15.05.2017 Views

Yapı Malzeme Dergisi Mayıs 2017 Sayısı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İmtiyaz Sahibi<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />

H. Ferruh Işık<br />

Genel Müdür<br />

Mehmet Söztutan<br />

mehmet.soztutan@img.com<br />

Reklam Müdürü<br />

Hakan Girgin<br />

hakan.girgin@img.com.tr<br />

Yayın Editörü<br />

Tarık Oral<br />

tarik.oral@img.com.tr<br />

Art Direktör<br />

İsmail Gürbüz<br />

ismail.gurbuz@img.com.tr<br />

Grafik Tasarım<br />

Sami Aktaş<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

Sorumlu Müdür<br />

Cüneyt Aktürk<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

Dış İlişkiler Müdürü<br />

Yusuf Okçu<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

Kurumsal İletişim Müdürü<br />

Ebru Pekel<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

Muhasebe ve Finans Müdürü<br />

Mustafa Aktaş<br />

mustafa.aktas@img.com<br />

Bilgi İşlem<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Sosyal Medya<br />

Songül Çek<br />

songul.cek@img.com.tr<br />

Abone<br />

İsmail Özçelik<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

CTP-Baskı<br />

İhlas Gazetecilik A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.<br />

İhlas Plaza No:11 A / 41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul<br />

Tel: 0 212 454 30 00<br />

Adres<br />

Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş<br />

Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />

Güneşli - Bağcılar<br />

İSTANBUL / TURKEY<br />

Tel : +90 212 604 51 00<br />

Fax : +90 212 604 51 35


editör<br />

<strong>Yapı</strong>’da çiçekler açmaya başladı<br />

Tadilat, bakım ve onarım işlerinin artması, soğutma/havalandırma konularının tekrar gündeme gelmesi gibi sebeplerle birlikte,<br />

ülkenin kitlendiği referandum sürecinin de çok şükür geride kalmasıyla, inşaat sektörünün her alanında bahar havası<br />

esmeye başladı. Birbiriyle göbekten bağlı olan sektör bileşenleri yelkenlerini rüzgara göre ayarlamış kendi rotalarında yol<br />

almaya başlamış durumdalar. Peşpeşe açıklanan gayrimenkul projeleri ise sektöre can suyu olmakta. Yatırımcıların geride<br />

bırakmak üzere olduğumuz bu sancılı dönemin başından beri gösterdiği cesaret ve kararlık hiç şüphesiz takdire şayan.<br />

Bu olumlu ve kararlı hava muhtemelen artık sektörün genel karakterini yansıtan bir durum halini alacak. Artık her siyasi<br />

manevra öncesi bir kargaşa ve sonrasında yeni bir denge arayışı içinde çalkalanmayacak. Ülke menfaati adına ellerinde<br />

küçük bir iyilik parçası dahi bulunduramayanlar tarafından yapılan sorumsuz/basit açıklamalar akabinde felaket tellallığına<br />

soyunan iş güzarlar da bu sektörde aradığını bulamayacak. Çünkü sektör oyuncuları artık kendi iç problemlerinde boğulmaya<br />

hazır ve manupülasyona açık acemi günlerini çoktan geride bırakmış durumdalar. Özellikle bu ayın son günlerinde<br />

gerçekleşecek olan <strong>Yapı</strong> Fuarı, sektördeki bu olumlu havanın hep birlikte tenefüs edildiği bir şölene dönüştüğü yer olacak.<br />

Politik kaygıları politikacılara terk ederek herkesin işine konsantre olacağını, kasıtlı dedikoduların kimseyi esir almasına izin<br />

vermeden yeni proje ve yatırımlar için kolların sıvanacağını düşünüyorum.<br />

Ülkemize mahsus nüfus artış hızımız işlerimizin en temel itici gücü. Yeni pazarlar oluşmak ve de yeni projeler gerçekleşmek<br />

zorunda. Buradaki hassas nokta ise; biriken sermaye sonucu ortaya çıkacak zenginlik Komprador Burjuvazi tarzı bir sınıfın<br />

oluşmasına mı, yoksa tamamen %100 memleketin faydasına dönük bir bolluğa mı sebep olacak? Bu soruları kendimize<br />

sormalı, sektörün her ne köşesinden tutmuş olursak olalım doğru cevabı bulmalı ve sorumluluğunu da yerine getirmek için<br />

var gücümüzle çalışmalıyız.<br />

<strong>Yapı</strong> Kimyasalları ve Yalıtım&İzolasyon konusunu işlemeye çalıştığmız bu sayımızda elimizi korkak tutmadık ve normal forma<br />

sayımızın üstünde bir yayın hazırladık. Umarım biz de sektöre bir fayda sağlayabilir, bu olumlu havanın güçlenmesine ve<br />

ulaşabildiğimiz her okurumuzu sarmasına vesile olabiliriz.<br />

Faydalı bir sayı olması dileğiyle…<br />

Tarık Oral


İçindekiler<br />

20 -“Kentleşmede oyunun kuralları değişiyor”<br />

50 - Daikin 2020 hedefleri doğrultusunda<br />

vites büyüttü<br />

62 -“Müşterilerimize bağımsız ve doğru<br />

uygulama anlayışıyla hizmet veriyoruz”<br />

84 - Dünyaca ünlü tasarımcılar<br />

İstanbul’da buluştu<br />

90 - Iglo Architects’ten su kenarında yaşam<br />

önerisi: Ömerli Park Evleri<br />

184 - EXPO TURKEY<br />

by QATAR büyük ilgi gördü<br />

REKLAM İNDEKSİ<br />

ABS YAPI ELEMANLARI.............................43<br />

ABS YAPI ELEMANLARI.............................47<br />

ARMUTLU TATİL KÖYÜ............................191<br />

BLOKBİMS.............................................165<br />

BOSCH – INDUSTRIAL...............................35<br />

BRAAS...................................................137<br />

CHINA HOMELIFE TURKEY’<strong>2017</strong>..............185<br />

ÇİMSA.....................................................53<br />

DAIKIN........................200 – ARKA KAPAKİÇİ<br />

DOKA KALIP ve İSKELELERİ............ÖN KAPAK<br />

EGE SERAMİK..........................................89<br />

ESE REKLAM............................... 176 – 177<br />

GHESS....................................................95<br />

HENKEL............................................. INSER<br />

HENKEL & ADVERTORIAL........................128<br />

HP........................................... ARKA KAPAK<br />

HUZURLU İNŞAAT...................................189<br />

İDOLWIN................................................173<br />

INTEK KALIP ve İSKELE......................... 2 – 3<br />

İSFALT.....................................................61<br />

ISIDEM..................................................159<br />

İSTANBUL YAPI FUARI’<strong>2017</strong>....................187<br />

İHLAS MATBAA.......................................197<br />

KARGROUP.................................. 152 – 153


KİLSAN..................................................109<br />

KUZLUK TERMAL OTEL...........................193<br />

LAYHER...................................................49<br />

MAPEI...................................................123<br />

ME-SA İMALAT...................................... 6 – 7<br />

ODE......................................................145<br />

ONDULINE.............................................163<br />

ÖZLER KALIP ve İSKELE.................... 10 – 11<br />

PERİ KALIP ve İSKELELERİ ÖN KAPAKİÇİ ...- 1<br />

PERİ KALIP ve İSKELELERİ & ADVERTORİAL.28 – 29<br />

SARAY ALÜMİNYUM.......................... 78 – 79<br />

SERAMİKSAN...........................................83<br />

SİSTEM ALÜMİNYUM ........................INSERT<br />

SİSTEM ALÜMİNYUM & ADVERTORIAL.64 – 65<br />

TAYF ÇATI..............................................111<br />

THYSSENKRUPP.......................................39<br />

TMS TÜFEKÇİOĞLU MÜHENDİSLİK......... 4 – 5<br />

TÜRKBARTER.........................................181<br />

TÜRKİYE GAZETESİ.................................195<br />

ÙURTİM KALIP VE İSKELE......................8 - 9<br />

VİKO.......................................................71<br />

YAPIMALZEME.COM.TR...........................198<br />

YTONG..................................................101<br />

YTONG & ADVERTORIAL..........................100


“Binasal değil kentsel dönüşüm planlanmalı”<br />

Türkiye İnşaat <strong>Malzeme</strong>si Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından düzenlenen <strong>2017</strong><br />

yılının ilk Gündem Buluşmaları’nda, hedefler, beklentiler ve sektörün büyümesi için atılması<br />

gereken adımlar ele alındı. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Kentsel<br />

dönüşüm sürecini çok iyi yönetmemiz gerekiyor.” dedi.<br />

gittikçe açılması, tahsilat zorlukları, projelerde<br />

fiyata bağlı rekabetin malzeme ve<br />

uygulama kalitesini tehdit etmesi, kayıt<br />

dışılığını özendirmesi, sektörün önündeki<br />

en önemli sorunlardır. Bu da inşaat sektörünün<br />

<strong>2017</strong>’de düşük tempolu bir büyüme<br />

göstermesine yol açabilir. Ancak yine de<br />

2016 yılında alınan yapı ruhsatlarındaki<br />

%7,3’lük artış sektör için bir umut teşkil<br />

ediyor” dedi.<br />

Sektör zor bir dönemde bile büyüme<br />

ivmesi yakaladı<br />

Ferdi Erdoğan, konuşmasına şöyle devam<br />

etti: “TÜİK’in milli gelir hesaplamalarında<br />

yaptığı revizyona göre, 2016’da inşaat<br />

sektörünün %7,2 büyüdüğünü gördük.<br />

Sektörün 2016 gibi zor bir dönemde bile<br />

böyle bir büyüme ivmesi yakalanmış olması<br />

önemli. 2016 yılında inşaat harcamaları<br />

431,9 milyar TL olarak gerçekleşti.<br />

İnşaat sektörünün milli gelir içindeki payı<br />

2016 yılında %8,5 ile en yüksek seviyesine<br />

ulaştı. Kamu yatırımlarının yanı sıra<br />

büyük gayrimenkul şirketlerinin başlattığı<br />

kampanyalar da sektörü ayakta tutuyor.<br />

Özellikle düşük faizli krediler devam ederse,<br />

konut almaya niyetli vatandaşlar da<br />

taleplerini öne çekebilir. Hükümetin geçen<br />

yıl açıkladığı destek ve teşvik paketlerinin<br />

de bu yıl sektöre olumlu yansıyacağını düşünüyorum.”<br />

Türkiye İMSAD’ın yılda dört kez çeyrek periyotlarda<br />

düzenlediği Gündem Buluşmaları<br />

kapsamında gerçekleştirilen <strong>2017</strong> yılının ilk<br />

toplantısı, 26 Nisan Çarşamba günü Ortaköy<br />

Feriye’de yapıldı. Gündem Buluşmaları<br />

toplantısında; <strong>2017</strong> yılı itibarıyla inşaat ve<br />

inşaat malzemesi sektörlerinin beklentisi ve<br />

çözüm önerileri konuşuldu. Türkiye İMSAD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan’ın<br />

açılış konuşmasını gerçekleştirdiği Gündem<br />

Buluşmaları’na, Türkiye İMSAD Ekonomi ve<br />

Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr.<br />

Can Fuat Gürlesel ve Gazeteci Metehan Demir<br />

katıldı.<br />

Erdoğan: “<strong>Yapı</strong> ruhsatlarındaki artış<br />

umut veriyor”<br />

Konuşmasına, sektörle ilgili son veri ve<br />

değerlendirmeleri paylaşarak başlayan<br />

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ferdi Erdoğan, “2016 zorlu bir yıl oldu ve<br />

hepimizin <strong>2017</strong>’den beklentisi yüksek.<br />

Döviz kurlarının yukarı yönlü hareketi üretimde<br />

maliyetlerin artmasına ve konut sektöründe<br />

de talebin sınırlı kalmasına neden<br />

oluyor. İnşaat <strong>Malzeme</strong>leri Sanayicileri<br />

açısından bir değerlendirme yaptığımızda,<br />

her ne kadar piyasalar beklenenden<br />

daha canlı gözükse de, satış vadelerinin<br />

Ülkemizin istikrarı için yatırım iklimi<br />

sağlanmalı<br />

Referandum sürecinin ardından ekonomide<br />

bir toparlanma süreci başlayacağına<br />

inandıklarını ifade eden Ferdi Erdoğan,<br />

“Bir an önce ülkemizi yukarı taşıyacak projelere<br />

odaklanmalıyız. Gelişmekte olan bir<br />

ülke olarak; dünya ile entegre olmuş ekonomimizin<br />

bir an evvel kalıcı sürdürülebilir<br />

kalkınma, büyüme, istihdam artışına ve<br />

milli gelirin orta gelir seviyesini artık aşmasına<br />

ihtiyaç var. Genel anlamda inşaat<br />

sektörü, özel anlamda inşaat malzemesi<br />

sanayicileri olarak, kalkınma, büyüme ve<br />

istihdam konularında lokomotif görevimizi<br />

sürdürmeye devam etmek istiyoruz. Şu<br />

anda ülkemizin istikrara kavuşması için<br />

en önemli çözüm, şüphesiz ekonomide<br />

istikrar, istihdamın artırılması, bir yatırım<br />

ikliminin tekrar sağlanmasıdır. Son yıllarda,<br />

Türkiye inşaat sektörü; müteahhitleri,<br />

inşaat malzemeleri, mühendisleri, teknik<br />

16<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

elemanları ve ustaları ile içinde bulunduğu<br />

coğrafyanın imarında ve modern yapılara<br />

ulaşmasında çok önemli roller üstleniyor.<br />

Çevremizde devam eden savaşların, terörün<br />

sona ermesiyle; bölge insanlarının yaşamlarının<br />

normalleşmesiyle, biz sektör olarak,<br />

bulunduğumuz coğrafyanın kalkınmasına,<br />

modernleşmesine katkıda bulunmaya ve<br />

liderlik yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

‘Binasal dönüşüm’ değil ‘kentsel<br />

dönüşüm’ planlanmalı<br />

Deprem kuşağı üzerinde yer alan Türkiye<br />

için en önemli gündem maddelerinden birinin<br />

‘kentsel dönüşüm’ olduğunu vurgulayan<br />

Ferdi Erdoğan, “Nüfusumuzun neredeyse<br />

%90-95’i deprem bölgeleri üzerinde yaşamaktadır.<br />

Kentleşme %85’lere ulaşıncaya<br />

kadar devam edecektir. Depremler ülkemizin<br />

herhangi bir yerinde her an olabilir ve<br />

ülkemizde 7 milyona yakın konut deprem<br />

riskine karşı güvensiz durumda. ‘Kentsel<br />

dönüşüm’ sürecini çok iyi yönetmemiz gerekiyor.<br />

Şu an uygulandığı haliyle ‘binasal<br />

dönüşüm’den çıkarıp, daha insan, çevre ve<br />

kentsel doku odaklı bir dönüşüm planlaması<br />

yaratmalıyız. Bunun için Türkiye İMSAD olarak,<br />

sorumluluğumuz dahilinde yapmamız<br />

gereken ne varsa yapmaya hazırız. Bunu da<br />

sıklıkla kamuda ilgililerle görüştüğümüzde<br />

dile getiriyoruz” dedi.<br />

<strong>Yapı</strong> Yasası tüm ülkeyi kalkındıracak<br />

bir hamle olacak<br />

“Türkiye’de çok acil bir <strong>Yapı</strong> Yasası’na ihtiyaç<br />

var. Bu yasanın çıkarılması, bir sektörü<br />

değil, tüm ülkeyi kalkındıracak bir hamle olacaktır”<br />

diyen Ferdi Erdoğan, şunları söyledi:<br />

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yüksek Fen<br />

Kurumu ile derneğimiz tarafından yürütülen<br />

çalışmayla yeni bir “İnşaat Genel Teknik<br />

Şartnamesi”nin hazırlaması için çalışmalara<br />

başlandı. Geçtiğimiz günlerde Bakanlık yetkilileri<br />

ile dernek üyelerimiz bir araya geldiler.<br />

Bu çalışma gerek içeriği gerekse de bakanlık-STK-Özel<br />

Sektör işbirliği bakımından<br />

oldukça kıymetli bir çalışma. Bir an önce<br />

tamamlanarak yeni şartnamenin yürürlüğe<br />

girmesini arzuluyoruz.”<br />

Hinginar: “Dünyadaki büyüme<br />

yavaşladı”<br />

Oturumun moderatörlüğünü üstlenen Türkiye<br />

İMSAD Yönetim Kurulu Önceki Dönem Başkanı<br />

F. Fethi Hinginar, dünyanın büyümenin ciddi<br />

bir yavaşlama içine girdiğini vurgulayarak, “22<br />

milyar dolar ihracatla otomotiv sektörüyle yarışırken<br />

şimdi 15 milyar dolara indik. Geçtiğimiz<br />

yıllarda özellikle Çin’in katkılarıyla sağlanan<br />

büyüme hızı %2’lerin altına indi. Sıfıra doğru<br />

gideceği konuşuluyor. Bunu Türkiye’de dikkate<br />

almak zorundayız. Trump’ın başkan seçilmesinin<br />

yankıları oldu, olmaya devam edecek. AB<br />

ülkelerindeki seçimleri de dikkatle takip etmek<br />

zorundayız. Bütün bunlar Türkiye’yi ciddi şekilde<br />

etkiliyor, etkileyecek” diye konuştu.<br />

İnşaat <strong>Malzeme</strong>leri<br />

Sanayi Bileşik Endeksi<br />

Mart ayı sonuçları açıklandı<br />

İnşaat malzemeleri<br />

sanayinde toparlanma<br />

hız kazandı<br />

Türkiye İnşaat <strong>Malzeme</strong>si Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından<br />

her ay düzenli olarak yayınlanan ‘İnşaat <strong>Malzeme</strong>leri Sanayi Bileşik<br />

Endeksi’nin, Mart <strong>2017</strong> sonuçları açıklandı. 2016’nın Ağustos ayından<br />

bu yana ilk kez şubat ayında artışa geçen Bileşik Endeks; mart ayında bir<br />

önceki aya göre 2,08 puan artış göstermesine karşın, geçen yılın mart<br />

ayına göre 7,47 puan geriledi.<br />

En yüksek aylık artış martta yaşandı<br />

İnşaat malzemesi sanayisinde, referandum öncesi mart ayı faaliyetlerinde<br />

önemli bir canlanma yaşandı. ‘Faaliyet’ endeksi, mart ayında, bir önceki<br />

aya göre ciddi bir artış gösterdi. Aynı zamanda faaliyette en yüksek<br />

aylık artış yaşandığı dönem mart ayı oldu. Mevsimsellik ve inşaat sektörü<br />

için açıklanan desteklerin, inşaat malzemesi sanayisinin faaliyetlerine<br />

de hızlı yansıdığı görüldü. Rapora göre, mart ayında 4,8 puan artan faaliyet<br />

endeksinin tamamında çok önemli artışlar yaşandı. Yurtiçi satışlarda,<br />

bir önceki aya göre önemli bir sıçrama oldu, ihracat mart ayında hissedilir<br />

şekilde arttı. Üretimde de iç satışlar ve ihracattaki yükselişe bağlı<br />

olarak artış yaşandı. İç satış, ihracat ve cirolarda artışın gerçekleştiği<br />

mart ayında, tahsilat hızı da uzun süre sonra ilk kez arttı.<br />

Faaliyetlerdeki genişleme güveni destekledi<br />

‘Güven’ endeksinde ise uzun süre sonra yaşanan artışla, sınırlı bir toparlanmaya<br />

girildiği görüldü. Özellikle mart ayında faaliyetlerde yaşanan<br />

ciddi genişleme, güvenin toparlanmasına destek oldu. Rapora göre, güven<br />

seviyesi bir önceki aya göre 0,6 puan arttı. Ancak güven seviyesinin,<br />

geçen yılın aynı ayının güven seviyesinin 10,4 puan altında kaldığı görüldü.<br />

Türkiye ekonomisinin genel gidişatına ilişkin güven ise aynı kaldı. İnşaat<br />

malzemeleri sanayisine yönelik güven ise toparlanmasını sürdürdü.<br />

Rapora göre, güven unsurlarının tamamında sınırlı da olsa, toparlanma,<br />

önümüzdeki dönem devam edecek.<br />

İhracat siparişleri arttı, beklentiler olumlu<br />

Faaliyetlerde yaşanan toparlanma ve alınan önlemler ile birlikte yaşanan<br />

güven artışı, mart ayında beklentilere de olumlu yansıdı. ‘Beklenti’<br />

endeksi, mart ayında bir önceki aya göre 1,4 puan arttı. Türkiye ekonomisine<br />

ilişkin beklentilerin mart ayında yeniden zayıfladığı görüldü.<br />

İnşaat malzemeleri sanayisine ilişkin beklentilerde sınırlı artış yaşandı.<br />

Önümüzdeki üç aya ilişkin ihracat siparişlerinde de kuvvetli bir artış oldu.<br />

Yurtiçi ve yurtdışı siparişlerdeki artış beklentisine bağlı olarak, önümüzdeki<br />

üç ayın üretim beklentisinde de hissedilir bir artış ortaya çıktı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 17


Türkiye İMSAD Nisan Ayı Sektör Raporu yayınlandı<br />

İnşaat malzemeleri ihracatı canlanırken,<br />

konut dışı inşaat faaliyetleri zayıflıyor<br />

Türkiye İMSAD tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan Sektör Raporu’nun nisan ayı<br />

sonuçlarına göre, yapı ruhsatlarında gerileme yaşanan konut dışı faaliyetlerin zayıfladığına<br />

dikkat çekildi. Turizmde yaşanan sıkıntıların otel yatırımlarını sınırladığı belirtilen raporda,<br />

son yıllarda sürükleyici olan ofis ve AVM yatırımlarının da yavaşladığı ifade edildi.<br />

Türkiye İnşaat <strong>Malzeme</strong>si Sanayicileri<br />

Derneği (Türkiye İMSAD) Nisan <strong>2017</strong><br />

Sektör Raporu’nda, son üç yıldır ekonomide<br />

ortaya çıkan riskler ile siyaset, dış politika<br />

ve jeopolitik alanda yaşanan gelişmeler<br />

nedeniyle iktisadi faaliyetlerde yavaşlama<br />

görüldüğü, buna bağlı olarak perakende<br />

pazarı, yeni iş başlangıçları, yeni yatırımlar<br />

ve turizm faaliyetlerinin olumsuz etkilendiği<br />

belirtildi. Bu alanların aynı zamanda inşaat<br />

sektörü açısından da önemli olduğunun<br />

vurgulandığı raporda, alışveriş merkezleri,<br />

ofisler, oteller ile sanayi ve lojistik bina inşaatlarının<br />

sektörde önemli bir iş olanağı<br />

yarattığı ifade edildi.<br />

Yatırım iştahı zayıf kalmaya devam<br />

ediyor<br />

Bu veriler ışığında özellikle 2016 yılında<br />

konut dışı binalar için alınan yapı ruhsatlarında<br />

önemli bir gerileme olduğuna dikkat<br />

çekilen raporda, şu tespitler yer aldı:<br />

“Turizm sektöründe yaşanan sıkıntılar otel<br />

yatırımlarını sınırladı. Sektörde son yıllarda<br />

sürükleyici olan ofis yatırımları da yavaşladı.<br />

Hâlihazırda önemli bir boş ofis stokunun<br />

da bulunduğu sektörde, AVM yatırımları da<br />

perakende sektöründeki sıkıntılar nedeniyle<br />

yavaşladı. Sanayi ve lojistik alanında ise<br />

yatırım iştahı zayıf kalmaya devam ediyor.<br />

Mevcut inşaat işleri seviyesi nisan<br />

ayında 10,5 puan sıçradı<br />

7 aylık gerilemenin ardından <strong>2017</strong> yılı<br />

Mart ayında önemli bir artış gösteren mevcut<br />

inşaat işleri endeksi,<br />

nisan ayında da önemli bir sıçrama gösterdi.<br />

Mevsimsellik ile birlikte hızlı bir toparlanma<br />

yaşanan inşaat sektörüne verilen<br />

destekler de olumlu etki yarattı. Mevcut<br />

inşaat işleri seviyesi nisan ayında, mart<br />

ayına göre 10,5 puan arttı. Böylece nisan<br />

ayındaki mevcut işler seviyesi geçen yılın<br />

nisan ayındaki seviyenin de 3,8 puan üzerine<br />

çıktı.<br />

İnşaat malzemesi yıllık İhracatı<br />

15,40 milyar dolara yükseldi<br />

İhracatın 28 aylık bir gerileme içinde kaldığı<br />

ve yıllık ihracatın 2016 yılında 15,24<br />

milyar dolara kadar gerilediğine dikkat<br />

çekilen raporda, <strong>2017</strong> yılı Ocak ve Şubat<br />

aylarındaki ihracat artışı ile birlikte yıllık<br />

ihracat iki ay üst üste yeniden artış gösterdi.<br />

İnşaat malzemeleri yıllık sanayi ihracatının<br />

şubat ayı itibarıyla 15,40 milyar<br />

dolara yükseldiği sektörde, yıllık ihracat<br />

büyüklüğünün <strong>2017</strong> genelinde artmaya<br />

devam edeceği ifade edildi.<br />

İnşaat malzemesi yıllık ithalat 9,0<br />

milyar dolara geriledi<br />

<strong>2017</strong> yılı ocak ayında son 7 yılın en düşük<br />

aylık ithalatı gerçekleştikten sonra<br />

gerileme, şubat ayında da oldukça yüksek<br />

gerçekleşti. Böylece <strong>2017</strong> yılı şubat ayında<br />

yıllık ihracat yeniden 9,0 milyar doların<br />

18<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

altına indi. Raporda, <strong>2017</strong> yılında ithalatta<br />

beklentilerin ötesinde bir gerileme<br />

yaşanacağı belirtildi.<br />

Yurtdışı müteahhitlik işlerinde toparlanma<br />

arayışı<br />

<strong>2017</strong> yılının ilk çeyrek döneminde yurtdışında<br />

alınan müteahhitlik işleri proje sayısı<br />

28, proje tutarı ise 2,89 milyar dolar<br />

oldu. <strong>2017</strong> yılının ilk çeyrek döneminde<br />

alınan proje sayısı ve toplam tutarı<br />

2015 ve 2016 yılı ilk çeyrek döneminin<br />

üzerinde gerçekleşti. Bu verilere göre bir<br />

toparlanma arayışının görüldüğünün belirtildiği<br />

raporda, yüksek iş hacmine ulaşılan<br />

geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında<br />

alınan iş hacminin halen oldukça zayıf<br />

olduğu belirtildi. Ayrıca gerek öncelikli<br />

pazarlardaki koşullar, gerekse ikili ilişkilerde<br />

yaşanan sıkıntılar nedeniyle yurtdışı<br />

müteahhitlik işlerinin sınırlanmaya<br />

devam ettiği ifade edildi.<br />

İlk 20 inşaat malzemeleri<br />

pazarımızda farklı büyüme<br />

beklentileri<br />

Türkiye’nin, inşaat malzemeleri ihracatında<br />

ilk 20 pazarını oluşturan ülkelerde<br />

<strong>2017</strong> yılında farklı büyüme beklentilerinin<br />

olduğunun belirtildiği raporda; geçen yıl en<br />

büyük pazar haline gelen ABD’de büyümenin<br />

<strong>2017</strong> yılında yüzde 2,3 ile hızlanmasının<br />

beklendiği vurgulandı.<br />

Dünya pazarı değerlendirmesi<br />

ABD’de özellikle yeni yönetimin kamu altyapı<br />

yatırımlarını artırmayı planlamasının<br />

inşaat sektöründe de büyümeyi hızlandıracağının<br />

belirtildiği rapora göre, Türkiye’nin<br />

en büyük ikinci pazarı olan Irak’ta <strong>2017</strong><br />

yılında yüzde 3,1 küçülme bekleniyor. Siyasi<br />

ve jeopolitik risklerin petrol fiyatlarındaki<br />

artışa rağmen Irak ekonomisinde<br />

küçülmeye yol açması bekleniyor. İngiltere<br />

ve Almanya ekonomilerinde ise Brexit’e ve<br />

seçimlere rağmen göreceli yüksek büyümeler<br />

öngörülüyor.<br />

Türkiye’nin beşinci büyük pazarı haline<br />

gelen İsrail yüzde 2,9 ile ılımlı büyümesini<br />

sürdürüyor. İki petrol ihracatçısı pazar<br />

olan BAE ve Suudi Arabistan’da ise büyümenin<br />

<strong>2017</strong>’de zayıflayacağı öngörülüyor.<br />

Siyasi ilişkiler nedeniyle sıkıntı yaşanan<br />

pazar olan Mısır’ın da <strong>2017</strong>’da yüzde 3,5<br />

büyümesi, Türkmenistan’ın ise yüzde 6,5<br />

ile yüksek büyüme performansını koruması<br />

bekleniyor.<br />

Avrupa Birliği’nde Fransa, İtalya ve İspanya’da<br />

büyümenin <strong>2017</strong> yılında da süreceği<br />

bilgisinin paylaşıldığı raporda, Kuzey<br />

Afrika’da Fas’ın <strong>2017</strong> yılında daha hızlı<br />

büyüyeceği, Cezayir’de büyümenin yavaşlayacağı<br />

öngörülüyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 19


“Kentleşmede oyunun kuralları değişiyor”<br />

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören; <strong>2017</strong>’nin başında<br />

çalışmalarına başlayan Şehircilik Şurası ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği değişikliği<br />

hakkında bilgiler verdi.<br />

<strong>2017</strong> yılının başında göreve başlayan Şehircilik<br />

Şurası, şehircilikte reform başlatacak<br />

olan ‘Şehircilik Anayasası’nı hazırlıyor.<br />

Haziran ayında bir eylem planı ile açıklanacak<br />

olan yeni ‘Şehircilik Anayasası’ kamuoyu<br />

ile paylaşılacak. Planlı Alanlar Tip İmar<br />

Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğin yeni<br />

eylem planının bir parçası olduğunu belirten<br />

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu<br />

Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, üyesi<br />

olduğu Şehircilik Şurası’nın faaliyetlerinden<br />

bahsetti ve çalışmalar tamamlandıktan<br />

sonra “Kentleşmede oyunun kuralları<br />

değişecek” dedi.<br />

10 YILLIK ACİL EYLEM PLANI<br />

BAŞLIYOR<br />

Geçen hafta tartışılan Planlı Alanlar Tip<br />

İmar Yönetmeliği değişikliğiyle fazla heyecanlanmamak<br />

gerektiğini ifade ederek,<br />

asıl reformun Haziran ayında başlayacağını<br />

söyleyen Prof. Dr. Gürsel Öngören,<br />

1960-2000 yılları arası belediyelerin çarpık<br />

şehirleşmeye göz yumması sebebiyle<br />

şimdiki neslin yaklaşık bir trilyon dolar<br />

maliyeti olan bir şehir enkazı devraldığını<br />

vurguladı.<br />

Öngören, “Çarpık şehirleşme enkazını normal<br />

yöntemlerle kaldıramayız. Devletimiz<br />

çarpık kentleşmeyi ortadan kaldıracak ve<br />

depreme karşı dayanıklı yeni mahalleler<br />

ve semtlerin oluşacağı 10-15 yıllık bir acil<br />

eylem planı hazırlatıyor. Şehircilik Şurası’nda<br />

ülkenin önde gelen bilim insanları,<br />

sektör liderleri ve belediyecileri Şehircilik<br />

Anayasası’nı yazıyor. Haziran’dan sonra<br />

şehircilikte reform başlayacak” dedi.<br />

PLANLI ALANLAR TİP İMAR<br />

YÖNETMELİĞİ AVANTAJLARI SONA<br />

ERİYOR.<br />

1985 yılında çıkarıldıktan sonra Planlı<br />

Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin pek çok<br />

kereler değiştiğinden ve bütünlüğünü<br />

kaybettiğinden söz eden Prof. Dr. Gürsel<br />

Öngören şöyle konuştu: “Bu sebeplerle<br />

2013 yılında Yönetmelik yeniden ele alındı<br />

ve temel değişiklikler yapıldı. <strong>Yapı</strong>laşmayı<br />

düzenleyen bu Yönetmelik çıktıktan<br />

sonra pek çok şehrin eskiden uygulanan<br />

imar yönetmelikleri de uygulamadan kalktı.<br />

Bu şehirlerden biri de İstanbul idi. İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi’nin İmar<br />

Yönetmeliği’nde inşaat sektörü için pek<br />

çok lehe olan hüküm 2013 Yönetmelik<br />

değişikliği sebebiyle ortadan kalkınca<br />

bina yaptıran vatandaşlar için bir karmaşa<br />

yaşandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da<br />

yeni değişikliklere gayrimenkul ve inşaat<br />

sektörünün uyumunu sağlamak için Planlı<br />

Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin yanı<br />

sıra yapılaşma için lehe hükümler içeren<br />

İstanbul İmar Yönetmeliği gibi bazı şehirlerin<br />

yönetmelik hükümlerini devrede tuttu.<br />

Geçici 10. madde ile bu dönemde iki<br />

yönetmelik hükümlerinin de aynı anda uygulanması<br />

için bir yıllık süre koydu. Planlı<br />

Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ile yaklaşık<br />

yüzde 20 olan yapılaşma avantajı, eski<br />

yönetmelik hükümlerinin de uygulanması<br />

20<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Aktüel<br />

ile yüzde 25 oranında uygulandı. Kat bahçesi<br />

şeklindeki balkonlar, çatılarda kullanım<br />

alanı oluşturma gibi avantajlar kullanıldı.<br />

Bu düzenlemedeki yüzde 25 imar uygulama<br />

avantajı geçiş dönemi 2016 yılında da<br />

uzatılarak 30 Haziran <strong>2017</strong> tarihine kadar<br />

geçerli kılınmıştı.<br />

<strong>Yapı</strong>laşmaya yüzde 25 avantaj getiren bu<br />

dönem 30 Haziran’da sona ereceği için;<br />

gayrimenkul ve inşaat sektörünün ve dolayısıyla<br />

bu uygulamalardan faydalanan vatandaşlarımızın<br />

talepleri İdareyi konuyu hızla<br />

çözmeye yönlendirdi. Çevre ve Şehircilik<br />

Bakanlığı’nın yeni Yönetmelik çalışması ile<br />

şehirlerimizde temel ve kalıcı bir yapılaşma<br />

düzeni getiriliyor. Geçici dönem sona<br />

eriyor. Yeni Yönetmelikte tüm belediyelerin<br />

uyacağı ortak yapılaşma düzeni olacak, kat<br />

bahçelerinin suiistimali ortadan kalkıyor,<br />

yapılaşmanın yataya yayılması için taban<br />

oturumu artırılacak, otopark yapımı zorunlu<br />

hale gelecek. Öte yandan illerde belediyeler<br />

bu Yönetmeliğe ters düşmeyecek<br />

şekilde kendi şehir özelliklerine göre bazı<br />

ek kurallar da getirebilecekler.”<br />

SAĞLIKLI VE ESTETİK ŞEHİRLEŞME<br />

BAŞLAYACAK<br />

Yönetmelik değişikliğinin şehircilikte yapılacak<br />

reformun sadece yüzde 5’ini kapsayacağını<br />

da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Gürsel<br />

Öngören açıklamalarını şöyle sürdürdü:<br />

“Şehircilik konusunda Devletimiz bir reform<br />

planı, yani Şehircilik Anayasası’nı hazırlıyor.<br />

Sayın Cumhurbaşkanımızın talebi ile<br />

oluşturulan, üyesi olduğum “Şehircilik Şurası”nda<br />

üç aylık çalışmayla raporlar oluşturuldu,<br />

yapılaşma düzenindeki sorunlu<br />

alanlar belirlendi. Şehircilik Şurası Nisanın<br />

sonunda çalışmasını bitirerek “Şehircilik<br />

Anayasası”nı hazırlamış olacak. Bu rapor<br />

Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımı ile<br />

<strong>Mayıs</strong> sonu kamuoyuna açıklanacak. Asıl<br />

reform bu açılama sonrası Haziran’da başlayacak.<br />

Ülkemizdeki çarpık şehirleşmeyi<br />

ortadan kaldırmak için Şura’nın hazırladığı<br />

“Şehircilik Anayasası” Çevre ve Şehircilik<br />

Bakanlığına ve tüm belediyelere rehber olacak.<br />

Şehircilik Anayasası ile çarpık şehirleşme<br />

ve keyfi uygulamalarla yaptırılan binalardan<br />

kaynaklanan sorunlar 10-15 yıllık<br />

bir eylem planıyla ortadan kalkacak. Tüm<br />

illerde ve ilçelerde imar planları yenilenecek.<br />

Kentsel dönüşüm de bu reformun en<br />

önemli aracı olacak. Planlı Alanlar Tip İmar<br />

Yönetmeliği de ‘Şehircilik Anayasası’ çalışmasının<br />

küçük bir unsuru. 30 Haziran’da<br />

yüzde 25 imar avantajı sona ereceğinden<br />

yeni Yönetmelik devreye alınacak. Yönetmeliğin<br />

de bir parçası olduğu ‘Şehircilik<br />

Anayasası’ ile düzenli, sağlıklı ve estetik<br />

şehirleşme için yeni bir yapılaşma düzeni<br />

getirilecek. İnsanların işlerinden, okullarından<br />

evlerine döndüklerinde; yeşil parkların,<br />

spor salonlarının, kültür merkezlerinin, çınaraltı<br />

kahvelerinin olduğu mahallelerinde,<br />

komşularıyla birlikte yaşayıp mutlu olacakları<br />

bir şehir hayatı hedefleniyor.”<br />

Prof. Dr. Gürsel Öngören / Kentsel Dönüşüm<br />

ve Hukuk Platformu Başkanı<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 21


Koruma Perdesi ile “hedef sıfır”<br />

Tüm dünyada 28 Nisan,<br />

Dünya Çalışma Güvenliği<br />

ve Sağlığı Günü olarak;<br />

hemen arkasından ülkemizde<br />

1987 yılından bu yana<br />

4-10 <strong>Mayıs</strong> tarihleri ise İş<br />

Sağlığı ve Güvenliği Haftası<br />

olarak kutlanıyor. Dünyada<br />

olduğu gibi Türkiye’de de<br />

inşaat sektörü en tehlikeli iş<br />

kollarından bir. Çalışma ve<br />

Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın<br />

verilerine göre ölümlü iş<br />

kazalarının %38’i inşaat<br />

işlerinde gerçekleşmekte.<br />

İnşaat sektöründeki ölümlü kazaların en<br />

fazla yüksekten düşmeden kaynaklandığı<br />

biliniyor. Bu durum da kalıp ve iskele<br />

sektörünün önemini gözler önüne seriyor.<br />

Konuyla ilgili açıklama yapan Doka Kalıp<br />

İskele Genel Müdürü Ender Özatay “Bugün<br />

inşaat sektörü GSYİH oranı yüzde 6’larda<br />

olan önemli lokomotif bir sektör. Günümüzde<br />

iş kazalarına baktığınız zaman Çalışma<br />

ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yaptığı<br />

açıklamalarda tüm ölümlü iş kazalarının<br />

yüzde 38’i inşaat sektöründe yaşandığı belirtiliyor.<br />

Bunların içinde en önemli neden<br />

ise yüksekten düşme. Yüksekten düşmeyi<br />

engellemenin en önemli yapı taşlarından<br />

bir tanesi ise yüksek yapılarda koruma<br />

perdesi kullanımıdır.” dedi.<br />

İş kazalarının önlenmesi noktasında bakanlığın<br />

almış olduğu çok önemli kararlar<br />

uygulamaya konuldu. “Ölümlü iş kazalarında<br />

yüzde 47’lik iyileşme söz konusu ama<br />

bu rakamları daha minimum seviyelere<br />

indirmek mümkün. Çalışanların sakat kalmasına,<br />

yaşamını yitirmesine neden olan<br />

ve dolayısıyla insancıl yönü öncelik taşıyan<br />

iş kazalarının yol açtığı ekonomik kayıplar<br />

da oldukça önemlidir. Dileğimiz İş Sağlığı<br />

ve Güvenliği’nin belirledikleri “hedef sıfır”<br />

temalı vizyonun gerçek olmasıdır. Yaşanan<br />

22<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

değişimlerin ardından işverenlerde de<br />

ciddi anlayış değişikliği olduğunu belirten<br />

Özatay, “Bizim için iş güvenliği en<br />

öncelik ve önem verdiğimiz unsur. Bizim<br />

kartvizitlerimizin arkasında bile “Önce<br />

Güvenlik” yazar ve bu 50 yıla yakın süredir<br />

böyle. Ürün ve hizmetlerimizle inşaat<br />

sektöründe maksimum güvenlikte bir<br />

çalışma ortamı yaratmak ana hedeflerimizden<br />

biri. İnşaat sektörü içerisinde<br />

yüksekte çalışmanın getirdiği tehlikeler,<br />

kalitesiz ve herhangi bir kalite normuna<br />

uymayan sistemsiz kalıp malzeme tercihleri,<br />

mühendislik hizmeti eksik ya da<br />

hiç olmayan uygulamalar istenmeyen iş<br />

kazalarına sebep olmaktadır. Bu durum<br />

kalıp iskele sektörünün ne kadar önemli<br />

olduğunu gözler önüne sermektedir. İnşaatlarda<br />

iş kazalarının engellemesinde<br />

koruma perdesi kullanımı yanı sıra, kalıp<br />

sisteminin yanında çalışma konsolları ve<br />

platformların, katlar arası geçiş sistemlerinin<br />

(kapalı merdiven oluşturulması),<br />

döşeme, perde kolon kenarlarının cephe<br />

korkulukları ile kapatılması, kalıbın<br />

taşınması ve tekrar kurumunda güvenlikli<br />

taşıyıcı ekipman kullanılması (Vinç<br />

çatalları, masa kalıbı taşıma sistemleri)<br />

Ender Özatay / Doka Kalıp İskele Genel Müdürü<br />

gereklidir. Bu bahsettiğimiz sistemler<br />

Doka’nın gerçekleştirdiği tüm projelerde<br />

malzeme listelerine sistem parçası olarak<br />

eklenmektedir.”<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 23


Ouargla Askeri Hastane Projesi<br />

Cezayir<br />

Yeri: OUARGLA-CEZAYİR<br />

İş Sahibi: Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti<br />

Yüklenici Firma: KAYI İNŞAAT<br />

Projede Kullanılan PERI Kalıp Sistemleri:<br />

1. Döşeme Kalıbı: PD8 ECO MASA SİSTEM Döşeme Kalıbı<br />

2. Perde ve Kolon Kalıpları: PERI VARIO SISTEM<br />

24<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Değişik boyutlara ve derinliklere sahip<br />

projedeki kirişaltı kalıp sisteminin PD8<br />

ECO Masa-İskele sistemleri ile çözülmesindeki<br />

temel unsur, hızlı devir ve esneklik<br />

faktörünün aynı anda ve aynı oranda<br />

önem taşımasıdır.<br />

Projedeki farklı kat yükseklikleri nedeni<br />

ile,hemen hemen her döşeme dökümünde,<br />

kalıp dizaynları yapılmış, gerekli özel<br />

çözümler üretilmiştir.PD8 ECO Masa-iskele<br />

sistemleri,farklı yüksekliklerdeki<br />

kirişaltı kalıplarında kullanılacak olması<br />

sebebiyle,sahip olduğu taşıma gücü sayesinde<br />

projede büyük esneklik ve ekonomiklik<br />

sağlamıştır.Bu projede yapılan<br />

PERI kirişaltı kalıbı dizaynları,bir iskele<br />

ayağına optimum yük gelecek şekilde<br />

tasarlanmış ve dizaynda kullanılan malzemeler<br />

( PD8 ECO Masa-İskele Sistemler-<br />

VT20K Mahyalar + VT20K Izgaralar )<br />

optimum açıklıkta kullanırak; en ekonomik<br />

çözüm elde edilmeye çalışılmıştır.<br />

İskele modüllerinin sahip olduğu, değişik<br />

boyutlardaki diagonaller, ayar millerinin<br />

açılma boyları gibi parametreler<br />

ile iskele sisteminin taşıma gücündeki<br />

değişiklikler sağlanmıştır ve sağlanabilmektedir.<br />

PD8 iskele sistemin sahip olduğu<br />

değişik yüksekliklerdeki çerçeveler<br />

( R-180,R-150 ) ve alt–üst ayar milleri vasıtası<br />

ile her türlü yükseklikte kullanıma<br />

sahip olması projeye ayrı bir ekonomiklik<br />

ve esneklik katmıştır.<br />

DIN ve EURO normlarında imalatı yapılmış<br />

PERI PD8 ECO Masa-iskele sistemleriyle;tüm<br />

projedeki farklı yükleri ve farklı<br />

ölçüleri iskele aralıklarını değiştirerek işçilikten<br />

ve dolayısı ile zamandan tasarruf<br />

ederek proje genelinde EKONOMİ sağlanmıştır.<br />

Spindellerin ayarlanabilmesi, bize<br />

şantiyede çok hassas yükseklik ayarı<br />

yapmamıza olanak sağlar.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 25


PERI PD8 SİSTEM KİRİŞALTI<br />

MASA- İSKELESİ<br />

Karşılıklı çerçeveler arasındaki bağlantı<br />

ise,PERI PD8 ECO sistemde 1.25m ile<br />

3.00m arasında değişen boylardaki diagonallerle<br />

sağlanır. Sistem üst tarafına<br />

monte edilen sırasıyla;haçvarikafa, spindel<br />

ve de spindel ayarı için kullanılan jack-nut(somun)<br />

ile bir ünite haline gelir.<br />

PD8 in temel özelliği; ana taşıyıcıların çerçeve<br />

veya diğer taşıyıcı ayaklara, tali taşıyıcıların<br />

da ana taşıyıcılara ara elemanlarla<br />

tesbit edilerek rijit ve tek parça haline<br />

getirilmesidir. PERI PD8 ECO şantiyede<br />

tek bir sistemle 3 ayrı çözümü sunar. Her<br />

biri için tip ruhsatlar, DIN ve EURO normlarına<br />

göre düzenlenmiş abakları mevcuttur.<br />

Gerek DIN ve EURO normlarındaki<br />

uygulama abakları gerek bu normalara<br />

dahilinde üretilmiş malzemeleri kullanıcısına<br />

mutlak başarıyı getirmektedir.<br />

Böylece PD8 iskele sistemiyle birlikte<br />

VT20 K Mahyalar + VT20K Izgaralar optimum<br />

taşıma gücünde kullanılması sağlanmıştır.<br />

Sonuç olarak DIN ve EURO normlarında<br />

imalatı yapılmış olan PERI PD8 ECO yük<br />

iskele sistemi ile VT20 K mahyalardan<br />

teşkil edilen kirişaltı kalıbı sistemi;tüm<br />

projedeki farklı döşeme kalınlıklarını ve<br />

yükseklikleri çözerek,projede büyük ekonomiklik<br />

ve esneklik getirmiştır. Aynı malzemelerin<br />

sahip oldukları yüksek taşıma<br />

gücü sayesinde sadece aralıkları ile oynayarak<br />

tüm projede kullanılabilir olması<br />

gerek işçilik, gerekse zamandan tasarruf<br />

açısından sahadaki uygulayıcılara büyük<br />

kolaylık sağlamıştır.<br />

PERI PD8 ECO sistemi; temel olarak<br />

R180(180 cm yüksekliğinde) ve<br />

R150(150 cm yüksekliğinde) çerçevelerden<br />

oluşur. Taban plakaları ve çerçeveler<br />

arasındaki bağlantı, ayarlanabilir spindle<br />

adı verilen bağlantı elemanı ile sağlanır.<br />

Spindelleri ayarlanabilmesi bize şantiyede<br />

çok hassas yükseklik ayarı yapmamıza<br />

26<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

olanak sağlar. Karşılıklı çerçeveler arasındaki<br />

bağlantı ise 1.25m ile 3.50m arasında<br />

değişen boylardaki diagonallerle sağlanır.<br />

Sistem üst tarafına monte edilen sırasıyla;<br />

panel, haçvarikafa, spindel ve de spindel<br />

ayarı için kullanılan jack-nut(somun) ile bir<br />

ünite haline gelir. PD8 in temel özelliği; ana<br />

taşıyıcıların çerçeve veya diğer taşıyıcı ayaklara,<br />

tali taşıyıcıların da ana taşıyıcılara ara<br />

elemanlarla tesbit edilerek rijit ve tek parça<br />

haline getirilmesidir. PERI PD8 şantiyede<br />

tek bir sistemle 3 ayrı çözümü sunar. Her<br />

biri için tip ruhsatlar, DIN ve EURO normlarına<br />

göre düzenlenmiş abakları mevcuttur.<br />

PERI PD8 ECO alt ve üst spindle ların maksimum<br />

açılma boyuna ulaştığı durumlarda<br />

bile ağır yük taşınması gerektiği zamanlarda<br />

rahatlıkla kullanılabilir. PD8 ECO ile oluşturulan<br />

döşeme kalıbı sisteminin uzunluğu ve<br />

toplam yüksekliği ayarlanabildiği için şantiyede<br />

çok büyük kullanım kolaylığı sağlar.<br />

Muhittin Çimoğlu’nun yorumu:<br />

“Firmam teklif alma sürecinde fikrimi sorduğu zaman ;daha önceki yıllardaki<br />

tecrübemle PERI Kalıp alalım temiz ve kaliteli bir iş yaparız; kuş uçmaz<br />

kervan geçmez çölde yapacağımız hastane inşaatında marka olacak seviyeleri<br />

yakalarız demiştim.<br />

Bugün itibari ile kaba inşaatımız bitmiş durumda ve şu anda söylediklerimi<br />

doğrulamış olmanın haklı gururunu yaşıyorum.”<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 27


PERI DUO<br />

Tek bir sistem ile<br />

perde, kolon ve döşeme imalatı<br />

DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa<br />

sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme<br />

yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir<br />

sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,<br />

perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.<br />

Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu<br />

DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen<br />

ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma<br />

kapasitesine sahiptir.<br />

<strong>Malzeme</strong> yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde<br />

tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.<br />

DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici<br />

alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça<br />

kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye<br />

sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde<br />

çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem<br />

elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği<br />

arttırır.<br />

DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.<br />

Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini<br />

de en aza indirir.<br />

Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir<br />

olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için<br />

kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi<br />

malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde<br />

tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı<br />

azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.<br />

DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin<br />

bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi<br />

ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme<br />

alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli<br />

derecede azalır.<br />

Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım<br />

Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı<br />

iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.<br />

DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.<br />

Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller<br />

için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,<br />

günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş<br />

kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde<br />

keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma<br />

indirir.<br />

Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli<br />

vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da<br />

azaltılabilir.<br />

DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının<br />

çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.<br />

DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,<br />

hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek<br />

monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya<br />

getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı<br />

28<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Advertorial<br />

bir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay<br />

istiflenebilmelerine olanak tanır.<br />

Bağlantı elemanları;<br />

, Panelleri birbirine bağlamak için,<br />

, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,<br />

, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,<br />

kullanılır.<br />

DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme<br />

imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının<br />

monte edildiği yer olarak görev yapar.<br />

DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,<br />

kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.<br />

Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine<br />

bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa<br />

doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm<br />

sunar.<br />

Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı<br />

DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey<br />

elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay<br />

bir şekilde değiştirilmesidir.<br />

DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden<br />

yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım<br />

ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.<br />

Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir<br />

edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.<br />

Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar<br />

DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda<br />

gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.<br />

Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer<br />

Strip Kolon imalatı için kullanılır.<br />

2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.<br />

Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.<br />

Köşe bağlayıcısı kolayca panele<br />

takılır ve sonra çok amaçlı<br />

panele DUO köşe saplaması ile<br />

bağlanır ve güvenli hale gelir.<br />

DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum<br />

DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı<br />

olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren<br />

diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu<br />

bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde<br />

görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu<br />

oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan<br />

bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 29


İstanbul’da merakla beklenen eşsiz ada ve deniz manzaralı<br />

Maltepe Piazza Projesi, İntek Kalıp İskele ile yükseliyor<br />

Projenin Adı: Maltepe Piazza<br />

Projesi<br />

Yatırımcı: Rönesans Gayrimenkul<br />

Ana Yüklenici: Rönesans Teknik<br />

Proje Yeri: Cevizli – Maltepe<br />

İstanbul<br />

Proje Hakkında Genel Bilgi:<br />

Rönesans Gayrimenkul’ün İller Bankası’nın<br />

2013 yılındaki ihalesinden satın<br />

aldığı 42 bin metrekare arsa üzerine<br />

kurulan ve 267.517 m² inşaat alanına<br />

sahip olan Maltepe Piazza Projesi, 29<br />

katlı konut bloğu, 21 katlı ofis bloğu, 4<br />

katlı otopark ve 5 katlı AVM’den oluşuyor.<br />

Mart 2018’de tamamlanacak olan<br />

Maltepe Piazza Projesinde 220 ofis,<br />

230 rezidans, 160 mağaza ve 27 restoran<br />

yer alıyor.Projedeki konut ve ofisler<br />

adalar ve deniz manzarasına sahip.<br />

Maltepe Park AVM ile komşu konumda<br />

bulunan Maltepe Piazza Projesi Kartal<br />

Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Adliye<br />

Sarayı’na oldukça yakın.İçerisinde<br />

yer alacak metro durağı bağlantısı ile<br />

30<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

ulaşım yönünden oldukça rahat bir imkan<br />

sunan Piazza, Sabiha Gökçen Havaalanı’na<br />

20 km, sahil yoluna 3 km mesafede.<br />

E5 ulaşım hattı üzerinde yer alan<br />

proje 2 bin 400 araçlık kapalı otoparkı<br />

ile ziyaretçilerine kolaylık sunuyor.Ana<br />

yüklenici Rönesans Teknik bu projenin<br />

kaba inşaatını dört alt yüklenici ile gerçekleştirmiştir.<br />

Konut bloğu Erdem <strong>Yapı</strong>,<br />

Ofis bloğu İntertek İnşaat, AVM bloğunun<br />

bir kısmı Altunbayrak İnşaat, bir kısmı<br />

Ayya İnşaat, Otoparklar ise Ayya İnşaat<br />

tarafından yapılmıştır. Erdem <strong>Yapı</strong>,<br />

Altunbayrak ve Ayya firmaları, işi “kalıp<br />

ve iskele malzemeli” olarak yapmışlardır.Daha<br />

önceki projeleri için İntek’den<br />

satın almış oldukları kalıp ve iskele<br />

malzemeleri bu projeye adapte edilmiş,<br />

ilave ihtiyaçlar belirlenerek sadece onlar<br />

tedarik edilmiş ve böylece her üç firmanın<br />

da kalıp ve iskele bütçelerinde önemli<br />

tasarruflar sağlanmıştır.Konut ve AVM<br />

bloklarının alt katlarında yer alan 6,50 ve<br />

8,00 m. yüksekliğindeki katlar için gerekli<br />

olan ilave kalıp ve iskele malzemeleri<br />

Rönesans Teknik tarafından İntek’den<br />

kiralanmış ve alt yüklenicilere kullandırılmıştır.<br />

İntertek firması diğer üç alt yükleniciden<br />

farklı olarak “kısmi malzemeli”<br />

olarak adlandırabileceğimiz bir sistemle<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 31


çalışmıştır. Ofis bloğunun tüm kalıp ve<br />

iskele malzemelerinin çelik aksamları<br />

Rönesans Teknik tarafından İntek’den<br />

kiralanmış ve İntertek’e kullandırılmış,<br />

ahşap malzemeler ise İntertek tarafından<br />

tedarik edilmiştir.<br />

Projede kullanılan İntek Kalıp<br />

sistemleri ve miktarları:<br />

-Kaba İnşaatı Erdem <strong>Yapı</strong> tarafından yapılan<br />

29 katlı konut bloğu için; Yüksekliği<br />

3,50 m. olan normal kat döşemeleri<br />

için iki tam, bir yarım takım (2,5 takım)<br />

2.200 m² HD150 sistem döşeme kalıbı<br />

(İskele uygulaması, H20 üzeri H20),<br />

Normal kat kolon ve perdeleri için ½ takım<br />

530 m² PANEMAX perde-kolon kalıbı<br />

verilmiştir.<br />

-Kaba inşaatı İntertek İnşaat tarafından<br />

yapılan 21 katlı ofis bloğu için;<br />

Yüksekliği 4,00 m. olan normal kat döşemeleri<br />

için iki tam, bir yarım takım<br />

(2,5 takım) 3.950 m² HD150 sistem<br />

döşeme kalıbı (Masa kalıp, H20 üzeri<br />

H20), Normal kat kolon ve perdeleri için<br />

½ takım 1.293 m² PANEMAX perde-kolon<br />

kalıbı verilmiştir. Düz kolonlar bina<br />

yükseldikçe dairesel kolona dönüşmekte<br />

ve her dört katta bir çapları küçülmektedir.<br />

Toplam olarak 15 takım Ø70 - Ø80<br />

32<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

– Ø100 Ø120 - Ø130 cm çapında<br />

SCS sistem dairesel kolon kalıpları<br />

verilmiştir.<br />

Ayrıca, konut ve ofis bloklarının alt<br />

katlarında yer alan 6,50 ve 8,00 m.<br />

yüksekliğindeki katlar için ilave döşeme<br />

ve perde kalıpları kiralık olarak<br />

verilmiştir.<br />

-Kaba inşaatı Altunbayrak ve<br />

Ayya tarafından yapılan AVM<br />

bloğu için;<br />

14.000 m² HD150 sistem döşeme<br />

kalıbı (İskele uygulaması, H20 üzeri<br />

H20),<br />

468 m² PANEMAX perde kalıbı<br />

530 m² İNTEVA perde-kolon kalıbı<br />

verilmiştir.<br />

Ayya İnşaat AVM bloklarında kullandığı<br />

kalıp ve iskeleleri daha önce<br />

Otoparklarda kullanmıştır.<br />

İş güvenliği ve çalışan sağlığı<br />

ön planda:<br />

Rönesans Teknik “İş Güvenliği ve<br />

Çalışan Sağlığı” konularına büyük<br />

önem vermektedir. Kalıp ve iskele<br />

malzemelerinden ayrı bir şekilde,<br />

tercihe bağlı olarak tedarik edilen<br />

“gemici merdivenli çalışma platformları”<br />

gibi güvenlik ekipmanları<br />

eksiksiz olarak tedarik edilmiş, büyük<br />

bir titizlik ve hassasiyetle kullanılmıştır.<br />

29 katlı konut ve 21 katlı ofis bloklarında,<br />

maksimum iş güvenliği,<br />

verimlilik ve rüzgardan korunmak<br />

amacı ile 3,5 katı kapatan ‘’Rüzgar<br />

ve Koruma Perdeleri’’ kullanılmıştır.<br />

Rüzgar ve koruma perdeleri, özellikle<br />

çok katlı yapılarda iş güvenliğini,<br />

çalışma konforunu ve buna<br />

bağlı olarak verimliliği arttıran aynı<br />

zamanda çevredeki insanları da koruyan<br />

mükemmel bir güvenlik sistemidir.<br />

Çalışılan katlarda, binanın<br />

tüm cephesini kapatarak, çalışanların<br />

yüksekten ve hava koşullarından<br />

etkilenmeden çalışmasına olanak<br />

sağlayan bu sistem, binadan dışarıya<br />

herhangi bir malzemenin düşmesini<br />

engelleyerek çevredeki insanları<br />

da korur. Sistem kule vince ihtiyaç<br />

duymadan hidrolik ekipmanlar vasıtası<br />

ile yükseltilebildiği gibi istenen<br />

durumlarda kule vinçle de yükseltilebilir.<br />

Sistemin ilk kurum ve iş bitimindeki<br />

söküm aşamalarında kule<br />

vince ihtiyaç vardır.<br />

Rüzgar ve koruma perdesi ile kapatılan bir katın içeriden görünümü<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 33


Çözüm Ortağı<br />

Mitsubishi Electric’den<br />

üç dalda rekor<br />

Teknoloji devi Mitsubishi Electric; en hızlı asansör, bir<br />

binada bulunan en uzun seyahat mesafesine sahip<br />

asansör ve en hızlı çift katlı asansör olmak üzere üç<br />

ayrı kategoride Guinness Dünya Rekoru kırdı.<br />

Mitsubishi Electric, Çin’in Şanghay kentindeki<br />

Pudong Lujiazui Finans ve Ticaret<br />

Bölgesi’nde bulunan ve 632 metre yüksekliğiyle<br />

ülkenin en yüksek gökdeleni<br />

olan Şanghay Kulesi’ndeki asansörleriyle<br />

üç dalda Guinness Dünya Rekoru kırdı.<br />

Dünyanın en hızlı asansörüne, bir binada<br />

bulunan en uzun seyahat mesafesine sahip<br />

asansörüne ve en hızlı çift katlı asansörüne<br />

imza atan Mitsubishi Electric, Guinness<br />

World Records (Guinness Dünya<br />

Rekorları) şirketi tarafından onaylanan rekor<br />

sertifikalarını Tokyo’da bulunan genel<br />

merkezinde gerçekleştirilen törenle aldı.<br />

Saatte 73,8 kilometre ile dünyanın<br />

en hızlı asansörü<br />

Mitsubishi Electric’e dünyanın en hızlı<br />

asansörü rekorunu kazandıran asansör,<br />

dakikada 1.230 metre ve saatte 73,8 kilometre<br />

hıza ulaşarak Şanghay Kulesi’nin<br />

ikinci bodrum katından 119’uncu kattaki<br />

seyir terasına yalnızca 53 saniyede çıkabiliyor.<br />

Rekor hıza, hem asansörde yeni<br />

ekipmanların geliştirilmesi hem de hız<br />

yöneticisi, fren cihazı ve tampon gibi emniyet<br />

cihazlarında iyileştirmeler yapılması<br />

sayesinde ulaşıldı.<br />

Bir binada bulunan seyahat mesafesi<br />

en uzun asansör ve en hızlı çift katlı<br />

asansör<br />

Kulenin üçüncü bodrum katı ile 121’inci kat<br />

arasındaki 578,55 metre uzunluğa sahip iki<br />

acil durum asansörü bir binada bulunan en<br />

uzun seyahat mesafesine sahip asansör rekorunu<br />

kırdı. Giriş katından 101’inci kattaki<br />

otel lobisine dakikada 600 metre ve saatte<br />

36 kilometre hızla çıkabilen sekiz asansör<br />

ünitesi ise en hızlı çift katlı asansör olarak<br />

Guinness’e adını yazdırdı.<br />

Güvenlik, sürüş konforu, sessizlik ve<br />

enerji tasarrufu bir arada<br />

İleri teknolojisiyle asansörlerin hızını çarpıcı<br />

bir şekilde arttıran Mitsubishi Electric, aynı<br />

zamanda geliştirilmiş güvenlik, üst düzey sürüş<br />

konforu, sessiz çalışma ve enerji tasarrufu<br />

avantajları da sağlıyor. Mitsubishi Electric’in<br />

ürettiği dünyanın en hızlı asansörleri,<br />

çok uzun seyahatler için tasarlanmış ve yüksek<br />

dayanıklılık sunan özel bir halat ile kablo<br />

sistemine sahip. Daha fazla sürüş konforu<br />

için titreşimin ve gürültünün azaltıldığı asansörlerde,<br />

yüksek hızlı seyahat sırasında kabin<br />

içerisindeki hava basıncı kontrol cihazı sayesinde<br />

ayarlanarak kulak ağrısı gibi rahatsızlıklar<br />

engelleniyor. Enerji verimli, sabit manyetik<br />

alan içeren motorlara sahip asansörlerde, iki<br />

kontrol panelinin paralel çalışması sayesinde<br />

enerji tasarrufu için yeniden üretilen gücü kullanıyor.<br />

Güvenlik cihazları ise acil durumlarda<br />

bile ultra yüksek hızlı ve çok uzun asansörler<br />

için güvenli fren imkanı sunuyor.<br />

34<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Rüzgar Ve Koruma Perdelerinde Bir İlk<br />

Tms Climbex ®<br />

Hidrolik Tırmanma Sistemleri<br />

Nisan ayında kapılarını açacak olan Emaar Square projesinin<br />

prestij yapısı The Adress Hotel & Residence Kulesi çalışmalarında<br />

sona yaklaşılmakta.<br />

Projenin tüm kısımlarında olduğu gibi kule kısmında da yüklenici<br />

firma Tav&Sera, TMS Kalıp ve İskele Sistemleri ile çalışmaya<br />

devam etmektedir. <strong>Yapı</strong>nın çekirdek kısmının hidrolik tırmanması<br />

işini başarıyla sürdürmekte olan TMS, Rüzgar Koruma Perdesi ile<br />

farklı bir başarıya imza atmaktadır.<br />

Rüzgar Koruma Perdesi, gökdelenlerde ve kule tipi yapılarda, katlarda<br />

güvenli çalışma alanları sağlamak için kullanılır. Bir vinçe<br />

gerek kalmadan Climbex ® Hidrolik ekipmanları kullanılarak rahatça<br />

kendiliğinden tırmanabilir. Rüzgar perdesi binanın çevresini saran<br />

kompakt bir sistemdir. Yüksekte daha etkili olan her tür hava<br />

koşullarında kullanılabilen bir sistemdir. Saatte 70km rüzgar<br />

hızında tırmanmasını gerçekleştirebilir. Bu projede park halinde<br />

saatte 165km rüzgara dayanıklı olarak dizayn edilmiştir. Binayı<br />

çevreleyen ve hidrolik sistemin raylarına bağlanmış saç yüzeyli<br />

panel modülleri içeride aynı yerdeki gibi konforlu bir çalışma ortamı<br />

sağlar. Emaar Square projesinin yüksek katlı binaları TMS’nin<br />

Climbex ® Hidrolik Rüzgar Perdesi Sistemleri ile güvenli şekilde<br />

yükselmektedir. Bu projede Rüzgar Perdesi kapatma alanı, 5,5<br />

döşeme katıdır. <strong>Yapı</strong>nın döşeme ve kolonları kompozittir. 3 döşeme<br />

kadar yani 12 m yüksekliğinde çelik kolonlar yerleştirilip,<br />

yukarıdan aşağı trapez sac üzerine beton dökülerek döşeme tamamlanır.<br />

Bu esnada alttaki 3 döşemede de çalışma devam etmektedir.<br />

Bu nedenle güvenli çalışma alanı en az 5,5 kat olmak<br />

durumundadır. Beton dökümü yapılmış alttan 3 kata yerleştirilen<br />

kafalarla sistem taşınmaktadır. Tırmanma esnasında dökülmüş<br />

olan döşemelere bağlanmış yedek kafalara raylar yükseltilir ve ardından<br />

sistem yeni kafalar üzerinden tırmandırılır. TMS bu sistemi<br />

başarıyla uygulamıştır.<br />

Böyle yüksek bir rüzgar perdesi Türkiye’de ilk ve belki<br />

dünyada da tektir.<br />

Sistemin oluşması öncesi hazırlık dönemi, imalat ve montajından<br />

çok daha fazla süre almıştır. Kullanılacak malzemeler, yapının<br />

yüksekliği ve rüzgar kuvvetine uygun olması için bir çok hesaplardan<br />

ve testlerden geçerek tespit edilmiştir. <strong>Malzeme</strong> seçimleri ve<br />

hesap raporları Boğaziçi Üniversitesi tarafından onaylanmıştır.<br />

Ayrıca iş güvenliği açısından da oldukça hassas çalışmalar yapılarak<br />

en güvenli çalışma ortamı yaratılmıştır.<br />

KURULUM ve MONTAJ<br />

Kurulumu için sistemin perde kısmı montajı aşağıda tamamlanır.<br />

Mevcut döşemeye yerleştirilmiş ankraj elemanlarına taşıyıcı<br />

kirişler bağlanır. Kirişlerin başlarına ise ray kafaları yerleştirilir.<br />

Burada kullanılan ankraj elemanları gerekli test ve<br />

sertifikalara sahip Alman Betomax markası elemanlarıdır.<br />

Bu ön hazırlıklar aşamasında işçilerin çalıştığı alanlarda tam<br />

güvenlik sağlanmıştır. Hem yüksekte çalışma koşulları hem<br />

de malzeme taşınması koşulları TAV&SERA ve Emaar İSG<br />

uzmanları ile birlikte sıfır hata hedefleri ile oluşturulmuştur.<br />

Ön hazırlıklar aşamasında sistemin kurulumunu yapacak ekip<br />

ve operasyon ekibi özenle seçilmiş ve eğitimlerini başarıyla<br />

tamamlamışlardır. Sistemin sorunsuz ve güvenli tırmanması<br />

projenin uluslararası müşavir firması tarafından “Teşekkür”e<br />

layık görülmüştür.<br />

36<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Aşağıda hazırlanan modüllerin taşınması ve kafalara sabitlenmesi<br />

bir ‘montaj manuel’i yönergesi dahilinde gerçekleştirilmiştir.<br />

Climbex ® Hidrolik Tırmanma Sistemleri kule tipi yapılarda, yapım<br />

sürelerini kısaltması, vinç kullanımını minimuma indirmesi, adam/<br />

saat maliyetlerinde avantaj sağlaması ve en önemlisi güvenli çalışma<br />

ortamları yaratması açısından önemle tercih edilmektedir.<br />

• TMS’nin projesine göre aşağıda birleştirilmiş modüller vinç ile<br />

yerlerine yükseltilebilir.<br />

• Modüller 4 noktadan askıya alınarak vinç ile dikkatli biçimde ve<br />

yavaş kaldırılmalıdır.<br />

• Modüller en az 2 kafa bağlantısı sağlandığın da güvenli kabul<br />

edilir.<br />

• Kirişleri taşıyacak bağlantılar doğru seçilmeli ve kontrol edilmelidir.<br />

• Tırmanma öncesinde güvenlik prosedürleri kontrol edilmeli. Süpervizör<br />

telsiz ile süreci takip etmelidir.<br />

Bir modülün tırmanması yaklaşık 30 dakika sürmektedir. 6 adet<br />

Hidrolik güç ünitesi ve 16 adet pompa ile bu operasyonun tamamı<br />

için yarım gün yetmektedir. Sistemin kontrolü, devreye alınması<br />

ve çalıştırılması için 4 işçi yeterlidir.<br />

Sistemde açık kalan her yer Alman Huck marka güvenlik ağları<br />

ile kapatılmıştır. Modüller arasındaki boşluklar ile düşeyde perde<br />

ve platform arasında ki en küçük boşluklar kauçuk malzemelerle<br />

hareketi engellemeyecek biçimde kapatılarak aşağıya en küçük<br />

bir parçanın dahi düşmesi tamamıyla engellenmiştir.<br />

Hidrolik Tırmanır Kalıp sistemleri, ileri teknoloji, iyi mühendislik<br />

ve titiz bir çalışma gerektiren hassas bir konudur. TMS ve<br />

TAV&SERA, Emaar Projesinde başından itibaren uyum içinde<br />

çalışmaktadır. Her tür kalıp çözümlerinde, kalite ve güvenliği ön<br />

planda tutarak hareket eden taraflar, emniyet, güvenlik ve kontrolün<br />

üst seviyede olduğu şantiye koşullarında başarılı bir çalışma<br />

sergilemektedirler.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 37


Çözüm Ortağı<br />

Wilo, Mersin Entegre Sağlık<br />

Kampüsü’nün çözüm ortağı oldu<br />

Kamu Özel Ortaklığı (PPP) modeli ile gerçekleştirilen ve Türkiye’nin ilk entegre sağlık<br />

kampüsü olma özelliğini taşıyan Mersin Entegre Sağlık Kampüsü’nün, ısıtma soğutma ve<br />

havalandırma sistemlerinde tercihi Wilo oldu.<br />

Türkiye’nin hizmete açılan ilk ‘Entegre Şehir<br />

Hastanesi’ olan Mersin Entegre Sağlık<br />

Kampüsü’nde, Wilo pompaları tercih<br />

edildi. 232 bin metrekare inşaat alanına<br />

sahip, 1.300 yatak kapasiteli Mersin Entegre<br />

Şehir Hastanesi bünyesinde son<br />

teknolojinin kullanıldığı; Anjiyografi Merkezi,<br />

Hiperbarik Oksijen Merkezi, Yanık<br />

Tedavi Merkezi, Radyasyon Onkolojisi,<br />

Nükleer Tıp, Diyaliz, Doğum, Tüp Bebek<br />

ve daha birçok ünitenin hizmet vermesine<br />

imkân sağlanıyor. Mersin Entegre Sağlık<br />

Kampüsü projesinde 600’e yakın Wilo<br />

ürünü kullanıldı. Özellikle ıslak rotorlu<br />

Yonos Maxo’nun sahip olduğu EC motor<br />

teknolojisi sayesinde tesis en yüksek düzeyde<br />

enerji tasarrufu sağlama imkânına<br />

kavuştu. Finans dünyasının prestijli dergisi<br />

EMEA Finance tarafından, 2014 yılında<br />

Orta ve Doğu Avrupa bölgesindeki “En İyi<br />

PPP Projesi” ödülünü almaya hak kazanan<br />

Mersin Entegre Sağlık Kampüsü projesinde<br />

çözüm partneri olarak yer alan Wilo,<br />

proje tesliminden sonra da satış sonrası<br />

hizmet ve teknik destek konusunda çözüm<br />

ortağı olmaya devam edecek.<br />

38<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Şantiyelerde öncelik; Güvenlik<br />

URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı ve Kalıp ve İskeleciler Derneği<br />

(KALİSDER) Kurucu Üyesi İnşaat Mühendisi Sergin Urfalılar, inşaatlarda güvenli iskele<br />

kullanımının önemine dikkat çekerek, şantiyelerdeki güvenlik önlemlerine ilişkin bilgiler verdi.<br />

İnşaatlarda meydana gelen ölümcül kazaların<br />

%46’sı yüksekten düşmeye bağlı<br />

olarak yaşanmaktadır. Bunu taşıma, yükleme-kaldırma<br />

ve elektrik kazaları takip<br />

etmektedir. Bu iş kolundaki kazaların bu<br />

denli çok olmasında ekonomik ve sosyal<br />

sebeplerin yanı sıra, iş kolunun kendine<br />

ait özel koşulları ve risk faktörlerini de<br />

etken olarak görmekteyiz. İnşaatlarda<br />

yaşanan bu iş kazaları ortamın elverişsiz<br />

olması ve güvenlik önlemlerinin tam<br />

alınmamasının yanı sıra, dikkatsizlik, ehliyetsizlik,<br />

tedbirsizlik gibi kişisel sebeplerden<br />

dolayı da yaşanmaktadır. Dolayısıyla<br />

şantiyelerdeki sorumlu tüm yetkililere ve<br />

kullanıcılara bu noktada önemli görevler<br />

düşmektedir.<br />

URTİM A.Ş. olarak Çalışma ve Sosyal<br />

Sergin Urfalılar (İnşaat Mühendisi, MBA )<br />

İş kazalarının en çok meydana geldiği<br />

yerler inşaatlar. Maalesef her yıl onlarca<br />

insanımızı bu kazalarda kaybediyoruz.<br />

40<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Güvenlik Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği,<br />

güvenli iskele üretimine yönelik çalışmaları<br />

dikkatle takip etmekte ve önem vermekteyiz.<br />

GİP Güvenli İskele Projesi ile<br />

yönetmeliğe uygun olmayan birçok üretim<br />

yeri mercek altına alınmış ve üretim<br />

kalitesinin arttırılması yönünde gerekli<br />

önlemlerin alınması sağlanmıştır. Halen<br />

de bu çalışmalar başarı ile yürütülmekte<br />

ve günden güne iskelelerdeki üretim kalitesi<br />

iyileştirilmektedir. Bu önemli projeyi<br />

gerçekleştiren tüm Çalışma ve Sosyal<br />

Güvenlik Bakanlığı yetkililerine teşekkür<br />

ediyoruz. URTİM A.Ş. olarak bizler de çok<br />

ciddi denetimlerden geçerek, TS 12810<br />

Yönetmeliğine Uygunluk Belgesini almış<br />

olarak güvenli iskele üretimlerimize devam<br />

etmekteyiz. Ayrıca üniversitelerde,<br />

teknik liselerde ve uygulayıcı firmalarda<br />

verdiğimiz bilgilendirme seminerleri ile<br />

mümkün olduğu kadar geleceğin mühendislerini<br />

ve kullanıcıları bilinçlendirmeye<br />

gayret ediyoruz.<br />

Güvenli şantiyeler için uygulayıcı inşaat<br />

firmaları yetkililerine ve inşaatlarda bizzat<br />

iskeleleri kullanan çalışanlara önemli<br />

görevler düşmektedir. Burada dış cephe<br />

iskelelerinin uygulamasına yönelik birkaç<br />

önemli noktaya değinecek olursak, dış<br />

cephe restorasyon işlerinde seçilecek iskeleler<br />

korozyona karşı ilgili standartlara<br />

uygun nitelikte sıcak daldırma galvaniz ile<br />

kaplanmış olmalıdır. ( TS EN 12811-2)<br />

İskele seçiminde tanımlanan muhtemel<br />

yüklere uygun, TS 12810-12811 normlarını<br />

sağlayan, uluslararası kalite standartlarında<br />

iskeleler seçilmelidir.<br />

İskele kurulumunda dikkat edilecek hususlara<br />

değinecek olursak, yönetmeliklere<br />

uygun ölçülendirmelere göre iskele<br />

kurulum planı hazırlanmış olmalı ve bu<br />

planın uygulanması da şantiyedeki sorumlu<br />

yetkililer tarafından plana uygun olarak<br />

yaptırılmalıdır. Kullanılacak tüm iskele<br />

elemanları, şantiye yetkililerince kontrol<br />

edilerek, herhangi bir kusurlu malzemenin<br />

olmamasına dikkat edilmelidir. İskele<br />

kurulacak zemin tesviye edilmeli, zemin<br />

iskeleden aktarılacak yükleri karşılayacak<br />

dayanımda olmalıdır. Kazı alanına yakın<br />

yerlerde kurulacak iskelelerde, kazı tarafı<br />

çökmeye karşı desteklenerek, güçlendirilmelidir.<br />

Çevredeki araç trafiği ve elektrik<br />

kaçağı benzeri durumlar şantiye yetkililerince<br />

kontrol altına alınmalıdır. İskele<br />

kurulumunda görev alacak işçilerin baret,<br />

emniyet halatı, vücut emniyet kemeri gibi<br />

kişisel koruyucu ekipmanları şantiye yetkililerince<br />

temin edilmeli ve mutlaka işçiler<br />

tarafından kullanılmalıdır. Gerekli kontrol<br />

ve eğitimler şantiye yetkililerince gerçekleştirilmelidir.<br />

Yağışlı havalarda da gerekli<br />

güvenlik önlemleri alınmadan, kesinlikle<br />

iskele kullanılmamalıdır. İşçi erişiminin<br />

güvenli bir şekilde yapılması için mutlaka<br />

tam korkuluklu merdiven kule sistemleri<br />

kullanılmalıdır. Platformlar boşluksuz şekilde<br />

oluşturulmalı ve küçük ebatlardaki<br />

malzemelerin düşmesini engellemek için<br />

tozluk kullanılmalıdır. Mutlaka her katta<br />

ana korkuluk ve ara korkuluk elemanları<br />

tam olarak eksiksiz bağlanmalıdır. İskele<br />

yapıya ankraj elemanları ile sabitlenmelidir.<br />

Diyagonal bağlantı elemanları ile de sistemin<br />

kendi içinde stabilitesi sağlanmalı, rüzgar,<br />

deprem ve benzeri yanal yüklere karşı<br />

dayanımı arttırılmalıdır. Kurulum tamamen<br />

eksiksiz tamamlanmadan ve şantiye yetkilileri<br />

tarafından onaylanmadan, iskele<br />

kesinlikle kullanılmamalıdır. Bu güvenlik<br />

önlemlerine dikkat ederek, eğitimlerle ve<br />

kişisel koruyucu ekipmanları kullanarak,<br />

bu kazaları en aza, hatta sıfıra indirmek<br />

mümkündür. Kullanım öncesinde de yine<br />

mutlaka göz kontrolü yapılmalıdır ve iskelede<br />

gözlemlenen herhangi bir değişiklik durumunda<br />

şantiye yetkililerinden onay alınarak<br />

çalışmaya devam edilmelidir. Her türlü<br />

kazaya neden olabilecek etkenler hakkında<br />

anında yetkililere bilgi verilmelidir.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 41


Çözüm Ortağı<br />

İstmarina<br />

Günsan Elektrik İle aydınlanacak<br />

Dap <strong>Yapı</strong> tarafından Kartal sahil şeridinde<br />

inşa edilmekte olan ve özgün mimari yapısı<br />

ile yeni bir yaşam alanı sunan İstmarina<br />

projesi, Günsan’ın Modüler Inox serisi ile<br />

aydınlanacak.<br />

Hayata geçirdiği inovatif çözümlerle, elektrik<br />

bileşenleri sektörünün önde gelen çözüm<br />

sağlayıcılarından Günsan, inşaat sektörüne<br />

ve gayrimenkul projelerine değer<br />

katmaya devam ediyor. Günsan, karma<br />

yaşam konseptli İstmarina projesinde yer<br />

alan toplam 1502 daire ve 258 ticari alanın<br />

anahtar, priz ürünlerini sağlayacak.<br />

Marina alanı, restoranları, kafeleri, otel ve<br />

ofis üniteleri, geniş sahil bandı, içinden<br />

geçen yüksek hızlı tren hattı, eşsiz deniz<br />

manzarası ile farklı bir yaşam alanı sunacak<br />

olan İstmarina’da, Günsan’ın yenilikçi<br />

ve modern tasarımıyla metal şıklık sunan<br />

Eqona Inox serisinin gümüş renkli modeli<br />

kullanılacak.<br />

42<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dış Cephe İskele Sistemlerinde<br />

yeni dönem!<br />

“Her alanda olduğu gibi<br />

kendi sektörümüzde de daima<br />

kalite, daha iyi hizmet<br />

ve devamlı gelişim anlayışının<br />

hakim olması halinde<br />

başarı kendiliğinden gelecek.<br />

ÖZLER, bu mantalite<br />

ile müşterilerine hizmet<br />

vererek alanında en iyilerle<br />

çalışabilmekte.”<br />

44<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Çözüm Ortağı<br />

Özler Kalıp ve İskele Sistemleri İskele<br />

Grup Müdürü Faik Özelci ile Cephe ve Çalışma<br />

İskele Sistemleri alanında Özler İskele’nin<br />

bu gün geldiği noktayı ve geleceğe<br />

dair planlarını konuştuk. Özler İskele’nin<br />

hizmet anlayışının kurumun geleceğini ne<br />

yönde etkilediğini olumlu tecrübeleri doğrultusunda<br />

bizlerle paylaştı.<br />

Bundan sadece 10 yıl öncesine bakıldığında<br />

ülkemizde Dış Cephe Çalışma İskeleleri<br />

konusunda bir standart olmadığı gibi<br />

denetim mekanizmasının da çalışmaması<br />

nedeniyle bir çok merdiven altı firmanın<br />

türediğini belirten Özelci, o yıllarda firma<br />

olarak ÖZLER’in daha güvenli iskele çözümleri<br />

sloganı ile yola çıkarak bu gün kullanılmakta<br />

olan güvenlikli iskele sistemleri<br />

modelleri üzerinde AR-GE çalışmaları<br />

yaptığını, sistemin gelişiminde önemli bir<br />

rol oynadıklarını belirten Özelci ayrıca; TS-<br />

Faik Özelci / Özler Kalıp ve İskele<br />

Sistemleri İskele Grup Müdürü<br />

Müşterilerine verilen satış öncesi saha<br />

keşif, projelendirme ve statik hesap hizmetlerinin<br />

ÖZLER’i doğru çözümler üretme<br />

konusunda her zaman bir adım öne<br />

geçirdiğini belirten Özelci, müşterilerine<br />

daha iyi hizmet verebilmek adına 2014<br />

yılında hizmet firmaları İKS İSKELE A.Ş.’yi<br />

kurduklarını, müşteriye anahtar teslim hizmet<br />

vermeye başladıklarını belirtmekte.<br />

ÖZLER’in bu sistemle müşterilerine belgeli<br />

ve tam profesyonel kadrolar ile hizmet<br />

vererek rakiplerine göre bir adım önde olmayı<br />

başardığını vurgulayan Özelci, “Her<br />

alanda olduğu gibi kendi sektörümüzde de<br />

daima kalite, daha iyi hizmet ve devamlı<br />

gelişim anlayışının hakim olması halinde<br />

başarı kendiliğinden gelecek. ÖZLER, bu<br />

mantalite ile müşterilerine hizmet vererek<br />

alanında en iyilerle çalışabilmekte. Bunun<br />

devamlılığını sağlamaksa bizim birincil<br />

görevimiz diye düşünüyorum” şeklinde konuşmasını<br />

tamamladı.<br />

EN 12810 standartları oluşmadan önce<br />

ÖZLER’in bu açığı kendi sistemleri üzerinde<br />

Boğaziçi Üniversitesi ile geliştirdiği<br />

ortak projeler de Breau Veritas kontrolörlüğünde<br />

raporlamalar yaparak kapatmaya<br />

çalıştıklarının da altını çiziyor.Bu güne gelindiğinde<br />

TSE standartlarının oluşması,<br />

Çalışma Bakanlığının kontrollerine hız vermesi<br />

ile artık yeni bir pazar ve dolayısıyla<br />

yeni dönem anlayışının önem kazandığını<br />

söyleyen Özelci, firma olarak teknik kadro<br />

ve mühendislik hizmetlerinin özellikle üzerinde<br />

yoğunlaştıklarını, kusursuz hizmet<br />

anlayışı ile beraber sıfır tolerans prensibi<br />

ile her zaman daha güvenli çalışma ortamları<br />

hazırlamanın kendilerine adadıkları<br />

ana prensip olduğunu da sözlerine ekledi.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 45


Çözüm Ortağı<br />

Plywood değil,<br />

daha iyisini<br />

kullanın!<br />

ABS <strong>Yapı</strong>’dan<br />

Yeni Geoplak - Polimer Döşeme Kalıbı<br />

Polimer döşeme kalıbı GEOPLAK, özellikle düz döşemelerde<br />

kullanılmak üzere geliştirilmiş 50x200 cm standart<br />

ebatlarında geri dönüştürülmüş polipropilen esaslı bir beton<br />

kalıbıdır. GEOPLAK, plywood’a kıyasla su ve nemden<br />

etkilenmez dolayısı ile çok uzun ömürlüdür. Polipropilen betona<br />

yapışmadığı için GEOPLAK çok kolay sökülür ve ancak<br />

defalarca kullanıldıktan sonra yağlanması gerekebilir. Aynı<br />

plywood gibi alttaki ızgara/mahya sistemine çivi ile monte<br />

edilir. Sadece döşemelerde kullanılabildiği ve ölçüsü standart<br />

olduğu için şantiyelerde maksimum verimlilikte kullanılır;<br />

şantiyeler arası geçişlerde plywood gibi israf edilmez.<br />

www.geoplak.com.tr<br />

46<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


İZODER’in<br />

yeni başkanı Levent Pelesen oldu<br />

Sektörel<br />

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) Olağan Genel Kurulu’nda, başkanlığa<br />

oy birliği ile Levent Pelesen seçildi. İZODER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen,<br />

“Yalıtım sektörü için bir başvuru merkezi olarak, yalıtım konusunda kamu ve kamuoyunu<br />

bilinçlendirmeye devam edeceğiz. Sektör adına çıkması beklenen yasa ve yönetmeliklerin<br />

takipçisi olacağız” dedi.<br />

İZODER’in yeni başkanı görevi<br />

devraldı<br />

Programın ikinci bölümünde İZODER’in<br />

yeni Yönetim Kurulu Belirlendi. Yönetim<br />

Kurulu Başkanlığına MARDAV Genel<br />

Müdürü Levent Pelesen’in seçildiği<br />

İZODER’de, Başkan Vekilliğine İZOCAM<br />

Genel Müdürü Levent Gökçe ve ERYAP<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah Eruslu<br />

getirildi.<br />

Türkiye’de yalıtım bilincinin ve yalıtım sektörünün<br />

geliştirilmesi misyonunu başarıyla<br />

sürdüren İZODER’in Olağan Seçimli Genel<br />

Kurul Toplantısı, 13 Nisan Perşembe günü<br />

Sheraton Otel Ataşehir’de yapıldı. Genel<br />

Kurul öncesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı<br />

Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün de<br />

katıldığı öğle yemeğinde, yalıtım sektörünün<br />

sorunları ve çözüm yolları konuşuldu.<br />

Prof. Dr. Mustafa Öztürk, yalıtım sektörünün<br />

öneminin farkında olduklarını belirterek,<br />

enerji verimliliği ve enerji tasarrufu<br />

için doğru malzemeler ve kaliteli işçilikle<br />

yapılan ısı yalıtımının, ülke ekonomisine<br />

katkılarının altını çizdi.<br />

“Yeni yönetmelikler mutlaka<br />

çıkacak”<br />

Ayrıca yalıtım sektörünün uzun zamandır<br />

çıkmasını beklediği ses ve su yalıtımı yönetmeliklerinin<br />

de mutlaka çıkartılacağını<br />

belirten Mustafa Öztürk, sektördeki kayıt<br />

dışı uygulamalar ve haksız rekabetin önlenmesi<br />

için de sektör dernekleri ve Bakanlığın<br />

birlikte hareket etmesinin önemini<br />

vurguladı.<br />

Genel Kurul’da İZODER 12. Dönem Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu,<br />

başkanlığı süresince İZODER’de yapılan<br />

çalışmaları anlatarak, yeni yönetim kuruluna<br />

başarı dileklerini iletti. Dernek üyelikleri<br />

sona eren ancak İZODER’in kuruluş<br />

aşamasında görev alan ve geçmiş yıllarda<br />

derneğin faaliyetlerine önemli katkılarda<br />

bulunan üyelere İZODER Onur Üyeliği Belgeleri<br />

de takdim edildi. Kurucu Üye ve 2.<br />

Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Korhan<br />

Işıkel, Kurucu Üye Bülent Kıraç, 7. Dönem<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Arif Nuri Bulut ve<br />

9. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Sedat<br />

Arıman’a Onur Üyeliği Belgeleri Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu tarafından<br />

verildi.<br />

“Beklenen yasa ve yönetmeliklerin<br />

takipçisi olacağız”<br />

Sektörün gelişimine katkıda bulunmayı<br />

hedeflediklerini vurgulayan Levent Pelesen,<br />

yaptığı konuşmada, İZODER’in<br />

yalıtım sektörü için bir başvuru merkezi<br />

olmaya ve yalıtım konusunda kamu<br />

ve kamuoyunu bilinçlendirmeye devam<br />

edeceğini belirtti. Sektörün büyümesi<br />

ve gelişimi için yeni yönetimin de gerekli<br />

çalışmaları aralıksız sürdüreceğini ifade<br />

eden Levent Pelesen, yeni çalışma<br />

döneminde, sektör adına çıkması beklenen<br />

yasa ve yönetmeliklerin takipçisi<br />

olacaklarını söyledi.<br />

48<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Daikin 2020 hedefleri<br />

doğrultusunda vites büyüttü<br />

İklimlendirme sektörünün lider şirketi Daikin, 2016 mali yıl sonuçlarına göre %34 büyüme<br />

kaydetti. Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, 1 milyar liraya ulaşan ciro ile birlikte, çalışan<br />

sayısının 1.019 kişiye, ihracatın da 100 milyon dolara ulaştığını belirtirken, “Ar-Ge ve<br />

inovasyon faaliyetlerimizin sonuçlarını alacağımız <strong>2017</strong> yılında da çift haneli büyüyerek,<br />

ihracattaki iddiamızı artıracağız. Fusion 20 hedeflerimiz doğrultusunda 2020’ye hazırız” dedi.<br />

Doğrudan yatırımcı olarak Türkiye’de<br />

faaliyet göstermeye başladığı Temmuz<br />

2011’den bu yana sektör ortalamasının<br />

çok üzerinde büyüme performansı sergileyen<br />

Daikin, Nisan ayı itibariyle tamamladığı<br />

2016 yılı faaliyet sonuçlarını açıkladı.<br />

Bir önceki yıla göre %34 büyüme ile toplam<br />

cirosu 1 milyar liraya ulaşan Daikin,<br />

<strong>2017</strong> yılı için de %18 büyüme hedefi belirledi.<br />

Daikin’in son 5 yılda Türkiye’de hızlı bir büyüme<br />

performansı gösterdiğine dikkat çeken<br />

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder,<br />

“Yaşanan onca sıkıntıya ve zorluğa karşın,<br />

Türkiye’ye duyduğumuz güven ile planlarımızdan<br />

vazgeçmeden hedeflediğimiz büyümeyi<br />

yakaladık” dedi. Önder, sonuçlara<br />

ilişkin şu bilgileri verdi: “Bir önceki yıl,<br />

756 milyon lira olan ciromuz 2016 mali<br />

yılı sonunda %34 artışla 1 milyar liraya<br />

ulaştı. Daikin Türkiye olarak faaliyete geçtiğimiz<br />

2010 yılında bu rakam 202 milyon<br />

TL. idi. O günden bu yana %10 civarında<br />

olan sektör ortalamasının çok çok üzerin-<br />

50<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

de performans göstererek, 5 yılda 5 kat<br />

büyüme kaydettik. Türkiye’nin en büyük<br />

500 sanayi kuruluşu arasına girdiğimiz bu<br />

dönemde ülke ekonomisine katkımızı da<br />

en üst seviyeye taşıdık. Bu çalışmaların<br />

sonucunda çalışan sayımız 2011 yılında<br />

550 kişi iken, 2016 sonunda 1.019 kişilik<br />

bir kadroya ulaştık. İhracatımız ise 2011<br />

yılında 10 milyon dolar seviyesinde iken<br />

2016 sonunda 100 milyon dolara ulaştı.”<br />

2016 yılının, öngörülenin çok ötesinde<br />

farklı ve zorlu bir yıl olduğunu hatırlatan<br />

Önder, “Aslında 2016 bizim için Avrupa<br />

ile eş zamanlı gündeme aldığımız Fusion<br />

20 hedeflerimiz doğrultusunda 2020 yılı<br />

hedeflerimiz için bir yeniden yapılanma<br />

yılıydı. Bir yandan Fusion 20 için hazırlanırken<br />

diğer yandan hem ülkemizdeki hem<br />

de ABD seçimleri, Brexit, mülteci krizi,<br />

Suriye’de yaşanan çatışmalar gibi bir dizi<br />

olayın ekonomi, döviz kurları, arz ve talep<br />

gibi ekonomik veriler üzerindeki etkilerini<br />

bertaraf edecek aksiyonları devreye aldık.<br />

Üstelik 2016 yılında mücadele etmeye<br />

çalıştığımız ekonomik kırılganlıkların çok<br />

ötesinde, tüm toplumumuzu derinden sarsan,<br />

bir daha yaşanmamasını dilediğimiz<br />

bir darbe girişimi ve hepimizi üzüntüye boğan<br />

terör saldırıları yaşadık. Ancak tüm bu<br />

yaşananlar bizi yolumuzdan alıkoymadı.<br />

Asla umutsuzluğa düşmememiz gerektiği<br />

düşüncesi ile hemen toparlandık, işimize<br />

odaklandık ve bu ülkeye, içinde yaşadığımız<br />

topluma en büyük faydamızın çalışmak,<br />

daha çok çalışmak, işimizi yapmak,<br />

hem de en iyi şekilde yapmak olduğu bilinci<br />

ile hareket ettik. Birçok yatırımcının<br />

aksine Daikin bu dönemde ülkesine güvenerek,<br />

başta fabrikamız olmak üzere planladığımız<br />

tüm yatırımlarımıza hız kesmeden<br />

devam etti. Bunun sonucunda 2016<br />

yılında hedeflerimizi yakalarken, <strong>2017</strong> ve<br />

2020 yıllarına ilişkin öngörülerimizi de büyüme<br />

üzerine kurduk.”<br />

Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su<br />

2020 CİRO HEDEFİ 1.644<br />

MİLYON LİRA<br />

Daikin’in <strong>2017</strong> mali yılına ilişkin büyüme<br />

hedefini yine sektör ortalamasının üzerinde<br />

%18 olarak belirlediklerini açıklayan<br />

Önder, Fusion 20 hedeflerini ise şöyle sıraladı:<br />

“94 yıllık köklü geçmişi ile bugün<br />

iklimlendirme sektörünün lider kuruluşu<br />

olan Daikin, tüm dünyada 2020 yılına<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 51


Sektörel<br />

ilişkin büyük bir yapılanma içinde. Biz<br />

de bu doğrultuda hedeflerimizi güncelledik;<br />

2020 yılında ciromuzu 1.644 milyon<br />

TL.’ye, istihdamımızı 1.500 kişiye, ihracatımızı<br />

da 300 milyon dolara çıkaracak<br />

Fusion 20 programımızı devreye soktuk.<br />

Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızın sonuçlarını<br />

almaya başlayacağımız <strong>2017</strong> yılı ile<br />

birlikte, bir dizi yeniliğe imza atacağız. Bu<br />

dönemde özellikle ihracatta büyük hamle<br />

yapmaya hazırlanıyoruz. Hendek tesislerimizde<br />

üretilen 300 bin adet klimayı Daikin<br />

Group bünyesindeki ülkelere ihraç ediyoruz<br />

ve hedeflerimiz daha da büyük. Yeni<br />

dönemde klimanın yanı sıra kombi ve radyatör<br />

ihracatında da daha etkin olacağız.<br />

Şu anda 44 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.<br />

2020 hedeflerimiz arasında ihracat<br />

tutarı ile birlikte ihracat yapılan ülke sayısını<br />

ve Hendek tesislerimizde üretilen<br />

ürün gamını genişletmek de yer alıyor.”<br />

SOĞUTMADAKİ İDDİA ISITMAYA DA<br />

TAŞINDI<br />

Bu yıl ayrıca Daikin’in soğutmadaki iddiasını<br />

ısıtmaya da taşıyarak tarihinde bir ilke<br />

imza attığına dikkat çeken Önder, “İlk Daikin<br />

markalı kombiyi Hendek’teki üretim tesislerimizde<br />

geliştirip, ürettik. Daikin gibi<br />

dünyanın 145 ülkesinde faaliyet gösteren<br />

94 yıllık bir iklimlendirme devinin, ilk kombisini<br />

Türkiye’deki fabrikamızda üretmiş<br />

olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz.<br />

Segmentinin ‘en küçük hacimli’<br />

cihazı olarak da ayrı bir ilke sahip olan Daikin<br />

Kombi’yi Türkiye ile eş zamanlı olarak<br />

Avrupa’da satışa sunduk. Planlarımız arasında<br />

Avrupa’ya 100 bin adet kombi ihraç<br />

etmek yer alıyor. Boyutları kadar kullanıcı<br />

ve çevre dostu özellikleri ile sektörüne yeni<br />

bir soluk getiren Daikin Kombi ile kombi<br />

ihracatındaki iddiamızı da yukarı taşıdık.<br />

Halen Çin pazarına kombi ihraç edebilen<br />

bir şirketiz. <strong>2017</strong> yılında Rusya pazarına<br />

özel çift baca çıkışlı kombi gibi cihazlarımızla<br />

ısıtmadaki iddiamızı farklı pazarlara<br />

da taşıyacağız. Bugüne kadar olduğu gibi<br />

bundan sonra da sektörümüze ve ülkemize<br />

değer katmaya devam edeceğiz.”<br />

Daikin’den sağlıklı hava için önemli tavsiyeler<br />

Tüm dünyada 7-13 Nisan arasında kutlanan<br />

Sağlık Haftası nedeniyle bir açıklama<br />

yapan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder,<br />

iç mekan hava kalitesinin önemine<br />

dikkat çekti. Isıtma, soğutma ve havalandırma<br />

ile sağlık arasındaki yakın ilişkiye<br />

vurgu yapan Daikin, iklimlendirme konusunda<br />

dikkat edilmesi gereken önemli<br />

tavsiyeler paylaştı. <strong>Yapı</strong>lan araştırmaların<br />

sonucunda iç mekan hava kalitesi ile sağlık<br />

arasındaki ilişkinin uzmanlarca tespit<br />

edildiğini vurgulayan Daikin, doğru iklimlendirme<br />

konusunda yapılması gerekenleri<br />

şöyle sıraladı:<br />

• Bugün artık biliyoruz ki iç mekan hava<br />

kalitesi sağlığından verimliliğine kadar insan<br />

doğasını etkiliyor. O nedenle kapalı<br />

mekanlarda iç hava kalitesinin kontrol<br />

edilmesi gerekiyor. Bunun için iklimlendirme<br />

konusunda işin uzmanları ile birlikte<br />

hareket etmek gerekiyor. Çünkü her mekanın<br />

ihtiyacı farklıdır. Bugün iklimlendirme<br />

sektörü farklı mekanlara, farklı ihtiyaç<br />

ve beklentilere farklı cihaz ve uygulamalarla<br />

yanıt verebiliyor. Ayrıca cihazların<br />

periyodik bakımlarının da yapılması gerekiyor.<br />

• İç hava kalitesini etkileyen en önemli<br />

unsurlardan biri de nemdir. Normalin üzerinde<br />

nem oranı da, düşük nem oranı da<br />

rahatsızlık yaratır. Bu konuda önemli bir<br />

otorite olan ASHRAE standartlarına göre<br />

ideal şartlar için sıcaklığın 20-25,5 °C,<br />

nemin ise %30-60 arasında olması gerekiyor.<br />

Bu nedenle cihaz seçimi yaparken<br />

sadece ısıtma – soğutma gücü ve aralığı<br />

kadar nemlendirme özelliğine de dikkat<br />

etmek gerekiyor. Bunun yanı sıra pratik<br />

bir yöntem olarak hava temizleme cihazları<br />

ile de ortamın nem dengesi sağlanabilir.<br />

• İklimlendirme sektörünün en önemli<br />

görevlerinden biri iç mekan hava kalitesini<br />

sağlamak. Sektörün öncü ve yenilikçi<br />

şirketi olarak, bu konuda çok önemli Ar-<br />

Ge ve inovasyon çalışmaları yapıyoruz.<br />

Cihazlarımızda kullandığımız Daikin’e özel<br />

titanyum apetit fotokatalitik hava temizleme<br />

filtresi, hava temizleme sistemlerinde<br />

kullandığımız Streamer teknolojisi, havayı<br />

üstünüze üflemeyen akıllı kanat sistemi<br />

gibi geliştirdiğimiz pek çok özellik ile kullanıcılarımızın<br />

yaşam kalitesini yükseltecek<br />

yeniliklere imza atıyoruz. Bunun yanı<br />

sıra kaliteli hava konusunda bilinçlendirme<br />

çalışmaları da yürütüyoruz.<br />

Önder, Sağlık Haftası’na ilişkin mesajında<br />

ayrıca “Mutlu bir yaşamın sırrı sağlıklı<br />

olmaktan geçiyorsa, sağlıklı olmanın bir<br />

sırrı da temiz hava solumak. Herkese sağlıklı<br />

ve mutlu bir yaşam dilerken, beslenme<br />

ve spora verdikleri önemi soludukları<br />

havaya da vermelerini öneriyorum” dedi.<br />

52<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sistem Alüminyum’da<br />

Ar-Ge stratejik bir öneme sahip<br />

“Pazara sunduğumuz çözümler yalnızca renk alternatiflerinden ibaret değil.<br />

Ar-ge ekibimiz ile projelere özel profil tasarımları ve aksesuar tasarımları yapabiliyor<br />

ve üretimini gerçekleştirebiliyoruz.”<br />

Hedefim Otomotivde edindiğim bu yoğun<br />

deneyimi Sistem Alüminyum’a taşımak.<br />

Sistem Alüminyum 1994 yılında alüminyum<br />

profil imalatı ile sektöre giriş yapmış<br />

ve kurulduğu günden itibaren büyümeye<br />

devam ederek, 2013 yılında 70.000m² kapalı<br />

alana sahip Çorlu Fabrikası’nı faaliyete<br />

geçirmiş. Bugün Çorlu Üretim Tesisimiz,<br />

dökümhaneden başlayıp, kalıp üretimi,<br />

alüminyum profil imalatı, elektrostatik toz<br />

boya, ahşap desen kaplama, eloksal, mekanik<br />

işlem ve kompozit panel imalatını da<br />

bünyesinde bulunduran entegre bir tesis<br />

halini almıştır. Genel Müdürlüğümüz İstanbul-Hadımköy’de<br />

bulunuyor.<br />

Erdoğan Yılmaz / Sistem Alüminyum Mimari Sistemler Satış Müdürü<br />

Her biri alanında uzman, toplamda 500’ü<br />

aşkın beyaz yaka ve mavi yaka çalışanı ile<br />

müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik kaliteli ve<br />

yenilikçi çözümler sunan sistem Alüminyum,<br />

faaliyetlerini her geçen gün artan bir kapasite<br />

ile sürdürmekte. Sistem Alüminyum<br />

Mimari Sistemler Satış Müdürü Erdoğan Yılmaz’a<br />

merak ettiklerimizi sorduk.<br />

Öncelikle sizi ve kısaca Sistem<br />

Alüminyum’u tanıyabilir miyiz?<br />

Ben Erdoğan Yılmaz,1986 yılında İTÜ<br />

Elektrik Mühendisliğinden mezun olduktan<br />

Otomotiv Yan Sanayi Şirketlerinin Satış<br />

Departmanlarında yönetici olarak çalıştım.<br />

Son iki yıldır Alüminyum Sektöründe<br />

Profesyonel İş Hayatımı sürdürüyorum.<br />

Piyasadaki ürünlerinizin uzun vadede<br />

varlığını sürdürebilmesi için ne gibi<br />

konulara önem veriyorsunuz?<br />

Başarılı bir ürün üretimi, gerçek bir ar-ge<br />

çalışmasının sonucunda ortaya çıkar. Bu<br />

anlayış ile, ar-ge ekibimizin çalışmalarını<br />

destekliyoruz. Ar-Ge ofisimiz, şirketimizin<br />

temel taşlarından biridir. Hadımköy’de bulunan<br />

Genel Müdürlük binamızda ar-ge yöneticilerimiz,<br />

Çorlu Fabrikamızda ise teknik<br />

personel ve laboratuarımız bulunmaktadır.<br />

Pazara sunduğumuz çözümler yalnızca<br />

renk alternatiflerinden ibaret değil. Ar-ge<br />

ekibimiz ile projelere özel profil tasarımları<br />

ve aksesuar tasarımları yapabilir ve üretimini<br />

gerçekleştirebiliriz.<br />

Elbette, yalnızca iyi ürün üretmek, o ürünün<br />

uzun vadede varlığını sürdürebilmesi<br />

anlamına gelmiyor. Doğru bir ürün- yaşam<br />

döngüsü kurgulamak da bu başarının bileşenlerinden<br />

biri. Bu nedenle marka stratejilerimizi<br />

sürekli gözden geçiriyor; ürün<br />

iletişimi, kurumsal iletişim, reklam ve pazarlama<br />

çalışmaları ile ürünlerimiz için çeşitli<br />

“tutundurma” çalışmaları yapıyoruz.<br />

Önümüzdeki döneme dair, Türkiye<br />

ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız/<br />

projeleriniz olacak mı?<br />

Çorlu Fabrikası için önemli bir gelişmeyi<br />

sizlerle paylaşmak isterim. Pazardaki artan<br />

boyalı profil talebini karşılamak, gelen<br />

54<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

taleplere daha hızlı ve daha kısa sürede<br />

cevap vermek için, yıllık kapasitesi 7.000<br />

ton olan boyahane tesisimizin kapasitesini<br />

arttırıyoruz. Nisan sonu itibariyle, yapılan<br />

yeni yatırımların sonucunda boyahanemiz<br />

yıllık 19.000 ton üretim kapasitesi ile faaliyetlerine<br />

devam edecek. Hem yurt içinde,<br />

hem de yurt dışında pazarın önemli<br />

bir oyuncusu haline gelen şirketimiz, buna<br />

benzer yatırımlar yaparak, üretim kapasitesini<br />

arttırmaya devam edecek.<br />

Sizi rakiplerinizden farklı kılan<br />

özellikleriniz nelerdir?<br />

Bu soruyu sorduğunuz tüm firmalardan genelde<br />

benzer cevaplar alırsınız fakat ben<br />

Sistem Alüminyum’un pazardaki rakiplerinden<br />

ayrılan özelliklerinin oldukça farklı ve<br />

müşterileri tarafından kolayca fark edilebilir<br />

olduğu görüşündeyim.<br />

Bizim için müşterimiz ile sürekli olarak<br />

iletişimde olmak, satış öncesi ve sonrası<br />

süreçlerde kendilerinden sürekli olarak<br />

geri bildirim almak çok önemli. Şirketimiz,<br />

işbirliğine dayalı bir yönetim anlayışı ile<br />

yönetiliyor. Genişletilmiş paydaş anlayışı,<br />

tüm karar verme süreçlerimizde etkili bir<br />

anlayıştır. Yani biz, müşterilerimizi etkileyeceğini<br />

düşündüğümüz önemli kararları almadan<br />

önce, müşterilerimizin de fikirlerini<br />

alırız. Örneğin yakın zamanda yenilediğimiz<br />

kompozit panel ürün logolarını değiştirmeden<br />

önce, Mart ayında gerçekleşen 18.<br />

Avrasya Pencere Fuarı’nda müşterilerimizden<br />

bol bol geri bildirim aldık ve bu geri<br />

bildirimler, aldığımız kararı şekillendirmeye<br />

yardımcı oldu.<br />

Tüm bunların yanında, bildiğiniz gibi alüminyum<br />

sektörü, kurumsal iletişim, marka<br />

iletişimi, itibar yönetimi veya sosyal medya<br />

yönetimi gibi konularda, diğer sektörlere<br />

göre daha az gelişmiş durumda diyebiliriz.<br />

Bu çalışmalarda sektör olarak, bir gıda<br />

sektörü, dayanıklı tüketim sektörü, veya<br />

otomotiv sektörü kadar etkin ve agresif<br />

değiliz. Fakat biz, yakın gelecekte değişen<br />

talepler sonucunda, alüminyum sektöründeki<br />

şirketlerin de bu kurumsal altyapıyı<br />

kurmaya ihtiyaç duyacağını düşünüyoruz.<br />

Kurumsal satın alma yapan karar vericilerin,<br />

çok yakın gelecekte firmaları artık<br />

sosyal medyadan, internetten takip etmek<br />

isteyeceğini, kurumsal web sitesine girip,<br />

firmayı inceleyeceğini ve edindiği izlenimin,<br />

satın alma kararını etkileyeceğini tahmin<br />

ediyoruz. Bu nedenle gerek kurumsal iletişim,<br />

gerekse marka iletişimi konusunda<br />

alt yapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalarımızın<br />

sonuçları daha şimdiden,<br />

müşterilerimiz tarafından fark ediliyor ve<br />

olumlu geri bildirimler alıyoruz. Bu konu<br />

da, pazarda bizi rakiplerimize göre bir adım<br />

öne çıkaracaktır diye düşünüyorum.<br />

<strong>Yapı</strong> Fuarı için neler söylemek<br />

istersiniz? Beklentileriniz ne<br />

doğrultuda?<br />

Bu önemli buluşma için hazırlıklarımızı heyecanla<br />

sürdürüyoruz.23-27 <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong><br />

tarihleri arası Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde<br />

düzenlenecek olan 40. <strong>Yapı</strong> Fuarı<br />

Salon 7, 311 nolu standımızda ziyaretçilerimizi<br />

ağırlamaktan memnuniyet duyacağız.<br />

Tüm satış ve ürün geliştirme ekibi olarak<br />

23-27 <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> tarihleri arasında 40.<br />

Tüyap <strong>Yapı</strong> Fuarı’ndayız. Tüm ziyaretçileri<br />

standımıza bekleriz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 55


AGT Genel Müdürü Şirzat Subaşı<br />

AGT tüm paydaşlarını İkitelli’de ağırlıyor!<br />

Yaşam alanlarına özel ahşap çözümler sunan AGT, Trend Show <strong>2017</strong> konseptiyle dizayn<br />

edilen yeni showroom’unda tüm ürünlerini sergiledi.<br />

Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam<br />

400 bin metrekare alana kurulu modern<br />

üretim tesislerinde; MDF, MDF-LAM,<br />

Panel, Profil üretimi ile mobilya ve dekorasyon<br />

sektörlerine, parke, kapı, duvar<br />

paneli ve süpürgelik üretimi ile de inşaat<br />

sektörüne hizmet veren AGT, 1 Nisan Cumartesi<br />

günü İkitelli’deki showroom’unda<br />

Trend Show <strong>2017</strong> etkinliğine ev sahipliği<br />

yaptı.<br />

AGT, Trend Show <strong>2017</strong>’de ahşabı<br />

geliştiren trenlerle buluşturdu<br />

Trendleri belirleyen AGT, benzersiz konsepti<br />

ile ürünlerini görücüye çıkardı.<br />

AGT’nin İkitelli’deki showroom’unda düzenlenen<br />

Trend Show <strong>2017</strong> kapsamında<br />

bu yılın mobilya sektöründe doğal tonların<br />

hayatla bütünleşen tasarımla anlatıldı.<br />

Etkinlikte mevcut ürünlerin yanı sıra parke<br />

koleksiyonuna eklenen yeni Concept<br />

Parke Serisive yeni inovatif ürünü yangına<br />

dayanıklı kapıları sergiledi. AGT, Panel koleksiyonuna<br />

kattığı 21 yeni renk ile de göz<br />

doldurdu.<br />

AGT Genel Müdürü Şirzat Subaşı, bu<br />

showroomu açma sebeplerini ve amaçlarını<br />

şu şekilde ifade etti;<br />

“MDF ve Yassı ürünlerin dünya üretimi<br />

yaklaşık 100-110 milyon m3 dolaylarında.<br />

Türkiye 6,5 / 7 milyon m3 üretim kapasi-<br />

56<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

tesiyle dünyanın 2’nci büyük üreticisi ve pazarı<br />

konumunda. Türkiye olarak dünya pazarında<br />

böylesi geniş bir hacim yakaladığımız<br />

çok fazla bir alan yok. Toplam üretimimizin<br />

%40’dan fazlasını ihracata aktarıyoruz. Türkiye<br />

genelinde ise, MDF Panel ve yassı ürünler<br />

çok önemli bir yer ve büyüklük işgal etmekte.<br />

Bunu şundan önemsiyorum; Bir çok<br />

alanda istihdam ve iş olanağı sunmasının<br />

yanısıra özellikle orman köylüsü tarafından<br />

çok stratejik ve önemli durumda. AGT olarak<br />

bugün 33. yılımızı kutluyoruz. Türkiye’de<br />

yaklaşık 400 bayii ile çalışıyoruz. En önemli<br />

dağıtım kanalımızı bu bayilerimiz oluşturmakta.<br />

Böyle bir showroomu açmadaki<br />

niyetimiz; Gerek Türkiye gerekse ihracat<br />

müşterilerimiz tüm ürünlerimizi burada fiilen<br />

dokunarak görecekler. Kendilerini burada<br />

misafir ederken, tüm ürünlerimizi hem hammade<br />

hem de ürüne dönüşmüş son halini<br />

görme imkanını kendilerine sunmuş olacağız.<br />

Bu alan sadece ürünlerin teşhir edildiği<br />

bir alan olmakla sınırlı kalmayacak. Burası<br />

tüm bayilerimiz, yabancı müşterilerimiz, B2B<br />

müşterilerimiz, mimarlarımız ve marangozlarımızla<br />

birarada kullanacağımız çok güzel bir<br />

merkez olacak” dedi.<br />

AGT’ye ihracat alanında 2 ödül birden<br />

Mobilya, dekorasyon ve inşaat sektörlerinde, 5 kıtada<br />

60’tan fazla ülkede faaliyet gösteren AGT, Batı Akdeniz<br />

İhracatçılar Birliği (BAİB) tarafından organize edilen<br />

“2016 yılı Başarılı İhracatçılar” ödül töreninde “2016<br />

Yılı İhracat Sıralaması 1’inciliği” ve “Ağaç Mamülleri<br />

ve Orman Ürünleri Sektörü İhracat 1’inciliği” ödüllerine<br />

layık görüldü. AGT, 2015 yılında da BAİB tarafından<br />

ihracat ve sektör birinciliği ödüllerini almıştı. Dışişleri<br />

Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen<br />

törende AGT Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Hulusi Söylemez,<br />

ödülü bizzat Çavuşoğlu’nun elinden aldı. Batı<br />

Akdeniz İhracatçılar Birliğince düzenlenen “2016 yılı<br />

Başarılı İhracatçılar” ödül töreninde, Antalya, Isparta<br />

ve Burdur’da en fazla ihracat yapan firmalara plaket<br />

takdim edildi. Bu yıl da BAİB tarafından iki ödüle birden<br />

layık görülmenin onurunu yaşayan AGT, 2016 yılında<br />

700 milyon TL’lik cirosunu %40’ını ihracattan elde ederek<br />

sektörde önemli bir başarıya imza attı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 57


“Otis’in Avrupa’daki en önemli<br />

3 üretim üssünden biriyiz”<br />

“Türkiye’nin ‘en yüksek’, ‘en hızlı’, ‘çift katlı’ ve ‘akıllı yolcu yönlendirme’ sistemine sahip<br />

asansörlerini üreten öncü bir firma olarak; yenilikçi asansörlerimizi, konut sektörünün de<br />

beklentilerini dikkate alarak geliştiriyoruz.”<br />

Bugünkü teknolojiye göre<br />

firmanızın piyasadaki yerini nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

İstanbul’da fabrika yatırımı bulunan global<br />

bir marka olarak, Türkiye ile birlikte farklı<br />

coğrafyalardaki prestijli yapılar için, mimarların<br />

yaratıcılıklarına hitap eden ürünler<br />

tasarlayıp geliştiriyoruz. Otis’in emniyet<br />

ve kalite garantisi ile birlikte yüksek<br />

performans sunması yüksek binalarda tercih<br />

edilmesinde büyük önem taşıyor.<br />

En gözde projelerde Otis Türkiye’nin tercih<br />

edilmesinin nedenlerinden biri de, özel tasarım<br />

yapabilme yeteneğimizdir. Fabrikamızla<br />

yakın temas halinde olmamızın da<br />

avantajıyla çok özel tasarımlara imza atıyoruz.<br />

Deneyimli mühendis kadromuzun<br />

hayata geçirdiği yenilikçi ünitelerle; apartmanlardan<br />

gökdelenlere, alışveriş merkezlerinden<br />

metro istasyonlarına, havaalanla-<br />

Özgür Aren / Otis Türkiye Genel Müdürü<br />

1865’te İstanbul’da kurulan ve 1921’den<br />

bu yana kesintisiz olarak asansör sektöründe<br />

faaliyet gösteren Türk firması Buga,<br />

1991 yılında Buga Otis (Otis Türkiye) adını<br />

aldı. Otis, 1975’te yürüyen merdiven<br />

imalatı yapan ilk firma oldu. Bugün, Türkiye’nin<br />

en büyük ikinci 500 sanayi kuruluşu<br />

içinde yer alan tek asansör firması<br />

olan Otis Türkiye, yılda 2.000 adet asansör<br />

ve yürüyen merdiven/yol kapasitesi ile<br />

bulunduğu bölgede önemli bir üretim üssü<br />

olarak konumlanıyor. Otis Türkiye Genel<br />

Müdürü Özgür Aren ile Otis Türkiye’nin<br />

faaliyetlerini konuştuk. Bizlere vakit ayırdıkları<br />

için kendilerine teşekkür ediyoruz.<br />

58<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

rından hastane, otel ve kamu binalarına<br />

kadar geniş bir yapı grubunun, asansör,<br />

yürüyen merdiven ve yürüyen yol ihtiyacını<br />

karşılıyoruz.<br />

Başta Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri olmak<br />

üzere ABD ve Avustralya’ya, yüksek bina,<br />

ağır yük ve özel tasarım asansörler ihraç<br />

eden Otis Türkiye olarak, Çin’e dahi asansör<br />

üretip ihraç ediyoruz. Örnek vermem<br />

gerekirse, İtalya’nın en yüksek gökdelen<br />

projesi Citylife Tower’ın yüksek hızlı asansörlerini<br />

Otis Türkiye olarak biz ürettik.<br />

Dünyanın en görkemli yapılarından Sidney<br />

Opera Evi’nin asansörleri Otis Türkiye tarafından<br />

yenilendi. Asansör teknolojisi ve<br />

mühendisliğinin merkezi konumunda bulunan<br />

ABD’ye yüksek hızda asansörler ihraç<br />

ettik. 1853 yılında ilk emniyetli asansörün<br />

icat edildiği New York’ta, bugün 45 katlı<br />

bir otelin asansörlerini Türkiye’de üretmekle<br />

gurur duyuyoruz.<br />

Bugün asansör sektörünün lideri olarak,<br />

binalardaki ulaşımı hızlandırıp kullanıcıya<br />

vakit kazandırıyoruz. 1 saniyede 8 metre<br />

katederek ‘Türkiye’nin en hızlı asansörü’<br />

ünvanını elde eden asansörlerimizle<br />

ilklere imza atmanın gururunu yaşıyoruz.<br />

‘Double Deck’ sistemi ile yoğun binalarda<br />

kullanıcıya vakit kazandırıyor, ‘CompassPlus’<br />

sistemiyle de uzun asansör<br />

kuyruğuna son veriyoruz.<br />

Yaptığımız her işe geleceği düşünerek<br />

sürdürülebilir yaklaşmak bizim en baştan<br />

verdiğimiz bir taahhüt. Enerji tasarrufu<br />

sağlamak için kullandığımız formüllerin<br />

birer yansıması olan CompassPlus’ adlı<br />

ürün ve sistemlerimizle fark yaratıyoruz.<br />

Sizi rakiplerinizden farklı<br />

kılan en önemli faktör nedir?<br />

Asansörlerinizde bulunan (güvenlik<br />

ve enerji tasarrufu çerçevesinde)<br />

teknolojik sistemlerdeki son<br />

gelişmeler hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Ülkemizde dünya standartlarında inşa<br />

edilmeye başlanan konut projelerinde,<br />

çok önemli çevreci gelişmeler de görüyoruz.<br />

Su ve enerji tasarrufu sağlayan çevre<br />

dostu Yeşil Binaların yanı sıra, kullanılan<br />

malzemenin kalitesinin arttığı konut projeleri<br />

de öne çıkıyor. Konut projelerinde<br />

kullanılan ürünlerin kalitesine verilen<br />

önem arttıkça, Otis asansörlerine gösterilen<br />

ilgi daha da artıyor. Üyesi olduğumuz<br />

ÇEDBİK Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği<br />

ile sektörü ve kullanıcıları bilinçlendirecek<br />

çalışmalar üzerine yoğunlaşıyoruz. Sürdürülebilirliği,<br />

ham madde seçiminden, üretim,<br />

montaj ve servis süreçlerinde dahi en<br />

önemli farkımız olarak sunuyoruz.<br />

Her yapının ihtiyacına özel çözümler üretmeye<br />

önem veriyoruz. Elektrik kesildiğinde<br />

dahi 100 defa daha çalışma kapasitesine<br />

sahip olan ‘Gen2 Switch’ asansörler,<br />

yüksek enerji sarfiyatı ve asansörde kalma<br />

korkusunu geride bırakıyor. Yolculuğunuza<br />

güvenle devam etmenizi sağlayan<br />

yeni nesil asansörümüz, saç kurutma makinesinden<br />

daha az enerji harcıyor. ‘Gen2<br />

Switch’ asansörlerde bulunan ReGen<br />

tahrik sistemi, tam yüklü kabinin aşağı,<br />

hafif yüklü kabinin yukarı doğru hareketi<br />

esnasında açığa çıkan elektriği şebekeye<br />

geri kazandırıyor. Böylece enerji tasarrufu<br />

yüzde 75’e ulaşıyor.<br />

‘CompassPlus’ ile asansör<br />

kuyruğuna son<br />

Otis’in ‘Akıllı Yolcu Yönlendirme’ sistemi<br />

‘CompassPlus’, yüksek binalardaki dikey<br />

trafiği azaltıyor. Uzun asansör kuyruklarını,<br />

ara durakları ve ekstra bekleme sürelerini<br />

minimuma indiren sistem, asansörlerin<br />

daha verimli çalışması sonucu daha<br />

az enerji tüketilmesini sağlıyor. Hem son<br />

kullanıcıları hem de binayı segmentlere<br />

ayırıyor, asansörlerin kabinlerinin o anda<br />

içindeki yolcu adedini de değerlendirerek<br />

en uygun atamayı yapıyor. Akıllı Yolcu Yönlendirme<br />

sistemi, Türkiye’de, Finansbank<br />

Kristal Kule’nin yanı sıra, Levent 199 gibi<br />

önemli projelerde başarıyla uygulandı ve<br />

Emaar Square için ‘CompassPlus’ sistemi<br />

kurulumu devam ediyor.<br />

‘Double Deck’ ile hızlı ve verimli<br />

ulaşım<br />

Dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa ile<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 59


Sektörel<br />

birlikte birçok yüksek yapıda kullanılan<br />

Double Deck (Çift Katlı Kabin) asansörlerini<br />

Türkiye’de ilk kez üreten Otis Türkiye,<br />

yüksek binalardaki ulaşım yoğunluğunu<br />

önemli ölçüde rahatlatan asansör sistemleri<br />

ile sektördeki öncülüğünü sürdürüyor.<br />

Dünyada ilk kez Otis’in ürettiği ‘Double<br />

Deck’ asansörlerini, Türkiye ve bölge ülkelerdeki<br />

prestijli yapılarda inşa etmeye<br />

başlayan Otis Türkiye; yüksek binalardaki<br />

ulaşımı hızlandırarak, yenilikçi çözümlere<br />

imza atmaya devam ediyor. Otis Türkiye’nin<br />

kendi tesislerinde ileri teknolojiyle<br />

üreterek ‘CompassPlus’ (Akıllı Yolcu Yönlendirme)<br />

sistemi ile buluşturduğu ‘Double<br />

Deck’ asansörleri, kullanıcıların varış<br />

noktalarına daha rahat ve hızlı ulaşmalarını<br />

sağlıyor.<br />

‘Double Deck’ sistemi nasıl<br />

çalışıyor?<br />

Çift katlı kabin sistemi, aynı asansör kuyusu<br />

içerisine iki kabinin üst üste yerleştirilmesiyle,<br />

asansörlerin binadaki düşey<br />

yönde taşıma kapasitesini ve binanın kullanım<br />

alanlarını artırıyor. Kullanıcılar, tabelalar<br />

yardımıyla tek katlar için alt kabine,<br />

çift katlar için üst kabine yönlendiriliyor. İki<br />

ayrı kata aynı anda üst ve alt kabin tarafından<br />

hizmet ediliyor. Sistem, tipik duruşların<br />

sayısını yarıya düşürerek, kullanıcıların<br />

gidecekleri katlara daha hızlı ulaşmalarını<br />

sağlıyor. Binadaki nüfusun taşınma oranını<br />

yükselten ve daha az çekirdek alan gerektiren<br />

sistemle, asansör kuyusunun verimli<br />

kullanım oranı da artıyor.<br />

Türkiye’nin en gözde projelerinden biri<br />

olan İstanbul Levent’teki ‘Levent 199’da<br />

dikey sirkülasyonunu sağlamak için ilk<br />

kez ‘Double Deck’ sistemini hayata geçiren<br />

Otis Türkiye, bu projeye özel 10 asansör<br />

ünitesi üretti.<br />

İlk Otis Türkiye üretti, şimdi<br />

dünyaya ihraç ediyoruz<br />

Otis Türkiye, 70 kişiye kadar taşıma kapasitesine<br />

sahip makine dairesi olmayan<br />

asansör üretimi yapan ilk Otis firması<br />

oldu. 2012’de geliştirdiğimiz yeni nesil<br />

asansör sisteminin en güzel örneklerinden<br />

biri olan ‘Gen2’ kayış sistemli, makine<br />

dairesiz asansör ‘Robusta’, Otis Türkiye’nin<br />

ürünüdür. Mevcut 30 kişilik taşıma<br />

kapasitesini 70 kişiye çıkardığımız makine<br />

‘Robusta’ asansörlerinin Ar-Ge’sinin<br />

yanı sıra, tasarım ve mühendislik uygulamalarını<br />

Türkiye’deki üretim tesislerimizde<br />

yaptık. Şimdi bu yüksek performanslı<br />

asansörlerimizi bütün dünyaya ihraç ediyoruz.<br />

Dünyanın en görkemli yapılarından Avustralya<br />

Sidney Opera Evi’nin ve Paris’in<br />

simgelerinden Grand Arche anıtının asansörlerini<br />

de yenilikçi ‘Robusta’ asansör<br />

ünitelerimizle değiştirdik. Tel Aviv’in en<br />

gösterişli yapılarından olan Arlozorov 17<br />

ve Marom Negba, Kazakistan’da Abu<br />

Dhabi Plaza, Avustralya’da Gateway Alışveriş<br />

Merkezi, İngiltere’de 1st Bank ve<br />

Birleşik Arap Emirlikleri’nde Etihad Müzesi’ne<br />

de ‘Robusta’ üniteler ihraç ettik.<br />

‘Robusta’nın da içinde yer aldığı ‘Gen2’<br />

kayış sistemli asansör ailesi, dünya çapında<br />

sayısız projede kullanılmaya devam<br />

ediliyor. Otis yürüyen merdivenlerinin pek<br />

çok uygulamasında kullanılan, yürüyen<br />

merdivende kimse olmadığı durumda<br />

devreye giren ‘Enerji Tasarruflu Yüksüz<br />

Çalışma Modu’, belirli gün ve saatlerde<br />

trafik yoğunluğunun hiç olmadığı alanlar<br />

için tasarlanan ‘Aralıklı Çalışma Modu’,<br />

daha düşük trafik yoğunluğu olan binalarda<br />

kullanılan ‘Frekans Kontrollü Çalışma<br />

Modu’ teknolojisi ile önemli oranda enerji<br />

tasarrufu sağlıyor.<br />

Şu an sürdürdüğünüz çalışmalardan<br />

bahseder misiniz?<br />

Otis Türkiye olarak, mühendislik uygulamalarımızı<br />

ve Ar-Ge faaliyetlerimizi daha<br />

da geliştiriyoruz. Şu an firmamızda çalışan<br />

sayısı 900’e yaklaştı. İnsana yatırım<br />

yapmaya devam ediyoruz. Asansör sistemlerinde<br />

geldiğimiz son teknolojiyi en<br />

yeni projelerde hayata geçiriyoruz.<br />

Yurtiçinde ve yurtdışında eğitimlere dahil<br />

olduk, regülasyonlara hızlı uyum sağladık.<br />

Uzman ekibimizle başarılı bir 2016 geçirdik.<br />

Türkiye’nin prestijli projelerine özel<br />

asansör üretimi yapmaya devam ettik.<br />

Bugün İstanbul’daki gökdelenlerin yoğun<br />

olarak yer aldığı Büyükdere Caddesi’ndeki<br />

yüksek binaların ve yeni inşa edilen dev<br />

projelerin çoğunda Otis asansörlerinin<br />

kullanıldığını söyleyebiliriz.<br />

Günümüzde dünya bambaşka bir yöne gidiyor<br />

ve her şey dijital uygulamalarla zenginleşiyor.<br />

Biz de dijital dünyanın takipçisi<br />

ve uygulayıcısı olarak, sektöre öncülük<br />

etmeye devam ediyoruz. Hizmet kalitemizi<br />

artıracak dijitalleşme için altyapı çalışmaları<br />

yapıyoruz. Otis Global’de, akıllı<br />

telefon üzerinden haberleşme konusunda<br />

çalışmalar yapılıyor. Pilot uygulama olarak<br />

bazı ülkelerde çalışanlar akıllı telefon<br />

uygulamalarını kullanmaya başladı. Yakın<br />

dönemde Türkiye’de de akıllı telefon uygulamalarını<br />

kullanmayı planlıyoruz. Türkiye’de<br />

bulunan üretim tesislerimizde, her<br />

türlü yapı için özel asansör ve yürüyen<br />

merdiven üniteleri üreterek, inşaat firmalarının<br />

tüm taleplerini karşılıyoruz. Ayrıca<br />

‘önce emniyet’ ilkesi ile hayata geçirdiğimiz<br />

asansör ünitelerinin servis hizmetini<br />

de en hızlı ve kaliteli bir şekilde sağlamak<br />

için yeni şubeler açıyoruz. Türkiye genelinde<br />

5 bölge müdürlüğü ile faaliyet gösteren<br />

Otis Türkiye, sürekli genişleyen kadrosu<br />

ve servis portföyü ile 15 binin üzerinde<br />

asansör, yürüyen merdiven ve yürüyen<br />

yol ünitesine servis hizmeti veriyor. Otis,<br />

her yere ulaşan 400 kişilik servis ekibi ile<br />

en yaygın servis ağına sahip firma olarak<br />

sektöre öncülük ediyor. 5 Bölge Müdürlüğü’ne<br />

bağlı olarak İstanbul’daki Boğaziçi,<br />

Çekmeköy, Maltepe, Atakent, Bahçeşehir,<br />

şubelerinin yanı sıra, Gaziantep’in<br />

ardından Trabzon ve Erzurum’da açılan<br />

Otis şubeleri ile de kaliteli servis hizmetini<br />

en hızlı şekilde sağlıyor. Ayrıca büyük<br />

projelere servis hizmeti sağlamak için<br />

İstanbul’da ‘Majör Proje’ servis şubesini<br />

açan Otis Türkiye, dev projelere uzman bir<br />

ekiple servis hizmeti veriyor. Akmerkez, Finansbank<br />

Kristal Kule, Sabancı Center, İş<br />

Kuleleri, Kanyon, İstanbul Sapphire, Zorlu<br />

Center ve Levent 199 gibi yüksek binaların<br />

yanı sıra, Türkiye genelindeki prestijli<br />

AVM’lerin ve konut projelerinin servis hizmeti<br />

Otis Türkiye tarafından veriliyor.<br />

Önümüzdeki dönemde yeni yatırım<br />

ve projeleriniz olacak mı?<br />

Köklü bir firma olarak, Türkiye’de önemli<br />

yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün Türkiye’nin<br />

en büyük ikinci 500 sanayi kuruluşu<br />

içinde yer alan tek asansör firmasıyız.<br />

‘Önce emniyet’ ilkesi ile kendi fabrikamızda<br />

geliştirdiğimiz ürünler ve sunduğumuz<br />

servis hizmetiyle, kullanıcıların güvenini<br />

kazandık. Kurumsal yaklaşımımızla, ülkemizde<br />

asansör sektörünün gelişmesine<br />

katkıda bulunduk. Emniyet ve performansını<br />

artırdığımız ürünlerimizle, en fazla<br />

asansör ihracatı yapan Türk firması olduk.<br />

Üretimimizin yüzde 25’ini ihraç ediyoruz.<br />

Öncü kimliğimizle sürdürdüğümüz çalışmalar<br />

sonucu, bugün dünya devi Otis’in<br />

Avrupa’daki en önemli 3 üretim üssünden<br />

biri haline geldik ve bu konumumuzu korumaya<br />

devam edeceğiz.<br />

60<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“Müşterilerimize bağımsız ve doğru<br />

uygulama anlayışıyla hizmet veriyoruz”<br />

“Müşterimiz, ürünleri ile ilgili memnuniyetsizliklerini bize iletiyor ve biz bu kapsam için<br />

araştırma ve incelemeler yapıp, memnuniyetsizlik nedenleri ve çözümleri hakkında<br />

görüşlerimizi iletiyoruz.”<br />

62<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Türkiye’de, asansör ve yürüyen merdivenleri<br />

belgelendirmenin çok ötesinde<br />

aslında geniş bir danışmanlık hizmeti<br />

sağlayan Liftinstituut Solutions Türkiye<br />

yeni tasarım, uygulama ve servis danışmanlığı<br />

sunan ve sadece düşey taşıma<br />

sistemleri konusunda faaliyet gösteren<br />

tek organizasyon olarak çalışmaya devam<br />

ediyor. Liftinstituut Solutions Türkiye<br />

Bölge Müdürü Süleyman Özcan’dan<br />

Türkiye’de gerçekleştirdikleri faaliyetleri<br />

hakkında bilgiler aldık. Sayın Özcan’a<br />

bize vakit ayırdıkları için teşekkür edyoruz.<br />

Genel şirket faaliyetleriniz ve<br />

üretim süreçlerinizden bir iki<br />

cümleyle bahseder misiniz?<br />

Trafik analizi, uygun ekipman seçimi,<br />

montaj, teknik destek ve sonrasında<br />

doğru ürün kullanımı, ürünün kontrolleri<br />

ve iş planı takibini sürekli olarak sürdürüyor.<br />

Bağımsız ve doğru uygulama<br />

anlayışıyla hizmet veren Liftinstituut Solutions,<br />

asansör ve yürüyen merdivenlerin<br />

onlarca yıllık kullanım süresi boyunca<br />

servis hizmetlerini en doğru şekilde<br />

destekleme hizmeti veriyor.<br />

Günümüzde Amsterdam ve İstanbul<br />

ofisleri ile Kuzey Amerika, Asya, Avrupa<br />

ve Avustralya’da test ve belgelendirme,<br />

Avrupa ve Türkiye’de de yeni tasarım,<br />

uygulama ve servis danışmanlığı sunan<br />

ve sadece düşey taşıma sistemleri konusunda<br />

faaliyet gösteren tek organizasyon<br />

olarak çalışmaya devam ediyor.<br />

Süleyman Özcan / Liftinstituut Solutions Türkiye Bölge Müdürü<br />

Önümüzdeki döneme dair, Türkiye<br />

ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız/<br />

projeleriniz olacak mı?<br />

Aslında Türkiye’yi, Avrasya’nın merkezi<br />

yapmak için çalışmalarımızı yürütüyoruz.<br />

Bu bağlamda, Azerbaycan, Gürcistan,<br />

Kazakistan, İran, Irak, Suudi Arabistan<br />

ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde aldığımız<br />

projelerimizin sayısını arttırmaya çalışıyoruz.<br />

Alınan projelerimizi Türkiye operasyonumuz<br />

gerçekleştiriyor ve fatura ediyor.<br />

Bu çalışmalarımız ile birlikte, Suudi Arabistan<br />

Sivil Savunma Bakanlığı’na asansör<br />

sektörü yönetmelik ve standartlarının<br />

hazırlanması ve uygulanması konusunda<br />

destek veriyoruz. Dubai’de, Türkiye’deki<br />

şirketimiz tarafından kurulacak ve yönetilecek<br />

Liftinstituut Solution Middle East<br />

firmamızın kuruluş çalışmalarında son<br />

aşamaya geldik.<br />

Satış öncesi ve sonrası<br />

müşterilerinize ne gibi destekler<br />

sağlıyorsunuz?<br />

Hem yeni projelerde hem mevcut projelerde<br />

hizmetlerimiz oluyor. Mevcut projelerde<br />

bakım performans kontrolleri, servis<br />

destek hizmeti ve modernizasyon/<br />

modifikasyon yönetimi hizmetlerimiz<br />

oluyor. Müşterilerimiz yapılan bakımın<br />

performansını görmek istediklerinde,<br />

sahada yapılan bakımı, arıza kayıtlarını<br />

inceliyorum ve gözlemlerimizi bir rapor<br />

halinde kendilerine sunuyoruz. Servis<br />

destek hizmetimiz daha kapsamlı bir<br />

paket, 1, 2 yıl veya daha fazla süreler<br />

için sunuyoruz bu hizmetimizi. Dört temel<br />

ihtiyaç üzerine yoğunlaşıyor servis<br />

destek: bakım performans ölçümleri,<br />

yıllık periyodik muayenelerde karşılaşılan<br />

uygunsuzluklar için çözüm önerileri,<br />

major arızalar ve tekrar eden arızalar<br />

için çözüm önerileri ve modernizasyon<br />

ihtiyaçlarının tespiti. Bazen de şöyle bir<br />

hizmetimiz oluyor: Müşterimiz, ürünleri<br />

ile ilgili memnuniyetsizliklerini bize iletiyor<br />

ve biz bu kapsam için araştırma<br />

ve incelemeler yapıp, memnuniyetsizlik<br />

nedenleri ve çözümleri hakkında görüşlerimizi<br />

iletiyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 63


Advertorial


Advertorial


Teknosel; pazardaki en önemli aktörlerden<br />

biri olmayı kendine vizyon edinmiş!<br />

“Portföyümüzeki bütün ürünler çevreci / yeşil ürün sıfatı taşıyor. Ayrıca bütün ürünlerimiz,<br />

yeşil ürün sertifikalarından en az birine layık görülmüş olmakla beraber, bu ürünlerin büyük<br />

çoğunluğunun hammaddesi alüminyum veya kauçuk gibi %100 geri dönüştürülebilir<br />

maddelerden oluşuyor.”<br />

Selin İpin - Pazarlama Departmanı – Mimar<br />

Sadece moda olmayan, güncelliğini her<br />

zaman koruyan ve aynı zamanda çevreyle<br />

dost yapı malzemelerinin ve sistemlerinin<br />

temsilciliğini yapan Teknosel;<br />

genç, teknik ve deneyimli bir organizasyona<br />

sahip. Mimar Selin İpin ile, Teknosel’deki<br />

yenilikler, gelişmeler ve Çatı&-<br />

Cephe Sistemleri’ni ele almaya çalıştık.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bahseder misiniz?<br />

Teknosel Teknolojik <strong>Yapı</strong> Ürünleri A.Ş.;<br />

1998 yılında İstanbul’da kurulmuş olup;<br />

faaliyetlerini üstün kalitede teknolojik<br />

yapı malzemelerinin yurtdışından satınalımı,<br />

pazarlanması ve satışı alanlarında<br />

sürdürmektedir. Bu yapı malzemelerinin<br />

günümüzün çağdaş mimari projelerinde<br />

yer almasını sağlayan bir kuruluştur.<br />

Firma çalışmaları sırasında, müşteri<br />

odaklılık ile verimliliği esas alan bir yönetim<br />

biçimi izlerken, müşteri memnuniyeti<br />

ve güven üzerine kurulu bir hizmet<br />

anlayışını kurum kültürü olarak prensip<br />

edinmektedir. Bu tarz çalışma anlayışıyla,<br />

çağdaş yapı ürünlerinin ülkemiz yapı<br />

sektörüne kazandırılmasına öncülük<br />

etme rolünü sürdürmeye devam edecektir.<br />

Teknosel müşteri yaklaşımı ile yapı<br />

sektörünün ihtiyaç duyacağı, çağdaş ve<br />

çevreye saygılı mimari ürünler konusunda,<br />

pazardaki en önemli aktörlerden biri<br />

olmayı kendine vizyon edinmiştir.<br />

68<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Yapmış olduğunuz uygulamalardan<br />

bir kaç örnek verebilir misiniz?<br />

Teknosel, toplamda 10’dan fazla çatı, cephe<br />

kaplama ve yalıtım malzemesinin distribütörlüğünü<br />

yapmaktadır. Çatı kaplama<br />

grubunda, titanyum çinko, bakır ve alümiyum<br />

çatı kaplama malzemeleri bulunmakla<br />

birlikte, titanyum çinko uygulamalarında<br />

NedZink ile Haliç Metro Köprüsü projesine,<br />

ElZinc ile Uniq İstanbul projesine imza attık.<br />

Bunun yanında; BEMO yüksek hadveli<br />

alüminyum kenet sistemler ile Kayseri Kadir<br />

Has Stadyumu projesini nihayetlendirdik.<br />

Ayrıca Florya Ekşinar Konakları’nı Euramax<br />

alüminyum levhalar ile tamamlamış<br />

bulunmaktayız. Cephe kaplama grubunda<br />

ise, fibercement paneller, terracotta paneller,<br />

lamine ve doğal ahşap panellerin<br />

satışı gerçekleştirilmektedir. SVK Fibercement<br />

paneller ile Samsun Hilton Hotel, İTÜ<br />

Beylerbeyi Yerleşkesi, Turkcell Data Center<br />

gibi projeleri gerçekleştirdik. Ayrıca Parklex<br />

lamine ahşap paneller ile ÇengelköyPark<br />

Demirland, Eti Bakır Fabrikası, Kundu Villaları;<br />

WRC Kızıl Sedir Ahşap paneller ile ise,<br />

Kırkkonak Tarabya Villaları ve yurt genelinde<br />

daha bir çok konut projesine imza attık.<br />

Bu yıla dönük üretim hedeflerinizden<br />

ve üzerinde çalıştığınız<br />

projelerinizden bahseder misiniz?<br />

Her geçen sene yalıtım pazarında daha fazla<br />

yer ediniyoruz. Yalıtım alanındaki başarımızı<br />

Foamglas ve Firestone markaları üzerinden<br />

değerlendirmek gerekirse; öncelikle<br />

Foamglas cam köpüğü ısı yalıtım levhaları<br />

için son beş senede yaptığımız yalıtımların<br />

karşılığını 2016 senesinde aldık ve içinde<br />

bulunduğumuz senede de almaya devam<br />

ediyoruz. Foamglas cam köpüğü ısı yalıtım<br />

levhaları ile Rize Çaykur Fabrikası ve Varaka<br />

Kâğıt Fabrikası gibi oldukça önemli projelerde<br />

yer aldık. Firestone TPO ve EPDM<br />

membranlar ise artık çevreci ve uzun ömürlü<br />

su yalıtımı dendiğinde akla gelen ilk ürünlerden.<br />

Firestone ile yer aldığımız önemli<br />

projelerden birkaçı Ataklar Lojistik Binası<br />

ve Bilkent Hastanesi. Teknosel’in yalıtımdaki<br />

başarısının altında yatan en büyük etmen<br />

şüphesiz Teknosel’in kendi teknik ekibi<br />

ve yurtdışından süpervizörlerin gelmesi<br />

ile yapılan saha kontrolleri. Hem Foamglas<br />

hem de Firestone ürünlerinde, müşteriye<br />

belirli aralıklarla saha kontrolü imkânı sunuyoruz.<br />

Bu kontroller, Teknosel’in kendi<br />

teknik ekibi ile yapılıyor, belirli periyodlarla<br />

da yurt dışından yetkili firma süpervizörleri<br />

ziyaret gerçekleştirip rapor sunuyor. Bu<br />

ziyaretler sahada üretim kalitesinin artırılmasını<br />

olumlu yönde etkiliyor, ayrıca iş bitiminde<br />

sistem garantisi alınmasını sağlıyor.<br />

Bu da bizim bir “sistem firması” olduğumuzu<br />

kanıtlıyor. Ayrıca ticari faaliyetlerde<br />

bulunduğumuz müşterilerimizin oldukça bilinçli<br />

ve Teknosel ile karşılıklı anlayış içinde<br />

olması başarımızı perçinliyor. Teknosel<br />

yalıtım sektöründe işçilik faktörü çıtasını<br />

sürekli yukarı taşıyor. Yalıtım uygulamaları<br />

yapacak firmalar için, uygulamaya başlanmadan<br />

önce yurtdışından teknik ekip getirilip<br />

uygulamacı ekip için teknik ve uygulama<br />

eğitimi fırsatı sunulduğundan, işçilikten<br />

kaynaklı hatalar en aza indiriliyor ve uygulama<br />

ekibinin mesleki gelişimine de katkı<br />

yapılıyor. Metal kaplama sektöründe de El-<br />

Zinc, NedZink, Aurubis ve Euramax çözüm<br />

ortaklığı ile ilerliyoruz. Bilindiği üzere metal<br />

çatı ve cephe kaplamaları uzun ömürleri ve<br />

çevreci ürün olmaları sebeplerinden dolayı<br />

tercih ediliyor. Ayrıca bu kaplamaların “yaşayan”<br />

malzemeler olması, kullanıcıya ve<br />

mimara görsel olarak da çeşitli imkanlar<br />

sunuyor. Metal malzemelerin yapay yaşlandırılması<br />

ile pek çok farklı yüzey bitişi elde<br />

etmek mümkün. Hala devam eden Ağaoğlu<br />

Maslak 1453 projesinde ElZinc titanyum<br />

çinko çatı kaplamaları tercih edildi. Yalıtım<br />

sektöründe verdiğimiz teknik destek metal<br />

kaplamalarda da mevcut olmakla beraber<br />

Ağaoğlu Maslak 1453 projesinde uygulanmaktadır.<br />

Isı ve ses yalıtımı konusunda<br />

eskiye kıyasla Çatı ve Cephe<br />

Sistemleri’nin geldiği noktayı nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Isı ve ses yalıtımı konusunda Çatı ve Cephe<br />

Sistemleri’ni geldiği noktayı oldukça<br />

olumlu bulmakla beraber, günden güne<br />

sektördeki yalıtım bilincinin arttığını düşünüyorum.<br />

Bunda gösterilebilecek en önemli<br />

kanıt, piyasada farklı performanslardaki<br />

yalıtım malzemesi çeşitliliğinin ve kullanımının,<br />

klasik yalıtım malzemelerinin ise<br />

mimari projelerdeki kalınlığının ve katman<br />

sayısının artmasıdır. Binalara enerji kimliği<br />

kazandırılması ve ısı yalıtımının zorunlu<br />

hale getirilmesi gibi çalışmaların da bu gelişmelere<br />

oldukça olumlu katkı yaptığı da<br />

aşikardır.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Ürün portföyümüzü oluştururken bu ürünlerin<br />

çevreci ürünler olup olmadığı bizim<br />

için en önemli hususların başında geliyor.<br />

Bugün portföyümüzeki bütün ürünler çevreci<br />

/ yeşil ürün sıfatı taşıyor. Ayrıca bütün<br />

ürünlerimiz, yeşil ürün sertifikalarından en<br />

az birine layık görülmüş olmakla beraber,<br />

bu ürünlerin büyük çoğunluğunun hammaddesi<br />

alüminyum veya kauçuk gibi %100<br />

geri dönüştürülebilir maddelerden oluşuyor.<br />

Bilindiği gibi bu özellikler “beşikten<br />

beşiğe” niteliğini taşıyan tasarımlar için<br />

olmazsa olmazlardan. İnşaat faaliyetlerinin<br />

yaygınlaştığı günümüzde, çevreci nitelikli<br />

malzemelerin kullanımı, gelecek nesillere<br />

miras bırakacağımız çevremizi korumak<br />

için önemli bir adım niteliği taşıdığına inanıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 69


“Sektörümüze 90 yıldır<br />

kesintisiz hizmet veriyoruz”<br />

“Önümüzdeki dönemde kil kiremit üretiminde özellikle enerji verimliği konusundaki<br />

yatırımlarımıza devam edeceğiz, stratejik hedeflerimiz doğrultusunda ton başına enerji<br />

tüketimimizi her yıl aşağıya çekiyoruz.”<br />

1927 yılında Eskişehir’de kurulan Türkiye’nin<br />

ilk kiremit fabrikalarından olan Kılıçoğlu<br />

günümüzde yapı sektörünün önderleri<br />

arasında yer almakta. Kılıçoğlu bu yıl<br />

90. yılını kutluyor. Kendilerini “Kurulduğu<br />

günden bu yana sektörde ilkleri gerçekleştirmiş<br />

kendi sektörünün lideri konumunda<br />

bir marka. Kılıçoğlu olarak kurulduğumuz<br />

günden bu yana milyar adetten fazla kiremit<br />

üretimi gerçekleştirdik, yaptığımız sürekli<br />

AR-GE çalışmaları neticesinde ürünlerinde<br />

ve hizmetlerinde çeşitlilik sağlarken,<br />

yapı sektörünün önde gelen ve lokomotif<br />

isimleri arasında yer aldık. Bugün kurulu<br />

kapasiteyle kiremit üretimimiz Megaron<br />

Çatı Teknolojileri ile birlikte yıllık 8 Milyon<br />

metrekareye çıkmıştır. Eskişehir’de bulunan<br />

Türkiye’nin en yüksek kapasitesine<br />

sahip tam otomatik fabrikamız ve sürekli<br />

yenilenen teknolojilerle günden güne büyürken,<br />

ürün kalitesini her geçen gün bir<br />

adım daha ileriye taşıyoruz.” Sözleriyle ifade<br />

eden Kılıçoğlu <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong>leri Grup<br />

Başkanı Barış Y. Özaydemir ile bir söyleşi<br />

düzenledik. Keyifli okumalar…<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bahseder misiniz?<br />

Şirketimiz bu yıl 90. yılını kutluyor ve 4. nesil<br />

olarak şirketin yönetimin başındayım.<br />

Kılıçoğlu bu gün konut çatı pazarının lideri<br />

konumunda. Gerek m2 satış gerekse marka<br />

bilinirliği açısından lider konumdayız.<br />

Burada sektör tanımı tabiki çok önemli<br />

biz sektörümüzü Türkiye konut çatı pazarı<br />

veya daha teknik olarak eğilimli çatı pazarı<br />

olarak tanımladık. Bu pazarda 90 yıldır<br />

kesintisiz olarak hizmet veriyoruz.<br />

Kılıçoğlu olarak kiremit üretimine başladığımız<br />

sektörde önemli atılımlar gerçekleştirerek<br />

çatıyla ilgili her türlü ihtiyacı<br />

karşılayabilen bir marka haline geldik.<br />

Kiremit ile birlikte çatıdaki önemli detay<br />

çözümleri ile çatı pencereleri, yağmur<br />

indirme sistemlerinden güneş panellerine<br />

kadar en geniş ürün çeşidi Kılıçoğlu<br />

ürün gamında yer almaktadır.<br />

Ayrıca İzocephe markamızla alternatif<br />

dış cephe mantolama ürünleri sunuyoruz.<br />

2014 yılında üretime başlayan yeni<br />

tesisimizle Megaron Çatı Teknolojileri<br />

markası altında çatıyı bir teknoloji olarak<br />

çözüyor ve alternatif renkli çatılar<br />

sunuyoruz. Bununla birlikte uzman bayilerimiz<br />

ile müşterilerimize komple anahtar<br />

teslim çatı-cephe hizmeti ile daha<br />

katma değerli hizmetle farklı bir çatı deneyimi<br />

yaşamalarını sağlıyoruz.<br />

70<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Yapmış olduğunuz uygulamalardan<br />

bir kaç örnek verebilir misiniz?<br />

Türkiye’nin farklı bölgelerinde bir çok konut<br />

projesinde tercih edilen bir markayız.<br />

İlk olarak aklıma gelen bir kaç tanesini<br />

saymam gerekirse Türkiye’nin en büyük<br />

kentsel dönüşüm projesi Kuzey Ankara<br />

projesinde bizim kiremit ve sistem çözümlerimiz<br />

kullanıldı ve halen kullanılıyor. Bunun<br />

yanında çatısı ve mimarisi ile dikkat<br />

çeken İstanbul Tuzla’da bulunan Via Port<br />

Marina projesinde de bizim ürünlerimiz<br />

kullanıldı. Bu projede yukarıdan bakıldığında<br />

deniz dalgası efekti verilmesi istendi ve<br />

3 farklı tonda mavi kiremit ürettik bu proje<br />

için. Bunlarla birlikte İstanbul’da Kasaba<br />

Projesi’nde bizim ürünlerimiz kullanılıyor.<br />

Burada da ürün gamımızda bulunana farklı<br />

seri ürünler tercih edildi. Farklı kiremit<br />

modellerimiz ve çeşitliliğimizle projelerde<br />

istenilen çözümü sunabiliyoruz.<br />

Bunların yanında bir çok renovasyon projesinde<br />

de yer aldık. II. Meclis binası bunlardan<br />

biri ve İstanbul’da bulunan bir çok<br />

tarihi yalı ve köşk çatılarında ürünlerimiz<br />

tercih edildi.<br />

Talep ve arzdaki artan çeşitliliği bir<br />

baskı unusuru mu, yoksa potansiyel<br />

yeni uzmanlık alanları olarak mı<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Son yıllarda çatılarda da farklı ürün tercihleri<br />

var. Bu hem projelerde hem de bireysel<br />

çatı sahiplerinde karşımıza çıkan bir<br />

unsur. Biz Kılıçoğlu olarak kendimizi bu<br />

çeşitli taleplere hazırladık. Sektörde şu<br />

anda en geniş ürün gamına sahip firma<br />

biziz. Bu anlamda çatı sahiplerine bir çok<br />

alternatif sunabiliyoruz. Hatta bunu Çatıda<br />

Seçme Özgürlüğü sloganıyla da vurguluyoruz.<br />

Ayrıca inovasyona çok önem veriyoruz.<br />

Havayı temizleyen Ecotitanium ürünümüz<br />

geçtiğimiz yıl ‘Yılın Çatı <strong>Malzeme</strong>si’<br />

de seçilerek 2 ayrı ödül aldı. Önümüzdeki<br />

dönemde farklı çatı kaplama malzemeleriyle<br />

de müşterilerimize daha fazla seçenek<br />

sunacağız.<br />

Yatırımlar açısından önümüzdeki<br />

dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Önümüzdeki dönemde kil kiremit üretiminde<br />

özellikle enerji verimliği konusundaki<br />

yatırımlarımıza devam edeceğiz,<br />

stratejik hedeflerimiz doğrultusunda ton<br />

başına enerji tüketimimizi her yıl aşağıya<br />

çekiyoruz. Megaron tesisimizde de kapasiteye<br />

yönelik yatırımlarımız devam ediyor,<br />

artan talebe karşılık verebilmek için üretim<br />

adetlerimizi artırıyoruz.<br />

Bu yıla dönük üretim hedeflerinizden<br />

ve üzerinde çalıştığınız<br />

projelerinizden bahseder misiniz?<br />

Üretim planımlarımızı yaparken kapasite<br />

kullanım oranlarımızı en yukarıda tutmak<br />

ana hedefimiz oluyor, <strong>2017</strong> yılı için %85-<br />

90 kapasite kullanım hedefimiz var.<br />

Odağımızda sürekli ürün geliştirme ve iyileştirme<br />

var. Ar-Ge yapıyoruz, bugünlerde<br />

yurt dışı için Türkiye’de olmayan bir ürün<br />

üzerinde çalışıyoruz. Kılıçoğlu markasıyla<br />

da yeni ürün çalışmalarımız devam ediyor.<br />

Granada’yı estetik anlamında ve çatıda<br />

uygulama kolaylığı açısından yeniden tasarladık.<br />

Tüketicinin ve uygulamacıların<br />

taleplerini değerlendirerek yeni ürünleri<br />

geliştiriyor ve tasarlıyoruz. Var olan ürünlerde<br />

tasarım geliştirmeleri yaparak su<br />

sızdırmazlık emniyeti ve çatıda döşeme<br />

kolaylığı gibi teknik özellikleri daha üst<br />

seviyelere taşıyoruz. Geçtiğimiz yıl Alaturka<br />

Kiremidimizde bir yenilik yaptık.<br />

Kiremidin yanlarına eklediğimiz parça ile<br />

Alaturka kiremidin kayma ve döşeme zorluğu<br />

gibi sorunlarını ortadan kaldırdık. Bu<br />

ürün patenti de şu anda bizde. AR-GE departmanımızda<br />

bir kaç grup çalışıyor. Çok<br />

ciddi testler yapıyoruz. Bir ürün tasarımı<br />

1,5-2 yılı bulabiliyor. Kil kiremitte yılda<br />

bir veya iki yılda bir Ar-Ge ürünü çıkıyor<br />

ama Megaron’da çok daha fazla ürün çıkarıyoruz.<br />

Hammadde konusunda da Türkiye’nin<br />

sayılı test merkezlerinden birini<br />

kuruyoruz hem teknik personel hem de alt<br />

yapı olarak uluslarası bir araştırma labortuarı<br />

olma yolunda ilerliyor bu merkezimiz.<br />

Isı ve ses yalıtımı konusunda<br />

eskiye kıyasla Çatı ve Cephe<br />

Sistemleri’nin geldiği noktayı nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Bu konuda genel bir bilinçlenme var. Ama<br />

Barış Y. Özaydemir / Kılıçoğlu <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong>leri Grup Başkanı<br />

henüz Avrupa düzeyinde değil. Isı yalıtımı<br />

denilince ilk olarak akla dış cephe geliyor<br />

ancak çatıdaki ısı yalıtımının da doğru yapılması<br />

son derece önemli. Binalardaki ısı<br />

kayıplarının %25’i çatılardan kaynaklanıyor.<br />

Çatıda ısı yalıtımı konusunda daha<br />

çok bilinçlendirme yapılması gerekiyor.<br />

Özellikle çatı altında yaşam olan konutlarda<br />

ısı yalıtımının mutlaka doğru ürünlerle<br />

ve uygulamayla yapılması çok önemli.<br />

Biz bu anlamda sunduğumuz çözümlerde<br />

yangın açıdından güevenli ve nefes alan<br />

ürünler sunmaya özellikle dikkat ediyoruz.<br />

Bizden anahtar teslim uygulama isteyen<br />

müşterilerimize ısı ve su yalıtımını birlikte<br />

sunan sistem çözümlerimizi sunuyoruz.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Atıklarımızı ikiye ayırıyoruz ambalaj atıkları<br />

ve üretim esnasında çıkan atıklarımız.<br />

Ambalaj atıklarımızın geri toplanması için<br />

yetkili kuruluşlarla sözleşmeler yapıp bu<br />

konuda geri dönüşümüz sağlıyoruz.<br />

Üretim esnasında çıkan atıklarımız için öncelikli<br />

hedefimiz bu atıkları minimize etme<br />

yoluna gidiyoruz, fire olarak çıkan ürünlerimizi<br />

tekrar ürüne çevirerek çevreye zarar<br />

vermemelerini sağlıyoruz. Ayrıca başka<br />

ürün üreten firmalarla simbiyoz adını verdiğimiz<br />

çalışmalarımız var, hem onların atıklarını<br />

bizim değerlendirmemiz hem de bizim<br />

bazı atıklarımızın onların değerlendirmesi<br />

açısından iki taraflı çalışmalarımız var.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 71


Sektörel<br />

Schréder Türkiye <strong>2017</strong>’den umutlu!<br />

Zeynep Akkaya: “Türkiye’ye bir heves için gelmedik”<br />

Son bir yıldır, Türkiye’de Schréder Aydınlatma Ticaret A.Ş olarak yoluna devam eden dünya<br />

dış aydınlatma devi Schréder, <strong>2017</strong>’den umutlu. Yılın ilk çeyreğinde hedeflerini yakalayan<br />

Schréder Aydınlatma Genel Müdürü Zeynep Akkaya, zorlu geçen 2016 yılına rağmen Türkiye’nin<br />

fırsatlar ülkesi olduğunu ve büyümeye devam edeceklerini söyledi.<br />

Türkiye’ye tek bir proje için ya da bir heves<br />

için gelmedik. Burada büyümek ve Türkiye<br />

aydınlatma sektörüne katkı sunmak için<br />

çalışıyoruz. Yeni enerji tasarrufu teknolojileri,<br />

hem global pazarda hem de Türkiye’de<br />

pazarları ve segmentleri geliştirmek<br />

için yeni fırsatlar yakalamamıza izin<br />

veriyor” dedi. Schréder Grubu’nun 2016<br />

yılını verimli geçirdiğini, finansal açıdan<br />

çok sağlam ve istikrarlı olduğunu söyleyen<br />

Akkaya, Türkiye’de büyüme hedefleri<br />

doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini<br />

belirtti. Türkiye’ye bir heves için değil,<br />

sürdürülebilir bir iş hacmi oluşturmak<br />

için geldiklerini ifade eden Akkaya, “Türkiye’de<br />

2016 zor bir yıldı ama <strong>2017</strong> iyi<br />

başladı. Birinci çeyrek hedeflerimizi yakalıyoruz.<br />

Yılın geri kalanının da aynı şekilde<br />

gideceğine inanıyoruz. Bütün zorluklarına<br />

rağmen Türkiye’nin fırsatlar ülkesi olduğuna<br />

inanıyoruz. Burada kalıp, büyüyeceğiz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Dış aydınlatmada dünyanın önde gelen<br />

markalarından Schréder, Türkiye’deki<br />

çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.<br />

Nesnelerin interneti teknolojileri ile<br />

aydınlatma sektörünün de bir değişim<br />

içinde olduğunu ifade eden Schréder Aydınlatma<br />

Genel Müdürü Zeynep Akkaya,<br />

Zeynep Akkaya/ Schréder Aydınlatma Genel Müdürü<br />

Schréder’in bu dönüşüme rakiplerinden<br />

daha kolay ayak uydurduğunu belirtti. Türkiye’de<br />

şehirlerin akıllı şehirlere dönüşmesinin<br />

aydınlatma sektörü için büyük bir<br />

fırsat oluşturduğunu aktaran Akkaya, “Türkiye<br />

bizim için büyük potansiyel taşıyan bir<br />

ülke ve Türkiye ekonomisine güveniyoruz.<br />

“Dış aydınlatma çözümlerinde<br />

dünyada üçüncü sıradayız”<br />

Schréder’in Türkiye pazarında daha çok Tünel<br />

ve Yol Aydınlatma çözümleri ile tanındığını<br />

ancak son dönemlerde farklı segmentlerde<br />

de çalışmalar yürüttüklerini aktaran<br />

Zeynep Akkaya, “2016 CSIL (Centre for<br />

Industrial Studies- Endüstriyel Araştırmalar<br />

Merkezi) sonuçlarına göre dış aydınlatma<br />

çözümlerinde dünyada üçüncü sıradayız.<br />

Nesnelerin interneti ve artan akıllı şehirlerde<br />

akıllı ve bağlantılı ortamlar yaratan aydınlatma<br />

çözümleri öne çıkıyor. Shuffle ve Owlet<br />

IoT gibi ürünlerimizle müşterilerimize hem<br />

enerji tasarrufu sağlayan hem de bağlantılı<br />

ortamlar için kendi aydınlatma altyapılarını<br />

optimize eden yardımcı çözümler geliştirdik.<br />

Osman Gazi Köprüsü’nde köprü ve viyadüğün<br />

yol ve dekoratif aydınlatması, Adana da<br />

ASKI Basketbol Stadyumu’nun aydınlatması<br />

ile ‘Taksim Meydanı ve Yakın Çevresi Düzenleme<br />

Projesi’ kapsamında Taksim Meydanı<br />

aydınlatması buna örnek olacak çalışmalarımız”<br />

diye konuştu.<br />

72<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


ORKA’da işler<br />

“Her Aşamada Kalite” esasıyla yürüyor<br />

“Banyo mobilyasında üstün teknolojimizi ve sıra dışı tasarım gücümüzü, profesyonel<br />

işçilik ve yılların tecrübesi ile birleştirerek müşterilerimize hızlı, kaliteli ve pratik çözümler<br />

sunuyoruz. Her bütçeye ve her mekana uygun tasarımlarımız ile yaşam alanlarına hayat<br />

vermeyi hedefliyoruz.”<br />

1992 yılında ORKA® Ahşap Ürünleri, inşaat<br />

malzemeleri satışı amacıyla başladığı<br />

yolculuğuna 1994 yılından itibaren pazardaki<br />

ihtiyaçlar doğrultusunda sadece<br />

Banyo Mobilyası alanında uzmanlaşarak<br />

devam ediyor. Çeyrek asrı aşkın süredir<br />

şık ve kullanışlı banyo mobilyaları üreterek<br />

alanında kazandığı uzmanlığı ve güveni,<br />

özgün tasarımlar, zengin ürün çeşitleri,<br />

son teknoloji üretim sistemleri, kalite ve<br />

satış sonrası hizmet anlayışı ile destekliyor.<br />

Türkiye’de banyo mobilyaları alanında<br />

ORKA® markası olarak öncü konumunda<br />

olan ORKA® Ahşap ve <strong>Yapı</strong> Ürünleri’nin<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yılmaz ile<br />

şirketin faaliyetlerini, üretim süreçlerini ve<br />

sektördeki son yenilikleri ele almaya çalıştık.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />

faaliyet alanlarından ve hedef<br />

kitlenizden bahseder misiniz?<br />

ORKA® Banyo olarak, fonksiyonelliği, estetiği<br />

ve şıklığı ön plana çıkararak dünya<br />

standartlarında banyo ve modüler mobilyalar<br />

üreten dinamik bir markayız. Bugün<br />

280’nin üzerinde personelimiz ile Düzce<br />

yerleşkesinde yer alan üretim tesisimizde<br />

50.000 m2 açık arazi üzerinde 22.000<br />

m2 kapalı alanda üretim tesisinde en son<br />

Alman ve İtalyan üretim teknolojilerini kullanarak<br />

evrensel kalitede üretim yapıyoruz.<br />

Yılda 540 bin adet banyo mobilyası<br />

üretim kapasitesine sahip olan ORKA®’da<br />

yetkin çalışanlarımızla alanında lider bir<br />

firma ve uluslarası marka olmak vizyonu<br />

ile hareket ediyoruz. Banyo mobilyasında<br />

üstün teknolojimizi ve sıra dışı tasarım<br />

gücümüzü, profesyonel işçilik ve yılların<br />

tecrübesi ile birleştirerek müşterilerimize<br />

hızlı, kaliteli ve pratik çözümler sunuyoruz.<br />

Her bütçeye ve her mekana uygun tasarımlarımız<br />

ile yaşam alanlarına hayat vermeyi<br />

hedefliyoruz.<br />

74<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

2008 yılında dünyanın birçok ülkesinde<br />

marka olarak tescillenen ORKA ® ’nın tüm<br />

ürünlerinde Sanayi Bakanlığı’nca onaylı<br />

garanti belgesi bulunmaktadır. Halihazırda<br />

“Her Aşamada Kalite” ilkesi ile hedeflerimize<br />

koşarken, tüm Türkiye’de çeyrek<br />

asırda 300’den fazla satış noktası ile 5<br />

milyona yakın tüketiciye ulaşan ve 50<br />

farklı ülkeye ihracat yapan bir konumda<br />

bulunuyoruz. İnovasyon ve modernliğe verdiğimiz<br />

önem ile her gün marka bilinirliğini<br />

ve pazar payımızı artırarak sektör liderliğini<br />

sürdürüyoruz. ORKA ® Banyo olarak ürün<br />

gamımızda C segmentinden A+ segmentine<br />

kadar tüm kitlelere hitap eden çok iddialı<br />

ürünler yer alıyor. İç piyasaya yönelik<br />

ürün gamımız daha çok B ve B+ ürünlerden<br />

oluşuyor.<br />

Kaliteden ödün vermeyen ORKA ® Banyo’da<br />

üretim süreçlerinde kullanılan hammadde<br />

ve yarımamuller TSE ve CE kriterlerine uygun<br />

olacak şekilde seçiliyor. Ürünlerimizin<br />

sağlamlığını ve güvenliğini uluslararası akreditasyona<br />

sahip ISO 9001:2000 Kalite<br />

Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı<br />

ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 10002<br />

Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Şikayetleri<br />

Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre<br />

Yönetim Sistemi sertifikaları ile belgelendiriyoruz.<br />

Şu anda kalite departmanımız<br />

ile tedarikçilerimizde yerinde kalite kontrolü<br />

yapıyoruz.<br />

Ayrıca 2015 yılı itibariyle banyo mobilyaları<br />

sektöründe Türkiye’de bir ilki yerine<br />

getirerek TÜVNORD tarafından verilen ve<br />

ORKA ® Banyo ürünlerinin sağlamlığını,<br />

dayanıklığını ve güvenliğini onaylayan GS<br />

sertifikasını da almış bulunuyoruz. FSC<br />

Orman Yönetim Konseyi Belgeleri ile de<br />

doğanın korunmasına ve sürdürülebilir yaşam<br />

alanlarına destek olma çabalarımızı<br />

üretim süreçlerimize yansıtıyoruz. 2015<br />

yılında banyo yaşam alanlarında ihtiyaç<br />

duyulan tamamlayıcı ürünler gamı oluşturularak<br />

aksesuar ve armatür grubunu kapsayan<br />

ORKA Plus markasını tüketiciler ile<br />

buluşturduk.<br />

2016 yılı içinde MASKO Mobilyalcılar Sitesinde<br />

1.200 m 2 ’lik Showroom yatırımını<br />

gerçekleştirdik. Yanısıra Türkiye’nin bir<br />

çok ilinde ve dünyanın bir çok ülkesinde<br />

münhasır satış noktaları oluşturduk. Bir<br />

Ömer Yılmaz / Yönetim Kurulu Başkanı<br />

yandan sistem ve organizasyon yatırımları<br />

devam ederken, bir yandan üretim alanında<br />

üç makine yatırımı daha yapıldı, delik<br />

hattı yenilendi.<br />

İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar<br />

sunuyorsunuz?<br />

Banyo mobilyaları sektörü konut projelerindeki<br />

ince işler kısmına girdiği, ince işlerin<br />

ihale süreçleri daha sonlara bırakıldığı<br />

ve inşaatlarda süreçler çok hızlı olmayı<br />

gerektirdiği için numune ve onay süreçlerinde<br />

yüklenici firmaların daha da hızlı<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 75


olması gerekiyor. Biz de proje ve toplu konut<br />

işlerinde ORKA ® Banyo olarak hızlı ve<br />

kaliteli çözümler ile piyasaya yanıt verebiliyoruz;<br />

bu durum da bizi diğer firmalardan<br />

ayıracak şekilde öne çıkartıyor. Profesyonel<br />

kadromuzla hem teknik hem hız açısından<br />

projelerde avantaj sağlıyoruz. Proje<br />

ekibimizin tecrübesi ve uzmanlığı ile teknik<br />

detayların netlik kazanmasında numune<br />

sürecinde projelere destek oluyoruz.<br />

Sektör lideri olarak tedarik gücüne bağlı<br />

olarak da uygun hammaddelerin veya malzemelerin<br />

bulunmasında firmamız tüm<br />

kolaylıkları sunarak inşaat firmalarına hız,<br />

kalite ve maliyet avantajı sağlıyor. Bu bağlamda,<br />

ORKA ® Banyo olarak tedarikçi gibi<br />

değil, iş ortağı gibi hareket ederek onlarla<br />

birlikte uzun ömürlü ve kullanıcı dostu<br />

olan tasarımlara imza atıyoruz, teknik<br />

detaylarla ilgili bilgilendirmeler yapıyoruz.<br />

Bu anlamda her zaman projelerde görev<br />

alan mimarlar ve mimarlık firmaları ile de<br />

birlikte çalışıyoruz. Üretim aşamasında da<br />

fabrikamızın kapasitesi gerek kalitede gerekse<br />

üretim hızı olarak kolaylık sağlıyor.<br />

ORKA ® Banyo olarak yapılacak projelerin<br />

teknik şartnamelerine uygun adetli üretim<br />

konusunda titizlikle hareket ederek kaliteli<br />

hizmet sağlıyoruz.<br />

Projelerde en önemli hususlardan biri<br />

montajın kalitesidir. ORKA ® Banyo olarak<br />

Türkiye’de birçok büyük projeye imza attık.<br />

Montaj ekibimiz oldukça tecrübeli ve bilgili.<br />

Şu ana kadar hiçbir sorun yaşamadan<br />

konut projelerinde en iyi şekilde hizmet<br />

verdik. Bu da hem satış sonrası süreçler<br />

açısından hem de hız açısından inşaat firmalarına<br />

destek sağlayan bir yaklaşım. Bu<br />

anlamda Türkiye’nin farklı noktalarında,<br />

İstanbul dışında yer alan projelerde de,<br />

montaj ekiplerimizle destek hizmeti veriyoruz.<br />

Özellikle hakedişli projelerde satış<br />

sonrası hizmet verebilmek çok önemli.<br />

Bu konuda çalıştığımız inşaat firmalarının<br />

yüklenici sıralamasında ilk sıralarda yer<br />

alan bir firmayız. Son kullanıcı sorunlarında<br />

şantiyelerde görev alan ekiplerimiz hızlı<br />

cevap verebiliyor. Ev sahipleri yerleştikten<br />

sonra bile ekiplerimiz bir süre orada çalışmaya<br />

devam ediyor. Fabrikamız da bize<br />

bu konuda destek oluyor, oluşabilecek<br />

aksi durumlar için mutlaka önlem alınıyor<br />

ve projeye ait stok alanları oluşturuyoruz.<br />

En hızlı şekilde satış sonrasında da<br />

destek verebiliyoruz. Kısaca hızlı üretim,<br />

kaliteli ve hızlı montaj, hızlı sevkiyat ve kaliteli<br />

ürün çözümü projelerde sağladığımız<br />

avantajlar diyebiliriz.<br />

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en<br />

önemli faktör nedir?<br />

Banyo mobilya sektörünün oluşumuna liderlik<br />

eden firmamızı farklı kılan en önemli<br />

özellik zengin ürün çeşidi içinde yer alan<br />

butik tasarımları endüstriyel halde seri ve<br />

teknolojik şekilde üreterek beklenen kalitede<br />

ürünü hızlı şekilde tüketiciye ulaştırmasıdır.<br />

Kalite en fazla önem verdiğimiz<br />

konulardan biridir. ORKA ® Banyo olarak<br />

müşterilerimize A’dan Z’ye kaliteyi sunuyoruz.<br />

Halihazırda “Her Aşamada Kalite”<br />

ilkesi ile hedeflerimize koşarken, tüm Türkiye’de<br />

çeyrek asırda 300’den fazla satış<br />

noktası ile 5 milyona yakın tüketiciye ulaşan<br />

ve 50’den fazla ülkeye ihracat yapan<br />

bir konumda bulunuyoruz.<br />

Ayrıca 2015 yılı itibariyle banyo mobilyaları<br />

sektöründe Türkiye’de bir ilki yerine<br />

getirerek TÜVNORD tarafından verilen ve<br />

ORKA® Banyo ürünlerinin sağlamlığını,<br />

dayanıklığını ve güvenliğini onaylayan GS<br />

Sertifikasını da almış bulunuyoruz. FSC<br />

Orman Yönetim Konseyi Belgeleri ile de<br />

doğanın korunmasına ve sürdürülebilir yaşam<br />

alanlarına destek olma çabalarımızı<br />

üretim süreçlerimize yansıtıyoruz.<br />

Kullandığınız ürün ve<br />

malzemelerdeki tercihlerinizi hangi<br />

kriterlere göre belirliyorsunuz?<br />

Kaliteden ödün vermeyen ORKA ® Banyo’da<br />

üretim süreçlerinde kullanılan hammadde<br />

ve yarımamuller TSE ve CE kriterlerine uygun<br />

olacak şekilde seçiliyor. Evrensel kalitede<br />

üretim yapmanın bilinci ile kaliteden<br />

ödün vermeden, Avrupa standartları normlarına<br />

uygun malzemeler kullanarak tasarımlarımızı<br />

ulaşılabilir kılıyoruz. Ürünlerimizin<br />

sağlamlığını ve güvenliğini uluslararası<br />

akreditasyona sahip ISO 9001:2000 Kalite<br />

Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş<br />

Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO<br />

10002 Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri<br />

Şikayetleri Yönetim Sistemi, ISO 14001<br />

Çevre Yönetim Sistemi sertifikaları ile belgelendiriyoruz.<br />

Şu anda kalite departmanımız<br />

ile tedarikçilerimizde yerinde kalite<br />

kontrolü yapıyoruz.<br />

Sektörde sıkça karşılaştığınız<br />

kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu<br />

sorunların çözümü noktasında sizce<br />

ne tür adımlar atılmalı?<br />

Banyo mobilyaları sektörü yeni gelişen ve<br />

kendi içinde yeni yatırımlar yapılan bir konumda<br />

bulunuyor; ancak merdiven altı üretici<br />

sayısı da hayli fazla. Son dönem ekonomide<br />

meydana gelen dalgalanmalardan<br />

en çok etkilenen kesim de bu üreticiler<br />

aslında. Bu bağlamda, ürün-hizmet-kalite<br />

üçgeninde üretim yapan ve kurumsal oluşumunu<br />

tamamlayan firmalar öne geçecektir,<br />

böylece zamanla haksız rekabette<br />

de istenilen noktaya gelinecektir.<br />

Banyo mobilyaları sektörü yapı sektörü<br />

76<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

ve mobilya sektörü ile girift bir konumda<br />

olduğu için ürün çeşitliliğinin fazla olması<br />

gerekiyor. Banyoda kullanılan seramiklerin<br />

banyo dolaplarında kullanılan ahşabın<br />

rengi ile uyumu ya da lavabonun dolabın<br />

ahşap modeli ile uyumu, ölçü alternatifleri<br />

gibi bileşenler nihai tüketicilerin talep ettikleri<br />

ürün alternatiflerinin çeşitli olmasını<br />

gerektiriyor. Bu durum da sektördeki oyuncuların<br />

hem çok çeşitli, hem de adet olarak<br />

fazla sayıda ürünü stoğunda tutmasını<br />

gerektiriyor.<br />

Ürünler zaman içinde merdiven altı üreticiler<br />

tarafında rahatlıkla taklit ediliyor ve<br />

haksız rekabet ile karşı karşıya kalınıyor.<br />

Aynı şekilde, denetimlerin yetersiz oluşu<br />

işine yatırım yapmayan firmalar ile aynı pazarda<br />

yer alınmasına sebep oluyor.<br />

Mobilya yan sanayinin yetersiz olması ile<br />

uygun tedarikçi seçimi yapılamaması, kalifiye<br />

olmayan insan gücü, sektörel birliğin<br />

olmaması, yurtdışından ithal olan hammadde<br />

ve yarı mamül fiyatlarının dövizdeki<br />

artışa bağlı olarak anlık fiyat artışları ve<br />

TL cinsinden olan satış fiyatlarında artış<br />

yapılamaması gibi sorunlar da sektörün<br />

verimliliğini düşürüyor.<br />

Tüm bu sorunlara karşın, sektörel birliğin<br />

seramik ve mobilya üreticileri ile birlikte<br />

sağlanmasının bir çözüm olabileceğini<br />

düşünüyoruz. Ayrıca, ilgili meslek liseleri<br />

ve üniversiteler ile işbirliği yapılarak gerekli<br />

kalifiye insan gücünün sağlanabileceğine<br />

inanıyoruz. Son olarak da devletin<br />

denetimlerini artırarak kaçak işçileri, gayri<br />

resmi faaliyet gösteren firma ve atölyeleri<br />

tesbit ederek sektördeki haksız rekabetin<br />

önüne geçilebileceğini ve mobilya sektöründe<br />

olduğu gibi sektörün sorunlarını ve<br />

çözüm önerilerini içeren çalıştaylar düzenlenebileceğini<br />

düşünüyoruz. Herşeyden<br />

önce halen resmi kurumlarda diğer mobilya<br />

olarak tanımlanan ve mutfak mobilyalarının<br />

alt grubu olarak izlenen banyo<br />

mobilyalarının kendi adı ile banyo mobilyaları<br />

olarak ayrı bir kategori olarak takip<br />

edimlesini temenni ediyoruz.<br />

Bir yandan da firma olarak üzerimize düşen<br />

kalite, hizmet ve satış sonrası konularının<br />

tüketici nezdinde farkındalığını artırmaya<br />

yönelik, bu konuda toplum bilinci<br />

oluşturmaya ilişkin çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Son olarak da sektörün toplamda<br />

pazar payının ve farkındalığının arttırılması<br />

amacıyla tanıtım seferberliğine gidilmesinin<br />

de faydalı olacağı inancında olduğumuzu<br />

belirtmek istiyoruz.<br />

Önümüzdeki yıl için yeni proje/<br />

yatırımlarınız olacak mı?<br />

Modern yönetim teknikleri ile sürdürülebilir<br />

verimde artış ve planlı büyüme, sürdürülebilir<br />

kalite ve sürekli iyileştirme, sürdürülebilir<br />

karlılık, global pazarlarda büyüme ve<br />

marka olma, ürün bazlı inovatif tasarımlara<br />

imza atarak onları tescil ettirme ve patentlerini<br />

alma, çalışan ve müşteri memnuniyetini<br />

daha da arttırma, ve paydaşlarla<br />

yeni işler geliştirme gibi konulara eğilmeyi<br />

planlıyor ve hedefliyoruz. Bunun yanı sıra,<br />

sektöründe ilkleri gerçekleştiren ve FSC,<br />

BSCI ve Entegre Yönetim Sistemleri vb<br />

ulusal ve uluslararası standart ve yönetim<br />

sistemlerini uygulayan bir firma olarak bu<br />

ünvanımızı sürdürmeyi de hedefliyoruz.<br />

Sistem, organizasyon ve insan kaynağı yatırımlarımız<br />

devam ederken, lojistik alanda<br />

filoya katılacak büyük araçlar ile tüketiciye<br />

verilen hizmetin iyileştirilmeyi planlıyoruz.<br />

<strong>2017</strong> yılı içinde Tanınmış Marka Tescili almayı<br />

ve TURQUALITY programına katılmayı<br />

hedefliyor, bu doğrultuda çalışmalarımıza<br />

devam ediyoruz. Bu sene itibariyle en<br />

önemli hedeflerimiz arasında Endüstri 4.0<br />

gerekliliklerini yerine getirmek yer alıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 77


Saray, kullandığı enerjinin<br />

% 22’sini kendi üretiyor<br />

Saray Alüminyum birbiri ardına faaliyete geçirdiği 2 rüzgâr enerjisi santrali ile bir yılda<br />

9 milyon kWh elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirdi. Bu sayede üretim tesislerinde<br />

kullandığı elektrik enerjisinin yaklaşık % 22’sini kendi başına karşıladı.<br />

Saray Alüminyum, dünyada karbon ayak<br />

izine karşı giderek yaygınlaşan harekete<br />

önemli katkılar sunuyor. İstanbul Güneşli<br />

ve Tekirdağ Çerkezköy’de, toplam 90<br />

bin m² kapalı alanda üretim yapan Saray,<br />

enerji tasarrufunda bulunarak ve yenilenebilir<br />

enerji üretimine yaptığı yatırımlar<br />

ile karbon ayak izini siliyor, küresel ısınma<br />

ve iklim değişikliğine karşı verilen savaşa<br />

destek oluyor.<br />

Saray Alüminyum, yaklaşık 4.5 milyon<br />

Euro tutarında bir yatırımla Çerkezköy<br />

üretim tesisine iki rüzgâr enerjisi santrali<br />

kurdu ve ilk yılda 9 milyon kWh elektrik<br />

enerjisi üretimi gerçekleştirdi. Üretimde<br />

kullanılan bu enerji sayesinde, Çerkezköy<br />

tesisinin toplam kurumsal karbon<br />

78<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

ayak izi değerinde 5.238 t CO2e azalma<br />

sağlandı. Böylece, üretim kaynaklı sera<br />

gazında, toplamda %22 oranında bir iyileştirme<br />

kaydedildi.<br />

Saray Alüminyum geçtiğimiz yıl üçüncü<br />

rüzgâr tribününü de devreye aldı. Rüzgâr<br />

enerjisi için son 3 yıl içinde toplamda<br />

6.6 milyon Euro tutarında yatırım gerçekleştiren<br />

Saray, enerji üretimini daha da<br />

artırmayı, karbondioksit salımında daha<br />

yüksek oranlarda azalma sağlamayı hedefliyor.<br />

Saray Alüminyum kurucusu Ahmet Saraylı,<br />

“Üretim tesislerimizde elimizdeki<br />

imkanları en yeni teknolojiler ile buluştururken<br />

içinde yaşadığımız dünyayı daha<br />

fazla tüketmemeye özen gösteriyoruz”<br />

diyor ve ekliyor: “Saray Alüminyum olarak<br />

sadece finansal verilere bağlı kalmayıp,<br />

aynı zamanda çevreye olan etkilerimizi<br />

de en aza indirgeyerek, sosyal ve çevresel<br />

boyutta da sürdürülebilir olmanın<br />

gerekliliklerini çeşitli uygulamalarla yerine<br />

getiriyoruz. Geçtiğimiz sene, Avrupa<br />

normlarıyla uyumlu EPD belgeleri aldık.<br />

Avrupa ve Türkiye’nin büyüyen markası<br />

olarak LEED, BREEAM, DNGB ve ÇEDBİK<br />

gibi Sürdürülebilir Bina Sertifikalandırma<br />

sistemlerine ürünlerimiz ile ek puanlar<br />

sağlamaktayız. 2016 verilerimizle, karbondioksit<br />

salımında sağladığımız azalmayı<br />

yine uluslararası kuruluşlar denetiminde<br />

belgelendirdik. İnsanoğlunun daha<br />

iyi bir gelecekte yaşaması için yaptığımız<br />

çalışmalardan gurur duyuyoruz.”<br />

Gelişmeyi ve kaliteyi sürdürülebilir<br />

kılıyor<br />

Saray Alüminyum geçtiğimiz yıl 3 EPD belgesi<br />

birden aldı. Saray, tüm uluslararası<br />

pazarlarda geçerli olan ve Sürdürülebilir<br />

Üretim Arge ve Tasarım Merkezi bünyesinde<br />

bulunan EPD Turkey kanalıyla kayıt<br />

altın alınan bu belgeleri, ürettiği Alimünyum<br />

Kompozit Paneller, Alüminyum Profil<br />

ve PVC Profil alanlarında almaya hak<br />

kazandı.<br />

Üretici firmalar, “Çevresel Ürün Beyanı<br />

– Environmental Product Declaration<br />

(EPD)” belgesi için, hammadde elde<br />

etme süreçleri, enerji kullanımı ve verimliliği,<br />

malzeme ve kimyasal madde<br />

içeriği, hava, su ve toprağa verilen emisyonlar,<br />

atık oluşumu gibi çeşitli kriterlere<br />

göre değerlendiriliyor. Yaşam Döngüsü<br />

Değerlendirmesi ile ekonomik faaliyetlerin<br />

ekolojik ayak izi ve üretim sürecinde<br />

meydana gelen çeşitli emisyon değerleri<br />

dikkate alınıyor.<br />

Saray Alüminyum<br />

ihracatın yıldızı oldu<br />

1980 yılından bugüne inşaat sektörüne hizmet veren ve<br />

geliştirdiği yenilikçi iç ve dış cephe sistemleri ile sektörün<br />

önde gelen kuruluşlarından olan Saray Alüminyum,<br />

2016 yılı ihracat performansı ile İstanbul Demir ve Demir<br />

Dışı Metaller İhracatçıları Birliği tarafından ödüle layık<br />

görüldü.<br />

Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren şirketleri<br />

arasında yer alan Saray Alüminyum, İhracatın Metalik<br />

Yıldızları Ödül Töreni’nde, 52 milyon dolar ihracat performansıyla,<br />

“Alüminyum İnşaat Aksamı” kategorisindeki<br />

ödülün sahibi oldu. Bu yıl yedincisi Raffles İstanbul<br />

Otel’de düzenlenen törende, Saray Mimari Sistemler<br />

İdari Müdürü Aret Marancioğlu, şirketi adına ödülü aldı.<br />

Sektöründe üst üste ihracat birincilikleri olan Saray Alüminyum,<br />

üretiminin yaklaşık yüzde 50‘sini ihraç ediyor.<br />

Saray Alüminyum kompozit panelleri ve mimari sistemleri,<br />

İspanya’dan Güney Afrika’ya, toplam 55 ülkeye ihraç<br />

ediliyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 79


“Kalite ve hijyen tüm ürünlerimizin<br />

ana teması konumunda”<br />

“Ürünlerimiz, İsviçre’de bulunan 800 metrekarelik hijyen teknolojileri laboratuvarında çok<br />

sayıda testten geçiyor. Dayanıklılık, verimlilik, işlevsellik, kullanım kolaylığı ve standart<br />

uygunluğu olmak üzere her yönüyle test edildikten sonra son kullanıcısına ulaşıyor.”<br />

liyet göstermeye başladı. Sıhhi tesisat<br />

ve vitfifiye alanlarında, özellikle merkez<br />

Avrupa’daki hemen hemen tüm ülkelerde,<br />

sektör lideri olarak varlığını devam<br />

ettiren Geberit, 6 tanesi denizaşırı ülkelerde<br />

olmak üzere 35 üretim tesisine<br />

sahip. Genel merkezi İsviçre’de, Rapperswil-Jona’da,<br />

bulunan şirket, 40 ülkede,<br />

12.000 çalışanı ile faaliyet gösteriyor.<br />

Geberit Türkiye Genel Müdürü Cengiz<br />

Kazazoğlu yeni ürünleri ve önümüzdeki<br />

dönem planları üzerine konuştuk.<br />

Firmanızın kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyet alanlarından<br />

ve hedef kitlenizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Geberit olarak, iki ana ürün grubumuz<br />

bulunuyor; sıhhı tesisat sistemleri ve<br />

borular. Sıhhı tesisat sistemleri, beş<br />

ürün grubundan oluşuyor; gömme rezervuarlar,<br />

rezervuar iç takımları, bataryalar<br />

ve deşarj sistemleri, süzgeçler, sifonlar,<br />

tesisat montaj ekipmanları ve Geberit<br />

Aquaclean. Borular ise temiz ve pis su<br />

boru ve fittingsleri, bakır boru ve fittingsler,<br />

paslanmaz çelik ve CuNiFe boru<br />

ve fittigslerinden oluşuyor.<br />

Hedef kitle olarak proje bazında bakarsak,<br />

ağırlıklı olarak 4-5 yıldızlı projeler<br />

diyebiliriz. Çünkü Geberit ürünleri,<br />

hem kalite hem de fiyat olarak en üst<br />

segmentte konumlandırılıyor. Ancak<br />

Geberit olarak piyasada bulunan ürün<br />

portföyünü genişletip farklı segmentlere<br />

uygun ürünleri piyasaya sunarak hedef<br />

kitlemizi de genişletiyoruz. Son tüketici<br />

bazında bakarsak da evine, ev dekorasyonuna,<br />

evinde yenilikçi teknolojilere<br />

önem veren, çevreye duyarlı, su tasarrufunun<br />

çevre ve ev ekonomisi için önemini<br />

kavramış yenilikçi bir kitleye hitap<br />

ediyoruz.<br />

Cengiz Kazazoğlu / Geberit Türkiye Genel Müdürü<br />

Temelleri 1874 yılında Albert Gebert tarafından<br />

atılan Geberit, 1905 yılında ahşap<br />

dış kaplamalı ve kurşun armatürlü<br />

ilk rezervuarı çalışır hale getirerek 1912<br />

yılında patentini alıp tüm dünyada faa-<br />

İnşaat firmalarına ne gibi<br />

avantajlar sunuyorsunuz?<br />

Ürünlerimizi seçen firmalara; tasarım<br />

özgürlüğü sağlayan ürünleri seçme imkanı,<br />

güvenilir, uzun ömürlü ürünler,<br />

gömme rezervuarlarda 10 yıl ürün garantisi<br />

ve 25 yıl yedek parça temin garantisi<br />

sunuyoruz. Bu sayede onlarda müşterilerine<br />

kaliteli ürünler kullanılmış mülk<br />

edindirmiş oluyorlar.<br />

82<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en<br />

önemli faktör nedir?<br />

1874 yılından beri insan yaşamının<br />

standartlarını artırmak için çalışıyor ve<br />

ödünsüz kalite anlayışımızla ürünler geliştiriyoruz.<br />

Geberit, Türkiye’ye ilk girdiği<br />

yıllardan beri pazara sunduğu ürünlerle<br />

lider ve inovatif bir marka oldu. Türkiye,<br />

ilk gömme rezervuarı Geberit ile tanıdı.<br />

Aynı şekilde negatif basınç ile çalışan<br />

yağmur suyu drenaj sistemimiz Geberit<br />

Pluvia ile de bir yenilik sunduk, profesyonellere.<br />

Her iki üründe de ilk başlarda<br />

zorlandık ama sonrasında o kadar çok<br />

tercih edildik ki rakipler tarafından hep<br />

takip edildi. Bu doğrultuda, bu yılki mottomuzu<br />

da ‘Zaman geçer, Kalite kalır’<br />

olarak belirledik. Banyolarda özellikle duvar<br />

arkasındaki ürünlerin dayanıklılığı ve<br />

uzun ömürlülüğü çok önemli. Geberit’in<br />

ürünlerini geliştirirken en çok üzerinde<br />

durduğu konuların başında gelen kalite<br />

ve hijyen tüm ürünlerin ana teması konumunda.<br />

Ürünlerimizi milyonlarca kez<br />

testten geçirerek 50 yıldan fazla gömme<br />

rezervuar deneyimi ve 25 yıllık yedek<br />

parça garantisi sunarak uzun ömürlü bir<br />

kullanım garantisi sağlıyoruz. Bugüne<br />

kadar geliştirilen ürünlerin tamamı zorlu<br />

koşullarda ve kapsamlı bir şekilde teste<br />

tabi tutuluyor. Gömme rezervuarların 50<br />

yıl boyunca kullanılmasını garantilemek<br />

için simülasyon çalışmaları sırasında<br />

200.000 kez su doldurulup boşaltılıyor.<br />

Ürünlerimiz, İsviçre’de bulunan 800<br />

metrekarelik hijyen teknolojileri laboratuvarında<br />

çok sayıda testten geçiyor. Dayanıklılık,<br />

verimlilik, işlevsellik, kullanım<br />

kolaylığı ve standart uygunluğu olmak<br />

üzere her yönüyle test edildikten sonra<br />

son kullanıcısına ulaşıyor.<br />

Kullandığınız ürün ve<br />

malzemelerdeki tercihlerinizi hangi<br />

kriterlere göre belirliyorsunuz?<br />

Geberit olarak Ar-Ge çalışmalarına her<br />

sene Avrupa ortalamalarının üstünde bir<br />

bütçe ayrılmaktadır. Ürünleri öncelikle ihtiyaçlar<br />

doğrultusunda tasarlamaya özen<br />

göstermekteyiz. Karşılaşılan sorunların<br />

çözümünü sağlayacak ürünler üretmek ve<br />

kullanıcılara sorunsuz kullanmasını sağlamak<br />

hedefimizdir.<br />

Ürünlerimizde kullanılan malzemeler ise<br />

ürünün öncelikle kullanıma uygun, dayanıklı<br />

ve çevreci üründen seçilmektedir.<br />

Bu sayede sürdürülebilir bir ürün üretmek<br />

amacımızdır. Aynı zamanda üretim tesislerimizde<br />

de yenilenebilir enerji kullanılması<br />

ve atık enerjilerin değerlendirmesi<br />

sonucunda çevreye karşı sorumluluklarımızı<br />

da yerine getirmeye çalışmakta ve<br />

gelecek için daha temiz bir Dünya bırakmayı<br />

hedeflemekteyiz. Bu konularda da<br />

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO<br />

14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikasına<br />

sahibiz.<br />

Sektörde sıkça karşılaştığınız<br />

kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu<br />

sorunların çözümü noktasında sizce<br />

ne tür adımlar atılmalı?<br />

İnşaat ve buna bağlı olarak banyo ve tesisat<br />

sektörlerindeki büyümelerin bazı<br />

problemleri aşılırsa daha sağlıklı olacaktır.<br />

Örneğin, proje alımlarında ana yüklenici<br />

firmalar, perakende satıcılar yerine<br />

direk üretici firmalar ile iş ilişkisine giriyor.<br />

Yüksek adetli alım yaparken çoğu zaman<br />

üretim fiyatlarını dahi zorlayan fiyatlara<br />

ürün almaya gayret ediyorlar, bazen de<br />

bunu başarıyorlar. Bu durum sektörü, hizmet<br />

veren firmayı ve çalışanlarını olumsuz<br />

etkiliyor.Büyümenin sağlıklı bir şekilde<br />

artması, özellikle tüketicinin haklarının<br />

garanti altına alınması için rekabet ortamının<br />

ve kalite standartlarının korunması<br />

gerekiyor Bu nedenle sektör büyümesinin<br />

yine ağırlıklı olarak devlet kanadından olacağını<br />

düşünüyor, özel sektör kanadından<br />

ise büyük bir atılım beklemiyoruz. Daralan<br />

piyasalarda rekabetin daha yoğun yaşandığını<br />

biliyoruz ve inşaat firmalarının da<br />

çalışmalarını rakiplerinden farklılaştırmak<br />

için kaliteyi yükseltme çabası içerisine<br />

girdiğini gözlemliyoruz. Öte yandan hepinizin<br />

bildiği gibi büyük şehirlerde kentsel<br />

dönüşüm projeleri devam ediyor. Kentsel<br />

dönüşüm projelerinin ilk yıllarında (10 yıl<br />

ve daha önce) inşa edilen yapıların da<br />

<strong>2017</strong> ve daha sonraki yıllarda tadilata girmelerini<br />

ve bu sayede de oldukça durgun<br />

olan perakende piyasasının canlanmasını<br />

bekliyoruz. Umarım bu beklentilerimiz karşılıksız<br />

çıkmaz ve Türkiye’nin en önemli lokomotif<br />

sektörlerinin başında gelen inşaat<br />

sektörü, gücünü katlayarak yoluna devam<br />

eder.<br />

Önümüzdeki yıl için yeni proje/<br />

yatırımlarınız olacak mı?<br />

Geberit Türkiye olarak, müşterisine değer<br />

yaratmak ve ortaya çıkan katma değeri<br />

paylaşmak için çalışıyoruz. Benimsediğimiz<br />

pazar ve müşteri odaklı pazarlama<br />

anlayışımızla müşterilerimizin<br />

bizden talep ettiği ürünleri geliştiriyor,<br />

üretiyor ve pazarlıyoruz. Bu yıl, satışa<br />

sunacağımız 3 yeni ürünümüz var. Birincisi,<br />

bu yılın gözde ürünü olan en<br />

son teknoloji ile üretilerek kullanıcısına<br />

sınırsız konfor sunan AquaClean<br />

Mera. İkincisi, mineral döküm teknolojisiyle<br />

üretilen gözeneksiz, pürüzsüz ve<br />

kaymazlık özelliğine sahip Geberit Setaplano<br />

Duş Zemini. Son olarak hem<br />

ankastre hem de tezgâh üstüne hızlı<br />

ve hatasız olarak montaj yapılabilme<br />

özellikleriyle ön planda olan Piave ve<br />

Brenta fotoselli bataryalar.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 83


Sektörel<br />

“Seramiksan olarak öncelikli hedefimiz,<br />

insanların yaşam alanlarına konfor katmak”<br />

“Artık nesnelerin internetinin konuşulduğu dünyada bizimde bu alanda özel projelerimiz<br />

olacak. 360 derece iletişim faaliyetlerimizi daha da artıracağız.”<br />

Gül Sağır Aydın / Seramiksan Pazarlama Müdürü<br />

İyi bir eğitim sürecinden sonra profesyonel<br />

iş hayatında da kendi alanlarında hep<br />

‘iyi’lerle çalışma fırsatı yakalamış olan<br />

Gül Sağır Aydın, yine kendi alanında otorite<br />

olan Seramiksan’da kariyer koşusuna<br />

devam ediyor. Seramiksan Pazarlama Müdürü<br />

olarak çalışmalarını sürdüren Aydın,<br />

henüz bayrağı yeni devralmakla beraber,<br />

“Sektörün yenilikçi, köklü ve güvenilir markası<br />

olmanın getirdiği sorumlulukla pazarlama<br />

faaliyetlerini yürüteceğiz” ifadeleriyle<br />

şimdiden nasıl bir strateji benimseyeceklerinin<br />

ipuclarını veriyor. Kendisine yönelttiğimiz<br />

sorularımızı bizi kırmayıp yanıtlayan<br />

Sayın Aydın’a, dergimiz adına yeni görevinde<br />

başarılar diliyoruz.<br />

Kendinizden kısaca bahseder<br />

misiniz?<br />

Evli ve bir çocuk annesiyim. Ege Üniversitesi<br />

İngilizce Ekonomi bölümünün ardından<br />

Londra’da Business Management<br />

eğitimini tamamladım. Pazarlama, ticari<br />

pazarlama ve perakende yönetimi alanlarındaki<br />

bilgi ve deneyimlerimle önemli kuruluşlarda<br />

görev aldım. British American<br />

Tobacco’da Ticari Pazarlama Yöneticisi,<br />

Kütaş Teekanne Pazarlama Yöneticisi,<br />

Gıdasa Sabancı Gıda Ürün Müdür Yardımcısı<br />

ve son 10 yılda da Turkcell’de çeşitli<br />

pozisyonlarda yöneticilik görevlerini üstlendim.<br />

Şu anda Seramiksan Pazarlama<br />

Müdürü görevini yürütüyorum.<br />

Seramiksan’ın Pazarlama ve İletişim<br />

faaliyetlerinde nasıl bir strateji<br />

izleyeceksiniz?<br />

Sektörün yenilikçi, köklü ve güvenilir markası<br />

olmanın getirdiği sorumlulukla pazarlama<br />

faaliyetlerini yürüteceğiz. Müşteri<br />

memnuniyeti odaklı bir marka olmamızdan<br />

kaynaklı çalışmalar yapacağız. Deneyim<br />

pazarlaması tüm dünyada büyük bir önem<br />

taşırken sektörümüzde bunu yapan firma<br />

neredeyse yok gibi. Bu alanda önemli çalışmalar<br />

planladık. Pazarlama çeşitlendirmesi<br />

artık bir gereklilik halini aldı. Bizim<br />

de bu yıl planlarımızın büyük bir kısmını<br />

teşkil ediyor. Artık nesnelerin internetinin<br />

konuşulduğu dünyada bizimde bu alanda<br />

özel projelerimiz olacak. 360 derece iletişim<br />

faaliyetlerimizi daha da artıracağız.<br />

<strong>2017</strong> yılı hedef ve öngörülerinizden<br />

biraz bahseder misiniz?<br />

Seramiksan olarak öncelikli hedefimiz,<br />

son teknolojiye sahip üretim tesislerimizde<br />

özel tasarım ürünleri, insanların yaşam<br />

alanlarına konfor katmak diye özetleyebilirim.<br />

Sektördeki ilklerin sahibi olarak bu<br />

yıl da yenilikçi kimliğimizle ortaya çıkardığımız<br />

koleksiyonumuzu öncelikle Unicera<br />

Fuarı’nda sergiledik. Unicera’nın hemen<br />

ardından Almanya’da ISH Fuarı’na katıldık.<br />

Her iki fuarda da yoğun ilgi gördük ve<br />

ilk çeyrek hedeflerimize ulaştığımızı söyleyebiliriz.<br />

Özellikle satış öncesi ve sonrası<br />

müşterilerinize sunduğunuz<br />

desteklere yenilerini ekleyecek<br />

misiniz?<br />

Türkiye’de 200’ü aşkın aktif bayimiz ile<br />

müşterilerimize zenginleştirilmiş ürün gamımızı<br />

sunuyoruz. Bizim için müşterilerimize<br />

sunduğumuz ürünün kalitesi kadar<br />

onlarda uçtan uca müşteri memnuniyeti<br />

sağlamak da çok önemli. Bunun için birçok<br />

farklı hizmeti sunarak müşterilerimize<br />

kolaylık sağlıyoruz. Bunlardan biri de<br />

Seramiksan showroomlarında ücretsiz<br />

olarak sunulan 3 boyutlu çizim programımızdır.<br />

Böylece müşterilerimiz, banyolarını<br />

3 boyutlu olarak Seramiksan ürünleri ile<br />

döşenmiş olarak görme imkanına sahip<br />

oluyorlar. Şu an için üzerinde çalıştığımız<br />

ve deneyim anlamında fark yaratacak yeni<br />

hizmetler üzerinde çalışıyoruz. Çok kısa<br />

bir süre içerisinde müşterilerimizle buluşturacağımız<br />

bu çalışmalar bizi heyecanlandırıyor.<br />

Pazarlama noktasında ön plana<br />

çıkaracağınız ürün grupları olacak mı?<br />

Bildiğiniz gibi Seramiksan çok geniş ürün<br />

yelpazesine sahip. Her zevke hitap edecek<br />

ürün gamını müşterilerimizle buluşturuyoruz.<br />

Seramik ve vitrifiye kategorilerimizde<br />

dünya trendlerini takip eden koleksiyonlarımızı<br />

tabii ki ön plana çıkaracağız. Örneğin<br />

bu yıl mermer ve ahşap efektli ürünler<br />

pazarda oldukça yer bulacaktır. 10 x 20<br />

duvar karosundan 120 x 120 unglazed<br />

porselen dediğimiz sırsız porselen karolara<br />

kadar farklı ebat ve tasarımlarla oluşturduğumuz<br />

ürün gamımız bu yıl yoğun ilgi<br />

görüyor.<br />

Yeni proje ya da yatırımlarınız<br />

olacak mı?<br />

Seramiksan her yıl yeni yatırımlarda bulunarak<br />

üretimlerini artırmaya devam ediyor.<br />

Şu anda dünyanın en modern vitrifiye üretim<br />

tesisine sahibiz. <strong>2017</strong>’de üretimde ilk<br />

etapta 1 milyon parçaya ulaşarak daha<br />

sonraki yıllarda ise 2 milyon büyük parçaya<br />

ulaşmayı hedefliyoruz. 2016 yılında<br />

devreye aldığımız yeni granit tesisimizle<br />

de büyük ebatlı karolar üretmeye başladık.<br />

Yatırımlarımız ve yeni projelerimiz için<br />

çalışmalarımız devam ediyor. Bildiğiniz<br />

gibi göreve başlayalı henüz çok kısa bir<br />

süre oldu. Ancak şimdiden üzerinde çalıştığımız<br />

yeni projelerde hızla yol alıyoruz.<br />

84<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dünyaca ünlü tasarımcılar<br />

İstanbul’da buluştu<br />

14 – 15 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirilen Mimari ve Tasarım Zirvesi, dünyanın dört<br />

bir yanından isimleri ağırladı. Mimari ve tasarımın farklı disiplinlerle etkileşimlerine vurgu<br />

yapılan etkinlikte, zengin bir tartışma ve öğrenme ortamı oluştu.<br />

Mimari Etkinlik Merkezi tarafından bu yıl<br />

ilki düzenlenen Mimari ve Tasarım Zirvesi,<br />

14 – 15 Nisan <strong>2017</strong> tarihinde Haliç<br />

Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Binlerce<br />

ziyaretçiyi ağırlayan zirvenin odağında,<br />

mimari ve tasarım dünyasının her geçen<br />

gün daha fazla etkileşime girdiği farklı disiplinlere<br />

dokunan işler ve yeni trendler<br />

vardı. Etkinlikte, endüstri ürünlerinden<br />

mühendisliğe, güzel sanatlardan felsefe<br />

ve sosyolojiye kadar pek çok alanda kafa<br />

yorarak, tasarımlarını bu doğrultuda hayat<br />

geçiren isimler, ilham verici bakış açılarını<br />

paylaştı.<br />

Zirvede dünyanın dört bir yanında ses getiren<br />

işlere imza atan mimar ve tasarımcılar<br />

söz aldı. Fabio Novembre sunumunda<br />

İtalyan tasarım kültürünü anlatan ve kaşık<br />

tasarımından şehirler tasarlamaya giden<br />

bir ütopyayı aktardı. Hello Wood’un kurucu<br />

ortağı Péter Pozsár, kent yaşamının aksine<br />

köylerin tasarımla nasıl bir değişime<br />

uğrayacağını anlatırken, Nicola Golfari Do<br />

It Yourself – Kendin Yap akımının ardından<br />

gelen yeniliklere, bu akımın tasarım<br />

kültürüne yansımalarına değindi. Gomez<br />

Paz, Setsu Ito, Maurizzo Favetta, Alexis<br />

Şanal, Enrico Vianello ve Holger Kehne da<br />

konuşmacılar arasındaydı.<br />

Deneysel tasarım ve<br />

“tasarlanmamışlık” üzerine<br />

Şafak Çak, “İşinizi Şansa Bırakmayın”<br />

isimli konuşmasında Kapalıçarşı’dan<br />

New York’a uzanan başarı hikayesini anlattı.<br />

Erdem Şeker, kullanıcı deneyiminin<br />

86<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

önemini vurgulayan ve tasarım öncesi yaşanan<br />

süreci anlatan “Deneysel Tasarım”<br />

konuşmasıyla büyük ilgi çekti. Son dönemin<br />

önemli trendlerin “tasarlanmamışlık” konusuna<br />

ise, ülkemizin önemli endüstriyel tasarımcılarından<br />

Tamer Nakışçı, “Undesigned”<br />

isimli sunumuyla değindi.Türkiye’nin önde<br />

gelen isimleri panel tartışmalarıyla zirveye<br />

yön verdi Mimari ve Tasarım Zirvesi, farklı<br />

malzeme yaklaşımları, mimaride yarışmalar,<br />

markalar için tasarım politikaları gibi sektördeki<br />

güncel konulara dokunan paneller ile<br />

de zenginleşti. Yar. Doç. Dr. Ayhan Enşici,<br />

Burak Özmenekşe, Büşra Al, Ezgi Tuner Gürkaş,<br />

Gökhan Aydoğdu, Hakan Demirel, Hayriye<br />

Sözen, Melike Altınışık, Murat Erciyas,<br />

Nevzat Sayın, Saffet Kaya Bekiroğlu, Özlem<br />

Yalım, Şebnem Yalınay Çinici, Serdal Korkut<br />

Avcı, Şule Koç da konuşmaları ve moderasyonlarıyla<br />

zirveye yön veren isimlerdendi.<br />

Böylece tasarım alanına kafa yoran farklı<br />

paydaşlar için iki gün süren verimli bir tartışma<br />

ve öğrenme ortamı yaratılmış oldu.<br />

Arçelik sponsorluğundaki Geri Dönüşümle<br />

Sanat Buluşuyor sergisi, Şehrine Ses Ver,<br />

Haliç’e Dokun atölyesi ve Alligator’ın Renkli<br />

Sorular başlıklı talk show programı da katılımcılarla<br />

buluştu.<br />

Gelecek yıl ikincisi düzenlenecek<br />

Yıldız Entegre A.Ş.’nin ana sponsorluğunda<br />

gerçekleşen Mimari ve Tasarım<br />

Zirvesi’ne beyaz eşyadan mobilyaya, yapı<br />

malzemelerinden gayrimenkule toplam 74<br />

marka destek verdi. Başta ENTA olmak<br />

üzere AGİT, BOSAD, ÇATIDER, TİMDER,<br />

İMSAD, MAKSDER, MOBSAD, MOSDER,<br />

OMSİAD ve Peyzaj Mimarları Odası da<br />

zirveye destek olan kurumlar ve STK’lar<br />

arasında yer aldı. Mimari ve Tasarım Zirvesi’nin<br />

ikincisi, 27 – 28 Nisan 2018 tarihlerinde,<br />

“Mimari ve Tasarımda Yenilikçi<br />

Yaklaşımlar” temasıyla gerçekleştirilecek.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 87


“İyi yaşayan, iyi yaşatan ve güzel yaşlanan<br />

mekanlar oluşturmayı amaçlıyoruz”<br />

“Herkes için ortak bir nokta barındıran, dışı içinden gelen, doğal veriyi beslemek adına enerji<br />

verimliliği konusunda özel niteliklere sahip, çevresiyle bütünleşmeyi başarabilen, yaşayan,<br />

günümüzün gelişim ve yeniliklerini de baz alan bir tasarım ortaya konmalıdır.”<br />

Hayat misyonunu “Yaşama hizmet<br />

eden her noktadaki oluşum süreçleri<br />

bizim hikayemizin bir parçası olabilmektedir”<br />

şeklinde özetleyen Mimar<br />

Salih Çıkman ile kendi uzmanlığı alanında<br />

konuştuk. Türkiye’de Mimari<br />

alandaki yenilikleri, güncel projelerini<br />

ve yapı sektöründeki hızlı büyümeyi<br />

kendi penceresinden değerlendirirken<br />

88<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

bizlere de yeni ufuklar açan Sayın Çıkman’a<br />

bu güzel söyleşi için teşekkür<br />

ediyoruz.<br />

Öncelikle kısaca kendinizden ve<br />

projelerinizden bahsedebilir misiniz?<br />

Firmamız insan yaşamının temel gereksinimlerinden<br />

olan barınma ihtiyacını günümüz<br />

koşulları ile modernize ederek aynı<br />

zamanda geçmiş ile ilişkisini de değerlendirip<br />

dersler alarak, insan için, yaşam için,<br />

doğa için var olma kaygısı taşıyan tasarımlar<br />

üretmek adına faaliyetlerine 2010 yılında<br />

başlamış olup, çok yönlü değişimlerle<br />

birlikte gelişim sürecine devam etmektedir.<br />

Günün ihtiyaçlarına göre çalışma<br />

alanlarımız da oldukça çeşitli hale gelebilmektedir.<br />

Yaşama hizmet eden her noktadaki<br />

oluşum süreçleri bizim hikayemizin<br />

bir parçası olabilmektedir. Öncelikli temel<br />

düşünsel kaygılarımızın yanında her tasarımı<br />

birbirinden farklı kılan nitel ve nicel<br />

değerleri irdelemek ve özgün çalışmalar<br />

ortaya koyabilmek bir diğer amacımızdır.<br />

<strong>Yapı</strong>m ya da plan aşamasında olan<br />

projelerinizden birkaç örnek verebilir<br />

misiniz?<br />

Sur <strong>Yapı</strong> Tempo City, Dekon Senkron, Suadiye<br />

Ametist, Kalamış Residence<br />

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde,<br />

öncelikleriniz nelerdir? Mimari<br />

bir ürün ortaya çıkartırken<br />

referanslarımız neler olmalı?<br />

İnsanı merkez alan, geçmişi, geleceği ve<br />

bugünü ile yaşayabilecek, doğal yaşamı,<br />

tarihi ve sosyokültürel değerleri ile bütünsel<br />

olarak var olacak tasarımlar ortaya<br />

koymak önceliğimizdir. Temel yaklaşım<br />

kaygılarımızın yanı sıra her tasarımı birbirinden<br />

farklı kılan nitel ve nicel değerleri<br />

irdelemeyi ve özgün çalışmalar ortaya<br />

koyabilmek adına kullanıcı ihtiyaçlarını<br />

maksimum düzeyde karşılayan, bulunduğu<br />

yerin kendisiyle bağ kuran, yerin gizli<br />

kalmış potansiyellerini ortaya çıkararak<br />

sadece oraya ait ve o yerde var olabilen<br />

iyi yaşayan, iyi yaşatan ve güzel yaşlanan<br />

mekanlar oluşturmayı amaçlıyoruz.<br />

Hızla artan ve birbirine benzeyen<br />

projeler hakkında neler<br />

düşünüyorsunuz?<br />

Piyasada yer alan projelerin tamamını<br />

olumsuz bulmak elbette çok doğru bir<br />

yaklaşım olmayacaktır. Ama günümüz koşullarında<br />

gerek maddi kaygıların ön plana<br />

çıkarılması, gerek bu sektörün geniş bir<br />

alanda var olması, sorgulama yapmadan<br />

ortaya konan projeler sonucunda kısa vadede<br />

dönüşü olmayan doğaya ve insan yaşamına<br />

olumsuz etkileri olan yapılarla karşı<br />

karşıya kalmak kaçınılmaz olmaktadır.<br />

Özellikle son zamanlarda toplum yaşamının,<br />

kültürünün ve işleyişinin önemli noktalarının<br />

kaçırıldığını görüyoruz. Bulunduğu<br />

yerin kimliğine bürünemeyen, yoğun ve<br />

tamamen içedönük, yalnız yaşayan bina<br />

kompleksleri şeklinde yaşam alanlarının<br />

düzenlenmeye çalışılması; bütüncül olmayan,<br />

tasarım felsefesinden uzak bina yığınlarına<br />

dönüşen kent merkezlerine sebep<br />

olmaktadır. Bu durumda nüfusun yoğun<br />

olarak bulunduğu şehirlerde her şey kördüğüm<br />

olmaya başlamaktadır. İnsan yaşamı<br />

için gerekli olan en küçük ölçekteki bir<br />

yapıdan en üst ölçekteki şehir yaşantısına<br />

kadar her aşamada tüm gereklilikler yerine<br />

getirilerek, birbirleriyle ilişkileri düşünülerek,<br />

bu mekanları yaşatan ve çalıştıran<br />

sistem kurguları oluşturularak, herkesin<br />

üzerine düşen görevi yerine getirmesiyle<br />

yol alınacağına inanıyorum.<br />

Sürdürülebilirlik ve inovasyon<br />

anlamında da bugünkü yapılar<br />

için neler söyleyebilirsiniz? Neler<br />

yapılmalı?<br />

Teknoloji ile birlikte günümüz yapıları gerek<br />

sistem gerek malzeme açısından oldukça<br />

gelişmiştir. Herkes için ortak bir<br />

nokta barındıran, dışı içinden gelen, doğal<br />

veriyi beslemek adına enerji verimliliği konusunda<br />

özel niteliklere sahip, çevresiyle<br />

bütünleşmeyi başarabilen, yaşayan, günümüzün<br />

gelişim ve yeniliklerini de baz alan<br />

bir tasarım ortaya konmalıdır.<br />

Salih Çıkman - Aycan&Feres İş Ortaklığı Yönetim Kurul Üyesi ve Proje Mimarı<br />

Gerçekleşen projelerin çevre ve<br />

insana karşı olan etkilerinde,<br />

mimarların ne gibi sorumlulukları<br />

var? <strong>Malzeme</strong> tercihleri ve<br />

estetik süreçlerde karşılaştığınız<br />

problemler oluyor mu?<br />

Daha önce de bahsettiğimiz gibi tasarım<br />

merkezinde insan yaşamı vardır. Dolayısıyla<br />

insan yaşamının tüm gerekliliklerini<br />

irdelemekle birlikte doğal çevre ile sosyo-kültürel<br />

değerlerin bilincinde olmak,<br />

ihtiyaçlarına cevap vermek aynı zamanda<br />

estetik kaygıdan uzaklaşmamak gerekir.<br />

Bu doğrultuda mimar tüm konuların merkezinde<br />

olan ve bunları doğru şekilde<br />

koordine etmesi, parçaları doğru birleştirmesi<br />

gereken kişidir. Estetik kaygılarla<br />

birlikte tasarımlarımızda özgün çizgiler<br />

yakalamaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda<br />

kullanılması gereken malzeme ve sistem<br />

gereklilikleri maddi gerekçeler sebebi ile<br />

arka plana atılmaktadır. Zaman zaman bu<br />

konularda problemler yaşamaktayız.<br />

Gelecekte Türk mimarisi,<br />

kullanılan malzemeler ve estetik<br />

açıdan sizce hangi aşamada<br />

olacak?<br />

Teknoloji, gelişim ve değişim süreçleri<br />

ile birlikte Türk mimarisinin de önemli<br />

yollar kat edeceğine inanıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 89


Sektörel<br />

İbrahim Polat Holdig CEO’su ve Ege Seramik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Baran Demir<br />

Ege Seramik’ten sektöründe yine bir ilk<br />

Türkiye’de sayılı firmaya verilen ‘’Yetkilendirilmiş<br />

Yükümlü’’ (Authorised Economic Operator)<br />

statüsüne Seramik, Cam ve Toprak sektöründe<br />

sahip ilk firma Ege Seramik oldu.<br />

1990’ lı yıllarda ihracat faaliyetlerini artırmaya<br />

başlayan ve şu an üretiminin % 40<br />

a yakınını 50 den fazla ülkeye ihraç eden<br />

Ege Seramik, Türkiye’nin 58. ‘’Yetkilendirilmiş<br />

Yükümlü’’ statüsüne sahip firması<br />

oldu.<br />

“Yetkilendirilmiş Yükümlü” statüsü ; gümrük<br />

yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında<br />

yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve<br />

izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet,-<br />

şeffaflık ve güvenlik standartlarına sahip<br />

bulunan, kendi oto kontrolünü yapabilen<br />

güvenilir firmalara dış ticaret işlemlerinde<br />

bir takım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan<br />

uluslararası bir statüdür.<br />

İbrahim Polat Holdig CEO’su ve Ege Seramik<br />

Yönetim Kurulu Başkan Vekili Baran<br />

Demir konu ile ilgili yaptığı açıklamada;<br />

‘’40 yılı aşkın süredir yer aldığı sektörüne<br />

taşıdığı ilklerle adından söz ettiren Ege<br />

Seramik, Seramik, Cam ve Toprak sektöründe<br />

bu statüye sahip ilk firma olma<br />

ünvanına sahip olarak geleneğini bozmadı.<br />

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın gerek<br />

şart olarak ortaya koyduğu tüm vasıfları<br />

eksiksiz karşılayan Ege Seramik şirketimiz,<br />

sahip olduğu “Yetkilendirilmiş Yükümlü”<br />

statüsü ile bu statünün sağladığı<br />

, gümrük işlem maliyetlerinde ve tedarik<br />

masraflarında tasarruf, gümrük işlemlerin<br />

kısalması ile birlikte artan rekabet gücü,<br />

ilgili statünün tanındığı ülkelerde sağlanan<br />

ayrıcalıklardan faydalanabilme özelliği<br />

gibi avantajları da elde etmiş bulunuyor.<br />

Bu statü ülke ekonomisine yaptığımız katkının<br />

artarak devamı için bizlere büyük bir<br />

motivasyon kaynağı olmuştur. Emeği geçen<br />

tüm çalışma arkadaşlarıma katkıları<br />

için çok teşekkür ediyorum” dedi.<br />

90<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Iglo Architects’ten su kenarında yaşam önerisi:<br />

Ömerli Park Evleri<br />

Iglo Architects tarafından Ömerli’de tasarlanan Ömerli Park Evleri, yeşilin ve derenin bir arada<br />

olduğu eşsiz bir coğrafyada, tasarımın en önemli öğelerinden biri olan su elementini tüm<br />

konutların önüne taşıyarak, kullanıcılarını Riva Deresi ile buluşturmayı ve doğayla iç içe bir<br />

yaşam sunmayı hedefliyor.<br />

Proje Adı: ÖMERLİ PARK EVLERİ<br />

İşlev: KONUT<br />

Mimari Tasarım: İGLO ARCHITECTS<br />

Ekip: Zafer Karoğlu, Yıldırım Gigi, Pınar<br />

Kömürcü, Ayşe Pek<br />

İşveren: EFESAN Grup<br />

Proje Alanı: 88.000 m²<br />

Proje Yeri: Ömerli/İstanbul<br />

Proje Tarihi: 2016<br />

İnşaat Başlama: 2018<br />

Birbirinden farklı ölçeklerde ve<br />

fonksiyonlarda ödüllü mimari ve<br />

iç mimari projelere imza atan Mimar<br />

Zafer Karoğlu ve Mimar Esen<br />

Akyar ortaklığındaki Iglo Architects<br />

tarafından, yatırımcıların ve doğa<br />

tutkunlarının son gözdesi Riva’da<br />

tasarlanan Ömerli Park Evleri, 88<br />

bin metrekarelik bir alanda suyla<br />

ve doğayla iç içe bir yaşam sunmayı<br />

hedefliyor.<br />

Proje için önemli bir element olan<br />

suyu ana tasarım öğelerinden biri<br />

olarak ele alan Iglo Architects, yeşilin<br />

ve derenin bir arada olduğu<br />

eşsiz bir coğrafyada yer alan Ömerli<br />

Park Evleri’nde konut sakinlerini<br />

Riva Deresi ile buluşturarak, onlara<br />

hem doğayla iç içe bir yaşam alanı<br />

sunuyor, hem de dere kıyısındaki<br />

gezinti yerleriyle suyla etkileşim kuran<br />

bir sosyalleşme alanı sağlıyor.<br />

Yalnızca Riva Deresi cephesindeki<br />

konutların değil, projedeki tüm<br />

yapıların su kenarı yaşamını deneyimleyebilmesi<br />

adına su öğesini<br />

sahanın içine taşıyan Iglo Architects<br />

ekibi bahçelerin aralarında<br />

oluşturulan su göletleri ile derenin<br />

arkasında kalan yapıların da suyla<br />

etkileşimini sağlamayı amaçlıyor.<br />

Çocuklu konut sakinleri su öğesini<br />

deneyimlerken yaşanabilecek<br />

kazaların önüne geçmek için, bu<br />

92<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

biyolojik göletlerin derinliği 15 ile 40 cm<br />

arasında tutulmuş. Buna karşın, içinde<br />

kapalı ve açık havuzlar, spor salonları,<br />

sauna, hamam ve kafe bulunan bir sosyal<br />

tesis organize edilerek site halkının<br />

sosyalleşeceği başka farklı bir alan planlanmış.<br />

Proje dahilinde çocukların park<br />

alanları ve gezinti yolları da göz önünde<br />

tutulmuş.<br />

Geniş bahçeler, renkli bulvarlar,<br />

uzun yürüyüş yolları...<br />

Iglo Architects, proje kurgusunda, konut<br />

sakinlerinin mahremiyetini sağlamak için,<br />

uzun cepheleri parsellerin kısa kenarına<br />

oturtarak geriye yerleştirmiş; böylece<br />

önde olabildiğince geniş bahçeler bırakılmış.<br />

Araya giren su ve komşu parsellerin<br />

bahçeleriyle birlikte, bina aralarında çok<br />

ciddi mesafeler elde edilmiş ve mahremiyet<br />

hissi daha da güçlenmiş. Yine kurgu<br />

gereği yapılar dar, uzun cepheli, tüm mekanlar<br />

aynı cepheye konumlanacak şekilde<br />

ve ikiz villa formunda tasarlanarak,<br />

adeta müstakilmiş hissi verilerek yalnızlık<br />

etkisi yaratılmış. <strong>Yapı</strong>ların çevre ölçeğine<br />

uyumlu ve mütevazı olması amacıyla da<br />

çatıların komşu parsellere bakan yüzeylerine<br />

teraslar konmuş ve 2 kat yükseklik<br />

algısı verilmiş.<br />

Projenin genel kurgusunda etkili olan ferahlık<br />

hissi, araç yolları ve parkların yerleşimiyle<br />

de devam ettirilmiş. <strong>Yapı</strong>ların<br />

araç park yerleriyle arazilerinden parça<br />

kaybetmemeleri için ve geniş yollar elde<br />

edebilmek adına, her eve ait yol kenarlarında<br />

ikişer otopark konumlandırılmış.<br />

Araç park yerleri ve binalar arasına konulan<br />

dar bahçeler ve yeşil alanlarla<br />

otoparkların getirdiği genişlik, yolun iki<br />

kenarındaki binaların birbirinden uzaklaşmasını<br />

sağlamış ve daha canlı, renkli, geniş<br />

bulvarlar elde edilmiş.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 93


SENKRON RESIDENCE<br />

• Konsept / Mimari proje:<br />

Mental Design Works<br />

• Mimar: Salih ÇIKMAN<br />

• Fonksiyon: Ticaret/Residence<br />

• Konum: Ataşehir, ISTANBUL<br />

• İnşaat Alanı: 27000 m²<br />

• Project Year: 2016 – 2018<br />

Senkron Residence<br />

kentin dinamiğini ortaya çıkaracak<br />

Ticaret ve konut olarak iki kısımdan oluşan yapının ticari sirkülasyonu konuttan ayrılarak ana<br />

artere doğru yönlendirildi. Bu kısımda yapılan teraslama ile dükkan önlerinde rekreasyon<br />

alanlarında sosyalleşme ve etkileşim avlularında farklı fonksiyonlar içeren mekanlar oluşturuldu.<br />

İstanbul katman katman tarih ve yaşanmışlık<br />

dolu olan kaotik bir şehirdir. Bu<br />

hem sınırlayıcıdır, hem de tasarımı kabul<br />

edilebilir kılmamız için avantajlı bir durumdur.<br />

Senkron Residence Projesi ise<br />

dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan<br />

İstanbul’un yeniliğe açık ve genç bir bölgesi<br />

olan Ümraniye’de konumlandırılmıştır.<br />

Eski istanbul’un kişiliğinden biraz sıyrılan<br />

bu bölge bizim tasarımlarımızla geleceğe<br />

bir karakter ve kimlik bırakacaktır belki de.<br />

Yeni şehrin önemli arterlerine bağlanan,<br />

finans merkezleri ve konut bloklarının çevrelediği<br />

Senkron Residence kentin dinamiğini<br />

ortaya çıkarmayı hedeflemektedir.<br />

DÖNÜŞÜM - DEĞİŞİM<br />

Hayat Ümraniye/Ataşehir bölgesine doğru<br />

akmaya başladığında, dikkatimizi arazi verileri<br />

çekti. Çevrede okuduğumuz organik<br />

kodları destekleyecek şekilde tasarımımız<br />

formunu buldu. Ve bu formu karakteristik<br />

anlamda ayağa kaldıracak bir kabuk<br />

tasarladık. Eğimli araziyi teraslayarak tasarımımızı<br />

yaşamın her kotunda hayata<br />

katmaya çalıştık. Çünkü amacımız sadece<br />

çevredeki yüksek yapıların arasından form<br />

ve tasarım anlamında sivrilmek değil aynı<br />

ölcüde oluşturduğumuz kimliği araziye<br />

yansıtmaktır.<br />

DOĞAL KURGU – YAŞANTI<br />

Arazinin kotlarından ve amorf yapısından<br />

esinlenilerek, yönelimler ve teraslamalar<br />

oluşturulmuş, bu form sarmalayan bir<br />

kabukla ayağa kaldırılmıştır.Bu kabuk ve<br />

formlar arasında serbest dolaşımlar ve<br />

balkonlar yerleştirilerek kullanıcının içince<br />

yaşadığı mekanı algılanması hedeflenmiştir.<br />

Farklı kotlardaki teraslamalarla<br />

ve seyir için ayrılmış alanlarda mekansal<br />

anlamda kullanımı çeşitlendirmek ve insanı<br />

yaşatmak amaçlanmıştır. İnsanı içeriye<br />

hapsetmeyen, dış alanda serbest ve<br />

amaçsız bırakmayan bir kurgu izlenmiştir.<br />

FONKSİYON – İŞLEYİŞ<br />

Ticaret ve konut olarak iki kısımdan oluşan<br />

yapının ticari sirkülasyonu konuttan<br />

ayrılarak ana artere doğru yönlendirildi.<br />

Bu kısımda yapılan teraslama ile dükkan<br />

önlerinde rekreasyon alanlarında sosyalleşme<br />

ve etkileşim avlularında farklı fonksiyonlar<br />

içeren mekanlar oluşturuldu.<br />

94<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

Eğimli araziye yerleşirken ticari iki kattan<br />

üst katta yapılan geri çekilme sayesinde,<br />

arazinin yan yollarını ticaretle ve ticari bölümü<br />

çevre parsellerle bağlayan bir dolaşım<br />

hattı oluşturuldu.150 m2 den 1000<br />

m2 ye kadar değişen boyutlara sahip dükkan<br />

birimleri ile değişken modüler sistemler<br />

oluşturulmuştur.<br />

Ticaretin yanından bodrum katlarına ana<br />

arterden ulabileceğiniz bir rampayla inilmektedir.<br />

Araç otoparklarını ve teknik<br />

hacimleri barındıran kısımlar yer altında<br />

bulunan iki katta toplandı.<br />

Konut girişi ticaretten tamamen kopartılarak<br />

daha sessiz, özel ve güvenli hale<br />

getirildi. Konut giriş katları etrafında tasarlanan<br />

dolaşım alanları ve teraslar sayesinde<br />

insanların sosyalleşebileceği mekanlar<br />

düşünüldü. Çalışılan peyzajla bu tutum<br />

desteklendi. Konut girişi yönünde açık bir<br />

havuz ve havuzla görsel olarak iletişimde<br />

olacak, lobiden ulaşılacak fitness salonu<br />

ve café yerleştirildi. Zemin üzeri 16 katta<br />

bulunan konutlar yeni İstanbul’un modern<br />

aileleri için 1+1 ve 2+1 daireler olarak tasarlandı.<br />

Boşluklu kabuğun tüm iç yüzeyini<br />

saracak şekilde yerleşen daire bazında<br />

özelleştirilmiş bir balkon alanı oluşturuldu.<br />

Zemin katta bulunan dairelere ise geniş<br />

teraslar düzenlendi. Bu sistemin kurgulanmasında<br />

hedeflenen; toplu bir yaşam<br />

alanında barınan her bir bireyin bulunduğu<br />

daireye özel alanlara sahip olması ve kendi<br />

konfor alanını oluşturmasıdır.<br />

Teras katta ortak alanların bulunduğu ikinci<br />

bir zonda kullanıcıların sosyal aktivitelerini<br />

gerçekleştirebileceği ve şehir seyriyle<br />

her noktada keyif alabileceği mekanlar<br />

oluşturuldu.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 95


Sektörel<br />

Sektöre yeni bir soluk: GHESS<br />

Mimarlık ve <strong>Yapı</strong> Sektörü Ghess davetinde buluştu!<br />

Banyo, mutfak ve özel alanlar için esnek çözümler üreten GHESS, ürün tanıtımını Bursa<br />

Mavi Mudanya projesindeki bir davetle gerçekleştirdi...<br />

Banyo, mutfak ve özel alanlar için esnek<br />

çözümler üreten GHESS, ürün tanıtımını<br />

Bursa Mavi Mudanya projesindeki bir<br />

davetle gerçekleştirdi. Astaşaries’in sürdürdüğü<br />

Mavi Mudanya projesinin örnek<br />

dairesinde gerçekleşen davette, Bursa<br />

ve İstanbul’un en seçkin mimar ve iç mimarları<br />

bir aradaydı. Davette Ghess firmasından<br />

Murat Gül, Emrah Hekim, Engin<br />

Sancak ve bütün ekip, ev sahibi olarak yer<br />

aldı.<br />

Örnek dairede kullanılan GHESS ürünleri,<br />

davetlilere kullanım alanında gösterildi.<br />

Islak hacimlerde kullanılan Ghess ürünlerinin<br />

yanı sıra mutfak alanlarında tezgah<br />

arası cam ve dekoratif ayna uygulamalarıyla<br />

Ghess Art Glass ürünlerini de<br />

görme fırsatı yakalayan konuklar, geniş<br />

yelpazesi ile markanın tüm ürünlerini<br />

yakından tanıdı. Lansmanda Ghess ve<br />

Astaşaries’in üst düzey yöneticileri ile<br />

diğer personeller hazır bulunurken; Bursa<br />

ve İstanbul ağırlıklı olarak, sektörde<br />

kariyer yapmış birçok mimar, içmimar<br />

ve yapı sektöründe hizmet veren isimler<br />

yer aldı. Samimi bir ambiyansın hakim<br />

olduğu gecede, caz müzik ve eşsiz deniz<br />

manzarası eşliğinde keyifli saatler yaşandı.<br />

Ghess’in cam ve kabin uygulamaları<br />

büyük beğeni ve ilgi görürken, gelen<br />

davetlilere teknik bilgi desteği de verildi.<br />

İnce detaylarla taçlandırılan örnek dairede<br />

yapılan lansman, geç saatlere kadar<br />

devam etti.<br />

<strong>Yapı</strong> sektörünün farklı isimleri,<br />

GHESS çatısı altında bir arada!<br />

GHESS; banyo sektöründe bugüne kadar<br />

edinilmiş tecrübelerin, deneyimlerin, kazanımların<br />

bir yansımasıdır. Marka, bu<br />

sektörde kendini ispatlamış, kariyerinin<br />

zirvesinde olan isimlerin bir araya gelmesinden<br />

oluşmakta ve iki farklı koldan hizmet<br />

vermektedir. MG GROUP iştiraki olan<br />

GHESS, yeni projelerde çözüm ortağı olurken,<br />

yeni bayileri de portföyüne eklemeye<br />

devam ediyor.<br />

96<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Tago Architects’ten<br />

Maldivler’de Spor Kompleksi<br />

TAGO Architects ve AGT Construction işbirliğiyle tasarlanan “Maldivler Spor Kompleksi” yanı<br />

sıra barındırdığı konut, otel, kongre merkezi ve ticari fonksiyonlar yardımıyla, toprak kısıtlılığı<br />

nedeniyle Maldivler’de inşa edilen yapay ada Hulhumale’nin ekonomik, sosyal ve kültürel<br />

gelişimine katkıda bulunacak.<br />

İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo,<br />

Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde<br />

Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler<br />

üreten Mimar Gökhan Aktan Altuğ<br />

önderliğindeki Tago Architects, AGT Constructions<br />

işbirliği ile Maldivler’in Hulhumale<br />

Adası’nda, bünyesinde spor salonu,<br />

antrenman sahaları, otel, konut, kongre<br />

merkezi ve ticari fonksiyonlar barındıran<br />

bir spor kompleksi tasarladı. Uluslararası<br />

standartlara uygun olarak tasarlanan,<br />

22.300 metrekarelik “Maldivler Spor<br />

Kompleksi”nin tamamlandığında, çok<br />

fonksiyonlu yapısı ile yapay ada Hulhumale’nin<br />

gelişimine önemli katkılarda bulunması<br />

bekleniyor.<br />

Ada üzerinde iki ayrı ana kütle olarak tasarlanan<br />

Maldivler Spor Kompleksi’nde<br />

Mimar Gökhan Aktan Altuğ<br />

98<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Mimari<br />

ana işlev ve işletmeye dair fonksiyonlar<br />

birbirinden ayrılarak, büyük kütlede ana<br />

spor salonu, antrenman sahaları ve serbest<br />

dinlenme alanlarına; küçük kütlede<br />

ise otel, konut fonksiyonları, satış birimleri<br />

ve kongre salonuna yer verilmiş. İki<br />

yapı bloğu arasında oluşturulan sokak<br />

dokusu, kompleksin bir bütün olarak algılanmasını,<br />

çeşitli işlevlerde geçişlilik<br />

sağlanmasını ve ortadaki yol alanının<br />

meydanlaşarak kullanılmasını sağlamış.<br />

1500 kişilik seyirci kapasitesine sahip<br />

spor salonunun yer aldığı büyük kütle,<br />

yanı sıra genel kullanıma açık olarak, 2<br />

kat yüksekliğinde tasarlanan transparan<br />

fuayeyi, antrenman sahalarını, masa tenisi,<br />

bilardo ve bowling alanları ile bir kafeyi<br />

bünyesinde barındırıyor. Basketbol, hentbol,<br />

futsal ve netbol müsabakaları için uygun<br />

büyüklükteki ana spor salonu, gerektiğinde<br />

ikiye bölünerek iki ayrı basketbol<br />

sahası ya da konser alanı olarak kullanılabiliyor.<br />

Kompleks içinde yer alan antrenman<br />

alanları ise 1 basketbol, 1 netbol, 1<br />

hentbol, 1 futsal, 2 adet voleybol, 2 adet<br />

squash ve 5 adet badminton sahalarından<br />

oluşuyor. Klinik ve gym alanları giriş<br />

katta, spor merkezi yönetimi ve VIP odası<br />

ise üst katta konumlanıyor.<br />

Proje Adı: Maldivler Spor Kompleksi<br />

Mimari Tasarım: TAGO Architects<br />

Tasarımcı: Göktan Aktan Altuğ<br />

Proje Yeri: Hulhumale Adası, Maldivler<br />

Proje Tipi: Spor Kompleksi / Mixed-Use<br />

Toplam Proje Alanı: 22325 m²<br />

Spor Salonu Alanı: 14111 m²<br />

Kongre Merkezi Alanı: 2161 m²<br />

Otel Toplam Kat Alanı: 2574 m²<br />

Konut Toplam Kat Alanı: 1544 m²<br />

Ticari Alanlar: 510 m²<br />

Otel Servis Alanları: 1425 m²<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 99


Mehmet Babacan / Babacan Holding Ceo’su<br />

Babacan Port Royal,<br />

bölgenin en karlı ve en uygun projesi olacak<br />

Babacan Holding imzasıyla hayata geçirilen ‘Babacan Port Royal’, bölgenin en iddialı, en<br />

prestijli, en kaliteli projelerinden biri olmasının yanı sıra, bölgenin en hesaplı projesi olma<br />

özelliğiyle de dikkat çekiyor.<br />

Hayata geçirdiği lüks ve güvenli konut projeleriyle<br />

tanınan Babacan Holding’in, lokasyonun<br />

en iddialı, en prestijli, en kaliteli<br />

ve tüm bu ayrıcalıklara rağmen en hesaplı<br />

projesi ‘Babacan Port Royal’e lansman<br />

öncesi satışlarda yoğun ilgi devam ediyor.<br />

Daire fiyatlarının 240 bin TL’den başladığı<br />

projede kişiye özel ödeme planları da uygulanıyor.<br />

%30 daha uygun<br />

Konut sahibi olmayı kolaylaştıran kampanyalara<br />

destek vermeye devam ettiklerini<br />

vurgulayan Babacan Holding Ceo’su Mehmet<br />

Babacan, “Toplam 4 blok, 802 daire<br />

ve 80 adet ticari üniteden oluşan ‘Baba-<br />

100<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

can Port Royal’ projemiz ile lokasyondaki<br />

diğer projelere kıyasla % 30 daha ekonomik<br />

fiyatlar sunuyoruz. Projemiz fiyat avantajı<br />

ile yatırımcılar tarafından bölgenin en<br />

karlı yatırımı olarak gösteriliyor.<br />

Lokasyonunun en lüks ve en ulaşılabilir<br />

projesi olarak yatırımcıların dikkatini çeken<br />

ve lansman öncesi satışlarda yoğun<br />

ilgi görmeye devam eden ‘Babacan Port<br />

Royal’de dairelerimizi 240 bin liradan başlayan<br />

fiyatlarla satışa sunuyoruz” dedi.<br />

Mimari tasarımı dünyaca ünlü Portekizli<br />

Addon Grup imzası taşıyan ‘Babacan Port<br />

Royal’in bin metrekarelik kapalı alanı;<br />

sosyal donatılar için ayrıldı. Fitness, sauna,<br />

kapalı yüzme havuzu, hamam, masaj<br />

odası, play station odası, sinema odası,<br />

dinlenme odası, oyun odası gibi zengin<br />

sosyal donatı alanları mevcut. Yaklaşık<br />

10 bin metrekare açık bahçe alanına sahip<br />

‘Babacan Port Royal’de ayrıca geniş<br />

yürüyüş, dinlenme, eğlenme alanları ve<br />

süs havuzları da yer alıyor.<br />

Teslimler Mart 2019’da<br />

Yeşilköy Atatürk Havalimanı’na en yakın<br />

lokasyonda, E-5 üzerinde konumlanan<br />

‘Babacan Port Royal’de teslimlerin Mart<br />

2019’da gerçekleştirilmesi planlanıyor.<br />

Açık alışveriş merkezi keyfini yaşatacak<br />

toplam 80 adet mağazanın yer aldığı, CNR<br />

Fuar Merkezi, Dünya Ticaret Merkezi, Bakırköy<br />

Deniz Otobüsü, Ataköy Marina, İS-<br />

TOÇ, Masko, Kuyumcukent, İkitelli Organize<br />

Sanayi Bölgesi ve Atatürk Olimpiyat<br />

Stadı gibi alanlara yakınlığı ile de dikkat<br />

çeken ‘Babacan Port Royal’, aynı zamanda<br />

birçok okul, hastane, AVM ve devlet<br />

dairelerine de yakın konumda yer alıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 101


Advertorial


Validebağ Konakları’nda tarihi fırsat<br />

Emlak Konut GYO, bankalar ve DAP <strong>Yapı</strong>’nın el ele vererek oluşturduğu özel koşullar, hem<br />

oturum hem de yatırım amaçlı konut edinmek isteyenlere büyük bir fırsat sunuyor.<br />

Ziya Yılmaz / DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Asırlık ağaçlarla çevrili, muhteşem manzarasının yanında<br />

eşsiz lokasyonu ile fark yaratan DAP <strong>Yapı</strong>’nın yeni<br />

projesi Validebağ Konakları bir haftada yoğun ilgiyle<br />

karşılaştı. Avrasya Tüneli ve Boğaziçi Köprüsü’ne direkt<br />

bağlantısıyla İstanbul’un her iki yakasına hakim bir lokasyonda<br />

konumlanan proje için geçtiğimiz hafta, %50<br />

fiyat avantajıyla ve %5 peşin 240 ay vade ile ön talep<br />

toplanacağı duyuruldu.<br />

DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, ön talep<br />

toplama sürecinin başarısına ilişkin yaptığı değerlendirmede<br />

şunları söyledi:<br />

“<strong>2017</strong>’nin 5. ayında lansman yapmayı planlıyorduk ancak<br />

Hükümetimizin “Güçlü Türkiye İçin Birlik Vakti” çağrısı<br />

üzerine hiç beklemeden elimizi taşın altına koyduk.<br />

Emlak Konut GYO ve bankalarla el ele vererek sadece bir<br />

defaya mahsus özel koşullar oluşturduk. Ekonomik darlıktan<br />

çıkmak adına fedakarlık ederek, metrekaresini 20-<br />

25 bin TL’ye satabilecekken, 9-10 bin TL’den başlayan<br />

fiyatlarla ön talep toplamaya başladık. Müşterilerimiz de<br />

bu jestimize coşkuyla yanıt verdi. Henüz satış ofisimizin<br />

inşaatını tamamlayamadan, dev bir çadır kurarak talep<br />

104<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

almaya başladığımızı duyurmamızla birlikte<br />

müthiş bir ilgiyle karşılaştık. Geçen<br />

haftadan bu yana, Validebağ’da yaşadığımız<br />

bu manzara, milletimizin ekonomiye<br />

olan inancı ve güveninin en güzel kanıtıdır.<br />

Hükümetimiz, proje geliştiriciler için<br />

yolu açtı, Maliye Bakanımız birbiri ardına<br />

hayata geçirilen düzenlemelerle desteğini<br />

esirgemedi ve bizler de şantiyelerimizin<br />

hiç durmadan çalışması adına kârımızdan<br />

vazgeçerek halkımızın konut edinmesi için<br />

projelerimizin lansmanını planladığımız tarihten<br />

öne çektik. Halkımızın da aynı seferberlik<br />

ruhuyla hareket ederek konut satın<br />

alma hamlesi başlatması, ‘Milli seferberlik’<br />

ruhunun göstergesidir. Bu vesileyle<br />

Hükümetimize, Maliye Bakanımıza ve tüm<br />

kabineye şükranlarımızı sunuyoruz.<br />

Validebağ’da yeşille ve doğayla bütünleşen<br />

konak mimarisinin en güzel örneğini<br />

sergileyeceğiz. Üstüne projenin eşsiz konumu<br />

ve yüzde 50 fiyat avantajı da eklenince<br />

yaşamak ve yatırım yapmak adına<br />

bir daha denk gelmeyecek bu fırsat, bize<br />

inanan ve güvenen müşterilerimiz için kaçırılmayacak<br />

bir fırsattır. Herkesi bu güzelliği<br />

yaşamaya ve bu kazanca ortak olmaya<br />

davet ediyorum. İstanbul’un en tanınmış<br />

aileleri, üst düzey işadamları, akademisyenler<br />

ve bürokratlar Osmanlı döneminden<br />

bugüne ulaşan bu eşsiz yaşam alanına<br />

komşu yaşamak üzere gelerek adlarını<br />

yazdırıyorlar. Aynı anda, aynı konuta onlarca<br />

talep aldığımız oluyor. Validebağ Konakları<br />

projemizde, teknik ve estetik yönden<br />

üstün ve kalıcı bir projeye imza atacağız. İspanyol<br />

Gaudi’nin yüzlerce yıl sonra bile ziyaret<br />

edilen eserleri gibi anıtsal mimariye olan<br />

hayranlığımızın izinde, 30-40 yıl sonrasını<br />

düşünerek, yarını bugünden inşa ediyoruz.<br />

Eşsiz Lokasyon, Muhteşem Doğa,<br />

İnanılmaz Fiyat<br />

Asırlık ağaçlarla çevrili, eşsiz bir lokasyonda,<br />

keyifli bir hayatın şifrelerini sunan proje<br />

5 katlı, 11 bloktan oluşacak. 366 lüks<br />

konut ve dükkanın yer alacağı projede<br />

1+0’dan 6+1’e kadar daire seçenekleri bulunacak.<br />

650 metrekareye kadar büyüklükte,<br />

lüks konakların yer alacağı Validebağ Konakları,<br />

İstanbul’da, şehrin gürültüsünden,<br />

kalabalığından ve kirli havasından kaçmak<br />

isteyenler için sığınak niteliği taşıyor. Anadolu<br />

yakasının en büyük yeşil alanı Validebağ<br />

arsası, adını aldığı Koru’nun tüm nimetlerinden<br />

faydalanıyor. Koru, doğal güzelliği<br />

ve ekosistem olma özelliği ile spor, yürüyüş<br />

ve gezinti amaçlı olarak yoğun bir şekilde<br />

kullanılıyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 105


SENKRON RESIDENCE<br />

•Fonksiyon: Ticaret/Residence<br />

•Konum: Ataşehir, ISTANBUL<br />

•İnşaat Alanı: 27000 m²<br />

•Proje Süesi: 2016 – 2018<br />

Dekon Senkron<br />

F i n a n s M e r k e z i ’ n d e y ü k s e l i y o r<br />

Dekon İnşaat, ekonominin nabzının atacağı İstanbul Finans Merkezi’nde yepyeni bir projeye<br />

start verdi. Finans Merkezi’nin kalbinde yükselen Dekon Senkron, 63 ile 109 metrekare<br />

arasında değişen büyüklükleri, hem konut, hem ev-ofis olarak kullanılmaya elverişli.<br />

106<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

13 yıldır İstanbul Anadolu yakasında nitelikli<br />

konut projelerine imza atarak binlerce<br />

kişiyi ev sahibi yapan Dekon İnşaat,<br />

İstanbul Finans Merkezi’nin kalbinde yeni<br />

bir projeye start verdi. İstanbul Finans<br />

Merkezi’ne yürüme mesafesindeki konumuyla<br />

tüm dikkatleri üzerine çeken Dekon<br />

Senkron, konumu, konsepti ve vaat<br />

ettiği yaşam kalitesiyle öne çıkıyor. Dekon<br />

Senkron’u çepeçevre saran balkonlar ise<br />

en önemli özelliklerinden biri olarak işaret<br />

ediliyor. Projede 13 metrekareye varan<br />

balkonlar bulunuyor.<br />

Dekon Senkron Konforlu Yaşam<br />

Vaat Ediyor<br />

Finans Merkezi’nin içinde, değerli konumu<br />

ve farklı daire seçenekleriyle her türlü<br />

ihtiyaca cevap veren Dekon Senkron’da,<br />

200 araçlık kapalı otopark alanı, açık havuz,<br />

spor salonu, çocuk oyun alanları gibi<br />

sosyal alanların yanı sıra, sosyal donatı<br />

alanları dikkat çekiyor. Dekon Senkron’un<br />

altında iki açık kat şeklinde bulunan alanda,<br />

kafelerden restoranlara, marketlerden<br />

farklı ihtiyaçlara yönelik alışveriş ve<br />

hizmet alanlarına kadar pek çok mağaza<br />

olacak. Dekon Senkron’un sosyal donatı<br />

alanı, bina sakinlerinin yanı sıra, yakın<br />

çevrenin de cazibe merkezi olacak. Bir rezidansta<br />

olması gereken tüm ayrıcalıkları<br />

fazlasıyla sunan Dekon Senkron, İstanbul<br />

Finans Merkezi Bölgesi’nde konforlu yaşamın<br />

adresi olacak.<br />

Dekon Senkron’un 50 Metre İlerisinde<br />

Metro Durağı, 150 Metre İlerisinde Hastane<br />

ve Okul İnşa Ediliyor<br />

Finans Merkezi’nin kalbinde, hayatın tam<br />

içerisinde konumlanan Dekon Senkron,<br />

Ataşehir’in merkezine 10 dakikalık yürüme<br />

mesafesinde bulunuyor. Finans Merkezi<br />

kapsamında yapılacak metro hattı<br />

ise, Dekon Senkron’a ulaşımı daha da<br />

kolaylaştıracak. Plana göre, metro durağı<br />

Dekon Senkron’a 50 metre mesafede<br />

yer alacak. Projeye 150 metre mesafede<br />

ise hastane ve okul inşaatı için çalışmalar<br />

başlatıldı.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 107


“Kentsel dönüşümde,<br />

yatırımcının önünde engel kalmadı”<br />

“Yüzeyselliğin, görüntü takıntısının hâkim olduğu günümüz mimarlık ortamında etik-estetik<br />

konular giderek önem kazanıyor. Ancak kent görüntülerine baktığımız zaman mimari<br />

projelerin çok da ön plana çıktığını göremiyoruz.”<br />

1979 yılında ağırlıklı olarak mobilya sektörüne<br />

toptan boya, vernik, tiner, polyester<br />

malzemeleri tedariği yahmak üzere İhsan<br />

Boya Sanayiinin kuruluşuyla İnsay <strong>Yapı</strong>’nın<br />

da daha o yıllarda temelleri atılmış<br />

oldu. 2011 yılına geldiğimizde ise Grup<br />

kararı ile 40 yıllık tecrübe ve sermaye birikimini<br />

gayrimenkul sektöründe kullanmak<br />

üzere, İnsay <strong>Yapı</strong> San. ve Tic. AŞ. kuruldu.<br />

Grubun kendi aktifine kayıtlı arazileri üzerinde<br />

depo, fabrika, plaza ve konutların<br />

yapımı projeleri ile faaliyetlerini başlatmış,<br />

devamında ise gerek arsa satın alınması<br />

gerekse kat karşılığı usulü ile lüks konut<br />

ve ofis imalatına başlanması hedeflenmiş.<br />

Bu hedef çerçevesinde faaliyetlerini<br />

sürdüren İnsay <strong>Yapı</strong>’nın Yönetim Kurulu<br />

Başkanı İhsan Çulhalık ile Pendik’te gerçekleştirilen<br />

projeleri Ondörtüç özelinde<br />

konuştuk. Samimi cevaplarıyla tüm sorularımızı<br />

yanıtlayan sayın Çulhalık’a teşekkür<br />

ediyoruz.<br />

Ondörtüç Pendik projesinden söz<br />

eder misiniz?<br />

Pendik’te inşa edilen Ondörtüç Pendik,<br />

herkese ayrıcalıklı bir yaşam vadediyor. 9<br />

bin metrekarelik bir alan üzerinde hayata<br />

geçirilen Ondörtüç Pendik, 241 daire ve<br />

23 ticari birimden oluşuyor. 1+1, 2+1 ve<br />

3+1 olmak üzere üç tip konut seçeneğine<br />

sahip olan projede daire büyüklükleri, sırasıyla<br />

ortalama 68, 103 ve 146 metrekare<br />

olarak belirlendi. Projede, 1+1 dairelerin<br />

fiyatları 228 bin TL, 2+1 dairelerin fiyatları<br />

296 bin TL ve 3+1 dairelerin fiyatları ise<br />

440 bin TL’den başlıyor.<br />

24 saat güvenlik hizmetinin yer aldığı Ondortüç<br />

Pendik’te yüksek koruma dikkat<br />

çekiyor. Ayrıcalıklı yaşam konseptiyle inşa<br />

edilen Ondortüç Pendik, yüzme havuzu,<br />

kapalı otopark ve dinlenme alanlarıyla<br />

tüm rakiplerini geride bırakıyor. Projede<br />

ayrıca fitness salonu, oturma, yemek ve<br />

dinlenme alanları, koşu ve yürüyüş parkuru,<br />

kafeterya alanı ve oturma alanları da<br />

yer alıyor. Profesyonel site yönetiminin bulunacağı<br />

ve her daireye depo imkanı verilen<br />

projede ayrıca mağaza ve restoranlar<br />

da olacak. Pendik’in merkezinde yer alan<br />

Ondortüç Pendik, merkezi noktalara ya-<br />

108<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

kınlığıyla dikkat çekiyor. Marmara Üniversitesi<br />

Hastanesi’ne üç dakika mesafede<br />

yer alan Ondortüç Pendik, Sabiha Gökçen<br />

Havaalanı’na ve hızlı feribota ise 15 dakikalık<br />

uzaklıkta bulunuyor.<br />

Ankara’da inşa edilen Elit Manzara<br />

Beytepe projesini anlatır mısınız?<br />

Ankara’nın Beytepe ilçesinde inşa edilen<br />

Elit Manzara Beytepe Konutları mahalle<br />

kültürü ile site yaşamını aynı konsepte<br />

buluşturuyor. Beytepe’nin yeşil vadisi<br />

olarak adlandırılan bölgesinin en yüksek<br />

noktasında yer alan Elit Manzara Beytepe<br />

Konutları, ayrıcalıklı konumu ve özgün<br />

tasarımı ile dikkat çekiyor. 13 bin 751<br />

metrekarelik alan üzerinde konumlandırılan<br />

proje, 37 bin 540 metrekare inşaat<br />

alanına ve 7 bin metrekarelik yeşil sahaya<br />

sahip.<br />

Altı farklı konut seçeneğinden oluşan Elit<br />

Manzara Beytepe, 2+1, 3+1, 4+1, 4,5+1,<br />

5+1 ve 6+2 daire tipiyle dikkat çekiyor.<br />

Projede fiyatlar 695 bin TL’den başlayıp,<br />

1,220 bin TL’ye kadar çıkıyor. 119 konuttan<br />

oluşan Elit Manzara Beytepe, yaşam<br />

alanları, spor salonu, otoparkı ve pak çok<br />

donatısıyla bir bütün şeklinde inşa ediliyor.<br />

Elit Manzara’nın kaba inşaatının şimdiden<br />

%70’i tamamlanmış durumda. Ankara’nın<br />

tanınmış mimarlarından Gökhan Aksoy tarafından<br />

projelendirilen Elit Manzara Beytepe<br />

Konutları, kullanıcılarına her detayda<br />

İhsan Çulhalık / İnsay <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

çeşitlilik sunuyor. Proje, ayrıcalıklı çizgisi<br />

ve sahip olduğu merkezi konumu ile tüm<br />

dikkatleri üzerine çekmesini biliyor.<br />

<strong>Yapı</strong>m ya da plan aşamasında olan<br />

projelerinizden birkaç örnek verebilir<br />

misiniz?<br />

Ondörtüç Pendik ve Elit Manzara Beytepe<br />

Konutları’nın yapımı ve satışı devam ediyor.<br />

Bu iki büyük projemizin dışında Yeni<br />

Sahra ve Beykoz Soğuksu’da kentsel dönüşüm<br />

çalışmalarımız var. Bildiğiniz gibi<br />

Yeni Sahra’da başlayacak olan kentsel<br />

dönüşüm çalışmalara hız verildi. Bu konuda<br />

alınan gelişmeleri yakından takip<br />

ediyoruz. Yine Pendik’te yapımına başlayacağımız<br />

iki adet konut ve bir adet ticari<br />

projenin çalışmaları sürüyor. Ayrıca Ankara’da<br />

ve Sarıyer’deki arsalarımız üzerinde<br />

proje çalışmalarımız da devam ediyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 109


Proje<br />

Kentsel Dönüşüm Yönetmeliği’nde<br />

birtakım değişiklikler<br />

yapıldı. Siz bu değişimi nasıl<br />

yorumluyorsunuz?<br />

Kentsel dönüşümde, yatırımcının önünde<br />

engel kalmadı. Artık tek tek binalarla<br />

uğraşılmayacak. Her bir binadan ayrı<br />

karot (beton kalitesini ölçen numune<br />

alımı) olmayacak. Bakanlar Kurulu devreye<br />

girerek, belli bir bölgeyi ‘Riskli alan’<br />

ilan edebilecek. Böylece müteahhitlerin<br />

tasarlanan büyüklükte alanlar için proje<br />

geliştirmeleri kolaylaşacak. Bir bölgenin<br />

yüzde 65’i riskli ise 100’ü kapsama<br />

alınmış olacak. Bu sayede tek tek bina<br />

sahiplerinin itirazının önüne geçilecek.<br />

Böylelikle projelerin yapımı hızlanacak.<br />

Bu durum hem arsa sahibi hem de<br />

müteahhit açısından büyük bir avantaj.<br />

Dolayısıyla kimse haklarından mahrum<br />

edilmeyecek.<br />

Hızla artan ve birbirine benzeyen<br />

projeler hakkında neler<br />

düşünüyorsunuz?<br />

Evet haklısınız, Türkiye’de yapılan pek<br />

çok projenin birbirine benzediğini görüyoruz.<br />

Tabii burada ekonomik politikaların<br />

ve rant beklentilerinin etken olduğunu<br />

söyleyebiliriz. Ancak biz hem Ondörtüç<br />

Pendik hem de Elit Manzara Beytepe<br />

projemizde mimariye büyük önem verdik.<br />

Örneğin Elit Manzara Beytepe projesi<br />

için Gökhan Aksoy ile çalışıyoruz. Kendisi<br />

Ankara’nın bilinen bir mimarı olduğu<br />

için seçtik. İyi bir mimari ile farklı görünebilmek<br />

için yoğun çaba harcıyoruz. Genel<br />

olarak birbirine çok yakın olan veya<br />

sadece belli bir işleve yönelik olarak tasarlanan<br />

mimariler belli bir zaman sonra<br />

kısır döngü içine giriyor. İyi bir mimarinin<br />

herşeyden önce projenin ruhunu canlandırdığına<br />

inanıyorum. Dolayısıyla projelerimizde<br />

mimariye büyük önem veriyoruz.<br />

Gerçekleşen projelerin çevre<br />

ve insana karşı olan etkilerinde,<br />

mimarların ne gibi sorumlulukları<br />

var?<br />

Yüzeyselliğin, görüntü takıntısının hâkim<br />

olduğu günümüz mimarlık ortamında<br />

etik-estetik konular giderek önem<br />

kazanıyor. Ancak kent görüntülerine<br />

baktığımız zaman mimari projelerin çok<br />

da ön plana çıktığını göremiyoruz. Bildiğiniz<br />

gibi insanoğlunun öncelikle barınabilmesi<br />

için güvenli mekanlara ihtiyacı<br />

var. Yine köprü, meydan yol gibi alanlar<br />

insanın yaşamını sürdürebilmesi için<br />

gerekli konular... Durum böyle olunca<br />

da herşeyden önce insanoğlunun planlı<br />

bir yapılaşma içinde olması gerekiyor.<br />

Bunu sağlayacak olan kişiler ise mimarlardır.<br />

Çizimlerin de mimarların elinde<br />

olduğunu düşünürsek, mimarlara büyük<br />

sorumluluklar düşüyor. Tüm mimarların<br />

projelerini çizerken kent planlamasına<br />

büyük önem vermelerini istiyoruz.<br />

<strong>Malzeme</strong> tercihleri ve estetik<br />

süreçlerde karşılaştığınız<br />

problemler oluyor mu?<br />

Türkiye’de malzeme seçimi konusunda<br />

büyük bir yelpaze var. Burada önemli<br />

olan malzemeyi uygulayabilecek ustayı<br />

bulabilmektir. Ne yazık ki ülkemizde<br />

kalifiye ustayı bulabilmek oldukça zor...<br />

Gelecekte Türk Mimarisi,<br />

kullanılan malzemeler ve estetik<br />

açıdan sizce hangi aşamada<br />

olacak?<br />

Dünyanın sayılı ülkelerinden biri olan<br />

Türk inşaat sektörü, aynı başarıyı kent<br />

planlamasında gösteremiyor. Geçmişten<br />

gelen yanlış planlamalar sebebiyle<br />

kent halkı hak ettiği refah yaşamdan<br />

uzak kalıyor. Üstelik ülkemizde çok başarılı<br />

mimarların olmasına rağmen, yanlış<br />

politikalar ve rant beklentileri, yanlış<br />

kentleşmenin önünü açmış durumda.<br />

Ancak son yıllarda yapılan yeni projeler<br />

sayesinde artık kent halkı daha refah bir<br />

hayat sürdürebiliyor. Gayrimenkul sektörünün<br />

buradaki katkısını unutmamak gerekiyor.<br />

Burada arz talep dengesi büyük<br />

önem taşıyor. Toplum, iyi mimariyi ayırt<br />

edebilir, arzular ve talep ederse nitelikli<br />

örnekler de birbiri ardına gelecektir.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Yaklaşan deprem gerçeği ve şehirleşmedeki<br />

sorunlar acilen yapı stoğumuzun<br />

elden geçirilmesini gerektiriyor. Bir taraftan<br />

bu dönüşümü yaparken bir taraftan<br />

ulaşılabilir, ihtiyaca ve talebe cevap verebilen<br />

konutların ortaya çıkarılması gerekli.<br />

İnsay <strong>Yapı</strong> olarak bu bilinçle büyüme<br />

politikamızı oluşturduk. Önümüzdeki dönemde<br />

adından daha çok söz ettiren bir<br />

kuruluş olmak için çalışıyoruz.<br />

110<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

Yine verimli, yine değerli bir proje:<br />

Neo Bolluca 4<br />

Göktürk bölgesinde olduğu gibi, Bolluca bölgesinin de değerini yıllar önce fark eden Neo<br />

<strong>Yapı</strong>, vizyoner yaklaşımı ile hayata geçirdiği projeleriyle, yatırımcılarına kazandıran projeler<br />

sunmaya devam ediyor.<br />

Neo <strong>Yapı</strong>’dan son 12 ayda Bolluca’da<br />

4.Proje Neo <strong>Yapı</strong>, Kemerburgaz ve Göktürk’deki<br />

başarılı projelerinden sonra 3.<br />

Havaalanı ve Kanal İstanbul projesi ile<br />

ses getiren ve yatırımcıların gözdesi olan<br />

Arnavutköy’ün Bolluca bölgesinde hayata<br />

geçirdiği projelere her geçen gün yenilerini<br />

ekliyor. Bölgedeki ilk ve en büyük projesi<br />

olan, kendi diktiği ağaçlarla yeşillendirmeye<br />

destek olduğu, 2 bin dönüm orman<br />

arazisi ve 600 dönümde 415 müstakil<br />

ev ve 8 mahalleden oluşan birinci projesi<br />

Neo Gölpark İstanbul’dan sonra bölgeyi<br />

geliştirmeye devam ediyor. Satışları 12<br />

ay gibi kısa sürede tamamlanan Neo<br />

Bolluca, Neo Bolluca 2 ve Neo Bolluca 3<br />

projelerinden sonra şimdi de Neo Bolluca<br />

4 ile yeni İstanbul’da yeni bir yaşam<br />

tasarlıyor…<br />

Bolluca’da Neo <strong>Yapı</strong> imzası: Neo<br />

Bolluca 4<br />

Neo Bolluca 4, etrafında açık otopark<br />

alanı ve güvenlikle çevrili 4 blok, 8 ticari<br />

dükkan ve 136 adet 2+1 ve 3+1 daireden<br />

oluşan, hem yaşamak hem de yatırım<br />

anlamında yeni nesil bir site olarak<br />

öne çıkıyor. Sunduğu imkanlar ile yatırımcıların<br />

gözdesi olacak Neo Bolluca 4’te<br />

de, diğer Neo Bolluca projelerinde olduğu<br />

gibi; doğa, şehir ve yaşam bir arada…<br />

Bu projede sürdürülebilirlik adına yerden<br />

ısıtmalı, pay ölçerli merkezi ısıtma sistemi,<br />

çevre dostu aydınlatma sistemleri, Isı tasarruflu<br />

özel kaplamalar, çatı ve yüzey izolasyonları,<br />

ısı camlı doğramalar, kesintisiz<br />

elektrik için jeneratör, özel peyzaj alanları<br />

gibi birçok ince detay düşünüldü. Bununla<br />

beraber proje, teknolojinin tüm avantajlarından<br />

da yararlanılacak bir mimari tasarıma<br />

sahip. 2 adet açık yüzme havuzu bulunan<br />

projede, kapalı Fitness alanı ve her<br />

daireye özel otopark alanı da bulunuyor.<br />

112<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

Vira İstanbul’a ilgi büyük<br />

Hayata geçirdiği avantajlı kampanyalar ile satış rekoru kıran Gül Proje, ‘Vira İstanbul’da yeni<br />

bir kampanyaya imza atıyor. Kampanyaya göre yatırımcılara ‘Vira İstanbul’dan aldıkları konutlarda<br />

peşin ve banka kredili alımlarda % 20 indirim fırsatı sunuluyor.<br />

‘Yarını bugünden inşa etme’ vizyonuyla<br />

yola çıkan ‘Gül Proje’; Beylikdüzü<br />

Belediyesi ile birlikte hayata geçirdiği<br />

‘Vira İstanbul’da başlattığı kampanyayla<br />

yatırımcıların dikkatini çekiyor.<br />

Gül Proje şimdi de hayata geçirdiği iki<br />

ayrı kampanyayla konut sahibi olmayı<br />

daha kolay hale getiriyor.<br />

Sektöre öncülük eden bir değer olarak<br />

geliştirdiği prestijli projelerle ev sahibi<br />

olmayı kolaylaştıran kampanyaları ile<br />

adından söz ettiren Gül Proje, ‘Vira İstanbul’un<br />

inşa çalışmalarına aralıksız<br />

devam ediyor.<br />

Yatırımcılar tarafından Beylikdüzü’nün<br />

en cazip projesi olarak gösterilen Vira<br />

İstanbul’da ilk kampanya kapsamında,<br />

peşin veya banka kredili alımlarda<br />

%20 indirim fırsatı sunuluyor. Diğer<br />

seçenek ‘peşinatı teslimde öde’ kampanyasında<br />

ise yüzde 15 indirim imkanı<br />

sunuluyor. ‘Vira İstanbul’da daire<br />

fiyatları ise 264 bin TL’den başlıyor.<br />

Toplam 1.156 konut ve 31 ticari birime<br />

ev sahipliği yapan ‘Vira İstanbul’,<br />

92 bin metrekare alan üzerinde inşa<br />

ediliyor. Toplam 17 bloktan oluşan<br />

‘Vira İstanbul’da, 70- 200 metrekare<br />

arasında değişen 1+1, 2+1, 3+1 ve<br />

4+1’lerden oluşan geniş daire seçenekleri<br />

mevcut. Sakinlerine hareketli<br />

ve geniş sosyal imkanlar sunan ‘Vira<br />

İstanbul’da arazinin 74 bin 500 metrekaresi<br />

yani %81’i yeşil alanlara ayrılmış<br />

durumda. Projede yer alan konutların<br />

%60’ı ise ikinci kattan itibaren<br />

deniz görüyor. Projede yer alan 27 bin<br />

metrekarelik alanda spor donatıları<br />

yer alırken birçok eğitim kurumuna da<br />

yakın konumuyla da dikkat çekiyor.<br />

‘Vira İstanbul’, E-5 karayoluna 2 dakika,<br />

sahile ise 3 dakikalık mesafede<br />

yer alıyor.<br />

114<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

Bölgenin en çok kazandıran projesi;<br />

‘Gül Proje Express’<br />

‘Gül Proje Express’; doğru zamanda doğru<br />

yatırımın adresi olarak yatırımcısının<br />

karşısına çıkıyor. Gayrimenkul uzmanları<br />

‘Gül Proje Express’in bir yıl sonunda bölgenin<br />

en çok kazandıran projelerinden biri olacağını<br />

ifade ediyor.<br />

Ali Gül / Gül Proje Yönetim Kurulu Üyesi<br />

İstanbul’un son 7 yılda 20 kat değer kazanan<br />

ve ‘Prestij Caddesi’ olarak anılmaya<br />

başlanan Basın Ekspres Yolu’ yatırımcıların<br />

gözdesi haline geldi. <strong>Yapı</strong>lan yeni<br />

yatırımlar ve dikkat çeken dönüşüm, bölgeyi<br />

her geçen gün daha da cazip hale<br />

getiriyor. Son 3 yılda 3 kat değer kazanan<br />

Basın Ekspres Yolu; birbirinden prestijli<br />

konut, ofis ve otellere ev sahipli yapıyor.<br />

İstanbul’un en önemli iki ulaşım aksı olan<br />

E-5 ile TEM otoyolunu birbirine bağlayan<br />

ve resmi rakamlara göre günde 1 milyon<br />

kişinin kullandığı Basın Ekspres Yolu’nun<br />

her geçen gün değerlendiğini belirten Gül<br />

Proje Yönetim Kurulu Üyesi Ali Gül, faaliyete<br />

geçecek metro hattıyla beraber bu<br />

değerin daha da artacağını ifade etti.<br />

Gül “Gül Proje Express projemiz; Atatürk<br />

Havalimanı, İSTOÇ, İkitelli OSB, CNR Expo<br />

gibi önemli merkez ve ulaşım akslarının<br />

tam ortasında yer alıyor. Bir yandan; Yavuz<br />

Sultan Selim Köprüsü ve yeni havalimanı<br />

bağlantıları Basın Ekspres Yolu’nu<br />

daha da merkezi bir lokasyon yaparken,<br />

bir yandan da yakın gelecekte metro hattının<br />

faaliyete girmesiyle bölge daha da<br />

değerli bir hale gelecek.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 115


İzolasyon & Yalıtım<br />

Herhangi bir yalıtım malzemesi kullanılarak, ortamdan<br />

dışarı veya dışardan ortama olan enerji akışının<br />

indirgenmesi;


<strong>Yapı</strong> Kimyasalları<br />

İnşaat ve bina yapımında kullanılan yardımcı malzemeler;


“Türkiye pazarı<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları için<br />

büyük önem taşımakta”<br />

“Beton katkıları ve yapı kimyasalları sektöründe farklılaşmanın yolunun, uzmanlık, teknolojik<br />

öncülük, kalite sürekliliği ve doğru yer ve zamanda hizmet vermekten geçtiğine inanıyorum.”<br />

“Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz”<br />

kurumsal stratejisi ile faaliyetlerini<br />

sürdüren BASF, 100 binin üzerinde<br />

çalışanı ile plastiklerden performans<br />

ürünlerine, bitki koruma ürünlerinden<br />

petrol ve gaza kadar geniş bir yelpazeye<br />

hizmet eden kimyasal ürün portföyüne<br />

sahip. BASF, ekonomik başarısını çevresel<br />

koruma, sürdürülebilirlik ve sosyal<br />

sorumluluk alanları ile de birleştirmekte.<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Ülke Müdürü<br />

Suat Seven’e <strong>Yapı</strong> Kimyasalları ve şirket<br />

politikaları hakkında merak ettiklerimizi<br />

sorduk.<br />

Öncelikle şirketinizin kısa<br />

tarihçesiyle birlikte çalışma<br />

sahalarınızdan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

BASF, Türkiye’de ilk satışını 1880 yılında<br />

gerçekleştirdi ve 137 yıldır da bu topraklarda<br />

hizmet veriyor. Şu anda BASF Türkiye<br />

Ofisi oldukça önemli ve stratejik bir<br />

konumda yer alıyor. 2013’te gerçekleşen<br />

EUE yapılanması ile Rusya ve Bağımsız<br />

Devletler Topluluğu, Ortadoğu ve Kuzey<br />

Afrika ile Güney Afrika ve Sahara altı Afrika’yı<br />

kapsayan toplamda 78 ülke İstanbul’daki<br />

merkezden yönetiliyor. Tüm bu<br />

bölgelerde yaklaşık 4.000 kişi istihdam<br />

ediliyor. Sadece Türkiye’de ise yaklaşık<br />

800 kişi istihdam ediliyor. Faaliyet gösterdiği<br />

alanlar arasında; kimyasallar, plastikler,<br />

dispersiyonlar ve pigmentler, bakım<br />

kimyasalları, özel kimyasallar ve bitki koruma<br />

gibi birçok alan yer alıyor. Ürünleri;<br />

118<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

elektrik ve elektronik, otomotiv, inşaat,<br />

deterjan ve temizlik, ilaç ve kozmetik ile<br />

hayvan yemi, tarım ve gıda gibi çok geniş<br />

bir yelpazeye yayılan sektörlerde kullanılıyor.<br />

Türkiye’de Dilovası, Çayırova, Gebze,<br />

Trabzon ve Adana olmak üzere 5 üretim<br />

tesisi bulunuyor.<br />

İnşaat sektörü genelinde<br />

<strong>Yapı</strong> Kimyasalları’nı nerede<br />

görüyorsunuz? Sektörle olan<br />

karşılıklı etkileşimini nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Sektörde beton, su ve ısı yalıtımı konularındaki<br />

mevzuatlara olan ihtiyacın yanı<br />

sıra, teknik şartnamelerin de yenilenmeye<br />

ve güncellenmeye ihtiyacı var. Bu konular,<br />

tek bir firma ya da tek bir kişinin çözebileceği<br />

konular değil. Bu noktada ilgili devlet<br />

birimleri ve inşaat sektörü derneklerinin<br />

ortak bir platformda teknik çözümleri üretebilmek<br />

için birlikte çalışması gerekiyor.<br />

Teknik komiteler kurarak çözüm aranması<br />

ve bu kapsamda sektörü, paydaşları ile<br />

daha ileriye götürmek gerekiyor.<br />

Binalarda hem enerji verimliliğini hem de<br />

sürdürülebilir dayanımı sağlamak açısından<br />

su ve ısı yalıtımının güncel şartnameler<br />

ile zorunlu hale getirilmesi gerektiği<br />

kanaatindeyiz. Betonun şartnamelere ve<br />

sınıfına uygun dökülmüş olmasının yanı<br />

sıra hem temelde hem çatıda hem de iç<br />

ve dış mekanlarda uygun şekilde su yalıtımı<br />

yapılması yapının uzun ömürlü olması,<br />

karbonatlaşma ve korozyon etkilerine<br />

dayanması için bir şart. Bunları bir bütün<br />

olarak değerlendirip, hem beton hem de<br />

su ve ısı yalıtımı tarafında şartnamelerin<br />

güncellenmesi gerekiyor. En önemlisi de<br />

inşaat sektöründe kalitenin bir zorunluluk<br />

haline getirilmesidir.<br />

Suat Seven / BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Ülke Müdürü<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları; Katkı Sistemleri<br />

ve <strong>Yapı</strong> Sistemleri olmak üzere iki segment<br />

altında sektöre hizmet veriyor.<br />

Katkı Sistemleri segmenti altında Beton<br />

Katkıları, Çimento Katkıları, Beton Yan<br />

Ürünleri ve Tünel ve Maden Yeraltı <strong>Yapı</strong>ları<br />

inşasına yönelik kimyasal ürünler yer<br />

almaktadır. Yüksek sınıflı ve dayanımlı<br />

beton imalatının yanı sıra beton içerisinde<br />

çimento miktarını azaltmaya ve dolayısıyla<br />

karbon salınımını düşürmeye katkı sağlayacak<br />

‘Green Sense Concrete- Yeşile<br />

Duyarlı Beton’ konseptini ve ilgili beton<br />

katkılarını sektöre ve müşterilerimizin kullanımına<br />

sunuyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> Sistemleri segmenti altında ise; Su<br />

Yalıtım Sistemleri, Seramik <strong>Yapı</strong>ştırıcıları<br />

ve Derz Dolguları, Onarım ve Güçlendirme<br />

Sistemleri, Tarihi Eser Onarımı ve Mimari<br />

Yüzey Koruyucu Sistemleri ve Zemin Kaplama<br />

Sistemleri ile geniş bir ürün yelpazesine<br />

sahibiz. Bunların arasında, binalarda<br />

enerji verimliliğine ve sürdürülebilirliğine<br />

katkı sağlayacak, binaların daha konforlu<br />

ve daha uzun ömürlü olmasını sağlayacak<br />

ürün ve sistemlerimiz de yer alıyor.<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Bölümümüz, global<br />

markamız ‘Master Builders Solutions’ı,<br />

BASF’nin inşaat sektörüne olan<br />

bağlılığının bir işareti olarak, daha önce<br />

30 değişik marka altında satılan pek çok<br />

yapı kimyasalı çözümünü ve ürünlerini ‘tek<br />

global marka’ bütünlüğü ve çatısı altında<br />

sektörün hizmetine sunmaktadır. Master<br />

Builders Solutions olarak inovasyon anlamında,<br />

pazarda ayrı bir yerimiz olduğunu,<br />

teknolojik ürünlerin sektöre sunumunda<br />

öncülük ettiğimizi söyleyebiliriz.<br />

Master Builders Solutions markası altında<br />

60 ülkede 130 üretim tesisinde (Kuzey<br />

Amerika,Avrupa, Afrika, Asya Pasifik)<br />

ürünlerimizi inşaat sektörüne sunuyoruz.<br />

Türkiye’de Gebze, Trabzon ve Adana’da 3<br />

üretim tesisi ve merkez ofisimiz İstanbul<br />

haricinde İzmir, Ankara, Bursa, Antalya,<br />

Trabzon ve Adana olmak üzere yedi ofis<br />

üzerinden sektöre hizmet veriyoruz. Türkiye<br />

yerel pazarımız haricinde Azerbaycan,<br />

Ukrayna, Türkmenistan, Gürcistan,<br />

K.K.T.C., Ermenistan, Kuzey Irak, Arnavutluk<br />

ve Türk inşaat firmalarının etkin olarak<br />

çalıştığı bazı Afrika ülkelerine Türkiye<br />

organizasyonumuz üzerinden ihracat yapıyoruz.<br />

Ürünlerinizin uzun süre dayanıklı<br />

olması için ne gibi konulara önem<br />

veriyorsunuz?<br />

Beton katkıları ve yeraltı yapıları kimyasalları<br />

pazarlarında hem sektöre ilk giren<br />

köklü firmalardan biri olmamız hem de Ar-<br />

Ge laboratuvarlarımızda müşterilerimizin<br />

ihtiyacına yönelik ‘müşteriye özel üretim’<br />

(tailor made) özel ürünler ve çözümler çıkarabilmemizden<br />

dolayı pazarın en önde<br />

gelen firmalarından biriyiz. Performans<br />

groutları, onarım ve güçlendirme, zemin<br />

kaplamaları ve su yalıtım sistemleri, hem<br />

teknolojik ürün portföyümüz hem dağıtım<br />

ve uzman uygulamacı bayi ağımız sayesinde,<br />

pazarda önemli bir yerimizin olduğu<br />

diğer segmentler olarak sayabiliriz.<br />

Ürünlerimizi geliştirirken dikkat ettiğimiz<br />

en önemli husus, Master Builders Solutions<br />

marka kimliğine uyumlu olmalarını<br />

sağlamaktır. Bir ürün talebi geldiği zaman,<br />

öncelikle, diğer ülkelerde aynı özellikler-<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 119


de ürün olup olmadığına bakıyoruz. Eğer<br />

varsa, reçeteyi getirtip laboratuvarımızda<br />

Türkiye koşullarında üretilir hale getiriyoruz.<br />

Eğer mevcut değilse kendi reçetemizle<br />

ürün geliştirebiliyoruz.<br />

hemen her sektörde faaliyet gösteren<br />

yatırımcıların ilgisini çekiyor. Kimyayı ise<br />

tüm sektörlerde üretim sürecinin temel<br />

taşı olarak niteleyebiliriz.<br />

Bu nedenle Türkiye’deki kimya sektörü<br />

zaten Türkiye ile eş zamanlı ve organik<br />

bir büyüme içinde bulunuyor. Türkiye’nin<br />

aynı zamanda kendisi gibi her alanda<br />

gelişme potansiyeli yüksek ülkelerle<br />

çevrili olduğunu da unutmamak gerekir.<br />

Tüm bu sebeplerden ötürü Türkiye pazarının<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları için büyük<br />

önem taşıdığını söyleyebiliriz.<br />

BASF olarak, geçtiğimiz yıl, önemli mega<br />

projelere Master Builders Solutions markamızın<br />

imzasını attık. Osmangazi Köprüsü’nün<br />

çelik ayaklarının sabitlenmesi<br />

için özel geliştirdiğimiz çözüm ile katkıda<br />

bulunurken, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde<br />

oluşabilecek korozyon hasarlarına<br />

karşı ve ayakların yüke dayanması<br />

için özel olarak çözümler geliştirdik.<br />

2016 yılında açılışı gerçekleştirilen Osmangazi<br />

ve Yavuz Sultan Selim köprülerinin<br />

ardından, Avrasya Tüneli’nin de<br />

her aşamasında karşılaşılan zorlukların<br />

üstesinden gelmek için geniş ürün portföyümüzle<br />

çözüm ortağı olduk.<br />

Türkiye <strong>Yapı</strong> Kimyasalları pazarını<br />

global pazarla kıyasladığımızda bir<br />

iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Sektörün pazar büyüklüğünü pek çok kriter<br />

nedeniyle belirlemek zor. Türk inşaat<br />

şirketlerinin bölgedeki ve komşu ülkelerdeki<br />

faaliyetleri, Türkiye’deki yapı kimyasalları<br />

pazarını, dünyadaki benzer ülke<br />

pazarlarından daha büyük hale getiriyor.<br />

Sektörün pek çok kolu var: Su izolasyonu,<br />

beton katkısı, tamir harçları, zemin<br />

kaplamaları gibi... Bunların her biri ayrı<br />

ayrı derinliği olan iş kolları. Ancak, BASF<br />

olarak inovasyon anlamında, pazarda<br />

ayrı bir yerimiz olduğunu, bu konuda liderlik<br />

ettiğimizi söyleyebiliriz. Hem beton<br />

katkıları hem de diğer segmentleri<br />

toplam olarak değerlendirdiğimizde hem<br />

ciro hem de hacimsel olarak pazar lideriyiz.<br />

Türkiye, coğrafi açıdan tüm dünya için<br />

büyük jeopolitik önemi olan bir noktada<br />

bulunuyor. Genç nüfusuyla dünyanın en<br />

hızlı büyüyen ikinci ekonomisine sahip<br />

olan ve sanayisi hızla gelişen Türkiye,<br />

<strong>2017</strong> yılı için hedef ve öngörüleriniz<br />

ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

İnşaat sektörünün önümüzdeki dönemde<br />

büyümeye devam edeceği yönünde piyasada<br />

temkinli ancak olumlu bir eğilim olduğunu<br />

görüyoruz. Piyasanın önüne çıkan<br />

zorlukları inşaat malzemeleri üreticilerinin<br />

oluşturduğu dernekler içerisinde, uygun<br />

çözümler üreterek ve uygun otoritelere ve<br />

ilgili devlet birimlerine bunları sunarak ilerlemenin<br />

doğru olacağını düşünüyoruz.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

BASF olarak, dünyanın lider kimya şirketiyiz<br />

ve liderlik pozisyonumuzu korumak<br />

için çalışmalarımıza süratle devam ediyoruz.<br />

BASF’nin geçmişine baktığınızda, patentler<br />

ve buluşlar tarihi görürsünüz. Carl<br />

Bosch, BASF’de geliştirdiği yüksek basınç<br />

teknolojisi ile 1931 yılında Nobel Kimya<br />

Ödülünü aldı. BASF olarak, 1931’den bu<br />

yana Nobel ödüllü bir şirket olmanın haklı<br />

gururunu taşıyoruz.<br />

BASF’nin bugün dünyadaki en yenilikçi<br />

şirket konumuna ulaşmasını sağlayan<br />

inovasyon yolculuğu aslında 152 yıl önce<br />

kurulduğu gün başladı. Kuruluşundan sadece<br />

3 yıl sonra boya uzmanı Heinrich<br />

Caro ve bir araştırma yöneticisi BASF’de<br />

çalışmaya başladı ve bundan kısa bir süre<br />

sonra da BASF ilk patentini aldı. O günden<br />

sonra BASF, araştırma ve geliştirme (Ar-<br />

Ge) alanında hep lider konumda oldu.<br />

Çevreye karşı sorumluluklarımız<br />

noktasında kurum olarak ne gibi<br />

tedbirler alıyorsunuz?<br />

2050 yılında gezegenimizde dokuz milyardan<br />

fazla insan yaşıyor olacak. Dünya nüfusu<br />

ve talepleri artmaya devam ederken,<br />

gezegenin kaynakları ise sınırlı. Günlük<br />

hayat ve tüketim alışkanlıklarımızın değişmemesi<br />

halinde, dünya nüfusunun taleplerini<br />

karşılayabilmek için gezegenimizin<br />

120<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

sunduğu kaynakların üç katı büyüklüğünde<br />

kaynağa ihtiyacımız olacak. Bu durum, çok<br />

fazla global zorluğu beraberinde getireceği<br />

gibi kimyaya dayanan inovasyonların geliştirilmesine<br />

de yol açacak. Dünyanın lider<br />

kimya şirketi olarak BASF olarak, bu inovasyonların<br />

belirlenmesinde önemli bir rol<br />

oynayacağımızı düşünüyoruz.<br />

Kimyamıza dayanan yeniliklerin önemli bir<br />

rol oynayacağı üç önemli alan görmekteyiz:<br />

Kaynaklar, çevre ve iklim, gıda ve beslenme,<br />

yaşam kalitesi. Tüm bu alanlarda<br />

sürdürülebilir gelişmenin kimyasal yeniliğe<br />

ihtiyacı var ve bizim de üzerinde çalıştığımız<br />

şey bu.<br />

Geleceğin kaynakları sorunu, iş birimlerimiz<br />

için olduğu kadar AR-GE birimimiz için<br />

de son derece önemli. Ürün ve çözüm geliştirdiğimiz<br />

sanayilerin tamamında sürdürülebilir<br />

çözümler konusunda tercih edilen<br />

iş ortağı olarak kalmayı hedefliyoruz. Bunu<br />

da, değişik pazar ihtiyaçları olan müşterilerimizle<br />

iş birliği yaparak ve onların yenilikçi<br />

gücümüzden faydalanmalarını sağlayarak<br />

başarmayı hedefliyoruz.<br />

Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratan<br />

bir şirketin <strong>Yapı</strong> Kimyasalları birimi<br />

olarak, inşaatlarda ve binalarda sürdürebilirlikten<br />

anladığımız; binaların inşası<br />

esnasında kullanılan yapı malzemelerinin,<br />

yaşam süresindeki enerji verimliliğine<br />

olan katkısı ve çevreye zarar vermeyecek,<br />

çevre ile uyumlu olan hammadde ve malzemelerden<br />

oluşmasıdır. Bunun için de<br />

<strong>Yapı</strong> Kimyasalları alanındaki ürünlerimiz<br />

ile enerji verimli binaların/yapıların inşasına<br />

katkıda bulunacak ürünler üretiyoruz.<br />

Bu konudaki önemli Ar-Ge çalışmalarımızdan<br />

bir tanesine örnek verebiliriz. Katkı<br />

sistemleri segmentimizdeki yüksek sınıflı<br />

ve dayanımlı beton imalatının yanı sıra beton<br />

içerisinde çimento miktarını azaltmaya<br />

ve dolayısıyla karbon salınımını düşürmeye<br />

katkı sağlayacak ‘Green Sense Concrete-Yeşile<br />

Duyarlı Beton’ konseptini ve ilgili<br />

beton katkılarını sektöre ve müşterilerimizin<br />

kullanımına sunuyoruz.<br />

Satış, satış sonrası hizmetler<br />

ve pazarlama organizasyonunuz<br />

hakkında biraz bilgi verir misiniz?<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Bölümü olarak,<br />

Master Builders Solutions global markamızın<br />

sağladığı bütünlük, netlik ve sinerji<br />

ile ürün ve hizmet farklılığımızı ortaya koyabileceğimiz<br />

ve müşterilerimize değer ve<br />

fayda katabileceğimiz projelere ve sektörlere<br />

odaklanıyoruz. Bu doğrultuda teknik<br />

hizmetimizi ve uzmanlığımızı müşterilerimize<br />

daha yakın ve ulaşılabilir hale getiriyoruz.<br />

Konusunda uzman satış ve pazarlama<br />

ekibimiz, iş ortaklarımız distribütör ve bayilerimiz<br />

ile bütün işlerimizde ve sektöre<br />

verdiğimiz hizmetlerde birbirine bağlı paydaşlarımızla<br />

ortak hareket ediyoruz.<br />

Bütün üretim, lojistik, satış ve ilgili bütün<br />

operasyonlarımızda kalitemizden ödün<br />

vermeden, güvenlik ve çevre sağlığını ön<br />

planda tutarak, çalışanlarımızın ve müşterilerimizin<br />

değerlerine saygı duyarak, teknoloji<br />

konusunda öncü, yapı kimyasalları<br />

sektörünün lideri olarak devam etmeyi hedefliyoruz.<br />

BASF <strong>Yapı</strong> Kimyasalları olarak, enerji verimli,<br />

yüksek dayanımlı ve sürdürülebilir<br />

binalar ve yapılar inşa etmek isteyen firmalarla,<br />

tasarımcı ve yüklenici firmalarla<br />

proje aşamasında irtibatlarımızı kuruyoruz<br />

ve üzerimize düşen katkıyı sağlamak üzere<br />

çalışmalarımızı yapıyoruz. Binanın ve ilgili<br />

yapının inşası aşamasında da malzemelerimizin<br />

uygulamalarının doğru ve uygun bir<br />

şekilde yapılması için gerekli teknik desteği<br />

sağlıyoruz ve takibini yapıyoruz.<br />

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en<br />

önemli faktör nedir?<br />

Beton katkıları ve yapı kimyasalları sektöründe<br />

farklılaşmanın yolunun, uzmanlık,<br />

teknolojik öncülük, kalite sürekliliği ve<br />

doğru yer ve zamanda hizmet vermekten<br />

geçtiğine inanıyorum. Bu değerlerin hepsini<br />

tutarlı ve sürekli bir şekilde sağladığınız<br />

zaman müşteriler sizi tercih ediyor ve sektör<br />

sizi lider konuma koyuyor. Hazır beton<br />

ve inşaat sektörünün önde gelen firmaları<br />

stratejik ve uzun soluklu iş birliği kurabilecekleri,<br />

beraberce teknolojik ve çevreci<br />

proje üretebilecekleri ve sektörde farklılık<br />

yaratabilecekleri, kimyasal katkı ve yapı<br />

kimyasalı üreticileri ile çalışmak istediklerinin<br />

bilincindeyiz. Satış, pazarlama, Ar-Ge<br />

ve teknik servis bölümlerimizi bu doğrultuda<br />

düzenliyoruz ve çalışıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 121


80’inci yılını kutluyor!<br />

5 kıtada, 33 ülkede 81 yan kuruluş ve 73 üretim tesisi ile üretim faaliyetlerini gerçekleştiren<br />

MAPEI, 1600’den fazla ürün çeşitliliği ile sektör ihtiyaçlarına cevap vermekte.<br />

80 yıl önce İtalya’da doğan MAPEI,<br />

bugün 5 kıtada 33 farklı ülkede konumlanmış<br />

tesislerinde inşaat endüstrisinin<br />

en yenilikçi ürünlerini üretmekte.<br />

MAPEI Türkiye Genel Müdürü<br />

Cem Baki Sinal; MAPEI Grubun stratejik<br />

pazar olarak gördüğü Türkiye’deki<br />

yatırım planını sürdürmeye kararlı<br />

olduğunu, pazardaki en başarılı şirketlerden<br />

biri olma hedefiyle yapılan<br />

plan çerçevesinde sabit varlıklar ve<br />

insan kaynaklarına yapılmakta olan<br />

yatırımlara odaklandıklarını belirtti.<br />

Şirketinizin yapı sektöründeki<br />

yeri ve faaliyetleri hakkında<br />

biraz bilgi alabilir miyiz?<br />

MAPEI, 2013 yılında Türkiye pazarına<br />

giriş yaptığından beri, geniş ürün yelpazesi<br />

ile inşaat endüstrisi için kimyasal<br />

ürünlerin üretimini gerçekleştirmektedir.<br />

Her zaman tam bir sistem<br />

olarak sunulan bu ürünlerin arasında,<br />

seramik yapıştırıcıları ve derz dolguları,<br />

şaplar, kendiliğinden yayılan tesviye<br />

ürünleri, alt yüzey hazırlama ürünleri,<br />

su yalıtım sistemleri, özel onarım<br />

ve sabitleme harçları, ısı yalıtımı malzemeleri,<br />

iç ve dış mekanlar için kaplamalar,<br />

endüstriyel zeminler ve diğer<br />

inşaat ürünleri bulunmaktadır.<br />

Her sene olduğu gibi bu sene<br />

de İstanbul <strong>Yapı</strong> Fuarı’na<br />

katılıyorsunuz. Bu fuarda ön<br />

plana çıkaracağınız ürün ve<br />

sistemlerinizden bahseder<br />

misiniz?<br />

MAPEI’nin felsefesi yapının ve son<br />

kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap veren<br />

maksimum kaliteyi ve yıllara meydan<br />

okuyan dayanıklılığı sunan tam<br />

sistem çözümleri geliştirmektir. MA-<br />

PEI, <strong>Yapı</strong> TurkeyBuild’de yapı sektörü<br />

profesyonellerinin ihtiyaçlarını göz<br />

önüne alarak geliştirdiği tam sistem<br />

çözümlerinden, seramik ürünleri, su<br />

yalıtımı, zemin kaplamaları, beton<br />

tamiri, yapısal güçlendirme , tarihi<br />

yapıların restorasyonu, deprem koruma<br />

, ısı yalıtım ve dekoratif kaplama<br />

sistemlerini sergiliyor olacak.<br />

Islak Hacimler (Teraslar,<br />

Balkonlar, Banyolar ve Yüzme<br />

Havuzları) için MAPEI Sistem<br />

Çözümleri<br />

MAPEI ıslak hacimler için seramik altı su yalıtım<br />

malzemeleri olarak MAPELASTIC ailesi<br />

ürünlerini önermektedir. Teras, balkon, banyo<br />

ve yüzme havuzlarında 20 yılı aşkın süredir<br />

kullanılan, çift bileşenli, esnek çimento esaslı<br />

harç MAPELASTIC ailesi ürünleri, düşük sıcaklıklarda<br />

bile yüksek esnekliğini korur. MAPE-<br />

LASTIC Sistem ile yıllar boyunca ilk günkü<br />

görünümünü ve fonksiyonelliğini koruyan çözümler<br />

yaratılır, tesviye şapından, özel üretim<br />

köşe yalıtım bantlarına, alkali dayanımlı filesine<br />

dek, tüm detayları kusursuz bir sistem<br />

oluşturmak için kullanılan ürünler sayesinde<br />

estetik ve konfor bir arada sunulur. Islak hacimlerde<br />

seramik altı yalıtımının sağlanmasını<br />

takiben KERAFLEX MAXI S1 seramik yapıştırıcısı<br />

olarak kullanılır. Özellikle ıslak hacimlerde,<br />

dış mekanlarda, büyük boyutlu seramik<br />

uygulamalarında mükemmel sonuçlar veren<br />

KERAFLEX MAXI S1, TS EN 12004 standartlarına<br />

uygun olarak C2TES1 (esnek) olarak sınıflandırılmıştır.<br />

Sistemin derz dolgusu KERA-<br />

COLOR FF’in, 14 farklı rengi vardır, EN 1388<br />

standartlarına uygun olarak CG2 WA olarak<br />

sınıflandırılmıştır. KERACOLOR FF, 20 kg ve<br />

5 kg ambalaj seçenekleriyle Türkiye’deki fabrikamızda<br />

üretilmektedir. Sistemde kullanılan<br />

silikonlarımız MAPESIL AC (iç mekan), MAPE-<br />

SIL LM (dış mekan) derz renkleri ile aynıdır.<br />

122<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Doğal Taşların <strong>Yapı</strong>ştırılması için Hızlı Sistem<br />

Dünyadaki trende paralel olarak , son<br />

yıllarda ülkemizde de granit, mermer, traverten<br />

gibi doğal taş kullanımları artmaya<br />

başlamıştır. <strong>Yapı</strong> sektörüne sunduğu<br />

sistem çözümleriyle her zaman bir adım<br />

önde olan MAPEI, yıllara dayanan deneyimiyle,<br />

doğal taşları hassasiyet derecelerine<br />

göre sınıflandırmış ve bu tip uygulamalar<br />

için özel ürünler geliştirmiştir.<br />

Bu ürünlerden biri olan GRANIRAPID Türkiye’de<br />

üretilmektedir. Hızlı priz alan, iki<br />

bileşenli bu özel yapıştırıcıyla, nem ve<br />

suya hassas doğal taşlar, şekil, renk<br />

veya desen bozulması riski olmadan uygulanabilir<br />

hale gelmiştir. GRANIRAPID<br />

zeminlerin çok kısa sürede yaya trafiğine<br />

açılmasını sağlayan hızlı priz alma özelliğiyle,<br />

faaliyetleri durdurulamayacak olan,<br />

havalimanı, hastane gibi toplu kullanım<br />

alanları için ideal çözümdür. GRANIRA-<br />

PID, EN 12004 standartlarına uygun olarak<br />

C2FS1 olarak sınıflandırılmıştır.<br />

Sistem içinde kullanılan yüksek performanslı<br />

derz dolgusu ULTRACOLOR PLUS<br />

rakiplerinden ciddi oranda farklılaşan<br />

üstünlükleriyle ön plana çıkar. Küf oluşumunu<br />

engelleyen Bio-Block ® ve su itici<br />

DropEffect ® teknolojileriyle üretilen ULT-<br />

RACOLOR PLUS, efloresans sonucu oluşabilecek<br />

renk değişimlerini de engeller.<br />

20 mm’ye kadar çatlama yapmadan uygulanabilen<br />

ULTRACOLOR PLUS’ın renk paletinde<br />

34 seçenek yer alır. ULTRACOLOR<br />

PLUS, EN13888 standartlarına uygun olarak<br />

CG2 WA olarak sınıflandırlmıştır.<br />

Endüstriyel Çatılar için Uzun<br />

Ömürlü Su Yalıtım Çözümü:<br />

MAPEPLAN T<br />

MAPEI, esnek bir TPO türevi olan<br />

FPO’dan ürettiği su yalıtım örtüsü Mapeplan<br />

T ile, düşük eğimli çatılar için mükemmel<br />

bir su yalıtım çözümü sunuyor.<br />

Mapeplan T, yüksek dayanımlı polyester<br />

veya cam tülü file donatılı olarak esnek<br />

polyolefin FPO’dan üretiliyor. Açıkta kalan<br />

veya balastlı çatı uygulamaları için<br />

mekanik olarak sabitlenen membran<br />

sistemleriyle beraber özellikle düzensiz<br />

alt yüzeyler için tam yapıştırma sistemi<br />

de pazardaki mevcut çözümlere yeni bir<br />

alternatif oluşturuyor.<br />

MAPEPLAN T membranları, tek multi-ekstrüzyon<br />

kaplama işlemiyle üretiliyor<br />

ve donatı yerleştirilmesi ön laminasyonsuz<br />

yapılıyor. Örtülerde üst katmanın<br />

standart rengi smart white, alt katmanınki<br />

siyahtır. Mapeplan T M UV dayanımlıdır<br />

ve tüm hava koşullarına dayanır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 123


Dosya<br />

Yeni Nesil Püskürtmeyle Uygulanan Membran; PURTOP<br />

<strong>Yapı</strong> endüstrisi için öncü ürünler yaratmaya<br />

odaklanan MAPEI AR-GE tarafından<br />

geliştirilen PURTOP yeni nesil su yalıtım<br />

membranıdır. Yüksek yırtılma dayanımı,<br />

olağanüstü esnekliği ve kimyasallara dayanımı<br />

sayesinde, PURTOP 400 M geniş<br />

düz çatılar ve köprü tabliyelerinde su yalıtım<br />

membranı olarak kullanmak için uygundur.<br />

Aynı zamanda, özel karakteristiği<br />

nedeniyle, hem yeni hem de eski yapıların<br />

su yalıtımında kullanılabilir. PURTOP 400<br />

M, düz çatılar (yaya trafiğine uygun çatılar,<br />

ters çatılar ve yeşil çatılar) için PURTOP<br />

ÇATI SİSTEMİ ve araç trafiğine uygun düz<br />

çatılar, köprü tabliyeleri ve viyadükler için<br />

PURTOP TABLİYE SİSTEMİ’nde kullanılan<br />

su yalıtım membranıdır.<br />

Bazı uygulama örnekleri arasında bahçeli<br />

teras ve ters çatıların su yalıtımı, sac metalden<br />

yapılmış düz çatıların su yalıtımı,<br />

stadyumlardaki basamak ve oturma yerlerinin<br />

su yalıtımı (uygun bitirme ürünüyle<br />

birlikte), köprü ve viyadük tabliyelerinin su<br />

yalıtımı sayılabilir.<br />

Prestijli Yüzey Teknolojisi : ULTRATOP LOFT<br />

ULTRATOP LOFT mimari tasarımda özgün, canlı<br />

ve prestijli mekanlar yaratılmasını sağlayan bir<br />

sistem ürünüdür. Kişiliği, yaratıcı tasarımları<br />

duvarlara ve zeminlere yansıtabilmeyi mümkün<br />

kılan ULTRATOP LOFT, geniş renk seçeneği ile<br />

modern ve etkileyici sonuçlar sunmaktadır. MA-<br />

PEI’nin uzun AR-GE çalışmaları sonucu, yeni<br />

nesil teknolojilerle geliştirdiği bu sistemin arkasında<br />

yatan fikir, çağdaş iç mekanlar yaratmak<br />

ve kesintisiz zeminler oluşturmaktır.<br />

ULTRATOP LOFT pürüzsüz yüzeyi ve dokusu ile<br />

yüksek estetik ve fiziksel performansa sahiptir.<br />

Ayrıca UV ışınlarına karşı dayanıklı, kolay temizlenebilir<br />

ve uygulaması son derece basittir.<br />

ULTRATOP LOFT serisinde, kullanıcının talebi<br />

doğrultusunda daha desenli ya da daha pürüzsüz<br />

yüzey elde etme imkanı sağlayan iki farklı<br />

ürün vardır; ULTRATOP LOFT F ve ULTRATOP<br />

LOFT W.<br />

Yüksek performanslı, çimento bazlı zemin kaplaması<br />

ULTRATOP LOFT, mekanik ve aşınma<br />

dayanım özellikleri sayesinde yaya trafiğinin<br />

yüksek olduğu kentsel alanlarda olduğu kadar,<br />

günümüzde evlerde de kesintisiz zeminler yaratmak<br />

için kullanılmaktadır.<br />

124<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“Sürdürülebilirlik<br />

yenilikçiliğimizin anahtar parçası”<br />

“Yakın zamanda hem su yalıtımı ve hem de seramik yapıştırıcısı olarak kullanabileceğimiz,<br />

dolayısı ile zaman ve işçilikten çok büyük tasarruf sağlayan bir ürünümüz Türkiye’de raflarda<br />

yerini bulacak.”<br />

94 ülkede 170 üretim tesisi ve 17 bin<br />

çalışanıyla, endüstriyel imalatta kullanılan<br />

özel yapıştırıcılar ve sızdırmazlık ürünleri<br />

üreten Sika, <strong>Yapı</strong> Kimyasalları alanında<br />

bir asrın üzerinde köklü bir kuruluş durumunda.<br />

Ülkemizde ise 25 yıldır faaliyet<br />

gösteren Sika Türkiye’nin Pazarlama ve<br />

Kurumsal İletişim Yöneticisi Fazlı Bulut ile<br />

önümüzdeki dönem için planlarını, sektördeki<br />

yenilikleri, yeni ürünlerini ve çevresel<br />

konuları ele almaya çalıştık. Keyifli okumalar.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

Sika Türkiye yaklaşık 25 yıldır ülkemizde<br />

faaliyet gösteriyor. İstanbul ve Mersin’de<br />

alanında en son teknolojiye sahip, toplam<br />

600 bin tonun üzerinde kapasitesi<br />

bulunan iki üretim tesisi, 7 bölge ofisi ve<br />

200’e yakın çalışanı bulunuyor. Hitap ettiği<br />

inşaat ve endüstriyel imalat sektörlerinde<br />

lider tedarikçi konumunda olduğunu<br />

söylemek de yanlış olmayacaktır.<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

Sika’nın Gotthard Tüneli’nde sızdırmazlık<br />

harçları ile başlayan serüveni şu an su altı<br />

yapılarındaki kompartman sistemlere uzanan<br />

çok farklı uygulama ve yapılara sahip<br />

ürünlerle devam ediyor. Sızdırmazlık ve<br />

yapıştırıcılar segmentinde sektöre inovatif<br />

ürünler sunuyoruz. Profesyonel ve son kullanıcıya<br />

uygun poliüretan, silikon, bitüm,<br />

akrilik esaslı yüksek performanslı ürünlerimiz<br />

ile hizmet veriyoruz.<br />

Türkiye <strong>Yapı</strong> Kimyasalları pazarını<br />

global pazarla kıyasladığımızda bir<br />

iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede<br />

olduğu gibi gerek inşaat sektörü ve gerekse<br />

yapı malzemeleri sektörü yarattığı<br />

katma değer ve istihdam açısından Türkiye<br />

ekonomisinin lokomotif sektörlerinden<br />

birisi ve böyle olmaya da devam ediyor.<br />

Türkiye yapı malzemeleri sektörü pek çok<br />

inşaat alt sektöründe toplamda yüksek<br />

bir kurulu kapasiteye sahip. Son yıllardaki<br />

global krizin kapasite kullanım oranları<br />

üzerindeki olumsuz etkisi olmasına rağmen,<br />

Türkiye globalde üretim rakamları<br />

göz önüne alındığında, pek çok inşaat<br />

126<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

malzemeleri alt sektöründe yakın coğrafyasında<br />

önemli bir konuma sahip. Çin ve<br />

Rusya gibi büyümekte olan ülkelerde olduğu<br />

gibi, Türkiye’de de konut talebi, yenilebilir<br />

enerji alanında alt yapıyı da kapsayan<br />

çalışmalar, kentsel dönüşüm gibi gelişim<br />

alanları sayesinde Türkiye’deki konut, konut<br />

dışı ve altyapı inşaatlarında büyüme<br />

beklendiğini söyleyebiliriz.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

Ar-Ge faaliyetlerimiz firma olarak olmazsa<br />

olmazlarımız arasında yer alıyor. Müşterilerimizden<br />

gelen talepler ile sektörel analizleri<br />

ve teknolojik gelişmeleri de takip<br />

ederek, ürün gamı ve mevcut ürünlerimizin<br />

kalitesini arttırmak ve sektöre yönelik<br />

en iyi çözümleri sunma yönünde yaptığımız<br />

çalışmalar ile Ar-Ge çalışmalarımız ile<br />

pazara yön veriyoruz.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Sürdürülebilirlik, yenilikçiliğimizin anahtar<br />

parçası. Binalar ve motorlu araçlar için dayanıklılığı<br />

geliştirmek ve hem enerji hem<br />

de malzeme verimliliğini sağlamayı amaçlıyoruz.<br />

Biz sürekli her çabamızda hem kendi şirketimiz<br />

içinde hem de ürünlerimize güvenen<br />

ortaklarımız için kaynak tüketimini<br />

azaltmaya sebep oluyoruz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Sika’nın geleneksel yönetim tarzından profesyonel<br />

yönetime geçmesi ile birlikte global<br />

büyümesinde çok büyük bir ivmelenme oldu.<br />

Önümüzdeki dönemde gerek organik olarak<br />

gerek ise şirket satın almaları ile büyümenin<br />

devam edeceği ve sektördeki lider konumunu<br />

daha da güçlü bir şekilde koruyacağını<br />

öngörüyoruz Yeni ürün süreci Sika’da sürekli<br />

olarak devam ediyor. Gelişen inşaat teknolojisi<br />

ve ihtiyaçlar doğrultusunda müşterilerimize<br />

en iyi şekilde çözüm verebilmek için<br />

Fazlı Bulut<br />

Pazarlama ve Kurumsal İletişim Yöneticisi<br />

sektördeki firmaların da aynı şekilde kendini<br />

geliştirmesi şart. Yakın zamanda hem<br />

su yalıtımı ve hem de seramik yapıştırıcısı<br />

olarak kullanabileceğimiz, dolayısı ile zaman<br />

ve işçilikten çok büyük tasarruf sağlayan bir<br />

ürünümüz Türkiye’de raflarda yerini bulacak.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 127


Bostik‘in global anlamdaki vizyonu yeni<br />

ürün ve aplikasyonları desteklemekte<br />

“Yeni ürün ve aplikasyonları planlarken, çevresel etkileri gözeterek<br />

bir çalışma yapıyoruz. Özellikle yeni ürünlerimiz ile ilgili<br />

çalışmalarımız çevre bilinci ekseninde gerçekleştirilmektedir.”<br />

Doğan Öz / Bostik C&C İş Birimi Müdürü<br />

<strong>Yapı</strong>ştırıcı pazarının lideri olma hedefiyle<br />

çalışmalarını yoğunlaştıran Bostik, köklü<br />

bir geçmişe sahip. Bostik C&C İş Birimi<br />

Müdürü Doğan Öz ile gündemdeki faaliyetlerini<br />

konuştuk.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

Bostik, 1889 yılında Chelsea Massachussets’de<br />

Bostik Blacking Co. adıyla<br />

kuruldu. 1929’da ise USM (United Shoe<br />

Machinery) tarafından satın alındı ve<br />

1950’lere kadar ayakkabı endüstrisine<br />

ağırlık verildi. 1990 yılında petrol ve doğalgaz<br />

şirketi TOTAL bünyesine katılan Bostik,<br />

TOTAL bünyesinde bulunan yapıştırıcı<br />

firmalarıyla birleşerek büyümeye devam<br />

etti ve düzenli firma satın alma politikaları<br />

128<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

ile sektördeki lider firmalardan biri oldu.<br />

2001 yılında TOTAL, Fina ve ELF Aquatine’in<br />

birleşmesi ile bu şirketlere ait yapıştırıcı<br />

firmaları olan Bostik ve Ato Findley<br />

birleşti ve Bostik Findley ortaya çıkmıştır.<br />

2004’de zengin ve köklü geçmişleri olan<br />

organizasyonların birleşmesi sonucu ortaya<br />

çıkan Bostik Findley, yapıştırıcı pazarında<br />

lider olacak tek marka olarak yoluna<br />

devam etme kararı aldı ve yeni firma Bostik<br />

doğdu. 2015 yılının Şubat ayında Arkema,<br />

Bostik’in satın alımını gerçekleştirmiş<br />

olduğunu duyurdu. Artık, Arkema bünyesine<br />

katılmış bir firma olarak, yeni dönemin<br />

stratejisine bu tarihi satın alma önemli bir<br />

katkıda bulundu.<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

Bostik olarak temel ürünlerimizi; su yalıtımı,<br />

zemin hazırlığı, seramik yapıştırıcıları,<br />

halı ve PVC yapıştırıcıları, ahşap yapıştırıcıları,<br />

dekorasyon, teknik harç ve kimyasallar,<br />

panel ve ısı yalıtımı, sızdırmazlıklar<br />

ve yapıştırıcılar olarak gruplayabiliriz. Bu<br />

ürün grupları içerisinde özellikle su yalıtımı,<br />

zemin hazırlığı, sızdırmazlık ve yapıştırıcılar<br />

lokomotif ürün gruplarımızdır. Her<br />

türlü zor hava koşullarında uygulanabilen,<br />

uzun ömürlü yeni nesil SMP su yalıtım<br />

ürünleri, alanında öncü Boscopur markalı<br />

PU ve Cementech markalı çimento esaslı<br />

su yalıtımı malzemeleri, sektörünün öncüsü<br />

cephe sızdırmazlık ve yapıştırıcı ürünleri<br />

AR-GE organizasyonumuz ile sürekli<br />

yenilenen ve sektör trendlerine göre adapte<br />

olabilen ürün gruplarımızın başında gelmektedir.<br />

Türkiye <strong>Yapı</strong> Kimyasalları pazarını<br />

global pazarla kıyasladığımızda bir<br />

iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Türkiye inşaat sektörünün ana unsurları<br />

kentsel dönüşüm projeleri, büyük altyapı<br />

projeleri, özel ve kamu sektörünün üretmiş<br />

olduğu toplu konut projeleridir. Bu 3<br />

alanın ortak ihtiyacı ise maliyetlendirme<br />

açısından optimum maliyet ile teknik açıdan<br />

olmazsa olmaz gereksinimlerin sağlanabildiği,<br />

sürdürülebilir ve uzun ömürlü<br />

yapıların ortaya çıkarılabilmesidir. <strong>Yapı</strong><br />

kimyasalları bu alanda temelden çatıya<br />

sayısız çözüm ile toplam sektör içerisinde<br />

önemli bir paya sahiptir. 2006’dan beri<br />

yapı sektörü analiz edildiğinde özellikle<br />

hi-tech çözümlerin farkındalık yaratma ile<br />

pazara tanıtılmış olması, Türk müteahhitlerinin<br />

uluslararası platformda pek çok<br />

projede başarıyla yer alıp, orada edindikleri<br />

know-how’ı yurt içine taşımış olmaları<br />

önemli. Spesifik derneklerin faaliyetleri ile<br />

yapı kimyasalları global vizyonu ülkemizdeki<br />

faaliyetler ile paralel duruma gelmiş<br />

ve global pek çok teknoloji ülkemizde de<br />

kısa bir sürede üretilebilir olmuştur.<br />

AR-GE çalışmalarınızdan<br />

bahsedebilir misiniz? Çalışmalara<br />

ayırdığınız bütçe ve imkanlar<br />

nelerdir?<br />

Yurt içinde 2 üretim tesisimizin var. Bu<br />

bize, tesislerde mevcut ürünlerin geliştirilmesi<br />

ve yeni ürünlerin ortaya çıkarılması<br />

konusunda önemli bir avantaj<br />

sağlıyor. Özellikle <strong>2017</strong>’ de bu avantajımızı<br />

pek çok önemli projede ön plana<br />

çıkaracağız. Bostik‘in global anlamdaki<br />

vizyonu da yeni ürün ve aplikasyonları<br />

destekler yöndedir.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan<br />

çevre kirliliği, atık vs.. gibi<br />

problemlere karşı ne gibi tedbirler<br />

alıyorsunuz?<br />

Yeni ürün ve aplikasyonları planlarken,<br />

çevresel etkileri gözeterek bir çalışma<br />

yapıyoruz. Özellikle yeni ürünlerimiz ile<br />

ilgili çalışmalarımız çevre bilinci ekseninde<br />

gerçekleştirilmektedir.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Türkiye’nin ülke olarak büyüme potansiyeli,<br />

Bostik’in Türkiye’ye bakış açısı<br />

ve yeni yapılanmamızı değerlendirdiğimizde<br />

bizler için önemli bir büyüme<br />

senesi olacağına inanıyorum. Yıl içerisinde<br />

bu büyüme hedefi doğrultusunda<br />

planladığımız pek çok projemiz bulunuyor.<br />

Bu projeleri yıl içerisinde iş ortakları<br />

toplantımızda açıklamayı planlıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 129


Advertorial


Advertorial


“Kalekim laboratuvarında ürünler<br />

dünyada sınırlı sayıda bulunan<br />

cihazlarla test ediliyor”<br />

“Uygulamalı araştırma laboratuvarımızda yapılan temel araştırma çalışmalarıyla ürün<br />

geliştirme çalışmalarına büyük destek sağlanıyor ve daha inovatif ürünler yapma<br />

potansiyelimizle birlikte ürün geliştirme hızımız giderek artıyor.”<br />

Kale Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı<br />

İbrahim Bodur tarafından 1973 yılında kurulan<br />

Kalekim, seramik yapıştırıcıları ve derz<br />

dolguları üretimiyle başladığı faaliyetlerini,<br />

bugün, inşaat sektörünün her türlü yapı kimyasallarını<br />

üreterek sürdürmekte. Kalekim<br />

Genel Müdürü Altuğ Akbaş ile <strong>Yapı</strong> Kimyasallarını<br />

ve Kalekim’in yeni ürünlerini ve gelecek<br />

planlarını konuştuk…<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

<strong>Yapı</strong> kimyasalları sektörünün jenerik markasını<br />

oluşturan Kalekim, 44 yıllık bilgi<br />

birikimi ve tecrübesiyle yeni ürünler geliştirip,<br />

yepyeni projelere imza atarak, Türk<br />

yapı kimyasalları sektöründe ilkleri gerçekleştirmeye<br />

devam etmektedir.<br />

Bugün Kalekim, üretim ve satış kapasitesi<br />

olarak Türkiye ve bölgesinde birinci, Avrupa’da<br />

ise 5’inci sıraya yerleşti. Ülkemizde<br />

%50’nin üzerinde pazar payına ulaşarak<br />

sektörde açık ara önde olan Kalekim, bulunduğu<br />

coğrafyada zirveye çıkmayı başarmış<br />

bir Türk şirketidir.<br />

Kalekim, İstanbul, Yozgat, Isparta, Mersin,<br />

Erzurum ve Mardin tesislerinde, üretim<br />

faaliyetlerini sürdürüyor. <strong>Yapı</strong> kimyasalları<br />

fabrikalarında yıllık toplam 700 bin<br />

ton yapı kimyasalı üretim kapasitesine<br />

sahip olan Kalekim, İstanbul’da bulunan<br />

Kale Boya ve Sıva işletmesinde yılda 100<br />

bin ton boya ve sıva üretiyor.<br />

Kalekim, her türlü yapı kimyasalları, boya-sıva<br />

ile ısı ve su yalıtımı ürünleri üreterek<br />

yapı sektöründe öncülüğünü sürdürüyor.<br />

Bugün 70 ülkeye ürünlerini sunan<br />

Kalekim olarak, ürün gamımızı, sektördeki<br />

trendleri ve tüketici ihtiyaçlarını gözeterek<br />

yeni ürünler ile genişletiyoruz.<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

Kalekim olarak son yıllarda sektöre kazandırdığımız,<br />

tüketici ve profesyonellerden<br />

büyük ilgi gören yenilikçi ürünlerimizden<br />

bazılarını şöyle özetleyebiliriz;<br />

Artık kışın inşaatlar durmayacak<br />

Kalekim’in, zorlu kış koşullarında dahi yapılara<br />

uygulama imkanı sağlayarak bir ilke<br />

daha imza attığı Wintertech teknolojisi, ar-<br />

134<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

tık kışın işe ara verilmesi, ortamın ısıtılmaya<br />

çalışılması gibi zorunlulukları ortadan<br />

kaldırıyor. Kış aylarında çimento esaslı<br />

ürünler ile birlikte güçlü çözümler sunan<br />

Wintertech, -10 °C’de dahi kullanım imkanı<br />

sağlıyor. Çimento esaslı ürünler +5 ila<br />

+35 °C arasında uygulanabiliyorken, Kalekim’in<br />

geliştirdiği Wintertech teknolojisi<br />

ile üretilen yüksek performanslı seramik<br />

yapıştırıcısı 1056 Profesyonel ve gazbeton<br />

örgü harcı 1058 Technoblock ürünleri,<br />

-10 ila +23 °C arasında rahatlıkla kullanılabiliyor.<br />

Kalekim, mimar, mühendis ve<br />

profesyonel karar vericilere hitap eden,<br />

2015 yılında hayata geçirdiği yenilikçi ürünü<br />

Wintertech ile sıcaklığın düştüğü kış<br />

şartlarında şantiyelerin durmasının önüne<br />

geçerek, inşaat projelerinin hızla tamamlanmasına<br />

katkıda bulunuyor.<br />

İlhamını sanattan alan ‘Artcrete’<br />

mekanlara zarafet katıyor<br />

Kale Boya’nın, yalın tasarıma ve esnek bir<br />

yapıya sahip kaplama malzemesi Artcrete,<br />

yüksek mukavemetli, darbelere, çizilmelere<br />

ve suya dayanıklı yapısıyla öne çıkıyor.<br />

2015 yılında Raf Ödülü’nün sahibi olduğumuz<br />

Artcrete, hem duvar hem de zeminde<br />

kullanılabildiği için efekt bütünlüğü sağlıyor<br />

ve farklı uygulama teknikleri ile farklı<br />

desenler yaratma imkanı sunuyor. İlhamını<br />

sanattan alan, beton kadar güçlü Artcrete,<br />

ismini de, İngilizce sanat (art) ve beton<br />

(concrete) kelimelerinin bileşiminden<br />

alıyor. Suya karşı dayanıklı olan Artcrete,<br />

banyo gibi ıslak hacimlerde dahi kullanılabiliyor.<br />

Artcrete ayrıca dışarıdan içeriye<br />

su geçirmemesine rağmen, içerideki nemi<br />

dışarıya atabilme kabiliyeti ile binaların<br />

nefes almasını sağlıyor.<br />

Altuğ Akbaş / Kalekim Genel Müdürü<br />

Modern yapıların yeni trendi:<br />

Betonart ve Betonart Fresh<br />

Sektörün önemli bir ihtiyacını karşılayan<br />

ve ilk olarak Kalekim tarafından geliştirilen,<br />

modern yapıların yeni trendi Betonart<br />

ile 2011’de yine Raf Ödülü’ne layık<br />

görülmüştük. Betonart farklı formlarda<br />

kullanım alternatifleri sunarak, ilk günden<br />

itibaren tasarımcıların ve mimarların yaratmak<br />

istedikleri mekanlar için vazgeçilmez<br />

bir ürün oldu. Betonart’ın sağlıkla buluştuğu<br />

yine Türkiye’de ilk ve tek Kalekim tarafından<br />

geliştirilen Betonart Fresh ise aynı<br />

zamanda iç mekanlardaki sigara, kızartma<br />

veya kimyasal kokuları giderme özelliğine<br />

sahip. Bu sayede tek bir dokunuş ile be-<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 135


ton görünümünün yanı sıra sağlıklı mekanlar<br />

yaratmak artık mümkün.<br />

<strong>Yapı</strong>ların dekoratif ihtiyaçlarını<br />

‘Camsıva’ ile karşılıyoruz<br />

Türkiye’de ilk ve tek olarak Kale Boya<br />

tarafından geliştirilen ‘Camsıva’, camın<br />

parlaklığı ve ışıltısını, dekoratif sıva ile<br />

buluşturarak iç ve dış mekanlara taşıyor.<br />

Tasarımda yeni arayışları ve dekoratif ihtiyaçları<br />

karşılayan ‘Camsıva’, içerdiği<br />

cam parçacıkları sayesinde, uygulandığı<br />

mekanlarda hareketli ve ışıltılı görüntüler<br />

yaratıyor. Aşırı soğuk veya sıcak, yağmur,<br />

kar, nem gibi ağır hava şartlarından<br />

etkilenmeyen ‘Camsıva’, aynı zamanda<br />

kabarmayan ve çatlamayan yapısıyla öne<br />

çıkıyor. Kalekim olarak geliştirdiğimiz ısı<br />

yalıtımı sistemi ‘Kale Mantolama’ ile tüketiciler,<br />

doğalgaz ve elektrik faturalarında<br />

%50’ye varan oranlarda düşüş elde edebiliyor.<br />

En Avantajlı Isı Yalıtımı ‘Kale<br />

Mantolama’dan<br />

Kalekim olarak, ısı ve su yalıtımı alanındaki<br />

gücümüzü daha da artırmaya yönelik<br />

faaliyetlerimize hız veriyoruz. Bu kapsamda<br />

geliştirdiğimiz, en avantajlı ve garantili<br />

mantolama sistemimizle ısı yalıtımı alanında<br />

fark yaratıyoruz. Kale Mantolama<br />

Sistemleri ile, Türkiye’de ilk kez 10 yıl<br />

ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunarak<br />

binaları koruma altına alıyoruz. Uygulama<br />

süresine ilave olarak 2 yıl kullanım sürecini<br />

kapsayan sigorta ile uygulama sonrası<br />

montaj ve işçilik nedeniyle meydana gelebilecek<br />

hasarlara karşı da güvence sağlıyoruz.<br />

‘Su yalıtımı’ binaları depreme karşı<br />

koruyor<br />

Kalekim olarak ayrıca, deprem sırasında<br />

meydana gelen büyük yıkımların en önemli<br />

nedeninin korozyon (paslanma) olduğuna<br />

dikkat çekiyor ve su yalıtımlı binaların artılırması<br />

yönünde çalışmalar yürütüyoruz.<br />

Ülkemizde su yalıtımı konusu hayati önem<br />

taşıyor çünkü korozyon nedeniyle yapılarımız<br />

depreme karşı dayanıksız hale geliyor.<br />

Su yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı sistemi,<br />

korozyon (paslanma) nedeniyle 10 yıl<br />

içinde başlangıçtaki taşıma kapasitesinin<br />

%66’sını kaybediyor. Bu da binanın erken<br />

yaşlanmasına, en önemlisi de depremin<br />

yıkıcı etkilerine davetiye çıkarıyor.<br />

Binalara sızan su, korozyonla birlikte, insan<br />

sağlığına zararlı küf, mantar ve benzeri<br />

organik maddelerin oluşumuna sebep<br />

oluyor. Gerek yapı güvenliği, gerekse sağlık<br />

ve konfor şartları açısından binalarda<br />

mutlaka uygun malzemeler kullanılarak su<br />

yalıtımı yapılmasını öneriyoruz.<br />

Ar-Ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

Kalekim’i rakiplerinden ayıran en önemli<br />

özelliklerinden biri Ar-Ge’ye yaptığı yatırımdır<br />

ve inovasyon en önemli şirket stratejilerimizdendir.<br />

Ürettiğimiz ürünlerden, sunduğumuz<br />

hizmetlere tüm süreçlerimizde<br />

inovasyonun önemine inanıyoruz. Bu anlamda<br />

kuruluşu çok uzun yıllar öncesine<br />

dayanan ve her geçen gün güçlenen ve<br />

büyüyen bir Ar-Ge bölümümüz var.<br />

Bugün, Kalekim Araştırma ve Geliştirme<br />

Bölümü’nde, çimento, akrilik, epoksi, poliüretan<br />

gibi kimyaları içinde barındıran;<br />

seramik uygulamaları, su yalıtımı, ısı yalıtımı,<br />

zemin sistemleri, boya, sıva, yüzey<br />

hazırlık malzemeleri gibi oldukça geniş<br />

ürün gamı için geliştirme ve iyileştirme<br />

faaliyetleri 44 yıllık bilgi birikimiyle gerçekleştiriliyor.<br />

Kalekim olarak, Ar-Ge çalışmalarımızı<br />

sadece performans analizine dayalı<br />

çalışmalarla değil, fiziksel ve kimyasal<br />

çözümlemeye de dayalı hale getirme vizyonuyla<br />

“Kalekim Uygulamalı Araştırma<br />

Laboratuvarı”nı oluştuduk ve son teknolojik<br />

cihazlarla donattık. Oluşturduğumuz<br />

bu teknoloji üssünde bir yandan devlet<br />

ve üniversitelerle projeler yürütebilmeyi<br />

sağlayan enstrümantal analiz araçları<br />

ile çalışmalarımızı sürdürürken, kalite ve<br />

müşteri memnuniyetini garanti eden Avrupa<br />

Standartlarına ait tüm testlerimizi de<br />

gerçekleştiriyoruz.<br />

Ar-Ge gücümüzün bir izdüşünü olan, patenti<br />

tamamen Kalekim’e ait olan ve sektörde<br />

bir ilk olma özelliği taşıyan KALEKİM<br />

ID teknolojisiyle dünyanın her yerinde bulunan<br />

hammaddelerle aynı kalitede üretim<br />

yapabiliyoruz. Ürünleri, üretildiği coğrafyadan<br />

bağımsız olarak, farklı iklim koşullarını<br />

simüle eden sıcaklık ve nem ayarlı özel<br />

kabinlerde test ediyoruz. Uygulama ve performans<br />

testleri başarıyla sonuçlandırılan<br />

ürünler tüketicilerimizle buluşturuyoruz.<br />

Ortaya koyduğumuz bilimsel çalışmalarla<br />

ulusal ve uluslararası birçok platforma ka-<br />

136<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

tılımcı olarak davet edilip, çalışmalarımızı<br />

sunmanın, Ar-Ge gücümüzle dünya çapında<br />

tanınmadın gurunu yaşıyoruz.<br />

Ayrıca Kalekim laboratuvarında ürünler<br />

dünyada sınırlı sayıda bulunan cihazlarla<br />

test ediliyor. Uygulamalı araştırma laboratuvarımızda<br />

yapılan temel araştırma çalışmalarıyla<br />

ürün geliştirme çalışmalarına<br />

büyük destek sağlanıyor ve daha inovatif<br />

ürünler yapma potansiyelimizle birlikte<br />

ürün geliştirme hızımız giderek artıyor. Ar-<br />

Ge yapımız sadece performans analizine<br />

dayalı değil, performans ile birlikte fiziksel<br />

ve kimyasal çözümlemeye dayalı ve bu<br />

anlamda çalışan uygulamalı araştırma laboratuvarımız<br />

en teknolojik cihazlarla donatılmış<br />

durumda.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Kalekim olarak, yapı sektöründeki faaliyet<br />

alanımızda ulusal liderliğimizi sürdürürken;<br />

ülkemizin bulunduğu bölgede, bilgi ve<br />

teknoloji gücümüz ile daima en iyi çözümler<br />

üreten bölgesel lider olma vizyonuyla<br />

hareket ediyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> alanında sektöre liderlik eden bir<br />

şirket olarak, toplumsal sorumluluk anlayışımız<br />

konusunda özenli olmaya gayret<br />

gösteriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve<br />

beklentilerine en doğru cevabı verebilmek<br />

için tüm faaliyet alanlarımızda “daima en<br />

iyi” olmayı prensip ediniyoruz. Şirket olarak,<br />

ülkemizde sürdürülebilir bir büyümeyi<br />

başarmanın yolunun sürekli iyileştirme ve<br />

geliştirmeden geçtiğinin bilincindeyiz.<br />

“Başka bir dünya yok, dünyayı kurtarabilmek<br />

için yapılacaklar çok” prensibinden<br />

hareketle, doğal kaynak kullanımında oldukça<br />

duyarlıyız. Atıklarımızı ayırıp tekrar<br />

doğaya kazandırma çalışmaları yapıyoruz.<br />

Yasal mevzuatlara uyum çerçevesinde;<br />

çevre, eğitim, iş sağlığı ve güvenliği, müşteri<br />

memnuniyeti konularında sorumluluğumuzun<br />

farkında olmaya devam ediyoruz.<br />

Kalekim olarak dünyamıza sadece faydalı<br />

izler bırakmayı hedefliyoruz. İşte bu bakış<br />

açısıyla son 4 yılda karbon salınımımızı<br />

804,3 ton azaltarak 1956 ağaç dikimine<br />

eş değer tasarruf sağladık.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

<strong>Yapı</strong> kimyasalları alanında özellikle Türkiye’nin<br />

yakın çevresi bizim için çok önemli.<br />

Ortadoğu ve Afrika’da farklı açılımlarla<br />

büyümek istiyoruz. Bir yandan da dünyaya<br />

entegre olarak, farklı coğrafyalarda üretim<br />

yapan bir yapı oluşturuyoruz.<br />

Bugün dünyanın pek çok yerinde güçlü bir<br />

dağıtım ağına sahibiz ve ürünlerimizi tam<br />

70 ülkede tüketici ve profesyonellerle buluşturuyoruz.<br />

İhracatımızın %6’sını Avrupa<br />

Birliği ülkelerine, %35’ini Ortadoğu’ya,<br />

geri kalanını tüm dünyaya yapıyoruz. <strong>2017</strong><br />

yılı dahil önümüzdeki dönemde bu bölgelerdeki<br />

faaliyetlerimizle birlikte Afrika’da<br />

da etkinliğimiz artacak.<br />

30 milyon TL yatırımla Balıkesir’de<br />

yeni bir fabrika kuruyoruz<br />

Balıkesir’e 30 milyon TL yatırımla yeni<br />

bir Kalekim fabrikası kuruyoruz. İstanbul,<br />

Isparta, Mersin, Yozgat, Erzurum ve Mardin<br />

olmak üzere 5 coğrafi bölgede üretim<br />

yapan fabrikalarımıza Balıkesir ile birlikte<br />

Ege Bölgesi’ni de katıyoruz. Böylece<br />

bölgedeki konumumuzu güçlendirecek,<br />

Marmara Bölgesi’ndeki faaliyetlerimizi de<br />

desteklemiş olacağız. Balıkesir fabrikamızı<br />

<strong>2017</strong>’nin üçüncü çeyreği içinde açmayı<br />

planlıyoruz.<br />

Kalekim olarak faaliyet gösterdiğimiz tüm<br />

iş kollarında üretim yapabilecek kapasiteyle<br />

hayata geçecek yeni fabrikamızda,<br />

her türlü yapı kimyasallarını kapsayan;<br />

seramik yapıştırıcıları, derz dolguları, su<br />

ve ısı yalıtım malzemeleri, iç ve dış cephe<br />

boyaları ve dekoratif dış cephe sıvaları, en<br />

yeni teknolojiyle üreteceğiz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 137


C. Onur Sürmeli / KYK Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“Ürettiğimiz her üründe ulusal ve uluslararası<br />

kalite standartları belgelerini alıyoruz”<br />

“Türkiye’nin önemli lokasyonlarında konumlandırılmış fabrikalarımızla ülkenin dört bir yanına<br />

hızlı ve nakliye avantajlı ürün sunabilme özelliğine sahibiz.”<br />

Bu ayki dosya konumuz çerçevesinde “İstikrarlı<br />

büyümemizin sürekliliğini sağlamak<br />

için attığımız her adımın doğruluğundan<br />

ve sürdürülebilir olmasından emin olmalıyız.”<br />

diyen KYK Yönetim Kurulu Başkanı<br />

C. Onur Sürmeli ile KYK’nın faaliyetleri,<br />

üretim süreçleri ve önümüzdeki dönemde<br />

atacağı adımlar üzerine konuştuk.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

Şirketimiz 2001 yılında %100 yerli sermaye<br />

ile Eskişehir’ de kurulmuştur. Bugün<br />

Eskişehir, Adana, Samsun ve Diyarbakır<br />

olmak üzere 4 üretim tesisi ile sektöre hizmet<br />

vermekteyiz. 4 üretim tesisimiz yıllık<br />

toplam 600 bin ton üretim kapasitesine<br />

sahiptir. Türkiye’nin önemli lokasyonlarında<br />

konumlandırılmış fabrikalarımızla ülkenin<br />

dört bir yanına hızlı ve nakliye avantajlı<br />

ürün sunabilme özelliğine sahibiz. Yeni<br />

ürün ve yatırımlarla büyürken, faaliyetlerimizin<br />

her aşamasında sürdürülebilir<br />

mükemmelliği yakalamak adına EFQM<br />

(European Foundation for Quality Management)<br />

Mükemmellik Modelini bir yönetim<br />

anlayışı olarak benimsedik. 2012 yılında<br />

“EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 5 Yıldız”<br />

belgesini alan ilk ve tek yapı kimyasalları<br />

firması olduk.<br />

Kaliteyi yönetim felsefemiz olarak görüyor,<br />

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ile uluslar<br />

arası kabul görmüş yönetim sistemine<br />

uygun ürün ve hizmet sunuyor, bunun sürekliliğinin<br />

garantisini veriyoruz.<br />

Çevreyi geleceğe mirasımız olarak görüyor,<br />

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ile faaliyetlerimizi<br />

çevreye zarar vermeden sürdürmek<br />

için gereken özeni gösteriyoruz.<br />

Can güvenliğini önceliğimiz olarak görüyor,<br />

OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Yönetim Sistemi ile en değerli kaynağımız<br />

olan insana verdiğimiz önemi ortaya koyuyoruz<br />

Paydaş bilgilerinin güvenliği için, ISO<br />

27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi ile<br />

bilgi güvenliğini esas alıyor, paydaş bilgi<br />

varlıklarının korunmasını ve sürekliliğini<br />

sağlıyoruz.<br />

138<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

%100 müşteri memnuniyetini hedefliyoruz.<br />

ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim<br />

Sistemi ile sürdürülebilir başarıyı<br />

amaçlıyor, bunun artan müşteri memnuniyeti<br />

ve sadakati ile sağlanabileceğine inanıyoruz.<br />

Tüm bu çalışmalarımız, yaptığımız<br />

işe olan bakış açımızla ve sektöre sunduğumuz<br />

hizmetlerle bizi ayrıştırıyor.<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

Portföyümüzdeki Seramik <strong>Yapı</strong>ştırıcıları,<br />

Derz Dolguları, Su Yalıtım <strong>Malzeme</strong>leri,<br />

Isı Yalıtım Sistemleri, Dış Cephe Boyaları<br />

ve Kaplamaları, Tamir Harçları, Zemin<br />

Sistemleri, Sıvalar, Astarlar, Katkılar ve<br />

Yardımcı <strong>Malzeme</strong>ler ile inşaat sektörüne<br />

hizmet veriyoruz.<br />

Sahadaki sorunlara, doğru ürün ve doğru<br />

uygulama yöntemleri ile geliştirdiğimiz sistem<br />

çözümleri sunuyoruz.<br />

Son yıllarda su yalıtımı ve zemin sistemleri<br />

ürün grubumuzu geliştirmek adına<br />

yoğun ar-ge ve ür-ge çalışmaları gerçekleştiriyoruz.<br />

Megaİzo markalı su yalıtım<br />

çözümlerimiz içerisinde yer alan çimento,<br />

akrilik, bitüm ve poliüretan esaslı ürünlerimizle<br />

yüksek performanslı su yalıtım<br />

çözümleri sunuyoruz. Yeni nesil poliüretan<br />

ürünler konusunda ürün gamımızı güçlendirme<br />

çalışmalarımız sürüyor. Bununla birlikte<br />

MegaZemin markalı zemin kaplama<br />

çözümlerimiz içerisinde yer alan epoksi<br />

esaslı zemin kaplama sistemlerimizle fabrika,<br />

üretim tesisi, depo, hangar, laboratuvar,<br />

ofis, konut, okul, avm gibi alanların<br />

güçlendirilmiş zemin ihtiyaçlarına çözümler<br />

sunuyoruz.<br />

Türkiye <strong>Yapı</strong> Kimyasalları pazarını<br />

global pazarla kıyasladığımızda bir<br />

iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Global pazarla içinde bulunduğumuz inşaat<br />

sektörünü değerlendirdiğimizde ülke<br />

olarak kendimizi geliştirmemiz gereken<br />

noktalar var.<br />

Maalesef piyasada standart dışı, yada etiket<br />

beyanına uygun olmayan malzemelerle,<br />

hiçbir kural gözetilmeyen uygulamalar<br />

yapılıyor. Bunun üzerine bir de denetimde<br />

eksiklikler eklenince sektörü olumsuz<br />

etkileyen, haksız rekabeti artıran ve<br />

daha önemlisi bina güvenliğini doğrudan<br />

etkileyen sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu durumun<br />

önüne geçilmesi için gerek ürünün<br />

gerekse uygulamanın çok iyi denetlenmesi<br />

gerekiyor. Tabi devlet eliyle yapılacak<br />

denetimlerin yanı sıra biz üreticilerinde<br />

taşın altına elini koyması gerekiyor. En<br />

az ulusal kalite standartları çerçevesinde<br />

üretim yapmaları ve bu ürünleri tatbik edecek<br />

uygulamacıların doğru yöntemler izlemelerini<br />

sağlayacak eğitimleri vermeleri<br />

gerekiyor. Biz KYK olarak ürettiğimiz her<br />

üründe ulusal ve uluslararası kalite standartları<br />

belgelerini alıyoruz. Ürünlerimizde<br />

sahip olduğumuz TSE ve CE belgelerinin<br />

yanı sıra Mantotherm Dış Cephe Isı Yalıtım<br />

Sistemlerimiz ETAG 004 standardına<br />

uygun olup uluslararası kalite belgesi ETA’<br />

a sahiptir.<br />

Ürün performans beyanları yanısıra uygulamacı<br />

yetkinliği konusu da geliştirmemiz<br />

gereken bir diğer önemli nokta. Bu seneye<br />

kadar uygulama konusunda da bir denetim<br />

eksikliği vardı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />

Bakanlığınca yayımlanan tebliğlerde<br />

inşaat sektörünün içerisinde yer alan bir<br />

çok alt sektörde MYK Mesleki Yeterlilik<br />

Belgesi zorunlu hale getirildi.<br />

Yıllardır ülke çapında, uygulamacı eğitimlerini<br />

her yıl düzenli olarak sürdüren tek<br />

üretici firma olarak toplamda 130.000<br />

uygulamacıya ulaştık. Milli Eğitim Müdürlüğü<br />

ve Baksan Mesleki Eğitim Merkezi<br />

ile ortaklaşa düzenlenen 40 saatlik teorik<br />

ve pratik eğitimler sonucunda kursları<br />

başarı ile bitiren katılımcılara, uluslararası<br />

geçerliliği olan Seramik Uygulama ve Dış/<br />

İç Cephe Kaplama-Yalıtım Belgesi kazandırdık.<br />

Yine uygulamacılar için hazırladığımız<br />

“ustalarımız.com” portal ile uygulama<br />

videolarını izleyerek, KYK ürünlerini ve<br />

yapısal problemlere karşı sunduğumuz<br />

çözüm önerilerimizi inceleyebiliyorlar,<br />

e-eğitim portalı ile eğitim kitaplarına ulaşabiliyorlar.<br />

Bu eğitim materyallerinden<br />

yararlanmanın yanı sıra online sınav merkezinde<br />

ustalara özel sınavlara katılarak<br />

mesleki bilgilerini ölçebiliyorlar. Şimdi ise<br />

uygulamacı eğitimleri konusundaki çalışmalarımızı<br />

bir adım daha öteye taşıyarak<br />

Mesleki Yeterlilik Belgelendirmesi Yetkisini<br />

almayı bekliyoruz. Bu yıl akreditasyonu<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 139


Dosya<br />

almamızla KYK Sınav ve Belgelendirme<br />

Merkezi KYK BELGEM ile MYK Belgelendirmelerine<br />

başlıyor olacağız.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

Sektördeki gelişmeleri ve ihtiyaçları yakından<br />

izleyerek hızlı bir şekilde yanıt vermek<br />

için Ar -Ge departmanımıza büyük bütçeler<br />

ayırıyoruz. Alanında uzman Ar-Ge mühendislerimiz<br />

üründe inovasyonu sağlayacak<br />

çalışmalara imza atıyorlar. Ar-Ge departmanımız<br />

toplam istihdamımızın %10’unu oluştururken,<br />

departman şirket faaliyetlerimizin<br />

merkezinde yer alıyor. Mevcut ürünlerin<br />

iyileştirilmesi, ürünlerin kalitesinin korunmasıyla<br />

maliyet avantajı sağlanması, yeni<br />

ürünler geliştirilmesi, yeni test metotları ve<br />

üretim teknolojileri bulma çalışmaları Ar-Ge<br />

departmanımızın başlıca sorumlulukları<br />

arasında yer alıyor, Üniversite ve Sanayi<br />

Destek Projeleri kapsamında üniversiteler<br />

ile proje çalışmaları yapıyorlar.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Sanayileşmenin tüm hızıyla devam ettiği<br />

günümüzde firmaların başarısında ürettikleri<br />

ürünün kalitesinin yanında çevreye ve<br />

doğal yaşama verdiği önem de belirleyici<br />

bir unsur olmaktadır.<br />

Bu bilinçle, 2009 yılında ISO 14001 Çevre<br />

yönetim sistem belgesi aldık ve devamlılığını<br />

sağlıyoruz. Çevre mevzuatına uygun şekilde<br />

faaliyetlerimizi sürdürüyor, çevre performansını<br />

iyileştiriyor ve çalışanlarımızın<br />

da bu bilinçle hareket etmelerini sağlamak<br />

için çalışmalar yapıyoruz. Her yıl yapılan denetimlerle<br />

de uygulamalarımızın uygunluğu<br />

kontrol ediliyor.<br />

Faaliyetlerimiz kaynaklı atıklarımız standartlar<br />

ve yasal mevzuatlara uygun olarak<br />

depolanmakta ve düzenli olarak ilgili bertaraf<br />

firmalarına teslim edilmektedir. Üretim<br />

kaynaklı mamul atıkların neredeyse tamamı<br />

geri dönüştürülerek, ürün içerisinde tekrar<br />

kullanılabilir hale getiriliyor.<br />

Doğal kaynak tüketimleri düzenli olarak<br />

izlenmekte olup, kaynakların doğru ve verimli<br />

kullanılması, israfın azaltılması için<br />

iyileştirme çalışmaları yapmaktayız. Örneğin,<br />

çatı kaplamalarımızı şeffaf aydınlatma<br />

panelleri ile donatarak, elektrik enerjisi tasarrufu<br />

sağladık. Sadece faaliyetlerimizde<br />

değil, çalışanlarımızın özel hayatlarında da<br />

bu bilinci oluşturmak için düzenli eğitimler<br />

veriyoruz.<br />

Hammadde eldesi, enerji kullanımı ve verimliliği,<br />

malzeme ve kimyasal madde içeriği,<br />

hava, su ve toprağa verilen emisyonlar,<br />

atık oluşumu kategorilerinde yapılan<br />

tüm değerlendirmeler ardından temel ürün<br />

gruplarımızda EPD belgelendirme çalışmalarımızı<br />

tamamladık.<br />

Bu çalışma kapsamında ürünlerin yaşam<br />

döngüleri analiz edilmiş, üretimindeki süreçleri<br />

ve tedarik zincirinden kaynaklanan<br />

çevresel etkileri irdelenmiş ve bu noktalarda<br />

yapılabilecek iyileştirme fırsatları tespit<br />

edilmiştir. Yani bizim için EPD belgesini<br />

almak bir amaç değil çevresel etkilerimizi<br />

en aza indirme noktasında yol gösterici bir<br />

araç olmuştur.<br />

Bununla birlikte sahip olduğumuz EPD belgesi<br />

ile hızla gelişen yeşil bina çözümlerinde<br />

de paydaşlarımıza alternatif çözümler<br />

sunmuş olacağız. <strong>Yapı</strong> kimyasalları sektöründe<br />

birçok ürün ile piyasada olan firmamız<br />

EPD belgesi ile, LEED, BREEAM,<br />

DNGB ve ÇEDBİK gibi Sürdürülebilir Bina<br />

Sertifikalandırma sürecine girmiş projelere,<br />

ürünleri ile katkı yapacak ve ilave puan<br />

avantajları sağlayacaktır.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Su yalıtımı ve zemin sistemlerinde ürün gamımızı<br />

güçlendirecek yeni ürün ve yatırım<br />

çalışmalarımız sürüyor.<br />

Yeni yatırım olarak poliüretan üretim hattı<br />

yatırımımıza başladık. Mevcut poliüretan<br />

esaslı su yalıtım ürünlerimizin yanı sıra<br />

çalışmalarını sürdürdüğümüz hibrit ve poliürea<br />

ürünler bu tesisimizde üretiliyor olacak.<br />

Ayrıca MegaZemin markalı ürün grubumuza<br />

eklenecek olan poliüretan esaslı<br />

zemin kaplamaları için ar-ge ve ür-ge çalışmalarımız<br />

sürmekte olup, kendi üretim<br />

tesislerimizde üretimlerini gerçekleştiriyor<br />

olacağız. Böylelikle epoksi esaslı zemin<br />

kaplama çözümlerimizle birlikte poliüretan<br />

esaslı malzemelerle de komple çözüm sunabiliyor<br />

olacağız.<br />

Ürün kalitesi kadar uygulama kalitesinin de<br />

müşteri memnuniyetinde büyük önem taşıdığının<br />

ve ayrıca sektördeki nitelikli işgücü<br />

ihtiyacının bilincindeyiz. “Sağlıklı ve sağlam<br />

yaşam alanları için güvenilir, çevreci,<br />

evrensel çözümler üretmek ve mesleki eğitime<br />

katkı sağlayarak sektörde öncü olmak”<br />

misyonunmuzla KYK BELGEM (KYK Sınav ve<br />

Belgelendirme Merkezi ) ile Mesleki Yeterlilik<br />

Belgelendirmesi yetkisi için başvurduk ve<br />

akreditasyonumuzu bekliyoruz.<br />

KYK BELGEM olarak belgelendirme kuruluşu<br />

olmaktaki temel amacımız eğitim<br />

ile iş yaşamının nitelik talepleri arasında<br />

işlevsellik sağlamak ve bu yaklaşımla Türkiye’nin<br />

küresel ekonomide rekabet edebilmesi<br />

için ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün<br />

yetiştirilmesine katkıda bulunmaktır.<br />

140<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sağlam ve kesin çözümler için:<br />

‘Koramic’<br />

“Ekonomik kalkınmanın, doğal varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi anlayışı ile<br />

çalışmalarını sürdüren Koramic, doğal kaynak dengelerini dikkate alan ve kalkınmanın yararlarını<br />

bugünün olduğu kadar gelecek kuşakların da kullanımına sunan bir yaklaşımı benimsemekte.”<br />

Türkiye İnşaat Sektöründe, yapı kimyasalları<br />

alanında yeni ürünlerin geliştirilmesi<br />

ve üretilmesine öncü olmak, alanındaki<br />

ürünlerde kalite sürekliliğinin korunmasına<br />

katkıda bulunmak ve bu ürünlerin<br />

doğru kullanılması konusunda sistematik<br />

çözümler üretmek misyonu ile 1998 yılından<br />

bu yana sektöre hizmet vermekte<br />

olan Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları’nın Genel<br />

Müdürü Ali Yıldırım ile keyifli bir söyleşi<br />

gerçekleştirdik.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

Türkiye’de ki faaliyetlerini 18 yıldır büyük<br />

bir hızla sürdüren Koramic <strong>Yapı</strong> Kimyasalları,<br />

4 üretim tesisinde , %20 si ihracata<br />

yönelik olmak üzere 100 bin tondan fazla<br />

yapı kimyasalının üretim ve satışını gerçekleştirmektedir.<br />

Üretim tesislerimizde, yapıştırma harçları,<br />

derz dolgu malzemeleri, su yalıtım malzemeleri,<br />

kendinden yayılan şaplar, astar ve<br />

harç katkıları, uygulama sonrası temizlik<br />

Ali Yıldırım / Genel Müdür<br />

ve bakım ürünleri, tamir ve yüzey düzeltme<br />

sıvaları, karo seramik uygulama aletleri;<br />

poliüretan ve epoksi esaslı zemin kaplama,<br />

su yalıtım malzemeleri ve dış cephe<br />

ısı yalıtım sistemleri üretilmektedir.<br />

Eczacıbaşı Grubu ile birlikte hayata geçirdiğimiz<br />

ve iş ortaklığımızın devam ettiği<br />

VitrA Fix ve VitrA Therm markalı ürünlerimizin<br />

üretiminin yanı sıra 2012 yılı itibariyle<br />

tanıtımına ve üretimine başladığımız<br />

markamız CERMIX ile faaliyetlerimize her<br />

geçen gün artan bir ivme ile devam ediyoruz.<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

Türk-Belçika ortak AR-GE çalışması ve<br />

emeğin sonucu olarak üretmeye başladığımız<br />

CERMIX ve VitrA Fix markalı yapı kimyasalları<br />

çözüm sistemlerimiz şu an gerek<br />

Türkiye’de gerekse ihracat pazarlarında<br />

büyük ilgi görüyor. Markalarımızı hem<br />

ürün grupları olarak hem de dağıtım kanalı<br />

olarak gruplandırdık. Her bir markayı ana<br />

iş gruplarına ayırdık.<br />

VitrA Fix karo seramik uygulamalarına sistematik<br />

çözümler üreten markamız.<br />

VitrA Therm; binaları soğuğa, yağmura,<br />

kara, yangına, sese ve yoğun güneş ısısına<br />

karşı koruyan özel yalıtım katmanları<br />

sayesinde %40 ~ %60 arası yakıt tasarrufu<br />

sağlıyor. Daha az yakıt masrafıyla, daha<br />

142<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

sıcak ortamlar yaratılmasını sağlayan, her<br />

türlü iklimde kusursuz performans gösteren<br />

VitraTherm, ısı yalıtım performansı<br />

zamanla azalmayan uzun ömürlü, kalıcı<br />

çözümler sunan markamız.<br />

Geniş ürün portföyü ve yüksek kalitesiyle<br />

tercih sebebi olan CERMIX markamız;<br />

özellikle profesyonel epoksi ve poliüretan<br />

sistemlerini kapsamakla birlikte, seramik<br />

yapıştırıcıları, derz dolgu ve bakım ürünleri<br />

ile dış cephe ısı yalıtım malzemelerini kapsayan<br />

3 ana ürün grubunda faaliyetlerine<br />

devam etmektedir.<br />

Uzun bir geçmişe sahip olan ve Avrupa’nın<br />

en önemli yapı kimyasalları markası olan<br />

CERMIX ‘in ürün grubu arasında yer alan;<br />

yalıtımın bir bütün olduğu ilkesi ile oluşturulmuş<br />

CERMITHERM Dış Cephe Isı<br />

Yalıtım Sistemleri ve ayrıca su yalıtımını<br />

sağlayan özel ürün gruplarımızla sektöre<br />

güvenli, sağlam ve kesin çözümler sunuyoruz.<br />

Günümüzde inşaat sektöründe yaşanan<br />

hızlı gelişim ve değişimler; sektörün tüm<br />

alt segmentlerinde de yeni uygulama sistemlerinin,<br />

dolayısı ile birçok farklı ve gelişmiş<br />

ürün grubunun pazarda yerini almasını<br />

sağlamaktadır. İnşaat sektöründeki<br />

tüm bu gelişmeler, hiç şüphesiz yapı kimyasalları<br />

sektöründe de sürekli inovasyonu<br />

tetikliyor. Özellikle; yapıların ömrünü ve<br />

sağlamlığını artıracak epoksi ve poliüretan<br />

sistemler ile enerji verimliliği konusunda<br />

oldukça doğru sonuçlar alınmasını sağlayan<br />

Poliüretan Sistemler gün geçtikçe<br />

önem kazanıyor.<br />

Bizler de Koramic olarak; epoksi ve poliüretan<br />

sistemleri oldukça önemsiyor ve<br />

konuda sektöre yenilikçi ürünler sunmaya<br />

devam ediyoruz. Ayrıca, endüstriyel sanayi<br />

boyaları ve koruyucu kimyasallar da<br />

odağımızda olan ve gelişen pazarın ihtiyaç<br />

duyduğu ürünler arasında yerini alıyor.<br />

Türkiye <strong>Yapı</strong> Kimyasalları pazarını<br />

global pazarla kıyasladığımızda bir<br />

iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Ekonomik büyüklüğü yaklaşık 3 milyar TL<br />

olan Türk yapı kimyasalları sektöründe<br />

ulusal ve uluslararası 500’ün üzerinde firma<br />

faaliyet gösteriyor. Dünyanın önde gelen<br />

yapı kimyasalı firmalarının Türkiye’de<br />

yaptıkları yatırımlarla da sektör her geçen<br />

gün daha da gelişiyor.<br />

Ülkemizde tüm alt ve üst yapılarda yapının<br />

ekonomik ömrünün uzatılması, tasarruf<br />

sağlanması ve yaşam konforunun artırılması<br />

amacına yönelik olarak özellikle<br />

ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamaları<br />

da inşaat sektörünün gelişmesine ve<br />

büyümesine paralel olarak gelişiyor ancak<br />

daha kat edilmesi gereken epey bir<br />

yolumuzun olduğuna inanıyoruz. Türkiye<br />

yapı kimyasalları sektörünün dünya ile kıyaslandığında<br />

en az 2-3 kat daha büyüme<br />

potansiyeli olduğunu gözlemliyoruz.<br />

Özellikle su yalıtımı konusunda henüz çok<br />

yol alamadığımız ve bu konuda ihmalkar<br />

olduğumuz bir gerçek. Su yalıtımında da;<br />

ısı yalıtımında olduğu gibi yasal düzenlemelerin<br />

artması ve nihai kullanıcının bilinçlendirilmesi<br />

çalışmalarına daha fazla<br />

ağırlık verilmesi gerekiyor. Firmaların bunu<br />

tek başına yapması çok kolay değil. Dolayısıyla<br />

STK’larla birlikte su yalıtımının önemini<br />

anlatabilirsek ısı yalıtım sektöründeki<br />

büyümeyi su yalıtımında da yakalayabiliriz.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

Markalarımız, Vitrafix ve Cermix inşaat<br />

sektöründe kaliteli ve sistematik çözümler<br />

sunan markalar olarak kendilerini kanıtladı.<br />

Bu başarıların arkasında ise iyi<br />

bir takım çalışması, hedefe odaklanma,<br />

yeniliğe ve gelişime verilen önem yatıyor.<br />

Gelişimin en büyük parçası olan AR-GE<br />

çalışmalarımızın çoğunu yurtdışı destekli<br />

olarak yapıyor, yeni fabrikamızda kurduğumuz<br />

modern laboratuarlarda Belçika’daki<br />

genel merkezimiz ve Fransa’da bulunan<br />

kardeş şirketlerimiz ile ortak çalışmalara<br />

devam ediyoruz.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Ekonomik kalkınmanın, doğal varlıkları ve<br />

çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi anlayışı<br />

ile çalışmalarını sürdüren Koramic,<br />

doğal kaynak dengelerini dikkate alan ve<br />

kalkınmanın yararlarını bugünün olduğu<br />

kadar gelecek kuşakların da kullanımına<br />

sunan bir yaklaşımı benimsemektedir.<br />

Koramic ve tüm çalışanları, gelecek kuşakların<br />

gereksinimlerine cevap verme<br />

yeteneğini tehlikeye atmadan, üretkenliğinin<br />

devamlılığının sağlanması ilkesi ile<br />

kalkınmayı sürdürülebilir kılmaya önem<br />

vermektedir. Bu misyon çerçevesinde de;<br />

kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda<br />

bulunmak amacıyla gerçekleştirdiği<br />

tüm çalışmalarda ve üretim süreçlerinde<br />

çevre ile ilgili yasalara, normlara uymayı<br />

ve tüm faaliyetlerde etkin bir “Kalite Yönetim<br />

Sistemi” oluşturmayı taahhüt etmektedir.<br />

Zaten üretim ve satış programlarımızda<br />

halen çalışmaları devam eden ISO<br />

9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 kalite<br />

sistemleri, EN ,TSE ve ASTM ürün standartları<br />

ve normları bunların en belirgin<br />

örneklerindendir.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Koramic’in kurumsal hedeflerinin başında;<br />

sürekli büyümek, gelişim ve hiç durmadan<br />

yola devam etmek yer alıyor. Faaliyete aldığımız<br />

yeni fabrikamız ile yurtiçi ve yurtdışı<br />

pazarlardaki gücümüzü artırdığımızı ve<br />

daha da artıracağımızı söyleyebiliriz. Yeni<br />

üretim tesisleri ve yatırımlarımız ile birlikte<br />

büyüttüğümüz bu stratejik pazarlar elbette<br />

bizleri yeni ürün gruplarına da yöneltiyor.<br />

Önümüzdeki dönemde pazara vermeyi<br />

planladığımız sanayi boyaları ve kimyasallarından<br />

oluşacak yeni ürünlerimizin;<br />

Koramic ve markalarının daha güçlü bir<br />

sinerjiyle büyümesini sağlamanın yanı<br />

sıra, gelişen pazarın ihtiyaçlarına da daha<br />

kapsamlı bir şekilde cevap vereceğine inanıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 143


“Hedefimiz, öncelikle Türkiye içindeki<br />

faaliyet alanımızı genişletmek”<br />

“Bugüne kadar yaptığımız çalışmalara baktığımızda Baumit olarak pazara girdiğimiz ilk<br />

günden beri Türkiye’ye yatırım yapıyoruz. Hali hazırda kurulu kapasitemiz, liderlik hedefi<br />

öngörülerek yapılmış ve iyi planlanmış bir yatırımdır.”<br />

Baumit, uluslararası yapıya sahip ve yapı<br />

malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren<br />

Schmid Industrie Holding’in işletmelerinden<br />

biri. 1988 yılında kurulan firma, Avrupa’da<br />

30 ülkede 40 fabrikada 6,5 milyon<br />

ton kapasitesi ile 25 yıl gibi kısa bir<br />

sürede Avrupa’nın en büyük 3.kuru harç<br />

üreticisi haline gelmiş durumda. Türkiye’de<br />

ise 2006 yılından bu yana faaliyet<br />

gösteren Baumit Türkiye’nin Genel Müdürü<br />

Atalay Özdayı ile Yalıtım konusunu ele<br />

almaya çalıştık. “Sürekli yükselişle geçen<br />

başarılı bir 10 yılı geride bıraktık” diyen<br />

Özdayı’ya bizlere vakit ayırdığı için teşekkür<br />

ediyoruz.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

Baumit’in ana faaliyet konusu dış cephe<br />

ısı yalıtım sistemleri, Türkiye’de daha<br />

sıklıkla kullandığımız hali ile mantolama<br />

sistemleridir. Türkiye’de de mantolama<br />

konusunda önemli çalışmalarımız var. Hem<br />

projelerde hem de renovasyon pazarında<br />

müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın ihtiyaçlarına<br />

yönelik çözümler sunmak için uğraşıyoruz.<br />

Bunun için de hem ürün ve sistem<br />

anlamında geliştirmeler hem de hizmet konusunda<br />

iyileştirmeler yapıyoruz.<br />

Türkiye yalıtım pazarını bir iki cümleyle<br />

nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Dış cephe ısı yalıtım sektörü Türkiye’nin<br />

şu anda inşaat sektörü içinde en hızlı gelişen<br />

alanlarından birisidir. Bununla beraber<br />

Türkiye diğer ülkeler ile kıyaslandığında<br />

en az 2-3 kat daha büyüme potansiyeli<br />

olan bir ülkedir. Bu nedenle ulusal ya da<br />

uluslararası faaliyeti olan birçok yerli – yabancı<br />

üreticinin göz bebeği konumundadır.<br />

Yalıtım konusu yasal zorunluluklar ve tasarruf<br />

açısından değerlendirildiğinde vazgeçilmez<br />

bir yatırım olarak değerlendirilmektedir.<br />

<strong>Yapı</strong>lan yeni binaların tamamı<br />

projelendirme ve ruhsat aşamalarında<br />

yalıtım dikkate alınarak tasarlanmaktadır.<br />

Tüm yasal zorunluluklara rağmen hala<br />

%85 oranında yalıtımsız binanın bulunması<br />

büyüme potansiyelini gösteren önemli<br />

bir veridir. Yenileme alanında konut sahiplerinin<br />

bu noktada yalıtımın enerji verimliliği,<br />

bina ömrünün uzaması, kullanılacak<br />

malzemelerin önemi, vb. konularında doğru<br />

bilgilere sahip olması çok büyük önem<br />

arz ediyor.<br />

Yeni nesil malzemelerinizden<br />

örnekler verebilir misiniz?<br />

Gelecekte binalarda kullanılan tüm diğer<br />

malzemeler ve detaylar gibi cepheler de<br />

enerji verimlilikleri ile ön plana çıkacaklar.<br />

Çünkü değişen iklim koşulları ile birlikte<br />

(küresel ısınma) daha yüksek performanslı<br />

ürünlerin pazarda yer bulması kaçınılmaz<br />

bir gerçeklik.<br />

Avrupa’da yapılan araştırmalar, hava koşullarına<br />

bağlı olarak yapı kabuğunda oluşan<br />

hasarların son 30 yılda 15 kat arttığını<br />

144<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

gösteriyor. Avrupa’da birçok ülkede dolu<br />

tehlikesi haritaları çıkarılarak yüksek hasar<br />

oluşabilecek bölgeler belirleniyor. Bu<br />

çalışmalar dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin<br />

de artık yüksek darbe dayanımlı<br />

olmasının zorunlu olduğunu gösteriyor.<br />

Baumit de bu verilerden yola çıkarak<br />

AR-GE merkezinde yeni nesil malzemeler<br />

ve sistemler üzerinde çalışmalarını<br />

yürütüyor. Örneğin yeni ürünlerimizden<br />

Power Sistem, soğuk iklim kuşağında<br />

ve dolu yağış riski yüksek olan bölgelerdeki<br />

yapıların cepheleri için önerdiğimiz<br />

sistemimiz. Biz bir sistem üreticisiyiz.<br />

Her sistemin ana bileşenleri, sistemin<br />

performansını her katmanda artırmaya<br />

yönelik olarak planlanıyor; Power Sistem’de<br />

de bu kriterler gözetilmiş bulunuyor.<br />

Sonuç olarak örneğin fındık<br />

büyüklüğünde 12 gr. ağırlığındaki dolu<br />

kütlelerinin saatte 80 km hızla cepheye<br />

çarpması sonucunda herhangi bir hasar<br />

görmemesi sağlanmış bulunuyor.<br />

Dış cephe ısı yalıtım sistemlerini oluştururken<br />

fonksiyonelliğe dikkat etmek<br />

gerekmektedir. Fonksiyonellikten kastımız<br />

kompozit bir sistem haline getirilen<br />

bileşenlerin birbirleriyle yıllar boyunca<br />

uyumlu çalışması ve performans kaybı<br />

yaşamamalarıdır. Baumit olarak farklı iklim<br />

bölgeleri ve farklı yüzeyler için 3 farklı<br />

sistem önermekteyiz. Bu sistemlerimizde<br />

EPS, Karbon Takviyeli EPS ve Taşyünü ısı<br />

yalıtım plakaları gibi farklı levha türleri kullanılabiliyoruz.<br />

Diğer bir yandan binasını dış cephe ısı<br />

yalıtım sistemi yaptırarak koruma altına<br />

almaya karar verenlerin estetik ve farklı<br />

cepheler elde etme isteği de artıyor.<br />

Son günlerde ısı yalıtım bütünlüğünü bozmadan<br />

ahşap görünüm veya brüt beton<br />

görünümü elde edilecek cepheler teşkil<br />

edilmek istenmektedir. Baumit olarak tüketicilere<br />

geniş bir son kat kaplama alternatifi<br />

ve efekt boyaları sunarak onların bu<br />

taleplerine profesyonel çözümler sunmayı<br />

hedefliyoruz.<br />

CreativTop Fine- İnce Beton tekniği<br />

Atalay Özdayı / Baumit Türkiye Genel Müdürü<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

Ar-Ge çalışmaları Avusturya, Wopfing’de bulunan<br />

İnovasyon Merkezi’mizde yapılıyor. Bu<br />

üstün nitelikli AR-GE merkezi, tüm Baumit<br />

tesisleri için yeni ürünlerin ve ürün bileşimlerinin<br />

yaratılması ve hali hazırda mevcut<br />

ürünlerin geliştirilmesi için çalışıyor.<br />

İnovasyon Merkezi, temel olarak iki ayrı<br />

birimden oluşuyor ve toz ürünler ile ıslak<br />

ürünler ayrı ayrı birimler tarafından geliştiriliyor.<br />

Alanında uzman profesyonellerin<br />

çalıştığı bu birimler tüm Baumit ülkelerine<br />

hizmet veriyor. Türkiye için, Baumit<br />

Türkiye Ürün Müdürlüğü ile birlikte çalışmalarını<br />

yürütüyorlar, mevcut teknik zorunluluklara<br />

göre ürünlerin geliştirilmesi<br />

için hizmet veriyorlar. Ayrıca yeni ürün geliştirme<br />

konusunda birçok ortak proje eş<br />

zamanlı olarak yürütülüyor.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Baumit, gerek yurt içinde gerekse yurtdışında<br />

bütün kararlarını alırken çevre<br />

CreativTop Trend-Kaba Beton tekniği<br />

duyarlılığını da ön plana koyuyor. Buna<br />

kullandığımız arabaların emisyon oranlarından,<br />

14 milyon Euro’luk yatırımla yaptığımız<br />

fabrikanın teknolojik alt yapısına<br />

kadar her aşama dahildir. Tüm üretim<br />

süreçlerimizi ISO 14001 Çevre Yönetim<br />

Sistemine göre yönetiyoruz.<br />

Çevreye ve insana saygılı ürünlerin; zararsız<br />

hammaddelerle, temiz enerji ve modern<br />

teknoloji ile donatılmış ekipmanlarla,<br />

ergonomik çalışma koşullarında üretilerek<br />

son kullanıcıya risksiz bir şekilde ulaştırılması<br />

için çalışıyoruz. Geri dönüşüm imkanı<br />

olan her türlü ürün, yarı işlenmiş ürün<br />

ve hammaddenin yeniden kullanımını sağlayacak<br />

araştırma ve iyileştirmeleri sürekli<br />

yapmayı, atık miktarlarını ve enerji tüketimini,<br />

her yıl belirlediğimiz hedefler doğrultusunda<br />

azaltmayı ve doğal kaynakları<br />

en verimli şekilde kullanmayı hedefliyoruz.<br />

Gebze’de bulunan ileri teknolojik üretim<br />

tesisimizin 300.000 ton/yıl gibi yüksek<br />

kapasitesi bulunuyor. Kendi agregamızı<br />

kendimiz üretebiliyoruz. Bunun için entegre<br />

bir taş kırma ve kurutma hattımız<br />

mevcut. Agrega ve hammaddeleri stokladığımız<br />

silolarımızın toplam yüksekliği 65<br />

metre. Dikey olarak stoklama ile üretim<br />

prosesine akan hammaddeler minimum<br />

güç tüketerek ve maksimum verimlilikte<br />

bir üretim sağlıyor. Tesisimizde son teknolojik<br />

ekipmanlar ile çevreye duyarlı ve<br />

minimumda atık üreten bir tesis olma<br />

özelliğindedir. Karmaşadan uzak ve neredeyse<br />

tozsuz toz ürünler üreten bir tesiste<br />

çalışanlar da korunmaktadır.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 145


“Sürdürülebilirlik konusunda kendi<br />

kültürümüzü oluşturmuş durumdayız”<br />

“2020 yılına kadar toplamda 500 milyon TL konsolide gelir ile kapasite ve ciro açısından<br />

Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmayı amaçlıyoruz. Bu büyümenin önemli bir kısmının<br />

ise ihracattan gelmesini öngörüyoruz.”<br />

2013 yılını %60 büyüme ile kapatan ODE,<br />

sonrasında hazırladığı 5 yıllık stratejik iş<br />

planı kapsamında 2018’e kadar %175<br />

büyüme hedefi belirledi. Bu hedefler doğrultusunda<br />

faaliyetlerini sürdüren ODE Yalıtımı’ın<br />

Genel Müdürü Ali Türker ile yeni<br />

iş planlarını, sektördeki yeni oluşumları ve<br />

yalıtım konusunu ele almaya çalıştık.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

1985 yılında taahhüt faaliyetleriyle ticaret<br />

hayatına başlayan şirketimiz, 1988 yılında<br />

yalıtım sektöründe faaliyet göstermeye<br />

başladı. 1990 yılında yurt dışından yalıtım<br />

malzemeleri ithal etmeye ve Türkiye’de<br />

satmaya başladık. Bu alandaki 10 yıllık<br />

tecrübemizi 1996’da üretimle birleştirdik<br />

ve bugün, yapı ve HVAC olmak üzere 2<br />

ana kategoride, Çorlu’da toplam 40 bin<br />

metrekarelik iki üretim tesisimiz, Eskişehir’de<br />

30 bin metrekarelik tesisimiz ve 4<br />

binden fazla ürün çeşidimiz ile sektörün<br />

en büyük üreticileri arasında yer alıyoruz.<br />

Türkiye yalıtım pazarını bir iki<br />

cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Yalıtım sektörünün enerji tasarrufu, deprem<br />

yönetmeliği ve sağlam binalar inşa<br />

etme adına son yıllarda önemli bir gelişim<br />

gösterdiğini görüyoruz. Teknolojinin de gelişimiyle<br />

birlikte yenilikçi ürün ve uygulamalarla<br />

pazarın ihtiyaçları daha çabuk ve etkin<br />

bir şekilde karşılanıyor. İnşaatlarda kalite<br />

ve standartlar arttıkça yalıtım malzemeleri<br />

talebinin de arttığını gözlemliyoruz. Bu da<br />

sektörümüzün büyüme potansiyelini ön<br />

plana çıkarıyor.<br />

Yeni nesil malzemelerinizden<br />

örnekler verebilir misiniz?<br />

ODE olarak hem teknik (HVAC) hem de<br />

yapı yalıtımında kullanılan ürünler üreti-<br />

146<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

yoruz. HVAC yalıtım ürünlerinde Starflex,<br />

Rockflex ve R-flex, yapı yalıtım ürünlerinde<br />

ise Starflex, Membran ve Isıpan ürünlerini<br />

müşterilerimize sunuyoruz. Çorlu<br />

tesisimizde üretmiş olduğumuz ısı, su ve<br />

tesisat yalıtımı ürünlerine tüm pazarlarda<br />

geçerli uluslararası onaylı ve Avrupa<br />

standartları uyumlu 4 adet Çevresel Ürün<br />

Beyanı – Environmental Product Declaration<br />

(EPD) belgesi aldık. Bu ürünler; ODE<br />

Isıpan XPS Extrüde Polistiren köpük, ODE<br />

Membran su yalıtımı ürünleri, ODE Starflex<br />

Cam yünü ve ODE R-Flex Elastomerik<br />

Kauçuk Köpüğüydü.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkânlar nelerdir?<br />

ODE Yalıtım olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarını<br />

anlamaya ve her segmentten<br />

farklı müşteri gruplarının farklı ihtiyaçlarına<br />

uygun çözümler geliştirmeye özen<br />

gösteriyoruz. Bunun yanı sıra dünyadaki<br />

gelişmeleri ve yalıtımdaki trendleri takip<br />

edip, Ar-Ge çalışmalarımıza bu gelişmelerin<br />

ışığında yön veriyoruz. Bu kapsamda<br />

yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları sayesinde<br />

önemli bir uzmanlığa sahibiz. Kapasite ve<br />

ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım<br />

firması olma hedefiyle 5 yıllık stratejik iş<br />

planımız kapsamında 2016-2020 yılları<br />

arasında Ar-Ge ve pazarlama faaliyetlerine<br />

toplamda 45 milyon TL kaynak ayırdık.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

ODE olarak yürüttüğümüz tüm faaliyetlerde<br />

çevreye zarar vermemek için gerekli<br />

önlemleri alıyoruz. Üretim tesislerinde<br />

Ali Türker / ODE Yalıtım Genel Müdürü<br />

oluşan evsel ve endüstriyel nitelikli tüm<br />

atıklar, oluştukları noktalarda ayrı ayrı<br />

toplanmakta ve nihai bertaraf işlemi gerçekleşene<br />

kadar, fabrika sahası içerisinde<br />

düzenlenmiş, bölümlere ayrılmış, atık<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 147


Dosya<br />

sahasında biriktiriliyor. Geri dönüştürülen<br />

ve ekonomik yönden değerlendirilen katı<br />

atıkların haricindeki atıklar, ilgili firmaya<br />

gönderilerek bertaraf ediliyor. Diğer atıklar<br />

yetki belgesi olan kuruluşlara evrak ile<br />

teslim ediliyor.<br />

Bunun yanı sıra şirket olarak topluma ve<br />

çevreye saygılı, iklim değişikliğine duyarlı,<br />

enerji verimliliğini sağlamaya yönelik kaynak<br />

koruma, atık azaltma, yeniden kullanma<br />

ve geri kazanma aktiviteleri yürüten,<br />

çevre ve enerji konularında tüm yasal<br />

mevzuat ve standartlara uyan tedarikçiler<br />

ile çalışıyoruz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Üretime başladığımız Eskişehir fabrikamızın<br />

ilk fazında su yalıtımının ana malzemesi<br />

olan membran üretiyoruz. Bu kapsamda<br />

bu yıl su yalıtımına ağırlık vermeyi planlıyoruz.<br />

Su yalıtımı konusunda toplumda<br />

bir bilinçlendirme yapmayı da hedefliyoruz.<br />

Çünkü Türkiye’de mevcut yapıların<br />

%85’inde su yalıtımı bulunmuyor. Hâlbuki<br />

su yalıtımı olmayan binalar 10 yılda taşıma<br />

kapasitesinin %66’sını kaybediyor.<br />

ODE Yalıtım olarak ihracatta da önemli hedeflerimiz<br />

var. İhracatımızın genel cirodaki<br />

payını %25’in üzerinde büyütmek gibi bir<br />

hedefimiz bulunuyor. Bunun yanında stratejik<br />

olarak belirlediğimiz ilk 20 ülkeye ihracatımızı<br />

artırmayı hedefliyoruz. Şu anda<br />

75 ülkeye ihracat yapıyoruz, faaliyet gösterdiğimiz<br />

pazarlar arasında teknik yalıtımda<br />

Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan,<br />

İsrail, Mısır, Romanya ve Yunanistan’da<br />

lider konumdayız.<br />

Mısır ve İsrail’de camyününde pazar ikincisi,<br />

İran’da ise kauçuk köpüğünde pazar<br />

ikincisi konumundayız. Önümüzdeki dönemde<br />

Ortadoğu, Kuzey Afrika, Avrupa<br />

ve eski Sovyet ülkelerinde ihracat artışı<br />

hedefliyoruz. Ek olarak bu yıl bölgesel bir<br />

güç olma hedefiyle Güney Afrika pazarına<br />

açılıyoruz, Kuzey Afrika’daki etkinliğimizi<br />

Sahraaltı ülkelerine de taşımak istiyoruz.<br />

Ayrıca 2020 yılına kadar toplamda 500<br />

milyon TL konsolide gelir ile kapasite ve<br />

ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım<br />

firması olmayı amaçlıyoruz. Bu büyümenin<br />

önemli bir kısmının ise ihracattan gelmesini<br />

öngörüyoruz. Amacımız, 1 milyon<br />

USD’nin üzerinde ihracat yaptığımız ülke<br />

sayısını her yıl bir ülke arttırarak, ihracatın<br />

toplam ciro içindeki payını %30’lar seviyesine<br />

çıkarmak.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

ODE olarak sürdürülebilir ve daha yaşanabilir<br />

bir gelecek için “Geleceği Yalıtır”<br />

sloganıyla çalışıyoruz ve bu söylemimizi<br />

yenilikçi uygulamalarla destekliyoruz.<br />

Bu kapsamda 2010 yılından itibaren geçiş<br />

yaptığımız yeni üretim sistemi sayesinde<br />

şu anda köpük üretiminde %100<br />

Ozon Dostu üretim yapıyoruz. Bu çalışmalarımızdan<br />

ötürü UNIDO’dan yaklaşık<br />

850 bin dolar hibe aldık.<br />

ODE Yalıtım, ürünleri için tamamlamış<br />

olduğu ISO 14040/44 Yaşam Döngüsü<br />

Analizi (LCA) ve ISO 14025 EPD belgelendirmesi<br />

ile sürdürülebilir üretime<br />

olan duyarlılığını sektöründe uygulamaya<br />

koyan firmalardan biri oldu.<br />

EPD belgeleri; LEED, BREEAM ve DGNB<br />

gibi birçok yeşil bina değerlendirme<br />

ve sertifika sistemleri tarafından talep<br />

edildiği için sektörün diğer oyuncularına<br />

göre projelerde avantajlı konumdayız.<br />

Ayrıca 2014 yılında kurduğumuz ISO<br />

27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi<br />

için yapılan belgelendirme tetkiklerini<br />

başarı ile geçerek, sektörümüzde ISO<br />

27001:2013 belgesini almaya hak kazanan<br />

ilk şirket olduk. Eskişehir üretim<br />

tesisimizde de “çevre dostu” uygulamalar<br />

önemli yer tutuyor.<br />

ODE olarak çevre ve doğa dostu uygulamaları<br />

iş süreçlerimizin tümüne yayarak<br />

sürdürülebilirlik konusunda kendi kültürümüzü<br />

oluşturmuş durumdayız.<br />

Ode Yalıtım’a ihracat ödülü<br />

İklimlendirme Sanayi İhracatçı Birlikleri’nin 2016 yılı İklimlendirme Sektörü Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni Ankara’da gerçekleştirildi.<br />

Törende yalıtım sektörünün önde gelen şirketlerinden ODE Yalıtım da ‘En Çok İzolasyon <strong>Malzeme</strong>si İhracatı Yapan Firma’ kategorisinde<br />

ödüle hak kazandı. ODE Yalıtım Satış Direktörü Serhat Özcan ödülü İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birlikleri Başkanı Zeki Poyraz’ın<br />

elinden aldı.<br />

148<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Emülzer; doğru insan kaynağı<br />

kullanarak yenilikçi çözümler üretmekte<br />

İnşaat Yüksek Mühendisi Cem ERCAN<br />

Proje ve Teknik Satış Müdürü<br />

“Su yalıtımı ürünleri bir yarı mamüldur. Profesyonel uygulayıcılar tarafından tatbik edildikten<br />

sonra mamül haline dönüşmektedir. Tüm bileşenleri ve detayları ile uygulama yapıldıktan<br />

sonra ürünün zaman içindeki performansı gözlenmelidir.”<br />

Geleneksel kalite ve istikrarlı çalışma anlayışı<br />

yanında, yıllar içinde sürekli geliştirdiği<br />

ürünleriyle beraber Türkiye’de likit<br />

yalıtım teknolojisinin öncüsü olan Emülzer,<br />

üretimini en yüksek teknoloji ve ISO-<br />

9001:2008 sertifikalarıyla sürdürmekte.<br />

Su yalıtımı alanında ülkemizdeki geniş<br />

ürün yelpazesine sahip firmalar arasında<br />

olan Emülzer’in Proje ve Teknik Satış Müdürü<br />

Cem Ercan ile Yalıtım ve İzolasyon<br />

konusunu ele almaya çalıştık.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

‘Türkiye’de yalıtım sektörünün ilk firması<br />

olan Emülzer, 1935 yılından beri su yalıtımı<br />

için en kaliteli ve güvenilir likit yalıtım<br />

ürünleri üretmektedir. %100 Yerli Türk<br />

malıdır. 1935 yıllarında at arabalarıyla yapılan<br />

sevkiyatlar yerini lojistik depolarına,<br />

yapılan üretimlerde kullanılan ufak metal<br />

kazanlar ise yerini otomatik, reaktörlere<br />

bırakmıştır.<br />

Firmamız, yalıtım uygulamaları ve saha çalışmalarındaki<br />

deneyimiyle inşaat sektörünün<br />

değişen ihtiyaçları doğrultusunda yeni<br />

ürünler geliştirmektedir…<br />

Su yalıtım ürün gruplarımızdan bazısı<br />

aşağıda verilmiştir:<br />

1-Bitüm esaslı sürme su yalıtım malzemeleri<br />

2-Derz dolgu malzemeleri (Bitum, poliüretan,epoksi,polysülfit)<br />

3-Su tutucu bantlar (bentonit, bitüm ve akrilik<br />

polymer esaslı)<br />

4-Harç Katkıları (Super-hiper akışkanlandırıcılar,latex,antifrost<br />

katkıları)<br />

5-Çimento esaslı yalıtım malzemeleri (yarı,tam<br />

ve süper elastik yalıtım harçlaro,<br />

kristalize harçlar, Grout ve tamir harçları)<br />

6-Bitümlü Membranlar (app ve sbs t, fiber-polyester<br />

takviyeli ,2-5mm kalınlık<br />

aralığında)<br />

7- Poliüretan likit membranlar ( saf, bitümlü<br />

ve hibrit)<br />

8-Akrilik esaslı likit membranlar<br />

9-Silan siloxan esaslı şeffaf izolasyon malzemeleri<br />

10-Epoksi zemin kaplamaları<br />

11- Drenaj levhaları<br />

12-Nefes alan çatı örtüleri<br />

13-Geotekstiller.<br />

Türkiye yalıtım pazarını bir iki<br />

cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Su yalıtım pazarında ürün çeşitliliği ve kullanımı<br />

artmaktadır. Kentsel dönüşüm projelerinin<br />

yaygınlaşması sektöre pozitif yönde<br />

katkı sağlamıştır. <strong>Yapı</strong> Denetim firması,<br />

mimar, mühendis, işveren, müteahhit,<br />

yüklenici döngüsünde karar verilen su yalıtım<br />

ürününün doğru seçilmesi önemli hale<br />

gelmiştir. <strong>Yapı</strong>nın fonksiyonuna, çalışma<br />

şartlarına, ultraviyoleye dayanımı vb. şartlara<br />

göre ürünler önerilerek, bitüm esaslı<br />

membranların yalıtımda tek çözüm olmadığı<br />

görülmüştür. Sıcak uygulamalı, bitümlü<br />

membranların TS 11758-1, 11758-2 ürün<br />

ve uygulama standardının olması yaygın<br />

bir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır.<br />

Ancak bazı detaylarda bitümlü membran<br />

dışındaki ürünlerin de kullanılabileceği görülmüştür.<br />

Ekonomik dalgalanmalarla birlikte kamu<br />

yatırımları devam etmektedir. Birçok yeni<br />

başlayacak enerji projeleri, tünel, yol, baraj,<br />

metro projeleri bulunmaktadır. Özellikle altyapı<br />

projeleri ürünlerimizin yoğun olarak kullanıldığı<br />

alanlardır. 3. Havalimanı projesine<br />

ürün vermeye devam ediyoruz. Yine temeli<br />

150<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

atılan Çanakkale Köprüsü ve bağlantı yolları<br />

projesinin de yeni iş imkanları oluşturacağını<br />

düşünmekteyiz. Trans Anadolu Doğalgaz<br />

Boru Hattı Projesi (TANAP) projesinde de<br />

ürünlerimiz kullanılmaktadır. Türkiye’nin her<br />

yerine iletilen doğalgaz hatları beraberinde<br />

yatırımı getirmektedir. Galvaniz, sac, demir<br />

ile uyumlu bitüm, poliüretan hibrid esaslı<br />

ürünlerimiz de kullanılmaktadır.<br />

Yeni nesil malzemelerinizden<br />

örnekler verebilir misiniz?<br />

Bitüm-poliüretan esaslı tek bileşenli ürün<br />

olan Emülzer Purready B, teknolojik bir ürün<br />

olup, temel ve teras yalıtımında mükemmel<br />

sonuçlar elde etmemize olanak sağlamıştır.<br />

MS Hibrid esaslı Emülzer Purwet yeni nesil<br />

ürünlerimizden birisidir. <strong>2017</strong> yılından itibaren<br />

başlayan yoğun yağmur, kar yağışları<br />

son kullanıcıyı arayışa sokmuştur. Ertelenen<br />

su yalıtım sorunlarının çözülmesi gerekli<br />

hale gelmiştir. Çeliğe, ıslak beton zemine<br />

de uygulanabilen Purwet pahalı bir ürün olmasına<br />

rağmen tercih edilmiş ve projelerde<br />

başarıyla kullanılmıştır.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe<br />

ve imkanlar nelerdir?<br />

Tüketici, ürünün markasına, fiyat/kalite performansına<br />

bakar. Üretim Geliştirmeye, Ar-<br />

Ge’ ye yatırım yapan, ürün kalitesi istikrarlı<br />

olan, fiyatı kalitesi ile doğru orantılı olan,<br />

yapı kimyasalları firmalarının ürettiği ürünler<br />

tercih edilmektedir. Bu nedenle Ar-ge’ yi yeni<br />

test ekipmanları alarak, yeni tedarikçilere<br />

ulaşarak daha da güçlendiriyoruz. Ürün ve<br />

uygulama standartları değişmektedir. Standartlara<br />

uygun test aletleri elde etmek, onu<br />

kullanacak personele de yatırım yapmayı gerektiriyor,<br />

ve bu yatırımları yapıyoruz. Müşterilerimizin,<br />

aynı işi daha ucuza, daha kaliteli<br />

ve daha kısa zamanda yapabilmesini sağlamak<br />

için çalışmalarımız devam etmektedir.<br />

Ancak bir ürünün pazara sunulması hemen<br />

olmamalıdır. Saha denemeleri tamamlanmadan<br />

hiçbiri ürünü pazara sunmuyoruz.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre kirliliği,<br />

atık vs.. gibi problemlere karşı ne gibi<br />

tedbirler alıyorsunuz?<br />

Ambalajların büyük bir bölümünü kendi tesislerimizde<br />

üretmekteyiz. Çok fazla çevre<br />

kirliliği veya atıklar oluşturacak bir ürün grubuna<br />

sahip değiliz. Belediyenin iştiraki olan<br />

İSTAÇ ile sözleşmemiz var. Atıkları toplayıp,<br />

belli periyotlarda veriyoruz.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

İnternet üzerinden erişimde aranan su yalıtım<br />

firmalarından biriyiz. Böylece müşterilerimize<br />

daha kısa sürede ulaşabilmekteyiz.<br />

Yeni ürünleri tanıtmak için sosyal medyadan,<br />

yazılı ve görsel medyadan daha çok<br />

faydalanmayı planlamaktayız.<br />

Üretim kapatiseni arttırmak için çalışmalarımız<br />

devam etmektedir. Bu noktada otomasyona<br />

daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. MS<br />

Hibrid esaslı ürünümüze ait Purwet’in mastik<br />

halindeki türü için yatırımlarımız devam<br />

etmektedir. Her ürünü ilk defa üretirmişçesine<br />

duyulan heyecan ve şevk ile Emülzer<br />

yatırımlarını sürdürmektedir.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Su yalıtımı ürünleri bir yarı mamüldur. Profesyonel<br />

uygulayıcılar tarafından tatbik<br />

edildikten sonra mamül haline dönüşmektedir.<br />

Tüm bileşenleri ve detayları ile uygulama<br />

yapıldıktan sonra ürünün zaman<br />

içindeki performansı gözlenmelidir. Birçok<br />

müteahhit firma su yalıtım işini uygulamacı<br />

firmalara vermektedir. Bu nedenle ‘’Su<br />

yalıtımı uygulayıcı bayi’’ sayısını arttırmayı<br />

hedeflemekteyiz.<br />

İletişim araçlarının ve internetin yaygın kullanılmasıyla<br />

birlikte tüketiciler, temelden<br />

çatıya kadar, istedikleri yalıtım türünü<br />

seçebilmektedirler. Üreticilerin çoğunun<br />

web sayfalarında ürünler, satıcı veya<br />

uygulayıcı bayilerinin listeleri yer almaktadır.<br />

Su yalıtımı uygulamalarını ikiye<br />

ayırabiliriz.<br />

a) Ürünlerin bir kısmını kendiniz uygulayabilirsiniz<br />

(Do it your self). Poliüretan mastik,<br />

sürme tek bileşenliler vb.. Uygulaması<br />

oldukça kolaydır. Bu ürünleri kullanmadan<br />

önce, yine üreticinin beyan ettiği teknik<br />

bilgi föyü ve güvenlik bilgi föyü mutlaka<br />

okunmalıdır. Bu kurallara riayet edilmelidir.<br />

Her üreticinin aynı işi yapan farklı kimyasal<br />

formülleri olabilir.<br />

b) Bazı su yalıtım ürünlerinin uygulanmasında<br />

ise profesyonellere ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Isı, yangın, ses ve su yalıtımının<br />

birlikte kullanılarak oluşturulacağı bir<br />

sistem detayı istenebilir. Bu tarz durumlarda<br />

nihai tüketiciler, üreticileri arayarak<br />

uygulamacı talep etmelidirler. Çünkü bu<br />

yalıtımcı bayiler ve personeli üreticilerden<br />

‘’Su Yalıtımı Eğitimi’’ almışlardır, yıllarca<br />

ürünleri kullanmışlardır. Ayrıca ticari olarak<br />

uygulayıcı bayilerin, üreticilere teminat<br />

mektubu, ipotek, doğrudan borçlandırma<br />

sistemi (DBS) gibi bazı sorumlulukları vardır.<br />

Üreticilerin de ürünü zamanında, aynı<br />

kalitede teslim etmek gibi sorumlulukları<br />

vardır.<br />

Sadece cep telefonu olan X usta ile ‘’en<br />

az 10 yıl garanti veririm, neden fazla para<br />

vereceksin, ne gerek var abi vb..’’ cümlelerle<br />

daha ucuza mal edildiği düşünülen işlerin<br />

çoğu hüsranla sonlanmaktadır. Daha<br />

büyük bedeller ödenmekte, kaybedilen<br />

zaman ve prestij de işin cabası olmaktadır.<br />

Yalıtımın her kademesi ve özellikle yalıtım,<br />

yapı için hayati önem taşımaktadır.<br />

Tüketicilerin, uygulamacıyı seçerken önce<br />

firmayı arayarak, firmanın tavsiye ettiği firmalara<br />

işi yaptırmasını tavsiye ederiz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 151


PERSAN sektörün amiral<br />

gemisi olmaya aday!<br />

“Arzın artması seçeneklerin de artmasını sağlayacaktır. Üreticiler tercih edilebilir olmak<br />

için arz ettikleri yapı elemanlarını sürekli geliştirecek, sonuç olarak hem üretici hem de<br />

tüketici kazanacaktır.”<br />

ile büyümeye ve Türkiye’ye değer katmaya<br />

devam ediyor. Türkiye’nin en iyi kiremidini<br />

üreten PERSAN satış sonrasında suya ve<br />

dona karşı verdiği 60 yıl servis ve garantisi<br />

ile müşterilerine ayrıcalıklarını yaşatmakta.<br />

PERSAN Çatı-Cephe-Yalıtım Sistemleri<br />

Türkiye Satış Müdürü Ulaş Öztürk ile sektördeki<br />

gelişmeleri ve şirket faaliyetlerini<br />

konuştuk…<br />

Sürekli gelişim ve müşteri beklentilerini<br />

aşmak hedefiyle faaliyetlerini sürdüren<br />

PERSAN, satış öncesi hizmetlerinin yanı<br />

sıra Türkiye’nin tamamında kurduğu çözüm<br />

ortağı ağı ve Satış-Pazarlama ekibi<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bahseder misiniz?<br />

2002 yılında kurulan ve 2007 yılında tamamen<br />

teknolojisini yenileyen PERSAN<br />

Çatı-Cephe ve Yalıtım Sistemleri, yapı elemanları<br />

sektöründeki devrim niteliğindeki<br />

yenilikleri ile sektörün amiral gemisi olmaya<br />

adaydır.<br />

Erzincan’da 37.000 m 2 alan üzerinde,<br />

6.000 m 2 kapalı alandaki tesislerimiz ile<br />

faaliyet gösteriyoruz. PERSAN Çatı- Cephe-<br />

Yalıtım Sistemleri olarak yıllık 2.000.000<br />

m 2 çatı sistemleri, 80.000 ton toz ürün ve<br />

75.000 m 3 perlit genleştirme kapasitesine<br />

sahibiz.<br />

Türkiye’nin yüksek kapasiteli ve tam otomatik<br />

ilk ve en modern kiremit fabrikası<br />

konumundaki firmamızın İtalyan Vortex<br />

152<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Hydra teknolojisi ile donatılan, Türkiye’nin<br />

en büyük genleştirme kapasitesine<br />

sahip tesislerimizdeki tüm süreçler<br />

bilgisayar kontrollü olarak gerçekleşiyor.<br />

Aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarına büyük<br />

önem veren firmamız bu anlamda<br />

TÜBİTAK TEYDEB projesiyle bölgesinde<br />

TÜBİTAK desteği alan ilk şirket olma<br />

özelliğine sahiptir.<br />

Yapmış olduğunuz uygulamalardan<br />

birkaç örnek verebilir misiniz?<br />

Sapanca’da bulunan Arcadia Konakları,<br />

Düzce Üniversitesi Konferans Salonu<br />

Çatı İmalatı, Düzce’de bulunan Beylerbeyi<br />

Park Konakları, Honey Home Dağ<br />

Evleri ve Aşiyan Müzesi referanslarımızdan<br />

bazılarıdır. Hayat verdiğimiz projelerde,<br />

çatı sistemlerinden yapı kimyasallarına<br />

kadar bir binanın yapımında gerekli<br />

olan tüm ihtiyaçlara yanıt verebiliyoruz.<br />

Farkımız; kullandığımız ürünlerin nefes<br />

alabilen, nem ve küfü önleyen, hafif, binanın<br />

statik ağırlığını düşüren, ısı ve ses<br />

yalıtımı sağlayan yapı elemanları olmasıdır.<br />

Yakın zamanda sektöre arz ettiğimiz<br />

Termoşap ve Termosıva ürünleri ile de<br />

yapı elemanları sektörünün kimyasını<br />

değiştirdik. Yeni nesil yapı elemanlarımız;<br />

binalarda %50 ısı yalıtımı sağlar,<br />

klasik yapı elemanlarına oranla onlarca<br />

kat daha hafif ve yalıtkandır, 20-44 dB<br />

ses yalıtımı sağlar, çevrecidir, yağ ve küf<br />

oluşumunu engeller.<br />

Talep ve arzdaki artan çeşitliliği<br />

bir baskı unsuru mu, yoksa<br />

potansiyel yeni uzmanlık alanları<br />

olarak mı değerlendiriyorsunuz?<br />

Arz ve talep dengesindeki artan çeşitliliği<br />

firma olarak olumlu karşılıyoruz.<br />

Üreticiler, piyasada var olan talebi karşılamak<br />

için yeni uzmanlık alanlarına<br />

yönelecekler, bu durum Ar-Ge çalışmalarını<br />

hızlandıracaktır. Artan talep nihai<br />

tüketiciye olumlu olarak yansıyacaktır.<br />

Çünkü; arzın artması seçeneklerin de<br />

artmasını sağlayacaktır. Üreticiler tercih<br />

edilebilir olmak için arz ettikleri yapı<br />

elemanlarını sürekli geliştirecek, sonuç<br />

olarak hem üretici hem de tüketici kazanacaktır.<br />

Ulaş Öztürk / PERSAN Çatı-Cephe-Yalıtım Sistemleri Türkiye Satış Müdürü<br />

Bu yıla dönük üretim hedeflerinizden<br />

ve üzerinde çalıştığınız<br />

projelerinizden bahseder misiniz?<br />

PERSAN olarak perlit ve perlite dayalı<br />

ürünler konusunda Türkiye’nin ve dünyanın<br />

en önemli üreticilerinden biri olmayı<br />

hedefliyoruz. Yurt içi pazarda, perlit çatı<br />

sistemleri, Termosıva ve Termoşap ile çatı<br />

ve yalıtım konularında önemli pazar elde<br />

etmeyi bekliyoruz. Yurt dışı pazarda ise<br />

döküm perlitleriyle, dünyaya perlit ihracatını<br />

sürdürmeyi hedeflemiş bulunuyoruz.<br />

Ar-Ge çalışmalarına vermiş olduğumuz<br />

büyük önemle, piyasanın ihtiyaç duyduğu<br />

çözümleri üretmeye devam edeceğiz.<br />

Isı ve ses yalıtımı konusunda<br />

eskiye kıyasla Çatı ve Cephe<br />

Sistemlerinin geldiği noktayı nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Avrupa Birliği ülkelerinin terk ettiği petrol<br />

türevli yalıtım ve yapı elemanları kansere<br />

davetiye çıkarıyor. Petrol türevli yalıtım<br />

malzemeleri birçok yerde çatlayıp, ayrılıp,<br />

duvarlardan sallanırken zamanla yalıtım<br />

özelliğini de kaybediyor. Kanserojen madde<br />

içeren bu ürünler küçük bir kıvılcımla<br />

binayı sarabiliyor. Petrol türevli yalıtım<br />

malzemelerinin dezavantajlarının hem yatırımcıya<br />

hem de kullanıcıya verdiği zararları<br />

bertaraf etmek için Ar-Ge laboratuvarlarımızda<br />

yeni nesil yapı elemanları olan<br />

Termoşap ve Termosıva’yı geliştirdik. Perlit<br />

içerikli Termoşap ve Termosıva, petrol<br />

türevli yalıtım malzemelerinin tüm olumsuz<br />

özelliklerinden sıyrılarak yatırımcısına<br />

ve kullanıcısına birçok fayda sağlıyor. Bu<br />

anlamda sektörde öncü olduğumuzu söyleyebilirim.<br />

<strong>Yapı</strong> elemanları üretim ve tedarikini<br />

sağlayan firmaların da kar marjından<br />

çok insan sağlığına önem vermelerini<br />

temenni ediyoruz.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vb. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

İnsan ve çevre sağlığı birincil önceliğimizdir.<br />

<strong>Yapı</strong> elemanlarında kullandığımız<br />

malzemeler de doğal perlit içeriklidir.<br />

Doğadan aldığını yine doğa için kullanan<br />

PERSAN, üretim süreçleri sonrasında ortaya<br />

çıkan atık problemlerini doğaya zarar<br />

vermeden, imha yoluyla yok etmektedir.<br />

Yatırımlar açısından önümüzdeki<br />

dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

İnşaat sektörü her geçen gün daha da<br />

büyüyor. Dolayısıyla inşaat sektörü ve<br />

sektörü besleyen yan sektörlerin önümüzdeki<br />

dönemde büyümelerini sürdüreceklerini<br />

düşünüyorum. PERSAN Çatı-<br />

Cephe- Yalıtım Sistemleri olarak yalnız<br />

Türkiye içine değil, yurt dışına da kalitemizi<br />

ulaştırıyoruz. Bugün itibarıyla ulaştığımız<br />

635 nokta ile milli servetimiz perlit<br />

madeni ile ürettiğimiz yapı elemanlarını<br />

dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 153


“Yeni ve farklı ürünlere yönelmek her<br />

zaman hedeflerimiz arasında oldu”<br />

“Önümüzdeki dönemde de yurt içinde dağıtım kanallarını<br />

genişletmeyi ve bunun yanı sıra yeni ihracat pazarlarına ulaşmayı<br />

hedefliyoruz. Ek olarak uluslararası fuarlara katılımımızı<br />

artırarak, sektörün profesyonelleri ile buluşup pazardan<br />

daha büyük pay almakta hedeflerimiz arasında.”<br />

Eylül Özdemir / İzobil <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Pazarlama Uzmanı<br />

Kuruluşundan bu yana ürün gamını devamlı<br />

geliştirmeyi ilke edinen İzobil <strong>Yapı</strong><br />

Kimyasalları, müşteri memnuniyetini daima<br />

birinci planda tutarak üretim faaliyetlerini<br />

sürdürmekte. Kapasite artışını kaliteden<br />

asla taviz veremeden titiz ve kontrollü<br />

bir büyüme hızıyla beraber gerçekleştiren<br />

İzobil’i kendilerinden dinledik. Şirketin<br />

Pazarlama Uzmanı Eylül Özdemir ile <strong>Yapı</strong><br />

Kimyasalları, sektördeki son durum ve İzobil’in<br />

gelecek planlarını konuştuk.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

2005 yılında poliüretan esaslı su yalıtım<br />

malzemeleri ile faaliyete geçerek kurulduğumuz<br />

günden beri büyümeye devam<br />

ediyoruz. Ürün grubunun ithal edilmesinden<br />

uygulanmasına kadar geçen sürede<br />

kaliteli ve güvenilir hizmeti hedefleyerek<br />

1989’da üretime başlayan Maris Polymers<br />

SA’nın Türkiye’deki tek distribütörü<br />

olarak ithalat ve ihracatını üstlendik. Bu<br />

bağlamda birçok başarılı projeye imza<br />

attık. İzobil <strong>Yapı</strong> Kimyasalları tarafından<br />

yalıtım pazarına sunulan tek ve çift bileşenli<br />

poliüretan ürünler inşaat ve sanayi<br />

sektöründe geniş kullanım alanına sahiptir.<br />

Ayrıca kuruluşumuzdan bu yana ürün<br />

gamını devamlı geliştirmeyi ilke edindik<br />

ve bu amaçla inşaat ve endüstri sektörlerinin<br />

sürekli artan ihtiyaçlarına cevap<br />

vermek üzere BILIZO ® markasını kurduk.<br />

Türkiye’nin her ilinden ulaşabileceğiniz<br />

Uygulamacı Uzman Bayiliklerimizin yanı<br />

154<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

sıra, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu, Kuzey<br />

Afrika ve Gürcistan ’a yayılan uzman<br />

uygulayıcı bayi ağına sahibiz ve uluslararası<br />

platformda her daim lider projelerle<br />

çalışmanın sorumluğu ve kalite bilinciyle<br />

hizmet veriyoruz.<br />

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil<br />

malzemelerinizden örnekler verebilir<br />

misiniz?<br />

Poliürea esaslı, poliüretan esaslı, bitüm<br />

esaslı, çimento esaslı, epoksi esaslı su<br />

yalıtım malzemelerine ek olarak astarlar,<br />

üst kaplama malzemeleri, zemin kaplama<br />

malzemeleri, spor zemin kaplamaları, tamir<br />

harçları, mastikler ve beton katkı malzemelerinden<br />

oluşan geniş ürün çeşidi ile her türlü<br />

yalıtım sorununa çözüm sunuyoruz.<br />

Türkiye <strong>Yapı</strong> Kimyasalları pazarını<br />

global pazarla kıyasladığımızda bir<br />

iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Türkiye’de kentsel dönüşüm ve yapı denetim<br />

sayesinde izolasyon, son birkaç yılda<br />

çok yol katetti. Binaların uzun ömürlü<br />

olabilmesi için izolasyona önem verilmesi<br />

gerekiyor. Bu denetimler doğal olarak sektörün<br />

önünü açtı. İnşaat sektörünün gelişmesi<br />

ve kalitenin öne çıkmasıyla birlikte<br />

müteahhitler bu konuya daha fazla önem<br />

vermeye başladı. Ayrıca yurt dışı markalarının<br />

Türkiye’ye olan ilgisi arttı. <strong>Yapı</strong><br />

kimyasalları, insanların çok daha fazla<br />

bilinçlenmesi sebebiyle artık eskiye göre<br />

daha fazla ilgi görüyor. Bu bilincin daha<br />

da fazla artacağına ve sektörün ülke politikası<br />

ve eğitimle daha da gelişeceğine<br />

inanıyoruz. İnşaat sektörü, Türkiye’deki<br />

lokomotif sektörlerden biri. Özellikle yapı<br />

kimyasallarında pazar her yıl büyüyor.<br />

Bundan dolayı inşaat sektörünün Türkiye’de<br />

ki geleceğinin çok iyi olacağını ve<br />

büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz<br />

ve yatırımlarımızı bu doğrultuda yapıyoruz.<br />

İnşaat sektörünün hem ülkemizde hem de<br />

bölgemizde giderek büyüyen bir yapıya sahip<br />

olduğunu düşünüyoruz.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkanlar nelerdir?<br />

Ürün konusundaki hassasiyetimiz nedeniyle<br />

yeni ve farklı ürünlere yönelmek her zaman<br />

hedeflerimiz arasında oldu. Yeni ürünlerle<br />

sektör her geçen gün gelişiyor. Biz de sektörel<br />

talepler doğrultusunda yeni ürünlerimiz<br />

üzerinde çalışmaları sürdürmeye devam<br />

ediyoruz. Önümüzdeki dönemde daha da<br />

büyüyen ürün gamımızla müşterilerimize en<br />

iyi hizmeti vermeye çalışacağız. Şirket olarak<br />

Arge’yi teknolojinin, rekabetin, nitelikli iş<br />

gücünün anahtarı olarak değerlendiriyoruz.<br />

Gelişim ve innovasyona odaklanarak heryıl<br />

Arge çalışmalarımız için yaptığımız yatırımlar<br />

giderek artıyor.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

İş yaparken öncelikli amacımız kendimize<br />

yeni hedef pazarlar belirlemek ve bu düşüncenin<br />

temelinde en iyi hizmeti vermek, en<br />

kaliteyi malzemeyi en kısa zamanda teslim<br />

etmek ve en efektif çözümleri oluşturmak<br />

olacaktır. Önümüzdeki dönemde de yurt içinde<br />

dağıtım kanallarını genişletmeyi ve bunun<br />

yanı sıra yeni ihracat pazarlarına ulaşmayı<br />

hedefliyoruz. Ek olarak uluslararası fuarlara<br />

katılımımızı artırarak, sektörün profesyonelleri<br />

ile buluşup pazardan daha büyük pay<br />

almakta hedeflerimiz arasında. Müşteri kitlemizi<br />

artırmaya ve kaliteye önem vermeye<br />

çalışıyoruz. Türkiye’nin poliüretan sektöründe<br />

önemli bir yer tutan firmamız, çalışmalarına<br />

teknik ve idari kadrolarımızın uzun yıllara<br />

dayanan tecrübesiyle devam edecektir. Yurt<br />

içinde ve yurt dışında oldukça fazla referansı<br />

bulunan İZOBİL ® YAPI KİMYASALLARI,<br />

birçok prestijli projenin su yalıtımında tercih<br />

edilmiştir. Türkiye’de birçok önemli inşaat<br />

firmasının projesinin izolasyon işlerini yapmaya<br />

devam ediyoruz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

İzobil <strong>Yapı</strong> Kimyasalları olarak her zaman<br />

tüketicilere en kaliteli ürünü ve<br />

hizmeti sunmayı hedefledik. Proje ve<br />

bayi ziyaretlerini gerçekleştiren ekibimiz,<br />

ürünlerimizin onaylandığı projeler<br />

ile uzman uygulayıcı bayileri buluşturarak<br />

ürünlerimizin en iyi şekilde uygulanmasını<br />

ve sirkülasyonunu sağlamaya<br />

devam ediyor. Yalıtım pazarına<br />

sunduğumuz tek ve çift bileşenli poliüretan<br />

ürünler inşaat ve sanayi sektöründe<br />

geniş kullanım alanına sahip.<br />

Bugün birçok önemli projeye çözüm<br />

sunarak hedefimizi yurtiçi dağıtım kanallarımızı<br />

genişleterek ve yeni ihracat<br />

pazarlarına ulaşarak büyüttük. Firma<br />

olarak gerek kalite gerek hizmet anlayışı<br />

ilkemizi ön planda tutarak yatırımlarımızı<br />

büyütüp, pazardaki büyüyen<br />

talebi karşılayabilecek yapılanmayı<br />

firmamızın kapasitesini artırarak tamamladık.<br />

Bununla beraber yurtdışındaki<br />

pazar payımızı da büyüterek yurtiçi<br />

ve yurtdışı yapılanmamızı artırmaya<br />

devam ediyoruz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 155


“Dinamik bir yapıya sahip olan sektörün<br />

gelişme ivmesi umut verici”<br />

“Yakın gelecekte, kentsel dönüşüm çalışmaları, renovasyon ve yasal düzenlemeler ile<br />

sektörün büyüme ve gelişme ivmesinin daha da hızlanacağını düşünüyoruz.”<br />

1938 yılında temelleri atılan Aktaş Holding;<br />

ulaştırma, yapı, yeşil enerji ve endüstriyel<br />

ürünler gibi 4 temel ana faaliyet<br />

grubunun yanısıra; savunma sanayine ve<br />

raylı sistemlere yönelik özel üretimler de<br />

gerçekleştirmekte. Aktaş Holding Yönetim<br />

Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Sami<br />

Erol ile Yalıtım Sistemleri özelinde konuştuk.<br />

Şirketinizin kısa tarihçesiyle<br />

beraber faaliyetleriniz ve üretim<br />

süreçlerinizden bir iki cümleyle<br />

bahseder misiniz?<br />

Aktaş Holding çatısı altında 2005 yılında<br />

kurulan AK-İZO Yalıtım Sistemleri A.Ş.<br />

bünyesinde, Türkiye’nin ilk ve tek EPDM<br />

esaslı su yalıtım membranlarını da Lineflex<br />

markasıyla piyasalara sunmaktayız.<br />

AK-İZO olarak; temelden çatıya, cepheden<br />

teras ve gölet tabanlarına kadar birçok<br />

farklı uygulama alanında su yalıtım çözümleri<br />

sunarak, ülkemize ve sektöre katma<br />

değer sağlama gayretindeyiz.<br />

Verimlilik, kalite ve dayanıklılık anlamında<br />

inovatif çözümler sunan Lineflex, sektöründe<br />

ülkemizin pazar lideri konumunda<br />

yer almaktadır.<br />

Türkiye yalıtım pazarını bir iki<br />

cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Türkiye’de yalıtım sektörü, tahmini rakamlara<br />

göre 12 milyar TL’lik ciro ve pazar<br />

büyüklüğüne ulaşmayı başarmış, her geçen<br />

gün de büyüyen ve gelişen bir sektör<br />

konumundadır. Sektörün her yıl, %10-15<br />

seviyesinde bir büyüme potansiyeli de söz<br />

konusu…<br />

Dinamik bir yapıya sahip olan sektörün gelişme<br />

ivmesi elbette ki umut verici. Çünkü<br />

enerji verimliliği ve kaynakların etkin kullanımının<br />

çok büyük önem taşıdığı günümüz<br />

dünyasında, yalıtım uygulamalarının hem<br />

bireysel kullanıcılar nezdinde, hem ülkeler,<br />

hem de geleceğimiz adına çok ciddi<br />

kazanımları olmaktadır. Zaten devletimiz<br />

de yalıtımı teşvik eden uygulamalar konusunda,<br />

özellikle son yıllarda önemli adımlar<br />

atıyor.<br />

Yakın gelecekte, kentsel dönüşüm çalışmaları,<br />

renovasyon ve yasal düzenlemeler<br />

ile sektörün büyüme ve gelişme ivmesinin<br />

daha da hızlanacağını düşünüyoruz.<br />

Yeni nesil malzemelerinizden<br />

örnekler verebilir misiniz?<br />

Su yalıtım çözümleri konusunda geliştirdiğimiz<br />

nitelikli ve katma değerli ürünler,<br />

ülkemizin bu alanda da öne çıkması adına<br />

önemli avantajlar sağlıyor. AR-GE çalışmaları<br />

sonucu ürettiğimiz dünya standartlarındaki<br />

EPDM membranlar, tükenmekte<br />

olan su kaynaklarına karşı adeta “Can<br />

Simidi” görevi üstlenerek, Türkiye’deki su<br />

kaynaklarının geleceğinde çok önemli bir<br />

misyon üstleniyor diyebiliriz. Ürünlerimizden<br />

genel olarak örnek vermek gerekirse;<br />

EPDM membranlarımız, bina temel ve yan<br />

perde yalıtımında, teras ve kubbe yapılı<br />

çatılarda, giydirme cephelerde, göletlerin<br />

tabanında, her türlü peyzaj ve bahçe göletlerinde<br />

ve arıtma tesislerinde mükemmel<br />

bir su yalıtım çözümü sunmaktadır.<br />

Keçeli EPDM Membran; mekanik çatılarda<br />

158<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

mekanik fiksleme metodu ile çatıya sabitlenmektedir.<br />

200gr-1000gr /m² arası<br />

ağırlığında ve 800 mm - 1600 mm enleri<br />

arasında üretimi yapılan keçeli membran,<br />

25 m ve 50 m standart uzunluğunda üretiliyor.<br />

Ayrıca müşteri talebi doğrultusunda,<br />

özel boylarda üretimi de yapılabilmektedir.<br />

Dilatasyon Bandı; her türlü yapıda dilatasyon<br />

bölgelerinin su yalıtımında kullanılmaktadır.<br />

UV ye dayanımlı, %300 den<br />

fazla esneyebilen, uzun ömürlü bir malzemedir.<br />

1,20mm-1,50mm ve 2,00mm kalınlıktaki<br />

EPDM membrandan üretilmiştir.<br />

Her iki tarafı 3cm şeritli delikle işlenmiştir.<br />

150mm-1000mm eninde 25m’lik rulolar<br />

halinde kullanıma sunulmaktadır.<br />

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir<br />

misiniz? Çalışmalara ayırdığınız<br />

bütçe ve imkânlar nelerdir?<br />

Aktaş Holding olarak, kurulduğumuz günden<br />

bu yana sürekli gelişim ve dönüşüm<br />

esaslı çalışmalarımız kapsamında, Ar-Ge<br />

ve inovasyon faaliyetlerine büyük önem<br />

vermekteyiz. Modern üretim tesislerimizde,<br />

AR-GE çalışmaları sonucu geliştirdiğimiz<br />

üstün kalite standartlarına sahip<br />

ürünlerle, dünya ölçeğindeki tüketici beklentilerine<br />

en hızlı ve etkin şekilde yanıt<br />

vererek, sektöre yüksek düzeyde katma<br />

değer sağlamayı hedefliyoruz. Bu düşünce<br />

doğrultusunda da her yıl bütçemizden<br />

%3-4 seviyesinde bir payı Ar-Ge faaliyetlerine<br />

ayırıyoruz. Hedefimiz kısa vadede bu<br />

payı yüzde 5’ler seviyesine çıkarmak…<br />

İnovatif düşünce doğrultusunda, ileri<br />

teknoloji imkanlarıyla geliştirdiğimiz tüm<br />

ürünlerde, optimum malzeme kullanılarak,<br />

çevre dostu, daha hafif, esnek ve dayanıklı<br />

özellikler ön plana çıkmaktadır. Bunun<br />

dışında, AR-GE çalışmaları doğrultusunda<br />

patent ve faydalı model çalışmalarına da<br />

ağırlık veriyoruz. Bu kapsamda, TAYSAD’ın<br />

düzenlemiş olduğu Patent- Faydalı Model-<br />

Endüstriyel tasarım alanında, son 3 yıldır<br />

Türkiye’nin en fazla Patent/Faydalı model<br />

başvurusu yapan firma ödülüne layık görüldük.<br />

Yanı sıra, dünya ortalamaları ölçeğinde<br />

halen toplamda yaklaşık 90 adet<br />

patentimiz, 15 faydalı modelimiz, 3 uluslararası<br />

patentimiz, 1 ülkesel patent başvurumuz<br />

bulunuyor. Bunlarla beraber, her<br />

yıl da en az 10 adet patent başvurusu gerçekleştiriyoruz.<br />

Ayrıca, sürekli artan enerji<br />

Sami Erol / Aktaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı<br />

tüketiminin çevresel, ekonomik ve sürdürülebilirlik<br />

problemlerinin üstesinden gelmek,<br />

önem verdiğimiz konuların başında<br />

geliyor. Bu doğrultuda, AR-GE ve inovasyon<br />

kültürünün kazanılmasına katkı sağlamak<br />

amacıyla, sorunların üniversite ve sanayi<br />

işbirliği içerisinde çözümüne yönelik<br />

olarak, ulusal düzeyde SANTEZ, TÜBİTAK<br />

ve BEBKA projelerimize de tüm hızıyla devam<br />

ediyoruz. Ek olarak, Avrupa Birliği’nin<br />

teknoloji geliştirme programlarından olan<br />

‘HORIZON 2020’ projesi kapsamında,<br />

aynı alanda faaliyet gösteren çok sayıda<br />

paydaşın farklı ihtiyaçları gündeme getirdiği<br />

bir ortamda, enerji verimliliği ve enerji<br />

kaynaklarının etkin kullanılmasının amaçlandığı<br />

SPEAR (Smart Prognosis of Energy<br />

with Allocation of Resources ) projesinde<br />

oluşturulan konsorsiyumda, Aktaş Holding<br />

olarak yerimizi alacağız.<br />

Üretim ve uygulama süreçleri<br />

sonrasında ortaya çıkan çevre<br />

kirliliği, atık vs.. gibi problemlere<br />

karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?<br />

Ak-İZO olarak, günümüz dünyasında büyük<br />

önem kazanan doğal çevreye uyumlu, zararsız<br />

madde ve ürünlerin kullanılmasına<br />

özen gösterip, daima çevre bilinciyle hareket<br />

ediyoruz. AK-İZO’nun son teknoloji<br />

ürünü olan membranları, temiz su kaynaklarının<br />

korunması ve kuraklığın önlenmesi<br />

noktasında, gölet tabanlarında koruyucu<br />

bir görev yapıyor. Ürettiğimiz EPDM esaslı<br />

ürünler, uzun ömürlü bir ürün olması ve<br />

yenilenme gereksinimine ihtiyaç duymamasından<br />

ötürü, ‘doğa dostu’ bir malzemedir.<br />

Bilindiği üzere kauçuk ürünleri, çürüme<br />

yapmaz ve kendiliğinden zararlı maddeler<br />

üretmez. Yangın durumunda dahi doğa ve<br />

çevreyi kirleten önemli zararlar vermez ve<br />

dioksit dahi üretmez. Öte yandan şirket<br />

politikamız gereği, toplam kalite yönetim<br />

sistemi ve verimlilik esaslı çalışmalar yürütmekteyiz.<br />

Bu doğrultuda, yalın üretim anlayışıyla tasarrufu<br />

önceleyerek, sürdürülebilir enerji<br />

geliştirme uygulamalarına yönelmiş durumdayız.<br />

Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />

öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />

proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />

Aktaş Holding olarak, sürekli gelişim ve<br />

başarı odaklı yolumuza devam ederken,<br />

insan ve çevre önceliğinde; bilgiye ve<br />

teknolojiye yatırım yapmayı sürdürmek<br />

istiyoruz. Bu çerçevede özellikle 2020 yılı<br />

ve sonrasına yönelik hedeflerimiz kapsamında,<br />

birçok alanda yeni atılım yapma<br />

düşüncemiz bulunuyor. Elbette ki bunlar<br />

arasında büyük önem verdiğimiz <strong>Yapı</strong> Grubumuz<br />

da yer alıyor. Bu anlamda ilerleyen<br />

süreçlerde yeni yatırım planlamalarımızla<br />

ilgili önemli gelişmeler yaşanabileceğini<br />

söyleyebilirim.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 159


“Gazbeton sektöründeki ısı yalıtım plağı<br />

kategorisinde ‘Liderliğimizi’ koruyacağız”<br />

Minepor gözenekli yapısı ile nefes alan bir ürün. Duvarlarda gazbeton, kolon ve kiriş<br />

yalıtımında da Minepor kullanılarak yalıtımlı cepheler elde edilmekte…<br />

Sırrı Güvenç<br />

Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı<br />

Blok ürünler, donatılı ürünler, Minepor<br />

Isı Yalıtım Plağı ve Yangın Bariyeri üreten<br />

AKG Gazbeton İşletmeleri Türkiye’nin<br />

en büyük gazbeton üreticisi konumunda.<br />

Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere<br />

20’den fazla ülkeye ihracat yapan AKG<br />

Gazbeton, ilave yatırımlarıyla yılda toplam<br />

1.750.000 metreküp gazbeton üretim kapasitesine<br />

sahip bulunuyor. AKG Gazbeton<br />

Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel<br />

Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç ile ilk günden<br />

beri sektörde tüm dikkatleri üzerine<br />

çekmeyi başaran iddialı ürünleri ‘Minepor<br />

Isı Yalıtım Plağı’ hakkında konuştuk…<br />

Minepor Isı Yalıtım <strong>Malzeme</strong>si’nin<br />

kısa hikayesiyle kullanım<br />

alanlarından bahseder misiniz?<br />

Minepor, AKG Gazbeton İşletmeleri’nin<br />

2013 yılında pazara sunarak yılın ısı yalıtım<br />

ürünü ödülünü alan Yeni Nesil Isı Yalıtım<br />

Plağı’dır. Mineral esaslı, gözenekli ve<br />

A1 Sınıfı hiç yanmaz yalıtım malzemesidir.<br />

Lamda değer 0,050 olan Minepor, iç ve<br />

dış cephe yalıtımında kullanılır.<br />

Minepor’u, diğer yalıtım malzemelerinden<br />

ayıran en önemli özelliği bina ömrü boyunca<br />

sağladığı dayanım ve A1 sınıfı olması<br />

nedeniyle sağladığı hiç yanmazlıktır.<br />

Minepor ile yapılan binaların<br />

çevresine ve içinde yaşayan<br />

insanlara sağlık açısından sunduğu<br />

konfor neler?<br />

Minepor gözenekli yapısı ile nefes alan bir<br />

üründür. Duvarlarda gazbeton, kolon ve<br />

kiriş yalıtımında da Minepor kullanılarak<br />

yalıtımlı cepheler elde edilir.<br />

Minepor, sadece kolon ve kiriş yalıtımında<br />

değil, gazbeton kullanılmayan projelerde,<br />

duvar yalıtımında cephe yalıtım malzemesi,<br />

gazbeton döşeme panelleri kullanılmayan<br />

projelerde tavan yalıtımı malzemesi<br />

olarak kullanılır. Otopark gibi ısıtılmayan<br />

mekanlarda tavan yalıtımında özellikle<br />

tercih edilen Minepor, tutunma özeliği ve<br />

montaj kolaylığı ile diğer yalıtım malzemelerine<br />

göre avantajlıdır.<br />

“Isıl Konfor” sağlayan Minepor, “Yeni Nesil<br />

Isı Yalıtım Plağı” olarak sağlık açısın-<br />

160<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

dan binalara ve içinde yaşayanlara konfor<br />

sunmaktadır.<br />

Ürün ömrü ortalama ne kadar?<br />

Ürünün mukavemeti azaldıkça olası<br />

dezavantajları var mıdır?<br />

Minepor’un en önemli özelliği “bina ömrü<br />

boyunca” deforme olmayan, ürün özelliklerini<br />

koruyan bir yalıtım malzemesi olmasıdır.<br />

Okul, AVM, Hastane gibi iç ve dış<br />

cephe darbelerine müsait yapılarda, içindeki<br />

bor sayesinde diğer yalıtım malzemelerine<br />

göre çok daha mukavemetlidir.<br />

Bina ömrü devam ettikçe ürün özelliklerini<br />

koruyan Minepor deforme olmaz, cephede<br />

tek dübel ile kolaylıkla uygulanır<br />

Önümüzdeki yıl için ne kadar bir<br />

pazar payı öngörüyorsunuz?<br />

Minepor Yeni Nesil Isı Yalıtım Plağı, pazara<br />

sunulduğu 2013 yılından bu yana,<br />

pazara yön veren örnek ürün olmuştur.<br />

Pazara sunulduğu yıl, yılın ısı yalıtım ürünü<br />

seçilmiştir. Gazbeton üreticileri arasında<br />

AKG Gazbeton’un liderlik yaptığı Isı Yalıtım<br />

Plağı pazarında, pazarını her geçen<br />

yıl arttırmakla birlikte, gazbeton üreticileri<br />

arasında Pazar payı açısından bakıldığında<br />

lider konumdadır. <strong>2017</strong> yılında da Gazbeton<br />

sektöründeki ısı yalıtım plağı kategorisinde<br />

“Liderliğimizi” koruyacağız.<br />

Satış politikalarınızı nasıl<br />

kurguluyorsunuz?<br />

Minepor, tüm yapılarda kullanılabilen bir<br />

üründür. Geleneksel yapı malzemeleri<br />

kullanılan projelerde de yalıtım/mantolama<br />

malzemesi olarak kullanılmaktadır.<br />

Binanın eski veya yeni olması fark etmez,<br />

yalıtım ihtiyacının söz konusu olduğu her<br />

yerde Minepor Yeni Nesil Isı Yalıtım Plağı<br />

uygulanmaktadır. Bu nedenle, satış politikalarımızda<br />

“ısı yalıtımına ihtiyaç duyulan<br />

her yerde Minepor’u kullanabilirsiniz” diyoruz.<br />

Özellikle “otopark,teras gibi ısıtılmayan<br />

mekanlarda” Minepor’un çok iyi<br />

neticeler verdiğini test ettik.<br />

Minepor’un sahip olduğu ‘Karbon<br />

Ayak İzi Belgesi’ hakkında neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

AKG Gazbeton İşletmeleri, Avrupa Birliği<br />

desteğiyle Ege Orman Vakfı, Hayat Boyu<br />

Öğrenme, Mesleki Eğitim ve Geliştirme<br />

Derneği (HBODER) iş birliğiyle “İş Dünyası<br />

İçin Çevresel Ayak İzi” projesini tamamladı.<br />

Projenin gazbeton sektörü için en<br />

önemli yanı, ilk kez gazbeton sektöründen<br />

bir firmanın ısı yalıtım plağı için karbon<br />

ayak izi belgesi alması oldu. Uluslararası<br />

bir çalışmanın ürünü olan ve 12 ay süren<br />

projede, ülkemizden ve dünyadan seçkin<br />

kuruluşlar yer alarak, bu alanda yürütülmüş<br />

en kapsamlı çalışmaya imza attılar.<br />

2015 yılında yine Minepor Isı Yalıtım Plağı<br />

ile Avrupa Teknik Onayı ETA Belgesini<br />

alarak gazbeton sektöründe bir ilke imza<br />

atmıştık.<br />

<strong>Yapı</strong>m aşamasında ürün kullanımının<br />

tamamı sizin ekipleriniz tarafından<br />

mı gerçekleştirilecek? Ya da<br />

nasıl bir kontrol mekanizması<br />

planlıyorsunuz?<br />

Satış öncesi ve sonrası teknik destek ekibimiz,<br />

uzman uygulama takımımız şantiye<br />

desteği vermektedir. Gerek uygulama eğitimleri<br />

gerekse ürün eğitimleri ile Minepor’u<br />

sektörün hizmetine sunuyoruz.<br />

Minepor üretici, uygulayıcı ya da<br />

kullanıcısı olan herhangi bir kesime<br />

bir tavsiyeniz var mı?<br />

“Yeni Nesil Isı Yalıtım Plağı” tanımlamasının<br />

tesadüfen yapılan bir tanımlama olmadığını<br />

belirtmek isterim. Bugüne kadar<br />

piyasada mevcut ısı yalıtım ürünlerinin<br />

üstünde bir yalıtım malzemesi olması nedeniyle<br />

Minepor ayrıcalıklı bir yere sahip.<br />

Hem hiç yanmaz, hem hafif, hem dayanıklı,<br />

hem kolay uygulanan hem ekonomik<br />

hem de çevre dostu bir ısı yalıtım plağı olması<br />

başlı başına Minepor’u farklı bir yere<br />

konumluyor. Minepor’u tercih eden ve ilk<br />

kez kullanacak paydaşlarımızın AKG Gazbeton<br />

Uygulama Ekibi ile temasa geçmesini,<br />

bizi gerek sosyal medyadaki uygulama<br />

tanıtımlarımızla gerekse web sayfamızdaki<br />

bilgilendirmelerle takip etmelerini dileriz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Minepor Isı Yalıtım Plağı, eski ve yeni<br />

tüm binalara değer katar. Dışa bağımlı<br />

olmayan, doğal çevreyi tahrip etmeyen<br />

hammaddesi sayesinde sürdürülebilir binaların<br />

tercih sebebidir. İçerisinde bulunan<br />

bor ve diğer bileşenleri ile mükemmel<br />

gözenek yapısı ve yüksek dayanım gücüne<br />

sahiptir. TSEK 119 kriter dokümanına<br />

uygun üretilen, Avrupa Teknik Onayı ETA<br />

Belgesi taşıyan, Minepor Isı Yalıtım Plağı,<br />

UTO ve TSEK belgelidir.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 161


Fuar<br />

Isıdem Yalıtım,<br />

İzmir Teskon’da yoğun ilgi gördü<br />

ISIDEM Yalıtım, 19 – 22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen İzmir Teskon Isıtma, Soğutma,<br />

Havalandırma, İklimlendirme Kongre ve Fuarı’na katıldı.<br />

MMO İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşen fuarda, ISIDEM Yalıtım standı katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.<br />

Sektör profesyonelleri, akademisyenler ve üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği stantta, 2016 yılında Türkiye’de ilk kez ISIDEM<br />

Yalıtım tarafından üretilen halojen içermeyen elastomerik kauçuk köpüğü Coolflex HF ve yüksek sıcaklıklara dayanıklı, EPDM esaslı<br />

elastomerik kauçuk köpüğü Coolflex HT dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.<br />

ISIDEM Yalıtım standında yetkililerden detaylı bilgi alma fırsatı bulan ziyaretçiler, ürünler hakkında sorularını ve değerlendirmelerini de<br />

ISIDEM Yalıtım’a iletti.<br />

İlklerin markası Isıdem Yalıtım’a<br />

ihracat ödülü<br />

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği<br />

(İSİB) tarafından T.C. Ekonomi Bakanı<br />

Nihat Zeybekçi’nin katılımı ile gerçekleştirilen<br />

İklimlendirme Sanayi 2016 Yılı Başarılı<br />

İhracatçılar Ödül Töreni’nde ISIDEM<br />

Yalıtım “En çok Esnek Hava Kanalı İhracatı<br />

Yapan Firmalar” kategorisinde ödüle<br />

layık görüldü. Üst düzey bürokratlar, İSİB<br />

üyeleri ve TİM yetkililerinin katılımı ile Orta<br />

Anadolu İhracatçılar Birliği’nde gerçekleşen<br />

törende ISIDEM Yalıtım ödülünü İSİB<br />

Başkanı Salih Zeki Poyraz’dan aldı.<br />

Hedefimiz küresel bir güç olmak<br />

2 yıl gibi kısa bir sürede sektörde yakaladıkları<br />

ivmenin oldukça çarpıcı olduğunu<br />

dile getiren ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü<br />

Murat Erenoğlu sözlerine şu şekilde devam<br />

etti: “2015 yılında yaklaşık 25 milyar<br />

dolar olan HVAC sektörü global pazarının,<br />

2024 yılına kadar 47,5 milyar dolar olması<br />

bekleniyor. Bu veriler ışığında tüm üretim<br />

ve satış stratejilerimizi sağlam bir zemine<br />

oturtup, sektörde oluşabilecek fırsatları<br />

firmamızın lehine çevirmeyi hedefliyoruz.<br />

2015 yılına oranla 2016 yılında 4 kıtada<br />

40’dan fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz<br />

ihracatla 2 kat büyüme sağladık. <strong>2017</strong><br />

hedeflerimizi de %50 büyüme olarak belirledik.<br />

Global rekabetin arttığı bir dünyada,<br />

çalışmalarımızın karşılığını kısa sürede almanın<br />

mutluluğu içerisindeyiz.” dedi.<br />

162<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“Yalıtım bir lüks değil, ihtiyaçtır”<br />

“Eryap Grup kurumsal kimliğimizi yeniledik, salt olarak logomuz, söylemlerimiz değil<br />

değişen; asıl yenilediğimiz bakış açımız, yaklaşımlarımız, çağa ve teknolojiye ayak<br />

uydurabilme yeteneğimiz, dinamizm, kurum kültürümüz.”<br />

Tolga Ceylan<br />

Eryap Grup Satış Müdürü<br />

2001 yılından itibaren yapı malzemeleri<br />

sektöründe faaliyet gösteren Eryap<br />

Grup; Gaziantep, İstanbul ve Sakarya’da<br />

toplam 150.000 m 2 alanda kurulu 3<br />

üretim tesisinde, American Siding markası<br />

ile dış cephe kaplama ve mantolama<br />

sistemi, Bonus markası ile XPS,<br />

membran ve taş yünü, Winer markası ile<br />

polimer kapı ve pencere sistemlerinin<br />

üreticisi konumunda. Eryap Grup Satış<br />

Müdürü Tolga Ceylan‘a yalıtım konusunda<br />

merak ettiklerimizi sorduk. Son<br />

dönemde Eryap Grup’ta gerçekleşen yenilikleri<br />

de ele aldığımız bu güzel söyleşimiz<br />

için kendilerine teşekkür ediyoruz.<br />

Genel şirket faaliyetleriniz ve<br />

üretim süreçlerinizden bir iki<br />

cümleyle bahseder misiniz?<br />

Yalıtım ve PVC olmak üzere 2 ana iş kolumuzda<br />

üretici olarak faaliyet gösteriyoruz.<br />

3 farklı bayi örgütü ile Türkiye’nin<br />

81 ilinde aktif hizmet veren ve 62 ülkeye<br />

ihracat yapan grubumuz; taş yünü<br />

tesislerindeki yeni yatırımın yanı sıra su<br />

yalıtımı grubundaki ürün gamını genişletecek<br />

2 farklı AR-GE projesi ile ülkemizin<br />

sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmaya<br />

devam ediyor.<br />

Piyasadaki ürünlerinizin uzun vadede<br />

varlığını sürdürebilmesi için ne<br />

gibi konulara önem veriyorsunuz?<br />

Sektörde 16 yıldır büyüyerek gelişmemizi<br />

sağlayan üretimlerimizin temel dayanağı,<br />

bugüne kadar ödün vermediğimiz<br />

kalite anlayışımızdır. Yalıtım gibi çok<br />

hassas ve yapı ömrü boyunca belki de<br />

bir sefer yapılabilecek bir iş için tüketiciye<br />

her zaman en kaliteli ürünleri sunmak<br />

ilk önceliğimiz. Kalitenin varlığını<br />

sadece üründe değil, uygulamada da<br />

denetimler ile sürdürerek tüm sürecin<br />

kontrol ve gelişimini sürdürmekteyiz.<br />

164<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Satış öncesi ve sonrası<br />

müşterilerinize ne gibi destekler<br />

sağlıyorsunuz?<br />

Satış öncesi tüm ürün gruplarında uzman<br />

arkadaşlarımız ile teknik destek<br />

veriyor, eğitimler ve seminerler düzenliyoruz.<br />

Şartnamelerin oluşturulmasında<br />

destek olarak, fiyatlandırma, planlama<br />

ve projeler özelinde tüm detay çözümlerinde<br />

destek oluyoruz. Satış sonrası ise<br />

uygulama denetimlerimizi sürdürerek,<br />

müşteri danışma hattımız ile sürekli bir<br />

iletişim sağlıyor, tüm süreçleri üretici<br />

firma olarak etkin bir şekilde yöneterek<br />

katma değer üretiyoruz.<br />

Önümüzdeki döneme dair, Türkiye ya<br />

da yurt dışında yeni yatırımlarınız/<br />

projeleriniz olacak mı?<br />

Eryap Grup olarak her daim hedefimiz<br />

yurt içi ve yurt dışında sektör içi olsun/<br />

olmasın ülkemize değer katacak her<br />

türlü konu için aktif olarak tüm yatırım<br />

alternatiflerini değerlendirmektedir.<br />

4 hayati yalıtımda da üretici olan %100<br />

Türk sermayeli tek şirket olarak, 2016<br />

yılında başlayan ve <strong>2017</strong> yılında da birçok<br />

planlı yenilik hayatımıza girmeye devam<br />

edecek.<br />

Eryap Grup kurumsal kimliğimizi yeniledik,<br />

salt olarak logomuz, söylemlerimiz<br />

değil değişen; asıl yenilediğimiz bakış<br />

açımız, yaklaşımlarımız, çağa ve teknolojiye<br />

ayak uydurabilme yeteneğimiz, dinamizm,<br />

kurum kültürümüz.<br />

Bonus Kurumsal Kimlik çalışmalarımız<br />

ile, tüm yalıtım markalarımızı Bonus<br />

markamız adı altında birleştirerek birlikten<br />

doğan güce olan inancımızı markalarımıza<br />

da yansıttık.<br />

Genel Müdürlüğümüze taşındık,<br />

Çamlıca’da 2600 m 2 ’lik alanda grubumuza<br />

ait 2 bina ile hizmet kalitemizi yüksek<br />

standartlara taşımayı hedefliyoruz.<br />

Teknolojik alt yapı yatırımları, CRM ve<br />

online bayi sipariş yönetimimizi kurduk<br />

ve başarı ile geliştirmeye devam ediyoruz.<br />

Eryap Grup web sitemizi yeniledik,<br />

diğer marka sitelerimiz de bitmek üzere.<br />

Yatırımlarımız hızla devam etmekte.<br />

Hendek taş yünü tesislerimizde 40.000<br />

tonluk ek kapasite yatırımı ile 7. aydan<br />

itibaren bölgenin en büyük kapasitesine<br />

sahip üretici olarak büyümeye devam<br />

edeceğiz.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Yalıtım bir lüks değil, ihtiyaçtır, bizim gelecek<br />

nesillere olan borcumuzdur. Yalıtım<br />

dendiğinde ilk akla gelen ısı yalıtımı<br />

oluyor. Aslında yalıtım; ısı, su, ses ve<br />

yangın yalıtımı olarak dört başlıkta incelenebilir.<br />

Bu sebeple yalıtımı salt ısı yalıtımı<br />

olarak konumlamak yerine yapıların<br />

içinde yaşayanların konforuna hizmet<br />

eden, yapılarımızı korumak daha uzun<br />

ömürlü hale getirmenin yanı sıra içinde<br />

yaşayanların daha konforlu yaşayabilmesini<br />

sağlayan bir gerekliliktir. Özellikle<br />

ülkemiz için değeri ise tartışılmazdır.<br />

Türkiye enerji konusunda dışa bağımlı<br />

bir ülke. Halen ülke içinde kullandığımız<br />

enerjinin yaklaşık yüzde 75’ini ithal ediyoruz.<br />

Elektrik enerjisi üretimimizin üçte<br />

birini doğalgaz çevrim santrallerinden<br />

elde ediyoruz. 2016 yılı verilerine göre<br />

dünyada en çok doğalgaz ithal eden ilk<br />

4-5 ülkeden biriyiz. 2015 ve 2016 yıllarını<br />

karşılaştırdığımızda bile doğalgaz<br />

tüketimimizin ve dolayısıyla ithalatımızın<br />

yaklaşık %5 arttığını görebiliyoruz.<br />

Bu ithal ettiğimiz doğalgazın cari açığa<br />

ve dış ticaret açığına etkisi ise çok ciddi<br />

boyutlarda. Sadece bu rakamlar bile<br />

enerjiyi verimli ve tasarruflu kullanmanın<br />

ne kadar önemli olduğunu anlayabilmek<br />

için yeterli. Enerji tasarrufu sadece aile<br />

bütçesi için değil, ülke ekonomisi için<br />

de çok büyük önem taşıyor.<br />

Doğru projelendirme, doğru malzeme<br />

ve doğru uygulama bir yapının üç temel<br />

unsurunu oluşturur. <strong>Yapı</strong>larımızın ömrü<br />

ise onu nasıl koruyabildiğiniz ile ölçülür.<br />

Isı yalıtımı ile yapıların enerji verimliliğini<br />

sağlamak, yakıt masraflarını azaltmak yanında<br />

soğutma gibi ısıtmadan daha fazla<br />

enerji sarfiyatı gerektiren bir konfor konusunu<br />

da çözmekteyiz. Isı, su, ses ve yangın<br />

yalıtımında ürettiğimiz yüksek kaliteli<br />

ürünlerimiz ile yapı güvenliğini sağlayacak<br />

3 bileşenden doğru malzeme ayağını, yapı<br />

ömrünü uzatan alternatif çözümlerimizi<br />

olması gereken en üst kalite seviyesinde<br />

üreterek sağlamaktayız.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 165


Dosya<br />

Su yalıtımındaki en etkili yardımcınız:<br />

Bituline<br />

Onduline Avrasya’nın su yalıtımındaki başarısının sırrı Bituline, her tip özel kullanıma olanak<br />

veren geniş yelpazesiyle çatıda ve temelde binalarınızın vazgeçilmezi.<br />

Yıllardır su yalıtımında akla ilk gelen ürün<br />

olan Bituline, kullanıcılara sağlamlık, esneklik<br />

ve uzun ömür garantisi veriyor.<br />

Bituline, çok düşük sıcaklıklarda da esnekliğini<br />

koruyup, çatlamayarak; yüksek<br />

sıcaklıklarda ise geç yumuşayıp, formunu<br />

koruyarak her iklim kuşağında rahatça uygulanabiliyor.<br />

İklimin yanı sıra diğer doğal<br />

olaylara karşı da dayanıklı olan bu ürün,<br />

düz ve eğimli çatıların, terasların, ıslak<br />

hacim döşemelerinin, temel, bodrum, havuz<br />

gibi yer altı bölümlerinin, katlı otopark,<br />

karayolu köprüsü gibi özel mühendislik yapılarının<br />

su yalıtımı için güvenle kullanılabiliyor.<br />

Onduline Avrasya’nın Sapanca’daki<br />

üretim tesislerinde yüksek teknolojiyle<br />

üretilen Bituline, kalite bütünlüğünü sağlarken,<br />

uygulamadan kaynaklanabilecek<br />

yalıtım risklerini de ortadan kaldırıyor.<br />

Geniş tip ve renk seçenekleriyle temin<br />

edilebilen bu ürün, havadaki maddelerden<br />

etkilenmeyen, ultraviyoleye dayanıklı bir<br />

yapıya sahip. Temel su yalıtımında kullanıldığında<br />

korozyonun bina temellerine<br />

verdiği zararı engelleyen Bituline, olası<br />

deprem etkilerine karşı yapılarınızı korumaya<br />

yardımcı oluyor. Membranlar, eritme<br />

kaynağıyla birleştirilir ve istenen yüzeylere<br />

kolaylıkla uygulanır. Bituline sistemi, milyonlarca<br />

metrekare iş deneyimi olan ekiplerce,<br />

%100 su geçirimsizlik güvencesiyle<br />

uygulanır. Tüm Avrupa Birliği ülkelerinde<br />

ve Türkiye’de geçerli olan TS EN 13707 ve<br />

TS EN 13969 standartlarına göre Onduline<br />

Avrasya garantisiyle üretilen Bituline,<br />

CE ve TSE belgelerine de sahip.<br />

166<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Proje<br />

Kağıthane’nin en büyük kentsel dönüşüm<br />

projesi ‘İstova’nın temelleri atıldı<br />

İstanbul’un en hızlı gelişen ve yüksek yatırım değeri taşıyan bölgelerinden Kağıthane’de<br />

Yamaç <strong>Yapı</strong> tarafından hayata geçirilen ‘İstova’ projesinin temelleri düzenlenen törenle<br />

atıldı. 24 ayda teslim edilmesi planlanan proje, toplam 600 bağımsız birimden oluşuyor.<br />

Haydar Yamaç / Yamaç <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İstanbul Avrupa Yakası Kağıthane’de<br />

Yamaç <strong>Yapı</strong> imzasıyla hayata geçirilecek<br />

olan ‘İstova’ projesinin temel atma<br />

töreni Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı<br />

Kılıç, milletvekilleri, şirket yöneticileri ve<br />

çok sayıda değerli misafirin katılımıyla<br />

gerçekleşti. Tamamlandığında Kağıthane’nin<br />

en büyük kentsel dönüşüm projesi<br />

olacak olan İstova, 80 bin metrekare<br />

üzerinde hayata geçiriliyor.<br />

İstova; toplam 600 bağımsız birim olmak<br />

üzere 500 konut, 100 ticari ünite ve<br />

bir alışveriş merkezinin yer aldığı karma<br />

bir proje olarak inşa ediliyor. 15’er katlı<br />

4 bloktan oluşan projede farklı alan büyüklüklerine<br />

sahip 1+1’den 5+1’e kadar<br />

geniş daire seçenekleri bulunuyor.<br />

İstova projesinin temel atma töreninde<br />

konuşan Yamaç <strong>Yapı</strong> Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Haydar Yamaç, ülkenin geleceğine<br />

güvenin bir göstergesi olarak yatırımlarına<br />

ara vermediklerinin altını çizdi.<br />

Yamaç “İstova projemizin temellerini İstanbul’un<br />

en hızlı gelişen bölgelerinden<br />

biri olan Kağıthane atıyoruz. Ülkemize<br />

ve inşaat sektörünün geleceğine güveniyoruz,<br />

Yamaç <strong>Yapı</strong> olarak yatırımlarımıza<br />

bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra<br />

da hız kesmeden devam edeceğiz” diye<br />

konuştu.<br />

İstanbul’un en merkezi<br />

lokasyonunda yükseliyor<br />

8 bin metrekare alan üzerinde yer alan ve<br />

spor salonu, fitness, olimpik yüzme havuzu,<br />

kapalı otopark , hamam, sauna, bilardo,<br />

çocuk oyun alanı, çok amaçlı toplantı salonu<br />

gibi geniş sosyal donatıları içerisinde<br />

barındıran İstova’nın 2018 yılı sonunda teslim<br />

edilmesi planlanıyor. Ulaşım akslarına<br />

yakınlığı ve lokasyonuylada ön plana çıkan<br />

İstova projesi lansman öncesinde metrekaresi<br />

6 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa<br />

sunuluyor. Kuzey Marmara Yollarının<br />

tamamlanmasıyla beraber en cazip merkez<br />

haline gelen Kağıthane’de konumlanan ‘İstova’;<br />

birçok önemli hastane, alışveriş merkezi<br />

ve üniversitelere yakınlığıyla da dikkat<br />

çekiyor. İstova, Levent ve Beşiktaş’a 5 dakika,<br />

Sarıyer’e 10 dakika, 3. Havalimanı’na<br />

20 dakika mesafede konumlanıyor.<br />

168<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“Doğru detayda doğru<br />

malzeme seçimi çok önemli”<br />

“Firmalar kendi içinde inşaat sektörü dinamiklerine uygun<br />

şekilde ürün geliştirme ve Ar&ge çalışmalarına kaynak ayırmaktadır.<br />

Türk İnşaat sektöründe olduğu gibi yalıtım sektöründe<br />

de çok uluslu firmalar mevcut, dolayısıyla ciddi bir<br />

bilgi birikimi var.”<br />

Su yalıtım sektöründe faaliyet gösteren<br />

sanayiciler tarafından tüm polimer bitümlü<br />

örtü üreticilerini aynı çatı altında toplamak<br />

amacıyla 2006 yılında kurulan BİTÜDER,<br />

sektörün kalite standartlarını koruyarak<br />

sağlıklı büyümesini, ulusal ve uluslararası<br />

standartlara uygun üretim yapılmasını<br />

sağlamayı hedefliyor. BİTÜDER Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu’na ‘Yalıtım’<br />

ve Türkiye Yalıtım Sektörü’ne dair<br />

sorularımızı yönelttik. Keyifli okumalar…<br />

Derneğinizin son dönemdeki<br />

hizmetlerinden bahseder misiniz?<br />

Türkiye genelinde 19 milyon konutun yüzde<br />

85’inde maalesef su yalıtımı yok. Neredeyse<br />

tamamı deprem kuşağında olan<br />

ülkemizde, bina güvenliğindeki etkisi tartışılmaz<br />

olan su yalıtımı eksikliğinin neden<br />

olabileceği sonuçlar üzerinde hepimizin durup<br />

düşünmesi ve bir an önce harekete geçilmesi<br />

gerekiyor. Bu konuda toplumda bir<br />

farkındalık yaratmaya, bilinç düzeyini arttırmaya<br />

yönelik iletişim faaliyetlerimiz var.<br />

Hem kamu otoritesine hem de kamuoyuna<br />

yönelik bilinç arttırıcı çalışmalar Dernek kurulduğu<br />

günden beri devam ediyor.<br />

Bu çalışmaların yanı sıra Bitüder<br />

olarak Bitümlü Örtüler ile ilgili<br />

Ulusal Standartların hazırlanmasına<br />

katkıda bulunuyoruz.<br />

Sektörün başlıca sorunlarından biri olan<br />

standart dışı üretimin çözümü için üreticilerin<br />

kaliteli belgelerinin olması ve ürünlerin<br />

standartlara uygunluğunun piyasa gözetim<br />

denetim kapsamında doğru şekilde<br />

incelenmesi gerekir. Bu konuda dernek<br />

olarak hem üreticilere, hem de kullanıcılara<br />

uyulması gereken Standartlar hakkında<br />

eğitimler vererek konunun önemine dikkat<br />

çekiyor, konu ile ilgili kamu kurumları ile<br />

işbirliği içinde çalışmalar yapıyoruz.<br />

Üyelerimiz Atışkan, BTM, Eryap, ODE, Onduline<br />

Avrasya, Standart İzolasyon, Stoper,<br />

UKS ve Yalteks, standartlara uygun<br />

üretim yapan, CE Belgeli üretim yapan<br />

kuruluşlardır. Derneğin daha fazla polimer<br />

bitümlü su yalıtımı üreticisinin kapsamaya<br />

çalıştığını, sektördeki tüm üreticilerin<br />

temsil edilmesinin amaçlandığını, böylece<br />

üreticilerin sorunlarını ele almak için daha<br />

fazla sayıda Sanayicinin BİTÜDER çatısı<br />

altında buluşarak, problemlerin çözümü<br />

için hep birlikte çalışmayı arzuladığımızı<br />

vurgulamak isteriz.<br />

İnşaat sektörü genelinde<br />

gerçekleşen Yalıtım ve<br />

İzolasyon Sistemleri’ni nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Kentsel Dönüşüm gerekliliğinin herkese<br />

öğretmesi gereken şeyler var. Mevcut<br />

yapı stokunun, riskli ve çürük yapıların<br />

yenilenmesi sürecinde geçmiş hatalardan<br />

ders almak önem taşıyor. Yeni Binalar,<br />

170<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Dosya<br />

Deprem Yönetmeliği açısından statik olarak<br />

oldukça dayanıklı ve güvenli şekilde<br />

dizayn ediliyor ve bu yönetmelikler ciddi<br />

şekilde denetleniyor. Yalıtım sektöründe<br />

dolayısı ile Su Yalıtım Sektörünün de<br />

önemi her geçen gün artıyor. Su yalıtımı<br />

uygulamasının Türkiye’de tüm binalar için<br />

zorunlu olması adına çalışmalar yapan (Bİ-<br />

TÜDER) can ve mal güvenliği için mutlaka<br />

tüm binalara su yalıtımı yaptırılması gerektiği<br />

konusunda uyarıyor. Aksi takdirde<br />

dönüşüm kapsamında yenilenen yapıların<br />

da bir süre sonra korozyon sebebi ile güvenli<br />

yapı ve konfor şartlarını kaybedebilir.<br />

Su Yalıtımın önemi konusunda sektördeki<br />

tüm paydaşlar; mimar, müteahhit, müşavir,<br />

usta vs. düzeyinde herkesin bilinçli olması<br />

gerekir ki bütüncül bir kaliteden bahsedebilelim.<br />

Sektördeki diğer derneklerle<br />

birlikte yetersiz ve bilinçsiz uygulamaların<br />

önlenmesi için bilinçlendirme faaliyetleri<br />

yapıyoruz. Kamu otoritesinin de konuyu<br />

ciddiyetle ele alması ile önümüzdeki dönemde<br />

önemli gelişmeler olacaktır.<br />

Yalıtım uygulamalarının başarılı<br />

olabilmesi için sizce ne gibi<br />

stratejiler izlenilmeli?<br />

Kaliteli ürün ve kaliteli uygulama, sağlıklı<br />

bir su yalıtımı uygulaması başarısının<br />

anahtarı. Standart dışı üretim tüm sektörlerde<br />

olduğu gibi bizim de temel sorunumuz.<br />

Su yalıtımından en etkili verimi<br />

alabilmek için binanın özellikleri ve ihtiyaçlarına<br />

en uygun malzemeler seçilmeli ve<br />

su yalıtımı yaptırırken kullanılan ürünlerin<br />

CE belgeli olmasına özen gösterilmelidir.<br />

Avrupa’da çok uzun yıllardır kullanılan bitümlü<br />

örtüler tüm dünyada dayanıklılığını<br />

kanıtlamıştır. Bazı detaylarda alternatifi olmayan,<br />

dayanıklılığı sayesinde bina ömrü<br />

boyunca binayı suyun zararlı etkilerinden<br />

koruyan üstün nitelikli ürünlerdir. Fakat uygulama<br />

ehil ustalar tarafından yapılmadığı<br />

sürece en kaliteli malzemeyle bile hatalar<br />

yapılma tehlikesi var. Bu nedenle projelendirme<br />

ve denetleme mekanizmasındaki<br />

tüm paydaşlarımızın konuya hakim olması<br />

gerekiyor. Etkin piyasa gözetim denetiminin<br />

önemi tartışılmaz. Fakat su yalıtımı<br />

sektörü özelinde, en iyi malzeme dahi<br />

olsa doğru detayda doğru malzeme seçimi<br />

çok önemli. Denetimli, kaliteli ürünler<br />

ve uygulamalar ne kadar çok artarsa, bina<br />

güvenliği açısından, alınan sonuç o kadar<br />

iyi olur.<br />

Biz Bitüder olarak tüm ulusal ve uluslararası<br />

ürün ve uygulama Standartlarına<br />

uygun SU YALITIMI yapılması ile ilgili tüm<br />

kamu ve özel sektörde çalışan karar vericileri<br />

uyararak farkındalık yaratmaya, bilinçlendirmeye<br />

çalışıyoruz. Yalıtım Uygulamalarının<br />

da başarılı olabilmesi için doğru<br />

detayda doğru malzeme seçimine, seçilen<br />

malzemenin uygulama kurallarına uygun<br />

şekilde uygulanmasına dikkat edilmesi ve<br />

denetlenmesi gerekiyor.<br />

Bu günkü teknolojiyi göz önüne<br />

aldığımızda, sizce Türk yalıtım<br />

firmaları hangi seviyede?<br />

Türkiye’deki su yalıtımının önemi tam anlamıyla<br />

aşılmadığından Avrupa ülkelerinin<br />

maalesef biraz gerisindeyiz. Sektörel açıdan<br />

değerlendirecek olursak, tüketicilerin<br />

su yalıtımını eskiye nazaran daha fazla<br />

önemsediğini görüyoruz. BİTÜDER olarak<br />

temel görüşümüz, Kentsel Dönüşüm sürecinde,<br />

eskiden yapılan hataları tekrar<br />

etmemek için, su yalıtımı zorunlu bir standart<br />

haline getirilmesi ile Avrupa ülkelerindeki<br />

gibi daha dayanıklı, uzun ömürlü,<br />

güvenli, sağlıklı ve konforlu binalara sahip<br />

olabileceğimiz ve aradaki farkı kısa sürede<br />

kapatabileceğimizdir. Bitüder üyesi tüm<br />

üreticiler CE Kalitesi ile AB normlarında<br />

üretim yapar ve Su Yalıtımı sektöründe iç<br />

piyasanın ihtiyacını karşılayacak yeterli kapasite<br />

mevcuttur. Haksız rekabetin önüne<br />

geçildiği sürece mevcut durumda Avrupa<br />

ülkelerine kıyasla bir eksiğimiz yok. Tüm<br />

üyelerimiz uluslararası kabul görmüş olan<br />

CE Prosedürüne uygun üretim yaparlar.<br />

Üretim kalitesi olarak, tüm Avrupa ve dünya<br />

ülkeleri ile yarışabilecek durumdayız.<br />

Sektördeki Ar-ge çalışmalarına<br />

ayrılan bütçe ve insan kaynağını<br />

nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Son yıllarda üretimde maliyet / kazanç<br />

seviyesi beklenen düzeylerde olmadığı ve<br />

gerekli veriler oluşamadığı için maalesef<br />

ARGE bütçeleri olması gereken noktalarda<br />

değil. Buna rağmen firmalar kendi<br />

içinde inşaat sektörü dinamiklerine uygun<br />

şekilde ürün geliştirme ve ARGE çalışmalarına<br />

kaynak ayırmaktadır. Türk İnşaat<br />

sektöründe olduğu gibi yalıtım sektöründe<br />

de pekçok çok uluslu firmalar mevcut,<br />

dolayısı ile ciddi bir bilgi birikimi var. Bu<br />

kapsamda Türk İnşaat formatına uygun<br />

ürünler her geçen gün gelişmekte, güncellenmektedir.<br />

Sektörde çalışan işçilerin mesleki<br />

eğitimleri sizce yeterli mi? Bu<br />

konu için dernek olarak ne gibi<br />

çalışmalarınız var?<br />

Bitümlü örtüler ile ilgili pazarda yaşanan<br />

bir sorun, kaliteli ürünler kullanılsa bile uygulamaların<br />

bilgisiz ve yetersiz ekipler tarafından<br />

yapılması sonucu yaşanan problemler.<br />

Ürünlerin sertifikalı uzman ekipler<br />

tarafından uygulanması, binanın su yalıtım<br />

detaylarının sürekliliği ve bitümlü örtüden<br />

beklenen performansın sağlanması açısından<br />

son derece önemli. Bu açıdan 25<br />

<strong>Mayıs</strong> 2015 tarihli ve 29366 sayılı ’Resmi<br />

Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren<br />

‘’Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu Getirilen<br />

Mesleklere İlişkin Tebliğ ‘’ de SU YALITIM-<br />

CISI’ndan da Yeterlilik Belgesi aranması<br />

zorunluluğunu memnuniyetle karşılıyoruz.<br />

.Bitüder olarak “Belgeli Personel” döneminin<br />

sektörde öncüsü olmak adına, konumuz<br />

ile ilgili Yeterlilik Belgeli eleman konusunda<br />

özel çalışmalar yapıyoruz. Tüm<br />

üyelerimiz bu kapsamda USTA UYGULAMA<br />

EĞİTİM VE YETİŞTİRME Seminerleri ile sürece<br />

katkı sağlamaya devam etmektedir.<br />

Son olarak Dernek üyelerinize<br />

rehberlik mahiyetinde neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

<strong>Yapı</strong>ya herhangi bir yoldan sızan su, taşıyıcı<br />

kısımlarındaki donatıları korozyona<br />

(paslanma) uğratıyor yani yük taşıma kapasitesinin<br />

ciddi miktarda düşmesine neden<br />

oluyor. <strong>Yapı</strong>lan bilimsel çalışmalar gösteriyor<br />

ki; korozyona uğramış, su yalıtımı olmayan<br />

binalar inşa edildikten 10 yıl sonra<br />

taşıma kapasitelerinin yüzde 66’sını kaybediyor.<br />

Bu da özellikle deprem karşısında<br />

Kemal Çolakoğlu / BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı<br />

binaların ayakta durmasını engelliyor. Binaların<br />

suya ve neme karşı korunması için<br />

tek çözüm ise su yalıtımı.Bu sebeple yeni<br />

yapılacak yapılaşmada, daha önce yapılan<br />

hataların yinelenmemesi için, hazırlıkları<br />

tamamlanan SU YALITIM YÖNETMELİĞİ’nin<br />

bir an önce yayınlanarak, güvenli yapıların<br />

inşasına, yapım aşamasında güvenlik ve<br />

konfor kriterlerine uygunluğuna dikkat edilmesi<br />

gerekiyor. Mevzuat çalışmaları devam<br />

eden SU YALITIM YÖNETMELİĞİ’nin hazırlanmasında<br />

Bitüder Teknik Komisyonu<br />

olarak çok ciddi emek harcadık. Umuyoruz<br />

ki, Yönetmeliğin yayınlanması ile sektörde<br />

uzun zamandır beklenen şekilde kaliteyi<br />

yükseltme konusunda önemli bir adım olacaktır.<br />

Bu sürece de elimizden gelen maksimum<br />

katkıyı vermeye devam edeceğiz.<br />

Doğru detayda doğru malzeme seçimi ve<br />

doğru uygulama konularında her fırsatta<br />

tüm paydaşlarımızı bilgilendirerek çalışmalara<br />

devam edeceğiz.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 171


Sektörün<br />

VİTRİFİYE<br />

İdeal Standart<br />

Duravit<br />

İsvea<br />

ALÇI SİSTEMLERİ<br />

Rigips<br />

BOYA<br />

Marshall


’ leri<br />

SERAMİK<br />

Kalebodur<br />

Ege Seramik<br />

Seramiksan<br />

Yurtbay<br />

Kale Seramik<br />

İKLİMLENDİRME<br />

Baymak<br />

OTOMASYON<br />

Pronet


Ürün<br />

ISVEA’dan hareket eden banyolar<br />

Günümüzde banyolar, tasarım ve şıklığın birbiriyle<br />

yarıştığı birer yaşam alanına dönüştü. Kullanıcılar<br />

estetik ve şık tasarımların yanı sıra bu mekanlarda<br />

işlevsellik ve fonksiyonelliğin ön plana çıktığı, banyolarda<br />

daha özgür hareket edebilecekleri tasarımları<br />

da tercih etmeye başladılar. Özellikle yaşamının<br />

belli dönemlerinde kısıtlı hareket imkanı olan<br />

çocuklar, yaşlılar ve engelliler için bu özellikler çok<br />

daha ön planda. ISVEA’nın banyolar için geliştirdiği<br />

e-Motion sistemi, lavabo dolabının yüksekliğini<br />

kullanıcının ihtiyacına göre ayarlanmasına olanak<br />

veriyor. Böylece, lavabo dolapları çocukların ve<br />

yaşlıların kullanımına uygun hale geliyor.<br />

3 kademeli ayarlanabilir yükseklik<br />

Kablosuz uzaktan kumanda sistemine sahip e-Motion’da<br />

yükseklik 25 cm’e kadar 3 kademeli olarak<br />

ayarlanabiliyor. Bu sistem çocuk ve yaşlıların<br />

yanı sıra engelliler için de güvenli ve son derece<br />

pratik bir kullanım sunuyor.<br />

Asi ve sıra dışı mekanlar Cube ile hayat buluyor<br />

Bu bahar, duvarlarınız konuşacak. Stil ve zevk sahibi yaşam<br />

alanınız sizinle baharın renklerini evinize taşırken Cube ün asi<br />

çizgisi mekanınıza asil ve zarif bir dokunuş getirecek .Eviyle,-<br />

mekan dokusunu yakalamaya çalışan gezgin ruhlar, kozmopolit<br />

hayatın içinde mekanıyla rahatlamayı seçen idealistler ve<br />

“Ben her şekilde evimde mekanımın ruhunu hissetmeliyim”<br />

diyen sıra dışı alternatif seçimleri seven stil sahibi kişiler bu<br />

ürün, tam da size göre. Cube, 30x90 ebadıyla ve farklı renk seçenekleriyle<br />

minimalist hayatlara farklı bir stil ve keyif katıyor.<br />

Kale Banyo ‘Krea’ mobilya serisinde, sadelik ve şıklık birarada<br />

Banyo ürünleri sektörünün deneyimli markası Kale<br />

Banyo, şık ve sade çizgilerle hayata geçirdiği ekonomik<br />

serisi Krea ile banyolara doğallık katıyor. 70, 90<br />

ve 110 cm boyutlarında 3 farklı seçenekte ile sunulan<br />

Krea serisi, kapaklı ve çekmeceli lavabo dolabı<br />

versiyonu ile banyolara kullanışlı alanlar kazandırıyor.<br />

Krea serisi ayrıca düz ayna ve ayna dolaplı alternatifleriyle<br />

de banyonuzu kişiselleştirme imkanı sağlıyor.<br />

Boy dolabı ile geniş bir kullanım alanı sunan seri, yüksek<br />

depolama olanaklarıyla öne çıkıyor.<br />

Inhouse tasarım ekibi tarafından tasarlanan serinin,<br />

dolaplı aynası da depolama ihtiyacını karşılıyor. Geniş<br />

kullanım alanı sağlayan Basics etajerli lavabo,<br />

soft close menteşe ve ray sistemlerinin kullanıldığı<br />

seri, ‘krem meşe’, ‘modern ceviz’ ve ‘beyaz’ renk seçenekleriyle<br />

tüketicinin beğenisine sunuluyor.<br />

174 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Baymak’tan yeni Katı Yakıtlı Kazan Ailesi Linyit Comfort<br />

İklimlendirme sektörünün Türkiye’de öncü kuruluşlarından<br />

Baymak, her ihtiyaca cevap verebilen<br />

geniş ürün gamını yenilemeye devam<br />

e diyor. Yeni ürünlerin geliştirilmesinde kullanılan<br />

AR-GE altyapısı ve teknoloji yatırımının<br />

yanı sıra tüketici geribildirimlerini de dinleyen<br />

Baymak için en son yenilenen Katı Yakıt Kazan<br />

Ailesi bu alandaki en üst noktayı temsil<br />

ediyor. Baymak yeni Linyit Comfort serisi katı<br />

yakıtlı kazanlar çelik kaynaklı güçlü yapısı ve<br />

şık tasarımıyla <strong>Mayıs</strong> ayı içerisinde kullanıcıların<br />

beğenisine sunulacak. Yeni Linyit Comfort<br />

serisi kazanlar manuel, elle yüklemeli ve<br />

stokerli, otomatik yakıt yüklemeli olmak üzere<br />

iki farklı konfigürasyonda tasarlandı. 20.000<br />

kcal/h ve 40.000 kcal/h kapasiteyle satışa<br />

sunulan kazanlar kısa süre sonra yeni otomatik<br />

kül boşaltma ve otomatik ateşleme özellikleriyle<br />

de kullanıcıların konforunu arttırmak<br />

adına tamamen otomatik hale getirilecek.<br />

Ege Seramik’den Brina & Paloma serisi<br />

En güçlü iki renktir siyah ve beyaz. Beyaz tüm<br />

renklerin başlangıcı, siyah ise tüm renklerin<br />

bitişidir. Bu iki güçlü rengin buluşması ise<br />

asalettir. Mekanlarınızda siyah ve beyazın<br />

asaleti Ege Seramik Brina ve Paloma ile seramikte<br />

hayat buluyor. 20x20 cm ölçüleri, sırlı<br />

granit yapısı ve özgün desenleri ile Brina ve<br />

Paloma, hem iç hem de dış mekan kullanımlarınız<br />

için ideal tercih. Siyah ve beyazın asaletini<br />

yansıtmak, güçlü mekanlar yaratmak<br />

isteyenlerin yeni gözdeleri.<br />

200 yılı aşkın süredir geliştirdiği teknolojilerle<br />

sektöre yön veren Ideal Standard kartuş teknolojisindeki<br />

iddiasını Ceraflex serisiyle devam ettiriyor.<br />

Ceraflex serisinin en önemli özelliği; yeni<br />

geliştirilen FirmaFlow kartuş sistemine sahip<br />

olması. FirmaFlow, Ideal Standard’ın şimdiye<br />

kadar tasarladığı en iyi kartuş sistemi. Düzenli<br />

kullanıldığında 10-15 yıla kadar armatürün ömrünü<br />

uzatan bu sistem, hem bütçeden hem de<br />

zamandan tasarruf sağlıyor. Lavabo bataryalarının<br />

yanı sıra mutfak, duş ve banyo bataryalarında<br />

ankastre seçenekleri de bulunan Ceraflex<br />

serisi, özel kartuş sistemi sayesinde çok daha<br />

yumuşak dokunuşlu batarya kollarına sahip.<br />

Easy-Fix teknolojisiyle kolay ve hızlı montaj imkanı<br />

da sunan Ceraflex, 5 lt/dk su tüketimiyle<br />

“bilinçli su tüketimi” sağlıyor.<br />

Zamana meydan okuyan bir seri<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 175


Ürün<br />

Marshall SİL-PAK<br />

ile duvarlar ilk günkü gibi<br />

Marshall’ın uzun soluklu Ar-Ge çalışmaları ile geliştirdiği SİL-PAK,<br />

sunduğu temiz kullanım özelliğiyle tüketicilerinin beğenisini kazanmaya<br />

devam ediyor. Marshall SİL-PAK, tüketicilerin ideal boya tanımına<br />

göre oluşturuldu. Marshall, yaptığı tüketici ihtiyaçlarına göre,<br />

kolay silinebilir, leke tutmayan, silerken zarar görmeyen ve rengini<br />

koruyan bir boyaya ihtiyaç olduğu belirlendi ve tüm bu ihtiyaçları<br />

karşılayan SİL-PAK’ı geliştirildi.<br />

Leke tutmayan tertemiz duvarlar<br />

Kolayca temizlenen Marshall SİL-PAK, yepyeni “Leke Tutmayan Teknoloji”<br />

ile geliştirildi ve özellikle çocuklu evler gibi hareketli mekanlar<br />

için çok etkili, temiz bir kullanım sunuyor. Boya üzerinde oluşan<br />

film tabakası sayesinde su bazlı lekeler duvara nüfuz etmiyor. Üstün<br />

su itme özelliği ile de sıvılar boya üzerinde boncuklanma efekti<br />

oluşturarak yayılmadan akıyor ve duvar boyası üzerinde oluşabilecek<br />

lekeler de bu sayede minimuma düşürülüyor. SİL-PAK’la boyanmış<br />

duvarlara dökülen kahve, çay, kola, meyve suyu gibi lekelere ek<br />

olarak toz, kir, ketçap ve hatta pastel boya ve ruj lekeleri de kolayca<br />

temizleniyor.<br />

Kalebodur, yeni serisi ‘Uptown’ ile yine çok iddialı<br />

Geliştirdiği yenilikçi ürünlerle mimarların yaratıcılıklarına hitap eden Kalebodur,<br />

Uptown serisi ile mekanlarda şık bir etki yaratıyor. Modern şehirlerin<br />

yapı dokusundan esinlenilerek hayata geçirilen full body porselen<br />

karolar, açık ve koyu renk seçenekleri ile tüketicinin beğenisine sunuluyor.<br />

Kalebodur’un ileri teknolojisi ile 60x120, 60x60, 30x60 cm ebatlarında<br />

üretilen Uptown, mat ve yarı parlak yüzey seçenekleri ile sadeliğe yeni<br />

bir boyut kazandırıyor.<br />

Hemen her türlü mekan için uygun olan Uptown serisi; konut içi, otel,<br />

ofis, kafe, restoran, alışveriş merkezi, ticari alanlar, dış mekan ve dış<br />

cepheler için son derece estetik ve kullanışlı seçenekler sunuyor.<br />

Walk-in Duş & Küvet, küçük banyolarda yüksek konfor standartları sağlıyor<br />

Şehirlerde yaşayanlar sıklıkla, sınırlı yaşam<br />

alanları için yaratıcı çözümler aramaktadırlar.<br />

Duravit, yenilikçi Shower +<br />

Bath kombinasyonuyla, çağdaş banyo<br />

tasarımını optimum alan kullanımıyla<br />

birleştirmeyi başarmıştır. EOOS tarafından<br />

tasarlanan Shower + Bath, ikisi<br />

bir arada walk-in duş ve küvet özelliğine<br />

sahiptir. Entegre cam kapı, küveti kolaylıkla<br />

açık bir duş kabinine dönüştürmektedir.<br />

Ve kapının küvetin içine doğru<br />

açılması durumunda, su geçirmez bir<br />

minderin altında kalır. Minder, entegre<br />

kapı ile küvet kenarı üzerinde konumlandırılarak,<br />

konforlu bir oturak ile ilave raf<br />

alanı sağlanmaktadır.<br />

176 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

REHAU GENEO‘da<br />

verimlilik ön planda<br />

Viko by Panasonic Linnera Serisi<br />

VİKO by Panasonic’in yeni Linnera serisi, belirgin köşeleriyle<br />

kendini gösteriyor. Anahtar ve prizlerde modern çizgisiyle<br />

de iddiasını ortaya koyuyor. Linnera serisinde yer<br />

alan tüm ürünler, dekorasyonda sınırları çok net çiziyor.<br />

Geniş ürün gamıyla tüm ihtiyaçları aynı seriden çözebilme<br />

imkanı sunan Linnera; kalitesi, teknolojisi ve güvenli kullanımıyla<br />

da beklentileri her noktada karşılıyor. VİKO by Panasonic’in<br />

Linnera serisi içinde yer alan elektrik anahtarları,<br />

prizler, TV, data prizleri ve aydınlatma gereksinimlerine<br />

uygun şekilde geliştirilen dimmerlerle yaşam alanları hem<br />

konfor hem de enerji tasarrufuyla buluşuyor.<br />

<strong>Yapı</strong> teknolojileri alanında lider firmalardan biri olan REHAU, GE-<br />

NEO pencere sistemleriyle ısı yalıtımı, ses yalıtımı ve hırsızlığa<br />

karşı koruma özellikleriyle ön plana çıkıyor. Piyasada pencerelere<br />

yönelik bulunan pek çok sistemden farklı özellikler taşıyan GE-<br />

NEO, sayısız inşaat projesi için ilk tercih olarak kullanılıyor. İleri<br />

teknoloji ürünü malzemesi RAU-FIPRO ile performansını üst seviyelere<br />

taşıyan GENEO, kaldırmalı sürme kapı serisinde de bina<br />

geliştiricilerinin tüm bina duvar boşluklarını etkili ve uzun ömürlü<br />

bir şekilde kapatabilmesini sağlıyor.<br />

Mitsubishi Electric’ten yenilenen profesyonel seri klima<br />

İklimlendirme alanındaki inovatif çözümleriyle farklılaşan teknoloji<br />

devi Mitsubishi Electric, yeni dört yöne üflemeli kompakt kaset tipi<br />

SLZ-KF serisi klimalarla profesyonellere ve son kullanıcılara birçok<br />

yenilik ve avantaj sunuyor. Enerji verimliliği değerleri bir önceki seriye<br />

göre yüzde 14’e varan artışa sahip yeni SLZ-KF serisi klimalarda,<br />

soğutma verimi A++ ve ısıtma verimi A+ sınıfına yükseltildi. Az enerji<br />

ile yüksek verim sağlayan çevre ve kullanıcı dostu yeni SLZ-KF serisi<br />

klimalarda, önceki serinin 2.5kW, 3.5kW ve 5kW kapasite seçeneklerine<br />

6kW kapasite alternatifi de eklendi.<br />

Yapay zeka teknolojili klima<br />

Mitsubishi Electric’in yeni SLZ-KF dört yöne üflemeli kompakt kaset<br />

tipi klimaları, yapay zeka teknolojisini klimaya taşıyan üç boyutlu sensör<br />

teknolojisi ile ortamda 1.856 farklı noktadan ölçüm alıyor. Bu ölçümleri<br />

mekandaki farklı sıcaklıklardan kaynaklanabilecek konforsuz<br />

durumları ortadan kaldırmak için değerlendiriyor. Ortamda bulunan<br />

insan sayısını ve yerini tespit eden 3D i-See Sensör teknolojisi, iklimlendirilen<br />

havayı sadece ihtiyaç duyulan bölgeye yönlendiriyor. Bu sayede<br />

klimanın diğer bölgeleri iklimlendirmek için fazladan çalışması<br />

engellenerek enerji tasarrufu sağlanıyor. Kişilerin yerlerini algılayan<br />

sensör teknolojisi, soğutulan ya da ısıtılan havanın isteğe göre ortamdaki<br />

kullanıcıların üzerine veya başka bir yöne yönlendirilmesine<br />

imkan tanıyarak konforu artırıyor.<br />

178 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Ürün<br />

Tarzını konuşturan mekanlara<br />

‘Napoli Serisi’<br />

Yeni nesil levha “Habito” bakış<br />

açınızı değiştirecek<br />

Seramiksan, ince detaylara yer vererek oluşturduğu özgün<br />

tasarımlarına bir yenisini daha ekliyor: Napoli Serisi…<br />

Mermer efektli yüzeyi ile mekanlara farklı bir yorum katan<br />

Napoli serisi; doğal dokusu, etkileyici görüntüsüyle şıklığı<br />

evine taşımak isteyenler için doğru tercih oluyor.<br />

Napoli kentinin etkileyici güzelliğinden ilham alınarak tasarlanan<br />

seri, 60x60 cm ebatında rektifiyesiz olarak üretiliyor.<br />

Loyal motif, vizon, gri, renklerinde üretilen Napoli sırlı porselen<br />

karolar yaşam alanlarında rahatlıkla kullanılabilirken<br />

kusursuz görünüm isteyenler için ideal bir seri.<br />

Tüm dünyada sürdürülebilirliğe öncülük etmesiyle tanınan çok<br />

uluslu Saint-Gobain Şirketler Grubu’nun Türkiye’deki alçı ve alçı<br />

levha ürünleri üreticisi Rigips, yenilikçi ürünler ile yaşam kalitesini<br />

arttırmaya devam ediyor. Rigips’in sektöre kazandırdığı yeni<br />

nesil levha “Habito”, güçlendirilmiş çekirdek yapısı ve yüzey sertliğiyle<br />

standart alçı levhalardan 5 kat daha dayanıklı olmasıyla<br />

ön plana çıkıyor. Geleneksel duvar sistemlerinin aksine yüksek<br />

teknik özellikleriyle ön plana çıkan yeni nesil levha “Habito”; özel<br />

bir alet gerektirmeden sıradan bir tornavidayla doğrudan vidalama<br />

yapılabilme imkânı sunuyor. Ahşap vidası (No:10) ile dübel<br />

gerektirmeden 15kg noktasal yük taşıma kapasitesine sahip<br />

olan “Habito”; çift kat uygulandığında tek vidada 30kg noktasal<br />

yük taşıma kapasitesine sahip oluyor. Habito levhalar ile kurulan<br />

duvar sistemleri, kullanıcıya mekanları istedikleri gibi dizayn edebilme<br />

ve gerektiğinde yeniden düzenleme yapma imkanı sağlıyor.<br />

Kapılar da zilleri de çok “akıllı”<br />

“Akıllı” ürünler artık hayatımızın her alanında. Ev ve işyerlerinin<br />

güvenliği söz konusu olduğunda da, geleneksel yöntemler yerini<br />

akıllı teknolojilere bırakıyor. Türkiye’nin lider güvenlik şirketi<br />

Pronet’in geliştirdiği “Akıllı Zil” çözümü, ev sahiplerinin orada<br />

olmasalar dahi kapıya gelen kişinin kim olduğunu anlamalarını<br />

sağlıyor.<br />

Evde yokken bile kapıya kimin geldiği görülebiliyor<br />

Pronet Plus’a bağlı olarak çalışan Akıllı Zil, evin zili çalındığında,<br />

kullanıcının akıllı telefonuna anlık bir bildirim gönderiyor.<br />

Kullanıcı zil içerisinde bulunan kamera sayesinde kapıya kimin<br />

geldiğini Pronet Plus uygulamasından görebiliyor. Zil üzerinden<br />

kapıya gelen kişiyle konuşabiliyor. Hatta Akıllı Kilit çözümü sayesinde,<br />

yine uygulama üzerinden dilediği kişiye kapıyı uzaktan<br />

açabiliyor.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 179


Türk Ytong<br />

Multipor ile İstanbul <strong>Yapı</strong> Fuarı’nda<br />

<strong>Yapı</strong> malzemesi sektörünün lider kuruluşu Türk Ytong, 23-27 <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> tarihleri arasında<br />

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek Uluslararası <strong>Yapı</strong> İstanbul Fuarı’nda yer<br />

alacak. Multipor Isı Yalıtım Levhası başta olmak üzere sektöre yön veren inovatif ürünleri<br />

ile fuarda yer alacak.<br />

Yaklaşık 100 bin yerli ve yabancı ziyaretçinin<br />

katılması beklenen Uluslararası <strong>Yapı</strong><br />

İstanbul Fuarı’nda bu yıl 3 no’lu salonda<br />

yeni yerinde yer alacak olan Türk Ytong,<br />

Şubat ayında piyasaya sürdüğü, yüzde<br />

100 yanmaz NaturePlus ve IBU (Alman<br />

<strong>Yapı</strong> ve Çevre Enstitüsü) EPD sertifikalı,<br />

“Multipor’’ ısı yalıtım levhası ile tüm dikkatleri<br />

üzerine çekecek.<br />

Avrupa’nın tercihi MULTIPOR<br />

Türkiye’de<br />

Isı yalıtımı sektöründe yangın güvenliği<br />

konusundaki eksikliği gidermek amacıyla<br />

yola çıkan Türk Ytong, <strong>2017</strong> yılı itibariyle<br />

Multipor Isı Yalıtım Levhası’nı Türkiye’de<br />

üretmeye başladı. A1 sınıfı yanmaz, yangına<br />

karşı yüzde 100 güvenli, sudan etkilenmeyen,<br />

darbeye dayanıklı ve nefes<br />

alan bir ısı yalıtım çözümü olan Multipor,<br />

yangın durumunda mutlak bir emniyet sağlıyor,<br />

en yüksek sıcaklıklarda bile herhangi<br />

bir zehirli gaz veya duman çıkarmıyor. Multipor<br />

ile yüksek binalar dahil olmak üzere,<br />

ilave önlemler almadan, yangın riski<br />

oluşmadan yangın yönetmeliklerine uygun<br />

cepheler ve ısı yalıtım çözümleri güvenle<br />

oluşturuluyor.<br />

Türk Ytong Genel Müdürü<br />

Gökhan Erel; ‘Yeni çıkardığımız yanmaz<br />

ısı yalıtım levhası Multipor ile ısı yalıtım<br />

sektöründe yangın güvenliği açısından<br />

önemli bir boşluğu doldurmayı hedefliyoruz.<br />

Enerji verimliliği, yangın güvenliği ve<br />

yönetmeliğe uygunluk gibi konularda tüm<br />

beklentilere yanıt verebilen “Multipor” ürünümüz<br />

ile yapılarda yılda 1 milyon metrekare<br />

mantolamaya alternatif ısı yalıtımına<br />

imza atacağız.’ dedi.<br />

Ytong geleceğin ürünlerine imza<br />

atıyor<br />

İnovasyon ve Ar-ge çalışmalarına hız kesmeden<br />

devam eden ve gelecek 6 yıl içinde<br />

yapı sektörüne ısıl iletkenlik değeri 0,07<br />

182<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Fuar<br />

olan duvar bloklarını kazandırmayı hedefleyen<br />

Türk Ytong, üstün ısı yalıtımı özelliği,<br />

depreme ve yangına karşı dayanıklı yapısı,<br />

hafifliği ve uygulama hızı gibi özellikleri ile<br />

farklılaşan ürünlerini fuarda katılımcıların<br />

beğenisine sunacak. Türk Ytong Genel<br />

Müdürü Gökhan Erel; ‘2016 yılında sektörümüzde<br />

bir ilki gerçekleştirerek, standart<br />

gazbeton bloklara göre ısı yalıtım performansı<br />

%30 artırılmış Ytong 0,09’u piyasaya<br />

sunduk. Şimdi hedefimizde Ytong 0,07<br />

var. İklim değişikliği karşısında, enerji ve<br />

kaynakların verimli kullanımı konularında<br />

AB’nin 2020’de enerji tüketiminde yenilenebilir<br />

enerjinin payının %20’ye yükseltilmesi<br />

ve %20 oranında enerji verimliliği<br />

sağlanması, sera gazı salımının 1990<br />

yılına kıyasla en az %20, şartlar elverişli<br />

ise %30 oranında azaltılması gibi hedefleri<br />

bulunuyor. Türkiye de, Cumhuriyetin<br />

kuruluşunun yüzüncü yıldönümü olması ve<br />

söz konusu yıl için bazı makroekonomik<br />

ve sektörel hedefler belirlenmiş olması<br />

sebebiyle 2023 yılını kilometre taşı olarak<br />

belirledi. Biz de bu çerçeve ile uyumlu olarak<br />

ürünlerimizin ısı yalıtım performansını<br />

geliştirmek üzere bir dizi hedef belirledik.<br />

Ytong 0,07 bunlardan biri olacak’ dedi.<br />

Ytong <strong>Yapı</strong> Bilgi Modellemesi (BIM)<br />

Objelerini sunuyor<br />

Ytong fuarda ayrıca sektöründe bir ilki gerçekleştirdiği,<br />

<strong>Yapı</strong> Bilgi Modellemesi yani<br />

BIM hizmetlerini de tanıtacak. Ürünlerini<br />

birer “akıllı obje” olarak tasarlayarak, mühendisler,<br />

işverenler, mimarlar ve müteahhitler<br />

arasında kullanılan üç boyutlu bilgi<br />

yönetim sistemi BIM’de paylaşacak olan<br />

Ytong, bu sayede Türkiye’de proje tasarım<br />

ve yönetim süreçlerine etkin bir katkı sunacak.<br />

Gökhan Erel / Türk Ytong Genel Müdürü<br />

Gebze Fabrikası: “Türk Ytong<br />

55. yılını yeni fabrika yatırımı ile<br />

kutlayacak”<br />

2018 yılında kuruluşunun 55. yılını kutlayacak<br />

olan Türk Ytong’un yüksek teknolojili<br />

yeni üretim tesislerine bir yenisini daha<br />

ilave edeceğini belirten Türk Ytong Genel<br />

Müdürü Gökhan Erel: “Gebze Dilovası’nda,<br />

Organize Sanayi Bölgesi’nde 500<br />

bin metreküp kapasiteli en büyük ve en<br />

modern fabrikamızı kurmak için düğmeye<br />

bastık. 50 milyon Euro yatırımla gerçekleştireceğimiz<br />

Gebze fabrikamızı, 2018<br />

yılının ikinci yarısında devreye almayı hedefliyoruz.<br />

Hem teknolojisi hem de kapasitesiyle<br />

Türkiye’de gazbeton endüstrisini<br />

çok daha ileri bir seviyeye taşıyacak bu<br />

fabrika ile donatılı ürün kapasitemizi de<br />

ikiye katlayacağız. Ayrıca sağlayacağımız<br />

istihdam artışı ile de sektöre katkıda bulunmaya<br />

devam edeceğiz. Eğitime verdiğimiz<br />

önemin bir sonucu olarak, bu tesiste<br />

Ytong Akademi Eğitim Merkezi’ni kuruyoruz.<br />

Merkezde ürün ve uygulama eğitimlerimizi<br />

gerçekleştireceğiz, kurslar açacağız.<br />

Tıpkı Çatalca tesisimizde olduğu gibi<br />

Gebze tesisimizi de Yeşil Bina olarak inşa<br />

edeceğiz. Üretim tesislerimizi çevreyle<br />

dost-yeşil bina olarak inşa etmek, ürün ve<br />

üretim konseptimiz kadar, çevre ve insana<br />

verdiğimiz değerin bir sonucu…”<br />

Çatalca Fabrikası<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 183


Fuar<br />

Dünya devi Liftinstituut<br />

Solutions <strong>Yapı</strong> Fuarı’nda<br />

Asansör ve yürüyen merdivenleri denetleyen bir kuruluş olan Hollandalı Liftinstituut,<br />

40. <strong>Yapı</strong> Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a katılıyor. Dünya devi firmanın Liftinstituut Solutions<br />

Türkiye ofisi, uluslararası fuarda, dünya asansör sektöründeki gelişmeleri ve asansörlerin<br />

denetlenme süreçlerini ziyaretçilere anlatacak.<br />

Dünyanın dört bir yanındaki asansör ve<br />

yürüyen merdivenleri 80 yıllık tecrübesiyle<br />

denetleyen Hollandalı bağımsız denetleme<br />

kuruluşu Liftinstituut’un Türkiye ofisi<br />

Liftinstituut Solutions, 40. <strong>Yapı</strong> Fuarı –<br />

Turkeybuild’e imza atmaya hazırlanıyor.<br />

23- 27 <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> tarihleri arasında İstanbul<br />

Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre<br />

Merkezi’nde gerçekleşecek organizasyonda<br />

5. salonda yerini alacak olan Liftinstituut<br />

Solutions; bu yıl 40. yılını kutlayan<br />

fuarda, yurtiçinden ve yurtdışından gelen<br />

ziyaretçilerle buluşacak.<br />

Dünyanın beş büyük yapı fuarından biri<br />

olarak kabul edilen <strong>Yapı</strong> Fuarı’nda yerini<br />

alan Liftinstituut Solutions; bu yıl ‘Kuzey<br />

Afrika Bölgesi’ ve ‘Katar’ı ağırlayan <strong>Yapı</strong><br />

Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da yerini alıyor.<br />

Toplam 105 ülkeden 100 binin üzerinde<br />

yerli, yabancı ziyaretçinin buluşacağı<br />

fuarda, Liftinstituut Solutions, dünya<br />

asansör sektöründeki gelişmeler ve verdikleri<br />

hizmetler, asansör denetim süreçleri<br />

ile ilgili bilgilendirmede bulunacak.<br />

Henkel Esnek Ambalaj Akademisi<br />

yeni uzmanlar yetiştiriyor<br />

Ambalaj sektörünün ilgili çalışanlarına<br />

teorik bilgi ve uzmanlık gerektiren yapıştırıcı<br />

uygulama tekniklerini kazandırmak<br />

üzere, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası<br />

İstanbul merkezinde eğitim verildi. Eğitimi<br />

başarıyla tamamlayan katılımcılar,<br />

Henkel ve Alman-Türk Ticaret ve Sanayi<br />

Odası’nın Esnek Ambalaj Laminasyon<br />

Uzmanı Sertifikası almaya hak kazandı.<br />

Katılımcılarını, modern laminasyon teknolojisinin<br />

her detayını üretimde kullanacak<br />

yetkinliğe ulaştırmayı amaçlayan<br />

eğitimler; hata yakalama ve çözüm oluşturma<br />

konusunda, uzman katılımcıları<br />

dahi hızlandıracak nitelikte hazırlandı.<br />

Henkel Esnek Ambalaj Akademisi’nin<br />

verdiği eğitime sektörde görev yapan<br />

operatörler, formenler, süpervizörler, kalite<br />

kontrol yetkilileri, proje mühendisleri,<br />

süreç mühendisleri, üretim yöneticileri,<br />

imalat sorumluları, Ar-Ge uzmanları,<br />

satın alma uzmanları ve girişimciler ilgi<br />

gösterdi. Eğitimde tüm katılımcılara 20<br />

saatin üzerinde sınıf dersi verilirken, tam<br />

kapsamlı dijital kaynak kılavuza ve birçok<br />

eğitim materyaline ulaşabilecekleri<br />

Henkel Esnek Ambalaj Akademisi Eğitim<br />

portalına erişim hakkı da sağlandı. Ayrıca<br />

Henkel E-learning portalına ulaşabilecekleri<br />

tablet bilgisayar hediye edildi.<br />

184<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Sektörel<br />

Şişecam Düzcam<br />

II. Inovatif Cepheler<br />

Zirvesi’ne katıldı<br />

Türkiye düzcam pazarının lideri<br />

ve Avrupa’nın en büyük üreticisi<br />

konumunda olan Şişecam Düzcam,<br />

Luxatia International etkinlik<br />

firması tarafından Prag’da<br />

düzenlenen II. Inovatif Cepheler<br />

Zirvesi’ndeki yerini aldı. Sektörün<br />

ileri gelen cam üreticilerinin,<br />

mimar ve cephe mühendislerinin<br />

katıldığı zirvede yenilikçi cephe<br />

çözümleri, sürdürülebilirlik, cam<br />

sektöründeki gelecek trendleri<br />

ve teknolojik gelişmeler gündeme<br />

geldi.<br />

Şişecam Düzcam Kaplamalı<br />

Camlar Ürün Müdürü Esra Aydınoğlu,<br />

zirvede “Insights into<br />

Different Case Studies” başlıklı<br />

sunumunu gerçekleştirdi.<br />

Sunumda; Şişecam Grubu ve<br />

Düzcam Şirket <strong>Yapı</strong>sı, Şişecam<br />

Genel Merkezi’nde dış cephe ve<br />

iç dekorasyonda cam kullanımı,<br />

Düzcam showroomu, İstanbul<br />

Yeni Havalimanı cephe çözümü<br />

ve Antakya Hilton Müze Oteli<br />

projesindeki cam çözümleri markaları<br />

ve özellikleri hakkında bilgiler<br />

verildi.<br />

Etkinlikte ayrıca; cephe danışmanlık<br />

ve mühendislik firmaları<br />

Bollinger + Grohmann<br />

, Malishev Engineers, Mott<br />

MacDonald, Koltay Facades ve<br />

Wates Group; mimarlık firması<br />

Henning Larsen Architects yaptıkları<br />

sunumları ile projelerini<br />

ve cam ile ilgili ilgi çekici çözümlerini<br />

paylaştılar.<br />

Bu yıl düzenlenen Zirve’nin moderatörlüğünü<br />

üstlenen Ertex<br />

Solar Firması CEO’su Dieter<br />

Moor, Düzcam showroomundan<br />

etkilendiğini belirtirken,<br />

Henning Larsen firması ortağı<br />

Mimar Jakob Strømann-Andersen<br />

da sunumu sırasında cam<br />

seçimi yaparken, Şişecam<br />

Düzcam’ın showroomunda olduğu<br />

gibi çok farklı numuneleri<br />

bir arada görmenin ne kadar<br />

önemli olduğuna değindi. İki<br />

gün süren zirveye sektörün ileri<br />

gelen 60 ismi katıldı.<br />

Şişecam Topluluğu’na<br />

Uluslararası Ödül<br />

Düzcam, Cam Ev Eşyası, Cam Ambalaj ve Kimyasallar<br />

olmak üzere dört ana iş grubunda faaliyet<br />

gösteren cam sektörünün global oyuncusu<br />

Şişecam Topluluğu,<br />

enerji<br />

sektörünün önde<br />

gelen firmalarının<br />

katıldığı 20-21<br />

Mart tarihlerinde<br />

Berlin’de bu yıl<br />

altıncısı düzenlenen<br />

‘Enerji Yoğun<br />

Sanayiler ve<br />

Enerji Verimliliği<br />

Konferansı “ener-<br />

CON <strong>2017</strong>’ye<br />

yenilikçi atık ısı<br />

projesiyle katkıda<br />

bulundu. Şişecam<br />

Topluluğu,<br />

Düzcam Grubu<br />

Mersin Fabrikası’nda<br />

hayata<br />

geçirilen Organik Rankine Çevrimi, Atık Isı Geri<br />

Kazanım projesiyle yaptığı başvuru ile üçüncülük<br />

ödülü almaya hak kazandı. Avrupa’nın önde gelen<br />

enerji yöneticileri, uzman, danışmanlar ve sanayi<br />

temsilcilerinden oluşan yaklaşık 150 kişinin<br />

katıldığı konferansta, enerji verimliliği iyi uygulama<br />

örnekleri, enerji trendleri ve inovatif çözümler ile<br />

ilgili sunuşlar katılımcılar ile paylaşıldı.<br />

186<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Fuar<br />

Şişecam Düzcam<br />

‘Solarex <strong>2017</strong> Fuarı’ndaydı<br />

Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam Topluluğu<br />

bünyesinde faaliyet gösteren Şişecam Düzcam,<br />

6 - 8 Nisan <strong>2017</strong> tarihleri arasında İstanbul Fuar<br />

Merkezi Yeşilköy’de düzenlenen ‘10. Güneş Enerjisi<br />

ve Teknolojileri Fuarı Solarex <strong>2017</strong>’ye katıldı.<br />

Türkiye’nin ilk ve tek güneş enerjisi<br />

fuarı olan Solarex <strong>2017</strong>’de yerini<br />

alan Şişecam Düzcam, fuarda güneş<br />

enerjisi sistemlerinde kullanılmak<br />

üzere geliştirdiği Anti-Reflektif kaplamalı<br />

yüksek performanslı güneş enerjisi<br />

camları hakkında ziyaretçilerini<br />

bilgilendirdi. Solarex <strong>2017</strong> Fuarı’nda<br />

ziyaretçiler, Şişecam Düzcam’ın 42<br />

metrekarelik standında ürünlerin<br />

özellikleri hakkında bilgi alma şansı<br />

da buldu.<br />

Sektörün önde gelen firmalarının ve<br />

temsilcilerinin buluştuğu, Ortadoğu<br />

ve Asya pazarları için oldukça dikkat<br />

çekici olan fuardaki standında Şişecam<br />

Düzcam, güneş enerjisi sistemlerinin<br />

performansında maksimum<br />

verimlilik sağlayan yüksek geçirgenliğe<br />

sahip, düşük demirli buzlu camlar<br />

hakkında, güneş paneli ve güneş kolektör<br />

üreticileri ile sektör ilgililerine<br />

bilgi verdi. Güneş enerjisi sistemlerinde<br />

kullanılmak üzere nitelikli güneş<br />

enerjisi camlarını üreten Şişecam<br />

Düzcam’ın fuarda sergilediği yüksek<br />

performanslı ürünleri ziyaretçilerden<br />

büyük ilgi gördü.<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong> 187


Fuar<br />

EXPO TURKEY by QATAR<br />

büyük ilgi gördü<br />

Toplam 1.600 kayıtlı toplantının gerçekleştirildiği EXPO TURKEY by QATAR’da, birçok firma<br />

standlarında sergiledikleri ürünleri dahi satarken, ön hazırlık çalışmaları gerçekleştiren<br />

katılımcı kurumlar ise verimli ve başarılı sonuçlara imza attılar.<br />

Türkiye ile Katar arasındaki siyasi, sosyo-kültürel<br />

ve diplomatik alandaki güçlü<br />

işbirliğini, iktisadi alanda daha da geliştirecek<br />

uluslararası bir platform oluşturmak<br />

üzere bu sene Doha’da ilk kez düzenlenen<br />

EXPO TURKEY by QATAR fuarı, başarıyla<br />

tamamlandı. Medyacity ve Katar Vakfı’na<br />

bağlı Qatar National Convention Center<br />

tarafından düzenlenen ve 19 Nisan Çarşamba<br />

günü saat 11.00’de açılışı gerçekleştirilen<br />

fuar, 21 Nisan’da son gün bereketi<br />

ile kapandı. Türkiye’den, gayrimenkul,<br />

mobilya, bilişim, taahhüt, sanayi, yapı<br />

malzemeleri başta olmak üzere farklı sektörlerden<br />

150 firma ve kuruluşun katıldığı<br />

fuarın kapanış saati, Katar’da resmi tatil<br />

olan Cuma günü yaşanan yoğun ziyaretçi<br />

ilgisi ve talep üzerine saat 22.00’ye kadar<br />

uzatıldı. Katar Ulusal Kongre Merkezi’ndeki<br />

özel toplantı odalarında 1.600 kayıtlı iş<br />

görüşmesi gerçekleşen fuarda, başta gayrimenkul<br />

ve mobilya sektörü olmak üzere<br />

birçok katılımcı firma, fuarda son gün bereketi<br />

yaşadı.Daha ilk günden sıcak satışların<br />

gerçekleştiği, yüzlerce yatırım ve iş<br />

toplantılarının düzenlendiği EXPO TURKEY<br />

by KATAR, ikinci gün de başarılı geçmişti.<br />

Fuarı ziyaret eden Katar Belediye ve Çevre<br />

Bakanı Mohammed bin Abdullah Al Rumaihi,<br />

İnka Bilişim İSBAK, Katmerciler firmalarından<br />

net alımlar yapacağını açıklamıştı.<br />

Çeşitli sektörlerde birçok yatırım ve<br />

ortaklık görüşmesinde olumlu sonuçların<br />

alındığı fuarda, katılımcı birçok şirket de<br />

standlarındaki ürünlerinin dahi tamamını<br />

sattı.<br />

45 konutun 36’sını fuarın son<br />

gününde yapan oldu<br />

Mobilya, bilişim, sanayi ve diğer sektörlerde<br />

yaşanan başarılı gelişmelere, gayrimenkul<br />

sektörü de eşlik etti. Fuara iyi hazırlanarak<br />

gelen şirketlerden henüz ilk gün<br />

gelen 5’er, 6’şar konut satış haberleri,<br />

ikinci gün 10 milyon dolarlık satış ve benzer<br />

güzel açıklamalarla devam etti. Fuarın<br />

son gün bereketi, gayrimenkul sektörüne<br />

de yansıdı. Birçok firmanın doğrudan sıcak<br />

satışlar gerçekleştirdiği, yatırım ve ortaklık<br />

bağlantıları kurduğu fuara iyi hazırlanan<br />

bazı gayrimenkul firmaları da son gün<br />

bereketinde rekor sonuçlar aldı. Bir firma<br />

45 konutluk toplam satışının 36’sını, fuarın<br />

son gününde gerçekleştirdi.<br />

Bazı gayrimenkul firmalarında ise yoğun<br />

ilgi nedeni ile stand görevlileri, aynı anda<br />

birkaç farklı müşteri ile ilgilenmek zorunda<br />

kaldı. Yine bir başka firma ise yaptığı iyi<br />

ön hazırlıkların meyvesini yedi. Fuar alanında<br />

standı olmamasına karşın, sadece<br />

kiraladığı toplantı odası ile ciddi satışlar<br />

gerçekleştirdi.<br />

188<br />

<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


“İşbirliğinin gelişmesi için önemli alt yapı<br />

oluşturuldu, gerekli tüm destek verilecek”<br />

Fuar<br />

Abraham, Tekfen Grup Şirketler Başkanı<br />

Osman Birgili ve GYODER Başkanı Aziz<br />

Torun’un konuşmacı olarak yer aldığı oturumda<br />

Katar ile Türkiye arasındaki iş ve<br />

yatırım fırsatları masaya yatırıldı.<br />

Katar Belediye ve Çevre Bakanı Mohammed<br />

bin Abdullah Al Rumaihi, geniş bir<br />

heyetle Expo Turkey By Qatar fuarını ikinci<br />

gününde ziyaret etti. Al Rumaihi, yaklaşık<br />

iki saat kaldığı fuarda tüm stantları tek tek<br />

ziyaret etti ve detaylı bir şekilde inceledi.<br />

En çok ilgiyi İstanbul’a bilişim ve<br />

akıllı kent teknojileri sunan İSBAK’a<br />

gösterdi<br />

Katarlı Bakan, fuar ziyaretinde en çok süreyi<br />

ise İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri<br />

A.Ş. (İSBAK) standında geçirdi.<br />

Belediyecilikten de sorumlu olan Bakan<br />

Al Rumaihi, İSBAK’ın geliştirdiği sistem ve<br />

teknolojilerle detaylı bilgi aldı. Mohammed<br />

bin Abdullah Al Rumaihi, yakından ilgilendiği<br />

bu alanda İSBAK ile işbirliğine açık<br />

olduklarını belirtti. Katarlı Bakan, GYODER<br />

Başkanı Aziz Torun’a da Türkiye gayrimenkul<br />

sektörüne ilişkin sorular sorarak, detaylı<br />

bilgiler aldı.<br />

İşbirliği için devletler önemli bir<br />

altyapı oluşturdu<br />

Katar Belediye ve Çevre Bakanı Mohammed<br />

bin Abdullah Al Rumaihi, iki ülke arasındaki<br />

ilişkilerin her geçen gün daha ileri<br />

taşındığını vurguladı. Özellikle, başta gayrimenkul,<br />

inşaat ve mobilya olmak üzere<br />

birçok sektörde hem Türkiye ve hem de<br />

Katar’ın birbirlerine önemli fırsatlar sunduğuna<br />

dikkat çeken Bakan Al Rumaihi,<br />

“Türkiye ile Katar arasında her alandaki<br />

köklü ve güçlü dostluk çerçevesinde bu<br />

fırsatları karşılıklı olarak değerlendirmek,<br />

her iki ülke için de çok önemli faydalar<br />

yaratacaktır” dedi. Başta gayrimenkul<br />

sektörü temsilcileri, müteahhitler ve mobilya<br />

markaları olmak üzere tüm sektörlerden<br />

Türk şirketlerini Katar’ın iç ve dış<br />

yatırımlarında görmekten duyduğu mutluluğu<br />

belirten Mohammed bin Abdullah Al<br />

Rumaihi, bu işbirliğinin arttırılması için her<br />

iki devletin de önemli bir alt yapıyı oluşturduğunu<br />

ve geliştirmek için gerekli tüm<br />

desteğin de verileceğini söyledi.<br />

Türkiye ve Katar arasındaki<br />

olanaklar<br />

Expo Turkey by Qatar fuarında Türkiye ile<br />

Katar arasındaki işbirliği fırsatları masaya<br />

yatırıldı. Türk–Katar İş Liderleri Zirvesi<br />

kapsamında Sabah Gazetesi Ekonomi<br />

Müdürü Şeref Oğuz’un moderatörlüğünde<br />

düzenlenen “Devlet Prensiplerinden Özel<br />

Sektöre: İkili İş ve Yatırım -Türkiye ve Katar<br />

Arasındaki Olanaklar” başlıklı oturum<br />

Türk ve Katarlı işadamlarını bir araya getirdi.<br />

Commercial Bank’ın CEO’su Josepf<br />

Commercial Bank CEO’su Abraham:<br />

“İki ülke işadamları arasında aracı<br />

olacağız”<br />

Türkiye’de A Bank’ı satın alan Katarlı<br />

Commercial Bank’ın CEO’su Josepf Abraham<br />

oturumda yaptığı konuşmada, “Türk<br />

ekonomisi büyüdükçe gerekli finansmanı<br />

sağlayacağız. Türk ve Katarlı işadamları<br />

arasındaki ilişkide aracı olacağız” dedi.<br />

Katar’ın ekonomisini çeşitlendirmeye çalıştığını<br />

belirterek, Türk işadamları için<br />

ülkede büyük fırsatlar olduğuna dikkat<br />

çekti. Abraham, “Türkiye’de ve Türk ekonomisinde<br />

var olmak istiyoruz. Dünya listesinin<br />

ön sıralarında olan bu ekonomide<br />

var olmamız gerekiyor. Türkiye’de Katar’ın<br />

ihtiyaçlarını karşılayacak bir potansiyel<br />

var. Türkiye için de Katar büyük fırsat”<br />

diye konuştu.<br />

TEKFEN Başkanı Birgili: “Katar’a<br />

gelenler sıcak bir ‘Hoş Geldin’<br />

karşılamasına hazır olsun”<br />

Katar’da projeler üstlenen Tekfen Grup Şirketler<br />

Başkanı Osman Birgili de, inşaat, tarım<br />

ve enerji sektöründe yatırım fırsatlarına<br />

baktıklarını belirtti. Katar piyasasına yeni girecek<br />

iş dünyasına tavsiyelerde de bulunan<br />

Birgili, şöyle konuştu: “Yeni gelenler burada<br />

sıcak bir ‘hoş geldin’e hazır olsunlar. Biz,<br />

kendimizi hiç yabancı ülkede gibi hissetmedik.<br />

Kuralları bizden sıkı, ama bu kurumsal<br />

yapıya sahip şirketler için sorun değil. Hatta<br />

bir fırsat. Her eline çantayı alıp gelene iş verilmiyor.<br />

Kurumsal yapısı olan firmalar hoş<br />

karşılanacaklardır.”<br />

190 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Sektörde bir ilk: Egepen Deceuninck’ten Assist projesi<br />

Türkiye’nin önde gelen PVC markası Egepen Deceuninck,<br />

Assist projesiyle birlikte sektörde yine bir ilke imza attı.<br />

Egepen Deceuninck, organize ettiği teknik servis bayileriyle<br />

birlikte, kullanıcıların sorunlarını artık profesyonelce<br />

ve hızlı bir şekilde çözüyor. Proje kapsamında Türkiye’nin<br />

55 ilinde, 150 farklı bayi Assist hizmeti vermeye başladı.<br />

Assist projesi ile PVC pencerelerindeki kanat ayarsızlıkları,<br />

çift açılım arızası, ısı kaybı, su ve rüzgar girmesi ve<br />

buna benzer yüksek şikayet oranı olan konularda eğitimli<br />

personel kadrosu devreye girerek sorunu hızlıca çözüme<br />

kavuşturuyor. Ayrıca bir daha bu sorunların yaşanmaması<br />

için tüm bilgiler de bir havuzda toplanıyor.<br />

Akıllı Asansöre Altın Tasarım Ödülü<br />

iF Design Awards’ta asansör endüstrisindeki en büyük tasarım<br />

ödülü olan altın ödülünü “Anyvator” ile kazanan Hyundai Elevator,<br />

yakın gelecekte asansörlerin nasıl olacağıyla ilgili fikir verdi.<br />

Genellikle asansör içinde sabit bir alana yerleştirilen kontrol panelinin<br />

kullanılmadığı “Anyvator”da kullanıcıların, kontrol paneline<br />

ulaşmak için asansörün bir duvarını kaplayan dokunmatik<br />

ekranın herhangi bir noktasına dokunmaları yeterli. Anyvator, bu<br />

özelliği ile sabit panellere ulaşmakta güçlük çeken çocuk ve engelliler<br />

için de yaratıcı çözümler sunuyor.<br />

Çoklu seçim imkanı<br />

Hyundai tasarımcıları ve mühendisleri tarafından ortaya çıkarılan<br />

“Anyvator”da aynı anda asansörde bulunan birden fazla kişinin<br />

dev dokunmatik ekrandan gidecekleri katı seçmeleri mümkün.<br />

Her kullanıcı, ekranda bastıkları bölümde çıkan panelden gidecekleri<br />

katı seçtiklerinde asansördeki akıllı yazılım en hızlı ve<br />

doğru kombinasyonu uyguluyor. “Herkes için asansör” hedefiyle<br />

tasarlanan “Anyvator”da kat bilgisinin de yer aldığı ekranda<br />

rakamlar yukarı çıkarken yeşil, aşağıya inerken ise mavi renkte<br />

gösteriliyor. Ekranda, kat bilgisinin yanı sıra hava durumu, tarih<br />

ve saat ile binayla ilgili uyarılara da erişim sağlanıyor.<br />

Güvenli ve şık kapılar<br />

‘Kale’ ile açılıyor!<br />

Türkiye’de güvenliğin adresi olan, tam kapsam güvenlik sağlayan<br />

Kale Çelik Kapı; güvenli, şık ve aynı zamanda da ekonomik<br />

bir kapıya sahip olmak isteyenlere, geniş ürün yelpazesiyle ve<br />

düzenlediği kampanyalarla destek oluyor. Kale Çelik Kapı, “Dekorasyon<br />

Kapıdan Başlar” mottosuyla, farklı renk ve modeldeki<br />

kapıları, indirim kampanyaları ve ödeme kolaylıkları ile tüketiciyle<br />

buluşturuyor.<br />

Çelik Kapı sektörünün jenerik markası Kale Çelik Kapı. mekana<br />

ve kişisel tercihlere uygun model seçenekleri sunuyor. Kale<br />

Çelik Kapı’nın zengin ürün yelpazesinde kapalı mekanlar için<br />

Ahşap, Cam, Laminat ve Amerikan Panel kapı seçenekleri bulunuyor.<br />

Özellikle çelik kapı ürünlerinde mavi, yeşil, turuncu renklerdeki<br />

Kale Vira, K4291 ve K4230 gibi özgün modeller güvenliği<br />

şıklıkla birleştirmek isteyenler için farklı ve renkli alternatifler<br />

oluşturuyor.<br />

192 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Mithat Yenigün, yeniden TMB Başkanı seçildi<br />

136 üyesi ile yurtiçindeki altyapı taahhüt işlerinin yüzde 70’ini, yurtdışında Türk müteahhitlerinin<br />

yaptığı işlerin yüzde 90’ını gerçekleştiren Türkiye Müteahhitler Birliği 32.<br />

Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Birliğin Ankara’daki Genel Merkez Binası’nda<br />

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve tüm üyelerin katılımıyla gerçekleşen Genel<br />

Kurul’da yeni yönetim kurulu belirlendi. Mithat Yenigün yeniden başkan seçildi.<br />

Genel Kurul’un açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, inşaat sektörünün<br />

Türkiye ekonomisinde büyük önem taşıdığını vurguladı. Şimşek, “Türkiye Müteahhitler<br />

Birliği üyelerini özellikle yurtdışında gösterdikleri çabalardan dolayı özellikle<br />

tebrik etmek istiyorum, çünkü zaman ihracat seferberliği zamanıdır” dedi.<br />

Mithat Yenigün<br />

Vanucci’den evinizi güzelleştirecek fırsat<br />

Modern, avangart ve klasik tasarımlarının yanı sıra yaşamı kolaylaştıran<br />

özellikleriyle dikkatleri üzerine çeken Vanucci, <strong>2017</strong>’yi<br />

cazip bir kampanya ile karşıladı. Haziran ayına kadar mutfağını<br />

özgün tasarımlarıyla ışıltılı ve estetik bir görünüm sunan Vanucci<br />

ile yenilemek isteyenler %40 indirime ek olarak Mimoza model<br />

Vanucci banyo dolabı hediye kazanıyor.<br />

Müşterilerini hayal ettikleri ürünlerle buluşturan Vanucci, ürün gamında<br />

yer alan Rubino, Platino, Carino, Giada, Citrino, Gesso,<br />

Zircone, Agata, Quarzo, Zaffiro, Ametista, Opale, Granato, Perla,<br />

Ambrato, Berillo, Topazio modelleri ile mutfakları zenginleştiren<br />

yeni ürünleri Blenda, Crystal ve Luna ile hayallerini gerçekleştirmek<br />

isteyen herkesi bekliyor.<br />

Schneider Electric uzmanları TOKİ ile buluştu<br />

Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında bir uzman olan<br />

Schneider Electric, toplu konut sektörünün öncülüğünü üstlenen<br />

TOKİ idaresinde gerçekleştirilen Teknik Paylaşım Günü’nde<br />

uzmanlarla bir araya geldi.<br />

Teknik uzmanların gelişen ihtiyaçlar ve trendler doğrultusunda<br />

bilgilendirilmesi ve daha güvenli ve nitelikli yapılar üretilmesi<br />

amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte Schneider Electric küresel<br />

çapta uzmanlığını ve deneyimini katılımcılarla paylaştı. Schneider<br />

Electric uzmanları tarafından, güvenli elektrik dağıtımının<br />

unsurları ve bina otomasyon sistemleri hakkında detaylı bilgilendirmenin<br />

yapıldığı seminerde sahada yaşanan zorluklar ve<br />

çözüm önerileri de tartışıldı.<br />

Würth’ün çevre sorumluluğu<br />

Würth şirketi, piyasaya sürdüğü ambalajlarının geri dönüşümü konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı<br />

tarafından yetkilendirilmiş kuruluş olan ÇEVKO ile çalışmaktadır. Şirketin her yıl bakanlığa bildirdiği<br />

ambalaj miktarları ÇEVKO aracılığı ile belli oranlarda geri dönüştürülmekte ve böylece çevreye<br />

zarar en aza indirilmektedir. Würth şirketinin bugüne kadar elde ettiği geri dönüşüm miktarlarının<br />

çevreye katkısı, ÇEVKO’nun yayınladığı Çevresel Fayda Raporu’nda görülmektedir.<br />

Ayrıca ÇEVKO tarafından Würth şirketi adına, yeşil nokta marka kullanımı nedeni ile Denizli Çal ÇEV-<br />

KO Hatıra Ormanı’na bir adet fidan dikilmiştir.<br />

194 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Knauf bayileriyle birlikte Almanya’daydı<br />

İki yılda bir Knauf Almanya tarafından 5 ayrı kentte düzenlenen<br />

ve bu sene 08-10 Mart tarihleri arasında Nürnberg’<br />

de gerçekleşen Werktage fuarı, Knauf bayileri ile ziyaret<br />

edildi. Knauf Bayileri, Knauf’un yüksek performans<br />

sergileyen ürün ve sistemlerini yakından inceleme fırsatı<br />

buldu. Katılımcılara birçok yeni ürünle tanışma fırsatı da<br />

veren gezi, oldukça keyifli ve verimli geçti. Werktage ziyaretinin<br />

ardından Knauf’un Iphofen’daki fabrikasını ziyaret<br />

eden katılımcılar, Knauf Müzesi ve şehir turu ile gezilerine<br />

devam etti. Daha sonra Würzburg’ ta kısa bir şehir<br />

turu gerçekleştirilerek şehrin tarihi ve önemli yerlerinde<br />

bulunma fırsatı yakaladılar. Bir sonraki gün bayilerimizle<br />

Nürnberg şehrine hareket edilerek rehberimiz eşliğinde<br />

‘‘Documentation Center’’ da tarihi ve kültürel bilgilerin<br />

yer aldığı mini turun ardından serbest zaman ile şehir<br />

turu yapılarak keyifli zaman geçirildi.<br />

Panasonic Eco Solutions Elektrik<br />

Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi kuruldu!<br />

Ravaber ve Mardav<br />

Budapeşte’de<br />

Yalıtım sektörünün lider firmalarından Mardav Yalıtım<br />

ve Ravaber <strong>Yapı</strong>’nın ortaklığında,<br />

30 Mart- 02 Nisan tarihleri arasında Macaristan’ın<br />

başkenti olan Budapeşte’de bayi toplantısı düzenledi.<br />

Türkiye’nin farklı şehirlerinden 85 müşteri<br />

ve personelinin katılımıyla ilk gün Budapeşte<br />

şehir turu yapıldı ve şehrin tarihi, turistik yerlerini<br />

gezerek lezzetlerini tatma imkânı yakaladılar. Seyahatin<br />

2. gününde İntercontinental Otel’de bayi<br />

toplantısı gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını<br />

Mardav Yalıtım Genel Md. Sn. Levent Pelesen<br />

yaptı. Konuşmasında bu yılın sloganı olan “Sizin<br />

Gücünüzle Sınırları Aşıyoruz” vurgulayarak bu başarıda<br />

emeği geçen bayilerine teşekkürlerini iletti.<br />

Mardav Yalıtım’ın bugüne kadar satışını yaptığı<br />

ürünlerle doğal enerji kaynaklarının korunmasına<br />

katkıda bulunarak, çevrenin korunması ve enerji<br />

verimliliğini artırmak adına önemli başarılara imza<br />

attıklarını belirtti. Ravaber <strong>Yapı</strong> Genel Müdürü<br />

Sn. Harun Hasyüncü konuşmasında, dünden bugüne<br />

Ravaber’in gelişimini. 2016 yılında yapılan<br />

yatırımlar ve <strong>2017</strong> yılı için hedeflenenleri aktardı.<br />

Toplantıda yeni yatırımı olan Macaristan Taşyünü<br />

Fabrikasını tüm misafirlere duyurdu.<br />

Doğuşu 1966 yılında uzanan ve 2014 yılı Mart ayından bu yana Dünya Teknoloji<br />

Devi Panasonic Corporation’a ait Eco Solutions grubuna bağlı olarak<br />

faaliyetlerini yürüten VİKO markası önümüzdeki süreçte resmen “Panasonic<br />

Eco Solutions Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ” unvanı ile faaliyet gösterecek.<br />

Türkiye pazarındaki liderliğini korurken, 70’ten fazla ülkeye yaptığı<br />

ihracat ile ülkemizi dünya pazarlarında başarıyla temsil eden şirket, kurumsal<br />

kimlik ve unvan değişikliğini kapsayan bu değişimi geçtiğimiz günlerde<br />

gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantısında çalışanları ile paylaştı. Toplantıya<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Takaki Oguri, Genel Müdür Nusret Kayhan<br />

Apaydın, Yönetim Kurulu üyeleri ile tüm şirket çalışanları katılım gösterdi.<br />

Türkiye’nin yüksek büyüme potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Takaki Oguri yaptığı konuşmasında “Bugünden itibaren<br />

hepimiz için yeni bir dönem başlıyor. Elbette yaklaşık üç yıldır Panasonic<br />

grubuna bağlı olarak faaliyet göstermekteydik ancak bugün artık her<br />

anlamda bizleri daha sorumlu kılan ve daha aksiyoner olmamızı gerektiren<br />

bir sürece girdiğimizi söylemeliyim.<br />

Panasonic olarak Türkiye’nin sahip olduğu yüksek büyüme potansiyeline<br />

olan inancımız nedeniyle yatırımlarımızı ve istihdama olan katkımızı her geçen<br />

gün artırmaktayız. 2014 yılında 750 olan çalışan sayımız bugün itibarı<br />

ile 950’ye ulaşmıştır. Tıpkı geçmişte olduğu gibi önümüzdeki süreçte de<br />

başarılarımızı üstelik çok daha büyük bir inançla geleceğe taşıyacağımıza<br />

ve Panasonic çatısı altında sektörümüzün lider şirketi olarak güçlü bir gelecek<br />

inşa edeceğimize inanıyorum “ dedi.<br />

196 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

Modayı cepheye taşımak<br />

<strong>2017</strong> yılının moda renkleri kıyafetlerde yansımasını gösterirken,<br />

cephe tasarımlarına da modayı taşımanız mümkün! Baumit Life<br />

renk sistemi yıla damga vuracak renklerin her tonuna ulaşmanız<br />

için bir ” tık” yakınınızda!<br />

Bu yılın moda renklerinden kolaylık ve rahatlama sağlayan denim<br />

mavisi; güneşli günleri ve neşeyi çağrıştıran parlak sarı;<br />

gösterişli ve hayat dolu kırmızı turuncu; yumuşak bir ışıltı veren<br />

pembe; ferahlatıcı ve tazeleyici etkisi ile yeşil…Dış cephelerde<br />

klasik renk olan beyazın yanı sıra cephe tasarımını ve<br />

vurguları öne çıkarabileceğiniz yılın moda renklerinden. Geometrik<br />

ve karmaşık desenler kumaşlarda olur da, cepheler de<br />

olamaz mı?<br />

Baumit Life, 94 ana rengin temel alındığı ve her rengin 8 farklı<br />

tonu geliştirilerek oluşturulan bir renk sistemi. Beyazın bile<br />

6 farklı tonunun bulunduğu 888 renk tonu içerisinden moda<br />

renklere ulaşmak son derece kolay. Üstelik cephelerin özgürce<br />

şekillendirilmesi için geliştirilen en yaratıcı ürünlerden CreativTop<br />

ile kendi desenlerinizi yaratmanız da mümkün!<br />

DemirDöküm<br />

500 iş ortağının web sitesini yeniledi<br />

<strong>Yapı</strong> Okulu, çatı ustası yetiştirecek!<br />

Erdem Ertuna<br />

İklimlendirme sektörünün<br />

öncü markalarından Demir-<br />

Döküm, dijital yatırımlarda<br />

hız kesmiyor. Son 5 yılda Ar-<br />

Ge, pazarlama, satış sonrası<br />

hizmetler ve Bozüyük’teki<br />

fabrikasına önemli yatırımlar<br />

gerçekleştiren DemirDöküm,<br />

200 yetkili servisinin ardından,<br />

300 yetkili satıcı ve<br />

satış noktasının da internet<br />

sitesini yenileyerek 500 iş<br />

ortağını dijital geleceğe hazırladı.<br />

Çatı sektörünün gelişmesi ve kalifiye işgücünün artması için çok<br />

önemli çalışmalar yürüten Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği<br />

(ÇATIDER), bu kez e-öğrenme projesi olan ‘<strong>Yapı</strong> Okulu’ ile sektöre<br />

donanımlı yeni çalışanlar kazandırmaya hazırlanıyor. yapiokulu.<br />

org adresinden yayınlanan <strong>Yapı</strong> Okulu, çatı uygulamacılarının yanı<br />

sıra mimarlar, proje büroları, distribütör, bayi ve uygulama yapan<br />

firmalar ile mimarlık öğrencilerine de fayda sağlayacak.<br />

“Çatıcılık, Türkiye’nin her yerinde altın bilezik”<br />

ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Adil Baştanoğlu, Türkiye’de<br />

çatı sektörünün son yıllarda teknoloji, malzeme ve uygulama açısından<br />

çok geliştiğini ancak buna rağmen halen kalifiye çalışan<br />

eksikliği yaşadıklarını belirterek şunları söyledi:<br />

“Çatı sektörünün en büyük kuruluşu olarak, sektörün gelişmesi<br />

ve eğitimli işgücümüzün artmasına yönelik çok önemli çalışmalar<br />

yürütüyoruz. Üniversitelerde öğrencilere teknik eğitim, çatıcılık<br />

belgesi olmayan ustalara mesleki eğitim ve çatıcılık eğitimi veren<br />

öğretmenlerimize güncel uygulamalar hakkında bilgi veriyoruz.<br />

Çatıcılık, çok cazip bir meslek ancak gençler çatı sektörü hakkında<br />

yeterli bilgiye sahip olmadıkları için iyi bir meslek fırsatını<br />

gözden kaçırabiliyor. Onları çatı sektörüne kazandırarak, hem<br />

Türkiye’nin her yerinde geçerli bir iş fırsatı sunuyoruz, hem de<br />

sektörün geleceğine güç katıyoruz.”<br />

“DİJİTAL YATIRIMLARIMIZ 9 YILDIR DEVAM EDİYOR”<br />

Türkiye’nin ilk sanayi şirketlerinden olan DemirDöküm’ün verimli<br />

teknolojiler geliştirmek için yıllardır Ar-Ge alanında gerçekleştirdiği<br />

yatırımlar sonucunda tüketiciler nezdinde büyük<br />

beğeni kazandığını, değişen alışveriş<br />

alışkanlıkları karşısında dijital<br />

dünyadaki dönüşüm için 9 yıldır düzenli<br />

olarak yatırım yaptıklarını belirten<br />

DemirDöküm Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Erdem Ertuna; “7’den 70’e<br />

herkes dijital dünyada etkileşim halinde.<br />

Dijital platformların ve sosyal<br />

medya kullanımının katlanarak büyüdüğü<br />

günümüzde, online mecralardaki<br />

varlığımızı artırmak, tüketicilerimizin<br />

farklı erişim kanallarından<br />

bizlere erişmelerini sağlamamız gerekiyordu.<br />

Tüketicilerin satın alma<br />

yolculuğunda dijital kanalların rolünü<br />

incelerken ortaya çıkan proje ile<br />

bugün 500 iş ortağımızın dönüşümünü<br />

tamamladık” dedi.<br />

198 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>


Kısa Kısa<br />

İzocam’ın Bilgi Güvenliği belgelendi<br />

SO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri Belgesi;<br />

firmaların bilgi varlıklarını gizlilik, bütünlük ve erişilebilirliklerini<br />

veya kullanılabilirliklerini sağlamak amacı ile<br />

kurdukları bilgi güvenliği yönetim sistemini belgelendirmek,<br />

üçüncü taraflara kanıtlamak amacı ile verilmektedir.<br />

Bağımsız belgelendirme kuruluşlarının yaptıkları<br />

denetim sonucu almaya hak kazanılan bu belge, kurumdaki<br />

bilgilerin güvenliğinin sağlanmasına yönelik sistematik<br />

bir uygulama olduğunun kanıtıdır. zocam merkez<br />

ofisinde yürütülen; Bilgi Sistemleri, İnsan Kaynakları,<br />

Satış, İhracat, Pazarlama, Finansal İlişkiler, Mühendislik,<br />

Ürün Planlama ve Lojistik süreçleri üzerine TÜV<br />

NORD CERT Gmbh tarafından denetime tabi olarak ilgili<br />

kontrollerden başarı ile geçerek ISO 27001 Bilgi Güvenliği<br />

Yönetim Sistemleri Belgesi almaya hak kazanmıştır.<br />

Kale Endüstri Holding’te bayrak değişimi<br />

Türkiye’nin güvenlik markası Kale Endüstri Holding’de CEO görevine,<br />

24 Nisan <strong>2017</strong> itibariyle iş dünyasının deneyimli isimlerinden<br />

Zeki Şafak Ozan getirildi. Kale Endüstri Holding’e ait tüm<br />

şirketlerin yönetim süreçlerine liderlik edecek olan Ozan; globalleşme<br />

stratejisi, yeni yatırımlar ve uluslararası iş ortaklıklarından<br />

da sorumlu olacak.<br />

Zeki Şafak Ozan, 1968 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek<br />

Lisesi’nin ardından, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni tamamladı.<br />

İş hayatına Türk Ekonomi Bankası’nda analist olarak<br />

başlayan Ozan, 1992’de Eczacıbaşı Topluluğu’na katıldı. 1992-<br />

1994 yılları arasında topluluğun İngiltere’de bulunan şirketi VitrA<br />

UK’de, 1994-1997 döneminde ise Almanya’daki VitrA Bad’da<br />

Ticari Müdürlük görevini üstlendi. 1997’de VitrA Bad Genel Müdürü<br />

oldu.<br />

Zeki Şafak Ozan<br />

Ege Vitrifiye, “Finikia” serisi ile ödül aldı<br />

European Product Design ödülleri açıklandı. Son yıllarda başarılarıyla gündemden<br />

düşmeyen Ege Vitrifiye, İtalyan Tasarımcı Claudio Papa tasarımı “Finikia” serisi<br />

ile hem estetik hem de fonksiyonel yapısı göz önüne alınarak kendi kategorisinde<br />

ödüle layık görüldü. Dünyaca ünlü tasarımcı ve mimarlardan oluşan jüri, 43 farklı<br />

ülkeden 21 farklı kategoride 500 başvuruyu değerlendirerek hayata değer katan<br />

ürünlerin seçimini yaptı. Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş “Ege Vitrifiye’nin<br />

Avrupa Ürün Tasarım Ödülünü alması hepimiz için gurur verici. Finikia serisi, portföyümüzün<br />

üst segment serilerinden biri olarak piyasaya sunuldu. Sahip olduğu<br />

yalın çizgiler ve fonksiyon yapısı dünya standartlarında bir seri olduğunu gözler<br />

önüne seriyor. Finikia; batarya delikli ve batarya deliksiz minimal hatlara sahip 2<br />

tip çanak lavabo, asma klozet ve duvara tam dayalı tek parça klozet olmak üzere<br />

toplamda dört parçadan oluşuyor. Klozetlerimiz Aquasave özellikleriyle su tasarrufu<br />

sağlarken, özel yüzeyleri seriye ekstra hijyen kazandırıyor. Ege Vitrifiye olarak bu<br />

sürece katkıda bulunan herkese teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki zamanlarda<br />

da kusursuz tasarımlarımız ile izleyicilerimizin karşısında olacağız.” diye belirtti.<br />

200 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Mayıs</strong> <strong>2017</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!