidir, hiç unutamam. O aralar<br />
ülkemizin medarı iftarı Necip Ertürk<br />
ustanın yemek kitabı bir şekilde elime<br />
geçti. Devamında ustanın ansiklopedi<br />
değerinde bilgilerle dolu olan bütün<br />
yemek kitaplarını edindim ve zamanla<br />
kendisi benim idolüm oldu. Oradaki<br />
tariflerden birinden de ilk turşumu<br />
kurmaya karar verdim. Hiç unutmam,<br />
bizim Bursa’da bir köylü pazarı vardı.<br />
Tarifnamede gerekli ne malzeme<br />
varsa ama çocuk aklımla da çok daha<br />
güzel yapacağıma inanarak, ustanın<br />
yazdığı malzemelerin iki mislisini satın<br />
aldım ve kullandım. Sebzeler aynı ama<br />
baharatlar tam tamına iki katıi… Turşuyu<br />
kurduktan sonra bir 15-20 gün geçti.<br />
Büyük bir seremoniyle ailece açtık ama<br />
bütün ev ahalisi kaçtı. Etrafa yayılan<br />
olağanüstü kötü bir kokuydu çünkü.<br />
Ben çok üzüldüm, çok bozuldum. Nasıl<br />
başarısız olurdum, kahroldum. Rahmetli<br />
annem orada beni çok güzel motive etti,<br />
“Hayır, tadı pek güzel evladım, üzülme,<br />
bir dahaki sefere daha da güzel olur,<br />
hemen bunu sofraya koyacağız” diyerek<br />
adeta beni yüceltti. Bu gerçekten benim<br />
içi unutulmaz bir anıdır. Annemin o<br />
sözleri beni ihya etti ve böylelikle benim<br />
gastronomi merakım başladı. Ondan<br />
sonra ben roman okur gibi Necip Usta’nın<br />
beş cilt halindeki kitaplarını her fırsatta<br />
o kadar çok okudum ki, kitaplar hep<br />
yıprandı, inanır mısınız üç kez aldım,<br />
onlar benim başucu kitabım oldular. Her<br />
boş anımda roman okur gibi okudum ve<br />
uyguladım. Yıllarca… Son üçüncü kez<br />
aldığım beş cildi artık kütüphanemde<br />
muhafaza ediyorum, çok kıymetli benim<br />
için çünkü az bulunuyor.
Eğitim de devam ediyor tabii…<br />
Aslında ben Çocuk Gelişimi okudum.<br />
Ankara Üniversitesi’ni kazandım, gittim<br />
ancak üniversiteyi bitirmedim, yarım<br />
kaldı. 70’li yıllarda terör olayları çok<br />
yoğundu. Sağ sol çatışmalarından çok<br />
zamanlar müthiş bir yatak sıkıntısı var.<br />
Üç tane otel var, Türkiye’ye de acayip bir<br />
talep var. Uçak dolusu insanlar geliyor,<br />
ancak turistleri konaklatacak yatak yok.<br />
Hatta o dönemlerde Dedeman Otel vardı,<br />
çalıştığımız acenta doluluklardan dolayı<br />
hatta 1000 kişiyi ağırlıyorduk. 35 tane<br />
elemanımız, üç de şefimiz vardı.<br />
“Hep Türk mutfağını tanıtmak istedim”<br />
Bu yoğunluğa rağmen ben milliyetçi<br />
duygularımla hareket ederek, şeflerimize<br />
etkilendik. Ancak yemek aşkım aynen<br />
devam etti. Her vesileyle mutfağa<br />
giriyordum, evde partiler veriyordum,<br />
kutlamalar yapıyordum.<br />
Anneniz bu gelişimden son derece<br />
memnun olmalı.<br />
Fevkalade memnun. Zaten biz dört<br />
kız kardeşiz. Her kardeşimizin ayrı bir<br />
özelliği var. Kız kardeşim ressam, ablam<br />
moda evi sahibi. Her birimiz sanatın farklı<br />
bir dalıyla uğraşıyor. Yine Necip Usta’nın<br />
kitaplarında okumuştum, “gastronomi bir<br />
sanattır” diye… Yemek yapmanın güzel bir<br />
sanat olduğunu fark edince çalışmalarım<br />
da aynı hızla devam etti. Yıllarca hobi<br />
şeklinde yemek yapmayı sürdürdüm.<br />
Daha sonra eşimin işi icabı Antalya’ya<br />
taşındık, kendisi turizm sektöründe<br />
yiyecek içecek müdürüydü ve orada<br />
benim turizm hayatım başladı. Sene<br />
1986, Mesut Yılmaz Turizm Bakanı,<br />
turizmin en popüler yılları… Kemer’in<br />
tek oteli var ve eşim oranın müdürü,<br />
Bakan Beye ve heyete yemek verilecek<br />
ama o kadar hiçbir şey yok ki! Gerçek<br />
turizmin yapıldığı dönemler… O yıllarda<br />
hep eşime yardım ettim. Sonra 1993<br />
yılında Antalya’da ortağımız ile beraber 27<br />
odalı bir pansiyon satın aldık, bunu ciddi<br />
emeklerle restore ettik ve küçük bir butik<br />
otel haline getirdik. Turizm sektöründe<br />
ilk bağımsız emeğim böyle başladı. Otelin<br />
müdire hanımı oldum. Antalya’da da o<br />
müşteriyi önce bize getiriyordu, 2-3 gün<br />
sonra yer açılınca Dedeman’a taşıyordu.<br />
Kaldı ki biz Antalya’da 2, 3 yıldızlı bir<br />
oteldik.<br />
“Gece 3’te haldeki yegane sarı saçlı<br />
kadın bendim”<br />
Otel müdiresiydiniz ama mutfakta<br />
değildiniz…<br />
Mutfakta değildim ama bilgimi devamlı<br />
geliştiriyorum, sürekli okuyorum,<br />
araştırıyorum, bilgilerimi mutfakçılarla<br />
devamlı paylaşıyorum. Ben kendi<br />
işletmemizi yürütürken, eşim Talya<br />
Otel’in Yiyecek İçecek Müdürüydü. O<br />
aralar günlük tura çıkan turistler perişan,<br />
gezdikleri güzergahlarda doğru düzgün<br />
lokanta yok! Akşam otelde herkes hasta,<br />
sindirim sistemi bozukluğu yaşıyorlar.<br />
Acentacı arkadaşlarımızın ısrarları<br />
üzerine, onların gruplarına hizmet<br />
vermek üzere 1995’te Akdeniz bölgesinin<br />
ilk grup konseptli restoranını, 10<br />
dönüm arazi üzerine kurduk. Restoran,<br />
Kurşunlu Şelalesi Perge Antik Kent ve<br />
alışveriş merkezlerine yakın olduğu<br />
için iyi bir lokasyon seçmiştik, ayrıca<br />
Çiftlik Restaurant olarak bir bölümünde<br />
geleneksel tarım yaptık. İçinde her daim<br />
10-12 köpek, 35-40 ördek, 40-50 horoz<br />
tavuk, bir kaç kuş ve papağan, 3 at, 2<br />
adet te eşeğimiz vardı. Turizmin altın<br />
yılları, her gün öğle yemeğinde 800- 900<br />
Türk lezzetlerinden oluşan, açık büfe<br />
kurduruyordum. Hep Türk mutfağını<br />
tanıtmak istedim, Türk kahvemizi<br />
duyurmak istedim. Düşünün ki,<br />
imambayıldıdan zeytinyağlı yaprak<br />
sarması ve pastırmalı kuru fasulyeden<br />
karnıyarığa kadar menümde hep gerçek<br />
Türk mutfağını uygulattım. Mutfakta<br />
genelde denetleyen, menüleri çıkartan<br />
kişi konumundaydım. Bazı geceler eşimle<br />
beraber hale ben de giderdim. Gece 3’te<br />
haldeki yegane sarı saçlı kadın bendim ve<br />
daima şunu çok önemsedim, tarla ürünü,<br />
mevsimsel ürün… Antalya’da etrafımız<br />
seralarla dolu olmasına rağmen yakınen<br />
yaşadığım için tercih etmedim, halen de<br />
tercih etmem. Tamamen mevsimsel ve<br />
doğal ürün kullanmaktan yanayım.<br />
“Ne mutlu ki, Marmarina<br />
Saraylı’ya gelenlerin yüzde<br />
80’i gustosu çok gelişmiş<br />
insanlar. Konuya çok vakıf,<br />
damak zevkleri müthiş. Sizi<br />
takdir edebilecek insanlar,<br />
bu da benim bütün<br />
yorgunluğumu alıyor.”
46<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Bu arada lafınızı bölerek, sizi biraz daha<br />
yakından tanımak ve tanıtmak isterim.<br />
İş ve gündelik yaşamında Gülşen<br />
Coşanöz nasıl biridir, bize kendinizi<br />
anlatır mısınız?<br />
Aslında zor bir insanım. Mükemmeliyetçi<br />
oluşum etrafımda çoğu zaman sıkıntı<br />
oluşturabiliyor. Bu yüzden benimle<br />
çalışmak, personele zor geliyor. Hele<br />
ki günümüz personelini çok fazla<br />
rapta zapta alamıyorsunuz. Oldu, bitti<br />
felsefesiyle çalışıyorlar. Maalesef sektör<br />
olarak bu konuda çok geri kaldık. İyi<br />
şefler, iyi müdürler yetiştirdik ama<br />
onların alt kadrosunu yetiştiremiyoruz.<br />
Bu bilinci yaymamız lazım. Sezonluk<br />
yerlerde özellikle ne yazık ki elemanlar<br />
bir cep telefonu için çalışıyor, işi<br />
öğrenmek çok da umurlarında değil<br />
ki… İnşallah üyesi olduğum Gastronomi<br />
Turizmi Derneği olarak gençlerin<br />
eğitimine el vereceğiz. Ülkemi gerçekten<br />
çok seviyorum. Ülkemin değerlerinin<br />
dünya çapında yer bulmamasından<br />
müthiş hayıflanıyorum. Bunun için<br />
de kesinlikle bir şeyler yapmamız<br />
gerektiğine inanıyorum. Bu ülke<br />
bizim felsefesiyle bugüne kadar pek<br />
çok aktivite yaptım. Hala bu yaşımda<br />
devam ediyorum. Yaşımı söylemekten<br />
hiç çekinmiyorum, 64 yaşımdayım.<br />
Ama keşke bu kadar bilgiyle, bu kadar<br />
deneyimle 38 yaşımda olsaydım. Çok<br />
büyük hayallerim, hedeflerim var.<br />
İnşallah ömrüm yetecek, onları da<br />
yapacağım diyorum. Gün 24 saat ama<br />
ben böyle 18 saat filan çalışıyorum ki,<br />
yapmak istediklerimi enerjim azalmadan<br />
bitirebileyim. Çünkü çok konu başlığım<br />
var, bunları gerçekleştirmek istiyorum.<br />
Bu bahsettiğiniz konu başlıklarını biraz<br />
daha açabilir misiniz?<br />
Son beş yıldır Bodrum’da yaşıyorum.<br />
Bodrum mandalinasının kıymet<br />
görmemesi beni çok üzdü. Çünkü<br />
olağanüstü bir lezzet. Tek kusuru fazla<br />
çekirdekli olması. Bu sebeple hemen<br />
#bodrummandalinasıyaşamalı şeklinde<br />
bir hastagh yaptım. Marmarina Saraylı’da<br />
da son 3-4 senedir Bodrum mandalinalı<br />
menüler yapıyorum, etkinliklerimde<br />
konuklarıma yine Bodrum mandalinalı<br />
ürünler sunuyorum. İncecik bir kabuğu<br />
var ama muhteşem bir aroması<br />
var oysaki… Onun dışında tarladan<br />
tabağa olayını, atalık tohumları çok<br />
önemsiyorum; bu tohumlara sahip<br />
çıkılması ve daha da yaygınlaştırılması<br />
gerektiğini düşünüyorum. Çiftçimiz<br />
özendirilmeli! Yeni yetişen neslin<br />
taze fasulyenin veya patlıcanın hangi<br />
mevsim sebzesi olduğunu bilmemeleri<br />
beni fevkalade üzüyor. Oysa bizler<br />
menülerimizi mevsimsel ürünlerle<br />
hazırlasak, çocuklarımızı doğal ürünlerle<br />
beslersek, tohumlarımızın kıymetini<br />
bilirsek, küçük üreticilerin desteklersek,<br />
Onları da turizm sektörünün içine<br />
katarsak, elbirliği ile tarla ürünlerini<br />
kullanırsak daha geniş çevrelere<br />
ulaşabiliriz. Yani “Turizm Tarım El Ele”<br />
verebiliriz. Burada Palmarina’da Saray<br />
mutfağı, Türk mutfağı, Ege ve Bodrum<br />
mutfağını uyguluyorum. Saray mutfağının<br />
turizme katkısının çok önemli olduğuna<br />
inanıyorum. Türk mutfağı olağanüstü.<br />
Saray mutfağının Gastronomi sektöründe<br />
daha çok yer almasını arzu ediyorum.<br />
Büyük yatırımcılarımıza ulaşmaya<br />
çalışıyorum. Bir yığın İtalyan zincirlerle<br />
dolu ülkemiz. Kaldı ki bunu da layıkıyla<br />
yapamıyorlar. Niye zincir olarak bir Türk<br />
mutfağı yok? Türk mutfağını uygulayan<br />
işletmelere bakarsanız, hep kişisel bazda<br />
gayretlerle yürüyen 3-4 tane işletme<br />
var. Bu bizim kültürümü ama bu işe<br />
değer veren ünlü yatırımcı veya holding<br />
veya zincir sahibi işletmecilerimiz yok.<br />
Bazıları yeni yeni menülerine 1-2 tane<br />
yemek koymaya başladılar. Gönül ister<br />
ki, imkanlarını Türk mutfağı için de<br />
kullansınlar. Bunu çok önemsiyorum,<br />
inşallah sesimizi de duyuracağız. Ben de<br />
bu konuda seve seve fedakarlık yapmaya<br />
hazırım. Saray mutfağının da işletmelerin<br />
bölge bazında yayılması halinde<br />
turizmde bir çıkış noktası olacağına<br />
inanıyorum. Bugün dünyada “gastronomi<br />
turizmi” var, insanlar değişik mönüleri<br />
tadımlayabilmek için ülkeler arasında<br />
geziyorlar. Bütçeleri yüksek, 6 euroya kaç<br />
kişi doyarız diye bakmıyor.<br />
Bunun haricinde küçük işletmelerin<br />
kendi atölyelerinde yaptıkları ürünlerinin<br />
ne kadar kıymetli olduklarını anladım.<br />
İlhan Koçulu müthiş takdir ettiğim<br />
bir beyefendi. Kars kaşarını bütün<br />
dünyaya tekrar tanıttı. Her bölgede<br />
bunun gibi bir İlhan Koçulu çıkartmamız<br />
gerektiğini düşünüyorum. Bunun için<br />
de “Coğrafi İşaretli Ürünlerin Turizme<br />
Kazandırılması” şeklinde başka bir başlık<br />
attım. Hiç olmazsa butik işletmelerin<br />
bu ürünleri kullanması konusunu çok<br />
önemsiyorum. Bazı marketler ayrı bir<br />
bölüm halinde bu ürünleri sunmaya<br />
başladılar, nispeten mutlu eden bir<br />
gelişme.<br />
Hedefleriniz ana başlıklar halinde<br />
böyleydi. Peki Çiftlik Restaurant’tan<br />
sonrası nasıl gelişti, Marmarina Saraylı<br />
hikayesi nasıl başladı, devam edecek<br />
olursak?<br />
14 sene boyunca Çiftlik Restaurant’ımızı<br />
devam ettirdik. Ancak maalesef<br />
2003’ten sonra her şey dahil sistemi<br />
Türkiye turizminin sonunu getirdi.<br />
Türk kültürünü yaşamak, öğrenmek<br />
yerine, denize girip güneşlenmek için<br />
ülkemize gelen vasıfsız turistlerle Türk<br />
turizmi değer yitirdi. Harcama yeteneği<br />
olan misafirleri kaybettik. Kitle turizmi<br />
ile beraber kayıplar başladı. Gelen<br />
misafirler tura çıkmıyor, gezmiyor,<br />
havaalanı-otel, otel-havaalanından<br />
ülkelerine geri dönüyorlardı. Bunun<br />
üzerine 2008 yılında, eşim ve oğlumla<br />
işyerimizi kapatma kararı aldık ve<br />
hepimiz profesyonel yaşama döndük.<br />
Oğlum Mardan Palace’ın açılış ekibinde<br />
yer aldı. Ben Kemer Çamyuva’da bulunan<br />
ve şu an ismini vermekte hiçbir sakınca<br />
görmediğim Naturland Otel’in Country<br />
bölümüne işletme müdürü olarak işbaşı<br />
yaptım. Country, benim tarzımdı, doğal<br />
tarım yapıyorlardı. Seve seve o görevi
aldım ve çalıştım. Fakat çok üzgünüm,<br />
yatırımcımız Cemil Çakmaklı hepimizin<br />
emeğini harcadı, hiçbirimizin maaşını<br />
ödemedi, küçük tedarikçilerin iflasına<br />
dahi sebep oldu. Tesiste çok şık villada<br />
kalıyorum, inanılmaz olaylara şahit<br />
oluyorum, 6 aydır maaş almıyorum!<br />
O ara babam Bursa’da rahmetli oldu,<br />
cenazesine gideceğim, koordinatör<br />
Meral hanıma durumu anlattım, hiç<br />
umursamadı! Onun üzerine otelden<br />
ayrıldım. Hiç unutmam kendi kendime<br />
şunu söyledim: “Bu Antalya’da çalışılmaz<br />
artık!” hala daha hiçbirimiz alacağımızı<br />
tahsil edemedik, mahkemeleri<br />
kazandığımız halde, koca tesis bankanın<br />
ipoteği altında, çürümeğe terk edildi, iflas<br />
masası kuruldu ama nafile…<br />
“Antalya’dan yola çıktık, nereye<br />
gideceğimizi bilmeden 3.500 km yaptık”<br />
Oğlum Mardan Palace’ta çalışıyor, o<br />
da maaşını alamıyor. Eşimden ayrılıp<br />
Antalya’yı terk etme ve yeni bir yerde<br />
kendime yeni bir yaşam kurmak üzerine<br />
radikal kararlar aldım. Oğlum da bana<br />
katılmak istedi ve 2011 yılında onunla<br />
birlikte Antalya’dan yola çıktık, 3.500 km<br />
yol yaptık. Bundan sonraki hayatımızı, bu<br />
bilgilerimizle, deneyimlerimizle nerede<br />
mutlu olabiliriz, kimlere hitap edebiliriz<br />
şeklinde araştırmalarımıza başladık.<br />
Yolun sonunda bir ışık görebildiniz mi<br />
peki?<br />
Evet tabii. Yola çıktık ama nereye<br />
gideceğimizi bilmiyoruz. Elimde<br />
bilgisayarım, Google haritadan bütün<br />
Akdeniz ve Ege’yi tarıyorum. Küçük bir<br />
yer arıyorum ama yapmak istediğim<br />
işlerin o bölgenin insanlarıyla da bir<br />
şekilde bağdaşması gerekiyor. Selimiye,<br />
Alaçatı ve Yalıkavak olmak üzere üç yer<br />
ilgimizi çekti. Hepsinin doğası muhteşem<br />
ama içlerinde en çok Yalıkavak’ı sevdik.<br />
Yalıkavak Palmarina’yı 2011 yılında<br />
Mübariz Bey yeni almıştı. Daha önce<br />
orada yemek yemişliğim de vardır.<br />
Marinaya girdik, yönetimden yer istedik,<br />
bize konsept sordular, zaten da çok arzu<br />
ediyorum, “Ben Osmanlı Saray mutfağı<br />
yapacağım” deyince Mübariz Bey’den<br />
ivedilikle onay çıktı. O kışı Antalya’da<br />
geçirdik. Kurşunlu Şelalesi’ndeki<br />
Dreamland Restaurant devam ederken<br />
çok yüksek volümlü çalıştığımız yıllarda<br />
Unilever şirketi bana bir kitap hediye etti.<br />
Yemek merakımı da biliyorlar. Mehmet<br />
Kamil Efendi’nin 1844 yılında yazdığı<br />
Mevcehüt Tabbahin. Kitap benim için çok<br />
ilginçti. O güne kadar başucu kitabım<br />
olarak Necip Usta’yı okurken artık yerini<br />
Mevcehüt Tabbahin almıştı. Kitabın<br />
arkasında bir sözlük var; bir sözlüğe<br />
bakıyorum, bir dönüyorum reçeteye<br />
bakıyorum ve gözümün önünde yemekleri<br />
canlandırmaya çalışıyorum. Mutfağa<br />
gidiyorum, o yemekleri yapıyorum. Saray<br />
mutfağı çok önemli. Bu arada çocukken<br />
annemin yaptığı yemekleri o kitapta<br />
bulmaya başladım. Her gün mutfağa<br />
girdim, Osmanlı saray yemeği yaptım,<br />
düşünün 7-8 ay boyunca, günde 3-4 çeşit<br />
tatlı, şerbet, pilav yapıyorum, deniyorum.<br />
Neticede muhteşem bir menü hazırladım.<br />
Mart 2012’de Palmarina ile kontratımızı<br />
yaptık ve Mayıs ayında Bodrum’a geçici<br />
olarak taşındık. Marmarina Saraylı<br />
Restaurant’ımızı böylelikle açmış olduk.<br />
Ancak çok büyük bir sıkıntım var. Kıştan<br />
itibaren bir şef arıyorum, çalışıyorum,<br />
deniyorum ama fevkalade başarısız,<br />
hiçbir yemek benim yaptığım şekilde<br />
olmuyor. Çok üzüldüm, oğlum pişman<br />
oldu. Bu işi hakkıyla yapacak şefler<br />
İstanbul’da var biliyorum tanıyorum ama<br />
ciddi maaş alan şefler bunlar! Bizim<br />
bütçemiz onları karşılayamıyor! Çok<br />
üzgünüz… Birgün evdeki yardımcım bana<br />
“En büyük şef sizsiniz. Niçin mutfağa siz<br />
girmiyorsunuz?” dedi “Çok enteresan, bu<br />
kadın doğru söylüyor” dedim ve alt yapımı<br />
sağlayacak yardımcıyla ister istemez<br />
kendim şef oldum, mutfağa girdim. İki<br />
yardımcıyla o gün bugündür mutfaktayım.<br />
Mutfakta olmak, kendi mutfağının şefi<br />
olmak nasıl bir duygu diye sorsam?<br />
Mutfak benim en mutlu olduğum yer.<br />
İnanılmaz yoruluyorum ama en keyif<br />
aldığım yer. Günlük akış içinde mutlaka<br />
yapmam gereken işler oluyor. Hayır,<br />
hepsini öteliyorum, önce mutfağa<br />
giriyorum. Şimdi yeni tasarım yemeklerim<br />
var mesela. Ege yöresinin unutulmuş<br />
yemeklerini şimdilerde keşfetmeye<br />
başladım, onları uygulamaya çalışıyorum.<br />
Özetle Saray mutfağı maceramız böyle<br />
başladı. Çok enteresan, 2011 kışında<br />
Saray yemeklerini araştırırken kavun<br />
dolmasını gördüm. “Bu bizim imza<br />
yemeğimiz olacak “bunu bütün dünyaya<br />
tanıtmaya niyet ediyorum” dedim ve<br />
gerçekten azmettim. Yurt içinden ve<br />
yurt dışından 100’lerce insan “kavun<br />
dolması ile Osmanlı saray mutfağını”<br />
duydu! Vesile ile bütün dünyaya<br />
kültürümüzü anlatıyoruz. Türk olarak<br />
mutfağımızı anlatmaktan, yaşatmaktan<br />
gurur duyuyorum ve Allah ömür verdiği<br />
müddetçe de tanıtacağım. Bugün<br />
Palmarina içinde yegane aile işletmesi<br />
biziz. Oğlum Alphan ile sırt sırta verdik,<br />
ünlü holdinglerin arasındaki küçük<br />
işletmemizde, doğal ve mevsimsel<br />
ürünler ile gerçek yemekler yaparak<br />
işletmemizi idame ettiriyoruz. Ne mutlu<br />
ki, Marmarina Saraylı’ya gelenlerin<br />
yüzde 80’i gustosu çok gelişmiş insanlar.<br />
Konuya çok vakıf, damak zevkleri müthiş.<br />
Sizi takdir edebilecek insanlar, bu da<br />
bizim bütün yorgunluğumu alıyor.<br />
Son olarak gastronomi sektöründe<br />
kadın olmak üzerine neler söylemek<br />
istersiniz?<br />
Benim için fark etmiyor. Zorlukları var<br />
tabii ama ben hiç önemsemiyorum.<br />
Çünkü başarı odaklı çalışmayı severim ve<br />
atalarım Boşnak, biz biraz inatçı oluruz,<br />
çabuk pes etmeyiz. Neticede önemli olan<br />
istemek, çalışmak ve sonuca varmak…<br />
Şu sıralar gastronomi sektörü için çok<br />
önemli bir çalışma yapıyorum. Bodrum’da<br />
kışları biraz zayıf geçer biliyorsunuz, son<br />
bir yıldır her ay bir etkinlik yapıyorum.<br />
Bunun yanı sıra Marmara Koleji ve<br />
Mutlu Keçi İlkokulu ile gönüllü mutfak<br />
atölyesi çalışıyorum. Okullara haftada<br />
bir gün gidiyorum, çocuklarla yemek<br />
yapıyorum. Gastronomi merakı çocuk<br />
yaşlarda başlamalı. Kendi işletmemde<br />
de tanık olduğum üzere, maalesef aileler<br />
benim menümden 17-18 yaşlarındaki<br />
çocukları için yemek bulamıyorlar,<br />
düşünebiliyor musunuz? Çocuklar sadece<br />
hamburger, pizza biliyor, Onun üzerine<br />
okullarla bir çalışma başlattım ve 6 yaş<br />
grubundan başlayarak mutfak atölyesi<br />
çalışmaları yapıyorum. Doğal ürünler,<br />
sağlıklı beslenme esaslı çalışmalar<br />
bunlar. Derken çocuklarda farkındalık<br />
oluşturmak amacıyla “coğrafi işaretli<br />
ürünler” ile her hafta bir şeyler yapıyoruz.<br />
Bu konuda bir öğretmenden de destek<br />
alıyorum ve çocuklara bölgeleri ve<br />
ürünleri tanıtarak eğitimlerine katkıda<br />
bulunmaya çalışıyorum.<br />
“Mutfak benim en mutlu<br />
olduğum yer. İnanılmaz<br />
yoruluyorum ama en keyif<br />
aldığım yer. Günlük akış içinde<br />
mutlaka yapmam gereken<br />
işler oluyor. Hayır, hepsini<br />
öteliyorum, önce mutfağa<br />
giriyorum.”
hotel restaurant<br />
48 & hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Şemsiye Evi, iç pazar<br />
gücünü uluslararası<br />
fuarlarla artırıyor<br />
39 yıldır şemsiye sektörüne imalat<br />
gerçekleştiren Şemsiye Evi, iç<br />
pazardaki gücünü uluslararası<br />
fuarlarla artırıyor. Bu yılı yoğun bir<br />
fuar takvimiyle geçiren üretici firmanın<br />
hedefinde Kasım ayında Yunanistan’da<br />
düzenlenecek olan XENIA Fuarı var…<br />
Yurt dışı fuarlara yönelik ürün portföyleri<br />
ile iç pazardaki etki ve gücünü daha da<br />
artırmak istediklerini söyleyen Şemsiye<br />
Evi Genel Müdürü Uğur Çevik ile bu yılın<br />
performansını, fuar çalışmalarını ve 2018<br />
yılı planlarını konuştuk.<br />
Şemsiye Evi için <strong>2017</strong> yılı fuar<br />
katılımları ve verimliliği açısından<br />
nasıl geçti? Yurt içi ve yurt dışı fuarlara<br />
yönelik mevcut ve devam eden<br />
çalışmalarınızdan bahseder misiniz?<br />
Bu yıl toplamda altı adet fuara katıldık,<br />
bunların üç tanesi Avrupa’daydı.<br />
İç pazardaki payımızı artırırken,<br />
piyasa zorluklarından dolayı yurt dışı<br />
fuarlarına da ağırlık verdik. Bu fuarlarda<br />
yabancı müşterilerimizin bizden<br />
farklı talepleri oldu, bu doğrultuda<br />
ürünlerimizi geliştirme fırsatı bulduk. Bu<br />
ürünlerimizle de iç pazarda daha fazla yer<br />
edinmeye çalışıyoruz. Aslına bakarsanız,<br />
her bölgenin kendine ait ritüelleri var.<br />
Müşterilerin çok kullandıkları ürünler<br />
var, olmazsa olmaz kumaş seçenekleri<br />
var... Bunları dönem dönem de çözmeye<br />
çalışıyoruz. Genel olarak baktığımızda<br />
piyasadaki reaksiyonlar pozitif, olumlu<br />
tepkiler alıyoruz. Yeni modeller yaparken<br />
elimizdeki modelleri güncelliyoruz. Tabii<br />
bunlar hem zaman hem de belli oranda<br />
maliyet oluşturuyor. Örneğin biz verimlilik<br />
oranını yükseltmek maksadıyla birçok<br />
ürünümüze dişli sistemler eklerken,<br />
görüyoruz ki Avrupa birçok üründe<br />
manuel sistemlere geçmiş. Bu sebeple<br />
ürünlerimizin güncellemesini yapmak<br />
bizim için önemli ve hassas bir konu<br />
haline dönüşüyor.<br />
“Avrupa ve komşu ülkelere mal<br />
satmanın tek yolunun ölçüsel esneklik<br />
olduğunu gördük”<br />
Yine aynı şekilde biz çok büyük ölçüler<br />
imal etmeye çalışırken, diğer taraftan<br />
kafe ve restoranlar bazında orta<br />
seçenekli ölçüler talep görüyor. Buna da<br />
sebep olarak özellikle Avrupa’da geniş<br />
restoran önü alanların olmamasını,<br />
Türkiye’deki gibi belli işgaliyelerle geniş<br />
alanları kapatamamasını gösterebiliriz.<br />
Bilindiği üzere, Türkiye iç pazarında<br />
genelde restoranlar önlerini pergola ve<br />
tente sistemleriyle kapatıp, bir önüne<br />
de şemsiye koyarak geniş bir alanı<br />
müşterilerinin kullanımına sunabiliyor.<br />
Oysa Avrupa’da bu oluşuma çok fazla<br />
izin verilmiyor. Restoranın bittiği<br />
noktada tentesi olabiliyor ya da izinler<br />
dahilinde pergolası olabiliyor. Genel<br />
olarak çok turistik yerlerde bu ikisine<br />
de izin verilmiyor ve şemsiye iyi bir<br />
alternatif oluyor. Yere sabitlemenize
gerek kalmıyor, tekerleklerinden sağa<br />
sola çekebiliyorsunuz, küçük de olsa bir<br />
inşaat yapmanıza lüzum kalmıyor. Biz<br />
Türkiye’de 5X5 gibi, 4X4 gibi büyük ölçüler<br />
kullanırken, Avrupa’daki restoranların<br />
önlerindeki alan çok daha kısıtlı. 3<br />
metreler, 2.5 metreler, 3.5 metreler<br />
gibi buçuklu, küsuratlı ölçüler bizden<br />
talep ediliyor. Bu türlü talepler gelmeye<br />
başlayınca, ilk olarak bu pazarın varlığını<br />
doğrulamak istedik. Gördük ki, bizim<br />
gibi salon, salomanje alan kullanımları<br />
yok. Onların küsuratlı ölçülerine göre<br />
de imalatlar yapmaya başladık. Bu bir<br />
yandan üretimi yordu, elimizde çok<br />
çeşitte metreler oldu, ama bir yandan da<br />
Avrupa’ya veya diğer komşu ülkelere mal<br />
satabilmenin tek yolunun bu olduğunu<br />
gördük.<br />
“Bu yılı Yunanistan XENIA Fuarı ile<br />
bitiriyoruz”<br />
Fuar takvimimizden bahsedersem, bu yılı<br />
Yunanistan’da düzenlenen XENIA Fuarı ile<br />
bitiriyoruz. 25-27 Kasım tarihleri arasında<br />
Atina’da düzenlenecek olan fuarda yine<br />
katılımcıyız, bir standımız var.<br />
Yunanistan kararı da şöyle oldu,<br />
Almanya’daki Spoga Fuarı’nda gördük<br />
ki, bizim gerçekten iyi bir Yunanistan<br />
potansiyelimiz var. Köln’de 7-8 tane yeni<br />
müşteri edindik. Bunların 5-6 tanesiyle<br />
de güzel bir enerji yakalayınca, biraz<br />
da onların zorlamasıyla 11. ayda sezon<br />
kapanışımızı XENIA Fuarı ile yapmaya<br />
karar verdik. Bir de şu var; Avrupa’da,<br />
tam olarak dünyada diyebilir miyim<br />
bilmiyorum ama ekonomik anlamda<br />
tatil yapılabilecek üç bölge var. Fiyatları<br />
aşağıdan yukarıya doğru sayarsam,<br />
içlerinde en ekonomiği Yunanistan.<br />
Bunun alternatifi Türkiye. Bir üst sınıfta<br />
da İspanya geliyor. Onun dışında İtalya<br />
var. Avrupa’nın diğer bölgelerinde<br />
deniz turizmi çok fazla yapılmıyor<br />
veyahut ülke deniz turizminden çok<br />
fazla nemalanamıyor. En kötü ihtimal,<br />
bu üç ülkeden bir tanesi zaten Türkiye,<br />
iç piyasada çalışmalarımız var.<br />
Yunanistan dibimiz, araştırdık ki her<br />
gün Yunanistan’a ülkemizden tırlarla<br />
sevkiyatlar yapılıyor. Gelen siparişler<br />
stoklarımızda mevcutsa aynı gün sevk<br />
etme şansımız oluyor. Yunanistan’da<br />
küçük bir yatırımımız vardı ama bunu<br />
biraz daha genişletmeye, pazar payımızı<br />
artırmaya çalışıyoruz. Umuyorum ki,<br />
XENIA’da gerek ürün tanıtımlarımız<br />
gerek Almanya’da tanıştığımız müşteri<br />
ziyaretlerimiz gerekse bölgedeki yeni<br />
müşteri ziyaretlerimizle portföyümüzü<br />
biraz daha genişleteceğiz.<br />
Biraz önce yurt dışı fuarlarına yönelik<br />
geliştirdiğiniz ürün portföyleri ile iç<br />
pazardaki etki ve gücünüzü artırmak<br />
istediğinizden bahsettiniz. Yeni<br />
dönemde yurt içine yönelik pazar<br />
payınız ve üretim stratejileriniz ne<br />
olacak?<br />
Önümüzdeki yılın ilk fuarı Antalya ANFAŞ<br />
Fuarı. Biz ülkeyi stratejik manada<br />
Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz<br />
bölümü olmak üzere üç parçaya<br />
ayırıyoruz. Antalya’da ciddi bir potansiyel<br />
var. Bu yıl bölgedeki pazarlamacımız<br />
ve aracımızla 4-5 yıldızlı otellerin ve<br />
tatil köylerinin tamamıyla bir kere de<br />
olsa yüz yüze görüşme sağladık. Kart,<br />
katalog trafiği oldu. Belli projelerine<br />
fiyat verdik ve bunların birkaç tanesini<br />
de gerçekleştirdik. Bu problemlerin<br />
çözülmesi ile birlikte bölge biraz daha<br />
heyecanlanıyor. Biz de Şemsiye Evi<br />
olarak, bölgesel bazda yatırımlarımızı,<br />
dahil olduğumuz fuarlarla ciromuzu,<br />
sattığımız şemsiye adedi ve proje<br />
adedimizi artırmak istiyoruz.<br />
“2018’den beklentimiz yüksek”<br />
Aslında önümüzdeki yıl için beklentimiz<br />
çok yüksek. Bölgedeki işlerin de<br />
artmasıyla beraber Antalya’daki pazar<br />
payımızı artırmak istiyoruz. Çünkü bu<br />
yılın son dönemleri otellerde biraz daha<br />
heyecanlı kapandı. Onlar kazançlarını<br />
muhakkak tadilata ve yenilemeye<br />
harcayacaklar, özellikle de Antalya<br />
bölgesi için böyle olacağını düşünüyorum.<br />
Ege bir miktar daha yerli turist ağırlıklı<br />
olduğu için söz konusu çalkantılardan<br />
çok fazla etkilenmedi. İnşallah Rus<br />
turistle Akdeniz’in yaraları sarılır. Yerli<br />
turist başta olmak üzere Avrupalı turist<br />
ile beraber hem Ege hem de Akdeniz’in<br />
özellikle Anadolu’daki kültür turlarının<br />
tamamının belli bir toparlanma seviyesi<br />
içine gireceğini düşünüyorum. Buna<br />
karşılık talepler olacak. Biz de Şemsiye<br />
Evi olarak stoklarımızla, hızlı imalatımızla<br />
bu taleplere cevap vermeye çalışacağız,<br />
hazır olacağız.<br />
Son olarak gündeminizde yeni yatırım<br />
planlamalarınız var mı?<br />
İmalat metrekaremizi büyüttük. Bununla<br />
birlikte yeni 1-2 modelimiz var. Biz<br />
yatırımlarımızı ağırlıklı ürünlerimize<br />
yapıyoruz, elimizdeki ürünleri biraz daha<br />
modernize ediyoruz. Kısaca, 2018 yılında<br />
bu yıl yaptığımız yatırımın karşılığını<br />
almayı hedefliyoruz.
hotel restaurant<br />
50 & hi-tech<br />
brand interview<br />
Şemsiye Evi, increases its strength with international fairs<br />
Şemsiye Evi that has been producing<br />
for the umbrella sector since 39 years<br />
ago is increasing its market power with<br />
international exhibitions. Spending this year with<br />
a heavy exhibition calendar, the producing firm is<br />
now targeting the XENIA Fair organized in Greece,<br />
this November...<br />
We spoke about this year's performance,<br />
exhibition workings and their 2018 plans with<br />
General Manager of Şemsiye Evi, Uğur Çevik, who<br />
told us they want to raise their effect and power in<br />
the internal market with their product portfolios<br />
aimed at foreign fairs.<br />
How was <strong>2017</strong> for Şemsiye Evi from the point<br />
of fair attendance and productivity? Could you<br />
tell us about your work present and continuing,<br />
targeting internal and foreign exhibitions?<br />
This year we attended siz fairs in total, three of<br />
these were in Europe. While we are increasing our<br />
share of the internal market, due to the difficulties<br />
in the market we concentrated on foreign fairs.<br />
In these exhibitions our customers had different<br />
requests from us, which gave us the opportunity to<br />
develop our products. We are trying to make more<br />
of a place for ourselves in the internal market. As<br />
a matter of fact every region has its own rituals.<br />
There are products used widely by customers,<br />
there are absolute must fabric choices... We are<br />
trying to resolve these from time to time.<br />
In general the reactions on the market are<br />
positive, we are receiving positive reactions. While<br />
making new models we are updating our available<br />
models. Naturally these create, to a certain extent,<br />
cost of time and money. For example, while we<br />
add gear systems to increase the efficiency, we<br />
see that Europe in many products has gone to<br />
manual systems. For this reason, updating our<br />
products turns into an important and sensitive<br />
topic.<br />
“We saw that, the only way for selling to<br />
Europe and neighboring nations is dimensional<br />
flexibility”<br />
Similarly, on one hand while we are trying to<br />
produce very large sizes, on the other hand at<br />
cafe and restaurant level mid-sized options are<br />
requested. The reason for that is lack of large<br />
areas in fronts of restaurants in Europe. Certain<br />
occupancy of large areas are not tolerated as in<br />
Turkey.As known, in Turkey internal markets,<br />
generally restaurant fronts can be covered<br />
with arbors or awning systems, then by adding<br />
umbrellas a large area can be offered for<br />
customers' use. But in Europe this kind of set up<br />
is not widely permitted. At the point where the<br />
restaurant ends it can have awning or an arbor<br />
for permitted areas. Generally in many touristic<br />
places neither is permitted and umbrella becomes<br />
a good alternative. You don't need to secure it to<br />
the ground, it can be moved by use of its wheels,<br />
you don't need even need to construct something<br />
small. While we use measurements such as 5x5,<br />
4x4 in Turkey, the areas in front of restaurants in<br />
Europe are much more limited. 3 meters or 2.5,<br />
3.5 type of fractional measurements are requested<br />
from us. Once we started receiving orders of this<br />
type, first we wanted to verify the existence of this<br />
market. We saw that there is no area use of large<br />
salons as ours. We started producing suitable to<br />
their fractional measurements. On one hand it<br />
tired the production we had many measurements<br />
in our hands; but on the other hand we saw this<br />
was the only way for selling to Europe and other<br />
neighboring nations.<br />
“We are ending this year with the Greece XENIA<br />
Fair”<br />
If we talk about our exhibition calendar, we are<br />
ending this year with the XENİA Fair organized in<br />
Greece. We are participants again with a stand, at<br />
this fair being organized in Athens, on the dates of<br />
25-27 November.<br />
Greece decision happened like this: We saw at<br />
the Spoga Fair in Germany, we really have a good<br />
Greece potential. We acquired 7-8 customers<br />
in Cologne. When we caught a nice energy with<br />
5-6 of them and a little with their insistence<br />
we decided to finish our season on the 11th<br />
month with the XENIA fair. Then there is this to<br />
consider; I am not sure if I can say in the world<br />
but in Europe there 3 regions to have economical<br />
vacations. If I list the prices from bottom up, the<br />
most economical is Greece. The alternative to<br />
that is Turkey. One more step up is Spain. Outside<br />
of that there is Italy. In other regions of Europe<br />
there is not much beach tourism or the country<br />
cannot benefit too much from beach tourism. The<br />
worst possibility is one of these three countries is<br />
already Turkey and we have work in the internal<br />
market. Greece is right next to us, we researched<br />
and found out there are transport trucks making<br />
deliveries to Greece every day. If we have the<br />
product in stock, we have the opportunity to ship it<br />
out the same day. We did have a small investment<br />
in Greece, but now we are working on expanding<br />
that a little more and increase our market share. I<br />
am hoping, at XENIA, we will expand our portfolio<br />
with our product introductions, with the customer<br />
and visitors we met in Germany and with new<br />
customer visits from the region.<br />
You just mentioned wanting to increase your<br />
effect and power in the internal market with<br />
the product portfolios you have developed for<br />
foreign fairs. In the new term how much will<br />
your internal market share and what will be<br />
your production strategies?<br />
First fair of next year is the Antalya ANFAŞ Fair.<br />
We divide the country strategically into three parts<br />
as Aegean, Mediterranean, and Central Anatolia<br />
with Black sea. There is a serious potential in<br />
Antalya. This year we were able to arrange face<br />
to face meetings with 4-5 star hotels and vacation<br />
villages with our marketing expert in the region<br />
and our middleman. There was business car<br />
and catalogue traffic. We gave prices on certain<br />
project they had and won a few of them. With the<br />
problems being resolved the region is starting<br />
to get a little excited. As Şemsiye Evi, we want<br />
to increase our investments on regional basis,<br />
increase our turnover with fairs we participate in,<br />
increase number of umbrellas and projects.<br />
“Our expectations for 2018 are high”<br />
In reality our expectations for the next year is<br />
very high. As the business increases in the region<br />
we want to raise our market share in Antalya.<br />
Because, the last segment of this year ended<br />
with a little more excitement in hotels. I think,<br />
it is for sure that they will use their earnings<br />
on renovations and renewals, especially in the<br />
Antalya region. Because Ege is a little heavier in<br />
local tourism, it wasn't affected as much from<br />
the turmoil in question. Hopefully with Russian<br />
tourists Mediterranean’s wounds will heal. I think<br />
starting with local tourists along with European<br />
tourists, culture tours in Aegean, Mediterranean<br />
and especially in Anatolia will bring it all to a<br />
particular recovery level. As a result there will<br />
be requests. We as Şemsiye Evi will do our best<br />
to answer those requests and be ready with our<br />
stocks and fast production<br />
Lastly do you have any new investment plans in<br />
your agenda?<br />
We have expanded our production area. Along<br />
with that we have 1-2 new models. We invest<br />
more heavily in our products; we modernize our<br />
products at hand. In short, we are targeting to get<br />
the returns in 2018, for the investment we made<br />
this year.
52<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
RATIONAL mutfağınızı<br />
internet ağına bağlıyor!<br />
ConnectedCooking ve Club RATIONAL güçlerini birleştirerek profesyonel mutfaklara<br />
yönelik en büyük çevrimiçi portallardan birini oluşturuyor. Artık bu platformlar<br />
mükemmel bir şekilde birbirini tamamlayarak tek tıkla, profesyonel mutfaklara ve<br />
RATIONAL ünitelerine ilişkin çok çeşitli hizmetler sunuyor.<br />
RATIONAL Türkiye Genel Müdürü<br />
Ertan Özdemir, “RATIONAL’in<br />
geleceğe yönelik odak<br />
noktalarından biri mutfakların internet<br />
ağına bağlanmasıdır.” açıklamasını<br />
yapıyor. “Müşterilerimizin bu sisteme<br />
erişimini mümkün olduğunca<br />
kolaylaştırmak bizim için önemli.”<br />
Bu sistemde bütün erişim bilgileri<br />
geçerliliğini koruyacak ve hem eski hem<br />
de yeni kullanıcılar bir kez kaydolduğunda<br />
her özelliğinden yararlanabilecek.<br />
Kapsamlı bir yemek tarifi veri tabanı,<br />
uygulama videoları, ayrıca mutfak<br />
profesyonellerinden ipuçları ve püf<br />
noktaları, cihazlarınızı internet ağına<br />
bağlamaksızın da kullanılabilecek.<br />
Özdemir: “Mutfaktaki bu<br />
bağlantıya alışanlar artık daha<br />
azına razı olamaz”<br />
Özdemir, “ConnectedCooking sistemine<br />
müşterilerimiz şimdiden büyük ilgi<br />
göstermekte ve sistem, mutfaktaki<br />
günlük rutin işlerde yardımcı olacağına<br />
dair kendini kanıtlamış durumda.<br />
Bir kez mutfaktaki bu bağlantıya<br />
alışanlar artık daha azına razı olamaz.”<br />
diyor. Sonuç olarak dünya çapında<br />
profesyonel mutfaklara yönelik en büyük<br />
platformlardan biri, çok çeşitli avantajlar<br />
sunuyor. Kişisel pişirme programları ve<br />
uluslararası yemek tarifi veri tabanında
RATIONAL mutfağınızı internet<br />
ağına bağlıyor. ConnectedCooking<br />
2.0 sayesinde dijital dünyada daha<br />
fazla olasılık.<br />
yer alan binlerce tarif doğrudan<br />
bilgisayar, tablet veya akıllı telefonlardan<br />
ünitelere aktarılarak merkezi olarak<br />
yönetilebiliyor. Bu işlemler son derece<br />
kolay olmakla kalmıyor, aynı zamanda<br />
bütün RATIONAL üniteleriyle aynı<br />
standartlarda çalışılmasına olanak<br />
sağlıyor. Üstelik yazılım güncellemeleri<br />
otomatik ve ücretsiz olarak kullanıma<br />
sunulduğundan, USB bellek yardımıyla<br />
ünitelere aktarma zahmeti de ortadan<br />
kalkıyor. Ayrıca ConnectedCooking<br />
kullanıcıları, bilgi mesajları sayesinde<br />
ünitelerde gerçekleşen güncel işlemleri<br />
gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor.<br />
Bu da çok sayıda şubeye merkezi olarak<br />
müdahale etmek isteyenler için ideal.<br />
Çok sayıda şubeye sahip işletmeler<br />
için, belirli ünite fonksiyonlarına<br />
sadece tanımlanmış belirli bir kullanıcı<br />
tarafından erişilebilmesini sağlayabilmek<br />
de önemli. Bu sayede, farklı deneyim<br />
seviyelerinde personele rağmen kalitenin<br />
aynı kalması garantileniyor. RATIONAL,<br />
başka bir noktada da güvenlik kavramının<br />
altını çiziyor: hijyen. Bu nedenle her ünite<br />
için otomatik olarak ayrı HACCP belgeleri<br />
oluşturuluyor. Ünitelerden birinde teknik<br />
servis yardımına ihtiyaç olduğunda<br />
yetkili servis ortağıyla otomatik olarak<br />
iletişime geçilip, iletilen servis verilerine<br />
dayalı olarak hızlı ve verimli bir şekilde<br />
müdahale edilebiliyor.<br />
Machold: “Kesinlikle tavsiye<br />
ederim”<br />
Torsten Machold, aveato Business<br />
Catering Ürün Yönetimi Direktörü,<br />
ConnectedCooking hakkındaki<br />
izlenimlerini şöyle anlatıyor:<br />
“ConnectedCooking ilk defa bahar<br />
döneminde hizmete sunulduğunda,<br />
mutfağını ilk ağa bağlayanlardan biriyim.<br />
Beni etkileyen şey yalnızca şubelerimdeki<br />
günlük çalışmaları kolaylaştırmaya<br />
yönelik fonksiyonlar değil, aynı zamanda<br />
en modern şifreleme teknolojileri<br />
kullanıldığından dolayı verilerimin<br />
kesinlikle güvende olmasıydı.” Kendisine,<br />
sistemi meslektaşlarına tavsiye edip<br />
etmeyeceği sorulduğunda, “Kesinlikle<br />
tavsiye ederim.” diyor ve sözlerini, “Bu<br />
sistem olmasaydı günlük çalışmalarım<br />
bambaşka olurdu,” diye tamamlıyor. Ağa<br />
bağlanmak, özellikle yeni kullanıcılar<br />
için oldukça kolay. 09/2011 tarihinden<br />
itibaren üretilen SelfCookingCenter ve<br />
CombiMasterPlus üniteleri LAN kablosu<br />
veya W-LAN aracılığıyla bilgisayar, tablet<br />
veya akıllı telefonla bağlantı kurabiliyor.<br />
Sadece üniteleri sisteme modülü<br />
kaydetmek yeterli. Kayıt tamamlanır<br />
tamamlanmaz her şey otomatik olarak<br />
gerçekleşiyor ve tek tıkla çeşitli faydalı<br />
fonksiyonlara anında erişiliyor. Bu güçlü<br />
platform hakkında daha ayrıntılı bilgi<br />
edinmek içinse connectedcooking.com<br />
adresi ziyaret edilebilir.
hotel restaurant<br />
54 & hi-tech<br />
brand<br />
RATIONAL connects<br />
your kitchen to the web!<br />
ConnectedCooking and Club RATIONAL joined their powers towards professional kitchens,<br />
creating one of the biggest online portals. Now these platforms, while completing one another<br />
perfectly with one click, offer various services to professional kitchens and RATIONAL units.<br />
General Manager of RATIONAL<br />
Turkey, Ertan Özdemir makes a<br />
statement: "One of RATIONAL's<br />
focus points towards the future is<br />
kitchens connected to the web. It is<br />
very important for us the make our<br />
customers' access to this system as<br />
easy as possible." On this system<br />
validity of all access information will<br />
be protected; old or new all users<br />
will be able to take advantage of all<br />
the features, once registered. The<br />
extensive recipe data base, application<br />
videos, also tips and tricks from<br />
kitchen professionals will be available<br />
for use, even without connecting your<br />
device to the web.<br />
Özdemir: “Those who get used to this<br />
connection once, cannot settle for<br />
anything less”<br />
Özdemir says: "Our customers are<br />
already showing great interest in<br />
ConnectedCooking system and the<br />
system has proven itself as a helper in<br />
routine daily activities in the kitchen.<br />
Those who get used to this connection<br />
once can no longer settle for less." As<br />
a result, one of the biggest platforms<br />
for world-class professional kitchens<br />
offers many varieties of advantages.<br />
Personal cooking programs and<br />
international recipes in its recipe<br />
database made of thousands can<br />
be transferred directly from the<br />
computer, tablet or smart phone to<br />
the units and managed centrally.<br />
These procedures are not only very<br />
easy but at the same time, they offer<br />
working with all RATIONAL units under<br />
the same standards. Furthermore,<br />
because software updates are offered<br />
automatically and free, with the<br />
help of a USB memory, transferring<br />
them to the units is no bother. Also,<br />
ConnectedCooking users, thanks to<br />
information messages, can follow daily<br />
transactions in real time. This is also<br />
ideal for those who want to intervene<br />
centrally to a number of branches.<br />
It is important to provide access to<br />
a specific user for particular unit<br />
functions in businesses with a large<br />
number of branches. This way even<br />
with personnel that carry different<br />
levels of experience, keeping quality<br />
the same is ensured. On another<br />
point RATIONAL underlines the safety<br />
aspect: hygiene. For this reason, a<br />
separate HACCP document is created<br />
for each unit. When technical service<br />
is needed for one of the units, contact<br />
is automatically established with the<br />
authorized service partner, based<br />
on the service data communicated,<br />
intervention can take place fast and<br />
productively.<br />
Machold: “I definitely recommend it”<br />
Torsten Macold, aveato Business<br />
Catering Product Managing<br />
Director, told his impressions<br />
of ConnectedCooking: "When<br />
ConnectedCooking was in service<br />
first in the spring, I was one of the<br />
first to connect his kitchen to the<br />
web. I was not only affected the<br />
functions that eased daily work at<br />
may branches, it was the absolute<br />
safety of my data, due to the latest<br />
encryption technologies used.” When<br />
asked, if you would recommend this<br />
system to his colleagues, He said "I<br />
would definitely recommend it." and<br />
continued: "Without this system my<br />
daily work would be very different."<br />
Connecting to the web, especially<br />
for new users is quite easy. Since<br />
09/2011 all SelfCookingCenter and<br />
CombiMasterPlus units produced<br />
can be connected with computers,<br />
tablets and smart phones with a<br />
LAN cable or W-LAN interface. It is<br />
sufficient to register the module units<br />
to the system. Once the registration<br />
is completed all will take place<br />
automatically and various useful<br />
functions are reached within moments,<br />
with one click. For more information<br />
about this powerful platform,<br />
connectedcooking.com can be visited.
56<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Türkiye’nin 3. büyük elektronik<br />
üreticisi SUNNY<br />
İleri teknoloji ve yüksek üretimde sınır tanımıyor<br />
İstanbul’da 110 bin metrekarelik bir alana yayılan, yüksek teknolojiyle<br />
donatılmış üretim tesislerine sahip olan Atmaca Elektronik A.Ş, SUNNY<br />
markası adı altında gerçekleştirdiği küçük ev aletleri, televizyon, uydu<br />
alıcısı, telefon, tablet gibi elektronik ürünler ve derin dondurucu grubundaki<br />
üretimleri sayesinde Türkiye’nin 3. büyük elektronik üreticisi…<br />
1979 yılında kurucusu Hayrettin<br />
Atmaca tarafından kişisel bir girişim<br />
olarak ticari hayata dahil olmuş,<br />
kısa bir süre içinde vergi rekortmenleri<br />
listesine adını yazdıran Atmaca<br />
Elektronik A.Ş, SUNNY markası adı<br />
altında gerçekleştirdiği küçük ev aletleri,<br />
televizyon, uydu alıcısı, telefon, tablet gibi<br />
elektronik ürünler ve derin dondurucu<br />
grubundaki üretimleri sayesinde<br />
Türkiye’nin 3. büyük elektronik üreticisi<br />
firmaları arasında geliyor.<br />
Türkiye ve dünyanın önde gelen<br />
şirketlerine hizmet veriyor<br />
İstanbul’da 110 bin metrekarelik bir<br />
alana yayılan, yüksek teknolojiyle<br />
donatılmış üretim tesislerine sahip<br />
olan firma; Türkiye’deki en modern<br />
yüzey montaj hatları ile yüksek üretim<br />
ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeyde<br />
olup; Samsung, ZTE, Digiturk gibi Türkiye<br />
ve dünyanın önde gelen şirketlerine<br />
hizmet vermeye devam ediyor. İç pazarda
üyümesini günden güne sürdüren<br />
marka, ihracata verdiği önem ile de<br />
tanınıyor. Atmaca Elektronik A.Ş. hali<br />
hazırda 78 ülkeye ürünlerini ihraç ederek<br />
bu alandaki başarısını da ispatlamış<br />
bulunuyor.<br />
48 ekrandan 218 ekrana kadar LED<br />
TV’ler üretiyor<br />
Tüketici beklentilerinin sürekli geliştiği<br />
ve yenilendiği günümüz koşullarında<br />
bünyesindeki AR-GE departmanı<br />
ile bu beklentileri karşılamak için<br />
sürekli yeni projeler geliştiren Atmaca<br />
Elektronik A.Ş., elektronik grubunda 48<br />
ekrandan 218 ekrana kadar LED TV’ler<br />
üretmektedir. 1994 yılında elektrikli<br />
ev aletleri üretimine başlayan Atmaca<br />
Elektronik A.Ş; yalın üretim tekniklerini<br />
kullanıp Once Piece Flow (tek parça<br />
akış sistemi) prensibi ile tasarlanan<br />
ve tam otomasyonlu robot teknolojisi<br />
ile çalışan sistemle; SUNNY Esfera ve<br />
SUNNY Cascada elektrikli süpürgelerini<br />
tüketicilere üstün özellikli ürünler olarak<br />
sunuyor.<br />
Müşteri memnuniyeti öncelik<br />
Müşteri memnuniyetine büyük önem<br />
veren SUNNY, 2007 yılında kurmuş<br />
olduğu ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi<br />
ile toplam kalite yönetimi anlayışını<br />
benimseyerek bu alana yaptığı yatırımları<br />
artırdı. SUNNY konusunda uzman<br />
müşteri ilişkileri personelleri ve ülke<br />
genelinde 500’den fazla satış sonrası<br />
hizmet merkezi ile koşulsuz müşteri<br />
memnuniyeti hedefine doğru emin<br />
adımlarla ilerliyor.<br />
Çevreye duyarlı marka<br />
2011 yılı itibari ile ISO 14001 Çevre<br />
Yönetim Sistemi belgesine sahip olarak<br />
ekolojiye de sahip çıkan SUNNY, çevreye<br />
karşı sorumluluklarının bilinci ile hareket<br />
etmekte olup tüm yasal şartlara da uyum<br />
sağlamaktadır. Ayrıca 2013 yılında OHSAS<br />
18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim<br />
Sistemi belgesine sahip olarak bu konuda<br />
tüm firma genelinde risklerini belirlemiş<br />
ve kontrol altına almıştır.<br />
İstihdam ve çalışana saygı<br />
Türkiye’nin üçüncü büyük “yerli” üreticisi<br />
olan Atmaca Elektronik A.Ş; istihdama<br />
verdiği önem, ülke insanına olan inancı,<br />
38 yıllık üretim-pazarlama deneyimi,<br />
binlerce çalışanı, milyonlarca mutlu<br />
müşterisi, sosyal sorumluluk ve etik<br />
değerlere olan saygısıyla Türkiye’nin<br />
sayılı üreticilerinden biridir.<br />
İç pazarda büyümesini<br />
günden güne sürdüren<br />
marka, ihracata verdiği<br />
önem ile de tanınıyor.<br />
Atmaca Elektronik A.Ş.<br />
hali hazırda 78 ülkeye<br />
ürünlerini ihraç ederek<br />
bu alandaki başarısını<br />
da ispatlamış bulunuyor.<br />
PTV’lerin Özellikleri ve Menü Yapısı<br />
Welcome Screen<br />
1- Tv/Radyo<br />
2- Film İzleme<br />
3- Oda Servisi<br />
4- Otel Tanıtım Sayfaları<br />
5- Uçuş Bilgileri / Haberler / Hava Durumu / Döviz<br />
Kurları<br />
6- Uyandırma Servisi<br />
7- Express Checkout<br />
8- Kampanya Tanıtımları<br />
9- Mesaj ve Bilgilendirme servisi.<br />
10- Fatura Bilgilendirme servisi.<br />
Otel yönetim yazılımları ile IPTV nin entegrasyonu.<br />
PMS yazılımından checkin sonrası misafirin odasına<br />
Welcome Screen gönderilmesi. Oda harcamalarının<br />
PMS yazılımına otomatik düşmesi. İlgili odaya PMS<br />
yazılımından mesaj ve bilgilendirme gönderilmesi.<br />
İngilizce - Fransızca - Almanca - İtalyanca - İspanyolca -Rusça - Arapça - Azerice - Flamenkçe ve eklenebilir diğer dil destekleri.<br />
Checkin yapılan misafirin uyruk ve diline göre menü dilinin otomatik ayarlanması. Ayrıca dilediği zaman menüden misafirin de dil<br />
değişimi yapabilmesi.<br />
Misafirin uyruğuna göre Kanal Listesinin otomatik oluşturulması. Örneğin Arap bir misafirin arap kanallarını listenin ilk sıralarında<br />
görmesi.<br />
Misafirin dil seçimine göre kanal seslendirilmesinin veya altyazı seçiminin otomatik set edilmesi.<br />
Tam dinamik ve güncellenebilir altyapı.<br />
Customize edilebilir arayüz.
58<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
brand<br />
SUNNY, the 3rd biggest<br />
electronic manufacturer of Turkey<br />
Cutting across all the boundaries<br />
of hi-tech and high production<br />
Having production plants equipped with high technologies spreading over an<br />
area of 110 thousand square meters in İstanbul, Atmaca Elektronik A.Ş. ranks 3rd<br />
as the electronic manufacturer in Turkey thanks to its production of electronic<br />
products such as small home appliances, television, satellite receiver, phone and<br />
tablet as well as productions of deep-freezer group under SUNNY trade name…<br />
Being included in business life as an<br />
individual enterprise by Hayrettin<br />
Atmaca, the founder, in 1979 and<br />
listed among tax champion in a short<br />
time, Atmaca Elektronik A.Ş. ranks<br />
3rd among electronic manufacturers<br />
in Turkey thanks to its production of<br />
electronic products such as small home<br />
appliances, television, satellite receiver,<br />
phone and tablet as well as productions<br />
of deep-freezer group under SUNNY<br />
trade name…<br />
It provides services for prime<br />
companies in Turkey and all over the<br />
world<br />
Having production plants equipped with<br />
high technologies spreading over an<br />
area of 110 thousand square meters in<br />
İstanbul, the firm has the capacity to<br />
satisfy high-production needs thanks to<br />
its cutting-edge surface mounting line in<br />
Turkey and keeps up providing services<br />
for prime companies in Turkey and all<br />
over the world such as Samsung, ZTE<br />
and Digiturk.<br />
Enlarging in domestic market day by
day, the trade name is best known for<br />
giving importance to exportation. Atmaca<br />
Elektronik A.Ş. proves its success also<br />
in this field exporting its products to 78<br />
countries currently.<br />
It manufactures LED TVs from<br />
48-Screen to 218-Screen<br />
Developing new projects continuously<br />
with RE-DE Department under its<br />
structure to meet the expectations under<br />
current conditions where consumer<br />
expectations are ever-growing and<br />
ever-renewing, Atmaca Elektronik A.Ş.<br />
manufactures LED TVs from 48-Screen to<br />
218-Scren in electronic range.<br />
Starting the production of electric home<br />
appliances in 1994, Atmaca Elektronik<br />
A.Ş. provides consumers with SUNNY<br />
Esfera and SUNNY Cascada hoovers<br />
as high-performance products with<br />
the system designed on the basis of<br />
Once Piece Flow principle using simple<br />
production techniques and operated with<br />
full-automated robot technology.<br />
Priority to Customer Satisfaction<br />
Giving utmost importance to customer<br />
satisfaction, SUNNY has adopted total<br />
quality management attitude with ISO<br />
9001 Quality Management System<br />
established in 2007 and increased its<br />
investments in this field. SUNNY is<br />
taking firm steps forward to the target of<br />
unconditional customer satisfaction with<br />
the help of expert customer relations<br />
staff and more than 500 post-sale service<br />
centers all over the country.<br />
Environment-friendly trade name<br />
Protecting ecology with its ISO 14001<br />
Environment Management System<br />
certificate since 2011, SUNNY is aware of<br />
its environment-related responsibilities<br />
and acts in compliance with all the legal<br />
requirements. In addition, it has obtained<br />
OHSAS 18001 Occupational Health and<br />
Safety Management System certificate in<br />
2013, identified all the firm-related risks<br />
and taken such risks under control.<br />
Employment and respect for the<br />
employee<br />
Being 3rd biggest ‘domestic’<br />
manufacturer of Turkey, Atmaca<br />
Elektronik A.Ş. is among the special<br />
manufacturers of Turkey due to<br />
its attitude of giving importance to<br />
employment, its belief in countryman, 38-<br />
year production-marketing experience,<br />
its thousands of employees, millions of<br />
happy customers, its social responsibility<br />
and respect for ethical values.<br />
Enlarging in domestic<br />
market day by day, the<br />
trade name is best known<br />
for giving importance<br />
to exportation. Atmaca<br />
Elektronik A.Ş. proves its<br />
success also in this field<br />
exporting its products to<br />
78 countries currently.<br />
Characteristics and Menu Structure of IPTVs<br />
Welcome Screen<br />
1- Tv/Radio<br />
2- Movie Watching<br />
3- Room Service<br />
4- Hotel Display Pages<br />
5- Flight Details / News / Weather Forecast / Exchange<br />
Rates<br />
6- Wake up Service<br />
7- Express Checkout<br />
8- Campaign Announcements<br />
9- Message and Information system.<br />
10- Invoice Information System .<br />
Integration of hotel management software with UPTV.<br />
Sending Welcome Screen to guest room from PMS<br />
software after check-in. Automatic display of room<br />
expenses on PMS software. Sending message and<br />
information from PMS software to relevant room.<br />
English – French – German – Italian – Spanish – Russian<br />
– Arabian – Azerbaijanese – Dutch and other addable<br />
languages support<br />
Automatic adjustment of menu language according to<br />
nationality and language of checked-in guest. In addition,<br />
language change by the guest from the menu at any<br />
time.<br />
Automatic formation of Channel List according to<br />
nationality of the quest. For example, an Arab guest can<br />
see Arabian channel in the first place of the list.<br />
Automatic channel dubbing or subtitle set according to<br />
language preference of the guest.<br />
Full dynamic and updatable infrastructure.<br />
Customizable interface
hotel restaurant<br />
60 & hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Fodinox Genel Müdürü<br />
Yunus Emre Dişkaya<br />
Önceliğimiz<br />
Ürün çıkarmak değil,<br />
tasarım ve<br />
fonksiyonelliği üst<br />
seviyeye taşımak!..<br />
“Fodinox çalışma prensibi olarak kalite-fiyat orantısını genelde kalite lehine<br />
kullanmaya çalışarak, 1.000 tane memnuniyetsiz müşteri yerine 100 tane memnun<br />
müşteri olmasını tercih ediyoruz.”<br />
1978 yılında yaklaşık 50 m2’lik alanda<br />
endüstriyel mutfak ekipmanları<br />
malzemeleri üretimine yönelik<br />
başladığı faaliyetlerini <strong>2017</strong> yılı itibariyle<br />
2.500 metrekare kapalı alanda sürdüren<br />
Fodinox, bugün 70 kişilik profesyonel<br />
ekibi ile sektöre hizmet vermeye devam<br />
ediyor. Ürün portföyünün %85’ini iç<br />
piyasada, %15’ini ise yaklaşık 17 ülkeye<br />
yaptığı ihracatlarla dış piyasalarda<br />
değerlendiren firmanın Horeca<br />
sektörüne yönelik faaliyetlerini Fodinox<br />
Genel Müdürü Yunus Emre Dişkaya ile<br />
konuştuk.<br />
Yunus Bey öncelikle Fodinox’u<br />
tanıtarak faaliyetlerinden<br />
ve ürün gamından bahseder<br />
misiniz?<br />
1978 yılında yaklaşık 45 - 50 metrekarelik<br />
bir alanda, dört kardeşten sadece ikisinin<br />
aktif çalışabildiği şartlarda, üretim olarak<br />
başlayan ticaret serüvenimiz <strong>2017</strong> yılı<br />
itibariyle yaklaşık 2.500 metrekare kapalı<br />
alanda, 70 kişilik profesyonel ekibimiz ile<br />
sektöre hizmet vermeye devam ediyoruz.<br />
Firmamız endüstriyel mutfak ekipmanları<br />
kategorisi altında varyantları ile beraber<br />
yaklaşık 1.500 kalem malzemenin<br />
üretimini yapmakta olup, bunların<br />
haricinde de dış alımlarımız ve<br />
bayiliklerini yapmış olduğumuz firmaların<br />
ürünleri ile beraber portföyümüzdeki<br />
kalem sayısı 25.000 civarında<br />
seyretmektedir.<br />
Ürün portföyünün %85’i iç<br />
piyasaya hitap ediyor<br />
Ürün portföyümüzün %85’lik kısmını
Kalite standartlarınızdan<br />
bahseder misiniz kısaca?<br />
Makine ve ekipman parkımızı her<br />
geçen gün biraz daha genişletmekteyiz.<br />
Halihazırda üretim tesisi olarak<br />
kullandığımız alan gerek büyüklük<br />
gerekse teknik açılardan yeterli<br />
gelmediğinden inşallah kısmet olursa<br />
2018 yılı ortalarına kadar, yani 1 yıl süre<br />
içerisinde daha rantabl çalışabileceğimiz,<br />
5-6 bin metrekarelik bir alana taşınmayı<br />
ve bu doğrultuda kadrolarımızı da<br />
artırarak yeni bir yapılanmayı planlıyoruz.<br />
Böylelikle hem hedeflerimizi katlamak<br />
hem de ülkemizin temel sorunlarından<br />
biri ve bizce en önemlisi olan istihdam<br />
konusundaki seferberlik projelerine az<br />
da olsa karınca kararınca katkımız olsun<br />
istiyoruz.<br />
iç piyasada, %15’lik kısmını ise 16- 17<br />
ülkeye yapmış olduğumuz ihracatlarla<br />
dış piyasalarda değerlendirmekteyiz. Yurt<br />
içi, İstanbul İSTOÇ ve Topkapı’da, Kocaeli<br />
Çarşı Yapı ve Turan Güneş Caddesi’ndeki<br />
toplam dört mağazamız, Anadolu’da ise<br />
yaklaşık 60 ilimizdeki çözüm ortaklarımız<br />
ile oluşturduğumuz satış noktalarında<br />
sektörün beğenisine ve kullanımına<br />
sunmaktayız. Üretimimiz içerisinde<br />
özellikle kafe, market, otel ve restoran<br />
gibi yerlerde ağırlıklı olarak kullanılan<br />
teşhir dolapları, buzdolapları, bulaşık<br />
makinaları, çiğköfte, pilav tezgahları ve<br />
yine mutfaklarda kullanılan elektrikli,<br />
gazlı ocaklar, profesyonel çay kazanları,<br />
tezgahlar, profesyonel tost makinaları,<br />
fırınlar, fritözler, tabak, kaşık, çatal vs.<br />
ürünler ile bunların sarf malzemeleri yer<br />
almaktadır. Ayrıca A’dan Z’ye mutfak,<br />
kafe, restoran, pastane vs. işler de<br />
müşterilerimizin talepleri doğrultusunda<br />
projelendirilerek her biri konusunda<br />
uzman kadromuz ile danışmanlık ve<br />
taahhüt hizmetleri de verilmektedir.<br />
“Kalite ve görsellik ne yazık ki<br />
fiyattan sonra geliyor”<br />
Ar-Ge konusunda ise, yeni bir ürün<br />
çıkarmaktan ziyade, üretimdeki<br />
modellerimizi hem tasarım hem de<br />
fonksiyonellik anlamında bir iki kademe<br />
daha üst segmente çıkarmayı planlıyoruz<br />
demek daha doğru olur sanıyorum.<br />
Kanaatimce, bu sadece HORECA sektörü<br />
için de geçerli değil, tüm sektörlerimizde<br />
birinci önceliğimiz ne yazık ki, fiyat. Kalite<br />
ve görsellik fiyattan sonra geliyor diye<br />
düşünüyorum. Ürün gamları da genellikle<br />
buna göre dizayn edilmesi sebebi ile aynı<br />
ürün ismi altında onlarca alt türevleri<br />
olabiliyor. Biz ise firma prensibi olarak<br />
kalite-fiyat orantısını genelde kalite<br />
lehine kullanmaya çalışarak, 1.000<br />
tane memnuniyetsiz müşteri yerine 100<br />
tane memnun müşteri olmasını tercih<br />
ediyoruz.<br />
Teknolojiye ve Ar-Ge’ye<br />
yatırımlarınız konusunda<br />
bilgiler verebilir misiniz?<br />
HORECA sektöründe ürün<br />
tercihlerini fonksiyonellik ve<br />
görsellik anlamında en çok<br />
neler belirliyor? Sizin üretim<br />
kriterlerinizi neler belirliyor?
62<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Felda Iffco ev dışı tüketim kanalında da iddialı<br />
adımlarla yürüyor<br />
Bitkisel sıvı yağ, katı yağlar ve margarin üretimi yapan çok uluslu bir şirket olan<br />
Felda Iffco Türkiye, 2009 yılından beri uluslararası kalite standartlarını koruyarak<br />
geniş ürün portföyü ve güçlü dağıtım ağı ile endüstriyel müşterilere, ev dışı tüketim<br />
noktalarına ve yurt dışı perakende ve endüstriyel noktalarına hizmet veriyor. Sektöre<br />
her gün yenilikler sunan uluslararası şirket Felda Iffco, Alfa markasıyla ev dışı tüketim<br />
kanalında da sektörün en iyi tedarikçilerinden biri konumuna ulaştı.<br />
Alfa markası ile pastacılık<br />
kanalında kısa zamanda elde<br />
edilen başarılar ev dışı tüketim<br />
kanalında da devam ediyor. Bu alanda<br />
işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda<br />
yağlar geliştirilip formüller hazırlanıyor.<br />
Başarının arkasındaki sır bu konudaki<br />
uzmanlık, tecrübe ve profesyonellikleri.<br />
Şirket ev dışı tüketim kanalında da<br />
bu profesyonellikle ilerlemeye devam<br />
ediyor. Özellikle turistik bölgelerde<br />
yaptıkları özel distribütör oluşumlarıyla<br />
iyi bir hizmet anlayışı ve müşteri odaklı<br />
çalışma ve kaliteli servis sağlanıyor.<br />
Bunun sonucunda çok kısa sürede ev<br />
dışı tüketim kanalında sektörün en iyi<br />
tedarikçisi konumuna ulaşıldı.<br />
Ev dışı tüketim kanalında profesyonellere<br />
yönelik bitkisel margarin, katı ve sıvı<br />
yağlar olarak tam bir portföye sahip<br />
olan şirket, Alfa markası ile şeflerden<br />
onaylı ürünlere sahip. Yemeklik margarin<br />
olarak Alfa Chef ve Alfa Chef Extra<br />
özel aromalarıyla beğeni topluyor.<br />
Aynı portföyde yer alan Alfa Kızartma<br />
yine profesyonellere yönelik yenilenen<br />
ambalajı ve yüksek performansı ile çok<br />
tercih edilen duman, koku ve köpürme<br />
yapmadan yüksek sıcaklıklara dayanıklı<br />
kızartma yağıdır. Ev dışı tüketim<br />
kanalındaki bir diğer ürün ise yenilenen<br />
fomülü ile dikkatleri üzerine çeken Alfa<br />
Tatlı Kızartma Yağı’dır. Yumurtalı ve<br />
kızartılarak hazırlanan hamurlu tatlılara<br />
özel yüksek performans sağlayan Alfa<br />
Tatlı Kızartma yenilenen ambalajı ve özel<br />
geliştirilmiş formülü ile dikkatleri üzerine<br />
çekmektedir.<br />
Doğru strateji ve ürünlerle pazarda<br />
daha da büyümeyi hedefliyor<br />
Felda Iffco, Alfa markası ile ev dışı<br />
tüketim kanalında da doğru strateji ve<br />
ürünlerle pazarda daha da büyümeyi<br />
hedefliyor. Ürünleri şefler ve ustalar<br />
tarafından çok beğenilen Alfa markası<br />
yaptığı yeniliklerle sektöre değer katmaya<br />
devam ediyor ve bu yeniliklerin güzel geri<br />
dönüşleri ile sektöre her konuda yenilik<br />
getirmeye devam edecektir.
64<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
İş kıyafetlerinde<br />
öncelik iş sağlığı<br />
ve güvenliği<br />
İş kıyafetlerinin iş sağlığı ve güvenliği gibi ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte üretilmesi<br />
gerektiğine dikkat çeken Form Kurumsal İş Elbiseleri Sahibi Oğuzhan Dadaş, “İş<br />
kıyafetleri sadece kumaştan ibaret olmamalı, aynı zamanda çalışanın güvenliğini de<br />
sağlamalı” diyerek Türkiye’nin hala daha bu konuda eksik olduğuna dikkat çekti.<br />
Dünyada ve Türkiye’de iş sağlığı ve<br />
güvenliği konusuna gün geçtikçe<br />
daha da önem verilmeye başlandı.<br />
Bununla birlikte özellikle çalışanların<br />
iş kazalarının sıfıra indirilmesi için<br />
yapılan önlemler ve çalışmalar artık iş<br />
kıyafetlerine de yansıdı. Gerek gelişen<br />
teknolojiye gerekse konuya verilen<br />
hassasiyetler doğrultusunda üretimler<br />
gerçekleştirdiklerini dile getiren Oğuzhan<br />
Dadaş, iş sağlığı ve güvenliği konusunda<br />
Avrupa ile aynı düzeye gelmeye<br />
çalıştıklarını söyleyerek çalışanların<br />
gün boyu üzerinde bulundurdukları<br />
kıyafetlerin de bu şartlara uygun olması<br />
gerektiğine vurgu yaptı.<br />
Dadaş: “İş güvenliği konusundaki<br />
denetimler az”<br />
Türkiye’deki iş güvenliğinin özellikle<br />
maden kazalarından sonra daha da<br />
arttırıldığını vurgulayan Dadaş, “tabi son<br />
zamanlarda iş güvenliği artık daha çok<br />
ön plana çıkmaya başladı. Bu konuda<br />
özellikle inşaat sektörü çok sıkı bir<br />
denetimde. Fakat yine de bu denetimler<br />
hala daha az. Büyük kurumsal inşaat<br />
firmaları korunma amaçlı bu kurallara<br />
ve tedbirlere uyuyor yalnız küçük<br />
kapsamlı inşaatlarda daha bu durum<br />
gelişmedi. Baret ve çelik burunlu ve<br />
korumalı ayakkabılar kullanılmıyor.<br />
Bunların kullanılması da her inşaatta<br />
şart” diyerek konunun önemine vurgu<br />
yaptı. İş elbiselerinin kişisel koruyucu<br />
donanım ürünleri özelliğinin alması ile<br />
birlikte el, ayak, göz ve kulak gibi birçok<br />
organın korunması gerektiğinin artık şart<br />
olduğunu dile getiren Dadaş, “Mesela<br />
dışarıda çalışan işçiler için reflektif<br />
kıyafetler, kaynak ve demir saç yapanlar<br />
için yanmaz özelliği olan kumaşlardan<br />
elde edilen kıyafetler, medikal ve gıda<br />
sektörü içerisinde lekeleri kolay çıkaran<br />
ve çok ütü istemeyen kumaşlar gibi<br />
kendi içerisinde fazlaca önemli detaylar<br />
var. Bunun yanı sıra sadece kumaşların<br />
özellikleri değil sahip olduğu yapı<br />
ile birlikte çalışanın sağlığı da artık<br />
korunuyor” ifadelerini kullandı.<br />
“İş kıyafetlerini giyimden çıkarıp<br />
koruma ve teknik özelliklerine önem<br />
veriyoruz”<br />
Gelişen ve yenilenen teknolojilerin de<br />
zamanla iş kıyafetlerine yansıdığına<br />
değinen ve bu konudaki gelişmeleri<br />
yakından takip ettiklerini de söyleyen<br />
Dadaş, “Mesela daha önce dış mekan<br />
montları sadece dikilirdi ama biz artık<br />
kendi bünyemizde kaynak bant makinesi<br />
kullanarak dikişleri alttan izole ediyor<br />
ve su geçirmez hale getiriyoruz. Aynı<br />
şekilde çeşitli yöntemlerle çabuk alev<br />
almayan ve yanmama özelliğini taşıyan<br />
kumaşlardan da faydalanıyoruz. İş<br />
elbiselerini biz giyimden çıkarıp daha<br />
koruyucu daha teknik özellikler kapsayan<br />
farklı kıyafetler olarak meydana çıkardık.<br />
Yaptığımız işleri Avrupa’yı takip ederek<br />
yapıyoruz. Bu şekilde de aynı kulvarda<br />
olmaya gayret ediyoruz. Bu bağlamda tabi<br />
ihracatımızda söz konusu. Avrupa’ya ve<br />
yurt içi piyasasına üretim yapıyoruz” diye<br />
konuştu. Son olarak da iş elbiselerine<br />
verdikleri önemden dolayı açmış oldukları<br />
mağazan da bahseden Dadaş, “İş giyim<br />
market adı altında 600 metrekare<br />
mağazamızda KKD ve iş elbiselerinin<br />
tamamını kapsayan ilk mağazamızı da<br />
açtık. Bu oluşumu da zincir mağazalar<br />
haline getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca<br />
işgiyimmarket.com sanal alışveriş<br />
sitemizi de önümüzdeki günlerde aktif<br />
hale getirip müşterilimize daha da<br />
kolaylık sağlayacağız” diyerek sözlerini<br />
tamamladı.
Priority in work attire is<br />
occupational health and safety<br />
Owner of Form Corporate Occupational Attire, Oğuzhan Dadaş, explained that work clothes<br />
must be produced to meet occupational health and safety needs: "Work attire must not only<br />
be made of cloth, it must also provide safety for the worker" and raised concerns over the<br />
fact that Turkey still has some catching up to do in this area.<br />
With each passing day more<br />
importance is being placed<br />
on occupational health and<br />
safety in the world and in Turkey.<br />
At the same time the preventive<br />
measures taken and studies made<br />
to bring workplace accidents down<br />
to zero have reflected on to work<br />
attire too. Oğuzhan Dadaş speaks<br />
out about the productions carried out<br />
based on developing technology and<br />
the sensitivity devoted to this topic.<br />
While adding that they are trying to<br />
get to the same level as Europe on<br />
occupational health and safety, he<br />
underlined the importance of making<br />
sure the attire, workers use all day<br />
long, meet these regulations.<br />
Dadaş: “Inspections on occupational<br />
safety are insufficient”<br />
Emphasizing how occupational<br />
safety in Turkey has been increased,<br />
especially after the mining<br />
accidents, Dadaş while underlining<br />
the importance of this topic said:<br />
“Naturally, occupational safety has<br />
come to the forefront much more<br />
as of lately. Regarding this topic,<br />
construction industry is under<br />
very tight control. Even so, these<br />
controls still are not enough. Big<br />
construction firms abide by these<br />
rules and measures for protection,<br />
however in small construction firms<br />
this situation has not improved yet.<br />
Helmets, steel toes and protective<br />
shoes are not being used; use of these<br />
at every construction site is a must".<br />
Voicing that work clothes must take<br />
on the features of personal protection<br />
products and along with that many<br />
organs such as hands, feet, eyes<br />
and ears must be protected, Dadaş<br />
continued: “There are many important<br />
details and options available for<br />
example for workers performing<br />
duties outside there must be reflective<br />
clothing, for those who do welding and<br />
iron plates, clothing made of fireproof<br />
cloths, for medical and food industry,<br />
attire made of cloths that are easy to<br />
remove stains from and don't need<br />
much ironing. Besides these worker's<br />
health is now protected not only by the<br />
features of the cloths but also their<br />
structure.".<br />
“We consider work attire not only as<br />
clothing but place importance to its<br />
protective and technical features”<br />
Dadaş explained that developing<br />
and renewed technologies are also<br />
reflecting on work attire and that<br />
they are following them closely<br />
and said: "For example outdoor<br />
jackets used to be only sewn but<br />
we are presently using a band<br />
welding machine and isolating the<br />
seams underneath making them<br />
waterproof. Also, similarly with<br />
various methods we take advantage<br />
of cloths that are flame retardant<br />
and non-flammable We took work<br />
attire from being only clothing and<br />
turned them into different outfits<br />
that are more protective and carry<br />
more technical features. We do our<br />
work by following Europe. This way<br />
we strive to be in the same league. In<br />
this sense, export is naturally on the<br />
table. We are producing for European<br />
and local markets." Lastly, speaking<br />
of the store they opened due to the<br />
importance they placed on work attire,<br />
Dadaş finished his words with the<br />
following statement: "Under the name<br />
work attire market we opened our<br />
first 600 square meter store carrying<br />
KKD and full work attire. We plan on<br />
turning this development into a chain<br />
of stores. Also, we will activate our<br />
shopping website isgiyimmarket.com<br />
within the next few days to provide<br />
convenience to our customers."
hotel restaurant<br />
66 & hi-tech<br />
marka güncel<br />
Turizm sektörüne kalifiye<br />
elemanlar kazandırıldı<br />
190 üzeri ülkede hizmet veren ve bu sene 30. yılını kutlayan, küresel<br />
seyahat endüstrisinin lider teknoloji çözümleri sağlayıcılarından biri<br />
olan Amadeus’un destekleriyle, Plaza Akademi’nin turizm sektöründe<br />
uzman kadrolar yetiştirmek amacıyla başlattığı ‘Rezervasyon ve Otomatik<br />
Fiyatlandırma Eğitimi Sertifika Programı’ tamamlandı. Türkiye’de 1994<br />
yılından beri faaliyet gösteren, küresel seyahat endüstrisinin lider<br />
teknoloji çözümleri sağlayıcılarından biri olan Amadeus’un Türkiye<br />
Pazarlama ve İletişim Müdürü Çiğdem Cengiz, “30 yıldır dünyada 190<br />
üzeri ülkede teknoloji, inovasyon ve eğitim alanında seyahat endüstrisinin<br />
geliştirmek üzere yatırım yapıyoruz. Eğitimdeki yatırıma çok önem ve<br />
değer veriyoruz. Sadece 2015 yılı içerisinde eğitime 9.6 milyon euro<br />
değerinde yatırım yaptık. Teknoloji ve inovasyonun arkasındaki itici gücün<br />
eğitim olduğunun bilinciyle eğitim alanındaki yatırımlarımız önümüzdeki<br />
günlerde de devam edecek. Gençler geleceğimiz biz de geleceğe<br />
yatırım yapıyoruz. Bu eğitim sonrası sertifikalarını alan gençlere turizm<br />
alanındaki kariyerlerinde başarılar diliyoruz” dedi.<br />
Bosch Termoteknik, Türkiye’nin en<br />
iyi kombi ustasını seçti<br />
Bosch Termoteknik’in bir ilke imza attığı Türkiye’nin en iyi kombi ustası<br />
yarışması 12 Eylül tarihinde Manisa Fabrika’daki Bosch Termoteknik<br />
İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. 10 Temmuz- 10 Ağustos tarihleri<br />
arasında ön elemesi gerçekleşen yarışmaya 700 usta katıldı. Ödülleri<br />
teslim eden Bosch Termoteknik Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya Satış<br />
Genel Müdürü Zafer Polat, “Isıtma, soğutma ve havalandırma sektörü için<br />
ustalarımızın sadece montaj yapan değil, aynı zamanda son kullanıcıya en<br />
kaliteli ve en doğru hizmet vermesini amaçladığımız marka temsilcileri<br />
olduğunun altını çizmek isterim. Biz de Bosch Termoteknik olarak<br />
ustaların sektörümüz için önemini tekrar vurgulamak, onlarla bağımızı<br />
kuvvetlendirmek ve yetkinliklerini artırmak amacıyla yarışmamızı<br />
yapmaya karar verdik. Yarışmamıza katılan tüm ustalarımıza teşekkür<br />
eder ve Türkiye’nin en iyi kombi ustası yarışmasını kazanan ustamızı<br />
tebrik ederim.” diye konuştu.<br />
Life Fitness Akademi Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor<br />
Dünyanın en büyük fitness cihazları üreticisi Life Fitness’ın eğitim platformu<br />
olan Life Fitness Akademi Türkiye’de, yeni bir dönem başlıyor. Ülkemizdeki<br />
fitness profesyonelleri, EKS Dış Ticaret Merkez Ofis’teki yeni akademi alanında,<br />
kurumlarca akredite edilmiş ve alanında uzman eğitmenlerce verilecek<br />
sertifika programları sayesinde global endüstriye yön veren dünya trendleri ve<br />
ihtiyaçlarına çözüm olacak ortaklıklar ile tanışacaklar. Life Fitness Türkiye- EKS<br />
Dış Ticaret Yönetim Kurulu Üyesi Emre Özdeş , “Dünyadaki fitness trendlerini<br />
ve egzersiz uygulamalarını, ülkemizdeki eğitmenlerimiz ve profesyonellerimiz<br />
ile paylaşmaya ve onların mesleki gelişimlerine her açıdan katkı sunmaya;<br />
yenilenen eğitim salonumuz, müfredatımız ve başarılı eğitmen kadromuzla<br />
devam edeceğiz. Bir fitness profesyoneli için henüz hedef belirleme noktasında<br />
devreye girip gerek ihtiyaç duyduğu eğitimleri talep etmesi, gerekse trendlere<br />
dair en güncel bilgileri edineceği bir platforma dahil olmasına imkan tanıyarak,<br />
hedefine ulaşması adına gerçek ve değerli çözüm ortaklıkları sunacağız.” dedi.
hotel restaurant<br />
68 & hi-tech<br />
şef’in gözünden<br />
Özüyle<br />
yemek uzmanı<br />
Ömür<br />
Akkor<br />
Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
Üç yaşında başlayan mutfak<br />
yolculuğunda aşçılığı yemek<br />
yapmanın ötesinde kitaplarla<br />
keşfetmenin, paylaşımlarla<br />
çoğaltmanın, eğitmekle<br />
öğrenmenin, bilmekle sıfırdan<br />
başlamanın erdemine çok<br />
genç yaşlarda erişen genç<br />
ve yetenekli yemek uzmanı<br />
Ömür Akkor, Zennup 1844’te<br />
gerçekleştirdiğimiz özel<br />
yemek çekimi ve ilgi çekecek<br />
röportajı ile bu ayın şefin<br />
gözünden konuğu…
Gaziantepli geleneksel bir ailenin<br />
çocuğu iseniz, öyle pazar günleriniz<br />
parkta bahçede oyunla geçmez.<br />
Evin bir günlük yemek ustası, babanızla<br />
mutfağa girer ya lavabonun içinde<br />
ıslak ayaklarınızla maydonos, yeşil<br />
soğan yıkar veyahut getir götür işlerine<br />
koşturulursunuz. 3’e 5’e bakmazlar da<br />
öyle, ufak da olsanız Antep mutfağında<br />
bir vazife çıkarılır elbet, sözleriyle<br />
başlıyor aşçılık yolundaki ilk adımlarını<br />
anlatmaya…<br />
Doğu kültürlerinin mutfak ritüelleri içinde<br />
yoğurulmuş bir mutfak erbabı, değerli<br />
yemek uzmanı Ömür Akkor’dan dökülen<br />
ilk sözcükler bunlar… Benim de aslında<br />
kendisini yakinen takip ettiğim, yemekleri<br />
kadar araştırmacı, paylaşımcı ve eğitimci<br />
kimliğini takdirle karşıladığım biri ki,<br />
kendisini ve birbirinden seçkin tatlarını bu<br />
ayın ‘şefin gözünden’ bölümünde keyifle<br />
ağırladığımızı söylemek isterim.<br />
Ömür Akkor, sadece bir şef, aşçı değil!<br />
Kendi anlatımıyla “bir yazar, bir aşçıbaşı,<br />
bir yemek tarihçisi, bir arkeolog, bir<br />
gazeteci.” Tastamam bir yemek uzmanı<br />
o. “Bizde aile geleneğidir. 6 yaşında<br />
başlarsın, 7-8 yaşında soğanın uçlarını<br />
soydururlar sana. 10-11 yaşlarında salata<br />
yaparsın. 14-15 mangal yakma yaşlarıdır.<br />
Sonra et terbiyele derken bakmışsın bir<br />
okul talebesiyken profesyonel manada<br />
et -kebap ustası olmuşsun, babanın<br />
okulundan mezun olmuşsun.” sözleri<br />
de bu güçlü alt yapının temellerini<br />
anlatmak için yeter de artar bence. Bir<br />
tarafı babadan Gaziantep’e, bir tarafı<br />
babaanneden Halep hudutlarına, bir tarafı<br />
anneanneden Kayseri’ye, hatta Adana’ya<br />
kadar uzanınca mutfak zenginliğindeki bu<br />
başarılı sonuç hiç de şaşırtıcı gelmiyor.<br />
Mutfakla 20 yıl boyunca kurulacak<br />
gönül bağları böyle filizlenmeye<br />
başlıyor başlamasına da sonra birgün<br />
mevzu okul seçimine gelince tercihini<br />
iktisat okumaktan yana kullanıyor.<br />
“Tabii bundan 20 yıl önce bugünkü gibi<br />
gastronomi, mutfak okulları yoktu” diyen<br />
Akkor, bir miktar ailenin vizyon sahibi<br />
olmakla ilgili eğitim telkinleri bir miktar<br />
da satış ve pazarlama hevesiyle Uludağ<br />
Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin yolunu<br />
azim ve istekle tuttuğunu söylüyor.<br />
“Benimki tamamen bir<br />
hevesti…”<br />
Bu aralıkta yemekler pişirilmeye, sofralar<br />
kurulmaya devam ediliyor, zaman ve<br />
koşullar el verdiğince. Bütün yazlar,<br />
bütün ara tatiller onun nasıl olsa! Komilik<br />
mi istersiniz, garsonluk, otoparkçılık,<br />
bulaşıkçılık… Bir lokantanın görevler<br />
menüsünde ne varsa layıkıyla yapıyor,<br />
bir an bile hevesini kırmadan… Akkor<br />
bu hal ve gidişatı ise samimiyetle şöyle<br />
yorumluyor: “İktisat okuyan bir öğrenci<br />
olsam da günün birinde bu işi yapacağımı<br />
biliyordum. O yüzden de mutfakla alakalı<br />
Zennup’ta hamsi köy<br />
sütlacı Ömür Akkor’un<br />
mutfağında 36 saat<br />
bekletilerek özel bir çini<br />
koleksiyon tabağı üzerinde<br />
eski bakır kaplarda servis<br />
ediliyor. Bu kadarı da değil!<br />
Vişneli yaprak sarmayı 48<br />
saatte servis eden ellerden<br />
bir zeytinyağlı tabağı 24<br />
saat bekletilmeden masaya<br />
taşınmıyor.<br />
ne öğrenmem gerekiyorsa öğrenmek<br />
istiyordum. Sanıyorum benimki tamamen<br />
bir hevesti. Bir işi en iyi şekilde yapmak<br />
için her şeyi öğrenmem gerektiğinin<br />
farkındaydım. Ya da farkında olmadan<br />
oldu tüm bunlar. Bir bakmışım,<br />
hayatımın koca bir beş senesi lokantada<br />
sadece kuru patlıcan dolması yaparak<br />
geçmiş… Her çarşamba 500 tane dolma<br />
doldurmuşum… Mutfaktı, temizlikti,<br />
bulaşık yıkamaktı, kasa, maliye, vergi,<br />
yöneticilik, belediye işleriydi derken ne<br />
gerekiyorsa yapmışım.”<br />
“En büyük sorunumuz plansızlık,<br />
programsızlık”<br />
Her çalıştığı yerde patronların güvenini<br />
kazanmayı başaran Ömür Akkor’un iş<br />
prensipleri ve yaşam mottosu aklıma<br />
takılmıyor değil. “Hep kendi işim gibi<br />
çalıştım, sahiplendim. Hiçbir zaman<br />
patronun cebinden bir para almadım.<br />
İşletmeye ekstra para kazandırmayı<br />
hedefleyip, o paranın içinden kazancımı<br />
elde etmesini bildim. Gideyim, paramı<br />
kazanayım sonra keyfime bakayım değildi<br />
benimkisi. Daima yoğun mesailerle<br />
çalışan biri oldum, 13-14 saatti benim<br />
mesaiden anladığım.” şeklinde çalışma<br />
prensiplerini anlatan Akkor, ya iç<br />
dünyasında hangi özelliklere sahip<br />
biri, onu daha da yakından tanıtmak<br />
düşüncesiyle soruyorum. Kendisini<br />
çalışkan ve disiplinli biri olarak<br />
tanımlayan Akkor, “Kuralları yazılı<br />
uygulayan, harfiyen uyan, yorumlamayan<br />
biriyim. Zaten bu memlekette başarıya<br />
gidecek bir yol çizmek istiyorsanız belli<br />
bir plan ve kurallar dahilinde çalışmak<br />
zorundasınız. Bence Türkiye’deki çalışma<br />
hayatındaki en büyük sorunlardan biri<br />
plansızlık, programsızlık. Yorumlamaya<br />
çok açık bir mesleğimiz var, yetkileri<br />
olmayan insanlar kuralları değiştirip<br />
duruyorlar. Oysaki kurallara uyduğun<br />
müddetçe güvenilir adam olursun,<br />
mesleki anlamda sürekli ilerlersin.”<br />
diyor ve aşçılık mesleğinde başarılı olmak<br />
isteyenlere programlı çalışmayı, kurallara<br />
uymayı, çok okumayı tavsiye ediyor.<br />
Yemek uzmanlığı noktasında da mutfağa<br />
gönül verenlere ve genç adaylara<br />
önerilerde bulunan Akkor, “Ben Türk<br />
mutfağı uzmanıyım ama bunun için<br />
sadece Türk mutfağını da bilmek<br />
yeterli olmuyor. Yemek konusunda<br />
uzmanlaşmak için dünyadaki en iyi<br />
mutfakları tanımanız gerekiyor.” diyor.<br />
“İktisat okumak büyük<br />
avantajlar sağladı”<br />
Bir tek yemek bilgisiyle dünyada<br />
birçok firmayla çalışma yetkinliğine<br />
erişilemeyeceğinin de altını çizen Akkor,<br />
destekleyici alt donanımların mesleki<br />
gelişimde tampon görevi göreceğini<br />
belirterek, “İktisat bu anlamda benim<br />
en büyük avantajım oldu. Sadece işimde<br />
öğrendiğim genel verimlilik ve planlama<br />
teorilerini kendi mesleğime uyguladım.<br />
Azalan Birimler Kanunu, Arz-Talep<br />
dengesi gibi iktisatta öğrendiğim temel<br />
birkaç teoriyi tamamen mutfağın içinde<br />
uyguladım. Şu an Pınar, Coca Cola,<br />
Komili, Starwood otel zinciri birlikte<br />
çalıştığım markalar. Burada beni öne<br />
çıkaran şey, aslında iki tarafın bilgisini<br />
birbirine harmanlamam oldu.” diyor.<br />
“22 yaşımda profesyonel aşçı<br />
oldum”<br />
Ömür Akkor’u profesyonel mutfağa<br />
taşıyan babaannesine ait bir tarif olan<br />
vişne kebabı olur. Üniversite son sınıfta<br />
22 yaşında genç bir delikanlıyken yaptığı<br />
bu Halep yemeğiyle patronun hem<br />
gönlünde hem de midesinde taht
hotel restaurant<br />
70 & hi-tech<br />
şef’in gözünden<br />
kurduğunu anlatan Akkor, böylelikle Sui<br />
Restaurant’ın mutfağına profesyonel bir<br />
aşçı olarak girmeyi de başarır… Ömür<br />
Akkor’un iktisat okuduğu yıllardan<br />
köklü bir gönül bağı oluşturduğu<br />
Bursa’ya vefa duygusu kendine ait bir<br />
işletme olan Semsek Restaurant ile<br />
devam eder. Gaziantep yerel dükkanı<br />
olarak baklavası, kebabı, semseki<br />
ve dolmasıyla çok kısa sürede ikinci<br />
memleketim dediği Bursa’da nam salan<br />
Akkor, altı yıllık bu serüvene yurt dışında<br />
eğitim idealleriyle veda eder… “Katar,<br />
Almanya, Fransa, İtalya, artık neresi<br />
olursa, koşullarımı zorlayıp gitmeye<br />
çalıştım. Çoğu zaman parasız çalıştım.<br />
Para kazanma mottosuyla hayatımda<br />
hiçbir zaman hareket etmedim ama<br />
hep de kazandım. En başından beri tek<br />
derdim, taşın üstüne taş koyma telaşı<br />
oldu.” diyerek sözlerine devam eden<br />
Akkor’un kariyerimin 20. yılında yeni<br />
bir restoranla Bursa’ya dönüşünün bu<br />
defa ki sebebi, üç ortak hizmete açtığı<br />
Zennup Restaurant olur. Rahmetli<br />
babaannesinin adını yaşatmak için 28<br />
Mayısta Zennup ismiyle Bursa’ya yeni<br />
bir işletme daha kazandıran Akkor,<br />
“yüzde 100 yerli dükkan” olma özelliği<br />
ile pazartesi günleri hariç haftanın<br />
altı günü tıka basa lezzet tutkunlarını<br />
ağırlıyor. Zennup’un bu başarısında<br />
biraz önce sözünü ettiği yüzde 100<br />
yerli dükkan olma halinin etkisi büyük<br />
şüphesiz. Her sabah gittiği otogardan<br />
Türkiye’nin 41 farklı şehrinden gelen<br />
yöresel malzemeleri mutfağa taşıdığını<br />
belirten Akkor için diğerleri gibi mutfağı<br />
yenilemek, füzyon yapmak, tabakları<br />
uçurmak bir şef olarak kafa yorulacak<br />
konuların başında gelmiyor<br />
çünkü, anlattığına göre… Yüzde 100<br />
yerli kalmak prensibine sadık kalarak<br />
Türk mutfağının çok daha başarılı<br />
olabileceğini düşündüğünü söyleyen<br />
Akkor, bu söylemlerinde o kadar<br />
iddialı ki “Bu dükkanı Bursa’da değil;<br />
Manhattan ya da Londra’da açsam<br />
kapalı gişe oynar, o kadar inanarak<br />
söylüyorum” diye ekliyor.<br />
“Ben tabağa sadece yemeği<br />
koymayı seviyorum”<br />
Sunumda geleneksel değerlere sadık<br />
kalmayı en başından beri düstur<br />
edindiğini söyleyen Akkor, “Türklerin<br />
sofraya bir saygısı vardır. Orada sakin<br />
olunur, küfür edilmez, çok konuşulmaz.<br />
Çünkü sofra nimettir. Tabağı süslemek,<br />
şekilden şekilde sokmak Türklerin<br />
çokça benimsediği bir sunum tarzı<br />
olsa da ben tabağa sadece yemeği<br />
koymayı seviyorum” diyor. Tabaktan<br />
bahsederken öyle alalade, beyaz, düz<br />
bir porselenden de söz etmiyor, Akkor.<br />
Zennup 1844’te yemek yiyenler iyi bilir,<br />
Ömür Akkor’un mutfağından çıkan<br />
tabaklar neresinden baksanız 200-300<br />
yıllık çini, bakır, antika ve eski tahta
Üç ortaklı bir yapıyla hizmete açılan Zennup’un mutfağını usta aşçı Ömür<br />
Akkor yönetirken, geleneksel ekmeklerin unutulmaz lezzetini Şevki Dilmaç’a<br />
borçlu. İşin finans, belediye, valilik gibi prosedürlerinde ise bir diğer isim<br />
olarak Cüneyt Aksoy var.<br />
kaşık koleksiyonlarından oluşuyor. Sunumda son derece<br />
doğal ve geleneksel bir tarz benimseyen Akkor için<br />
tabağın görüntüsü kadar yemeğin tazeliği ve ısı<br />
derecesi de çok önemli. “Türkiye’de şefler,<br />
aşçılar tabağı hazırlamak için o kadar<br />
vakit kaybediyor ki, şu an gittiğiniz en iyi<br />
lokantalarda bile ılık yemek zorunda<br />
kalıyorsunuz.” Dile getirerek, “İnsanlar<br />
tabağın içinde o an yapılmış<br />
yemekleri yiyorlar. Süslemeyle<br />
vakit kaybetmediğimiz için de<br />
tabak mutfaktan çıktıktan 40<br />
saniye sonra masada oluyor.<br />
Mutfaktaki düsturumuz bu.”<br />
diyor.<br />
Ya pişirme teknikleri?<br />
Zennup’ta odun fırını, taş<br />
fırın ve ocaklar olmak<br />
üzere hemen hemen bütün<br />
yöntemleri kullandıklarını<br />
anlatan Akkor, ”Şayet<br />
yoğurdu Hatay’dan<br />
getiriyorsak odun<br />
ateşinde bakır kazanda<br />
pişirip, ardından tuzlayıp<br />
saklanmasını sağlıyoruz.<br />
Antep’te salçamızı,<br />
reçelimizi güneşte<br />
kurutturuyoruz. İmkanlar<br />
ölçüsünde geleneksel<br />
yöntemleri kullanmaya<br />
devam ediyoruz.” diyor.<br />
“Bir Türk ansiklopedisi<br />
yapmak istiyorum”<br />
Şu ana kadar 81 ili dolaşarak<br />
yemek seyyahı unvanına layıkıyla<br />
sahip olan Ömür Akkor’un<br />
bundan sonraki hayallerinde 81<br />
ille ilgili vesikalar yayınlamak, bir<br />
Türk mutfak ansiklopedisi yapmak<br />
varmış. Bu yıl kitap sayısını 27’ye<br />
çıkardığını söyleyen Akkor, beş yıl içinde bu<br />
sayıyı 50’ye çıkarmak istediğini anlatıyor ve<br />
“İnşallah mutfak kültürüyle ilgili 100’e yakın kitap<br />
yazmak istiyorum. Çünkü bizim sahip olduğumuz<br />
mutfak kültürü, dünya ile karşılaştırılmayacak kadar<br />
eşsiz ve paha biçilmez. Bunu ispatlamak için yazamaya<br />
devam edeceğim. Bundan da herhangi bir maddi kazanç<br />
beklentim yok. Taş üstüne taş koyabiliyorsam, insanlara<br />
eskiye saygı duydurabiliyorsam, geleneksel yemeklerimizi<br />
sevdirebiliyorsam bundan büyük mutluluk yok benim için.” diye<br />
de ekliyor.
72<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel röportaj<br />
Gürkan<br />
Boztepe<br />
“GTD’den önce<br />
gastronomi turizmi<br />
diye bir kavram yoktu!”<br />
Kurulalı henüz bir yıl oldu ama<br />
gastronomi turizmi kulvarında<br />
sektörün ilgisini çekebilecek söylem<br />
ve uygulamalarıyla adından sıkça söz<br />
ettirmeyi başardı…<br />
Belki de gastronomi turizmi kavramı<br />
Kurucu Başkanı Gürkan Boztepe’nin de<br />
söylediği gibi GTD’den önce hiç bu kadar<br />
popüler olmamıştı, öyle bir kavram dahi<br />
yoktu… Ya da öyleydi de vurgusu bu kadar<br />
güçlü ve inançlı olmamıştı!<br />
Sektör içinde bit gibi türeyen sivil toplum<br />
yapılanmaları varken ne yalan söyleyeyim<br />
ben de kendi adıma “lafta mı olur icraatta<br />
mı” endişesini taşımadım değil!..<br />
Ama geçtiğimiz yıl eylül ayında<br />
kuruluşunu resmen duyuran GTD<br />
kısa sürede önemli etkinliklere<br />
imza atarak oluşumunu ispatlamayı<br />
başardı başarmasına da görünen o ki<br />
gastronomi turizmi konusunda hem Türk<br />
gastronomisinin hem de derneğin önünde<br />
alacağı daha çok yol var…<br />
Bu yolda GTD nasıl ilerliyor, yeni döneme<br />
ilişkin projeleri arasında neler var,<br />
sektörün son yıllarda geçirdiği önemli<br />
değişimler neler, Gürkan Boztepe ile<br />
konuştuk.<br />
Birinci yaşında Gastronomi Turizmi<br />
Derneği cephesinde neler oluyor?<br />
Derneği kurarken de konuşmuştuk,<br />
üstüne basa basa ‘icraat’ vurgusu<br />
yapmıştınız. O bahsettiğiniz icraatlar,<br />
vaatler yılını doldururken meyve<br />
vermeye başladı mı?<br />
Gastronomi Turizmi kelimesini Türkiye’de<br />
ilk biz kullanarak Türk mutfağını<br />
dünyaya tanıtma hedefiyle yola çıktık.<br />
Vaat ettiğimiz şey aslında gastronomi<br />
turizminin hareket oranını artırmak ve<br />
hak ettiğimiz yere gelmek için çalışmaları<br />
başlatmaktı. Bizim aslında somut<br />
olarak bir vaadimiz yok. Biz sadece hak<br />
etmediğimiz yerde olduğuna inandığımız<br />
bir derneğiz. Bildiğiniz üzere gastronomi<br />
turizmi ve Türk mutfağı Türkiye için çok<br />
yeni bir kavram. Bunu da ilk etapta Kültür<br />
ve Turizm Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı,<br />
Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı’na<br />
aktarmaya çalışıyoruz. Bu kavramın<br />
içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın<br />
işine yarayacak çok büyük argümanlar<br />
sunuyoruz. Bunlardan bir tanesi<br />
gelen turistin tercihleri. Şu anda İl<br />
Kültür ve Turizm Müdürümüz Coşkun<br />
Yılmaz ile çok iyi diyalog halindeyiz.<br />
Shopping Fest Genel Müdürü, Ticaret<br />
Odası, TÜRSAB, Belediyeler ve<br />
Büyükşehir Belediyeleri’nin tamamıyla<br />
iletişim halinde çalışıyoruz. Bizler bu<br />
ülkenin marka olması için ana şartın<br />
gastronomiden geçtiğine ve ekonomisinin<br />
güçlü olması gerektiğine inanıyoruz.<br />
“GT Belgesini uluslararası<br />
standartlarda sunan tek kurumuz”<br />
Bu anlamda da Gastronomi Turizmi<br />
Derneği olarak TÜRSAB’da 22.<br />
Komite’yi başlatan kişi olarak diyorum<br />
ki; gastronomi turizmi şu an tatil<br />
tercihlerinde ilk sıraya oturmuş<br />
durumda. Bu konuyla ilgili olarak da<br />
bizden sonra benzeri söylemlerle pek<br />
çok dernek, kurum, kuruluş ortaya<br />
çıktı ama biz gerçekten sektöre somut<br />
faydalar sağlayacak çalışmalara imzamızı<br />
koymak istiyoruz. Bunlardan bir tanesi,<br />
restoranların derecelendirme sistemi.<br />
Bununla ilgili KALDER (Türkiye Kalite<br />
Derneği) ile çalışmalara başladık.<br />
Yaklaşık sekiz aylık çalışmanın<br />
meyvelerini yeni yeni almaya başlıyoruz.<br />
KALDER ile yaptığımız protokolün<br />
ardından restoranlara diyoruz ki, “Size<br />
gizli denetmen yollamamızı istiyor<br />
musunuz? Gerçekten derecelendirme<br />
istiyor musunuz yoksa para karşılığında<br />
ödüller mi almak istiyorsunuz?” İşin<br />
özeti bu. Biz diyoruz ki, “Gerçekten<br />
derecelendirme istiyorsanız Avrupa<br />
kalite standartlarında en yetkili kurum<br />
olarak KALDER, GTD ile iş birliği
içerisinde, onlar bize modeli çıkarttı. Biz<br />
de Gastronomi Turizmi Derneği olarak<br />
GT Belgesini uluslararası standartlarda<br />
sunan tek kurumuz.”<br />
GTD ile sektör gerçek gizli denetmenler<br />
ile tanışacak!<br />
KALDER toplantınızda restoran<br />
yeterlilik sınıflandırması,<br />
sertifikalandırılması ve gizli<br />
denetmenler gibi sektöre kalite ve<br />
mükemmeliyet sağlayacak bir dizi<br />
uygulamalardan söz etmiştiniz. O<br />
konuda nasıl bir aşama kaydettiniz?<br />
Bununla ilgili gizli denetmenler<br />
yetiştirmeye başlıyoruz. Yaklaşık 30 gün<br />
sonra başlamış olacak. USLA Akademi<br />
ile protokol yapıldı. Bu ortak girişimle<br />
USLA (Uluslararası Servis ve Lezzet<br />
Akademisi) Türkiye’de ilk defa gerçek<br />
gizli denetmen yetiştirmeye başlayacak.<br />
Projenin başında da danışman şef<br />
Murat Bozok olacak, kendisiyle bu proje<br />
kapsamında bir iş birliği içinde olacağız.<br />
Gençlerimiz Bozok’tan birebir eğitim<br />
alacaklar. “Akıllı telefonu olan, kendini<br />
gurme zanneden herkes kenara” diyoruz.<br />
“Bu işten ticari rant elde eden, gittiği<br />
restorandan para alan herkes bir kenara”<br />
diyoruz. Gerçek gizli denetmenleri<br />
yetkinlik derecelendirmesi ile profesyonel<br />
okulundan mezun ediyoruz ve gerçekten<br />
restoranların içine salıyoruz.<br />
USLA’nın yaptığı şey, aslında gizli<br />
denetmen yetiştirmek. Gittim bu<br />
yemeği beğendim, sonra koydum<br />
sosyal medyaya değil. Sen kimsin?<br />
Senin yetkinliğin ne? “Benim takipçi<br />
sayım fazla.” Tamam da tatlı nedir,<br />
tuzlu nedir biliyor musun arkadaş,<br />
bilmiyorsun. Gerçek bir gurme misin?<br />
Değilsen önce kursuna gideceksin,<br />
bu kadar basit. O kurstan çıkarsın,<br />
diplomanı alırsın, tadımlamalarla ilgili<br />
yorum yapabilecek kapasiten olur.<br />
Bizim herkese kapımız açık. USLA bizim<br />
üyemiz oldu ve dediler ki, “Ben bu işi<br />
hakkıyla yapacağım.” Murat Bozok da<br />
aynı şekilde “Ben bu işin başında olmak<br />
istiyorum” dedi. Türkiye’nin gururu,<br />
biz de “Buyurun” dedik. Bu şekilde<br />
restoran derecelendirme sistemini<br />
başlattık, bunun da lansmanını Feriye<br />
Lokantası’nda yaptık. Hatta bizden sonra<br />
bu konuyla ilgili bizi taklit eden, arkasında<br />
kimin olduğu belli olmayan gruplar da<br />
çıkmış olmasına rağmen biz diyoruz ki<br />
“Gastronomi Turizmi Derneği Türkiye’nin<br />
derneğidir. Bu konuyla ilgili yetkin kurum<br />
bizim derneğimizdir.” Bugüne kadar<br />
ağzına gastronomi turizmi kelimelerini<br />
almayan pek çok kişi, kurum, grup,<br />
dernek ne tesadüfse bir anda gastronomi<br />
turizminin şovenisti oldu. Hayırlısı olsun<br />
ama üst grup, Gastronomi Turizmi<br />
Derneği’dir.<br />
“Türkiye ve İstanbul’un lezzet haritasını<br />
çıkarıyoruz”<br />
Bunların dışında Türkiye Lezzet Haritası<br />
ve İstanbul Lezzet Haritası olarak iki ayrı<br />
çalışma üzerinde duruyoruz. Bu konuyla<br />
ilgili bizim beş tane komitemiz var. Örnek<br />
vermek gerekirse; İstanbul’da taksicilerle<br />
beraber taksicilerin aracılığıyla gelen<br />
turisti doğru yönlendirmek için yetkin<br />
restoranların listesini oluşturup<br />
veriyoruz. Sistem bu. Çünkü öncesinde<br />
taksici yanlış yerlere yönlendirebiliyor.<br />
Biz bunu taksiyi kullanan şahsın bilgi<br />
ve tecrübesine bırakamayız. Bugün<br />
Paris’e gittiğimizde en iyi restoranları<br />
nasıl ki oradaki her taksici bilmiyorsa<br />
Türkiye’deki her taksici de bunu bilmek<br />
zorunda değildi. Bir taksiciye normalde<br />
balık ekmek de güzel gelebilir, Sunset<br />
Restaurant da güzel gelebilir. Ama<br />
bizler taksicinin kendi yaşamına göre<br />
buna karar verdiremeyiz. Türkiye<br />
standartlarına göre turistik restoranların<br />
listesini çıkartıyoruz, bunlarla da birebir<br />
denetleme yapıldıktan sonra öneri<br />
getiriyoruz zaten.<br />
Gurme taksiciler derneğin ses getiren<br />
projelerinden biri oldu ama benim<br />
asıl merak ettiğim Lezzet Haritası için<br />
desteğini alacağınız diğer paydaşlar.<br />
GTD olarak önümüzdeki dönemde proje<br />
için yeni iş birliktelikler de söz konusu<br />
olacak mı yoksa sadece taksicilerle mi<br />
sınırlı kalacak?<br />
Bize zaman zaman farklı önerilerle<br />
geliniyor tabii. Yönetim kurulu olarak<br />
bunları değerlendiriyoruz. Taksiciler<br />
Odası bizim kafa yapımıza uygun. Hızlı ve<br />
icraatçı somut olan bir nokta. Çünkü bir<br />
şehirde havalimanından indikten sonra<br />
karşılaştığınız ilk nokta taksi olduğu<br />
için onun içinde olmak bizim için çok<br />
değerliydi. Daha farklı öneri ve fikirler de<br />
varsa da elbette onlara da açığız.<br />
Otellerle ilgili özellikle de işlemeyen<br />
restoranlarıyla ilgili farklı projelerimiz<br />
söz konusu. TÜROB Başkanımız Timur<br />
Bayındır ile daha önce de konuştuk, en<br />
kısa zamanda masaya oturup, otellere<br />
yönelik neler yapabileceğimizi konuşmak<br />
istiyoruz. Çünkü o alana müdahale etmek<br />
bizim için önemli. Gastronomi Turizmi<br />
Derneği olarak otel restoranları imaj<br />
olarak halkın gözünde pahalı kalıyor,<br />
herkesin de bildiği üzere Şu anda The<br />
Marmara Oteli’ndeyiz. Otele çıkıp çay<br />
kahve içeceğimize alttaki restorana gidip<br />
Kitchenette’te çay kahve içiyoruz. Neden?<br />
The Marmara bana o imajı verse ben niye<br />
yukarıda içmeyeyim, öyle değil mi?<br />
İstanbul’da durum böyle. Peki Türkiye<br />
Lezzet Haritası için nasıl bir çalışma<br />
yürütmektesiniz?<br />
Los Angeles’ten Nepal’e kadar olan<br />
hatta çalışmaları başlattık zaten.<br />
Mesela Berlin’deki Türk restoranlarının<br />
derecelendirilmesi başlı başına bir konu.<br />
Sadece Lezzet Haritası’nı çıkartmakla<br />
iş bitmiyor. Yemek son derece lezzetli<br />
olabilir ama hijyen önemli bir sorundur,<br />
bu bir bütün. Ben dernek olarak Türk<br />
restoranlarının yurt dışında doğru temsil<br />
edilmesini istiyorum. İkinci olarak da<br />
yurt dışından gelen insanların doğru<br />
adreslere yönlendirilmesini istiyorum.<br />
Bize İstanbul’dan sonra farklı şehirlerden<br />
de talepler geliyor. Misal bu hafta içinde<br />
Bursa’da bir konferansta konuşmacıyım.<br />
İstanbul projelerini örnek proje olarak<br />
kabul ediyoruz. Çünkü İstanbul zaten<br />
Türkiye’nin ekonomi üssü konumunda.<br />
Bu şehirde başlayan her proje farklı<br />
bir yere gidiyor. Ama biz bunu biraz<br />
daha ileriye götürürsek marka şehirler<br />
projesi söz konusu. Bizim Antakya’dan<br />
üyemiz Özgür Hanım şehirlerin<br />
markalaşmasından sorumlu. Bir gazeteye<br />
gidip de ticari olarak para alması gibi<br />
projeleri kabul etmiyoruz. Gidelim, x<br />
bir gazete, popüler köşe yazarlarını<br />
götürelim ve bununla ilgili para alalım,<br />
olmaz. Bu bir marka şehir değil. Kimin<br />
şehrini kime satıyorsun? Bu şehirleri yurt<br />
dışına pazarlayabiliyor musun, bunları<br />
konuşalım.<br />
“Türk Hava Yolları iş birliği ile<br />
gastronomi turizmini uçuracağız”<br />
Bunların dışında Türk Hava Yolları ile<br />
yeni bir iş birliği yaptık. THY bizim hem<br />
üyemiz hem de sponsorumuz şeklinde<br />
faaliyet gösterme yönünde bir karar aldı.<br />
Bu konuyla ilgili de müteşekkiriz. Çünkü<br />
biz THY’nin içerisinde hem menülere<br />
karışabiliyoruz hem uçuşlarındaki satış<br />
oranlarını artırabileceğimizi hem de<br />
uçuş gerçekleştirdiği hatlardaki özellikle<br />
gastronomik şehirlerde gastronomi tur<br />
paketlerinin bizimle beraber çok daha<br />
verimli olacağına inanıyoruz. Bugün
74<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel röportaj<br />
Antep’e baklava yemeye giden de var,<br />
kebap yemeye giden de var. Bunların<br />
hepsinin istatistiklerini çıkaracak bir<br />
sistem kuruyoruz. Bunlar THY’nin<br />
satışlarını etkileyecek. Onun haricinde<br />
farklı özel hava yolları da önümüzdeki<br />
haftalarda 2., 3. görüşmelerine<br />
geçiyorlar. Bu çalışma sadece THY ile<br />
sınırlı kalmayacak. THY, bence neferdir,<br />
Türkiye’nin önemli bir markasıdır. Ama<br />
iç hatlarda uçuş yapan farklı farklı<br />
hava yolları da gastronomi turizminin<br />
önemini fark ettiler.<br />
“GTD’den önce gastronomi turizmi bu<br />
kadar popüler değildi”<br />
Samimiyetle sormak isterim,<br />
nihayetinde tüm projeler kıymetlidir<br />
ama derneğin içinize sinen en etkili ve<br />
verimli projesi hangisi oldu?<br />
Biz hiçbir şey yapmasak Turizm<br />
Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nın<br />
dikkatini çekip, onlara “Dünyada<br />
gastronomi turizmi diye bir şey<br />
var. İtalyanlar, Çinliler, Perulular,<br />
Vietnamlılar kendi ülkesinin kültürlerini<br />
gastronomiyle tanıtıyor, biz niye<br />
tanıtmıyoruz?” dedik. Şu anda bana<br />
göre gastronomi turizmi Türkiye’de en<br />
popüler turizm çeşidi oldu ve bunu bir<br />
senede yaptık.<br />
TÜRSAB’ta kurduğumuz Gastronomi<br />
Turizmi Komitesi vardı. Komiteyi kuran<br />
tüm arkadaşlarımızı derneğimize kattık<br />
bu bir yılda. TÜRSAB da değerlidir,<br />
diyaloğumuz da halen iyidir. Ama<br />
sadece seyahat acentaları bu işte<br />
yetmez dedik. Restoranlardan tutun<br />
üreticilere hatta taksicilere kadar<br />
bu işte herkes bir bütündür. Çünkü<br />
gastronomi turisti bugün tek başına<br />
elinde fotoğraf makinesiyle Cihangir’i<br />
dolaşan bir münferit kesim de olabilir.<br />
Adam acentayla gelmemişse ona<br />
gastronomi turisti diyemeyecek miyiz?<br />
Atlamış uçağa New York’tan gelmiş!..<br />
GTD’den önce Türkiye’de gastronomi<br />
turizmi diye bir kavram yoktu. Bunu<br />
Başaran Ulusoy’a ilk getiren kişi benim<br />
zaten. Akabinde komiteyi kurdurttuk,<br />
baktık ki komite yetmiyor. Arkasından<br />
Gastronomi Turizmi Derneği’ni kurduk.<br />
GTD’den önce Gastronomi Turizmi<br />
bu kadar popüler değildi. Münferit<br />
yapılıyordu. Mesela Bilecik’ten Bedriye<br />
abla kendi kendine beş tane oda açmış,<br />
yurt dışındaki müşterilere sabahları<br />
inek sağdırıyordu. O yapıyordu ama<br />
bunu Turizm Bakanlığı bir iş kolu<br />
olarak, bir turizm çeşidi olarak kabul<br />
etmemişti. Şu anda diyoruz ki, Turizm<br />
Şurası da dahil olmak üzere hatta<br />
2023 ve 2050 Türkiye’nin hedefleri<br />
arasına gastronomi turizminin önemini<br />
koydurttuk, yazılı olarak da bunu yaptık.<br />
Türkiye hedeflerinde artık gastronomi<br />
turizmi de yerini almaya başladı.<br />
Olay şu anda artık fiziksel olarak var.<br />
Gastronomi turizmi diye bir şey var.<br />
Önümüzdeki dönemde bunun ötesi<br />
de olacak. Biz İstanbul’da gastronomi<br />
turisti için Gastronomi Müzesi açacağız.<br />
2018 yılı planlamalarınızda neler var?<br />
Önümüzdeki dönem GTD için nasıl<br />
geçecek?<br />
Türkiye’de adı ‘gastro’yla başlayan,<br />
sonunun ne olduğu hiç önemli değil,<br />
irili ufaklı organizasyonlar var. Bu<br />
etkinliklerin hepsinin Gastronomi<br />
Turizmi Derneği tarafından onaylanmış<br />
olarak çıkması onlara fayda sağlar.<br />
Yani biz iki tane sponsor bulduk, şurayı<br />
kapattık, bir de konser yapalım, B2B<br />
görüşmeler yapalım, bu işten de para<br />
kazanalım dönemi bitti. Gerçekten Türk<br />
mutfağını tanıtmak istiyor muyuz, yurt<br />
dışında bununla ilgili nitelikli kurumları<br />
Türkiye’ye çekebiliyor muyuz, yurt dışı<br />
basınını ülkemize çekebiliyor muyuz, biz<br />
bunların her birini masaya yatırmadan<br />
hiçbir organizasyona destek vermiyoruz.<br />
Bana iki tane kurum geldi, biz bir ay<br />
sonra bunu yapacağız, iki ay sonra<br />
şunu yapacağız… Bir kere uluslararası<br />
organizasyonlar bir ay sonra filan<br />
olamaz. Her organizasyon firması<br />
kendi kafasına göre çıkıp, bunların<br />
içinde eski seyahat acentaları da var.<br />
Birileri de çıkıp “ben gastronomiyle<br />
ilgili uluslararası bir kongre yapacağım,<br />
bir konferans yapacağım” diyebilirler.<br />
Bunların yapılmasında olumsuz bir<br />
durum yok ama gastronomi enflasyonu<br />
da doğdu.<br />
“Restoran derecelendirmesini<br />
GTD’den başkası yapamaz”<br />
Uluslararası markalaşma anlamında<br />
somut projeleriniz var mı?<br />
Var. TÜBİTAK Başkanı ile masadayız.<br />
Onlara diyoruz ki, “Türk ürünlerinin,<br />
tescilli ürünlerin yurt dışına satılması,<br />
paketlenmesi ve doğru sunulması<br />
konusunda bize destek olun.” Bize<br />
acayip destek oluyorlar.<br />
Bizde inanılmaz enteresan fikirler<br />
uçuşuyor ama önceliğimiz Türkiye’ye,<br />
derneğimize katkıları var mı, nitelikli<br />
bir iş mi, ona bakıyoruz. Çünkü bunların<br />
hepsi bir bütün. Bize “Muhallebi festivali<br />
yapalım mı?” şeklinde gelen adamlar da<br />
oluyor çünkü. 2018’de bir defa restoran<br />
derecelendirmesini herkes bilsin ki,<br />
Gastronomi Turizmi Derneği’nden<br />
başkası yapamaz, sistem bu. Çünkü<br />
acayip bir alt yapı gerektiriyor. Alt yapı<br />
olmadan olmaz bu işler. Hevesle basına<br />
çıkalım filan değil, gerçekten alt yapı<br />
gerektiren bir iş. İkinci olarak, yurt içi<br />
haricinde yurt dışı organizasyonları,<br />
yurt dışı ağı gerektiriyor. Üçüncü olarak<br />
ise, Türk mutfağını tanıtmak, Türkiye’yi<br />
gezmek gerekiyor. İstanbul’da oturup<br />
da “Ben Türk mutfağını savunuyorum”<br />
gene olmaz. Hakikaten mutfakta olmak<br />
lazım. Ben burada özellikle TÜRES,<br />
TURYİD, TAŞFED, TAFED olmak üzere<br />
hepsine tek tek teşekkür ediyorum,<br />
çünkü her biri değer katıyor. Ama<br />
Gastronomi Turizmi Derneği şu an<br />
sistem olarak hepsine eşit mesafede ve<br />
sevgiyle de yaklaşıyor.<br />
Türkiye’nin gastronomi alanındaki<br />
son dönem gelişmelerini nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Biz her şeyden önce GTD olarak<br />
bizden sonraki genç jenerasyon için<br />
de gayret gösteren bir yapılanmayız.<br />
Herkesin de bunun farkına varması<br />
lazım. Örnek, çocuklarımız için de<br />
çalışıyoruz. Bakıyorsunuz, çocuk<br />
bizim yoğurdumuzu bilmiyor. 2018’de<br />
çok bomba projelerimiz olacak.<br />
Ama bunlardan en önemlisi sağlıklı<br />
beslenme. Hem Türk mutfağı hem<br />
gastronomi hem de sağlıklı beslenmeyi<br />
içeren bir projeyle bomba gibi geliyoruz.<br />
Üç gün kahve festivaline gidip sosyal<br />
medyaya birkaç fotoğraf atarak<br />
kendini gurme hisseden ya da gurme<br />
olmak için yanlış kaynaklardan<br />
bilinçsizce beslenen genç bir nesille<br />
karşı karşıyayız. Biz de bu doğrultuda<br />
gastronomi konusundaki farkındalığı<br />
artırmak, ilgiyi doğru bilgilendirme ve<br />
etkili bir algı yönetimiyle sunmak adına<br />
GTD olarak gastronomi fotoğrafçılığı<br />
kursu, ‘gizli-denetçi sertifikası’<br />
semineri, aşçılık kursları vb. çalışmalar<br />
yürütüyoruz. Burada amacımız, bir<br />
ucundan da olsa gençlerimiz ve<br />
çocuklarımızın gelişimlerine katkı<br />
ve destek sağlayarak bireysel bazda<br />
da yarının gastronomiyi özümsemiş<br />
ve ileriye taşıyacak bilinçli bireylerini<br />
yetiştirmek elbette ki.
hotel restaurant<br />
76 & hi-tech<br />
gastro güncel<br />
BrandZone Türk tüketicisinin kahve<br />
alışkanlıklarını masaya yatırdı<br />
Tüm basılı ve online fiyat verilerini araştırıp takip eden, en güncel pazar araştırma<br />
BrandZone, Ocak-Eylül <strong>2017</strong> tarihlerini kapsayan kahve kampanyalarını masaya<br />
yatırdı. BrandZone verilerine göre; kahve kampanyalarına hazır kahveler damga<br />
vururken, en fazla kampanya düzenleyen marka NESCAFE oldu.<br />
Türkiye’deki markalar için fiyat/<br />
rekabet araştırma hizmetleri sunan<br />
BrandZone, 1 Ocak <strong>2017</strong>-15 Eylül<br />
<strong>2017</strong> tarihlerini kapsayan dönemdeki<br />
kahve kampanyalarını masaya yatırdı.<br />
BrandZone verilerine göre; Ramazan<br />
ve Kurban Bayramı dönemlerinde<br />
Türk kahvesi kampanyalarının arttığı<br />
görülürken, soğuk kahve kampanyalarının<br />
yaz aylarında önemli rakamlara ulaştığı<br />
ortaya çıktı. 9 aylık süreçte toplamda 4<br />
bin 625 kahve kampanyası düzenlenirken,<br />
bin 534 kampanyayla hazır kahveler en<br />
fazla kampanyası düzenlenen kategori<br />
oldu. Bin 251 kampanyayla karışımlı<br />
kahveler ikinci sırada, 997 kampanyayla<br />
Türk kahvesi üçüncü sırada yer aldı. 393<br />
kampanyayla soğuk kahveler dördüncü,<br />
203 kampanyayla sıcak çikolata&salep<br />
beşinci sırada yer aldı.<br />
Kahve kampanyalarına NESCAFE<br />
damgası<br />
1 Ocak <strong>2017</strong>-15 Eylül <strong>2017</strong> tarihlerini<br />
kapsayan BrandZone verilerine göre; 2<br />
bin 117 kampanyayla NESCAFE en fazla<br />
kampanya düzenleyen marka olurken,<br />
425 kampanyayla Kuru Kahveci Mehmet<br />
Efendi ikinci, 393 kampanya ile Jacobs<br />
üçüncü sırada yer aldı. 345 kampanyayla<br />
VİP dördüncü, 209 kampanya adetiyle<br />
Kahve Dünyası beşinci sırada kendine yer<br />
buldu. NESCAFE’nin en fazla kampanyası<br />
yapılan kategorisi bin 95 kampanya<br />
adediyle hazır kahveler olurken, 762<br />
kampanyayla karışımlı kahveler ikinci<br />
sırada, 110 kampanyayla soğuk kahveler<br />
üçüncü sırada yer aldı. Jacobs’un en<br />
fazla kampanyası yapılan kategorisi 182<br />
kampanyayla hazır kahveler olurken, 173<br />
kampanyayla karışımlı kahveler ikinci, 38<br />
kampanyayla filtre&espresso kahveler<br />
üçüncü sırada yer buldu.<br />
Nescafe Gold Kahve zirvede<br />
Hazır kahveler kategorisinde en fazla<br />
kampanyası yapılan ürün Nescafe<br />
200 Gr Gold Kahve olurken, karışımlı<br />
kahvelerde ise NESCAFE 3’ü 1 Arada<br />
Tek İçimlik 10’lu Kahve ilk sırada<br />
yer aldı. Türk kahvesi kategorisinde<br />
Kurukahveci Mehmet Efendi Türk<br />
Kahvesi, soğuk kahvelerde Nescafe<br />
250 Ml Xpress Soğuk Kahve, sıcak<br />
çikolata&salep kategorisinde Sek 1 L<br />
Salep, filtre kahve&espresso’da Jacobs<br />
Monarch 500 Gr Filtre Kahve en fazla<br />
kampanyası yapılan ürünler oldu. Latte<br />
kategorisinde Nescafe 17 Gr Latte Kahve,<br />
Cappuccino’da Nescafe 14,5 Gr Şekerli<br />
Cappuccino, Mocca’da Nescafe 17,9 Gr<br />
Mocha Kahve ilk sırada yer aldı.<br />
Bayramların gözdesi Türk kahvesi<br />
Ramazan ve Kurban Bayramı<br />
dönemlerinde Türk kahvesi<br />
kampanyalarının arttığı görüldü.<br />
BrandZone verilerine göre; Mayıs ayında<br />
128 olan Türk kahvesi kampanya sayısı<br />
Ramazan Bayramı’nın olduğu Haziran<br />
ayında 244’e yükseldi. Haziran ayında<br />
Türk kahvesi tüm kategorilerde en fazla<br />
kampanyası düzenlenen kahve kategorisi<br />
oldu. Temmuz ayında 62 Türk kahvesi<br />
kampanyası düzenlenirken, kampanya<br />
sayısı Kurban Bayramı’nın yer aldığı<br />
Ağustos ayında 194’e çıktı.
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro current<br />
BrandZone<br />
put Turkish<br />
consumers<br />
coffee habits<br />
on the table<br />
The most up to date market researcher that researches and follows all printed and<br />
online price data, BrandZone put all its coffee campaigns covering the January-<br />
September <strong>2017</strong> dates on the table. According to BrandZone data, while instant<br />
coffees hit the mark on coffee campaigns, the brand that organized the most<br />
campaigns, turned out to be NESCAFE.<br />
BrandZone, offering price/competition<br />
research services for brands in<br />
Turkey, put coffee campaigns that<br />
covered the period January 1 - September<br />
15, <strong>2017</strong> on the table. According to the<br />
BrandZone data, while during Ramadan<br />
and Eid al-Adha periods Turkish coffee<br />
campaigns increased, cold coffee<br />
campaigns reached important numbers<br />
during summer months. While there<br />
were 4 thousand 625 coffee campaigns<br />
organized during the 9 month period, with<br />
1 thousand 534 campaigns, instant coffees<br />
made the category with the highest<br />
number. With 1 thousand 251 campaigns<br />
mixed coffees took second place and with<br />
997 campaigns Turkish coffee took third.<br />
With 393 campaigns cold coffees took<br />
fourth place and with 203 campaigns hot<br />
chocolate and salep were in fifth.<br />
NESCAFE stamp on coffee campaigns<br />
According to the BrandZone data that<br />
covered January 1 - September 15, <strong>2017</strong>,<br />
while with 2 thousand 117, NESCAFE<br />
was the brand with the most campaigns<br />
organized, Kuru Kahveci Mehmet Efendi<br />
second with 425 and Jacobs took third<br />
place with 393. As NESCAFE’s most<br />
campaigned category was instant<br />
coffees with 1 thousand 95 numbers of<br />
campaign, mixed coffees with 762 were<br />
in second place and cold coffees in third<br />
with 110 campaigns. As Jacobs’ most<br />
campaigned category was cold coffees<br />
with 182 campaigns, mixed coffees with<br />
173 campaigns took second and filter<br />
and espresso coffees took third with 38<br />
campaigns.<br />
Nescafe Gold is at the top<br />
While in the instant coffee category<br />
the most campaigned product was<br />
NESCAFE 200 Gr. Gold, in mixed coffees<br />
NESCAFE 3 in 1 10-Pack took first place.<br />
In the category of Turkish coffee Kuru<br />
Kahveci Mehmet Efendi, in cold coffees<br />
NESCAFE 250 MI Xpress Cold Coffee, in<br />
hot chocolate and salep category Sek 1<br />
L Salep, in filtered and espresso Jacobs<br />
Monarch 500 Gr. Filter Coffee was the<br />
one with the most campaigns. In Latte<br />
category NESCAFE 17 Gr. Latte Coffee, in<br />
Cappuccino NESCAFE 14.5 Gr. Cappuccino<br />
with sugar, in Mocha NESCAFE 17.9 Gr.<br />
Mocha Coffee took first place.<br />
The favorite for the holidays Turkish<br />
coffee<br />
It was noted that during the Ramadan and<br />
Eid al-Adha, Turkish coffee campaigns<br />
increased. According to the BrandZone<br />
data, while the Turkish coffee campaigns<br />
were 128, it went up to 244 during June<br />
which is when Ramadan Holiday was.<br />
In June Turkish coffee was the one with<br />
the most campaigns in all categories. In<br />
July, while there were 62 Turkish coffee<br />
campaigns organized, that number went<br />
up to 194 in August which was the month<br />
Eid al-Adha took place.
80<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
III. Uluslarararası Gastromasa<br />
Gastronomi Konferansı için<br />
geri sayım başladı<br />
Sözen Organizasyon tarafından bu yıl 3.’sü düzenlenecek olan<br />
“Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı” 2 Aralık <strong>2017</strong>’de Haliç<br />
Kongre Merkezi’nde, gastronomi sektörünün dünyaca ünlü yıldızlarını<br />
“ürün”ü konuşmak üzere bir araya getiriyor.<br />
Bu yıl “ürün” teması ile 2 Aralık’ta<br />
gerçekleşecek olan Gastromasa<br />
Konferansı; otel, restoran<br />
profesyonellerini, yatırımcıları,<br />
yöneticileri, gastronomi profesyonellerini<br />
ve yerli-yabancı şefleri ortak bir<br />
platformda buluşturmak, Türkiye’de<br />
gastronominin gelişimine katkı sağlamak,<br />
Türk mutfak kültürünü dünyaya<br />
tanıtmak, dünya gastronomisini Türk<br />
gastronomisiyle buluşturarak bir sinerji<br />
oluşturmak, Türkiye’nin önemli turizm<br />
ve gastronomi destinasyonları arasında<br />
yer almak amacıyla yeniden tüm gözleri<br />
İstanbul’a çevirmeye hazırlanıyor.<br />
Bu seneki teması “ürün” olacak<br />
Dünyanın en iyi 10 gastronomi konferansı<br />
arasında gösterilen Gastromasa’ya<br />
bu sene konuşmacı olarak dünyaca<br />
ünlü 19 yabancı şef ve konferansı takip<br />
etmesi için uluslararası medya davet<br />
edildi. Toplamda 1.500 kişinin izlemesi<br />
hedeflenen konferansın bu seneki<br />
teması ise “ürün” olacak. Konferansın<br />
konuk şehri ise, UNESCO tarafından<br />
dünyanın ‘Yaratıcı Şehirler’ ağına<br />
eklenen, Türkiye’nin gastronomi başkenti<br />
Gaziantep!<br />
Konferansta, dünyanın en iyi şefleri<br />
kendi bölgelerinin özel ürünlerini<br />
kullanarak sahnede workshop etkinliği<br />
gerçekleştirecek. Etkinliğin bir diğer<br />
ilgi çekici içeriği ise Chef Chat olacak.<br />
Konferansta ulusal ve uluslararası birçok<br />
marka stantlarda özel tadım etkinlikleri<br />
gerçekleştirerek konferansa renk<br />
katacak.
hotel restaurant<br />
82 & hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
İstanbul Coffee<br />
Festival’de 40 bin<br />
kahvesever buluştu<br />
İstanbul’un marka festivalleri arasında<br />
yerini alan İstanbul Coffee Festival, 40<br />
bin ziyaretçi ile yeni bir rekora imza<br />
atarak dünyanın en büyük açık hava<br />
festivali konumuna yükseldi.
Türkiye’nin yaratıcı etkinlik<br />
ajanslarından dsm group’un bu<br />
yıl “Kahvenin Yaşam Döngüsü”<br />
mottosuyla 21-24 Eylül <strong>2017</strong> tarihleri<br />
arasında KüçükÇiftlik Park İstanbul’da<br />
düzenlediği İstanbul Coffee Festival,<br />
40.000 ziyaretçi ile rekor katılıma<br />
sahne oldu. Türkiye’nin lider markası<br />
Paşabahçe’nin ana sponsorluğunda<br />
gerçekleştirilen festivalde, kahveyle<br />
ilgili 124 marka yer aldı, MUUD<br />
Sahne’de 28 konser verildi.<br />
Dünyanın en büyük açık hava<br />
festivali<br />
İstanbul Coffee Festival’in her yıl<br />
daha da zenginleşerek geliştiğini ve<br />
eğlence yaşamında yeni bir kulvar<br />
açtığını söyleyen dsm group Kurucusu<br />
ve Başkanı Alper Sesli, şunları<br />
belirtti: “Bu yılki 40.000 ziyaretçisiyle<br />
İstanbul Coffee Festival, sayısal<br />
verilere göre dünyanın en büyük açık<br />
hava festivali konumuna yükseldi.<br />
250.000 bardak, 7,5 ton süt ve 50.000<br />
şişe suyun tüketildiği festivalde,<br />
dört gün boyunca katılımcılara en iyi<br />
hizmeti sunabilmek için 140’ı dsm<br />
group personeli olmak üzere 1.500’e<br />
yakın çalışan görev aldı. Bu çapta bir<br />
organizasyonu gerçekleştirmemiz<br />
için bizlere her türlü desteği ve<br />
katkıyı sağlayan Paşabahçe, Hyundai,<br />
Pınar Süt, Türk Telekom, Eti Karam,<br />
Uludağ Su, A.O.Smith, La Marzocco<br />
ve Promocup başta olmak üzere<br />
tüm destekçilerimize teşekkürlerimi<br />
sunuyorum. Festivale Etiyopya’dan<br />
El Salvador’a, Güney Afrika’dan<br />
Endonezya’ya kadar çeşitli ülkelerden<br />
gelen, lezzet dolu kahveleri üreten<br />
çiftliklere ve üreticilerini de buradan<br />
selamlıyor ve teşekkür ediyorum.<br />
On binlerce kahveseverin İstanbul<br />
Coffee Festival’e ilgi göstermesi<br />
üzerimize düşen sorumluluğu daha<br />
da artırıyor. Bu büyük ilgi, her yıl çok<br />
daha yenilikçi, çok daha kapsamlı<br />
bir festival düzenlemek için bizleri<br />
baskı altına alıyor ve aynı zamanda<br />
motive ediyor. Festivalimize büyük<br />
emek veren baristalarımıza ve tüm<br />
katılımcılara sevgilerimizi sunuyoruz.”<br />
Kent kültürü ve eğlence<br />
yaşamına katkı<br />
İstanbul Coffee Festival’in bir İstanbul<br />
markası olduğunu kaydeden Sesli,<br />
şunları belirtti: “İstanbul Coffee<br />
Festival, İstanbul’un kent kültürü<br />
ve eğlence yaşamı haritasında<br />
dopdolu içeriği ve yaratıcı bakış<br />
açısıyla yerini sağlamlaştırdı. Bu<br />
yılki rekor katılımcı ve ziyaretçi sayısı<br />
da bunu ortaya koyuyor. Farklılık<br />
yaratan, endüstriyel markalardan<br />
nitelikli kahve üreticilerine, artisan<br />
kavurmacılardan İstanbul’un kahve<br />
dükkanlarına, sanat etkinliklerinden<br />
sahne performanslarına kadar tüketici<br />
odaklı bir etkinlik olan İstanbul Coffee<br />
Festival, önümüzdeki yıllarda da çıtayı<br />
yükseltmeye devam edecek. En güçlü<br />
alkışlar ise bizlerden.”
hotel restaurant<br />
84 & hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Arçelik, Kahve Festivali’nde kahve teknolojilerini sergiledi<br />
Geliştirdiği yenilikçi teknolojilerle tüketicilerin hayatında fark ortaya koyan,<br />
Türkiye’nin inovasyon alanındaki lider şirketi Arçelik A.Ş., İstanbul Coffee<br />
Festival’de kahve severlerle buluştu. Arçelik, Türk kahvesi tutkunlarının<br />
vazgeçilmezi olan Telve, özellikle otel, restoran, kafeler ve kahve zincirleri<br />
için tasarladığı Telve Pro ve yeni Ankastre Kahve Makinesi’ni tüketicilerin<br />
beğenisine sundu. Festivalin birinci gününde Arçelik standında bulunan<br />
barista gün boyunca ziyaretçilere kahve ikramında bulundu.<br />
Paşabahçe’nin ana sponsorluğunda<br />
düzenlenen festival, bu yıl 124 marka,<br />
52 workshop ve seminer, MUUD<br />
Sahne’de 28 konser, İCF Instagram<br />
Fotoğraf Yarışması sergisi, tadım<br />
etkinlikleri, Türkiye ve dünyadan usta<br />
baristaların gösterilerinin yanı sıra<br />
İstanbul’un artizan kavurmacılarından<br />
kahve dükkanlarına kadar nitelikli<br />
kahveyle ilgili tüm kesimleri<br />
ziyaretçilerle buluşturdu.<br />
Festivalde Barista Şampiyonası’nın kahve<br />
çekirdekleri NESCAFÉ’den<br />
KüçükÇiftlik Park’ta kahveseverleri ağırlayan festival<br />
alanını ziyaret edenler, Türkiye’nin en iddialı ve en yetenekli<br />
baristalarının hünerlerini sergilediği Türkiye Barista<br />
Şampiyonası’nı izleme fırsatı da buldu. Baristaların kahve<br />
hazırlama sürecinin farklı aşamalarına yönelik uzmanlıklarını<br />
sergiledikleri şampiyonanın kahve çekirdekleri NESCAFÉ<br />
tarafından tedarik edildi. NESCAFÉ’nin sağladığı yüksek<br />
kaliteli kahve çekirdekleriyle özel lezzetlerin ortaya çıkarıldığı<br />
şampiyona ana başlıklar halinde Kahve Kavurma Şampiyonası,<br />
Barista Şampiyonası, Kahve Demleme Şampiyonası, Latte Art<br />
Şampiyonası, Cezve/İbrik Şampiyonası kategorilerinden oluştu.<br />
Mühle Barber Zone’da kahve eşliğinde<br />
tıraş keyfi<br />
Tüm dünyada 72 yıldır tıraş olma ritüelini erkekler<br />
için tutkuya dönüştüren ıslak tıraş aksesuarları<br />
markası Mühle, İstanbul Coffee Festival’de bir ilke<br />
imza atarak festival ziyaretçilerine kahve kokuları<br />
arasında benzersiz bir tıraş deneyimi yaşattı. Festival,<br />
Coffee and More bölümünde festival ziyaretçileriyle<br />
buluşan Mühle Barber Zone ıslak tıraş ritüelini<br />
festivale taşıdı.
86<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro makale<br />
Kahveyi bilmem ama bu festivalin<br />
hatırı 40 yıl sayılabilir!<br />
Nermin Yurtoglu<br />
Son yıllarda kahvenin üçüncü boyuta<br />
geçmesiyle dört bir yandan kahve kokuları<br />
gelmeye başladı ve tutkunlarınin sabırsızlıkla<br />
bekledikleri kahve festivali de dördüncü<br />
kez (İstanbul Coffee Festival) Maçka Küçük<br />
Çiftlik Parkı’nda arz-ı alem eyledi. Mahalle<br />
aynı olunca komşuya kahve içmeye gider gibi<br />
gittim festivale.<br />
Tabii birde aynı sektörden olunca haliyle<br />
sadece tadım için değil, yenilikleri yakından<br />
takip etmek için…<br />
Kahve markalarının yer aldığı standların<br />
yanı sıra çikolata, pasta ne ararsanız vardı<br />
festivalde… Kaçırılmaması gereken söyleşiler<br />
ve konserler ve oldukça keyifli bir kalabalık!<br />
Türkiye’de kahve tutkusunun geldiği aşama<br />
festivale giriş yaptığım an itibariyle beni yine<br />
şaşırtmayı başardı!<br />
Öyle ki mesleğe yıllar önce oldukça büyük<br />
bir otelin içinde bulunan Café Strauss’un<br />
yöneticiliği ile başlayan Avusturyalı bir<br />
ustadan tüm kahve çeşitlerini yapılışını<br />
öğrenmiş Cimbali denilen o efsane kahve<br />
makinasından 24 farklı kahve çeşidini<br />
hazırlayabilen biri olarak sorsanız, ileride bu<br />
kahve Türkiye’de bu kadar ilgi görür mü diye,<br />
hayatta inanmazdım. Neyse ki böyle düşünen<br />
yalnızca ben değilmişim. Geçtiğimiz günlerde<br />
bir söyleşisine katıldığım Stratejik Pazarlama<br />
ve Yönetimi Uzmanı Yelda İpekli, yıllar önce<br />
Starbucks yöneticileri kendisinden Türkiye’de<br />
pazara girebilir miyiz diye bir araştırma<br />
istediklerinde mümkün değil. Burada Türk<br />
Kahvesi ve çay tutkusu varken bu mümkün<br />
olamaz diye geri çevirdiğinden bahsetti.<br />
Starbucks’un bugün Türkiye’de geldiği nokta<br />
ortada. 300’den fazla şubesi ve bağımlıları<br />
mevcut!.. Bense genelde kahve içmenin<br />
koşturmaca içinde, ayaküstü değil de, bir<br />
ritüel ve bol sohbet ortamında, muhakkak<br />
porselen fincanda olması gerektiğine inanan<br />
ve genelde Türk Kahvesi içmeyi tercih eden<br />
biri olsam da yenilikçi ve gözlemci tarafım<br />
mesleğime ilk başladığım yıllardan bugüne<br />
kahve ile ilgili tüm yenilikleri yakından takip<br />
etmemi ve deneyimlememi destekliyor.<br />
Kısaca gerektğinde karton bardakta da kahve<br />
içebiliyorum!<br />
Gelelim kahve festivalindeki diğer detaylara…<br />
Festival geleneksel kahve kültürünün yanı<br />
sıra yeni nesil kahve akımının yaşam stilini de<br />
interaktif bir şekilde biraraya getiriyor. 4 gün<br />
boyunca süren festivalde (perşembe-pazar)<br />
yoğun ilgi ve talep nedeniyle ziyaretçiler<br />
10:00-13:00 ve 15:00-19:00 olmak üzere<br />
iki saatte içeri alındılar. Her geçen yıl bu<br />
çizgiden hiç bir şey kaybetmeden şehrin<br />
ilgisini çekmeyi başaran festivalin kuşkusuz<br />
en belirgin özelliği organizasyondaki başarısı.<br />
DMS grubun başarılı bir şekilde<br />
organizasyonunu yaptığı ve tam bir<br />
‘woodstock’ havasında geçen festival de<br />
aldığım bilgiye göre, 150’ye yakın marka<br />
standları ile yer almış.<br />
Kurukahveci Mehmet Efendi’den Starbucks’a,<br />
Gloria Jeans’ten Tchibo’ya pek çok firmanın<br />
içinden ben ilk önce ülkemizi 3. dalga<br />
kahve ile tanıştıran ve bugün neredeyse her<br />
sokakta kahveci açılmasına sebep olan Sam<br />
Çeliköz’ün markası Federal Coffee Company<br />
standını ziyaret etmek istiyorum. Harika<br />
kahvemi yudumlarken sohbete dalıyorum.<br />
3. nesil kahve nedir ?, iyi kahvenin özelikleri<br />
nelerdir ? sizlerde merak ettiniz değil mi,<br />
hemen kısaca anlatayım: Son dönemlerde<br />
sıkça duyduğumuz sosyal medyanın kahve<br />
adına en fotojenik hali olan bu üçüncü nesil<br />
kahve akımını anlayabilmek için öncelikle<br />
birinci ve ikinci nesil kahveden bahsetmek<br />
lazım. Neticede her akım bir öncekine tepki<br />
olarak doğarmış değil mi?<br />
Söylenen o ki birinci nesil kahvede ne yazık<br />
ki kahve hakettiği değeri bulamamış, kahve<br />
kalitesine bakılmaksızın sadece tüketilmiş.<br />
İkinci nesil kahve deyince ise granül olarak<br />
tüketilen markalaşmıs kahveler görüyoruz.<br />
Burada karşımıza franchise şeklinde kurulan<br />
kahve zincirleri çıkıyor.<br />
Kahveye dair farkındalık ortaya koyan bu<br />
akım hala popülerliğini korusa da iyi kahvenin<br />
tadını bilenler için bu akım sonlanmış bir<br />
akım olarak kabul ediliyor.<br />
Gelelim kahvenin bu zamana kadarki en iyi<br />
aşaması olan üçüncü nesile! Önce yüksek<br />
kalitede kahve cekirdeği üretmek ve ithal<br />
etmekle başlayıp, uygun tat profiline göre<br />
cekirdeği kavurmak son aşamada uygun<br />
yöntemle demlemek ve bu akımı tüketiciye<br />
anlatmakla son buluyor. Peki elimizdeki<br />
kaliteli kahve mükemmel tattaki kahveyi<br />
yudumlamamız için yeterli mi?Elbette<br />
degil! İşte iyi kahvenin 5 koşulu; İyi seçilmiş<br />
çekirdek, doğru kavurma, iyi barista, iyi<br />
makina, iyi su. (PH seviyesi 7.5’in altında<br />
olmamalı) Her köşede gördüğümüz<br />
kahvecilerin kaçta kaçı bu koşullara dikkat<br />
ediyordur soruları kafamda dolaşırken<br />
teşekkür ederek festivali dolaşmaya devam<br />
ediyorum. Her yer Peru, Brezilya, İtalyan<br />
kahve çekirdekleri hazırlanan kahvelerle dolu<br />
elbette. Türk kahvesi de var, dibek kahveciyi<br />
de görüyorum. Dikkatimi çeken diğer bir<br />
detay ise, Türk Kahvesinin en iyi anlatılan<br />
bilgilerin, kitapların Starbucks standının<br />
içinde yer alması. Bunu çok yadsıdım ve<br />
rahatsız oldum. Keşke ayrı bir stand açılsa ve<br />
kahvemizin yapımı daha iyi anlatılabilseydi…<br />
Festivalde sadece kahve standları olmadığını<br />
belirtmiştim. Kahve makinaları, pişirme<br />
tekniklerinin yanı sıra dört bardan oluşan<br />
Artisan Barda seanslar halinde değişerek<br />
farklı kahve dükkanlarının yetenekli<br />
baristalarının ağırlandığı ve profesyonel<br />
kahvelerin yapıldığı bölüm. Bunlardan<br />
birini sizinle paylaşmak istiyorum. İsteyen<br />
deneyebilir… Coffee Martini Coctail<br />
Vee tabii ki hepsinden tattığım şahane<br />
çikolata standları.. Hem gözünüz hem<br />
mideniz doyuyor, mutluluk katsayınız<br />
çarpılarak artış gösteriyor.<br />
Bununla da bitmiyor! Tam organik ekmekler,<br />
kokteyller, lokumlar, kurabiyeler, bisküviler<br />
ve daha neler neler…<br />
Tüm bunların yanında ise, çim alanda<br />
kocaman bir sahne çimlere atılmış<br />
minderler... Gençlerin ilgi gösterdiği pek çok<br />
genç akım sanatçıların konserleri…<br />
Kısaca bolca yenilik, eğlence, workshoplar ve<br />
müzik...<br />
Neyse ki tüm bunları bir arada yaşamak<br />
için İstanbul’da olmaya gerek yok. Bundan<br />
böyle Ankara ve İzmirliler de doyasıya<br />
lezzetli kahve tadıp, unutulmayacak etkinligi<br />
yaşayabilecekler.<br />
Kahveyi bilmem ama bu festivalin hatırı 40 yıl<br />
sayılabilir…
88<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Ankara<br />
kahveye<br />
doydu<br />
29-30 Eylül ve Dünya Kahve Günü olan 1 Ekim’de Bilkent Station’da ikincisi<br />
düzenlenen Ankara Coffee Festival başkentte yoğun ilgi gördü. Üç gün boyunca<br />
başkentlilerin kapısında uzun kuyruklarda bekleyerek akın ettiği kahve festivaline<br />
yaklaşık 25 bin kişi katıldı.<br />
Ankara Coffee Festival yerel ve<br />
uluslararası kahve markalarını<br />
ve lezzetleri, kahve tutkunlarıyla<br />
buluşturdu. Geleneksel Türk<br />
kahvelerinden, Kıbrıs kahvelerine, üçüncü<br />
nesil kahvelerden kahvenin yanına en<br />
yakışan çaylı çikolatalar ile başkentliler<br />
kahvenin tüm farklı tatlarını deneyimleme<br />
şansı yakaladı. Festival boyunca,<br />
hurmalı, balkabaklı, baharatlı kahveler<br />
en çok tercih edilen tatlar oldu. Ödüllü<br />
baristaların ellerinden kahve yudumlama<br />
şansı bulan kahve tiryakileri festival<br />
boyunca sahne alan müzikseverlerin<br />
yakından tanıdığı Jabbar, Allen Hulsey<br />
gibi isimlerin yanı sıra DJ performansları<br />
ile kahveye ve müziğe doydu.<br />
Uzmanlarıyla söyleşiler…<br />
Festivalde ayrıca “İyi Kahve, Kime Göre,<br />
Neye Göre?”, “Kahve Fotoğrafı Nasıl<br />
Çekilir”, “Kahve ve Spor İlişkisi” gibi daha<br />
birçok keyifli konuda kahve tutkunları<br />
kahve alanında uzman isimler ile söyleşi<br />
gerçekleştirme şansı yakaladı. “Evde<br />
Kahve Demleme Teknikleri” söyleşisi<br />
kapsamında kahve severler evde kahve<br />
keyfine varabilmek için demleme<br />
teknikleri konusunda tüyolar aldı. Üçüncü<br />
nesil kahvelerde uzman baristalar festival<br />
katılımcılarına demlemenin iki aşamadan<br />
oluştuğunu kahve çekirdeklerini belirli bir<br />
oranda öğüttükten sonra bir ön demleme<br />
sürecinden geçirilerek dinlendirildiğini<br />
ardından kahvenin ikinci kez demlenerek<br />
sunuma hazır hale getirildiğini kahve<br />
severlere anlattı.<br />
Aytekin: “Her yıl kahve festivali yapmayı<br />
hedefliyoruz”<br />
Bilkent Center Alışveriş Merkezi<br />
Müdürü Ayhan Aytekin, Bilkent Center<br />
olarak her yıl kahve festivali yapmayı<br />
hedefleyerek kahve festivalini Bilkent<br />
Center’da gelenekselleştireceklerini<br />
söyledi. Alışveriş merkezlerinin insanların<br />
yalnızca alışveriş yaptığı ticari alanlar<br />
olmaktan çıkarak sosyal alanlara<br />
dönüştüğünün altını çizen Aytekin,<br />
“Coffee Festival Ankara’nın konukları<br />
için sosyalleşebilecekleri festivallerden<br />
bir tanesi olduğunu” belirtti. Aytekin<br />
ayrıca, kahvenin insanlar için bir kültür<br />
ve sosyalleşme aracı olduğuna işaret<br />
ederek festivalde dünyanın farklı<br />
yerlerinden kahvelerin tadılıp kahvenin<br />
hazırlanma ve demleme tekniklerinin de<br />
öğrenilebildiğini ifade etti.
90<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
“Hellmann’s Burger Fest”<br />
3. kez gerçekleşti<br />
Türkiye’nin ilk ve tek hamburger festivali “Hellmann’s Burger Fest” 3. kez burger<br />
severler ile buluştu…<br />
Türkiye’nin ilk ve tek hamburger<br />
festivali olan Hellmann’s Burger<br />
Fest, 30 Eylül - 1 Ekim tarihleri<br />
arasında , Zorlu Center’da burger<br />
severlerle üçüncü kez bir araya geldi.<br />
Gurme burgerleri, Hellmanns’ın lezzetli<br />
soslarıyla deneyimleme fırsatı bulan<br />
4000’e yakın burger sever, Burger Fest<br />
3’te burger, müzik ve eğlence dolu<br />
unutulmaz 2 gün geçirdi. Yağmura<br />
rağmen yüksek bir ilgi gören festivalde<br />
hamburger noktalarına sabahtan akşama<br />
kadar büyük ilgi vardı; toplamda 30<br />
binden fazla burger tüketildi.<br />
Özel tasarımlı burgerler sunuldu<br />
İstanbul’un en seçkin restoran ve burger<br />
noktalarını aynı çatı altında burger<br />
severlerle buluşturan Hellmann’s Burger<br />
Fest’e; Big Chefs, Virginia Angus,<br />
Cookshop, Bakermill Burgershop, B&B<br />
Burger, Burger House, Burgerillas,<br />
Daily Dana, Hayal Kahvesi, Kev Snack,<br />
Kitchenette, Komşu Kasap Burger,<br />
Mezzaluna, Route Burger House,<br />
Shakespeare, numnum ve Midpoint<br />
gibi çok sevilen lezzet ustaları, hem<br />
en sevilen hem de festivale özel<br />
tasarladıkları burgerlerle katıldılar.<br />
Canlı müzik eşliğinde lezzetli bir<br />
etkinliğin ev sahibi oldu<br />
Burger severler, 30 Eylül Cumartesi<br />
ve 1 Ekim Pazar günü Zorlu Center’da<br />
düzenlenen ‘Hellmann’s Burger Fest<br />
3’ kapsamında canlı müzik eşliğinde<br />
birbirinden lezzetli 40’a yakın gurme<br />
burger çeşidini deneyimleyemenin yanı<br />
sıra, ünlü şef Maksut Aşkar ve Ayhan<br />
Sicimoğlu’nun birlikte gerçekleştirdiği<br />
workshoplara ve daha pek çok farklı<br />
lezzetli etkinliğe katılarak keyifli vakit<br />
geçirdiler. 1 Ekim Pazar akşamı ise<br />
Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars<br />
Orkestrası yağmur altında, harika bir<br />
ambiyansta burger severlerle unutulmaz<br />
bir buluşma gerçekleştirdi.<br />
4. sü için hazırlıklara başladı bile…<br />
Hellmann’s Burger Fest; Burger’in<br />
lezzetli bir o kadar da zengin dünyasını<br />
keşfetmek, birbirinden lezzetli sosları<br />
deneyimlemek, doyasıya eğlenmek için<br />
tüm burger severleri 30 Eylül-1 Ekim<br />
tarihlerinde Zorlu Center’da bir araya<br />
getirdi. Yıl boyu burger aşkını burger<br />
severlerle paylaşacak farklı etkinlikler<br />
planlayan Hellmann’s, her sene büyüyen<br />
festivalin 4. sü için hazırlıklara başladı<br />
bile…
92<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
NESCAFÉ’den Dünya Kahve Günü’nde kışa özel reçeteler<br />
NESCAFÉ Türkiye’nin 3’üncüsünü gerçekleştirdiği ve geleneksel hale getirdiği Dünya Kahve<br />
Günü kutlamasının bu yılki ana teması doğallık ve sürdürülebilirlik oldu. ahvenin çekirdekten<br />
fincana doğal yolculuğunu yakından hissetme imkanı sunan bir etkinlikle kutlanan bu özel günde<br />
sonbahar ve kış aylarına özel kahve tarifleri de kahveseverlerle paylaşıldı.<br />
Dünyada sudan sonra en fazla<br />
tüketilen içecekler arasında kahve<br />
ilk sırada yer alıyor. 1.200 yıllık<br />
tarihiyle, dünyanın farklı bölgelerinde<br />
farklı hazırlama yöntemleriyle de olsa<br />
günlük hayatın önemli bir parçası haline<br />
gelen kahvenin kendine özel bir günü var.<br />
İlk olarak 1983 yılında Japon Kahveciler<br />
Derneği’nin girişimiyle 29 Eylül’de<br />
kutlanmaya başlanan Dünya Kahve<br />
Günü, 2014 yılında Uluslararası Kahve<br />
Örgütü’nün, dünya çapında diğer kahve<br />
örgütleriyle de bir araya gelerek aldığı<br />
kararla birlikte 1 Ekim olarak belirlendi.<br />
Üç yıldır tüm dünyada kutlanan bu özel<br />
gün için, bu yıl 1 Ekim tarihinin Pazar<br />
gününe gelmesi nedeniyle etkinlikler 29<br />
Eylül’den başlayarak çeşitli etkinliklerle<br />
kutlanıyor.<br />
“Kahvedeki uzmanlığımızı her geçen<br />
gün derinleştirirken vazgeçilmezlerimiz<br />
kalite ve doğallık”<br />
NESCAFÉ de üç yıldır gelenekselleştirdiği<br />
kutlamayı 29 Eylül Cuma günü İstanbul<br />
Bomontiada’da gerçekleşen davetle<br />
sürdürdü. Doğallık ve sürdürülebilirlik<br />
ana temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte<br />
konuşan Nestlé Türkiye İçecekler Genel<br />
Müdürü Pınar Öney Bilsel, şunları<br />
kaydetti: “NESCAFÉ bundan yaklaşık 80 yıl<br />
önce ilk çözünür kahveyi üretti ve yepyeni<br />
bir kahve kategorisi yarattı. O günden<br />
bu yana da kahvedeki uzmanlığımızı<br />
giderek derinleştirdik. Bu uzmanlığı her<br />
gün yeni keşifler ve araştırmalarla daha<br />
da derinleştirmek ve zenginleştirmek<br />
için çalışırken vazgeçilmezlerimiz kalite<br />
ve doğallık. Kaliteli kahve çekirdeklerini<br />
çekirdekten fincana tamamen doğallığını<br />
koruyarak ulaştırıyoruz. Sekiz yıllık<br />
bir araştırma döneminin sonucunda<br />
geliştirilen yöntemimizle ağaçta yetişen<br />
kahve meyvesi toplanmasından itibaren<br />
kurutma, kavurma, öğütme, pişirme<br />
ve kurutma aşamalarından geçiyor. Ve<br />
bu süreçte sadece su ile temas ediyor.<br />
Sürecin sonunda ise saf çözünebilir<br />
kahve elde ediliyor. Hem kahvenin<br />
kalitesinin korunması hem de uzun yıllar<br />
sürdürülebilir tedariğinin sağlanması<br />
için kahve üreticileriyle de yakın temas<br />
halindeyiz. Bu kapsamda 2010 yılında<br />
iki önemli ayağı olan NESCAFÉ Planı’nı<br />
devreye aldık. Bir yandan kahve tarımının<br />
ve operasyonlarımızın çevresel ayak<br />
izini azaltarak genel sürdürülebilirliğe<br />
katkıda bulunuyoruz. Diğer yandan<br />
gelecek nesiller için kahve tarımını daha<br />
çekici kılarak ve üreticileri destekleyerek<br />
kahve keyfini tüm dünyanın uzun yıllar<br />
sürdürmesi için çalışıyoruz. 500 milyon<br />
dolarlık bu kırsal kalkınma odaklı projede<br />
çiftçilere yüksek verimli ve hastalıklara<br />
karşı dirençli kahve fideleri dağıtıyor;<br />
çiftçilere eğitim veriyor; doğrudan<br />
çiftçilerden ve üretici birliklerinden<br />
aldığımız kahve miktarını artırıyoruz.<br />
Sözün özü; NESCAFÉ olarak doğal kahve<br />
tadını nesiller boyu sürdürmek ve değişen<br />
damak tatlarına hitap eden yeni lezzetler<br />
yaratmak için tutkuyla çalışmaya devam<br />
ediyoruz.”<br />
Sonbahar ve kış kahveleri<br />
Konsantrasyon ve enerji seviyesini<br />
destekleyen özelliğiyle kahve her mevsim<br />
olduğu gibi sonbahar ve kış aylarında<br />
da vazgeçilmez bir içecek. 100 ml’sinde<br />
ortalama 5 kcal ile son derece düşük<br />
kaloriye sahip kahveyi çeşitli besinlerle<br />
zenginleştirerek farklı tat deneyimleri<br />
yaşamak mümkün. Bunlar arasında ilk<br />
akla gelenler tarçın, karanfil, portakal<br />
kabuğu, kakule gibi kışın tükettiğimiz,<br />
aroma kazandıran yararlı içerikler.<br />
Sonbaharın etkisini hissettirmeye<br />
başladığı tarihlerde düzenlenen etkinlikte<br />
NESCAFÉ baristaları tarafından sonbahar<br />
ve kışa özel kahve içerikleri de paylaşıldı.
hotel restaurant<br />
94 & hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Polonez’den Gastro<br />
Entertainment’a özel lezzet şovu<br />
Gastronomi Başkenti İstanbul’un vazgeçilmez şarküteri lezzeti Polonez, 16-17<br />
Eylül’de Wolkswagen Arena’da gerçekleştirilen Gastro Entertainment’ta hem<br />
ürünleri ile göz doldurdu hem de 17 Eylül’deki Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars<br />
şovunun sponsoru oldu.<br />
Gastro Entertainment Istanbul, Türkiye’den ve<br />
yurt dışından markaları, dünyaca ünlü şefleri<br />
ve uluslararası gurme medyasını bir araya<br />
getiren en önemli etkinliklerden biri. Polonez, Gastro<br />
Entertainment kapsamında pastırmadan sucuğa,<br />
jambondan kavurmaya, fit yaşam ürünlerinden<br />
glutensiz ürünlere varıncaya kadar çok geniş bir<br />
yelpazede sunduğu ürünlerini etkinlik boyunca<br />
ziyaretçilerle buluşturdu.<br />
Etkinliğe özel lezzetler…<br />
Geleneksel ürünleri modern insan sağlığı kriterlerine<br />
uygun hale getirme amacıyla fonksiyonel ve inovatif<br />
gıdaların çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmalarıyla<br />
dikkat çeken Polonez, Gastro Entertainment’a özel<br />
olarak hazırladığı lezzetlerle de şölen tadında bir<br />
etkinliğe imza attı.<br />
Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars’ şovunun sponsoru:<br />
Polonez<br />
Etkinliğin ikinci gününde dans ve eğlenceyi muhabbetle<br />
harmanlayan ‘Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars’ şovunun<br />
sponsoru Polonez oldu. Lezzet, eğlence ve sohbetle<br />
taçlanan ve bir festival havasında geçen etkinlikle<br />
Ayhan Sicimoğlu’nun şovu katılımcılara unutulmaz<br />
anlar yaşattı.
hotel restaurant<br />
96 & hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin<br />
en yeni imzacısı Polonez oldu<br />
Polonez, gıda sektöründeki sürdürülebilirlik ve kurumsal sorumluluk<br />
çalışmalarını dünya çapına taşıyarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler<br />
Sözleşmesi’ne imza attı. Birleşmiş Milletler (BM) Küresel İlkeler Sözleşmesi<br />
Global Compact, iş dünyasında ortak bir kalkınma kültürü oluşturmak üzere<br />
bir dizi evrensel ilkeler öneren, yenilikçi bir kurumsal sorumluluk yaklaşımı.<br />
Vizyonu, “yaşamak istediğimiz dünyaya ulaşmak adına küresel çapta<br />
sürdürülebilir şirketler ve paydaşlar hareketi yaratmak’’ olan sözleşmeye taraf<br />
olmak tamamen gönüllülük esasına dayanıyor.<br />
Mövenpick Hotel Istanbul’dan<br />
Şanlıurfa Mengelli İlkokulu’na destek<br />
Mövenpick Hotel Istanbul, dünya üzerindeki diğer 46 Mövenpick otelinin<br />
de dahil olduğu “Kilolarca İyilik” <strong>2017</strong> sosyal sorumluluk projesi ile<br />
1-15 Eylül <strong>2017</strong> tarihleri arasında otel misafirleri ve yerel sakinlerden,<br />
ihtiyaç sahipleri için giyecek ve eğitim malzemeleri yardımı topladı. Bu<br />
global kampanya kapsamında otelde toplanan 429 kilodan fazla kıyafet<br />
ve okul gereçleri, 19 Eylül <strong>2017</strong> tarihinde Şanlıurfa Birecik’te bulunan<br />
Mengelli İlkokulu’nda eğitim gören 35 öğrenciye bizzat ulaştırıldı. Otel<br />
Genel Müdürü Bozkurt Atabek konuyla ilgili olarak, “Bu sene Şanlıurfa<br />
Mengelli Köyü öğrencileriyle buluştuk, önümüzdeki sene de ihtiyaç<br />
sahibi köy okullarına destek olmaya devam edeceğiz” dedi.<br />
Simit<br />
Sarayı<br />
Sırbistan<br />
pazarına<br />
girdi<br />
Ege’nin tadına doyamayanlara<br />
yeni “Gurme Lezzetler”<br />
30 yıllık tecrübesi ve kalite anlayışıyla mutfakların vazgeçilmezi<br />
Yudum, lezzet dünyasında fark yaratmaya devam ediyor. Ayçiçek yağı<br />
kategorisinin değişmez lideri, zeytinyağı kategorisinde standartları<br />
yükseltirken; Egemden Gurme Lezzetler serisi ile iddiasını bir adım<br />
öteye taşıyor. Sofrasında harikalar yaratmak isteyenler için Egemden<br />
şimdi de Erken Hasat, Soğuk Sıkım ve Organik çeşitlerinin yer aldığı<br />
Gurme Lezzetler serisi ile öne çıkıyor.<br />
<strong>2017</strong> yılına yurt dışında 150 yeni mağaza hedefiyle yola çıkan<br />
Simit Sarayı, Sırbistan pazarına da hızlı bir giriş yaptı. Geniş<br />
ürün yelpazesi, ticari stratejisi ve yüksek kalite anlayışıyla<br />
bir dünya markasına dönüşen marka, Sırbistan’daki Costa<br />
Cofee’leri alarak Simit Sarayı mağazalarına dönüştürdü. Simit<br />
Sarayı, Amerika, Almanya, Hollanda, Belçika, Kıbrıs, Kuveyt,<br />
Mısır ve Suudi Arabistan’ın aralarında yer aldığı 22 ülkede, en<br />
ünlü kentlerinde, dev meydanlarında, yer alıyor. İngiltere’nin<br />
başkenti, dünya finans ve turizm merkezi Londra’daki mağaza<br />
sayısını 8’e çıkaran Simit Sarayı’nın, 4 adet inşaatı devam<br />
eden mağazası kısa sürede açılacak. Londra’daki mağaza<br />
sayısı bu yılsonuna kadar 20’ye ulaşacak.
hotel restaurant<br />
98 & hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Barilla Gıda’nın yeni Genel Müdürü<br />
Piero Mirra oldu<br />
Türkiye’deki Bolu fabrikası da dahil olmak üzere dünya çapında toplam 28 tesisinde<br />
ürettiği ürünleriyle, her gün 100’ü aşkın ülkede milyonlarca sofraya ulaşan Barilla’da<br />
2002 yılından bugüne farklı sorumluluklar üstlenen Piero Mirra, Barilla Türkiye’nin yeni<br />
Genel Müdürü olarak atandı.<br />
Beyaz Bosphorus, İstanbul’un en iddialı<br />
restoranları arasına girmeye aday<br />
Dünya Mutfağı, Brasserie, Restoran ve Kafe konseptiyle geçtiğimiz Temmuz ayında<br />
Çengelköy’de hizmete giren ve sunduğu muhteşem lezzetleriyle İstanbul’daki iddialı<br />
mekanlar arasına girmeyi hedefleyen Beyaz Bosphorus, menüsüne yeni eklediği et ve<br />
balık yemekleriyle et ve balık konusunda İstanbul’un en iddialı restoranları arasına<br />
girmeye aday. Uzman mutfak ekibi tarafından, en kaliteli etlerin seçilmesi, özel teknik<br />
ve uygulamalar ile pişirilen lezzetleriyle göz dolduran Beyaz Bosphorus, menüsüne yeni<br />
eklenen, antrikot, lokum ızgara, t-bone, dallas, newyork ve kuzu kafes gibi etine dolgun<br />
ve doyurucu lezzetleriyle et konusunda ne kadar iyi olduğunu göstermeye başladı.<br />
Beslenmesine önem<br />
verenler için<br />
Nakd Barlar<br />
Evde, işte veya spordaki enerji ihtiyacınızı karşılamak için her türlü<br />
çözümler sunan Nakd Barlar; vegan, glutensiz ve şeker ilavesizdir. Aynı<br />
zamanda içindeki vitamin ve mineraller doğal olarak korunmuştur. Taze<br />
portakal ve kakao karışımlı CocoaOrange ve %18 protein oranıyla leziz<br />
CocoaCrunch atıştırmalıkları beslenmesine önem verenler için ideal bir<br />
seçenek.<br />
Metro Toptancı Market’ten<br />
Uşak Coğrafi İşaretler Bilgilendirme<br />
Toplantısına destek<br />
Metro Toptancı Market’in eğitimleri ile destek verdiği<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türk Patent ve Marka<br />
Kurumu’nun birlikte düzenlediği ‘Coğrafi İşaretlerde<br />
Bilgilendirme’ toplantısının ikincisi Uşak’ta düzenlendi.<br />
81 ildeki 365 Ticaret Oda ve Borsası’nın katılımıyla 26 ilde<br />
düzenlenecek Coğrafi Bilgilendirme Toplantıları’nda Metro<br />
Toptancı Market coğrafi işaretli ürünlerin ticari değer<br />
kazanması, pazarlanması ve Avrupa Birliği’ne açılması<br />
konularında eğitimler veriyor.
hotel restaurant<br />
100 & hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Enerjide Verimlilik Ödülü Besler Gıda’nın<br />
Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik enerji kaynaklarının verimli kullanılması<br />
amacıyla İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen “İSO Enerji<br />
Verimliliği Ödülleri”nde “Kurumsal enerji hareketiyle sıfır kayıp yolculuğu”<br />
projesiyle birincilik Türkiye’nin halka açık en büyük ikinci gıda şirketi<br />
Kerevitaş’ın iştiraki Besler Gıda’nın oldu. Ödülü, ISO Odakule binasında<br />
düzenlenen törende, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak Yıldız<br />
Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’e takdim etti.<br />
Zeytinyağı sektöründe<br />
dev bir oyuncu<br />
Kuveyt’in en büyük gruplarından Murabahat Yatırım’ın Türkiye<br />
yapılanması Mresco Türkiye, zeytinyağı sektörüne hızlı bir<br />
giriş yaptı. Şirket Olivoyage markasıyla zeytinyağı üretmeye<br />
başladı. Türkiye’de ceşitli sektörlerde faaliyet gösteren Mresco<br />
Türkiye, tarım sektöründe de önemli yatırımlar yapacağını<br />
duyurmuştu. Şirket bu doğrultuda ilk adımı Olivoyage markasıyla<br />
zeytinyağı üreterek attı. Mresco Türkiye CEO’su Oya Zingal<br />
liderliğinde girişilen bu yatırımda hedefler hayli iddialı.<br />
Geleneksel lezzetler<br />
Scarlet’te yeniden yorumlanıyor<br />
Dünya mutfağından seçkin lezzetleri ve birbirinden özel<br />
kokteylleri ile dikkat çeken Scarlet ayrıcalıklı ambiyansı,<br />
zengin menüsü, özgün dekorasyonu ve servis ayrıcalığı ile<br />
şehrin en favori adreslerinden biri. Yeni nesil steakhouse<br />
& şehir kulübü “Scarlet” yeni açılmasına rağmen kısa<br />
sürede sanat, spor ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin<br />
buluşma noktası oldu. Aşkın, tutkunun ve ateşin rengi<br />
kırmızıdan ilham alan mekanın adı kıpkırmızı anlamına<br />
geliyor. Mekanda, Brezilya Döneri, Küşleme, Dana ilik<br />
dikkat çekiyor.<br />
Yüksek dozda lezzet<br />
TOI İstanbul<br />
Alametifarikası ‘Chef’s Table’ı ile adı kısa sürede geniş kitlelere ulaşan<br />
TOI İstanbul, yenilenen menüsü ile misafirlerini, yeniden deneyimlemek<br />
isteyeceği gerçek bir lezzet deneyimi sunuyor. Restoranın en özel bölümü<br />
olan altı kişilik şef masasında; Şef İsmet Saz, yemeklerinizi gözünüzün<br />
önünde iştah kabartan ve güven veren bir ortamda hazırlıyor. TOI İstanbul’un<br />
kurucusu ve şefi İsmet Saz önderliğinde özenle yenilenen menüde her damak<br />
zevkine hitap eden seçenekler misafirlerini bekliyor.
hotel restaurant<br />
102 & hi-tech<br />
hijyen<br />
Diversey’den Çekmeköy’de Güvenli Gıda için<br />
anlamlı destek<br />
Gıda güvenliği ve tesis hijyeni alanlarında dünya standartlarında çözümler geliştiren<br />
Diversey, Çekmeköy’de Şeffaf Mutfak Festivali kapsamında eğlenceli bir etkinlik<br />
düzenledi.<br />
Çekmeköy Belediyesi işbirliğiyle<br />
geçtiğimiz günlerde düzenlenen<br />
2. Şeffaf Mutfak Güvenli<br />
Gıda Festivali yoğun ilgi görürken,<br />
katılımcılar gıda güvenliği ve bu<br />
alanda oluşan riskler konusunda<br />
bilinçlendirildi. Sürdürülebilir bir yaşam<br />
yaratma ilkesiyle gıda güvenliği ve tesis<br />
hijyeni alanlarında öncü uygulamaları<br />
hayata geçiren Diversey, eğlenceli<br />
ve eğitici bir etkinliğe daha imza attı.<br />
Sağlıklı ve güvenilir bir mutfak için<br />
yapılması gerekenlerin anlatıldığı 2.<br />
Şeffaf Mutfak Güvenli Gıda Festivali,<br />
yoğun bir katılımla gerçekleşti.<br />
Çekmeköy Belediyesi işbirliğiyle<br />
düzenlenen etkinlikte mutfağın insan<br />
sağlığındaki önemi tüm detaylarıyla<br />
anlatılırken, her yaş grubuna hitap<br />
eden aktiviteler tam not aldı. Çocuklar<br />
festival alanında kurulan mini mutfakta<br />
doğru el yıkamayı öğrendikten sonra kek<br />
yaparken, büyükler de usta şeflerden<br />
yemek tarifleri aldı.<br />
Özdöl: “Öncü uygulamalarla halkımızı<br />
bilinçlendirmeye devam edeceğiz”<br />
Temiz mutfak ve gıda güvenliği<br />
konusunda böylesine önemli bir<br />
etkinliği düzenledikleri için son derece<br />
mutlu olduklarını belirten Diversey<br />
Genel Müdürü Gökhan Özdöl, “Bu<br />
sene ikincisini gerçekleştirdiğimiz<br />
Şeffaf Mutfak Festivali ile projede<br />
gösterdiğimiz başarıyı kutlama fırsatı<br />
bulduk. Geçen sene çok ses getiren bir<br />
festival olmuştu, bu sene de katılımın<br />
yüksek olduğu eğlenceli ve eğitici bir<br />
festival gerçekleştirdik. Bu konuda<br />
bizimle işbirliklerinden ötürü Çekmeköy<br />
Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’a, güler<br />
yüzlü ve çalışkan ekibine ve projeye<br />
destek veren kendi ekip arkadaşlarıma<br />
teşekkür ediyorum. Diversey olarak<br />
önümüzdeki dönemde de öncü ve<br />
örnek uygulamalarla mutfak temizliği<br />
ve gıda güvenliği konusunda halkımızı<br />
bilinçlendirmeye devam edeceğiz.” dedi.<br />
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet<br />
Poyraz ise şunları söyledi: “Projeye 2<br />
yıl önce başladığımızda bize inanan<br />
ve denetimlere gönüllü olarak<br />
katılan işletmelerimizle her geçen<br />
gün Çekmeköyümüz için daha güzel<br />
adımlar atıyoruz. Ücretsiz danışmanlık<br />
hizmeti verdiğimiz ve yıl içindeki düzenli<br />
denetimlerimizde insan sağlığına önem<br />
veren bu işletmelerimizin kapısına<br />
astığımız Şeffaf Mutfak bayrağı altında<br />
güvenle gıda tüketimi yapabilirsiniz.”<br />
dedi.
hotel restaurant<br />
104 & hi-tech<br />
yeni mekan<br />
İtalyan mutfağı<br />
tutkunlarının<br />
Ankara’daki<br />
yeni adresi<br />
Rossetti<br />
Panora Alışveriş Merkezi, keyifli yaşam alanlarına bir yenisini daha<br />
eklendi. Panora AVM’de İtalyan mutfağı konseptiyle ziyaretçilerine<br />
kapılarını açan Rossetti, yeni lezzet meraklılarını bekliyor.
Sahibi Endüstri Mühendisi Selbin<br />
Rossetti, “Yemek her zaman benim<br />
en büyük hobim ve merakım oldu…<br />
Bolulu olmamın mutfağa düşkünlüğümde<br />
etkisi sanırım çok. Farklı ülke ve şehirlere<br />
yaptığım iş seyahatlerimde bile yeni tat<br />
ve lezzetlerin peşinde koştum ve döner<br />
dönmez kendimi mutfağa atıp, o lezzetleri<br />
hemen ailem ve dostlarıma tattırdım.<br />
Evimde ağırladığım bütün misafirlerim,<br />
benim mutlaka bir restoran açmam<br />
gerektiğini yıllardır tavsiye ediyorlardı”<br />
diyerek Rossetti’nin hikayesini paylaştı.<br />
Mutfak ekibindeki en önemli unsurun,<br />
ekip ruhuna ve kendilerini devamlı<br />
geliştiren bir yapıya sahip olması<br />
gerektiğini söyleyen Rossetti, “İtalyan<br />
mutfağında uzman bir ekibiz ve birlikte<br />
yemek yaparken çok eğleniyoruz.<br />
Mutfakta hijyen, kaliteli malzeme,<br />
öğrenme ve yenilik devam ettiği sürece<br />
başarı kaçınılmaz” dedi. Dünya mutfakları<br />
arasında en çok Türk ve İtalyan mutfağını<br />
seven Selbin Rossetti, menülerini<br />
hazırlarken, misafirlerin müzik ve<br />
ambiyansla bir bütünlük içinde geleneksel<br />
İtalyan lezzetlerini tadarken, kendilerini<br />
İtalyan restoranında yemek yediklerini<br />
hissetmeleri için çabaladıklarını söyledi.<br />
“İnsanlar mutlu olduğu işi yapmalı”<br />
Evinde ağırladığı misafirleri tarafından<br />
büyük beğeni toplayan Selbin Rossetti’nin<br />
yemekleri, usta kadrosu ile Panora<br />
Alışveriş Merkezi’ndeki yeri aldı. Roma’da<br />
oturduğu 10 sene boyunca profesyonel<br />
iş hayatının yoğunluğundan bulduğu her<br />
fırsatta mutfakta zaman geçiren Rossetti,<br />
“Yemek yaparken çok mutlu olduğumu<br />
fark ettim. İnsanın mutlu olduğu işi<br />
yapması kadar güzel ne olabilir ki?” dedi.<br />
Endüstri Mühendisi olarak uzun yıllar<br />
Çimento, Madencilik ve Mühendislik<br />
gibi ağır sanayi sektörlerinde Fransa,<br />
İtalya ve Türkiye’de üst düzey yöneticilik<br />
yapan Rossetti’nin hobisi, mesleği oldu.<br />
Arkadaşlarının tavsiyelerine uyan ve<br />
karşısına çıkan fırsatları değerlendiren<br />
Selbin Dinçtürk, hedefinin bir klasik<br />
olmak ama sürprizlerle ve yeniliklerle de<br />
şaşırtmak olduğunu söyledi.<br />
Selbin Rossetti
hotel restaurant<br />
106 & hi-tech<br />
hotel-tech<br />
Verifone<br />
hayatı<br />
kolaylaştıran<br />
yeni nesil<br />
çözümler<br />
sunmaya<br />
devam ediyor<br />
Ödeme sistemleri lideri Verifone, perakende dünyasının tercihi olmaya devam<br />
ediyor. Son olarak B&G, Mendos ve Ekol Giyim de yeni nesil ödeme sistemlerini<br />
Verifone’a emanet etti. Verifone, B&G, Mendos ve Ekol Giyim mağazalarına<br />
kurulumunu yapacağı Olivetti Verifone MX915 ECR yazarkasa POS çözümüyle hem<br />
işletmelere hem de müşterilerine 360 derece perakendecilik deneyimi sunacak.<br />
Verifone, perakende sektörünün ve<br />
müşterilerin ihtiyaç ve taleplerine<br />
yönelik çözümler üretmeye devam<br />
ediyor. Son olarak B&G, Mendos ve<br />
Ekol Mağazaları ile yeni bir işbirliğine<br />
imza atan Verifone bu üç markanın<br />
mağazalarını yeni nesil ödeme<br />
çözümleriyle buluşturacak.<br />
Hem işletme hem de müşteri farklı bir<br />
alışveriş deneyimi yaşayacak!<br />
Ergonomik ve kullanıcı dostu olmasıyla ön<br />
plana çıkan Olivetti Verifone MX 915 ECR<br />
bütünleşik yazarkasa POS cihazı, mevcut<br />
tüm bankaların uygulamalarına uygun<br />
altyapısı ile ayrı ayrı POS alınmasına<br />
gerek kalmadan tek cihaz ile tüm<br />
bankalarla çalışıyor. Saniyede 30 satır fişi<br />
yazma özelliği ile hem mağaza sahibi hem<br />
de müşteriyi bekleme derdinden kurtaran<br />
Olivetti Verifone MX 915 ECR, ekstra<br />
kazanç sağlayan katma değerli servisler<br />
ve sadakat programlarının yanı sıra<br />
operatörler ile entegrasyon sağlandığında<br />
kontör yükleme kolaylığı ile de hem<br />
işletmeyi hem de müşteriyi memnun<br />
ediyor.<br />
360 derece perakende çözümü<br />
MX 915 ECR tüm bu avantajlarının yanı<br />
sıra Verifone Perakende çözümüyle de<br />
fark yaratıyor. Tüm muhasebe işlemlerini<br />
düzenleyen MX 915 ECR, bankalar arası<br />
ciro yönlendirmesi de yapıyor. Terminal<br />
bazında anlık ödeme işlemlerinin PC,<br />
tablet veya mobil üzerinden online<br />
takibi, komisyonlu işlem, detaylı işlem,<br />
gün sonu ve özet Z raporları sunan MX<br />
915 ECR, işletmecinin en güvenilir iş<br />
arkadaşı oluyor. İşyeri sahibi dilerse<br />
fatura ödeme uygulamasını yükleyip<br />
elektrik, su vb. fatura ödemelerini de<br />
işletmesinde kabul edebiliyor. 4 milyon<br />
ve 10 milyon seçenekli EKÜ (mali hafıza)<br />
kapasitesiyle alanında fark yaratan<br />
MX 915 ECR, opsiyonel olarak sadece<br />
Verifone’da bulunan 180 derece dönebilen<br />
standıyla mağaza sahibinin POS cihazını<br />
uzatmasına gerek kalmadan müşteriye<br />
yönlendirilebilmesini sağlıyor.<br />
NFC temassız ödeme seçeneğine de sahip<br />
olan MX 915 ECR, mağaza sahiplerinin<br />
hayatını kolaylaştırırken müşterilere de<br />
keyifli bir alışveriş deneyimi yaşatıyor.
Verifone<br />
continues<br />
to offer new<br />
generation<br />
solutions<br />
Leader of payment systems Verifone, continues to be the favorite of the retail<br />
world. Finally B&G, Mendos and Ekol Clothing also entrusted their new generation<br />
payment systems to Verifone. With the Olivetti Verifone MX 915 ECR cash<br />
register POS solution it will setup at B&G, Mendos and Ekol Clothing stores,<br />
Verifone will offer both to businesses and customers 360 degree retail experience.<br />
Verifone continues to produce<br />
solutions for the needs and requests<br />
of the retail industry and customers.<br />
Finally signing a new collaboration with<br />
B&G, Mendos and Ekol Stores, Verifone<br />
will introduce the stores of these three<br />
brands to new generation of solutions.<br />
Both the business and the customer will<br />
experience a different way of shopping!<br />
Olivetti Verifone MS 915 ECR integrated<br />
cash register POS device, with its<br />
platform that is compatible to all banks’<br />
applications, works with all banks,<br />
eliminating the need for another POS<br />
to be purchased. With its 30 line invoice<br />
print feature, Olivetti Verifone MX 915 ECR<br />
saves the shop owner and the customer<br />
from the problem of waiting. Besides its<br />
extra gain providing added value services<br />
and loyalty programs, once integration<br />
is established with operators, its ease<br />
of topping up minutes on a mobile,<br />
makes both the business owner and the<br />
customer happy.<br />
360 degree retail solution<br />
Along with all its advantages, MX 915 ECR<br />
creates a difference with Verifone Retail<br />
solution. While organizing all accounting<br />
transactions, MX 915 ECR also does<br />
interbank revenue transfers. MX 915<br />
ECR, with the ability of online tracking<br />
of momentary payment transactions<br />
on PC, tablet or mobile, commission<br />
transactions, detailed transactions,<br />
end of day and summary Z reports, is<br />
becoming the operator’s best friend in<br />
business. If the owner wishes, the bill<br />
payment application may be downloaded<br />
and electric, water etc. payments could<br />
be accepted at the business. MX 915 ECR<br />
creating a difference in its field, with the<br />
choices of 4 million or 10 million ECU<br />
(financial memory), allows the POS device<br />
to be directed towards customer without<br />
being handed, with an optional 180 degree<br />
turning stand.<br />
Having the choice of NFC contactless<br />
payment, MX 915 ECR while making<br />
business owners lives easier, provides<br />
customers an enjoyable shopping<br />
experience.
hotel restaurant<br />
108 & hi-tech<br />
hotel-tech<br />
McDonald’s’ın tercihi<br />
Profilo S900 ECR Yazar Kasa POS<br />
Profilo Ödeme Sistemleri’nin sektöre benzersiz yenilikler getiren yeni nesil yazar kasa POS<br />
cihazı Profilo S900 ECR zincir marka McDonald’s’ın Türkiye’deki restoranlarında hizmet<br />
vermeye başladı. Profilo Ödeme Sistemleri ile yapılan işbirliği ile McDonald’s restoranlarında<br />
artık kesintisiz ve son teknoloji hizmetin en başarılı örneği olan Profilo S900 ECR kullanılıyor.<br />
Kullanıcıya maksimum<br />
düzeyde kolaylık ve kesintisiz<br />
hizmet sağlamayı hedefleyen<br />
Profilo S900 ECR kullanıldığı her<br />
işletmede olduğu gibi McDonald’s<br />
restoranlarında da hizmet kalitesini<br />
arttıracak özellikleriyle ön plana<br />
çıkıyor. BKM tarafından Profilo<br />
S900 ECR için geliştirilen TechPOS<br />
uygulaması ile de farklı bankaların<br />
ayrı ayrı entegrasyon yapması<br />
yerine, bankaların ortak bir platform<br />
üzerinden yeni nesil yazar kasa<br />
POS sistemine uyum sağlamalarına<br />
olanak tanıyor. Uygulamanın en<br />
büyük avantajı, tek bir uygulama ile<br />
BKM TechPOS bünyesindeki tüm<br />
bankalar ile entegrasyon sağlaması,<br />
çalışılmak istenen her banka<br />
için ayrı ayrı uygulama yükleyip<br />
kaldırma zorunluluğunu tamamıyla<br />
ortadan kalkması. Artık McDonald’s<br />
restoranları, Profilo S900 sayesinde<br />
bütünleşik GPS ile haricen takma<br />
masrafını üstlenmeden kurye takibi<br />
yapabiliyor ve 1.2 milyon satırdan<br />
40 milyon satıra yükselen EKÜ<br />
kapasitesiyle kesintisiz hizmet<br />
veriyor. S900 ECR, yüksek batarya<br />
ömrü ve uzun rulo kapasitesi ile<br />
evlere serviste büyük avantaj sağlıyor.<br />
Profilo S900 ECR Hakkında<br />
Hem masaüstü hem de mobil olarak kullanılabilen<br />
Profilo S900 ECR yüksek çözünürlüklü<br />
hassas dokunmatik ekranı, basitleştirilmiş<br />
menüsü, dâhili GPS ve barkod okuyucu<br />
opsiyonu, yeni nesil güvenlik yazılımı ve<br />
çift SIM kart kullanım alternatifi ile birçok<br />
özelliği tek bir cihazda topluyor. Profilo<br />
S900 ECR, kullanıcıya maksimum düzeyde<br />
kolaylık ve kesintisiz hizmet sağlamayı<br />
hedeflerken, uzun ömürlü bataryası ve 32<br />
metreye yükseltilmiş rulo kapasitesi ile tam<br />
dolu şarjla uzun süre kesintisiz fiş kesebilme<br />
olanağı sunuyor. Ayrıca, Profilo S900 ECR<br />
40 milyon satırlık EKÜ kapasitesine sahip.
McDonald’s prefers Profilo S900 ECR<br />
POS Cash Register<br />
Known for bringing unique innovations to the industry,<br />
Profilo Payment Systems’ new generation POS device<br />
Profilo S900 ECR is now in service at McDonalds’<br />
restaurants in Turkey. In collaboration with Profilo<br />
Payment Systems, the most successful example of<br />
uninterrupted service and latest technology, Profilo S900<br />
ECR is now being used at McDonald’s restaurants.<br />
Profilo S900 ECR, with its maximum<br />
level of ease for the user and<br />
uninterrupted service, will stand<br />
out due to its features that will increase<br />
the quality of service at McDonald’s<br />
restaurants as in all the other businesses<br />
it is used in. Profilo S900 ECR, with<br />
its TechPOS application developed by<br />
BKM, provides communication with all<br />
banks on a common platform to the new<br />
generation POS cash register, instead of<br />
separate integration. The best advantage<br />
of the application is integration with<br />
all the banks with the single software<br />
BKM TechPOS, totally eliminating<br />
the obligation for uploading separate<br />
software for each bank. Now McDonald’s<br />
restaurants can do courrier tracking<br />
thanks to Profile S900 integrated GPS,<br />
without external loading costs and gives<br />
uninterrupted service through its ECU<br />
that has been increased to 40 million<br />
lines from 1.2 million. S900 ECR provides<br />
great advantage in delivery service with<br />
its long battery life and long paper roll<br />
capacity.<br />
About Profilo S900 ECR<br />
Profile S900 ECR which can<br />
be used as a desktop or<br />
mobile, collects many features<br />
in one device, such as high<br />
resolution, sensitive touch<br />
screen, simplified menu,<br />
internal GPS and barcode<br />
reader options, new generation<br />
security software and dual SIM<br />
card use option. While Profile<br />
S900 ECR targets providing<br />
maximum level of ease for<br />
user and uninterrupted service,<br />
with its long battery life and<br />
roll capacity increased to 32<br />
meters, offers the opportunity<br />
for making invoices for a long<br />
time once fully charged. Also,<br />
Profilo S900 has the capacity<br />
for a 40 million line ECU.
hotel restaurant<br />
110 & hi-tech<br />
hotel-tech<br />
6<br />
Dijital pazarlama<br />
yapmak için<br />
neden<br />
Dijital pazarlamanın, marka ve<br />
bireylerin hedeflerine ulaşması için<br />
doğru kanallardan birisi olduğunu<br />
kaydeden Dijital Pazarlama Okulu<br />
Kurucusu Yasin Kaplan, şunları söyledi:<br />
“Pazarlama dünyasının vazgeçilmezi<br />
haline gelen “Dijital Pazarlamayı” bir üst<br />
birim olarak düşünürsek, altında onlarca<br />
uzmanlık alanları bulunuyor. Arama<br />
motoru pazarlaması (SEM, Search Engine<br />
Marketing), arama motoru optimizasyonu<br />
(SEO, Search Engine Optimization), mobil<br />
pazarlama, e-posta pazarlaması, sosyal<br />
medya pazarlaması, içerik pazarlaması,<br />
dijital reklam kanalları (display),<br />
programatik, dönüşüm optimizasyonu<br />
ve gelir ortaklığı modeli (affiliate<br />
marketing) gibi bir çok uzmanlık alanı<br />
mevcut. Bu alanların her birinin kendi<br />
içinde performans metrikleri var. Bu<br />
sonuçlara göre, stratejiler ve yol haritası<br />
belirleniyor” dedi.<br />
Ölçülebilirlik: Geleneksel pazarlamaya<br />
kıyasla, dijital pazarlamada performans<br />
ölçmek mümkün. Bir billboardda reklam<br />
verdiğimizi düşünelim. Reklamı, hedef<br />
kitlenizden kaç kişinin gördüğünü,<br />
ancak size gelen verilere göre tahmin<br />
edebilirsiniz ve bunun sonucunda da<br />
markanızla kim iletişime geçmiş net<br />
olarak bilemezsiniz. Dijital pazarlamada<br />
ise, durum tam tersidir. Google<br />
Analytics veya benzer web analytics<br />
portallarını kullanarak, kampanyaların<br />
performansını, kampanyanın kaç kişiye<br />
gösterildiğini, görenlerinin kaçının<br />
reklama tıkladığını, hatta alışveriş<br />
yaptığını veya form doldurduğunu<br />
ölçebilirsiniz. Web sitesi içerisindeki<br />
kullanıcı davranışları, hangi sayfayı<br />
ne sıklıkla ziyaret ettiğini, ne kadar<br />
vakit geçirdiği gibi detaylı verilere de<br />
ulaşabilirsiniz. Bu da kampanyanızın<br />
geleceği konusunda size strateji<br />
konusunda fikir verecektir.<br />
Hedefleme: Yine billboard örneğinden<br />
ilerleyecek olursak, reklamınızı belki<br />
günde 1 milyon kişi görebilir. Ama<br />
bunun kaçı doğrudan hedef kitleniz?<br />
Dijital pazarlamayı kullanarak, şehir,<br />
ilçe, ilgi alanı, zaman, meslek, cinsiyet,<br />
yaş gibi birçok kritere göre sınırlama<br />
yapıp, reklamınız istediğiniz kitleye<br />
gösterebiliyorsunuz. Öncesinde, hedef<br />
kitlemizi doğru bir şekilde tanımlamamız<br />
gerekiyor.<br />
Yeniden Pazarlama: Remarketing veya<br />
retargeting olarak da bilinen yöntem<br />
ile web sitenizi daha önce ziyaret<br />
eden kişilere yeniden reklamlarınızı<br />
gösterebiliyorsunuz. Bu hedefleme<br />
teknolojisi ile hem marka bilinirliğinizi,<br />
hem satışlarınızı arttırabilirsiniz.<br />
Maliyet Avantajı: Dijital pazarlama<br />
bütçeleri, geleneksel mecralara kıyasla,<br />
çok daha ekonomik oluyor. Ayrıca,<br />
sadece tıklamalara ödeme yaptığınız<br />
için reklamları gören kişiler reklama<br />
tıklamazlarsa ek maliyet oluşturmuyor.<br />
Daha düşük maliyetlerle, yüksek<br />
performanslar yakalayabilirsiniz.<br />
Müşteri İletişimi: Sosyal medya<br />
hesaplarınız üzerinden veya web<br />
sitenizden ziyaretçileriniz/takipçileriniz<br />
ile doğrudan iletişim kurabiliyorsunuz.<br />
Geleneksel pazarlamada tek yönlü<br />
iletişim varken, günümüz pazarlaması<br />
artık iki yönlü iletişime izin veriyor.<br />
Marka Bilinirliği: Dijitalin sürekli<br />
olarak yaygınlaştığı günümüzde, her<br />
an internet kullanımı yaygınlaşıyor.<br />
Öyle ki IAB verilerine göre; Her 5 Akıllı<br />
Telefon Kullanıcısından 1’i, Cihazını<br />
5 Dakikada Bir Kullanıyor. Haberleri<br />
okurken, bir konuyu araştırırken sürekli<br />
online durumdayız. Bir haber sitesinde<br />
yayınlanan bir reklam, marka bilinirliğini<br />
artırmak için iyi bir kaynaktır.
6<br />
reasons to do<br />
digital marketing!<br />
The founder of the Digital<br />
Marketing School, Yasin<br />
Kaplan, who noted that<br />
digital marketing is one of the<br />
right channels for brands and<br />
individuals to reach targets said:<br />
“If we consider “Digital Marketing”,<br />
which has become an indispensable<br />
part of the marketing world, as<br />
a top unit, it holds many expert<br />
areas underneath it. It contains<br />
many expert areas such as Search<br />
engine marketing (SEM), search<br />
engine optimization (SEO), mobile<br />
marketing, e-mail marketing,<br />
social media marketing, content<br />
marketing, digital advertising<br />
channels (display), programmatic,<br />
conversion optimization and<br />
revenue sharing model (affiliate<br />
marketing). Each one of these areas<br />
has their own performance metrics.<br />
Based on these results, strategies<br />
and road maps are determined.”<br />
Measurability: Compared to<br />
traditional marketing, it is possible<br />
to measure performance in digital<br />
marketing. Let us think of an ad we<br />
have placed on a billboard. You can<br />
only guess how many people among<br />
your target group have seen your<br />
add based on the data that comes to<br />
you but in the end you will not have<br />
clear knowledge of who may have<br />
communicated with your brand.<br />
In digital marketing the situation<br />
is exactly the opposite. By use of<br />
Google Analytics or comparable<br />
web analytics portals, performance<br />
of the campaigns, how many people<br />
were shown the campaign, how<br />
many viewers have clicked on the<br />
ad, even shopped or filled a form<br />
can be measured. You can reach<br />
detailed data such as user behavior<br />
on the web site, which page he/she<br />
visits and how often, how long he/<br />
she spends there. This will give you<br />
an idea on strategy for the future of<br />
your campaign.<br />
Targeting: If we continue with<br />
the billboard example, maybe 1<br />
million will view your ad daily. But<br />
how many of them belong to your<br />
direct target group? Using digital<br />
marketing, you can show your ad<br />
to the group you wish by creating<br />
limits based on many different<br />
criteria such as city, township, area<br />
of interest, time, profession, sex,<br />
age. We first need to define our<br />
target group correctly.<br />
Re-marketing: With the method<br />
known as re-marketing or retargeting<br />
you can show your ads<br />
to individuals again, who have<br />
visited your website previously.<br />
With this targeting technology<br />
you can increase both your brand<br />
awareness and your sales.<br />
Cost Advantage: Digital budgets are<br />
much more economical compared<br />
to traditional channels. Also,<br />
because you only pay for the clicks,<br />
if the users don’t click on the ad<br />
there are no additional charges. You<br />
may catch high level performance<br />
with much lower costs.<br />
Customer Communication:<br />
Through your social media accounts<br />
or your website, you can establish<br />
direct contact with your visitors/<br />
followers. While in traditional<br />
marketing there is only one way<br />
contact, today’s marketing allows<br />
for two-way communication.<br />
Brand Awareness: Today, as<br />
digital is continuously expanding,<br />
internet use is also getting wider.<br />
Based on IAB data, 1 out of 5 Smart<br />
Phone users uses his/her device<br />
every 5 minutes. Reading the<br />
news, researching a topic we are<br />
constantly online. An ad published<br />
on a news site is a good source for<br />
increasing brand awareness.
hotel restaurant<br />
112 & hi-tech<br />
fuar<br />
Cersaie Fuarı’nın<br />
sonbahar trendleri<br />
Ege Seramik’te<br />
Autumn <strong>2017</strong> Koleksiyonu<br />
kapsamında 30 yeni serisinin<br />
lansmanını gerçekleştiren firma<br />
Cersaie’ de trend rüzgarları estirdi.<br />
Özellikle fosilleşmiş ahşap görünümlü<br />
tam parlak yüzeyli yeni serisi Symi ile tüm<br />
dikkatleri üzerine çeken Ege Seramik,<br />
yine yeni bir trendin öncüsü olacak gibi<br />
görünüyor.<br />
Fuarın bekledikleri gibi çok yoğun bir<br />
ilgi ile geçtiğini belirten Genel Müdür<br />
Göksen Yedigüller ‘Ege Seramik olarak<br />
yeni trendlerin öncüsü ve yaratıcısı olma<br />
iddiamızın ne kadar haklı ve gerçekçi<br />
olduğunu geçirdiğimiz Cersaie Fuarı<br />
ile bir kere daha görmüş olduk. Çok<br />
yoğun ilgi gördüğümüz ve Autumn <strong>2017</strong><br />
Koleksiyonumuza tam not aldığımız<br />
bir fuar geçirdik. Özellikle fosilleşmiş<br />
ahşap görünümlü yeni Symi Serimizin<br />
gördüğü ilgi yeni bir trendin daha öncüsü<br />
olacağımızı kanıtlar nitelikteydi.’ Dedi.<br />
Boston; Yeni dekorasyon trendi spor<br />
şık mekanlar yaratabilmek. Boston<br />
Serisi ile artık trendleri yakalamak çok<br />
kolay. Ahşap dokulu rölyefleri ve beton<br />
görünümlü yüzeyi ile Boston, spor şıklığı<br />
yakalamanın en kalıcı yolu.<br />
York; Ahşap ve betonun buluşması York<br />
Serisinde hayat buldu. Sezonun trendi<br />
olan bu buluşma York serisinin 5 renk ve<br />
3 ebat seçeneği ile yaşam alanlarınızdaki
Ege Seramik, Autumn <strong>2017</strong><br />
Koleksiyonu ile İtalya’da<br />
dünya trendlerini ne kadar<br />
yakından takip ettiğini bir<br />
kere daha kanıtlamış oldu.<br />
25-29 Eylül tarihlerinde<br />
İtalya Bologna’da gerçekleşen<br />
Cersaie Fuarı beklendiği<br />
şekilde yüksek bir katılım<br />
oranı ile tamamlandı.<br />
Göksen Yedigüller<br />
alışılmış tarzı kökten değiştirmeye<br />
geliyor.<br />
London; Mekanlarınızda tuğlanın getirdiği<br />
sıcak görünümü yakalamak artık çok<br />
kolay. Ege Seramik London Serisi,<br />
6x25cm ölçüsü ile tuğlanın yeni alternatifi.<br />
Üstelik seramiğin uzun ömürlü kullanım<br />
avantajı ile birlikte.<br />
Santa Fe; Doğal taş görünümlü karoları<br />
ve etnik desenli dekorları ile yeni Santa<br />
Fe Serisi Autumn koleksiyonunun en<br />
modern serilerinden biri. 6x25cm ölçüsü<br />
ile tuğla boyutunu doğal taş görünümü ve<br />
dekorları ile farklılaştıran Santa Fe, bej ve<br />
gri renk seçenekleri ile ferah ve modern<br />
mekanlar yaratmanın yeni adı.<br />
Symi; İlklerin öncüsü Ege Seramik’ten<br />
ahşap görünümlü seramikleri yeniden<br />
yorumlayan yepyeni bir trend; fosilleşmiş<br />
ahşap görünümü. Autumn koleksiyon<br />
kapsamında sunulan Symi, fosilleşmiş<br />
ahşap görünümün yanı sıra tam parlak<br />
yüzeyi ile alanında benzersiz. 60x120cm<br />
boyutu ve 2 renk seçeneği ile Symi Serisi<br />
alışılmış ahşap görünümünde farklılık<br />
arayanların yeni favorisi olacak.<br />
Iron; Seramikte beton görünüm modası<br />
bu sezonda hakimiyetini koruyor. Beton<br />
konseptinin yeni üyesi Iron en siyah<br />
tonuyla karşınızda! Beton dokunun<br />
siyahla yakaladığı asi görünüm sizi çok<br />
etkileyecek. Iron Serisi 3 renk ve 2 ebat<br />
alternatifi ile beton görünümün en iddialı<br />
üyesi.
hotel restaurant<br />
114 & hi-tech<br />
fuar<br />
HotelEquipment ve FoodProduct<br />
dev etkinlikler için<br />
Ocak ayını bekliyor!<br />
Antalya’nın markalaşan fuarları 29. HotelEquipment ve 25. FoodProduct; dev etkinliklerle eş<br />
zamanlı olarak kapılarını açmaya hazırlanıyor. Bu yıl HotelEquipment’ta Hotel Design Show<br />
ile tasarıma yön verilirken, FoodProduct’taki iki dev etkinlikle gastronomi sektörün nabzı<br />
tutulacak.<br />
Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım<br />
A.Ş. tarafından organize edilen<br />
Antalya’nın markalaşan fuarları<br />
29. HotelEquipment – Uluslararası<br />
Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları<br />
İhtisas Fuarı ile 25. FoodProduct-<br />
Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı<br />
bu yıl dolu dolu etkinlik programlarıyla<br />
17-20 Ocak 2018 tarihleri arasında<br />
kapılarını açmaya hazırlanıyor.<br />
Hotel Design Show heyecanı<br />
2018’de tam gaz<br />
29. HotelEquipment kapsamında<br />
organize edilen Hotel Design Show<br />
heyecanı 2018’de de devam edecek.<br />
Otel yatırımcısı, turizm işletmecisi,<br />
mimarlar, İçmimarlar ve müteahhitler ve<br />
çok sayıda sektör profesyonelinin yoğun<br />
ilgi gösterdiği Hotel Design Show’da<br />
fuar alanı içerisinde bin metrekarelik<br />
alanda, 10 otel odası, karşılama bankosu<br />
(resepsiyon) ve lobiden oluşan özel alan<br />
kurulacak. TMMOB İçmimarlar Odası’na<br />
üye 10 farklı iç mimari grup tarafından<br />
projelendirilen10 farklı otel odası,<br />
uygulamaya sponsor olacak tedarikçiler<br />
ile işbirliği içerisinde tamamlanarak<br />
HotelEquipment Fuarı ile birlikte<br />
açılacak. Her sene farklı bir temayla<br />
kapılarını açan Hotel Design Show, bu yıl<br />
retro tasarım temasıyla açılacak.
FoodProduct’ta iki dev etkinlik<br />
25. FoodProduct kapsamında TAFED<br />
- Türkiye Aşçılar Federasyonu iş<br />
birliğiyle Sanayi Sempozyumu ve Ustaya<br />
Danış olmak üzere iki dev etkinlik<br />
gerçekleştirilecek. Sanayi Sempozyumu<br />
ile firmalar; TAFED aracılığıyla getirilecek<br />
100 etkin şefe, ekipmanlarının doğru<br />
kullanımı ve doğru bilinen yanlışlarını<br />
anlatma fırsatı yakalayacak.<br />
Sanayi Sempozyumu’nun yanı sıra Ustaya<br />
Danış Masası etkinliği kapsamında<br />
katılımcılar; kurulacak özel masalarda,<br />
TAFED tarafından getirilecek 10 Exclusive<br />
Chef’e, yeni ürünlerini bire bir tanıtma<br />
imkanı bulacak.<br />
Tunus, Umman’dan, BAKA – Batı<br />
Akdeniz Kalkınma Ajansı iş birliği ile<br />
Kuzey Afrika (MENA), Orta Doğu ve<br />
Arap Yarımadası bölgesine ait Birleşik<br />
Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Suudi<br />
Arabistan ve Yemen’den, DEİK - Dış<br />
Ekonomik İlişkiler Kurulu iş birliği ile<br />
İran’dan 100’ün üzerinde profesyonel<br />
alım heyeti getirilecek.<br />
ATSO - Antalya Ticaret ve Sanayi Odası<br />
ve ANFAŞ’ın yurt dışındaki acente iş<br />
birliktelikleriyle; Almanya, Balkanlar<br />
(Arnavutluk, Bosna – Hersek, Hırvatistan,<br />
Karadağ, Kosova, Makedonya, Sırbistan),<br />
Brezilya, Bulgaristan, Çin, Hindistan,<br />
İran, K.Irak, Letonya, Mısır, Özbekistan,<br />
Tayland ve Tunus’tan profesyonel<br />
ziyaretçi ve alım heyetleri getirilecek.<br />
81 ilden profesyonel alım heyeti<br />
hazır!<br />
Yurt dışı çalışmalarının yanı sıra yurt<br />
içinde Ekonomi Bakanlığı, TOBB –<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve<br />
Antalya Ticaret Borsası aracılığıyla hedef<br />
illerdeki ticaret ve sanayi odalarından,<br />
Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar<br />
Federasyonu, GİMAT - Gıda ve İhtiyaç<br />
Maddeleri Ankara Toptancılar Derneği,<br />
TAFED – Türkiye Aşçılar Federasyonu,<br />
ANFAŞ’ın yapmış olduğu anlaşmalar<br />
ile 25 hedef ilde yaptığı gerçekleştirdiği<br />
basın ve sektör toplantıları aracılığıyla;<br />
81 ilden gıda toptancıları, kurumsal satın<br />
almacılar, otel ve restoran zincirleri, şef<br />
ve aşçılar, sektörel ziyaretçi heyetleriler<br />
getirilecek.<br />
Yeni hedef pazarlara yoğun<br />
çalışmalar sürüyor<br />
Fuarlar kapsamında geçekleşecek<br />
etkinlikler, yurt dışından gelecek alım<br />
heyetleri ve ziyaretçilerin ilgi odağı<br />
olması bekleniyor. 29. HotelEquipment<br />
ve 25. FoodProduct’ta BAİB - Batı<br />
Akdeniz İhracatçılar Birliği aracılığıyla<br />
Bulgaristan, Filistin, Kırgızistan, Kosova,<br />
İki dev eş zamanlı<br />
Bu yıl iki fuar eş zamanlı olarak<br />
gerçekleştirilecek. Önceki yıllarda alan<br />
yetersizliği nedeniyle farklı tarihlerde<br />
gerçekleştirilen fuarlar, bu yıl yüzde yüz<br />
büyüyerek 20.000 metrekareden 40.000<br />
metrekare kapalı 20.000 metrekare<br />
açık olmak üzere toplam 60.000<br />
metrekarelik alana ulaşan Antalya<br />
Expo Center sayesinde tek çatı altında<br />
gerçekleştirilecek. Katılımcı ve ziyaretçi<br />
profilleri benzerlik gösteren fuarlar,<br />
sektörün talebi doğrultusunda 17-20<br />
Ocak 2018 tarihilerinde eş zamanlı olarak<br />
kapılarını açacak. Fuara katılan sektör<br />
profesyonelleri; konaklama, ağırlama<br />
ve gıda sektörüne dair tüm paydaşlara,<br />
ikili iş görüşmelerine, etkinliklere,<br />
konferanslara eş zamanlı olarak<br />
ulaşabilecek.
hotel restaurant<br />
116 & hi-tech<br />
fuar<br />
“Avrupa’nın tadına bak”<br />
kampanyasına Food İstanbul Fuarı’nda yoğun ilgi<br />
Food İstanbul Fuarı’na katılan “Avrupa’nın tadına bak” kampanyası, et sektörü uzmanlarının katılımıyla<br />
düzenlediği açık oturum, B2B görüşmeler, medya bağlantılarının yanı sıra Avrupalı şeflerin yemek tadımlarıyla<br />
büyük ilgi gördü.<br />
20-23 Eylül tarihleri arasında CNR<br />
EXPO İstanbul’da düzenlenen<br />
Food İstanbul Fuarı’na katılan<br />
“Avrupa’nın tadına bak” kampanyası,<br />
bilgilendirme standının yanı sıra, fuar<br />
süresince gerçekleştirdiği et sektörü<br />
uzmanlarının katılımıyla düzenlediği<br />
açık oturum, B2B görüşmeler, medya<br />
bağlantılarının yanı sıra Avrupalı şeflerin<br />
yemek tadımlarıyla Türkiye ile ticaret<br />
platformunu geliştirmek anlamında<br />
önemli adımlar attı. 80 metrekarelik<br />
bir alanda organizatörler ve üreticiler<br />
başta olmak üzere her gün çok sayıda<br />
ziyaretçiyi ağırlayan “Avrupa’nın tadına<br />
bak” kampanyası standında her bir<br />
ziyaretçisi doğrudan görüşme fırsatı<br />
ve bilgilendirme materyalleri paketi<br />
sayesinde kampanya ve işbirliği yapma<br />
imkanları konusunda kapsamlı bilgi<br />
edinme şansı buldular.<br />
Oponowicz: “Türkiye ile ticaret<br />
platformunu geliştiriyoruz”<br />
“Avrupa’nın tadına bak” kampanyası<br />
organizatörü Polonya Et Derneği<br />
Ofis Başkanı Katarzyna Oponowicz<br />
“İletişimimiz; yüksek kalite, güvenilir<br />
ürün, sıkı üretim standartları, şeffaf ve<br />
dürüst işbirliği koşulları gibi Avrupa dana<br />
etinin başlıca ayırt edici özelliklerine<br />
dayanır. Fuarın ikinci günü bu değerlerin<br />
ruhuyla Türk sektör iş örgütleri, medyası,<br />
diplomatlar ve etin Türk ithalatçı<br />
temsilcilerinden oluşan mükemmel<br />
misafirlerinin katıldığı bir açık oturum<br />
düzenledik. Güvenilir, esaslı yaptığımız<br />
konuşmalar ve tespit ettiğimiz pazarın<br />
ihtiyaçları sayesinde sürekli ürünümüzün<br />
farkındalığını ve Avrupalı üreticiler<br />
ile Türk müşterileri arasında ticaret<br />
platformunu geliştirmekteyiz. Bu konu,<br />
Türkiye’nin kendi piyasasını açmaya karar<br />
vermesinden ötürü şu anda son derece<br />
önemlidir” dedi.<br />
“Halka etkin bir şekilde<br />
ulaşmak için sürekli medyayla iş<br />
birliğindeyiz”<br />
Avrupa’nın tadına bak kampanyasının<br />
B2B faaliyetlerin yanı sıra, Türk<br />
halkıyla Avrupa dana etine ilişkin tam<br />
bilgi aktarmayı amaçlayan iletişimden<br />
oluştuğunu belirten Oponowicz, “Halka<br />
etkin bir şekilde ulaşmak için, sürekli<br />
medya ile işbirliği yapmaktayız. Bu<br />
sene en önemli sektör medyaları ile<br />
bireysel görüşmeler dizisi yapmaya karar<br />
verdik. Bu esnada derinlemesine sohbet<br />
yapmaya ve editörlerin ilgisini çeken tüm<br />
sorulara cevap vermeye imkanımız olur.<br />
Kanımızca, bu işbirliği şekli her iki taraf<br />
için de son derece etkilidir” şeklinde<br />
sözlerini tamamladı.<br />
Avrupalı şefler lezzetli<br />
sunumlarıyla ilgi çekti<br />
Fuar boyunca Avrupalı şefler Macin<br />
Budynek ve Mariusz Olechno tarafından<br />
yapılan pişirme şovları ziyaretçilerin<br />
yoğun ilgisiyle karşılaştı. Etkinlikler<br />
sırasında ziyaretçiler oryantal<br />
baharatlarda kızarmış kabak, ince bulgur<br />
ve dana etli köfte, patlıcan ezmeli, Türk<br />
koyun peynirli mini dana etli burgerler,<br />
tost ekmeği üzerinde kızarmış kaparili,<br />
kırmızı soğan turşulu, yabani sarımsaklı<br />
dana eti tartarı gibi olağanüstü lezzetleri<br />
tatma fırsatı buldular.
Positive reception<br />
of Savor Europe<br />
campaign during<br />
Food Istanbul <strong>2017</strong><br />
A tasting menu, a discussion panel with the meat industry<br />
specialists, meetings with the media, a special business<br />
talks area – these are the offers that the Organizers<br />
of the promotional and information campaign - Savor<br />
Europe - presented during the Food Istanbul fair that took<br />
place from 20 to 23 of September <strong>2017</strong>. The positive<br />
feedback was immediate! During the first day, the Guests<br />
appreciated an exquisite tasting menu. After the discussion<br />
panel that took place on the 21st of September, the<br />
participants univocally praised the contents focused on the<br />
specificity of the Turkish market. The aim of the campaign<br />
conducted on the territory of Turkey until January 2018 is<br />
the popularization of the European beef.<br />
Food Istanbul is a 4-day long<br />
celebration of the food industry<br />
that gathers over 1000 exhibitors<br />
from Turkey and other countries. On the<br />
area of 60 000 m2 in the CNR Expo hall<br />
in Istanbul, the visitors have a chance<br />
to encounter companies that represent<br />
all the businesses that cover the chain:<br />
production, storing, and distribution.<br />
This event is an occasion to conduct<br />
trade negotiations, diplomatic meetings,<br />
and market discussions. Thanks to<br />
the partnership of the Association of<br />
Exporters and the cooperation with the<br />
embassies, the Fair introduced a new<br />
quality in the realm of B2B. Savor Europe<br />
Campaign, apart from the information<br />
point, hosted a discussion panel focused<br />
on the European meat and organized a<br />
series of individual meetings with the<br />
media.<br />
Our campaign is based on the key<br />
exceptional qualities of the European<br />
beef – high quality, safe products,<br />
strict production norms, and honest<br />
cooperation. Following these standards,<br />
during the second day of the Fair we<br />
organized a discussion panel that was<br />
attended by the outstanding guests – the<br />
representatives of the Turkish trade<br />
organizations, the media, diplomats, and<br />
Turkish meat importers. Thanks to the<br />
honest, factual discussion and active<br />
understanding of the market needs, we<br />
build the awareness of our product and<br />
we build a trade platform between the<br />
European producers and Turkish clients.<br />
This is an up-to-date subject as Turkey<br />
decided to open its market – explains<br />
Katarzyna Oponowicz, the Polish Meat<br />
Association office director, the Organizer<br />
of Savor Europe campaign.<br />
The main source of information during the<br />
Fair is the official stand of the Campaign.<br />
On the area of 80 m2, the Organizers<br />
and producers with a help of hostesses<br />
welcome a crowd of visitors. Thanks to<br />
the face-to-face conversation and the<br />
information pack, each guest of Savor<br />
Europe stand has a chance to obtain<br />
complex information about the campaign<br />
and the possibilities of cooperation. All<br />
the guests may observe a culinary show<br />
of the European chefs – Marcin Budynek<br />
and Mariusz Olechno who treat the guests<br />
with outstanding flavors of beef kofta<br />
with buckwheat groats and fried zucchini<br />
in orient spices, mini beef burgers with<br />
babaganoush and Turkish sheep cheese,<br />
beef tartar served on emek with wild<br />
garlic, fried capers, and pickled red onion.<br />
Savor Europe campaign does not only<br />
conduct B2B activities, but it also puts<br />
en emphasis on the communication with<br />
the Turks that aims at presenting them<br />
with knowledge about the European<br />
beef. In order to reach the public opinion<br />
effectively, we cooperate with the media.<br />
We decided to organize a series of<br />
individual meetings with the key branch<br />
media in order to conduct in-depth talks<br />
and address all the questions of the<br />
journalists. We consider this form of<br />
cooperation to be the most effective for<br />
both parties – summarizes Katarzyna<br />
Oponowicz, the Polish Meat Association<br />
office director, the Organizer of Savor<br />
Europe campaign.<br />
The stand number of the Savor Europe<br />
campaign is 2-A02 and it is open to<br />
visitors during the Food Istanbul until 23<br />
September <strong>2017</strong>.
hotel restaurant<br />
118 & hi-tech<br />
fuar<br />
Sirha 5. kez dünyanın en prestijli<br />
yarışmalarına ev sahipliği yapacak<br />
Gastronomi sektörünün en büyük buluşması olarak nitelendirilen ve üstün kalite<br />
anlayışı ile Türkiye’de fark ortaya koyan Sirha İstanbul, 16-18 Kasım tarihleri<br />
arasında 5. kez Türkiye’nin zenginliklerini dünya mutfakları ile buluştururken,<br />
dünya mutfaklarındaki yenilikleri de Türkiye’de sergileyecek.<br />
Ziyaretçi sayısının bu yıl 13 bine<br />
ulaşması beklenen Sirha İstanbul’da<br />
geçen yıl ilgi gören pek çok etkinlik<br />
bu yıl içerikleri daha da geliştirilmiş<br />
olarak yer bulacak. Heyecanla beklenen<br />
etkinlikler arasında şeflerin dünyada<br />
da bir prestij olarak nitelendirdikleri<br />
Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı), en önemli<br />
etkinliklerden biri olarak ön plana çıkıyor.<br />
30 senedir düzenlenen etkinlikte finale<br />
kalan şef, Avrupa’daki büyük finalde<br />
Türkiye’yi temsil edecek. Tıpkı Bocuse<br />
d’Or gibi yolculuğu Sirha Lyon’da başlayan<br />
ve “Pasta Şeflerinin Olimpiyatı” olarak<br />
nitelendirilen “Dünya Pastacılık Kupası”nın<br />
(Coupe du Monde de la Pâtisserie) Türkiye<br />
finali de merakla beklenen etkinlikler<br />
arasında yer alıyor. Kazanan aday, yine<br />
Avrupa’daki büyük finalde Türkiye için<br />
yarışacak.<br />
Fransa Ticaret Ataşesi olan Sayın Pascal<br />
Lecamp Sirha’nın Türkiye’de öneminin<br />
altını çizdi: “İstanbul’da beşincisi<br />
düzenlenen Sirha’nın bu kadar az zamanda<br />
kat etmiş olduğu yol için tebrik etmeyi borç<br />
bilirim. Lyon’da başlayan ve uluslararası<br />
bir isim haline gelmiş Sirha’nın Türkiye’de<br />
varlığından mutluluk duyuyorum ve<br />
eminim ki <strong>2017</strong>’de de Bocuse d’Or (Şef<br />
Olimpiyatı) ve Dünya Pastacılık Kupası<br />
(Coupe du Monde de la Pâtisserie) gibi<br />
öncü etkinlikler sayesinde Türkiye’nin<br />
başarılı şef ve pastacılarını uluslararası<br />
platformlarda öne çıkaracak. Bu güzel<br />
başarılar sayesinde tarih ve mutfak<br />
bakımından zengin Fransa ve Türkiye gibi<br />
iki ülkelerinin daha da yakınlaşmasına<br />
vesile olacak.”<br />
Dünyanın en prestijli lezzet<br />
yarışmalarında sayı giderek artıyor<br />
Sirha Lyon’un gördüğü ilgide bir diğer<br />
önemli etken ise bugün kendi alanlarında<br />
dünyanın en prestijli yarışmalarının<br />
düzenlenmesi. Fuar esnasında
Sirha İstanbul’un 5. buluşması için ortaya çıkan rakamlar, Sirha İstanbul’a<br />
yönelik büyük ilginin somut kanıtı niteliğinde. Fuara yüzde 30 artışla 400<br />
markanın katılması beklenirken, ciroda yüzde 64’lük artış gerçekleşmesi<br />
bekleniyor. Bir diğer büyüme ise ziyaretçi sayısında. 2016’da 10.815 profesyonelin<br />
ziyaret ettiği fuarı bu yıl 13.000 kişinin ziyaret edeceği tahmin ediliyor.<br />
düzenlenen yarışma sayısı 21. Bunlar<br />
içinde “Bocuse d’Or” (Şefler Olimpiyatı),<br />
“Dünya Pastacılık Kupası” (Coupe du<br />
Monde de la Pâtisserie), “Uluslararası<br />
Catering Kupası” (International Catering<br />
Cup); en önemli yarışmalar olarak ön<br />
plana çıkıyor. Bir bu kadar önemlisi,<br />
ödül almak için yarışanlar kadar ödül<br />
alacakları belirleyecek jüri üyelerinin kendi<br />
alanlarında dünyanın en iyileri arasında yer<br />
alması. Ayrıca, büyüyen ilgi ve gelişerek<br />
genişleyen alanlar nedeniyle yarışma<br />
sayısının giderek arttığının altını çizmek<br />
gerekiyor. Mesela, Sirha Lyon <strong>2017</strong>’ye<br />
“Maitred’HotelTrophy”, “Best Young<br />
International Bakers Contest” ve “Global<br />
Young Challenge” olmak üzere 3 yeni<br />
yarışma katıldı. Bunlar içinde dünyanın en<br />
büyük şef yarışması olarak nitelendirilen<br />
Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı) 30.<br />
yaşını kutladı. Yarışmanın yaratıcısı Paul<br />
Bocuse’den sonra günümüzde Jerome<br />
Bocuse’nin başkanlık ettiği yarışma için 18<br />
aylık zaman zarfında 5 kıtada ve 63 ülkede<br />
şef mirasının çeşitliliğinin kutlandığı ve<br />
mutfağın genel yaratıcı zenginliğinin<br />
vurgulandığı etkinlikler düzenleniyor.<br />
Sonrasında ise ülke bazında elemeler<br />
yapılıyor. Uzun bir sürece yayılan bu<br />
titiz çalışmanın sonucu olarak Sirha<br />
<strong>2017</strong>’de Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı)<br />
Altın’ı kazanan isim, yarışmaya ABD’yi<br />
temsilen katılan Mathew Peters oldu.<br />
Peters, Bocuse d’Or Altın’ı, “kabuklu deniz<br />
mahsüllü Bresse tavuğu” ve sebzeyi ön<br />
plana çıkaran tabakta servis edilen “sebze<br />
yemeği” ile kazandı. Bocuse d’Or Gümüş’ü<br />
Norveç’i temsilen katılan 3 restoran şefi<br />
alırken, Bocuse d’Or Bronz’un sahibi<br />
ise İzlanda’yı temsilen ViktorAndresson<br />
oldu. Bu arada Bocuse d’Or (Şefler<br />
Olimpiyatı) kapsamında En İyi Komi Ödülü<br />
Fransa’dan Benjamin Vakanas, Özel Sebze<br />
Tabağı Ödülü Fransa, Özel Tabak Ödülü<br />
Macaristan, En İyi Promosyon Kampanyası<br />
Ödülü Avusturalya, En İyi Afiş Ödülü ise<br />
Macaristan’ın oldu. Bu sene Türkiye<br />
finalinde ise kazanan finalist Avrupa<br />
finalinde Türkiye’yi temsil edecek.<br />
İlk olarak 1989’da düzenlenen “Dünya<br />
Pastacılık Kupası”nın (Coupe du Monde de<br />
la Pâtisserie) Uluslararası Organizasyon<br />
Komitesi’ne ise 2005 şampiyonu<br />
PhilippeRigollot başkanlık etti. Dört<br />
kıtadan katılan ve her biri 3 uzmandan<br />
oluşan 22 takımın şeker, çikolata ve<br />
dondurmayla hünerlerini sergilediği 10<br />
saatlik yarışmada Altın Madalya Fransa,<br />
Gümüş Madalya Japonya ve Bronz<br />
Madalya İsviçre’nin oldu. “Uluslararası<br />
CateringKupası”nda (International<br />
Catering Cup) ise Altın Kupa İsviçre’nin<br />
Gümüş Kupa Fransa’nın olurken, Bronz<br />
Kupa’yı Singapur aldı. Bu sene Türkiye<br />
finalinde ise yine kazanan finalist Avrupa<br />
finalinde Türkiye’yi temsil edecek.
hotel restaurant<br />
120 & hi-tech<br />
fuar<br />
Travel Turkey İzmir<br />
turizme umut olacak<br />
Bu yıl 11. kez düzenlenecek olan Travel Turkey İzmir’in partner ili Nevşehir olarak belirlendi.<br />
Nevşehir, turistik ve kültürel değerlerini Travel Turkey İzmir’de sergileme olanağı bulacak.<br />
Bu yıl 11. kez düzenlenecek olan<br />
Travel Turkey İzmir’in partner<br />
ili Nevşehir olarak belirlendi.<br />
Olağanüstü güzellikte tarihi ve doğal<br />
değerlere sahip olan, peribacaları,<br />
çömlekçilik ve dokumacılığı ile ünlü olan<br />
Nevşehir, turistik ve kültürel değerlerini<br />
Travel Turkey İzmir’de sergileme olanağı<br />
bulacak. Ayrıca, Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı tarafından Troia’nın, UNESCO<br />
Dünya Mirası Listesi’ne girişinin 20.<br />
yılı olması nedeniyle ilan edilen 2018<br />
Troia Yılı, 7-10 Aralık <strong>2017</strong> tarihlerinde<br />
düzenlenecek olan ‘Travel Turkey<br />
İzmir’de yer alıyor.<br />
Dünyanın en önemli antik<br />
yerleşimlerinden biri olan antik Troia<br />
kenti, beş bin yıllık tarihi ile yalnız<br />
Türkiye’nin değil dünyanın da en önemli<br />
turistik ve tarihi değerlerinin başında<br />
geliyor.<br />
Alım heyetleri gelecek<br />
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev<br />
sahipliğinde, İZFAŞ ve TÜRSAB<br />
ortaklığında düzenlenen fuar, yeni ürün<br />
ve hizmetleri tanıtırken; yeni işbirliği<br />
anlaşmalarına da zemin oluşturacak.<br />
Her yıl gerçekleştirilen Alım Heyetleri<br />
Programı ile Travel Turkey İzmir,<br />
dünyanın dört bir yanından gelen turizm<br />
sektörü temsilcileri ve satın alma<br />
heyetlerini, katılımcı firmalar ile bu yıl da
uluşturmaya devam edecek.<br />
Ekonomi Bakanlığı ve Türk Hava<br />
Yolları’nın desteği ile organize edilen Alım<br />
Heyetleri Programı ile fuar alanı içinde<br />
ayrılacak özel bir bölümde görüşmeler<br />
yapılacak. 10. Travel Turkey İzmir Turizm<br />
Fuar ve Kongresi’nde 52 ülkeden 197<br />
yabancı, 518 yerli satın alıcı bin 200 metre<br />
karelik VIP Lounge alanında katılımcı<br />
firmalar ile görüşme yapmıştı.<br />
Sağlıklı ve uzun yaşam bölgeleri<br />
Fuar süresince bu yıl da sağlıkla ilgili özel<br />
bir bölüm hazırlanıyor. Sağlık Turizmi<br />
özel bölümünde, kamu hastaneleri,<br />
özel, vakıf ve üniversite hastaneleri,<br />
sağlık turizmi seyahat acenteleri,<br />
göz hastaneleri, diş sağlığı ve estetik<br />
merkezleri, saç ekim klinik ve merkezleri,<br />
tüp bebek hastaneleri ve merkezleri,<br />
termal oteller ve tesisleri, sigorta<br />
şirketleri, zayıflama ve diyet klinikleri<br />
konusunda faaliyet gösteren firmalar<br />
ziyaretçilerle buluşacak. Bu yıl ilk kez<br />
“Sağlıklı ve Uzun Yaşam Bölgeleri”<br />
oturumu düzenlenecek. Tek oturum<br />
şeklinde gerçekleşecek olan etkinlikle<br />
sağlık sektörü temsilcileri bir araya<br />
gelecek.<br />
Gastronomi Kongresine ev<br />
sahipliği yapacak<br />
3. Uluslararası Gastronomi Turizmi<br />
Kongresi Travel Turkey İzmir ile eş<br />
zamanda, 7-9 Aralık <strong>2017</strong> tarihleri<br />
arasında fuarizmir’de düzenleniyor.<br />
İZFAŞ, TÜRSAB ve İzmir Ekonomi<br />
Üniversitesi (İEÜ) tarafından dünyanın<br />
önde gelen gastronomi ve turizm<br />
uzmanları ile eğitimcileri bir araya<br />
getirecek olan Uluslararası Kongre, Ege<br />
kültürünün gastronomi ile ilişkisini ve bu<br />
ilişkinin bölge turizminin kalkınmasına<br />
etkisini tartışmayı amaçlıyor.<br />
Çeşitli kültürlerin yeme içme<br />
alışkanlıklarını, gastronomi<br />
geleneklerinin yerel ve bölgesel turizme<br />
etkisinin işleneceği Gastronomi Turizm<br />
Kongresi, bilimsel programı yanı sıra<br />
sosyal programıyla da ziyaretçilerine<br />
keyifli anlar yaşatacak.
hotel restaurant<br />
122 & hi-tech<br />
fuar<br />
3 sektörü buluşturan fuara<br />
25 bin ziyaretçi<br />
Türkiye’de ilk defa gıda, paketleme, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörlerini aynı tarihte, tek çatı altında toplayan<br />
“CNR Food İstanbul, CNR Ambalaj İstanbul ve Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri buluşması” yaklaşık 25<br />
bin sektör profesyonelini ağırladı.<br />
CNR Expo Yeşilköy’de toplam<br />
80 bin metrekarelik alanda<br />
gerçekleşen, Türkiye’de ilk<br />
defa gıda, paketleme, ambalaj ve ev<br />
dışı tüketim sektörlerini aynı tarihte,<br />
tek çatı altında toplayan “CNR Food<br />
İstanbul, CNR Ambalaj İstanbul ve Ev<br />
Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri<br />
buluşması” 104 ülkeden yaklaşık 25 bin<br />
sektör profesyonelini ağırladı. Dört gün<br />
süren fuarda düzenlenen seminerler,<br />
şovlar ve yarışmalar renkli görüntülere<br />
sahne olurken, yaklaşık 1500 markanın<br />
yer aldığı fuara Ekonomi Bakanlığı ve<br />
İstanbul İhracatçılar Birliği’nin desteğiyle<br />
4 milyar dolar ithalat hacmine sahip alıcı<br />
katıldı.
800’ün üzerinde B2B görüşme<br />
Ekonomi Bakanlığı ve İstanbul<br />
İhracatçılar Birliği’nin desteğiyle 45<br />
ülkeden 4 milyar dolar ithalat hacmine<br />
sahip alıcılar fuara katıldı. Başta ABD,<br />
Almanya, İngiltere, Fransa, Kanada,<br />
Rusya, Polonya, Ukrayna, Yunanistan,<br />
Bosna Hersek, Karadağ, Güney Kore,<br />
Çin, Tayvan, Singapur, Meksika,<br />
Ülker, Doğuş, Beypiliç gibi firmaların<br />
ürünlerinin 5 bin noktaya dağıtımını<br />
sağlayan Tajero LLC gibi dünyanın en<br />
önemli gıda alıcıları CNR Food İstanbul’a<br />
alım yapmaya geldi. Sudan’da 25<br />
süpermarket işletmesi bulunan Alamar<br />
Center şirketi Cosby şirketi ile Sudan için<br />
temsilcilik anlaşması yaptı.<br />
CNR FOOD ISTANBUL ve<br />
AMBALAJ Fuarı önümüzdeki<br />
sene yepyeni ürünler ve ilgi<br />
çekici etkinlikler ile 5-8 Eylül<br />
2018 tarihleri arasında ihracatın<br />
merkezi CNR EXPO<br />
Yeşilköy’de düzenlenecek.<br />
Brezilya, Kolombiya, Cezayir, Birleşik<br />
Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan,<br />
Ürdün, Azerbaycan, Katar, Bahreyn,<br />
Mısır, Filistin, Malezya, Hindistan,<br />
Tacikistan, Kazakistan, Afganistan,<br />
Nijerya, Panama, Dominik Cumhuriyeti,<br />
Etiyopya, Kosta Rika, Kenya, Nepal,<br />
Peru, Lübnan ve Tunus olmak üzere,<br />
45 farklı ülkeden 4 milyar dolar ithalat<br />
yapma potansiyeline sahip, 500 ithalatçı<br />
firma fuara katkı sağladı. Alım Heyetleri<br />
B2B Eşleştirme Programı ile 800’ün<br />
üzerinde iş görüşmesi gerçekleştirildi.<br />
Şeker kralı olarak bilinen Raul Rojas’ın<br />
oğlu Ricardo Renzo Rojas da CNR Food<br />
İstanbul’da ağırlanan önemli isimler<br />
arasındaydı. Güney Amerika kapılarını<br />
Türk gıda sektörüne ilk kez açan, Peru<br />
şeker piyasasının önemli firması olan<br />
Wayki en Golosinas SAC, Türk şeker<br />
üreticileri ile ikili iş görüşmelerinde bir<br />
araya geldi. Hindistan’da, uluslararası<br />
markaların distribütörü olan SHS<br />
firması da fuara katıldı. Türk ürünlerinin<br />
Hindistan distribütörü olmaya aday SHS<br />
firması fuarda özellikle şekerli ürün<br />
mamulleri ile ilgilenerek, yoğun ikili iş<br />
görüşmelerinde yerini aldı. Fuarın onun<br />
adına çok başarılı geçtiğini ifade etti.<br />
Orta Doğu’da 16 bin zincir mağazası<br />
bulunan Suudi Arabistan’daki Carrefour<br />
mağazalarının tedariğini sağlayan<br />
Balsharaf Group ve Unilever, Ferrero,<br />
4 günde 3 yarışma<br />
Dört gün süren fuarda düzenlenen<br />
seminerler, şovlar ve yarışmalar renkli<br />
görüntülere sahne oldu. ETÜDER ve<br />
CNR Holding’in Sözen Organizasyon<br />
ile düzenlediği EDT yarışmalarında<br />
uluslararası şefler her yıl olduğu gibi<br />
Mutfağın Yıldızları’nı seçti. Türkiye’nin<br />
verimli topraklarında yetişen ve tarımda<br />
önemli bir yere sahip olan baharat<br />
temasının hâkim olduğu Local Chef,<br />
Pastry of İstanbul ve Chefs of the<br />
Future yarışmalarında yarışmacılar 3<br />
etapta hazırladıkları sunumları jürilerin<br />
beğenilerine sundu. Türkiye’nin değerli<br />
şeflerini jüri ve moderatör olarak bir<br />
araya getiren Local Chef yarışmasının<br />
birincisi Four Seasons Bosphorus<br />
oldu. Yarışmasının ikincisi ise Fairmont<br />
Quasar olurken üçüncülüğün sahibi<br />
ise Hyatt Regency oldu. Local Chef<br />
yarışmasının ardından gerçekleşen<br />
Pastry of İstanbul’da ise birinciliğin yanı<br />
sıra en iyi pralin, en iyi trüf ödüllerinin<br />
de sahibi olan, Le Meridien Etiler oldu.<br />
Bu yıl ’baharat’ temalı Pastry of İstanbul<br />
yarışmasının ikincisi sunumlarıyla<br />
dikkatleri üzerine çeken Mövenpick<br />
Istanbul oldu! Üçüncülük ödülü The Ritz<br />
Carlton oldu. En iyi pasta ödülü Hilton<br />
Kozyatağı’nın olurken mansiyon ödülünün<br />
sahibiyse Marriot Şişli oldu.<br />
Türkiye’nin üniversiteli şef adaylarının<br />
yarışması Chefs of Future’da ise en<br />
iyi başlangıç ödülünün sahibi olan<br />
Özyeğin Üniversitesi, birinciliğin de<br />
sahibi oldu. İkincilik ve en iyi tatlı<br />
ödülünü Gelişim Üniversitesi’nin aldığı<br />
yarışmada üçüncülük ise Bülent Ecevit<br />
Üniversitesi’nin oldu. Mansiyon ve en iyi<br />
ana yemek ödülünün sahibi olan Akdeniz<br />
Üniversitesi’nin oldu.<br />
Fuar seminer ve etkinliklerle<br />
daha da renklendi<br />
Fuar sırasında gerçekleşen seminerlerde<br />
gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim<br />
sektörleriyle ilgili inovasyon, tasarım,<br />
üretim aşamaları, sağlık konularında<br />
çarpıcı noktalar masaya yatırıldı.<br />
International Cooking Show etkinliği<br />
kapsamında yer alan Bruno Santa Cruz<br />
ile Peru yemekleri, Sebahattin Güney<br />
ile American Rise, Serkan Çetintaş ile<br />
American Cranberry ve Vinod Kumar<br />
Chouhan ile Hint yemekleri tadımları<br />
fuar süresince lezzetli anlar yaşattı.<br />
Florian Belgard “Candy Man” fuar<br />
sırasında yapacağı şovda 140 derecede<br />
kaynatılmış şekere çeşitli renkler katarak<br />
şekil vermek suretiyle farklı figürlerde<br />
lolipoplar yaparak ziyaretçilerin ilgi odağı<br />
oldu.
hotel restaurant<br />
124 & hi-tech<br />
fuar<br />
3 bin lezzet<br />
sever Lezita<br />
ürünleriyle<br />
tadım yaptı<br />
Ev dışı tüketim sektörünün<br />
önemli markalarını aynı çatı<br />
altında buluşturan EDT Fuarı<br />
yeni iş geliştirme fırsatları<br />
sağlarken, 4 gün boyunca<br />
aralıksız bir şekilde tadım<br />
yapan Lezita’nın yeni ürünleri<br />
ziyaretçilerden tam not aldı.<br />
Abalıoğlu Grubu’nun bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Lezita<br />
markası, 20-23 Eylül tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de<br />
yapılan EDT – Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri buluşması’nda yerli ve<br />
yabancı katılımcılarla buluştu. Sektörünün en büyük et entegre tesisine<br />
sahip olan Lezita, taze ve dondurulmuş piliç etinden şarküteri ve<br />
köfte ürünlerine, modern kaplamalı ürünlerden döner gibi geleneksel<br />
tatlara kadar birçok ürününü ziyaretçilerin deneyimine sundu. Şeflerin<br />
hazırladığı özel menülerle aralıksız olarak tadımlar yapan Lezita’nın<br />
standı, fuarın çekim alanı haline geldi. 4 gün boyunca 3 bin lezzet sever<br />
Lezita ürünlerinin tadına bakma fırsatı buldu.<br />
Cumhur Uzunoğlu: “Ev dışı tüketime ciddi yatırım<br />
yapıyoruz”<br />
Üçüncü kez katıldıkları EDT’nin kendileri için oldukça verimli geçtiğini<br />
söyleyen Lezita Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Cumhur<br />
Uzunoğlu fuarı şu sözlerle değerlendirdi: “EDT Fuarı’nda sevilen<br />
ürünlerimizi ve önümüzdeki dönemde sektörde fark yaratacak<br />
yeniliklerimizi katılımcılarla buluşturduk. İş ortaklarımızla yeni fırsatlar<br />
yaratacak kritik görüşmeler yaptık. Hem sektör temsilcileri hem<br />
de lezzet severler fuar boyunca bizi yalnız bırakmadı. Şeflerimizin<br />
hazırladığı özel menüler çok beğenildi; 4 gün boyunca standımızın<br />
önünde uzun kuyruklar oluştu. Lezita olarak ev dışı tüketim kategorisine<br />
ciddi yatırımlar yapıyoruz. Lezita’nın et entegrasyon halkasının bir<br />
zinciri olan ileri işlenmiş ürünler grubunun kaplama hattında yapılan<br />
yatırımlarla <strong>2017</strong>’nin Ağustos ayında kapasitemizi %100’ün üzerinde<br />
artırdık. EDT Fuarı’nda gördüğümüz yoğun ilgi, bu yatırımların ardından<br />
beklediğimiz başarının bir işareti oldu. Bu nedenle çok mutluyuz.”
hotel restaurant<br />
126 & hi-tech<br />
fuar<br />
İtalyan Şef<br />
Danilo Zanna,<br />
“Rama<br />
Krema ile<br />
Kazandıran<br />
Makarna”<br />
etkinliğine<br />
renk kattı<br />
Şeflerin içindeki<br />
yaratıcı ruhu<br />
canlandıran<br />
Rama Krema ile<br />
Kazandıran Makarna<br />
etkinliği, İtalyan Şef<br />
Danilo Zanna’nın<br />
eğlenceli makarna<br />
sunumlarıyla EDT<br />
Expo Ev Dışı Tüketim<br />
Fuarı kapsamında<br />
Fasdat Standı<br />
Rama Mutfağında<br />
gerçekleştirildi.<br />
Rama Krema ile istediği lezzet ve kıvamda kremalı makarna sunumları yapan<br />
Danilo Zanna, fuar davetlilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte hünerlerini<br />
sergiledi. Zanna, makarna hazırlıkları sırasında katılımcılarla sohbet ederken,<br />
fındıklı ve pastırmalı makarnanın tadına tüm katılımcılarla birlikte bakmaktan kendini<br />
alamadı.<br />
Lezzet ve kıvamda Rama Krema’dan daha iyisi yok!<br />
Ipsos Kör Tadım Testinde kremalı makarna, kremalı domates çorbası ve tiramisuda<br />
tat ve kıvam kriterlerine göre Rama Krema’dan daha iyisi olmadığı kanıtlandı. Unilever<br />
Food Solutions, artan gıda fiyatları ve maliyetlere karşı, yenilikçi ürün ve çözümleriyle<br />
şeflerin ve işletmelerin yanında olmaya devam ediyor. Rama Krema ile hazırladığı<br />
çözümlerini restoranlarda en çok tercih edilen yemeklerden biri olan ve menülerde<br />
önemli yer tutan makarna için uyguluyor. Lezzetli makarnaları menülerinde ön plana<br />
çıkaran işletmelerin hem müşteri memnuniyetini hem de işletme karlılığını artıran<br />
çözümlerini ‘Kazandıran Makarna’ konsepti altında sunuyor.<br />
Hem leziz hem de kârlı!<br />
Unilever Food Solutions, ‘Kazandıran Makarna’ ile ev dışı tüketim sektörüne katkı<br />
sağlama misyonunu bir kez daha yerine getiriyor. Lezzetli makarnaları menüsünde ön<br />
plana çıkararak işletme kârlılığını artırmak isteyen farklı restoran tiplerine göre özel<br />
reçeteler sunuyor. Küçük ölçekli işletmeler için ‘Hızlı ve Kolay Reçeteler’, orta ölçekli<br />
işletmeler için ‘Fark Yaratan’ ve premium noktalar içinse ‘İmzalık’ lezzet reçeteleri<br />
hazırlıyor. İster sıcak ister soğuk olsun tüm uygulamalara yakışan Rama Krema, Knorr<br />
Sebzeli Çeşni ile makarna yemeklerinizde pratik bir şekilde lezzet veriyor. Lezzetli<br />
makarnalar ise müşterileri memnun ederken, işletmelere de karlılık sağlıyor.<br />
Her zaman şeflerin yanında…<br />
Türkiye’de Knorr, Lipton, Carte d’Or, Calve, Hellmann’s, Rama, Sana ve Becel’i<br />
bünyesinde bulunduran Unilever Food Solutions’a ait ürünler, her iki işletmeden<br />
biri tarafından tercih ediliyor. Sunduğu profesyonel malzemelerle yoğun rekabet<br />
ortamında müşterilerini ve onların misafirlerini anlayarak, ev dışı gıda sektörünün<br />
referans merkezi konumunda olan Unilever Food Solutions, ‘her gün ilham kaynağınız’<br />
sloganıyla mutfak ve beslenme konularında iş ortaklarına ilham kaynağı olmaya devam<br />
ediyor.
hotel restaurant<br />
128 & hi-tech<br />
ürünler<br />
Hem zarif hem multifonksiyonel<br />
Thea Optima<br />
Elektrik anahtar ve priz sektörünün lider ismi Panasonic Eco<br />
Solutions Türkiye, Thea markasının üstün teknolojisi ile iş ve yaşam<br />
alanlarına son derece pratik ve fonksiyonel bir çözüm sunuyor. Thea<br />
Optima serisi, ince hatları ve yalın tasarımı ile hem dekorasyona<br />
zarafet katıyor hem de duvarlarda fazla yer kaplamıyor. İtalyan tipi<br />
modüler tasarımıyla dikkat çeken Thea Optima modüler seriler,<br />
genel olarak daha küçük modül ebatlarına sahip olduklarından<br />
duvar üzerinde çok daha kısıtlı bir hacimde, daha fazla fonksiyon<br />
ortaya koyuyor. Modüler ürünler için temel ürünleri ve geniş renk<br />
seçenekleri ile tüm dekorasyonlara uyabilecek çeşitliliği de sunan<br />
ürün, istenildiğinde sadece çerçevelerin değişimi ile elektrik montajı<br />
etkilenmeden dekorasyona farklı bir hava da katılabiliyor.<br />
Legrand LED’li emniyet aydınlatma<br />
armatürleri ile güvenlik emin ellerde<br />
Legrand, sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamanın ötesinde LED’li emniyet<br />
aydınlatma armatürlerini çevresel etkileri de düşünerek tasarlıyor. Tamamen geri<br />
dönüştürülebilen Legrand Aydınlatma Armatürleri, her türlü yapıda rahatlıkla<br />
kullanılıyor. İnce tasarımıyla da büyük beğeni toplayan armatürler; hastanelerden<br />
okullara, havalimanlarından AVM’lere kadar tüm mekanlarda bireyleri risksiz<br />
bölgelere yönlendiriyor. Legrand, LED’li emniyet aydınlatma armatürlerini uzun<br />
ömürlü LED’lerle donatarak kullanıcısına düşük enerji tüketimi sağlamanın<br />
ötesinde bakım masraflarını da en aza indirgemeyi amaçlıyor.<br />
Oteller için kolay yönetilen WiFi çözümü<br />
Kablosuz ağ pazarının dünya lideri olan TP-Link, çok sayıda farklı kişinin kablosuz ağa bağlandığı<br />
kamuya açık yerler, işletmeler için geliştirdiği, kolay yönetilen EAP serisi erişim noktalarına yeni<br />
bir model daha ekledi. EAP245 model erişim noktası (access point-AP), diğer EAP serisi ürünler<br />
gibi ücretsiz denetleyici yazılımı sayesinde çok kolay yönetilebilen, hızlı, güvenli bir WiFi çözümü.<br />
Oteller ve kafeler gibi geniş alana yayılmış işletmelerde güvenli ve düzenli bir WiFi bağlantısı<br />
sağlamak için kullanılan ürün, tavan ya da duvara monte ediliyor ve beyaz, şık kasası sayesinde<br />
her dekorasyona uyuyor. Bu tür işletmeler için birden fazla erişim noktasının denetimi ve<br />
yönetimi önemli bir konu. EAP245 (diğer EAP serisi modeller gibi), ücretsiz verilen EAP<br />
Denetleyici Yazılımı sayesinde, tek bir bilgisayardan tüm erişim noktalarının (yüzlerce AP<br />
olabiliyor) yönetilmesi avantajına sahip.<br />
KLEEMANNPARK ile otoparklar<br />
kat kat rahat, konforlu<br />
Ürün yelpazesini her geçen gün artırarak, yüksek standartlar<br />
için yepyeni çözümler üreten KLEEMANN, yeni park sistemi<br />
KLEEMANNPARK ile otopark alanlarının kapasitesini maksimum<br />
düzeye ulaştıran bir devrim yapıyor. Yeterli park alanı bulunmayan<br />
yerlerde, hidrolik park asansör sistemlerinin kurulumuyla 1 ya<br />
da 2 araçlık park alanlarına 2 ya da 4 araç park edebilme olanağı<br />
sağlayan bu sistem, park alanlarının kapasitesini iki katına çıkarıyor.<br />
Firma, park edilecek bölgeye rampa inşa edilememesi durumunda<br />
da 2 ve daha fazla katlar arasında dikey araç taşınması için özel oto<br />
sistemleri ile çözüm getiriyor.