04.08.2017 Views

Ziyaretleşme Adabı

Mektebe -> Kendi Kitablarımız -> Ziyaretleşme Adabı (Ebu Sümeyye)

Mektebe -> Kendi Kitablarımız -> Ziyaretleşme Adabı (Ebu Sümeyye)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ZİYARETLEŞME<br />

ADABI<br />

Yazar<br />

Ebu SÜMEYYE


بسم الله الرحمن الرحيم<br />

HUTBETU’L HACE<br />

إِنَّ‏ الْحَمْدَ‏ لِلَّهِ‏ نَحْمَدُهُ‏ وَنَسْتَعِينُهُ‏<br />

وَنَسْتَغْفِرُهُ‏ وَنَعُوذُ‏ بِاللَّهِ‏ مِنْ‏ شُُورِ‏<br />

أَنْفُسِ‏ ناَ‏ وَمِنْ‏ سَ‏ يِّئاَتِ‏ أَعْمَ‏ لِناَ،‏ مَنْ‏ يَهْدِ‏ هِ‏<br />

اللَّهُ‏ فَالَ‏ مُضِ‏ لَّ‏ لَهُ‏ وَمَنْ‏ يُضْ‏ لِلْ‏ فَالَ‏ هاَدِيَ‏<br />

لَهُ‏ وَأَشْهَدُ‏ أَنْ‏ الَ‏ إِلَهَ‏ إِالَّ‏ اللَّهُ‏ وَحْدَهُ‏ الَ‏<br />

شَ‏ ‏ِيكَ‏ لَهُ،‏ وَأَشْهَدُ‏ أَنَّ‏ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ‏<br />

وَرَسُ‏ ولُهُ‏<br />

« ياَ‏ أَيُّهاَ‏ الَّذِ‏ ينَ‏ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ‏ حَقَّ‏<br />

تُقاَتِهِ‏ وَالَ‏ تَ‏ ‏ُوتُنَّ‏ إِالَّ‏ وَأَنْتُمْ‏ مُسْ‏ لِمُونَ‏ »


« ياَأَيُّهاَ‏ الناَّسُ‏ اتَّقُوا رَبَّكُمُ‏ الَّذِ‏ ي<br />

خَلَقَكُمْ‏ مِنْ‏ نَفْسٍ‏ واَحِدَةٍ‏ وَخَلَقَ‏ مِنْهاَ‏<br />

زَوْجَهاَ‏ وَبَثَّ‏ مِنْهُمَ‏ رِجاَالً‏ كَثِرياً‏ وَنِساَءً‏<br />

وَاتَّقُوا اللَّهَ‏ الَّذِ‏ ي تَساَءَلُونَ‏ بِهِ‏ وَاألَرْحاَمَ‏<br />

إِنَّ‏ اللَّهَ‏ كاَنَ‏ عَلَيْكُمْ‏ رَقِيباً‏ »<br />

« ياَأَيُّهاَ‏ الَّذِ‏ ينَ‏ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ‏ وَقُولُوا<br />

قَوْالً‏ سَ‏ دِ‏ يداً‏ يُصْلِحْ‏ لَكُمْ‏ أَعْمَلَكُمْ‏<br />

وَيَغْفِرْ‏ لَكُمْ‏ ذُنُوبَكُمْ‏ وَمَنْ‏ يُطِعِ‏ اللَّهَ‏<br />

وَرَسُ‏ ولَهُ‏ فَقَدْ‏ فاَزَ‏ فَوْزاً‏ عَظِ‏ يمًً‏ »<br />

أَمَّا بَعْدُ:‏ فَإِنَّ‏ أَصْدَقَ‏ الْحَدِيثِ‏ كِتَابُ‏<br />

اللَّهِ‏ وَخَريْ‏ َ الْهَدْيِ‏ هَدْيُ‏ مُحَمَّدٍ‏ ‏)صيل


الله عليه وسلم(‏ وَشَ‏ َّ األُمُورِ‏ مُحْدَثَاتُهَا<br />

وَكُلَّ‏ مُحْدَثَةٍ‏ بِدْعَةٍ‏ وَكُلَّ‏ بِدْعَةٍ‏ ضَ‏ الَلَةٍ‏<br />

وَكُلَّ‏ ضَ‏ الَلَةٍ‏ فِ‏ النَّارٍ‏<br />

“Muhakkak ki bütün hamdler Allah’adır.<br />

O’na hamd eder, O’ndan yardım ister ve<br />

mağfiret taleb ederiz. Nefislerimizin ve kötü<br />

amellerimizin şerrinden de O’na sığınırız.<br />

Allah kime hidayet ederse onu hiç kimse<br />

sapıttıramaz, kimi de sapıttırırsa ona hiç<br />

kimse hidayet veremez.<br />

Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah<br />

yoktur ve onun ortağı (şeriki) da yoktur. Ve<br />

yine şehadet ederim ki, Muhammed (sallallahu<br />

aleyhi ve sellem) O’nun kulu ve Rasûlüdür.”<br />

“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır<br />

şekilde korkun ve ancak Müslümanlar<br />

olarak can verin.” (Âl-i İmrân 102)<br />

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve


ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler<br />

ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden<br />

sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte<br />

bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına<br />

riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah,<br />

sizin üzerinize gözetleyicidir.” (Nisâ 1)<br />

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru<br />

söz söyleyin. Ki, Allah (azze ve celle) işlerinizi<br />

düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim<br />

Allah (azze ve celle) ve Rasûlü’ne itaat ederse<br />

büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzâb 70,71)<br />

Bundan sonra:<br />

Muhakkak ki sözlerin en doğrusu Allah’ın<br />

kelamı,yolların en hayırlısı da Muhammedin<br />

yoludur. Amellerin en kötüsü ise sonradan<br />

uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dine<br />

sokulan her amel bid’at.her bid’at sapıklık ve<br />

her sapıklık da ateştedir.


MUKADDİME<br />

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salât<br />

ve selam Mücahitlerin komutanı efendimiz<br />

Rasûlullah’a, temiz ehline, ashabı kiramına<br />

ve onun yolundan giden her mü’mine olsun.<br />

Bu satırların hayatının her anını kullukla<br />

geçiren, her tavır ve eyleminde Allah rızası<br />

arayan Müslüman kardeşlerimize faydalı<br />

olmasını yüce Rabbimizden talep ediyorum.<br />

Ey nefislerini ve aile efradını yakıtı insanlar<br />

ve taşlar olan cehennem ateşinden korumakla<br />

mükellef olan kardeşim!<br />

Ey Allah’a iman etmiş, rızasına ve cennetine<br />

talip olmuş, Rasûlü’ne tabi olmuş;<br />

Hanne, Meryem, Asiye, Hatice, Aişe ve Fatımalar’ı<br />

(Allah hepsinden razı olsun) kendine örnek<br />

edinmiş mü’mine bacım! Bu sayılan annelerimiz<br />

tevhid nuru ile nurlanıp, Allah’ın razı<br />

olacağı şekilde yaşadılar, Allah’ın rızasına ve<br />

övgüsüne ulaştılar. Sen de Allah’ın rızasına<br />

ulaşmak istemez misin? Ulaşmak istiyorsan<br />

bu satırları oku ve anlatılanla amel et.


Biz Müslümanlar imtihan dünyasında yaşamaktayız.<br />

Yaptıklarımızdan hesaba çekileceğiz.<br />

Sürekli işlediğimiz amellerimiz arasında<br />

ziyaretleşme eylemi bulunmaktadır.<br />

Bu ziyaretlerimiz meşru ve meşru olmayan<br />

ziyaretler olarak ikiye ayrılır.<br />

Meşru ziyaretler: Sılai Rahim olan ana<br />

baba ve yakın akraba1 ziyareti, davete icabet<br />

etme, hasta ziyareti, baş sağlığı dileme,<br />

tebliğ amaçlı ve Müslüman kardeşlerimizin<br />

hal hatırını sorma ziyaretleri olabilir.<br />

Gayri meşru ziyaretler: Haramların işlendiği,<br />

ahlakın bozulduğu ve dinimize zarar<br />

getirici bidat ehlinin veya kafir facir ve fasıkların<br />

ziyaretleri gibi olabilir.<br />

<strong>Ziyaretleşme</strong>lerimiz İslam adabı üzere<br />

olursa ibadete dönüşür. Nefislerimizin arzuları<br />

dâhilinde olursa kıyamet gününde<br />

pişmanlık sebebi olacaktır. Gelin bu amelimizi<br />

pişmanlık sebebi değil de ibadete dönüştürelim.<br />

Nasıl mı? İşte Cevabı:<br />

1. Sılai Rahim akrabaları kâfir olurlarsa, onların ziyaret<br />

ahkamı ayrı bir risalede inşaallah anlatılacaktır.


EVDEN ÇIKMADAN ÖNCE<br />

1- Bu ziyaretin, dünyalık bir şeyden dolayı<br />

veya sıkıntı giderme veya vakit geçirme<br />

veya başkalarını çekiştirip onlarla ilgili yeni<br />

malûmatlar alma şeklinde değil, tamamıyla<br />

Allah (azze ve celle) rızası için olmalıdır. Bu konuda<br />

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle<br />

buyurmaktadır:<br />

“Adamın biri başka bir köyde bulunan kardeşini<br />

ziyaret etti. Allah-u Teâlâ yoluna bir<br />

melek dikti. Yanına varınca Melek dedi ki:<br />

‘Nereye gitmek istiyorsun?’ Dedi ki: ‘Şu köyde<br />

olan bir kardeşimi ziyaret etmek istiyorum.’<br />

Dedi ki: ‘Onun yanında sana ait bakman<br />

gereken bir şey (dünyalık) var mı?’ Dedi<br />

ki: ‘Hayır, ben onu Allah (azze ve celle) için severim.’<br />

Bunun üzerine melek, “Sen onu nasıl<br />

seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben,<br />

bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana<br />

gönderdiği elçisiyim” dedi.” (Müslim)<br />

2- Ziyaret ettiğin kimselerin hayırlı, takva<br />

ehli ve Allah’ı hatırlatanlardan olmaları-


na özen göster. Çünkü insan, etkilenen bir<br />

varlıktır. Kişi kiminle haşir neşir olursa onun<br />

ahlakından etkilenir. Bu konuda Rasûlullah<br />

(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:<br />

“İyi arkadaş ile kötü arkadaşın misali,<br />

misk taşıyan ile körük üfleyen gibidir. Misk<br />

taşıyan ya sana hediye eder veya sana satar<br />

veya ondan güzel koku gelir. Körük üfleyen<br />

ya elbiselerini yakar ya da ondan kötü koku<br />

gelir.” (Muttefâkun aleyh)<br />

3- Kadın kocasından, çocuklar ise baba<br />

veya annelerinden izin almalıdırlar. Bu konuda<br />

İslam Şeyhi İbn-i Teymiyye (rahimehullah)<br />

der ki:<br />

“Kadının, kocasının iznini almadan evinden<br />

çıkması caiz değildir. İzinsiz çıkacak<br />

olursa Allah’a ve Rasûlü’ne isyan etmiş olur.”<br />

Kocaya itaat etmek kadın için bir düşüklük<br />

veya kocanın zorbalığı değil, Allah’a itaattir.<br />

Yani ibadettir. Allah-u Teâlâ kadını bununla<br />

mükellef kılmıştır. Kocalarının rızalarını almayan<br />

kadınlar ahirette perişan olacaklardır.<br />

10


4- Münasip bir vakit ve günün seçilmesi.<br />

Mesela sabah erken vakitte, öğle kaylule<br />

vaktinde ve akşam geç saatlerde yapılan ziyaretler<br />

pek münasip değildir. Haftanın bazı<br />

günlerinde münasip olmayan gün olabilir.<br />

Mesela temizlik ve iş günü gibi. Eşleri seferden<br />

dönmüş veya sefere çıkacak kimseleri<br />

o anlarda ziyaret etmek, yine doğru değildir.<br />

Bu hallere riayet edilmelidir.<br />

5- Ziyaret için daha öncesinden haberleşme<br />

imkânı olursa daha iyi olur. Çünkü ani<br />

ziyaretlerde bazen ev sahibi için sıkıntı olabilir.<br />

Özellikle ev dağınık olduğu zaman.<br />

6- Kadınların giyinecekleri elbiseler kibir,<br />

gösteriş ve ihtişamına yakışmayan elbiseler<br />

olmamalıdır. Mesela avreti gösterecek ince,<br />

dar ve kısa elbiselerden uzak durmalıdır. Bu<br />

tip elbiseler, küfür âleminden sirayet etmiştir.<br />

Bu tür elbiseleri giyinmek haramdır. Peygamberimiz<br />

(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

11


“İki sınıf insan cehennemliktir. Onları henüz<br />

görmedim. Birincisi ellerinde inek kuyrukları<br />

gibi kırbaç olup insanlara vuranlardır.<br />

İkincisi; Hem giyinip hem çıplak, yürürken<br />

meylederek ve kendine meylettirerek<br />

yürüyen, kafalarını deve hörgücü gibi bağlamış<br />

kadınlar. Bunlar cennete girmeyecek ve<br />

cennetin kokusunu bile almayacaklar. Hâlbuki<br />

onun kokusu şu kadar mesafeden duyulur.”<br />

(Müslim)<br />

Pantolon giyinme konusu: Sahih görüşe<br />

göre, kadının özellikle dar olan pantolonu<br />

gerek kadınların yanında gerekse mahrem<br />

akrabasının yanında giyinmesi caiz değildir.<br />

Sebebi:<br />

• Erkeklere benzeme ve küfür âleminden<br />

gelme sebebidir. Batıda kâfir kadınlar bu tür<br />

pantolonları giyinirler. Peygamberimiz (sallallahu<br />

aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:<br />

“Kim bir kavme benzerse, onlardan olur”<br />

(Ahmed, Ebu Davud)<br />

12


Diğer hadisinde şöyle geçer:<br />

“Rasûlullah, (sallallahu aleyhi ve sellem) kendilerini<br />

kadınlara benzeten erkekleri ve kendilerini<br />

erkeklere benzeten kadınları lanetlemiştir.”<br />

(Taberani)<br />

• Kadının avretini şekillendirdiği için fesada<br />

yol açar. Fesada yol açan şeyler İslam’da<br />

haram kılınmıştır.<br />

Ancak bu tür pantolonu ayakları görünmesin<br />

diye etek altında giyinirse bu durum<br />

müstesnadır.<br />

Müslüman bacılar kendilerine Avrupalı kâfir<br />

kadınları ve moda altında çıkardıkları rezalet<br />

kıyafetleri değil; güzide, temiz Peygamber<br />

eşlerini ve sahabe hanımlarını örnek edinmelidirler.<br />

Bizler, müşriklere muhalefet ettikçe<br />

Allah’a yaklaşırız. Bacılar hayâ elbisesini<br />

çıkarmamalılardır. Hayâ, kadının değeri<br />

ve güzelliğidir. Peygamber Efendimiz (sallallahu<br />

aleyhi ve sellem) genç kızlardan bile daha çok<br />

hayâlı imiş. Çünkü hayâ, hayır getirir. Efendimiz<br />

(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

13


“Hayâ, imanın bir şubesidir.” (Müslim)<br />

7- Kadın evden çıkarken güzel koku sürünmemelidir.<br />

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi<br />

ve sellem) şöyle buyurur:<br />

“Herhangi bir kadın güzel koku sürünerek<br />

dışarı çıkarsa, kokusunu alacakları erkeklerin<br />

yanından geçerse o kadın zina etmiş sayılır.”<br />

(Nesâi)<br />

8- Kadın dışarı çıkarken şeriata uygun hicap<br />

giyinmelidir. Bunu giyinirken adet olsun<br />

diye değil, bu Allah’ın emridir bilinciyle giyinirse<br />

ibadet olur. Örtü, kadının değerini, iffetini<br />

ve dinini koruyan bir kalkandır. Örtünün<br />

şartları vardır:<br />

• Tepeden tırnağa kadar bütün bedeni<br />

örtmesi gerekir.<br />

• Vücudu ve altındaki elbiseyi gösterecek<br />

kadar ince değil, kalın olması gerekir.<br />

• Erkeklerin bakışlarını çekecek renkli,<br />

nakışlı ve süslü olmamalıdır.<br />

• Vücut hatlarını belli edecek şekilde dar<br />

olmamalıdır.<br />

14


Günümüzde bazı bölgelerde giyilen dar,<br />

kısa, renkli ve cezbedici pardesüler örtü sayılmaz.<br />

Âlimlerin çoğunluğuna göre ve kuvvetli<br />

görüş olması sebebiyle yüzü ve elleri örtmek<br />

farzdır. Özellikle gözünde sürme ve ellerinde<br />

kına ve altın takılar olunca, bu farzlık<br />

daha çok kesinleşir. Çünkü kadının güzelliği<br />

yüzünde toplanmıştır. Erkekler için fitne sebebidir.<br />

Ayaklar avretten sayılır; örtülmesi<br />

farzdır.<br />

Kadınların dikkat etmeleri gereken bir<br />

husus da şudur: Dışarı çıkarken renkli ve<br />

ince çorap giyinmemeleri gerekir. Maalesef<br />

bazı kadınlar siyah bol bir örtü giyinirken<br />

şeytana bir pay bırakırlar. Ya renkli, cezbedici<br />

veya ince çorap giyinirler. Ya gözlerini cazip<br />

kılacak şekilde açarlar. Ya renkli, cazip ve<br />

nakışlı çanta ve ayakkabı giyinirler. Ya da ses<br />

çıkaracak topuklu ayakkabı giyinirler.<br />

Her amelimizi sadece Allah (azze ve celle)<br />

rızası için yapmalıyız. Kadınlar kocalarına<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

15


süslenmelidirler. Kocalarının iffetlerini korurlarsa,<br />

onlar için ibadet olur. Maalesef birçok<br />

kadın kocasına süslenme konusunda<br />

ihmalkâr davranırken, misafirliğe giderken<br />

süslenmeyi haddinden fazla yaparlar.<br />

Dikkat edilmesi gereken başka bir husus<br />

da şudur: Bazı kimseler yetişkin ve cazip<br />

hale ulaşmış küçük kızlarını şeriata göre<br />

örtmemektedirler. Veya örterken renkli, cazip<br />

ve dar elbiseler giydirmektedirler. Kızları<br />

süslemek veya onların süslenmelerine izin<br />

vermek doğru değildir.<br />

Çocukların kıyafetlerinden anneler ve babalar<br />

sorumludur. Özellikle bir baba, gerek<br />

hanımının ve gerekse kızlarının dışarı çıkma<br />

kıyafetlerini kontrol etmeli ve şeriata muhalif<br />

şeylere izin vermemelidir.<br />

9- Evden çıkmadan önce sünnet olan duayı<br />

okumalıdır.<br />

بِسْ‏ مِ‏ اللَّهِ‏ تَوَكَّلْتُ‏ عَلَ‏ اللَّهِ‏ الَ‏ حَوْلَ‏ وَالَ‏<br />

قُوَّةَ‏ إِالَّ‏ بِاللَّهِ‏<br />

16


“Allah’ın adıyla, Allah’a tevekkül ettim. Güç<br />

ve kuvvet ancak Allah (azze ve celle) iledir.” (Ebu<br />

Davud)<br />

اَللَّهُمَّ‏ إِنِّ‏ أَعُوذُ‏ بِكَ‏ أَنْ‏ أَضِ‏ لَّ‏ أَوْ‏ أُضَ‏ لَّ‏ أَوْ‏<br />

أَزِلَّ‏ أَوْ‏ أُزَلَّ‏ أَوْ‏ أَظْلِمَ‏ أَوْ‏ أُظْلَمَ‏ أَوْ‏ أَجْهَلَ‏<br />

أَوْ‏ يُجْهَلَ‏ عَيلَ‏ َّ<br />

“Allah’ım! Sapıklığa düşmekten veya düşürülmekten,<br />

ayağımın kaymasından veya<br />

kaydırılmasından, zulmetmekten veya zulme<br />

uğramaktan, cehalete düşmekten veya<br />

cahil bırakılmaktan sana sığınırım.” (Tirmizî)<br />

10- Kadın, kendisine yabancı sayılan erkekle<br />

tek başına arabaya binmemelidir.<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

17


ZİYARET EDECEĞİ YERE<br />

ULAŞINCA<br />

1- Gideceği eve ulaşınca kapıyı veya zili<br />

rahatsızlık vermemek için hafif bir şekilde<br />

çalmalıdır. “Kadın’ın biri, İmam Ahmed’in<br />

(rahimehullah) evine gitmiş, kapıyı sert vurunca<br />

İmam Ahmed dışarı çıkarken rahatsız olmuş<br />

ve “Bu, polislerin kapı vuruşuna benziyor!”<br />

demiş.”<br />

“Kim o?” denilirse “Benim” demek doğru<br />

değil, “Ben falan veya falanın annesi” demek<br />

gerekir. “Benim” demeyi Peygamberimiz<br />

(sallallahu aleyhi ve sellem) hoş görmemiştir.<br />

Kapının karşısında değil, sağını veya solunu<br />

kapıya çevirerek kapının yanında durmalıdır.<br />

İzin verilmeden içeri girmemek gerekir.<br />

Eğer, “müsait değiliz” denirse hiç darılmadan,<br />

gücenmeden karşı tarafın özrünü kabul<br />

ederek geri dönmeliyiz. Bu konuda Rabbimiz<br />

(azze ve celle) şöyle buyurur:<br />

18


“Size izin verilinceye kadar oraya girmeyin.Eğer<br />

size, “Geri dönün!” denilirse, hemen<br />

dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir<br />

davranıştır.” (Nur 28)<br />

Kapı deliğinden içeri bakmamalı, bakmak<br />

isteyen çocuklarımızı engellemeliyiz.<br />

2- İçeri girerken evin halkına selam vermeliyiz.<br />

Rabbimiz (azze ve celle) şöyle buyurur:<br />

“Ev halkına selâm vermedikçe girmeyin.”<br />

(Nur 27)<br />

İçeri girerken gösterilen yere oturmalıyız.<br />

3- Ev sahibi sevincini göstermeli, güler<br />

yüzle ve tatlı sözle misafirini karşılamalıdır.<br />

Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) ziyaretçi<br />

gitti zaman onları güzel karşılar ve<br />

“Gelen kavme merhaba!” dermiş. Kızı Fatıma<br />

(radıyallahu anhuma) ziyaret edince, “Kızıma<br />

merhaba” dermiş.<br />

4- Ziyaret edilen kişi misafirine iyi davranmalı,<br />

elindeki imkânına göre ikramda<br />

bulunmalıdır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sel-<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

19


lem) şöyle buyurur:<br />

“Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa<br />

misafirine ikramda bulunsun.” (Buharî)<br />

Misafire ikramda bulunmak ibadettir; ancak<br />

bu ibadetimizi bozacak israf ve gösteriş<br />

gibi unsurlardan uzak durmalıyız. Maalesef<br />

bazı ikramlar gayesini aşmış, değişik yemek<br />

yapma ve servis maharetlerini sergileme<br />

üzere kurulmuştur ki bu Müslümana<br />

yakışan bir durum değildir.<br />

ZİYARET EVİNDE<br />

1- Oturulan evde sadece üç kişi varsa, ikisi<br />

birbiriyle konuşup veya fısıldaşıp, biri kenarda<br />

olmamalıdır. Efendimiz (sallallahu aleyhi<br />

ve sellem) şöyle buyurur:<br />

“İnsanlara karışmadığınız sürece üç kişi<br />

olduğunuzda iki kişi, birini bırakıp gizli konuşmasınlar.<br />

Çünkü bu, onu üzer.” (Müslim)<br />

Bu konunun içine, kâğıda yazıp uzatma<br />

veya üçüncünün anlamayacağı başka bir<br />

dille konuşma da girer.<br />

20


2- Biri bir ihtiyacı için kalkınca başkası<br />

onun yerine oturmamalıdır. Geri döndüğünde<br />

hadiste geçtiği gibi, yerine oturmasında<br />

öncelik sahibidir.<br />

3- Ev sahibi ikramda bulunurken, misafir;<br />

yeme ve içmenin cinsi ne olursa olsun<br />

bu durumu güler yüzle karşılamalı, yemeği<br />

ayıplamamalı, az da olsa çok görmeli ve<br />

yemek konusunda israfa girilmemesi konusunda<br />

nasihat etmelidir.<br />

Misafirliğe giderken hediye götürülüyorsa<br />

hediyenin arasında kişiye fayda verecek<br />

kitap, CD gibi şeyler olursa çok güzel olur.<br />

Aynı şekilde ev sahibinin masa veya sehpa<br />

üzerine Kur’an, kitap, dergi gibi bir şey bırakmasında<br />

fayda vardır.<br />

Örneğin, ev sahibi kahve yapmak için<br />

mutfağa girdiğinde misafiri boş durmaktansa,<br />

eline Kur’an veya kitap alır ve okur;<br />

böylece ona faydası olur.<br />

“Hayra delalet eden, (onu) işlemiş gibi<br />

olur” (Ebu Davud) hadisince hayırlara sebep<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

21


olan kişi hayır işlendikçe ona sevap yazılır.<br />

4- Misafirlikte, müfettişlerin sağa sola<br />

baktıkları gibi değil, gözümüz önümüzde<br />

ve zaruret olan yerlere bakmalıyız. Kapı açılırken<br />

kapıdan içeri bakmak doğru değildir.<br />

Kapalı olan poşet, çekmece, buzdolabı, dolap<br />

ve bilgisayar gibi şeyleri açıp bakmak<br />

doğru olmaz; ancak ev sahibinin izniyle olabilir.<br />

Ev sahibi güvenip kapısını sana açtıysa,<br />

eşyalarında da ona güven vermelisin.<br />

5- Çocuklarımıza sahip çıkmalı, bir şeyleri<br />

kırıp dökmelerine izin vermemeliyiz. Konuşmaya<br />

dalıp çocukları ihmal etmemeliyiz.<br />

Kırıp döktükleri şeyleri toparlayıp temizlemeli,<br />

ev sahibine yük olmamalıyız. Birçok<br />

kişi, bazı kimselerin ziyaret etmelerini istemezler.<br />

Sebebi ise, çocuklara sahip çıkılmamasından<br />

veya misafirler gittikten sonra evin<br />

harp meydanına dönüşmesinden kaynaklandığı<br />

için.<br />

22


KONUŞMA ADABI<br />

1- Fazla soru sormamalı, özel hayata<br />

ve anlatmasını istemediği şeylere girilmemelidir.<br />

Kısacası, kendisine fayda vermeyen<br />

veya kendisini ilgilendirmeyen konulara<br />

girip de o konuda soru sormamalıdır. Peygamber<br />

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu<br />

konuda şöyle buyurur:<br />

“Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri<br />

terk etmesi, İslamın’ın güzelliğindendir.” (Tirmizî)<br />

2- Mecliste konuşulan sırları korumak<br />

gerekir. Bu konuda Peygamber Efendimiz<br />

(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />

“Eğer kişi bir şey konuşur sonra iltifat<br />

ederse, o emanettir.” (Ebu Davud)<br />

Burada kişinin iltifat etmesindeki kasıt,<br />

birileri duymasın diye sağına ve soluna bakıyorsa<br />

karşı tarafa sır veriyor, anlamına gelir.<br />

Müslümanların sırlarını korumak, emaneti<br />

korumak gibidir. Emanete ihanet et-<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

23


mek münafıkların alametlerindendir. Bazen<br />

Müslümanların sırları çok önemli olabilir.<br />

Özellikle mücahidlerin sırlarını ifşa etmek,<br />

birçok kişinin ölümüne veya tutuklanmasına<br />

veya birçok önemli amellerin yapılmamasına<br />

sebep olabilmektedir.<br />

Ebu Lubabe, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu<br />

aleyhi ve sellem) sırrını Yahudilere, elini boğazına<br />

işaret ederek açıklaması sebebiyle<br />

yaptığına çok pişman olmuş, kendini mescidin<br />

sütunlarına bağlamış ve “Peygamberimiz<br />

beni çözmediği müddetçe kendimi çözmeyeceğim”<br />

demiş, bu hâl üzere altı gün<br />

kalmış, sonra tevbesi kabul edilmiş ve Peygamber<br />

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından<br />

elleri çözülmüştür.<br />

3- Çok şaka yapmaktan ve güldürmekten<br />

sakınmak gerekir. Çünkü şakanın aşırısı<br />

ve ağır olanı karşı tarafın onurunu zedeler,<br />

kalbini kırar ve nefislerin kinlenmesine yol<br />

açar. Yalan karıştırılan şakadan sakınmak<br />

gerekir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)<br />

şöyle buyurur:<br />

24


“Milleti güldürmek için yalan söyleyene<br />

yazıklar olsun. Ona yazıklar olsun, ona yazıklar<br />

olsun.” (Taberani)<br />

4- Münakaşa ve tartışmadan uzak durulmalıdır.<br />

Hele hele ilmimizin olmadığı ve<br />

boyumuzu aşan meselelerde kesinlikle konuşmamamız<br />

gerekir.<br />

Çünkü ilimsizce Allah’ın dininde konuşmanın<br />

çok büyük vebali vardır. Peygamberimiz<br />

(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />

“Haklı dahi olsa tartışmayı bırakan kimseye<br />

cennetin etrafında, şaka dahi olsa yalanı<br />

terk edene cennetin ortasında, ahlakını<br />

güzelleştirene cennetin en yüksek yerinde ev<br />

verilmesine kefilim.” (Ebu Davud)<br />

5- Ziyaret ortamında yaşlı veya faziletli<br />

kimse varsa, ona fiilî ve sözlü olarak saygı<br />

göstermek gerekir. Peygamberimiz (sallallahu<br />

aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />

“Büyüğümüze saygı, küçüğümüze şefkat<br />

etmeyen ve âlimimizin hakkını bilmeyen<br />

kimse bizden değildir.” (Taberani)<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

25


Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve<br />

sellem) iki kardeş geldi. Bir sorun ile karşılaşmışlardı.<br />

Küçük olan konuşmak isteyince<br />

Peygamberimiz, “Büyüğüne, büyüğüne!”<br />

dedi. (Müttefâkun aleyh) Yani sözü büyüğüne bırak,<br />

o anlatsın, buyurdu...<br />

6- Hazır olanlardan biri sana bildiğin bir<br />

şeyi anlatırsa sözünü kesme. Küçük dahi<br />

olsa onu dinlemelisin. Nasıl ki kişi kendisinin<br />

dinlenilmesini istiyorsa karşı tarafı da o<br />

şekilde dinlemelidir. Değerli tabilerden olan<br />

Ata Bin Ebi Rebah (rahimehullah) der ki:<br />

“Gençlerden biri bana bir şey anlatır, o şeyi<br />

daha önce duymamış gibi dinlerim. Hâlbuki<br />

bana söylediği şeyler, o doğmadan önce<br />

duyduğum şeylerdir.”<br />

7- Kötü dilden, sövmekten, lanet etmekten<br />

ve fuhuş sözleri içeren sözlerden sakınmalısın.<br />

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)<br />

şöyle buyurur:<br />

“Mü’min; söven, lanet eden, müstehcen<br />

sözlü ve edepsizce konuşan kimse değildir.”<br />

(Tirmizî)<br />

26


8- Boş ve faydasız sözlerden sakınmak<br />

gerekir. Ne dünyaya ne de ahirete faydası<br />

olmayan konuşmalardan uzak durmak gerekir.<br />

Allah-u Teâlâ dil nimetini bizlere bunun<br />

için vermemiştir. Ömür kısa; yaptığımız<br />

her şeyin hesabını vereceğiz.<br />

Vakit ganimettir. Vakti Allah’a yakınlaşma<br />

uğruna harcamalıyız. Peygamberimiz (sallallahu<br />

aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:<br />

“Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa<br />

komşusuna eziyet etmesin. Kim Allah’a<br />

ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine<br />

ikramda bulunsun. Ve Kim Allah’a ve<br />

ahiret gününe iman ediyorsa ya hâyır söylesin<br />

ya da sussun.” (Buharî)<br />

9- Meclislerin büyük felaketi olan gıybetten<br />

sakınmalıyız. Gıybet etme hastalığı o kadar<br />

çoğaldı ki, yapılmadığı zaman, bazı insanlar<br />

sanki cenazeye katılmış gibi oluyorlar.<br />

Dillerin kötü hasadı olan gıybet.<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

27


“Gıybet; kişinin bedeninde, dininde, dünyasında,<br />

karakterinde, ailesinde ve elbiselerinde<br />

hoşuna gitmeyen şeylerin gıyabında<br />

anılmasıdır.” Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:<br />

“Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.<br />

Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten<br />

hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde<br />

Allah’tan korkun.” (Hucûrat 12)<br />

Aişe validemiz (radıyallahu anhuma) dedi ki:<br />

“Bırak şu Safiye’yi, o şöyle şöyledir. (Yani<br />

kısa boyludur)” Peygamberimiz (sallallahu aleyhi<br />

ve sellem) dedi ki: “Öyle bir kelime söyledin ki,<br />

eğer denize karıştırılmış olsaydı onu bozardı!”<br />

(Ebu Davud)<br />

Düşünün, bir kelime kocaman denizin kokusunu,<br />

rengini ve tadını bozuyorsa gıybet<br />

yapmak ne kadar kötü bir şeydir.<br />

Şunu da unutmamak gerekir: Gıybetin<br />

dereceleri vardır. Gıybet edilen kişi âlim, lider,<br />

fazilet sahibi kimselerden olursa günahı<br />

daha da fazla olur. Âlimlerin etleri zehirlidir.<br />

Gıybetlerinden son derece sakınmak gerekir.<br />

28


10- Oturumlarımız maceraların, filmlerin,<br />

dizilerin, maçların, yemek tariflerinin ve faydasız<br />

hikâyelerin anlatıldığı meclisler değil;<br />

Allah’ın anıldığı, Rasûlullah’a salavat getirildiği<br />

ve ahiretin hatırlatıldığı meclisler olmalıdır.<br />

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)<br />

şöyle buyurur:<br />

“Bir kavim bir mecliste oturur, orada Allah’ı<br />

anmazlarsa, Peygamberlerine salât<br />

getirmezlerse o meclis, faydasız bir meclis<br />

olur. (Allah azze ve celle ) dilerse onlara azap<br />

eder, dilerse onları bağışlar.” (Taberani)<br />

Ne gariptir ki bir mü’min, bir mecliste saatlerce<br />

oturur, ne Allah’ı anar ne de Rasûle<br />

salavat getirir. Ne bir ayet öğrenir ne de bir<br />

hadis. Bu büyük bir gaflet ve bu meclis kötü<br />

bir meclistir.<br />

Oturumlarda Allah (azze ve celle) anılmalı,<br />

Rasûle salavat getirilmeli, günahlarımız için<br />

bağışlanma dilemeliyiz.<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

29


Abdullah Bin Ömer (radıyallahu anhum) der ki:<br />

“Bizler bir mecliste Peygamberimiz’in yüz<br />

defa,<br />

رَبِّ‏ اغْفِرْ‏ لِ‏ ، وَتُبْ‏ عَيلَ‏ َّ، إِنَّكَ‏ أَنْتَ‏<br />

التَّوَّابُ‏ الْغَفُورُ‏<br />

“Rabbim! Beni bağışla, tevbemi kabul et!<br />

Sen tevbeleri kabul eden ve bağışlayansın”<br />

dediğini sayardık.”<br />

Hasan El-Basri (rahimehullah) der ki: “Evlerinizde,<br />

sofralarınızda, yollarınızda, pazarlarınızda<br />

ve oturumlarınızda bağışlanma dilemeyi<br />

çoğaltınız. Bağışlanmanın ne zaman<br />

ineceğini bilemezsiniz.”<br />

Bilelim ki, bizler Allah’ı bir topluluk arasında<br />

andıkça, Allah-u Teâlâ bizleri daha<br />

hayırlı bir topluluk arasında anar. Rasûle<br />

salât ve selam getirirsek, her bir selamımız<br />

Rasûle ulaştırılır ve kıyamette ona en yakın<br />

ve şefaatine en layık mü’minlerden oluruz.<br />

30


ZİYARET SONU<br />

1- Ziyaretimizi uzun tutmamalıyız. Çünkü<br />

uzun tutmalarda hem vakit kaybı hem kadınlar<br />

kendi ev işlerini ihmal ederler hem de<br />

karşı tarafa zorluk verme anlamına geldiği<br />

için ev sahibine sıkıntı olur. Çünkü ev sahibinin,<br />

bu ziyaretten sonra başka bir yere sözü<br />

olabilir, sağlığı iyi olmayabilir, yapacağı iş,<br />

yemek vs... olabilir. Ancak ev sahibinin isteğine<br />

bağlı olarak uzatılabilir.<br />

2- Kalkmadan önce ev sahibine teşekkür<br />

ve dua etmeliyiz. Sıkıntı verdiysek hakkını<br />

helal etmesini talep etmeliyiz. Oturum duasını<br />

okumalıyız:<br />

سُ‏ بْحَانَكَ‏ اللَّهُمَّ‏ وَبِحَمْدِكَ‏ ، أَشْ‏ هَدُ‏ أَنْ‏ الَ‏<br />

إِلَهَ‏ إِالَّ‏ أَنْتَ‏ أَسْ‏ تَغْفِرُكَ‏ وَأَتُوبُ‏ إِلَيْكَ‏<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

“Allah’ım! Sana hamd ederek, seni tüm<br />

noksanlıklardan tenzih ederim. Senden<br />

başka hak ilah olmadığına şehadet ederim.<br />

31


Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”(Tirmizî)<br />

Selam verdikten sonra ayrılmalıyız.<br />

ZİYARET SONRASI<br />

1- Bir yere olan ziyaretlerimiz sık olmamalıdır.<br />

Aksi halde sevgi saygı azalır, bıkkınlık<br />

oluşur. Ziyaretlerin özlem dâhilinde<br />

olması güzeldir. Ancak karşı taraf daha sık<br />

olmasını istiyorsa bu halde sakınca olmaz.<br />

2- Eve dönerken bu ziyaretin Allah (azze ve<br />

celle) için mi gerçekleştiğini, bu ziyaretinde<br />

İslam’a muhalefet olup olmadığını, bu ziyaretin<br />

faydalı ve zararlı yönlerini düşünmeliyiz.<br />

3- Erkekler hanımlarına erkek arkadaşlarının,<br />

kadınlar kocalarına kadın arkadaşlarının<br />

şekil, boy, renk ve elbise gibi hallerinden<br />

bahsetmemeleri gerekir. Bu caiz değildir.<br />

Maalesef özellikle bazı bacılar bu hataya<br />

düşerler, kadın arkadaşlarının elbiselerini,<br />

cisimlerini, ten ve saç modellerini kocaları-<br />

32


na bahsederler. Bu, fitneye sebebiyet verdiği<br />

için helal olmaz.<br />

“Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.”<br />

(Bakara 222)<br />

Müslümanlar maddi ve manevi temizliklerine<br />

özen göstermelidirler. Allah’ı (azze<br />

ve celle) kızdıracak her türlü söz ve fiillerden<br />

uzak durmalıdırlar. Günahlar, birçok bereket<br />

ve hayırlara manidir. Duaların icabet<br />

görmemesine sebeptir. Rabbim yapacağımız<br />

ziyaretleri kendi katında makbul etsin.<br />

Taksirat ve günahlarımızı affetsin.<br />

ZİYARETLEŞME ADABI<br />

Davamızın Sonu<br />

Âlemlerin Rabbi Olan ALLAH’a<br />

Hamdetmektir.<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!