Cinedergi 103
Binder103
Binder103
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
CINEKRiTiK<br />
BANU BOZDEMİR<br />
HAYATIN ALIŞVERiŞi...<br />
n Mia Hansen-Love Berlin Film<br />
Festivali’nde kendisine en iyi yönetmen<br />
ödülü getiren beşinci filmi Gelecek<br />
Günler’de Isabelle Huppert’in müthiş<br />
performansından fazlaca ilham alarak bir<br />
kadının tersine ve biraz da sancılı özgürlük<br />
dünyasına geçişini anlatıyor. Film basit,<br />
sıradan olayların çevrimini bir kadının<br />
annesi, kocası, çocukları ve öğrencileri<br />
arasında kurduğu dengeli ama kapsayıcı detaylardan<br />
alıyor. Filmin olayı olağanüstü bir şey<br />
yapmadan o duyguyu bize sunmasıyla ortaya<br />
çıkıyor. Hayatın akışı içerisinde etrafımızı<br />
saran hayatı böleceğimiz<br />
insanlar vardır ve onlar<br />
hayatımızdan çıktıktan<br />
sonra bize ne olur<br />
kafasıyla yapıyor.<br />
Nathalie felsefe öğretmeni<br />
idealist bir kadın. Kocası<br />
da akademisyen. İkilinin<br />
arasında yıkılmaz gibi<br />
görülen, ince ince örülen<br />
bağlar kocasının başka bir<br />
kadın için kendisini terk<br />
etmesiyle devam edecek<br />
bir yıkımın başlangıcı<br />
olur. Oflayıp puflasa da<br />
yaşlı ve takıntılı annesinin<br />
yardımına koşan Nathalie<br />
onu kaybeder, kitabının<br />
bazılmayacağını öğrenir ve en sevdiği öğrencisi<br />
uzak bir yere ekolojik bir hayat için taşınır. Bir<br />
anda hayatını saran ağlardan kurtulan ama o<br />
ağlarla ayakta durduğunu farkeden Nathalie’nin<br />
değişim dünyasını o kadar içten anlatıyor ki<br />
yönetmen, zaman zaman savrulanın kendiniz<br />
olduğunu hissediyorsunuz. Ama ayakları<br />
yere basan bir savruluş bu. Saydam bir<br />
sınırla hayatın bu tarafına atlayan kadının<br />
kırgınlıklarını, bocalamalarını, özlemlerini ve<br />
buna rağmen yaşadığı özgürlük duygusunun<br />
şaşkınlığını yalın bir dille önümüze sürüyor<br />
yönetmen.<br />
Bol bol okuyan, sorgulayan, güçlü ve duyarlı bir<br />
kadının kayıplarla yaşadığı özgürlük keşfinin<br />
en orijinal tarafı annesinden kalan kediye bakmak<br />
zorunda kalması ve öğrencisinin kendisinden<br />
uzaklaşan dünyasını keşfe çıkması oluyor. Komün<br />
hayatın dinginliğinde kendi iç dünyasının devinimlerine<br />
sıkışıp kaldığını fark eden Nathalie için acı<br />
bir tecrübe olur bu. Öğrencisinin alternatif, herkesin<br />
etrafında olacağı duygusuyla yarattığı hayatı<br />
Nathalie’nin uzağında kalır, o an şehir insanı<br />
olduğunu anlar ve bunun çoğulcu yalnızlıkları<br />
doğurduğunu tecrübe eder.<br />
Orta yaş kadın dramı anlatan yönetmen en iyi<br />
yönetmen ödülü almasını basit senaryosunu etkili<br />
dille seyircinin kalbine yollayarak fazlasıyla hak<br />
ediyor. Kendisi de oyunculuktan gelen ve ilişkilerin<br />
kimyası üzerine kafa yormuşa benzeyen yönetmen<br />
Hansen-Love kadının dünyasını yalnızlaştıran<br />
düzeni iyi bildiğini de filmiyle aktarmış oluyor. Biraz<br />
feminist bir söylemle kadının bitme noktasına<br />
gelen hayatının karşısına dikilen ve her zaman<br />
kurulmaya yatkın erkek dünyasının sihri de kırıcı<br />
oluyor.<br />
Birkaç mevsimi yaşatan ve mevsimlerin ruh haline<br />
etkilerini de filmde iyi yansıtan yönetmen, kesin<br />
çizgiler kullanmadan orta yaşlı bir kadının değişen<br />
hayatını, akternatiflerini ve kırgınlıklarını gayet naif<br />
bir şekilde resmediyor. Buna karşın içe dokunan<br />
bir değişim öyküsü yaratmayı başarıyor. Huppert<br />
her zamanki gibi çok iyi...