25.04.2017 Views

SÖZGÜN

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Şeyma AKKAŞ<br />

Hiç<br />

unutmam<br />

SÜTLAÇ<br />

İç Anadolu’nun küçük şirin bir kasabasında doğdum ben. Çok yaramaz çok afacandım; ama<br />

arkadaş çevremde, mahallede sevilen sivri zekâlı bir çocuktum. Oturduğumuz ev kerpiçten yapılma,<br />

duvarları kireç cilalı küçük bir evdi.<br />

Akşama köyden misafirler geleceği için evde hummalı bir hazırlık vardı. Rahmetli annem<br />

mutfakta kollarını sıvamış, önlüğünü takmış akşam için çeşit çeşit hepsi de birbirinden lezzetli<br />

yemekler yapmıştı. Karnıyarık, pilav, çorba ve suböreğinin müthiş kokusu sarmıştı evi. Tatlı olarak da<br />

en sevdiğim sütlaç vardı. Tabi o zaman buzdolabı olmadığı için pencerenin eşiğine dizmiş annem<br />

soğusunlar diye sütlaç dolu tasları. Köy evlerinde pencerelere tel sineklikler çakılır sinek, böcek<br />

girmesin diye ve genellikle mutfak penceresi evin kuzey tarafındadır. Her neyse dışarıda avluda oyun<br />

oynarken burnuma gelen bu leziz kokuyu takip ettim mutfak penceresinin önünde durdum. Üstü<br />

kaymak tutmuş sütlaçları canım öyle çekti ki onlara ulaşmanın bir yolunu bulmalıydım. Annemden<br />

istesem vermezdi emindim çünkü misafirler için hazırlamıştı, ben de hiç sorma gereği duymadım.<br />

Ancak bir engel vardı pencerede tel çakılıydı. Bir müddet düşündüm etrafa bakınırken evin<br />

çatısındaki kamışlara takıldı gözüm. Köy evlerinin çatıları kamıştan yani sazlıktan olur. Uzandım uzun<br />

bir kamış aldım, telin aralıklarından uzattım pipet gibi kullanarak tabaklardaki sütlaçların sütlerini<br />

afiyetle içtim. Sütünü çektiğim tasların tabanında pirinçleri kalmıştı sadece. O sırada annem temizlik<br />

yapıyordu hemen oradan uzaklaştım. Sanki onu yapan ben değilmişim gibi kaldığım yerden oyuna

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!