Dergi_54_Sayı_01_
Sakaryaspor Sakaryaspor
- Page 3 and 4: İmtyaz Sahb Sakaryaspor A.Ş. adı
- Page 5 and 6: t 3
- Page 7 and 8: 5
- Page 9 and 10: DİĞER KURULLAR 7
- Page 11 and 12: 9
- Page 13 and 14: S A K A R Y A R E F E R A N S L A R
- Page 15 and 16: Kulübümüzün 51. kuruluş yıl d
- Page 17 and 18: 15
- Page 19 and 20: 17
- Page 21 and 22: 19
- Page 23 and 24: 21
- Page 25 and 26: BİNGÖL DEPLASMANINA ÖZEL UÇAK D
- Page 27 and 28: TOYOTA OTOMOTİV SANAYİ TÜRKİYE,
- Page 29 and 30: Sakaryaspor’da teknik görev alm
- Page 31 and 32: Sadece profesyonel olarak değil, S
- Page 33 and 34: Biraz kendinizden ve ailenizden bah
- Page 35 and 36: DERNEK Biraz kendinizden ve aileniz
- Page 37 and 38: Biraz kendinizden ve ailenizden bah
- Page 39 and 40: SÜT ÜRÜNLERİ FABRİKALARI KURUY
- Page 41 and 42: ARAŞTIRMA 39
- Page 43 and 44: 41
- Page 45 and 46: düzgün çalışan, tüm hesaplar
- Page 47 and 48: Onlar için her takımın görünme
- Page 49 and 50: 47
- Page 51 and 52: GÜNDEM 49
İmtyaz Sahb<br />
Sakaryaspor A.Ş. adına Kulüp Başkanı<br />
İsmail GÜRSES<br />
Yazı İşler Müdürü<br />
Cihan YILDIRAN<br />
Edtör<br />
Tasarım Yayın Grubu<br />
Reklam Koordnatörü<br />
Aysel UZUN<br />
İletşm Blgler<br />
Sakaryaspor Sportif Hizmetler Tic. ve San. A.Ş.<br />
Yağcılar Mahallesi Karasu Yolu Caddesi 198. Sokak<br />
No: 345 Adapazarı / SAKARYA<br />
Tel: +90 264 281 81 55<br />
Faks: +90 264 281 81 58<br />
Tesis:<br />
Rüstemler Tesisleri<br />
Adapazarı / Sakarya<br />
www.sakaryaspor.com.tr<br />
Yayına Hazırlık<br />
Tasarım Yayın Grubu<br />
Tel: (0216) 418 32 21<br />
www.tasarimgroup.com.tr<br />
Baskı<br />
Matsis Matbaa Hizmetleri<br />
Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Caddesi No: 51<br />
Sefaköy / Küçükçekmece / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 624 21 11<br />
1
SAKARYASPOR<br />
İÇİNDEKİLER<br />
26 42 70<br />
4 Başkan’dan...<br />
10 50 + 1 Diriliş Yılı<br />
12 Sakaryaspor’un Kurumsal<br />
Vizyonu / Hakan Pizrenli<br />
15 Küllerinden Yeniden Doğan<br />
Efsane<br />
16 Anka Kuşu<br />
22 Devre Arası Transferlerimiz<br />
22 Maltepe Stadı’nı Doldurduk<br />
23 Bingöl Deplasmanına<br />
Özel Uçak<br />
23 DURAK<strong>54</strong> Açıldı!<br />
24 Takımımız İkinci Yarı<br />
Hazırlıklarını Antalya’da<br />
Tamamladı<br />
25 TOYOTA Otomotiv Sanayi<br />
Türkiye Sakaryaspor’a<br />
Destek Vermeye Devam Edecek<br />
25 A SPOR’la Canlı Yayın<br />
Anlaşması<br />
26 Yılmaz Vural ile Röportaj<br />
28 Osman Özdemir ile Röportaj<br />
30 Murat Hacıoğlu ile Röportaj<br />
32 Aytaç Ak ile Röportaj<br />
34 Zafer Aydoğdu ile Röportaj<br />
36 Mümin Aysever ile Röportaj<br />
38 Burak Bekaroğlu ile Röportaj<br />
42 Benim Sevdam,<br />
Benim Tarzım<br />
DÜKKAN<strong>54</strong> /<br />
Erkan Pizrenli<br />
44 Kondisyonerimiz<br />
Ali Gürsel ile Röportaj<br />
48 Taraftar Psikolojisi /<br />
Cemre Soysal<br />
50 Maça Bir Yıldız Gibi<br />
Hazırlanmak /<br />
Oktay Berkay Gürkan<br />
52 Rambo Hasan ile Röportaj<br />
<strong>54</strong> Tuncay Şanlı ile Röportaj<br />
56 Tolga Ballık ile Röportaj<br />
57 Şansal Büyüka ile Röportaj<br />
“Sakaryaspor’da oynamak<br />
bir ayrıcalıktır.”<br />
58 Turan Sarıgülle ile Röportaj<br />
60 Yeter ki... / Temel Yürek<br />
62 Hakan Dikmen ile Röportaj<br />
64 Sakarya’ya Maça Giderken.. /<br />
Hakan Dikmen<br />
70 Kış Aylarında Beslenme<br />
74 En Güzel 10 Kar Manzarası<br />
80 Her Bölgede Bir Cennet<br />
2
t 3
SAKARYASPOR<br />
O SENE BU SENE;<br />
İNANANLAR BAȘARIR,<br />
50+1 DİRİLİȘ YILI<br />
Sakaryasporumuzun başarısı için bu davaya inanan arkadaşlarımla tekrar yola çıkarken<br />
karşılaşacağımız tüm zorlukları ve engelleri aşacağımıza dair birbirimize söz vermiştik.<br />
Muhteşem taraftarımız tatangaların yüzünü güldürme zamanı artık gelmişti. Bakmasını bilen<br />
göz için her şeyin bir anlamı vardır; büyük şeylere ulaşabilmek için hiçbir şeyi küçümsemeden<br />
çalışmak gerekir. Bir işi yaparken inanmak, benimsemek, algılamak ve cesur olmak gerekir.<br />
Bizim gönlümüzdeki sakaryaspor sevgisi anlatılamaz; bizler bu sezon şampiyonluk hedefine<br />
varmak için Mayıs ayında ‘50+1‘ diriliş sloganı ile yola çıktık. İnandığımız yolda, radikal<br />
değişiklikler yaptık. Güçlü bir kadro oluşturduk ve yol arkadaşlarımızla birlikte inançla<br />
çalıştık. Önümüze çıkan zorluklar, dalgalı denizler bizi yıldıramadı. Şu günlerde, sezon<br />
sonunda şampiyonluğu kucaklamak için dur durak demeden tüm ekip çalışıyoruz. Daha<br />
önceki yönetim döneminde çıkardığımız dergiyi, DERGİ<strong>54</strong> adı ile çıkarmak yine bize nasip oldu.<br />
Artık tüm taraftarlarımız, aynı zamanda dijital olarak da okunabilecek dergilerine kavuştular.<br />
Tatangalara gurur duyacakları mağazaları, DÜKKAN<strong>54</strong>‘ü ve sevimli kafemiz DURAK<strong>54</strong>’ü<br />
sunduk. Değerli taraftarlarımızı elimizden geldiğince mutlu etmeye çalıştık; DÜKKAN<strong>54</strong><br />
Türkiye’de bir çok Süper Lig takımında olmayan, yurtdışı teslimatı da dahil olmak üzere<br />
e-ticaret satışına başladı. Bizi hiç yalnız bırakmadınız, hep desteklediniz. Sizler için ne yapsak<br />
azdır!<br />
Sakarya bizim, Sakaryaspor bizim...<br />
Sakarya Atatürk Stadı’nı her maçta doldurdunuz. Takımınızı iyi günde, zor günde sonuna<br />
kadar desteklediniz. Birlikte, zaman zaman güldük, bazen ağladık ama ben ve ekibim hep<br />
hayalimizin peşinde koştuk. 7 yıllık projemizin en zor yılını tüm dostların yardımı ile geçip,<br />
önce ’50+2’, ‘50+3’ daha sonra ‘50+4’ yıllarımızda Süper Lig’de olmayı planladık, umarım<br />
başarırız...<br />
Yol arkadaşlarımızla kenetlendik; bu büyük camianın her türlü güzelliği ve başarıyı<br />
yaşaması için gecemizi gündüzümüze kattık. Umudumuz, sezon sonu şampiyonluğa<br />
ulaşıp hep birlikte mutluluğu paylaşmak.<br />
SAKARYASPOR KULÜBÜ BAŞKANI<br />
Av. İSMAİL GÜRSES<br />
4
5
SAKARYASPOR<br />
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ<br />
6
DİĞER<br />
KURULLAR<br />
7
8<br />
SAKARYASPOR
9
SAKARYASPOR<br />
VİZYONUMUZ<br />
BİREYLERE DEĞİL, EVRENSEL KURALLARA BAĞLI, İNSANA YATIRIM YAPAN İDEALİST BİR KULÜP<br />
Sakaryaspor Kulübü, evrensel ve çağdaş futbol kulübü yönetim değerlerini takip ederek, etkin kurumsal kurallar<br />
çerçevesinde, tüm faaliyet alanlarında sürekli yapısını yenileyerek, çağın gereksinimlerine ayak uydurmayı kendine<br />
öncelikli hedef olarak belirler. Kısa ve uzun vadeli planlarla geleceği yapılandırmaya çaba harcayan ekipler oluşturmak,<br />
UEFA Mali Fair Play kriterlerine uymak için tüm yapılanmayı hayata geçirmek, insana yatırım yapmak, Sakaryaspor<br />
Kulübü’nün vazgeçilmez değerleridir.<br />
ŞEFFAF, VİZYONER VE KİTLESEL İLETİŞİM YÖNTEMLERİNİ ETKİN BİÇİMDE KULLANAN ÇALIŞKAN BİR YÖNETİM<br />
Sakaryaspor Kulübü’nü yöneten ekiplerin mali disiplin ve şeffaflık ilkelerini benimsemesi, eksik tüm kurumsal altyapıyı<br />
bu çerçevede yapılandırması beklenir. Yönetimler, ülkemizin en önemli markalarından birisi olan Sakaryaspor’un futbol<br />
alanında, ‘İstikrar’, ‘Kurumsallık’, ‘Yenilenme’, ‘Güç’, ‘Başarı’ kavramları ile daha sık anılır olmasını sağlamak için gerekli<br />
çalışmaları yaparlar. Ayrıca, kulübün toplumsal marka algısını ve bilinirliğini arttırmak için, konusunda uzman ekipler ile<br />
çalışarak, kitlesel iletişim araçlarını çağdaş standartlarda, şeffaf ve etkin yöntemler kullanırlar.<br />
KURUCU DEĞERLERE BAĞLI, CANINI DİŞİNE TAKIP MÜCADELE EDEN,<br />
SPORTMENLİĞİ ELDEN BIRAKMAYAN BİR TAKIM<br />
Sakaryaspor formasınının ve markasının üzerine yüklenmiş değerleri, ahlakı, kulübün özüne işlenmiş ilkeleri, şanlı<br />
tarihi kazanımları ve zorluklarda elde edilmiş tertemiz başarıları bilen, profesyonel sporcular ile çalışmak, altyapıdan<br />
ise bu kültüre bağlı gençler yetiştirmek Sakaryaspor Kulübünün öncelikli hedefidir. Sakaryaspor formasını giyip,<br />
eşsiz taraftarımızın desteğini alan her sporcunun, tüm emeğini ve çabasını şehrin birleştirici değeri olan Sakaryaspor<br />
Kulübü’nün başarısı için sarf etmesi, zaferler kazanmak için elinden gelen tüm çabayı terinin son damlasına kadar<br />
göstermesi ancak bunu yaparken sportmenlik, dostluk ve kardeşlik ilkelerinden asla taviz vermemesi beklenir.<br />
SÜPER LİG YOLUNDA FORMÜL 4Y<br />
Sakaryaspor Kulübü yönetim kurulunun 2020 Haziran ayına kadar belirlemiş olduğu vizyon programı, FORMÜL 4Y<br />
olarak tanımlanır. FORMÜL 4Y, Sakaryaspor Kulübü’nün belirlemiş olduğu ilkelere tam uyum içerisinde çalışması,<br />
kulübün dönüşümü için gerekli olan sportif ve yönetimsel faaliyetlerin hangi felsefeler ışığında, hangi zaman aralığı<br />
içerisinde yapılacağına dair bir yol haritasıdır. Yeni Yönetim, Yeni Vizyon, Yeni Takım, Yeni Stat bu formülün 4 ayağıdır.<br />
Birbirine organik olarak bağlı bu alanların tümünde yaşanacak değişimlerin, ana “başarı temelli hikâyeye” hizmet<br />
etmesi beklenmektedir. Yeni yönetim anlayışının, yeni vizyonu çerçevesinde, çağdaş standartlarda yapılacak kurumsal<br />
çalışmaları, sportif başarının ana temeli olan mücadeleci, sonuç odaklı yeni takım ile harmanlanacak, yeni stat ise<br />
kulübümüzün mali bağımsızlığının yanında, takımımızın ve taraftarımızın motivasyon altyapısını güçlendirecektir.<br />
FORMÜL 4Y stratejisinin her kademede uygulanması ile Sakaryaspor markasının 4 sezon sonrasında Türkiye Süper<br />
Ligi’ne çıkması, 7 sene içerisinde ise düzenli, istikrarlı, sürekli olarak Süper Lig’de Avrupa kupalarına katılım mücadelesi<br />
veren, şeffaf mali yapısı, kurallara bağlı istikrarlı yönetim anlayışı, sağlam sportif yapısı ile hak ettiği konuma getirilmesi<br />
hedeflenmektedir.<br />
50+1 #DirilişYılı<br />
Kulübümüzün 51. kuruluş yılı olan bu seneye uygun olarak ortaya çıkan felsefe, FORMÜL 4Y’de belirlenen yeni<br />
vizyonun bir ürünüdür ve futboldaki uzatmaları ifade eden +1 tabiri ile harmanlanarak 50+1, 50+2, 50+3, 50+4 olarak<br />
şekillendirilmiştir. Sakaryaspor Kulübünün mevcut, kendi marka değerinin çok aşağısında bulunan sportif ve yapısal<br />
konumundan bir diriliş sergileyerek kurtulması fikri üzerinden yola çıkarak, uzun çalışmalar sonunda, 2<strong>01</strong>6-2<strong>01</strong>7<br />
sezonu 50+1 #DirilişYılı olarak belirlenmiştir. Diriliş hikâyesi bir bütün olarak ifade edilmekte, dipten çıkış, küllerinden<br />
doğma prensipleri üzerine inşa edilmiştir. Tüm kenti, tıpkı kuruluş hikayemizde olduğu gibi birlik içinde kenetlemek,<br />
bu vizyonun bir parçası yapmak için bir sezon boyunca, markalaşmış olan 50+1 #DirilişYılı mottosu kullanılacak, temalı<br />
etkinlikler düzenlenecektir. Takım, yönetim, taraftar kısacası bir kent el ele vererek kulübümüzü diriltmenin önemi<br />
gösteren bu vizyon, önümüzdeki seneler içerisinde de yıllara uygun vizyonlarla sürdürülecektir. Nihai hedef, şehrimizin<br />
plaka numarası ile aynı olan kulübümüzün <strong>54</strong>. kuruluş yıl dönümü olan 17.06.2<strong>01</strong>9’u, Türkiye Süper Ligi’ne yükselmeyi<br />
hak etmiş bir kulüp olarak tüm şehirde düzenli, görkemli etkinliklerle kutlamak, Sakaryaspor’u hak ettiği konuma<br />
yükseltmektir.<br />
10
S A K A R Y A R E F E R A N S L A R<br />
RAMADA OTEL SAKARYA I SAPANCA SGM<br />
I SAKARYA AKYAZI<br />
SGM I I MONO<br />
CAFE & RESTAURANT TMO I HENDEK<br />
ATATÜRK PARKI I <br />
I SOPRANO CAFE<br />
T www.tibetmimarlik.com<br />
11
SAKARYASPOR<br />
SAKARYASPOR’UN<br />
YENİ KURUMSAL<br />
VİZYONU<br />
HAKAN PİZRENLİ<br />
Yüksek Divan Kurulu Üyesi<br />
Küçük bir çocukken, soğuk bir kış<br />
gününde, babamın elinden tutup<br />
geldiğim bir maçta tanıştım yeşil ve<br />
siyahın en güzel haliyle. Sakarya<br />
Ata türk Stadyumunu çevrelemiş o<br />
yoğun sevgi formunda, yeşil sahaya<br />
çıkan takımı görünce insanların yüzünde<br />
oluşan o gurur, sevinç ve gülümsede<br />
buldum aradığım heyecanı.<br />
Sakaryaspor benim için Sakarya’yı<br />
babamın doğduğu şehir olmaktan<br />
öteye götürdü; hayatımızın değişmez<br />
bir parçası, tutunup bırakamadığımız<br />
bir tutku haline getirdi. Yıllar yılı iyi<br />
günde kötü günde, yağmurda çamurda<br />
o tribünlerde oturup hep aynı tutku ile<br />
desteklenen o takımı görerek büyüdük<br />
ve kaderin cilvesi, değerli başkanımız<br />
İsmail Gürses sayesinde o renklere<br />
hizmet verir noktaya geldik. Başkanımızın<br />
çizmiş olduğu uzun soluklu<br />
vizyonun, kurumsal yapıda işleyen, bu<br />
güzel şehrin ve insanlarının hak ettiği<br />
konumlara gelmiş istikrarlı, şeffaf<br />
bir Sakaryaspor hayalinin etkisi ve<br />
heyecanı ile kolları sıvayıp çalışmanın<br />
vakti gelmişti.<br />
Yeri gelir hepimiz kendi kendimize<br />
olduğumuz anlarda, yönetimsel konuları<br />
düşünürken “ben olsam böyle<br />
yapardım” diyerek hayıflanırız. Ben<br />
de bu anlarda Sakaryaspor için en<br />
etkili görev yapacağım alanın kitlesel<br />
iletişim, marka yönetimi olduğunu<br />
düşünürdüm ve çok şükür bu görev ile<br />
onulandırıldım.<br />
Ekibimiz ile birlikte Sakaryaspor’un<br />
öncelikle sosyal medya ve internet<br />
ortamındaki geçmiş iletişimini masaya<br />
yatırarak, özellikle yurtdışında<br />
konuşlanan kulüplerin prensiplerini,<br />
çağdaş iletişim standartlarının hangi<br />
yolda ilerlediğini inceleyerek adeta<br />
devrim niteliğinde değişiklikler yapmamız<br />
gerektiğine inandık. Heyecan<br />
ve umudunu kaybetmiş Sakaryaspor<br />
sevdalılarına, doğru hamlelerle neleri<br />
başarabileceğimizi yeniden hatırlatmak,<br />
genç kitleleri kulüp etrafından<br />
kilitlemek, gelecek vizyonumuzu<br />
kitleye daha önce yapılmamış sıklıkta,<br />
görselliğe, estetiğe ve çizilen hayali<br />
elle tutulur gerçeğe çevirecek şekilde<br />
sunmak istedik. Uzun soluklu, sabır<br />
gerektiren bu yolculuğa öncelikle inanılacak<br />
bir ‘değişim’ olgusu sunulması<br />
gerektiğini düşünerek, kulübümüzün<br />
bünyesine aldığımız tüm sosyal medya<br />
hesaplarımızdan bunun iletişiminin<br />
kurumsal bir dille sağlanması gerektiğini<br />
düşündük, eski alışkanlıklarımızdan<br />
sıyrılarak, futbolda sportif ve<br />
kitlesel iletişim başarısının %70’inin<br />
psikolojik olduğunun bilinciyle çalışmalara<br />
başladık.<br />
12
Kulübümüzün 51. kuruluş yıl dönümü<br />
olan 17.06.1965 aslında vizyon<br />
oluşumunda ekibimiz için bir mihenk<br />
taşı oldu. Gece geç saatlerde kulübümüzün<br />
daha önceden kurumsal ve<br />
etkili organizasyonlarla kutlamadığını<br />
tespit ettiğimiz kuruluş yıldönümümüzü<br />
çarpıcı bir şekilde kutlamak<br />
için çalışmalar yaparken, futboldaki<br />
uzatmaları ifade eden +1, kulübümüzün<br />
50 yıllık engin birikimi, köklü<br />
geçmişi ile birleşerek 50+1 oldu. Bu<br />
50 yıllık geçmişimizin önemini kavradığımızı,<br />
ondan güç aldığımızı yansıtan<br />
ancak aynı zamanda yeni bir fidan gibi<br />
taptaze umutlarla geleceğe baktığımızı,<br />
yenilenme arzumuz, ihtiyacımızı<br />
sembolize eden bir kavram olarak<br />
tarafımızca beğenildi. Kulübümüzün<br />
hak ettiği noktalara gelmesi için top<br />
yekün bir ayağa kalkış göstermesi<br />
gerektiğini de düşünerek, #DirilişYılı<br />
kavramı benimsendi ve 50+1<br />
ile harmanlanarak senenin sloganı<br />
oldu. Ekibimiz ile birlikte başkanımız<br />
İsmail Gürses’in çizdiği uzun soluklu<br />
vizyon çerçevesinde de, her seneye ait<br />
sloganlarımız belirlenerek, 50+4 yani<br />
şerimizin plaka numarası <strong>54</strong>. yılımızda<br />
Süper Lig’e çıkmış bir Sakaryaspor<br />
hedefi camianın önüne konuldu.<br />
Hedefler bağlamında, profesyonel<br />
ekiplerimiz ile birlikte kulübümüzün<br />
tüm iletişim kanallarının standartlarını<br />
tek tek oluşturarak, belirlediğimiz<br />
içerikler çerçevesinde grafik tasarımcılar<br />
tarafından yapılan her bir<br />
paylaşımın, hem metin hem de görsel<br />
açısından, ulusararası kulüplerin<br />
standardlarına ve çizmek istediğimiz<br />
yeni yola uyacak şekilde sürekli olarak<br />
kontrol edilmesini sağladık. Kulübümüzün<br />
bundan önce yoksun olduğu<br />
kitleye içerik yaratma, sadece kulübümüz<br />
tarafına doğru ve etkin haberlerin<br />
kitleye sağlanmasın garanti altına almak<br />
için ve takımımızı, oyuncularımızı<br />
hak ettikleri şekilde lanse edebilmek<br />
adına, profesyonel fotoğrafçılık hizmeti<br />
alımına başladık ve yüksek standartlı<br />
görsellerin her bir mecrada kullanımını<br />
sağladık. Ayrıca sosyal medyada<br />
kullanılan metin içeriğinin motive<br />
edici, güçlü söylemlere ve kulübümüze<br />
yakışan hırsı, iddiayı yansıtması sağlandı.<br />
İçerik konusunda canlı yayınlar,<br />
Instagram’ın Hikaye özellikleri sürekli<br />
ve uygun zamanlarda kullanılarak<br />
kitlelerin sürekli sıcak tutulması bir<br />
standart haline getirildi.<br />
Bir sonraki aşama ise “Köklere Bağlı<br />
Değişim” kavramını pekiştirmek için,<br />
değişime gerçek bir inanç yaratmak<br />
için, kulübümüzün 1980’li yıllardaki<br />
altın yıllarında, Oğuz Çetin’lerin, Aykut<br />
Kocaman’ların göğsünde gururla taşıdığı<br />
ve onlarca zafere koştuğu efsane<br />
SS logomuza dönüşüm projesiydi.<br />
Sosyal medya hesaplarımızda binlerce<br />
katılımcı ile düzenlenen anket<br />
sonucunda çıkan irade sonucunda,<br />
kulübümüz logo değişimini sağlamış,<br />
tüm alanlarda kurumsal kimlik<br />
çalışmalarını ise profesyonel ekiplerle<br />
tamamlayarak uygulamalarını yaptık.<br />
Logo değişimine ve “küllerinden<br />
yeniden doğan” bir Sakaryaspor’u tüm<br />
Türkiye’ye hatırlatmak için de tüm<br />
sosyal medya hesaplarımızdan paylaşılıp<br />
bir milyon kişi tarafından izlenen<br />
bir profesyonel video yaparak adeta<br />
takipçilerimizi kulübümüzün yaşadığı<br />
değişime kitlemeyi başardık.<br />
Çalışmalarımızın bir diğer ayağını<br />
da takımımızın oyuncularına yönelik<br />
motivasyon çalışmaları oluşturdu.<br />
Fiziksel olarak yenilenmekte olan<br />
Rüstemler tesislerimizde senenin<br />
vizyonunu, manifestosunu, sloganlarını<br />
içeren onlarca pankart hazırlandı,<br />
oyuncularımızın odalarına Sakaryaspor<br />
gerçeğini ve kendilerini nasıl bir<br />
gelecek beklediğini anlatan mektuplar<br />
kaleme alındı.<br />
Çok uzun süredir pasif kalmış internet<br />
sitemizi ise sıfırdan, tüm cihazlara<br />
uyumlu olacak şekilde yenileme işine<br />
de çok geçmeden başlayarak yaklaşık<br />
3 ay süren, ekiplerimizle birlikte gece<br />
gündüz çalışarak, kulüpte bulunmayan<br />
arşiv dosyalarına ulaşarak, sürekli<br />
olarak sitenin güncel tutulacağı bir<br />
şekilde yapılması için çalıştık ve açılışını<br />
gerçekleştirdik. Sakaryaspor.com.<br />
tr’yi açıldığı Ağustos ayından bu yana<br />
76.600 kişinin ziyaret ettiği, kitlenin<br />
güncel haberleri anında öğrendiği,<br />
tüm maç sonuçlarına, raporlarına,<br />
takım oyuncularımızın kurumsal olarak<br />
tanıtıldığı içeriklere, kulübümüzün<br />
videolarına, röportajlara ve maç,<br />
idman fotoğraflarına hiçbir kısıtlama<br />
olmadan ulaşabildiği bir yapı haline<br />
getirmekten ötürü büyük memnuniyet<br />
duyuyoruz.<br />
Kulübümüz ve yönetim kurulumuzun<br />
en önemli projelerinden Dükkan<strong>54</strong>’ün<br />
büyük fedekarlıklar ve emek ile tamamen<br />
kurumsal bir yapıda kurulmasının<br />
ardından, yönetim kurulu<br />
üyelerimiz Dükkan<strong>54</strong>’ün e-ticaret<br />
platformuna sahip olması, tüm dünyadaki<br />
Sakaryalılara ürün tedariği<br />
yapılabilmesi için bir internet sitesine<br />
sahip olması gerektiğine dair bir irade<br />
koydular. Bu bağlamda ekibimize başkanımız<br />
ve ilgili yönetim kurulu üyeleri<br />
tarafından verilen görevlendirme ile,<br />
Dükkan<strong>54</strong> markasına dair tüm sosyal<br />
medya hesapları kurulup, kulübümüz<br />
kontrolüne geçirilmiş, her bir ürünün<br />
profesyonel fotoğraflarının kurumsal<br />
yapıda paylaşılması, hesapların<br />
Sakaryaspor ile süreli organik bağlı<br />
olarak büyütülmesi projesi hayata geçirilmiş,<br />
bir yandan da dukkan<strong>54</strong>.com<br />
e-ticaret platformunun kurulumuna<br />
başlandı.<br />
13
SAKARYASPOR<br />
Çok kapsamlı bir uğraş gerektiren,<br />
çok derin detaylar içeren Sakaryaspor<br />
tarihinde bir ilk olacak lisanslı ürün<br />
tedariğinin internetten yapılması<br />
projesi ekiplerimizin fedakar çalışmalarıyla<br />
hayata geçti. Tasarımı ile hem<br />
göze hitap eden, kullanıcı dostu online<br />
satış mağazamız dukkan<strong>54</strong>.com açıldı<br />
ve açıldığı günden beri 10.000 yeni<br />
kullanıcının ziyaret ettiği, onlarca<br />
sipariş verdiği başarılı bir platform<br />
oldu. Sürekli olarak güncellenen ve<br />
çağa göre yenilenen dukkan<strong>54</strong>.com<br />
Sakaryaspor Kulübü’nün gelecekteki<br />
önemli gelir kaynaklarından olacaktır;<br />
bu projede katkımız olmasından ötürü<br />
gururluyuz.<br />
Son dönemde uzun girişimler sonucunda<br />
almayı başardığımız “mavi tık”<br />
ile artık tamamen kulübümüze ait<br />
resmi hesap statüsü kazanan sosyal<br />
medya hesaplarımızdan, kitlemizle<br />
temiz, sade, etkin ve çarpıcı iletişim<br />
yapmaya, belirlediğimiz standartların<br />
üstüne koyarak, Türkiye’de sadece<br />
birkaç kulübün gösterebildiği özeni<br />
göstererek, bu alanda diğer ekiplere<br />
yol gösteren bir Sakaryaspor profili<br />
çizmeye, Türk futbolunun en önde<br />
gelen kurumsal iletişim standartlarına<br />
sahip bir kulüp yaratmak en önemli<br />
hedefimiz. Sakaryaspor Başkanımız<br />
İsmail Gürses ve fedakar yönetim kurulunun<br />
çalışmaları ve vizyonu sayesinde,<br />
BİREYLERE DEĞİL, EVRENSEL<br />
KURALLARA BAĞLI, İNSANA YATIRIM<br />
YAPAN İDEALİST BİR KULÜP olacağız!<br />
Belirlediğimiz ilkeler çerçevesinde<br />
bıkmadan usanmadan çalıştığımızda,<br />
bu emeklerin meyvelerini toplayacak,<br />
uzun vadede Avrupa kupalarında mücadele<br />
eden, uluslararası tanınırlığı<br />
yüksek bir kulübe dönüşeceğiz! Tüm<br />
Sakarya kenti, Sakaryaspor camiası<br />
elele vererek bu olguyu gerçeğe<br />
dönüştürecek. Uzun vadede başarı ile<br />
Sakaryaspor’u belirlediğimiz vizyon<br />
çerçevesinde hak ettiğimiz noktalara<br />
getirdiğimizde, bu dirilişin “Sakaryaspor<br />
Modeli” olarak kulüplere örnek<br />
bile teşkil edebileceğini düşünüyoruz.<br />
Yukarıda altından başarı ile kalkabildiğimiz,<br />
Sakaryaspor’a ek değerler<br />
kattığına inandığımız işlerin kısa bir<br />
özetini sunduk. Bizler bir vizyonu<br />
oluşturmak, inanılan değerlerin altını<br />
çizmek ve işlerin belirlediğimiz bu<br />
çerçevede yapıldığını sürekli kontrol<br />
etmek, gerekirse ekip ile birlikte gece<br />
gündüz çalışarak Sakaryaspor’un<br />
hayatımızda ne denli önemli olduğunu<br />
ekiplerimize göstermek ile görevliyiz.<br />
Ancak işin mutfağındaki yetenekli,<br />
aynı görev bilincini taşıyan, fedakar<br />
aşçılar olmadan bu masaya gelen<br />
yemek bu denli lezzetli olmazdı. Sabah,<br />
akşam demeden Sakaryaspor’a<br />
değer katacak projelerde emek veren<br />
ekiplerimize izninizle teşekkür etmek<br />
istiyorum. Anlık transfer haberi girişinden,<br />
maçtaki golün en geç 1 dakika<br />
içinde sosyal medyadaki tüm mecralara<br />
girişine, dukkan<strong>54</strong>’teki posttan,<br />
dukkan<strong>54</strong>.com’daki ürüne kadar tüm<br />
görevlerini başarıyla tamamlayan,<br />
yaptığımız işin sorumluluğu ve başarmak<br />
istediğimiz yüksek standartlar<br />
gereği bazen tarafımca daha hızlı,<br />
daha çok çalışma baskısı altında bırakılan,<br />
ancak her seferinde memnuniyet<br />
ile çalışarak görevleri istediğimiz<br />
standartlarda tamamlayan, AZ SONRA<br />
Ajans ve Anıl Arpat’a Sakaryaspor<br />
Kulübü adına teşekkür ederim. İnternet<br />
sitemizin tüm cihazlara uyumlu<br />
olarak kurulumunu başarı ile yapan,<br />
her bir talep ve isteğimizi başarı ile<br />
tamamlayıp, tüm güncellemeleri seri<br />
bir şekilde tamamlayan, kulübümüze<br />
örnek bir internet sitesi kazandırılmasında<br />
önemli katkıları bulunan İLAY<br />
BİLİŞİM, İlker Gülener’e Sakaryaspor<br />
Kulübü adına teşekkür ederim. İç<br />
saha maçlarımızda ve Rüstemler’deki<br />
antrenmanlarda haber, yeni transfer<br />
durumunda da hızlı bir şekilde aksiyon<br />
alarak bize en iyi şekilde profesyonel<br />
fotoğraf sağlayan AMASYALI FOTOĞ-<br />
RAFÇILIK, İrfan Amasyalı’ya Sakaryaspor<br />
Kulübü adına teşekkür ederim.<br />
Dukkan<strong>54</strong>.com online satış mağazamızın<br />
kuruluşunda gösterdikleri iş<br />
birliği ve desteklerden ötürü, Bilginet<br />
ve Payu firmalarına da Sakaryaspor<br />
Kulübü adına teşekkür ederiz. Beni<br />
Sakaryaspor’lu yapan, hayattaki en<br />
iyi dostum, sırdaşım ve çalışkanlığı,<br />
mükemmel insan ilişkileri, dürüstlüğü<br />
ile benim için örnek kişilik, kulübümüzün<br />
Basın Sözcüsü ve Dükkan<strong>54</strong>’ten<br />
sorumlu yönetim kurulu üyesi Erkan<br />
Pizrenli’ye ve son olarak bana güvenerek<br />
kulübümüze hizmet etmemi<br />
sağlayan, yolumuzu açan, daimi<br />
destekçimiz, kulübümüzün geleceği ve<br />
bekası için gecesini gündüzüne kadar<br />
başkanımız <strong>Sayı</strong>n İsmail Gürses’e de<br />
sonsuz teşekkürler!<br />
Kulübümüz ve yaptığımız işler ile ilgili<br />
tüm görüş, öneri ve değerlendirmelerinizi<br />
kurumsaliletisim@sakaryaspor.<br />
com.tr adresine gönderebilirsiniz.<br />
Yeşil Siyahlı renklere gönül vermiş<br />
milyonlara kucak dolusu sevgiler!<br />
14
15
SAKARYASPOR<br />
ANKA KUȘU<br />
Sakaryasporumuzun 50+1 Diriliş Yılı<br />
vizyonu ve projesi kapsamındaki ideallerini<br />
yansıtmak ve “küllerimizden<br />
yeniden doğmak” fikrini simgeleştirmek<br />
adına, İzmirli ünlü sanatçı Cem<br />
Erkal’a yaptırılan Anka Kuşu heykelimiz<br />
Atatürk Stadyumu yanındaki yerini<br />
aldı. Anka Kuşu’nun tarih sayfalarında<br />
bu dirilişin sembolü olarak yerini<br />
alması öngörülmektedir.<br />
16
17
18<br />
SAKARYASPOR
19
SAKARYASPOR<br />
TEKNİK KADRO<br />
FUTBOL TAKIMIMIZ<br />
20
21
SAKARYASPOR / HABER KÖŞEMİZ<br />
DEVRE ARASI<br />
TRANSFERLERİMİZ<br />
Devre arası transfer döneminde kulübümüz<br />
7 futbolcu ile anlaşma sağladı.<br />
Coşkun Yılmaz ve Mümin Aysever ile<br />
hücüm hattını güçlendirirken, Abdurrahman<br />
Canlı, Cihan Yıldız, Fahri<br />
Tatan ve Fatih Özçelik ise orta sahaya<br />
takviye verecek olan isimler olarak yeşil<br />
siyahlı formamızı giymeye başladı.<br />
Yeşil siyahın kalesini koruyan isimlerin<br />
arasına ise Bora Sevim eklendi.<br />
MALTEPE STADINI<br />
DOLDURDUK<br />
17. hafta karşılaşmasında deplasmanda Maltepespor ile karşılaşan yeşil<br />
siyahlılarımızı, büyük Sakaryaspor taraftarı yalnız bırakmadı. Sakarya’dan ve<br />
İstanbul’dan yüzlerce taraftarımız otobüslerle ve özel araçlarıyla Maltepe’ye akın<br />
etti. Karşılaşma Maltepe Stadı’nda iki bin kişinin üzerinde taraftarımızın önünde<br />
oynandı.<br />
22
BİNGÖL DEPLASMANINA ÖZEL UÇAK<br />
Diriliş Yılı’nın 15. haftasında deplasmanda 12 Bingölspor ile oynanan karşılaşma için kafilemiz, Sabiha Gökçen<br />
Havalimanı’ndan kalkan, Atlas Global Havayolları’na ait, KK1965 sefer sayılı özel uçakla Bingöl’e ulaştı.<br />
DURAK<strong>54</strong> AÇILDI!<br />
#durak<strong>54</strong> Atatürk Stadyumu önünde<br />
açıldı! Hazırız, seni bekliyoruz! Maç<br />
öncesi içeceklerini #durak<strong>54</strong>’ten al,<br />
#Sakaryaspor’a destek ol! #DirilişYılı<br />
23
SAKARYASPOR<br />
TAKIMIMIZ<br />
İKİNCİ YARI<br />
HAZIRLIKLARINI<br />
ANTALYA’DA<br />
TAMAMLADI...<br />
Takımımız, Diriliş Yılı’nın ikinci<br />
yarısında hazırlıklarının 2. etabı için<br />
Antalya’daydı. 1 haftalık Rüstemler<br />
etabı sonrası 2 Ocak’ta Antalya’da toplanan<br />
yeşil siyahlılarımız oniki günlük<br />
verimli bir antrenman programıyla 2.<br />
yarıya hazırlandı. Zaman zaman günde<br />
3 idman yapan ekibimiz bu süreç içerisinde<br />
hem fizik kondisyon açısından<br />
hem taktiksel anlamda çok verimli<br />
çalışmalar yaptı. Yeni transferlerimizin<br />
de dahil olduğu kamp programının<br />
ardından Ankara Adliyespor maçı<br />
için doğrudan Ankara deplasmanına<br />
geçildi.<br />
24
TOYOTA OTOMOTİV SANAYİ TÜRKİYE,<br />
SAKARYASPOR’A DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEK<br />
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, Sakaryaspor’a sağladığı 250<br />
bin TL’lik desteğe 5. yılında da devam edecek.<br />
Sporun ve sporcunun destekçisi Toyota Otomotiv Sanayi,<br />
Sakarya’nın kalkınmasına yönelik yaptığı çalışmalarını her<br />
alanda sürdürüyor. Bölgenin spor alanındaki faaliyetlerine<br />
de katkıda bulunan Toyota Otomotiv Sanayi, şehrin simgelerinden<br />
Sakaryaspor’a verdiği desteğe bu yıl da devam<br />
edecek. Yenilenen 250 bin TL değerindeki destek anlaşması;<br />
nakit desteği, stat içi ve dışı reklam panolarının yenilenmesini<br />
kapsıyor. Destek anlaşması hakkında konuşan Toyota<br />
Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdür ve CEO’su Hiroshi<br />
Kato, “Şehrimizin önemli simgelerinden olan takımımız<br />
Sakaryaspor’umuza desteğimizi bu yıl da sürdürmekten<br />
mutluluk duyuyoruz. Yeni dönemde başarılar diliyorum.”<br />
ifadelerini kullandı.Sakaryaspor Kulübü Başkanı Av. İsmail<br />
Gürses “Sakaryasporumuzun küllerinden yeniden doğacağı<br />
bu Diriliş Yılı’nda Toyota’nın kulübümüze vermiş olduğu<br />
desteği çok önemsiyor, kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.”<br />
dedi.<br />
A SPOR’LA CANLI<br />
YAYIN ANLAŞMASI<br />
Başkanımız İsmail Gürses ve yönetim<br />
kurulu üyelerimiz, A SPOR spor yayınları<br />
koordinatörü Serkan Korkmaz,<br />
Spor Yayınları Koordinatör Yardımcısı<br />
Ender Bilgin ve Yayın Müdürü Okan<br />
Esen ile yapılan görüşmenin ardından<br />
karşılıklı anlaşmaya vardı. Başkanımız<br />
İsmail Gürses ve yönetim kurulunun<br />
üzerinde uzun süredir çalıştığı canlı<br />
yayın projesi A SPOR işbirliğiyle hayata<br />
geçti!<br />
#Sakaryaspor’un maçları A SPOR’da<br />
canlı olarak yayınlandı.<br />
25
SAKARYASPOR<br />
YILMAZ<br />
VURAL<br />
26
Sakaryaspor’da teknik görev almış<br />
biri olarak sizden biraz Sakaryaspor’u<br />
dinleyebilir miyiz? Sizin için önemi<br />
nedir bu kulübün?<br />
1953 doğumluyum. Lise öğrenimim sırasında<br />
seçmelerin olduğunu söylediler,<br />
ben de katıldım ve 1969 senesinde<br />
futbola ilk Sakaryaspor altyapısında<br />
başladım. Biz Deve Ziya, Sarı İhsan,<br />
Kaleci Saadettin ile, Sarı Muammer<br />
(Altın Kafa) ile büyüdük. Rıfkı abi,<br />
Antalyalı Erdal ile büyüdük. Dolayısıyla<br />
1965’te kurulan bu kulüp ile<br />
beraber büyüdüm ben. Hiç unutmam,<br />
Galatasaray gelmişti Adapazarı’na<br />
Yıldırımspor ile maç yapmaya; orada<br />
Metin Oktay’ı seyrettik. Düz duvarları<br />
aşıp maçlara girmeye çalışırdık, böyle<br />
bir sevda bizim için. Babam doksanlı<br />
yaşlarında, hala maç kaybettiğimizde<br />
ağlar. Başka takım tutmaz kimse, biz<br />
hepimiz Sakarysporluyuz. Futbolu da<br />
bu kulüple sevdik.<br />
Adapazarı’nda bir futbol kültürü olduğu<br />
söylenir hep, herkes bir şekilde bir<br />
sporla özellikle de futbolla ilgilidir. Siz<br />
de böyle mi düşünüyorsunuz?<br />
Biz buranın yerliyiz; bu şehirde<br />
buranın kültürüyle büyüdüm. Hacı<br />
Numan amca vardı, benim hayatımda<br />
çok önemli bir yeri vardı. Onun evinde<br />
pişen her yere dağıtılırdı, varlıklı bir<br />
adamdı. Evinde bütün mahallenin<br />
çocukları oyun oynardı, buranın böyle<br />
bir kültürü vardı. Bizim o zaman nesil<br />
50.000 kişiydi belki. Yolda yürüdüğünüz<br />
zaman herkes birbirini tanırdı. Bugün<br />
Bulvar neyse, o zaman da öyleydi. Her<br />
şeyi orada yaşardık. Bütün depremlerini,<br />
sinemalarını, insanlarını hatırlarım.<br />
Burada futbol bir hayat biçimidir; kupa<br />
maçlarını, her türlü ligden maçları<br />
herkes takip ederdi ama asıl en çok<br />
mahalle arasında yapılan maçlar,<br />
köylerin birbiriyle maçlarında halk bir<br />
araya gelirdi. İnanılmaz futbol sevgisi<br />
olan, genetiğinde bu spora gönül<br />
vermiş insanlar çıktı buradan. Sadece<br />
futbolda da değil aslında, bir çok spor<br />
dalında Adapazarı’ndan insanları<br />
görürsünüz; bilardoda, motosiklette,<br />
boksta…<br />
Özellikle 80’li yıllarda Sakaryaspor,<br />
büyük kulüplere futbolcu transferlerine<br />
başladı. Bu hızlı ivme nasıl oldu?<br />
Aslında sadece 80’li yıllarda değil, kurulduğundan<br />
beri böyledir. Bir dönemde<br />
milli takımda 8 tane Sakaryaspor’lu<br />
olduğunu hatırlıyorum. Sadece futbolcu<br />
olarak değil; Şansal Büyüka, Fahrettin<br />
Cüroğlu, Tahsin Kaya’yı gündeme taşıyan<br />
kulüp oldu. Şu anda gördüğünüz<br />
bir çok oyuncu, hocalar, teknik insanlar<br />
hepsi Adapazarı’ndan gelir.<br />
Kulübün şu anki durumunu nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Tabii bir çok şeyle bağlantılı olarak bir<br />
düşüş süreci yaşamıştı kulüp geçmişte.<br />
Ama şimdi İsmail Başkan ile<br />
birlikte yönetimimiz iyi çalışıyor, tekrar<br />
yükseliyor. Elbette yeni stadın da etkisi<br />
oldu. Hiç unutmuyorum; 2<strong>01</strong>3 senesinde<br />
rahatsızım, evde yatıyordum. Şansal<br />
Büyüka ve o zamanın önemli bir kaç<br />
futbol camiasından ismi aradı. Yakında<br />
transfer yasağı başlayacak, Sakaryaspor<br />
için bir şeyler yapmamız lazım<br />
dediler. Hepimiz dertlendik, koşturduk<br />
gittik Adapazarı’na neler yapabiliriz<br />
diye. Hiçbirimiz 3 ay boyunca para almadan<br />
çalıştık, bir sürü oyuncu çıkardık<br />
o dönemden. Beşiktaş’a, Kayseri’ye<br />
oyuncu gönderdik, onlar tabii kulübe<br />
para transferi sağlayacak bütçe oluşturmuş<br />
oldular. Adapazarı’nda yıllar<br />
sonra geçirdiğim 3 ayı asla unutmam,<br />
çok güzel günlerdi.<br />
Kamuoyunda bu konular çok negatif<br />
yansıdı, şimdi sizden dinleyince<br />
aslında başarısız bir dönem olmadığı<br />
görülüyor…<br />
Ben vefa borcumu yerine getirmek<br />
istedim doğup, büyüdüğüm şehre.<br />
Zararını, yararını düşünmeden<br />
kalktım gittim. Bugün hala aktif olan<br />
çok değerli oyuncular çıkardık ama<br />
bakarsanız o dönemki haberlere benim<br />
dönemim dediğiniz gibi başarısız<br />
görünüyor, insanlar gerçek hikayeyi<br />
bilmiyor elbette. Burada Tatangalarla<br />
iş insanları ile kurduğumuz ilişkiler<br />
sayesinde bugün bile yapılan bazı<br />
yeniliklerin temellerini o zamanki çabalar<br />
atmış oldu. Stat için dahi vali ile<br />
görüştüğümüz zamanları hatırlıyorum.<br />
Hangi 3. Lig yayının maçı naklen veriliyor?<br />
Sponsor bulunmuş, yayın kanalı<br />
bulunmuş maçlar yayınlanıyor, böyle<br />
bir şey bulamazsınız başka yerde.<br />
Büyük çabalardır bunlar. Sakaryaspor<br />
bizim kendi çocuğumuz, Adapazarı’nda<br />
var oluş nedenimiz. Yaşadığı tüm<br />
zorluklara rağmen yerinden vaz geçmeyen,<br />
bu şehrin mücadelesini veren<br />
Adapazarı’nın güzel insanlarının en<br />
değerli markasıdır.<br />
Sakaryaspor bizim<br />
kendi çocuğumuz,<br />
Adapazarı’nda var oluş<br />
nedenimiz. Yaşadığı<br />
tüm zorluklara rağmen<br />
yerinden vaz geçmeyen,<br />
bu şehrin mücadelesini<br />
veren Adapazarı’nın<br />
güzel insanlarının en<br />
değerli markasıdır.<br />
Sizin eğitim geçmişiniz başka kimsede<br />
yok bildiğimiz kadarıyla?<br />
Futboldan gelip de, 2 tane üniversite<br />
bitirmiş kaç kişi var? Türkiye’de<br />
üniversite eğitimi ile sporun bir arada<br />
gidemediği bir durum var. Dünyanın<br />
en önemli spor akademisinde yurtdışında<br />
eğitim gördüm, futbol öğretim<br />
grevlisi oldum. 30 yıldır aralıksız<br />
26 farklı takımda çalıştım. Dünyada<br />
başka örneği yok bunun. Almanya’da<br />
teknik eğitim aldım, kurslar bitirdim.<br />
İlk pro-lisans sahibi benim. 718 resmi<br />
maç yönetmişim. Bir Adapazarlı olarak<br />
bunları başardım, kimsenin desteği<br />
olmadan. Emeğimizle bunları yaşama<br />
şansı buldum. Bir Adapazarlı kimsenin<br />
boyunduruğu altında olmak istemez,<br />
şehrimizin öğretisini aldım ben.<br />
Şu anda Sakaryaspor bir yükseliş<br />
dönemi yaşıyor yeni yönetimle ve taraftar<br />
desteğiyle. Umuyoruz ki Süper<br />
Lig’e giden bir yol var. Siz nasıl görüyorsunuz<br />
kulübün geçmiş dönemlerini<br />
de bilen biri olarak bugünü?<br />
Sakaryaspor profesyonel anlamda<br />
yönetilme yoluna girmişti geçmiş zamanlarda<br />
fakat o süreç yürümedi pek.<br />
Sakarya Belediyesi, Sakarya Taraftarlar<br />
Derneği’ne hisseler devretti. Ben<br />
de hisse aldım o dönemde. Elimden<br />
geldiğince takımın destekçisi olmaya<br />
devam ettim. Başına kim gelirse<br />
gelsin, kim teknik yönetimi yaparsa<br />
yapsın; bütün o ‘biz yaparız, ederiz’<br />
diyenlere rağmen gerçek destekçi<br />
olanlar biz olduk. Şu anda futbolculara<br />
tek kuruş borç yok, kimseye bir<br />
vereceğimiz yok. Bu bir kulüp için çok<br />
önemli adımlar, iyi gelişmeler. İyi bir<br />
yolda olduğumuzu görmek beni mutlu<br />
ediyor. Sakaryaspor şu an tekrar diriliş<br />
dönemini yaşıyor. İsmail Başkan ile,<br />
Tatangalar ile daha da iyi sonuçlar<br />
alınacak.<br />
27
SAKARYASPOR<br />
OSMAN<br />
ÖZDEMİR<br />
30 yıllık bir kariyer...<br />
Gençlerbirliği, Konyaspor,<br />
Adana Demirspor ve daha<br />
niceleri... Ancak her zaman<br />
en çok heyecanlandıran<br />
da Sakaryaspor! Teknik<br />
Direktörümüz Osman<br />
Özdemir ile takımımızı,<br />
kariyerini, unutamadıklarını<br />
Sultanbeyli Belediyespor<br />
maçı öncesi takımımızın<br />
kamp yaptığı otelde<br />
konuştuk.<br />
28
Sadece profesyonel olarak değil, Sakarya<br />
doğumlu ve Sakaryaspor’a gönül<br />
vermiş birisiniz de aynı zamanda. İlk<br />
olarak Sakaryaspor ne ifade ediyor<br />
sizin için, onu soralım.<br />
Sakaryalı olmak bizim için tabii ayrı bir<br />
şeref. Sakaryaspor’da çalışmak da ayrı<br />
bir gurur. Sakaryaspor’un benim için<br />
bir tutku olduğunu düşünüyorum. Geriye<br />
dönük yaklaşık 30 yıllık bir profesyonel<br />
hayatım var. Hem futbolculuk hem<br />
antrenörlük anlamında ama, Sakaryaspor<br />
başka bir şey benim için bambaşka<br />
bir anlam ifade ediyor. Buraya bütün<br />
hizmetimizi amatör ruhla verebilmek<br />
amacımız. İnşallah bunu da başarırız.<br />
Kulüpten bu dönem için ilk teknik<br />
direktörlük teklifi geldiğinde neler hissettiniz?<br />
Zor bir karar oldu mu böyle<br />
bir sorumluluk almak?<br />
Sakaryaspor’da çalışsam da çalışmasam<br />
da Sakaryaspor beni her zaman<br />
heyecanlandırmıştır. Bu benim 2.<br />
göreve gelişim, Sakaryaspor’da daha<br />
önce de geldim. Bu heyecanı yaşadım<br />
ve finalde kaybettik biz. Bu sene de<br />
böyle bi teklif tabii ani bir gelişme oldu.<br />
Bu hafta Pazartesi itibariyle başkan ve<br />
yönetimle görüştük. Açıkçası tekrar 2.<br />
olarak takımın başına gelmek beni gururlandırdı.<br />
Bundan onur duydum ama<br />
bu ihtiyaca karşılık vermek bizim için<br />
çok daha da önemli, inşallah bekleneni<br />
de karşılarız.<br />
Mevcut takım ve mevcut kadro hakkında<br />
ne düşünüyorsunuz? Takımı nasıl buldunuz<br />
geldiğiniz günden bu yana?<br />
Takımın başına gelmeden önce de tüm<br />
Türkiye futbolunu nasıl takip ediyorsam<br />
tabii ki Sakaryaspor’u da takip ediyordum.<br />
Az çok tanıdığım oyuncular var.<br />
Daha önce birlikte çalıştığım oyuncular<br />
da var. Onlarla da şimdi tekrar birlikte<br />
çalışma imkanı sağlayacağız. Şöyle söyleyeyim;<br />
Sakaryaspor’un teknik yapısı<br />
ile, oyuncu kariyeri, oyuncu kalitesi ile<br />
ilgili hiç bir sorun yok. Bu konuda diğer<br />
antrenör arkadaşlarım da farklı düşünmemişlerdir<br />
ama futbol bir performans<br />
oyunu. Özellikle bu alt liglerdeki mücadele<br />
başka bir şey. Buralarda bazen sadece<br />
teknik kapasite ve kağıt üzerindeki<br />
kariyer ve kalite yeterli olmayabiliyor.<br />
Tamamen mücadeleye dönük oyun. Evet,<br />
tecrübe gerekli ve bu tecrübe bizde var<br />
ama biz en az karşı takımlar kadar koşabilirsek,<br />
mücadele edebilirsek zaten<br />
kalitemiz ve teknik kapasitemiz sonuca<br />
mutlaka etki edecektir.<br />
Sakaryaspor’a nasıl bir takım ruhu<br />
kurgulamak istiyorsunuz? Nasıl bir<br />
oyun felsefesi yansıtmak istiyorsunuz?<br />
Bu soruya cevap vermek kolay değil.<br />
Bir oyun felsefesi oluşturmak için<br />
gerçekten uzun bir zamana ihtiyaç var.<br />
Bunu hemen hayata geçirmeniz mümkün<br />
değil. Mazeret olarak söylemiyorum<br />
ama msela önümüzdeki maça<br />
dört eksikle çıkacağız. Cezalı oyuncularımız<br />
var. Kalecimizin bir sakatlığı var.<br />
Yine söylüyorum bu bir mazeret değil,<br />
çünkü kadronun genişliği, oyuncu sayısı<br />
yeterli diye düşünüyorum bu oyun<br />
felsefesini oluşturabilmek için nasıl bir<br />
oyun ortaya koyacağınızı anlatabilmek<br />
biraz zaman alır. Gerçekten kolay bir<br />
soru ve kolay bir cevap değil bu. Takımla<br />
birlikte yaşamak lazım, birlikte nefes<br />
almak lazım. Bu bir süreç. Bu süreç<br />
yeterli mi? 13 hafta kaldı. Amerika’yı<br />
yeniden keşfetmeye gerek yok. Takımın<br />
belirli bir gücü, belirli bir potansiyeli<br />
zaten var. Bunu açığa çıkarabilmek<br />
benim için çok önemli.<br />
13 hafta kaldı dediniz. Sezon sonu için<br />
öngörünüz ne yönde? 11 puan gibi bir<br />
fark var şu an liderle aramızda.<br />
Yarıştığınız takım sizden 2 maçta 4<br />
puan almış. Bu bir handikap. Büyük bir<br />
dezavantaj. İkili averajda da kaybetmiş<br />
durumdayız. Bu 11 puanlık fark matematiksel<br />
baktığınız zaman kapanmayacak<br />
bir fark değil. Ancak hayalci<br />
de olmamak lazım. Karşı taraf 4 maç<br />
peşpeşe kaybedecek. Biz 4 maç peşpeşe<br />
kazanacağız. Bu da ilk 4-5 haftada<br />
olması gereken bir durum. Düşününce<br />
bu ne kadar gerçekleşir? Bilemeyiz.<br />
Ancak, biraz uzak bir ihtimal gibi<br />
gözüküyor. Sistem olarak play-off var.<br />
Bu play-off potasının içinde kalabilmek<br />
önemli. Biz takvim, yarış son güne<br />
kadar neyi gösteriyorsa biz bu yarışın<br />
içinde olmalıyız. Ama 1.lik ama ilk 5<br />
takımın içinde yer almak, bu hedefimiz<br />
zaten her zaman var bizim.<br />
Uzun vadede Sakaryaspor için neler<br />
söylersiniz? 3-4 yıl sonrasını düşündüğünüz<br />
zaman nerede görüyorsunuz<br />
takımı?<br />
Ben 2 sezon önce Sakaryaspor’da çalıştım.<br />
2 sezondan sonra bu sene geldim.<br />
Çok şey değişmiş. Sadece tanıdığım<br />
3 tane oyuncu var Sakaryaspor’da.<br />
Önce bir takımın iskeletini muhafaza<br />
etmesi gerekirken ben şu anda bunu<br />
göremiyorum. Tekrar yeni bir takım<br />
kurulmuş. Ancak yeni bir yönetim ve bu<br />
yeni yönetimin heyecanını, tesis anlamdaki<br />
yapılanmasını gayet iyi görüyorum.<br />
Çok olumlu karşılıyorum. Yeni<br />
yapılan stadın hayata geçmesiyle bu<br />
daha da canlanacak diye düşünüyorum.<br />
Şöyle bir durum var; Sakarya şehri<br />
her zaman futbolla yatıyor, futbolla<br />
kalkıyor. Bu tesisleşme anlamında yeni<br />
bir statla beraber bu sene inşallah bir<br />
üst lige çıkmayı da başarabilirsek bu<br />
şehrin varolan potansiyelinden dolayı<br />
daha da yukarılara çıkmak daha kolay<br />
olacaktır, diye düşünüyorum. Yani,<br />
gelecekle ilgili Sakaryaspor’un yönetim<br />
istikrarı önemli, takım istikrarı önemli,<br />
taraftarın istikrarı önemli. Sadece<br />
teknik adamla, yönetimle değil zincir<br />
şeklinde bu iş ve bunların her biri<br />
zincirin halkaları. Eğer kolektif anlayışı<br />
birlikte oturtabilirsek, aynı şeyleri düşünüp<br />
üzerine basa basa durabilirsek,<br />
kenetlenme sürerse bu şehir hakettiği<br />
yerlerde olur.<br />
Son olarak sizin de bahsettiğiniz 30<br />
yıllık kariyeriniz boyunca, Sakaryaspor<br />
ile yaşadığınız ya da başka bir takımla<br />
yaşadığınız unutamadığınız anlar<br />
hangileridir?<br />
Çok fazla var. Futbolculuğumda<br />
Gençlerbirliği’nde oynarken Türkiye<br />
Kupası kazanmanın mutluluğunu yaşadım,<br />
onu unutamam.<br />
Şimdiki adıyla Hacettepespor olan<br />
takım, o zamanki adıyla Gençlerbirliği<br />
Oftaşspor’du. Antrenör olarak Gençlerbirliği<br />
Oftaşspor ile PTT 1. Lig’den<br />
Süper Lig’e çıkma başarısını gösterdik.<br />
Süper Lig’de çok güzel işler yaptık.<br />
Konyaspor ile PTT 1. Lig’de antrenör<br />
olarak bir play-off oynadım. Sakaryaspor<br />
ile burda bir final oynadık ama nasip<br />
olmadı kazanabilmek. Geçen sene<br />
Hacettepespor ile Bandırma karşısında<br />
kaybettik yine play-off’ta. Yani unutamadığın<br />
anlar çok fazla. Ancak hepsini<br />
sonuçlandırmak önemli. Hele ki bunu<br />
Sakaryaspor ile sonuçlandırabilmek<br />
benim için çok fazla önem taşıyor.<br />
Manevi yönden özellikle büyük önem<br />
taşıyor. 2 yıl önce <strong>54</strong> yaşındaydım. <strong>54</strong><br />
yaşımda öyle bir finali kaybetmek beni<br />
çok üzmüştü. Nasip değilmiş ama,<br />
inşallah bu sene bunu gerçekleştireceğiz.<br />
29
SAKARYASPOR<br />
MURAT<br />
HACIOĞLU<br />
30
Biraz kendinizden ve ailenizden bahsedermisiniz?<br />
Ben evcimen bir insanım ve duygusal<br />
bir yapım var. Bu sene biraz daha ayrı<br />
olacağız ama 10 yaşında bir kızım var.<br />
Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />
Ankara’da futbola başladım, babam<br />
herzaman arkamda ve yanımdaydı.<br />
Sizi ilk olarak nerede izleyip beğendiler?<br />
O zamanlar A takımıyla maç yapıyorduk,<br />
Samet Aybaba hocamız<br />
beni beğenmişti. Bu sayede profesyonel<br />
kısma geçtim, ilk maçım da<br />
Galatasaray’a karşıydı.<br />
Daha önce hangi kulüplerde oynadınız,<br />
Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />
gercekleşti?<br />
Fenerbahçe’de oynadım, milli formayı<br />
terlettim ve Sakaryapor’un hedeflerini<br />
beğendiğïm için şu an burada şampiyonluğu<br />
yaşamak istiyorum.<br />
Aileniz futbola nasıl bakıyordu, size<br />
destek oldular mı?<br />
Ailem her zaman destek oldu, desteklerini<br />
üstümden hiç eksik k etmediler.<br />
Ben de bu başarıyı hepsine borçluyum.<br />
Kendinize ne gibi hedefler er koydunuz?<br />
Büyük kulüplerde oynamak herkese<br />
nasip olmaz. Ben bu hayallerimi<br />
gercekleştirdim ve şimdi i burdayım ve<br />
yine şampiyon olmak istiyorum. iyorum.<br />
Kendinize örnek aldığınız ız bir futbolcu<br />
var mı, varsa neden o isim? im?<br />
C. Ronaldo, Alex De Souza... İkisi de<br />
çalışkan futbolcular, ben de onları çok<br />
beğeniyorum.<br />
Türk Futbolu’nun gelişimi hakkındaki<br />
düşünceleriniz nelerdir? erdir?<br />
Türk futbolunda biraz gerileme<br />
olduğunu düşünüyorum. Çıkan<br />
futbolcu sayısı az, bence altyapıya<br />
önem verilmeli. Şimdiki<br />
gençler bir yerlere geldiklerinde<br />
başka taraftan bakıyorlar. r.<br />
Yeni yetişen nesil için neler düşünüyorsunuz?<br />
Durmadan çalışmaları ve abilerinin<br />
sözlerini dinlemeleri gerekiyor.<br />
Zamanında biz de dinledik ik ve buralara<br />
kadar geldik. Mesela, ben Hacı Ömer’i<br />
çok beğeniyorum.<br />
Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />
En önemlisi karaterleri çok düzgün ve<br />
uyumlu arkadaşlarımızın olması. Yaşadığımız<br />
tecrübelerimizi aktarmaya<br />
çalışıyoruz. Hedefimiz büyük, bu arada<br />
50+1 diriliş yılı için başkanımız da çok<br />
çalışıyor. Bizim de görevimiz büyüyor.<br />
Sakaryaspor çok büyük bir kulüp, bu<br />
sene kesin şampiyon olacağız.<br />
Unutamadığız bir anınız var mı?<br />
Unutamadığım çok anım var, anlatsam<br />
günler saatler yetmez.<br />
Son olarak bir şeyler eklemek ister<br />
misiniz?<br />
Siz benim kadar oynayın zaten şampiyonuz<br />
dedim arkadaşlarıma.<br />
Çalışmayı seviyorum ve<br />
herzaman çalışırım.<br />
Şampiyonluk yaşamak<br />
istiyorum; Şampiyon<br />
Sakarya! Sakaryaspor<br />
taraftarı da sahada<br />
mücadeleci bir takım<br />
ruhu göreceklerine<br />
inanmalılar.<br />
Çalışmayı<br />
seviyorum<br />
ve herzaman<br />
çalışırım.<br />
Şampiyonluk<br />
yaşamak istiyorum:<br />
Şampiyon Sakarya!<br />
Sakaryaspor<br />
taraftarı da sahada<br />
mücadeleci<br />
bir takım ruhu<br />
göreceklerine<br />
inanmalılar.<br />
31
SAKARYASPOR<br />
AYTAÇ AK<br />
32
DERNEK<br />
Biraz kendinizden ve ailenizden bahseder<br />
misiniz?<br />
Ben 22.04.1985 Sakarya doğumluyum,<br />
burada büyüdüm. 3 kardeşiz, 2 ablam<br />
var. Annemi ve babamı depremde<br />
kaybettik. Eğitimime İstanbul’da devam<br />
ettim. Akabinde de Harmanlıkspor’da<br />
devam eden bir futbol hayatım vardı.<br />
Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />
Küçük yaşlarda mahallelerde top<br />
oynarken başıma bir iş gelir diye<br />
mahallemizin takımı Harmanlıkspor’a<br />
kaydımı yaptırdı babam. İlk orda başladım.<br />
Teyfik Tetik ilk hocamdır, ikinci<br />
babam gibidir.<br />
Sizi ilk olarak nerede izleyip beğendiler?<br />
Beni Harmanlıkspor’da beğendiler ve<br />
Galatasaray’ın alt yapısına gittim. Oradan<br />
da Güngörenspor’a geçtim. Okul<br />
probleminden dolayı tekrar lisansımı<br />
Harmanlıkspor’a aldılar ve burada<br />
devam ettim.<br />
Daha önce hangi kulüplerde oynadınız<br />
ve Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />
gerçekleşti?<br />
Harmanlıkspor’a lisansımı aldıktan<br />
sonra burada haftasonları futbol<br />
oynuyordum, Sakaryaspor’a lisansımı<br />
aldılar ve okulum bitene kadar beni<br />
idare ettiler. Sakaryaspor alt yapısına<br />
başladım ve Şaban Hoca ile çalıştım.<br />
Okulum bitince takıma devam ettik. A<br />
Takım’a önerdiler.<br />
A takımında Salih hoca ile oynama<br />
serüvenim böyle devam etti. Süper<br />
Lig’te de oynadım. Beni Malatyaspor’a<br />
sattılar, memleketimden ayrıldığım için<br />
Hikmet Kahraman ile sıkıntılar, sakatlıklar<br />
yaşadık ve Hikmet Karaman’la<br />
anlaşamayıp ayrıldım. <strong>Sayı</strong>n başkanımız<br />
İsmail Gürses aradı ben de seve<br />
seve kabul ettim.<br />
Aileniz futbola nasıl bakıyordu? Başlarda<br />
size destek oldular mı?<br />
Annem, babam bana çok destek oldular.<br />
Babam “futbolcu olsun” dedi ve<br />
Allah Razı olsun babamdan.<br />
Kendinize ne gibi hedefler koydunuz?<br />
Sakaryaspor’a destek olmak için<br />
geldim ve layık olduğu yere çıkarmak<br />
için terinimin son damlasına kadar<br />
şavaşmak istiyorum.<br />
Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?<br />
Varsa neden o isim?<br />
Örnek aldığım futbolcu, Puyol derdim<br />
ve Puyol’un çetin duruşu ve hırsını çok<br />
severdim ve örnek alırdım.<br />
Türk futbolu hakkındaki düşünceleriniz<br />
nelerdir?<br />
Ülke futbolu alt yapıdan geçmelidir.<br />
Bizim ülkemizde şansa futbolcu<br />
oluyorsun, futbol için eğitime devam<br />
edemiyor çoğu insan.<br />
Yeni yetişen nesil için tavsiyeleriniz<br />
nelerdir?<br />
Trabzonspor’da gençlerle çok çalıştım.<br />
Arkadaşlarımız için hırs, çaba ve azim<br />
göstermelerini istiyorum. İleride faydalarını<br />
göreceklerdir.<br />
Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />
Takımda arkadaşlık adaşlık ortamı çok güzel<br />
ve sıcak. Biz bir aileyiz.<br />
Futbol hayatı dışında neler yaparsınız?<br />
Hobileriniz nelerdir?<br />
Profesyonel fotograf makinam var.<br />
Boş zamanlarımda fotoğraf çekiyorum<br />
ve eşime yardım ediyorum, arada da<br />
sinemaya gidiyoruz. iyoruz.<br />
Unutamadığınız nız bir<br />
anınız var mı?<br />
Sakaryaspor forması ile Beşiktaş<br />
sahasına çıkmam unutamadığım bir<br />
anımdır.<br />
Son olarak eklemek istediğiniz<br />
birşey var mı?<br />
Taraftarlarımızdan tek isteğimiz<br />
bize her zaman destek<br />
olsunlar, desteklerini hiç<br />
esirgemesinler. er. Yenildiğimizde<br />
bize küsmesinler,<br />
bu takım şampiyon<br />
bir takımdır ve takım<br />
terinin son damlasına<br />
kadar şavaşacaktır.<br />
ŞAMPİYON<br />
SAKARYASPOR...<br />
Sakaryaspor’a<br />
destek olmak<br />
için geldim ve<br />
layık olduğu<br />
yere çıkarmak<br />
için terinimin<br />
son damlasına<br />
kadar şavaşmak<br />
istiyorum.<br />
33
SAKARYASPOR<br />
ZAFER<br />
AYDOĞDU<br />
34
Biraz kendinizden ve ailenizden bahseder<br />
misiniz?<br />
Ben 1983 Trabzon doğumluyum. Futbola<br />
babamın isteği üzerine Trabzon<br />
Spor alt yapısında başladım. Annem ve<br />
ben hiç istemedk ama bugün buralara<br />
kadar geldim. Biz 3 kardeşiz, eşim Gümüşhaneli.<br />
Onunla Trabzon’da tanıştık<br />
ve bu güzel buluşmanın meyvesi de<br />
Yusuf Çınar. Burada Sakarya’da doğdu,<br />
şampiyon olduğumuzda buradaydık.<br />
Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />
Çocukluğumda başladı. Trabzon’u<br />
bilirsiniz, sokaklarda aşagı mahalle -<br />
yukarı mahalle turnuvalar yapardık.<br />
Sizi ilk nerde izleyip beğendiler?<br />
Babam beni Trabzonspor altyapısına<br />
götürdü ve hocalar beni çok beğendi.<br />
İlk lisansım çıktığında 16 yaşındaydım,<br />
futbola biraz geç başladım.<br />
Daha önce hangi kulüplerde oynadınız<br />
Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />
gerçekleşti?<br />
Birçok kulüpte oynadım, profesyonel<br />
olarak Gümüşhanespor’a<br />
gittim. 3 sene burada oynadıktan<br />
sonra Maltepespor’a gittim. Sonra<br />
Akçabatsebatspor’a gittim, tekrar<br />
Trabzonspor’a geçtim. Ersun Hoca’nın<br />
zamanında biraz anlaşmazlık oldu.<br />
Beni Trabzon 1461 takımına kiralık<br />
göndermek istediler, ben kabul etmedim<br />
ve anlaşmamızı karşılıklı olarak<br />
fesih ettik. Ben Mardinspor’a gittim ve<br />
oradan Sakaryaspor’a geldim. <strong>Sayı</strong>n<br />
Başkanımız İsmail Gürses zamanında<br />
transferi açamadılar, ben de son gün<br />
Urfa’ya gittim orada yarım sezon geçirdim.<br />
2<strong>01</strong>0 sezonunda <strong>Sayı</strong>n Başkanımız<br />
İsmail Gürses ve Halit Evin ısrarcı<br />
oldular ve beni aldılar.<br />
Sakaryaspor’da başta kötü bir sezon<br />
geçirdim, haksızlıklar oldu ama en<br />
güzeli şampiyon olduk. Benim için Sakaryaspor<br />
manevi anlamda çok önemli.<br />
Manevi olarak yıpratıldım ve mecburi<br />
bir ayrılma yaşandı. Son olarak Tarsus<br />
İdman Yurdu’na transfer oldum, orda<br />
geçirdiğim sezon güzeldi. <strong>Sayı</strong>n Başkanımız<br />
tekrar aradı “Seni aramızda görmek<br />
istiyoruz. Takıma abilik yapman<br />
lazım ve şampiyon olmak istiyorum.”<br />
dedi. Ben de seve seve kabul ettim.<br />
Aileniz futbola nasıl bakıyordu? Başlarda<br />
size destek oldular mı?<br />
Ailen destek oluyor; annem, babam,<br />
kayınpederim, kayınvalidem hep<br />
desteklerini gösteriyolar. 25 yaşında<br />
evlendim, eşim zaten hep destekçim<br />
oldu, hep yanımdadır. Nereye gitsem<br />
hep beraberiz. Kötü geçirdiğimiz<br />
günlerimiz oluyor, beraber gülüyoruz,<br />
beraber üzülüyoruz iyi ki var ve eşime<br />
çok teşekkür ederim.<br />
Kendinize ne gibi hedefler koydunuz?<br />
Burada ben yine şampiyonluk yaşamak<br />
istiyorum. 4 veya 5 sene daha futbol<br />
oynayacağımı düşünüyorum, Süper<br />
Lig olur inşallah. Benim için çok gurur<br />
verici, tek hedefimiz şampiyon olmak!<br />
Örnek aldığınız futbolcu var mı? Varsa<br />
neden o isim?<br />
Şu an örnek aldığım bir futbolcu yok,<br />
ama eskiden vardı. Galatasaray’da<br />
atasaray’da<br />
Bülent’in yanında oynan biri vardı ama<br />
ismi aklıma gelmedi şu an.<br />
Türk futbolunun n gelişimi hakkında<br />
neler düşünüyorsunuz?<br />
Türk Futbolu’nda 3. Liglerde yaş sınırı<br />
olmasına, gençlerin abilerini örnek<br />
almaları için çok karşıyım ama ufak<br />
ufak bir gelişim var.<br />
Yeni yetişen nesil için tavsiyeleriniz<br />
nelerdir?<br />
Şu anda biraz daha farklı yetişiyorlar.<br />
Yani biz eskiden çok çalışıp, çok caba<br />
sarf ediyorduk. Yeni nesil her şeye çabuk<br />
ulaşıyor. Gerçekten ellerindekilerin<br />
kıymetini bilmeleri leri gerekiyor. Sakaryaspor’daki<br />
gençlerimize “Nerede<br />
olduğunuzu iyi bilmeniz gerekir” deriz.<br />
Takımdaki arkadaşlık ortamı<br />
nasıl?<br />
Şu anda çok güzel bir<br />
durumdayız. Hocalarımız,<br />
arkadaşlarımız çok iyiler<br />
Allah bozmasın, ortam<br />
çok güzel.<br />
Unutamadığınız bir<br />
anınız var mı?<br />
Şampiyon olduğumuzdaki<br />
tabloyu<br />
unutamıyorum.<br />
Son olarak eklemek<br />
istediğiniz<br />
bir şey var mı?<br />
Şu an takımımız<br />
çok iyi. Her<br />
takımda inişler<br />
çıkışlar olur, yenildiğimizde<br />
taraftar aftar<br />
bize küsmesin biz bu takımı şampiyon<br />
yapmak için terimizin son damlasına<br />
kadar savaşmak için buradayız. Teşekkürler<br />
Sakaryaspor!<br />
Ben burada<br />
yine<br />
şampiyonluk<br />
yaşamak<br />
istiyorum!..<br />
35
SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />
MÜMİN<br />
AYSEVER<br />
Her zaman<br />
aklımda olan<br />
bir söz var<br />
‘Kaybettiğinde<br />
değil vazgeçtiğinde<br />
yenilirsin.’<br />
Biraz kendinizden bahseder misiniz?<br />
1987 Bulgaristan Kırcaali doğumluyum.<br />
1990 yılında İzmir’e göç ettik İzmir’de<br />
büyüdüm. İzmirli sayılırım.<br />
Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />
Çocukken mahallede herkes gibi ben de<br />
futbol oynuyordum. 5-6 yaşlarındayken<br />
sürekli futbol oynardım. Maç izlemek<br />
için stadlara gider, televizyondan heyecanla<br />
maçları izlerdik. İnsan o zaman<br />
başlıyor hayallerini kurmaya…<br />
Sizi ilk nerde izleyip beğendiler?<br />
Okulda kendi aramızda maçlar yapardık.<br />
Beden eğitimi öğretmenimiz Tayfun<br />
Hoca aynı zamanda Altay’ın altyapısında<br />
antrenörlük yapıyormuş. Maç yaparken<br />
dikkatini çekti, ‘Seni Altay’a alalım”<br />
dedi. Ben de ailemle görüştükten sonra<br />
Altay’ın alt yapısında futbol oynamaya<br />
başladım.<br />
Daha önce hangi, kulüplerde oynadınız<br />
ve Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />
gerçekleşti?<br />
Altay, Balıkesirspor, Orhangazispor, Torbalı,<br />
Turgutluspor, İnegölspor, Aydınspor,<br />
Bodrumspor’da oynadım.<br />
Sakaryaspor’a transferim de İsmail<br />
Gürses başkanımın devre arasında<br />
beni arayıp ‘Seni aramızda görmek<br />
isteriz’ demesiyle gelişti. Ben de<br />
Sakaryaspor’da oynamak isteyeceğimi<br />
belirttim. Bodrumspor’da başarılı bir<br />
sezon geçiriyordum. Bonservis sorunum<br />
çözülünce de Sakaryaspor’a geldim.<br />
Aileniz futbola nasıl bakıyordu, size<br />
destek oldular mı?<br />
Ailem bu konuda bana hep destek<br />
olmuştur. Babam pek futbol izlemez ve<br />
anlamaz sadece beni antrenmanlara<br />
götürüp getirirdi. Futbol iyi bir alışkanlık.<br />
Hem sağlık açısından hem de okuldan<br />
kalan zamanlarda iyi bir eğlence<br />
aracı. Ailem de böyle düşündüğü için bu<br />
anlamda onların çok büyük desteğini<br />
gördüm. Buradan aileme de teşekkür<br />
ediyorum. Böyle bir aileye sahip olduğum<br />
için şanslıyım.<br />
Hedefleriniz neler?<br />
Bol gol atmak ve Sakaryaspor’da şampiyonluk<br />
yaşamak. Süper Lig’de Sakaryaspor<br />
formasını giymek istiyorum.<br />
Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?<br />
Varsa neden o isim?<br />
Brezilyalı Ronaldo örnek aldığım<br />
futbolcudur. Çalımları, gol vuruşları uşları ve<br />
yeteneğini çok beğeniyorum.<br />
Türk futbolunun gelişimi hakkında kında neler<br />
düşünüyorsunuz?<br />
Türk futbolu günden güne gelişiyor ve<br />
değişiyor. Artık futbolda mekanik ve<br />
kondisyon ön planda sadece teknik yeterli<br />
değil, herkes profesyonel çalışıyor.<br />
Ülkemizde futbola çok büyük yatırımlar<br />
yapılıyor. Yeni stadyumlar alt yapı<br />
tesisleri vb… Onun dışında duygusal bir<br />
ülkeyiz, futbolda yenildiğimiz zaman çok<br />
aşırı üzülüyoruz, yendiğimiz zaman çok<br />
fazla seviniyoruz. Bunu biraz dengelememiz<br />
lazım.<br />
Yeni yetişen nesil için tavsiyeleriniz eriniz<br />
neler?<br />
Çok çalışmaları ve her şeyden önce kendilerini<br />
iyi bireyler olarak yetiştirmelerini tirmelerini<br />
tavsiye edebilirim. Hayalleri ve istekleri<br />
her ne olursa olsun çok istesinler ve<br />
mücadele etsinler. Her zaman aklımda<br />
olan bir söz var ‘Kaybettiğinde değil<br />
vazgeçtiğinde yenilirsin.’<br />
Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />
Takımda arkadaşlık ortamı gayet güzel.<br />
Geldiğim günden beri hiç yabancılık<br />
çekmedim hatta yıllardır buradayeyemışım<br />
gibi hissediyorum. İlerleyen<br />
zamanlarda bu arkadaşlık eminim<br />
ki şampiyonluk yolunda çok işimize<br />
yarayacak.<br />
Futbol dışında hobileriniz neler?<br />
Futboldan arta kalan zamanlarda<br />
özellikle dinlenmek ve ailemle vakit<br />
geçirmek ilk tercihim. Bazen sinemaya<br />
gitmek ve yüzmek aktivitelerimin içinde<br />
yer alabiliyor.<br />
Unutamadığınız bir an var mı?<br />
Bir gün deplasman maçında eski takım<br />
arkadaşımla rakip olduk ve maç içinde<br />
bana ‘87. dakikada size gol atacağız ve<br />
1 – 0 yeneceğiz rüyamda gördüm’ dedi.<br />
Dakika 87’de golü ben attım ve maçı biz<br />
0 – 1 kazandık.<br />
Son olarak eklemek<br />
istedikleriniz var mı?<br />
İnşallah bu yıl<br />
hep beraber<br />
Sakaryaspor’u<br />
bir üst ligde<br />
göreceğiz. Bunun<br />
için çok çalışmak<br />
zorunda<br />
olduğumuzun<br />
bilincindeyiz. Bunu<br />
başarabilecek güçte<br />
olduğumuzu da<br />
biliyoruz.<br />
36
SÜT ÜRÜNLERİ FABRİKALARI KURUYORUZ<br />
PASTÖRİZATÖR / PASTEURIZER<br />
HOMOJENİZATÖR / HOMOGENIZER<br />
HELLİM ÜNİTESİ / HALLOUMI UNIT<br />
YOĞURT SÜTÜ DOLUM MAKİNASI<br />
YOGHURT MILK FILLING MACHINE<br />
SOĞUTMA TANKI / COOLING TANK<br />
PASTÖRİZE TANK/PASTEURIZER TANK<br />
İSTİKLAL MH. SANAYİ CD. NO:95 SERDİVAN / SAKARYA<br />
TEL: +90 264 281 50 40 – FAKS: +90 264 281 50 41 – MAİL: info@stkmakina.com<br />
WEB : www.stkmakina.com www.homtech.com.tr
SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />
BURAK<br />
BEKAROĞLU<br />
Biraz kendinizden bahseder misiniz?<br />
1997 Sakarya doğumluyum. Sakaryaspor<br />
altyapısında yetiştim ve küçüklüğümden<br />
beri en büyük hayalim bu<br />
formayı giymekti.<br />
Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />
Futbola olan ilgim çocukluğumda<br />
başladı diyebilirim.<br />
Sizi ilk nerde izleyip beğendiler?<br />
Mahalle arası futbol maçı yaparken<br />
keşfedildim, bir büyüğüm beni o<br />
dönem tTekspor’a götürdü. Orada beğenildim<br />
ve futbol hayatım bu şekilde<br />
başladı.<br />
Daha önce hangi, kulüplerde oynadınız<br />
ve Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />
gerçekleşti?<br />
Tekspor’dan direkt olarak Sakaryaspor<br />
altyapısına transfer oldum. O günden<br />
beri hep bu forma için savaştım.<br />
Aileniz futbola nasıl bakıyorlardı, size<br />
destek oldular mı?<br />
Ailem her zaman yanımdaydı ve benim<br />
futbolcu olmamı çok istiyorlardı.<br />
Hedefleriniz neler?<br />
En büyük hedefim bir gün Avrupa’da<br />
top oynamak. Tabii önce Sakaryaspor<br />
forması ile en üstlere yükselmek.<br />
İnşallah bu forma ile Süper Lig’de top<br />
oynar daha sonra hedeflerimin peşinden<br />
gidebilirim.<br />
Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?<br />
Varsa neden o isim?<br />
David Luiz, en çok ilgimi çeken özelliği;<br />
soğukkanlılığı...<br />
Türk futbolunun gelişimi hakkında<br />
neler düşünüyorsunuz?<br />
Dürüst olmak gerekirse fazla bir gelişim<br />
göstermiyor; aksine gerilediğini<br />
düşünüyorum ve düzeleceğine dair bir<br />
ümidim maalesef yok.<br />
Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />
Takımımızda çok iyi ve samimi bir<br />
arkadaşlık ortamı var.<br />
Futbol dışında hobileriniz nelerdir?<br />
Futbol dışında bir hobim olduğunu<br />
söyleyemem ama ailem ile zaman<br />
geçirmek.<br />
Unutamadığınız bir an var mı?<br />
Düşmemek için mücadele<br />
verdiğimiz yıl, Hacettepe ile<br />
oynadığımız maçı unutamam.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Son olarak Sakaryaspor için emeği<br />
geçen herkese ve bizleri destekleyen<br />
taraftarlarımıza teşekkür ederim. Taraftarlarımız<br />
bizi desteklemeye devam<br />
etsinler. 50+1 diriliş yılı ile beraber<br />
eski günlerimizdeki başarılarımızı<br />
tekrar kazanacağız.<br />
38
ARAŞTIRMA<br />
39
40<br />
SAKARYASPOR
41
SAKARYASPOR<br />
BENİM<br />
SEVDAM,<br />
BENİM<br />
TARZIM<br />
DÜKKAN<br />
<strong>54</strong><br />
ERKAN PİZRENLİ<br />
Basın Sözcüsü<br />
Mayıs ayında yapılan genel kurul<br />
neticesinde seçilen yönetim<br />
kurulumuz, Başkanımız Av. İsmail<br />
Gürses önderliğinde kararlılıkla<br />
kurumsallaşma ile alakalı adımları<br />
atmak üzere çalışmalara başladı.<br />
Bu bağlamda, yapısal çalışmaların<br />
en önemlilerinden biri ürünlerimizi<br />
satacağımız, gelir getirici bir<br />
mağazamızın olmasıydı. Bu anlamda<br />
yapılan görev bölümünden sonra<br />
hızla ve büyük bir heyecanla organize<br />
olundu. Yeni stat altındaki 450<br />
metrekarelik yeni projemiz yapılana<br />
kadar, eski yönetimimiz zamanında<br />
stor olarak kullanılan mağazanın<br />
acil olarak bakımının yapılmasına ve<br />
değerli taraftarlarımızın hizmetine<br />
sunulmasına karar verildi. Doğru<br />
yöntemin ayrı bir şirket oluşturulup<br />
tüm alım satımların kontrol altında<br />
olduğu barkot<br />
sistemiyle birlikte<br />
yapılması<br />
konusunda<br />
hemfikir olundu.<br />
50+1 DİRİLİŞ<br />
YILI konsepti<br />
anlamında<br />
kurumsal<br />
anlamda da başarılı<br />
olmalıydık. Mağazamızın amızın<br />
ismi oybirliğiyle ‘DÜKKAN<strong>54</strong>’<br />
olarak seçildi. Ayrıca, siz<br />
değerli taraftarlarımıza<br />
mağazamıza alışverişe<br />
geldiğinizde sıcak, soğuk<br />
içecek ve ufak aperatif<br />
yiyeceklerin sunulacağı<br />
‘DURAK<strong>54</strong>’ kafe oluşturuldu.<br />
Tüm ekibimizin yoğun<br />
çalışmaları sonucunda unda<br />
42
düzgün çalışan, tüm hesaplarının<br />
bilgisayar ortamında kontrol edilebilir<br />
oluğu bir sistem kuruldu. Eleman<br />
alımlarımızda Sakaryaspor sevdasını<br />
kalbinde hisseden, işini severek yapan<br />
kişiler seçildi.<br />
Tüm bu çalışmalar sonucunda<br />
28.08.2<strong>01</strong>6 tarihinde DÜKKAN<strong>54</strong><br />
kapılarını siz pek kıymetli<br />
taraftarlarımıza, TATANGALARA<br />
açtı. Müthiş bir ilgi gösterdiniz,<br />
bizi yüreklendirdiniz. Taleplerinizi<br />
karşılamakta zorlandık, yeni ürünler<br />
konusunda bize yol gösterdiniz. Özet<br />
olarak büyük emekler verilerek<br />
oluşturulan bu mağazaya sahip çıktınız<br />
gözlerimizi yaşarttınız. Sizlerin Başkan<br />
Av. İsmail Gürses yönetimindeki bu<br />
yönetime, bizlere güveniniz tamdı.<br />
Lisanssız ürünlere itibar etmediniz,<br />
sizler bu takımın gerçek sahiplerisiniz.<br />
Hep birlikte güzel bir gelecek bizleri<br />
bekliyor. Bizler, sizlere en iyi hizmeti<br />
vermeye çalışıyoruz, lütfen bizlere<br />
daha fazla güç verin, bizler de sizlerin<br />
yüzünü güldürelim.<br />
Sizlerin bu ilgisinden cesaret alarak<br />
işyerinizden, evinizden yorulmadan<br />
alışveriş imkanını sizlere sunmayı<br />
bir görev bilerek 3 aylık yoğun ve<br />
titiz bir çalışma sonucunda hukuki<br />
boyutlarını da tamamlayarak e-ticaret<br />
platformunu oluşturduk. Bu konuda<br />
Türkiye’de birçok Süper Lig kulübünde<br />
olmayan bir işi başarmanın ve<br />
Sakaryaspor’da bir ilk olmanın haklı<br />
gururunu yaşıyoruz E-ticaretten<br />
alışverişleriniz 19.12.2<strong>01</strong>6 tarihinden<br />
itibaren başlamış ve başarı ile<br />
sürdürülmektedir. Kurumsallaşma<br />
anlamında örnek çalışmalar yaparak<br />
bizden sonraki yönetimlere ve<br />
taraftarlarımıza borçsuz ve sistemi<br />
tıkır tıkır çalışan bir kulüp bırakmak<br />
istiyoruz. Tabii ki sizlerin sonsuz<br />
desteğiyle. Ben, bu arada değerli<br />
basın mensuplarımıza teşekkür etmek<br />
istiyorum. Gerek DÜKKAN<strong>54</strong>, gerekse<br />
DURAK<strong>54</strong> için verdiğiniz destekler<br />
unutulmaz. Bu desteklerinizin artarak<br />
devam edeceğini umut ediyoruz.<br />
Sesimizin daha geniş kitlelere<br />
duyulabilmesi için sizler önemlisiniz.<br />
Yeşil siyah renklerimle gurur<br />
duyuyorum. Bu sene şampiyon<br />
olacağımıza olan inancım tamdır.<br />
Bu ligi kabullenmiyorum ve en kısa<br />
sürede çok üst düzeyde mücadele<br />
edeceğimizi düşünüyorum. Son<br />
olarak tüm Sakaryaspor sevdalılarına<br />
sesleniyor ve takımlarını her<br />
platformda desteklemelerini,<br />
DÜKKAN<strong>54</strong>’ten daha çok alışveriş<br />
yapmalarını, kahvelerini DURAK<strong>54</strong>’ten<br />
içmelerini rica ediyorum. Lütfen<br />
gülümseyin ve bize güvenmeye<br />
devam edin. Devam edin ki o güzelim<br />
renklerimizi zirveye taşıyalım. Zirve<br />
bize yakışır daima ve her zaman<br />
SAKARYASPOR...<br />
43
SAKARYASPOR<br />
ALİ<br />
GÜRSEL<br />
44
Onlar için her<br />
takımın görünmez<br />
kahramanları<br />
ve sporun bilim<br />
adamları diyebiliriz.<br />
Takımımızın<br />
olmazsa olmazı,<br />
kondisyonerimiz Ali<br />
Gürsel ile Antalya<br />
kampında bir<br />
araya geldik. İşin<br />
mutfağını, kişisel<br />
hikayelerini ve tabii<br />
ki Sakaryaspor’u<br />
konuştuk.<br />
Okurlarımız için genel bir giriş yapalım,<br />
kondisyoner ne demek? Takımdaki<br />
görevi tam olarak nedir? Sizin<br />
kişisel olarak yapacağınız bir tanım<br />
var mı?<br />
Antrenman bir bütün, biz bu bütünün<br />
parçalarından biriyiz. Bizim aslında<br />
görevimiz; sporcularımızı sağlık,<br />
fiziksel ve psikolojik açıdan öncelikle<br />
analiz etmek ve bu analizleri teknik<br />
heyetimizle paylaşarak hep birlikte bir<br />
antrenman programı hazırlamak ve<br />
bunları sezon içerisinde takımımıza<br />
uygulamak. Tam olarak görevimiz bu.<br />
Bir bütünün parçalarından biriyiz.<br />
Psikolojik dediniz, yani sporcuların<br />
motivasyon durumlarını da inceliyor<br />
musunuz?<br />
Tabii ki. Tüm teknik heyetimizle paylaştığımız<br />
raporlarda bu da var. Her<br />
şeyi doğru bir bütün halde topluyoruz<br />
ve hocalarımıza sunuyoruz. Sonrasında<br />
kararlarştırılan program dahilinde<br />
antrenmanlarımızı uyguluyoruz.<br />
Sezon başarında ve devre arası kamplarında<br />
sıkça duyduğumuz ‘yükleme<br />
yapmak’ terimi tam olarak ne anlama<br />
geliyor?<br />
Eksik gördüğümüz kondisyonel durumlarda<br />
bunu gidermek için yapılan<br />
çalışmalar oluyor. Bu yükleme her zaman<br />
geliştirme amaçlı değil, eğer takım<br />
mevcut durumu iyiyse bu durumu<br />
korumaya yönelik de olabilir. Ancak,<br />
sezon başları ve devre arası izin dönüşü<br />
zamanları olduğu için bu dönemlerdeki<br />
yüklemeler genelde kondisyonu<br />
yükseltmeye yönelik oluyor.<br />
Dünyada çok önemli kondisyonerlerin<br />
takımları inanılmaz derecede<br />
değiştirmiş olduğundan bahsediliyor.<br />
Gerçekten, bir kondisyoner bir takımın<br />
bambaşka bir hal almasını sağlayabilir<br />
mi?<br />
Tabii ki herkesin antrenman bilimi,<br />
seviyesi, sahada uyguladığı antrenman<br />
performansı farklı ama tabii ki biz<br />
kondisyonerler sürekli teknik heyetle<br />
beraber çalışıyoruz. Kondisyonerlerin<br />
önerdiği programlarda herhangi bir<br />
aksi görüş çıkmadığı sürece takıma<br />
genel olarak da sporcu bazında<br />
bireysel olarak da katkıda bulunuluyor.<br />
Planlı ve programlı çalışıldığı sürece<br />
performans artışına ve sakatlıkların<br />
önlenmesine kondisyonerlerin doğrudan<br />
etki ettiği bir gerçek.<br />
Takımımız özeline gelirsek,<br />
Sakaryaspor’un mevcut kondisyon<br />
durumu mevcut performansı nasıl?<br />
Şu an ne durumda takım bu açıdan?<br />
Sezonun ilk yarısında sıkıntı yaşamadık.<br />
Sezona çok iyi bir giriş yaptık<br />
ve kondisyon durumumuzu haftalar<br />
boyunca koruduk. Sakatlık ya da maç<br />
içerisinde gözle görülür bir düşüş veya<br />
kramp gibi sorunlar yaşamadık.<br />
Peki, kritik maçlar öncesi ya da hava<br />
şartlarının çok daha farklı olduğu bir<br />
deplasman öncesi takıma özel programlar<br />
uyguluyor musunuz?<br />
Şöyle genellemekte fayda var; kritik<br />
maç öncesi olmasından ya da hava<br />
şartlarından ziyade hafta içi yapılan<br />
testlerde tespit edilen ya da gözle<br />
görünen antrenman eksikleri olan<br />
oyuncularımıza bireysel programlar<br />
hazırlıyoruz. Hocalarımıza raporlarımızı<br />
sunuyoruz. Verilen karar sonrasında<br />
bu programları uyguluyoruz.<br />
Bunun dışında da hava şartlarının<br />
soğuk olduğu, rakımın yüksek olduğu<br />
ya da düşük olduğu durumlarda yine<br />
teknik heyetimizle birlikte karar alıp<br />
deplasmana daha erken gidiyoruz<br />
ya da o şartlara uygun antrenman<br />
programları uyguluyoruz. Uzak deplasmanlara<br />
bir iki gün önceden gidip<br />
orada antrenman yapmak da takımın<br />
yüksek rakımlı yerlere adapte olmasını<br />
sağlıyoruz.<br />
Takımın sizce şu an en formda, en<br />
kondisyonlu olan ismi hangisi sizce?<br />
Biz ekip olarak bireysel değerlendirmeleri<br />
paylaşmıyoruz. Tabii ki<br />
herkesin öz yetileri farklı biz bunları<br />
geliştirmeye çalışıyoruz.<br />
Ama gerçekten takımımızda motorik<br />
özellikleri doğuştan çok iyi sporcular<br />
mevcut. Ve şu an kamp döneminde<br />
olduğumuz için bütün oyuncularımızın<br />
performansları en üst seviyeye yaklaşmış<br />
durumda. Takım olarak gerçekten<br />
gözle görülür bir performans artışı<br />
var.<br />
Futbolla ilk tanışmanız nasıl oldu?<br />
Biraz kendi hikayenizden bahseder<br />
misiniz?<br />
Ben Marmaris Spor’da profesyonel<br />
futbolcu olarak başladım. Milli kategorilerde<br />
de oynadım. Ancak, geçirdiğim<br />
bir rahatsızlıktan dolayı genç yaşta<br />
bırakmak zorunda kaldım.<br />
Eğitimimi Muğla Üniversitesi’nde<br />
tamamladıktan sonra yine<br />
Marmarisspor’da altyapı antrenörü<br />
olarak göreve başladım. Daha sonra<br />
çeşitli amatör kulüplerde çalıştım.<br />
Derince Belediyespor’da 4 yıllık bir<br />
profesyonel çalışma geçmişim oldu.<br />
Bu sezon başında da Sakaryaspor gibi<br />
büyük bir camiaya geldim.<br />
Ben; salaş uykusuz bir şekilde sınava<br />
girdim ve 90 sorudan 87 net yapmıştım.<br />
Sonuçtan 1-2 hafta sonra milli<br />
takımdan çağırdılar ve bir buçuk iki<br />
sene milli takımın alt kategorilerinde<br />
görev aldım.<br />
Sakaryaspor sizin için ne ifade ediyor?<br />
Sakaryaspor geçmişten bugüne olan<br />
tarihi asla tartışılamaz bir camia. Genç<br />
yaşımızda olmamıza rağmen bunu çok<br />
iyi biliyoruz. Süper ligde izlediğimiz<br />
dönemler de oldu. Sakaryaspor ayrı bir<br />
heyecan. Ancak, işin içine girdiğinizde<br />
daha iyi anlıyorsunuz. Şehir inanılmaz<br />
aşık futbola, bu bana inanılmaz bir<br />
zevk veriyor. Yani kulübün içinde olmak<br />
büyük bir mutluluk, büyük bir zevk. Bir<br />
an önce çok daha iyi yerlere gelmesini<br />
diliyorum. İnşallah bunu yaşamak<br />
bize de nasip olur. Sakaryaspor eski<br />
günlerini fazlasıyla hak ediyor. Şu an<br />
yönetim olarak, teknik ekip olarak, tüm<br />
çalışanlar hepimizin tek arzusu bu.<br />
İnanılmaz mutluyum; bu kulübün bir<br />
parçası olmaktan. İnşallah dediğim gibi<br />
her şey çok daha güzel olacak.<br />
Kariyerinizde unutamadığınız bir maç<br />
var mı?<br />
Aslında çok yakın bir zaman benim için,<br />
1. devrede oynadığımız Tarsus İdman<br />
Yurdu maçı hala aklıma geldiğinde<br />
tüylerim diken diken oluyor. O maç mü-<br />
45
SAKARYASPOR<br />
Her antrenörün en<br />
üst liglerde çalışma<br />
isteği arzusu vardır.<br />
Bunun için kendimizi<br />
geliştirmeye devam<br />
ediyoruz.<br />
Her yaşanan yeni bir<br />
tecrübe oluyor bize.<br />
Tüm bunlar için de<br />
hem şükrediyoruz hem<br />
çalışıyoruz. Gecemizi<br />
gündüzümüzü<br />
Sakaryaspor için<br />
harcıyoruz. İnşallah<br />
hem bizim için hem<br />
kulübümüz için her şey<br />
çok daha iyi olur.<br />
kemmel oynayıp haketmediğimiz kartlar<br />
gördükten sonra yediğimiz 2 gol,<br />
daha sonra 9 kişi kalmış bir takımın<br />
11 kişiye karşı son saniyede tüm takım<br />
olarak hücum etmesi, o gole inanmak<br />
ve o gole sahip olmak muhteşem bir<br />
duyguydu. En yakın tarihten bunu<br />
örnek vereyim, gerçekten hala tüylerim<br />
diken diken oluyor.<br />
Son olarak, uzun vadede kariyeriniz<br />
açısından hedefleriniz neler ve<br />
Sakaryaspor’u 3-4 sene sonra nerede<br />
görüyorsunuz?<br />
Sakaryaspor’un bu projesi 50+4’te<br />
süper ligde olmak, benim de en büyük<br />
hayalim. Hem bunu yaşamak hem<br />
de bunu yaşarken bunun bir parçası<br />
olmak. Hedefimiz tabii ki çok büyük<br />
ama, Sakaryaspor öyle büyük bir camia<br />
ki; tüm camianın ve çevredeki eşimizin<br />
dostumuzun arkadaşlarımızın ve diğer<br />
antrenör arkadaşlarımızın yaklaşımları<br />
paylaşımları bu camianın ne kadar büyük<br />
olduğunu bizlere sürekli hissettiriyor.<br />
Şu an gerçekten kariyerimizin çok<br />
önemli bir noktasında gibi hissediyoruz<br />
ama tabii ki çok çok büyük hedeflerimiz<br />
var. İnşallah bu büyük hedeflerimiz de<br />
Sakaryaspor ile birlikte olur. Her antrenörün<br />
en üst liglerde çalışma isteği,<br />
arzusu vardır. Bunun için kendimizi<br />
geliştirmeye devam ediyoruz. Her yaşanan<br />
yeni bir tecrübe oluyor bize. Tüm<br />
bunlar için de hem şükrediyoruz hem<br />
çalışıyoruz. Gecemizi gündüzümüzü<br />
Sakaryaspor için harcıyoruz. İnşallah<br />
hem bizim için hem kulübümüz için<br />
her şey çok daha iyi olur.<br />
46
47
SAKARYASPOR / MAKALE<br />
TARAFTAR<br />
PSİKOLOJİSİ<br />
Cemre SOYSAL*<br />
Bundan yaklaşık 20 yıl önce ilk defa Simon<br />
Kuper tarafından dile getirilen bir<br />
ifade vardı; “Futbol asla sadece futbol<br />
değildir.” Geçen sürede hem ülkemizde<br />
hem de dünya futbol camiasında<br />
yaşananlar bu tespitin doğruluğunu<br />
kanıtlar nitelikteydi.<br />
19. yüzyılın sonlarına doğru<br />
İngiltere’de doğan modern futbol<br />
kültürü 150 senelik bir geçmişe sahip.<br />
Dünya tarihini düşündüğümüzde çok<br />
da uzun olmayan bir süre içinde kıtaları,<br />
ırkları, ülkeleri birbiriyle bağlayan,<br />
ortak sevinç ve heyecanlara yönelten<br />
bir spor dalı futbol. Çoğu kez akla<br />
getirdiği soru ise şu, hiçbir politik, dini<br />
ya da etnik sebebe gerek kalmaksızın<br />
nasıl oluyor da milyonlarca insanı bir<br />
araya getirmeye bir top ve peşinden<br />
koşan 22 kişi yetiveriyor?<br />
Futbolun psikolojisini anlamaya çalıştığımızda<br />
taraftarlık ilk akla gelen<br />
unsurdur. Tribünler olmazsa futbol<br />
asla aynı zevki vermeyecektir. Taraftar<br />
cezasının olduğu maçlardan sonra<br />
futbolcularla yapılan röportajlarda<br />
çoğu futbolcu, taraftarsız maçların<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilediğini vurgular. Birçok kulübün<br />
taraftar grubu kendini takımının “12.<br />
Adamı” olarak tanımlar. Bunların hiçbiri<br />
tesadüf değildir. Tribün ve takım et<br />
ve tırnak gibidir, birini diğerinden ayrı<br />
düşünmek bütünü bölmek demektir.<br />
İnsanlar doğduğundan itibaren ister<br />
istemez birtakım grupların içine doğar,<br />
yani ait olurlar. Bu bazen bir ülkeye<br />
ait olma, bazen bir şehre ya da bir<br />
dine aidiyet olabilir. Takım tutan ve bir<br />
kulübün taraftarlığını seçen insanlarda<br />
öncelikli motivasyon da bu ait olma<br />
hissidir. Bir camiaya ait olduğunu<br />
hisseden insanlar kendilerini daha<br />
fazla güvende hissetmeye başlarlar.<br />
Önemli bir maçın kritik bir dakikasında<br />
atılan golde bir stat dolusu insanla<br />
beraber sevinmek; ait olma hissinin en<br />
coşkun yaşandığı andır. Maçı tribünde<br />
seyretmenin güzel tarafı da çoğunlukla<br />
beraber olmanın verdiği güven hissidir.<br />
İnsan psikolojisine baktığımızda<br />
yaşanan zorlukları aşarken insanların<br />
“kendileri gibi” birilerine ihtiyaç<br />
duyduğunu gözlemliyoruz. Örneğin;<br />
deprem, doğal afet gibi bir travma<br />
yaşandığında aynı sıkıntıyı yaşayan<br />
insanlar bir araya gelerek başlarından<br />
geçeni anlattıklarında ve yalnız olmadıklarını<br />
hissettiklerinde çaresizlik ve<br />
yalnızlık hisleri azalıyor. Bu noktada da<br />
yine taraftarlığın sadece galibiyetleri<br />
yaşamak için değil olası mağlubiyet,<br />
kaçan gol, kaybedilen şampiyonluk<br />
gibi olumsuz durumları aşmada da<br />
insanlara kuvvet verdiğini söylemek<br />
mümkündür.<br />
Tribünlerin bir diğer etkisi ise tüm<br />
hiyerarşik rütbelerin neredeyse sıfırlanmasıdır.<br />
Bir iş yerindeki patronla iş<br />
yerinin çaycısı tribün söz konusu olduğunda<br />
eşit statüye geçerler. Stadın turnikelerinden<br />
geçtikten sonra herkesin<br />
tek bir ünvanı vardır artık; taraftarlık.<br />
Ya beraber sevinilecek ya da beraber<br />
üzünülecektir. Küçük bir çocuğun<br />
babasıyla aynı anda sevinmesi, berber<br />
çırağı ile genel müdürün beraber üzülmesi<br />
o topun kale çizgisinin neresinde<br />
kaldığına bağlıdır. Toplumsal hayatta<br />
eşitliği yaşayamayan insanlar için<br />
tribünler herkesin nispeten eşit olduğu<br />
bir alandır.<br />
Futbol sadece kulüpler bazında değil;<br />
Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası<br />
gibi uluslararası turnuvalarda da taraftarlık<br />
psikolojisini karşımıza çıkarmaktadır.<br />
Turnuvaların düzenleneceği<br />
senelerde stoklarını arttıran televizyon<br />
markalarından, özel tasarım ürünler<br />
geliştiren markalara kadar birçok<br />
alandaki değişiklikler de gösteriyor ki<br />
futbol yarattığı etki itibariyle oldukça<br />
geniş bir popülasyona hitap etmektedir.<br />
Kendi ülkesinin katılmadığı bir<br />
turnuvada bile kendine favori bir takım<br />
seçip onu destekleyen birçok futbol<br />
seyircisi bulunmaktadır. Bunun sebebi,<br />
yanında olduğumuz tarafın kazanmasına<br />
duyduğumuz ihtiyaçtır. Herkesin<br />
gönlünde bir Arjantin - Brezilya çekişmesi<br />
vardır örneğin. Oysa, hiçbirimiz<br />
Güney Amerika topraklarında doğmamışızdır.<br />
Futbolun endüstriyelleşmesiyle git<br />
gide kaybolan amatör ruhun, sadece<br />
kulüplerin kimyasını değil,º aynı<br />
zamanda taraftarlık şablonlarını ve<br />
tribün atmosferini de doğrudan etkilediğini<br />
söylemek pek yanlış olmaz.<br />
Yukarıda bahsettiğimiz tüm psikolojik<br />
etkiler ise futbolun amatör kalan ruhunun<br />
hiç kaybolmayacağını düşündüğümüz<br />
parçalarıdır.<br />
* Klinik Psikolog<br />
Cemre Soysal, Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik<br />
ve Psikolojik Danışmanlık lisansından sonra<br />
Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlamıştır.<br />
Çocuk ve ergenlerle çalışan Cemre Soysal; duygusal<br />
problemler, performans geliştirme, travma,<br />
okul ve öğrenme sorunları gibi alanlarda<br />
terapiler uygulamaktadır. Ayrıca ailelere yönelik<br />
eğitimler vermektedir. Cemre Soysal terapistliğin<br />
yanı sıra çocuk kitapları yazmakta ve çocuk<br />
kitaplarına danışmanlık vermektedir.<br />
48
GÜNDEM<br />
49
SAKARYASPOR / MAKALE<br />
MAÇA<br />
BİR YILDIZ<br />
GİBİ<br />
HAZIRLANMAK<br />
Oktay Berkay GÜRKAN*<br />
Futbolcu, futbola özgü kas kuvvetini<br />
ancak futbol oynayarak ve futbol hedeflenerek<br />
oluşturulmuş egzersizleri<br />
uygulayarak kazanabilir. Bu nedenle,<br />
futbolcunun ihtiyaç duyduğu kas gücünü<br />
kazanması ve ideal seviyede tutması<br />
için sezon boyunca sistemli ve özel antrenmanlar<br />
yapması gereklidir.<br />
Kas gücünü geliştirmeye yönelik ve futbol<br />
için özel programlanmış egzersizler<br />
ile kas ve sinir sistemleri arasındaki<br />
koordinasyonun sağlanması, hem birey<br />
olarak oyuncunun hem de bir bütün<br />
olarak takımın başarısını derinden<br />
etkiler.<br />
Futbolcunun kondisyon programı iyi bir<br />
aerobik temele dayandırılarak hazırlanmalıdır.<br />
Futbolun fizyolojik talepleri<br />
üzerine yapılan araştırmalar, özellikle<br />
kaleci harici oyuncuların 90 dakikalık<br />
bir maçta ortalama 10 -13 kilometre<br />
arası bir mesafe kat ettiklerini ve yaklaşık<br />
700 yön değişimi gerçekleştirdiklerini<br />
göstermiştir.<br />
Futbolcular saha performanslarını<br />
iyileştirmek için haftada birkaç gün, en<br />
az bir saatlik koşular yaparlar. Ancak,<br />
yapılan antrenmanları spor alanı odaklı<br />
incelediğimizde, maç esnasında ihtiyaç<br />
duyulanın düz bir koşudan ziyade farklı<br />
kademelerde ve yönlerde gelişen yürüme,<br />
ritmik yürüme, koşma ve sprint adı<br />
verilen sürat koşusundan oluştuğunu<br />
görürüz. Bu nedenle bu antrenmanın<br />
yüksek ve düşük yoğunlukları içeren,<br />
çok yönlü bir çalışma olması tercih<br />
edilir.<br />
Bir futbolcu ne zaman fit sayılır?<br />
Profesyonel bir futbol oyuncusundan<br />
oyunda bulunduğu sürece aktif kalması<br />
ve ortalama 9 m. ile 27 m. arasında<br />
değişen mesafelerde sprint atması<br />
beklenir. Böyle bir hıza ve kondisyona<br />
ulaşmak için sporcunun geniş yelpazeli<br />
bir antrenman programını takip etmesi<br />
gereklidir.<br />
Latince’de “ölçülebilir artışlar” anlamına<br />
gelen pliometrik çalışmalar,<br />
antrenörler ve atletler tarafından drill<br />
olarak adlandırılır. Hareket hızını ve<br />
kuvvet-güç üretimini iyileştirmek amacıyla<br />
geliştirilmiş olan bu driller, futbolcu<br />
antrenmanın temelini oluştururlar.<br />
Bu egzersizler, patlama hareketleri<br />
yaparak kas gücünü arttırmayı hedef<br />
alan egzersizlerdir. Sporcunun koşu<br />
ivmesini arttırmak ve çıkış hızını yükseltmek<br />
için kısa mesafe sürat koşuları<br />
(sprint); kas kütlesini, dolayısıyla da<br />
kuvvetini arttırmak için ise ağırlık antrenmanları<br />
takımın çalışma programını<br />
oluştururlar.<br />
Manchester United futbol takımının<br />
fitness ve kondisyon koçu Tony<br />
Strudwick’in anlatımına göre, takım<br />
haftalık rutin antrenmanlarına pazartesi<br />
günleri bir genel durum değerlendirmesi<br />
ile başlıyor. Sakatlanmalara<br />
karşı ısınmalar ve 8 – 9 dakikalık setler<br />
halindeki driller ile devam edilen yarım<br />
saatlik bir antrenmandan sonra sporcular,<br />
spor salonunda kendi çalışmalarına<br />
geçiyorlar. Salı antrenmanları<br />
daha ziyade hız kazanma üzerine,<br />
karşılıklı çalışmalara odaklanırken<br />
Çarşamba günü ısınma ve esneme<br />
sonrası oyuncuları zorlayacak, yoğun<br />
ve kısa egzersizlerle devam ediyor.<br />
Perşembeleri temelde aktif dinlenme<br />
hedeflenen bir gün ve antrenör<br />
bu günde özel antrenman gereken<br />
oyuncularla çalışırken, diğer oyuncular<br />
kendi şahsi antrenmanlarıyla<br />
ilgilenebiliyorlar. Cuma günleri fitness<br />
eğitmeni ile çalışma yapan oyuncular<br />
Cumartesi günkü maça hazır çıkıyor ve<br />
Pazar gününü maç sonrası dinlenmeye<br />
ayırdıktan sonra Pazartesi aynı sistemle<br />
çalışmalarına devam ediyorlar. Bu<br />
da 90 dakikalık maç da dahil, haftalık<br />
ortalama 8 – 9 saatlik bir fiziksel çalışmaya<br />
denk geliyor.<br />
Görüldüğü gibi bu çok çeşitli antrenman<br />
sistemi ile futbolcunun sahada<br />
ihtiyaç duyacağı tüm kondisyona sahip<br />
olması hedefleniyor. Maç sırasında<br />
futbolcunun başarısını doğrudan etkileyecek<br />
hız, güç, esneklik, dayanıklılık<br />
ve kuvvet bu sayede oyuncuya kazandırılarak<br />
maksimum performansla<br />
takımın bir parçası olması sağlanıyor.<br />
Günümüz futbolunda sporcular maça<br />
50
ARAŞTIRMA<br />
hazırlanırken bu çok çeşitli antrenmanları<br />
tercih etmeye başlamış,<br />
saha çalışmalarına spor salonlarında<br />
ağırlık çalışmalarını da eklemişlerdir.<br />
Örneğin; Cristiano Ronaldo haftanın<br />
4 günü, ağırlık çalışmalarını da esas<br />
alan bir antrenman programını takip<br />
etmektedir. Alt ve üst gövde kasları için<br />
ayrı egzersizler uyguladığı ve özellikle<br />
çevikliğe etkisi nedeniyle karın kaslarına<br />
yönelik egzersizlere özen gösterdiği<br />
bilinmektedir.<br />
Kuvvet, birçok spor dalında atletin<br />
ihtiyaç duyduğu bir etken olduğu<br />
halde, özellikle futbolda es geçilmeye<br />
yatkındır. Halbuki güç ve hızın temelini<br />
oluşturan kuvvet, futbolcuların<br />
özellikle birebir mücadeleler esnasında<br />
oldukça ihtiyaç duydukları bir<br />
olgudur. Bu nedenle ağırlık ve kuvvet<br />
antrenmanları oyuncuya sakatlanmalara<br />
karşı dayanıklılık, daha hızlı<br />
bir metabolizma, daha yüksek enerji,<br />
daha iyi denge ve hızlı iyileşme olanağı<br />
kazandırır. Güç, dayanıklılık ve hızın<br />
bir araya gelmesiyle elde edilir. Güçlü<br />
bir oyuncu, yenilmesi zor bir oyuncu<br />
demektir. Futbolcunun performansında<br />
önem taşıyan bir diğer özellik<br />
esnekliktir. Oyuncunun saha içindeki<br />
manevrasının sağlamlığı açısından<br />
önemli olan esneklik için oyuncular<br />
uzman eşliğinde esneme hareketleri<br />
gerçekleştirirler.<br />
Pliometrik antrenmanlar öncelikli<br />
olarak atletler tarafından kullanılmakla<br />
birlikte günümüzde çabuk kuvvet<br />
gerektiren diğer birçok spor branşında<br />
da tercih edilmektedir. Futboldaki<br />
ani hızlanmalar, yön değiştirmeler,<br />
ani duruşlar, kafa topuna çıkış ve şut<br />
atmalar ani, patlayıcı güç gerektiren<br />
anaerobik enerji ile ilgili hareketlerdir.<br />
Yapılan araştırmalarda pliometrik<br />
antrenmanların alt bölge kaslarına<br />
(kalça ve bacak) etkileri incelendiğinde,<br />
bu çalışmaların kas gücünü geliştiğini<br />
tespit edilmiştir. Özellikle, quadriceps<br />
(üst bacak), gastrocnemius (baldır),<br />
hamstring (arka bacak) kasları sıçrama,<br />
vurma ve dönüşlerde patlayıcı kuvvet<br />
olarak kullanıldığından, pliometrik<br />
antrenman futbol için önem taşır.<br />
Yine, maç esnasında ihtiyaca yönelik<br />
egzersizlerden biri, sprint olarak geçen<br />
kısa mesafe hız koşularıdır. Sprint; yön<br />
değiştirme, aniden durma, dönme, yavaşlama<br />
ve sıçramalar içeren, hareket<br />
süratine ve kas gücüne dayanan bir<br />
koşu tipidir. Sporcular oyunun yapısından<br />
dolayı maç içerisinde çoğunlukla<br />
yön değiştirerek ve kısa mesafede<br />
yüksek şiddetle koşarlar.<br />
Futbolcudan beklenen güçlü şutlar ve<br />
uzun paslar, tüm bunların yanında iyi<br />
bir teknik de gerektirdiği için, oyuncu<br />
çok iyi bir kas gücüne de ihtiyaç duyar.<br />
Bacak ve kalça kasları futbolcuya gereken<br />
tek kas grubuymuş gibi düşünülse<br />
de, özellikle gövde kasları sporcunun<br />
hareket bütünlüğünde önemli rol<br />
oynar. Örneğin; kafa vuruşu esnasında<br />
gövde ve boyun kasları, taç atışında ise<br />
bunlara ek olarak omuz ve kol kasları<br />
da devreye girer. Bu nedenle, egzersiz<br />
programı futbolcunun tüm kaslarını<br />
kullanacağı düşünülerek, sadece<br />
hıza ve koşuya odaklanarak değil, kas<br />
gücünden de en yüksek verimi almayı<br />
amaçlayarak hazırlanmalıdır.<br />
Vücuttaki kas miktarı arttıkça dayanıklılık<br />
ve enerjinin artması, vücut dengesinin<br />
gelişmesi ve iyileşme süresinin<br />
kısalması da antrenman çeşitliliğinin<br />
gerekliliğini kanıtlar niteliktedir. Ağırlık<br />
antrenmanıyla kazanılan kuvvet, pliometrik<br />
antrenman ile hız ve güce çevrilir,<br />
sürat antrenmanıyla ivme kazanır.<br />
Sistemli ve etkili bir ön çalışma da takımı<br />
başarıya götürecek yolda atılması<br />
gereken çok önemli bir adımdır.<br />
Günümüz futbolunun geldiği noktada<br />
yalnızca taktiksel üstünlüğün değil, sahadaki<br />
futbolcunun gücünün de önem<br />
kazandığı açıktır. Bu sebeple, kulüplerin<br />
ve sporcuların fiziksel gelişimlerine<br />
yaptıkları yatırım başarının belirleyici<br />
unsuru olacaktır.<br />
* Fitness Eğitmeni<br />
2007 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi<br />
ve Spor Yüksek Okulu’ndan mezun olan Oktay<br />
Berkay Gürkan, profesyonel eğitmenlik geçmişi<br />
boyunca birçok fitness salonunda çalışmış, branşı<br />
olan Kickbox eğitmenliğine ek olarak kişisel<br />
(personal trainer) ve grup fitness eğitmenliği<br />
yapmıştır ve halen aktif bir şekilde Marmara<br />
Yelken Kulübü bünyesindeki Marmara Fitness<br />
Club’da hizmet vermektedir<br />
51
SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />
“RAMBO HASAN”<br />
Hasan Kemal Özdemir<br />
Sakaryaspor<br />
formasının değerini<br />
bilsinler, mücadele<br />
etsinler. İnanıyorum ki<br />
takımı seneye 2. Lig’de<br />
göreceğiz.<br />
Sakaryaspor’un önemini sizden dinlemek<br />
isteriz.<br />
Televizyonda izlerken bile tüylerim<br />
diken diken oluyor. Bir tane şampiyonluk<br />
oldu ama çok iyi geçti yıllar<br />
Sakaryaspor camiası çok sahiplendi<br />
beni; seyircisi olsun, basın olsun hepsi<br />
arkamızda oldu. Ailem, oğlum dahil<br />
çok seviyoruz. Sahaya çıktığım zaman<br />
formanın hakkını vermeye çalışan bir<br />
futbolcu tiplemesi vardı bende. Beni<br />
yücelttiler, buna karşılık o formanın<br />
hakkını vermeye çalıştım. Hala o sevgi,<br />
o his içimden çıkmaz.<br />
Şampiyonluk demişken meşhur bir<br />
kafa golünüz vardı Eskişehir’de...<br />
Sakaryaspor taraftarının hakkını kimse<br />
ödeyemez. Eskişehir’i o gün doldurmuşlardı.<br />
Onların sevgisi için çıktık.<br />
Dakika 86’da çıktım o dakika vurdum<br />
ve şampiyon olduk. O şampiyonluk<br />
golü de bana nasip oldu. Şampiyonluk<br />
kupası iki ay sonra geldi kulübe.<br />
Bu sene Sakaryaspor yeni bir yönetimle<br />
eski günlere yeni bir dönüş<br />
yapmanın sinyalini veriyor. Sizin bir<br />
öneriniz var mı takımda şampiyonluk<br />
yaşamış biri olarak?<br />
Umarım bu 50+1 Diriliş yılı güzel geçer.<br />
Sakaryaspor formasının değerini<br />
bilsinler, mücadele etsinler. İnanıyorum<br />
ki takımı 2. Lig’de göreceğiz.<br />
Sakaryaspor sevgisi bende bitmez,<br />
mezara kadar.<br />
Çok oyuncu yetiştiren bir kulüp oldu<br />
Sakaryaspor... Altyapıdaki gençlere<br />
bir tavsiyeniz var mı?<br />
Bizim yetiştiğimiz dönemle onların<br />
arasında büyük farklar var. Biz<br />
toprakta yetiştik, onlar çim sahada<br />
yetişiyorlar. Biz çok zor günlerde futbolcu<br />
olduk, malzemeye açtık, futbola<br />
açtık, TRT’de kendimizi göreceğiz diye<br />
heyecanlanırdık. İnşallah onlar da öğrenirler,<br />
önce insan olacaklar. İnsana,<br />
hakeme, rakibe nasıl davranacağını<br />
öğrenecekler.<br />
Sakaryaspor’dan tekrar bir görev<br />
gelse nasıl değerlendirirsiniz?<br />
Sakaryaspor’a her şekilde destek<br />
olmaya hazırım.<br />
Tatangaları nasıl değerlendirirsiniz?<br />
Onlar başkadır, sevgisi belki boğabilir,<br />
çok severim onları.<br />
52
53
SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />
TUNCAY<br />
ȘANLI<br />
İlk olarak Sakaryaspor macerasından<br />
başlayalım, Sakaryaspor sizin için ne<br />
ifade ediyor?<br />
Güzel soruyla başlıyoruz. Sakaryaspor<br />
benim için ilk profesyonel hayatım, ilk<br />
profesyonel forma ve tribünden gelip<br />
taraftarı olduğunuz bir takımın futbolcusu<br />
olmak. Bunu anlatmak biraz zor<br />
açıkçası. Bir aile gibi düşünün, kopamayacağınız<br />
bir parça olarak düşünün<br />
benim için bunları ifade ediyor.<br />
Sakaryaspor formasını ilk giydiğiniz<br />
maçı hatırlıyor musunuz?<br />
Sanırım sonradan girdim, Kartal maçı<br />
diye hatırlıyorum. Takım arkadaşım<br />
Oğuz Dağlaroğlu sakatlandı, onun<br />
yerine girdim. Daha sonra da Konya<br />
maçında ilk 11 oynamıştım. Hatırladıklarım<br />
bunlar.<br />
Kulüpten ilk teknik direktörlük teklifi<br />
nasıl geldi? Teklif geldiğinde neler<br />
hissettiniz? Nasıl başladı teknik<br />
direktörlük macerası?<br />
Esasında hiç böyle bir şey yoktu aklımızda.<br />
Sakaryasporumuz için en iyi<br />
teknik adam en katkı sağlayacak kim<br />
olabilir diye destek vermek adına Başkanımızın<br />
yanındaydım. Daha sonra<br />
başkanımızla bir yemeğe çıktık. Sohbet<br />
esnasında “Sen neden denemiyorsun?”<br />
dedi. Benim aklımda da yakın<br />
vadede olmayan bir şeydi. Zaten milli<br />
takımla beraberdim. Başkan böyle<br />
bir teklif yapınca tek başıma verebileceğim<br />
bir karar değildi. Çünkü böyle<br />
bir tecrübem de yoktu çok fazla. Ama<br />
tabii ki bu yola çıkmıştık ve en büyük<br />
tecrübeyi de Avrupa Şampiyonası’nda<br />
milli takımla beraber aldık; hem iyi<br />
yönleriyle hem de zor yönleriyle. Üst<br />
düzey bir tecrübemiz oldu orada.<br />
Onun verdiği tecrübeyle beraber yardımcılarımız<br />
Marco Hoca ve Mohamed<br />
Hoca’nın tecrübeleri de çok fazla.<br />
Daha sonra Fatih Terim ile beraber,<br />
devam ettiğimiz için ondan da bir izin<br />
istedik. O da Sakaryaspor olunca tabii<br />
ki seve seve izin verdi. Böyle bir süreç<br />
başladı. Dediğim gibi aklımızda böyle<br />
bir şey yoktu. Ama olduğu için de son<br />
derece mutluyum.<br />
Biraz daha kişisel sorulara geçelim.<br />
Yıllarca her gittiğiniz takımda ilk<br />
11’deydiniz. Şimdi sadece kulübede<br />
olmak nasıl bir duygu?<br />
Ben oyuncuyken de kulübede olduğumda<br />
yine aynı hırsla devam<br />
ediyordum. Sahaya girecekmiş gibi<br />
oyunun içindeymiş gibi. Verdiğim agresif<br />
tepkiler de dahil sanki oynuyormuşum<br />
gibi. Şu anda da ilk başlarda<br />
daha da sahaya girmek üzereydim.<br />
İlk dönemler kendinizi hala futbolcu<br />
gibi hissedebiliyosunuz. Yaptıklarıma<br />
bazen sonradan izlediğimde ben de<br />
artık teknik sorumlu biri olarak bu<br />
şekilde davranmamam gerektiğini<br />
görüyorum.<br />
Orhangazispor maçındaki gol sevincimiz<br />
ve o kare de bunu gösteriyor<br />
Tabii ki gole yine sevineceğiz ama<br />
bazen abartıp sahaya girmeye çalışıyorum.<br />
Kenarda durmak daha da zor<br />
açıkçası oradaki heyecan daha da zor.<br />
Son olarak Sakaryaspor formasıyla<br />
yaşadığınız unutamadığınız bir an var<br />
mı?<br />
İlk defa profesyonel oldum. İlk defa<br />
Sakaryaspor forması giyiyorum.<br />
Tribünde taraftarı olduğum, kendi<br />
şehrimin takımında ilk defa forma<br />
giydiğim sezon finallere kaldık. Finallerde<br />
penaltılarda Malatya’ya kaybettik,<br />
Süper Lig’e çıkamadık. Benim için<br />
çok üzüntülü ve unutulmaz bir andı.<br />
Bir başkası da Süper Lig’e çıktığımız<br />
Rambi Hasan’ın kafayla gol attığı<br />
maçta ben de tribündeydim. O anı da<br />
unutamam diyebilirim.<br />
<strong>54</strong>
55
SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />
TOLGA<br />
BALLIK<br />
Sakarya Büyükşehir Bld. Basketbol Takımı Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Sakaryaspor’u,<br />
özellikle<br />
yeni stadın<br />
yapılmasıyla<br />
birlikte yeniden<br />
ayağa kalkıp<br />
Süper Lig’de<br />
görmek<br />
istiyoruz.<br />
İnşallah bu sene<br />
o başlangıcın<br />
yapılacağını<br />
temenni<br />
ediyoruz.<br />
Sakaryaspor’u değerlendirmeniz<br />
mümkün mü? Bu yıl iyi bir atılım<br />
olacağı öngörülüyor.<br />
Evet, Sakaryaspor çok köklü bir takım.<br />
Çocukluğumdan beri takip ediyorum.<br />
Bu sene çok önemli bir sene. Buraya<br />
kadar çok iyi geldi. Sakaryaspor’u<br />
özellikle yeni stadın yapılmasıyla<br />
birlikte yeniden ayağa kalkıp Süper<br />
Lig’de görmek istiyoruz. İnşallah<br />
bu sene o başlangıcın yapılacağını<br />
temenni ediyoruz.<br />
Son dönemde Sakaryaspor’da yenilikler<br />
var. E-ticaret, E-storlar... Taraftar<br />
buna nasıl bakıyor?<br />
Sakaryaspor’un yeniden ayağa kalkmasıyla<br />
teknolojik altyapılar eklendi.<br />
Tüm bu yenilikler de bu doğrultuda<br />
gerçekleşiyor. Artık dünya internet<br />
üzerinden ilerliyor. Bu yüzden<br />
Sakaryaspor’un da bu duruma ayak<br />
uydurup gelir elde etmesi çok önemli.<br />
Güzel gelirlerin olması önemli. Burası<br />
bir milyonluk bir şehir ve insanlar<br />
Sakaryaspor’a çok bağlı. Bu bir milyon<br />
kişi Sakaryaspor’u yeni yapısıyla<br />
maddi ve manevi olarak destekleyecektir.<br />
Çok iyi bir gelir elde edeceğini<br />
düşünüyorum.<br />
Yönetimin yenilenmesini bizim için<br />
değerlendirir misiniz?<br />
Gördüğüm kadarıyla tecrübeli ve iyi<br />
bir yönetim var. İsmail Bey’in başkanlığında<br />
iyi bir ekip kurulduğunu<br />
görüyoruz. İyi bir takım da kuruldu<br />
ve Büyükşehir Belediyemizle iyi bir<br />
destek verildiğini görüyoruz. Müthiş<br />
bir taraftar desteğiyle de bu sene çok<br />
kolay şampiyon olabileceğimizi düşünüyorum.<br />
Siz Basketbol tarafında yönetimdesiniz.<br />
Baskette şu anda şampiyonuz, yani<br />
lideriz. İnşallah play-off’a kalıp oradan<br />
da Süper Lig’e çıkan bir takım olmayı<br />
düşünüyoruz. Ayrıca, bu yıl çok iyi bir<br />
transfer yaptık. ABD’li oyun kurucu<br />
Lazeric Jones ile anlaşma yaptık.<br />
Baskette de futbolda da lig atlamak<br />
bu seneki sloganımız. Bu sene şehirde<br />
spor anlamında bir dönüşüm olacak<br />
anlaşılan.<br />
Kent de ilgileniyor...<br />
Futbol maçları full seyirci ile oynanıyor,<br />
basket maçları full seyirci ile oynanıyor.<br />
Bazı takımlar görüyorsunuz,<br />
iyi bir takım ama hiç taraftar desteği<br />
yok. Bu Sakaryaspor’u çok hızlı hak<br />
ettiği yerlere getirecektir.<br />
Önerileriniz var mı peki taraftar için,<br />
kentliler için? Sakaryaspor’a daha<br />
fazla destek sağlamak için ne yapmalılar?<br />
Yönetimin çok özveriyle çalıştığını<br />
görüp çok mutlu oluyoruz. Taraftardan<br />
da ricamız küfürsüz, temiz sloganlarla<br />
Sakaryaspor’u desteklemeleri.<br />
56
ȘANSAL<br />
BÜYÜKA:<br />
‘SAKARYASPOR’DA<br />
OYNAMAK BİR AYRICALIKTIR.’<br />
Sakaryaspor için bu yıl iyi bir<br />
çıkış´yapacak demiştiniz. 50+1 kutlanıyor<br />
Sakaryaspor için...<br />
Kulüpte bir yenilenme var. Bundan önce<br />
Sakaryaspor hiç hak etmediğï yerlere<br />
düştü. Baktığınızda Türk futbolunun ilk<br />
çeyreğinde Sakaryaspor, 2. çeyreğinde<br />
(yani son 25 yılında) yetiştirdikleri var.<br />
Açıkçası ben, Türk futboluna bu kadar<br />
önemli oyuncular armağan etmiş bir<br />
takımın 3. ligde olmasını hiç kabullenemiyorum.<br />
Bu anlamdaki ilk adımın da<br />
bu sene atıldığına inanıyorum. Bunların<br />
hepsi yönetimden başlar. Büyükşehir<br />
belediye başkanının sınırsız desteğiyle<br />
ve yönetim ile yeni bir takım oluşturulmasını<br />
ilk adım olarak değerlendiriyorum.<br />
Ancak, koca Sakaryaspor’u<br />
ileriye götürecek bir kaç transfere<br />
daha önemli derecede ihtiyaç olduğunu<br />
düşünüyorum.<br />
Yeni bir stad yapılıyor, yeni bir hareketlilik<br />
var takımda. Nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Türkiye geneline baktığınızda yenileniyor<br />
stadlar. Ben orada milli maçların<br />
da oynanacağını düşünüyorum. Yakın<br />
gelecekte ise Süper Lig maçları da<br />
oynanacaktır.<br />
Sizde duygusal bir bağ da var<br />
anladığım kadarıyla...<br />
Ben Sakaryalıyım, her platformda<br />
elimden geldiğince katkı sağlamaya<br />
çalışıyorum ama benden daha çok<br />
uğraşanlar var.<br />
Sakaryaspor taraftarını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Sakaryaspor’un seyircisinin profili incelenmeli.<br />
Her maçta 8 bin, 10 bin kişiyle<br />
oynuyor. Ancak, hemşehirlerime küçük<br />
bir diyeceğim var; bana alınmasınlar<br />
bazen öfkeden takıma zarar verebiliyorlar.<br />
O stadın kapanmaması, orada olay<br />
olmaması lazım. Tam destek vereceksin<br />
ama duracağın noktayı bileceksin.<br />
Stadın kapanması demek, takımın<br />
şampiyonluk yürüyüşüne taş koymak<br />
anlamına gelir. Çok coşkulu olacağız,<br />
çok dikkatli olacağız.<br />
Yenilenmiş yönetimi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Yeni bir yönetime ihtiyaç vardı. Şimdi<br />
eskisine göre daha yeterli bir yönetimimiz<br />
var. Onlara hak veriyorum ama<br />
daha iyi bir takıma ihtiyaç var demeden<br />
geçemiyorum. Önemli olan bir diğer<br />
şey de Büyükşehir Belediye başkanımızın<br />
haklılığı ve sınırsız desteği ile<br />
yakaladığımız sinerji. Futbolcularımıza<br />
ise özellikle şunu söylemek istiyorum;<br />
Sakaryaspor bir ayrıcalıktır. Başka yerde<br />
oynamak Sakaryaspor’da oynamaya<br />
benzemez. Aidiyet duygusuyla oynasınlar<br />
ve o formanın hakkını versinler.<br />
Takım yeterli finansal destek alıyor<br />
mu?<br />
Şunu söylemeliyim; Sakaryaspor iş<br />
adamlarından yeterli destek almadı ne<br />
yazık ki. Onların takımımıza yeterli desteği<br />
verdiklerine inanmıyorum, kusura<br />
bakmasınlar. Söz konusu Sakaryaspor<br />
ise, gerisi teferruattır.<br />
Sakaryaspor’un kendi ayakları üzerinde<br />
duran bir kulüp olması için uğraşılıyor.<br />
Sizce, Dükkan <strong>54</strong> iyi bir gelir kaynağı<br />
olacak mı?<br />
Dükkan<strong>54</strong> de Sakaryaspor’un attığı<br />
önemli adımlardan biri. Mesela<br />
Hollanda’nın maçlarını izliyorum; bir<br />
tane sivil kıyafet giyen bulamazsınız,<br />
hepsi formalarıyla takımlarına destek<br />
veriyorlar. Sakaryasporlular da<br />
maçlara formalarıyla gitmeliler. Ben<br />
günlük hayatımda, yaşadığım yer olan<br />
Caddebostan’da bile Sakaryaspor<br />
eşofmanlarıyla geziyorum, benim için<br />
en büyük keyif bu.<br />
Türk futbolundan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Gözükara taraftarlık duygularından<br />
sıyırılıp futbol seyircisi olmak gerekiyor.<br />
Sonuca endeksli seyirci değil, keyif<br />
alan taraftar gerekiyor. Türk futbolunda<br />
mücadele var ama kalite yok, oynatmamaktan<br />
çok oynatmaya ihtiyacımız<br />
var. Türkiye’de altyapı oyuncularına da<br />
yeterli önem verilmesi gerekiyor, iyi altyapı<br />
hocalarına ve birikimli oyunculara<br />
ihtiyaç var. Sakarya’da da iyi bir tarla<br />
var, iyi sürülmesi lazım.<br />
57
SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />
TURAN<br />
SARIGÜLLE<br />
Türkiye Futbol Adamları Derneği Kurucusu, Eski Genel Başkan Yardımcısı / Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi<br />
Şimdi Sakaryaspor 50+1 dönemindesiniz<br />
ve yenilikçi bir dönem bu.<br />
Bahsettiğiniz 50+1 bir ömür. 1965’ten<br />
beri Sakaryasporluyuz. Yaşını bırakın,<br />
yaşından evvel Sakarya’da futbol<br />
beşiği vardır, çok oyuncu yetiştirmiştir.<br />
Sakaryaspor mazisine baktığınızda<br />
saymakla bitmez başarıları. Burada<br />
emeği geçen başta Başkan olmak üzere<br />
değerli dostlarımız geceyi gündüze<br />
katarak Sakaryaspor’u bir üste çıkmak<br />
için canla başla çalıştıklarını biliyoruz.<br />
İnşallah Şubat ayında yeni stadımız da<br />
devreye girmiş olacak. Bu stat Sakarya<br />
için bir onur meselesidir. En sonunda<br />
başarıya ulaşmak için, eski zamanlara<br />
dönmek için.<br />
Yapılan yeniliklere nasıl bakıyorsunuz?<br />
E-ticaretin çok olumlu olduğunu,<br />
bir kaç mağaza açıldığının, şimdi<br />
de yeni bir dükkan daha açılacağının<br />
bilgilerini Erkan Bey’den aldık.<br />
Erkan Bey Sakaryaspor’un neferidir.<br />
Bu mağazalar çoğaldıkça gelirlerin<br />
artacağına inanıyorum. Bu gelişmeleri<br />
takdirle karşılıyorum. Bu mağazalar<br />
başka şehirlerde de açılabilir. İlk önce<br />
Adapazarı’nda oluyor. Yeni transferler<br />
yapıldı, iyi neticeler alınacak.<br />
Sakaryaspor’un mayası çok kuvvetli.<br />
Takımın canla başla biz bunu başaracağız<br />
diyerek maça çıkmaları lazım.<br />
Yönetim Kurulu’na teşekkür ediyorum.<br />
Kentte taraftar konusunda bir sıkıntı<br />
yok, peki şehrin başka ne gibi avantajları<br />
var?<br />
Şampiyonluklar istiyor taraftarlar,<br />
dediğim gibi susamışlar. Coşku da artacak<br />
tabii. Adapazarı bir istasyondur.<br />
Konumu önemli bir coğrafyayı teşkil<br />
ediyor. İstanbul’dan gelen takımlar<br />
Adapazarı’na 1.5 saatte gelirler, köftemizi<br />
yerler ve geri dönerler. Umarım<br />
birinciliği tekrar yaşarız, canı gönülden<br />
arzuluyorum. Sakarya gerek seyircisiyle,<br />
gerek memleket olarak her şeyi<br />
hak ediyor.<br />
Toplu olarak ele alırsak yenilenmesi<br />
gereken şeyler, önerileriniz var mıdır?<br />
Öneriler icraatla gelir. Sakaryaspor<br />
yeni tesislerine, yeni stadına kavuştuğunda<br />
çok güçlenecektir. Performans<br />
farkı olacaktır. Bunu gören taraftar<br />
desteğini artıracaktır. Talebesinden<br />
çiftçisine kadar destekler artarak<br />
devam edecektir. Mağazalarla gelirler<br />
arttıkça yenilenmeler devam edecektir.<br />
Yönetim yenilendi ve taraftar açısından<br />
da takımı değerlendirir misiniz?<br />
Ben 65’ten beri hiçbir maçı kaçırmazdım.<br />
Sakarya’da futbol sevgisi<br />
var, başarıya susamış taraftarlar var.<br />
Yönetime gelince Başkan çok tecrübeli<br />
ve ekibiyle ellerinden geleni yapıyor.<br />
Hak edilen neticeleri almak için takımın<br />
çok iyi oynaması lazım, takıma çok<br />
büyük görevler düşüyor.<br />
58
KONUK<br />
59
SAKARYASPOR / MAKALE<br />
YETER Kİ…<br />
TEMEL YÜREK<br />
Gazeteci - Yazar<br />
Yeni Sakarya Gazetesi<br />
Sakaryaspor bulunduğu ligden kurtulmak<br />
için çok çabanın yanında çok da<br />
para harcadı. Her yeni sezon şampiyonluk<br />
parolasıyla çıkılsa da bir türlü<br />
gerçekleşmedi.<br />
Futbolcu alacaklarını başarıyla temizleyen<br />
yönetimler, tekrar aynı borçları<br />
yapmamak için ince eleyip, sık dokudu..<br />
Hedefe ulaştıracak hamleler bir türlü<br />
gelmedi. Gün geldi Sakaryaspor iflasın<br />
eşiğinden, gün geldi finalden döndü.<br />
Yetti artık, tak etti canımıza dedikçe<br />
sezonlar hüsranla sonlandı.<br />
Şehir, Sakaryaspor’u ve yönetenlerini<br />
sportif başarıyla değerlendirmekte…<br />
Bu yüzden Sakaryaspor önemsenmemeye<br />
başlamıştı. Destekleyenler de<br />
azalmıştı.<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki<br />
Toçoğlu’nun gayretleriyle Sakaryaspor<br />
ayakta tutulmaya çalışıldı.<br />
Gemi kaptan değiştirmek zorunda<br />
kalınca yeni kaptan Av. İsmail Gürses,<br />
tayfalar da kader birliği yaptığı arkadaşları<br />
oldu.<br />
50+1 Diriliş Yılı sloganıyla yola çıkıldı.<br />
Sezon öncesi transferlerle kadro yenilendiğinde<br />
bu sefer bu iş tamam dedik.<br />
İlk üç maçın güzelliğinden eser kalmayınca<br />
tedirginlik baş gösterdi. Teknik<br />
adam değişikliği ile başlayan hamleler,<br />
peşinden gözden ve de gönülden düşen<br />
futbolcuların tribüne taşınması izledi.<br />
Teknik adam değişikliğinde şahsen<br />
isabet sağlanamadı düşüncesinde<br />
olanlardanım… Umarım yanılanlardan<br />
olurum sezon sonunda…<br />
Ayrıca bazı transferlerin 4’er yıllık<br />
olması da endişelendirmekte... Geçmişte<br />
3’er yıllık sözleşmeler nedeniyle<br />
“kendi evladımız” dediklerimiz bile<br />
Sakaryaspor’u sıkıntıya sokmuştu.<br />
32 yaşında olan bir futbolcu 4 yıl sonra<br />
36 yaşına geldiğinde ne yapılacak?<br />
Tabii ki jübile… 4’er yıl sözleşmeliler<br />
sıkıntı çıkarmazsa ne ala…<br />
İkinci yarı için izlenen ve bilinen oyuncularla<br />
takviyeler peş peşe gelmeye<br />
başladı bu günlerde...<br />
İyi geçirilecek bir kamp dönemi sonunda<br />
ikinci yarı sahada çok daha güçlü bir<br />
Sakaryaspor olacak.<br />
Sahanın dışında da güzel şeyler yapılmakta...<br />
Markamız canlı tutulmakta...<br />
Dükkan<strong>54</strong> yeşil-siyah ürünleriyle adeta<br />
bir marka oldu kısa sürede...<br />
Erkan Pizrenli, büyük uğraşlarıyla<br />
ciddi mesai vermekte dükkanda... Yeni<br />
kurulan şirketin projeleri de dikkat<br />
çekeceğe benziyor…<br />
Ulusal kanalın canlı yayınları<br />
Sakaryaspor’u ülke gündeminde tutmak<br />
adına iyi düşünülmüş bir proje...<br />
Sakaryaspor, gerek Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Zeki Toçoğlu’nun maddi<br />
destekleri, gerekse taraftarın tribün<br />
desteği ile sezon sonunda inşallah bu<br />
grubu terk edecek.<br />
Bir yerlere söz verilmiş zaten bu yönde.<br />
Yönetim de sözün yerine getirilmesi<br />
adına zaten elinden geleni esirgemiyor.<br />
Yeter ki Sakaryaspor rakipleriyle boğuşsun.<br />
Kendisiyle boğuşturulduğunda,<br />
başarı hiç gelmedi.<br />
60
KONUK<br />
61
SAKARYASPOR<br />
HAKAN<br />
DİKMEN<br />
62
Yeni sezon, yeni stat<br />
başarılı yönetim<br />
güçlü takım ve büyük<br />
taraftarımız, bize bir<br />
çok başarılı projeye<br />
merhaba deme şansı<br />
veriyor.<br />
Endüstriyel futbol, artık sadece saha<br />
içinde alınan galibiyet ya da kazanılan<br />
kupalardan ibaret değil. Büyük kulüpler<br />
için imajını koruma ve varlığını<br />
devam ettirme yolları da Futbol dünyasında<br />
önem arz etmektedir. Sosyal<br />
medya, Radyo ve televizyon yayıncılığı<br />
aracılığıyla taraftarına ulaşmak,bilgi<br />
verip almak çok önemli. Peki ülkemizde<br />
Lig kulüpleri arasında bu alanda şu<br />
an ne yapılıyor.<br />
Sizin de dediğiniz gibi, artık endüstriyel<br />
futbol bir çok kanaldan besleniyor.<br />
Bu sistem bazen medya bazen tekstil<br />
bazen de e satış ile olabiliyor. Bir takım<br />
için prestij çok önemlidir. Bir sahada<br />
maç kazanmak için hem saha içi hem<br />
saha dışı, yani tarftar ve yöneticilerin<br />
büyük görevi var, diye düşünüyorum.<br />
Bize de radyo ve televizyon yayını yapma<br />
görevi verilip takıma katkı yapma<br />
şansı hazırlandı. Çok mutluyuz.<br />
Neler yapmayı planlıyorsunuz ?<br />
Yeni sezon, yeni stat başarılı yönetim<br />
güçlü takım ve büyük taraftarımız, bize<br />
bir çok başarılı projeye merhaba deme<br />
şansı veriyor. Futbol takımı yeni bir teknik<br />
ekiple yeni stadında, e-ticaretiyle<br />
radyo ve televizyonuyla, dergisi ile<br />
başarıya koşan tüm branşlarıyla, en<br />
önemlisi hiçbir takıma benzemeyen<br />
taraftarıyla ve inşallah yeni bir lige<br />
yükselişinin mutluluğunu radyo ve<br />
televizyonla taçlandırmayı planlıyoruz.<br />
Biz ilk önce İnternet dünyasını kullanmak<br />
istiyoruz.<br />
Çünkü sadece ülkemizde değil tüm<br />
dünyada Sakaryaspor’u tanıtmak ve<br />
anlatmak istiyoruz.<br />
Radyomuz, internet üzerinden ve yerel<br />
radyoların yayın akışlarından süre<br />
alarak devreye girebilir. Sakaryaspor’a<br />
ayrılan değişik saatlerde yapılan programlarla<br />
daha fazla kişiye ulaşmaimkanı<br />
sağlanabilir.<br />
Televizyonumuz ise; yine internet<br />
üzerinden yayına başlayıp, Viyana’da<br />
bulunan İPTV platformunda lisanslanarak<br />
Digitürk ve diğer uydulardan da<br />
yayın yapabilecek. Kuracağımız sistem<br />
tüm bu yayın teknolojilerinin alt yapısına<br />
müsait.<br />
Bu konuda ne gibi çalışmalar yapacaksınız<br />
?<br />
Genellikle bir radyo ve televizyon kanalı<br />
kurmak çok masraflı bir iş. Takım<br />
televizyonu kurmak ise hem maddi<br />
hem de manevi zorluğa sahip. Çünkü,<br />
hareket eden canlı yayınlara müsade<br />
eden teknolojiye ve içerik olarak da<br />
tematik olması gereken bir personel ve<br />
konu olmalı. Herkesin 24 saat kesintisiz<br />
ulaşabileceği bir yayın sistemi<br />
düşünüyoruz. Artık dünyanın neresinde<br />
olursanız olun, Sakarya TV’yi rahatlıkla<br />
izleyebileceksiniz. Şuna inanıyorum ki<br />
başka kulüplerin taraftarları da rahatsız<br />
olmadan kanalımızı izleyebilir.<br />
Televizyonun ve radyonun yayın merkezi<br />
nerede olacak?<br />
Tabii ki başkanımız bize nereyi uygun<br />
görürse orada olacak ama, benim<br />
düşüncem olayın kalbinde olması, yani<br />
yeni yapılan stadımızda olması lazım.<br />
Devamlı takımların içinde olan bir göz<br />
gibi taraftara 24 saat hizmet vermek<br />
istiyoruz.<br />
Hangi programlar olacak ? Bunların<br />
içinde en çok hangi programlar ilgi<br />
çekecek sizce?<br />
Tabii ilk yapmak istediğimiz çok kaliteli<br />
bir ekran. Teknolojik alt yapısı çok<br />
güçlü bir medya oluşturmak istiyoruz.<br />
Bu sayede, altyapı maçları, canlı maç<br />
yayınları, oyuncu röportajları, nostaljik<br />
maçlar, dünya sporu da içeriğimizin<br />
iskeletini oluşturacak…<br />
Bir de bildiğiniz gibi, magazin programlarına<br />
yoğun ilgi var, çünkü futbolcularla<br />
ilgili başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz<br />
perde arkası hikayeleri<br />
ekrana getirebiliyoruz. Altyapıyla ilgili<br />
Futbol Akademisi adında bir programımız<br />
olmalı. O hafta oynanan maçlar,<br />
özetler, farklı yaş kategorilerinde<br />
oyuncu ve antrenörlerle röportajlar…<br />
Efsane futbolcularımızdan ve camiamızın<br />
en önemli isimleri programlarımız<br />
arasında olacak.<br />
Bu alanda o kadar hızlı bir gelişme oluyor<br />
ki, iki sene önce Venedik’te kulüp<br />
kanalları toplantısı yapıldı. Türkiye’den<br />
GS TV, BJK TV, FB TV ve Bursaspor TV<br />
olmak üzere dört kanal katıldı. Ben o<br />
zaman çok istemiştim. “Keşke benim<br />
de yönettiğim bir takım kanalı olsa”<br />
demiştim. Şimdi bu toplantılara katılıp<br />
dünyadaki maç yayınlarını ve sponsorları<br />
çekmek mümkün olabilecek.<br />
Benfica takımı, bu işi dünyada en iyi<br />
yapan kulüp kanalına sahip. İki HD<br />
kanaldan yayın yapıyorlar. Havuzdan<br />
çıkmışlar ve Benfica’nın ligdeki iç saha<br />
maçlarını kendileri yayınlıyorlar. Ciddi<br />
bir prodüksiyon var, 18-20 kamerayla<br />
yayın yapıyorlar. İngiltere Premier<br />
Ligi’nin Portekiz’deki yayıncısı bile<br />
Benfica TV, artık düşünün işin boyutunu.<br />
Son olarak ne söylemek istersiniz.?<br />
Radyo - televizyon, dergi ve sosyal<br />
medya, kulüp yönetiminden çalışanlarına,<br />
taraftar ve diğer etkenler hep<br />
beraber yine dünyada fırtına gibi esen<br />
bir takıma sahip olmanın gururunu<br />
yaşamak istiyoruz.<br />
63
SAKARYASPOR / MAKALE<br />
SAKARYA’YA<br />
MAÇA GİDERKEN<br />
HAKAN DİKMEN<br />
Haftasonlarının vazgeçilmez tutkusu<br />
İstanbul’dan Sakaryaspor maçlarına<br />
giderken, hanımlarımız için de vakit<br />
geçirebilecekleri güzel bir gezi planı<br />
yapmalıyız diye düşünüyorum.<br />
Sakarya’nın dört bir yanı tarihi ve<br />
turistik huzur veren doğal güzelliklere<br />
sahip. Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü<br />
suyu seven, su gördüğünde huzur<br />
bulan insanlar için cennet.<br />
Takım da bu yıl bizi memnun<br />
ediyor. Pazar maçına Cuma<br />
gününden kaçabilirsek eğer, milat<br />
öncesi uygarlıklar döneminden<br />
Osmanlı Devleti’ne, Osmanlı’dan<br />
Cumhuriyet’e uzanan tarih çizgisinde,<br />
Anadolu’ya binbir renk kazandıran<br />
kültürlerin birleştiği, 19. yüzyılda<br />
başlayan göçlerle, Kafkaslardan ve<br />
Balkanlardan gelen toplulukların<br />
oluşturduğu ve bu kültürlerin barış<br />
içinde yaşadığı bir bölgeyi gezmiş<br />
oluruz.<br />
Sakarya, adını Sakarya Irmağı’ndan<br />
almış. Frigyalılar’a milattan önce 7.<br />
yüzyılda ev sahipliği yapmış bir şehir.<br />
Bu gürül gürül akan nehre kutsal<br />
sayılan “Sangari” adı verilmiş<br />
Frigyalılar tarafından. Bu isim daha<br />
sonraları “Sangarios” ve saldırgan<br />
anlamına gelen “Zakhorion” şekline<br />
dönüşmüş. Herkes nehri Afyon’a<br />
doğru akar sanıyor ama aslında<br />
Sakarya Nehri Karadeniz’e dökülen bir<br />
nehir.<br />
Bu anlattığım güzel nehrin kenarında<br />
yürüyüşler yaparsanız çok farklı<br />
güzelliklere sahip yerler görüp<br />
fotoğraf çekebilirsiniz.<br />
Güzel bir tesadüf; plaka numarası<br />
<strong>54</strong> olan Sakarya 22 Haziran 19<strong>54</strong><br />
tarihinde 6419 <strong>Sayı</strong>lı Kanunla il olmuş<br />
ve Sakarya adını almış.<br />
İşte böylesine güzel<br />
bir şehrin gezip<br />
görülecek yerleri çok<br />
fazla. Hani derler ya<br />
“Gez Gez Bitmez”<br />
öyle bir yer. Sapanca<br />
da bu tip mesire<br />
yerlerine ev sahipliği<br />
yapan bir ilçesidir.<br />
Bildiğiniz gibi,<br />
Sapanca Gölü yaz<br />
kış en fazla ziyaret<br />
edilen mekanların<br />
başında gelir.<br />
İstanbul’dan Bolu tarafına giderken<br />
aile büyüklerinin öğrencilere neşeli bir<br />
coğrafya sorusu vardır. Bu şaşırtmaca<br />
soru Sapanca Gölü ile ilgilidir. “Söyle<br />
bakalım çocuğum, yolun yanındaki<br />
gördüğümüz deniz hangi denizdir” diye<br />
coğrafya bilgisi test edilir. Çocuklar<br />
da bu kandırmacaya kanmazlar ve<br />
heyecanla “Sapanca Gölü” derler. (Bu<br />
satırları okuyunca durakladınız gibi.<br />
Bence derler, ya sizce?)<br />
Neyse, işte bu şirin yer, yaz, kış demeden<br />
her mevsim seyahat eden yolcuların<br />
uğrak noktasıdır. Sapanca Gölü<br />
kıyısında her keseye uygun çeşitli balık<br />
restoranları ve pansiyonlar bulunur.<br />
Akşamların kalabalık kıyı gezmeleri<br />
kahve sohbetleri pek güzeldir.<br />
Aslında Sapanca Gölünün bir<br />
hikayesi de vardır. Derler ki, “Hızır<br />
Aleyhisselam Sapanca´yı ziyaret<br />
etmiş.” İşte bu başlığın altında hikaye<br />
şöyle; bu tabi bir rivayet. Vaktiyle<br />
Sapanca yerleşim yeri gölün şimdi<br />
olduğu yerdeymiş. Hızır Aleyhisselam<br />
Sapanca’ya gelmiş.<br />
O dönemde kapı kapı dolaşarak aş,<br />
iş istemiş. Kimse ona yiyecek ekmek<br />
dahi vermemiş. Böyle aç dolaştığı bir<br />
gün bir yaşlı teyze kendisine kucak<br />
açmış ve karnını doyurmuş.<br />
Hızır Aleyhisselam da yaşlı teyzeye;<br />
“Arkana hiç bakmadan beni takip<br />
et” demiş ve yürümüş. Teyze bir<br />
yerden sonra dayanamayıp arkasına<br />
baktığında geçtiği her yerin sulara<br />
gömüldüğünü görmüş. İşte göl<br />
böyle olmuş. Ama, teyze arkasına<br />
bakmasaydı, büyüklük ne kadar olurdu<br />
bilinmiyor.<br />
Geride kalan tüm halk ve yapılar sular<br />
altında kalmış. Sapanca Gölü’nün<br />
bilinmeyen fakat kulaktan kulağa<br />
dededen toruna aktarılan, göl seviyesi<br />
çok düştüğünde Hızır Aleyhisselam’ın<br />
gazabı ile batmış olan eski Sapanca<br />
yerleşim yerine ait yapıların<br />
gözüktüğüne dair anlatılanlara iyi bir<br />
kanıt kabul edilir.<br />
Diğer bir hikaye ise şöyle anlatılır;<br />
Bir zamanlar Sapanca Gölü’nün<br />
yerinde, verimli topraklar, bu<br />
toprakların üzerinde de zengin, varlıklı<br />
bir kasaba varmış. Kasaba halkı<br />
zenginmiş, varlıklıymış ama, gözlerini<br />
dünya malı bürümüş, bencillik ve<br />
cimrilik ruhlarını karartmış.<br />
64
Bir gün, Adapazarı’nın güneyindeki<br />
Erenler tepesinde oturan, gözünü<br />
dünyaya kapamış, gönlünü aşk ve<br />
sevgiyle doldurmuş erenlerden bir<br />
eren, bu kasabaya inmiş.<br />
Selâm vermiş, selamını almamışlar,<br />
konuk olmak istemiş, kimse<br />
“buyurun” dememiş, hangi kapıyı<br />
çaldıysa yüzüne kapanmış. Bu fakir,<br />
fakat gönlü zengin dervişe bir bardak<br />
içecek su bile vermemişler.<br />
Derviş gönlü bu, bir kırıldı mı<br />
onarılmaz, onarılsa da faydası olmaz.<br />
Akşama değin yorgun-argın, aç-susuz<br />
kasabayı terk ederken, ötelerde<br />
küçük bir kulübeden sızan mum<br />
ışığına doğru yönelmiş, bir de bu<br />
kapıyı çalayım, belki bir gönül yoldaşı<br />
bulurum diye düşünmüş.<br />
Bu, kasaba halkına sapan yaparak<br />
geçimini sağlayan fakir bir<br />
“sapan”cının iş yeriymiş. Kapıyı<br />
çalmış, az sonra sapancı güler yüzle<br />
konuğuna açmış kapıyı;<br />
“Buyurun, hoş geldin, safa geldin.<br />
Ocaktan tencereyi şimdi indirdim. Bir<br />
konuk göndermesi için Tanrı’ya niyaz<br />
ediyordum, demiş.<br />
Derviş memnun, baş köşeye oturmuş.<br />
Sapancı sofrayı kurmuş, nesi var,<br />
nesi yoksa dervişin önüne getirmiş.<br />
Yemekten sonra, içi talaş dolu<br />
yatağını sermiş, konuğunu yatırmış.<br />
Sabah, erkenden kalkmışlar. Derviş,<br />
Sapancı’dan izin istemiş, Sapancı<br />
da onu karşıdaki tepelere kadar<br />
uğurlamış. Dönüşünde bir de ne<br />
görsün. Kasabanın yerinde koca bir<br />
göl var. Ne ev-bark kalmış, ne tarlatapan.<br />
Koca göl, hepsini bir anda yutuvermiş.<br />
Kendisinden başka hayatta<br />
kimsecikler yok. Dervişin ahı tutmuş,<br />
kırılan bir gönül, bir kasabaya mal<br />
olmuş. O günden sonra, bu koca göle<br />
Sapanca adını vermişler.<br />
Tabii bunlar rivayet dediğimiz<br />
hikayeler. Ama siz şimdi giderseniz<br />
gölde turna balığı, yayın balığı,<br />
sazan türleri ve alabalık gibi bol<br />
miktarda balık görebilirsiniz. Eğer<br />
maharetliyseniz balık da tutabilirsiniz.<br />
Hikayelerini okuduğunuz Sapanca<br />
Gölü’nün uzunluğu 16 km, en<br />
geniş yeri ise Sapanca ile karşı<br />
kıyı arası 5,5 kmdir. Yüzölçümü 42<br />
kilometrekare, en derin yeri ise<br />
Sapanca açıklarında 61 metredir.<br />
Yağış alanı, 252 kilometrekareyi<br />
bulan Sapanca Gölü, genel olarak<br />
güneyindeki dağlardan gelen derelerle<br />
beslenir. Gölde yılda ortalama 75 cm<br />
kadar bir seviye değişikliği görülür.<br />
Göl seviyesi sonbaharda en alçak,<br />
ilkbaharda en yüksektir. Senenin<br />
bol yağışlı zamanlarında çark deresi<br />
kapakları açılarak bir nevi su tahliyesi<br />
sağlanmakta ve gölün seviyesi bu<br />
şekilde dengede tutulmaktadır. Bu<br />
göle girmek yasak değildir ama bence<br />
dikkatli olmak lazım. Gölde çok güzel<br />
kürek yarışları da seyredebilirsiniz.<br />
<br />
65
SAKARYASPOR<br />
AĞA CAMİİ<br />
Kömürpazarı, Bankalar Caddesi<br />
üzerinde bulunan Ağa Camii’nin içinde<br />
de bir sadelik göze çarpmaktadır.<br />
Duvarları süslü olmayıp, çerçeveler<br />
içinde dini yazılar bulunmaktadır. Taş<br />
temel üzerine inşa edilen yapı kâgirdir.<br />
Adapazarı’ndaki küçük camiilerden<br />
biridir. İki kat biçiminde yapılmış<br />
ve minaresi sonradan eklenmiştir.<br />
200 yıllık olduğu söylenen camiinin<br />
üstü çatılı olup, kiremit döşelidir<br />
ve kubbesi bulunmamaktadır.<br />
Camiinin ön bahçesinde bulunan<br />
şadırvan 20<strong>01</strong> yılında yıkılmış, yerine<br />
arka bahçede yeni bir şadırvan<br />
yapılmıştır. Mihrabında aşırı süse<br />
kaçılmamış olup, çini süslemesine<br />
rastlanmamıştır. Yalnızca yağlı boya<br />
ile biraz şekil verilmiştir. Tavanı<br />
ahşap döşeme olup, tavan ortasındaki<br />
elips biçiminde ahşap süsleme ilgi<br />
çekicidir. Camiiyi yaptıranın kimliği<br />
ve yapılış tarihi ile ilgili kesin bir<br />
bilgi bulunmamaktadır. Ancak camii<br />
alanının önceden mezarlık olduğu,<br />
mezarlığın iptal edilerek yerine bu<br />
camiinin yapıldığı bilinmektedir. Ön<br />
bahçede tek kalan mezarın taşının<br />
incelenmesinden de anlaşılacağı<br />
üzere; söz konusu mezarda yatanın bir<br />
asker olduğu ve bayraktarlık yaptığı,<br />
adının Mustafa olduğu ve 1774 yılında<br />
şehit düştüğü ifade edilmektedir. Camii<br />
inşası da muhtemelen bu tarihten<br />
önceye tekabül etmektedir.<br />
SAKARYA MÜZESİ<br />
Sakarya’nın gezilecek yerleri arasında<br />
bulunan Sakarya Müzesi, Merkez<br />
ilçesindedir. 1290 metrekarelik bir<br />
alanda kurulmuştur.<br />
Sakarya tatilinizde müzeyi gezebilir<br />
ve tarihi kalıntılar arasında güzel bir<br />
yolculuğa çıkabilirsiniz. Bahçesinde;<br />
Roma ve Bizans dönemine ait olan<br />
kalıntılar sergilenmektedir. Burada<br />
sunaklar, mezar taşları, sütun<br />
kaideleri vardır. Sakarya Müzesi’nin<br />
sergi salonunda ise; yine Roma<br />
ve Bizans dönemine ait eserler<br />
sergilenmektedir ve bunun yanı sıra<br />
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait<br />
etnografya eserleri bulunmaktadır.<br />
Sakarya Müzesi şirin binasında sizleri<br />
güzel bir yolculuk için bekliyor. Tabii<br />
tatiliniz sırasında; Acarlar Longozu’nu<br />
ve İnönü Yaylası’nı da mutlaka ziyaret<br />
etmelisiniz.<br />
66
SEYİFLER KALESİ<br />
Diğer bir gezilmesi gereken yer<br />
ise, Seyifler Kalesi olmalıdır. Ferizli<br />
ilçesinin kuzeyinde, Seyifler Köyünün<br />
güneyinde, Sakarya Nehri’nin Çark<br />
Suyu ile yakınlaştığı noktada bulunan<br />
Kale kalıntılarının batı ve kuzey<br />
bölümündeki yarım daire şeklindeki iki<br />
burcu halen ayaktadır.<br />
Bizans döneminde yapılan Stratejik<br />
bir noktada, Karadeniz-Adapazarı<br />
yolu üzerinde olasılıkla Çarksuyu ve<br />
Sakarya Nehri üzerindeki köprülerin<br />
güvenliğini sağlamak amacıyla<br />
her iki akarsuya da çok yakın bir<br />
noktada kurulmuş yaklaşık 80x80m<br />
boyutlarında küçük bir kaledir.<br />
SEYYİD KARAMAN BABA TÜRBESİ<br />
Karaman Baba, kendisi ile ilgili ilk<br />
bilgeler menkıbe olarak Vilâyetnâme<br />
(Manakıb-ı Hacı Bektâş-ı<br />
Velî)’de yer almaktadır. Hacı Bektaş-ı<br />
Veli dönemi erenlerindendir.<br />
Karaman Baba, Anadolu’ya gelen,<br />
etraflarındaki inanlarla birlikte<br />
büyük kahramanlıklar ve kerametler<br />
gösteren “Horasan Erenleri” ve “Alp<br />
Erenleri” arasındadır. Asıl adı “Can<br />
Baba”dır. Kara lakabı ise, üstündeki<br />
kara elbise ve başındaki kara külahtan<br />
ötürü Hacı Bektaş Veli tarafından<br />
kendisine verilmiştir. Söylencelere<br />
göre, Can Baba, Hünkâr Hacı Bektaş<br />
Veli’yi ziyarete giderken, karalar<br />
giyinir, huzura öyle çıkar. Bir süre de<br />
orada kalır. İlk olarak Hacı Bektaş Veli<br />
tarafından Doğu Anadolu yöresinde<br />
görevlendirilir. Karaman (Can) Baba,<br />
Tatarları, gösterdiği kerametlerle;<br />
fokur fokur kaynayan bir kazanın içine<br />
girmesi, keskin bir tas zehiri içmesi,<br />
yanan bir fırına girip yanmaması gibi<br />
her seferinde sapa sağlam kalması<br />
vb. olağanüstü olaylarla çevre<br />
insanları kendisine bağlar yola getirir,<br />
müslümanlaştırır. Aslı ipek bir bez<br />
üzerine yazılmış olup, daha sonra<br />
aynı ölçüde büyük kâğıtlara fotokopi<br />
edilen beratta yer alan bilgilere göre;<br />
Karaman Baba, XIII. yüzyılda önce<br />
Horasan’dan kalkıp Diyar-ı Rum’a<br />
(Anadolu’ya) Erzincan’a gelir. Bir süre<br />
Erzincan’da kalan Karaman Baba,<br />
önce Anadolu’nun Türk toprakları<br />
olmasında ve müslümanlaşmasında<br />
önemli görevler üstlenip, kerametler<br />
gösterir. Doğu’da Hacı Bektaş-ı<br />
Veli tarafından kendisine verilen<br />
görevleri tamamladıktan sonra ve Batı<br />
Anadolu’da görevlendirilir. İstanbul’un<br />
Fethi için Batı Anadolu’ya gelen<br />
Karaman Baba bugünkü Sakarya<br />
topraklarında yer alan tekfurlarla<br />
savaşırken şehit olur. Bu hadiseden<br />
sonra yerli-yerleşik Türkmenler o<br />
mevkiiyi Karaman Baba Tepesi ve<br />
Ormanı olarak adlandırmışlardır.<br />
Halk arasındaki söylencelere göre<br />
10 metreyi aşan mezarına ayağının<br />
sığmadığı söylenmektedir. Aynı<br />
yüzyıllarda yaşamış olan ve I.Alaattin<br />
Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun<br />
tarafından 1227-1228 yıllarında<br />
yaptırılan Eskişehir Seyitgazi’deki<br />
türbede yer alan “Seyyid Battal Gazi”ye<br />
ait olan sandukada yaklaşık 9 metre<br />
civarındadır. Bu döneme ait mezar ve<br />
sandukalarında bu uzunluk genellikle<br />
benzer özellikler taşımaktadır.<br />
Karaman Baba Türbesi son çeyrek<br />
yüzyılda ziyarete ve Hıdırellez’i<br />
kutlamaya gelenler tarafından<br />
yapılmış ve son dönemde de üzeri<br />
kapatılarak tam bir türbe haline<br />
dönüştürülmüştür. Uzun yıllar halk<br />
arasında bereketin artması yönelik<br />
olarak ve çocuğu olmayan kadınların<br />
ziyaret edip adak adadığı bir türbedir.<br />
Yörede Karaman Baba, peygamber<br />
soyundan gelmesinden de dolayı<br />
“Seyyid Karaman Baba” olarak da<br />
anılmaktadır.<br />
67
SAKARYASPOR<br />
SAKARYA NEHRİ<br />
Afyon’da bulunan Bayat Yaylası’ndan<br />
doğan Sakarya Nehri, Türkiye’nin<br />
üçüncü büyük nehri özelliğini<br />
taşımaktadır.<br />
Fırat Nehri ve Kızılırmak Nehri’nden<br />
sonra ön plana çıkan Sakarya Nehri<br />
824 kilometre uzunluğundadır ve balık<br />
sayısı bakımında da oldukça zengindir.<br />
Doğal bir güzellik günümüze<br />
kadar gelebilmiş ve çevresindeki<br />
yeşillik alanlarla çekiciliğini hala<br />
korumaktadır.<br />
Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük<br />
santralleri bu bölgede kurulmuştur.<br />
Yeşil bir alanda akan bir nehir<br />
manzaralı bir yerde tatil yapmak sizi<br />
huzura kavuşturacak. Buradaki Karasu<br />
bölgesi önemli tatil merkezlerinden<br />
biridir ve Karasu’da tatil yaparak<br />
hayatınızın en huzurlu zamanlarını<br />
yaşayabilirsiniz.<br />
POYRAZLAR GÖLÜ<br />
Huzur dolu bir yolculuk yapmayı<br />
istiyorsanız eğer; bir doğa harikası<br />
olan Poyrazlar Gölü tam da aradığınız<br />
bir yer.<br />
Aynı zamanda kamp imkanı da sunan<br />
göl, Adapazarı’nın 10 kilometre<br />
uzağında bulunmaktadır. Şehir<br />
merkezine yakındır fakat yeşilliklerin<br />
arasında kaldığı için, girdiğiniz<br />
anda başka bir diyara girmiş gibi<br />
hissedersiniz. Sakinliğiyle sizi<br />
cezbedecektir ve huzurun adresini<br />
bulduğunuzu farkedeceksiniz.<br />
Poyrazlar Gölü’ne günübirlik piknik<br />
yapmak için de ziyaret etmeniz<br />
mümkün. Gölün en derin yeri 12<br />
metredir ve dibi bataklıktır. Bu<br />
sebeple gölde yüzmek yasaktır.<br />
Göl kıyısında olta atarsanız ve aynı<br />
zamanda çok şanslıysanız oltanızın<br />
ucuna kızılkanat takılabilir. Yılınızın<br />
yorgunluğunu atmak için dostlarınızla<br />
veya sevgilinizle bu keyifli zamanlara<br />
yolculuk yapabilirsiniz.<br />
68
MADEN DERESİ<br />
Sakarya-Karasu’da bulunan, yeşil<br />
alanlarıyla büyüleyen, deresinin<br />
sesiyle doğanın sesini birleştirip hiç<br />
duyulmamış bir melodi fısıldayan<br />
Maden Deresi, son zamanlarda yerli<br />
turistler kadar yabancı turistlerin<br />
de en merak ettiği bölgeler arasına<br />
girmiştir.<br />
Maden Deresi, yürüyüşler yapmak,<br />
fotoğraflar çekmek, dostlarınızla<br />
birlikte piknikler gerçekleştirmek için<br />
oldukça ideal bir nokta. Üstelik Ekim<br />
ve Kasım aylarında giderseniz eğer<br />
kestane toplayabilme imkanınız da<br />
bulunuyor. Maden Deresi’nin olduğu<br />
bölgede bir zamanlar Fransızlar<br />
tarafından işletilen madenler varmış.<br />
Fakat 1914 yılında Fransızlar bu<br />
bölgeyi terk etmiş. Bu sebepten dolayı<br />
bu nokta Maden Deresi olarak anılıyor.<br />
KUZULUK KAPLICALARI<br />
Kuzuluk Kaplıcaları Sakarya’nın Akyazı<br />
ilçesinde doğanın bize sunduğu şifalı<br />
su kaynaklarından biridir.<br />
Dinlenmek, bol bol istirahat etmek için<br />
huzurlu bir tatil planları yapıyorsanız<br />
eğer, tatilinizi Sakarya’nın bu güzel<br />
beldesinde geçirebilir ve Kuzuluk<br />
Kaplıcaları’nın termal sularının<br />
keyfini çıkarabilirsiniz. Bu kaplıca<br />
bölgesi Selçuklular döneminden bu<br />
yana şifa dağıtmaya devam etmekte.<br />
Bölgede konaklayabileceğiniz<br />
tesisler bulunuyor. Otellerde termal<br />
tedavi merkezleri bulunmakta<br />
olup, kaynak sularından bolca<br />
faydalanabiliyorsunuz.<br />
İşte size her hafta başka bir köşesini<br />
gezebileceğiniz Sakarya. Maçın<br />
heyecanını yatırştırmak için birebir.<br />
69
SAKARYASPOR / SAĞLIK<br />
KIȘ AYLARINDA<br />
BESLENME<br />
KIȘ MEVSİMİNİ BÜTÜN SOĞUKLUĞUYLA HİSSETTİĞİMİZ ȘU<br />
GÜNLERDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN SAĞLANMASI<br />
SAĞLIĞIMIZIN KORUNMASI AÇISINDAN ÖNEM TAȘIYOR.<br />
Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler oluyor, genellikle yağlı ve şekerli besinlere<br />
eğilim artıyor. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilirken fiziksel aktivite yoğunluğunda azalma oluyor.<br />
Fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması<br />
gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen yönde değişiklikler olabiliyor. Genellikle yaz aylarında dikkat<br />
edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında yerini ihmalkârlığa bırakıyor. Birçok insan, kalın giysiler içerisinde kilolarını<br />
daha rahat saklayabileceklerini düşünerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşıyorlar.<br />
70
Sağlıklı beslenme önerileri<br />
1. Yaşamın her döneminde yeterli ve<br />
dengeli beslenme sağlığın korunması<br />
için esastır. Bu nedenle, dört besin grubunda<br />
bulunan çeşitli besinler en az 3<br />
ana ve 3 ara öğünde yeterli miktarlarda<br />
alınmalıdır.<br />
2. İmkânlar dâhilinde her gün mevsiminde<br />
bol meyve ve sebze tüketilmesi<br />
öneriliyor. Kış aylarında vücut direncini<br />
artırmak ve vücuda yeterli miktarda<br />
vitamin ve mineral alınmasını sağlamak<br />
için sebze ve meyve çeşitlerinden<br />
yararlanılması gerekiyor. Savunma sistemini<br />
güçlendirici özelliği olan A ve C<br />
vitamini gibi antioksidan vitaminlerden<br />
zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana,<br />
karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin<br />
yanı sıra kış aylarında bolca bulunan<br />
portakal, mandalina, elma, greyfurt<br />
gibi meyvelerin tüketimi önemli.<br />
3. Gerek C vitamini ihtiyacının karşılanmasında<br />
gerekse de sıvı alımına<br />
katkı sağlaması açısından taze sıkılmış<br />
meyve sularının tüketilmesi de<br />
önemli. Meyve sularının tüketiminde<br />
önemli olan sıkıldıktan hemen sonra<br />
tüketilmesidir. Çünkü meyve suyunun<br />
bekletilmesi C vitamininin azalmasına<br />
neden oluyor.<br />
71
SAKARYASPOR<br />
http://www.sagliklibeslenme.info/saglikli-beslenme-onerileri/<br />
4. E vitamini de bağışıklık sisteminin<br />
güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk<br />
algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı<br />
vücut direncini arttırmakta, A vitamininin<br />
okside olmasını da engellemektedir.<br />
E vitaminin iyi kaynakları olan; yeşil<br />
yapraklı sebzeler, fındık, ceviz gibi yağlı<br />
tohumlar ve kuru baklagillerin yeterli<br />
miktarlarda tüketilmesi gereklidir.<br />
5. Kış aylarında mahrum kalınan güneş<br />
ışınları, vücudun D vitamini gereksiniminin<br />
karşılanamamasına neden<br />
oluyor. Kemik ve diş sağlığı açısından<br />
önemli olan D vitamini, güneş ışınlarıyla<br />
deri tarafından üretilen bir vitamin<br />
ve besinlerde pek fazla bulunmuyor. D<br />
vitamininin yanı sıra balık, beyin fonksiyonlarının<br />
gelişimi için gerekli çoklu<br />
doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum,<br />
fosfor, selenyum ve iyot mineralleri<br />
ile E vitamini için de iyi bir kaynak. Bu<br />
nedenle kış aylarında imkanlar dahilinde<br />
haftada 2-3 kez yenilmesi öneriliyor.<br />
6. Kış aylarındaki beslenme alışkanlıklarının<br />
başında, daha yağlı yiyecekleri<br />
tüketmeye eğilim vardır. Yağ tüketimine<br />
özellikle dikkat edilmeli, katı margarin<br />
ve tereyağından kaçınılmalı, yoğun yağlı<br />
etlerden uzaklaşılmalıdır.<br />
7. Kış aylarında vücut ağırlığı kontrolünün<br />
sağlamasında; basit karbonhidrat<br />
olan saf şeker ve şekerli besinler yerine<br />
kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi<br />
tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine<br />
özen gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur<br />
tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve<br />
tatlılarının tercih edilmesi, hareketsizlik<br />
nedeniyle artan sindirim problemlerinin<br />
önlenmesinde posa içeriği yüksek kuru<br />
baklagillerin tüketilmesi (haftada 2-3<br />
kez) ve düzenli fiziksel aktivite yapılması<br />
önemli.<br />
8. Kış aylarında özellikle çocukların<br />
sevdiği sebzeler azdır. Çocuklara pırasa,<br />
kereviz, ıspanak gibi kış sebzelerini<br />
yedirmek birçok anne için problemdir.<br />
Bu nedenle ısrar etmek yerine bu<br />
sebzeleri değişik şekillerde sunmak<br />
belki de daha faydalı olacaktır. Örneğin;<br />
kereviz yemeğini sevmeyen çocuğunuza,<br />
bu sebzeyi rendeleyerek, yoğurda<br />
karıştırarak ve içine bir miktar da ceviz<br />
ekleyerek sunmak iyi bir yöntemdir.<br />
Aynı şekilde ıspanak yemeğini sevmeyen<br />
çocuklara, ıspanağı bir iç olarak<br />
kullanarak; börek, poğaça ya da krep<br />
yapılmalı ve çocukların bu besinleri<br />
tüketmeleri sağlanmalıdır.<br />
Vücut ısısını dengede tutabilmek için<br />
bol sıvı alımı gerekiyor. Yeterli sıvı alımı<br />
vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler)<br />
atılmasında, vücut fonksiyonlarının<br />
düzenli çalışmasında, metabolizma<br />
dengesinin sağlanmasında ve vücutta<br />
pek çok biyokimyasal reaksiyonun<br />
gerçekleşmesinde son derece önemli<br />
rol oynar. Bu nedenle, her gün en az<br />
2-2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli,<br />
sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur,<br />
adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi<br />
içecekler tercih edilmelidir.<br />
72
73
SAKARYASPOR / GEZİ<br />
EN GÜZEL<br />
KAR<br />
MANZARASI<br />
SONBAHARIN SARI YAPRAKLARI, YAZIN PIRIL PIRIL GÜNEȘ<br />
ALTINDA YANAN KUMSALLARI...KIȘ MANZARASI DENİNCE DE AKLA<br />
HEMEN KARLA KAPLI AĞAÇLAR, DAĞLAR, TEPELER GELİYOR. KAR<br />
TÜM ÇİRKİNLİKLERİ ÖRTÜYOR, BEMBEYAZ GÜZELLİKLER KATIYOR.<br />
İȘTE TÜRKİYE’DE SEYRE DEĞER EN GÜZEL 10 KAR MANZARASI...<br />
Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler oluyor, genellikle yağlı ve<br />
şekerli besinlere eğilim artıyor. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilirken fiziksel aktivite<br />
yoğunluğunda azalma oluyor. Fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında<br />
fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen<br />
yönde değişiklikler olabiliyor. Genellikle yaz aylarında dikkat edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında<br />
yerini ihmalkârlığa bırakıyor. Birçok insan, kalın giysiler içerisinde kilolarını daha rahat saklayabileceklerini<br />
düşünerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşıyorlar.<br />
ZİGANA GEÇİDİ<br />
2 bin 32 metre yükseklikte<br />
Zigana<br />
Gümüşhane-Trabzon Karayolu’nun<br />
60. kilometresinde bulunan Zigana<br />
Geçidi, Gümüşhane’ye bağlı. Trabzon’a<br />
120 km uzaklıkta. Geçit 2 bin 32 metre<br />
yükseklikte bulunuyor. Yılın 5 ayı karla<br />
kaplı olan Zigana’da konaklama da yapılabilecek<br />
bir kayak tesisi var. Kendin<br />
pişir kendin ye türü tesisler de bolca<br />
bulunuyor. Zigana, Hamsiköy sütlacı ile<br />
meşhur. Trabzon ve Gümüşhane’den<br />
gün içinde sürekli araç bulma imkanı<br />
var. Temiz havası ve harika doğasıyla<br />
Trabzon ve Gümüşhaneliler’in günübirlik<br />
gezilerinde en çok tercih ettiği<br />
yerlerin başında geliyor.<br />
74
AYDER YAYLASI<br />
Yılın beş ayı karla kaplı<br />
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde,<br />
Fırtına Vadisi ile Kaçkarlar arasında<br />
yer alıyor. Bin 200 metre rakımdaki<br />
yayla, Rize il merkezine 80 kilometre<br />
uzaklıkta. Ayder Yaylası’nın çevresinde<br />
3 bin metreyi aşan doruklar ve 2 bin<br />
metreye kadar yükselen ormanlar göz<br />
alabildiğine uzanıyor. Kaplıcaları da<br />
bir hayli ilgi görüyor. Kaplıca gün boyu<br />
ziyaretçi akınına uğruyor. 260 metre<br />
derinlikten çıkan 50 derecelik kaplıca<br />
suyunun başta romatizma, kireçlenme<br />
olmak üzere pek çok hastalığa iyi<br />
geldiği söyleniyor. Kış aylarında yaylada<br />
200 civarında olan yatak kapasitesi<br />
yazın, otel, pansiyon ve özel yayla<br />
evleri ile bin yatağa kadar çıkıyor. Yılın<br />
ortalama beş ayı karla kaplı olarak<br />
geçiyor.<br />
Ilgaz Dağı<br />
ILGAZ HACETTEPESİ<br />
Zengin doğal hayat<br />
Kastamonu Ilgaz Dağı’nın 2 bin 587 metrelik Büyük Hacettepesi ile 2 bin <strong>54</strong>7 metrelik<br />
Küçük Hacettepesi, kış aylarının vazgeçilmez adreslerinden. Kayak yapmayı<br />
sevenlerin gözdesi. Dört konaklama tesisi bulunuyor. Akarsuları, florası ve yaban<br />
hayvanlarıyla zengin bir doğal hayata sahip. Kayın, meşe, söğüt, titrek kavak,<br />
karaağaç, gökçeağaç, sarıçam ve boyu 40 metreyi bulan göknarları var. Dağdaki<br />
kayak merkezi İstanbul’a 460, Ankara’ya 210 kilometre uzaklıkta. Ulaşım, tur<br />
otobüsleri ve özel vasıtalarla sağlanıyor. Kayak merkezi, Aralık başından Nisan<br />
ayına kadar hizmet veriyor. Üç doğal pisti var. Ilgaz Dağı, 1976’da Bakanlar Kurulu<br />
kararı ile Milli Park ilan edildi.<br />
Ayder Yaylası<br />
SÜMELA MANASTIRI<br />
Çam ormanlarıyla çevrili<br />
Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Altındere<br />
köyü sınırları içerisinde, Altındere<br />
Vadisi’ne hakim Karadağ’ın eteklerinde,<br />
vadiden 300 metre yükseklikte<br />
sarp bir kayalık üzerinde kurulu. İl<br />
merkezine 48 kilometre uzaklıkta.<br />
Bitki zenginliği, peyzaj güzelliği, yaban<br />
hayatı ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi<br />
odağı. Manastır yolu üzerinde birçok<br />
konaklama yeri bulunuyor. Çam ormanlarıyla<br />
çevrili Sümela Manastırı<br />
yılın beş ayı kar altında kalıyor. Hemen<br />
altında bulunan tesislerde de yılın her<br />
günü konaklamak mümkün.<br />
Sümela Manastırı<br />
75
SAKARYASPOR<br />
Yedi Göller<br />
YEDİGÖLLER<br />
Kar manzarası sisle birleşince<br />
Bolu’ya 42 kilometre uzaklıktaki Yedigöller,<br />
dere, ırmak ve vadiler arasında<br />
yer alıyor. Toplam 2 bin 900 hektarlık<br />
alana yayılan Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl,<br />
Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl<br />
ve Seringöl isimli 7 gölden oluşuyor.<br />
Göllerin etrafı meşe, gürgen, kızılağaç,<br />
karaağaç, karaçam, dişbudak, sarıçam,<br />
köknar, ıhlamur gibi ağaçlar ile<br />
fındık, alıç, üvez türü bodur bitkileri,<br />
eğrelti otları ve rengarenk çiçeklerle<br />
bezenmiş. Kasım ayının ikinci yarısı<br />
ile Aralık, Ocak, Şubat, Mart ve Nisan<br />
aylarında kar yağıyor. Gezi ve piknik<br />
amaçlı gelenlerin yanında, fotoğraf<br />
tutkunlarının da uğrak yeri.<br />
Dağların ardından yükselen sis, beyaz<br />
örtüyle birleşince doyumsuz bir<br />
manzara ortaya çıkıyor. Yedigöller Milli<br />
Parkı sahası içinde, villalardan oluşan<br />
31 yataklı bir dinlenme tesisi var.<br />
ABANT GÖLÜ<br />
Göl çevresinde fayton keyfi<br />
Bolu’ya 32 kilometre uzaklıkta bulunan<br />
Abant, bin 328 metre yükseklikte,<br />
çevresi çam ormanlarıyla kaplı. Çam,<br />
köknar, kayın ağaçlarının çoğunlukta<br />
olduğu ormanların arasında yaylalar<br />
bulunuyor. Aralık-Nisan arasında karlı.<br />
Çam ağaçlarının beyaz bir örtüyle<br />
kaplandığı Abant’a gelenler, 7 kilometrelik<br />
göl etrafında fayton, at ve bisiklete<br />
binilebiliyor, göl kenarında piknik<br />
yapıp, tepelerden kayarak karın keyfini<br />
çıkarabiliyor. Gölün kıyıları nilüfer<br />
çiçekleriyle kaplı, yer yer sazlıklarla<br />
çevrili. Abant’ta 5’er yıldızlı iki otel<br />
bulunmakta; Abant Palace ve Büyük<br />
Abant Oteli.<br />
Abant Gölü<br />
76
Uzungöl<br />
UZUNGÖL<br />
Botanik turu yapılıyor<br />
Trabzon Çaykara’da bulunan Uzungöl,<br />
Trabzon’a 99, Çaykara’ya 19 kilometre<br />
uzaklıkta. Deniz seviyesinden bin 90<br />
metre yükseklikte bulunan göl, dik<br />
yamaçlar ve muhteşem bir orman<br />
örtüsüyle çevrili. Uzungöl, yamaçlardan<br />
düşen kayaların Haldizen deresinin<br />
önünü kapamasıyla oluşmuş.<br />
Trekking, kuş gözlemi ve botanik<br />
turlar yapılıyor, civardaki yaylalara gezi<br />
düzenleniyor. Birçok konaklama tesisi<br />
bulunuyor. Uzungöl’ün boyu bin metre<br />
eni 500 metre, derinliği ise 15 metre.<br />
Trabzon’dan saat başı dolmuş kalkıyor.<br />
Yılın beş ayı karlar altında kalıyor.<br />
Sarıkamış Allahüekber Dağları Milli Parkı<br />
SARIKAMIŞ ORMANLARI<br />
Milli Park ilan edildi<br />
Sarıkamış ilçe merkezinin güney<br />
tarafında bulunan ormanlık alan Kars’a<br />
bağlı. İlçe merkezine 3 kilometre mesafede.<br />
Sarıkamış Ormanları ile Allahüekber<br />
Dağları’nı kapsayan alan Bakanlar<br />
Kurulu kararı ile Sarıkamış Allahüekber<br />
Dağları Milli Parkı olarak ilan<br />
edildi. Çamlarla kaplı bölge kış sporları<br />
bakımından da önemli bir merkez.<br />
77
SAKARYASPOR<br />
ULUDAĞ TUTYELİ PİSTİ<br />
Panoramik manzara<br />
Tutyeli Pisti, uzunluğu ve altyapısı bakımından<br />
kayak yapmaya çok elverişli.<br />
2 bin 550 metre yükseklikte bulunan<br />
pistte Aralık- Mart arası kayak yapmak<br />
için en uygun dönem. Birinci ve ikinci<br />
yerleşim bölgelerinde çok sayıda otel<br />
ve kamuya ait misafirhane bulunuyor.<br />
Bu pistin manzarası ise bir harika. Birinci<br />
ve ikinci yerleşim bölgelerindeki<br />
tüm otel ve tesisler ile Bakacak Bölgesi<br />
ayaklarınızın altında. Panoramik<br />
manzarası izleyenleri büyülüyor. Eğer<br />
hava berrak ise görüş mesafesi Gemlik<br />
Körfezi’ne kadar uzanıyor.<br />
Uludağ<br />
PALANDÖKEN<br />
Erzurum’a kuş bakışı<br />
Erzurum’un güney tarafına düşen Palandöken<br />
Dağı, kent merkezine 4 kilometre<br />
mesafede bulunuyor. Türkiye’nin<br />
en önemli kayak merkezlerinden biri.<br />
İki 5 yıldızlı, bir de 4 yıldızlı otelin yanı<br />
sıra, farklı kurumlara ait küçük oteller<br />
var. Kasım-Mayıs ayları arasında<br />
karla kaplı oluyor. Zirvesi 3 bin 185<br />
metrede bulunuyor. Özellikle geceleri,<br />
Erzurum’un ışıkları ayaklarınızın<br />
altına seriliyor. Erzurum’un üzerine sis<br />
çöktüğünde, sanki ayaklarınız yerden<br />
kesiliyor ve sadece karlı zirveleri görüyorsunuz.<br />
Günbatımı manzarası da ayrı<br />
bir güzelliğe sahip.<br />
Palandöken<br />
78
SAPANCA GÖLÜ<br />
Sapanca Gölü doğusunda yer alan<br />
Sakarya Nehri ve batısındaki İzmit<br />
Körfezi arasında, deniz seviyesinden<br />
33 m yükseklikte yer alıyor. Gölün<br />
uzunluğu, doğu-batı doğrultusunda<br />
16 km, eni ise kuzey-güney<br />
doğrultusunda 5 km’dir. Sapanca<br />
Gölü’nün çevresi ormanlar ve yüksek<br />
tepelerle çevrili. Göl çevresinde yıl<br />
boyunca yapılan gözlemlerde 12<br />
takımdan 28 familyaya 69 kuş türü<br />
belirlenmiştir. Etrafında yürümek ve<br />
bisiklete binmek oldukça keyifli. Sahil<br />
şeridindeki restoranlarda ise alabalık<br />
lezzetleri sunuluyor. Sapanca’da<br />
görülecek yerler arasında ilk sırada<br />
gelir.<br />
79
SAKARYASPOR / TURİZM<br />
HER BÖLGEDE<br />
BİR CENNET<br />
80
HER BÖLGESİ, HER ȘEHRİ İLE BİR TURİZM CENNETİ OLAN,<br />
KEȘFEDİLMEMİȘ BİRÇOK GÜZELİĞİ İÇİNDE BARINDIRAN BİR<br />
ÜLKEDE YAȘIYORUZ. TARİHİ VE DOĞAL GÜZELLİKLERİ İLE HER<br />
YIL BİNLERCE TURİSTİ ÇEKEN BU ÜLKEDE BİZLER BAZEN BİRÇOK<br />
YERİN İSMİNİ BİLE DUYMAMIȘ OLABİLİYORUZ. TÜRKİYE’Yİ YEDİ<br />
BÖLGE ÜZERİNDEN DEĞERLENDİREREK EN DİKKAT ÇEKEN YERLERİ,<br />
GÖRÜLMEYE DEĞER MERKEZLERİ SİZLER İÇİN ARAȘTIRDIK.<br />
Mardin<br />
Zigana Geçidi<br />
2 bin 32 metre yükseklikte Kültürler<br />
Sentezi:<br />
Mardin, Anadolu’yu Mezopotamya’ya<br />
bağlayan Mardin; tarihsel gelişim içerisinde,<br />
onlarca uygarlığa ve onlarca<br />
değişik din, etnik grup ve mezhebe ev<br />
sahipliği yapmış ve birbirinden farklı<br />
bu kültürler, sevgi ve hoşgörüyü bir<br />
potada harmanlayarak ve farklılıklarını<br />
koruyarak, yüzlerce, binlerce<br />
yıl bir arada ve dayanışma içerisinde<br />
yaşamasını bilmiş. Müslüman, Süryani,<br />
Yakubi, Keldani, Nesturi, Yezidi,<br />
Yahudi, Kürt, Arap, Çeçen, Ermeni vs.<br />
gibi farklı din ve farklı etnik kökenden<br />
gelen topluluklar; “doğal toplumsal<br />
hoşgörü” ve uzlaşma ile, “barış ve kardeşlik<br />
içerisinde” bir arada yaşamışlar.<br />
Mardin, bu özelliklerinden dolayı,<br />
“değişik kültürel yapıların barışçıl bir<br />
sentezini oluşturuyor”.<br />
Mardin isminin menşei üzerinde çeşitli<br />
rivâyetler vardır. Mardin’in bulunduğu<br />
bölgeye yerleştirilen “Marde” kavminden<br />
geldiği, bu bölgeye hükmeden<br />
bir kralın Mardin isminde oğlunun<br />
hastalanıp havası ve suyu iyi olan<br />
Batı Kalesi’ne gönderildiği, burada<br />
iyileşmesi üzerine Kale’nin bulunduğu<br />
yerde Mardin isimli şehrin kurulduğu,<br />
Süryânice mukaddes “Mara” kelimesinden<br />
geldiği, Sâsânî komutanlarından<br />
Mardius bu şehri îmâr ettiği için<br />
şehrin eski ismi yerine bu komutanın<br />
isminin verildiği gibi çeşitli rivâyetler<br />
var. Selçuklu Türkleri bu şehri fethedince,<br />
Bizanslıların “Mardie” Arapların<br />
“Maridin” ismi yerine kendi lisanlarına<br />
uygun olarak “Mardin” demişlerdir.<br />
Mardin’in bilinen târihi 3000 sene<br />
öncelere dayanıyor. Mardin bölgesi,<br />
Anadolu’da ilk siyâsî birliği kuran Hitit<br />
İmparatorluğu’nun sınırları dışında<br />
kalmış. Hititler zamânında bu bölge,<br />
Hurri Mitanni Krallığının elindeydi.<br />
Uzun müddet Bâbil ve Asur hâkimiyeti<br />
altında kalan Mardin’i Medler ele<br />
geçirmiş. M.Ö. 4. asırda Makedonya<br />
Kralı İskender, Anadolu ve İran’ı işgâl<br />
ederek imparatorluğuna ilhak etti.<br />
İskender’in ölümü üzerine imparatorluk<br />
parçalandı. Bu bölge Anadolu<br />
gibi Selevkos Devleti’nin payına düştü.<br />
Pers ve sonra Sâsânî hânedanları, bu<br />
bölgeyi ele geçirdiler. M.S. 1. asırdan<br />
îtibâren Roma İmparatorluğu, Toros<br />
ve Fırat ötesi Doğu ve Kuzeydoğu<br />
Anadolu için İran’la mücâdele etti. Her<br />
iki ülke arasında bu bölge el değiştirdi<br />
ve Roma tam bir hâkimiyet kuramadı.<br />
M.S. 395’te Roma İmparatorluğu bölününce<br />
Anadolu gibi bu bölge de, Doğu<br />
Roma (Bizans)’nın payına düştü. 640<br />
târihinde Hazret-i Ömer’in halîfeliği<br />
zamânında, İyaz ibni Ganm kumandasındaki<br />
İslâm ordusu, Mardin’i<br />
fethederek, İslâm devletine kattı. 1071<br />
Malazgirt Zaferinden sonra Mardin<br />
toprakları Selçuklu Türklerinin eline<br />
geçti. Büyük Selçuklulardan sonra<br />
ise Eyyûbîler, Türkiye Selçukluları,<br />
İlhanlılar, Mısır-Suriye-Türk-Memlûk<br />
İmparatorluğu, Timurlular, Karakoyunlular<br />
ve Akkoyunlular hâkim oldu.<br />
1507’de İran’daki Safevîler, Mardin’i<br />
ele geçirdiler.<br />
Mardin<br />
81
SAKARYASPOR<br />
MARDİN, BİRÇOK<br />
FARKLI HALKTAN<br />
İNSANIN BİR ARADA<br />
YAȘAYABİLDİĞİ,<br />
DEĞİȘİK KÜLTÜREL<br />
YAPILARIN<br />
BARIȘÇIL BİR<br />
SENTEZİNİ<br />
OLUȘTURUYOR.<br />
Mardin<br />
Yavuz Sultan Selim Han, 1517 Çaldıran<br />
Zaferi ile Safevîleri Anadolu’dan<br />
attı. Bıyıklı Mehmed Paşa, Mardin’i<br />
fethederek, Osmanlı Devletine bağladı.<br />
Osmanlı devrinde Mardin “Diyâr-ı<br />
Bekr” Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 24<br />
sancağından (vilâyetinden) biriydi.<br />
Mardin<br />
Nereyi görmeli?<br />
Mardin gibi bir müze kent olan Midyat,<br />
Mardin’den yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta<br />
yer alıyor. Mardin’e benzer evlerin, taş<br />
konakların, kemerli geçitlerin, minare<br />
gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani<br />
kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ<br />
kentini andırıyor. Bölgeyi Süryanilerin<br />
yavaş yavaş terk etmesi ve göç<br />
almasıyla şehir merkezi 2 km ötedeki<br />
Estel’e kaymış. Telkari diye bilinen taş<br />
işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’ta<br />
bulunuyor.<br />
Mardin’in 5 km doğusunda yer alan<br />
Deyrulzafaran, Yukarı Mezopotamya<br />
tarihi yapıtlarının en tanınmış olanlarından<br />
biri ve Süryani Kadim cemaatinin<br />
dini merkezi. Deyrul; ibadet edilen<br />
yer, zafaran ise civarda bolca yetişen<br />
safran otu anlamında. Manastır, 4.<br />
asırda inşa edilmiş 1600 yıllık bir yapı.<br />
Bugünkü Süryanilerin ataları olan ve<br />
güneşe tapan Aramiler, M.Ö. iki binden<br />
başlayarak 4 bin yıl boyunca burada<br />
her güneş doğuşunda bir ayin düzenleyerek<br />
güneşe kurbanlar sunuyorlarmış.<br />
İsa Mesih’ten sonra Hıristiyanlığı<br />
benimseyip kiliseler kurmuşlar.<br />
Manastır kurulduğu dönemden kalma<br />
mozaikler bugün de duruyor.<br />
82
Amasra<br />
Başından birkaç evlilik geçen Amastris,<br />
son kocası Denys tembellik hastalığına<br />
tutulup, şişmanlıktan kımıldayamaz<br />
hale gelince yönetime el koydu.<br />
Sesamos’a çekilip buranın imarını<br />
başlıca amaç edindi. Amastris’in ölümünden<br />
sonra kent Pontus yönetimine<br />
geçti. Bu dönem Amasra’nın refah<br />
çağı oldu. Pontus’un Roma’ya yenilmesinden<br />
sonra Sesamos, Marmaralı<br />
korsanlar tarafından yağma edildi.<br />
Daha sonra Romalılar kapsamlı bir<br />
imara giriştiler, Roma egemenliği 500<br />
yıl kadar sürdü. Kent Roma’dan sonra<br />
Bizans yönetimine geçti. Ekim 1460<br />
tarihinde Fatih kenti Osmanlı topraklarına<br />
kattı. Osmanlı yönetimindeki<br />
şehir, Bolu Sancak Beyliği’ne baglı bir<br />
merkez olarak varlığını sürdürmüş,<br />
bu dönemde şehri ziyaret eden Batılı<br />
gezginler büyük bir hayranlıkla bahsetmişlerdir.<br />
Canlı bir tarih görünümünde olan<br />
manastırın en büyük özelliklerinden<br />
biri de içinde 52 Süryani patriğinin mezarlarının<br />
bulunması. Manastırın 1 km<br />
kuzeyinde kayalara oyulmuş Meryem<br />
Ana Kilisesi (Theodoros Tapınağı) ve<br />
Mar Yakup Manastırı ile Deyrulzafaran<br />
bir üçlü oluşturmakta. Manastırın içinde<br />
tarihi bir İncil ve kutsal taş mevcut<br />
ve ilk tıp fakültesinin burada kurulduğu<br />
söyleniyor.<br />
Midyat’ın 18 km doğusunda yer alan<br />
Mar Gabriel Manastırı’nın yerel adı<br />
Deyrulumur. Kuş uçmaz kervan geçmez<br />
bir dağ başında yalnız, müstahkem<br />
bir manastır. Süryani cemaatinin<br />
ünlü ve büyük yapıtlarından olan manastır,<br />
yüksekçe bir tepeye yapılmış.<br />
Manastırın temelleri M.S. 397 yılında<br />
atılmış ve kısa sürede tamamlanmış.<br />
Değişik tarihlerde manastırın içinde ve<br />
dışında ekler yapılmış.<br />
Bir kısmı Bizans mozaikleriyle bezeli.<br />
Cumhuriyetten sonra uzun süre terkedilen<br />
manastır, şimdiki metropolitin<br />
gayretleriyle yeniden canlandırılmış.<br />
Yirmi kadar rahibe, yöredeki boşaltılan<br />
manastırlardan buraya taşınmışlar.<br />
Ayrıca muhtaç gençler ve yurt dışından<br />
gelen konuklar manastırda barınabiliyor.<br />
Diğer adı “Kartal Yuvası” olan<br />
Mardin Kalesi, Subari, Sümer, Babil,<br />
Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans,<br />
Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklu-<br />
lar, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu,<br />
Safeviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi<br />
zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını<br />
yaşamış çok önemli bir kale. Kalenin<br />
ovadan yüksekliği bin metre kadar. Bir<br />
kısmı sarp kayaların üzerine oturmuş<br />
olan kalenin güney kesiminde bir kule<br />
hala ayakta. 19.yüzyılın ilk yarısında<br />
mevcut olan surların, bugün bazı<br />
yerlerde yalnız temellerine rastlanıyor.<br />
Birçok kez kuşatılan kale, Timur’u bile<br />
çileden çıkaran direnişini, bünyesinde<br />
barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki<br />
bolluk ile sağlamış.<br />
Karadeniz’in incisi Amasra<br />
Kraliçe’nin kenti olarak adlandırılan<br />
Amasra’nın bilinen ilk adı Sesamos’tur.<br />
Ünlü coğrafyacı Strabon’a göre<br />
Sesamos’u İskitlerin bir kolu olan<br />
Amazonlar kurdular. İlk dönem kaynaklarında<br />
Sesamos’un ne anlama<br />
geldiğine rastlanmıyor. Amasralılar<br />
bu adın her bahar Boztepe yamaçlarını<br />
örten yabani susam çiçeklerinden<br />
doğmuş olabileceğini anlatırlar. Kent<br />
300 yıl kadar Fenike egemenliğinde<br />
kalmış. Sesamos o devirlerde canlı bir<br />
pazar yeri ve işlek bir iskeleydi. MÖ.<br />
9. yy’da Fenike Karadeniz kolonilerini<br />
terk edince kent İyonlar’ın egemenliğine<br />
girdi. Bugünkü Amasra’yı<br />
İskender’in baldızı İranlı kraliçe<br />
Amastris kurdu.<br />
Amasra’da görülebilecek yerler<br />
Osmanlı Hamamı, Amasra Kalesi,<br />
Oyma Mağaralar, Kemerdere Köprüsü,<br />
İçkale Mescidi, Bedesten, Fatih Camii,<br />
Antik Tiyatro, Gürcüoluk Mağarası,<br />
Çekiciler Çarşısı ve Kuşkayası Yol Anıtı<br />
Amasra’da mutlaka görülmesi gereken<br />
yerler. Amasra Kalesi’nin tepesinden<br />
Amasra’yı panaromik görebilir,<br />
manzarayı seyrederken çayınızı içebilirsiniz.<br />
Bizans döneminde ünlü olan<br />
buradaki tapınak, Osmanlı zamanında<br />
uzun yıllar boş kalmış ve kendiliğinden<br />
yıkılmış. Döşeme mozaiklerini ve<br />
temellerini ise defineciler sökmüşler.<br />
Yapılan bilimsel etüdler sonucunda<br />
burasının; bir narteks ile köşe oda ve<br />
apsidlere yer verilerek orta mekana<br />
“Haç” planı sağlanmış bir kilise olduğu<br />
açıklanmış. Büyükada’nın, Amasra<br />
‘dan 150-200 metre kadar açıkta<br />
ve her türlü havada kolayca gidilip<br />
gelinemeyecek bir durumda olması<br />
dikkate alınınca Büyükada kilisesinin<br />
yanındaki diğer binalarla bir külliye niteliğinde<br />
ve Manastır işlevinde olduğu<br />
muhakkak. Adanın güney-batı eteğinden<br />
başlayıp tepeye doğru devam eden<br />
kaya basamakları da buraya ulaşıyordu.<br />
Çekiciler Çarşısı’nda tahtadan el<br />
işi değişik hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.<br />
Roma İmparatorluğu zamanında<br />
Tiberius Claudius Cermanicus (M.S<br />
41-<strong>54</strong>) zamanında, Doğu Eyaletleri<br />
İnşaat Ordusu (Legion) Komutanlığı<br />
yaptıktan sonra kaydıhayat şartıyla<br />
Bithynia-Pontus Valiliğine atanan Gaius<br />
Julius Aquilla tarafından yaptırılmış<br />
83
SAKARYASPOR<br />
Amasra<br />
karayolu dinlenme yeri ve anıtı olan<br />
Kuşkayası Yol Anıtı, Krateria-Amastris<br />
ara yolunun son dinlenme noktasında,<br />
Amasra’ya 4 km. mesafede yer alıyor.<br />
Yapıldığı zaman muhtemelen bir de<br />
anıtsal çeşmeyi kapsıyordu. Fakat sonradan<br />
bu çeşme yıkıldı ve suyu biraz<br />
aşağıda, halen Askersuyu diye bilinen<br />
yerde uzun zaman bir pınar olarak<br />
kullanılırdı. Anıt manzumesi şimdiki<br />
durumda, çok muntazam kaya dilimleri<br />
üzerine işlenmiş birbirini tamamlayan<br />
iki kitabeyi, bir insan figürü ile bir<br />
kartal figürü içeren “orta kabartma”<br />
tekniğiyle oyulmuş bir kompozisyon,<br />
oturma sedirlerini ve bir kaç kaya<br />
nişini kapsıyor. Tüm bunlar, yekpare<br />
kayaya oyulmuş, yol kalıntısı boyunca<br />
sıralanıyor. 260-140 cm boyutunda ve<br />
50 cm derinliğinde kemerli bir nişin<br />
içinde kalan normal bir insan büyüklüğündeki<br />
başsız kabartmanın İmparator<br />
Claudius’a mı yoksa yolu yaptıran<br />
Aquilla’ya mı ait olduğu bilinmiyor. Bu<br />
nişin sağında Toskan üslubunda kalın<br />
oyma bir sütunun başlığına bir kartal<br />
oyulmuş.<br />
Kuşkayası, Anadolu’da başka örneği<br />
bulunmayan biricik yol anıtıdır. Eni 5<br />
metreyi bulan Roma kaya yolunun son<br />
izleri de bu anıtın önünde, yüzyıllarca<br />
kullanılmaktan hasıl olan aşınmışlığı<br />
ile görülebiliyor. Amasra’ya kadar<br />
gidipte sahilde yürüyüş yapmamak<br />
olmaz. Yazın denize de girilebilen bu<br />
yerde deniz özleminizi bir miktar olsada<br />
giderebilirsiniz.<br />
Ege’nin en gözde adası Cunda<br />
Alibey Adası ya da Cunda, Ayvalık<br />
koyundaki Ayvalık adaları olarak<br />
adlandırılan irili ufaklı 23 adanın içinde<br />
yerleşime açık tek ada. Ayrıca Ege<br />
Denizi’nde bulunan 4. büyük ada olma<br />
özelliğini taşıyor.<br />
Alibey Adası’nın bugünkü ismi, Kurtuluş<br />
Savaşı’nda padişahın ‘Yunanlılar’a<br />
teslim olun’ emrine karşı gelerek<br />
silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin<br />
kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’ya<br />
ithaf edilmiş. Ada daha önce Cunda<br />
ve Moshonisia (Kokuluada) isimleriyle<br />
tanınıyormuş. Piri Reis’in<br />
Kitab-ı Bahriyesi’nde bahsettiği Yund<br />
Adaları’nın bu bölgeye ait olduğu tahmin<br />
ediliyor.<br />
Adanın nüfusu 2000 yılı itibariyle 5<br />
bin, ancak bu rakam yazın 20 bin’e<br />
kadar çıkabiliyor. Adanın nüfusunun<br />
çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından<br />
1924 nüfus mübadelesi zamanında göç<br />
eden Türkler’den oluşuyor. Bu yüzden<br />
adanın yaşlı nüfusunun çoğu Rumca-<br />
Yunanca’yı bilmekte. Son yıllarda ada<br />
nüfusu, emeklilik günlerini sakin bir<br />
yörede geçirmek isteyen büyük şehir<br />
sakinleri tarafından arttırılmış.<br />
Alibey Adası’nın anakaraya bağlantısı<br />
iki ayrı köprü ile sağlanıyor. Dolap<br />
Boğazı mevkiinde 1964 yılında inşa<br />
edilmiş olan Türkiye’nin ilk boğaz<br />
köprüsü, Alibey ve Lale Adaları’nı birleştiriyor.<br />
Lale Adası ise ankaraya 1817<br />
yılında denizin doldurulmasıyla yapılan<br />
500 metrelik hemzemin bir köprü-yol<br />
ile bağlanmakta. Adanın Kurtuluş<br />
Savaşı sırasında düşman kuvvetlerine<br />
katılacağı ancak halkın adayı düşman<br />
kuvvetlerine gitmesin diye bir gecede<br />
taşlarla anakaraya bağladıkları<br />
söyleniyor. Yazları Ayvalık’tan Alibey<br />
Adası’na her saat motor seferleri<br />
de yapılıyor. Adaya otomobilleriyle<br />
gidenler girişte park etmeliler. Zaten<br />
daracık sokaklarda yürümek çok daha<br />
keyifli.<br />
Alibey Adası son yıllarda yerli turizm<br />
merkezleri arasına girdi. Özellikle<br />
sahil şeridindeki rakı-balık lokantaları<br />
ve içki mezeleri ile biliniyor.<br />
84
Cunda<br />
CUNDA UFAK VE SEVİMLİ<br />
BİR YER:<br />
DAR ARA SOKAKLARINDA<br />
BULUNAN EVLERİN<br />
MİMARİSİ, KİLİSELERİ, ESKİ<br />
EVLERİN YA DA AHIRLARIN<br />
DEKORE EDİLEREK BİR<br />
KAFE YA DA BAR HALİNE<br />
GETİRİLMİȘ OLMASI,<br />
İSKELENİN KARȘISINDAKİ<br />
TAȘ KAHVE’NİN İNANILMAZ<br />
YÜKSEKLİKTEKİ TAVANI,<br />
ENFES MİMARİSİ VE<br />
BÜYÜLEYİCİ ATMOSFERİ İLE…<br />
Günlük tekne gezileri sayesinde civar<br />
adalara ve adanın karadan ulaşılması<br />
zor bölgelerine gitmek mümkün.<br />
Midilli Adası’na günü birlik seferler<br />
ise özellikle yaz aylarında yabancı turistlerin<br />
adaya ve Ayvalık’a gelmelerini<br />
sağlıyor. Adanın yüksek kesimlerinden<br />
boğazların, adaların, iç içe girmiş koyların<br />
güzellikleri seyre değer.<br />
Alibey Adası doğal güzellikleri ve<br />
tarihi yapıları nedeniyle koruma altına<br />
alınmış ve 1976 yılında Ayvalık ve<br />
çevresindeki 17 bin 900 hektarlık alan<br />
doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul<br />
edilmiş. Alibey Adası’nda mübadele<br />
öncesinden, Rum Ortodoks cemaatinden<br />
kalma sekiz tane manastır<br />
bulunuyor. Kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis<br />
Kilisesi. Bu yapıların koruma<br />
altına alınması ancak Alibey Adası’nın<br />
tanınması ve restorasyon için sermaye<br />
aktaracak sponsorların adada mülk<br />
satın almaları ile mümkün olabilmiş.<br />
Son olarak ‘Aşıklar Tepesi’ olarak<br />
bilinen mevkide bulunan değirmenin<br />
restorasyonu 2006 yılında tamamlanmış<br />
ve ziyarete açılmış. Adada, halen<br />
restorasyon için sponsor bekleyen pek<br />
çok tarihi eser bulunuyor. Ada ufak ve<br />
sevimli bir yer.<br />
85
SAKARYASPOR<br />
Dar ara sokaklarında bulunan evlerin<br />
mimarisi, kiliseleri, eski evlerin ya da<br />
ahırların dekore edilerek bir kafe ya da<br />
bar haline getirilmiş olması, iskelenin<br />
karşısındaki Taş Kahve’nin inanılmaz<br />
yükseklikteki tavanı, enfes mimarisi ile<br />
büyüleyici atmosferi, evlerin camlarında<br />
rengarenk açmış çiçekler… Taş<br />
Kahve, en sıcak günde serindir ve çayı<br />
her zaman tazedir.<br />
İç Anadolu’nun “Atlar Diyarı”:<br />
Kapadokya<br />
Kapadokya’nın eşsiz güzelliği, bundan<br />
yaklaşık 60 milyon yıl önce üç yanardağın<br />
püskürttüğü lavlardan arta kalan<br />
küllerin geçen milyonlarca yıl boyunca<br />
yağmur, rüzgar ve diğer doğa olayları<br />
ile aşındırılması sonucu ortaya çıkmış.<br />
Çağlar boyunca birçok medeniyete ev<br />
sahipliği yapmış olan Kapadokya İpek<br />
Yolu’nun en önemli ticari merkezlerinden<br />
biriydi. Aynı zamanda ”Atlar Diyarı”<br />
olarak da bilinen, doğa ve tarihin iç<br />
içe geçtiği bu güzel yerde Peribacaları<br />
ön plana çıkıyor.<br />
İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme<br />
kadar uzandığı Kapadokya’nın<br />
yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih<br />
boyunca ticaret kolonilerini barındıran<br />
ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir<br />
köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun<br />
da önemli kavşaklarından biridir.<br />
MÖ 12. yüzyılda Hitit<br />
İmparatorluğu’nun çöküşüyle bölgede<br />
karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde<br />
Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç<br />
Hitit Kralları bölgeye egemen olur.<br />
Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers<br />
işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan<br />
Kapadokya adı, Pers dilinde “Güzel<br />
Atlar Ülkesi” anlamına geliyor. MÖ 332<br />
yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye<br />
uğratır, ama Kapadokya’da büyük<br />
bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde<br />
Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl<br />
sonlarına doğru Romalıların gücü<br />
bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1.<br />
yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları,<br />
Romalı generallerin gücüyle atanmakta<br />
ve tahttan indirilmektedir. M.S.<br />
17 yılında son Kapadokya kralı ölünce<br />
bölge Roma’nın bir eyaleti olur.<br />
MS 3. yüzyılda Kapadokya’ya Hıristiyanlar<br />
gelir ve bölge onlar için<br />
bir eğitim ve düşünce merkezi olur.<br />
303-308 yılları arasında Hıristiyanlara<br />
uygulanan baskılar iyice artar. Fakat<br />
Kapadokya baskılardan korunmak ve<br />
Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir<br />
yerdir.<br />
Cennet - Cehennem<br />
İNSAN YERLEȘİMİ PALEOLİTİK DÖNEME<br />
KADAR UZANAN KAPADOKYA, DAHA<br />
SONRAKİ DÖNEMLERDE HIRİSTİYANLIĞIN<br />
EN ÖNEMLİ MERKEZLERİNDEN BİRİ OLMUȘ.<br />
KAYALARA OYULAN EVLER VE KİLİSELER,<br />
BÖLGEYİ ROMA İMPARATORLUĞU’NUN<br />
BASKISINDAN KAÇAN HIRİSTİYANLAR İÇİN<br />
DEVASA BİR SIĞINAK HALİNE GETİRMİȘ.<br />
Kapadokya<br />
86
Kapadokya<br />
Derin vadiler ve volkanik yumuşak<br />
kayalardan oydukları sığınaklar<br />
Romalı askerlere karşı güvenli bir<br />
alan oluşturur. 4. yüzyıl, daha sonra<br />
“Kapadokya’nın Babaları” olarak<br />
adlandırılan insanların dönemi olur.<br />
Fakat bölgenin önemi, III. Leon’un<br />
ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına<br />
ulaşır. Bu durum karşısında, ikon<br />
yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya<br />
başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan<br />
fazla sürer (726-843). Bu dönemde<br />
birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm<br />
etkisinde kaldıysa da, ikondan yana<br />
olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini<br />
sürdürdüler. Kapadokya manastırları<br />
bu devirde oldukça gelişir.<br />
Yine bu dönemlerde, Anadolu’nun<br />
Ermenistan’dan Kapadokya’ya kadar<br />
olan Hıristiyan bölgelerine Arap<br />
akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak<br />
bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin<br />
tarzlarının değişmesine sebep<br />
olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya<br />
Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu<br />
takip eden Osmanlı zamanlarında<br />
bölge sorunsuz bir dönem geçirir.<br />
Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26<br />
yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında<br />
güzel mimari örnekler bırakarak<br />
Kapadokya’yı terkettiler.<br />
Bölge günümüzde turizm açısından<br />
büyük bir öneme sahip. Avanos, Ürgüp,<br />
Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar<br />
Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise,<br />
Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı,<br />
Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara<br />
Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere<br />
Vadisi, Paşabağ-Zelve belli başlı<br />
görülmesi gereken yerler. Kayalara<br />
oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri<br />
ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü<br />
dile getirir. Bu evler 19. yüzyılda<br />
yamaçlara ya kayalardan ya da kesme<br />
taştan inşa edilmişler. Bölgenin tek<br />
mimarı malzemesi olan taş yörenin<br />
volkanik yapısından dolayı ocaktan<br />
çıktıktan sonra yumuşak olduğundan<br />
çok rahat işlenebilmekte ancak hava<br />
ile temas ettikten sonra sertleşerek<br />
çok dayanıklı bir yapı malzemesine<br />
dönüşmekte. Kullanılan malzemenin<br />
bol olması ve kolay işlenebilmesinden<br />
dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek<br />
mimari bir gelenek halini almış.<br />
Gerek avlu gerekse ev kapılarının<br />
malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak<br />
yapılmış kapıların üst kısmı stilize<br />
sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir.<br />
Yöredeki güvercinlikler 19.<br />
yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış<br />
küçük yapılardır. İslam resim sanatını<br />
göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin<br />
bir kısmı manastır veya<br />
kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin<br />
yüzeyi yöresel sanatçılar<br />
tarafından zengin bezemeler, kitabeler<br />
ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve<br />
üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür.<br />
Akdeniz’de doğal bir oluşum: Cennet<br />
ve Cehennem çöküğü<br />
Cennet ve Cehennem çökükleri, doğal<br />
yollarla oluşmuş Silifke - Narlıkuyu<br />
yakınlarında bulunan tarihi ve turistik,<br />
çok derin mağaralardır.<br />
Akdamar Kilisesi<br />
87
SAKARYASPOR<br />
Akdamar Adası<br />
İki çökük arasında 80 metre mesafe<br />
vardır.Oluşumu çok eski çağlara dayanan<br />
Cennet – Cehennem çökükleri,<br />
bir yeraltı deresinin yol açtığı kimyasal<br />
erozyonla tavanın çökmesi sonucu<br />
meydana gelmiş büyük çukurlardır. Silifke-<br />
Narlıkuyu yakınlarında bulunan<br />
çöküklerden Cennet çöküğünün elips<br />
biçimindeki ağız kısmı çapları 250 m<br />
ve 110 m olup derinliği 70 metredir.<br />
Çökük tabanının güney ucunda 200 m<br />
uzunluğunda ve en derin noktası 135<br />
m olan büyük bir mağara girişi ve bu<br />
mağaranın ağzında küçük bir kilise<br />
vardır. Kilisenin giriş kapısı üzerindeki<br />
4 satırlık kitabede, bu kilisenin 5.yy’da<br />
Paulus adında dindar bir kişi tarafından<br />
Meryem Ana’ya ithafen yaptırılmış<br />
olduğu yazılıdır.<br />
300 basamakta varılan kiliseden sonraki<br />
mağaranın bitim noktasında mitolojik<br />
bir yeraltı deresinin sesi duyulur.<br />
Cennet çöküğünün 75 m kuzeyindeki<br />
Cehennem çukuru da Cennet çöküğü<br />
gibi oluşmuş.<br />
Ağız çember çapları 50 m ve 75 m,<br />
derinliği 128 metre olan çöküğün<br />
kenarları uygun olmadığı için içerisine<br />
inmek mümkün değil. Mitolojiye göre<br />
Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha<br />
Typhon’u buradaki bir kavgada yendikten<br />
sonra, onu Etna Yanardağı’nın<br />
altına sonsuza dek kapatmadan önce<br />
bir süre Cehennem çukurunda hapsetmiştir.<br />
Doğu Anadolu’da bir ada:<br />
Akdamar<br />
Van’ın Gevaş ilçesi sınırları içerisinde<br />
yer alan ve Doğu Anadolu’nun görülmesi<br />
gereken merkezlerinden biri<br />
olan Akdamar Adası, 70 bin metrekare<br />
olan yüzölçümü ve 3 kilometreyi bulan<br />
kıyı uzunluğu ile orta büyüklükte bir<br />
ada. En yüksek noktası deniz seviyesinden<br />
1912 metre yüksekte bulunan<br />
adanın batı uçlarında yüksekliği 80<br />
metreye ulaşan dik kayalıklar var.<br />
Adanın adının nereden geldiğine dair<br />
yaygın halk hikâyesine göre, zamanında<br />
bu adada yaşayan Ermeni baş<br />
keşişin güzelliği dillere destan Tamara<br />
adında bir kızı vardır.<br />
Adanın çevresindeki köylerde çobanlık<br />
yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu<br />
genç Tamara’yla buluşmak için her<br />
gece adaya yüzer. Tamara ise gece<br />
karanlığında yerini belli etmek için<br />
onu bir fenerle bekler.<br />
Bundan haberdar olan kızın babası,<br />
fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın<br />
kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek<br />
gencin boşuna yüzüp, gücünü<br />
yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü<br />
yitirip, yorulan genç çoban boğulur<br />
ve boğulmadan önce son nefesinde<br />
“Ah Tamara!” diye haykırır. Bunu<br />
duyan kız da hemen ardından kendini<br />
gölün sularına bırakır. O günden<br />
sonra ada Ah Tamara! ismi ile anlatılır.<br />
Bu hikâye Ermeni şair Hovhannes<br />
Tumanyan anlatımıyla efsaneleşmiştir.<br />
Bu efsanenin tarihi gerçeklerle<br />
alakasının zayıf olduğu şüphesizdir.<br />
9. yüzyıldan itibaren kaydedilmiş olan<br />
Ağtamar adının Arapça ĞMR kökünden<br />
“kabartı, tümsek” anlamına gelen bir<br />
türev olması daha kuvvetli bir olasılık<br />
olarak değerlendirilebilir. Günümüzde<br />
adın Türkçeleştirilmiş biçimi olarak<br />
Akdamar kullanılıyor.<br />
En eski kaynaklarda adanın adı, Gevaş<br />
bölgesinde hüküm süren Ermeni<br />
Rştuni sülalesine atfen Rştunik<br />
Adası olarak geçiyor. 705 yılında Vard<br />
Rştuni’nin adada öldürülerek Rştuni<br />
beyliğine son verilmesinden sonra<br />
ada ve yöresi, daha önce Başkale’de<br />
(Ağbak) hüküm süren Ardzruni süla-<br />
88
Cumalıkızık Evleri<br />
lesinin eline geçmiştir. 908’de I. Gagik<br />
Ardzruni bazı Ermeni ve Müslüman<br />
beyleriyle anlaşarak Gevaş’ta (Vostan)<br />
kendini Vaspuragan Kralı ilan etmiş<br />
ve bilahare başkentini adaya taşımaya<br />
karar vermiştir. I. Gagik adada halen<br />
mevcut olan kiliseden başka müstahkem<br />
bir kasaba, saray, çarşı ve liman<br />
inşa ettirmiştir. Ada üzerindeki sivil<br />
yerleşimin 16. yüzyıl başlarına kadar<br />
canlı olarak varlığını sürdürdüğü ve<br />
1535 Osmanlı-İran Harbi’nde tahrip<br />
edildiği anlaşılıyor.<br />
16. yüzyıldan sonra sivil yerleşimin<br />
bulunmadığı adada Kutsal Haç’a<br />
(Surp Khaç) adanmış bir Ermeni<br />
manastırı varlığını sürdürüyor. 19.<br />
yüzyıl sonlarında 300 civarında keşişin<br />
ikamet ettiği manastır, 1895 ve 1915<br />
olaylarından sonra terkedilmiş. Adanın<br />
güney doğusuna kurulmuş olan<br />
kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni<br />
sanatının en parlak eserleri arasında<br />
sayılıyor. Kızıl andezit taşından inşa<br />
edilmiş olan kilisenin dış cephesi,<br />
alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin<br />
bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal<br />
Kitap’tan alınma sahnelerle bezenmiş.<br />
Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari<br />
tarihi içinde eşsiz bir konuma sahip.<br />
Osmanlı evleri ile ünlü Cumalıkızık<br />
Osmanlı sivil mimarisinin en görkemli<br />
köy yerleşimini günümüze ulaştıran<br />
Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz<br />
yanında tüm dünyada da tanınmaya<br />
başladı. Osmanlıların Bursa’da ilk<br />
yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık,<br />
180’i halen kullanılan, bazılarında<br />
ise koruma ve restorasyon<br />
çalışmalarının yapıldığı toplam 270 ev<br />
ile Osmanlı dönemi konut dokusunu<br />
günümüze taşıyor.<br />
1969 yılında Cumalıkızık yerleşiminin<br />
güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki<br />
Ihlamurcu mevkiinde Bizans devrine<br />
ait bir kilise kalıntısı bulundu. Kilise<br />
kalıntısının yüzeyde rastlanan bazı<br />
mimari parçaları halen Bursa Arkeoloji<br />
Müzesi’nde saklanmaktadır. Bursa<br />
yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği<br />
kuruluşundan kısa zaman sonra<br />
bölgeye hakim olmayı başarmış, 1326<br />
yılında Bursa’yı, 1331 yılında İznik’i fethederek<br />
yörede varlığını kesin olarak<br />
kabul ettirmiştir.<br />
Böylece Osmanlı halkının bu topraklara<br />
yerleşerek kentler ve köyler<br />
oluşturması sağlanmıştır. Cumalıkızık<br />
vakıf köyü olarak kurulmuş ve bu özelliğini<br />
yerleşim dokusu konut mimarisi,<br />
yaşam biçimine yansıtmıştır. Uludağ’ın<br />
kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin<br />
arasında sıkışıp kalan yöre köylerine<br />
bu konumlarından dolayı ‘’kızık’’ adı<br />
verilmiştir. Köylerin birbirlerinden<br />
ayrılması için de dereye yakın olanına<br />
Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve<br />
Kızık köylerinden topluca gidilerek<br />
cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık<br />
adları verilmiştir.<br />
Cumalıkızık evleri genelde üç katlıdır;<br />
birbirine akraba olan ailelerin birlikte,<br />
tam bir işbirliği ve uyum içinde<br />
yaşamlarını sürdürdüğü bilinmektedir.<br />
Evler yapılırken aile mahremiyetine<br />
son derece özen gösterilmiştir. Evlerin<br />
dış kısımlarında zemin ve birinci katlar<br />
ile avlular, sokak döşemesine uygun<br />
moloz taş ve ahşap hatıllı duvarlarla<br />
örülmüştür.<br />
Üst kat ahşap taşıyıcı hımış dolgu,<br />
üstü alaturka kiremitli kırma çatılıdır.<br />
Sokaktan ev içinin görülmesi mümkün<br />
değildir. Pencereler üst katlarda<br />
kafesli veya cumbalıdır. Cumalıkızık<br />
evlerinde genelde iki türlü plan<br />
uygulanmıştır. Bunlardan birincisi<br />
etrafı moloz taşlarla yüksek şekilde<br />
örülmüş bir duvarla çevrili dış avludur.<br />
89
SAKARYASPOR<br />
Cumalıkızık Evleri<br />
Buradan eve giriş kapısına ve hayat<br />
kısmına geçilir. Evin girişi, böylece<br />
sokakla doğrudan ilişkili değildir, ikinci<br />
tip evlerde ise dış avlu yoktur. Sokaktan<br />
kapı yardımı ile doğrudan hayat<br />
kısmına girilir. Dış kapı üzerinde dikey<br />
konulan ağaç hatıllarla ızgaralanmış,<br />
camsız bir aydınlatma ve havalandırma<br />
boşluğu yer alır. Hayat bölümünden iç<br />
avluya, ahıra, depolara ve merdivenlere<br />
geçilir. Evlerin ana giriş kapıları çift<br />
kanatlıdır. Genellikle ceviz ağacından<br />
yapılan bu kanatlar dövme demir kuşaklar<br />
ve iri başlı çivilerle bağlanmıştır.<br />
Kapı kulpları ve tokmak da dövme<br />
demirdendir. Kapıların çift kanatlı<br />
yapılışı elde edilen ürünün ve tarım<br />
araçlarının kolaylıkla içeriye taşınmasını<br />
sağlamaya yöneliktir.<br />
90
1. Poyrazlar Gölü<br />
SAKARYA<br />
Marmara’nın doğa ve kültür harikası<br />
Maden Deresi Şelalesi<br />
Keyifli, huzurlu ve kültürel bir gezi<br />
yapmak istiyorsanız mutlaka tercih<br />
etmeniz gereken bölgelerden biri de<br />
Sakarya. Doğal güzellikleriyle bilinen,<br />
şehir hayatından kopmak isteyenlerin<br />
tercihi Sakarya aynı zamanda kültürel<br />
anlamda da güzelliklere ev sahipliği<br />
yapmaktadır. Tabiatı, kamp alanları<br />
zaten uzunca bir süredir bölgeye hayli<br />
turist çekmekte ve ziyaretine gelenleri<br />
büyülemekte. Bu kent adını; aşağı<br />
havzasında bulunduğu, topraklarında<br />
Karadeniz’e dökülen ve Sakarya il<br />
topraklarını güney-kuzey doğrultusunda<br />
ortadan ikiye bölen Sakarya<br />
Nehrinden alıyor. Sakarya Nehri ise<br />
bu ismi Frigler döneminde bugüne<br />
taşıyor. Şehrin kuzeyinde alçak tepelik<br />
alanlar, orta kısımda Adapazarı ovası<br />
düzlüğü ve güneyde engebeli dağlık<br />
alanlar bulunuyor. Kuzey Anadolu Fay<br />
hattının kuzeyinde olmak üzere, batıdan<br />
Kocaeli platosu Sakarya nehrine<br />
kadar ilerliyor.<br />
91
SAKARYASPOR<br />
Bölgede Samanlı Dağları, Keremali<br />
Dağı, Çam Dağı bulunuyor. Adapazarı<br />
Ovası yani Akova’da Sakarya’nın ekonomisine<br />
büyük katkı sağlayan doğal<br />
alanlardan biri olarak biliniyor.<br />
Sakarya’nı kültürüne değinecek<br />
olursak ilk olarak yemeklerinden<br />
başlamalıyız. Sakarya’da Rumeli<br />
yemeklerinden kentin simgesi haline<br />
gelen; ıslama köfte ile boza, Boşnak<br />
böreği, Pomak pastırması, Arnavut<br />
ciğeri, damat paçası, kaçamak, lutuka,<br />
çiğer sarma, kaymakçina, preşa, prazenika,<br />
gurnik gibi yemekler yapılıyor.<br />
Zaten ıslama köfte herkesin bildiği,<br />
ünlü ve lezzetli yemeklerin başında<br />
geliyor. Halk çalgısı olarak cümbüş,<br />
ud, keman, klarnet, davul ve darbuka<br />
kullanılıyor. Başlıca halk oyunları;<br />
konak getirme, karşılama, ince hava,<br />
Geyve-taraklı zeybeği, karagözlüm,<br />
ada kasabı, kadın karşılaması, argat<br />
sallaması, Geyve-Taraklı çiftetellisi,<br />
allı yazma, elmayı top top yapalım, Taraklı<br />
karşılaması, Karşıdan gelir sarı,<br />
Geyve-Taraklı kasabı, Korudere ve<br />
Taraklı zeybeği, kocakarı kocaadam,<br />
gelin bindirme, gelin indirme, Türkmen<br />
alayı, zöbek olarak biliniyor.<br />
İsmi ve kültürel özelliklerine değindiğimiz<br />
Sakarya’nın doğal güzellikleri<br />
ise bambaşka bir konu olarak karşımıza<br />
çıkıyor.<br />
Sakarya Poyrazlar Gölü<br />
Bir doğa harikası olan Poyrazlar Gölü,<br />
sakin ve unutamayacağınız bir tatil<br />
için harika bir alan. İnönü Yaylası’nda<br />
olduğu gibi burada da kamp yapabilirsiniz.<br />
Adapazarı’na 10 km uzaklıkta<br />
olan bölge yeşilliklerle çevrili, yaz-kış<br />
görülmesi gereken bir yer. Rüya gibi<br />
bir alan denebilir. Poyrazlar Gölü’nün<br />
en derin yeri 12 metre. Dibi bataklık<br />
olduğu için gölde yüzmek yasak. Ama<br />
kıyıda olta atabilir balık tutmanın<br />
keyfine varabilirsiniz.<br />
Kuzuluk Kaplıcaları<br />
Sakarya’nın görülmesi gereken yerlerinden<br />
biri Kuzuluk Kaplıcaları’dır.<br />
Akyazı ilçesinde doğanın bize sunduğu<br />
şifalı su kaynağı olan Kuzuluk<br />
Kaplıcaları kış ayında dinlenmek ve<br />
kemiklerinizi ısıtmak için iyi bir tercih<br />
olabilir. Bu bölgede tatil yapabileceğiniz<br />
tesisler yer alıyor. Kaynak suyunun<br />
şifalı olmasının yanında bölge<br />
otellerinde termal tedavi merkezleri<br />
bulunuyor.<br />
Sakarya Nehri<br />
Türkiye’nin üçüncü büyük nehri olan<br />
Sakarya Nehri Afyon’da bulunan Bayat<br />
Yaylası’ndan doğuyor. 824 kilometre<br />
uzunluğunda olan bu Nehir balık çeşitliliği<br />
ve sayısı bakımından da önem<br />
arz ediyor. Çevresindeki yeşil alanlar<br />
oldukça güzel ve ilgi çekici.<br />
Doğanın harika görünümünü bir kez<br />
daha yansıtan bir nehir Sakarya Nehri.<br />
Bölgenin en ilgi çeken yerlerinden<br />
Sakarya Nehri<br />
92
Karagöl Yaylası<br />
2. Deprem Müzesi<br />
biridir burası. Doğal hayat ve dinlence<br />
mekânı olarak tavsiye ediyoruz.<br />
Karagöl Yaylası<br />
Büyük kent hayatının yoğun temposundan<br />
sıkıldıysanız ve dinlendirici bir<br />
tatile ihtiyacınız varsa doğanın bu yemyeşil<br />
halini görmeniz, burada zaman<br />
geçirmeniz gerekiyor. Karagöl Yaylası<br />
sıkıldığınız griden sizi uzaklaştıracak<br />
bir bölge. Yeşilin en güzel tonlarının<br />
olduğu bu harika yaylayı keşfetme hissi<br />
ve temiz hava adeta başınızı döndürecek.<br />
Yaylanın adının Karagöl olmasının<br />
sebebi ise yağmur yağdığına yayladaki<br />
çukurların dolup göl gibi görünmesi.<br />
Yöre halkı bu güzel görüntüye Karagöl<br />
Yaylası ismini vermiş. Taraklı’da<br />
bulunan Karagöl Yaylası’na Kemaller<br />
Köyü’nden iki saatlik bir tırmanışın<br />
ardından ulaşabilirsiniz. Doğa yürüyüşünü<br />
seviyorsanız tırmanma süreci de<br />
oldukça keyifli geçecektir. Yaylanın bitki<br />
örtüsünü köknar, çam ve meşe ağaçları<br />
oluşturuyor. Toplam alanı ise 567 hektar.<br />
Bu arada Roma döneminden tarihi<br />
eserler de göreceğiniz yaylada yer alan<br />
evler ahşaptan yapılmış. Bunun yanında<br />
doğa sevdalılarının kamp yapabilecekleri<br />
yerler de bulunuyor. Hür cuma<br />
pazar kuruluyor ve şenlikler yapılıyor.<br />
Sakarya Müzesi<br />
Sakarya Müzesi, Merkez ilçesinde yer<br />
alıyor. 1290 metrekarelik bir alana<br />
kurulmuş olan müzenin zemin katında<br />
hizmet büroları birinci katında da müdür<br />
odasıyla bir sergi salonu bulunuyor.<br />
Aynı zamanda Sakarya Müzesinin<br />
bahçesinde Bizans ve Roma dönemine<br />
ait kalıntılar; sunaklar, mezar taşları,<br />
sütun kaideleri de sergileniyor. Müzenin<br />
içinde Roma ve Bizans dönemine<br />
ait eserlerle birlikte Osmanlı Dönemi<br />
ve Cumhuriyet Dönemi eserleri de<br />
bulunuyor.<br />
93
SAKARYASPOR<br />
Tatil yapmaya gittiğiniz bölgenin müzelerini<br />
gezerek tarihine ve bölgenin<br />
önemine dair birçok şey öğrenebilirsiniz.<br />
Sakarya Müzesi de tam anlamıyla<br />
böyle bir yer.<br />
Deprem Müzesi<br />
Adapazarı’nda bulunan Deprem Müzesi<br />
2004 yılında ziyaretçilere kapılarını açtı.<br />
Coğrafyasını anlatırken değindiğimiz<br />
gibi Sakarya fay hattı üzerinde. 1967-<br />
1999 yıllarında Adapazarı’nda meydana<br />
gelen depremler sebebiyle bu müzenin<br />
açılmasına karar verilmiş. Müzenin<br />
içinde depremden önce ve sonrasına<br />
ait fotoğraflar yer alıyor. Bunun yanında<br />
müzenin içinde elektronik bir stand<br />
ve depremle ilgili birçok unsur sergileniyor.<br />
Deprem Müzesi’nin en önemli<br />
misyonu da deprem farkındalığının<br />
önemine dikkat çekmek.<br />
3. Soğucak Yaylası<br />
94
Geyve Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliye<br />
Müzesi<br />
Geyve Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliye<br />
Müzesi, 1989 yılında açılmıştır. Müzede<br />
Kuvayı Milliye dönemine ait eserler<br />
sergilenmektedir.<br />
Soğucak Yaylası<br />
900 dönüm kadar bir araziye sahip<br />
olan Soğucak Yaylası, 1.100 m. yüksekliğinde<br />
ve Sapanca’ya 17 km. mesafededir.<br />
Sapanca-Muradiye Köyü istikametinden,<br />
Erdemli Köyü’ne gelmeden<br />
önce sağa ayrılan yolu takip ederek, 35<br />
dakika kadar süren bir yolculukla yaylaya<br />
ulaşmak mümkündür. En yoğun<br />
dönemi, temmuz ayının ikinci haftasına<br />
denk gelen yayla şenlikleri zamanıdır.<br />
Yöre halkı ve çevre illerden gelen vatandaşların<br />
katılımıyla tam bir panayır<br />
havasında geçen “Soğucak Yayla<br />
Şenlikleri”, bir gün sürmekte, ancak<br />
yayla daha şenliklere bir hafta kala<br />
dolmaya başlamaktadır. Yayla şenlikle-<br />
Rahime Sultan Camii<br />
95
SAKARYASPOR<br />
Sapanca Gölü<br />
Uzunluğu 16 km olan Sapanca Gölü,<br />
İzmit Körfezi’nin doğusunda yer alıyor.<br />
Güneyinde en yüksek yer 1606 metreyi<br />
bulurken kuzeyindeki en yüksek<br />
yer 300 metre. Sakarya’nın Sapanca<br />
ilçesinde bulunan bu göl, her mevsim<br />
ziyaretçi akınına uğramaktadır. Aynı<br />
zamanda ülkenin en bilenen doğa alanlarından<br />
biridir.<br />
İnönü Yaylası<br />
Doğa tutkunlarının vazgeçilmezi İnönü<br />
Yaylası kamp alanı olarak da bilinmektedir.<br />
Adapazarı-Pamukova sınırlarında<br />
olan yayla çam, göknar ve meşe ağlarının<br />
arasında uzanıp giden bir vadide<br />
yer alıyor. Bölgenin İstanbul’a yakın<br />
olması günlük turlar için de tercih edilme<br />
sebebi. Doğanın keyfini çıkarmak<br />
ve kamp yapmak için ülkemizin güzel<br />
bölgelerinden biri İnönü Yaylası. Yaylaya<br />
ulaşım zor değil, bu güzel kamp<br />
alanı insan üzerinde çok güzel bir etki<br />
bırakıyor. Yaylanın içinde küçük ve büyük<br />
olmak üzere mağaralar da bulunuyor.<br />
Harika bir gezi ve kamp alanı olan<br />
İnönü Yaylası’na en kısa zamanda gidip<br />
doğanın içinde eğlenceli bir zaman<br />
geçirebilirsiniz.<br />
ri kapsamında, bisiklet ve at yarışları,<br />
karakuşak güreş müsabakaları, folklor<br />
gösterileri ve sanatçıların katılımıyla<br />
halk konserleri düzenlenmektedir.<br />
Rahime Sultan Camii<br />
Rahime Sultan Camii Sapanca’nın tarihi<br />
ibadet mekanlarından biri. 1892 yılında<br />
inşa edilen caminin minaresi 1999 depreminde<br />
zarar görmüş. Rahime Sultan<br />
Camii bölgenin görülmesi gereken<br />
tarihi mekanlarından biridir.<br />
Rüstempaşa Cami<br />
Sapanca’nın en eski camisi olan Rüstempaşa<br />
cami, Mimar Sinan’ın kalfalarına,<br />
Rüstem Paşa tarafından 1555<br />
yılında yaptırılmıştır. Bölgenin önemli<br />
tarihi mekanları arasında sayılmaktadır.<br />
4. İnönü Yaylası<br />
Acarlar Longozu<br />
Dünyanın en büyük ikinci longozu<br />
Sakarya’da bulunuyor.<br />
Acarlar Longozu içinde fazlasıyla balık<br />
türlerini barındırıyor. Karasu ilçesinde<br />
1,562 hektarlık bir alanda bulunan bu<br />
longoz, doğanın harikalarından biri<br />
olarak gösterilebilir. Özellikle gidip<br />
görülmesi gereken önemli doğa harikalarından<br />
biri Acarlar Longozu. Gezip<br />
tabiatın o mükemmel kokucunu ciğerlerinizde<br />
hissedebilir, yeşilin bin bir<br />
çeşidini görebilir, hayvanlarıyla zaman<br />
geçirebilirsiniz.<br />
İstanbuldere<br />
İstanbuldere, Sakarya-Sapanca’da<br />
bulunan, sıklıkla tercih edilen doğal<br />
alanlardan biri. İstanbuldere’nin çevresindeki<br />
yürüyüş parkuru ve tabii<br />
ki muhteşem doğası ziyaretçilerine<br />
oldukça keyifli anlar yaşatmak için<br />
yeterli. Kayın ağaçlarının kestane<br />
ağaçlarıyla dostluğunu görebileceğiniz,<br />
suyun yeşille harmanlandığı bu bölge<br />
muhakkak listenizde yer almalı.<br />
1. http://muratyazici.com.tr/wp-content/<br />
uploads/2<strong>01</strong>5/12/poyrazlar-g%C3%B6l%C3%BCadapazar%C4%B1-sakarya.jpg<br />
2. http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sakarya/<br />
gezilecekyer/adapazari-deprem-ve-kultur-muzesi<br />
3. http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sakarya/<br />
gezilecekyer/sogucak-yaylasi<br />
4. http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sakarya/<br />
gezilecekyer/nonu-yaylasi<br />
96