Dergi54_Sayı_01
SAKARYASPOR Dar ara sokaklarında bulunan evlerin mimarisi, kiliseleri, eski evlerin ya da ahırların dekore edilerek bir kafe ya da bar haline getirilmiş olması, iskelenin karşısındaki Taş Kahve’nin inanılmaz yükseklikteki tavanı, enfes mimarisi ile büyüleyici atmosferi, evlerin camlarında rengarenk açmış çiçekler… Taş Kahve, en sıcak günde serindir ve çayı her zaman tazedir. İç Anadolu’nun “Atlar Diyarı”: Kapadokya Kapadokya’nın eşsiz güzelliği, bundan yaklaşık 60 milyon yıl önce üç yanardağın püskürttüğü lavlardan arta kalan küllerin geçen milyonlarca yıl boyunca yağmur, rüzgar ve diğer doğa olayları ile aşındırılması sonucu ortaya çıkmış. Çağlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kapadokya İpek Yolu’nun en önemli ticari merkezlerinden biriydi. Aynı zamanda ”Atlar Diyarı” olarak da bilinen, doğa ve tarihin iç içe geçtiği bu güzel yerde Peribacaları ön plana çıkıyor. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biridir. MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına geliyor. MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya’da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. M.S. 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma’nın bir eyaleti olur. MS 3. yüzyılda Kapadokya’ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Cennet - Cehennem İNSAN YERLEȘİMİ PALEOLİTİK DÖNEME KADAR UZANAN KAPADOKYA, DAHA SONRAKİ DÖNEMLERDE HIRİSTİYANLIĞIN EN ÖNEMLİ MERKEZLERİNDEN BİRİ OLMUȘ. KAYALARA OYULAN EVLER VE KİLİSELER, BÖLGEYİ ROMA İMPARATORLUĞU’NUN BASKISINDAN KAÇAN HIRİSTİYANLAR İÇİN DEVASA BİR SIĞINAK HALİNE GETİRMİȘ. Kapadokya 86
Kapadokya Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur. 4. yüzyıl, daha sonra “Kapadokya’nın Babaları” olarak adlandırılan insanların dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon’un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir. Yine bu dönemlerde, Anadolu’nun Ermenistan’dan Kapadokya’ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya’yı terkettiler. Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahip. Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve belli başlı görülmesi gereken yerler. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirir. Bu evler 19. yüzyılda yamaçlara ya kayalardan ya da kesme taştan inşa edilmişler. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanıklı bir yapı malzemesine dönüşmekte. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almış. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür. Akdeniz’de doğal bir oluşum: Cennet ve Cehennem çöküğü Cennet ve Cehennem çökükleri, doğal yollarla oluşmuş Silifke - Narlıkuyu yakınlarında bulunan tarihi ve turistik, çok derin mağaralardır. Akdamar Kilisesi 87
- Page 37 and 38: Biraz kendinizden ve ailenizden bah
- Page 39 and 40: SÜT ÜRÜNLERİ FABRİKALARI KURUY
- Page 41 and 42: ARAŞTIRMA 39
- Page 43 and 44: 41
- Page 45 and 46: düzgün çalışan, tüm hesaplar
- Page 47 and 48: Onlar için her takımın görünme
- Page 49 and 50: 47
- Page 51 and 52: GÜNDEM 49
- Page 53 and 54: ARAŞTIRMA hazırlanırken bu çok
- Page 55 and 56: 53
- Page 57 and 58: 55
- Page 59 and 60: ȘANSAL BÜYÜKA: ‘SAKARYASPOR’
- Page 61 and 62: KONUK 59
- Page 63 and 64: KONUK 61
- Page 65 and 66: Yeni sezon, yeni stat başarılı y
- Page 67 and 68: Bir gün, Adapazarı’nın güneyi
- Page 69 and 70: SEYİFLER KALESİ Diğer bir gezilm
- Page 71 and 72: MADEN DERESİ Sakarya-Karasu’da b
- Page 73 and 74: Sağlıklı beslenme önerileri 1.
- Page 75 and 76: 73
- Page 77 and 78: AYDER YAYLASI Yılın beş ayı kar
- Page 79 and 80: Uzungöl UZUNGÖL Botanik turu yap
- Page 81 and 82: SAPANCA GÖLÜ Sapanca Gölü doğu
- Page 83 and 84: HER BÖLGESİ, HER ȘEHRİ İLE Bİ
- Page 85 and 86: Amasra Başından birkaç evlilik g
- Page 87: Cunda CUNDA UFAK VE SEVİMLİ BİR
- Page 91 and 92: Cumalıkızık Evleri lesinin eline
- Page 93 and 94: 1. Poyrazlar Gölü SAKARYA Marmara
- Page 95 and 96: Karagöl Yaylası 2. Deprem Müzesi
- Page 97 and 98: Geyve Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliy
SAKARYASPOR<br />
Dar ara sokaklarında bulunan evlerin<br />
mimarisi, kiliseleri, eski evlerin ya da<br />
ahırların dekore edilerek bir kafe ya da<br />
bar haline getirilmiş olması, iskelenin<br />
karşısındaki Taş Kahve’nin inanılmaz<br />
yükseklikteki tavanı, enfes mimarisi ile<br />
büyüleyici atmosferi, evlerin camlarında<br />
rengarenk açmış çiçekler… Taş<br />
Kahve, en sıcak günde serindir ve çayı<br />
her zaman tazedir.<br />
İç Anadolu’nun “Atlar Diyarı”:<br />
Kapadokya<br />
Kapadokya’nın eşsiz güzelliği, bundan<br />
yaklaşık 60 milyon yıl önce üç yanardağın<br />
püskürttüğü lavlardan arta kalan<br />
küllerin geçen milyonlarca yıl boyunca<br />
yağmur, rüzgar ve diğer doğa olayları<br />
ile aşındırılması sonucu ortaya çıkmış.<br />
Çağlar boyunca birçok medeniyete ev<br />
sahipliği yapmış olan Kapadokya İpek<br />
Yolu’nun en önemli ticari merkezlerinden<br />
biriydi. Aynı zamanda ”Atlar Diyarı”<br />
olarak da bilinen, doğa ve tarihin iç<br />
içe geçtiği bu güzel yerde Peribacaları<br />
ön plana çıkıyor.<br />
İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme<br />
kadar uzandığı Kapadokya’nın<br />
yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih<br />
boyunca ticaret kolonilerini barındıran<br />
ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir<br />
köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun<br />
da önemli kavşaklarından biridir.<br />
MÖ 12. yüzyılda Hitit<br />
İmparatorluğu’nun çöküşüyle bölgede<br />
karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde<br />
Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç<br />
Hitit Kralları bölgeye egemen olur.<br />
Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers<br />
işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan<br />
Kapadokya adı, Pers dilinde “Güzel<br />
Atlar Ülkesi” anlamına geliyor. MÖ 332<br />
yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye<br />
uğratır, ama Kapadokya’da büyük<br />
bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde<br />
Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl<br />
sonlarına doğru Romalıların gücü<br />
bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1.<br />
yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları,<br />
Romalı generallerin gücüyle atanmakta<br />
ve tahttan indirilmektedir. M.S.<br />
17 yılında son Kapadokya kralı ölünce<br />
bölge Roma’nın bir eyaleti olur.<br />
MS 3. yüzyılda Kapadokya’ya Hıristiyanlar<br />
gelir ve bölge onlar için<br />
bir eğitim ve düşünce merkezi olur.<br />
303-308 yılları arasında Hıristiyanlara<br />
uygulanan baskılar iyice artar. Fakat<br />
Kapadokya baskılardan korunmak ve<br />
Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir<br />
yerdir.<br />
Cennet - Cehennem<br />
İNSAN YERLEȘİMİ PALEOLİTİK DÖNEME<br />
KADAR UZANAN KAPADOKYA, DAHA<br />
SONRAKİ DÖNEMLERDE HIRİSTİYANLIĞIN<br />
EN ÖNEMLİ MERKEZLERİNDEN BİRİ OLMUȘ.<br />
KAYALARA OYULAN EVLER VE KİLİSELER,<br />
BÖLGEYİ ROMA İMPARATORLUĞU’NUN<br />
BASKISINDAN KAÇAN HIRİSTİYANLAR İÇİN<br />
DEVASA BİR SIĞINAK HALİNE GETİRMİȘ.<br />
Kapadokya<br />
86